to the PDF file. - Türk Tıp Öğrencileri Birliği

Transkript

to the PDF file. - Türk Tıp Öğrencileri Birliği
TURUNCU
Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Komitesi (TurkMSIC) Halk Sağlığı Alt Komitesi (SCOPH) Dergisi
Yıl:1 • Sayı : 1 • Nisan 2010
Sahibi
Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası
Komitesi
(TurkMSIC)
Yılda Bir Yayınlanır.
editörden
Değerli Okuyucu,
1952’den bu yana Türkiye’deki tıp fakültesi öğrencilerini
temsil eden sayılı kuruluşlardan biri olmanın mutluluğunu
yaşarken, bu mutluluğu sizlerle paylaşmak istedik. Yayın kurulu
olarak “daha iyiyi, daha güzeli yapmayı” kendimize amaç edinerek,
Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Komitesi (TurkMSIC)’nin
bir alt çalışma komitesi olan Halk Sağlığı Alt Çalışma Komitesi
(SCOPH) olarak çıkarttığımız dergimizin ilk sayısıyla karşınızda
olmanın mutluluğunu yaşamaktayız.
Genel Yayın Yönetmeni
ve Editör
Yunus Emre DOĞAN
Yayın Ekibi
Arda ERDUT
Büşra TOK
Hülya ŞAHİN
Elvan ÇİFTÇİ
Raziye PARLAK
Redaksiyon
Setenay Dilara YAZIR
Arda ERDUT
Kapak Tasarım
Ahmet HAKAN
Baskı
Afşar Matbaacılık
İvedik Organize Sanayi
Ağaçişleri 21. cad 599. sokak İvedik
Yenimahalle/ ANKARA
Tel: 0312. 230 42 76
Baskı Tarihi
02.04.2010
Halk Sağlığı Alt Komitesi olarak amacımız, derginin bu
ilk sayısında sizlere TurkMSIC’ı tanıtmak, TurkMSIC üyesi
fakültelerde yaptığımız çalışmaları sizlerle paylaşmak ve benzer
etkinlikler için sizleri yüreklendirmekti. TurkMSIC’a üye 30
fakülteden 15’inin çalışmalarına; TurkMSIC Halk Sağlığı Çalışma Kolu’nun yıl içinde
yapacağı aktivitelerin planlarını üstlenen, aktivitelerimizdeki gönüllülerimize önderlik eden
aktivite koordinatörlerimize yer verdik. Halk sağlığı adına çalışma yapmak isteyenler için
rehber niteliği taşıyacak bilgileri sizlerle paylaştık.
Röportaj bölümünde ise kendi deyimi ile “bir ayağıyla Osmanlı’da olması ile beraber,
cumhuriyet döneminde eğitim almış, Türkiye Cumhuriyeti’nin en eski hekimlerinden” Yard.
Doç. Dr Ratip KAZANCIGİL’i sizlerle buluşturduk.
Ayrıca TurkMSIC temel taşlarından olan projelerimize yer verdik. 2008/2009 Proje
Destek Birimi Koordinatörü Halit AYTAR, sizlerin de proje hazırlama üzerine fikir sahibi
olabilmeniz için bir yazısını paylaştı.
SCOPH’un dergisi “Turuncu” ile yılda 1 defa sizlerle olacağız. TurkMSIC ve
Türkiye’deki halk sağlığı adına yapılan çalışmalarla, projelerimizle sizleri buluşturacağız.
Derginin hazırlık aşamasında çok büyük emekler harcayan yayın kurulumuza, bizlere
destek olan başta SCOPH direktörümüz Büşra TOK olmak üzere TurkMSIC yöneticilerine,
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı’na, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
Editörü Şerife SERİM’e teşekkür ediyorum.
“Tıp fakültesi öğrencisinden daha fazlası” sloganıyla yola çıkan TurkMSIC gönüllüleri
olarak büyük emek harcadığımız dergimiz, sizlerde yeni ufuklar açacağından şüphem yoktur.
En iyisi biran önce çevirin sayfaları…
Saygılarımla
Elvan ÇİFTÇİ
Yunus Emre DOĞAN
Arda ERDUT
Hülya ŞAHİN
Raziye PARLAK
Büşra TOK
Şu anda elinizde tutmakta olduğunuz derginin temelleri, 58. TurkMSIC İstanbul Genel Kurulu’nda ortaya atılan
bir fikirle başladı. Sesimizi daha uzaklara duyurmak, verilen emeklerin karşılığının alındığını göstermek, halk sağlığını
geliştirmek, daha sağlıklı nesiller yaratmak amacıyla gönüllü olarak baş koyduğumuz bu yola daha çok ilgi çekerek
hem manevi olarak güçlenmek hem de sayımızı arttırarak daha büyük işler başarmak, mesleğimize ve kendimize
daha çok şey katmak için iyi bir fırsat olduğunu düşündük. Bu nedenle, dergi çıkarmak için kısa sayılabilecek bir
sürede, yoğun, titiz, planlı ve özverili çalıştık. Uzun “MSN” toplantıların, zorlu geçen tartışmaların ardından ortaya
çıkan ürün, bizi memnun edecek nitelikte oldu. Fedakarlıklarımızın karşılığını bulduğunu görmek bizi daha da iyi
işlere imza atmak için yüreklendirecektir.
Biz hazırlama aşamasında her ne kadar zorlansak da çok keyif aldık. Daha ilk sayısı olmasından kaynaklanan
hatalarımızdan dolayı affınıza sığınır, bizim dergiyi hazırlarken aldığımız keyfi sizin de okurken almanızı dileriz. İkinci
sayıda görüşmek üzere…
Yayın Ekibi Adına
Arda ERDUT
KISALTMALAR
SCOPH (Standing Committee on Public Health): Halk Sağlığı Alt Çalışma Komitesi
NPO (National Officer on Public Health): Ulusal Halk Sağlığı Direktörü
LPO (Local Officer on Public Health): Yerel Halk Sağlığı Direktörü
SCOME (Standing Committee on Medical Education): Tıp Eğitimi Alt Çalışma Komitesi
SCOPE (Standing Committee on Professional Exchange): Staj Değişimi Alt Çalışma Komitesi
SCORA (Standing Committee on Reproductive Health including AIDS): Üreme Sağlığı ve HIV/AIDS Alt Çalışma
Komitesi
SCORE (Standing Committee on Research Exchange): Araştırma Değişimi Alt Çalışma Komitesi
SCORP (Standing Committee On Human Rights And Peace): İnsan Hakları ve Barış Alt Çalışma Komitesi
IFMSA (International Federation of Medical Students’ Associations): Uluslararası Tıp Öğrencileri Birlikleri
Federasyonu
EMSA (European Medical Students’ Association): Avrupa Tıp Öğrencileri Birliği
YK
: Yerel Kurul
Turuncu’nun İlk Okurları’na… / Büşra Tok................... 5
Sevgili TurkMSIC Ailesi / Ezgi Öztop........................... 6
Sevgili TURKMSIC / Knakita Clayton-Johnson.................. 7
İÇİNDEKİLER
TurkMSIC NEDİR?................................................. 8
Cumhuriyetin ilk hekimlerinden;
Yrd. Doç. Dr. Ratip Kazancıgil ..............................12
Akdeniz Yerel Kurulu / Metin YEŞİLTEPE......................16
Ankara Yerel Kurulu / Meltem Merve KILIÇ...................18
Başkent Yerel Kurulu / Oğuz KIZILKAYA.......................19
Celal Bayar Yerel Kurulu / Ceren GÖKÇE....................20
Cerrahpaşa Yerel Kurulu / Şebnem MEMİŞ - Aylin ŞAFAK....22
Dokuz Eylül Yerel Kurulu / İpek UZALDI......................24
Erciyes Yerel Kurulu / Yunus Emre DOĞAN...................26
Eskişehir Yerel Kurulu / Eset PARACIOĞLU...................28
İstanbul Yerel Kurulu / Onur ÜSTÜN..........................29
Hacettepe Yerel Kurulu / Merve ÖZCAN......................30
Kocaeli Yerel Kurulu / Gökçe SAMANCIOĞLU.................35
Marmara Yerel Kurulu / Hüseyin ACAR.......................32
Selçuk Yerel Kurulu / Zehra YAVUZ............................34
Trakya Yerel Kurulu / Bahar AKTAŞ...........................36
Yeditepe Yerel Kurulu / Sena SAYGILI ........................38
14 Kasım Diyabet Günü /Metin YEŞİLTEPE.................... 40
KOAH Günü / Sedat ÇARKIT. .................................... 40
3 - 9 Kasım Organ Bağışı Haftası / Oğuz KIZILKAYA........ 41
4 Şubat Dünya Kanser Günü / Raziye PARLAK............... 41
8 Mart Dünya Kadınları Günü / Merve ÖZCAN................ 42
24 Mart Dünya Tüberküloz Günü / Bahar AKTAŞ........... 42
Sıtma / Metin YEŞİLTEPE. ........................................ 43
31 Mayıs Dünya Sigarayı Bırakma Günü
Merva ÖZCAN. ..................................................... 43
Hipertansiyon / Arda ERDUT................................... 44
Obezite / Merve ÖZCAN ......................................... 44
Sağlık Hakları Akran Eğitimi Zinciri Projesi
Gülben BOZKAYA................................................... 46
Sigarasız Yaşam Projesi / Metin YEŞİLTEPE.................. 45
Organlarımı Bağışla Projemiz / Oğuz KIZILKAYA............ 47
Kişisel Meme Muayenesi Eğitimi Projesi / Elif KELEŞ. ... 49
İlk Yardım Projesi / Hülya ŞAHİN.............................. 48
Beni Baştan Yarat / Halit AYTAR .............................. 50
Tıp Dünyasından Haberler / Raziye PARLAK................... 52
Takvim............................................................. 58
Fotoğraf........................................................... 63
Büşra TOK
TurkMSIC
Ulusal Halk Sağlığı Direktörü
Turuncu’nun İlk Okurları’na…
En büyük hayalimdi ‘o beyaz önlüğü’ üzerimde taşımak. Hayalimdi;
beni iyileştiren doktor amcalar, doktor teyzeler gibi olmak. Tıp
fakültesine adımımı attığımda sanmıştım ki yapabileceklerim ders
çalışmakla sınırlıydı. Ama bunun yetmediğini, ‘bir tıp öğrencisinden
fazlası’ olmam gerektiğini anlamam çok uzun sürmedi. Şimdiden
hekimlik adına, halkım adına bir şeyler yapabilmeli; en iyiye ulaşmanın yolunu bulmalıydım. Elbette
yalnız değildim. Benim gibi düşünenlerle, içimdeki coşkuyu hissedenlerle buluşmam, TurkMSIC’le
tanışmam, daha ilk yılımda olmuştu. Altı alt komitesi arasındansa bana en sıcak geleni, içimi en çok
ısıtanı, SCOPH’u, yani halk sağlığını seçmiştim. Ancak, o zaman hayatımı bu kadar dolduracağını, artık
onsuz yapamayacağımı, Türk Tıp Öğrencileri’ni en iyi şekilde temsil etmenin en büyük gayem olacağını
bilmiyordum.
Bizler ne ilkiz, ne de son. 1952 yılında başlayan bu maceranın kısa bir döneminin, küçücük
kahramanlarından bir kısmıyız sadece. Ama siz böyle dediğime bakmayın, hiç de küçümsenecek işler
yapmadık. Aslında bu büyük işler yıllardır yapılıyordu da, biz bu yıl biraz daha geliştirdik, yenilerini
ekledik. Bir de bu zamana kadar kimse paylaşmamış, biz size anlatalım dedik. Peki, neler mi yaptık?
Halk sağlığı için ne kadar önemli gün varsa etkinlikler düzenledik, Türkiye’nin dört bir yanında yediden
yetmişe herkese ulaştık. Bu yetmedi bir de hayaller kurduk, bu hayallerden projeler oluşturup bazen
halk sağlığı taramaları yaptık, bazen seminerler düzenledik, bazen eğitimler verdik. Tüm bunları
yaparken tek şey istedik: Halk sağlığının gelişimine katkıda bulunarak, daha sağlıklı bireyler ve daha
sağlıklı bir topluma kavuşmak.
Dergimizde, bu yıl SCOPH’ta çalışan yerel kurullarımızın etkinliklerini, ulusal ve yerel aktivitelerimizi,
projelerimizi; kısacası yaptığımız her şeyin birer küçük öyküsünü bulacaksınız. Bazılarınıza bu
öyküler tanıdık gelecek, şehrin ortasında ya da bir alışveriş merkezinde açtığımız stantlar canlanacak
gözlerinizin önünde. Bazılarınız bu öykülerde yer almak isteyecek belki de, davet gereği duymadan
katılacaklar sıcacık ailemize. Büyüklerimiz görecekler neler başardığımızı, bir öğrenci grubunun nasıl
engel tanımadığını ve bize yardım edecekler belki önümüzdeki dönemlerde. Peki, o zaman sizce
değmez mi bu dergiyi satır satır okuyup yaptıklarımıza şahitlik etmeye?
Başta Ulusal Dergi Koordinatörümüz Yunus Emre DOĞAN olmak üzere, Arda ERDUT, Elvan ÇİFTÇİ,
Hülya ŞAHİN ve Raziye PARLAK’a; dergimizin tasarımını yapan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dekanlığı’na; dergi kapağımızı oluşturan Ahmet HAKAN’a; yazılarıyla dergimizi zenginleştiren değerli
yönetici ve hocalarımıza; dergimizin basımını sağlayan, bizi size ulaştıran sponsorumuza; düzenlediğimiz
aktiviteler ve etkinliklerde bizden yardımlarını esirgemeyen dekanlıklarımıza, rektörlüklerimize, tüm
derneklere, vakıflara ve İl Sağlık Müdürlükleri’ne; dergimizdeki öykülerin eşi bulunmaz kahramanları,
SCOPH’un değerli gönüllülerine; dergimizi okuyup, maceramıza şahitlik eden sizlere; emekleriniz,
destekleriniz ve katkılarınız için teşekkür ederim.
Son olarak da beni Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Komitesi’nin Ulusal Halk Sağlığı Direktörü
olmaya layık gören, ülkemi ve SCOPH’u en iyi şekilde temsil edeceğime inanan, deneyimlerime güvenen
ve halk sağlığına bağlılığımı gören tüm TurkMSIC Gönüllüleri’ne sonsuz teşekkürler. SCOPH aşktır, SCOPH
bulunabileceğiniz en sıcak ailedir, SCOPH turuncunun canlılığı ve içtenliğidir. Nice etkinliklerde, nice
hayallerde, nice güzel haberlerde ve bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle…
İyi okumalar…
5
Ezgi Öztop
TurkMSIC
Ulusal Başkanı
Sevgili TurkMSIC Ailesi,
Sevgili SCOPH gönüllüleri,
Hepinize bir kez daha merhaba.
Bundan elli sekiz yıl önce bir hayale uyandık: Bir tıp öğrencisinden daha fazlasını yaratabilmek,
geleceğin girişimci, zeki, öngörülü ve duyarlı hekimlerinin yaşamlarının en yaratıcı dönemleri olan tıp
fakültesinde bilgi, görgü, beceri ve tutumlarına katkıda bulunabilmek.
Hepimiz zor olanı seçtik: Hayatını insan hayatına adamış bir meslek sahibi olmak. Zorlu bir eğitim
sürecinden geçtik ve halen geçmekteyiz. Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Komitesi olarak biz altı dalda
(Tıp eğitimi, halk sağlığı, insan hakları ve barış, üreme sağlığı HIV/AIDS, staj ve proje değişimi) altı yıla
renk katmak istiyoruz. Gayemiz: Ulusal ve uluslararası öğrenci platformlarında sesimizi duyurabilmek.
İşte bunun için bugün IFMSA çatısı altında dünyanın dört bir yanından bir milyona aşkın tıp fakültesi
öğrencisi içerisinde ülkemizi ve sizleri gururla temsil ediyoruz.
TurkMSIC SCOPH köklü geçmişiyle, gerçekleştirdiği projelerle bizlere mezuniyet öncesinde
kendimizi yoğurabileceğimiz bir platform sağlamıştır. Tıp fakültesi öğrencilerine üretmenin hazzını,
başarının coşkusunu yaşatmıştır. TurkMSIC’ın üreten yüzü ve en renkli ekiplerinden biri olmuştur. Bu
özellikleriyle de Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Komitesi’nin kişisel gelişim, ufuk açma, yaratıcılık,
öncülük, ekip çalışması, liderlik ve eğlence öz değerlerine sahip çıkmaktadır.
TurkMSIC SCOPH Türkiye’deki tıp fakültesi öğrencilerinin ülkemizde ve dünyada yaşanan sağlık
sorunlarına sessiz kalamayacağını göstermiş, tıp fakültesi öğrencilerinin eşsiz bir ahenkle tüberküloz,
diabet, kadın sağlığı,tütün kontrolü, KOAH, bulaşıcı hastalıklar, organ bağışı vb. konularda başarılı
çalışmalar yürütebileceğini, meslek doyumunu yaşamak için beklemelerine gerek olmadığını
kanıtlamıştır. Bu dergi ise TurkMSIC SCOPH tarafından sentezlenen birlikteliği yansıtmaktadır.
Bu dergi ile birlikte Türkiye’nin dört bir yanında ülkemiz tıp fakültesi öğrencilerinin “gelecek
sağlıklı nesillere” armağan ettikleri fikirlerine ve emeklerine şahit olacaksınız, yaptıklarıyla sizler de
gurur duyacak, bu filmi her anıyla siz de yaşayacaksınız.
Tam şu anda kendinize şu soruyu sormalısınız: “Ben bir tıp fakültesi öğrencisiyim, beni yansıtan
daha iyi bir ekip olabilir miydi?”
TurkMSIC 2009-2010 Dönemi Yönetim Kurulu adına Halk Sağlığı Ulusal Direktörümüz Büşra Tok ve
ekibine teşekkür eder, sizlere bu serüvende iyi seyirler dilerim.
6
Knakita CLAYTON-JOHNSON
IFMSA
Halk Sağlığı Direktörü
Sevgili TURKMSIC,
SCOPH, IFMSA’daki en büyük alt komite olup halk sağlığını ilgilendiren birçok konu ile ilgilenir. Tüm
dünya genelinde, SCOPH evrensel sağlık konularını, sağlık politikalarını, sağlığın geliştirilmesini ve tıp
eğitimini de kapsayan çeşitli konularda birçok proje ve aktiviteyi yürütür.
IFMSA üyesi ülkelerdeki tıp öğrencileri, sağlık sorunlarını ilgilendiren konularda aktif bir şekilde
yer almak ve yeni politikalar üretmek isteğiyle, 1952’de Öğrenci Sağlığı Komitesi -Standing Committee
on Students Health (SCOSH)-’ni kurdular. İlerleyen yıllarda yapılan çeşitli aktivitelerle, SCOSH 1963’te,
Sağlık Komitesi -Standing Committee on Health (SCOH)- olarak değiştirildi. 1983’te komitenin adı bir
kez daha değişerek Halk Sağlığı Komitesi -Standing Committee on Public Health (SCOPH)- oldu.
Altmış yıldan beri, SCOPH gönüllüleri yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde, toplum kökenli
çok çeşitli projeler uygulayıp geliştirmekteler. Bu aktivitelerle bizler, sağlıklı toplumun vizyonuna
yaklaşıyor, tam donanımlı ve yetenekli bir profesyonel olma potansiyelimizi geliştiriyoruz. Bazı odak
konularımız: Tütün, sıtma, tüberküloz, obezite ve yaşam tarzı, akıl sağlığı, çocuk sağlığı, organ bağışı,
ilaç- uyuşturucu kullanımı, yol güvenliği, alkol bağımlılığı, kadın sağlığı, çevre ve daha nicesi...
Biliyorum ki, TurkMSIC SCOPH; hareketli, yaratıcı, çalışkan ve başarılı bir grup! Sizler, halk sağlığı
adı altında birçok çalışmalar yapıyorsunuz. Sizin bu çalışmaları yürütmek için olan motivasyonunuz ve
kararlılığınız, bana ve dünya genelindeki tüm SCOPH gönüllülerine gerçek bir ilham kaynağı. Hiçbir
zaman yaptığınız çalışmaların önemini, değerini küçümsemeyin. Sizin çalışmalarınız ve enerjiniz
değişimi etkileyebilir ve aslında çoktan etkilemeye başladı.
Tüm bunların olması için birçok çalışma yapan NPO ve LPO’larımıza özel teşekkürlerimi iletmek
isterim. Sizler, TurkMSIC SCOPH’ın başarısında çok önemlisiniz. TurkKMSIC’teki diğer tüm SCOPH
gönüllülerine de teşekkür etmek istiyorum. Siz olmadan, bizim hiçbir çalışmamız mümkün olmayacaktı.
Sizler SCOPH’un arkasındaki onu harekete geçiren güçsünüz ve siz onu mükemmelleştiriyorsunuz.
Sizleri, aktif, motive, enerjik kalmanız ve harika çalışmalarınıza odaklanmanız yönünde destekliyorum.
TurkMSIC SCOPH’tan daha da güzel çalışmaları sabırsızlıkla bekliyorum!
Saygılarımla,
7
TurkMSIC NEDİR?
TurkMSIC, Türkiye’deki tıp öğrencileri arasında
oluşturulmuş, bağımsız, siyasi olmayan, kâr
amacı gütmeyen en büyük ve en köklü kuruluştur.
TurkMSIC 1952 yılında kurulmuş olup şu an ülke
çapındaki 30 tıp fakültesinde üye yerel kurulu
mevcuttur ve bu sayı giderek artmaktadır. Üye
fakülteleri ile Türkiye’deki 30.000 tıp fakültesi
öğrencisini temsil etmekle birlikte, uluslararası
çapta ise kurulduğu yıldan beri üyesi olduğu
IFMSA dahilinde 120 ülke içinde Türkiye’yi temsil
etmektedir.
TurkMSIC;
Türkiye’deki
tıp
fakültesi
öğrencileri için ve tıp fakültesi öğrencileri
tarafından yürütülen, tamamen gönüllülük esas
alınarak çalışan bir organizasyondur. Birleşmiş
Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından
resmi olarak tanınan Türkiye’deki ilk ve tek tıp
öğrencileri forumudur.
TurkMSIC’ın misyonu:
“Geleceğin hekimlerine küresel sağlık alanında
geniş bir bakış açısı sağlamaktır. Programlarımız
ve fırsatlarımız ile tıp öğrencilerini kültürel
olarak duyarlı bir şekilde geliştirerek, dünya
sağlığını şekillendiren milletlerarası eşitsizlikleri
etkilemeyi amaçlarız.”
TurkMSIC’ın amacı:
•
8
Sağlık, eğitim ve tıp ile ilişkili konularda
tartışmak için Türkiye çapında bir forum
oluşturmak; görüşmeler sonrasında politikalar
geliştirmek ve bunlara uygun aktivitelerde
bulunmak
•
Tıp öğrencileri çapında insancıl ideallerin ve
tıp etiğinin gelişmesine yardımcı olmak
•
Projeler ve ders dışı eğitimlerin yanı sıra,
tıp öğrencileri için profesyonel ve bilimsel
değişimlerin yapılmasını sağlayarak onların
diğer kültürlere, toplumlara ve onların sağlık
sorunlarına duyarlı olmalarını sağlamak
•
Üyeler, diğer tıp öğrencileri toplulukları,
ulusal ve uluslar arası kuruluşlar arasında
bağlantıyı sağlayarak, topluma en çok yararı
sağlama amacıyla onları beraber çalışmaya
teşvik etmek
•
Yerel Kurullarda projeleri destekleyen bir
mekanizma görevi görmek
•
Tıp öğrencilerini, bilgi ve becerilerini toplum
yararına kullanmaya teşvik etmektir.
Faaliyetlerimiz Neler?
TurkMSIC, uluslar arası öğrenci değişimi,
bilimsel projelerin hazırlanması, sunulması ve
buna benzer bilimsel faaliyetlerini Türkiye’deki
30 tıp fakültesinde yapılanmasını tamamlamış
yerel kurulları aracılığıyla yürütmektedir.
Öğrenciler TurkMSIC bünyesinde:
•
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
- TurkMSIC-Osmangazi
•
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICFırat
•
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICGazi
•
Hacettepe Üniversitesi
TurkMSIC-Hacettepe
•
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
- TurkMSIC-Cerrahpaşa
•
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi TurkMSIC-İstanbul
•
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi TurkMSIC-Karadeniz Teknik
•
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICKırıkkale
•
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICKocaeli
•
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICAnkara
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICMarmara
•
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICAtatürk
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICMersin
•
On Dokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi TurkMSIC-On Dokuz Mayıs
•
Pamukkale Üniversitesi
TurkMSIC-Pamukkale
•
Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi TurkMSIC-Selçuk
•
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICTrakya
•
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICUludağ
•
Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi – TurkMSICYeditepe
•
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi TurkMSIC-Yüzüncü Yıl
•
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
Fakültesi - TurkMSIC-Karaelmas
Özellikle yaratıcılıklarını kullanabilecekleri,
organizasyon yeteneklerini geliştirip tasarladıkları
etkinlikleri somut olarak gerçekleştirebilecekleri
bir ortama sahip olmaktadırlar. Üyeler; halk
sağlığı, tıp eğitimi, AIDS ile savaşma, insan hakları,
değişim programları gibi çok geniş bir alanda
kendi ilgilerine uygun bir etkinliği gerçekleştirme
ayrıcalığına sahip olurlar.
Önemli uluslar arası projelere organizatör
olarak katılma, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği,
WHO, UNICEF, UNESCO, UNFPA gibi dünya çapında
saygınlığı kanıtlanmış kuruluşlarla ilişkide olma ve
işbirliği içerisinde çalışma olanağı sunmaktadır.
