tmme ödülleri

Transkript

tmme ödülleri
KalDer
YIL: 20
• SAYI: 160 Nisan 2012 • 6.50 TL
KalDer ÖNCE KALİTE YIL: 20 • SAYI: 160 • 6.50 TL • Nisan 2012
TMME ÖDÜLLERİ
‘Önce müşteri’ diyen markalar ödüllerini aldılar
Ankara_Kalder_Ilan.pdf
1
4/16/12
6:52 PM
4
BAŞKANDAN
A. Hamdi DOĞAN
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
TEK SEÇİCİ MÜŞTERİ
KalDer olarak Mükemmellik kültürünü yaşam biçimine dönüştürerek, ülkemizin
rekabet gücünün ve gelişmişlik düzeyinin yükseltilmesine katkıda bulunmak
amacı ile 21 yıldır çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu uzun ve zorlu süreçte,
kuruluşlara çıktıkları kalite yolculuğunda rehber olup yol göstermek, yollarına
ışık tutmak istedik ve birçok ilke imza attık.
K
uruluşların tüm süreçlerinde sürekli
iyileşmeyi esas almalarının önemini
vurguladık. “Ölçmediğinizi iyileştiremezsiniz. Ölçmek anlamak ve
bilmektir. Bilmek yönetmektir.”
Yaklaşımından hareketle, 2005 yılında
KalDer ve KA Araştırma LTD. ŞTI. ortak
girişimiyle, başta ABD olmak üzere, Avrupa ve Asya’da birçok ülkede uygulanmakta olan Ulusal Müşteri Memnuniyeti Endeksi” adıyla ülkemizde de uygulamaya başladık.
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
Sürecin başlatılma gerekçesi ve anlamını
TMME’de uygulanan metod’a adını veren Prof. Dr. Fornell’in ifadeleriyle aktarmak isterim. Diyor ki; “Müşteri Kaliteyi algılarsa, bu müşteri memnuniyeti ile ortaya çıkar. Bu müşteri
memnuniyeti, artan bir gelir anlamına gelmektedir. Müşteriler doğrudan bir kurumun bilançosunda
görünmese de, bir ekonomik değer olarak mutlaka gösterilmelidir.” demektedir.
Altıncı yılını tamamladığımız ulusal endeks çalışmamızla tüketicilere, tarafsız bir ölçüm ile beklentilerini, memnuniyetlerini ve şikayetlerini duyurma imkanı, kuruluşlara, kendisinin ve rakiplerinin
durumunu görme ve strateji geliştirme fırsatı; ülke yönetimlerine
ise ülke sanayinin, ürünlerin ve
hizmetlerin gelişme eğilimi hakkında bilgi sahibi olma ve uluslar
arası kıyaslama verilerine ulaşma
5
BAŞKANDAN
olanağı sağlamış olduk.
TMME Türkiye içinde satın alınan ürün
ve hizmetlerin müşterileri nezdinde memnuniyetlerinin ölçülmesi ve bunun lisanslı özel ekonometrik bir model kullanılarak analiz edilmesine dayanan ulusal sektörel kurumsal bir ölçü sistemidir.
Sistem ACSI (American Customer Satisfaction Index) lisansı, National Quality
Research Center ve Michigan Üniversitesi proje yönetim desteğiyle yönetilmektedir.
Dünyada, Amerika dahil 20’yi aşkın ülkede yürütülen ulusal müşteri memnuniyeti endekslerinin Türkiye uygulamasıdır.
Modeli KA Araştırma LTD. ŞTI. ile birlikte ortak bir ürün olarak devreye aldık. Türkiye’de ki değerlerin yanısıra
ABD’deki sektör değerlerini de, her çeyrek dönemde izliyoruz.
Uluslararası bir model kullanılması nedeni ile sonuçlar, diğer ülkelerin sonuçları
ile kıyaslanabilmektedir. Her çeyrek dönemlerde TMME sonuçlarını kamuoyu ile
paylaşıyoruz.
2011 yılı son çeyreğinde TMME
Ulusal Müşteri Memnuniyet oranı kuruluşundan bu yana en yüksek değere ulaşarak %76.3 olarak
gerçekleşti. Aynı dönemde Amerika Ulusal Endeksi %75.8 olmuştur. Bu başarı ülkemiz işletmelerinin eseridir.
TMME kapsamında, her yıl yaklaşık 3540.000 müşteri görüşmesi ile 25 aşkın
sektörde yaklaşık 125’e yakın kuruluş bağımsız olarak ölçülmektedir.
TMME uygulaması ülkemizde 6’ncı yılını
geride bırakırken endeks oturmuştur. Model 6 ana değişken ve bunları belirleyen
15-17 alt değişken için ölçüm yapılmaktadır. Ana değişkenlerimiz :
Müşteri Beklentileri, Algılanan kalite, Algılanan değer ile Müşteri Memnuniyeti arasındaki nedensel ilişkiyi, diğer taraftan da
müşteri memnuniyeti ile müşteri şikayetleri
ve müşteri bağlılığı arasındaki sonuç ilişkisini göstermektedir.
Türkiye Müşteri Memnuniyeti’nin
zaman içindeki eğilimlerinin izlenmesi, müşteri bağlılığı, buna bağlı olarak karlılık ve rekabet edebilirlik hakkında önemli bilgiler vermektedir.
Dolayısı ile TMME;
• Ülkedeki ürün ve hizmetlere ait kalite
ve müşteri memnuniyeti artıyor mu, azalıyor mu?
• Bu artış ya da azalma endüstrinin belirli sektörlerine mi ait, sadece bazı sektörlerde mi görülüyor ya da belirli kuruluşlara mı özgü?
• Bu artış ya da azalma uluslararası eğilimlere uygun mu; yoksa ülkemize özgü
farklılıklar mı var?
gibi ülke ekonomisi hakkında bir çok soruyu yanıtlamaktadır.
• Müşteri memnuniyeti, entellektüel sermayenin dolayısı ile pazar değerinin en
önemli parametrelerden biridir. Bu önümüzdeki dönemde TMME ile daha da netlik kazanacaktır.
• ABD’de olduğu gibi TMME puanını artıran kuruluşlar aynı artışın Borsa pazar
değerlerine de yansıdığını göreceklerdir.
• TMME sektör içindeki memnuniyeti olduğu gibi sektörler arasında da müşterisini en çok memnun eden sektör ve kurumları belirler.
• TMME önümüzdeki yıllar itibarı ile trend
analizine de olanak tanıyacaktır.
• TMME kuruluşların puanlarını artırmak
için hangi parametreleri geliştirmeleri gerektiğinin analizine de hizmet etmektedir.
KalDer ve Ka araştırma olarak en
büyük arzularımızdan biri TVME
Türkiye Vatandaş Memnuniyeti Endeksini çıkartabilmektir.
Özel sektörün yanı sıra kamu sektöründe de hedef kitlesinin memnuniyetini değerlendirmeye istekli olan devlet ve yerel yönetim kurumlarına pusula hizmeti
görmektedir.
TMME, ABD’de kamu kurumlarının en
önemli performans kriteri olarak uyguladıkları ve bu doğrultuda devlet bütçesinden pay aldıkları sistemi Türkiye özelinde
hayata geçirmeyi arzulamaktadır.
6 yıldır yapılan ölçümler sonucunda her
sektörde birinciler oluştu. Tekrarlanan birincilikler sürdürülebilir başarı kavramını
ortaya çıkardı. Bu aşamada ödüllendirme ve tanıma sürecimizin bir gereği olarak, 2 Nisan 2012 tarihinde sektör birincilerini onurlandıran bir Gala Yemeği düzenledik. Ödül alan kuruluşlarımızı kutluyorum.
Kalite’yi tanımlarken”; Kalite müşteri
beklentilerini karşılamak ve hatta bunun ötesine geçebilmektedir.” diyoruz.
KalDer Ulusal Kalite Ödülü ile iş
dünyasının en prestijli ödül sürecini ülkemizde 20 yıldır yürüten
kurumdur. Aynı titizliğimiz bu yıl
ilki gerçekleşen TMME ödül organizasyonunda da devam ettirmiştir.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
6
İÇİNDEKİLER
Sahibi KalDer Adına
A.Hamdi DOĞAN
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Neslihan CİNGİ
[email protected]
Yayın Kurulu
A. Hamdi DOĞAN, Erdenay GÜL,
Fügen TOKSÜ, Gül GÖKTEPE,
Özlem YÜZAK, Tolga YÜCEL,
Selami ÇELEBIOĞLU,
Selçuk ERGENÇ
İdare Merkezi
Türkiye Kalite Derneği
(KalDer)
Centrum İş Merkezi, Aydınevler Sanayi
Cad. No:3 Küçükyalı 34854 İstanbul
Tel: 0216 518 42 84
Faks: 0216 518 42 86
www.kalder.org
e-posta:[email protected]
Yapım
Kripto İletişim Danışmanlığı
Rumeli Cad No: 5/7 Nişantaşı
Tel: 0212 219 98 13
Baskı
BerNur Etiket Mat. Gıda San. Ltd. Şti.
Topkapı Tic. Merkezi 1 No: 369
Cevizlibağ / İST
+90 212 482 18 90 pbx
+90 212 482 18 92
www.bernuretiket.com.tr
Önce Kalite Dergisi, Türkiye Kalite
Derneği tarafından ayda bir yayınlanır.
Ulusal-Türkçe-Aylık
ISSN: 1301-4978
Önce Kalite Dergisi’ndeki yazı ve resimler
kaynak gösterilerek kullanılabilir.
ÖNCE KALİTE NİSAN 2012
4
BAŞKANDAN
8
TMME ÖDÜLLER
12
TMME LİDERLER
20
TMME SONUÇLARI
22
YÖNETİM KADININ
HAKKI
24
KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ VE
İSTİHDAM
28
GİRİŞİMCİLİK, İSTİHDAM
VE KADININ EKONOMİK
GÜÇLENMESİ
30
GELIŞMIŞLIK DÜZEYI VE
KADIN İSTIHDAMI
32
KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ VE
İSTİHDAM
34
KADIN GIRIŞIMCILIĞI VE
ISTIHDAMI
36
KADIN GIRIŞIMCILIĞI VE
ISTIHDAMI
38
YENİLİKÇİ ÜRÜNLERLE
KADINLARIN HAYATINI
KOLAYLAŞTIRIYOR
40
KURUM KÜLTÜRÜMÜZ
KADIN
ÇALIŞANLARIMIZA
AYRIMCILIK SAĞLIYOR
42
KADIN GIRIŞIMCILIĞI VE
ISTIHDAMI
44
ÜLKER CCC 2012 YILININ
BAŞINDA KALDER İLE
5S PROJESİ2NE BAŞLADI
46
2023’E ULAŞMANIN
HEDEFİ İNOVASYONDAN
GEÇİYOR
48
İZAYDAŞ, ULUSAL KALİTE
HAREKETİ’NE KATILDI
50
İETT, ULUSAL KALITE
HAREKETI’NE KATILARAK
KalDer ILE İYI NIYET
BILDIRGESI IMZALADI
52
KalDer’de HAMDİ
DOĞAN’LA 2. DÖNEM
54
KALDER’DEN HABERLER
56
KALİTE PROFESYONELİ
GELİŞTİRME PROGRAMI
58
MARMARA ÜN. ULUSAL
KALİTE HAREKETİ’NE
KATILDI
62
ULUSAL KALİTE HAREKETİ
İYİ NİYET BİLDİRGESİ
BAY DÖNER
64
ŞUBELERDEN HABERLER/
İZMİR
66
ŞUBELERDEN HABERLER/
ANKARA
68
ÜYE GÖRÜŞÜ
72
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM
76
KADIN GÖZÜYLE
HAYATTAN KARELER
78
EĞİTİM TAKVİMİ
80
KÜLTÜR-SANAT
82
OLUMSUZ
DÜŞÜNCELERDEN ARININ
Yazarlar ve Kuruluşlardan gelen yazılar:
• A4 sayfasına, her taraftan
2 cm marj bırakılarak, 1.5
cm boşluk, 12 punto Arial
veya Times New Roman
karakteri ile en fazla 4 sayfa
yazılmalıdır.
• Yazı başlığı ve yazar adı
koyu font ile yazılmalıdır
• Yazar unvanı, e-posta
adresi yer almalıdır.
• Yazara ait en az iki adet
yüksek çözünürlükte
vesikalık olmayan hareketli
tarzda resimler olmalıdır.
• Gelen yazılar, yayın
kurulu tarafından
okunurluğunun
artırılması, uzunluğunun
kısaltılması gibi
durumlarda yazının
içeriğinde, başlıkta
değişiklik yapılabilir. Bu
değişiklik yapma hakkı
dergimizce saklıdır.
7
BU SAYIMIZDA
YÖNETİM
KADININ HAKKIDIR
KalDer olarak, yönetim kalitesindeki güncel yaklaşımları, sorunları ve çözümlerine ilişkin bilgileri paylaşmak ve değerli Üyelerimize, Üye Adaylarımıza en verimli paylaşım ve ağ geliştirme ortamlarının yaratılması amacıyla KalDer Kahvaltı Sohbetlerinin ikincisini
gerçekleştirdik. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gündeminde
olan konulara değinmeye çalışarak “Eşitlik güçlendirir”! diyerek
bu ay “Yönetim Kadının Hakkıdır” konusunu ele aldık.
Aynı zamanda “Ölçmediğinizi iyileştiremezsiniz. Ölçmek anlamak
ve bilmektir. Bilmek yönetmektir” yaklaşımından hareketle, TMMETürkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi konusunu sizlere aktardık.
Neslihan Cingi
[email protected]
A. Hamdi Doğan “Tek Seçici Müşteri” yazısı içerisinde, altıncı yılını tamamladığımız ulusal endeks
çalışmamızla tüketicilere, tarafsız bir ölçüm ile beklentilerini, memnuniyetlerini ve şikayetlerini duyurma imkanı, kuruluşlara, kendisinin ve rakiplerinin durumunu görme ve strateji geliştirme fırsatı; ülke
yönetimlerine ise ülke sanayinin, ürünlerin ve hizmetlerin gelişme eğilimi hakkında bilgi sahibi olma
ve uluslar arası kıyaslama verilerine ulaşma olanağı sağlamış olduğumuzu vurguladı.
Bu sayımızda dosya köşemizde “Yönetim Kadının Hakkıdır” konusunda keyifle okuyabileceğiniz
ve sizlere yeni bakış açıları kazandıracağına inandığımız isimler var; Aile ve Sosyal Politilar Bakanlığı, Arzum, Bahçeşehir Üniversitesi, BUSİAD, İnci Holding, KAGİDER, TSKB, Fütüristler Derneği, Vodafone Türkiye..
KalDer aynı zamanda Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’nde geçtiğimiz 6 yılda başarı kazanmış
firmaları bu yıl ilkini gerçekleştirdiği ödül töreni ile 2 Nisan tarihinde onurlandırdı ve TMME Ödülleri
sahiplerini buldu. Dergimiz içerisinde ödül alan firmalardan birkaçının görüşlerini sizlerle paylaşıyoruz:
Ana Gıda, Axa Sigorta, BİM, Halkbank, Nokia, Opet, Sony, Pınar Su, Toyota, Turkcell ve Yapı Kredi..
Üye köşemizde ise, Saya Grup İş Geliştirme Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi Murat Acaroğlu Bey’i
konuk ettik.
Son olarak KalDer’in Genel Kurulu 27 Nisan 2012 tarihinde yapıldı. Değerli üyelerimizin katılımı ile başarılı bir Genel Kurul gerçekleşti ve yeni dönem Yönetim Kurulu belirlendi. Tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
Sevgilerimle,
Kurumsal sponsorlarımız
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
8
TMME ÖDÜL TÖRENİ
E
M
TM
I
R
E
L
L
Ü
D
Ö
I
N
I
R
E
SAHIPL
U
D
L
BU
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
KalDer,
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti
Endeksi’n de
(TMME) geçtiğimiz
6 yılda başarı
kazanmış
firmaları
bu yıl ilkini
gerçekleştirdiği
ödül töreniyle
onurlandırdı.
9
TMME ÖDÜL TÖRENİ
TMME GALA GECESİNDE ÖDÜL ALAN KURULUŞLAR
A) TMME 2011 SEKTÖR BIRINCILERI - GÜMÜŞ HEYKEL
T
ürkiye Kalite Derneği (KalDer) ve KA
Araştırma Limited tarafından 2005 yılından bugüne kadar 81 ilde on binlerce tüketiciye ulaşarak yürütülen ve dünyada Amerika’dan sonraki en kapsamlı müşteri memnuniyeti uygulaması olan
Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’n
de (TMME) geçtiğimiz 6 yılda başarı kazanmış firmalar gerçekleştirilen ödül töreniyle onurlandırıldı. Gala gecesinde ölçümün yapıldığı yıldan bugüne kadar alanlarında sürekli birinci olan kurumlar Colgate Palmolive, Ülker, Türk Hava Yolları,
Nokia, Opet, Turkcell TMME Üstün Başarı Ödülüne layık görüldü.
120’den fazla marka,
240 binin üzerinde müşteri
TMME Gala gecesinin açılışında konuşan
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi
Doğan, 6 yılda Türkiye’nin 81 ilinde 25
sektörde, 120 marka için 240 binin üzerinde müşteri görüşmesi yapıldığını belirterek, “Ulusal endeks çalışmamızla tüketicilere, tarafsız bir ölçüm ile beklentilerini, memnuniyetlerini ve şikayetlerini duyurma imkanı, kuruluşlara, ise kendisinin
TMME Sektör
Marka/Kuruluş
Quarter
1
Banka Kredi Kartları
World Card
1
1
Banka Kredi Kartları
Maximum Card
1
1
GSM Hizmetleri
Vodafone Ön Ödemeli
1
1
GSM Hizmetleri
Turkcell
1
1
Hızlı Servis Restoranları
Domino’s Pizza
1
1
Cep Telefonları
Nokia
1
1
LPG Distribütörleri
BP Gaz
1
2
Akaryakıt İstasyonları
Opet
2
2
Havayolları
Türk Hava Yolları
2
2
Küçük Ev Aletleri
Bosch
2
2
Meyve Suları
Pınar
2
2
Ambalajlı Su
Erikli
2
2
Ambalajlı Su
Pınar
2
3
Dondurma
Algida
3
3
Dondurma
Golf
3
3
Kişisel Bakım
Colgate Palmolive
3
3
Kişisel Bakım
Evyap
3
3
Margarin
Ülker
3
3
Ev Temizlik Ürünleri
Unilever
3
3
Et ve Tavuk Ürünleri
Banvit
3
3
Süt ve Süt Ürünleri
Ülker
3
3
Konserve, Sos, Salça
Tat
3
3
Konserve, Sos, Salça
Tamek
3
3
Konserve, Sos, Salça
Tukaş
3
3
Sıvı Yağ
Ana Gıda
3
4
Bireysel Bankacılık-Özel
İş Bankası
4
4
Bireysel Bankacılık-Kamu
Ziraat Bankası
4
4
Bireysel Bankacılık-Kamu
Halk Bankası
4
4
Ulusal Kargo Dağıtımı
Yurtiçi Kargo
4
4
Sağlık Sigortası/Kasko
Axa Sigorta
4
4
Sağlık Sigortası/Kasko
Anadolu Sigorta
4
4
Zincir Market
BİM
4
4
Binek Otomobil
Toyota
4
4
Televizyon
Sony
4
4
Televizyon
LG
4
4
Beyaz Eşya
Bosch
4
* TMME 2011 yılı içinde 86 puan ile en yüksek skoru elde eden kuruluşlardır.
ve rakiplerinin durumunu görme ve strateji geliştirme fırsatı sağlamış olduk” dedi.
Ulusal müşteri memnuniyeti endekslerinin dünyada, Amerika dahil 20’yi aşkın
ülkede yürütüldüğüne dikkat çeken Hamdi Doğan,”Türkiye’de 2011 yılı son çey-
reğinde TMME Ulusal müşteri memnuniyet oranı kuruluşundan bu yana en yüksek değere ulaşarak yüzde 76.3 olarak
gerçekleşti. Aynı dönemde Amerika ulusal endeksi yüzde 75.8 oldu. Bu başarı son yıllarda dünyadaki krizlere karşı
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
10
TMME ÖDÜL TÖRENİ
ülkemizdeki ekonomik büyümeye paralel başarı gösteren işletmelerimizin eseridir” diye konuştu. Müşteri memnuniyetinin, entelektüel sermayenin dolayısı ile
pazar değerinin en önemli parametrelerden biri olduğunu ifade eden Hamdi Doğan, “Bu önümüzdeki dönemde TMME ile
daha da netlik kazanacaktır. ABD’de olduğu gibi TMME puanını arttıran kuruluşlar aynı artışın borsa pazar değerlerine
de yansıdığını göreceklerdir” dedi.
Hedefimiz vatandaş
memnuniyetini de ölçmek
KalDer Başkanı Hamdi Doğan
TMME GALA GECESİNDE ÖDÜL ALAN KURULUŞLAR
B) DESTEKLEYEN KURULUŞLAR (TMME ÖZEL ÖDÜLÜ) - GÜMÜŞ HEYKEL
TMME Sektör
1
2
3
4
5
6
7
8
Marka/Kuruluş
Ata Holding
Eureko Sigorta
Garanti Bankası
Renault
Sakarya Üniversitesi
Türksat
Vestel
Volkswagen
C) 2011 YILINDAN GERIYE DÖNÜK OLARAK BU LIDERLIĞINI EN AZ 3 YIL
ÜST ÜSTE DEVAMLI KILAN KURULUŞLAR
(TMME SÜRDÜRÜLEN BAŞARI ÖDÜLÜ) - ALTIN HEYKEL
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
TMME Sektör
Et ve Tavuk Ürünleri
Beyaz Eşya
Dondurma
Bireysel Bankacılık-Özel
Zincir Market
Konserve, Sos, Salça
Binek Otomobil
Tüp Gaz
Ambalajlı Su
Bireysel Bankacılık- Kamu
Marka/Kuruluş
Banvit
Bosch
Golf
İş Bankası
BİM
Tamek
Toyota
BP Gaz
Erikli
Ziraat Bankası
D) ÖLÇÜM YILINDAN BUGÜNE SÜREKLI BIRINCI OLMUŞ KURULUŞLAR
(TMME ÜSTÜN BAŞARI ÖDÜLÜ) - SIYAH HEYKEL
1
2
3
4
5
6
TMME Sektör
Kişisel Bakım
Margarin
Havayolları
Cep Telefonları
Akaryakıt İstasyonları
GSM Hizmetleri
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
Marka/Kuruluş
Colgate Palmolive
Ülker
Türk Hava Yolları
Nokia
Opet
Turkcell
KalDer ve Ka Araştırma Limited olarak
en büyük arzularından birinin de Türkiye
Vatandaş Memnuniyeti Endeksi’ni (TVME)
ölçmek olduğunu söyleyen Hamdi Doğan,
“Özel sektörün yanı sıra kamu sektöründe
de hedef kitlesinin memnuniyetini değerlendirmeye istekli devlet ve yerel yönetim
kurumlarına pusula hizmeti sunacağız”
dedi. Hamdi Doğan ayrıca, ulusal müşteri memnuniyeti endeksinin ABD’de kamu
kurumlarının en önemli performans kriteri
olduğunu ve bu doğrultuda devlet bütçesinden pay aldıklarını, sistemi Türkiye’de
de hayata geçirmeyi istediklerini belirtti.
Ödüller sahiplerini buldu
Ölçümün yapıldığı 6 yıldan bu yana alanlarında sürekli birinci olan havayollarında THY, GSM hizmetlerinde Turkcell,
margarin alanında Ülker, cep telefonlarında Nokia, akaryakıt İstasyonlarında
ise Opet siyah heykelin sahibi olarak üstün başarı ödülüne layık görüldü. 2011
yılından geri dönük olarak 3 yıl üst üste
birinci olan Banvit, Bosch, Ülker Golf, İş
Bankası, BİM, Tamek, Toyota, BP, Erikli ve Ziraat Bankası altın heykel ödülünü aldı. 2011 yılında kendi sektörlerinde birinci olan firmalara da gümüş heykel ödülü verildi.
TMME Gala Gecesi’ne Opet Genel Müdürü Cüneyt Ağca, THY Genel Müdürü
Yardımcısı Asaf Bora, Ülker Yağ Grubu
Genel Müdürü Şükrü Çin, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, Yapı
Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Nazan Somer, Toyota Genel Müdürü Ali
Haydar Bozkurt, İş bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan gibi iş dünyasının
üst düzey yöneticileri de katıldı.
12
TMME GÖRÜŞ
ANA GIDA
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler
nedir?
Bünyesinde Komili, Kırlangıç
ve Madra gibi Türkiye’nin en
köklü markalarını barındıran
Ana Gıda olarak, 2011 Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmasında sıvıyağ
sektöründe rakiplerimizi geride bırakarak 86 gibi yüksek
bir puanla tek başımıza birin-
ci olduk. Özellikle tüketiciler
nezdinde yapılan bu çalışmada Ana Gıda’nın seçilmesinden dolayı son derece mutlu
ve gururluyuz.
Tüketicilerin Ana Gıda’yı sıvı
yağ kategorisinde birinci seçmeleri aslında bir tesadüf değil.
Birinci olmamızın altında yatan
faktörlerden bir tanesi markalarımızı tüketicilerimizin istekleri doğrultusunda geliştirmemiz.
Diğer bir önemli husus da Ana
Gıda markalarının tüketicilerimize her kullanımlarında aynı kaliteyi ve lezzeti güvenle sunması.
Ana Gıda’yı bu noktaya getiren birtakım dinamikler de satın alma aşamasında gelişiyor. Yani tüketiciler bir mar-
kete gittikleri zaman önce, ihtiyaçları olan ürünlere yöneliyorlar. Satın almak istedikleri ürünün markası ve fiyatı, seçimindeki ilk kriterler oluyor.
Sonra ambalajı, kullanım kolaylığı, çeşitliliği, ihtiyacına
tam yanıt bulması gibi konular etkili oluyor. Çevreye olan
duyarlılığımız ve yüksek kalite bilinciyle üretim yapıyor olmamız da tüketiciler tarafından tercih edilmemizin başka
sebepleri. Açıklamaya çalıştığım tüm bu etkenlerin bileşimini Ana Gıda’yı bu noktaya
getiren dinamikler olarak ifade edebiliriz.
Gelişen üretim modelleriyle bu
köklü markaların arkalarında-
ki felsefeleri koruyarak tüketicilerimize daha çok uzun yıllar
hizmet vermek istiyoruz.
zı desteklemeye yönelik. Tüm
iş süreçlerimiz, çalışanlarımızın ve acentelerimizin motivasyonu müşteri memnuniyetini sağlamak ve korumak üzerine kurgulanmış durumda. Bu
doğrultuda kendi iç denetimlerimizin dışında müşteri memnuniyetini ölçmeye yönelik bağımsız araştırmalarla da müşterilerimizden sürekli geri bildirim alarak süreci kontrol altında tutuyoruz. Şirket içi ve dışı
yaptığımız araştırmalar sonucu ulaştığımız veriler ışığında
gerekli gördüğümüz yerlerde
aldığımız hızlı aksiyonlar müşteri memnuniyetimizin ortalamaların çok üstünde çıkmasını
ve istikrarlı bir şekilde bu seviyede kalmasını sağlıyor.
Tamamen AXA SİGORTA tarafından geliştirilmiş, birden
çok süreci entegre eden program ve uygulamalar sayesinde müşteri segmentasyonun-
da çok detaylı analizler yapabiliyor, müşterilerimize kişiye özel fiyatlar sunabiliyor ve
hasar ödeme süreçlerimizi minimize edebiliyoruz. Müşterimizi iyi tanıdığımız için sunduğumuz hizmetler de yüksek
memnuniyet yaratacak nitelikte oluyor.
Son olarak, biz AXA
SİGORTA’da sigortacılığı bir
sosyal sorumluluk olarak görüyoruz. Bu nedenle müşterilerimize sigortanın gerekliliğini
anlatabilmek, sonrasında aldıkları hizmetten memnun kalmalarını sağlamak ve sonuç
olarak Türkiye’deki sigorta bilincini ve sigortalı oranını artırmak bizim sektöre ilişkin en
büyük amaçlarımızdan biridir.
Bu amaçlarımız doğrultusunda
ilerlerken bize destek veren
tüm çalışan, acente ve müşterilerimize içten teşekkürlerimizi sunarız.
Ümit ERSOY
Ana Gıda Genel Müdürü
AXA SIGORTA
Işıl AKYOL
AXA SİGORTA Başkan (Satış ve Pazarlama)
ve İcra Kurulu Üyesi
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler nedir?
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
AXA SİGORTA olarak TMME
endeksine göre 4. kez sektöründe müşterisini en çok memnun eden marka seçiliyoruz.
Müşteri memnuniyeti alanında KalDer’den aldığımız bu
anlamlı ödül bize mutluluk ve
gurur veriyor. Yurtiçi ve yurtdışından aldığımız birbirinden
değerli ödülleri müşterilerimize verdiğimiz değerin yine onlar tarafından hissedildiğine
dair bir gösterge olarak değerlendiriyoruz. Bu ödüllerin
beraberinde başarıyı sürdürme, hatta ileriye taşıma sorumluluğu getirdiğinin de bilincindeyiz. Müşterilerimize her zaman daha iyisini sunma hedefi ile çalışmalarımızı aralıksız
sürdürüyoruz.
AXA SİGORTA’da uzun zamandan beri süregelen teknolojik altyapı ve insan gücüne
yaptığımız yatırımlarımız tamamen müşteri odaklı yapımı-
13
TMME GÖRÜŞ
BİM
KalDer ve KA
Araştırma tarafından
gerçekleştirilen
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler
nedir?
BİM, faaliyetlerine 1995 yılında, 21 mağazayla başladı.
Bugün dünyanın en hızlı büyüyen 7’inci perakende şirketiyiz. 2011 yılında 183 milyon
TL’lik yatırım yaptık. Çalışan
sayımız 18.854 kişiye; Mağaza sayımız, 3.345’e çıktı.
