RAMAZAN BAYRAMI - Turgutlu Müftülüğü

Transkript

RAMAZAN BAYRAMI - Turgutlu Müftülüğü
ĠL
:MANĠSA
TARĠH :01.05.2015
‫س َعى‬
َ ‫سا ِى إِ ََّّل َها‬
َ ً‫س لِ ْ ِْل‬
َ ‫َوأَى لَّ ْي‬
َّ ‫َّللاِ صلَّى‬
َّ ‫سو ُل‬
‫َّللاُ علي ِه‬
ُ ‫قال ر‬
ْ‫ َها اَ َك َل اَ َح ٌد طَ َعاها ً قَطٌّ َخ ْيراً ِهي‬:‫سلَّن‬
َ ‫و‬
ّ ‫اَىْ يَأ ُك َل هيْ َع َو ِل يَ ِد ِه َوإىَّ ًَبِ ّى‬
‫َّللاِ َداو َد‬
‫اى يَأك ُل ِهيْ َع َو ِل يَ ِد ِه‬
َ ‫سال َ َم َك‬
َّ ‫َعلَ ْي ِه ال‬
ĠSLAMDA ÇALIġMA VE EL EMEĞĠNĠN
ÖNEMĠ
Muhterem Müslümanlar!
Okumuş olduğum ayet-i kerimede
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Ġnsan için
ancak çalıĢtığının karĢılığı vardır.”1 Bu
ayete göre İslam dini, çalışma hayatının
temeline hak, adalet ve alın terine dayanan
emek ve çalışmayı koymuştur. Kur‟an ve
sünnette çalışma hayatımızı ilgilendiren,
toplumsal huzur ve barışımızı düzenleyen
hükümler oldukça fazladır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) çalışma
hayatı ile ilgili olarak “ĠĢçinin hakkını onun
alın teri kurumadan veriniz.”2 buyurmuştur.
Buna göre dinimizde asli ve tabii kazanç yolu
emektir, alın teridir. Hz. Muhammed (s.a.s) el
emeğinin kutsallığını şu sözlerle anlatır: “Hiç
kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir Ģey
yemiĢ
değildir.”3
Yine
Peygamber
Efendimize en temiz kazancın ne olduğu
sorulduğunda kişinin kendi elinin emeği, bir
de dürüst ticaretin kazancıdır, buyurmuştur.
Aziz Müminler!
Emeğe ve alın terine büyük önem
veren, onu teşvik eden Peygamberimiz (s.a.s)
rızkı için emek veren ve alın teri döken
mümini Allah‟ın sevdiği kullar arasında
göstermiştir. Hadisi şeriflerde övgü ile söz
edilen çalışma, sadece tarlada, bağda, bahçede
bedenen çalışma şeklinde değil, beden ve
zihin gücüne dayalı olarak sarf edilen her
türlü emek ve çalışmadır.
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.s)
sahâbîlerle oturmuş sohbet ediyorlardı. Bu
sırada bir genç biraz ileride elindeki kazma
kürek ile çalışıyordu. Ashaptan bazıları: "Yâ
Rasûlallah! Ne olurdu şu genç burada
sohbette bulunsa da Allah yolunda mesai sarf
etmiş olsa" dediler. Resülullah Efendimiz
bunun üzerine şöyle buyurdu: “Böyle
söylemeyin, eğer o genç insanlara el
açmamak, onlardan müstağni olmak, çoluk
çocuğunun nafakasını kazanmak için
çalıĢıyorsa Allah yolundadır. YaĢlı ve zayıf
düĢmüĢ anne-babasına yardımcı olmak,
onların
ihtiyaçlarını
gidermek
için
çalıĢıyorsa Allah yolundadır. Ancak o, din
kardeĢlerine karĢı mal çoğaltmak ve
övünmek
için
çalıĢıyorsa
Ģeytan
yolundadır.”4 Buna göre Müslümanın görevi
kazancını, meşru yollardan sağlayarak
kimseye
muhtaç
olmamasıdır.
Hz.
Peygamber, iki günü eşit olan zarardadır
diyerek,
İslam‟ın
çalışmaya,
emeğe,
kazanmaya verdiği değeri ortaya koymuştur.
