DTP`ye dün de İstanbul, Ankara, İzmir ve Batman`da
Transkript
DTP`ye dün de İstanbul, Ankara, İzmir ve Batman`da
DTP’ye dün de Ýstanbul, Ankara, Ýzmir ve Batman’da eþzamanlý gözaltý operasyonlarý yapýldý. Ýstanbul il Binasý’ný basýp 7 saat arayan polis, il Baþkaný Aksoy’u gözaltýna aldý düzenlendi. Emniyet kaynaklarý 14 Nisan'daki operasyonun geniþleyerek süreceðini belirtmiþti. Dün Ýstanbul, Ankara, izmir ve Batman'da DTP Ýstanbul il Baþkaný Halil Aksoy'un da aralarýnda bulunduðu 14 Nisan'da 15 ilde DTP'ye yönelik baþlatýlan eþzamanlý operasyonlarda aralarýnda DTP'nin üç genel baþkan yardýmcýsýnýn da bulunduðu 53 kiþinin gözaltýndaki sorgusu sürerken dün de 4 ilde DTP'ye, yeni eþzamanlý operasyon 43’ü aþkýn kiþi gözaltýna alýndý. Dünkü operasyonun da geniþleyeceði belirtiliyor. Bu arada yerel seçimlerde bölgedeki tek rakibi olan DTP karþýsýnda yenilgiye uðrayan AKP, operasyonlardan sorumlu tutuluyor. Sandýkta kazanamayan AKP’nin operasyon furyasý ile DTP’yi zayýflatmaya çalýþtýðý yorumlarý yapýlýyor. »ÝSTANBUL: DTP il Baþkanlýðý binasý dün polis ekiplerince basýldý. Beyoðlu Çukur Mahallesi Kalyoncu Kulluðu Caddesi'ndeki il baþkanlýðý binasýnda 7 saat süren aramalarýn ardýndan DTP il Baþkaný ile birlikte 3 kiþi gözaltýna alýndý. 2’DE »Bir yýl önce 'Sakýncalý Piyade' oyununa baþlarken, Uður Mumcu’nun katili bulunana dek bu oyundan alacaðýnýz hiç bir ödülü kabul etmeyeceðinizi açýklamýþtýnýz. Kabataþlýlar Derneði sizi yýlýn en iyi aktörü ödülüne layýk gördü ve siz açýklamanýza raðmen ödülü kabul ettiniz. Kabataþ lýlar'ý istisna kýlan neydi de siz bu ödülü kabul ettiniz? Bu, esasýnda bugünkü Türkiye’de tam halkýn verdiði bir ödüldür. Onlar seyretmiþ, anneleri, babalarý, kendileri böyle bir ödülü bana vermeye karar vermiþler. Sonra demiþler ki; “biz bu ödülü veriyoruz ama kimdir bu adam?” Sakýncalý Piyade'de oynuyor ama bir araþtýralým... Sonra internetten bakýyorlar ki Mehmet Ulay Kabataþ Lisesi mezunu... Onu görünce daha bir anlam kazanýyor... Baþýndan oynadýðýmdan beri Uður Mumcu'nun katili bulunana kadar ödül almam diye bir açýklamam vardý fakat, ne zamanki Kabataþ Lisesi bu ödülü verince ben de açýkçasý kendi lisem olmasýndan dolayý duygusal bir bað oluþtu ve bu da onlarý istisna kýldý... Bunu açýk olarak da söyledim... Kabataþ Lisesi gençlerinin verdiði bir ödül olduðu için… Söyleþi Devamý 4’DE Maraþ’ta yapýlan haksýzlýða dur demek ve katliamlarýn bir daha yaþanmamasý için yaptýklarý anma için izin aldýklarýný belirten Türkdoðan, "Fakat izin belgemiz olmasýna raðmen gösterinin izinsiz olduðu gerekçesiyle hakkýmýzda dava açýldý. Polis tarafýndan bizlere yürüyüþün yasak olduðuna dair uyarý da yapýlmadý" dedi. Daha önce de dernek tüzüklerinde zorunlu din dersinin, Diyanet'in kaldýrýlmasý, Madýmak'ýn müze olmasý gibi talepleri nedeniyle dernekler kanununa muhalefetten haklarýnda dava açýldýðýný hatýrlatan Engin Türkdoðan, "Bize yapýlan baskýlarda Alevilerin sesini kýsma ve susturma çabalarýnýn bir parçasý olarak görüyorum” dedi. 7’DE Köþe yazýsý 2’DE Köþe yazýsý 7’DE Köþe yazýsý 3’DE Köþe yazýsý 8’DE Bu müziðin en çok yankýlandýðý sokaklar arasýnda ise hiç kuþkusuz Ýspanya baþý çekiyor. Ýspanya’yý temsil edenlerin baþýndaysa flamenko 5’DE 3’DE 2 [email protected] DTP’nin 29 Mart seçiminde elde ettiði baþarýyý devlet kurumlarý salt bir sonuç, rakamsal bir sonuç ve bu yüzden de kendileri açýsýndan bir maðlubiyet olarak deðerlendirdiði için, bu baþarýnýn yurttaþlarýmýzýn, öncelikle de DTP seçmeni yurttaþlarýmýzýn ruhuna nasýl etkidiðini algýlayamadý, hissedemedi. Sokaða, kentlerimizdeki toplumsal söyleme kulak vermek yerine rakamlara bakýp korkuya kapýlanlar, halkýn içinden geçenleri duyumsayamayanlar þimdi DTP’ye karþý bir operasyon baþlatmýþ durumda. Türkiye’nin dördüncü büyük partisinin binalarý basýlýyor, yöneticileri gözaltýna alýnýyor. Ve Kürt yurttaþlarýmýzýn, DTP’ye oy veren yurttaþlarýmýzýn kalpleri bir kez daha kýrýlýyor. Devlet seçim sonuçlarýnýn bu ülkenin Kürtleri’nin özgüvenini daha da artýracaðý saptamasýný yapmýþ olmalý ki, böyle bir þiddet uyguluyor, böylesi mesnetsiz bir þiddetle yürüyor DTP’nin üstüne, Kürtler’deki olasý bir özgüven artýþýný kendi þiddetindeki bir doz artýþýyla dengelemeye çalýþýyor, DTP’ye karþý zamanlamasý da bir iddia, bir inadý ortaya koyan ve böylelikle göstergesel bir nitelik kazanan bir operasyon yürütüyor. Evet, bu operasyon zamanlamasý, yani seçimlerin hemen ertesine denk geliþi dikkate alýndýðýnda ‘seçim sonucu’ türünden ‘demokrasi olgularý’nýn bu meselede, Kürt meselesinde fazla da dikkate alýnmamasýna, bu sonuçlarýn fazla da bir kýymeti harbiyesi olamayacaðýna, bu tür baþarýlardan kimsenin fazlaca bir umut çýkarsamamasýna iþaret eden bir gösterge oldu. Halka bu empoze edilmek isteniyor yani. Umutsuzluk. Oysa sadece Kürt yurttaþlarýmýz deðil, Türkiye’deki bütün demokrasi güçleri bu seçim sonuçlarý sayesinde DTP’nin Kürt meselesinin barýþçýl çözümü için bu zamana kadar yaptýðý çaðrýlarýn bundan böyle daha fazla dikkate alýnacaðý, DTP’nin muhataplýk durumunun artýk bir resmiyet kazanacaðý ve açýlmýþ kapatma davasýnýn bu ülkeye en az zarar verecek biçimde sonuçlanacaðý umuduna kapýlmýþtý ki, bu umut yine de sürüyor. Zararýn bir yerinden dönülecektir nasýlsa. Diye umuyoruz çünkü. Evet, oysa 29 Mart seçimlerinin sonuçlarý bambaþka yansýmýþtý sokaða. Partilerinin Türkiye ölçeðindeki etkili gücü, Türkiye siyasetindeki geniþ etki alaný rakamlarla bir kez daha tescil edilen DTP seçmeni yurttaþlar AKP’nin seçim sürecindeki ötekileþtirme, dýþlama kampanyalarýnýn süren resmi þiddete eklenmesi sonucu uzaklaþtýklarý ‘Türkiye Ortak Alaný’na, ‘Türkiye Ortak Duyum Alaný’na yeniden dönüyor, Ankara’ya yeniden dikkat kesiliyorlardý tam da. Ama galiba tam da bu istenmiyor. Galiba devletin çatýþma yanlýsý klikleri bu ‘ortak duyum alaný’nda Kürtleri istemiyor. Ýletiþimsizliðin, iletiþimsizlikte inat etmenin devletin gücünün önemli bir kaynaðý olduðu kanaatinde onlar. Toplumu iletiþimle elde edilmiþ bir iktidarla deðil, iletiþimsizlikle denetleyebileceklerine inanýyorlar, buna alýþmýþlar. Seçimlerin hemen ardýndan sokakta karþýlaþtýðým, tanýþtýðým bazý Kürt yurttaþlarýmýzda gözlemlediðim bir þey, kendilerini burada, bu ülkede, mesela Ýstanbul’da tam yerinde, tam olmalarý gereken yerde hissetmeye baþladýklarýnýn iþareti bir þeyler, partileri dördüncü büyük parti olan bir ülkede yaþýyor olmanýn tavrý, davranýþý yeniden bir kýrgýnlýk, dargýnlýk sisiyle örtülüyor. Ve bu ülkede barýþ içinde bir arada yaþam arzusu ve umudu bir kez daha darbe yiyor. Oysa ne güzel bir ülkedir burasý. BirGün 14 Nisan'da 15 ilde DTP'ye yönelik baþlatýlan eþzamanlý operasyonlarda aralarýnda DTP'nin üç genel baþkan yardýmcýsýnýn da bulunduðu 53 kiþinin gözaltýndaki sorgusu sürerken dün de 4 ilde DTP'ye, yeni eþzamanlý operasyon düzenlendi. Emniyet kaynaklarý 14 Nisan'daki operasyonun geniþleyerek süreceðini belirtmiþti. Dün Ýstanbul, Ankara, izmir ve Batman'da DTP Ýstanbul il Baþkaný Halil Aksoy'un da aralarýnda bulunduðu 43’ü aþkýn kiþi gözaltýna alýndý. Dünkü operasyonun da geniþleyeceði belirtiliyor. Bu arada yerel seçimlerde bölgedeki tek rakibi olan DTP karþýsýnda yenilgiye uðrayan AKP, operasyonlardan sorumlu tutuluyor. Sandýkta kazanamayan AKP’nin operasyon furyasý ile DTP’yi zayýflatmaya çalýþtýðý yorumlarý yapýlýyor. »ÝSTANBUL: DTP il Baþkanlýðý binasý dün polis ekiplerince basýldý. Beyoðlu Çukur Mahallesi Kalyoncu Kulluðu Caddesi'ndeki il baþkanlýðý binasýnda 7 saat süren aramalarýn ardýndan DTP il Baþkaný ile birlikte 3 kiþi gözaltýna alýndý. Aramalarda, 5 bilgisayar ile çok sayýda evrak ve dokümana el konuldu. Kapý çilingirle açýlmýþ Ýstanbul il Baþkaný Aksoy, gözaltýna alýnmadan önce binanýn penceresinden gazetecilere yaptýðý açýklamada, “Bazý aranan isimler varmýþ ancak böyle kapsamlý bir aramaya gerek yok” dedi. AA 'Munzur Vadisi'ne barajlara hayýr' yürüyüþü TUNCELÝ - Bzý siyasi partiler ve sivil toplum kuruluþlarý Munzur Vadisi’ne baraj projesini, ‘Munzur Vadisi’ne barajlara hayýr’ yürüyüþüyle protesto etti. Tunceli Belediye Baþkaný DTP'li Edibe Þahin, 7 ilçenin belediye baþkanlarý, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri üyesi yaklaþýk 5 bin kiþinin katýldýðý yürüyüþe, kent dýþýndan gelenler de destek