bildiriler kitabı - Sağlık Güvenlik İletişimi Sempozyumu SAGİS
Transkript
bildiriler kitabı - Sağlık Güvenlik İletişimi Sempozyumu SAGİS
BİLDİRİLER KİTABI 1 1. SAĞLIK ve GÜVENLĠK ĠLETĠġĠMĠ SEMPOZYUMU SAGĠS’14 Bildiriler Kitabı 29 Nisan 2014 Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi Editör / Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN – Öğr. Gör. Elif SUNGUR --------Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi Marmara Eğitim Köyü 34857 Maltepe / Ġstanbul Tel: +90 0216 6261050 e posta: [email protected] http://www.maltepe.edu.tr/ http://sagis.maltepe.edu.tr/ ISBN: 978-975-6760-84-0 Bu sempozyum bildiriler kitabında yer alan tüm bildiriler, yazar/yazarları tarafından sözlü olarak sunulmuĢtur. Sunumlar sırasında yapılan ses kayıtlarının deĢifresi ve sempozyum öncesi gönderilen abstract‟lar ve görsel malzemelerin gözden geçirilmesiyle hazırlanan yapıtın yayın hakları Maltepe Üniversitesi‟ne aittir. Kitabın hiçbir bölümü değiĢtirilemez. Maltepe Üniversitesi‟nin yazılı izni olmaksızın elektronik ve mekanik yollarla çoğaltılarak kopya edilip kullanılamaz. Kaynak gösterilmek kaydıyla alıntı yapılabilir. Sempozyum Logosu, Web Sitesi ve basılı materyal tasarımı / Yrd. Doç. Dr. Devrim BARAN Kapak fotoğrafı / Tufan KARTAL Nisan 2016 / Ġstanbul -------- 2 SAGĠS’14 SEMPOZYUM BAġKANI Prof. Dr. ġahin KARASAR (ĠletiĢim Fakültesi Dekanı) SEMPOZYUM SEKRETERYASI Ögr. Gör. Elif SUNGUR Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU ÜYELERĠ Prof. Dr. ġahin KARASAR Yrd. Doç Dr. Selva ERSÖZ Yrd. Doç Dr. Aygül Ernek ALAN Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN Yrd.Doç.Dr. Özge UĞURLU Öğr. Gör. Devrim BARAN Ögr. Gör. Elif SUNGUR Dr. Öğr. Gör. Mehmet ÖZEN Öğr. Gör. Adem YÜCEL Öğr. Gör. Mustafa KÖSEM Öğr. Gör. Meral BAYRAKTAR BĠLĠMSEL KURUL Prof. Dr. ġahin KARASAR (Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi) Yrd. Doç. Dr. Seher YURT (Maltepe Üniversitesi HemĢirelik Yüksek Okulu) Dr. Ali Rıza TĠRYAKĠ (Artı DanıĢmanlık) Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN (Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi Halkla ĠliĢkiler ve Tanıtım Bölümü) Ögr. Gör. Elif SUNGUR (Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi Radyo Sinema Televizyon Bölümü) Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ (Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi F.E.F Psikoloji Bölümü) Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER (Namık Kemal Üniversitesi Ġ.Ġ.B.F. ÇalıĢma Ekonomisi Bölümü) Yrd. Doç. Dr. Ġdil IġIK (Bilgi Üniversitesi Örgütsel DavranıĢ ve Ġnsan Kaynakları Yönetimi Y.L.P --------- 3 Ġçindekiler Editörden 5 AÇILIġ KONUġMALARI Prof. Dr. ġahin KARASAR Dr. Ali Rıza TĠRYAKĠ 7 8 (1. Oturum) TEORĠK ARKA PLAN Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ / Sosyal Psikoloji Perspektifi: Sağlık ve Güvenliğe ĠliĢkin Algılarımız Nasıl ġekilleniyor? 11 Öğr. Gör. Elif SUNGUR / Sağlık ve Güvenlik Kültürü, Kültür ĠletiĢimdir, ĠletiĢim Kültürdür16 Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER / Yönetim, Yönetimin ĠletiĢimi ve ÇalıĢanların Esenliği 22 Yrd. Doç. Dr. Ġdil IġIK / DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi 27 (2. Oturum) SAĞLIK ve GÜVENLĠKTE ĠLETĠġĠM MECRALARI Seval KIZILCAN / PaydaĢlarla ĠletiĢimde Güvenli DavranıĢ OluĢturmaya Yönelik Ödüllü Bir Eğitim Filmi: Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır 33 Onur GÖKULU / Tematik Dergi: Önlem 38 YeĢim AYÖZ / “Traji Trafikten BeĢeri Trafiğe” 94.9 Radyo Programı Deneyimi 41 Tufan KARTAL / Fotoğraflar Üzerinden ĠĢçi Sağlığı ve Güvenliği ĠletiĢimini Anlamak 45 (3. Oturum) SEKTÖREL UYGULAMALAR: TRAFĠK KAMPANYALARI Mahmut SĠPAHĠ / Kurumsal Sosyal Sorumlulukta Rol Model Özelliğiyle “Trafikte Sorumluluk Hareketi” Lerzan MORAL / Trafikte Gençlik Hareketi 50 56 (4. Oturum) SEKTÖREL UYGULAMALAR: SEKTÖREL KAMPANYALAR Emine Yüksel POLAT / Çelikkord‟ta ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği ĠletiĢimi Hakan USTA / Borçelik‟te 10 Numara ĠĢler Turan ġAHĠNER / Kordsa Global Sağlık, YaĢam, ĠletiĢim 63 67 72 (5. Oturum) EĞĠTĠM PROJELERĠ Yrd. Doç. Dr. Seher YURT / Bir Sağlık Güvenlik Konusu Olarak Obezite Öğr. Gör. Gülçin KARADENĠZ – Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR / Ġlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli DavranıĢa Yönlendirilmesi Dr. Dilek TĠRYAKĠ / Güvenli Eller Kampanyası 78 84 93 4 Yrd. Doç. . Dr. Hakan AYTEKİN – Öğr. Gör. Elif SUNGUR Editörden SAGĠS’14 c Ġġ GÜVENLĠĞĠ VE SAĞLIĞI SEMPOZYUMU Geciksek de… Sağlık ve güvenlik alanı çoğu zaman küresel dünyanın kendini var edebilme, sistemlerini yürütebilme ve aksamalarda kendini restore edebilme ediminin bir parçası olarak nitelendirilmektedir. Ekonomik fayda bağlamına indirgendiğinde bu yargının çok da yanlıĢ olmadığı görülür. Oysa sağlık ve güvenlik alanını “insan” bağlamında ele almak; insan yaĢamının ve emeğin bütün sistemlerden daha önemli bir “değer” olduğunu görmek anlamına gelecektir. Son yıllarda sağlık ve güvenlik alanında gerek iĢ yaĢamında, gerekse akademik dünyada yapılan çalıĢmalar umut verici. Alanın doğrudan ilgilileri arasında bilinirlik, yöntem-çözüm arayıĢları, öneriler, çözümler giderek artıyor, örgütlenmeler yoğunlaĢıyor. Henüz çalıĢma yaĢamının gerçekliklerini ve gereksinimlerini yeterince karĢılamasa da, yasal düzenlemeler de insan yaĢamını bir “değer” olarak öne çıkartıyor. Bir baĢka deyiĢle, iĢ yaĢamında sadece “iĢ”in değil, “insan”ın da bekası önemli. Sağlık ve güvenlik alanında olumlu geliĢmelerin daha sağlıklı ve kalıcı kılınması ise bireysel bilincin toplumsal bilince dönüĢmesiyle mümkün. Birebir kurulan kiĢilerarası iletiĢimden, kitle iletiĢimine kadar “iletiĢim” disiplini bu noktada son derece iĢlevsel. Sağlık ve güvenlik alanının ihmal edilmiĢ bir yüzünü “iletiĢim” oluĢtururken; iletiĢimin de ihmal ettiği bir alan “sağlık ve güvenlik”. Bu birbirini ihmal eden iki alanı bir araya getirmek amacıyla düzenlediğimiz SAGĠS 2014 / Sağlık ve Güvenlik ĠletiĢimi Sempozyumu‟nun her iki alana ve toplumsal bilincin geliĢtirilmesine önemli katkı yapacağına inanıyoruz. Bu sempozyumun bir üniversite çatısı altında, Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi‟nin ev sahipliğinde gerçekleĢmesi ise hem sosyal bilimlerin zenginleĢmesi hem de sempozyumun geleneğe dönüĢtürülmesi isteğimizi ve umudumuzu daha da güçlendiriyor. 29 Nisan 2014 tarihinde düzenlediğimiz sempozyuma katılan sektör temsilcilerinin ve akademisyenlerin bilgi ve deneyimleri sempozyum salonundaki katılımcılarla gün boyunca paylaĢıldı, tartıĢıldı, değerlendirildi. Bu bilgi ve deneyimlerin sempozyumun zamanında ve mekânında sınırlı kalmaması için de elinizdeki bu mütevazı kitap oluĢturuldu. Sempozyum sırasında yapılan kayıtlardan yararlanarak, katılımcıların konuĢmaları yazılı hale getirildi; bu konuĢmaların yanı sıra 5 yazılı olarak sunulan bildirilerle birlikte editoryal bir düzenleme yapıldı ve elinizdeki bu çalıĢma oluĢturuldu. Kitapta sempozyum programına uygun bir düzenleme yaptık. Birinci bölümde; sağlık ve güvenlik iletiĢimi alanının teorik arka planını ele alan çalıĢmaları bulacaksınız. Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç sağlık ve güvenlik alanına iliĢkin algılarımızı ele alırken; Öğr.Gör.Elif Sungur iletiĢim ve kültür arasındaki iliĢki üzerinden sağlık ve güvenlik kültürünün iletiĢimle iliĢkisini sorguladı. Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Vatansever çalıĢanlar ile yönetim arasındaki iletiĢim ve iliĢkiyi; Yrd. Doç. Dr. Ġdil IĢık da güvenlik yönetiminde davranıĢları dile getirdi. Ġkinci bölümümüzü sağlık ve güvenlik alanının iletiĢim mecralarında nasıl yer aldığına ayırdık: Seval Kızılcan TÜPRAġ‟ın rafinerilerinde kullandığı “Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır” adlı eğitim filmini; Onur Gökulu 2007 yılından bu yana sağlık ve güvenlik alanında yayınlanmakta olan Önlem dergisini; YeĢim Ayöz 94.9 Açık Radyo‟da yayınlanmakta olan “Traji Trafikten Beşeri Trafiğe” programını, Tufan Kartal da fotoğraflar üzerinden iĢçi sağlığı ve güvenliğini nasıl sorgulanabileceğini paylaĢtı. Üçüncü bölümü trafikteki sektörel uygulamalara, dördüncü bölümü ise endüstrideki sektörel uygulamalara ayırdık. Mahmut Sipahi “Trafikte Sorumluluk Hareketi”ni, Lerzan Moral “Trafikte Gençlik Hareketi”ni somut uygulama deneyimi üzerinden katılımcılara aktardı. Emine Yüksel Polat “Çelikkord”; Hakan Usta “Borçelik”; Turan ġahiner “Kordsa”daki sağlık ve güvenlik uygulamalarını anlattı. Sempozyumun son oturumunda ele alınan eğitim kampanyaları kitabımızın beĢinci bölümünü oluĢturuyor. Yrd. Doç. Dr. Seher Yurt “obezite” sorununu; Dr. Dilek Tiryaki çalıĢanların katılımıyla gerçekleĢtirilen “Güvenli Eller” kampanyasını; Öğr. Gör. Gülçin Karadeniz de ilkokul öğrencilerinin trafikte güvenli davranıĢa yönlendirilmesi deneyimini paylaĢtı. Sağlık ve güvenlik alanını sektörel boyutla sınırlandırmayan, sektörel deneyim ve birikimi akademik bilgi ile buluĢturan SAGĠS 2014 iyi bir baĢlangıç oluĢturuyor. ġimdi sıra SAGĠS 2015‟te. Sağlık ve güvenlik hiç eksilmesin yaĢamımızdan Yrd. Doç. Dr. Hakan Aytekin – Öğr. Gör. Elif Sungur Editör 6 Prof. Dr. Şahin KARSAAR (Rektör) TİRYAKİ Açılış Konuşması Çok değerli misafirlerimiz, Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi tarafından düzenlenen Sağlık ve Güvenlik ĠletiĢimi Sempozyumu‟na hepiniz hoĢ geldiniz. Bugün burada sizleri aramızda görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz, bunun iki önemli nedeni var, hem sevindirici hem üzücü. Birincisi, iletiĢimini ihmal edilmiĢ bir alanına iliĢkin sağlık ve güvenlik iletiĢimine iliĢkin bir sempozyum neredeyse ilk defa yapılıyor, bu düzeyde. Bizler düzenleyenler açısından sevindirici olmakla beraber, sektör açısından, ihmal edilmiĢlik açısından ve geliĢmiĢliğin parametresi olan sağlık ve güvenliğe verilen önem açısından üzücü bir durum olduğunu düĢünüyorum. Ama bir sevindirici durum da üniversitelerin çatısı altında yapılan bu tip etkinlikler genellikle yine üniversitelerden katılımcılar tarafından izlenir ve desteklenir. Burada görüyorum ki endüstrinin pek çok iĢ kolundan, sektörün pek çok farklı kurum ve kuruluĢundan katılımcılar var burada, bizlere destek verdiler. Bu vesileyle sempozyumu düzenleme çalıĢmalarımız sırasında bizlere desteklerini esirgemeyen Dr. Ali Rıza Tiryaki‟ye, Anadolu Üniversitesi‟ne, Galatasaray Üniversitesi‟ne, Tüvtürk ve Goodyear‟a da ayrıca huzurlarınızda teĢekkür etmek istiyorum. Bir ev sahibi konuĢması niteliğinde kısa olan konuĢmamı, tekrar hepinize hoĢ geldiniz diyerek tamamlıyorum. HoĢ geldiniz. 7 Dr. Ali Rıza TİRYAKİ Açılış Konuşması Merhaba, Sayın rektör, sayın dekan, değerli sanat-bilim insanları, katılımcılar, meslektaĢlar, sevgili öğrenciler hoĢ geldiniz. Birlikte bir ilki gerçekleĢtiriyor olmanın heyecanını yaĢıyorum. Çok önemli bir iĢ bu iĢ. Ülkemizde yıllardır böyle kalabalıklar görmeye hiç alıĢık değildik. Son yıllarda biliyorsunuz sayısı yüzbinlerle ifade edilen profesyonel sahaya girdi. Önce “dil”den baĢlamak lazım. Bu sahada nasıl bir dil var? ĠĢ sağlığı iĢ güvenliğinin dili, biraz önce “Öğren Ali Öğren” filminde çok açık gösterildiği gibi, iĢ sağlığı ve güvenliğinin dili buyurgan, aĢağılayan, yargılayan, baĢtan suçlu ilan eden, inciten, emir kipiyle konuĢan, otoriter, üstten konuĢan; insanı ezen, insanla iliĢki kurmayan bir dil. Yasa -yönetmelik maddelerini tekrarlayan, mevzuat dili bu dil. Mühendisliğin, tıbbın jargonu, teknik terimlerle yüklü anlaĢılmaz bir dil. Çeviri kokan, sentetik, yabancı dil kırıkları içeren, yarı Türkçe bir dil. Bu dili temizlememiz lazım. AnlaĢılır, temiz; eĢit, iyi iliĢkiyi, katılımı, dayanıĢmayı, çalıĢanların ortak enerjisi ve hevesini içeren, yapıcı, olumluya odaklı, olumlu bir dil kurmamız lazım. “Kurban”ın, “kurtarıcı”nın değil, kendi hayatının öznesi olarak hayattan yana açık güçlü irade ortaya koyan iĢçinin dili ön alacak, koruyacak. Yeni bir dil yaratma ihtiyacı var. Bu derde deva olacak çözümleri tıbbın ve teknik emniyetin bilgi alanı içinden üretebilmemiz ve ilerleyebilmemiz mümkün değil. Bu yüzden sosyal bilimcilerin, insan bilimcilerin, sanatçıların alana katkıda bulunmasına imkân veren, iĢçinin doğrudan, sahici hayatın içinden konuĢan diline kanal açan bu çalıĢma çok çok kıymetli. Gün boyu bu ürünleri, çalıĢmaları paylaĢacağız. Bir üniversite olarak böyle bir konuya mecra yarattıkları, alan açtıkları, iletiĢimi gündeme aldıkları için, Maltepe Üniversitesi‟ndeki dostlarımıza tekrar çok çok teĢekkür ediyorum, iyi çalıĢmalar diliyorum. 8 9 1. Oturum Teorik Arka Plan Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Aygül ALAN Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Sağlık ve Güvenliğe İlişkin Algılarımız Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür Öğr. Gör. Elif SUNGUR Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER Namık Kemal Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Davranış Odaklı Güvenlik Yönetimi Yrd. Doç. Dr. İdil IŞIK Bilgi Üniversitesi, Örgütsel Psikoloji Yüksek Lisans Programı Koordinatörü 10 Sağlık ve Güvenliğe ĠliĢkin Algılarımız Nasıl ġekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Psikoloji Bölümü [email protected] Özet: Anahtar kelimeler: Sağlık ve güvenliğe iliĢkin algılarımız, doğduğumuz andan baĢlayarak, içinde büyüdüğümüz aile ile içinde yaĢadığımız çevre ve toplumun izlerini barındırır. Bu konular, psikolojinin en genel prensipleri olan klasik koĢullanma, edimsel koĢullanma ve model alma gibi öğrenme ilkeleri ile açıklanabilir ve detaylı olarak ele alınabilir. Ancak, kitlesel iletiĢim yoluyla davranıĢları etkileyebilme ve sağlık ve güvenliğin geniĢ kitlelerce “satın alınabilir” veya “iĢe yarar” unsurlar olarak konumlandırılabilmesi, bu sorunların çözümünde bir araç olarak kullanılabilmesi, konunun öğrenme ilkelerinden farklı perspektiflerle de ele alınması gereğini gündeme getirir Ürünlerin ve fikirlerin geniĢ kitlelere pazarlanmaya baĢlandığı 20. yy ortaları sosyal psikoloji alanının bu konu ile ilgilenmeye baĢladığı zamanları da iĢaret etmektedir. En temel anlamda, belirli bir kitle üzerinde tutum ve davranıĢ değiĢimi yaratmayı hedefleyen iletiĢim unsurları “Kim, Kime, Neyi, Nasıl Söylüyor?” düsturu ile özetlenmiĢtir. Bu yıllara, “Mesajın Kaynağı, Mesaj, Hedef Kitle ve Ortam Özellikleri”ni ele alan Yale Tutum DeğiĢimi YaklaĢımı çalıĢmaları damgasını vurmuĢtur. Takip eden yıllar içerisinde konu ile ilgili yapılan pek çok araĢtırmada ikna edici iletiĢimlerin yapısı ele alınmıĢ ve hedef kitle özelliklerine göre mesajların içerik ve Ģekil olarak yapısı ve iletim yollarının etki büyüklüğünü nasıl değiĢtirdiği incelenmiĢtir. Bu çalıĢmaların sonuçları, herhangi bir fikri veya ürünü kabul ettirmede kaynağın uzmanlığı, inanılırlığı, hedef kitlenin özellikleri, mesajın barındırdığı söylem gibi çeĢitli özelliklerin göreli önemine iĢaret eden bulgular ortaya koymuĢtur. (KağıtçıbaĢı, 2008; Taylor, Peplau ve Sears, 2007) Son yıllarda ise sağlık ve güvenliğe iliĢkin algılarımızı etkilemede Planlı DavranıĢ Kuramı unsurlarından yararlanılmaktadır. Planlı DavranıĢ Kuramı (Ajzen, 1985; Fisbein ve Ajzen, 2005), insan davranıĢlarının rasyonel olduğunu, bir niyet temelinde ortaya çıktığını savunur. Niyeti belirleyen unsurların ise kiĢinin söz konusu davranıĢa iliĢkin yargıları (tutum), o davranıĢın toplumsal ve öznel normlara uygunluğu (öznel norm) ve davranıĢın algılanan kolaylık derecesi (algılanan kontrol ) ile belirlendiğini öne sürer. Kuramda ayrıca, niyet aracılığı olmadan davranıĢı doğrudan etkileyen „alıĢkanlıklar‟ boyutundan da bahsedilmektedir. Bu sunumda, toplum sağlığını ilgilendiren konularda kitlelere ulaĢırken verilen mesajların nasıl belirlenebileceği, hedef kitle özelliklerine göre nasıl yapılandırılırsa daha fazla amacına ulaĢılabileceği ve hangi yollarla iletilmesi gerektiği konuları araĢtırma bulguları ve geçmiĢ ve güncel kampanyalardan örnekler ile ele alınmaktadır. Sosyal psikoloji, algılar, tutumlar, tutum değişimi, ikna edici iletişim, kampanyalar 11 Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenliğe İlişkilerimiz Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi Öncelikle bu sempozyum fikrini oluĢturan Elif ve Hakan hocama ve sempozyumun gerçekleĢmesi için destek veren üniversite ve fakülte yönetimine teĢekkür etmek istiyorum. Sağlık ve güvenlik iletiĢimi sempozyumunda, “Algılarımız nasıl şekilleniyor?” konusunu kısa ve kompakt bir Ģekilde ele almaya çalıĢacağım. Sağlık ve güvenliğe iliĢkin algılarımızı ve kavramlarımızı en baĢta içine doğduğumuz aile ortamı oluĢturuyor. Güvenli olan ya da güvenli olmayan nedir? konusundaki temel bilgilerimiz, inançlarımız, Ģemalarımız, içinde yaĢadığımız çevrenin ve en geniĢ anlamda da toplumun oluĢturduğu alt yapının üzerine kuruluyor. En temel araç öğrenme, bu öğrenmenin de klasik psikoloji kavramlarıyla, klasik koĢullanma, edimsel koĢullanma, model alma ve/veya biliĢsel öğrenme dediğimiz yöntemlerle gerçekleĢtiğini söyleyebiliriz. Bunlar psikolojinin en temel insan davranıĢlarının nasıl kazanıldığına dair bilgilerini oluĢturan konular. Yukarıdaki soruyu bu kavramlar çerçevesinde irdeleyebiliriz. Örneğin, çocuğumuzun diĢ fırçalamayı alıĢkanlık haline getirmesi, bu iĢi kendi kendine yapar hale gelmesi için ne yaparız? En kolayı; çocuğumuzu yanımıza alıp, “Hadi çocuğum dişimizi beraber fırçalayalım, şöyle yaparsan daha iyi olur” vb. diyerek ona yol-yöntem göstererek model olmaktır. Bireysel düzeyde bir sağlık davranıĢının yerleĢtirilmesi için bu çok temel bir süreç. Peki, biz bir grup çocuğa veya toplumdaki bütün çocuklara diĢ fırçalama davranıĢını kazandırmak ve bunu da bir medya kampanyası yoluyla yapmak istiyorsak ne yapmamız lazım? Güvenli veya güvensiz davranıĢların ortaya çıkıĢı veya yerleĢmesi hakkında yapılan çalıĢmalar bize pek çok bilgi aktarıyor. Kitle iletiĢim yoluyla bireyleri herhangi bir davranıĢa sevk edebilme konusu, özellikle Ġkinci Dünya SavaĢı öncesi ve sonrasında geliĢen olaylar ile gündeme alınan ve üzerinde oldukça fazla çalıĢılmıĢ konulardan biri. Karl Hovland ve meslektaĢları Yale Ünivesitesi‟nde bu konuyu ele almıĢlar ve ikna edici iletiĢimlere dair çalıĢmalar yapmıĢlar. Diğer bir deyiĢle, bir fikri veya bir ürünü karĢıdaki kiĢiye satabilmek, kiĢiyi bilginin alıcısı konumuna getirebilmek nasıl bir süreçle gerçekleĢtirilir? Sosyal psikologlar daha çok çalıĢmıĢ bu konu üzerine. Yale Tutum Değişimi Yaklaşımı adı verilen bir yöntemi ortaya koymuĢlar. Bizler herhangi bir kiĢiyi bir davranıĢa sevk etmek için, nasıl bir dil kullanmalıyız veya neler yapmalıyız ki, o davranıĢ o kiĢi açısından muteber olsun, geçerli hale gelsin? Bu yaklaĢım, “kim, kime, ne söylüyor?” düsturu ile özetlenmiĢ ilk yıllarda. YaklaĢıma daha sonra mesajın nasıl yapılandırılması ve hangi yollarla gönderilmesi gerektiği konusu da eklenerek “kim, kime, neyi, nasıl söylüyor?” olarak özetlenmiĢ. Kim mesajı veren kiĢi, kime mesajın verildiği kiĢi, ne mesajın içeriği ve bunlar nasıl yapılanmalı? Dolayısıyla ikna edici mesajların içeriği ve nasıl gönderileceği ile ortam özelliklerinin ikna edici mesajlarda ele alınması gerektiği ortaya koyulmuĢ. 12 Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenliğe İlişkilerimiz Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi Mesajın kaynağı; yani mesajın kimler tarafından verildiği temel unsurlardan bir tanesi, mesajı kim veriyor, uzman biri mi, hedef kitlenin önem verdiği bir kiĢi mi, bir pop yıldızı mı, özdeĢim kurulan bir figür mü? Mesaj; neyi içeriyor, tutum değiĢimi veya davranıĢ için hangi bilgileri içeriyor veya ne öneriyor? Kısa mı, yoksa uzun bir mesaj mı? Hedef kitlenin özellikleri üzerinde çok çalıĢılmıĢ, hedef kitlenin konuya olan ilgisinin önemli olduğu keĢfedilmiĢ. Herhangi bir mesaj hedef kitleyi ilgilendirmiyorsa, beklenen tutum veya davranıĢ değiĢimi gerçekleĢmiyor. Dolayısıyla kiĢiyle ilgili olan mesajları vermek veya kiĢiyi mesaj ile iliĢkilendirmek gerekiyor. Bir baĢka önemli unsur hedef kitlenin mesajı alma kapasitesi ve motivasyonu. Hedef kitlenin mesaja yönelik motivasyonu az ve mesajı alma kapasitesi sınırlı ise mesajın ünlü kiĢiler veya uzmanlar tarafından iletilmesinin uygun olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü bu kiĢiler, mesajın içeriğine değil de genel özelliklerine daha fazla dikkat ediyorlar. Hâlbuki biliĢ gereksinimi yüksek olan, ne dendiğini anlamaya çalıĢan kiĢiler için mesajın kimin tarafından verildiği değil, içeriği önemlidir. Bu unsurlar 20-30 yıl kadar çokça çalıĢılmıĢ. Aslında kapitalizm bununla ilgili satıĢ baĢarısı örnekleriyle dolu: 1950‟li yıllarda bu mesaj yaklaĢımıyla arabalar satılmıĢ, sigara içme alıĢkanlığı yerleĢtirilmiĢ. Bugün yerleĢik olan birçok yanlıĢ davranıĢın temelinde o dönemde bolca kullanılan ikna edici mesaj verme yöntemleri yatıyor. ġimdi bu bilgileri tersine kullanma, sağlıksız olanı değil de, sağlıklı olanı nasıl yerleĢtirebileceğimizi konuĢma zamanı. Aslında yapılıyor ama biraz daha gündeme getirmek lazım. Tekrarlayalım, hedef kitlenin özellikleri mesajın etkinliği bakımından önemli. 1980‟lerde sosyal psikologlar davranıĢ bileĢenlerinin neler olduğunu incelemek amacıyla oluĢumdaki baĢka dinamiklerle ilgilenmeye baĢladı. “Planlı DavranıĢ Kuramı”na göre, insan davranıĢı rasyoneldir. Ġnsanlar herhangi bir konuda öncelikle davranmaya veya davranmamaya iliĢkin “niyet” oluĢturur. Bu niyeti oluĢturan unsurlar ise o davranıĢla ilgili kiĢinin inançları veya davranıĢın sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeleridir; buna “davranıĢa yönelik tutum” adını veriyoruz. Bir baĢkası “öznel normlar”; yani bir davranıĢın yapılması halinde çevrenin davranıĢı kabul veya reddedeceğine olan inanca yönelik olarak kiĢinin motivasyonu. Bir diğer bileĢen kiĢinin “davranıĢsal kontrol algısı”, o davranıĢa iliĢkin özgüveni. Bir diğer bileĢen; ortam faktörlerinin bu davranıĢa izin verip vermemesi. “Ben bunu yapardım ama şu şu bana engel oluyor…” inancı. DavranıĢçıların ortaya koyduğu kuramda ilginç olan bir unsur da, davranıĢı besleyen niyeti oluĢturan unsurların dıĢında, alıĢkanlıkların niyet olmaksızın bu davranıĢı ortaya çıkarması. Bu kavramları hızlı araba kullanma olgusu üzerinden örneklendirmeye çalıĢacağım. Hızlı araba kullanma davranıĢını incelediğimizde “niyet” faktörünü rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. “Fırsat bulursam hız yapacağım”. KiĢi hızı seviyorsa, hızlı araba kullanma niyeti varsa, bu hız yapma davranıĢı olarak ortaya çıkıyor. DavranıĢı besleyen unsur hız yapmak13 tan hoĢlanması, buna olumlu bakması. Bir diğeri, hızlı araç kullanmanın kendi ait olduğu sosyal grupta kabul gören bir davranıĢ olması. “Kontrolle ilgili algı” kiĢinin bunu yapmaya ya da gerçekleĢtirmeye dair kontrol ederim inancı. Burada alıĢkanlık otomatik olarak devreye giriyor ve kiĢinin hız davranıĢını otomatik olarak alıĢkanlıklar yordayabiliyor. Aynı Ģeyi hız sınırları içinde gitme davranıĢı için de uygulayabiliriz. “Hız yapmak tehlikeli” yargısına inanan bir kiĢi bu niyete girmez. “Ailem hızlı araç kullanmamı istemez, ben onları üzmek istemem” niyetindeki kiĢinin motivasyonunu ailesiyle, arkadaĢlarıyla ilgili normlara uyma belirliyor. “Hız yapıp yapmamak benim elimde, ben kendimi bununla ilgili kontrol edebilirim” inancı ve kontrol algısı, yani “ben zaten hızlı araç kullanmam, alışkanlığım yok” durumu, hız sınırları içinde sürmeyi sağlıyor. Yapılan araĢtırmalara göre emniyet kemeri takıp takmama, muayeneye zamanında gidip gitmeme gibi her türlü sağlık davranıĢına uygulanabiliyor bu model. Diyet yapmaktan, diĢ fırçalamaya ya da prezervatif kullanıp kullanmamaya kadar, davranıĢa bağlı hastalıklarda oldukça kullanıĢlı bir model. 