Başarımızın temelinde,
Türkiye’nin koşullarına uygun
yüksek indirimli perakende iş
modelini ülkemize getirmiş olmamız yer alıyor. Bu modelle, kaliteden hiçbir ödün vermeden operasyonel maliyetlerimizi en düşük seviyede tutuyor, bunu müşterilerimize fiyat indirimi olarak yansıtıyor
ve böylece rakiplerimiz karşısında önemli bir avantaj elde
ediyoruz. Bunu yaparken, kaliteden ödün vermiyor oluşumuz müşteri memnuniyetini ve
bağlılığını sürekli artırıyor. Uyguladığımız koşulsuz iade garantisi politikasıyla da müşterilerimizin menfaatini en üst düzeyde tutuyoruz.
Müşterilerimize kaliteli ürünleri en ucuz fiyata sunarken maliyet yönetimini de etkin bir şekilde yapabilmemiz hızlı büyümemizde önemli rol oynuyor.
Müşterilerimizin talep ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaya odaklanırken yaptığımız
yatırımlarla da hizmet ağımızı
genişletmeye devam ediyoruz.
Galip AYKAÇ
BİM İcra Kurulu Üyesi ve Operasyon Komitesi Başkanı
Müşterilerimizle güven ilişkimiz pekişmiş durumda.
İş modelimizin en önemli unsurlarından birisi ürün fiyatlarını yükseltecek her türlü gereksiz harcamadan kaçınmaktır. ‘Gereksiz’ olarak değerlendirdiğimiz harcamalara mağaza dekorasyonuna yönelik harcamalar da dâhildir. Mağazalarımızı süsleyerek maliyeti artırmak yerine onları sade,
ama müşterilerimizin aradıkları ürünleri rahatlıkla bulacakları şekilde tasarımlıyoruz.
Yüksek indirim (hard discount)
modeli ile operasyonel maliyetlerimizi en düşük seviyede
tutuyor, bunu da müşterilerimize fiyat indirimi olarak yansıtıyoruz. İş modelimizin temelinde az sayıda ürünü, maliyetleri en alt düzeyde tutarak ancak kaliteden ödün vermeden
tedarikçiden tüketiciye ulaştır-
mak yatıyor. Bunun sonucunda
kaliteli ürünleri tüketiciye en
ucuz fiyatlarla sunabilmemiz
sayesinde rakiplerimiz karşısında avantaj sahibi oluyoruz.
BİM olarak yüksek indirim anlayışımızı üç ana unsur üzerine
temellendiriyoruz. Bunlardan
ilki, merkezi olmayan bir organizasyon yapısıyla bölge teşkilatları ve mağazalar arasında
dinamik bir lojistik ve bilgi ağı
kurarak, karar alma ve uygulama süreçlerini hızlandırmaktır.
İkincisi, ürün fiyatlarını yükseltecek her türlü gereksiz harcamadan kaçınmanın yanı sıra
yönetim, mağaza dekorasyonu, personel, dağıtım, pazarlama ve reklam maliyetlerini
en düşük seviyede tutmaktır.
Son olarak da ürün portföyümüzü yaklaşık 600 adetle sınırlayarak kalite standartlarının denetimini en etkin biçim-
de gerçekleştirmeye odaklanıyoruz.
Ülkemizde elde ettiğimiz başarıdan aldığımız cesaret ile yurt
dışında da oluşturduğumuz iş
modelini uygulamaya başladık. Fas ile başladık. Buradaki işimiz büyüyor ve yatırımlarımızı aksatmadan sürdürerek
mağaza zincirimizi genişletiyoruz. Ortadoğu’da yakından
ilgilendiğimiz bir başka büyük
pazar da Mısır’dır. Burada da
yatırım yapmayı gündemimize
almış durumdayız.
Bu yıl toplam 300 milyon
TL’lik yatırım yapacağız. Bu
yatırım kapsamında Türkiye’de
400’den fazla yeni mağaza
ve 5 yeni bölge deposu, Fas’ta
ise 50 yeni mağaza açacağız. Böylece Fas’taki mağaza sayımız 126’ya çıkacak.
Türkiye’de 2.200 kişiye daha
istihdam sağlayacağız.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
14
TMME GÖRÜŞ
HALKBANK
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler
nedir?
Bankacılık sektöründe rekabetin sürekli devam etmesi, müşteri istek ve ihtiyaçlarının değişmesi, müşteri memnuniyetinin ve müşteri sadakatinin
sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Teknolojinin gelişimi, müşterilerimizin ekonomik ve sosyal yapıya bağlı olarak kullanmış oldukları ürün ve hizmet-
lerle ilgili beklentileri sürekli
olarak değişmektedir. Müşteri memnuniyetinin ve sadakatinin sağlanmasının yolu düzenli olarak müşteri beklentilerini ölçümlemek, tespit etmek
ve bu doğrultuda ürün ve hizmetlerimizi geliştirmeyi gerektirmektedir.
Yüzde yüz müşteri memnuniyetini benimsemiş olan Bankamızda müşteri istek ve beklentilerini yerine getirebilmemiz
için müşterilerimizden gelen
görüş ve öneriler bizim için
büyük önem taşımaktadır. Bu
kapsamda müşterimizin tüm
iletişim kanallarından (telefon,
faks, posta, şube, internet v.b)
her türlü soru, sorun, görüş ve
önerilerinin bankamıza kolay-
ca ulaşması sağlanmıştır. Bankamıza ulaşan tüm bu bildirimler dikkate alınarak değerlendirilmekte ve müşterilerimize geri dönüş sağlanmaktadır.
Asıl amacımız; düzenleyici
önleyici faaliyetler ile müşteri beklentileri çerçevesinde
sorunları önceden tespit edip
müşteri şikayetlerinin oluşmasını engellemek, sorun yaşabilecek müşterilerin tespiti ile
proaktif çalışmalarla şikayet
oluşmadan sorunu çözmektir. Bunun sonucu olarak da
müşterilerimize kaliteli ürün/
hizmet sunarak bankamızdan
beklentilerini en üst seviyede
gerçekleştirmektir.
Müşteri odaklı bankamızda
hedefimiz müşterilerimizle
olan ilişkilerimizi daha ileriye
götürmek, müşteri davranışlarını doğru anlamak, istek ve
ihtiyaçlarına tam cevap verebilmek ve böylece müşteri coşkusu yaratmaktır.
elde edilen güvenilir, dayanıklı, kaliteli, yenilikçi ve çevreci marka kimliğinin yüksek
müşteri memnuniyeti sağlamanın nedenleri arasında
yer aldığını düşünüyorum.
Müşteri memnuniyetini sağlamak için satış öncesinden
başlayıp satış sonrasına kadar bütün süreçlerde yüksek
bir kalite ile öne çıkmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu görüş doğrultusunda satış öncesindeki tasarım ve üretim çalışmalarımızda her zaman
tüketicinin ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılayacak ve onları memnun edecek cihazlar
tasarlayıp üreterek portföyümüze katıyoruz. Bütün ürünlerimizin tasarım ve üretim
sürecinde çok kapsamlı kalite kontrol süreç ve yöntemleri uyguluyoruz.
Bunun için de gerek tasarım
DNA’sı dediğimiz ve tüm
dünyada tüketiciler tarafından beğenildiği kanıtlanmış
özellikleri, gerekse teknoloji dünyasındaki gelişmeleri
yansıtacak özellikleri cihazlarımıza dahil ediyoruz. Mobil iletişim sistemleri geliştirme sürecinin her aşamasında güvenliğe, kaliteye, dayanıklılığa ve tasarıma büyük önem veriyoruz. Olumlu kullanıcı deneyimi sağlamak için ürün ve hizmetlerimizi sürekli geliştiriyoruz.
Türk iş dünyasının en prestijli
ödüllerini veren Kal-Der tarafından başarımızın sürdürülebilirliği dolayısıyla TMME
Üstün Başarı Ödülü ve 2011
TMME Cep Telefonları Sektörü Birincilik Ödülüne layık
görülmek bizim için büyük
bir gurur. Kal-Der’e ve bizi 6
yıldır müşteri memnuniyetinde lider seçen kullanıcılarımıza teşekkürü borç biliyoruz.
İsmail Hakkı İMAMOĞLU
Bireysel Bankacılıktan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı
NOKIA
Çiçek UYANSOY İCAN
Nokia Türkiye Genel Müdürü
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
getiren dinamikler
nedir?
Nokia’nın birinci olmasında
öncelikle müşteri memnuniyetine ve kaliteye verdiğimiz
değer önemli rol oynuyor.
Bunun yanı sıra Nokia’nın
gelişmiş tasarım ve üretim
süreci ve vizyonu sonunda
axa_imaj_Kalder 220x285.pdf
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
1
11.04.2012
12:00
16
TMME GÖRÜŞ
OPET
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler
nedir?
KalDer’in müşteri memnuniyetini ölçümlemeye başladığı
ilk yıldan bu yana aralıksız
olarak sektörümüzde müşterilerini en fazla memnun eden
marka seçilmekten büyük bir
mutluluk ve gurur duyuyoruz.
Altı yıldan bu yana alanlarında birinci olan, müşteri
beklentilerini en üst seviyede
karşılayarak sürdürülebilir kılan markalara verilen “Üstün Hizmet Ödülü”nü almış
olmak ise bizim için ayrı bir
övünç kaynağı. Bu ödül bizim
için ayrıcalıklı bir yere sahip.
Başarımızın anahtarı kusursuz hizmet anlayışımız… Altı
yıl üst üste liderlik unvanını
korumak, hiçbir markanın kolay kolay ulaşamayacağı bir
sonuç. Öne çıkmamızı sağlayan en önemli faktörler, müşterilerimize verdiğimiz değer, yaygın dağıtım ağı ve
kaliteli hizmetimiz. “Kusursuza Yolculuk” başlığı altında çağrı merkezi hizmetlerimiz, istasyon hizmetlerimiz
ve online hizmetlerden oluşan koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışımız ile fark
yaratmaya devam ediyoruz.
OPET Çağrı Merkezi, 444
OPET (6738) hattında 7/24
hizmet sunarak tüm çağrıları titizlikle değerlendiriyor ve
eksiksiz teknik altyapımız ile
tüm müşterilerimiz için çözüm
üretiyoruz.
Büyük beğeni kazanan ve
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
OPET’in müşteri gözünde
farklılaşmasını sağlayan en
önemli etkenlerden biri tabii
ki Temiz Tuvalet Kampanyamız. Yeşil Yol, Tarihe Saygı
ve Örnek Köy Projelerimiz de
markamız için ayrı bir katma
değer. Sonuç odaklı ve sürdürülebilir projelerle sosyal
sorumluluk anlayışımızla da
farklı bakış açıları geliştiriyoruz. Tüketicimiz, akaryakıt
aldığı şirketin aynı zamanda
toplumsal sorunlara duyarlı
ve bu konuda etkin çalışan
bir marka olduğunu biliyor.
İstasyonlarımızdaki ürün ve
hizmet kalitesi, istasyon düzeni, güleryüzlü ve güvenilir bir ortam sunulması, tuvaletlerin temizliği, engelliler
ve bebekli anneler için yapılan düzenlemeler markamızın tercih edilmesine yol açıyor. Üstelik bu konudaki kararlılığımız ve sağladığımız
süreklilikle başarıdan asla
taviz vermiyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini
iyi analiz etmeye özen gösteriyoruz. Tüm bunları oluşturduktan sonra istasyonlarımızda da buna paralel standart
bir yapılanma sağlıyoruz. Bu
standartı korumak ve daha
da yükseltmek için sürekli denetimler gerçekleştiriyoruz.
Türkiye’nin her yerindeki istasyonlarımız, kalite ve hizmet standartlarıyla bir bütündür. Tüm istasyonlarımızda
akaryakıt kalitesinden, tuvalet temizliğine ve market yapılanmasına kadar kalite ve
standartlar değişmez. Tüm
bayi ağımıza ve çalışanlarımıza düzenli olarak satış
ve hizmet kalitesi odaklı eğitimler veriyoruz. Dolayısıyla
müşterilerimiz hangi bayimize giderse gitsin aynı ürün
ve hizmet kalitesi ile karşıla-
Cüneyt AĞCA
Opet Genel Müdürü
şıyor. Her bir bayimiz de ailemizin bir parçası olarak bizimle aynı heyacanı ve bakış
açısını taşıyor. Saha ekiplerimizin günlük ziyaretleri ve
bilgilendirmelerin yanı sıra
genel merkez çalışanlarımız
da bayi iletişim portalı aracılığı ile bayilerimiz ile aktif bir
şekilde iletişim kuruyor. Böylelikle büyük bir ekip çalışması ve sürekli iletişimle başarıyı hep birlikte paylaşıyoruz.
OPET müşterileri istasyonlarımıza, kaliteli akaryakıt ve gü-
leryüzlü servis alacağını, temiz tuvaletler bulacağını ve
hepsinden önemlisi kendisine değer verildiğini bilerek
geliyor. Önümüzdeki dönemde de güler yüzlü ve çalışkan
hizmet ekibimiz, yüksek kaliteli ürünlerimiz, farklı hizmetlerimiz ve topluma karşı görevlerimizi yerine getirmemizi sağlayan sosyal sorumluluk bilincimizle çalışmalarımızı sürdürerek, müşterilerimizin memnuniyetini artırmaya devam edeceğiz.
17
TMME GÖRÜŞ
SONY
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler
nedir?
Sony olarak, kameradan dijital fotoğraf makinesine, taşınabilir medya oynatıcılardan taşınabilir bilgisayara,
TV’den oyuna uzanan geniş
yelpazedeki ürünlerimizle tüketicilerimizin hayatına eşsiz eğlence deneyimi ve değer katan bir şirketiz. Tüketici elektroniği sektörünün lider firmalarından biri olarak, en öncelikli hareket noktamız, tüketicilerimizi, sunduğumuz deneyimler ile şaşırtmak ve kazanmak. Bu noktadan hareketle de en temel
hedefimiz, tüketicilerimiz tarafından beğenilmek ve takdir edilmek.
En değerli varlıklarımız olan
markamız, ürünlerimiz ve tüketicilerimize yatırım yaparak, liderliğimizi sürdürmek
yolunda ilerlerken, Türkiye
Kalite Derneği (KalDer) ve
uluslararası araştırma şirketi
KA Araştırma tarafından yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME)
2011’de, televizyon sektöründe müşteri memnuniyetine en çok önem veren lider
kuruluş seçilmekten gurur duyuyoruz.
TMME’nin yanı sıra müşteri memnuniyeti alanında
Avrupa’daki tüm Sony’ler
içinde üst üste iki kez birinci
olduk. Dünya Tüketici Akademisi tarafından Avrupa Kalite Ödülü’ne layık görüldük.
Alanında dünyanın en iyilerinin ödüllendirildiği prestijli
Contact Center World 2012
organizasyonunda üç ayrı
dalda finalist seçildik. Tüm
bunlar, bizi, yolumuzda cesaretlendiren başarılar.
Tüketicimize en iyi TV deneyimini sunabilmek adına özellikle son iki senedir 3D teknolojisine ve geçtiğimiz yıl
ile birlikte lanse ederek, televizyon deneyimini yeniden
tanımladığımız Sony Internet
TV’lere ağırlık veriyoruz.
Mercekten oturma odasına
uzanan yolculukta, Avatar
filminin çekiminde kullanılan
3D kameradan sinema izleyicilerini heyecanlandıran
4K 3D projektörler ve teknolojik olarak son derece gelişmiş 1080p HD kalitesindeki
3D BRAVIA TV’lere kadar 3D
değer zincirinin her aşamasında varız. 3D görüntülerin
parlaklığını artıran, görüntünün daha akıcı olması için ek
kareler de yaratan Motionflow özelliğine sahip 3D BRAVIA TV serimiz, en üst kalitede 3D eğlence ve izleme deneyimi sunuyor.
Sony Internet TV ile televizyon deneyimini yeniden tanımladık. Artık tüketicilerimiz, TV sağlayıcıların da
n internetin uçsuz bucaksız
dünyasına, kendi kişisel içerik kütüphanelerinden mobil
uygulamalara uzanan çok
geniş bir kaynak yelpazesinden dilediklerini izleme
ve araştırma imkanı buluyor.
Sony Internet TV’lerimizin
sunduğu ve giderek artan internet içerikleri, akıllı bağlantı özellikleri ve gelişmiş ağ seçeneklerinin yanı sıra 2D ve
3D’de geliştirilmiş Full HD
görüntü kalitesi, tam entegre
3D ve İnternet TV bağlantısı
Richard De BARBANSON
Sony Eurasia Pazarlama Direktörü
ile izleyicinin de birebir içinde olduğu tamamen etkin bir
izleme deneyimi ve çevrimiçi
eğlence keyfi yaşatıyor.
Nisan 2012 itibariyle TV
ürün gamımıza yeni modellerimizi ekledik. 2012 TV
modellerimiz, geliştirilmiş
X-Reality ve X-Reality PRO
Teknolojisi sayesinde mükemmel görüntü kalitesi sunarak,
daha keskin HD ve daha gerçekçi 3D izleme deneyimi yaşatıyor. Monolithic Design’ı
ile altı derecelik eğimi sayesinde en iyi izleme açısını
sunarken, adeta minimalist
bir tasarım eseri gibi oturma
odasına etkileyici bir görünüm de kazandırıyor. Sony
Internet TV’deki yeni uygulamalar, kanallar, müzik ve
içeriği ile evin her yerinde
paylaşmanın daha çok yolunu sunarak, yeni çevrimiçi olanakların keyfini oturma
odalarına getiriyor.
Her zevke, ihtiyaca ve bütçeye uygun seçeneklerimizle
tüketicimize ulaşmak ve onlar tarafından takdir edilmek
bize onur veriyor. 20 yılı aşkın süredir Türkiye’de, markamıza güven duyan tüm tüketicilerimize bir kez daha teşekkür ederiz.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
18
TMME GÖRÜŞ
PINAR SU
Hüseyin KARAMEHMETOĞLU
Pınar Su Genel Müdürü
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini en
çok memnun eden marka
seçildiniz. Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya getiren
dinamikler nedir?
Rekabetin çok yoğun yaşandığı
bir yılı daha geride bıraktık. Pazar büyümesi 2010 yılının gerisinde kaldı. Bunda, artan hammade fiyatları ve döviz kuru elbette ki etkili oldu. Buna rağmen pazar büyümesinin üzerinde bir sonuç aldık. Bunu, önce sürdürülebilir ticaretin temeli olan müşterimizi memnun etmeye odaklanmamı-
za, ardından da hizmet kalitemizi
en üst seviyede tutmamıza ve farklılaşmamıza bağlıyoruz.
Pınar Su olarak, tüketicilerimizin tercihlerine ve beklentilerine çözüm üretmeyi ana ilkemiz
olarak belirledik. Türkiye’yi ilk
pet ambalajda su ile tanıştıran
markayız.
Sektördeki tecrübemiz, ülkemizin en değerli markalarından birine sahip olmamız , tüketicilerimizin ve müşterilerimizin bize
duyduğu güven ve sahip olduğumuz değerlerdir. Biz marka olarak bu değerleri koruyup maksimize etmeye çalışıyoruz. Sürdürülebilir büyümenin buna bağlı olduğuna inandık. Sürdürlebilir büyümeyi gerçekleştirirken
tüm fonksiyonlarımızın aynı anlayış içerisinde tüketici ve müşteri
odaklı olmasını sağladık. Alınan
kararlarda tüm ekibimizin fikirlerini bir havuzda değerlendiriyor
ve hızlıca hayata geçiriyoruz.
Son 2 yılda kalite departmanımızı yeniden yapılandırdık, pazarlama ve satış kadrolarımızı yeniledik
ve ihtiyaclarımıza göre genişlettik.
Sektörde hem PET, hem damacana ve aynı zamanda cam şişe
üretimi yapan sayılı firmayız. Tüketicilerimizin tercihlerine göre
ürün ve hizmet çeşitlerimizi önümüzdeki yıllarda da artırmaya
devam edeceğiz.
PET ürünlerimize 2011 yılında
önemli yatırımlar yaptık. 0,5 ve
1,5 lt ürünlerimizde kısa boyunlu üretime geçerek verimlilik artışı gerçekleştirdik.. Aynı zamanda ürünlerimizin ağırlığını azaltarak pazara en düşük gramajlı ürünü sunup, atık etkisini minimize ettik.
Damacana su işimizi “ürün değil
hizmet satıyoruz” anlayışı çerçevesinde yönetiyoruz. 7/24 saat
müşteri iletişim hattımız ve sipariş hattımız hizmet veriyor. Gelen tüm şikayet, memnuniyet ve
fikirler anında değerlendiriliyor.
Bayilerimizin eğitimine odaklandık. Tüm süreçlerimizi belirleyen
bir kitapçık hazırlayarak bayilerimizi de eğittik. Bayilerimizi
sürekli denetliyoruz ve perfor-
manslarını ölçüyoruz. Siparişlerin saha satış ekiplerinin mobil
telefonlarına düşmesini sağlayan bir program geliştirdik. Bu
program sayesinde müşterilerimizin siparişlerini 30 dk altında
teslim etmeyi başardık. 2011
yılında haklı şikayet oranımız 6
sigma seviyelerinin altına indirildi. Hedefimiz bu seviyeyi korumak ve iyileştirmek.
Henüz büyük bir Pazar payına
sahip olmayan cam şişede su
işimizi de sürekli geliştiriyoruz.
Şişelerimizi ve tasarımlarımızı
yenileyerek relanmsman yaptık. Yeni şişelerimiz sektörün kullandığı en hafif şişe. Bu sayede
müşterilerimize en uygun tercihi
sunabiliyoruz. Tasarımı ile diğer
rakiplerinden farklılaşan çok zarif bir ürün geliştirdik. Müşterilerimizin her yerde görmek istediği bu ürünün penetrasyonunu
hızla artırıyoruz.
Önümüzdeki yıllarda da aynı
anlayışla yeni ürünlerimizle ve
hizmetlerimizle tüketicilerimizle buluşmaya devam edeceğiz.
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler nedir?
Toyota tüm dünyada olduğu
gibi Türkiye’de de mutlak müşteri memnuniyeti anlayışını birinci
sıraya yerleştirmiş bir markadır.
“Müşterilerin Toyota’yı seçmelerinden ötürü mutlu olmalarını” temel felsefe olarak benimsiyoruz,
bizleri tercih edenlerin beklentilerini aşacak ürün ve hizmetlerle her açıdan bir adım önde gitmek için uğraş veriyoruz.
Bunun bir göstergesi olarak Toyota, Ulusal Kalite Derneği (Kal-
Der) ve KA Araştırma Limited tarafından Turkiye’de gerceklestirilen araştırma neticesinde binek otomobil sektöründe 4 yıldır üst üste ilk sırada yer almayı başarmıştır. 4 yıldır üst üste
gelen birincilikler ile Toyota’nın
bu konudaki felsefesinin karşılığını bulduğunu düşünüyorum.
Araştırmaya göre; birinciliklerin temelinde Toyota müşterilerinin başlangıçta ürün ile ilgili
beklentilerinin karşılığını almalarının yanısıra Toyota bayilerinde aldıkları sorunsuz satış ve
satış sonrası hizmet anlayışı da
yatmaktadır. Bu birincilikler müşteri memnuniyetinde sürdürülebilirliğe güzel bir örnektir ve te-
melinde güven unsuru yatmaktadır. Bu durumu iki adımda özetlersek birinci adım doğru ürün,
servis ve hizmeti üretmeniz, ikincisi de dürüst ve şeffaf bir politikayla ve her zaman doğru iletişim kurarak müşterilerinizle daimi bir irtibat halinde olmanızdır.
3S Plaza konsepti ile satış, servis
ve yedek parça hizmeti veren Toyota bayilerinin mottosu müşterinin kapıdan içeri girdiği andan itibaren patronun o olduğunun tüm
çalışanlar tarafından bilinmesidir.
Bu çerçevede hareket eden bayi
teşkilatımız Toyota’yı müşterilerimizin gözünde memnuniyet sıralamasında daima ilk sıraya taşımıştır ve taşımaya devam edecektir.
TOYOTA
Ali Haydar BOZKURT
CEO Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş.
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
19
TMME GÖRÜŞ
TURKCELL
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini en
çok memnun eden marka
seçildiniz. Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya getiren
dinamikler nedir?
Turkcell olarak bu sene KalDer tarafından bu yıl 20.’si düzenlenen
“Ulusal Kalite Ödülleri”nde 3 ödül
birden aldık. Biz 6 yıldır üst üste
bu endekste birinci sırada yer aldık ve “Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi” ölçümlerinde en az
3 kez birinci olmuş şirketlere verilen “Müşteri Memnuniyeti’nde Süreklilik Ödülü”ne layık bulunduk.
Müşteri memnuniyeti bizim için
uzun bir yolculuk. Her günü müşterilerimizi memnun etmek için yeni
bir fırsat olarak görüyoruz. Bu anlamlı ödülü KalDer Başkanı Hamdi
Doğan’dan Turkcell adına alırken,
hem kendi adıma hem de ekibim
adına büyük mutluluk duyduğumu
ve bu ödülün müşteri çalışmaların-
daki şevkimizi çok daha fazla artırdığını özellikle belirtmek isterim.
Bugün sektörümüzde yaşanan
yoğun rekabet ortamına rağmen 34,5 milyon müşterimiz
Turkcell’i tercih ediyor. Yapılan
araştırmalardan da görüyoruz
ki, müşterilerimizin verdiğimiz
hizmetlerden duyduğu memnuniyet düzeyi oldukça yüksek.
Müşteri merkezli anlayışımızda çıtayı yükseltmek, müşterilerimize ‘güzel sürprizler’ yaşatmak için yoğun
bir çalışma içerisindeyiz. Müşterilerimize verdiğimiz hizmeti daha
da geliştirmek ve onlara beklentilerinin de ötesinde servis sunmak
için şimdiye kadar 268 kişilik ekiple, müşterilerimizden topladığımız
1200 önerinin sonucu olarak; tarife kurgularımızdan web sitemize
dek uzanan bir yelpazede 338 yeniliğe imza attık. Fatura kontrolünü kolaylaştıran uygulamalardan,
sorulara çok daha az ‘tık’la cevap
bulduğunuz yeni internet sitemize
uzanan bir dizi düzenlemeye gittik.
Bundan sonra da değişen gündem-
le ve ihtiyaçlarla birlikte çalışmalarımızı geliştirerek devam ettireceğiz.
Tüm bunların yanında, konsept
ve donanım olarak Türkiye’de
bir ilk olan 7. His Müşteri Öngörü Merkezi’ni kurduk ve çalışmaların bilimsel veriler üretebilmesi için alanında teknolojinin
son ürünü cihazlarla donattık. 7.
His Müşteri Öngörü Merkezi’nde
müşterilerimizi daha iyi tanımak,
farklılaşmış ihtiyaç/motivasyon
ve beklentileri detaylı anlamak
için çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, onların ihtiyaçlarından yola çıkarak oluşturduğumuz çözümlerin konsept, kullanılabilirlik ve etkinliğinin ölçümlenmesini yapıyoruz. 7. His Müşteri
Öngörü Merkezimiz’de yaptığımız çalışmaları da hizmetlerimizi
mükemmelleştirme yolunda kullanıyoruz, iş yapış biçimlerimizi bu
yönde kurguluyoruz.
Hedefimiz müşterimizin hayatına
daha fazla değer katmak. Her
gün milyonlarca müşterimize en
kaliteli hizmeti, en ileri teknoloji-
yi, en avantajlı fiyatlarla sunmak
ve onların memnuniyetini en üst
düzeyde tutmak için çalışmaya
devam edeceğiz. Yukarıda da
belirttiğim gibi bu yoğun gayretin ülkemizin en önemli kurumları
ve müşterilerimiz tarafından edildiğini görmek bize büyük bir gurur ve mutluluk veriyor. Bu da çalışmalarımızı daha büyük bir motivasyonla sürdürmemizi sağlıyor.
en çok memnun eden
marka seçildiniz.
Bu konuyu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Şirketi bu noktaya
getiren dinamikler nedir?
World’ün Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’nde kredi kartları sektöründe lider olmasını,
20 yıldır sürdürdüğümüz müşteri
memnuniyeti odaklı politikamızla
sağladığımız lider konumumuzun
bir yansıması olarak görüyoruz.
Yapı Kredi olarak bizim için her
şeyden önce müşteri memnuniyeti geliyor. İlk günden beri her zaman yol göstericimiz bizzat müşterimizin kendisi oldu. Tüketiciyi
çok iyi dinleyip analiz edebilmemiz, empati kurabilmemiz ve ihti-
yaç duydukları anda, birebir beklentileri doğrultusunda tasarlanmış
doğru ürünlerle karşılarına çıkmamız bizim en büyük gücümüz.
Bugün geldiğimiz noktada,
World’ün artık sadece bir kredi
kartı değil; birden çok bankanın,
milyonlarca kart sahibinin, yüzlerce değerli perakende markanın ve binlerce üye işyerinin dahil olduğu, Türkiye’nin en büyük
alışveriş - pazarlama platformunu temsil ettiğini söyleyebiliriz.
Bugün 350 bine yakın üye işyeri, 430 bini aşkın POS parkıyla
hizmet veriyoruz. Yapı Kredi kredi kartlarıyla her yıl 400 milyon
adede yakın işlem gerçekleştiriliyor ve yaklaşık 200 milyon TL’ye
eşdeğer puan kazanılıyor. Bu an-
lamda Türkiye’nin en bonkör kartı
Worldcard’ı müşterilerimize sunmaktan büyük gurur duyuyoruz.
Hedefimiz Türkiye’de mümkün
olduğunca çok tüketiciye, doğru
ödeme ürünü sunarak nakdin payını en aza indirmek. Tek rakibimiz nakit diyebiliriz. Bunu başarmak için yeni projeler ve teknolojilerden faydalanmayı, bugüne kadar ulaşılamamış daha niş kategorilere odaklanmayı, eşzamanlı şekilde kart kabul noktalarını da artırarak sistemi büyütmeyi hedefliyoruz. 2012 yılı içinde lanse etmeyi
planladığımız, çalışmaları devam
eden yeni projelerimiz bulunuyor.
Hedeflerimize paralel olarak büyümeye ve tüketicileri yeniliklerle buluşturmaya devam edeceğiz.
Emre SAYIN
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı
YAPI KREDI
Serkan ÜLGEN
Kredi Kartları Pazarlama Direktörü
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
(TMME) çalışmasında
sektöründe müşterisini
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
20
TMME
‘ÖNCE MÜŞTERI’ DIYEN
MARKALAR BELLI OLDU
81 ilde 11 bin 479 müşteri görüşmesi ile bilgisayar destekli telefon anketi (CATI)
yapılarak hazırlanan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasında,
LG, Sony, Bosch, Anadolu Sigorta, Axa Sigorta, Yurtiçi Kargo, Toyota, BİM,
İş Bankası, Halk Bankası ve Ziraat Bankası müşteri memnuniyetinde lider
kuruluşlar olarak belirlendi.
