tropikal yağmur ormanlarında ekolojik denge
Transkript
tropikal yağmur ormanlarında ekolojik denge
TROPİKAL YAĞMUR ORMANLARINDA EKOLOJİK DENGE Dr. Yusuf KUMLUTAŞ S. Hakan DURMUŞ D.E.Ü. Buca Eğitim Fak., Biyoloji Böl., iZMiR ÇEV-KOR Hayvanları Araştırma Topluluğu, İZMiR ÖZET Ulusal Araştırma Komisyonu raporunda, miyonlarca yıl önce ortaya çıkan ve yeryüzünde yaşayan canlı türlerinin yaklaşık yüzde 80'ini barındıran yarısından fazlasının 2100 yılına kadar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirilmektedir. Tropikal ormanlardaki biyolojik çeşitlilik konusundaki araştırmalar henüz başlangıç aşamasındadır. Yaşayan türler hakkında, şimdiden tam ve kati bir rakam verilememektedir. Bitki örtüsünün yoğunluğundan dolayı ormanın derinliklerine ve üst tabakalara ulaşılamamış ve buradaki enteresan canlılardan habersiz kalınmıştır. Fakat yapılan araştırmalar sonucunda, bütün dünyadaki yağmur ormanlarında yaşayan canlı türlerinin sayısının 5-30 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. THE ECOLOGİCAL BALANCE İN THE TROPICAL RAİN FORESTS ABSTRACT International Research Committee has indicated in his report that the rain forests which emerged millions of years ago and which hare had 80 % of the living species of the earth are facing the danger of being extinet by 2100. The researches on the biological variations in the rain forests are at the beginning stage. The exact and certain figures about the living species cannot be given now. The interior sides and the upper layers of the forests have not been explored due to the thickness of the canopy, and the interesting species here have been lef t untouched. Nevertheless, as a result of the researches, the number of the living species in the rainforests ali över the world has been estimated to vary betıveen 5-30 million. Anahtar Kelimeler: Yağmur ormanları, ekolojik denge, bitki örtüsü Key VVords: balance, canopy. •>" U51 forests, ecological IABAKA ÜIÎIA WmJV Rain FAUAKA ^^ ALI TABAKA HIMRF.LCH HEMICIILÜHA Şekil-1: Tropikal yağmur ormanlarındaki farklı tabakalarda çok çeşitli canlı türleri barınmaktadır. Üste görülen iki an türü, tropikal örntünün sadece üst kısımlarında bulunurlar. Alttaki iki arı türü ise yalnız aşağı kısımlarda görülebilir. Bitki ve hayvan gruplarını genetik olarak ayıran, böyle farklı tabakalı bir ortam, ormanın çeşitliliğinin artmasında büyük rol oynamaktadır. TEMMUZ-AGUSTOS-EYLUL 1995 SAYI: 16 Ekoloii TROPİKAL YAĞMUR ORMANLARI çevre dergisi > Yosun Lif r ak S a |) ı [J iı y o ıı Y n p r a k S a |> ı İ 7 i Şekil-2: Azteca cinsi karıncalar ile Cecropia cinsi ağaçlar arasında ilginç bir ortak yaşam gözlenmektedir. Cecropia ağacının yaprak saplarında oluşan glikozca zengin l mm uzunluğundaki müller cisimcikleri karıncalar için önemli bir besin meydana getirirken; karıncalar da ağaç dalları üzerinde filizlenen epifitleri yiyerek bitkilerin kök salmasını önler. Böylece ağırlığa dayanıksız olan bu ağaçların gövde ve dallarının kırılmasını önlemiş olurlar. Bir tecrübede ağaç dalına lifle tutturulan epifitlerin karıncalar tarafından kısa zamanda küçük parçalara ayrılarak bitkiye kurtarmaya çalıştıkları görülmüştür. Tropikal Yağmur Ormanlarının Genel Özellikleri Ekvatordan itibaren kutuplara doğru 23° kuzey 27° güney enlemleri arasında yer alan Tropikal Yağmur Ormanları bütün seneyi kapsayan daimi sıcaklık ve nemlilik ile, devamlı surette büyüyen geniş yapraklı ağaçlar karakterize eder. Ağaçlar bütün sene yapraklarını bir taraftan dökerlerken, diğer taraftan yenilerini sürdükleri için, "Daimi Yeşil Ormanlar" da denilir. Yağmur ormanları; ilk görünüşte çok kesif bir bitki