Kanserde sirkadiyan ritim genlerinin rolü The role of circadian

Transkript

Kanserde sirkadiyan ritim genlerinin rolü The role of circadian
Journal of Cell and Molecular Biology 9(2):1-10, 2011
Haliç University, Printed in Turkey.
http://jcmb.halic.edu.tr
Review Article 1
Kanserde sirkadiyan ritim genlerinin rolü
The role of circadian rhythm genes in cancer
Harika ATMACA and Selim UZUNOĞLU*
Celal Bayar University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Biology, Manisa, Turkey.
(* author for correspondence͖[email protected])
Received: 27 October 2011; Accepted: 9 December 2011
Abstract
Circadian (In Latin: Circa=around, Diem=day) rhythm describes the processes of 24 hour oscillations
in the living systems. At the cellular level, circadian rhythm is controlled by a molecular network with
positive and negative feedbacks. The known critical elements in the positive feedback loop are Clock
and Bmal1; the ones in complementary negative feedback are mainly Period and Cryptochrome genes.
In cancer, which is an important health problem today, dysregulation of circadian rhythm is an
important risk factor. In this review, circadian rhythm genes involved in cell proliferation, apoptosis,
DNA repair, metabolism, detoxification and response to DNA damage and their roles in cancer
development are summarized.
Keywords: Circadian rhythm, cancer, period, cryptochrome, molecular clock
Özet
Sirkadiyan (Latince: circa=yaklaşık, diem=gün) ritim canlı sistemlerdeki 24 saatlik dalgalanmalara
maruz olayları tanımlar. Hücresel seviyede bakıldığında sirkadiyan ritim, pozitif ve negatif
geribildirimler içeren moleküler bir ağ tarafından kontrol edilir. Pozitif geribildirim döngüsünde
bilinen kritik elementler Clock ve Bmal1, tamamlayıcı negatif geribildirimde ise Period ve
Cryptochrome genleridir. Günümüzde önemli bir sağlık sorunu olan kanserde sirkadiyan ritmin
bozulması önemli bir risk faktörüdür. Bu derlemede hücre çoğalması, apoptoz, DNA tamiri,
metabolizma, detoksifikasyon ve DNA hasarına cevapla ilişkili sirkadiyan ritim genleri ve kanser
oluşumundaki rolleri özetlenmiştir.
Anahtar Sözcükler: Sirkadiyan ritim, kanser, periyot, kriptokrom, moleküler saat
Kısaltmalar listesi
Clock: Circadian Locomotor Output Cycles Kaput, Bmal1: Brain-muscle-arnt-like 117 protein 1,
CRY: Cryptochrome, PER: Period homolog 1, E-box: Enhancer box, ROR: Retinoid-related orphan
receptor-alpha, REV-ERBα: Nuclear receptor Rev-ErbA-alpha, NONO: Non-POU domain containing,
octamer-binding, DEC: Deleted in esophageal cancer 1, CYP2A5: Cytochrome P450 2A5, CYP2C50:
Cytochrome P450 2C50, CES3: Carboxylesterase 3, MDR1: ATP-binding cassette, sub-family B
(MDR/TAP), member 1, Npas2: Neuronal PAS domain protein 2, Fas: TNF receptor superfamily,
member 6, Bax: BCL2-associated X protein, c-myc: Cell division cycle associated 7, Chk1: CHK1
checkpoint homolog, Chk2: CHK2 checkpoint homolog, Atr1: Ataxia telangiectasia and Rad3 related,
Jak2: Janus kinase 2, ER: Estrogen receptor, Pbef: Pre- B- cell colony- enhancing factor, Akt1: V-akt
murine thymoma viral oncogene homolog 1, Cdk2: Cyclin-dependent kinase 2, TGFβ: Transforming
growth factor, beta, EGF: Epidermal growth factor, CCL5: Chemokine (C-C motif) ligand 5,
BDKRB2: Bradykinin receptor B2, SP100: SP100 nuclear antigen, Wee1: WEE1 homolog, Mdm-2:
Mdm2 p53 binding protein homolog (mouse), Gadd45: Growth arrest and DNA-damage-inducible
2Harika ATMACA and Selim UZUNOĞLU
Giriş
Uzay
zamanda
gerçekleşen
canlılık
fenomenleri, süreç bakımından da kontrole
tabidir. Hücredeki her bir molekül, belirli bir
zamanda
sentezlenir,
belirli
bir
süre
fonksiyonunu icra eder ve belli bir sürenin
sonunda da yıkıma maruz kalır. Bu
perspektiften bakıldığında, hücresel olayların
düzenlenmesinde ve kontrolünde zamanlama ve
süreyi kontrol eden genler ve bunların ürünleri
olan proteinler vardır. Zaman ve sürenin ölçüm
ve kontrolünde rol alan biyolojik moleküllerin
ve bunların sentezinden sorumlu genetik
elementlerin anlaşılması kanser başta olmak
üzere
birçok
hastalığın
mekanizmasını
çözümlemede önemlidir.
Zamanlama ve süre perspektifinden canlılık
olayları incelendiğinde, osilasyon, periyot ve
ritimlerin sağlıklı hücresel faaliyetler için kritik
rol
oynadığı
görülür
(Tablo
1).
Tablo 1. Genlerin aktivasyon düzeyleri, süreler, biyolojik fonksiyonlar ve araştırma alanları (Rossi,
2002).
