mavi gezegen

Transkript

mavi gezegen
MAVİ GEZEGEN
sutema.org.tr
MAVİ GEZEGEN
SU
Su, 2 hidrojen ve 1 oksijen atomundan oluşan renksiz,
kokusuz ve tadı olmayan bir moleküldür1. Su, moleküller
arasındaki çekim kuvveti sayesinde dağılmadan kalabilir. Bu
sayede toprak altındaki boşluklarda rahatça hareket eder,
bitkilerin su kanallarından kolaylıkla geçebilir.2
Su yüksek yüzey gerilimine sahiptir. Diğer bir deyişle yapışkan
ve elastiktir; yüzeye ince bir tabaka halinde yayılmaktansa
damlacıklar oluşturma eğilimi gösterir. Bu sayede yer
çekimine karşı koyabilir ve düşey yüzeylerde bile tutulu
kalır. Suyun damlacık oluşturması, bitkilerin köklerinden
yapraklarına hareket edebilmesini sağlar.3
Su iyi bir çözücüdür. Bu özelliği ile başta bitkiler ve suda
yaşayan canlıların ihtiyaç duyduğu besin, mineral ve tuzlar
için yaşamsal önem taşır.
Su, doğada katı, sıvı ve gaz halde bulunabilir. Suyu katı
haliyle buz ve kar olarak kutuplarda, dağlarda ve soğuk
mevsimlerde toprak/yer üzerinde; sıvı haliyle akarsularda, göl
ve denizlerde; gaz haliyle bulutlarda görebiliriz.
1
Water, url: http://global.britannica.com/EBchecked/topic/636754/water
Son erişim tarihi 5.10.2015
2
Öztok D. 2006. Suyun Yeryüzündeki Serüveni WWF-Türkiye,İstanbul
3
Campbell, A.; Williamson B; Robin J. Heyden (2006). Biology: Exploring Life.
Boston, Massachusetts: Pearson Prentice Hall. ISBN 0-13-250882-6.
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
Su 0°C donar ve 100°C kaynar. Böylece suyun katı haldeki
yoğunluğu, sıvı haldekine göre düşüktür. Bilinen tüm sıvılar
sıcaklık düştükçe büzüşüp hacim kaybeder ve yoğunlaşırlar.
Ama su +4°C’ye düşer ve ardından kristalleşerek genleşmeye
başlar. Bu nedenle suyun sıvı hali, katı halinden daha hafiftir.
Bu sayede buz, suyun dibine batmaz, yüzer. Suyun ısıyı iletme
yeteneği diğer sıvılara göre dört kat daha yüksektir. Fakat
donmuş haldeki suyun yani buzun ve kar ısıyı kötü iletir.
Böylece buz tutmuş denizlerde soğuk hava buzu aşıp buzun
altındaki deniz suyuna çok zor ulaşır ya da karın örttüğü
topraklarda bitkiler ve hayvanlar kar sayesinde soğuktan
korunurlar. Böylece, denizlerin üstü buzla kaplanırken,
diplerde yaşam devam eder.4
Susuzluğa dayanmak zordur. İnsan, hiçbir gıda almadan,
yalnızca su içerek yaklaşık 40 gün boyunca yaşamını
sürdürebilse de, susuzluğa ancak 10 gün dayanabilir.
Henüz yaşamın ilk evresinde olan üç aylık bir fetüsün
yüzde %95’i sudur. İnsan organizmalarının %62-67’si
hayvan organizmalarının %60-70’i sudan oluşur. İnsan
organizmalarındaki suyun üçte ikisi hücre bünyesinde, geriye
kalan kısmı ise dokular arası sıvıda ve kanda bulunur.5
4
Öztok D. a.g.y.
5
USGS-Science For A Changing World, The Water In You. U.S Department of
the Interior. url: http://ga.water.usgs.gov/edu/propertyyou.html Son erişim
tarihi: 5.10.2015
MAVİ GEZEGEN
SU DÖNGÜSÜ
Su, atmosferin üst katlarında yoğunlaşıp yağış olarak
yeryüzüne ulaştıktan sonra, güneşin etkisiyle buharlaşma ve
terleme yoluyla tekrar atmosfere döner. Bu olaya su döngüsü
denir.
Yoğunlaşma: Yoğunlaşma, havadaki su buharının sıvı hale
geçmesidir. Yoğunlaşma su döngüsü bakımından önemlidir.
