alabilirsiniz

Transkript

alabilirsiniz
ALABİLİRSİNİZ
SAYI: 29
www.ngdergi.com
Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz...
Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği
gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Öğretmenler!
Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.
EDİTÖR
Geçmiş ve bugün
“Kütahya’da hala her köşe başında Osmanlı döneminden
kalma çeşmelerden su akar ve içilebilir. Tarih kokan konakların
bacaları tütmeye devam eder. Kütahyalı olduğum için ben
de her zaman bu büyünün etkisinde kalan birisi oldum.
Osmanlı’nın mistik havasının her an hissedildiği Kütahya’da
doğup büyüdüğümden, bu kültürün bende derin izler bıraktığını
söyleyebilirim. Şehrin sıcaklığını sınırlarından girdiğiniz an
hissedersiniz. Hoşgörü, anlayış, dostluk Kütahya’nın özüdür.”
Sema Güral Sürmeli’nin ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe
Özlem’ sergisinin açılışındaki konuşmasında dile getirdikleri,
adeta ailece Kütahya için hissettiklerimize tercüman oldu. Bizler
sadece Kütahya’da doğup büyümekle kalmayıp, her zaman
Gülden GÜRAL
Kütahyalı olma duygularıyla nefes alıp verdik. Hem kendimizi
hem de Kütahya adının geçtiği şirketimizi hep bu duygularla
yaşatmaya devam ettik. Dergimizin de kapağına taşıdığımız
Sema Güral Sürmeli imzalı koleksiyondaki her biri el ile işlenmiş
kaftanlar, armalar, nişanlar ve kılıçlar tasarımcının geçmişe
duyduğu saygının da başarılı bir yorumu. Üretimine 2009 yılında
başlanan koleksiyon tümüyle NG Kütahya Porselen fabrikasında
üretildi. Geçmişe bağlılığımızı yansıtan manevi değerlerimizle NG
Kütahya Porselen’in teknolojik başarısını bir araya getiren bu
eserler bizler için büyük bir gurur kaynağı.
NG dergimizi elektronik ortamda Turkcell Dergilik (iPhone, iPad
ve Android işletim sistemli cihazlardan) ayrıca Samsung eKitap ve
www.ngdergi.com adlı internet sitemizden de takip edebilirsiniz.
4
İÇİNDEKİLER
10
58
9 SERGİ Ünlü ressam Erol Akyavaş’ın
yaşamdaki yeri
İstanbul Modern’deki retrospektifi
44 SANAT VE PORSELEN Ressam
10 ETKİNLİK NG Kütahya Seramik
Ahmet Özel ve Figen Batı iç dünyalarını,
Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu
NG Kütahya Porselen’in beyaz tabaklarına
üyesi Sema Güral Sürmeli ‘Porselenden
aktardılar
Hayatlar-Geçmişe Özlem’ adını verdiği son
48 STİL Openstock ürünleriyle kendi
koleksiyonunu sergiledi
kombinlerinizi oluşturun
16 KİTAP Yaz sofralarınıza renk katacak
50 GEZİ Gecikmeli bir yaz tatili planlayanlar
tarifler içeren yemek kitapları
için denizin ve doğanın buluştuğu en güzel
20 YENİ SERİ SERAMİK NG Kütahya
sahilleri araştırdık
Seramik’in en yeni serileri Travers, Tesla,
54 MÜZİK Mercan Dede, müziğini ve
Mulya, Limba, Fosil ve Titanik
ruhunu besleyen İstanbul’u anlattı
18 YENİ SERİ PORSELEN Mitterteich
58 STİL NG Kütahya Porselen Naturaceram
Capris serisinin ‘Bahar’ kahvaltı takımları
serisinin yeni koleksiyonunda country çizgiler
26 SİNEMA Demet Akbağ, çekimleri
öne çıkıyor
devam eden ‘Hükümet Kadın 2’yi ve film
62 RÖPORTAJ Müzisyen Serdar Ateşer
senaryosundan yola çıkarak Güneydoğu’da
büyük şehirden uzaklaşıp yeniden
kadın olmayı anlattı
yapılandırdığı hayatını Ayvalık’ta geçiriyor
30 STİL Naturaceram’ın balık formlu
66 SAĞLIK Dr. Hayat Öz ameliyatsız estetik
turkuvaz serisiyle yaz serinliği
uygulamalardaki son trendleri anlattı
32 MİMAR İç mimar Ayhan Güneri ile
70 BESLENME Ali Dereli protein diyeti
A’Design Ödülleri’nde gösterdiği başarıyı
yapanlar için etin niteliğini masaya yatırdı
konuştuk
72 KOMBİN Porselensepeti.com’dan
36 KÜLTÜR MİRASI Yeşille dost
seçtiğimiz ürünlerle şık kombinler yarattık
Trabzon’un tarihi ve doğal güzelliklerini adım
78 GURME NG Güral Sapanca
adım gezdik
Wellness&Convention’ın mutfağında yaz için
40 PORSELEN SEPETİ
serin tatlılar hazırladık
Bayram ikramlarının için sınırsız sunum
82 TERMAL Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle
önerisi bulacağınız bir alışveriş sitesi
‘Kaplıcalarda tedavi ve sağlık geleneksel mi,
42 DÜNDEN BUGÜNE
bilimsel mi?’ sorusunu yanıtlıyor
Kadınların statü sembolü olarak moda
84 BİZDEN HABERLER
tarihine geçen yelpazelerin gündelik
98 BULMACA
SAYI: 29
AĞUSTOS 2013
İmtiyaz Sahibi
NG Kütahya Seramik Porselen
Turizm A.Ş. adına
Mustafa Elgün
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13
www.ngdergi.com
facebook.com/ngdergi
twitter.com/ngdergi
NG Dergisi, NG Kütahya Seramik
Porselen Turizm A.Ş. tarafından 3 ayda bir
yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
6
Yayına Hazırlayanlar
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Grubu, Barbaros Bulvarı, Cam Han,
No:153, Balmumcu, Beşiktaş
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
Tel: (0212) 354 30 00
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Yayıncılık A.Ş.
Editörler Şebnem Yıldız, Çiğdem
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Hasanoğlu, Zeliha Köşlü, Ayşegül Gürsel
Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe,
Fotoğraflar Agim Can, Canan Yetişti
İSTANBUL
Satkın, Füsun Gümeli
Tel: (0216) 585 90 00
SERGİ
EROL AKYAVAŞ
Renk ve desen ustası
İstanbul Modern’de mayıs ayında açılan retrospektif sergi,
Erol Akyavaş’ın yaklaşık 50 yıla yayılan sanat birikiminden
bir seçki üzerine kurulmuş. Yazı Emine Önel Kurt
8
Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun
yaptığı ve 290 yapıtın yer aldığı Akyavaş
retrospektifi, sanatçının Doğu-Batı
arasında sanat dünyası üzerinden
kurduğu özgün sentezini, perspektif ve
mimari düzenlemelerini, insan figürünü
merkez aldığı bilinçaltı arayışlarını ve
özellikle üretiminin son yıllarında ağırlık
verdiği farklı dünya kültürleri üzerine
gerçekleştirdiği çalışmalarını kapsıyor.
32 yılında İstanbul’da doğan Akyavaş, sanat ya-
de doğrudan dinsel bir öyküyü anlatma yoluna giderek İslam
şamını İstanbul, Paris ve ağırlıklı olarak da New
dini ve özellikle de tasavvufu açısından önemli olayları; Hallac-ı
York’da geçirdi, mimarlık eğitiminin ardından resim alanında
Mansur ve Nesimi gibi kişileri ele almıştır. “Kerbela”, “Hallac-ı
yoğunlaştı ve 1999 yılındaki ölümüne dek Türkiye, Avrupa ve
Mansur” ve “Miraçname” serilerinde, söz konusu öykülere ait
ABD’de çok sayıda kişisel sergi düzenledi. “Padişahların Zaferi”
simgeleri kullanır. Hallac-ı Mansur serisinde Kabe’yi hatırlatan
(1959) adlı çalışması 1961 yılında New York’taki Modern Sa-
formlar, spiral motifleri, tasavvufta değeri olan kırmızı, yeşil, si-
nat Müzesi’nin (MoMA) sürekli koleksiyonuna alındı ve Akyavaş
yah, mavi renklerini kullanmıştır. Hallac-ı Mansur serisi ile birlik-
MoMA’nın koleksiyonuna giren ilk Türk sanatçı oldu.
te resimleri daha da soyutlaşan Akyavaş “boşluk”u kullanmış,
19
Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun yaptığı ve 290 yapıtın
resim yüzeyini birkaç simge dışında neredeyse tamamen boş
yer aldığı Akyavaş retrospektifi, sanatçının Doğu-Batı arasında
bırakmıştır. Bu seride sık kullandığı, İslam inanışında ve hemen
sanat dünyası üzerinden kurduğu özgün sentezini, perspektif
hemen tüm inanışlarda en mükemmel form olarak kabul gören
ve mimari düzenlemelerini, insan figürünü merkez aldığı bilinçal-
daire ise, başlangıç noktası olan merkezindeki nokta ile bir ola-
tı arayışlarını ve özellikle üretiminin son yıllarında ağırlık verdiği
nı, yani Tanrıyı simgeler. Yine Hallac-ı Mansur serisinden 1987
farklı dünya kültürleri üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarını kap-
yılına tarihlenen bir örnekte, resmin neredeyse tüm yüzeyini
sıyor. Mimari imgeler, İslam estetiği, soyut ve figüratif unsurlar
kaplayan bir vav harfi görülür. Vav harfi, tasavvuf düşüncesinde
Akyavaş’ın resminde öne çıkan yanlardır. Sanatçının İslam hat
yaratan ile yaratılan arasındaki ilişkiyi simgeler. Akyavaş’ın yazı-
geleneğinden izler taşıyan simgelere ve İslam tasavvuf düşün-
yı kullanıldığı örneklerde yazının simgelediği değerin öne çıka-
cesi ile ilintili imgelere yer verdiği çalışmaları yapıt üretimde ay-
rılmaya çalışıldığı gözlemlenir. Akyavaş geleneksel motif ya da
rıcalıklı bir yer tutar. Bu çalışmalarında Arap alfabesinden bir
öyküleri resmine taşırken bunları modern sanatın kavramlarıyla
harfi resmin ana motifi olarak tek başına kullandığı gibi zaman
ilişkilendirir. İstanbul Modern’deki etkileyici sergi, ağustos ayı
zaman stilize edilmiş harflere yer vermiştir. 80’li yıllardaki işlerin-
sonuna kadar gezilebilir. 9
ETKİNLİK
SEMA GÜRAL SÜRMELİ
10
Osmanlı’nın ihtişamı
porselenin zarafeti ile buluştu
NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral
Sürmeli’nin ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’ adını verdiği son koleksiyonu
nostalji duygusundan hareketle, Osmanlı mirasını gelecek nesillere aktarıyor.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
11
ETKİNLİK
SEMA GÜRAL SÜRMELİ
ema Güral Sürmeli sadece
parça dan oluşan sanat eserlerinin üretimi
bir yönetici değil aynı za-
ve koleksiyonu oluşturma süreci tam dört
S
manda bir tasarımcı. Fakat
her şeyden öte O bir porselen aşığı.
Porselenden bahsederken gözleri her
zamankinden farklı ışıldıyor.
Dünyada
eskiye
Koleksiyona adını veren geçmişe
özlem, Sema Güral Sürmeli’nin yaşanmışlıklara değer veren aile gelene-
çok
ğinden kaynaklanıyor. “Ne mutlu ki,
porselenin
yaşanmışlıklara değer veren bir anne-
geçmişi
dayanan
yıl sürmüş.
Türkiye’deki mazisi en fazla 40
babanın evladıyım. Bu nedenle geçmişe
yıl öncesine gidiyor. Porselen
duyduğum özlem ve saygıyı, kendimce anlata-
henüz çok genç bir sektör ve
rak geleceğe miras bırakmayı görev bildim. His-
Türkiye’de
porselen
deyince
akıllara gelen ilk isimlerden NG Kütahya Porselen’in başarı serüveninde Sema Güral
Sürmeli’nin çok fazla katkısı var. Sema Güral Sürmeli köklerine bağlığa çok önem veriyor. Doğup büyüdüğü
settiğim bütün yoğun duyguları emeğimle birleştirerek
kuşaklar arası bir köprü kurmak istedim. Günümüzde bile
dünya çapında sanatçı ve tasarımcılara ilham kaynağı
olan kaftanlar, armalar, nişanlar, kılıçları yeniden yorumladım. İçimde geçmişten kalan ve yaşamaya
Kütahya’nın kalbindeki yeri çok ayrı… Kütahya O’na her ko-
devam eden ne varsa porselene aktardım.”
nuda ilham olmuş. ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’
‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Öz-
isimli son koleksiyonuna baktığımızda ve Sema Güral
lem’ koleksiyonu, 10 Mayıs tarihinde
Sürmeli’nin söylediklerine kulak verdiğimizde
bunu daha iyi anlıyoruz: “Kütahya’da hala
iş, sanat ve cemiyet hayatının önde gelenlerinin katıldığı Kuruçeşme Nicol’deki
her köşe başında Osmanlı döneminden
davette tanıtıldı. Davetlilerin arasında
kalma çeşmelerden su akar ve içile-
“Türk Sineması’nın Sultanı” Türkan Şo-
bilir. Tarih kokan konakların bacala-
ray da vardı. Sema Güral Sürmeli ser-
rı tütmeye devam eder. Kütahyalı
gi açılışında Türkan Şoray’ın Osmanlı
olduğum için ben de her zaman
kaftanı ile olan fotoğrafının porselen
bu büyünün etkisinde kalan birisi
üzerine
uyarlanmasıyla
tasarlanan
oldum. Osmanlı’nın mistik havası-
yemek takımını sultana armağan etti.
nın her an hissedildiği Kütahya’da
“Türk Sineması’nın Sultanı” bu sürpriz
doğup büyüdüğüm için bu kültürün
karşısında oldukça duygulandı ve şöy-
bende derin izler bıraktığını söyleyebilirim. Şehrin sıcaklığını sınırlarından girdiğiniz an hissedersiniz. Hoşgörü, anlayış,
dostluk Kütahya’nın özüdür.”
‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’ ko-
le dedi: “Benim için çok özel bir hediye
oldu. Çok mutlu oldum. Sergide gerçekten
birbirinden değerli, emek verilmiş ürünler var.
Sema Hanım’ı tebrik ediyorum.”
Sema Güral Sürmeli de Türkan Şoray’ın sergisini ziyaret et-
leksiyonunda her biri el ile işlenmiş kaftanlar,
mesinin kendisine gurur verdiğini ifade ederek, “Yıllarca Türkan
armalar, nişanlar ve kılıçlar yer alıyor. Üre-
Şoray’ın filmlerini ilgiyle, beğeniyle izledik. Şimdi onu yanımda
timine 2009 yılında başlanan koleksiyon,
görmek benim için çok anlamlı. Bu nedenle kendisine bir
dünyanın en büyük porselen üretim kapa-
sürpriz yapmak istedim ve ona özel bir armağan
sitesine sahip fabrikalarından biri olan NG
hazırladım” dedi. Kütahya Porselen fabrikasında üretilmiş.
Bisküvi pişirimi, sırlı pişirimi, sır üstü renklerin pişirimi, frit pişirimi, altın yaldız ve platin
dekor pişirimlerinin ardından porselenlerin
üzerine kumaş, zincir, tül, gümüş, Swarovski taşlar ile süslemeler yapılmış. Tam 2013
12
Koleksiyon Sema Güral
Sürmeli’nin hayatında çok önemli
bir yere sahip olan babası Nafi
Güral’a ithaf edilmiş.
13
ETKİNLİK
SEMA GÜRAL SÜRMELİ
‘Porselenden
Hayatlar-Geçmişe
Özlem’ koleksiyonu
10 Mayıs tarihinde
Sema Güral Sürmeli , Feriha Sargın,
Hediye Güral
iş, sanat ve cemiyet
hayatının önde
gelenlerinin katıldığı
Kuruçeşme Nicol’deki
davette tanıttı.
Davetlilerin arasında
“Türk Sineması’nın
ar
İsmail Ac
Sultanı” Türkan
Yelda-Erk
an-Hediy
e-Gülsüm
Güral
Şoray da vardı.
Türka
an Şoray ve
Sema Güral Sü
rmeli
Yelda-Erkan Güral
nal
umhur Ö
Sezen C
Ender Saraç
Ende
eli
al Sürm
a Güra
m
e
S
,
lu
ucuroğ
Ayşe K
Sema G
üral Sürm
eli,
Sitare Ak
dilek
Hüseyin Avni Mutlu, Nafi Güral, Sema
Güral Sürmeli
14
Begüm Şen
Feryal G
ülman
Arzu S
Sabancı
KİTAP
YEMEK
Birbirinden özel ve güzel
10 yemek kitabı
Yaz sofralarınıza renk katacak tarifler içeren yemek kitapları Anadolu’dan dünyaya uzanan bir
yelpazede sayısız yeni lezzetle tanışmanızı sağlayacak. Yazı Çiğdem Hasanoğlu
Süt Uyuyunca - Türkiye Peynirleri
Artun Ünsal, Yapı Kredi Yayınları.www.ykykultur.com
Avrupa’ya gidenler marketlerdeki, dükkanlardaki peynir reyonlarına bakıp “Bizde neden böyle peynirler yok diye sorarlar,” çünkü henüz Artun Ünsal tarafından kaleme alınan ‘Süt Uyuyunca’yı okumamışlardır. Halbuki Anadolu’nun dört bir yanında birçoğu binlerce yıllık geleneği sürdürerek üretilen yüzlerce peynir türü mevcut. Bizler sadece bunun
farkında değiliz! Salamura, beyaz peynir, kaşar ve tulumdan fazlasına sahibiz! Süt Uyuyunca’da
Türkiye’nin peynirlerine mercek tutan Artun Ünsal, önce peynirin Anadolu’daki tarihsel gelişimine bakıyor sonra da yöresel peynir çeşitlerini ve üretim tekniklerini
anlatıyor. Kitabın
son bölümünde ise peynirle yapılan Türk mutfağına özgü yemek ve tatlıları anlatıyor. Sayısız medeniyete kucak açmış coğrafyamızdaki süt kültürünün tarihçesi uzun bir maziye sahip.
Makarnanın Kitabı
Ebru Omurcalı, Alfa Basım Dağıtım. www.alfakitap.com
“Çorbanın Kitabı 1-2”, “Tatlının Kitabı”, “Binbir Gece Yemekleri” derken Ebru Omurcalı
makarnanın kitabını da yazdı. Filiz makarnanın sponsorluğunda çıkan Makarnanın Kitabı,
Alfa Kitap tarafından basılmış. Kitabın içeriğinde ise İtalyan usulü değil, Türkiye’ye özgü
tarifler yer alıyor. Anadolu’nun farklı kültürlerine ait yüzlerce tarif makarna ile buluşuyor.
Edirne’den, Van’dan Rize’den ve pek çok ilimizden tariflerle makarnalara soslar ve süsler
hazırlanıyor. Kitapta sırasıyla makarna kullanarak hazırlanan çorbalar, salatalar, sebzeli
makarnalar, beyaz etliler, kırmızı etliler, pilavlar ve tatlıların tarifleri yer alıyor.
Refika’nın Mutfağı-Cooking New İstanbul Style
Refika Birgül, Boyut Yayın Grubu. www.boyutstore.com
Refika’nın Mutfağı adındaki televizyon programından da tanıdığımız Refika Birgül yemeğe
muhabbeti ekleyen hoş tarzı ile gönlümüzde ayrı bir yere sahip. Refika’nın Mutfağı dört
ilke üzerine kurulu: Tat, yaratıcılık, estetik ve paylaşım. Bu dörtlüden yola çıkarak harikalar
yaratmanın sırları ise bu kitapta saklı. Refika’nın mutfağı yerel malzemeleri kullanarak ekonomik
tarifler hazırlamanın mümkün olduğunu kanıtlıyor. Geleneksel Türk mutfağının açtığı yoldan
ilerleyerek tarhana ve erişte gibi aşina olduğumuz ama neredeyse tatmayı bile unuttuğumuz
lezzetleri evinizde kısa bir sürede ve oldukça basit bir şekilde yapmanın yollarını gösteriyor.
Kadayıftan mantı, Türk suşisi gibi tarifler ile mutfakta yaratıcılığın sınırlarını zorluyor.
16
Antakya Yemekleri
Jale Balcı, Remzi Kitabevi. www.remzi.com.tr
Yıllarca finans sektöründe çalıştıktan sonra hobi olarak başladığı yemek işine profesyonelce
devam eden Jale Balcı’nın Antakya Mutfakları kitabı, çok kültürlü yapısı ile bilinen Antakya’nın
kültürü gibi eklektik mutfağına giriyor. Bir yandan Antik kentin tarihinde, sokaklarında, evlerinde
gezdirerek camilerini, kiliselerini, havralarını, türbelerini, tarihsel kimi yerlerini tanıtıyor, bir yandan
da birbirinden lezzetli yöresel yemekleri güzel fotoğraflar eşliğinde bizlerle paylaşıyor.
Gökkuşağından Lezzetler
Clara Seren Amram, Doğan Kitap. www.doğankitap.com.tr
Sağlıklı yaşam koçu olan Perulu Clara Seren Amram, Leon Amram ile evlenip
babası ve büyük dedelerinin de doğmuş oldukları İstanbul’a taşınmış. Evinin en sevdiği
köşesi olan mutfağında, “Fit Yiyecekler” konusunda bilgisini geliştirmiş ve doğanın
renklerinden yola çıkarak hazırladığı Gökkuşağından Lezzetler’i yazmış. Mutfakta sıra
dışı bir yaklaşım arayanlar için ideal bir beslenme biçimi hazırlayan Clara Seren Amram,
doğada her şeyin bir rengi, bir anlamı ve bir amacı olduğunu anlatarak, hem lezzetli
hem de vücudu arındıran farklı reçeteleriyle okurlarını sağlığa davet ediyor.
Gerçek Ekmek ve Ekmekle İlgili Tüm Gerçekler
Emine Şahin, Hayykitap. www.hayykitap.com
İnsanlığın en çok tükettiği gıda malzemesi nedir diye sormaya dahi gerek yok. Yanıtın ekmek
olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden ekmek hakkında sağlıklı mı değil mi gibi süregelen