örtüsüne sahip olup, liyan ve epifit bitkiler bakımından son derece zengindir. Bu gür flora içinden güneş ışınlarının toprağa ulaşması çok yerde mümkün değildir. Bitki örtüsü yoğunluğundan dolayı ağaçların üst kısımlarına düşen güneş ışığının yalnızca yüzde l'i ormanın alt kısımlarına ulaşabilir. Ormanların daha gevşek olduğu yerlerde ise orman altı ancak öğle vakti biraz aydınlanabilir. Ormanların içleri çok yerde zifiri karanlık ve muazzam bir sessizlik içindedir. Hakikî yağmur ormanlarında birbirinden farklı üç kat göze çarpar. En üst kat pek devamlı değildir. Bu katı teşkil eden ağaçlar 40-50 m. yüksekliğinde olup, gövdeleri çok geniştir. Bu ağaçlar muazzam taçları ile ayrılırlar. Bu katı 25-35 m yüksekliğinde, fakat devamlılık gösteren bir orta kat takip eder. Asıl hacmin 2/3' ünü oluşturur. Buradaki ağaçlar birbirlerine girift bir şekilde karışmış haldedir. Ağaçlara uzaktan bakıldığı vakit kenetlenmiş tek bir satıh halinde TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 1995 SAYI: 16 görünür. Bu sıklık içinde ağaçların gövdelerini görmeye imkân yoktur. Üçüncü ve en alt kat, daha ufak ağaçlarla yüksek çalılardan meydana gelmiştir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi birinci ve ikinci kat ağaçların çok sık yapraklan nedeni ile ışık zemine kafi derecede nüfuz edemez. Ağaçların gövdeleri hayli geniş olup umumiyetle 80 cm çapında olsalar da 2-3 metre çapında olan ağaçlar da bulunur. Tropikal yağmur ormanlarını iklimi bütün sene devam eden yüksek ve muntazam bir sıcaklık, gene bütün yıla dağılmış bol bir yağış ve buna ilâveten de, pek kısa süren kurakça bir devre takip eder. Tropikal yağmur ormanlarmdaki en sıcak ay ile en soğuk ay arasındaki sıcaklık farkı 2,5 ile 3°'yi pek geçmez. Tropikal yağmur ormanlarını iklim tipinin en karakteristik özelliği ise mevsimlerin arasında yağış rejimleri bakımından bir farkın olmamasıdır. Güneşin ışıldadığı ve ormanların bu ışık huzmeleri altında kaldığı, kuşlar ile diğer canlıların dallardan dallara atladıkları bir sırada aniden güneşin bir bulut tarafından örtüldüğü ve ormanın gölgelendiği görülür. Güneş ışınlarının kesilmesiyle kuşların sustuğu, böceklerin seslerini kestikleri duyulur. Kısa süren bu sessizliği şiddetli bir yağmur sesi bozar. Yağmur ağaçların dalları ve yapraklan üzerinde damla olarak düşer, damlalar sızıntılar halinda aşağılara doğru akar, alttaki dalların ve yaprakların üzerine bu sızıntılar bir çağlayan gibi dökülür; yaprak ile ince dal gibi Ekoloji çevre dergisi ' TROPİKAL YAĞMUR ORMANLARI parçalan kırar ve yere sürükler. Yağmurun başlamasından pek kısa bir zaman sonra arazi üzerinde taşkın sulardan meydana gelmiş dereler teşekkül eder; toprak su istilasına uğramış olur. Bahis konusu fırtına biraz evvel nasıl birden bire başladı ise, geçişi o derece süratli olur. Böyle biraz evvel kıyametin koptuğu yağış sahasında sadece toprak üzerinde akan derelerin sesinden başka birşey kalmaz. Bu sessizliği güneşin yeniden doğması ve herbir yana sinmiş olan hayvanların tekrar ortaya çıkarak gürültüye başlaması ile ormanın neşesi tekrar yerine gelir. orangutana kadar muhtelif maymun türleridir. Yırtıcı hayvanlar genellikle Felidae familyasına dahil türlerdir. Yaban kedileri ve pumalar bunların başında gelir. Tropikal yağmur ormanlarının uçucu hayvanları ise, arıdan biraz büyük olan sinek kuşundan tutun da kanatları 240 cm uzunlukta olan yırtıcı kuşlara kadar bol bir aves grubu vardır. Ağaçkakanlar, kanaryalar, papağanlar su kenarlarındaki yağmur ormanlarında uçmakta, yeşil ormanlara renk ve ses vermektedirler. Yılanlar ve timsahlar da yağmur ormanlarının en yaygın şekilde barındırdığı