Çünkü yoğunlaşma dünyaya suyun geri dönebilmesinin
başlıca yolu olan yağışı oluşturur.2
Su döngüsü birçok birleşenden oluşur. Aşağıda bu
birleşenlerin bir bölümünü bulabilirsiniz:
Yüzey akışı: Genellikle yeryüzüne düşen yağmurun bir
kısmı toprak tarafından emilir, fakat yağmur doymuş ya da
geçirimsiz bir tabakaya düştüğü zaman eğim yönünde akışa
geçer. Bunun bir örneğini yoğun bir yağmur sırasında oluşan
küçük dereciklerde görebilirsiniz.2
Okyanuslarca suyun depolanması: Yeryüzündeki suyun
yaklaşık %96.59’u okyanuslarda bulunur. Su döngüsü
içerisinde yer alan su buharının yaklaşık %90’ı okyanuslar ve
diğer su kütlelerinden buharlaşmaktadır.1
Buharlaşma: Buharlaşma, suyun sıvı halden gaz (buhar)
haline geçme sürecidir. Buharlaşma sayesinde su atmosfere
gaz ve buhar halde iletilebilir. Bu da güneşten gelen ısı ile
olur.2
Suyun atmosferde su depolaması: Her ne kadar atmosfer
çok büyük bir su depolama yeri olmasa da, suyun dünya
etrafında rahatça hareket etmesini sağlayan mükemmel bir
ortamdır. Bulutlar atmosferdeki suyun en görünen biçimidir,
su zerrelerinin görülmeyecek kadar küçük olduğu açık
havalarda (bulutsuz günlerde) bile atmosferde su bulunur.2
1
USGS, The Water Cycle: USGS Water Science School. url: https://water.usgs.
gov/edu/watercycle.html son erişim tarihi: 30.09.2015
2
USGS, a.g.y
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
Akarsu akışı: Bir nehir, dere veya çay içinde akan suyun
miktarından bahsetmek için kullanır. Nehirler, yatakları
içinden yüzeyin altına doğru su bırakarak yeraltındaki
akiferlerin dolu kalmasına yardım eder. Ayrıca, akarsular
ve akışlar vasıtasıyla okyanuslar, denizler ve göller devamlı
tazelenir.2
Tatlı suyun depolaması: Yeryüzündeki canlılar için gerekli
olan su döngüsünün bir kısmı, karalarda biriken tatlı sudur.
Yüzey suyu tatlı su depolarını dereler, havuzlar, göller, barajlar
(insanın yaptığı yapay göller) ve tatlı su bataklıklarını kapsar.2
MAVİ GEZEGEN
Yeraltı suyu: Büyük miktarlarda su yer altında depolanır.
Yeraltı suyunun çoğu kara yüzeyinden aşağı doğru süzülen
yağıştan meydana gelir. Mevsimsel olarak içerisinde değişen
miktarlarda su bulunan toprağın üst yüzeyi doymamış
katmandır. Bu tabakanın altında kaya parçacıklarının
arasındaki boşluk, çatlak, ve gözeneklerin tamamen su ile
dolu olduğu doymuş yüzey vardır. Yeraltı suyu deyimi bu alanı
tanımlamak için kullanılır. Yeraltı suyu için kullanılan diğer bir
deyim “akifer”dir.2
Sızma: Yeryüzünün herhangi bir yerine düşen yağışın bir
kısmı çatlaklar arasından yeraltına süzülür. Suyun toprak ve
kaylardan yer altına süzülmesine sızma denir. Ne kadar suyun
sızdığı birçok faktöre bağlıdır. Süzülen suyun bir kısmı toprak
katmanı içinde kalabilir ve tekrar o katmandan kara yüzeyine
çıkarak akarsuya kavuşabilir. Bir kısmı da yüzey altında
daha derine süzülerek akiferlerin dolmasını sağlar.2 Sızma
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
sayesinde su toprağın katmalarında partiküllerinden arınır,
minerallerce zenginleşir.
Su Kaynağı: Su kaynağı, yüzey topoğrafyası ile yer altı su
seviyesinin kesiştiği noktada, suyun serbest aktığı noktaya
verilen addır.2
Terleme: Terleme, bitkilerin köklerinden alınan suyun,
yaprakların alt kısımlarındaki küçük gözeneklere ve oradan
da buhar haline gelerek atmosfere iletilmesidir2. Yeryüzündeki
suyun büyük bölü%10’u bitkilerden meydana gelen terleme
ile atmosfere döner.
Taşınma: Su buharının taşınması, nemli fakat sıcaklıkları
farklı iki hava kütlesinin birbirine karışması, sıcak bölgelerden
soğuk yerlere doğru hava kütlelerinin sürüklenmesidir.3
3
Eken, M., Ceylan, A.,Taştekin, T.A., Sahin, H., Sensoy, S., Klimatoloji, Devlet
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara.
MAVİ GEZEGEN
SU BÜTÇESI
Suyun dağılışındaki değişkenlik yağış, buharlaşma ve akış
miktarını da etkiler.
Dünyada her yıl 577.000 km³ su, su döngüsüne katılır. Bu
suyun 502.800 km³’ü okyanus yüzeyinden ve 74.200 km³’ü
karalardan buharlaşarak döngüye katılır. Benzer şekilde
atmosferik yağışın 458,000 km³’ü okyanuslara 119,000 km³’ü
karalara yağar.
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
Her yıl karalardan 119.000 km3 su, su döngüsüne katılır.