1950‟lerde sigara içme konusundaki reklamlarda, bütün normlar, bütün toplumsal figürler kullanılmıĢ, hatta doktorlar, diĢ hekimleri bile kullanılmıĢ. Reklamlarda sigara içmenin ne kadar iyi bir Ģey olduğunu doktorlar söylemiĢ, yani uzmanlar kullanılmıĢ, hatta çocuklar kullanılmıĢ. Örneğin bir reklamda kullanılan çocuk “Anneciğim bana kızmadan önce lütfen bir sigara iç” diyor. Keza, bilim kullanılmıĢ: “Bilim size bunu önerir, lütfen için” denmiĢ. ġimdi aslında bu kadar güçlü bir biçimde pekiĢtirilmiĢ bir davranıĢ var karĢımızda. ġimdi sağlık iletiĢimi konusunda yapılması gerekenler, hedef kitleyi bilgilendirmek, sağlık için yapılması gerekenleri ortaya koymak, sağlıkla ilgili bir politikayı savunmak. Bunlar hep iletiĢimle yapılması gereken unsurlar. Planlı davranıĢ kuramını kullanarak elde etmek istediğimiz davranıĢ için tüm manzarayı tersine çevirip çalıĢmamız lazım. Örneğin koruyucu donanım ve malzemeyi kullanma davranıĢını ele alalım. Öncelikle neden bunun takılması gerektiğini anlamak, yani tutumları beslemek, bunun kabul edilen bir davranıĢ olması için uğraĢmak gerekiyor. Bizim yaptığımız bir eğitimde bir Ģoför Ģöyle bir Ģey 14 Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenliğe İlişkilerimiz Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi söylemiĢti; “Ben bu firmaya gelmeden önce emniyet kemerimi takıyordum, fakat buraya geldim, alay ettiler benimle, ben de takmamaya başladım kemerimi”. Normların çift yönlü bir etkisi var. Olumlu oluĢtuğu zaman olumlu ve sağlıklı davranıĢa teĢvik ediyor, tersi bir durumda ise sağlıklı davranıĢın terk edilmesine sebep olabiliyor. Algılanan davranıĢsal kontrol kısmı da çok önemli. KiĢinin ekipmanı kendisi için yeterli, konforlu, ulaĢılabilir durumda ve kullanıĢlı değilse olumlu davranıĢ ortaya çıkmayabilir. Dolayısıyla kiĢinin algılanan davranıĢ kontrolünün de yükseltilmesi gerekir. Bunun sadece iletiĢim yoluyla değil, düzenlemelerle yapılması lazım. Yani sistemin bunu desteklemesi, davranıĢın kolaylaĢtırılması gerekiyor. Özetle; alıĢkanlıklar desteklenmeli. Herhangi bir davranıĢ kiĢinin repertuarında yoksa o davranıĢ ve kazandırılmak isteniyorsa, doğru bir Ģekilde ve istisnasız yapılmalı. Çünkü istisnalar her konuda güvenli davranıĢ silsilemizi, bizim davranıĢ repertuarımızı bozuyor. Son dönemde norm grubu oluĢturma ve mesajlar açsından güzel örneklere rastlayabiliyoruz. Örneğin sigara kampanyaları, hem bilgi aktarıyor hem de tutum oluĢturma açısından sigara kullanmanın sonuçları hakkında bilgi veriyor. Obeziteyle ilgili kampanyalar da sağlıklı gıda kullanılması konusunda Ģikâyet hattı bilgisi yer alıyor. Dinlediğiniz için teĢekkür ederim. Kaynaklar: Ajzen, I. (1985). From intentions to actions: A theory of planned behavior. Action Control – From Cognition to Behavior. J. Kuhl ve J. Beckman (Eds). Sprinter – Verlag. Fisbein, M., & Ajzen, I. (2005). Theory-based behavior change interventions: Comments on Hobbis and Sutton. Journal of Health Psychology, 10, 27-31. KağıtçıbaĢı, Ç.(2008). Günümüzde Ġnsan ve Ġnsanlar. Ġstanbul: Evrim-PsikolojiPsikiyatri Dizisi. Taylor, Peplau ve Sears (2007). Sosyal Psikoloji. Çeviren: Ali Dönmez, Ankara: Ġmge Yayınları. 15 Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür ĠletiĢimdir, ĠletiĢim Kültürdür Öğr. Gör. Elif Sungur Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü [email protected] Özet: Kültürün bir referans ve çerçeve oluĢturarak, bir zemin yaratarak, insanların tutumlarını ve dolayısıyla günlük yaĢam davranıĢlarını etkilediği bilim ve uygulamacı çevrelerce kabul edilmektedir. Bir toplumda, bir Ģehirde veya bir iĢyerinde sağlık ve güvenliğe iliĢkin ortaya çıkan sonuçlar, oraya özgü olan, olumlu ya da olumsuz özellikler taĢıyan sağlık ve güvenlik kültüründen etkilenmektedir. Toplumsal kültürün bir fonksiyonu olarak sağlık ve güvenliği destekleyen inançlar, değerler, kabuller ve yönetim tarzı, bireylerin davranıĢlarını, günlük yaĢamdaki, trafikteki, çalıĢırken vb. tüm davranıĢları olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Olumlu yönde olan etki ise, kaza sayılarında azalma, emniyetli yaĢam kurallarına ve süreçlere uyumda artıĢ, sağlık ve güvenlik çalıĢmalarına katılım, güvenli davranıĢlarda artıĢ, vb. göstergelerden izlenebilir. Olumlu sağlık ve güvenlik kültürü ortamının toplumda ve iĢletmelerde oluĢturulabilmesi için yapılan teknik, yapısal ve yönetsel çalıĢmaları hayata geçirmek için iletiĢim disiplininden yararlanmak gerekmektedir. Kültürün en önemli olan yönü iletiĢim, güvenlikle ilgili sorumlukların algılanmasını, bilgilendirmeyi ve güveni oluĢturur. Kültürel değiĢim kısa sürede sağlanamaz. Yeterli çaba ve zaman harcanan kültür değiĢimi programlarından olumlu ve sürdürülebilir sonuçlar alınabilir. Kültür değiĢimi programlarında, kampanyalar yoluyla sağlık ve güvenliğin önde tutulacağına iliĢkin kararlılık vatandaĢlar, kamuoyu ve diğer paydaĢlarla paylaĢılabilir. Kültür değiĢimi için çok önemli olan eğitim çalıĢmaları, amaç ve hedefleri belirlenmiĢ, eğitilenlere özgü farklılıklar dikkate alınarak yöntem ve malzemesi geliĢtirilmiĢ planlı iletiĢim aktiviteleri olarak düzenlenmelidir. Ortak bir kültür ufku oluĢturabilmek için, diğerlerinin içinde bulunduğu kültürel iliĢkiler yumağını kavramak, kabul etmek, toleransla karĢılamak, kendi kültürel bağlamı ile diğerinin arasında eleĢtirel bir bağ kurmak gerekir. Toplumda paylaĢılan sağlık ve güvenlik kültürüne ait parametrelerin iyi anlaĢılabilmesi, kamu yönetiminin kamuoyunun sağlıklı ve güvenli davranıĢlarını artırmaya yönelik çabalarını desteklemek üzere etkili iletiĢim içerikleri ve kampanyalar hazırlanmasına yardımcı olur. ÇalıĢanların sağlıklı ve güvenli davranıĢlarını iĢ süreçlerinin ayrılmaz bir parçası yapmayı ve kurumsal sosyal sorumluluk çalıĢmalarıyla trafik vb gibi konularda güvenli davranıĢların artırılmasına katkı vermeyi hedefleyen iĢletme yönetimlerinin kültürün bir fonksiyonu olarak iletiĢimi ele alması, uygun iletiĢim süreç ve araçlarının tasarımına olanak verecektir. Anahtar kelimeler: Sağlık ve güvenlik iletişimi, sağlık ve güvenlik kültürü 16 Öğr. Gör. Elif SUNGUR Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür Sağlık ve Güvenlik ĠletiĢimi Sempozyumu‟nda tek bir teorik arka plan oturumu planladık; daha sonraki oturumlarda uygulamaya iliĢkin örnekler böylece bir temelin üzerine oturur diye düĢündük. “Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür” diye bir baĢlık seçtim sunumuma. Çünkü Türkiye‟de sağlık ve güvenlik kültürünü bize düĢündüren, çok üzen, çok ciddi, çok üzücü sonuçlarla yaĢıyoruz. Günlük yaĢamda, trafikte, çalıĢırken sağlıklı ve güvenli sonuçlar alamıyoruz maalesef. Çok ciddi, üniversitemizde bile her sene birkaç öğrencimizi kaybediyoruz. Türkiye‟de istatistikler diğer ülkelere göre oldukça kötü sonuçlar aldığımızı gösteriyor. Bu sayıları paylaĢmak istemiyorum; çünkü ölüm söz konusu olduğunda “1” de çok büyük bir sayıdır. Ġstatistikleri paylaĢmak istemesem de sizler iyi biliyorsunuz bu sayıları. Sağlık ve güvenlik kültüründen bahsederken, araĢtırmacılar olarak, sağlık ve güvenliğin desteklendiği, iĢ ortamına her bakımdan yayıldığı iĢyerleri olduğu gibi, kimi iĢyerlerinde de bu tip yaklaĢımların desteklenmediği ortamlar olduğunu görüyoruz. Genel olarak da iĢletme kültürü kavramı ile açıklanıyor pek çok Ģey. ĠĢletme kültürü yönetimin düĢünce ve ilkelerini, çalıĢanların inançlarına, iĢ yeri değerlerine ve iĢ yapma biçimlerine transfer edilmesi. ĠĢ sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak kültür kavramından bahsedilirken iĢletme kültürünün sağlık ve güvenliği destekleyip desteklemediğinin tartıĢılması gerektiğini ortaya koyan araĢtırmacılar var. Uygulamada bazı baĢarılı Ģirketlerin kendilerini diğerlerinden ayıran, aktif olarak üretilmesinde irade kullandıkları, kendileri tarafından üretilen, geliĢtirilen, yürütülen bir kültür ortamı olduğunu görüyoruz. Sağlık ve güvenlik kültürü meselesi, ilk olarak Barry Turner‟in Man Made Disasters kitabında ele alınıyor. Adı üzerinde, insan eliyle yaratılan felaketler. Ġnsan davranıĢı ve iletiĢimle sahadaki güvenli sonuçların ne kadar ilgili olduğunu gösteren, konuya odaklanan ilk çalıĢmalardan biri ama bilindiği gibi kavramın yaygınlaĢması, kavramla ilgili uygulamacı ve araĢtırmacıların çalıĢmaya baĢlaması aslında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu‟nun Çernobil kazasından sonra ürettiği raporda insan hatalarına, insan davranıĢlarına ve kültürel arka plana vurgu yapmasıyla söz konusu olmuĢtu. Kültür sağlık ve güvenliği iki yolla etkiliyor; ilki riskin nasıl yorumlandığına bağlı olarak geliĢiyor, ikincisi de insanların hareketleri, uygulamaları, iletiĢimleri yani öğrenilen Ģeyler olarak ortamı etkiliyor. Kültürel bakıĢ açıları iĢte yapılan uygulamalara etki ediyor, informel olan, alıĢılagelmiĢ bazı kabuller tahmin edilemeyen olaylar için hazırlıksız olmak biçiminde ortaya çıkıyor ve güvenliği tehdit edebiliyor. 17 Öğr. Gör. Elif SUNGUR Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür Kültürün en önemli yönü iletiĢim, güvenlikle ilgili sorumlukların algılanmasını, bilgilendirmeyi ve güveni oluĢturuyor, etkiliyor. Burada Türk Standartları Enstitüsü‟nün bir dergisinin özel konu olarak yer verdiği kapağını koydum sunuma. Kapağa kültür ve güvenliğin ne kadar yakın iliĢki içinde olduğunu ele alan bir çizim koymuĢlar. HoĢuma gitti çünkü güvenliği kültürle iliĢkilendirdiğinizde, insanların yönetimi nasıl algıladıkları, inançlar iĢin içine giriyor. Standartları uygulamak önemli, By pass‟lar yapmadan. Değerleri güvenlik vurgulu olarak oluĢturmak ve iyi olan, sürdürülmesi istenen uygulamalar için ödüller bir baĢka önemli konu. Sağlık ve güvenlik kültürü, organizasyonlarda güvenliği karakterize eden, paylaĢılan değerler ve inançlar olarak tarif edilebilir. Kimi zaman kültür ve iklim kavramları birbirinin yerine kullanılabiliyor. Kültür, daha derindir, değiĢmesi değiĢik fonksiyonel alanlardan etkilenir ve uzun sürer. Ġklim ise hızlı değiĢen daha yüzeysel olan bir Ģey, liderlikten hızlı etkilenebiliyor. Kültür biraz daha derin bir Ģey. Peki ne iĢe yarıyor bu sağlık ve güvenlik kültürü? Güçlü bir sağlık ve güvenlik kültürü bulunan iĢletmelerde iĢ sonuçlarına bakıldığında güvenlik performansına iliĢkin olumlu sonuçlar görülür. Hastalık ve kaza oranlarında azalma, iĢ emniyeti kurallarına ve süreçlere uyumda artıĢ --ki hep davranıĢlarla ve iletiĢimle ilgili bunlar-- sağlık ve güvenlik çalıĢmalarına katılımda artıĢ, kaza ve ramak kala raporlamalarında artıĢ, güvenli davranıĢlarda artıĢ. Sağlık ve güvenliği destekleyen ortamların ve farklı araĢtırmacıların önerdiği parametreleri hızla özetleyerek geçeyim: sağlık ve güvenliğe yönelik ilgi, sağlık güvenlik çalıĢmalarından çalıĢanların duyduğu memnuniyet, ilk kademe yöneticilerin bağlılığı, ĠSG‟ne iliĢkin yönetimin bağlılığının algılanıĢı, güvensiz davranıĢların görülme sıklığı, bunlar sağlık ve güvenliğin göstergeleri iĢletmelerde. Kültür iletiĢimdir, iletiĢim de kültürdür. Edward T. Hall‟e göre, kültür insanın aktarıcısıdır. Ġnsan yaĢamının kültürle ilintili olmayan ve onun tarafından etkilenmeyen hiçbir yönü yoktur. Kültür, kiĢinin davranıĢlarında kendini ifade etmesinden, düĢünce tarzına, hareketlerine, topluluk yaĢamında problemlerin nasıl çözüldüğüne, yönetim sisteminin nasıl çalıĢtığına kadar etkilidir ve bütün bunların alt yapısını oluĢturur. Kültür ve iletiĢim; enformasyon yaymadır, iĢletmelerde sağlık ve güvenlikle ilgili bilgilerin paylaĢılması bu anlamda önemli. Bu konuda az da olsa iyi uygulamalar olduğunu görüyoruz. GörüĢ bildirmektir iletiĢim; örneğin sağlık ve güvenlikle ilgili “iĢ cinayetleri” kavramı kullanılıyor, bir süredir daha fazla insan bu kavramı kullanıyor, yerleĢti denebilir. Sağlık ve güvenlikle ilgili “iĢ sağlığı” kavramı var biliyorsunuz, bir baĢka görüĢ ise “iĢçi sağlığı” kavramını doğru buluyor, kullanmayı tercih ediyor. 18 Öğr. Gör. Elif SUNGUR Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür ĠletiĢim tabii ki medyadır, medya bizim genel algı çerçevemizi oluĢturuyor, etkiliyor. Ana akım medyada nasıl bir içerikle karĢılaĢıyoruz, alternatif medyada nasıl? Öğrencilerimiz sempozyum için poster çalıĢmaları yaptılar, gazetelerde yer alan sağlık ve güvenlik haberlerinde kullanılan kavramları taradılar. ÇalıĢmalarında örneğin, kavram olarak “iĢ sağlığı” mı “iĢçi sağlığı” mı kullanılmıĢ, haberde kullanılan dilin tonuna, haberdeki bilgi içeriğine, dilin nasıl kullanıldığına baktılar. Sözler yansız değil, sözler yanında olunan tarafı, bakıĢ açısını, dünya görüĢünü yansıtıyor. ĠletiĢim kültürdür, kültür iletiĢimdir derken, bunlar bütün çerçeveyi oluĢturuyor. Aynı zamanda sembollerdir iletiĢim. Örneğin, kaza sayılarını yazmak doğru bir Ģey mi acaba çalıĢanları etkilemek için, yoksa daha sembolik değerleri mi önermek gerekir? Bir yandan davranıĢlardır iletiĢim, sizin de gördüğünüzü tahmin ettiğim fotoğraflar var burada, aynı zamanda düĢünce paylaĢımıdır iletiĢim. YaĢamın kendisi ve en temel noktasıdır aslında. Tufan Kartal‟a tekrar teĢekkürler, sağ olsun bu fotoğrafları tersanelerde çekmiĢ, bizim de bu ortamlarda kullanmamıza izin veriyor. O sırada orada yaĢatılan kültüre iliĢkin bilgi veriyor fotoğraf bize. Ne güzel ifade etmiĢ burada çalıĢan o an içinde bulunduğu duygu durumunu, burada Süpermen yok diyor, sağlık ve güvenlik kurallarına uymak isteyen birisi. ÇalıĢanlar kuruluĢla-rın sahip oldukları en değerli kaynak gerçekten ve sağlık ve güvenliğin de öznesi, çok önemli, sağlık ve güvenlik insanlar için demek istiyorum. ĠletiĢim insanların davranıĢını değiĢtirmek için önemli. Mesajın hedef kitleye geçiĢi ve etkili olabilmesi için göze alınan risk düzeyinin bilinmesi gerekiyor. Risk algılamasında değiĢiklik yaratılması için uygun içerikle uygun iletiĢim araçlarının 19 Öğr. Gör. Elif SUNGUR Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür hedef kitleye yönelik olarak seçilmesi, tasarlanması gerekiyor. Gerçekten ince çalıĢmalar gerektiren, bilgi sahibi olmayı gerektiren çabalar bunlar. Sempozyum bu ihtiyacı fark ettiğimiz ve bunun önemini vurgulamak istediğimiz için düzenlendi. KuĢkusuz kurumsal yönetim de çok önemli. Sadece görünür uygulamalar, yazılı düzenlemeler çerçevesinde değil, sağlık ve güvenliği desteklemek bu açıdan yeteri olmuyor, içtenlikle, kararlılıkla, aynı zamanda hissedilir olması gerektiği belirtiliyor. Yönetimlerin teknik ve hukuki sorumluluklarının yanında, kurumsal iletiĢime ağırlık vermesi, yönetimin taahhüdü açısından uygun bir demecin yayınlanması ve gerektikçe güncellenmesi, sağlık ve güvenlik için yapılan tüm çalıĢmaların çalıĢanlarla paylaĢılması, geri bildirimlerinin alınması, katılım sistemlerinin önemli olduğunu da belirtelim. Sağlık ve güvenlik kültürü iĢletmelerde yavaĢ ama fonksiyonel olarak değiĢecek bir değerdir. Görülebilen unsurlarını hızla fark edebiliyoruz. Koruyucu malzeme kullanımı, ĠSG iĢaretlemeleri gibi. Fakat değerler ne durumda, anlayıĢlar ne durumda, bunlara daha yakından bakmamız gerekiyor. Gerçekten değerler iĢletmelerde var mı? Kazalar önlenebilir, bu iĢleri aslında emniyetli bir Ģekilde yapabiliriz diye inanılıyor mu? Bunlar önemli Ģeyler, ölçülmesi gereken Ģeyler. BaĢka bir sempozyumda bir fotoğraf çekme fırsatı bulmuĢtum, Armin Roth diyordu ki, Almanya‟da 10 yıldır insan yönetimi hakkında, insanlara nasıl yaklaĢılacağını gösteren vb kurslar var, ve kanun yönetmelik olduğundan değil, insanlar, yöneticiler ihtiyaç duyduğu, arayıĢ içinde olduğu için bu kurslara katılıyorlar. Dolayısıyla kültür fonksiyonel olarak değiĢiyor. Ġhtiyaç duyduğumuz alanlarda çalıĢmalara devam etmemiz lazım. Ortak bir kültür ufku oluĢturabilmek için, diğerlerinin içinde bulunduğu kültürel iliĢkiler yumağını kavramak çok önemli. ÇalıĢanların içinde bulunduğu kültürel yumaktan bahsediyorum. Olumlu ve eleĢtirel bir bağ oluĢturabilmek çok önemli. Kabul etmek, toleransla karĢılamak, kendi kültürel bağlamı ile diğeri arasında olumlu ve eleĢtirel bir bağ oluĢturabilmek önemli. Bu iĢlerle uğraĢan mühendis arkadaĢlar için özellikle çok değerli bir bilgidir diye düĢünerek paylaĢıyorum. Tabii ki değiĢim her zaman kolayca oluverecek bir Ģey değil, direnç de olacaktır. DeğiĢimin doğa dinamiklerinden birisidir direnç. Elbette ki iĢletmelerde kültürle ilgili yatırımlar iletiĢimin de katkısıyla ilerleyecek, zamanla, uzun ince bir yolun kat edilmesiyle istenen sonuçlara ulaĢılacak, kültür değiĢecektir. Kültür değiĢimi programları zaman alan programlar, 9-10 yıl sürdürülen, baĢarılı sonuçlar alınan çalıĢmalar rapor ediliyor kimi araĢtırmalarda. Liderlik, güven konularında çalıĢılmıĢ, iletiĢim, öğrenme konularına odaklanılmıĢ kimi çalıĢmalarda gayet baĢarılı olanlar var. Sağlık ve güvenlik bilincinin, motivasyonunun artırılması için sağlık ve güvenlik konularında çalıĢan uzmanların yetkilendirilmesi de önemli. Eğitim dediğimiz zaman, iĢe, 20 Öğr. Gör. Elif SUNGUR Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür insanlara, insanların ihtiyaçlarına uygun eğitimlerin tasarlanması oldukça önemli. Düzenli katılım mekanizmalarının oluĢturulması gerekiyor. Ġnsanlar her zaman katılmıyorlar, katılmaları için sistematiklerin oluĢturulması gerekiyor. Kampanyalar önemli, değiĢtirilmesi istenen davranıĢlar için kampanyalar hazırlanması gerekiyor. Bunların insan davranıĢını etkilemek üzere tasarlanması önem kazanıyor. Çok iyi çalıĢmalar yapılan örnekler var, benchmark yapılabilmesi de önemli. Ġyi örnekleri incelemek gerekiyor. Ödüllendirme mutlaka olmalı; iyi, olumlu, istenen davranıĢların ortaya çıkarılması ve tehlike bildirimlerinin teĢvik edilebilmesi için, bildirimin ödüllendirilmesi, katılımın ödüllendirilmesi çok değerli. Açık, eĢit, karĢılıklı iletiĢim ortamı sağlanması bunların hepsiyle ilgili bir baz oluĢturuyor. Çok teĢekkür ediyorum beni dinlediğiniz için. Kaynaklar: Simon, Steven.I, Cistaro A. Peter, (2009). Transforming Safety Culture, Professional Safety, Des Plaines , Iss.4, Vol.54, p.28-35 Sungur, E., ÇalıĢma Hayatında Sağlık ve Güvenlik Kültürü, MESS Mercek Dergisi, Yıl: 17 Sayı: 66, s:134-141, Nisan 2012 Sungur, E., Testi Kırılmadan, editör: Vatansever, Ç., “ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kültürü”, s:130-163, Tem Yapım, 2011, Ġstanbul Williams, J. (2008) “Employee Engagement”, Professional Safety, December, P.40 21 Yönetim, Yönetimin ĠletiĢimi ve ÇalıĢanların Esenliği Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Vatansever Namık Kemal Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü İnsan Kaynakları Anabilim Dalı [email protected] Özet: Anahtar kelimeler: Yönetimle ilgili araĢtırmalarda, yönetimin çalıĢan sağlığı ve güvenliği ile iliĢkili boyutu ikinci planda kalmıĢtır. Oysa yönetimin görünür desteği tüm değiĢim ve geliĢim çalıĢmalarında olduğu gibi iĢ sağlığı ve güvenliğinin yönetimi için de gereklidir. Bu konuda yapılan çalıĢmalar, yönetim ve çalıĢan sağlığı arasındaki güçlü iliĢkiye iĢaret etmektedir. Etkin bir liderliğin olduğu iĢletmelerde çalıĢanların kendi sağlık ve güvenlikleriyle ilgili tutum ve davranıĢları olumlu yönde etkilenmektedir (Zohar, 2002, Hansez ve Chimiel, 2010). Kelloway ve arkadaĢlarının çalıĢmasında (2006), dönüĢümcü liderliğin doğasında olan çalıĢana yönelik ilginin iĢletmede olumlu bir sağlık ve güvenlik kültürü yaratılmasında etkili olduğu görülmüĢtür. Hofmann and Morgeson (1999) araĢtırmalarında, iyi bir yönetim-çalıĢan iliĢkisinin iĢ güvenliği ile ilgili iletiĢimi geliĢtirdiği, ayrıca çalıĢanların güvenli davranıĢlarını artırdığı ve bu yolla iĢ kazalarının azaldığı sonucuna eriĢmiĢlerdir. Yöneticinin çalıĢanlarla iyi bir iletiĢim kurması iĢ sağlığı ve güvenliğinin iyi yönetilebilmesi için esastır. Ġyi iletiĢim için; çalıĢan sağlığı ve güvenliği hakkında net bir politika ve anlayıĢ geliĢtirerek, öncelikli konuları, kaza risklerini çalıĢanlara sürekli iletmek temel gerekliliktir (HSE, 2005). DavranıĢ odaklı güvenlik yönetimi ile ilgili öncü bir çalıĢmada, güvenli davranıĢların kazanılmasında; görsel iletiĢim (fabrika içi iletiĢim panoları) ve sözel iletiĢimle (davranıĢlarla ilgili gözlem geribildirimleri) birlikte yönetimin çalıĢanlarla olan yakın iletiĢimi de önemli bir faktör olmuĢtur (Vatansever, 2011). Bugün, mesleki sağlık ve iĢ güvenliğinin bir adım ötesinde konu bütüncül olarak ele alınmakta, çalıĢanların genel iyilik ve esenlikleri konuĢulmaktadır. Yönetim tarzı ve yöneticinin kendi psikososyal sağlığı çalıĢanlarının esenliklerini ve doğrudan bu konuyla ilgili yapılan düzenlemeleri etkilemektedir (Skakona, 2010). Yönetim, iletiĢim, sağlık ve güvenlik 22 Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği Sayın rektörüm, değerli katılımcılar; ben de yönetim kuramlarında söylenenlerin iĢ sağlığı ve güvenliği alanında nelere karĢılık geldiğini anlatmaya çalıĢacağım. Üç temel Ģeyden bahsetmek istiyorum. Birincisi, yönetici ve çalıĢan iliĢkisi; ikincisi, yönetim tarzları; üçüncüsü de yönetimin çalıĢan sağlığı ve güvenliğine etkisi. Sözlerime öncelikle bir gerçeğin altını çizerek baĢlamak istiyorum: Yönetimle ilgili literatürde, yarattığı sosyal etkilere ve mali sonuçlara rağmen çalıĢan sağlığı ve güvenliği konusunun ikinci planda kaldığını, bu konunun yeterince araĢtırılmadığını görüyoruz. Oysa tahmin edilebileceği gibi etkili bir liderliğin olduğu iĢletmelerde, çalıĢan sağlığı ve güvenliğine iliĢkin olumlu sonuçlar oluĢmaktadır. Lider/yöneticilerin çalıĢanlarıyla arasındaki iletiĢimi açıklayan önemli bir kuram var: “Lider – Ast EtkileĢim Kuramı”. Bu günlük hayatta çok sık tanık olduğumuz bir olgu aslında. Bir iĢletmede yönetici, bazı çalıĢanlarla daha yakın, samimi, içten bir iletiĢim kurar. Yakın iliĢki içinde olduğu grup üyelerinin sayısı lider-ast etkileĢiminin niteliğine de iĢaret etmektedir. Böyle iyi bir iletiĢimin olduğu iç grupta; her iki tarafta da olumlu bir sürü tutum, güven, beğeni ve saygı artar. EtkileĢim kuramının özünde karĢılıklılık var: Ġyi bir etkiletiĢim varsa yönetici astına iyi projeler, keyifli iĢler veriyor; çalıĢanın da yöneticiye ve iĢletmeye bağlılığı artıyor, daha çok çalıĢıyor, performansı yükseliyor. Yöneticiyle çalıĢan arasındaki bu etkileĢim yöneticide bir değer olarak sayacağımız güven, açıklık ve bağlılığın artmasını sağlıyor. Yöneticiler böyle bir etkileĢim içinde olduklarında her Ģeyden önce üretim baskısına daha çok karĢı durabiliyorlar. Bilindiği gibi üretim baskısı, iĢ sağlığı ve güvenliği ne iliĢkin pek çok Ģeyin ikinci plana atılmasına yol açmaktadır. Ġyi bir lider–ast iliĢkisinin olduğu iĢletmelerde, çalıĢan sağlığı ve güvenliği konusunda araĢtırmalar yapılmıĢ ve çalıĢan sağlığı güvenliği sonuçlarının nasıl olduğuna bakılmıĢtır. Her Ģeyden önce iĢ güvenliğiyle ilgili, yöneticiyle çalıĢan arasındaki iletiĢimin geliĢtiği, aralarında sağlık ve güvenlik konularında daha çok konuĢtukları, yöneticinin güvenliğe yönelik somut, görünür taahhüdünün arttığı, yaralanmaların azaldığı görülmüĢ. 