HBYS - Sağlık Bilişim Derneği

Transkript

HBYS - Sağlık Bilişim Derneği
Merhaba
İ
kinci sayıyı çıkarmanın heyecanını
sizler ile paylaşmak istiyorum. İlk sayı
belki heyecanlıydı ama ikinci sayıyı
çıkarmak çok daha heyecanlı oldu. Artık
dergimizin devamının olduğunu gösterebileceğimiz bir ikinci sayımız var. Üstelik
ikinci sayımız birincisine göre çok daha
profesyonel. Artık her sayımız, kendimizi biraz daha iyileştirdiğimiz bir çalışma
olacak ve SABİYAP içerisine yeni katılımları yansıtacak şekilde ilerleyecek.
Yasin Keleş
Sağlık Bilişim
Yöneticileri Açılımı
Platformu Başkanı
Geçen zaman içerisinde yaptığımız etkinlikler, uzun vadede sektörümüzün
büyükleri ile üyelerimizin kişisel ve
mesleki gelişimlerine destek olmak için
yaptığımız eğitim anlaşmalarını dergide
bulabileceksiniz. Bunun yanı sıra aramıza katılan Çağrı merkezi ve biyomedikal
yöneticileri için yazılara bu sayımızın
içerisinde yer verdik.
SABİYAP; çok hızlı büyüyen bir platform
ve sağlık sektörümüzdeki önemli bir
boşluğu doldurma gayretinde. O nedenle çok önemli misyonları kendi üzerine
alarak yola devam ediyor.
Bu misyonlardan size kısaca bashetmek
istiyorum: Sağlık bilişimcilerinin en
önemli iç müşterisi olan doktorlarımız
ile daha iyi işbirliklerine girmek için
SABİYAP olarak “Bilişimci Dostu Doktor-Doktor Dostu Bilişimci” sloganı ile
tüm sağlık kuruluşlarında bizimle beraber olacak doktorları belirliyoruz. Bu
doktorlarımız ile birlikte yine yıllardır
yaptığımız fakat daha formal hale getirdiğimiz “Uzman Masa Toplantılarını”
yaparak sağlık bilişimine önemli katkılar yapmayı planlıyoruz.
Sağlık bilişimi çok hızlı ilerleyen fakat
en fazla eksiği olan alanlardan birisi,
eksikliklerden en önemlisi de bu konuda yetişmiş insan kaynağının olmaması.
Bu konuda da yine SABİYAP olarak bir
adım attık. Sağlık Bilişimcisi ve Sağlık
Bilişim Yöneticisi yetiştirme programları yapmaya karar verdik. Bunu yaparken
bir üniversite ve yine sektöre hizmet
veren büyük firmalar ile beraber yola
çıktık çok kısa süre sonra eğitimleri de
web sitemizden(www.sabiyap.org ) ilan
ediyor olacağız.
Bu sayımızda sizlere sağlık bilişimcilerinin en fazla uğraş verdiği araçlardan birisi olan HBYS ve PACS ile ilgili doyurucu
makalelere yer verdik. Bundan sonraki
sayılarımızda HBYS ve PACS konusunda
daha detaylara inip başarı hikayeleri
ve kötü sonuçlanan projeler ve onlardan kazanılan tecrübelere yer veriyor
olacağız. SABİYAP bilginin buluştuğu bir
platformun ötesinde sağlık bilişimcilerinin sosyal buluşma platformu da olma
yolunda hızla ilerliyor. SABİYAP olarak
biz; insanların rahatladığı ve özgür kaldığı ortamlarda çok daha verimli olacaklarına inanıyoruz. Bu nedenle artık
sektörel toplantılarımızı “SABİYAP Doğa
Gezileri” adını verdiğimiz etkinlikler ile
birleştiriyoruz. İlkini yaptığımız Kartepe gezisinde TTNet ile birlikte yola
çıktık. Mayıs ayı içerisinde Emriganda
güzel bir kahvaltı sonrasında da Boğaz
gezisiyle yine tüm SABİYAP üyeleri ile
buluşmayı hedefliyoruz.
Sağlık Bilişimi ve Teknolojisi alanında
ilk ve tek olan dergimizin bu sayısının
3000 civarında sağlık bilişim yöneticisine ulaşması ayrı bir sevinç kaynağı
oluyor. SABİYAP omuzlarına yüklediği bu
değerli misyonu, aslında bu 3000 omuz
ile paylaşmanın verdiği motivasyon ile
hissetmeye başlayacak.
Sağlık Bilişimi ve Teknolojilerini en iyi
şekilde kullanmak ve konumlandırmak
için var gücümüzle çalışmaya ve birlik
olmaya devam...
Bir sonraki sayıda yeni gündemler buluşmak üzere hoşçakalın.
SABİYAP
03
14
Sağlık Bilişim Yöneticileri
Açılım Platformu (SABİYAP) adına
bilişimcilerinin sosyal buluşma
platformu da olma yolunda
hızla ilerliyor...
17
Sağlık Sektöründe
e-Öğrenme Süreçleri
30
Bilişimci Dostu Doktor
Doktor Dostu Bilişimci
Perpa Ticaret Merkezi B Blok
Kat: 9 No:1436 Şişli-İstanbul
www.sabiyap.org
Reklam Satış Sorumlusu:
Ahmet Said Bulut
[email protected]
Yapım :
Medikal Tanıtım Danışmanlık
ve Organizasyon Hizmetleri
Tel: 0212 3206202
www.medikaltanitim.com
Baskı : Forart Basimevi
Davutpaşa Cad. Davutpaşa Emintaş
Sanayi Sitesi No:180 Topkapı-İstanbul
Tel: 0212 501 82 20
Fax: 0212 6130515
SABİYAP bilginin buluştuğu bir
platformun ötesinde sağlık
İmtiyaz Sahibi:
Yasin Keleş (SABİYAP Başkanı)
[email protected]
Yönetim Yeri:
Medikal Tanıtım Danışmanlık
ve Organizasyon Hizmetleri
Sabiyap Doğa Etkinlikleri
Artan eğitim maliyetlerini
düşürmenin günümüzdeki en
etkin ve en yaygın yolu
e-öğrenme teknolojilerinden
faydalanmaktır.
“Bilişimci Dostu Doktor-Doktor
Dostu Bilişimci” sloganı ile tüm
sağlık kuruluşlarında bizimle
beraber olacak doktorları
belirliyoruz.
içindekiler
6
HBYS Sisteminin Genel Özellikleri
8
Hastaneler neden HBYS yazmak ister?
10 Etkin Hastane Bilgi Yöne�m Sistemi
12 Sı�rdan HBYS Yazılım oluşturmak!
20 PACS Dün, Bugün, Yarın
Baskı Yeri ve Tarihi:
İstanbul, Nisan 2009
22 PACS Projelerinde Sık Karşılaşılan Hatalı Uygulamalar
24 web tabanlı uygulamaların çalışma prensibi ve mimarisi
26 Beklen�leri Karşılayacak Değişim
Yayın Türü:
SABİYAP- Sağlık Bilişimi ve
Teknolojisi Dergisi yerel, süreli yayındır.
Yılda 4 kez yayınlanır.
SABİYAP ve Sağlık sektörü
yöneticilerine ücretsiz olarak dağıtılır.
04 SABİYAP
28 Sağlık Sektöründe Çağrı Merkezi Uygulamaları
33 İlk işinize başlamadan önce... Son hazırlıklar
36 Bilişimin Türkçeleşmesi
38 5651 sayılı internet yasası ve ötesi
46 Arı Teknolojisinden Esinlenen Balmumu Heykel Sana�
48 Emirgan korusu
dosya
HBYS Sisteminin
Oğuz Özyurt
Sabiyap Yazarı
HBYS Uygulama ve Geliştirme
Uzmanı
Bilginin
kalitesi ve
sunumu
gibi önemli
bir faktör
önümüze
geliyor
Genel Özellikleri
H
er sektörün içerisinde olduğu
gibi sağlık kurumlarında da
gerek yönetim ve işletme anlamında, gerekse medikal anlamda bilgiye ihtiyaç en üst seviyededir. Etkili bir
sağlık kuruluşu yönetiminde işletmeyi
ve kararları etkileyen en önemli öğe
kaynağı bilgidir.
Hastane yönetiminde bilgi gereksinimi
kaçınılmazdır. Sağlık sistemlerimizde
evrim niteliğinde değişimler olmaktadır.
Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri (HBYS)
sağlık kurumlarının verimliliğine yönelik
en önemli araçların başında geliyor. Bugün HBYS’nin en hayati önem taşıdığı
sektörlerin başında sağlık sektörü gelmektedir. Şöyle bir baktığımızda; yasal
mevzuatların sık sık değiştiği, hastaların
kalite taleplerinin arttığı, hastanelerin
sunumlarının hizmetin kendisinin daha
önünde gittiği günümüzde anlaşılır
bir şekilde fark edilmektedir. Bununla
birlikte bilginin kalitesi ve sunumu gibi
önemli bir faktör önümüze geliyor.
Sağlık kurumlarının süreçlerine baktığımızda hastaların kapıdan girdiği andan
itibaren hastane içerisindeki her türlü
hareketi ve bu hareketin paralelinde hizmet verenlerin süreçteki yerinin hastane
yönetimi açısından tıbbi ve işletimsel
olarak veri ambarına eklenen bir değer
olduğunu söylemek mümkündür.
Bir hastane yönetimi ve yöneticisinin
hedeflerini oluşturabilmesi için gerekli
olan bilgi; Ölçme, raporlama, değerlendirme ve iyileştirme planlamaktır.
Bu sayede standartlarını geliştirebilir
ve iyileştirici aksiyonların sürekliliğini
mümkün kılabilir.
Gerçekleşen tıbbi muayene ve tedavi,
hasta bakımı, sosyal hizmet, destek
hizmetleri vb. faaliyetlerin sonuçlarında elde edilen başarıları değerlendirebilmek ve raporlayabilmek için sağlık
işletmecisinin tüm süreçleri kapsayan iyi
bir HBYS’ si olması gerekmektedir. Bu
sayede sağlık kurumlarında anlık üreti-
06 SABİYAP
len bilgiyi doğrudan entegre bir HBYS
üzeriden görebiliyor ve kararlarını daha
hızlı alabiliyor olacaktır.
Bizler Sağlık bilişimcileri olarak işletmecilerimizin de desteği ile sağlık
kuruluşlarımızda iyi bir entegre HBYS
kurgulayabilirsek, sağlık kuruluşları
içindeki bilgi akışı ve iletişimin gözden
geçirilerek yeniden yapılandırılmasını
katkı sağlamış oluruz. Tabi yöntem ile
beraber yönetimin ve denetimin kolaylaştırılması gibi faydaları olacaktır.
Entegre Hastane Bilgi Yönetim
Sisteminden(HBYS) beklenilenler
Yukarıda saydığımız tüm özelliklerin bir
HBYS sisteminin içerisinde olması beklenmektedir. Aynı zamanda gelişen ve
değişen şartlara hızlı ayak uydurması ve
talepleri sürekli karşılayabilecek derecede esnek olması talebi sağlık kurumlarını yöneten işletmecilerin en doğal hakkı
olduğunun altını çizmekte fayda var.
Sağlık kurumlarının genelinde HBYS’nin
herhangi bir tarafından memnuniyetsizlik hep vardır. Bu memnuniyetsizliğin
birçok sebebi olabilir. Fakat sektörün en
büyük sıkıntılarından birisi yine sağlık
kurumlarının tepe yöneticileri tarafından imkan tanınan HBYS olamamış
ama kendisini o şekilde lanse etmiş ufak
yazılımlardır. Bu yazılımlar ile başlayan
sağlık kuruluşları bir süre sonra hem
mali, hem de zaman bakımından zarara
uğradıklarını fark edip kötü bir deneyimle firmayla ilişkilerini sonlandırırlar.
Bu tür durumların yaşanmaması için
aslında HBYS den beklentilerimizi en
açık şekliyle yazılı hale getirip bir istek
havuzu oluşturmalıyız. Bu sayede karşılıklı isteklerin net belirlendiği ve bir anlaşmanın parçası olabilecek bilgi ortaya
çıkar Bu sayede siz de kurumunuza özel
bir yazılımı bu konuda seçtiğiniz partneriniz ile birlikte oluşturmuş olursunuz.
İyi bir HBYS oluşturmanız dileğiyle..
dosya
Hastaneler neden
HBYS yazmak ister?
Hüseyin Türk
Özel Sema Hastanesi
HBYS Uzmanı
Yazılım
firmasının
devamlığı
hastane
açısından
ciddi
önem arz
etmektedir
H
astaneler çok çeşitli nedenlerle
kendi HBYS sistemlerini kendi
bünyelerinde oluşturmaya karar verebiliyorlar. Büyük ölçekli özel
bir hastanenin çalışanı olarak kendi
perspektifimizden bu sebepleri kısaca
irdelemeye çalışalım.
Öncelikle yeni yazılım ve bunun bünye
içinde gerçekleştirilmesi kararına mesnet teşkil edebilecek sebepleri direk ve
dolaylı olarak ikiye ayırmak gerekiyor.
Bu yazıda iki grubu da kısaca açıklamaya çalışacağız.
Görünürde herhangi bir problem olmasa da HBYS anlamında potansiyel en
büyük problemleri ihtiva eden sebepleri
karar sürecinde bir anlamda resmin fonunu oluşturdukları için dolaylı sebepler
olarak isimlendirdik. Bunlar genelde ileriye dönük endişe uyandıran konulardan
oluşmaktadır.
Örnek olarak hasta bilgilerinin güvenliği konusu gösterilebilir. Bilindiği gibi
yazılım firmaları gerek sahada personel
bulundurarak gerek de ihtiyaç duyuldu-
ğunda uzaktan HBYS sistemine erişerek
problem giderme, sürüm yükseltme gibi
işlemleri gerçekleştiriyorlar. Bu işlemler
için ister istemez hasta bilgilerinin bulunduğu veri tabanlarına erişim imkânları oluyor. Her ne kadar yapılan sözleşmelerde yazılım firmalarını bağlayan
maddeler bulunsa da hastane bünyesi
haricinde kişi veya kuruluşların hastanın
direk veya dönemsel hasta bilgilerine
ulaşabilmesi çalışılan yazılım firmasına
bağlı olarak huzursuzluk meydana getirebilir. Bu konuda meydana gelebilecek
bir problem hastane itibarını ciddi şekilde zedeleme potansiyeline sahip.
Bunun yanında sıra yazılım firmasının devamlığı hastane açısından ciddi
önem arz etmektedir. Özelikle sağlık
sistemini yeniden yapılandırma çalışmalarının tam ortasındaki bir Türkiye’de
bu değişimlere gerektiği hızda adapte
olamayacak veya bu değişimin getirdiği
yükü kaldıramayacak bir firma hastane
için ileride büyük problemlere sebep
olacaktır.
Yukarıda bir iki örnek ile açmaya çalıştığımız dolaylı sebepler genelde duruma
göre bir şekilde önlemleri alınmış ancak
yine de hastane yönetimini huzursuz
eden kökten çözüm gerektiren problemler gibi görülmesi muhtemel sebeplerdir.
Bundan dolayı ciddi kararlar almak için
yeterli olmasa dahi ortaya daha gözle
görülür sebepler çıkması durumunda
başka bir yazılım firması ile çalışma yerine yazılımın bünye içerisinde bir ekip
tarafında geliştirilmesi için en önemli
dayanakları oluşturmaktadır.
Direk sebepler ise daha göz önünde
olan hemen hemen tüm hastanelerin
şikâyet ettiği şeyler olmakla birilikte
genelde destek problemleri ve hastaneye özel isteklerin firmalar tarafından gönülsüz karşılanması olabiliyor.
Destek konusunu biraz açmaya çalışalım. Örneğin; Medula son 1,5 sene içeri-
08 SABİYAP
sinde 3 Versiyon değiştirdi. Son olarak
1 Nisan itibarı ile Versiyon 3 kullanıma
sunuldu. Bilindiği gibi Versiyon 15 Haziran 2007 de devreye alınmıştı ancak
Medula tarafında sistemin rayına oturması ne yazık ki uzun zaman almıştı.
Bu esnada durmadan değişiklikler
meydana geliyordu. Eğer yazılım
firmanız bu değişikliklere yeterince
hızlı cevap veremiyor ise kısmi ya
da değil, verdiğiniz hizmetleri zamanında faturalandıramıyor ve bedelini
alamıyordunuz. Bu bedel hastane
çapına göre aylık belki birkaç HBYS
satın alabilecek düzeye ulaşabiliyordu.
Belki uçta bir örnek oldu ancak yazılım
firmalarının değişikliklere adaptasyon
hızının hastaneler için ne denli önemli
olduğunu anlatma adına yerinde olduğu kanaatindeyim.
Ayrıca hastaneler hastalara verdiği hizmetin kalitesini artırma, çok
çeşitli istatistikî verilere ulaşma,
müşteri portföyünü geliştirme adına
çeşitli projeler üretebiliyor. Yazılım
firmaları açısından talihsiz durum
ise genelde, bütün bu projelerin bir
yerde HBYS sistemi ile iç içe olması
gerekliliği, aksi takdirde projelerin
bir ayağı havada kalabiliyor. HBYS
firmaları genelde hastanelerin bu
tip projeleri haricinde kalmayı yeğliyorlar.
Hastane bir müddet sonra aldığı standart hizmetin kendisine yetmediği ve
yaklaşımda bir farklılık olmayacağı
için dışarıdan firmalar ile bu işin bir
nihayete ulaşamayacağı düşüncesine
kapılıp hastaneleri için daha iyisini
yapabilecekleri kanaati ile HBYS yazılımını kendi bünyelerinde geliştirmeyi
düşünebiliyorlar.
En kaba hatları ile “Hastaneler neden
HBYS yazılımı kendi bünyelerinde
yazmak isterler?” sorusununa kendi
perspektifimizden cevaplamaya çalıştık. Bu noktaya gelmeden daha önce
sorulması gereken sorular olduğu açık.
Ancak yukarıda verilen örnekler ışığında, “Hastane kendi yazımlımını kendi
yazmalı mı, yazmamalı mı?” sorusu
akla gelebilir.
Sebeplerin bir kısmının doğru
firma ve sağlam bir sözleşme ile
ortadan kalkacağı, gelişime dönük
projelerde ise bir firmalar ile bir
şekilde anlaşılabileceği, anlaşmanın mümkün olmadığı konularda
ise hastanenin projelerini kendi
bünyesinde çok daha düşük maliyetle halledebileceği düşüncesi ile
hastanelerin bu denli büyük bir işle
kendi başlarına girmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Sonuçta bu
işi gerektiği
şekilde
yapabilmek
için farklı
ihtisas
alanlarının
buluşturulması
gerekiyor ve bu
başlı başına bir
problem
Sonuçta bu işi gerektiği şekilde yapabilmek için farklı ihtisas alanlarının
buluşturulması gerekiyor ve bu başlı
başına bir problem. Uygun şartları
oluşturmadan bu işe kalkışanları büyük
bir fiyaskonun beklediğini söylemek
için uzman olmak gerekmez. Uygun
şartlar nelerdir konusunu başka bir
yazıda irdeleyebiliriz.
Okuyucularımıza faydalı olur temennisi ile…
SABİYAP
09
dosya
Etkin Hastane
Bilgi Yönetim Sistemi
Serdar Aydın
Göztepe MedicalPark
Bilgi Sistemleri Müdürü
Etkin bir
HBYS için,
in-house
geliştirme
yapmak,
sistemlerin
esnekliği
açısından bir
avantajdır
H
ızla gelişen ve büyüyen hastanelerde HBYS’lere yapılan
yatırım, kuruma zaman içerisinde maksimum fayda ile geri dönüş
yapmaktadır. Sektörde Bilgi Sistemlerine
ve HBYS’lerine yatırım yapan firmaların,
bu yatırımlarını, kalıcı olmak adına çıktıkları yolda bastıkları ilk adım olarak
değerlendirmek yanlış olmaz.
Kurumun sağlıklı yönetilmesi, bilginin
etkin yönetilmesi ile eşdeğer anlam ifade eder. Bu bağlamda Medicalpark Sağlık Grubu olarak, dış kaynak kullanımı
yöntemi ile HBYS yazılımı kullanmakta
ve hastanelerimizin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmelerimizi de özel bir
sözleşme ile kendi bünyemizde yapmaktayız.