Biz Müslümanlara düşen görev de Hz.
Peygamberin yolundan giderek hem dünya
hem de ahiret saadet ve mutluluğumuzu tesis
etmek için rızkımızı helal dairesinde
kazanmak olmalıdır.
Değerli Müminler!
Kendimizi ve aile efradımızı haram
lokmadan koruyarak Rabbimizin rızasına ve
va‟d ettiği cennetine koşalım. Cenabı Hak
bizi rızasından uzaklaştıracak olan haram
lokmadan, yanlış tutum ve davranışlardan,
tembellikten muhafaza eylesin.
1
Necm, 53/39.
İbn. Mace, Ruhun, 4.
3
Buhari, Buyu, 15.
4
Beyhaki, Sünen, VII. 479.
2
Hazırlayan: Şerif ÖZEL
Siteler Mescidi İ-H/Alaşehir
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
ĠL
:MANĠSA
TARĠH:08.05.2015
ْ ‫َو‬
ِّ‫بح ال ُّذ ِّل ِمهَ الزَّدْ َم ِة َوقُلْ َرة‬
َ َ‫اخفِضْ لَهُ َمب َجى‬
‫ص ٖغيزًا‬
َ ‫ارْ َد ْمهُ َمب َك َمب َرثَّيَ ٖبوى‬
farklılıklar, gelişen teknolojiyle günümüzde çok
hızlı değişiklik göstermektedir. İşte bu ortamda
aileyi ve ailenin temelini oluşturan anne-baba
hakkını farklı bir bakış açısıyla ele almaya
ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz.
Muhterem Din KardeĢlerim!
َّ ‫قبل رسىل‬
: ‫صلّى َّللاُ َعلَ ْي ِه و َسلَّم‬
َ ‫َّللا‬
‫ضى ْال َىالِ ِد َو َس َخطُ الزَّةِّ فِي‬
َ ‫ضى الزَّةِّ فِي ِر‬
َ ‫ِر‬
ْ
‫َس َخ ِط ال َىالِ ِد‬
ANA BABA HAKKI
Muhterem KardeĢlerim!
Yüce Allah, Kur‟an-ı Kerim‟de şöyle
buyuruyor: “Onlara merhamet ederek tevazu
kanadını indir ve de ki: "Rabbim! Tıpkı beni
küçükken koruyup yetiĢtirdikleri gibi sen de
onlara acı."1
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bir Hadis-i
Şerif‟lerinde şöyle buyuruyor: “Allah‟ın rızası
ana-babanın rızasındadır, Allah‟ın kızması
ana-babanın kızmasındadır.”2
Doğumundan itibaren evladının üzerine
titreyen, kendilerinden fazla yavrusunu tercih eden
en kıymetli varlığımız anne ve babalarımızdır.
Anne ve babalarımız aile yuvasında eğitim
aldığımız ilk öğretmenlerimizdir.
Anne-babaya karşı içtenlikle yapılan her
hizmet, gönüllerini alan her söz insana sadece
sevap
kazandırmakla
kalmayıp,
evladın
günahlarının affedilmesine de vesile olmaktadır.
Zira bir kişinin cennete girebilmesi için, iman ve
hayırlı ameller yanında, ana babanın rızasına da
ihtiyacı vardır.
Anne ve baba, evlatları için manevi bir
sigortadır. Bir hanede ana ve baba var ise orada
bereket, huzur ve mutluluk var demektir.
Peygamberimizin (s.a.s) ifadesiyle anne ve
babanın olduğu eve rahmet yağar, o ev geçim
sıkıntısı çekmez.
Muhtaç olduklarında onlara bakmak,
çağırdıkları zaman hemen gitmek, günah
içermeyen emirlerine itaat etmek, onlara yumuşak
davranmak, bağışlanmaları için dua etmek, anne
ve babanın evlatları üzerindeki haklarından
bazılarıdır.
Yüce Rabbimiz kendi rızasına uygun,
bireylerinin birbirlerinden razı olduğu, mutlu,
huzurlu bir aile hayatı bizlere nasip eylesin. Yüce
Rabbimiz, cümlemizi, anne ve babasının rızasını
kazananlardan eylesin.
Muhterem Müminler!