23 Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği Peki, nasıl bir lider olmalı? ÇalıĢan sağlığı, güvenliği konusunda nasıl bir lider arıyoruz? Yönetim yazınında, “dönüĢtürücü liderlik” denen bir kavram var. DönüĢtürücü liderler gelecekle ilgilenen, yeniliğe, değiĢime açık liderler olarak tanımlanmaktadır. ÇalıĢanların yeteneklerini ve düĢüncelerini ortaya çıkarmaya, onların kendilerine güvenlerini artırmaya çalıĢırlar, böylelikle çalıĢanların değer yargılarında değiĢime neden olurlar. Olumlu bir sağlık güvenlik kültürü yaratılmasında da bu liderlik tarzının doğru orantılı bir etkisi vardır. Bir araĢtırmada iki aĢamalı bir saha çalıĢması yaptık. Önce çalıĢanlarla bir araya geldik- operatörler, iĢçiler, formenler- ve orada yönetim tarzıyla güvenlik kültürü arasındaki iliĢkiyi anlamaya çalıĢtık. Bize söyledikleri içinde, “babacan bir yönetici, babacan bir müdür” ifadesi geçiyordu olumlu bir Ģekilde. Yöneticinin “babacan” olması, çok bize özgü bir Ģey. Türkiye gibi güç iliĢkisinin çok belirgin olduğu ülkelerde, “babacan lider” tercih edilen, bir lider tipi olarak ortaya çıkıyor. “Babacan” tanımı gereği, bir koruma ve yardım etme rolünü içermekte. Babacan liderlik davranıĢları Ģu Ģekilde örneklenebilir : ÇalıĢanlarını yakından tanımaya önem verme, ailenin bir ferdi gibi çalıĢanlarıyla doğrudan ilgilenme. Bu aĢamada, yönetim taahhüdünden söz etmek istiyorum. “Taahhüt (commitment)” sözcüğü yerine bağlılık sözcüğü de dönüĢümlü olarak kullanılmakta. Taahhüt ile hakikaten açık, net, somut bir bağlılıktan bahsetmek gerekiyor. Yönetimin çalıĢan sağlığı ve güvenliğinde taahhüdü ortaya net olarak koyduğu iĢletmelerde, güvenlik kültürü olumlu etkileniyor. Bunları daha önceki konuĢmacılar da söyledi. Bir iĢletmede; üst yönetimin görünür taahhüdü iĢletmelerin güvenlik iklimini olumlu etkilemektedir. Ancak iĢletmenin, iĢ sağlığı ve güvenliğine yönelik vizyonu ve politikaları da yönetimin taahhüdünü etkiler. Yani yöneticiler davranıĢlarını, uygulamalarını Ģirket politikalarına ve sistemlerine göre ayarlarlar, böylece iĢletme politikaları ve yönetimin taahhüdü birbirini sürekli besleyip geliĢtirmektedir. Bir örnekten söz etmek istiyorum. Çok tehlikeli iĢkolunda faaliyet gösteren bir iĢletmede, çalıĢan sağlığı ve güvenliği adına üç yıl önce çok temel adımlar atılmıĢtı. KiĢisel koruyucu ekipmanlar alındı, iĢ sağlığı mühendisi tarafından birtakım eğitimler verildi, sahada temel iyileĢtirmeler yapıldı. Bunların sonucunda, çalıĢanların iĢletmenin fiziksel ortamını ve iĢ sağlığı güvenliği uygulamalarıyla ilgili değerlendirmeleri bir önceki yıla göre %10, %20‟ler oranında olumlu yönde arttı. Yönetimin taahhüdünü ölçen ifadeler vardı yaptığımız araĢtırmada: Örneğin, “Yöneticilerin, iĢ sağlığı ve güvenliğini korumak için gerekli zaman ve maddi kaynakları ayırmasından”, “Yöneticilerin çalıĢanların sağlığını ve güvenliğini düĢünmesinden” gibi. ĠĢletmede yapılan bu iyileĢtirmelerden sonra yönetimin iĢ sağlığı ve 24 Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği güvenliğiyle ilgili yaklaĢımını çalıĢanlar %30‟a varan oranda daha olumlu değerlendirdiler. Yani gerçekten somut adımların atıldığında çalıĢanlar bunu çok net görüp tartabiliyorlar. Yöneticiyle çalıĢanın iĢ sağlığı ve güvenliği konusunda birebir iletiĢimi çok önemli. Yine araĢtırma için bulunduğumuz ve her yerde tipik “önce iĢ güvenliği” posterleri olan bir iĢletmede, üretim müdürünün toplantılarda çalıĢanlara sürekli “Kaza yapanı açıklayıp rezil edeceğim, bu ay kaza istemiyorum” dediğine dolaylı yoldan tanıklık ettik. Üretim baskısı ve bunun gayri insani bir Ģekilde aktarılması kuĢkusuz iĢyerindeki sağlık ve güvenlik kültürünü çok olumsuz etkiliyor. Hızlı tempoda, çok kısa sürede iĢ bitirmenin kurum kültürünün bir parçası olduğu yerler var; “Dakikada şu kadar üretim” Ģeklinde hedefler tanımlanan. ĠĢi bitirme, tamamlama baskısının yoğun olarak hissedildiği iĢletmelerde iĢ kazaları dolayısıyla devamsızlıklar artmaktadır. ĠĢ yükü artıĢı ise yaralanmalı kazalara kliĢe bir ifadeyle davetiye çıkarmaktadır. ÇalıĢan sağlığı ve güvenliği dendiğinde, iĢyerinin sadece fiziksel değil psikososyal etkileri de bulunmakta. Ayrıca bilindiği gibi, çalıĢanların yaĢam ve ruh sağlığındaki olumsuz değiĢikliler fiziksel sağlığını da olumsuz etkilemektedir. ÇalıĢanların genel iyilik ve esenliklerini bir bütün olarak ele almak gerekir, çünkü fiziksel risklerle psikolojik riskler el ele, paralel gitmektedir. Yöneticinin kendi ruh sağlığının da çalıĢanların ruh sağlığı üzerinde etkisi olduğu görülmüĢtür. ġu ana kadar yönetim alanının iĢ sağlığı ve güvenliğine olan katkısı üzerinde duruldu. Nadiren tam tersi de olmakta; iĢ sağlığı ve güvenliği alanındaki büyük bir kaza ya da durum da yönetim alanına katkı sağlamakta. Çoğunuz televizyon ve basından ġili‟deki maden kurtarma ekibinin çalıĢmalarını takip etmiĢsinizdir. Harvard‟daki ĠĢletme bölümünden bir grup araĢtırmacı bu olay olur olmaz, kurtarma çalıĢmaları sürerken oraya gitmiĢler ve kurtarma ekibindekilerle görüĢmüĢler. Ve bu arama kurtarma çalıĢmasından bazı liderlik dersleri çıkarmıĢlar. “Krize liderlik etmek” olarak adlandırılabilecek bu olgu; zaman bakımından hassas, yüksek risk taĢıyan ve belirsizlik arz eden ya hep ya da hiç durumlarında lider rollerinin nasıl olması gerektiğini açıklıyor. Ġlgilenenler Harvard Business Review Türkiye‟nin 2013 Temmuz-Ağustos sayısına bakabilirler. Ama daha önemlisi iletiĢim adına bugün burada konuĢtuğumuz, odağımızda olanlar adına önemli noktalar var. Krizi yönetmek için kurulan ekibin içinde, din adamından psikoloğa, aile terapistine kadar pek çok kiĢi var farklı görüĢleri almak, ailelerle, basınla, halkla iliĢkileri yürütebilmek için. Ayrıca, yönetimin taahhüdü de çok net olarak görülmekte. Devlet baĢkanının kesin bir talimatı var. “’Ne pahasına olursa olsun, madencileri ölü ya da diri evlerine getirin”. Bu konuda ekibin baĢındaki, liderliği üstlenen kiĢinin ise çok yine açık, net, kararlılığını gösteren bir yaklaĢımı olmuĢ. Gerçekleri, halktan gizlemeden kayıp madencilerin ailelerine umut aĢılaması ve baĢarılı bir sonucun değil ama kararlı bir çabanın sözünü vermiĢ olması kendisine duyulan güveni artırmıĢ. Yönetim ve iĢ sağlığı- güvenliği iliĢkisiyle ilgili bugün paylaĢmak istediklerim bunlardı. TeĢekkür ederim. 25 Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği Kaynaklar:: Hansez, I. ve Chimiel N. (2010) Safety Behavior: Job Demands, Job Resources, and Perceived Management Commitment to Safety. Journal of Occupational Health Psychology Vol. 15, No. 3, 267–278. Hofmann, D. A., & Morgeson, F. P. (1999). Safety-related behavior as a social exchange: The role of perceived organizational support and leader-member exchange. Journal of Applied Psychology, 84, 286-296. HSE- Health and Safety Executive(2005) A review of safety culture and safety climate literature for the development of the safety culture inspection tool. Research Report No: 367. Vatansever, Ç. (2011)Endüstri Psikolojisi‟nde ĠSG‟ye yönelik yaklaĢımlar. Testi Kırılmadan. Artı Yayınları. Kelloway, E.K., Mullen, J., & Francis, L. (2006). Divergent effects of passive and transformational leadership on safety outcomes. Journal of Occupational Health Psychology,11, 7686. Skakona, J.; Nielsen K. Borgb; V. y Guzmanc J. (2010). Are leaders' well-being, behaviours and style associated with the affective well-being of their employees? A systematic review of three decades of research Work and Stress, Vol. 24, No. 2, 107_139. Vatansever, Ç. (2011)Endüstri Psikolojisi‟nde ĠSG‟ye yönelik yaklaĢımlar. Testi Kırılmadan. Artı Yayınları, Ġstanbul. Zohar, D. (2002) The effects of leadership dimensions, safety climate, and assigned priorities on minor injuries in work groups. Journal of Organizational Behaviour. 23, 75-92. 26 DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi Yrd. Doç. Dr. Ġdil IĢık İstanbul Bilgi Üniversitesi [email protected] Özet: Psikoloji biliminin insan davranıĢını açıklamaya yönelik temel teorik yaklaĢımlarından birisi olan “DavranıĢçı Teori”ye göre insan davranıĢı, bu davranıĢı tetikleyen nedenler ve ardından takip eden sonuçlar açısından analiz edilebilir. Bu teorinin iĢ hayatındaki güvenliği etkileyen davranıĢları açıklamaya çalıĢan “DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi” (DOGY) en iyi örnekler arasındadır. "DOGY modeli", iĢ güvenliğini belirleyen kritik davranıĢların operasyonel olarak tanımlanması, gözlemlenmesi, sıklığının belirlenmesi, tetikleyici ve sonuçları açısından değerlendirilmesi (“A-B-C Analizi”; Tetikleyici-DavranıĢ-Sonuç Analizi) ve aksiyon planları oluĢturularak, ABC analizinden elde edilen veriye dayalı olarak çeĢitli müdahalelerle değiĢtirilmesi sürecini kapsar. Bu süreçte gözlem ve geribildirim çok önemli bir araçtır ve temelde çalıĢma sırasında insanların davranıĢlarını gözlemleyerek ve güvenli davranıĢlarının oranı hakkında geri bildirim sağlayarak, çalıĢanların güvenlik performanslarını belirgin ölçülerde arttırma çabası vardır. Bir diğer önemli araç, çalıĢan davranıĢlarının kendisini tetikleyen ve takip eden sonuçların kontrolü altında olduğu ön kabulü ile riskli ve güvenli davranıĢların öncellerinin ve sonuçlarının sistematik olarak analiz edilmesidir. Bir iĢ kazasının oluĢumunda etkisi olan “riskli bir kritik davranıĢ”ın ya da kazaların oluĢumuna engel olan “güvenli bir kritik davranıĢ”ın dinamiklerinin öncel ve sonuçları açısından analiz edilmesi, çözüme giden yolda önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Riskli kritik davranıĢların sergilenme ihtimalini düĢürecek ve güvenli kritik davranıĢları pekiĢtirecek yönetsel, çevresel ve bireysel düzenlemeler gereklidir. ABC analizi bu dinamikleri ortaya çıkarmaya çalıĢır. Sürecin son adımını oluĢturan aksiyon planlama adımında ise davranıĢta değiĢikliğin ancak öncel koĢullar ve sonuçlarda değiĢiklik yapılması ile mümkün olacağı sayıltısından hareket edilir. ABC analizine dayalı olarak bir dizi iyileĢtirici/düzeltici önlemin atılabilmesi için, sonuçlar açısından riskli davranıĢlar söndürülmeli ve güvenli davranıĢlar pekiĢtirilmeli, riskli davranıĢları tetikleyen, güvenli davranıĢları caydıran tetikleyiciler değiĢtirilmelidir. DOGY genelde tabandan yukarıya akan, yani çalıĢanların itici gücü oluĢturduğu, yönetimin ise yukarıdan aĢağı destek göstererek sürece liderlik ettiği bir model olarak tanımlanmaktadır. DOGY bir iĢletmedeki her bir bireyin davranıĢı ile ilgilidir; sadece operatör düzeyine odaklanmadığını da vurgulamalıyız. Modelin baĢarısında çalıĢanların bu yaklaĢım için kabulünün alınması, yönetimin desteğinin kesinleĢtirilmesi, tüm çalıĢanlardan sürekliliği olan bir katılımın sağlanması ve geliĢmelerin takip edilmesi çok önemli süreçlerdir. Anahtar kelimeler: Güvenli ve güvensiz davranış, tetikleyiciler, pekiştiriciler, caydırıcılar, davranış odaklı yaklaşım 27 Yrd. Doç. Dr. İdil IŞIK Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi ĠĢletmelerde iĢ güvenliği yönetimi ile ilgili yapılan çalıĢmalarda, çoğunlukla güvenli durum, güvenli davranıĢ veya güvensiz durum ve güvensiz davranıĢ oranları ve sistematiği üzerinden analizler yapılmakta. ĠĢletmelerin yönetsel süreçlerinde, özellikle teknik çözümlemelerinde, kaynakta yer alan, üretim ortamında var olan tehlike kaynaklarını kontrol altına aldıktan sonra beklenti Ģu: “Bundan sonra kaza olmayacak”. Hepimiz bunu arzu ediyoruz ama ne yazık ki olamıyor. Örneğin trafik ortamında da araçlar güvenli, trafik kuralları var, bizler doğal olarak bunların birbiriyle dengeli ve tutarlı Ģekilde iĢlemesini ve kaza olmamasını bekliyoruz; ama sonuçta davranıĢta biten bir bağlam var. Öyle davranıĢlar var ki kazaların oluĢumunda veya kazaya giden yolda kritik önem taĢıyor. Bunlar sadece insan davranıĢlarından da kaynaklanmıyor. Ne kadar güvenlik sistemlerini kursanız ve yapıyı oluĢtursanız da farkında olunmayan, gözden kaçan farklı dinamikler var. Konu baĢlığım buna iliĢkin “DavranıĢ odaklı güvenlik yönetimi” diye adlandırılan bir modelle iliĢkili. DavranıĢ, insanın gözlemleyebildiğimiz her türlü hareketi. Ġnsanın duygularını, düĢünce süreçlerini davranıĢlarına bakarak tahmin etmeye çalıĢıyoruz. Peki, bu gözlemlediğimiz davranıĢlar nasıl tanımlanmalı? Genellikle iĢletmelerde etiketlemeye dönük tarifler vardır. Mesela, “hareketli bandın altından geçmek” davranıĢını ele alalım. Daha güvenli bir yol tanımlanmıĢken, çevresinden dolaĢarak geçmek varken güvensiz olan bu yürüyen bandın altından geçmek. Buna Ģahit olan kiĢi diyelim --gözlemleyen kiĢi deyince daha sistematik bir Ģeyden söz ediyoruz çünkü-- ister çalıĢma arkadaĢı, ister yönetim ekibinden kiĢiler olsun, doğrudan bu davranıĢı “acelecilik”, “dikkatsizlik”, “tembellik” gibi etiketlerle ifade ediyor. DavranıĢ odaklı güvenlik yaklaĢımı diyor ki, o eleĢtirel, yukarıdan ve yargılayan dil yerine, tamamen iĢe vuruk, yani operasyonel tanım yapmalıyız. Bu tanım, kiĢi gerçekten ne yapıyor sorusuna cevap arar. Çünkü acelecilik ve dikkatsizlik çok muğlâk kavramlar. Bu kiĢi gerçekten ne yapıyor? Acelecilik, dikkatsizlik kiĢiden kiĢiye anlamı değiĢebilen kelimeler, yargı içeren kelimeler. Ne yapmak gerekiyor o halde? Gözlenen kiĢi ne yapıyorsa bunun tanımlanması gerekiyor. Gözlenebilir ve ölçülebilir olan bir tanımlama ile kiĢinin ne yaptığını ve nasıl yaptığını tanımlayabilirsiniz, bunu ne kadar süreyle devam ettirdiğini ve ne sıklıkta bu davranıĢı tekrarladığını söyleyebilirsiniz, dolayısıyla bu davranıĢı neden yaptığını da analitik bir Ģekilde bulabilirsiniz. Operasyonel bir tanım üzerinden gidildiğinde gözlenen kiĢiye de ne yaptığını söylüyor ve gösterebiliyorsunuz. O 28 Yrd. Doç, Dr. İdil IŞIK Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi grupta ortalama olarak mesela o hafta içinde kaç kiĢinin aynı davranıĢı tekrar ettiğini gösterebilirsiniz, dolayısıyla bir örüntü oluĢtuğu da gösterilebilir. Bu sistematik bir uygulama, ilke Ģu; bir davranıĢ operasyonel olarak tanımlanabiliyorsa, demek ki gözlenebilir. Gözleniyorsa, sayılabilir, sınıflandırılabilir, sıralanabilir; yani üzerinde matematiksel hesaplama yapabilir, istatistikî çalıĢmalar yapabilirsiniz, neden-sonuç iliĢkilerini analiz edilebilir, bu iliĢkilerden hareketle davranıĢlar düzeltilebilir. Ġngilizce‟de Behavior modification deniyor buna, yani davranıĢı düzeltme ve değiĢtirme süreci. Modelin mantığına göre, sistemli Ģekilde bir davranıĢın tetikleyicileri ve sonuçları üzerinde oynadığınızda davranıĢlarda değiĢiklik sağlanabilir. KiĢi bu davranıĢın sonucunda ne elde ediyor, ne kazanıyor, ne kaybediyor? Bu sonuçların değiĢtirilmesi ile davranıĢta da değiĢiklik sağlanabilir. Bu mekanizmanın iĢleyebilmesi için bir proje yaklaĢımı ile gözlemlerin yapılandırılması, kazaların oluĢumunda en fazla rolü olan davranıĢların seçilmesi ve kendi içinde analiz sürecine sokulması gerekiyor. Bu analiz nasıl yapılıyor, takip eden bölümde bundan söz etmek istiyorum. Bu analiz ABC analizi olarak isimlendiriliyor. Ġngilizce Antecedents, Behaviors, Consequences kelimelerinin baĢ harfleri. Bizim dilimizde de ABC diye söylemek bence uygun, alfabedeki ilk üç harf olduğu için, temel bir yaklaĢım olduğuna dair bir anlam da yansıtabilir. Bu analiz diyor ki, bir davranıĢa operasyonel tanımlama yap. Bir örnek, borular üzerine tırmanarak yükseğe ulaĢmak. Yani, yüksekte bir iĢi var, normalde merdiven veya platformla çıkmanız gereken bir yer; ama siz birkaç tane varilin üzerine çıkıyorsunuz, alttan arkadaĢlarınız tutuyor, yani kaza halinde yüksekten düĢme sınıflamasına girecek bir davranıĢ. “Bu davranıĢ neden kaynaklanır?” sorusuna cevap bulmamız gerekiyor. Merdiven olmayabilir; merdiven vardır, ama baĢka ekip kullanıyordur; vardır ama uzaktadır, uzaktan getirmek kiĢiler için külfettir, dolayısıyla iki tane varilin üzerine çıktığınızda iĢinizi hızla ve daha az külfetle çözersiniz. Bu davranıĢı tercih eden çalıĢan eğitilmemiĢtir; yakınında o merdiveni ona getirebilecek biri yoktur; platformu almak için gereken prosedürler çok zaman kaybettirmektedir gibi; tüm bunlar, güvensiz davranıĢın sergilenmesini tetikleyebilecek nedenlerdir. Analizin ikinci aĢamasında ise soru Ģu; “Bu davranıĢ sergilenirse sonucu ne olabilir?”. ABC analizinde olası sonuçları sıraladığınızda, bunları üç özellik açısından değerlendirmek gerekiyor. (1) Her zaman bu sonuç ortaya çıkar mı? Yani kesin midir, belirsiz midir? (2) Bu sonuç hemen mi yoksa geç mi ortaya çıkar? (3) Negatif midir? Yani davranıĢı söndürür mü? Pozitif midir? Yani davranıĢı pekiĢtirir mi? Örneğin, yükseğe güvensiz Ģekilde çıkma davranıĢında iki sonuçtan bahsedilebilir, kiĢi düĢebilir veya düĢmeyebilir. Daha önce düĢmemiĢse veya düĢmüĢ ama üzerinden çok zaman geçmiĢ ve unutmuĢsa böyle yapar. Ne elde eder? Çay molasına çabuk çıkar. Yani 29 Yrd. Doç, Dr. İdil IŞIK Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi olumsuz sonuçlanma ihtimali olan bir davranıĢ, olumlu bir sonuca bağlandığı için, düĢmediği gibi bir de çay molasını kullanabildiği için pekiĢir; tekrarlanma ihtimali yükselir. Bir baĢka sonuç ise yönetimin geribildirimi olabilir. Ġki varilin üzerine tırmanmıĢ çalıĢanın yanından geçtiği halde bunu görmeyen, bunun riskli olduğunu fark etmeyen veya görse de söylemeyen, “olsun, nasıl olsa iĢ yürüyor” diyen amir de aslında bu davranıĢı pekiĢtirmiĢ olur, teĢvik eder. Bir sonuç, zaman kazandırırsa, üretimi hızlandırırsa, bu sonuçlar hemendir, kesindir ve pozitiftir. Amir bilinçli Ģekilde takdir ediyorsa ya da farkında olmadan görmezden geliyorsa hemen, kesin ve pozitif bir sonuç ortaya çıkmıĢ olur. Yani, davranıĢ güvensiz olsa da dolaylı ya da doğrudan olumlu bazı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Ġster trafik kazası, ister iĢ kazası olsun, kazalar ve kayıplar, davranıĢı söndürme ihtimali olan, yani tekrarlanma ihtimalini düĢüren, olumsuz sonuçlardır. Ancak, bu kayıplar tehlikeli davranıĢ her sergilendiğinde ortaya çıkmamakta. Negatiftir ama ortaya bazen çıkar, yani geç ortaya çıkar; ortaya çıktığında da sonuç yaralanma, sakatlanma veya ölüm olabildiği gibi kıl payı atlatıldığı için hiçbir Ģey de olmayabilir; yani doğurduğu sonuçlar belirsizlik taĢır. Ġnsanoğlu ekonomik bir canlı, ABC analizi bunun hesaplamalarını çok iyi yapıyor. Eğer bir sonuç hemen ve kesin ve pozitifse, insan davranıĢını en güçlü yöneten sonuçtur. Verdiğimiz örnekte somut bir ödül yok gibi aslında ama kiĢinin külfetten kaçması, zaman kazanması, farkında olmadan takdir edilmesi onu teĢvik eder, çünkü olumlu sonuç, hemen ve kesin Ģekilde ortaya çıkmaktadır; davranıĢın pekiĢmesini ve devamlılığını sağlar, yeni örnekler oluĢturur, diğer kiĢilerin de böyle davranmasına neden olur. Kaza ise ihtimal dâhilinde olan ama belirsiz ve geç ortaya çıkan olumsuz bir sonuçtur, yani etki gücü çok zayıftır. Görüldüğü gibi, DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi, güvenli ve güvensiz davranıĢların dinamiklerini sistematik Ģekilde analiz imkanı verem bir yaklaĢımdır. Bu analizler sayesinde davranıĢta değiĢiklik yapmak için, ya tetikleyicilerinde ya da sonuçlarında değiĢiklik yapacak bir aksiyon planı yaratarak, uygulamaya koymanız gerekiyor. Bu aksiyonlar çoğu zaman geribildirim mekanizmalarının devreye sokulması, “quick fix” diyebileceğimiz hemen devreye alınabilecek ve çok maliyet yaratmayan düzeltmeleri içeriyor. Hatta kurum içindeki çalıĢanların el birliği ile yarattıkları kurumsal kampanyalarda ele alabilecekleri küçük projeler ortaya çıkartıyor. YaklaĢımın güvenli ve güvensiz davranıĢın tanımlarını, çok somut bir dille ve objektif Ģekilde yapmaya yönlendirmesi, neden sonuç iliĢkisine odaklanan Ģekilde tanımlar oluĢturtması bu yaklaĢımı iyi bir iletiĢim aracı haline de dönüĢtürüyor. Bu özellikleri, kurum içi güvenlik dilinin ve etkili iletiĢim ortamının yaratılmasına da katkı sağlamaktadır. Çok teĢekkürler. 30 Yrd. Doç, Dr. İdil IŞIK Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi Kaynaklar: Krause, T.R. (1996). The Behavior-Based Safety Process: Managing Involvement for an InjuryFree Culture, 2nd Edition, Wiley McSween, T.E. (2003). The Values-Based Safety Process: Improving Your Safety Culture with Behavior-Based Safety, 2nd Edition, Wiley Tuncel, S., Lotlikar, H., Salem, S., Daraiseh, N. (2006). Effectiveness of behaviour based safety interventions to reduce accidents and injuries in workplaces: Critical appraisal and metaanalysis. Theoretical Issues in Ergonomics Science. Special Issue: Safety and Health Engineering: Research to Practice, 7, 191-209. 31 2. Oturum Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Selva ERSÖZ Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Ödüllü Eğitim Filmi: “Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır” Seval KIZILCAN TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Tematik Dergi: Önlem Onur GÖKULU Editör “Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi Yeşim AYÖZ Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği Genel Sekreteri Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf Tufan KARTAL DESAN Kalite Sistemleri Yönetimi Müdürü 32 PaydaĢlar Ġle ĠletiĢimde Güvenli DavranıĢ OluĢturmaya Yönelik Ödüllü Bir Eğitim Filmi: Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır Seval Kızılcan TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü [email protected] Özet: Endüstriyel, sanayi kuruluĢları için kritik baĢarı faktörlerinden en önemlisi, kurumsal iletiĢimde yeni yöntemler ve tarafları ihtiyaçlarda buluĢturan empati ile paydaĢa uygun iletiĢim dilinin oluĢturulmasıdır. TüpraĢ‟ın 2006 yılında Koç Topluluğuna katılımın ardından Kurumsal iletiĢimin yönetim ve iletiĢim danıĢmanı olarak katkıda bulunduğu DeğiĢim- DönüĢüm süreci baĢlar. Üst yönetim stratejisi ve çalıĢanlar ile 2015 Yılının TüpraĢ‟ının Tasarımı için oluĢturulan çalıĢtaylarda “ortak akıl” ile üretilen bir dizi sıra dıĢı, yaratıcı, sistemi zorlayan fikir ve hedefler oluĢturulur. Ġlk yılın teması Ġnsan Enerjisi, ertesi yıl ĠLETĠġĠM, sonrasında Tek TüpraĢ olur. Tüm rafinerilerinde üretim ve ürün kalitesi için toplam 5 Milyar Dolar‟lık yatırım yapılır. En geliĢmiĢ rafineri teknolojilerinin kullanımı için ülkemizin en stratejik, 3 MilyarDolar tutarında ki yatırımı Fuel Oil DönüĢüm Projesinin yapımına baĢlanır. Sahada günde 10 Bin kiĢinin giriĢ çıkıĢ yaparak 690 gün sürecek yapım süresinde hedef “0” kazadır. Ülkemizde iĢ güvenliği ve iĢçi sağlığı konularında yürek burkan, çağdıĢı çalıĢma koĢul ve standartların geliĢimi ve kurumsal sorumluluk anlayıĢı ile Ģirket kaza sıklık ve Ģiddet oranı, uluslararası kriterlerde çalıĢan Ģirketin skorlarına dahil edilir 2008 yılında. Bu süreç boyunca yatırımlarda çalıĢan çözüm ortakları, yatırımcılar, ziyaretçiler, araĢtırmacılar, stajyerlerin stratejik özel güvenlik alanları olarak tanımlanan iĢletme sahalarına giriĢi için dili, tonu, söyleminin rutin uygulamaların dıĢında oluĢturulacağı bir medya ihtiyacı ortaya çıkar. "Üretim Ortamında” Güvenli DavranıĢ OluĢturmaya Yönelik Eğitim Filmi: Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır“ yapımı için 2011 yılında sıra dıĢı bir uygulamayla çözüm ortağı olarak Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi, Artı Sağlık Çevre Kalite DanıĢmanlık ve izleyici gruplar ile çalıĢılmıĢtır. Didaktik olmayan kanıksanmıĢ bir formatın dıĢında yadırgatan tarz, görsel imgelerin izleyicinin katılımıyla deĢifre edilmesine fırsat veren, anlamın izleyenin zihninde tamamlandığı, izleyeni canlı tutan dozunda mizah ile seyir iliĢkisi hedeflenmiĢtir. Anahtar kelimeler: Paydaş iletişimi, Teknik Emniyet, İş Güvenliği, hedef kitle, algı, duygular, didaktik kanıksanmış bir format, yadırgataran tarz, görsel imgelerin deşifre edilmesine fırsat vermek, anlamın izleyenin zihninde tamamlandığı, mizahi, canlı tutan seyir ilişkisi. 33 Seval KIZILCAN Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi Hepinize merhaba. Biraz önce kısa bir kesitini izlediğiniz filmimiz bizim için heyecan verici bir yolculuk oldu. Hedefimiz ödül almak değildi, ancak bu süreç içerisinde bir kurumsal iletiĢimci ve bir Ģirket olarak o kadar çok Ģey öğrendik ki, asıl armağanımız öğrenmek oldu. Her Ģeyden önce son derece niĢ bir alan hakkında sempozyum düzenledikleri için üniversitemizi kutlamak istiyorum. Bu alan biz kurumsal iletiĢimciler için gerek iç iletiĢim, gerekse paydaĢlarımızda bazı davranıĢ değiĢiklikleri vermek istediğimizde çok zorlandığımız bir alan. Kolaycı iletiĢimciler ihtiyaçlarını ajanslara verir, büyük bütçelerle yaratıcı olmayan, öğrenmeyi de çok beraberinde getirmeyen ürünler ortaya çıkar. Bildiğiniz gibi halkla iliĢkilerde buna “saçmalayarak can vermek” denir. Bilmiyorum aramızda kaç öğrenci kardeĢim var, elleri görebilir miyim? Evet, hoĢ geldiniz. KardeĢ Ģirketlerim TofaĢ ve Arçelik‟i gördüm. Endüstriden kaç Ģirket var görebilir miyim? Katılım son derece memnuniyet verici. Çünkü bu sempozyumun açıkçası sadece iletiĢimciler değil; iĢçi sağlığı, iĢ güvenliği alanında çalıĢanlar için de çok önemli anahtar sözcükler verdiğini söyleyebilirim. Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır filmimizin tasarımında çözüm ortaklarımız Elif Sungur ve Hakan Aytekin ile etkin iletiĢimle çalıĢtık. Aslında endüstrilerin yabancılaĢmaması ve kendi alanımızda körleĢmemek için üniversitelerle olan iliĢkilerimizi geliĢtirmemizin gerekliliğine inanıyoruz. Biraz sonra bunu hızlı bir Ģekilde size aktarmaya çalıĢacağım. Arka planda Elif Hocam ilk oturumda iletiĢim ve kültür hakkında son derece önemli sözler söyledi. Zihnimizde resim çizmek için bunları hatırlatmak isterim. “İletişim kültürdür, kültür iletişimdir.” Biz kurumsal iletiĢim ofisleri olarak; aynı zamanda itibarları da yönetiyoruz. Türkiye‟nin en büyük Ģirketi olmanız ya da küresel bir oyuncu olmanız yetmiyor. Ölümlü bir kazanın meydana gelmesi otuz yıllık bir Ģirketin itibarının yerle bir olmasını da beraberinde getirebilir. ĠĢletme kültürü bu anlamda çok değerli. Algılar nasıl Ģekilleniyor? Eğer iletiĢimcilerimiz endüstriyel yapılarda bunu bilmiyorsa, paydaĢlarla doğru iletiĢimler kurulmuyor ve bütçeler boĢa harcanıyor. Bir diğer önemli husus, Ġdil IĢık hocanın da ifade ettiği gibi “etiketleme”. Hakikaten değiĢime direnci yönetmek, bununla beraber insanları davranıĢ odaklı değiĢikliklere yönlendirmek son derece güç bir iĢ. Bu anlamda Çiğdem Vatansever hocanın verdiği ġilili madenciler örneğinde olduğu gibi, biz de 1999 yılında yaĢadığımız Marmara Depremi sonrasında son derece zor bir süreç yaĢadık. Filmimizde çok kısa bir kesitini gördüğünüz gibi, rafineri içinde, yaklaĢık beĢ futbol sahası büyüklüğünde bir bölge yanmaya baĢladı ve bu yangının izlerini silmek yaklaĢık bir buçuk ay sürdü. 1960 yılında kurulmasına; standartları son derece yetkin, tatbikatlarını yapan ve bunları tekrarlayarak da çok büyük yetkinliklere sahip belgelenmiĢ bir Ģirket olmamıza karĢın, ne yazık ki bazı konularda bütünleĢik hareket etmemiz zor oldu. Bu yangın sırasında tanıĢtığımız Artı Eğitim ve DanıĢmanlık 34 Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi Seval KIZILCAN zaman içerisinde bize çok iyi bir simülasyon eğitimi ile bunları nasıl yöneteceğimizi öğretti. Arkasından filmimiz için üniversite ile iletiĢime geçtik. Peki, paydaĢları ile bir rafineri Ģirketleri kimdir, eğitim filmimizi hazırladığımız süreçte neler yaĢadık ve filmimizin ödüllendirilmesinden daha önemlisi, aklımızın hayatımızın anahtarı olduğu nasıl anlatılmalıydı? PaydaĢlarla iletiĢimde, teknik emniyet, iĢ güvenliği, hedef kitlelerimize ulaĢmada birlikte çalıĢtığımız bölümlerdi. Eğitim filmimizde algıların yönetilmesi, duyguların değiĢtirilmesi hedefi vardı, ülkemizde ve genel olarak eğitimde didaktik olarak tanımladığımız bir öğrenme formatı olduğu düĢüncemizle yadırgatan bir tarz geliĢtirme ihtiyacı duyduk. Görsel imgelerin üniversitedeki akademik bilgilerle deĢifre edilmesine fırsat tanıyan, sahip olduğumuz zekânın üstüne koyduğumuz, bilgiyi akla dönüĢtürme sürecini nasıl yönetebilirdik? ġimdi size yapmaya çalıĢtığım gibi, anlamın dinleyenin zihninde tamamlandığı ama son derece dozunda bir mizahla, izleyiciyi canlı tutmaya çalıĢan bir iliĢki kurarak bir film ortaya çıktı. Hatırlarsanız bir önceki konuĢmada, bir Ģirketin kurumsal yönetiminde içtenliğin, kararlılığın, yönetimin taahhüdünün çok önemli olduğu belirtilmiĢti. TüpraĢ 2006 yılında Koç Topluluğuna katıldı. Üst yönetim “2015 yılında şirketinizi nasıl bir yerde görmek istersiniz?” diye çalıĢanlarına sordu. Biz iletiĢim ofisi olarak, ilk yıl bunları tematik olarak, “insan enerjisi” olarak tanımladık. Ülkemizde ve bildiğim kadar da dünyada bir tek Ģirketin hedefinde “insan kaynağına özenilen, performansına güvenilen” Ģeklinde bir tanımlama var. Dolayısıyla insan kaynağımız bizim için çok değerliydi. Ġlk yıl çalıĢmalarımızı “insan enerjisi” ile motive ettik. Ġkinci yıl “iletĠġĠM” dedik. Çünkü her çalıĢanın kafasındaki iletiĢim kavramı farklı. ĠletiĢim; aile ortamından gelen, hemen arkasından eğitimle geliĢen, iĢ hayatında profesyonelleĢtirilen ama mutlaka iklime göre oluĢturulabilen bir Ģey. Sonra baktık ki, doğru biçimde iletiĢimi aktarmak herkesin iĢi değil. Olmuyor. Bunun üzerine dört rafineride farklı yöntemleri bir araya getirdik. ġu anda 3 Milyar Dolarlık son derece stratejik bir yatırımı yönetiyoruz. Dünyada, rafinericilikte, Türkiye‟de ilk sıraya yükselmemizi sağlayan bir yatırım. Altı yüz doksan gün sürecek bu projede hedefimiz sıfır kaza. Rafineriler son derece stratejik, özel güvenlik alanlarından oluĢuyor. Sahada günde yaklaĢık on bin kiĢi hareket ediyor. Çözüm ortaklarımızın, yatırımcılarımızın, ziyaretçilerimizin, araĢtırmacıların, stajyerlerin rafineriye geldiklerinde nasıl davranmaları gerektiğini, nasıl bir multimedya ile anlatabilirdik? “Aklımız hayatımızın anahtarı” diyerek 2011 yılında bu filmi yaptık. Yönetmenimiz Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi‟nden Hakan Aytekin, yapım koordinatörümüz de Elif Sungur‟du. Artı Sağlık Çevre Kalite DanıĢmanlık‟tan Dr. Ali Rıza Tiryaki‟de danıĢmanımız oldu. 35 Seval KIZILCAN Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi ĠletiĢim malzemesi olarak ne tasarladı film ekibimiz bize? Didaktik olmayan, kanıksanmıĢ formatın dıĢında, yadırgatan bir tarz. Görsel imgelerin izlenim oluĢturduğu, deĢifre edilmesine fırsat veren, yani insanı bir bohça yerine değil de düĢünmeye sevk eden bir multimedya. Dozunda da bir mizahla seyir iliĢkisi oluĢturuldu. Biraz önce danıĢmanımız anlattı, psikolojide otoriter bir dil var aslında; emir kipiyle konuĢan, kuralları dayatan, bununla beraber direnç geliĢtiren, fırsat doğduğunda bu kuralların ihlal etmeyi cazip hale getiren. Filmde yadırgatarak, farkındalık oluĢturmaya çalıĢtık. Ġzleyen deĢifre etsin istedik. Gerçek saha görüntülerini koyduk ama kanıksanmıĢın dıĢında bir anlatım yolunu seçtik. Gerçek öğelerle ilgi, merak, aslında yabancılaĢtırarak ayırt etme, fark etme; bununla beraber izleyicinin aktif olmasını sağlamaya çalıĢtık. Merak ve keĢif duygusu olsaydı bu ziyaretçilerde; acaba silahını nasıl teslim eder, telefonunu kullanmaktan alıkoyabilir miyiz ya da sigara içmesinin yasak olduğunda ilk anda algılatabilir miyiz? Yapılması ya da yapılmaması istenen davranıĢları gösteren insan ve nesneleri siluet halinde, gölgeler halinde tasarladık. Gölgeyle anlatmayı endüstriden gelen arkadaĢlarım yadırgayabilir; sanırım üniversite mensubu arkadaĢlarım ve akademisyenler ya da iletiĢimciler bu görselleĢtirme yöntemini hemen yerli yerine koyacaklardır: karĢıtlık kurarak vurgulamak, önemli olanı fark etmek, ayırt etmek gibi. Ana konuyu gölge ile ifade etmemiz, arka plandaki tüm karıĢıklığa rağmen dikkat çekilmek istenen kural veya nesneleri net olarak ama alıĢılmadık biçimde göstermemizi kolaylaĢtırdı. Mekânsal konumlandırma, hareket eden insan ve araçların gölgelerinin arasına rengi ve dokusuyla gerçek bir nesnenin konulması ile ayrıĢtırma ve karĢıtlık kurarak vurgulama olanağı sağladı. Gölgeyle anlatım aynı zamanda evrensel bir dil yarattı; sözlü anlatımda da “yapma, yürüme, ayrılma, sakın park etme” gibi kelimeleri kullanmaktan kaçındık. Dolayısıyla bu görsellikle beraber aslında kuralların uyulmadığı zaman ne kadar dehĢet uyandıracak bir sonuç oluĢturacağını kavratmaya çalıĢtık. Film hedef kitlemiz üzerinde son derece olumlu sonuçlar yarattı. Bu filmin hazırlık ve yapım sürecinde, iĢ sağlığı ve güvenliği konusunda hangi tarafları toplayarak, nasıl bir danıĢmanlıkla ve nasıl bir bilgi paylaĢımıyla insanları bazı Ģeylerden nasıl alıkoyabileceğimizi öğrendik. Doğru bir danıĢmanlık Ģirketi ile eĢ zamanlı olarak bir üniversiteden güncel iletiĢimin dil ve yöntemlerini aldığınız takdirde baĢarı oranınız yükseliyor. Filmimiz sadece rafinerilerimizde iĢlevini yerine getirmekle sınırlı kalmadı; 2011 yılı sonbaharında düzenlenen 19. Dünya ĠĢ Sağlığı Güvenliği Kongresi‟nde ödül de aldı. Son bir Ģey söylemek istiyorum: Her Haziran ayının ilk haftası ĠĢ Güvenliği ve ĠĢçi Sağlığı Haftası, bütün endüstriyel kuruluĢlarda biliyorsunuz farkındalık oluĢturmak için bir dizi etkinliklerle yürütülür. Yönetimin taahhüdü bu anlamda çok değerlidir. Biz bunu deneyimledik ve sonuç aldık. 36 Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi Seval KIZILCAN Dikkatiniz için teĢekkür ediyorum. Sorularınız varsa da cevaplamak isterim. TeĢekkürler. Kaynaklar: http://www.tupras.com.tr/detailpage.tr.php?lPageID=6245 37 Tematik Dergi: ÖNLEM Onur Gökulu Editör, Önlem Dergisi [email protected], [email protected] Özet: Bu bildiride Önlem dergisinin çıkıĢ süreci ve yayın hayatına iliĢkin bilgiler verilecektir. 7 yıldır yayınlanan Önlem dergisinin, iĢçi sağlığı ve güvenliği alanındaki sorunların konuĢulması, tartıĢılması, bu sorunlara çözümler sunulması için bir platform oluĢturmak üzere, kamu, meslek insanları, akademisyenler arasında bilgi paylaĢımını artırmak için yayınladığı sayılardan örnek içerikler ele alınarak yayın ilkelerine ve çalıĢmalarına iliĢkin bilgiler sunulacaktır. Anahtar kelimeler: Önlem Dergisi, İSG Dergisi, tematik dergi 38 Onur GÖKULU . Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Tematik Dergi: Önlemi Ben de öncelikle sempozyuma emeği geçen herkese çok teĢekkür ederim. Çok önemli bir alana değiniliyor. Umarım ilerleyen yıllarda da devamı gelir; 10.‟su, 15.‟si 50.‟si yapılır. Dün 28 Nisan‟dı. Ülkemizde pek hatırlanmıyor ya da kabul edilmiyor ama bu tarih İş Kazalarında Ölenleri Anma Günü diye geçer. Sunumuma iĢ kazalarında, daha doğrusu kiĢisel olarak tercih ettiğim biçimiyle iĢ cinayetlerinde hayatını kaybeden herkesi saygıyla anarak baĢlamak istiyorum. Önlem dergisi nasıl çıktı? Bu iĢin tartıĢmaları 2007 yılında baĢladı. Bilindiği gibi, iĢ sağlığı ve güvenliği alanı çok disiplinli, karmaĢık yapılı, her Ģeyin her gün değiĢtiği bir alan. 2007-2008 yıllarında bilgiye ulaĢmak Ģimdiye oranla çok daha zordu. Ancak bu yıllar ĠSG alanında çalıĢan ya da bu alana gönül vermiĢ olan kiĢilerin ortaya çıktığı, devlet eliyle de tanımlanan değiĢimin baĢladığı yıllardı. Türkiye‟de iĢ sağlığı ve güvenliği alanı anlayıĢının temellerinin, tohumlarının atıldığı bir dönemdi. Dolayısıyla gerek bu çok disiplinli ve karmaĢık yapısı, gerek günden güne geliĢim göstermesi, gerek stratejik ve dinamik bir alan olması sebebiyle insanların alanda neler olup bittiğini takip etmesi gerekiyordu. Bu değiĢim yaĢanırken tabii ki birçok sorun vardı alanda. Bu sorunların konuĢulması, tartıĢılması, belki bu sorunlara çözümler sunulması gerekiyordu. ĠĢte, Önlem dergisinin çıkıĢı bu döneme denk geliyor. Dergi, bahsettiğim bu dertlere derman olma yolunda ufak bir katkı olabilir mi anlayıĢıyla çıktı. Sempozyumda da aramızda olan pek çok köĢe yazarımız, danıĢma kurulu üyemizle yapılan tartıĢmalar, alanda çalıĢan insanlardan gelen geribildirimler doğrultusunda dergimizin isminin Önlem olması kararlaĢtırıldı. Neden Önlem ismi? Malumunuz bu alanda hep söylediğimiz gibi, asıl olan Ģey “önlemek” dedik; bir Ģey olmadan önce bunu görmek, olabilecek Ģeylerin önüne geçmek... Yani ĠĢ sağlığı ve güvenliği alanında önleme kültürünü yaratma, yerleĢtirme, insanların kafasına girebilme hedefiyle bu ada karar verildi. ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği alanına dair Ģu an bile Türkçe kaynak bulmak çok zor, çok sıkıntılı. Derginin yayınlandığı ilk yılları düĢünürseniz, 7 yıl önce bu durum çok daha sıkıntılıydı. Ġnternet üzerinde haberleĢme öbekleri daha yeni yeni kuruluyordu. O mecra daha oturmamıĢtı. Dergimiz böyle bir boĢlukta, devletten hükümet yetkililerine, bakanlık yetkililerinden iĢin profesyonellerine, akademisyenlerden bu iĢin öznesi olan çalıĢanlara kadar alandaki paydaĢları bir platformda buluĢturmak, onların birbirleriyle iletiĢimini sağlamak, onların birbirinden öğrenecekleri bir Ģeyleri hazırlamak adına çıkmıĢ oldu. Gerçekten bilgiyi bir değer olarak yerleĢtirmek bu alanda çok önemliydi. Görüyorsunuz son zamanlarda iĢ sağlığı ve güvenliği alanı bir cazibe merkezi haline geldi. ġu sıralarda sanırım yüz binden fazla uzman ve sağlık personeli bu anlamda çalıĢmaya baĢladı. Bildiğiniz gibi; bilgiyi yaratmak, bilgiyi üretmek yerine hazır olanı kullanma eğilimi çok 39 Onur GÖKULU Sağlık ve Güvenlikte Mecraları /Dergimiz Tematik Dergi: Önlemi belirgin. Eskidenİletişim de böyleydi. bunu değiĢtirmeye bir araç olsun, insanların bilgi eksiğini kapatması için bu dergi iĢlevsel olsun istedik. Tabii sadece iĢ sağlığı ve güvenliği değil, yanında biz tüm ilk yardım güvenliği, acil durum yönetimi, risk yönetimi ve çevre yönetiminin de bu meseleyle bir bağı olduğunu; hepsini bir arada bütüncül bir yaklaĢımla konuları ele almak gerektiğine inanarak; birbirinden bağımsız alanlar olmadığını düĢünerek değiĢik konulara yer verdik. Özellikle tarafsız ve bağımsız bir bakıĢ açısı tutturmaya çalıĢtık. KuĢkusuz alanda yaĢanan sorunlara bazen çok tarafsız kalamıyorsunuz ama yine de alandaki bütün paydaĢların sesini oraya taĢımaya çalıĢtık. 7 yıllık bir süre geçti. Bu süre içinde sektöre dair haberlere yer verdik. Sektördeki yeni ürün ve teknolojilerin neler olduğunu öğrenebildi insanlar. Bilimsel ve teknik makaleler sıkça yayınlandı. Gerçekten kaliteli makalelere yer verdik. Yurt dıĢı deneyim ve uygulamaların nasıl olduğuna bakmaya çalıĢtık. Sektördeki firma ve kiĢilerin tanıtımı yapıldı. “Ustalara Saygı” diye köĢemizde, bu alana yıllarını vermiĢ, belki ben dünyada bile yokken bu iĢle meĢgul olmaya baĢlamıĢ, alanda kırk elli yılını doldurmuĢ, çok değerli katkılar yapmıĢ insanları bir Ģekilde yeni kuĢaklarla buluĢturduk. Onlarla söyleĢiler yaparak, yeni neslin onlara nasıl baktığını, hangi bakıĢ açısıyla baktığını anlatmaya çalıĢtık. KuĢaklar arasında iletiĢim yaratmak istedik. Gerçekten çok önemsediğim, kiĢisel olarak da çok Ģey kazandığım bir köĢe bu. Bu alanda yaĢanan etkinliklerin takvimi, sektördeki diğer önemli kiĢilerle söyleĢiler, web sitesi, kitap tanıtımları gibi birçok farklı köĢeye yer veriyoruz. Çok disiplinli bir alan olması nedeniyle hedef kitlemiz epeyce geniĢ: A‟dan Z‟ye iĢ güvenliği uzmanları, iĢ yeri hekimleri, öğrenciler, akademisyenler, itfaiyeciler, satın alma uzmanları, (bu çok önemli, satın alma uzmanlarının iĢ sağlığı ve güvenliğiyle ilgisi bilgisi olmadığı için en ucuzunu satın almaları firmalarda herkesin yaĢadığı bir sorun), insan kaynakları sorumluları, yöneticiler vb. Derginin ilk çıktığı yıllar Tuzla‟daki tersanelerin ve silikozis hastalığının gündemde olduğu yıllardı. SöyleĢilerle, günceli takip ederek alandaki paydaĢları bilgilendirmeye çalıĢtık. Bu alanda yapılan iĢlerin önünü açmak, teĢvik etmek ve kamuoyunca bilinmesini sağlamak için, bu yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz Altın Baret ödülünde, fotoğraf, akademik çalıĢma ve uygulama dallarında ödüller veriyoruz. Okur profiline baktığımız zaman bu hedef kitlelere hemen hemen ulaĢtığımızı görüyoruz. Coğrafi dağılıma baktığımız zaman tabii Marmara Bölgesi baĢta olmak üzere hemen hemen Türkiye‟nin bütün bölgelerine bir Ģekilde dergimiz ulaĢtı, ulaĢıyor. Ġlgilenen herkesin Altın Baret‟e baĢvurularını beklediğimizi hatırlatarak, beni dinlediğiniz için teĢekkür ediyorum. 40 “Traji-Trafikten BeĢeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi YeĢim Ayöz Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği Genel Sekreteri [email protected] Özet: 94.9 Açık Radyo‟da ÇarĢamba günleri her on beĢ günde bir saat 14:00 – 14:30 saatleri arasında YeĢim Ayöz, Kevser Üstündağ ve Ġdil IĢık‟ın hazırlayıp sunduğu Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programı yayınlanıyor. Bu bildiride Açık Radyo yapılanması ve Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programı hakkında bilgiler verilecektir. Programın konusu olan, Türkiye‟de gerçekleĢen trafik çarpıĢmaları, nedenleri, bunlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanmalar ile tüm kayıplar açısından atılması gereken adımlar konusunda görüĢler sunulacaktır. Programcı YeĢim Ayöz‟ün kardeĢi anısına 17 yıl önce kurduğu FEVR Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu Üyesi olan Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği‟nin çalıĢmalarından da söz edilecektir. Anahtar kelimeler: Traji Trafikten Beşeri Trafiğe, trafik çarpışmaları, Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği 41 Yeşim AYÖZ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi Merhaba, hepinize teĢekkür ediyorum. Sağlık ve Güvenlik ĠletiĢimi Sempozyumu‟nda bize yer verdiğiniz için ayrıca teĢekkür ediyorum. TrajiTrafikten Beşeri Trafiğe adlı radyo programını, hazırlayan ve sunanlar Ġdil IĢık, Kevser Üstündağ ve YeĢim Ayöz. Açık Radyo‟da yapıyoruz programımızı. Açık Radyo‟nun sloganı “Kainatın seslerine, renklerine ve titreşimlerine açık radyo.” Öncelikle radyo hakkında biraz bilgi vermek istiyorum size. 1995‟te yayına geçti, bölgesel bir radyo olarak. Hepiniz duymuĢsunuzdur mutlaka. 92 ortaklı bir anonim Ģirket. Kar amacı gütmüyor. Yayına baĢlayalı yaklaĢık 20 yıl oldu ama hâlâ bu radyoya alternatif bir medya kuruluĢu oluĢmadı. Bizim radyo, biraz böyle, bu salondaki atmosfer gibi sıcak ve samimi bir ortamdır. Çok rahattır, insanlar kendilerini evlerinde hissederler. BaĢka radyoya konuk olarak gittiğim zaman kendimi çok rahatsız hissediyorum çünkü oralar çok teknolojik oluyor. Hâlbuki bizde öyle bir Ģey yok. Herkes gönüllülük esasına göre program yapıyor. Radyonun kuruluĢu sırasında ortaklara hisse senedi olarak da Abidin Dino‟nun tuğraları verilmiĢtir. Tuğraların arkasında da “Özgür, bağımsız, demokratik, haysiyetli, duyarlı ve sıra dışı bir radyo kurma projesini 1995’te verdiğimiz desteğin Türkiye’de yeni projelere örnek olması dileğiyle” yazılmıĢtı Güzin Dino tarafından… Böyle bir örnek yok o tarihten beri. Demokratiktir, hukukun üstünlüğüne inanır Açık Radyo ve Açık Radyo programcıları ve onun dinleyicileri. Hiçbir kurum ve kuruluĢa bağlı değildir. Devletin bir yayın organı değildir. Haklar üzerine gider. Sivil toplum kuruluĢlarını destekler. Aktivistlerin sürekli duyurularını yaptığı bağımsız bir yayın organıdır. Belki de dünyadaki tek tük örneklerden biridir. Biz programa nasıl baĢladık, Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programı 13 yıldır yayınlanan ve trafiği her açıdan ele alan insan odaklı bir radyo programıdır. Programı, biraz önce de söylemiĢtim, Ġdil ve Kevser ile birlikte hazırlıyoruz ama programın öncüsü ve asıl annesi Ġdil IĢık‟tır. Çünkü 13 yıl önce baĢlamıĢ Ġdil programa. Sanırım Temmuz 2006 idi; Ġdil, Kevser ile ikimizi konuk etti programa. Biz çok programı beğendik ve o programdan bir daha ayrılmadık. YaklaĢık 7,5 yıldır Ġdil, Kevser ve ben programı götürüyoruz. Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programında daha çok duyarlı projelere yer verdik, duyarlı insanları örnek olarak iĢledik. Hepimizin problemi trafik, biliyorsunuz. Pek çok bileĢenden oluĢuyor ve ahtapota benzetiyorum ben bunu. Çünkü araçlar, yayalar, bisikletler, mağdurlar, yol kusurları, trafik çarpıĢmaları, kurumlar, karar vericiler, yasa koyucular, böyle uzayıp giden bir liste ve hiç kimse de sahiplenmiyor trafiği. Biz de her gün sabahtan akĢama kadar bu sorunu çekiyoruz, özellikle Ġstanbul‟da. Güvenlikse, trafik ortamında en çok eksikliğini duyduğumuz konu. Kevser ve ben programa katıldıktan sonra biraz daha psikolojik perspektifi ağırlıklı olarak kullanarak yaya eriĢimi ve mağdurları da içine aldık. Ġki akademisyen ve bir alaylı olarak programımızı devam ettirdik. 42 Yeşim AYÖZ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi Kazalarda zararların tazmini mümkün, araçların yedek parçası var ama ne yazık ki insanların yok. Aynı Ģekilde iĢ kazalarında da zarar gören araçların yedek parçası var ama insanın yedek parçası hiçbir zaman yok. Benim Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programına katılma hikâyem de böyle. Ben 9 Nisan 2006‟da kardeĢimi kaybettim Bağdat Caddesi‟nde karĢıdan karĢıya geçerken bir aracın çarpıp kaçması sonucunda. Sürücü daha sonra yakalandı. Kötü bir yargı dönemi geçirdim ve hâlâ yargıda açık kapı arıyorum. Bulduğum her kapıdan girip yeni bir dava açıyorum ama hakkını alamamıĢ trafik mağdurlarından biriyim ve bunun için uğraĢıyorum. Zaten bir kavramın baĢına veya sonuna mağdur kelimesi eklediğiniz zaman, hakların alınmasında çok ciddi sorunlar oluyor bu ülkede. Biz kardeĢimin adını verdiğimiz Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği‟ni kurduk. Bize ulaĢan mağdurlara gönüllü destek oluyoruz, rehabilitasyon dönemlerinde yardım ediyoruz. Haklarını, bu haklarına nasıl ulaĢacaklarını ve yasalar karĢısında nasıl haklı duruma geçeceklerini öğretmeye çalıĢıyoruz. Ġnsan yaĢamı engelli bir koĢu ve çok fazla engel çıkıyor karĢısına. Trafik çarpıĢmaları da bu engellerin en baĢında geliyor. Sorumsuzluk, dikkatsizlik ve duyarsızlık bazen yok sayıyor insanın hayatını, bazen sakat bırakıyor. Dünya genelinde yaklaĢık her yıl 1,3 Milyon kiĢi hayatını yollarda kaybediyor. Bunun kat be kat üstünde yaralanmalı çarpıĢmalar oluyor. Bizim ülkemizde de yılda 10 bin kiĢi yollarda hayatını kaybediyor. Emniyetin açıkladığı rakamlar genelde 3 Bin 800‟ler civarındadır. Fakat bu rakam sadece olay anında hayatını kaybedenleri kap-sıyor. Uzmanlar hastane ve daha sonra-sının takibi olduğu zaman bu rakamın en az üç katına ulaĢtığını söylüyor. Bu da çok ciddi bir terör. AteĢ düĢtüğü yeri yakıyor ama bu ateĢ hepimizi yakabilir. Güvenlik, trafikte çok önemli. 45 yaĢ altı ölümlerin birinci nedeni. AfiĢimiz bu nedenle “O araba bana çarpmasaydı. Bugün 25. Yaşımı kutlayacaktım” diyor. Biz kaza demiyoruz. Çünkü kaza kelimesi baĢtan affetmeyi öngörüyor. Bu baĢtan affetmeyi öngören bir Ģeyde de kırmızı ıĢıkta geçerseniz birine çarpabilirsiniz, hızınızı arttırırsanız istenmeyen sonuç bulabilirsiniz ve birine çarpıp bırakırsanız yaĢam hakkını elinden alırsınız. O zaman kaza demenizin bir anlamı yok. Biz “çarpıĢma” kelimesini kullanıyoruz, “trafik çarpıĢması” diyoruz. Hızımızı azaltmak, çarpıĢma gerçekleĢtikten sonra çok zor; oysa hızımızın % 5 azaltılması, ölüm riskini % 30 azaltıyor. Aynı Ģekilde kask ve emniyet kemeri önlemleri de çok basit önlemler. 43 Yeşim AYÖZ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi Programımızla birlikte trafik konusunda pek çok Ģey yaptık. 2007‟de Otomobilsiz ġehirler Konferansı‟nı gerçekleĢtirdik. Pek çok aktivisti Türkiye‟de ağırladık. Eylülün 3. pazarı olan Otomobilsiz ġehirler Günü‟nü artık Ġstanbul‟da ve Türkiye‟de pek çok bölgede kutlamaya baĢladık. Aynı yıl Sokak Bizim diye bir aktivite yaptık. 2007‟den 2010 tarihine kadar her ayın bir pazarı bir sokağı araçlardan arındırdık. Hem çarpıĢmalara dikkat çektik hem insanların araçsız ne kadar mutlu olacaklarını gösterdik. Sokakları boyadık. Oraya piknik alanları getirdik. Ġlk yaptığımız nokta Abdi Ġpekçi Caddesi‟ydi ve Abdi Ġpekçi Caddesi Ģu an trafikten arınmıĢ vaziyette. ġimdi Kevser‟ler bunu Sinop‟ta yapmaya baĢladılar. Biraz önce Onur Gökulu‟nun belirttiği gibi, dün (28 Nisan) ĠĢ Kazalarında Ölenleri Anma günüydü. Kasım‟ın 3. pazarı da Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü‟dür. 2007‟den itibaren her yıl Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü‟ne baĢladık. Bizle beraber artık pek çok kurum da bu anma gününde mesajlar yayınlamaya baĢladı. Pek çok etkinlik yaptık. Geçen sene bir trafik mağdurları konferansı yaptık. Yine mağdurların yaĢamında adalet, mağdur ve adalet birbiriyle çok örtüĢen bir kelimeydi. Ve 7,5 yıldır büyük bir keyifle, heyecanla yapıyoruz radyodaki programı. Bu sorunların çözümlerine katkı sağlamaya çalıĢtığımız, yaĢadığımız deneyimleri paylaĢtığımız, bu radyo programını yapan ekibin parçası olduğumuz için çok mutluyum. TeĢekkür ediyorum, dinlediğiniz için. 44 ÇalıĢma YaĢamı ve Fotoğraf Tufan Kartal DESAN Kalite Yönetim Sistemleri Müdürü tufankartal55@gmailcom Anahtar kelimeler: Fotoğraf, tersane, sağlık ve güvenlik Özet: Bu bildiride fotoğrafın zamanı durduran özelliği ve evrenselliği üzerinden çalıĢma yaĢamı dinamiklerini açıklamadaki gücü Tufan Kartal'ın tersanelerde çektiği fotoğraflar üzerinden tartıĢılacaktır. Fotoğraflar örtmeye, saklamaya, çarpıtmaya çalıĢılan her sözü yalancı kılabilir. Çünkü fotoğraf gerçeğin en çıplak halidir. 