Gen Aktivasyonundaki
Düzeyler
Yaklaşık Süre
Temel Fonksiyon
Araştırma Alanı
Evrimsel süreçlerde aktif olan
genler
Jeolojik devirler
Çeşitliliğin kökeni
Evrimsel biyoloji
Kalıtım Esnasında aktif olan
genler
Nesiller arası
Replikasyon ve
rekombinasyon
Genetik
Gelişim sırasında aktif olan
genler
Bir ömür boyu
Büyüme
Embriyoloji
Günlük- Haftalık
Metabolizma
Fonksiyonel genom
bilimi
Sirkadiyan ritime göre aktifleşen
genler
Sirkadiyan
Sistem fonksiyonlarının
Senkronizasyonu
Kronobiyoloji
Geç cevapta aktifleşen genler
4-8 saat
İmmunite
İmmunoloji
Erken cevabın ortalarında aktive
olan genler
1-2 saat
Çevresel cevap
Fiziko-nöroimmunoloji
Davranışlara cevap olarak aktive
olan genler
Değişken saatlik
dilimler
Uyanıklık, uyku, ruh
hali
Psikoloji
Fizyolojik değişikliklere bağlı
olarak aktive olan genler
Dakikalar-Saatler
Hafıza, öğrenme
Nöroloji
Erken cevabın başında hızlıca
aktive olan genler
Saniyeler- Dakikalar
Uyarılma, stres
Psikobiyoloji
Canlılığın devamı için
gerekli/sürekli aktif genler
Sirkadiyan ritim genleri ve kanser 3
Öyle ki, biyolojik ritimler tek hücreli
organizmalardan memelilere kadar bütün canlılarda
mevcuttur (Waterhouse J, 1999). Örneğin
nörotransmitter
ve
reseptör
sayısındaki
değişiklikler, kan basıncı, vücut sıcaklığındaki
dalgalanmalar, uyku-uyanıklık, hatta DNA
replikasyonunun bile gün içinde değişiklikler
gösteren ritimleri vardır (Waterhouse J, 1999;
Lowrey ve Takahashi, 2004). Bu ritimlerden biri
sirkadiyan
ritim
(Latince:
circa=yaklaşık,
diem=gün) olup, canlılardaki 24 saatlik dilimdeki
dalgalanmalara maruz olayları tanımlar. Sirkadiyan
ritimler hücre, organ, endokrin sistem ve organizma
ölçeğinde
gözlenir.
Sirkadiyan
ritimlerin
kontrolünde hem genetik faktörler hem de çevresel
uyaranlar rol oynar. Çevresel uyaranların
sirkadiyan genlerinin okunmasını nasıl düzenlediği
ise epigenetik faktörler tarafından belirlenir.
Dolayısıyla, hücresel olayların zamanlaması ve
süresinin kontrolünde genetik, epigenetik ve
çevresel uyaranlar birlikte etkileşir.
Sirkadiyan ritmin temel moleküler mekanizması
Memelilerde organizma ölçeğinde gözlenen
sirkadiyan ritmin düzenlenmesinde “Epifiz bezi” ve
“Suprakiazmatik çekirdek” rol oynar (Kondratov ve
ark., 2007). Hücresel ölçekte bakıldığında ise
sirkadiyan ritim, pozitif ve negatif geribildirimler
içeren moleküler bir ağ tarafından kontrol edilir
(Lowrey ve Takahashi, 2004; Ko ve Takahashi,
2006; Son ve ark., 2011). Bu ağın pozitif
geribildirim döngüsündeki moleküler oyuncular
Clock ve Bmal1 isimli transkripsiyon faktörü
kodlayan genlerdir. Her iki transkripsiyon faktörü
de
“Basic
helix-loop-helix
(bHLH)-PAS”
transkripsiyon faktör ailesine aittir. Bunların
özelliği benzer motiflere sahip ortak domeynler
içermeleridir (McGuire ve ark., 1995). Örneğin,
PAS domeyni hem bHLH transkripsiyon
faktörlerinde hem de Drosophila’daki Period isimli
sirkadiyan geninde bulunur. Bu faktörler genellikle
hücre tipi farklılaşmasının düzenlenmesinde ve
çoğalmada
görev
alan
proteinlerin
transkripsiyonundan sorumludur (McGuire ve ark.,
1995). Heterodimer formunda aktifleşen Clock ve
Bmal1 proteinleri, Period ve Cryptochrome gibi
sirkadiyan ritim genlerinin transkripsiyonunu
düzenler.
Memelilerde
sirkadiyan
ritimleri
düzenleyici
genlerin
transkripsiyonunu
zenginleştirici dizilerden biri E-box cis elementi
olup, Period ve Cryptochrome genlerinin ortak
özelliği bu diziye sahip olmalarıdır. Clock
ve Bmal1 heterodimeri de bu bölgeye
bağlanarak
transkripsiyonu
başlatırlar
(Lowrey ve Takahashi, 2004; Ko ve
Takahashi, 2006) (Şekil 1).
Genomun sağlıklı işleyişi ağ tabanlı
moleküler etkileşimlerle düzenlendiğinden,
sirkadiyan ritim genlerinin sentezini kontrol
eden Bmal1 transkripsiyon faktörü de
kontrole tabidir. Bu kontrol retinoik asit
reseptörle ilişkili orphan nükleer reseptörleri
olan ROR ve REV-ERB molekülleri ile
gerçekleştirilir. RORα, Bmal1 geninin
transkripsiyonunu başlatırken, REV-ERB
ise bu transkripsiyonu baskılar (Ko ve
Takahashi, 2006). Diğer bir ifadeyle; ROR
ve REV-ERB
molekülleri Bmal1’in
transkripsiyonunu
kontrol
ederken,
Clock/Bmal1 heterodimeri de bu nükleer
reseptörlerin sentezini kontrol eder (Lowrey
ve Takahashi, 2004; Ko ve Takahashi,
2006).