verdi. Kent merkezinde toplanan protestocular, 2 kilometre uzaklýktaki Munzur Çayý kýyýsýndaki Kemerbel Mevkii’ne yürüyüþe geçti. ‘Munzur Vadisi doðal sit alaný ilan edilsin’ yazýlý pankart taþýyan protestocular, sýk sýk ‘Munzur’da baraj istemiyoruz’, muhabirinin de telefonla görüþtüðü Aksoy, “Bana haber verilebilirdi. Polis, muhtarý alarak çilingirle kapýyý açmýþ. Yapýlan aramanýn gerekçesi ise ellerindeki arananlara ait isim listesine iliþkin il baþkanlýðýndaki bazý evraklar ve arþivlerde inceleme yapýlýyor. Ben bunlarý zaten tanýmýyorum” diye konuþtu. »ANKARA: Baþkentte “PKK'nin gençlik yapýlanmasýna yönelik” gerçekleþtirildiði belirtilen operasyonlarda 8 kiþi gözaltýna alýndý. Ankara Emniyet Müdürlüðü Terörle Mücadele Þube Müdürlüðü ekipleri, Altýndað, Yenimahalle ve Etimesgut baþta olmak üzere Ankara ‘Dersim onurdur onuruna sahip çýk’ sloganlarý attý. Munzur'a taþ attýlar Protestocular Kemerbel Mevkii’ne geldiklerinde Munzur Çayý’na taþ attý. Yürüyüþü düzenleyen tertip komitesi baþkaný avukat Barýþ Yýldýrým, “Tunceliler 1937 ve 1938 yýllarýnda uðradýklarý büyük zulümler sonucunda o dönem hiç bir zulme baþ eðmeyeceklerine dair birbirlerine söz vererek Munzur Çayý’na taþ attýlar. Biz de bugün Munzur Vadisi’ne taþ atarak vadiye baraj yaptýrmamak için atalarýmýz gibi bütün topluma söz veriyoruz” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlýðý’nýn Munzur Vadisi’ni biran önce SÝT alaný ilan etmesini isteyen Yýldýrým, þunlarý söyledi: genelinde 5-6 noktaya operasyon yaptý. »ÝZMÝR: PKK'nin þehir yapýlanmasýný saðlamaya çalýþtýðý, araç yakma ve molotof kokteyli atma eylemleri yaptýðý ileri sürülen 21 kiþi gözaltýna alýndý., »BATMAN: Kent merkezindeki operasyonda ise 14 kiþi gözaltýna alýndý. Operasyonda, esnafa kepenk kapattýrma, halký eylemlere yönlendirme, kamu malýna zarar verme, çocuklarý örgütleyip eylem yaptýrma faaliyetlerini yürüttüðü iddia edilen 14 kiþi gözaltýna alýndý. ( AA-BirGün) “Munzur Vadisi Türkiye’nin ilk Milli Parklarý arasýnda yer almaktadýr. Munzur Vadisi doðal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm alanlarý içinde yer almaktadýr. Vadi içinde 42 çeþit endemik bitki türü ve yine birçok endemik hayvan türü yaþamaktadýr. Eðer Munzur Vadisi’nde projeye alýnan çok sayýda barajlar yapýlýrsa bu endemik bitki ve hayvan türleri tamamen yok olur ve bölge iklimi tamamen deðiþerek büyük bir iklim felaketi de yaþanacaktýr. Kültür Bakanlýðý daha önceki yýllarda vadi içinde yapýlan araþtýrmalarýn ardýndan vadinin kesinlikle doðal SÝT alaný ilan edilmesi için rapor hazýrlamýþtý. Ancak bizim SÝT alaný yapýlmasý için bakanlýða yaptýðýmýz baþvuru uygun görülmeyerek reddedildi. Oysa bakanlýðýn kendi raporlarýnda bu vardýr. Biz konuyu mahkemeye taþýyarak dava açtýk ve bu davamýz devam ediyor. Tunceli kesinlikle bu mücadeleden galip çýkacak ve vadi doðal SÝT alaný ilan edilecektir. Biz baraj yapýmlarýnýn durdurarak büyük bir doða katliamýnýn önüne geçeceðiz.” Tunceli Belediye Baþkaný Edibe Þahin, daha sonra Munzur Çayý kýyýsýna, sembolik olarak ‘Munzur Vadisi doðal SÝT alaný’ yazýlý tabela astý. Daha sonra davul zurna eþliðinde halaylar çekilerek eylem bitirildi. Radikal - Dha [email protected] Biçerdöver ve mibzerden harmanlanarak ortaya yeni çýkan bir isim. Haziran-temmuz aylarýnda tarlanýn hasadýný kaldýrmasýndan yaklaþýk 8-9 ay geçti. Anýza býrakýlan tarlalar baharýn gelmesi ile birlikte biçerdöverlerin eleklerinden geçen tahýllar yeþermeye baþladý. Fakat ne var ki mibzerle ekilen tarlalardan ayýrt etmek oldukça güç. Biçerdöverlerin ancak % 2 hata yapmasýnýn normal olduðunu biliyoruz, yani 100 deneden 2 tanesini dökebilir fakat görünen manzara % 30 hata seviyesinin üzerinde. Yani baþka bir anlatýmla hasat döneminde biçerdöverin römorka boþaltacaðý 100 tahýldan yaklaþýk 30 tanesi tekrar topraða karýþýyor. Konu ile ilgili küçük bir araþtýrma köylülerin açýklamalarý çok ilginç sizlerle paylaþmak istemiyorum. Kara patozdan sonra icat olarak bilinen Römorklu patozlarýn yaptýðý samanlardaki tahýl sayýsý hiçte azýmsanmayacak düzeyde. Resimde gördüðünüz biçerekerlerin topraða karýþtýðý tahýllarýn baþaðýndan ayrýlmamýþ hali anlatýlmak isteniyor. Baþaðýndan ayrýlmadan toprak üzerine serilen baþaklardan özellikle koyun ve keçilerin yemesi sonucu ölen küçükbaþ hayvanlarýn olduðunu bilmekte iþin bir baþka vahim konusu. Görünen o ki biçerekerlerin eleklerinden geçen tahýllara verdiði hata sadece gözümüzle gördüðümüz bahar aylarýnda yeþeren tohumlarla sýnýrlý deðil. % 30 düzeyinde elekten geçen hata, en az% 20 düzeyinde de baþaktan ayrýlmadan tarlaya serpilen mahsulü eklersek % 50 hata gözler önünde. Gübre fiyatlarýna yetiþemeyen kimi çiftçiler tarlalarýný gübresiz ekerken verim düþüklüðünde ilk sorunu göz önüne alýyorlar, ikinci sorunsa zirai mücadelede parazit canlýlardan süne ve fare ayrý bir baþ belasý, üçüncü ve en büyük sorunlardan olan kuraklýk hakkýnda yorum yapmaya bile gerek yok, dördüncü sorun ise yukarýda açýklamaya çalýþtýðým biçereker sorunu, son olarak birçok sýnavlardan geçerek hasat edilip az da olsa kapýya gelip satýlmayý bekleyen mahsulün satýlmasýnda ithal sorunu var. Bu sorunlarý ana baþlýklar altýnda sýraladým ama konu ile ilgili çiftçilerimizle konuþtuðumda onlar da birkaç tane eklediler: Çiftçinin ihtiyacýnýn olduðu ekim dönemlerinde artan gübre-mazot-ilaç ilerici–demokratlarýn davalarýna girdi. Türkiye Ýþçi Partisi Çankaya þubesi üyesi ve F.K.F kurucusu'ydu. 1968 öðrenci hareketi içinde aktif roller üstlendi. Hareketin öncülerinden Sinan Cemgil ile öðrenciyken evlendi. 12 Mart darbesinden sonra cezaevine girdi. Serbest býrakýldýktan sonra Hikmet Kývýlcýmlý geleneðinin içinde yer aldý. 12 Eylül askeri darbesini BÝA Haber Merkezi - Duisburg Geçtiðimiz Cuma Almanya, Duisburg'da kaybettiðimiz 1968 kuþaðýnýn önde gelen kadýn militanlarýndan Þirin Cemgil [Yazýcýoðlu], önümüzdeki Cumartesi (25 Nisan) Karacaahmet Mezarlýðý'nda Sinan Cemgil'in yattýðý mezarda topraða verilecek. izleyen günlerde de tutuklandý. Serbest býrakýldýktan sonra 1982'de politik sürgün olarak ülkesini terk etti. Bir komünist olarak yurt dýþýnda da sürdürdüðü politik mücadelesi 17 Nisan 2009'da Almanya'da sona erdi. Almanya'da anma töreni fiyatlarý. Derinkuyu’da patates ekimi yapan bir çiftçimizin anlattýklarý ile yazýmý noktalýyorum ve yorumu siz deðerli okuyucularýma býrakýyorum: “Patates üreticisiyim, patates böceklerine karþý piyasaya yeni çýkmýþ ilaçlardan birisini aldým, ilacýn üzerinde etki süresinin 90-120 gün olduðu yazýyordu. Sezon sonuna kadar tarlama patates böceði girmedi, verimli bir seneydi, hasadý kaldýrdýktan sonra ayný tarlaya buðday ektim. Beþinci – altýncý ayda tarlayý gezeyim dedim, geçen yýldan kalan birkaç tane patatesin 50 cm. kadar filizlenip yeþerip uzadýðýný gördüm. Altýnda yine patates böcekleri vardý fakat ölüydü, diðer filizlenen patateslere baktýðýmda yine ayný olayla karþýlaþtým, patates böcekleri yaprakta deðil yerde ve ölü. Kullandýðým ilacýn üzerinde “bu ilaç bitkinin üzerindeki etkisi 1 sene yazmýyordu, ve en önemlisi bitkinin özsuyuna geçer” diye de yazmýyordu. Etiketsiz ve avrupa ülkelerinde kýllanýlmasýna izin verilmeyen ilaçlar hala ülkemizde kullanýlmaktadýr. Ýnsan saðlýðý üzerindeki etkilerini bilmiyorum.” Bugün saat 14'te de Þirin Cemgil'in yaþadýðý Duisburg kentinde Alte Feurwache'de Almanya'daki dostlarý ve yoldaþlarý bir anma toplantýsýndan bir araya gelecekler. Þirin Yazýcýoðlu [Cemgil] Sinan Cemgil'le evliliðinden bir erkek çocuk (Taylan) annesi olan Þirin Cemgil [Yazýcýoðlu] geçtiðimiz Cuma günü ansýzýn baðýrsak düðümlenmesi ve baðlý zehirlenme tanýsýyla hastaneye kaldýrýldý, hemen ameliyat edilmesine karþýn komadan çýkamadý ve sürgün yýllarýný geçirdiði Duisburg'da aramýzdan ayrýldý. 