45 Tufan KARTAL Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf Sevgili misafirler, hoĢ geldiniz diyorum. Hepinizin aklında yemek var onu da biliyorum. Kısa tutacağım konuĢmamı. Bir özel sektör firmasında ĠSO 9001 Kalite Yönetim Sistemlerini yönetiyorum. Hobi olarak da fotoğrafla ilgileniyorum. Burada fotoğrafçı kimliğimle bulunuyorum. ĠletiĢim Fakültesi‟nde fotoğrafın, görselin önemini anlatmak, tereciye tere satmak gibi bir Ģey ama ufak bazı baĢlıklarla konuyu toparlayacağım. Fotoğrafların üzerinden konuĢarak gitmek isterdim ama zaman kısıtlı olacağı için fotoğrafların dijital bir sunumu hazırladım. Onu izleyeceğiz. Fotoğrafın önemini hepimiz biliyoruz. Fotoğraf öncelikle kalıcı, fotoğraf evrensel. Fotoğrafın karĢısına geçtiğimiz zaman istediğimiz kadar kalabiliyoruz, kısa veya uzun. Bize bağlı. Fotoğraf bizi içine çekiyor. Fotoğraf, aynı zamanda bir belge, tarihe not düĢme. Tarihe not düĢmüĢ olan fotoğraflardan birkaç tane de örnek vereceğim ki, hepiniz bunları biliyorsunuz. Bir tanesi iĢte Steve McCurry‟nin Afganlı Kız fotoğrafı. Sanıyorum bilmeyeniz yok. Yine Alberto Korda‟nın Che portresi. Gerçi artık popüler kültürde her yere, bardaktan çanak çömleğe kadar vurgu yapan, fotoğrafın gücünü gösteren örneklerden biri. Yine Kevin Carter‟ın Sudan‟daki açlık fotoğrafını gösteren, yemek kampına giden kız ve arkasında bekleyen akbaba fotoğrafı. Ki bu fotoğrafı çektikten üç ay sonra Kevin Carter‟ı kıza yardım etmediği için eleĢtirdiler; sanıyorum daha sonra vicdan azabından intihar etmiĢtir. Bunların örnekleri daha çoğaltılabilir. Çin‟deki olaylar sırasında tankların önünde duran isyancı asi, ne bileyim Napal bombasından çıplak kaçan Japon kızın fotoğrafı. Böyle çok örnekler var. Bizden de örnekler var. Hepimiz Gezi Parkı direniĢini yaĢadık. Burada çok kötü sonuçlar doğuran olaylar oldu. Ölümler oldu ama aklımızda kalan orantısız Ģiddeti anlatan argümanlardan biri ellerini açarak tomanın karĢısında suda duran siyahlı kadın veya Osman Örsal‟ın kırmızılı 46 Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf Tufan KARTAL kadın fotoğrafı herkesin zihninde. Açıkçası fotoğraflar örtmeye, saklamaya, çarpıtmaya çalıĢan her sözü yalancı kılar. Gerçeğin en çıplak resmidir. ġimdi gösterimize baĢlayabiliriz: 47 Tufan KARTAL Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf 48 3. Oturum Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları Moderatör: Öğr. Gör. Elif SUNGUR Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Kurumsal Sosyal Sorumulukta Rol Model Olmak: “Trafikte Sorumluluk Hareketi” Mahmut SİPAHİ İletişim ve Müşteri Tecrübesi Yönetmeni “Trafikte Gençlik Hareketi”: Gençler Arasında Trafik Güvenliği Bilincinin Artırılması Lerzan MORAL Goodyear Kurumsal İletişim Müdürü 49 Kurumsal Sosyal Sorumlulukta Rol Model Olmak: Trafikte Sorumluluk Hareketi Mahmut Sipahi İletişim ve Müşteri Tecrübesi Yönetmeni [email protected] Özet: Karayolu trafiğinde yaĢanan sorunlar, bütün dünyanın gündeminde ve önlem alınmadığı takdirde, insanlığı tehdit edecek boyutta. Öyle ki, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2010 yılında, tüm dünyada 1,3 milyon insan hayatını karayollarında kaybederken, trafik çarpıĢmaları tüm ölüm nedenleri arasında 9. sırada yer alıyordu. Hiçbir Ģey yapılmaması hâlinde, trafik çarpıĢmalarının 2030 yılında ölüm nedenleri arasında 5. sıraya yükseleceği öngörülmüĢtür. Türkiye de, gerek trafik çarpıĢması sayısı, gerekse bunlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanmalar ile maddi kayıplar açısından ciddi adımların atılması gereken ülkeler arasında yer alıyor. TÜVTÜRK, araç muayenesi alanında faaliyet gösteriyor. 2009 yılından beri Türkiye‟deki araç muayene sistemini devralan ve ciddi yatırımlarla büyük iyileĢme ve geliĢme sağlayan TÜVTÜRK, araç muayenesinin trafik güvenliğine katkısını artırmak amacıyla, kurumsal geliĢimi stratejik ve kurumsal bir hedef olarak benimsemiĢtir. TÜVTÜRK, kurumsal faaliyetlerinin trafik güvenliğine katkıda bulunmasının yanında, trafik güvenliği konusunda toplumsal algı ve farkındalığı geliĢtirmeyi de kurumsal sosyal sorumluluk anlayıĢına dahil ediyor. Bu anlayıĢ doğrultusunda, Mayıs 2010‟da, UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığının önderliğinde, çok sayıda paydaĢ kuruluĢla iĢ birliği içinde, Trafikte Sorumluluk Hareketi projesini hayata geçirdi. 4 yıldır devam eden proje çerçevesinde, belirlenen özel hedef gruplarına, özel olarak geliĢtirilen alt projelerle ulaĢılmıĢtır. Can Dostları Hareketi‟yle ilkokul öğrencilerine, Trafikte Gençlik Hareketi‟yle lise öğrencilerine, Sorumlu VatandaĢ Hareketi‟yle halk eğitimi merkezi kursiyerlerine, Güvenli TaĢıt Hareketi‟yle halka, trafik güvenliği ve bireysel sorumluluklar konulu eğitimler ve etkinliklerle ulaĢılmıĢtır. Geleneksel yaklaĢımdan uzak ve genel anlamda güvenlik olgusu ile bireysel sorumlulukların vurgulandığı eğitim ve etkinlikler, benzerlerinden ayrıĢıyor. Anahtar kelimeler: Kurumsal sosyal sorumluluk, trafik güvenliği, rol model olmak 50 Mahmut SİPAHİ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi Herkese merhabalar. Öncelikle davet ettiğiniz için çok teĢekkür ederiz. Kısaca TÜVTÜRK‟ten ve kurumsal sosyal sorumluluk projemiz olan Trafikte Sorumluluk Hareketi‟nden bahsediyor olacağım size. TÜVTÜRK, araç sahibi olan birçok kiĢinin aĢina olduğu bir kurum. Binek aracı olan herkes, iki yılda bir araçlarını muayeneye getiriyor. Türkiye‟de araç muayene hizmetini eskiden Karayolları Genel Müdürlüğü veriyordu, bu hizmet artık özelleĢti; 2008‟den beri bu hizmeti veren tek kurum TÜVTÜRK. Ama biz sadece araç muayene iĢindeyiz demiyoruz. Vizyonumuz; trafik ve araç güvenliği konularında, bağımsız ve yetkin bir otorite örneği olarak kabul edilmektir. Bu anlamda da misyonumuz; ülkenin tamamına ulaĢan hizmet ağı ve uzman insan kaynağıyla, uluslararası deneyimlerden beslenen teknik birikimini paylaĢmak ve araçlara yönelik çok yönlü hizmetler sunarak, Türkiye‟de yol güvenliğini arttırmak; bu doğrultuda müĢterilerimize, yatırımcılarımıza, çalıĢanlarımıza, iĢ ortaklarımıza ve tüm Türkiye‟ye değer katarak büyümektir. Türkiye‟nin 81 ilinde, 273 araç muayenesi istasyonuyla hizmet veriyoruz. Yıllık muayene adedimiz, muayene tekrarlarıyla beraber yaklaĢık 10 milyon. Neredeyse 10 milyon tekil müĢteriye hizmet etmekteyiz bir yıl içerisinde. Gelen araçların %36,5‟i, bir baĢka deyiĢle gelen her on araçtan üçü maalesef muayeneden kalmaktadır. Bu da araç güvenliği ve trafik güvenliği anlamında ne kadar önemli bir iĢ yaptığımızın bir göstergesi sayılabilir. Çünkü bu kalan araçların yaklaĢık %98‟i muayene tekrarında bu kusurlarını gidermiĢ olarak trafiğe güvenli bir Ģekilde çıkmaktadır. Bu anlamda 6 yılda, yaklaĢık olarak on bir milyona yakın aracı güvenli bir Ģekilde trafiğe tekrar soktuğumuzu söyleyebiliriz. ÇarpıĢmaların yaklaĢık %5‟i araç kaynaklıdır. Araç güvenliği bu anlamda çok önemli. Peki, neden Trafikte Sorumluluk Hareketi? Vizyonumuz sadece araçların daha güvenli seyretmesi değil. Trafik güvenliğine, araç güvenliğine bir katkı sağlamaktır. Burada birçok bileĢen var. Biliyorsunuz ki trafikte yol önemli, insan önemli, bir de araç önemli. Misyonumuzu gerçekleĢtirirken Ģu an sadece araç güvenliğiyle ilgili bazı çalıĢmalarımız mevcut ama vizyonumuza ulaĢmak için ekstra gayretler göstermemiz, daha farklı çalıĢmalar yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla, faaliyet alanımızda vizyonumuza ulaĢmak için, bu anlamda biraz daha değer katabilecek, özellikle insanı içine alacak bazı çalıĢmalarla bu vizyonumuza ulaĢmak yönünde çaba sarf ediyoruz. Trafikte Sorumluluk Hareketi de bu çabamızın en önde geleni. Ġkincisi, TÜVTÜRK olarak baktığımızda aslında zorunlu bir hizmet veriyoruz. Yasal yaptırımlar olduğundan, her araç mutlaka bizim istasyonumuza gelmek zorunda. Tek firma olmamıza ve rekabet olmamasına rağmen %30 muayene kaçağı var; yani on araçtan üçü muayeneye hiç gelmiyor. Geç gelenler, muayenesini zamanında yaptırmayanlar var ve yaklaĢık %42‟lik bir muayene tekrarı oranımız var. Yılda yaklaĢık 10 milyon civarında 51 Mahmut SİPAHİ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi müĢteriye hizmet verdiğimiz için, TÜVTÜRK olarak iletiĢimden kaçınmamız söz konusu bile olamaz. Muayene kaçağını daha az rakamlara, Avrupa standartları seviyesine indirmek için sadece yaptığımız faaliyetle değil, diğer iletiĢim çalıĢmalarıyla bu insanlara ulaĢmanın yollarını aramaktayız. Bir baĢka iletiĢim çabamız da bu araç muayene algısıyla ilgili; olumsuz ya da daha doğru bir deyiĢle “soğuk” algıyı biraz kırabilmek. Bu zorunlu hizmet sırasında bir aracın yaklaĢık iki yüz noktasına bakıyoruz, kontrol ediyoruz. ĠĢin ucunda ceza var. Ve dolayısıyla tüm bunlar bir araya geldiğinde TÜVTÜRK marka algısında biraz mesafeli bir duruĢ söz konusu. Trafikte Sorumluluk Hareketi‟ni, bu mesafeyi kırabilmek, yaptığımız iĢin önemini ve nihai amacını daha çok kiĢiye anlatmak amacıyla etkin bir Ģekilde kullanmaya çalıĢıyoruz. Bir diğer amacımız ve gayretimiz de paydaĢ iliĢkisi. Ġkinci oturumda YeĢim Hanım‟ın belirttiği çok önemli bir konu vardı; bu konu, trafikle ilgili tek bir muhatabın olmaması. Ülkemizde çok fazla kurum ve kuruluĢ trafikle ilgili çaba içinde ancak bunları tek bir çatı altında toplayan bir kurum ya da kuruluĢ yok. Bizim araç sahipleri ve ilgili kurumlarla bu iletiĢimi, etkileĢimi arttırmak için paydaĢ iliĢkisi kavramı içerisinde çeĢitli iletiĢim çalıĢmalarımız var. Biraz sonra Trafikte Sorumluluk Hareketi‟nin paydaĢ yapısından bahsedeceğim ve bu noktaya iliĢkin biraz daha fazla ayrıntı vereceğim. Bir diğer konu da değer temelli pazarlama. GeliĢen teknoloji ve iletiĢim nedeniyle artık piyasadaki rakip ürünler-hizmetler neredeyse birbiriyle eĢitlenmeye baĢladı. Dolayısıyla bir marka olarak fark yaratabilmek için, yaptığınız iĢe değer katmanız gerekiyor. MüĢterilerin sadece aklına değil, zihnine ve ruhuna da hitap etmeniz gerekiyor. Örneğin, piyasada çok sayıda kozmetik markası var ve hemen hemen hepsinin teknolojileri birbirleri ile aynı, fiyatları bile neredeyse aynı. Fakat bazı firmalar hayvanlarda test yapmayarak veya çevreye daha az zararlı girdiler kullanarak kendilerini piyasadaki rakiplerinden ayrıĢtırabiliyorlar; müĢterilerine değer katabilecek kavramlar, söylemler geliĢtiriyorlar. Biz de TÜVTÜRK olarak hem misyonumuzun ötesinde, daha ulvi bir amaca hizmet edebilmek, hem de markamıza bu tarz bir değer katabilmek amacıyla Trafikte Sorumluluk Hareketi projesini baĢlattık. ġimdi projemiz hakkında ayrıntılara yer vereceğim. Amacımız; trafik güvenliği konusunda bilinç oluĢturabilmek için, kurumsal sosyal sorumluluk odağında eğitim ve iletiĢim çalıĢmaları sürdürmek; trafik güvenliği ve bireysel sorumluluklar konularında farkındalık yaratmak, sürdürülebilir çözümler üretebilmek ve paydaĢlarla iĢ birliği sağlamak. 2010 yılında yola çıktık. Ġmtiyaz sahibimiz UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı; o zamanki Bakan Sayın Binali Yıldırım‟ın öncülüğünde, bu projeyi baĢlattık. Ġlk yaptığımız Ģey ihtiyaç analiziydi. Bir pazar araĢtırması yaptık; birçok kiĢiyle derinlemesine görüĢmeler yaparak ihtiyaç ve mevcut durum analizi yapmaya çalıĢtık. Çıkardığımız en büyük sonuç Ģuydu: “Trafikte diğer sürücülerden daha sorumlu davrandığınızı düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcılardan %98,5 oranında “evet” cevabı geldi. Yani aslında hepimiz kendimizi bu trafik sorunundan biraz soyutlamıĢ durumdayız. Hep dıĢarıya, dıĢ etkenlere rol biçmekte; konunun hep bizim dıĢımızda olduğunu düĢünmekteyiz. Ya yola suç buluyoruz, ya araca ya da baĢkalarına; hatta var olmayan bir trafik canavarına suç 52 Mahmut SİPAHİ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi buluyoruz. Fakat iĢin temeline indiğimiz zaman, aslında hepimizin bireysel sorumluluk alarak ilerlememiz gerektiğini, asıl problemin bu olduğunu gördük ve dolayısıyla odağımıza bireysel sorumluluğu aldık. Bu bireysel sorumluluk kapsamında da eğitim faaliyetleri, daha çok insana ulaĢabilmek amaçlı saha etkinlikleri ve bazı iletiĢim çalıĢmalarını baĢlattık. Sürdürülebilir çözümler için paydaĢ katılımını ve etkileĢimini temel aldık. Yukarıda da belirttiğim gibi, çok sayıda kurum ve kuruluĢ trafikte sorumluluk sahibi. UlaĢtırma, Denizcilik HaberleĢme Bakanlığı da sorumluluk sahibi, ĠçiĢleri Bakanlığı da. STK‟lar, üniversiteler, belediyeler, bunların hepsi trafikle ilgili hem fikri hem de eylemi söz konusu olan kurum ve kuruluĢlar. Dolayısıyla, paydaĢ yapısını biraz daha geniĢ tutacak ve etkileĢimi arttıracak bir çaba içine girdik. Trafikte Sorumluluk Hareketi‟nde koordinatörümüz UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı. TÜVTÜRK iĢin yönetim ve finansal kaynak kısmını gerçekleĢtiriyor. Bazı kamu paydaĢlarımız, özel hedef gruplarımız ve tüm halka hitap edecek iletiĢim çalıĢmalarımız var. TÜVTÜRK olarak finansal kaynak, insan kaynağı, bilgi birikimi, mesai ve yönetim desteği sağlıyoruz. UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı koordinasyon ve yönetimin yanı sıra, insan kaynağı ve bilgi birikimini paylaĢıyor. Birçok gönüllümüz var; bunlar iletiĢim çalıĢmalarının hepsinde bize destek oluyor. Diğer paydaĢlarımız, örneğin Goodyear firması var, bu paydaĢlarımızın da hem bilgi birikiminden, hem insan kaynağından etkin bir Ģekilde faydalanıyoruz. Sürdürebilirliğimizi arttırmak amacıyla paydaĢ yapısını ve organizasyon-yönetim aĢamasını biraz daha tabana yayacak ve farklı üçüncü parti kurumları da içine alacak çalıĢmalarımız mevcut. Yaratıcılık ve içerik oluĢturmada profesyonel ajanslardan yararlanıyoruz. Proje modelimiz Ģöyle: Her yıl bir veya iki defa paydaĢ toplantıları yaparak hem geçmiĢ yılların değerlendirmesini yapıyor hem de önümüzdeki yıllara yönelik eylem planını çıkartıyoruz. 53 Mahmut SİPAHİ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi Trafikte Sorumluluk Hareketi bir çatı proje. Bu çatı projenin altında, hedef kitlelere göre ayrıĢtırdığımız alt projeler bulunuyor. UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ile birlikte yürüttüğümüz Can Dostları Hareketi; keza, yine UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü ve Goodyear‟la birlikte yürüttüğümüz Trafikte Gençlik Hareketi iki ayrı alt projemiz. Ayrıca, tamamlanmıĢ iki alt projemiz daha var. Bunlar Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile ortaklaĢa yürüttüğümüz Sorumlu VatandaĢ Hareketi ve TġOF ile beraber yürüttüğümüz Güvenli TaĢıt Hareketi alt projeleriydi. Sorumlu VatandaĢ Hareketi‟nde özellikle Halk Eğitim Merkezi kursiyerleri ve öğretmenleri ile halkı hedeflemiĢken, Güvenli TaĢıt Hareketi‟nde daha çok ticari araç Ģoförlerini hedef almıĢtık. Göz bebeğimiz dediğimiz Can Dostları Hareketi ise ilkokul 4. sınıf öğrencilerine, velilere ve öğretmenlere yönelik bir eğitim projemiz. Her sene öğretmenlere yönelik eğitim semineri gerçekleĢtiriyoruz. Seçilen 10 veya 12 ilden yaklaĢık 100 okuldan öğretmenleri bir araya getiriyoruz ve onlara yıl içerisinde gerçekleĢtirecekleri trafik eğitimleriyle ilgili seminer veriyoruz. Öğretmenler daha sonra öğrencilerine ve velilere yönelik eğitim, okul servis Ģoförlerine yönelik iletiĢim çalıĢmaları yürütüyorlar ve bizim faaliyetlerimizi tabana doğru yayıyorlar. Burada sınıf içi ve sınıf dıĢı uygulamaların yanı sıra Can Dostları Hareketi internet sitemizle çalıĢmalarımızı destekliyoruz. Goodyear ile beraber yaptığımız Trafikte Gençlik Hareketi‟nin ayrıntılarını birazdan Lerzan Hanım aktaracak. Bu projede lise öğrencilerini hedef alıyoruz. Burada da yine eğitim seminerleri ve tabana yayılan bir eğitim anlayıĢını sürdürüyoruz. Sorumlu VatandaĢ Hareketi, yaĢam döngüsünü tamamladı; çünkü hemen hemen her kente, birçok halk eğitim merkezine ulaĢtık Onlara da yine bir eğitim semineri, daha sonra kursiyer ve usta öğreticilerine ulaĢtığımız bir eğitim programı tasarlamıĢtık. Bunun yanında diğer kurslara katılan halka da ulaĢmayı amaçlamıĢtık. 54 Mahmut SİPAHİ Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi Bunların haricinde Sorumlu Vatandaş Hareketi kapsamında üniversite öğrencileri, Ģirket çalıĢanları ve bizim kendi müĢterilerimize yönelik birçok iletiĢim çalıĢması da gerçekleĢtirdik. Güvenli Taşıt Hareketi alt projemizi iki kanalda yürüttük. Öncelikle saha etkinlikleri gerçekleĢtirdik. Trafik güvenlik tırımız 37 ili gezdi. ġehirlerin en büyük ve en kalabalık meydanlarında bu tırdaki görevlilerimiz halkla doğrudan etkileĢim içine girdi. Halkın trafikle ilgili konuları deneyimleyerek öğrenmelerini sağlayan bazı programlar geliĢtirdik Örneğin emniyet kemerinin önemini gösteren simülatörümüzle, saatte 5 kilometre hızla giden bir aracın takla atması durumunda ne ile karĢılaĢacağını gösterdik. Bu simülasyonu pek çok kiĢinin deneyimlemesini sağladık. Yine TġOF ile beraber yaptığımız eğitim toplantıları oldu. Burada da ağırlıklı olarak ticari araç Ģoförlerini hedef aldık ve bu kitleden birçok kiĢiye eğitim verdik. Tabii ki hedef kitleyi mümkün olduğu kadar geniĢ tutmaya çalıĢtık fakat biraz daha projenin sürdürülebilirliğini arttırmak, daha çok katılımcı, daha çok paydaĢ, daha çok finansör sağlamak amacıyla Trafikte Sorumluluk Platformu‟nu oluĢturduk. Bu platformda bizim paydaĢlarımızın haricinde özel sektörden veya resmi kurum ve kuruluĢlardan bazı paydaĢları yanımıza çekerek ortak bir dil oluĢturabilmek ve ortak çalıĢmalara imza atabilmek amacıyla bazı iletiĢim çalıĢmaları yaptık. Bunun en somut çıktısı Goodyear‟la yaptığımız Trafikte Gençlik Hareketi projesidir diyebiliriz. Biz projeye baĢladıktan iki yıl sonra, BirleĢmiĢ Milletler Yol Güvenliğinde Eylem On Yılı stratejisi doğrultusunda, BaĢbakanımız ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı‟nı bizzat açıkladı. Trafikte Sorumluluk Hareketi de bu planda yer aldı; uzun vadeli hedefler belirlendi. Ulusal eylem planındaki hedeflere ulaĢmak amacıyla Trafik Güvenliği Platformu kuruldu. Biz de, Trafikte Sorumluluk Platformu ve bu çatı altında geliĢtirilen Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu‟nu, çok daha fazla kurum ve kuruluĢu kapsayan bu giriĢimle bütünleĢtirdik. Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu 2013 yılında 18 büyük kurum tarafından imzalandı. Bunun haricinde de iletiĢim faaliyetlerimiz mevcut. Gönüllülerin katılımıyla bu konularla ilgili birçok film, kamu spotu çektik. Radyo spotları yayınladık. Neredeyse tüm halka ulaĢtığımızı söyleyebilirim. Kampanyamızın ilk çıkıĢ filmi bir kısa filmdi. Bu filmde metaforik bir anlatımla, bu acıların önüne geçebilmek için hepimizin bireysel anlamda sorumluluk alması gerektiğini anlatmaya çalıĢtık. Sosyal medyada çok aktifiz. Facebook‟ta yaklaĢık 53 bin, Twitter‟da da yaklaĢık 10 bin takipçimiz var. Yine bir referans site anlamında trafikhareketi.org sitemiz var. Milyonlarca Güvenli TaĢıt Kartı üretip dağıttık. Metrolarda çeĢitli uygulamalar yaptık. Sonuç olarak, doğrudan eğitimlerle ve birebir etkileĢimle yaklaĢık 900 bin kiĢiye, iletiĢim çalıĢmalarıyla da 3 milyon kiĢiye ulaĢtık. Bizi davet edip dinlediğiniz için teĢekkür ediyor, esenlikler diliyorum. 55 Trafikte Gençlik Hareketi: Gençler Arasında Trafik Güvenliği Bilincinin Artırılması Lerzan Moral Goodyear Kurumsal İletişim Müdürü [email protected] Özet: Dünya Sağlık Örgütü tarafından derlenen verilere göre, 2010 yılında, tüm dünyada 1,3 milyon insan hayatını karayollarında kaybederken, trafik çarpıĢmaları, 15-29 yaĢ grubunda görülen ölümlerin nedenleri arasında birinci sırada yer alıyordu. Bu veriler, 30 yaĢ altı genç nüfusta yaĢanan can kayıplarını önlemek için alınması gereken önlemleri açık bir Ģekilde ortaya koyuyordu: trafiğe yeni çıkan gençlerde, trafik güvenliği konusunda farkındalığı ve bilinci geliĢtirmek. Bu gerçeklerden yola çıkan Goodyear, Türkiye‟de özellikle gençlerde trafik güvenliği ve bireysel sorumluluklar konusunda farkındalığı geliĢtirmek amacıyla, Millî Eğitim Bakanlığı, UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı ve TÜVTÜRK Araç Muayene Ġstasyonları‟yla iĢ birliği içinde, Trafikte Gençlik Hareketi‟ni 2012 yılında hayata geçirdi. Goodyear, projenin geliĢtirme ve uygulama süreçlerinde verimliliği artırmak amacıyla, projeyi 2010 yılından beri devam eden Trafikte Sorumluluk Hareketi isimli kurumsal sosyal sorumluluk projesinin Ģemsiyesi altında yapmayı seçti. Kurulan iĢ birliği, projenin kısa sürede hayata geçmesi ve baĢarılı sonuçlar elde etmesinde çok etkili oldu. Ġlk defa 2012 yılında hedef gruplarla buluĢan Trafikte Gençlik Hareketi‟yle, lise son sınıflarda zorunlu ders olarak programa dâhil edilen Trafik Güvenliği ve Ġlk Yardım dersi destekleniyor. Bu dersi verecek öğretmenlerin yetiĢebileceği bir yükseköğretim programı olmadığından, pilot okullarda bu dersi veren öğretmenlerin kapasitesinin geliĢtirilmesi, projenin birinci uygulama adımı oluyor. Eğitim seminerine katılan öğretmenler, trafik güvenliği konusunda kendilerini geliĢtirme fırsatı bulurken, projenin saha uygulamaları hakkında da bilgi ediniyorlar. Eğitim seminerine katılan öğretmenler, kendilerine verilen eğitim materyalleriyle, okullarındaki öğrencilerin velilerine, servis Ģoförlerine, trafik güvenliği ve bireysel sorumluluklar konusunda sunum yapıyorlar. Öğretmenler, öğrencilere yönelik uygulamalarda, özel olarak geliĢtirilen eğitim seti kullanılıyor. 10 örnek olay incelemesinden oluĢan set, hazırlık sürecinde öğrencilerle yapılan araĢtırmada belirlenen öğrenci ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verecek Ģekilde geliĢtirildi. Öğrencileri öğrenme sürecinin merkezine oturtan ve onların katılımını sağlayan bu yöntemle, liseli gençlere hitap eden bir eğitim fırsatı sunuluyor. Trafikte Gençlik Hareketi‟nin öne çıkan uygulamalarından biri, Trafik Olimpiyatları isimli yarıĢma. Liseli gençlerin, trafik güvenliği konusunda çevrelerinde gördükleri bir sorunun çözümüne yönelik bir iletiĢim kampanyası geliĢtirmesi öngörüsüyle tasarlanan Trafik Olimpiyatları‟nın birinci yılında, öğrencilerin kampanyalarını sahada uygulaması, proje ortakları açısından mutluluk verici sonuçlar doğurmuĢtur. Gençler, trafik güvenliğini artırmaya yönelik çabalarında ne kadar yaratıcı ve hevesli olabileceklerini ortaya koymuĢtur. Trafik Olimpiyatları‟nın birinci yılında alınan baĢarılı sonuçlar, yarıĢmanın ikinci yılında tüm Türkiye‟deki liselere açık hale getirilmesini sağlamıĢtır. 