telgraf 453 - Telgraf Gazetesi – Londra
Transkript
telgraf 453 - Telgraf Gazetesi – Londra
Boris Belediyeyi Bırakıp Daiş’in Peşine Düştü Sayfa 5 Londra’da Yüzlerce Kişi Hükümetin Nükleer Programını Protesto etti Sayfa 14 Çete Üyesinin İşlediği Suçtan Tüm Çete Üyeleri Sorumlu Tutulacak Sayfa 15 telgraf.co.uk Carşamba, 28/01/2015 Sayı HAFTALIK HABER GAZETESİ 453 Seçimlere 99 Gün Kala, Toplumumuzun Önünde Büyük Bir Fırsat 18 yıldır Edmonton seçim bölgesini temsil eden İşçi Partili milletvekili Andy Love’ın genel seçimlerde tekrar aday olmayacağını açıklaması İşçi Parti içerisinde beklenmedik bir aday yarışı başlattı. Yaşanan bu gelişme ile birlikte toplumumuzun yoğun yaşadığı bölgelerden birisi olan Edmonton’da Britanya parlamentosuna bir Kürt milletvekili gönderme şansı doğdu. Birçok farklı etnik kimlikleri bir arada barındıran Kuzey Londra’nın Edmonton bölgesinde son dakika çıkan milletvekili adaylığı yarışında aday adayları netleşmiş durumda. 2 Şubat Pazartesi günü İşçi Parti merkezinin yapacağı ön elemeden sonra, belirlenen aday adayları arasında Edmonton’daki delegeler son kararı verecek. Türkiyeli ve Kıbrıslı toplumun en yoğun yaşadığı bölgelerden birisi olan Edmonton’da yarışa katılan aday adayları arasında İbrahim Doğuş ve Feryal Demirci’nin yanı sıra, Kingsley Abrams, Kate Osamor, Joseph Ejiofor, Joanne McCartney, Luke Akehurst, Ivana Bartoletti ve Doug Taylor gibi isimler yer alıyor. Edmonton, İşçi Parti’nin Kalesi İşçi Parti’nin 18 yıldır aralıksız olarak büyük bir farkla kazandığı 64 bin seçmenli Edmonton bölgesi için belirlenecek milletvekili adayının 7 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Geçtiğimiz yıl yapılan yerel seçimlerde Edmonton’da bulunan 7 seçim bölgesindeki 21 sandalyeli meclis üyeliğinden 19’unu İşçi Parti kazanmıştı. 19 meclis üyesinden 8 tanesi Kürt ve Türklerden seçilmiş durumda. 18 yıl aradan sonra geçtiğimiz hafta sürpriz bir şekilde tekrar aday olmayacağını açıklayan milletvekili Andy Love, Kendisi için çok zor bir karar olduğunu ancak bırakmak için en doğru zaman olduğunu belirtmişti. Ekinci: Bizim ölçümüz toplumdur Konuyla ilgili görüş aldığımız Britanya Kürt Halk Meclisi eşbaşkanı Bülent Ekinci, Edmonton’daki milletvekili seçimini çok önemsediklerini belirterek, kendi ölçülerinin toplum olduğunu ifade etti. Ekinci şunları belirtti; ‘‘Britanya’da ve özelde de Edmonton bölgesinde yaşayan Kürt nüfusu çok yoğun. O açıdan Edmonton seçimlerini çok önemsiyoruz ve bu konuda istediğimiz ölçülere uygun bir adayın seçilmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Siyaset toplum için olmalı, aksi bir durum düşkünlüktür. Bu kadar sömürü, göç, acı, gözyaşı, vatansızlık... Milyonların çaresizliğini toplumla bağı olmayan, dahası toplumu kendine meze edinen , toplumla ve mücadelesiyle bağı olmayanlara olur demeyiz. Kariyerizme izin vermeyiz. Bizim ölçümüz toplumdur; toplumun yanında duruyor mu, toplumuna hizmet etmiş midir, toplumun kurumlarını esas alıyor mu, yarın toplumuna hizmet edecek mi, Kariyerizm’den uzak duracak mı, Demokratik topluma inanıyor mu, halka bağlı mı, nitelikli ve başarılımı ; bizim aradığımız aday niteliği budur.’’ Haberin devamı sayfa 11’de Kobanê’de Tarihi Zafer YPG/YPJ savaşçılarının 134 gün aralıksız direnişi sonucu Kobane kantonun ilanının yıldönümüne bir gün kala özgürleşen Kobanê kent merkezi, DAİŞ’in insanlığa sunduğu karanlığa karşı aydınlığın zaferi olarak tarih sayfalarında ki yerini aldı. Kobanê’nin özgürleştirildiği haberi yayıldıktan sonra dünyanın dört bir ucunda yaşayan Kürtler ve dostları alanlara çıkarak zaferi kutladı. Kobanê kent merkezinin Daiş çetelerinden tamamen temizlendiği haberi geldikten sonra başkent Londra’da yaşayan Kürtler ve dostları Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezinde bir araya gelerek halaylarla Kobanê’nin zaferini kutladı. Devamı sayfa 12’de ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 2 Londra’da Ciwanên Azad Kongresi Yapıldı Başkent Londra’da, Ciwanên Azad’ın kongresi gerçekleşti. Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezi’nde yapılan kongreye çok sayıda genç katıldı. Saygı duruşu ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt gençliğinin özgürlük mücadelesindeki rolünü değerlendirdiği konuşmanın yer aldığı sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon gösteriminden sonra Kürdistan, Ortadoğu ve dünyadaki gelişmeler ve Kürt gençliğinin Avrupa’da yaşadığı sorunlar ele alındı. ‘KAPİTALİZMİ YAŞAMA VE YAŞATMA! Kongre, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nde lük mücadelesi saflarına katılarak yaşamını ŞİARI ÖZGÜR YAŞAMDA ISRARDIR’ yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Kongre, İngiltere’den özgür- yitiren Özgür Roni ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlere adandı. Kongre’de Ciwanên Azad adına yapılan konuşmalarda, “İngiltere kapitalist modernite sisteminin ilk tarihsel zaferine ulaştığı adadır. Bundan dolayı günümüze kadar kapitalist modernite burada kendisini güçlü bir biçimde yaşatmıştır. İnsanlar üzerinde hegemonyasını kurmuştur. Bu temelde gençlerimize içi boşaltılmış bir yaşam sunulmaktadır. Bunun sonucu artan çetecilik, uyuşturucu bağımlılığı ve genç yaşta intiharlar artış göstermiştir. Özellikle genç kadınlarımız sistemin özel olarak üzerinde oynadığı ve iradesizleştirmek istediği bir kesimdir. Ciwanên Azad bu noktada genç kadınların ve bir bütün olarak gençliğin kendisi ile buluştuğu ve öncülük misyonunu gerçekleştirdiği bir örgüttür” denildi. Ciwanên Azad’ın “Kapitalizmi yaşama ve yaşatma” sloganı ile başlattığı kampanyanın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesini ve ideolojisini esas alarak, özgür yaşama dört elle sarılmayı ifade ettiğine de dikkat çekildi. Pratikte daha fazla eğitim, örgütlenme ve eylemsellik ile kampanyanın bir hamle yaratacağı da vurgulanan konuşmada, “Yine bizi kendi kuralları içinde tutarak yönetmek isteyen jeronkratik zihniyetlere karış kampanyamız gençliğin öz iradesini ortaya koyacaktır” denildi. Kürdistan’da meydana gelen tüm kazanımların Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın büyük çabaları ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin direnişi ile sağlandığı da belirtilen kongreye Roj Women da bir mesaj gönderdi. Kongre KNK İngiltere Temsilciliği tarafından da selamlandı. Kongrede son olarak, yeni dönem için Şehit Özgür Roni Gençlik Komünü seçildi. Genç kadın, örgütlenme, öğrenci ve basın, kültür komisyonlarından oluşan komün gelecek dönem için planlamasını da sundu. Kongre alkış ve “Biji Serok Apo”, “Be Serok jiyan nabe” sloganları ile sona erdi. HAFTALIK HABER GAZETESI ROJNAMEYA NÛÇEYAN A HEFTANE Editör Alaettin Sinayiç [email protected] Muhabirler Esra Türk Erem Kansoy [email protected] Grafiker Yüksel Adıgüzel [email protected] Yayın Sahibi Tel News Ltd. Adres 33 Dalston Lane London, E8 3DF Telefon 0207 9230 838 0742 9481 490 Web www.telgraf.co.uk Reklam [email protected] Soru ve görüşleriniz: [email protected] BÜYÜK REKLAM KAMPANYASI Kürt ve Türk toplumuna ulaşmanın en iyi yolu Tüm reklamlarınızda %30 indirim Tüm seri ilanlarınız ÜCRETSİZ www.telgraf.co.uk [email protected] 07429481490 | 02079230838 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 3 4 Kobanê’deki Tarihi Zafer KCC’de Halaylar İle Kutlandı Kobane’nin çetelerden tamamen temizlendiği haberi geldikten sonra Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezinde bir araya gelen yüzlerce kişi Kobane’deki zaferi halaylarla kutladı. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 YPG/YPJ savaşçılarının 134 gün aralıksız direnişi sonucu Kobane kantonun ilanının yıldönümüne bir gün kala özgürleşen Kobanê kent merkezi, DAİŞ’in insanlığa sunduğu karanlığa karşı aydınlığın zaferi olarak tarih sayfalarında ki yerini aldı. Kobanê’nin özgürleştirildiği haberi yayıldıktan sonra dünyanın dört bir ucunda yaşayan Kürtler ve dostları alanlara çıkarak zaferi kutladı. Kobanê kent merkezinin Daiş çetelerinden tamamen temizlendiği haberi geldikten sonra başkent Londra’da yaşayan Kürtler ve dostları Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezinde bir araya gelerek halaylarla Kobanê’nin zaferini kutladı. Yapılan kutlamadan sonra YPG ve PKK bayrakları ile süslenen arabalar ile Haringey bölgesinde konvoy şeklinde bir tur atıldı. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 5 Boris Belediyeyi Bırakıp Daiş’in Peşine Düştü Londra Büyükşehir Belediye Başkanı, Boris Johnson, Güney Kürdistan’daki İngiliz eğitimci askeri birliği ziyaretinde eline silahı alıp kameralara poz verdi. Başkan Johnson Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin davetiyesi üzerine, Güney Kürdistan’a ziyarette bulundu. Johnson, başbakan Nechirvan Barzani’yi Erbil’de ziyaret etti. Daiş’e karşı savaşan peşmergeye, eğitim vermek için Kürdistan’da bulunan Britanyalı askerleri de ziyaret eden Johnson, kaleşnikovla poz verdi. Toprağa uzanarak kaleşnikov ile verdiği poz sosyal medyada büyük ilgi gördü. The Telegraph gazetesi, Johnson’ın ziyaret haberini ‘Boris Johnson savaşı Daiş’e götürdü’ başlığıyla verdi. Belediye Başkanlığının yaptığı açıklamaya göre, ziyaret, Londra ve Kürdistan arasında ticaret ilişkilerini güçlendirmeyi amaçlıyor. Stratford on Avon milletvekili, Kürt kökenli, Nahdim Zahawi ve Britanya başkonsolosu da Johnson’a gezide eşlik etti. Irak merkezi hükümet ile Britanya ve Londra’nın ticari bağlarının güçlü olduğunu ve Kürdistan’nın istikrarlı olmasından yararlanmak istedikleri belirtiliyor açıklamada. Johnson’ın açıklaması şöyle: ‘‘Son on yılda Kürdistan Bölgesi önemli ekonomik büyüme ve sosyal gelişim gördü, ve ben de buna aktif bir müttefik olarak burada bulunuyorum. Sadece Kürdistan Bölgesi değil, aynı zamanda Irak’ın tümüyle güvenliği ve zenginliği için ortak çıkarlarımız var. Kürdistan Bölgesi ve Britanya arasındaki bağ inanılmaz bir hızda gelişiyor… ben de çeşitli konularda ortak çalışmalar konusunda görüşmeye memnuniyetle bakıyorum.’ 6 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 7 Ekonomi Büyüyor, Millet Fakirleşiyor Britanya ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,5 oranında büyüyerek 2014 yılı toplamında yüzde 2,6 büyüme oranına ulaştı. Bu büyümeye rağmen yoksulluk derinleşerek devam ediyor. açıkladığı verilere göre ülkede geçen yılın 3. çeyreğinde ekonomik büyüme yüzde 0,7 oldu. Son çeyrekle (%0,5) birlikte 2014’te büyüme oranı 2007’den bu yana en yüksek seviye olan yüzde 2,6 ‘ya yükseldi. Başbakan David Cameron, “Bugün açıklanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesi uzun vadeli ekonomik planımızın işlediğini gösteriyor” dedi. İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) Maliye Bakanı George Osborne da “Veriler ekonominin yolunda olduğunu ve Britanya’yı planımızın ekonomik fırtınadan koruduğumuzu gösteriyor. Yüzde 2,6 oranında büyüme 2014 yılında büyük ekonomiler içesinde en hızlı büyüme” değerlendirmesini yaptı. Osborne, genel seçimlere 100 gün kaldığını hatırlatarak, “Uluslararası iklim giderek kötüleşiyor. Şimdi zaman ekonomik planımızı terk etme ve kaosa dönme zamanı değil” uyarısını yaptı. Haringey Esnafı Sorunlarını Tartışmak İçin KCC’de Biraraya Geldi Haringey’de esnaflık yapan 25 dolayında işletmeci kendi sorunlarını tartışmak ve çözüm bulmak amacıyla Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezinde bir araya geldi. Haringey Esnaf Birliği derneği başkanı Mehmet Şefik’in de katıldığı esnaf toplantısına Britanya Kürt Halk Meclisi temsilcileri de katıldı. Toplantının ana gündemlerinden birisi de 1984 yılında kurulan Harringey Green Lanes Traders Association (Haringey Esnaf Birliği Derneği) aracılığıyla sorunlarına daha çabuk çözüm bulmak amacıyla derneğin aktifleştirilmesiydi. Esnaflar bu temelde derneğin aktifleştirilmesi için 11 Şubat tarihinde kongreye gitme kararı da aldı. Esnaflar ayrıca Haringey’de yoğun olarak yaşanan Park sorunu, Çöplerin zamanında toplanması, Caddenin ışıklandırılması ve vergi gibi sorunları tartıştı. Toplantıya katılan Britanya Kürt Halk Meclisi temsilcileri de yaşanan sorunların çözülmesi için esnaf ile birlikte aktif olarak bir çaba içinde olacaklarını belirttiler. Eğitim Köşesi OKTAY ŞAHBAZ Urswick Ortaokulu Bilgisayar Bölüm Başkanı [email protected] Haringey Belediyesi gençlerden ne istiyor? Koalisyon hükümeti (Konservatif ve Liberal Parti) iktidara geldiği 2010 yılından bu yana kesintileri ve sıkıntıları günlük hayatımızın bir parçası yaptı. Tasarruf politikaları altında kamu alanında bir çok kesinti yapıp günlük kullandığımız servisleri neredeyse bitirme aşamasına getirdi. Bir çok belediye bütçelerinin kesilmesi sonucu tasaruf planlarını hayata geçirdi. Londra’da tasarruf politikaları bir çok belediye tarafından uygulanırken bir belediye yaptığı kesintiler ile deyim yerindeyse resmen gençlere ve çocuklara savaş açtı. Bu belediye Türkçe konuşan toplumun yoğunlukta yaşadığı Haringey belediyesi. Gelin bu belediye şimdiye kadar gençlerden neleri almış ve neleri almaya devam edecek beraber bakalım. Haringey belediyesi 2010 yılından bu yana verdiği hizmetlerden yaklaşık 110 milyon sterlinlik tasarruf yaparak belediyenin verdiği bir çok servisinden kesinti yapmıştı. İlk yapılan bu kesintilerde en çok dikkat çeken gençlik bütçesine yapılan 75%’lik kesinti ve kapatılan 12 tane gençlik merkezi oldu. Bunun ile beraber özellikle tatilde çocuklar için verilen yaz kampı ve aktiviteler gibi projeler tamamen ortadan kaldırılmıştı. Bunlar da yetmiyormuş gibi bölgedeki ilk okulları bir proje kapsamında akademi yapılmasına göz yummuştu. Kısacası gençlerin ve çocukların hem sosyal hem de eğitsel alanlarına olumsuz bir şekilde müdahale etti ve etmeye devam ediyor. Gel gelim 2015’e! Aynen 4 yıl önce olduğu gibi Haringey Belediyesi kamu (belediye) servislerine yaptığı kesintilere devam ediyor. Yine hükümetin belediye fonlarını kısmasını bahane gösteren Haringey’in işçi Partili belediyesi önümüzdeki üç yıla yayılacak 70 Milyon sterlinlik kesintinin kararını onaylamak için 10 Subat’da bir araya gelecek. Bir yandan tasarruf için bu kesintilere yapması gerektiğini söyleyen belediye diğer yandan da Tottenham stadyumu gibi bir çok özel projeye milyonlarca para dökmekten geri durmuyor. Başta belediye çalışanların bir kısmını işten çıkarmaya hazırlanan belediye bu kesintiler ile beraber toplam kesintileri yaklaşık 200 milyon sterline çıkaracak. Peki bu sefer gençlerin canı nasıl yanacak, bir bakalım. * Çocuk Merkezleri’nin bütçesinde büyük kesinti yapılacak ve bir çok çocuk merkezi kapanmayla yüz yüze kalacak. * Kalan tüm gençlik merkezleri (12 tanesi 2010 da kapatılmıştı) kapanacak ve kalan gençlik bütçesinden büyük kesintiler yapılacak. *Yaklaşık 633 belediye çalışanı işten çıkartılacak. * Tottenham’da bulunan ve 4 okulda tarafından kullanan Marcus Harvey kütüphanesi kapatılacak. * Parklar özelleştirilecek – yönetimi özel şirketlere devredilecek. Çocuklar artık parkta da oynayamayacak. * Haringey’deki İlk ve Ortaokul öğrencilerin aktivite ve tatil için gittikleri Pendarren House of Outdoor Education’in bütçesinden 220 bin sterlin kesinti yapılacak – bu kesintinin ardından kapanması bekleniliyor. Öyle görünüyor ki Haringey belediyesi bu kesintileri yaparken bölge özelliklerini gösteren ve Ulusal İstatislik Bürosu tarafından açıklanan önemli bilgilere bakmamış. Mesela işsiz gençlik sayısının ülke genelindeki en yüksek olduğu bölgenin Haringey’in bir semti olan Tottenham olduğu. Yada yapılan EMA kesintilerinden en çok zarar gören kesimin Haringey’deki gençler olduğu. O da bir yana çeteleşmenin yoğun olduğu Haringey’de bunu bile bile gençlik merkezlerini yada tatil aktiviteleri gibi sosyal alanları tamamen bitirmek gibi. Ya da 2011 yılında gençlerin bu sıkıntılara karşı ilk sokaklara döküldüğü yerin Haringey olması gibi. Neyse belki böyle ufak detaylar Haringey’in 57 belediye encümen üyesi tarafından gözden kaçmıştır. Yani aslında öyle görünüyor ki huylu huyundan vazgeçmiyor. Bahane çok ama tek icraat kesinti, kesinti daha çok kesinti. Madem bu bölgede yaşayan Türkçe konuşan toplumun sayısı yüksek, o zaman kendi seçtikleri belediye encümen üyelerinin nelere imza attıklarını bilmeleri önemli. Ha bunu yaparken de yok bu İşçi Partisi, yok bu Liberal yada Konservatif diye aldanmasınlar, partiler farklı olsa da icraatlar aynı! Bunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 8 Anketler İşçi Parti’nin Oylarının Yükseldiğini Gösteriyor Britanya’da yapılacak genel seçimlere 99 gün kalırken, kamuoyu yoklamaları Muhafazakar Parti ile İşçi Partisi arasındaki yarışın başa baş geçeceğine işaret ediyor. Partilerin seçim kampanyaları devam ederken “Populus” adlı araştırma şirketinin