Mahlûkat içinde insana en yakın, şefkate
en layık olan anne ve babasıdır. Yüce Allah, anne
babaya, saygı ve hürmette kusur etmememiz
gerektiğini, onlara karşı her daim iyilikte
bulunmamız gerektiğini hatırlatan ayette şöyle
buyurmuştur. “Rabbin, sadece kendisine kulluk
etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı
kesin bir Ģekilde emretti.”3
Dünyamızdaki hızlı değişim ve gelişim
hepimizce malumdur. Her kesimi ilgilendiren bu
değişim ve gelişim ailede de yaşanmaktadır.
Önceleri nesiller arası geçimsizlik yaşanırken,
şimdi aynı kuşak içindeki geçimsizliklere şahit
olmaya başladık. Eskiden çok az yaşanan annebaba ve çocuklar arasındaki kültürel ve örfi
1
İsra, 24.
Tirmizi, Birr,3.
3
İsra, 23.
2
Hazırlayan: Mehmet Ali KARCI
Şah Süleyman Camii İ.H/Kula
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
ĠL
:MANĠSA
TARĠH :15.05.2015
Miraç
mucizesinin
gerçekleştiği
gecede, Peygamberimiz (s.a.s.)‟e, şu üç ilahi
mesaj verilmiştir.
1-Beş vakit namaz.
2-Bakara suresinin son iki ayeti.
3-Bu ümmetten Allah‟a şirk koşmadan ölen
kimsenin cennete gireceğinin müjdesi.2
Aziz KardeĢlerim!
MĠRAÇ KANDĠLĠ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum
Ayet-i
Kerime‟de:
“Ayetlerimizden bir kısmını ona göstermek
için kulunu bir gece Mescid-i Haram‟dan
alıp, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i
Aksa‟ya seyahat ettiren Allah her türlü
noksandan münezzehtir. ġüphesiz ki o her
Ģeyi iĢiten ve her Ģeyi hakkıyla görendir.”1
buyrulmaktadır.
Değerli Mü‟minler!
.
Recep ayının 27. yani 15 Mayıs 2015
Cuma gecesi mübarek miraç gecesidir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)‟in, İsra ve
Miraç mucizesinin gerçekleştiği gecedir. O
gece
dinimizin
bir
takım
esasları
Peygamberimize bildirilmiştir. Kelime olarak
„‟İsra‟‟ gece yürüyüşü, gece yolculuk etmek,
Miraç ise yükselmek yükseğe çıkmak
anlamına gelmektedir. İsra ve Miraç hadisesi,
Efendimiz (s.a.s.)‟in Peygamberliğinin on
ikinci yılında Mekke‟de vuku bulmuştur.
Kıymetli KardeĢlerim!
Her gün namazlarımızda okuduğumuz
Ettehıyyetü duası, Yüce Rabbimiz ile sevgili
Peygamberimiz (s.a.s.) arasında, Miraç‟ta
geçen selamlaşma ve konuşmadır. Miraç‟ta
meydana gelen, bu karşılıklı konuşmadaki
sözlerin, „‟mü‟minin miracı‟‟ olan namazda
okunması sünnettir.
Miraç insanoğlunun en büyük
randevusudur. Miraç hiç bir Peygambere
nasip olmayan, yalnız Hz. Muhammed (s.a.s.)
efendimize mahsus özel bir davettir.
Miraç daha ötesi olmayan en büyük
mertebedir. Miraç Allah‟ın nurunun bütün
kâinatı kuşattığını görmektir. Miraç biz
mü‟minlerin günde beş defa namazlarımızda,
Yüce Rabbimizin huzurunda olmamızdır.
Bu geceyi vesile ederek, Yüce
Rabbimize içten bir yakarışla dua edelim.
„‟Ya Rabbi sevgili Peygamberimize göğün
kapılarını açtığın gibi, bize de rahmetin,
merhametin ve affın kapılarını açarak bizi
bağıĢla.‟‟
İdrak edeceğimiz Miraç kandilinin,
maddi ve manevi anlamda, yükselmemize
vesile olmasını yüce Allah‟tan niyaz
ediyoruz.