2012 yılından beri uygulanan Trafikte Gençlik Hareketi‟yle, 2 yılda 20 bin öğrenciye, 40 bin veliye, 1000 servis Ģoförüne doğrudan ulaĢılmıĢtır. Bunun yanında, Trafik Olimpiyatları yarıĢmasına katılan öğrencilerin tasarladıkları kampanyalarda ulaĢtıkları kiĢi sayısı, bunun kat be kat üstündedir. Anahtar kelimeler: Trafik güvenliği bilinci, gençler, kurumsal sosyal sorumluluk projesi 56 Lerzan MORAL Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi Merhabalar, öncelikle davetiniz için çok teĢekkür ederim. Buraya geldiğimde üniversite yıllarımı ve öğrenci olduğum zamanları, kampüs havasını ne kadar özlediğimi fark ettim. Aranızda öğrenciler de var, gördüğüm kadarıyla. Sevgili öğrenciler, bu yılların, bu zamanların kıymetini bilin. Bugün sizlere Goodyear ġirketi‟nin Türkiye‟de yürüttüğü kurumsal sosyal sorumluluk projesi olan Trafikte Gençlik Hareketi ile ilgili bilgi aktaracağım. Öncelikle Goodyear‟ın neden böyle bir projeye giriĢtiği, neden böyle bir proje geliĢtirdiği konusunda bilgiler aktarmak istiyorum. Goodyear Tire & Rubber Company 1898 yılında kurulmuĢ Amerikan menĢeli bir lastik firması ve sahip olduğu teknoloji ve inovasyon gücüyle, insan kaynağıyla, dünyanın lider lastik üreticilerinin baĢında geliyor. Ürünlerini piyasaya sürdüğü 185 ulusal pazar var. 5 kıtada, 22 ülkede 50 fabrikası, 69 binin üzerinde çalıĢanı var. Goodyear ġirketi yaptığı bütün faaliyetlerin, geliĢtirmeye çalıĢtığı bütün projelerin merkezine iĢ güvenliğini ve yol güvenliğini koyuyor. Projelerin bir kısmı küresel, bir kısmı bölgesel olabiliyor. Dolayısıyla biz de böyle düĢünen, böyle stratejileri olan bir Ģirket olarak Türkiye‟de yola çıkarken, içinde bulunduğumuz mevcut ortamı ve koĢulları değerlendirmek istedik. Trafikte Gençlik Hareketi projesi aslında bu noktadan çıktı. Yani hedefimiz, faaliyet gösterdiğimiz her pazarda olduğu gibi, yol güvenliğine odaklanan bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi geliĢtirmekti. Türkiye‟ye has, Türkiye‟nin ihtiyacı olan bir alana odaklanmayı hedefledik. Dünya Sağlık Örgütü‟nün raporuna göre yılda 1 milyon 250 binin üzerinde insan sadece trafik çarpıĢmalarından ötürü hayatını kaybediyor, 50 milyondan fazla insan yaralanıyor. Yine aynı rapora göre dünyadaki ölüm nedenleri sıralamasında trafik çarpıĢmaları dokuzuncu sırada. Yapılan bir öngörüye göre ise 2030 yılında bu neden, ne yazık ki beĢinci sıraya yükselecek. Aynı araĢtırmaya göre, 15-29 yaĢ grubunun ölüm nedenleri arasında trafik çarpıĢmaları birinci sırada. Bu yaĢ grubu her ulusun geleceğine yatırım yaptığı ve sahip olduğu en değerli kaynak. Bu ana ve haklı nedenden hareketle, özellikle gençlere yönelik olan, trafik güvenliği odaklı bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi geliĢtirmeyi amaçladık. Bu projeyi yapılandırma sürecinde, 2011 yılında, daha hemen yolun baĢında araĢtırmalara baĢladık. 2012 yılında hayata geçen projeyi yapılandırırken ortaöğretim öğrenci ve öğretmenlerine yönelik bir dizi odak grup araĢtırmaları yürüttük. Biz sadece ne anlatacağımızı değil, onu nasıl anlatacağımızı, hedef kitlemize göre nasıl bir dil, nasıl bir üslup kullanmamız gerektiğini araĢtırdık. Çünkü sadece yapmıĢ olmak için yapmak adına yola çıkmayı hedeflemedik. Buradaki en kritik noktamız, eğer bir yatırım yapıyorsak, bir zaman harcıyorsak, bunun sürdürülebilir olmasını sağlamak ve faydalarını ölçümleyebilir olmaktı. Bu araĢtırmalarda Maltepe Üniversitesi çatısı altında bulunan değerli hocalarım da yer aldı. 57 Lerzan MORAL Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi ÇalıĢmalardan elde ettiğimiz bulgular ıĢığında proje kapsamında yapılacak çalıĢmalar iki ana konuda yoğunlaĢtı. Bunlardan ilki; 12. sınıf Trafik ve Ġlk Yardım dersinin etkin Ģekilde iĢlenmesini sağlayacak araç ve yöntemlerin geliĢtirilmesi oldu. 2012-2013 eğitim öğretim yılı itibariyle bu dersi hayata geçirdik. Ġkincisi ise; seçtiğimiz ve gittiğimiz pilot okullarda, ortaöğretim öğrencilerinin rol olacağı Trafik Güvenliği ve Ġlk Yardım Kulüpleri‟nin iĢlevsel hale getirilmesiydi. Okulların çoğunda bu kulüpler yoktu; var olanlarda da bu kulüplerden aktif olarak faydalanılamıyordu. Dolayısıyla projeyi geliĢtirmeye baĢladığımızda iki odak alanımız bunlar oldu. Goodyear tarafından desteklenen Trafikte Gençlik Hareketi; ortaöğretim öğrencilerinin trafik güvenliği ve bireysel sorumluluklar konusunda farkındalığını geliĢtirmeyi amaçlayan bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak yapılandırıldı. Aslında çok büyük bir çatı projenin bir alt modülü olarak ve ortaöğretim öğrencilerini, velilerini, öğretmenleri, trafik güvenliği ve ilk yardım kulübü danıĢman öğretmenlerini ve o okulların servis Ģoförlerini hedefleyen bir proje olarak hayata geçti. Aslında hedefimiz tüm topluma ulaĢabilmek. Sadece bu dersle, yani 12. sınıf öğrencileriyle sınırlı kalmayıp kulüpler aracılığıyla 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine ve onların velilerine de ulaĢmaya çalıĢıyoruz. Amacımız; hedef kitleye, trafikte tehlike yaratmamak, tehlikelerden korunmak, sürücü, yaya, yolcu olarak trafik kurallarına uymak, trafikte duyarlı olmak ve en önemlisi de sorumlu davranmak konularında olumlu davranıĢ değiĢikliği kazandırmaktı. ĠĢ birliği içinde bulunduğumuz kurumlar UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü ve TÜVTÜRK Araç Muayene Ġstasyonları. 58 Lerzan MORAL Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi Projeyi hayata geçirirken örnek olay incelemesi yöntemini, yani öğrencilere öğrendikleri Ģeyi yaĢatarak öğrenmelerini sağlamayı hedefleyen bir model seçtik. Öğrencilerin sadece okuyup anlamalarını değil; öğrendiklerini davranıĢlarına yansıtabilmelerini sağlayacak bir model geliĢtirmeyi hedefledik. Bu yöntemle öğrenciler soyuttan çıkıp öğrendiklerini biraz daha pratiğe, uygulamaya dönüĢtürebileceklerdi. Öğrenciler bu sayede bağımsız düĢünme, orijinal fikir üretme ve bunu ortaya koyma ve tartıĢma özelliklerini de geliĢtiriyorlar. Öğrencilerin toplumsal duyarlılıklarını geliĢtirmeleri olanağı da bu sayede doğmuĢ oluyor. Projenin iĢleyiĢi Ģöyle: Ġlk adım, eğitici eğitimiyle; yani Trafik ve Ġlk Yardım dersini verecek öğretmenlerin eğitimiyle baĢlıyor. Sonra hem veliler için hem servis Ģoförleri için bilgilendirme toplantıları oluyor. Ama asıl önemli olan konu öğrencilere yönelik eğitimler. Bunlar iki koldan yürüyor; sınıf içi uygulamalar ve kulüp etkinlikleri. Sınıf içi uygulamalarda, örnek olay inceleme yöntemiyle 10 vaka inceledik. Sınıf içinde öğrencilerin katılımını sağlayarak trafik güvenliği, daha doğrusu yol güvenliği gibi ana konular hakkında bilgiler aktarıyor ve onların hem katılımcı yönlerini arttırmayı hem de uygulayarak, yaĢayarak öğrenmelerini sağlıyoruz. Toplantıların öncesinde testler uyguluyoruz ve sonrasında bilgilendirme toplantılarını takiben öğrencilerin öğrendiklerini teyit etmek ve ölçümlemek adına aynı testleri tekrar ediyoruz ve aradaki değiĢimi gözlemleyebiliyoruz. Zayıf olduğumuz yerleri, alanları da böylece tespit etmiĢ oluyoruz. Öğrencilere yönelik eğitimlerde Trafik ve Ġlk Yardım dersini destekleyen eğitim paketi on örnek olaydan oluĢuyor. Bu örnekler odak grup görüĢmeleri ve proje raporu kapsamında geliĢtirildi. Ortaöğretim Trafik ve Ġlk Yardım dersi öğretim programı kazanımlarına göre kurgulandı. Yöntem doğrultusunda, bir konuyla ilgi olarak karĢılaĢılan sorunlar neden-sonuç iliĢkisi içinde sınıf ortamında incelenerek çözümleniyor; böylece öğrencilerin konuyla ilgili bilgi beceri ve tutum kazanmasını sağlamak hedefleniyor. Benzer olaylarla karĢılaĢıldığında, daha hızlı ve etkin çözüm yolları bulmalarına yardımcı olmak için Ģekillendirildiler. Kulüpler vasıtası ile ise kullandığımız yöntem, Trafik Olimpiyatları adı altında, katılımcı okullardan öğrenci gruplarının iletiĢim kampanyası düzenlemesine iliĢkin yarıĢma. Trafik güvenliği ve ilk yardım kulübü etkinlikleri kapsamında, biz aslında hem yol güvenliği konusunda öğrencilerin farkındalığını arttırmayı, ama bir yandan da bunu yaparken onlara iletiĢim becerilerini de kazandırmayı hedefledik. Proje kapsamında Trafik Olimpiyatları adında trafik güvenliği konulu kampanya yarıĢması düzenliyoruz. Trafik Olimpiyatları‟nın ilkini, bir pilot uygulama olarak 2012-2013 eğitim yılında düzenlemiĢtik. Bu kadar güzel tepkiler alabileceğimizi açıkçası çok tahmin 59 Lerzan MORAL Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi etmemiĢtik. Çok ciddi, çok kapsamlı çalıĢmalar yaptı öğrenciler. Yapılan çalıĢmalar basında oldukça geniĢ biçimde yer aldı; TRT gibi ulusal kanallarda en çok izlenen saatlerde haber bile oldu. Bunlar tamamıyla öğrencilerin kendilerinin yaptığı, Trafik Olimpiyatları organizasyonu kapsamında gerçekleĢtirdiği faaliyetlerin bir sonucuydu; yani biz Goodyear olarak yapmadık bunları. Öğrenci kulüplerinin yaptığı etkinliklerden biri Ayyıldız Anadolu Lisesi‟nin Trafikte Ayyıldız Gençlik Hareketi‟ydi. Bu okulun yaptığı uygulama, kötü ya da olumsuzu göstermek yerine, olumlu olana odaklanmak üzerineydi. Yaya geçidi olan yerlerde yaya geçidini kullanan, üst geçitten geçilmesi gereken yerlerde bu kurallara uyan, kırmızı ıĢıkta duran kiĢilere teĢekkür belgesi dağıttılar. Ankara Pursaklar Ayyıldız Anadolu Lisesi Trafikte Ayyıldız Gençlik Hareketi isimli kampanyasıyla birinci oldu. Ġkinci olan proje ise Malatya Fatih Lisesi‟nin Fatih Trafik Hareketi isimli kampanyasıydı. Bu projemizi, uygun bulduğumuz bütün platformlarda ilgili paydaĢlarla paylaĢmayı hedefliyoruz. Ankara Mehmet Emin Resulzade Anadolu Lisesi de Sessiz Trafik isimli kampanyasıyla üçüncü oldu. 60 Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi Lerzan MORAL Trafik Olimpiyatları‟nda ilk üçe giren okullarımız, geçtiğimiz yıl dördüncüsü düzenlenen Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi‟nde projelerinin sunumlarını yaptılar, geliĢtirdikleri posterleri sergilediler. Böylece hem bu projede yer alan arkadaĢlarımızı takdir etmiĢ, desteklemiĢ oluyoruz; hem de ileride projemizde yer alacak yeni arkadaĢlarımızı, öğrencilerimizi de teĢvik etmiĢ oluyoruz. Aslında çok yeni bir projeyiz. ġu ana kadar iki yılda 20.000 öğrenciye ve 40.000 veliye doğrudan eriĢtik. Ama daha da önemli olan, örneklerini gösterdiğim iletiĢim çalıĢmalarıyla öğrencilerimizin projelerini çok daha geniĢ kitlelere kendilerinin ulaĢtırıyor olması… Dinlediğiniz için hepinize teĢekkür ederim. 61 4. Oturum Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Hakan AYTEKİN Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü Çelikkord’ta İş Sağlığı ve Güvenliği İletişimi Emine Yüksel POLAT Pirelli HSE ve Kalite Sistem Şefi Borçelik’te 10 Numara İşler Hakan USTA Borçelik Yönetim Sistemleri Müdürü Kordsa’da İSG Eğitimi Turan ŞAHİNER Kordsa Global İş Yeri Hekimi 62 Çelikkord’ta ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Emine Yüksel Polat Pirelli HSE & Kalite Sistem Şefi [email protected] Özet: Pirelli Grubu bünyesinde 1985 yılında modern araç lastiklerinin en kritik yapısal elemanlarından birini üreten Çelikkord kalitelerine verdiği önem sonucu kısa sürede Avrupa çelikkord sektörünün önde gelen firmaları arasına girmiĢ bulunmaktadır. Çelikkord üretim bilincinin yanında çalıĢanların iĢ sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda da ciddi yatırımlar yapmaktadır. Çelikkord‟ta çalıĢanlar ile beraber yaptığımız faaliyetler: ĠĢ kazası sonrasında çalıĢanı evinde ziyaret etmek, kıdemli personeller için kutlama, her yıl Çelikord çalıĢanları tarafından çekilerek oluĢturulan Çelikord takvimi, Kadınlar Günü kutlaması, iĢ Kazasızlık grup yemekleri, En iyi proje ve öneri veren çalıĢanların evlerinde ziyaret edilerek ödüllendirilmesi, Tıp Bayramı kutlaması, kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesinde engelli çocuklar için atla terapiye destek verilmesi, çalıĢanlara ve onların eĢlerine sertifikalı Ġlk Yardım eğitimi verilmesi, kan bağıĢı kampanyası, çalıĢanların periyodik muayenelerin yapılması, çalıĢanlara yönelik davranıĢ odaklı güvenlik yönetimi eğitimi, genel iĢ sağlığı ve güvenliği eğitimleri, mini fabrika yönetimi ile her hafta yapılan iç denetimler, denetimlerin operatörler tarafından yapılması, çalıĢanların müzakere performansını arttırıcı eğitimler, Tüm çalıĢanları kapsayan takım çalıĢması ve iletiĢim becerisi eğitimi, iĢ psikoloğu ile yapılan bireysel görüĢmeler ve buna benzer birçok iletiĢime yönelik eğitimler verilmektedir. Anahtar kelimeler: Çalışanlarla iletişim, Çelikkord, İSG uygulamaları 63 Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / ÇELİKKORD’ta İş Sağlığı ve Güvenliği İletişimi Emine Yüksel POLAT Merhabalar herkese. Her oturumda ayrı bir farkındalık yaĢadık. Biz de sağlık ve güvenlik konusunda Çelikkord‟un yaptığı uygulamaları paylaĢmak istiyoruz. Tamamen uygulamalardan örnekler vermeye; doğrudan sonuçları paylaĢmaya çalıĢacağız. Öncelikle sizlere Çelikkord‟u tanıtmak istiyorum. 1985 yılında kurulan ve ilk üretimine 1988 yılında baĢlayan Çelikkord, Ġtalyan Ģirketi olan Pirelli grubuna bağlı. Araç lastiklerinin içerisindeki kort tellerinin üretildiği Çelikkord‟un Ġzmit‟teki tesisi, Pirelli‟nin dünyadaki beĢ fabrikasından biri. Üç vardiya halinde çalıĢılan ve yılda 42.500 ton kort teli üreten iĢletme 9001, 14001, OHSAS 18001 belgelerine de sahip. Sunumumu sağlık ve güvenlikte iletiĢime örnek olabilecek örneklerden derledim. Çelikkord‟ta yapılan uygulamalardan biri kıdem töreni. YaklaĢık 25 yıllık geçmiĢi var Çelikkord‟un. ÇalıĢanların büyük bir bölümü eski personel. Bunları unutmamak adına, belirli dönemlerde, 15 yıllık, 20 yıllık, 25 yıllık dönemlerde “kıdem töreni” kutlamaları yapılıyor. Tabii burada en önemli farkındalığımız, “kıdem töreni” için seçilen çalıĢanlarımızın eĢlerinin ve çocuklarının da fabrikaya davet edilerek babalarının nasıl bir iĢte çalıĢtığını, hangi fabrika ortamında, nasıl bir gürültülü ortamda çalıĢtığını görmelerini ve onları evde anlayabilmelerini sağlamak. TeĢvik amaçlı olarak, tüm çalıĢanların devamsızlık sürelerini takip ediyoruz ve bunları her gün belirli periyotlarda açıklıyor ve olumlu sonuçları kutluyoruz. Yine bireysel hale getirdiğimiz, Çelikkord‟un kendi çalıĢanlarından oluĢan bir fotoğraf oluĢturmaya çalıĢıyoruz Bu da Çelikkord‟un 17 yıldır yürüttüğü bir faaliyet. Üç ayda bir yayınladığımız, çalıĢanlarımızın kendilerini ve ailelerini anlattığı bir bültenimiz var. Geleneksel olarak, her yıl ağustos ayında aile günü kutlaması düzenliyoruz. EĢlerimiz, çocuklarımız birbirleriyle kaynaĢıyor. ÇalıĢanlar arasındaki iletiĢimi güçlendirebilmek için eĢ ve çocukları davet ettiğimiz çeĢitli akĢam yemekleri organizasyonu da yapıyoruz. Bu toplantılarda özellikle iĢ kazasızlık gruplarını öne çıkartıyoruz. ĠĢ kazası geçirmeyen kiĢilerden oluĢan bu grupların ailelerini davet ettiğimiz yemek organizasyonunda, çalıĢanların iĢ kazasını önlemek konusunda özverili davranıĢlarını ailelerine anlatıyor, bu olguyu özümsetmeye çalıĢıyoruz. Çelikkord‟ta iĢ sağlığı ve güvenliği konusunda iyi bir 64 öneri geliĢtiren çalıĢanlarımızı, bizzat genel müdürümüzün eĢliğinde evlerinde ziyaret ediyoruz; çalıĢanların çocuklarına ve eĢlerine hediyeler vererek onları da onurlandırmaya çalıĢıyoruz. Bu tür kiĢileri yılda bir kez Abant‟a götürüyor, bir sosyal ortam yaratarak, iĢ güvenliğinin önemini konusunda onları daha da teĢvik etmeyi hedefliyoruz. Yine fabrikalarımızda son zamanlarda uygulamaya çalıĢtığımız bir konu temizlik ve düzen. ArkadaĢlarımız denetimi doğrudan kendileri yapıyor. Bu konuyu teĢvik etmek amacıyla da yemekli organizasyonlar yapıyoruz. Emeklilerimizi de unutmuyoruz, onları fabrikamıza davet ederek geçmiĢte bize olan desteklerinden dolayı onurlandırıyoruz. Yine geleneksel olarak Tıp Bayramı‟nı unutmuyoruz. Hekimlerimizin bu konudaki hassasiyetini biliyoruz. Keza, fabrikamızda çalıĢan bütün kadınları, ilgili günlerde kutlamaya çalıĢıyoruz. Yeni yaptığımız uygulamalardan biri de Çelikkord Hatıra Ormanı. Tabii bu etkinlikte en önemli detay, dikim sertifikasının çalıĢanlar ve onların aile bireyleri adına düzenlen65 Emine Yüksel POLAT Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / ÇELİKKORD’ta İş Sağlığı ve Güvenliği İletişimi mesiydi. Sertifikaları çerçeveleterek sunduk, böylece çalıĢanlarda ciddi bir farkındalık da yaratılmıĢ oldu. Yine kurumsal bir sosyal sorumluluk etkinliği olarak Ġzmit bölgesindeki engelli çocuklar için atla terapi çalıĢmalarına destek veriyoruz. Yasa gereği zaten kendi çalıĢanlarımıza ilk yardım eğitimi aldırıyoruz. Ama çalıĢanlarımızın evde baĢına gelebilecek bir durumda eĢlerini de kurtarabilmeleri için ya da onların ihtiyacı olan kiĢilere yardımcı olabilmeleri için, gönüllü olan çalıĢan eĢlerine de ilkyardım eğitimi organize ediyoruz. Bu da popüler bir etkinliğimiz. Tüm çalıĢanlarımızın eĢleri bu eğitime katılmak istiyor. Çelikkord bu tür çalıĢmaların tamamen takım çalıĢmasıyla gerçekleĢtiğine inanıyor. Yasa gereği yapmakla yükümlü olduğumuz iĢ sağlığı ve güvenliği eğitimlerine devam ediyoruz. Keza önemli bir eğitim alanımız da iletiĢim eğitimi. Biz Çelikkord olarak bu kültür değiĢimine hep birlikte evet dedik; en üst yönetimden en alt kademesine kadar. ġu an bu süreci bütünüyle, birlikte yaĢayan bir fabrikayız. Bu konularda biraz sabırlı olacağımızı biliyoruz. Ama en önemli iki nüans” ben dilini” (ĠSG alanında uygulanan DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi yaklaĢımının çalıĢanlara olumlu geri bildirim verme konusundaki ilkesi) öğrenebilmek ve öğretebilmek. Aynı zamanda oluĢturulan gözlemcilerle birlikte, “arkadaĢını koru” felsefesini Çelikkord‟a kazandırabilmek. Yine genel müdürümüz her yıl tüm çalıĢanlarımızı toplayarak sağlık ve güvenlikle ilgili gidiĢatı ve diğer bilgileri paylaĢıyor. ÇalıĢanlarımızın dinlenme odalarını aynı zamanda eğitim odası olarak da kullanmaya baĢladık Ġsterlerse bu alanlarda müzik dinleyebiliyorlar ya da merak ettikleri iĢ sağlığı güvenliği ile ilgili eğitimleri izleyebiliyorlar. Bu internetten çekilmiĢ bir fotoğraf değil, Çelikkord‟ta bir hayat. Biz Çelikkord‟ta sadece kord teli üretimi yapılmadığını, çalıĢanlara dıĢarıda bir hayatın, bir tabiatın olduğunu gözlemleyebilmeleri için böyle bir bahçe ortamı oluĢturduk. Yemek molalarında, iĢe giriĢ çıkıĢlarda, bunları birkaç dakika seyretmeleri onları iĢe girerken motive ediyor. Bu bahçe Çelikkord‟un bir eseri… 66 Borçelik’te On Numara ĠĢler Hakan Usta Makine Mühendisi, Borçelik Yönetim Sistemleri Müdürü [email protected] Özet: Psikoloji biliminin insan davranıĢını açıklamaya yönelik temel teorik yaklaĢımlarından birisi olan “DavranıĢçı Teori”ye göre insan davranıĢı, bu davranıĢı tetikleyen nedenler ve ardından takip eden sonuçlar açısından analiz edilebilir. ĠĢ ortamındaki bireyin pekiĢtirilmesi hedeflenen “Güvenli DavranıĢ”ları ile caydırılması gereken “Riskli DavranıĢ”larına yönelik değiĢim modellerinin yapılandırılabilmesi için de bu davranıĢların tetikleyicileri ve sonuçları açısından anlaĢılması Ģarttır. Bu teorinin günlük hayata uyarlanıĢına, kiĢilerin iĢ hayatındaki yani çalıĢtıkları örgüt içindeki davranıĢlarını açıklamaya çalıĢan “DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi” en yeni örnekler arasındadır. Kaliteli bir üretim ancak güvenli ortamlar ve davranıĢlarla sağlanabilir. Borçelik bu bilimsel gerçekten yola çıkarak 2012 Haziran ayında altı aylık bir eğitim ve hazırlık döneminin ardından 10 Numara Güvenlik projesi adını verdiği çalıĢmanın BaĢlangıç VuruĢu Toplantısını gerçekleĢtirdi. Projenin tüm çalıĢanlara doğru bir Ģeklide aktarılabilmesi için üretim tesisleri 4 saat boyunca durdurulmuĢ tüm çalıĢanlar Genel Müdürümüzün de katılımı ile bilgilendirilmiĢlerdir. Ayrıca üretim bölümlerinde tespit edilen özel riskler kampanyalar Ģeklinde ele alınmıĢ görseller kullanılarak yayılımı sağlanmıĢtır. Ayrıca Borçelik Bülten dergisinin her sayısında 10 numara çalıĢmaları detaylı olarak anlatılmaktadır. Bu yaklaĢım güvenlik için önemli olan Kritik DavranıĢların Tanımlanması, Kritik DavranıĢların Ölçülmesi (Gözlenmesi), ABC Analizi ve Aksiyon Planlaması ana adımlarını içeren bir süreç üzerine kuruludur. Bu proje ĠĢ güvenliği odaklı olmakla birlikte iĢyerinde karĢılaĢılabilecek farklı sorunların çözümü için de iĢ yapma kültürü değiĢimi anlamı taĢımaktadır. Özellikle gözlem sırasında “ben dili” kullanılarak yapılan geri bildirimin çalıĢma hayatının her alanında fayda sağladığı, sorunların çözümünü kolaylaĢtırdığı açık ve samimi iletiĢimi güçlendirdiği bilinmektedir. Borçelik te yapılan çalıĢmalar sonucunda iki yılda beĢ binden fazla gözlem gerçekleĢtirilmiĢ, bu gözlemler sonucunda 400 den fazla iyileĢtirme yapılmıĢtır. Kaza sıklık oranında yüzde Seksen oranında iyileĢme sağlanmıĢtır. Anahtar kelimeler: Sağlık ve güvenlik, davranışçı teori, 10 Numara Güvenlik Projesi 67 Hakan USTA Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler Ben de bu sempozyumu düzenleyen ve emeği geçen herkese çok teĢekkür etmek isterim. Bu kadar bilgi ve beceriyi bir araya toplamak herhalde çok mümkün olmasa gerek. Borçelik‟teki deneyimlerimizden hareketle, daha çok davranıĢ odaklı güvenlik yönetiminin ana safhalarını sizlerle paylaĢmak istiyorum Öncelikle biz neden böyle bir projeye baĢladık, bunu açıklamalıyım. 2011 yılı Borçelik için iĢ güvenliği sonuçları açısından en kötü geçen yıldı. Toplam 35 kazamız, 18 kayıp günlü kazamız ve 309 kayıp günümüz vardı. Bu, belki endüstride anlaĢılır bulunabilir ama bizim için çok kabul edilebilir bir durum değildi. 1994 yılında kurulan Borçelik 20. Yılını doldurmak üzere. Peki, iĢ güvenliği açısından neler yaptık? 1999 yılında OHSAS 18001 standardı kabul edildi; biz 2000 yılında bu belgeyi aldık. Dupond Stop Denetim Sistemleri ile farkındalık uygulamalarına baĢladık. Saha turlarımız var. ĠĢ güvenliği haftaları organize ediyoruz. Üç yıldır yaptığımız drama eğitimleriyle çalıĢanlarımızın iĢ güvenliği algısını arttırmaya çalıĢtık. Çok sayıda aksiyonumuz var ama buna rağmen sonuçlarımız kötü. Bu kazaları detaylı olarak incelediğimizde, güvensiz davranıĢ diye bir Ģey çıkıyor karĢımıza. Biz de çoğunlukla bunu aceleci, dikkatsiz, zaten tanımlı bir davranıĢ var ama uyulmuyor diye nitelendirdik. Aslında mevzunun temel sebebi Ģirket kültürünün doğrudan davranıĢa yansımasıydı. Bunu tabii ki yöneticilerin itiraf etmesi, açıkça söylemesi çok kolay bir Ģey değil. Ben 22 yıldır bu Borçelik çalıĢanıyım, bu kültürün temelini atanlardan biriyim. Bunu övünerek söylemiyorum ama en azından bunun farkında olmak bence çok önemli bir Ģey, yönetim açısından. DavranıĢ odaklı güvenlik yönetiminin temel prensibi bu, ölçülebilir, yönetilebilir ve değiĢtirilebilir olmak. Artı DanıĢmanlık bunu bize çok güzel anlattı. Borçelik‟te endüstride ve sahada, on yıldır “Altı Sigma” metodolojisini çok net bir Ģekilde uyguluyoruz. Tabii ki çok kolay olmadı karar vermemiz; “Bu projeyi mutlaka yapmamız lazım” diye yaklaĢık üç ay ikna turları yaptık ve genel müdürlüğümüzü ikna ederek çalıĢmalara baĢladık Organizasyonun baĢında genel müdürümüz var. Yürütme Kurulu üç ayda bir toplanıyor, proje master planının gidiĢatını değerlendiriyor. Bir altta üretim müdürlerimizden oluĢan yönetim komitesi var. Bu komite de aylık olarak toplanıyor ve her departmanın çalıĢmalarını gözden geçiriyor. En altta ise ünite içi, yani üretim 68 Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler Hakan USTA departmanlarının kendi içinde yaptığı çalıĢmalar, değerlendirmeleri yürüten üç ayrı komitemiz var. Projemizi üç ana fazda düĢündük. Ġlk fazımız “hazırlık” fazıydı. Bir kick-off toplantısıydı. Halen üzerinde çalıĢmakta olduğumuz ikinci faz “uygulama ve değiĢim”. Üçüncü faz ise önümüzdeki dönemde yakalayacağımızı umduğumuz, “davranıĢ değiĢikliğinin alıĢkanlığa dönüĢtürülmesi”, güvensiz davranıĢların değil güvenli davranıĢların sayılması. YaklaĢık on gün süren bir mevcut durum değerlendirmesinden sonra ilk iĢimiz organizasyonu yapmaktı. Daha sonra, iki yıllık master planımızı oluĢturduk. Ġlk önce, iĢ liderlerinin, ilk kademede gözlem operatörlerimizin eğitimini gerçekleĢtirdik. Daha sonra gözlem forumlarının oluĢturulması ve 2012‟nin haziran ayında da kick-off toplantımızı gerçekleĢtirdik. Mevcut durum değerlendirmesinden sonra yaptığımız I. Modül Eğitimi‟nde bütün müdürlerimiz, bu konuyla ilgili mühendis arkadaĢlarımız uygulamalı ve üç aĢamalı bir eğitimden geçirildi. Ġlk kuĢak gözlemcilerimiz fabrikanın dıĢında iki günlük bir eğitim aldı. Daha sonra gözlem formlarının dizayn edildiği ve tek tek analiz edildiği aĢamaya geldik ve nihayet 30 Haziran 2012 tarihinde kick off toplantımızı yaptık. Bu bizim için çok kritik bir konu. Çünkü bu toplantı 4 saat sürdü. Toplantıda çalıĢma arkadaĢlarımız kendi hazırladıkları bir tiyatroyu genel müdürümüzü de iĢin içine katarak canlandırdılar. ÇalıĢanlarımıza mesajlarımızı anlatmada en etkili yollardan biri bu tiyatro oyunu oldu. Bu sempozyumun ana teması olan iletiĢim konusu ve bu konuda üst yönetim desteğinin ne kadar kritik olduğunu anlatmak istiyorum. Genel müdürümüz “Güvenlik 69 Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler Hakan USTA riski alarak üretilen bir ton bobin istemiyorum” sözünü yıllardır söylüyor. Bu sözün altını dolduracak, ete kemiğe büründürecek proje On Numara Projesi‟dir. Biz “on numara” veriyoruz. Bu çok önemli bir mesaj. Artık kurumda çalıĢmayan dıĢarıdaki arkadaĢlarımıza “Aklınızda ne kaldı, neyi hatırlıyorsunuz?” diye sorduğumuzda, genel müdürümüzün bu sözünün ciddi bir etki bıraktığını görüyoruz. Söz verdik ve hepimizin bu projeye destek verme taahhüdü var. Gözlemcilerle yeni bilgileri edindik. Periyodik olarak onlarla toplantılar yaptık. Devamında yöneticilerin fiili modül uygulamaları oldu. Yenilikçi davranıĢ analiz çalıĢmaları yap, risk analizleri yapıldı. Özellikle davranıĢ odaklı problemlerin, güvenlik problemi olan konuların üzerine çok gittik. Bizim için yine kampanyalar çok önemliydi. Özel risk taĢıyan bölgelerde, özel kiĢilerde iki ayrı kampanya yaptık; bunlardan biri genel müdürümüzün de katılımıyla 70 Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler Hakan USTA bilfiil doğru ve yanlıĢın gösterildiği bir çalıĢma oldu. Yanma ve yakma güvenliğine iliĢkin bir kampanya yaptık. Üç ayda bir yönlendirme grubu çalıĢmaları devam ediyor. Biz 2013 yılı içerisinde yaklaĢık beĢ bin adet gözlem gerçekleĢtirdik. Bu gözlemlerin analizleri sonucunda 400‟ün üzerinde aksiyon açıldı. Ve 350 aksiyonu gerçekleĢtirdik ve devam ediyoruz. ĠĢ güvenliğini yıllardır belki hepimiz çok genel bir ölçüm olan kazasızlık ve ağırlık oranlarıyla ölçeriz. Yani hep yediğimiz golleri sayarak gidiyoruz. Ġki yıl içerisinde ciddi bir iyileĢme sağladık; bu övünebileceğimiz bir Ģey ama tabii ki yetinebileceğimiz bir Ģey değil. Bunu biz sıfıra indirinceye kadar çalıĢacağız. Peki, bu proje ne zaman bitecek? Bu projede biz güvensiz davranıĢları değil, olumlu davranıĢları saymaya, onları listelemeye, onları attırmaya çalıĢtığımız zamana kadar devam edecek. 