HBYS - Sağlık Bilişim Derneği
Transkript
HBYS - Sağlık Bilişim Derneği
Merhaba İ kinci sayıyı çıkarmanın heyecanını sizler ile paylaşmak istiyorum. İlk sayı belki heyecanlıydı ama ikinci sayıyı çıkarmak çok daha heyecanlı oldu. Artık dergimizin devamının olduğunu gösterebileceğimiz bir ikinci sayımız var. Üstelik ikinci sayımız birincisine göre çok daha profesyonel. Artık her sayımız, kendimizi biraz daha iyileştirdiğimiz bir çalışma olacak ve SABİYAP içerisine yeni katılımları yansıtacak şekilde ilerleyecek. Yasin Keleş Sağlık Bilişim Yöneticileri Açılımı Platformu Başkanı Geçen zaman içerisinde yaptığımız etkinlikler, uzun vadede sektörümüzün büyükleri ile üyelerimizin kişisel ve mesleki gelişimlerine destek olmak için yaptığımız eğitim anlaşmalarını dergide bulabileceksiniz. Bunun yanı sıra aramıza katılan Çağrı merkezi ve biyomedikal yöneticileri için yazılara bu sayımızın içerisinde yer verdik. SABİYAP; çok hızlı büyüyen bir platform ve sağlık sektörümüzdeki önemli bir boşluğu doldurma gayretinde. O nedenle çok önemli misyonları kendi üzerine alarak yola devam ediyor. Bu misyonlardan size kısaca bashetmek istiyorum: Sağlık bilişimcilerinin en önemli iç müşterisi olan doktorlarımız ile daha iyi işbirliklerine girmek için SABİYAP olarak “Bilişimci Dostu Doktor-Doktor Dostu Bilişimci” sloganı ile tüm sağlık kuruluşlarında bizimle beraber olacak doktorları belirliyoruz. Bu doktorlarımız ile birlikte yine yıllardır yaptığımız fakat daha formal hale getirdiğimiz “Uzman Masa Toplantılarını” yaparak sağlık bilişimine önemli katkılar yapmayı planlıyoruz. Sağlık bilişimi çok hızlı ilerleyen fakat en fazla eksiği olan alanlardan birisi, eksikliklerden en önemlisi de bu konuda yetişmiş insan kaynağının olmaması. Bu konuda da yine SABİYAP olarak bir adım attık. Sağlık Bilişimcisi ve Sağlık Bilişim Yöneticisi yetiştirme programları yapmaya karar verdik. Bunu yaparken bir üniversite ve yine sektöre hizmet veren büyük firmalar ile beraber yola çıktık çok kısa süre sonra eğitimleri de web sitemizden(www.sabiyap.org ) ilan ediyor olacağız. Bu sayımızda sizlere sağlık bilişimcilerinin en fazla uğraş verdiği araçlardan birisi olan HBYS ve PACS ile ilgili doyurucu makalelere yer verdik. Bundan sonraki sayılarımızda HBYS ve PACS konusunda daha detaylara inip başarı hikayeleri ve kötü sonuçlanan projeler ve onlardan kazanılan tecrübelere yer veriyor olacağız. SABİYAP bilginin buluştuğu bir platformun ötesinde sağlık bilişimcilerinin sosyal buluşma platformu da olma yolunda hızla ilerliyor. SABİYAP olarak biz; insanların rahatladığı ve özgür kaldığı ortamlarda çok daha verimli olacaklarına inanıyoruz. Bu nedenle artık sektörel toplantılarımızı “SABİYAP Doğa Gezileri” adını verdiğimiz etkinlikler ile birleştiriyoruz. İlkini yaptığımız Kartepe gezisinde TTNet ile birlikte yola çıktık. Mayıs ayı içerisinde Emriganda güzel bir kahvaltı sonrasında da Boğaz gezisiyle yine tüm SABİYAP üyeleri ile buluşmayı hedefliyoruz. Sağlık Bilişimi ve Teknolojisi alanında ilk ve tek olan dergimizin bu sayısının 3000 civarında sağlık bilişim yöneticisine ulaşması ayrı bir sevinç kaynağı oluyor. SABİYAP omuzlarına yüklediği bu değerli misyonu, aslında bu 3000 omuz ile paylaşmanın verdiği motivasyon ile hissetmeye başlayacak. Sağlık Bilişimi ve Teknolojilerini en iyi şekilde kullanmak ve konumlandırmak için var gücümüzle çalışmaya ve birlik olmaya devam... Bir sonraki sayıda yeni gündemler buluşmak üzere hoşçakalın. SABİYAP 03 14 Sağlık Bilişim Yöneticileri Açılım Platformu (SABİYAP) adına bilişimcilerinin sosyal buluşma platformu da olma yolunda hızla ilerliyor... 17 Sağlık Sektöründe e-Öğrenme Süreçleri 30 Bilişimci Dostu Doktor Doktor Dostu Bilişimci Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat: 9 No:1436 Şişli-İstanbul www.sabiyap.org Reklam Satış Sorumlusu: Ahmet Said Bulut [email protected] Yapım : Medikal Tanıtım Danışmanlık ve Organizasyon Hizmetleri Tel: 0212 3206202 www.medikaltanitim.com Baskı : Forart Basimevi Davutpaşa Cad. Davutpaşa Emintaş Sanayi Sitesi No:180 Topkapı-İstanbul Tel: 0212 501 82 20 Fax: 0212 6130515 SABİYAP bilginin buluştuğu bir platformun ötesinde sağlık İmtiyaz Sahibi: Yasin Keleş (SABİYAP Başkanı) [email protected] Yönetim Yeri: Medikal Tanıtım Danışmanlık ve Organizasyon Hizmetleri Sabiyap Doğa Etkinlikleri Artan eğitim maliyetlerini düşürmenin günümüzdeki en etkin ve en yaygın yolu e-öğrenme teknolojilerinden faydalanmaktır. “Bilişimci Dostu Doktor-Doktor Dostu Bilişimci” sloganı ile tüm sağlık kuruluşlarında bizimle beraber olacak doktorları belirliyoruz. içindekiler 6 HBYS Sisteminin Genel Özellikleri 8 Hastaneler neden HBYS yazmak ister? 10 Etkin Hastane Bilgi Yöne�m Sistemi 12 Sı�rdan HBYS Yazılım oluşturmak! 20 PACS Dün, Bugün, Yarın Baskı Yeri ve Tarihi: İstanbul, Nisan 2009 22 PACS Projelerinde Sık Karşılaşılan Hatalı Uygulamalar 24 web tabanlı uygulamaların çalışma prensibi ve mimarisi 26 Beklen�leri Karşılayacak Değişim Yayın Türü: SABİYAP- Sağlık Bilişimi ve Teknolojisi Dergisi yerel, süreli yayındır. Yılda 4 kez yayınlanır. SABİYAP ve Sağlık sektörü yöneticilerine ücretsiz olarak dağıtılır. 04 SABİYAP 28 Sağlık Sektöründe Çağrı Merkezi Uygulamaları 33 İlk işinize başlamadan önce... Son hazırlıklar 36 Bilişimin Türkçeleşmesi 38 5651 sayılı internet yasası ve ötesi 46 Arı Teknolojisinden Esinlenen Balmumu Heykel Sana� 48 Emirgan korusu dosya HBYS Sisteminin Oğuz Özyurt Sabiyap Yazarı HBYS Uygulama ve Geliştirme Uzmanı Bilginin kalitesi ve sunumu gibi önemli bir faktör önümüze geliyor Genel Özellikleri H er sektörün içerisinde olduğu gibi sağlık kurumlarında da gerek yönetim ve işletme anlamında, gerekse medikal anlamda bilgiye ihtiyaç en üst seviyededir. Etkili bir sağlık kuruluşu yönetiminde işletmeyi ve kararları etkileyen en önemli öğe kaynağı bilgidir. Hastane yönetiminde bilgi gereksinimi kaçınılmazdır. Sağlık sistemlerimizde evrim niteliğinde değişimler olmaktadır. Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri (HBYS) sağlık kurumlarının verimliliğine yönelik en önemli araçların başında geliyor. Bugün HBYS’nin en hayati önem taşıdığı sektörlerin başında sağlık sektörü gelmektedir. Şöyle bir baktığımızda; yasal mevzuatların sık sık değiştiği, hastaların kalite taleplerinin arttığı, hastanelerin sunumlarının hizmetin kendisinin daha önünde gittiği günümüzde anlaşılır bir şekilde fark edilmektedir. Bununla birlikte bilginin kalitesi ve sunumu gibi önemli bir faktör önümüze geliyor. Sağlık kurumlarının süreçlerine baktığımızda hastaların kapıdan girdiği andan itibaren hastane içerisindeki her türlü hareketi ve bu hareketin paralelinde hizmet verenlerin süreçteki yerinin hastane yönetimi açısından tıbbi ve işletimsel olarak veri ambarına eklenen bir değer olduğunu söylemek mümkündür. Bir hastane yönetimi ve yöneticisinin hedeflerini oluşturabilmesi için gerekli olan bilgi; Ölçme, raporlama, değerlendirme ve iyileştirme planlamaktır. Bu sayede standartlarını geliştirebilir ve iyileştirici aksiyonların sürekliliğini mümkün kılabilir. Gerçekleşen tıbbi muayene ve tedavi, hasta bakımı, sosyal hizmet, destek hizmetleri vb. faaliyetlerin sonuçlarında elde edilen başarıları değerlendirebilmek ve raporlayabilmek için sağlık işletmecisinin tüm süreçleri kapsayan iyi bir HBYS’ si olması gerekmektedir. Bu sayede sağlık kurumlarında anlık üreti- 06 SABİYAP len bilgiyi doğrudan entegre bir HBYS üzeriden görebiliyor ve kararlarını daha hızlı alabiliyor olacaktır. Bizler Sağlık bilişimcileri olarak işletmecilerimizin de desteği ile sağlık kuruluşlarımızda iyi bir entegre HBYS kurgulayabilirsek, sağlık kuruluşları içindeki bilgi akışı ve iletişimin gözden geçirilerek yeniden yapılandırılmasını katkı sağlamış oluruz. Tabi yöntem ile beraber yönetimin ve denetimin kolaylaştırılması gibi faydaları olacaktır. Entegre Hastane Bilgi Yönetim Sisteminden(HBYS) beklenilenler Yukarıda saydığımız tüm özelliklerin bir HBYS sisteminin içerisinde olması beklenmektedir. Aynı zamanda gelişen ve değişen şartlara hızlı ayak uydurması ve talepleri sürekli karşılayabilecek derecede esnek olması talebi sağlık kurumlarını yöneten işletmecilerin en doğal hakkı olduğunun altını çizmekte fayda var. Sağlık kurumlarının genelinde HBYS’nin herhangi bir tarafından memnuniyetsizlik hep vardır. Bu memnuniyetsizliğin birçok sebebi olabilir. Fakat sektörün en büyük sıkıntılarından birisi yine sağlık kurumlarının tepe yöneticileri tarafından imkan tanınan HBYS olamamış ama kendisini o şekilde lanse etmiş ufak yazılımlardır. Bu yazılımlar ile başlayan sağlık kuruluşları bir süre sonra hem mali, hem de zaman bakımından zarara uğradıklarını fark edip kötü bir deneyimle firmayla ilişkilerini sonlandırırlar. Bu tür durumların yaşanmaması için aslında HBYS den beklentilerimizi en açık şekliyle yazılı hale getirip bir istek havuzu oluşturmalıyız. Bu sayede karşılıklı isteklerin net belirlendiği ve bir anlaşmanın parçası olabilecek bilgi ortaya çıkar Bu sayede siz de kurumunuza özel bir yazılımı bu konuda seçtiğiniz partneriniz ile birlikte oluşturmuş olursunuz. İyi bir HBYS oluşturmanız dileğiyle.. dosya Hastaneler neden HBYS yazmak ister? Hüseyin Türk Özel Sema Hastanesi HBYS Uzmanı Yazılım firmasının devamlığı hastane açısından ciddi önem arz etmektedir H astaneler çok çeşitli nedenlerle kendi HBYS sistemlerini kendi bünyelerinde oluşturmaya karar verebiliyorlar. Büyük ölçekli özel bir hastanenin çalışanı olarak kendi perspektifimizden bu sebepleri kısaca irdelemeye çalışalım. Öncelikle yeni yazılım ve bunun bünye içinde gerçekleştirilmesi kararına mesnet teşkil edebilecek sebepleri direk ve dolaylı olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Bu yazıda iki grubu da kısaca açıklamaya çalışacağız. Görünürde herhangi bir problem olmasa da HBYS anlamında potansiyel en büyük problemleri ihtiva eden sebepleri karar sürecinde bir anlamda resmin fonunu oluşturdukları için dolaylı sebepler olarak isimlendirdik. Bunlar genelde ileriye dönük endişe uyandıran konulardan oluşmaktadır. Örnek olarak hasta bilgilerinin güvenliği konusu gösterilebilir. Bilindiği gibi yazılım firmaları gerek sahada personel bulundurarak gerek de ihtiyaç duyuldu- ğunda uzaktan HBYS sistemine erişerek problem giderme, sürüm yükseltme gibi işlemleri gerçekleştiriyorlar. Bu işlemler için ister istemez hasta bilgilerinin bulunduğu veri tabanlarına erişim imkânları oluyor. Her ne kadar yapılan sözleşmelerde yazılım firmalarını bağlayan maddeler bulunsa da hastane bünyesi haricinde kişi veya kuruluşların hastanın direk veya dönemsel hasta bilgilerine ulaşabilmesi çalışılan yazılım firmasına bağlı olarak huzursuzluk meydana getirebilir. Bu konuda meydana gelebilecek bir problem hastane itibarını ciddi şekilde zedeleme potansiyeline sahip. Bunun yanında sıra yazılım firmasının devamlığı hastane açısından ciddi önem arz etmektedir. Özelikle sağlık sistemini yeniden yapılandırma çalışmalarının tam ortasındaki bir Türkiye’de bu değişimlere gerektiği hızda adapte olamayacak veya bu değişimin getirdiği yükü kaldıramayacak bir firma hastane için ileride büyük problemlere sebep olacaktır. Yukarıda bir iki örnek ile açmaya çalıştığımız dolaylı sebepler genelde duruma göre bir şekilde önlemleri alınmış ancak yine de hastane yönetimini huzursuz eden kökten çözüm gerektiren problemler gibi görülmesi muhtemel sebeplerdir. Bundan dolayı ciddi kararlar almak için yeterli olmasa dahi ortaya daha gözle görülür sebepler çıkması durumunda başka bir yazılım firması ile çalışma yerine yazılımın bünye içerisinde bir ekip tarafında geliştirilmesi için en önemli dayanakları oluşturmaktadır. Direk sebepler ise daha göz önünde olan hemen hemen tüm hastanelerin şikâyet ettiği şeyler olmakla birilikte genelde destek problemleri ve hastaneye özel isteklerin firmalar tarafından gönülsüz karşılanması olabiliyor. Destek konusunu biraz açmaya çalışalım. Örneğin; Medula son 1,5 sene içeri- 08 SABİYAP sinde 3 Versiyon değiştirdi. Son olarak 1 Nisan itibarı ile Versiyon 3 kullanıma sunuldu. Bilindiği gibi Versiyon 15 Haziran 2007 de devreye alınmıştı ancak Medula tarafında sistemin rayına oturması ne yazık ki uzun zaman almıştı. Bu esnada durmadan değişiklikler meydana geliyordu. Eğer yazılım firmanız bu değişikliklere yeterince hızlı cevap veremiyor ise kısmi ya da değil, verdiğiniz hizmetleri zamanında faturalandıramıyor ve bedelini alamıyordunuz. Bu bedel hastane çapına göre aylık belki birkaç HBYS satın alabilecek düzeye ulaşabiliyordu. Belki uçta bir örnek oldu ancak yazılım firmalarının değişikliklere adaptasyon hızının hastaneler için ne denli önemli olduğunu anlatma adına yerinde olduğu kanaatindeyim. Ayrıca hastaneler hastalara verdiği hizmetin kalitesini artırma, çok çeşitli istatistikî verilere ulaşma, müşteri portföyünü geliştirme adına çeşitli projeler üretebiliyor. Yazılım firmaları açısından talihsiz durum ise genelde, bütün bu projelerin bir yerde HBYS sistemi ile iç içe olması gerekliliği, aksi takdirde projelerin bir ayağı havada kalabiliyor. HBYS firmaları genelde hastanelerin bu tip projeleri haricinde kalmayı yeğliyorlar. Hastane bir müddet sonra aldığı standart hizmetin kendisine yetmediği ve yaklaşımda bir farklılık olmayacağı için dışarıdan firmalar ile bu işin bir nihayete ulaşamayacağı düşüncesine kapılıp hastaneleri için daha iyisini yapabilecekleri kanaati ile HBYS yazılımını kendi bünyelerinde geliştirmeyi düşünebiliyorlar. En kaba hatları ile “Hastaneler neden HBYS yazılımı kendi bünyelerinde yazmak isterler?” sorusununa kendi perspektifimizden cevaplamaya çalıştık. Bu noktaya gelmeden daha önce sorulması gereken sorular olduğu açık. Ancak yukarıda verilen örnekler ışığında, “Hastane kendi yazımlımını kendi yazmalı mı, yazmamalı mı?” sorusu akla gelebilir. Sebeplerin bir kısmının doğru firma ve sağlam bir sözleşme ile ortadan kalkacağı, gelişime dönük projelerde ise bir firmalar ile bir şekilde anlaşılabileceği, anlaşmanın mümkün olmadığı konularda ise hastanenin projelerini kendi bünyesinde çok daha düşük maliyetle halledebileceği düşüncesi ile hastanelerin bu denli büyük bir işle kendi başlarına girmeleri gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta bu işi gerektiği şekilde yapabilmek için farklı ihtisas alanlarının buluşturulması gerekiyor ve bu başlı başına bir problem Sonuçta bu işi gerektiği şekilde yapabilmek için farklı ihtisas alanlarının buluşturulması gerekiyor ve bu başlı başına bir problem. Uygun şartları oluşturmadan bu işe kalkışanları büyük bir fiyaskonun beklediğini söylemek için uzman olmak gerekmez. Uygun şartlar nelerdir konusunu başka bir yazıda irdeleyebiliriz. Okuyucularımıza faydalı olur temennisi ile… SABİYAP 09 dosya Etkin Hastane Bilgi Yönetim Sistemi Serdar Aydın Göztepe MedicalPark Bilgi Sistemleri Müdürü Etkin bir HBYS için, in-house geliştirme yapmak, sistemlerin esnekliği açısından bir avantajdır H ızla gelişen ve büyüyen hastanelerde HBYS’lere yapılan yatırım, kuruma zaman içerisinde maksimum fayda ile geri dönüş yapmaktadır. Sektörde Bilgi Sistemlerine ve HBYS’lerine yatırım yapan firmaların, bu yatırımlarını, kalıcı olmak adına çıktıkları yolda bastıkları ilk adım olarak değerlendirmek yanlış olmaz. Kurumun sağlıklı yönetilmesi, bilginin etkin yönetilmesi ile eşdeğer anlam ifade eder. Bu bağlamda Medicalpark Sağlık Grubu olarak, dış kaynak kullanımı yöntemi ile HBYS yazılımı kullanmakta ve hastanelerimizin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmelerimizi de özel bir sözleşme ile kendi bünyemizde yapmaktayız. Hasta memnuniyeti (poliklinik, ameliyat, yatış