11 Mayýs 1945'te Buldan, Denizli de doðan Þirin Cemgil, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra kýsa bir dönem avukatlýk yaptý ve siyasi suçlamalarla yargýlanan GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi Huzurevi Hacýbektaþ Noterliði 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 16 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 35 38 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 33 94 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 38 08 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 30 11 441 35 00 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 441 31 42 441 36 80 441 33 38 441 39 47 441 20 06 441 30 43 441 33 59 441 21 73 441 25 25 441 27 97 441 33 38 441 35 23 ARAÞTIRMA Nesrin Aksu * 20 Nisan 2009 Pazartesi Ýnsan bir kez acýkmasýn,inançlarýný bile yer Mahsun Kýrmýzýgül ile birlikte Hemþerim adlý bir dizi çektim. Kýyamet koptu Ankara Sanat’ta. Sen nasýl oynarsýn þarkýcýyla vs... Þimdi Mahsun iki film yaptý, bana karþý çýkanlar, nasýl oynarsýn diyenler bu filmlerde baþrol oynadý. Onun için benim oyunumun, Ayak Bacak Fabrikasý’nýn da sloganý “insan bir kez acýkmaya görsün, inançlarýný bile yer” »Peki þimdi nasýlsa Mehmet Bey ödülü kabul etti diye size yeni bir ödül gelirse, kabul edecek misiniz yoksa Kabataþ’ý istisna tutup verdiðiniz karara sadýk mý kalacaksýnýz? Yok deðiþmez yine ayný fikirdeyim. Bu oyunla ilgili Uður Mumcu’nun katili bulunana dek ödül kabul etmeyeceðim... Ama baþka oyunlarla ilgili olursa ederim. Sadece Sakýncalý Piyade için geçerli bu kararým… Mesela þimdi yine bir ödül alýndý… »Evet.. 9.Lions Asaf Çiðiltepe Özel Ödülü. Evet, çok önemli bir ödüldür bu. Asaf Çiðiltepe kimdir? Bugünkü, 45 yýldýr ayakta duran Ankara Sanat Tiyatrosu'nun kurucusudur…Ben kimim Asaf Çiðiltepe’nin yanýnda? Onun yanýnda asistan olarak çalýþan oyuncuyum… »“Sakýncalý Piyade” Uður Mumcu’nun öldürülüþünün 16 yýlýnda 12 Mart’ta yola çýktý ve çok fazla ilgi görerek kýsa sürede inanýlmaz bir izleyici sayýsýna ulaþtý… Ben de prömiyerine, galasýna ve ayrýca bir kez daha gelip izlememe raðmen her defasýnda ilk kez izliyorsunuz hissi veren muhteþem bir oyun, performanslar da oldukça baþarýlý… Bu benim yaptýðým bir þey deðil. Bu tekst o kadar önemli ve güzel bir tekst ki.. Uður Mumcu o kadar sevilen bir adam ki… Uður Mumcu’nun yazdýðý bir þey ama bunu esas oyunlaþtýran, bu oyunu bu hale getiren Rutkay Aziz. Biraz rejisini deðiþtirdim, o baþka bir reji yapmýþtý. Ama ben þunu da çok söylerim…Önümde o kadar güzel iki tane Sakýncalý Piyade vardý ki yapýlmýþ, ben de oynamýþým onlarda. Sizin de önünüzde çok güzel iki örnek varsa onun içinden güzel bir þey yapmak kolaydýr. Bu baþarýyý pek üstüme almýyorum esasýnda... Ama bunu sömürmek isteyen insanlar var. »Sakýncalý Piyade belgesel tiyatro olmasý açýsýndan da aslýnda çok önem kazanýyor… Uður Mumcu’nun askerdeyken baþýndan geçen kýsa hikayeler. Bu hikayeleri Rutkay Aziz oyunlaþtýrmýþ, biz de birbirine baðlayarak oynuyoruz. O bir tarih götürüyor. Ben bunu oynadýðým vakit, Uður Mumcu’nun yaþýna yakýndým, þimdi geldim Uður Mumcu’nun öldüðü yaþtaki babasýnýn yaþýna, hala oynuyorum. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oynarken dolaylý olarak bir ara býraktým, acil bir durumum oluþtu yurtdýþýna gittim. Ondan sonra Altan Erkekli oynadý ama 3 oyundan sonra kaldýrdý Rutkay. Bazý roller özdeþleþiyor bazý insanlarla… Bu Türkiye’deki yapýlmýþ belgesel drama oyunlarýn en iyilerinden biridir. »Ayak Bacak Fabrikasý yeni baþlayacak olan oyununuz. O da týpký Sakýncalý Piyade gibi Ankara Sanat Tiyatrosunda daha önce sergilenen bir oyun. Ankara Sanat Tiyatrosu'nun oyunlarýný neden yeniden sahneleme ihtiyacý duyuyorsunuz? Bütün oyuncular Türkiye’de yazar yok diyor, Molier’ler falan oynuyor. Molier oynanýr ama Devlet Tiyatrolarý çok güzel oynuyor, özel tiyatro olarak kalkýp böyle þeyler oynadýðýnýzda komik oluyor. Durum komiði oluyor. Ankara Sanat Tiyatrosu, Türkiye tiyatrosu için önemli bir adýmdýr. Sosyal sorumluluklar üstlenmiþtir. O günün Türkiye’sinde yaþanan sorunlara müdahale etmiþtir. Bugün ülke durumuna baktýðýnýzda pek bir fark göremezsiniz. Bu sebeple ne Sakýncalý Piyade ne de Ayak Bacak Fabrikasý güncelliðinden bir þey kaybetmemiþtir. Bu misyonu þimdi biz üstleniyoruz tiyatro ve oyuncular olarak. »Bu tarz yabancý klasikler oynandýðýnda hiçbir þey üretmemiþ oluyorsunuz demek ki. Klasik bir oyun. Ülkemizde o kadar güzel klasik oyunlar var ki. Mesela bundan sonra sýraya koyduðum oyun, oynamak istediðim oyun “Aladaðlý Mýho.” »Çok iyi, 20 yýl önce Malatya’da izlemiþtim o oyunu, Diyarbakýr Sanat Tiyatrosu oyuncularý sergilemiþti. Gerçekten hafýzamda yer eden muhteþem bir oyundu. Çok sevindirici bir haber bu. Niye siz seyrettiniz de, sizin çocuðunuz seyretmesin. Þimdi Ayak Bacak Fabrikasý Türkiye’deki ilk epik denemedir. Bugün bazý ukalalar olmaz diyor. Sakýncalý Piyade için de öyle dediler, sýradan buldular. 80 oyun oynadýk þimdi hepsi ellerini kaldýrýp 'teslimiz' diyor. 'Düþünemedik biz' diyorlar, çoðu da 'keþke biz yapsaydýk' diyor. »Gelelim Ayak Bacak Fabrikasý'na. Ayak Bacak Fabrikasý Ankara Sanat Tiyatrosu'nda milat olmuþ bir oyundur. Ankara Sanat Tiyatrosu kapanmak üzere, Asaf Bey, Ayak Bacak Fabrikasý'ný Sermet Çaðan’ýn rejisiyle sahneye taþýdý Ankara Sanat Tiyatrosu'nda. O kadroda o zaman bugün bizim tiyatromuzdaki arkadaþlar gibi tanýnan kimse yok. Ayberk Çelok vardý ama Ayberk Çelok o zaman tanýnmýyordu. Ben keza gençtim, kaç kiþi tanýyor. Savaþ Dinçel vardý ama o zaman kimse tanýmýyor ki. Biraz Oben Güney vardý tanýnan. Kapýlar kýrýldý, arkasýndan bir de Sultan Gelin sahneye konuldu, AST yürümeye baþladý. »Neden politik tiyatro? Türkiye’de çok az politik tiyatro var. Benim zamanýmda, 68 kuþaðýnda herkes politik tiyatro yapýyordu. Þimdi herkes bulvar tiyatrosu yapýyor. Demek ki politik tiyatroya ihtiyaç var. Tek bunu dayatan Genco Erkal ve Ferhan Þensoy. Onlar haricinde yok, belki vardýr ben bilmiyorumdur. Politik tiyatro yapacaksak Ankara Sanat’ýn yaptýðý yoldan gidelim. Keþke onlarýn yaptýðýnýn onda birini yapabilsek. Bir de “Zamaný deðil o oyunun þimdi Türkiye’de” diyenler utansýn diye yapýyorum ama bu oyunda Sakýncalý Piyade'nin tersine Rutkay Aziz dahil o kadar önemli isimler var, tam zamaný, gündeme tam cuk oturur diyorlar. »Oyunda müzikler canlý olarak çalýnacak, bu da ilginç. Evet Mazlum Çimen ile konuþtuk, o da sýcak baktý. Deniz Atam’ýn görüþtüðü müzisyen arkadaþlar var. Hangisi olursa ama ben Mazlum Çimen’i tercih ederim. Çünkü geriye doðru gittiðimizde de babasý yapmýþtý oyun müziklerini. »Enteresan bir þekilde her adýmýnýzda geriye doðru bir duygusal baðýnýz var. Ben çýkýp ta, ben buyum diye baðýrmýyorum. Ben iþimle varým. Bazý insanlar sahip çýkýyor iþime ama cezasýný alýyorlar bir þekilde. Mesela bu oyunda olmayacak onlar. Tiyatro kusar, onu öðrenemedi insanlar. Tiyatro kusar. Ben 12 yýldýr burada tiyatro yapýyorum, ben yurtdýþýnda yaþýyorum. 12 yýldýr her yýl tiyatro yapýyorum bu kadar dizinin içinde; tiyatroya vakit ayýrýyorum. Size sanat yönetmenlerimi sayayým: Asaf Çiðiltepe, Güner Sümer, Ergin Orbey, Rutkay Aziz, Metin Balay…Hakan Altýner… Ben bu insanlarla tiyatro yapmýþým. »Oyunu günümüze uyarladýnýz deðil mi? Oyun 2,5 saatlik bir oyun, onu 1.5 saate getirdik. Devlet Tiyatrolarý'ndan bir arkadaþým Þahin Terzi, Devlet Tiyatrolarý'nýn önemli oyuncularýndan biridir. O dramaturgisini yaptý, kýsalttý. Bazý kimseler dokunamazsýnýz, tek kelimesini deðiþtiremezsiniz filan dedi, sonra Sermet Çaðan’ýn eþini anýmsadým, Seçkin Selvi’yi. Hakký olan adama ne isterseniz yapýn dedi ama tekst kalacak, alýp da Tayyip’i çýkarmayacaðýz sahneye. Ama gönderi yapacaðýz. Dinci bir adam var. Daha dinci yapacaðýz oyunun içinde üçüncü vatandaþý. »Yine sinevizyon olacak mý arka planda? Olmaz mý, bütün þeyimiz o. Arkada hep son 10 yýllýk Türkiye’yi göreceksiniz, oynanýrken oyun. Epik bir tiyatro olacak, göstermeci. Þöyle anlatayým; derebeyleri var. O derebeyleri sonra polis oluyor. Hep ayný adamlar ama, daha sonra tevkifat baþlýyor, yargýç oluyorlar en sonunda da politikacý devlet büyükleri oluyorlar. Þimdi hemen anlatayým sana kýsaca. ilk önce mehterle bunlarý içeri sokacaðým, müzikleri o olacak. ikincisinde 10. Yýl Marþý'yla sokacaðým. Yargýçlarda ne kullanacaðým henüz belli deðil ama herhalde Wagner filan kullanacaðým, faþist müziktir. En sonda hepsi birlikte beraber dolaþtýk biz bu yollar dayý söyleyecek. Bu yeter, arkada da boy boy onlarý göreceðiz . Entegrasyonu anlatacaðým, mesela Fred Aster var benim bu oyunda; arkada göreceksin onu, ama kolbastýyla oynayacak, step yapacak. Niye onu yapýyorum. Amerikan mandýrasý için. »Oyunun provalarýna baþlayabildiniz mi? Kýsa bir süre için durdurdum. Bir de yurtdýþýna gitmem lazým