13. Zilan Kadın Festivali Haftasonu Gerçekleşti

Transkript

13. Zilan Kadın Festivali Haftasonu Gerçekleşti
telgraf.co.uk
Britanya AB’ye
‘Hayır’ Dedi
Britanya tarihi bir gün olan 23
Haziran AB Referandumunda
Avrupa BirliğindWen çıkmaya
yönelik oy kullandı. Başbakan
David Cameron 24 Haziran
sabahı istifasını açıklayarak
Downing
Street’den
Ekim
ayına
kadar
ayrılacağını
duyurdu. Öte yandan Britanya
parlementosunun
web
sitesindeki imza bölümünde iki
günde 3,500,000 kişi ‹referandum
yenilensin› diye imza verdi.
Referandumun yenilenmesi için
başlatılan kampanya çığ gibi
büyürken parlamentonun imza
kampanyasını değerlendirmesi
gerekecek.
Buna
göre,
parlamento imza kampanyasını
haklı bulup yeniden referadnum
yapılmasını
talep
ederse
referendum yenilenecek.
AB’nin siyasi ve ekonomik otoritelerinden
Britanya’nın AB’ye %51.9 oranında
‘Hayır’ demesinin ardından İngiliz iç
siyasetinde izlenecek yeni politikalar
merak konusu oldu. Referandumdan
AB’den ayrılma kararı çıkması ile
İngiltere AB’den çıkma işlemlerine
hemen başlasada AB üyesi olarak
bir süre daha birlikte kalmaya devam
edecek. İngiltere ile AB arasında ayrılık
müzakereleri iki yıl sürmesi bekleniyor.
İngiliz parlamentosunun da 28 üyeli
AB’den çıkmak için gerekli yasaları
geçirmesi gerekiyor. | Sayfa 10, 11 & 12
Carşamba,
29/06/2016
Sayı
Haftalık Haber Gazetesİ
527
13. Zilan Kadın
Festivali
Haftasonu
Gerçekleşti
Roj Kadın Meclisi tarafından Kürt Toplum
Merkezi’nde düzenlenen 13. Zilan Kürt Kadın
Festivali kapsamında Jineoloji, Demokratik
Konfederalizm, Çocuk Psikolojisi ve Toplumda
kadına yönelik şiddet konulu atölye çalışmaları
gerçekleşti. Festivalin ikinci günüde HDP Şırnak
milletvekili Leyla Birlik’in konuşmacı olarak katıldığı
panel yapıldı. | Sayfa 14 ve 5
İşçi Parti’sinde
Liderlik Krizi
İşçi Parti genel başkanı Jeremy Corbyn’nin etkili
liderlik yapamadığı gerekçesiyle talep edilen
güvensizlik oylaması sonucunda, 172 milletvekili
lidere karşı oy kullandı; 40 milletvekili güven oyu
verdi. Corbyn parti üyeleri arasında büyük destek
almaya devam ediyor. | Sayfa 2
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
2
İşçi Partisinde Liderlik Krizi:
Jeremy Corbyn’e Güvensizlik Oyu
• Jonathan Ashworth- Leicester
South milletvekili- gölge bakan
• David Anderson- Blaydon
milletvekili- Kuzey
İrlanda gölge bakanı
• Baroness Smith of Basildongölge Lordlar Kamarası lideri
• Lord Bassam of Brighton- Lordlar
Kamarası disiplin sorumlusu
İstifa eden gölge bakanlar:
Perşembe günü gerçekleşen referandumda,
Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliğinden ayrılması
sonucu çıkması üzerine, iktidar yanı sıra, ana
muhalefet partisi, İşçi Parti’sinde de liderlik
krizi başladı.
İşçi Parti genel başkanı Jeremy
Corbyn’nin etkili liderlik yapamadığı
gerekçesiyle talep edilen güvensizlik
oylaması sonucunda, 172 milletvekili
lidere karşı oy kullandı. Corbyn’i 40
milletvekili desteklese de, kendi milletvekilleri arasında büyük bir yenilgi
yaşamış oldu.
İşçi Parti’si parlamenterlerinden
destek alamayan Corbyn, partinin alt
tabanını oluşturan genel üyelerinden
büyük destek almaya devam ediyor.
Pazartesi akşamı, Westminster Parlamentosunun önünde Corbyn’e destek
amaçlı yapılan eyleme binlerce insan katıldı. Eylemciler Corbyn’i liderlikten düşürmek isteyen partinin
merkezini protesto ettiler.
Corbyn, oylama sonucunda yaptığı
açıklamada, istifa etmeyeceğini ifade
ederek, istifa etmesinin kendisine oy
veren parti üyelerine ‘ihanet’ olacağını
belirtti.
Corbyn’e karşı oy kullanan ve istifa
eden gölge kabine üyeleri, genellikle,
olası bir erken seçimde Corbyn’nin
İşçi Parti’yi iktidara getirecek lider
olduğunu düşünmüyorlar.
İşçi Parti’sindeki kriz, gölge
dış işleri bakanı Hilary Benn’inCorbyn’e karşı parti içerisinde ‘darbe’
girişiminde bulunacağı haberleri üzerine- kovulmasıyla başladı.
Benn’in kovulmasının ardından,
Corbyn’nin gölge kabinesinde Pazar
gününden itibaren 20’nin üzerinde
istifa gerçekleşti. Corbyn, istifa eden
gölge bakanlarının yerine yeni isimlerini açıklasa da, daha sonra yaşanan
istifalardan kaynaklı, gölge kabinede
tekrar boşluklar oluştu.
İşçi Parti’nin güçlü olduğu bölgelerde AB karşıtı oyların yüksek olmasının
ve bunun AB’den çıkış sonucuna katkı
sunmasından, İşçi Parti milletvekilleri,
Corbyn’i, sorumlu tutuyorlar.
Referandumun ardından, Corbyn’e
karşı güvensizlik oyu Margaret Hodge
ve Ann Coffey tarafından partiye
sunulmuştu.
İşçi Parti’nin kurallarına göre
güvensizlik oyunun hükmü yok.
İstifa etmeyeceğini açıklayan Corbyn,
kendisine karşı bir adayın sunularak,
tekrar parti üyelerinin oy kullanabilecekleri bir genel başkan seçimi
yapılabileceğini belirtti.
Corbyn’e karşı henüz
belirlenen isim olmadı.
İstifa eden gölge bakanları, istifa
mektuplarında Corbyn’nin referandumda AB’de kalmak için yeterli
çalışma yürütmediğini ve Muhafazakar Parti’ye karşı önümüzdeki yıllarda
etkili bir muhalefet sağlayamayacağı
gerekçelerini gösterdiler. Başbakan
David Cameron’ın istifa etmesiyle
gündeme gelen olası bir erken genel
seçimde, Corbyn’nin İşçi Parti’sini
iktidara götürebilecek lider olmadığını
ifade ettiler.
Öte yandan, başbakan Cameron’ın
istifa etmesiyle iktidardaki Muhafazakar Parti’de de liderlik yarışı başladı.
Partinin yönetim yapısı, adayların
Perşembe gününde kadar belirlenmesi
için zaman verdi ve 9 Eylül’e kadar
seçimin tamamlanmasını istedi. Olası
adaylar arasında eski Londra Belediye
Başkanı ve AB’den çıkma taraftarı
olan Boris Johnson ve işişleri bakanı
Theresa May var. Henüz resmi olarak
belirlenen isim olmadı.
Corbyn’nin açıkladığı
yeni gölge kabinesi:
• Tom Watson- West
Bromwich milletvekiligenel başkan yardımcısı
• John McDonnell- Hayes
ve Harlington milletvekiligölge maliye bakanı
• Andy Burnham- Leigh
milletvekili- gölge içişleri bakanı
• Emily Thornberry- Islington South
milletvekili- gölge dış işleri bakanı
• Diane Abbott- Hackney
North ve Stoke Newington
milletvekili- gölge sağlık bakanı
• Jon Trickett- Hemsworth
milletvekili- gölge toplum
ve yerel yönetim bakanı
• Rachael Maskell- York Central
milletvekili- gölge çevre,
gıda ve kırsal işleri bakanı
• Rebecca Long-Bailey- Salford
ve Eccles milletvekili- gölge
maliye bakanı sekreteri
• Clive Lewis- Norwich Southgölge savunma bakanı
• Cat Smith- Lancaster ve
Fleetwood milletvekili- gölge
seçmen ilişkileri ve gençlik bakanı
• Kate Osamor- Edmonton
milletvekili- gölge uluslararası
kalkınma bakanı
• Rosie Winterton- Doncaster
Central milletvekili- Muhalefet
disiplin sorumlusu
• Pat Glass- North West Durham
milletvekili- gölge eğitim bakanı
• Andy McDonald- Middlesbrough
milletvekili- gölge ulaşım bakanı
• Heidi Alexander- Lewisham East
milletvekili- gölge sağlık bakanı
• Gloria De Piero- Ashfield
milletvekili- gölge gençlik
ve seçim kayıt bakanı
• Ian Murray- Edinburgh South
milletvekili- gölge İskoçya bakanı
• Lilian Greenwood- Nottingham
South milletvekili- gölge
ulaşım bakanı
• Lucy Powell- Manchester Central
milletvekili- gölge eğitim bakanı
• Kerry McCarthy- Bristol East
milletvekili- gölge çevre bakanı
• Seema Malhotra- Feltham
and Heston milletvekiligölge maliye bakanı
• Vernon Coaker- Gedling
milletvekili- gölge Kuzey
İrlanda bakanı
• Lord Falconer- gölge adalet bakanı
• Karl Turner- Kingston Upon
Hull East- gölge attorney
general (en üst düzey avukatı)
• Chris Bryant- Rhondda
milletvekili- gölge Avam
Kamarası başkanı
• Lisan Nandy- Wigan
milletvekili- gölge enerji ve
iklim değişimi bakanı
• Owen Smith- Pontypridd
milletvekili- gölge çalışma
ve emeklilik bakanı
• Angela Eagle- Wallasey
milletvekili- gölge ticaret
bakanı ve gölge devlet bakanı
• John Healey- Wentworth and
Dearne milletvekili- gölge
konut ve planlama bakanı
• Nia Griffith- Llanelli milletvekiligölge Galler bakanı
• Maria Eagle- Garston ve
Halewood milletvekili- gölge
kültür, medya ve spor bakanı
• Kate Green- Stretford ve
Urmston milletvekili- gölge
kadın ve eşitlik bakanı
• Luciana Berger- Liverpool
Wavertree milletvekiligölge ruh sağlığı bakanı
Haftalık Haber Gazetesi • Rojnameya Nûçeyan a Heftane
Editör Alaettin Sinayiç
Grafiker Yüksel Adıgüzel
Muhabirler Esra Türk • Erem Kansoy
Reklam Dilek Bozkurt - 0743 836 9969
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected] - [email protected]
Soru ve görüşleriniz: [email protected]
Adres: Tel News Ltd. 33 Dalston Lane, London, E8 3DF
Telefon: 0207 9230 838 - 0742 9481 490
Web: www.telgraf.co.uk
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
3
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
4
Unison’dan Kürtlerle Dayanışma çağrısı
Britanya’nın
ikinci
büyük işçi sendikası
olan Unison’un yılhhlık
konferansında Kürtleri
konu alan özel bir toplantı
yapıldı.
Kürtlerin Ortadoğu’da demokratik bir
sistemi inşa ettiği vurgulanan toplantıda
‘Öcalan’a Özgürlük Kampanyası’ çerçevesinde çalışmaların yürütüleceği belirtildi.
Sendika tarafından delegelere dağıtılan
broşürde, Kürtlere yönelik saldırıların derhal
durdurulması istenirken, Öcalan’ın özgürlüğü
istenerek barış görüşmelerinin tekrar başlaması
çağrısı yapıldı.
Kürt gündemli toplantı
Britanya genelinde 1.3 milyon üyesi bulunan Unison Sendikası İngiltere’nin Brighton kentinde yüzlerce delegenin katılımıyla
gerçekleştirdiği yıllık konferansında Kürt
sorununa özel bir yer ayırdı. Dört gün süren
konferansın ilk gününde Kürtleri konu alan
özel bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya
Kürdistan Ulusal Kongresi’nden Erdelan Baran
ve Michelle Alison, Kürdistan Öğrenciler
Birliği’nden (YXK) Elif Sarıcan ve Unison
Sendikası adına Stephen Smellie katıldı.
Demokratik sistemin mimarı
Toplantının açılış konuşmasını yapan
Unison yöneticisi Stephen Smellie, Kürt sorununu yakından takip ettiğini ve birçok kez
Kürdistan’ı ziyaret ettiğini belirtti. Smellie,
Kürt halkının çok kritik bir süreçten geçtiğini
belirterek Türk devletinin kendi vatandaşları
olan Kürtlere karşı topyekün savaş açtığını dile
getirdi. Türk devletinin Rojava’ya da düşmanca
yaklaştığını kaydeden Smellie, “Kürt halkı
DAİŞ’e karşı büyük ve başarılı bir mücadele
veriyor. Ancak Türk devleti Kürt halkına
karşı büyük düşmanlık sergiliyor. Kürtler tüm
saldırılara rağmen Ortadoğu’da demokratik,
insan haklarına saygılı, cinsiyet özgürlüğünü
benimseyen eşit bir sistem yaratıyor. Bu sistemin ideolojik yaratıcısı Kürt Özgürlük
Hareketi lideri Abdullah Öcalan’dır. Öcalan,
17 yıldır tecrit altında yaşıyor. Buna rağmen
Rojava’da onun ideolojisinden faydalanarak
demokratik özerk bir sistem ruh buluyor” dedi.
Dayanışma hayati önemde
İngiltere’nin AB’den çıkıp çıkmayacağının
kararlaştırılacağı referandum çalışmalarından
dolayı
toplantıya
katılamayan
Unison
Sendikası Uluslararası Şefi Simon Dubbins bir
mesaj gönderdi. Türk devletinin Kürt halkına
yönelik saldırılarla insanlık değerlerini ayaklar
altına aldığını ve bunun demokrasi adına büyük
bir utanç olduğunu vurgulayan Dubbins, “Sur
başta olmak üzere birçok Kürt kenti devlet
tarafından yıkılarak çok sayıda sivil yaşamını
yitirdi. Türk devleti, DAİŞ ve El Nusra gibi
vahşi çetelere destek vererek Kürt düşmanlığı
yapıyor. Böylesi çok kritik bir süreçte Kürt
halkıyla dayanışmak hayati önem taşıyor” diye
belirtti.
Kampanyaya biz de katılacağız
26 Nisan’da Britanya Parlamentosu’nda ülkenin en büyük sendikalarından GMB ve Unite,
Öcalan’a Özgürlük Kampanyası’nı başlatmış,
o toplantıda Sinn Fein Partisi ile birilkte Unison da kampanyaya destek açıklamasında
bulunmuştu. Dubbins mesajında, bundan sonra
‘Öcalan’a Özgürlük’ kampanyası kapsamında
çalışma yürüteceklerini ifade etti.
KNK üyesi Erdelan Baran, YXK üyesi
Elif Sarıcan da yaptıkları konuşmalarda, Kürt
halkına yönelik Kuzey Kürdistan’da devam
eden saldırılar ve Rojava devrimi hakkında
bilgi verdi.
Sendikaların desteği büyüyor
Britanya’nın en büyük emek örgütleri
olan Unite ve GMB sendikaları geçtiğimiz
ay İngiliz parlamentosunda yaptıkları bir resepsiyonla ‘Öcalan’a Özgürlük’ kampanyası
başlatmışlardı. Yoğun ilginin gösterildiği
tarihi toplantıda Öcalan üzerindeki tecrit
eleştirilirken, Öcalan’ın özgürlüğünün bölge
barışına büyük katkı sunacağı ifade edilmişti.
Unite sendikasının 1.5 milyon, GMB’nin ise
650 bin üyesi bulunuyor. En son 400 bin üyeli
İngiliz Öğretmenler Sendikası (NUT) da kampanyaya desteğini bildirmişti.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
5
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
6
Bölge Milletvekilleri: Middlesex Hastanesi Acil
Bölümünün Kapanmasına İzin Vermeyeceğiz
Edmonton’daki North Middlesex Hastanesinin acil
bölümünün hastalar için güvensiz olduğunun ortaya çıkması üzerine bölge milletvekilleri hastane
yetkilileri ve sağlık bakanlığıyla görüşmelerine
devam ediyorlar.
Wood Green & Hornsey milletvekili Catherine West, Edmonton
milletvekili Kate Osamor ve Enfield
North milletvekili Joan Ryan, hastanenin genel müdürü Julie Lowe ile
görüştüler.
North Middlesex University Hospital Trust yönetiminde ve Lowe’ın
sorumluluğu altında olan hastanenin
acil bölümü kapanma tehlikesi altında.
Osamor, bölge halkının bu acil servisine ihtiyaçları olduğunu; bundan
dolayı kapanmasına izin veremeyeceklerini ve önlemek için ‘mücadele
edeceğiz’ dedi.
Osamor,
hastanenin
hasta
güvenliğine ilişkin raporlarının
ortaya çıkmasının ardından doktor sayısının artırıldığını ve bunun
önemli olduğunu, ama hastanenin
bu durumunun kabul edilemez
olduğunu ifade etti.
Ryan, Lowe ile toplantısının
ardından
yaptığı
açıklamada,
şunları ifade etti: ‘‘Bu acil bölümün
kapanmasına izin vermeyeceğim.
Hareket planlarının işleyişini gözden
geçirmek için, Julie Lowe ile haftalık
olarak görüşeceğim. North Middlesex
hastanesine nasıl destek olabileceklerini öğrenmek için, Kate Osamor ile
birlikte, 24 Haziran’da, Royal Free
London NHS Trust genel müdürü ile
de görüştük.
‘‘Kuzey Londra’nın diğer milletvekilleriyle
birlikte
sağlık
bakanlığından, milletvekili Ben Gummer ile görüşüp, hükümetin duruma
müdahale etmesini talep edeceğiz.
‘‘Hükümetten,
hastanedeki
doktor eksikliğiyle ilgilenmelerini ve başbakandan kısa ve uzun
dönemde hastanenin acil bölümünün
korunacağına
dahil
güvence
isteyeceğim.’’