ve taburculuk süreçleri,randevu), hekimler başta olmak üzere çalışan memnuniyeti(Kullanıcı dostu ve efektif kullanılan ekranlar), arka ofis yönetiminin vazgeçilmezleri (Fatura, Stok yönetimi) ve Medikal Muhasebe gibi fonksiyonel yönleri güçlü ve hastaneleri en önemli değerlerine sahip çıkan bir HBYS, etkin ve esnek yönetilmek durumundadır. Diğer yandan süreçleri kontrol etmek, özellikle hastanelerin sistemli çalışması açısından üzerinde ciddi çalışma yapılan bir husustur. Bu bakımdan HBYS sistemlerinin bu özellikleri gün geçtikçe ön plana çıkmaktadır. Diğer taraftan kullanıcı dostu ara yüzlerle her sabah çalışanları buluşturmak, onların işlerini kolaylaştırmak HBYS’lerin, yarı yoldan dönüş sebepleri olduğu da bilinir bir gerçektir. Sektörün hızla büyüyor olması, rekabet unsuru olarak birçok araç kullanılmasını gerektirmektedir. Bu araçların doğru beslenmesi de yine etkin bir HBYS yönetimi gerektirmektedir. Etkin bir HBYS için, in-house geliştirme yapmak, sistemlerin esnekliği açısından bir avantajdır. Bu avantajı sağlamanın en temel önceliği 10 SABİYAP kontrollü bir yönetim modelidir. Bilgi Sistemleri birimlerinin bu iradeyi gösterebiliyor olması, destek görmesi, HBYS gelişimi için vazgeçilmezdir. En değerli bilgi ulaşılabilen bilgidir. İşlevde bilginin sağlıklı girilip, saklanması yanında bu verilerin birer değere dönüştürülmesi bakımından esnekliğin kontrol edilmesi, aslında HBYS yönetimidir. Bu nedenle hastane Bilgi Sistemleri olarak bizlerin, vizyonlarımızı kullandığımız programa işleyebilir olmamız gerekir diye düşünüyorum. Bu açıdan bakıldığında in-house geliştirme yapmanın bir başka avantajı da ortaya çıkıyor. Sağlık sektöründe geliştirme yapmak, mevzuatın da sürekli değiştiğini düşünürsek çok da kolay değildir. Yapılan işin sonunda hastalara uzanan bir dizi zincirin olması, bu hassasiyeti daha da önemli kılmaktadır. Geliştirme yaparken kullanıcı bazlı mı, yoksa fonksiyonellik mi sorusunun cevabını aramak yerine, her iki özelliği de HBYS’lerde kullanmak, sonucu hastaya kadar uzanan bir memnuniyetin ilk halkasıdır. Bu durumda geliştirmenin haliyle sürecin iyi analiz edilmesi, diğer halkaların etkileşimlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Kullanıcı alışkanlıkları ve değişime gösterdikleri özen veya direnç ile bazen çok tehlikeli sonuçları doğurur. Bu nedenle bu değişimin önce anlaşılabilir, daha sonrada kabul edilebilir olmasını ayarlamak HBYS lerin yine esnekliğine ve güvenilirliğine bağlıdır. dosya Osman Örengül Medipol Sağlık Grubu Bilgi Sistemleri Müdürü Sıfırdan HBYS Yazılımı oluşturmak! K endi ekibinizi kurarak yazılım geliştirmenin gerekleri, avantajları ve dezavantajları: Kurum bünyesinde yazılım geliştirmenin günümüz şartlarında en büyük sebebi büyüyen yapılardır. Son yıllarda sağlık sektöründe gözle görülen büyüme trendi, hastaneler grubu olan veya olma yolunda ilerleyen kuruluşların yazılım ihtiyaçlarını kendi bünyesinde geliştirme ihtiyacı hissetmelerine sebep olmuştur. Bu makalemizde kendi yazılım ekibi ile HBYS geliştirmenin avantajları ve dezavantajları üzerinde duracağız. Avantajları Nelerdir? Sektörde bulunan arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde de her kurumun ihtiyaçları, idari işleyişi ve verdiği hizmetlerde farklılıklar olduğunu görüyoruz 12 SABİYAP Bilindiği üzere HBYS farklı kurumlar için farklı ihtiyaçlara cevap vermek üzere tasarlanmalıdır. Sektörde bulunan arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde de her kurumun ihtiyaçları, idari işleyişi ve verdiği hizmetlerde farklılıklar olduğunu görüyoruz. Kendi ekibini kurarak HBYS geliştirmenin en önemli avantajlarından birisi budur. Yazılım için yapılacak analiz tamamen kurumun kendisine özgü olacağı için tüm ihtiyaçlara cevap verme olasılığı yüksektir. Ayrıca dış kaynak (out source) kullanılmış yazılım için kurulum sonrası destek büyük önem arz etmektedir. Yeterli desteği alamadığı için sık sık yazılım değiştiren kurumlara tanık oluyoruz. Bu değişimin sebebinin kullanılan yazılımın yetersiz olması değil, yeterli kullanılamaması olduğunu düşünüyorum. Bunu sağlayacak olan yazılım firmasının yeterli ve yetenekli destek personeli bulundurması gerekmektedir. Destekten anlayacağımız sadece problem esnasında müdahale değil, gerektiğinde kurumu yönlendirebilmek olmalı. Yani ürün desteğinden ziyade proje desteği sağlanmalıdır. Bu konulardaki destek zafiyetinden dolayı yazılımlar yeterince kullanılamayıp, zamanla ihtiyaçlara cevap veremediği için değiştirme yoluna gidilmektedir. Tüm bunları kendi ekibiniz ile yaparsanız daha hızlı ve üretken bir proje geliştirebilirsiniz. Tabii ki kuracağınız ekibin bu yetilere sahip olması koşulu ile… Bir başka değineceğimiz nokta ise yazımızın girişinde de bahsettiğimiz gibi grup olan ya da olma yolunda ilerleyen kuruluşların büyüyen ihtiyaçlarını tek noktadan yönetmek istemeleridir. Bir kurumun kendi yazılım ekibini kurarak yazılım geliştirmesindeki en büyük dezavantaj maliyettir Tek hastane için yazılım geliştirmenin özellikle maliyet açısından makul olmadığı kanaatindeyim. Büyümekte olan kurum yöneticilerinin tüm hastanelerinin mali tablolarını ve istatistiksel bilgilerini farklı verileri bir araya getirerek çözmek yerine tek yazılımdan istediği anda görebilmesi sağlanabilir. Bu da karar verme mekanizmasını hızlandıracak, vakit kaybetmeden verilecek kararlar ile doğru yatırımlar planlı bir şekilde yapılabilecektir. da bu iş için ayıracağınız bütçeyi yükseltmeniz anlamını taşıyor. Geçmiş geleceğin aynası derler, geçmişi net olarak göremez iseniz geleceğe yapacağınız yatırımların verimli olup olamayacağı bir muamma olarak kalacaktır. Yazılım geliştirmek burada bahsettiğimizden çok daha detaylı değerlendirilmesi gereken bir konu aslında, burada sadece gözle görülen yüzeysel bazı noktalara değinmeye çalıştım. Kendi ekibiniz ile yazılım geliştirmek bazı durumlarda “Amerika’yı yeniden keşfetme” ye çalışmak, kimi durumda ise yapılmamışı yapmak anlamına gelebilir. Böyle bir girişime karar vermeden önce, ince eleyip sık dokumak gerekir. Buna ne kadar ihtiyacınız olduğu, bu ihtiyacınızı hali hazırda karşılayan bir yazılım olup olmadığını iyi araştırmak ve sonrasında karar vermek daha uygun olacaktır. Birçok kurum yaşadığı kötü tecrübeler sonrasında bu tip girişimlere karar verir. Ama şu da bir gerçek ki; kendi yazılımınız da kötü bir tecrübe olabilir. Olmaması için bu işi bilen, sağlık sektörünü ve işleyişini çözmüş ve kurum ile uyumlu çalışabilecek iyi bir proje yöneticisinin bu işin başında olması gereklidir. Dezavantajları Nelerdir? Bir kurumun kendi yazılım ekibini kurarak yazılım geliştirmesindeki en büyük dezavantaj maliyettir. Outsource bir yazılıma sahip olma ve yıllık bakım anlaşması maliyetleri tek hastane için yazılım geliştirmeye oranla oldukça düşük bir maliyetle gerçekleşecektir. Aynı gruba ait 3 veya daha fazla hastane yok ise yazılım geliştirme faaliyetleri, outsource bir yazılıma sahip olma maliyetinden daha yüksek rakamlara mal olacaktır. Bu sebeple tek hastane için kendi ekibi ile yazılım geliştirme, lüks biri yatırım olacaktır. Kendi ekibiniz ile yazılım geliştirmenin bir diğer dezavantajı ise kişilere bağımlı kalmak zorunda olmanızdır. Sonuçta diğer tüm personelleriniz gibi yazılım ekibiniz de iş değiştirme kararı alabilir. Bu soruna çözüm üretmenin tek yolu yazılım ekibini sayıca arttırmaktır. Bu Bir diğer nokta ise kurum çalışanlarının bitmek tükenmek bilmeyen istekleridir. Yapılan her istek yeni bir ihtiyaç doğuracaktır, bu da yeni bir istek anlamına gelir. Outsource yazılımlar, firmanın geliştirdiği şekilde kullanılmak durumundadır ve her isteğiniz kabul görmeyecektir. Ama kurum içerisinde böyle bir ekip bulunduğunda birçok isteği geri çevirmek mümkün olmayacaktır. Bu konuda kısaca kendi fikirlerimi sizlerle paylaşmaya çalıştım, sürç-ü lisan ettiysek affola… Kalın sağlıcakla… SABİYAP 13 dosya SABİYAP S ağlık Bilişim Yöneticileri Açılım Platformu olarak geleneksel hale getirmeye çalıştığımız SABİYAP Doğa gezilerimizin bu sene açılışını Kartepe’de Green Park Resort Otelde çok sayıda üyemiz ile birlikte yaptık. Gezilerimizde hedeflediğimiz Sağlık bilişim yöneticilerinin doğal ortamlarda sakin ve huzurlu bir şekilde bir araya gelmesi ve rahatlamasını amaçlıyoruz. Bu tür geziler üyelerimiz arasında iletişimi kuvvetlendirdiği gibi sektörün bir çok sorununu ve önüne koyması gereken vizyonel konularıda çok büyük bir ruh dinginliği içerisinde ele almamızı sağlıyor. Buluşmamız erken saatlerde kahvaltı ile başlayıp SABİYAP tanıtımı ve değerli sponso- DOĞA ETKİNLİKLERİ rumuz TT Net’in sunumları ile devam etti. Sunumların ardından SABİYAP üyelerini çeşitli süprizler bekliyordu. Yaklaşık 10 adet hediyeyi aramızda heyecanlı dakikaların yaşandığı bir çekiliş ile şanslı üyelere dağıttık. Bu kadar enerji hacandıktan sonra öğle yemeğine geçtik. Öğle yemeğini yedikten sonra SABİYAP üyeleri karlar üzerinde diledikleri gibi eğlenmeye başladık. Doğayla iç içe ve İstanbul’a sadece 1,5 saat uzaklıktaki Kartepe’de üyelerimiz kayak, kızak ve snowboard keyfinin yanında teleferik ile kartepe zirvesine çıkıp eğlenceli saatler yaşadıktan sonra, bir dahaki etkinlikte terar biraraya gelmek üzere akşam saatlerinde merkezden ayrıldık. Gürkan Karadere* “Sabiyap’ın 15 Şubat tarihinde Kartepe’de düzenlemiş olduğu Zirve’de hakim olan son derece nezih ve faydalı toplantı ortamı, Sağlık Bilişimi noktasında yalnız olmadığımızı göstermesi adına son derece faydalı oldu. TTNet’in spnsorluğunda düzenlenen toplantıda yalnızca meslektaşlarımızı tanımak ve görüş alış-verişinde bulunmakla kalmayıp, yapılan sunumlardan ve sorularımıza verilen yanıtlardan da son derece memnun kaldığımızı belirtmeliyim. Toplantıda Ttnet ve Türk Telekom’un bilişimciler için hazırlamakta olduğu yeni atılım ve açılımlardan, özellikle “erkenden” haberdar olmak son derece keyif vericiydi. Ayrıca, bu toplantıda kurduğumuz bağlantılar, iş geliştirme konusunda bize yeni ufuklar açtı ve şu anda grubumuz için avantajlı koşullarla, yeni teknolojileri kullanmak konusunda vizyonumuzu değiştirebilecek çalışmalara adım atıyoruz. Bu anlamda da SABİYAP’a teşekkür borçlu olduğumuzu ve bu tür organizasyonlarının devamı için elimizden gelen katkıyı esirgemeyeceğimizi de belirtmek isterim. Saygılarımla” *Bilgi Teknolojileri Yöneticisi NPGRUP NPiSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi 14 SABİYAP www.ttnetwifi.com.tr 444 0 375 gezi Şuayip Birinci* B iz sağlıkçılar organizmanın muhteşem uyumuna alışmanın oluşturduğu yüksek beklentilerle bilişimcilerden belki diğer sektörlere göre çok daha fazla şey istiyoruz.Her geçen gün insan hayatını kolaylaştıran yeni bilişim projelerini gözlemlediğimiz bu günlerde kartepe toplantısı ve benzeri organizasyonların bu hızı artıracağını düşünüyorum. SABİYAP’ın bundan sonraki süreçte özellikle sağlık bilişimi alanında sektöre yeni soluklar getireceğini ve zamanla sektörün akil unsurlarından biri haline geleceğini görüyorum. Kartepe organizasyonu için emeği geçen herkese şükranlarımı iletiyorum. * Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi, Bilgi Sistemlerinden Sorumlu Başhekim Yardımcısı M. Cem Göçtü* “15 Şubat’ta gerçekleşen SABİYAP Kartepe Zirvesi’ne sponsor olmaktan TTNET olarak büyük mutluluk duyduk. Karşılıklı kazanımların olduğunu düşündüğümüz bu aktivitelerin devam etmesini arzu ederiz. Bu zirveye TTNET, Türk Telekom ve AVEA’nın değerli satış/pazarlama yöneticileri ile beraber katılarak, hem ses hem de data tarafındaki sektöre dönük en yeni ürünlerimizi anlatma fırsatı bulduk. Dinleyicilerin sorduğu sorularla ilginin yüksek olduğunu görmek bizi çok memnun etti. Sağlık sektörü teknolojik gelişim açısından bilgiye en çok ihtiyaç duyan sektörlerin başında geliyor. İnsan hayatını doğrudan etkileyen süreçlerin otomasyona dökülmesi hizmet kalitesinin artmasını sağlamaktadır. Bu da hasta-doktor, hasta-personel ilişkilerinin daha sağlıklı bir ortamda yürümesini sonucunu doğurur. Örneğin bir sigorta şirketinden provizyon alımı sırasında yüksek kaliteli bir internet hattının kullanılması, hastanın daha az bekletilmesini sağlarken, personelin de daha verimli iş yapmasını sağlayacaktır. Diğer taraftan doktorların randevularının tek bir veri tabanında tutulması randevu karışıklıklarını önleyecek ve hastala- 16 SABİYAP rın ve doktorların zamanlarını daha efektif kullanmalarını sağlayacaktır. Şu an için artık basit gelen bu çözümler belki yıllıar önce bir çok kişinin “ne gerek var” diye istemediği gelişmelerdi. Bu noktada sağlık bilişimcilerinin yeni teknolojileri yönetim kademesine daha iyi anlatması ve sonuçlarını gösterebilmesi çok büyük önem arz eder. Bu tip toplantılarda da biz teknoloji sağlayıcıları olarak bildiklerimizi birinci ağızdan anlatarak belki de bir katalizör görevi üstlenmekteyiz. Bizler için de önemli olan budur. SABİYAP’ın değerli yöneticilerine bizleri davet etme nezaketi gösterdikleri için tekrar teşekkür ediyoruz.” * TTNet Satış Yöneticisi Sağlık sektöründe advertorial e-öğrenme süreçleri 2 009 yılında Türkiye’de ve Dünyada gelinen noktada, kurumlar piyasalardaki sıkıntılı dönemin ve krizin etkisiyle birçok iç süreçlerinde tasarruf tedbirleri alma yoluna gittiler. Bu süreçlerin en başında geleni de şüphesiz eğitim süreçleri. Sağlık sektörü devamlı inovasyon ve yüksek personel sirkülasyonu, kesintisiz, hızlı ve verimli bir eğitim ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu eğitimlerin kurumlarda sıkıntılı bir sürece yol açmasının sebebi ise hem genel hem de alternatif maliyet açısından çok ciddi yükleri beraberinde getirmesi. Hem oryantasyon, hem iç eğitimler, hem de kişisel gelişim eğitimleri bütün bir yıl boyunca sürüyor. Bu eğitimlerin her biri ortalama bir hafta sürüyor ve genelde eş zamanlı birkaç tane eğitim oluyor. Çeşitli bölegelerden getirilen personelin yol, yiyecek ve konaklama masraflarına ek olarak eğitimin organize edildiği mekanın kirasıyla birlikte, tek bir eğitim ortalama 70.000 ila 100.000 TL dolaylarında bir maliyet getiriyor. Buna ek olarak personelin bir hafta boyunca işinin başından ayrılmasından dolayı oluşan alternatif maliyetler kurumları bu eğitim süreçlerinde maliyet açısından ciddi sıkıntılara sokuyor. Mehmet Taha Doğruyol durumda. Bu karma eğitim anlayışına göre 7 gün sürecek bir eğitimin temel bölümünü oluşturan 4-5 günlük kısmı uzaktan eğitim şeklinde uygulanıyor. Burada kullanıcılar kitabi olarak konunun temel prensiplerini öğreniyorlar. Sonrasında yapılan 2 günlük bir eğitim tartışma, tecrübe paylaşımı ve soru-cevap şeklinde geçiyor ve bu sistem 7 günlük sınıf eğitiminden çok daha verimli sonuçları çok daha az maliyetle veriyor. Eğitimi alan kitlenin önceden aldığı temel eğitimlerin de hem sınıf eğitimi sırasında sorularını önceden hazırlayabilmelerine hem de eğitim sonrasında sınırsız tekrar yapabilmelerine olanak veriyor. Bu sayede eğitimlerini bu metodla daha verimli olarak yapan kurumlar, her hafta eş zamanlı 2 eğitimin yılın 30 haftası yapılacağı varsayıldığında 4.200.000 ila 6.000.000 TL’lik bir tasarruf sağlıyorlar. Buna ek olarak ortalama 15 kişilik sınıflarda eğitim yapıldığı varsayılırsa 4.500 Adam/Gün değerinde bir alternatif maliyeti de önlemiş oluyorlar. Adobe’nin önerisi: Adobe’nin bu konularda sağlık sektörünün bu süreçteki bütün ihtiyacını karşılayacak 3 adet kilit ürünü bulunuyor: Artan eğitim maliyetlerini düşürmenin günümüzdeki en etkin ve en yaygın yolu e-öğrenme teknolojilerinden faydalanmaktır Peki sağlık sektöründe bu konuda nasıl bir çözüm üretme arayışına giriyorlar? Artan eğitim maliyetlerini düşürmenin günümüzdeki