1
2
İsra suresi, 1
Müslim İman, 279
Hazırlayan: Ahmet YILMAZ
Yağcıllı Mahallesi Camii İ-H/Soma
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
ĠL
:MANĠSA
TARĠH :22.05.2015
ّ ‫س ِن ه‬
‫ين‬
ْ ِ‫ب‬
ِ ‫َّللاِ ال َّر ْحوه ِي ال َّر ِح‬
‫اْلي َمبنَ ِمه قَ ْجلِ ِه ْم‬
َ ‫َوالَّ ِذيهَ تَجَ َّى ُؤوا ال َّد‬
ِ ْ ‫ار َو‬
ً‫بجة‬
ُ ‫َبج َز ئِلَ ْي ِه ْم َو ََل يَ ِج ُدونَ فِي‬
َ ‫ور ِه ْم َد‬
َ ‫ي ُِذجُّىنَ َم ْه ه‬
ِ ‫ص ُد‬
‫بصة‬
َ ‫ص‬
َ َ‫ِّم َّمب أُوتُىا َوي ُْإثِزُونَ َعلَى أَوفُ ِس ِه ْم َولَىْ َكبنَ ثِ ِه ْم خ‬
َ‫ق ُش َّخ وَ ْف ِس ِه فَأُوْ لَئِكَ هُ ُم ْال ُم ْفلِذُىن‬
َ ‫َو َمه يُى‬
ّ ‫ص هلّى ه‬
ّ ‫بل َرسُى ُل ه‬
:‫َّللاُ َعلَ ْي ِه َو َسل َّ ْم‬
َ ِ‫َّللا‬
َ َ‫َو ق‬
‫َل ي ُْإ ِم ُه أَد ُد ُك ْم دتَّى ي ُِذتَّ ألَ ِخي ِه َمب ي ُِذتُّ لِىَ ْف ِس ِه‬
KARDEġLERĠNĠ KENDĠNE TERCĠH ETMEK
rahmet etsin!” diye duâ etti.Allah Resûlü‟nün bu duâsına mescitte
bulunanların tamamı nail olmak isterdi, ancak sahabîlerin çoğunun
maddi durumları iyi değildi. Buna rağmen Medineli
Müslümanlardan Ebû Talhâ, Allah Resûlü‟nün konuğunu ağırlama
gayretiyle hanımına, çocukları uyutup yemeği misafire getirmesini
tembihledi. Çift o geceyi çocuklarıyla birlikte aç geçirdiler. Zira
yemek ancak misafire yetecek kadardı. Ancak gönülleri huzurla
doluydu. Çünkü Allah Resûlü‟nün misafirini büyük bir hassasiyetle
ağırlamış ve böylece onun duasına mazhar olmuşlardı. Ertesi sabah
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bu asil davranışı sergileyen sahabiyi
görünce, “Bu gece sizin misafirinize karĢı davranıĢınızdan
Allah Teâlâ çok hoĢnut oldu.” diyerek haklarında inen
“Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları (mü‟min
kardeĢlerini) kendilerine tercih ederler.”4 âyetini okudu.
Muhterem KardeĢlerim!
Abdullah İbn-i Ömer -radıyallâhu anhümâ hazretlerinin
anlattığı şu hadise Ashâb-ı Kirâm‟daki îsâr ruhunu
aksettirmektedir: “Yedi ev vardı, hepsi de yoksuldu. Birisi bu
evlerden birine bir koyun kellesi gönderdi. Ev sâhibi,
komĢusunun daha muhtaç olduğunu düĢünerek kelleyi diğer
komĢuya gönderdi. Ġkinci komĢu da aynı düĢünceyle kelleyi
üçüncü komĢuya gönderdi. Bu Ģekilde kelle yedi ev arasında
dolaĢtıktan sonra tekrar ilk hediye edildiği eve gönderildi.” 5
Muhterem KardeĢlerim!