Öğrenci değişim programları, ulusal ve uluslar
arası projeler ile düzenlenecek etkinliklerde yer
alma yoluyla üyeler, farklı kültürden insanlarla
tanışma ve iletişim sağlama olanağı bulmaktadır.
TurkMSIC’in
fakülteleri;
faaliyet
gösterdiği
tıp
• Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICAkdeniz
•
•
•
•
•
•
•
•
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICBaşkent
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi TurkMSIC-Celal Bayar
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi TurkMSIC-Cumhuriyet
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp
Fakültesi - TurkMSIC-Onsekiz Mart
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICÇukurova
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi TurkMSIC-Dokuz Eylül
•
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSIC-Ege
•
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi - TurkMSICErciyes
Tıp
Tıp
Fakültesi
Fakültesi
-
-
Tıp
9
ALT KOMİTELERİMİZ
Tıp Eğitimi Alt Çalışma Komitesi
Standing Committee on Medical Education (SCOME)
Sadece tıp eğitiminin gelişimi konusunda değil
aynı zamanda tıp öğrencilerinin ufkunun genişlemesi
konusunda da çalışmalarını sürdürmektedir. Tıp
eğitimi sadece gelecekteki doktorların değil, sağlık
düzeyinin de kalitesini etkilediği için uygun bir
öğrenme ortamı gerçekleştirmeyi amaçlar. IFMSA,
Dünya genelindeki tüm tıp öğrencileri için uygun
bir öğrenme ortamı gerçekleştirmeyi amaçlar.
Tıp Eğitimi Çalışma Komitesi tıp eğitiminin
farklı yönleriyle ilgilenen tıp öğrencilerinin
tartışabilecekleri bir ortam yaratarak amaçlarına
ulaşmaya çalışır. Bunların başında Dünya Tıp
Eğitimi Federasyonu (WFME), Avrupa Tıp Eğitimi
Birliği (AMEE) ve Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon
Kurulu (UTEAK) gelmektedir.
Staj Değişimi Alt Çalışma Komitesi
Standing Committee on Professional Exchange (SCOPE)
Staj Değişimi Daimi Komitesi; başta tıp
fakültesi öğrencileri olmak üzere, dünyada sağlık
sektöründe çalışan tüm bireyler arasında işbirliği
sağlama, kültürel anlayış geliştirme ve farklı
kültürlerde toleransın arttırılmasını kendisine
misyon olarak belirlemiştir. Bugün itibariyle de
78 ülkede, 1003 tıp fakültesinde öğrencilere
staj olanağı sunmaktadır. Bu değişim programı
öğrencilere sunduğu eşsiz eğitici ve kültürel
deneyimin yanı sıra, medikal özgeçmişleri için de
benzersiz bir sayfa ekler. Farklı ülkeler ve sosyal
koşullarda uygulanan tıbbi yaklaşım, öğrencinin
medikal ufkunu açarak, geleceğin doktorlarına
empati kurma yeteneğini arttırma şansı tanır.
Üreme Sağlığı ve HIV/AIDS Alt Çalışma Komitesi
Standing Committee on Reproductive Health including
AIDS (SCORA)
10
Hedefi ulusal ve uluslararası düzeyde
üreme sağlığı ve AIDS konusundaki aktiviteleri
koordine ve teşvik etmek; onları desteklemek
ve
geliştirmektir.
Aktivitelere,
eğitimsel,
toplum temelli kampanyalar, AIDS ve üreme
sağlığı hakkında koruyucu kampanyalar dahildir.
SCORA; UNFPA, UNAIDS, UNICEF, WHO, IPPF, FHI
ve çalışmalarında AIDS/HIV dahil üreme sağlığı
üzerinde yoğunlaşan diğer kuruluşlarla sıkı ortak
çalışmalar içerisindedir.
Araştırma Değişimi Alt Çalışma Komitesi
Standing Committee on Research Exchange (SCORE)
TurkSCORE olarak amacımız; Türkiye’deki
tıp fakültelerinin çekirdek müfredatına uygulama
dersleri olmayan sadece teorik olarak yer alan
bilim insanı yetiştirme, araştırma etiği, bilim
felsefesi, literatür zemini geliştirme, aydınlatılmış
onam alma, rapor-yayın sunumu gibi edinimleri
öğrenciye kazanma fırsatı sağlamaktır. Bu
programın yurtdışındaki üniversitelerde yapılıyor
oluşu; öğrencinin bu amaçta kazanacaklarının yanı
sıra yabancı dilini geliştirme ve değişik kültürleri
tanıma gibi kazanımlar da edinmesine olanak
vermektedir.
İnsan Hakları Ve Barış Alt Çalışma Komitesi
Standing Committee On Human Rights And
Peace (SCORP)
Geleceğin sağlık çalışanları olacak tıp
fakültesi öğrencilerinin, küresel bir bakış açısıyla,
sağlıkta eşitlik, insan hakları ihlallerinin ve
çatışmaların önlenmesi için bilgi, beceri ve tutum
sahibi olmalarını sağlayarak, yoksullar, göçmenler,
mülteciler ve insan hakları konusunda savunmasız
insanlar gibi sağlık hakkı ihlallerine uğrayan
insanların sağlık durumlarının düzeltilmesi ve
güçlendirilmesi için çalışabilmesine imkan sağlar.
Halk Sağlığı Alt Çalışma Komitesi
Standing Committee on Public Health (SCOPH)
TurkMSIC ve IFMSA’in en kapsamlı çalışma
kollarından biri olan Halk Sağlığı Çalışma Komitesi;
halkın sağlığını, tıp fakültesi öğrencilerinin bilgi
düzeyini, farkındalığını geliştirmek için farklı
konularda çok sayıda aktiviteler yapar ve projeler
üretir. Eğitimler hazırlar. Halk sağlığı ile ilgili her
alanda etkinliklerde bulunabileceğimiz bu çalışma
komitesi; bizlere daha doktor olmadan halkımız
adına, insanlık adına bir şeyler yapabilme imkanı
sunar. Kendimizi şimdiden doktor hissettirir.
Gelecekte daha sağlıklı bir yaşama kavuşmak
için tüm dünyada halk sağlığını geliştirmeye
çalışır. SCOPH tüm dünyada önemli günlerde eş
zamanlı aktiviteler yürütmekle kalmaz; sizin
fikirlerinizle oluşturacağınız projelerin destekçisi
ve ilerleticisidir.
Cumhuriyetin ilk hekimlerinden;
YRD. DOÇ. DR. RATİP KAZANCIGİL
“Söyleyeceklerim
bunca yıllık tecrübelerim
sonucu edindiğim kişisel
görüşlerimdir. Asla kimseyi
övmek veya yermek amacı
taşımıyor dediklerim.
Sadece ve sadece kendi
düşüncelerimi paylaşacağım
sizlerle”
Röportaj / Raziye PARLAK
Sayın Dr KAZANCIGİL 12 Mayıs 1920’de Malatya’da doğumlu, Cumhuriyetin ilk yıllarında Tıp
Talebe Yurdunda yetişmiş, 1943’te İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş başarılı bir hekimdir.
Sıtma Savaş Bölgesi Merkez Şubesi Tabibi, Trakya Sıtma Mücadele Reisi, Edirne Sağlık ve Sosyal
Yardım Müdürlüğü gibi birçok idari görevde bulunan değerli hocamız; 1991 yılında Türk Tabipler
Birliıi tarafından verilmeye başlanan Prof.Dr. Nusret Fişek Halk Sağlığı Ödülü’nün ilkini almaya,
halk sağlığına katkılarından dolayı layık görülmüştür. Halen Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi
Deontoloji bölümünde çalışmalarına devam etmektedir.
“Söyleyeceklerim benim bunca yıllık tecrübelerim sonucu edindiğim kişisel görüşlerimdir. Asla
kimseyi övmek veya sövmek amacı taşımıyor dediklerim. Sadece ve sadece kendi düşüncelerimi
paylaşacağım sizlerle” deyip bize lokum ikram eden hocamız ile sağlık hizmetleri, hekimlik,
hekim hasta ilişkileri hakkında güzel bir sohbet gerçekleştirmekten onur duyduğumu belirtmek
isterim.
DEĞERLİ HOCAM SİZİ BU KUTSAL YOLA İTEN,
SİZİ ETKİLEYEN ŞEYLER NELERDİ? ÖNCELİKLE BUNU
SORARAK BAŞLAMAK İSTİYORUM SOHBETİMİZE.
Ben kendimi hep insanlara adadım. Bundan zevk
aldım. Çok büyük şeyler kazandırmıştır bu bana.
Bu mesleğe hep saygı duymuşumdur. Ben çocukken
evimizde hasta olduğu zaman rahmetli babam hekim
gönderirdi. Haber gelir gelmez evde hazırlık olurdu.
Döküntü varsa toplanırdı. Temiz çamaşır havlu
çıkarılırdı. Biraz asık yüzlü olan Hikmet Bey gelir,
hastayı muayene eder, tedaviyi ve gereken tarifi
yapardı. O zamanlar lavabo olmadığı için leğen ve
12
temiz su getirttirir, ellerini yıkardı. Giderken ücreti
bir zarfın içinde arabasına konulurdu. Ben dikkat
ile izlerdim. Hekim-hasta arasındaki para ilişkisini
ve saygıyı bu kültürle gördüm. Devletin verdiği ne
ise onunla geçindim. Allah’a binlerce şükür. Parayla
satın alınamayacak çok şey var. Çoğunu tattım hala
da tatmaktayım.
• BİZİMLE, UNUTAMADIĞINIZ
BİRİNİ PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?
ANILARINIZDAN
Fakülteyi bitirdim 1943’te. 3 sene askerlik
yaptım. 2. Dünya Savaşı 1946’da bitti. Aydın Sıtma
MAHMUT RATIP KAZANCIGİL’İN HAYATI
Mahmut Ratip Kazancıgil; 12 Mayıs 1920 tarihinde
Malatya’da doğdu. Kendi deyimi ile bir ayağıyla Osmanlı’da
olması ile beraber, cumhuriyet döneminde eğitimini almıştır.
Liseyi bitirdikten sonra girdiği olgunluk sınavını kazanıp Tıp
Talebe Yurdu’na burslu öğrenci olarak kabul edilmiş, 1943
yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur.
29.05.1946 tarihinde Aydın Sıtma Savaş Bölgesi Merkez
Şubesi Tabibi adayı olarak atanmıştır. Aydın’daki çalışmaları,
köy köy dolaşarak, bir yandan sıtma tedavisi, bir yandan
sıtmayı bulaştıran sivrisineklerle savaş, bir yandan bataklıkları
kurutma, bir yandan da dalak kontrolleri kan muayeneleri
içinde geçmiştir. 23.04.1946 tarihinde Aydın Sıtma Savaş
Bölgesi Laboratuar Şefi olmuştur.
1950 yıllarında Trakya Sıtma Mücadele Reisi olarak
Edirne’ye tayin edilmiştir. İlk defa genç biri bu göreve
onunla tayin edilmiş olur. Aydın’daki çalışmalarına burada da
devam eder. 08.12.1955 tarihinde Trakya Sıtma Savaş Bölgesi
Başkanlığı’na, 07.05.1957’de Edirne Sıtma Savaş Sürveyans
Grup Başkanlığı’na, 21.10.1959’da Edirne Sıtma Savaş Bölgeler
Grubu Başkanlığı’na, 02.02.1963’te Edirne Sağlık ve Sosyal
Yardım Müdürlüğü’ne atandı. Türkiye’nin bütün bölgelerini
dolaşarak, buralarda sıtma mücadelelerinde bulundu. Yurt
dışında da bu konular ile ilgili kurslara katıldı.
Bunların dışında birçok alanda idarecilik yaptı ve birçok
derneğin kuruculuğunu yaptı. 1963 yılında Sağlık Hizmetlerine
Yardım Derneği’ni kurdu. Edirne’de sağlık hizmetlerinin
devletten hiçbir yardım almadan sosyalize edilmesini
sağladı. Edirne’de üniversitelerin kurulması geliştirilmesi,
tıp fakültesinin kurulması konusunda da yardımcı oldu.
Huzur evinin açılması sağladı. Yaptığı başarılı çalışmaları ona
birçok takdirname kazandırdı. Sağlık Bakanlığı tarafından
ödüllendirildi. 1991 yılında Türk Tabipler Birliği tarafından
verilmeye başlanan Prof. Dr. Nusret Fişek Halk Sağlığı Ödülü,
ilk defa Dr. Kazancıgil’e verildi.
Ratıp Hoca, Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in etkisi ve
onu yönlendirişi ile İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi
ve Deontoloji Kürsüsü’nde doktora çalışmalarına başlar ve Tıp
Tarihi doktoru olur. 1985 yılında sağlık müdürlüğünden emekli
olduktan sonra, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Deontoloji
Anabilim Dalına Yardımcı Doçent olarak atanır ve öğretim
üyesi olarak çalışmaya başlar. “Kütüphane anabilim dalımızın
laboratuarıdır.” diyen Ratıp hocamız; kendi evindeki kitapları
ve arşivlerini üniversiteye taşıyarak T. Ü. Tıp Fakültesi Tıp
Tarihi Deontoloji Anabilim Dalı Kütüphanesi’ni kurar.
23.05.1997 tarihinde T.Ü. Sultan 2. Bayezid Külliyesi
Sağlık Müzesi kurulmasını sağlar. Tüm eşyaları buraya taşıtır.
Hatta Dr. Rıfat Osman Beyin kızının kendisine verdiği tüm
belgeleri buraya verir. Kendisi hem zengin kitap koleksiyonuna
sahip biridir hem de çok iyi bir arşivcidir. En büyük hayali olan
sağlık müzesinin geliştirilmesi için sürekli çalışmalar yapar.
Bugün bu müze Avrupa müzeleri ile yarışacak duruma geldi,
2004 yılı Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nü aldı. Ayrıca Edirne
Yeni Sarayı’nın bulunduğu Sarayiçi alanında bulunan Adalet
Kasrı’nda Adalet Müzesi kurulması için çalıştı.
Birleştirici, bütünleştirici, çok iyi bir yönetici olan
hocamız aynı zamanda bir Edirne araştırmacısıdır. Şehir
tarihi ile ilgili bir sürü yazı yazan ve eski dildeki birçok eseri
Türkçemize çeviren hocamız, Gülhane Tıp Akademisi tarihine
ışık tutmuş ve Osmanlı eserlerini unutulmaktan kurtarmıştır.
Halen fakültemizde bulunup çalışmalarına devam etmektedir.
Savaş Tabipliği’ne zorunlu hizmete atandım. Aydın’da
ilk muayenehanemi açtım. Oturduk, beyaz gömleği
giydik, heyecanlandık, hasta bekliyoruz. Bir de baktım
kapıda bir hanım bir bey, köylü, yanında iki çocuk.
Nezaketle buyur ettim.
-Hanginiz hasta?
-Biz kendimizi iğneletmeye geldik.
Hekimliği bu hale düşüren bizleriz. Şaşırdım
birden. Daha önce böyle bir hastalık bilmiyordum.
-Neyi iğneletirsiniz? Nasıl olacak?
-Biz her harman sonu kendimizi iğneletiriz.
Sonra anladım hekim hasta alt ilişkisinin ne
olduğunu.
-Biz o hekimlerden değiliz.
-He tamam. Dediler ve çıkıp gittiler.
Bir saat sonra yaşlı bir adam geldi. Midesinden
şikayetçi idi. Dinledim, teşhisi koydum, reçeteyi
yazdım. Adam sordu:
-Cerememiz ne kadar?
Sanki suç var, cezasını ödüyor.
-Yok kardeşim bir şey, güle güle, dedim.
Bitti. Benim hasta-hekim ilişkim bu kadardır.
Bundan sonra yüzlerce hasta geldi geçti. 5 kuruş para
almadım. Hasta parası yemedim.
• HİÇ YILGINLIK YAŞADIĞINIZ OLDU MU?
OLDUYSA BUNLARI NASIL AŞTINIZ? MOTİVASYON
KAYNAĞI OLARAK GÖRDÜĞÜNÜZ, SİZE GÜÇ VEREN
ŞEYLER NEYDİ?
Aklından çıkarmayacak, takip edeceksin. Edirne
Bayezid Külliyesi’nde sağlık müzesi yaptık, biliyorsunuz.
1974 yılında sağlık müdürü ile orası için harekete
geçtim. Bina Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne vali imzası,
Devlet Bakanlığı’na da kullanma hakkı için dilekçe
yazdım. 10 yıllığına o binayı sağlık müzesi yapmak
için kullanma hakkını verdiler. Hemen kolları sıvadık.
Aradan bir iki ay geçti, sözleşmeyi fes ettiklerine dair
yazı geldi. “Neden?” dedim. Cevap yok. Sonradan
anladık. O zamanlar rahmetli Ecevit ile Erbakan
koalisyon dönemi idi. Put koyacak demişler. Bunun
hikayesi uzundur, kitap olur. Neyse, bekledik 1974’ten
1985’e kadar. 1985’te emekli oldum. 65 yaşındaydım.
Kıymetli Prof. Dr. Süheyl ÜNVER’in teşviki ile doktora
13
yapmıştım. Zaman geçti. Orayı üniversiteye verdiler.
Üniversiteye başvurdum müze yapmak için. “Lazım,
yüksek okul yapacağız,” dediler. O zamanlar diğer
üniversite binaları yoktu. Restorasyon bölümünü oraya
koydular. Ben bekliyorum hala, 1997’ye kadar. Sonra
boşalttılar orayı. Ben gene üzerine düştüm. Bu sefer
verdiler. Malzemelerin çoğu benim arşivimdendir.
2004 yılında Avrupa Müzeler Ödülü’ne layık görüldü
müzemiz. Stanburg’a gittik. Törenle ödül verildi.
1974’ten 2004’e. Tam 30 sene bekledim. Hiç aklımdan
çıkarmadım. Yaptık. Sabırlı olmak lazım. Yılmamak
lazım. Sağlam yapışacaksın. O zaman başarı elde
edersin. Aman ne lazım demeyeceksin. Pes etmeyecek,
aklından çıkarmayacaksın..
• HOCAM; HEKİMLİK KONUSUNDATÜRKİYE’DEKİ
EN TECRÜBELİ HOCALARIMIZDAN BİRİ OLARAK BİZE
HEKİMLİĞİ TANIMLAYABİLİR MİSİNİZ?
Hekimlik hayata tek kişi ile başlar. Mesela hukuk
birden fazla kişi ister. Şikayet, şahit, savcı, hakim,
sekreter... gibi. Hekimlikte öyle değil; Dünyada tek
kişi olsa o kişi hekimdir. En basiti ateşi yükselse ya
suya girer ya da gölgeye gider. Madem ki insan bir
iyileştirme yapmak istiyor vücutta, o kişi ile hekimlik
başlamış olur. O yüzden önceliği vardır.
Mesleğinizin onurunu
düşüneceksiniz. Toplum hazmetmez.
Zordur mesleğinin onurunu korumak.
Çok dikkat etmek gerekiyor. Herkes
bakar. Nasıl oturuyor, nasıl kalkıyor.
Aynı yeri korumak gerekir. Korumazsa
saygıyı kaybeder.
Severek değer vererek uygulayan kişinin yaptığı iş
kutsaldır. Hekimlik kutsal değildir. Kutsallıktan ötedir.
Tanrısaldır. Tanrı mesleğidir. Neden mi? Hekimlik
hasta insanlarla uğraşır. İnsan Tanrı’nın yarattığı en
mükemmel, en kusursuz varlıktır. Sağlığı bozulursa,
tedavisine hekim geliyor. Tanrı’nın yarattığı bu
mükemmel, kusursuz makine bozulunca onarmaya
geliyor. İşte bu yüzden hekimlik, Tanrı çıraklığıdır.
• HOCAM SİZCE GERÇEK HEKİMİN VASIFLARI
NELER OLMALIDIR?
Tanrı çıraklığı dedik. Bunun sorumlulukları
vardır ve böyle bir mesleğin sahibi olanlar bunları
yerine getirmekle görevlidirler. Kolay değildir
hekimlik. İş çarşıda pazarda hava atmak değildir.
Hekim evvela belli bir düzeyde yaşamak zorundadır.
Yırtık pırtık gezemez. Saygı kazanmak için doğru
düzgün sosyal yaşamın olacak. Bu olmazsa toplumun
güvenini kazanamazsın. Güven kazanamayan hekim
karşısındakinin hastalığına yardımcı olamaz.
Sonra hekim kendini yenilemek zorunda olduğu
bir mesleğe sahiptir. Yeni hastalık, yeni tedavi, yeni
ilaç. Benim görüşüm, tıp fakültesini bitiren bir insanın
diplomasının 5 senelik geçerliliği vardır. 5 sene sonra
bitti, eğer kendini yenilemiyorsa. Çünkü yanlış bir şey
yaparsa gitti. İnsanın yaşantısına mal olan bir şey.
Beyaz gömlek her şeydir, o gömleğe leke
düşüremeyiz. Kasaplar da beyaz gömlek giyerler.
Ancak üzerlerine kan da bulaşıyor, kimse kasabı
suçlamıyor. Hekimde ise; iğne ucu kadar bir kan lekesi
görülse hemen tepki büyük oluyor.
Hasta, hekime saygı duyup her şeyini teslim
etmekte. Bunu oluşturmak da hekimin elinde.
Kendi hayatlarınızı istediğiniz gibi yaşayamazsınız.
Mesleğinizin
onurunu
düşüneceksiniz. Toplum
hazmetmez. Zordur mesleğinin onurunu korumak. Çok
dikkat etmek gerekiyor. Herkes bakar. Nasıl oturuyor,
nasıl kalkıyor. Aynı yeri korumak gerekir. Korumazsa
saygıyı kaybeder.
• ETİK
DEĞERLERİNİ
SORGULADIĞINIZ
DURUMLARDAN ÖRNEK VERMENİZİ İSTESEK?
Hasta geliyor. Eline bir deste kağıt veriliyor. Git
bunları yaptır getir. Hastanede ne kadar alet edevat
varsa hepsinden geçiriliyor. Belki ihtiyacı yoktur
denilmiyor ki her branş çok kazansın. Sonunda da
bu para döner sermaye ile taksim edilsin. Ne kadar
çok para kazanılırsa, o döner sermayeden payı o
kadar çok olacak. Niye böyle oluyor? Sanki hak ettiği
parayı devlet veremiyor. Ben veremiyorum sen topla
diyor. Hastaya para gözüyle bakmamak lazım. Para
kazanmalı bir hekim, kendini yenilemesi ve saygınlık
kazanacak durumda yaşayabilmesi için. Ama hastanın
boğazına sarılarak değil.
• PEKİ GÜNÜMÜZDE HEKİMİN YERİ NEDİR?
HEKİME VERİLEN DEĞER NEDİR?
Uygulamada hekim sera çiçeğidir. Sera koşullarında
yetişir. Ben bir hukuk fakültesini bir haftada açarım.
Kütüphane, bir iki bina, dershane, yurt, hocalar,
para. Tıp fakültesi için ise enstitü, laboratuar,
ameliyathane, 6 sene değil bir ömür boyu eğitim
gerekli. Kalkıp serada yetişen bir çiçeği çorak toprağa
ekip meyve ver diyemezsiniz, söner. Hekime bu gözle
bakmak lazım. Sıradan bir memur olamaz hekim.
Tam gün yasasını ben de çıkarırım. Ama ne şartla? Bir
profesör serbestte çalıştığında ne kadarla çalışıyorsa
onun biraz fazlasını vererek. Böyle çalıştırabilirsin.
Yok döner sermaye, yok hasta katkısı. Hekim ile hasta
arasındaki para muamelesinin kalkması lazım. Yoksa
yazık olur. Hekim; bu kadar kutsal, hastaya saygılı,
candan bir meslek sahibi.
• HEKİM HASTA ARASINDAKİ PARA İLİŞKİSİNİN
DÜZEYİNE ÇOK ÖNEM VEREN BİRİSİ OLARAK
SİZCE DE HEKİMLİĞİN TANIMINA “TİCARET AMACI
GÜTMEYEN” ÖGESİNİ EKLEYEBİLİR MİYİZ?
Filozoflar değişik şekillerde ifade etmişlerdir
hekimliği. Toplu ifadeyi Hipokrat yapmıştır. Evvela
döneminin kutsal sayılan normlarını sayıyor.
Hasta geliyor. Eline bir deste kağıt
veriliyor. Git bunları yaptır getir.
Hastanede ne kadar alet edevat varsa
hepsinden geçiriliyor. Belki ihtiyacı
yoktur denilmiyor ki her branş çok
kazansın. Sonunda da bu para döner
sermaye ile taksim edilsin.
Yemin ederim ki diyor; bunları bunları yapacağım,
şunları şunları yapmayacağım ve bağlıyor. “Eğer
sözümde durur bu dediklerimi yaparsam mesleğimi
uygulamaktan duyduğum zevk ve bu yüzden toplumun
bana gösterdiği saygı bana helal olsun.” Helal ki en
büyük ödül ve yetinmiyor bir de tersini söylüyor. Biz
buradan aklımızı kullanarak hangi sonuca çıktık. Demek
ki hekim o denilen şartları yerine getirecek bunu
yaparken zevk duyacak. 1. koşul zevk duymak. İşte
hekimliğin tarifi ve toplumun bu yüzden göstereceği
saygıyı olgun olarak yaşamak. Hipokrat demiyor ki eğer
sözümde durursam kazanacağım para bana helal olsun
diye. Para sözünden hiç bahsetmiyor. Yani hekimliği
döndürüp dolaştırıp paraya bağlamamak lazım.