hayvan gruplarındandır. Tropikal yağmur ormanları zengin bir bitki Tropikal Yağmur Ormalarmda Yaşam Nemli tropikal bölgelerin pek çoğunda, top- örtüsüne sahiptir. En büyüğünden en küçüğüne rak içinde yaşayan canlılar, topraktaki organik kadar örtüdeki tüm ağaçlar; yaprakları; meyve ve çiçeklerini büyütemaddeleri tahrip veya terkibini debilmekte ayrıca kendi gövdelerinde ğiştirici faaliyetleri yetişen birçok bitki ile toprağın yıkatürünü de barınnarak yok olan dırmaktadır. Dolamadenî zenginliğiyısıyla bunlar, hem ni kısmen de olsa tür sayısı hem de yeniden mümkün karşılıklı etkileşim kılmaktadır. sonucunda oluşan Örneğin Makarmaşık durumladagaskar adasında yaşayan bir toprak rıyla, yeryüzündeki diğer bitki topsolucanı olan Geophagus darıvinn luluklarına göre daha büyük bitkisel 1 metre boyunda, toplulukları oluş2 cm çapında bir tururlar. solucandır. Bu soTropikal orlucan tam yarım manların 30-40 m saat içinde 100 yüksekliğindeki örgram nemli toptüde yetişen bitki rağı yemekte ve Tohumlarını rüzgâr ya da hayvanlar aracılığı ile dağıtan epi- topluluğunun en toprak içinde bu- Resim-1: fitler, örtüde herhangi bir konuksever ağacın gövde veya dalları üzerinde çok dikkati çeken lunan organik filizlenerek tüm tabakaya hakim olmaktadırlar. özelliklerinden biri maddeler, toprak ağaçların gövde ve kurdunun mide ve barsaklarında hazmedilip, yani fizik yapısı değişik dallarında yetişen epifit bitkilerdir. 65 familyada olarak çıkmakta ve aynı zamanda, kimyevî mad- yaklaşık 28000 türü, dünya genelinde bilinmekte deler eriyik bir halde tekrar toprağa ka- olan bu grubun 15000 türü Orta ve Güney Amerışmaktadır. Termitler ise ağaç kütüklerini tahrip rika'dadır. Bunlar karayosunları, eğrelti otları ve etmekte ve koca kütükleri toz haline ge- likenler gibi ilkel bitkiler ile birlikte kaktüs ve ortirmektedir. kide türlerini de içerirler. Binlerce epitif türü de Tropikal yağmur ormanları en zengin ve en henüz tesbit edilememiştir. Epifiter rüzgar ya da hayvanlar tarafından tageniş türlerin birarada bulunduğu zengin bir biotoptur. Tropikal yağmur ormanlarındaki bi- şınan tohumlarla ağaç kabuklarındaki yarıklara giyolojik çeşitlilik henüz tam manasıyla araştırıcılar rerek sıkı bir şekilde tutunur ve orada filizlenirler. taraf andan incelenememiştir. Bilhassa ne- Bu zor şartlarda beslenmeleri hava kökleri yarhirlerden uzakta kalan kesif ormanlar sahası çok dımıyla, yağmur susuyla taşınan suda erişim minerallerle ve bulundukları yerlerdeki toprak zeryerde hâlâ esrarını muhafaza etmektedir. Yağmur ormanlarının alt bitki örtüsü yok de- recikleriyle olur. Epifitler diğer bitkilerden farklı necek kadar zayıf olması nedeniyle ot yiyici hay- olarak sadece yağmur yağdığı zaman suyu direk vanlar cins itibariye pek fazla değildir. Bunlar olarak alırlar. Bu yüzden yağmur yağmadığı zayaban domuzu, tapir ve fare büyüklüğünden dev nanlarda su ihtiyacını gidermek için yağmur su- 10 TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 1995 SAYI: 16 TROPİKAL YAĞMUR ORMANLARI yunu muhafaza eden ve biriktiren özellikler geliştirmişlerdir. Orkide ve ağaçsı kaktüsleri içeren bazı türler ise, terlemeden doğan nem kaybını azaltan mumlu yaprak örtüleri gibi nemi koruyan emici dokulara sahiptir. Bazı epifit familya üyeleri suyu, rozete benzer yapraklan tarafından oluşturulan tanklarda, ya da gövdeleri ve genişlemiş petiol yaprak saplarının birleşmesiyle adetâ bir bardak şeklinde olan yapılarda biriktirirler. Bazı türler ise suyu sünger gibi emen ve tutan emici köklere sahiptirler. Orta ve Güney Amerika'ya ait bir familya olan Bromeliaceae üyeleri ağaçlı batıklıklar olarak anılan tabanlarındaki