bir haftalýðýna. Döndükten sonra baþlayacaðýz. Mayýsýn ortalarýna kadar bitiririz. Ercan Demirel, Þahin Terzi, Yalçýn Güzelce, Recep Yener, ishak Toros, Nevin Efe gibi çok önemli isimler var oyunda. Bunlarýn yaný sýra Deniz Atam, Tamer Özceviz, Özlem Toptaþ Menligil, Ramazan Atbaþ, Okan Þýldýr, Serpil Coþkun genç oyuncu arkadaþlarýmýz. iyi bir kadro oluþturduk. Þu anda özel tiyatrolarýn yapamayacaðý bir kadro yaptýk. »Yeni bir oyuna baþlamak için mayýs ayý risk deðil mi? Bahar ve yaz aylarýnda herkes büyükþehirlerden gidiyor, okullar kapanýyor. Siz gelecek sezon olarak düþünün ama biz yaz oyunu yapmak istiyoruz, Tam Açýkhava'lýk bir oyun bu. Turneye gitmek de kolay, organizatörlere fazla yükümlülük de yok. Elbiselerimizi alýr gideriz. Zaten elbise de yok herkes çuval giyecek. Yalnýz derebeyleri filan 3 kiþi, onlarýn kýyafeti var. Oyunu da anlattýk bu arada. »Sanýrým oldukça ilgi görecek bu oyunu. Bu oyunda yýkýlmýþtý ortalýk. O zaman çok gençtim, spor totocuyu oynadým, þimdi süper loto. Uþaðý oynamýþtým, papazý oynadým rol deðiþikliði oldu. Derebeylerini Rana Cabbar, Güner Sümer, Çetin Öner oynuyordu. Ayberk Çelok oynuyordu. Aysen Sümercan, benle yaþýt Yýldýz Kenterler de. O zaman genç kýzý oynamýþtý. Aysen’le karþýlaþtýk, konuþtuk, þimdi ben oynayacaðým genç kýzý diyor. Nasýl oynatayým seni dedim, peruk takarým makyajla filan hallederiz dedi. Böyle bir talep var, ama bazý ukalalar “ya o oyun iþ yapmaz” (lütfen bunu yazýn) filan diyor. Onlara nasýl iþ yapacaðýný da göstereceðim. Onara raðmen Sakýncalý Piyade bu kadar yürüdü. »Oyunlarý daha çok Anadolu’ya götürme çabanýz var diðer özel tiyatrolara nazaran. Yaþayacak parayý kazananlar, halka götürmeli oyunu. Hakiki ilericilik bu. Yoksa herhangi bir ilerici partinin üyesi olup da laf söylemek deðil. Hakiki particilik insan olmaktan geçer. ilericiyseniz halka göstermelisiniz bunu. Anadolu’ya gitmelisiniz. Ben 65 yaþýndayým, Anadolu’ya giderim diyorum. »Birçok tiyatro sanatçýsý dizilerde daha yoðun çalýþtýðý için çok fazla tiyatro yapmak istemiyor. Fakat sizde çok ciddi profesyonel isimler var. Sizin deyiminizle de pek çok insan ben de oynayayým diye sizden talepte bulunuyor. Sizin nazýnýz mý çok fazla geçiyor bu sanatçýlara da sizinle ortak projelerde yer alýyor ya da istiyorlar? 12 yýldýr Türkiye'deyim, arada 30 yýl yokum, yurtdýþýndayým. 12 yýldýr kimseyle ters düþmedim. iyi þeylerin içinde bulundum. Kendimle barýþýk bir adamým. Beni tenkit ettiklerinde, kýzmadým, 'tamam öyle yapayým' dedim. Yine ben bildiðimi yaptým. Çok basit bir örnek vereyim. Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan buraya geldim, Mahsun Kýrmýzýgül’le bir dizi çektim, 36 bölüm Hemþerim diye. Kýyamet koptu Ankara Sanat Tiyatrosu’nda. Sen nasýl oynarsýn þarkýcýyla vs... Þimdi Mahsun iki film yaptý, bana karþý çýkanlar, nasýl oynarsýn diyenler bu filmlerde baþrol oynadý. Onun için benim oyunumun, Ayak Bacak Fabrikasý’nýn da sloganý “insan bir kez acýkmaya görsün, inançlarýný bile yer.” Bugünkü Türkiye’yi zaten bu cümle anlatýr ama itiraz eden o kiþiler bunun farkýnda bile deðil. »Sakýncalý Piyade’de her ne kadar benim baþarým deðil deseniz de sizin katkýnýz çok fazla. Popüler olmayan hatta amatör oyuncularla bunu yapýlabileceðinizi gösterdiniz, ciddi bir baþarý yakaladýnýz. Almanya’da da böyle bir çalýþmanýz olmuþ. Bakýn burada belgeler de var. Almanya’da ilk Türk tiyatrosunu kuran benim. iþçiler, mimarlar, mühendisler, öðretmenler vardý. Bunlar sadece tiyatro izlemiþ. Bunlarla tiyatro kurdum, üç ay çalýþtým. Nürmberg Direkser Ödülü'nü aldým; en iyi yabancý faaliyet diye. Amatörlerle çalýþmak çok iyi, çok güzel; ukala deðil, sana güveniyor. Sen de sahnede bir þey yaptýysan, üþenmezsen çalýþýrsan her insandan alýrsýn onu. »O zaman siz usta çýrak iliþkisine çok inanýyorsunuz? Elbette Ast’ta kaç konservatuvar lý vardý. Her þey istediðim gibi giderse seneye yýlýn oyunu olur Ayak Bacak Fabrikasý. »Oldukça yoðun bir temponuz var. Bu çalýþmalar dýþýnda rol aldýðýnýz tiyatro ve dizi de var; nasýl yetiþiyorsunuz? Arka Sýralar dizisinde oynuyorum. Çalýkuþu’nda oynuyorum, Tiyatro Kedi'de Hakan Altýner yönetmenliðinde. Çok turne yapýyoruz, deðiþik yerlerde oynuyoruz. 50 oyun filan oyandýk. En çok izlenen 3 oyundan biri Çalýkuþu basýnda yer aldý. Diðer ikisi de biri Sakýncalý Piyade, diðeri de Sivas’93, Genco Erkal’ýn. Bir de yeni baþlayacak bir dizi var, Aðrý’da çekilecek: Sularýn sýrrý. Aðrýlý iþadamlarýnýn desteðiyle çekilecek bir dizi. Ümit Elçi çekecek, çok iyi kadrosu var. Gerçi henüz karar vermedim görüþüyoruz. Bu oyunun provasýna baþlarsam, gidemem sanýrým. *[email protected] *** Mehmet Ulay kimdir? 1942'de Ýstanbul’da doðdu. 1966'da Ankara Sanat Tiyatrosu’nda baþladýðý oyunculuk hayatýna Ýngiltere’de devam etti. London Tiyatro Okulu ve Oldwig Tiyatro’da çalýþmalar yaptý. 1971'de Türkiye’ye geri döndü ve AST‘da sahne amirliði, reji asistanlýðý ve müdürlük yaptý. 1972'den itibaren 10 yýl Almanya Nürnberg BSK, Alman dizi ve reklam filmlerinde oyunculuk yaptý. 1978'de Nurnberg Türk Tiyatrosu’nu kurdu. (Tiyatro çalýþmalarýna devam ediyor.) 1992'de Türkiye’ye dönerek AST' da çalýþmaya baþladý; Halk Düþmaný, Yusuf ile Menofis, Sakýncalý Piyade, Ayak Takýmý Arasýnda adlý oyunlarda rol aldý.1996'da Ýstanbul’a gelerek tiyatro çalýþmalarýna Dormen Tiyatrosu’nda devam etti, Tiyatro Kedi ile çalýþmaya baþladý. Tiyatro Kedi bünyesinde Fehim Paþa Konaðý, Cahide, Yaygara 70, Bir Komiser Geldi ve Casablanca müzikallerinde oynadý. Ýstanbul’a da bulunduðu sürede birçok TV dizisi ve reklam filminde oyunculuk yapan Mehmet Ulay, televizyon ve tiyatro çalýþmalarýný sürdürüyor. *** Ayak Bacak Fabrikasý/ Sermet Çaðan Derebeylerinin yönetimde söz sahibi olduðu bilinmeyen bir ülkede o yýl bolluk vardýr. Halk emeðinin karþýlýðýný bol bol buðdayla almýþtýr. Bu ülkede buðday demek her þey demektir. Fakat bolluk nedeniyle derebeylerinin kara tohumlarý stoklarda çürüme tehlikesiyle karþý karþýya kalmýþtýr. Bundan sonra Derebeylerinin, köylülerin üretim araçlarýna, kendi çýkarlarý doðrultusunda el koyarlar ve ellerindeki kara tohum stoklarýný eritmek için kendi çýkarlarý doðrultusunda devletin çeþitli kademelerini ve halkýn dini duygularýný kullanarak , hatta halký kötürüm býrakma pahasýna çevirdiði oyunlarý sergilenir. Yöneticilerin sakat býraktýklarý köylülere ayak bacak fabrikasý kurma vaatleri durumu daha da trajikomik hale sokar. BirGün Her halkýn haksýzlýða karþý kendine özgü bir karþý duruþ þekli var. Flamenko da çýðlýk, ayak sesi, sert bir baþkaldýrý. Flamenko Romanlar’ýn, Yahudiler’in ve toplumdýþý býrakýlmýþ Hýristiyanlar’ýn kaynaþmasý sonucu meydana gelmiþ, Güney Ýspanya’nýn Endülüs bölgesine özgü ama sadece o bölgeyi yurt edinmemiþ bir müzik, dans ve ifade biçimi. Bu müziðin en çok yankýlandýðý sokaklar arasýnda ise hiç kuþkusuz Ýspanya baþý çekiyor. Ýspanya’yý temsil edenlerin baþýndaysa flamenko ateþini dünyaya yayan Antonio Marguez geliyor. Marguez dün gece Ýstanbul’daki izleyicilere keyifli bir dans sergiledi. 