2011 yılı 3. çeyreğinde 76,1 olarak ölçülen ulusal müşteri memnuniyeti endeksi,
2011 yılının 4. çeyreğinde 0,2 puan artarak 76,3 puana yükseldi. Aynı dönemde
Amerikan Müşteri Memnuniyeti Endeksi
ise 0,1 puan artarak 75,8 olarak ölçüldü.
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve uluslararası araştırma şirketi KA Araştırma Limited tarafından yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME)’nde 81 vilayette ve 11
bin 479 müşteri görüşmesi neticesinde belirlenen sonuçlar, müşteri memnuniyetinin yeni
liderlerini ortaya çıkardı. TMME, 2011 yılı
4. çeyreğinde televizyon, beyaz eşya, sağlık sigortası/kasko, ulusal kargo dağıtımı,
binek otomobil, zincir marketler ve bireysel
bankacılık sektörleri ölçüldü. Beyaz eşya, bireysel bankacılık ve televizyon sektörlerinde
müşteri memnuniyeti artarken, sağlık sigortası/kasko sektöründe memnuniyet azaldı.
Ulusal kargo, binek otomobil ve zincir marketler sektörlerinde ise müşteri memnuniyeti bir önceki sene ile aynı seviyeyi korudu.
Ulusal memnuniyet endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,5 puan artarak
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
76,3 olarak gerçekleşti. Dayanıklı tüketim ürünleri grubunda teknolojik gelişmelerin lokomotifi olan televizyon sektöründe Uzak Doğu menşeili firmaların kıyasıya rekabette olduğu görüldü. Televizyon
sektöründe LG ve Sony birinciliği paylaşırken, yılın ilk altı ayında ÖTV indirimleri
ile canlanan beyaz eşya sektöründe Bosch
rakiplerini geride bıraktı.
Mali kuruluşlar kategorisinde de firmalar arası rekabetin yoğun olduğu görüldü. Sağlık sigortası / kasko sektöründe Anadolu Sigorta
ve Axa Sigorta, bireysel bankacılık sektöründe özel bankalarda İş Bankası, kamu bankalarında ise Halk Bankası ve Ziraat Bankası
müşteri memnuniyetinde lider oldular.
2011 yılının 4. çeyreğinde ölçülen diğer
sektörlerde ise ulusal kargo dağıtımı sektöründe Yurtiçi Kargo, binek otomobil sektöründe Toyota, zincir marketler sektöründe
BİM, TMME’nin en yüksek skorlarını aldılar.
2011’de 25 sektörde
123 kuruluş ölçüldü
Sonuçları değerlendiren KalDer Yöne-
tim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, “Ulusal ekonomiye ve ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına hizmet etmek, ülkemizin
yarınlarına katkı sağlamak için toplum ve
iş dünyasının ihtiyaç duyduğu model ve
hizmetleri geliştirmek en önemli görevlerimizdendir” dedi. TMME’nin, ortak endeks metodolojisi ile ölçülen sektörlerde, sektör oyuncularının ihtiyacı olan tarafsız ve makro düzeyde veri açığını giderdiğini belirten Doğan, TMME sayesinde tüketicinin, pazarda faaliyet gösteren
kuruluşların performanslarını takip etme
imkânına ulaştığını söyledi.
Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmasında yedinci yılın tamamlandığını
ifade eden Hamdi Doğan, 2011’de 25
sektörde 123 kuruluşun detaylı analizlerinin yapıldığını ve 2011 boyunca toplam
33 bin 782 adet müşteri görüşmesi gerçekleştirdiklerini ifade etti. Doğan sözlerine, Türkiye’de bu kadar geniş kapsamda
ve nitelikte tarafsız olarak yürütülen başka bir memnuniyet araştırması olmadığını da ekledi.
21
TMME
Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) 2006 - 2011 4. Çeyrek TMME Sonuçları
Türkiye Sonuçları
ABD Sonuçları
2006
2007
2008
2009
2010
2011 ACSI Ulusal Endeks
2006
2007
2008
2009
2010
2011
74.5
74.3
75.2
75.1
75.8
76.3
74.9
74.9
75.7
75.9
75.3
75.8
TMME
2006
TMME
2007
TMME
2008
TMME
2009
TMME
2010
TMME Sektör
2011
ACSI
2006
ACSI
2007
ACSI
2008
ACSI
2009
ACSI
2010
ACSI
2011
80
80
76
77
76
76
74
77
78
77
77
75
76
73
78
79
78
79
76
74
73
79
78
76
78
76
75
73
80
78
78
77
76
75
72
80
81
78
83
81
75
77
83
82
80
81
82
76
78
83
80
81
82
82
76
75
83
81
80
82
84
76
75
85
82
80
83
82
75
76
85
81
83
84
83
76
75
TMME
2006
TMME
2007
TMME
2008
TMME
2009
TMME
2010
ACSI
2006
ACSI
2007
ACSI
2008
ACSI
2009
ACSI
2010
ACSI
2010
LG
Sony
Samsung
Philips
Arçelik
Vestel
Beko
Diğer
80
*
*
*
84
82
80
82
75
77
*
*
*
81
81
77
79
74
78
*
*
*
81
83
77
81
76
79
*
*
*
82
80
77
78
81
80
84
*
83
84
80
77
79
75
81
85
85
84
84
80
77
77
74
Televizyon / BD / DVD
80
83
83
83
85
85
Bosch
Beko
Arçelik
Siemens
Profilo
Vestel
Diğer
80
80
83
83
80
80
69
74
78
80
80
81
80
79
68
70
79
82
81
80
83
79
72
79
78
82
78
78
79
77
72
73
78
82
80
79
80
81
72
72
80
86
82
81
80
78
69
75
Beyaz Eşya
Whirlpool Corporation
General Electric Company
AB Electrolux
Diğer
81
82
82
80
80
82
84
81
81
80
80
80
80
80
80
81
83
77
79
79
82
83
81
79
81
81
82
79
78
83
Anadolu Sigorta
Axa Sigorta
Aksigorta
Allianz Sigorta
Yapı Kredi Sigorta
Diğer
76
**
83
**
**
**
**
77
75
80
80
75
76
76
78
81
79
79
80
76
77
76
77
78
73
78
75
77
78
81
78
78
78
80
76
77
79
79
77
75
74
77
Mülk ve Kaza Sigortası
State Farm Mutual Automobile Ins. Co.
GEICO (Berkshire Hathaway Inc.)
Farmers Group, Inc. (Zurich Financial
Serivces) Corporation, The
Progressive
Allstate Corporation, The
Diğer
78
81
83
78
73
78
78
80
81
80
76
79
78
81
81
80
80
77
79
79
81
80
82
81
78
80
79
79
80
82
81
76
79
78
80
83
82
81
79
79
78
83
Yurtiçi Kargo
MNG Kargo
PTT Kargo
Aras Kargo
Diğer
77
77
77
*
79
72
77
79
77
*
75
77
79
79
79
*
77
79
78
80
77
*
73
81
77
76
78
*
76
77
77
78
77
76
75
75
Ulusal Kargo Dağıtımı
United Parcel Service, Inc.
FedEX Corporation
U.S. Postal Service - Express&Priority Mail
83
83
86
75
81
81
84
77
82
83
85
75
82
82
84
76
83
82
85
77
84
85
83
79
76
79
82
74
79
75
73
75
75
75
79
80
76
74
69
72
73
77
75
81
79
77
73
74
71
76
75
76
79
79
75
76
75
75
73
78
76
82
81
76
75
76
74
71
77
76
82
81
80
75
75
73
70
77
Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar
Toyota
Volkswagen
Ford
Opel
Hyundai
Fiat
Renault
Diğer
Toyota Motor Corporation - Lexus
General Motors Corporation - Cadillac
Toyota Motor Corporation
Ford Motor Company - Lincoln, Mercury
Daimler AG - Mercedes -Benz
General Motors Corporation - Buick
Honda Motor Co., Ltd.
Ford Motor Company - Ford
Nissan Motor Co., Ltd.
Volkswagen AG
General Motors Corporation - GMC
Hyundai Motor Company
Bayerische Motoren Werke AG (BMW)
General Motors Corporation - Chevrolet
Kia Motors Corporation
Mazda Motor Corporation
Chrysler LLC - Jeep
Chrysler LLC - Dodge
Chrysler LLC - Chrysler
Diğer
81
86
84
87
83
82
86
86
77
82
78
82
84
85
81
77
79
77
78
80
78
82
87
86
84
86
83
86
84
80
80
80
82
83
86
82
78
78
75
80
79
80
82
87
85
86
83
82
85
86
80
82
81
83
83
87
79
80
80
76
78
80
82
84
89
89
86
88
86
88
88
83
78
86
82
85
87
83
81
81
79
81
84
80
82
85
86
84
89
86
88
84
82
82
81
84
82
86
80
80
80
77
78
80
78
83
87
87
87
86
86
85
85
84
84
84
83
83
83
82
81
79
79
79
76
81
BİM
Migros
Tansaş
Metro
CarrefourSA
Kipa
DiaSA
Şok
Diğer
76
76
77
74
76
75
*
69
73
77
76
74
78
74
75
77
*
73
73
75
74
78
75
74
74
75
*
72
74
72
75
78
74
74
75
74
*
72
70
75
75
77
75
72
76
75
*
72
71
75
75
80
78
76
74
74
73
72
71
74
Zincir Market
Publix Super Markets, Inc.
Whole Foods
The Kroger Co.
Safeway Inc.
Winn-Dixie Stores, Inc.
Supervalu Inc.
Wal-Mart Stores, Inc.
Diğer
75
83
*
76
74
76
74
69
75
76
83
73
75
72
71
74
71
77
76
82
75
77
75
73
74
68
76
76
86
76
78
72
74
77
71
78
75
84
79
78
74
76
74
71
77
76
84
80
79
75
75
74
69
79
74
73
73
73
72
73
Bireysel Bankacılık
80
77
*
74
76
*
76
76
*
73
76
*
74
76
*
76
76
74
72
75
76
73
71
72
76
71
67
71
72
72
73
74
70
71
71
72
74
73
68
70
71
74
76
73
66
71
69
70
75
73
70
69
69
71
Wells Fargo & Company
Citigroup Inc.
J.P. Morgan Chase & Co.(formerly Bank
One) of America Corporation
Bank
Diğer
77
72
72
72
72
78
78
69
69
74
72
80
75
72
69
73
73
80
75
73
68
68
67
80
76
73
69
67
68
80
75
73
73
70
68
79
Sektörel Sıralama 4.Çeyrek 2006-2011
Sıra Sektör
1 Televizyon
2 Beyaz Eşya
3 Sağlık Sigortası / Kasko
4 Ulusal Kargo Dağıtımı
5 Binek Otomobil
6 Zincir Market
7 Bireysel Bankacılık
Kurumsal Sıralama 4. Çeyrek 2006-2011
Sıra Sektör
Kurum / Marka
1
Televizyon
2
Beyaz Eşya
3
Sağlık Sigortası/Kasko
4
Ulusal Kargo Dağıtımı
5
Binek Otomobil
6
Zincir Market
7
Bireysel Bankacılık
Kamu Bankaları
Halk Bankası
Ziraat Bankası
Vakıflar Bankası
Özel Bankalar
İş Bankası
Yapı Kredi Bankası
Finansbank
Akbank
Garanti Bankası
Diğer tüm bankalar
81
80
77
77
76
75
73
Televizyon
Beyaz Eşya
Mülk ve Kaza Sigortası
Ulusal Kargo Dağıtımı
Otomobil ve Hafif Ticari Araçlar
Zincir Market
Bireysel Bankacılık
TMME
Sektör
2011
Kurum / Marka
Kurum / Marka ölçülmedi
* Ölçülmedi
** Açıklanmadı
© Telif Hakları 2005-2012 TMME - KalDer - KA Araştırma Limited
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
22
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Gülden Türktan, Meral Tamer, Meral Eredenk
2023 hedefi için
kadın istihdamı şart
Gülden Türktan KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye’de kadın istihdam
oranı bu kadar düşükken, ‘2023 hedefleri’ arasında yer alan Avrupa’nın en
büyük 10 ekonomisi arasına girme amacına ulaşmanın mümkün olmadığını
söyledi. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan ise, bu yıl hayata
geçirdikleri kahvaltı sohbetleriyle güncel konuları paylaşmak ve katılımcılara
katma değer yaratmak için bir araya geldiklerini belirtti.
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
23
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
T
ürkiye Kalite Derneği KalDer, bu yıl
başlattığı Kahvaltı Sohbetlerine, “Yönetim Kadının Hakkıdır” ana temasıyla gerçekleştirdiği panelle devam etti. Açılış konuşmasını KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan’ın yaptığı panele KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülden Türktan ve AVİVASA Genel Müdürü Meral Eredenk konuşmacı olarak katılırken moderatörlüğü ise Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı
Meral Tamer yaptı.
Panelde konuşan KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Gülden Türktan, Türkiye’de kadın istihdam oranı bu düzeydeyken ‘2023
hedefleri’ arasında yer alan Avrupa’nın en
büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine
ulaşmanın mümkün olmadığını belirtti. Kadın olarak girişimci olmanın zorluğundan
bahseden Türktan bu amaçla farklı cepheleri hedef alan çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Türktan, ilk olarak ‘’hükümet’’e yönelik
lobi çalışmaları yaptıklarını ve onların parlamentoda kadına yer vermelerini istediklerini
dile getirerek şunları söyledi: “TBMM’deki
kadın milletvekili oranının yüzde 14. Bu
oran çok az, parlamentoda erkek egemen
bir yapı var. Öncelikli çalışmalarımızdan
biri bu oranı arttırmak. Kadın girişimciliği
çalışmalarımızda ikinci cephemiz kurumlar.
Kurumlar kadınların satın alma davranışlarında etkin olduğunu anlayınca, kadına iş
hayatında daha çok yer vermeye başladılar. Üçüncü cephe, kadının kendisi ve ailesi. Kadınların iş hayatına atılması ve erkeğe ekonomik bağımlılığının azaltılması yönünde bilinçlendirmek amacıyla çalışıyoruz.
Kadın istihdamı yükseltilmeli. Kadın istihdam oranı OECD’de yüzde 60 Türkiye’de
ise yüzde 24 oranında. Kadın istihdamı bu
düzeydeyken ‘2023 hedefleri’ arasında yer
alan Avrupa’nın ilk 10 ekonomisi arasına
girme hedefine ulaşmak mümkün değil. Dördüncü cephe olarak ise kadının kendisi. Kadının kurduğu işe destek vermeli ve çalışanlarımızı kadınlardan seçmeliyiz.’’
Türkiye 135 ülke arasında
122. sırada
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan ise, bu yıl hayata geçirdikleri kahvaltı
sohbetleriyle güncel konuları paylaşmak ve
katılımcılara katma değer yaratmak için bir
araya geldiklerini söyledi. Dünya Ekonomik
Forumu’nun (WEF) her yıl yayımladığı, dünyada kadın-erkek eşitliği durumu hakkında
hazırlanan Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporunda Türkiye’nin 2011’de 135 ülke arasında 122. sırada olduğuna işaret eden Doğan, Türkiye’de çalışabilir durumdaki kadınların işgücüne katılma oranının 1990’da
yüzde 34,1, 2002’de yüzde 26,9, 2004’te
yüzde 25,4, 2011’de ise yüzde 24 olduğunu, bu rakamın yüzde 50’nin üzerinde olması gerektiğini belirtti. Doğan, kadın yeteneklerin kazanılması ve yönetimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda ‘’Yönetimde Kadın Erkek Eşitliği’’ konulu çalışmalarına değinerek, bu amaçla 2002 yılında BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladıklarını, 2008’de Yönetimde Kadın Erkek
Eşitliği Bildirgesi’nin hazırlık çalıştayını gerçekleştirdiklerini ve 2009’da bu bildirgeyi
imzaya sunduklarını kaydetti.
Hamdi Doğan, şöyle devam etti: ‘’Sürdürülebilir bir kalkınma gerçekleştirebilmesi, insan haklarına saygılı ve farklılıkların katma
değerini iyi kullanabilen bir işgücü oluşturması için yönetimde kadın erkek eşitliğinin önemli olduğuna inanıyoruz. Tüm yönetim kademelerinde kadının rol üstleniyor
olması, ülke imajını geliştirmekte ve bu konuya duyarlı yatırımcıların ilgisini çekmektedir. Türkiye’de yönetimde kadının söz sa-
hibi olmasında kağıt üzerinde ‘haklar’ anlamında önemli bir sorun olmamasına rağmen, hakların kullanımında, sorun vardır.
Dernek olarak, ‘Yönetim kadının hakkıdır’
bildirgesini imzaya açarak kadın–erkek fırsat eşitliğinin kuruluşlarımızda sağlanması
için yola çıktık.’’ Doğan, dernek üyelerinin
3’te birinin kadın olduğunu ve 500’ü aşan
kadın üye sayısıyla en büyük kadın üye potansiyeline sahip STK’lardan birisi olduklarını ifade ederek her yıl kongrelerinde oturumlardan birisini bu konuya ayırarak güncel tutmaya ve yeni kazanımlar elde etmeye çalıştıklarını dile getirdi. Türkiye’de öncelikle kadının yaşama hakkına yönelik tespit edilen sorunların görmezden gelinemeyeceğini aktardı.
AvivaSa Genel Müdürü Meral Eredenk de
Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında kadın çalışanın fazlasıyla önem arz ettiğini
belirterek kadın istihdamının önemini anlattı. Kendi şirketlerinde kadın çalışan oranının yüzde 64 olduğunu ve bu oranı koruyacaklarını kaydeden Eredenk, ‘’Kadınlar
için pozitif ayrımcılık yapmıyoruz. Bence
kadın, doğru eğitim fırsatını yakaladığı ve
iş hayatına girdiği anda önünde hiçbir engel kalmıyor’’ diye konuştu.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
24
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Fatma ŞAHIN
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
KADIN GİRİŞMCİLİĞİ
VE İSTİHDAMI
Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi ancak tüm bireylerin ekonomik,
sosyal ve toplumsal hayata etkin katılımını ile mümkündür.
Ü
lke nüfusunun yarısını oluşturan kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata katılımı ne yazık ki; demografik
yapı ile aynı oranda değildir. Bu anlayış var
olan iş gücünün ve potansiyelin kullanılamaması anlamına gelmektedir.
Kadının durumunu iyileştirecek her ekonomik,
sosyal yatırım; bireysel gelişme ve toplumsal
kalkınma adına çok boyutlu olarak geri dönüşüm sağlamaktadır. Kadınların özellikle
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
eğitim imkânlarından eşit şekilde yararlanması yönünde atılan adımlar bir kelebek etkisi göstermektedir.
İlköğretim, ortaöğretim, yükseköğrenim gören kız çocuklarının sayısının artması, meslek edinmiş, nitelikli iş gücünün artmasını da
sağlamaktadır.
Eğitim imkânlarının artması, anne ve çocuk
ölümlerinde azalmaya, üretimde verimliliğe,
işgücüne ve istihdama katılımda artışa, yok-
sullukla daha etkin mücadele edebilmeye, şiddetin önlenmesini sağlamaktadır. Eğitim, istihdam, işgücüne katılım, gelir düzeyindeki artış ve yoksulluğun azaltılması arasındaki ilişki
bu alanlardaki istatistiki verilerin olumlu ibreye dönüşmesine sebep olmaktadır.
İşsizlikle mücadele ve kadın istihdamının artırılmasında yasal düzenlemeler etkilidir. Kadın
girişimciliğinin desteklenmesi ekonomik kalkınma ve büyüme yanında; ekonomik krizlerden
25
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
doğacak yeni durumlara ve yoksullukla mücadelede önemli bir çarpan etkisi vardır. Mevzuatın düzenlenmesi yanında uygulayıcıların kararlılığı bir o kadar önemlidir.
Türkiye’de 2010 yılı verilerine göre; 15
yaş üstü kadın nüfusu 26.740.000 iken işgücü piyasasında yer alan kadın nüfusu
7.383.000’dir. Yani işgücüne dâhil olmayan 19.357.000 kadın bulunmaktadır. Kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27,6,
istihdam oranı yüzde 24, girişimcilik oranı
yüzde 14,1’dir.
Ülkemizde, kalkınmanın önemli parametresi olan kadınların işgücüne katılımı, sürdürülebilir kalkınmanın da bir unsuru olarak kabul edilmektedir.
Türkiye’de çalışma yaşamına ve kadın girişimciliğine adım atan birçok kadının ekonomik, kültürel ve sosyal birtakım nedenlerle karşılaştıkları engeller onların cesaretlerinin kırılmasına, kaynaklara ve fırsatlara erişimde çekingen davranmalarına yol açmaktadır. Dolayısıyla, kadın girişimci oranı düşük düzeyde kalmaktadır.
Türkiye’de kültürel ve ekonomik bariyerleri
aşarak girişimci olan kadınların nicelik olarak oldukça düşük olmasına rağmen, farklı
birçok sektörde kendi işini kurarak başarılı
oldukları da bir gerçektir.
Türkiye’de istihdama katılan ve girişimci kadınlar ekonomik alanda kalkınmaya katkıda
bulunmanın ötesinde, kadınlara atfedilen geleneksel rol modellerini aşma konusunda birer
rol modeli olarak, toplumsal dönüşüme katkıda bulunmaktadırlar. Bu nedenle kadının istihdama katılımı ve girişimciliğinin desteklenmesi
ve teşvik edilmesi; toplumun kadınlar üzerindeki geleneksel bakışını değiştirecek ve ekonomik gelişmeye katkı sağlayacak önemli dönüşümleri sağlayacaktır.
2002 yılından bu yana istihdam ve girişimcilik konularını tüm boyutlarıyla bütüncül bakış açısıyla; kadını, aileyi, toplumu, ekonomik düzeni, sosyal yapıyı ele alarak gerekli
düzenlemeleri yapıyoruz. Bu konuda kamu,
özel sektör ve sivil toplum işbirliği ile önemli
çalışmalar yapılmaktadır.
2007 yılında Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle; hane içinde kadınlar tarafından üretilen ürünlerden elde edilen gelirlere, vergi muafiyeti getirilmiştir. 9. Kalkınma
Planında kadın girişimciliğinin desteklenmesi
amacıyla birtakım tedbirler alınmıştır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İŞKUR, tarafından uygulanan Aktif İş Gücü
programlarında kadınlara girişimcilik, meslek
danışmanlığı ve iş danışmanlığı kursları verilmiştir. 2011 yılında İŞKUR’ un açmış olduğu
bu kurslardan yararlanan kişi sayısı 250.016
iken bunların 102.902’si (%41) kadındır.
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme
ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB)
tarafından Kadın Girişimciliğin Desteklenmesi
Projesi’nin kapsamında; Pendik/İstanbul, Hacıbektaş/Nevşehir, Kütahya ve Çorum’da 4
adet Kadın İş Geliştirme Merkezi kurulmuştur.
Toplumsal yaşamda kadına yüklenen geleneksel roller sebebiyle birçok kadın, iş kurma ve yürütme süreci ile aile içi sorumlulukları yerine getirmede güçlüklerle karşılaşmaktadır. Bu çerçevede, toplumda kadına yüklenen geleneksel roller, onların girişimci olmaları önündeki engellerden biridir.
Ülkemizdeki kadın girişimciliğinin geliştirilmesi için aile içi sorumlulukların eşit bir şekilde
paylaşılması sadece kadının değil tüm toplumun yararınadır. Kadının iş hayatına katılımı
bir dönüşüm sürecidir. Devlet olarak bizim görevimiz bu değişim sürecini iyi yönetebilmektir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile kadınlar, engelliler, şehit yakınları ve gazilere yönelik girişimcilik faaliyetlerinin geliştirilmesini,
kadın istihdam oranının artırılmasını ve Bakanlığımızın kullandığı bilişim sistemlerinin geliştirilmesini öngören işbirliği protokolü imzalanmıştır. Protokol kapsamında kadın girişimciliğini desteklemeye yönelik stratejiler belirlenmiş
bununla birlikte iş ve aile yaşamının uzlaştırılmasına yönelik önlemler çerçevesinde organize sanayi bölgelerinde çalışan kadınların çocuklarını bırakabilecekleri kreşlerin açılması-
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
26
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
nın teşvik edilmesi ve gerekli düzenlemelerin
yapılması öngörülmüştür.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında; istihdam, çocuk işçiliği ve sosyal yardımlar
konularında işbirliği protokolü imzalanmıştır.
Protokolde; iş ve aile yaşamının uyumlu hale
getirilmesi ve bu çerçevede kreş hizmetlerinin
yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yapılması kararlaştırılmıştır.
İşsizlere yönelik İŞKUR tarafından uygulanan
işgücü yetiştirme kurslarına ilişkin eğitim modüllerine toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının insan hakları, çalışma yaşamında haklar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, aile eğitimi, konularına yer verilecektir.
Mevsimlik gezici tarım işçileri olarak çalışan
kadınların çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır.
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
Şiddet mağduru, eşi ölmüş, eşi tarafından
terk edilmiş, eşi cezaevinde olan veya boşanmış kadınların İŞKUR’ a erişiminin sağlanması gibi kadınların ekonomik yaşama katılımlarının artırılmasına ve güçlendirilmesine önemli katkı sağlayacak hususlara yer verilmiştir.
Kadın istihdamının desteklenmesinin bir başka boyutu; kadınların ekonomik bir güce sahip olmalarının ailenin yoksulluğunun azaltılmasında etkili olmasıdır. İstihdama katılım ve
kadın girişimciliğinin özendirilmesi ailenin refahının artması açısından önemlidir.
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından
sosyo-ekonomik yoksunluk içinde bulunan vatandaşların ekonomide aktif üretken duruma
geçerek, sürdürülebilir gelire ulaşmaları amacıyla, kentsel alanda iş kurmaya yönelik, kırsal alanda yöre şartlarına uygun sürdürülebi-
lir faaliyetlere yönelik gelir getirici proje destekleri verilmektedir. Gelir getirici projeler için
kır-kent ayrımı gözetilmeksizin kişi başına en
fazla 15.000.-TL destek sağlanmaktadır. Gelir getirici projeler kapsamında başvuranların
%10,8’ini kadınlar oluşturmaktadır.
Kadın girişimciliğinin teşvik edilmesi ve yoksulluğun önlenmesi için önemli araçlardan olan
mikro kredi uygulamalarının yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. İl Özel İdaresi Kanunu’nda
yer alan yoksullara mikro kredi verilmesi, pozitif ayrımcılık içerecek şekilde kadın yoksulluğunun azaltılması yönünde kullanılması çalışmaları sürdürülmektedir.
Kırsal kesimde iş gücünün büyük bölümünü
taşıyan kadınların sosyal güvencelerinin sağlanması amacıyla yapılan hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nda aile
reisliği konusunda “... birliği eşler beraberce yönetirler...” şeklindeki değişiklikten sonra
tarım alanında çalışan kadınlar için kanunun
bazı maddeleri değiştirilmiştir. Artık; Sosyal
güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve
herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan 22 yaşını doldurmuş kadın, başka bir şart aranmaksızın sigortalı olacaktır.
Yapılan hukuki düzenlemeler sonucu; kendi
nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan
kadın çiftçiler için süre gelen farklı uygulama
tümüyle kaldırılmış ve kadın çiftçilerin mağduriyeti giderilmiş oldu.
Kadın girişimciliğini desteklemenin yollarından biri de; kurumsal destektir. Türkiye’de
kadın girişimci potansiyelini nicelik ve nitelik
bakımından geliştirmek için politikalar belirlemek amacıyla Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği tarafından “Kadın Girişimciler Kurulu” oluşturulmuştur.
Kadın girişimciliğinin desteklenmesi çalışma-
27
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
ları yakın zamanda önemli bir gelişme kaydedilmesine sebep olmuştur. Kadınların şirketlerde üst düzey yönetici olmalarının önünde bir engel olan cam tavanların aşılmasında önemli bir adımdır.
Sermaye Piyasası Kurulunun yönetim ilkelerinde yapılan değişiklikle; yönetim kurullarında en az bir kadın üye bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. Bu şartı yerine getirmeyen şirketler bunun gerekçesini açıklamak
zorunda bırakılmıştır.
Türkiye İş Kurumu tarafından Kadın İstihdamının Desteklenmesi Operasyonu kapsamında
4.000 kadının girişimcilik, 12.000 kadının
ise istihdam garantili kurslardan faydalanmaları hedeflenmiştir. 17 projede toplam 780 kadın girişimcilik kurslarına katılmış, 113 kadın
girişimci olmuştur.
Türkiye İş Kurumu’nca, yürütülen Türkiye’de
Kadınlar İçin İnsana Yakışır İş İmkânları Sağlanması Yoluyla Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin
Gerçekleştirilmesine Yönelik Aktif İşgücü Piyasası Politikaları Projesi ile hedef kitleye mesleki eğitim, iş arama becerileri, girişimcilik
becerileri, kendi hesabına çalışma ve sosyal
güçlendirme eğitimleri verilmiştir. Toplamda
944 kadın Proje kapsamında düzenlenen etkinliklerden faydalanmıştır.
KOSGEB ile İŞKUR arasında imzalanan Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi İşbirliği Protokolü ile
2011 yılı içerisinde düzenlenen Uygulamalı
Girişimcilik Eğitimleri sonrası işini kurarak desteklenen 1033 girişimcinin yaklaşık %46’sını
(477) kadın girişimciler oluşturmaktadır.
Kadın girişimcilerin karşılaştığı engeller arasında; toplumsal kalıp yargılar, bilgi, eğitim
ve rol model eksikliği gibi sorunların yanında; bir diğer önemli konu finansal kaynak
bulmakta yaşanan güçlükler ile kadın girişimcilerin sermaye yetersizliğidir.
Kadınlar cinsiyet rolleri dikkate alınarak; hazır
giyim, turizm, sigortacılık, temizlik sektörlerinde yoğunlaşmaktadırlar. Bu sektörler kadının
iş ve aile yaşamını dengelemesini kolaylaştıracak niteliktedir. Burada dikkat çekici hususlardan biri ve belki de en önemlisi iş yaşamının,
iş ortamlarının toplumsal cinsiyet bakış açısından yoksun ve daha çok erkek bakış açısına
uygun düzenlenmiş olmasıdır.