Bu döngünün negatif geribildirim
oyuncuları ise Period ve Cryptochrome
genleridir. Memelilerde sirkadiyan ritim, bu
genlerin transkripsiyon ve translasyonunun
döngüsel geribildirimi ile düzenlenir. Period
ve
Cryptochrome
genlerinin
transkripsiyonunu
Clock/Bmal1
heterodimeri başlatırken, transkripsiyonunu
kendisi
engeller.
Açarsak;
Period/Cryptochrome heterodimeri geri
beslemeyle kendi sentezini kontrol eder. Bu
pozitif
ve
negatif
geribildirim
döngülerindeki proteinlerin stabiliteleri ve
nükleer translokasyonları fosforilasyon ve
übikütinlenme işlemleri ile de düzenlenir.
Fosforilasyon işleminde Kazein kinaz 1 ε
(CK1ε), Kazein kinaz 1 δ (CK1δ), NONO
moleküllerinin rol oynadığı gösterilmiştir
(Lowrey ve Takahashi, 2004; Ko ve
Takahashi, 2006) (Şekil 1). Sirkadiyan
osilasyonunun çevrimi, moleküler osilatörler
tarafından transkripsiyon ve translasyonun
otomatik olarak düzenlenmesi neticesinde
gerçekleşir. Bu mekanizmada PER1 ve
PER2 genlerinin promotor bölgesinde
bulunan E-box (CACGT[G/T]) bölgesi
kritik öneme sahiptir. Bmal1 ve Clock
proteinleri kompleks oluşturarak bu bölgeye
bağlanır ve E-box bölgesi içeren PER
4Harika ATMACA and Selim UZUNOĞLU
genlerinin
transkripsiyonu
ve
translasyonu
başlatılır. Sentezlenen PER proteinleri çekirdeğe
aktarılır, burada CRY proteini ile heterodimer
oluşturur. Bu heterodimer ise E-box bölgesine
bağlanarak, transkripsiyonun tekrar başlamasını
engeller. Belli bir süre sonra PER/CRY baskılayıcı
kompleksi yıkılır, Clock/Bmal1 heterodimeri tekrar
E-box bölgesine bağlanır ve transkripsiyon
döngüsü yeniden başlatılır. Yardımcı döngüler
(REV-ERBα, RORα, DEC) de, osilasyon özelliği
gösteren bu temel döngünün düzenlenmesinde rol
oynar (Okamura ve ark., 2010; Son ve ark.,
2011).
Zamanlama ve süreç kontrolü canlılığın
her ölçeğinde hayati bir faktördür.
Zamanlama
ve
süreç
noktasında
gerçekleşecek herhangi bir hata kendi
ölçeğinde sorunlara yol açar. Canlılığın en
temel fonksiyonel birimi olan hücrede ve
çok hücreli organizmalarda sirkadiyan
ritmin bozulması birçok hastalığa zemin
hazırlar.
Şekil
1. Memelilerde saat genlerinin transkripsiyon-translasyonunun döngüsel geri bildirimi.
Günümüzde pek çok insanın ölümüne neden
olan kanserde sirkadiyan ritmin bozulması
önemli bir risk faktörü olmakla beraber,
aralarındaki
ilişki
net
olarak
aydınlatılamamıştır. Hücre çoğalması, apoptoz,
DNA tamiri, metabolizma, detoksifikasyon ve
DNA hasarına cevap gibi hücresel olaylar
sirkadiyan ritim ile kontrol edilir (Mongrain ve
Cermakian, 2009; Rana ve Mahmood, 2010).
İlaçların farmakokinetiği (emilim, dağılım,
metabolizma ve atılım) sirkadiyan saat
tarafından kontrol edilir. Metabolizma ve
detoksifikasyonun ana işlemcisi olan karaciğer,
sirkadiyan ritimler üretebilen bir biyolojik saat
gibidir. Bir çalışmada, sıçan karaciğerinde 3906
genin zamana bağlı ekspresyon profilleri
araştırılmış,
67
genin
ekspresyonunun
sirkadiyan ritim gösterdiği bulunmuştur (Ohdo
ve ark., 2011). Sirkadiyan ritim gösteren bu
genlerin transkripsiyonun düzenlenmesinde, ilaç
metabolizmasında, iyon taşınımında, sinyal
iletiminde ve immün cevapta rol alan genler
olduğu gösterilmiştir. Sirkadiyan saat, özellikle
PAR domaini içeren temel lösin fermuar (PAR
bZip) motifli transkripsiyon faktörlerinin
ekspresyon profillerini kontrol eder. Bu
faktörler
ise
karaciğerde
ksenobiyotik
detoksifikasyon sisteminin koordinasyonunda iş
gören enzimlerin (CYP2A5, CYP2C50 ve
CES3) ifadesini düzenler. PAR bZip
transkripsiyon faktörleri mutant olan farelerde
ilaç
metabolizmasıyla
ilgili
enzimlerin
(karboksilesterazlar, sitokrom p450 enzimleri,
glutatyon-s-transferaz
enzimleri,
p450
oksiredüktaz,
sulfotransferazlar
gibi)
ekspresyon profillerinin değiştiği gösterilmiştir.
Ayrıca, kanserde çoklu ilaç direncinden
sorumlu P-glikoprotein’in (MDR1a) ifade
Sirkadiyan ritim genleri ve kanser 5
profilindeki 24 saatlik değişikliklerin sirkadiyan
saatin
moleküler
bileşenleri
tarafından
düzenlendiği saptanmıştır (Ohdo ve ark., 2011).