Hasta memnuniyeti (poliklinik, ameliyat, yatış ve taburculuk süreçleri,randevu), hekimler başta olmak üzere çalışan
memnuniyeti(Kullanıcı dostu ve efektif
kullanılan ekranlar), arka ofis yönetiminin vazgeçilmezleri (Fatura, Stok
yönetimi) ve Medikal Muhasebe gibi
fonksiyonel yönleri güçlü ve hastaneleri
en önemli değerlerine sahip çıkan bir
HBYS, etkin ve esnek yönetilmek durumundadır. Diğer yandan süreçleri kontrol etmek, özellikle hastanelerin sistemli
çalışması açısından üzerinde ciddi çalışma yapılan bir husustur. Bu bakımdan
HBYS sistemlerinin bu özellikleri gün
geçtikçe ön plana çıkmaktadır. Diğer
taraftan kullanıcı dostu ara yüzlerle her
sabah çalışanları buluşturmak, onların
işlerini kolaylaştırmak HBYS’lerin, yarı
yoldan dönüş sebepleri olduğu da bilinir
bir gerçektir.
Sektörün hızla büyüyor olması, rekabet
unsuru olarak birçok araç kullanılmasını
gerektirmektedir. Bu araçların doğru beslenmesi de yine etkin bir HBYS yönetimi
gerektirmektedir. Etkin bir HBYS için,
in-house geliştirme yapmak, sistemlerin
esnekliği açısından bir avantajdır. Bu
avantajı sağlamanın en temel önceliği
10 SABİYAP
kontrollü bir yönetim modelidir. Bilgi
Sistemleri birimlerinin bu iradeyi gösterebiliyor olması, destek görmesi, HBYS
gelişimi için vazgeçilmezdir. En değerli
bilgi ulaşılabilen bilgidir.
İşlevde bilginin sağlıklı girilip, saklanması yanında bu verilerin birer değere
dönüştürülmesi bakımından esnekliğin kontrol edilmesi, aslında HBYS
yönetimidir. Bu nedenle hastane Bilgi
Sistemleri olarak bizlerin, vizyonlarımızı kullandığımız programa işleyebilir
olmamız gerekir diye düşünüyorum. Bu
açıdan bakıldığında in-house geliştirme
yapmanın bir başka avantajı da ortaya
çıkıyor. Sağlık sektöründe geliştirme
yapmak, mevzuatın da sürekli değiştiğini düşünürsek çok da kolay değildir.
Yapılan işin sonunda hastalara uzanan
bir dizi zincirin olması, bu hassasiyeti
daha da önemli kılmaktadır.
Geliştirme yaparken kullanıcı bazlı
mı, yoksa fonksiyonellik mi sorusunun
cevabını aramak yerine, her iki özelliği de HBYS’lerde kullanmak, sonucu
hastaya kadar uzanan bir memnuniyetin ilk halkasıdır. Bu durumda geliştirmenin haliyle sürecin iyi analiz
edilmesi, diğer halkaların etkileşimlerinin göz önünde bulundurulması
gerekmektedir.
Kullanıcı alışkanlıkları ve değişime gösterdikleri özen veya direnç ile bazen çok
tehlikeli sonuçları doğurur. Bu nedenle
bu değişimin önce anlaşılabilir, daha
sonrada kabul edilebilir olmasını ayarlamak HBYS lerin yine esnekliğine ve
güvenilirliğine bağlıdır.
dosya
Osman Örengül
Medipol Sağlık Grubu
Bilgi Sistemleri Müdürü
Sıfırdan
HBYS Yazılımı
oluşturmak!
K
endi ekibinizi kurarak yazılım geliştirmenin gerekleri,
avantajları ve dezavantajları:
Kurum bünyesinde yazılım geliştirmenin günümüz şartlarında en büyük
sebebi büyüyen yapılardır. Son yıllarda
sağlık sektöründe gözle görülen büyüme
trendi, hastaneler grubu olan veya olma
yolunda ilerleyen kuruluşların yazılım
ihtiyaçlarını kendi bünyesinde geliştirme
ihtiyacı hissetmelerine sebep olmuştur.
Bu makalemizde kendi yazılım ekibi ile
HBYS geliştirmenin avantajları ve dezavantajları üzerinde duracağız.
Avantajları Nelerdir?
Sektörde
bulunan
arkadaşlarımızla
yaptığımız
görüşmelerde
de her kurumun
ihtiyaçları, idari
işleyişi ve verdiği
hizmetlerde
farklılıklar
olduğunu
görüyoruz
12 SABİYAP
Bilindiği üzere HBYS farklı kurumlar
için farklı ihtiyaçlara cevap vermek
üzere tasarlanmalıdır. Sektörde bulunan
arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde de her kurumun ihtiyaçları, idari
işleyişi ve verdiği hizmetlerde farklılıklar olduğunu görüyoruz. Kendi ekibini
kurarak HBYS geliştirmenin en önemli
avantajlarından birisi budur. Yazılım
için yapılacak analiz tamamen kurumun
kendisine özgü olacağı için tüm ihtiyaçlara cevap verme olasılığı yüksektir.
Ayrıca dış kaynak (out source) kullanılmış yazılım için kurulum sonrası destek
büyük önem arz etmektedir. Yeterli
desteği alamadığı için sık sık yazılım
değiştiren kurumlara tanık oluyoruz.
Bu değişimin sebebinin kullanılan yazılımın yetersiz olması değil, yeterli kullanılamaması olduğunu düşünüyorum.
Bunu sağlayacak olan yazılım firmasının
yeterli ve yetenekli destek personeli bulundurması gerekmektedir.
Destekten anlayacağımız sadece problem esnasında müdahale değil, gerektiğinde kurumu yönlendirebilmek olmalı.
Yani ürün desteğinden ziyade proje
desteği sağlanmalıdır. Bu konulardaki
destek zafiyetinden dolayı yazılımlar
yeterince kullanılamayıp, zamanla ihtiyaçlara cevap veremediği için değiştirme yoluna gidilmektedir. Tüm bunları
kendi ekibiniz ile yaparsanız daha hızlı
ve üretken bir proje geliştirebilirsiniz.
Tabii ki kuracağınız ekibin bu yetilere
sahip olması koşulu ile…
Bir başka değineceğimiz nokta ise yazımızın girişinde de bahsettiğimiz gibi
grup olan ya da olma yolunda ilerleyen kuruluşların büyüyen ihtiyaçlarını
tek noktadan yönetmek istemeleridir.
Bir kurumun kendi
yazılım ekibini
kurarak yazılım
geliştirmesindeki
en büyük
dezavantaj
maliyettir
Tek hastane için yazılım geliştirmenin özellikle maliyet açısından
makul olmadığı kanaatindeyim. Büyümekte olan kurum yöneticilerinin
tüm hastanelerinin mali tablolarını
ve istatistiksel bilgilerini farklı verileri bir araya getirerek çözmek
yerine tek yazılımdan istediği anda
görebilmesi sağlanabilir. Bu da karar
verme mekanizmasını hızlandıracak,
vakit kaybetmeden verilecek kararlar
ile doğru yatırımlar planlı bir şekilde
yapılabilecektir.
da bu iş için ayıracağınız bütçeyi yükseltmeniz anlamını taşıyor.
Geçmiş geleceğin aynası derler, geçmişi net olarak göremez iseniz geleceğe
yapacağınız yatırımların verimli olup
olamayacağı bir muamma olarak kalacaktır.
Yazılım geliştirmek burada bahsettiğimizden çok daha detaylı değerlendirilmesi gereken bir konu aslında, burada
sadece gözle görülen yüzeysel bazı
noktalara değinmeye çalıştım. Kendi
ekibiniz ile yazılım geliştirmek bazı
durumlarda “Amerika’yı yeniden keşfetme” ye çalışmak, kimi durumda ise
yapılmamışı yapmak anlamına gelebilir. Böyle bir girişime karar vermeden
önce, ince eleyip sık dokumak gerekir.
Buna ne kadar ihtiyacınız olduğu, bu
ihtiyacınızı hali hazırda karşılayan
bir yazılım olup olmadığını iyi araştırmak ve sonrasında karar vermek
daha uygun olacaktır. Birçok kurum
yaşadığı kötü tecrübeler sonrasında
bu tip girişimlere karar verir. Ama şu
da bir gerçek ki; kendi yazılımınız da
kötü bir tecrübe olabilir. Olmaması
için bu işi bilen, sağlık sektörünü ve
işleyişini çözmüş ve kurum ile uyumlu
çalışabilecek iyi bir proje yöneticisinin bu işin başında olması gereklidir.
Dezavantajları Nelerdir?
Bir kurumun kendi yazılım ekibini kurarak yazılım geliştirmesindeki en büyük dezavantaj maliyettir. Outsource
bir yazılıma sahip olma ve yıllık bakım
anlaşması maliyetleri tek hastane için
yazılım geliştirmeye oranla oldukça
düşük bir maliyetle gerçekleşecektir.
Aynı gruba ait 3 veya daha fazla hastane yok ise yazılım geliştirme faaliyetleri, outsource bir yazılıma sahip olma
maliyetinden daha yüksek rakamlara
mal olacaktır. Bu sebeple tek hastane
için kendi ekibi ile yazılım geliştirme,
lüks biri yatırım olacaktır.
Kendi ekibiniz ile yazılım geliştirmenin
bir diğer dezavantajı ise kişilere bağımlı kalmak zorunda olmanızdır. Sonuçta
diğer tüm personelleriniz gibi yazılım
ekibiniz de iş değiştirme kararı alabilir.
Bu soruna çözüm üretmenin tek yolu
yazılım ekibini sayıca arttırmaktır. Bu
Bir diğer nokta ise kurum çalışanlarının
bitmek tükenmek bilmeyen istekleridir.
Yapılan her istek yeni bir ihtiyaç doğuracaktır, bu da yeni bir istek anlamına
gelir. Outsource yazılımlar, firmanın
geliştirdiği şekilde kullanılmak durumundadır ve her isteğiniz kabul görmeyecektir. Ama kurum içerisinde böyle
bir ekip bulunduğunda birçok isteği geri
çevirmek mümkün olmayacaktır.
Bu konuda kısaca kendi fikirlerimi sizlerle paylaşmaya çalıştım, sürç-ü lisan
ettiysek affola…
Kalın sağlıcakla…
SABİYAP
13
dosya
SABİYAP
S
ağlık Bilişim Yöneticileri Açılım Platformu olarak geleneksel hale getirmeye çalıştığımız
SABİYAP Doğa gezilerimizin bu
sene açılışını Kartepe’de Green Park
Resort Otelde çok sayıda üyemiz ile
birlikte yaptık.
Gezilerimizde hedeflediğimiz Sağlık
bilişim yöneticilerinin doğal ortamlarda sakin ve huzurlu bir şekilde
bir araya gelmesi ve rahatlamasını
amaçlıyoruz. Bu tür geziler üyelerimiz
arasında iletişimi kuvvetlendirdiği gibi
sektörün bir çok sorununu ve önüne
koyması gereken vizyonel konularıda
çok büyük bir ruh dinginliği içerisinde
ele almamızı sağlıyor. Buluşmamız
erken saatlerde kahvaltı ile başlayıp
SABİYAP tanıtımı ve değerli sponso-
DOĞA
ETKİNLİKLERİ
rumuz TT Net’in sunumları ile devam
etti. Sunumların ardından SABİYAP
üyelerini çeşitli süprizler bekliyordu.
Yaklaşık 10 adet hediyeyi aramızda
heyecanlı dakikaların yaşandığı bir
çekiliş ile şanslı üyelere dağıttık. Bu
kadar enerji hacandıktan sonra öğle
yemeğine geçtik. Öğle yemeğini yedikten sonra SABİYAP üyeleri karlar
üzerinde diledikleri gibi eğlenmeye
başladık.
Doğayla iç içe ve İstanbul’a sadece 1,5
saat uzaklıktaki Kartepe’de üyelerimiz
kayak, kızak ve snowboard keyfinin
yanında teleferik ile kartepe zirvesine
çıkıp eğlenceli saatler yaşadıktan sonra, bir dahaki etkinlikte terar biraraya
gelmek üzere akşam saatlerinde merkezden ayrıldık.
Gürkan Karadere*
“Sabiyap’ın 15 Şubat tarihinde Kartepe’de düzenlemiş
olduğu Zirve’de hakim olan
son derece nezih ve faydalı toplantı ortamı, Sağlık
Bilişimi noktasında yalnız
olmadığımızı göstermesi adına son derece faydalı oldu.
TTNet’in spnsorluğunda düzenlenen toplantıda yalnızca
meslektaşlarımızı
tanımak
ve görüş alış-verişinde bulunmakla kalmayıp, yapılan
sunumlardan ve sorularımıza
verilen yanıtlardan da son
derece memnun kaldığımızı
belirtmeliyim.
Toplantıda
Ttnet ve Türk Telekom’un
bilişimciler için hazırlamakta
olduğu yeni atılım ve açılımlardan, özellikle “erkenden”
haberdar olmak son derece keyif vericiydi. Ayrıca,
bu toplantıda kurduğumuz
bağlantılar, iş geliştirme
konusunda bize yeni ufuklar
açtı ve şu anda grubumuz
için avantajlı koşullarla,
yeni teknolojileri kullanmak
konusunda
vizyonumuzu
değiştirebilecek çalışmalara
adım atıyoruz. Bu anlamda
da SABİYAP’a teşekkür borçlu
olduğumuzu ve bu tür organizasyonlarının devamı için
elimizden gelen katkıyı esirgemeyeceğimizi de belirtmek isterim. Saygılarımla”
*Bilgi Teknolojileri Yöneticisi
NPGRUP NPiSTANBUL
Nöropsikiyatri Hastanesi
14 SABİYAP
www.ttnetwifi.com.tr
444 0 375
gezi
Şuayip Birinci*
B
iz sağlıkçılar organizmanın
muhteşem uyumuna alışmanın oluşturduğu yüksek
beklentilerle bilişimcilerden belki
diğer sektörlere göre çok daha fazla
şey istiyoruz.Her geçen gün insan
hayatını kolaylaştıran yeni bilişim
projelerini gözlemlediğimiz bu günlerde kartepe toplantısı ve benzeri
organizasyonların bu hızı artıracağını düşünüyorum.
SABİYAP’ın bundan sonraki süreçte
özellikle sağlık bilişimi alanında
sektöre yeni soluklar getireceğini ve
zamanla sektörün akil unsurlarından
biri haline geleceğini görüyorum.
Kartepe organizasyonu için emeği geçen herkese şükranlarımı iletiyorum.
* Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi, Bilgi Sistemlerinden Sorumlu
Başhekim Yardımcısı
M. Cem Göçtü*
“15 Şubat’ta gerçekleşen SABİYAP
Kartepe Zirvesi’ne sponsor olmaktan
TTNET olarak büyük mutluluk duyduk. Karşılıklı kazanımların olduğunu düşündüğümüz bu aktivitelerin
devam etmesini arzu ederiz.
Bu zirveye TTNET, Türk Telekom ve
AVEA’nın değerli satış/pazarlama yöneticileri ile beraber katılarak, hem
ses hem de data tarafındaki sektöre
dönük en yeni ürünlerimizi anlatma
fırsatı bulduk. Dinleyicilerin sorduğu
sorularla ilginin yüksek olduğunu
görmek bizi çok memnun etti.
Sağlık sektörü teknolojik gelişim açısından bilgiye en çok ihtiyaç duyan
sektörlerin başında geliyor. İnsan
hayatını doğrudan etkileyen süreçlerin otomasyona dökülmesi hizmet
kalitesinin artmasını sağlamaktadır.
Bu da hasta-doktor, hasta-personel
ilişkilerinin daha sağlıklı bir ortamda
yürümesini sonucunu doğurur. Örneğin bir sigorta şirketinden provizyon
alımı sırasında yüksek kaliteli bir internet hattının kullanılması, hastanın
daha az bekletilmesini sağlarken,
personelin de daha verimli iş yapmasını sağlayacaktır. Diğer taraftan
doktorların randevularının tek bir
veri tabanında tutulması randevu
karışıklıklarını önleyecek ve hastala-
16 SABİYAP
rın ve doktorların zamanlarını daha
efektif kullanmalarını sağlayacaktır.
Şu an için artık basit gelen bu çözümler belki yıllıar önce bir çok
kişinin “ne gerek var” diye istemediği gelişmelerdi. Bu noktada sağlık
bilişimcilerinin yeni teknolojileri yönetim kademesine daha iyi anlatması
ve sonuçlarını gösterebilmesi çok
büyük önem arz eder. Bu tip toplantılarda da biz teknoloji sağlayıcıları
olarak bildiklerimizi birinci ağızdan
anlatarak belki de bir katalizör görevi
üstlenmekteyiz. Bizler için de önemli
olan budur.
SABİYAP’ın değerli yöneticilerine
bizleri davet etme nezaketi gösterdikleri için tekrar teşekkür ediyoruz.”
* TTNet Satış Yöneticisi
Sağlık sektöründe
advertorial
e-öğrenme süreçleri
2
009 yılında Türkiye’de ve Dünyada gelinen noktada, kurumlar
piyasalardaki sıkıntılı dönemin ve
krizin etkisiyle birçok iç süreçlerinde tasarruf tedbirleri alma yoluna gittiler. Bu
süreçlerin en başında geleni de şüphesiz
eğitim süreçleri.
Sağlık sektörü devamlı inovasyon ve
yüksek personel sirkülasyonu, kesintisiz,
hızlı ve verimli bir eğitim ihtiyacını da
beraberinde getiriyor. Bu eğitimlerin
kurumlarda sıkıntılı bir sürece yol açmasının sebebi ise hem genel hem de alternatif maliyet açısından çok ciddi yükleri
beraberinde getirmesi. Hem oryantasyon, hem iç eğitimler, hem de kişisel
gelişim eğitimleri bütün bir yıl boyunca
sürüyor. Bu eğitimlerin her biri ortalama
bir hafta sürüyor ve genelde eş zamanlı
birkaç tane eğitim oluyor. Çeşitli bölegelerden getirilen personelin yol, yiyecek
ve konaklama masraflarına ek olarak
eğitimin organize edildiği mekanın kirasıyla birlikte, tek bir eğitim ortalama
70.000 ila 100.000 TL dolaylarında bir
maliyet getiriyor. Buna ek olarak personelin bir hafta boyunca işinin başından
ayrılmasından dolayı oluşan alternatif
maliyetler kurumları bu eğitim süreçlerinde maliyet açısından ciddi sıkıntılara
sokuyor.
Mehmet Taha Doğruyol
durumda. Bu karma eğitim anlayışına
göre 7 gün sürecek bir eğitimin temel
bölümünü oluşturan 4-5 günlük kısmı
uzaktan eğitim şeklinde uygulanıyor.
Burada kullanıcılar kitabi olarak konunun temel prensiplerini öğreniyorlar.
Sonrasında yapılan 2 günlük bir eğitim
tartışma, tecrübe paylaşımı ve soru-cevap şeklinde geçiyor ve bu sistem 7 günlük sınıf eğitiminden çok daha verimli
sonuçları çok daha az maliyetle veriyor.
Eğitimi alan kitlenin önceden aldığı
temel eğitimlerin de hem sınıf eğitimi
sırasında sorularını önceden hazırlayabilmelerine hem de eğitim sonrasında
sınırsız tekrar yapabilmelerine olanak
veriyor. Bu sayede eğitimlerini bu metodla daha verimli olarak yapan kurumlar, her hafta eş zamanlı 2 eğitimin yılın
30 haftası yapılacağı varsayıldığında
4.200.000 ila 6.000.000 TL’lik bir tasarruf sağlıyorlar. Buna ek olarak ortalama
15 kişilik sınıflarda eğitim yapıldığı varsayılırsa 4.500 Adam/Gün değerinde bir
alternatif maliyeti de önlemiş oluyorlar.
Adobe’nin önerisi:
Adobe’nin bu konularda sağlık sektörünün bu süreçteki bütün ihtiyacını karşılayacak 3 adet kilit ürünü bulunuyor:
Artan eğitim
maliyetlerini
düşürmenin
günümüzdeki en
etkin ve en yaygın
yolu e-öğrenme
teknolojilerinden
faydalanmaktır
Peki sağlık sektöründe bu konuda nasıl
bir çözüm üretme arayışına giriyorlar?