Hükümetimiz kadın istihdamının artırılması
ve kadın girişimciliğinin desteklenmesi amacıyla bugüne kadar farklı ve parça parça
sürdürülmeye çalışan faaliyetlere daha bütüncül bir bakış açısı ile kısa, orta ve uzun
vadede ulaşılması düşünülen hedefleri belirleyerek hareket etmektedir.
Kadınlar için atılan her adım, Türkiye’nin geleceğine yatırımdır. Türkiye’nin 2023’te dünyanın lider ülkesi olacaksa, bu kadını ve erkeği ile birlikte gerçekleşecektir.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
28
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Girişimcilik, İstihdam
ve Kadının Ekonomik
Güçlenmesi
Gülden TÜRKTAN
KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı
G
irişimcilik fırsatları değerlendirmek, fakat aynı zamanda kendi fırsatlarını yaratmaktır. Ünlü ekonomi düşünürü Peter Drucker girişimciliğin özünü çok güzel ifade eder:
“Öncü olmak girişimcinin standart niteliğidir.
Ancak bu şekilde kaynaklar bolluğa dönüşür.”
Kadınlar, bizler girişimciliğin gücüne inanıyoruz, girişimcilik ekonomik gelişmenin itici
gücüdür. Girişimcilik kadın güçlenmesinin
çok önemli bir aracıdır.
Neden mi?
Çünkü;
- Kadınların rekabetçi iş dünyasına tam anlamıyla katılamadığı durumlarda ve kadınlar
arasında insan sermayesinin göreli olarak düşük olduğu durumlarda girişimcilik ekonomik
hayata katılımda özellikle servis sektöründe
alternatif ve daha kolay bir yöntem olabilir.
- Girişimcilik eleştirel düşünebilmeyi geliştirir,
bu yüzden statüko’ya karşı önemli bir alternatif
duruştur. Bunu gerçekleştiren bireylerin kendilerine ve yaratıcı potansiyellerine olan güvenleri gelişir ve daha aktif vatandaşlar olma yolunda önemli ilerleme kaydederler. Sorgulayan, girişimci ve yaratıcı bireyler sürdürülebilir demokrasinin ve ekonominin itici gücüdür.
- Güçlenen kadınlar ülkelerine, bölgelerine
ve tüm dünyaya daha güçlü ve gelişmiş bir
insan kaynağı sunarlar, bu da toplumların
ekonomik gelişimini ve küresel ekonomik
dengeleri olumlu etkiler.
KAGİDER sürdürülebilir sosyal ve ekonomik
kalkınmanın temelinde girişimcilik olduğuna
inanan bir sivil toplum örgütüdür. Kurulduğumuz 2002 yılından bu yana kadınlar arasında
girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasını yönünde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 10 yıllık deneyimimiz bize gösterdi ki, Türkiye‘de ve dünyaÖNCE KALİTE Nisan 2012
da kadın girişimciliğini güçlendirmek kadının
sosyal, ekonomik ve siyasi konumunu güçlendirmeden başarılacak bir olgu değil. Bu noktadan hareketle KAGİDER olarak farklı alanlarda kadın güçlenmesi adına çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Dünyadaki başarılı örneklerden
faydalanarak, birlikte tartışarak ve çözüm önerileri geliştirerek yolumuza devam ediyoruz.
Ayrıca, sürdürülebilir kalkınma hepimizin
ortak geleceği ise, Türkiye ve dünyada bu
geleceği kadınlar ve erkekler birlikte inşa
edecekler.
Dünya çapında kadınlar
• İşgücünün %66’sını oluşturuyorlar
• Gıda üretiminin %50’sini gerçekleştiriyorlar
Buna rağmen kadınlar;
• Gelirlerin sadece %10’una
• Mülkiyetin de sadece %1’ine sahipler.
Dolayısı ile, ekonomide ve toplumsal yaşamda
kadın erkek eşitsizliği sadece ülkemize has bir
durum değil. Ancak Türkiye’nin son yıllarda
küresel cinsiyet eşitsizliği listelerinde son sıralarda olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.
Bizler biliyoruz ki, ekonomik olarak güçlenen
kadınların kendi hayatları üzerine karar verebilme, ve kendi ayakları üzerinde durabilme
güçleri de artıyor. Ekonomik olarak güçlenen
kadın girişimcilik için gerekli iç ve dış motivasyon ve kaynaklara sahip oluyor.
Bizler toplumu dönüştürmek amacı ile yola
çıkmış sivil toplum kuruluşu olarak yıllar içinde gördük ki, ülkemizi güçlendirmek ve refah seviyesini yükseltmek ancak ve ancak
kadınları güçlendirmek ile mümkün olacak.
Mevcut eşitliksiz durumu değiştirmek, daha
fazla kadını iş yaşamında, siyasette toplumun her alanında görmek için çalışmaları-
mıza devam ediyoruz
Sizlere çok temel bir argüman sunuyorum:
dünyanın nüfusunun yarısı kadın ise, tüm
üretim ve bölüşüm süreçlerinde potansiyelin yarısını devre dışı bırakmak sürdürülebilir bir durum değildir.
Hem ekonomik perspektiften, hem de insan
hakları bakış açısı ile bu dengesiz durumu
sürdürmek ve aynı zamanda gelişim sağlamak mümkün değildir.
Ülkemizde kadın girişimcilerin sayısı halen
çok sınırlı. Kadın girişimciler ortak bir takım
engeller ile karşı karşıya:
• Sermayeye erişim
• Doğru networke sahip olmak
• Kültürel engeller, erkek egemen değerler
• Ev ve iş yaşamı dengesi
Bu engeller kadın girişimcilerin içsel motivasyonlarını fazlasıyla düşürüyor ve bir süre
sonra özgüven problemine dönüşüyor. Ancak, istihdamdaki kadın, yönetimdeki kadın
sermaye biriktirebiliyor, network’unu genişletiyor, erkek egemen değerler içinde kendi değerlerini savunabiliyor ve ev/iş yaşam
dengesini sağlamış oluyor.
Özet olarak:
• Kadın Girişimciliği çok önemli
• Kadın Girişimciliğinin artması için Kadın İstihdamı çok önemli
• Kadın İstihdamında Kadının Yöneticiliği çok
Önemli
• Kadının Karar Alma Mekanizmalarında Yer
alması çok önemli
Sonuçta, sürdürülebilir ekonomi ve kalkınma için “Yönetim Kadının Hakkıdır”
Potansiyelimizin yarısını atıl durumda bırakarak geleceğe yürüyemeyiz...
digiturk_A4 12/22/11 1:54 PM Page 1
C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
30
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Gelişmişlik Düzeyi
ve Kadın İstihdamı
Oya Coşkunöz YÖNEY
BUSİAD Başkanı
B
ir ülkenin gelişmişlik düzeyini ortaya
koyarken o ülkedeki demokrasi anlayışı, gelir düzeyi, okur yazar oranı, yaşam
koşulları ve doğaya duyarlılık gibi ölçütler var. Bu ölçütlerden biri de kadınların
iş ve sosyal hayatta hangi rolleri, ne kadar üstlendikleri olmalı. Toplumun temel
taşı olan bireyin yetişmesinde anne rolünü
üstlenen kadın, iş hayatında da temel taşları yerleştiren, önemli sorumluluklar üstlenen, risk alan, istihdam sağlayan, farklılık ve farkındalık yaratan rolü ile yol almaya devam ediyor.
Türkiye’de nüfusun yüzde 49.8’si kadın.
Erkeklerin işgücüne katılım oranı yüzde
71,7 iken, bu oran kadınlarda 28,8 düzeyinde.Ülkemizin geleceğini düşündüğümüzde bu durum soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Eğitimini tamamlayan, donanımlı kadınların çalışma hayatında yer
almak yerine ailede anne ya da ev kadını rolünü üstlenip iş yaşamından çekilmesi dikkat çekici bir başka durum.Ülkemizin
doğusu ile batısında yaşayan kadınların
hayatlarındaki derin farklılıkları da göz
önüne aldığımızda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın önemi kendiliğinden
ortaya çıkıyor.
Emeğinin karşılığında para kazanan kadının kendi ayakları üzerinde durması, kendi kararlarını alması, ailenin ve çocukların
geleceğine yönelik harcamaları üstlenmesi ülke ekonomisini de yakından ilgilendiriyor. Girişimcilik anlayışı ile değer yaratan kadınların iş yaşamında kendi yollarını çizmesi ülke geneli için de vizyon değişimi demek. Son yıllarda girişimciliğin
özendirilmesi, kadınlara yönelik özel pro-
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
jeler geliştirilmesi ve ücretsiz kurslar düzenlenmesi geleceğimiz için değerli bir
yatırım. 2000’li yılların başında 20 bin
olan kadın girişimci sayısı 2012’de 100
bini geçti. İş kadınlarının Türk ekonomisindeki hacmi milyar dolar olarak telaffuz ediliyor. Kadın girişimciler aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. Kadın girişimcilerin istihdam gücünün 1.5 milyona ulaşması ve bu oranda artış beklenmesi de sevindirici bir durum. Bu nedenle kadınları iş kurmaya teşvik eden projelere devam edilmeli, kadın
girişimcileri destekleyen teşviklere öncelik verilmeli.
Hem sosyal-hem de iş yaşamında kadınerkek ayrımı yapılmasını doğru bulmuyorum. Benim için kadın ya da erkek fark etmiyor. İnsan olarak bakıyorum. Beraber
çalışmanın bir harmoni yarattığını görüyorum. Bir işveren olarak da kendimi soyutlamadan gelen tüm seslere kulak vererek
iletişimi sürekli kılmaya ve farklı yorumları almaya çalışıyorum. Çoğu iş kadınına
söylenen “erkek gibi kadın” deyimi benim
için de kullanılıyor zaman zaman. “Erkek
gibi kadın olmak” konusunda bir çabam
olmadı, erkeklere benzemek yerine kendi
prensiplerimle farklılaşmayı seçtim. Benim
için asıl olan “Adam gibi adam olmak”.
Sonuç olarak iş hayatında kadın ya da
erkek, zorluk olarak gördüğümüz noktalar ve bunlara verdiğimiz tepkilerde farklılık olduğunu düşünüyorum. Sanırım, kritik nokta farklılıklarımızla birbirimizi kabul etmek, bunu yönetebilmek ve güce dönüştürebilmek. Farklılıkları yönetmek sadece iş dünyasında değil bugün bütün dünyada barışın tahsisinde en önemli nokta.
Dünyada siyasetten ekonomiye tüm alanlarda kadınların etkinliğinin artırılması çok
önemli. Kadınların bakış açıları, sezgisel
güçleri ve esneklikleri ile dünyanın daha
yaşanır bir yer olacağını düşünüyorum.
32
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Kadın Girişimciliği
ve İstihdamı
Ufuk TARHAN
Fütüristler Derneği
İstişare Kurulu Başkanı
H
er yıl “UNDP - Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi” yayınlanıyor.
Bizim durumumuz malum; ortalarda olur,
iyiye yaklaşırsak seviniyor, ancak daima
başta eğitim olmak üzere pek çok kategoride yüzümüzü kızartan sıralamaları hazmetmeye çalışıyoruz. Ben bu endeksi geçmişe dair analizler, yorumlar, gelecek çalışmaları ve senaryolar için çok önemsiyor, her yıl dikkatle takip ediyorum.
Rapor, üç temel ölçüte dayanan, “İnsani
Gelişme Endeksi”ne göre çıkıyor;
• Uzun ve sağlıklı bir yaşam,
• Eğitim imkânlarına erişim
• Kabul edilebilir bir yaşam standardı
Yaşam standardı kişi başına düşen gayrisafi milli gelir esas alınarak hesaplanıyor ve UNDP, ülkeleri ve endeks sınıflamasını aşağıdaki şekilde, dört gruba ayırarak yapıyor;
•
•
•
•
Çok Yüksek İnsani Gelişme
Yüksek İnsani Gelişme
Orta Düzeyde İnsani Gelişme
Düşük Düzeyde İnsani Gelişme
Türkiye, yüksek insani gelişme grubuna
187 ülke arasında ve 92. sıradan giriyor (http://goo.gl/aLjDm) ve alt sıralardan zorlanarak, nefes nefese yüksek insani gelişme sınıfına yetişiyor. “Yerimiz iyi
işte, yüksekler arasına girmişiz” desek ve
İlerleme var sansak da özelikle eğitim, kadın istihdamı vb gibi alt kırılımlara bakıldığında sürdürülebilirlik adına sevinmek için
hala epey yolumuz olduğu görünüyor…
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
Kadınları çalışan, girişimci
ülkeler kalkınıyor…
Geçen yıl fark ettim ki bu endeksin ilk
onu içinde daima İskandinav ülkeleri yer
alıyor. Özellikle Norveç, Danimarka, İsveç, Finlandiya üst sıralar istikrarlı bir şekilde koruyor.
Araştırmaya devam ettim ve “insani gelişmişlikte” diğer ülkelere açık ara fark atan
bu ülkelerde şu iki konuda da istikrarlı bir
üstünlük saptadım;
▪ Sivil toplum örgütlenmesi çok yüksek.
Bir kişiye 6 dernek düşüyor
▪ Kadın istihdam ortalamasında şampiyonlar. Kadın istihdam oranları % 6070’in üstünde
Konumuz olduğu için kadın istihdamına
odaklanalım, kadın istihdamının en yüksek olduğu ülkeler ve oranlarına bakalım;
%
%
%
%
%
%
73.8 Norveç
71 - Danimarka
70 - İsveç
66 - Hollanda
65 - Finlandiya
62 - İngiltere
Bizim ise bu kategorideki notlarımız çok
düşük, hatta kırık! OECD ülkelerinde kadının istihdamı oranı % 62, AB ülkelerinde ortalama % 52, Türkiye’de ise sadece % 23,5. Kabaca Avrupa’da her iki
kadından biri, Türkiye’de dört kadından
biri çalışabiliyor.
Girişimcilik açısından bakıldığında ise
durum şu; Türkiye’de her 100 kişiden
5’i girişimci. Bu oran Amerika’da % 11,
Avrupa’da %12, Meksika’da bile % 14.
Ülkemizde girişimci olanların %80 i seçimlerini bir anlamda “zorla” denebilecek nedenlerle yapmış (http://goo.gl/0cShA).
2008 yılında 18-64 yaş arası nüfusumuzda girişimci oranı %4,6 iken, 2010’da
%10,7′ye yükselmiş. Her 100 erkeğe karşılık 28 kadın “girişimcilik” denebilecek işler yapıyor (http://goo.gl/nYnM3).
Sonuç; İnsani gelişmişlik endeksindeki
yüz buruşturan halimizi sadece kadın istihdam ve girişimcilik oranlarımıza bakarak dahi izah edebiliyoruz.
Durum tatsız, ancak bardağın dolu tarafına bakarsak da müthiş fırsat ve gelişme
alanlarını işaret ediyor.
Ne yapılmalı? Dijitalleşen, “teknolojik
gelişmelerin” tüm diğer gelişmelerin tetikleyicisi olduğu siber çağda yepyeni şeyler söylenmeli ve cesurca yapılmalı. Çocuk
doğurmak ve “ilk öğretmen” olmak gibi
doğal bir görev ve sorumluluk taşıyan kadınlar, radikal atılımlarla “dayaktan korunmanın, okuma yazma öğrenmenin” ötesindeki konum ve gündemlere taşınmalı.
Hiç kaçarı yok, geleceğin yeni nesil başarılı insanları, toplumları; “teknolojik
üstünlüğe” sahip, “kadın-erkek” eşitliğini kotarabilmiş, “girişimciler” arasından çıkacak. Özellikle kadınlar, eğer istersek, teknolojinin getirdiği kolaylaştırıcılar ile bu atılımlarda daha çok sıçrama
yapan cinsiyet olabilecek. Yalnız dikkat!
>>> “Eğer istersek…”
kalite_220x285.fh11 4/19/12 5:33 PM Page 1
34
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Kadın girişimciliği
ve istihdamı
Gizem KEÇECI
Vodafone Türkiye
Pazarlama İletişimi Direktörü
İ
çinde bulunduğumuz dönemde, kadınların
iş gücünde ve üretim süreçlerinde giderek
daha aktif şekilde rol aldığına, ekonomik
potansiyellerini artırarak ülkelerin gelişmişlik düzeylerine artan oranlarda katkıda bulunduklarına tanıklık ediyoruz. Bu durum,
kadın girişimciliğinin ve liderliğinin desteklenmesini giderek daha önemli bir gündem
maddesi olarak önümüze koyuyor.
Kadın girişimciliğinin desteklenmesi, bugün en ufak ölçekte toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesis edilmesinden, daha geniş ölçekte, tüm dünyada eşitlikçi toplumlar yaratılmasına en öncelikli koşullardan biri olarak
karşımıza çıkıyor. Bununla beraber, kadınların işgücüne katılımının artırılması, global
ölçekte yoksulluğun önlenmesi ve Birleşmiş
Milletler’in “Bin Yıl Kalkınma Hedefleri”ne
ulaşılması yolunda da çok önemli bir gereklilik olarak konumlanıyor.
INSEAD’ın üst düzey eğitim programı tarafından son 5 senede toplanan verilere göre,
kadınlar pek çok liderlik özelliğinde erkekleri geride bırakırken; uzlaşmacı ve işbirliğine odaklı özellikleriyle ön plana çıkıyorlar.
Yine McKinsey’nin bir araştırması, kadınların, kurumsal başarıya ulaşılmasını sağlayan 9 liderlik özelliğinin 5’ini erkeklerden
daha sık uyguladıklarını gösteriyor. Dünya
Ekonomik Forumu’nun 2010 Kurumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda, kadın CEO oranlarında Türkiye’nin en yüksek üçüncü sıraÖNCE KALİTE Nisan 2012
da yer alması da ülkemizde elverişli fırsatlar yaratıldığında, kadınların liderlik pozisyonlarında ne kadar başarılı olabileceğini
ortaya koyuyor.
Buna karşılık, Türkiye’de genel olarak tüm
sektörlerde kadın çalışan oranının düşük
olduğunu görüyoruz. Dünya Ekonomik
Forum’u 2011 Küresel Cinsiyet Raporu’na
göre, ülkemizde çalışma yaşındaki 26 milyon kadının sadece 6.5 milyonu istihdam
ediliyor. Vodafone Türkiye olarak bizim faaliyet gösterdiğimiz telekomünikasyon sektörü özelinde de durum farklı değil. BTK
2011 üçüncü çeyrek raporuna göre, sektörde toplam çalışanların yüzde 77,4’ünü
erkekler, yüzde 22,6’sını ise kadınlar oluşturuyor. Bu veriler bize, özellikle ekonomik
katılım, fırsat eşitliği ve eğitim gibi alanlarda hala kat edilmesi gereken önemli bir mesafe olduğunu gösteriyor.
Vodafone Türkiye’nin
“kadın” perspektifi
Vodafone Türkiye olarak, kadın girişimcilerin geliştirebileceği yaratıcı ve yenilikçi girişimlerin önünü açmak üzere çeşitli çalışmalar yürütüyor, bu şekilde kadınların önündeki ekonomik bariyerleri kaldırmaya ve toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamaya
önem veriyoruz. Eşitlikçi toplumların inşasının ancak bu şekilde sağlanabileceğine inanıyor; bununla birlikte, kadın liderliğinin ve
girişimciliğinin dünyada güç ve iş yönetimi
anlayışına yeni bir yaklaşım getirebileceğini düşünüyoruz.
Sektörde kadın çalışan oranı yüzde 22 iken
Vodafone Turkiye’de bu oran yüzde 40 ile
sektörü neredeyse ikiye katlıyor. Bununla be-
raber, kadın ve erkek çalışanlarımızın eşit
şartlarda rekabet edebilmelerine, eşit fırsatlara sahip olmalarına büyük önem veriyoruz. Eşitlik kavramını sürdürülebilir bir strateji olarak benimsiyor ve farklılıkları kucaklayan iş ortamları yaratmaya önem veriyoruz.
Biz de Vodafone Türkiye olarak bu stratejiyi aynı şekilde ülkemize uyarlıyor; mesleki gelişimde cinsiyetler arası eşitliği sağlayarak, tüm çalışanlarımızın eşitlikçi bir zeminde potansiyellerini gerçekleştirmeleri
için gerekli koşulları yaratmaya odaklanıyoruz. Bu yönde hayata geçirdiğimiz uygulamalar arasında; İK danışmanlarımızın yönetim pozisyonlarını doldururken en az bir
uygun kadın aday göstermelerini öngören
PLUS1 uygulamamız bulunuyor. Ayrıca, kadın çalışanlarımızın kendi hedeflerine odaklanmalarına ve ulaşmalarına yardımcı olan
kişisel gelişim programları gibi inisiyatifleri
teşvik ediyoruz.
Vodafone Türkiye’nin
çalışmaları
Bununla beraber, Vodafone Türkiye olarak
desteklediğimiz ya da bizzat hayata geçirdiğimiz projeler aracılığıyla da Türkiye’de
kadınların iş gücüne giderek artan oranlarda ve eşitlikçi koşullarda dahil olması yolundaki kararlılığımızı ortaya koyuyoruz.
Fırsat Eşitliği Modeli:
KAGİDER’in geçen yıl Temmuz ayında Dünya Bankası’nın desteği ile hayata geçirdiği sertifikasyon modeli olan Fırsat Eşitliği
Modeli’ne destek veriyoruz. Bu model, işe
alım, şirket içi eğitim, kariyer planlama ve
geliştirme gibi süreçlerdeki eşitsizlikleri sap-
35
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
tayarak, kurumlara eşitlikçi uygulama örnekleri sunuyor; iş hayatında fırsat eşitliğinin
sağlanmasını amaçlıyor.
Teknolojide Kadın Hareketi:
Türkiye Vodafone Vakfı olarak yine KAGİDER ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliğinde hayata geçirdiğimiz Teknolojide Kadın Hareketi projesi ile Türkiye’de kadınları iletişim
teknolojilerinin sunduğu imkanlarla tanıştırarak, ekonomiye katılımlarına yönelik fırsat eşitliği yaratmayı hedefliyoruz.
Saha eğitimi, projelendirme, yarışma ve
destek olmak üzere toplam 4 fazda kurguladığımız projemizin ilk fazında, Türkiye’de
mobil teknoloji kullanımındaki cinsiyet farkının sebep ve boyutlarının değerlendirmesini yapabilmek ve mevcut resmi ortaya çı-
karmak için bir araştırma yaptırdık.
GFK ve Doç. Dr. İpek İlkkaracan önderliğinde, 16 ilde 1600’ü aşkın kadın ile
görüşerek gerçekleştirdiğimiz araştırma
sonucunda, kadınların mobil teknoloji
kullanımlarına, kullanımlarının arkasında yatan motivasyonlara ve kullanmanın
önündeki bariyerlerine ilişkin önemli veriler elde ettik. Hem mobil teknolojilere erişim özelinde hem de daha geniş ölçekte
Türkiye’deki cinsiyet eşitsizliğini inceleyen
raporun ortaya koyduğu veriler doğrultusunda, Türkiye’nin sosyal ihtiyaç haritasını da göz önünde bulundurarak, kapsamlı
bir eğitim programı yapılandırdık.
Mobil iletişim teknolojilerinin kadınların girişimci potansiyellerini keşfetmeleri sürecinde sunabileceği önemli katkılar bulunduğu inancıyla yola çıkan “Teknolojide Kadın Hareketi” Eğitim Programı, Türkiye’de
çalışan-çalışmayan tüm kadınların ekonomik kalkınmada aktif rol alması hedefiyle
tasarlanmış, Vodafone Smart Tab 10 tablet bilgisayarlar desteğiyle verilecek bir dizi
eğitim programından oluşuyor.
İlk etapta İzmir, Gaziantep, Ankara, İstanbul ve Samsun’da başlayan program kapsamında, ev kadınları ve işgücündeki kadınlara yönelik olmak üzere iki farklı eğitim
veriliyor. Vodafone Smart Tab 10 kullanılarak gerçekleştirilen eğitimler ile kadınlar bir
yandan mobil iletişim teknolojileri ve sunduğu olanaklar ile buluşturulurken; diğer yandan kişisel gelişim, satış/pazarlama teknikleri ve girişimcilik gibi alanlarda kendilerini
geliştirme imkanına kavuşuyor.
Bu çalışmalarımızla Türkiye’de kadınların
potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bununla beraber, eşitlikçi bakış açısına dayalı insan kaynakları yönetiminin, nüfusun tamamındaki
insan kaynağı havuzunun kullanılması dolayısıyla, şirketlerde daha başarılı kadro yapılanmalarına imkan sağladığına inanıyoruz.
Nüfusun tamamının potansiyelinin kullanılması ve böylelikle ülkemizin dünyanın “akıllı ekonomileri” arasındaki yerini alması,
Türkiye’deki tüm kurumların en önemli sosyal sorumluluklarından biri olması gerektiğine inanıyoruz. Biz de Vodafone Türkiye
olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan
sonraki süreçte de kadınların ekonomik etkinliklerini artırmaları ve böylelikle toplumsal gelişime katkı sağlamaları yolunda çalışmaya devam edeceğiz.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
36
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Kadın Girişimciliği
ve İstihdam
Prof. Dr. Ayşe NUHOĞLU
Bahçeşehir Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dekanı
“İnsan topluluğu kadın ve erkek
denilen iki cins insandan oluşur.
Kabil midir ki bu kütlenin bir
parçasını ilerletelim, ötekini
ihmal edelim de kütlenin bütünü
ilerleyebilsin? Mümkün müdür
ki bir cismin yarısı toprağa bağlı
kaldıkça öteki yarısı göklere
yükselebilsin?”
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü, kadının ekonomik hayat da dahil olmak üzere toplumun her alanında varlığını göstermesinin gerekliliğini en güzel şekilde vurgulamaktadır. Tarih boyunca her dönemde kadınlar üretimde yer almışlardır. Kadınların ücretli olarak işgücü piyasasında
yer almaları ise sanayi devrimi ile başlamış; kadınların çalışma hayatının her alanına girmesi de dünya savaşları, özellikle de II. Dünya Savaşı sonrası gerçekleşmiştir. Tarih boyunca hüküm sürmüş olan
ve bir gelir karşılığı çalışmanın erkeklere
özgü bir görev olduğu, kadının asıl görevinin ise ev işleri ve çocuk bakımı gibi faaliyetler olduğunu kabul eden kadın ve erkeğin toplumsal rol bölüşümü görüşü; kadının çalışma hayatında hep ikinci plana
atılmasına, dolayısıyla kadının çalışma hayatında çok çeşitli sorunlarla karşı karşıya
kalmasına neden olmuştur. Kadınların çalışma hayatında kendilerini kabul ettirmeleri ile başlayan sorunlar işgücü piyasasında yedek işgücü olarak kabul edilmeleri,
işe alımlarda tercih edilmemeleri ve işten
çıkarılan ilk grup olmaları gibi sorunlarla
devam etmektedir. Eğitim ve mesleki eğitim olanaklarından erkeklere göre daha az
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
yararlandırılmaları, cinsiyete dayalı ayırımcılık, cinsel taciz, ücretlendirmede eşitsizlik, sosyal güvenlik haklarından yararlanamama, kayıt dışı olarak çalışma, aile
ve iş hayatını birlikte yürütebilme başta
olmak üzere kadınlar çalışma hayatında
birçok sorunla karşılaşmakta; bu sorunlar
onların işgücü piyasasına girişlerini etkilemektedir. Kadınların çalışma hayatında
karşılaştıkları bu sorunlar kadınların uluslararası düzeyde korunması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Başta Birleşmiş Milletler,
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Avrupa Konseyi olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun yasalarında ve kabul ettikleri
sözleşmelerinde kadınlara karşı ayrımcılığın önlenmesi, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve çalışan kadının korunmasına
dair hükümler yer almaktadır.
Girişimcilik konusundaki araştırmalara
bakıldığında, girişimciliğin çesitli boyutlar temelinde incelendigi gözlenmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri üzerine girişimcilik boyutunda yapılan çalışmalarda
daha çok erkek girişimcilerin araştırıldığı
kabul edilmesi gereken bir gerçektir. Bununla birlikte, günümüzde sosyal, teknolojik ve endüstriyel değişimler daha çok
sayıda kadının iş yasamında yer almaya
başlamasına neden olmaktadır. Gerek
bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde bilgiye ulaşmanın kolaylaşması gerekse eğitim alan kadın sayısındaki artışlar,
kadınların çalışma yaşamının her alanında daha sık görülmesi sonucunu doğurmuştur. Bu anlamda girişimcilik, kadınlar
için en cazip kariyer alanlarından birisini oluşturmaya başlamıştır.
Kadın Girişimciliğinin
yaygınlaşmasının nedenleri
Kadınlar işgücüne değişik şekillerde katılabilirler. Bununla birlikte, gerek Türkiye’de
gerekse tüm dünyada cinsiyet-rol stereo tiplerinin de etkisi ile kadınların iş yaşamına
katılımı belli mesleklerde yoğunlaşmıştır.
Türkiye’deki kadınların daha çok tarım
sektöründe, ikinci olarak da sanayi ve
hizmetler sektörlerinde yoğunlaştıkları
gözlenmektedir. Kadınların erkek mesleği olarak kabul edilen alanlarda yaygın görülmemesinin belki en önemli nedeni, bazı mesleklere girişin kadınlara
açık olmamasıdır. Örneğin müfettişlik,
Türkiye’de kadınların sınırlı sayıda katıldığı bir meslektir. Bunun yanı sıra, kadınların bazı mesleklere girişi erkeklere
oranla oldukça yenidir. Kadınların bazı
mesleklerde sınırlı sayıda temsil edilmesinin bir nedeni de, Türkiye gibi ülkelerde
sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerin,
çocuk okutma tercihlerini erkek çocuklardan yana kullanma egilimi ya da mecburiyetidir. Her ne kadar bu eğilim son yıllarda kısmen değişmeye yüz tuttuysa da,
kadınlar yeterli eğitime sahip olmadıklarından bazı prestijli mesleklerde yüksek
oranda temsil edilememektedir.
Kadınların girişimcilik mesleğine ilgi duymasının nedenleri, erkek girişimcilerin tercih nedenlerinden hiç de farklı değildir.