tartışmalar bitmek bilmiyor. Gerçek Ekmek ve Ekmekle İlgili Tüm Gerçekler isimli kitap ise
ekmeğe dair bütün spekülasyonlara son veriyor. Kitabın yazarı Emine Şahin yıllarca ekmek
konusunda araştırmalar yapmış, İtalya’dan Yemen’e diyar diyar fırınları gezmiş. Sonunda
gerçek ekmeğin ne olduğunu ve nasıl yapıldığını öğrenmiş. Ekmeğe dair bütün püf noktalarını
öğrenebileceğiniz bu kitapta evde yapabileceğiniz ekmek tarifleri bulunuyor.
Bir O Yaka, Bir Bu Yaka
Gökçen Adar, Maria Ekmekçioğlu, İnkılap Kitabevi. www.inkılap.com
Kitabın tanıtımında en sevdiğimiz İkinci Yeni şairlerinden Edip Cansever’in bir
dizesine yer veriliyor: “İnsan yaşadığı toprağa benzer, havasına suyuna benzer…” Bir
O Yaka, Bir Bu Yaka’ya bakınca tarih boyunca birlikte yaşayan Ege’nin iki yakasındaki
insanların ruhuna ve mutfaklarına yansıyan benzerliği fark ediyor ve Cansever’e bir
kez daha hak veriyoruz. Gökçen Adar ve Maria Ekmekçioğlu’nun kaleminden doğru
şekilde pişirilmiş baklagiller, doğal gübre ve az suyla yetişen lezzetli sebze-meyveler,
buğday ve arpa unuyla yapılmış şahane ekmekler-peksimetler, taze koyun ve keçi
peynirleri, tadına başka hiçbir denizde bakamayacağınız balık ve deniz ürünleri tarifleri
muhteşem. Şiirsel sofralar hazırlamak isteyen herkes bu kitabı edinmeli!
17
KİTAP
YEMEK
Rakı Balık Ayvalık
Erkan Acurol, Arzu Acurol, İş Bankası Kültür Yayınları.
www.iskulturyayinlari.com.tr
Kitabının adını okuyunca bile insanın ağzı sulanıyor! Erkan Acurol ve Arzu
Acurol çifti tarafından hazırlanan Rakı Balık Ayvalık’ta rakı ile birlikte tüketildiğinde
efsaneye dönüşen Karides çorbası, taratorlu deniz börülcesi, patlıcan salatası,
deniz börülcesi, papalina, sahanaki, kabak çiçeği dolması, kremalı kürk helvası
başta olmak üzere pek çok mezenin tarifi yer alıyor. Yazarlarının on beş yıllık
incelemeleri sonucunda ortaya çıkan kitabı okuduğunuzda Ayvalık biletinizi
almanız kaçılmaz oluyor. Ege ve Akdeniz mutfağının en güzel örneklerinin
buluştuğu bir yer olan Ayvalık’ın neden bu kadar çok müdavimi olduğunu
gittiğinizde daha iyi anlayacaksınız. Çünkü Ayvalık, denizi ve mimari dokusunun
yanı sıra yeme ve içme kültürü bakımından son derece önemli bir merkez.
Anne, Ben Acıktım!
Sahrap Soysal, Doğan Kitap. www.doğankitap.com.tr
Patates, köfte, makarna başta olmak üzere çocukların sevdiği yemekler bellidir.
Hep aynı şeyi yemek isterler bıdıklar! Fakat anneler onlarla asla hemfikir değildir.
Sahrap Soysal’ın kitabı “Anne, Ben acıktım!” hem çocuklar hem de anneler için
harika tariflerle dolu. Türkiye yemek kültüründen uzaklaşmadan çocukların vitamin,
karbonhidrat, mineral değerlerine dikkat ederek hazırlanmış olan her ayrıntının
düşünüldüğü bu kitap hayatınızı kurtaracak.
Çadırdan Saraya Osmanlı Türk Mutfağı
Engin Akın, İş Bankası Kültür Yayınları.
www.iskulturyayinlari.com.tr
Orta Asya çadırlarından İstanbul saraylarına Türklerin temas ettikleri
toplulukların lezzetlerini kendi mutfaklarıyla nasıl hemhal ettiklerinin
öyküsünü anlatan Çadırdan Saraya Osmanlı Türk Mutfağı ilginç
ayrıntılarla dolu bir kitap. Ünlü gurme Engin Akın yaptığı eşsiz bir arşiv
çalışmasının ardından lk Türk kavimlerinden Uygur Türklerine, Orta
Asya’dan Anadolu’ya Türk yemek kültürü ve birbirinden lezzetli tarifler
ile tanıştırıyor okuyucuyu. Çorbalardan salatalara, mezelerden sebze
yemeklerine, et yemeklerinden deniz ürünlerine birbirinden lezzetli
tariflere Bekir İşçen’in harika fotoğrafları eşlik ediyor.
18
YENİ SERİ
SERAMİK
Yenilikçi yüzeyler
NG Kütahya Seramik Travers, Tesla,
Mulya, Limba, Fosil, Titanik serilerinin yenilikçi çizgileriyle etkileyici bir mimari dil yaratıyor.
Lüks sevenler için Limba
Ahşap ve parlak sevenler
için özel olarak üretilmiş
olan Limba serisi, ahşabın
güzelliğini lüksle buluşturuyor.
66x33 cm ve 66x16,5 cm
ebatlarında üretilen seri,
bej, bone, duman ve füme
renklerine sahip. Yaşam
alanlarına ışıltı ve aydınlık
kazandıran Limba serisi, farklı
renk kombinasyonları ile sıra
dışı mekanlar yaratıyor.
20
Antik dünyanın
habercisi Mulya
Antik ahşap dokulu,
mat yüzeyli ve rölyefli
dokusuyla Mulya,
mekanlarınıza antik bir
görüntü kazandırıyor.
Seri, 60x60 cm
ebatında üretiliyor.
Görsel bir şölenin izi Titanik
Ahşap sıcaklığında Travers
Minerallerin makro görüntülerinin
Antik ahşap dokulu, mat yüzeyli Travers serisi,
seramiğe taşındığı Titanik serisi,
doğallığı mekanlara taşıyor. 100x50 cm ve
parlak yüzeyli, 60x60 cm ölçülerinde,
100x16,5 cm ebatlarında, bej, bone ve kahve
bora ve buz renklerinde.
renkleri ile alternatifler sunuyor.
Açık alanların yıldızı Tesla
Ahşabın sıcak yüzü Fosil
Dış mekanlar için özel olarak
Fosilleşmiş ahşap görüntülerinden esinlenerek
tasarlanan Tesla, doğayla dost
tasarlanan Fosil serisi, iç ve dış mekanlara eşsiz
bir seri. Tesla’nın, 66x33 cm
güzellikler sunuyor. Bone ve toprak renklerine sahip
ölçüsünde, bej, kahve ve kızıl
olan seri 100x50 cm ebatlarında üretiliyor. Mat ve polish
renkleri bulunuyor.
(parlak) yüzey alternatifleri ile her zevke hitap ediyor.
21
YENİ SERİ
PORSELEN
Güne sıcak başlangıç
‘Caprice’ ve ‘Leonberg’ serilerinin
bahar kokan kahvaltı takımları güne
keyifle başlamanız için ideal.
Prodüksiyon Harun Topuz
Fotoğraflar Agim Can
22
Bu sayfada ‘Leonberg’ 6 kişilik, (42 parça)
7774 desen kahvaltı takımı, 309 TL.
Yan sayfada ‘Caprice’ 6 kişilik, (42 parça)
6077 desen kahvaltı takımı, 419 TL.
23
YENİ SERİ
PORSELEN
24
Bu sayfada ‘Leonberg’ 6 kişilik, (42 parça),
5064 desen kahvaltı takımı, 375 TL.
Yan sayfada ‘Caprice’ 6 kişilik, (42 parça),
7713 desen kahvaltı takımı, 419 TL.
‘Capris’ ve ‘Leonberg’ serilerinin doğa temalı
kahvaltı takımları ile bahar enerjisini evinize taşıyın.
25
TELEVİZYON
DEMET AKBAĞ
“Hükümet
Kadın 2” geliyor
Demet Akbağ
“Hükümet
Kadın”da gerçek bir
hikayeye can verdi.
Güneydoğu’nun ilk
kadın belediye başkanı
Xate’nin traji-komik
öyküsüyle güldürürken
hüzünlendirdi. Şubat
2012’de gösterime
girip 1.3 milyon kişi
tarafından izlenen
filmin şimdi devamı
geliyor. Usta oyuncu,
Arda Uskan’a filmini
ve Güneydoğu’yu
anlattı.
Yazı Arda Uskan
Fotoğraflar Engun Candemir
26
“Kadından belediye başkanı olur mu?” sorusunu soruyor herkes birbirine Hükümet Kadın’da...
Olur valla, neden olmasın... Doğru, “Hükümet Kadın”da
herkes bu soruyu birbirine soruyor... Xate, Türkiye’nin ilk kadın
belediye başkanı değil ama Güneydoğu’da ilkmiş.
Ne demek Xate?
Asıl belediye başkanı Xate’nin kocası, öyle değil mi?
Evet ama adam bir trafik kazasında ölünce oğlanlardan biri
yerine geçsin diyorlar ama; yok onun askerliği var yok diğeri
okuyor derken iş kadına kalıyor.
Nasıl yani belediye başkanlığı babadan oğula mı geçiyor?
Hanım demek Kürtçede... Sermiyan Midyat’ın babaanne-
Sistem öyle, orada babadan oğula geçiyor. Aynen Osmanlı
siymiş ve 1957-1960 yılları arasında Midyat’da belediye baş-
İmparatorluğu gibi. Bunlar hatırı sayılı bir aile zaten. Adam da
kanlığı yapmış.
zaten çok sevilen bir başkan. Köylülere hep yardım ediyor,
Sermiyan; “Demet Akbağ” oynamazsa ben bu senaryoyu yazmam demiş...
“Kafamda babaannemin hikayesini filme çekmek var, bunu
senaryo haline getirirsem Demet Akbağ oynasın istiyorum, gerekirse onu boş tarihine kadar beklerim” dermiş hep; karşılaştığımızda da bana aynı şeyi söyledi.
Hikayeyi ilk duyduğunuzda nasıl bir tepki verdiniz?
Beni iştahlandıran şey senaryo oldu. Şu sözler karşısında
küçük yaşta kızların evlendirilmesine karşı... Bir aile, kızını üç
beş koyuna satmaya kalkıyorsa hemen olaya el koyuyor, kıza
sahip çıkıyor.
Karşı çıkanlar da var herhalde...
Tabii, başta da söylediğin gibi “Kadından belediye başkanı
olur mu?”, “Xate hanım askerliğini yapmış mıdır” lafları gırla gidiyor önce...
Okuması yazması bile yokken nasıl başarılı oluyor?
hangi kadın oyuncu kayıtsız kalabilir; “1957’de babaannem
Çok azimli bir kadın... İmza atmak yerine parmak bas-
okuma yazma bilmeden belediye başkanlığı yaptı çok da başa-
mak, bir takım şeyleri becerememek gururuna dokunuyor.
rılı oldu, bu onun başarı öyküsü” dedi Sermiyan. Bunu duyunca
Oğulları da bunu kandırıyor. Mesela biri meyhane açacak;
uçtum tabii...
çocuklardan birini kafalıyor, “annene şu kağıdı imzalat, sana
Biraz da Xate hanımdan söz edelim...
da avanta veririm,” diyor... Kadın da okuma yazma bilmediği
Altı erkek, bir kız çocuğu olan sert, otoriter bir kadın. Orada
için basıyor mührü.
ataerkil bir düzen olsa da yine son söz onda bitiyor. Bir aşiret
ailesinin kızı zaten. Kocası da bir aşiretin oğlu, iki büyük aşiretin
çocukları evlenmiş anlayacağın...
Xate’nin intikamı acı olacak galiba...
Öyle... Bir gün bir bakıyor, öyle şeylere izin vermiş ki tam
rezillik... Bunu görünce birden tepesi atıyor “Vay siz benimle
‘Hükümet Kadın’da
Güneydoğu’nun ilk kadın
belediye başkanı Zekiye
Midyat’ı canlandıran Demet
Akbağ, filmin ikincisinde de
aynı rolü üstleniyor. 2010’da
Ata Demirer’le ‘Eyyvah
Eyvah’ta rol alan Akbağ,
2011’de çekilen ‘Eyyvah Eyvah 2’de de yine başroldeydi.
Devam filmlerini seven
Akbağ, 2001 ve 2004’te
ise ‘Vizontele’ ve ‘Vizontele
Tuuba’da ‘Siti Ana’ karakterini oynamıştı.
27
RÖPORTAJ
DEMET AKBAĞ
Demet Akbağ, Ercan
Kesal ve Sermiyan
Midyat’ın başrollerini
paylaşacağı ‘Hükümet
Kadın 2’nin çekimleri
şu sıralar Mardin’de
başladı.
dalga geçiyorsunuz, şerefimle oynuyorsunuz” diyor gidiyor köyün öğretmenine “Öğretmen tatile mi çıkıyorsun? Çıkmıyorsun,
Orası zaten Araplar, Kürtler ve Süryanilerden oluşan
bir mozaik görünümündeydi...
çünkü bana okuma yazma öğreteceksin...” diyor. Yalnız okuma
Birkaç dil konuşuluyor ama bu mozaik son zamanlarda ha-
yazma değil, sosyal bilgiler, inkilap tarihi filan da öğreniyor... Bir
fiften çatlamış gibi. Gördüğüm kadarıyla biraz Süryaniler küs-
de ilçeye müfettiş gelecek, ona da mahçup olmamak istiyor.
müşler. O coğrafya zaten sarı, yeşili az bir yer. Çocuklar çok
Midyat’ta iki ay bir otelde kalmak bunaltmadı mı
sizi?
fazla. Her evde en az altı-yedi çocuk var.
Başbakan’ın istediğinden de fazla...
Yok canım... Zaten bizden önce “Sıla” dizisinin oyuncula-
Ooo, çoktan aşmışlar. Biraz klasik olacak ama maalesef
rı kalmış aynı yerde. Zaten ben odamı biraz da eve çevirdim.
tarihimize sahip çıkamıyoruz. Hasankeyf bitmiş artık, baraj olu-
Küçük bir mutfağım oluşmuştu orada... Marketten alışverişimi
yor. Mor Gabriel Kilisesi var ki ilk defa biz girip çekim yapabildik.
yapıyorum, mesela ton balıklı salata yapabiliyordum odamda.
Orası da şu anda mahkemelik. Süryanilerin elinden alacaklar-
Bir tost makinesi aldım. Tabii bölgede çok güzel yemekler var
mış... Çocuklarının okuduğu tek okul orası.
ama çoğunlukla et ağırlıklı...
Yerel yemeklerden ağzımızı sulandıracak bir şeyler
var mı, biraz anlatın...
Mesela semürsek diye börekleri var, biraz çiğ böreğe benziyor... İçli köfteleri muhteşem. Tabii çok lezzetli et yemekleri,
kavurmaları filan da var ama biraz ağır geliyordu bana.
Bir de terör olayları var...
Tabii... Yaşanan terör orayı da yıpratmış.
Siz de bir röportajınızda “iç savaş” demişsiniz haklı
olarak...
Nedense o sözüm tuhaf karşılandı... “Ne zaman bitecek
bu savaş” lafı 30 yıldır dilimizden düşmüyor. Orada bir terör
“Hükümet Kadın”ın bir politik mesajı var mı?
yaşandığını bilmemek mümkün mü? Savaş dediğimde birile-
Hayır. Bu ironik durumla insanları güldürmek, bunu yapar-
rini aklamak gibi bir derdim yok. Bu iş kan davasına dönmedi
ken de aslında içinde biraz da hüzün barındıran o coğrafyada
mi? İnsanlar birbirine kinlendi. Çocuklarımız oraya askerlik
yaşananları aktarmak istedik. Mesela o devirde köyde büyük
görevlerini yapmaya gidiyorlar, canlı mı gelecek, ölü mü gele-
bir su problemi yaşanıyor. Çocuğunu kuyuda yıkayanlar, yağ-
cek belli değil. Diğerleri çoğu zaman sivil insanları hedef alan
mur suyu biriktirenler artık işin şakaları haline geliyor.
canice eylemler yapıyorlar.
Peki bugün nasıl Mardin ve Midyat?
Ben daha önce görmemiştim Mardin’i... İlk kez gittim ve
iki aya yakın kaldım. Özellikle Suriye’deki olaylar çok etkilemiş
bölgeyi. Bir de Süryanilerden çok göç eden olmuş...
28
Bu savaş değil de ne diyorsunuz? Peki, Başbakan’ın
Kürt açılımı için ne düşünüyorsunuz?
Umutlanmaz mı insan... İlk defa böylesine bir diyalog zemini
hazırlandı. STİL
NATURACERAM
30
SERİN SULARIN
SICAK FORMU
Balık tutkunlarına müjde! Sofranızı çok yakın bir zamanda porselensepeti.com
sitesinde ve NG Kütahya Porselen mağazalarında bulabileceğiniz balık serisi ürünlerle
donatabileceksiniz. Prodüksiyon Harun Topuz, Fotoğraflar Agim Can
En üstte soldan sağa 14 cm eninde kase, 19 cm çapında
tabak, 39 cm eninde kayık tabak, 10 cm yüksekliğinde vazo.
Ortada soldan sağa 21 cm eninde kayık tabak, 12 cm
yüksekliğinde sosluk, tuzluk, kürdanlık.
Altta soldan sağa 13 cm çapında şekerlik, 25 cm çapında
istiridye formlu tabak, 13 cm çapında kase, çay fincanı.
31
RÖPORTAJ
AYHAN GÜNERİ
Teknolojik&estetik
İç mimar Ayhan Güneri ile A’Design Ödülleri’nde kazandığı
başarısı ve tasarıma yaklaşımı hakkında konuştuk. Yazı Şebnem Yıldız
‘Chameleon’; A’Design Awards, İç Mekan ve
Sergi Tasarımı kategorisi, Altın Tasarım Ödülü.
32
“Tasarımın ihtiyaçlara cevap veren olgusunun estetikle bütünleştiği nokta,
‘form mu yoksa işlev mi?’ kavramlarını da beraberinde getirmiştir. Her mekan,
kullanıcıları ve ihtiyaçları ile var olur… Özel yaşam alanının ise içinde yaşayanların
ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekir; bazen, kitlelerin kullandığı ticari veya toplumun
kullandığı kamusal alandır. Her birinin çözüm ve çizgi arayışındaki tutum, diğerinden farklılıklar gösterir,” diyor İç mimar Ayhan Güneri. Onunla kazandığı A’Design
tasarım ödülü ve yaklaşımları ile ilgili söyleştik.
Tasarıma temel bakış açınız nedir?
İşlev çözümlemeleri belli kurallar içinde gelişirken, form arayışı olabildiğince özgürdür. İşlev çözümü için form arayışı ve formun varoluşunu destekleyen işlev çözümlemelerini paralellikle yürüterek ve tekrar tekrar tasarımlarımızı
elden geçirerek; her iki kavramdan vazgeçmeden oluşturduğumuz mekanlar
ile temel felsefemiz zaman içinde oluştu.
Euromar için tasarladığınız showroom projeleri ile A ‘Design Awards’da
ödüller aldınız. Bu projeleriniz ile ilgili konuşabilir miyiz?
Avrupa Birliği’nin en kapsamlı yarışması kabul edilen A’Design Award, farklı 80
kategoride düzenleniyor. Yarışmada tasarımlarımız İç mimarlık dalında iki Altın, bir
Gümüş ve bir Bronz Tasarım Ödülü olmak üzere, toplam dört ödüle layık görüldü. Euromar showroom çalışmasında ürün tipleri, kullanım kategorileri, üretim ve
pazarlama yöntemlerini tasarım kıstasları olarak projelendirdik. 450 metrekarelik
mekan, üç showroom, bir lounge ve kafeden oluşuyor. Sergileme mekanlarına hizmet veren lounge, ‘teknoloji’ temasıyla kurgulandı. Tavan ve duvarlardaki teknolojik
çizgiler tüm showroom’larda sergilenen, ithal edilen ve bina ile bitişik fabrikada imal
edilen ayakkabıların teknolojilerini ifade eden çizgilerle tasarlandı. Ayakkabı kategorilerine göre üç farklı temada çalıştık. İlk showroom’da mekanın mobilya parçaları
sanki enjeksiyon kalıplarda imal edilip, bir araya gelmiş gibi duruyor. Ortaya odaklanmış, barissol ve LED aydınlatma sistemleri ile oluşturulan eğik dairesel formlu bir
tavan var. Bu mekanda dört modülde değişik branş ayakkabıları sergilenmekte.
Döşemesinde parlak ral uygulama epoksi kaplama var. Bu teknolojik görselliği yumuşatan, tavandaki iri dikiş izleri. Duvarlardaki sergileme modüllerinin geri planlarında kullanılan özel grafik tasarımlı inkjet (püskürtmeli) baskılar mekanı tamamlıyor.
İkinci showroom’da, dilimlenerek filelere dizilmiş dere taşları, döşeme kaplamasını;
buffalo derisi taklidi dikişli paneller, duvar modüllerini; liflenerek ayrıştırılmış bambu kağıtlar, duvarları oluştururken, tüm mekanı oval formda Amerikan ceviz latalar
çepeçevre sarmakta. Doğayı temsil eden üçüncü showroom’da, beton dokuda
hapsolmuş doğal ahşap mekanın uç noktalarında gökyüzünü temsil eden mavi,
tavana doğru yükseliyor ve bir ağ gibi mekanı çepeçevre sarmalıyor.
Kaç yıldır tasarım projeleri gerçekleştiriyorsunuz? Genelde yoğunlaştığınız proje tipleri var mı?
2000’den bugüne çeşitli markalar için tasarım, proje ve imalatla ruhunda
yaşam barındıran mekanlar oluşturduk. Bunlar bazen özel yaşam alanları, çoğunlukla ticari mekanlardı. Yeni dönemde ürün, ambalaj, elektronik, grafik ve
hizmet tasarımları da ilgi alanımızda.
Bir projeyi ele alırken nasıl bir süreç yaşıyorsunuz?
Müşteri talebiyle tetiklenen süreç, mekanın fiziksel koşullarının tespiti ile ve
müşteri brifi ile başlıyor. Projenin ihtiyaç tespitleri, elde edilmek istenen asgari
33
RÖPORTAJ
AYHAN GÜNERİ
Solda ‘From The Nature’;
A’Design İç Mekan ve
Sergi Tasarımı kategorisi,
Bronz Tasarım Ödülü.
Altta‘Segmantation’;
A’Design İç Mekan ve
Sergi Tasarımı kategorisi,
Altın Tasarım Ödülü.
görsel sonuç ve bütçe tespitleri sonrası, kavramsal, tasarım, ni-
Çocuk giyimi üreten bir firma için fabrika showroom ça-
hai ve uygulama projeleriyle devam ediyor. Her safha tekrar tek-
lışmaları, bir saat firması için hazırladığımız mağaza konsept
rar elden geçiyor ve projelerin tamamlayıcısı olan metraj - maliyet
çalışmaları, bir jean firması için kurumsal kimlik çalışmasını
tespitleri ile uygulamaya hazır hale geliyor. Sonra saha ve atölye-
destekleyen mekan ve ürün sunumu tasarım çalışmaları, ya-
lerde yoğun bir uygulama safhası yaşanarak mekan var ediliyor.
rışmalara katılımlar için hazırlandığımız projeler şu anda gün-
Çalışmayı en çok tercih ettiğiniz malzemeler nelerdir?