Artan eğitim maliyetlerini düşürmenin
günümüzdeki en etkin ve en yaygın
yolu e-öğrenme teknolojilerinden faydalanmak. Bu konuda özellikle yurtdışında
gitgide yaygınlaşan anlayış, eğitim konusunda internet teknolojisinin kullanımını
öyle bir zorunluluk olarak görüyor ki,
artık “e-learning” kavramı yavaş yavaş
tamamen kaybolarak, yerini salt “learning” kavramına bıraktı. Bunun sebebi
artık eğitimde internet teknolojisinin
kullanımı bir seçenek olmaktan çıkmış
ve bir zorunluluk, eğitim sürecinin olmazsa olmaz bir parçası haline gelmiş
SABİYAP
17
advertorial
Adobe Presenter: Eğitmenlerin teorik ders içeriklerini herhangi
teknik bir bilgi olmadan platform
üzerinde
seslendirilmiş
olarak
yayınlamalarına
olanak
tanıyor.
Kuruma özel
yazılımların
kullanımına yönelik
eğitimler için ekran
kamerası mantığıyla
görüntülü eğitimler
ve Help dosyaları
oluşturulmasını
sağlıyor
• Canlı yayınların kaydedilmesi ile
oluşan dersleri banttan kursiyerlere video portalı olarak yayınlamak.
• Powerpoint sunumlarına flash,
video, ses, soru, anket eklemek
• Branş derslerine ait teorik anlatımların portal üzerinden yayınlanması
• Anket, Test Müfredat oluşturma
v Pro: Sadece internet yardımı ile kullanıcı ve sunumcu tarafında herhangi
bir yazılım gerektirmeden mekan
bağımsız sanal toplantılar gerçekleştirmeyi sağlıyor.
• Güvenli katılımcı yönetimi
• Canlı ses ve canlı vide
• Canlı chat ve yönetilebilir (moderated) chat
• İçerik yükleme ve oynatımı (ppt,
swf, jpg, flv)
• Dosya, Ekran ve Uygulama Paylaşımı
• Beyaz Tahta
• Anlık Oylama
• Kayıt edebilme
• Çoklu sanal odalarla çalışabilme,
Birden fazla anlatıcı ile sunum yapabilme
• Tamamen kurumsallaştırılabilir görünüm
Adobe Captivate: Kuruma özel
yazılımların kullanımına yönelik eği-
timler için ekran kamerası mantığıyla
görüntülü eğitimler ve Help dosyaları
oluşturulmasını sağlıyor.
• Canlı kayıt
• Seslendirme
• Test seçenekleri
• Demonstrasyon veya Simülasyon
kayıt seçenekleri.
Çözüm:
E-öğrenme gibi, bir kurumun her sürecinde etkili olacak ve kurumdaki
know-how akışının temelini oluşturacak çözümlerin implementasyonu
ve eğitim stratejisinin belirlenmesi en
az doğru yazılımın kullanılması kadar
önemli. Doğru bir strateji ile oluşturulmamış bir çözüm, edinilen araçların
atıl ve yararsız bir yatırıma dönüşmesi
tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Özellikle Adobe Connect tarzı çözümlerde yazılım her yönüyle kullanıcı
dostu bir profil çizdiğinden dolayı bu
tehlike minimuma iniyor. Çözümün
implementasyonu sırasında önemli
olan, yazılımın kendisi kadar, eğitimi,
yürütümü ve desteği alanlarını kapsayacak şekilde uçtan uca bir hizmet
olarak tercih edilmesi başarılı bir e-öğrenme ve web konferans sağlıyor. Bu
sayede Sağlık sektöründe hem öğrenme hem de toplantı süreçlerinde çok
ciddi bir tasarrufu uygun bir maliyete
edinmiş oluyorlar.
Adobe Connect Hakkında detaylı bilgiyi Adobe Türkiye distribütörü Medyasoft’tan alabilirsiniz: 212 273 02 02
18 SABİYAP
dosya
PACS Dün,
Bugün, Yarın
Sevim YILMAZ
Siemens A.Ş. Sağlık Sektörü
IKM - PACS/RIS Yöneticisi
P
ACS kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen büyük gelişim gösterdi ve gelecekte
daha da geniş kullanım alanı bulacaktır.
PACS 80’li yıllarda gelişmesine rağmen 90’lı
yıllarda daha geniş uygulama alanı buldu.
Türkiye’de ilk PACS sistemi 1997 yılında International Hospital’da kuruldu. Siemens SIENET
Magic sisteminin en verimli şekilde kullanımı
ile International Hospital ilk filmsiz hastane
olma özelliğine sahip oldu. PACS’ın gelişiminde en büyük rolü teknoloji gelişimi oynadı.
Haberleşme ve network teknolojilerin gelişimi
ile veri iletimi 10Mbit’ten 1000Mbit’e yükseldi
ve hastane içinde görüntü iletimi hızlandı. Telekom altyapısının gelişmesi ile mesafeler kısaldı
ve şehirlerarası ve hatta ülkeler arası veri iletimi
için imkân oluştu. Böylece görüntülerin başka
bir yerden görüntülenmesine ve raporlanmasına
olanak tanındı. Bilgisayar gelişti. Daha hızlı,
güçlü ve performanslı oldular. Bu da beraberinde son kullanıcıya hız ve daha ileri üç boyutlu
görüntü işleme olanağı getirdi. Günümüzde saniyeler içinde tanı amaçlı üç boyutlu görüntüler
oluşturulmaktadır. Medikal cihazlar inanılmaz
bir gelişim gösterdi. Bununla beraber görüntü
kalitesinin artmasına yanı sıra tetkik başına
üretilen görüntü sayısı 50’den 5.000’e yükseldi.
Depolama teknolojilerin gelişmesi bu süreci
destekledi ve eskiden 4,7GB en geniş kapasiteyi
ifade ederken günümüzde 1TB normal bir kapasite olarak algılanmaktadır.
PACS sistem mimarisi küresel teknoloji gelişimine paralel olarak gelişti. 90’lı yıllarda raporlama
iş istasyonların kendi veri tabanı ve görüntü
depolama alanları vardı. Arşivleme, sistemler ile
senkronize olup görüntü akış yönetimine sahipti.
Dağıtık PACS mimarisi teknoloji olanaklar doğrultusunda en uygun mimari idi ve aynı zamanda
arızalara karşı yüksek güvenlik düzeyi sağlıyordu.
Klinik süreçler kesintiye uğramadan çalışmalar
devam edebiliyordu. Network hızları artıkça ve
bilgisayar teknolojileri geliştikçe Server-Client ve
Server-Web Tabanlı mimariler gelişim gösterdi.
Bu mimariler görüntülere tek yerden ulaşım imkânı vermesine karşın, sistem arızalarına karşın
çok hassas sistemlerdir. Merkezi veri erişiminin
sürekliliğini ve daha yüksek güvenlik düzeyinin
sağlanması amacı ile clustertering teknolojiler
kaçınılmaz oldu. Yazılım teknolojilerin gelişimi ile Web yazılımların daha geniş uygulama
ve kullanım alanı buldukça PACS’ın yazılım
ve mimari yapısına etkisini gösterdiler. PACS
eskiden görüntü iletimi ve depolama sistemi
olmasına karşın günümüzde kurumların verimliliğini çoğaltan ve sağlık hizmetlerinin
kalitesini önemli ölçüde artıran bir konumda.
Bunu sağlayan ise RIS sistemler ile yapılan entegrasyon. Günümüzde PACS üreticileri süreç
verimliliğini artıran tam bütünleşmiş PACS/RIS
sistemler sunmaktadır.
Dijital arşiv çözümler, teknolojik gelişmelere
paralel olarak büyük değişim geçirdi. 1990’lı
yıllarda 20-yıl saklama olanağı veren MOD(Magneto Optical Disk)’ler ve Tape’ler tercih
edilmekteydi. DVD teknolojisinin gelişmesi ile
DVD’ler tercih edilmeye başlandı. Kapasite ve
teknoloji hız olarak yetersiz kalmaları açısından
ve yeni disk tabanlı depolama çözümlerin ve
LTO teknolojinin gelişmesi ile SAN ve HSM
çözümler geniş kullanım alanı buldular. Değişmeyen tek unsur ise tıbbi görüntülerin iki
kopya olarak saklanmasıdır. Tıbbi görüntüler
tekrarlanamayan ve yeni yasal düzenlemeler ile
20-yıl saklanma zorunluluğu getirilen görüntüler olmasından dolayı arşivleme çözümlerin çift
kopya içermesi önemli konulardan birisi. Maliyet baskısı nedeni ile tek kopya arşivlerin tercih
edilmesi yüksek risk içermektedir.
Hastane ihtiyaçları her geçen gün genişlemektedir ve değişmektedir. Sağlıkta kalite, verimlilik ve yeni iş olanaklar PACS sistemlerin kullanımını artıracaktır. Teknolojik gelişmeler şüphesiz büyük etki yaratmaya devam edecektir.
Mobilite - 3G, WAN - Metro Ethernet, LAN
- 10GB Ethernet, Uydu haberleşme bunlardan
bir kaçı. PACS günümüzde ve gelecekte hastanelerin sınırlarını aşıp, zincir hastane, bölgesel yapılanmalar, doktor paylaşımı ve sağlık
hizmetlerin erişebilirliğini artıracak önemli rol
oynamaya devam edecektir. Gelecekte PACS
sistem mimarileri merkezi ve dağıtık yapıların
birleşiminden oluşacaktır. Globalleşen dünyada PACS/RIS sistemlerin arasında haberleşme
ihtiyacı artacaktır. Bu yönde yeni yazılım teknolojileri ve standartlar gelişecektir. DICOM,
IHE gibi standartlar PACS’ın gelişim sürecinde
önemli yapı taşları oldular ve olmaya devam
edeceklerdir.
Teknolojik gelişmeler PACS’ın geleceğini etkilemeye devam edecektir. Sağlık kurumlarında
PACS/RIS çözümün tasarımı öncelikle klinik
fayda ve kullanım ön planda olacak şekilde
yapılmalıdır. Bunu yaparken mutlaka kurum
genel teknoloji yatırım planları göz önünde
bulundurmalıdır.
dosya
Sezer PAL
PACS Danışmanı
[email protected]
PACS Projelerinde Sık Karşılaşılan
Hatalı Uygulamalar
P
ACS veya filmsiz radyoloji denildiğinde akla ilk gelen soru konvansiyonel filmlerin görüntü kalitesinin ve negatoskop kullanım pratikliğinin yakalanıp yakalanamayacağıdır.
Danışmanlık yaptığımız bir hastaneye
tasarruf ve verim artışını vurgulayıp
filmsiz bir sistem önerdiğimizde kafalarında oluşan soru yakınlardaki başka
bir hastanede yaşanan başarısız bir uygulama nedeniyle yatırıma değip değmeyeceğiydi. Bazı branşlardaki uzman
doktorların ekrana görüntü geldiğinde
kalitesini yeterli bulmayıp radyoloji
bölümünden film basılıp getirilmesini
istediklerini duymuşlardı. Bu ve daha
bir çok soru işaretinin sebebini bulmak
amacıyla bahsettikleri referansa bir ziyarette bulunmayı önerdim.
DICOM olarak gelen görüntü JPEG
formatına dönüştürülmekte ve kullanıcının karşısına bozulmuş (distorte
olmuş) şekilde sunulmakta ve saklanmaktadır. Bu durumda kalite kaybının
yanında hasta demografik bilgileri
(metadata) görüntü dosyası üzerinde
saklanamayacağından
karışıklıklara
yol açabilmektedir.
2. Görüntü ile hasta ve çekim bilgilerinin *.dcm formatında saklanması
hastaneye ileride başka bir PACS
çözümü tercih edildiğinde kolay bir
şekilde arşivin yeni programdan taratılarak indeks oluşturulmasına ve yeni
çözüme eski arşiv görüntülerinin “import” edilmesine imkan sağlamaktadır.
Standart formatta görüntü saklamayan
Film basıldığında hasta
tarafından taşınmakla
süreçleri tetiklemekte
ve kendiliğinden
ilerletmektedir.
Ziyaret sırasında HBYS firmasının başka
bir firmaya girmelerine gerek olmadığını söyleyip PACS ihtiyaçlarını çözmeyi
önerdiklerini öğrendik. Günümüzde
PACS konusundaki boşluğu HBYS
firmalarından bazılarının “bir şekilde”
doldurmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Bu tür uygulamalarda karşımıza bazı
hayati problemler çıkmaktadır;
1. Gerçek bir PACS, MR, CT, CR, DR
gibi modalitelerin, görüntülerini kayıpsız ve hasta demografik bilgilerini
ayırmadan aynı dosyada saklamak
amacıyla DICOM 3.0 standardında arşivlemek ve sunmak zorundadır. Gördüğümüz bazı uygulamalarda kapasite
ve performans kaygıları nedeniyle
22 SABİYAP
sistemlerde eski arşive ulaşım malesef
yeni sistemden sağlanamaz. Günümüzde HBYS değişimlerinde benzer
zorlukları -net hasta kayıt standartları
olmadığından - yaşamaktayız.
3. Gerçek bir PACS işleri zorlaştımak
yerine kolaylaştırmalıdır. HBYS ve RIS
ile çok iyi entegre edilmemiş bir PACS
çözümü tekonlojik olarak ne kadar
mükemmel olursa olsun süreçler HBYS
üzerinden döndüğünden işler yavaşlayacak, kullanım zor geldiğinden ve
akıcı olmadığından zamanla zorlama
süreçler atıl kalacak, film basımına bir
alternatif olamayacaktır. Çünkü film
basıldığında hasta tarafından taşınmakla süreçleri tetiklemekte ve kendiliğin-
den ilerletmektedir. HBYS haricinde
PACS firmasının yanında getireceği bir
RIS çözümü ülkemiz şartlarında sürekli
değişen süreçlere uyum sağlayamayabileceğinden böyle bir sonuç doğurma ihtimali yüksektir. Çözüm; HBYS
içindeki RIS modüllerinin geliştirilmesi
ve kullanılması, ayrıca HL7 ile bir RIS
entegrasyonuna gerek kalmadan sürekli değişen iç süreçlere, SGK ve Sağlık
Bakanlığı isteklerine uyum sağlanabilmesidir. Ayrı ayrı uygulamalardan
çalışmak yerine hasta dosyasından tüm
geçmişi, tetkik ve tahlilleri yanında tek
bir buton ile görüntüye ulaşabilmek
oldukça pratiklik sağlamaktadır.
4. Elinde filmle gelen hastadan filmi
alıp negatoskopa takmak kadar pratik
olunabilmelidir. Bu amaçla “streaming” teknolojisi ve sunucu tarafındaki performans olmazsa olmazlardan
biridir. Bu teknolojiyi şöyle özetleyebiliriz; intenetten bir video seyretmek
istediğimizi düşünelim. 80-100 MB
lık bir görüntünün tamamının indirilip
bilgisayarınıza kaydedildikten sonra
açılmasını mı tercih edersiniz, yoksa
youtube gibi çok kısa sürede seyretmeye başlayıp eğer aradığınız görüntü
bu değilse başka bir görüntüye devam
etmeyi mi? İşte bu youtube benzeri
teknolojiye “streaming” adını veriyoruz. Aynı şekilde PACS uygulamarının
özellikle MR ve CT görüntülerinde ilk
kareler geldikten sonra arkada diğerlerini yüklemeye devam ederken uzman
incelemeye başlayabilir Hız saniyeler
seviyesini aştığında kullanımda akıcılık
ve pratiklik azalmakta ve kullanıcılarda
hoş olmayan bir sabırsızlık hissi doğurmaktadır. Bu durum filmsiz radyolojiye
geçişte haklı kullanıcı direnci oluşturabilecek sebeplerden biridir..
PACS teknolojisi pek yeni olmamakla
birlikte tıp alanında uzman az oldu-
ğundan günümüze kadar doğru uygulanan ve
kaynak israfı olmayan proje sayısı oldukça azdır. Radyolojik arşiv kuruyoruz diye negatoskopa taktıkları filmleri elde tutulan (tripod bile
değil) fotoğraf makinasıyla dijitalleştirenleri
de, DICOM gelenleri *.JPG formatında saklayanları da malesef gördük. Tüm bu projelerde
harcanan çabaların ve arşivlendiği sanılan bilgilerin israf olduğunu söyleyebiliriz. Bunlarla
ne düzgün tanı koyabilmek ne de tutarlılığını
koruyarak hasta veri tabanı ile ilişkili arşivleme beklemek yanlış olur.
Dijital çağa geçiş çoğu projede yanlış uygulandığı üzere dijital modalitelerden elde
edilen tüm görüntüleri dijital kuru film yazıcılardan bastırmakla elde edilemez. Bu
durumda film başına maliyet eskisine göre
azalmak bir tarafa kat kat fazlasına çıkmakta,
sadece banyo kimyasallarından kurtulmuş olmak idealden oldukça uzağa sapma anlamına
gelmektedir. Olması gereken münkün olduğu
kadar az filme (yaklaşık 2TL/adet maliyet) çıktı almak, mümkünse bunların çoğunu da film
yerine CD ye (0,2TL/adet) yazdırmaktır. Asıl
büyük oran (%90-95) online disklerde saklanarak gerektiğinde tekrar ulaşımı mümkün
olacaktır. Bu gün artık disk maliyetleri düştüğünden tamamını online saklamak en doğru
tercih olacaktır. Bu yedekleme yapılmayacağı
anlamına gelmemelidir.
Son olarak dijital radyolojinin konvansiyonel
filmlere göre avantajlarını özetlersek;
• Yakınlaştırma
• Mesafe ve açı ölçümleri yapabilme
• Dansite, standart sapma, HU ve ortalama
değer ölçümleri yapabilme
• Negatif-Pozitif dönüştürme
• Çekimleri sine modda oynatarak hareketlendirebilme.
• Pencere ve kontrast ayarlarını değiştirerek
tanıyı kolaylaştırma.
• MR görüntülerinde kesitin nereye ait olduğunu kolayca bulabilme.
• ve 3 Boyut araçlar ile film ile yapılması
mümkün olmayan incelemeler elde edebilme.
Bu avantajlardan anlaşılacağı gibi nasıl ki artık kimse fotoğraf makinesi için film almıyorsa
çok yakında radyolojide de filmin biteceğini
tahmin edebilirsiniz.
Kısaltmalar;
PACS (Picture Archival and Communication
System: Görüntü Arşiv ve İletişim Sistemi)
HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi)
RIS (Radiology Information System:
Radyoloji Bilgi Sistemi)
bilişim
web tabanlı
uygulamaların çalışma
Metin Amiroff
Yazılım Geliştirme Müdürü
[email protected]
prensibi ve mimarisi
D
ergimizin ilk sayısında web tabanlı uygulamaların kurumlara
sağladığı avantajlardan bahsetmiştim. Şüphesiz, web tabanlı uygulamaların giderek daha çok kullanılmaya
başlandığı konusunda bilgisayar teknolojilerine ilgi duyan herkes hemfikirdir. Bu
sayımızda web uygulamalarının kullandığı mimariyi açıklayarak bu uygulamaların
çalışma prensibini inceleyeceğiz.
Web Uygulamalarının Çalışma
Prensibi
Ortalama
bir web
uygulamasında
en az 10 farklı
teknoloji
kullanılmaktadır
Web Uygulamalarının Çalışma Prensibi
24 SABİYAP
Bir web uygulaması birden fazla teknolojinin uyumlu bir şekilde birlikte
çalışması prensibine dayanmaktadır.
Söz konusu teknolojiler sunucu taraflı
ve istemci taraflı olarak tasnif edilebilir.
Temel olarak, web uygulamaları sunucu
tarafında çalışan kodların veribananından aldığı bilgileri işleyerek TCP protokolü vasıtasıyla ağ üzerinden istemci
(kullanıcı) tarafına ulaştırır. İstemci
tarafında ise, sayfaların çalışmasını ve
görüntülenmesini web tarayıcı üstlenmektedir. Özet bir şema şeklinde gösterilmeye çalışılırsa web uygulamalarının
çalışma şekli aşağıdaki gibidir:
Kullanıcı web tarayıcısını kullanarak
web uygulamasına girmeye çalışır. Bu
sırada web tarayıcısından (istemci)
sunucu tarafına istek iletilir. Web sunucusu isteği aldığı anda öncelikle isteğin
hangi türden olduğuna bakar. Buna göre
başlatacağı işlem ve göndereceği cevap
farklı olacaktır. Daha sonra istek sunucu
üzerinde çalışmakta olan uygulama sunucusuna iletilir. Uygulama sunucunun
kaynaklarını kullanarak isteği işler ve
gerekirse yine aynı sunucu üzerinde
veya başka bir sunucuda bulunan veritabanı sunucusu ile
iletişime geçerek veri alışverişinde bulunur. Aynı zamanda,
gerektiğinde dış sistemlerle
veri alışverişinde de bulunabilinir. Bunu alınan verilerin
uygulama ihtiyaçlarına göre
değiştirilmesi ve şekillendi-
rilmesi izler. Son olarak şekillenmiş
veriler sunucu tarafındaki dosya sistemi
vasıtasıyla gösterime hazır bir şekilde
kullanıcının web tarayıcısına veya başka
bir istemciye iletilir. İstemci cevabı alır
ve kullanıcıya gösterir.