Günümüzde çok sayıda kadın, kendi işinin patronu olma, bağımsız çalışma, risk
almaya yatkınlık, yenilik ve değişiklik arzusunu tatmin etme, vb. şekilde ifade edilebilecek nedenlerden dolayı girişimcilik
mesleğini bir anlamda diğer mesleklere
37
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
“tercih eder” duruma gelmişlerdir. Literatürde kadın girişimcilerle ilgili çalışmaların, -hala eksiklikler olmasına ragmen- son
yıllarda giderek arttığı söylenebilir. Kadınların özellikle ekonomiye olan katkılarının artması ve kurdukları işletme sayısının giderek çoğalması konuya duyulan
ilgiyi de artırmıştır. Kadınlara ait girişimlerin giderek çoğalmasını çesitli nedenlere bağlamak mümkündür. Birinci olarak,
sosyo-kültürel altyapıdaki değişim sonucu günümüzde çok sayıda kadının çalışma hayatına girmesi ve öğretim düzeylerinin yükselmesi; ikinci olarak, yönetimin
orta kadrolarında bulunan kadınların, çalıştıkları şirketlerde personel azaltma politikası izlenmesi endişesi ile bir gün işlerini kaybedebilecekleri düşüncesi ve dolayısıyla kendi kendilerinin patronu olmayı arzulamaları; üçüncü olarak, başarılı
kadın girişimcilerin sayısının artması ile
örnek alabilecekleri kimselerin çoğalması; dördüncü olarak da, birçok işletmede
“cam tavan” (glass ceiling) olarak adlandırılan ve kadınların işletmelerde ancak
belli bir yere kadar yükselebilecekleri düşüncesinin geçerli olması, yani iş dünyasının hala erkeklerin egemenliği altında bulunmasıdır. Kadınların iş yaşamındaki du-
rumunu araştıran Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Kurulu’nun
ortaya çıkardığı tabloya göre, AB’de yüzde 60’ı bulan kadın istihdamı Türkiye’de
yüzde 28 civarındadır.
Sosyolojik Olarak Türkiye’de, çalışma çağındaki her dört kadından sadece biri işgücüne katılmaktadır. Bu kadınların yarısı
da tarım sektöründedir. Kadınların eğitim
düzeyi yükseldikçe, işgücüne katılım oranı
artmaktadır. TÜİK Hane Halkı İşgücü Araştırmasının bulgularına göre, Eylül 2009 itibariyle okur-yazar olmayan kadınların % 17’si
işgücüne katılırken, bu oran yüksek öğretim
mezunlarında % 71,7’dir. İşsizlik oranı ise
okur-yazar olmayan kadınlarda %2,1 iken
yükseköğretim mezunlarında %19,9’dur.
İşsizlik oranının yükseköğretim mezunlarında daha yüksek olması kadınların istihdama katılıma yönelik farkındalıkları ile ilişkilendirilerek açıklanabilir. Diğer bir ifadeyle, yüksek eğitimli kadınlar daha fazla “iş
arayan” konumundadırlar. Bu bulgular kadın istihdamını arttırmanın yolunun eğitimden geçtiğini vurgular niteliktedir.
Ülkemizde, ekonomiyi büyütmenin, zengin
olmanın, kullanılmayan potansiyeli etkin
hale getirmenin ve yeni iş sahaları oluşturmanın yolunun kadınların girişimcilik faa-
liyetlerinin teşvik edilmesinden geçtiği üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Bu bağlamda, kadın girişimcileri destekleyen politika ve programların daha ön
plana çıkartılması ve kadınların da, ekonomik ve sosyal yaşamdaki potansiyellerini harekete geçirecek istihdam ve girişimcilik faaliyetleri daha da arttırılmalıdır.
KAYNAKÇA
1. BEDÜK, Aykut; Türkiye’de Çalışan Kadın Ve
Kadın Girişimciliği, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi
www.e-sosder.com ISSN:1304-0278 Bahar 2005 C.3
S. 12 (106-117)
2. SOYSAL, SOYSAL; Kadın Girişimcilerin
Özellikleri, Karşılaştıkları Sorunlar ve İş Kuracak
Kadınlara Öneriler: Kahramanmaraş İlinde Bir
Araştırma
3. ARSLAN CANSEVER, Belgin; Avrupa Birliği
Eğitim Politikaları ve Türkiyenin Bu Politikalara Uyum
Sürecinin Değerlendirilmesi, International Online Journal
of Educational Sciences, 2009, 1 (1), 222-232.
4. TANYILDIZI, Nural İmik; Türkiye’de Halkla
İlişkiler Mesleğinde Kadın, KMÜ Sosyal ve Ekonomik
Araştırmalar Dergisi 13 (20): 75-81, 2011.
5. GÜNEY, Semra; Kadın Girişimciliğine Genel bakış,
6. BESLER/ORUÇ; Türkiye’de Ve Yazılı Basında
Kadın Yöneticiler.
7. BOLCAN, Aybike Elif; Avrupa Birliği’ne Uyum
Sürecinde Türkiye’de Çalışma Hayatında Kadının Yeri
Ve Kadın İşsizliği.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
38
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Yenilikçi ürünlerle kadınların
hayatını kolaylaştırıyor
yatını kolaylaştırıyor. Ev ve aile yaşamının kadınlar için öneminden yola çıkarak ürünlerimizi geliştirdiklerini söyleyen
Arzum Genel Müdürü Murat Kolbaşı; ‘Ev
işlerinin hep zaman kaybettiren ve yorucu bir iş olduğunun bilinciyle, ev işlerini
kolaylaştırmak ve kadınların aileleri ile
daha fazla vakit geçirebilmelerini sağlamak için dayanıklı ve kullanıcısı ile dost
ürünler geliştiriyoruz. Bu bağlamda kadınların ihtiyaçlarına yönelik akıllı çözümler üretiyoruz’ diyor.
Odaklandıkları sektör açısından kadına
ayrı bir önem verdiklerini söyleyen Murat Kolbaşı ile hayatımızda kadının rolü
üzerine konuştuk.
Sürdürülebilir bir kalkınma da
kadının rolü nasıl olmalı?
Kadınların çalışmasını, üretmesini, sosyal hayatın içinde aktif rol almasını
önemsiyoruz. Finans, bilim, teknoloji,
yatırım, alanlarında çalışan kadınların
sayısının artması gerektiğine inanıyoruz.
Arzum olarak yeni nesilleri yetiştiren, geleceğe yön veren kadınlarımız için kalkınma programlarında duyarlılığın daha
da arttırılması gerektiğini düşünüyoruz.
Kadınların ekonomik
özgürlük alanında daha
ileriye gitmeleri iş ve sosyal
hayatta neleri daha iyiye
götürecektir?
Murat KOLBAŞI
Arzum Genel Müdürü
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
B
irkaç nesildir evlerin değişmez markalarından biri olan Arzum, geliştirdiği ürün ve hizmetlerle kadınların ha-
Kadınların ekonomik özgürlüğü arttıkça
kendileri için yaptıkları yatırım artacaktır. Daha çok gezecek, daha çok sosyal
faaliyetlere katılacak, daha donanımlı
ve mutlu bireylere dönüşeceklerdir. Evleriyle ilgili iş yükleri azalacağı için çalışma hayatında daha üretken ve yaratıcı, evlerinde de çocuklarına karşı daha
ilgili bireyler olacaklardır.
Kadın müşteri ağırlıklı, birkaç
39
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
kuşağa ürün ve hizmet üreten
bir kurum olarak neleri farklı
yapıyorsunuz?
Ev ve aile yaşamının kadınlar için öneminden yola çıkarak ürünlerimizi geliştiriyoruz. Ev işlerinin hep zaman kaybettiren ve yorucu bir iş olduğunun bilinciyle, ev işlerini kolaylaştırmak ve kadınların aileleri ile daha fazla vakit geçirebilmelerini sağlamak için dayanıklı ve kullanıcısı ile dost ürünler geliştiriyoruz. Bu
bağlamda kadınların ihtiyaçlarına yönelik akıllı çözümler üretmeye önem verdiğimizi söyleyebiliriz.
Kadınların hayatını
kolaylaştıracak ürün
ve hizmetler üretirken
beklentileri nasıl
belirliyorsunuz?
benzeri daha sonra pazara sunuldu, bu
noktada tüketicilere önerimiz; kalitesinden emin oldukları, satış sonrası hizmeti
olan markaları ve ürünleri tercih etmeleri. Amacımız Türk kadınlarının mutfakta
kendi elleriyle yaptıkları bazı işlemleri,
elektrikli ev aletine dönüştürmek ve onların işlerini hızlandırıp kolaylaştırmak.
Geçmişten bugüne ve
geleceğe baktığınızda
kadınların beklentilerinde
hangi değişiklikleri
görebiliyorsunuz?
Pazar dinamikleri özellikle tüketici alışkanlıkları ile doğru orantılı olarak değişiklik gösteriyor. Türkiye’de çok ciddi
anlamda değişen alışkanlıklarımız var.
Eskiden büyük evler içinde kalabalık aileler şeklinde yaşanıyordu. Geniş geniş mutfaklarda çok sayıda yemek yapılıyordu. Dolayısıyla da ağırlıklı olarak büyük mutfak robotları kullanılıyordu. Günümüzde ise ise evler ve dolayısıyla mutfaklar küçüldü. Evde yapılan yemek sayısı azaldı. Artık kadınlar mutfaklarında fazla yer kaplamayan ama çok
işlevi olan ürünleri tercih ediyorlar. Hatta tasarıma daha fazla önem vermeye
başladılar. Mutfakta işleri kolaylaştıran
tasarım ürünleri aldıkları zaman hem işlerini daha kısa sürede çözüyorlar hem
de tasarım ürün aldıkları için kendilerini özel hissediyorlar. Onun haricinde
yıllarca hep genç nüfustan bahsettik.
Bu genç nüfus şu anda 25 milyonu geçti. Türkiye’nin genç nüfusunun yüksek olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak alım gücünün artması ve bunu kolaylaştırıcı kampanyaların olması müşterilerin teknolojiyi yakından takip etmelerini
sağlıyor. Artık gençler bütün gün internette dolaşıp araştırma yapıyorlar. Markaları ve çıkardıkları yeni ürünleri rakipleri ile karşılaştırıyorlar. Bir ürünü en
uygun nereden ve nasıl alabileceklerini
araştırıyorlar. Yeni nesil oldukça bilinçli.
Daha bilinçli oldukları için üretici de artık sadece fonksiyonel olarak hayatı kolaylaştıran değil, estetik olarak da tüketiciye hitap edecek ürünler üretmek durumunda kalıyor. Mesela kadınlar, ev aletlerinin evleri ile uyum içerisinde olmasına da özen göstermeye başladı.
Küçük ev aletleri sektörü, rekabetin çok
fazla olduğu bir sektör. Bu sektörde marka olarak ön plana çıkmak için öncelikle
tüketici trendlerini iyi takip etmek, onların beklentilerini anlamak ve bu beklentilere rakiplerden önce cevap vermek gerekiyor. Yenilikleri ilk olarak sunmak ve
satış sonrasında da onların yanında olmaya çok önem veriyoruz. Ürün kadar
sunulan hizmet de değerli. Biz Arzum
olarak, tüketicilerin hayatını kolaylaştıracak ürünler sunmaya öncelik verdik.
Bunun en güzel örneği, klasik kahve pişirme yöntemini Arzum Cezve ürünü ile
elektrikli cezve modellerine çevirdik ve
bu sektörde yeni bir ürün kategorisi oluşmasını sağladık. Tabi bu ürünün birçok
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
40
YÖNETIM KADININ HAKKIDIR
Kurum kültürümüz,
kadın çalışanlarımıza
ayrımcılık sağlıyor
Işıl DINÇER
TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş.
Genel Müdür
İ
ş hayatında erkeklerin rolü ne kadar
önemli ise kadınların da yaratılış bakımından sahip olduğu bir takım özellikler
sayesinde iş hayatına çok büyük katkılar
sağladıkları söyleyen TSKB Gayrimenkul
Değerleme Genel Müdürü Işıl Dincer ile
sürdürülebilir bir kalkınmada kadının rolü
ve kurum kültürlerinde kadına karşı bakışlarını konuştuk;
Kurumsal ve bireysel olarak
kadın hakları konusunda
kurum olarak yaptıklarınızı
anlattır mısınız?
TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş. olarak, kurumumuzda kadın istihdamını
uzun yıllardır ön planda tutan bir yaklaşımımız var. Son yıllarda kadınların iş yaşantısında üstlendikleri görev ve sorumluluklar artarken, başarıların da aynı oranda artması bizim de kurum olarak bu yaklaşımı benimsememizde büyük rol oynadı. İstanbul merkez ofisimizde yer alan üç
Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda
iki adet kadın yönetici görev alırken, Ankara, Adana, İzmir, Bursa ve Antalya’da
yer alan şubelerimizin yöneticileri de kadınlardan oluşuyor. Kurumsal olarak iş
yaşantısında kadınların aktif olarak görev almasını kurum kültürümüz açısından
kesinlikle destekliyoruz.
Sürdürülebilir bir kalkınmada
kadının rolünü nasıl olmalı?
Sürdürülebilir kalkınmada kadının yeri
ve önemi üzerine, toplumsal olgu ve geleneklerin de farkında olunarak aktif seÖNCE KALİTE Nisan 2012
miner, konferans ve yayınlar üzerinde
yoğunlaşılması gerektiği görüşündeyim.
İş hayatında hiç tartışmasız erkeklerin
rolü ne kadar önemli ise kadınların da
yaratılış bakımından sahip olduğu bir
takım özellikler sayesinde iş hayatına
çok büyük katkılar sağladıkları yaşanmış ve başarıya ulaşılmış örneklerle sergilenmelidir.
Kadınlar, sürdürülebilir kalkınma politikasının hazırlanmasında kesinlikle katkıda
bulunması gereken ve politikaların oluşturulmasında temel unsur sayılabilecek durumların oluşturulmasında hem sivil toplum örgütleri hem de direkt katılımlar şeklinde kesinlikle var olmalılar. Özellikle ülkemizin kanayan yarası olmayan devam
eden kız çocuklarının okula gönderilmesi
ve kadınlarımızın eğitim düzeyindeki eksikliklerin giderilmesinde, kadınların aktif bir şekilde rol oynaması sürdürülebilir
kalkınma politikalarının hayata geçmesinde kritik rol oynayacaktır.
Kadınların ekonomik özgürlük
alanında daha ileriye gitmeleri
iş ve sosyal hayatta neleri
daha iyiye götürecektir?
Kadınların yaratılış özellikleri itibari ile
birçok işi aynı anda yönetebilmeleri iş
hayatındaki rollerine de kesinlikle yansımaktadır. Liderlik, yeniliklere açıklık, birçok işi bir arada yönetebilmek gibi doğuştan gelen özelliklerimiz sayesinde, iş
hayatındaki yönetimsel süreçlerin iyileştirilmesi konusunda çok daha iyi işlere
imza atılmasının sağlandığına inanıyo-
rum. Çalışanların sadece maddi anlamda değil, sosyal anlamda da tatminlerini sağlamak konusunda kadınların çalışma hayatındaki mevcudiyetinin artması şarttır. Bu anlamda ekonomik özgürlüğe sahip kadınların, sivil toplum kuruluşları bazında daha fazla aktif olması ve
sahip oldukları avantajları toplumun her
kesimindeki kadına aksettirebiliyor olması toplumsal huzurun sağlanmasında da
büyük rol oynayacaktır.
Çok önemli bir kurumun
en üst düzeyinde ki
kadın yönetici olarak,
neleri farklılaştırdığınıza
inanıyorsunuz?
Sivil toplum kuruluşlarının önemlerinin
yadsınamaz olduğu günümüzde, özellikle sivil toplum kuruluşlarına katılım ve katkıda bulunma konusunda çalışmalar yürütüyorum. Hem kurumumuz hem de sektörümüzün daha ileri gidebilmesi açısından, konferans, seminer ve benzeri organizasyonlarda bir kadın yönetici olarak
ilk günden beri var olmaya devam ediyorum ve diğer yöneticilerimizin var olması için de desteklerimi esirgemiyorum.
Daha önce de belirttiğimiz üzere, kadınların sahip oldukları bazı yaratılış özellikleri ile, müşteri memnuniyeti ve motivasyon artırıcı süreçlerin yürütülmesini son
derece destekliyor ve kurumumuzda uygulanmasına da özen gösteriyorum. Ayrıca yine yaratılış itibari ile kadınların sürekli yenilik üretmeleri ve yeni durumlara açık olmalarının vermiş olduğu avan-
41
YÖNETIM KADININ HAKKIDIR
taj ile, kurumumuzda her zaman yeniliğe açık bir yönetim yapısı ile çalıştığımızı da rahatlıkla söyleyebilirim.
mız projeler olmakla birlikte henüz lanse
ettiğimiz bir projemiz bulunmuyor ancak
biz TSKB Gayrimenkul Değerleme’nin kadın yöneticileri olarak hem sektörümüzü
hem de kurumumuzu temsil edebileceğimiz alanlarda oldukça aktif bir şekilde
görev alıyoruz.
Çeşitli konularda çok çeşitli kurumlarda
eğitimler düzenliyor, burada da kadın olmanın sağladığı liderlik, yeniliğe açıklık
gibi doğuştan gelen avantajları uygula-
maya geçirmiş oluyoruz. Ayrıca yine sektörümüz ve kurumumuz için önemli olan,
kariyer günlerine katılım göstererek, sektörümüz ve kurumumuz için yeni istihdam
olanaklarının yaratılması süreçlerine katkıda bulunuyoruz.
Son dönemde uygulamaya koyulan ve
kadını destekleyen hükümet politikalarını
da büyük bir mutlulukla takip ediyor, gelecek için çok önemli, gerekli ve başarılı
bulduğumu söylemek istiyorum.
Ülkemizde kadın istihdamı,
sorunlar ve çözüm önerileri
için yapılan düzenlemeleri
nasıl karşılıyorsunuz?
Son yıllarda oldukça artmakla birlikte,
aktif olarak iş yaşantısında yer alan kadınların bu proje ve çözüm önerilerine de
aktif destek verilmesi yönünde çalışmalar
yürütebileceğine inanıyorum.
Bu amaçla düzenlenecek sivil toplum hareketleri ve akabinde yasallaşabilecek
veya yasallaşması gereken düzenlemelerin yapılması konusunda şahsım ve kurum olarak destekçi olmaya her zaman
açık olduğumuzun bilinmesi bizleri son
derece mutlu edecektir.
Son yıllarda kadın girişimciliği
konusunda önemli projeler
hayata geçiyor. Bu konunun
daha da hızlı ilerleyebilmesi
için önerileriniz var mı?
Çeşitli sorularda dile getirdiğim cevaplarda da yer aldığı üzere, iş hayatında aktif olarak yer alan kadınların, kadın girişimciliğini destekleyen projelerde de aktif olarak yer alması süreçleri daha kolay
hale getirecektir.
Yaşanan ve denenen başarılar, öncesi
ve sonrası şeklinde düzenlenen çalışmalar, kadın istihdamının önemi ve gerekliliği konusunda tüm Türkiye’de düzenlenecek seminer veya konferanslar ve tabii
ki konferansların duyurulması konusunda
devlet desteği ile projeler daha hızlı hayata geçebilir diye düşünüyorum.
Kurumunuzun kadının sosyal
yaşamda daha ön planda
olmasını destekleyen özel
projeleri varsa bizimle
paylaşır mısınız?
Özel bir proje olarak üzerinde çalıştığıNisan 2012 ÖNCE KALİTE
42
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Kadın Girişimciliği
ve İstihdamı
Meral İnci ZAIM
İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı
G
lobal ekonomi; yeni bir dünya düzenin egemen olacağının, ekonomik
gücün merkezinin doğuya doğru kayacağının ve dünyanın sosyo-ekonomik yapısının yeniden şekilleneceğinin ilk işaretlerini veriyor.
Yenidünya düzeninde ülkemiz stratejik konumu, yüksek büyüme potansiyeli ile güçlü ve rekabetçi bir ekonomiye sahip, yıldızı parlayan ülkelerden bir tanesi. Bu koşullar altında Türkiye’nin; güçlü bir ekonominin, istikrarlı bir büyümenin ve yüksek
standartlı istihdam politikalarının gereklerini yerine getirmeye devam ettikçe, önümüzdeki yıllarda dünyadaki yerini daha
da sağlamlaştıracağına inanıyoruz.
Bu olumlu seyirde, Türkiye ekonomisinin
itici güçlerinden bir tanesi olan istihdam
politikaları ve iş verimliliğine, üretime
odaklanma; ülkemize ve topluma daha
fayda sağlayarak dünyada bizden daha
çok söz ettirecektir.
Türkiye’nin istihdam alanındaki en büyük
sorunlarından biri, kadınların işgücüne
düşük katılım oranıdır. AB ülkeleri ile karÖNCE KALİTE Nisan 2012
şılaştırıldığında, Türkiye’deki kadın istihdam oranları son derece düşüktür.
Bir yandan Türkiye’de pek çok alanda ilerleme kaydedilirken, kadının toplumdaki
yeri konusunda bir hayli geride kalınıyor.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın
2011 Ekim başında yayımladığı İnsani Gelişme Raporu’nda yer alan Cinsiyeti Güçlendirme Ölçütü’yle beraber
Türkiye’de kadına verilen önem bir kez
daha gözler önüne serildi.
Bu verilere göre Türkiye, Pakistan ve
Azerbaycan’ın ardından 109 ülke arasında 101. sırada, yani sondan sekizinci yer alıyor. Sıralamaya bakıldığında bu
ölçütte Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri,
Etiyopya ve Azerbaycan’ın gerisinde kaldığımızı görüyoruz.
Sadece Birleşmiş Milletler’in yapmış olduğu araştırmalar değil, uluslararası birçok
rapor ve çalışma Türkiye’deki toplumsal
cinsiyet eşitsizliğini gözler önüne seriyor.
2009 Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme Raporu da bu konuya dikkat çekiyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı
“Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne
göre, Türkiye’de her 4 yetişkin kadından
birinin iş gücüne katılabildiği ve Türkiye’nin
2007 itibariyle kadın istihdamında 128
ülke arasında 123’üncü sırada olduğuna
değinilirken, öte yandan erkek iş gücüne
katılım oranında AB ve OECD ortalamalarına yakın olduğu belirtiliyor.
Kadınların iş gücüne katılımındaki bu
düşüklüğün, Türkiye’de fiili kadın-erkek
çalışma eşitliğinin sağlanması ve sosyoekonomik kalkınma yolunda en büyük engellerden biri olduğu bilinmektedir.
Türkiye’ de işgücüne katılma oranlarının
son 20 yıldaki gelişimi incelendiğinde, kadın işgücünün Dünyanın genelinde sergilediği artış sürecinin ülkemiz için geçerli olmadığı görülmektedir. Ülkemizde kadınlar; endüstride çok az bir katılım gösterirken, kırsal
kesimde çalışanların %80’inden fazlası ücretsiz aile işçisi konumunda bulunmaktadır.
Hem ekonomik kalkınmamızı, hem de gelir dağılımını olumsuz etkileyen bu durumun, toplumsal kalkınma politikalarında
yer alması gerekmektedir. Avrupa Birliği kurumları cinsiyetler arası ayrımcılığın
önlenmesi ve kadın-erkek arasındaki sosyal farkların azaltılması için birçok farklı
alanda çalışmalar yapıyor.
Bu çalışma alanları içerisinde, kadınların işgücüne katılımı ve bu alanda kadınlara yapılan ayrımcılığın ortadan kaldırılması en yoğun olarak ele alınan konular
arasındadır.
Özellikle kadın haklarının iş yaşamında
korunması ve sosyal güvenlik konularıyla ilgili AB mevzuatı, temelinde toplumsal
cinsiyet eşitliğini hedefleyen çeşitli politikalar içermektedir. İstihdam edilebilirlik, girişimcilik, uyum sağlayabilme, eşit
olanaklar bu politikaların temel çalışma
alanlarıdır.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı hedefleyen Lizbon Stratejisi’nde belirlendiği
üzere AB üye ülkeleri 2010 yılına kadar
kadınların istihdam oranını yüzde 60’lara
çıkarmayı hedeflerken, Türkiye’de bu oran
2008 Aralık ayı itibariyle yüzde 23.1 seviyesindedir. Bu aynı zamanda her dört
kadından sadece birinin istihdam edildiği anlamına gelmektedir.
43
YÖNETİM KADININ HAKKIDIR
Ben bu konuyu Türkiye’nin gelişme fırsatı olarak görüyorum. Daha çok kadınımıza yüksek okul tahsil fırsatı yaratabilir ve
çalışma hayatında yer almalarını sağlayabilirsek ülkemizin kalkınması o kadar
hızlı olacaktır.
Kadının iş dünyasında yer alması konusunda en önemli noktalardan biri de kadınları girişim yapmaları konusunda desteklemek ve bunu cinsiyet eşitliği olarak
hayatın bir çok alanına yaymaktır. Girişimcilik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda gelişimi ve dönüşümü sağlayacak
önemli noktalardan biridir.
Son yıllarda Türkiye’de kadın girişimcileri
destekleyecek birçok çalışma gerçekleşti-
ler meydana gelmiş, iş gücüne katılan kadınların sayısında artış olmuştur.
Uluslararası rakamlara bakıldığında, kayıtlı ekonomi içindeki şirketlerin yüzde 2533’ünün sahiplerinin kadın olduğu görülmektedir. Bu durum Türkiye açısından değerlendirildiğinde, 1995-2009 arasındaki dönemde kadınların kırsal alanda işgücüne katılım oranı, %49.3’ten %35.7’ye
düşerken, kentlerde %17.1’den %21.3’e
çıkmıştır. Yani çalışmak isteyen kadın sayısının özellikle kentlerde göreli olarak hızla
arttığı söylenebilir. Bu durum, kadınların
tarımsal faaliyetlerden çok ticari ve ekonomik alanda daha bilinçli girişimcilik faaliyetlerine yöneldiğini göstermesi açısın-
lum, kadını daha pasif bir role çekerken,
kadınlarımız da bu tanımlanan rolün dışına çıkmak için kimi zaman çok mücadele etmiyor.
Kanunların, şartların iyileştirilmesinin yanı
sıra, kadınların kimliğinin güçlendirilmesi, iş hayatına daha cesaretli atılması çok
önemli. Aile içindeki geleneksel rol dağılımını da düşünürsek, kadınlar işgücü piyasasına ya girememekte ya da piyasadan çekilmektedir. İş ve aile yaşamını dengeleyici politikalar, kadınların işgücü piyasasında yer almasını destekleyecektir.
Kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe işgücü piyasasına daha çok katıldıkları bilinmektedir. Eğitimle ilgili çalışmaların sür-
rilmiş olup, vakıflar, bankalar bu konuda
çalışmalar yapmışlardır. Son zamanlarda
da bu alandaki politika, program ve etkinlikler hızla yaygınlaşmakta, kadın girişimcilerin sayısı artmaktadır.
Kamu kuruluşları tarafından kadın girişimcileri desteklemek için yapılan çalışmalar,
sivil toplum kuruluşlarının kadınları bu alana özendiren çalışmaları, Türkiye’de son
yıllarda girişimcilik kültürünün bireysel ve
kurumsal olarak geliştiği ve yaygınlaştığına dair önemli çalışmalardır.
Teknolojik gelişmeler ve ekonomik beklentiler sayesinde girişimciliğin daha da
önem kazandığı günümüzde, kadınların
toplumdaki yerinde gözle görülür değişim-
dan önemli olarak değerlendirilmektedir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi konularında çok uzun zamandır gerek hükümet gerek sivil toplum kuruluşları, konuyla ilgili farkındalık yaratılması adına çalışmalar sürdürüyor.
Günden güne kadına bakış açısının değiştiği ülkemizde, iş dünyasında belli bir statüde bulunan kadınlar hala azınlıkta. Bizler iş dünyasında kazanılan hakları erkeklerle eşit oranda elde ettik. Şanslı olduğumuzu söyleyebilirim.
Kadın istihdamının artması için çalışma
şartlarının iyileştirilmesinin yanı sıra kadınların kendilerine güven duyarak iş hayatına katılmayı istemeleri gerekiyor. Top-
dürülmesinin yanında, iş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları da devreye
girmelidir.
Bir yandan da istihdamda kadının yeri ile
iş dünyasındaki kadının yerini ayrı ayrı
değerlendirmek gerekiyor. Hele ki ülkemiz gibi nüfusu kalabalık, gelir dağılımının homojen olmadığı bir yapı içerisinde çevresel koşullar, eğitim ve ekonomik
durum kadının konumunu belirleyen temel faktörlerdir. Yine de son yıllarda kadınların elde ettiği başarılar, kadın liderler, toplumda kadının itibarını daha yükseltmekte, iş ve siyaset dünyasında daha
çok kadına yer verileceğine dair inancımı güçlendirmektedir.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
44
KalDer’DEN HABERLER
Ülker CCC 2012 yılının
başında KalDer ile 5S
projesine başladı
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
45
KalDer’DEN HABERLER
KalDer üyelerinden olan Continental Confectionery Company (CCC), Avrupa’nın
en çok tanınan sakız üreticilerinden Gumlink (Danimarka) firması ile Türkiye’nin öncü
hızlı tüketim ürünleri grup şirketi olan Yıldız
Holding’in %50 - %50 ortaklığıyla 2009’da
kurulmuştur.
Yerel ve küresel pazara yüksek kalitede sakız ve şekerleme sunmak üzere kurulan firmada sakız üretiminin tamamı Çorlu’da yapılırken, şekerleme üretimi Avcılar’daki fabrikada gerçekleşmektedir.
Ülker CCC, KalDer’in deneyimli TPM Uzmanları tarafından gerçekleştirilen 5S Projesine 2012 yılında başladı.
5S sayesinde sorumlu olduğumuz çalışma
alanınızı, hızlıca, kaliteli bir çalışma alanına dönüştürebilir ve kayıpları (arama nedeniyle zaman, kullanılmayan stokta bekletilen parçalar, iş kazası, bekleme kayıpları
v.b.) önleyebiliriz. Aynı zamanda çalışanların moralli çalışabileceği bir alan oluşturmuş oluruz. 5s’i uygulayarak, sizden kaliteli iş bekleyen iç ve dış müşterilerinizin güvenini kazanabilirsiniz.