demimizde. www.ayhanguneri.com
Doğal ve sentetik her tür malzemeyi kullanırken, malzemenin nihai işleniş yöntemindeki değişikliklerle farklılığa ulaşmak
tercih ettiğimiz bir metot. Bununla birlikte; vallchromat - barrisol
- bencore - corian - imibeton gibi malzemeler ile LED ve smd
LED aydınlatmalar, vertigo görüntü sistemleri ve tamamlayıcı
teknolojik ürünlere ilgimiz çok yüksek.
HAKKIMIZDA...
Sizce bir mekan tasarımını heyecanlı kılan faktörler nelerdir?
Tasarım olgusuna insanın fiziksel ihtiyaçları kadar, psikolojik
NG Kütahya Seramik ürünleri hakknda ne
düünüyorsunuz?
ihtiyaçlarını da dahil ederek bireylerde mekanı kullanma isteği
NG Kütahya Seramik ilgi ve beğeni ile takip
dürtüsünü harekete geçirebilmeyi başarabilmek, mekan tasa-
ettiğimiz bir koleksiyona sahip. 2004-2008
rım olgusunun en heyecan verici faktörüdür.
yılları arasında mağaza konseptlerini hazırlayıp
Uygulama ile ilgili ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz?
uygulamalarını yaptığımız Flo ve Collezione
Alışılagelmiş imalat tekniklerinin dışında yenilerini irdeleme-
mağazaları için ‘Ararat’ serisini seçtik.
miz ve denememiz, uygulamadaki en önemli zorluğumuz. Yo-
Konseptlerini hazırladığımız bu iki firmanın
lunuzu tasarım ve imalat tekniğini araştırarak siz bulmaya çalı-
birçok mağazalarında; dayanıklılığı ve görsel
şıyorsunuz. Yeni denenen her şeyde hata yapma olasılığı çok
etkisi son derece başarılı olan NG Kütahya
yüksek. Bu imalat süresi ve maliyetini de etkiliyor.
Seramik ürünleri kullanıldı.
Gündemde olan diğer projelerinizi öğrenebilir miyiz?
34
KÜLTÜR MİRASI
TRABZON
Geniş
bir yeşilsahip
kartelasına
olan
Trabzon,
tepelerdeki
köylere
çıktıkça
gözmanzaralar
kamaştıran
sunuyor
Yapım Ayşegül Gürsel
Fotoğraflar Kadir Aşnaz, Sabah arşiv
Saklı kalanlar
Şehir merkezinde
turlarken, eski
kentin izlerini elinden
geldiğince yansıtan,
aralarda kalmış tarihi
binaları görmek
mümkün.
Doya doya
Karadeniz
36
V
Şehir planlamasından nasibini almış,
kentleşmenin
doruklarına
ha ulaştı
k
l
d
kl
h
l
ha ulaşacak bir seviyede, yeşille dost
Trabzon’da, çay ve fındıkla komşuculuk
oynayarak temiz havayı ciğerlerimizin en
ücra köşelerine kadar çektik.
Hediyelik
Çarşıda pek çok yerde
karşınıza çıkacak
rengarenk eşarp ve
şallar, Trabzon’dan hatıra
götürmek isteyenler için
ideal seçeneklerden.
Burası Trabzon
Trabzon’a kadar gelmişken
bir Temel, kemençe ya da
hamsi görmeden dönmek
olmazdı. Gerçeğini isterseniz
de balıkçı damlarına
uğramanız yeterli. Bedesten
Çarşısı, şehrin en belirgin
tarihi noktalarından biri.
Bu küçük alanda bakır
kaplardan hediyelik eşyalara
kadar pek çok
şey bulabilirsiniz.
olca balık, bolca yeşil, bolca güzel yemek ve araya
o yeşil doku capcanlı bir şekilde karşınızda duruyor. Hele bir de
serpiştirilmiş şehir hali… Bir yandan yapılaşmanın hız-
yağmur yağdı mı… Önce köydeki temiz havanın kokusunu içimize
B
la devam ettiği Trabzon, diğer tarafıyla başka yerlerde
çekip, ardından denizin mis gibi kokusuyla bambaşka bir huzura
pek sık karşınıza çıkamayacak doğal bir tablo sunuyor. Şehir bu
eriyoruz. Sola baksanız yemyeşil bir tablo, sağa baksanız deniz ve
kadar gelişmiş olmasına rağmen, şehircilik anlayışı her şeyi yıkmayı
ufuk çizgisinin mükemmel buluşmasını görüyorsunuz. Şansınız ya-
başaramamış. Geleneksel doku kendini hala ara ara da olsa, his-
ver giderse, güneşin doğuşuna ya da batışına da denk gelebilirsiniz.
settiriyor. Kafanızı kaldırıp tepelere baktığınızda Karadeniz’e özgü
Bu anlatılmaz yaşanır anları görebileceğiniz en enfes noktalardan
37
KÜLTÜR MİRASI
TRABZON
Trabzon
denince
akla
ilkbirigelenlerden
olan şehrin
bakırcılık,
merkezindeki
çarşıda,
eski
ihtişamıyla
olmasa
da, halen
devam ediyor.
biri de merkeze yakın bir noktada, adeta denizin üstüne kurulmuş
direği Bedesten Çarşısı içinde hayalimdeki Trabzon’a dair pek çok
balıkçı damları. Bu damlar kimileri için yazlık ev; kimileri için ise, bir
şey bulabiliyorum. Hamsi anahtarlıklar, Temel magnetleri ve bakı-
kaçış noktası. Leb-i derya konumundaki bu damlarda hemen her-
rın kullanıldığı pek çok farklı eşya. Etrafındaki mağazalardan kendini
kesin bir balıkçı teknesi var. Sabah hava aydınlanmadan ya da gece
kurtarmış küçük bir çarşı burası. Çarşının bir girişinden girip, diğe-
hava karardıktan sonra balığa çıkmak onlar için ayrı bir keyif. İçeride
rinden çıkıyoruz. Çıktığımız sokakta da yine bakırcıları görmeye de-
bir koltuk ve bir masa… İki katlı bu kutu gibi balıkçı damlarının gi-
vam ediyoruz. Derken karşımıza bakırcı Zekeriya Bey çıkıyor ve bize
riş katı teknelere ait. Bu sayede, vakti geldiğinde bir çırpıda denize
anlatmaya başlıyor. Bakırla maksimum iki saat çalışmak gerekirmiş;
indiriliveriyorlar. Başlarda çok makul fiyatlara satılan bu damlar, şu
aksi takdirde tüm simetriyi kaybedermişsiniz. En ince detayları he-
an o zamankinin beş katı fiyata alıcı buluyormuş. Karşınızda deniz,
saplanarak işlenen ve boyanan bakırlardan şişeler, kaplar, tavalar
denizin üstünde bir ev; adeta bir Boğaz havası! Trabzon, merkezi
gösteriyor Zekeriya Bey bize; ardın da herkese birer ‘yakışıklı çay’
parkıyla, iş merkezleriyle, mağazalarıyla ve işlek caddeleriyle tarihi
söylüyor. Biz çaylarımızı içerken o da bir yandan işin inceliklerinden
bir araya getiriyor. ‘Ben daha geleneksel bir şeyler düşünmüştüm’
bahsediyor, diğer yandan kendisinin babasından öğrenerek yaptığı
dediğim noktada karşıma Bedesten Çarşısı çıkıyor. Tarihin kuvvetli
birbirinden güzel bakır eşyaları gösteriyor. 38
ALIŞVERİŞ
porselensepeti.com
BAYRAM ÖNERİLERİ
Konuklarınızı ağırlarken şık sunumlar yaratmak için mutfağınızı zenginleştirin.
Porselensepeti.com adresindeki renkli seçenekler size ilham verecektir.
7069 desen ‘Gözde’ (30 parça)
yemek takımı, 210 TL.
7649 desen, fine bone (24 parça)
yemek takımı, 75 TL.
Soldan sağa ‘Divani’ omlet tenceresi, 95 TL.
Tencere, 149 TL. Bakır tava, 115 TL.
40
7674 desen ‘Caprice’ (42 parça)
6 kişilik kahvaltı takımı, 419 TL.
1 litrelik şişe, 79 TL.
‘Ömür’ tek kişilik
kahve fincanı
sevdikleriniz için güzel bir
hediye seçeneği, 58 TL.
‘Çisil’ (22 parça) ikram seti, 75 TL.
‘Silvia Saten’ 24 parça
yemek takımı, (6 kişilik), 299 TL.
Mevlevi çaydanlık takımı, 189 TL.
KOD.01FH-462891
mıknatıslı nihale, 49 TL.
Retro baharat seti, (7’li) 72 TL.
41
b
o
m
lü y
e
s
t
e
e
lp
f
a
ra
ze
Za
DÜNDEN BUGÜNE
YELPAZE
Tamamen pragmatik bir şekilde doğan, klimaların atası yelpaze, yüzyıllar içinde
bir serinleme aracı olmanın yanında, kadınların kıyafetlerini tamamlayan aksesuarlardan
biri haline gelerek zarafet kervanındaki yerini aldı. Yazı Ayşegül Gürsel
Mayıs’ta Artam Antik A.Ş. işbirliği ile Sabancı Üni-
Chou Hanedanlığı döneminde olduğu düşünülüyor. Araştır-
versitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılan Geç-
mada, yelpazenin Avrupa’da M.Ö. 4. yüzyılda Yunanistan’da
mişten Günümüze Yelpaze sergisi, günlük hayatımıza bu denli
kullanıldığını gösteriyor. Sonrasında yelpazenin Avrupa’ya
yerleşmiş bu şık serinleme aracının tarihine farklı bir bakış ge-
yayılması için birkaç yüzyıl öteye gidip altıncı yüzyıla bakmak
tiriyor. Yelpazenin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eski.
gerekiyor. Mısır’da ortaya çıkan hiyeroglifler de M.Ö üç binli
Sıcaktan korunmak, serinlemek, böcek ve sinekleri kovmak
yıllarda yelpazelerin yerini almış olduğunu gösteriyor. Thabes
amacıyla kullanılan yelpazelerin farklı formlarının hemen he-
Tapınağı’nda fresklerde III. Ramses’in eşlikçilerinin elinde yel-
men tüm kültürlerde kullanıldığını görüyoruz. Yelpazenin tüm
pazeler olduğu görülüyor. Tutankamon’un devekuşu tüyün-
bu koruyucu özelliklerinin yanında, görsel anlamdaki göreviy-
den yapılmış yelpazesi de bugün Mısır Kahire Müzesi’nin en
le de moda tarihinde ayrı bir yeri var. Mısır’dan Hindistan’a,
gözde parçalarından biri olarak sergileniyor. Hindistan’da da
Roma’dan Japonya’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayılan bu
durum benzer şekilde seyrediyor. İlk yelpazeler yine ağaç yap-
asalet timsali aksesuar, farklı coğrafyalarda pek çok farklı for-
raklarından yapılmış ve ardından kuş tüyünden yapılan yelpa-
ma bürünmüş.
zelerle geleneksel forma ulaşılmış. Şüphesiz bu coğrafyada,
29
Yelpazeye ilk sanatsal formu Çinliler kazandırmış. En baş-
yelpazenin hakkını vererek kullananlar arasında başları tıraşlı
ta kuş tüylerinden ve ağaç yapraklarından yapılan yelpazeler
Buda rahipleri yer almış. Sıcak iklimiyle nam salmış Arap coğ-
zaman içerisinde ipek ve bambu gibi farklı malzemelerden
rafyasında da yelpazelerin bir serinleme aracı olarak üstlendiği
üretilmeye başlanmış. Yelpazeyi Çin’de ilk kullanan kişinin ise
rol önemli bir yer tutuyor. Ancak buradaki olay, biraz daha sı-
42
nıfınızı, rütbenizi belli etme boyutuna taşınıyor. Zira, Hıristiyan
heykel formuna büründü. 18. yüzyıl’da ise yelpazeler, seya-
coğrafyasında yönetici sınıf, tüylerden üretilen yelpazeyi taşı-
hatlare çıkan Avrupalı soyluların hatıra olarak aldığı eşyalar
yordu. Ortaçağda yelpaze kullanımı konusunda pek az bilgi
arasında yerini almaya başladı.
olmasına karşın elimizde olanlar Hıristiyan kiliselerinde, ayinde
Yelpazenin şıklıkta zirveye oturduğu noktanın Rokoko dö-
mistik bir atmosfer yaratmak amacıyla kullanıldığını gösteri-
nemiyle başladığını söylemek pek de yanlış olmaz. Süsten,
yor. ‘Flabellum’ adı verilen yelpazeler, 13. yüzyıla gelindiğinde
şaşaadan ziyadesiyle nasibini almış bu süreçte, modanın di-
yelpazeler artık günlük yaşamda da yerini almaya başlıyor.
şiliği doruk noktasına ulaşmış, yelpazeler de kartpostallarda
Rönesans’ın kalbinin attığı İtalya’da meydana gelen sanatsal
dahi birer süs eşyası olarak yerlerini almışlardır. Fransız Dev-
ve bilimsel gelişmelerden moda da nasibini alıyor ve yelpaze
rimi sürecinde yelpazenin şıklığı, modayı boş verme halinden
bu dönemde farklı bir boyuta taşınıyor. 1500’lerin ilk yarısın-
etkilendiyse de varlığını yitirmemiştir.
dan önce hastanelerde yelpaze olarak kabul edilen sineklikler
Osmanlı sultanlarından İngiltere Kraliçesi’ne, Fransız saray-
kullanılıyordu. Soylular arasında ise bayrak formlular yaygındı.
larından Çin hanedanlarına kadar uzanan yelpaze, dönemsel
Şüphesiz, İtalya’da pek çok sanatsal değişimin merkezinde
olarak form değiştirerek pek çok coğrafyayı gezdi ve günümüze
bulunan Mediciler, yelpaze konusunda da rol aldı. 17. yüzyıl-
ulaştı. Zaman zaman süslenen, zaman zaman olabildiğince sa-
da dantel, Rönesans’taki kıyafetlerin ardından, yelpazelerde
deleştirilen yelpaze kimi zaman sineklere karşı, kimi zaman da
de yerini almaya başladı. Barok dönem Fransa’sında, dantel
bunaltan sıcaklara karşı en sadık silahlarımızdan biri olmaya de-
yelpazeler renkli kurdele ve nakışlarla adeta gösterişli birer
vam ediyor. *SÜSSM’nin sergi kataloğundan faydalanılmıştır.
43
SANAT&
PORSELEN
PORSELEN YÜZEYLERDE
DUYGU FIRTINASI
NG Kütahya Porselen’in beyaz tabakları sanatçıların iç yolculuklarının aynası
oldular. Bu sayımızda Ressam Figen Batı ve Ahmet Özel, resim serüvenlerini
özetleyen porselen tabaklar hazırladılar. Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu, Deniz Doğan
Ahmet Özel
1982’de IDGSA Yüksek Resim Bölümü’nden
mezun olan Ahmet Özel, 1987-88’de İtalyan
Sanat Bursu ile bir yıl Roma ve Floransa’da
sanat araştırmaları yaptı, resim restorasyonu
ve ekspertiz konusunda eğitim gördü.
1985-1997 tarihleri arasında MSÜ Resim
Heykel Müzesi’nde görev yapan Özel’in
eserleri Akbank, Garanti Bankasi gibi kurum
koleksiyonlarının yanı sıra; Moskova Çağdas
Sanatlar Müzesi’nde, Tonami Belediye
koleksiyonunda (Japonya) ve çeşitli yurtiçi
ve yurtdisi (Amerika Birleşik Devletleri,
Rusya, İtalya, Almanya ve Japonya) özel
koleksiyonlarında yer almakta. Resim
çalışmalarını kendi atölyesinde sürdüren
sanatçı aynı zamanda Yeni Yüzyıl Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Öğretim Üyeliği
görevine de devam ediyor.
44
“Renk ve biçimlerden oluşan resim dilim, tuvalde ya da bu kez olduğu gibi
porselen tabak yüzeyi üstünde disiplinli ve kontrollü bir yapı içerinde şekil
alırken, soyut ve somut arasında gidip gelen formlar, rengin açık-koyu etkisi ile
yerlerini buluyor. NG Kütahya Porselen’in beyaz tabağı üstündeki bu çalışmam,
son dönemlerinde ele aldığım ‘karşılaşmalar’ ve ’aura’ temasıyla bağlantılı.”
Kendi hakikatiyle sanatsal yaratım süreçlerinde çoğu kez düşünceyi ve kavramsal göstergeleri aşarak salt sezgisel bir eylemle
kendi dehlizlerinin karmaşık dolambaçlarında yol alan Ahmet Özel, sergilediği özgür oyunlar içinde yepyeni biçimlerini de ortaya
koyuyor. Bu biçimler, sanatçının evren kurgusu içinde ilk yaratılışın değişik boyutlarda resmin yüzeyinde kımıldaması.
45
SANAT&
PORSELEN
Figen Batı
Figen Batı, 1989 yılında Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’ndan mezun
oldu. ‘Çağdaş Mimaride Resim’ adlı teziyle 1996’da aynı
üniversitede yüksek lisans yaptı. Yurtiçi ve yurtdışında birçok
özel koleksiyonda eserleri bulunan sanatçı, çalışmalarına
Erenköy’deki atölyesinde devam ediyor. Çağdaş
malzemelerin getirdiği yeni anlatım olanaklarını deneyen
sanatçı bir dönem, camın derinlik kavramına kattığı ifade
biçiminden yararlanarak cam heykeller de üretti. Camın billur
tabakalarında oluşan ışık ve gölgelerin insanın derinliklerindeki
buluşmasını heyecanla izleyen Batı, resimlerinde de ışığın
derinlik içerisindeki büyüleyici yolculuğuna eşlik ediyor.
46
“Bu
beyaz
tabağın
yüzeyine,
patlamaya
hazır
renk
öğelerinin
ve
doğanın
ritmini yakalayan kımıldamaların dinamiksel ahengini taşımak istedim.”
Müfit İşler sanatçının çalışmaları ile ilgili yazısında, “Figen Batı’nın çalışmalarında önce fikri yakaladığı ve sonra o fikri bozma isteğiyle
hayat enerjisini çoğalttığının ipuçlarını alırız hep… Bu durum bir telaşın ipuçlarını ele verir. O telaş, resme gizli bir empresyon olarak
yansır. Ama bu empresyon, onun iç evreninden gelir, dışarıda gördüğünü yansıtmak değildir. Mantıklı ama hayata dair renkler,
belirgin majör-minör ilişki etrafında kendi kozmoslarını oluşturur veya yaratırlar…” diyor. NG Kütahya Porselen’in bu beyaz tabağı
üzerinde beliren güçlü renkler de sanatçının tuvalinden porselen yüzeye taşıdığı empresyonun ta kendisi...
47
ALIŞVERİŞ
OPEN STOCK
GZ28YT61066903 7 kişilik, (28 parça)
66903 desen, yemek takımı, 195 TL.
Bahar tadında sofralar
48
GZ28YT61066904 7 kişilik,
(28 parça) 66904 desen,
yemek takımı, 195 TL.
GZ28YT61066905 7 kişilik,
(28 parça) 66905 desen,
yemek takımı, 195 TL.
Bu sayfalardaki her bir ürünü tek tek alıp kendi setinizi oluşturabileceğiniz gibi,
porselensepeti.com adresinin yaptığı üzere hazır setlerden birini de seçebilirsiniz.
Prodüksiyon Harun Topuz, Fotoğraflar Agim Can
49
GEZİ
ÜNLÜ PLAJLAR
Cennet Plajlar
Dünyaca ünlü bu sekiz plajda sonbahar bir başka güzel... Gecikmeli bir yaz ta
tatili
planlayanlar için denizin ve doğanın buluştuğu en güzel sahilleri araştırdık. Ya
Yazı Ayşegül Gürsel
GRACE KÖRFEZİ, TURKS VE CAICOS ADALARI
Turks ve Caicos Adaları Karayipler’de, Kuzey Atlas Okyanusu’nda yer alan iki
takım adadan oluşuyor. Providenciales’te bulunan yaklaşık sekiz kilometre uzunluğundaki Grace Körfezi dünyanın en güzel plajlarından birine sahip. Pek çok otelin bulunduğu Grace Körfezi’nde mükemmel bir denizin yanı sıra, tepelerin ve dağların da
keyfini çıkarmak mümkün. Son yıllarda yerleşimin oldukça popüler hale geldiği ada,
otellerin yanı sıra pek çok lüks evin de bulunduğu bir yer. Ancak en kalabalık sezonda
dahi kafanızı dinleyebileceğiniz sakin bir yer olma özelliğini de kaybetmemiş. Oteller
genellikle denize yürüme mesafesinde. Berrak ve sıcak suya sahip olan plajda dalış
gibi sporları da gerçekleştirebilirsiniz. Turks and Caicos Adaları’na ulaşmak için aktarma yapmanız gerekiyor. İstanbul’dan Londra’ya oradan Mimami’ye ve son olarak da
Providenciales’e ulaşmak alternatifler arasında. Karayipler’de tadına doyulmaz bir tatil
yaşayıp, bir yandan da biraz daha lükse kaçmanın rahatlığını deneyimleyebilirsiniz.
50
NUNGWI, ZANZİBAR
Zanzibar Tanzanya’ya bağlı olup özerk yönetilen bir bölge.
Zanzibar’ın kuzeyinde yer alan Nungwi, esasında bir balıkçı köyü.
Ancak adanın sahip olduğu plajlar sayesinde, özellikle yaz aylarında pek çok tursitin uğrak noktası haline geliyor. Hint Okyanusu
kıyısında yer alan Nungwi, pek çok farklı plaja sahip olduğu için,
sizi tek bir yerde bütün tatili geçirmek zorunda da bırakmıyor.
Zanzibar’ın doğal atmosferinde, dilediğiniz gibi dinlenebilir, egzotik ortamın tadını çıkarabilir ya da su sporlarıyla vakit geçirebilirsiniz. Masmavi denizin hemen kıyısına kurulmuş bungalov oteller
de turistlere egzotik bir hava yaşatıyor. Nungwi özellikle dalmaktan keyif alanlar için ilginç bir seçim olabilir. Bölgedeki mercanlar
ve farklı türlerdeki balıklar denizin altında apayrı bir dünya yaratıyor. Bölgeye İstanbul’dan direkt uçuş yok. Seçtiğiniz havayolu
şirketine bağlı olarak aktarma yaparak Zanzibar’a ulaşabilirsiniz.
ANSE SOURCE D’ARGENT,
SEYŞELLER
Seyşeller, resmi adıyla Seyşeller Cumhuriyeti,
Hint Okyanusu’nda sayıları 115’i geçen bir ada ülkesi. La Digue Seyşeller’deki en büyük üçüncü ada.
Ande Source D’argent ise şüphesiz bu adanın en güzel plajı. Öyle ki bu plajın Adem ile Havva’nın yaşadığı
‘Cennet Bahçesi’ olduğu düşünülüyor. La Digue’e
Doha üzerinden ulaşım mümkün. Ada halkı araba
yerine bisiklet kullanılmasından yana. Dolayısıyla plaja
ulaşımınız büyük ölçüde bisikletle olmak durumunda.