1963 yýlýnda Sevilla’da doðan, küçük yaþta dans dersleri alan Marguez 19 yaþýnda Ýspanyol Ulusal Balesi’ne girdi ve ‘La Tardes de la Alameda’ ve ‘Los Tarantos’ gibi birçok baþarýlý performans sergiledi. ‘El Sombrero de Tres Picos’ta Molinero, ‘Don Juan Tenorio’ balesinde de Don Juan oldu. 1998’de Küba Bale Festivali’nin 50.yýlýnda performansýyla büyük ilgi gören Marquez, ayný yýl en iyi gösteri dalýnda ‘Taranto’ ve en iyi profesyonel dansçý ödüllerini aldý. Rio de Janerio’da yaptýðý ve 40 bin kiþinin izlediði performansýyla izleyici rekoru kýrarak rekorlar kitabýna geçti. Tüm bu baþarýlardan sonra flamenkoyu Antonio Marguez’den dinlemek þart oldu ve kendisiyle flamenko’nun büyülü dünyasýna adým attýk. »Flamenko bedeni özgür býrakma isteði uyandýran, kalp atýþýný hýzlandýran bir müzik… Kulaða, aþkýn ilk hali gibi geliyor. Profesyonel bir dansçý olarak hangi ruh haliyle sahnedesiniz? Sahnede özellikle dinleyiciyle göz göze gelmek olaðanüstü bir haz veriyor, tüm derdim dans etmek ve çocukluðumdan beri bunu yapýyorum, sahnede sadece dansý düþünüyorum, aþk ya da baþka bir duygu diyemem, sadece dansý hissediyorum ve bu bana çok enerji veriyor… »Yüzyýllardýr süregelen bu gizemli dansýn ve insanlarýnýn büyüsüne kapýlmamak elde deðil. Siz çok küçük yaþta dans etmeye baþladýnýz. Peki o zamanlar tutkunun, özgürlüðün ve mutluluðun adýmlarýyla belki binlerce yýl sürecek olan bu dansýn bir idolü haline geleceðinizi hayal etmiþ miydiniz? Aklýmda þöhret ya da ünlü olmakla ilgili bir hayal yoktu, dansý asla tanýnmak ya da popüler olmak için bir araç olarak görmedim. Tek hayalim farklý ülkelere gitmek ve farklý sahnelerde dans edebilmekti. Dünyanýn her yerinde sahnede olmak ve dans etmek istiyordum. »Dansta el çýrpma ve ayak hareketleri baskýn. Bu figürlerin çýkýþ noktasý nedir? Bunun özel bir nedeni var mý? Flamenkonun doðasýndaki sertlik bir isyan, bir baþkaldýrý ancak tüm vücut bu ritmin içinde ve eller de flamenkoda bu ritim akýþýna eþlik eder. Týpký flamenkoda ayakkabýyý bir vurmalý gibi kullanmak nasýl bir ritim duygusu veriyorsa ayný þekilde eller ve alkýþ (palmas) ritmin kalbi sayýlýr. »Flamenko ilk önce Romanlar’ý, sonra da onlarýn þarký ve danslarýný tanýmlamak için kullanýldý. Flamenko ile ilgili tarihte, hem Roman hem de Roman olmayan halklardan doðan bir Endülüs þarkýsý için de ‘cante flamenko’ gibi genel bir terim kullanýldý. Siz flamenkoyu nasýl tanýmlýyorsunuz? Benim flamenkoda sevdiðim, flamenkonun coþkusu, yaþam enerjisi, öfkesi ve heyecaný… Flamenko aþký da, gözyaþýný da büyük bir tutkuyla anlatýyor. Ancak flamenko ile ilgili tek yanýlgý Ýspanyol kültürünün flamenkodan ibaret sanýlýyor olmasý. Oysa ki Ýspanyol müziklerini tek baþýna flamenko temsil etmiyor… »Flamenkonun memleketi Cadiz ve Sevilla diye biliyoruz. Sizce flamenkonun çýkýþ noktasý neresi? En doðrusu Endülüs kültürü demek olur. Endülüs, hem Sevilla hem Cadiz’i içine alýyor ancak; flamenkonun doðduðu yer derseniz sadece Sevilla derim. Nasýl tango Buenos Aires’te doðduysa, flamenko da Sevilla’da doðmuþtur. »Romanlar, þarkýlarýnda gerçek yaþamlarýndaki sýkýntý ve mutsuzluklarý dile getiriyorlardý. Bu baðýmsýz anlatým ve doðaçlama tarzý ayný koþullar altýnda geliþen blues ile benzerlik taþýyor. Siz neler söylersiniz? Romanlar’ýn uðradýklarý haksýzlýklara baþkaldýrý olarak düþünülürse, blues’a yakýn bir yaný var denilebilir. Ancak flamenko çok daha tutkulu, çok daha savaþçý… Flamenkodaki coþkuyu blues’la karþýlaþtýrmak ne kadar doðru olur bilemem. »Flamenko yüzyýllar önce Endülüs Romanlarý’nýn arasýndan çýkýp günümüze geldi. 17. yüzyýlýn sonlarýna doðru blues gibi yoksulluðun, zulmün ve kiþisel acýlarýn anlatýldýðý bir ifade kazandý. Fakat günümüzde flamenko ateþ ve aþk kelimeleriyle bütünleþti. Sizce flamenko neyi anlatýyor? Sadece haksýzlýklarý,isyanlarý deðil; aþký ve yalnýzlýðý, özlemi ve tutkuyu anlatýyor. Özellikle tutkuyla ifade ediþ biçimi aþký anlatýrken flamenkoyu çok çekici hale getiriyor. Flamenkoda âþýk aþký için pes etmiyor, peþine düþüyor ve hesap soruyor. Aþkýný gerekirse baþkalarýnýn elinden alarak kavgaya giriyor. »Peki deðiþen dünyada sizce flamenko kimin dansýdýr? Flamenko Ýspanyol dans ve müzik kültürünün bir parçasý ama asla tamamý deðil. Endülüs’ü temsil eden köklerindeki etkiler doðuyu, hatta Arap kültürünü taþýyan, folk kültürü. En önemli yaný farklý kültürleri içinde barýndýrýyor olmasý ve zengin tarihi. Flamenko tarih demek… »Romanlar hemen hemen bütün tarihleri boyunca mal mülk edinemez, tarýmda ya da maden ocaklarýnda çalýþtýrýlan insanlar oldular. Ayný zamanda flamenko, günlük yaþam içerisinde, maden ocaklarýnda çalýþan iþçilerin ve demircilerin ara sýra söyledikleri þarkýlar olarak yer etmeye baþladý. Buradan yola çýkarak flamenko bir isyan müziðidir diyebilir miyiz? Flamenko ile ilgili belki de en doðru saptamalardan biri bu. Flamenkonun çýkýþýnda bir isyan, bir baþkaldýrý var ancak en yanlýþ algý, flamenko efsanesinin sadece bir Roman efsanesi gibi algýlanýyor olmasý, oysa ki bu topraklarýn ortak kültürü ve Roman olmayanlar tarafýndan da paylaþýlmýþ hatta geliþtirilmiþ. »Flamenko, akademik olmayan Avrupa müzik formlarýndan biri. Endülüs Halk Müziði ve bu müzik eþliðinde yapýlan dans olarak biliniyor. Uluslararasý platformda flamenkonun pozisyonunu nasýl deðerlendiriyorsunuz? Flamenko çok iyi tanýnýyor. Japonya’dan, Brezilya’ya kadar herkesin flamenko hakkýnda fikri var. Bu çok mutlu ediyor, ama benim yapmaya çalýþtýðým klasik dans ve diðer dans stillerini flamenkoyla birleþtirerek, çok daha çeþitlilik sunabilmek. Bunu çeþitliliði bu akþam da (18 Nisan Cumartesi) Cemal Reþit Rey’de, Ýstanbullular’la paylaþýyor olacaðým. Ýspanya’nýn böyle bir çeþitliliði ve zenginliði var ve bunu flamenkoyla sýnýrlamak doðru deðil. »Flamenko kendi öz kökenini kaybetmeyip aksine geliþimini sürdürdü. Bir asimilasyon yaþanmamasýný neye baðlýyorsunuz? Ne olursa olsun folk müziklerini diðer türlerden ayýran bu otantik tarafý. Ancak yine de uluslararasý platformda daha çok kiþiye ulaþabilmek adýna yapýlan füzyon çalýþmalarýna, özgün formu zenginleþtiren deneysel çalýþmalara karþý deðilim, bence bu vizyon folk türlerin ömrünü uzatýyor, özgün forma olan ilgiyi artýrýyor. »Türkiyeli izleyici ile ilk olarak 2003’te Ankara’da, sonrasýnda 2005’te Mersin’de buluþtunuz. Bu kez Ýstanbul’da yepyeni gösterinizle sahne alacaksýnýz. Türkiyeli izleyicinin flamenkoyla nasýl bir bað kurduðunu düþünüyorsunuz? Genel olarak Akdeniz izleyicisi flamenkonun coþkusunu çok seviyor. Duygularýný çok yüksek yaþayan Akdeniz insanlarý için flamenko müthiþ bir enerji veriyor. Flamenkodaki ritim duygusunun yarattýðý enerjiyle seyirciyi hep dans etme isteðiyle dolup taþarken gözlemlemiþ oluyorum. Ýstanbul’da da ayný coþkuyu yaþýyor olacaðýz... Birgün Ýzmir Kitap Fuarý bu gün 14. kez kapýlarýný açýyor. Edebiyatýn üretken ismi Tarýk Dursun K.’nýn onur konuðu olduðu fuar, bugün yapýlacak törenle açýlacak ve 26 Nisan akþamýna kadar açýk kalacak. Bu yýl da her yýl olduðu gibi çok sayýda yayýnevinin katýldýðý fuarda yine pek çok etkinlik gerçekleþtirilecek. TÜYAP ve Türkiye Yayýncýlar Birliði’nin birlikte organize ettiði ve Uluslararasý Ýzmir Fuar alanýnda düzenlenecek olan fuara yaklaþýk 300 yayýnevi ve sivil toplum kuruluþu katýlýyor. Fuarda ayrýca, geniþ bir konu yelpazesi içinde konferans, söyleþi, panel, þiir dinletisi gibi 142 kültür etkinliðinde ve imza günlerinde yüzlerce yazar okurlarýyla buluþacak. “Kitaba Yolculuk” sloganýyla yola çýkan ve 1931 yýlýnda Ýzmir’de doðan edebiyatçý, yayýncý, yönetmen, senarist ve eleþtirmen Tarýk Dursun K.’nýn onur konuðu olduðu fuarda, yazara iliþkin de çok sayýda söyleþi yer alýyor. BÝRÇOK ETKÝNLÝK YAPILACAK TÜYAP’ýn organize ettiði, “Tut Elimden Ýzmir” baþlýðýný taþýyan ve Enver Ercan ile Tarýk Dursun K.’nýn konuþmacý olarak katýldýðý söyleþi, Türkiye Yazarlar Sendikasý ve TÜYAP’ýn birlikte organize ettiði ve Özcan Yalým, Turgay Gönenç, Hasan Özkýlýç ve Necati Güngör’ün konuþmacý olarak katýldýðý, “Edebiyatýmýzda Tarýk Dursun K.” ve Cumhuriyet Kitaplarý ile Dil Derneði Ýzmir Temsilciliði’nin düzenlediði, Ahmet Önel, Mehmet Atilla, Özlem Fedai’nin katýldýðý, “Tarýk Dursun’un Dilinden Ýncelikler” söyleþileri ilk gün yer alacak etkinliklerden. Bunlarýn dýþýnda, “Yayýncýlýðýn Sorunlarý ve Çözüm Önerileri”, “Ýzmir’de Edebiyat ve Tiyatro, Edebiyat ve Tiyatro’da Ýzmir” söyleþileri ile, “Özgürlük Þiirleri”, “Gazze Ýçin Bir Dize de Sen Kat” baþlýklý þiir dinletileri programda yer alan çok sayýda etkinlikten birkaçý. Evrensel Basým Yayýn bu yýl iki etkinlik düzenliyor fuarda. Bunlardan birincisi Ataol Behramoðlu’nun katýldýðý “Nâzým Hikmet ve Toplumcu Þiirimiz” baþlýklý söyleþi yarýn saat 15.30’da 1 Nolu Konferans Salonu’nda gerçekleþecek. Ýkinci etkinlik de, öðretim üyeleri Kayhan Kantarlý ve Oðuz Altýngöz’ün katýlacaðý, “150. Yýlýnda Türlerin Kökeni ve Charles Darwin” paneli. Bu panel de 25 Nisan Cumartesi günü gerçekleþtirilecek. Bir Zamanlar Yayýncýlýk’ýn “Bir Zamanlar Ýzmir”, Eflatun Nuri ve Öðrencileri Karikatür Sergisi “Hepimiz Eflatunuz”, Ýzmir Saat Kulesi Karikatürcüler Grubu Sergisi ve Allianoi, Hasankeyf, Munzur, Bergama, Yortanlý Kurtarma Derneði’nin “Mavi Sonsuzluk” isimli sergileri de yer alacak. 