5s çalışma alanının nasıl organize edildiğine odaklanır. Temiz ve düzenli tutulması için
standartların oluşturulması ve disiplinli bir şekilde sürdürülmesi için ihtiyaç duyulan iyi bir
yönetim tarzıdır.
5S Japonların geliştirmiş olduğu bir metod
olup açılımı aşağıdaki gibidir.
• Seiri (Sort /Ayıklamak): İhtiyacımız olan ve ihtiyacımız olmayanların ayıklanması aşamasıdır. Şüphelendiklerinizi de
ayıklayarak sistemden uzaklaştırmalısınız.
• Seiton (straighten / Düzenlemek):
Kolay erişim için yeniden düzenlemenin
yapıldığı aşamadır.
• Seiso (scrub / Temizlemek): Makine ve çalışma alanının temiz tutulması aşamasıdır.
• Seiketsu (standardize / Standartlaştırmak): Temizlik ve kontrolün düzenli bir şekilde uygulamaya konulması aşamasıdır.
• Shitsuke (Sustain / Takip etmek,
destek olmak): 5S’in çalışma tarzı haline getirilmesi aşamasıdır. Bu aşamada disiplin önemlidir.
• İsrafların (MUDA) ortadan kaldırılmasına
sistematik bir yaklaşımdır.
• Makine, ekipman, malzeme ve stokların
yerleşim yeri ve pozisyonunun kontrol altına
alınmasına yardımcı olur.
• Elde edilen gelişmelerin erozyona uğramaması için gerekli kontrol mekanizmalarının devreye alınmasını sağlar.
• 5S ile başlayın. Maliyetlerinizi düşürün,
verimliliğinizi ve iş güvenliğini artırın ve çalışanların daha moralli olarak işe gelmelerini sağlayın.
5S UYGULAMA PROJE PLANI
Neden 5S ?
• Kaliteli bir çalışma alanı, çalışanları ve diğerleri (iç ve dış müşteriler & tedarikçiler) için
motive edici önemli bir unsurdur.
• 5S, iş güvenliğini geliştirir, iş verimliliğini
artırır ve sahiplenme duygusunu oluşturur.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
46
KalDer’den HABERLER
2023 hedefine
ulaşmanın yolu
inovasyondan
geçiyor
KalDer ve ÇOSB
işbirliğiyle organize
edilen Operasyonel
Mükemmellik Günü
etkinliğine katılan
Eczacıbaşı Holding
Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Faruk
Eczacıbaşı, Türkiye’nin,
2023 hedeflerine
ulaşabilmesi için
inovasyon alanında
büyük sıçramalar
yapması gerektiğini
söyledi.
Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
47
KalDer’den HABERLER
T
ürkiye Kalite Derneği (KalDer) ve
Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) işbirliğiyle, KalDer öncülüğünde KalDer üyesi gönüllü firmaların bir
araya gelerek oluşturduğu ÇOSB OPEX
Grubu’nun bölgedeki orta ve küçük ölçekli kurum ve kuruluşlara “Toplam Kalite Yönetimi ve Sürekli İyileştirme” konusunda öncülük etmek, deneyimlerini
paylaşmak ve gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla Arçelik A.Ş, BSH Ev
Aletleri A.Ş., Denge Kimya, Hema Endüstri A.Ş., Yünsa ve Zorluteks Tekstil’ in katkıları ile Operasyonel Mükemmellik Günü etkinliği dün gerçekleştirildi. Etkinliğe Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk
Eczacıbaşı’nın yanı sıra Arçelik, Denge
Kimya, BSH, Yünsa, Bilim İlaç firmalarının
yöneticileri de konuşmacı olarak katıldı.
Avrupa ülkeleri inovasyon sıralamasında Türkiye’nin son sıralarda yer aldığına
dikkat çeken Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, “Türkiye, 2023 yılı için koyduğu
500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın
en büyük 10 ekonomisi olma hedeflerine
ulaşmak için riskli ve zorlu bir yolculuk
yapacak. Bu hedefler için inovasyon alanında da önemli sıçramalar yapmalıyız.
Mükemmellik modelinin içinde inovasyon ve sürdürebilirlik kaçınılmaz” dedi.
Anadolu’da 37 bin kilometre
yol yaptık
Rekabette kalitenin vazgeçilemez bir olgu
olduğunu vurgulayan Hamdi Doğan ise,
KalDer’in Toplam Kalite Yönetimi anlayışının
Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlara yerleşmesini görev edinmiş gönüllü bir kuruluş olduğunu belirtti. Kalitenin iş dünyasından sonra kamu ve Anadolu’ya açılmasının gerektiğine dikkat çeken Hamdi Doğan, “Anadolu
da yeşeren sanayi yapılanmasına katkılarımız sürüyor. Yerel ekonomilerin gelişiminde
rol alan belediye yönetimlerinde ve üniversitelerimizde rekabetçi ve sürdürülebilir bir
kalkınma anlayışının yaratılmasını önemsiyoruz. Bir yıl içinde Anadolu’da 37.372
km yol aştık ve 38 paylaşım platformunda,
7.360 katılımcı ile buluştuk. Onlara kaliteyi anlattık ve uygulamaları paylaştık” dedi.
Bugüne kadar 40’a yakın konuda geniş bir
eğitim portföyü oluşturduklarını ve 88 bin
kişiye eğitim verdiklerini belirten Hamdi Doğan, “Mükemmellik Modelin yaygınlaşması için geniş tabanda çalışmalar yapıyoruz.
Kayseri, Denizli, Konya ve Antalya gibi şehirlerde paylaşımlarımızı sürdürüyoruz. KalDer son 10 yıldır artık sadece özel sektörün
değil, kamu kuruluşlarının da rehberi konumuna gelmiştir” dedi.
Bilgi paylaştıkça değerleniyor
Türkiye’deki organize sanayi bölgeleri arasında ilk üçte yer alan Çerkezköy Organize
Sanayi Bölgesi Başkanı Ömer Sarıoğlu ise,
KalDer’le beraber mükemmellik programı
yürüttükleri için mutlu olduklarını ifade etti.
Ömer Sarıoğlu, ”Çerkezköy’de faaliyet gösteren firmalarımızın çoğu bu oluşumun içerisinde. Eskiden elde edilen deneyimler, bilgiler firma bünyesinde kalırdı. Günümüzde ise
bilgi paylaşıldıkça değerleniyor. KalDer, gelişmenin tecrübelerini bizle paylaşarak bize
çok büyük destek veriyor” diye konuştu.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
48
KalDer’DEN HABERLER
İZAYDAŞ, “Ulusal Kalite
Hareketi”ne katıldı
İzmit Atık ve Artıklarını Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş (İZAYDAŞ),
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından ulusal kalite bilincinin geliştirilmesi
ve yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan Ulusal Kalite Hareketi’ne katıldı.
İZAYDAŞ, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından ulusal kalite bilincinin
geliştirilmesi, toplam kalite yönetimi ile
mükemmellik modeli uygulamalarının
yaygınlaştırılması amacıyla başlatılan
Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katıldı.
İZAYDAŞ Genel Müdürlük Toplantı Salonunda düzenlenen törende ZAYDAŞ
Genel Müdürü Muhammet SARAÇ ve
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi DOĞAN Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesini karşılıklı olarak imzaladı.
Törende konuşan İZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet SARAÇ, sektörde lider
olan İZAYDAŞ’ın Uluslararası geçerliliği
olan yönetim sistem modellerini benimseyerek Entegre Yönetim Sisteminin (ISO
9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001
Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001
İSG Yönetim Sistemi) kurulduğunu, 2006
yılında ilk belgelendirmenin yapıldığını
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
ve geliştirilerek sürdürüldüğünü, 2011 yılında bunlara ek olarak ISO/IEC 17025
Laboratuvar Kalite Yönetim Sisteminin
kurularak TÜRKAK tarafından belgelendirildiğini ifade etti. Saraç, ayrıca Toplam Kalite Yönetimi anlayışı çerçevesinde Ulusal Kalite Hareketi ile uygulamaya
geçilecek EFQM Modelini kurup en kısa
zamanda Ulusal Kalite Ödülüyle taçlandırmak istediklerini söyledi. SARAÇ, konuşmasının devamında sistem kurulduktan sonra belgelerin getirdiği sistemle
İZAYDAŞ’ı daha ileriye taşımak ve tüm
paydaşlara maksimum fayda sağlamak
amacında olduklarını ifade etti.
Törende konuşan KalDer Yönetim Kurulu
Başkanı A. Hamdi Doğan ise kaliteyi kısaca “kusur barındırmamak” olarak tarif
ettiklerini, ülkemizdeki tüm kurum ve kuruluşların ürün/hizmet üretiminde kaliteyi yakalamaları gerektiği söyledi. Ulus-
lararası rekabette söz sahibi olabilmeleri için KalDer’ in Ulusal Kalite Hareketini başlattığını ve bu harekete katılan kurumlarda Avrupa Kalite Vakfı tarafından
geliştirilen EFQM Mükemmellik modelinin uygulanmasında KalDer’ in rehberlik
hizmeti sağlayarak bu sürece katkı sağladığını ifade etti.
Doğan konuşmasının devamında, “Bir
çevre gönüllüsü olarak İZAYDAŞ’ın sağlıklı, verimli, çalışmasının topluma çok büyük katkısı olacağına inanıyorum. Bu zamana kadarki iyi çalışmaları daha ileriye taşımak adına Ulusal Kalite Hareketine katılmaya karar verenleri tebrik ediyorum. KalDer’ in rehberliğinde tüm çalışanların heyecanıyla bu süreç en iyi şekilde yürütülecektir” diyerek konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların ardından Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Belgesi imzalandı.
MNG kargo 22x28.5 ilan.fh11 2/27/12 11:45 AM Page 1
C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
50
KalDer’DEN HABERLER
İETT, Ulusal Kalite
Hareketi’ne katılarak
KalDer ile Iyi Niyet
Bildirgesi imzaladı
İETT, hizmet kalitesini yükseltmek için bu kez Ulusal Kalite Hareketi’ne katıldı.
İ
stanbul’da toplu ulaşımın lider kuruluşu
İETT, KalDer’in öncülüğünde yürütülen
Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katıldı. Katılım için yapılan törende İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı ile KalDer Yönetim
Kurulu Başkanı A. Hamdi Doğan “İyi Niyet Bildirgesi” ne birlikte imza attı.
İstanbul’da uluslararası standartlarda, insan merkezli, sürdürülebilir ulaşım hizmeti
sunan ve bu yıl 141. yılını kutlamaya hazırlanan İETT, hizmet kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda geçtiğimiz aylarda ISO
9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001
Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001
İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi
belgelerini alan İETT, şimdi de Türkiye
Kalite Derneği’nin (KalDer) öncülüğünde
yürütülen Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH)
katıldı. Bunun için bir araya gelen taraflar “İyi Niyet Bildirgesi” ne birlikte imza
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
attı. İETT Kağıthane garajı konferans salonunda 20 Mart Salı günü yapılan törende
İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı ile
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi
Doğan bildirgeyi birlikte imzaladı. İmza
törenine İETT yöneticileri, TÖHOB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Yüksel, ÖHO
dernek yöneticileri ile sendika ve dernek
temsilcileri de katıldı.
Kalite süreci aynı zamanda
bir değişim hareketi
İmza Töreninde konuşan İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı, Kalite sürecinin aynı
zamanda bir değişim hareketi olduğunu
belirterek, İETT’deki değişim hareketinin
2009 yılında başladığını söyledi. Ulusal
Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’nin de
İETT’deki değişim hareketinin bir tuğlası olduğunu vurgulayan Baraçlı, İETT’nin geçtiğimiz yıl yaptığı “Entegre Yönetim Siste-
mi” (EYS) çalışmalarıyla ISO 9001 Kalite
Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve
Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerini almaya hak kazandığını ifade etti. İstanbul’a
hizmet etmenin çok önemli bir faktör olduğunu söyleyen Baraçlı, “21. yüzyıl kelimenin tam anlamıyla bir hız çağıdır. İnsan ilişkilerinden hizmet sektörüne, bilişimden teknolojiye kadar her alanda bu hız
çağının etkisini hepimiz yaşıyoruz. Özellikle kurum ve kuruluşlar hizmet verdikleri
alanlarda hem hız çağına ayak uydurmak
hem de hizmet kalitesini koruyarak marka
değerini daha da yukarıya taşımak zorundalar. Dünyada gelişen teknoloji ve yenilikleri yakalamak, bu değişim ve yenilikleri yönetim anlayışına ve işletme modellerine yansıtmak köklü markalar için artık kaçınılmaz bir kural haline geldi. Tarihinde
pek çok ilke imza atan ve 141 yıldır ara-
51
KalDer’DEN HABERLER
lıksız İstanbullulara hizmet vermeyi sürdüren İETT de işte bu marka kurumlardan biridir.” diye konuştu.
Kalite bir gönüllülük işi
Kalitenin bir gönüllülük işi olduğunu belirten Baraçlı, imzalayacakları bu mükemmellik çalışmasıyla yapabileceklerinin
üzerine çıkmayı hedeflediklerini kaydetti. Toplu ulaşım hizmeti sunan araçların
belli bir noktaya gelmesinin önemli olduğu kadar, yöneticilerin de belli bir noktaya gelmesi gerektiğine dikkati çeken Baraçlı, “Bu model sayesinde kamuda verimliliği artırma ve kalite hareketinin izlediği yol konusunda İETT olarak yine örnek olacağız. İstanbul’a hizmet etmek
bizleri mutlu ediyor. Bu mutluluğu da belgelendirdiğimizde; İstanbul bizden, biz
de İstanbul’dan memnun olmuş olacağız.
141. yıl bizim için çok önemli
Kamu kurumlarının ISO 20000 Bilgi Teknolojileri Hizmet Yönetim Sistemi, ISO
27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi,
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, ISO
10002 Müşteri Memnuniyeti Standardı ve
EFQM çalışmalarıyla kalitesini belgelemesinin, kendisini daha kaliteli hizmet vermeye zorlayacağını dile getiren Genel Müdür
Baraçlı, söz konusu belgelerin alınmasıyla
kalitede sürekliliğin de sağlanmış olacağını
söyledi. İETT’nin kurumsal bir yapıya ulaştırılması gerektiğine dikkati çeken Baraçlı,
“ 14. yıl bizim için çok önemli. Bu tarzdaki modeller yeniliği ve modernliği desteklediği için bir şekilde bunların önünü açmamız lazım. Bu değişim başarıldığı takdirde
İETT’nin kurumsal yapısı güçlenirken aynı
zamanda kalıcı olması da sağlanacak. Bizim faaliyetlerimizi uluslararası standartlarda, müşteri hizmetlerini ön planda tutan
bir anlayışla hizmetlerini sürdürebilen bir
İETT’yi ortaya çıkartmamız gerekiyor. Çünkü bizim misyonunuzda ulaşımın hem planını hem de dengelemesini yapan, aynı zamanda hakları denetleyen ve bununla beraber düzenleyici ve bilgi birikiminde danışman bir kurum olma görevi var. Bu misyon çerçevesinde İstanbul’a hizmet etmeyi
hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.
Özel halk otobüsleri
IETT’den farklı değil
İETT ile birlikte Özel Halk Otobüsleri’nin
İstanbul’a hizmet noktasında kalite çalışmalarının devam edeceğini belirten Genel
Müdür Baraçlı, Özel Halk Otobüslerinin
İETT’den farklı olmadığını, İETT’nin gidemediği yerlere onların hizmet götürdüğünü,
o yüzden de hizmet kalitesinin belirlenmiş
standartlar çerçevesinde aynı olması gerektiğini söyledi. İETT’nin atlı tramvaylarla
başlayan serüveninin Tünel, elektrikli tramvay, otobüs, troleybüs, metrobüs ve metro
yatırımlarıyla günümüze kadar ulaştığını
kaydeden Baraçlı, “İETT bugün Avrupa’nın
en büyük araç filosuna sahip kurumu haline geldi. O yüzden de burada atacağımız
imza çok önemli. O bakımdan bu çalışmanın hem bize hem de İstanbullulara başarılar getirmesini diliyorum” dedi.
İETT çok önemli bir
potansiyeli barındırıyor
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet
Hamdi Doğan ise imza töreninde yaptığı konuşmasında İETT’nin tarihsel gelişim süreci içerisinde çok önemli bir
potansiyeli barındırdığına dikkat çekerek, İstanbul’da ulaşımın sağlanmasının
çok büyük bir önem arz ettiğini söyledi. KalDer’in, Türkiye’nin sağlam temellere sahip yüksek rekabet gücüne erişebilmesi için “Toplam Kalite Yönetimi”nin
yaygınlık kazanmasını sağlamayı amaçlayan bir kuruluş olduğunu anlatan Doğan, “ KalDer, Türkiye’de hem kamu hem
özel sektör hem de sivil toplum örgütlerinde kalite hareketini yaygınlaştırma
çalışmalarını sürdürmektedir. KalDer’in
EFQM adıyla tanımlanan “Mükemmellik Modeli” dünyada 35 bin şirketin kullandığı bir iş geliştirme modelidir. Sadece Türkiye’de bin şirket bu sistemi kullanmaktadır. Dünyada artık inovasyon yapmazsanız, gelişmeleri takip etmekten ziyade onun önüne geçip oradan pay alamazsanız, rekabet gücünüz de giderek
azalır. Bütün sektörlerde bu kavramların
giderek geliştiğini, hedefleri kovalayan
işletmeler yaratmamız gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
Amacımız insanın yaşam
kalitesini yükseltmek
Uygulamaya başlayacakları EFQM Mükemmelik Modeli çalışmasının, İETT’de
bir “Özdeğerlendirme Raporu” işlevi göreceğini ve bu sonuçlarının İETT için tam
anlamıyla bir check-up yerine geçeceğini dile getiren Doğan, Bu çalışma modeli, maliyetleri düşürmek ve karlılığı artırmak için iyileştirilecek alanlarının tespitinde çok önemli bir vazife üstlenecek. Bu
durum artan rekabette avantaj sağlarken,
üstün ürün ve hizmet kalitesinin sağlanması noktasında da gereken fizibiliteyi sunacak. EFQM ‘Mükemmellik Modeli’ çalışmasının İETT’nin tanınırlık ve bilinirlik seviyesi ile kurumsal imajına da önemli katkılar
sağlayacak.” şeklinde konuştu.
Törende yapılan konuşmaların ardından taraflar “İyi Niyet Bildirgesi”ni imzaladı ve
birlikte hatıra fotoğrafı çekildi.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
52
KalDer’DEN HABERLER
KalDer’de
HAMDI DOĞAN’LA 2. DÖNEM
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
53
KalDer’DEN HABERLER
T
ürkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 27 Nisan Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Genel Kurul’da A. Hamdi Doğan’ın bulunduğu tek
liste yeniden seçildi.
Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 27 Nisan Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Önemli isimlerin katılımı ile yapılan Genel Kurul çerçevesinde Prof. Dr. Acar Baltaş “Değerlerle Yönetim ve
Liderlik” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. KalDer Genel Kurul Toplantısı neticesinde KalDer yönetiminde sivil toplum kuruluşları, KOBİ, akademi dünyası ile kamu
ve özel sektörün önemli temsilcileri yer aldı.
Yapılan Genel Kurul’da tek liste ile seçime gidildi. 22 kişiden oluşan KalDer’in yeni yönetimi 2012 - 2014 yıllarında iki yıl süre ile görev yapacak. Seçim sonrası bir teşekkür konuşması yapan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Doğan, Yönetim Kurulu’nun oluşumundaki ilkelere değinerek, herkesi kucaklayacak bir yönetim modeli
ile Türkiye’nin kalite yolculuğunu yürüteceklerini belirtti.
22 üyeden 11’nin değiştiği KalDer yönetiminde Yönetim
Kurulu şu üyelerden oluşuyor: Ata Selçuk- Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü, Beste Gücümen- PWC Türkiye Sorumlu Ortak, Bilal Aslan - İGDAŞ Genel Müdür,
Dr. Burak Erdinç - KalDer Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu
Başkanı, Dr. Erhan Baş - Bilim İlaç A.Ş Genel Müdür, Dr.
Hasan Kuş - Anadolu Holding Sağlık Sektörü İş Geliştirme
Başkanı, Dr. Mehmet Dudaroğlu - TAYSAD Yönetim Kurulu
Başkanı / Eku Fren A.Ş Genel Müdür, Emin Direkçi KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı / İNONOVA
Genel Müdür, Erdal Elbay - Çukurova Holding /Maysan
Mando Genel Müdür, Fahir Altan KalDer Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı / SAAB International Ülke Direktörü, Fügen Toksü- Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Başkan, Görgün Özdemir - Koç Holding /Otokoç Genel Müdür, Hakan Öker - Sabancı Holding, Kordsa Global Başkan Yardımcısı, İnsan Kaynakları (İK) ve Bilgi Teknolojileri (BT), Lami Yağcılarlıoğlu - BOSCH San.ve Tic. A.Ş. İnsan Kaynakları Ülke Direktörü, Mustafa Kaplan - KOSGEB
Başkan, Orhan Ünal - VİKO Elektrik ve Elektronik Endüstrisi San. ve Tic. A.Ş. Teknik Direktör, Osman Ünal KalDer
İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı / Soyak Holding İnsan Kaynakları ve Kalite Direktörü, Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu - T.C.Düzce Üniversitesi Rektör, Remzi Örnek - Kibar Holding / Assan Alüminyum A.Ş. Genel Müdür, Sami Boydak - Boydak Holding Ortak / Yönetim Kurulu Üyesi, Yılmaz Bayraktar - Koç Holding / Tüpraş Genel Müdür Yardımcısı.
Denetleme Kurulu Üyeleri ise; Ayhan Korgavuş - Özünver
Kauçuk Ltd. Şti Yönetim Kurulu Başkan, Hilal Erdinç - Başkent Üniversitesi Özel Ayşe Abla Okulları Genel Müdür,
Sinan Polater - Polater Danışmanlık Kurucu Ortak.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
54
KalDer’DEN HABERLER
KalDer, Makedonya, Polonya, Litvanya’dan Türkiye’ye
gelen Meslek Liseleri’ne “Kalite Eğitimi” verdi
M
açka Akif Tunçel Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi 29 Mart 2012 tarihinde “Uluslararası Kalite Yönetimi Eğitimi”ne
ev sahipliği yaptı. Eğitim KalDer’in katkılarıyla İngilizce olarak gerçekleştirildi.
Eğitime okulun yönetici ve öğretmenleri
ile birlikte, Makedonya-Üsküp, PolonyaPoznan ve Litvanya-Vilnius Meslek Lisesi
yönetici ve öğretmenleriyle Beşiktaş Ziya
Kalkavan Denizcilik Anadolu Teknik, Şişli Endüstri Meslek ve Şişli İSOV Yapı Meslek Lisesinden öğretmenler de katıldı.Yabancı katılımcılara Ebru Sanatı ile ilgili
uygulama yaptırıldı.Eğitim sonunda yapılan memnuniyet anketi eğitimin başarılı bir şekilde tamamlandığını ortaya koy-
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
du.Eğitimin kademeli olarak sürdürülmesi
gündeme geldi.
KalDer Eğitmeni Taner Çavdar tarafından
aktarılan konular katılımcılar tarafından
çok ilgi çekti ve okulların kalite çalışmaları için iyi bir girdi teşkil etti
56
KalDer’DEN HABERLER
KALİTE PROFESYONELİ
GELİŞTİRME PROGRAMI
Türkiye Kalite Derneği, kalite konularında çalışan yönetici ve uzmanların mesleki
gelişimlerine katkıda bulunmak üzere Kalite Profesyoneli Geliştirme Programını
Okan Üniversitesi işbirliğinde başlattı.
15 Mart 2012 tarihinde başlayan bu
program kapsamında, Borusan Lojistik
Genel Müdürü Kaan Gürgenç’in katılımıyla ilk “Deneyim Paylaşımı” toplantısı
gerçekleşti.
Eğitimlerin yanı sıra “Proje Oluşturma ve
Sunma”, “Fabrika Ziyareti” ve “Deneyim
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
Paylaşım Konferansları” da bu program
kapsamında gerçekleşecektir.
Bu programda katılımcıların kazanımlarından bazıları aşağıdaki gibidir:
neyim ve uygulamalarının paylaşılacağı
bir kıyaslama ortamı olanağından yararlanmak ve katılımcılar arası karşılıklı kalite
kültürü aktarımının gerçekleşmesi,
• Konularında uygulama deneyimi olan
uzmanlardan Kalite Sistemleri ve Kalite
Yönetimi alanındaki güncel yaklaşımları
öğrenmek, bu bilgileri hazırlanacak projelerle pekiştirmek,
• Kalite yönetimine bütünsel bir bakış açısı kazanmak,
• Kuruluşlar için kalite kavramının ne kadar önemli olduğunu öğrenmek, program
sonunda kuruluşlarda kalite çalışmalarını
ve sürekli iyileştirme felsefesini yaşama
geçirecek bilgi seviyesine ulaşmak,
• Akademik alanda ve sahada çalışmış
tecrübelerin ağızlarından çıkan kelimelerde kalite konusunda aranan hazır hapları
bulmak ve keşfetmek,
• Programa katılan diğer kuruluşların, de-
• Kalite yönetimi konusunda var olan bilgileri tazelemek,
• Kariyer gelişiminde yeni bir sayfa oluşturmaktır.
57
KalDer’DEN HABERLER
“Ulusal Kalite
Ödülü”ne başvuran
kuruluşlar belli oldu
Bu yıl 20’ncisi verilecek Ulusal Kalite Ödülü’ne aralarında
kendi sektöründe en iyi kuruluşların yer aldığı 5’i kamu
olmak üzere toplam 10 kuruluş başvuruda bulundu.
Ödül süreci Kasım ayında gerçekleşecek 21. Kalite
Kongresi’nde sonuçlanacak.
T
ürkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türkiye
Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜSİAD) ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan
21. Kalite Kongresi, Ulusal Kalite Ödülü heyecanını da beraberinde getiriyor. Bu yıl 20’ncisi verilecek Ulusal Kalite Ödülüne aralarında
kendi sektöründe en iyi kuruluşların yer aldığı
5’i kamu olmak üzere toplam 10 kuruluş başvuruda bulundu. Bu başvurular 5’i işletme, 5’i
kamu kategorisi’nde olarak gerçekleşti.
Bu yıl başvuran, ödül için yarışacak kuruluşlar
arasından isminin açıklanmasını isteyenler; Hema
Endüstri A.Ş, Boytaş Mobilya, T.C Şanlıurfa Belediyesi, Özel Medicana İnternational Ankara
Hastanesi ve T.C Karabük Devlet Hastanesi’dir.
20 yılda toplam
246 başvuru yapıldı
Ulusal Kalite Ödülleri için 1993 yılından bu
yana toplam 246 kuruluş başvuruda bulundu.
Süreçte 2.112 orta ve üst düzey yönetici değerlendirici olarak görev almış, deneyim kazanmışlardır. Bugüne kadar, 27’si Büyük, 40’ı
Başarı Ödülü ve 5’i Mükemmellikte Süreklilik
Ödülü olmak üzere toplam 72 ödül verilmiştir.
Bütün bu çalışmalar Uluslararası arenada da
yankı bulmuş bu güne kadar Türk kuruluşları
tarafından 8’i Büyük, 11’i Başarı olmak üzere toplam 19 EFQM Mükemmellik Ödülü kazanılmıştır.
Ulusal Kalite Ödülü
yol gösterici bir unsur
Ulusal Kalite Ödülü’nün kuruluşlara sadece
toplam kalite uygulamalarında referans değil,
ulusal, bölgesel ve küresel pazarlarda da rakiplerine oranla farklılaşma yaratacak temel
noktaları öne çıkarmada en önemli yol gösterici olduğunu belirten Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi
Doğan, “Bu sayede küreselleşen dünyada rekabetin en temel unsur olduğu düşüncesinden
hareketle, kuruluşlara farklılaşmada öncelik
kazandıran etkendir. Müşteri Memnuniyeti, İş
Kazaları, Enerji Tüketimi, Karlılık gibi yüzlerce rasyoda radikal gelişme sağlayan Ödül kazanmış kuruluşlar için en büyük kazanım olduğunu, geleceği garanti altına alan rekabet gücünü canlı tutan, sürekli gelişme mekanizmasının kurulmuş olmasıdır” diye konuştu.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
58
KalDer’DEN HABERLER
Marmara Üniversitesi, “Ulusal
Kalite Hareketi”ne Katıldı
Marmara Üniversitesi, Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer), 1998’den bu yana
ulusal kalite bilincinin yaratılması, geliştirilmesi ve toplam kalite yönetimi ile
mükemmellik modeli uygulamalarının yaygınlaştırılması amacıyla yürüttüğü
“Ulusal Kalite Hareketi”ne katıldı.
Ü
niversitenin Göztepe Yerleşkesi İbrahim Üzümcü Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet
Bildirgesi’nin imza töreninde konuşan Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer
Gül, daha önce KalDer’den 3 yıldız aldıklarını hatırlatarak, önümüzdeki yıl 5 yıldız
için müracaat edeceklerini bildirdi.
Gül, “Bu iyi niyet bildirgesi ile sürekli iyileştirme, kalite yolculuğuna çıkıyoruz. Yolculuktan ayrılabiliriz ama yolculuk bitmez, sürekli iyileştirme devam eder. Kalite bir gönüllülük işidir” şeklinde konuştu.
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi
Doğan da yönetim kalitesini düzeltmedikÖNCE KALİTE Nisan 2012
çe ileriye gitmenin, rekabet eden kurumlar arasına girmenin ve sürdürülebilir işletmeler yaratmanın güç olduğunu belirterek,
amaçlarının, Türkiye’nin yaşam kalitesinin
yükseltilmesi olduğunu söyledi.
Doğan, bugüne kadar Türkiye’de 500’e
yakın kurum ve kuruluşun Ulusal Kalite
Hareketi’ne katıldığını ifade ederek, “Türkiye, bugün dünyanın 17. büyük ekonomisi.
2023 için hedefler konuyor. Bu hedeflerin
gerçekleşmesi için çalışmak gerekiyor. Biz
de KalDer olarak toplam kalite yolcuğunda
bunun nasıl başarılacağına dair rehberlik
hizmeti veriyoruz” dedi.