Guardian
gazetesinin
ortaya çıkardığı bilgiye göre, sağlık
hizmetlerini denetleyen GMC ve
Health Education England’ın hastanenin acil bölümünün kapanma ile
tehdit edildiği fakat bu bilginin halkla
paylaşılmadığı aktarıldı.
Günde 500 hastanın ziyaret ettiği
acil bölümdeki ciddi derecedeki
sorunlara rağmen, bu bilginin gizli tutulmasına bölge milletvekilleri
büyük tepki göstermişlerdi.
Hastanenin acil bölümüyle ilgili raporlarda yeterli sayıda dok-
torun bulunmadığını ve bir çok zaman deneyimsiz doktorların yalnız
bırakılarak
hastalarla
sorumlu
kaldıkları belirtildi.
Lowe, daha önce bozuk ya da
çalışmayan tıbbi cihazlarının da
değiştirildiğini ve daha fazla doktorun
hastanede işe alınacağını belirtti.
Lowe, milletvekillerine, ana sorunlara ilişkin adımların atıldığını belirterek, pratisyen doktorların acil bölümde
yalnız bırakılmadıklarını ve deneyimli
doktorların bulunduklarını anlattı.
Hastanenin acil bölümüne, yeni
idareci olarak Cathy Gayle, önümüzdeki haftalarda göreve başlayacak.
Hastaneye, 26 Ağustos’a kadar durumu düzeltmeleri için süre tanındı.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
Londra’da çadır Eylemi çığ Gibi Büyüdü
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi
ile 10 gün süreyle Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde
eş zamanlı olarak başlatılan çadır eylemi ve imza
kampanyası Londra’da büyük ilgi gördü.
Erem Kansoy
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve savaş karşıtı
yürütülecek büyük kampanyanın
başlangıcı olan çadır eylemlerinde
Avrupa
kentlerinde
duyarlılığın
artırılması da hedeflendi.
Londra’da öncelikle Kürt ve
Türkler’in yoğun olarak yaşadığı
Woodgreen bölgesinde başlatılan
çadır eylemi daha sonra 2 gün boyunca, ünlü Trafalgar meydanına taşındı.
Londra
merkezindeki
Trafalgar
meydanında çeşitli uluslardan, farklı
kültürlerden insanların ziyaret ettiği
çadırda Kürt Halk Önderi Öcalan’a
uygulanan insanlık dışı tecrit anlatıldı.
Londra’da çadır, hafta başında yine
Kürt, Türk ve Kıbrıslıların yoğun
olarak yaşadığı Kuzey Londra’nın
Manor House bölgesine taşındı.
Yeraltı tren istasyonu girişine kurulan çadırla Manor House bölgesinde
de değişik kültürden bir çok insanı
bilgilendirmek hedeflenildi. Eylemler
süresince yüzlerce imza toplanarak
binlerce bildiri dağıtıldı.
Özellikle
gençlerin
yoğun
çalışmaları ile hız kazanan ve güçlü
bir şekilde duyurulan eylem büyük
ilgi gördü.
İngilizce basılıp dağıtılan bildiriler
ve çevredekiler ile bire bir sohbetler
duyarlılığın artırılmasında büyük etken olurken, Kürt Toplum Merkezi
ve Ciwanen Azad UK çadır eylemini
ayın 30’unda Ciwanen Azad UK’in
çadırı devralması ile son bulacağını
açıkladı. 30 Haziran Perşembe günü
organizasyonunu
Ciwanen Azad
UK’in yapacağı çadır eylemine güçlü
ve kalabalık katılım bekleniyor.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
8
Britanya AB’den Çıkmaya Karar Verdi;
Tüm dünyanın yakından
takip ettiği Referandumda
AB’den ayrılma yanlılarının
oyu %51,9 olurken AB’de
kalma taraftarları %48,1’de
kaldı. Referanduma katılım
oranı yüzde 72 oldu.
DR İPEK DEMİR:
(Akademisyen-Leicester Üniversitesi)
Milliyetçi, tutucu sağ bloğun
önderliğinde referandumu
Brexit’in
kazanması,
İngiltere’de
göçmen
toplumların yıllarca mücadele ederek kazandıkları
kimlik haklarını ve sosyal
g ü v e n c e l e r i n i
baltalayacaktır. Brexit önderleri sırf Avrupa degil,
çok kültürlülük, sosyal halklar, sosyal devlet vs
gibi progresif politikalara da karşı. Hatta
kampanyalarını bu tip karşıtlıklar üzerinden
yönettiler, o da ‘muz’ saçmalıklarına girmediklerinde. Bizim toplumumuz geçmişte mücadele ile
kazanılan bu hakları baltalayacak girişimlere
hazırlıklı olmalı, İngiltere’deki diğer progresif
güçlerle sıkı dayanışma içine girmelidirler.
Lexit (Left Brexitciler) gibi AB’den çıkışı isçi
ve ezilen sınıfı savunmak ve metropolitan elitlere
darbe indirmek için savunanlar bir daha düşünmeli:
Gove, Farage ve Johnson’dan oluşan, onların
değerlerinden esinlenen bir ekip sol hayalleri, isçi
sınıfının haklarını ve göçmenleri korur mu?
MEHMET AKSOY:(Yönetmen-Yazar)
İkinci dünya savaşından sonra gerçeklesen en
önemli olaylardan birisi olarak görüyorum.
Birleşik Krallığın AB›den çıkmasını. Özellikle
İngiltere isçi sınıfı bunun gerçekleşmesinde
önemli rol oynadı, ama doğru gerekçelerle değil;
anti-göçmen söylem, ulusalcı zihniyet ve gerçek
dışı ekonomik veriler ve söylemler kullanıldı.
Fakat şu bir gerçek ki, bu sonuç ülkenin
Başbakanının değişmesine vesile olacak, sağ
ve solu daha da polarize edecek ve sınıfsal mücadeleyi daha önemli kılacak. Eğer İşçi Parti ve
genel sol bu dönemde iyi bir siyaset izlemezseler
durum emekçiler, küçük işverenler ve göçmenler için çok daha kötüye gidebilir. Tabi AB ve
İngiltere’nin dış politikası da bu sonuçtan etkilenecek. Ortanın zayıfladığı ve uçların güçlendiği
bir dönem bizi bekliyor olabilir.
AV HANDAN ÖZBEK: (Hukukçu)
İngiltere halkının milliyetçilik duyguları o kadar
kabarmışki kendi çıkarlarını
bile hice sayıp Avrupa
Birliğinden çıkma kararı
verdi. İngilizlerin böyle bilinçsiz olduğuna inanmakta
zorlanıyorum ama böyle bir
ihtimalde söz konusu; o da halkın yeterince AB’de
çıkmanın
sonuçları
noktasında
bilgilendirilmediğidir.
Cameron’un istifa etmesi ister istemez bu
sorumluluğun yükünü almak istemediğinden ve
seçim esnasında oy alabilmek için bilinçsizce
verdiği sözün hesabını vermekten kaçmasıdır. Bu
da bir Tony Blair örneğidir.
Birçok kişinin nasıl olsa çıkmayacak diye
çıkma yanlısı oy kullandığını ve şimdiden pişman
Referandumda İskoçya ve Kuzey İrlanda
‘kalalım’ derken, İngiltere ve Galler ‘çıkalım’
dedi. Başbakan David Cameron istifa kararı
alarak ülkenin yeni rotasında dümende olmasının
doğru olmayacağını ifade etti. İşçi Partisi lideri
Jeremy Corbyn hakkında muhalifler güvensizlik
önergesi verildi.
‘AB’de kalalım’ oyu kullanan İskoçya, yeni
bir bağımsızlık referandumunu tekrar masaya
yatıracağını söyledi. Kuzey İrlanda’daki Sinn
Fein partisi ‘Kuzey İrlanda’da, birleşik bir
İrlanda için referandum yapılmasını› savundu.
olduklarını görebiliyoruz. Bu da bilinçsizce oy
kullanıldığının göstergesi. Sterlin siyah Çarşamba
yani 30 senenin en yüksek düşüşünü yaşadı.
Çalışma saatleri, emeklilik hakları, açık Pazar
konularında gerileme ile birlikte ekonomik kriz
yaşanabilir. Bu karar Britanya’nın Avrupa’da
yalnızlaşmasına da neden olacak. Bu kararın
Fransa ve Almanya gibi ülkelerin de birlikten
çıkma ihtimalini getirebilir.
FADİME TİSKAYA: (Aile Terapisti)
Avrupa birliği gibi ekonomik bir birlikten çıkıp
çıkmama kararının mülteci
ve göçmenlere yönelik tolerans
yönünde
değerlendirilmesi
ve
çarptırılması çok üzücü bir
durum. Bunu daha da kaygılı hale getiren ise
göçmen toplumlardan bazı kesimlerin de oylarını
özellikle bu sebepten dolayı çıkma yönünde
kullanması idi.
Önümüzdeki sürecin sadece ekonominin
gidişatı ilgili değil, sosyal ve politik anlamda çok büyük değişikliklerin yaşanacağı
çok ilginç bir dönem olacağı kesin.
Fikrimce etnik toplumların beraberce uyumlu şekilde yaşayacakları bir ülke olmaya
devam edip edemeyeceğimiz konusunda
çok kaygılanmamız gerekiyor. Britanya’da
yaşayan her bireyin de bu çıkan karardan hak,
hukuk, sosyal ve ekonomik alanda başta olmak
üzere pek çok yönde bireysel anlamda negatif
yönde etkileneceği ise kesin görünüyor.
İngiliz Sterlini ABD Doları’na karşı 31 yılın
en düşük seviyesine indi. İngiliz bankalarının
hisseleri %30’a yakın değer yitirdi. İngiltere’nin
AB’den ayrılma kararı almasının ardından
İngiltere’de borsa, para ve tahvil piyasalarında
sert düşüşler hakim.
Irkçı UKIP lideri Nigel Farage açıklamasında;
“AB’den ayrılma müzakerelerini bir an önce
başlatıp yeniden küresel bir aktöre dönüşmeliyiz.
23 Haziran’ı resmi tatil ilan edip ‘Bağımsızlık
günü’ olarak adlandırmalıyız.” dedi.
kazanımları maalesef tehlikeye girmiştir. Birleşik
Krallık kuşkusuz ekonomik olarak pozitife
çevirecek potansiyele sahip. Yeni anlaşmalar
olacaktır. Ancak uluslararası dengelerin değişmesi,
Avrupa Birliğinin yok olma ihtimali, çok kutuplu dünyamızda Ortadoğu ve Afrika şiddetlenecek
çatışmalara karşı Birleşik Krallık’ta yaşayanlar
olarak farkında olmak ve Türkiye, Ortadoğu ve Afrika› da barışın hakim olması için birlikte daha ciddi çalışmamızı gerektiren bir noktaya gelinmiştir.
DEVRİM HAS:
(Aktivist-Roj Kadın Meclisi)
Bu ırkçılığa atılmış bir
adımdır. Ve bunu yaparken
bir
algı
oluşturularak
yapılması kirli bir siyasettir.
‘’Daha kaliteli yaşam’’ adı
altında göçmenlerin tümünü
aşağılayan bir durumdur.
Bunu destekleyen göçmenlere hatırlatmak lazım; ‘Misafir misafiri sevmez’
ama unutmayalım ki ‘ev sahibi hiçbirini sevmez’.
TAHİR PALALI: (Müzisyen)
Sonuçlarının ne olacağından
politikacıların bile emin
olamadığı,
ülkenin
ve
dünyanın
düzenini
değiştirecek bir kararı medya
etkisi altında korku ve nefretle oy veren bilinçsiz bir toplumun değil bu konularda uzman olan akademisyenler, profesörler ve bakanların vermesi gerekiyor.
MEHMET YUKSEL: (Alevi dedesi)
FERO FIRAT: (Yazar-Siyasi Aktivist)
Britanya’da dün gerçekleşen AB referandumunda, birlikten ayrılma yönünde çıkan sonuç
açıkçası beni endişelendirdi. Tamamen ulusalcı
sağ ve ırkçı politikaların bir yansıması olarak
propagandası yürütülen bu kampanyayı, başta
Türkiyeliler olmak üzere, göçmen olarak gelen
toplumun da bir kısmının desteklemiş olması bu
endişemi daha da artırıyor.
Öncelikle, Avrupa Birliği:
neoliberal, emperyalist bir
proje olduğunu, kemer sıkma
uygulamalarıyla küçük devletlere (Yunanistan) kan kusturan
siyasetini
unutmamalıyız.
Avrupa
sokaklarında bugün ırkçılık, milliyetçilik ve
yabancı düşmanlığı gündelik hayatın ayrılmaz bir
parçasıysa unutmayınız ki bu neoliberal,
özelleştirme siyasetini eksen alan ‘muhteşem’
birliğin yarattığı hayal kırıklığında aramak lazım.
Referandum kampanyasıyla birlikte toplumun
sağa kaydığı doğrudur. Ama bu birazda işçi
Partisi’nin Avrupa Birliği’nin esaslarını anlamamaktan kaynakladığıyla da ilintilidir.
Evet, birliği oluşturan ülkelerin kapitalist ve
emperyalist karakterli oluşu hepimizin malumu.
Ancak AB’yi oluşturan temel ilkelerin sadece
ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel
olduğunu, birliğin dünya demokrasisi ve insan
hakları mücadelesi için önemli bir yapı olduğunu
unutmamak gerekir.
Son olarak özellikle toplumumuz açısından
1980 faşist askeri darbesi sonrası Avrupa’ya
sığınan, siyasi mücadele içinden gelen
dostlarımızın, başta savaş suçları olmak üzere
her türlü insan hakları ihlalleri konusunda olumlu ve bağlayıcı kararlara imza atan bu yapıyı
rasyonel değerlendirmediklerini düşünüyorum.
Unutmayalım ki bu saatten sonra ulusalcı-sağcı
politikaların hiç kimseye bir faydası dokunmaz.
DR ALİ DEMİRBAĞ: (İTSEB Başkanı)
Dünya’nın güç, barış, eğitim, sağlık, bilim, ticaret,
yoksulluk ve insan hakları anlamında dengesinin temellerini atan Avrupa Birliği yüzyılımızın
Bizim hayır tutumumuzla Farage ile
Jonson’un hayır’ı temelde çok farklıydı. Ama
bizim mesajımız gölgede kaldı. Biz her şeyden
evvel Enternasyonalistiz ve ırkçılığa karşı tutum alan, kampanyalar düzenleyen, sınırların
kontrölüne karşı duran, işçilerin, yoksulların
mücadele birliği üzerinden yükselen bir birliği
inanıyoruz. Avrupa Birliği ise tamamen farklı
bir şey. Avrupa Birliği’nin Türk Devletiyle vardığı iğrenç göçmenlik anlaşmasıyla,
Erdoğan hükümetinin Kürtleri öldürmesine ses
çıkarmaması da cabası...
Başbakan istifa etti, ufukta ise bir erken
Bunların hepsi yaşanırken Türkiyeli ve
Kürdistanlılar ne düşünüyor. Genel olarak
ırkçılığın ve faşizmin artacağı korkusu hakim
olsa da AB’den çıkmanın kendilerini nasıl
etkileyeceği konusunda belirsizlik var. Son
yıllarda Anakara Anlaşması üzerinden Birleşik
Krallık’ta kalan binlerce insanı nasıl bir gelecek
bekliyor? Eşi AB vatandaşı olan binlerce kişinin
durumunda ne gibi değişiklikler olacak?
Birleşik Krallığın Avrupa Birliğinden
çıkmasını toplumun farklı kesimlerinden, farklı
iş alanlarından insanlara sorduk;
genel seçim görünüyor. İşçi partisinin sağcıları
Jeremey Corbyn’e katlanabilirlerse ufukta işçi
Partisi’nin hükümeti hayal değil. Kriz her zaman
kötü değil, umutlu olmamız için baksanıza nedenlerimiz de var.
ÇİĞDEM ÖZLÜK:
(İç Mimar-Edinbrugh)
İskoçya’da oldugumuzdan
dolayı bizim bu duruma
bakışımız biraz daha farklı
olabiliyor. Çünkü geneline
bakılırsa İngiltere’de verilen kararlar tüm bölgeler
için pozitif bir karar olamayabiliyor.
İskoçya’nın
%62’lik kısmı AB’de kalmaktan yanaydı, fakat
duruma bakılırsa ve geçen yılki Bağımsızlık referandumu sonuçlarıyla da değerlendirilirse
Kuzey ile Güney’in kararları hep nedense zıt.
Iskoçya şimdi bağımsızlık referandumunu tekrar
düşünme yolunda ve eğer İskoçya bağımsız olursa AB ye tekrar katılacaktır.
VELİ YADIRGI:
(Akademisyen-SOAS Üniversitesi)
Referandum
kampanyası
başladığı
günden
beri
Britanya’nın AB üyeliğine
dair temel meseleler ve temalar hep geri planda kaldı.
Başka bir deyişle, AB’nin
ekonomi politikası, yapısı
ve yasalarının Britanya’da yaşayan halkları
nasıl etkiliyor soruları egemen siyasal yapılar
ve şahsiyetler tarafından bilinçli olarak hep ikinci planda tutuldu. Meseleyi salt mülteciler,
iltica ve güvenlik meselesi olarak tartıştırdılar
ve bunun üzerinden suni bir kamplaşmaya gidildi, sanki referandum bu meseleler için
yapılıyormuş illüzyonu oluştu. İkinci Dünya
Savaşı sonrası yaşanan en büyük ilticacı
(insanlık) krizini tetikleyen ve kör gözle
bakmayı tercih eden aynı egemen siyasal figürler (Cameron vb.) sermayenin ucuz emek gücü
olarak gördüğü Avrupalı göçmenlerin dostu
kesildiler.