en etkin ve en yaygın yolu e-öğrenme teknolojilerinden faydalanmak. Bu konuda özellikle yurtdışında gitgide yaygınlaşan anlayış, eğitim konusunda internet teknolojisinin kullanımını öyle bir zorunluluk olarak görüyor ki, artık “e-learning” kavramı yavaş yavaş tamamen kaybolarak, yerini salt “learning” kavramına bıraktı. Bunun sebebi artık eğitimde internet teknolojisinin kullanımı bir seçenek olmaktan çıkmış ve bir zorunluluk, eğitim sürecinin olmazsa olmaz bir parçası haline gelmiş SABİYAP 17 advertorial Adobe Presenter: Eğitmenlerin teorik ders içeriklerini herhangi teknik bir bilgi olmadan platform üzerinde seslendirilmiş olarak yayınlamalarına olanak tanıyor. Kuruma özel yazılımların kullanımına yönelik eğitimler için ekran kamerası mantığıyla görüntülü eğitimler ve Help dosyaları oluşturulmasını sağlıyor • Canlı yayınların kaydedilmesi ile oluşan dersleri banttan kursiyerlere video portalı olarak yayınlamak. • Powerpoint sunumlarına flash, video, ses, soru, anket eklemek • Branş derslerine ait teorik anlatımların portal üzerinden yayınlanması • Anket, Test Müfredat oluşturma v Pro: Sadece internet yardımı ile kullanıcı ve sunumcu tarafında herhangi bir yazılım gerektirmeden mekan bağımsız sanal toplantılar gerçekleştirmeyi sağlıyor. • Güvenli katılımcı yönetimi • Canlı ses ve canlı vide • Canlı chat ve yönetilebilir (moderated) chat • İçerik yükleme ve oynatımı (ppt, swf, jpg, flv) • Dosya, Ekran ve Uygulama Paylaşımı • Beyaz Tahta • Anlık Oylama • Kayıt edebilme • Çoklu sanal odalarla çalışabilme, Birden fazla anlatıcı ile sunum yapabilme • Tamamen kurumsallaştırılabilir görünüm Adobe Captivate: Kuruma özel yazılımların kullanımına yönelik eği- timler için ekran kamerası mantığıyla görüntülü eğitimler ve Help dosyaları oluşturulmasını sağlıyor. • Canlı kayıt • Seslendirme • Test seçenekleri • Demonstrasyon veya Simülasyon kayıt seçenekleri. Çözüm: E-öğrenme gibi, bir kurumun her sürecinde etkili olacak ve kurumdaki know-how akışının temelini oluşturacak çözümlerin implementasyonu ve eğitim stratejisinin belirlenmesi en az doğru yazılımın kullanılması kadar önemli. Doğru bir strateji ile oluşturulmamış bir çözüm, edinilen araçların atıl ve yararsız bir yatırıma dönüşmesi tehlikesini de beraberinde getiriyor. Özellikle Adobe Connect tarzı çözümlerde yazılım her yönüyle kullanıcı dostu bir profil çizdiğinden dolayı bu tehlike minimuma iniyor. Çözümün implementasyonu sırasında önemli olan, yazılımın kendisi kadar, eğitimi, yürütümü ve desteği alanlarını kapsayacak şekilde uçtan uca bir hizmet olarak tercih edilmesi başarılı bir e-öğrenme ve web konferans sağlıyor. Bu sayede Sağlık sektöründe hem öğrenme hem de toplantı süreçlerinde çok ciddi bir tasarrufu uygun bir maliyete edinmiş oluyorlar. Adobe Connect Hakkında detaylı bilgiyi Adobe Türkiye distribütörü Medyasoft’tan alabilirsiniz: 212 273 02 02 18 SABİYAP dosya PACS Dün, Bugün, Yarın Sevim YILMAZ Siemens A.Ş. Sağlık Sektörü IKM - PACS/RIS Yöneticisi P ACS kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen büyük gelişim gösterdi ve gelecekte daha da geniş kullanım alanı bulacaktır. PACS 80’li yıllarda gelişmesine rağmen 90’lı yıllarda daha geniş uygulama alanı buldu. Türkiye’de ilk PACS sistemi 1997 yılında International Hospital’da kuruldu. Siemens SIENET Magic sisteminin en verimli şekilde kullanımı ile International Hospital ilk filmsiz hastane olma özelliğine sahip oldu. PACS’ın gelişiminde en büyük rolü teknoloji gelişimi oynadı. Haberleşme ve network teknolojilerin gelişimi ile veri iletimi 10Mbit’ten 1000Mbit’e yükseldi ve hastane içinde görüntü iletimi hızlandı. Telekom altyapısının gelişmesi ile mesafeler kısaldı ve şehirlerarası ve hatta ülkeler arası veri iletimi için imkân oluştu. Böylece görüntülerin başka bir yerden görüntülenmesine ve raporlanmasına olanak tanındı. Bilgisayar gelişti. Daha hızlı, güçlü ve performanslı oldular. Bu da beraberinde son kullanıcıya hız ve daha ileri üç boyutlu görüntü işleme olanağı getirdi. Günümüzde saniyeler içinde tanı amaçlı üç boyutlu görüntüler oluşturulmaktadır. Medikal cihazlar inanılmaz bir gelişim gösterdi. Bununla beraber görüntü kalitesinin artmasına yanı sıra tetkik başına üretilen görüntü sayısı 50’den 5.000’e yükseldi. Depolama teknolojilerin gelişmesi bu süreci destekledi ve eskiden 4,7GB en geniş kapasiteyi ifade ederken günümüzde 1TB normal bir kapasite olarak algılanmaktadır. PACS sistem mimarisi küresel teknoloji gelişimine paralel olarak gelişti. 90’lı yıllarda raporlama iş istasyonların kendi veri tabanı ve görüntü depolama alanları vardı. Arşivleme, sistemler ile senkronize olup görüntü akış yönetimine sahipti. Dağıtık PACS mimarisi teknoloji olanaklar doğrultusunda en uygun mimari idi ve aynı zamanda arızalara karşı yüksek güvenlik düzeyi sağlıyordu. Klinik süreçler kesintiye uğramadan çalışmalar devam edebiliyordu. Network hızları artıkça ve bilgisayar teknolojileri geliştikçe Server-Client ve Server-Web Tabanlı mimariler gelişim gösterdi. Bu mimariler görüntülere tek yerden ulaşım imkânı vermesine karşın, sistem arızalarına karşın çok hassas sistemlerdir. Merkezi veri erişiminin sürekliliğini ve daha yüksek güvenlik düzeyinin sağlanması amacı ile clustertering teknolojiler kaçınılmaz oldu. Yazılım teknolojilerin gelişimi ile Web yazılımların daha geniş uygulama ve kullanım alanı buldukça PACS’ın yazılım ve mimari yapısına etkisini gösterdiler. PACS eskiden görüntü iletimi ve depolama sistemi olmasına karşın günümüzde kurumların verimliliğini çoğaltan ve sağlık hizmetlerinin kalitesini önemli ölçüde artıran bir konumda. Bunu sağlayan ise RIS sistemler ile yapılan entegrasyon. Günümüzde PACS üreticileri süreç verimliliğini artıran tam bütünleşmiş PACS/RIS sistemler sunmaktadır. Dijital arşiv çözümler, teknolojik gelişmelere paralel olarak büyük değişim geçirdi. 1990’lı yıllarda 20-yıl saklama olanağı veren MOD(Magneto Optical Disk)’ler ve Tape’ler tercih edilmekteydi. DVD teknolojisinin gelişmesi ile DVD’ler tercih edilmeye başlandı. Kapasite ve teknoloji hız olarak yetersiz kalmaları açısından ve yeni disk tabanlı depolama çözümlerin ve LTO teknolojinin gelişmesi ile SAN ve HSM çözümler geniş kullanım alanı buldular. Değişmeyen tek unsur ise tıbbi görüntülerin iki kopya olarak saklanmasıdır. Tıbbi görüntüler tekrarlanamayan ve yeni yasal düzenlemeler ile 20-yıl saklanma zorunluluğu getirilen görüntüler olmasından dolayı arşivleme çözümlerin çift kopya içermesi önemli konulardan birisi. Maliyet baskısı nedeni ile tek kopya arşivlerin tercih edilmesi yüksek risk içermektedir. Hastane ihtiyaçları her geçen gün genişlemektedir ve değişmektedir. Sağlıkta kalite, verimlilik ve yeni iş olanaklar PACS sistemlerin kullanımını artıracaktır. Teknolojik gelişmeler şüphesiz büyük etki yaratmaya devam edecektir. Mobilite - 3G, WAN - Metro Ethernet, LAN - 10GB Ethernet, Uydu haberleşme bunlardan bir kaçı. PACS günümüzde ve gelecekte hastanelerin sınırlarını aşıp, zincir hastane, bölgesel yapılanmalar, doktor paylaşımı ve sağlık hizmetlerin erişebilirliğini artıracak önemli rol oynamaya devam edecektir. Gelecekte PACS sistem mimarileri merkezi ve dağıtık yapıların birleşiminden oluşacaktır. Globalleşen dünyada PACS/RIS sistemlerin arasında haberleşme ihtiyacı artacaktır. Bu yönde yeni yazılım teknolojileri ve standartlar gelişecektir. DICOM, IHE gibi standartlar PACS’ın gelişim sürecinde önemli yapı taşları oldular ve olmaya devam edeceklerdir. Teknolojik gelişmeler PACS’ın geleceğini etkilemeye devam edecektir. Sağlık kurumlarında PACS/RIS çözümün tasarımı öncelikle klinik fayda ve kullanım ön planda olacak şekilde yapılmalıdır. Bunu yaparken mutlaka kurum genel teknoloji yatırım planları göz önünde bulundurmalıdır. dosya Sezer PAL PACS Danışmanı [email protected] PACS Projelerinde Sık Karşılaşılan Hatalı Uygulamalar P ACS veya filmsiz radyoloji denildiğinde akla ilk gelen soru konvansiyonel filmlerin görüntü kalitesinin ve negatoskop kullanım pratikliğinin yakalanıp yakalanamayacağıdır. Danışmanlık yaptığımız bir hastaneye tasarruf ve verim artışını vurgulayıp filmsiz bir sistem önerdiğimizde kafalarında oluşan soru yakınlardaki başka bir hastanede yaşanan başarısız bir uygulama nedeniyle yatırıma değip değmeyeceğiydi. Bazı branşlardaki uzman doktorların ekrana görüntü geldiğinde kalitesini yeterli bulmayıp radyoloji bölümünden film basılıp getirilmesini istediklerini duymuşlardı. Bu ve daha bir çok soru işaretinin sebebini bulmak amacıyla bahsettikleri referansa bir ziyarette bulunmayı önerdim. DICOM olarak gelen görüntü JPEG formatına dönüştürülmekte ve kullanıcının karşısına bozulmuş (distorte olmuş) şekilde sunulmakta ve saklanmaktadır. Bu durumda kalite kaybının yanında hasta demografik bilgileri (metadata) görüntü dosyası üzerinde saklanamayacağından karışıklıklara yol açabilmektedir. 2. Görüntü ile hasta ve çekim bilgilerinin *.dcm formatında saklanması hastaneye ileride başka bir PACS çözümü tercih edildiğinde kolay bir şekilde arşivin yeni programdan taratılarak indeks oluşturulmasına ve yeni çözüme eski arşiv görüntülerinin “import” edilmesine imkan sağlamaktadır. Standart formatta görüntü saklamayan Film basıldığında hasta tarafından taşınmakla süreçleri tetiklemekte ve kendiliğinden ilerletmektedir. Ziyaret sırasında HBYS firmasının başka bir firmaya girmelerine gerek olmadığını söyleyip PACS ihtiyaçlarını çözmeyi önerdiklerini öğrendik. Günümüzde PACS konusundaki boşluğu HBYS firmalarından bazılarının “bir şekilde” doldurmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu tür uygulamalarda karşımıza bazı hayati problemler çıkmaktadır; 1. Gerçek bir PACS, MR, CT, CR, DR gibi modalitelerin, görüntülerini kayıpsız ve hasta demografik bilgilerini ayırmadan aynı dosyada saklamak amacıyla DICOM 3.0 standardında arşivlemek ve sunmak zorundadır. Gördüğümüz bazı uygulamalarda kapasite ve performans kaygıları nedeniyle 22 SABİYAP sistemlerde eski arşive ulaşım malesef yeni sistemden sağlanamaz. Günümüzde HBYS değişimlerinde benzer zorlukları -net hasta kayıt standartları olmadığından - yaşamaktayız. 3. Gerçek bir PACS işleri zorlaştımak yerine kolaylaştırmalıdır. HBYS ve RIS ile çok iyi entegre edilmemiş bir PACS çözümü tekonlojik olarak ne kadar mükemmel olursa olsun süreçler HBYS üzerinden döndüğünden işler yavaşlayacak, kullanım zor geldiğinden ve akıcı olmadığından zamanla zorlama süreçler atıl kalacak, film basımına bir alternatif olamayacaktır. Çünkü film basıldığında hasta tarafından taşınmakla süreçleri tetiklemekte ve kendiliğin- den ilerletmektedir. HBYS haricinde PACS firmasının yanında getireceği bir RIS çözümü ülkemiz şartlarında sürekli değişen süreçlere uyum sağlayamayabileceğinden böyle bir sonuç doğurma ihtimali yüksektir. Çözüm; HBYS içindeki RIS modüllerinin geliştirilmesi ve kullanılması, ayrıca HL7 ile bir RIS entegrasyonuna gerek kalmadan sürekli değişen iç süreçlere, SGK ve Sağlık Bakanlığı isteklerine uyum sağlanabilmesidir. Ayrı ayrı uygulamalardan çalışmak yerine hasta dosyasından tüm geçmişi, tetkik ve tahlilleri yanında tek bir buton ile görüntüye ulaşabilmek oldukça pratiklik sağlamaktadır. 4. Elinde filmle gelen hastadan filmi alıp negatoskopa takmak kadar pratik olunabilmelidir. Bu amaçla “streaming” teknolojisi ve sunucu tarafındaki performans olmazsa olmazlardan biridir. Bu teknolojiyi şöyle özetleyebiliriz; intenetten bir video seyretmek istediğimizi düşünelim. 80-100 MB lık bir görüntünün tamamının indirilip bilgisayarınıza kaydedildikten sonra açılmasını mı tercih edersiniz, yoksa youtube gibi çok kısa sürede seyretmeye başlayıp eğer aradığınız görüntü bu değilse başka bir görüntüye devam etmeyi mi? İşte bu youtube benzeri teknolojiye “streaming” adını veriyoruz. Aynı şekilde PACS uygulamarının özellikle MR ve CT görüntülerinde ilk kareler geldikten sonra arkada diğerlerini yüklemeye devam ederken uzman incelemeye başlayabilir Hız saniyeler seviyesini aştığında kullanımda akıcılık ve pratiklik azalmakta ve kullanıcılarda hoş olmayan bir sabırsızlık hissi doğurmaktadır. Bu durum filmsiz radyolojiye geçişte haklı kullanıcı direnci oluşturabilecek sebeplerden biridir.. PACS teknolojisi pek yeni olmamakla birlikte tıp alanında uzman az oldu- ğundan günümüze kadar doğru uygulanan ve kaynak israfı olmayan proje sayısı oldukça azdır. Radyolojik arşiv kuruyoruz diye negatoskopa taktıkları filmleri elde tutulan (tripod bile değil) fotoğraf makinasıyla dijitalleştirenleri de, DICOM gelenleri *.JPG formatında saklayanları da malesef gördük. Tüm bu projelerde harcanan çabaların ve arşivlendiği sanılan bilgilerin israf olduğunu söyleyebiliriz. Bunlarla ne düzgün tanı koyabilmek ne de tutarlılığını koruyarak hasta veri tabanı ile ilişkili arşivleme beklemek yanlış olur. Dijital çağa geçiş çoğu projede yanlış uygulandığı üzere dijital modalitelerden elde edilen tüm görüntüleri dijital kuru film yazıcılardan bastırmakla elde edilemez. Bu durumda film başına maliyet eskisine göre azalmak bir tarafa kat kat fazlasına çıkmakta, sadece banyo kimyasallarından kurtulmuş olmak idealden oldukça uzağa sapma anlamına gelmektedir. Olması gereken münkün olduğu kadar az filme (yaklaşık 2TL/adet maliyet) çıktı almak, mümkünse bunların çoğunu da film yerine CD ye (0,2TL/adet) yazdırmaktır. Asıl büyük oran (%90-95) online disklerde saklanarak gerektiğinde tekrar ulaşımı mümkün olacaktır. Bu gün artık disk maliyetleri düştüğünden tamamını online saklamak en doğru tercih olacaktır. Bu yedekleme yapılmayacağı anlamına gelmemelidir. Son olarak dijital radyolojinin konvansiyonel filmlere göre avantajlarını özetlersek; • Yakınlaştırma • Mesafe ve açı ölçümleri yapabilme • Dansite, standart sapma, HU ve ortalama değer ölçümleri yapabilme • Negatif-Pozitif dönüştürme • Çekimleri sine modda oynatarak hareketlendirebilme. • Pencere ve kontrast ayarlarını değiştirerek tanıyı kolaylaştırma. • MR görüntülerinde kesitin nereye ait olduğunu kolayca bulabilme. • ve 3 Boyut araçlar ile film ile yapılması mümkün olmayan incelemeler elde edebilme. Bu avantajlardan anlaşılacağı gibi nasıl ki artık kimse fotoğraf makinesi için film almıyorsa çok yakında radyolojide de filmin biteceğini tahmin edebilirsiniz. Kısaltmalar; PACS (Picture Archival and Communication System: Görüntü Arşiv ve İletişim Sistemi) HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) RIS (Radiology Information System: Radyoloji Bilgi Sistemi) bilişim web tabanlı uygulamaların çalışma Metin Amiroff Yazılım Geliştirme Müdürü [email protected] prensibi ve mimarisi D ergimizin ilk sayısında web tabanlı uygulamaların kurumlara sağladığı avantajlardan bahsetmiştim. Şüphesiz, web tabanlı uygulamaların giderek daha çok kullanılmaya başlandığı konusunda bilgisayar teknolojilerine ilgi duyan herkes hemfikirdir. Bu sayımızda web uygulamalarının kullandığı mimariyi açıklayarak bu uygulamaların çalışma prensibini inceleyeceğiz. Web Uygulamalarının Çalışma Prensibi Ortalama bir web uygulamasında en az 10 farklı teknoloji kullanılmaktadır Web Uygulamalarının Çalışma Prensibi 24 SABİYAP Bir web uygulaması birden fazla teknolojinin uyumlu bir şekilde birlikte çalışması prensibine dayanmaktadır. Söz konusu teknolojiler sunucu taraflı ve istemci taraflı olarak tasnif edilebilir. Temel olarak, web uygulamaları sunucu tarafında çalışan kodların veribananından aldığı bilgileri işleyerek TCP protokolü vasıtasıyla ağ üzerinden istemci (kullanıcı) tarafına ulaştırır. İstemci tarafında ise, sayfaların çalışmasını ve görüntülenmesini web tarayıcı üstlenmektedir. Özet bir şema şeklinde gösterilmeye çalışılırsa web uygulamalarının çalışma şekli aşağıdaki gibidir: Kullanıcı web tarayıcısını kullanarak web uygulamasına girmeye çalışır. Bu sırada web tarayıcısından (istemci) sunucu tarafına istek iletilir. Web sunucusu isteği aldığı anda öncelikle isteğin hangi türden olduğuna bakar. Buna göre başlatacağı işlem ve göndereceği cevap farklı olacaktır. Daha sonra istek sunucu üzerinde çalışmakta olan uygulama sunucusuna iletilir. Uygulama sunucunun kaynaklarını kullanarak isteği işler ve gerekirse yine aynı sunucu üzerinde veya başka bir sunucuda bulunan veritabanı sunucusu ile iletişime geçerek veri alışverişinde bulunur. Aynı zamanda, gerektiğinde dış sistemlerle veri alışverişinde de bulunabilinir. Bunu alınan verilerin uygulama ihtiyaçlarına göre değiştirilmesi ve şekillendi- rilmesi izler. Son olarak şekillenmiş veriler sunucu tarafındaki dosya sistemi vasıtasıyla gösterime hazır bir şekilde kullanıcının web tarayıcısına veya başka bir istemciye iletilir. İstemci cevabı alır ve kullanıcıya gösterir. Web Uygulamaların Mimarisi Web tabanlı uygulamalarının çalışma prensibini inceledikten sonra nasıl bir mimariye sahip oldukları hakkında yüzeysel bilgi de vermek gerekmektedir. Web uygulamaları masa üstü uygulamalarına oranla daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Ortalama bir web uygulamasında en az 10 farklı teknoloji kullanılmaktadır ve her geçen gün yeni web standartları ve uygulama geliştirme platformları geliştirilmekte ve kullanıma sunulmaktadır. Buna rağmen web uygulamalarının temel mimarisi fazla değişmemektedir. İşte bir web uygulamasını oluşturan farklı katmanlar: 1. Veri Katmanı: Tüm verilerin kaydedildiği, sorgulandığı ve saklandığı katmandır. Bu katmanın yüksek performanslı olması şarttır, çünkü ölçeklenebilir web uygulamalarının uygulanmasında en büyük engel veri katmanının performansıdır. 