Bu suyun 64.200 km3’ü bitkilerden terleme yolu ile, 9000
km3’ü göllerden buharlaşma yolu ile, 42.600 km3’ü akarsu ve
nehirlerden, 2200 km3’ü yer altı sularından akış ile sağlanır.1
1
Shiklomanov I. A., World Water Resources: Modern Assessment and
Outlook for the 21st Century, 1999. (Summary of World Water Resources
at the Beginning of the 21st Century, prepared in the framework of the IHP
UNESCO). Federal Service of Russia for Hydrometeorology & Environment
Monitoring, State Hydrological Institute, St. Petersburg.
MAVİ GEZEGEN
SUYUN DAĞILIMI1
Yeryüzündeki suyun büyük bölümü %97.5’i tuzlu sudan
oluşur. Geri kalan %2.5 ise tatlı su miktarıdır. Tatlı suyun
%68.9’si kutuplar ve buzullarda donmuş halde, %30.8’i yer altı
su rezervlerinde (akiferlerde), bataklıklarda ve %0.3’ü ise göl
ve nehirlerde bulunur. Tüm canlılar için erişilebilir su olarak
tanımlanan miktar toplam tatlı suyun sadece %0.01’dir.
1
Shiklomanov I. A.. World Water Resources: Modern Assessment and
Outlook for the 21st Century. 1999. (Summary of World Water Resources
at the Beginning of the 21st Century. prepared in the framework of the IHP
UNESCO). Federal Service of Russia for Hydrometeorology & Environment
Monitoring. State Hydrological Institute. St. Petersburg.
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
Dünyanın su varlığı yaklaşık 1.4 milyar km3’dür.2 Tüm bu suyun
ise sadece 35 milyon km³’ü yani %2.5’i tatlı suyu oluşturur.
Diğer taraftan tatlı suyun tamamı canlılar için erişilebilir
değildir.
Tatlı suyun %68.9’u (24 milyon km³) kutup bölgelerinde buz,
dağlık bölgelerde buzul ve kalıcı kar olarak donmuş halde,
%30.8’i (8 km³) yer altında (toprak nemi, bataklık suyu,
akiferler) yer altı suyu olarak yer altında, %0.3 (105.000 km³)
tatlı su gölleri ve nehirlerde bulunur.
2
Toprak ve Su Kaynakları, Devlet Su İşleri (DSİ), url: http://www.dsi.gov.tr/
toprak-ve-su-kaynaklari Son erişim tarihi: 2.10.2015.
MAVİ GEZEGEN
BUHARLAŞMA VE AKIŞ
Tatlı su varlıklarının konuma (mekâna) ve zamana (aylar,
mevsimler, yıllar) göre önemli değişimler gösterir. Su bütçesi
bölümünde gördüğümüz üzere, yağan yağış buharlaşma,
yüzey akışı ve yer altı rezervuarına sızmak şeklinde dağılır ve
en büyük hareket akış+buharlaşma kısmına aittir. Örneğin
Asya kıtasına her yıl düşen yağışın %55’i, Güney Amerika’ya
düşen yağışın %57’si, Afrika’ya düşen yağışın %80’i
buharlaşma ile atmosfere geri döner.
Hızlı nüfus artışı ve suyun sürdürülebilir olmayan kullanımı
her geçen yıl kişi başına düşen tatlı su miktarını önemli
oranlarda azaltıyor. 1970’li yıllarda kişi başına 12,900 m3 su
düşerken bu miktar 1990’lı yıllarda 9,000 m3, 2000’li yılların
başına 7,000 m3 kadar gerilemiştir. 2025 yılında kişi başına
düşen su miktarının 1700 m³’e düşmesi öngörülüyor. 1
Öte yandan ortalama değerler, suyun Afrika, Orta Doğu,
Batı Asya ve Bazı Doğu Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen
miktarı 1,200 m3’e kadar geriliyor.2
1
Water for people water for life, The United Nations World Development
Report. url: http://unesdoc.unesco.org/images/0012/001297/129726e.pdf,
Son erişim tarihi :2.10.2015
2
Shiklomanov I. A., World Water Resources: Modern Assessment and
Outlook for the 21st Century, 1999. (Summary of World Water Resources
at the Beginning of the 21st Century, prepared in the framework of the IHP
UNESCO). Federal Service of Russia for Hydrometeorology & Environment
Monitoring, State Hydrological Institute, St. Petersburg.