Pek çok farklı etnik gruptan insanın yaşadığı adada,
deniz mahsülleri de tadına bakmaya değer. Ayrıca
bölge halkının yetiştirdiği hindistancevizlerinin aromalandırdığı yiyecek ve içecekleri de tadabilirsiniz. Züm-
BORA BORA, TAHITI
rüt rengi bir denizle birleşen plaj, palmiye ağaçlarıyla
Güney Pasifik’te Fransız Polinezyası’nın muhteşem Bora
çevrili. Uçuk pembe tonlarındaki kumsalda güneşle-
Bora Adaları berrak bir deniz, sıcak kumlar ve kızgın güneşin
nip, kalabalıktan uzak keyifli bir yaz tatili geçirebilir-
altında geçirilen keyifli dakikalarıyla eşsiz bir tatil yeri. ‘Pasifik
siniz. Cennetten kopmuş bir manzaraya sahip olan
Kraliçesi’ olarak anılan Bora Bora Adaları Tahiti’nin 150 mil
plajda farklı deniz aktiviteleri de yapmanız mümkün.
kuzeybatısında ve Güney Pasifik adasının 18 mil uzaklığında
yer alıyor. Bora Bora’nın ekonomisini büyük ölçüde turizm
sektörü oluşturuyor. Dünyada siyah incinin bulunduğu tek
ada olarak da biliniyor. Papette, Bora Bora’nın başkenti ve
ticaret merkezidir. Havalimanı tepeden bakıldığı zaman turkuaz içine yerleştirilmiş minik bir zümrüt gibi görünür. Lüks
otellerin buluştuğu Bora Bora, denize uzanan kazık üzerindeki bungalovların ilk uygulandığı yer. Bu yüzden adada düzenlenen turların çoğunda dalış da yer alıyor. Adalara gitmek için
en iyi zaman mart, nisan ve kasım ayları.
51
GEZİ
ÜNLÜ PLAJLAR
ARAMBOL, GOA,
HİNDİSTAN
Arambol, Hindistan’ın en küçük eyaleti
olan Goa’da yer alıyor. Her yıl pek çok turisti
ağırlayan plaj, özellikle kasım ve mart ayları
arasında kış turizmi için gelen tursitlere ev sahipliği yapıyor. Plaj, Dabolim Havaalanı’ndan
yaklaşık bir saat uzaklıkta. Bölgeye yerel ulaşım araçlarını, otobüsleri kullanarak da ulaşmak mümkün. Ancak kesin olansa sonunda
taksiye binmeniz gerekeceği. Arambol’u
Hindistan’daki diğer plajlardan ayıran özelliği fiyatları ve sakinliği. Baga ve Candolim
gibi ünlü plajlar fiyat açısından çok yüksek
bir hizmet sunarken, Arambol’de ‘çok lüks’
otel bulunmuyor. Bu noktada Arambol hem
konaklama hem de harcama açısından çok
daha avantajlı fiyatlar sunuyor.
Arambol’un bulunduğu Goa eyaleti, yıl
boyunca çevresinde bulundurduğu tarihi
mekanlar ile de turistleri çekiyor. Yüzyıllar
süresince değişen egemen güçler sebebiyle
bölgede hem Hindu, hem Müslüman hem
de Hıristiyanlık izleri görmek mümkün. Dolayısıyla bir yandan tuzlu ve tatlı su karışımı
denizin tadını çıkarırken, bir yandan doğa
yürüyüşlerine çıkabilir, diğer yandan da tarihi
gezilere vakit ayırabilirsiniz.
St. BART’S, KARAYİPLER
St. Bart’s Karayipler’in ortasında bir Fransız adası. Fransa’nın
deniz aşırı topraklarından olan ada, Kuzey Amerika’nın incisi
dense yeridir. Hollywood yıldızlarının gözde mekanı olan ada,
bu sebepten ‘biraz’ lüks ve pahalı. Adanın ufak bir uçuş pisti
var ancak bu daha çok lokal ulaşımlar için kullanılıyor. En yakın
hava alanı pek çok hava yolu şirketinin de uçuş düzenlediği Sint
Maarten’deki hava alanı. Buradan bineceğiniz bir tekneyle de St.
Barth’a ulaşmanız mümkün. Her yıl yaklaşık 200 bin turistin ağırlandığı ada, sahip olduğu mükemmel deniziyle yatçılık için de fırsat sunuyor. On dört tane plajın bulunduğu bölgede, St. Jean en
ünlü bölüm denebilir. Bölgenin ünlü oteli Eden Rock tarafından
ayırdığı St. Jean, iki kumsaldan oluşuyor. Parlak beyaz bir kumsala sahip St. Barth’s aynı zamanda pek çok lezzetli yemeği deneyip, mükemmel bir gurme deneyimi yaşayabileceğiniz bir yer.
52
PHI PHI ISLANDS, THAILAND
Phi Phi Adaları, Güney Tayland’da Phuket ve Andaman Denizi arasında yer alıyor.
Ko Phi Phi Don ve Ko Phi Phi Lee isimlerindeki adalar Krabi vilayetine bağlı.. Ko Phi
Phi Don daha büyük olan ve yerleşime açık bir ada. Ko Phi Phi Lee ise sadece günübirlik turlar ile ziyaret edilebiliyor. Phi Phi adalarına Krabi veya Phuket’ten feribotla
ulaşılabilir. En yakındaki havaalanı ise Krabi Town yakınlarında bulunuyor. Adanın plajları Doğal Park statüsüne sahipler ve plajların korunması konusu buna da bağlı olarak
büyük bir önem taşıyor. Phuket kadar gelişmiş bir düzeyde olmayan Phi Phi, 90’larda
maceracı turistler için bulunmaz bir cennetti. Leonardo Di Caprio’nun başrolünü oynadığı ‘Kumsal’ filminin ardından Phi Phi adaları Tayland’ın en önemli turizm merkezlerinden oldu. Maya plajına ev sahipliği yapan ünlü Ko Phi Phi Lee adası konaklamaya
açık değil. Adaya sadece günübirlik tekne turları ile Ko Phi Phi Don’dan ulaşılabiliyor.
Adada Maya plajının yanı sıra çeşitli gölcükler ve diğer doğa harikaları bulunuyor.
BOTTOM KÖRFEZİ, BARBADOS
Bottom Körfezi, Kuzey Karayipler bölgesinde uzanan
Barbados’un en güzel plajı olarak düşünülüyor. Barbados’un
güneyinde kalan bölge, gözlerden uzak, sakin ve huzurlu bir
tatil arayanlar için ideal. Yemyeşil ağaçların bulunduğu mercan kırmızısı tepelerden bölgenin panoramik görüntüsünü
izlemek de en az dalgaların denize vuruş sesini dinlemek
kadar huzur verici olabilir. Atlas Okyanusu’ndan esen sıcak
rüzgarların da etkisiyle genelde ılıman bir iklime sahip olan
Barbados, güneşin tadını çıkarabileceğiniz bir yer. Grace
Körfezi’nde bu güneş keyfi, kartpostal güzelliğinde bir deniz
manzarasıyla bütünleşiyor. Ancak deniz konusunda dikkat
edilmesi gerekiyor, zira okyanusun dev dalgalarının sahile
ulaşması işten bile değil. Yüzmekten çok seyirlik bir deniz
Grace Körfezi’ninki. Ancak sakin günlerde yüksek bir yerden denize baktığınızda, kayalıkların dibinde farklı türlerdeki
balıkları ve su kaplumbağalarını görmeniz mümkün. Türlü
tropikal tonların karışımının enfes bir uyumunu başarıyla sergileyen Grace Bay, sakinlik arayanların gözdesi.
53
MÜZİK
MERCAN DEDE
“İstanbul’da bir sanat
eseri çıkarmamak için
ruhsuz olmak lazım”
54
Arkın Allen veya daha çok bilinen adıyla Mercan Dede, yeni albümü ‘Dünya’ için Delhi,
Montreal, New York gibi şehirleri; Ürdün, Lübnan gibi ülkeleri dolaşmış durmuş. Ama kendi
deyimiyle “Pergelin sabit kalan tek ayağı,” hep İstanbul olmuş. Yazı Sebla Koçan, Fotoğraflar Engin Irız
üzisyen Arkın Allen, tam bir ‘çok amaçlı çakı’
M
gibi. Onu kimi zaman akustik ve sade projeleri
İnsan günlük koşturması içinde bir şeyleri kendi filtresinden nasıl geçirmeli?
gerçekleştirdiği Istanbul Quartet’te, kimi zaman
İstiklal Caddesi’nde yürüyoruz ama kafamızı kaldırıp hiç yu-
Secret Tribe ile DJ Arkın Allen olarak, kimi zamansa Ensemble
karı bakmıyoruz. Şehir biraz insanı yiyor. Dünyanın çeşitli yer-
ile Mercan Dede olarak görüyor ve takip ediyoruz. Yalnız bu da
lerine gittim ve şehirlerin sesini kaydettim sürekli. Bir insan hiç
değil! Geçtiğimiz sene, Borusan Kültür ve Sanat Evi’nde Sanat-
gitmemiş olduğu bir ülke hakkında yalnızca sesini dinleyerek
çı Carlito Dalceggio ile birlikte açtığı ‘Revolution Revelation’ adlı
fikir sahibi olabilir bence.
sergisi, 60 bine yakın ziyaretçiyi ağırladı ve sanat dünyasının en
çok konuştuğu işlerden biri oldu. Arkın Allen’la altı yıllık aranın
ardından yayınladığı ‘Dünya’ albümü dolayısıyla buluştuk, birlikte İstanbul’un sesini dinledik…
Mercan Dede’nin müziğinde bir huzura çağrı var.
İstanbul’da sakin kalabilmek mümkün mü?
Koku gibi yani… Farklı bir şehre gidince anlarız ya
İstanbul’da olmadığımızı.
Evet, onun gibi. Koku, beş duyumuz içinde hafızamızla en
bağlantılı olan; ses de öyle. Mesela Hindistan’daki sesleri kaydettiğim bir şarkı var, hatta Mahatma Gandhi’nin bir konuşması
var şarkının başında. Bu benim çok uzun zamandır yapmak is-
Ben Kanada’da da, İstanbul’da da yaşıyorum. Kanada, Av-
tediğim bir şeydi. 1923’te kaydedilmiş bir konuşma var yaptığı,
rupa ve Ortadoğu’nun toplamından büyük… Yaşayan insan sa-
onun haklarını satın aldık. Arkada da şehrin sesini duyuyorsun.
yısı, 30 milyon. İstanbul’da ise 20 milyon insan var! İstanbul’un
İşte o doku bana çok ilham veren bir şey oldu. İkinci bölüm-
enerjisi kaotik ve ilham veren bir enerji. Ama onun içselleşmesi
de ise bu seslerden daha arınmış bir müzik var. İstanbul ile
çok önemli. Senin bir parçan olması mühim.
Montreal’deki hayatım da buna benziyor.
Mercan Dede’nin müziği İstanbul’daki kaosla tezat
mı düşüyor?
Ne yönden?
Yani dünyayı geziyorum ama İstanbul tüm bunların buluş-
Tasavvufta da vardır; zıt kutupların bir araya gelmesinden
ma noktası. Akustikle dijital olanın, geçmişle geleceğin, elektro-
oluşan bir alemde yaşıyoruz. İstanbul da böyle… Zıt kutuplar
nikle bize ait olan seslerin buluşma noktası… Montreal’de 100
bir arada ve sen nerede duracağını seçiyorsun. Müziğin içinde
yıllık bir binada oturuyorum, gelen arkadaşlarım buna çok şaşı-
de belli yerlerde, belli kaoslar var. Bazen duruyor ve bir kalp
rıyor. Halbuki Sultanahmet’te bir ayakkabıcı çocuğu Roma’dan
atışı duyuluyor… Bir gün dünyanın değişik yerlerden gelen spri-
kalma 100 yıllık taşlara oturarak işini yaparken görüyoruz ve
tüel büyüklerle yaptığım bir sohbette şunu konuştuk: Meditas-
şaşırmıyoruz. Bu bir derinlik aslına bakarsan. Bu kaosun içinde,
yon, Taksim gibi bir yerde, o kaosun içinde kendi içine dönebil-
nerede durduğumuz çok önemli.
mektir. Esas uygulama alanı orası yani… Yoksa dağ başında,
çok güzel bir gölün yanında olmanın meditatif bir yanı yok ki.
‘İstanbullu’ olmak böyle bir şey galiba. Şaşırmıyoruz
şehirdeki muazzam tarihe.
Bu tabii ilham veren bir şey aynı zamanda. Taksim’den Tünel’e
Kesinlikle öyle. ‘Dünya’ albümü İstanbullu. Pergel gibi;
doğru giderken, akıl programını biraz dışarıda bırakıyorum. O
semazenin bir ayağı tüm merkezlerde, temeldeki ayak ise
cadde içinde öyle ilham veren bir kaos var ki! Sesler, insanlar,
İstanbul’da. Tilki dön dolan kürkçü dükkanında…
satıcılar... Tek bir dil de yok: İngilizce, Türkçe, Kürtçe, Lazca
“SOKAK MÜZİSYENLERİ ÇOK ÖNEMLİ”
geliyor kulağa. Bu muazzam ilham veren bir şey!
Cihangir, Tünel, İstiklal Caddesi’nde dolaşmak çok
Şehrin bir sesi var diyorsunuz yani.
zevkli, tamam. Ama İstanbul çok büyük, her renk iç içe.
Hem de nasıl! Muazzam bir ses o… Almanya’da öyle bir ses
İstanbul’un diğer semtleriyle aranız nasıl?
yok mesela. Benim için yapısal bir ses o sadece. İstanbul’da
İstanbul çok hızlı değişiyor. Eskiden Babylon’un olduğu yer-
ise organik bir ses var. Kalbi olan büyük bir canlı gibi yani. İlha-
ler belalıydı, kolay kolay oralara girilemezdi mesela. Ama bence
mı eğer içselleştirmiyorsan, bence ilham o zaman bir yerden bir
tutup bir sokağın üzerinde, ne bileyim McDonalds’lardan kuru-
şeyi araklamanın kibarcası. Son albüm “Dünya”da gözlerimiz-
lu bir dünya yaratırsan, orada kişisel bir dünyan olamaz zaten.
den, kulaklarımızdan geçenlerin geri yansımasını anlattık.
Bir parça dinlersin ve “İlk aşkım vardı 17 yaşındayken,” dersin
55
MÜZİK
MERCAN DEDE
ya… Hep bir bağlantı kurarsın. Referans noktalarını bulmak çok
önemli. İstanbul Beyazıt semtinin üniversite yıllarım orada geçtiği
Oysa bizdeki İstanbulluluk içinde kendimizi yola atıvermek de var, değil mi?
için bende ayrı bir yeri vardır mesela. Oradaki kocaman kapılar,
Hah ha ha, kesinlikle! 20 milyonluk bir şehirden iki milyon-
sahafların kokusu… Ama modern bir AVM’ye girmeyi sevmiyo-
luk bir şehre gidince tuhaflıklar oluyor tabii. Özeleştiri yapmak
rum. Orada bir makineleşme var ve dışında durmaya çalışıyorum.
gerekirse, biz çok önyargıları olan bir toplumuz. İnsanlar sa-
O yüzden İstanbul’da hala Balat’a, Pierre Loti’ye gidiyorum. Bak,
çına başına bakarak yolda senin hayat hikayeni yazabilirler.
karşımızda Ayasofya var; Sultanahmet var… Yüzyıllarca ayakta
Montreal’de ise tam tersi. İnsanlar senin nasıl göründüğünle
duran bu binalar neler gördü kim bilir? O taşa dokunduğunda
ilgilenmiyor. Çok büyük bir ahenk var. Ben çok küçükken evde
hissedebiliyorsun bunu. Turist gibi gezmek lazım oraları.
Grundig marka bir radyomuz vardı ve radyoyu çevirirken statik
İçinde doğduğumuz için şımarıklık ediyoruz bence.
sesler, Arapça sesler gelirdi, sonra Yunanca. Karmakarışık…
Mum, dibine ışık vermiyor işte! Vücudu çok talan edilmiş ama
Montreal’de sokakta yürürken o duygudasın. Mesela albüm
ruhu hala var. Ruhuna dokunabilmek gerekli. Evet, İstanbul bir
kadındır; martılar var bir de. Bak biz konuşurken geçiyorlar. Bu
içinde ben bu tip statik sesler de kullandım.
Montreal’deyken İstanbul’un en çok nesi özleniyor?
semboller kalmalı. Martılar İstanbul’u terk ettiğinde İstanbul da
Ben en çok yemekleri özlüyorum. Uzun yıllardır vejetaryenim.
ruhunu kaybeder. Mayısın sonunda erguvanlar açıyor, Boğaziçi
Mercimek çorbasını çok özlüyorum. Bir de sosyal anlamda daha
Üniversitesi’ne gitmek lazım mesela onları görmek için.
bağlıyız birbirimize. Kuzeylilerde böyle bir şey yok, izole yaşamlar
Mevlevihane’ye de bu yüzden gitmeyi seviyorsunuz
anlaşılan…
Galata Mevlevihanesi ne kadar önemli, orayı ziyaret ettik.
var. Onu özlüyorsun. Ama diğer taraftan da çok bunaldığın zaman da kaostan çıkıp huzura gidebiliyorsun. Hep iç içe bu ikisi.
Altı yıl ara verdiniz albüm yapmaya, neden?
Dervişler, sufiler orada; matbaayı keşfeden İbrahim Müteferrika
Argo bir tabir vardır; otomatiğe bağlarsın ya, onu istemedim.
da orada yatıyor. Kediler geziyor, huzur içindesin… Sıradan bir
İki yaz süren furyalar vardır, mesela bir ara flamenko furyası var-
insan olarak bunları hissettiğinde onun enerjisi sana ses, müzik,
dı. Biri bir şey yapar, başarılı olur, sonra hep devamı gelir. Ben
fikir, heykel olarak bir şekilde yansıyor. İstanbul’u görüp ondan bir
bunun ısrarla dışında durmaya çalışan biriyim. Sanatla uğraşıyor
sanat eseri çıkartmamak için ruhsuz olmak lazım. Ben buna ina-
olmamın sebebi de bu. ‘800’ adlı albümüm 2008’de ‘Best World
nıyorum. Nostaljik olarak değil de, bugünü anlatan İstanbul’u gö-
Music Album’ seçilmişti mesela. O zaman plak şirketleri geldi.
rebilmek önemli. Sokak müzisyenleri mesela… Az önce gördük,
Ama anlaşma falan imzalayamam ki ben öyle 10 yıllık. Müzik
Fransızlar saksafon ve basla müzik yapıyorlar; az ötede Yunanlı bir
yapıyor olmak, her sabah kalktığımızda karınca adımı gibi, ken-
çocuk kendi şarkılarını söylüyor, az daha ötede Lazca bir şarkı ça-
dimizi güzelleştirebilmek için yapıyor olduğumuz bir şey. İnsan
lıyor birisi. 50 metre içindeki çeşitliliğe bakın! Bu inanılmaz bir şey!
olmak öğrenilen bir şey. Ego bizim nüfus cüzdanımız. Zaman
Bir de yurtdışından gelen insanlar, İstanbul’da hep
içinde bize verilen kimlikleri kolayca kabul ediyoruz. Bazen kim
yemek kültürümüz ve gece hayatımıza hayran oldukla-
olduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz olmayabiliyor ama 30 yıldır
rını söylüyorlar.
benim için en önemli sorulardan bunlar: Kimim, neyim, nedir bu
Belli şehirlerde belli bir finans sınıfında yersin. Ama
İstanbul’da gidip iki liraya sokakta nohut-pilav da yiyebilirsin.
Ertesi gün çok lüks bir restorana da gidebilirsin… Bana bu hep
çok ilginç gelmiştir. Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki türkü barlar mesela; pek cesaret edip giremedim ama görüyorum, içeride halay çekiliyor, iki sokak ötede rock bar var.
hikaye? Bu sorular üzerine düşünüyorum hep. O yüzden bunlar
Türk kahvesi gibi, yavaş yavaş pişecek süreçler.
‘Revelation Revolution’ sergisi çok ses getirdi, ana
fikri de özgürlüktü…
Güzel sanatlara da 15 yıl ara vermiştim. ‘Dünya’ albümü
bu sergiden çok beslendi. Düşünsene, sergiye üç ay içinde 64
“İSTANBUL’DA YEMEĞİ, ÖZLÜYORUM”
ülkeden insan gelmiş; 58 bin kişi… Türkiye’de modern sanat
Kanada’ya döndüğünüzde İstanbul’u özlüyor musunuz?
çok yeni gelişiyor ama o sergiden ben böyle bir şey beklemi-
Sosyal, politik ve kültürel bir anlaşma var Montreal’de. Ora-
yordum. Bu senenin Aralık ayında da üçüncü sergimi açmaya
da Fransız, İngiliz ve Kızılderililer var, ilginç bir dil konuşuyorlar.
niyetliyim. Ama anı yaşamak lazım. Dalai Lama’nın çok güzel
Kuzey ABD’nin en Avrupai yeri Montreal. İnsan olmaya ait kav-
bir sözü vardır: “İki gün için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur.
ramlar çok oturmuş durumda. Yolda karşıdan karşıya geçer-
Biri geçmiş gün, biri gelecek gün…” Uzun zamandır iki kitap
ken arabaların durması, beni ziyarete gelen Türk arkadaşlarımı
üzerinde çalışıyorum. Ama çok kötü bir yazarım! İçime sinme-
çok şaşırtıyor. Çünkü öncelik yayanındır.
yince zorlamak istemiyorum. 56
İlk hedefimiz,
Cihangir’deki Cuppa.
Burada karışık
meyve suları içmeyi
seviyor Allen. Şapkası
kafasında, birazdan
berbere gittiğimizde
çıkacak ama o şapka.
İnsan ilişkileri de çok
kuvvetli, içeri girdiği
anda mekana pozitif
bir enerji veriyor.
.
dolaşırken
ediyorum
rk
fa
r
e
rl
,”
m. Yeni ye
binasıymış
k seviyoru
n CHP’nin
e
“Burayı ço
selviler
id
a
ır
sk
e
S
a
n
r.
la bu bin
anına gide
yd
e
m
bahsediyo
Bak mese
m
ndığından
’den Taksi
ir
lla
g
u
n
k
a
u
k
b
ih
o
a
C
ç
diyor.
n yıllard
en bu yolu
ektiğini, so
de yürürk
r.
ğraflarını ç
to
Caddesi’n
fo
ini söylüyo
n
iğ
ri
d
le
e
çok ilerl
k
aki graffiti
ra
rd
a
la
rl
o
k
va
ri
u
D
de içe
knik hem
işin hem te
“Üç kuşaktır bu aile burada. Pop müzik
bulamazsın Lale Plak’ta. Türkiye’de müziği bilen
çok ender insanlardan biridir Hakan Bey. Ben
bir sürü şeyi Hakan’dan (Atala) öğrenirim,” diyor
Arkın Allen Lale Plak’ın Tünel’deki dükkanı içinde
dolaşırken. Kasaya geçiyor ve plak dükkanının
20. yılı şerefine bir poz veriyor. Bu tip küçük, eski
dükkanlar onun İstanbul içinde en sevdiği yerler.
57
STİL
NATURACERAM
Rustik
şıklık
Kendinden rölyefli
bir seri olan ‘Alya’
siyah ve kahverengi
eskitme seçenekleri
ile yakın zamanda
porselensepeti.com
ve NG Kütahya
Porselen mağazalarında
yerlerini alacak.