Web Uygulamaların Mimarisi
Web tabanlı uygulamalarının çalışma
prensibini inceledikten sonra nasıl bir
mimariye sahip oldukları hakkında
yüzeysel bilgi de vermek gerekmektedir. Web uygulamaları masa üstü
uygulamalarına oranla daha karmaşık
bir yapıya sahiptir. Ortalama bir web
uygulamasında en az 10 farklı teknoloji
kullanılmaktadır ve her geçen gün yeni
web standartları ve uygulama geliştirme
platformları geliştirilmekte ve kullanıma
sunulmaktadır. Buna rağmen web uygulamalarının temel mimarisi fazla değişmemektedir. İşte bir web uygulamasını
oluşturan farklı katmanlar:
1. Veri Katmanı: Tüm verilerin kaydedildiği, sorgulandığı ve saklandığı katmandır. Bu katmanın yüksek performanslı
olması şarttır, çünkü ölçeklenebilir web
uygulamalarının uygulanmasında en büyük engel veri katmanının performansıdır.
2. Veri Erişim Katmanı: Bu katman
verilere ulaşım şeklini belirler ve veritabanı ile uygulama arasında bir arabirim
görevi görmektedir. Asıl amacı veriye
kolay ulaşım ve ölçeklenebilirliktir.
3. Uygulama Katmanı: Uygulamanın
temelini oluşturan objelerin ve uygulama mantığının yürüdüğü katmandır.
4. Görüntüleme Mantığı Katmanı: Bu
katmanda işlenen veriler istemci tarafına gönderilmek üzere hazırlanır.
Görüntülemenin
nasıl
oluşacağını,
görüntülenecek
bileşenleri
belirler.
5. Görsel Kullanıcı Arayüzü Katmanı:
Web uygulamalarının bu son katmanında
veriler kullanıcı tarafında gönderilmekte
ve görsellik dahil hangi verinin nerede ve
ne şekilde gösterileceği belirlenir, kullanıcının uygulamayı daha dinamik kullanması için gereken interaktiviteler yer alır.
dosya
Fevzi Zeyrek
Memorial Sağlık Grubu
Çağrı Merkezi Müdürü
Beklentileri
Karşılayacak Değişim
S
ağlık sektörü insanlık tarihi kadar
eski bir hizmet sektörü olmakla
beraber kendi iç dinamikleri ile
karmaşık süreçleri ile değişimi de en
zor olan sektörlerden birisi olsa gerek.
Ancak hastaların-müşterilerin beklentileri her geçen gün artıyor, değişiyor.
Buna mukabil, sektördeki özel ya da
devlet eli ile hizmet veren kurumların
arasındaki rekabet de gün geçmiyor
ki artmasın. Hatta Ülkemiz sınırlarını
aşan hastanelerimiz yurtdışındaki örnekleri ile yarışır ve onları geçer konuma geldiler.
Çağrı Merkezleri ise GSM ve bankacılık sektörlerinin olmazsa olmazı gibi
görünür. Halbuki Çağrı Merkezi ihtiyacı müşterisi olan her sektör için geçerlidir. Türkiye’de sağlık sektörü için bu
ihtiyacın fark edilmesi yaklaşık 8 yıllık
bir sürece dayanıyor. Henüz çok yeni
olan bu birimlerin yapabildikleri ya
da yapabilecekleri konusunda hastane
yönetimleri hala çok vizyoner davranamıyorlar. Tüm süreçlerin başladığı
ve devamının getirildiği, hastanenin
vitrini sayılacak Çağrı Merkezi hem
hizmet kalitesinin artmasına hem süreçlerin değiştirilip geliştirilebilmesine
olanak sağlar. Ayrıca direkt gelir arttırma rollerini de çok rahatlıkla üzerine
alacak bir organizasyon sağlanabilir.
İyi bir yönetim, iyi bir ekip ve ihtiyaçlara cevap verip; geliştirilebilen Bilgi
Sistemleri donanım, yazılım ve santral
sistemleri alt yapısı ile Çağrı Merkezi
olmayan bir hastane bu birime kavuştuktan sonra %20’ye varan hizmet sunum artışı sağlaması kesinlikle yaşanmamış örnekler değildir. Hastalarınızın
talebini ölçebilmek için daha avantajlı
bir merkez düşünmek olanaksızdır.
Henüz hastanenizin kapısından girmemiş potansiyel hastalarınızın da ne
26 SABİYAP
nız; oradan oraya aktarılıp sinirlerinizin bozulduğu bir sağlık kurumuna ne
kadar güvenebilirsiniz?
yönde talepleri olduğunu ölçüp hepsini kazanmak sizin elinizde.
Bunları yapabilmek için Çağrı Merkezlerinin olmazsa olmazı elbette teknoloji kullanımıdır. Ses kayıtlarınızın, çağrı
istatistiklerinizin tutulacağı yazılımlar
ile Hastane Bilgi Sistemleri yazılımınızın değişen taleplere cevap verebilmesi gerekir. Çok kullanılmasa da her
iki yazılım entegrasyonu ilerlemek
adına önemli adımlar olacaktır. Tabii
ki Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcisinin
bilgi yükü çok büyüktür ve sadece bilgi depolamayı sağlamak adına 3. bir
yazılım (çoğunlukla intranet) size çok
büyük faydalar getirecektir. Gerçek anlamda iş üretebilen, kalitesini ölçebilen
bir Çağrı Merkezi kurabilmek için bilgi
sistemleri ile entegre bir şekilde çalışmak gerekmektedir. Tersi bir durumda
444’lü bir numaraya sahip, adı Çağrı
Merkezi,kendisi Santral hizmeti veren
bir birimin dışına çıkamazsınız.
Peki,sadece pazarlama faaliyetleri ile
hasta kazanmak sizi kurtarmaya yeter
mi? Hastanenizin sadece hekimlik
hizmeti kalitesi ile ya da milyon dolarlar yatırılmış birinci sınıf ekipmanlara sahip hastane binası ile hastanızı
elinizde tutabilir misiniz? Kısa sürede
ulaşıp istediğiniz bilgiye ulaşamadığı-
Kısacası iyi planlanıp, doğru şekilde
yönetilen bir Çağrı Merkezi ile hizmet
kalitenizi arttırmak, tüm süreçlerinizi
geliştirmek, hasta taleplerini ölçüp yönetebilmek şansını elde edersiniz. En
önemlisi ise bankacılık sektöründe çok
ileride olan CRM uygulamalarını Çağrı
Merkezi üzerinden başlatıp geliştirebilirsiniz. Teknoloji odaklı çalışan ve
Medikal Direktörlük tarafından desteklenen bir Çağrı Merkezi hem hastaları
hem de yönetimi mutlu edecek faydalar sağlayabilir. Hastalarınızı segmente
edip tüm dosya bilgilerine anında ulaşarak, onların taleplerine anında cevap
verip; ihtiyaç duyacakları hizmetleri
de herkesten önce tahmin edip müşteri
temsilcinizin vasıtası ile hastalarınıza
sunabilirsiniz.
Aradığında ismi ile karşılanan, yaptırması gereken kontrolü ya da tetkiki hatırlatılan, kısa sürede ve her an istediği
hizmete ulaşabilen bir hastanın mutlu
olmaması ve beklentilerini yükseltmemesi mümkün olabilir mi?
Sağlık bizim işimiz diyen her kurum
bilir ki sağlığını kaybetmiş insanların
sağlığını geri kazanması için ilk şart
moralinin ve motivasyonun kazandırılmasıdır. İşte biz Çağrı Merkezi
çalışanları hastalarımızı kapıdan girmeden mutlu edecek uygulamalar ile
karşılayarak ilk adımı atmış oluyoruz.
Şu anda tüm hastanelerden -özel ya da
devlet fark etmez- hizmet kalite beklentisi artıyor. Tren kaçmadan beklentiyi arttıracak hizmeti sağlayanlar ayakta
dimdik kalmaya ve büyümeye devam
edecekler. Bu yolculukta size en çok
yardımcı olacak birimlerden birisi de
kesinlikle Çağrı Merkeziniz olacaktır...
sektörden haberler
Adana Ceyhan Devlet Hastanesi
“Dijital Hastane”ye dönüşüyor
V
estel Şirketler Grubu’nun tıp
bilişimi sektöründeki lider firması Birim Bilgi Teknolojileri
ile Adana Ceyhan Devlet Hastanesi,
çekilen röntgen görüntülerinin filme
basılmadan dijital olarak bilgisayar
ortamında görüntülenmesini sağlayan Dijital Görüntüleme ve Arşivleme Sistemi’ni hayata geçirerek
birlikte bir ilke imza attılar. Birim’in,
tüm hastane hizmetlerini bilgisayar
ortamına taşıyan Dijital Hastane projesi kapsamında geliştirilen bu uygulama, Adana Ceyhan Devlet Hasta-
nesi’nde başlatıldı. Sistem sayesinde,
röntgen
görüntülerinin
kontrast
değerleri üzerinde bilgisayar ortamında hekimler tarafından yapılan
incelemelerle hastalıkların tanısında
kolaylık sağlanıyor. Çekilen röntgen
filmlerindeki detayların dijital teknoloji ile daha net görüntülenmesine
imkan tanıyan sistem, birden fazla
röntgen çekimi ve doz ayarlama gibi
sıkıntıları ortadan kaldırıyor. Ayrıca,
çekim sırasında daha az röntgen ışın
dozu gerektiğinden zararlı etkiler en
aza indirilmiş oluyor.
Ceyhan Devlet Hastanesi Başhekimi
Musa İnal, Birim HBYS Dijital Görüntüleme ve Arşivleme Sistemleri
ile röntgen çekimlerinin kağıt ve
film kullanılmadan bilgisayar ortamında yapılacağını ifade ederek
“Dijital teknoloji ile röntgen görüntüleri polikliniklerdeki doktorlarımız tarafından anında ve daha net
olarak görüntülenebiliyor. Ayrıca
röntgen görüntülerini istendiğinde
dünyanın her tarafına e-mail yoluyla gönderme imkanına sahip olduk”
dedi.
Şafak Hastaneler Grubu
yoluna Bilmed ile devam ediyor
D
ört hastanesi, ihtisaslaşmış
yapısı, hizmet kalitesiyle özel
sağlık kurumları içinde önemli
bir yeri olan Şafak Hastaneler Grubu,
Hastane Bilgi Yönetim Sisteminde
Bilmed’in Bilmedical HBYS’inin son
versiyonunu kullanıma aldı.
Şafak Hastaneler Grubu; Özel Avrupa
Şafak Hastanesi, Özel Şafak Göztepe
Hastanesi, Özel Şafak Beşyüzevler Hastanesi ve Özel Şafak JFK Hastanesi’nde
1988 yılından bu yana Bilmed Bilgisayar
ve Yazılım firmasının Bilmedical Hastane Yönetim Sistemini kullanmaktaydı.
Son olarak da yine Bilmedical HBYS’nin
3. versiyonu aynı anda 4 hastanede birden devreye alındı.
Bilmed uzman personeli ve güçlü organizasyon yapısıyla yeni versiyonun
kullanıma başlamasını, personel eğitimleri ve tüm kurulum aşamalarıyla
birlikte 10 gün gibi çok kısa bir sürede
sağladı.
Vizyonel HBYS
Bilmedical Hastane Bilgi Yönetim
Sistemi 3. versiyonundaki geliştirmelerle diğer versiyonlarında
olduğu gibi “tam entegrasyon”
sağlamanın yanı sıra, yine personel
için zaman tasarrufu, verim, şeffaflık, stok yönetim avantajlarını mükemmel düzeyde sağlıyor. Hastane
yöneticileri içinse mükemmel rapor-
lama sistematiğiyle de “vizyonel bir
hastane bilgi yönetim sistemi” olma
özelliğini taşıyor.
Bilmedical Çağrı Merkezi
Bilmedical HBYS aynı zamanda kullanıcılarına “sürekliliği” bünyesinde
barındıran bir yapı sunuyor.
Mevzuata, güncel gelişmelere ve
hastanelerin özel yapılarına göre
duyulan gereksinimler, kullanıcı ihtiyaçları Bilmed’in çağrı merkezinden
on-line olarak, anında cevaplanıyor.
Merkezden doğrudan erişimle gerekli revizyonlar büyük bir hızla gerçekleştiriliyor.
SABİYAP 27
dosya
Sağlık Sektöründe Çağrı
Merkezi Uygulamaları
Mehmet Dağ
İstanbul Medipol Hastanesi
Çağrı Merkezi Müdürü
S
ağlık sektörü, dinamikleri çok çabuk değişen ve gittikçe büyüyen
bir sektör halini almıştır. Dinamizm rüzgârı işletmenin sektör içindeki
pozisyonunu korumak ve daha yukarı
çıkarmak için gerekli olan iki anahtarını
da beraberinde getirmektedir. Verimlilik
ve kalite…
İşte bu noktada iletişim kanalları ve bu
kanalların doğru yönetilmesi devreye
girmektedir. Bunun için kurum içindeki
iletişim kanallarının merkezileştirilmesi
gerekir. Merkezileştirmenin en etkin
yolu Çağrı Merkezi uygulamasıdır.
Çağrı Merkezi;
sektör içinde
yaşanan rekabette
her zaman bir
adım önde olma
ve öncü olma
araçlarından
biridir
Sektör içinde yaşanan rekabette her zaman bir adım önde olma ve öncü olma
araçlarından biridir Çağrı Merkezi. Her
insan bir kurum ile telefonda görüşme
yaparken bütün sorularına aktarılmadan, bekletilmeden, doğru bilgi ile ihtiyaçlarının karşılanmasını ister.
İhtiyaçları sağlık sektörü içinde ele aldığımızda hasta taleplerinin tamamını
karşısına çıkan ilk kişiden doğru bir
şekilde alması kalite ile paralellik gösterecektir. Hizmet zincirinin ilk halkası
olan iletişim ne kadar sağlam kurulursa verilen hizmet tamamlandığında
oluşacak memnuniyet ve ihtiyaçların
giderilmesi adımları güvenilir bir yapıya
kavuşacaktır.
Sağlık uygulama mevzuatlarının değişkenlikleri, hekim çalışma planları,
ameliyatlar, acil vaka durumları, kongreler, ücret değişiklikleri vs. her türlü
sektöre özel oluşabilecek gelişmelerin
tek elden yönetilmesi, bu kadar karmaşık yapı içinde sorunsuz bir yönetim
Çağrı Merkezi ile kolaylıkla sağlanabilmektedir.
Anlık değişkenlerin çok olması sağlık
sektörü Çağrı Merkezi uygulamalarının,
diğer çağrı merkezi uygulamalarına göre
çok daha önemle yönetilmesi sürecini
de beraberinde getirmektedir.
28 SABİYAP
Sağlık uygulamalarında Çağrı Merkezi
süreçleri oluşmadan önce yaşanan sıkıntılar, sektör içindekilerle beraber bu
süreci yaşayan hastalar tarafından kolayca hatırlanacaktır.
Randevu almanın ne kadar zor olduğunu, basit bir yol tarifi almak için birçok
kişiye aktarıldığını, fiyat almanın bir
başarı sayıldığı dönemlerden geçen
sektör, artık tek bir numara ile bütün ihtiyaçlarını 7/24 karşılayan bir merkezle
hastalarına hizmet verebilen bir yapıya
kavuşabilmiştir. Diğer önemli etkisi ise
hastalarının ne istediğini, ne için kendilerini tercih ettiğini raporlama tekniğiyle
işletmeye vermesidir.
Sonuç olarak işletme açısından da, verilen hizmeti almak isteyenler açısından
da Çağrı Merkezleri hasta memnuniyetinin en önemli halkalarından biri olarak
yerini kısa zamanda almıştır. CRM uygulamalarıyla birlikte hareket eden bu
sistem, kalite ve verimliliğin artışında
üzerine düşen görevi yerine getirmiştir.
kapak
Profesyonel yazılımlar
sağlık sektörüne her konuda
katkıda bulunabilir
Prof Dr Bingür Sönmez
Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi
Bölüm Başkanı
Bilişimci Dostu Doktor
Doktor Dostu Bilişimci
Ben memorial
hastanesinde
çalışan bir
hekim olarak
bilişim desteği
yönünden çok
şanslıyım
T
ıpta bilişim konusunda akıl almaz
yatırımlar yapılmaktadır. Bu yatırımların hizmete dönüşebilmesi
için öncelikle teknolojiye yatkın bir
hekim ve onu destekleyen bir bilişim
ekibi gerekmektedir. Başarı ancak bu iki
ekibin öz verili çalışması ve tarafların
herhangi birisinin dominans sağlamak
için çaba sarfetmeyerek sadece sonuç
almak için çaba sarfetmeleri ile mümkün olur.
Birçok üniversite ya da devlet hastanesinde yapılan yatırımlar bu iki olgunun bir araya gelmemesi nedeniyle
kaybolup gitmektedir. Ben Memorial
Hastanesi’nde çalışan bir hekim olarak
bilişim desteği yönünden çok şanslıyım.
6 ay önce 5 yıldır kullanmakta olduğum
hastalarımı el bilgisayarımdan izleme
programının yenilenmiş versiyonunun
tarafımdan kullanılabilmesi için ne
kadar mükemmel bir ekibin, mesai
kavramı olmadan, özveri ile çalışıldı-
ğını gördüm. Bilgi Sistemleri ekibi ve
hastane yöneticileri yenilenmiş olan
bu versiyonunun satın alınmasından
başlayıp uygulanmasına kadar sınırsız
mesai yaptılar ve firma ile özel ilişkilerini kullandılar. İnanmayacaksınız ama
satın alınan program bir ayın sonunda
halen işler hale getirilememişti. Bu bütün ekipte ciddi bir ajitasyon yarattı ve
firmanın temsilcileri davet edildi. İlginç
bir şekilde öğrendik ki bu software sadece satılmış ama hiç kimse tarafından
hiç kullanılmamış. Bunun üzerine ekip
çalışmasına devam ettik ve bilişim fuarında bu uygulamayı gösterebilmek
için ancak birçok geceler sabahlayarak
mesai yaptıktan sonra kullanılır hale getirebildik. Buradan çıkaracağımız sonuç
şudur: Hastane yöneticileri bilişim konusunda bir yatırım yapacaklarsa öncelikle
bu programı uygulamayı amaç edinmiş
bir hekim, bunu destekleyecek bilişim
ekibini bir araya getirmek zorundadırlar. Aksi takdirde yatırımları boşa gider.
Bugün benim birçok hekim arkadaşım
hala bilgisayarın düğmesine basılarak
kapatıldığını sanıyor. Tanıdığım birçok
doktor arkadaşımın hala bir mail adresi
bulunmuyor.
Diğer bir gerçek de sağlık bilişimi teknolojilerinin hekimler tarafından kullanımının artırılması için bilişimcilere
düşen önemli görevler vardı: Üzülerek
belirtmek isterim ki hastanenin benim
için 15 bin dolar harcayarak satın aldığı
yenilenmiş programı, bilişimin yaklaşık
30 SABİYAP
3 aylık mesaisi sonucu kullanılabilir hale getirmiştir. Buna rağmen bu
programı hastanemizde kullanması
gereken, kendilerine ve hastalarına yararlı olabilecek en az 10 hekim bulunmasına karşın halen tek kullanıcıyım.
Çünkü bu hasta izleme programını kullanabilmem için yaklaşık 7 aşamadan
geçmem gerekiyor. Eğer bu uygulama
iki-üç aşama olsaydı eminim diğer tüm
arkadaşlarım da büyük bir zevk ile bu
programı kullanacaklardı.
İnanıyorum ki gelecekte
sağlık konusunda bilişim
ve sağlık sektörü öyle
entegre olacak ki sağlık
eğitimi almış bilişimciler
ve bilişim eğitimi almış
sağlıkcıların olacağı
günler yakındır
Sağlık bilişiminde daha çok teknolojinin uygulanabilmesi için yazılımcılardan özel bir ricam var; doktorları dahi
zannetmeyiniz. Bizler normal zekalı
insanlarız. Bizler için, daha kolay kullanılabilen (user friendly) programlar
yazınız.