71 Kordsa’da ĠSG Eğitimi Turan ġahiner Kordsa Global İş Yeri Hekimi [email protected] Özet: Kordsa‟da yürütülen endüstriyel iletiĢim çalıĢmalarının olumlu ve olumsuz yönleri bu bildiride ele alınacaktır. ĠĢyeri hekimliği tarafından yürütülen sigarayı bırakma ve kilo kontrolü konulu programların kampanyatif yönleri ve sonuçları paylaĢılacak, Kordsa‟da sosyal sorumluluk kapsamında çalıĢanlara ve ailelerine yönelik sağlık ve güvenlik uygulamaları hakkında bilgi verilecektir. Anahtar kelimeler: Kordsa, endüstriyel iletişim kampanyaları, sağlık ve güvenlik iletişimi 72 Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi Turan ŞAHİNER Değerli katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Maltepe Üniversitesi‟ni ilk defa gördüm. Çok hoĢuma gitti. Üniversite hocalarını, öğrencilerini tebrik ediyorum. Daha önceki konuĢmacının dediği gibi ben de öğrencilik yıllarıma döndüm. Anılar tazelendi. Güzel bir ortam çok keyif alıyorum. Dilerim herkes bir Ģekilde yararlanmıĢtır Ben sunumumu daha ziyade iletiĢim kampanyalarının olumlu ya da olumsuz yanları üzerine yapacağım. Özellikle endüstriyel kesimde iletiĢim maalesef çok problemli. Zaman kısıtlı. Ġnsanlar birbirleriyle konuĢarak zaman kaybetmek de istemiyorlar. Kelimeler kıt. Ruhsuz. Komut Ģeklinde. Ve otoriter. ġimdi böyle olunca da iletiĢimden kaynaklanan birçok sıkıntı beraberinde geliyor. Örneğin elektronik posta üzerinden yapılan bir iletiĢimde, anlatılmak istenen ifade karĢı tarafa baĢka bir Ģekilde yansıyabiliyor. Hepimiz biliyoruz ki iletiĢimde beden dili, göz teması olmadan o iletiĢim eksik kalıyor. Bir sözü kullanıyorsunuz ama beden diliniz ve göz temasınız da bu iletiĢime dahil olsa, o söz daha farklı ifade edilmiĢ olacaktır. Ġzninizle, çalıĢmakta olduğumuz sektörle ilgili birkaç tanıtıcı bilgi vermek istiyorum. Kordsa Global, dünyada birçok fabrikası olan global bir Ģirket, bir holding. Bir “ara ürün” olan lastiklerdeki kord bezini üretiyor. Üretim birkaç aĢamada gerçekleĢiyor. Tabii ki bu sürecin olmazsa olmazı iĢ sağlığı ve güvenliği. Hedefimiz, sıfır iĢ kazası, sıfır çevre kazası ve bütün meslek hastalıklarını önlemek. Gerçekten de bütün çalıĢmalarımız bu baza oturuyor. Değerlerimiz, iĢ sağlığı, iĢ güvenliği, çevre, yasal ve etik değerlere bağlılık. Kordsa Global‟de “yıldız ucu modeli” olarak tanımlanan bir iĢleyiĢ Ģekli var. Bu yıldız ucu ilk konuyu ve o konuyla ilgili sponsoru ve lideri belirliyor: Bu Ģekilde o konu toplantılar halinde, çalıĢmalar halinde irdeleniyor. Ve yıldız uçlarına ait tabiî ki gönüllü katılımcılar var. KORDSA Global olarak sosyal sorumluluk projesi kapsamında da birtakım çalıĢmalar yapıldı, yapılmakta. ĠĢ ve güvenlik konulu resim yarıĢması, “Bana bir şey olmaz abi!” konulu iĢ güvenliği tiyatrosu ve iĢ dıĢı kazaları önleme kampanyası. Bilindiği gibi, geliĢmekte olan ülkelerde 3-5 yaĢ arası ölümlerin en baĢta gelen sebeplerinden biri ev kazaları ve karakter oluĢumu da çocukluk döneminde baĢlıyor. Dolayısıyla sosyal sorumluluk projesi kapsamında çocukları bu iĢin içine çekmeyi hedefledik. Pek çok afiĢ hazırlandı ve görünecek yerlerde sergilendi. Genel anlamda, iĢ dıĢı kazalar bunlar. 73 Turan ŞAHİNER Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi Değerli katılımcılar, sağlığın geliĢtirilmesi konusunda da iki kampanya baĢlattık ve ikisini de paralel yürüttük. Bunlardan biri obeziteyle mücadele, diğeri de sigara bırakma mücadelesi. Bu iki çalıĢma biliyorsunuz Sağlık Bakanlığı tarafından da bir devlet politikası olarak uygulanmaya baĢlandı. Gerek obeziteyle mücadelede, gerekse sigarayla mücadelede önleme poliklinikleri açtık ve bu polikliniklerde, baĢvuran kiĢilere en az yarım saat zaman ayırdık. Endüstriyel kesimde çalıĢan arkadaĢlarımız çok iyi bilirler, bir hastaya normal periyodik muayenelerin dıĢında zaman ayırılması çok önemli bir değer. Biz bu zamanı ayırdık. Amaç öncelikle onların gönüllerine inmek, onları kazanabilmek. Eğer bir görüĢmede iletiĢim noktasında bir eksikliğimiz olmuĢsa, ondan olumsuz bir beden dili geri dönüĢü almıĢsak, tedaviyi öteledik. Tabi birçok dokümanımız, araç-gerecimiz vardı. CD‟ler, kitaplarımız, tartılar vs. Bunlar kendilerine destek olarak verildi. Sağlıkçı olan arkadaĢlarımız çok iyi bilirler ki, özellikle obezitede multidisipliner bir tedavi ve takip gerekiyor. Diyetisyenle, spor hocasıyla, iç hastalıkları ve endokrin uzmanıyla birlikte yürütülmesi gereken bir çalıĢma. O açıdan sağlık merkezlerinden de bu desteği aldık. Özellikle dirençli vakalarda, psikolojik sorunlarla bağlantısı olabilir ihtimalini hesaba katıp psikolog desteğine baĢvurduk. Tabii ki bu tip kampanyalarda olmazsa olmazlardan biri de eğitim. Her iki kampanya sürecinde bütün çalıĢanları kapsayacak Ģekilde dengeli doğru beslenme eğitimleri verdik. Nasıl poster oluĢturulacağı, nasıl konulara temas edileceği, hangileri öne çıkacağı noktasında profesyonel destek alarak posterler oluĢturduk. Bu posterlerimizi kolayca görünecek yerlere astık. Dahiliye uzmanımızın büyük desteği ile hazırladığımız kitabımızı her baĢvuran çalıĢanımıza verdik. Özellikle doğru bilinen yanlıĢları silmek, insanların biraz kafasını karıĢtırmak, araĢtırmaya sevk etmek yönünde Sağlıklı Bilgi YarıĢması ve Slogan YarıĢması düzenledik. Tabii ki bu tip kampanyaların dönem dönem etkisi azalır. Etki azaldığında tekrar alevlendirmek, tekrar o külü üflemek gerekiyor. Bunun için de sağlık köĢesinde yazılar oluĢturduk. Kampanyaya katılanların duygularını paylaĢtıkları bir dergimiz var. Birtakım özel günleri gerekçe göstererek yazılar yayınlandı ve mesajlar çekildi. Sorumlu doktorumuz Adnan Bey ve diğer sağlık çalıĢanlarımızla birlikte, çay mahalleri ve yemekhane gibi alanlarda çalıĢanlarla bir araya geldik. Genel olarak insanlar bir makamda ya da bir özel bir birimde biraz çekinirler; hele de arada masa varsa onunla temas kurmanız, iletiĢime girmeniz zor oluyor. Birçok Ģeyi anlatamayabiliyorlar. Ama siz 74 Turan ŞAHİNER Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi onların ayağına gittiğiniz, onun mekânında konuĢtuğunuz zaman çok Ģey değiĢiyor. O mekânlarda bu kiĢilere herhangi bir konu götürmedik; sadece onları dinledik. Belki de eksik olan, aramızda çoğu zaman unuttuğumuz gerçek onları dinlemek. Dinledikçe zaten onlar gerekli konulara geldiler. Bizim eksiklerimizi söylediler. Belki bize daha önce söylemedikleri konuları dile getirdiler. Onlarla ilgili tekrar geriye dönüp düzenlemeler yaptık. Burada istatistiksel değerlendirmeler var. 212 kiĢi takip ettik.190 kiĢiden geri bildirim aldık. 14 kiĢide baĢarısız olduk; yani hiçbir Ģekilde kilo verememiĢ kiĢiler. 126 kiĢide ise kilo verme söz konusu oldu. Mutlak baĢarı derseniz, 50 kiĢiyi obez olan gruptan çıkartmıĢ olduk. Yıllardır Türkiye‟de sigara Ģirketleri tarafından bir sigara içim kültürü, bir sigara içme deneyimi oluĢturuldu. Tabii böyle oluĢan bir kültürü bir kampanya ya da kısa süreli bir çalıĢma ile yıkmak kolay olmuyor. Peki, biz neyi amaçladık? Ġnsanların kafasını biraz olsun karıĢtırmayı, bir miktar insana sigarayı bıraktırmayı ama en önemlisi çocuklarımızı ve torunlarımızı kurtarmayı. Bir iklim değiĢikliği oluĢturmak istedik; biraz bulutlar aralansın, biraz güneĢ çıksın. Bu kötü kültürün devam edeceğini tahmin ediyorduk ama iklim değiĢtirmekte baĢarılı olduk. Yarım saatlik görüĢmeler düzenledik; bu görüĢmelerde sigara içen arkadaĢlarımızı asla dıĢlamadık. “Sigarayı niye içiyorsun?”, “Niye bırakmadın?”, “Şöyle hastalıklar yapıyor” gibi konulara asla girmedik. O biraz kiĢinin aklına hakaret oluyor. KiĢi zaten sigaranın ne gibi sağlık sorunları oluĢturduğunu, ne kadar zararlı olduğunu biliyor. Biz sadece o kiĢiyi dinlemek, ona destek olmak istedik. Sigara bağımlılığının üç ayağı var: Nikotin ayağı, psikolojik ayağı ve sosyal ayağı. Nikotin ayağını bir derece sigarayı bıraktıran ilaçlarla çözebilirsiniz ama psikolojik ve sosyal ayağını ancak iletiĢim metotlarıyla yenebilirsiniz. ĠletiĢim metotlarını doğru kullanamazsak, kiĢiye dokunamazsak, ailesini yanımıza çekemezsek büyük ölçüde baĢarısız oluyoruz. Kalıcı sigara bırakma süresi olan bir yıla varmadan onların büyük çoğunluğu tekrar sigaraya dönmüĢ oluyor. Sigara bırakma kampanyasına üst yönetim büyük destek verdi, her zaman yanımızda oldu. Görsellere önem verdik. Sigara izmaritini attığı yerde oluĢan çirkin görüntüden etkileneceklerini düĢündük. Bu iĢe gönül verenlere, sigarayı bıraksın bırakmasın sigarayı bırakma polikliniğine baĢvuranlara teĢekkür belgesi verdik. Bu arada Ģunu vurgulamak istiyorum; sigara bırakma veya sigara içenlerin iki profili vardır. Hiç 75 Turan ŞAHİNER Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi düĢünmeme, düĢünme; karar verme, sürdürme. Biz, hiç olmazsa sigarayı bırakmayı hiç düĢünmeyen kategoride olanları düĢünür hale getirmeye çalıĢtık. Peki hangi sıkıntıları yaĢadık. Nedense, ya Türk toplumuna özgü, ya da insana özgü bir durum; düzenli kontrollere hastalarımızı getiremedik. Geriye dönük meslek hayatımda da ben bunu gördüm. Ne kadar kiĢi hevesle gelirse gelsin idamesini sürdürmekte problem yaĢıyoruz. Belki bunun psikolojik, sosyolojik incelemelerinin yapılması gerekiyor. Kontrollere gelebilir olsalardı, her kontrol bir motivasyon olurdu. Her kontrol görmedikleri bir sorunun çözümü olabilirdi. Hatalarımızı görmüĢ olurduk. Ġkinci yaĢadığımız sıkıntı, aileleri sürekli takip edemedik. Gerek obezite olsun gerek sigara bağımlılığı olsun geniĢ tabanlı bir sorun. Aile, iĢ arkadaĢları, sosyal çevre yani kendi içinde bulunduğu sosyal çevreyi çekemediğiniz zaman çok ciddi bir eksiklik söz konusu oluyor. Ne yapmaya çalıĢtığımız ve ailesinin hangi noktada kiĢiye nasıl davranması gerektiği konularında tam iletiĢim kuramadık. Endüstriyel dünyanın getirdiği yer ve zaman sorunundan dolayı aileleri sisteme çekemedik. Sabrınızdan dolayı çok teĢekkür ediyorum. 76 5. Oturum Eğitim Projeleri Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Kuntay ARCAN Maltepe Üniversitesi, Fen – Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Olarak Obezite Yrd. Doç. Dr. Seher YURT Maltepe Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi Öğr.Grv.Gülçin KARADENİZ Maltepe Üniversitesi, Fen – Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Öğr. Gör. Elif SUNGUR Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Güvenli Eller Kampanyası Dilek TİRYAKİ İş Yeri Hekimi 77 Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Olarak Obezite Yrd. Doç. Dr. Seher Yurt Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu [email protected] Özet: Anahtar kelimeler: Obezite gibi tüm dünyada ve ülkemizde önde giden bir sağlık sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Avrupa Bölgesi‟nin en önemli halk sağlığı sorunudur. Yaygınlığı 20 yıl içinde üç kat artıĢ göstermiĢtir. Avrupa Bölgesindeki yetiĢkinlerin yarısı, çocukların beĢte biri fazla kiloludur. Obezite bulaĢıcı olmayan hastalıkların artmasına, yaĢam süresinin kısalmasına, yaĢam kalitesinin azalmasına neden olmaktadır. Obeziteye sahip bireyler tüm bu sorunlarla yoğrulurken buna ek olarak; medya araçlardaki stigma, kaynağı belli olmayan milyonlarca tedavi ve yöntem bilgileri, farklı uzmanların önerileri arasında gittikçe sıkıĢmakta, obeziteden kurtulmak için sunulan yöntemleri denerken, var olan sağlık sorunlarına yenilerini eklemekte hatta buna bağlı yaĢamlarını yitirebilmektedirler. Sağlık iletiĢimi, birey ve kamu sağlığının geliĢtirilmesinde ortak paydadır. Sağlık iletiĢimi; bireyin ve toplumun sağlığını geliĢtirmek için çeĢitli iletiĢim tür ve yöntemlerinin kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ise, “sağlığı geliĢtirmek, bireysel ve toplumsal olarak alınan sağlık kararları hakkında insanları bilgilendirmek ve etkilemek için çeĢitli iletiĢim stratejilerinin kullanımı” Ģeklinde tanımlamaktadır. GeçmiĢte insanlar, sağlık ve hastalıklarla ilgili temel bilgi kaynağı olarak sağlık profesyonellerini görmekteydiler. Oysa günümüzde sağlıkla ilgili içeriklerin medyada gözle görülür bir Ģekilde artması, insanların büyük çoğunluğunun sağlık bilgilerini medyadan karĢılaması konusunu gündeme getirmiĢtir. Son yıllarda kitle iletiĢim araçları ve internet üzerinden verilen sağlık bilgileri; bilginin kaynağı, güvenirliği, yasal sorumluluğu ve neden olabileceği sağlık problemleri yüzyılın ele alınması gereken önemli halk sağlığı konularından biri haline gelmiĢtir. Konuya obezite açısından bakacak olursak; obezitenin, sağlık iletiĢimi çerçevesinde medyada sunulma Ģeklinin “neden olabileceği” sorunların sağlık çalıĢanları ve iletiĢim profesyonelleri arasında yeniden ele alınarak tartıĢılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Eğer sağlığın öznesi sağlık çalıĢanları değil de toplum ve bireyler ise, ve yine sağlıkla ilgili seçimleri kiĢiler kendileri yapacaklarsa, sağlık alanında çalıĢan uzmanlar ile iletiĢim uzmanlarının “Sağlığın Güvenliği” kapsamında, birey ve topluma verilen bilgilerin ve kullanılan iletiĢim araçlarının kullanım ve denetiminde her zamankinden daha fazla sorumluluk almaları yerinde olacaktır. Obezite, sağlık iletişimi, güvenlik 78 Yrd. Doç. Dr. Seher YURT Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite Ben de konuĢmama baĢlamadan önce kongre düzenleme kurulundaki arkadaĢlarımıza teĢekkür ediyorum. Benim konum olan obezitenin iĢ sağlığı ve güvenliğiyle ne ilgisi var, diyebilirsiniz. Bir soru sormak istiyorum sizlere. Hayatında Ģimdiye kadar herhangi bir diyet uygulamayan var mı? Hiç diyet yapmayan? Peki, yakınları ya da tanıdıkları arasında kilo sorunu yaĢamayan biri var mı? Böyle birini tanımıyorum diyen? Yok… Evet, durumun zaten ciddiyeti bu gibi sorularda ortaya çıkıyor. Evet önce konuyla ilgili kısa bir video gösterimi hazırladım ben. Birkaç dakikanızı alacak. Önce onu izletmek istiyorum… Videoda da izlediğiniz gibi oldukça geniĢ çerçevesi olan, her gün her birimizi ilgilendiren bir konuda, medya güvenliği nasıl ele alıyor, biraz bunun üzerine konuĢmak istiyorum. Ben bu iĢin uzmanı değilim. Sadece bu iĢle ilgili biraz kafa yormaya, biraz düĢünmeye, biraz da dikkat çekmeye çalıĢıyorum toplumda. Bir nebze olsun bunu baĢarabilirsem bir katkım olacaktır, diye düĢünüyorum. Sunumun içeriğinde kavram olarak, aslında sağlık, iletiĢim, güvenlik nedir bunu tekrar irdelemek istedim. Ġstatistikler obezite için ne diyor? Ne anlamalıyız? Medya olarak, sağlık çalıĢanları, politikacı ve toplum olarak obeziteye bakıĢımız nasıl? Obezitede güvenlik nasıl etkileniyor? Bireyler obeziteyle ilgili ne tür zararlar görüyorlar? Medyanın sorumluluğu ve etkisi nedir? Ayrıca, sağlık çalıĢanlarının bu konudaki sorumluluğunu biraz tartıĢmak istiyorum. ĠletiĢim; hepinizin bildiği gibi bir kaynaktan çıkan (kiĢi, kiĢiler veya organizasyon olabilir bu), bilgi, haber, düĢünce, duyguyu bir araç kullanarak yazılı, sözlü, görsel veya beden diliyle, baĢka insan veya insan topluluklarına aktarılmasıdır. Bu tanım tabii ki kitabî bir tanım. Ama iletiĢimi kötü yönde kullanırsanız bu kitabi tanımın dıĢına çıkıyorsunuz. Ben bunu yeniden sorgulamak istedim. Bir bireyin kendi çıkarlarına göre yaptığı ve doğru diye sunduğu bilgiler, acaba farkında olmadan “doğru” diye yeniden, bir kez daha üretiliyor mu, diye düĢünmenizi istiyorum. Kavramları kullanırken ne denli onların gerçek anlamını içerebiliyoruz? Örneğin, “güvenlik” kavramı. Bu kavram için ekşi sözlük‟e baktım, ekşi sözlük Ģöyle diyor: “Bir kişi bir kişiyi dövünce bir adam da onu koruyorsa ona güvenlik denir.” ġimdi obezitede bizim güvenliğimizi koruyacak, bize zarar vereni dövecek bir adamı nereden bulacağız, onu bilemiyorum. Yine iletiĢim; doğru olarak kabul edilmesi istenen, yanlıĢ imajlar yaratmak için de yapılabilir, ki medyada bu çoğunlukla gerçekleĢiyor. Bunu hem iletiĢim uzmanları yapıyor, hem sağlıkçılar olarak bizler yapıyoruz. O nedenle halkın güvenini de kaybettik gibi geliyor bana. Bu nedenle kiĢiler kendi doğru bilgilerini ararken çeĢitli yanlıĢlara düĢmeye baĢladılar. Eskiden insanlar güvenlik konusunda bence daha Ģanslılardı. Bir vahĢi hayvandan korunuyordunuz belki. Beslenmek için bir Ģeyle mücadele etmeniz gerekiyordu da, Ģimdi sokağa çıktığınız anda, kendinizi güvende olarak addedemiyorsunuz veya çocuğunuz odasında bilgisayarın baĢındayken çocuğum güvende diyebiliyor musunuz? 79 Yrd. Doç. Dr. Seher YURT Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite Obezite dünyada hızla artıyor; ister çalıĢan olun, ister okuyan öğrenci olun, ister genç olun, ister gelecekte ebeveyn olun, bu kıskaç bütün dünyayı sarmaladı. Bir önceki oturumda konuĢan KORDSA‟daki sayın panelist arkadaĢım çok güzel ifade etti. ĠĢyerleri artık obeziteyle mücadeleye baĢladı. Çünkü yakın bir gelecekte iĢ yerleri sağlıklı bireyler çalıĢtırmakta zorlanacaklar. Bu açıdan oldukça önemli. Avrupa‟da okul çağındaki çocukların 3 milyonu obez ve bu rakama her yıl 85.000 çocuk daha ekleniyor. Bir baĢka deyiĢle, bu milyonlarca çocuğun her biri yetiĢkin hastalıklarıyla mücadele ediyor. “Türkiye obezitenin neresinde?” sorusunun yanıtı olumsuz; her 100 kiĢiden 32‟si obez. Temel sağlık hizmetleri istatistiklerine göre kötü bir sonuçla karĢılaĢıyoruz. Sabahki oturumlarda konuĢuldu; trafikten ölüm oranı tüm ölümler içerisinde %20‟lik bir oranı oluĢturuyor. Ama ölümlerin yaklaĢık olarak %50‟si obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarından, obeziteyle iliĢkili hastalıklardan kaynaklanıyor. Yolda birini çevirip “Obezitenin sizce nedeni nedir?” diye sorsam; büyük bir ihtimalle cevabı “çok yemek”, “hareketsiz yaşam” diyecektir. Obezitenin burada sayamadığım pek çok nedeni var: sosyokültürel etmenler, gelir düzeyi düĢüklüğüne bağlı beslenme bozuklukları, hataları, psikolojik problemler, genetik problemler… Aslında obezitenin tam nedenini bulmuĢ olsak herhalde sorunu çözmeye de bir adım yaklaĢmıĢ oluruz. Bilim obezite konusunda, henüz büyük ölçüde araĢtırma aĢamasında. Öte yanda, bir de medyanın obeziteyle ilgili verdiği mesajlar var. Biz bu mesajları nasıl algılıyoruz, buraya bakmak gerekiyor. “İşte, seni hedeflediğin kiloya ulaştıracak 4 haftalık diyet planı!” dendiği ve buna bir de hekimlerin, sağlık çalıĢanlarının reklam yüzü olduğu zaman, bu konudaki güveniniz artmıyor mu? Doktor önerdiğine göre bir bildiği vardır, diyoruz. Yine afiĢlere dikkat etmenizi istiyorum. Obeziteyle mücadele ve bir çekici vücuda kavuĢma, hızla yapılması ve hızla sonuca ulaĢılması gereken bir olgu gibi gösteriliyor medyada. Bu afiĢteki adam bu kiloyu alırken, on günde mi aldı? ÇeĢitli hastalıklar nedeniyle on gün içerisinde alabilir ama bu böyle bir durum değil. Bu kilo belki anne karnındayken baĢladı, kronik bir süreçle ilerledi. Medya “on günde kilo ver”, “hızlı koş, maratonda kilo ver” deyip kiĢiyi ölüme sürükleyecek mesajlar verebiliyor ama böyle bir kiĢi koĢmaya kalktığında on metre sonra kalp krizi geçirmeyeceğinin garantisini veremiyor. 80 Yrd. Doç. Dr. Seher YURT Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite Çok yerde bu tür medya içerikleriyle karĢılaĢıyoruz ve bu iletiler bizde büyük bir baskı yaratıyor. Obezite sorunu nedeniyle zaten psikolojik olarak toplumsal baskıya maruz kalmıĢ olan hastaların bu görselleri gördüğü zaman, aslında ona Ģöyle diyoruz: “Boğazını tut, iraden zayıf, seni bağlamak lazım, sen kendine hakim olamazsın, öl daha iyi.” Onlar da zaten bunun için çabalamıyorlar mı? “Böyle yaşayacaksam öleyim, daha iyi…” Yine benzer bir içerik afiĢlerde karĢımıza çıkıyor. Böyle bir yenilgi yaĢamak isteyen olabilir mi? Ben mesela bir yemek bağımlısıyım. Acaba eğitim vereceğimiz çevreye nasıl etkin bir katkım olur, diye kursa gittim ve bu kursta dokuz ay yemek bağımlısı olduğumu reddettim. Kursta, önce bizim terapi olmamız gerektiğine karar verdiler. ġimdi obezite sorunu olan benim gibi birçok kiĢinin temel sorunlarından birisi de bu. En sevdiğiniz Ģey sigara, alkol ise bunlardan uzak durmanız kolay; yanınıza almayabilirsiniz, cebinizde taĢımayabilirsiniz bunları. Ama yemek bağımlısıysanız, her gün üç öğün onunla ringe çıkmanız gerekiyor. Medya baĢka ne diyor bize? Arama motorlarından obeziteyle ilgili “bilinçlendirme eğitimi” arayan kiĢi sayılarına baktım 54 tane baĢvuru var. “Beslenmede porsiyon ve diyet” konusuna ilgi duyan 50 kiĢi varken, Buna karĢılık “bir ayda on kilo verdiren diyet programı”na 10 bin, “zayıflatan küçük besin, sihirli besin” çağrısına 92 bin kiĢi müracaat etmiĢ. 81 Yrd. Doç. Dr. Seher YURT Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite Türkiye‟de her iki kiĢiden birisi Ģu ya da bu Ģekilde internet kullanıcısı ve bilgiyi kendileri almaya baĢladılar ya da bilgi gelip insanları buluyor. Örneğin, yaz ayları geldi; bilgisayarınızı açıyorsunuz, facebook‟a giriyorsunuz, hemen sağ köĢede, sol köĢede “bir ayda on kilo verin” diyen ilaç reklamları baĢlıyor. ġu habere biraz dikkatinizi çekmek istiyorum, gazete haberi ve Ģunu söylüyor: sağlıklı bir vücuda kavuĢmak artık elinizde. Adam buna nasıl kavuĢuyor biliyor musunuz? Midenin bir kısmı ve safra kesesi alınıyor. Ġnce bağırsak ortasından ayrılıp mideye dikiliyor. Kısa devre yaptırılan adama “Sağlıklısın” diyoruz. Böyle bir imaj yaratıyoruz. Yani “Seni keseceğiz, biçeceğiz; bir sürü riskin var ama sen sağlıklı olacaksın” diyoruz. Ve son olarak ölüm haberlerini gazetede görüyoruz: Risklerden biri de, kullanımın çoğu zaman gizli olması. Çoğu kiĢi kullandığı bir ilaç varsa bunu saklama eğiliminde oluyor. Bu durum ölümleri artıran nedenlerinden biri. Medya bu olguyu yanlıĢ kullanıyor evet, ama sağlık çalıĢanları olarak bizler de henüz daha sağlıklı yolları bulabilmiĢ değiliz. Örneğin sağlık bakanı; “Obez dedik, olmadı. Sorunu çözemedik, şişko diyelim” önerisinde bulunabiliyor. Yani “şişko” dersek insanlar utanır, kilo almaz diyor. Biz böyle bir yaklaĢımın sağlık sorununun en üst yetkilisinden, sağlık bakanından duyabiliyoruz. Yine bazı bakanlıklar konuya kültürel açıdan yaklaĢıyor; her yöreye o yörenin Ģivesiyle söylenen birtakım sloganlar üretiliyor. Bu sloganlardan Ģunu öğrendim ki, Türkiye‟de en güzel Türkçe ġırnak‟ta konuĢuluyor. Biz de “Obeziteye Karşı Elele” baĢlıklı bir proje yürüttük. 