Prodüksiyon Harun Topuz
Fotoğraflar Agim Can
58
Tek parça olarak satışa
çıkarılacak ‘Alya’ serisini
istediğiniz parçadan
istediğiniz adette
alarak kendi setinizi
oluşturabileceksiniz.
Krem renkli ‘Alya’
ürünleri, sunumlarında
farklılık arayanların
yeni gözdesi olacak.
59
RÖPORTAJ
HATİCE ÖZDEMİR TÜLÜN
Bir portakal
ağacı öyküsü
Türkiye’nin ilk blog
kurucularından,10 senede aylık
iki milyon kişiye hitap eden;
babasının izinde gittiği anlarda
bile aslında annesinin yolunda
olan bir genç kızın, Hatice
Özdemir Tülün’ün öyküsünü
size aktarmak istedik.
Yazı Handenur Yanık
Röportaj Nazmiye Doğan
Fotoğraflar Leyla Yaman
utluluk dediğimiz zaman aklımıza bir sürü şey gelebi-
hikayemiz başladı. İlk blog tariflerimi annemden bile gizli olarak
lir, Hatice Hanım’ın ise aklına Portakal Ağacı geliyor.
akşamları hazırlayıp fotoğrafladığımı itiraf etmeliyim.
M
Günün sekiz saatini ofiste geçirirken daha farklı bir yerde olmak
Portakal Ağacı adını nasıl aldı?
istediğini anlamasıyla bütün hikayesi bir anda değişen Hatice
Mutluluk dediğim zaman aklıma portakal ağacı geliyor. Ye-
Özdemir Tülün’ün Portakal Ağacı stüdyosundayız. Bize sosyal
mek tarifleri ya da bu tarz bir isim kullansaydım, bu samimiyeti
medyanın şu anki kadar aktif olmadığı 10 sene önceki zaman
yakalayamazdım. Daha kurumsal olurdu ama Portakal Ağacı
diliminde kurduğu blog’unu en sıcak, en samimi detaylarıyla
adı hem herkese bir şeyler ifade ediyor, hem de içimdeki mut-
anlatıyor. Saflık ve temizliği simgeleyen beyazın hakim olduğu
luluğu yansıtıyor.
stüdyosuna girdiğimiz anda güler yüzüyle içimizi ısıtıyor. Hatice
Geleneksel yemek tariflerini toplama geni kızınıza da
Hanım, blog’u sayesinde zaten o kadar tanıdıktı ki, keyifli soh-
bulaştı galiba. Onun için de mandalinaagacı.com sitesini
betimiz sırasında hiç yabancılık çekmiyoruz.
aldığınızı öğrendik…
Öncelikle sizi daha yakından tanımak isteriz. Hikayeniz nasıl başladı?
1980 doğumluyum, üç tane çocuğum var ve kelimenin tam
anlamıyla ailesi için yaşayanlardanım. Marmara Üniversitesi’nde
bir sene işletme okuduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Edebi-
Babası kızımızın kendi yolunda ilerlemesini istiyor ama o
‘annem gibi yemekçi olacağım’ diyor. Ben de ona hediye olarak mandalinagacı.com’u aldım.
Yemekleriniz gibi logonuzun da bir hikayesi olduğunu biliyoruz. Biraz bahseder misiniz?
yat Bölümü’ne geçiş yaptım. İşletme, babamın hayaliydi; sonra
Her mevsim değişen logoyu, çizimlerini çok beğendiğim
ben kendi hayalimin peşinden gitmeye karar verdim. Üniver-
Amerikalı bir çizer olan Penelope Dullaghan yapıyor. Temalar
sitede okurken babamın sosyal medya işlerini yürütüyordum.
mevsim değişikliklerine göre farklılaşıyor.
Ama hep daha kendim olacağım samimi bir şeylerle ilgilenmek
Annem biz küçükken mutlaka ‘siz de yanımda durun, bir
istedim. Amerika’da blog’ları takip ederken bir gün Türkiye’de
şeyler öğrenin’ derdi. Ablam ve ben küçük olduğumuz için eli-
yemek blog’u açmaya karar verdim. Annem Çerkez ve çok
mize hamurlar verip bizi oyalamaya çalışırdı. Sonra da o yap-
güzel yemek yapar. Her genç kızın hayalidir annesini geçmek.
tığımız hamurları biz üzülmeyelim diye fırına koyardı. Piştiği za-
Ben de annemin tarifleri kaybolmasın diye yola koyuldum ve
man da ‘kuşlar yiyecek bunları’ deyip kuşlara atardı. Logomda
60
yer alan kuşlar çocukken yaptığım yemekleri ilk tadan o kuşları
çücük detaylarla tüm sofrayı ya da evinizi nasıl farklılaştırabilirsi-
simgeliyor. Salıncaktaki o küçük kız ise beni. Kısacası, yemeğe
niz? Nasıl renklendirirsiniz? Bunları paylaştığım bir site. Dergide
ilk adımlarımı sembolize ediyor logomuz.
de bu konuları işledik. Dönemi düşünerek hazırladığımız acil
Yemek tarifi yazarken nelere dikkat edersiniz?
sahur seti, tekne orucu iftarı bu pratik bilgileri işlediğim konu-
Aslında ben hikayesi olan yemeklerin peşindeyim. Yemeğin
lardan bazıları.
bende ya bir anısı olmalı ya da bir şeyler hatırlatmalı. Evlenmeden önce enteresan yemekler bulup yapmaktı amacım, çünkü
Üç siteyi de devam ettirmeyip, tek çatı altında toplamayı düşünüyor musunuz?
rakibim annemdi. Zaman geçtikçe çocukluğumdaki yemekleri
Bu artık gereklilik durumuna doğru gidiyor. Üç çocuk, der-
özlediğimi fark ettim. Portakallı ördek deyince hiç bir şey ifade
gicilik derken her biri ile istediğim ölçüde ilgilenemiyorum. Birbiri
etmez ama bamya deyince annenizin size zorla yedirdiği aklı-
içinde eriyen konular olarak Portakal Ağacı’nda tüm bu bilgileri
nıza gelir mesela. O yüzden benim için anne eli değen yemek
takipçilerimle paylaşacağım gibi gözüküyor.
Fotoğraftaki yemeklerde aynı zamanda bir sanat var.
tarifleri her zaman daha ön plandadır.
Büyük başarı yakaladığınız blogtan sonra bir ki-
Bu nasıl ortaya çıkıyor?
Hayalimde bir sofra kuruyorum, sonra ona
tap yazdınız ve şimdilerde dergi çıkarmaya
uygun malzemeleri ortaya çıkarıyorum.
başladınız. Bu bir süreç galiba. Yazılar
Daha önceleri sadece yakın çevrem-
kağıtlarda hayat bulmak istiyor di-
den bulduğum bu materyalleri artık
yebilir miyiz?
Haklısınız, online çok iş yaptım
ama her zaman mis kokulu kitaplarda, dergilerde kaldı aklım.
Teklifler geliyordu ama önce
kendimi kanıtlamam gerekiyor
diye düşündüm ve kitlemi oluşturduktan sonra da tariflerimizi
yazılı hale getirdim. Annem biz
çocukken yemek yapmayı öğren-
Mutluluk dediğimiz
zaman aklımıza bir
sürü şey gelebilir, Hatice
Hanım’ın ise aklına
Portakal Ağacı geliyor.
diği kitabını ciltlettirip ablamla bana
şekilde ortaya hikayeleriyle birlikte yemek sofraları çıkmış oluyor.
Portakal Ağacı’nın bundan sonra ki adımı ne olacak?
Videolu tarifler olabilir. Porta-
çok çabuk tüketilen bir mecra.
getirdi. Ben de onun geleneğini devam ettirdim
oldu, çünkü her yemeği kitabım için tekrar hazırladım ve tekrar
ğer ihtiyaçlarımızı karşılıyor ve bu
Televizyonu düşünmüyorum, çünkü
zarak kitabı bir nevi yemek hatırası haline
zel Yemekleri’ adlı kitabımı çıkardım. Geri dönüşler çok güzel
Sponsorlar, yemek takımları ve di-
kal Ağacı’na layık bir şekilde olacak.
verdi, her tarife küçük anılarını da ya-
ve ‘Anneler ve Kızları için Portakal Ağacı’nın En Gü-
sponsorlardan temin edebiliyorum.
Bu kadar güzel yemeğin içinde formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Yemekleri yapıyorum ama az yiyorum dikkat etmeye çalışıyorum.
fotoğrafladım. Emeğimin sonunda da ortaya güzel bir iş çıktı.
Evinizde nasıl yemekler yaparsınız?
Arkasından TRT Çocuk Dergisi’nde Genel Müdürlük yapmaya
Terzi kendi söküğünü dikemezmiş; benim ki de tam o
başladım. Böylece dergicilik de hayatıma girdi. Sonra da Por-
hesap... Bir önceki günden kalan yemekler yenilir ve çok
takal Ağacı dergisini çıkarmaya başladım.
fazla çeşit olmaz. Hatta eşim, “Ben Portakal Ağacı’nın sahi-
Derginiz bilindik yemek dergilerinden farklı. İçeriği
hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Dergiyi bir günlük gibi hazırlıyorum. İlk sayımızda gün
besiyle evliyim, bunları hak etmiyorum,” diye kendi aramızda konuşuruz.
NG Kütahya Porselen hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Kapadokya’da doğdu ve New York’ta akşam yemeği ile son
Son dönemlerde sıkça gördüğüm ve çok kullanışlı oldu-
buldu. Keyifli sohbetler, minikler için farklı sofra ve yemek tarif-
ğunu düşündüğüm ‘Tavola’ adlı ürünlerinizi çok beğeniyorum.
leri ile de dergiye zenginlik kattık.
Ayrıca ateşe dayanıklı ürettiğiniz Porflame tencerelere bayılıyo-
Dergide diğer siteleriniz olan ‘ailemle geziyorum’ ve
‘kırmızı minder’den de esintiler var. Değil mi?
Evet. Kırmızı minder, daha dekorasyon odaklı bir site. Kü-
rum! Hatta dergimin ilk sayısında, Porflame tencerede bir çorba
tarifim bile var. Formu ve tasarımını çok beğeniyorum. Yalın formu ile farklılık yaratan tasarımlar gözbebeğim diyebilirim. 61
RÖPORTAJ
SERDAR ATEŞER
“Mütareke Yılları, Avdet
Seyri albümleriyle küçük
ama beni takibe alan bir
kitleyle temasım oldu,”
diyor Serdar Ateşer
kendinden bahsederken.
Ateşer şimdilerde yeni
albümünün çalışmalarını
yapıyor.
62
Mor
salkımın
altında
Müzisyen S
Serdar Ateşer yaklaşık
Ayvalık’ta yaşıyor ve üretiyor.
10 yıldır Ay
yıldır ne yaptığını sorarsanız,
Bunca yıld
kapısının önündeki mor salkımı
sadece kap
başardığı için kendisiyle
korumayı b
övündüğünü söyleyecektir. Ayvalık’ta 1901
övündüğün
stüdyosunda, yine aynı adı taşıyacak
adlı stüdyo
çalışmalarına devam ederken müzik
albüm çalış
dünyasının önemli isimlerine prodüktörlük
aranjörlük de yapan Ateşer, herkese
ve aranjörl
hayat dersi veriyor.
gerçek bir h
Yazı Fatma Ö
Özel, fotoğraflar Kadir Aşnaz
63
RÖPORTAJ
SERDAR ATEŞER
Perdeler tümüyle dış sesleri engelleyen özel bir astara
sahip. Mekanın içindeki tekne kamarasını andıran
bölüm ise günler ve geceler boyu süren kayıtlar için
mükemmel bir alan oluşturuyor. Stüdyonun tavanında,
içi ışıklandırılmış bir tekne gövdesi asılı.
64
“Küçük bir kumar oynadım hayatımla ve sanırım kazandım…”
ki güzellikleri anlatarak iradem dışında çok kişiyi etkilemiş olabi-
Bu sözler prodüktör, aranjör ve bence Türkiye’nin en önemli mü-
lirim. Ama her gelen kendince bir şey buluyor bu şehirde. Doğal
zisyenlerinden biri olan Serdar Ateşer’e ait. Ayvalık’taki daracık
olarak da Ayvalık’ı sevenler arasında bir karşılaşma yaşanıyor.
sokaklardan birinde, kocaman bir dünya kurmuş kendine. Gör-
Doğru, herkesin bir nedeni var şehirden kaçmak için
düklerim ve onunla yaptığım küçücük sohbet, hayatım boyun-
ama eminim siz buraya geldiğinizde şimdi gelenlerden
ca unutamayacağım izler bıraktı bende. “Burada kendimi inşaa
çok daha farklı manzaralarla karşılaştınız öyle değil mi?
ettim, rüştümü ispatladım, bitiremediğim iki üniversiteyi burada
Evet, her gelenin bir sürü nedeni var elbette ama yeni ge-
tamamlamaya çalıştım,” derken attığı büyük adımı anlamakta
lenler değişik bir Ayvalık’a geliyor. Şimdi siz buradaki sosyal
zorlananlara, benim gibi zihni karışık insanlara öyle çok söz söy-
yaşamdan etkilendiniz; çok renkli insanlar var burada, gidile-
lüyordu ki aslında; tıpkı fotoğrafçı arkadaşım Kadir Aşnaz gibi
cek çok özel mekanlar var diyorsunuz. Çok uzak değil, altı-
benim de idolüm oldu bir anda. “İnsan sadece içine dönerek
yedi yıl öncesinde şu içinde bulunduğunuz stüdyo bile yarı
de mesleğinde ilerleyebilir,” dedi, sabretti ve zaman zaman ken-
taş, yarı çamur, yarı beton bir haldeydi. Şu anda gördüğünüz
disinin bile inanmakta zorluk çektiği bu gerçeğin doğruluğunu
müzik aletlerinin hemen hemen hiç biri yoktu. Çünkü buraya
hem kendine, hem de çevresine kabul ettirmeyi başardı. 1998
geldiğim ilk birkaç yıl müzikle tüm ilişkimi koparmıştım.
yılında İstanbul’daki yoğun tempolu çalış-
Nasıl bir ruh halindeydiniz ilk
g
geldiğiniz
yıllarda?
ma hayatına dur dedi ve Ayvalık’a yerleşti
Ateşer. O yıllarda tek başınaydı; “Müzik-
İnsan farklı dönemlerde bambaşka
le uğraşacaksam benim burada ne işim
hesaplaşmalar içerisinde olabiliyor. Bir
var dediğim çok oldu,” diye itiraf ediyor o
dönem sanatla iç içeyken, insan ilişkile-
yılları anlatırken. Ama hayat öyle bir şey
ri ile ilgili farklı konulara dalabiliyorsunuz.
ki, arkanızda tek bir iyi iş bile bıraksanız
Bir dönem sadece içe dönebiliyor, bazen
birileri sizin izinizi sürüyor işte. “Eren Ka-
de inanılmaz üretken olabiliyorsunuz. En
zım Akay, Özlem Taner, Turgut Alp Be-
kararlı olduğum nokta şuydu: İstanbul’un
koğlu, Nekropsi’den Tolga Yenilmez ve
bana dayattığı şeyleri istemiyordum. Eme-
Gökhan Goralı, Hakan Kurşun, Mahmut
ğimi bedavaya sömüren sisteme karşıy-
Yalay, Tolga Tüzün, Ayşe Tütüncü, İlhan
dım. İstanbul’un pahalılığını, cefasını çek-
Usmanbaş, Ateş Tezer, Aylin Aslım, Vol-
memi gerektirecek hiçbir durum yoktu.
kan Hürsever, Nejat Yavaşoğulları, Mor
Özellikle de benim için hayati değişikliğe
ve Ötesi, İzmirli, Ayvalıklı, Atinalı genç
y açacak kararı çoktan vermiştim: Artık
yol
müzisyenler, gruplar geldi geçti buradan.
reklam müziği yapmayacaktım. Reklam
Kimisiyle çalıştık, çaldık dinledik, kimisiyle
dünyasıyla ilişkilerimi kendi isteğimle kes-
sadece muhabbet ettik, tatil yaptık,” diye
t
tim,
ilk miydim bilemiyorum ama zor bir
anlatıyor stüdyosundan bahsederken.
Serdar Ateşer kendi adına ilk albümünü 1989’da çıkarmış.
‘Mütareke Yılları’ adını taşıyan bu albümün ardından, 1998 tari-
karardı, orası kesin.
Antalya, Fethiye ya da Bodrum değil; Ayvalık oldu
durağınız. Neden?
hinde ‘Avdet Seyri’ adında bir albüm daha hazırlamış. Şimdilerde
Buraya ilk geldiğimde, Türkiye’de bu kadar az el değ-
yıllardır bitiremediği albümünün hazırlıklarıyla ilgilenirken çok sa-
memiş bir yer olabildiğine inanamadım! Ayvalık gördüğüm
yıda projeyi de beraberinde yürütüyor. Serdar Ateşer stüdyosu,
pek çok yerden farklı bir şehir. İstanbul’da sistemle, insan-
üretken ve huzurlu hayatıyla beni çok büyüledi. Mesleğini baha-
larla uğraşmayı bırakıp, böyle güzellikteki bir yeri korumayı;
ne ederek sıkışıp kalmış hayatlar sürdürmeyi kendine reva gören
sade ve mütevazı bir hayatı seçtim. Buraya gelmekle en
herkesin ders çıkaracağı bir hayatı sizinle paylaşmak istiyorum.
iyisini yaptım. Verdiğim en doğru karar oldu. Doğal ve kala-
Çok renkli bir sosyal yaşam var burada. Çok az insanın
balık olmayan bir hayata geçtim. Ama ne yazık ki Ayvalık da
bildiği müthiş şeyler oluyor Ayvalık’ta. Birbirini anlayan
şehirleşme konusunda çok kararlı gözüküyor. O raddeye
bir sürü güzel insan nasıl bir araya geldi, her şey spon-
gelirse gidecek başka bir yer var mı, o da meçhul? Stüdyo-
tane mı gelişti?
mun önündeki mor salkım belki de ben burada olmasaydım
Buraya gelen herkesin farklı çıkış noktaları var. Ben burada-
kesilecekti. Bu konuda bile övünebilirim kendimle. 65
SAĞLIK
DR.HAYAT ÖZ
Kaygısız
estetik
Zaman içinde, hem yüzde
hem de vücutta oluşan
değişimleri artık geri dönüşümü
olan ameliyatsız estetik
yöntemleriyle düzeltmek
mümkün olurken yaz aylarında
özellikle güneşe karşı cildi
koruyan uygulamalar öne çıkıyor.
Yapım Zeliha Köşlü, Fotoğraflar Koray Işık
on yıllarda estetik kaygısı kadınlar kadar erkeklerin
Şimdiyse ameliyatsız yöntemlerle yapılan estetik uygulamalara
de gündeminde yer alırken, lazer, peeling, botoks,
ağırlık veriliyor.
S
termaj gibi uygulamalar tüm bedeni yenileme imka-
Bu gelişmenin nedeni nedir?
nı sunuyor. Ancak bunun için sadece para vermek yeterli olmu-
Buna neden olan sebeplerden en önemlisi birbirine benze-
yor. Doğru hekim seçimi kadar yapılan uygulamaya karşı bilinçli
yen insanların ortaya çıkmaya başlaması. Çünkü her doktorun
olmak da önem taşıyor. Eğitimini İstanbul Üniversite Tıp Fakül-
bir stili var. Ben diyorum ki ameliyatsız estetik yaptırmadan önce
tesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Bölümü’nde yapan, uzun yıllar
öncelikle hekimin yüzüne bakılmalı. Eğer hekimin yüzü abartılıysa
verdiği hekimlik hizmetinin yanında bir dönem Antalya İl Sağlık
o abartıdan hoşlanan bir hekim demektir. Bazı hekim arkadaş-
Müdürlüğü görevini de üstlenen Uzm. Dr. Hayat Öz ile en yeni
larımızın suratları şişkin, dudakları patlak görünümlü olabiliyor.
estetik uygulamaları ve yazın dikkat edilmesi gereken durumlar
Hasta da müdahale sonrası hekimine benzeyebilir. Doktorun
hakkında aydınlatıcı bir söyleşi yaptık
yüzü uygulama sonrası dahi doğal görünüyor ise o zaman bu
Estetik uygulamalarda son yıllarda öne çıkan ne
oldu?
doktor da doğallıktan hoşlanıyor demektir. Onun için doktorunuzu seçerken yüzüne daha dikkatli bakın.
Son yıllarda ameliyatsız estetik, ameliyatlı estetiğin önüne
Ameliyatsız estetiğin bir uygulama takvimi var mı? Ço-
geçti. Bu durum dünyada da trend halini aldı. Ufak tefek kusur-
ğunlukla yazın yapılan ameliyatsız uygulamalar hangileri?
lara, kırışıklıklara eskiden direkt ameliyat ile müdahale ediliyordu.
Bazı uygulamalar ten koyu olduğunda veya güneş göreceği
66
için yazın yapılmıyor. Bu uygulamaların başında peelingler geli-
yapalım demişti, yaptırdım, dedi. Çin botoksu gibi soğuk zincire
yor. Çünkü peeling, derinin üst dokusundaki keratin tabakasını
dikkat edilmeyen bir ürünü hasta yüzüne uygulatabiliyor. İnsanlar
alıyor. Deriyi güneşe karşı korumasız hale getiriyor. Bu neden
bilinçli değil. Botoksun zararı yok, doktorun zararı var. Bu neden
ile peeling sonrası güneşe çıkılmaması gerekiyor. Aksi taktirde
ile hastanın hekimini çok iyi seçmesi gerekiyor. Alt yüze yapılan
korumasız olan deride lekeler oluşabiliyor.
hatalı bir botoks, yüzü kaydırabiliyor, gözde görme bozukluğu
Lazer yapıldıktan sonra güneşe çıkılmaz denir. Bu
doğru mu?
Lazer yapıldığı zaman önemli olan güneşe çıkmak değil,
yapabiliyor, gözkapağı düşebiliyor. Ameliyatsız estetik grubundaki botoks uygulamaları, ortalama dört ay sonra geçiyor.
Estetik uygulamalarda doğru olan nedir?
güneşe çıkmış yanık tene lazer uygulanmamasıdır. Çünkü
Doğru olan hastanın eksiğini tamamlamaktır. Hastanın doğal
renge duyarlı, kana duyarlı ve suya duyarlı üç çeşit lazer bulu-
görünümü değişecek ise bu durumda doğru olan bir plastik cerra-
nuyor. Melonosit dediğimiz, renk veren hücrelere duyarlı olan
ha gitmektir. Ama burunda küçük bir kemer var ise zahmetli olan
lazerler, özellikle epilasyon lazerleri, deride melonositler art-
bir ameliyat yerine o kemerin ön veya arka kısmına çok küçük bir
mış, renk koyulaşmış ise lazeri tutuyor. Bu durum da küçük
dolgu yapılarak burun düz hale getirilebiliyor. Bazen burun küçük
yanıkçıklar oluşabiliyor. Oluşan bu yanıkların kalıcı hiçbir etkisi
dolgular ve botoks ile çok hafif kaldırılabiliyor. Bunlar geri dönüşü
