Geziyorum devamı
Transkript
Geziyorum devamı
GEZ‹YORUM / MOSTAR Balkanların incisi Mostar Balkanların Balkanların en en gözde gözde kentlerinden kentlerinden biri biri olan olan ve ve daha daha çok çok Mostar Mostar Köprüsü’yle Köprüsü’yle bilinen bilinen Mostar; Mostar; tarihi tarihi ve ve doğal doğal güzellikleriyle güzellikleriyle büyülüyor büyülüyor adeta. adeta. 410 410 yıl yıl Osmanlı Osmanlı himayesinde himayesinde kalan kalan kent, kent, hoşgörü hoşgörü ve ve kardeşliğin kardeşliğin de de sembolü sembolü oldu. oldu. Kültürel Kültürel zenginliğiyle zenginliğiyle de de dikkat dikkat çeken çeken Mostar, Mostar, UNESCO’nun UNESCO’nun Dünya Dünya Miras Miras Listesi’nde Listesi’nde yer yer alıyor. alıyor. Ayşe Kaynarcalı [email protected] 138 EKOV‹TR‹N KASIM 2013 EKOV‹TR‹N KASIM 2013 139 GEZ‹YORUM / MOSTAR MOSTAR’I TANIYALIM B osna-Hersek'te Hersek bölgesinin en büyük şehri ve B o s n a - H e r s e k Federasyonu'na bağlı HersekNeretva Kantonu'nun idarî merkezi olan Mostar, Balkanların en köklü kentlerinden biri. Neretva Nehri'nin kıyısında yer alan Mostar, aynı zamanda Hersek'in de başkenti. 105 bin nüfusa sahip olan şehir, Bosna-Hersek'teki iç savaş sırasında büyük zarar gördü. Şehre ismini veren ünlü Mostar Köprüsü, Hırvatlar tarafından yıkıldı. Savaş sırasında şehrin etnik yapısı değişti. Müslümanlar Mostar'ın doğusunda, Hırvatlar batısında yaşamaya başladı. Sırpların çoğu ise şehirden ayrıldı. Savaştan sonra şehirde zarar gören binalar tamir, tarihi eserler restore edildi. Avrupa Birliği restorasyon çalışmaları için 15 milyon dolar harcadı. Bu arada yıkılan Mostar Köprüsü; ABD, Türkiye, Hollanda, İtalya ve Hırvatistan'ın katkılarıyla Yapı Merkezi tarafından temel, beden duvarları ve zemini güçlendirilen köprü, ERBU adlı diğer bir Türk şirketi tarafından aslına uygun olarak yeniden inşa edildi. 2005 tarihinde eski Mostar şehri, UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alındı. 140 EKOV‹TR‹N KASIM 2013 Mostar sabahı için manzaralı bir oteldeyim Üsküplü arkadaşıma, “Mostar üzerinden Saraybosna’ya geçeceğim.’’ diyorum. İtiraz ediyor. ‘’Mostar sabahına uyanmazsan, Mostar’ı görmüş olmazsın!”diyor. Mostar sabahını heyecanla karşıladım... G üneşli bir sonbahar günü Dubrovnik’te eski şehirde Üsküplü arkadaşım ile sohbet ediyoruz. ‘’İki akşam Split’te kalıp, Mostar üzerinden Saraybosna’ya geçeceğim.’’ diyorum. İtiraz ediyor. ‘’Mostar sabahına uyanmazsan, Mostar’ı görmüş olmazsın!’’ diyor. Bölgenin tecrübeli rehberlerinden biri. İçimden ‘’Bir bildiği vardır! ‘’ diye geçiriyorum ve programımı o anda değiştiriyorum. Bir gece Split’te konaklamaya ve Mostar’a ertesi gün öğleden sonra yola çıkmaya karar veriyorum. Ben de bir Mostar sabahına uyanacağım. Bindiğim otobüs Split’ten Mostar’a giden güzergâh boyunca her köşede durup sürekli yolcu indirip bindirdiği için yolculuk tahminimden çok uzun sürüyor. Hırvatistan, Bosna-Hersek sınırında pasaportlarımız iki kez toplanıp dağıtılıyor. Mostar’a