• PEKİ GÜNÜMÜZDE BU DURUM SİZCE NE
KADAR GEÇERLİ? HEKİM VE HASTA ARASINDA İLİŞKİ NE
DURUMDA?
Günümüzde hasta hekim arasındaki ilişki hak
hukuk arama yarışına girdi. Etik diye söyleseler de
bence düşman gibi. Herkes kendi hakkını savunuyor.
Hatta kavga ile karşılaşıyorlar. İkisi de kendi hakkına
dokundurtmama amacını güdüyor. Nerede kaldı
Hipokrat’ın hastaya karşı tarif ettiği yanaşması? Şimdi
karşılıklı çekişme. Nasıl bu ilişki Hipokrat’ın insancıl
tarifine uyacak? Şimdiki fakültelerde de değişik
olmakla beraber, Hipokrat yeminine benzer bir yemin
yaptırıyorlar. Pek benzemiyor ama ifadeler aynı.
Hipokrat yemininde olduğu gibi şunları yapmayacağım
diye bir metin yok.
Ayrıca mesela hekimin muayenehane açabilme
durumu, hakkı ya da haksızlığı. Bir yandan devlet
memuru. Devlet Memurlar Kanunu’nda memurlar
ticaret yapamaz diyorlar. Muayenehane ticarethane
demektir. Yine akıl terazisine vuralım bakalım
dediğimizi ispatlayacak mıyız? Hakim de memur, öğlene
kadar hakimlik öğleden sonra avukatlık yapsa olur mu?
Hekimin yaptığı bu. Üniversitelerde öyle uygulama
var. Belli saatlerde hocalar özel muayenehanelerinde
hasta kabul edebiliyor. İnsanların yorumuysa şöyle:
“Kardeşim sen sen ol hastalanma, eğer paran varsa
özelden baktırırsın yoksa Allah yardımcın olsun.”
Bir başka hasta istemez mi özel muayenede tedavi
görmeyi, benim de param olsa demez mi? Bu ayrılık
niçin? Bu anarşi değil mi?
DEĞERLİ HOCAMIZA BİZE AYIRDIĞI ZAMANI VE
GÖSTERDİĞİ İLGİSİNDEN DOLAYI ÇOK TEŞEKKÜR
EDERİZ..
15
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Akdeniz Yerel Kurulu
Aktivitelerimiz;
4 Şubat Kanser Günü
Günümüzde yetişkinlerin yanı sıra pek çok çocuk
da kansere yakalanmaktadır. Şüphesiz çocuklar için
durumu anlamak, kabullenmek çok zordur. Biz de
psikolojik olarak zor dönemler geçiren çocukların
bir an olsun yüzünde bir gülümseme yaratabilmek
amacıyla hastanemiz onkoloji servisinde yatan
çocuklar için oyun odasında bir parti düzenledik.
Tüberküloz Günü
15 Ocak 2009 tarihinde tekrar aktifleşen
yerel kurulumuz, tüm alt komitelerde aktif olarak
çalışmaktadır. Aktif olmamızın üzerinden henüz
bir yıl geçmiş olmasına rağmen, TurkMSIC Akdeniz
Yerel Kurulu Tüzüğü’nü oluşturduk ve uygulamaya
başladık. Yerel Kurulumuzda da liderlik, proje,
cinsel sağlık ve iletişim ile ilgili eğitimler verdik.
Ayrıca, LPO’muz TurkMSIC Eğitmen Eğitimi’ne
katılarak eğitmen olmuştur.
Ulusalda Akdeniz YK;
58. TurkMSIC Nisan Genel Kurulu’na yerel
kurulumuz ev sahipliği yapacaktır. SCOPH’un ulusal
projelerinden biri olan “Sigarasız Yaşam Projesi”’ni
de yerel kurulumuz üstlenmiştir. Ayrıca yerel kurul
başkanlarımız Pelin KILIÇKAYA yerel kurul tanıtımı
çalışma kolu ve tüzük revizyon komitesinde
görevlidir. Yerel Staj Değişimi Direktörü (LEO) Başak
GÜZEL Ulusal Staj Değişimi Direktörü asistanlığını
(NEO Asistanı), Yerel Halk Sağlığı Direktörümüz
(LPO) Metin YEŞİLTEPE Ulusal Halk Sağlığı Direktörü
asistanlığını yürütmektedir. Can YILDIZ’da Yerel Proje
Değişimi Direktörlük’ünü (LORE) yürütmektedir.
16
Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel ısınma ile geri
gelecek hastalıklar listesinde bulunan tüberkuloza
dikkat çekmek amacıyla hastane atriumunda , Türk
Toraks Derneği’nden aldığımız broşürleri dağıtarak
gelen soruları cevaplandırdık.
Sıtma Günü
Özellikle Afrika’da hala milyonları tehdit
eden bir hastalık olan sıtma ile ilgili farkındalığı
arttırmak için morfoloji kantininde, sıtma ile ilgili
kısa bilgiler içeren broşürleri bardakların ve su
şişelerinin üzerine yapıştırdık.
YEREL KURULLARIMIZ
Yüzyılın Pandemileri ve Domuz Gribi Paneli
Henüz domuz gribi ülkemize girmeden ne
derece önemli olduğunu anlatmak ve domuz gribi
ülkemizde de yayıldığında panik ortamı oluşmasına
engel olmak için bilgilendirme yapmak amacıyla
28 Mayıs 2009’da, Akdeniz Üniversitesi Atatürk
Konferans Salonunda bir panel düzenledik.
Basının da katıldığı panelimizde konuşmacı
olarak Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.
Necati DEDEOĞLU ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana
Bilim Dalından Prof.Dr. Ata Nevzat YALÇIN yer aldı.
14 Kasım Diyabet günü
koordinatörlüğünden eğitim almış üyelerimiz
birebir görüşmeler yaparak insanların organ bağışı
konusundaki önyargılarını kırmaya çalıştı.
Organ bağışının artmasıyla başkalarını sağlıklı
yaşatabileceğimizi vurguladık.
Proje fikirlerimiz;
SCOPH in Public; halk sağlığı ve çalışma alanları
ile ilgili bilgi eksikliğini gidermek için etkinlikler
yapılmasını amaçlayan bir proje çalışmasındayız.
Kısa film çekip insanların bu
farkındalığını arttırmayı amaçlıyoruz.
konudaki
Hastanemiz atriumunda diyabete dikkat çektik.
Uzun süredir şekerini ölçtürmemiş ve diyabet
semptomları gösterenleri polikliniğe yönlendirdik.
Sağlıklı yaşa, Yaşat!
Ülkemizin en büyük sağlık problemleri olan
hipertansiyon ve diyabete dikkat çekmek amacıyla
tansiyon ve şeker ölçümü yaparak broşürler
dağıttık.
Sağlıklı yaşam için gerekli bilgilerin bulunduğu
broşürlerle bilgilendirme yaparken, ülkemizin bir
başka önemli problemi olan organ bağışı ile ilgili
önyargıları kırmaya çalıştık.
Bu konuda daha önce hastanemiz organ nakli
17
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Ankara Yerel Kurulu
Ağustos 2008 itibariyle EMSA üyeliğine de
hak kazanan topluluk bu alanda da çalışmalarına
başlamıştır. Böylece hem çalışma alanını genişletmiş
hem de Avrupa’daki meslektaşları ile daha yakından
iletişim kurma şansına erişmiştir.
Halk Sağlığı Alt Komitesi
Yerelimizde LPO’luğu Merve Meltem KILIÇ,
LPO asistanlığını Merve ÇUKUROVA, Hande ENERGİN
yürütmektedir. Yerel kurul olarak küçük bir ekibiz
ve her alt komite birbirine destek olarak tüm
aktiviteleri beraber yürütüyoruz.
Peki Ankara Yerel Kurulu’nda SCOPH Alt
Komitesi neler yapıyor?
TurkMSIC ın daha donanımlı bir tıp öğrencisi
yetiştirme vizyonunu benimseyen Ankara Yerel
Kurulu 2004 Ekiminden beri TurkMSIC içerisinde en
aktif olan yerel kurullardan birisidir.
Amaçları doğrultusunda kendisine akılcı ve
pratik hedefler belirleyen Ankara Yerel Kurulu,
TurkMSIC ile ilişkilerinde maksimum verimi alabilmek
için altı alt komitede de canla başla çalışmaktadır.
Yaptığı projelerle AÜTF öğrencilerinin %80’ine
hitap eden Ankara Yerel Kurulu bu sayede dikkatleri
üzerine çekmeyi başarmış ve okul yönetiminin ve
akademik üyelerinin desteğini arkasına alarak
TurkMSIC’ta farklılık yaratacak hareketler için
kolları sıvamıştır. Buna örnek olarak Dünyadaki bir
milyon tıp öğrencisini temsil eden ve TurkMSIC’ında
bağlı olduğu IFMSA’nın en üst düzey yöneticilerinin
toplandığı “Yöneticiler Toplantısı”na (TOM) ev
sahipliği yapmasını gösterebiliriz.
Organlarını Bağışla!
Tabi ki bu kadar dinamik bir grup boş durmaktan,
oturmaktan hoşlanmıyor. Herkesin sağlığı için daha
duyarlı olmasını , çevresinde olup bitenleri ya da
kendisini daha iyi tanımasını sağlıyoruz. Nasıl mı?
Aktivitelerimizle… İşte sizlere örnek bir aktivite!
İnsanların duyarlılığını arttırabilmek ve
kendilerini önemsemelerini sağlayarak sağlıklı bir
toplum oluşturabilmek adına çalışan alt grubumuzun
organ
bağışına
yaklaşımlarını
gözlemlemek
amacıyla 2-6 Aralık 2009 tarihleri arasında yaptığı
bir organizasyondan kareler görmektesiniz.
Yerel kurul olarak tüm üyelerimizin aktif
katılımıyla
gerçekleştirdiğimiz
aktivitemizde
afişlerimizle donattığımız bir platformda herkesin
görüşlerini özgürce ifade edebileceği bir pano
oluşturduk. Biz sorular sorduk onlar yanıtladı; onlar
sordu biz yanıtladık. Materyallerimizi organ bağışı
kordinatörlükleri aracılığı ile karşıladık. El ilanları
ve broşürlerle küçük bilgileri paylaştık. Anket
uyguladık merakları üzerimize çektik. Herkeste
olan tedirginliğin sağlıkla içiçe olan insanlarda bile
değişmediğini gözlemledik. Tüm bu tedirginliğe
rağmen geleceğin doktorları insanları verdiği değeri
organ bağışına verdiği destekle göstermiştir.
Dahası da var tabi… ve yapacaklarımız..
Dinamik ve keyifli aktivitelerde buluşmak
dileğiyle…
18
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Başkent Yerel Kurulu
2007’de aktif konuma geçen, TurkMSIC ve
IFMSA’de, çeşitli proje ve görevlere aktif katılım
gösteren üyelere sahip Yerel Kurulumuzun
ağırlıklı olarak organ bağışı konusunda çalışmalar
yapan SCOPH üyeleri, halk sağlığını ilgilendiren
diğer konularda da proje ve aktivitelerle ilgili
çalışmalarını sürdürmektedirler. Şu ana dek bireysel
çalışmaları ile söz sahibi olan Yerel Kurulumuza
yeni üyelerimizin de katılımı, aktivitelere daha
fazla ağırlık verme olanağı sağlamıştır.
Yeni gönüllülerimiz bizlere motivasyon ve
iş gücü artışı başta olmak üzere birçok konuda
yenilenmemizi sağlamışlardır. Şu an bir AB Projesi,
bir TurkMSIC Ulusal Projesi, bir IFISO (International
Federation of Informal Students’ Organizations)
projesi ve iki
geniş çaplı aktivite üzerinde
çalışmaktayız. Geçmiş dönemde gerçekleştirme
olanağı bulamadığımız ve bu dönem yapabileceğimiz
etkinliklerin hepsine en yüksek seviyede ilgi ile
yaklaşıp sonuçlarımızı sizlerle paylaşacağız.
Yerel Kurulumuz içerisinde diğer alt
komitelerle de işbirliği sağlamış bulunmaktayız.
SCOPH, SCORA, SCORP komiteleri olarak Kadın
Sağlığı, Üreme Sağlığı ve Kadın Hakları üzerine bir
aktivite planlamaktayız.
Organ Bağışı ile ilgili olarak ulusal
ve uluslararası çapta etkinlik planlarımız
bulunmaktadır. Yaz döneminde gerçekleşmesini
planladığımız AB projemiz de farklı kültürden
insanlar arasında iletişimin özellikleri konusunda
olacaktır. Ayrıca SCOME komitesi işbirliğiyle 3.
Tıp Eğitimi Çalıştayı’na hazırlanmaktayız.
Kısacası bahar dönemimiz bir önceki döneme
göre daha aktif, daha kapsamlı ve daha eğlenceli
geçecektir. 19
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Celal Bayar Yerel Kurulu
20
2004 yılından beri fakültemizde faaliyet
gösteren TurkMSIC Celal Bayar Üniversitesi Yerel
Kurulu 2007 yılında üniversitemizin bünyesinde
kulüpleşerek
kurumsallaşmasında
aşama
kaydetmiştir. Ayrıca yerel kurulumuzun 2009
yılı başıyla da EMSA ’ya üyeliği kabul edilmiş
bulunmaktadır. Altı ana bölüm altında faaliyetlerini
yürüten yerel kurulumuzun danışman öğretim
üyeliğini aynı zamanda fakültemizin dekanlığını
yapan Sn. Prof. Dr. Kor YERELİ yapmaktadır.
yararını öne çıkarmaya çalışmış, gerek fakültemizin
desteği gerekse üyelerimizin içten dayanışma ve
çalışkanlıkları sayesinde bu işlerden alnının akıyla
çıkabilmiştir.
“Tıp Öğrencisi ve Daha Fazlası” sloganı ile
hareket eden yerel kurulumuz gerçekleştirdiği
uluslar arası öğrenci staj ve araştırma değişimleri,
sene içinde düzenlediği ulusal öğrenci kongreleri,
sempozyumlar, halkı ve öğrencileri bilgilendirmeye
yönelik çeşitli yerlerde açılan standlar, çeşitli
yerlere yapılan ziyaret ve geziler ile her zaman
kendi ile yarışmış, öğrencilerimiz ve halkımız
için yapabileceğimiz yeni etkinlik fikirlerini
kovalamıştır.
Bu ilkeler ışığında yerel kurulumuz her
daim ve kendini aşmaya çalışmaya devam edip
güzelliklerde pay sahibi olmaya devam edecektir.
Amatör bir ruh ile profesyonelce çalışan
yerel kurulumuz yaptığı işlerde her zaman toplum
Yaptıklarından güç alıp geleceğe emin
adımlarla ilerleyen yerel kurulumuz yeni gelen
nesillerle iletişim ve dayanışma içinde olarak
TurkMSIC Celal Bayar Üniversitesi Yerel Kurulu’nun
geleceğini daha da parlaklaştırmaktadır.
SCOPH EtkinliklerimizOrgan
Etkinlikleri:
Bağışı
Haftası
Öncelikle tıp fakültesi öğrencilerinin organ
bağışı konusundaki farkındalığını arttırmak amacıyla
bir seminer düzenlenledik. Seminere konuşmacı
olarak Manisa Organ Bağışı Koordinatörü Uzm.Dr.
Sema KUŞÇU katıldı. Daha sonra üç gün boyunca
Muradiye Kampüsü, Uncubozköy Kampüsü,hastane
YEREL KURULLARIMIZ
ardından çocuklara mini bir sağlık taraması yaptık.
Boy ve kilolarını ölçerek gelişim eğrisine göre
değerlendirdik, boğaz muayenesi ve göz taraması
yaptık. Çocukların böylelikle doktor korkuları
tamamen giderilmiş oldu.
Hipertansiyon etkinlikleri
Amacı;
halkı
hipertansiyon
hakkında
bilgilendirmek ve bilinenen yanlışları düzeltmek
olan bu etkinliğimizde hastane bahçesinde stand
açtık. Bu stand da Türk Kardiyoloji Derneği’nden
temin edilen broşürler dağıtarak halkın sorularına
cevap verdik. Standın daha fazla ilgi çekmesi
amacıyla isteyenlere tansiyon ölçümü yaptık.
Domuz Gribi Semineri
bahçesi,BESYO,Kültür Sitesi (Manisanın kalabalık
bir bölgesi) olmak üzere beş yerde stand açtık.Bu
standlarda dekanlığımızın desteğiyle bastırdığımız
broşürleri dağıtarak,insanların organ bağışı
konusundaki ön yargılarını kırmaya çalıştık.Ayrıca
isteyenler standlarda organlarını bağışladılar ve
üç günün sonunda tam 532 bağış alındı
Teddy Bear Hospital Etkinliği
Çocukların
hastane
ve
doktor
korkularını
yenebilmelerini
sağlamayı amaçlayan
bu
etkinliğimizi
o k u l u m u z u n
çevresindeki bir devlet
okulunun
kreşinde
gerçeklestirdik.
Çocuklar hasta olan
oyuncak ayılarını bize
getirdiler ve muayene
ettik.Bununla
çocukların hasta yakını rolünü üstlenerek ayıcığın
tedavi süresini izlemesini ve doktor korkusunu
yenmesini amaçladık.Bu küçük oyunumuzun
Pandemi olarak kabul edilen ve herkesin aklında
soru işaretleri oluşturan domuz gribi hakkında bir
seminer düzenledik.Seminere konuşmacı olarak
katılan Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı’ndan Doç.
Dr. Sinem AKÇALI H1N1 virüsünün yapısı,bulaşma
ve korunma yolları hakkında kapsamlı bilgi verdi.
Seminerin sonundaki soru cevap bölümünde de
herkes hocamıza sorularını yöneltti ve böylece
akıllardaki soru işaretleri tamamen giderilmiş
oldu.
Körler Haftası Etkinlikleri
Körler haftası kapsamında göz sağlığının önemini
vurgulamak amacıyla hastane bahçesinde stand
açtık.Bu standda Türk Oftalmoloji Derneği’nden
temin ettiğimiz glokomla ilgili broşürleri dağıttık
isteyenlere de oftalmaskopla göz taraması yaptık.
Tarama başhekimimizin görevlendirdiği bir asistan
tarafından yapıldı.
Ankilozan Spondilit Paneli
Yerel kurulumuzun her sene geleneksel olarak
düzenlediği hekim ve hasta gözünden hastalıkları
konu alan panellerin bu seneki konusu ankilozan
spondilitti.Bu panelde öncelikle Ankilozan Spondilit
Hasta Derneği’nin kurucusu ve başkanı olan Doç.Dr.
Tuncay DURUÖZ hastalık hakkında temel bilgileri
verdi. Daha sonra iki Ankilozan Spondilitli hasta
yaşadıklarından ve doktorların tutumlarının hastalık
seyirlerini nasıl değiştirdiklerinden bahsettiler.
Panelin sonunda geleceğin doktor adayları olan
bizler sadece hastalığı öğrenmekle kalmayıp
hastaların gözünden de hastalığı incelemiş olduk.
Bu da bize bambaşka bir açıdan hastalığa bakma
fırsatı verdi.
21
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Cerrahpaşa Yerel Kurulu
22
Biz
Turk
MSIC
Cerrahpaşa;
yönetim
kurulumuz, kulüp üyelerimiz ve üyemiz olmayan
fakat etkinliklerimize en az kulüp üyelerimiz
kadar hevesli katılım gösterip emek veren tüm
fakülte öğrencilerimizle kocaman bir aileyiz. Tıp
öğrencileri olarak camiamızın ortak dertleri vizeler,
finaller, sözlüler ve daha nice öğrenci problemleri
belimizi bükse de tıp öğrencisinden daha fazlası
olduğumuzu bu çalışma dönemimizde de gösterdik
ve göstermeye devam edeceğiz. Yürüttüğümüz
tüm çalışmalar bizleri hem yerel kurul üyelerimizle
yakınlaştırıyor hem de bir gün doktor olarak
yerimizi alacağımız toplumumuzu tanımamızı,
hastalıklara bakış açılarını görmemizi ve daha
şimdiden mesleğimizin değerini kavramamızı
sağlıyor. Yakaladığımız bu eğlenceli ve sıcak ortam,
yaptığımız her etkinlik sonrası tüm yorgunluğumuzu
unutmamızı sağlamakla kalmıyor aynı zamanda bir
sonraki etkinliklerimiz için bize daha iyi fikirler ve
çalışma azmi veriyor.
Ekim Dünya Diyabet Günü’nde Kızılay işbirliğinde
yaptığımız şeker ölçümü ve şeker hastalığı
hakkında bilgilendirmek oldu. Üyelerimiz ve
fakülte öğrencilerimizden oluşan 80 kişilik çalışma
grubumuz 1142 kişiye ulaştı.
Yerel kurulumuz 2009-2010 yılına yine çok
dinamik ve çok heyecanlı başladı. İlk etkinliğimiz 14
Bu dönem ikinci çalışmamız fakültemizin
dahiliye binasında Dünya Hipertansiyon Günü
kapsamında
Türk
Kardiyoloji
Derneği’yle
Gelişmiş ülkelerde giderek yaygınlaşan
sedanter yaşam tarzı diyabetin ve daha birçok
hastalığın tetikleyicisi oluyor. Bugün dünyada 171
milyon insan diyabet hastası ve 2030 yılında bu
sayının 330 milyona ulaşması öngörülüyor. 14 Ekim
günü biz bu sayının çok az bir kısmına ulaştık.
Ulaştığımız kesimin insülin direncini kıramadık fakat
diyabet hastalığı hakkında yaptığımız bilgilendirme
ile hastalığa olan direnci arttırdık. Türkiye’nin
herhangi bir caddesinde bulabileceğimizden daha
fazla çeşit insanın bulunduğu İstiklal Caddesi’nde
genci ve yaşlısıyla etkinliğimize tam katılım
sağlayan halkımız, şeker ölçümlerinde sağlıklı bir
toplum profili çizmemize yardım ettiler.
YEREL KURULLARIMIZ
gerçekleştirdiğimiz tansiyon ölçümü çalışmaları
oldu. iki gün boyunca on altı kişilik çalışma
grubumuzun gerçekleştirdiği etkinlikte 542
hastamıza
ulaştık.
Sanayileşmiş
ülkelerin
yetişkin nüfuslarının %10-20’si hipertansiyon
hastası. Ülkemiz yaşam standartları göz önünde
bulundurulduğunda bu oran ciddi bir şekilde
artmakta. Hocalarımızın yardımlarıyla aldığımız
etkinlik öncesi eğitim sayesinde gerekli tüm bilgiye
sahip olan üyelerimiz etkinliğe katılan hastalara
hipertansiyon hastalığının ne olduğu, oluşumu
üzerinde etkili faktörler ve tedavisi hakkında bilgi
verdiler.
çalışmalar için gerekli tüm enerjiyi toplamış yerel
kurul üyelerimizin bu çalışmamızda da çok iyi bir
performans göstereceğinden eminiz.
1845’te Fransa’da ilk sigara fabrikası açıldığında
sigara o kadar da düşman görünmüyordu gözümüze.
Nitekim son elli yıla kadar sigarayla savaş adına
yapılmış ciddi bir çalışma yoktu. Hatta reklam
filmlerinde tabiplerin rol aldığını bile görebilirdik
biraz daha erken doğsaydık. Bu gün geldiğimiz
noktada artık sigaranın içindeki tüm kimyasalları
biliyoruz. Bize ve sevdiklerimize verdiği zararların
farkındayız. Biz farkındayız ve toplumumuzu da
bu konuda rahatsız etmek, dikkatlerini çekmek
istiyoruz. Bunun için en güzel gün 9 Şubat Dünya
Sigarayı Bırakma Günü. Bahar yarıyılımızın ilk
çalışması olacak bu etkinlikte spirometre ile
ölçüm yapıp sigara ve yanında getirdiği hastalıklar
hakkında bilgi vereceğiz. Tatilde dinlenmiş ve yeni
Kalp, karaciğer ve akciğer organ bekleme
listelerindeki birçok hasta bağış yetersizliği
sebebiyle kaybedilmektedir. Yine bahar döneminde
bu duruma dikkat çekmek üzere geniş kapsamlı bir
etkinlik düzenleyip olabildiğince çok yurttaşımıza
ulaşmaya çalışacağız.
Bu gün sağlık sektöründeki bir diğer büyük
problemimiz organ bağışıdır. Dünyada bazı
yönetimlerin hala organ bağışına sıcak bakmaması,
kişisel tercihlerin bağış yapmamak yönünde olması
ve kimi kesimlerin dini görüşlerinin bağışa engel
olması bu problemin sebeplerinden. Gelişmiş
ülkelerde dahi böbrek nakli için bekleme süresi altı
ile sekiz yıl arasında değişmekte iken diğerlerinde
bu zaman daha da artmakta.
Biz TurkMSIC Cerrahpaşa Yerel Kurulu SCOPH
alt komitesi diğer alt komitelerimizle el ele daha
nice güzel etkinliklere imza atmak için sabırsızlanan
dinamik bir aileyiz.
Bahar yarıyılımızda da bir sürü güzel etkinlik
yapacağız. Ailemizin güzel haberlerini bekleyin.
Sevgiyle kalın.
23
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Dokuz Eylül Yerel Kurulu
Dokuz Eylül Yerel Kurulu’ndan SCOPH ailesine
koskocaman bir merhaba,
Geniş bir halk sağlığı grubundan oluşan
Dokuz Eylül Yerel Kurulu iki senedir aktif olarak
çalışmaktadır. Bu süreçte, geçen dönemde de
yürütmekte olduğumuz projelere devam ederken
yeni projeler de üretmeye devam ediyoruz.
