İlgili Dosyayı bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız.

Transkript

İlgili Dosyayı bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız.
OBJEKTİF
Dişhekimi Cem Canbay
[email protected]
DOĞUDAN BATIYA
30 GÜNDE KÜBA
Her türlü koşulda gülümseyen ve yaşamın keyfini
çıkarmaya çalışan, müzik ve dansla ruhlarını yıkayan
insanlar bu dirençleriyle daha güzel günlere ulaşıp
dünyaya daha fazla gülümseyeceklerdir.
108 dergi ocak/şubat 2011
OBJEKTİF
Yaşamımıza belli bir mesafeden bakmak,
sonra 16 saatlik bir otobüs yolculuğuyla,
kendimizle ilgili şeyleri daha iyi görebil-
doğuya, başkent Santiago de Cuba’ya
mek ve hayatımızda nelerin gerçekten
giderek başladım.
önemli olduğunu bir kez daha fark etmek, hatırlamak… Yollara düşmemizin
bir sebebi de bu olsa gerek…
Küba devriminin doğum yeri olan, Salsa müziğinin öncüsü Son’un beşiği niteliğini taşıyan ve kökleri nedeniyle de
İçinde yer aldığımız düzenden daha fark-
en fazla Karayip kültürünün yaşatıldığı
lı, daha insancıl ve daha eşitlikçi bir yöne-
Santiago de Cuba’dan, kiliselerle dolu,
tim şekline sahip olduğunu düşündüğüm
ülkenin üçüncü büyük şehri ve en büyük
ve ayrıca doğası, melez kültürü, müziği
sığır eti üreticisi olan Camaguey’e, son-
ve dansları nedeniyle yakından tanımak
rasında da, 1988’de Unesco tarafından
istediğim Küba’ya yaptığım daha önceki
birkaç yolculukta, Havana ve Trinidad’da
bulunup ülke ve insanların yaşamlarıyla
(birtakım düş kırıklıklarıyla birlikte olsa da)
ilgili bir fikre sahip olmuştum.
“Dünya Mirası Koruma Alanı” ilan edilmiş,
göz kamaştırıcı kolonyal evleriyle dikkat
çeken Trinidad’a geçtim. Daha sonra,
1800’lerde adaya gelen Fransız göçmenlerin etkisini zarif mimari yapılarında göre-
2009’da gerçekleştirdiğim Küba fotoğraf
bileceğiniz, şeker üreticisi, huzurlu şehir
projeme ise Havana’ya indikten hemen
Cienfuegos’u, Ché Guevara’nın mozo-
30 günlük bu
yolculuk sırasında bazen
kendimi zaman
içinde donmuş
gibi hissettim,
bazen karşılaştığım yaşam
koşulları nedeniyle hüzünlendim.
dergi ocak/şubat 2011 109
OBJEKTİF
110 dergi ocak/şubat 2011
lesinin bulunduğu Santa Clara’yı, renkli
kolonyal mimarisiyle ünlü Remedios’u,
tütün tarlaları ve tütün üreticileriyle bilinen
Viñales’i de geride bırakarak adanın “kalbi ve ruhu” Havana’ya vardım.
Kübalı ailelerin evlerinde (casa particular)
pansiyoner olarak kalarak ve otobüsle seyahat ederek gerçekleştirdiğim 30
günlük bu yolculuk sırasında bazen kendimi zaman içinde donmuş gibi hissettim, bazen karşılaştığım yaşam koşulları
nedeniyle hüzünlendim, bazen de insanların hayatta kalmak için savaştıklarını ve
her gün ekstra bir para bulmak için yaratıcılıklarını konuşturduklarını gördüğümde
onlara bütün kalbimle saygı duydum; bu
dost insanların enerjisi beni de sardı ve
yaşama daha fazla umutla bağlanmamı
sağladı.
Küba denince akla bir yandan puro, rom
ve antika arabalar gelse de, Fidel Castro, Ché Guevara ve Küba Devrimi her
zaman ön plana çıkar. Fidel ve Ché’nin
isimlerinin hafızalara kazındığı devrim
mücadelesinin tarihi aslında daha eskile-
Fidel’in “bağımsız Küba” ve Ché’nin
“Latin Amerika Birliği” ile ilgili fikirlerinde
José Marti’den ciddi biçimde etkilenmiş
olduklarını söylersek yanılmayız.
re gidiyor.