olmasa da bu kısımlar daha beyaz kaldığından, renk farkı olu-
olan rötuşlar. Ancak kalıcı bir uygulama veya bir ameliyat yaptırıldı-
şuyor ve kişiyi huzursuz edebiliyor. Suya duyarlı olan lazerde
ğında geri dönüşü olmuyor. Botoksun temel özelliği, istenen kas-
ise renk önemli değil. O da kızarıklık yaptığı için hastanın uy-
ların hareketini geçici olarak durduruyor olması. Doğal görünümlü
gulama sonrası güneşe çıkması ve ultraviole ile temas etme-
botoks uygulamaları sonrası kişide canlanmış, yenilenmiş bir ifade
si doğru değil. Kana duyarlı damar lazeriyse kılcal damarlara
yakalanabiliyor.
kılcal varisler için uygulanıyor. Bu lazer işlemi sonrası oluşan
kızarıklıklar, yaz sıcağıyla daha etkin hale gelerek bir müddet
leke olarak kalabiliyor. Bu sebeplerden dolayı yazın lazer uygulamalarını yapmamak en doğrusu.
Yazın artan cilt lekelerinden ve çillerden kurtulmak
mümkün mü?
Vücuttaki dövmelerin yazın güneşle bir etkileşimi oluyor mu?
Dövmelerde boya seçimi önemli. Bazı kişilerde çok şiddetli
reaksiyonlar yapabiliyor. Bence dövme yapmamak lazım. Çünkü
insan gördükçe bıkar. Değiştirmek şansıysa yok. Aslında dövmeler çıkartılabiliyor, ancak tek seansta olmuyor. Ciltte küçük yanıklar
Çiller insanın tabiatı olduğundan çok fazla düzeltmek söz
yapabiliyor. Hafif izler kalabiliyor. Eğer dövme derine yaptırılmış ise
konusu değil. Çiller temizleniyor ama sonrasında hiç güneşe
lazerler derini görmediğinden dövme gölge gibi yerinde kalabiliyor.
çıkmamak gerekiyor. Çünkü çilli bir kişi yine çil üretiyor. Cilt le-
Makineler renkli dövmelerde özellikle yeşil ve sarıyı görmüyor. Si-
keleriyse yaşlanma ve güneşin etkisiyle oluşuyor. Cilt lekelerine
yahı, maviyi, kırmızıyı da her makine görmüyor. Onun için dövme
peeling ve ilaç tedavisi de uygulanabilir. Güneş etkisiyle oluşan
yaptırırken üç kere düşünüp bir kere yaptırmak lazım. Dövmelerin
lekeleri ise bir-iki seansta lazer ile yok edebiliyoruz. Ancak bu
güneş ile bir etkileşimi ise olmuyor.
lekeler tekrarlayabiliyor. Çünkü aynı şartlarda lekeler tekrar oluşuyor. Lekelerin tekrar etme nedeniyse renk veren melonosit
Yazın yaşanan bir diğer sıkıntısı da terleme. Terlemeye
ve kötü kokuya karşı önlem alınabiliyor mu?
hücrelerinin hafızasının olması. Bir de dermatologların korku-
Yazın özellikle koltuk altı terlemeleri sonrası kıyafetlerde leke-
lu rüyası, melazma dediğimiz hamilelik lekeleri var. Bu lekeler
ler oluşuyor. Terle ıslanan kıyafet değiştirilemediği zaman bu böl-
tedavi sonrası tamamen geçseler dahi hemen geri geliyorlar.
gede bakteri üreyip koku yapıyor. Kışın da terleme oluyor. Ancak
Bunun da nedeni melonosit hücrelerinin hafızasının olması. Ha-
bu oran yazın artıyor ve sıcak ile bakteriler daha rahat ürüyorlar.
milelik lekeleri tamamen yok edilemiyor. Lekelere flaksel lazer
Aşırı terlemelere karşı yapılacak en güzel şey ise koltukaltı bo-
uyguluyoruz. FD onaylı flaksel lazer üç konuda kullanılıyor. Birisi
toksu. Bu işlem yaz başında yaptırıldığında terleme sıfıra yakın
melazma lekelerini yok etmek, ikincisi gençleştirmek, üçüncü-
oranda düşüyor. Uygulama avuç içi ve ayak tabanı terlemelerine
sü ise akne izlerini ve sivilce çukurlarını düzeltmek.
de iyi geliyor.
Cildi yenileme işlemleri nasıl yapılıyor?
Cildi gençleştirme için flaksel lazer uyguluyoruz. Ancak artık
hekim olmayanlar dahi merdiven altlarında bazı şeyleri yapacağız
diye çaba gösteriyorlar. Yurtdışından gelmiş, ne oldukları bilinmeyen kişiler işlem yapıyor. Bir hastam, doktorum Çin botoksu
Vücudun her yerinde bulunabilen benler ile güneşin
arası nasıl?
Aktif benleri olan kişilerin güneşten sakınmaları gerekiyor.
Çünkü güneş aktif benleri daha da aktif hale getiriyor.
Aktif ben nasıl anlaşılıyor?
67
SAĞLIK
DR.HAYAT ÖZ
Benleri büyüyen, renk değiştiren, devamlı ben üreten vü-
kü adet gören kadınların damarları kimi zaman genişliyor, kimi
cutlar vardır. Bu aktif demek, o kişide metabolizma çalışıyor
zaman ise daralıyor. Bu da dokularda beslenme bozukluğuna
demektir. Bu gruba giren kişiler için güneş ışığı çok zararlı-
daha fazla neden oluyor. Selülit oluşması kaçınılmaz. Çok ince
dır. Bu kişilerin sıfır güneş görmeleri gerekir. Aktif benler en
kişiler bile bahar aylarında selülit tedavisi yaptırıyor. Kollardaki,
az altı ayda bir kontrol edilmeli. Vücuttaki benler büyüyor,
yüzdeki, gıdıdaki, bacak aralarındaki sarkmaya karşı ise termaj
şekli gayrimuntazamlaşıyor, hafif pütürleniyor, yükseliyor,
adı verilen radyo frekans uygulaması ile ameliyatsız germe işlemi
yani değişiyor ise bu benlerin alınması gerekebilir. Vücudun-
yapılıyor.
da yeni benler oluşan veya var olan benleri büyüyen kişileri,
benleri kıyafet ile örtülü olsalar dahi güneşten koruyamaz-
Seyrelen saçlar ve kelliğe karşı yazın da uygulama yapılabiliyor mu?
sınız. Benlerin bir tanesi kötü tabiatlı olduğunda vücuttaki
Artık kellik kader değil. Çeşitli sistemler ile saç ekimi yapı-
diğer benler de uyanıyor. Asistanlığımda iktisatta okuyan bir
larak kellik engellenebiliyor. Bunun yanı sıra saçları ara ara dö-
delikanlı gelmişti. Sırtında bir ben vardı. Parça aldırdı. Sonuç
külmüş kişilere de perkütan tekniği uygulanarak saçları gür gö-
kötü tabiatlı ben tümörü, melonom çıktı. Ameliyat olması ge-
rünüme kavuşturuluyor. Bu uygulamalar her mevsim yapılıyor.
rektiğini söylediğimde benim sınavlarım var diyordu. Halbuki
Ancak yazın terleme gibi durumlar oluştuğu için koruması daha
bu öldürücü bir durum. Sonunda bütün sırtını temizlediler
güç olabilir. İnsanlar daha çok boş zamanlarında ve daha rahat
çünkü tüm benleri aktif hale gelmişti.
zamanlarında bu işlemleri yaptırmayı tercih ediyorlar. Saçın ke-
Yazın özellikle hanımların dikkat ettiği selülitlerin olu-
silmeden yapıldığı bu tedavilerde, sadece saçın dök ülen kısım-
şumu hakkında nerede hata yapıyoruz? Selülit oluşumu
larına uygulama yapılıyor. Bu da tedavi sürecinde kişinin sosyal
insanın doğasında mı var?
hayatında olumsuz bir görünüm oluşturmadığından sosyal ha-
Selülit ve incelme uygulamaları daha çok bahar aylarında
yattan çekilmesine neden olmuyor. Erkeklerde saç dökülmesi
yaptırılmaya başlanıyor. Selülit kadınlarda östrojen hormonu ne-
hormonal olduğu için daha fazla olsa da perkütan tekniği hem
deniyle ve damar sistemi daha zayıf olduğundan oluşuyor. Çün-
erkeklere, hem de kadınlara uygulanabiliyor. Deri ve Zührevi Hastalıklar
Uzm. Dr. Hayat Öz
Son yıllarda
ameliyatsız estetik,
ameliyatlı estetiğin
önüne geçti. Bu
durum dünyada da
trend halini aldı.
Ufak tefek kusurlara,
kırışıklıklara eskiden
direkt ameliyat ile
müdahale ediliyordu.
Şimdiyse ameliyatsız
yöntemlerle yapılan
estetik uygulamalara
ağırlık veriliyor.
68
BESLENME
ALİ DERELİ
Kırmızı mı? Beyaz mı?
Atkins diyeti ile başlayan ve son yıllarda tekrar
hortlayan, protein içeriği yüksek diyet ile beslenme,
yenilecek olan etin niteliğinin gözden geçirilmesi
zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.
[email protected]
E
tler diğer besin gruplarına göre protein içerikleri daha
miktarın üstüne çıkmak isteyen bireyler ise öncelikle kolesterol
yüksek olan besinlerdir. Bir porsiyon et, diyet he-
seviyelerini ve genetiklerinde bulunan kalp-damar geçmişlerini
saplamalarında 30 gram olarak değerlendirilmekte, altı gram
kontrol ettirmelidirler. Beyaz et denilince akla gelen, tavuk, hin-
protein ve beş gram yağ içermektedirler. Kalori hesabı yapıl-
di ve balık etidir. Kanatlı hayvan etleri, kırmızı ete oranlara çok
dığında, ortalama bir porsiyon et 69 kalori enerji içermektedir.
daha az kolesterol içermektedir. Bununla beraber, demir ve
Etler arasındaki farklılık kalori değerinden çok, protein yapısı
B12 vitamin içerikleri de daha azdır. Beslenme örüntümüzde
ve yağ asitlerindeki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Bunların
bulunması gerekli protein miktarını karşılamamız açısından çok
yanı sıra, içerdikleri vitamin ve mineral değerleri
farklılık göstermektedir.
‘Kırmızı et’teki proteinin biyoyararlılığı diğer et türlerine göre daha
fazladır. Bununla birlikte kırmızı
ette bulunan yağın çoğunluğu
önemlidir beyaz etler. Beyaz etleri son yıllarda, teknoloji ile birlikte hormon takviyesi konusunda çok fazla dayak yese de, B12 ve B6
vitaminleri ile iyi bir protein kaynağı
olarak kırmızı etten daha öncelikli
ve sağlıklı bir alternatif olarak ilk
doymuş yağdan gelmektedir.
düşünülmesi gerekli besinlerdir.
Doymuş yağların katı halde
Başta belirttiğimiz bu üç farklı
bulunan kolesterol içerikleri,
beyaz et alternatifinden, balık
diğer yağlara göre daha faz-
etini aslında ayrı tutmakta fay-
la olan yağ türleridir. Kırmızı
da vardır. Balık eti içerdiği yağ
et tüketiminde dikkat etme-
asitleri bakımından vazgeçil-
miz gerekli olan husus, yağ
mezdir. Beyin gelişimi için çok
içeriğidir. Vücut için ne kadar
gerekli olsa da, kolesterolün fazlalığının kalp-damar problemlerine
yol açtığı kanıtlanmıştır.
Kırmızı ete rengini veren, demir içeriğindeki fazlalıktır. İyi bir demir kaynağı olmasının
elzem EPA ve DHA yağ asitlerini
içermektedir. Yağının hiç korkmadan yenilebileceği en sağlıklı et
türü balıktır. Et tüketilirken, diğer bütün besin gruplarında olduğu gibi çeşitlilik
sağlanmalıdır. Benim önerim, haftanın iki günü
yanı sıra, çok iyi bir B12 vitamini olarak da beslenmemize
kırmızı, iki günü beyaz, üç günü de balık tüketmenizde büyük
büyük katkı sağlamaktadır. Özetle, içerdiği biyoyararlılığı yük-
fayda bulunmaktadır. Et tüketiminizi mümkün olduğu sürece
sek protein, demir ve B12 vitamini ile beslenme örüntümüzde
öğlen öğününüzde yapmalısınız. Akşam öğününüzde et ye-
olmazsa olmaz kırmızı et, yağ içeriği düşünüldüğünde, mikta-
mek durumunda kaldığınızda ise, bu etin balık eti olmasına
rının çok iyi ayarlanması gereken bir besin haline dönüşmek-
dikkat etmeniz gerekmektedir. tedir. Haftada iki defa mutlaka tüketilmesi gerekmektedir. Bu
70
Düzenli Diyetle, Sağlıklı Bir Yaşam Dilerim.
ÖNERİ
porselensepeti.com
Yaratıcı sofralar, enerjik renkler
Sofra deyince insanın gözünde ‘bereket, lezzetli yemeklerin verdiği keyif ve sıcak dostların
çevrelediği bir manzara’ canlanıyor. Gündelik hayatınızda özenli sofralar kurmanız için biraz
cesaretli olmak, biraz da etrafınızdaki objelerden yararlanmak yeterli. Enerjik renkler ve
desenlerle ilgili porselensepeti.com adresinden önerilerimiz var.
Yazı Gülderen Tumba Genç Fotoğraflar Leyla Yaman
Güneşi
kıskandıran
bir renk
Kıpır kıpır bir karaktere
sahipseniz ve sofralarınız
da sizi anlatıyorsa
turuncu tonlarından
oluşan desenli
porselenler tam size
göre! Salonunuzda
ya da yatak odanızda
kullandığınız küçük
aksesuarları masanıza
taşımayı deneyin. Önemli
olan, etkileyici bir renk
kombini yaratmak.
GZ24YS610611919,
24 parça yemek takımı,
169 TL.
72
Geometrik formlar
Sofranızda dinamik bir düzen istiyorsanız, geometrik desenleri tercih
edebilirsiniz. Doğal dokulu Amerikan servisler ve vazoda kesme çiçeklerle
tamamlayacağınız sofra tasarımınızda feminen dokunuşlar, geometrik form
ve desenlerin maskülen etkisini yumuşatacaktır.
KMD18YS4205208, 18 parça yemek takımı,179 TL.
73
ÖNERİ
porselensepeti.com
Yaprak sevdası
Floral desenler ağırlıklı olarak ahşabın kullanıldığı
mekanlar için ideal. Yaprak, dal ve çiçek desenlerinin
en çarpıcı görüntülerini yansıtan yeşil sofra ürünlerini,
parlak renklerdeki Amerikan servisler ve kadehlerle
tamamlayabilirsiniz.
RY25YS61081113, 25 parça yemek takımı, 219 TL.
Romantik mavi
Güne başlarken, mavinin ferahlık etkisi enerjinizi
artıracak. Bu mavi kahvaltı takımlarını pötikareli
ya da düz beyaz masa örtüsü üstünde kullanarak
Akdeniz ışığını sofranıza taşıyabilirsiniz. Aksesuar
seçimlerinizi de renkli porselen demlik ve puantiyeli
porselen kavanozlardan yana yapabilirsiniz.
GZ24YS6106111914, 24 parça yemek takımı,
169 TL.
74
ÖNERİ
porselensepeti.com
Lavanta aşkına
Lavanta rengini sevenlerden ve pembeden
de vazgeçemeyenlerdenseniz, naif
desenli porselenleri tercih edebilirsiniz.
Renkli Amerikan servisler, her zaman
sofranızın demirbaşı olsun. Pembelerin
öne çıktığı sofranızda aksesuarlarınızı farklı
malzemelerden seçebilirsiniz.
GZ48YS5014829,12 kişilik yemek takımı,
(48 parça) 250 TL.
Yeşilin en canlısı
Doğadaki en sevdiğimiz renklerden biri olan yeşil, dinlendirici,
tazeleyici etkisi ile sofralara pozitif enerji veriyor. Beyaz
porselen bir zeminde küçük çiçeklerle şekillenen bu kahvaltı
takımı, keyifli bir günün ilk adımı...
GZ32KH6103365, 31 parça kahvaltı takımı, 220 TL.
76
GURME
SOĞUK TATLILAR
Limon sorbe (4 kişilik)
• 500 ml su • 100 ml taze sıkılmış limon suyu • 1 gr vanilya
• 1 adet yumurta beyazı • 100 gr pudra şekeri
Hazırlanışı Suyu kaynatın. Limon suyu, pudra şekeri ve
vanilyayı ilave edip kısık ateşte 20 dakika daha kaynatın.
Hazırladığınız sıvıyı soğutun, yumurta beyazını şanti gibi
köpürtün, soğuyan sıvıya ilave edip çırpın. –18 derece derin
dondurucuda dondurun ve daha sonra kuplarda servis edin.
Serinleten tatlar
NG
N
G Güral
Güral S
Sapanca
apanca
Wellness&Convention’ın
W
ll
&C
ti ’
şefleri bunaltıcı sıcaklarda
imdadınıza yetişecek
soğuk tatlı ve içecekler
hazırladı. Yaz mevsiminin
olmazsa olmazı bu
tatlılardan ilham alın.
Yapım Şebnem Yıldız
Fotoğraflar Leyla Yaman
78
Vişneli ekmek tatlısı (4 kişilik)
• 6 dilim dilimlenmiş tost ekmeği
• 500 gr toz şeker
• 500 gr su
• 400 gr vişne suyu
• İsteğe bağlı olarak dondurma
Hazırlanışı Tost ekmeği dilimlerinin
kenarlarını kesip 120 derecelik fırında
kızartın. Toz şeker, su ve vişne
suyunu ocakta bir tutam kaynatın,
kızarmış ekmek dilimlerini bir kaba
dizin ve üstüne hazırlamış olduğunuz
şurubu döküp soğuğunca dondurma
ile servis edin.
YS85YT42010132, ‘Yasemin Fall‘
12 kişilik yemek takımı, (84 parça) 399 TL.
Limonlu parfe (4 kişilik)
• 2 adet yumurta
• 2 gr jelatin
• 1 adet limonun suyu
• 15 gr beyaz çikolata
• 15 gr krema
• 25 gr toz şeker
• 1 parça kek, isteğe bağlı
Hazırlanışı Beyaz çikolatayı eritin, yumurtayı
şeker ile çırpın ve içine çırpılmış kremayı ilave
edin; her ikisini de birbirine karıştırıp, içerisine
limon suyu ve jöle ilave edin. Servis edeceğiniz
kabın içerisine önce bir parça kek koyun ve
hazırladığınız harcı içine ekleyin, dondurun.
Dipfrizden çıkarıp beş dakika bekleyin, parfenizi
kabından çıkarıp servis tabağına koyun. Taze ve
donuk meyvelerle süsleyip servis edin.
ZG24YS610688018, 6 kişilik yemek takımı, (24 parça) 210 TL.
79
GURME
SOĞUK TATLILAR
Soğuk jöle (4 kişilik)
• 2 adet yumurta
• 35 gr toz şeker
• 10 gr toz şanti
• 30 gr süt
• 15 gr şeker
• 2 gr jelatin
• 10 gr limon suyu
Hazırlanışı Yumurtayı ve şekeri,
süt ve kremayı çırpın ve ikisini
birleştirin; limon suyu ile jelatini ilave
edip dondurun. Dipfrizden çıkarıp
15 dakika dinlendirin ve servis edin.
Kivi frozen
• 200 gr kivi
• 200 gr buz
• 5 gr kivi şurubu
Hazırlanışı Bütün malzemeleri
blender’da çekin, servis edin.
Karpuz frozen
• 200 gr karpuz
• 200 gr buz
• 5 gr karpuz şurubu
Hazırlanışı Bütün malzemeleri
blender’da çekin, servis edin.
80
PER20TD14289, ‘Pera’
pasta tabağı, 15 TL.
Küçük boy bir kavunu
ortadan ikiye ayırıp içindeki
çekirdekleri boşaltın, istediğiniz
dondurmayı koyup servis edin.
Kavunlu dondurma
Nescafeli şarlot (4 kişilik)
• 2 adet yumurta
• 10 gr Nescafe
• 150 gr krema
• 2 gr jelatin
• 50 gr toz şeker
Hazırlanışı Yumurtayı şeker ile çırpın,
kremayı da çırpıp birbiriyle karıştırın. Nescafe
ve erimiş jöleyi ilave edip karıştırın, servis
ediceğiniz kaplara koyarak dolapta üç
saat soğutun ve üstünü Nescafe ve parça
çikolata ile süsleyerek servis edin.
Not: Nescafe yerine böğürtlen, frambuaz gibi
IR24IK4707011, ‘İris orkide ikram seti’,(24 parça) 202TL.
isteğe bağlı ürünler de kullanılabilir.
81
TERMAL
PROF. DR. MÜFİT ZEKİ KARAGÜLLE
Kaplıcalarda tedavi ve sağlık
Son yıllarda hem Türkiye’de hem de diğer Avrupa ülkelerindeki
bilimsel çalışmalar ve araştırmalar kaplıca tedavisi ve
balneoterapinin sağlığa yararlı etkisini ve başta romatizmal
hastalıklar ve deri hastalıkları olmak üzere birçok hastalıkta tedavi
edici etkilerini ortaya koymuştur.
Yazı Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle
ermal Latince’den dilimize girmiş bir sözcük, kaplıca
kalış süresine yönelik anketin diğer sorusunu yanıtlayan 3200
ise ‘öz’ Türkçe. Her ikisi de sıcak şifalı su kaynakları-
kişinin yarıdan fazlası (%53) kaplıcalarda 10 gün kalıyorlardı.
nı, çamurları, doğal çevreyi ve tabi ki buradaki sağlık tesis ve
Bunu beş gün kalanlar (%23), 7 gün kalanlar (%13) ve 15 gün
işletmelerini, nihayet yerleşim yeri ve yöreyi ifade eder. Kaplıca
ve üzeri kalanlar (%10) izliyordu. Son olarak “Yılda kaç kez kap-
tedavisi ya da kaplıca kürü ise kaplıcalara özgü şifalı unsurlar
lıcaya gidersiniz?” sorusunu yanıtlayan 3354 kişinin %28’inin
olan termal-mineralli sular, çamurlar, iklimsel faktörler ve do-
hiç gitmediğini dile getirmek için ankete katılması da ilginçtir.
ğal çevre-ortam çeşitli doğal tedavi yöntemleri ile kullanılarak,
Geriye kalan (%72) kaplıcaya gidenlerin yarısı 1 kez, yarısı da
bu amaçla kurulmuş termal-kaplıca tesislerde yürütülür. Kaplı-
iki kez gittiklerini belirtmişlerdir. Bu verileri değerlendirirken akla
ca tedavisi programlarının ‘olmazsa olmaz’ tedavi yöntemi ise
doğal olarak şu soru gelmektedir: “Bu yaygın kullanımın teda-
balneoterapi (sıcak ve mineralli sular ile tedavi) diye adlandırılır.
vi edici ve şifa etkileri üzerine elimizde yeterli bilimsel kanıtlar
Termal tıp ya da kaplıca tıbbı ise kaplıcalarda yürütülen her türlü