Hal böyle olunca; Cameron gibilerinin
uyguladığı neoliberal politikaların doğurduğu
düşük ücret, işsizlik, sosyal konut ve esnek
çalışma gibi sorunların kaynağı neoliberal politikalar değil de göçmenlik ve göçmenlermiş
yanılgısı yaygınlaştı. Bu yanılgı bu meselelerde
Thatcher döneminden beri uygulanan işçi ve
yoksul düşmanı neoliberal politikalardan en fazla çeken kuzey Ingiltere’de hayır oyunu doğurdu,
ki bu bölgede ezici çoğunluğun kullandığı Hayır
oyu referandumun kaderini belirledi. Hayır
oyunun gerici emeller tarafında daha sinsice
kullanılmaması için yoksul, ezilenler ve barış
yanlısı siyasal platformlarda yerli ve yabancı topluluklar bir araya gelip, daha ilerici bir siyasal
ve sosyal atmosferi oluşturmalı. Daha iyi bir AB
mümkün olmaya bilir ama daha iyi bir İngiltere
ve Avrupa mümkün.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
9
Türkiye Ve Kürdistanlılar Ne Düşünüyor?
BEKTAŞ YAVUZ: (Politikacı-UCFL)
Avrupa Birliğinin kırılma
noktası olan bu referandumda
Britanya
Halkının
%52’sinin ayrılma kararı
alması bir çok kişi üzerinde
şok etkisi yaratdı.
Yakın sonuçlar bekleniyordu ancak Ayrılma ihtimalini sanırım bir çok
kişi beklemiyordu.
İşçi Partis Avrupa birliğinde kalma konusunda büyük bir kampanya yürütmüştür ve
sonuç olarakta halkın kararına hepimizin saygı
göstermesi gerekmektedir.
AV ALİ HAS: (Hukukçu)
Referandum sonucu tam bir
fiyasko ve hayal kırıklığı.
Tamamen ırkçı söylemler
üzerine kazanılmış ve ülkeyi çok ciddi sıkıntılara
sürükleyecek
nitelikte.
Yaşanacak olan ekonomik
facia ve böylesi hayati bir kararın ne derece
ırkçı söylem ile beslenen bir halka bırakılmış
olması tartışmaları bir yana, yakında kendi ülkemizde karşı mücadelesini yürüttüğümüz tek
tip ulus devlete doğru bir yol açılmıştır. Oysa
AB üyeliği sürekli çoğulculuğun ve toleransın
garantisiydi.
DR MERYEM KAYA: (Sağlıkçı)
Toplumumuz
çoğunluk
olarak göçmen ve işçi sınıfı
olduğu için referandum sonucunun negatif olacağını
düşünüyorum. Ekonominin
ilerleyeceğini
düşünerek
çıkmak isteyen işçi sınıfı en
kötü etkilenecek gruplardan birisi konumunda.
Kapitalist sistemden çıkmak isteyen solcular ise
daha çok kontrolsüz kapitalist sisteme girip sosyalizmi maalesef gömecekler.
BÜLENT EKİNCİ: (Esnaf)
Margeret Thatcher’in ruhu
canlandı. kibir, üstünlük,
emperyal
heves,
sağ
değerler yeni Anglo Sakson Ulusçuluğunda zuhur
etti. Britanya Ekonomisinde
çalkantıların olacağı kesin,
sosyal siyasal olarak ta daralmaların yaşanacağı
bir döneme giriyor.
Siyasal sonuçları itibarı ile Britanya parçalanabilir; İskoçya ayrılabilir hatta Kuzey İrlanda
İrlanda Cumhuriyetine dahil olabilirler. Anglo
Saksonsuz yeni bir Avrupa şekillenebilir.
Sonuç olarak ulus tandanslı kapitalist kutuplar güç kazanacağa benziyor. Evrenselciler
evrenselciliğin gölgesinde yattığı sürece bu ara
buhranlar devam edecek. Avrupa Birliği konsepti
evrensel değerleri savunanlar tarafından içi doldurulabilseydi insanlık için iyiydi.
KEMAL HAS:
İşveren(AKEE Yöneticisi)
25 senedir bu ülkede
yaşayan ve ticaret yapan
bir
insan
olarak
milliyetçiliğin ve tabiri
caizse ırkçılığın bu kadar
yükselişe geçmiş olması
bende
ciddi
kaygılar
uyandırdı. AB referandumunun iki tarafı vardı bana göre. Biri sınırların
kaldırılmasını, daha global, demokrat ve
eşitlikçi bir dünyayı savunanlar, diğeri ise
kapalı bir toplumu, milliyetçilik temelinde
insanları ayıran ve öteleyen taraftı ve ne yazık
ki ikinci taraf daha ağır bastı.
Burada şunu da belirtmek isterim ki beni
en çok üzen durumlardan biri ise bu ülkede mülteci durumunda olan bazı kişi ve
grupların da kraldan daha kralcı kesilip bu
referandumda çıkma yönünde oy kullanmış
olmalarıydı. Kendi gerçeklikleri ile çelişen
bu topluluğun yeterince bilgi sahibi olamamış
olmalarının sonucu olarak kullandıkları bu
yanlış oylar kısa zaman içerisinde kendilerine çifte standartta muamele, iş imkânlarında
kısıtlama, ticari ve sosyal kısıtlamalar olarak
yansıyacağını söyleyebiliriz. Parlamentonun
evrensel değerlere uygun bir çözüm bulmasını
umut ediyorum.
HAYDAR ULUS:
(Belediye Meclis Üyesi-Enfield)
Ortadoğu’da devam eden
amansız savaşın sonucu
olarak evinden yurdundan
edilen milyonlarca insan
umut yolculuğuna çıkmak
zorunda kaldı. AKP’nin
mülteci tüccarlığı üzerinden
Avrupa’yı tehdit etmesi, Brüksel ve Fransa’daki
saldırılar ve benzeri olaylar Avrupa’da sağın
yeniden canlanmasına vesile oldu.
Referandum sonucunda işçi ve emekçi kesim
olumsuz etkilenecek. Ticaret hacmi azalacak. Ama
yine de Britanya’nın, referandum sonucuyla iştahı
kabaran sağ zihniyetin ülkeyi siyasi karanlığa
sürüklemesine müsaade edilmeyecektir.
MİTHAT İSHAQ:
(PHD-Exeter Üniversitesi)
Bu referandumun sonucu
sadece
AB’den
çıkış
anlamı taşımıyor, aynı zamanda bundan sonra her
alanda (sosyal, siyasal,
ekonomik vb.) bir domino
etkisi yaratacaktır. Gözle
görülür şekilde bir ırkçılık
artışı öngörüyorum şahsen. İlerisi için Market
/ pazar anlamında bir daralma etkisinde de
bulunacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun
yanında kültürel anlamda çok renklilik çok şey
yitirecektir.
HELİN PEKOZ:(Aktivist-Gik-Der)
Toplumda büyük bir endişe
korku hakim. Herkeste
sağcıların zaferiymiş gibi
görüntü hakim. Bunu da
basın yoluyla insanlara empoze ediyorlar. Irkçılığın
gelişebileceğini
düşünüyorlar. Çünkü faşist partiler bu kampanyada etkili olduklarını ifade ediyorlar. Hayır diyen
sendika, sosyalist partiler vb UKİP’in gölgesinde
kaldılar ve bunların da azınlıkta olduklarını
söylüyorlar. Bir korkuda İskoçya ve İrlanda’nın
Birleşik Krallık’tan çıkacağı ihtimali. AB üyesi
ülkelerin vatandaşlarında da bir panik var, nasıl
etkilenecekler, çocukların eğitimi ve benzeri
konularda korku ve endişe var.
Yeni başbakanın seçilmesiyle iki yıllık birlikten çıkış müzakereleri başlayacak ve bu süre
içerisinde seyahat, calışma, Ticaret anlaşmaları
yapılmaya çalışılacak.
Lizbon anlaşmısının 50. maddesinin
işletilmesi ( konseye çıkış bildirimi) 2 yıllık çıkış
sürecini başlatıyor.
İskoçya ve İrlanda’dan gelen tümüyle
bağımsızlık çağrılarına Britanya Parlementosunun nasıl cevap vereceğini hepimiz ileriki zamanda dikkatle izleyeceğiz.
Şunu dikkatle görebiliyoruzki İskoçya, İrlanda
ve Londra’nın kalma oyu dışında İngiltere’nin
büyük bölümünü Avrupa birliğinden çıkma
taraftarı.
Umuyoruzki şimdiden etkilenmiş olan
ekonominin etkisinin dar gelirli toplumlara
çıkarılmaması.
Avrupa Birliğinden Çıkma kararı almış
bazı kurumların üyelerine verdikleri çıkma
konusundaki kararlarının umuyoruz anlamlı
açıklamaları vardır.
Avrupa Birliğinin kırılma noktası olan bu referandumda Britanya Halkının %52’sinin ayrılma
kararı alması bir çok kişi üzerinde şok etkisi
yarattı.
YUSUF AÇIL:(YÇKM)
Göçmenler için lehte bir
değişim olmadı/olmayacak.
Aleyhte ise bugünden sonra
ırkçılığa ve ayrımcılığa
daha fazla uğrayacağı; göçmenlerin
daha
fazla
sorunların kaynağı olarak
görüleceği açıktır. Yerli Britanyalı isçiler ve yoksullar için yine aynı şekilde kesintiler, hak
gaspları ve sömürü ve diğer haksızlıklar devam
edecektir. Sermayenin bir kesiminin diğer kesime karşı kazandığı bir zaferdir! Kapitalizm
aşılmadıkça olacak her şey yoksulların aleyhinde
olacak! Biz, Karl Marks›ın vakti zamanında
savunduğu sosyalist Avrupa Birliğinden yanayız!
İBRAHİM TAŞ: (İşveren)
Toplum büyük bir endişe
içinde. Bu ülkedeki toplumun çoğunluğu küçük esnaf olduğu için yabancıların
geri gönderilmesi veya gelenlerin önünün kesilmesi
iç piyasaya durgunluk
getireceği endişesi var. Bu ihtimal var, ama bunun Türk ve Kürt toplumunu fazla etkileyeceğini
düşünmüyorum. Britanya’nın AB’den çıkması
en az 1-2 yıl sürer ki bir referandum daha gelebilme ihtimali var. Ama yerli halk için(bunun
içinde Türkiyeli toplumda var) şu net olur. Devletin kesintileri hak gasplarının bahanesini
yabancılara yükleme şansı olmaz artık. Bunun
karşısında İngiliz emekçilerin de tavrı net olmak zorunda kalırlar.
TUNCAY AKPINAR:
(Sinema-Tiyatro oyuncusu)
Bana göre İngiltere’de
gelecek 25 yılın nüfus
azalmasını Avrupa Birliği
ile temin etti Şimdi ise
onları ingilizleştirmekte,
onun için Avrupa Birliğine
harcayacağı zamanı ve
ekonomiyi şuanda İngiltere’de
yaşayan
Avrupalı göçmenleri kendi kriter ve yaşam
kültürüne entegre etme ile ilgilenecek.
Dünyanın değişimini, Amerika’nın yanında
rahat bir şekilde görüp ve yönlendirmek için
çıktı. Tabi ki muhafazakarlar işin başka
tarafında.
DR EBRU SOYTEMEL:
(Akademisyen-Oxford Üniversitesi)
Referandum sonucu sadece İngiltere’deki değil
diğer ülkelerdeki gençlere de çok üzücü ve
umutsuzluk
içerici
olduğunu düşünüyorum.
AB
yıllarca
kendi
değerlerini ve AB’nin önemini AB’deki gençlere ya da kendi vatandaşlarına anlatamamış
demek ki.
Eğer AB deyince İngiltere’deki daha düşük
eğitimli kesimin aklına sadece göçmenler
geliyorsa ne üzücü
Bu milliyetçilerin İngiltere’de düşük seviyede de olsa yıllarca ısrarla yaydıkları
politikaların, görüşlerin aslında sayısı artan
bir kesimce ne kadar da önemsendiğini gösteriyor.
Bir de bütün bunların İngiltere’de farklı
kültür ve kimliklerin yaşadığı mahallelerde yaratacağı kutuplaşma ihtimali çok
korkutucu. İngilizler bile kendi içlerinde
kutuplaşmaya giderken bunu engellemek için
ne yapılacak hep birlikte göreceğiz.
NİHAT SEVEN: (Sinema Yönetmeni)
David Cameron’un seçimi
kazanmak için vaat edip
yapmak zorunda kaldığı referandum en büyük hataydı.
Hem
Avrupa
kökenli
vatandaşların
hem
de
Birleşik Krallığın geleceğini
tehlikeye düşürdü. İskoçya ve Kuzey İrlanda
bağımsızlık referandumu yapıp AB’de kalmak
istiyorlar. Bu sonucun uzun vadede kimsenin
işine yaramayacağını düşünüyorum.
Doğan GENÇ:
(İnsan Hakları Savunucusu)
Bu durumda İngiltere’nin
çıkması
bizim
toplum
açısında baktığımızda sağlık
ve sosyal yardımlar konusunda
ciddi
sıkıntılar
yaratacağı kesin. En önemlisi Avrupa genelinde yükselen ırkçı dalgayı güçlendirir.
Bu bir devlet aklıydı, İngiltere’nin uluslararası
politikalarını yeniden belirlemek ve aktörleri ona
göre belirleme hamlesiydi.
Britanya’nın uluslar arası ilişkilerini etkilemez tersine Ortadoğu pozisyonunu güçlendirir.
Dünyanın siyasal paylaşımı G8 tarafında belirlenir ve ekonomik planlaması IMF tarafından
yapılır ve Askeri planlaması NATO tarafından
yapılmakta. Britanya bu üç yapılanmanın baş aktörü durumunda.
Britanya AB’ye
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
10
İkinci Referandum
Britanya tarihi bir gün olan 23 Haziran AB Referandumunda
Avrupa Birliğinden çıkmaya yönelik oy kullandı. Başbakan David Cameron 24 Haziran sabahı istifasını açıklayarak Downing
Street’den Ekim ayına kadar ayrılacağını duyurdu. Öte yandan
Britanya parlementosunun web sitesindeki imza bölümünde iki
günde 3,500,000 kişi ‘referandum yenilensin’ diye imza verdi.
Referandumun yenilenmesi için başlatılan kampanya çığ gibi büyürken parlamentonun imza
kampanyasını değerlendirmesi gerekecek. Buna göre, parlamento imza kampanyasını haklı
bulup yeniden referadnum yapılmasını talep ederse referendum yenilenecek.
Hazırlyan: Aledin Sinayiç - Erem Kansoy, Britanya AB referandumu özel dosyası
AB’nin siyasi ve ekonomik otoritelerinden
Britanya’nın AB’ye %51.9 oranında ‘Hayır’
demesinin ardından İngiliz iç siyasetinde izlenecek yeni politikalar merak konusu oldu. Referandumdan AB’den ayrılma kararı çıkması
ile İngiltere AB’den çıkma işlemlerine hemen
başlasada AB üyesi olarak bir süre daha birlikte kalmaya devam edecek. İngiltere ile AB
arasında ayrılık müzakereleri iki yıl sürmesi
bekleniyor. İngiliz parlamentosunun da 28
üyeli AB’den çıkmak için gerekli yasaları
geçirmesi gerekiyor.
Başbakan Cameron, kampanya boyunca ayrılma kararı çıkmasının ardından istifa etmeyeceğini söylesede de 24 Haziran
sabahındaki ilk açıklamasında Ekim ayına kadar görevden ayrılacağını açıkladı.
Tarihi referandumda İngiltere’de halk
%51.9 oranında AB’den çıkılması yönünde oy
kullanırken %48.1’lik kesim ise AB’ye devam
dedi ayrıca %72’lik oy kullanım oranıyla son
dönemlerdeki seçimlere nazaran en yüksek
katılım oranı AB referandumunda oldu.
İki günde 3,500,000 kişi
imzaladı
Britanya’nın AB referandumuna ilişkin bir
diğer gelişme ise, referandumdan hemen hemen
saatler sonra, İngiliz devletinin web sitesi gov.uk
sayfasında açılan ‘referandum yeniden yapılsın’
başlıklı ima kampanyası oldu. Online olarak
açılan imza kampanyasında devlet AB referandumunu yeniden gündeme getirmeye çağırıldı.
İki günde 3,500,000 kişi ‘referandum
yenilensin’ diye imza verdi. Referandumun
yenilenmesi için başlatılan kampanya çığ
gibi büyüyor. Gov.uk web sitesinde açılan ve
100.000’in üzerinde imza toplanılan konuların
İngiliz Parlamentosunda yasalar gereği
görüşülmesi gerekiyor. Buna göre Britanya’da
yeniden bir referendum süreci yaşanma ihtimali var.
Parlamentonun internet
sitesindeki dilekçe herşeyi
değiştirebilir
Avam Kamarası’nda ele alınabilecek
ve AB referandumunda yeniden yapılması
yada fesh edilmesi yönündeki dilekçe
100.000’in üzerinde imza topladı. Lordlar
Kamarası’nın muhafazakâr üyelerinden Michael Heseltine, AB’den çıkış müzakerelerinin
tamamlanmasından sonra yeni bir referandum
yapılabileceğini söyledi.
Parlamentoda, AB’de kalma yanlılarının
çoğunlukta olduğuna dikkat çeken Heseltine
şöyle konuştu:
“İnsanlara, (AB ile yapılacak) anlaşmayı
görmedikten sonra ve bu bir seçim ya da yeni
referandumla desteklenmedikten sonra karaya
ak dedirtemezsiniz. Bu yüzden müzakerelerin
acilen başlaması gerekiyor.”
Guardian gazetesinin haberine göre eski
Başbakan Tony Blair de, hiçbir seçeneğin
gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Blair
bununla birlikte, “Ama şimdi yeni bir referandum süreci nasıl başlatılır doğrusu bilemiyorum” diye konuştu.
İşçi Partisi milletvekili David Lammy de
referandumun bağlayıcı olmadığına ve 650
üyeli parlamentoda 500 kadar milletvekilinin
AB’de kalmaktan yana olduğuna dikkat çekerek parlamentonun bir oylamayla sonucu
geçersiz sayabileceğini söyledi, “Parlamento
bu çılgınlığa son vermeli. Ekonomimizi mahvedemeyiz” dedi.