yaptığı son ankete göre, muhalefetteki İşçi Partisi’ne destek yüzde 35, Başbakan David Cameron’ın lideri olduğu Muhafazakar Parti’ye destek yüzde 34, Irkçı politikalarıyla gündemden düşmeyen Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’ne (UKIP) destek yüzde 13, koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Demokrat Parti’ye destek yüzde 9, Yeşil Parti’ye destek ise yüzde 6 civarında seyrediyor. Bir başka araştırma şirketi “Ashcroft”, Muhafazakar Parti ile İşçi Partisi’ne desteği aynı oranda, yüzde 32 olarak gösterirken, “Survation” adlı kamuoyu araştırma şirketine göre ise Muhafazakar Parti bir puan farkla İşçi Partisi’nin önünde yer alıyor. Siyasi parti liderleri genel seçim yaklaştıkça kampanyalarına hız veriyor. Muhafazakar Parti lideri ve Başbakan Cameron, basına yaptığı açıklamada, partisinin tek başına iktidar olacağına inandığını ancak “zorlu bir mücadelenin” kendilerini beklediğini dile getirdi. Cameron, olası İşçi Partisi iktidarının ekonominin yeniden kırılgan olacağı anlamına geleceğini kaydetti. Britanya’da genel seçim 7 Mayıs 2015 tarihinde yapılacak ve siyasi partiler 650 koltuklu Parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası’na girmek için yarışacak. Tek Tip Sigara Paketleri Yolda Sigarayı çekici olmaktan çıkarmaya dönük planın bir parçası olarak tartışılan tek tip sigara paketleri yakında Britanya’da da kanunlaşabilir. Hükümet ülkede tüm sigara markalarının tek tip pakette satılmasına yönelik planlarını erkene alacağını açıkladı. Yasa tasarısının Parlamentodan geçmesi halinde, ülkede faaliyet gösteren tütün şirketleri, ürünlerini kendi markalarını gösteren paketlerde satamayacaklar. Hükümet böylece sigarayı, özellikle çocuklar için daha az ilgi çekici hale getirmeyi hedefliyor. İngiltere’de sigara alışkanlığını azaltmak için ne boyutlarda önlem alınabileceği on yıllardır tartışılan bir konu. Sigara paketlerinin üzerinde sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin uyarılar uzun bir süredir var. Televizyonda epeydir ve yazılı basında da daha yakınlarda sigara reklamları yasaklandı ve sigara tiryakilerini bu alışkanlıktan vazgeçirme amaçlı parasız programlar, yaygın şekilde duyurulmakta. Sigara karşıtı kampanya yürütenler ise daha fazla önlem alınmasını istiyorlardı. Avustralya’da, tütün şirketlerinin sert muhalefetine rağmen, 2012’de çıkarılan yasayla sigara paketleri tek tip olarak satılmaya başlanmıştı. Söz konusu tütün şirketlerinden Philip Morris, halen Canberra yönetimiyle mahkemede mücadele ediyor ve Britanya’nın da benzer bir yol izlemesi halinde burada da mahkemeye gitme tehdidinde bulunuyor. Avustralya’da tep tip haline getirilen sigara paketleme uygulamasının sigara içme oranlarını azaltıp azaltmadığına ilişkin veriler çelişkili. Sağlık çevreleri, yeni politikanın genel anlamda sigara içme oranında düşüş olduğunu gösteren çalışmaya dikkat çekiyor. Bu araştırmada tütün sektöründe egemen olan, markasız paketlerin karaborsacılığını teşvik edeceği kaygılarının yersiz olduğunu savunuluyor. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 9 Quimantu & Most Art Müzik Aracılığıyla Londra Toplumlarını Bir Araya Getirecek Haber & Foto: Esra Türk Müziksel çalışmalarla Londra’nın çeşitli toplumlarını bir araya getirmeyi amaçlayan Quimantu ve Most Art çalışmalarını anlatmak için, Pazartesi günü, Stoke Newington’da bulunan Most Art sanat merkezinde bir basın toplantısı düzenlendi. Latin Amerikan ve dünya müzikleri yapan Şili’li grup Quimantu ve Most Art ortaklaşa sanat çalışmalarıyla farklı etnik gruplarını bir araya getirip, kültürlerinin zenginliğini tanıtmayı ve toplumlar arası bağlar kurmayı amaçlıyorlar. Toplantıda, özellikle islamafobi gibi sorunların toplumlar arasında mesafe açmasının önüne geçilmesi gerektiğinin vurgusunu yaparak, bunun farklı toplumların birbirlerini tanımalarıyla önüne geçirilebileceği belirtildi. Quimantu’nun kurucusu Mauricio Venegas-Astorga, grubun kemancısı Rachel Pantin, Oliver Fox ve Most Art genel koordintörü Erdoğan Güccük’ün katıldığı toplantıda, amaçları yanı sıra yapacakları etkinliklerle ilgili bilgi verildi. Ortak çalışmaları dahilinde Mayıs ayında üç günlük müzik festivali planladıklarını belirttiler. Mauricio Venegas-Astorga tarafından 1981 yılında kurulan Quimantu’nun, 13 albüm çalışması bulunmakta ve Southbank Centre ve Queen Elizabeth Hall gibi, Londra’nın önemli konser salonlarında sahne almışlar. Güney Kore, Şili, Tayland, Fransa ve İrlanda’da konserler veren grup Britanya Sanat Konseyi (Arts Council) tarafından destekleniliyor. Quimantu, geçtiğimiz hafta, Heyvasor yararına Kürt Toplum Merkezinde (KCC) düzenlenen gecede sahne alıp, dinleyicilerden büyük beğeni almışlardı. Pantin ve Astorga, 1998 yılında kurdukları Muziko Muzika ile gençlik orkestraları oluşturup etnik kökenli yetenekli gençlere klasik müzik çalışmalarında yer alma fırsatı sunuyorlar. Pantin, bağlamacıları da orkestralarına dahil etmek istediklerini belirtti. Geçen sene, bir ay süren başarılı bir sanat festivali organize eden Güccük, Quimantu ile çalışmalarıyla, toplumlar arası artan nefret ve şiddet olaylarına karşılık olarak birlik ve beraberlik sağlayacak çalışmalar yapmak istediklerini belirtti. Astorga konser ve şarkılarında barış ve özgürlük mesajlarını dile getirmekten asla çekinmediklerini ve sanatlarının bir parçası olduğunu ifade etti. Astorga, toplum olmadan insanların kültürlerini birbirine tanıtamayacaklarını ve bundan dolayı, ücretsiz olarak gerçekleştirdikleri performanslarla topluma hizmet edebildiklerini belirterek, özgürlük, adalet ve farklı insan ve toplumlarla bağ kurmanın kendisi için en önemli şey olduğunu anlattı. Kobane’de, Daiş’e karşı YPG’nin direnişini önemli bulan Astorga, Latin Amerika’daki gerillalar ve dünya gerillaların arasında büyük yakınlık olduğunu Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın Che Guevara ile ortak yanlarının olduğunu gördüğünü belirtti. Quimantu iki haftada bir Most Art’ta sahne alıyor: 31 Ocak, 14 Şubat, 28 Şubat, 14 Mart ve 28 Mart. Adres: 86 Stoke Newington High Street, N16 7PA. 10 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 11 Baş sayfadaki haberin devamı... Bu yönlü çalışmalarının devam ettiğini belirten Ekinci, bir hafta içerisinde konuyla ilgili geniş bir açıklama yapacaklarını da sözlerine ekledi. Erbil: Toplumun sesi olabilecek birisi olmalı Britanya Alevi Federasyonu başkanı İsrafil Erbil ise kendi adaylığı ile ilgili yapılan tartışmalara cevaben, aday olmadığını belirterek, toplumu en iyi şekilde temsil edebilecek birisinin seçilmesi için çalışmaların devam edeceğini açıkladı. Erbil açıklamasında şunları belirtti; ‘‘Söz konusu olan milletvekilliği için toplumumuzu en iyi şekilde temsil edebilecek arkadaşlarımızla görüşüyoruz. Yapılacak olan seçimlerde Edmonton’da yaşayan ve toplumumuzun tamamının sesi olabilecek, gençlik sorunlarımızı parlementoya taşıyabilecek, eğitim sorunlarımıza çareler arayacak ve tüm mazlumların temsilcisi olabilecek bir canın seçilmesi için çalışmalar yürüteceğiz.’’ Edmonton’da İbreler Doğuş’u gösteriyor Londra’da yaşayan Kürt, Türk ve Kıbrıslı Türk toplumun yakından tanıdığı isimlerden birisi olan Ceftus direktörü İbrahim Doğuş’un seçilme şansının yüksek olduğu kaydediliyor. Uzun yıllardır İşçi Parti içerisinde çalışmalar yürüten Doğuş, merkezi ön elemeden geçtiği takdirde Türkiyeli ve Kıbrıslı toplumun yüksek oranda üzerinde konsensüs sağlayacağı bir isim gibi gözüküyor. Doğuş: Toplumu iyi tanıyan bir adaya ihtiyaç var Resmi olarak aday adaylığı başvurusunu yapan Doğuş, gazetemize yaptığı açıklamada, toplumumuzun önünde tarihi bir fırsat olduğunu ve bu fırsatın mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Doğuş sözlerini şöyle sürdürdü; Edmonton toplumumuzun yoğun yaşadığı bir bölge. Bölgede yaşayan halkımızın yaşadığı sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitim gibi çeşitli sorunlar var, gençlerimizin karşı karşıya olduğu yığınla sorunlar mevcut. Bu nedenler toplumumuzun yaşadığı sorunları çok iyi bilen ve bu sorunlar için çözüm üretebilen bir adaya ihtiyaç var. Parlamentoda toplumumuzu temsil edebilecek ve aynı zamanda onların sesi olabilecek bir adayın seçilmesi için önümüzde tarihi bir fırsat var ve bu fırsatın iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda hepimiz tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.’’ Yoğun bir kampanya yürüten Doğuş kurum ve delegelerle görüşüp destek istiyor. İBRAHİM DOĞUŞ FERYAL DEMIRCİ DOUG TAYLOR IVANA BARTOLETTI JOSEPH EJIOFOR KATE OSAMOR KINGSLEY ABRAHAM LUKE AKEHURST orada yaşayan diğer tüm etnik toplumlara hizmet edebilecek güçlü bir sese ihtiyaç olduğunu belirtti. Resmi aday adaylığı başvurusunu yapan Demirci, yürüttüğü kampanyada ‘’Edmonton’da yaşayan toplumları bir araya getirip, orada yaşayan herkes için iddialı çalışacak, güçlü bir İşçi Parti’li sese ihtiyacı var’’ sloganıyla farklı kesimlerin desteğini bekliyor. Ön eleme sonuçları Pazartesi günü açıklanacak Demirci: Güçlü bir sese ihtiyaç var Edmonton milletvekillliği yarışında yer alan bir diğer aday da Feryal Demirci. İşçi Partili Hackney belediye meclis üyesi Feryal Demirci, Edmonton’da yaşayan toplumumuz başta olmak üzere İşçi Parti genel merkezi tarafından başvuranlar içerisinde seçilecek isimler 2 Şubat pazartesi günü açıklanacak. Yapılacak açıklamadan sonra ön elemeden geçen aday adayları için delegeler posta yoluyla oy kullanmaya başlayabilecek. Şubat ayının son haftasında ise yapılacak toplantı ile delegeler istedikleri aday için oy kullanacak. Edmonton bölgesinde kayıtlı olan 390 civarında delegenin yarısına yakını Kürt ve Türk üyelerden oluşuyor. 7 Mayıs’ta Britanya 55’inci kez sandık başına gidecek Britanya parlamentosuna seçilecek 650 milletvekili için seçmenler 55’inci kez sandık başına gidecek. Muhafazakarlar ve Liberal Demokratlardan oluşan koalisyon hükümeti döneminde sağlık, eğitim ve sosyal yardımlar başta olmak üzere birçok alanda yapılan kesintilerden kaynaklı hükümete ciddi düzeyde tepkiler mevcut. Yapılan son anketlere göre parlamentoda 257 sandalyeye sahip olan İşçi Parti’nin oylarında artış gözüküyor. İşçi Parti Edmonton bölgesi milletvekilliği adaylığı için partiye başvuran isimler şöyle: İbrahim Doğuş, Feryal Demirci, Kingsley Abrams, Kate Osamor, Joseph Ejiofor, Joanne McCartney, Luke Akehurst, Ivana Bartoletti ve Doug Taylor gibi isimler yer alıyor. 12 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 ‘Zaferimiz DAİŞ’in Dünyada Bitişinin Başlangıcı Oldu’ YPG/YPJ Komutanları ve Kanton yöneticileri Kobanê’nin özgürlüğe kavuşması nedeniyle basın açıklaması düzenledi. YPG Kobanê Komutanı Mahmut Berxwedan, “DAİŞ çeteleri bilsin ki nasıl ki Kobanê evleri onlara mezar olduysa, köylerimizde onlara mezar olacak. Bu zaferimiz DAİŞ’in dünyada bitişinin başlangıcı oldu» dedi. KOBANÊ’NİN ÖZGÜRLÜĞÜ TARİHİ BİR GÜNE DENK GELDİ Kobanê zaferinin Kobanê Kantonu’nun kuruluş yıldönümünden bir gün önceye denk geldiğini hatırlatan Berxwedan, “4,5 aylık direnişten sonra Kobanê’yi insanlığın ve Kürt halkının düşmanlarından temizledik” diyerek başladı. Kantonun kuruluşunda ve 4,5 aylık direnişte yaşamını yitirenler başta olmak üzere, rol alan herkesi minnetle andıklarını ifade eden Berxwedan, “Çizdikleri yolda yürüyeceğiz. Tek bir karış toprağımız işgal altında kalanmayana kadar direneceğiz. Bu sözümüzü yineliyoruz. Bu doğrultuda bizim yanımızda yer alan başta Kürt halkı olmak üzere, tüm duyarlı insanlığa teşekkür ediyoruz. Özelikle ilk günden beridir Suruç sınırında ara vermeden her zorluğa rağmen bizimle olan sınır nöbetçilerine selam ve teşekkürlerimizi iletiyoruz” diye konuştu. Öte taraftan Kobanê direnişine havadan destek veren ABD’nin öncülük ettiği koalisyon güçlerine, YPG/YPJ ile birlikte direnen ÖSO güçlerine, ağır silahlar ile destek veren Peşmerge güçlerine de teşekkür eden Berxwedan, “Kobanê özgürlüğü tarihi bir güne denk geldi. Ama mücadelemiz bitmedi. Kobanê üzerindeki tehlike kalkmadı. Köylerimiz işgal altında ve köylerde kurtuluş hamlesine devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz Demokratik Suriye toprakları tamamen özgürleşene kadar sürecek. Bu doğrultuda tüm Rojava ve Kobanê gençlerine bizimle durma çağrısı yapıyoruz. Köylerde başlayan 2’inci hamleye katılsınlar. Köyleri birlikte özgürleştirelim” çağrısında bulundu. ‘KÖYLERİMİZ DE DAİŞ’E MEZAR OLACAK’ DAİŞ çetelerine tarihi bir yenilgi yaşatarak, Kobanê kentini özgürleştiren YPG/YPJ Komutanları Mahmut Berxwedan, Savunma Konseyi Başkan Yardımcısı Arjin Hozan, Kobanê Kanton yönetiminden Başkan Enver Müslüm, Halk Meclisi Eş Başkanı Ayşe Efendi, kurum yöneticileri ve savaşçılar ile birlikte Kobanê’de basın açıklaması düzenledi. Toplantı Enver Muslim’in Arapça yaptığı açıklama ile başladı. Muslim Arapça bir konuşma yaparak “bizi bugünlere ulaştıran ve dünyada barışın yayılmasını sağlayan tüm şehitlerimizin anıları önünde saygıyla eğiliyorum” dedi. Muslim, Kobanê zaferini YPG/YPJ savaşçılarına, uluslararası Koalisyon güçlerine, destek veren güç ve çevrelere, her dört parçadaki Kürdistan halkına ve tüm özgürlük yanlılarına kutladı. Daha sonra söz alan YPG Kobanê Komutanı Mahmut Berxwedan, tarihi bir günden geçtiklerini belirtti. “Topraklarımızı özgürleştirmezsek 100 yıllarca DAİŞ faşizminin altında yaşamak zorunda kalırız” uyarısında bulunan Berxwedan, “DAİŞ çeteleri bilsinki nasıl ki Kobanê evleri onlara mezar olduysa, köylerimizde onlara mezar olacak. Bu zaferimiz DAİŞ’in dünyada bitişinin başlangıcı oldu» dedi. ‘ŞEHİTLERİMİZ SAYESİNDE BUGÜNE GELDİK Berxwedan’dan sonra konuşan Savunma Konseyi Başkan Yardımcısı Arjin Hozan, direnişe destek olan herkese teşekkür etti. Kadının Kobanê’de ki direnişini sahiplenen, destekleyen herkese teşekkür eden Hozan, “Şehitlerimizin çizdiği yolda bugünlere geldik. Onlara minnet borcumuz var. Tüm dünya kadınlarını yanımıza davet ediyoruz. Bizim yürüttüğümüz insanlık ve kadının özgürleşme mücadelesidir” dedi. Açıklamadan sonra “Bijî berxwedana YPG/YPJ’ê”, “Bijî berxwedana Kobanê” sloganları atılırken, savaşçılar havaya ateş ederek Kobanê zaferini kutladı. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 13 21 Ülke Temsilcisi Daiş İle Mücadele Kapsamında Londra’da Buluştu Aralarında ABD, Irak ve Türkiye’nin de olduğu 21 ülke Perşembe günü Londra’da Daiş ile mücadeleyi tartıştı. Güney Kürdistan bölgesel hükümeti başkanı Mesud Barzani toplantıya Kürtlerin çağrılmamasını eleştirdi. 21 ülke temsilcisinin katıldığı toplantının ardından bir açıklama yapan ABD dışişleri başkanı John Kery şimdiye kadar Daiş’in liderlerinin yarısının öldürüldüğünü açıkladı. Toplantı başlamadan önce BBC’ye konuşan İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond da, IŞİD’e karşı yapılacak çok iş olduğunu, gruba yeni katılımların önüne geçmek, finansmanına engel olmak ve güçlenmesine sebep olan “hikayenin” önüne geçmek istediklerini söyledi. Toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil etti. Koalisyonun diğer ortaklarından Türkiye’ye yöneltilen eleştiriler arasında Suriye ile olan 911 kilometrelik sınırın yeterince iyi kontrol edilememesi ve yabancı cihatçılara engel olamaması da yer aldı. Londra’ya hareket etmeden önce konuşan Irak Başbakanı Haydar el Abadi, uluslararası toplumun IŞİD’le çatışan birlikleri eğitmek ve teçhizatlandırmak için daha fazla çaba harcaması gerektiğini söyledi. Toplantıya katılan ülkeler şunlar: ABD, İngiltere, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Kanada, Danimarka, Mısır, Fransa, Almanya, Irak, İtalya, Ürdün, Kuveyt, Hollanda, Norveç, Katar, Suudi Arabistan, İspanya, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri. Barzani’den Tepki Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Mesud Barzani, terör örgütü Daiş ile mücadele için Londra’da gerçekleştirilen ‹Koalisyon Zirvesi’ne Kürdistan Bölgesi’nden temsilci davet edilmediği için tepki gösterdi. Barzani açıklamasında şunları belirtti; ‘‘Daiş’e karşı savaşan ülkelerin katıldığı Londra Konferansı, Kürdistan Bölgesi’nin Daiş terörüne karşı ağır bir savaştan geçtiği dönemde düzenleniyor. Peşmerge de IŞİD teröristlerine, kanı pahasına ağır darbeler indiriyor. IŞİD teröristlerinin saldırılarından sonra, peşmergeler kanıyla yüzbinlerce mülteciyi, birçok etnik ve dini grubu korumuş, birçok bölgeyi de halkı arasında ayrım yapmaksızın kurtarmıştır. Biz de herkesin şehitlerimize ve kahraman peşmergelere saygı duyarak Kürdistan bölgesi temsilcisinin de bu konferanslara davet etmesini bekliyorduk. Şüphesiz ki şu an dünyada bir tek peşmerge terörizmle doğrudan savaşıyor.” Amed’de Kobanê Coşkusu Kobanê’nin DAİŞ çetelerinden temizlenmesi, Amed’de binlerce kişinin katıldığı bir mitingle kutlandı. Mitingde konuşan BDP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Kobane’ye destek veren peşmerge güçlerine teşekkür ederek, “Kobane Kürtler arasında birliği güçlendirdi. Bunun temeli Şengal’de atıldı. Bugün meyvelerini Kobane’de verdi” şeklinde konuştu. Yüksek, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın ‘Türkiye’nin bu konuda olumlu bir rolü olduğunu umarım unutmazlar’ sözlerini anımsatarak “Biz sizin katkılarınızı hiçbir zaman unutmayacağız ve bunun hesabını soracağız” şeklinde konuştu. DBP İl Eşbaşkanı Ali Şimşek, Kürtçe yaptığı konuşmasına “Ne güzel bir gün değil mi? diyerek başladı. Kitleye “Kobanê’nin sıcaklığıyla sizleri selamlıyorum” diyen Şimşek, “Uzun bir süredir Kürtler ve Kürdistan üzerinde ağır silahlarla vahşi saldırlar gerçekleştiriliyor. Kirli güçler ağır silahlarla saldırıyordu ama Kürt gençleri, Kürt kadınları kocaman yürekleriyle bu ağır silahlarla yapılan saldırıları püskürttü. Kobanê kurtarıldı” şeklinde konuştu. Ardından kitleye seslenen DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise, “Kobanê özgürleşti bundan daha güzel ne olabilir ki?” diyerek konuşmasına başladı. Yüksek, Kobane’ye destek veren peşmerge güçlerine teşekkür ederek, “Kobane Kürtler arasında birliği güçlendirdi. Bunun temeli Şengal’de atıldı. Bugün meyvelerini Kobane’de verdi” şeklinde konuştu. AKP’Nİ KATKILARINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ Suriye ve Rojava’ya yönelik sürdürülen politikaları eleştirerek, hükümete yüklenen Yüksek, “Recep Tayyip Erdoğan, Kobanê düşsün diye her şeyi yaptı. Sınırları açtı, yaralılarını tedavi etti, MİT’in TIR’larıyla IŞİD’e silah taşıdı. Onlar Kobanê düşecek diye İstanbul’da Kobanê’de kurulacak yeni yönetimi bile belirledi ama bir şeyi hesaba katmadılar; Kürt halkı 100 yıldır özgürlüğünü arıyor. Bunu hesaba katmadılar” diye konuştu. Özgürce HATİCE GÜDEN [email protected] Hayal Gücü İktidarda!.. 