2007-2008 eğitim döneminde ONKOD un
düzenlediği eğitici eğitimine katıldık ve iki
eğiticimiz oldu.
2007-2008 döneminde tüm dönemleri kapsayan
okulumuz öğrencilerine organ bağışı anketi yaptık
ve sonuç olarak tıp fakültesi örgencilerinin organ
bağışı hakkında ön yargılı olduklarını gördük.
2008-2009 döneminde aktivitelerimiz:
ORGAN BAĞIŞI PROJESİ
24
Organ Bağışı haftasından önce okulumuzun
organ nakil koordinatörünün de eşlik ettiği,
eğiticilerimizin eğitim verdiği bir eğitim düzenlendi.
Organ Bağışı Haftası için Dokuz Eyül YK olarak
stantlarda dağıtmak için broşür hazırladık. Organ
Bağışı Haftası boyunca okulumuzun derslikleri
önünde stant açtık ve arkadaşlarımıza eğitim verdik.
Tıp fakültesi dönem ikinci sınıflara modüllerine ders
eklettik. Genel cerrahi polikliniğimizden hocamız
müfredat dahilinde sunum yaptı. Balçova Ticaret
Lisesi’nde üçüncü sınıflara organ bağışı eğitimine
gittik.
KENDİ KENDİNE MEME MUAYENE PROJESİ
Genel cerrahi polikliğinden bir hocamız
SCOPH’tan bir arkadaşımızı eğitici olarak yetiştirdi
.Eğitici arkadaşımız yerel kurulumuzda bu projede
çalışacak arkadaşlarımıza eğitim verdi. Eğitim alan
arkadaşlar projemizin ilk aşamasında çalıştı ve
genel cerrahi polikliniğinde, meme polikliniğinden
çıkan hastalara kendi kendine meme muayenesinin
önemini anlattık, onlara kendi kendine meme
muayenesi yapmayı gösterdik.
SİGARAYA HAYIR PROJESİ
Bu proje kapsamında “Dumansız Parti” yapıldı.
Partinin geliri 2009-2010 yılında gerçekleştirilecek
“Hasta Çocuklara Gerçekleştirilecek Proje” için
ayrıldı.
YEREL KURULLARIMIZ
Kendi kendine meme muayene projesine
devam edilecek, yeni üyelere eğitim verilecek
ve poliklinikte hastalar, bu konuda eğitilecek.
Bu sene ek olarak, köylere gidilecek ve kadınlara
meme kanseri hakkında bilgi vererek kendi kendine
meme muayenesi öğretilecektir.
Diyabet projesi gerçekleştirilecek. Bu proje
kapsamında öncelikle yerel kurul hakkında
eğitilecektir. Daha sonra eğitilen kişiler, hastanenin
önünde açılan stantta hastaları diyabet konusunda
bilgilendirecek ve kan şekeri ölçecektir.
Hastanemizde onkoloji servisinde yatan ve
tedavi gören kanserli hastalara moral sağlamak için
daha önce kanseri yenmiş hastaların katılımıyla bir
konferans düzenlenecek.
2008-2009 döneminde Trakya Yerel Kurulu’nda
verilen sağlık hakları eğitimine katıldık. İki
eğiticimiz oldu.
2009-2010 eğitim yılındaki hedeflerimiz ve
projelerimiz:
Organ Bağışı Projesi’ne devam edilecek, yeni
üyeler bu konuda eğitilecek ve stantlar açılacak.
Hastanemizde yatan hasta çocuklara 23
Nisan’da parti düzenlenecek ve bu organizasyonun
ikinci aşaması olarak “Teddy Bear Projesi”
gerçekleştirilecektir.
Hedeflediğimiz kan bağışı projesi kapsamında
hastanemizde yatan hastalar için hastane
çalışanları ve öğrencilerimiz kan vermesi için teşvik
edilecektir.
Dokuz Eylül Yerel Kurulu olarak tüm SCOPH
ailesine yeni dönemde iyi çalışmalar dileriz.
25
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Erciyes Yerel Kurulu
TurkMSIC en köklü yerel kullarından biri olan
Erciyes YK olarak, çalışmalarımıza hız kesmeden
devam etmekte, her geçen gün çalışma alanımızı
biraz daha genişletmekteyiz. Erciyes Yerel Kurulu
deneyimli yöneticileri ve çalışkan ekibiyle altı alt
komitede de aktif olmaya özen göstermektedir.
SCOPH alt komitemiz yıl içerisinde birçok
aktivite
düzenlemektedir.
Aktivitelerimiz
Kayseri halkı ve basını tarafından fazlasıyla ilgi
görmektedir. Amacımız tıp öğrencileri olarak Kayseri
halkının sağlığına katkı sağlamak, toplumumuzu
bilinçlendirmek ve toplumumuzda ön plana çıkan,
görülme oranı yüksek hastalıklar konusunda
farkındalığı arttırmaktır. Ayrıca fakülte hastanemiz
bünyesinde yatmakta olan çocuklarımız için çeşitli
aktiviteler de yapılmaktadır.
Pediatri Animasyon Film Gösterimi
26
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevher
Nesibe Hastanesi Pediatri Servisi’nde yatan
hastaların hastane psikolojisinden uzaklaşmalarını
sağlamak amacıyla sınav zamanlarımız dışında,
cuma akşamları serviste film gösterilmektedir.
Küçük ekipler oluşturarak düzenlediğimiz bu
aktivitemizde, imkânlarımız doğrultusunda bazı
haftalar hediyeler dağıtmaktayız.
Kan Bağışı Toplama Etkinliği
İlk defa Aralık 2008’de başladığımız bu
etkinliğimiz, Erciyes Üniversitesi Kan Merkezi ile
ortaklaşa gerçekleştirilmektedir. Etkinlikte, Erciyes
Üniversitesi bünyesinde bulunan fakültelerde ve
sanayi bölgesinde kan bağışının önemi anlatarak kan
bağışı topluyoruz. Erciyes Üniversitesi Kan Merkezi
tarafından haftada üç gün düzenlenen bu etkinliğe
katılmaları için TurkMSIC Erciyes Yerel Kurulu
üyelerinden on beşer kişilik ekipler oluşturulmuştur.
Oluşturulan bu ekipler bilgilendirme, bağış toplama,
hemoglobin ölçme gibi çeşitli basamaklarda
etkinliğe katkı sağlamaktadır.
23 Nisan 2009 Erciyes Üniversitesi Yatan
Çocuklar İçin Parti
Yatan hasta çocuklar için birçok aktivite
düzenleyen TurkMSIC, 23 Nisan’da çocukları
unutmamıştır. Öncesinde tek tek tüm çocuklara
YEREL KURULLARIMIZ
sorularak istediği hediyeler not edilmiş ve listeler
sponsor mağazaya iletilmiştir. Parti, 23 Nisan’da
Gevher Nesibe Tıp Fakültesi Hastanesi Öğretim
Üyesi Kafeteryası’nda on beş kişilik TurkMSIC
ekibi ve Hematoloji ve Onkoloji A.B.D öğretmeni
Nursel GÜT Hanım ile ortaklaşa hazırlanmıştır.
Etkinliğimizde pasta kesilmiş, onkoloji bölümde
yatan bir çocuğumuza şiir okutulmuş, illüzyon
gösterilerine yer verilmiştir. Parti bitiminde de
hediyeler dağıtılmıştır.
22 Şubat Onkoloji Tiyatro
Onkoloji Bölümünde yatan, sağlık durumu
elveren hasta çocukları 22 Şubat’ta Kayseri
Büyükşehir Tiyatrosu’ndaki Doktor Tilki adlı oyuna
götürdük. Onkoloji servisi öğretmenlerinden Nursel
GÜT’ün ile beraber Kayseri halkı ile temas etme
riskine karşı tiyatro yönetimi ile görüştük ve balkon
kısmını sadece çocuklar ve aileleri için kapattık.
Dünya Diyabet Günü Aktivitesi
Gevher Nesibe Tıp Fakültesi Hastanesi
Yönetimi’nin her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği
Diyabetli Çocukları ve Ailelerini Bilgilendirme
Konferansı’na hem konferansa hazırlık aşamasında
hem de gelen çocukların güzel vakit geçirmesinde
SCOPH olarak yardımcı olduk.
Organ Bağışı Paneli
Yüz kırk tıp fakültesi öğrencisinin katıldığı
panelde amacımız organ bağışı konusunda
bilgilendirilmek
ve
geleceğin
hekimlerinin
bu konudaki farkındalığının arttırılmasıydı.
Panelimize konuşmacı olarak Erciyes Üniversitesi
Karaciğer Nakli Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Tarık ARTIŞ
katıldı. Panel öncesinde konferans salonu girişinde
stant kurularak panele katılacak öğrencilere ön
bilgilendirme yaptık. Panel sonrasında da aynı
stantta gönüllü olarak organlarını bağışlayanların
kaydını yaptık, organ bağış kartlarını verdik.
Kalp Hastalıkları Karşı Genel Tarama
23 Aralık’ta Gevher Nesibe Tıp Fakültesi
Hastanesi girişinde gerçekleştirilmiştir. Hastaneye
gelen hasta ve hasta yakınlarının tansiyon, kan
şekeri, kan yağları ve beden kitle indeksleri
ölçülmüş, ölçümler öncesinde yapılan küçük bir
anketle hasta hikâyesi alınmıştır. Elde edilen
veriler ışığında Kardiyoloji Anabilim Dalı’ndan Dr.
Sait ÇOŞKUN tarafından gerekli yönlendirmeler
yapılmıştır. Ortalama üç yüz kişinin ölçümlerinin
yapıldığı organizasyonun her aşamasında üyelerimiz
aktif görev almıştır. Aktivite öncesinde aktif görev
alacak üyelerimize hipertansiyon, tansiyon ölçme,
kan şekeri ve yağlarını ölçme konularında eğitimler
verilmiştir. Aktivitemizin çekirdek ekibinde yedi
kişi bulunurken, aktif olarak çalışan kırk üyemiz
bulunmaktadır. Hastaların hikâyelerini almak
amacıyla kullanılan anketler üzerinden bilimsel
araştırmalar başlatılmıştır.
27
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Eskişehir Yerel Kurulu
Fakültemizde 2005 yılından beri etkin
faaliyet gösteren Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
TurkMSIC, 3. nesil üyeleriyle SCOPE, SCORE ve
SCOPH’ta faaliyetlerine devam etmektedir ve diğer
çalışma kollarını da fakültemizde aktifleştirmeye
çalışmaktadır. Yerel kurulumuzun danışman
öğretim görevlisi, aynı zamanda fakültemizin dekan
yardımcısı olan Prof. Dr. Özkan Alataş’tır. Bu yıl yerel
kurulumuza aldığımız yeni üyelerimizle birlikte
dinamik bir öğrenci topluluğu olarak Eskişehir’de
ve bölgemizde pek çok aktivite gerçekleştirmeyi
planlamaktayız.
SCOPH kapsamında Eskişehir Osmangazi Tıp
Fakültesi TurkMSIC öğrenci kulübü temsilcileri
tarafından Eskişehir halkını diyabet konusunda
bilinçlendirmek amacıyla stant açıldı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
TurkMSIC ekibi olarak Kanatlı Alışveriş Merkezi’nde
insanları diyabet konusunda bilgilendirmek ve
gerekli ölçümleri yapmak için stant açtık. Yaklaşık
bin kişinin kan şekerini ölçtük ve “diyabete aday”
28
kişilere uyarılarda bulunduk. Kan şekeri ölçümü
yapılan kişiler arasında pek çok kişinin diyabet
belirtisi göstermesine karşın hastalığının farkında
olmadığını fark ettik. Standa bilgi almaya gelen
25-35 yaş arası gençlerden bazılarında da diyabet
riski olduğunu tespit ettik ve gençlerin de diyabet
hastalığına aday olabileceğini, durumun asla ihmal
edilmemesi gerektiğini bir kez daha kanıtlamış
olduk. Kan şekeri ölçümü ile birlikte diyabet
hakkında bilgiler içeren broşürler dağıttık. Diyabet
konusunda bilinçli bir toplum oluşmasında TurkMSIC
olarak katkı sağlamış olduk.
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
İstanbul Yerel Kurulu
Türkiye’nin en eski ve köklü tıp fakültelerinden
biri olan İstanbul Tıp Fakültesi’nin TurkMSIC Yerel
Kurulu olarak, hekimlik mesleğine tam olarak
başlamadan insanlık adına elimizden geldiğince
çalışmalar yapma uğraşı içerisindeyiz. Bu sene
bambaşka bir kadro ile tamamen yenilenmiş olarak,
çok daha fazla aktivitede yer alacağımıza eminiz.
Farklı alt komite demeden her üye her alt komite için
canla başla elinden geleni yapmakta, tam bir grup
olarak çalışmaktayız. Tüm arkadaşlarımızın yanında,
Onur ÜSTÜN ve Cansu MERT, LPO’lar olarak Scoph ile
daha iç içeyiz.
Geçen sene SCOPH’ta çalışan arkadaşlarımız,
halk sağlığı konusunda çeşitli çalışmalar yapmış,
projeler üretmişlerdi. Halkımızı belli konularda
bilgilendirebilmek için ellerinden geleni yapmışlardı.
Bunlara şöyle bir göz atacak olursak;
Gönüllü Kemik İliği Donörü Projesi
Biliyorsunuz ki, ülkemizde çok sayıda uygun
kemik iliği bekleyen hasta var ve halkımız bu konuda
çok da bigili değiller. Bu yüzden de kemik iliği
bekleyen onca insanın bekleyişi ne yazık ki bir yerden
sonra çaresizliğe dönüşüyor. Biz de yerel kurulumuz
olarak, bu konuya daha çok dikkat çekmeyi istedik
ve bu konuda bir “Gönüllü Kemik İliği Donörü Projesi”
ürettik. Ülkemizdeki az sayıda kemik iliği bankasından
biri olan fakültemiz kemik iliği bankası ile ortak bir
proje yürütme düşüncesindeyiz. Böylece insanların
dikkatini bu konuya çekebilir, onları bilinçlendirebilir
ve çaresizce bekleyen çok sayıda insana belki de
umut olabiliriz.
Organlarını Bağışla Projesi
Organ bağışı birçok insan için büyük(ve belki de
tek) umut olmasına ve çoğu insanımız bunun bilincinde
olmasına rağmen, ne yazık ki ülkemizde yapılan
organ bağışı hala arzu edilen seviyeye ulaşmış değil.
Bunun çeşitli sosyal ve diğer kaynaklı sebepleri var
ve biz de elimizden geldiğince bu sebeplerin üstüne
gidip, organ bağışını teşvik etme yolunda çalışmalar
yapmak istiyoruz.
Gönüllü Kan Bağışlama
Organ bağışında olduğu gibi, insanımız özellikle
kan bağışı konusunda çok daha fazla bilinçli ve
öneminin farkında. Fakat buna rağmen kan bağışları
yetersiz. Bir yakınının ihtiyacı olmadıkça, gönüllü kan
bağışı yapanların sayısı ne yazık ki çok az. Bu yüzden
gönüllü kan bağışını arttıracak projelerimiz var.
Tütün Kullanımı Kontrolü, Dumansız Parti
Artık tüm kapalı mekanlarda tütün kullanımı
yasaklandı, ancak geçen sene daha bu kanun yürürlüğe
girmeden önce, biz de yerel kurulumuz olarak bu
olaya el attık ve İstanbul Ghetto’da bir Dumansız
Parti düzenledik. Böylece insanların sigara içmeden
de eğlenebileceğini kanıtlamış olduk, sigara yasağına
desteğimizi verdik.
Dünya Kadınlar Günü, Kadının İzi
Geçen sene Dünya Kadınlar Günü’nde
fakültemizde stand açarak, bütün kadınlarımızın
kadınlar gününü kutladık ve aynı zamanda kadın
haklarına dikkat çekmeye çalıştık. Bunun için
çok sayıda insan ellerini çeşitli renkteki boyalara
daldırarak, hazırlamış olduğumuz çarşafa boyalı
ellerini basarak izlerini bıraktılar, kadınların yalnız
olmadığını haykırdılar.
Bunlar dışında diğer projelerimiz ise;
Lösemili çocukları destekleme projesi
4 Toplumda bazı hastalıklar hakkında küçük
testlerle bilgilendirme (Tansiyon, diyabet,
romatoid artrit vs.)
4 Sağlıklı Beslenme Konferansları
4 Fatih Çocuk Esirgeme kurumunda çocuklara
ders, doktor sevgisi aşılama
İstanbul YK Scoph’çuları olarak, bu sene daha da
fazla çalışarak elimizden gelenin en iyisini yapmak
için uğraşacağız.
29
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Hacettepe Yerel Kurulu
30
MEDISEP;
Hacettepe
Üniversitesi
Tıp
Fakültesi Dekanlığına bağlı bir öğrenci topluluğu
olarak 2003 yılında kurulmuştur. Açılımı “Medical
Students’ Exchange and Projects” olan MEDISEP,
kuruluşundan itibaren çalışmalarını iki temel eksende
gerçekleştirmektedir. Bunlardan ilki, öğrencilere yurt
dışı staj olanağı sağlamayı amaçlayan “Değişimler” ve
“Projeler”dir.
IFMSA ve EMSA’nın çalışma kollarının tümünde
etkinliklerini sürdüren topluluğumuz son 3 yılda;
129 öğrenciye yurt dışına çıkma imkanı sağlanması,
154 yabancı öğrenci ağırlanması, 4 Proje Eğitimi, 6
AB Gençlik Programları projesi ile adından ulusal ve
uluslar arası alanda söz ettirmeyi başarmıştır.
TurkMSIC-Hacettepe
(MEDISEP),
Avrupa’da
en iyi eylem 5 projesi seçilen “Avrupa Gençliği ve
Kadın Sağlığı” (Eylem 5 Projesi; 6 gün, 10 ülkeden 25
katılımcı) ve 2007 EMSA Genel Kurulu ev sahipliği gibi
önemli etkinliklere imza atmıştır.
TurkMSIC Hacettepe’nin en çok çalışan,
en kapsamlı ve en dinamik çalışma kolu olan SCOPH,
2009 yılı boyunca iki farklı takımıyla iz bırakan birçok
aktivite ve projeye imza attı. Hepsinde ortak amaç;
halkın kendi sağlığı konusundaki farkındalığını, bilgi
düzeyini artırmak, ön yargıları ve yanlış düşünceleri
yıkmak, daha bilinçli, daha sağlıklı, yaşam kalitesi daha
yüksek bir toplumun oluşmasına katkıda bulunmaktır.
Bunu da geleceğin doktorları olan bizler yapmaktayız.
2009 yılının ilk yarısında yapılan etkinliklerin
ilki, organ bağışına dikkat çekmek amacıyla
hazırlanan ve Ocak ayının ilk haftasında üniversite
hocalarımıza, yeni yıl ve organ bağışı kitap ayraçlarının
dağıtılmasıydı.
Mart ayında tüm dünyadan tıp öğrencilerinin
katıldığı genel kurul toplantısına tütün kontrolü ile
ilgili bir projemizin posterini yolladık.
12 Nisan 2009’da üniversitemizin Doğada Yürüyüş
Topluluğu ile ortak olarak Dünya Sağlık Haftası
çerçevesinde “Sağlık için yürüyelim!” temalı bir
yürüyüş düzenledik.
16 Nisan 2009’da Kalp Haftası’nda Kardiyovasküler
riskler ve risk yönetimi ile ilgili bir panel
gerçekleştirdik.
23 Nisan’da “Ayıcık Hastanesi”nin doktorları
olduk. Projemizin amacı çocukların hastane ve doktor
korkusunu yenmelerini sağlamak ve onlara temel
sağlık eğitimi vermekti. Bol eğlenceli ve eğitimli
“vücudumuzu tanıyalım”, “beslenme”, “ağız ve diş
sağlığı”, “doktor” ve “eczane” temalı beş istasyonda
4-6 yaş grubu 20 çocuk hem korkularını yenip eğitim
aldı, hem de bol bol kendi günlerinde eğlendiler.
2009-2010 öğretim yılını bir açılış kampıyla
yaptık. Bu kampın bizim için önemi gerçekten büyüktü;
çünkü bu kampta yer alan SCOPH ayrılmış oturumu
ile sıcacık ailemizi, çalışmalarımızı, aktivitelerimizi,
projelerimizi arkadaşlarımıza tanıtma fırsatı bulduk.
YEREL KURULLARIMIZ
Kampın sonunda harika geri bildirimler aldık. Sonuç:
bu yıl birçok başarılı, faydalı ve eğlenceli aktivite
ve projeye imza atmış çalışkan bir Hacettepe SCOPH
takımı.
İşte yaklaşık 70 kişilik bu büyük ve azimli
takımımızla ilk olarak 3-9 Kasım 2009 Organ Bağışı
Haftası etkinliklerimizi gerçekleştirdik. Amacımız,
halkımız tarafından bir tabu olarak görülen organ
bağışı konusundaki yanlış fikirleri yıkıp; organ bağışı
konusunda daha bilgili, daha bilinçli bir toplum
oluşmasını ve verici sayısının artmasını sağlamaktı.
Önce akademik eğitimi alan SCOPH gönüllüleri sonra
bir akran eğitimi verdiler. 4-5-6 Kasım’da öğrenci
yemekhanesi önünde, 8 Kasım’da Ankamall alışveriş
merkezinde ve 10 Kasım’da hastanemizin önünde
organ bağışı masaları açtık. Beyaz önlüklerimiz,
afişlerimiz, broşürlerimiz, organ bağışı mesajları
içeren anahtarlık, kalem, araba kokusu, rozet gibi
çeşitli materyallerimiz ile halkın arasına karıştık ve
hem onları organ bağışı konusunda bilgilendirdik hem
de bağış kartları doldurduk. Etkinliklerimizin sonunda
yüzlerce kişiye ulaştık ve elde ettiğimiz 277 bağış,
güzel anılar ve mutlu fotoğraflar ile hafızamızdan
silinmeyecek bir aktiviteye imza attık. Ayrıca kendi
tasarladığımız organ bağışı kitap ayraçlarını da
hocalarımıza dağıtarak bunu her yıl farklı bir tasarımla
yapma kararıyla bu haftamızı tamamladık.
Sırada 14 Kasım Dünya Diyabet Günü etkinlikleri
vardı. Öncelikle 12 Kasım’da hastanemizin endokrinoloji
bölümü hemşirelerinden diyabet ve tedavisi, kan
şekeri ölçümü, diyabetli hastaya yaklaşım, diyabetli
hastaya nasıl eğitim verilir, diyabetle yaşam gibi
konuları da içeren uygulamalı ve hasta katılımlı bir
eğitim aldık. Aldığımız eğitimin ardından verdiğimiz
akran eğitimi ile yine bilgilerimizi pekiştirmiş olduk.
Sponsor bir firmadan broşürlerimizi ve şeker ölçüm
cihazlarımızı temin ettik. 14 Kasım günü de Ankamall
alışveriş merkezinde Türk Diyabet Vakfı ortaklığı ile
ve 19 Kasım’da hastanemiz önünde birer masa açtık.
Burada hem halkımızı bilgilendirdik hem de kan şekeri
ölçümleri yaptık ve şeker hastası kartları dağıttık. Yine
yüzlerce kişiye ulaşarak diyabet hastalığına dikkat
çekmiş olduk.
Uzun zamandır ülkemizin gündeminde olan;
ancak medyanın yarattığı bilgi kirliliği yüzünden
kimsenin kesin olarak ne olduğunu bilmediği için
doğan panik ortamı sebebiyle domuz gribi konusunda
harekete geçmeye karar verdik. Öncelikle Ekim Genel
Kurulu’nda Akdeniz Yerel Kurulu işbirliği ile SCOPH
ayrılmış oturumunda bir sunum yaptık. Amacımız
bu konuya dikkat çekmek ve doğruları göz önüne
sermekti. Tıp öğrencileri olarak bizlerin öncülüğünde
panik ortamı en aza indirgenmeliydi. Daha sonra
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri olarak
3 aşamalı bir proje geliştirdik: Öncelikle, konuda
uzman hocalarımızın vereceği bir konferans, ardından
aktif temelli ilköğretim öğrencilerine yönelik bir eğitim
ve son olarak da saha çalışmasıyla hedef kitlemizi
tüm halk olarak belirleyecektik. Bu amaçla 23 Kasım
pazartesi günü Hacettepe Üniversitesi M salonunda
konuda uzman çalışmaları bulunan hocalarımız Prof.
Dr. Serhat Ünal, Prof. Dr. Levent AKIN ve Prof. Dr.
Ayşe DÜRDAL US’un katılımlarıyla yaklaşık 400 kişiye
ulaştığımız bir bilgilendirme konferansı düzenledik.
Projemizin uygulamaları devam edecek.
Diğer bir projemiz: Kan Bağışı Projesi. Kan ve
trombosit ihtiyacının günden güne artmasına rağmen
bağışların yetersiz kalması ve yine bu konuda da
bilgisizlik sebebiyle bir önyargının oluştuğunu tespit
etmemiz üzerine, önyargıları yıkıp daha fazla bağış
sağlamak amacıyla projemizi başlattık. Projemiz
kapsamında ilk olarak 28 Aralık’ta Hematoloji Anabilim
Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Salih AKSU, kan bağışı
ve aferez konusunda projemizin temelini oluşturan
konular hakkında bir bilgilendirme konferansı
verdi. Konferansın sonundaki soru cevap kısmında
arkadaşlarımız
zihinlerindeki
soru
işaretlerini
giderdiler ve konferans bitiminde iki hematoloji
hemşiresinin katılımıyla arkadaşlarımızın damar
kontrolleri yapılarak projeye dâhil olmak isteyenlerin
iletişim bilgileri alındı. Bunan sonra donör veri tabanı
oluşturularak ihtiyaç halinde sistematik olarak bağışın
gerçekleşmesi sağlanacak.