Yüce dinimiz İslam kendimizi düşündüğümüz kadar, din
kardeşlerimizi de düşünmeyi emretmektedir. Yüce dinimizin
ısrarla üzerinde durduğu kaybolmaya yüz tutmuş bir değer vardır
ki oda îsâr‟dır. “Ġsâr, kiĢinin kendisi ihtiyaç içinde bulunsa bile
sahip olduğu imkânları baĢkalarının ihtiyaçlarını karĢılamak
üzere kullanması, baĢkalarının yararı için fedakârlıkta
Kıymetli KardeĢlerim!
bulunması demektir.”1 Îsâr yaşama zevki yerine yaşatma hazzıyla
Îsâr mal ile olduğu gibi can ile de olabilir. Kişinin sevdiği
var olmaktır. Îsâr sadece maddî imkanlarda söz konusu olan bir
fedakarlık değil; aynı zamanda hemen her konuda kardeşlerini öne bir kimse için kendi rahatını, huzurunu, hatta hayatını feda etmeyi
göze alması can ile îsârdır. “BaĢta Ebû Dücane Talha b.
çıkarmaktır. İsâr, kardeşlerini kendine tercih etmek demektir.
Ubeydullah Ümmü Ümare olmak üzere sâhabenin Resûlullah'ı
korumak üzere kendisini O'na siper etmesi ve bu uğurda
Kıymetli KardeĢlerim!
Efendimiz (s.as) dâimâ kendi nefsinden önce ümmetini yaralanması can ile îsârın en güzel örneklerini oluĢturur.”6
düşünmüştür. Kendisine ikrâm edilen bir şeyi, önce ashâbına İsarın bir adı da diğergâmlıktır. Diğergâmlık, kendinden önce din
dağıtmış, onları rahat ve huzura kavuşturmadan kendisi de rahat ve kardeşinin huzur ve saâdetini tercih edebilmektir. Yani benlikten
huzur bulamamıştır. Gelin hep birlikte Peygamber efendimiz diğergâmlığa geçip; «Önce ben» yerine «önce sen» veya «önce o»
(s.a.s)‟in ve Sahabenin hayatındaki isarın önemine kulak verelim: diyebilmektir.
Yermük savaşında yaralı vaziyette yerde kıvranan ve
Sahabeden bir kadın elinde bir parça kumaşla Peygamberimiz
(s.a.s)‟e gelerek “Ya Resulallah! Bu kumaĢı giysi olarak susuzluktan kavrulan sahabîlerin kendilerine verilen suyu, tam
kullanmanız için kendi elimle dokudum der. O günlerde böyle içmek üzere iken birbirlerine gönderişleri, nihâyetinde üçünün de
bir kumaĢa ihtiyacı olan Efendimiz bu hediyeyi alır, üzerine bir damla su içemeden şehadet şerbetine kavuşmaları diğergâmlık
örtünür ve ashabının yanına gelir. Ashabın içinden biri bu yeni örneğidir. Günümüzde de birçok kardeşlerimiz sevdiklerini
kumaĢı beğenir ve Allah Resulü‟nden kendisine hediye yaşatma adına böbreklerini vererek isar ruhunu taşıdıklarını
etmesini talep eder. Rahmet Elçisi, bu kiĢiyi kırmaz ve kumaĢı görmekteyiz.
ona hediye eder. Fakat ashaptan bazıları bu durumu hoĢ
Muhterem KardeĢlerim!
karĢılamaz ve hiç iyi yapmadın. Efendimizin buna ihtiyacı
Gelin, en yakınımızdan başlayarak, kimsesizlerin kimsesi
vardı. Kendisinden bir Ģey isteyeni geri çevirmediğini bildiğin
halde o kumaĢı istedin diye o Ģahsa çıkıĢırlar. Sahabî ise, onu olalım, ihtiyaç sahibi kardeşlerimizi unutmayalım. Yaşadığımız bu
giymek için değil, Resulullaha ait bir örtüyü kendisine kefen dünya hayatında kendimiz dışındakileri de hesaba katalım.
Cenâb-ı Hak, bizleri din kardeĢlerinin derdiyle
yapmak için istediğini söyler ve nitekim dediği gibi de olur.”2
Bu olay, Merhamet Peygamberi‟nin, başkalarını kendine tercih dertlenip, onları kendimize tercih eden, sâlih kullarından
etme yüceliğini ve sahabenin Peygamber sevgisini ortaya koyan ne eylesin…
Hutbemizi baĢta okuduğum hadiste bitirelim.
güzel bir örnektir.