2. Veri Erişim Katmanı: Bu katman verilere ulaşım şeklini belirler ve veritabanı ile uygulama arasında bir arabirim görevi görmektedir. Asıl amacı veriye kolay ulaşım ve ölçeklenebilirliktir. 3. Uygulama Katmanı: Uygulamanın temelini oluşturan objelerin ve uygulama mantığının yürüdüğü katmandır. 4. Görüntüleme Mantığı Katmanı: Bu katmanda işlenen veriler istemci tarafına gönderilmek üzere hazırlanır. Görüntülemenin nasıl oluşacağını, görüntülenecek bileşenleri belirler. 5. Görsel Kullanıcı Arayüzü Katmanı: Web uygulamalarının bu son katmanında veriler kullanıcı tarafında gönderilmekte ve görsellik dahil hangi verinin nerede ve ne şekilde gösterileceği belirlenir, kullanıcının uygulamayı daha dinamik kullanması için gereken interaktiviteler yer alır. dosya Fevzi Zeyrek Memorial Sağlık Grubu Çağrı Merkezi Müdürü Beklentileri Karşılayacak Değişim S ağlık sektörü insanlık tarihi kadar eski bir hizmet sektörü olmakla beraber kendi iç dinamikleri ile karmaşık süreçleri ile değişimi de en zor olan sektörlerden birisi olsa gerek. Ancak hastaların-müşterilerin beklentileri her geçen gün artıyor, değişiyor. Buna mukabil, sektördeki özel ya da devlet eli ile hizmet veren kurumların arasındaki rekabet de gün geçmiyor ki artmasın. Hatta Ülkemiz sınırlarını aşan hastanelerimiz yurtdışındaki örnekleri ile yarışır ve onları geçer konuma geldiler. Çağrı Merkezleri ise GSM ve bankacılık sektörlerinin olmazsa olmazı gibi görünür. Halbuki Çağrı Merkezi ihtiyacı müşterisi olan her sektör için geçerlidir. Türkiye’de sağlık sektörü için bu ihtiyacın fark edilmesi yaklaşık 8 yıllık bir sürece dayanıyor. Henüz çok yeni olan bu birimlerin yapabildikleri ya da yapabilecekleri konusunda hastane yönetimleri hala çok vizyoner davranamıyorlar. Tüm süreçlerin başladığı ve devamının getirildiği, hastanenin vitrini sayılacak Çağrı Merkezi hem hizmet kalitesinin artmasına hem süreçlerin değiştirilip geliştirilebilmesine olanak sağlar. Ayrıca direkt gelir arttırma rollerini de çok rahatlıkla üzerine alacak bir organizasyon sağlanabilir. İyi bir yönetim, iyi bir ekip ve ihtiyaçlara cevap verip; geliştirilebilen Bilgi Sistemleri donanım, yazılım ve santral sistemleri alt yapısı ile Çağrı Merkezi olmayan bir hastane bu birime kavuştuktan sonra %20’ye varan hizmet sunum artışı sağlaması kesinlikle yaşanmamış örnekler değildir. Hastalarınızın talebini ölçebilmek için daha avantajlı bir merkez düşünmek olanaksızdır. Henüz hastanenizin kapısından girmemiş potansiyel hastalarınızın da ne 26 SABİYAP nız; oradan oraya aktarılıp sinirlerinizin bozulduğu bir sağlık kurumuna ne kadar güvenebilirsiniz? yönde talepleri olduğunu ölçüp hepsini kazanmak sizin elinizde. Bunları yapabilmek için Çağrı Merkezlerinin olmazsa olmazı elbette teknoloji kullanımıdır. Ses kayıtlarınızın, çağrı istatistiklerinizin tutulacağı yazılımlar ile Hastane Bilgi Sistemleri yazılımınızın değişen taleplere cevap verebilmesi gerekir. Çok kullanılmasa da her iki yazılım entegrasyonu ilerlemek adına önemli adımlar olacaktır. Tabii ki Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcisinin bilgi yükü çok büyüktür ve sadece bilgi depolamayı sağlamak adına 3. bir yazılım (çoğunlukla intranet) size çok büyük faydalar getirecektir. Gerçek anlamda iş üretebilen, kalitesini ölçebilen bir Çağrı Merkezi kurabilmek için bilgi sistemleri ile entegre bir şekilde çalışmak gerekmektedir. Tersi bir durumda 444’lü bir numaraya sahip, adı Çağrı Merkezi,kendisi Santral hizmeti veren bir birimin dışına çıkamazsınız. Peki,sadece pazarlama faaliyetleri ile hasta kazanmak sizi kurtarmaya yeter mi? Hastanenizin sadece hekimlik hizmeti kalitesi ile ya da milyon dolarlar yatırılmış birinci sınıf ekipmanlara sahip hastane binası ile hastanızı elinizde tutabilir misiniz? Kısa sürede ulaşıp istediğiniz bilgiye ulaşamadığı- Kısacası iyi planlanıp, doğru şekilde yönetilen bir Çağrı Merkezi ile hizmet kalitenizi arttırmak, tüm süreçlerinizi geliştirmek, hasta taleplerini ölçüp yönetebilmek şansını elde edersiniz. En önemlisi ise bankacılık sektöründe çok ileride olan CRM uygulamalarını Çağrı Merkezi üzerinden başlatıp geliştirebilirsiniz. Teknoloji odaklı çalışan ve Medikal Direktörlük tarafından desteklenen bir Çağrı Merkezi hem hastaları hem de yönetimi mutlu edecek faydalar sağlayabilir. Hastalarınızı segmente edip tüm dosya bilgilerine anında ulaşarak, onların taleplerine anında cevap verip; ihtiyaç duyacakları hizmetleri de herkesten önce tahmin edip müşteri temsilcinizin vasıtası ile hastalarınıza sunabilirsiniz. Aradığında ismi ile karşılanan, yaptırması gereken kontrolü ya da tetkiki hatırlatılan, kısa sürede ve her an istediği hizmete ulaşabilen bir hastanın mutlu olmaması ve beklentilerini yükseltmemesi mümkün olabilir mi? Sağlık bizim işimiz diyen her kurum bilir ki sağlığını kaybetmiş insanların sağlığını geri kazanması için ilk şart moralinin ve motivasyonun kazandırılmasıdır. İşte biz Çağrı Merkezi çalışanları hastalarımızı kapıdan girmeden mutlu edecek uygulamalar ile karşılayarak ilk adımı atmış oluyoruz. Şu anda tüm hastanelerden -özel ya da devlet fark etmez- hizmet kalite beklentisi artıyor. Tren kaçmadan beklentiyi arttıracak hizmeti sağlayanlar ayakta dimdik kalmaya ve büyümeye devam edecekler. Bu yolculukta size en çok yardımcı olacak birimlerden birisi de kesinlikle Çağrı Merkeziniz olacaktır... sektörden haberler Adana Ceyhan Devlet Hastanesi “Dijital Hastane”ye dönüşüyor V estel Şirketler Grubu’nun tıp bilişimi sektöründeki lider firması Birim Bilgi Teknolojileri ile Adana Ceyhan Devlet Hastanesi, çekilen röntgen görüntülerinin filme basılmadan dijital olarak bilgisayar ortamında görüntülenmesini sağlayan Dijital Görüntüleme ve Arşivleme Sistemi’ni hayata geçirerek birlikte bir ilke imza attılar. Birim’in, tüm hastane hizmetlerini bilgisayar ortamına taşıyan Dijital Hastane projesi kapsamında geliştirilen bu uygulama, Adana Ceyhan Devlet Hasta- nesi’nde başlatıldı. Sistem sayesinde, röntgen görüntülerinin kontrast değerleri üzerinde bilgisayar ortamında hekimler tarafından yapılan incelemelerle hastalıkların tanısında kolaylık sağlanıyor. Çekilen röntgen filmlerindeki detayların dijital teknoloji ile daha net görüntülenmesine imkan tanıyan sistem, birden fazla röntgen çekimi ve doz ayarlama gibi sıkıntıları ortadan kaldırıyor. Ayrıca, çekim sırasında daha az röntgen ışın dozu gerektiğinden zararlı etkiler en aza indirilmiş oluyor. Ceyhan Devlet Hastanesi Başhekimi Musa İnal, Birim HBYS Dijital Görüntüleme ve Arşivleme Sistemleri ile röntgen çekimlerinin kağıt ve film kullanılmadan bilgisayar ortamında yapılacağını ifade ederek “Dijital teknoloji ile röntgen görüntüleri polikliniklerdeki doktorlarımız tarafından anında ve daha net olarak görüntülenebiliyor. Ayrıca röntgen görüntülerini istendiğinde dünyanın her tarafına e-mail yoluyla gönderme imkanına sahip olduk” dedi. Şafak Hastaneler Grubu yoluna Bilmed ile devam ediyor D ört hastanesi, ihtisaslaşmış yapısı, hizmet kalitesiyle özel sağlık kurumları içinde önemli bir yeri olan Şafak Hastaneler Grubu, Hastane Bilgi Yönetim Sisteminde Bilmed’in Bilmedical HBYS’inin son versiyonunu kullanıma aldı. Şafak Hastaneler Grubu; Özel Avrupa Şafak Hastanesi, Özel Şafak Göztepe Hastanesi, Özel Şafak Beşyüzevler Hastanesi ve Özel Şafak JFK Hastanesi’nde 1988 yılından bu yana Bilmed Bilgisayar ve Yazılım firmasının Bilmedical Hastane Yönetim Sistemini kullanmaktaydı. Son olarak da yine Bilmedical HBYS’nin 3. versiyonu aynı anda 4 hastanede birden devreye alındı. Bilmed uzman personeli ve güçlü organizasyon yapısıyla yeni versiyonun kullanıma başlamasını, personel eğitimleri ve tüm kurulum aşamalarıyla birlikte 10 gün gibi çok kısa bir sürede sağladı. Vizyonel HBYS Bilmedical Hastane Bilgi Yönetim Sistemi 3. versiyonundaki geliştirmelerle diğer versiyonlarında olduğu gibi “tam entegrasyon” sağlamanın yanı sıra, yine personel için zaman tasarrufu, verim, şeffaflık, stok yönetim avantajlarını mükemmel düzeyde sağlıyor. Hastane yöneticileri içinse mükemmel rapor- lama sistematiğiyle de “vizyonel bir hastane bilgi yönetim sistemi” olma özelliğini taşıyor. Bilmedical Çağrı Merkezi Bilmedical HBYS aynı zamanda kullanıcılarına “sürekliliği” bünyesinde barındıran bir yapı sunuyor. Mevzuata, güncel gelişmelere ve hastanelerin özel yapılarına göre duyulan gereksinimler, kullanıcı ihtiyaçları Bilmed’in çağrı merkezinden on-line olarak, anında cevaplanıyor. Merkezden doğrudan erişimle gerekli revizyonlar büyük bir hızla gerçekleştiriliyor. SABİYAP 27 dosya Sağlık Sektöründe Çağrı Merkezi Uygulamaları Mehmet Dağ İstanbul Medipol Hastanesi Çağrı Merkezi Müdürü S ağlık sektörü, dinamikleri çok çabuk değişen ve gittikçe büyüyen bir sektör halini almıştır. Dinamizm rüzgârı işletmenin sektör içindeki pozisyonunu korumak ve daha yukarı çıkarmak için gerekli olan iki anahtarını da beraberinde getirmektedir. Verimlilik ve kalite… İşte bu noktada iletişim kanalları ve bu kanalların doğru yönetilmesi devreye girmektedir. Bunun için kurum içindeki iletişim kanallarının merkezileştirilmesi gerekir. Merkezileştirmenin en etkin yolu Çağrı Merkezi uygulamasıdır. Çağrı Merkezi; sektör içinde yaşanan rekabette her zaman bir adım önde olma ve öncü olma araçlarından biridir Sektör içinde yaşanan rekabette her zaman bir adım önde olma ve öncü olma araçlarından biridir Çağrı Merkezi. Her insan bir kurum ile telefonda görüşme yaparken bütün sorularına aktarılmadan, bekletilmeden, doğru bilgi ile ihtiyaçlarının karşılanmasını ister. İhtiyaçları sağlık sektörü içinde ele aldığımızda hasta taleplerinin tamamını karşısına çıkan ilk kişiden doğru bir şekilde alması kalite ile paralellik gösterecektir. Hizmet zincirinin ilk halkası olan iletişim ne kadar sağlam kurulursa verilen hizmet tamamlandığında oluşacak memnuniyet ve ihtiyaçların giderilmesi adımları güvenilir bir yapıya kavuşacaktır. Sağlık uygulama mevzuatlarının değişkenlikleri, hekim çalışma planları, ameliyatlar, acil vaka durumları, kongreler, ücret değişiklikleri vs. her türlü sektöre özel oluşabilecek gelişmelerin tek elden yönetilmesi, bu kadar karmaşık yapı içinde sorunsuz bir yönetim Çağrı Merkezi ile kolaylıkla sağlanabilmektedir. Anlık değişkenlerin çok olması sağlık sektörü Çağrı Merkezi uygulamalarının, diğer çağrı merkezi uygulamalarına göre çok daha önemle yönetilmesi sürecini de beraberinde getirmektedir. 28 SABİYAP Sağlık uygulamalarında Çağrı Merkezi süreçleri oluşmadan önce yaşanan sıkıntılar, sektör içindekilerle beraber bu süreci yaşayan hastalar tarafından kolayca hatırlanacaktır. Randevu almanın ne kadar zor olduğunu, basit bir yol tarifi almak için birçok kişiye aktarıldığını, fiyat almanın bir başarı sayıldığı dönemlerden geçen sektör, artık tek bir numara ile bütün ihtiyaçlarını 7/24 karşılayan bir merkezle hastalarına hizmet verebilen bir yapıya kavuşabilmiştir. Diğer önemli etkisi ise hastalarının ne istediğini, ne için kendilerini tercih ettiğini raporlama tekniğiyle işletmeye vermesidir. Sonuç olarak işletme açısından da, verilen hizmeti almak isteyenler açısından da Çağrı Merkezleri hasta memnuniyetinin en önemli halkalarından biri olarak yerini kısa zamanda almıştır. CRM uygulamalarıyla birlikte hareket eden bu sistem, kalite ve verimliliğin artışında üzerine düşen görevi yerine getirmiştir. kapak Profesyonel yazılımlar sağlık sektörüne her konuda katkıda bulunabilir Prof Dr Bingür Sönmez Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı Bilişimci Dostu Doktor Doktor Dostu Bilişimci Ben memorial hastanesinde çalışan bir hekim olarak bilişim desteği yönünden çok şanslıyım T ıpta bilişim konusunda akıl almaz yatırımlar yapılmaktadır. Bu yatırımların hizmete dönüşebilmesi için öncelikle teknolojiye yatkın bir hekim ve onu destekleyen bir bilişim ekibi gerekmektedir. Başarı ancak bu iki ekibin öz verili çalışması ve tarafların herhangi birisinin dominans sağlamak için çaba sarfetmeyerek sadece sonuç almak için çaba sarfetmeleri ile mümkün olur. Birçok üniversite ya da devlet hastanesinde yapılan yatırımlar bu iki olgunun bir araya gelmemesi nedeniyle kaybolup gitmektedir. Ben Memorial Hastanesi’nde çalışan bir hekim olarak bilişim desteği yönünden çok şanslıyım. 