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
Dünyada su kıtlığı sınırını tanımlamak için “Falkenmark su
stres indisi” kullanılıyor. Bu indise göre yılda kişi başı 1,700
m³ su düşen ülkeler; yeterli suya sahip, kişi başı 1,000-1,700
m3 suya sahip olan ülkeler; su stresi yaşayan, 500-1,000 m3
suya sahip olan ülkeler; su kıtlığı çeken, 500 m³ altında suya
sahip olan ülkeler ise mutlak su kıtlığı içinde ülkeler olarak
tanımlanır.3
Günümüzde 43 ülkede yaklaşık 700 milyon insan su kıtlığı
çekiyor.4 Birleşmiş Milletler Uluslararası Gıda Örgütüne (FAO)
göre 2025 yılında 1,8 milyar insanın mutlak su kıtlığı çeken
ülke ve bölgelerde yaşıyor olacak.5
3
Brown, A., & Matlock, M. D. (2011). A review of water scarcity indices and
methodologies. url: http://www.sustainabilityconsortium.org/wp-content/
themes/sustainability/assets/pdf/whitepapers/2011_Brown_Matlock_
Water-Availability-Assessment-Indices-and-Methodologies-Lit-Review.pdf
son erişişm tarihi: 2.10.2015
4
Water scarcity, url: http://www.un.org/waterforlifedecade/scarcity.shtml
son erişişm tarihi: 2.10.2015
5
FAO Hot issues: Water scarcity. url: http://www.fao.org/nr/water/issues/
scarcity.html Son erişim tarihi: 2.10. 2015
MAVİ GEZEGEN
TÜRKIYE'NIN TATLI SULARI
Türkiye’nin kullanılabilir su miktarı yıllık 112 milyar m3’tür. Bu
suyun 95 milyar m3’ü nehirlerden ve göllerden, 14 milyar m3’ü
yeraltı sularından ve 3 milyar m3’ü uluslararası nehirlerden
gelir.1 74 milyon nüfusa sahip Türkiye’de kişi başına 1,514 m³
su düşer. Su Stres İndisi’ne göre Türkiye “Su Stresi” altında2
2050 yılında 100 milyona yükselen nüfusu ile Türkiye’de kişi
başına 1120 m3/yıl su düşeceği öngörülüyor2, yani Su Stresi
İndisi’ne göre 2050 yılında Türkiye “su kıtlığı” yaşayan ülke
kategorisine gerileyecek.
geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla göllere ve
denizlere boşalır. Yeraltı suyunu besleyen 69 milyar m3’lük
suyun 28 milyar m3’ü akarsular vasıtasıyla yüzeysel su
varlıklarına katılır. Ayrıca, Meriç ve Asi nehirleri gibi komşu
ülkelerden ülkemize sınır aşan sular olarak gelen yılda
ortalama 7 milyar m3 su bulunmaktadır. Böylece, Türkiye’nin
yıllık brüt yüzeysel su potansiyeli 193 milyar m3 olur. Fakat
günümüzün teknik ve ekonomik şartlarında bu suyun 112
milyar m3’ü kullanılabilir.2
Dünyada su kıtlığı sınırını tanımlamak için “Falkenmark su
stres indisi” kullanılır. Bu indise göre kişi başı yılda 1,700 m3 su
düşen ülkeler yeterli suya sahip, kişi başı 1,000-1,700 m3 suya
sahip olan ülkeler su stresi yaşayan, 500-1,000 m3 suya sahip
olan ülkeler su kıtlığı çeken, 500 m3 altında suya sahip olan
ülkeler ise mutlak su kıtlığı içinde ülkeler olarak tanımlanır.3
Türkiye’nin yıllık su akış miktarının yaklaşık yarısı 26 su
havzasından beşinde (Fırat, Dicle, Doğa Karadeniz, Doğa
Akdeniz ve Antalya) bulunur. Bu beş havzanın dışındaki 21
havza toplam su akışının geri kalan yarısını paylaşır. Suyun
dağılımındaki bu dengesizlik, havzaların hizmet ettiği nüfus
miktarlarının değişkenliği ile daha da derinleşir. Örneğin
Türkiye nüfusunun %28’inin yaşadığı Marmara Havzası, toplan
akışın sadece %4’üne sahiptir. Benzer şekilde Sakarya, Büyük
Menderes, Ergene gibi havzalarda akış miktarı ve hizmet
edilen nüfus arasında belirgin farklılıklar görülür.2
Türkiye’de yıllık ortalama yağış 643 m3 olup, bu miktar yılda
ortalama 501 milyar m3 suya denk gelir. Bu suyun 274 milyar
m3’ü toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden olan buharlaşma
ve terleme yoluyla atmosfere geri döner, 69 milyar m3’lük
kısmı yeraltı suyunu besler, 158 milyar m3’lük kısmı ise akışa
1
Toprak ve Su Kaynakları, url: http://www.dsi.gov.tr/toprak-ve-su-kaynaklari
Devlet Su İşleri (DSİ), son erişim tarihi: 2.10.2015.,
2
DSİ a.g.y.
3
Brown, A., & Matlock, M. D. (2011). A review of water scarcity indices and
methodologies. url: http://www.sustainabilityconsortium.org/wp-content/
themes/sustainability/assets/pdf/whitepapers/2011_Brown_Matlock_
Water-Availability-Assessment-Indices-and-Methodologies-Lit-Review.pdf
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
Günümüzde Çoruh, Ergene, Batı Akdeniz, Aras Havzaları
“yeterli suya” sahipken, Susurluk, Gediz, Büyük Menderes,
Batı-Orta Karadeniz, Seyhan, Ceyhan Havzaları “su stresi”,
Sakarya Havzası “su kıtlığı”, Marmara ve Küçük Menderes
Havzaları ise “mutlak su kıtlığı” çekmektedir.4
4
Karşılı. C. 2011. Türkiye’nin Su Havzalarında Kişi Başına Düşen Su
Miktarının Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Analizi. Anakara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara
MAVİ GEZEGEN
EKOSISTEM
Ekosistem, kısaca “doğa parçası” demektir. Bir ekosistem,
canlı organizmalar (bitkiler, hayvanlar ve mikroplar) ile
birlikte çevrelerinde yer alan cansız bileşenlerin (hava, su,
karbondioksit, besinler ve mineraller) etkileşimde olduğu
bir sistemdir. Bu canlı ve cansız bileşenlerin, birbirine besin
zinciri ve enerji akışı ile bağlı olduğu kabul edilmektedir.