Lammy, “İkinci bir referandum da meclisin yetkisinde. AB’den çıktıktan sonra neler
olacağı şimdi belirginleşmeye başladı. Yeni
belirlenecek bir çerçeveyle en azından ikinci
bir referanduma gitmeliyiz” diye konuştu.
Öte yandan binlerce aktivisit de referandumda ilginç bir fikir ortaya atarak Londra’nın
özerk bir bölge olarak Avrup Birliği üyliğine
devam etmesi gerektiğini savundular. Bunun
için ünlü Trafalgar meydanında ard arda mitingler düzenlendi, ayrıca yine AB’ye ‘EVET’
diyen milyonlarca insanda yeniden referandum yönünde çalışmalara destek veririken
Parlamento’dan da AB ‘yandaşı’ bir karar
bağlanması bekleniyor.
Britanya AB politikalarında
yeni bir güne uyandı
Britanya’nın AB referandumunun ardından
İngilizler güne başlarken, Başbakan David
Cameron’un istifa açıklaması, faşist UKIP
partisinin ırkçı söylemlerle dolu açıklamaları,
Sterlin’in piyasalardaki sert düşüşü, başta İşçi
Partisi olmak üzere parti,kurum ve sendikaların
açıklamaları ile ‘şimdi ne olacak?’ tartışmaları
ile yoğun bir gündem ve zorlu bir siyasi sürece
girdi.
AB referandumunda İngiltere halkının
AB’den ayrılmaya yönelik kararının ardından
gözler Brüksele’de çevrildi. Brüksel’deki
şok etkisi ile AB’den henüz net bir açıklama
gelmezken,
üst
düzey
yöneticilerin
açıklamaları basına yansıdı. Brüksel’in tam bir
krizin ortasında kaldığı anlaşılırken, en büyük
korku ise İngiltere’nin kararının AB ülkeleri
arasında domino etkisi yaratma ihtimali oldu.
AB uzmanlarına göre, birliğin önde gelen ülkelerindeki kaygılardan biri de referandumun diğer üyelere de yayılabilecek bir
domino etkisi yaratması. İngilter’nin AB’ye
Hayır demesinin ardından, AB üyesi Fransa
ve Hollanda’daki aşırı sağ partiler de benzer bir referandum yapılması çağrısı yapmaya
başladı.
Fransa’dan aşırı sağcı lider Le Pen Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada,
“Özgürlük için zafer. Yıllardır söylediğim
gibi şimdi aynı referandumu Fransa ve diğer
AB ülkelerinde de yapmalıyız” dedi. Öte yandan, Hollanda’daki Özgürlük Partisi’nin lideri
Geert Wilders ise yaptığı yazılı açıklamada,
“Kendi ülkemizi, kendi paramızı, kendi
sınırlarımızı ve kendi göçmen politikamızı
kendimiz yönetmek istiyoruz” dedi. FREXIT,
NEXIT, ITEXIT gibi aşırı sağcıların AB’ye
hayır kampanyaları Avrupa’da ses yükseltmeye şimdiden başladı bile.
Britanya’nın AB
Referandumunda Öne
Çıkanlar
‘AB’de kalalım’ oyu kullanan İskoçya,
yeni bir bağımsızlık referandumunu tekrar
masaya yatıracağını söyledi. İngiliz Sterlini ABD Doları’na karşı 31 yılın en düşük
seviyesine indi. İngiliz bankalarının hisseleri %30’a yakın değer yitirdi. İngiltere’nin
AB’den ayrılma kararı almasının ardından
İngiltere’de borsa, para ve tahvil piyasalarında
sert düşüşler hakim.
Kuzey İrlanda’daki Sinn Fein partisi yaptığı
açıklamada, ‘Kuzey İrlanda’da, birleşik bir
İrlanda için referandumu yapılmasını’ savundu. Sinn Fein’in açıklamasında, ortaya çıkan
sonucun Kuzey İrlanda’daki siyasi görünümü
tamamen değiştirdiği belirtildi. Parti, Birleşik
Krallık’ın AB’den çıkması durumunda bu ülkenin Kuzey İrlanda halkının çıkarlarını temsil
etme yetkisinden mahrum kalacağını söyledi.
Brexit kampanyasının önde gelen isimlerinden eski Londra Belediye Başkanı
Muhafazakar Parti üyesi Boris Johnson;
‘‘Başbakan David Cameron’un istifa edecek
olmasından dolayı üzgünüm. Cameron prensipli ve cesur davrandı. Kısa vadede hiçbir şey
değişmeyecek.
Ancak ülkemizi geri alma yönündeki
çalışmalar başlayacak.Bu karar İngiltere’nin
bölündüğü ya da artık daha az Avrupalı
olduğumuz anlamına gelmiyor. Avrupa’ya
sırtımızı
dönemeyiz.
Avrupa’nın
bir
parçasıyız.’’ dedi.
Irkçı
UKIP lideri
Nigel
Farage
açıklamasında; “AB’den ayrılma müzakerelerini bir an önce başlatıp yeniden küresel
bir aktöre dönüşmeliyiz. 23 Haziran’ı resmi
‘Hayır’ Dedi!
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
11
Bekleniyor!
tatil ilan edip ‘Bağımsızlık günü’ olarak
adlandırmalıyız.” dedi. Avrupa Komisyonu
Başkanı Jean-Claude Juncker, AB’nin kalan
27 üyesiyle yoluna devam edeceğini söyledi
ve “İngiltere’nin çıkışını müzakere etmeye
hazır vaziyette bekliyoruz. Yeni başbakan
gecikmeden süreci başlatmalı” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nun Halk Partisi
grubunun başkanı Manfred Weber de Avrupa
projesini savunmak için ayağa kalkmanın
zamanı geldiğini söyledikten sonra Farage’a
dönerek “ İngiltere halkından özür dileyin,
utanın ve bu popülist Brüksel düşmanlığına
bir son verin” dedi.
Türk
Başbakan
Binali
Yıldırım,
İngiltere’deki AB’den ayrılma kararına ilişkin
ilk açıklamasında, “Aldıkları bu karar İngiltere
halkı için ümit ederim doğru bir karardır. Bizim söz söylememiz anlam ifade etmez. Bu
kararın asıl muhattabı olan AB, bu gelişmeyi
çok iyi okumalı ve gelecek vizyonunu gözden
geçirmelidir” dedi.
Fransa’da da AB referandumu yapılmasını
isteyen Fransa’daki Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen de söz alarak vekillere
“Surat asmayı bırakın ve İngiltere halkının
kurtuluşunun tadını çıkarın” dedi.
Avrupa Parlamentosu’nda
Brexit öfkesi
Avrupa Parlamentosu’nda İngiltere’nin
Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararının
tartışıldığı oturumu hararetli geçerken, ayrılma
kampanyasının başını çeken Birleşik Krallık
Bağımsızlık Partisi (UKİP) lideri Nigel Farage yuhalandı ve ‘Nazi propagandası’na
başvurmakla suçlandı.
Bu arada Almanya parlamentosunda konuşan
Başbakan Angela Merkel, AB’nin İngiltere’siz
de yola devam edebilecek güçte olduğunu söyledi. Merkel, sonuçlara saygı gösterdiğini ancak
çıkış müzakereleri sırasında İngiltere’nin canının
istediğini alıp istediğini bırakmasına da AB’nin
izin vermeyeceğini kaydetti.
Başbakan Cameron
görevden ayrılacağını
açıkladı
Farage ise Avrupa Parlamentosu’na hitaben
“sizler, bir siyasi proje olarak inkâr içindesiniz” dedi ve Avrupalı vekillerin çoğunu
hayatları boyunca doğru dürüst hiç bir işte
çalışmamış ya da bir iş ortaya koymamış olmakla suçladı.
‘
Çıktınız, neden burdasınız?’
Avrupa
Komisyonu
Başkanı
Jean-Claude Juncker bugün Avrupa
Parlamentosu’na, İngiltere halkının iradesine
saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi ama
AB’den ayrılık kampanyasının başını çeken
İngiliz politikacı ve Avrupa vekili Nigel
Farage’a dönerek, “Siz ayrılık için mücadele
verdiniz ve İngiltere halkı da ayrılıktan yana
oy kullandı. Peki niye burdasınız?” diye sordu.
‘
Nazi propagandası’ suçlaması
Belçikalı eski başbakanı ve Avrupa
Parlamentosu liberal grubunun lideri Guy
Verhofstadt, Farage’ı kampanyası sırasında
mülteci kuyruklarının görüldüğü afişler kullanmak suretiyle “Nazi propagandası” yapmakla suçladı.
Verhofstadt ayrıca Muhafazakar Parti içinde
ayrılık kampanyası yürütenlerin başını çeken
ve David Cameron’dan sonraki lider adayları
arasında adı sıkça geçen Boris Johnson’dan
da isim vermeden “İngiltere başbakanı olabilmek için herşeyi yapmaya hazır bir adamın
bencilliği yüzünden” ifadesiyle bahsetti.
Referandum
yenilgisinin
ardından
gazetecilerin karşısına çıkan David Cameron, ekim ayından sonra başbakanlık
görevinden ayrılacağını açıkladı. Cuma
(24 Haziran) sabahı erken saatlerde yaptığı
açıklamada Cameron, Birleşik Kırallık
halkının AB’den ayrılma yönündeki
kararına saygı duyulması gerektiğini
vurgulayarak kararın ciddiye alınıp
halkın tercihine derhal cevap verilmesi
gerektiğini söyledi. Cameron 10 Donwining Street’deki konuşmasında, “Ülkemizin
yeni rotasında dümende olmamın doğru
olmayacağını düşünüyorum, Ekim’deki
Muhafazakar Parti Kongresi’ne kadar yeni
bir Başbakan adayı belirlenmeli ve AB’yle
müzakereler de yeni Başbakan’ın seçilmesinin ardından başlatılmalı.
Corbyn: Kemer sıkma
önlemlerinden bıkkınlığın
göstergesi
Ayrılalım kampanyasını yürütenleri tebrik
ediyorum. Piyasaları ve yatırımcıları temin ederim ki Birleşik Krallık ekonomisinin temelleri
sağlamdır. Hizmetlerin, malların ve kişilerin
serbest dolaşımında hemen bir değişiklik olmayacak. Müzakerelerde her şeyden önce
güçlü bir liderliğe ihtiyaç olacak.” Ifadelerine
yer verdi.
AB Referandumu
ardumunda İngiltere halkı
‘EXIT’ dedi, peki şimdi ne
olacak?
İngiltere’nin AB’den ayrılması 2 yıllık
müzakereler ile gerçekleşecek. Hükümetin bu
kararın ardından atacağı ilk adımlardan biri,
2009’da imzalanan Lizbon Anlaşması’nın,
üyelerin birlikten ayrılmasını düzenleyen 50.
maddesini işleme koymak olacak.
Maliye Bakanı George Osborne, bu sürecin referandumdan sonra iki hafta içinde
başlayabileceğini söylemişti fakat David
Cameron Downing Street’deki açıklamasında
sürecin ‘İngiltere’ye güçlü bir temsiliyet
sağlandığı zaman’ müzakerelere başlana
bileceğini söyledi. Ayrıca Cameron’un Ekim
ayına kadar görevine devam etmesi müzakerelerinde bu süreçte başlamayacağı anlamına
geliyor.
Avrupa Birliği’nden ayrılmak ise zorlu
bir müzakere sürecini gerektiriyor. Anlaşma
gereğince 50. madde de belirtildiği gibi,
bu sürecin iki yılda tamamlanması gerekli. Müzakere sürecinde İngiltere AB
içinde kalacak ve AB yasaları yürürlükte
olacak. İngiltere’nin ayrılık müzakerelerinde
odaklanacağı konular arasında serbest ticaret
anlaşması ve güvenlik konuları öne çıkacak.
Eğer iki yılda bir anlaşmaya varılmazsa
AB üyeliği sona erecek, ilişkiler Dünya
Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kurallarına bağlı
olarak yoluna devam edecek.
İngiliz Strelini 1985’teki
seviyesine indi
İngiltere’nin AB referandumunda çıkış
(Brexit) oylarının % 52’lere gelmesi sonrası
piyasalar sarsıldı. İngiliz sterlini yüzde 7.8’lik
düşüşle dolar karşısında 1,34’e geriledi. i.
sterlin dolar kuru akşam ilk sonuçlarla 1,50
seviyesindeydi fakat Brexit ihtimali güçlenince sabah saatlerinde 1,34’e kadar geriledi.
Bu rakam en son Sterlin/dolar kurunda en son
1985’de görüldü.
Son dönemlerde İşçi Partisi içerisindeki
görüş ayrılıkları ve ortak fikir sağlanamaması
AB referandumunda da İşçi Partisinin konumunu belirledi. İşçi Partisi Lideri Jeremy
Corbyn AB referandum sürecinde zaman zaman eleştirlere maruz kalırken ‘AB’ye devam’
yönündeki çalışmaların da İşçi Partisi içerisinde başını çeken isim oldu.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn AB Referandumu neticlerinin resmi açıklamalarının
ardından basına konuştu. Seçmenin kararına
saygı duyulması gerektiğini belirterek,
İngiltere’nin AB’den çıkışının yasal zeminini
oluşturan Lizbon anlaşmasının 50. maddesinin
derhal devreye girmesi gerektiğini söyledi.
Corbyn, referandum sonuçlarını yorumlarken,
seçmenin bütçe kesintileri ve kemer sıkma önlemlerinden bıkkınlığının altını çizdi.
Liberal Demokratlar AB
yandaşıydı
Uzun zamandır AB üyeliğine devam
edilmesi yönünde kampanya yürüten Liberal demokratarların lideri Tim Farron ise
ilk açıklamasında, “Bugüne kadar AB’yi
destekleyen tüm muhafazakarlara çok
kızgınım. Sonuçlar çok kötü ve tam bir hayal
kırıklığı.” İfadelerine yer verdi.
Irkçı UKIP basında
platform edindi
Öte yandan faşist ve ırkıçılığı ile bilinen
UKIP lideri Nigel Farage ise AB referandumundan ‘hayır’ kararı çıkması ile 24 Haziran
günün İngiltere’nin kurtuluş günü olması
gerektiğini savunan açıklamalarıyla basında
yer aldı. Açıklamasında Farage, “AB’den
ayrılma müzakerelerini bir an önce başlatıp
yeniden küresel bir aktöre dönüşmeliyiz. 23
Haziran’ı resmi tatil ilan edip ‘Bağımsızlık
günü’ olarak adlandırmalıyız.” Sözlerine de
yer verdi.
Referandum süecinde ırkçı söylemleri ile
okları üzerine çeken Farage kendi avunduğu
yönde bir kararın çıkması ile İngiliz basınında
Devamı sayfa 13’te
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
12
Sayfa 13’ün devamı
kendine yer edinmeyide başardı. Göçmen
karşıtı söylemler ve zaman zaman ırkçı
çıkışları ile gündeme gelen UKIP gibi bir
oluşumun İngiltere’de AB’den ayrıldıktan
sonra kendine siyasette nasıl bir yer edineceği
ise kuşku uyandırıcı.
‘Hayır’ kararı
açıklamada bulundu
ardından
Tusk’da
İngiltere’nin AB’ye Hayır demesinin
ardından AB konseyi Başkanı Donald Tusk’da
açıklamada bulundu. Tusk AB’nin zor bir
süreçten geçtiğini belirterek, zor zamanlardan
güçlenilmesi gerektiği vurgusu yaptı.
Açıklamasında Tusk, “Son birkaç yıl AB
tarihinin en zor yılları oldu, bu gibi durumlarda bana babamın söylediği “seni öldürmeyen
şey güçlendirir” sözünü hatırlarım, yolumuza devam etmeliyiz.” Dedi.
Boris Johnson: Hala
daha AB’nin bir parçasıyz
Muhafazakar Partili, eski Londra Büyük
Şehir Belediye Başkanı Borris Johnson’da
AB referandumu ardından kameraların
karşısına geçti. İngiltere’nin AB’den
ayrılmasına yönelik uzun süredir kampanya
yürüten Johnson bu kararın İngiltere’nin
bölündüğü anlamına gelmediği vurgusu
yaptı. Konuşmasında Johnson, “Ortak Avrupa medeniyetini yüceltmek için çalışmaya
devam edeceğiz. Elimizde muhteşem bir
fırsat var. Bu karar İngiltere’nin bölündüğü
ya da artık daha az Avrupalı olduğumuz
anlamına gelmiyor. Avrupa’ya sırtımızı
dönemeyiz. Avrupa’nın bir parçasıyız.”
İfadelerini de kullandı.
radikal biçimde değiştirdiğini söyleyerek,
bağımsızlık referandumu seçeneğinin tekrar
masaya geldiğini ifade etti.
Sturgeon yaptığı açıklamada şunları belirtti; ‘‘İskoçya, AB’de ve ortak pazarda
kalma yönünde oy kullandı. İskoçya’da
yaşayan AB üyesi ülkelerinin vatandaşlarına
sesleniyorum. İskoçya sizin de evinizdir
ve katkılarınız her zaman değerlidir. Ancak İngiltere ve Galler’deki oylar AB’den
ayrılma yönündeydi. Bu oylama sadece
AB’yle ilgili değildi.
Ülkedeki çarpık siyasi sistemin artık
işlemez hale geldiğini de gösterdi. Hükümetin kendisini ciddi biçimde sorgulaması
gerekiyor. İskoçya’nın iradesi dışında AB
dışına itilmesi tablosuyla karşı karşıyayız.
Bu demokratik açıdan kabul edilemez.
Atacağımız adımları gelecek günlerde
gözden geçireceğiz. İskoç halkının referandumdaki kararını temsil etmek için tüm
seçenekleri değerlendireceğim.
Referandum
sonuçları,
İskoçya’nın
2014’teki
bağımsızlık
referandumu
sırasındaki
tabloyu
radikal
biçimde
değiştirmiştir. Bağımsızlık referandumu
seçeneği tekrar masaya geldi.’’v2014 yılında
Birleşik Krallık’tan ayrılma hedefiyle referanduma giden İskoçya’da yüzde 55 oy
oranıyla ‘hayır’ oyu verenler kazanmıştı.
Ayrılıkçılar ise yüzde 44’te kalmıştı.