Küba Devrimi denince, 1955’te örgütleLatin Amerika topraklarının bir bölümün-
nen yeraltı direnişinin sembolü “26 Tem-
de olduğu gibi, Küba’da da özgürlük
muz Hareketi”ni (M-26-7) ve doğuda,
hareketinin kıvılcımını yakan kişi olması
Sierra Nevada Dağlarında Fidel Castro,
nedeniyle, şair, vatansever ve devrimci
Raul Castro, Che Guevara, Camilo Ci-
José Marti’nin bu coğrafyada özel bir yeri
enfuegos ve Juan Almeida’nın başını
vardır.
çektiği, Celia Sánchez ve Frank Pais’in
José Marti 1895 nisanında kumandan
Antonio Maceo ve kumandan Máximo
Gómez’le birlikte Küba’nın bağımsızlık
Bu dost insanların enerjisi
beni de sardı
ve yaşama
daha fazla
umutla bağlanmamı sağladı.
destek verdiği, devrime giden yoldaki
silahlı mücadelenin başlangıcını mutlaka
anmak gerekir.
savaşını gerçekleştirirken beyaz atının
1959’da gerçekleştirilen devrim sonrası
üstünde vurularak öldürülmüştür.
Ché Guevara bir süre Fidel Castro ile birdergi ocak/şubat 2011 111
alanda atılımlar gerçekleştirmiş ve adada daha adaletli ve paylaşımcı yaşamlar
sağlamıştır hiç şüphesiz. Bugüne gelindiğinde, (yıllardır süren ABD ambargosu
ve sonuçları düşünüldüğünde) Küba,
adadaki yaşam şartlarını iyileştirmek anlamında, artık reformlara ihtiyaç duyar
konumda.
İspanyolca bilen biri olarak halkın arasına karışıp onlarla birlikte yaşarsanız, tek
televizyon, tek gazete ve yasakların eşlik
ettiği yaşamlar görürsünüz. Az üretim,
çok bürokrasi, seyahat kısıtlamaları, dağılmış aileler, iş alanlarının turizme bağlı iş
kollarının dışında sınırlı olması, gençlerin
geleceğe kötümser bakması, teknolojinin çağın çok gerisinde olması ve bireysel atılımların ve rekabetin mümkün olmaması bugün devrimin yarattığı birçok
olumlu gelişmeye gölge düşürmekte.
Fidel’in “bağım-
likte Küba yönetiminde yer aldıktan son-
sız Küba” ve
ra “Latin Amerika Birliği” idealini gerçek-
Ché’nin “Latin
leştirmek üzere yoluna Bolivya’da devam
Amerika Bir-
etmiş, ama gerekli halk desteğini alama-
liği” ile ilgili
fikirlerinde José
Marti’den ciddi
biçimde etkilenmiş olduklarını
söylersek yanılmayız.
112 dergi ocak/şubat 2011
dığı için ve ABD’nin Latin Amerika’daki
ülkelerin özgürleşmesi konusundaki kaygıları ve Bolivya ordusuyla beraber aldığı
sıkı askeri önlemler sonucu Bolivya’da
Bütün bunlara rağmen Küba sokaklarını arşınladığınızda, bu ülkenin tarihinden
gelen ve karakteristik gücü olmuş direnci gözlemlersiniz. Her türlü koşulda gülümseyen ve yaşamın keyfini çıkarmaya
çalışan, müzik ve dansla ruhlarını yıkayan
insanlar bu dirençleriyle daha güzel günlere ulaşıp dünyaya daha fazla gülümseyeceklerdir diye düşünüyorum. Zaten
hayatını yitirmiş, ama süreç içinde tüm
ben de Küba’yı fotoğraflarken tercihimi
dünyada devrimin ve özgürlüğün simgesi
bu yönde kullandım...
olarak efsaneleşmiştir.
Meslektaşımızın Küba fotoğraflarının tü-
Ağırlıklı olarak Fidel Castro’nun yön ver-
münü ve diğer projelerini www.canbay-
diği Sosyalist Küba politikaları ise, birçok
images.com adresinden izleyebilirsiniz. n