Ekosistemler, organizmaların birbirleriyle ve çevreleriyle
arasındaki etkileşim şebekesi olarak tanımlandıklarından
dolayı, herhangi bir boyutta olabilirler. Ancak, çoğunlukla
kendine has ve sınırlı bir alanı kaplarlar.1
Ekosistemler, ister tüm yerküresi kadar büyük, isterse bir
akvaryum kadar küçük olsunlar, hepsi de adı üstünde
birer “sistem”dir. Her sistem gibi bir ekosistem de, “değişik
parçalardan oluşan, parçaları arasında bir eşgüdüm ve
1
Ecosystem. (2015, March 24). In Wikipedia, The Free Encyclopedia.
Retrieved 15:04, March 30, 2015, url:http://en.wikipedia.org/w/index.
php?title=Ecosystem&oldid=653345616 Son erişim tarihi: 1.9.2015
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
işbirliği bulunan, bu işbirliğinde her parçanın belirli bir
işlevi olan ve topluca belirli bir görevi yerine getiren” bir
bütündür. Ekosistemin parçalarının bir bölümü (su, sıcaklık,
kaya, inorganik toprak vb. gibi) cansız, diğer bir bölümü de
(bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi) canlı olarak
bulunurlar. Ayrıca ekosistem içinde, ekosistemin parçaları
arasında sayısız olaylar ve etkileşimler sürer gider. Ekosistemi
oluşturan parçalar ne kadar çok çeşitli olursa, ekosistem
çeşitliliği de o kadar zengin olmaktadır. Aynı şekilde, bir
ekosistem ne kadar çeşitli olursa, o ekosistem içinde yer alan
canlı çeşitliği ve ekolojik olaylar çeşitliliği de o kadar zengin
olmaktadır. Başka bir deyişle, ekosistem çeşitliliği, hem tür
çeşitliliğinin, hem genetik çeşitliliğin ve hem de ekolojik
olaylar çeşitliliğinin anasıdır.2
2
Işık, K., 2003. Genlerden ekosistemlere: Biyoçeşitlilik ve sunduğu hizmetler,
United Nations Tematic Group for Sustainable Rural Development and
Food Security. Workshop by Sub Group on Wildlife, Biodiversity and
Organic Agriculture, Ankara
MAVİ GEZEGEN
DENIZEL EKOSISTEMLER
Okyanuslar dünya yüzeyinin %70’ini kaplar ve içinde
dünyanın en büyük memelisi olan Mavi Balinanın da olduğu
inanılmaz çeşitlilikteki yaşamı barındırır1. Dünyada yaşayan
türlerin %50’sinin yaşamına destek verir.2
Okyanuslarla kıtalar arasında farklı ekosistem bantları
uzanır. Bunlar yalnızca geçiş bölgesi olmayıp kendilerine has
ekolojik özellikler taşırlar. Tuzluluk ve sıcaklık gibi fiziksel
faktörler kıyıya yakın bölgelerde, okyanuslardakinden daha
değişkendir. Ayrıca kıyı bölgeleri yiyecek bakımından çok
zengin olduğu için burada yaşam da çok zengindir.
Okyanusların gezegenimiz için en önemli oksijen kaynağı ve
en etkili karbondioksit yakalama ve depolama alanıdır.3
Denizel Ekosistemleri barındırdığı çeşitliliğe ve öneme göre
şöyle sıralayabiliriz.
1. Haliçler
2. Mercan resifleri
3. Mangrov Ormanları
4. Deniz çayırı alanları
Haliçler: Nehrin denize kavuştuğu yerde veya kıyıya doğru
giren bir körfezde olduğu gibi yarı kapalı su kitleleridir. Bu su
kitlelerindeki tuzluluk derecesi, tuzlu su ile tatlı su arasında
yer alır. Haliçler ve kıyıdan içeri doğru yer alan deniz kıyı
ekosistemleri dünyadaki en verimli doğal sistemlerdir.
Mercan resifleri: Tropikal bölgelerde sıcak ve sığ sularla kaplı
denizlerde yaygındır. Kıtaların kıyıları boyunca kilometrelerce
uzunlukta ve deniz trafiğini engelleyen “kayalık” şeritler
ada veya adacıklar halinde görülebilir. Mercanı oluşturan iki
bileşen arasında bir çeşit ortaklık söz konusudur. Mercanın
hayvan bileşeni olan polipler, denizlerde bol miktarda
bulunan kalsiyum karbonatlı bileşikleri kullanarak, kendine
kireçten oluşan bir ev yapar. Bitki bileşeni olan algler de
hayvan bileşeninin vücudu içinde gelişir.