Sirkadiyan ritmi düzenleyen genler aynı
zamanda hücre döngüsünde rol alan çeşitli
transkripsiyon faktörlerini, tümör baskılayıcı
genleri ve bazı kaspazların sentezini de kontrol
eder (Rana ve Mahmood, 2010). Bu nedenledir
ki, sirkadiyan ritim genleri hücre çoğalması ve
apoptoz gibi kanserle ilişkili biyolojik olayları
önemli ölçüde etkiler. Ancak moleküler
mekanizmaları detaylı olarak açıklanamamıştır.
Kanserle ilişkili sirkadiyan ritim genleri
Kanserle ilişkili sirkadiyan ritim genleri son
yıllarda tanımlanmaya başlanmıştır (Tablo 2).
Bu genlerden yoğun olarak araştırılan bazılarına
kısaca değinilecektir.
Clock geni
Clock (Circadian Locomotor Output Cycles
Kaput), memelilerde tanımlanan ilk sirkadiyan
ritim genidir (Sehgal, 2004). Clock proteini,
Bmal1 ile dimer formu oluşturduğunda E-box
düzenleyici elementlerine bağlanarak, hedef
genlerin ifadesini artırır (Ko ve Takahashi,
2006; Mongrain ve Cermakian, 2009).
Clock geninin susturulduğu deneysel
çalışmalarda yapılan mikroarray analizleri,
kanserli dokularda karsinogenez ile ilişkili pek
çok molekülde değişiklikler olduğunu ortaya
koymuştur. Bu nedenle Clock geninin onkojenik
karaktere sahip olduğu belirtilmiştir (Sehgal,
2004, Rana ve Mahmood, 2010).
Clock geni mutasyona uğramış farelerle
yapılan çalışmalarda, hücre döngüsü inhibitörü
genlerinin (p21, p27, Chk1, Chk2 ve Atr1)
transkripsiyonunda yüksek düzeyde artış,
proliferasyonda rol oynayanlarda ise (Jak2, ER,
Pbef, Akt1, Cdk2, cyclin D3 ve cyclin E1,
TGFβ, EGF) anlamlı azalış tespit edilmiştir
(Miller ve ark., 2006). Bu veriler Clock geninin
hücre
döngüsündeki
önemini
ortaya
koymaktadır.
441 meme kanseri hastasının doku
örnekleriyle
yapılan
bir
mikroarray
çalışmasında, hücre döngüsü düzenlenmesi ve
meme kanseri progresyonu ile bağlantılı bir gen
olan CCL5’in transkripsiyonunda 2.9 kat artış
bulunmuştur. Epiteliyal meme hücrelerinin
çoğalmasını indükleyen BDKRB2 geninin
transkripsiyonunda
2.1
kat,
metastazın
indüklenmesi, meme kanseri progresyonu ve
kötü prognozla bağlantılı SP100 geninin
transkripsiyonunda 2.3 kat azalma görülmüştür.
Clock geninin kontrol grubuna göre daha fazla
ifade edildiği, östrojen/progesteron reseptör
negatif grupta, pozitif olanlara göre ifadesinin
daha fazla olduğu gösterilmiştir. Ayrıca,
hipermetilasyonla
Clock
geninin
transkripsiyonunun engellenmesi ile meme
kanseri progresyonundaki yavaşlama arasında
bağlantı bulunmuştur (Hoffman ve ark., 2010a).
Literatürdeki çalışmalarda meme kanseri
(Zhu ve ark., 2005), prostat kanseri (Chu ve
ark., 2008) ve non-Hodgkin lenfoma (Hoffman
ve ark., 2009) örneklerinde sirkadiyan
genlerindeki varyasyonlar gösterilmiştir. Zhu ve
ark. prostat kanserinin malinyitesiyle Clock
geninin intronundaki tek nükleotid polimorfizmi
(rs11133373) arasındaki ilişkiyi göstermiştir
(Zhu ve ark., 2009).
Bmal1 geni
Clock/Bmal1 heterodimeri G2 fazından M
fazına geçişte rol alan Wee1 geninin ifadesini
düzenler. Bunun yanında, Cyclin D1 (G1 den S
fazına geçişte aktif) ve c-Myc (G0 dan G1 fazına
geçişte aktif) genlerinin transkripsiyonunda da
doğrudan etkili olduğu tespit edilmiştir (Zeng
ve ark., 2010; Rana ve Mahmood, 2010). Bmal1
geni inaktif olan insan hücrelerinin DNA hasarı
sonucu aktiflenen p53 mekanizması üzerinden
ölüme gidemediği ve buna bağlı olarak hücre
çoğalmasının durdurulamadığı gösterilmiştir.
Fareler üzerinde yapılan in vivo çalışmalarda,
p21 ekspresyonunun artışına bağlı olarak G1
fazında Bmal1’e bağlı gecikme belirlenmiştir.
Bu verinin aksine, Bmal1 geni olmayan insan
hücrelerinde radyasyonla uyarılan çoğalmanın
engellenmesinin, p53 ve p21 seviyelerindeki
azalmayla uyumlu olduğu gösterilmiştir. Bu
çelişkili bulgular, türler arası varyasyondan
veya in vivo/in vitro deney koşullarından
kaynaklanabilir (Rana ve Mahmood, 2010). Bu
bulgular, sirkadiyan ritim genlerinden olan
Bmal1’in hücre döngüsünün kontrolünde görev
aldığını gösterse de, karsinogenez ile ilişkisinin
daha detaylı çalışmalarla ortaya konmasına
ihtiyaç vardır.