Ayrıca bir yazılımcının küçücük bir
hatasının bana maliyetinin 3 ay üst üste
3-4 bin TL telefon faturası ödemek olduğunu burada belirtmek isterim. Kulladığım sistem hiç gerek yokken 20 dakikada bir sisteme girerek bir süre yayında
kalıp sonra kendiliğinden kapanıyor. Bu
numerik değer benim için hiç önemli
değil ama sağlık sisteminde görev alan
bir yazılımcı yapacağı yanlışın bedelinin hasta tarafından da ödenebileceğini
hiç aklında çıkarmamalı.
Profesyonel yazılımlar sağlık sektörüne her konuda katkıda bulunabilir.
Sağlık sektöründeki yönetici ve uygulayıcılar özellikle hasta kayıt ve istatistik programlarında profesyonel yazılım kullanmaya özen gösterilmelidir.
Kendi programımı kendim yazarım
düşüncesi ile yola çıkan sağlıkçıların
sonu zaman ve para kaybından ileri
gitmez. 1995 yılında ilk hasta kayıt ve
takip programları piyasaya çıktığında
bazı yazılımcılar 15 bin dolara satılan programı benim için daha ucuza
yapabilecekleri iddiasıyla 6 ay zaman
kaybıma ve bunun yarısı kadar para
harcamama neden olduktan sonra, iyi
bir pazarlık ile bu programı o zaman
12 bin dolara aldım. Bugün bu sayede
ben 11 bin hastanın tüm kaydını tutabildiğim gibi 5 yıl önce Dandrid (PAT)
sistemi ile entegre olarak bütün Avrupa’yı kapsayan bir istatistik kulübünün
üyesi olarak Türkiye’yi temsil etmenin
keyfini yaşıyorum. Her yıl Avrupa’da
yayınlanan istatistiklerin Türkiye bölümü bu sayede benim portföyümden
32 SABİYAP
yayınlanmaktadır. Hizmet her zaman
bir bedel karşılığıdır, bu kulüp üyeliğinin devam edebilmesi için yılda 2500
Paund Sterlin ödediğimi de, belirtmemde yarar var.
Profesyonel yazılımlar konusunda gelecekte ulaşmak istediğim en büyük
hedef, dünyanın herhangi bir yerinde
Anjiyografi CD’si olan bir hastanın
bana bilgisayar üzerinden kolayca
ulaşmasını sağlayabilecek bir programa sahip olmaktır. Yaklaşık 400-450
MB olan bu CD’lerle internet ortamında izleyebileyim, ayrıca ben de diğer
meslektaşlarımla eşzamanlı konsültasyonlar yapabileyim. Burada bilişimin
hukuki bir eksikliği ortaya çıkacaktır.
Bu konsültasyona katılan hekimlerin
vereceği kararlardan tıbbi sorumlulukları ne kadar olacaktır ve mesleki ödemeleri nasıl yapılmalıdır? Bence sağlık
bilişiminin yakın bir gelecekte çözmesi
gereken en önemli sorunlardan biri de
bu olacaktır.
İnanıyorumki gelecekte sağlık konusanda bilişim ve sağlık sektörü öyle
entegre olacak ki sağlık eğitimi almış
bilişimciler ve bilişim eğitimi almış
sağlıkçıların olacağı günler yakındır.
Böyle bir yüksek okulun açılmasını
tüm yürekten destekliyorum. Böyle
bir üniversite eğitimin başlatılmasının
ilk teşvikinin (gereksinmesinin-zorlamasının) bireysel değil bir sivil toplum
kuruluşunun çabaları ile geçekleşebileceğine inanıyorum. Bu konuda Sağlık
Bilişim Yöneticileri Açılım Platformu
(SABİYAP) üyelerini kutluyorum ve
yapacakları her organizasyonun böyle
bir yüksek okula bir adım yaklaşmak
olacağına inanıyorum. Derneğin çalışmalarına katkı olarak; mevcut üniversiteler içinde böyle bir branş açılması
için elimden geleni yapacağıma söz
veriyorum.
kişisel gelişim
İlk işinize başlamadan önce...
Son hazırlıklar
Performans Geliştirme
ve Denetim Müdürü
[email protected]
D
ergilerde yada gazetelerin insan
kaynakları eklerinde yer verilen
kişisel gelişim, motivasyon yazılarını hep zevkle okurum. Bu yazılar
dergi içeriğine göre, özel bir hal alabilir,
ya da uyarlanabilir. Örneğin, kadınlara
hitap eden moda dergilerinde alışveriş
ve güzellik sayfalarından sonra, genelde
tek sayfa olarak değinilir. Genel içeriği
de destekleyecek şekilde, görünümün,
kendine güvenin iş hayatındaki önemi
bir kez daha vurgulanır. (Zira bu doğrudur, bazen tek başına bile, iş hayatında
çok işe yarayabilir.)
Sektörel dergilerde ya da iş dünyasına
hitap eden yönetim yayınlarında ise,
yelpaze geniş, ancak sınırlıdır. Tüm bu
sınıra rağmen, yazarın yaratıcılığı ve
kendi hayatının renkli anıları bilimsel
gerçekleri daha inandırıcı bulmamızı
sağlar. Son yıllarda iş dünyası dergileri,
makalelerle yetinmeyip, bu tür kitapları
hediye etmeyi tercih ediyor.
Ben de bu kitapları hediye edildiğinde
okumaya başladığımı itiraf etmeliyim. Kitapçı da vakit geçirmeyi çok
sevmeme, bu tip yazıları internette ve
medyada gördüğümde okumadan geçmememe rağmen, kitapçılarda benden
ilgi göremeyen nadir bölümlerden biri,
bu kategoridir.(i)
Farklı deneyimlerden, iyi gözlemlerden
yola çıkarak özetlenen, belki de sadece
özel bir yetenek sonucu paylaşılan bu
metinler bizi hayata karşı yüreklendirir,
“hakikaten de öyle” dedirterek şaşırtır,
“tabi mesela ….” düşünceleri ile konuya
ilişkin anılarımızı hatırlatır. İş dünyası
ile ilgili olanlarda, yönetim stratejilerine hayattan verilen örnekler, başarmış
insanların hayatları, atasözlerinden, bir
şarkıdan yada filmden alıntıların paylaşılması okumayı daha da zevkli ve
eğlenceli hale getirir. Ama ben en çok,
Kübra Özkılınç Güleç
hayat önümüze sundukça, aklımda kalanlarla karşılaştırmayı seviyorum.
Bu tıpkı, bir çocuğun bilişsel gelişimindeki evreler gibidir ve belli evreleri yaşamayan çok nadirdir. Ya farkında değildir,
ya şanslıdır (belki de şanssız).
Yukarıdaki kapsamlı açıklamalar ve bu
tip yazıları okumaya özendirici kısmı
artık bu satırdan itibaren bir kenara
koyarsak, “bu yazıları okumak bize ne
sağlayabilir” sorusuna gelebiliriz.(ii)
Ben bu yazıların duygusal zekânın gelişimine oldukça katkısı olduğunu düşünüyorum. Duygusal zekânın gelişmesinin
ise, iş, aile ve sosyal hayatımızda bize belli ayrıcalıklar sağladığını düşünüyorum.
Yaşadığımız müddetçe
geliştirmemiz
gereken ya da
geliştirebileceğimiz
çok şey var, ama
bahsettiğimiz gelişim
artık daha erken
yaşlarda başlıyor.
Tabi yaşadığımız müddetçe geliştirmemiz gereken yâda geliştirebileceğimiz
çok şey var, ama bahsettiğimiz gelişim
artık daha erken yaşlarda başlıyor. Birkaç sene önce o zaman 4. sınıfta okuyan yeğenimin ödevlerini görünce(iii)
tam anlamıyla “şok” olmuştum. Bizim
hastanelerde alışık olduğumuz, hastaya
bilgilendirme amaçlı verilen kitapçıklara
benzer bir proje hazırlamıştı. (Hatta pek
çok gerçeğinden daha güzel olduğunu
söyleyebilirim) Bir beslenme kılavuzu
hazırlamış, kitapçık haline getirmiş,
internetten resimler eklemiş, eklediği
resimlerin üzerine yazıları getirerek bizim ajansa yaptırdıklarımıza benzer bir
SABİYAP
33
tek başına yapıyordu. Üstelik daha iyilerini arkadaşları yapmıştı!
İş Dünyasının
eğitim
dışındaki
gereklilikleri
neler ve
bunlara
nasıl hazır
olunabilir.?
tasarımı kendi başına yapmıştı. Hatta
bir hafta boyunca kendi yediklerini de
ayrı bir ek olarak belirtip, karbonhidrat, kalsiyum oranları ile açıklamalar
yapıp, kendini eleştirmişti. En şaşırtıcı
kısmı sona sakladım. Bu ödev “Beden
Eğitimi” dersi için hazırlanmıştı. Üstelik
benim hayran kaldığım bu ödev, okulda ortalama derecede beğenilmişti!
Kendi beden eğitimi derslerimi hatırlamadan edemiyorum.
İlkokulda hava güzelse kendi kendimize koşturur ya da “dansa davet” isimli
acayip bir oyun oynardık. Kışın ise, sahip olduğumuz için şanslı olduğumuzu o zaman bilmediğimiz beden salonumuza gider, Milli Eğitim’in(belki de
okul yönetimi ya da okul aile birliğinin) ülkemizi o zamanki komşu Rusya
ile karıştırdığını şimdi düşündüğüm,
jimnastik minderleri ve atlama masası
üzerinde televizyondaki jimnastikçilerden gördüğümüz hareketleri yapmaya
çalışır, ama sadece selam bölümünü
taklit edebilir, eğitim değil, boş zaman
ve eğlence anı olarak geçirirdik.
Ortaokulda ise, basketbol maçı yapmak için değil, kafa göz yara yara
öğretmenin seçtiği takıma girmek için
yarışırdık. Birde takla atma seremonileri vardı ki, hiç unutamam. Takla
atmaktan korkup da sağlık raporu alan
bir arkadaşımız ders notunu “rahat,
dur” gibi askeri hareketlerden almıştı.
Yeğenimin okul dışı her anını ödev yaparak geçirdiğini yeni anlamamı sağlayan, bana göre müthiş olan ödevinin
sınıf genelinde vasatın üstü olarak değerlendirildiği ile devam eden deneyimim gelecekte bizi bekleyen “korkunç
bir son” varmış gibi hissetmeme neden
oldu. Çalıştığım kurumda iletişim departmanı ekibinin ajans katkıları ile
ortaya çıkardığı çalışmayı, amatörce
9 yaşından gün almakta olan yeğenim
34 SABİYAP
Üniversitede bilgisayarla tanışan kuşağı, üç yaşında internetten kendi kendine
oyun indiren bir nesil çok hızlı kovalıyordu. Üstelik bunlar 10-15 yıl içinde
bizim aramızda olacaklar ve kurumlarda beraber çalışacağız! Ama 1 dakika(iv)
hatırladım da 10 yıl önce ben de çalıştığım kurumda direktörüme Excel’de
veri raporlamayı, grafikleri öğretiyor,
Power-Point’te sunum hazırlamakta
zorlananlara yardım ediyordum!
Eğitimi, donanımı geçelim ve artık
yazının bu satırına kadar gelebilmiş
okuyucuya sorularımızı soralım. Geçenlerde bir blogda, internetten alıntılanmış bir yazı ilgimi çekti. Burada iş
hayatına yeni atılan birinin yaşadıkları
kendi ifadeleri ile anlatılıyordu. “Kendi
ifadeleri” kısmının üzerinde durmak
lazım, anlatışındaki saflık ve ilişkilendirememe bizi yazının anafikrine götürüyordu. Yazar, iş hayatına yeni atılan
kişilere, mesleki eğitimlerinin yanı sıra,
iş dünyasının gerçekleri ile tanıştıracak
eğitimlerin gerektiğini vurguluyordu.
Ben buna katılmakla beraber, şu yanılgıya düşmeme gayretindeyim. Bu eğitim;
stajdan, deneyim dinlemekten ya da
“ilk izlenim önemlidir: mülakatta sürükleyen taraf siz olun” sloganlı seminerlerden farklı olmalı diye düşünüyorum.
Ancak nasıl olması gerektiği konusunda
-her yıl değişen eğitim sistemini takip
edemediğim gibi- kendi düşüncelerimi
derleyip, toparlayamıyorum.
İş dünyasının eğitim dışındaki gereklilikleri neler ve bunlara nasıl hazır
olunabilir?
Yazıda gelmek istediğim noktayı ifadeleyen, işte bu soru.
Bir sonraki sayıda, kendi görüşlerim
yanında, çorbada tuzu bulunmasını isteyen okuyucunun [email protected] adresine gönderdiği görüşlere
de yer verileceğini hatırlatmak isterim.
i Bunun bilinçaltımda yer alan bazı nedenleri
olduğunu itiraf etmeliyim
ii Bu cümle, okumayı sevenler için anlamsızdır,
görmemezlikten gelin, lütfen.
iii Artık bu ödevlere, okullarda “proje”
dendiğini öğrenmiş bulunmaktayım!
iV (Popüler kültürdeki hali ile: 1 minute)
sağlıklı bilişim
Asuman Ayşenur Uğur
Sağlık Yönetim Bilimi Uzmanı
Sağlık Eğitimcisi
[email protected]
[email protected]
BT’de Türkçe
terimlerinin
yaygın olarak
kullanılmasının
büyük faydaları
vardır
36 SABİYAP
Bilişimin
Türkçeleşmesi
G
ünümüzde bilişim ve tıp teknolojilerine, gerek kamu gerekse özel
kurumlarda önemli oranlarda yatırım yapılmaktadır. Son altı yılda, Sağlık
Bakanlığı’nın ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ için yapmış olduğu stratejik planlarda
da bilişim en önem verilen konu olmuştur. Kamunun yanında özel sektörde de
bilişim ve tıp teknolojilerinin kullanımı
ile işletmenin tüm iş süreçlerinde büyük
ölçüde verimlilik ve başarı sağlanabileceğine olan inanç ile bu anlamda yatırımlara hız kazandırılmıştır. Böylece bilişim
teknolojilerinin, sağlık sektörünün birçok
alan ve kademelerinde kullanılmasıyla
beraber; teşhis ve tedavi süreçlerindeki
başarıdan, iş verimliliğine, ilgili hekim,
diğer sağlık çalışanları ve hastaların memnuniyetinin sağlanmasına kadar birçok
durumda bilişim teknolojileri etkin rol
oynamaya başlamıştır.
Zira Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar
9 milyarı aşacağı ve 60 yaş üstü insan sayısının ise 2 milyara ulaşacağı göz önüne
alınınca bu teknolojinin zaman kaybını
büyük ölçüde gidereceği, hekimlerin ve
diğer sağlık çalışanlarının, hastalarına
birebir ayıracakları zamanda artış olacağı
öngörülmektedir. Çünkü bu teknikle hekim ve diğer sağlık çalışanları saniyeler
içinde hastanın tüm bilgilerini kayıt etme
ve hastanın tüm bilgilerine ulaşma imkanına kavuşacak ve hastanın bürokratik
işlemleri ve sağlık kurumunda bekleme
süresi en aza indirgenmiş olacaktır. Ancak
bu sürecin devamlılığı ve rantabl olması
için tüm sağlık çalışanlarının teknolojiyi
öğrenerek doğru bir şekilde kullanabilmeleri ve bunu sağlamak için de gerekli
kolaylığa sahip kılınmaları gerekir. İşte,
türkçe/türkçeleşmiş bir bilişim terminolojisi bu konuda yardımcı/kolaylaştırıcı
kaynak olarak gösterilebilir.
Bilişim sözcüğü türkçemize 1971 yılında
girmiştir. Fakat hala bilişim terminolojisine ingilizcenin hakim olması, ingilizce
terminolojiye vakıf olmayan/olamayan
diğer sağlık sektörü çalışanları için problem oluşturabilmektedir. Aslında Türk diline giren bilişim ile ilgili sözcüklerin bir
kısmına türkçe karşılık bulunabilmekte,
fakat, bilişim alanına genel olarak baktığımızda maalesef, üretici değil tüketici
konumunda olduğumuz için bu karşılık
bulma gerekli düzeyde yapılamayabilmektedir. Ülkemizin sağlık bilişimi alanında da kendi yazılım ve donanımlarını
oluşturması, hem tüketici konumundan
üretici konumuna geçmek, hem de bilişim terminolojisini daha anlaşılır kılmak
açısından gereklidir. Bu nedenle zorunlu
haller dışında, BT’nde türkçe terimlerin
yaygın olarak kullanılmasının büyük
faydaları vardır. Bu bağlamda da sağlık
bilişimcileri ve dil bilimciler ile beraber,
Sağlık Bakanlığı, özel sektör, üniversiteler,
ilgili dernek ve sivil toplum kuruluşları da
koordineli olarak çalışmalıdırlar.
İşte bu koordinasyonun sağlanması ve bilişim terminolojisinin daha iyi anlaşılması
açısından sektöre katkıda bulunabileceğine
inandığım bir ansiklopedi gözüme çarptı.
Adı, ‘Türkiye Bilişim Ansiklopedisi’. ‘Türkiye
Bilişim Ansiklopedisi’ ülkemizin yaklaşık
200 saygın bilim adamı, araştırmacı ve sektör
temsilcisinin deneyim ve birikimlerinin yansıtıldığı önemli bir kaynak eser.
TBA, bilişim/bilgisayar alanında hem teknik hem de sosyal konuları içermektedir
ve bu anlamda sağlık sektörünün de hizmetine sunulmuştur. TBA, aynı zamanda
“Bilişim İnsan Kaynakları Rehberi” niteliğindedir. TBA’nın eki olarak ayrıca bir
“Bilişim Terimleri Dizini” vardır. Yaklaşık
3.000 terimin bulunduğu bu dizinde karşılıklar Türkçe-İngilizce ve İngilizce-Türkçe olarak verilmiştir.
’Türkiye
Bilişim
Ansiklopedisi’nin
tüm bilişim sektörü çalışanları, akademisyenler ve konuyla ilgili üniversite
öğrencileri için önemli bir kaynak olduğunu ve tüm sağlık bilişimcilerinin de
kütüphanesinde bulunması gerektiğini
düşünüyor ve yazımın kapanışını Var
Dyke’ın bir sözü ile yapmak istiyorum.
“Bir şeye ait her şeyi öğrenin, her şeye
dair bir şeyler bilin.”
Önümüzdeki sayıda buluşmak dileğiyle
1-Power Elektronik firması ile ilgili sizden tanıtıcı bilgi alabilir miyiz?
POVVER ELEKTRONİK SAN. LTD. ŞTİ. 1999 yılında İSTANBUL’ da kurulmuş olup, 10 yılı aşkın süredir
ENERJİ sektöründe hizmet vermektedir. Firmamız 2008 yılında ANKARA’ ya bölge müdürlüğü
açarak müşterilerine daha hızlı ve etkin çözümler sunmayı hedeflemiştir. Firmamız TÜRKİYE’ de
ürettiği yerli üretim cihazlar haricinde yurtdışı partnerleri ile birlikte ürün gamını genişletmiş olup,
partnerlerimiz olan firmaları başlıca sıralayalım. K.G.K. üretimindeki partnerlerimiz olan İTALYA
menşei firmalardan ASTRİD S.p.A. ve META SYSTEM S.p.A. ile farklı güç ve uygulamalar için K.G.K. ‘
ları üretilmektedir. Farklı bir K.G.K. olan dinamik kesintisiz güç kaynağı (D.K.G.K.) üretimindeki
partnerimiz AVUSTURYA menşei olan HITZINGER G.m.b.H. firmasıdır. Bundan başka regülatör
üretimindeki partnerimiz ise yine İTALYA menşei olan ORTEA firması olup, yüksek güçlerdeki projeleri
de bu partnerimiz ile birlikte yanıtlamaktayız. Firmamız bundan başka temiz enerji sloganı ile birlikte
RÜZGAR ve GÜNEŞ ENEJİ sistemleri kurmaya ve hizmet vermeye başlamıştır.
teknik yorum
5651 sayılı
internet yasası ve ötesi
Başhekimler ve Bilgi İşlem Yöneticileri için sıkıcı
2-Faaliyet
hizmetlerinizle
ilgili sizdençalındı!
bilgi alabilir miyiz?
bir alanınız,
soru: ürünleriniz
Hasta ve
Özlük
Bilgileriniz
Suçluyu
POVVER ELEKTRONİK’ in faaliyet alanlarını aşağıdaki şeklide sıralayabiliriz;
Kesintisiz
Güç Kaynakları
(K.G.K.) (1-800 kVA). Dinamik Kesintisiz Güç Kaynakları ( D.K.G.K.)
bulabilir
misiniz?