İngiltere’de yaşayan
AB vatandaşlarına ve
AB’de yaşayan İngiliz
vatandaşlarına ne
Kuzey İrlanda’dan ‘devam olacak?
kararı
Bu İngiltere’nin AB ile yapacağı
AB referandumunda oy kullanan Kuzey
İrlanda halkı Avrupa Birliği üyeliğine devam
kararı aldı. Oylama sonucunda Kuzey irlandadan %55.7 AB üyeliğine devam derken
%44.3’lük halk ise AB’den çıkmaya yönelik
oy kullandı.
anlaşmaya bağlı. Eğer İngiltere tek pazar
içinde kalırsa her iki tarafın vatandaşlarının
çalışmasına olanak sağlayan hareket
özgürlüğü kurallarına sadık kalacak.Eğer
hükümet çalışma izni sınırlamaları getirirse
diğer ülkeler de aynısı yaparak İngilizlerin
çalışma için vize almalarını isteyebilir.
Galler’de Avrupa Birliğine Türkiye’yi nasıl
‘Hayır’ dedi
etkileyeceği konuşuluyor
İngiltere’de olduğu gibi Galler’de de halk
AB’inden çıkılmasına yönelik oy kullandı.
Yaklaşık 2 Milyon oyun kullanıldığı
Galler’de, %52.5’lik oy oranına karşılık
%47.5 ile Gallerliler AB’ye Hayır dedi.
İskoçya’da büyük
fark ve İskoçya’dan
Yeni ‘Bağımsızlık
Referandumu’ Açıklaması
Toplam 32 bölgeden oluşan İskoçya’da
Avrupa Birliği referandumunda AB’ye
‘Devam’ dedi. Tamamlanan oy sayımında
İskoçyalılar, %62 ‘AB’ye Evet’ derken
%38’lik kitle ise çıkılması yönünde oy
kullandı.
Referandumun ayrılıkçıların zaferi ile
sonuçlanmasının ardından İskoçya’dan yeni
bir ‘bağımsızlık referandumu’ açıklaması
geldi. Referandumda yüzde 62 oy ile ‘Avrupa
Birliğinde kalalım’ kararı veren İskoçya Birleşik
Krallık genelinde çıkan sonuçlardan rahatsız.
İskoç Ulusal Partisi SNP’nin lideri Nicola
Sturgeon sonuçların açıklamasından sonra
düzenlediği basın toplantısında referandum sonuçlarının, İskoçya’nın 2014’teki
bağımsızlık referandumu sırasındaki tabloyu
Referandumdan ‘hayır’ sonucu çıkmasının
ardından Türkiye’nin bu ayrılıktan ne ölçüde
etkileneceği de önemli başlıklardan birisini
oluşturuyor. “Türkiye, referandumdan ‘evet’
de çıksa, ‘hayır’ da çıksa etkilenecek potansiyelde” yorumları yapılırken, İngiltere’nin
referandum kampanyasının başlamasına dek
Türkiye’nin üyelik sürecini destekliyordu.
Bu sebeple Türkiye’nin AB üyelik sürecinde İngiltere’nin önemli bir rolü olduğu
düşünülüyordu.
irken, % 78.5’lik oy oranıyla HACKNEY:
İngiltere genelinde kalma yanlıların en yüksek
olduğu bölge olarak kaydedildi. HARİNGEY:
Haringey’de Hackney gibi yüksek bir oy ile
kararını Kalma yönünde verdi. %75.6 ile Haringeyde ‘hayır’ dedi. İSLİNGTON: Kalma
yanlılarının sayısının çok yüksek olduğu diğer
bir bölge.İslington’da da %75.2 lik oy oranı
AB’ye devam dedi.
Antlaşma’nın 218. maddesinin 3.
paragrafına uygun olarak müzakere
edilir. Anlaşma, Birlik adına, Avrupa Parlamentosu’nun muvafakatini
aldıktan sonra, nitelikli çoğunlukla
hareket eden Konsey tarafından akdedilir.
4.
Antlaşmaların ilgili üye devlete
uygulanması, çekilme anlaşmasının
yürürlüğe girdiği tarihte, bunun
gerçekleşmemesi halinde, Avrupa
Birliği Zirvesi oybirliğiyle ve ilgili
üye devletle mutabık kalarak süreyi
uzatmadığı takdirde, 2. paragrafta
belirtilen bildirimden iki yıl sonra
sona erer.
5.
2 ve 3. paragrafların amaçları
doğrultusunda, çekilen üye devletin
Avrupa Birliği Zirvesi’ndeki veya
Konsey’deki temsilcisi, Avrupa
Birliği Zirvesi veya Konsey’de
kendisini ilgilendiren görüşmelere
ve kararlara katılamaz. Nitelikli
çoğunluk, Avrupa Birliği’nin İşleyişi
Hakkında Antlaşma’nın 238. maddesinin 3. paragrafının (b) bendine
göre belirlenir.
6.
Birlik’ten çekilen bir devlet Birliğe
yeniden katılmak isterse, talebi 49.
maddede belirtilen usule tabi olur.
Süreç nasıl işleyecek?
Referandumda
Toplumumuzun
Yoğunluklu Yaşadığı
Bölgelerdeki Sonuç
Lizbon Antlaşması 50. madde
Ayrılıkçıların zaferi ile sonuçlanan referandumda
toplumumuzun
yoğunluklu
olarak yaşadığı bölgelerdeki sonuçlar kalma
yanlıların büyük fark ettiğini gösteriyor.
Başkent Londra yüzde 59.9 ile kalma kararı
verdi. CROYDON: Toplumumuzun yoğun
olarak yaşadığı Croydon’da 9 puan farkla kalma yanlıları önde. ENFİELD: Göçmen kitlesinin yoğun yaşadığı Enfield’te çıkma yanlıların
sayısının yüksek olması manidar. Enfield’de
%55.8’lik oy oranıyla AB’ye devam denil-
1.
Lizbon Antlaşmasının 50. maddesi
bir üyenin AB’den ayrılma sürecini
şu şekilde açıklıyor:
2.
Her üye devlet, kendi anayasal
kurallarına uygun olarak Birlik’ten
çekilmeye karar verebilir.
3.
Çekilme kararı alan üye devlet, niyetini Avrupa Birliği Zirvesi’ne
bildirir. Birlik, söz konusu devletle,
Avrupa Birliği Zirvesi tarafından belirlenen yönlendirici ilkeler ışığında,
bu devletin Birlik ile gelecekteki ilişkisinin çerçevesini dikkate
alarak, çekilmeye ilişkin kuralları
belirleyen bir anlaşmayı müzakere
eder ve akdeder. Bu anlaşma, Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
Kate Osamor: Corbyn’e
Güveniyorum
Edmonton
milletvekili Kate Osamor, İşçi
Parti’sinin gölge kabinesindeki
istifalarının
ardından,
genel
başkan Jeremy Corbyn
tarafından yeni kabineye
seçildi.
Geçen yıl milletvekili seçilen Osamor
göle uluslararası kalkınma bakanı oldu.
Uluslararası kalkınma dalında eğitim
alan Osamor, bu konuya büyük ilgisi ve
deneyimi olduğundan, görevini partisi
ve lideri için memnuniyetle yapacağını
ifade etti.
Osamor, parti içi güvensizlik oyu alan,
Corbyn’i desteklediğini ve güvensizlik
oyunun bir şey ifade etmemekle önemli
olan hususun İşçi Parti’nin genel üyeleri
olduğunu belirtti. Osamor, parti içerisinde
ve medyanın olumsuz tavırlarına rağmen,
yapılan ara seçimlerinde İşçi Parti’nin
oylarının artmasında Corbyn’nin büyük
etkisi olduğunu ifade etti.
Edmonton milletvekili, olası bir liderlik yarışında Corbyn’nin yarışıp, parti
üyelerinin desteğiyle tekrar lider olarak
seçileceğinden emin olduğunu ifade etti.
13
Eğitim Köşesi
Oktay
Şahbaz
Urswick Ortaokulu Bilgisayar Bölüm Başkanı
[email protected]
Okul, aile ve öğrenci
üçgeninin önemi
Bir çoğumuz için okul ile olan
ilişkimiz yılda bir yada en fazla
iki defa yapılan veli toplantılarının
dışına çıkmıyor. Yine çoğumuz
için bu ilişki burada bize söylenen
ve dinlediklerimiz ile kalıyor.
Bu haftaki yazımda okul ile aile
ilişkisinin önemi ve bunun neden
ve nasıl olabileceği konusunda
bazı noktalarda bulunmak istedim,
umarım faydalı olur.
Eminim hepimiz okul, aile
ve öğrenci üçgenin ne kadar
önemli olduğunu sayısız defa
duymuşuzdur. Aslında sürekli velilere belirtilen bu kavram herkesin
dikkate alması ve en iyi şekilde
uygulaması gereken gerçeklerden
bir tanesi. Okulun ve öğrencinin iyi
bir şekilde çalışması ancak ailenin
vereceği destek ile mümkün olabilir. Kimi aile bu ilişki sayesinde
çocuğunun durumunu, başarısını
veya başarısızlığını öğrenir. Kimi
aile ise, daha etkili bir rol alıp
okulda çocuklarının öğrendiği
dersten tutunda onların okulunda
gönüllü çalışmalar yapmaya kadar
gider. Bu üçgeni iyi işleten velilerin çocukları ya başarılı olurlar yada
işler kötüye gitmeye başladığında
büyük sorunlar ortaya çıkmadan
müdahale ederler.
Okulu ile iyi bir ilişkinin
kurulması için okul ve aile arasında
düzenli, güvenli ve dürüst bir bilgi
paylaşımının olması gerekiyor. Her
okulun ailelere bu konuda olanaklar yaratması bir çok müdürün en
temel görevi. Ayrıca her müdür
okullarının kapısını ailelere ve topluma açıp sınıf ve ev arasında bir
bağ kurulabileceğini göstermesi
lazım. Bunu yapan müdür başta
veliler olmak üzere okuldaki
öğretmen veya öğrenci olsun her
kesim tarafından sevilir ve saygı
duyulur.
Bu nokta kadar önemli olan bir
şey ise ailelerin okula dürüst ve
zamanlı bilgi vermeleri. Dışarıdan
içine kapanık olarak görünen bizim gibi toplumlarda bu konuda
maalesef bilgi paylaşımı çok az.
Çocuklarımızın hayatında önemli
olan bazı gelişmeleri zamanında
okula bildirmemiz eğitim seviyesi
açısından önemli bir nokta. Örnek
verelim, anne ve baba ayrılıyor
yada boşanıyor – yetişkinler için
bile çok zor olan bu dönem bir
çocuk için (yaşı ne olursa olsun)
tahmin edilemeyeceği kadar daha
zor bir tecrübedir. Bir çok çocuk
böyle dönemlerde kendilerini diğer
çocuklardan daha farklı görüp
o zamana kadar girmediği ve
göstermediği davranışları sergiler.
Yine bir başka örnek ise aileden
birisinin vefat etmesi olabilir –
yine hem yetişkinler için hem de
çocuklar için böyle bir şer zor bir
döneme tekabül eder ve yardım
şarttır. Bu veya buna benzer
durumların okullar ile paylaşılması
çocuğun okul tarafından gereken
yardımı ve desteği almasını sağlar.
İngiltere’de
gerek
ilkokullarda gerekse de ortaokullarda
SENCO (Special Education Needs
Co-ordinator) yani, Özel Eğitim
İhtiyaç Koordinatörleri görev alır.
Bu öğretmenler çocukların sağlık,
sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını
karşılamak ile sorumlu olan
kişilerdir. Bir okuldaki SENCO
öğrenci, veli bunun yanında bir
çok kurum ve kuruluş ile yakından
çalışır. SENCO’lar sosyal, sağlık ve
psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar ile yakından ilgilenip okuldaki
öğretmenlere bu tür sorunları
olan öğrenciler ile nasıl ilgilenebilecekleri konusunda eğitim
verirler. Bu tür ihtiyaçları olan
öğrencilerinin velileri ile SENCO
sürekli bir diyalog içindedir. Her
aile kendi okulundaki SENCO’lar
ile sınıf öğretmenleri aracılığıyla
irtibata geçip görüşebilir.
Ailelerin en temelde okulda
öğrencilerinin sınıf öğretmeni,
yada İngiltere’deki adıyla ‘tutor’
ile bir diyalog içinde olması lazım.
Veli toplantılarının dışında bu
öğretmeni ile diyalog içinde olup
çocukları hakkında istedikleri zaman bilgi alabilirler. Bunun dışında
genel okul sorunları ile ilgili her
veli okul müdürü ile görüşebilir.
Müdür ile bu konuda istenilen zamanda randevu talep edip görüşme,
duygu ve düşüncelerini bildirme,
her velinin temel hakkıdır. Son
olarak okulun gidişatı veya okul
müdürü hakkında olan şikayet
yada öneriler konusunda ise Okul
Aile Birliği (School Governors)
paneli yada bölge eğitim müdürlükleri (LEA) ile görüşebilirler.
Bu bilgilere her gün ihtiyacımız
olmasa da, gerek duyduğumuzda
kullanabileceğimiz bazı ilişki
yöntemleri.
Zilan
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
14
Londra’da Roj Kadın Meclisi tarafından 25 - 26
Haziran tarihleri arasında Kürt Toplum Merkezi’nde
düzenlenen 13. Zilan Kürt Kadın Festivali yüzlerce
kadının katılımı ile coşkulu bir şekilde gerçekleşti.
HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik’in konuşmacı
olarak katıldığı festival, iki gün boyunca zengin bir
programa ev sahipliği yaptı.
Kürt Kadın
Suna Alan-Esra Türk-Erem Kansoy
Cumartesi günü ‘Özerk alanlarda özgürlük
mücadelemizi büyütüyoruz’ şiarıyla başlayan
13. Zilan Kürt Kadın Festivali’nde Jineoloji,
Demokratik Konfederalizm, Çocuk Psikolojisi ve Toplumda kadına yönelik şiddet
konulu atölye çalışmaları gerçekleştirildi.
Kadınların ilgisinin yoğun olduğu ve nitelikli tartışmaların gerçekleştirildiği atölye
çalışmaları ardından ‘Kadın Savaşı’ isimli
YPJ’li kadın savaşcıları anlatan ödüllü belgesel filmi gösterildi. Kürt kadın savaşçılarının
barbarlar örgütü DAİŞ’e karşı savaşını anlatan belgesel büyük bir katılım ile izlendi.
Ayrıca çocuklar için tüm gün çeşitli aktiviteler gerçekleştirilirken, kurulan dengbej divanına büyük ilgi gösterildi. Yine
Sur, Cizre ve Nusaybin’deki ihtiyaç sahibi
ailelerle dayanışmak amacıyla iki gün boyunca gerçekleştirilen kermes büyük ilgiyle
karşılandı.
Oldukça yoğun bir katılımla başlayan festivalin ikinci günü devrim şehitleri anısına
yapılan bir dakikalık saygı duruşu ardından
Roj kadın meclisi eş başkanı Devrim Has’ın
yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Özerk
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
15
Festivaline Büyük İlgi
alanlardaki direnişi selamladıklarını ve buna
en iyi yanıtın bu direnişi sahiplenme ve
daha fazla kadın örgütlülüğünden geçtiğini
ifade eden Has, geleneksel olarak her yıl
düzenledikleri festivalin kültürel bir etkinlik
olmanın yanı sıra en çok da bir kadın mücadele ve direniş çağrısı olarak algılanması
gerektiğini söyledi. Britanya Kürt Halk
Meclisi adına Evrim Yılmaz’ın konuşmasının
ardından TJK-E mesajı ve yine çeşitli kadın
kurum ve örgütlenmelerinin dayanışma
mesajları okundu. Ayrıca 25 Haziran tarihinde Minbiç’te barbarlar örgütü DAİŞ’e karşı
mücadele ederken yaşamını yitiren MLKP
savaşçısı Selda Çağdaş da anıldı.
Ardından Kürt kadınının mücadele tarihinin
bir sonucu olarak YPJ’nin Rojava’daki mücadelesi ve Bakur’daki özyönetim mücadeleleri
anlatan Şırnak - Cizre belgeseline yoğun ilgi
gösterildi.
Belgesel
gösterimi
ardından
moderatörlüğünü Roj Kadın Meclisi üyesi Birsel Boyraz’ın yaptığı panele HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik konuşmacı olarak katıldı.
Birlik, Kürdistan’da kadın ve özyönetim
direnişleri, Kürtler, demokrasi güçleri ve
halklara yönelik giderek büyüyen baskı rejiminin teşhiri ve HDP’ye yönelik saldırılara
dair konuştu. Milletvekili Birlik ‘’Mücadele
tarihleri boyunca direngen kadının her za-
man hedef alındığını söyleyen Birlik, ‘’bugün
Kürdistan savaşında da yine hedef alınan
Kürt direnen kadınıdır. Çünkü Kürt kadının
direnişini kırarsa, direnişi gerileteceğini
ve herkese kadın bedeni üzerinden ders
vereceğini düşünerek yine bugün Kürdistan’da
süren savaşta kadınlar hedef alınmıştır.
Sevelerin katledilmeleri ve katledilme şeklinin
Paris’te katledilen Sakinelerin yıldönümüne
denk getirilmesi tesadüfi değildir. Bir sindirme
politikası hesaplanırken Asyalar Şehribanlar
bayrağı devralmıştır. Bugün Kürt kadın mücadelesi sadece Türkiye ya da Ortadoğu’da
değil, dünyanın her bir yanındaki kadın mücadele hareketlerine örnek olacak bir düzeye
gelmiştir. Bu yüzden AKP de, erkek aklı da
her yerde kadın mücadelesinden korkuyor.
Çünkü kadınlar bugün Rojava’da zılgıtlarıyla,
gülüşleriyle bir devrim gerçekleştirdi;
savaşırken yeni bir yaşamı ördü’’ dedi.
Karşılıklı soru cevap ile tamamlanan panelin ardından Koma Govenda Aşitî isimli
genç kadın folklor ekibinin gösterisi büyük
beğeniyle karşılandı.