14. Ýzmir Kitap Fuarý 18-25 Nisan 2009 tarihleri arasýnda 11.00-20.00, kapanýþ günü olan 26 Nisan 2009 11.00-19.00 saatleri arasýnda ziyaret edilebilir. (Ýzmir/EVRENSEL) Sulucakarahoyuk/ NEVÞEHÝR Nevþehir'in Ürgüp ilçesinde bulunan Sobesos Antik Kenti'nde bu yýlki kazý çalýþmalarýna haziran ayýnda baþlanacaðý öðrenildi. Nevþehir'in Ürgüp ilçesine baðlý Þahinefendi köyünde, 2002 yýlýnda yapýlan kaçak bir kazý sonrasýnda ortaya çýkartýlan ve Genç Roma ile Erken Bizans dönemine ait Sobesos Antik Kenti'nde kazý çalýþmalarýnýn bu yýlda süreceði bildirildi. Nevþehir Ýl Kültür ve Turizm Müdür Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir'de, Türkiye Basketbol Federasyonu tarafýndan düzenlenen, Küçük Erkekler Basketbol Þampiyonasý start aldý. Nevþehir Damat Ýbrahim Paþa Spor Salonu'nda gerçekleþtirilen Küçük Erkekler Basketbol Anadolu Þampiyonasý'na, 2 ayrý grupta 8 takým yer aldý. 19 Nisan 2009 tarihine kadar sürecek olan müsabakalar çerçevesinde A grubunda Samsun DSÝ Spor, Vekili Halis Yenipýnar, 2002 yýlýnda baþlanýlan kazý çalýþmalarýnda bugüne kadar önemli bir mesafe aldýklarýný belirterek, antik kentinde hamam, toplantý salonu, mezar þapeli ile birlikte 100'e yakýn mezarýn gün ýþýðýna çýkartýldýðýný açýkladý. Bu yýl haziran ayýnda baþlamasý planlanan ve kendisinin baþkanlýk edeceði kazý çalýþmalarý için Kültür ve Turizm Bakanlýðý Döner Sermayeler Ýþletmesi Merkez Müdürlüðü'nden 60 bin TL ödenek talebinde bulunduklarýný ifade eden Yenipýnar, kazý çalýþmalarýnda 30 kiþilik bir ekibin görev alacaðýný belirtti. Halis Yenipýnar, "Bu yýl planladýðýmýz kazý çalýþmalarýnda, daha önce kazý çalýþmasý yapýlan hamam ile toplantý salonu arasýndaki mimari yapýyý gün ýþýðýna çýkartmaya çalýþacaðýz. Önümüzdeki yýllarda da devam edecek olan kazý çalýþmalarý sonunda burasý bölgenin önemli bir turizm merkezi haline gelecek" dedi. Kent Haber Rize Belediye Spor, B grubunda Adana Gündoðdu Spor, Diyarbakýr DÝSKÝ Spor, Manisa Gençlik Spor ve Mersin Amerikan Koleji takýmlarý mücadele edecek. Anadolu þampiyonasýnda ilk 2 sýrayý elde edecek olan takýmlar, 28 Nisan-3 Mayýs 2009 tarihleri arasýnda Tekirdað ilinde gerçekleþtirilecek olan Küçük Erkekler Türkiya Basketbol Þampiyonasý'na katýlmaya hak kazanacak. Hava ambulansý hayata baðlýyor Kent Haber Samsun YOÖ Spor, Tekirdaþ Tredaþ Spor ve Güzel Þah'tan bize bir dolu geldi Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver Bavlum Sultan Kýzýl Veli'den geldi Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver Payým gelir erenlerin payýndan Oniki imam nesli Ali soyundan Selman'ýn içtiði üzüm suyundan Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver Beline kuþanmýþ nurdan bir kemer Aþkýn dolusunu içenler kanar Herkes sevdiðine bir dolu sunar Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver Pir Sultan'ým, hamý, hasý seçerim Hak okurum, aþk kitabýn açarým Yar elinden aðu gelse içerim Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Kapadokya Turistik Ýþletmeciler Derneði (KAPTÝD) Genel Sekreteri Nazif Demir, Kapadokya bölgesinde yerel yönetimlerle turizm örgütlerinin bir araya gelerek Turizm Altyapý Birliði oluþturmasý gerektiðini söyledi. KAPTÝD Genel Sekreteri Nazif Demir, yaptýðý açýklamada, kültür turizmi alanýnda Türkiye'nin en önemli markalarýndan biri olan Kapadokya'nýn, daha etkin bir þekilde tanýtýmýnýn yapýlabilmesi ve turizm konusundaki sýkýntýlara kalýcý çözümler üretilebilmesi için bölgede bir Turizm Altyapý Birliði'nin kurulmasý gerektiðini ifade etti. Nevþehir merkez belediyesinin yaný sýra Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver Pir Sultan Abdal Vakfýmýzýn birlik ve dayanýþma yemeðinde sizleride aramýzda görmekten onur duyarýz. Vakýf Yönetim Kurulu Tarih: 26 Nisan saat; 19:00 Yer : Aþýk Veysel Kültür Derneði Dost Dost Lokali Çetin Emeç Bulvarý 8. cad. No:1 A.Öveçler/ ANKARA Bilet Ederi:50 Tl. Ýletiþim Tel: 0 312 4196360- 61 Ürgüp, Avanos, Hacýbektaþ, Kozaklý gibi ilçeler ile birlikte Uçhisar, Göreme gibi beldelerin yer alacaðý birlikte ayrýca turizm örgütleri olarak KAPTÝD, TÜRSAB, KARED, SKAL'ýnda bulunabileceðini belirten KAPTÝD Genel Sekreteri Nazif Demir, bu birlikte Kapadokya bölgesinde þehirciliðin ve turizmin sorunlarýnýn somut olarak ortaya konulup geliþim ve düzenleme planý yapýlabileceðini kaydetti. KAPTÝD Genel Sekreteri Nazif Demir, "Özellikle Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, yurt dýþýnda turizmde marka olmuþ þehirlerin ne tür nitelikleri ve çekiciliði olduðunu iyi bilmektedir. Bu birikim ve deðer niteliði birçok sorunumuza ýþýk olup yol gösterecektir. Eðer bugün Nevþehir görselliði ile bir imaj yakalamýþ ise bunda bu birikimin büyük faydasý vardýr. Eðer önceki dönemlerde olduðu gibi yine turizmciler bir tarafta yerel yönetimler bir tarafta turizm konusunda çalýþma yapmaya kalkarsak bu þekilde zaman kaybederiz ve yine kaybeden Kapadokya turizmi ve halkýmýz olacaktýr" dedi. Kent Haber Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Kýrþehir'de kalp krizi geçiren bir þahýs, Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan Kayseri'ye tahsis edilen 112 Acil hava ambulansýyla 35 dakika içerisinde Kayseri'ye getirilerek tedavi altýna alýndý. EC 135 tipi hava ambulansý, bu sabah saatlerinde kalp krizi geçiren Ahmet Dalan (43) isimli vatandaþý 35 dakika içerisinde Kýrþehir Devlet Hastanesi'nden alarak Kayseri'ye getirdi. Talas yolu üzerinde bulunan Göðüs Hastalýklarý Hastanesi yanýndaki piste inen helikopterde bulunan hasta, buradan ambulansla Erciyes Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Þartlarýn zor olduðu ve iklim koþullarýnýn uygun olmadýðý yerlerde hasta nakledilirken zamanýn çok önemli olmasý sebebiyle Kayseri ve çevre illere hizmet için tahsis edilen 112 Acil hava ambulansý, 1.5 aydýr durmadan çalýþýyor. 3 pilot, 2 doktor, 2 acil týp teknisyeninin yer aldýðý ambulans sayesinde durumu aðýr olan hastalar, Kayseri'ye veya çevre illerdeki saðlýk kuruluþlarýna getiriliyor. 6 Mart 2009 günü hizmete geçen hava ambulansý; Aksaray, Tokat, Çorum, Kýrþehir, Malatya, Kahramanmaraþ, Niðde,Nevþehir, Sivas ve Yozgat'taki 4.5 milyon kiþiye saðlýk hizmeti veriyor. Kent Haber Özelleþtirme Ýdaresi Baþkanlýðý (ÖÝB), Samsun, Amasya, Çorum, Ordu ve Sinop’u içeren Yeþilýrmak Elektrik Daðýtým’ý satýþa çýkardý. ÖÝB’nin Resmi Gazete’de yayýmlanan ilanýna göre, Yeþilýrmak Elektrik Daðýtým A.Þ.’deki yüzde 100 oranýndaki hisse, özelleþtirilecek. BirGün 7 [email protected] ‘Ne darbe ne þeriat’ diyen Prof. Türkan Saylan’ýn hem de hukuk adýna Veli Küçük gibi ‘faili meçhul cinayetlerle’ adý özdeþleþen kiþilerle ayný iddianamede anýlmamasý için Türkiye’ye sol gerek! Adý 1978 Balgat, Bahçelievler ve Maraþ katliamlarý ile bütünleþen bir kiþinin ‘ulusal kahraman’ ilan edilecek aþamaya gelmemesi için Türkiye’ye sol gerek! 12 Mart, 12 Eylül gibi darbeleri yapmýþ olmasýna raðmen, sanki bunlar olmamýþ gibi, özeleþtiri yapmadan herkese demokrasi dersi vermeye kalkan bir Genelkurmay Baþkaný olmamasý için Türkiye’ye sol gerek! 12 Eylül generalleri orta yerde durur iken, palavradan darbe karþýtý söylemler gerçekleþtirmek yerine, 27 yýldýr kaldýrýlmayan geçici 15. Maddenin kaldýrýlabileceðini ve generallerin de yargýlanabileceðini göstermek için Türkiye’ye sol gerek! Bugüne kadar iþlenmiþ bütün siyasi cinayetlerin ve katliamlarýn ‘faili meçhul cinayet’ olmaktan çýkarak ‘faili belli’ olmasýnýn mümkün olduðunu göstermek için Türkiye’ye sol gerek! ‘Baba beni okula gönder’ kampanyalarý yerine ‘Deniz Feneri’ baþta olmak üzere yüzlerce yolsuzluk dosyasýnýn nasýl deþifre edileceðinin ve yolsuzluk yapan bütün kurum ve kiþilerin nasýl cezalandýrýlacaðýný görmek için Türkiye’ye sol gerek! Daha 25 yýl önce ‘Kürt ismi kýrt kart seslerinden türemiþtir’ diyerek bunlarý yýllarca savunanlarýn arkasýndan da sanki bu tezi kendileri üretmemiþ gibi Kürt meselesinde ahkam kesmemeleri için Türkiye’ye sol gerek! Türkiye sýnýrlarý içinde yaþayan Kürtlerin temsilcileri parlamentoda iken, onlarla tokalaþmayýp, çözüm için onlarla oturup konuþma yerine, gerçeklerden kaçarak uçakla binlerce mil yapýp Baðdat ve Kerkük’te yaþayan Kürt yöneticilerle konuþmak ve ‘çözümü dýþarýda aramamak’ için Türkiye’ye sol gerek! Türkiye’de farklý kimliklerin, kültürlerin ve inançlarýn olduðunu kabul etmenin, ayrýþmayý deðil, daha saðlýklý ve eþit koþullarda yan yana yaþamayý saðlayacaðýný göstermek için Türkiye’ye sol gerek! 