6 ay önce 5 yıldır kullanmakta olduğum hastalarımı el bilgisayarımdan izleme programının yenilenmiş versiyonunun tarafımdan kullanılabilmesi için ne kadar mükemmel bir ekibin, mesai kavramı olmadan, özveri ile çalışıldı- ğını gördüm. Bilgi Sistemleri ekibi ve hastane yöneticileri yenilenmiş olan bu versiyonunun satın alınmasından başlayıp uygulanmasına kadar sınırsız mesai yaptılar ve firma ile özel ilişkilerini kullandılar. İnanmayacaksınız ama satın alınan program bir ayın sonunda halen işler hale getirilememişti. Bu bütün ekipte ciddi bir ajitasyon yarattı ve firmanın temsilcileri davet edildi. İlginç bir şekilde öğrendik ki bu software sadece satılmış ama hiç kimse tarafından hiç kullanılmamış. Bunun üzerine ekip çalışmasına devam ettik ve bilişim fuarında bu uygulamayı gösterebilmek için ancak birçok geceler sabahlayarak mesai yaptıktan sonra kullanılır hale getirebildik. Buradan çıkaracağımız sonuç şudur: Hastane yöneticileri bilişim konusunda bir yatırım yapacaklarsa öncelikle bu programı uygulamayı amaç edinmiş bir hekim, bunu destekleyecek bilişim ekibini bir araya getirmek zorundadırlar. Aksi takdirde yatırımları boşa gider. Bugün benim birçok hekim arkadaşım hala bilgisayarın düğmesine basılarak kapatıldığını sanıyor. Tanıdığım birçok doktor arkadaşımın hala bir mail adresi bulunmuyor. Diğer bir gerçek de sağlık bilişimi teknolojilerinin hekimler tarafından kullanımının artırılması için bilişimcilere düşen önemli görevler vardı: Üzülerek belirtmek isterim ki hastanenin benim için 15 bin dolar harcayarak satın aldığı yenilenmiş programı, bilişimin yaklaşık 30 SABİYAP 3 aylık mesaisi sonucu kullanılabilir hale getirmiştir. Buna rağmen bu programı hastanemizde kullanması gereken, kendilerine ve hastalarına yararlı olabilecek en az 10 hekim bulunmasına karşın halen tek kullanıcıyım. Çünkü bu hasta izleme programını kullanabilmem için yaklaşık 7 aşamadan geçmem gerekiyor. Eğer bu uygulama iki-üç aşama olsaydı eminim diğer tüm arkadaşlarım da büyük bir zevk ile bu programı kullanacaklardı. İnanıyorum ki gelecekte sağlık konusunda bilişim ve sağlık sektörü öyle entegre olacak ki sağlık eğitimi almış bilişimciler ve bilişim eğitimi almış sağlıkcıların olacağı günler yakındır Sağlık bilişiminde daha çok teknolojinin uygulanabilmesi için yazılımcılardan özel bir ricam var; doktorları dahi zannetmeyiniz. Bizler normal zekalı insanlarız. Bizler için, daha kolay kullanılabilen (user friendly) programlar yazınız. Ayrıca bir yazılımcının küçücük bir hatasının bana maliyetinin 3 ay üst üste 3-4 bin TL telefon faturası ödemek olduğunu burada belirtmek isterim. Kulladığım sistem hiç gerek yokken 20 dakikada bir sisteme girerek bir süre yayında kalıp sonra kendiliğinden kapanıyor. Bu numerik değer benim için hiç önemli değil ama sağlık sisteminde görev alan bir yazılımcı yapacağı yanlışın bedelinin hasta tarafından da ödenebileceğini hiç aklında çıkarmamalı. Profesyonel yazılımlar sağlık sektörüne her konuda katkıda bulunabilir. Sağlık sektöründeki yönetici ve uygulayıcılar özellikle hasta kayıt ve istatistik programlarında profesyonel yazılım kullanmaya özen gösterilmelidir. Kendi programımı kendim yazarım düşüncesi ile yola çıkan sağlıkçıların sonu zaman ve para kaybından ileri gitmez. 1995 yılında ilk hasta kayıt ve takip programları piyasaya çıktığında bazı yazılımcılar 15 bin dolara satılan programı benim için daha ucuza yapabilecekleri iddiasıyla 6 ay zaman kaybıma ve bunun yarısı kadar para harcamama neden olduktan sonra, iyi bir pazarlık ile bu programı o zaman 12 bin dolara aldım. Bugün bu sayede ben 11 bin hastanın tüm kaydını tutabildiğim gibi 5 yıl önce Dandrid (PAT) sistemi ile entegre olarak bütün Avrupa’yı kapsayan bir istatistik kulübünün üyesi olarak Türkiye’yi temsil etmenin keyfini yaşıyorum. Her yıl Avrupa’da yayınlanan istatistiklerin Türkiye bölümü bu sayede benim portföyümden 32 SABİYAP yayınlanmaktadır. Hizmet her zaman bir bedel karşılığıdır, bu kulüp üyeliğinin devam edebilmesi için yılda 2500 Paund Sterlin ödediğimi de, belirtmemde yarar var. Profesyonel yazılımlar konusunda gelecekte ulaşmak istediğim en büyük hedef, dünyanın herhangi bir yerinde Anjiyografi CD’si olan bir hastanın bana bilgisayar üzerinden kolayca ulaşmasını sağlayabilecek bir programa sahip olmaktır. Yaklaşık 400-450 MB olan bu CD’lerle internet ortamında izleyebileyim, ayrıca ben de diğer meslektaşlarımla eşzamanlı konsültasyonlar yapabileyim. Burada bilişimin hukuki bir eksikliği ortaya çıkacaktır. Bu konsültasyona katılan hekimlerin vereceği kararlardan tıbbi sorumlulukları ne kadar olacaktır ve mesleki ödemeleri nasıl yapılmalıdır? Bence sağlık bilişiminin yakın bir gelecekte çözmesi gereken en önemli sorunlardan biri de bu olacaktır. İnanıyorumki gelecekte sağlık konusanda bilişim ve sağlık sektörü öyle entegre olacak ki sağlık eğitimi almış bilişimciler ve bilişim eğitimi almış sağlıkçıların olacağı günler yakındır. Böyle bir yüksek okulun açılmasını tüm yürekten destekliyorum. Böyle bir üniversite eğitimin başlatılmasının ilk teşvikinin (gereksinmesinin-zorlamasının) bireysel değil bir sivil toplum kuruluşunun çabaları ile geçekleşebileceğine inanıyorum. Bu konuda Sağlık Bilişim Yöneticileri Açılım Platformu (SABİYAP) üyelerini kutluyorum ve yapacakları her organizasyonun böyle bir yüksek okula bir adım yaklaşmak olacağına inanıyorum. Derneğin çalışmalarına katkı olarak; mevcut üniversiteler içinde böyle bir branş açılması için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. kişisel gelişim İlk işinize başlamadan önce... Son hazırlıklar Performans Geliştirme ve Denetim Müdürü [email protected] D ergilerde yada gazetelerin insan kaynakları eklerinde yer verilen kişisel gelişim, motivasyon yazılarını hep zevkle okurum. Bu yazılar dergi içeriğine göre, özel bir hal alabilir, ya da uyarlanabilir. Örneğin, kadınlara hitap eden moda dergilerinde alışveriş ve güzellik sayfalarından sonra, genelde tek sayfa olarak değinilir. Genel içeriği de destekleyecek şekilde, görünümün, kendine güvenin iş hayatındaki önemi bir kez daha vurgulanır. (Zira bu doğrudur, bazen tek başına bile, iş hayatında çok işe yarayabilir.) Sektörel dergilerde ya da iş dünyasına hitap eden yönetim yayınlarında ise, yelpaze geniş, ancak sınırlıdır. Tüm bu sınıra rağmen, yazarın yaratıcılığı ve kendi hayatının renkli anıları bilimsel gerçekleri daha inandırıcı bulmamızı sağlar. Son yıllarda iş dünyası dergileri, makalelerle yetinmeyip, bu tür kitapları hediye etmeyi tercih ediyor. Ben de bu kitapları hediye edildiğinde okumaya başladığımı itiraf etmeliyim. Kitapçı da vakit geçirmeyi çok sevmeme, bu tip yazıları internette ve medyada gördüğümde okumadan geçmememe rağmen, kitapçılarda benden ilgi göremeyen nadir bölümlerden biri, bu kategoridir.(i) Farklı deneyimlerden, iyi gözlemlerden yola çıkarak özetlenen, belki de sadece özel bir yetenek sonucu paylaşılan bu metinler bizi hayata karşı yüreklendirir, “hakikaten de öyle” dedirterek şaşırtır, “tabi mesela ….” düşünceleri ile konuya ilişkin anılarımızı hatırlatır. İş dünyası ile ilgili olanlarda, yönetim stratejilerine hayattan verilen örnekler, başarmış insanların hayatları, atasözlerinden, bir şarkıdan yada filmden alıntıların paylaşılması okumayı daha da zevkli ve eğlenceli hale getirir. Ama ben en çok, Kübra Özkılınç Güleç hayat önümüze sundukça, aklımda kalanlarla karşılaştırmayı seviyorum. Bu tıpkı, bir çocuğun bilişsel gelişimindeki evreler gibidir ve belli evreleri yaşamayan çok nadirdir. Ya farkında değildir, ya şanslıdır (belki de şanssız). Yukarıdaki kapsamlı açıklamalar ve bu tip yazıları okumaya özendirici kısmı artık bu satırdan itibaren bir kenara koyarsak, “bu yazıları okumak bize ne sağlayabilir” sorusuna gelebiliriz.(ii) Ben bu yazıların duygusal zekânın gelişimine oldukça katkısı olduğunu düşünüyorum. Duygusal zekânın gelişmesinin ise, iş, aile ve sosyal hayatımızda bize belli ayrıcalıklar sağladığını düşünüyorum. Yaşadığımız müddetçe geliştirmemiz gereken ya da geliştirebileceğimiz çok şey var, ama bahsettiğimiz gelişim artık daha erken yaşlarda başlıyor. Tabi yaşadığımız müddetçe geliştirmemiz gereken yâda geliştirebileceğimiz çok şey var, ama bahsettiğimiz gelişim artık daha erken yaşlarda başlıyor. Birkaç sene önce o zaman 4. sınıfta okuyan yeğenimin ödevlerini görünce(iii) tam anlamıyla “şok” olmuştum. Bizim hastanelerde alışık olduğumuz, hastaya bilgilendirme amaçlı verilen kitapçıklara benzer bir proje hazırlamıştı. (Hatta pek çok gerçeğinden daha güzel olduğunu söyleyebilirim) Bir beslenme kılavuzu hazırlamış, kitapçık haline getirmiş, internetten resimler eklemiş, eklediği resimlerin üzerine yazıları getirerek bizim ajansa yaptırdıklarımıza benzer bir SABİYAP 33 tek başına yapıyordu. Üstelik daha iyilerini arkadaşları yapmıştı! İş Dünyasının eğitim dışındaki gereklilikleri neler ve bunlara nasıl hazır olunabilir.? tasarımı kendi başına yapmıştı. Hatta bir hafta boyunca kendi yediklerini de ayrı bir ek olarak belirtip, karbonhidrat, kalsiyum oranları ile açıklamalar yapıp, kendini eleştirmişti. En şaşırtıcı kısmı sona sakladım. Bu ödev “Beden Eğitimi” dersi için hazırlanmıştı. Üstelik benim hayran kaldığım bu ödev, okulda ortalama derecede beğenilmişti! Kendi beden eğitimi derslerimi hatırlamadan edemiyorum. İlkokulda hava güzelse kendi kendimize koşturur ya da “dansa davet” isimli acayip bir oyun oynardık. Kışın ise, sahip olduğumuz için şanslı olduğumuzu o zaman bilmediğimiz beden salonumuza gider, Milli Eğitim’in(belki de okul yönetimi ya da okul aile birliğinin) ülkemizi o zamanki komşu Rusya ile karıştırdığını şimdi düşündüğüm, jimnastik minderleri ve atlama masası üzerinde televizyondaki jimnastikçilerden gördüğümüz hareketleri yapmaya çalışır, ama sadece selam bölümünü taklit edebilir, eğitim değil, boş zaman ve eğlence anı olarak geçirirdik. Ortaokulda ise, basketbol maçı yapmak için değil, kafa göz yara yara öğretmenin seçtiği takıma girmek için yarışırdık. Birde takla atma seremonileri vardı ki, hiç unutamam. Takla atmaktan korkup da sağlık raporu alan bir arkadaşımız ders notunu “rahat, dur” gibi askeri hareketlerden almıştı. Yeğenimin okul dışı her anını ödev yaparak geçirdiğini yeni anlamamı sağlayan, bana göre müthiş olan ödevinin sınıf genelinde vasatın üstü olarak değerlendirildiği ile devam eden deneyimim gelecekte bizi bekleyen “korkunç bir son” varmış gibi hissetmeme neden oldu. Çalıştığım kurumda iletişim departmanı ekibinin ajans katkıları ile ortaya çıkardığı çalışmayı, amatörce 9 yaşından gün almakta olan yeğenim 34 SABİYAP Üniversitede bilgisayarla tanışan kuşağı, üç yaşında internetten kendi kendine oyun indiren bir nesil çok hızlı kovalıyordu. Üstelik bunlar 10-15 yıl içinde bizim aramızda olacaklar ve kurumlarda beraber çalışacağız! Ama 1 dakika(iv) hatırladım da 10 yıl önce ben de çalıştığım kurumda direktörüme Excel’de veri raporlamayı, grafikleri öğretiyor, Power-Point’te sunum hazırlamakta zorlananlara yardım ediyordum! Eğitimi, donanımı geçelim ve artık yazının bu satırına kadar gelebilmiş okuyucuya sorularımızı soralım. Geçenlerde bir blogda, internetten alıntılanmış bir yazı ilgimi çekti. Burada iş hayatına yeni atılan birinin yaşadıkları kendi ifadeleri ile anlatılıyordu. “Kendi ifadeleri” kısmının üzerinde durmak lazım, anlatışındaki saflık ve ilişkilendirememe bizi yazının anafikrine götürüyordu. Yazar, iş hayatına yeni atılan kişilere, mesleki eğitimlerinin yanı sıra, iş dünyasının gerçekleri ile tanıştıracak eğitimlerin gerektiğini vurguluyordu. Ben buna katılmakla beraber, şu yanılgıya düşmeme gayretindeyim. Bu eğitim; stajdan, deneyim dinlemekten ya da “ilk izlenim önemlidir: mülakatta sürükleyen taraf siz olun” sloganlı seminerlerden farklı olmalı diye düşünüyorum. Ancak nasıl olması gerektiği konusunda -her yıl değişen eğitim sistemini takip edemediğim gibi- kendi düşüncelerimi derleyip, toparlayamıyorum. İş dünyasının eğitim dışındaki gereklilikleri neler ve bunlara nasıl hazır olunabilir? Yazıda gelmek istediğim noktayı ifadeleyen, işte bu soru. Bir sonraki sayıda, kendi görüşlerim yanında, çorbada tuzu bulunmasını isteyen okuyucunun [email protected] adresine gönderdiği görüşlere de yer verileceğini hatırlatmak isterim. i Bunun bilinçaltımda yer alan bazı nedenleri olduğunu itiraf etmeliyim ii Bu cümle, okumayı sevenler için anlamsızdır, görmemezlikten gelin, lütfen. iii Artık bu ödevlere, okullarda “proje” dendiğini öğrenmiş bulunmaktayım! iV (Popüler kültürdeki hali ile: 1 minute) sağlıklı bilişim Asuman Ayşenur Uğur Sağlık Yönetim Bilimi Uzmanı Sağlık Eğitimcisi [email protected] [email protected] BT’de Türkçe terimlerinin yaygın olarak kullanılmasının büyük faydaları vardır 36 SABİYAP Bilişimin Türkçeleşmesi G ünümüzde bilişim ve tıp teknolojilerine, gerek kamu gerekse özel kurumlarda önemli oranlarda yatırım yapılmaktadır. Son altı yılda, Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ için yapmış olduğu stratejik planlarda da bilişim en önem verilen konu olmuştur. Kamunun yanında özel sektörde de bilişim ve tıp teknolojilerinin kullanımı ile işletmenin tüm iş süreçlerinde büyük ölçüde verimlilik ve başarı sağlanabileceğine olan inanç ile bu anlamda yatırımlara hız kazandırılmıştır. Böylece bilişim teknolojilerinin, sağlık sektörünün birçok alan ve kademelerinde kullanılmasıyla beraber; teşhis ve tedavi süreçlerindeki başarıdan, iş verimliliğine, ilgili hekim, diğer sağlık çalışanları ve hastaların memnuniyetinin sağlanmasına kadar birçok durumda bilişim teknolojileri etkin rol oynamaya başlamıştır. Zira Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9 milyarı aşacağı ve 60 yaş üstü insan sayısının ise 2 milyara ulaşacağı göz önüne alınınca bu teknolojinin zaman kaybını büyük ölçüde gidereceği, hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının, hastalarına birebir ayıracakları zamanda artış olacağı öngörülmektedir. Çünkü bu teknikle hekim ve diğer sağlık çalışanları saniyeler içinde hastanın tüm bilgilerini kayıt etme ve hastanın tüm bilgilerine ulaşma imkanına kavuşacak ve hastanın bürokratik işlemleri ve sağlık kurumunda bekleme süresi en aza indirgenmiş olacaktır. Ancak bu sürecin devamlılığı ve rantabl olması için tüm sağlık çalışanlarının teknolojiyi öğrenerek doğru bir şekilde kullanabilmeleri ve bunu sağlamak için de gerekli kolaylığa sahip kılınmaları gerekir. İşte, türkçe/türkçeleşmiş bir bilişim terminolojisi bu konuda yardımcı/kolaylaştırıcı kaynak olarak gösterilebilir. Bilişim sözcüğü türkçemize 1971 yılında girmiştir. Fakat hala bilişim terminolojisine ingilizcenin hakim olması, ingilizce terminolojiye vakıf olmayan/olamayan diğer sağlık sektörü çalışanları için problem oluşturabilmektedir. Aslında Türk diline giren bilişim ile ilgili sözcüklerin bir kısmına türkçe karşılık bulunabilmekte, fakat, bilişim alanına genel olarak baktığımızda maalesef, üretici değil tüketici konumunda olduğumuz için bu karşılık bulma gerekli düzeyde yapılamayabilmektedir. Ülkemizin sağlık bilişimi alanında da kendi yazılım ve donanımlarını oluşturması, hem tüketici konumundan üretici konumuna geçmek, hem de bilişim terminolojisini daha anlaşılır kılmak açısından gereklidir. Bu nedenle zorunlu haller dışında, BT’nde türkçe terimlerin yaygın olarak kullanılmasının büyük faydaları vardır. Bu bağlamda da sağlık bilişimcileri ve dil bilimciler ile beraber, Sağlık Bakanlığı, özel sektör, üniversiteler, ilgili dernek ve sivil toplum kuruluşları da koordineli olarak çalışmalıdırlar. İşte bu koordinasyonun sağlanması ve bilişim terminolojisinin daha iyi anlaşılması açısından sektöre katkıda bulunabileceğine inandığım bir ansiklopedi gözüme çarptı. Adı, ‘Türkiye Bilişim Ansiklopedisi’. ‘Türkiye Bilişim Ansiklopedisi’ ülkemizin yaklaşık 200 saygın bilim adamı, araştırmacı ve sektör temsilcisinin deneyim ve birikimlerinin yansıtıldığı önemli bir kaynak eser. TBA, bilişim/bilgisayar alanında hem teknik hem de sosyal konuları içermektedir ve bu anlamda sağlık sektörünün de hizmetine sunulmuştur. TBA, aynı zamanda “Bilişim İnsan Kaynakları Rehberi” niteliğindedir. TBA’nın eki olarak ayrıca bir “Bilişim Terimleri Dizini” vardır. Yaklaşık 3.000 terimin bulunduğu bu dizinde karşılıklar Türkçe-İngilizce ve İngilizce-Türkçe olarak verilmiştir. ’Türkiye Bilişim Ansiklopedisi’nin tüm bilişim sektörü çalışanları, akademisyenler ve konuyla ilgili üniversite öğrencileri için önemli bir kaynak olduğunu ve tüm sağlık bilişimcilerinin de kütüphanesinde bulunması gerektiğini düşünüyor ve yazımın kapanışını Var Dyke’ın bir sözü ile yapmak istiyorum. “Bir şeye ait her şeyi öğrenin, her şeye dair bir şeyler bilin.” Önümüzdeki sayıda buluşmak dileğiyle 1-Power Elektronik firması ile ilgili sizden tanıtıcı bilgi alabilir miyiz? POVVER ELEKTRONİK SAN. LTD. ŞTİ. 1999 yılında İSTANBUL’ da kurulmuş olup, 10 yılı aşkın süredir ENERJİ sektöründe hizmet vermektedir. Firmamız 2008 yılında ANKARA’ ya bölge müdürlüğü açarak müşterilerine daha hızlı ve etkin çözümler sunmayı hedeflemiştir. Firmamız TÜRKİYE’ de ürettiği yerli üretim cihazlar haricinde yurtdışı partnerleri ile birlikte ürün gamını genişletmiş olup, partnerlerimiz olan firmaları başlıca sıralayalım. K.G.K. üretimindeki partnerlerimiz olan İTALYA menşei firmalardan ASTRİD S.p.A. ve META SYSTEM S.p.A. ile farklı güç ve uygulamalar için K.G.K. ‘ ları üretilmektedir. Farklı bir K.G.K. olan dinamik kesintisiz güç kaynağı (D.K.G.K.) üretimindeki partnerimiz AVUSTURYA menşei olan HITZINGER G.m.b.H. firmasıdır. Bundan başka regülatör üretimindeki partnerimiz ise yine İTALYA menşei olan ORTEA firması olup, yüksek güçlerdeki projeleri de bu partnerimiz ile birlikte yanıtlamaktayız. Firmamız bundan başka temiz enerji sloganı ile birlikte RÜZGAR ve GÜNEŞ ENEJİ sistemleri kurmaya ve hizmet vermeye başlamıştır. teknik yorum 5651 sayılı internet yasası ve ötesi Başhekimler ve Bilgi İşlem Yöneticileri için sıkıcı 2-Faaliyet hizmetlerinizle ilgili sizdençalındı! bilgi alabilir miyiz? bir alanınız, soru: ürünleriniz Hasta ve Özlük Bilgileriniz Suçluyu POVVER ELEKTRONİK’ in faaliyet alanlarını aşağıdaki şeklide sıralayabiliriz; Kesintisiz Güç Kaynakları (K.G.K.) (1-800 kVA). Dinamik Kesintisiz Güç Kaynakları ( D.K.G.K.) bulabilir misiniz? (100-2,000 kVA), Regülatörler ( 1-5,000 kVA), Konvertörler (1-800 kVA), Redresörler, İnvertörler (1-800 kVA), Güneş ve Rüzgar Enerji Çözümleri, Motor Hız Kontrol Cihazları (1-250 kW), Jeneratörler ( 1-2,500 kVA)sadece ve bunların haricinde Teknik Servis hizmetlerini söyleyebiliriz. Bu yazıyı okumak bir dakikanızı en üst kademeye bağlıdır. Bu kişiler se- alacak, ya okumamak? vilmezler, hatta nefret edilen kişilerdir. 