Etkinliğin final bölümünde ise sanatçılar
Zeynep ve Sipan Xelat’ın şarkıları ile 13. Zilan Kürt Kadın Festivali kadınların yöresel
giysileriyle renk kattığı coşkulu halaylar ile
sona erdi.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
16
Ciwanên Azad UK’den
Büyük Protestoya çağırı
Köşe Yazısı
Tom
Webb
ha.twebb
@hatwebb
Ve Artık AB’den çıkıyoruz
Yüzde 52 çoğunlukla Britanya
Avrupa Birliğinden çıkma kararı
aldı. Şimdi ne olacağı konusunda
ben kısa bir özet geçmek istiyorum.
Referandum günü sonrası ilk
açıklama UKIP lideri Nigel Farage’dan geldi. Kampanya süresince
Avrupa Birliğine gönderilen haftalık £350 Milyon Pound’un NHS e
aktarılacağı sözü ile ilgili sorulan
bir soruya önce ‘hayır öyle bir söz
vermedik’ dedi. Katıldığı programda ki sunucunun verdiği bu
söz üzerinde durup ısrarcı olması
sonrasında da ‘bu söz kampanya
süresince kullandığımız yanlış bir
probagandaydı, hatamızı kabul
ediyorum’ şeklinde bir açıklama
yaptı.
Daha bu açıklamanın yankıları
devam ederken bir açıklamada ayrılıkçı bir başka milletvekilinden
geldi. Yine ayrılmak için kilit bir
şekilde kullanılan, seçmenlerin
milliyetçi duygularını harlayıp
gündemden düşürmedikleri göçmenler konusunda da aslında pek
birşeyin değişmeyeceğini söyledi.
Pound birçok dünya para birimi karşısında 1985’ten bu yana en
düşük rakamlarını gördü. Bu düşüş
ülke dışından alınan ürünlerin daha
pahalıya gelmesi anlamına geliyor.
Hali hazırda yurt dışına satılmış
fakat ödemeleri yapılmamış ürünlerden zarar eden birçok şirket çok
yakın zamanda kapanmaya başlayacaklar. Tüm bunlara bağlı olarak
enflasyon artmaya başlayacak.
Her ne kadar Bank of England
faiz oranlarını azaltıyor olsada
bankalar artık kendilerini güvene
almak adına faizlerini arttıracaklar.
Evleri olan ve aylık düzenli kredi
ödemeleri yapanların aylık ödemeleri farkedilir derecede artacak.
Yatırımcılar ülkenin yeni durumundan emin olana kadar yatırımlarını başka ülkelerde yapacaklar.
Bu durum ekonomiyi etkileyip kötüleştirecek ve gitmiş olan yatırımcılar beklemeye devam edecekler.
Ülkelere ekonomik açıdan not veren Moody’s şirketi Britanya’nın
notunu negatife çekti bile. İlerleyen günlerde notun bir not aşağı
düşmesi kaçınılmaz görünüyor.
Ekonomik daralmaya, yatırımcıların kaçmasına, satılan malların değerinin düşmesi konularının
hepsine bağlı olarak şirketlerin
çalışan sayılarını azaltmaya başlaması konusunuda unutmayalım.
İşte uzun dönemde bizi en çok
etkileyecek konulardan biriside
bu. İşsizlik artmaya başlayacak.
Daha fazla insan sosyal yardımlara
muhtaç kalacaklar.
Ama o da ne, sosyal yardımlarda etkilenmeye başlayacaklar.
Yapılan tahminlere göre yıllık 44
Milyar Pound bütçe açığı çıkacak.
Bu açığı kapatmanın tek yolu yeni
kesintiler demek olacak. Yeni kesintilerin ilk vuracağı alan sosyal
yardımlar olacak.
Bütçedeki bu açık sadece sosyal
yardımların kesilmesi ile de kapanacak gibi değil. Sonra eğitim ve
sağlıktan kesintiler yapılmaya başlanacak. Avrupa Birliği bütçesine
gönderilmeyeceği ve ülke için harcanacağı sözü verilen £350 Milyon
Pound miktarındaki haftalık getiri
bile yetmeyecek. Sonra eğitim ve
sağlık hizmetleri kalitesi düşmeye
başlayacak. Gençlerimiz, çocuklarımız, yeni gelen nesil daha kötü
bir ülkede yaşamak zorunda kalacaklar.
1 Temmuz saat 14:00’de Almanya elçiliği önünde, Almanya
hükümetinin Kürtlere karşı
yürüttüğü faşist saldırıları,
ifade özgürlüğüne ve Kürt kültürüne kadar dayatılmakta olan
bu faşist saldırılara ses getirmek için bir protesto düzenleyen Ciwanên Azad UK-Özgür
Gençler Harekatı UK, yazılı
çağırısında,”Bu
saldırıların
Türkiye sınırları içerisinde
gerçekleşen faşist saldırılar ile
bir farkı yoktur.” Ifadelerinede
yer verdi.
Çağırıda, “Bizler İngiltere’de yaşamakta olan,
Ülkeleri Kürdistan’dan uzak yaşamakta Kürt gençleri bu saldırıları durdurmak için dayanışma
içinde olup, dik durup onurlu bir duruş sergileyip,
Almanya’da halkımıza karşı yürütülmekte olan
faşist saldırıları durdurmalıyız.” Sözleyiyle birlik
olunma vurgusuda yapıldı.
Ciwanen Azad UK çağırıda, tüm yurtsever halkı
ve gençleri protesto’ya çağırdı.
Adres: Embassy of the Federal
Republic of Germany.
23 Belgrave Square/ Chesham Place
London, SW1X 8PZ
Minbic Askeri Meclisi Sözcüsü:
Kentin özgürleşmesi An Meselesi
Tabi en kritik konu olan faşizm
ve ırkçılık daha da artacak. Biz
kendisi yada anne-babası Britanya’da doğmayanlar, yıllarca bu
farşizm ve ırkçılık söylemlerine
maruz edileceğiz.
İsmini vermek istemediğim,
kendini
ezilenin,
emekçinin,
işçi sınıfının yanında gören
bazı
Türkiye’li
derneklerin
AB’den ayrılmak isteyenlerin
yanında yer almasının aslında
o dernek yetkililerinin pek
ileriyi görerek hareket etmeden
insanları yönlendirdiğini görme
konusunuda çok talihsiz olarak
gözlemliyorum. Sözde büyük
partonlar darbe vuracağını sanan
bu insanlar aslında bu kararın
yine işçi, emekçi, ezilen halkı
derinden etkileyeceğini göremiyor
olmalarını, o halkın büyük bir
ırkçılık ve faşistlik maduru olacağını ve aslında bu kararı destekleyerek faşizmin yanında yer aldıklarını nasıl olupta atladıklarını
sorgulamayı çoktan bıraktım.
Gençliği çok yıllarca olumsuz
etkileyecek bu kararın inatla çıkmasını sağlayan bu tür derneklere
ve kişilere şunu söylemek istiyorum. Gelecek nesil, sebebi olduğunuz bu kararı ve sizleri hiçbir
zaman unutmayacak!
Dört taraftan Minbic kentine
girdiklerini söyleyen Minbic
Askeri Meclisi Sözcüsü Şerwan
Derwêş, “Siviller için hassasiyet
gösteriyoruz. Destekçi güçlerle
beraber uygun zamanda kenti
özgürleştireceğiz. Hazırlıklarımız
artık Minbic’ın ötesi içindir, çünkü
siviller korunaklı bölgeye alınınca
kentin özgürleşmesi an meselesidir” dedi. Derwêş, Rakka’nın da
özgürleştirileceğini söyledi.
Minbic kentinin özgürleştirilmesi için “Şehit
Komutan Faysal Ebu Leyla” adıyla 28’inci gününde
Minbic Askeri Meclisi’nin Demokratik Suriye
Güçleri’nin (QSD) desteği ile devam ettirdiği hamle, kent içindeki çatışmalarla sürüyor
Hamlenin askeri açıdan tamamlanma noktasına
geldiğini dile getiren Derwêş, şehre girmelerindeki
gecikmenin DAİŞ çetelerinin sivilleri kalkan olarak
kullanmasından kaynaklandığını ifade etti.
Kentten özgür alanlara çıkmak isteyen sivillerin
katledildiğini, hamlenin 25’inci gününde çıkmak isteyen 5 ailenin çetelerin tuzakladığı mayınlara basarak
yaşamını yitirdiğini belirten Derwêş, şunları aktardı:
“Siviller için hassasiyet gösteriyoruz. Destekçi güçlerle beraber uygun zamanında kenti özgürleştireceğiz.
Bizim hazırlıklarımız artık Minbic’ın ötesi içindir,
çünkü siviller korunaklı bölgeye alınınca kentin
özgürleşmesi an meselesidir. Askeri açıdan güçlerimizin morali çok iyi durumda. DAİŞ umudunu yitirdi
ve günde 4-5 bomba yüklü araçla son saldırılarını
düzenliyor. Bu bombalı araçlarla yapılan saldırılar
tükenişlerinin göstergesidir.”
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
17
İstanbul Atatürk Havaalanında
Patlama: 31 Ölü 147 Yaralı
İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda art arda patlamalar meydana geldi. İstanbul Valisi Şahin 31
kişinin hayatını kaybettiğini, 147’ye yakın kişinin de
yaralandığını açıkladı.
İstanbul Atatürk Havaalanı’nda
sıralarında patlama meydana geldi.
saat
22.00
Vali Şahin: 31 kişi hayatını kaybetti
Patlamayla ilgili açıklama yapan İstanbul Valisi Vasip Şahin, saldırıların 3 canlı bomba tarafından
yapıldığını söyledi.
Vali Şahin, saldırıda 31 kişinin hayatını kaybettiğini,
147 kişinin de yaralandığını açıkladı. Associated Press
haber ajansı ölü sayısının 50 olduğunu açıkladı, fakat
bu sayı henüz onaylanmadı.
“Saldırı IŞİD kaynaklı”
Doğan Haber Ajansı, emniyet kaynaklarının
saldırının IŞİD kaynaklı olduğunu yazdı.
Türk Hava Yolları’nda (THY) yer hostesi olarak
çalışan ve saldırıda ayağı kırılan Buket Karademir,
kontrolü geçtikten sonra patlama olduğunu belirterek,
“X-Ray cihazının dışındaydık ama olay içeride oldu.
Kontrolü geçtikten sonra patlama yaşandı. Öncesinde
çatışma otoparkta çıktı. Arkadaşlarımın hepsinin yerde
sürüklendiğini gördüm. Çok korkunç bir patlamaydı.
Ayağım kırık, alçıya alındı” diye konuştu.
Havaalanından BBC Türkçe’ye konuşan bir başka
görgü tanığı Deniz Ayanoğlu da, Dış Hatlar Geliş
bölümünü patlama sonrası gördüğünü ve çok sayıda
ceset olduğunu söyledi.
Havaalanında elektrik teknikeri olarak çalışan
Ayanoğlu şunları anlattı:
“Ben İç Hatlar Geliş katındaydım, dışarı doğru
bakıyordum. Patlama oldu, camlar sarsıldı. Dışarı doğru
bakıyordum. Herkes Dış Hatlara doğru koşturmaya
başladı. Bacağından yaralı bir güvenlik görevlisi
gördüm, hemen ona tampon yaptılar.”
“Ben saldırı anını değil, patlama sonra alanı gördüm.
Şok olduk. Dış Hatların gelişinde silahlı çatışma oldu.
Dış Hatlar yolcu çıkışında, bagaj alım karuselinin orada
patlama olmuş. Karuselden çıktığı alanda silahını çekip
ateş ediyor.”
Öte yandan saldırıyla ilgili yayınlanan güvenlik kamerası görüntüsünde; bir saldırganın elinde
kalaşnikofla koşarak ilerlediği, çevreye ateş açtığı,
vatandaşların can havliyle kaçıştığı, ardından bir
güvenlik görevlisi tarafından vurulup yere düştüğü
görülüyor.
Söz konusu güvenlik görevlisi yaralı saldırganın
başına yaklaşıyor ancak kısa süre içinde uzaklaşıyor.
Görevli kaçarken yaralı saldırgan kendisini patlatıyor.
Vali Şahin, saldırıda 3 canlı bombanın kendisini
patlattığını açıklamıştı.
Yine saldırganlardan birinin x-ray cihazından geçemeyince etrafı kalaşnikofla taradığı ardından kendini
havaya uçurduğu bilgisi vardı.
Sağlık Bakanlığı’ndan açıklama
Sağlık ekipleri ilk müdahalesini yaptığı yaralıları
hastanelere sevk ederken, havalimanı giriş ve çıkışa
kapatıldı.
Yaralıların durumuyla ilgili açıklama yapan Sağlık
Bakanlığı ise, saldırı sonrasında toplam 23 ambulansla
olay yerinde yaralılara müdahale edildiğini, olay yerinden tüm yaralıların 112 ambulanslarıyla hastanelere
nakledildiğini bildirdi.
Bakanlık ayrıca İstanbul’da yaralıların sevk edildiği
hastanelerde kan ihtiyacı bulunmadığını bildirdi.
Saray’da toplantı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da,
İstanbul’daki saldırıyla ilgili Başbakan Yıldırım ve
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplantı yaptı.
Erdoğan’dan açıklama
Saldırının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan yaptığı ilk açıklamada ise şunları söyledi: “Bu
saldırı, terör örgütlerinin masum sivilleri hedef alan
karanlık yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bu
saldırının, herhangi bir sonuç elde etmeyi değil, sadece ve sadece masum insanların kanı ve acısı üzerinden dünyaya ülkemiz aleyhinde propaganda malzemesi
üretmeyi hedeflediği açıktır.
“Türkiye, terör örgütleriyle olan mücadelesine,
ödediği tüm bedellere rağmen, sonuna kadar devam
edecek güce, dirayete, imkana sahiptir.
“Dünyanın, özellikle de Batı ülkelerinin, yönetimleriyle, parlamentolarıyla, medyasıyla, sivil toplum
kuruluşlarıyla terör örgütlerinin bu oyununa karşı artık
kararlı bir duruş sergilemelerini bekliyoruz.
“Herkes şundan emin olsun ki terör örgütleri için
İstanbul ile Londra’nın, Ankara ile Berlin’in, İzmir
ile Şikago’nun, Antalya ile Roma’nın bir farkı yoktur.
Şayet tüm devletler, tüm insanlık olarak el ele verip,
terör örgütlerine karşı ortak mücadele yürütmezsek,
bugün aklımıza getirmekten dahi korktuğumuz ihtimallerin hepsi de birer birer gerçekleşecektir.”
Sosyal paylaşım platformu Facebook, saldırı
sırasında İstanbul’da bulunan kullanıcıların güvende
olduklarını bildirebilecekleri güvenlik butonunu devreye soktu, fakat Türkiye’de Facebook ve Twitter’a
erişim engellendi.
Havalimanı saat 20.00’ye kadar kapatıldı
Saldırının ardından önce sabah 05.00’e kadar
durdurulan uçuşlarla ilgili yasak uzatıldı; Atatürk
Havalimanı’na saat 20.00’ye kadar sefer yapılmayacak.
NOTAM olarak adlandırılan Notice To Air Man
– Havacılara Bilgi Notu’nda bu bilgi tüm dünya ile
paylaşıldı.
Güvenlik önlemlerinin alınması ve arkasından
terminal binasının işleyişinin sağlanması sonrasında
uçuşların tekrar başlatılması planlanıyor. Kaynak: IMC
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
18
Öcalan’a Özgürlük Eylemine
Bir Destek te Galler’den
Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi’nin çağrısıyla Avrupa’da
Kürtler ve dostlarının ‘Öcalan’a Özgürlük, Kürdistan’a Statü’
sloganıyla gerçekleştirdiği çadır eylemleri kapsamında Galler’de
de aynı amaçla çadır açıldı.
Cardiff’in Newprot bölgesinde açılan
çadırda Kürt halk önderi Abdullah
Öcalan’ın özgürlüğünü talep eden bildiriler
dağıtılırken, Türk devletinin Kürdistan’da
yürüttüğü savaş ile ilgili de bilgilendirmeler yaptı. Üç gün sürecek olan eylemin ilk
gününde Öcalan’ın özgürlüğünü talep eden
yüzlerce imza toplandı.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
19
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
20
ŞEBNEM KORUR FİNCANCI
Size, çok iyi bildiğiniz gibi, cezaevinden
ulaştırıyorum sesimi. Bu yalnız benim sesim de değil,
benim gibi tecritte olan diğer kadınların sesi, onlardan
aldığım kartların, sevginin, dayanışmanın sesi, avukat görüşlerine giderken, görüşte karşılaştığım, sevgiyle sarılan, ışıltılı gözleriyle kucaklayan tüm o güzelim kadınların sesi. Eminim tümünün sizlere en içten
selamları vardır. Onların, hepimizin sesini çoğaltmanın
yollarını bulmanızı isterler sizden.
Sonra… Sonra tüm o tecrit, F tipi uygulamalarına
karşı mücadelemizi, yalnız benim ömrüme sığan yüzlerce ölümün bu uğurda olduğunu düşününce, nasıl
bir hata yaptığımı fark ettim. Tutulma koşullarımın
tecrit niteliğini ve hak ihlali boyutunu da vurgulayarak,
bir dilekçe verdim hemen. Bekliyorum, bakalım bu
tecrit ne kadar sürecek. Belki siz yazımı okurken ben
B-4 koğuşuna, farklı siyasetlerden kadınların bir arada
olduğu koğuşa geçmiş olurum.
Kendi adıma bu tutuklamanın saçmalığını bir yana
bıraktığımızda, cezaevine girmekten çok hoşnutum.
Öğrenmek her zaman çok heyecanlandırmıştır beni,
heyecanla öğreniyorum.
Bilgisayarda yazmayınca sözcük ve karakter sayısını
hesaplamak zor oluyor, o nedenle ayrılan yeri biraz
aşmış ya da biraz kısa yazmış olabilirim ama dışarıdaki
dayanışmaya değinmeden geçmek istemiyorum. Sevgili
Ahmet Nesin, Erol Önderoğlu ve benim tutuklanmamıza
duyulan tepki ve örülen dayanışmadan onur duydum
kendi adıma, eminim arkadaşlarımız da bu duyguyu
paylaşıyordur. Ayrıca kıpır kıpır bir sevinç de tüm
hücrelerimden sızıyor. Şu 5-6 gün içinde her görüşten,
yapıdan yüze yakın avukat geldi görüşe, dışarıda
cezaevinin önünden çok sevdiğim okuluma her yerde
dayanışma var en direngen haliyle.