1116 kiĢiyle yapılan araĢtırmada ortaya çıkan bazı önemli sonuçları paylaĢmak istiyorum. “Ailenizde kilo sorunu olan kişi var mı?” sorusuna % 64 kiĢi “Evet” yanıtı verdi. “Herhangi bir sağlık profesyonelinden destek alıyor musunuz?” diyoruz, bu çok önemli. KiĢilerin % 86‟sı sağlık profesyonellerinden yardım almıyor. “Kilo vermek istiyor musunuz?“ sorusuna % 50‟ye yakın “Evet” yanıtı geldi. “Kilo almanın en önemli nedeni 82 Yrd. Doç. Dr. Seher YURT Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite nedir?” diyoruz; yanıt “Aşırı yemek” oluyor. Bir sürü faktör olabilir ama fazla kilonun tek nedeni olarak “yemek yemek” zihinlere yerleĢmiĢ. “Çevrende sana kilo vermeni söyleyen kimse var mı?” sorusuna kiĢilerin % 35‟i “Evet” yanıtını veriyor. “Kiloyla nasıl mücadele ediyorsun?” sorusunun yanıtı ise % 74 oranında “Diyetle” oluyor… Bu sunumu, halk sağlığı konusunda ders alan bir öğrencimle birlikte hazırladım. Bu öğrenciye, “İsmail sence obezitede mücadele nereden başlıyor” diye sordum. Bizim obezite konusunda kullandığımız, en zayıftan en ĢiĢmana doğru görsellerin dizildiği bir gösterge çizelgemiz vardır. Öğrenci “Bu skaladaki son üç kısımdan başlar, hocam” dedi. Burada iğneyi kendime batırıyorum. Biz burada obezite ve güvenlik konularından bahsediyorsak da, henüz dersimizi alan öğrencilerimize bunu yeterince ve doğru olarak iletememiĢ durumdayız. Son söz olarak Ģunun altını çizmek isterim: Obezitede mücadele, obezite daha baĢlamadan baĢlar. 83 Ġlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli DavranıĢa Yönlendirilmesi Öğr. Gör. Gülçin Karadeniz Maltepe Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü [email protected] Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Psikolojö Bölümü [email protected] Öğr. Gör. Elif Sungur Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü [email protected] Özet: Trafik eğitimi, çocukların pratikte uygulamaları gereken bilgi ve becerilere sahip olmaları açısından gereklidir. Yapılan araĢtırmalar, okulöncesi dönemdeki çocukların trafik eğitimi konusunda ebeveynlerini rol modelleri aldıklarını ve onları taklit ederek kuralları kavramaya çalıĢtıklarını ancak 7 yaĢından sonra biliĢsel yeterliliklerin bu eğitimi almaya uygun olduğunu ifade etmektedir. Bu dönemde verilecek eğitimlerde oyunun önemi büyüktür. Bu proje; Trafik Hayattır! kapsamında 2012 yılında baĢlatılan Hayatı Öğreniyorum Ġlköğretim Okulları Trafik Güvenliği Eğitimi Projesi (HOITGEP) ilköğretim ikinci sınıf öğrencilerinin trafik konusunda yaĢ seviyelerine uygun olarak hazırlanan içeriklerle bilgi düzeylerini artırmaya yönelik bir farkındalık projesi olarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu kapsamda, 2012-2013 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı Ġl Milli Eğitim Müdürlükleri iĢ birliğinde 10 ilde 1438 öğretmenin katıldığı eğitimler verilmiĢ ve eğitim paketi yaklaĢık 45 bin öğrenciye uygulanmıĢtır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda öğretmenler HOITGEP kapsamında hazırlanan eğitim programını “çok yeterli” bulduklarını belirtmiĢlerdir. Öğrenci bilgisinin ölçüldüğü sonuçlar her iki yıl için tüm illerde ayrı ayrı değerlendirilmiĢtir. Dönem sonunda öğrencilerin trafik bilgilerinde genel ortalamada %5,4 oranında artıĢ sağlanmıĢtır. Bu tür projeler konuya farkındalık yaratması katkısıyla önemlidir ancak asıl önemli olan bu konuda en büyük rol modeli teĢkil eden ebeveynlerin davranıĢlarıdır. Hazırlanacak yeni eğitimlerde okullarda anne-babalara bu eğitimde ne denli önemli rol aldıklarının önemini vurgulamak üzere konferans ve veli trafik bilgisi eğitimleri de verilmelidir. Anahtar Kelimeler: Trafik eğitimi, trafik güvenliği, çocuk 84 Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi Trafik eğitimi, çocukların trafiğe dahil olması için yeterli bilgi ve becerilere sahip olmalarını garanti etmek için gereklidir. Çocukların neyi nasıl öğrenmeleri gerektiğini planlamak içinse, onların biliĢsel yeterliliklerinin ve önceki trafik eğitimlerinin sonuçlarının tartıĢılması gerekmektedir (Dunbar, Hill ve Lewis, 2001). Çocukların yetkinlikleri yetiĢkinlerden farklıdır. YaĢam döngüsünde geliĢen biliĢsel performans, sadece içgörü geliĢtirmeyi içermez öğrenilen karmaĢık durumlarla baĢa çıkmayı da içerir. Okul öncesi dönem çocukların dikkatleri, kavramaları (idrak) ve görsel algıları geliĢmeye devam etmektedir. Bu süreçler trafik güvenliği için çok önemlidir. Örneğin karĢıdan karĢıya geçmek için birçok beceri Ģarttır ve 7 yaĢa dek çocuklar bu becerilere sahip değildirler. Bu sebeplerden ötürü trafik eğitimleri 7 yaĢ üzerinde uygulanmaya baĢlamalıdır (Danner, Aarts ve Vries, 2008; Foot ve ark., 1999; Verplanken ve Orbell, 2003). AraĢtırmalar, okul öncesi dönemden baĢlayarak -özellikle de 5 yaĢında- yapılacak eğitimlerin kalıcı olduğunu ancak trafiğin özünün yani genel özelliklerin daha sonra anlaĢılabileceğini göstermektedir (Dragutinovic ve Twisk, 2006). Bu dönemde trafik eğitiminin anlamı, çocukların temel olan pratik becerilere hakim olmasıdır. Bu beceriler sık sık benzer olan ve olmayan durumlarda yinelendiğinde çocuklarda davranıĢ değiĢikliğine sahip olurlar (Thomson ve ark., 1998). Özellike okul öncesi çocuklar kahramanları olan ebeveynlerinin ve öğretmenlerinin davranıĢlarından çok etkilenirler (Hoekstra ve Twisk, 2010; Thomson ve ark., 1998). Ayrıca bu dönemde verilecek eğitimlerde oyunun önemi de büyüktür (McInnes, Howard, Miles, ve Crowley, 2009). Giedd (2004), çocuklara doğru davranıĢın eğitimini vermek onlarda farkındalık yaratır ve dürtüsel davranıĢlarını kontrol altına almalarına yardımcı olur. Fakat bu okul öncesi dönemde mümkün değildir. Beyinin bu fonksiyonlarını düzenleyen frontonel bölge 12-25 yaĢları arasında hızlıca geliĢmektedir (akt. Hare ve Casey, 2005). Trafik eğitimi, pratikte tüm ülkelerde uygulanmasına rağmen her zaman çok baĢarılı sonuçlar vermediği ve her eğitimin nitelikleri fazla arttırmadığı saptanmıĢtır. Bu sonuçların, verilen eğitimlerin birebir öğretmenler tarafından yürütülmeyen ve ebeveynlerin programa dahil edilmediği durumlarda ortaya çıktığı gözlenmiĢtir (Duperrex ve ark., 2002; Hoekstra ve Wegman, 2011; Raftery ve Wundersitz, 2011). Bu proje; Trafik Hayattır! kapsamında 2012 yılında baĢlatılan Hayatı Öğreniyorum Ġlköğretim Okulları Trafik Güvenliği Eğitimi Projesi (HOITGEP) ilköğretim ikinci sınıf öğrencilerinin trafik konusunda yaĢ seviyelerine uygun olarak hazırlanan içeriklerle bilgi düzeylerini artırmaya yönelik bir farkındalık projesi olarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu kapsamda, 2012-2013 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı Ġl Milli Eğitim Müdürlükleri iĢ birliğinde 10 ilde 494 okuldan 1438 öğretmenin katıldığı eğitimler yapılarak projede eğitim çalıĢmasının nasıl yapılacağı öğretmenlere aktarılmıĢ, öğretmen rehberi, sunum materyali, projenin ölçme değerlendirme araçları ile öğrenci sayısı kadar öğrenci kitapçıkları paylaĢılmıĢ, öğretmenlerin hazırlanan derslerle ilgili görüĢ ve önerileri alınmıĢ, 2012-2013 birinci dönemi öğretmen eğitimi sonrasında öğretmenlerden alınan görüĢ ve öneriler doğrultusunda, 2012-2013 ikinci dönem öğretmen eğitimleri öncesinde eğitim materyali gerekli revizyonlardan geçirilmiĢtir (Tablo 1). 85 Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi Tablo 1. 2012-2013 Eğitim Öğretim Uygulama Yapılan İller ve Katılan Öğretmen Sayısı Tablosu Ġller Frekans Yüzde Ġstanbul 92 6,4 Niğde 192 13,4 Bursa 199 13,8 Ankara 129 9,0 Ġzmit 147 10,2 Ġzmir 167 11,6 Samsun 151 10,5 Erzurum 103 7,2 Edirne 137 9,5 Afyon 121 8,4 Toplam 1438 100,0 Öğrencilere Uygulanacak Etkinlikler: Trafik Psikologu Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç, ĠletiĢim Bilim uzmanı Öğr. Gör. Elif Sungur ve Çocuk GeliĢimi uzmanı Öğr. Gör. Gülçin Karadeniz tarafından tasarlanan ders içerikleri pilot uygulamalardan elde edilen deneyim ve geri bildirimler ıĢığında gözden geçirilerek son hali verilmiĢtir. Hazırlanan etkinler, Hayat Bilgisi dersi kapsamında “Okul Heyecanım” ünitesinde iĢlenmek üzere Trafik güvenliği konseptinde yedi konu baĢlığı altında düzenlenmiĢtir. Etkinlikler, müfredat programında yer alan kazanımlara uygun Ģekilde hazırlanmıĢtır. Proje haftalık modüller Ģeklinde hazırlanmıĢtır. Her haftaya ait; modülü adı, amacı, ders içinde kullanılacak araç gereçlere ait liste, ders öncesi yapılacak hazırlıklar, bilgi, beceri ve tutum olarak kazandırılması gereken becerilere ait listeler hazırlanmıĢtır. Bu listelerle; yönerge kağıtları, aktivite kağıtları, sunum dosyaları ve ödev kağıtları düzenlenerek öğretmenlere sunulmuĢtur. Yapılan hazırlıkların ardından çalıĢma ilk olarak pilot okulda uygulanmıĢ daha sonra eğitim alacak tüm illerdeki öğretmenlerin eğitimleri ile devam etmiĢtir. Eğitim alan öğretmenlerden gelen geri bildirimlerle proje çıktıları değerlendirilmiĢtir. Projelerin çıktıları; 86 Proje kapsamında öğretmen eğitim seminerine katılan sınıf öğretmenleri aracılığı ile projede yaklaĢık 45 bin öğrenciye ulaĢılmıĢ, üretilen ders içeriği kullanılarak sonuçları hem öğrenci kazanımları çerçevesinde hem öğretmen değerlendirmesi alınarak gerçekleĢtirilmiĢtir. AĢağıda parametreler bazındaki öğretmen değerlendirmeleri grafikler halinde sunulmaktadır. HOITGEP kapsamında hazırlanan “eğitim programının uygunluğu” konusunda katılımcı öğretmenler ortalama 4,28 puan vererek “çok yeterli” değerlendirmesi yapmıĢlardır. Şekil 1. Uygulama Sonrası Öğretmen Değerlendirmesi 4j45 4j60 2012 2013 Ortalama Sınıfın uygunluğu Kullanım kolaylığı 4j14 4j47 4j65 4j67 4j15 4j36 Davranışların uygulanması 4j50 4j63 Bilgilerin öğrenilmesi 4j56 4j64 Konuların anlaşılması 4j61 4j69 Aktif katılımı destekleme 4j66 4j78 Öğrenci beğenisi 4j41 4j58 Rahat uygulama 4j60 4j38 Amaç ve hedeflere uygunluk 4j48 4j58 Derslerin sınıf öğretmenleri tarafından beğenilirliğinin, sınıf içinde öğrencileriyle yaptıkları Trafik Güvenliği dersi uygulamalarının ardından da devam ettiği izlenmiĢtir. Bu izleme, “Uygulama sonrası öğretmen değerlendirmesi” aĢamasında 10 parametre “1-5” aralığında ölçülmüĢ, “öğrenci beğenisi, aktif katılım ve kullanım kolaylığı” konuları projenin en baĢarılı bulunan yönleri olarak ortaya konulmuĢtur (ġekil 2). İhtiyaca uygunluk Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi Şekil 1. Uygulama Sonrası Öğretmen Değerlendirmesi 87 Ders uygulamasının baĢlangıcında ve ünitelerin tamamlanmasında sonra dersi alan öğrencilerde bilgi geliĢimini görmek için sunulan ders öncesi ön test ve dersin tamamlanmasını takiben son test uygulanmıĢtır. Testlerde yer alan ölçüm unsurları aĢağıda sunulmaktadır. 2013 Yılı Öğrenci Ön Son Test Unsurları S.01 - Bisiklet kullanırken her zaman kask ve dizlik takmak gerekmez S.02 -Yolcu indiren araçların önünden ya da arkadından yol çıkmak çok tehlikelidir S.03 - Araba ile yolculuk ederken arada sırada emniyet kemeri takmasak tehlikeli olmaz S.04 - Okul servisimizde yüksek sesle şakalaşmamız, servis şoförümüzün arabayı kullanmasını etkilemez S.05 - Emniyet kemeri takmak da diş fırçalamak gibi sağlımızı koruyan bir davranıştır S.06 - Mavi kare şeklinde olan yaya geçidi işareti şoförleri uyarmak için konulur S.07 - Trafik lambası kırmızı olsa bile yol boş ise karşıdan karşıya geçebiliriz S.08 - Okul servisi bir toplu ulaşım aracıdır S.09- Çocukların arada sırada ön koltukta oturması tehlikeli değildir. S.10 - Emniyet kemeri ani bir fren ya da çarpmada bizim araç içinde savrulmamızı, koltuğumzudan fırlamamızı önler Kocaeli 88j3 84j8 87j0 İstanbul 93j4 91j6 93j0 92j7 Bursa 90j0 94j8 Ankara 90j9 95j4 Öğrenci bilgisinin ölçüldüğü sonuçlar her iki yıl için tüm illerde ayrı ayrı değerlendirilmiĢ ve dersin kazanımları ortaya konmuĢtur. Buna göre, dönem sonunda öğrencilerin trafik bilgilerinde genel ortalamada %5,4 oranında artıĢ sağlanmıĢtır. Bu artıĢın en yüksek olduğu iller Samsun, Niğde ve Afyon‟dur (ġekil 3). 89j0 Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi Niğde Genel Ortalama Şekil 3. Ön test son test sonuçlarının iller arasındaki göstergesi Trafik eğitiminde sadece okullarda çocuklar için hazırlanan çalıĢmalar planlamak yeterli değildir daha önemlisi ebeveynlerin trafikteki tutum ve davranıĢlarıdır. Hazırlanacak yeni eğitimlerde okullarda anne-babalara bu eğitimde ne denli önemli rol aldıklarının önemini vurgulamak üzere konferans ve veli trafik bilgisi eğitimleri de verilmelidir. 88 Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi Kaynaklar: Danner, U. N., Aarts, H., ve Vries, N. K. (2008). Habit intention in the prediction of future behaviour: The role of frequency, context stability and mental accessibility of past behaviour. British Journal of Social Psychology, 47(2), 245-265. Dragutinovic, N. ve Twisk, D.A.M. (2006). The effectiveness of road safety education: a literature review. R-2006-6. SWOV Institute for Road Safety Research. Leidschendam. EriĢim adresi: http://www.swov.nl/rapport/r-2006-06.pdf. Dunbar, G., Hill, R. ve Lewis, V. (2001). Children's attentional skills and road behavior. Journal of Experimental Psychology: Applied, Vol. 7, No. 3, 227-234. Duperrex, O., Bunn, F. ve Roberts, I. (2002). Safety education of pedestrians for injury prevention: a systematic review of randomised controlled trials. British Medical Journal, Vol. 324, 1129-1131. Foot, H., Tolmie, A., Thomson, J., McLaren, B. ve Whelan, K. (1999). Recognizing the hazards. Psychologist, 12(8), 400-402. Hare, T.A. ve Casey, B.J. (2005). The neurobiology and development of cognitive and affective control. Romanian Association of Cognitive Sciences, Vol. IX(3), 273-286. Hoekstra, A.T. ve Wegman, F.C.M. (2011). Improving the effectiveness of road safety campaigns: Current and new practices. IATSS Research, Vol. 34, 2, 80-86. McInnes, K., Howard, J., Miles, G. ve Crowley, K. (2009). Behavioural differences exhibited by children when practising a task under formal and playful conditions. Educational and Child Psychology, 26 (2), 31-39 . Raftery, S.J. ve Wundersitz, L.N. (2011). The efficacy of road safety education in schools: a review of current approaches. EriĢim Kaynağı: http://casr.adelaide.edu.au/staff/?pid=1212 Thomson, J. A. (2006). Applied spatial cognition: From research to cognitive technology. London: Routledge. Thomson, J. A., Ampofo-Boateng, K., Lee, D.N., Grieve, R., Pitcairn, T.K. ve Demetre, J.D. (1998). The effectiveness of parents in promoting the development of road crossing skills in young children. British Journal of Education Psychology, 68(4), 475– 491. Verplanken, B. ve Orbell, S. (2003). Reflections on past behavior: A self report index of habit Strength.1. Journal of Applied Social Psychology, 33(6), 1313-1330. 89 “Güvenli Eller” Kampanyası Dr. Dilek Tiryaki Artı Danışmanlık [email protected] Özet: Endüstride el kazaları en sık karĢılaĢılan kazalardan biridir. SGK‟nın 2012 yılı istatistiklerinde yaralanan organlar olarak el, kol, parmaklar, el bileği gibi bölgeler % 46‟yla en çok etkilenen organlar olarak göze çarpmaktadır. Bu bildiride eğitimle iç içe geçmiĢ bir kampanya olan “Güvenli Eller” kampanyası hakkında bilgi verilecektir. Kampanya 2008 yılında bir ilaç fabrikasında yürütülmüĢtür. ĠĢletmenin bu konuya eğilme ihtiyacını doğuran neden, kendi kazalarını analiz ettiklerinde iĢ kazalarının % 60‟ının ellerle ilgili olduğunu saptamalarıdır. Kampanyanın aktiviteleri öncesinde odak grup görüĢmeleri ve anketler vasıtasıyla yapılan araĢtırma ve durum değerlendirilmesinin ardından, “el güvenliği eğitimleri” tamamlanmıĢ, slogan yarıĢması, poster ve broĢürler hazırlanması gibi etkinlikler yapılmıĢtır. Bu çalıĢmaların sonuçlarının izlendiği yılda ilaç firmasında el kazalarının ortadan kalktığı görülmüĢtür. Anahtar Kelimeler: Güvenli Eller Kampanyası, el sağlığı, el kazaları . 90 Dilek TİRYAKİ Eğitim Projeleri / “Güvenli Eller” Kampanyası Herkese merhaba. Günün bu iyice ilerlemiĢ saatinde hâlâ sabırla dinleyen katılımcılara, böyle çok özel bir konuyu; sağlık ve güvenliği, iletiĢim boyutuyla tartıĢan bir sempozyum için emek veren, zaman harcayan, kaynak ayıran üniversite yönetimine ve ilgililere teĢekkür ederim. Size eğitimle iç içe geçmiĢ bir kampanyadan bahsetmek için buradayım. “Güvenli Eller” kampanyası. Birçoğunuzun da bildiği gibi iĢ güvenliğinde el kazaları en sık karĢılaĢtığımız kazalardan biridir. Öncelikle bir iki istatistikle bunu vurgulayalım, adını koyalım istiyorum. ġu an SGK‟nın 2012 yılı istatistiklerinde yaralanan organlara baktığınızda el, kol, parmaklar, el bileği gibi bölgeler % 46‟yla en çok etkilenen organların baĢında gelmektedir. 2012-2013 yılına ait Ġngiltere rakamlarında da bu oranlar % 36 olarak tespit edilmiĢtir. Neden böyle bir kampanya yürütmeye ihtiyaç duyulduğunu bir örnekle anlatmak isterim? Bu kampanyayı birkaç kez yürütme fırsatı buldum hekim olarak. Bunlardan bir tanesini, sonuçların da ölçüldüğü bir kampanyayı buraya getirdim. Yapılanların öncesi ve sonrası arasındaki farkları değerlendirebildiğimiz bir kampanya olduğu için daha kıymetli olduğunu düĢünüyorum. Bu kampanya 2008 yılında bir ilaç fabrikasında yürütüldü. ĠĢletmenin böyle bir eğitim ihtiyacını doğuran neden, kendi kazalarını analiz ettiklerinde iĢ kazalarının % 60‟ının ellerle ilgili kazalara bağlı olduğunu saptamalarıydı. Bu kaza oranı 2004-2007 yılında yine % 55‟e varan bir rakammıĢ ve söz konusu oranın yükselme trendi olduğu için bu konuda bir aktivite yapma kararıyla yola çıkmıĢlar. Amaç; el kazalarını ve mesleki etkilenmeleri engellemek, çalıĢanların bilincini arttırmak, çalıĢanların aktif fikirlerini önerilerini almak, iĢbirliklerini ve motivasyonunu sağlamak olarak özetlenebilir. Ġlk olarak Aralık 2007‟de kampanya için kullanılacak araçları bir araya getirmek üzere toplandık. Yönetim takımı ile yapılan baĢlangıç toplantısından sonra kampanyanın duyurusu gerçekleĢtirildi. Arkasından iĢletmenin kazaları analiz edildi ve kampanyanın fazları tanımlanmıĢ oldu. Önce bir program hazırlanarak dönemsel olarak hangi aktiviteleri gerçekleĢtireceğimiz belirlendi. Ġlk yapılan Ģey çalıĢanların el kazalarıyla ilgili hem farkındalıklarını hem de inançlarını algılamaya çalıĢtığımız bir anket oldu. YaklaĢık 25 soruluk bir anket çalıĢmasıydı bu. Anket sonucunda birçok niceliksel veriye ulaĢmıĢ olduk. 269 çalıĢan tarafından doldurulan anketteki sorulardan biri de “El kazalarının sizce sebebi nedir?” sorusuydu. Bir ilaç fabrikası ve ampul kullanımı olduğu için, çalıĢanlar ampul kırıkları, ĢiĢe kırıkları, makinaya elle müdahale gibi bir dizi nedeni dile getirdiler. ÇalıĢmaya odak grup görüĢmeleriyle devam edildi. Odak grup görüĢmeleri bildiğiniz gibi daha niteliksel verileri elde ettiğiniz bir çalıĢma biçimi. Burada, aralarında hiyerarĢik bir fark olmayan eĢ düzey çalıĢanlardan oluĢan küçük gruplarla derinlemesine görüĢmeler yapıldı. Odak grup görüĢmelerinin bize sağladığı en önemli veri, iĢletmede yazılı olmayan 91 Dilek TİRYAKİ Eğitim Projeleri / Güvenli eller Kampanyası kültürün deĢifre edilmesini sağlamak oldu. Yani çalıĢanlar arasında yaĢanan alt kültürü biraz daha tanımamızı sağlayan bir çalıĢmaydı. Örneğin balon jojenin eldivensiz tutulması halinde, herhangi bir kaza nedeniyle balon jojenin kırılması sonucu, içinde ısıtılmıĢ suyun yanmaya neden olması, makine güvenliği ile ilgili alınan önlemlerin ara sıra bypass edilebildiği gibi çalıĢanlar arasında birtakım bilindik uygulamaların tespit edilmesinin yanı sıra, birtakım fark etmediğiniz tehlikeleri de odak grup görüĢmelerinin analizinde elde etmek mümkün olmaktadır. Bu çalıĢmada, el yaralanmaları türleri analiz edildi. Yaralanmaların yaklaĢık % 60‟a varan en büyük kısmını kesiler ve yanıklar oluĢturmaktaydı. Sıklıkla yaĢandığı söylenen bu el kazalarını yerinde incelemek için iĢletmeye gittiğimizde elde edilen verilerin yanı sıra, eğitim içinde de bazı verileri toplama fırsatı bulduk. ÇalıĢanların ve yöneticilerin paylaĢtığı örnekleri analiz ettik. Özellikle ilaç fabrikası deneyimi olan arkadaĢlarımız bilir; tablet baskı makineleri ilaç fabrikasında çalıĢanların en sık elle müdahaleye kalkıĢtığı ve böylesine steril bir ortamda parmak kopmalarının, parmak ezilmelerinin en sık yaĢandığı makinelerdir. ÇalıĢanlar bu konuda yaĢanmıĢ örnekleri bizlerle paylaĢtılar ve biz, oluĢabilecek ergonomik kazalardan kıymıklara, kimyasal etkilenmelere kadar birçok örneği yerinde görme fırsatı bulduk. Biliyorsunuz, makine-ekipman varsa vücutta takı olmamalıdır. Özellikle yüzüğe bağlı parmak kopmaları iĢ sağlığı alanında çok iyi bilinen kazalardandır. Siz bunu bir iĢletme uygulaması haline getirseniz bile, zaman zaman bypassların olabildiğini sahada görmeniz mümkün. Daha sonra iĢletmede bir slogan yarıĢması düzenledik, bu kampanyaları çalıĢanların daha ciddiye alması için onların önerilerini topladık. Toplanan önerilerden birini kampanyanın ismi olarak belirledik: “Güvenli Eller”. Diğer sloganları da kullanacağımız bazı görsel materyallerde değerlendirdik; “Elimiz ekmeğimiz”, “Elele kazasız günlere” gibi. Tabii iletiĢimin biraz daha iĢin içine girdiği noktalardı burası. ÇalıĢanların önerdiği sloganları görünür, algılanır hale getirmek için bazen çizimle bazen fotoğrafla broĢür ve posterler hazırlandı. Bu materyaller proje boyunca dönüĢümlü olarak fabrikanın çeĢitli yerlerine asıldı. Böylelikle, sürekli farkındalığı sağlamayı amaçladık. Eğitim sonrasında katılımcılara dağıttığımız el güvenliği ve el hijyeniyle ilgili unsurları içeren bir kitapçık bu çalıĢma kapsamında hazırlandı. Bu kitapçık ellerin nasıl korunacağı, el kazalarının boyutu ve basit el yıkama prosedürünü içeriyordu. Daha sonra “Güvenli Eller” eğitim uygulamasında da, yaklaĢık olarak 450-500 kiĢiden oluĢan çalıĢanlar 7 grup halinde eğitime alındı. Bu eğitimler sırasında, iĢletmenin değerlendirilmesi sürecinde elde ettiğimiz görsellerden yararlanıldı ve “el”e yönelik tehditlerin saptanması, tekrar değerlendirilmesi konularında bu görsellerin görülür ve paylaĢılır biçimde kullanımı desteklendi. 92 Dilek TİRYAKİ Eğitim Projeleri / Güvenli eller Kampanyası Yine Glo-Germ adını verdiğimiz ve el yıkamanın etkinliğini gösteren bir materyal aracılığıyla da el hijyeni eğitimi desteklenmiĢ oldu. Kampanya kapsamında, Kadın Emeğini Güçlendirme Vakfı aracılığıyla hazırlanan hediyeler çalıĢanlara dağıtıldı. Kampanyanın sıcaklığını tazeliğini korumak üzere akıllarda kalması için, burada yapılanların belli bir periyot içinde ve birbirini izler Ģekilde, bir zaman planı dahilinde yapılması amaçlandı. Hediyeler arasında özel el yapımı sabunlar, tırnak bakım setleri, tırnak fırçaları gibi ürünler vardı. YaklaĢık 6 aylık bir sürecin sonunda bir ölçme değerlendirme çalıĢmasıyla nereye geldiğimize baktık; bu amaçla anket çalıĢması yinelendi. Bu ankette çalıĢanlara birtakım sorular yönelttik. ÇalıĢanların % 83‟ü kampanyanın el kazaları üzerine olumlu etkide bulunduğunu ifade etti. Kampanyanın en yararlı aktivitesini sıralamaları istendiğinde, ilk sırada “el güvenliği eğitimi” belirtildi. Daha sonra sırasıyla “poster ve broĢürler”, “odak grup görüĢmeleri” ve “anketler” geldiği görüldü. Eğitim ile ilgili raporlara bakıldığında da çalıĢanların % 70‟inin eğitim çalıĢmasını “çok yararlı” bulduğu, % 29‟unun ise “yararlı” bulduğu görüldü. Belki de, 2007 yılında yürütülen kampanyanın en önemli sonucu buydu. 2008 yılında iĢletme, el kazaları konusunda, iĢ yüküne bağlı kayıtlı el kazalarında sayıyı sıfırlamıĢ oldu. Yani % 60‟ı oluĢturan kazalar 2008 de sıfıra ulaĢtığı için kampanyanın baĢarısından söz etmenin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonraki süreçte de iĢletme, yeni sloganlarla ve yeni görsellerle güvenli el konusunu gündemde tutmaya çalıĢtı. Çok teĢekkürler, sağ olun. 93