Projelere doymayan yerel kurulumuzun ilkyardım
konulu bir projesi daha bulunuyor. Amacımız tıp
fakültesi öğrencilerinin ilk yardım yapabilecek düzeyde
pratik uygulamaya sahip olmasıydı. Proje kapsamında
öncelikli olarak bir eğitim düzenledik. Üniversitemizin
halk sağlığı hocaları tarafından verilecek bu eğitim
10 saat uygulamalı olarak verilecek ve eğitim küçük
gruplar halinde gerçekleşecek. Aralık ayının son
haftasında katılımcı bilgilerini topladığımız projemiz
şubat ayında uygulanacak.
Yaptığımız aktivite ve projelerimiz dışında
Hacettepe SCOPH takımı olarak önümüzdeki aylarda
da obezite, hipertansiyon, 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü, Sağlık Haftası, Kalp Haftası ve 31 Mayıs gibi
birçok önemli gün ve konu için aktivite ve projelerine
31
devam edecek.
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Marmara Yerel Kurulu
Ders aralarında, ayağınızı Boğaz’a uzatıp,
sol yanınızda Marmara Denizi’ne sarılarak
“Konstantiniye”ye karşı eski hayallerinizi tekrardan
yaşayabileceğiniz bir yer Marmara Üniversitesi
Tıp Fakültesi. Bu güzelliğine kendimizi fazla
kaptırmamız yüzünden olsa gerek, geçtiğimiz
yıllarda TurkMSIC-Marmara-YK adından gerektiği
kadar bahsettirememiş, biraz da esprili bir tıp
tabiriyle, “pseudo-yk” sıfatını üzerinden attıracak,
amacına ulaşabilen etkinliklerde bulunamamıştı.
32
Geçen sene, arkadaşımız Nefize’nin bize
kattığı heyecanla, güzel bir şekilde organize olarak,
artık aktivite yapabilecek bir yerel kurul haline
gelebildik. Birden fazla alt kurulumuzun beraber
çalıştığı ve sesimizi de duyurabildiğimiz etkinlikler
düzenledik. Kampüsümüzde, “Gazze’ye Yardım”
kampanyası ile önemli bir meblağı Kızılay’ın
hesabına ulaştırdık. Bunun yanında Dünya Kadınlar
Günü’nde yine kampüsümüzde stant açıp broşür
dağıtarak ve ardından da “Demir Çeneli Melekler”
filminin gösterimini yaparak arkadaşlarımızı
bu konularda daha da hassas olmaları yönünde
bilinçlendirdik. İnsan, Sağlık, Hasta Hakları
üzerine atölye çalışması, hastanemizdeki kanserli
çocuklarla partiler, Dünya AIDS Günü etkinlikleri;
tüm bunlar 2008–2009 döneminde yerel kurulumuzda
gerçekleştirdiğimiz ve bize önümüzdeki senelerde
sergileyebileceklerimiz hakkında ipucu veren
etkinliklerdendi.
Bu senenin başında katıldığımız Ekim
Genel Kurulu akabinde fakültemize yeni gelen
arkadaşlarımız için tanıtım toplantıları düzenledik.
Yerel kurul toplantılarımızla yönetim kurulumuzu,
alt komite başkanlarımızı seçip hemen küçük
çalışma gruplarıyla daha etkili ve dinamik
olduğunu düşündüğümüz bir organizasyon piramidi
YEREL KURULLARIMIZ
var olduğunu saptadık. Yine o insanların,
ölçümlerimiz sırasında, müstakbel doktorlar
bizlere sorduklarından, yorumlarından yaptığımız
çıkarımlar sonucu, bu bölgenin sağlık konusunda
ulaşılıp, bilgilendirilmeye ihtiyaç duyduğunu
gördük. Çalışmalarımızı yapacağımız yerler için
hazırladığımız listede, bu bölgeyi daha üst sıralara
yerleştirdik. Burada kaydettiğimiz verileri de
ilerleyen zamanlarda TurkMSIC-Marmara-YK adına,
ya kendi kongremizde ya da katılabileceğimiz
başka bir öğrenci kongresinde bir sunum halinde
paylaşmayı planlıyoruz.
Önümüzdeki
günlerde
uygulamaya
hazırlandığımız kanserli çocuklara yönelik, yine
geçen sene yaptığımız benzeri bir etkinlik ve
Dünya Sigarayı Bırakma Günü için Marmara SCOPH
Takımı olarak üzerinde düşünüp detaylandırmaya
başladığımız aktiviteler var.
çatısında buluştuk. Her alt kurulumuz ellerinden
geldiğince çalışmalarını hâlihazırda sürdürmekte.
İlk etkinliğimiz, geçen sene de yaptığımız Dünya
AIDS Günü’nde bir alışveriş merkezinde yaklaşık
400 kişiye hedeflerimiz doğrultusunda ulaşmaktı.
Koridorlarının her adımı tarih kokan
Haydarpaşa Kampüsü’nde yetişen ve halk sağlığı
çalışmalarına gönülden destek veren hekim
adayları olarak biz, Marmara SCOPH Takımı, bu
yüce vazifeyi yerine getirmek için her zaman var
gücümüzle buradayız.
Bu
sene,
sadece
Marmara
SCOPH
Takımı
sorumluluğunda
yaptığımız
aktivite
hedeflediklerimizi
fazlasıyla
karşılayan
“Hipertansiyon ve Obezite Taraması”ydı. Kasımpaşa
Kızılay Meydanı’nda 16 Ocak 2009 tarihinde
gerçekleştirdik, Kızılay’ın bize sağlamış olduğu
çadırın altında. Amacımız, tansiyon, bel çevresi
ölçümü yaparak, vücut-kitle indeksini hesap ederek;
sonunda kardiovasküler risk faktörleri açısından
insanları kendi durumları üzerinden bilgilendirmek
ve en rahat ulaşabilecekleri bir sağlık kuruluşuna
yönlendirmekti. Bu konularla ilgili broşürlerimizi
dağıttık, afişleri astık.
O günlerde İstanbul’un gerçekten soğuk
günlerde bulunduğunu da söyleyerek, büyük
özverilerle bu etkinliğin düzenlendiğini belirtmeden
geçmeyeyim… Şaka bir yana, gerçekten de 33
arkadaşımızın vardiyalarla katıldığı ve tam 647
kişiye ulaştığımız bu taramada, en azından o gün
o meydandan geçip çadırımıza girenlerin önemli
ele aldığımız risk faktörlerinin
bir kısmında
33
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Selçuk Yerel Kurulu
34
TurkMSIC’a Nisan 2008’de katılan YK’mız,
Nisan 2009’dan itibaren asil üye olmuştur. Aralık
2009’dan beride, Selçuk Üniversitesi Sağlık Kültür
ve Spor Daire Başkanlığı’nda resmi topluluk olarak
yer almaktadır. Bir sene boyunca dört kolda aktif
olarak çalışan Selçuk YK, en verimli ve etkili
etkinliklerini SCOPH alt çalışma kolunda yapmıştır.
Bundan sonraki etkinliklerini de ağırlıklı olarak halk
sağlığı alanında yapacaktır. YK olarak şimdiye kadar
diyabet ve domuz gribi konularında çalışmalar
yapılmıştır. Bununla ilişkili olarak Diyabet Günü’nde
(14 Kasım ) bir alışveriş merkezinde, kan şekeri
ölçümü, boy, kilo, tansiyon ölçümleri yapılmıştır
ve son derece olumlu sonuç alınmıştır. Konya
Diyabet Cemiyeti bu konuda bizden desteklerini
esirgememiştir. Domuz Gribi konusunda Selçuk
Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’nde Domuz Gribi
ve Korunma Yolları konulu konferans verilmesine
katkıda bulunulmuştur ve katılımcılara broşür
dağıtılmıştır.
Selçuk YK SCOPH olarak halk sağlığı alanında
çalışmalarımıza ve projelerimize devam edilecektir.
YK’mız yerel ve ulusal alanda daha aktif çalışmalar
sürdürecek motivasyona sahiptir.
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Kocaeli Yerel Kurulu
Mezunlar Buluşması gibi birçok etkinliğin
düzenlenmesine de katkıda bulunmaktadır.
TurkMSIC Kocaeli Yerel Kurulu 2008-2009
Yönetim Kurulu
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi 2009
yılında EMSA üyesi fakülteler arasına katılmıştır.
TurkMSIC ve EMSA ortak projeleri yeni dönemde
gerçekleşecektir.
TurkMSIC Kocaeli Yerel Kurulu SCOPH, için
birçok çalışma yapmıştır. Bunlardan birkaçı; diyabet
günü etkinlikleri, hipertansiyon etkinlikleridir.
TurkMSIC’ta yer aldığı günden beri 6 alt
komitede de aktif bir şekilde çalışan Kocaeli
Yerel Kurulu 2008 yılında yenilenen yönetimi ile
çalışmalarına hız kazandırmıştır. Kocaeli Üniversitesi
Tıp Fakültesi Dönem 1 öğrencilerine yönelik
Toplumsal Duyarlılık Projeleri (TODUP) geliştirme
ve hayata geçirme aşamalarında görev alan yerel
kurul, fakültedeki tüm birimler tarafından resmi
olarak kabul görmektedir.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Eğitimi Çalıştayı
katılımıcıları
Kocaeli Yerel Kurulu; Tıp Eğitimi Çalıştayı,
Diyabet günü etkinlikleri kapsamında fakülte
bünyesinde konferanslar ve sergiler düzenlenmiş,
diyabetin günümüzdeki yeri tartışılmıştır. Ayrıca
alışveriş merkezlerinde açılan stantlar ile diyabet
konusuna dikkat çekilmiş ve bilgilendirme
yapılmıştır. Hipertansiyon etkinlikleri Kocaeli
Üniversitesi Tıp Fakültesi Umuttepe Kampüsü’nde
gerçekleştirilmiştir. Geleceğin en büyük sağlık
göstergesi olan gençler hipertansiyon konusunda
bilgilendirilmiştir.
Arkadaşım Diyabet Kamp Fotoğraf Sergisi
TurkMSIC Kocaeli Yerel Kurulu yerel ve ulusal
alanda çalışmalarına devam edecektir. Gelecek
dönem çalışmaları için hazırlıklar sürmektedir.
35
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Trakya Yerel Kurulu
Trakya Yerel Kurulu TurkMSIC’in Avrupa’ya
dönük yüzü olarak 518 aktif üyesi, ulusal olmaya
hak kazanmış projeleri, vızır vızır çalışan
koordinatörleri ile TurkMSIC ailesine renk katan
aktif yerel kurullardan biridir. İstanbul’a olan
yakınlığımız, Edirne’nin barındırdığı zengin tarihi
miras ve misafirperver yaklaşımlarımız bizi TurkMSIC
stajlarında en çok tercih edilen yerel kurullardan
biri yapmıştır. Birbirlerine sürekli destek olarak
koordine bir şekilde çalışan alt komitelerimiz el
ele vererek çok güzel projeler üretmiş, aktiviteler
gerçekleştirmiş olmanın verdiği mutluluk ve azim
ile TurkMSIC’e yeni katkılar sağlamak amacıyla
çalışmalarına özveriyle devam etmektedir. Yerel
kurulumuzun düzenlediği etkinlikler Edirne halkı
tarafından oldukça ilgi görmekte ve çalışmalarımız
yakından takip edilerek Edirne basınında da oldukça
ses getirmektedir.
36
Yerel kurulumuzda SCOPH alt komitesi olarak
her aktivitede etkin rol almaya çalışıyoruz. Bu
aktiviteleri
gerçekleştirmedeki
amaçlarımız;
halkımızı
bilinçlendirmek,
koruyucu
sağlık
hizmetlerinin önemini aşılamak, toplum sağlığını
tehdit eden unsurları hatırlatmak, belirli
önyargıları kırmak, daha dikkatli ve bilinçli bir
toplum oluşmasına katkıda bulunmaktır.
Edirne’de
yıllardır
gerçekleştirdiğimiz
aktivitelerimizde,
bize
katılacak
olan
arkadaşlarımıza aktivite öncesi ilgili anabilim
dallarından hocalarımızın yardımıyla eğitimler
düzenlemekteyiz.
Böylece
hem
kendimizi
geliştiriyoruz hem de halka yapılabilecek yanlış
bildirimlerin önüne geçiyoruz. Edindiğimiz bu çalışma
biçiminin TurkMSIC içinde de yaygınlaşmasının
ulusal düzeydeki çalışmalara büyük katkı sağladığı
inancındayız. Bizler aldığımız bu bilgileri aktarmak
için Edirne Belediyesi ve Üniversitemizin desteğiyle
açtığımız stantlarda ilgi çekici uygulamalar
yapıyor ve bilgilendirici broşürler dağıtıyoruz.
Yaptığımız çalışmalarda İl Sağlık Müdürlüğü,
Toplum Sağlığı Merkezi ve çalıştığımız konu ile
ilgilenen özel kuruluşlardan yardım alıyoruz.
Bu yardımlarla toplumda sık görülen hastalıklar
üzerine araştırmalar yapıyor, bu hastalıklar ile ilgili
taramalar yaparak gerekli durumlarda halkı sağlık
kuruluşlarına yönlendiriyoruz. Bunun yanı sıra
kimi zaman üniversite öğrencilerimize kimi zaman
da halkımıza yönelik eğitimler veya söyleşiler
düzenliyoruz.
YEREL KURULLARIMIZ
Yerel Kurulumuzda 2009 yılı içinde 06
Şubat Dünya Kanser Günü, 08 Mart Dünya Kadınlar
Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, 07-13 Nisan Dünya
Sağlık Haftası, 31 Mayıs Dünya Sigara İçmeme
Günü, 03-09 Kasım Organ Bağışı Haftası, 14 Kasım
Dünya Diyabet Günü gibi birçok ulusal etkinlikte
aktiviteler düzenledik.
Bu aktiviteleri yaparken hem katılımcıların
ilgisini çekmek hem de yaratmak isteğimiz
farkındalığın boyutunu arttırmak için stant açmak
ve broşür dağıtmanın yanı sıra çeşitli ölçümler ve
taramalar yapıyoruz; Dünya Diyabet Günü’nde
kan şekeri ölçmek, hipertansiyon etkinliklerinde
tansiyon taraması yapmak, obezite etkinlikleri
için
beden
kitle
endeksleri
hesaplamak,
aktivitelerimizle ilgili minik oyunlar oynamak,
Dünya Kadınlar Günü’nde katılımcıların kadınlar ile
ilgili düşüncelerini, sözlerini hatta şiirlerini renkli
kâğıtlarla pano haline getirmek ve kadınlarımızın
haklarını öğrenerek avukatlardan bilgi alabilmesi
için kolaylıklar sağlamak bunlardan birkaçı.
Tüm bu etkinlikleri yaparken gücümüzü
içimizde
bitmek
tükenmek
bilmeyen
SCOPH
gönüllüğümüzden,
yardımsever
alt
komitelerimizden, yapılan aktiviteler, yepyeni
fikirlerle mail kutularımızın daima dolu olmasını
sağlayan SCOPH üyelerimizden, Ulusal Halk
Sağlığı
Direktörümüzden,
ulusal
aktivite
koordinatörlerimizden alıyoruz. Bu sıcak çatı
altında nice aktiviteler yapmak, tatlı yorgunluklar
çekmek, nice mutluluklar paylaşmak, yeni fikirler
üretmek, beraber bilim, yardımlaşma ve dostluk
adına nice adımlar atmak dileğiyle…
37
YEREL KURULLARIMIZ
TurkMSIC
Yeditepe Yerel Kurulu
Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi olarak
TurkMSIC ailesine yeni katılmamıza rağmen
projelerde yer almak isteyen, birçok tıp fakültesi
öğrencisiyle birlikte hızlıca çalışmaya başlamış
bulunmaktayız.
TurkMSIC’in
misyonlarından
olan halk sağlığı, üreme sağlığı, tıp eğitiminin
geliştirilmesi ve bilimsel araştırmalar gibi birçok
alanda Yeditepe YK olarak halka yararlı olacak
projeler
geliştirmekteyiz.
Koordinatörlerimiz
eşliğinde çalışan alt gruplarımızdan biri olan
SCOPH olarak biz, görevimizi en iyi şekilde yapma
amacı güderek çalışmaktayız. Çalışmalarımızda
birçok tıp öğrencisinin sorumluluk alması ve görev
bilincinin farkına varıp ulaşmak istediğimiz kesime
en yararlı şekilde hizmet sağlaması amacımızdır. Bu
38
amaca yönelik uğraşlarımızda birçok proje ortaya
çıkmıştır.
Öncelikle bizde ayrı bir yeri olan ilk projemiz
Yeditepe Üniversitesi ve Haydarpaşa Numune
Hastanesi’nin katkılarıyla açtığımız Organ Bağış
Standı’mızdır. Okulumuz da Organ Bağış Haftası’nda
kapsamında yapılan sempozyumda kurduğumuz
stand, çok fazla ilgi çekmiş ve bizi mutlu etmiştir.
Bu stant tek günle kalmayıp ondan sonraki hafta
boyunca okulumuzun çeşitli yerlerinde kurulmuş,
merak edenlere organ bağışı hakkında bilgi verilmiş;
isteyenlere de organ bağışı formu doldurulup organ
bağışı kartı verilmiştir. Bu konuya daha fazla dikkat
çekmek için organlarını bağışlayanlara Sağlık
YEREL KURULLARIMIZ
Bakanlığı’nın organ bağış kartı yanında, yaka iğnesi
de takıp bu kişilerin çevrelerindeki insanların da
organ bağışıyla ilgilenmeleri sağlanmıştır. Toplamda
150 kişiye yaptığımız organ bağışı Yeditepe YK olarak
büyük bir adım olmuş bunu daha da genişletmek ve
daha fazla kişiye ulaşma amacıyla büyük projelere
yönelmemizi sağlamıştır.
Bizim bu sene içinde SCOPH kapsamında
yaptığımız öteki projemiz ise Kızılay işbirliğiyle
olan seker ve tansiyon ölçümüdür. Bunun için
seçtiğimiz yerse İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Gençlik Meclisi’nin Düzenlediği ‘Sağlıklıysan Güzel
Hayat’ adlı kadın sempozyumuydu.
Bu sempozyumdaki konuşmacılar kadınları her
türlü bulaşıcı hastalık hakkında bilgilendirirken biz
de Yeditepe YK olarak gelen bayanların ve nadir de
olsa erkeklerin tansiyonlarını ve sekerlerini ölçtük.
Bu konuda görev alan arkadaşlarımız özellikle 1 ve
2. sınıftaki tıp öğrencileri için yararlı bir deneyim
olmuştur. Ayrıca sadece seker ve tansiyon olcumu
yapılmamış, yüksek tansiyon ve diyabet konusunda
da gelen bayanlara TurkMSIC broşürleri ile ve bu
konuda onlar bilinçlendirdik.
TurkMSIC Yeditepe Yerel Kurulu olarak
TurkMSIC’in misyonunun da verdiği yükümlülükle
birçok etkinlik gerçekleştirdik ve önümüzdeki
süreçte de gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
Yeditepe Üniversitesi olarak etkinliklerimize bu
sene başlamış olsak da sahip olduğumuz dinamizm
ile hızla güzel aktiviteler yapmaya devam ediyoruz.
Umarım üniversitemizde açtığımız bu güzel yolu
daha iyi daha güzel aktiviteler ve projelerle
39
SCOPH AJANDASI
KOORDİNATÖR
GÜNÜ
DİYABET
14 KASIM
Metin YEŞİLTEPE
14 KASIM DİYABET GÜNÜ
Diyabet ülkemizde 3.5 milyon kişiyi etkileyen
önemli bir hastalıktır. Kan şekeri düzenli kontrol
edilmediğinde hastalık ilerleyerek göz, damar,
böbrek hastalıkları oluşturmaktadır.
Geleceğin
doktorları olarak bizler de “14 Kasım Dünya Diyabet
Günü”nde kan şekerinin kontrolü ve diyabette bunun
önemine dikkat çekerek diyabet hastalarını eğitmek
ve diyabet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla
pek çok etkinlik yaptık. Aktivitelerimizde Öncelikle
görev alacak SCOPH ailemizden gönüllülerimizle
diyabetin kontrolü, diyabet tipleri, nedenleri
ve belirtileri konusunda eğitim aldık. Böylelikle
diyabet konusunda yaşıtlarından fazlasıyla bilgili tıp
öğrencileri ile etkinliklerimizi yaptık. Broşürlerle
stantlarda bilgilendirmelerin yanı sıra kan şekeri
ölçümü yaparak da risk altındaki kişileri polikliniklere
yönlendirdik. Ayrıca diyabetle yaşamı öğrenebilmeleri
için diyabetli hasta ve yakınlarına konferans verdik.
Diyabetin dikkat edildiğinde aslında kontrol altında tutulabilir bir hastalık olduğunu ve diyabetle
yaşamın nasıl olması gerektiğini anlattık. Böylelikle diyabetli hastalara diyabetle savaşmaları için
gerekli bilgileri vermiş olduk.
KOAH GÜNÜ
Özetle; amacımız bütün sağlık sorunlarında olduğu gibi ülkemizde çok sık görülen
ve mortalitesi de aynı oranda yüksek olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalıkları hakkında
vatandaşlarımıza bilgi vermek, onları bekleyen tehlikeler hakkında uyarmak, bu anlamda
yaşamlarını daha kaliteli bir hale getirmektir.
40
Sedat ÇARKIT
KOAH GÜNÜ
“Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)” dediğimiz zaman; astım,amfizem,kronik
bronşit ve bronşiektazi gibi akciğerlerin uzun vadede fonksiyonunu kaybetmesiyle gelişen
hastalıkları anlıyoruz. Bu hastalıkların altta yatan primer nedeni tütün kullanımıdır. Ülkemizin
tütün tüketiminde dünyada yedinci sırada olması buna bağlı gelişebilecek hastalıkların
sıklığını artırmaktadır. İşte bu yüzden her yıl net tarihini“Uluslararası KOAH Koalisyonu”nun
belirlediği (15-18 Kasım arasında değişir),” Dünya KOAH Günü”nde TurkMSIC olarak etkinlikler
düzenliyoruz. Bu etkinlikler çerçevesinde; kendi üniversitelerimizin “Göğüs Hastalıkları Anabilim
dalı” öğretim üyelerinden aldığımız destekle spirometre ile ücretsiz KOAH testi yapıyoruz.
Bununla birlikte kendi hazırladığımız broşürlerle insanların bu hastalıkla ilgili farkındalığını
artırmaya çalışıyor, onlarla birebir konuşarak bu hastalıklardan nasıl korunabileceklerini
anlatıyoruz. TORAKS Derneği çalışanlarıyla birlikte konferanslar düzenliyoruz. Bu çalışmalara
ilaveten bütün bu aktivitelerde topladığımız verileri bilimsel çalışma haline getirip makale
şeklinde yayınlamayı düşünüyoruz. KOAH’ın ne kadar sinsi ve hızlı ilerleyebileceğini anlatan
afişleri gerekli izinleri aldıktan sonra yaşadığımız şehirlerde insanların görebileceği yerlere
asmayı planlıyoruz. Hastalığın en sık nedeni olan sigara üzerinde ise “Tütün Kontrol Akran
Eğitimi” projesinde yer alan arkadaşlarımızla birlikte ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarındaki
öğrencilere akran eğitimi vermeyi planlıyoruz.
KOORDİNATÖR
KOORDİNATÖR
SCOPH AJANDASI
3 - 9 KASIM ORGAN BAĞIŞI HAFTASI
Tüm Yerel Kurullarımızın aktif bir şekilde katılım gösterdiği Organ Bağışı
aktiviteleri her sene olduğu gibi 3- 9 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Etkinliklerin asıl kısmını üniversitelerimiz hastaneleri, yemekhaneleri, alışveriş
merkezleri gibi halkın yoğunlukta bulunduğu ve onlara kolayca ulaşabileceğimiz
yerlerde kurduğumuz stantlar oluşturdu. Stantlarımızda, gerekli eğitimleri almış
3 - 9 KASIM
ORGAN BAĞIŞI
HAFTASI
Oğuz KIZILKAYA
İki yüz gönüllü arkadaşımız, insanları organ bağışı hakkında bilgilendirerek ve
akıllarındaki soru işaretlerini yanıtlayarak büyük kitlelere ulaştılar. Stantlarımıza uğrayıp bilgi
edinen kişi sayısı üç bin’i geçti. Bu kişilerin 3’te 1’i ise “Organlarım benden sonra da yaşasın.” dedi.
Ayrıca stantlarımızda organ bağışını hatırlatıcı materyaller (kalem, rozet, araba kokusu) dağıtarak
organ bağışının her yere taşınmasına yardımcı olduk. Yediden yetmişe herkese ulaşma amacımızı
da gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Bu çalışmalarımıza ek olarak hocalarımızın yardımlarıyla
gerçekleştirdiğimiz seminerler de topluluklara ulaşma fırsatı bulduk. Organ bağışı hakkında daha
fazla bilgi almak isteyen vatandaşlarımız bu seminerlerde ayrıntılı tıbbi bilgiler edindiler.
Bu seminerlerimize de bine yakın katılım sağladık. Bu aktiviteleri gerçekleştirirken bizlerin
de gerekli alt yapıya sahip olmamız gerektiğinden gönüllülerimiz önce hocalarımızın akademik
eğitimine sonra da deneyimli TurkMSIC’lılar tarafından verilen akran eğitimine tâbi tutuldular.