“Hiçbiriniz kendisi için sevip arzu ettiği Ģeyi mümin kardeĢi
için de sevip arzu etmedikçe kâmil manada iman etmiĢ
Değerli KardeĢlerim!
İsar ruhu Kur‟an-ı Kerim‟de şöyle anlatılır: “Onlardan olamaz”.7
(Muhacirlerden) önce o yurda (Medine‟ye) yerleĢmiĢ ve imanı
da gönüllerine yerleĢtirmiĢ olanlar, hicret edenleri severler. 1 DİB Dini Kavramlar sözlüğü shf322
Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık 2 Buhârî, Libâs, 18.
duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile, 3 Haşr, 59/9.
onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, 4 Buhari, Tefsir 59/6
hırsından korunursa, iĢte onlar kurtuluĢa erenlerin ta 5 El-Cami li Ahkamil Kur’an 9/24
kendileridir.”3 Bu âyetin nüzûl sebebi olarak, sahabenin dillere 6 Buhârî, Cihâd, 80
destan îsâr kahramanlığını gösteren şöyle bir hâdise rivayet 7 Buhari, İman, 7
edilmektedir: Bir gün Peygamber Efendimiz‟e (s.a.s) gelen bir
adam ihtiyacı olduğunu söyleyerek ondan yardım istedi. Sevgili Hazırlayan: Musa UYAR
Peygamberimiz, “Belki yiyecek bir şeyler vardır” düşüncesiyle Gelenbe Mahallesi Çarşı Camii İ-H/ Kırkağaç
evine haber gönderdi. Fakat evde sudan başka bir şeyin
bulunmadığı cevabını alınca sahabeden yardım istemeye karar Redaksiyon: İl İrşat Kurulu
verdi ve “Bu şahsı bu gece (evinde) kim misafir ederse Allah ona
ĠL
:MANĠSA
TARĠH :29.05.2015
‫ُصُ ُْك اويُثا ِبّ ْت اا ْقدا ا ام ُ ْك‬
‫ُصوا ٰ ّ ا‬
ْ ُ ‫اّلل ي ا ْن‬
ُ ُ ‫اَي ااُّيه اا ذ ٖاَّل اين ٰا امنُوا ِا ْن ثا ْن‬
ِ ‫ول ذ‬
ُ ‫قاا ال ار ُس‬
‫اّلل عالا ْي ِه او اس ذّل‬
ُ ‫اّلل اص ذَّل ذ‬
‫ل ا ُت ْفتا اح ذن ْال ُق ْس اط ْن ِطي ِنيذ ُة فالانِ ْع ام ْا َأل ِم ُري َأ ِم ُريه اا او لانِ ْع ام‬
‫الْ اجيْ ُش اذ ِ اِل الْ اجيْ ُش‬
ĠSTANBUL‟UN FETHĠ
İman edenler! Siz Allah‟ın dinine yardım
ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı
savaşta sabit kılar."3 "Mallarınızla, canlarınızla
Allah yolunda savaşın. Eğer bilirseniz bu, sizin
için daha hayırlıdır"4 buyurmuştur.
Aziz Cemaat!
İstanbul‟u fethi maneviyat ve ilmin
eseriydi. Nitekim Fatih muzaffer bir komutan
olarak İstanbul‟a girerken bile asla mağrur
olmamış, fethi müteakip duyduğu mutluluğu
devlet erkânına açıklarken, “Bende gördüğünüz
sevinç yalnız bu şehrin fethine değil,
Akşemseddin gibi bir veli ile birlikte
bulunduğumuzadır” demiştir.5
Muhterem KardeĢlerim!
Asr-ı saadetten beri İstanbul‟un fethi,
Müslümanların başlıca gayelerinden biriydi.
Çünkü Peygamberimiz (s.a.s.): "İstanbul mutlaka
feth olunacaktır. O‟nu fetheden komutan ne
güzel komutan ve O‟nu fetheden asker ne güzel
askerdir"1 buyurmuşlardı. Bu övgüye mazhar
olabilmek gayesiyle, Emeviler döneminde İslam
ordusu İstanbul‟u kuşatmış, Peygamberimizin
bayraktarı ve O‟nu Medine‟de misafir eden, Ebû
Eyyüb el-Ensârî (r.a) bu kuşatmada komutan
olarak görev almıştır. Vefat edince de “Beni
İslam ordusunun surlara yaklaşabileceği en ileri
noktaya defnedin”2 vasiyeti yerine getirilmiştir.