(100-2,000 kVA), Regülatörler ( 1-5,000 kVA), Konvertörler (1-800 kVA), Redresörler, İnvertörler
(1-800 kVA), Güneş ve Rüzgar Enerji Çözümleri, Motor Hız Kontrol Cihazları (1-250 kW),
Jeneratörler
( 1-2,500
kVA)sadece
ve bunların
haricinde Teknik
Servis
hizmetlerini
söyleyebiliriz.
Bu yazıyı
okumak
bir dakikanızı
en üst
kademeye
bağlıdır.
Bu kişiler se-
alacak, ya okumamak?
vilmezler, hatta nefret edilen kişilerdir.
3-Güç kaynaklarının kullanımı ve gerekliliği hakkında
okuyucularımıza
neler
söylersiniz?
Görevleri
BT altyapısında
gerçekleşen
Bilgi işlem
altyapınızda
TRIMOD UPS
gerçekleşen
Kesintisiz
kaynaklarınınbir
kullanım
çok geniş
olmakla
birlikte enerjinin
herdüyerde
Songüç
zamanlarda
çok alanları
kurumdan
olayları
“denetlemek”
ve olduğu
gereken
kullanılabilmektedir.
Elektrik
enerjisindeki
oluşan
kesilmeler,
dalgalanmalar,
bazı özel veritabanlarının Internet’e zeltmeleri yapmada sistem yöneticisine
harmonikler ve diğer sorunların giderilmesinde, kullanılan makine ve bilişim ürünlerinin
sızdığını basından takip ettik. Peki yol göstermektir.
korunmasında en büyük çözüm olarak karşımıza çıkmaktadırlar. K.G.K.’ larının başlıca kullanım
böyle bir durum sizin başınıza geliralanları olarak SAĞLIK, EĞİTİM, BİLİŞİM, ASKERİ, ULAŞIM, SANAYİ, ENDÜSTRİ vb. tüm elektrik enerjisinin
se ne
yapacaksınız?
Örneğin
HIV+ arıza
Hangi
Denetlemek
kullanıldığı
hassas
ve riskli noktalarda
cihazlardaki
risklerini Olayları
minimize etmek
amaçlı olarak
olan hastalarınızın
listesini Internet’te Gerekir?
kullanılmaktadır,
kullanılmalıdır.
gördünüz! Veya size muayene olan
önemli
kişilerinve rahatsızlıkları,
Bu söylersiniz?
gerçekten yanıtlanması zor bir so4-Kalite
belgeleriniz
çalışmalarınızlatahlil
ilgili neler
sonuçları,
vs olarak
bilgiler
İnternet’e sızdı.
iseverebilmek
mantıklı bir
çerçevede
POVVER
ELEKTRONİK
müşterilerimize
daha iyirudur.
ürün veYanıtı
hizmet
ve kaliteyi
IGBT RECTIFIER MODULAR
UPS
her türlü
olay bir
şekilde kayıt
bu bilgiler
sadece
sizin
hastanenizdenetleyebildiğiniz
herşey
sürekliVe
iyileştirmek
amacı
ile ISO
9001:2000
kalite belgesini
ve TSE-HYB belgesini
almışolacaktır.
olup,
cihazlarımızdaki
kalitemizi
ispatlamak ve Peki
yurtdışına
cihaz satabilmek
amacı
CE
de var! Bilgisi
sızanarttırmak,
kişiler hastanenize
ne kadar
süre ile bu
tür ile
bilgiler
işaretini
de
tüm
ürünleri
için
almıştır.
Yurt
dışından
getirdiğimiz
tüm
ürünlerde
CE
işareti
mevcut
dava açtı, basında manşet oldunuz… saklanmalı? 1 yıl bir çok açıdan yeterli
olup, üretim yapan firmaların ise ISO 9001:2000 kalite
mevcuttur.
bir belgeleri
süre olacaktır.
500 GB bir depolama
Bu tür olaylar önlenebilir mi? Kısa
ünitesinin sizi bir çok sıkıntıdan kurta-
5-Servis
çalışmalarınızla
ilgili
sizden
bilgi tekalmamız
mümkün
mü?
yanıt
HAYIR.Çünkü
olay
sadece
racağını
düşündüğünüzde
bu pahalı bir
altına alınır POVVER
in Türkiye’bitmiyor;
de yedi bölgede
ağınıolmayacaktır.
oluşturmuş olup, birçok bölgede
nikELEKTRONİK’
önlem almakla
İnsan servis
yatırım
birden fazla ilde servis hizmeti veren yetkili servisleri mevcuttur. Servis hizmetlerimiz; 7/24 müşteri
faktörü işin içine girdiği zaman bu
hizmetleri departmanımız telefon ihbarlarını alarak, en kısa sürede hizmet
tür olayların gerçekleşebileceğini 5651 Sayılı Kanundan haberiniz
verebilmektedir.
DYNAMIC UPS
38 SABİYAP
hepimiz biliyoruz. Peki nereye var- var mı?
maya
çalışıyoruz?
kadar
önlem ilgili neler söylersiniz?
6-Firma
olarak
geleceğe Ne
yönelik
projelerinizle
alırsanız
alın bu
tür olayları
Başbakanlık
hazırlanan,
Üretmekte
olduğumuz
cihazların
gelişiminiönlesağlamak
için yurt içi vetarafından
yurt dışı ürünlerin
yemezsiniz
ancak
kayıt
İnternet
Ortamında
Yapılan
incelenmesini
ve daha
iyi ve
farklıaltına
ürünler alabisunabilmek
için teknolojiyi
yakından
takipYayınların
lirsiniz.
kamera
sistemi
Düzenlenmesi
veiçin
Bu Yayınlar Yoluyla
etmekteyiz.
İleriKapalı
teknolojidevre
ürünleri
üretebilmek
ve bunları
geliştirebilmek
ile izlenen sürekli
bir yerde
hırsızlık yapıla- İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesine
tüm personelimizi
eğitmekteyiz.
bilir mi? Tabi ki yapılabilir, ancak ki- yönelik 5651 sayılı kanun, 04 / 05
min yaptığını bulabilirsiniz. İşte bu / 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
yazının devamında bilgi işlem bakış Kanun temel olarak Internet üzerinde
açısı ile bunu anlatıyor olacağız. işlenebilecek suçların faillerini bulabilmek için yasal birimlere gerekli olan
Güvenlik Denetiminin Önemi
kayıtların sağlanmasını zorunlu kılıyor.
5651 sayılı kanunda tarif edilen suçlara
Bilgi işlem altyapınızda gerçekleşen her bakarsak:
türlü olay bir şekilde kayıt altına alınır.
Bu her uygulama ve işletim sistemi için • İntihara yönlendirme
farklı bir şekilde gerçekleşir ve normal • Çocukların cinsel istismarı
yöntemlerle bunu takip etmek – eğer • Uyuşturucu ve ya uyarıcı madde kulimkansız değilse – çok zordur. Üstelik lanılmasını kolaylaştırma
normal yöntemlerin bir de “güvenlik • Sağlık için tehlikeli madde temini
açığı” vardır: Sistem yöneticisi isterse bu • Müstehcenlik (madde 226)
• Fuhuş
kayıtları silebilir veya değiştirebilir.
• Kumar oynanması için yer ve imkân
Bu yüzden, güvenlik denetimi genellikle sağlama suçları
sistem yöneticisinin de üstünde bulunan • 25 / 07 / 1951 tarihli ve 5816 sayılı
bir bölüm veya kişi tarafından yapılır. Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar HakkınBu tür bölümler genellikle direk olarak da Kanunda yer alan suçlar
Partnerimiz olan ASTRID S.p.A. firması I.G.B.T. doğrultuculu K.G.K. sistemi ile;
Giriş Güç Faktörü: 0.99, Verimi: %94 >, Giriş T.H.D.I.: %3 < olan ve 10-800 kVA
güçleri arasında üretim yapmaktadır. Ayrıca 6 defa paralellenebilen bu K.G.K. ları
ile yüksek güçlere ulaşılabilmektedirler (8 x 800 = 6,400 kVA). Partnerimizin başlıca
referansları arasında ALSTOM, AREVA, ABB, SIEMENS, HONEYWELL ,FOSTER WHEELER,
AGIP gibi enerji ve otomasyon bulunmaktadır. ASTRID bu firmalara
K.G.K., REDRESÖR, İNVERTÖR, KONVERTÖR, STATİK TRANSFER PANOSU ve
DC GÜÇ KAYNAKLARI kurmaktadır.
Referanslarımızdan başlıcaları; Botaş, Devlet Hava Meydanları, Türk Telekom,
Nüfus Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı,
Adalet Bakanlığı,Toki Projeleri, M.E.B gibi kurumları sayılabilir.
DİSTRİBİTÖRLÜKLERİMİZ
http://www.astridups.it
ASTRID, 1996 yılından bu yana endüstriyel güç sistemleri ile birlikte 6-12 darbe ve
IGBT doğrultuculu ve 10-800 kVA güçlerinde paralellenebilen 4,800 kVA’ ya kadar
güç çözümleri sunan İTALYA menşeili üretici bir firmadır. ASTRİD, K.G.K., STATİK
TRANSFER PANOSU, İNVERTER VE REDRESÖR konularında dünyada büyük söz sahibi
olan enerji devleri olan SIEMENS, AREVA, ABB, AGIP, HONEYWELL, FOSTERWHEELER
gibi firmaların çözüm ortağıdır.
INFINITY UPS
http://www.hitzinger.at
HITZINGER, 1947 yılından bu yana ALTERNATÖR üretimi yapan dünyada 4 büyük
firmadan biridir.D.K.G.K. için ürettikleri kinetik modülle ve jeneratör dizel grupları ile
beraber 20 MVA’ e kadar çözüm sunan AVUSTURYA’ nın LINZ şehrinde yerleşik olan
üretici firmadır. Aynı zamanda nehir santrallerine yönelik hidro türbinler ve
60-400 hz GPU helikopter,uçak besleme ve gemi tersanelere yönelik özel ürünler
üretmektedir.
http://www.ortea.it
ORTEA, 1969 yılında İTALYA’ da kurulmuş olan ve dünyanın en büyük sütun varyaklı
(5,000 kVA) servo regülatörü üreten bir firmadıe. Firmamız, Ortea firmasının Türkiye
ve Türkiye komşu ülkelerindeki satış ve servis hizmetini yapmaktadır. Ortea aynı
zamanda ICAR kondansatör ve trafo üretimleri bulunmaktadır.
http://www.metasystem.it
META SYSTEM firması 1974 yılında İTALYA’ da kurulmuş olup.
Dünyada ilk ve tek olan modüler K.G.K.’ nı 60 kVA’ ya kadar
üreten ve paralelleyerek (12x60=720 kVA’ ya) 720 kVA kadar
çıkabilen IGBT doğrultuculu teknoloji ile üretilmiş cihazlardır.
Bu cihazlar hem trifaze giriş hem trifaze çıkışlı hem trifaze giriş
aynı cihazda hem monofaze çıkan ister monofaze giriş trifaze
çıkan ister monofaze giriş trifaze çıkan ister monofaze giriş
monofaze çıkış özelliğinde çalışan IT Bilişim sektörünün
vazgeçilmez ürünleri olup stoklarda Türkiye ve komşu ülkeleri
distribitörlüğünü yapmaktayız.
THETYS
HYPERION
TITAN UPS
Meta Systems ayrıca dünyaca ünlü Mercedes, Bmw, Ferrari,
Porsche, Pegout, Fiat, Audi, Wolkswagen gibi araçların
beyin ve alarm kartlarını üretmekte olup italya Reggio Emilia
merkez ve 4 ayrı fabrikası bulunmaktadır,
S
O
L
216 375 7166
CONVERTOR - GPU
A
R
www.solarpovver.com
5651 sayılı kanun daha sonra çıkan
dört yönetmelikle teknik olarak detaylandırılmıştır. Yönetmeliklerde
farklı aktörlerin farklı sorumlulukları
olduğu tarif edilmektedir. Bu aktörleri kısaca özetleyelim.
Büyüklerine hakaret sayılabilecek bir
içerik varsa bunu yazan kişi/kurum
kanun kapsamında sorumlu tutulmaktadır. Web siteniz varsa hastaneniz bu kapsamda değerlendiriliyor
olacaktır.
Erişim Sağlayıcılar
Toplu Internet Kullanım Sağlayıcılar
Internet’e ilk seviye erişim veren kurum ve kuruluşlardır. (Örnek: Türk
Telekom, Turkcell, Vodafone, AVEA,
SuperOnline, BiriNet, v.b.) Hastaneler bu kapsama girmemektedir.
Yer Sağlayıcılar
Kurum ve kuruluşlarında web server, e-posta veya FTP hizmeti veren
tüm firma ve kurumlar bu kategoriye
girmektedir. Yani web sitenizi veya
e-posta sunucunuzu şirketinizde
kurduğunuz bir sunucu üzerinden
veriyorsanız yer sağlayıcı olarak
değerlendirileceksiniz. Hosting ve
sunucu barındırma hizmeti veren
şirketler de yer sağlayıcı olarak
değerlendirilmektedir. Muhtemelen
hastaneniz bu kapsamda değerlendiriliyor olacaktır.
İçerik Sağlayıcılar
Kanun, web sitesinde sunulan bilginin doğruluğu ve içeriğinden direk
olarak içeriği sağlayan firmayı sorumlu tutmaktadır. Yani, sitenizde Atatürk
aleyhine bir yazı varsa veya Devlet
Eğer hastanenizdeki bir çalışan
veya hasta yakını bilgisayarının
başına oturup www.xyz.com.tr
gibi bir adrese ulaşabiliyorsa Toplu
Internet Kullanım Sağlayıcı olarak
değerlendirilmektesiniz. Bu kapsamda Internet erişim bilgilerinin
güvenli bir şekilde kayıt altına
alınması gerekmektedir. Tabi ki bu
bilgiye ulaşabilmek için kullanıcıların bilgisayarlarının o zaman
diliminde hangi IP adresine sahip
olduklarının da tutulması gerekmektedir. Bunu bir anlamda “kim
ne zaman nereye telefon etti?” bilgisini tutmak gibi düşünebilirsiniz.
Zaman Damgası?
5651 sayılı kanun toplanan kayıtların her hangi bir şekilde
değişmediğinin garantisini de
istemekte. Bunun için yönetmeliklerde “... ilgili kayıtlar Zaman
Damgalı olarak saklanacaktır”
cümlesi geçmektedir. Teknik olarak zaman damgasını şu şekilde
tarif edebiliriz: Her hangi bir
dosya oluşturulduktan sonra dosyanın özet değeri (hash) çıkartılır
ve bu değer Zaman Damgası hizmeti veren bir otorite (E-Güven,
TürkTrust, Tübitak) tarafından
imzalanır. Bu şekilde dosyanın o
tarihteki özet değeri ilgili otorite
tarafından onaylanmış olur. Daha
sonra ilgili dosyada bir değişiklik
yapılırsa zaman damgası değeri
değişeceği için dosyanın orjinalliği kaybolmuş olur.
“Bizim firewall log tutuyor”
5651 sayılı kanun açısından bu yeterli değil. Mutlaka 5651 uyumlu bir
log toplama çözümüne ihtiyacınız
var. Ayrıca şunu düşünmekte fayda
var; diyelim ki bir kullanıcı popüler
bir gazetede okuduğu habere Devlet
Büyüklerine hakaret içeren bir yorum
yazdı. Yaklaşık iki ay sonra savcılık
konu ile ilgili sizden bilgi istedi. Firewall logları bu tür bilgileri tutmadığı
için yine sıkıntıya düşüleceği kesin,
bazı firewall çözümleri bu tür kayıtları tutsa bile 5651 kapsamındaki
zaman damgası özelliği olmadığı için
suçlu duruma düşen yine hastane
olacaktır.
Bir Ürün Satın Almadan Önce
Piyasadaki log toplama çözümlerine
bakarken listenizde olması gereken
maddeleri sizin için özetlemek istedik:
Destek Alabilecek misiniz? Arkasında
kimler var? Garanti süresi ne kadar?
Yıllık ödeme yapmanız gerekiyor
mu? Piyasadaki Open-Source çözümlerden birini alıp kutulayan biri
işinize yaramayacaktır. Ciddi firmalar
tarafından desteklenen çözümler her
zaman daha az başınızı ağrıtacaktır.
Ayrıca, kutu çözüm olarak satılan
çözümlere müdahale etmek daha zor
olacağı için yazılım tabanlı çözümler
toplam sahip olma maliyeti açısından
kurum avantajına olacaktır.
5651 sayılı kanun gereksinimlerini
karşılıyor mu? Piyasada çok fazla
sayıda “biz 5651 yapıyoruz” diyen
firma olduğunu unutmamak lazım.
Ancak içlerinden çok azı gerçekten
dediğini yapıyor. Örneğin alacağınız
ürünün zaman damgası özelliğine sahip olması gerekiyor. Zaman damgası
bir hizmet olduğu için bütün zaman
40 SABİYAP
damgası hizmet sağlayıcılarla çalışabilen bir ürün seçmek son derece faydalı
olacaktır.
Kanun ve yönetmeliklerde yapılacak
değişikliklere kısa sürede çözüm
üretebilecek mi? Burada tavsiyemiz
mümkün olduğu kadar “milli” çözümlere yönelmeniz olacaktır. Ajan
tabanlı mı? Ajan tabanlı çözümler
çok daha fazla yetenekli oldukları
için tercih sebebiniz olmalı. Ne kadar
kaynak tüketiyor sorusunu mutlaka
sormanız gerekiyor. 256MB belleği
olan bir bilgisayarda 60-70 MB tüketen bir log toplama ajanı olmamalı!
Burada 5 MB ve altını aramanızda
fayda var.
İşletim Sistemi tarafından kayıt altına
alınmayan olayları izleyebiliyor mu?
Bir hasta bilgisini dışarı sızdırmanın
bir çok yolu olduğunu unutmayın. Örneğin PrintScreen tuşuna bastığınızda
ekranda bulunan görüntünün fotoğrafını çekmiş olursunuz. Daha sonra bu
fotoğrafı (Örn. Hasta Detayları Ekranı)
istediğiniz bir Word dosyasına yapıştırıp dışarı çıkartabilirsiniz.
Sistem Yöneticisi tarafından durdurulabiliyor mu? Log toplama çözümü bilgisayar açık olduğu sürece log toplama-
lıdır bu yüzden sistem yöneticisi dahil
kimse tarafından durdurulamamalı ve
sistemden kaldırılamamalıdır.
Normal dışı aktiviteleri tespit edebiliyor mu? Örneğin ağ trafiğini (şifreler,
kredi kart numaraları, özel konuşmalar, vb) dinleyen bir uygulama çalıştıran kullanıcıları bulabiliyor mu?
Hastane müdürünün bilgisayarının
şifresini kırmaya çalışan biri var mı?
Internet ten porno, film, kaçak program, vs. İndiren kullanıcıları tespit
edebiliyor mu? Hangi kullanıcılardan
ne tür bilgi toplanacağını belirleyebiliyor mu? Bu özelliği sağlayabilmesi
için ürün içinde detaylı bir envanter
çözümünün olması gerekiyor. Böylece “üst yönetim bilgisayarları” için
farklı, “acil bilgisayarları” için farklı,
“HBYS kullanıcıları” için farklı kurallar yaratabiliyor olması mümkün
olacaktır. Bu özelliği barındıran bir
uygulama muhtemelen yazılım ve donanım envanteri de topluyor demektir. Bir taşla iki kuş vurmak açısından
önemli bir özellik.
teknoloji
Technologymonster
Teknolojik Gelişmeler
Mobil Mikroskop
Intel’in düzenlediği “Inspire Empower”
adlı yarışmaya katılan Daniel Fletcher,
geliştiridiği mobil mikroskopla ilk dört
arasına girmeyi başardı.
Az gelişmiş ülkelerdeki eğitim, sağlık
ve çevre sorunlarına yaratıcı çözümler
bulmayı amaçlayan bu yarışma, dünyanın dört bir yanından gelen katılımlarla
kayda değer sonuçlar almayı başardı.