bulunmakta mıdır?” Son yıllarda hem Türkiye’de hem de diğer
tıbbi pratikler ve hizmetleri tanımlar. Bugün Avrupa ülkelerinde
Avrupa ülkelerinde yürütülen bilimsel çalışmalar ve araştırmalar
ve Türkiye’de de termal tıp bilimsel bir tıp disiplini olarak yerini
kaplıca tedavisi ve balneoterapinin bir dizi olumlu ve sağlığa
almıştır ve termal uygulamalar sağlık sigortaları kapsamındadır
yararlı etkisini ve başta romatizmal hastalıklar, deri hastalıkları
ve geçerli sağlık hizmetleri sisteminin bir parçasıdır.
olmak üzere birçok hastalıkta tedavi edici etkilerini ortaya koy-
T
Türkiye’de, termal ve kaplıca sözcükleri topraklarımızın
muştur. Bu hastalarda hastalık belirtileri ve bulgularında iyileş-
zengin doğal şifa kaynakları temelinde gelişen ve halen süren
meler yanında yaşam kalitelerinde ve genel iyilik hallerinde an-
önemli bir sağlık ve şifa geleneğini de yansıtır. Son bir çalışma
lamlı düzelmeler de gösterilmiştir. Elde edilen kanıtlar hiç de az
yılda altı milyonun üzerinde Türk vatandaşının kaplıcalarımız
değildir. Kaplıca tedavisi giderlerinin sağlık bütçelerine bir yük
ve termallerimizi ziyaret ettiğini ortaya koydu. Başka bir çalış-
oluşturmadığı, tam tersine ilaç kullanımı ve sağlık hizmetleri kul-
mamızda kaplıca ziyaretçilerinin ya da daha doğru bir deyişle
lanımı, hastanelerde yatış ve işe gelememe gibi göstergelerde
küristlerin en yaygın hastalık grubunu yüzde 95 ile romatizmal
anlamlı azalmalara yol açarak, sağlık maliyetlerinde azalmalar
hastalıklar oluşturuyordu. Ancak, romatizmal ağrı şikayetleri
sağladığı gösterilmiştir. Şimdi doğal zengin kaplıca kaynakla-
yanında birçok kişide ona eşlik eden rahatsızlıklar da vardı. Ör-
rımız, bilimsel kanıtlarla desteklenen kaplıca kürlerimiz, örnek
neğin, diyabet, hipertansiyon, aşırı kilo ve cilt rahatsızlıkları gibi
kaplıca tesislerimiz ve aktif bilimsel akademik kurumlarımız ile
durumlar söz konusuydu. İnternette yürüttüğümüz bir anket bu
Türkiye’yi Avrupa ve Dünya’da kaplıca ve termal sektöründe
kullanım hakkında aydınlatıcı güncel ek veriler sağladı. İlginçtir
gelenek ile bilimi ve tarihsel ile moderni kaynaştıran ülke ola-
ki bu anketi yanıtlayan 3568 kişinin (ki internet ulaşımı ve kulla-
rak ön plana çıkarabiliriz. Sevindirici olan hem sektör hem bilim
nım alışkanlığı olan özel bir grubu yansıtıyor) yarıya yakını (%47)
hem de merkezi ve yerel yönetim çevrelerince böylesi bir yak-
kaplıca seçimini doktorunun tavsiyesi ile yapıyordu, önemli bir
laşımın benimsenip artan ölçüde dile getiriliyor olmasıdır. Bu
kısmı ise (%34) tanıdık, eş dost ve akraba tavsiyesine uyuyor-
yaklaşım paydaşlar arasında yaratıcı bir işbirliğini başlatılmış
du. Geri kalanlar reklamlara bakarak (%13) ve turizm acente-
durumdadır, kararlılıkla sürdürülürse başarılı olmamamız için bir
leri aracılığıyla (%6) gidecekleri kaplıcayı seçiyorlardı. Kaplıcada
neden yoktur. 82
BİZDEN
HABERLER
“SEKTÖREL İŞBİRLİĞİ ŞART”
TÜYİB-DER III. Çalıştayı, 24 Nisan
Çarşamba günü Çırağan Oteli’nde
gerçekleşti. TUROB Başkan
Yardımcısı Vedat Başaran, TURYİD
Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Koral,
NG Kütahya Seramik Porselen
Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Erkan Güral ve Laleli
Otelciler Birliği Başkanı Muhammet
Cüntay’ın konuşmacı olarak
katıldığı çalıştaya yiyecek içecek
sektöründen de 20 firma katıldı.
Sektör temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği TÜYİP-DER
III. Çalıştay’ında özetle şu konulara değinildi:
olarak, sunum olarak en iyi noktaya gelmesi anlamında birlikte
bu ürünlerin ekipmanların seçimine çok katkı sağlayacağını
Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan NG Kütahya Se-
düşünüyorum,” diyen Güral, NG Kütahya Porselen’in bu
ramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Er-
işbirliğine hazır olduğunu belirterek, kendilerini evlerinde
kan Güral, tedarikçi ve kullanıcıların bir bütünün ayrılmaz
ağırlamaktan duyacakları memnuniyeti dile getirdi. Erkan
parçaları olduğunu anlatarak, ortak çalışma ile oluşturulacak
Güral, sektörün önemli sorunlarından birinin de kalifiye ele-
sinerjinin sektöre ciddi bir ivme katacağını ifade etti. “Ekip-
man yetiştirilmesi olduğunu ifade etti. TÜYİB-DER’in kalifiye
man seçimlerinde birlikte işbirlikleri yapalım. Çünkü ürünler-
eleman yetiştirilmesi konusunda önemli çalışmalara imza
in aşağı yukarı kaliteleri, standartları aynı. Fakat onlara ver-
attığını söyleyen Güral, derneğin sertifikasyon konularındaki
ilen şekiller, hizmet kalitesiyle bütünleştiğinde hizmetin şehir
çalışmalarını da ilgiyle takip ettiğini söyledi.
Gürültüden elektrik enerjisi üretildi
Nafi Güral Fen Lisesi öğrencileri gürültüden elektrik ürettikleri projeleriyle TÜBİTAK’ın
düzenlediği ‘Girişimcilik ve Yenilikçilik’ yarışmasında Türkiye birinciliğini elde etti.
Nafi Güral Fen Lisesi 10. Sınıf öğrencileri Berkay Yıldız ve Aydın Demirci, okulun Fizik Öğretmeni Cahit
Bardakçı koordinatörlüğünde çok önemli bir projeye imza attı. Davul, zurna gibi enstrümanlarla sesler çıkarıp
bağırarak ses titreşimlerini toplayan öğrenciler, piezo maddeleri kullanarak sesten oluşan basıncı bir araya
toplayarak elektrik enerjisine dönüştürmeyi başardılar. Gürültüden elektrik üretmeyi başaran proje ekibi,
TÜBİTAK’ın düzenlediği ‘Girişimcilik ve Yenilikçilik’ yarışmasında Türkiye birinciliğini elde etti.
84
Sema Güral Sürmeli’den gençlere altın öğütler
NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş.
Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli,
Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Halkla
İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nde “Liderlik
Teorileri ve Uygulamaları” adlı derste konuşmacı
olarak bulundu. Sürmeli öğrencilere, liderlik ve
girişimcilik konusunda öneriler verdi.
N
G Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli, 3 Mayıs Cuma günü
Atılım Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nde
“Liderlik Teorileri ve Uygulamaları” adlı derse konuşmacı olarak katıldı. Liderlik ve girişimcilik konulu bir konuşma yapan
Sürmeli kendi hayatından kesitlerle gençlere, başarıya giden
yol hakkında altın değerinde öğütler verdi. Ders, gençlerin
yoğun ilgisiyle karşılaştı. Öğrenciler, liderlik ve girişimcilikle
ilgili merak ettiklerini sorarken, Sürmeli de yanıtları deneyimlerinden örneklerle verdi: “Türkiye’deki şirketlere baktığımızda,
büyük çoğunluğu aile şirketleri oluşturuyor. Bu oran dünyada
yüzde 96’larda… Ben de dedemin kurduğu, babam ve amcamın devam ettirdiği şirketlerin bir ferdi olarak çalışıyorum.
Bizim şirketlerimizde üst düzey çalışma arkadaşlarımızın çoğunluğunun kadın olduğunu bir süre sonra fark ettik.
‘Pozitif ayrımcılık yapar mısınız diye?’ soruyorlar bana. Babam der ki, “Pozitif ayrımcılık önce ailemizde başlar.” Biz üç
kız kardeşiz ve hepimiz şirketlerimizde çalışıyoruz.
Aile şirketlerinde çalışmak pek de kolay sayılmaz. Özellikle çok küçük şehirlerde bu dinamiği sağlamak, iyi eğitim
almış arkadaşları bu şehirlerde yaşamaya ikna etmek çok zor.
Onlar büyük şehirlerde yaşıyorlar ve iyi eğitim alıyorlar. Onlara iyi bir çalışma ortamı sunmak zorundasınız.
Çalışma arkadaşlarımızı bir çalışanımız değil, ailemizin bir
ferdi olarak kabul ediyoruz. Onları yetiştirip kendi dinamiğimizi oluşturmaya çalışıyoruz.”
85
BİZDEN
HABERLER
NG, 11. Türkçe
Olimpiyatları’na
sponsor oldu
N
G, toplam 23 ülkeden 65 öğrencinin katılımıyla
gerçekleşen 11. Türkçe Olimpiyatları Kütahya il
etkinliğinin sponsoru oldu. Etkinlik, 10 Haziran Pazartesi
günü Kütahya Dumlupınar Stadı’nda gerçekleşti.
Kültürler arasında köprü kurması hedeflenen Türkçe
Olimpiyatları Kütahya etkinliğini yaklaşık 50 bin kişi izledi.
Program stadyumdan, stadyumun yanına kurulan dev
ekranlardan ve valiliğin önünde bulunan ekranlardan da
seyredildi. Gecede Kütahya Belediye Başkanı Mustafa
İça tarafından NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral’a plaketi verildi.
86
EPOS 7 Derneği
bir yaşında
Kültürel emanetleri korumak ve kültür-sanat
bilincinin geliştirilmesi amacıyla yedi iş kadını
tarafından kurulan EPOS 7 Derneği’nin 1.
yıldönümü İstanbul Pera Palas Otel’de kutlandı.
Bir
şampiyonluk
hikayesi
Fen Liseleri arası
basketbol şampiyonası
9-12 Haziran 2013
tarihleri arasında
Manavgat’ta yapıldı.
Nafi Güral Fen Lisesi
şampiyon oldu.
EPOS 7 Derneği, 1. yaşını dernek üyeleri ve cemiyet hayatının tanınmış simalarıyla birlikte İstanbul Pera Palas’ta kutladı. Kutlama yemeğine Barbaros Büyükkan şarkılarıyla eşlik ederken, yemek sonrası
Prof. Dr. Gül İrepoğlu’nun ’’Osmanlı Saray Mücevherleri Üzerinden
Tarihi Okumak’’ başlıklı söyleşisi gerçekleştirildi.
Davette EPOS 7 Derneği yönetim kurulu üyeleri EPOS 7 Derneği’ne
katkılarından dolayı NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’ye teşekkür plaketi takdim etti.
EPOS, “Sanata dair söylenecek söz” anlamına gelirken ‘’7’’ rakamı
ise içinde dünyanın 7 harikası, insanın 7 çakrası, dünyada var olan 7
kitap, gökyüzü 7 kat gibi ifadeleri barındırıyor.
12 Fen Lisesi’nin katılımıyla Antalya’nın
Manavgat ilçesinde Namık Karamancı
Fen Lisesi’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilen ‘6. Fen Liseleri Basketbol
Şampiyonası’ final maçı ve ödül töreniyle
sona erdi. Manavgat 100. Yıl Kapalı
Spor Salonu’nda oynanan, Manavgat
Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu,
Namık Karamancı Fen Lisesi’ni yaptıran
hayırsever turizmci Mehmet Karamancı,
İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Kılıç ve
İlçe Spor Müdürü Muammer Sarıdemir’in
de izlediği final karşılaşmasında İzmir
Fen Lisesi ile Kütahya Nafi Güral Fen
Lisesi karşılaştı.İlk yarısını 22-15 İzmir Fen
Lisesi’nin önde tamamladığı karşılaşmayı
özellikle son çeyrekte sergilediği
performans ile Kütahya Nafi Güral
Fen lisesi 43-37 kazanarak turnuvanın
şampiyonluğunu aldı.Final maçının
ardından yapılan ödül töreninde
dereceye giren sporcu ve takımlara
kupa ve madalyaları verildi. Nafi Güral
Fen Lisesi erkek basketbol takımı 14
Haziran’da Nafi Güral’ı ziyaret ederek,
şampiyonluk sevinçlerini paylaştılar.
Nafi Güral’a okul basketbol takımı
oyuncularının imzalarının yer aldığı
forma ve basket topu hediye edildi.
87
BİZDEN
HABERLER
Nafi Güral, Gazi Üniversitesi ve Sabancı
Üniversitesi öğrencileriyle bir aradaydı
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin V.AKG’13 Akademi Kariyer
Günleri’ne ve Sabancı Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü tarafından düzenlenen
GİZ’13 Konferansı’na katılan Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Nafi Güral, öğrencilere iş yaşamı hakkında altın değerinde önerilerde bulundu.
ütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
K
Nafi Güral, yarım asırdan fazla bir süredir içinde yer
ki isteyince oluyormuş,” dedi.
Durağan kişilerden uzak durun
aldığı iş hayatında edindiği deneyimleri, birikimleri ve yaşadık-
Kendi işini kurmak isteyenlere de tavsiyeler yönelten Güral,
larını Gazi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi öğrencileriyle
çevrelerindeki kişileri olumsuzluğa ittikleri ve başarıdan uzak-
paylaştı.
laştırdıkları için durağan kişilerden uzaklaşmaları tavsiyesinde
İş hayatına küçük yaşta başladığını ve üniversite okuyama-
bulundu. Güral bu sözlerini şu örnekle açıkladı: “İstanbul’a ya-
dığını söyleyen Nafi Güral, herkesten daha fazla çalışarak bu
kın Sapanca civarında farklı bir otel yapmak arzusu içindeydim.
açığını kapattığını ifade etti. Başarı için gerçekçi hayaller kurul-
Şu anda otelimizin olduğu yeri görünce ‘Tamam, işte burası’
ması gerektiğinin altını çizen Güral, “Hayallerinin peşinden ko-
dedim. Ama kime sorduysam ‘Olmaz, oraya kimse gelmez,
şanlar muhakkak başarıya ulaşır. Ayağınızı yere sağlam basın,
boşu boşuna para yatırıyorsun,” yanıtını aldım. Oysa ben çok
gözünüz zirvelerde olsun,” dedi.
inanmıştım. Bu nedenle şevkimi kıran insanlardan uzaklaştım,
Beklediğim tepkiyi alamadığım için İngilizce öğrendim
inanç ve kararlılıkla çalışmalara başladım. Bugün Sapanca’daki
Konferansına kendi hayatından verdiği örneklerle devam
otelimizin tek sorunu var. O da yer bulamamak.”
eden Güral, “ Yurtdışından anlaşma sağlamak üzere olduğum
İşinize aşık olun
bir konuğum geldi. Tercümanım da yanımdaydı. Ancak benim
Güral, gençlere ‘işinize aşık olun” tavsiyesinde bulunurken,
heyecanım ile karşı taraftan beklediğim tepki aynı değildi. Oysa-
yönetici engeli tehlikesine karşı da uyardı. Liderlerin çalışacağı
ki adamın yerinden fırlaması lazımdı. Tercümana ne olduğunu
insanları iyi seçmesi gerektiğini vurgulayan Güral “Kurumsal-
sordum. ‘Efendim ben biraz yumuşattım söylediklerinizi’ yanıtı
laşmak çok önemli. İyi yöneticiler seçmelisiniz. Benim görev
alınca artık İngilizce öğrenmenin vakti geldi dedim ve hemen
verdiğim kişiler, işi benden çok daha iyi yapıyorlar. Ama bir lider
çalışmalara başladım. Kısa sürede İngilizce öğrendim. Demek
olarak hesaplanmış riskler almalısınız,” dedi.
88
NG Kütahya Seramik’ten
İzmir ve İzmit’te iki yeni showroom
NG Kütahya Seramik’in İzmir’deki 22 yıllık iş ortağı Kulalılar Yapı Malzemeleri ve İzmit’teki
iş ortağı NR Mühendislik’in yeni showroom’u 14 Haziran Cuma günü törenle hizmete açıldı.
ulalılar Yapı Malzemeleri’nin açılış törenine NG Kütahya
NR Mühendislik
Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başka-
14 Haziran’da gerçekleşen bir diğer açılışın adresi NG
nı Erkan Güral’ın da aralarında bulunduğu isimler katıldı. Açılışta
Kütahya Seramik’in İzmit’teki iş ortağı NR Mühendislik oldu.
sergilenen göz alıcı tasarımlar, davetlilerin ilgi odağı oldu.
Açılış törenine Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya
K
Açılışta bir konuşma yapan Erkan Güral, bu önemli güne ta-
Özak, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, Derince Bele-
nıklık etmekten duyduğu mutluluğu ifade ederek şunları söyledi:
diye Başkanı Aziz Alemdar, Körfez Belediye Başkanı Yunus
“Uzun yıllara dayanan dostluğumuzun bu showroomla taçlan-
Pehlivan ve çok sayıda davetli katıldı. Büyükşehir Belediye
ması bizim için mutluluk verici.” İki kattan oluşan ve 500 m2’lik
Başkan Vekili Zekeriya Özak açılış konuşmasında NG Kü-
showroom’da, NG Kütahya Seramik’in en yeni ürün koleksiyon-
tahya Seramik’in son yıllarda çok büyük yatırım yaptığını ve
ları özel ve farklı sergileme alanlarıyla tüketicilere sunuluyor.
kalitesini ön plana çıktığını belirtti.
89
BİZDEN
HABERLER
Elmalı’da yeni
showroom
Erkan Güral,
Üniversite-Sanayi
İşbirliği Bölge
Toplantısı’na katıldı
NG Kütahya Seramik Elmalı
showroomu Sedir İnşaat, 21 Haziran
Cuma günü hizmete açıldı. Açılış
törenine, Elmalı Kaymakamı Mehmet
Murat Çekmen, Belediye Başkanı
Hüseyin Altıntaş, Cumhuriyet Başsavcısı
Sadi Doğan, Emniyet Müdürü Hasan
Mutlu, NG Kütahya Seramik Antalya
Bölge Müdürü Yasin Konuşkan, siyasi
partilerin ilçe başkanları, belde,
belediye başkanları ve çok sayıda
davetli katıldı.
Açılış öncesinde bir konuşma yapan Belediye
Başkanı Hüseyin Altıntaş, “Nuri Efeoğlu’nu,
ilçemize yaptığı yatırımlardan dolayı kutluyor
ve teşekkür ediyorum. Elmalı’nın bu ilk ve tek
showroom’u. Efeoğlu’nu, cesaretinden dolayı
kutluyor, showroomun kendisine ve Elmalı’mıza
hayırlı olmasını diliyorum,” dedi. Davetlilere
teşekkür eden ve böylesine bir showroom’u
Elmalı’ya kazandırmaktan ötürü büyük mutluluk
duyduğunu kaydeden Nuri Efeoğlu ise “Elmalı’da
ticarete farklı bir bakış açısı, kalite ve tercih
çokluğu getirdik,” dedi.
90
NG Kütahya Seramik Porselen Turizm
A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan
Güral, “2023’e 10 Kala AR-GE ve
Yenilikte Manisa, Kütahya, Afyonkarahisar
ve Uşak” konulu Üniversite-Sanayi İşbirliği
Bölge Toplantısı’nda konuşmacı olarak yer
aldı. Güral, üniversite ve sanayi işbirliğine
ilişkin görüşlerini paylaştı.
NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim
Kurulu Başkanı Erkan Güral, ülkemizin bilim ve teknoloji
ile kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla İstatistiki
Bölge Birimleri Sınıflamasına göre düzey iki bölgelerinde
düzenlenen Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel
Toplantıları’nın onuncusunda konuşmacı olarak yer aldı.
“2023’e 10 Kala Ar-Ge ve Yenilikte Manisa, Kütahya,
Afyonkarahisar ve Uşak” konulu “Üniversite-Sanayi
İşbirliği Bölgesel Toplantısı”nda konuşan Erkan Güral,
bu konudaki sorunları ve çözüm önerilerini dinleyenlerle
paylaştı. Erkan Güral panelde, şunları söyledi: “%98’ini
KOBİ’lerin oluşturduğu ülkemizde 2023 hedeflerine
giderken her bir işletme sınıfını bir üst kategoriye aktarabilirsek, bir ticaret devrimi, bir sanayi devrimi yaratabiliriz.”
22 Haziran Cumartesi günü gerçekleşen etkinliğe Celal
Bayar Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Moderatörlüğünü
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr.
Ersan Arslan’ın yaptığı panelde konuşmacılar, konuya
ilişkin görüş ve önerilerini katılımcılarla paylaştı.
Ferrariler
NG Güral
Sapanca’da
buluştu
NG Güral Sapanca Wellness&Convention, yemyeşil doğasını bu defa Ferrariler için açtı.
25 araçlık Ferrari konvoyuyla Sapanca’ya gelenler, hem NG Güral Sapanca’da keyifli bir
gün geçirdi, hem de yeni Maserati Quattroporte’yi kullanma şansına sahip oldu.
NG Güral Sapanca Wellness&Convention, Ferrariler’in buluştuğu keyifli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. 25 araçlık Ferrari
test eden grup, öğle yemeğinin ardından NG Güral Sapanca’nın