Mangrov Ormanları: denizler ile karaların kavuştuğu sulak
alanlarda yetişen ve deniz suyu tuzluluğuna karşı dayanıklı
olan mangrov bitkilerinin oluşturduğu bir ekosistemdir.
Mangrov bitki türlerinin bazıları ağaç bazıları da çalı
tipindedir. Mangrov bitkilerinin gövdeden çıkıp aşağı
doğru uzanan ve çok sık olan destekleyici kökleri vardır. Bu
ekosistemler tıpkı haliç ekosistemleri gibi balık ve karides
yavrularının gelişip büyümesi için birer ‘kreş’ görevi yaparlar.4
Deniz çayırı alanları: Denizin ilk 50 m’ye kadar olan
derinliklerinde, canlı yaşamı için en verimli bölgeleri
oluştururlar.5 Farklı yüzlerce omurgasız ve alg türüne ev
sahipliği yapmaktadırlar. 6
4
Odum, E.P. ve Barret G.W., 2008. Ekolojinin Temel İlkeleri, Palme Yayınları,
Ankara.
1
Marine species, url: http://www.iucn.org/about/work/programmes/
species/our_work/marine_species/ Son erişim tarihi: 02.9.2015
5
Yeşil Atlas, url: http://yesilatlas.kesfetmekicinbak.com/deniz_ve_
kiyi/00009/ Son erişim tarihi: 02.9.2015
2
Assadourian, E., ve Prugh, T. (Eds), 2013. Dünyanın Durumu 2013:
sürdürülebilirlik hala mümkün mü? Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
İstanbul, 607pp. Alıntı ,ç,n bkz. Bölüm 6: Sürdürülebilir Balıkçılık ve
Denizler, s. 89
6
TUDAV, Deniz Çayırları, url: http://www.tudav.org/index.php/tr/
akdeniz/289-deniz-cay-rlar Son erişim tarihi: 02.9.2015
3
Marine species a.g.y.
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
MAVİ GEZEGEN
SULAK ALAN EKOSISTEMLERI
Bataklıklar, turbalıklar, taşkın düzlükleri, nehirler, göller,
tuzlalar, mangrovlar, deniz çayırı yatakları, mercanlar, gelgit
anında altı metreden derin olmayan deniz kıyısı alanları
gibi kıyı sulak alanlarının yanı sıra atık su arıtım havuzları ve
barajlar gibi insan yapısı sulak alanlar, sulak alan tanımına
dahil edilmektedir.1
Dünya üzerinde sulak alan ekosistemleri tahmini 1.280
milyon hektarlık alanı kaplar yani ABD yüzölçümünden %33,
Brezilyadan %50 daha fazla alanı kaplar.2
Sulak alan sistemleri, Ramsar Sözleşmesi tarafından, sulak
alanların coğrafik koşullarına ya da oluşum mekanizmasına
göre de sınıflandırılmıştır.
1
Meriç, T. ve Çağırankaya, S., 2013. Sulak Alanlar. Orman ve Su İşleri
Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Ankara, 160pp.
url: http://www.turkiyesulakalanlari.com/wp-content/uploads/sulakalanlar-kitab%C4%B1-bask%C4%B1-onay%C4%B1-i%C3%A7in.pdf Son
erişim Tarihi: 1-9-2015
2
Millennium Ecosystem Assessment, 2005. Ecosystems and Human Wellbeing: Synthesis.
Island Press, Washington, DC., 155pp. url: http://www.
millenniumassessment.org/documents/document.356.aspx.pdf Son
erişim Tarihi: 1.9.2015
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
1- Denizel ve Kıyısal Sulak Alanlar ( mercan kayalıkları,
mangrovlar, deniz çayır yatakları, ve haliçler)
2- Karasal Sulak Alanlar (bataklık, turbalık, göller, nehirler ve
yer altı su habitatları)
3- Yapay Sulak Alanlar (pirinç tarlaları, barajlar, su
rezervuarları ve balık gölleri) olmak üzere üç ana başlık
altında toplam 42 sulak alan tipi tanımlanmaktadır.3
IUCN (uluslararası doğayı koruma birliği)’e göre yalnızca tatlı
su habitatlarından; balıklar, yumuşakçalar, sürüngenler,
böcekler, bitkiler ve memeli türlerinin bulunduğu tahmini
126.000 tür canlı tanımlanmıştır.4
Ramsar Sözleşmesine göre sulak alanlar; “alçak gelgitte
derinliği altı metreyi aşmayan, deniz suyu alanlarını da
kapsamak üzere, doğal ya da yapay, sürekli ya da geçici,
durgun ya da akar, tatlı, acı ya da tuzlu bütün sular
ile bataklık, sazlık, ıslak çayırlar ve turbalıklar olarak
tanımlanmaktadır.
3
Meriç, T. a.g.y & Millennium Ecosystem Assessment a.g.y.