vardığımda saat neredeyse gecenin onu. Booking.com’dan bulduğum ve terasının manzarasına kapılıp, tercih ettiğim küçük otelimin kalitesi beklentimin çok üzerinde. Güler yüzlü otel sahibi çift beni kapıda karşılıyor. Ferah, şık ve tertemiz bir oda gösteriyorlar. Eşyalarımı odama bıraktığım gibi hemen terası soruyorum. Çünkü benim derdim Mostar sabahını karşılamak… Hava serin… Üzerime hırkamı alıyor ve kendimi Mostar akşamına bırakıyorum. Otelime çok yakın mesafede bulunan, daha önce sadece fotoğraflarını gördüğüm köprüye doğru heyecan içinde yürümeye başlıyorum. Ve sonunda tarihi Mostar Köprüsü’nün üzerindeyim. İnanılmaz bir heyecan içerisindeyim. Kalp atışlarım hızlanıyor. Hüznü, kederi ve umudu aynı anda yaşatıyor bu köprü, benimle konuşuyor adeta. Büyüleniyorum. Odama döndüğümde hâlâ köprünün üzerimde bıraktığı etkinin altındayım. SOKAK DUVARLARINDA SAVAŞIN İZLERİ VAR Ertesi sabah erkenden uyanıp soluğu Mostar’ı panoramik olarak görebileceğim terasta alıyorum. Güneşin ilk ışıkları altında, minare ve kilise haçının aynı panoramada yer aldığı bu özel şehri hayranlıkla izliyorum. Mostar sabahını yavaşa yavaş içime çekiyorum. Rehberim gerçekten de haklıymış. Şehir henüz uykusundan uyanmamış, günübirlik turistler çarşıları kafeleri doldurmamışken, kuşlar ve kedilerle birlikte şehri yaşamaya başlıyorum. Kendimi sokaklara vurup, dar sokaklarında yürüyorum, nehir kıyısında oturup yeşilbaşlı ördeklerin aheste aheste suyun akışının tersine yüzmelerini izliyorum. Savaşın vahşetini kusan duvarların önünde öylece kalakalıyorum. Mermi ve şarapnel izleri… Sinagog, kilise, cami, mezar taşları… Sessizce o kadar çok şey anlatıyor ki şehir. Köprünün çevresinde dolaşıp, her bir görünümünü farklı açılardan fotoğraf makinemle kaydediyorum. Mostar’ın tarihi ilk çağa dayanıyor Mostar’ın tarihi, bulunan antik mezar kanıtlarına bakılacak olursa ilkçağa dayanıyor. Mostar’dan söz edilen ilk yazılı kayıtlar ise 1452 yılına uzanıyor. 1468 yılında Osmanlı idaresine giren şehir bu tarihten sonra giderek büyüyor ve genişliyor. EKOV‹TR‹N KASIM 2013 141 GEZ‹YORUM / MOSTAR 1878’E KADAR OSMANLI HİMAYESİNDE KALDI zavallı ve naçiz bir kulu olarak 16 ülke dolaştım ama hiç birinde bu kadar yüksek bir köprü görmedim. Taşı taşa ekleyerek gökler kadar yüksek bir köprü yapmışlar” diye yazmış. Osmanlı’nın 1878’de bölge üzerindeki hakimiyetini kaybedip geri çekilmesiyle boşalan toprakları bu kez Avusturya-Macaristan İmparatorluğu doldurmuş ve 1918’de başlayan Birinci Dünya Savaşı’na kadar yönetmiş. Bu dönemde Mostar Hersek’in resmi olmayan başkenti haline gelmiş. 1939’da Hırvatistan’a geçen şehir İkinci Dünya Savaşı’na kadar geçen süreçte bu kez de Hırvatistan Faşist Cumhuriyeti’nin önemli bir şehri haline gelmiş. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Sosyalist Federal Yugoslavya Cumhuriyeti’ne bağlanan şehir, plastik, tütün, boksit, şarap, havacılık ve alüminyum üretiminde gelişmiş. Turizm ve hidroelektrik santral yapılarıyla endüstriyel olarak gelişen kent özellikle turizmde öne çıkmış. Köprü, inşa edildikten sonra şehre ismini vermiş. Aslında Mostari kelimesi köprü bekçisi anlamına geliyor. Mostar köprüsünün inşasından sonra Neretva Nehri’nin iki yakasının birleşmesiyle artan ticaret nedeniyle köprü çevresinde yer alan Mostar 427 YIL HOŞGÖRÜ VE KARDEŞLİĞİN SEMBOLÜ OLDU 1992 ile 1993 arasında Bosna Hersek’in Yugoslavya’dan bağımsızlığını almak istemesiyle başlayan iç savaş, Avrupa’nın ortasında hepimizin MOSTAR KÖPRÜSÜ MÜHENDİSLİK HARİKASI Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 9 yılda inşa edilen ve 1566'da tamamlanan köprü tam olarak bir mühendislik harikası. Köprüsüyle bütünleşen kent Mostar Dünyada köprüleri ile ünlü nice kasaba şehir vardır ama köprüsü ile bu kadar bütünleşen tek şehir olsa olsa Mostar olur. Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 9 yılda inşa edilen ve 1566'da tamamlanan köprü tam olarak bir mühendislik harikası. Neretva Nehri'nden 24 metre yükseklikte, 30 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde olan köprü, dönemine göre çok gelişmiş bir teknolojiyle inşa edilmiş ve yapımında 456 kalıp taş kullanılmış. 142 EKOV‹TR‹N KASIM 2013 On yedinci yüzyılın ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Mostar köprüsü için, “Köprü adeta iki tepeyi birbirine bağlayan ve göklere yükselen bir gökkuşağı gibi” diyor. şehri Hersek bölgesinin en önemli ticaret merkezi olmuş. On yedinci yüzyılın ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Mostar köprüsü için, “Köprü adeta iki tepeyi birbirine bağlayan ve göklere yükselen bir gökkuşağı gibi, ben Allah’ın yüreğini dağlayan çok büyük katliamların ve acıların yaşanmasına neden oldu. 18 ay boyunca Sırp güçleri tarafından kuşatılan şehirde Sırpların ilk saldırdığı yerlerden biri, şehrin tarihle olan güçlü bağını koparmak amacıyla olsa gerek Mostar Köprüsü oldu. Bu saldırının ardından 1993’te Hırvat tankları köprüye daha büyük bir zarar veren saldırıları başlattı ve sonunda o güzelim köprü, hepimizin gözleri önünde ve canlı yayında tamamen yıkılıp sulara gömülürken, kent sadece köprüsünü değil, yüz yıllar boyu devam eden hoşgörü, kardeşlik ve çok uluslu mirasını da kaybetti. Kültürel çeşitliliğin sembolü olan, Müslüman ve Hırvat kesimini tam 427 yıl boyunca birbirine bağlayan Mostar Köprüsü ile beraber koca bir tarihti sulara gömülen. TARİHİ MOSTAR EVLERİ Savaştan sonra şehirde zarar gören binalar tamir edildi. Tarihi eserler niteliği taşıyan bu binaların çoğu restore edilerek yeniden hizmete açıldı. EKOV‹TR‹N KASIM 2013 143 GEZ‹YORUM MOSTAR UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİ'NDE S avaş sonrasında yıkılan köprünün yerine geçici bir demir köprü yapıldı. Mostar civarındaki diğer tüm köprüler de tahrip edildiğinden, nehrin iki yakasını birleştiren tek yapı olarak uzun süre bu köprü kaldı. UNESCO ve Dünya Bankası’nın desteğiyle 1997'de yılında köprünün eski hâline uygun olarak yeniden inşası