Doğan, bugün Marmara Üniversitesi’nde
insanlara, gençlere örnek olacak bir açılım
gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Mayıs
ayından itibaren Kıbrıs’ta bir açılım yapacağız. Oradaki kalkınma hareketine kalite açılımıyla nasıl yaklaşacağız, buna bakacağız” diye konuştu.
•
•
•
•
Ücretsiz otopark & vale
Havalimanında hızlı geçişler
Terminal girişlerinde ayrıcalık
Business check-in
•
•
•
•
Ücretsiz Lounge
İç ve dış hatlarda hızlı pasaport & güvenlik geçişi
Duty Free’de avantajlar
Uçuş kapısına özel ulaşım ve çok daha fazlası...
Havalimanında Ayrıcalığın Kartı
passport-kalder-216x280.indd 1
2/21/12 4:38 PM
62
ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR
Baydöner’e KalDer’den “Ulusal
Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi”
Ülkemizde Toplam Kalite Yönetimi bilincinin gerek özel sektörde gerekse kamu
sektöründe yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi misyonu ile yola çıkan KalDer,
Baydöner ile Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’ni imzaladı.
Y
urtiçi ve yurtdışında toplam 48 şubesiyle
hizmet veren Baydöner, ekonomik fiyatı
ve lezzetinden ödün vermeyen iskender döneriyle yılda 5 milyon kişiye ulaşıyor. Baydöner Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yılmaz
ve Türkiye Kalite Derneği İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu, Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Bildirgesi’ni birlikte imzaladı. Bu bildirgeyle birlikte Baydöner’in
mükemmelliğin temel kavramlarını kendi
kurum ve kuruluşlarında benimseme ve yaşama geçirme konusunda kararlı olduğunu
ortaya koyduğunu ifade eden Baydöner Yönetim Kurulu Başkanı, “Gıda sektöründe iyi
ürün ve iyi hizmet üretmek dünyanın en zor
işlerinden birisidir. Bizim işimiz aslında yüzlerce ayrıntıyı yönetmektir. Hammadde kalitesinden masadaki peçetenin dokusuna, çorbanın lezzet tarifinden çalışanın iyi görüntüsüne, dış kapının camından, mutfaktaki en
küçük alete kadar uyguladığımız katı hijyen
kurallarına kadar takip ettiğimiz tüm ayrıntılar müşterilerimizin mutluluğu içindir” şekÖNCE KALİTE Nisan 2012
linde konuştu. Baydöner’in kurulduğu günden bu yana yönetimi, çalışanı, tedarikçisi
ve müşterileriyle ilişkilerini sürekli geliştirdğini ifade eden Baydöner Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yılmaz, Baydöner’in çıkmış olduğu mükemmellik yolculuğunda, bundan sonra KalDer’in de desteğini alarak yoluna devam edeceğini sözlerine ekledi. “Yaşamın
her alanında kalite” sloganı ile başlatılan
Ulusal Kalite Hareketi’nin amacını açıklayan Kenan Keskinoğlu, “Bu program ile kuruluşlar performans iyileştirme stratejisi olarak EFQM Mükemmellik Modeli’ni esas alarak özdeğerlendirme yöntemleri ile güçlü ve
iyileştirmeye açık alanları düzenli olarak belirleyerek, bulgular doğrultusunda sürekli iyileştirme planlamaları ve uygulamaları hedeflemiştir” şeklinde konuştu.
64
ŞUBELERDEN HABERLER / İZMİR
Gıda mevzuatı yeni yönetmelikler paneli
KalDer İzmir Şubesi’nin Bornova Belediyesi ile birlikte 8.Güvenli Gıda Günleri
kapsamında düzenlediği “Gıda Mevzuatı Yeni Yönetmelikler Paneli ‘’ 21 Şubat
2012 tarihinde Bornova Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleştirildi.
KalDer İzmir Şubesi Gıda Komitesinin
düzenlediği sempozyumda Ocak ayında yayınlanan 5996 sayılı Gıda ve Yem
Kanunu’nun 1 yıldır merakla beklenen
yönetmelikleri masaya yatırılmıştır.
Sempozyuma yaklaşık 350 kişi katılmıştır.
Açılış konuşmasını Bornova Belediye
Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır’ın
ve KalDer İzmir Şubesi Genel Sekreteri Kenan Keskinoğlu’nun gerçekleştirdiği sempozyum’un Panel Yöneticiliğini Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünden Gıda ve Yem Şube Müdürü Muharrem Özdestan yaparken, gıda
işletmelerinin kayıt ve onay işlemlerine
dair yönetmeliklerle ilgili detaylı bilgileri
Gıda Mühendisi Sayın Arzu SAVAŞ katılımcılarla paylaşmıştır. Gıda ve yemin
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
resmi kontrollerine dair yönetmelikleri
hakkında konuşan Sayın Zekeriya Yazıcı yönetmeliğin amacının; insan ve hayvanlara yönelik doğrudan veya çevre
aracılığıyla oluşabilecek risklerin önlenmesine, bertaraf edilmesine veya kabul
edilebilir seviyelere indirilmesine, gıda
ve yemin etiketlenmesi, tüketici menfaatlerinin korunması, haksız rekabetin önlenmesi ile gıda ve yemin resmi kontrollerine ilişkin usul ve esasları belirlemek
olduğuna değinmiştir.
Gıda hijyen yönetmeliği ve türk gıda kodeksi mikrobiyolojik kriterler yönetmeliğine Sayın Didehan Özhan Sandıkçı
değinirken, Türk gıda kodeksi etiketleme yönetmeliği hakkında detaylı bilgileri ise Sayın Harika Güngör izleyicilerle paylaşmıştır.
Pınar Süt ve Bisquitte firmalarının sempozyum sponsoru olduğu etkinlikte Pınar
Süt ve Bisquitte firmaları, ürünlerini katılımcıların beğenisini sunarak çeşitli tadım sunumları yapılmıştır.
Sempozyum, KalDer İzmir Şubesi Genel
Sekreteri Kenan Keskinoğlu’nun sempozyuma katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şube Müdür Muharrem Özdestan, Gıda, Tarım
ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda Mühendisi Arzu Savaş, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda Mühendisi Zekeriya Yazıcı, Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğü Gıda Mühendisi Didehan
Özhan Sandıkçı, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda Mühendisi Harika Güngör‘e Ege Orman Vakfından birer fidan hediye etmeleri ile son buldu.
66
ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA
İnsan Kaynakları Kongresi Gerçekleşti
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Ankara Şubesi tarafından 23 Şubat 2012
tarihinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde İnsan Kaynakları Kongresi
düzenlendi. Kongre’nin bu yılki ana teması ise ‘Geleceğe Dönüş’tü.
defledikleri konumlara gelebilmeleri için
bugünkü mevcut durumları analiz edildi.
HSBC, Avea, Coca Cola İçecek ve Mercedes Benz İK Yöneticileri Kongre’de Konuşmacıydı.
Kongre’de, oturum ve panellerde sektörlerin öncü kurumlarında yönetici olan konuşmacılar deneyimlerini ve gelecek öngörülerini aktardı. Kongre konuşmacılarından
bazıları; HSBC Genel Müdür Yardımcısı
Sayın Şengül Demircan, Mercedes-Benz
Türk İnsan Kaynakları Yöneticisi Sayın
Salih Ertör, Coca-Cola İçecek Türkiye İK
Direktörü Sayın Elif Sezgin, Avea İnsan
Kaynakları Direktörü Sayın Ayça İşbilir,
İpek Kağıt İnsan Kaynakları Müdürü Sayın Göksu Korkmaz Metin, Koç Bilgi Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Sayın Vedat Korkmaz.
Kongre, Coca Cola İçecek Ankara Fabrikası çalışanlarından oluşan Lean Rock
Grubu’nun mini konseri ile son buldu.
Avea’da Esnek Yan Hak
uygulaması
KalDer tarafından, her yıl gerçekleştirilen İnsan Kaynakları Kongresi bu yıl
23 Şubat’ta ODTÜ Kültür ve Kongre
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
Merkezi’nde Geleceğe Dönüş ana teması ile düzenlendi. Kongre’de kurumların insan kaynakları birimlerinin gelecekte he-
Avea İnsan Kaynakları Direktörü Ayça İşbilir, kurum içinde esnek yan hak uygulaması yaptıklarını ve çalışanların, kendilerine sağlanan yan hakları dilediklerinde
Avea Çarşı adını verdikleri bir uygulama
içinde satabilip yerine yeni yan haklar
alabildiklerini aktardı. Bu sayede çalışan
memnuniyetini artırarak müşteri memnuniyetine de katkı sağladıklarını ifade etti.
67
ŞUBELERDEN HABERLER / ANKARA
13. Kamu Kalite Sempozyumu
• Hasan Canpolat, İçişleri Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
Kurumsal Performans Yönetimi ve
Değerlendirilmesi
• Bayram Barun, Sayıştay Araştırma Grup Başkanı
K
amu kurumlarında kurumsal mükemmelliğin ve yönetim kalitesinin arttırılması
için, her yıl bilgilerin ve deneyimlerin paylaşıldığı Kamu Kalite Sempozyumu KalDer
Ankara Şubesi tarafından düzenlenmektedir. 2003 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığı himayelerinde organize edilen Sempozyum 2011 yılından bu ya da TOBB işbirliği
ile gerçekleşmektedir.
Bu yılki Sempozyumumuzda Türkiye’nin
Dünyanın 10. Ekonomisi olma hedefi doğrultusunda ihtiyaç duyduğu vatandaş odaklı kamu yönetimi yapı ve dinamikleri ele alınacaktır. Bu çerçevede stratejik planlamadan kurumsal performans değerlendirmesine, uzman kurumların rolüne ve kurumlar
arası eşgüdüme kadar bu hedefe ulaşma
doğrultusunda önem taşıyan bütün kilit konular özlü bir biçimde irdelenip tartışılacaktır. Bu alanlarda Türkiye’de vatandaş odaklı kamu yönetimi açısından kritik roller üstlenen kurumların deneyim ve perspektifleri de
ortaya konacaktır.
Program Başlıklarından
Bazıları:
Dünyanın 10. Ekonomisi
için Vatandaş Odaklı Kamu
Yönetimi’nden Örnekler
Eğitimde Vatandaş Odaklı Yönetim
• Birol Ekici, Milli Eğitim Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
İl Yönetiminde Vatandaş Odaklı Yönetim /
Sivas ve Denizli Örneği
Kamu Kurumları Arasında
Eşgüdüm Paneli
• Emin Dedeoğlu, Tepav Yönetişim Etütleri Direktörü
• Mehmet Cömert, Ekonomi Bakanlığı
Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü
• Oğuz Engiz, Medicana International
Ankara Hastanesi Genel Müdürü
Stratejik Planlama ve Kaynak Yönetimi Paneli
• Anıl Yılmaz, Bilim, Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü
• Kutluhan Taşkın, Kalkınma Bakanlığı
Kurumsal ve Stratejik Yönetim
Dairesi Başkanı
• Doç. Dr. Hakan Yılmaz Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye
Bölümü Öğretim Üyesi
KalDer Ankara Şubesi Tarafından Gerçekleştirilen Eğitimler
Genel Katılıma Açık Eğitimler
KalDer Ankara Şubesi tarafından,
• Kaizen
• Süreç Yönetimi ve İyileştirilmesi
• ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi (2)
• ISO 9001: 2008 Kuruluş İçi Kalite
Denetçisi
• Eğiticinin Eğitimi
eğitimleri düzenlenmiştir.
Genel Katılıma Açık Çalıştaylar
İnsan Kaynakları Kongresi kapsamında
KalDer Ankara Şubesi tarafından,
• Pozisyon Değerlendirme ve Ücret
Belirleme Sistemleri
• EFQM Mükemmellik Modeli ve İK Yönetimi
• Stratejik Planların Bireysel Hedeflere
İndirgenmesi ve Çalışanların
Performansının Değerlendirilmesi
• Performans Sonuçlarının Ücrete
Yansıtılması
• Çalışanlar Performansını Neden
Kullanmaz? Çalışanların Performansını
Arttırmanın Yolları
• İK Profesyonellerinin İletişim
Becerilerinin Geliştirilmesi
çalıştayları gerçekleştirilmiştir.
Kamu Kalite Sempozyumu
Çalıştayları
Ayrıca, 3 Mayıs 2012 tarihinde
gerçekleştirilecek olan Kamu Kalite
Sempozyumu çerçevesinde aşağıdaki
çalıştaylar planlanmıştır.
2 Mayıs 2012 tarihindeki çalıştaylar:
Stratejik Planların Bireysel Hedeflere
İndirgenmesi ve Çalışanların Performanısının
Değerlendirilmesi
Risk Yönetimi
Kamu Kurumlarında Mükemmellik Modeli
4 Mayıs 2012 tarihindeki çalıştaylar:
İç Kontrol
Kamuda Protokol ve Davranış Kuralları
İşletmelerde Planlı Bakım Yönetimi
Vatandaş Memnuniyeti
Kuruluş İçi Eğitimler
KalDer Ankara Şubesi tarafından
gerçekleştirilen Kuruluş İçi olarak
• EFQM J2E Mükemmellik Yolculuğu (2)
• Takım Çalışması
• Liderlik
• Entegre Yönetim Sistemi İç Denetçi
• Süreç Yönetimi ve İyileştirilmesi (3)
• Stratejik Yönetim
• Profesyonel Satış Teknikleri
• Müşteri Memnuniyetinin Etkili Yönetimi
• Özdeğerlendirme
• 6S İle Kayıp Giderme
eğitimleri ile Stratejik Yönetim, Süreç
Yönetimi ve Özdeğerlendime konularında
rehberlikler gerçekleştirilmiştir.
HGC Hukuk & Danışmanlık, Ulusal
Kalite Hareketi’ne Katıldı
HGC Hukuk ve Danışmanlık’tan Sayın Hulusi
Coşkun ve Sayın Gürkan Coşkun, Ulusal
Kalite Hareketine katılmaları konusunda
şunları ifade etmişlerdir: Teknolojik
gelişmelerin insan yaşamındaki kaliteyi
yükselttiği gibi iş yaşamındaki kaliteyi de
yükseltmesi gerekmektedir. Fonksiyonel
anlamda iş kalitesinin yükselmesi, sadece
bireysel başarılarla değil kurumsal anlamda
kalitenin yükseltilmesiyle mümkündür.
Biz de HGC Hukuk Bürosu olarak kurumsal
anlamda yenileşmenin ve buna paralel
olarak kaliteli hizmet vermenin doğal sonucu
olarak çalışmalarını ve başarılarını dikkatle
izlediğimiz ve takdir ettiğimiz KalDer ailesi
içerisinde yer almayı uygun gördük.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
68
ÜYE KÖŞESİ
Sermaye Ötesi Değerler ve
Toplam Kalite …
Murat ACAROĞLU
Saya Grup İş Geliştirme Direktörü ve
İcra Kurulu Üyesi
D
eğişik sektörlerde öneli yatırımları bulunan Saya Grup, ürettiği başarılı projelerle toplum geleceğine de katkı sağlamayı amaçlıyor. Önce Kalite Dergisi’nin
Üye Görüşü bölümünün bu sayısında Saya
Grup İş Geliştirme Direktörü ve İcra Kurulu
Üyesi Murat Acaroğlu ile konuştulk.
Kuruluşunuzun kalite
çalışmalarından söz edebilir
misiniz?
Öncelikle Saya Grup kimdir? Sorusunun
yanıtını vererek başlamak ve satır aralarında kalite çalışmalarımızdan da bahsetmek
daha doğru olacaktır düşüncesindeyim. .
Saya Grup “Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler” sloganı ile toplumsal faydayı temel alan, kendisini sürekli bu anlamda sorgulayan, ülkemizin gelişmesinde ihracat, istihdam ve Ar-Ge’nin en önemli üç
unsur olduğu düşünen, ilaç üretim, inşaat,
elektrik motorları ve kalıp sanayinde faaliyet gösteren Şirketler Grubu’dur.
Saya Grup; ülke topraklarının her karışından değerler üretmeyi ve paylaşmayı, ülkemizin ihtiyaçlarını ele alarak, değerleÖNCE KALİTE Nisan 2012
ri doğrultusunda “Faaliyet gösterdiği tüm
alanlarda ilk üç firma arasında yer almak”
vizyonuna sahiptir.
Sosyal Sorumluluk anlayışımız ve değerlerimiz paralelinde yarının müreffeh
Türkiye’sine katkıda bulunabilmek için;
Sancaklar Vakfı, şahsi ve aileye ait şirketlerimiz kanalıyla yardımlar yapmaktayız.
Bu kapsamda ülkemizin eğitim, sağlık, kültürel ve sosyal yönden gelişmesine katkıda
bulunulmak amacıyla; eğitim kurumları,
sağlık kuruluşları ve ibadethaneler kazandırmak, iki bin beş yüz başarılı öğrenciye
burs vermek, ulusal ve uluslar arası felaket
ve olağanüstü durumlarda gerekli yardımları yapmayı sayabiliriz.
Grup Şirketlerimizden de kısaca bahsetmek gerekirse;
- Folkart, “Hayat buna değer” sloganı ile
insanların yaşam kalitesini artırmak ve
yatırımcılara; değeri sürekli artan, özgün
eserler kazandırmak üzere 2006 yılında inşaat sektöründe faaliyete başlanmış
olup, İzmir’in A+ Proje eksikliğinden yola
çıkarak Narlıdere ve Mavişehir projeleri
ile büyük başarı elde etmiştir. Narlıdere
ve Mavişehir projelerimizde Mimar Emre
Arolat ile çalışılmış, Narlıdere projemizin
düşey ormana sahip çevreye uyumlu, yenilikçi, son teknoloji içeren mimarisi çok
dikkat çekmiş ve Emre Arolat Avrupa’nın
gelecek vaat eden 40 genç mimarına verilen ‘Europe 40 Under 40’ ödülüne layık görülmüştür.
“İzmir’in kalbi yükseklerde atıyor”sloganı
ile de, Folkart Yapı’nın Bayraklı’daki Folkart Towers projesi tamamlandığında,
200 m yüksekliğindeki 40’ar katlı iki kulesi ile Türkiye’nin 2. Avrupa’nın da en yüksek 5. İkiz kulelerini yapmış ve faaliyete
geçtiğinde yaklaşık 4. 000 kişinin çalışacağı ve yaşayacağı dev bir kompleks haline getirmiş olacağız. Önümüzdeki süreçte Folkart, İzmir dışında da yatırımları ile
hızla büyümesini sürdürecektir.
- Volt Elektrik Motorları, ihracat ve istihdama katkı sağlamak amacıyla endüstriyel
sektörün en büyük ihtiyacı olan elektrik motorları üreten, sektörün en saygın ve önde
gelen firmalarından biri olup, 2011 yılı Nisan ayında bünyemize katılmıştır. 25. yılını
kutlamaya hazırlanırken, birikim ve tecrübelerimizi yeni teknoloji yatırımı ve en son
teknoloji ürünü test cihazları ile donatılan
laboratuarı ve üretimin her aşamasında kalite kontrol ile dünya pazarları ile rekabet
edebilen bir marka haline getirmiş olacak
ve istihdamı da % 50 arttırarak yeni döneme taşımış olacağız.
- Voltsan İhracat ve istihdama katkı sağlamak amacıyla Elektrikli ev aletleri, elektrik motorları, otomotiv ve beyaz eşya sanayine kalıp üretimi ile destek veren diğer
bir grup şirketimiz olup, ISO 9001-2008
Kalite Yönetim Sistemi’ni uygulamaktadır.
69
ÜYE KÖŞESİ
- PharmActive , “Sağlığınız için Aktif”
sloganı ile Çerkezköy Organize Sanayi
Bölgesi’nde 108. 000 metre karelik alan
üzerine kurulmakta olan ilaç üretim tesisinde, ilk etap tamamlandığında 40. 000
metre karelik kapalı alanda non-steril katı,
sıvı ve yarı katı formların tümü üretilecek
olup, tüm etaplar tamamlandığında 80.
000 m2’lik kapalı alanda, ürün skalasına
ek olarak onkoloji, hormon, OTC ve kozmatik ürünleri de üretilebilecektir. Tesis de
ürün geliştirme çalışmalarının yürütüleceği ve Türkiye’nin en büyük Ar&Ge merkezlerinden biri statüsüne getirilecek olan 3.
200 metre karelik alana sahip Ar-Ge laboratuarı da yer almaktadır. PharmActive; Tubitak ve üniversiteler ile iş birliği yaparak karşılıklı gelişim projeleri de gerçekleştirmektedir.
Sorunuza ve grubumuzun kalite anlayışına
dönersek, Saya Grup olarak, Toplam Kalite başlığı altında tüm süreçlerimizi gözden
geçirerek iyileştirmeyi sağlayacak yönetim
felsefesini benimsemiş bulunmaktayız. Bu
amaçla 2011 yılından başlayarak;
- Tüm şirketlerimizin ve grubumuzun 2012-
2016 dönemini kapsayan, 5 yıllık stratejik
planlarını oluşturmaya,
- Stratejik hedef , hamle ve girişim projeleri paralelinde süreçlerini, iş planları ile
desteklemeye ve bütçe ile entegre etmeye,
- Sürdürülebilirlik anlayışı ve politikalarını
oluşturmaya,
- Kurumsal Karne/Denge ile ölçüm ve performans değerlendirmelerini yapmaya,
- Değerlendirme sonuçlarını da sistemin
tekrar bir girdisi olarak iyileştirme süreçlerini sürekli kılmaya çalışmaktadır.
Bu sürecimizi, KalDer, AB 7. Çerçeve Programı, Turqality, Tubitak vb. kurumlarla yapacağımız proje çalışmalarımızla da desteklemek istiyoruz.
Sürdürülebilirlik stratejimiz;
- Ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve insanların yaşam kalitesini koruyarak ve arttırarak gerçekleştirme yöntemine destek vermek,
- Sürdürülebilirlik bilincini şirket kültürü olarak benimsemek,
- Çalışanlarımızın sürece etkin olarak katılmalarını sağlamak,
- Sürdürülebilirlik bilincini sektör paydaş-
larımız ile paylaşmak ve yaygınlaştırmak,
- Sürdürülebilirlik göstergelerini belirleyerek, bu göstergeler paralelinde; izlemek,
değerlendirmek, iyileştirmek ve sürekli gelişmesini sağlamak olacaktır.
Ülkemizde kalite çalışmaları
ve iş mükemmelliği size göre
hangi noktada?
Öncelikle Toplam Kalite Yönetimi denince neyi anladığımız çok önemli. TKY’ni
firmalar ile sınırlamak ta mümkün değil.
Dünyamızda kaynaklar hızla tükeniyor.
Bugünkü gidişatla 2050 yılında 3, 2 Dünyaya ihtiyaç duyulacağı her mecrada dile
getiriliyor. Kamu kurumları, özel sekör,
STK kısaca toplum olarak kaynaklarımızı etkin kullanmamız ve yaşam kalitemizi
geliştirmemiz gerekir. Bunun en temel basamağı da yönetim kalitesidir.
Türkiye’de halen stratejik düşünme ve yetkinlikleri geliştirmek üzerine yeterince yol
kat edemediğimizi düşünüyorum. UKH bu
manada çok büyük bir gelişme kazandırdığı ve bildiğim kadarı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın UKH’ne dahil olan ilk
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
70
ÜYE KÖŞESİ
KalDer’den beklentileriniz
neler?
bakanlık olması da sürecin yurt geneline
yaygınlaştırılmasında çok etkili olmuştur.
Türkiye’de şirketler düzeyinde en büyük
stratejinin “komşunun yaptığını yap” şeklinde olduğunu bir makale de okumuştum.
Bu düşünce ile iyi getirisi olan ya da olduğu düşünülen sektörler de gereğinden fazla arz oluşması da yaşadığımız bir süreç.
Şirketler düzeyinden bakarsak, Stratejik
Planlama yapmak, stratejik düşünmek, özgün farklılıklar yaratmak en temel adım olmalıdır. Sonrasında Toplam Kalite Yönetimi ile sistemi oluşturmak ve kurumsallaşmak en temel süreç olacaktır. Son yıllarda Avrupa Kalite Ödülleri’nde de Türk şirketlerinin başarılarını görmek umut verici
ve bunun hızla kamu ve özel tüm şirketlere ve halka halka tüm topluma daha hızlı yayılacağına ve gelişimin hızla artacaÖNCE KALİTE Nisan 2012
ğına inanıyoruz.
Sektörel olarak baktığımızda ise her sektörün paydaşları vardır. O sektörün değer
zinciri, paydaşlarının birbirleri olan işbirlikleri, ortak hedefler doğrultusunda oluşturdukları çözüm ortaklıkları ve birbirlerine değer sunmaları ve sinerji yaratmaları
ile mümkündür.
Sektörün hedeflerine, ancak tüm paydaşların birbirlerini düşünerek ortak hareket
ederek ulaşacakları bilincine ulaşması çok
önemlidir. Zaten KalDer UKH başlatarak
bu bilinci ile şirketlerin departmanları değil bütününde işlerin mükemmellik anlayışıyla değerlendirilmesi ve geliştirilmesinin öneminin kavranmasına temel oluştururken, şirket ilişkileri ve sektör paydaşlarının da birbiri ile etkileşimi tüm sektörlerde gelişimi çığ gibi arttıracaktır.
Konuşmanın başında da ifade ettiğim gibi
“Başarıya giden yolda sermaye ötesi değerler” sloganımız, Toplumsal faydayı temel alan, kendisini sürekli bu anlamda sorgulayan, Ülkemizin gelişmesinde İhracat,
İstihdam ve Ar-Ge’nin en önemli üç unsur
olduğu düşüncemizi ve toplam kalite anlayışımızı, KalDer ile sinerji dolu bir işbirliği
sürecine taşıyabileceğimize inanıyoruz. Bu
süreç paralelinde;
- Sürdürülebilir başarıyı geliştirmek için KalDer ile özellikle EFQM Mükemmellik Modeli uygulayarak ekip eğitimlerimizi de bu
kapsamda ağırlık vererek bu döngünün süreçlerini oluşturmak,
- Çalışanlarımızın sürece etkin katılımlarını sağlamak,
- Sürdürülebilirlik Politikalarımızı KalDer ile
koordineli yürütmek,
- Öncelikle Volt Elektrik Motor fabrikamızı
Ulusal Kalite Ödülü alma ciddiyetinde hazırlamayı planlıyoruz.
Yönetim Kurulu’muzun da Ulusal Kalite
Hareketi’ne olan inancı ve destekleri ile
bizzat “EFQM Mükemmellik Modeli Değerlendirici Eğitimi”ne katılma kararı alarak eğitim sürecine başladım ve modeli
tüm yönleri ile sindirmeyi ve takip etmeyi
hedefliyorum.
KalDer’in
- Ulusal Kalite Hareketi,
- KOSGEB Destek Modeli,
- Kalite Akademisi,
- Sürdürülebilir bir Topluma dönüşme, Yenileşim Yönetimi ve Fark Yaratmak temalı kongreleri,
- Kıyaslama Grup Projesi, gibi bir kaçını sayabildiğim ancak “Cumhuriyetimizin
100. yılında sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde ülkemizi çağdaş yaşam
düzeyine ulaştırmak amacı ile, Türkiye’nin
tüm bölgelerinde mükemmellik kültürünü
içselleştirmiş, rekabetçi kurum ve kuruluşlar yaratılmasına katkıda bulunan bir kuruluş olmak. ” Vizyonu ile özlü bir biçimde ifade ettiği, ülkemizin aydınlık yarınları için toplam kalite anlayışını bir yaşam
biçim haline dönüştürme amacı, her türlü
takdire şayandır.
Saya Grup olarak “az olsun devamlı olsun” felsefesi ile KalDer ailesi, üye ve paydaşlarımıza sağlık, sıhhat, başarılar ve kalite dolu bir gelecek dileriz.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
72
SÜRDÜRÜLEBILIR YAŞAM
TÜRKİYE’NİN
SÜRDÜRÜLEBİLİR
GELECEĞİNE
ODAKLANMAK
WWF’in küresel olarak iki temel amacı bulunmaktadır: Bunlardan ilki doğal
yaşam ortamlarını ve biyolojik çeşitliliği korumak, ikincisi ise insanın ekolojik
ayak izini azaltmaktır. WWF, birbirini tamamlayan bu iki amaca ulaşmak için
öncelikle gezegenimizin ne durumda olduğunu ortaya koyar.
WWF tarafından, 1998 yılından beri Küresel Ayak İzi Ağı ve Londra Zooloji Derneği ile işbirliği içinde yayınlanan “Yaşayan Gezegen Raporu”, WWF’in doğa
koruma stratejisine yön veren “amiral gemisi” niteliğinde bir çalışmadır. Yaşayan
Gezegen Raporu, dünyanın biyolojik kapasitesi (arz) ile Ekolojik Ayak İzi’ni (talep) ölçerek, gezegenin durumu hakkında
önemli sonuçlara ulaşır.
Ekolojik Ayak İzi incelemesini Türkiye ölçeğinde gerçekleştiren WWF-Türkiye, ülkemizin ekolojik bilançosunu çıkarmış durumdadır. Sonuç: Ekolojik limit aşımı yaşıyoruz. Türkiye’nin tüketim düzeyi, dünya
genelinde kişi başına düşen doğal kaynak
kapasitesinin %50 üzerinde. 1961-2007
arasındaki yaklaşık 50 yıllık eğilimlerin incelendiği Raporumuzda, Türkiye’nin Ekolojik Ayak İzi ile biyolojik kapasitesi arasındaki açığın önemli ölçüde arttığını ortaya koyuyoruz. Bu dönemde yaşadığımız nüfus artışı ve sanayileşme hamlesi
söz konusu açığın en önemli nedeni. Ekolojik Ayak İzimizde en önemli paya sahip
olan karbon emisyonlarındaki hızlı artış,
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar
73
SÜRDÜRÜLEBILIR YAŞAM
Mathis Wackernager, Uğur Bayar
gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen
Türkiye’nin, çözüm üretmesi ve önlem alması gereken en önemli konu olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyada ve ülkemizde karar vericilerin
çözüm aradığı en önemli sorun; artan nüfus ve refah seviyesine paralel olarak, ya-
şadığımız gezegenin ekolojik sınırları içerisinde yaşayabileceğimiz sürdürülebilir
bir yol bulmaktır.
Doğal kaynakları kendilerini yenileme hızından daha fazla tüketmek, dünyamızı
yok etmek anlamına gelir. Doğal çevredeki bozulmayı durdurmak ve doğayla uyum
içinde yaşayacağımız bir gelecek kurmak
için öncelikle ne durumda olduğumuzu ortaya koymamız gerekiyor.