4
World Wetlands Day - celebrating wetland biodiversity, IUCN http://www.
iucn.org/iyb/?4662/World-Wetlands-Day Son erişim Tarihi: 1.9.2015
Ramsar Sözleşmesi; sulak alanların korunması
ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan
uluslararası bir sözleşmedir. Sözleşme adını 2 Şubat 1971
tarihinde İran’da imzalandığı şehir olan Ramsar şehrinden
almaktadır.5
Türkiye 1994 yılında Sözleşmeye taraf olarak sulak alanların
korunması için çalışmalara başlamıştır. Ramsar Sözleşmesi
kriterlerine göre ülkemizde 135 adet “Uluslararası Öneme
Sahip Sulak Alan” belirlenmiştir. Bu alanların çoğu
barındırdığı su kuşları ve balık türleri açısından uluslararası
öneme sahiptir.
Ramsar alanlarımız ve ilan edildikleri tarihler şöyledir;
1. Göksu Deltası (Mersin, 28. 05. 1994 )
2. Manyas Gölü (Balıkesir, 28. 05. 1994 )
3. Burdur Gölü (Burdur, 28. 05. 1994 )
4. Seyfe Gölü (Kırşehir, 28. 05. 1994 )
5. Sultan Sazlığı (Kayseri, 28. 05. 1994 )
6. Uluabat Gölü (Bursa, 15. 04. 1998 )
7. Gediz Deltası (İzmir, 15. 04. 1998 )
8. Kızılırmak Deltası (Samsun, 15. 04. 1998 )
9. Akyatan Lagünü (Adana, 15. 04. 1998 )
10. Yumurtalık Lagünü (Adana, 09. 02. 2005 )
11. Meke Maarı (Konya, 09. 02. 2005 )
Sulak alanlar, pek çok kuş türünün yanı sıra, çok sayıda tatlı
ve tuzlu su balığının da yaşam döngüsünde önemli bir yer
tutmaktadır. Birçok kuş türü, hem göçleri sırasında dinlenme
ve barınma yeri olarak hem de yırtıcılardan korunmak için
sulak alanlardan faydalanmaktadır. Çoğu sulak alan balıklar
için yumurtlama, barınma ve avlanmadan korunma ortamı
olarak hizmet etmektedir. Hem karada hem suda yaşayabilen
hayvan türleri için üreme ortamı olarak kullandıkları sulak
alanlar, birçok memeli ve nesli azalmış ve tehlikede olan canlı
türlerini barındıran ekosistemlerdir.7
Sulak alanların sağlıklı oluşunun en önemli göstergelerinden
biri de kış ortası yapılan su kuşu sayımlarıdır kısaca KOSK
denir. KOSK sayımlarının hem küresel, hem de bölgesel ve
yerel su kuş popülasyonlarının izlenmesi ve sonucunda su
kuşu türlerinin ve sulak alanların korunmasında çok önemli
araçlardır. Bu kapsamda doğal alanların izlenmesi, bu
alanların durumu ve barındırdıkları biyoçeşitlilik durumu
hakkında bize fikir verecek temel yöntemlerden birisidir.
Kuşlar besin zincirinin önemli halkalarını oluşturdukları için,
sıklıkla ekosistemin sağlık ve işlerliğinin belirlenmesinde
biyolojik gösterge olarak kullanılmaktadır. Alana dönemsel
olarak gelen kuşlar, kış ortasında yapılan sayımlar ile
belirlenir. Her yıl bu sayılara göre sulak alanın durumu ortaya
koyulmaya çalışılır.
Aynı zamanda Uluslararası Sulak alanları Koruma Kurumu
(Wetlands International) tarafından organize edilen
küresel bir sayım organizasyonu olan Kış Ortası Su Kuşu
Sayımları ile elde edilen veriler tür koruma çalışmalarına,
korunan alanlarının ilan edilmesine ve dünyadaki kuş
popülasyonlarının izlenmesine rehberlik eder.
13. Kuyucuk Gölü (Kars, 20. 06. 2009 )
Bir alandaki her yıl aynı noktalarda yapılan sayımlar
sonucunda bir türün sayısının azalması veya çoğalması o
türün yaşam alanlarındaki değişim hakkında önemli ipuçları
verir.8
14. Nemrut Kalderası (Bitlis, 31. 01. 2013 ) 6
7
Korkanç, Y.S., 2004. Sulak Alanların Havza Sistemi İçindeki Yeri, ZKÜ
Bartın Orman Fakültesi Dergisi , 2004 6(6). url: http://bof.bartin.edu.tr/
journal/1302-0056/2002-03-04/2004/Cilt6/Sayi6/117-126.pdf Son erişim
tarihi 1.9.2015
8
Yavuz E. K., İsfendiyaroğlu S., 2012. Türkiye Kış Ortası Su Sayımları,
url:http://www.dogadernegi.org/userfiles/kosks_rapor_2012.pdf Son
erişim tarihi 1.9.2015
12. Kızören Obruğu (Konya, 09. 02. 2005 )
5
Wikipedia katılımcıları, 2014. Ramsar Sözleşmesi. Vikipedi, Özgür
Ansiklopedi. Son erişim tarihi 1.9.2015 url://tr.wikipedia.org/w/index.
php?title=Ramsar_S%C3%B6zle%C5%9Fmesi&oldid=14091241.