12 Eylül hukukunun yarattýðý Anayasasý’nýn ve en önemlisi onun ruhunun ortadan kaldýrýlabilmesi ve demokratik, laik bir Türkiye’nin önünün açýlabilmesi için Türkiye’ye sol gerek! Seçim sisteminin ve siyasi partiler yasasýnýn deðiþtirilebilmesi için Türkiye’ye sol gerek! Yasama, yürütme ve yargý arasýnda güçler ayrýlýðýnýn ve baðýmsýzlýðýnýn uygulanabilir olduðunu göstermek, baþý sýkýþanýn yasal olmayan mecralar yerine yasalara sýðýndýðý, yargýcýnýn vereceði kararýn hukuki olacaðýný, emniyet güçlerine de güvenilebileceðini göstermek için Türkiye’ye sol gerek! Ýþçilerin, emekçilerin taleplerine çözüm bulabilmek, halktan yana bir ekonomik program için Türkiye’ye sol gerek! Eðitim, saðlýk ve sosyal güvenlik alanlarýnda yaþanan tahribatlarý gidermek, bu alanlarda halktan yana alternatif politikalar üretmek, yoksulluðu ortadan kaldýrmak için Türkiye’ye sol gerek! Diyanet iþleri Baþkanlýðý, Kuran Kurslarý, zorunlu din dersleri gibi resmi politikalarla toplumun dokusunu deðiþtiren, siyasal Ýslam lehine toplumu muhafazakarlaþtýran ve farklýlýklarý ortadan kaldýran politikalarý deðiþtirebilmek için Türkiye’ye sol gerek! Kendisine benzemeyeni, kendisi gibi inanmayaný, kendisi gibi kültürel özellikleri olmayaný dýþlayarak, çoðunluk avantajýný da kullanarak baský altýna alarak kültürel, inançsal ve etnik alanlarda tek tipliði yaratan politikalara karþý ýrkçýlýðýn ve ayrýmcýlýðýn cezalandýrýlabilir olduðunu göstermek için Türkiye’ye sol gerek! Eðitim, saðlýk ve enerji gibi alanlarýnda özelleþtirme yapýlmadan da kamu yararýna adým atýlacaðýný göstermek, madenlerin, limanlarýn ve tarýmýn Türkiye için yararlý kulanýlabileceðini göstermek için Türkiye’ye sol gerek! NATO’ya karþý sahte çýkýþlar yerine ‘6. Filo’dan kurtulmanýn’ mümkün olduðunu göstermek için Türkiye’ye sol gerek! Üniversitelerin kurumsal olarak özerk, eðitim olarak özgür olabileceðini gösterebilmek için Türkiye’ye sol gerek! Diyanete ve savunmaya milyar dolar ayrýlmadýðýnda dinin elden gitmediðini, ülkenin iþgal edilmediðini, tersine buralara ayrýlan devasa bütçelerin eðitimde kullanýlarak, eðitim seferberliði ile Türkiye’nin uluslararasý standarlarda baþarý hanesinin nasýl yükselebileceðini göstermek için Türkiye’ye sol gerek! Kürt, Alevi, Ermeni, MGK, Ordu, Diyanet, YÖK, Kýbrýs, AB gibi konularda bugüne kadarki statükocu anlayýþlarýn deðiþmesi için yapýlan tartýþmalarýn, ülkeyi bölmeyeceðinin, ülkenin dýþ mihraklara peþkeþ çekilmeyeceðinin görülebilmesi için Türkiye’ye sol gerek! Farklý inançlara, örneðin Alevilere eþit yurttaþlýk hakký tanýmanýn, Alevilere yönelik ayrýmcý ve önyargýlý yaklaþýmlarý ortadan kaldýrmanýn ayrýlýðý deðil, birliði geliþtirdiðini görmek için Türkiye’ye sol gerek! Cemevlerini aynen, Cami, Kilise, Havra, Sinagog, Mescit gibi bir inanç merkezi olarak kabul edilmesinin, sorun yaratýcý deðil, sorun çözücü olduðunu göstermek için Türkiye’ye sol gerek! Maraþ veya Madýmak katliamlarý gibi Türkiye’nin ayýbý olan katliamlarý teþhir etmenin, bu tür katliamlar bir kez daha olmasýn diye müzeler açmanýn, belgeseller yapmanýn, broþürler çýkarmanýn ayrýlýklarý ve düþmanlýklarý körüklemek yerine toplumda utanma duygusunu artýrarak, toplumsal vicdaný yeniden ayaklarý üzerine oturtabilmesi için Türkiye’ye sol gerek! Cemaate ve dayýya ihtiyaç hissetmeden okuyabilen ve yeteneðiyle iþ bulabilen, kariyer yapabilen, sorgulayan ama ayný zamanda da uygulayabilen bir gençliðin olduðunu göstermek için Türkiye’ye sol gerek! Dayanýþmanýn, yardýmlaþmanýn, imecenin önemli toplumsal deðerler olduðunu yeniden göstermek ve üstelik bunlar uygulandýðýnda hayatýn daha da anlamlý olabileceðini göstermek için Türkiye’ye sol gerek! BirGün ÝSTANBUL - Alevi Bektaþi Federasyonu Genel Baþkaný Ali Balkýz, Ümraniye Kazým Karabekir Mahallesi’nde inþaatý süren cemevini ziyaret etti. Balkýz, ziyaret sýrasýnda yaptýðý açýklamada, Ýstanbul’da Alevi vatandaþlarýn hayatlarýnýn bir ÝZMÝR Torbalý'da Maraþ katliamýný gerçekleþtirenlerin yargýlanmasý için 30. yýlý nedeniyle 24 Aralýk 2008’de etkinlik düzenleyen Torbalý Alevi Bektaþi Derneði Baþkaný ve üyeleri ile Eðitim Sen Þube Baþkaný Hayri Aktaþ hakkýnda Gösteri ve Yürüyüþ Kanunu’nu ihlal ettikleri gerekçesiyle Torbalý 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açýldý. Dernek Baþkaný Engin Türkdoðan'ýn Kaymakamlýða müracaat ederek yasal izinleri almasýna raðmen Torbalý Cumhuriyet Savcýlýðý'nýn iddianamesinde, Ýlçe Emniyet Müdürlüðü'nden savcýlýða gönderilen bilgi yazýsýnda "yürüyüþ ile ilgili herhangi bir müracaat ve bildirimde bulunulmadýðý" ifadesi de yer aldý. 'Alevileri susturma çabasý' Maraþ’ta yapýlan haksýzlýða dur demek ve katliamlarýn bir daha yaþanmamasý için yaptýklarý anma için izin aldýklarýný belirten Türkdoðan, "Fakat izin belgemiz olmasýna raðmen gösterinin izinsiz olduðu gerekçesiyle hakkýmýzda dava açýldý. Polis tarafýndan bizlere yürüyüþün yasak olduðuna dair uyarý da Ünlü ‘Lolita’ romanýnýn yazarý Vladimir Nabokov’un tamamlayamadan öldüðü ve yok edilmesini istediði romaný basýlacak. Yazarýn son çalýþmasý olan ancak ömrünün tamamlamaya yetmediði kitabýn adý ‘The Original of Laura’. Rus asýllý ABD’li yazar Nabokov, 1977’de öldüðünde kitabýn imha edilmesi gerekiyordu. Ancak yazarýn oðlu Dimitri Nabokov, kitabýn imhasýný engellemiþti. Uzun süredir kitabý yayýmlatmak için uðraþan oðul Nabokov, sonunda kitabýn yayýmlanmasý kararýný aldý. Yazar parçasý olan cem ve kültür evleri gereksiniminin arttýðýný savundu. Cemevi inþaatý ile ilgili "kaçak" olduðu yönündeki iddialara deðinen Balkýz, "Evet bu bina yýkýlmalýdýr. Çevredeki diðer bütün yasa dýþý binalar gibi. Bu statüye kaç tane cami giriyorsa onlar da yýkýlmalýdýr. Kardeþsek, eþitsek, yasalar herkes için geçerliyse, burada imara aykýrý olarak yapýlan ibadethane olan cami dururken, bizim cemevimizi yasa dýþý olduðu gerekçesiyle yýkmaya teþebbüs etmek eþitliðe ve hakkaniyete uygun deðildir. Biz asla cami yýkýlsýn istemiyoruz. Ama cemevi de yýkýlmasýn" diye konuþtu. Cem ve kültür evlerinin alevi kültürünün yaþatýldýðý, çocuklarýn eðitildiði, kurban ve adaklarýn kesildiði, cenazelerin kaldýrýldýðý, sosyal ve kültürel inançsal mekanlar olduðunu ifade eden Balkýz, "Burasý herkesin bildiði gibi kaçak ve imara aykýrý bir yapý. Biz yasa dýþý ve devletten kaçýra kaçýra bir cemevi yapmak istemiyoruz. Ama bu bizim ihtiyacýmýz. Aslýnda yasalarý çiðnemek gibi bir niyetimiz yok. Devletten cem ve kültür evlerimizi yasal bir statüye kavuþturmasý beklentimiz var" dedi. Radikal yapýlmadý" dedi. Daha önce de dernek tüzüklerinde zorunlu din dersinin, Diyanet'in kaldýrýlmasý, Madýmak'ýn müze olmasý gibi talepleri nedeniyle dernekler kanununa muhalefetten haklarýnda dava açýldýðýný hatýrlatan Engin Türkdoðan, "Bize yapýlan baskýlarda Alevilerin sesini kýsma ve susturma çabalarýnýn bir parçasý olarak görüyorum” dedi. Duruþma 20 Nisan'da görülmeye baþlanacak. BirGün Nabokov, efsaneleþen ‘Lolita’ adlý romanýnýn son eseri olarak bilinmesini istiyordu. Bu yüzden de yarým kalan kitabýnýn kesinlikle yayýmlanmamasýný vasiyet etmiþti. Ancak oðlu, yazarýn vasiyetine uymayarak, anýsýna saygýsýzlýk etti ve ‘The Original of Laura’nýn yayýmlanmasýnýn önünü açtý. Penguin Yayýnevi, oðul Nabokov’dan kitabýn tüm haklarýný satýn aldý. Kitabýn sert kapaklý olarak 3 Kasým 2009’da 25 sterlin fiyatla piyasaya sürüleceði bildirildi. BirGün [email protected] Titicaca Gölü’nün Bolivya ayaðýna tamamladýktan sonra karayoluyla Güney Amerika gezimin bir sonraki duraðý olan Peru’ya geçmek için sýnýr kapýsýna geldim ve daha önce Ýtalya’dan aldýðým vizeyle Peru’ya giriþ yaptým. (Peru diðer Güney Amerika ülkelerinin aksine Paraguay ile birlikte Türkiye’den vize istiyor ve bu vize de ancak Ýtalya’dan alýnabiliyor). Gerek sýnýr kapýsýnda karþýlaþtýðým görevliler, gerekse eski bir minibüsle Juli kasabasýna kadar yaptýðým yolculuk sýrasýnda edindiðim ilk izlenimler bu insanlarýn Bolivyalýlar’dan biraz farklý olmasýydý. Burada insanlar çevrelerine karþý daha ilgisiz, daha soðuk bakýþlý ve tenleri daha koyu renkti. Peru’nun nüfusu Bolivya’nýn üç katýna yakýn olduðu için (29 milyon) haliyle ortalýk daha kalabalýktý. Hiç vakit kaybetmeden Juli’den bir baþka araca binerek Titicaca Gölü’nün bu kez Peru kýyýlarýný seyrederek (bol miktarda sazlýk ve su kuþlarý var) iki saat sonra göl kýyýsýndaki tüm yerleþmelerin en büyüðü olan Puno’ya geldim. Puno, Titicaca