134 gün süren Kobanê direnişi/ direnişimiz, gerici faşist DAİŞ çetelerinin yenilgisi ile zafere ulaştı. Umut kazandı!.. Örgütlülük kazandı!.. Siper yoldaşlığı kazandı!.. Bizlere bu mutluluğu ve sevinci yaşatan, yarınlara aydınlık bir gelecek umudunu muştulayan başta Kobanê şehitleri olmak üzere tüm kadın ve erkek savaşçıların asi yüreklerinden öpüyor, önlerinde saygıyla eğildiğimi belirtmek istiyorum... Rojava devrimi; Kobanê zaferi ile sadece Ortadoğu’da değil, aynı zamanda özgüveni ellerinden alınmış, umutları karartılmış, örgütlenme bilinci dumura uğratılmış ezilen ve sömürülen dünya halkları üzerin de büyük bir sarsıntı yaratacak. Tüm dünyanın korkulu rüyası haline getirilen ve kendinden önce saldıkları korku ile halkları emperyalist, kapitalist sistemlerin himayesine sığınmaya zorlayan politika, 134 gün süren Kobanê direnişi ile çöktü. 134 gün... Birçoklarımız için belki de çok önemi olmayan bir zaman dilimi. Gelin hep birlikte empati yapalım... On yıllardır birçoklarının kimlikleri bile bulunmayan, yok sayılan, ötekileştirilmiş bir toplum olduğunuzu hayal edin. Eğitimden, sosyal gelişim olanaklarından, sağlık hizmetlerinden, sosyal hizmetlerden mahrum bırakılmış bir halk olarak; ilk kez kendi kendini yöneten ve tüm olanakları ve hakları her ulus ve mezhepten insanlarla eşit paylaştığınız bir dünya inşa ediyorsunuz... Güçleriniz, olanaklarız sınırlı ama mutlusunuz. Taaki, karanlık bir bulut üzerinize yeniden çökünceye dek. İhanete uğramışsınız... Hem de kardeşleriniz tarafından. Üzerinde yaşadığınız toprak, dört bir taraftan kuşatılmış. Bırakın savunma silahlarını, bebelerinize ilaç ve yiyecek bile içeri geçiremiyorsunuz. Zebaniler kuşatmış dört bir tarafınızı... Birisi, toprağınıza göz koymuş “benim, vermem” diyor. Biri, “başıma bela olacaksınız, komşu toprağını böldürmem” diyor. Diğeri, “benim yeni Ortadoğu planımı size bozdurmam” diyor. Bir başkaları eskiyen ve çatırdayan otoritelerini ve köleci yaşam alışkanlıklarını “değiştirtmem” diyor. Ve ardından açıyorlar vahşet kapılarını hep birlikte... Salıyorlar üzerinize vahşi hayvan sürülerini... “Neden bu korku?.. Neden bu saldırı?.. 3,5 Milyon nüfuslu küçücük bir toprak parçasından neden, niçin korkuyorlar?..” diyenleriniz, şaşıranlarınız olmuştur. Haklısınız!.. Ama siz, büyük bir suç işliyordunuz. Allanıp pullanarak sunulan karartılmış dünyada, egemenlerce çizilmiş yaşam çizgisinin dışına çıkıyordunuz. Yarının, yeni bir dünyanın aydınlık yüzleri olarak, kendi toprağınızda mütevazice attığınız o küçücük insanca yaşam adımlarınızla yeni bir yaşam, yeni bir Ortadoğu politikasının umut ışıkları oluyordunuz. Bu nedenle; dünyanın ve Ortadoğu’nun tüm karanlık güçleri birleşmiş, askeri, ekonomik ve lojistik destekleri ile hayvan sürülerini besleyerek üzerinize salıyorlar. Ve siz, neredeyse el imalatı silahlarınızla direniyorsunuz. Ve yeri geldiğinde (Arin Mirxan gibi) bedeniniz silah oluyor ve patlıyor zebanilerin başında. Silahsızlık gibi uykusuzluk ve açlık, sırtınızdaki erzak oluyor. Taaki, yoldaşlarınız başta Kuzey Kürdistan olmak üzere Avrupa ve dünyada, yeri yerinden oynatıncaya dek. İşte siz 134 gün böyle direniyorsunuz!.. Her saniyesi bir tarih olan 134 gün!.. Dünyaya; “örgütlü güç yenilmez!” dedirten 134 gün!.. “Halkın örgütlenmiş gücünden daha güçlü silah yoktur!” dedirten 134 gün!.. “Enternasyonalizm ve siper yoldaşlığı en büyük cephanedir!” dedirten 134 gün!.. “Umutsuzluk öldürür. İddia ve umut büyütür, kararlılık kazandırır!” dedirten 134 gün!.. İşte bundandır 134 günün önemi!.. Önemli bir tarihe tanıklık ettik hep birlikte. Karınca kararınca emeğimizi kattık. Ve artık doğan “çocuk” hepimizin!.. Şimdi sıra O’nu büyütmekte ve geleceğini güvence altına almakta. DAİŞ karanlığı yenilgiye uğradı. Ama onu besleyip büyütenler hala çevremizde ve tetikte. Avını beleyen yırtıcı hayvan gibi... Kobanê şehidi MLKP’li Suphi Nejat Ağırnaslı’nın dediğini hatırlayalım; “Hayal gücü iktidara!” Evet, bu başarıldı. Hayal gücü artık iktidarda!.. Şimdi; ağır bedellerle kazandığımız ve dünyanın gözbebeği haline gelen Rojava’mızın özerkliğinin tanınması ve siyasal statü edinimi için çalışmalarımızı sürdürürken, diğer yandan yerle yeksan olmuş Kobanê’nin yeniden inşası için kolları sıvamalıyız. Direniş ve inşa’nın bir arada yürüyeceği bir süreç bizi bekliyor. Rüzgar artık bizden yana!.. Kobanê’nin özgürleştiği saatlerde, Yunanistan’da emekçiler; HDP’nin kardeş parti olarak tanımladığı halkçı bir iktidar için mücadele eden Radikal Sol Koalisyon SYRIZA’yı iktidara getirdiler. Başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinin, IMF ve ECB’nin neredeyse seçimlere rakip parti olarak katıldığı Yunanistan seçimlerinde SYRIZA’nın yakaladığı başarı, sadece Yunanistan’da değil Avrupa kıtasında da yeni bir süreci başlatması bekleniyor. Yunanistan’ı farklı ülkelerde uygulamak istedikleri politikalar için bir ‘deney’ olarak kullanan ve tek çözüm yolunun neoliberalizm ve kemer sıkma politikaları olduğunu kabullendirtmek isteyen Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB)’den oluşan troykanın yenilgisi, sosyal adalet talebinin yeniden yükselişine hizmet edecek: 90’lar sonrasında Avrupa’da vahşi neoliberal sistemin yükselişi ve solun etkisizleştirilmesi politikaları, Yunanistan seçimleri ile yenilgi aldı. Rüzgar artık sol’dan yana esiyor. Yunanistan’da iktidar olan, İspanya’da PADEMOS’la iktidara yürüyen sol, Türkiye’de de HDP ile bir çıkış çizgisi yakalama yolunda... Bu nedenle; Haziran ayında yapılacak seçimler için şimdiden yapacağımız seçim hazırlıklarını unutmadan, Kobanê’nin yeniden inşası ve savunması için seferberliğe!.. 14 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 ‘Wrap up Trident!’: £100 Trilyon’luk nükleer yenileme planına karşı büyük protesto Haber-Fotoğraf: Erem Kansoy Geçtiğimiz hafta sonu Londra’nın merkezinde binlerce duyarlı vatandaş dev bütçeli nükleer yenileme planına karşı protesto gerçekleştirdi. Nükleer yenileme planı karşıtı düzenlenen protestoda Stop The War Coalition, Green Party, Anonymous London ve Occupy Democracy gibi kurum ve kuruluşlar da yer alırken bir çok işçi sendikası da protestoya destek verdi. Binlerce anti-nükleer aktivisti ve duyarlı vatandaş Campaign for Nuclear Disarmament (CND)’nin çağırı ile bir araya gelerek, Londra’nın merkezinde bulunan savunma bakanlığı etrafında gerçekleştirilen protestoda devleti savunmaya yönelik kullanılacak Trident (denizaltı nükleer füze başlığı) yenileme planını iptal etmeye çağırdı. Gerçekleştirilen eylemde protestocular, 2 mil uzunluğunda hazırladıkları pembe atkı ile Savunma Bakanlığının etrafını sardı. Protestoda katılımcılar “Bombalara hayır kitaplara evet”, “İklim sorunu daha önemli, Trident değil” yazılı pankartlar taşıyarak, “Trident’i sarmalayalım, bombalara hayır” sloganı attı. Göstericiler gerçekleştirilen eylemde, nükleer savunma sistemlerini destekleyen siyasi ve politikacılar sınıfı üzerinde baskı uygulamayı hedefledi. Göstericiler ayrıca nükleere ayrılan dev bütçenin, evsizlik, işsizlik, NHS’in sorunları gibi bir çok faydalı alana harcanabileceğini de vurgulayıcı sloganlar attı, pankartlar taşıdı. Campaign for Nuclear Disarmament (CND) genel sekreteri Kate Hudson konuşmasında “Trident’e mani olmak onlara oy kazandıracak onlara bunun oy kaybettirmeyeceğini iyi anlamaları ve görmeleri gerekiyor.” İfadelerine yer verdi. Nükleer planlamalar ile ilgili Parlamentoda gerçekleştirilen toplantıda 37 Mp plana karşı dururken, 364’ü onaylarken muhalefet lideri Ed Milliband’ınd a aralarında bulunduğu 250 Milletvekili ise çekimser oy kullandı. CND kinci Başkanı Rebecca Johnson ise konuşmasında böylesi büyük bir bütçenin ülkede o kadar çok sorun varken, nükleere ve savunmaya yatırım yapılmasının yersiz ve gereksiz olduğunu vurguladı. CND İkinci Başkanı ayni zamanda İngiltere’de nükleere karşı başlattıkları ayaklanmanın tüm ülkeler için örnek olması gerektiğini ve daha büyük tepkilerin ortaya konulmasını da arzuladığını belirtti. 1980 li yıllarda Sovyetler’e karşı savunma adı altında tasarlanan ve 1990lı yılardan beridir aktif bulunan Trident deniz altı nükleer planı İngiltere’nin aktif olduğu tek nükleer plan. Günümüzde eskiyen ve kullanılmayan nükleer denizaltı planının yenilenmesine yönelik halen somut bir proje yok fakat bütçe görüşmesi büyük tepkilere yol açtı. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 15 Çete Üyesinin İşlediği Suçtan Tüm Çete Üyeleri Sorumlu Tutulacak Önümüzdeki yıl olacak Londra belediye başkanlığı seçimleri için adaylığını açıklayan, Lammy, Johnson’ın gençlerin hizmetlerine ayırılan bütçenin %90 kesilmesi için planlarının içeren evrakların ortaya çıktığını ve bunun çete suçlarını önlemekte büyük sorun yaratacağını yazdı. Lammy, gençleri suç işlemeye iten unsurlara bakılması gerektiğini ifade ederek şöyle yazdı: ‘‘Yanlış insanlarla zaman geçirmekten başka hataları olmayan gençleri toplayıp hapsetmek felaketin tarifesi. ‘‘Sayısız genç adamların hapse girip, girdiklerinden daha tehlikeli bireyler olarak çıktıklarını gördüm; yanlış yola sapan ve savunmasız gençler kendilerini ciddi suçlara sürükleyen acımasız kriminallerle tanışıyorlar. ‘‘Gerçek çözümler toplumlar içerisinde, adalet sisteminde değil. Gençleri suça iten unsurlara bakmamız gerekiyor. Bunun cevapları sayısız; imkanların sınırlı olması, toplumda çıkarları olmamaları, düşük arzu, ebeveynlerin eksikliği, rol model eksikliği.’’ Lammy, gençlere hizmetlerin kesilmesinin ciddi sorunlara yol açmaya devam edeceğini belirtti. Haber: Esra Türk Londra Büyükşehir Belediye Başkanı, Boris Johnson, çetelerle mücadele etmek için yeni bir proje devreye sokacak. Proje için belirlenen 3 pilot bölgeden birisi de toplumumuzun yoğun yaşadığı Haringey. Londra’nın üç belediyesinde denenecek plan,12 ay uygulanacak ve bir çete üyesi suç işlediğinde, aynı çeteye mensup, bilinen tüm üyeler aynı suçtan yargılanabilecekler. Belediye Başkanı’nın Polis ve Suç Birimi (Mayor’s Office for Policing & CrimeMOPAC) tarafından verilen 200,000 sterlin ile yürütülecek Shield projesi, Haringey, Westminster ve Lambeth belediyelerinde denenecek. Bıçaklama gibi suç işleyen bir çete üyesiyle birlikte, aynı çeteye üye olan diğer bireyler de çeşitli sivil ve kriminal kanunlarla yargılanabilecek, ya da belirli bölgelere giriş yapmaları yasaklanacak, ve ya zorunlu iş eğitimlerine tabi tutulacaklar. Londra’da, 13 yaşındaki gençlerin bıçaklama ve çete mensubu olmak gibi suçlardan tutuklanmaları, çeteleşme sorunuyla baş edilmekte zorluk çekildiğini gösteriyor. Gençlere yönelik hizmetlerin hükümetin kemer sıkma politikasına dahil edilmesi de sorunun büyümesine yol açtığını gösteriyor. Pilot çalışmaya ilişkin, Johnson şöyle konuştu: ‘‘Çete suçları Londra’da düşüşte, ama azınlık sayıda olan gençler hala çetelere katılmaya devam edip ciddi suçlar işliyorlar. Bu çete üyelerine açık bir ültimatom verme zamanı geldi-polis sizin kim olduğunuzu biliyor ve çetenizde herhangi biriniz çizgiyi aşarsa her üye sonuçlarına katlanır. ‘‘Şehrimizde şiddete kesinlikle yer yok ve Shield aracılığıyla çete suçlarını tamamıyla yok etmek için çabalarımızı iki katına çıkartıyoruz.’’ Kürt ve Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı ve çetelerle sıkça gündeme gelen Haringey bölgesinde projenin uygulanmasını olumlu karşılayan belediye meclis başkanı Claire Kober, olumlu sonuçlar alınacağına inanıyor. Kober şöyle konuştu: ‘‘Yerel bölge halkının çetelere ilişkin endişelerine hitap etmek için, Haringey belediyesinde var olan olumlu çalışmalara destek verecek bu pilot projede yer alma fırsatını memnuniyetle karşılıyoruz. ‘‘Polis ve MOPAC ile yakından çalışmak yanı sıra, sosyal yardım ve danışmanlık projeleri aracılığıyla çete üyeleriyle birlikte çalışıyoruz ve çetelere katılma riski olanlarla birlikte çalışıp doğru kararlar almalarına yardımcı oluyoruz. Bu çalışmaların birleşmesi ve açıklanan projeyle birlikte yaşanan ciddi şiddet ÇETE SUÇLARI TOPLUMSAL SORUNLARA BAĞLI TUSC’dan (Sendika ve Sosyalist Koalisyonu), Tottenham milletvekili adayı, Jenny Sutton, çete suçlarını diğer suçlar gibi toplumdaki sorunlara bağlı olduğunu ve lisede ödenen harçlar gibi gençlere hizmetlerin kesilmesinin gençleri suç gibi çıkmaz yollara ittiğini ifade etti. Öte yandan da, tüketici kültürünün materyal eşya elde etme hevesini yarattığını ve bunlara sahip olma ihtiyacının gençleri çetelere katılmaya ittiğini belirtti. Pilot çalışmayla ilgili açıklamada, polis ve önemli toplum temsilcilerinin çetelerle irtibata geçip ‘Shield’ çalışmalarını anlatılıp, işledikleri suçların toplum içerisinde tahammül edilmeyeceğini açıkça vurgulanacağının belirtiliyor. Projenin diğer bir hedefi ise, çetelerden ayrılmak isteyen gençlere destek sunulması. POLİS KAYITLARINA GÖRE LONDRA’DA 86 ÇETE BULUNUYOR suçlarının ve çeteye bağlantılı suçların belediyemizde azalmasına yardımcı olacağına inanıyorum.’’ Belediye başkanlığının yaptığı açıklamada, Londra’da çetelerin silahlı suçların %40’ından ve kayıt edilen şiddet suçlarının %17’sinden sorumlu oldukları belirtiliyor. DAVİD LAMMY: JOHNSON HALEN SORUNU ANLAMIŞ DEĞİL Tottenham milletvekili, David Lammy, Evening Standard gazetesinde yazdığı yazıda, bu uygulamayı eleştirdi ve Johnson’ı çete suçlarına ilişkin sorunları anlamamakla suçladı. Londra Polis biriminin (Metropolitan Police) son verilerine göre Londra’da 186 çete bulunuyor, bunların da toplamda 3,600 üyesi olmakta. Bunların 58 tanesinin tam olarak aktif oldukları ve birinci sınıf uyuşturucu satışı, silah kullanımı, soygun ve şiddet suçları gibi suçlar işledikleri bildirildi. Grup Şiddeti Müdahalesi olarak bilinen bu pilot çalışma daha önce New York dahil olmak üzere, ABD’nin çeşitli şehirlerinde uygulanmış ve başarılı sonuçlara yol açtığı bildirildi. Fakat, başarılı olduğu bölgelerde, gençlerin gidecekleri ve zaman geçirebilecekleri faydalı ortamlar yaratan, gençlik merkezleri gibi, yerler de yoğun olarak bulunmakta. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 16 Day-Mer’de Ferguson’dan Tottenham’a Konulu Toplantı Gerçekleşti Black Lives Matter (Siyah Hayatlar Önemli) adında- ABD’nin Ferguson kentinde polisin siyah genci Michael Brown’ı öldürmesi sonucunda- başlatılan kampanya dahilinde, Day-Mer’de dayanışma toplantısı düzenlendi. Tottenham’da, 2011 yılında siyahi Mark Duggan’ın polis tarafından öldürülmesi sonucunda yaşanan ayaklanmalar, Ferguson ile ortak yönler paylaşmasından dolayı, Ferguson’dan Tottenham’a- #FergusonToTottenham- başlığı kullanıldı. Ferguson Dayanışma Turu dahilinde gerçekleşen toplantıda, ‘anlamsız başka ölümler olmasın, başka cinayetlerin üstü kapatılmasın, adaletsizliğe son’, sloganı kullanıldı. Pazar günü, Tottenham’da bulunan Day-Mer, Kuzey Londra Toplum Merkezinde, gerçekleşen toplantıya, Mark Duggan’ın annesi Carole Duggan’da katıldı. Polis şiddetine ve ırkçılığa karşı çalışma yürüten bir çok aktivistin katıldığı toplantıda Day-Mer’den, öğretmen ve sendikacı Oktay Şahbaz’da konuşmacı olarak yer aldı. Şahbaz konuşmasına etkinliğin gerçekleşeceğinden dolayı, bilgi almak için, polisin Day-Mer’i bir çok defa ziyaret ettiklerini fakat ‘çay içip, börek yemekten başka’ bir şey elde edemediklerini anlatarak, konunun ciddiyetine Parlamentoda “Kıbrıs sorunu: Ekonomik krizler ve hidrokarbon” Paneli Türkiye Araştırmalar Merkezi Ceftus, Ekim ayından bu yana askıda olan Kıbrıs sorununu İngiliz parlamentosuna taşıyor. Geçen yıl Şubat ayında başlayan ve Ekim ayında Rum tarafının, Türkiye’nin doğal gaz arama çalışmalarını gerekçe göstererek durdurduğu müzakere sürecinin akıbeti belirsizliğini sürdürürken yapılacak toplantı 3 Şubat günü İngiliz Parlamentosu’nda gerçekleştirilecek. Toplantıya mizahi bir yaklaşımla başladı. Polisin ‘öldürdüğü değil, katlettiğini’ belirten Şahbaz, Gezi eylemleri sırasında Türk polisinin katlettiği, ve katilinin mahkemeden serbest ayrılan, Ali İsmail Korkmaz ve Kürdistan’da, yine Türk polisi tarafından katledilen, 12 yaşındaki, Nihat Kazanhan ve, 14 yaşındaki, Ümit Kurt’un örneklerini verdi. Bu cinayetlerin Mark Duggan ailesiyle Day-Mer’i bir araya getirdiğini anlatan Şahbaz, birlik ve dayanışmanın adalet bulmak için önemli olduğunu belirtti. Sahbaz, 2011 yılında Tottenham’da başlayan ve Londra’nın farklı bölgelerine yayılan ayaklanmaların, sosyal sorunlar, ve gençlik merkezlerinin kapatılması gibi unsurlardan kaynaklandığını belirtti. Şahbaz, Tottenham’ın siyahi milletvekili, İşçi Parti’li David Lammy’in, o ayaklanmaların hükümetin kesintileriyle bağlantısı olmadığını söylediğini, bunun da toplumu doğru temsil edemediğinin anlamına geldiğini ifade etti. Sözlerine göçmen toplumların birlikte çalışmaları gerektiğini söyleyerek bitiren Şahbaz, ana-akım partilerinin yabancı karşıtlığıyla toplumları bir birlerine karşı getirmeye çalıştıklarını söyledi. konuşmacı olarak Toplumcu Demokrasi Partisi Genel başkanı Cemal Özyiğit ile partinin Dış İlişkiler Sekreteri ve genel sekreter yardımcısı Deniz Birinci konuşmacı olarak katılacaklar. “Kıbrıs sorunu: Ekonomik krizler ve hidrokarbon” başlıklı toplantı, parlamentonun ek çalışma binası olan Portcullis House’un 10 numaralı komite odasında yapılacak. Saat 19.00’da başlayacak toplantıda konuşmacılar, enerji ve doğal gaz arama çalışmalarının Kıbrıs sorununa etkilerine yönelik görüşlerini paylaşacaklar. Toplantıya ilişkin bilgi veren Ceftus Direktörü İbrahim Doğuş, Kıbrıs sorununun, garantör ülkelerden birisi durumunda olan İngiltere’de de yakından takip edildiğine dikkat çekerek, söz konusu toplantı ile Kıbrıs sorununa yönelik toplantılarını da yoğunlaştırmayı hedeflediklerini kaydetti. Toplantıya katılmak isteyenler www.ceftus.org u ziyaret edip kayıt yapabilecekleri gibi info@ceftus. org adresine email yazarak ta kayıt yapabilirler. ‘Kadınlar erkeklerden daha inançlı’ Londra Eğitim Enstitüsü Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Konseyi tarafından yapılan araştırmada, tanrıya ve ölümden sonra yaşam olduğu inancına kadınlar daha fazla eğilim gösteriyor. Araştırmaya göre kadınların yüzde 63’ü ölümden sonra yaşam olduğuna inanırken, erkeklerde bu oran yüzde 36 olarak dikkat çekiyor. Bununla birlikte erkeklerin yüzde 54’ü ateist veya agnostik olduklarını söylerken, kadınların sadece yüzde 34’ü bu eğilimi gösteriyor. Bu araştırma, yaşları 40 dolayında olan 9 bin İngiliz üzerinden yapıldı. Çoğunluğu bir dine inanmadığını belirtiyor. Ama Hıristiyan, Müslüman, Yahudi, Budist ve Hindu olanlar da var. Araştırmayı değerlendiren Profesör David Voas, “İnananlar arasında, kadınlar erkeklere göre çok daha kesin duruyorlar. İnanmayanlar arasında ise erkekler kadınlara göre daha kesin bir pozisyondalar” dedi. Örneğin ateistler bir bütün olarak ele alındığında, hiçbir kuşkuya yer vermeden tanrının ve ölümden sonra yaşam olmadığını söyleyen erkeklerin sayısı daha fazla. Bunun neden böyle olduğu konusunda hiçbir neden sunulmuyor. Profesör Voas, “Dine ilişkin diğer birçok soru gibi, getirilecek belirgin bir açıklama yok” dedi. Araştırmada cinsiyetler arasındaki farkın dışında, dinler arasındaki farklılıklar da ele alınıyor. Buna göre Müslümanlar arasında tanrıya ve ölümden sonra yaşam olduğuna inananların sayısı daha fazla. Araştırmaya katılan Müslümanların yüzde 92’si hiç kuşkuya yer vermeden tanrı ve ölümsen sonra yaşam olduğunu söylerken, evanjelistlerin yüzde 71’i aynı güvenle konuşuyor. Diğer dini topluluklar, bu duruma daha kuşkulu yaklaşıyorlar. Katoliklerin sadece yüzde 33’ü tanrının varlığını zan altında bırakmaktan uzak duruyorlar. Anglikan, metodist ve Presbiteryenlik gibi diğer Hıristiyan azınlıklar arasında bu oran, yüzde 16 ile daha düşük bir seviyede. Araştırma ayrıca tanrı inancı ile ölümden sonra yaşam olduğu inancı da birbirinden ayrıştırıldığını gözler önüne seriyor. Agnostiklerin dörtte biri ölümün nihai bir son olmadığını söylerken, inananların üçte biri ölümden sonra başka bir şey yaşanmayacağına belirtiyor. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 17 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 18 Bozcader 7. Dönem Yönetim Kurulunu Belirledi Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Bozhüyük ve Camiliyurt köylerine ait, 2008 yılında kurulan yöre derneği, Bozca-der, yedinci yönetim kurulunu ve yeni başkanını seçti. Pazar günü, Tottenham’daki binalarında gerçekleşen genel kurulu süresince satın aldıkları binanın masrafları, genel giderler ve aidat ödemeleri üzerinde konuşuldu. Faaliyet ve mali raporların okunmasının ardından divan kurulu, delegelerden soru ve görüşlerini aldılar. Altıncı dönem yönetimi, faaliyet ve mali raporların oy çoğunluğuyla aklanmasının sonucunda görevlerinden ayrıldılar. Yedinci dönem yönetim kurulunda yer almak üzere seçilen isimler oy çoğunluğuyla kabul edilmeleri üzeri görevlendirildiler. Eski başkan Turabi Keskin, son olarak söz alarak yeni yönetim kuruluna çalışmalarında başarılar dilediğini ve eski yönetim kurulu üyeleri olarak deyimlerini kendilerine aktarmaya hazır olduklarını belirterek, desteğini sundu. Kongre böylece sona erdi. Yeni yönetim kurulu ertesi gün toplanarak görev dağılımı yaparak İrfan Sağır’ı dernek başkanı olarak seçtiler. Yeni dönem yönetim kurulu, görev dağılımıyla, şöyle: başkan: İrfan Sağır; başkan yardımcısı: Ergül Kömür; genel sekreter: Mehmet Korkmaz; sayman: Hüseyin Kömür; sayman yardımcısı: Fatma Öz Yıldız; gençlik kolları: Neriman Kalaycı, Pınar Polat; kadın kolları: Leyla Küçük, Fadime Arslan; eğitim ve sağlık: Meral Boztepe Kömür, Pınar Polat; halkla ilişkiler: Seyit Kömür, Ersan Güneş, Hullusi Korkut. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 19 ‘‘Kızılbaşlık ve Ezidilik’’ Paneline Yoğun İlgi Kırkısraklılar Dayanışma Merkezi, Tarihsel süreçde ‘‘Kızılbaşlık ve Ezidilik’’ konulu bir konferans düzenledi. Pazar günü Kırkısralılar dayanışma merkezinde yapılan panele çok sayıda dinleyici katıldı. Konferansa eski Sovyet Ezidileri ve Hakikatçılar üzerine araştırmalarıyla bilinen araştırmacı yazar Ali Haydar Ülger ve Alevilik üzerine araştırmalarıyla bilinen araştırmacı yazar Ahmet Güven konuşmacı olarak katıldı. Bugün Ezidilere dayatılan soykırım, Kızılbaşlara karşı uygulanan baskıcı politikaların tarihsel geçmişi ile birlikte irdelendi. Kızılbaşlık ve Ezidilik konusunda dinleyiciler bilgilendirildi. Yapılan sunumlardan sonra verilen aranın ardından ikinci bölümde soru cevap bölümüne geçildi. Dinleyicilerin ilgiyle dinlediği ve sorularıyla katıldıkları konferanstan sonra Ali Haydar Ülger” Hakikatçı Alevilerde Mizah Kültürü” adlı kitabını okuyucular için imzaladı. 20 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 21 Yunanistan’da Syriza İle Yeni Dönem Yunanistan’da hafta sonu yapılan erken genel seçimlerden zaferle çıkan Syriza lideri Alexis Tsipras, yemin etti. Tsipras, dini yemin etmedi. Tsipras, sadece Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas’ın önünde siyasi yemin etti ve Başpiskopos’un huzuruna çıkmadı. Başkent Atina’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Papulyas huzurunda yemin eden Tsipras, “Her zaman Yunan halkının çıkarlarına hizmet edeceğine” dair söz verdi. İncil’e el basmadan yemin eden Tsipras; her zaman olduğu gibi, törende de kravat takmadı. Böylece 40 yaşındaki Tsipras, Yunanistan’da son 150 yılda başbakanlık görevine gelen en genç isim oldu. KABİNE ÜYELERİ DE YEMİN ETTİ Yunanistan’da radikal sol Syriza’nın seçim zaferinin ardından kabine üyeleri salı günü yemin etti. Kendisini “dengesiz Marksist” olarak tanımlayan ve AB ile kemer sıkma politikaları pazarlığını yürütecek olan Maliye Bakanı Yanis Varufakis’in yanı sıra kabinede öne çıkan bir diğer isim ise Sağlık Bakanı Panagiotis Korumblis. 63 yaşındaki Korumblis ülkenin ilk görme engelli Mısır’da 20 ölü 82 Yaralı ‘Mısır baharı’nın başladığı 25 Ocak 2011’in yıl dönümünde, muhalif grupların başta Kahire olmak üzere birçok kentte yaptığı protesto gösterilerinde en az 20 kişi öldü, 82 kişi de yaralandı. Mısır’da darbe ile devlet başkanı olan Sisi’ye ‘git’ çağrısının yapıldığı gösterilerde kan akmaya devam ediyor. Gösterilerin sürdüğü Başkent Kahire’nin Matariye bölgesinde polisin göstericilere müdahalesi devam ediyor. İskenderiye, Kahire ve Bahira kentlerinde gerçekleşen darbe karşıtı gösterilerde biri polis 8 kişi yaşamını yitirdi. Başta Kahire olmak üzere, Giza, Şarkıye, Garbiye, Dimyat, Bahira, Kalyubiye, Minya, Feyyum, Beni Süveyf, Süveyş kentlerinin çeşitli noktalarında gösteriler düzenlendi. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Abdel Latif, gün boyunca düzenlenen gösterilerde en az 150 kişinin gözaltına alındığını söyledi. bakanı olarak tarihe geçti. Yunanistan medyasına göre ailesi Osmanlı döneminde Karadeniz kıyılarından Yunanistan’a göçen Pontuslardan olan bakan, görme yeteneğini 10 yaşında İkinci Dünya Savaşı döneminden kalan bir bombanın patlaması sonucunda kaybetmiş. Korumblis daha önce sosyalist parti PASOK’tan vekil olarak görev yapmış. Kabinede 6 kadın Guardian gazetesi ise kabinede toplam 39 kişinin görev yapacağını bunlardan altısının ise kadın olduğunu yazdı. Ülkenin yeni başbakanı Aleksis Tsipras kabinedeki bakan sayısını 19’dan 11’e indirirken, koalisyonun küçük ortağı olan sağ parti Bağımsız Yunanlar’ın lideri Panos Kammenos ise Savunma Bakanı oldu. Kammenos’un partisi de kemer sıkma politikalarına karşı bir siyaset yürütüyor. Ancak göçmenlik gibi konularda oldukça katı bir çizgisi olan partinin ekonomi politikları dışındaki duruşunun koalisyonun geleceği hakkında endişe yaratabileceği düşünülüyor Filpinler’de Müslüman İsyancılarla Polis Çatıştı: 37’si Polis 43 Ölü Filipinler’in Maguindanao eyaletindeki Mamasapano semtinde iki Cemaati İslamiye mensubu teröristi tutuklamaya çalışan polisler hiç ummadıkları bir çatışmanın içine düştüler. Olayda 6 isyancı ve 37 polis memuru hayatını kaybetti. Yetkili makamlar açıklamalarında bu iki kişinin Malezyalı Zulkifli bin Hir ve Filipinli Basit Usman olduğunu açıkladı. Açıklamada ayrıca Zulkifli’nin yakalanmasını sağlayana 5 milyon dolar ve Usman’ın yakalanmasını sağlayana 1 milyon dolar ödül verileceği belirtildi. 22 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 23 Mevzubahis Kürtlerse ‘devrimcilik’ teferruattır! Celal Başlangıç-T24 Küba’da Che, Vietnam’da Le Duan, Meksika’da Marcos enternasyonalizmine varıp da... Kobanê’de IŞİD çetelerine karşı Kürtlerin zaferini görüp dumura uğramış, neredeyse «Türk-İslam sentezcileri”yle benzeşenler için yazılmıştır bu yazı. Başkalarının alınmasına gerek yoktur. Şeyh Bedrettin müridi Börklüce Mustafa’ydın Karaburun’da. Mustafa Suphi oldun, Ethem Nejat oldun Karadeniz’de. Bursa Mapushanesinde yatan Nazım’dın. Che’ydin, Fidel Castro’ydun Sierra Maestra Dağlarına çıkan. Le Duan’dın Vietnam’da. Bayılırdın bağırmaya: “Ho ho Ho Şi Min Daha fazla Vietnam Ernesto’ya bin selam!” Lübnan’dan haber veren “radyo ajanslarında” duydukça “Sağcı Hıristiyanlarla” çarpışan “Dürzi Milisler”i.... Beyrut varyantlarında, bilimin aydınlığı için savaşmanın hayaliyle yanıp tutuştun. Ergenlik düşlerindi Ortadoğu’da bir El Fetih gerillası olmak. Nikaragua’da Sandinist Ortega’ydın. Meksika’da Zapatista, Sri Lanka’da Tamil Kaplanı... Şili›de «Venseramos”tun, “Kıralım zincirlerimizi...” Venezuela’da Chavez bile oldun. Mahir’din, Deniz’din, Hüseyin’din, Yusuf’tun. Ama bir türlü yüreğinde buluşamadı onlar Kaypakkaya’yla. Ahmet Taner Kışlalı için tuttuğun yasta yarım santim yer açmadınMusa Anter için. Sen de karşıydın din savaşlarına. Gericiliğe karşı tek kutsalındı “aydınlanma”. Çağ dışı bir anlayışın, yobaz bir gericiliğin düşmanıydın hep. Ama bir türlü yüreğin yetmedi, “Ya Kobanê ya barbarlık!” demeye. Gençlik düşlerini süslemişti Filistin gerillaları. Hayallerinde kaç kez göğüs göğüse çarpışmıştın El Karamek’de. Şartlar denk gelmedi bir türlü... Hayat işte! Pörsüdü inançların, devrimciğini evirdi konformizm. Boşluktaydın yıllarca. Yine de yüreğini bir tel olsun kıpırdatmadı Suruç kadar yakın Kobanê’nin özgürlük savaşçıları. Hayatlarını koymuşlardı oysa düşlerinin önüne. Ölümleri bile bir işe yarasın istiyorlardı. Halkı özgür, insanları eşit bir ülkenin peşine düşmüşlerdi. 17’den 77 yaşına kadar hepsi gencecik savaşçıydılar. İnançlıydılar hem de nasıl. “Ağız dolusu gülmenin” de, yanık bir türkü tutturmanın da, “gelecek güzel günleri” anlatan bir devrim marşı söylemenin de ustasıydılar. Kör inançlarla afyonlanmış, ortaçağdan bugüne kan içe içe yürüyen düşmana karşı bir adanmışlıktı ölüme karşı çektikleri kılıç. Bilgiyle bilemişlerdi hayatlarını. İlk gençliğinden beri kadın özgürlüğünün de, cinsiyetsiz bir direnişçinin de simgesiydi sende Leyla Halid. Ama bir türlü göremedin, neredeyse Batı’nın moda dergilerine kapak olacak güzellikteki kadınların vücudunu bomba yapıp tankların üzerine yürümesini. Batista diktatörlüğüne karşı Küba dağlarına çıkan Che ile Fidel’le yan yana, omuz omuzaydın da... Yanlarına bile yaklaşmak istemedin Miştenur tepesini ele geçiren Kobanê savaşçılarının. Vietnam’daydın, Kamboçya’daydın, Nikaragua’daydın da... Bir türlü gidememiştin Şengal›e, Mahmur’a, Kobane’ye. Dinin siyasete alet edilmesine karşıydın hep. Bırak siyaseti, dini savaşa alet edenlere karşı dövüşenlerin bile yanında olmayı beceremedin “Aman Kürtler kazanmasın” diye. Mümkünse görmemeye çalıştın, kendisi gibi olmayan herkesin kafasını kesen, kadınları köle olarak pazara süren canileri. Bayılırdın “Yaşasın Halkların Kardeşliği” diye bağırmaya 1 Mayıs alanlarında. Ama, Paramaz kadar Ermeni, Kızılbaş kadar Alevi olmaya korktun. Ne Mustafa’nın Suphi’siydin Kobanê’de, ne de Ethem’in Nejat’ı... Che’nin kızıl yıldızlı beresine, Fidel’in Havana purosuna, Subcomandante Marcos’un piposuna yetti de yüreğin... Arin’in yeşil, kırmızı, sarı fuları, Azad’ın poşusu olamadın Kobanê’de. Bağımsızlık, özgürlük senin karakterindi oysa. İşte tam da onu yaptılar Kobanê’de. Ülkelerini ve insanlarını savunmak için sarıldılar silaha. Ne başkalarının toprağına göz diktiler, ne de tek mermi attılar hayat alanlarının dışına. Yıllardır savunduğun “haklı savaş” teorine bile “Elveda” dedin, hayallerindeki savaşı verenler Kürt olduğu için. Birden bire, hiç olmayı düşünmediğin bir gericiğe savruldun. “Tanrı Dağı kadar Türk” oluverdin, neredeyse “Hira Dağı gibi Müslüman” kesilecektin. İyi ki bu ülkenin devrimcileri senin gibilerden ibaret değildi. Şairin dediğince aynen: “Kızlarım, Oğullarım var gelecekte, Her biri vazgeçilmez cihan parçası.” Mahir’in, Deniz’in posterlerini bayrak yapıp aştılar dikenli terleri, mayınlı tarlaları. İspanya›daki Enternasyonal Tugaylar gibi daldılar Kobanê’ye. Barikatlarda can verdiler yoldaşlarıyla birlikte Türkiyeli devrimciler. Sınırda etten duvar ördüler Kürt kardeşleriyle omuz omuza, el ele... Halaya durdular Türkiye’deki kentlerin alanlarında Kobanê’nin zaferi için. Kürt olmadığı halde, Kürtlerin kentinde, Kürtleri savunmak için gitmedi sadece Kobanê’ye Suphi Nejat Ağırnaslı; bütün insanlar adına, bütün hayatları savunmak için almıştı Peremez Kızılbaş adını. Tam da onun gibiler için söylemişti şair: “Gözlerinden, Gözlerinden öperim, Bir umudum sende, Anlıyor musun?” Kobanê’de bozguna uğratılan sadece IŞİD çeteleri değildi. Bir sınır kasabası, bu ülkede “içinde küçük bir Kürt düşmanlığı taşıyan” herkesin gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya yetti. Ne de olsa senin için mevzubahis Kürtler olunca, “devrimcilik” teferruattı. Aslında Kobanê, geçmişteki başkaldırıların simgeleriyle maskelenmiş sahte devrimciliğin de tabutuna son çiviyi çaktı! 