muhteşem doğasında havuz ve SPA’nın keyfini çıkardılar.
konvoyu keyifli bir gün geçirmek için NG Güral Sapanca’da
Toplam 350 km yol kateden Ferrari sahipleri, bir dahaki et-
buluştu. Ferrari sahipleri ve eşlerinden oluşan 60 kişilik grup,
kinlikte buluşmak üzere sözleşerek NG Güral Sapanca’da ge-
NG Güral Sapanca’da bulunan Farina Restaurant’ta kokteyl
çirdikleri muhteşem günü noktaladılar.
davetiyle karşılandı. Daha sonra Yeni Maserati Quatroporte’yi
www.guralsapanca.com www.facebook.com/guralsapanca
91
BİZDEN
HABERLER
TÜGİK üyeleri,
TÜGİK Zirvesi 2013’te buluştu
Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu’nun TÜGİK Zirvesi 2013 etkinliği
NG Güral Afyon Wellness&Convention’da gerçekleştirildi. 300’e yakın TÜGİK
üyesinin katıldığı zirvede, TÜGİK’in gelecek dönem hedeflerinin tespit edilmesi
amacıyla özel bir Arama Çalıştayı da gerçekleştirildi.
Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK), 2013
üzerinde farklı sektörde faaliyet gösteren 10.000 üyesi bu-
senesinin ikinci yarısına yönelik yeni hedeflerini ve yol harita-
lunduğunu hatırlatarak, Türkiye ekonomisinin nabzını yakın-
sını belirlemek amacıyla “TÜGİK Zirvesi 2013”ü gerçekleş-
dan ve en güncel şekilde tuttuklarına dikkat çekti. Güral, faiz
tirdi. TÜGİK’e bağlı federasyon ve dernek başkanlarının da
maliyetlerinin ekonominin hızlanmasına engel teşkil ettiğini
aralarında bulunduğu 300’e yakın TÜGİK üyesinin katılımıyla
söyledi: “Faiz maliyetlerinin mutlaka tek haneli rakamlara
NG Güral Afyon Wellness&Convention’da düzenlenen zirve,
düşürülmesi gerekmektedir. Türkiye’deki işletmelerin yüzde
iş dünyasından önemli konukları da ağırladı. TÜGİK Zirvesi
98’ini oluşturan KOBİ’ler istihdamın yüzde 76’sını sağlıyor,
2013’te Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat
ihracatın yüzde 30’unu geçekleştiriyorlar. Fakat kullanılan
Hisarcıklıoğlu ile SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı
kredilerin sadece yüzde 5’i KOBİ’ler tarafından kullanılıyor.
Abdülkadir Konukoğlu onur konuğu olarak yer aldılar.
Kredi faizleri düştüğü takdirde bu oran yukarı çıkacak ve
Zirve kapsamında, TÜGİK’in gelecek dönem hedeflerinin
KOBİ’ler yatırıma yöneleceklerdir. Küçük işletmelerin yüzde
tespit edilmesi ve yürütülecek çalışmalara fikir birliği içerisin-
15, büyük işletmelerin yüzde 7 gibi faiz oranlarıyla kredi kul-
de yön verilmesi hedefiyle geniş katılımlı bir Arama Çalıştayı
lanıyor olması kabul edilemez bir durumdur.”
da gerçekleştirildi. TÜGİK’e bağlı federasyon ve dernek baş-
TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, çözüm sürecinin
kanlarının TÜGİK Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte katıldıkla-
ekonomik getirilerine de değindi: “Ülke çapında faaliyet gös-
rı çalıştay, üyeler arası ticaretin bir sonraki seviyeye taşınma-
teren bir sivil toplum kuruluşunun çözüm süreci ve sonrası-
sı ve daha güçlü bir sinerji oluşturulmasına yönelik yakın ve
na ilişkin attığı ilk somut adım, TÜGİK olarak 13 Mart 2013
orta vadeli planlamaya zemin oluşturacak.
tarihinde Diyarbakır’a yaptığımız ziyaretti. Yakalarımızda be-
TÜGİK Zirvesi 2013’ün açılışında bir konuşma yapan
yaz mendillerle önce Diyarbakır’a ardından 26 Mart tarihinde
Erkan Güral, TÜGİK’in 7 federasyon, 72 dernek ve 500’ün
Van’a gittik. Bölgede hem iş dünyasının hem de halkımızın
92
Abdülkadir Konukoğlu
Ayça Varlıer
Coşkun Sabah
Erkan Güral (solda),
M. Rifat Hisarcıklıoğlu
(ortada), Nafi Güral
(sağda)
büyük bir heyecan içinde olduğunu görmek, bizleri hem
Güney Amerika ülkelerine açılmanın önemine vurgu yapan
mutlu etti hem de umutlandırdı. Çözüm süreci çok hızlı ilerli-
Hisarcıklıoğlu, “Türk girişimcisinin başaramayacağı hiçbir
yor. Bu nedenle biz de iş dünyası olarak hızlı adımlar atmalı,
şey yok,” dedi. Zirvenin diğer onur konuğu SANKO Hol-
çözüm sürecinin hızına ekonomik anlamda yetişmeliyiz. İş
ding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu ise
dünyamız Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki fırsatları keş-
meslek yaşantısından dikkat çekici anekdotları paylaştığı
fetmek istiyor. Çözüm süreci sonrasında bölgenin ekonomik
konuşmasında aile şirketleri ve girişimcilik konularına değin-
anlamda uçacağına inanıyoruz. Bölgede faaliyet gösteren
di. Konukoğlu, “Girişimci olan insanın aynı zamanda iyi bir
TÜGİK’e bağlı derneklerimiz, diğer bölgelerdeki dernekleri-
idareci olması gerekir. İş hayatında merdivenleri birer birer
mize yatırım ve ticaret anlamında bilgi ve destek temin etme-
çıkmak lazım. Böylece insan hedeflediği yere hazmederek
ye başladılar. Doğu ve Güneydoğu’ya yapılacak yatırımların,
yükselir,” dedi. TÜGİK Zirvesi 2013’te yaptığı konuşmada
Türkiye’nin 2023 hedeflerindeki yolunu en az beş yıl kısalta-
aile şirketlerinin yaşadığı sorunlara da değinen Konukoğlu,
cağına inanıyoruz.”
“Şirket sahiplerine önerim, çocuklarını iki yıl süreyle başka
TÜGİK Zirvesi 2013’te onur konuğu olarak yer alan Tür-
bir şirkette çalıştırmalarıdır. Böylece çocuklar emir almayı
kiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklı-
ve neticede empati yapmayı öğrenebilirler. Bu da tüm iş
oğlu, yaptığı konuşmada gençleri ve kadınları girişimciliğe
yaşantılarını olumlu etkiler,” dedi.
özendirmenin önemine dikkat çekerek, “Zengin bir ülke
TÜGİK Zirvesi 2013, NG Güral Afyon Wellness&
olmak için girişimciliği desteklemeliyiz,” dedi. TOBB Baş-
Convention’da özel olarak düzenlenen gala gecesiyle sona
kanı, girişimciliğin yanı sıra yenilikçilik ve hedef pazarların
erdi. TÜGİK üyeleri Ayça Varlıer’in konseriyle başlayan gece-
doğru belirlenmesinin de Türkiye için büyük önem taşıdığına
de Coşkun Sabah’ın mükemmel performansı ve unutulmaz
dikkat çekti. Türkiye’nin yoğun ticaret yapmadığı Asya ve
şarkılarıyla keyifli saatler geçirdiler.
93
BİZDEN
HABERLER
İş Dünyası
Kadın Paneli
Hür Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD)
günümüzde, bu panelle başarılı örnekler üzerinden
Kadın Platformu tarafından organize edilen “İş
yanlışların tespiti ile beraber doğrular adına
Dünyası Kadın Paneli” düzenledi. Ankara’daki
nelerin yapılabileceği konuşulurken; HÜRSİAD
Marriot Otel’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakan
Kadın Komisyonu, Türkiye’nin güçlü bir geleceğe
Yardımcısı Aşkın Asan’ın da kısa bir konuşma
olan yolculuğunda Türk İş kadınlarının daha fazla
yaptığı panele AK Parti Samsun Milletvekili Tülay
yer almasını sağlamak, onlara iş alanlarında
Bakır ve Ankara iş dünyasından çok sayıda iş kadını
ve girişimcilikle ilgili her konuda rehberlik ve
katıldı. Moderatörlüğü HÜRSİAD Yönetim Kurulu
öncülük etmek amacıyla kurulmuş bir yapı olarak,
Üyesi Hande Gözüm tarafından gerçekleştirilen
ülkemizdeki kadın girişimci potansiyelinin nicelik
organizasyona panelist olarak katılan Sema Güral
ve nitelik bakımından geliştirilmesi ve daha
Sürmeli “Aile Şirketlerinde kurumsallaşma” konulu
donanımlı hale getirilmesi amacıyla iş kadınlarına
bir konuşma yaptı. Kadın kavramının çoğunlukla
yönelik faaliyetler gerçekleştirilmesi konuları da
sorunlarla beraber anılmaya mahkum edildiği
görüşüldü.
ÇOCUK GÖZÜYLE
18 Haziran’da Kütahya Bilgi Ören Ana Okulu altı yaş grubu
öğrencileri mezuniyet törenlerinde Nafi Güral’ı fabrikalarında
ziyaret etti. Öğrenciler Nafi Güral’a iş yaşantısını anlatan
resimler armağan ettiler ve merak ettikleri soruları sordular.
Keyifli dakikaların yaşandığı bu buluşmada Nafi Güral tüm
çocuklarla birebir ilgilenerek sohbet etti.
94
İPEK KADINLAR
3. YILINDA
‘KANSERİ
HAYATIMIZDAN
UZAK TUTMA
YOLLARI’
İÇİN BİR ARAYA
GELDİ!
Beslenme Eğitimi ve Diyet Danışmanlık Merkezi Formeo bu yıl
üçüncüsünü Ankara Grand Rixos Otel’de gerçekleştirdiği ‘İpek kadınlar’ etkinliğinin
ana temasını ‘kanserden korunma yolları’ olarak belirlemişti.
ş kadını Gamze Cizreli ve Kişisel İmaj ve İletişim Danışma-
gelen isimlerini ağırladı. ‘Kelebeğin Rüyası’ isimli filme de
nı Özlem Çakır’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte Dyt.
‘İpek Plaket’ verildi. Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar’ın
Elvan Odabaşı Kanar kanseri hayatımızdan nasıl uzak tutabile-
yönetimindeki projenin amacı, duyan, dinleyen, konuşan,
ceğimizi açıklayan püf noktalarına değindi.
düşünen, farkındalığı yüksek ve en önemlisi maddi ve
İ
Ankara cemiyet hayatının tanınmış isimlerinin destek
manevi destek verebilecek güçlü kadınları bir araya ge-
verdiği ‘3.İpek Kadınlar Etkinliği’nin davetiye geliri bu yıl
tirerek bir platform oluşturmak ve her yıl gündemde olan
Koru Rotary Kulubü’nün Ankara Onkoloji Eğitim ve Araş-
veya gündem dışı kalmış herhangi bir sosyal sorun ile il-
tırma Hastanesi Destek Projesi’ne aktarıldı. Bu sayede
gili bilinçlendirme çalışmasının yanı sıra destek sağlamak.
kanser tedavisi gören hastalar için gerekli cihazların alı-
Tüm bu değerli konuların ele alındığı ‘Geleneksel İpek Ka-
mına katkı sağlanmış oldu. Ekranlardan tanınan güzel
dınlar’ etkinliğinin üçüncüsüne destek veren firmalar ise
ve başarılı sunucu Gülay Avşar, güzel ve başarılı Model
NESCAFE, SMA, CASA, PURENATURE, NG KÜTAHYA
Sunucu Deniz Akkaya ve ‘Doktorum’ programı sunucu-
PORSELEN, UNO, NOBEL İLAÇ, SABİNA ORGANİZAS-
su Zahide Yetiş’in konuklar arasında bulunduğu etkinlik
YON, FİTİZDİET MUTFAK, ATÖLYE MODERN, BİSCUİT
yine Ankara’nın ve İstanbul’un cemiyet hayatının önde
FOTOĞRAFÇILIK VE BİTTER DERGİ
95
SPOR
BURAK ÇUKUROVA
NG Rally Team, 2013 Türkiye Ralli
Şampiyonası’nın 3. ayağı olan
Oyak-Renault 38. Yeşil Bursa
Rallisi’nde yarıştı. 25 ekipten
15’inin tamamlayabildiği zorlu
yarış sonrasında NG Rally Team
adına yarışan Burak Çukurova/
Ünal Tezel ikilisi üçte üç yaptı ve
bir kez daha Sınıf 3 birinciliğine
ulaştı. Oyak-Renault Yeşil Bursa
Rallisi 06 Temmuz Cumartesi günü
Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları
önünde verilen startın ardından,
Kültürpark içerisinde oluşturulan ve
Bursa Büyükşehir Belediyesi seyirci
özel etabı ile başladı. Bu yarışın
ardından pazar sabahı 07.30’da
tekrar direksiyon başına geçen
ekipler, yarışın ikinci gününde Tuzaklı,
Soğukpınar ve Kirazlı özel etaplarını
üçer kez geçerek Crowne Plaza
Bursa önündeki finiş’e ulaşmak
için ter döktüler.
HIZ TUTKUSU
13Türkiye Ralli Şampiyonası’nın 3. ayağı olan Oyak-
20
Renault 38. Yeşil Bursa Rallisi’nde NG Rally Team
adına yarışan Burak Çukurova’dan bu spora nasıl başladığı, katıldığı yarışlar, aldığı ödüller ve motor sporları hakkında bilgiler aldık.
Motor sporlarına olan ilginiz nasıl başladı?
Ralliye geçişiniz ne zaman oldu?
Ralliye 1999 yılında geçtim. O günden beri de kesintisiz olarak ralli yapıyor, parkurlarda profesyonel olarak yer alıyorum.
Karting ve rallinin farkı nedir?
Karting’de tek başınıza, belli bir pistte dönüyorsunuz. Rallide
Motor sporlarına olan ilgim ailemden geliyor. Babam 1981-
ise bir noktadan, belli bir noktaya gidiyorsunuz. Şehir merkezlerin-
1997 yılları arasında motor sporlarıyla ilgileniyordu. Benim de
den yola çıkıp dağlara gidiyor, hem zamana karşı, hem doğaya
bu konuya ilgim işte böyle başladı. Babamı ve amcamı izleyip,
karşı mücadele ediyorsunuz. Bu anlamda ralli, kullandığınız araç-
onlara eşlik ettim. Küçük yaşta başladığım bu işin tabir-i caizse
tan dolayı teknolojinin sınırları ile de mücadele eden bir spor dalı.
tozunu yuttum ve 1989 yılında motor sporlarına başladım.
Motor sporlarında profesyonel olarak kaç yıldır yer
alıyorsunuz?
21 senedir profesyonel olarak yapıyorum.
Yarışmalara katılmaya ne zaman başladınız?
1992 yılında katıldığım ilk karting yarışıyla motor sporuna
Sizin asıl mesleğiniz nedir?
Biz aile firmasıyız. Firmamızın adı Omak Asansör. Yaklaşık
65 yıllık bir asansör firması. Babamdan devraldığım bayrak ile
firmamız Omak’ın yöneticiliğini yapmayı sürdürüyorum.
Yarışlarda kendi arabanızı mı kullanıyorsunuz, farklı
arabalarla mı yarışıyorsunuz?
adım attım. Bunu izleyen üç yıl içinde çeşitli dereceler elde et-
Yarışlarda çeşitli araçlar kullanıyoruz. Bunların arasında ken-
tim. Ehliyetimi almamın ardından, 1997 yılında otomobile geç-
di otomobillerimiz de oldu. Ralli arabalarını ya fabrika takımları
tim. Pist şampiyonalarında tek marka kupalarına katıldım. Bu
destekliyor, ya da kendimiz yurt dışından kiralıyoruz. Türkiye’de
yarışlarda birincilik ve ikincilikler elde ettim.
rallide sayıca en farklı takımlarla yarışan kişi benim. Bunlardan
96
Ailesinden aldığı bayrağı hem yöneticilik hayatında, hem de motor sporlarında taşıyan
ralli pilotu Burak Çukurova, 21 yıldır profesyonel olarak motor sporlarıyla ilgileniyor.
bazılarını saymak gerekir ise Ford fabrika takımı, Fiat takımı,
rekiyor. Yarışlara girmelisiniz. Pilot mu, Co-pilot mu, takım
Renault takımı, Opel takımı ve Skoda takımıyla yarıştım.
içinde yer almak mı, hakem kısmında olmak mı istediğinize
Aldığınız şampiyonluklar hangileri?
karar vermelisiniz. Dediğim gibi babamın ve amcamın motor
Çeşitli kategorilerde yarıştık ve sonuçta F2 şampiyonu
sporlarıyla ilgili olmaları benim şansımdı. Sonuçta onlar sa-
olduk. A5 şampiyonu olduk. İki tekerli otomobillerle, dört
yesinde bu spora başladım. Tüm çabalarınızın sonunda ta-
tekerli otomobiller ile yarıştık. Bugüne kadar yaklaşık, 17-18
kımlar ve sponsorlar sizi görüyor, destek oluyor. Bu sene NG
farklı yarış otomobili kullandım. Hepsinde ayrı dereceler ve
Kütahya bize sponsor oldu. Erkan Güral’ın desteği de bizim
başarılar elde ettik.
için bir şanstı.
Türkiye’nin yanı sıra yurtdışında da yarışlara katıldınız mı?
İstanbul trafiğinde araba kullanmak hakkında ne düşünüyorsunuz? Siz hız yapmaktan hoşlanıyor musunuz?
Yurtiçinde 160’tan fazla yarışa katıldım. Yurtdışında ise
Biz hız yapmayı seven insanlarız ama parkurda hız yapma-
2008, 2009 ve 2010 yıllarında 10’a yakın yarışa katıldık. Bun-
yı seven insanlarız. Sonuçta bizim yarıştığımız ortamlar trafiğe
lardan bazıları Fransa, Bulgaristan ve İtalya ralli şampiyonalarıy-
kapalı oluyor. Kullandığımız otomobillerin her türlü güvenliği alı-
dı. Bu ülkelerde Türkiye’nin bayrağını dalgalandırdık.
nıyor. Şehir trafiğinde kontrol dışına çıkan bir aracın ne kadar
Ralli sporuna katılmak için belli bir deneyim veya yaş
sınırı var mı?
tehlikeli olduğunun bilincindeyiz. O yüzden herkesten çok daha
yavaş, çok daha dikkatli gitmeye çalışıyoruz. Biz ralli sporunu
Yurtdışında özel izin ile yarışabiliyorsunuz. Bizim ülkemiz-
profesyonel olarak yaptığımız, işin mutfağının zor kısmını, tehli-
de ise öncelikle ehliyetinizin olması gerekiyor. Bu spor biraz
kelerini bildiğimiz için genel şehir trafiğinde yaşanan hataları da
imkan işi. Ayrıca her konuda olduğu gibi emek vermeniz ge-
tolere ederek araç kullanıyoruz. 97
BULMACA
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
Hazırlayan Ali Bakın
Küçük bitki
Gürültüden elektrik
üreten lise
Mantıkça
28
Bir nota
Sahip
NG Kütahya Seramik
İzmit mağaza
11
NG Kütahya Seramik
İzmir mağaza
21
Fiyatını artırma
Haris
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
Yeşilliği bol olan yer
Ciddi bir
yapıtın gülünç
benzetmesi
22
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
İsviçre’de bir ırmak
İstanbul’da bir semt
Başlıca içeceğimiz
Eski Mısır tanrısı
Temiz
2
G.Amerika’da bir
başkent
Hasır otu
Elastiki
Boru sesi
13
Böbrek atığı
Körü körüne uyulan
buyruk
Mitterteich yeni
Kahvaltı Takımı
Küme
Tanrı
Bir spor kulübümüzü
simgeler
İtalya’da bir volkan
Ten
Göçebe çadırı
Tantalın simgesi
Bira yapımında
kullanılır
Kriptonun simgesi
Genişlik
Tutsak
Bir nota
30
İşaret
31
Kavak ağacı
19
17
7
29
Çalışma, emek
3
25
Ozan
Bir hayvan
Kamer
Müzik eserini
seslendiren topluluk
Yapıların çatısını örter
Kuzu sesi
24
Dren
İzmir’in bir ilçesi
Verdi’nin operası
İltimaslı
Kasık
Davranışları
çabuk olan
15
skambilde bacak
Cinsel
Verme, ödeme
Bir makyaj
malzemesi
Bravo
Lider
6
Gezinti yeri
Fildişi Sahili’nin
plakası
Yeşil Bursa Rallisi
Sınıf 3 Birincisi
Baryumun simgesi
Hristiyan
5
4
27
Mavera
Kök, asıl
Türkiye’nin en
büyük porselen
e-mağazası
Nazi gizli polis örgütü
Skandiyumun
simgesi
12
20
Endonezya’nın
plakası
Viyola
İçbükey
Bir nota
Fransa’da konuşulan
bir lehçe
98
14
8
Bizmutun simgesi
3
13
14
4
15
Nazi Hücum Kıtası
18
Kare eskitme
formlu yeni
yemek seti
2
Yabancı
1
Umutsuzluktan
doğan
karamsarlık
ANAHTAR
CÜMLE
1
NG Kütahya
Porselenin ateşe
dayaklı tenceresi
Bir haber ajansı
Amerikyumun simgesi
Para birimimiz
23
Şebnem
Lorentiyumun simgesi
Asya’da bir ülke
9
Karakter
Sıcaklık derecesi
26
Arkalıksız iskemle
İki anlamına
gelen önek
Ağabey
Kütahya Seramik
ahşap desenli
yeni seri
16
Kütahya Seramik
mermer desenli
yeni seri
Nikelin simgesi
10
Bir tür bakteri
Ses yitimi
Uğruna vazgeçme
Bir tür başlık
5
16
6
17
18
7
8
9
19
20
21
10
11
12
Egemenliği altına
alma
Bir bitki hastalığı
Bir işaret sıfatı

Benzer belgeler

alabilirsiniz

alabilirsiniz Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi N...

Detaylı

alabilirsiniz

alabilirsiniz Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi N...

Detaylı

alabilirsiniz

alabilirsiniz Turizm A.Ş. adına Mustafa Elgün Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0...

Detaylı

SAYI: 28 - NG Dergi

SAYI: 28 - NG Dergi Turizm A.Ş. adına Mustafa Elgün Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0...

Detaylı

alabilirsiniz

alabilirsiniz Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi N...

Detaylı

Kütahya Porselen

Kütahya Porselen Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi N...

Detaylı