Bu etkinliklerimizi ONKOD, Üniversitemiz Organ Nakil Merkezleri, Genel Cerrahi Anabilim Dalları
ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içerisinde yürüttük. Etkinliklerimizin temeli ise önceki yıllardaki
tecrübelerimize ve Organ Bağışı Haftası’ndan önceki hazırlıklarımıza dayanıyor
Etkinlik haftasından önce hepimizin katılımıyla aktivite planlarımız hazırlandı. Basılı
materyallerimizin tasarımı tamamlandı ve tüm Yerel Kurullara postalandı. Etkinliklerimiz sonrasında
çalışmalarımızı raporladık ve onlardan yola çıkarak da bu özet hazırlandı.
4 ŞUBAT DÜNYA KANSER GÜNÜ
KOORDİNATÖR
Sık görülebilen bir hastalık olan kanser konusunda
doğru bilgilerin arttırılması, erken teşhisin bu
hastalıktaki öneminin vurgulanması ve halkta erken
teşhis
farkındalığının
oluşturulması,
kanserden
korunmak için sağlıklı beslenme ve diğer dikkat edilmesi
gereken hususların öneminin benimsetilmesi amaçları
ile her yıl 4 Şubat tarihinde Dünya Kanser Günü ile ilgili
etkinliklerimizi yapmaya çalışıyoruz.
Düzenli muayene ve kontrol ve yaşam tarzına
dikkat etme bilincini kazanacaktır. Hastalık öncesinde
esnasında veya sonrasında dikkat edilmesi gereken
hususlar konusunda bilinçlenecektir. Kısacası önem verilmesi ve üzerine düşülmesi gereken bir
gün.
Hakettiği ilgiyi görmesi ümidimle..
Raziye PARLAK
4 ŞUBAT DÜNYA
KANSER GÜNÜ
Çoğunlukla öğrencilerin tatil zamanına denk gelen
ve geç kutlanan bu etkinlik, halk sağlığını koruma ve
kontrol bilincini oluşturma açısından çok önemli. Bu
etkinlik kapsamında yapılabilecek çok şey var önceden
yapılan hazırlıkla gerçekten verimli hale gelecektir.
Halkın çoğu KETEM gibi ücretsiz kanser taraması yapan
yerleri tanıyacaktır.
41
SCOPH AJANDASI
8 MART DÜNYA KADINLARI GÜNÜ
KOORDİNATÖR
Kadın, öncelikle annedir. Tüm medeniyetlerin ve toplumların
mimarı, annesi… Kadın duygusaldır, düşüncelidir, incedir, güçlüdür,
akıllıdır ve daha nice değeri ölçülemeyecek özelliğe sahiptir. Ama
en nihayetinde kadın fiziksel, ruhsal ve sosyal gereksinim ve hakları
olan bir bireydir.
8 MART DÜNYA
KADINLARI
GÜNÜ
Merve ÖZCAN
Ne yazık ki ülkemizde kadının yeterli ve gerekli değeri
görememesinden de öte kadın birçok ayrımcılık, eşitsizlik, şiddet,
töre gibi birçok olumsuz durumla karşı karşıya kalmaktadır. Kadının
sağlığı, toplumdaki yeri ve gördüğü değer o toplumun gelişmişlik
düzeyini de göstermektedir.
Kadınların sağlık, eğitim, çalışma hayatı, toplumsal yaşam
konularında haklarını savunmak, onları bu konularda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek, kadınlara
hak ettikleri değeri göstermek, onlar için eşit fırsatlar oluşturulmasına dikkat çekmek ve daha
bilinçli ve sağlıklı kadınların toplumda öncü olmasını sağlamak amacıyla çeşitli etkinliklerde
bulunuyoruz. Seminerler, söyleşiler, paneller düzenliyoruz.
Eğitimler alıyor ve eğitimler veriyoruz. Kadınların gelişimine katkı sağlayacak projeler
yapıyoruz. Onların hoşça vakit geçirecekleri özel günler ve eğlenceler düzenliyoruz. Kadının değeri
ve önemine dikkat çekmek için yürüyüşler düzenliyoruz. Onları meme kanseri serviks kanseri gibi
önemli kadın hastalıkları konusunda eğitiyor ve bilgilendiriyoruz. Onlara haklarını öğretiyor ve
hatırlatıyoruz. Toplumdaki yerlerini olması gereken yere ulaştırmak amacıyla tüm etkinliklerimizi
severek ve büyük bir heyecanla sürdürüyoruz.
24 MART DÜNYA TÜBERKÜLOZ GÜNÜ
KOORDİNATÖR
Tüberküloz soluduğumuz hava ile akciğerlere giren Tbc mikrobunun sebep olduğu, esas
olarak akciğerlerde yerleşen, fakat kan ve lenf yoluyla vücuda yayılabilen bulaşıcı, süreğen bir
hastalıktır. Bilinen en eski hastalıklardan biri olmasına, sebeplerinin bilinmesine, korunulabilir
bir hastalık olmasına rağmen halen dünyada en bulaşıcı ve öldürücü hastalıklar arasındadır.
Türkiye de tüberkülozun sık görüldüğü ülkelerdendir. Bu mikrobik hastalıkla ilgili halkı
bilinçlendirmek, bu konuda 7den 70 e farkındalık sağlamak, toplum sağlığını tehdit eden bu
sinsi düşmandan korunma ve hastalığın tedavisi gibi bilgilerin aktarılması için SCOPH payına
düşen görevi yapmakta ve aktiviteler düzenlemektedir.
4Peki bu aktivitelerde neler yapılabilir?
4Tüberkülozun nasıl bulaştığı, teşhis ve tedavi edildiği, hastalıktan nasıl korunabileceği afiş,
broşür gibi yazılı radyo, televizyon vb gibi görsel araçlar kullanılarak aktarılabilir.
4Akran eğitimleri verilebilir.
4Ortaokul ve lise öğrencilerine eğitimler verilebilir. Halka konferanslar düzenlenebilir
4TB ile ilgili film gösterimi yapılabilir.
4Slogan yarışmaları yapılıp yapılan tüm bu etkinliklerde seçilen sloganlar kullanılabilir.
42
Bahar AKTAŞ
24 MART DÜNYA
TÜBERKÜLOZ
GÜNÜ
4Stantlarda broşür açılıp broşür dağıtabilir. Doğru ve tam tedaviler ile hastalığın %100 e yakın
iyileşme oranının bulunduğundan bu hastalıktan korkulmaması, korunulması gerektiği
vurgulanır. Dağıtılan broşür ile bilgilendirme yapılır. Standlarda ilgi çekici olması açısından
PPD ve ya tüberkülin deri testi katılımcılara uygulanabilir.
KOORDİNATÖR
SCOPH AJANDASI
SITMA
UNICEF’in
küresel ısınmadan dolayı
hortlayacağı düşünülen hastalıklardan biri
olarak gösterdiği SITMA uzun yıllar boyunca
milyonlarca insanın hayatını etkilemiş ve
önemli kayıplara neden olmuş.
SITMA
Metin YEŞİLTEPE
Türkiye’de 1970’te hasta sayısı 1293’e
düşürülmüş ancak sonra alınan önlemlerden
vazgeçilmiş ve 1978’de hasta sayısı 100 bine
kadar çıkmıştır. Günümüzde de dünyada yılda
243 milyon kişi hastalığa yakalanmakta ve 863
bin kişi hayatını yitirmektedir.
Aslında görüldüğü gibi hala insanları
tehdit eden bir hastalık olmasına rağmen
Sıtma konusunda yapılacak aktiviteler halkın
bu hastalığı tarihte kalan bir hastalık olarak
düşünmesinden dolayı fazla ilgi görmeyebilir.
Bu sebeple klasik aktivite şekillerimizin(stant, panel) dışında farklı fikirlerle etkinlikler yapmayı
hedefliyoruz.
Böylelikle gelecekte çok önemli bir tehdit haline gelebilecek bir hastalığa karşı halkımızı
şimdiden bilinçlendirmiş olacağız.
31 MAYIS DÜNYA SİGARAYI BIRAKMA GÜNÜ
KOORDİNATÖR
Birçok hastalığın başlıca nedeni olan sigara, kolay
ulaşılabilir olması sebebiyle tüm dünyada ve ülkemizde
özellikle gençler arasında yaygınlaşmaktadır. Yaklaşık
olarak dünyada 1 milyon 360 bin, ülkemizde ise 22 milyon
insan sigara içmektedir.
Öncelikle düzenlediğimiz akademik eğitimler ve akran eğitimleri ile genç doktor adaylarının
konu üzerindeki duyarlılık, farkındalık ve bilgi düzeyini artırıyoruz. Üniversitelerimizde
düzenlediğimiz bilgilendirme konferansları ve hem üniversitelerimizde hem de halka açık
alanlarda kurduğumuz bilgilendirme ve bilinçlendirme standları ile konuya daha çok dikkat
çekiyoruz. Çeşitli projeler yapıyor, çalıştaylar düzenliyoruz. “Dumansız Parti” sloganıyla
düzenlediğimiz etkinliklerde daha çok sayıda gence ulaşıyoruz.
Biz doktorların bu konuda en iyi örnek olması gerektiği düşüncesini tüm meslektaşlarımıza
benimsetiyoruz ve buna devam da edeceğiz.
Merve ÖZCAN
31 MAYIS
DÜNYA SİGARAYI
BIRAKMA GÜNÜ
İçicilerin %80 inin 20 yaşından önce sigaraya başladığı
bilinmektedir. Zararları ve yaygınlığı açıkça görülen tütünün
kullanımına karşı savunuculuk etkinlikleri başlatılmıştır.
Bizler de geleceğin lider doktorları olarak hem topluma
örnek olmak hem de toplumu bu konuda bilinçlendirip
sigara kullanımını azaltmak ve başlanmasına engel olmak
amacıyla “31 Mayıs Dünya Sigarayı Bırakma Günü”nde çeşitli etkinlikler yapıyoruz.
43
KOORDİNATÖRLER
SCOPH AJANDASI
HİPERTANSİYON
Toplumumuzda sıkça görülen ve önlem alınmadığı takdirde ölümcül olabilecek hipertansiyon
hastalığına dikkat çekmek için, aralık ayında Türkiye’nin dört bir yanında yapılan çeşitli etkinliklerle
halkımızın konu hakkında bilgi sahibi olması amaçlanmıştır. Bu amaçla:
4 Tıp fakültesi öğrencilerine etkinlik öncesi eğitimleri verilmiş,
Arda ERDUT
4 Tıp fakültelerinde ve halka açık yerlerde stand kurulmuş,
4 Standlarda konuyla ilgili bilgi almak isteyenlerle birebir iletişime geçilmiş,
4 Standlarda talep eden insanların tansiyonu ölçülerek sonucu değerlendirilmiş, akabinde gerekli
yerlere sevk edilmiş,
4 Broşür ve afişlerle halk bilinçlendirilmiş,
4 Merkezi yerlere asılan pankart ve posterlerle ilgi toplanmış,
Gökçe SAMANCIOĞLU
4 Dağıtılan promosyon ürünlerle insanların dikkati çekilmiş,
4 Halkın bilgi düzeyini araştıran anket çalışmaları yapılmış,
4 Yerel basında yayınlanan etkinlik haberleriyle daha çok kişiye ulaşılmıştır.
Etkinlikler süresince Kızılay, Türk Kardiyoloji Derneği ve üniversite hastanelerinin kardiyoloji
anabilim dalları materyal ve danışmalık desteği vermiştir.
Bazı yerel kurullar hipertansiyonun yanı sıra, diyabet, obezite ve organ bağışı etkinliklerine
de yer verdiği çalışmalarında tansiyon, kan şekeri, kilo, boy bel çevresi gibi ölçümler de
yapmışlardır.
Gözde ÇAPÇI
OBEZİTE
Dünyada yaklaşık 250 milyon kişinin; ülkemizde çocukların % 10-15’inin,
erkeklerin % 21,2’sinin, kadınların ise % 41,5’inin sahip olduğu ciddi bir hastalık
obezite… Değişen yaşam koşullarıyla birlikte fast-food vb. yiyeceklere
yönelerek sağlıksız beslenme koşullarının doğması, televizyon ve bilgisayar
karşısında geçirilen zamanın artması, hareketsiz yaşam biçiminin yerleşmesi ile
hastalık etkisini daha da artırarak yaygınlaşmaktadır. En kötüsü de kimsenin bu tehlikeyi
umursamaması…
Bizler geleceğin lider doktor adayları olarak “Tıp öğrencileri başta olmak üzere her yaş
kesiminden ve risk grubundan halkın obezite konusunda farkındalığının ve bilgi düzeyinin
artırılması, obezitenin bir hastalık olduğu gerçeğinin anlatılması obeziteden korunmak için
sağlıklı yaşam temasının halka benimsetilmesi” amaçlarıyla obezite konusunda aktiviteler
düzenliyoruz.
Peki, bizler neler yapıyoruz?
Daha fazla kişiye ulaşmak ve dikkat çekmek adına alışveriş merkezleri gibi halka açık
alanlarda standlar açıyoruz. Tabi ki öncelikle obezite ile ilgili endokrinoloji, beslenme ve
diyetetik bölümlerinden eğitim alıyoruz. Bu standlarda obezite ile ilgili bilgilendirici broşürler
dağıtıyor halkın sorularını cevaplıyor; boy, kilo, bel çevresi, BMI gibi değerleri ölçüp risk
oranlarını hesaplıyoruz. Obezite farkındalığını ve bilgi düzeyini ölçmek için anketler yapıyor,
bilgilendirici konferanslar düzenliyor, film gösterimleri yapıyoruz. Çocuklarla onların dilinden
konuşup onlara sağlıklı beslenme ve sporu anlatan, hatta özendiren oyunlar oynatıyor; hareketin
ve sağlıklı beslenmenin onların yaşam tarzı olmasını sağlıyoruz. Kısacası temelde şu mesajı
veriyoruz: “SAĞLIKLI BESLEN, AKTİF YAŞA!”
KOORDİNATÖRLER
Merve ÖZCAN
Hülya ŞAHİN
Bahar AKTAŞ
44
ULUSAL PROJELERİMİZ
SİGARASIZ YAŞAM PROJESI
Metin YEŞİLTEPE
Proje Koordinatörü
“Sigara içmek öldürür.” sigara paketlerinin bile üzerinde yazan bu yazı
aslında sigaranın en iyimser sonuçlarından biridir. Sigaranın asıl zararları;
içenlerin hayatlarının en güzel yıllarında, orta yaş dönemlerinde, ortaya çıkacak
bir hastalıkla hayat standartlarını düşürmesi, yarattığı maddi kayıpların yanı sıra
ani ölümlere ve sakatlanmalara sebep olduğu için sosyal olarak da topluma ve
bireylere zarar vermesidir. Ayrıca sigara içmenin devletin sağlık harcamaları
üzerinde de büyük bir yükü vardır. Çünkü; sigara içenler pek çok hastalığa,
içmeyenlere oranla daha fazla yakalanır.
Sigaranın zararları başta hekimler olmak üzere toplumun tümü tarafından
oldukça iyi biliniyor. Ancak toplumumuz da hekimlerimiz de maalesef bu kötü
bağımlılıktan kurtulamıyorlar. Biz de “Sigarasız Yaşam Projesi” ile TurkMSIC
olarak toplumun bu bağımlılıktan kurtulması için çalışmalar yapmaya karar
verdik.
Merve ÖZCAN
Proje Koordinatörü
Yaptığımız araştırmalarda pek çok ilginç sonuca ulaştık. Toplumun tümünden
saygı gören, herkese örnek olması gereken doktorlarımız maalesef toplumun diğer
kesimlerinden de fazla oranda sigara içmektedirler. Hekimlerimizin kalp, damar,
akciğer ve sigara kaynaklı daha birçok hastalığı olan hastalarına sigara içmeyi
yasaklamasına rağmen kendilerinin içiyor olması doktor-hasta arasındaki güveni
ve inancı sarsmaktadır. Buradan hareketle ilk yapmamız gerekenin
geleceğin hekimleri başta olmak üzere gençlerimizde sigara karşıtı bir
tutum oluşturmak olduğunu düşünüyoruz. Bunu gerçekleştirebilmek
için bir Tütün Kontrolü Eğitici Eğitimi düzenleme kararı aldık.
Tütün Kontrolü Eğitici Eğitimi’ne katılan TurkMSIC-SCOPH
üyelerimiz daha sonra verecekleri eğitimlerle akranlarında da
sigara karşıtı tutum oluşturacaklardır. Bu yıl altıncıs düzenlenecek
olan eğitimimiz 27-28 Şubat 2010 tarihinde Akdeniz Yerel
Kurulu’nun sahipliğinde Antalya’da gerçekleştirilecektir. Akdeniz
Üniversitesi’nden değerli öğretim üyelerimizin de katılacağı
eğitimde seminerlerle dünyadaki durumu, klinik örnekleri ve sigara
karşıtı savunuculuğu nasıl
yapacağımızı öğreneceğiz.
Ayrıca TurkMSIC Başkanımız
Ezgi ÖZTOP ve Ulusal Halk
Sağlığı
Direktörümüz
(NPO)
Büşra
TOK
çalıştaylar, grup çalışmaları ve
daha birçok farklı eğitim teknikleriyle
katılımcılarımıza
akran eğitimlerinde
gereken eğitmenlik becerileri ve sigara
karşıtlığı ile ilgili bilmeleri gereken tüm
bilgileri verecekler. yirmi beş katılımcımız
eğitim sonunda Tütün Kontrolü Eğitmeni
olacaklar. yirmi beş eğitmenimiz ile başta
yerel kurullarımızda olmak üzere farklı
fakültelerde eğitimler vererek sigara
karşıtı bireyler oluşturmaya çalışacağız.
Son olarak bu eğitimin gerçekleşmesinde bizlere desteklerini esirgemeyen
2008-2009 NPO’muz Ayfer ARSLAN’a, eğitmenlerimiz Ezgi ÖZTOP ve Büşra TOK’a,
Akdeniz Üniversitesi’ne, Türk Toraks Derneği’ne, Türkiye Kanser Araştırmaları
Kurumu’na teşekkürü bir borç bilirim.
45
ULUSAL PROJELERİMİZ
SAĞLIK HAKLARI AKRAN EĞİTİMİ ZİNCİRİ PROJESİ
Bir fikirle başladı maceramız; insan haklarına saygılı, eşitlikçi, kendi haklarını
ve karşısındakinin haklarını savunan, güncel literatüre hâkim saygın hekimler
yetiştirmek fikriyle… Peki ama nasıl?
2008 yılı Kasım ayında başlayan çalışmalarda dönemin Trakya Yerel Kurulu
LPO’su Büşra TOK, projeye inanıp Büşra’ya destek olan yerel kurul üyeleri ve
Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyeleriyle bir maceraya atıldılar. Kendilerine
bir doğrultu belirleyip yola çıktılar.
Öncelikli amaç 2009 Mart ayına kadar bir eğitmen eğitimi düzenleyebilmekti.
Buradan çıkacak eğitmenler projenin devamını sağlayacak amaçları
sonuçlandıracaktı. Bu doğrultuda çalışmalara başlandı. Eğitmen eğitimini
verecek 4 yerel kurul üyesi, öğretim üyesi hocalarının da eşliğinde
İnsan Hakları, Sağlık Hakları, Hekim Hakları, Hasta Hakları, Sağlık
Mevzuatı-Genel Sağlık Sigortası ve sağlık alanındaki gelişmeler gibi
konularda eğitim vermek üzere kendilerini yetiştirdiler.
Sonunda beklenen gün geldi, hazırlıklar tamamland. 28
Şubat-1 Mart 2009 tarihlerinde on bir farklı yerel kuruldan yirmi
üç katılımcıyla 2 günlük eğitmen eğitimi gerçekleştirildi. Bu iki
günlük eğitimde bilginin zorluğuna arkadaşlıkların sıcaklığı eklendi.
Hedefler koyuldu ve yola çıkıldı.
Artık kendileri de eğitmen sıfatını alan katılımcılar, bu kez
eğitimler düzenlemeye başladılar.
Ankara, Başkent, Cerrahpaşa, Gazi, Hacettepe, Marmara,
Trakya, Zonguldak Yerel Kurulları’nın düzenlediği yaygınlaştırma
eğitimleri yapıldı ve şimdiden çok sayıda tıp fakültesi öğrencisi
bu konuda bilgi sahibi oldu, olmaya devam ediyor. Ayrıca
Türkiye’nin pek çok yerinden gönüllülerimize, TurkMSIC 2009 Nisan
Genel Kurulumuzda projemizle ilgili bir farkındalık eğitimi düzenlendi ve neden
bu yola çıktığımız, neden çalıştığımız anlatıldı. Eğitmenlerimiz içinse eğitmenlik
becerileri gelişimi ve projemizin geleceği ile ilgili bir toplantı düzenlendi. Böylece
5 kişilik bir ekiple başlayan proje 100’ü aşkın kişiye ulaşmış oldu.
Projenin sahibi ve genel koordinatörü olan Büşra TOK’un Ulusal Halk Sağlığı
Direktörü seçilmesi üzerine projemizin ilk eğitmenlerinden biri olarak ben, Ulusal
Proje Koordinatörlüğü’nü üstlendim ve küçük bir ışıkla başladığım projemizde daha
iyiye, daha mükemmele ulaşmak adına görevime devam etmekteyim. Projemizle
ilgili daha pek çok yeniliği ve gelişimi en kısa
sürede sizlerle paylaşacağım.
Projemizin eğitmen eğitmenleri, ilk
gönüllüleri olan Ahmet HAKAN, Büşra TOK,
İlkay VATANSEVER ve Selcan CESUR’’a;
eğitmenlik becerileri eğitmenimiz Ahmet
Murt’a ve projemizin en büyük destekçisi,
bugünlere gelmemizde en büyük payı olan,
değerli hocamız Trakya Üniversitesi Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr Muzaffer ESKİOCAK’a çok
teşekkürler…
46
Gülben BOZKAYA
Proje Koordinatörü
ULUSAL ADAY PROJEMİZ
ORGANLARIMI BAĞIŞLA PROJESİ
Organlarımı Bağışla Aday Ulusal Projemiz
Oğuz KIZILKAYA
Proje Koordinatörü
Organlarda oluşan geri dönüşümsüz hasarın insanda yarattığı olumsuzlukların
giderilmesinin yadsınamaz bir yöntemi olan organ nakli Tıp Dünyasında önemli
bir yere sahiptir. Naklin gerçekleşebilmesi için uygulanan geçerli prosedür ise
Organ Bağışıdır.
Organ Bağışı canlıdan veya kadavradan alınan organlarla gerçekleşebilmekle
birlikte, çalışmalarımızda değindiğimiz ana konu kadavradan organ bağışının
eksikliğidir. Bu eksiklik ise her eğitim düzeyinden insanın sahip
olabileceği önyargılar veya kişilerin konu ile ilgili bilgi seviyelerinin
yeterli düzeyde olmamasından ileri gelmektedir. Bu konunun, Ülkemiz
sorunları ile yakından ilgilenen TurkMSIC içerisinde önemli bir yeri
olduğu da aşikârdır. Dolayısı ile biz gönüllüler, her yıl daha da artan,
nakil bekleyen hasta sayısını azaltabilmek için yapılan çalışmalara
uzun süredir katılım ve katkı göstermekteyiz.
Dünyada ilk başarılı organ nakli Murray tarafından 1954 yılında
gerçekleştirilmiş, Ülkemizde canlıdan ilk başarılı böbrek nakli
ise
3 Kasım 1975 tarihinde Hocamız
Sayın Prof. Dr.
Mehmet HABERAL tarafından, sonrasında kadavradan ilk başarılı
böbrek nakli 10 Ekim 1978’de Eurotransplant aracılığı ile gelen
bir böbrekle, yine kendisi tarafından gerçekleştirilmiştir.
1979 yılında ise, Hocamızın oluşturduğu Organ, Doku
Nakil ve ile ilgili konuları düzenleyen 2238 sayılı kanun
yürürlüğe girmiştir. Bu çalışmalarını 1988 yılında ilk
başarılı karaciğer nakli, 1992 yılında da canlıdan aynı anda
başarılı karaciğer ve böbrek nakli ve daha birçok başarılı çalışma
izlemiştir.
Bizler mevcut durumda Yerel Kurullarımızda
gerek stant aktiviteleri, gerekse seminerler gibi
etkinliklerle Organ Bağışı hakkındaki farkındalığı
desteklemekteyiz
Daha önce de Ulusal Proje statüsünde olan
Organlarımı Bağışla Projesi’ni tekrar aynı konuma
getirerek, gerçekleştirdiğimiz bu çalışmaları daha
kapsamlı hâle getirmek ve geribildirim sistemini
tam anlamıyla işletmek amacındayız.
Projemiz düzenli yaptığımız aktiviteleri
destekleyecek, yenilerine de yol gösterici konumda
olacaktır. Yeni aktivitelerimize örnek olarak çalışmalarımızın
internet ortamında desteklenmesi, ulusal eğitici eğitimlerinin verilmesi, anket
sisteminin işlenirliğinin oturtulması ve nakil ziyaretleri örnek olarak verilebilir.
Biz TurkMSIC’lılar Organ Nakli ve Bağışı konularındaki çalışmalarımızı her
daim geliştirecek ve onların en doğru şekilde işlemesini sağlayacağız.
47
FİKİR PROJEMİZ
İLK YARDIM PROJESİ
Projemiz halk sağlığı için büyük öneme sahip olan ilk yardım konusundadır.