24 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 25 Şeker hastalığı: Tip 1 Diyabet Özlem Boztepe Şeker hastalığı, tıpta diyabet olarak bilinir ve iki çeşitten oluşur; Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabet. Bu haftaki konumuz Tip 1 Diyabet, gelecek hafta sizlere toplumumuzda daha yaygın olan Tip 2 Diyabeti anlatacağız. Tip 1 Diyabet Nedir ve Neden Olur? İnsanlar yemek yedikten sonra sindirim sistemi yiyeceği ufak biyokimyasal (karbonhidrat) parçalarına ayırır ve kandaki şeker seviyesi yükselir. Normal bir insanda, pankreastan gelen, insülin hormonu kanda dolaşan fazla şekerin, kemik veya yağ bezelerinde tutulmasına yol açar. İleride vücudun ekstra enerjiye ihtiyacı olursa veya vücut aç kalırsa, bu bezeler tuttukları şekeri kana tekrar salıp vücudun ihtiyacını görür. Tip 1 diyabette pankreasın insülin hormonu yapan hücreleri çalışmaz ve vücuda insülin salınmaz. Bu pankreas hücrelerinin neden çalışmadığının sebebi tam olarak tıpta belli değil, fakat bunun otoimmün bir sebepten olduğu söyleniliyor, yani vücudun kendisini tanımayıp yanlışlıkla kendisine saldırması. Tip 1 Diyabetin Semptomları Nedir? Tipik semptomlar: Susuzluk Yorgunluk Aşırı idrar bırakmak ve sık sık tuvalete gitme hissi, özellikle akşamları Kilo ve kas kaybı Tip 1 diyabet hastalarının vücudu insülin yapmasa da, vücut şaşkın bir hale girer. Kanda fazla şeker olduğunu biliyor ve vücut bunu hem atmaya çalışıyor (aşırı idrar), hem fazla susuyor (kan şeker konsantresi yüksek) hem de kilo kaybediyor çünkü kandaki şekeri tanımaz ve vücudun kemik ve yağ bezelerinde saklanmış şeker yok. Vücut aç olduğunu düşünür ve alternatif yollarda enerji elde etmeye çalışır, yani kendisini eritmekle. Tip 1 Diyabet Kimi Etkiler? Bu her yaştaki insanları etkileyen bir hastalık, fakat genellikle çocuk ve genç insanlarda ortaya çıkar, yani 30 yaşının altındaki insanlarda. Genel olarak şeker hastaların 10% tip 1 diyabettir. Teşhis Nasıl Yapılır? En yaygın ve kolay test, idrar testi. Normal insanın idrarında şeker olmaz fakat tedavi olmamış diyabet hastaların idrarında şeker bulunur. Özellikle tip 1 diyabet hastaların idrarında kimyasal ketonlar bulunur. Bunun yanı sıra doktorunuz kan testi yapabilir ve bu normalinde sabah erkenden aç karınla yapılır ve tekrar kanda şeker seviyelerine bakılır. Yukarıdaki semptomlar yetişkin insanlarda birkaç aydan sonra tam olarak ortaya çıkabilir fakat çocuklarda çok çabuk, yani bir kaç gün veya hafta içinde ortaya çıkabilir. Buradaki en önemli noktalardan birisi çocuklarınıza dikkat etmeniz; hemen teşhis yapılmazsa semptomlar ilerleyip hasta komaya girebilir. Tedavisi Nedir? İnsülin hormonu iğneleri hastalığı kontrol altında tutar. Anında uyumanızı sağlayacak teknik Yatağa yatıyor ancak uyumakta güçlük çekiyorsanız bu nefes tekniği ile hızlıca uyuya kalabilirsiniz. Dr. Andrew Weil’in sinir sitemini sakinleştiren 4-7-8 tekniği diye adlandırdığı bu teknik ile hızlıca uyuyakalmak mümkün. Bu tekniği yoğun stres yaşadığınız dönemlerde de rahatlamak için uygulayabilirsiniz. İşte izlemeniz gereken yol: 1. Dilinizin ucunuz üst ön dişlerinizin arkasındaki damağa yerleştirin ve egzersiz boyunca orada tutun. 2. Ağzınızdan nefesinizi verin. 3. Ağzınızı kapatın ve burnunuzdan sakince 4’e kadar sayarak nefes alın. 4. Nefesinizi tutun ve 7’ye kadar sayın. 5. Yine ağzınızdan 8’e kadar sayarak bütün nefesi verin. 6. Bu bir tura eşittir. 4 tur olacak şekilde bu egzersizi tekrarlayın. Görme engelli anne, bebeğini bu gözlükle gördü Teknoloji dünyası 2015’i müthiş bir olayla karşıladı. Görme engelli anne, taktığı özel gözlük sayesinde dünyaya yeni getirdiği bebeğini gördü. Huffington Post’un haberine göre; Kathy Beitz çocukluğundan bu yana görme engelli. En büyük isteği ise, oğlunun doğduğu ilk gün onu görebilmekti. Görme engelli kişiler için özel gözlükler üreten eSight şirketi, Beitz’in isteğini öğrenip harekete geçti. Bu özel gözlüklerden birini bir günlüğüne genç anneye ödünç verdi. Genç anne, yaşadığı anları “Hayatta gördüğüm ilk bebeğin benim bebeğim olması çok etkileyici Ayakları eşiminkilere ne kadar da çok benziyor. Eşimin ona nasıl baktığını görmek de inanılmaz güzel bir duygu. Bebeğime âşık oldum” diye ifade etti. GÖZLÜKLERİN TANESİ 10 BİN STERLİN Gözlükler, görme kaybı yaşayan insanlara, gelişmiş bir bilgisayarla gerçek zamanlı bir video sunuyor. Kamera ve görüntü teknolojisinin kullanıldığı gözlüklerin tanesi 10 bin sterlin. Huffington Post’a konuşan abla Felix de görme engelli. Bu teknolojiyi kullanmaya tüm aileyi nasıl ikna ettiğini bu sözlerle anlattı: “Ben, çocuklarım doğduğunda onları göremedim. Kathy benim yaşadığım zorlukları yaşamak zorundaydı. Gözlükleri ilk denediğimde bir çocuğum 6 diğeri 2 yaşındaydı. Kathy bu gözlükleri denediğinde 5 aylık hamileydi ve biz onun bebeğini doğduğunda görebileceğini anlamıştık. Bebeğinin nasıl göründüğünü bilecekti.” Ağrılara davetiye çıkarmayın Bel ve boyun ağrısı ofis çalışanlarının peşini bırakmıyor… Bilgisayar karşısında geçirilen uzun saatler ve masa başında yanlış oturuşlar boyun, sırt ve bel ağrılarını kaçınılmaz kılıyor. “Kimin ağrımıyor ki!” dedirten bu şikayetler özellikle ofis çalışanlarının peşini bırakmıyor. Zira ekran karşısında farkında olmadan kamburlaşmamız ve o pozisyonda saatlerce hiç kalkmadan ekrana bakmamız teknolojik ağrılara davetiye çıkarıyor. Omurganız için dik oturun Sırtınız dik, kalçanız geriye dayanmış şekilde oturmanız çok önemli. Oturuş şekli kadar oturulan koltuk da büyük önem taşıyor. Özellikle ‘müdür koltuğu’ denilen koltukta , koltuk bütün gösterişine rağmen ortopedik özellikte olmadığı için, oturulduğunda ister istemez önde oturmak gerekiyor ve bel desteksiz kalıyor ki bu son derece sağlıksız bir oturuş şekli. Sandalyeniz bacak boyunuza uygun olsun Oturduğunuz ortopedik sandalyeyi kullanmayı bilmeniz gerekiyor. Yüksekliğini bacak boyuna göre ayarlamalısınız. Ayağınız yere değmeli. Doğal oturuş şekli, ayağınız yere değdiğinde dizinizin 90 derece kıvrıldığı şekildir. Masaya fazla eğilmeyin Çalışanların farkında olmadan çok sık yaptıkları hatalardan biri, işlerinin yoğunluğuna kapılıp masaya doğru fazla eğilmeleri adeta klavyenin tuşlarına kapanmaları.Siz siz olun masayla aranızda mesafeyi koruyun. Öne doğru eğilmekten kaçının ve bunu hep aklınızda tutun. Laptop’u dizinizin üstüne koymayın Laptop kullananlar hep önlerine doğru bakıyorlar. Çoğu kişi dizlerinin üzerine koyup öyle çalışıyor. Oysa bu doğru bir duruş değil ve son derece riskli. Ekran karşımızda, göz seviyemizde durmalı. Bu,kafamızı dik tutup boynumuzun yorulmasını önlemek için gerekli. Sürekli önünüze bakarak çalışmayı adet haline getirirseniz boyun ve sırt ağrılarınız kaçınılmaz olur. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 26 Londra’da unutulmaz konser Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu’nun sahne aldığı gecede, konuklara unutulmaz bir müzik ziyafeti sunuldu. Türkiye’nin sevilen sanatçıları Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Londra’da düzenlenen konserde aynı sahneyi paylaşarak konuklara unutulmaz bir gece yaşattı. Highbury Islington bölgesinde bulunan tarihi kilise Union Chapel sahnesinde dinleyicilerin karşısına çıkan üçlü, en çok beğenilen parçalarını seslendirerek salonu dolduran kalabalığın büyük beğenisini topladı. Union Chapel’i dolduran coşkulu kalabalık konserin bitiminde dakikalarca ayakta alkışlayarak sanatçıları sahneye yeniden çağırdı. Tekrardan sahne alarak organizasyonu tamamlayan üç önemli sanatçı büyük beğeni topladı. Canan Sagar `13` adlı albümünü müzik severlerle buluşturuyor Haber: Erem Kansoy Toplum içerisinde üretken, renkli ve sevilen simalardan Canan Sagar, piyasaya sürmeye hazırlandığı “13” albümünde çocuk gelinler, toplumsal dayatmalar, acılar ve sürgünler ile ilgili bir çok sosyal mesajı da dinleyicilere aktarıyor. Londra’da hayatına devam eden, iş hayatı ile birlikte profesyonel müzik yaşantısını da sürdüren Canan Sagar, bir çok sosyal mesaj içeren ilk albümü “13” ile ilgili ayrıntıları Telgraf okuyucuları ile paylaştı. İlk albümünüz “13”te söz ve müzik size ait. “13” albümü bir çok önemli mesajı da içinde barındırıyor. Böylesi anlamlı sözleri ne zaman yazmaya başladınız ve sizin için ne anlam taşıyor? “Aslında benim için duygularımı, gördüklerimi, öğrendiklerimi yazmak çocukluğumda başladı, konuşmaktansa yazmak daha kolaydı. Sokakta yaşayan insanlardan gurbetin eski zamanlarda ki yaşattığı zorluklara, ayrılıklardan koca evrende kendini yapayalnız hisseden insanlara varana kadar insana dair bir çok yaşanmışlık beni derinden etkiledi ve taşıp kağıt ve kaleme yansıdı; bir nevi terapi gibi bir şeydi.” Albümde yer alan parçalar ve içerdiği mesajlar ile ilgili kısaca bilgi verirmisiniz? “ ‘Kanatsız Gökyüzünde (Anne)’ birey olarak büyümeye çalışırken toplumun dayattığı ve sana ters gelen düşünce ve yaşama biçimlerini red eden gençlerin yalnızlığını vurguluyor ve bir çok insanda olduğu gibi ‘kişi’ en yakın gördüğü anneye sığınıyor. Aynı zamanda, ‘Yalnız Büyür Çocuklar’ söz ve müziği sevgili Engin Sagun’a ait ve bu eserde çocukların bir yerde yalnız büyüdüğünü ve belki de annelerin yanılmış olabileceğini sorguluyor. ‘Duman Tüter Efkar’ yaşadığımız düzende insana yaşatılan düzenbazlığı vurguluyor ve sisteme ‘bal eylettin acıları bilmedik sanma’ diyor. Acılardan, sürgünlerden, katliamlardan, yıkımlardan geçen toplumların özellikle gurbette yaşadıkları duyguları biraz olsun anlatmaya çalışıyor; bu duyguları yaşayan insanların hüzünü hiç bitmiyor.” Albümün yapım aşamasında kimlerle çalıştınız? Müzik hayatınıza nasıl başlayıp, devam ettirdiniz? “Gitar derslerine sonradan hayatımda bir abi yakınlığında olacak kadar seveceğim Sedat Sarıcı ile başladım. Her ne kadar gitar öğrenme dersleri olsa da bestelerimi derslere katmaya başladıktan sonra derslerimiz söz, müzik, beste, aranje gibi bir çok konuyu ele aldı; sonrasında Birkbeck üniversitesinde bir sene bestecilik üzerine okudum ve böylece alaylı biri olarak müzikle ilgili eğitim hayatım da başlamış oldu. Sedat hoca bu yolda hayatımdaki en önemli insanlardan biri ve ondan öğrendiklerimle bugün hala yürüdüğümü söyleyebilirim. Bu albümdeki bana ait eserleri 10 sene önce o derslerde yaptım ve yıllar içinde bir çok yeni beste yapsamda ilk göz ağrım olan ‘13’te ilk şarkılarımın yer almasını tercih ettim.” İlk albümünüz “13” hakkında kısa bir değerlendirme yaparmısınız? “ ‘13’ün hikayesi gelmiş geçmiş yeryüzünün en büyük acılarından birini ele alıyor; çocuk cinsel taciz, tecavüz, çocuk gelinler gibi çocukluğunu yaşayamadan bu dünyanın çirkinliklerine şahitlik etmek zorunda kalan o masum çocukları anlatıyor. Aslında yakından takip ettiğim bir davayı anlatmıştım fakat yaptığım araştırmalardan sonra sözleri genelleştirmek durumunda kaldım.” “ ‘13’e gönlünü katan sözleriyle müzikleriyle eşlik eden çok değerli isimler oldu. Sevgili müzik yönetmenim, artık can arkadaşım olan Murat Çorak kayıt aşamasında emeğin çoğunu üstlendi. Söz ve müzik olarak ‘13’ü paylaştığımız değerli isimler arasında Sedat Sarıcı, Engin Sagun, Murat Çorak, Berna Eroğlu, Mustafa Seydim ve Atullah Korkmaz’da yer aldı. Birlikte paylaşarak yürümenin o müthiş tadını yaşatan herkese bir kez daha yürek dolusu teşekkür ederim.” Son olarak eklemek istediğiniz şey… “ İnsan hiç bir şeyi tek başına yapmıyor; aile, eş, dost, dinleyici, uzaktaki yakınlar ve hayatta bir çok paylaşımda olduğumuz insanlar çoğu zaman farkında olmadan etken oluyor. Desteklerini bugüne kadar esirgemeyen o güzel insanlar iyi ki varlar!” Canan Sagar “13” adlı ilk albümünü 1 Şubat Pazar günü, 77 Bounces Road Edmonton London, N9 8HX adresinde Türkü Art Cafe’de saat 18:00 ile 21:30 arasında tanıtım etkinliğini gerçekleştirecek. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 27 Kobanê zafere giderken... Amed Dicle Kobanê savaşı 15 Eylül’de başladı ve yaklaşık beş ayın sonunda Kobanê şimdi zafere doğru yol alıyor. Çatışmalar şu an ağırlıkla kentin doğu cephesinde devam ediyor. Batı cephesi uzun zaman önce DAİŞ çetelerinden temizlenmişti. Güney cephesinde ise Kürt güçleri hâkim. Bu iki cephede YPG/YPJ güçleri, kentin dışındaki köylerde de operasyon yapıyor. Bu operasyonlarda DAİŞ çete grupları aşamalı olarak geri püskürtülüyor. Doğu cephesinde Tel Abyad bölgesinden sevkiyat yapan ve Türkiye sınırını açık bir şekilde kullanan DAİŞ grupları, sadece kentin kenarındaki iki sokakta bulunuyorlar. Bu cephenin en stratejik alanı olan Kaniya Kurdan da, çetelerden temizlendi. Bu yazıyı okuduğunuz saatlerde kalan çete grupları da Kobanê’den çıkarılmış olabilir. Bu sonuç; Kobanê kent merkezinin tümüyle özgürleştiği, siyasi ve askeri büyük bir zafer anlamına geliyor. Bu zafer çok konuşulacak. Rojava, Suriye ve özgürlük mücadelesi veren Kürt halkına önümüzdeki dönemde birçok kazanım getirecek. Keza DAİŞ gibi yapılar ile bunlara askerisiyasi destek sunan bütün güçler de bunun faturasını ağır ödeyecek. Tekrar geriye dönüp 5 aylık durumu değerlendirecek olursak, mevcut durumun kime neyi getireceği daha iyi anlaşılmış olacak. Kobanê’ye yönelik son saldırı halkası, 15 Eylül 2014 günü gece saatlerinde başladı. Aynı günün öğlen saatlerinde kantonun dış ilişkilerinden sorumlu Ömer Aluş’u Türkiye’den arayan bir BM yetkilisi, ‘Kobanê’den Türkiye’ye göç edecek olan 400 bin kişi için gerekli hazırlıkları yaptıklarını’ söyledi. Bu konuşmadan birkaç saat sonra saldırılar üç koldan başladı. YPG/YPJ güçleri, Kobanê bölgesindeki yüzlerce köyde yaşayan onbinlerce insanı, korumak amacıyla tahliye etti. YPG güç dengesini göz önünde bulundurarak savaş sahasını daraltmayı, DAİŞ’i kente çekmeye karar verdi ve bunu hayata geçirdi. Kobanê için kim ne diyorsa desin; bu kadar kapsamlı bir saldırıya karşı 200 bin civarında sivil insanı katliamdan korumak ve kurtarmak oradaki savunma güçlerinin büyük bir başarasıdır. Bu tahliyeden sonra Kürtlerin Serxet dedikleri Kuzey Kürdistan’daki halk Kobanêlileri karşıladı. Kobanê’den göç eden 116 bin kişiden sadece 10 bin civarında insan AFAD kamplarında yaşıyor. AKP Hükümeti‘nin sürekli “200 bin bin kişiyi besliyoruz” propagandası sözden ibarettir. Bu söz gerçeği değil, BM yetkilisinin önceden bildirdiği bir planın izahından başka bir şeye tekabül etmiyor. Hesap basit; DAİŞ, Kobanê’yi düşürecek, AKP Rojava’ya ölümcül bir darbe vurmuş olacak, Rojava’da kaybeden Kürt hareketi İmralı görüşmelerinde eli zayıf bir şekilde oturmuş olacak, Kobanê’yi düşüren AKP, oradan gelen sivilleri korumuş gibi yapacaktı. Yani Kürt atasözünde denildiği gibi, kurt ile yiyip çoban ile ağlayacaktı... Bu hesaptan çok emin olacaklar ki;”Kobanê düştü düşecek” denildi. Kürtler bu pervasızlığa ‘eyvallah’ demedi. 6-7-8 Ekim tarihlerinde, AKP’nin bu katliam planlarına karşı yakın tarihin en görkemli ve en onurlu eylemleri yapıldı. Hükümet bu durumu da manipüle edip mağduru oynamaya devam etti. Ama bugün Kobanê’de zafer kazanılıyorsa 6-8 Ekim Serhildanı’nın rolü hayati önemdedir ve herkes bunun bilincindedir. DAİŞ’e karşı insanlık mücadelesi veren Kobanê’ye koridor açılması için Türk hükümetine yapılan toplumsal basınç sonucu 200 peşmergenin geçişine izin verildi. AKP bu hamleyle aslında koridoru gündemden düşürdü. Ancak AKP’nin bu hesabına rağmen, peşmergenin Kobanê özgürlük hamlesine ağır silahlarla destek sunmasını da, Kürt halkının hanesine yazılmış bir başarı olarak görmek gerek. 1 Kasım’da dünya çapında Kobanê için yapılan eylemler, koalisyon güçlerinin sınırlı hava operasyonları, Fransa-ABD’nin Güney Kürdistan hükümeti üzerinden yaptığı kısmi silah yardımı Kobanê’deki direnişin kazanımlarıdır. Kobanê sadece kendisi için değil, insanlık değerleri için direndi ve dünyaya DAİŞ’ın yenilebileceğini gösterdi. Özetle; Kobanê direnişi askeri zaferden önce insani, siyasi ve toplumsal bir zafer kazandı. Ancak askeri olarak Kobanê bölgesinde ve genel olarak Rojava’da henüz savaş bitmiş değildir. Bu savaş devam edecektir. Kobanê kent merkezine DAİŞ’in bir daha girebilmesi neredeyse imkansız. Ancak kantonun her üç cephesinde yüzlerce köy kurtarılmayı bekliyor. Bu köyler özgürleşecek ve halk tekrar geri dönüp evini, barkını kuracak. Unutmayalım ki; DAİŞ, Rakka, Cerablüs ve Tel Abyad’ta oldukça Kobanê ve diğer kantonlar için tehlike devam edecek. Bu potansiyel tehlike herkes için geçerlidir. Ancak Kobanê’de yenilmiş olan DAİŞ’i özellikle Tel Abyad ve akabinde Rakka’da kötü günler beklemektedir. Onun için, bu mücadele daha yeni başlamıştır, Kobanê zaferi başka zaferler getirecektir. İşgal edilmiş diğer alanlar için ‹özgürleştirme operasyonu’ sürerken, Kobanê’nin yeniden inşa edilmesi, bir zafer ve şehitler kenti olarak ilan edilmesi gerekiyor... 