3-Güç kaynaklarının kullanımı ve gerekliliği hakkında okuyucularımıza neler söylersiniz? Görevleri BT altyapısında gerçekleşen Bilgi işlem altyapınızda TRIMOD UPS gerçekleşen Kesintisiz kaynaklarınınbir kullanım çok geniş olmakla birlikte enerjinin herdüyerde Songüç zamanlarda çok alanları kurumdan olayları “denetlemek” ve olduğu gereken kullanılabilmektedir. Elektrik enerjisindeki oluşan kesilmeler, dalgalanmalar, bazı özel veritabanlarının Internet’e zeltmeleri yapmada sistem yöneticisine harmonikler ve diğer sorunların giderilmesinde, kullanılan makine ve bilişim ürünlerinin sızdığını basından takip ettik. Peki yol göstermektir. korunmasında en büyük çözüm olarak karşımıza çıkmaktadırlar. K.G.K.’ larının başlıca kullanım böyle bir durum sizin başınıza geliralanları olarak SAĞLIK, EĞİTİM, BİLİŞİM, ASKERİ, ULAŞIM, SANAYİ, ENDÜSTRİ vb. tüm elektrik enerjisinin se ne yapacaksınız? Örneğin HIV+ arıza Hangi Denetlemek kullanıldığı hassas ve riskli noktalarda cihazlardaki risklerini Olayları minimize etmek amaçlı olarak olan hastalarınızın listesini Internet’te Gerekir? kullanılmaktadır, kullanılmalıdır. gördünüz! Veya size muayene olan önemli kişilerinve rahatsızlıkları, Bu söylersiniz? gerçekten yanıtlanması zor bir so4-Kalite belgeleriniz çalışmalarınızlatahlil ilgili neler sonuçları, vs olarak bilgiler İnternet’e sızdı. iseverebilmek mantıklı bir çerçevede POVVER ELEKTRONİK müşterilerimize daha iyirudur. ürün veYanıtı hizmet ve kaliteyi IGBT RECTIFIER MODULAR UPS her türlü olay bir şekilde kayıt bu bilgiler sadece sizin hastanenizdenetleyebildiğiniz herşey sürekliVe iyileştirmek amacı ile ISO 9001:2000 kalite belgesini ve TSE-HYB belgesini almışolacaktır. olup, cihazlarımızdaki kalitemizi ispatlamak ve Peki yurtdışına cihaz satabilmek amacı CE de var! Bilgisi sızanarttırmak, kişiler hastanenize ne kadar süre ile bu tür ile bilgiler işaretini de tüm ürünleri için almıştır. Yurt dışından getirdiğimiz tüm ürünlerde CE işareti mevcut dava açtı, basında manşet oldunuz… saklanmalı? 1 yıl bir çok açıdan yeterli olup, üretim yapan firmaların ise ISO 9001:2000 kalite mevcuttur. bir belgeleri süre olacaktır. 500 GB bir depolama Bu tür olaylar önlenebilir mi? Kısa ünitesinin sizi bir çok sıkıntıdan kurta- 5-Servis çalışmalarınızla ilgili sizden bilgi tekalmamız mümkün mü? yanıt HAYIR.Çünkü olay sadece racağını düşündüğünüzde bu pahalı bir altına alınır POVVER in Türkiye’bitmiyor; de yedi bölgede ağınıolmayacaktır. oluşturmuş olup, birçok bölgede nikELEKTRONİK’ önlem almakla İnsan servis yatırım birden fazla ilde servis hizmeti veren yetkili servisleri mevcuttur. Servis hizmetlerimiz; 7/24 müşteri faktörü işin içine girdiği zaman bu hizmetleri departmanımız telefon ihbarlarını alarak, en kısa sürede hizmet tür olayların gerçekleşebileceğini 5651 Sayılı Kanundan haberiniz verebilmektedir. DYNAMIC UPS 38 SABİYAP hepimiz biliyoruz. Peki nereye var- var mı? maya çalışıyoruz? kadar önlem ilgili neler söylersiniz? 6-Firma olarak geleceğe Ne yönelik projelerinizle alırsanız alın bu tür olayları Başbakanlık hazırlanan, Üretmekte olduğumuz cihazların gelişiminiönlesağlamak için yurt içi vetarafından yurt dışı ürünlerin yemezsiniz ancak kayıt İnternet Ortamında Yapılan incelenmesini ve daha iyi ve farklıaltına ürünler alabisunabilmek için teknolojiyi yakından takipYayınların lirsiniz. kamera sistemi Düzenlenmesi veiçin Bu Yayınlar Yoluyla etmekteyiz. İleriKapalı teknolojidevre ürünleri üretebilmek ve bunları geliştirebilmek ile izlenen sürekli bir yerde hırsızlık yapıla- İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesine tüm personelimizi eğitmekteyiz. bilir mi? Tabi ki yapılabilir, ancak ki- yönelik 5651 sayılı kanun, 04 / 05 min yaptığını bulabilirsiniz. İşte bu / 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. yazının devamında bilgi işlem bakış Kanun temel olarak Internet üzerinde açısı ile bunu anlatıyor olacağız. işlenebilecek suçların faillerini bulabilmek için yasal birimlere gerekli olan Güvenlik Denetiminin Önemi kayıtların sağlanmasını zorunlu kılıyor. 5651 sayılı kanunda tarif edilen suçlara Bilgi işlem altyapınızda gerçekleşen her bakarsak: türlü olay bir şekilde kayıt altına alınır. Bu her uygulama ve işletim sistemi için • İntihara yönlendirme farklı bir şekilde gerçekleşir ve normal • Çocukların cinsel istismarı yöntemlerle bunu takip etmek – eğer • Uyuşturucu ve ya uyarıcı madde kulimkansız değilse – çok zordur. Üstelik lanılmasını kolaylaştırma normal yöntemlerin bir de “güvenlik • Sağlık için tehlikeli madde temini açığı” vardır: Sistem yöneticisi isterse bu • Müstehcenlik (madde 226) • Fuhuş kayıtları silebilir veya değiştirebilir. • Kumar oynanması için yer ve imkân Bu yüzden, güvenlik denetimi genellikle sağlama suçları sistem yöneticisinin de üstünde bulunan • 25 / 07 / 1951 tarihli ve 5816 sayılı bir bölüm veya kişi tarafından yapılır. Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar HakkınBu tür bölümler genellikle direk olarak da Kanunda yer alan suçlar Partnerimiz olan ASTRID S.p.A. firması I.G.B.T. doğrultuculu K.G.K. sistemi ile; Giriş Güç Faktörü: 0.99, Verimi: %94 >, Giriş T.H.D.I.: %3 < olan ve 10-800 kVA güçleri arasında üretim yapmaktadır. Ayrıca 6 defa paralellenebilen bu K.G.K. ları ile yüksek güçlere ulaşılabilmektedirler (8 x 800 = 6,400 kVA). Partnerimizin başlıca referansları arasında ALSTOM, AREVA, ABB, SIEMENS, HONEYWELL ,FOSTER WHEELER, AGIP gibi enerji ve otomasyon bulunmaktadır. ASTRID bu firmalara K.G.K., REDRESÖR, İNVERTÖR, KONVERTÖR, STATİK TRANSFER PANOSU ve DC GÜÇ KAYNAKLARI kurmaktadır. Referanslarımızdan başlıcaları; Botaş, Devlet Hava Meydanları, Türk Telekom, Nüfus Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Adalet Bakanlığı,Toki Projeleri, M.E.B gibi kurumları sayılabilir. DİSTRİBİTÖRLÜKLERİMİZ http://www.astridups.it ASTRID, 1996 yılından bu yana endüstriyel güç sistemleri ile birlikte 6-12 darbe ve IGBT doğrultuculu ve 10-800 kVA güçlerinde paralellenebilen 4,800 kVA’ ya kadar güç çözümleri sunan İTALYA menşeili üretici bir firmadır. ASTRİD, K.G.K., STATİK TRANSFER PANOSU, İNVERTER VE REDRESÖR konularında dünyada büyük söz sahibi olan enerji devleri olan SIEMENS, AREVA, ABB, AGIP, HONEYWELL, FOSTERWHEELER gibi firmaların çözüm ortağıdır. INFINITY UPS http://www.hitzinger.at HITZINGER, 1947 yılından bu yana ALTERNATÖR üretimi yapan dünyada 4 büyük firmadan biridir.D.K.G.K. için ürettikleri kinetik modülle ve jeneratör dizel grupları ile beraber 20 MVA’ e kadar çözüm sunan AVUSTURYA’ nın LINZ şehrinde yerleşik olan üretici firmadır. Aynı zamanda nehir santrallerine yönelik hidro türbinler ve 60-400 hz GPU helikopter,uçak besleme ve gemi tersanelere yönelik özel ürünler üretmektedir. http://www.ortea.it ORTEA, 1969 yılında İTALYA’ da kurulmuş olan ve dünyanın en büyük sütun varyaklı (5,000 kVA) servo regülatörü üreten bir firmadıe. Firmamız, Ortea firmasının Türkiye ve Türkiye komşu ülkelerindeki satış ve servis hizmetini yapmaktadır. Ortea aynı zamanda ICAR kondansatör ve trafo üretimleri bulunmaktadır. http://www.metasystem.it META SYSTEM firması 1974 yılında İTALYA’ da kurulmuş olup. Dünyada ilk ve tek olan modüler K.G.K.’ nı 60 kVA’ ya kadar üreten ve paralelleyerek (12x60=720 kVA’ ya) 720 kVA kadar çıkabilen IGBT doğrultuculu teknoloji ile üretilmiş cihazlardır. Bu cihazlar hem trifaze giriş hem trifaze çıkışlı hem trifaze giriş aynı cihazda hem monofaze çıkan ister monofaze giriş trifaze çıkan ister monofaze giriş trifaze çıkan ister monofaze giriş monofaze çıkış özelliğinde çalışan IT Bilişim sektörünün vazgeçilmez ürünleri olup stoklarda Türkiye ve komşu ülkeleri distribitörlüğünü yapmaktayız. THETYS HYPERION TITAN UPS Meta Systems ayrıca dünyaca ünlü Mercedes, Bmw, Ferrari, Porsche, Pegout, Fiat, Audi, Wolkswagen gibi araçların beyin ve alarm kartlarını üretmekte olup italya Reggio Emilia merkez ve 4 ayrı fabrikası bulunmaktadır, S O L 216 375 7166 CONVERTOR - GPU A R www.solarpovver.com 5651 sayılı kanun daha sonra çıkan dört yönetmelikle teknik olarak detaylandırılmıştır. Yönetmeliklerde farklı aktörlerin farklı sorumlulukları olduğu tarif edilmektedir. Bu aktörleri kısaca özetleyelim. Büyüklerine hakaret sayılabilecek bir içerik varsa bunu yazan kişi/kurum kanun kapsamında sorumlu tutulmaktadır. Web siteniz varsa hastaneniz bu kapsamda değerlendiriliyor olacaktır. Erişim Sağlayıcılar Toplu Internet Kullanım Sağlayıcılar Internet’e ilk seviye erişim veren kurum ve kuruluşlardır. (Örnek: Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, AVEA, SuperOnline, BiriNet, v.b.) Hastaneler bu kapsama girmemektedir. Yer Sağlayıcılar Kurum ve kuruluşlarında web server, e-posta veya FTP hizmeti veren tüm firma ve kurumlar bu kategoriye girmektedir. Yani web sitenizi veya e-posta sunucunuzu şirketinizde kurduğunuz bir sunucu üzerinden veriyorsanız yer sağlayıcı olarak değerlendirileceksiniz. Hosting ve sunucu barındırma hizmeti veren şirketler de yer sağlayıcı olarak değerlendirilmektedir. Muhtemelen hastaneniz bu kapsamda değerlendiriliyor olacaktır. İçerik Sağlayıcılar Kanun, web sitesinde sunulan bilginin doğruluğu ve içeriğinden direk olarak içeriği sağlayan firmayı sorumlu tutmaktadır. Yani, sitenizde Atatürk aleyhine bir yazı varsa veya Devlet Eğer hastanenizdeki bir çalışan veya hasta yakını bilgisayarının başına oturup www.xyz.com.tr gibi bir adrese ulaşabiliyorsa Toplu Internet Kullanım Sağlayıcı olarak değerlendirilmektesiniz. Bu kapsamda Internet erişim bilgilerinin güvenli bir şekilde kayıt altına alınması gerekmektedir. Tabi ki bu bilgiye ulaşabilmek için kullanıcıların bilgisayarlarının o zaman diliminde hangi IP adresine sahip olduklarının da tutulması gerekmektedir. Bunu bir anlamda “kim ne zaman nereye telefon etti?” bilgisini tutmak gibi düşünebilirsiniz. Zaman Damgası? 5651 sayılı kanun toplanan kayıtların her hangi bir şekilde değişmediğinin garantisini de istemekte. Bunun için yönetmeliklerde “... ilgili kayıtlar Zaman Damgalı olarak saklanacaktır” cümlesi geçmektedir. Teknik olarak zaman damgasını şu şekilde tarif edebiliriz: Her hangi bir dosya oluşturulduktan sonra dosyanın özet değeri (hash) çıkartılır ve bu değer Zaman Damgası hizmeti veren bir otorite (E-Güven, TürkTrust, Tübitak) tarafından imzalanır. Bu şekilde dosyanın o tarihteki özet değeri ilgili otorite tarafından onaylanmış olur. Daha sonra ilgili dosyada bir değişiklik yapılırsa zaman damgası değeri değişeceği için dosyanın orjinalliği kaybolmuş olur. “Bizim firewall log tutuyor” 5651 sayılı kanun açısından bu yeterli değil. Mutlaka 5651 uyumlu bir log toplama çözümüne ihtiyacınız var. Ayrıca şunu düşünmekte fayda var; diyelim ki bir kullanıcı popüler bir gazetede okuduğu habere Devlet Büyüklerine hakaret içeren bir yorum yazdı. Yaklaşık iki ay sonra savcılık konu ile ilgili sizden bilgi istedi. Firewall logları bu tür bilgileri tutmadığı için yine sıkıntıya düşüleceği kesin, bazı firewall çözümleri bu tür kayıtları tutsa bile 5651 kapsamındaki zaman damgası özelliği olmadığı için suçlu duruma düşen yine hastane olacaktır. Bir Ürün Satın Almadan Önce Piyasadaki log toplama çözümlerine bakarken listenizde olması gereken maddeleri sizin için özetlemek istedik: Destek Alabilecek misiniz? Arkasında kimler var? Garanti süresi ne kadar? Yıllık ödeme yapmanız gerekiyor mu? Piyasadaki Open-Source çözümlerden birini alıp kutulayan biri işinize yaramayacaktır. Ciddi firmalar tarafından desteklenen çözümler her zaman daha az başınızı ağrıtacaktır. Ayrıca, kutu çözüm olarak satılan çözümlere müdahale etmek daha zor olacağı için yazılım tabanlı çözümler toplam sahip olma maliyeti açısından kurum avantajına olacaktır. 5651 sayılı kanun gereksinimlerini karşılıyor mu? Piyasada çok fazla sayıda “biz 5651 yapıyoruz” diyen firma olduğunu unutmamak lazım. Ancak içlerinden çok azı gerçekten dediğini yapıyor. Örneğin alacağınız ürünün zaman damgası özelliğine sahip olması gerekiyor. Zaman damgası bir hizmet olduğu için bütün zaman 40 SABİYAP damgası hizmet sağlayıcılarla çalışabilen bir ürün seçmek son derece faydalı olacaktır. Kanun ve yönetmeliklerde yapılacak değişikliklere kısa sürede çözüm üretebilecek mi? Burada tavsiyemiz mümkün olduğu kadar “milli” çözümlere yönelmeniz olacaktır. Ajan tabanlı mı? Ajan tabanlı çözümler çok daha fazla yetenekli oldukları için tercih sebebiniz olmalı. Ne kadar kaynak tüketiyor sorusunu mutlaka sormanız gerekiyor. 