ile Ýnka uygarlýðýnýn baþkenti Cusco arasýnda bir geçiþ bölgesinde yer aldýðý için tarih boyunca önemini korumuþ eski bir kent. Ayrýca Titicaca Gölü ile en çok baðlantýsý olan yerleþim birimi. Ýspanyollar’ýn da sömürge zamanýnda çok önem verdikleri kentin merkezi koloni döneminin derin izlerini taþýyor. Öte yandan tüm Latin Amerika’ya daðýlmýþ bir halde yaþayan Keçhua yerlilerinin de esas mekâný burasý. Yeri gelmiþken biraz Keçhua yerlilerinden söz edeyim: Keçhua’lar (Quechua) Güney Amerika’nýn And Daðlarý eteklerinde kýzýlderili yerlileriyle yakýn akraba olan ve kendi etnik dillerini konuþan bir yerli halk. Bugün Güney Amerika’da bulunan ve sayýlarý oldukça azalan yerli nüfus içinde belki de en göze batan grup Keçhua yerlileri. Tarih boyunca baþlarýna gelen birçok olumsuzluða karþýn þimdilerde kýtanýn çeþitli ülkelerine daðýlmýþ olsalar bile tarih sahnesinden çekilmemiþler. Keçhualar kendi dillerini ‘Runa simi’ olarak adlandýrýyorlar. (runa ‘insan’, simi ‘kelime’ Özellikle büyük kentlerde birbiri ardýna açýlan maðazalarda satýþa sunulan organik ürünlere ilgi gün geçtikçe artarken, organik ürün pazarý da giderek büyüyor. Alýþveriþ merkezlerindeki büyük maðazalarýn da hepsinin organik ürün reyonu var. Daha saðlýklý ve güvenli bir yaþam için tercih edilen ve artýk gýdadan giysiye, temizlik malzemesinden oyuncaða kadar anlamýna geliyor). Bu dilin konuþulduðu bölge, Kolombiya’nýn güneyinden baþlayarak, Ekvador’un büyük bölümünü de içine alýp, Peru ve Bolivya üzerinden Þili ve Arjantin’in kuzeyine kadar uzanýyor. Diðer ülkelerde ise çoðunlukla yok sayýlýyor ve toplumdan kopuk bir halde sarp coðrafyalarda hayata tutunmaya çalýþýyorlar. Tüm kýtada keçhua dili tahminen 7 milyondan fazla insan tarafýndan konuþuluyor. Bu da onu Güney Amerika’nýn en çok konuþulan yerli dili haline getiriyor. Kýtada, Ýspanyolca ve Portekizce’den sonra, konuþanlarýn sayýsý bakýmýndan üçüncü sýrayý alýyor. Keçhua dili Ýspanyolca’nýn yanýnda Peru ve Bolivya’nýn resmî devlet dili içinde yer alýyor. Güney Amerika’nýn bazý büyük üniversitelerinde ise yabancý dil olarak öðretiliyor. Peru’nun turistik baþkenti cusco Çarþý pazar birkaç saat Puno’yu dolaþtýktan sonra Ýnka Ýmparatoru yüce Atahualpa ile olan randevuma geç kalmamak için sosyeteye karýþýp yalnýzca turistlerin bindiði, yerlilere göre lüks sayýlabilecek bir otobüse atlayýp kuzey yollarýna düþtüm. Daðlar bayýrlar aþarak geceyarýsý efsanevi Ýnka Ýmparatorluðu’nun baþkenti Cusco’ya ulaþtým. 28 milyonu aþan nüfusu ve ülkemizin bir buçuk katý büyüklüðündeki Peru’nun resmî baþkenti Ýspanyol generali Pizzaro’nun kurduðu 10 milyona yakýn nüfusu ile kuru bir kalabalýktan öte bir özelliði olmaya Lima olsa da ülkenin turistik baþkenti elbette ki Cusco. Kenti gezmek için buraya gelmiþseniz yer bulmakta zorlansanýz da ne yapýp edip meydanýn çevresindeki küçük otellerden birine kapaðý atmaya çalýþmalýsýnýz. Hele de meydana bakan bir oda bulmuþsanýz ne mutlu size. Günün her saatinde ahþap ve süslemeli aðaç iþinden yapýlmýþ balkonunuzdan meydanda 24 saat süren kesintisiz hayatý seyretmek mümkün. Deniz seviyesinden 3,326 metre yüksekte bulunan Cusco’ya (Machu Picchu’dan daha yüksek.) Ýnkalar, “Güneþin Kutsal Kenti” demiþler. Ülkedeki tüm yollarý birbirine baðladýðý için ‘göbek baðý’ anlamýna gelen geniþleyen organik ürün pazarý özellikle büyük kentlerde büyüdü. Kimyasal madde kullanýlmadan üretilmiþ ürünlere ilgi gün geçtikçe artýyor. Ekolojik ürünlerin hem saðlýklý hem de lezzetli olduðunu, çaðýmýzýn hastalýklarýný önleme açýsýndan da önemini vurgulayan organik ürün tüketicileri, "Bu ürünlerin temizliðine güveniyoruz en azýndan herhangi bir yabancý maddeden etkilenmemiþ olmasý bizi daha rahatlatýyor, özellikle çocuklarýmýza daha güvenilir sunuyoruz bu yiyecekleri." diyor. Günümüzde organik ürün pazarýnda gýdanýn yanýsýra mineral veren bitki, yosun hapý, doðal boyalý giysi, organik pamuktan üretilen bebek giysileri, ekolojik havuz temizleyicileri gibi farklý ürünler bulunduðunu belirten maðaza yetkilisi, bu alanýn yatýrýmcýya ihtiyacý olduðunu Cusco’yu þahin baþlý bir pumanýn vücudu þeklinde inþa etmiþler. Dinsel ritüellerin aðýr bastýðý kentin birçok bölümüne ‘Huaca’ adýný verdikleri dini mekânlar ve tapýnaklar yapmýþlar. Ancak Ýspanyollar, bunlarýn hepsini ya yýkmýþlar ya da kiliseye çevirip halký da zorla Katolik yapmaya kalkmýþlar. Þimdilerde ülkede Hýristiyanlýk çok yaygýn olsa da özellikle bu bölgede yaþayan yerlilerde atalarýndan kalma eski inanýþlarýn izlerine hâlâ rastlamak mümkün. Þehri gezmeye ilk olarak Plaza de Armas Meydaný’ndan baþlýyorum. Meydanýn hemen yanýnda bir zamanlar Ýnkalar’ýn altýn sütunlarla süslediði Güneþ Tapýnaðý’nýn yerinde Ýspanyollar’ýn yaptýðý Santa Domingo Kilisesi yer alýyor. Tapýnaðýn altýnlarý ise daha o zamanlar gemilere yüklenip çoktan Sevilla’daki hazine depolarýna gönderilmiþ. Bu büyük yapýnýn dýþýnda baþka tapýnak ve büyük tarihi binalarda mevcut. Bu arada meydanýn dört bir yanýnda gökkuþaðýnýn renklerini taþýyan Cusco bayraklarýnýn asýldýðýný görüyorum. Halk bir hafta sonraki (28 Temmuz) baðýmsýzlýk gününü kutlamaya hazýrlanýyor. Yani Simón Bolívar’ýn Pizzaro ile baþlayan Peru istilasýna 1821’ de son verdiði tarihin yýldönümünü büyük bir coþkuyla kutlayacaklarý günün gelmesini bekliyorlar. Meydanýn çevresindeki iki katlý küçük binalarýn alt katlarý tamamen seyahat acentalarýna ayrýlmýþ durumda. Þehrin arka sokaklarýný gezmek için meydandan biraz uzaklaþtýðýnýzda sýrtlarýnda el dokumasý pançolarý, kafalarýnda yuvarlak þapkalarý ile Ýnkalar’ýn torunlarý olan Keçhualý kadýn ve çocuklarýn günlük yaþamlarýný görebilirsiniz. Bazý sokaklar ise hâlâ Akdeniz kültürünün mimari izlerini taþýyor. Koloni döneminde Ýspanyollarýn kurduðu mahalleler hiç bozulmadan günümüze kadar gelmiþ. Parke taþlý sokaklarda yürürken ahþap balkonlu ve cumbalý evleri, farklý desen ve renklerde birer sanat eseri olan kapýlarý ve o kapýlarý aralayýp içeri girdiðinizde geniþ bir avlusu olan iki üç katlý tarihi konaklar sizi karþýlýyor. Bu konaklarýn alt katlarý þimdilerde birer sanat atölyelerine ve turistik eþya satan dükkanlara dönüþtürülmüþ durumda. Cusco, Güney Amerika ülkelerine yapacaðýnýz gezi sýrasýnda asla açlýk çekmeyeceðiniz nadir kentlerden biri. Þehrin meydanýný sarmalayan tüm sokaklarda söylüyor ve "zeytinyaðýndan sabuna, hamam setinden turþuya kadar çok geniþ yelpazeye sahip bir doðal ürün maðazasý açmak mümkün" dedi. dönerci de dahil olmak üzere dünyanýn her türlü mutfaðýndan örneklerin verildiði restoran ve kafeler yer alýyor. Puma gövdesi biçiminde bir kent Güneþ topraklarýndaki ikinci günüm kentin yakýn çevresindeki antik kalýntýlarý ve buralarda yaþayan yerlilerin günlük hayatlarýna tanýklýk etmekle geçti. Þehirden aldýðýmýz günlük turla bir minibüsü dolduran gezgin arkadaþlarýmla birlikte bir hayli komik ve konusuna hâkim genç rehberimiz Fredy eþliðinde güneþ çocuklarýnýn izlerini sürmeye devam ettik. Ýlk duraðýmýz Kutsal Vadi’de bulunan ‘Sacsayhuaman kalýntýlarý’ oldu. Ýnkalar için çok önemli olan bu mekân bir pumanýn baþý þeklinde yapýlmýþ. Kentin geri kalan kýsmý ise pumanýn gövdesini oluþturacak þekilde tasarlanmýþ. Ýkinci duraðýmýz Urubamba Nehri’nin bulunduðu vadinin yamaçlarýnda yer alan bir lama çiftliði oluyor. Çiftlikte her tür lama yetiþtiriliyor. En sevimlileri ise boylarý daha küçük olan çoðu beyaz tüylü alpakalar. Çifliðin orta yerinde geleneksel tezgâh kurup alpaka yününden halý dokuyan Keçhua kadýnlarýna rastlýyoruz. Burada yaþayanlar geceleri kamýþ çubuklardan yaptýklarý ve üzerini otlarla kapattýklarý çadýra benzer küçük evlerde kalýyorlar. Üçüncü duraðýmýz ise Urubamba kýyýsýnda kurulmuþ ve hâlâ yerlilerin yaþadýðý antik kent Pisak oluyor. Kentin yamacýndaki Ýnkalar’dan kalma yüzlerce teras günümüzde de tarla olarak kullanýlýyor. Keçhualar bu teraslarda hâlâ patates, mýsýr ve diðer bitkileri yetiþtirerek geçimlerini saðlarken, bir yandan da bu teraslarý görmeye gelen turistlerden para kazanmak için kurulan büyük bir yerel pazarda her türlü ilginç eþyalarý satýyorlar. Sýrt çantamda Dünya kültürleri BirGün Organik ürün maðazasýna giren kiþi daha sonra oranýn kalýcý müþterisi oluyor. Organik ve ekolojik ürünlerin satýþýný severek yapan insanlarýn sayýsý da çoðalýyor. Turnusol