Period genleri
Period geni ilk defa 1971 yılında Konopka ve
Benzer tarafından Drospohila’da tanımlanmıştır
6Harika ATMACA and Selim UZUNOĞLU
(Sehgal, 2004). Daha sonra memelilerde de bu
genin homologu olan üç tane Period geni
(PER1, PER2 ve PER3) tanımlanmıştır. Bu
genlerin hücre çoğalmasında rol oynadıkları ve
tümör baskılayıcı özellik gösterdikleri tespit
edilmiştir (Hua ve ark., 2006; Goodspeed ve
Lee, 2007). PER2 geninin insan meme sağlıklı
epiteliyal hücre kültürlerinde ifade edildiği
ancak meme kanseri hücre kültürlerinde
ifadesinin düşük olduğu belirlenmiştir. Meme
kanserlerinde PER2 geni aktiflendiğinde, hücre
çoğalmasının baskılandığı ve apoptoza giden
hücre sayısında artış olduğu tespit edilmiştir. Bu
durum, PER2 geninin baskılayıcı özelliğine bir
delildir (Rana ve Mahmood, 2010).
Yapılan araştırmalarda, meme ve kolon
kanserlerinde PER1 ve PER2 genlerinde
mutasyon tespit edilmiştir. Akut lösemi, meme,
kolon, endometrial, akciğer ve pankreas
tümörlerinde, normal dokulara göre Period
geninin mRNA ve protein seviyelerinde azalma
tespit edilmiştir (Murga ve ark., 2003; Chen ve
ark., 2005; Ko ve Takahashi, 2006; Winter ve
ark., 2007; Krugluger ve ark., 2007). Bu gende
hem genetik hem de epigenetik (DNA
metilasyonu
ve
histon
asetilasyonu)
değişiklikler gözlenmiştir (Hua ve ark., 2006).
Bu polimorfizmlerin kanser riskini artırmayla
bağlantısı gösterilmişse de, altta yatan
moleküler
mekanizmalar
net
olarak
açıklanamamıştır.
İnsan kolon kanseri hücrelerinde PER2
mutasyonunun
intestinal
beta
katenin
düzeylerini artırdığı, bunun yanında kolonda
polip oluşumunu da artırdığı bildirilmiştir.
Ayrıca bu artışın Cyclin D1 proteininin
sentezinde artışa ve dolayısıyla hücre
çoğalmasında da artışa neden olduğu
gösterilmiştir (Wood ve ark., 2009). PER2 geni
susturulmuş fare modellerinde, Cyclin D1,
Cyclin A, Mdm-2, Gadd45 genlerinin
ekspresyonlarında
anlamlı
değişiklikler
saptanmıştır (Hua ve ark., 2006 ). Benzer bir
başka çalışmada ise, γ radyasyona maruz
bırakılmış mutant farelerde, kontrol grubuna
göre tümör oluşumunda artış, apoptoza giden
hücrelerde ise azalma tespit edilmiştir.
PER1 (rs885747 ve rs2289591), PER2
(rs7602358) ve PER3 (rs1012477) genlerinde
bulunan tek nükleotid polimorfizmlerinin
prostat kanserine yatkınlıkla ilişkisi olduğu,
bunun yanında, PER1 (rs885747 ve rs2289591)
ve PER3 (rs1012477) genlerindeki tek nükleotid
polimorfizmlerin hastalığın agresifliği ile ilişkili
olduğu saptanmıştır (Zhu ve ark., 2009).
Meme kanseri biyopsi örneklerinde yapılan
çalışmada, PER3 genindeki polimorfizmlerin
menopoz öncesi kadınlarda meme kanseri
riskini arttırdığı ortaya konmuş, dolayısıyla
PER3 geninin bazı polimorfik varyantlarının
potansiyel
bir
belirteç
olabileceği
vurgulanmıştır (Rana ve Mahmood, 2010).
Chen ve ark.’nın yaptığı bir çalışmada,
meme tümörlerinin %95’inde PER1 ve PER2
genlerinin transkripsiyon düzeylerinde normal
hücrelere göre farklılıklar belirlenmiştir. Benzer
şekilde, akciğer kanseri tümörlerinin %70’inde,
akut miyeloid lösemilerin ise %42’sinde normal
doku hücrelerine kıyasla PER1 geninin
transkripsiyonunda azalma tespit edilmiştir
(Chen ve ark., 2005).
Cryptochrome genleri
Sirkadiyan
ritmin
düzenlenmesinde,
transkripsiyonu baskılayıcı rol oynayan
Cryptochrome (CRY1 ve CRY2) ve Period
(PER1, PER2 ve PER3) en çok çalışılan
genlerdir.
CRY2 geninin ekspresyonundaki değişikliklerin,
DNA hasarı kontrolü ve hücre döngüsünde rol
alan
genlerin
ekspresyonunu
doğrudan
etkilediği gösterilmiştir (Gauger ve Sancar,
2005; Sancar ve ark., 2010). Dolayısıyla,
karsinogenezisle ilişkili pek çok hücresel yolak
CRY2 geninin kontrolü altındadır.
CRY1 ve CRY2 genleri susturulmuş fareler
iyonize radyasyona maruz bırakıldığında
radyasyona bağlı kanser oluşumunda azalmalar
görülmüştür (Hoffman ve ark., 2010b).
Dolayısıyla, CRY genlerinin aktivasyonunun
radyasyona bağlı karsinogenezde kritik rol
oynadığı düşünülmektedir.