28 ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 Sudoku Zor Sudoku Basit KARİKATÜRLER ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 29 Eleman Arıyorum • İş Arıyorum • Ticari İlanlar • İnsan Kaynakları Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Stoke Newington’da bulunan emlakçı için AVA insurance BERBER ARANIYOR GÜZELLİK UZMANI ARANIYOR BERBER ARANIYOR BERBER ARANIYOR En az iki yıl emlak piyasasında satış ya da kiralama tecrübesi olan eleman aranıyor. 020 7241 6563 07779 326720 Sigorta şirketimiz de çalışacak, İngilizce ve Türkçe bilen deneyimli eleman aranmaktadır. Ödeme koşulları: deneyime bağlı + komisyon. Lütfen CV’lerinizi admin@ avainsure.co.uk gönderiniz. Walthamstow bölgesinde bulunan Prestige barbers’da çalışacak, tecrübeli erkek berber aranıyor. Enfield Bölgesinde Çalışacak kaş-bıyık Ustası aranıyor Seven Sisters’da Berber salonunda çalışacak tecrübeli eleman aranıyor 0772 773 1149 Finsbury Park bölgesinde Berber dükkanında çalışacak tecrübeli berber ve yardımcı berber aranıyor. Ramazan Bey 07875309280 Serhat bey 0208 127 0304 Mehmet bey 07985 756738 Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor ŞEF ARANIYOR ŞEF ARANIYOR ŞEF ARANIYOR ŞEF ARANIYOR ŞEF ARANIYOR ŞEF ARANIYOR Walton-On-Thames bölgesinde Restorantta çalışacak tecrübeli ızgara şefi aranıyor Cockfosters bölgesinde Cafe Shop’ta part time ve full time çalışacak şef aranıyor. Londra dışında Cafe Shop’ta çalışacak tecrübeli, çalışma izni olan şef aranıyor. Kalacak yer verilir. Londra dışında Cafe’de çalışacak tecrübeli şef aranıyor. Kalacak yer verilir. Boreham Wood Bölgesinde Cafe Shop’ta çalışacak deneyimli şef ve yardımcı şef aranıyor. 07788 587 975 02084405111 Essex bölgesinde Cafe Shop’ta çalışacak tecrübeli şef aranıyor. Kalacak yer verilir. Ali 07584 030 635 07778 124 302 07984 702 902 07747 870 593 Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Satilik ŞEF ARANIYOR GARSON ARANIYOR BAYAN GARSON ARANIYOR BAYAN GARSON ARANIYOR İslington bölgesinde Fried Chicken Kebap shop’ta çalışacak tecrübeli şef aranıyor. Cockfosters bölgesinde Cafe Shop’ta çalışacak garson aranıyor. Chingford bölgesinde Cafe Shop’ta çalışacak Bayan garson aranıyor. Boreham Wood Bölgesinde Cafe Shop’ta çalışacak deneyimli bayan garson aranıyor. 07588 639 444 07747 870 593 07595 022 002 02072 887 222 Daha fazla bilgi için 0208 440 5111 0208 363 9905 SATILIK SUPERMARKET Birmingham’da ana yol uzerinde satilik supermarket Rent: £15,000 Rates: £7,000 Taking: £16,000 Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor Eleman Aranıyor BAYAN ELEMAN BERBER ARANIYOR Deneyimli tercuman ŞEF ARANIYOR Hammersmith bölgesinde sandwich barda çalışacak bayan eleman aranıyor. Haftanın 5 günü, sabah 6’dan öğlen 3:30’a kadar. Sevinç: 0797 2789 823 Bristol’da berber salonunda çalışacak tecrübeli berber aranıyor. Çalışma izni olması ve İngilizce bilmesi şarttır. kalacak yer verilir 07887 49 71 61 Deneyimli tercumandan her türlü tercumanlık hizmeti verilir. Telefon görüşmeleri mektup çevirisi ve çeşitli formlar doldurulur. İrtibat Ayşe Hanım 0757 2963 341 Hazırlık ve servis yapabilicek eleman ve şef aranıyor, dolgun ücretli. 337 Commercial road London E1 2PS 07580 985442 Lease: Önü açık, 7 sene Lottery: £1,000 - £1,500 Paypoint: £7,000 - £10,000 24 saat içki lisansı bulunmaktadır Fiyat: £150,000 + stock Potansiyeli yüksek olan, fakat özel nedenlerden dolayı satılıktır. Lütfen ciddi olanlar arasın, istediğiniz bilgiler telefonda verilecektir. Alican: 07857008876 İş ve İşçi ilanlarınızı ÜCRETSIZ yayımlamak için bizi arayın 0742 9481 490 / 0207 9230 838 İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz | İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 30 SERi iLANLAR İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz Bu sayfada £10 1 kutu ilan 0742 948 1490 İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. YETER CLEANİNG DRİVİNG LAND ŞOFÖR OKULU Kısa sürede fazla para harcamadan ehliyet almak, güvenli sürücü olmak için vitesli & otamatik direksiyon dersleri verilir. İşyerleri ve Evler itina ile temizlenir. 07803506942 07909539577 Erken test günü alınır Ali 07723921216 Sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olmak için henüz gec değil, özel ve grup dersleri ile kendinizi yeniden kesfetme zamanı. Deniz Dogrusoz Personal Trainer 07455947693 www.deniz-personal-tranining.com ALTUN CLEANING SERVICES 07427424619 Ufuk Kaya 07405891522 MEM Painting and Decoration El sanatları kursu verilir Takı, Mosaic, geleneksel el sanatları. Her türlü boya ve dekorasyon işi itina ile yapılır. Hurdar Sinop Tel:07448 654 828 07984 513 968 TOPCU MOBILE CAR MECHANIC Her türlü araba tamiri işleriniz yapılır REPAIRS SERVICING DIAGNOSTICS PRE-MOT/FAILURES AHMET TOPCU 07415106521 07405756462 Horizon Books Kitap Satış Temsilcisi Hurdar Hand Crafts Özel Türkçe Dersi Türkçe diksiyon ve gramer dersleri verilir. Diren Yalçın 07504 662756 Mahmut Söylemez BALINZA LAUNDRY & CLEANING SERVICES Her türlü çamaşır yıkama işi yapılır. Evden alıp eve teslim servisimiz mevcuttur. One 2 One English for children and adults 07428336181 OREL BOOKKEEPING & ADMIN 07768282295 [email protected] Yıldız Adıgüzel Qualified English Language Teacher SATS, GCSE, A LEVEL, ESOL, IELTS & BUSINESS ENGLISH For more information and Free consultation: t 0753 4491 623 e [email protected] ÇARŞAMBA 28 OCAK 2015 SERi iLANLAR İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz 31 Bu sayfada £30 1 kutu ilan 0742 948 1490 İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. Stoke Newington’da Satılık Restoran Süper Ocakbaşı Senelik Kira: £17,000 Senelik Rates: £8,000 Haftalık Taking: £12,000-£12,500 Ciddi Alıcılar Arasın İrtibat: Ali 07456 634 334 Sinema Atölyesi Yazar-Yönetmen Mizgin Müjde Arslan yönetiminde temel sinema, kısa film yapım atölyesi 5’er kişilik sınıflarda Blue Arts’ın Stoke Newington’daki stüdyosunda devam etmektedir. Haftaiçi akşam ve haftasonu sınıfları, Londra dışında yaşayanlar için de Skype üzeri özel ders seçeneği bulunmaktadır. Daha fazla bilgi için: 07947 890 579 www.blueartscourses.com O.B PHOTOGRAPHY Düğün, Sünnet, Nişan, Özel Parti ve Organizasyonlarınızda Fotoğraf Çekimi Yapılır. 0744 6894 480 SOUTHBURY LAUNDRETTE Self Service Laundry Service Wash İroning Service 020 8804 3725 467 Southbury Road, Enfield EN3 4HX Located between Tesco and Southbury station ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 Zimanê qedexe û evîna xwendinê 9 zan lê lê zozan. Ref tê refên qazan lê…” Lê mamoste veciniqî, çavên wî bi nefretê hatin dagirtin, qîriya ser wê û bi hêrs got; “Kes, kes kes! Ne yapiyorsun! Bir daha duymayayım. Şarkı soyle dedim sana ne zirvaliyorsun böyle!” (Bes e bes e. Tu çi dikî? Careke din nebihîsim. Min ji te re got stranê bêje, tu çi dibêjî!’’ Hemû zarok dîsa pê keniyan û Evîn careke din li ber xwe ket û fam nekir çima her carê ew dibe mijara henekan. Jixwe dema deng û tevgera mamoste bi wê awayî dît gelek tirsiya. Nizanibû çawa bike. Hê hefteyeke berê ji ber ku zarokekî hevalê wan nizanibû bi tirkî xwe bide nasandin, mamoste li ber çavên wan xwîn ji dev û pozê wî anîbû. Evîn li bendê bû ku mamoste were li wê bixe lê tiştek ecêb bû ku mamoste zû hêrsa xwe daxistibû. Lê ew bûyer bû sedem ku di domahiya pênc salan de Evîn qet stranan nestrê û careke din qala çûndina dibistanê neke. Wê ji xwe re digot; “Ger dibistana li gundê me wisa be, gelo dê li dibistana li bajar çi bên pêşiya min. Baştir ew e ku ez nexwînim.” Sal û dem derbas bûn Evîn mezin bû, zewicî û keçeke wê çêbû. Evînê ji hêla ziman ve keça xwe Viyanê bi şans didît lewre êdî qedexeya li ser zimanê wan rabûbû. Dema rêya serokwezîr û wezîrên din ên Tirkiyeyê diket welatên Ewropayê, rakirina qedexeya ser zimanê Kurdî dianîn ziman û pesnê demokratbûna xwe didan. Evîn wekî hemû zarokan li bendê bû rojekê biçe dibistanê. Ew roja hatibû û piştî demên bêsebir Evîn gihîştibû dibistanê. Piştî bîst deqeyan mamosteyê ku bi tirkî diaxivî ew li ber nêrdewanên dibistanê rêz kirin. NESRÎN NAVDAR Dawiya sala 1986’an bû. Demsal payîz, ezman avisê baranê bû. Evînê li odeya ku paceya wê vedibûn hêla rojhilat, di ronahiya tîrêjên nû derketî de bi peroşeke nezeftkirî û bi dengekî bilind xwe ji çûndina dibistanê re amade dikir. Ev roja wê ya yekemîn a dibistanê bû. Xeyala wê ew bû, heta dibistana bilind bixwîne û bibe mamoste. Dema mamostetî hatibû bîra wê, heyecanê hundirê wê dagir kiribû. Ji ber wê di cihê xwe de nesekinî ku dayika wê bişkoka formaya wê ya reş biqefêle. Dayikê ew ber bi xwe ve kaş kir û bi dengekî acizbûyî got; “De ka deqekî di cihê xwe de bisekine Evîna min. Tu wisa dikî ez nikarim bişkoka te biqefêlim.” Piştî demên bêsebir gihîşt dibistanê. Bîst deqe şûnve mamosteyê tirk ew li ber nêrdewana dibistanê rêz kirin. Evîn çiqas bêsebir bû ku bikeve polê û hînê alfabeyê bibe. Wê çiqas hez dikir ku hînê xwendina pirtûkan bibe. Lê wisa xuya bû niyeta mamoste tunebû ku wan têxe polê. Piştî ku mamoste ew rêz kirin ji zarokekî ji pola sêyemîn re got; “Mehmet merdîvene çik, andimizi oku.” (Mehmet derkeve ser nêrdewanê û sondê bixwîne.) Zarok bi awayekî bêmirûz çû ser pêla herî jor a nêrdewanê û dest bi xwendina sonda tirkî kir bi gotinên; ‘’Turkum, dogruyum’’ (Tirkim, rast im) dest pê dikir û heta dawî bi peyvên nijadperestî hunandî bû. Zarokan tev gotina ‘’Turkum’’ dizanî tê çi wateyê lê piranî ji wan fêm nedikirin ku gotina dû wê ya ‘’dogruyum’’ tê çi wateyê. Wan nedizanî ku gotina ‘’dogruyum’’ ji ber gotina yekemîn ji bo wan pûç dibe. Mamoste li hemberî wan sekinîbû û bi şanîdanê digot hûn jî dubare bikin. Ji ber wê piştî qedandina her hevokê wan jî li dû zarok dubare dikir. Piştî qedandina sondê ketin polê mamoste navê wan yek bi yek bang kir; “Firat E..,” “Halîme K,” “Esra N…!” Ji bilî Esrayê her kesî got; “Burdayım.” Mamoste navê Esrayê dubare kir lê tu kesî bersiv neda. Evînê ji xwe re got; “Wele ev paşnav wekî yê me ye lê nav cuda ye.” Vê carê mamoste navê bav û diya Esrayê lê zêde kir, wê gavê Evînê fêm kir ku ew nav ê wê ye û hema di cih de rabû ser xwe got; “Burdayem.” Lê piştî ku wê navê xwe tê dernexist hemû zarok bi carek pê keniyan û bû wekî benîştek di devê wan de. Evîn gelek şeqizî û di cihê xwe de bêdeng rûnişt. Ji ber ku navê wê bi Kurdî bû, nifûsê ew qebûl nekiribû û bavê wê jî neçar mabû ku navê wê Esra bide nivîsandin. Heta vê temenê jî kesî jê re negotibû ku navê te di nasnameyê de cuda ye. Hefte û meh derbas dibûn û her roj sonda tirkî dubare dibûn. Evînê hêdî hêdî wateya wê fam dikir, loma êdî wê li şûna gotina tirk bi dengekî nizm gotina Kurd bi lêv dikir. Rojeke ji rojên zivistanê berfê kirasê xwe yê spî li hemû darên ber dibistanê kiribû û zevî seranser xemilandibûn. Zarokên pola yekemîn, duyemîn û sêyemîn tev li dor sobeyeke tenekeyî kom bûbûn û hinekan pişta xwe germ dikir, hinekan jî lingê xwe danîbûn nêzê sobeyê û goreyên xwe yên şil zuha dikirin. Dema mamoste ket hundir her kes çû li cihê xwe rûnişt. Hemû xwendekar bi kêf bûn. Ji ber ku waneya muzîkê dest pê kiribû. Dersên din ji wan re pir zor dihatin. Piraniya zarokan hê jî tiştek ji tirkî fam nekiribûn. Tenê hewl didan ku alfabeyê hîn bibin lê muzîk ne wisa bû. Ji ber ku kasetên bi Kurdî qedexe bûn di mala her kesî de kasetên stranên tirkî hebûn û her tim ew guhdar dikirin û bi hêsanî ji ber dikirin. Qet nizanibûna jî her zarokî stranek tirkî dizanî. Loma waneya herî bi kêf û hêsan waneya muzîkê bû. Her çiqas dewletê zimanê wan qedexe kiribû jî malbata Evînê jî tirkî di nav malbata xwe de qedexe kiribû, ango di malbata wê de guhdarkirina stranên tirkî qedexe bû. Piştî ku Helîmaya hevala wê stranê got, dor hat ser Evînê. Mamoste got; “Haydî Esra, senî dînliyoruz.” (Haydê Esra em li te guhdar dikin.) Evîn li mamoste nihêrî, piştre li derdora xwe nihêrî û pal da kursiya xwe û ji xwe bawer strana xwe got; “Zozan zozan zozan lê lê zo- Rojeke ji rojên payîza 2014’an Evînê bi destê keça xwe girt û ji bo di dibistana Kurdî ya ku ji hêla Tevgera Ziman ve hatibû avakirin qeyd bike derketin derve. Ew rewş ji bo Evînê wekî cejneke bû. Lê piştî hefteyekê dema perwerde hat destpêkirin dewleta ku li Ewropayê pesnê demokratbûna xwe dida, rastiya xwe nîşan da û li hember dibistanên Kurdî zimanê qedexeyan bi kar anî û xwest asteng bike. Lê tevî malbatên zarokan, gelê li bajar bi biryar xwedî li dibistanê derket û piştî têkoşîna li hemberî şer û gaza îsotê û binçavkirinan bi ser ketin û dibistana xwe ji dagirkirina dewletê paqij kirin. Evînê jî heta dawî di berxwedanê de cih girt û keça xwe di dibistana azad de bi cih kir. Wê soz dabû xwe ku êşa wê di dibistanên pergala dagirkeran de dîtiye, bi keça xwe nede jiyandin. Soz dabû xwe ku dê keça xwe bi serbilindî bişîne perwerdeya bi zimanê xwe û îro derfet dîtibû ku wê soza xwe pêk bîne. Wê fêm kiribû ku kesek mafên mirov di tepsiya zêrîn de nade ber mirov. Ger mafê te hebe nexwaze bigire, yan jî tu bi xwe ava bike. Erêniya wê awayê Evînê îro bi çavên xwe dîtibû. Ew ji bo wê têrî dikir ku bawer bike azadiya wan nêz e. ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 8 LORÎNA ÇIYAYÊ ŞENGALÊ Ji çar parçeyên Kurdistanê û Ewropayê bi dehan mirovî xwestin Lorîn bi xwe re bibin û mezin bikin jî pîrika wê xwe gihandibû neviya xwe û ji me re gotibû; “Lorîn keça Çiyayê Şengalê ye, êzidî ye, berxwedêr e, wê li vî çiyayî bimîne û li vir mezin bibe.” Botan GULAN / ANF Pêngava Azadkirina Şengalê mehek li dû xwe hişt. Çend roj berê hewa gelekî sar, bi mij, dûman bû, her wiha berf û baran dibariya. Vê hefteyê li wargehên Çilmêra û ser serê Çiyayê Şengalê, hin kon nekarî xwe li ber bahozê rabigirin û bi hewa ketin. Lê gerîla li vir in. Ev şervanên kurd ku ji bo Çiyayê Şengalê, ji bo şêniyên vî çiyayê bûne stranek, mîna Xizir bi hawara mirovan tên. Piştî hefteyeke dijwar, careke din rojên rojên germ dest pê kirin. Bi berbanga sibehê re em ji xewê şiyar dibin û ji konê xwe derdikevin. Êzidî rûyê xwe didin rojê û destê xwe li ber hilatina rojê vedikin, rojeke nû hiltê. Li nava konan, dengê zarokan bilind dibe. Em jî berê xwe didin wargeha ji konan a li herêma Serdeşt a li Çiyayê Şengalê. Karê me yê îro dîtina bebika Lorîn e ku di rojên destpêkê yên herî dijwar ên Fermana 73’yan de em lê rast hatibûn. Lewma em berê xwe didin wargehên li Serdeştê. Endamê Meclisa Damezrîner a Êzidiyên Şengalê Xidir Salih li me digere û dibêje kesên beriya çend rojan ji aliyê DAIŞ’ê ve serbest hatin berdan, gihîştine çiya. Em xwe digihînin wargehên li Serdeştê. Zarok li nava konan dilîzin, jinên ciwan bi satilan avê dibin konên xwe, jin li ser tenûrê bi destên xwe yên pîroz nan dipêjin. Li wargeha Serdeştê bêhna nanê germ li derdorê belav dibe. Ber bi konê Lorîn lê ye dimeşim. Lorîna biçûk di hembêza pîrka xwe de ye, gava pîrka wê me dibîne jê re dibêje; ‘Binêre vaye hevalên te hatin’. Em jê hez dikin, gelo mirov dikare ji zarokan hez nekin? Pîrika Lorîn mizgîniyan li dû hev tîne ziman. Dibêje; di nava kesên çeteyên DAIŞ’ê li Kerkûkê ew serbest berdan de dayika Lorîn Sêvê jî heye û îro gihaştiye çiyê. Dixwazim bi wê re jî biaxivim, lê bala min li ser Lorînê ye. Gepên wê yên qelew û spîboz, çavên wê yên dibiriqîne li me dinêre û dikene. Lorîna biçûk beriya 6 mehan bê dê û bav mabû û dayikeke din a êzidî ya bi navê Xezal ew dîtibû lê xwedî derketibû. Her çend ji çar parçeyên Kurdistanê û Ewropayê bi dehan mirovî xwestin û Lorîn bi xwe re bibin û mezin bikin jî pîrika wê xwe gihandibû neviya xwe û ji me re gotibû; “Lorîn keça çiyayê Şengalê ye, êzidî ye, berxwedêr e, wê li vî çiyayî bimîne û li vir mezin bibe.” Lorîn êdî mezin dibe. DAYIKA TE HAT LORÎN Di 6’ê tebaxa 2014’an de rojên herî dilşewat ên fermanê hêj di bîra me de ne. Di wan rojên ku hînê Korîdora Jiyanê ya bi hezaran mirov bi saxî rizgar kir ji aliyê hêzên YPG’ê ve nehatibû vekirin, tevî xeteriya mirinê, tîbûn û birçîbûn pirsgirêka herî mezin bû. Di wan rojên ku bi sed hezaran êzidî û tirkmenên şîa li Çiyayê Şengalê li hemberî tîbûn û birçîbûnê li ber xwe didan, bi hezaran mirov hatin qetilkirin, bi hezaran jin û jinên ciwan ji aliyê çeteyên DAIŞ’ê ve hatin revandin de, hatibû gotin ku dayika Lorîn hatiye qetilkirin, bavê wê jî di nava yên hatine revandin de ye. Êzidiyên ku ji dema hebûna xwe heta roja îro nîşan dan ku sînorê berxwedanê nîne, bi teseliyeke biçûk kêfxweş bûn. Binêre Lorîn ev diya te ye. Lorîn, 2 meh beriya Fermana 73’yan li gundê Şehabî çavên xwe li jiyanê vekir. Agahî ji me re tê dayika Lorîn Sêvê û bavê wê gihaştine çiyê. Bavê wê jî beriya du mehan gihaştibû. Keder ji çavên dayika Sêvê diherike, ya bi serê wan de Ev mirovên bê çek û bê parastin, dema bi lez û bez ji keriyekî kujeran direviyan, traktora wan wergeriya. Di wê qezayê de du kes li wir jiyana xwe ji dest didin û ji yên mayî re jî dema dîlgirtinê dest pê dike. Çeteyên DAIŞ’ê xwe digihînin wê derê û wan direvînin. Bi vegotinên mirovên rizgar bûne re tê fêmkirin, ku çeteyên DAIŞ’ê gundê Koço yê 600 mêr lê qetil kir û bi sedan jin jê revandin, hem weke navendeke komkujiyê hem jî navenda komkirina mirovên revandine, bi kar anîn. dirêj li Kerkûkê ew serbest hatine berdan. Nikare kêfa xwe bi tiştekî bîne. Çeteyan hemû jinên ciwan, mêr û zarok birine û agahî ji wan nîne. Sêvê dibêje wê 6 mehan Lorîn nedîtiye, gelekî bêriya wê kiriye lê belê ji ber ku nizanîbû ka çi bi serê Lorîn hatiye gelekî bi tirs û fikar bûye. Piştî sohbeta me bi dawî bû, Lorîna li hembêza pîrika wê hildigire û em jî wêneyê vê kêliyê dikşînin. Mixabin Lorîn dayika xwe nas nake, dixwaze li hembêza pîrka xwe bimîne. Pîrika wê dibêje di dema zehmet a korîdora navbera çiyayê Şengalê û Rojava girtîbû de, wan 6 mehên dijwar derbas kirine. Dayika Lorîn Sêvê dibêje, piştî komkirina li gundê Koço ew birine Tel Afer û Mûsilê û piştî demeke Pîrka Lorîn zor û zehmetiyên ji ber sermayê anî ziman û got; ‘Xwedê rêberî ji Lorîn re hatî bi zor û zehmetiyê vedibêje. Dema diaxive, li ser rûyê wê şopên zilmê tên dîtin. kir û heta niha hat’. Pîrika Lorîn ji me re spas dike û dibêje, her kesê navê Lorîn bihîst jê re şîrê zarokan şandiye. Em hestewar dibin; li aliyekî êrîşkarên har, li aliyê din jî mirovên şîr dişînin. Piştî ku korîdor vebû, pirsgirêk nema. Gihîştina dayika wê jî kêfxweşiyeke ku bi parvekirinê re mezin dibe ye. Em jî wêneyê Lorîn ê di hembêza pîrka wê de, ku rûyê wê li ken e dikişînin. Em vê kêliyê jî li dîrokê qeyd dikin. Mîna di 7’ê tebaxê û 13’ê tebaxê de me not li dîrokê nivîsandin. Keça Çiyayê Şengalê Lorîn, haya wê ji trajediya dijî nîne lê belê bi berxwedanê li Çiyayê Şengalê mezin dibe. Em Lorînê li binê konê ji naylonê spî, di dergûşê de, di xew de dihêlin û vedigerin. ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 7 Jinên Êzidî 2. konferansa xwe lidar xistin Jinên Êzidî, bi dirûşma “Ji Kobanê heta Şengalê bijî berxwedana jinan” li bajarê Elmanya Bîelefeldê konferansa xwe ya duyemîn lidar xistin. Di konferansê de navê Meclîsê weke “Meclîsa Şehîd Bêrîvan” hat guhertin û ji bo dema pêş biryarên girîng hatin girtin. 2. Konferansa Meclîsa Jinên Êzidî ya Elmanya, roja 24’ê Çileyê bi dirûşma “Ji Kobanê heta Şengalê bijî berxwedana jinan” li Zanîngeha Bîelefeld bi tevlîbûna 150 delegeyan, hat lidarxistin. Konferans ji bo bîranîna cangoriya têkoşîna azadiyê ya Kurdistanê Binevş Agal (Bêrîtan) a di 18’ê Çileya 1989’an de li Cizîra Botan jiyana xwe ji dest da hat organîzekirin. Delegeyên konferansê destnîşan kirin, ku di sedsala 21’an de di kesayetiya jinên Kurd ên Êzidî de li Şengalê destaneke nû tê nivîsandin û jinên Êzidî di şopa ‘Şehîd Bêrîvan’ de di jiyana azad de israr dikin. Di konferansê de biryar hat dayîn ku navê Meclîsa Jinên Êzidî weke Meclîsa Şehîd Bêrîvan bê guhertin. Yewnanîstanê kembera Ewropayê qetand! Li Yewnanîstanê, serketina dîrokî ya hilbijartinê ya Syrîza, polîtîkaya şidandina kemberê ya hikûmetên Yekîtiya Ewropayê, xist rewşeke gumanbar. EKONOMÎSTÊ FRANSÎ: YEWNANÎSTAN ANCAX DI 50 SALÎ DE DEYNÊ XWE BIDE Nivîskarê pirtûka “Sermayeya Sedsala 21’an” ekonomîstê Fransî Thomas Pîketty encamên hilbijartinê nirxand. Pîketty ji radyoya France Inter re axivî û kêfxweşiya xwe ya ji ber serketina Syrîza anî ziman. Pîketty got, “Ez difikirîm ku di sala 2012’an de pêwîstî bi şoqeke bi vî rengî hebû. Polîtîkaya şidandina kemberê ya li ser Ewropayê tê ferzkirin, karesateke.” Hilbijartinên li Yewnanîstanê ji vî alî ve bû referandûmek. Yên ku her tim hişyar kirin û anîn ziman ku ev polîtîka wê bi ser nekeve, careke din dengê xwe bilind kirin. Beriya her tiştî li Ewropayê yekemcar hêzek li hemberî wê li ber xwe dide, bi ser ket. Vê serketinê di navbera Yekîtiya Ewropa û Yewnanîstanê de hevsengiya hêzan afirand. Careke din hat dîtin ku pêkanînek bi zorê li ser bê ferzkirin û ber bi karesatê ve bibe, dikare li serhildana gel rast were. Polîtîkayeke ku ji aliyê gel ve hat redkirin, niha hîn bêhtir tê lêpirsîn. Partiyên rastgirên tundraw ên mîna Le Pen a Fransayê, ji bo ji serketina Syrîza kêfxweş bibin ji xwe re hincet dîtin. Lîdera partiya Eniya Neteweyî Marîne Le Pen, serketina Syrîza weke “destpêka doza şidandina kemberê” dibîne. rokekî rasteqîn, ne delegeyekî Angela Merkel.” Lê belê ev partî polîtîkaya şidandina kemberê bi Euro ve girêdayî dibîne û li ser vê tespîtê dijberiya Euro dike. Lîderê Podemos Pablo Îglesîas diyar kir ku ew di nava mercên gefa Bankaya Navendî ya Elmanya de nîne û got, “Sala 2015’an wê bibe sala guhertinê.” Pîketty got, “Pêwîste were qebûlkirin ku peymana budçeya nû ya sala 2012’an hat qebûlkirin nameşe” û anî ziman ku ew ne bawer e Yewnanîstan karibe deynê xwe bide. Îglesîas anî ziman ku mîna Syrîza ew jî beriya hilbijartinên nêz dibe li benda zêdebûna êrîşên li hemberî xwe ne û got, “Saleke zehmet li benda me ye ku em ê li gelek êrîşan rast bên.” Pîketty got, “Divê pirsgirêkên Ewropayê bi awayekî giştî werin nirxandin.” Diyare encamên hilbijartinê yên li Yewnanîstanê wê herî zêde bandorê li Spanyayê bike. Partiya antî-lîberal Podemos a li Spanyayê bi pêş ve diçe got, “Yewnan wê êdî bibin xwedî se- Li Misirê 20 mirî, 82 birîndar Di xwepêşandanên protestoyî yên komên mûxalîf li Qahîre û gelek bajarên Misirê bi wesîleya salvegera ‘Bihara Ereb’ a 25’ê Çileya 2011’an lidar xistin de, herî kêm 20 kesan jiyana xwe ji dest dan, 82 kes birîndar bûn. Li Misirê, di xwepêşandanên banga ‘biçe’ li serokdewlet Sîsî hat kirin de, xwîn herikî. Li paytext Qahîreyê xwepêşandan dewam dikin. Her wiha destwerdana Ekonomîstê Fransî da xuyakirin, ku hikûmetên Fransa, Îtalya û Spanyayê, ji bo peymanên heyî yên budçeyê bixin rewşeke gumanbar, divê vê firsendê bikar bînin. polîsan a li xwepêşandêrên li herêma Matariyeyê jî didome. Di xwepêşandanên dijberiya derbeyê yên li Îskenderiye, Qahîre û Bahîra de, yek jê polîs 8 kesan jiyana xwe ji dest dan. Di serî de Qahîre li bajarên Gîza, Şarkiye, Garbiye, Dîmyat, Bahîra, Kalyûbiye, Mînya, Feyyûm, Benî Suveyf û Suveyşê li gelek nuqteyên cuda xwepêşandan hatin lidarxistin. Berdevkê Wezareta Karên Hundir Abdel Latîf diyar kir ku di xwepêşandanên tevahiya rojê de herî kêm 150 kes hatine binçavkirin. Piştî Pegîda niha jî Pegada daket kolanan Piştî Pegîda ya dijberê penaber û Îslamê, ku ji meha Cotmehê ve di rojeva Elmanyayê de ye, niha jî rêxistinbûyîneke din a bi navê Pegada derket holê. Pegada ku têkiliya xwe ya bi Pegîda re zelal e, têkoşîna li dijî ‘Amerîkanîkirina Ewropayê’ weke weke armanca datîne pêşiya xwe. Li Elmanyayê di bin navê ‘Ewropiyên Welatparêz ên li dijî Amerîkanîkirina Rojava’ hat avakirin. Tê texmînkirin ku li dû Pegîda avakirina Pegada taktîkeke. Xwepêşandana destpêkê ya Pegada li bajarê Erfûrt ê li Rojhilatê Elmanyayê hat lidarxistin û bi qasî hezar kes beşdarî çalakiyê bûn. Pegada ya ku zêdeyî meheke bi rêya tora meyda civakî xwe birêxistin dike, di çalakiya xwe de Dewletên Yekbûyî yên Amerîka (DYA) weke ‘hêza terorê’ bi nav kir û hişyarî da ku divê têkiliya bi Rûsyayê re neyê qutkirin. Di çalakiyê de hat îdîakirin ku pêkane şerekî sêyemîn ê cîhanê xwe bide der. Bi armanca astengkirina çalakiya Pegada, nêzî 600 ciwanên antîfaşîst daketin kolanên Erfûrtê. Ciwanên antîfaşîst, meşa endamên Pegada ya heta Domplatzê dihat plankirin asteng kirin û meşa Pegada li Gara Trenê bi dawî bû. Her çend têkiliyeke xwe ya fermî bi Pegîda re nebe jî, tê texmînkirin ku Pegada tevgereke ji aliyê derdorên nîjadperest ve hatiye avakirin e. Li gorî dêr, partiyên siyasî, sendîka û komên antîfaşîst, li pişt tevgera Pegada Neonazî, holîganên meyla ji şîdetê re hene û pisporên teoriya komplo hene. Tê zanîn ku navê vê tevgerê jî bi zanebûn navekî dişibe Pegîda hatiye hilbijartin. Ekonomîstê Fransayê got, “Ji bo dayîna vî deynî pêwîstî bi 50-60 salên bê enflasyon heye.” Kurkçu: Ji rojnamevanan re heps, sansûr şidet heye! Parlamenterê HDP’ê Kurkçu, diyar kir ku 22 rojnamevan, 10 belavkar di sala 2015’an de ketine girtîgehê, şidet û sansûra li hember çapemeniyê didome. Kurkçu got, “Her wiha belavkarê rojnameyê Kadrî Bagdû li Edeneyê bi awayekî kiryar nediyar hatiye qetilkirin.” Parlamenterê HDP’ê yê Mersînê Ertûgrûl Kurkçu, der barê li hember rojnamevanan cezayê hepsê, sansûr û şideta didome pêşniyapirsek pêşkeşî Wezîrê Edaletê Bekîr Bozdag kir. Kurkçu ev pirs li Wezîr Bozdag kir: “Hikûmeta we, têkildarî dozên kêfî yên dozger li hember nûnerên medyayê vedikin û bêcezatiya li hember şîdeta medyayê wek pişrsgirêk dibîne? Li gor polîtîkaya we ya wezareta we ye? Di pênc salên dawî de çend rojnamevan an jî nûnerên medyayê hatine binçav kirin? Çend rojnamevan an jî nûnerên medyayê dema li ser wezîfeyê rastî şîdeta hêzên ewlekariyê hatine? Di meha Hezîran û Tîrmehê de ya 2013’an ‘pêvajoya Gezî’ de li hember şîdeta li dijî rojnemavanan der barê hêzên ewleariyê de çend serlêdanên gilîkirinê hatine kirin? Ji wan giliyan çend veguherîne dozên gelemperiyê? Çend bi neşopandinê encam bûne? Çend li ber destane? Sedema lêpirsînên dewam dikin ku bi encam nrebûne çi ne? Di pênc salên dawî de li gor xala sêyemîn a madeya 216’an a Qanûna Ceza li gor qanûna ‘biçûkkirina nirxên olî yên beşek gel’ der barê çend kesan de doza cezayê hatiye vekirin? Ji van dozan çend rojnamevanan tên darizandin? ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 6 Berxwedan: Her gundekî Kobanê wê ji DAIŞ’ê re bibe goristan Fermandarê YPG’ê Mehmûd Berxwedan di civîna çapemeniyê ya ragihandina azadiya Kobanê de diyar kir, ku Kobanê nîşanî tevahiya cîhanê daye ku gelê bixwaze bi vîna xwe bi rûmetî bijî, ti hêz nikare wê têk bibe û got, “Divê DAIŞ baş zanibe; çawa her xanî ji wan re bû mezel, wê her gundê Kobanê jî ji wan re bibe mezel û bibe destpêka tinebûna DAIŞ li tevahiya cîhanê.” Fermandariya YPG’ê ya Herêma Kobanê û Rêveberiya Xweseriya Demokratîk a Kantona Kobanê, der barê azadkirina navenda Kantonê de daxuyaniyek hevbaş dan çapemeniyê. Daxuyanî saet di 10.30’an de bi amadebûna Fermandarê YPG’ê yê Herêma Kobanê Mehmûd Berxwedan, Serokwezîrê Kantona Kobanê Enwer Mislim, Hevseroka Meclîsa Gel Eyşe Efendî, Serokê Desteya Parastinê Îsmet Şêx Hesen, Wezîrên Kantonan hat lidarxistn. Di daxuyaniya ku gelen sazî û dezgehên çapemeniyê şopandin de, destpêkê ji bo cangoriyên azadiyê deqeyek rêz hate girtin. Piştre Enwer Mislim bi erebî axivî û got, “Em bejna xwe li pêşberî hemû şehîdên ku em bi saya wan gihîştine van rojan û rê li ber belavbûna aştiyê di nava cîhanê de vekirin, ditewînin.” Mislim serketina Kobanê, li YPG/YPJ’ê, hêzên koalîsyonê, hêzên ku alîkarî kirine, gelê çar perçeyên Kurdistanê û hemû alîgirên azadî û demokrasiyê pîroz kir. Piştre Fermandarê YPG’ê yê herêma Kobanê Mehmûd Berxwedan axivî. Berxwedan da xuyakirin, ku piştî berxwedaneke çar meh û nîvan a li dijî çeteyên dijminê mirovahiyê DAIŞ’ê, Kobanê duh ji çeteyên DAIŞ’ê hatiye paqijkirin û got, “Em şehîdên xwe yên leheng ên hem di avakirina Kan- tona Kobanê de rol lîstin hem jî di berxwedana bi rûmet a çar meh û nîvan de li dijî êrîşên hovane yên DAIŞ’ê li ber xwe dan, mewziyên xwe bernedan û gihîştin şehadetê bibîr tînin. Em soz dinin ku emê rêya wan heta dawiyê bişopînin û ji bo bicihanîna xeyalên wan, heta bihosteke xaka Kobanê dagirkirî mabe jî, têkoşîna xwe dewam bikin. Di hizûra wan de em vê sozê li ser navê YPG/YPJ’ê û gelê Kobanê didin.” Fermandarê YPG’ê Berxwedan, di serî de gelê Kurdistanê bi taybetî gelê li Bakurê Kurdistanê û Başûrê Kurdistanê spasiyên xwe pêşkêşî her kesên destek dane berxwedana Kobanê kir û got, “Bi taybetî gelê ku li ev çar meh û nîv e li ser sînor sekinî û şev û roja xwe kir yek û heta ala rengîn anî ser girê Kobanê ew sekna xwe dewam kir, bi taybetî em wan silav dikin, pîroz dikin. Piştre hemû kesên ku destek dane me, spasiyên xwe ji wan re bi rê dikin. Û koalîsyona navneteweyî ya bi pêşengiya DYA a ku destekek rastî daye, em spas dikin. Û hêza pêşmerge ya ku desteka bi çekên giran da, em spas dikin. Hemû birayên me yên Ereb ên ku di artêşa azade di roja destpêkê de tevlî me bûye û heta niha em spasiya wan jî dikin Û em tevahiya gelê me tevahiya cîhanê, yê ku roja 1”ê Cotmehê kir roja Kobanê û 24 saetan li ser piyan ma em spasiyên xwe birê dikin.” Fermandar Berxwedan bibîr xist ku azadkirina Kobanê li demeke dîrokî rast hatiye û piştî berxwedaneke dîrokî bi dest ketiye. Fermandar da xuyakirin ku têkoşîna wan wê dewam bike û got, “Xeteriya li ser Kobanê hînê bi dawî nebûye. Hîn gelek gundên Kobanê di bin destê mêtîngeriya DAIŞ dene. Ji ber vê yekê ji îro û şûn de em ê têkoşîna xwe bi şêwazeke herî mezin li gundên Kobanê dewam dikin. Û heta em axa Sûriyeyê hemû rizgar bikin em ê dewam bikin.” JI BO PÊNGAVA DUYEMÎN BANGA LI CIWANÊN KOBANÊ kir, ku di vê meşê de cihê xwe bigirin. Fermandar got, “Werin em yek bi yek gundên xwe ji mêtîngeriya DAIŞ’ê rizgar bikin. Werin em li axa pîroz bi azadî bijîn. Werin em jiyaneke azad li ser axa Kobanê ava bikin. Ev roj ji bo me rojeke dîrokî ye. Eger em îro axa xwe rizgar nekin, em ê bi sedsalan di destê mêtîngeriya faşîzma DAIŞ de bin. Ji ber vê yekê çawa me heta niha berxwedanek mezin kir û qet serê xwe ji kesî re netewand em ê ji niha û pêv e jî netewîne.” ‘HER GUNDEKÎ KOBANÊ WÊ JI DAIŞ’Ê RE Fermandarê YPG’ê Berxwedan BIBE GORISTAN’ bal kişand ser meşa duyemîn a pêngava rizgarkirinê, ku bi vê yekê re ew ê hemû gundan ji DAIŞ’ê paqij bikin û bang li welatparêzên Kurd, bi taybetî ciwanên Kobanê û tevahiya ciwanên Rojavayê Kurdistanê Fermandarê YPG’ê bibîr xist ku di dema destpêkirina êrîşên DAIŞ’ê yên li hemberî Kobanê de dan diyar kirine ku her kolan, her mal, her xaniyên Kobanê wê ji DAIŞ’ê re bibe goristan û ji bo têkoşîna ji niha û pê ve wiha axivî: “Divê DAIŞ vê baş zanibe: çawa her mal her xanî ji wan re bû mezel, wê her gundê Kobanê jî ji wan re bibe mezel û bibe destpêka tinebûna DAIŞ li tevahiya cîhanê. Em bang li tevahiya gelên cîhanê dikin ku vê yekê baş zanibe, têkoşîna me têkoşîna mirovahiyê ye. Kobanê îro ji bo tevahiya mirovahiyê şer kir, li ber xwe da û bi ser ket. Û bû mînakek mezin ji her kesî re ku gelê bixwaze bi vîna xwe bi rûmeta xwe bijî, wê kes nikaribe wan têk bibee. Lewma em her kesên keda xwe heye spas dikin û silav dikin. Li ser navê Desteya Parastinê jî Cîgira Serok Arjîn Bozan axivî û rizgarkirina Kobanê li YPG’ê pîroz kir. Aljîn Bozan got ku YPG/YPJ’ê hêza xwe îspat kiriye û got ku ev hêza rasteqîn a ku li dijî terorê parastina mirovahiyê dike ye. Daxuyanî bi silavkirina YPG’ê, çepik û dirûşmeyan bidawî bû. KCK: Serketina çar parçeyên Kurdistanê ye Hevserokatiya Konseya Rêveber a KCK’ê destnîşan kir ku serketina Kobanê bi tenê serketina gelê Kobanê û Rojava nîne, serketina çar parçeyên Kurdistanê, serketina tevahiya gelên Rojhilata Navîn û Cîhanê ye. Hevserokatiya Konseya Rêveber a KCK’ê rizgarbûna Kobanê pîroz kir û got, “Bajarê Kobanê ji faşîzma DAIŞ’ê hatiye paqijkirin. Rizgariya bajarê Kobanê li tevahiya gelê Kurdisatnê, gelên Rojhilata Navîn û mirovahiyê pîroz be. Rizgarbûna Kobanê di salvegera duyemîn a ragihandina kantonê de, ji bo gelê me bûye mizgîniyeke mezin. Bi vî rengî ji tevahiya cîhanê re hatiye ragi- handin ku xweseriya kantonal a Rojava xwedî wê hêzê ye ku dikare parastina xwe ya cewherî bike û hilnaweşe. Em şehîdên leheng ên Kobanê rizgar kirine bi minetdarî bibîr tînin, gaziyên berxwedanê yên rûmeta vê serketinê ne bi hezkirin û rêzdariyê silav dikin. Em bawerin ku sekna bi rûmet û berxwedêr a malbatên şehîd û gaziyan, wê bi azadiya gelê Kurd tacîdar bibe. Gerîlayên leheng ên YPJ û YPG’ê yên bajarê Kobanê rizgar kirin, bi berxwedana xwe ya li Kobanê re nîşan dan ku ne tenê şervanên gelê Kurd in, şervanên demokrasî û azadiyê yên tevahiya gelên Rojhilata Navîn û cîhanê ne.” ‘ŞOREŞGERÊN ENTERNASYONALÎST JÎ LI BER XWE DAN’ KCK’ê diyar kir ku li Kobanê ne tenê Kurdan şer kirin û got, “Şervanên Tirk, Ereb, Fars, Ewropî û Amerîkî jî li ber xwe dan. Di serî de Paramaz 3 MLKP’yî, Kader Ortakaya ku jineke sosyalîst a Tirkiyeyî bû, şervanê YPG’ê yê Farsî û pêşmergeyekî ji Başûrê Kurdistanê şehîd ketin. Ji gelên cuda bi dehan berxwedêr birîndar bûn. Em van berxwedêrên enternasyonalîst ên di vê berxwedana mezin de can û xwîna xwe dan, bi mînet û rêzdarî bibîr tînin.» ‘BERXWEDANA KOBANÊ BERXWEDANA MIROVAHIYÊ YE’ KCK’ê got, “Bêguman serketina Kobanê serketina bi tenê ya gelê Kobanê û Rojava nîne; serketina çar parçeyên Kurdistanê, gelên Rojhilata Navîn û Cîhanê ye” û ev xal destnîşan kir: “Ciwanên ji çar parçeyên Kurdistanê hatin û li nava refên YPG û YPJ’ê cih girtin, di serketina vê berxwedanê de roleke mezin lîstine. Di serî de gelê Bakurê Kurdistanê, gelê Rojhilat û Başûrê Kurdistanê jî destekeke mezin dane û di serketina vê têkoşînê de roleke mezin lîstine. Bi taybetî çalakiyên 6-9’ê Cotmehê yên li Bakurê Kurdistanê û parçeyên din ên Kurdistanê yên ji bo destekkirina Berxwedana Kobanê, di serketina Kobanê de roleke diyarker lîstine. ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 5 4 Pêşeng jinên Kurd in Akademisyena ciwan ya Kurd Dilar Dîrîk li ser PKK mastir kiriye. Dilar bal kişand ser rêxistinbûna jinên Kurd li Bakûr û Rojava û destnîşan kir ku bi şerê li Kobanê û Şengalê re cîhan rastiya Kurdan careke din û rola jinên Kurd zelaltir derket pêş. Dilar Dîrîk akademîsyeneke ciwan a Kurd e ku li zanîngeha Cambridge´ê teza xwe ya doktorayê di beşa civaknasiyê de dinivîse. Dîrîk beriya wê li Elmanyayê mastira xwe li ser mijara jin û dewra jinê di nava îdeolojî û tevgera PKK´ê de nivîsandibû. Halê hazir li ser tevgera jinê ya Kurd lêkolîna xwe dike û nexasim jî tevgera jinê li Başûr û Rojavayê Kurdistanê li ber hev digire. Pirsa sereke ku Dîrîk dike ev in: gelo netewe dewlet çareseriya pirsgirêkan e, gelo çi alternatîf hene? Pîvana wê jî bi hevokekê weha ye: Azadiya civakekê mirov dikare bi azadiya jinê di wê civakê de bipîve. Dîrîk sala duyem a lîkolîna xwe li Kurdistanê bi hevpeyvînan dike. Akademîsyeneke ciwan teswîra jinên Kurd di akademî û çapemeniyê de çawa dinirxîne, teswîreke dûrî pêşhukim û propagandayê ya rewşa civakî ya jinên Kurd mimkin e, ji wan pirsan bûn ku Dilar Dîrîk pê dadikeve. Jinên Kurd di gotarên akademîk û çapemeniya dinyayê de çawa cihê xwe digirin? Di nava van herdu salên bihurî de guhertineke ecêb çêbû, di awayê cihdayîna jina Kurd û nexasim jî şervanên jin ê Kurd de. Dema min mastira xwe dinivîsî beriya bi sê salan çavkanî kêm bûn. Çavkaniyên ku nivîskarên wan li derveyî tevger û çarçoveya Kurd de bûn, peyda dibûn û ew gelekî neerênî bûn. Wan digot, şervanên jin ên PKK´ê tên xapandin, belangaz in û hwd dan ku ji malbatên xwe yên paşverû birevin. Hin gotar hene ku NATO sponzorê wan e û di wan de tiştên ecêb yên weke “ev jin dîn in û dilxirab in û dixwazin malbatê tine bikin”; bi rastî jî gelek tiştên cinsiyetparêz li ser jinên Kurd ên berxwedêr dihatin nivîsîn. Rengekî din ê teswîrkirinê ew bû ku dihat gotin, «Kurd texeyul dikin ku xurttir in» û filan û bêvan. Helbet mirov nikare bi Kurdbûnê xurtbûna vîna berxwedêr a jinên Kurd rave bike. Divê mirov li çarçoveya civakî, dîrokî û siyasî jî binihêre. Li dijî çar dewletan berxwedanek hebû, heye. Û berxwedana jina Kurd jî di nava vê çarçoveyê de pêk tê. Ev guhertin çawa bû? Piştî komkujiya li Parîsê, ev yek hêdî hêdî guherî. Pêşî mirov metelmayî man ku jinên Kurd ên şer dikin hene. Piştre, dewra jinên Kurd li dijî DAIŞ´ê, nûçe û gotarên erênîtir derketin. Gelek materyalên akademîk hîna nînin, lê di wan gotarên kurt ên akademîk de jî xuya ye ku nihêrîna li jinên Kurd erênîtir bûye. Lê belê niha jî motîvasyonên siyasî yên van jinên ku li dijî DAIŞ´ê şer dikin jî nayên dîtin, akademîsyen xwe li wan kerr dikin. Rojnamevan û filmçêker jî bi heman rengî tevdigerin. Ew hîç li îdeolojiya ku dike ew têbikoşin û şer bikin napirsin. Sedem jî bi ya min ew e ku ev motîvasyonên siyasî û îdeolojiya li pişt di aliyê navneteweyî de weke terorîst tên deqkirin, xwe hema kerr dikin. Çima ev pirsgirêk e? Rengê ku halê hazir jinên têkoşer ên Kurd di medyayê de cih digirin weke jinên sempatîk û bi pirranî bedew li gorî pîvanên wan gelekî bi pirsgirêk e. Lê dîsa jî erênî ye ku niha qet nebe tên dîtin û qebûlkirin û bi ser dejî bi awayekî erênî. Ew jinên şer dikin dibêjin, ev ne berxwedaneke ku hema ji tine peyda bû, em berxwedana xwe li ser hîmê têkoşîneke siyasî ya ji 40 salan û vir ve ava dikin. Lê ev nayê dîtin. Herçî lêkolîna akademîk e, astengên sereke çi ne li pêşiya lêkolîna vê mijarê? Di warê lêkolîna akademîk de pirsgirêkên destpêkê ew in ku gelek materyal û çavkaniyên ku mirov xwe bispêriyê nînin. Gelek kes hene ku dixwazin bi mijarê dakevin, lê ew neçarin nûçeyên çapemeniyê bişopînin. Li aliyê din ji ber ku tevgera Kurd demeke dirêj bi qesd hat marjînalkirin û yan jî piçûkkirin, ji ber wê jî gelek propaganda heye. Ew kesê elaqedar divê pêşî rastiyê ji propagandayê cihê bike, ji nav hev derêxe. Li aliyê din ji ber bicihkirina PKK´ê di nava lîsteya rêxistinên terorîst de dike ku gelek kes dev ji lêkolînên xwe berdin yan jî pêşiyê li wan digire ku dest bi lêkolînê bikin. Ango ev yek zerarê dike li zanistê jî. Li aliyî din gelek pêşhukm hene ku divê werin tinekirin. Lê mirov dixwazin fêr bibin… Çavkanî nînin, lê ma hêvî…? Nexasim li Kobanê mirovan tiştek vedît, berxwedana Kobanê hêviyek peyda kir bi wan re, ne bi tenî di nava akademîsyenan de belê bi giştî. Êdî mirov pê dihisin ku ya li Kabanê girîng ne bi tenê şerê li dijî DAIŞ´ê ye. Li sîstem û îdeolojiya li pişt vê berxwedanê jî dipirsin. Nexasim ji 2013´an ve eleqeya ji bo şerê jinên Kurd zêde bû. Di destpêkê de ev meraq bêhtir li ser şer bû û niha her diçe bêhtir li motîvasyona wan a siyasî jî tê pirsîn. Oryantalîzma di biwara teswîrkirina jinên Kurd de gelo bi dawî bû ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 Kurd ji xwe azadtir in. Ev jî dike ku mirov gelek pirsan neke. Lê divê mirov van pirsan bike: Çima jina Kurd xuyatir e, azadttir e, di siyasetê de bîhtir xwedî vîn e? Ya rastî ew mirov naxwazin van pirsan bikin; dema dikin jî li şûna bersivan hemaseteke neteweperest dikin ku tu elaqeya xwe bi rastiya civakî re nîne. Tu di lêkolîna xwe de tevgera jinan li Başûr û li Rojavayê Kurdistanê li ber hev digirî. Ew cihêtiya herî beloq ku dibêje ez va me li gora te çi ye? Jinên ji Başûrê Kurdistanê bi xwe dibêjin, tevgera jinan li başûr nîne. Rêxistinên civaka sivîl hene, kovar û komîteyên piçûk hene. Lê belê ew yan bi ser herdu partiyên sereke ve ne, yan jî dema serbixwe ne derfetên wan nîne. Lê belê rêxistinkirina jinan di nava civakê de nîne. Xebatên baş hene yên li dijî şideta beramberî jinê. Lê belê ev proje elaqedar in bi şideta li dijî jinê lê ne bi sîstema baviksalar. Pirs nayên kirin ka çima du malbat û rêxistinên ji serî heta binî mêr tevahiya siyasetê kontrol dikin, çima di nava komîteyan de bi tenê di komîteya malbatê de jin hene û di yîn din de jin nînin? Di warên civakî, siyasî, huqûqî, aborî de gelek pirsgirêk hene, mirov jinan nabîne. Azadiya jinê di nava çarçoveya gelekî teng a feodal neteweperest de sînordar e. Herçî Rojava ye mirov dibîne ku jin timî weke mixalefetekê ne. Şoreşa Rojava şoreşa jinê ye Weke mînak meclîsên gel hene û li kêleka wan meclîsên jinan Di nivîsên gerhokên ewrûpî yên hene û mafê wan ê vetoyê heye. sedsalên 18 û 19´an de jina Kurd Û ji destpêkê ve mirov li Rojava weke azadtir tê teswîrkirin. Bêyî dibêjin Şoreşa Rojava ya jinê ye. ku li sedemê civakî-aborî, avahiya Ji bo vê jî kevirên çarqozî datîne civakî were pirsîn. Mesela bipir- da ku piêtî krîz û şerî jî şoreş a ranî ew jin jixwe ji malmezinan in jinê bimîne. Li Rojava şerê li dijî û ji ber malbat yan jî milkên xwe DAIŞ´ê di heman demê de şerekî cihekî wan ê diyar û xuya heye di felsefî ye jî. Mirov ne li dijî komnava civakê de. Lê heke mirov bi kujî û jinkujiyên DAIŞ´ê şer dike, van mînakan bigihêje wê encamê her weha li dijî mentalîteya di ku Kurd ji ber KUrdbûna xwe di nava civaka wê jinê bi xwe de jî warê jinê de lîberaltir û azadtir in têdikoşe. Weke mînak jineke ku bi pirsgirîk e. Heke wisa ye, ma rastî destavêtinê tê weke qirêjbûyî çima ewqas jin tên qetilkirin, çima tê dîtin, bêyî ku metalîteya ewqas zarokan didin mêr? Bi ya destavêtinê were lêpirsîn. Ev yek jî ne bi tenê bi hevserokatî û min ev bi tenê rêyeke hêsan a reva ji meclîsên jinan dibe, ev her weha bi miameleya bi pirsgirêkên civakî re seferberkirina jinê di nava civakê ye. Mane ya vê bi awayekî ne yek- de dibe ku armanca wê bicihkirina ser ev e: Heke jinên Kurd ji Ereb, şandeke demokrasiyê ye. Ev cihêtî Fars û Tirkan azadtir in, naxwe ne ne qeder e, ev girêdayî çanda silazim e em ji bo azadiyê têkoşin. yasî ye. Li Başûr û Rojavayê Dema em iro dibînin ku pirraniya Kurdistanê di vî warî de divê hîna parlemanterên jin Kurd in, sedema gelek kar were kirin. Li Başûr pirswê ne Kurdbûn e; sedema wê si- girêkeke din ew e ku Başûr xwe li yaset e, tevgera azadiya Kurd ge- ber Iraqê digire û dibêje em ji wan lekê qîmet bi azadiya jinê daye. Li çêtir in. Li Rojava mirov dixwazin mekanîzma û şerxên desthilatdar nava Kurdistanê bi xwe jî wisa ye. ên tepisandina jin û civakê tekrar Dema mirov li Başûrê Kurdistanê nekin û li rêyên alternatîf digerin; dinihêre û li Rojavayê Kurdistanê avahî û çerxên siyasî ku pê mirov dinihêre mirov dikare bippirse, bi xwe tevlî dayîna biryarên siyasî çima jin li Rojava bêhtir di nava dibin tên avakirin. siyasetê de, li kolanê û hwd. hene? Elaqeya vê bi çanda siyasî heye. Di nava Kurdan de jî akademîsyen LUQMAN GULDIVE hene ku tiştên ecêb dibêjin, weke Yeni Ozgur Politika ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 3 Rizgarbûna Kobanê Li KCC Hat Pîroz Kirin Piştî ku Kobanê ji çeteyên Daîşê har paqij kirin wekî tevahiya cîhanê li paytext Londonê jî pîrozbahî hatin li dar xistin. Piştî agahiyên rizgarbûna Kobanê belavbûn gelek Kurd û dostên wan li Navenda Civaka Kurd ya li Haringeyê kombûn û serkeftina YPG û YPJ pîroz kirin. Şervanên YPG û YPJ’ê di encama berxwedana mezin a 134 rojan de navenda Kobanê ji çeteyan rizgar kir. Bajar rojek beriya salvegera îlankirina Kantonan yanî rojek beriya 27’ê Çile ji çeteyan hat paqijkirin. Çeteyên ku piştgiriya ku hêzên dixwestin Şoreşa Rojava bixetimînin girtin bi her cureyên çekên giran êrîşê Kobanê kirin, lê rastî berxwedana mezin a YPG û YPJ’ê hatin û ev bi serkeftinê encam kirin. Piştî agahiyên di derbarê rizgariya Kobanê li cîhanê belav bûn, di serî de li her çar parçeyên Kurdistanê û her derê cîhanê pîrozbahî hatin li dar xistin. Li her derê ku Kurd jiyan dikin, derketin qadan û rizgarbûna Kobanê pîroz kirin. Li paytext Londonê jî bi sedan Kurd û dostên wan piştî agahiyên rizgarbûna Kobanê li Navenda Civaka Kurd ya Haringeyê kom bûn heta derengiya şevê bi govend û tililiyan rizgarbûna Kobanê pîroz kirin. Li Londonê Kongreya Ciwanên Azad hat lidarxistin Li paytext Londonê, kongreya Ciwanên Azad pêk hat. Kongre bi beşdariya 70 delegeyan, li Navenda Civaka Kurd a li Haringeyê hat lidarxistin. Kongreyê, ji bo bîranîna cangoriyên têkoşîna azadiyê bi deqeyeke rêzgirtinê destpê kir. Kongre diyarî Ozgur Ronî hat kirin ku ji Îngilîstanê beşdarî nava refên têkoşîna azadiyê bûbû û di têkoşîna azadiyê de jiyana xwe ji dest da. Li dû deqeyeke rêzgirtinê, sînevîzyonek ji axaftina Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan a rola ciwanan di têkoşîna azadiyê de dinirxîne, hat nîşandan. Piştî nîşandana sînevîzyonê, rewşa dawî ya li Kurdistan, Rojhilata Navîn û tevahiya cîhanê hat nirxandin û pirsgirêkên ciwanên Kurd ên li Ewropayê hatin nîqaşkirin. ŞIYARA ‹KAPÎTALÎZMÊ NEJÎ Û NEDE JIYÎN’ ISRARA DI JIYANA AZAD DE YE Di axaftinên li ser navê Ciwanên Azad li kongreyê hatin kirin de hat gotin, “Îngilîstan, serketina destpêkê ya dîrokî ya sîstema modernîteya kapîtalîst e. Ji ber vê yekê heta roja me ya îro modernîteya kapîtalîst xwe li vê derê bi şêweyê herî xurt daye jiyîn. Li ser mirovan hegemonya xwe ava kiriye. Li ser vê bingehê jiyaneke hundirê wê vala pêşkêşî ciwanên me kiriye. Di encama vê de jî çetetîtî, bikaranîna narkotîkê û xwekuştina ciwanan zêde bûye. Bi taybetî jinên me yên ciwan hedefa bê vîn hiştin ne. Ciwanên Azad li ser vê bingehê rêxistineke ku hemû jinên ciwan û tevahiya ciwanan di nava xwe de vedihewîne û mîsyona pêşengiyê ji wan re dike ye.” Hat ragihandin ku kampanya “Kapîtalîzmê nejî û nede jiyîn” ya Ciwanên Azad da destpêkirin, felsefe û îdeolojiya Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan esas digire û xwe li jiyana azad digire. Axaftvanan diyar kirin ku ev kampanya di pratîkê de bi perwerde, rêxistinbûyîn û çalakîbûyînê re hîn bêhtir dikare rê li ber pêngavekê veke. Tevgera Jinên Kurd li Londonê (Roj Women) jî peyamek ji kongreyê re şand û diyar kir ku hemû destketiyên li Kurdistanê bi keda mezin a Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan û berxwedana têkoşerên di têkoşîna azadiyê de jiyana xwe ji dest dane, bi dest ketine. Nûnertiya KNK’ê ya Îngilîstanê jî kongre silav kir. Di kongreyê de herî dawî ji bo dema nû Komuna Ciwanan a Şehîd Ozgur Ronî hat hilbijartin. Komuna ji komîsyonên jinênc iwan, rêxistinbûyîn, xwendekar, çapemenî û çandê pêk tê, plansaziya ji bo dema nû pêşkêş kir. Kongre bi dirûşmên “Bijî Serok Apo”, “Bê serok jiyan nabe” bi dawî bû. ‘Jin li gor mêran zêdetir bawermend in’ Li gorî lêkolîneke ku li Îngîlistanê hatiye kirin jin li gorî mêran zêdetir bi Xweda bawer in. Di lêkolîna ji aliyê Konseya Lêkolîna Aborî û Civakî ya Enstîtuya Perwerdeya Londonê de hatiye kirin, herî zêde jin bi Xweda û jiyana piştî mirinê bawer dikin. Li gorî lêkolînê ji sedî 63’ê jinan difikirin ku piştî mirinê jiyan heye, ev rêje bi mêran re jî ji sedî 36 e. Li gel vê ji sedî 54’ê mêran ateîst an jî agnostîk in û jin jî ji sedî 34 vê nêzîkatiyêînîşan didin. Ev lêkolîn li ser kesên temenê wan nêzî 40 li ser 9 hezar Îngîlîzî hat kirin. Piranî diyar dikin ku bi olekî bawer nakin. Lê yên Xiristiyan, Misliman, Yahudî, Budîst û Hîndu jî hene. Prof David Voas lêkolîn nirxand û got: “Jin li gorî mêran zêdetir bawermend in. Mêr li gorî jinan di pozîsyonek kêm bawer dike de ne.” Mînak hejmara mêrên ateîst ku bêguman dibêjin Xweda tine û bi jiyana piştî mirinê bawer nakin gelek zêde ye. Prof Voas jî got ku wek gelek pirsên din ji bo vê jî vegotinek tine. ÇARŞEM, 28 RÊBENDAN 2015 2 Xaçepirs Bersiva Hefteya Borî PÊKENOK pêşî bixwaze.” Dûayên Kurd û Tirkekî -Ya Rebbî ez dixwazim tu 100 pezî 20 dewarî bidî min. Dibêjin ku Kurd û Tirkek ku her du jî pir feqîr in, diçin hizûra Xwedê. Dibêjin -Ya Rebbî em feqîr in û ji te hinek tiştan dixwazin. Xwedê dibêje “em daxwaza evdên xwe qebûldikin lê çi kesên ji xwe re çi bixwaze em du qetên wi didin cîranê wî jî. Hûn çi ji xwe re bixwazin em ê du qata bidin hevalê wî, de ka Kurdo tu Kurd dibêje: Xwedê dibê baş e min 100 pez û 20 dewar dan te û 200 pez û 40 dewarî jî da cîranê te yê Tirk. Kurd spasiya Xwedê dike û disekine. Xwedê ji yê Tirk dipirse ka tu çi dixwazî, dibêje; -Ey Allah’ım ez tu tiştek naxwazim, tenê çavekî min kor bike… (Ger ku xweda dûayê wî qebûl bike, û çavekê wî kor bike tê wateya ku dê du çavên cîranê wî kor bike.) KOBANÊ Îro azadî bûye mêvanê te Û li deşta Miştenûrê dîlanê digerîne.... Tu jî mîna bazê azadiyê Baskên xwe veke Û hembêza xwe bide ba bila pêlên azadiyê xwe li asîmanên te bidin. Bila bablîsoka azadiyê toz û kilxanê bi ser dijminên te de bibarîne. Ez baş dizanim tu yî kelha berxwedanê tu yî bîranina Şîlan û Viyanan. De bilîlîne Kobana delal bifire asîmanan û bi hêrs biqîr û bêje ez im xwediyê vî welatî..!! û azadî her hevalê min e.. HÊVÎN HISO telgraf.co.uk Çarşem, 28/01/2015 Kobanê Dê Tim Azad Be Sayı ROJNAMEYA HEFTEYÎ 453 Li Londonê Kongreya Ciwanên Azad hat lidarxistin Rûpel 2 Rizgarbûna Kobanê Li KCC Hat Pîroz Kirin Rûpel 2 Şervanên YPG û YPJ’ê di encama berxwedana mezin a 134 rojan de navenda Kobanê ji çeteyan rizgar kir. Bajar rojek beriya salvegera îlankirina Kantonan yanî rojek beriya 27’ê Çile ji çeteyan hat paqijkirin. Çeteyên ku piştgiriya ku hêzên dixwestin Şoreşa Rojava bixetimînin girtin bi her cureyên çekên giran êrîşê Kobanê kirin, lê rastî berxwedana mezin a YPG û YPJ’ê hatin û ev bi serkeftinê encam kirin. Piştî agahiyên di derbarê rizgariya Kobanê li cîhanê belav bûn, di serî de li her çar parçeyên Kurdistanê û her derê cîhanê pîrozbahî hatin li dar xistin. Li her derê ku Kurd jiyan dikin, derketin qadan û rizgarbûna Kobanê pîroz kirin. Li paytext Londonê jî bi sedan Kurd û dostên wan piştî agahiyên rizgarbûna Kobanê li Navenda Civaka Kurd ya Haringeyê kom bûn heta derengiya şevê bi govend û tililiyan rizgarbûna Kobanê pîroz kirin. Fermandarê YPG’ê Mehmûd Berxwedan di civîna çapemeniyê ya ragihandina azadiya Kobanê de diyar kir, ku Kobanê nîşanî tevahiya cîhanê daye ku gelê bixwaze bi vîna xwe bi rûmetî bijî, ti hêz nikare wê têk bibe û got, “Divê DAIŞ baş zanibe; çawa her xanî ji wan re bû mezel, wê her gundê Kobanê jî ji wan re bibe mezel û bibe destpêka tinebûna DAIŞ li tevahiya cîhanê.” Berxwedana Kobanê li tevahiya cîhanê deng vedabû û piştevaniyek bê mînak hatibû nîşandan. Berxwedana keç û xortên Kurd bal kişandibû ser xwe û rihekî nu ava kiribû. Dema êrîşên Daîşê dest pê kirîn li paytext Londonê û hemû bajarên Brîtanya bi sedan çalakiyên piştevaniyê hatibûn li dar xistin û bi hezaran Kurd û dostên wan tevlî van çalakiyan bûbûn. Pêşeng jinên Kurd in Rûpel 4 Zimanê qedexe û evîna xwendin Rûpel 9