Bireysel ve toplumsal zararları en aza indirmenin bir gereği olan ilk yardım bilmek
özel bir anlam taşımaktadır. Gerek tıp öğrencileri gerekse halkın ilk yardım
konusunda bilgi ve farkındalığını artırmayı amaçlayan projemiz iki aşamadan
oluşmaktadır:
1.Tıp öğrencilerine yönelik ilk yardım eğitimi:
Gerektiğinde ilk yardımı en iyi şekilde uygulamak ve ilk yardım konusunda halkı
bilinçlendirip eğitmek, doktorlara ve doktor adaylarına düşen sorumluluklardan
biridir. Katılan öğrenciler eğitim sonrası ilk yardım becerisi kazanmanın yanı sıra
projenin ikinci aşamasında da aktif görev alacaktır.
2.Halka yönelik ilk yardım konferansı ve ilk
yardım eğitimi:
Konferansta ilk yardım tanımlanarak bireyler
ve toplum için önemi anlatılacaktır. Sözlü
küçük ilk yardım bilgileri ve yanlış bilinenler
paylaşılacaktır. Esas olarak katılımcıların ilk
yardımın gerekliliğini kavraması sağlanacaktır.
Katılan çocuklar için ayrı bir salonda animasyon
temelli sunum yapılacaktır. Konferans sonrasında
farkındalığı artan katılımcıların ilk yardım
konusunda temel becerileri kazanması için,
gönüllülere sonraki günlerde uygulamalı ilk yardım
eğitimi verilecektir.
Eğitimler fakültelerimizin Halk Sağlığı ve/veya Acil Tıp Anabilim dalları öğretim
üyelerinin ve asistanlarının desteği ile gerçekleşecektir.
Projeden öncelikli beklentimiz katılımcıların ilk
yardım konusunda bilinçlenmesi ve ilk yardım
eğitimi almaya heveslenmesidir. Eğitim çıktısı
olarak gerektiğinde ilk yardım uygulayabilme
becerisi kazanmış katılımcılar beklenmektedir.
Proje sonrası süreçte, eğitimin tekrarlanarak
daha geniş kitlelere ulaşması ve çocuklar dahil her
kesimden halkın ilk yardım bilinci kazanması için
çalışmalar devam edecektir.
TurkMSIC-Hacettepe Yerel Kurul’unda Şubat
2010 itibariyle hayata geçen projemiz ilk aşamasını
tamamlamaktadır. Gönüllü Hacettepe Ünv. Tıp Fak.
öğrencileri yirmi kişilik gruplar halinde fakülte Halk
Sağlığı Ana bilim dalında eğitim almaya başlamıştır.
Yeni dönemde projenin ikinci aşamasına geçilmesi
planlanmaktadır.
Projemizin yerelimizdeki güzel haberlerini tüm
SCOPH gönüllüleriyle paylaşmak ve projemizi ulusal ve
uluslararası platforma yaymak dileğiyle.
48
Hülya ŞAHİN
Proje Koordinatörü
FİKİR PROJEMİZ
KİŞİSEL MEME MUAYENESİ EĞİTİMİ PROJESİ
Elif KELEŞ
Proje Koordinatörü
Kübra ARIK
Proje Koordinatörü
Dünya Sağlık Örgütü`nün (WHO) 2002 yılı verilerine göre 1.152.000 yeni
meme kanseri olgusu ve 411.000 meme kanserinden ölüm olduğu rapor
edilmiştir. Türkiye`de düzenli bir kayıt programı olmadığından kesin bir rakam
söylemek güçtür. Ancak mevcut verilere göre doğu bölgelerimizde 20/100.000,
batı bölgelerimizde ise 40-50/100.000 oranında bir sıklıktan söz edilebilir.
Memedeki kitlelerin %80’i (bu kitleler iyi huylu ya da kötü huylu olsun) kadınların
kendisi tarafından ya tesadüfen, ya da kendi kendine meme muayenesinde
keşfedilmektedir. Tesadüfen keşfedilen kitlelerin çok büyük kitleler olmasına
rağmen, usulüne uygun olarak yapılan bir kendi kendine meme muayenesinde
daha ufak çaptaki kitleler ve ek olarak meme kanserine işaret edebilecek bazı
bulgular keşfedilmektedir. Erken tanı daha etkili tedavi ve çoğu durumda tam
şifa anlamına gelir. Bayanlar “Kendi Kendine Meme Muayenesi”ni kavrayarak
aylık olarak uyguladıklarında , erken tanındığında tedavi şansı yüksek olan
bu kanser türüyle başa çıkmak için kendilerine düşen görevi yerine getirmiş
olacaklardır. Biz de projemizde, meme kanseriyle mücadelede kadınların kendi
paylarına düşen kısmı gerçekleştirmelerini sağlamak adına onlara gerekli bilgiyi
ulaştırmayı amaçladık.
Öncelikli olarak yapılan eğitici eğitimleriyle meme muayenesi konusunda bilgili
tıp öğrencileri topluluğu oluşturmayı, yetiştirilen eğiticilerle çeşitli bölgelerdeki
birçok kadına ulaşmayı hedefliyoruz. İşleyişimizin bire bir uygulamayla olması,
inspeksiyon ve palpasyon aşamalarıyla muayenenin ayrıntılı ve doğru bir şekilde
görsel öğeler esaslı öğretilmesi; okuma yazma bilmediği için, yazılı, basılı diğer
kaynaklarda anlatılan meme muayenesi bilgilerinden faydalanamayan kadınlara
da ulaşmayı sağlamaktadır. Projemizin amaçlarına ulaşması bize yaşatacağı haklı
gururun yanında kadınlarda görülme sıklığı en yüksek, öldürücülük oranlarında
da ikinci sırada olan toplumumuz açısından da büyük önem teşkil eden meme
kanserinin önlenmesine yönelik ciddi bir adım atılmasını gerçekleştirecektir.
En kısa zamanda bu güzel sonuçlarını sizlerle paylaşmak arzusundayız. Meme
kanserinden ölen kadınların olmadığı günlerde görüşmek üzere…
49
BENİ BAŞTAN YARAT…
Merhaba arkadaşlar, bu yazı
genel hatlarıyla bir fikri projeye nasıl
dönüştürülebileceği konusunda yardımcı
olmak için hazırlanmıştır. Bir proje
oluştururken uyulması gereken altın
kurallar yoktur ve her projenin kendine
has özellikleri ve ihtiyaçları vardır.
Bu yüzden aslında günler-haftalar
süren eğitimler sonunda bile kendinizi
kaybolmuş hissedebilirsiniz ama zamanla
deneyimlerinizle teorik bilgiyi birleştirip
kendi yöntemlerinizi geliştirebilirsiniz…
Bu yazı size bir fikir sunmak, tavsiyede
bulunmak üzere hazırlanmıştır ve
çalışmalarınızda yol gösterici olmasını
dilerim.
Peki, sözlük anlamı olarak “proje”
nedir? Proje; değişik alanlarda önceden
plan ve programa alınmış, maliyeti
hesaplanmış, kurum ve kuruluşların
yönetim organları tarafından onaylanmış,
kısa ve uzun vadeye bağlanarak özel kurum
veya devlet adına gerçekleştirilmesi
kabul edilmiş bilimsel çalışma tasarısı
(bkz. proje; TDK Büyük Sözlük 1 )
olarak açıklanmıştır. Peki daha basit bir
tanımlama yapmak gerekirse, projeyi;
belirli bir zaman aralığında, belirli
bir amaca ulaşmak için planlanmış
bir aktivite veya çalışma olarak
tanımlayabiliriz. Bizler proje dediğimizde
ise tıp fakültesi öğrencileri tarafından
yukarıdaki tanıma uygun olarak organize
edilecek her hangi bir aktivite, toplantı,
kongre, çalıştay, kampanya, sergi, parti,
değişim programı, anket çalışması,
eğitim programından bahsediyoruz.
İlk adım, fikirden projeye…
Her
fikir
bir
proje
olarak
algılanmamalıdır, fikri proje haline
getirmek için birkaç adım atılması
gerekmektedir. Öncelikle problemi,
gereksinimleri
ya
da
fırsatları
tanımlamalı, sonra neye ulaşmak ya
da neyi gerçekleştirmek istenildiği
tanımlanmalı ve son olarak neye ihtiyaç
duyduğunuza göz atmalısınız.
Problemler, gereksinimler
fırsatlar nelerdir?
yada
Bundan sonra atılacak her adımın
ve geçilmesi gereken her aşamanın
50
temelini sağladığı için projenizin arka
planının, geçmiş durumunun, ve problem
açıklamasının iyi tanımlanmış olması çok
önemlidir. Bütün fikirler problemlere,
gereksinimlere ya da fırsatlara dayalıdır.
Bu yüzden fikirler ya da proje hakkında
düşünmeye başlamadan problemlerin,
gereksinimlerin ve fırsatların üzerinde
odaklanılmalı. İlk geçilmesi gereken
aşama beyin fırtınası veya SWOT analizi
gibi yöntemleri kullanarak geçmiş
durum ve problem arka planı üzerinde
tartışmaktır.
Problemin, ihtiyaçların ve fırsatların
gerçekten var olduğunu kanıtlamalısınız.
Özellikle başka insanlar için ya da özel bir
grup için bir şeyler yapmak istiyorsanız
bu çok önemlidir. Hedef grubunuzda yer
alan kişilerle konuşup problem hakkında
ne düşündüklerini sorabilirsiniz. Eğer
yardımcı olmak istediğiniz kişiler veya
gruplar bunun gerçekten bir problem
olmadığını düşünüyorlarsa, ya da
fırsatlara ilgi duymuyorlarsa; fikriniz
faydalı ve işe yarar değildir.
Problemi,
gereksinimleri
ve
fırsatları araştırmalısınız. Kütüphanede,
literatürde, internette neler yazılı
olduğuna bakın. Eğer aynı alanda çalışmış
veya çalışan organizasyonlar varsa
irtibata geçin. Bu alanda ve başlıkta
çalışan profesyonel kişilerle, uzmanlarla,
profesörlerle konuşun. Her aşamada
problemi, gereksinimleri ve fırsatları
ortak çalışmak istediğiniz kişilerle ya
da yardım etmek istediğiniz kişilerle
tartışıp geliştirmelisiniz. Bütün bu
araştırmalardan ve tartışmalardan çıkan
bilgiler doğrultusunda uzmanlaşarak çok
daha iyi projeler yaratabilirsiniz.
Bazı büyük projelere başlamadan
önce gerçek ve son durumu ortaya koymak
için anket uygulanabilir. Bu anket çalışması
başlı başına bir projedir ve kendine özgü
yoğun bir hazırlık çalışmaları vardır. Böyle
bir anketin oluşturulmasında konuyla
ilgili uzmanlardan, sosyologlardan ve
istatistikçilerden yardım alınmalıdır.
Anket uygulamaya koyulmadan önce
küçük bir grupta denenmeli ve revize
edilmelidir. Anketin çıktıları ile projenizi
şekillendirebilirsiniz
ve
projenizi
Halit AYTAR
SCORA - Avrupa Bölgesi
Eş Asistanı
bitirdiğinizde geldiğiniz noktayı görmek
ve karşılaştırmak için kullanabilirsiniz.
Neyi başarmak istiyorum?
Bir projeye başlamadan amaç ve
hedefleri belirlemek yapılması gereken
olmazsa olmazlar arasındadır.
Amaç, elde edilmek istenen
sonucun basit anlatımıdır. Projelenize
çok fazla amaç koymayın ve amacınızdan
bahsederken
hedef
grubunuzdan
bahsetmeyi unutmayın. Projenin amacı
iyi tanımlanmadığında amaca yönelik
hedefler ve faaliyetleri tanımlamada
sorunlarla karşılaşılabilir. Amaç için
şöyle
düşünebilirsiniz;
yaptığınız
proje ile amacınıza ulaşmada ilerleme
kaydebilirsimniz
ama
tek
başına
yaptığınız proje bu amaca ulaşmaya
yeterli değildir. Örnek vermek gerekirse
amacınız: “gençlerin kendi sosyal
uyumları ve gelişimleri konusunda öncelik
alacakları örnek bir gençlik uygulaması
oluşturarak gençlik politikalarına etki
etmek” olabilir.
Hedefler,
tanımlanan
amaca
hizmet etmelidir. Hedefler her amaç için
ayrı olarak bağlantı kurmalı ve birden
fazla olabilir. Hedefler, SMART olmalı
yani Spesifik, Ölçülebilir, Ulaşılabilir,
Gerçekçi, Kesin zamanlı olmalı. Örnek
vermek gerekirse hedef: “kırsal alandan
İstanbul’a göç eden ve çocukluk
döneminde yaşadıkları yoksunluklara
bağlı olarak sosyal uyum sorunu yaşayan
liseli gençlerin %40’ına 1 yıl içinde
ulaşmak” olabilir.
Amacınızı ve hedefinizi tanımlarken
hedef grubun katılımının sağlanması
gereklidir. Bu yüzden amacınızı ve
hedefinizi
tanımlarken
projenizle
yardımcı olmak istediğiniz kişileri de işin
içine sokmak gerekir. Büyük projelerde
amaç ve hedefin belirlenmesi aşamasında
Logical Framework Approach-Mantıksal
taslak yaklaşımını uygulamak herkesi işin
içine katmak için yardımcı olabilir.
Projenizi işler yapmak için neye
ihtiyacınız var?
Başlamadan
önce,
projeniz
için nelere ihtiyacınızın olduğunu
değerlendirmeniz gerekir. Hangi genel
kaynaklara, hangi insan kaynaklarına ve
ne kadar paraya ihtiyacınız var? Genel
kaynaklar; bilgi, materyal, yerel uzman,
sivil toplum kuruluşları veya hükümet ile
ortaklıklar,… gibi şeyler olabilir. Bütün
bunları listeleyip, projeniz için gerekli
temek kaynakları belirlemelisiniz.
İnsan
kaynakları,
birlikte
çalışacağınız insanların oluşturduğu
takımdır. “Kaç kişiye ihtiyacınız var,
hangi özelliklere sahip olmaları gerekiyor,
ne kadar zaman ayırmaları gerekiyor”
gibi soruları düşünmeniz gerekir. Takım
oluşturulması ve takım elamlarının rolleri
ile ilgili daha detaylı bilgiye şu anda ana
konumuz olmadığı için değinmiyorum.
Ne kadar fona ihtiyacınız olabilir?
Genel kaynaklar, ulaşım, toplantı,
yönetimsel harcamalar için ne kadar
gerektiğini değerlendirmek gerekir.
Potansiye
sponsorlar,
olası
hibe
programlarını
araştırmak
gerekir
Minimum giderlerin ne kadar tuttuğunu
belirlemek gerekir.
Projeye başlamalı mıyım?
Belki de en zor kısmı bu kadar
zaman ve emek harcadıktan sonra
projenin uygulanabilir olup olmadığına
karar vermektir. “Projeye başlamak
gerçekçi mi? Problem, amaç, hedefler
ne kadar önemli? Yeterli fonu, insan
kaynağını bulabilecek misin?,…” Bütün bu
sorulara yanıt vermek hem zordur hem
de yatırımlarınızın boşa gitmemesi için
çok önemlidir. Daha da önemlisi hedef
grubunuzdaki kişilere zarar vermemek
için önemlidir. Bu aşamada herkesin geniş
katılımı ile projeye devam edip etmemek
için SWOT Analizi uygulamak en iyi yol
olabilir. Eğer çok fazla zayıflık ve tehdit
söz konusu ise projeye başlanmamalıdır.
Bu aşamaları kaydettikten sonra
diğer atmanız gereken birçok adım
vardır. Fikrinizden projeye başlayıp
başlamamaya karar verme aşamasına
kadar düşünülmesi gerekenleri aktarmaya
çalıştırm. Sizde eğer projenize başlamaya
karar verirseniz, bir proje nasıl oluşturulur
ile ilgili bilgiye farklı birçok kaynaktan
ulaşıp, bu bilgiler ışığında mükemmel bir
proje oluşturabilirsiniz…
Sevgiler
51
SAĞLIK HABERLERİ
ÇOCUKLARDA DİYABET TEHLİKESİ
Yetişkin hastalığı olarak kabul edilen diyabet, artık bebeklikten
çocukluğa geçiş döneminin hastalığı da olabiliyor.
Uzmanların 100 binde 2.6 olarak belirlediği çocukluk çağı diyabetli
hasta sayısı, Türkiye’de yaklaşık 50 bine karşılık geliyor. Türkiye’de bu
hastalığın görülme sıklığı 2-3 yaşına kadar indi.
Uzmanlara göre bu artışın başlıca nedeni obeziteye zemin hazırlayan
yaşam tarzı. Prof. Dr. CİNAZ, “Anne sütü almak veya almamak, yapay
beslenmek, tek tip beslenmek, fast food, birçok doğal olmayan besinler,
aşırı yağlı şekerli besinler ve tabi genetik faktörlerde önemli risk
faktörleri.” dedi.
Ailede diyabet var ve çocuk obezse, basit bir kan şekeri testiyle
diyabet riskine bakılabilmektedir.
Hava kirliliği, stres gibi birçok çevresel faktör de diyabetin erken yaşlarda görülme nedenleri arasında yer
alıyor. Bunlarla başetmenin yolu ise yine sağlıklı yaşam tarzından geçiyor.
Uzmanlar, “Kendiniz ve çocuğunuz için de egzersiz ve spor yapın” diyor. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/
haber/cocuklarda-diyabet-tehlikesi-6911.htm
HÜCRELERİ YENİLEYEN MÜTHİŞ MEYVE
Amerikan Diyetetik Derneği’nin Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi Diyetisyen Selahattin Dönmez, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, “İncir, lif deposudur ve gut
hastalığını iyileştirici bir enzim olan fisin içerir. Ayrıca çok
hafif bağırsak çalıştırıcı özelliği olduğu da bilinmektedir.
İncirin anti-kanserojenik etkisi üzerinde de çalışmalar
bulunmaktadır’’ dedi.
Dönmez, Japonya’da yapılan bir araştırmanın deri
altında tümör geliştirilmiş farelere enjekte edilen incir
özünün, tümörleri 11 günde yüzde 39 oranında küçülttüğünün
tespit edildiğini ifade ederek, ‘’Ayrıca kemik sağlığı, kan
pıhtılaşması ve sağlıklı sinir sistemi için gerekli kalsiyumun
en yoğun bitkisel kaynağı olduğu bilinmektedir. Anında
enerji sağladığı ve krampları engellediği için sporcular için
oldukça faydalı bir besindir. Özellikle kuru incir, demir ve
potasyum açısından besin değeri yüksek bir meyvedir’’ diye
konuştu.
‘’İNCİRİN SAKİNLEŞTİRİCİ ÖZELLİĞİ BULUNUYOR’’İncirin, içerdiği bazı asidler dolayısıyla doğal bir sakinleştirici özelliği taşıdığını da vurgulayan Dönmez,
şunları kaydetti:
‘’Besin değeri yüksek bir ürün olan kuru incir, kolay sindirilebilen fruktoz ve glikoz içerir. Protein miktarı birçok
kuru meyvenin iki katından daha fazladır. Diğer meyvelerle karşılaştırıldığı zaman kalsiyum, bakır, magnezyum,
potasyum ve kükürt bakımından birinci, enerji, pantotenik asit, riboflavin, tiamin ve piridoksin bakımından ikinci
sırayı aldığı görülmektedir. İncir, içeriğindeki pektin nedeniyle, bağırsaklarda toksik maddelerin atılması, kandaki
kolesterol düzeyinin düşürülmesi gibi yararlar sağlamaktadır.’’ (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/hucreleriyenileyen-muthis-meyve-6788.htm
52
SAĞLIK HABERLERİ
DOKTOR AYAĞINIZA GELİYOR
Gelişmiş ülkelerdeki gibi, “yaşlı veya yatağa bağımlı hastaların tıbbi bakım
ve rehabilitasyonlarının sağlık kuruluşları yerine kişinin kendi evi ve aile ortamında
yapılacağı” belirtilen bakanlık yönergesinde; bu kişilere ve aile bireylerine sosyal ve
psikolojik destek hizmetlerinin bir bütün olarak verileceği ifade edildi. Bu amaçla,
bakanlığa bağlı sağlık kurumlarının bünyesinde “evde sağlık hizmetleri birimleri”
kurulacak. Evde sağlık hizmeti almak isteyenler, bu amaçla kurulacak çağrı merkezini
arayacak. Yapılan başvurular kayda alınacak ve hizmet tahsis edilecek. Yataklı sağlık
kurumu bulunmayan veya bünyesinde “evde sağlık birimi” kurulmamış hastanelerin
bulunduğu yerlerde bu hizmet, sağlık müdürlükleri tarafından oluşturulacak gezici
birimlerle verilecek. (Kaynak: http://www.saglikaktuel.com/haber/doktor-ayaginiza-geliyor-6778.
htm
KANSER HÜCRESİNİ YOK EDEN ENZİM BULUNDU
İngiltere Kanser Araştırma Merkezi ve Uluslararası Kanser Araştırma
Derneği’nde görevli bilim adamları, proteaz HtrA2’nin birçok lösemide, göğüs
ve akciğer kanserlerinde yüksek seviyede bulunan onkojen WT1 hücrelerini
temizleyebildiğini buldular.
Molecular Cell dergisinde yayınlanan en son araştırmada,kanserde iyi
bilinen faktörlerden biri olduğu belirtilen WT1’i yok eden enzimin keşfedildiği
açıklandı. Manchester’s Üniversitesi Yaşam Bilimleri Fakültesi’nden Dr
Jorg Hartkamp yaptığı açıklamada WT1’in eksik yerlerini WT1 hücrelerini
temizleyebilen yapılarla doldurduklarını belirtti. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.
com/haber/kanser-hucresini-yok-eden-enzim-bulundu-6776.htm
HATAY SAĞLIK ÜSSÜ OLDU
“Tedaviye gelenlerin çoğunluğunu, kendi
ülkesinde çözüm bulamamış Suriyeliler oluşturuyor.
Suriye’nin dışında Lübnan, İran ve Irak’tan da hasta
kabul ediyoruz. Yabancı konuklarımızın en çok, gözleri
sıfırlama (Excimer Lazer), katarakt, şaşılık, göz
yaşarması, görme zorluğu gibi şikayetleri oluyor”.
GEÇİŞ DÖNEMİ
Türkiye ile Suriye arasında vizenin kaldırılmasının
ardından Hatay’da sağlık turizminde de önemli
gelişmeler katedildi.
Özel hastanelerin ve Mustafa Kemal Üniversitesi
(MKÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi
ile diğer sağlık kliniklerin hasta kabul sayısında artış
yaşandığını ifade eden Kerkez, “Suriye’den gelen
hastalar, kentimizdeki hastaneleri daha donanımlı,
teknolojik olarak daha iyi buldukları için tercih ediyor”
dedi.
Özel Hatay Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı
Uzman Dr. Tural TERZİ ise sağlık turizminde önemli bir
geçiş dönemi yaşadıklarını belirterek, “Gelecekte bu
alanda çok daha iyi konumda olacağız” dedi.
Özel Antakya Defne Hastanesi Genel Müdürü Fazıl
ALTINAY da Suriye’den gelen hasta sayısında belirgin bir
artış olduğunu kaydetti ve bunları ekledi “Suriye’den
maddi durumu iyi olan hastaların Hatay’ı seçmesi,
buradaki hastanelerin altyapısı ve uzman hekimlerin
olmasından
kaynaklanıyor.
Sağlık
sektörümüz
Suriye’den çok daha iyi durumda.” (Kaynak http://www.
saglikaktuel.com/haber/hatay-saglik-ussu-oldu-6802.htm
53
SAĞLIK HABERLERİ
İLAÇLARIN %40’I GEREKSİZ
Prof. Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA, Cerrahpaşa’da binlerce
doktora hocalık yaptı. Bu süre zarfında ilaç şirketlerinin binbirtürlü
manipülasyonuna şahit oldu. KÜÇÜKUSTA ile ilaç sektöründe dönen
dolapları konuştuk:
KORKUTARAK KAZANIYORLAR
Korkutma, ilaç pazarlama taktiklerinden biri. Çünkü doğrudan
doğruya ilaç reklamı yapılması, birkaç ülke dışında dünyada yasak.
İlaç firmaları da, satışları artırmak için gizli reklam veya başka
türlü yollara sapıyor. Domuz gribi bunun son örneği. ‘Aşı olmayanlar
ölecek’ gibi bir korkutma kampanyası yürütüldü. Oysa bu gripten çok
insan hastalansa bile çok azının öleceği ilk bir-iki ayda biliniyordu.
Bir de zaman zaman bir hastalık moda edilerek insanlar
korkutuluyor. Reflü, kolesterol ve kemik erimesi gibi. Bunlar öyle
bir anlatılıyor ki, sanki her reflüsü olan kansere yakalanacakmış
gibi gündem oluşturuluyor. Amaç, insanların ilaçları daha uzun süre
kullanmasını sağlamak.
Bu modaların oluşturulmasında elemanlar var: Bunlardan
birisi doktorlar, diğeri de medya. Astım, hipertansiyon gibi birçok
hastalıkla ilgili dernekler var. Bunların hepsi, ilaç firmalarının bir
çeşit pazarlama kuruluşu.
DERNEKLERLE PAZARLAMA
Mali destek tamamen ilaç firmalarından gelir. Onların geliri, ilaç firmalarının reklamlarından ve kongrelerden
kalan paralardan sağlanır. Zaman zaman şeker taraması ve tansiyon taraması gibi bedava kampanyalar düzenlerler.
Burada da maksat ilaç tüketimini artırmaktır. Çünkü bu taramalarda, ‘Bak senin tansiyonun var. İlaç kullanmalısın’
mesajı verilir.
PLAJDA KONGRE OLUR MU?
Dikkat ederseniz kongrelerin yüzde 90’ı Kuşadası, Marmaris ve Belek gibi sahil yerleşimlerinde yapılıyor.