kese benzeri yapılarda galonlarca suyu depolayabilir ve böylece böcek yiyenleri, kuşları, ağaç kurbağaları, akrepleri, örümcekleri ve birçok böcek türlerini üzerine çeker onların su ihtiyacını karşılar. Tropikal ormanlarda yağış miktarı çok fazla olduğu için nem oranı da % 80 civarındadır. Lecythis (maymun ağacı)nın oluklu kabuğu üzerinde yaşayan epifitler bu oluklar vasıtasıyla aldığı yağmur suyunu biriktirip epifit köklerine ulaştırmaktadır. Costa Rica'ya bağlı Monteverde'de yağmur ormanlarında besin maddelerinin % 40'mı epifitlerin yeşil yapraklarında depo edildiği bulunmuştur. Ölü epifit materyalleri orman zeminine düştüğü zaman öteki bitkiler tarafından kullanıldığı gibi, yapılan bir çalışmada 12 ağaç türünün köklerinin, bu ağaçların yüksek dalları üzerinde büyüyen epifitlerden geliştiği tespit edilmiştir. Ağaçların daha üst kısımlarında ise susuzluğa dayanıklı başka örtü bitkileri ile hemiepifitler (Ficus ve Clussa cinsleri) daha yaygındır. Hemiepifitler hayata epifit olarak başlayıp, dalların çatal kısımlarında ve ağaç kabuklarının oyuk bölgelerinde barınan tohumlardan filizlenirler. Sonra bunlar nem ihtiyaçlarını karşılayacakları zemine yani aşağıya doğru küçük kökler gönderirler. Hemiepifitlerin besin ihtiyaçlarını topraktan karşılamaları, bunların epifitlere oranla çok daha iri olmalarını sağlar. Tek bir bitkinin nemli kökleri ile yapraklarının ağırlığı birleştiğinde, konak ağacın dallarını kırabilecek duruma gelebilmektedir. Ağaçta yaşayan bitkilerin son grubu; asılı asmaları içine alan Philodendron grubu üyeleridir. Bu asılı asmalar, orman zemini üzerinde filizlenerek yukarıya doğru büyürler. Bunların ağırlıkları bazen ağaç dallarını kırar ve örtüde boşluklar açarak ağacı olduğu gibi yere doğru eğerler. Böyle kırılmalardan dolayı açılan boşluklar orman gelişiminde önemli rol oynar. Birçok ağaç türleri yalnızca ışığın bol olduğu yerlerde filizlenebilir. Bunlar sadece, örtüde arasıra olan bu TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 1995 SAYI: 16 Ekoloii gevre dergisi J Resim-2: Son zamanlarda teknoloji yağmur ormanlarının derinliklerine kadar ulaşarak, ormanları talan edilmekte, kesilen ağaçlar urlarla taşınmaktadır. boşluklar sonucu büyüyebilir. Epifitlerin dağılımını etkileyen birçok faktörler bilinmektedir. Kuşlar, yarasalar, maymunlar, sincaplar ve diğer memeli hayvanların dışkıları, ağız, tırnak ve dertleriyle taşınan epifit tohumlan, ağaçların üst kısımlarındaki bu hayvanların takip ettiği yollar altında uzanan dallar üzerinde daha yaygın olarak görülürler. Aynı sebepten dolayı epifitler, cezbedici meyveler taşıyan ve bu yüzden sık sık meyva yiyen hayvanlar tarafından ziyaret edilen ağaçlar üzerinde bol miktarda bulunurlar. Ağaçlar üzerindeki, bu hayvanların takifı ettiği ana yollar tıpkı patikalar gibi seyrek bitkilerle kaplanmıştır. Epifitlerin kalın kütleleri, kolay kırılabilen ağaçların sarkan dallarında olabileceği için, birçok ağaç türlerinin epifit kolonileşmesine karşın, gelişmiş aktif savunma sistemleri vardır. Bunlardan biri genç epifitlerin, eski kabuk tabakalarıyla dökülmesi sonucu olan, sık sık kabuk düşürmesi yöntemidir. Birçok tropikal orman ağacının kabuklarında bulunan alkoloidlerin, epifit veya asmaların dolanmasına karşı II. savunma mekanizmasını oluşturduğu saptanmıştır. Alkoloidler, allelopathic kimyasal maddeler gibi diğer bitkilerin gelişimini engelleyen, sentez edilmiş bitki maddeleri gibi işlev görebilirler. Bu tür ağaçların bu bağışıklığı nasıl kazandıkları henüz tesbit edilememiştir. M Ekoloji Tropikal ormanlarda bulunan Cecropia genusuna mensup ağaçlarda bulunan Azteca cinsi