6
Meriç, T. a.g.y
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
MAVİ GEZEGEN
KARBON DÖNGÜSÜ1
Karbon döngüsü, gezegenimizde yer alan karbondioksit
(CO2)ve diğer karbonlu bileşiklerin (HCO3-), atmosfer, deniz
ve okyanuslar ile karalarda nasıl depolandığını ve hangi
süreçlerle birbirleri arasında hareket ettiğini ifade eder.
Karbon, yaşamın temel yapıtaşlarından biridir.
“90’lı yıllarda karbon döngüsü ve çeşitli karbon depolarının
büyüklükleri (Gigaton karbon cinsinden, Gt C) ile bu depolar
arasında meydana gelen yıllık akış. Endüstriyel dönem
öncesi karbon akışları siyah, insan etkisi ile atmosfere
salınan karbonun neden olduğu değişimler ise kırmızı ile
gösterilmiştir. ”2, 3
1
TEMA Vakfı, Toprak Web Sitesi, Karbon Döngüsü. url: http://
toprak.tema.org.tr/web_20002_1/entitialfocus.aspx?primary_
id=9086&type=1634&target=categorial1&detail=single&sp_table=&sp_
primary=&sp_table_extra=&openfrom=sortial Son Erişim Tarihi: 2.9.2015
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
Tüm canlılar, karbon içerikli bileşikler olan organik
moleküllerden oluşur. Yani, karbon döngüsü oldukça
önemlidir. Atmosfer, karbon döngüsünde en önemli rolü
oynar. Burada karbon, karbon dioksit formunda bulunur.
Atmosferdeki karbon dioksit döngüye fotosentez yoluyla girer.
Bitkiler tarafından alınan karbonun bir kısmı solunum yoluyla
yeniden atmosfere geri döner. Kalan karbon, bitki dokularının
yapımında kullanılır. Daha sonra otçulların bitkileri yemesiyle
besin zincirinde ilerler ya da bir kısmı bitkinin ölmesiyle
ayrıştırıcılara geçer. Hayvanlar ve ayrıştırıcılar karbonun
bir kısmını, solunum yoluyla tekrar karbon dioksit olarak
2
IPCC, 2007: Climate Change 2007: The Physical Science Basis.
Contribution of Working Group I to the Fourth Assessment Report of the
Intergovernmental Panel on Climate Change [Solomon, S., D. Qin, M.
Manning, Z. Chen, M. Marquis, K.B. Averyt, M.Tignor and H.L. Miller (eds.)].
Cambridge University Press, Cambridge, United Kingdom and New York,
NY, USA;
3
World Ocean Review, 2015. CO2 reservoir, url: http://worldoceanreview.
com/en/wor-1/ocean-chemistry/co2-reservoir/ Son Erişim Tarihi: 2.9.2015
atmosfere salar. Kalan kısım da, ayrışarak toprağın bir parçası
olur. Uzun bir zaman sonra, bunların bir kısmı sıkışarak
petrol ve kömür gibi fosil yakıta dönüşür. Fosil yakıtların
yakılmasıyla da yeniden atmosfere salınır.
Okyanuslar, atmosferdeki karbon dioksit seviyesinin
belirlenmesinde önemli bir rol oynarlar. Karbon içeren gazlar
difüzyon yoluyla okyanus yüzeyi ve atmosfer arasında hareket
eder. Su bitkilerinin de fotosentez için sudaki karbon dioksiti
kullanmaları gerekir. Okyanus bitkileri de karbonu tıpkı
karasal bitkiler gibi depolar. Okyanus hayvanları bu bitkileri
yiyerek karbonu depolarlar. Daha sonra, solunum yoluyla
karbon dioksiti yeniden suya bırakırlar. Okyanus bitkileri ve
hayvanları öldüklerinde suda çürürler (ayrışırlar). Çürüyen
sutema.org.tr | tema.org.tr • wilo.com.tr • wilo-stiftung.de
bitki ve hayvanlar okyanusun dibine çökerek orada çözünür
ya da okyanus dibine yerleşerek tortunun içine gömülürler.
Bazı deniz canlıları da karbon gazını okyanus suyundan alır
ve kabuklarını yapmak için kullanırlar. Bu canlılar öldüğünde
karbon dolu kabukları çözünür ya da okyanus dibine yerleşir.
Her ne kadar kayaların oluşumu ve aşınımı uzun bir zaman
alsa da, bu süreç de karbon döngüsünde rol alır.
Endüstri devrinden sonra, başta fosil yakıtların kullanılması
ile tropik orman arazilerinin yakılarak tarlaya dönüştürülmesi
gibi arazi kullanımındaki değişiklikler nedeniyle açığa çıkan
fazladan CO2 ise, gezegenimizin kırılan döngülerinden
biridir. Bir sera gazı olan CO2 dünyanın ısınmasına ve doğal
döngülerde büyük tahribata yol açmaktadır.