başladı. Köprünün temel, beden duvarları ve zemin güçlendirilmesini Yapı Merkezi ve taş kemer inşaatını Türk şirketi olan ER-BU üstlendi. Macar ordusundan dalgıçlar orijinal taşları nehir yatağından bulup vinçlerle çıkardılarsa da suyun içinde bozulan taşlar yapıda kullanılamamış. Ancak bu çıkartılan taşlardan örnekler alınıp modellenmişler ve orijinal taşlarla aynı taş ocağından çıkarılarak aslının aynısı olarak işlenen yeni taşlarla köprü yeniden yapılmış. Orijinal modele sadık kalınarak yapılan köprünün temelleri de sağlamlaştırışmış. Haziran 2002'de başlayan yeniden inşa çalışması, 56. sıradaki taş olan kilit taşının yerine yerleştirilmesi ile 26 Ağustos 2003’te tamamlanmış. Köprü, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ve daha birçok devletin temsilcilerinin hazır bulunduğu bir törenle, İngiliz Prensi Charles tarafından 23 Temmuz 2004 tarihinde yeniden açıldı. Mostar Köprüsü’nün bu muhteşem açılışı da aynen yıkılışı gibi çok sayıda televizyon kanalı tarafından yine bir naklen yayınla dünyayla paylaşıldı. Mostar Köprüsü, eski Mostar şehriyle birlikte 2005 yılında Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi'ne eklendi. 144 EKOV‹TR‹N KASIM 2013 Köprüden atlamak eski bir gelenek Yıllardır süregelen bir geleneği var köprünün. Şehrin genç erkekleri evlenmeden önce, nişanlılarına cesaretlerini kanıtlamak için köprünün en yüksek yerinden Neretva Nehri’nin serin sularına atlıyorlar. Bu gelenek artık turistlere de şov yapmak amacıyla da olsa devam ediyor… Sanki Anadolu kasabasındayım Köprünün etrafı öğlene doğru gelen turistlerle kalabalıklaşıyor. Stari Grad’da dolaşırken bir Anadolu kasabasında dolaşıyor hissine kapılmamak mümkün değil. Daracık sokaklarında gezerken Osmanlı döneminden bozulmadan kalmış bir tanıdık mahallesindeyiz. Dükkanların önünde satılanların bazıları halkın el emeği göz nuru. Bazıları Türkiye’den gelmiş ürünler olabilir. Örtüler, küpeler, cezveler ve benzerlerine sadece İstanbul Kapalı Çarşı’da rastlayacağınız dansöz kıyafetleri. Ayrıca Rusya’dan gelen matruşalar da tezgahları süslüyor… EKOV‹TR‹N KASIM 2013 145 GEZ‹YORUM / MOSTAR Koski Mehmet Paşa Camii, Osmanlı veziri azamlarından Sokullu Mehmet Paşa’nın ruznamecisi ve timar defterdarlarından Koski Mehmet Paşa tarafından 1618 yılında inşa edildi. Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı Tokyo Camii Vakfı işbirliği ile caminin 1992-1994 savaşında yıkılan minaresi yeniden yaptırıldı. MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER Köprünün hemen başında kitap almak üzere girdiğim bir dükkânda köprünün yıkıldığı anların belgeselini izliyorum. Belgesel gün boyu müşterilerin izlemesi için dönüyor. Görülmesi gereken yerlerden Saat Kulesi, Kajtaz Evi ve Karagöz Bey Camii ile Hamam’ın hepsi de aynı mahallede ve yürüyüş mesafesinde. Otel sahibinden, Mostar Köprüsü’nün ve şehir manzarasının en güzel göründüğü yerin Koski Mehmet Paşa Camii olduğunu öğreniyorum ve çarşıyı dolaştıktan sonra avluya çıkan ana kapıdan camiye giriyorum. 