Yalnız özgürlüğünden alıkonulma halinin koşulları,
olumsuzlukları değil, burada çalışan insanların
çalışma koşulları, onların da çalışma saatleri boyunca
özgürlüğünden alıkonulmuş, iletişim araçlarından yoksun oluşu çok rahatsız edici. Çok basit ama, örneğin bu
yaz sıcağında pantolon ve bot giymek zorunda olmaları
hem çok sağlıksız, hem de özgürlüklerinin farklı boyutta sınırlandırılması anlamına geliyor. Bir köşeye
sığmayacak ayrıntılar var, aklıma düştükçe yazıyorum.
Birgün belki tümünü paylaşma olanağı bulurum sizlerle,
herkesle.
Tecritte olmak da ilginç bir durum, üstelik bunu
bir biçimde –deneyimsizlik de denebilir- kendim
onayladım başlangıçta. Tahmin edebileceğiniz gibi,
öyle ya da böyle değdiğim tüm insanları düşününce
hak mücadelesi içinde, siyasilerin olduğu koğuşların
tamamından çağrı aldım koğuşlarına katılmam
için. Çok heyecanlandım, çok sevindim ama birini
seçersem diğerlerine ayıp etmiş olurum, kırarım diye
de kaygılandım öte yandan. Yalnızlığa da pek itirazım
olmadığından, önüme sürülen “tek kalmak istiyorum”
yazısını imzalayıverdim.
Barış Bloku bir basın açıklaması yapmış Cuma günü,
toplantılarını Bakırköy Kadın Ceza İnfaz Kurumu önünde
gerçekleştirdiklerinde. Söylediklerini çok önemsedim, bu
muhteşem dayanışma içinde. “Arkadaşlarımızın ellerine
vurulan kelepçeler bizlerin ellerini birleştirdi” demişler.
Umarım o eller birleşir ve söyledikleri gerçekleşir: “İşiniz
bundan sonra daha da zor olacak. Şimdi elinizdeki direktifleri, emirleri, vatan hamasetini, bu yollarla alınmış
mahkeme kararlarını yavaşça yere bırakın ve teslim olun
insanlığa, barışa ve evrensel kardeşliğe…-Tutuklanmanız
için bir engel yoktur.”
Dayanışmayla dostlar, dayanışmayla rengarenk!
Kaynak: Evrensel
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
21
‘Kürt Halkı Artık Duygusal Bir Kopuş Yaşadı’!
HDP Şırnak milletvekili Birlik: `Cumhurbaşkanının
açıklamaları savaşı kaybettiklerinin göstergesi`
dedi. 13. Zilan Kürt Kadın
Festivali’ne
katılmak
üzere Londra’ya gelen
HDP Şırnak milletvekili
Leyla Birlik gazetemize
konuştu.
‘Cumhurbaşkanının açıklaması
savaşı kaybettiklerinin göstergesi’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz
teröristler kadar onurlu ve gururlu
olmazsak ülkede büyük bir kırılma
yaşanır” sözlerini değerlendiren Birlik, bunun aslında bir itiraf olduğunu
ve savaşı kaybettiklerinin göstergesi
olduğunu söyleyerek, “Şiddetin dozunun
arttırılmasının nedeni de budur. Bu kendi
alanlarının daralmasının verdiği bir şey.
Orada muazzam bir direniş vardı. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi terörist
ilan ediyorlar. Çünkü orada direnen bir
halk vardı. Halka da terörist diyordu.
Bu halkın kahramanlığını gördü. Onlarda asla olmayan şey budur aslında.
Bu yüzden bu sözleri sarfediyor. Bu da
onların kaybettiğinin bir itirafıdır” dedi. Bedran Özkan
AKP hükümetinin başlatmış olduğu
savaş politikalarına karşı Kürdistan illerinde yükselen direnişe tanık olan
HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik
Sur, Cizre, Nusaybin ve Silopi’de devlet tarafından gerçekleştirilen katliamları
ve harap edilen şehirleri anlattı. Bedran Özkan-Erem Kansoy
AKP hükümetinin korku psikolojisi yaratarak Kürt halkını sindirmek
istediğini, bugün açık bir şekilde
Kürtleri öldürüp bedenlerini teşhir
ettiğini ifade eden Birlik, “Devlet daha
önce gözaltında kaybederek yaptığı
katliamları bugün açık açık yapıyor.
Bedenleri teşhir ediyor. Akreplerin arkasında sürüklüyor” dedi. Ekin Van’ın , Hacı Lokman Birlik’in bu şekilde katledilmeleri ve basına verilmesinin bir tesadüf olmadığını
kaydeden Birlik, kadın bedeni üzerinden de Kürt halkına bir mesaj verilmek istendiğini soyledi. Devletin Kürt
halkının direneceğini ve burdan bir mesaj vermeye çalıştığına dikkat çeken Birlik, “ Hacı Lokman birlik de aynı şekilde
yaralı olarak yakalanıyor ve katlediliyor.
Ardından 28 kurşun sıkılıyor. Bun-
lar hep korku yaratmak içindi. Şimdi
ise Sur, Cizre, Şırnak ve Nusaybin’de
İŞID vari çeteleri Kürdistan’a salıyor
ve açık açık katliam gerçekleştiriyor.
Askere ve polise verilen yetkilerde
de açık açık söyleniyor. İstediğinizi
yapın siz yargılanmayacaksınız diyerek katliamların önünü açmış oluyor”
ifadelerini kullandı.
‘Devlet Kürt kadınının
direngen yönünü bilerek
saldırı gerçekleştirdi’ Varto’da katledilen ve bedeni teşhir
edilen Ekin Van ve Kürt kadını şahsında
Kürtlere mesaj verilmeye çalışıldığını
belirten Birlik, “Her toplumun hassasiyetleri vardır. Bu hassasiyet üzerinden
saldırı yapılıyor. Onun dışında Kürt
kadınının direngen yönünü biliyorlar.
Rojava devriminde kadın rolünü de iyi
biliyorlar. Ekin Van’a yaptıkları da bunun göstergesi. Biz size bunları yaparız.
Aslında bir nevi kadın direnişine yapılan bir saldırıdır. Yine aynı şekilde
Silopi ‘ de katledilen Sevê arkadaşlar
üzerinden de bu mesaj verilmeye
çalışıldı. Çünkü orada öz yönetimi savunan bu arkadaşlarımızdı” dedi. ‘Kürt halkı artık duygusal
bir kopuş yaşadı’
Birlik, Kürt halkının artık duygusal bir
kopuş yaşadığını dile getirerek, “Kendileri zaten sınırları belirleyip Kürdistan’ı
tamamen kuşattılar. Zaten başka bir ülkenin topraklarına saldırıyorlarmış gibi
tank ve toplarla saldırıya gectiler. Bu
yüzden insanlar çok öfkeli. Ama biz şunu
diyoruz. Savaş ne kadar sürerse sürsün
bir müzakere masası kurulacak. Daha fazla kan akmadan çağrımızı yineliyoruz.
Ama bu savaş biraz daha sürerse insanlar
birlikte yaşamak istemediklerini açık açık
dile getirecekler” dedi. Leyla Birlik, 13. Zilan Kürt Kadın
Festivalinin programında yer
alan ve kendisininde konuşmacı
olarak katıldığı panel öncesinde,
festivalin önemi ile kadın
mücadelesine de değindi.
“Zilan festivalinde Zilan şahsında
öncelikle bütün devrim şehitlerini
saygıyla ve minnetle anmak istiyorum. Bugün Kürdistan’da Zilanlaşan
yüzlerce kadın yoldaşımızın yanından
direnişin olduğu Kürdistan’dan geldim,
Londra’da böylesi bir festival katılımın
çokluğu ve insanların sıcaklığının
Kürdistan’daki şuanda devam eden
savaşın varlığını hissetmeleri, tabiki
bugün hem dünya devletlerinin erkek
zihniyetiyle yönetilmesi yanında normal yaşamın içinde zaten kadına dönk
bir yok etme bir kıyım ve iradeyi kırma
çabası var çünkü toplumun en önemli
yapıtaşının kadın olduğunu biliyorlar.
Şuanda Kürdistan’da süren savaşın
da hedefinde kadınlar var çünkü toplumu
değiştiren, dönüştüren kadındır. Tıpki Rojavadaki gibi devrimi gerçekleştiren Kürt
kadınıdır. Zilanlaşan Kürt kadınlarıdır,
Yine Rojava’da MLKP’den olan Sevda
arkadaşımızda Zilanlaşmaya bir örnektir.
Bütün baskılara karşı dik duruşuyla mücadele veren kadınlarımız var. kadınlar
bugün mücadelenin öncülüğünü yapıyor.
Bu gün Kürt kadını hem Avrupa’da
hem Kürdistan’da, rojava’da hemde
Ortadoğunun en can akıcı yerinde bütün
dünyaya örnek veriyor, yani kadın direnişi
ve tüm dünyada kadın mücadelesi veren
bütün kuruluşlar, Kürt kadın mücadelesini örnek alarak, mücadele yürütüyor,
ondan güç alarak adımlarıı atıyorlar. Sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da, kürt
Kadının direnişi Kürt kadın hareketinin
mücadelesi örnek teşkil ediyor.
Londra’da O kadına bağlılık kadın
direnişine inancı ve sahiplenmeyi görebiliyoruz, bu çok anlamlı ve önemlidir.
Kürdistan’daki O yakıcı savaşı anlatmak
için. Oradaki savaşı hem siyasi hem politik hemde sosyal yaşamda anlatabilmek
için burası ve buradaki mücadelede çok
önemlidir. Kürt kadını Kürdistan’da ne
yapıyor, kadınlarımız ın durumu nedir
burada iyi anlatmalıyız. Kürdistan’da
kadın direnişinin büyüklüğünü yüceliğini
dünyaya iyi anlatmak zorundayız.
Londra ve Avrupa’daki yurtsever
halkımıza gazetemiz aracılığı
ile birde mesaj gönderen Birlik,
“Kürdistan’da yaşananları dünyada
bilmeyen kalmasın” dedi.
“Kürdistan’da bugün inanlımaz bir
savaş var, tüm vahşeti ve insan haklarını
hukukunu insan ahlakını yerle bir eden bir
savaş var. Öncelikle Avrupa’daki tüm sosyalist, demokratik cephelere ve Kürt’lere
sesleniyorum, bu gün Kürdistan’da insanlar katlediliyor, çocuklar öldürülüyor,
ormanlar yakılıp doğa tahrip ediiyor.
Kürdistan’ın taşına toprağına insanına
yaşıyacak hiçbir alan bırakmamaya yönelik bir saldırı var. bu saldırıyı özellikle ve
öncelikle Avrupa’daki Kürtlerin görmesi
gerekiyor. İnanılmaz bir dayanışma
ruhuyla kenetlenmenin ve ses çıkarmanın
tam zamanıdır.
Kürdistan’da bug gün yaşanan bir
mahalle bir sokak yada bir kent saldırısı
değildir, tüm Kürdistan halkı bir bütün
olarak soykırımdan geçirilip, kürdistan’I
baştan aşağı talan etmeye çalışıyorlar,
insanları
oralardan
boşaltmaya
çalışıyorlar.
İnsanları
kökünden,
dininden,
kültüründe
herşeyinden
koparmaya
çalışıyorlar. Bu yüzden Avrupa’daki
Kürtler başta olmak üzere herkesin bu
anlamda, bu konuya karşı duyarlı olması
gerekiyor, kenetlenmeleri gerekiyor ve ses
çıkartmaları gerekiyor.
Avrupa’da halkımız eylemlerini
artırması gerekiyor. Avrupa’da bu anlamda olanaklar daha fazladır, politik
alanda siyasi alanda ve sosyal yaşamda
her alanda sokaktan tutnda politikaya
kadar Kürt’lerin bu anlamda duyarlı
olmaları ve duyarlılığı artırıp dış dünyayada yaşananları iyice anlatmaları
gerekiyor. Kürdistan’daki bu savaşı
dünyaya anlatmanın birinci ayağı
Avrupa’daki Kürtlerdir. Bu çok acil bir
ihtiyaçtır. Bu gün türkiye’de savaş ve
katliamların ve vahşetin sınırları aşılmış
durumdadır ve birde her geçen gün daha
büyüyen Kürdistan’daki Cudi dağından,
Siirt ve Lice’ye uzanan tüm dağlarda
yangın var. Dağları yakıyorlar bu
insanlık dışıdır. Avrupa’ya ve dünyaya
türkiyenin bu insanlık dışı hareketlerini
anlatmalıyız. Tabiki bunun birinci ayağı,
Londra ve Avrupa başta olmak üzere
lobi çalışmasıdır, eylemlerdir ve bilgilendirmelerdi.”
Edinburg’da Kürt Toplum Merkezi Coşkusu
İskoçya’nın
başkenti
Edinburgh’da kurulan Navenda Komela Kurd merkezi
düzenlenen bir etkinlikle
açıldı. Açılışa çok sayıda
Kürt ve Kürt halkının dostları
katıldı.
Koma Zelal ve davul zurna ekibinin
katılımcılara coşkulu anlar yaşattığı kutlamada çocuklar, kadınlar ve gençler için
kaşık ve yumurta yarışı, çuval yarışı gibi
etkinlikler gerçekleştirildi.
Yaklaşık, bir buçuk yıldır, kültürel ve
sosyal çalışmalara başlayan Kürt Halk
Meclisi, gün geçtikçe örgütlülüğünü
genişletiyor. İskoçya’nın her bölgesinden
Kürtler ve demokrat çevrelere ulaşan Meclis, kadın, genç ve çocuklar için kültürel ve
sosyal programlarıyla dikkat çekiyor.
Edinburg’daki merkezde de Kürtçe,
folklor ve müzik dersleri verilecek. Kürtçe
dil kursları çocuklar ve yetişkinler olarak 2
ayrı grupta 4 sınıftan oluşuyor.
Dernek bünyesinde faaliyet gösteren
Koma Çarçela müzik grubu da derneğin
kültürel etkinliklerine renk katarken,
ayrıca bir de gitar kursu veriliyor.
Dernek çalışmaları bünyesinde ayrıca
bir de okuma kulübü yer alıyor. 22
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
London Pride 2016 Renkli Geçti
Başkent Londra’da düzenlenen LGBTİ (lezbiyen,
gay, biseksüel, trans, interseks) Onur Yürüyüşü’ne
dünyanın farklı ülkelerden
de gelen binlerce kişi katıldı.
Bu yıl 43’üncüsü düzenlenen ve çok sayıda ünlü ismin katıldığı yürüyüşte Orlando katliamında yaşamını
yitirenler
anısına
bir
dakikalık saygı duruşunda
bulunuldu.
Fotoğraf Can Mehmethanoğlu
Londra’nın en merkezi ve turistik
bölgeleri olan Oxford Circus’ta başlayan
cumartesi günkü yürüyüş Trafalgar
Meydanı’nda son buldu. Yürüyüşte binlerce kişi, çarpıcı kostümleri, makyajları
ve dansları ile karnaval havası yaşattı.
İngiltere resmi binalarında LGBTİ
bayrakları dalgalandı. Dünyanın farklı ülkelerinin bayrak ve dövizlerinin taşındığı
yürüyüş yoğun güvenlik önlemleri altında
gerçekleştirildi. Yürüyüşe katılanlar daha
sonra sokak partilerinde eğlenceye devam
etti. Londra sokaklarında bir eşcinsel polisin sevgilisine evlenme teklif etmesi de
günün ilginç anlarındandı.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
23
Brighton’da ‘Sınırları Aşmak Festivali’
20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle 18 – 26 Haziran tarihleri arasında
İngiltere’nin Brighton kentindeki Brighton
and Hove ilçesinde ‘Sınırları Aşmak Festivali’ (Crossing Borders Festival) organize
edildi. Kongo, Küba ve Kürdistan gibi ülkelerden sanatçı ve müzik gruplarının sahne
aldığı festivalin ‘Gambiya’dan Mezopotamya
ve Anadolu’ya’ temalı gününde Kürdistanlı
sanatçıların performansı büyük beğeni topladı.
Müzik ve kültürel sınırlar arasında köprü
işlevi gören ve sürgün müziğini tanıtmayı
amaçlayan festivalin açılışı 18 Haziran tarihinde Uluslararası Af Örgütü direktörü Kate Allen
tarafından yapıldı.
Crossing Borders Festivali kapsamında
Kürdistan müziğini temsilen sanatçı Suna
Alan Kürdistan’ın dört parçasından şarkıları
seslendirdi. Alan, DAİŞ barbarlar örgütü
tarafından ciddi zulme uğrayan Ezidi Kürt
halkının şarkılarının yanı sıra yine Alevi, Yahudi ve Müslüman Kürt topluluklarının ve
şarkılara yansıyan tarihi olayların hikayelerini
çoğunluğunu farklı halklardan oluşturan dinleyiciler ile paylaştı. Kürdistan müziğine yoğun
ilginin gösterildiği konser, halay şarkıları
eşliğinde dans edilerek sona erdi.
Festival organizatörleri tarafından yapılan
açıklamada Mülteciler Haftası kapsamında
gerçekleştirilen festivalin tam da Britanya’nın
AB Referandumu sürecine denk gelmesi itibariyle anlamlı bir mesaj verdiğini dile getirdi. ‘Öteki’ olarak görülenlere yönelik reddin, onların
kendileriyle birlikte getirdiği kültürel zenginliği
kaçırmak olduğunun altını çizen organizatörler,
Mülteciler Haftası’nın bu anlayışa vaktinde bir
hatırlatma hizmeti gördüğünü ifade ettiler.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
24
Day-Mer Gençliği, Sertkaya Konserinde Coştu
Day-Mer 27. Kültür Sanat Festivali kapsamında
düzenlenen Gençlik şenliğinde ünlü sanatçılardan
Emre Sertkaya sahne aladı. Gecede ayrıca Peoples
Assembly’den Tom Griffiths de konuşmacı olarak
yer aldı. Griffiths konuşmasında İngiltere’deki kemer sıkma politikaları ve avrupa Birliği referandumuna değindi.