karıncaların, bu ağaçların dallarında filizlenen epifitleri temizlendikleri, bu surette epifitlerin büyümesiyle ağırlaşacak olan bilhassa kolay kırılabilir dallara sahip ağaçları korudukları tespit edilmiştir. Bu saldırgan karıncalar, ayrıca çoğu herbivor olan ve ağaca zarar verebilecek böcekler ve memelilere de kalabalık bir şekilde saldırırlar. Cecropia ağaçları bilhassa karıncaların yararına bazı gelişmiş özelliklere sahiptir. Bu ağaçlar yaprak petiollerinin diplerinde, nişasta yönünden zengin yumrular üreterek, karıncaların TROPİKAL YAĞMUR ORMANLARI besinlerini oluştururlar. Cecropia 'nın bambu gibi içi oyuk olan gövdeleri karıncalara ise barınak vazifesi görür. Ayrıca bu karıncaların birkaç mm, fide halindeki epifitleri bertaraf edip daha büyük epifitlere dokunmadıkları tesbit edilmiştir. Böylece ağaçları epifitlerden koruduğu görülmüştür. Yağmur ormanının, üreme stratejilerini inceleyen araştırıcılar, çapraz tozlaşmanın ağaçlar arasında % 79'u bir kural olduğunu tesbit etmişlerdir. Bu işlemde bazı arı türleri önemli rol oynamaktadır. Belirli arı türleri, kendilerine önemli miktarda çiçek tozu sağlayacak, çiçeklerin bulunduğu, birkaç km. uzunluğundaki yolları ezberleyebilirler ve sürekli olarak bu yolları kullanabilirler. Ağaçlar kendi kendilerine, tozlayıcıların hareketlerine teşvik edecek stratejileri geliştirerek, çapraz tozlaşmayı ilerletmişlerdir. Bir bölgede, aşağı yukarı aynı zamanda çiçek açan birçok ağaçların aksine Almendrolarm çiçekleri, biri diğerinin dışında bir devrede açar. Bu ağaçların çiçeklenme devresi 2 aydan 3 aya kadar uzanabilmektedir. Farklı devrelerde çiçek açmanın neticesi olarak bu ağaçlar, uzun süre arıları üzerlerine çekerek tozlaşmalarını garantiye almış olurlar. Çiçek açmaları eş zamanlı olan ağaç türlerinin bile, çiçek tozu taşıyan hayvanları teşvik edecek şekilde tek zamanlılık gösterebileceği belirtilmektedir. Bugüne kadar böyle tek zamanlılığın nasıl düzenlendiğini hiç kimse açıklayamamıştır. Şurası ilgi çekicidir ki, tropikal ormanların ve örtünün ekoloji ile ilgili sırlarının ortaya çıkmaya başladığı anda, ormanlar kaybolmaya başlamıştır. Uzmanlar, bu azalmanın sonucu olarak, yakında orta Amerika'da çok az yağmur ormanının kalacağını uyarmışlardır. Artan III. dünya ülkeleri nüfusunun otlak, yakacak ve tarım alanı ihtiyaçlarından kaynaklanan bu eğilimin sonucu her yıl 210 bin km2 civarında orman yok olmaktadır. 2000 yılına kadar tropikal ormanlarının çoğu yok olması muhtemeldir. Ulusal araştırma komisyonunun tahminine göre, bugün var olan bitki ve hayvanların, yarısından fazlasının 2000 yılına kadar neslinin tükeneceği sanılmaktadır. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa, tropikal ormanların yok olmasıyla, gezegenimizin biyolojik zenginliklerini ve genetik çeşitlerini kaybedeceği bir gerçektir. KAYNAKLAR Resim-3: Fotoğrafta bir ağaçtan sarkan, Gnetum leyboldii türü görülmektedir. Bu liana'ların gövde kalınlıkları 23 cm ye kadar erişebilmekte ve total ağırlıkları oldukça fazla olmaktadır. Genillikle odunları kolay kırabilir nitelikte ağaçların, fazla sayıda olduğu bu tropikal ormanda, böyle ağır bir yük arttıkça ağaca zarar vermektedir. \1 - Frankie G.W.; Hobcr W. A; Handbook Experimental Pollination Brology. Van Nostrand Reinhard. 1983. - Janzer D.; Ecology, Vol. 50, No. l p. 147-153, 1969. - Janzen D.; Costa Rican Natural History. University of Chicago Press, 1983. - Perry, D.R.; The Cnopy of the Tropical Rain Forest, Scientific American, November, 1984. - Tunçbilek, N.; Coğrafî Bölgeler (Torrid Zane) İstanbul, P. 1-69, 1961. TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 1995 SAYI: 16