Kongreler 30-40 sene öncesinden kalma uygulama. Ulaşım ve iletişimin olmadığı bir dönemin yöntemi. Şimdi
internet var.
Son senelerde adeta bir ‘vitamin çılgınlığı’ yaşanıyor. İnsanlar elmayı, portakalı, mandalinayı bıraktı vitamin
hapı içiyor; çocuklarına balık yedirmiyor omega 3 yutturuyor. Öyle ki, artık nerdeyse herkesin kendine özel bir
vitamini, doğal besin desteği olmaya başladı.
GÖRÜLMEDİK YÖNTEMLER!
Dünya Sağlık Örgütü’nün de yönlendirmesiyle Tamiflu (Türkiye’de de rüşvet skandalına karışan Roche
üretiyor), domuz gribi tedavisinde en önemli iki ilaçtan biri olarak lanse edildi. Ancak bağımsız bir bilim kurulu
olan Cochrane tarafından yapılan araştırmaya göre Tamiflu’nun etkinliğinin kesin olmadığı anlaşıldı. Buna rağmen
tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Tamiflu kapsülünün kullanım süresinin 2 yıl uzatıldığı açıkladı. Bugüne kadar
miadı dolmuş ilaçların kullanım sürelerinin uzatılması duyulmuş görülmüş bir şey değildi. Bu, bazıları tarafından
‘elde kalmış ilaçların bir an önce bitirilmesi’ amacıyla alınmış ekonomik-politik bir karar olarak değerlendirildi.
Genel bir polikinliğe gelen insanın yüzde 30-40’ına hiç ilaç bile yazmaya gerek yoktur. Türkiye’deki ilaç
harcaması 5 milyar TL’den 19 milyar TL’ye çıktı. Buna 15 milyar civarında tutmak hedef, fakat bu gidişle 10 yıl
içinde 30 milyar TL’ye çıkacağı öngörülüyor. Ancak bu dünyanın meselesi. Bütün dünyayı ilaç firmaları yönetiyor.
Bu artık ekonomik ve politik bir olay oldu. Tek başına bizim hükümetimizin çözmesi de mümkün değil. (Kaynak :
http://www.saglikaktuel.com/haber/ilaclarin-yuzde-40i-gereksiz-6897.htm)
54
SAĞLIK HABERLERİ
SAĞLIKTA DEV ADIM
Sağlık Bakanlığı, kamu hastanelerinde acil servisteki yoğunluğun azaltılması
amacıyla ‘mesai dışı poliklinik’ uygulaması başlatıyor. Bu uygulama hakkında bir
genelge yayımlayan Bakanlık, 81 il valiliğini konuyla ilgili bilgilendirdi. Bakanlık,
artık acil servislere ek olarak hizmet verecek poliklinik açmayı planlıyor.
Genelgede, “Bakanlığımıza bağlı acil servislere, genel ve resmi tatil
günlerinde; acil müdahale gerektirmeyen hasta başvurusunun oldukça yüksek
olduğu bilinmektedir. Başvuran hastalar, tıbbi durumları aciliyet gerektirmediği
halde acil servislere girişleri yapılarak muayeneleri sağlanmakta ancak,
bu hastalar ertesi gün tekrar muayene, tetkik, tahlilleri yapılmak üzere
sevk edildikleri branş polikliniklerine müracaat etmektedirler. Bu durum
nedeniyle gereksiz yere acil servis yoğunluğu yaşanmakta ve tıbbi durumları
aciliyet gerektiren hastalara zamanında müdahale yapılmasında ve acil sağlık
hizmetlerinin beklentileri karşılayabilecek nitelikte sunumunda bir takım aksaklıklar görülebilmektedir. Bu
nedenle ihtiyaç duyulan il ve ilçelerde mesai dışı poliklinik uygulamasına geçilmesi planlanmaktadır. Mesai
saatleri dışında, tabip ve gerektiğinde uzman tabip düzeyinde poliklinik hizmeti vermek üzere hastanelerdeki,
mevcut poliklinik odaları veya acil servis hizmetlerini aksatmayacak konumda, ilgili kurum baştabipliğince
belirlenecek uygun mekanlar, mesai dışı poliklinik hizmetleri için görevlendirilen tabiplerin kullanımına
tahsis edilecek.” denildi.
Uygulama için, hastanede çalışan pratisyen tabip sayısı yeterliyse bu tabiplerden görevlendirme
yapılacak. Kurumun mevcut tabip sayısı yetersizse, hastanenin bulunduğu belediye mücavir alanı içerisindeki
birinci basamak sağlık kuruluşlarından, asli görevlerini aksatmamak kaydıyla, gerekli görevlendirmeler
yapılacak.
Uygulamanın, hafta içerisinde mesai saati bitiminden saat 24:00’e kadar, hafta sonu ve resmi tatil
günlerinde ise 08:00- 24:00 saatleri arasında olacağı bildirildi.
Genelgede, bu uygulama için tabiplere ve diğer sağlık personeline Sağlık Bakanlığı ek ödeme mevzuatı
hükümlerine uygun olarak, görevlendirildikleri hastane döner sermayesinden ek ödeme yapılabileceği
belirtti. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/saglikta-dev-bir-adim-daha-geliyor-3769.htm
TAM GÜNÜN GÖTÜRDÜKLERİ
TTB Merkez Konseyi, “Mesai Dışı Poliklinik Uygulaması” genelgesinin
hasta ve hekim güvenliğini tehdit ettiğini dikkat çekerek, performansa
dayalı çalışma sisteminin toplumun sağlığını bozacağını kaydetti. Genelgenin
sorunlara çözümden uzak olduğunu belirten Merkez Konssey Başkanı Eriş
BİLAOĞLU, bu uygulamanın esasta katkı ve katılım payının ortaya çıkardığı
hastanın mesai saati dışında, ücret ödememek için acil servislere akın
etmesinin sonucu olduğunu söyledi.
SAĞLIK HAKKI PARALI HALE GELECEK
Dr. Zeki GÜL ise tam gün çalışmayı savunduklarını fakat adı tam gün
olan yasanın sağlıkçıların özlük haklarını tamamen elinden almaya yönelik
olduğunu ifade etti ve “biz özlük haklarımızın elimizden alınmasına ve sağlık
hakkının tamamen paralı hale getirilmesine karşı çıkıyoruz. Başbakanın
söylediği gibi hiçbir doktor 17 bin TL maaş almayacak, bunun yarısını bile almak için 24 saat çalışmamız
gerekiyor” dedi. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/tam-gunun-goturdukleri-6882.htm)
55
SAĞLIK HABERLERİ
TÜRKİYE’NİN KORKUTAN KANSER HARİTASI
İstatistikler, Türkiye’nin kanser rakamlarının ürkütücü boyutta
olduğunu gösteriyor. Sağlık Bakanlığının 2000-2006 yılllarını kapsayan
son çalışmasına göre, Türkiye’de 396 bin kanser vakası bulunuyor. Her
yıl 140 bin kişi kanserden ölüyor, bu rakamın önümüzdeki 20 yılda 500
bine çıkacağı tahmin ediliyor. Her yıl ortalama 150 bin yeni kanser
tanısı konuyor, yine 20 yıl içinde hasta sayısının 1,5 milyona ulaşacağı
öngörülüyor
TÜRKİYE’DE EN ÇOK GÖRÜLEN KANSER
Kadınlarda meme, erkeklerde ise akciğer kanseri birinci sırada yer alıyor.
KANSER MERKEZİ VE ONKOLOG SAYISI YETERLİ Mİ?
28 üniversitede onkoloji merkezi bulunuyor. Profesör seviyesindeki onkolog sayısı 113, doçent ise 78. Prof.
Tuncer, 2015 yılına kadar kapsamlı kanser merkezlerinin hedeflendiğini söylüyor.
SAĞLIK BAKANLIĞI ACİL ÖNLEM ALMALI!
İstanbul Bilim Üniversitesi Onkoloji Bölümünden Prof. Dr. Coşkun TECİMER’in görüşleri de Sağlık Bakanlığı
Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat TUNER’in, ‘insan kaynakları’ vurgusunu destekler nitelikte.”Türkiye’deki
onkolog sayısı ortalama 250 civarında. Bu, gelişmiş ülkeleri dikkate aldığımızda çok düşük bir rakam. Türk
Hematoloji Derneği bunun için burs vermeyi bile gündeme aldığı halde hematoloji yan dalı hekimler tarafından
pek tercih edilmiyor. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda acil önlem alması gerekir.”
Prof. Dr. Murat TUNCER, kanser ilaçlarına erişimde sıkıntı yaşanmadığını belirtiyor. Tuncer’e göre sorunların
kaynağı, bürokratik işleyiş. “Tüm kanser ilaçları Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanıyor. Bu açıdan
dünyanın en sosyal devleti olduğumuzu söyleyebiliriz. Sorunumuz, ruhsatlandırma prosedürünün biraz yavaş
işliyor olması. Önümüzdeki yıl Ulusal Kanser Enstitüsü Kanunu ile birlikte Kanserle Savaş Daire Başkanlığı, enstitü
haline dönüşecek, tüm engeller aşılacak. Böylece kanser konusunda çok daha hızlı yol alabileceğiz.” (Kaynak :
http://www.saglikaktuel.com/haber/turkiyenin-korkutan-kanser-haritasi-6772.htm)
DOĞUM SONRASI KONTROL
Doğumdan sonraki altı haftada yaptırdığınız kontroller içinizin rahatlamasını
sağlar. İşte doğum sonrası sıklıkla doktora sorulan durumlardan bazıları.
DOĞUM KONTROLÜ
Emzirme dönemindeyken doğum kontrol ilacını doktorunuza danışarak
kullanmalısınız.
YENİDEN REGL OLMAK
Emziren anneler genellikle doğumdan altı ay sonra regl olmaya başlar. Ama
bu daha geç de olabilir. Doğumdan bir yıl sonra bile regl olan anneler de var.
Emzirmeyen annelerse genellikle doğumdan altı ya da sekiz hafta sonra regl olabilir.
GÖĞÜSLERİNİZİN NORMALE DÖNMESİ
Göğüs uçlarınızda çatlama oluyorsa doktorunuz krem kullanmanızı önerebilir. Emzirmeyi bıraktıktan kısa bir
süre sütünüz kesilir.
DOĞUM KİLOLARINDAN KURTULMAK
Birçok anne üç ayla altı ay arasında doğum kilolarından kurtulur. Emziriyorsanız doktorunuzdan size uygun
bir diyet programı hazırlamasını isteyin. Çünkü emzirme döneminde bilinçsizce diyet yapmanız tehlikeli olur.
(Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/dogum-sonrasi-kontrol-6886.htm)
56
SAĞLIK HABERLERİ
HANGİ YAŞTA HANGİ TEST YAPILMALI
Modern tıp sayesinde artık kanser hastalığı bile erken teşhis edildiğinde
tedavide büyük ilerlemeler elde edilebiliyor.
Bu nedenle uzmanlar erken tanıda hayati önem taşıyan testler olduğunu
ve bu testleri yapmakta geç kalınmadığında birçok hastalığın önlenebileceğine
dikkat çekiyor. Check-up testleri yaş gruplarına göre 3’e ayrılabilir.
40 YAŞ ALTINDA YAPILMASI GEREKEN TESTLER
- 40 yaş altında başka hiçbir ek riski olmayan kadın ve erkek hastalar için
üç yılda bir bakılacak kolesterol, hemogram ve kan şekeri kontrolü yeterlidir.
Tabii bu durum, test sonuçları normal değerlerde çıktığı koşulda geçerli olur.
- Kadınlar için ayrıca rahim ağzı kanseri erken tetkiki için yapılan PAP
Smear büyük önem taşıyor.
40-50 YAŞ ARASI MAMMOGRAFİ
- 40 yaşından sonra hem kadın hem erkek için yıllık gaitada gizli kan tetkiki
önemlidir.
- Ayrıca erkeğe özel yıllık PSA kontrolü, kadına özel yıllık mammografi kontrolü eklenir.
50 YAŞINDAN SONRA KOLONOSKOPİ ŞART
Dr. Şirin PARKAN
- 50 yaşından sonra tetkiklere, yine hem kadın hem erkek için kolonoskopi eklenir. Kolonoskopi en sık görülen
kanser türlerinden biri olan bağırsak kanserinin erken tanısı için yapılan bir tetkiktir. Polip yoksa oluşması, kansere
dönüşmesi zaman gerektireceği için kolonoskopi her sene değil, 10 yılda bir önerilir.
- Buna ek olarak yılda bir gaitada gizli kan ve rektal muayeneyi de unutmamak gerekir. Rektal muayene
normal fizik muayene içerisinde 40 yaşından itibaren şikayet olmasa da yapılması gereken bir muayenedir.
- Kalp sağlığı için kolesterol değerlerine, hastanın kilosuna, diyabeti ve hipertansiyonu olup olmadığına ve
aile öyküsüne bakarak gerekli tetkiklerin belirlenmesi gerekir.
- Diyabet için açlık kan şekerinin bakılması yeterlidir. Ancak eğer kişinin ailesinde diyabet olması, birden
kilo almaya başlaması, karbonhidratlı besinlere düşkünlük gelişmesi, özellikle karbonhidratlı besinlerden sonra
uykuya eğilimi, halsizlik, görme bulanıklığı, sık idrara çıkma gibi belirtiler ortaya çıkarsa şeker yükleme testi de
yapmak gerekir.
65 YAŞ ÜSTÜNDE ZATÜRRE’YE DİKKAT!
- Menopozdan sonra kadınlarda kemik yoğunluğu ölçümü yapmak önem kazanır. Çünkü ileri yaşlarda kemik
erimesine bağlı kırıklar önemli bir ölüm nedeni olabilir.
- Yine ileri yaşlarda (65 üstü) zatürre (pnömoni) aşısı büyük önem kazanıyor. Çünkü zatürre, yine genç
yaşlarda rahatça atlatılabilecek bir hastalıkken, 65 yaş üstünde önemli bir ölüm nedeni olabilir. Zatürre aşısı beş
yılda bir yapılır.
Ayrıca Hepatit B aşısının mümkün olduğunca her yaşta uygulanması gerekir. Hepatit B aşısı eskiden sadece
riskli gruplara önerilirdi. 90’lı yıllardan bu yana ise herkese öneriliyor, bebeklere doğar doğmaz yapılıyor.
(Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/hangi-yasta-hangi-test-yapilmali-6915.htm)
KADAVRA İSYANI
Doktor adaylarının eğitimindeki en önemli unsuru oluşturan kadavra üniversitelerin de sorunu oldu.
En yeni kadavrası 4 yıllık olan tıp fakülteleri, sahipsiz cesetlerin kadavra sayılması için Diyanet’e fetva, Adalet
Bakanlığı’na yazı yazdırdı ancak yine de bulamadı. Ellerindeki kadavralara gözü gibi bakan tıp fakülteleri, kadavra
ithal etmek istedi ancak buna da Sağlık Bakanlığı izin vermedi. Öte yandan birçok ülkede tıp fakültelerinde 3-4
öğrenciye bir kadavra düşerken, bu sayı ülkemizde 100’ü buluyor. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/kadavraisyani-6904.htm)
57
Bu sayfayı ortadan koparabilirsiniz.
58
59
SAĞLIK HABERLERİ
15. TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ KURULTAYI İZMİR’DE YAPILDI.
Kurultay’a 55 uzmanlık derneğini temsilen, değişik üniversite ve Sağlık
Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapan ve özel sektörde
çalışan, 313 akademisyen, uzman ve asistan hekim katıldı.
Kurultayın ikinci günü Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirildi. Kurultayın üçüncü ve son günü, gerçekleştirilen toplam dört
panelde malpraktis, insan gücü planlaması, sürekli tıp eğitimi konuları işlendi.
Son panelde TTB Asistan Hekimler Konseyi (AHEK) üyelerine söz verildi.
(Kaynak: http://www.ttb.org.tr/index.php/haberler/65-t-uzmanlmi-kurultay/1772-tuek)
İNSANLIĞI TEHDİT EDEN MANTAR
Buğday üretimi yeni bir hastalık nedeniyle
tehlikede!
“Kara pas” mantarı mutasyona uğrayarak,
milyarca insanı aç bırakabilecek bir tehdit haline
geldi. Türkiye de mantarın tehdit ettiği bölgelerden
biri.
İlk kez Uganda’da William Wagoire tarafından
tespit edilen ve “Ug99” olarak adlandırılan mantar,
en az 6 ülkeye yayılmış olması nedeniyle dünyadaki
buğday uzmanlarını alarma geçirdi.
Dirençli buğdayları da etkiliyor
“Son 50 yıldır, Afrika’nın doğusunda ve
muhtemelen dünyanın hiç bir yerinde, bu tür bir
mantar ortaya çıkmamıştı. Ug99, tüm dirençli genlerin üstesinden geldi. Bu, yepyeni bir tür olduğu,
anlamına geliyor. Buğday üretimi yapan herkesi endişelendiriyor.”
Wagoire, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve BM Gıda ve Tarım Örgütü işbirliğinde bir araya getirilen
uluslararası uzmanlar grubunda yer alıyor. Grup, radyasyon aracılığıyla tohumlarda mutasyona sebep
olarak, Ug99’a dayanıklı buğday türleri geliştirmeye çalışıyor. Bu teknik 80 yıldır kullanılıyor ve şimdiye
kadar daha faydalı olan 3 binden fazla ürün türü geliştirildi.
Tohum vermiyor
İlaçlar doğaya zarar veriyor
Ug99 hastalığı, rüzgârlarla ülkeden ülkeye yayılabiliyor. Çiftçiler, mantar öldürücü ilaçlar kullanarak
hastalıkla mücadele etmeye çalışıyor. Ancak bunun çevresel ve ekonomik açıdan olumsuz etkileri var.
Hastalık Kenya’da üretime büyük zarar verdi. Profesör Miriam KINYUA, şunları kaydediyor:
“Çiftiler oturup buğdaylarının hastalık kapmasını beklemeyeceklerdir. Mantar öldürücü ilaçlar
püskürteceklerdir. Aksi takdirde, mahsulün yüzde 80’i kaybedilebilir.” ( Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/
haber/insanligi-tehdit-eden-mantar-6789.htm
60
SAĞLIK HABERLERİ
İTHAL İLAÇLARDA YENİ DÖNEM
Sağlık Bakanlığı 1 Mart’tan itibaren ithal
ruhsatlandırılmasında yeni bir uygulama başlatacak.
ilaçların
Daha önce üreticiler, ruhsatlandırmada, bakanlığa FDA (US
Food and Drug Administration) (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) ya
da EMEA (European Medicines Agency) (Avrupa İlaç Ajansı) gibi
ilaç otoritelerinin verdiği “İyi İmalat Uygulamaları Belgesi”ni
sunabiliyorken, artık Sağlık Bakanlığının bizzat denetlediği ya da
karşılıklı tanıma anlaşması olan ülkelerin resmi otoritelerince verilen
belgeler kabul edilecek.
“YENİ İLAÇLARIN SUNUMUNDA SORUN YAŞANABİLİR”
Türkiye’de ruhsatlandırma aşamasının çok uzun sürmesi
nedeniyle yeni ilaçlara ulaşmada yıllardır sorun yaşanırken yeni
uygulamanın bu sorunu daha da büyüteceğini savunan Merck Sharp
Dohme İlaçları Dış İlişkiler Direktörü Dr. Murat AŞIK, “Ruhsatlandırma
ve geri ödemeye alınmada yaşanan gecikme yüzünden hastalar yeni
ürünlere gelişmiş ülkelerden en az 2-3 yıl daha geç ulaşıyordu. Yeni uygulama bu süreci daha da uzatacak”
görüşlerini ileri sürdü. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/ithal-ilaclarda-yeni-donem-6843.htm
YENİ SUT’TA İNDİRİM VAR
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), sağlık sektöründen
hizmet alımlarının fiyat ve koşullarını tespit ettiği Sağlık
Uygulama Tebliği’ni yenileme çalışmalarını sürdürüyor.
Sektörün geneli kendisine yapılan ödemelerde artış
beklerken, tebliğde fiyat artışından çok indirim var. Buna
göre ultrason, tomografi, MR gibi görüntüleme ve radyoloji
hizmetleri için SGK’nın ödediği bedeller düşürülecek. SGK,
sadece organ nakli, el cerrahisi gibi teferruatlı sağlık işleri
olarak görülen hizmetlerde fiyat artışı yapacak.
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT), sağlıkta tüm kuralları
belirleyen ana doküman olarak öne çıkıyor. SGK, hastanelere
hastaların başvurularda atması gereken adımlardan hastanelere yapılacak ödemelere, kurum tarafından
ödemesi yapılan ilaçlara kadar sağlıkla ilgili tüm süreçleri düzenleyen tebliği belirli aralıklarla yeniliyor.
Edinilen bilgiye göre, hazırlanan yeni sağlık uygulama tebliğinin büyük bir bölümü özel sektörü memnun
etmeyecek. Tebliğde, muayeneler için hastane ve tıp merkezlerine yapılan ödemelerde artış yapılmazken;
görüntüleme ve radyoloji hizmetleri karşılığında özel sağlık kurumlarına yapılan ödemelerde ise indirime
gidildi. Bilgi veren yetkililer de tebliğin “sıfır maliyet” prensibiyle hazırlandığını, bu nedenle bazı
kalemlerde artış yapılırken, bazı kalemlerde indirime gidildiği bilgisini verdi. Artış ve indirim tutarları,
tebliğ sonrasında, SGK’nın maliyetlerinin hiç artmamasını sağlayacak. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/
haber/yeni-sutda-indirim-var-6796.htm
61
SAĞLIK HABERLERİ
TIP DÜNYASINI ŞOK EDEN OLAY
Britanyalı ve Belçikalı bilim adamlarının araştırmasında bitkisel
yaşamda bir hasta;düşünce gücüyle doktorlarla konuştu.. Tıp dünyasında
akıllara fiş çekmeninsonu geliyor düşüncesini akla getirdi.Bilim adamaları
FMRI yöntemini kullanarak 2003 te kaza geçirip; beyin travması oluşan
hastanın beyin faliyetlerini değiştirerek sorulara evet ve hayır cevabını
düşünebildiğini saptadı. Hastanın soruların hepsine doğru cevaplayarak
fMRI cihazıyla beyni taranan hastanın beyin failiyetlerini değiştirerek
cevap verdiği gözlendi.bu yolla 23 hastaya daha aynı yöntem denendi
ve sonucunda 4 hastada bilinçlilik işaretleri gözlendi.Bu cihaz daha
önce konuşamayan ve hareket etmeyen hastalarda denenmemişti; ama
koma benzeri durumdaki hastalarda yeniden değerlenmesi gerektiğini
söylediler. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.com/haber/tip-dunyasini-soke-eden-olay-6775.htm
MİDE VE BAĞIRSAĞA DOĞAL TEDAVİ
Japon bilim adamları normal ilaç tedavisiyle tedavi edilmeyen mide ve bağırsak
hastalıklarının bitkisel ilaçlar kullanarak azaldığını bilimsel yolla ispatladı.
Japonya’nın Keio Üniversitesi Tıp Fakültesinde yapılan araştırmada mide ve bağırsak
hastalıklarında kullanılan ilaçların kişide etki yapmadığı hatta bazı durumlarda ise yan
etkisinin görüldüğü belirtilmektedir. Fakat Japonların ortaya çıkardıkları bir araştırma
sonucunda bu hastalıklar üzerinde bitkisel ilaçların etkili olduğu söylenmektedir. Zencefil,
kudret narı ve Japonya’da öze olarak üretilen karışımlardır. (Kaynak : http://www.saglikaktuel.
com/haber/mide-ve-bagirsaga-dogal-tedavi-6794.htm
TÜRKİYE’NİN DOKTOR HARİTASI
Türk Sağlık-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, sendikanın Türkiye’nin doktor
haritasını çıkarmak için bir araştırma yaptığı, araştırmada Türkiye’deki doktor sayıları,
doktorların en az ve en çok bulunduğu illerle ilgili bilgilere yer verildiği kaydedildi.
Araştırmaya göre, Türkiye’de yaklaşık 111 bin doktor görev yapıyor. Bu
doktorlardan 54 bini uzman ve pratisyen ve 8 bini asistan doktor olmak üzere 62 bini
Sağlık Bakanlığında, 25 bini üniversitelerde ve 24 bini ise özel sektörde çalışıyor.
Araştırmada, Sağlık Bakanlığında görev yapan uzman ve pratisyen doktorların
illere göre dağılımı ile ilgili bilgilere de yer veriliyor. Buna göre, Türkiye’de 74 doktorla
en az doktorun görev yaptığı il Bayburt. Bayburt’u 86 doktorla Tunceli, 97 doktorla
Ardahan, 108 doktorla Kilis, 142 doktorla Gümüşhane izliyor.
En fazla doktor çalışan il sıralamasında ise 7 bin 456 doktor ile İstanbul ilk sırada yer alıyor. İstanbul’un
ardından 4 bin 943 doktorla Ankara, 3 bin 927 doktorla İzmir, bin 868 doktorla Bursa ve bin 543 doktorla Konya
geliyor.
Türkiye’deki toplam 54 bin uzman ve pratisyenin 16 bin 326’sı Ankara, İstanbul ve İzmir’de görev yapıyor.
Araştırmada, son bir yılda İstanbul’da doktor sayısının 417 arttığı, en az doktorun olduğu Bayburt’ta ise
sayının 77’ten 74’e düştüğü belirtildi. (Kaynak : www.ntvmsnbc.com/id/25068509)
62
FOTOĞRAF
59. IFMSA GENEL KURULU
-TAYLAND-
63
FOTOĞRAF
58. TurkMSIC EKİM GENEL KURULU
64

Benzer belgeler