CRY2 geni susturulmuş meme kanseri hücre
kültürleri mutajenlerle muamele edildiğinde,
DNA hasarında kontrol hücrelerine oranla
anlamlı artış gözlenmiştir (Antoch ve
Kondratov, 2009). Bu bulgu CRY genlerinin
DNA tamirinde önemli rol oynadığını,
dolayısıyla
hücrenin
genotoksik
strese
duyarlılığını
etkilediğini
göstermektedir.
Sirkadiyan ritim genleri ve kanser 7
Tablo 2. Kanserde rol alan sirkadiyan ritim genleri (Ohdo ve ark., 2010).
Gen
PER2
(Fare)
Kanser Tipi
Lenfoma
Genotip/Gen ifadesi
Kanser Prognozuna
Etkisi
Tümör büyümesinde
artış
Eksik
Apoptozda azalma
Tümör büyümesinde
artış
PER1,2,3
(İnsan)
Meme kanseri
PER2
(İnsan)
Akut myeloid lösemi
İfadesinde
azalma
Başlama ve/veya
ilerlemesi
PER2
(İnsan)
Kolorektal kanser
İfadesinde
azalma
Tümör oluşumunda
artış
PER1
(İnsan)
Prostat kanseri
İfadesinde
azalma
Tümör büyümesinde
artış
p53 eksik farede
kanserin ortaya
çıkışında azalma ve
ömür uzaması
CRY1,2
(Fare)
P53 mutant farede
timik lenfoma
Eksik
Kanserin ortaya
çıkışında gecikme
CRY1/PER1 ifade
oranında değişim
Kronik lenfoid
löseminin olası
sonuçlarının
öngörülebilir hale
gelmesi
BMAL1
(İnsan)
B hücreli lenfoma,
akut lenfositik ve
myeloid lösemi
CK1
Npas2
(İnsan)
(Wu ve
ark., 2011)
Beta kateninde azalma
Genotoksik strese cevap olarak
p53 mutant hücrelerin apoptoza
duyarlılaştırlması
Hücre döngüsüyle ve DNA hasar
cevabıyla ilişkili genlerin
ifadelerindeki değişiklikler
Büyümenin baskılanması
p53 aktivasyonu üzerinden
çoğalmanın durdurulamaması
Büyümenin aktivasyonu
artış
Kanserde azalış
azalma
Kanserde artış
Nörodejeneratif
hastalıklar ve kanser
Düzenlenmesinde
bozukluk
Kanserde artış
Sinyal iletim yolaklarında
etkileşim
Non-Hodgkin
lenfoma ve meme
kanseri
Tek nükleotid
polimorfizmi
Kanserde artış
Bazı hücre döngüsü ve DNA
tamir genlerinin ifadelerinin
baskılanması
Apoptozda artış
Apoptozda rol oynayan
proteinlerde [Fas, Bax,c-Myc,
kaspaz-8, poli (ADP-riboz)
polimeraz (PARP)] değişimler
Meme kanseri
İfadesinde
CCAATT/artırıcı dizisine
bağlanan proteinlerdeki azalış
İmmun cevabın değişimi
Hepatik sistem gelişimindeki
değişiklikler
Tek nükleotid
polimorfizmi
Kronik lenfoid
lösemi
c-erbB2 ifadesinde düzensizlikler
Apoptozda azalma
Non-Hodgkin
lenfoma
CRY1
(İnsan)
Bmal1 ifadesinde azalma
c-myc represyonunun
engellenmesi
Tümör süpresör ve hücre
döngüsünde rol oynayan genlerin
düzenlenmesindeki bozukluklar
Androjen reseptör transkripsiyon
aktivitesinin düzenlenmesinde
bozukluklar
CRY2
(İnsan)
DEC2
(İnsan)
PER1 ve 2
promotorlarının
hipermetilasyonu
/İfadesinde azalma
Mekanizma
İfadesinde
İfadesinde
azalma
Baskılanmış
8Harika ATMACA and Selim UZUNOĞLU
Tartışma ve Sonuç
Hücre ölçeğinden başlayarak organizmaya kadar
sirkadiyan ritmin her düzeyde düzenlenmesi ve
kontrolü organizmanın yaşamı için kritik öneme
sahiptir. Transkriptom makinasının işleyişini
düzenleyen transkripsiyon faktörlerinin bir kısmı,
hem sirkadiyan
ritmi
oluşturan
genlerin
transkripsiyon-translasyon
çevrimlerinin
düzenlenmesinde, hem de döngüsel geribildirim
yoluyla transkriptom makinesinin kontrolünde rol
alır (döngüsel geribildirim yoluyla oto-düzenleme).
Biyolojik saatin önemli bir bileşeni olan sirkadiyan
ritim genlerinin ürünleri, hangi genlerin ne zaman
ne kadar süreyle okunacağını düzenleyen kompleks
moleküler sistemin öncül bileşenleridir. Bu
nedenle, pozitif ve negatif geribildirim döngüleriyle
birbirlerinin ekspresyonunu ve aktivasyonunu
kontrol eden sirkadiyan ritim genlerindeki herhangi
bir aksaklık, kontrol mekanizmasının, dolayısıyla
ritmin bozulmasına yol açar.
Memeli genomundaki genlerin %10’unun
sirkadiyan ritim genlerinin kontrolünde olduğu
belirtilmiştir (Son ve ark., 2011). Bu kontrol
genellikle hormonal ve metabolik yolakların üst
düzeylerinde gerçekleştiğinden, buradaki bir
değişiklik kademeli olarak yolağın aşağı
basamaklarını, hedef organ, organel ve molekülleri
etkiler. Enformasyon, enerji ve yapı taşlarının
örgütlenmesi üzerine kurulan yaşamın moleküler
temelinde, bilginin doğru konumda, doğru zamanda
ve sürede kullanılması sağlıklı bir yaşam için
olmazsa
olmazdır.