256MB belleği olan bir bilgisayarda 60-70 MB tüketen bir log toplama ajanı olmamalı! Burada 5 MB ve altını aramanızda fayda var. İşletim Sistemi tarafından kayıt altına alınmayan olayları izleyebiliyor mu? Bir hasta bilgisini dışarı sızdırmanın bir çok yolu olduğunu unutmayın. Örneğin PrintScreen tuşuna bastığınızda ekranda bulunan görüntünün fotoğrafını çekmiş olursunuz. Daha sonra bu fotoğrafı (Örn. Hasta Detayları Ekranı) istediğiniz bir Word dosyasına yapıştırıp dışarı çıkartabilirsiniz. Sistem Yöneticisi tarafından durdurulabiliyor mu? Log toplama çözümü bilgisayar açık olduğu sürece log toplama- lıdır bu yüzden sistem yöneticisi dahil kimse tarafından durdurulamamalı ve sistemden kaldırılamamalıdır. Normal dışı aktiviteleri tespit edebiliyor mu? Örneğin ağ trafiğini (şifreler, kredi kart numaraları, özel konuşmalar, vb) dinleyen bir uygulama çalıştıran kullanıcıları bulabiliyor mu? Hastane müdürünün bilgisayarının şifresini kırmaya çalışan biri var mı? Internet ten porno, film, kaçak program, vs. İndiren kullanıcıları tespit edebiliyor mu? Hangi kullanıcılardan ne tür bilgi toplanacağını belirleyebiliyor mu? Bu özelliği sağlayabilmesi için ürün içinde detaylı bir envanter çözümünün olması gerekiyor. Böylece “üst yönetim bilgisayarları” için farklı, “acil bilgisayarları” için farklı, “HBYS kullanıcıları” için farklı kurallar yaratabiliyor olması mümkün olacaktır. Bu özelliği barındıran bir uygulama muhtemelen yazılım ve donanım envanteri de topluyor demektir. Bir taşla iki kuş vurmak açısından önemli bir özellik. teknoloji Technologymonster Teknolojik Gelişmeler Mobil Mikroskop Intel’in düzenlediği “Inspire Empower” adlı yarışmaya katılan Daniel Fletcher, geliştiridiği mobil mikroskopla ilk dört arasına girmeyi başardı. Az gelişmiş ülkelerdeki eğitim, sağlık ve çevre sorunlarına yaratıcı çözümler bulmayı amaçlayan bu yarışma, dünyanın dört bir yanından gelen katılımlarla kayda değer sonuçlar almayı başardı. Yerleşik labarotuvarı olmayan yerleşim birimlerinde bazı hastalıkların teşhis edilmesini sağlayabilecek bu cihaz, yarışmada ödül kazanan icatlardan sadece biri. Diğer icatlar ise tarımdan yenilenebilir enerjiye kadar birçok alanda bu ülkelere katkıda bulanacak cinsten. Yarışmada ödül kazanan dört kişiye icatlarını geliştirmeleri ve kullanıma geçirmeleri için Intel tarafından 100’er bin dolarlık ödül verildi. en güzel örneğini geçtiğimiz günlerde Hotmail yaşamıştı. İşte Facebook’un son günlerde yaşadığı da tam olarak bu. Sitenin bilgi paylaşım özelliğini artırmak için yapılan görsel değişiklikler, şu sıralarda kullanıcılardan büyük tepki topluyor. Konuyla ilgili görüş bildiren kullanıcılar Facebook’u Twitter’ı kopyalamakla suçluyorlar. Her ne kadar bazı kullanıcılar yeni tasarımı beğense ve bu görüşlerini dile getirseler de, konuya aktif olarak dahil olan yorumcular arasında azınlıkta kalıyorlar. Facebook üzerinde şu ana kadar yeni tasarımı beğenmediklerini ifade eden ve eski tasarıma dönmek için seslerini yükselten kullanıcılar 10’dan fazla grup kurdular ve toplamda 1 milyona yakın üye toplamayı başardılar. İşin ilginç yanı bu grupların bazılarının 2006’da, aslında şu anda geri istedikleri eski tasarıma geçişi protesto amacıyla kurulmuş olmaları. Buna rağmen hafta içinde “old facebook” (eski facebook) kelimelerinin Facebook üzerinde en çok aranan kelimeler olması dikkat çekici. 3G’de çok büyük şüphe ! Türkiye’deki ‘3G’ altyapısının kuracak şirketle ilgili korkunç şüphe.. Facebook kullanıcıları çıldırttı Daha önce Hotmail’in başına gelen şimdi Facebook’un başına geldi; kullanıcılar isyan etti. İnternet üzerinde geliştirilen yenilikler her zaman heyecan verici olurken, var olan siteler üzerindeki değişimler ise genellikle tepkiyle karşılaşır. Uzun zamandır kullandıkları, beğendikleri bir sitede gerçekleşen değişim çoğu zaman kullanıcıların alışkanlıklarına ters düşme tehlikesine sahiptir. Bunun 42 SABİYAP Türkiye’de 3 GSM operatörünün mobil iletişim teknolojisinde üçüncü nesil olarak bilinen 3G altyapısını kurması için anlaştığı Çinli Huawei firması için İngiltere’de alarm verildi. İngiliz hükümeti, firma hakkında ‘istihbarat riski’ oluşturduğu gerekçesiyle uyarıldı. The Sunday Times Gazetesi’nde yer alan habere göre, Huawei firmasının başkanı Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun telekom araştırma direktörü olan Ren Zhengfei için istihbarat uyarısı yapıldı. Birleşik İstihbarat Komitesi Başkanı Alex Allan’ın gizli bir toplantıyla hazırlanan raporu yetkililere verdiği belirtildi. Raporda, İngiltere’nin iletişim şebekesine kurulan ekipmanın çok stratejik bilgilere erişim sağlayabileceği, yiyecek ve su kaynakları gibi kritik hizmetlere darbe vurmak için kullanılabileceği kaydedildi. Diğer ülkelere uyarı yapıldı Raporda “Huawei’nin potansiyel tehdidi dünyanın başka yerlerinde de görüldü” bilgisi de yer aldı. İngiliz istihbaratının diğer ülkeleri de uyardığı belirtilirken istihbarat yetkililerinin hükümetle yaptığı toplantıda “Çin’in ‘modifikasyonları değiştirmek’ ya da ‘tespit edilmesi çok zor bir şekilde ekipmanlarından ödün vermek’ ve daha sonra ‘şebekeyi uzaktan bozabilmek ya da kalıcı olarak engelleyebilmek’ için donanımlı olduğu” dile getirildi. Raporda “Bu durum çalışması bilgisayarlara bağlı güç ve su kaynakları, yiyecek dağıtımı, mali sistem ve ulaşım gibi kritik hizmetler üzerinde ciddi bir etki yaratabilir” denildi. Hiçbir hükümetin payı bulunmuyor Huawei firmasının geçen yıl Pentagon’a bilgisayarlı güvenlik sistemleri sağlayan 3Com şirketiyle birleşmeye yönelik çabası, ABD istihbarat kurumlarınca engellenmişti. Firmanın Türkiye yetkilileri, Çin hükümeti ile bir bağlantıları olmadığını savunarak “Huawei yüzde 100 özel küresel bir şirkettir. Şirkette hiçbir hükümete bağlı kuruluşun payı bulunmamaktadır” dedi. teknoloji Örümcek Ağlarının Sırları Asırlardır örümceklerin yaptığı ağın kimyasındaki esrarı çözmeye çalışan bilim adamları, ilginç bulgulara ulaştı. Çapı 1 milimetrenin binde birinden daha küçük olan örümcek ağının aynı kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha sağlam olduğu ve kendi uzunluğunun 4 katı esneyebildiği belirlendi. Ayrıca son derece hafif olan örümcek ağlarının 320 gramı ile dünyanın çevresinin sarılabileceği kaydedildi. Bilimadamları yaptıkları araştırmada, Turritopsis Nutricula adlı denizanasının yetişkinlikten sonra, genetik yapısını değiştirerek tekrar çocukluğuna döndüğünü ve bu sürecin sonsuza dek sürdüğü belirlendi. Ve bu nedenle bilim adamlaerının aklına ilk şu soru geliyor “ Acaba ölümsüzlük masal olmaktan çıkıyor mu?” Düşünce okundu ABD’li bilim adamları beyindeki düşünceleri yüzde 80 oranında okuyabilen bir tarayıcı geliştirdiler. BİLİM dünyasında heyecanla karşılanan gelişme, Nashville’deki Vanderbilt Üniversitesi tarafından kaydedildi. Nature dergisinde yayımlanan gelişmeye göre, altı gönüllüye baktıkları resimlerle ilgili ne düşündükleri soruldu. Bilim adamlarının endüstri ve teknolojide hayal bile edilemeyen gelişmelere imza atmak için mercek altına aldıkları örümcek ağının esrarı çözülemiyor. İpin sırrı çözülürse, bunun kurşun geçirmez yeleklerden iz bırakmayan ameliyat ipliklerine, çok hafif kablolardan motosiklet kasklarına kadar pek çok alanda kullanılması planlanıyor. Örümceklerin 380 milyon yıldır ördükleri ipliklerin hammaddesinin saç, tırnak, tüy ve deri gibi birbirinden çok farklı maddelerin yapı taşı olan “keratin” adlı proteinden oluştuğunu belirleyen uzmanlar, esnekliği çok fazla olan örümcek ipliğini kopartmak için gereken enerjinin benzer biyolojik metaryalleri koparmak için gereken enerjiden 10 kat daha fazla olduğunu tespit etti. Yoksa Ölümsüzlük Masal Olmaktan Çıkıyor mu? Binlerce kez masallara, filmlere, romanlara hikaye olan ölümsüzlük sonunda bulundu. Okyanusun derinlerinde yaşayan bir tür denizanasının ölümsüz olduğu ortaya çıktı. El hareketlerinizle çerçeve çizdiğinizde fotoğraf bile çekebilen bu alet, parmaklarınızla bileğinize saat işareti yapmak için ufak bir daire çizdiğinizde, size tam olarak saatin kaç olduğunu gösteriyor. Kişilerin beyinlerinin monitör görüntüleri sayesinde ne düşündükleri belirlendikten sonra cevaplar alındı ve MRI beyin tarayıcının yüzde 80 oranında düşünceyi okuyabildiği görüldü. MIT araştırmacılarından Patty Maes’in açıklamasına göre, tıpkı Tom Cruise’un “Minority Report” (azınlık raporu) filminde olduğu gibi, altıncı his aletini kullanabiliyorsunuz. Maes’in açıklamalarına göre, bu alet, mağaza raflarında bulunan ürünleri tespit edecek, hangi ürünün isteklerinizi karşılayabileceği hakkında sinyaller verecek. Daha önce de California Üniversite’sinde benzer teknikler geliştirilmişti. Bilim adamları tarayıcının yüzde 80 oranında düşünceleri okuyabilmesinin insanlık için çok önemli bir gelişme olduğunu, ancak hastanın rızası dışında, kötü emeller için kullanılma ihtimalinin de “korkutucu” olduğunu söylediler. Ayrıca, aldığınız uçak biletine bakarak, uçuşunuzun vaktinde olup olmayacağı hakkında size haber verecek. Kitap satış mağazalarında bulunan kitapları tanıyarak, internetten yazar hakkında bilgi ve yorumları bildirecek. Eğer hiçbir araç mevcut değilse, herhangi bir yüzey üzerinde sadece ellerinizi kullanarak gerekli bilgiye ulaşabileceksiniz. Özel sırların açığa çıkması, gizliliğin kalmaması gibi rahatsız edici unsurlarla birlikte, beyin okuma tekniklerinin pek çok suç olayını açığa kavuşturacağı da vurgulanıyor. Kaynak: Hürriyet Gazetesi Oldukça fazla heyecan uyandıran bu ürünün üretileceği zaman, biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Henüz yapım aşamasında olan altıncı his ölçen aletin, yaklaşık 10 yıl içerisinde tamamlanabileceği belirtiliyor. Altıncı His Ölçen Alet Yapılıyor Dünya’nın En Karmaşık Saati Geleceğin mucize ürünlerinden olacak altıncı his aleti ile herhangi bir yüzeyi kullanarak, sadece el hareketlerinizle, istediğiniz bilgiye ulaşabileceksiniz. Kaliforniya üniversitesi araştırmacıları, taşınabilir “altıncı his” aleti yaptılar. Bu araç sayesinde, görünmez internet kanal bilgisi, günlük rutine çevrilebiliyor. Bu ürünün üreticisi olan MIT bilimadamları, herhangi bir yüzeyi, dokunmatik ekrana çeviren ve küçük el hareketleriyle kontrol edilebilen hale getiriyorlar. SABİYAP 43 : : Kultur Sanat Kirli sırlar aydınlanıyor Fay Hatları, bir ailenin dört kuşağı üzerinden, etkisi günümüze kadar uzanan karanlık bir sırrı anlatıyor. Altı yaşında çocukların gözünden 2004’ten geriye doğru 1982’ye, 1962’ye ve 1944’e gidiyoruz kitap boyunca. İlk anlatıcımız Amerikalı olmanın gururunu taşıyan, annesinin titiz denetimine rağmen internetin tüm vahşi sitelerinde gezinen, dünyaya bir armağan olduğundan kuşkusu olmayan Sol. Onun aile içinde sezdiği tuhaflıkların ipuçlarını, ikinci anlatıcı olan FAY HATLARI Yazar: NANCY HUSTON Çevirmen: SOSİ DOLANOĞLU babası Randall’ın çocukluk öyküsünde bulmaya başlıyoruz. Roman Sol’un babaannesi Sadie ve büyük büyükannesi Kristina’nın anlatılarıyla sürdükçe, kirli sırlar gitgide aydınlanıyor. California’dan Hayfa’ya, Toronto’ya ve Münih’e uzanan romanda, kendi dertlerine düşmüş ebeveynlerin gerçek desteğinden yoksun kalan çocukların büyüme sancılarına, masumiyetlerini sarsılarak yitirişlerine tanık olurken, bildiğimizi sandığımız yakın tarihin gözden kaçmış yönleri kendilerini ele veriyor. Amansız bir kötülüğe karşı aşkla, müzikle, inançla hayata tutunmaya çalışanların direnişini de izliyoruz. Sade ama cesur ve sert diliyle 20. yüzyılın acılarını 21. yüzyılın çaresizliğine büyük bir ustalıkla bağlayan bu roman Prix Femina ödülü sahibi. Fransa’da 400 binin üzerinde satan roman yirmiye yakın dile çevrildi. - Tanıtım Yazısı’ndan - Eğitimde Bilişim Teknolojileri Bu kitapta, dünyada ve Türkiye’de güncel bilişim teknolojileri kavramları, yaklaşımları ve uygulamaları eğitim teması etrafında tartışma konusu edilmiştir. Bu anlamda, kitabın hedef kitlesi bilişimciler, öğrenciler, öğretmenler, yöneticiler, akademisyenler diğer bir ifadeyle 21. yüzyılın Bilişim Martılarıdır. Dr.Tufan Aytaç Sağlık Bilişim Sistemi Çalışmanın temel amacı, sağlık bilişim sistemleri konusunda dünyada ve ülkemizde gerçekleştirilen çalışmalardan hareketle bu sistemlerin kaliteli sağlık hizmeti sunumu ve hastane işletmeciliği açısından önemini ortaya koymaktır. Üç ana bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde Türk sağlık sektörünün yapısı, ikinci bölümünde bilişim sistemleri, üçüncü bölümünde ise sağlık bilişim sistemleri konuları güncel gelişmeler ışığında detaylı biçimde incelenmektedir. Bir Arap, Bir Yahudi ve Ortadoğu’nun Kalbi 1967 yılının yaz aylarında, Altı Gün Savaşından uzak olmayan bir tarihte, genç bir Filistinli adam ve iki arkadaşı İsrailin Ramla kasabasına giderler. Onlar kuzendir ve yaklaşık yirmi yıl önce ailelerinin terk etmek zorunda kaldığı, çocuklarının geçtiği evi görmek isterler. LİMON AĞACI Yazar: Sandy Tolan 44 SABİYAP Bir kuzenin yüzüne kapı kapanır, diğerinin ailesinin evi okula dönüştürülmüştür fakat öbür kuzen olan Bashir, kendisini içeri davet eden Dalia tarafından karşılanır. Bir Arap ve bir Yahudi ailesinin ilişkilerinin başlangıç noktası budur. Bashir babasının dikmiş olduğu limon ağacında bir sahipsizlik ve işgal duyguları içinde olur.1948 yılında küçük bir çocuk iken Bulgaristan’dan kaçak olarak gelmiş olan Dalia soykırım tarafından yokedilen bir umut ışığı görür. Onlar kaçınılmaz olarak kendi yazgılarını yaşamışlardır ve bu İsrail Filistin tarihinin bir küçük evrenini oluşturmaktadır. İki genç insanın başlattığı diyalog bölgenin barış umudunu ortaya koymaktadır. Limon Ağacı simgesel olarak bölgede huzurun mümkün olduğunu anlatmaktadır. Olağanüstü bir öykü ve kurgusal olmayan bir anlatıma sahip olarak sizi saracak. -Sunday Times – TİYATRO Divane Ağaç Şehir tiyatrolarında sahnelenen divane ağaç oyunun konusu şöyle:moğol ıstılası sırasında yunus emre’nın anası kün ana, yunus’u henüz doğurmuştur; lohusa halındeyken albastı’ya gırmıştır. Albastı ıçındeyken gördüğü sanrılar, hayaller, düşler ıçınde başka bir zaman dılımınde yunus emre’nın mezarını aramaya başlamıştır. İlk olarak yunus’un asası dıvane ağaç’la, ardından hacı bektaş-ı velı, dervışler ve yılan’la karşılaşarak hıkâyelerını dınler. Anlatılan hallac-ı mansur, attar’ın kuşları, ceylan ve mecnun, fırat ile dıcle’nın hıkâyeleri ile ız sürmeye devam eder. Yılanın nefsınden Kars’ın Bir Köyünde Geçen Sıcacık Bir Hikaye… kurtulması ıçın yalvarmasına dayanamayıp sütünü vermeyı kabul eder ve yılan tarafından ısırılınca gerçek zamana döner. Geçmışten bu güne anadolu toprağının yetıştırdığı mutassavıfların ve gıttıkçe kaybolmaya yüz tutan kültürümüzün, ‘evrensel varoluşu’ açıklayan tüm dünyaya kaynaklık etmış felsefelerının ızınde geleneğının peşıne düşen kün ana’yı yanı anadolu ‘yu anlatmaktadır. SİNEMA Sanki başka bir dil konuşurmuşçasına bir an uzak ama bir o kadar da bizim insanlarımız… Adı Alma ve Tavşan olan iki sevimli köy çocuğu… Çocukken ailesiyle Rusya’dan göçen bir Malakan: Mişka… Mişka’nın gençlik aşkı olan ama hiç kavuşamadığı sinirli mi sinirli yaşlı kadın Popuç… Mişka’nın yapayalnızlığına rağmen Popuç’un kalabalık, neşeli, hareketli ailesi… Saz aşıklarının bol atışmalı, çekişmeli, dudak değmezli kış geceleri.. fakirlik ve çetin kış koşullarıyla mücadele eden, ekin eken, kaz otaran, koyun güden köy insanları... Rus kültürü ile yoğrulmuş Mişka ve onun köy yaşamına sessizce kattığı piyanonun ayağına bağlanmış ineklerin görünümü kadar komik… çok sevmesine rağmen kendi yemeyip mendil içinde sakladığı kaz etini hasta Mişka’ya ikram eden küçük Alma gibi umut dolu bir hikaye “Deli Deli Olma”… “Deli Deli Olma”, sinemamızın uzun zamandır özlediği komik, naif, içten, geçmişimizden ve bizden bir film. Murat Saraçoğlu’nun yönettiği ve Tarık Akan, Şerif Sezer, Barış Üregül ile Deniz Arna’nın oynadığı Deli Deli Olma, 17 Nisan 2009’da Pinema Film dağıtımıyla Aydın Film tarafından vizyona çıkarılıyor. Senaryo: Hazel Sevim Ünsal Yönetmen: Murat Saraçoğlu Tür: Dram Yapımcı Firmalar: Aydın Film Web adresi: www.delideliolma.com KNOWING SİNEMA Filmin başrolünü Nicolas Cage ve 28 Hafta Sonra (2007), Gün Işığı (2007), Hep Seni Aradım (2004), Truva (2004) filmlerinden tanıdığımız Rose Byrne birlikte paylaşıyor. Konusu ise şöyle: 1959 yılında, bir grup öğrenciden geleceğin neye benzeyeceğini resmetmeleri istenir. Resimler 50 yıl boyunca saklanır. Yarım asır sonra, mesajın geçen 50 yıl içinde yaşanan tüm büyük felâketleri tahmin ettiği ortaya çıkar. John Koestler belgeden, üç büyük felâketin daha yaşanacağını ve bunlardan sonuncusunun küresel çapta bir yıkıma yol açacağını keşfeder. Felâketi durdurabilmek için zamanla yarış başlar.10 Nisan’da gösterime giren filmin ayrıntılı bilgileri http://knowing-themovie.com resmi sitesinde yer alıyor. Yönetmen: Alex Proyas Senaryo Ryne Douglas Pearson, Juliet Snowden Tür: Dram Dil: İngilizce İLK GÖZ AĞRISI TİYATRO Feraizcizade Mehmet Şakir’in (1853-1911) yazdığı, Yılmaz Öğüt’ün günümüz Türkçesine uyarladığı ve Erhan Yazıcıoğlu’nun yönettiği “İlk Göz Ağrısı” adlı komedinin dekor tasarımı Nilgün Gürkan, kostüm tasarımı Ayşen Aktengiz, oyun şarkısı Hazım Körmükçü, müzik planlama Hüseyin Tuncel, koreografi Eftal Gülbudak, ışık tasarımı Ceyhun Ergül ve efekt tasarımı Levent Akman imzasını taşıyor. Türk Tiyatrosunun en eski örneklerinden biri olan oyunda, evlilik kurumunda yaşanan sorunlar hicvediliyor: Zengin ama iç güveysi olarak yaşamaktan bunalan Burhan Bey boşanmaya karar verir. Rahat etmek uğruna yoksul bir kadınla evlenmeye razıdır. Yoksulluktan bunalan Çeri Hasan ise boşanıp zengin bir kadınla evlenmek istemektedir. İki adam da ünlü çöpçatan Âkile Dudu’ya başvurur ve işler karışır.