Yerleşik labarotuvarı olmayan yerleşim
birimlerinde bazı hastalıkların teşhis
edilmesini sağlayabilecek bu cihaz,
yarışmada ödül kazanan icatlardan
sadece biri. Diğer icatlar ise tarımdan
yenilenebilir enerjiye kadar birçok
alanda bu ülkelere katkıda bulanacak
cinsten. Yarışmada ödül kazanan dört
kişiye icatlarını geliştirmeleri ve kullanıma geçirmeleri için Intel tarafından
100’er bin dolarlık ödül verildi.
en güzel örneğini geçtiğimiz günlerde
Hotmail yaşamıştı. İşte Facebook’un
son günlerde yaşadığı da tam olarak
bu. Sitenin bilgi paylaşım özelliğini
artırmak için yapılan görsel değişiklikler, şu sıralarda kullanıcılardan büyük
tepki topluyor. Konuyla ilgili görüş bildiren kullanıcılar Facebook’u Twitter’ı
kopyalamakla suçluyorlar. Her ne kadar bazı kullanıcılar yeni tasarımı beğense ve bu görüşlerini dile getirseler
de, konuya aktif olarak dahil olan yorumcular arasında azınlıkta kalıyorlar.
Facebook üzerinde şu ana kadar yeni
tasarımı beğenmediklerini ifade eden
ve eski tasarıma dönmek için seslerini yükselten kullanıcılar 10’dan fazla
grup kurdular ve toplamda 1 milyona
yakın üye toplamayı başardılar.
İşin ilginç yanı bu grupların bazılarının
2006’da, aslında şu anda geri istedikleri
eski tasarıma geçişi protesto amacıyla
kurulmuş olmaları. Buna rağmen hafta
içinde “old facebook” (eski facebook)
kelimelerinin Facebook üzerinde en çok
aranan kelimeler olması dikkat çekici.
3G’de çok büyük şüphe !
Türkiye’deki ‘3G’ altyapısının kuracak
şirketle ilgili korkunç şüphe..
Facebook kullanıcıları çıldırttı
Daha önce Hotmail’in başına gelen
şimdi Facebook’un başına geldi; kullanıcılar isyan etti.
İnternet üzerinde geliştirilen yenilikler
her zaman heyecan verici olurken,
var olan siteler üzerindeki değişimler
ise genellikle tepkiyle karşılaşır. Uzun
zamandır kullandıkları, beğendikleri
bir sitede gerçekleşen değişim çoğu
zaman kullanıcıların alışkanlıklarına
ters düşme tehlikesine sahiptir. Bunun
42 SABİYAP
Türkiye’de 3 GSM operatörünün mobil
iletişim teknolojisinde üçüncü nesil
olarak bilinen 3G altyapısını kurması
için anlaştığı Çinli Huawei firması için
İngiltere’de alarm verildi. İngiliz hükümeti, firma hakkında ‘istihbarat riski’
oluşturduğu gerekçesiyle uyarıldı.
The Sunday Times Gazetesi’nde yer
alan habere göre, Huawei firmasının
başkanı Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun
telekom araştırma direktörü olan Ren
Zhengfei için istihbarat uyarısı yapıldı.
Birleşik İstihbarat Komitesi Başkanı
Alex Allan’ın gizli bir toplantıyla hazırlanan raporu yetkililere verdiği belirtildi. Raporda, İngiltere’nin iletişim
şebekesine kurulan ekipmanın çok
stratejik bilgilere erişim sağlayabileceği, yiyecek ve su kaynakları gibi kritik
hizmetlere darbe vurmak için kullanılabileceği kaydedildi.
Diğer ülkelere uyarı yapıldı
Raporda “Huawei’nin potansiyel tehdidi dünyanın başka yerlerinde de
görüldü” bilgisi de yer aldı. İngiliz
istihbaratının diğer ülkeleri de uyardığı
belirtilirken istihbarat yetkililerinin hükümetle yaptığı toplantıda “Çin’in ‘modifikasyonları değiştirmek’ ya da ‘tespit
edilmesi çok zor bir şekilde ekipmanlarından ödün vermek’ ve daha sonra
‘şebekeyi uzaktan bozabilmek ya da
kalıcı olarak engelleyebilmek’ için donanımlı olduğu” dile getirildi. Raporda
“Bu durum çalışması bilgisayarlara
bağlı güç ve su kaynakları, yiyecek
dağıtımı, mali sistem ve ulaşım gibi
kritik hizmetler üzerinde ciddi bir etki
yaratabilir” denildi.
Hiçbir hükümetin payı bulunmuyor
Huawei firmasının geçen yıl Pentagon’a bilgisayarlı güvenlik sistemleri
sağlayan 3Com şirketiyle birleşmeye
yönelik çabası, ABD istihbarat kurumlarınca engellenmişti. Firmanın Türkiye
yetkilileri, Çin hükümeti ile bir bağlantıları olmadığını savunarak “Huawei
yüzde 100 özel küresel bir şirkettir. Şirkette hiçbir hükümete bağlı kuruluşun
payı bulunmamaktadır” dedi.
teknoloji
Örümcek Ağlarının Sırları
Asırlardır örümceklerin yaptığı ağın
kimyasındaki esrarı çözmeye çalışan
bilim adamları, ilginç bulgulara ulaştı.
Çapı 1 milimetrenin binde birinden
daha küçük olan örümcek ağının aynı
kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha
sağlam olduğu ve kendi uzunluğunun
4 katı esneyebildiği belirlendi. Ayrıca
son derece hafif olan örümcek ağlarının 320 gramı ile dünyanın çevresinin
sarılabileceği kaydedildi.
Bilimadamları yaptıkları araştırmada,
Turritopsis Nutricula adlı denizanasının yetişkinlikten sonra, genetik yapısını değiştirerek tekrar çocukluğuna
döndüğünü ve bu sürecin sonsuza
dek sürdüğü belirlendi. Ve bu nedenle
bilim adamlaerının aklına ilk şu soru
geliyor “ Acaba ölümsüzlük masal olmaktan çıkıyor mu?”
Düşünce okundu
ABD’li bilim adamları beyindeki düşünceleri yüzde 80 oranında okuyabilen bir tarayıcı geliştirdiler.
BİLİM dünyasında heyecanla karşılanan gelişme, Nashville’deki Vanderbilt
Üniversitesi tarafından kaydedildi. Nature dergisinde yayımlanan gelişmeye
göre, altı gönüllüye baktıkları resimlerle ilgili ne düşündükleri soruldu.
Bilim adamlarının endüstri ve teknolojide hayal bile edilemeyen gelişmelere
imza atmak için mercek altına aldıkları
örümcek ağının esrarı çözülemiyor.
İpin sırrı çözülürse, bunun kurşun
geçirmez yeleklerden iz bırakmayan
ameliyat ipliklerine, çok hafif kablolardan motosiklet kasklarına kadar pek
çok alanda kullanılması planlanıyor.
Örümceklerin 380 milyon yıldır ördükleri ipliklerin hammaddesinin saç,
tırnak, tüy ve deri gibi birbirinden
çok farklı maddelerin yapı taşı olan
“keratin” adlı proteinden oluştuğunu
belirleyen uzmanlar, esnekliği çok
fazla olan örümcek ipliğini kopartmak
için gereken enerjinin benzer biyolojik
metaryalleri koparmak için gereken
enerjiden 10 kat daha fazla olduğunu
tespit etti.
Yoksa Ölümsüzlük Masal
Olmaktan Çıkıyor mu?
Binlerce kez masallara, filmlere,
romanlara hikaye olan ölümsüzlük
sonunda bulundu. Okyanusun derinlerinde yaşayan bir tür denizanasının
ölümsüz olduğu ortaya çıktı.
El hareketlerinizle çerçeve çizdiğinizde fotoğraf bile çekebilen bu alet,
parmaklarınızla bileğinize saat işareti
yapmak için ufak bir daire çizdiğinizde, size tam olarak saatin kaç olduğunu gösteriyor.
Kişilerin beyinlerinin monitör görüntüleri sayesinde ne düşündükleri belirlendikten sonra cevaplar alındı ve MRI
beyin tarayıcının yüzde 80 oranında
düşünceyi okuyabildiği görüldü.
MIT araştırmacılarından Patty Maes’in
açıklamasına göre, tıpkı Tom Cruise’un
“Minority Report” (azınlık raporu) filminde olduğu gibi, altıncı his aletini
kullanabiliyorsunuz. Maes’in açıklamalarına göre, bu alet, mağaza raflarında bulunan ürünleri tespit edecek,
hangi ürünün isteklerinizi karşılayabileceği hakkında sinyaller verecek.
Daha önce de California Üniversite’sinde benzer teknikler geliştirilmişti.
Bilim adamları tarayıcının yüzde 80
oranında düşünceleri okuyabilmesinin
insanlık için çok önemli bir gelişme
olduğunu, ancak hastanın rızası dışında, kötü emeller için kullanılma
ihtimalinin de “korkutucu” olduğunu
söylediler.
Ayrıca, aldığınız uçak biletine bakarak,
uçuşunuzun vaktinde olup olmayacağı
hakkında size haber verecek. Kitap
satış mağazalarında bulunan kitapları
tanıyarak, internetten yazar hakkında
bilgi ve yorumları bildirecek. Eğer hiçbir araç mevcut değilse, herhangi bir
yüzey üzerinde sadece ellerinizi kullanarak gerekli bilgiye ulaşabileceksiniz.
Özel sırların açığa çıkması, gizliliğin kalmaması gibi rahatsız edici
unsurlarla birlikte, beyin okuma
tekniklerinin pek çok suç olayını
açığa kavuşturacağı da vurgulanıyor.
Kaynak: Hürriyet Gazetesi
Oldukça fazla heyecan uyandıran bu
ürünün üretileceği zaman, biraz hayal
kırıklığı yaratıyor. Henüz yapım aşamasında olan altıncı his ölçen aletin,
yaklaşık 10 yıl içerisinde tamamlanabileceği belirtiliyor.
Altıncı His Ölçen Alet Yapılıyor
Dünya’nın En Karmaşık Saati
Geleceğin mucize ürünlerinden olacak
altıncı his aleti ile herhangi bir yüzeyi
kullanarak, sadece el hareketlerinizle,
istediğiniz bilgiye ulaşabileceksiniz.
Kaliforniya üniversitesi araştırmacıları,
taşınabilir “altıncı his” aleti yaptılar. Bu
araç sayesinde, görünmez internet kanal bilgisi, günlük rutine çevrilebiliyor.
Bu ürünün üreticisi olan MIT bilimadamları, herhangi bir yüzeyi, dokunmatik ekrana çeviren ve küçük el
hareketleriyle kontrol edilebilen hale
getiriyorlar.
SABİYAP
43
:
:
Kultur Sanat
Kirli sırlar aydınlanıyor
Fay Hatları, bir ailenin dört kuşağı üzerinden, etkisi günümüze kadar uzanan
karanlık bir sırrı anlatıyor. Altı yaşında
çocukların gözünden 2004’ten geriye
doğru 1982’ye, 1962’ye ve 1944’e gidiyoruz kitap boyunca. İlk anlatıcımız
Amerikalı olmanın gururunu taşıyan,
annesinin titiz denetimine rağmen internetin tüm vahşi sitelerinde gezinen, dünyaya bir armağan olduğundan kuşkusu
olmayan Sol. Onun aile içinde sezdiği tuhaflıkların ipuçlarını, ikinci anlatıcı olan
FAY HATLARI
Yazar:
NANCY HUSTON
Çevirmen:
SOSİ DOLANOĞLU
babası Randall’ın çocukluk öyküsünde
bulmaya başlıyoruz. Roman Sol’un babaannesi Sadie ve büyük büyükannesi
Kristina’nın anlatılarıyla sürdükçe, kirli
sırlar gitgide aydınlanıyor. California’dan
Hayfa’ya, Toronto’ya ve Münih’e uzanan romanda, kendi dertlerine düşmüş
ebeveynlerin gerçek desteğinden yoksun
kalan çocukların büyüme sancılarına,
masumiyetlerini sarsılarak yitirişlerine tanık olurken, bildiğimizi sandığımız yakın
tarihin gözden kaçmış yönleri kendilerini
ele veriyor. Amansız bir kötülüğe karşı
aşkla, müzikle, inançla hayata tutunmaya çalışanların direnişini de izliyoruz.
Sade ama cesur ve sert diliyle 20. yüzyılın
acılarını 21. yüzyılın çaresizliğine büyük bir
ustalıkla bağlayan bu roman Prix Femina
ödülü sahibi. Fransa’da 400 binin üzerinde
satan roman yirmiye yakın dile çevrildi.
- Tanıtım Yazısı’ndan -
Eğitimde Bilişim Teknolojileri
Bu kitapta, dünyada ve Türkiye’de güncel bilişim teknolojileri
kavramları, yaklaşımları ve uygulamaları eğitim teması etrafında tartışma konusu edilmiştir. Bu anlamda, kitabın hedef
kitlesi bilişimciler, öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler, akademisyenler diğer bir ifadeyle 21. yüzyılın Bilişim Martılarıdır.
Dr.Tufan Aytaç
Sağlık Bilişim Sistemi
Çalışmanın temel amacı, sağlık
bilişim sistemleri konusunda dünyada ve ülkemizde gerçekleştirilen çalışmalardan hareketle bu
sistemlerin kaliteli sağlık hizmeti
sunumu ve hastane işletmeciliği
açısından önemini ortaya koymaktır. Üç ana bölümden oluşan
çalışmanın birinci bölümünde
Türk sağlık sektörünün yapısı,
ikinci bölümünde bilişim sistemleri, üçüncü bölümünde ise sağlık
bilişim sistemleri konuları güncel
gelişmeler ışığında detaylı biçimde incelenmektedir.
Bir Arap, Bir Yahudi ve Ortadoğu’nun Kalbi
1967 yılının yaz aylarında, Altı Gün Savaşından uzak olmayan bir tarihte, genç bir
Filistinli adam ve iki arkadaşı İsrailin Ramla kasabasına giderler. Onlar kuzendir ve
yaklaşık yirmi yıl önce ailelerinin terk etmek
zorunda kaldığı, çocuklarının geçtiği evi görmek isterler.
LİMON AĞACI
Yazar: Sandy Tolan
44 SABİYAP
Bir kuzenin yüzüne kapı kapanır, diğerinin
ailesinin evi okula dönüştürülmüştür fakat
öbür kuzen olan Bashir, kendisini içeri davet
eden Dalia tarafından karşılanır. Bir Arap
ve bir Yahudi ailesinin ilişkilerinin başlangıç noktası budur. Bashir babasının dikmiş
olduğu limon ağacında bir sahipsizlik ve işgal
duyguları içinde olur.1948 yılında küçük bir
çocuk iken Bulgaristan’dan kaçak olarak gelmiş olan Dalia soykırım tarafından yokedilen
bir umut ışığı görür. Onlar kaçınılmaz olarak
kendi yazgılarını yaşamışlardır ve bu İsrail
Filistin tarihinin bir küçük evrenini oluşturmaktadır. İki genç insanın başlattığı diyalog
bölgenin barış umudunu ortaya koymaktadır. Limon Ağacı simgesel olarak bölgede
huzurun mümkün olduğunu anlatmaktadır.
Olağanüstü bir öykü ve kurgusal olmayan bir
anlatıma sahip olarak sizi saracak. -Sunday
Times –
TİYATRO
Divane Ağaç
Şehir tiyatrolarında sahnelenen
divane ağaç oyunun konusu şöyle:moğol ıstılası sırasında yunus
emre’nın anası kün ana, yunus’u
henüz doğurmuştur; lohusa halındeyken albastı’ya gırmıştır. Albastı ıçındeyken gördüğü sanrılar,
hayaller, düşler ıçınde başka bir
zaman dılımınde yunus emre’nın
mezarını aramaya başlamıştır.
İlk olarak yunus’un asası dıvane
ağaç’la, ardından hacı bektaş-ı
velı, dervışler ve yılan’la karşılaşarak hıkâyelerını dınler. Anlatılan hallac-ı mansur, attar’ın kuşları, ceylan ve mecnun, fırat ile
dıcle’nın hıkâyeleri ile ız sürmeye
devam eder. Yılanın nefsınden
Kars’ın Bir Köyünde
Geçen Sıcacık Bir Hikaye…
kurtulması ıçın yalvarmasına dayanamayıp sütünü vermeyı kabul
eder ve yılan tarafından ısırılınca
gerçek zamana döner. Geçmışten
bu güne anadolu toprağının yetıştırdığı mutassavıfların ve gıttıkçe
kaybolmaya yüz tutan kültürümüzün, ‘evrensel varoluşu’ açıklayan tüm dünyaya kaynaklık etmış
felsefelerının ızınde geleneğının
peşıne düşen kün ana’yı yanı anadolu ‘yu anlatmaktadır.
SİNEMA
Sanki başka bir dil konuşurmuşçasına
bir an uzak ama bir o kadar da bizim
insanlarımız… Adı Alma ve Tavşan
olan iki sevimli köy çocuğu… Çocukken ailesiyle Rusya’dan göçen bir Malakan: Mişka… Mişka’nın gençlik aşkı
olan ama hiç kavuşamadığı sinirli mi
sinirli yaşlı kadın Popuç… Mişka’nın
yapayalnızlığına rağmen Popuç’un
kalabalık, neşeli, hareketli ailesi… Saz
aşıklarının bol atışmalı, çekişmeli, dudak değmezli kış geceleri.. fakirlik ve
çetin kış koşullarıyla mücadele eden,
ekin eken, kaz otaran, koyun güden
köy insanları... Rus kültürü ile yoğrulmuş Mişka ve onun köy yaşamına
sessizce kattığı piyanonun ayağına
bağlanmış ineklerin görünümü kadar
komik… çok sevmesine rağmen kendi
yemeyip mendil içinde sakladığı kaz
etini hasta Mişka’ya ikram eden küçük
Alma gibi umut dolu bir hikaye “Deli
Deli Olma”…
“Deli Deli Olma”, sinemamızın uzun
zamandır özlediği komik, naif, içten,
geçmişimizden ve bizden bir film.
Murat Saraçoğlu’nun yönettiği ve Tarık
Akan, Şerif Sezer, Barış Üregül ile Deniz Arna’nın oynadığı Deli Deli Olma,
17 Nisan 2009’da Pinema Film dağıtımıyla Aydın Film tarafından vizyona
çıkarılıyor.
Senaryo: Hazel Sevim Ünsal
Yönetmen: Murat Saraçoğlu
Tür: Dram Yapımcı
Firmalar: Aydın Film
Web adresi: www.delideliolma.com
KNOWING
SİNEMA
Filmin başrolünü Nicolas Cage ve 28
Hafta Sonra (2007), Gün Işığı (2007),
Hep Seni Aradım (2004), Truva (2004)
filmlerinden tanıdığımız Rose Byrne
birlikte paylaşıyor. Konusu ise şöyle:
1959 yılında, bir grup öğrenciden
geleceğin neye benzeyeceğini resmetmeleri istenir. Resimler 50 yıl
boyunca saklanır. Yarım asır sonra,
mesajın geçen 50 yıl içinde yaşanan
tüm büyük felâketleri tahmin ettiği
ortaya çıkar. John Koestler belgeden, üç büyük felâketin daha yaşanacağını ve bunlardan sonuncusunun
küresel çapta bir yıkıma yol açacağını keşfeder. Felâketi durdurabilmek için
zamanla yarış başlar.10 Nisan’da gösterime giren filmin ayrıntılı bilgileri
http://knowing-themovie.com resmi sitesinde yer alıyor.
Yönetmen: Alex Proyas Senaryo Ryne Douglas Pearson, Juliet Snowden
Tür: Dram Dil: İngilizce
İLK GÖZ AĞRISI
TİYATRO
Feraizcizade Mehmet Şakir’in (1853-1911)
yazdığı, Yılmaz Öğüt’ün günümüz Türkçesine uyarladığı ve Erhan Yazıcıoğlu’nun
yönettiği “İlk Göz Ağrısı” adlı komedinin
dekor tasarımı Nilgün Gürkan, kostüm tasarımı Ayşen Aktengiz, oyun şarkısı Hazım
Körmükçü, müzik planlama Hüseyin Tuncel, koreografi Eftal Gülbudak, ışık tasarımı
Ceyhun Ergül ve efekt tasarımı Levent Akman imzasını taşıyor.