Enformasyonun
ve
yapıtaşlarının doğru zamanda ve süre içinde
kullanımı ve örgütlenmesi sirkadiyan ritimlerle
gerçekleştirilir. Bu perspektiften, sirkadiyan
ritimlerin kontrolünde rol alan genler birincil
seviyede bütün canlılık olaylarını etkiler. Bunun
anlamı, sirkadiyan ritim genlerinin aktivasyon ve
inaktivasyonundaki bir değişikliğin, hem hücresel
hem de organizma düzeyindeki fizyolojik olayları
etkilemesidir. Örnek verirsek, DNA hasar tamiri,
hücre döngüsünün düzenlenmesi, apoptoz gibi
karsinogenezle ilişkili yolaklarda rol oynayan
genlerin transkripsiyonu ve aktivasyonu sirkadiyan
ritim genlerinin kontrolündedir. Bu genlerin bir
veya birkaçında oluşabilecek yapısal veya
fonksiyonel herhangi bir değişikliğin hücreyi
kansere götürmesi muhtemeldir.
Yukarıda belirtildiği gibi sirkadiyan ritim
genleri, hormonal yolakların işleyişini de kontrol
eder. Özellikle hormona bağlı kanserlerde
sirkadiyan ritimlerin bu rolünü görmek
mümkündür. Örneğin prostat androjene,
meme hücreleri de çoğalmak ve normal
gelişimlerini sürdürebilmek için östrojene
ihtiyaç
duyarlar.
Sirkadiyan
ritim
genlerindeki yapısal veya fonksiyonel bir
değişiklikle bu hormonların aşırı sentezi
gerçekleşirse bu durum hücre çoğalmasını
arttıracak, sonuçta ortamda karsinojen bir
madde varmış gibi tümör oluşumu
gözlenecektir.
Sirkadiyan sistem, gerek kanserin
oluşum ve gelişim mekanizmalarını
çalışmada, gerekse kanserin tedavisini
yeni
kronoterapötik
kolaylaştırmada
stratejiler geliştirmek için özgün bir
sistemdir. Sirkadiyan saati, hücre döngüsüne
ve metabolizmaya bağlayan moleküler
bağlantılar, son yıllarda ortaya konulmaya
ve anlaşılmaya başlanmıştır. Bu moleküler
bağlantıların kapsamlı şekilde anlaşılması,
şüphesiz belirli kanser türlerinin tedavisine
olumlu katkılar yapacaktır. Sirkadiyan
kontrolün kaybı, organ ve sistemler
seviyesinde ortaya çıkan hastalıkların
oluşumuna ve gelişimine de katkı yapar.
Bunun için sirkadiyan kontrolün kaybına
veya bozulmasına yol açan moleküler
mekanizmaların bilinmesine yönelik yeni
araştırmalara ihtiyaç vardır.
Kaynaklar
Antoch MP and Kondratov RV. Circadian
proteins and genotoxic stress response.
Circ Res. 106: 68-67, 2010.
Chen ST, Choo KB, Hou MF, Yeh KT, Kuo
SJ and Chang JG. Deregulated
expression of the PER1, PER2 and PER3
genes in breast cancers. Carcinogenesis.
26 (7): 1241-1246, 2005.
Chu LW, Zhu Y, Yu K, Zheng T, Yu H,
Zhang Y, Sesterhenn I, Chokkalingam
AP, Danforth KN, Shen MC, Stanczyk
FZ, Gao YT and Hsing AW. Variants in
circadian genes and prostate cancer risk:
a population-based study in China.
Prostate Cancer P D. 11: 342-348, 2008.
Gauger MA and Sancar A. Cryptochrome,
circadian cycle, cell cycle checkpoints,
Sirkadiyan ritim genleri ve kanser 9
and cancer. Cancer Res. 65 (15): 6828-6834,
2005.
Goodspeed MC and Lee CC. Tumor suppression
and circadian function. J Biol Rhythm. 22: 291,
2007.
Hoffman AE, Zheng T, Stevens RG, Ba Y, Zhang
Y, Leaderer D, Yi C, Holford TR and Zhu Y.
Clockcancer connection in non-Hodgkin's
lymphoma: a genetic association study and
pathway analysis of the circadian gene
cryptochrome 2. Cancer Res. 69: 3605-3613,
2009.
Hoffman AE, Yi CH, Zheng T, Stevens RG,
Leaderer D, Zhang Y, Holford TR, Hansen J,
Paulson J and Zhu Y. CLOCK in breast
tumorigenesis:
genetic,
epigenetic,
and
transcriptional profiling analyses. Cancer Res.
70 (4): 1459-1468, 2010a.
Hoffman AE, Zheng T, Ba Y, Stevens RG, Yi CH,
Leaderer D and Zhu Y. Phenotypic effects of
the circadian gene Cryptochrome 2 on cancerrelated pathways. BMC Cancer. 10: 110, 2010b.
Hua H, Wang Y, Wan C, Liu Y, Zhu B, Yang C,
Wang X, Wang Z, Cornelissen-Guillaume G
and Halberg F. Circadian gene mPer2
overexpression induces cancer cell apoptosis.
Cancer Sci. 97 (7): 589-596, 2006.
Ko CH and Takahashi JS. Molecular components
of the mammalian circadian clock. Hum Mol
Genet. 15 (2): 271-277, 2006.