Değerli Müslümanlar!
Hz. Peygamber‟in bu müjdesine kavuşma
şerefi, genç Osmanlı hükümdarı Fatih‟e ve
O‟nun şanlı ordusuna nasip olmuştur. Bu fetihte
her nefer bir ordu olmuş, canını dinin ve vatanın
emrine amade kılmış, malını İslam‟ın zaferi için
feda etmiş, kanının son damlasına kadar
düşmanla çarpışmayı göze almış, netice itibariyle
dünyada elde edilebilecek rütbelerin en değerlisi
olan, şehit veya gazi olma şerefine nail
olmuşlardır.
Bu fetih, imanın inkâra, ilmin cehalete,
birliğin nifaka galebesidir. Allah yolunda yapılan
bir mücadeledir ve Allah‟ın yardımı sayesinde
zaferle neticelenmiştir. Zira Cenab-ı Hak: "Ey
Sevgili KardeĢlerim!
Bu büyük zaferin ardından savaşın izleri
silinip, şehir yeniden imar edilmeye başlanmıştır.
Fethin bir nişanesi olarak Ayasofya camiye
çevrilip ilk Cuma namazı orada kılınmıştır. Aynı
zamanda Ortaçağ‟da benzeri görülmeyen engin
bir hoşgörü ile gayr-ı müslimler dinî tercihlerinde
serbest bırakılmıştır. Fetihten sonra İstanbul‟da
birçok vakıf ve medrese kurularak şehir ilim,
irfan ve kültür merkezi haline getirilmiştir.
İstanbul‟un fethi; dünya tarihine altın harflerle
yazılmış emsali bulunmayan bir dönüm
noktasıdır. Bu vesileyle fethi gerçekleştiren Fatih
Sultan Mehmed‟i ve askerlerini rahmet ve
minnetle yâd ediyoruz.
1
Ahmed b. Hanbel, Müsned IV, 225.
Dr. Mehmed Efendioğlu, Eyüp Sultan‟a Adını Veren
Sahabi Ebu Eyyüp el-Ensari, TDV Eyüp Müftülüğü Yay.
S.12
3
Muhammed, 47/2
4
Tevbe, 9/41
5
Ayverdi, Semiha, Osmanlı Asırları, I, 282, İst.1977
2
Hazırlayan: Süleyman AÇIKEL
Turgutalp Mah. Sultanyaylası Camii İ-H /Yunusemre
Redaksiyon: İl İrşat Kurulu

Benzer belgeler

MİRAÇ KANDİLİ Kardeşlerim! Önümüzdeki Salı`yı Çarşamba`ya

MİRAÇ KANDİLİ Kardeşlerim! Önümüzdeki Salı`yı Çarşamba`ya adam ihtiyacı olduğunu söyleyerek ondan yardım istedi. Sevgili Hazırlayan: Musa UYAR Peygamberimiz, “Belki yiyecek bir şeyler vardır” düşüncesiyle Gelenbe Mahallesi Çarşı Camii İ-H/ Kırkağaç evine ...

Detaylı

israf

israf ْ‫ َها اَ َك َل اَ َح ٌد طَ َعاها ً قَطٌّ َخ ْيراً ِهي‬:‫سلَّن‬ َ ‫و‬ ّ ‫اَىْ يَأ ُك َل هيْ َع َو ِل يَ ِد ِه َوإىَّ ًَبِ ّى‬ ‫َّللاِ َداو َد‬ ‫اى يَأك ُل ِهيْ َع َو ِل يَ ِد ِه‬ َ ‫سال َ َم َك‬ َّ...

Detaylı

Hutbeler - Hatay İl Müftülüğü

Hutbeler - Hatay İl Müftülüğü 2-Bakara suresinin son iki ayeti. 3-Bu ümmetten Allah‟a şirk koşmadan ölen kimsenin cennete gireceğinin müjdesi.2 Aziz KardeĢlerim!

Detaylı