Ne kadar kaynağımız olduğunu, bunun
ne kadarını kullandığımızı ve kimin neyi
kullandığını belirlemeye yönelik bir hesaplama aracı olan Ekolojik Ayak İzi, sürdürülebilir bir yaşama ne kadar yakın ya
da ne kadar uzak olduğumuzu anlamamızı sağlıyor. Ekolojik Ayak İzi hesapları, bankacılıktaki hesap özetlerine benzer
şekilde, ekolojik bütçemizi aşıp aşmadığımızı gözler önüne seriyor.
Sürdürülebilirliği ölçülebilir hale getiren bir
doğal kaynak hesaplama aracı olan Ekolojik Ayak İzi’ni geliştiren Küresel Ayak İzi
Ağı (Global Footprint Network) ile işbirliği içinde hazırladığımız Türkiye’nin Ekolojik Ayak İzi Raporu, ülkemizde doğa üzerindeki insan talebi ile doğal kaynak arzı
arasındaki dengeyi inceliyor.
Türkiye’nin sürdürülebilirlik trenini yakalaması için, büyüme hızı dışındaki göstergeleri kalkınma planlarına dahil etmesi
ve kalkınma politikalarıyla doğa koruma
politikalarını bütünleştirmesi gerekiyor.
Ekolojik Ayak İzi’nin azaltılması ekolojik
açığın azaltılması için yeterli değildir. Limit aşımına son vermek için aynı zamanda biyolojik kapasiteye yatırım yapılmalı,
üretken alanların verimliliği artırılmalıdır.
Gidişat, Türkiye’de biyolojik kapasite açığından kaynaklanan ekonomik çalkantılar
yaşanacağını gösteriyor. Bununla birlikte,
büyük bir yıkımı engellemek için zamanımız var. Ekolojik Ayak İzi kaynak muhasebesi sayesinde elde edilen bilgiler, kaynak yönetimi konusunda stratejik kararlar
vermek için yol göstericidir. Bu da, ülkenin daha büyük başarılar ve ekonomik güvence elde etmesinde kilit rol oynayabilir.
Ülkeler, kaynakları kısıtlı dünyada da rekabet güçlerini ellerinde tutabilir. Bu başarı uygulanacak kararlara bağlıdır.
Doğal kaynakların durumunu, sınırlarını ve
bağımlılıklarını anlamayı seçen öncü ülkeler, vatandaşlarının refahını ve ülkelerinin
zenginliğini garanti altına alabilirler. Türkiye bu öncü ülkelerden birisi olmalıdır.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
76
KÜLTÜR - SANAT
Kadın Gözüyle
Hayattan Kareler
Anadolu Hayat Emeklilik
tarafından düzenlenen
‘Kadın Gözüyle Hayattan
Kareler Fotoğraf
Yarışması’nın altıncısı
sonuçlandı.
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
B
u sene de ‘Hayata Dair’ teması ile fotoğraf sanatına ilgi duyan kadın fotoğrafçıları buluşturan yarışmada, Sakarya’dan
katılan Emel Taranoğlu ‘Bakış’ adlı fotoğrafıyla birinciliğe layık görüldü. İstanbul’dan
Hülya Kurt ‘Sıcak Simit’ adlı fotoğrafıyla
ikinci olurken yine İstanbul’dan Eda Kum
‘Bekleyiş’ adlı fotoğrafıyla üçüncü oldu.
Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf
Yarışması’na bu sene 1.207 yarışmacı 5
bin 527 fotoğrafla katıldı.
Fotoğraf sanatına ilgi duyan 18 yaş üzeri
tüm amatör ve profesyonel kadın fotoğrafçının katılımına açık olan ve bu yıl da “Haya-
77
KÜLTÜR - SANAT
ta Dair” temasıyla düzenlenen Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması, Türk kadınının sosyal,
kültürel ve toplumsal gelişimine katkıda bulunmayı hedefliyor ve kadınlara kendilerini ve hayata bakışlarını özgürce ifade edebilecekleri bir platform sunuyor.
İlk kez düzenlendiği 2007 yılından bu yana 6 bine
yakın kadının, 20 bini aşkın fotoğrafla katıldığı “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması”
kısa zamanda Türkiye’nin en çok ilgi gören fotoğ-
raf yarışmalarından biri haline geldi.
Kadınların kendi objektiflerinden hayatın farklı renklerini, farklı yönlerini fotoğraf kareleriyle yansıtmalarına fırsat tanımayı hedefleyen Kadın Gözüyle Hayattan Kareler Fotoğraf Yarışması, her geçen yıl etki
alanını genişletiyor.
Bu sene bin 207 yarışmacının 5 bin 527 fotoğrafla katıldığı yarışmada Emel Taranoğlu “Bakış” adlı
fotoğrafıyla birinciliğe layık görülürken, Hülya Kurt
“Sıcak Simit” adlı fotoğrafıyla ikinci, Eda Kum ise
“Bekleyiş” adlı fotoğrafıyla üçüncü oldu.
Anadolu Hayat Emeklilik’in Türkiye Fotoğraf Sanatı
Federasyonu (TFSF) danışmanlığında yürüttüğü yarışmanın bu yılki jüri üyeleri arasında; Arel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Güler Ertan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Nihal Kafalı, fotoğraf sanatçısı Çerkes Karadağ, fotoğraf sanatçısı Ali Balkı ve Anadolu Hayat
Emeklilik İletişim Müşaviri Nihan Güney yer aldı.
Yarışmanın birincisi 5 bin TL, ikincisi 3 bin TL,
üçüncüsü ise bin TL ile ödüllendirildi. Ayrıca sergilenmeye değer bulunan her esere de 200 TL telif ödenecek.
Yarışmada dereceye giren ve sergilenmeye değer bulunan eserler 10 Mayıs itibariyle İstanbul
Tepe Nautilus alışveriş merkezinde fotoğrafseverlerle buluşacak.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
78
EĞİTİM TAKVİMİ
KalDer MERKEZ NISAN - MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI
Eğitimler
Gün
Sayısı
Nisan
Mayıs
Haziran
Üyeler İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
Üye Adayları İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
6S ile Kayıp Giderme
1
11
220
280
AB Projesi Yazma Eğitimi
2
14-15
420
530
Beden Dilini Etkili Kullanma
1
18
220
280
Beynin Etkin Kullanımı ve Düşünme Ağacı Tekniği
1
4
220
280
Bireysel Öneri Sistemi
1
220
280
Çevre Mevzuatı
1
220
280
Dış Ticaret ve Lojistik Yönetimi
2
26-27
420
530
Eğiticinin Eğitimi
2
12-13
420
530
İç Kontrol
2
420
530
İletişimde Zor Anları Yönetme
1
220
280
İş Etiği
1
23
220
280
İşletmelerin Başlıca Sorunları ve Çözüm Önerileri
1
8
220
280
İstatistiksel Proses Kontrol
2
10-11
290
350
Kalitesizlik Maliyetleri
2
23-24
420
530
Kıyaslama
2
420
530
Kurumsal Görgü ve Davranış Kuralları
2
420
530
Maki Gami
1
220
280
Mükemmel Yönetim - Liderlik
1
11
220
280
Müşteri İlişkilerinin Etkili Yönetimi ve
CRM İçin Uygun İş Modelinin Oluşturulması
2
20-21
420
530
Müşteri Memnuniyetinin Etkili Yönetimi ve İş
Süreçleriyle İlişkilendirilmesi
2
15-16
420
530
11
19
17-18
9
6-7
10-11
10-11
4
20
Motivasyonun Kimyası
1
220
280
Poka Yoke
1
22
1
220
280
Problem Çözme Teknikleri
2
18-19
420
530
Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi ve
Çalışanların Performansının Değerlendirilmesi
2
18-19
420
530
Sürdürülebilir Müşteri İlişkisi İçin Doğru Satış
Doğru Tahsilat Yönetimi
1
17
220
280
Süreç Olgunluk Seviyesi Araçları (SOS)
2
19-20
600
720
Süreç Yönetimi ve İyileştirilmesi
2
25-26
420
530
Toplam Kalite Yönetimi
1
220
280
Yalın 6 Sigma Farkındalık
1
220
280
Yaratıcı ve Değer Odaklı Satış Teknikleri
2
21-22
420
530
Yetkinlik ve Hedef Bazlı Mülakat Teknikleri
(T-Grow ve Performans Chartları Teknikleriyle)
1
9
220
280
ISO 10002:2006 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi
2
11-12
420
530
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri
2
16-17
420
530
ISO 22000 Gıda Güvenliği
2
13-14
420
530
ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi
2
5-6
4-5
7-8
290
350
ISO 9001:2008 Kuruluş İçi Kalite Denetçisi 3
26-27-28
24-25-26
28-29-30
540
660
13-14
13
12
Yönetim Sistemleri Entegrasyonu
2
30-31
420
530
Ohsas 18001:2007 İş Sağlığı ve
Güvenliği Yönetim Sistemi
2
28-29
420
530
EFQM Mükemmelliğe Yolculuk (J2E)
2
EFQM Mükemmellik Modeli Değerlendirici Eğitimi (EAT)
3
4 Nisan /
10-11 Mayıs /
9 Nisan /
8-9 Mayıs
10-11
1000
1200
7 Mayıs /
30-31 Mayıs
1600
1900
KalDer BURSA MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI
Eğitimler
Gün
Sayısı
Mayıs
Haziran
Üyeler İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
Üye Adayları İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
Zor İnsanların Yönetimi ve Negatif Duygularla Başetme Çalıştayı
1
12
220
280
Lojistik Yönetimi
1
25
220
280
Kanban
1
26
220
280
Kurumsal Motivasyon
1
9
220
280
Görsel Fabrika
1
16
220
280
KalDer IZMIR NISAN - MAYIS 2012 EĞITIM PROGRAMI
Eğitimler
Gün
Sayısı
Nisan
Üyeler İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
Üye Adayları İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
6 S ile Kayıp Giderme
1
4
220
280
Bireysel Öneri Sistemi
1
11
220
280
Kobetsu Kaizen
1
18
220
280
Kurumsal Risk Analizi Yönetimi
1
2
220
280
Maki Gami
1
9
220
280
Poka Yoke ( Hata Önleme )
1
16
220
280
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
Mayıs
79
EĞİTİM TAKVİMİ
KalDer ESKIŞEHIR NISAN - MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI
Eğitimler
Gün
Sayısı
Nisan
Mayıs
EFQM Mükemmelliğe Yolculuk (J2E)
2
25-26
Stratejik Yönetim
1
15
Süreçlerle Yönetim Ve Süreç Yönetimi
1
24
IS0 14001 Çevre Yönetim Sistemi
2
İş Yerinde Başarı ve Duygusal Zeka
1
Zaman Yönetimi
1
Haziran
20-21
11
6
Üyeler İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
Üye Adayları İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
1.000
1.200
220
280
220
280
420
530
220
280
220
280
KalDer ANKARA NISAN - MAYIS - HAZIRAN 2012 EĞITIM PROGRAMI
Eğitimler
Gün
Sayısı
Nisan
Mayıs
6S İle Kayıp Giderme
1
Bireysel Öneri Sistemi
1
EFQM Mükemmelliğe Yolculuk J2E
2
Eğiticinin Eğitimi
3
Ekipman Yönetimi Ve Bakım Süreçleri Çalıştayı
2
15-16
Entegre Yönetim Sistemi
2
22-23
Entegre Yönetim Sistemi Kuruluş İçi Denetçisi
3
ISO 9001 : 2008 Kalite Yönetim Sistemi
2
ISO 9001 : 2008 Kuruluş İçi Kalite Denetçisi 3
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemleri
2
ISO 14001 Kuruluş İçi Çevre Denetçisi
3
ISO 16949 Otomotiv Sektörü Kalite Yönetim Sistemi
2
İç Kontrol
2
İleri Ürün Kalite Planlaması (APQP) ve
Üretim Parçası Onay Süreci (PPAP)
1
İstatistiksel Proses Kontrol
2
İş Etüdü
1
İş Örneklemesi
Haziran
Üyeler İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
Üye Adayları İçin Fiyat - TL
(%18 KDV Hariç)
19
220
280
17
220
280
28-29
1000
1200
7-8-9
540
660
420
530
420
530
540
660
290
350
540
660
420
530
540
660
21-22-23
8-9
14-15-16
17-18
31 Mayıs
1-2 Haziran
6-7
420
530
420
530
220
280
290
350
24
220
280
1
25
220
280
Kaizen
1
18
220
280
Kalite Bilincini Arttırma (Mavi Yakalılar İçin)
1
26
220
280
Kalite Çemberleri
2
420
530
Kalitesizlik Maliyetleri
2
420
530
Kurum Kültürü
1
220
280
Maki Gami
1
220
280
Motivasyonun Kimyası
1
220
280
Müşteri İlişkilerinin Etkili Yönetimi ve CRM için
Uygun İş Modelinin Oluşturulması
2
420
530
Müşteri Memnuniyetinin Etkili Yönetimi
İş Süreçleri ile İlişkilendirilmesi
2
26-27
420
530
Örgüt Psikolojisinin Analizi ve
Grubun İçten Değiştirilmesi Yöntemleri
1
1
220
280
Otonom Bakım (Benim Makinam, Benim Fabrikam)
1
220
280
Özdeğerlendirme
2
420
530
Planlı Bakım Yönetimi
1
220
280
Poka Yoke
1
220
280
Problem Çözme Teknikleri
2
SMED (Setup Süresi Azaltımı)
1
Stok Yönetimi
1
Stratejik Planların Bireysel Hedeflere İndirgenmesi ve
Çalışanların Performansının Değerlendirilmesi Çalıştayı
2
Stratejik Yönetim
1
Süreç Yönetimi Ve İyileştirilmesi
2
4-5
Toplam Kalite Yönetimi
1
20
Toplam Üretken Yönetim
2
Yalın 6 Sigma Farkındalık
1
Yenileşim Ve Fırsat Avcılığı: La Salle Matrisleri
2
Zor İnsanları Yönetme Ve Negatif İnsanlarla
Başetme Çalıştayı
1
10-11
12
25-26
12-13
29-30
6
20
13
4-5
30
12-13
31
29
5-6
420
530
220
280
18
220
280
2-3
420
530
8
11
220
280
420
530
220
280
420
530
9
220
280
24-25
420
530
220
280
13-14
27-28
19
Genel Bilgiler
* Aynı kuruluştan 3-4 kişinin katılımında %10 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol eğitimleri için geçerli değildir.)
* Aynı kuruluştan 5 kişi ve üstü katılımlarda %20 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol eğitimleri için geçerli değildir.) * Kamu ve Sivil Toplum Kuruluşu çalışanları ile öğrencilere %25 indirim uygulanmaktadır. (Kampanya kapsamındaki ISO 9001:2008 KYS, İstatistiksel Proses Kontrol eğitimleri için geçerli değildir.) *Katılımcılara ancak tek bir indirim uygulanmaktadır.
* Ücretlere %18 KDV ilave edilecektir.
* Eğitim içeriklerine KalDer web sayfasından ulaşılabilir.
* Eğitimlere katılmak için lütfen web sayfamızdaki başvuru formunu doldurunuz.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
80
KÜLTÜR - SANAT
İK’NIN DÖNÜŞÜMÜ
Hümanist Kitap’ın
yeni kitabı İK
Dönüşümü, Dave
Ulrick, Justin Allen,
Wayne Brockbank,
Jon Younger ve
Mark Nyman
imzasıyla çıktı.
İK yöneticilerinin
ve çalışanlarının
yönetim içerisindeki
yerin yeniden gözden geçirilmesi
konusunda bilgiler veren kitap
ayrıca internet sitesiyle de
destekleniyor. Yazarların ortak
ön sözünde konuyla ilgili şu ortak
görüşe yer veriliyor: İK uzmanlık
alanının gözlemcileri olarak,
gelecek için büyük bir güvene
ve umuda sahibiz. Bu kitapta,
bu umuda giden yolu ortaya
koyuyoruz. Şirket liderleri için
İK’nın önemini gösteren nedenler ve
İK’nın şirket içindeki çalışmalarını
şirket dışındaki müşteriler,
yatırımcılar ve topluluk liderleriyle
ilişkilendirebileceği yollar
öneriyoruz.”
İŞ’TE TÜRK
Zafer Parlar’ın İş’te
Türk isimli kitabı
çıktı. İngilizce ve
Türkçe olarak çift
yüzlü yayınlanan
kitap Türk iş kültürü
üzerine ilginç
notları okuyucuyla
paylaşıyor.
Yazar kitabıyla
ilgili şunları
söylüyor: “Bu kitabın yazılmasının
ana nedeni farklı kültürlerden
insanların Türkiye’yle iş
yaparken önyargılarının değil,
temel iş ilkelerinin bilincinde,
sürtüşmelerden uzak daha verimli
ve keyifli çalışmalarını sağlamak.
Bu sayede onlarla iş yapan Türkleri
de rahat ettirmek. Her yazıda
bu ülkeye özgü iş kültürüne dair
bir şeyler bulmanız umuduyla,
eğlenceli okumalar dileriz.”
ÖNCE KALİTE Nisan 2012
ŞAHANE HATALAR
TALİH KUŞU
Oyuncaklı, interaktif
kitap denildiğinde
son dönemde akla
ilk olarak April
Yayıncılık tarafından
yayınlanan Heather
McElhatton
imzalı Şahane
Hatalar geliyor.
İkinci kitapta ilk
kitaptan farklı olarak yazar aids,
büyü, sinestezya gibi kavramlara
da eğiliyor. Bu yönüyle sonlar daha
eğlenceli, öyküler daha incelikli,
sürprizler ise daha çok. Kısa
zamanda çoksatanlar listesinde
yerini alan Şahane Hatalar’ın devamı
Şahane Hatalar Talih Kuşu’nun
bir diğer özelliği ise öykülerin çok
katmanlı olması.
E-SOSYAL TOPLUM
Daha önce
bestseller olmuş
Google Olsa Ne
yapardı? Kitabının
yazarı Jeff Jarvis,
Dijital Çağın
yenilikçi ve optimist
düşünürlerinden
biri. Onun temel
çalışma alanı
olan internet ve
değişen sosyal hayat, bu kitabının da
ana konusunu oluşturuyor. İnternetin
hayatımızın en önemli parçalarından
biri haline gelmesi hatta bazı
kuramcılara göre insan bedeninin
halihazırda en işlevsel uzuvlarından
biri olması beraberinde, mahremiyet
ve kamusallık kavramların da yeniden
tartışılmasına neden oldu. Jarvis, kitapta
internet ile paylaşımın sınırsızlaşmasının
faydalarına methiyeler düzerken,
onun zararlarından dem vuranların da
görüşlerini tartışmaktan kendi teoremine
göre haklı veya haksız bulduğu
noktaları irdelemekten geri durmuyor.
KORKUNÇ İVAN
Çar olarak
taç giyen ilk
Rus hükümdarı
olan IV. İvan,
yani bilinen
adıyla Korkunç
İvan’ın hayatı İş
Bankası Kültür
Yayınları’ndan
çıktı. Osmanlı
padişahları Kanuni Sultan
Süleyman, II. Selim ve III. Murat’a
denk düşen uzun iktidarı (15471584) süresince bir yandan
ülkesini genişleterek iktidarı
kurumlaştırırken öte yandan bir
korku imparatorluğu yaratan
Korkunç İvan’ın biyografisi Isabel
de Madariaga tarafından kaleme
alındı. Rusya tarihinin önde gelen
otoritesi Isabel de Madariaga’nın,
Korkunç İvan’ı kendi çağının içinde
ve ortaya koyduğu kişiliğin yakın
tarihe kadar uzanan çağrışımları
çerçevesinde ele aldığı bu
muhteşem biyografi, Rusya’nın
derin tarihine ışık tutuyor.
E-SOSYAL TOPLUM
Tarih Hırsızlığı,
tarihyazımı
aracılığıyla tarihin
Batı tarafından
ele geçirilişini
anlatıyor. Bu
hırsızlık, geçmişin
çoğu zaman
Batı Avrupa
ölçeğinde yaşanmış süreçlere göre
kavramsallaştırılıp sunulmasını,
ardından da dünyanın geri kalanına
dayatılmasını ifade ediyor. Jack
Goody bu tarih yazımını, Marx,
Weber, Norbert Elias, Fernand
Braudel, Moses Finley ve Perry
Anderson gibi kuramcılar ve tarihçiler
üzerinden inceleyip eleştirel bir bakış
geliştirirken, “Batı niye üstün geldi?
Doğu niye geri kaldı?” sorusunu hem
Avrupa-merkezci perspektifi, hem
de dayandırıldığı olgusal zemindeki
hatalar bakımından çok ciddi bir
eleştiriye tabi tutuyor.
81
KÜLTÜR - SANAT
“BAŞARININ
ANAHTARI
DİRENİŞTE”
Walter Isaacson’ın kaleminden çıkan
Steve Jobs biyografisini okudum.
Steve Jobs hastalandığını öğrendiği
anda Albert Einstein başta olmak
üzere pek çok ünlünün biyografisini
yazan Walter Isaacson’a gidip
yalvarıyor, ama bir türlü razı
edemiyor. Yıllar sonra hastalık çok
ilerleyince karısı gidip “Eğer bir gün
yazmayı düşünüyorsan pek fazla
vaktin kalmamış olabilir” diyerek
ikna ediyor. Herkese bu kitabı
tavsiye ederim. Hikaye, hayatın
iniş-çıkışları, istenmeden doğan bir
çocuğun babasının yanı sıra belki
de bütün dünyadan intikamı ya da
meydan okuması denebilir. Roman
tadında, bazen çok duygulandığım
ama gerçeğin ta kendisi bir hikaye.
Üstelik kitabı iPad’den okudum.
AvivaSA Emeklilik ve Hayat CEO’Su
/ Meral Eredenk
İŞ HAYATINA YENİ
ATILANLAR STEVE
JOBS’U TANIMALI
iz
İş kitabı olarak nitelendirebileceğim
cson
Isaa
lter
kitaplardan en son Wa
tarafından kaleme alınan Steve
Jobs biyografisini okudum. Kitaptan
mini
hayallerinin peşinden gitmenin öne
i,
mey
etme
pes
hissettim bir kez daha,
.
dım
anla
nı
dığı
olma
paranın her şey
Steve Jobs evlatlık olduğunu bilerek
büyüyor ve terk edildiği hissine
özel
kapılmıyor. Tam tersine seçilmiş,
Bu da
r.
üyo
büy
k
nere
biri olduğunu düşü
ini
kend
nın
insa
atta
hay
ve
a
iş yaşamınd
nı
dığı
motive etmesinin hiç de zor olma
gösteriyor bize. Bu derslerden yola
ve
çıkarak kitabı önce çocuklarıma
ç
gen
tüm
ış
atılm
yeni
a
iş hayatın
e
arkadaşlara öneriyorum. Meva Ayş
ı.
kitab
dık”
Önyurt’un “Kutsal San
ım
Benimde öneriyle okumaya başladığ
an
rom
yla
tlığı
raha
ül
gön
ı
bu kitab
severlere önerebilirim.
raktar
Bimeks Genel Müdürü / Arif Bay
“GÜNCEL
KİTAPLAR GELECEK
HAKKINDA
FİKİRLER VERİYOR”
Hıfzı Topuz’un “Başın Öne
Eğilmesin, Sabahattin Ali’nin
Romanı” kitabını okudum. Bunun
yanında Ece Temelkuran’ın Muz
Sesleri ve Ekrem Dumanlı’nın “Üç
Mesele: İktidar Medya Ergenekon”
isimli eserini bitirdim. Genel
olarak güncel kitapları okumayı
tercih ediyorum. Türkiye’nin
gündemine hakim olmak geleceği
hakkında fikir üretme yeteneği
veriyor. Tercihimi güncelden yana
kullanmamın ana nedenlerinden
biri de bu.
Boydak Holding Yönetim Kurulu
Başkan Vekili / Mustafa Boydak
DELIOTTE CEO’SU
JAMES H. QUIGLEY,
YENİ KİTABI
TEK VÜCUT
Deliotte CEO’su James H. Quigley,
yeni kitabı As One henüz Türkçe olarak
yayınlanmadan Capital için kitabını
anlattı. Türkçesi Tek Vücut olarak
Hümanist Kitap’tan çıkacak olan eserde
liderler için önemli ip uçları yer alıyor.
James H. Quigley yeni kitabıyla ilgili
şunları söylüyor:
Deloitte’in önündeki en büyük zorluk
– üyemiz olan tüm şirketlerdeki
müşterilerimize kesintisiz bir hizmet
sunmak. Organizasyonel ve fonkisyonel
yığın sistemlerinin üstesinden nasıl
gelinir ve hisse sahiplerine hak ettikleri
maksimum değeri verebilmek için
kaynaklardan en iyi şekilde nasıl
faydalanılır? Bir kuruluş, tek tek
birimlerin toplamı olarak değil de
bir bütün olarak nasıl daha iyi bir
hale getirilebilir? Özellikle hesap
verme yükümlülüğü bulunan yapılar
ve teşviklerin düzenlemelerinin yığın
sistemiyle çalışmanın ödüllendirdiği bir
ortamda bunlar cevaplanması çok zor
sorular. Ancak ‘As One’ (Tek Vücut)
davranış biçimi başlamak için iyi bir
yer. Kollektif performansın rekabet
avantajı yaratmanın anahtarı olduğunun
bilincinde olmak, konsantrasyona
kesinlikle yardımcı oluyor. Liderlerin
net bir strateji sahibi olması gerekiyor.
Zorlayıcı bir neden sahibi olmak ve
bunu efektif bir şekilde çalışanlarla
paylaşmak gerekir. Ekip üyeleri arasında
güçlü bir bağ olmalı. Aynı şekilde
ulaşmayı hedefledikleri yatırımlarla da
aralarında güçlü bir bağ olmalı. Bunun
gerçekleştirmekte liderin görevidir.
Son olarak; hedefler, liderlik tarzı ve
vazifelerin nasıl gerçekleştirildiğine
dair ortak algı arasında uyum
olmalıdır. Kitapta, mükemmel sonuçlara
ulaşılmasını sağlayacak çeşitli ‘Tek
Vücut’ yaklaşımlarından örneklere yer
veriliyor. Biz bunlardan 8’ini tespit ettik.
Ancak sayılarının daha fazla olduğuna
dair kafamızda en ufak bir soru işareti
yok. Önemli olan, duruma en uygun olan
yaklaşımı seçip uygulamaya koymak.
‘Tek beden herkese uyar’ (one-sizefits-all) tarzı bir yaklaşım mevcut değil.
Komuta ve kontrol işe yarayabilir ki bu
da acil durumlarda ve kriz anlarında
izlenebilecek tek yoldur. Ancak diğer
zamanlarda, esneklik ve özgürlük aslidir.
Farklı liderlik örnekleri aynı kuruluş
içerisinde bir arada var olabilirler.
Örneğin, AR-GE departmanı, büyük
ihtimalle pazarlama departmanından
çok daha farklı bir çalışma biçimine
sahip olacaktır. Burada esas olan, temel
değer ve ilkelerden taviz vermeden
esnek olabilmek.
Nisan 2012 ÖNCE KALİTE
82
YAŞAM
Olumsuz
düşüncelerden arının
Uzmanlar, sürekli olumsuz düşünen, bir işe başlayacağı zaman “Başarabilir
miyim?” kaygısı yaşayan ya da her an kötü bir şey olacakmış gibi tetikte
bekleyen insanların mutluluğu yakalamasının zor olduğunu söylüyorlar.
K
işinin karakterinden kaynaklanan
olumsuz düşüncelere bir de çevresindekiler eklendiğinde sorunun içinden çıkılmaz hal aldığına işaret eden uzmanlar, “Etrafına negatif enerji saçanlardan
uzak durun. Aksi takdirde umutsuzluk ve
güvensizlik hayatınızı karartabilir “ diye
uyarıyor.
ğı olabilecek, pozitif kitaplar okumaktır.
Bu kitaplar size dünyanın en güzel mucizesi olduğunuzu, düşlerinizi gerçekleştirebilecek gücünüz olduğunu anlatacak, en
önemlisi bunları gerçekleştirmek için ne
yapmanız gerektiği konusunda yol göstereceklerdir.
Pozitif kitaplar okuyun
Neşeli, başarılı, iyimser, istekli, olumlu düşünen bir kişi olmak istiyorsanız, bu özelliklere sahip kişilerle bir arada olun. Sü-
Çevrenizdeki olumsuz insanlardan etkilenmemenin bir yolu da size esin kaynaÖNCE KALİTE Nisan 2012
İyimser kişilerle bir arada olun
rekli öfkeli, üzgün, yaşama ve olaylara
olumsuz bakan insanlarla birlikte olursanız, ne kadar iyimser, neşeli, başarılı da
olsanız bir süre sonra bu nitelikleri kaybetmeye başlarsınız. Size, gereksinim duyduğunuz desteği verebilecek kişilerle birlikte olmaya özen gösterin. Eğer bu olumsuz kişilerin bir kısmı asla yaşamınızdan
çıkartamayacağınız aile yakınlarınız veya
sık görüştüğünüz kişiler ise ne zaman size
olumsuz sözler söylerlerse bunun tam tersini düşünün. Bu kesinlikle işe yarayacaktır.
Statistical Software
Eğer verilerinizi Minitab 16 ile analiz ediyorsanız, tüm kalite geliºtirme hedeflerinize ulaºmak artık
çok daha kolay. Dünya çapında ºirketlerin binlercesi Minitab 16’yı tercih ediyor, çünkü Minitab 16
size gerekli olan tüm araçları sunmakta ve analizlerinizde rehberlik etmek için geliºtirilen interaktif
Asistant menüsü ile kullanımı son derece kolaydır. Sadece iºinizi geliºtirmekle kalmayın, olumlu
yönde radikal değiºikliklere de imza atın.
www.minitab.com
İNOVA Danıºmanlık Ltd. ªti. Minitab 16 Türkiye Bağımsız Yerel
temsilcisidir ve Minitab 16 satıº ve teknik destek hizmetleri sunmaktadır.
Telefon: +90 312 210 13 44 www.inovadanismanlik.com.tr
INOVA_ManyChallenges_A4_TR-TR_05-20-11.indd 1
7/5/2011 9:57:37 AM

Benzer belgeler