146 EKOV‹TR‹N KASIM 2013 Koski Mehmet Paşa Camii Cami girişinde Türk olduğumu anlayan Mostarlı genç bir görevli yardımcı olmaya çalışıyor. Minareye tırmanıp kentin güzelliğini bir kez daha fotoğraf karelerine hapsediyorum. Cami, Osmanlı veziri azamlarından Sokullu Mehmet Paşa’nın ruznamecisi ve timar defterdarlarından Koski Mehmet Paşa tarafından 1618 yılında inşa edilmiş. Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı Tokyo Camii Vakfı işbirliği ile caminin 1992-1994 savaşında yıkılan minaresi yeniden yaptırılmış. Caminin iç ve dışı tamamen restore edilmiş ve 31 Ağustos 2001 tarihinde yeniden ibadete açılmış. Görevlinin yanına gidip sohbete başlıyorum. Savaşı, bombaları, yokluğu, açlığı, çaresizliği dinliyorum. O anlatıyor ben ağlıyorum, insan olmanın utancını yaşayarak… KAHVENİN HATIRINA… Cami çıkışında Bosnalı rehber arkadaşım Nejad ile tesadüfen karşılaşıyorum. Hemen bir sandalye çekip bana kahve ısmarlıyor. Gelen fincanın tabağındaki şekerleri alıyorum. Kahve fincanının dibinde ise bir sürpriz bekliyor beni. Fincanın dibine işlenmiş ay yıldızı görünce duygulanmamak mümkün mü? Boşnaklar için kahvenin ayrı bir önemi var. Kahvenin adı Turska kahva. Yani, Türk kahvesi. Sıradan bir ikram değil kahve Boşnaklar için. Misafire verilen değerin, akrabalık ve dostluk ilişkilerinin sıcacık bir sembolü. Fincanlarının kulpu yok, bakır bir kap içinde muhafaza edilerek sunuluyor. Köpüklü cezvenin yanında içinde iki şeker olan fincanla geliyor. Ve fincanların içine işlenmiş ay yıldız ile kültürel miras yaşatılıyor. SEVDALİNKA Savaşın içinde aşkın ezgileri… Ayşe Kulin’in bir gecede soluksuz okuduğum romanına adını veren Sevdalinka bölgede akordeon eşliğinde söylenen içli müziğin adı. Adını sevdadan alıyor. Aslında her Sevdalinka’nın bir söz yazarı varmış. Ama zaman içinde unutulmuş. Yüzlerce yıllık süreç içinde şarkılar ağızdan ağıza evden eve, şehirden şehre taşınmış, horonda, düğünlerde, aile toplantılarında söylenir olmuş. Sevda şarkıları her geçen gün güzelleşerek Boşnak halkının kültür zenginliğine katılmış. LEZZET DURAKLARI Bosna-Hersek’te böreğin adı ‘burek’. Lezzetli mi lezzetli. Diğer meşhur yemeğinin adı cavabi, bildiğimiz köfte. Dolma, sarma, Boşnak mantısı ve daha başka Bosna spesiyallerini denemek için küçük lokantalar var. Baklava tatlıların baş tacı. Ben öneri üzerine Hindin Han Restaurant’ı tercih ediyorum… Ne yemeli? Ne içmeli? Pljeskavica Burek (Boşnak Böreği) Ajvar (Ayvar) Cevapi Baklava Kava Nereleri görmeli? Mostar Köprüsü Savaş Fotoğrafları Sergisi (köprünün batı ayağında) Baş Çarşı Türk Evi Blagaj Tekkesi Poçitel Köyü Ve Mostar’a veda İçinden zümrüt yeşili suyun aktığı, her bir yanında farklı kültürlerin miraslarını taşıyan, şaheser köprüsü ile taçlandırılmış, doğal güzellikler şehrinden, bir gün yeniden bir Mostar sabahına uyanabilmek dileği ile ayrılıyorum. Yakın tarihte yaşanan acıların izlerini yüreğime kazıyarak… EKOV‹TR‹N KASIM 2013 147