Şehir tiyatrolarında sahnelenmekte olan oyun,müzikleri,dekoru ve kıyafet tasarımlarıyla beğeni topluyor. SABİYAP 45 sanat Arı Teknolojisinden Esinlenen Balmumu Heykel Sanatı Hazırlayan: Zeynep Beyza Bulut B almumu, arıların peteklerini yapmak için karın halkalarında (segmentlerde) bulunan balmumu bezlerinden salgıladıkları yumuşak sarı veya daha koyu madde. Umumiyetle balmumu deyince arının hazırladığı petekteki mum anlaşılır. Bunun yanında sanayide hazırlanan maddeye de balmumu denir. Günümüzde bu tür balmumu heykellerden oluşan çeşitli müzeler vardır Arının abdomen denilen karın bölgesini oluşturan segmentlerde sağlı-sollu bir çift mum salgı bezi (balmumu aynası) işçi arıların balmumu yapma döneminde kalınlaşarak mum salgılama yeteneğini kazanmaktadırlar. Sıvı olarak aynalar üzerine salgılanan mumlar, mum ceplerinde katılaşarak küçük pulcuklar halini alır. Arılar zincirleme birbirine tutunarak özel hareketlerle balmumu sızdırırlar. Arı ayakları yardımıyla ağzına götürdüğü balmumu pulcuklarını çiğneyerek yumuşatıp yoğurmakta ve böylece petek gözlerinin yapımında kullanmaktadır. Mum örme dönemini tamamlayan işçi arılarda mum salgı bezleri dejenere olur ve birer sıra hücre tabakasına dönüşür. başlayan balmumu mask geleneği daha sonraları geliştirilerek, boyama yoluyla daha gerçekçi heykellere dönüşmüştür. Türkiye’de son dönemlerde balmumu heykelciliği konusunda en meşhur isim Yılmaz Büyükerşen’dir. Büyükerşen, heykelciliğe hobi olarak başladığını ancak balmumu kıvamını tutturmada başarılı olamadığını, ta ki Londra’nın ünlü Balmumu Heykeller Müzesi Madame Tussauds’ı ziyareti sırasında bir heykelin bir parçasının inceleme esnasında koptuğunu, bunu Anadolu Üniversitesi Kimya Bölümü’nde analiz ettirerek kıvamı yakaladığını söyler. Büyükerşen’in heykel yapımına merakı 1966’da Londra’da müzedeki gerçeği ile ilgisi olmayan Atatürk Heykelini görmesi ile başlamıştır. Uzun süren çalışmalardan sonra geliştirdiği heykelcilik sanatının ürünü heykellleri, Samsun, Kayseri, Akşehir ve Ankara’daki müzelerde yerini almıştır. Günümüzde bu tür balmumu heykellerden oluşan çeşitli müzeler vardır. Ancak, bunların en ünlüsü, Londra’daki Madam Tussaud Balmumu Heykeller Müzesi’dir. Geçtiğimiz yıl içerisinde birçok şehrimizi dolaşan ST.Petersburg balmumu heykel sergisi yoğun ilgi görmüştü. İzmir’in Karşıyaka semtinde 2008’in mayıs ayında restorasyonu tamamlanarak ziyarete açılan Latife Hanım Anı Evinde ise Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılmış Atatürk, Latife Hanım ve Zübeyde Hanım balmumu heykelleri halen sergilenmektedir. -St. Petersburg Balmumu SergisiBalmumu heykel, tarihte Romalılar zamanında ölen kişinin yüzünün şeklinin alınarak, odanın bir köşesinde saklanmasını sağlıyordu. Balmumu, yumuşak ve şekil alıcı özelliği nedeniyle, kalıp çıkarma amaçlı çok eski çağlardan beri kullanılmaktadır. Romalılar döneminde 46 SABİYAP Balmumu Heykeller Nasıl Yapılır? Eğer heykeli yapılacak kişi yaşıyorsa, yontucu onu görmeye, fotoğraflarını çekmeye çalışır: Bunun için başın sekiz, bedenin de, seçilen pozda dört kadar fotoğrafına gerek vardır. Saç ve göz renkleri saptanır, ellerin fotoğrafı çekilir, giysiler not edilir. Başın ve bedenin ayrıntılı Ölçüleri alınır. Bir balmumu -St. Petersburg Müzesi- İzmir’in Karşıyaka semtinde 2008’in mayıs ayında restorasyonu tamamlanarak ziyarete açılan Latife Hanım Anı Evinde ise Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılmış Atatürk, Latife Hanım ve Zübeyde Hanım balmumu heykelleri halen sergilenmektedir. heykelin tamamlanması yaklaşık üç ay kadar sürer. Çelik ve tel bir çerçeve olan “iskelet” in yapımına geçilmeden önce, giysilerin ve aksesuarların nasıl olacağına karar verilmesi gerekir. Daha sonra yontucu, tel çerçeve üzerine kil bir heykel yapar. Madam Tussaud müzesinde, yaşayan kişilerden yüz kalıbı (mask) alma yöntemine pek başvurulmaz (özellikle son yirmi yılda hiç yüz kalıbı alınmamıştır). İster canlı, isterse ölmüş bir kişiden alınmış olsun, bir yüz kalıbı üzerinde çalışmak, yontucu için, modele bakarak baş yontmak kadar özen isteyen güç bir iştir. Buna karşılık, eller hemen her zaman canlı modellerden alınır ve katı balmumu kalıba dökülür. Kil model bitirilince bas, boyun ve gövdenin on ikişer tane çıplak kalıbı yapılır. Sıcak baş kalıbının içine balmumu dökülür. Balmumunun bir santimlik bir bölümü katılaşınca. Henüz yumuşak olan orta bölüm dışarı akıtılır ve bir su kazanı içine yerleştirilmiş kap içinde 60°C’a kadar ısıtılır. Bu balmumu karışımı, üç ölçü kadar ağartılmış balmumuna, bir ölçü Japon mumu (bir bitkisel yağ) ve renk versin diye biraz da es ki balmumu katılarak elde edilir. Gerekirse mum ya da resim boyasıyla, biraz daha renk verilebilir. Balmumu, havayla temas ettikçe, zamanla kararır. Bunu gidermenin tek yolu, heykelden yeni bir kalıp çıkarmaktır. Kil gövdenin giydirilecek olan kesimleri, iki parçalı boş bir alçı kalıba dökülüp, camla pekiştirilmiş plastikten heykel yapılır. Eğer heykeli yapılacak kişi yaşıyorsa yontucu onu görmeye, fotoğraflarını çekmeye çalışır Sonradan alçı kalıp kırılarak çıkarılır ve içindeki gövde giydirilir. Camla pekiştirilmiş plastik son derece dayanıklıdır; o nedenle alçı kalıbın saklanması gerekmez. Oysa baş kalıbının yapıldığı alçı, kil heykelin girinti çıkıntılarını tüm olarak alabilecek kadar ince ve nitelikli olmalıdır. Dikkatle çalışılırsa, bundan, başka balmumu kalıplar da alınabilir. Baş kalıbının alçı parçaları kırılıp çıkarılır ve içindeki balmumu kalıp, beze sarılıp ağır ağır soğumaya bırakılır. Balmumu Heykel Bundan sonra, gözlerin (cim küreler) takılması aşamasına geçilir: Gözler, kimi zaman hazır malzemeden, kimi zaman da özel olarak biçimlendirilip renklendirilmiş camdan yapılır. Göz çukurları, göz yuvarlağı biçiminde, ısıtılmış bir alet sokularak genişletilir. Sonra yontucu gözleri özenle yerine yerleştirir. Saç (rengi ve inceliği tıpatıp uyan insan saçı), bir elektrik ampulüyle ısıtılmış balmumu kafatasına tek tek dikilir ve taranıp biçim verilir. Uzun saçlı heykellerde peruk kullanılır, ama bu durumda da alnın üstüne gerçek saç dikmek gerekir. Kirpikler kalemle çizilir. Ancak gerçek yaşamda takma kirpik takan kişilerin balmumu heykellerine de bunlardan takılır. Balmumu heykelin giydirilmesinden Önce uygulanan son işlem, boyanmasıdır. Bunu da yontucu yapar ve çeşitli ışıklar altında doğal görünmesine özen gösterir. Kimi zaman heykele makyaj yapmak da gerekebilir. Yılda bir ya da iki kez, boyalar, su ve sabunla yıkanır, saça şampuan yapılır. Sonra yüz boyası yenilenir, saç da taranıp biçimlendirilir. Yontucunun son işi, heykeli giydirip istenilen yere yerleştirmek ve gerekli biçimde ışıklandırmaktır. Ama Madam Tussaud Müzesi’nde iş bu kadarla da bitmez. Çünkü sadece bir gün (Noel günü) kapalı olan bu müzeyi yılda, en azından iki milyon kişi ziyaret eder ve müzenin stüdyosunda çalışanlar, yalnızca kendi yapıtlarından değil, kendilerinden önceki sanatçıların yaptıkları heykellerin bakımından da sorumludurlar. SABİYAP 47 gezi emirgan korusu İlkbaharın neşesini yaydığı şu günlerde bu sevinci doyasıya yaşamak adına şüphesiz; Emirgan en iyi tercih R engarenk çiçeklerle bezeli, elvan elvan hoş kokuların yayıldığı yemyeşil bahar kapımızda yine... Güneşin en parlak ışıklarını cömertçe yaydığı, insanın içini neşeyle dolduran yepyeni umutların, hayallerin habercisi bahar muştusu,kaplamaya başladı bile yeryüzünü. Tabiat üzerinden kış mevsiminin uyuşukluğunu atarken özlemle baharı beklemiş olanlar da sabırsızca atıveriyorlar kendilerini yeşilin kollarına şu günlerde.İlkbahar denilince ilk akla gelen;İstanbul ve İstanbulun bahar semti Emirgan’dır hiç şüphesiz.Asırlardır yeşilin şımartıldığı bu eşsiz sahil semti ve tarihi koru,aslında mevsimin tadına varmak için güzide bir mekan... Emirgân Korusu’nda zaman; tabiatın her rengini soluklayarak akar; yavaşça ve huzur vadederek... Hızla akıp giden şehrin gürültüsüne inat; hayat daha telaşsızdır sanki burada. Bu yemyeşil koruda; doğa ruhumuzla barışık, dingin bir alemde gezinir gibi dolaşırız. Fıstıkçamı, ladin, sedir, akçaağaç, erguvan, fındık, kayın, morsalkım, defne, manolya, salkımsöğüt, meşe vb. ağaçların, şehirde az rastlanır bitkilerin arasında gerçek bir doğa yürüyüşü yapılabilir. Korunun en güzel sürprizi, ağaç dallarının arasından karşınıza ansızın çıkan bir sincaptır. Hızla ağaçlara tırmanan, dalların arasında zıplayan, bir meşe palamudunun peşinden koşan minik sincaplar, asırlardır sürdürdükleri mütevazi hayatlarına devam etmektedirler. 48 SABİYAP Baharın teşrifiyle gözlerimizi şenlendiren ve Emirgan ismiyle bütünleşmiş tarihten günümüze İstanbulumuzun da simgesi haline gelmiş nadide bir çiçektir lale. Hiç şüphesiz nisan ayının gelmesiyle koru taraflarına kayan adımlarımız, lalelerin eşsiz manzarasını seyre dalmak ve envai çeşit çiçeklerin metrelerce uzaktan hissedilen o hoş rayihalarını içimize çekmek adına sabırsızlanır. İlkbaharın neşesini yaydığı şu günlerde bu sevinci doyasıya yaşamak adına şüphesiz; Emirgan en iyi tercih. Dilerseniz deniz manzaralı, yemyeşil ağaçlara yaslanmış köşklerde çayınızı kahvenizi yudumlayabilir, dilerseniz de korunun zengin yeşiliyle sarmaş dolaş olmuş rengarenk laleler ve çiçekler arasında gezinti yaparken,bahar muştusunu menekşe kokularıyla taçlandırabilirsiniz. EMİRGAN ADI NEREDEN GELİYOR? Bir zamanlar Emirgune ismiyle anılan koru;16. yüzyıl ortalarına kadar hazine arazisi idi; 18. yüzyıl ortalarına kadar da tamamen ormanlıktı.16. yüzyıl ortalarında Nişancı Feridun Bey’e bağışlanan araziye bir - iki köşk yapıldı. Feridun Bahçeleri olarak anılmaya başlanan yeşil koru 17. yüzyılda ise, IV. Murat tarafından, kendisine Revan Kalesi’ni hiç savaşmadan teslim ettiği için İstanbul’a getirip adını Yusuf Paşa olarak değiştirdiği Emirgûneoğlu Tahmasb Kulu Han’a verildi. Böylece bölge “Emirgûne Bahçesi” olarak anılmaya başlandı. Yüzyıllar boyu birkaç kez el değiştirdikten sonra 1860’ lar sonunda Mısır Valisi iken payitahttan “ Hıdivlik ünva- nını koparan İsmail Paşa nın eline geçti ve onun kıyıya yaptırdığı büyük ahşap sarayının arka bahçesi olarak kullanıldı. Emirgân o tarihten sonra sakin bir koru olma yolunda ilerledi. Emirgan Korusu’na toplu taşıma araçlarıyla ulaşmak için İ.E.T.T.’nin sahil yolundan Sarıyer’e giden bütün otobüslerini kullanabilirsiniz NASIL GİDİLİR? Emirgan Korusu’na toplu taşıma araçlarıyla ulaşmak için İ.E.T.T.’nin sahil yolundan Sarıyer’e giden bütün otobüslerini kullanabilirsiniz. Emirgan durağından sonra 5 dakikalık bir yürüyüşün ardından Emirgan Korusu’na ulaşabilirsiniz. Arabayla Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün Avrupa yakasından Küçükarmutlu Sapağı’nı kullanarak sahil yoluna ulaşmanız yeterlidir. Anadolu yakasından gelecekler ise; Kadıköyden vapurla, Üsküdardan ise motor ve vapurla Beşiktaşa geçip Beşiktaş-Ortaköy yolundan geçen herhangi bir otobüse binmeleri yeterlidir. MUTLU GEZİNTİLER.... SABİYAP 49 inceleme & etkinlikler çiçekler ve şifalıansiklopedisi bitkiler Ç www.cicekansiklopedisi.com Çicek Ansiklopedisi; Google analytics verilerine göre, günlük ortalama 1500 farklı ziyaretçi tarafından inceleniyor içekseverler ve internette şifalı bitkiler hakkında ansiklopedik bilgi araştıranlar www.cicekansiklopedisi.com adlı internet sitesinde buluşuyor. Çiçekçilik hakkında her türlü bilginin yer aldığı site, gün geçtikçe büyüyor. Hayatın her alanına giren internet sayesinde bilgiye ulaşmak artık çok daha kolay hale geldi. İstanbul’da bir bilişim uzmanı tarafından kurulan www.cicekansiklopedisi.com’u her kesimden kişi tarafından ziyaret ediliyor. ‘Çiçek hakkında her şey’ sloganı ile yayın hayatına başlayan site, her türlü çiçek yetiştiriciliği konusunda bilgi veriyor. Site sayesinde binlerce çiçek yetiştiricisi hem yeni bilgiler edinebiliyor hem de elindeki bilgileri diğer okuyucularla paylaşıyor. Siteye ziraat fakültelerinden akademisyenler ve bahçıvanlar da danışmanlık desteği veriyor. Sitede şifalı bitkiler, meyveler, organik tarım ve bitkiler hakkında genel bilgiler yer alıyor. Çiçek, meyve ile sebze yetiştirmek isteyenler, organik tarım ve peyzajla ilgilenenler bu sitede buluşup karşılıklı bilgi alış verişinde bulunabiliyor. Güvenilir ve zengin içeriği ile çiçek firmaları da siteye kayıt yaptırıyor. Yayınlanan bilgiler kaynak gösterilerek yayınlanıyor ve bu sayede okuyucuya daha doğru ve güvenilir bilgiler sunulmuş oluyor. Lotusphere Konferansı 7 Mayıs’ta Dünyanın en büyük teknoloji konferanslarından Lotusphere, ikinci kez İstanbul’a geliyor. Four Seasons Bosphorus’ta 7 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan Lotusphere Comes To You’nun bu yılki konusu: “Topluluğun Gücü Düşündüğünüzden Daha Lotusphere Yakın!”. Comes To You’nun Konferansta, dünyaca ünlü bir çok IBM profesyoneli yanında IBM çözüm ortakları sunum gerçekleştirecek. “Topluluğun Gücü Konuşmacılar geleceğin iletişim ve işbirliği trendleri hakkında katılımcıDüşündüğünüzden ları bilgilendirecek. IBM Lotus İşbirliği Çözümleri Tüm Ülkeler Satış Direktörü Daha Yakın!” Michael Garbett, Amerika’da gerçekleştirilen Lotusphere 2009’un En İyilerini ve En Yenilerini anlatacak. Dünyaca ünlü Lotus Notes ve Domino’nun gelecekteki yol haritasını IBM CEEMEA Lotus Mesajlaşma ve İşbirliği Yöneticisi Uffe Sorenson çizecek. Katılımcılar, IBM’in KOBİ’lere yönelik stratejilerini ise IBM Lotus Orta ve Doğu Avrupa Kanal Geliştirme Lideri Oskar Laufer’dan dinleyecek. bu yılki konusu: 50 SABİYAP THE X3 SUMMIT IS THE FIRST OF ITS KIND an executive-level, hands-on event that explores the unique challenges and considerations of integrating technology into healthcare facilities and care processes. X3 delves into how you can change and adapt to fully and efficiently exploit the convergence of technological, design, and care advances within the context of your real-world operations and structures. IDC’s IT Managers Forum & Expo 2009 Making IT Matter: Finding Opportunities and Defining Value Tarih: Mayıs 13, 2009 Lokasyon: Istanbul, Turkey Yer: Hilton Convention Center Konferans Ana Başlık: Etkinlik bugünün eksik bütçe ile daha fazla çalışan BT Müdürleri için önemli olan konuları içeren sunumları bölgenin en etkili ICT liderlerinden dinleme şansı verecektir. Web Sitesi: http://idc-cema.com/?showproduct=34715 &content_lang=TR Sizin potansiyeliniz. Bizim tutkumuz. ® Verilerinizi artan maliyetlerle değil, SQL Server 2008 ile yönetin. SQL Server 2008 ile şirketinizin verilerini yeni bir enerji formuna dönüştürün ve tüm ihtiyaçlarınızı tek bir ürünle karşılayın. ‹ster operasyonel sistemleriniz için güvenli ve sağlam bir veri platformu, ister iş zekası çözümünüz için veri ambarı, veri madenciliği veya raporlama aracı arayışında olun; ihtiyaç duyduğunuz her şeye SQL Server 2008 ile ulaşın. Bütün bunları gerçekleştirirken, lisanslarınızı işlemci çekirdeği hesabı yapmadan kolaylıkla alın. Sürpriz maliyetlerin önüne geçerek tasarruf sağlayın. SQL Server 2008 avantajlarından faydalanmak ve size sağlayabileceği tasarruf fırsatlarını öğrenmek için sqlenerji.com adresini ziyaret edin.