Türk Tiyatrosunun en eski örneklerinden biri olan oyunda, evlilik kurumunda
yaşanan sorunlar hicvediliyor: Zengin ama iç güveysi olarak yaşamaktan
bunalan Burhan Bey boşanmaya karar verir. Rahat etmek uğruna yoksul
bir kadınla evlenmeye razıdır. Yoksulluktan bunalan Çeri Hasan ise boşanıp
zengin bir kadınla evlenmek istemektedir. İki adam da ünlü çöpçatan Âkile
Dudu’ya başvurur ve işler karışır.Şehir tiyatrolarında sahnelenmekte olan
oyun,müzikleri,dekoru ve kıyafet tasarımlarıyla beğeni topluyor.
SABİYAP
45
sanat
Arı Teknolojisinden Esinlenen
Balmumu Heykel Sanatı
Hazırlayan: Zeynep Beyza Bulut
B
almumu,
arıların
peteklerini
yapmak için karın halkalarında
(segmentlerde) bulunan balmumu
bezlerinden salgıladıkları yumuşak sarı
veya daha koyu madde. Umumiyetle
balmumu deyince arının hazırladığı
petekteki mum anlaşılır. Bunun yanında
sanayide hazırlanan maddeye de balmumu denir.
Günümüzde
bu tür
balmumu
heykellerden
oluşan çeşitli
müzeler
vardır
Arının abdomen denilen karın bölgesini
oluşturan segmentlerde sağlı-sollu bir
çift mum salgı bezi (balmumu aynası)
işçi arıların balmumu yapma döneminde kalınlaşarak mum salgılama yeteneğini kazanmaktadırlar. Sıvı olarak aynalar üzerine salgılanan mumlar, mum
ceplerinde katılaşarak küçük pulcuklar
halini alır.
Arılar zincirleme birbirine tutunarak
özel hareketlerle balmumu sızdırırlar.
Arı ayakları yardımıyla ağzına götürdüğü balmumu pulcuklarını çiğneyerek
yumuşatıp yoğurmakta ve böylece petek
gözlerinin yapımında kullanmaktadır.
Mum örme dönemini tamamlayan işçi
arılarda mum salgı bezleri dejenere olur
ve birer sıra hücre tabakasına dönüşür.
başlayan balmumu mask geleneği daha
sonraları geliştirilerek, boyama yoluyla
daha gerçekçi heykellere dönüşmüştür.
Türkiye’de son dönemlerde balmumu
heykelciliği konusunda en meşhur isim
Yılmaz Büyükerşen’dir. Büyükerşen,
heykelciliğe hobi olarak başladığını
ancak balmumu kıvamını tutturmada
başarılı olamadığını, ta ki Londra’nın
ünlü Balmumu Heykeller Müzesi Madame Tussauds’ı ziyareti sırasında bir heykelin bir parçasının inceleme esnasında
koptuğunu, bunu Anadolu Üniversitesi
Kimya Bölümü’nde analiz ettirerek kıvamı yakaladığını söyler. Büyükerşen’in
heykel yapımına merakı 1966’da Londra’da müzedeki gerçeği ile ilgisi olmayan Atatürk Heykelini görmesi ile başlamıştır. Uzun süren çalışmalardan sonra
geliştirdiği heykelcilik sanatının ürünü
heykellleri, Samsun, Kayseri, Akşehir ve
Ankara’daki müzelerde yerini almıştır.
Günümüzde bu tür balmumu heykellerden oluşan çeşitli müzeler vardır. Ancak,
bunların en ünlüsü, Londra’daki Madam
Tussaud Balmumu Heykeller Müzesi’dir.
Geçtiğimiz yıl içerisinde birçok şehrimizi dolaşan ST.Petersburg balmumu heykel sergisi yoğun ilgi görmüştü.
İzmir’in Karşıyaka semtinde 2008’in mayıs ayında restorasyonu tamamlanarak
ziyarete açılan Latife Hanım Anı Evinde
ise Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılmış Atatürk, Latife Hanım ve Zübeyde
Hanım balmumu heykelleri halen sergilenmektedir.
-St. Petersburg Balmumu SergisiBalmumu heykel, tarihte Romalılar zamanında ölen kişinin yüzünün şeklinin
alınarak, odanın bir köşesinde saklanmasını sağlıyordu. Balmumu, yumuşak
ve şekil alıcı özelliği nedeniyle, kalıp
çıkarma amaçlı çok eski çağlardan beri
kullanılmaktadır. Romalılar döneminde
46 SABİYAP
Balmumu Heykeller Nasıl Yapılır?
Eğer heykeli yapılacak kişi yaşıyorsa,
yontucu onu görmeye, fotoğraflarını
çekmeye çalışır: Bunun için başın sekiz,
bedenin de, seçilen pozda dört kadar
fotoğrafına gerek vardır. Saç ve göz
renkleri saptanır, ellerin fotoğrafı çekilir, giysiler not edilir. Başın ve bedenin
ayrıntılı Ölçüleri alınır. Bir balmumu
-St. Petersburg
Müzesi-
İzmir’in Karşıyaka semtinde 2008’in mayıs ayında restorasyonu
tamamlanarak ziyarete açılan Latife Hanım Anı Evinde ise Yılmaz
Büyükerşen tarafından yapılmış Atatürk, Latife Hanım ve Zübeyde
Hanım balmumu heykelleri halen sergilenmektedir.
heykelin tamamlanması yaklaşık üç
ay kadar sürer. Çelik ve tel bir çerçeve
olan “iskelet” in yapımına geçilmeden
önce, giysilerin ve aksesuarların nasıl
olacağına karar verilmesi gerekir. Daha
sonra yontucu, tel çerçeve üzerine kil
bir heykel yapar.
Madam Tussaud müzesinde, yaşayan
kişilerden yüz kalıbı (mask) alma yöntemine pek başvurulmaz (özellikle son
yirmi yılda hiç yüz kalıbı alınmamıştır). İster canlı, isterse ölmüş bir kişiden
alınmış olsun, bir yüz kalıbı üzerinde
çalışmak, yontucu için, modele bakarak baş yontmak kadar özen isteyen
güç bir iştir. Buna karşılık, eller hemen
her zaman canlı modellerden alınır ve
katı balmumu kalıba dökülür.
Kil model bitirilince bas, boyun ve
gövdenin on ikişer tane çıplak kalıbı
yapılır. Sıcak baş kalıbının içine balmumu dökülür. Balmumunun bir santimlik bir bölümü katılaşınca. Henüz
yumuşak olan orta bölüm dışarı akıtılır
ve bir su kazanı içine yerleştirilmiş kap
içinde 60°C’a kadar ısıtılır. Bu balmumu karışımı, üç ölçü kadar ağartılmış
balmumuna, bir ölçü Japon mumu (bir
bitkisel yağ) ve renk versin diye biraz
da es ki balmumu katılarak elde edilir.
Gerekirse mum ya da resim boyasıyla,
biraz daha renk verilebilir.
Balmumu, havayla temas ettikçe, zamanla kararır. Bunu gidermenin tek
yolu, heykelden yeni bir kalıp çıkarmaktır. Kil gövdenin giydirilecek olan
kesimleri, iki parçalı boş bir alçı kalıba
dökülüp, camla pekiştirilmiş plastikten
heykel yapılır.
Eğer heykeli yapılacak
kişi yaşıyorsa yontucu onu
görmeye, fotoğraflarını
çekmeye çalışır
Sonradan alçı kalıp kırılarak çıkarılır ve
içindeki gövde giydirilir. Camla pekiştirilmiş plastik son derece dayanıklıdır;
o nedenle alçı kalıbın saklanması gerekmez. Oysa baş kalıbının yapıldığı
alçı, kil heykelin girinti çıkıntılarını
tüm olarak alabilecek kadar ince ve
nitelikli olmalıdır.
Dikkatle çalışılırsa, bundan, başka
balmumu kalıplar da alınabilir. Baş kalıbının alçı parçaları kırılıp çıkarılır ve
içindeki balmumu kalıp, beze sarılıp
ağır ağır soğumaya bırakılır.
Balmumu
Heykel
Bundan sonra, gözlerin (cim küreler)
takılması aşamasına geçilir: Gözler, kimi
zaman hazır malzemeden, kimi zaman
da özel olarak biçimlendirilip renklendirilmiş camdan yapılır. Göz çukurları,
göz yuvarlağı biçiminde, ısıtılmış bir
alet sokularak genişletilir. Sonra yontucu
gözleri özenle yerine yerleştirir.
Saç (rengi ve inceliği tıpatıp uyan
insan saçı), bir elektrik ampulüyle
ısıtılmış balmumu kafatasına tek tek
dikilir ve taranıp biçim verilir. Uzun
saçlı heykellerde peruk kullanılır, ama
bu durumda da alnın üstüne gerçek saç
dikmek gerekir. Kirpikler kalemle çizilir. Ancak gerçek yaşamda takma kirpik
takan kişilerin balmumu heykellerine
de bunlardan takılır.
Balmumu heykelin giydirilmesinden
Önce uygulanan son işlem, boyanmasıdır. Bunu da yontucu yapar ve çeşitli
ışıklar altında doğal görünmesine özen
gösterir. Kimi zaman heykele makyaj
yapmak da gerekebilir.
Yılda bir ya da iki kez, boyalar, su ve
sabunla yıkanır, saça şampuan yapılır.
Sonra yüz boyası yenilenir, saç da taranıp biçimlendirilir.
Yontucunun son işi, heykeli giydirip
istenilen yere yerleştirmek ve gerekli
biçimde ışıklandırmaktır. Ama Madam
Tussaud Müzesi’nde iş bu kadarla da
bitmez. Çünkü sadece bir gün (Noel
günü) kapalı olan bu müzeyi yılda,
en azından iki milyon kişi ziyaret eder
ve müzenin stüdyosunda çalışanlar,
yalnızca kendi yapıtlarından değil,
kendilerinden önceki sanatçıların
yaptıkları heykellerin bakımından da
sorumludurlar.
SABİYAP
47
gezi
emirgan
korusu
İlkbaharın
neşesini
yaydığı şu
günlerde
bu sevinci
doyasıya
yaşamak
adına
şüphesiz;
Emirgan en
iyi tercih
R
engarenk çiçeklerle bezeli, elvan elvan hoş kokuların yayıldığı
yemyeşil bahar kapımızda yine...
Güneşin en parlak ışıklarını cömertçe
yaydığı, insanın içini neşeyle dolduran
yepyeni umutların, hayallerin habercisi bahar muştusu,kaplamaya başladı
bile yeryüzünü.
Tabiat üzerinden kış mevsiminin uyuşukluğunu atarken özlemle baharı
beklemiş olanlar da sabırsızca atıveriyorlar kendilerini yeşilin kollarına şu
günlerde.İlkbahar denilince ilk akla gelen;İstanbul ve İstanbulun bahar semti
Emirgan’dır hiç şüphesiz.Asırlardır
yeşilin şımartıldığı bu eşsiz sahil semti
ve tarihi koru,aslında mevsimin tadına
varmak için güzide bir mekan...
Emirgân Korusu’nda zaman; tabiatın
her rengini soluklayarak akar; yavaşça
ve huzur vadederek... Hızla akıp giden
şehrin gürültüsüne inat; hayat daha
telaşsızdır sanki burada. Bu yemyeşil
koruda; doğa ruhumuzla barışık, dingin
bir alemde gezinir gibi dolaşırız.
Fıstıkçamı, ladin, sedir, akçaağaç, erguvan, fındık, kayın, morsalkım, defne, manolya, salkımsöğüt, meşe vb.
ağaçların, şehirde az rastlanır bitkilerin arasında gerçek bir doğa yürüyüşü
yapılabilir. Korunun en güzel sürprizi,
ağaç dallarının arasından karşınıza ansızın çıkan bir sincaptır.
Hızla ağaçlara tırmanan, dalların arasında zıplayan, bir meşe palamudunun
peşinden koşan minik sincaplar, asırlardır sürdürdükleri mütevazi hayatlarına devam etmektedirler.
48 SABİYAP
Baharın teşrifiyle gözlerimizi şenlendiren ve Emirgan ismiyle bütünleşmiş
tarihten günümüze İstanbulumuzun
da simgesi haline gelmiş nadide bir
çiçektir lale. Hiç şüphesiz nisan ayının gelmesiyle koru taraflarına kayan
adımlarımız, lalelerin eşsiz manzarasını seyre dalmak ve envai çeşit çiçeklerin metrelerce uzaktan hissedilen o
hoş rayihalarını içimize çekmek adına
sabırsızlanır.
İlkbaharın neşesini yaydığı şu günlerde
bu sevinci doyasıya yaşamak adına
şüphesiz; Emirgan en iyi tercih.
Dilerseniz deniz manzaralı, yemyeşil
ağaçlara yaslanmış köşklerde çayınızı
kahvenizi yudumlayabilir, dilerseniz de
korunun zengin yeşiliyle sarmaş dolaş
olmuş rengarenk laleler ve çiçekler
arasında gezinti yaparken,bahar muştusunu menekşe kokularıyla taçlandırabilirsiniz.
EMİRGAN ADI NEREDEN GELİYOR?
Bir zamanlar Emirgune ismiyle anılan
koru;16. yüzyıl ortalarına kadar hazine arazisi idi; 18. yüzyıl ortalarına
kadar da tamamen ormanlıktı.16.
yüzyıl ortalarında Nişancı Feridun
Bey’e bağışlanan araziye bir - iki
köşk yapıldı.
Feridun Bahçeleri olarak anılmaya
başlanan yeşil koru 17. yüzyılda ise,
IV. Murat tarafından, kendisine Revan
Kalesi’ni hiç savaşmadan teslim ettiği
için İstanbul’a getirip adını Yusuf Paşa
olarak değiştirdiği Emirgûneoğlu Tahmasb Kulu Han’a verildi. Böylece bölge
“Emirgûne Bahçesi” olarak anılmaya
başlandı.
Yüzyıllar boyu birkaç kez el değiştirdikten sonra 1860’ lar sonunda Mısır
Valisi iken payitahttan “ Hıdivlik ünva-
nını koparan İsmail Paşa nın eline geçti
ve onun kıyıya yaptırdığı büyük ahşap
sarayının arka bahçesi olarak kullanıldı. Emirgân o tarihten sonra sakin bir
koru olma yolunda ilerledi.
Emirgan Korusu’na
toplu taşıma
araçlarıyla ulaşmak
için İ.E.T.T.’nin
sahil yolundan
Sarıyer’e giden
bütün otobüslerini
kullanabilirsiniz
NASIL GİDİLİR?
Emirgan Korusu’na toplu
taşıma araçlarıyla ulaşmak
için İ.E.T.T.’nin sahil yolundan Sarıyer’e giden bütün
otobüslerini kullanabilirsiniz. Emirgan durağından
sonra 5 dakikalık bir yürüyüşün ardından Emirgan
Korusu’na ulaşabilirsiniz.
Arabayla Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün Avrupa
yakasından Küçükarmutlu
Sapağı’nı kullanarak sahil
yoluna ulaşmanız yeterlidir.
Anadolu yakasından gelecekler ise; Kadıköyden vapurla, Üsküdardan ise motor ve vapurla Beşiktaşa geçip Beşiktaş-Ortaköy yolundan geçen herhangi bir otobüse binmeleri
yeterlidir.
MUTLU GEZİNTİLER....
SABİYAP
49
inceleme & etkinlikler
çiçekler ve
şifalıansiklopedisi
bitkiler
Ç
www.cicekansiklopedisi.com
Çicek
Ansiklopedisi;
Google analytics
verilerine göre,
günlük ortalama
1500 farklı ziyaretçi
tarafından
inceleniyor
içekseverler ve internette şifalı bitkiler hakkında ansiklopedik bilgi araştıranlar www.cicekansiklopedisi.com adlı internet sitesinde buluşuyor.
Çiçekçilik hakkında her türlü bilginin yer aldığı site, gün geçtikçe büyüyor.
Hayatın her alanına giren internet sayesinde bilgiye ulaşmak artık çok
daha kolay hale geldi. İstanbul’da bir bilişim uzmanı tarafından kurulan
www.cicekansiklopedisi.com’u her kesimden kişi tarafından ziyaret ediliyor.
‘Çiçek hakkında her şey’ sloganı ile yayın hayatına başlayan site, her türlü
çiçek yetiştiriciliği konusunda bilgi veriyor. Site sayesinde binlerce çiçek
yetiştiricisi hem yeni bilgiler edinebiliyor hem de elindeki bilgileri diğer okuyucularla paylaşıyor. Siteye ziraat fakültelerinden akademisyenler ve bahçıvanlar da danışmanlık desteği veriyor.
Sitede şifalı bitkiler, meyveler, organik tarım ve bitkiler hakkında genel bilgiler yer alıyor. Çiçek, meyve ile sebze yetiştirmek isteyenler, organik tarım ve
peyzajla ilgilenenler bu sitede buluşup karşılıklı bilgi alış verişinde bulunabiliyor. Güvenilir ve zengin içeriği ile çiçek firmaları da siteye kayıt yaptırıyor.
Yayınlanan bilgiler kaynak gösterilerek yayınlanıyor ve bu sayede okuyucuya daha doğru ve güvenilir bilgiler sunulmuş oluyor.
Lotusphere Konferansı 7 Mayıs’ta
Dünyanın en büyük teknoloji konferanslarından Lotusphere, ikinci kez İstanbul’a geliyor. Four Seasons
Bosphorus’ta 7 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan
Lotusphere Comes To You’nun bu yılki konusu:
“Topluluğun Gücü Düşündüğünüzden Daha
Lotusphere
Yakın!”.
Comes To You’nun
Konferansta, dünyaca ünlü bir çok
IBM profesyoneli yanında IBM çözüm
ortakları
sunum
gerçekleştirecek.
“Topluluğun Gücü
Konuşmacılar geleceğin iletişim ve
işbirliği trendleri hakkında katılımcıDüşündüğünüzden
ları bilgilendirecek. IBM Lotus İşbirliği
Çözümleri Tüm Ülkeler Satış Direktörü
Daha Yakın!”
Michael Garbett, Amerika’da gerçekleştirilen Lotusphere 2009’un En İyilerini ve
En Yenilerini anlatacak. Dünyaca ünlü Lotus
Notes ve Domino’nun gelecekteki yol haritasını
IBM CEEMEA Lotus Mesajlaşma ve İşbirliği Yöneticisi
Uffe Sorenson çizecek. Katılımcılar, IBM’in KOBİ’lere
yönelik stratejilerini ise IBM Lotus Orta ve Doğu Avrupa
Kanal Geliştirme Lideri Oskar Laufer’dan dinleyecek.
bu yılki konusu:
50 SABİYAP
THE X3 SUMMIT IS THE FIRST OF ITS KIND
an executive-level, hands-on event that explores the
unique challenges and considerations of integrating
technology into healthcare facilities and care processes. X3 delves into how you can change and adapt
to fully and efficiently exploit the convergence of
technological, design, and care advances within the
context of your real-world operations and structures.
IDC’s IT Managers Forum & Expo 2009 Making IT
Matter: Finding Opportunities and Defining Value
Tarih: Mayıs 13, 2009 Lokasyon: Istanbul, Turkey
Yer: Hilton Convention Center
Konferans Ana Başlık: Etkinlik bugünün eksik bütçe ile
daha fazla çalışan BT Müdürleri için önemli olan konuları
içeren sunumları bölgenin en etkili ICT liderlerinden dinleme şansı verecektir.
Web Sitesi: http://idc-cema.com/?showproduct=34715
&content_lang=TR
Sizin potansiyeliniz. Bizim tutkumuz.
®
Verilerinizi artan maliyetlerle değil,
SQL Server 2008 ile yönetin.
SQL Server 2008 ile şirketinizin verilerini yeni bir enerji formuna dönüştürün
ve tüm ihtiyaçlarınızı tek bir ürünle karşılayın. ‹ster operasyonel sistemleriniz için
güvenli ve sağlam bir veri platformu, ister iş zekası çözümünüz için veri ambarı,
veri madenciliği veya raporlama aracı arayışında olun; ihtiyaç duyduğunuz her şeye
SQL Server 2008 ile ulaşın. Bütün bunları gerçekleştirirken, lisanslarınızı işlemci çekirdeği
hesabı yapmadan kolaylıkla alın. Sürpriz maliyetlerin önüne geçerek tasarruf sağlayın.
SQL Server 2008 avantajlarından faydalanmak ve size sağlayabileceği
tasarruf fırsatlarını öğrenmek için sqlenerji.com adresini ziyaret edin.

Benzer belgeler