Kondratov RV, Gorbacheva VY and Antoch MP.
The role of mammalian circadian proteins in
normal physiology and genotoxic stress
responses. Curr Top Dev Biol. 78: 173-216,
2007.
Krugluger W, Brandstaetter A, Kállay E, Schueller
J, Krexner E, Kriwanek S, Bonner E and Cross
HS. Regulation of genes of the circadian clock
in human colon cancer: reduced period-1 and
dihydropyrimidine dehydrogenase transcription
correlates in high-grade tumors. Cancer Res. 67
(16): 7917-7922, 2007.
Lowrey PL and Takahashi JS. Mammalian
circadian biology: elucidating genome-wide
levels of temporal organization. Annu Rev
Genom Human G. 5: 407–441, 2004.
Maywood ES, O'Neill JS, Chesham JE and
Hastings MH. The circadian clockwork
of the suprachiasmatic nuclei-analysis of
a cellular oscillator that drives endocrine
rhythms. Endocrinology. 148 (12): 56245634, 2007.
McGuire J, Coumailleau P, Whitelaw ML,
Gustafsson JA and Poellinger L. The
basic helix-loop-helix/PAS factor Sim is
associated with hsp90. Implications for
regulation by interaction with partner
factors. J Biol Chem. 270 (52): 3135331357, 1995.
Miller BH, Olson SL, Levine JE, Turek FW,
Horton TH and Takahashi JS.
Vasopressin
regulation
of
THA
proestrous luteinizing hormone surge in
wild-type and Clock mutant mice. Biol
Reprod. 75: 778-784, 2006.
Mongrain V and Cermakian N. Clock genes
in health and diseases. J Appl Biomed. 7:
15-33, 2009.
Murga PEM, Cools J, Algenstaedt P, Hinz
K, Seeger D, Schafhausen P, Schilling
G, Marynen P, Hossfeld DK and
Dierlamm
J.
A
novel
cryptic
translocation t (12; 17) (p13; p12-p13) in
a secondary acute myeloid leu-kemia
results in a fusion of the eTV6 gene and
the antisense strand of the PER1 gene.
Gene Chromosome Canc. 37: 79-83,
2003.
Ohdo S, Koyanagi S and Matsunaga N.
Chronopharmacological strategies: Intraand inter-individual variability of
molecular clock. Adv Drug Deliv Rev. 62
(9-10): 885-897, 2010.
Ohdo S, Koyanagi S, Matsunaga N and
Hamdan A. Molecular basis of
chronopharmaceutics. J Pharm Sci.
100(9): 3560-76, 2011.
Okamura H, Doi M, Fustin JM, Yamaguchi
Y and Matsuo M. Mammalian circadian
clock system: Molecular mechanisms for
pharmaceutical and medical sciences.
Adv Drug Deliv Rev. 62 (9-10): 876-84,
2010.
10Harika ATMACA and Selim UZUNOĞLU
Rana S and Mahmood S. Circadian rhythm and its
role in malignancy. J Circadian Rhythms. 8: 3,
2010.
Wood PA, Yang X and Hrushesky WJ.
Clock genes and cancer. Integr Cancer
Ther. 8 (4): 303-308, 2009.
Rossi EL. The psychobiology of gene expression:
Neuroscience and neurogenesis in hypnosis and
the healing arts. W.W.Norton Company, New
York. 8-9, 2002.
Wu Y, Sato F, Bhawal UK, Kawamoto T,
Fujimoto K, Noshiro M, Morohashi S,
Kato Y and Kijima H. Basic helix-loophelix transcription factors DEC1 and
DEC2 regulate the paclitaxel-induced
apoptotic pathway of MCF-7 human
breast cancer cells. Int J Mol Med. 27(4):
491-495, 2011.
Sancar A, Lindsey-Boltz LA, Kang TH, Reardon
JT, Lee JH and Ozturk N. Circadian clock
control of the cellular response to DNA
damage. FEBS Lett. 584 (12): 2618-2625, 2010.
Sehgal A. Molecular biology of circadian rhythms.
John Wiley & Sons, Inc. New Jersey. 93-138,
2004.
Son GH, Chung S and Kim K. The adrenal
peripheral clock: Glucocorticoid and the
circadian timing system. Front Neuroendocrin.
32 (4): 451-465, 2011.
Waterhouse J. Introduction to chronobiology in
Fundamentals
of
Chronobiology
and
Chronotherapy. N Abacıoğlu, H Zengil (Ed),
Palme Yayıncılık, Ankara. 8, 1999.
Winter SL, Bosnoyan-Collins L, Pinnaduwage D
and Andrulis IL. Expression of the circadian
clock genes Per1 and Per2 in sporadic and
familial breast tumors. Neoplasia. 9: 797-800,
2007.
Zeng ZL, Wu MW, Sun J, Sun YL, Cai YC,
Huang YJ and Xian LJ. Effects of the
biological clock gene Bmal1 on tumour
growth and anti-cancer drug activity. J
Biochem. 148 (3): 319-326, 2010.
Zhu Y, Brown HN, Zhang Y, Stevens RG
and Zheng T. Period3 structural
variation:
a
circadian
biomarker
associated with breast cancer in young
women. Cancer Epidemiol Biomarkers.
14: 268-270, 2005.
Zhu Y, Stevens RG, Hoffman AE,
Fitzgerald LM, Kwon EM, Ostrander
EA, Davis S, Zheng T and Stanford JL.
Testing the circadian gene hypothesis in
prostate cancer: a population-based casecontrol study. Cancer Res. 69(24):931522, 2009.

Benzer belgeler