Haber- Foto Erem Kansoy
Day-Mer Gençlik komisyonu üyesi ve gecenin organizatörlerinden Ceren Kardelen Sağır
etkinlik ile ilgili gazetemize konuşarak geceden
duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sağır, “Daymer Gençliği olarak yaklaşık 2 aydır gecemize
oldukça yoğun çalışmalar ile hazırlandık. Birçok
arkadaşımız gecenin organizasyonunda çeşitli
görevler aldı. Yaptığımız görev dağılımları
ile organize bir şekilde çalışarak gecemize
hazırlandık.
Türkiye’de gençler tarafından sevilen
sanatçı Emre Sertkaya’yı gecemizde gençlerle
buluşturduk. Gecede Peopels Assembly’den
gelen konuşmacı da gençlere kemer sıkma
politikaları ve bu politikaların geleceklerini nasıl
kötü yönde etkileyceğine dair bir çok detayı
paylaştı. Etkinliğimizin başta gelen amaçlarından
biride Londra’daki gençliğimizi Day-Mer ie
buluşturmaktı. Gençliğin örgütlenmesi, bilinçlenmesi ve duyarlılığını artırması için daha birçok etkinliğe hep birlikte imza atacağız.
Başta gençlik komisyonu ve etkinliğimizi
düzenlemekte bize emekleriyle katkı koyan tüm
genç arkadaşlarımıza ile yine Day-Mer yönetiminde bizlere yol gösteren büyüklerimizede
katkılarından dolayı teşekkür ederiz.”
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
25
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
27
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
26
AÇILIŞ TARİHİ 27/06/2016
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
28
‘Savaş ve mülteciler’
Day-Mer 27. Kültür Sanat festivali çerçevesinde gerçekleştirilen
‘Savaş ve mülteciler’ konulu panelde Ortadoğunun acıları ve
insanlığın mülteci ayıbı konuşuldu.
Erem Kansoy
Gazeteci yazar Ercüment Akdeniz, Halklar Meclisi
sözcüsü,Stop the War Coaliton kurucu üyelerinden
ve yazar John Rees, Day-Mer Toplum Merkezinden
Çınar Altun ve NUT(National Union of Teachers)’den
Martin Powell Davies panelde konuşmacı olarak hazır
bulundu.
Panel öncesinde Day-Mer adına yapılan açıklamada,
Suriye savaşı ve mülteci sorununa değinilerek
savaşların zararları anlatıldı. Açıklamada Day-Mer,
“Dünyamız her geçen gün daha fazla savaş ve talanla
karşı karşıyadır. Bir çoğu, kendi diktatörlüklerini ya da
sömürü ve talanını sürdürebilmek için savaş çıkarması
sonucu yüzbinlerce insanın ölmesi umurlarında bile
değil. Hatta, bu durumu kullanıp pazarlıklar bile yapacak kadar insanlıktan uzaklaşmışlardır. Başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu’yu kan gölüne
çevirenler ve bu durumdan çıkar elde etmek isteyenler, bu savaşlardan kaçan insanlara “yardım etmeyi”
bir lutuf olarak gösteriyorlar. Yüzbinlerce insan göç
yollarına düştü. Binlercesi yollarda hayatlarını kaybetti. Türkiye’de yaşamak zorunda kalan Suriyeli mültecilerin de yaşam koşulları ortadadır. Bir çoğu karın
tokluğuna çalışıyor, sokaklarda yatıyor ya da insan
tacirlerinin kurbanı oluyor. Türkiye devleti, Suriye’den gelen mültecilere
kapılarını açtığı için “insanlık” yaptığını düşünüyor. O
insanların ülkelerini terk etmesinde başrolü oynayan
Türkiye ve Erdoğan, mülteciler üzerinden Avrupa
Birliği ile pazarlıklar yapıyor. Kendi ülkesini de kan
gölüne çeviren politikalar izlerken, AB’nin buna sessiz
kalmasını da bu yolla engellemeye çalışıyor. Bir çok politikacı, yazar, sendikacı ve gazeteci yaşanan dramı halkların gündemine getirmeye
çalışıyor. Biz de DAY-MER olarak, bu yılki festivalimizin tartışma konularından birinin savaşlar ve mülteciler olmasını istedik” ifadeleri yer aldı.
Panelde öncelikle söz hakkı alan NUT yetkilsi
Martin Powell Davies mülteci sorunun insanlık ayıbı
oldğuna dikkat çekerek, AB nezninde sorunun derhal
çözmlenmesi gerektiğini vurguladı.
Martin Powell Davies’in
konuşmasından kesitler
“Son 2 yılda yaklaşık 65 Milyon insan göçe zorlanarak mülteci konumuna düştü. Buna karşı Şngiltere
sol örgütleri alternatif üretmekte zayıf kalıyor. Fakat
her zaman yeni güçler ve ittifaklar yetiştirilebilinir.
Halklar arasında potansiyel ırkçılığın yükselmemesi
açısından çalışmalar yürütülmelidir.
Avrupa çapında ırkçılık ve sağcılık zaten büyüyor,
AB’nin kendisi buna elverişli ve bunu destekliyor.
Avrupa çapında sol hareket de çok yönlü büyüme
gösteriyor. İngiltere’de ırkçılık riski çok yüksek ve
halk kızgıni onların kıgınlığını anlamamız gerekli.
Sendikacılara ve sendika hareketlerine bu anlamda
büyük görev düşüyor.
Biz öğretmenler sendikası olarak öğretmenlerle
bu anlamda çalışmalar yürütüyoruz. Ayni zaman
da da halen devam eden kemer sıkma politikaları
yüzünden ekonomimiz kötü durumda, piyasa derinden etkileniyor. Bank of England 250 Milyar sterlin
piyasaya sürdü, bu şunu gösteriyorki para aslında var
ama halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmıyor.
Mültecileri son dönemlerde ucuz işçilik olarak kullanma gündemde, AB ülkelerinde göçmenlerin istenmemesinin sebebi insani sebelerden değil ekonomik
sebeplerdne dolayıdır.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
29
Day-Mer’de tartışıldı
Neo-Liberal siyaset günümüzde çözüm üretemiyor. Zor günler geçiriyoruz. Bu yaşadıklarımız aslında
sistemin çözüldüğünü ve bozulduğunu da gösteren
sorunlardı. AB referandumu sistem karşıtı bir tavırla
karşılandı, bunu belirtmekte fayda var.”
Halklar Meclisi sözcüsü yazar John Rees
ise konuşmasında şunlara değindi;
“Öncelikle Calais’e giden konvoydan bahsetmeliyiz. Calais konvoyu yapılan en büyük konvoylardan
biyirdi. Bu konvoy Calais mültecilerine gitmedne
önce orda günde 1 kere yemek dağıtılıyordu, yapılan
yardımlar ile şuanda günde 6 kere yemek ve gerekli
malzemeler dağıtılıyor. Konvoya yapdıkları destekten dolayı, day-Mer’ede teşekkür ederiz. Konvoyun
yapıldığı süreçte de ırkçılıa karşı hayır kampanyasıda
devam ediyordu, ırkçılığa karşı bir mesajımız vardı.
AB referandumu ile ilgili şunu söyleyeblirim ki
hem evetçiler hemde hayırcılar oldukça ırkçı bir tavır
sergiledi. Bir tarafta Farage ve unutulmaması gerekirki
David cameron’da bir önceki Londra belediye başkanı
seçimlerinde Sadıq Khan’a karşı oldukça ırkçı bir tutum sergilemişti.
AB referandumunda kampanyalar bu süreçte
bölücü oldu. Ben çıkmaktan yana sürdürülen kampanyada yer aldım, bu kampanyanın sonucu olarak aslında
belirli zorluk ve fırsatlar yaratıldı. Çıkmaktan yana oy
kullanan bölgelerin çoğunlukla belirli iş sektörlerinin
kapatıldığı,madenlerin kapatıldığı ve iş sahalarının
kapatıldığı oldukça fakir bölgelerdi. Yıllarca o halka
siyasetciler tarafından sizi önemsemiyoruz mesajı verildi ve bu oylamada o halkın siyasetcilere bizde sizin
sisteminizi beyenmiyoruz önemsemiyoruz dediğini
söyleyebiliriz.
Referandumun olumlu etkileride oldu, referandum sonucunda çıkma onaylanınca muhafazakar bir
başbakanın istifa etmesi olumluydu, ayni şekilde muhafazakar bir maliye bakanının istifası da iyi oldu, ayni
zamanda bence muhafazakar parti yıllarca sürecek bir
bölünme yaşadı. İşçi hakları ve özelleştirmeyi özellikle hedef alan TTIP anlaşmasıda İngiltere açısından
bu süreçte yerle bir edildi.
İngiltere’de bir genel seçim süreci başlaması
olasıdır. Bunun da Jeremy Corbyn’in işçi partisindeki sağdan gelecek tehditlri iterek, partiyi o noktada
kazanıma götürebilmesi gerekiyor eğer bir seçim sürecine gidilmezsse ve 2020 beklenirse Corbyn ve İşçi
partisinin kazanması çok zorlaşacak.
Neo-Liberal kararlar ülkelerin geleceklerini
sağlamlaştırmıyor, mevcut siste çalışmıyor çatlakları
var ve ülkelere zarar veriyor. Bizi büyük sınavlar
bekliyor. Çok daha zor ve kavgalı bir süreç olacak. Sadece İşçi partisi içinde bir seçim çalışması olarak mücadele değil ayni zamanda sokaklarda ve işyerlerinde
beraber çalışarak mücadele etmeliyiz. Örgütlülüğü
artırmalıyız.
Mültecilere sınırların açılması konusunda solun AB’ye karşı birlik olması gerekiyor, ayrıca
Corbyn’inde işçi Partisini genel seçime götürmesi
talebi arkasında örgütlenip bu süreçte mülteciler için
büyük kazanımlar elde edebiliriz.”
Gazeteci yazar Ercüment Akdeniz’de
panelde söz hakkı aldı
Akdeniz
katılımcılara,
kendisi
hakkında
EkşiSözlük’te yazılanlarla tanıtılarak büyük alkış
aldı. Akdeniz için, “Uzun zamandır arkadaşımız, Evrensel Gazetesinde yazan ve Hayatın Sesi televizyonunda çalışan, değerli, duyarlı bir yazar, işte gazeteci
böyle olmalı dedirten cinsten”. İfadeleri kullanılarak
katılımcılara Day-Mer komisyon üyesi Çınar Altun
tarafından takdim edildi.
Ercüment Akdeniz konuşmasında Ortadoğu’dan
ve Türkiyeden çeşitli fotoğraflarla hazırladığı anlatım
ile yaşanan mülteci sorununu örneklendirmeler ve
fotoğrafların hikayeleri ile aktardı. Yaklaşık 21 adet
fotoğraf üzerinden, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin
çalışma ve yaşam zorlukları, dünya üzerindeki 65 milyon mültecinin yaşadığı acıları anlatarak AB siyaseti
be mültecilere yaklaşımınınada değindi.
İngiltere’nin savaş harcamalarına da dikkat
çeken Akdeniz, yapılan harcamaların çok az bir
miktarıyla neredeyse AB’nin mülteci sorunun ortadan
kaldırılabileceğini de söyledi.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
30
Fransa’da Yüz Binler
Çalışma Yasası’na
Karşı Sokağa İndi
Başta başkent Paris olmak
üzere birçok kentteki gösterilerde onlarca kişi de
gözaltına alındı.
Sosyalist Parti (PS) hükümetinin Ulusal
Meclis’te oylatmadan kabul ettiği yeni Çalışma
Yasası’na ilişkin tasarının yarın Senato’da
görüşülmesi öncesinde CGT, UNEF, FSU-Solidaires, FO gibi önde gelen birçok sendikanın
çağrısıyla eylemler düzenlendi.
Protesto eylemleri ve grevler nedeniyle birçok kentte tren, otobüs ve tramvay seferlerinde
ciddi aksamlar olurken, onlarca kentte de gösteriler düzenlendi. Gösterilerin en geniş katılımlısı
başkent Paris’te olurken, sendikalara göre en az
55 bin, polise göre ise 15 civarında kişi katıldı.
Bastille Meydanı’ndan başlayan yürüyüş
korteji Place d’Italie’ye ulaşırken, yürüyüşün
başlangıcından itibaren birçok grup ile polis
arasında çatışmalar yaşandı. Polis, olaylarda en
az 30 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.
Çalışma Yasası’nın geri çekilmesini isteyen
sendikaların çağrısıyla Lyon, Nantes, Marsilya,
Rennes, Toulouse, Le Havre, Strasbourg ve Gre-
noble başta olmak üzere onlara kentte daha gösteriler düzenlendi.
Mart ayından bu yana büyük protestolarıyla
geri çekilmesi istenen yasa tasarısından
vazgeçmeyen PS hükümeti ve Cumhurbaşkanı
François Hollande, tasarıyı Meclis’te oylamadan
kabul etmeye imkan tanıyan anayasanın 49.3
maddesine sığınmışlardı. Ulusal Meclis’te PS ve
diğer sol partilerden birçok milletvekilinin karşı
çıktığı tasarının Senato’da çoğunlukta olan sağ
partilerin de desteğiyle geçmesine kesin gözüyle
bakılıyor.
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
31
Riçala Gilyaz - Kiraz Reçeli
By hafta meyve reçellerinin en popülerlerinden kiraz
reçeli tarifi ile beraberiz.
Reçel, çeşitleri ve farklı tatlarıyla
kahvaltı sofralarının vazgilmez ögelerinden olup özellikle de çocukların en
çok sevdiği yiyeceklerdendir. Millet olarak şekerli, dahada doğrusu
şerbetli yiyeceklere olan merak ve
sevgimizi düşünürsek, buna birde
kahvaltının Kürtler için ne kadar
önemli bir öğün olduğunu da katarsak,
kahvaltı sofralarında reçelin kaç çeşidi
bulunduğu çok önemli bir hal alır.
Başta kayısı, incir, dut, ayva, kuşburnu,
erik, şeftali, vişne kiraz vs olmak
üzere Kürt coğrafyasında yetişen meyvelerin hemen her çeşidinden reçeller
yapılır ve kış aylarında yemek üzere
saklanır. Reçel yapımıda bu anlamda
yaşamın ve mutfak kültürünün önemli
unsurları arasındadır. Sezonunda doğal
olgunlaşmış meyveleri zamanı geçmeden toplayıp reçellerini yapmak demek, benzer pek çok yiyecek üretimi
gibi, yaşamın yiyeceklerin üretimi ve
sakanması etrafında geliştiğinin güzel
bir örneğidir.
Yukarıdada bahsettiğim gibi reçel
taze meyveleri saklama tekniklerinden biri olarak tarif edilebilir. Şekerin
bilinmediği ve çok yaygın olmadığı
dönemlerde meyvelerin bal şerbeti
veya pekmezle kaynatılıp, beklemeye bırakıldığı bilinmekte. Şekerin
üretilmesi ve kolay elde edilmesi ile
beraber reçel yapımı da yaygınlaştı.
Şimdilerde belki market raflarında pek
çok çeşidine rahatça ulaşabilsekde,
şekerin kıymetini ve fazla yaygın
olmadığını düşündüğümüzde reçelin
geçmiş dönemlerde ne kadar değerli
olduğunu hemen anlarız. Bununla birlikte marketten hazır aldığımız reçellerin evde yapılmış reçel çeşitleri ile
rekabet edemiyeceği bir gerçek, bu
anlamda evde yapılan reçellerin çok
daha özel bir yere sahip olduğuna hiç
kuşku yok.
Çocukluğumdan hatırladığım reçel
yapma merasimleri, köyde yapılan
pek çok yemek üretimi gibi, kilolarca meyve nin koca bakır kazanlarda
kaynatılmasından ve bütün gün, bazen
günlerce süren bir işlemden ibaretti.
Soğuduktan sonra koca bidonlarda
muhafaza edilen reçeller kış aylarında
tereyağlı ekmeğe sürülerek yenirken
yaz günlerindede suya karıştırılarak
şerbeti yapılırdı. Kiraz ve vişne reçelleri ise şerbete en uygun reçellerdendi
ve benim en sevdiğim reçellerdendi.
Kiraz mevsimi geçmeden bu çok
özel reçeli mutlaka yapın derim.
Haftaya yeni bir lezzette buluşmak
dileği ile yorumlarınızı bekliyorum....
Riçala Gilyaz - Kiraz reçeli
Malzemeler
• 600 gr reçel yapar
• 1 kg. Kiraz (850 gr
ayıklanmış kiraz)
• 650 gr. beyaz toz şeker
• 2 yemek kaşığı limon suyu
Yapılışı
1. Kirazları bol su ile yıkayın,
ezilmiş ve bozulmuşları aylıklayın.
THE KURDISH COOK
Fadime
Tiskaya
[email protected]
TheKurdishCook
Kirazların saplarını çekerek çıkarın
ve çekirdeklerini aylıklayın. Bir gece
öncesinden (veya 5-8 saat öncesinden)
kaynatacağınız tencereye ayıkladığınız
kirazları alın ve üzerine şekeri dökün
ve tahta bir kaşıkla şeker kirazlara eşit
şekilde dağılana kadar karıştırın.
2. Ertesi gün şeker kirazların suyu
ile özleşmiştir. Tencereyi ocağa alın
ve orta ateşte kaynatmaya başlayın.
Reçel kaynamaya başladığında üzerinde köpükler oluşmaya başlayacaktır.
Bu köpükleri kaşıkla oluştukça alın.
Kısık ateşte yarım saat kadar daha
kaynatmaya devam edin. Bir süzgeç
yardımı ile kirazları süzüp bir tabağa
alın ve suyu 20 dakika kadar daha iyice
@TheKurdishCook
katılaşıncaya kadar kaynatın. Kirazları
tekrar tencereye koyun ve kaynamaya
başladığında ateşten alın, limon suyunu karıştırın.
Reçelin kıvamını tutup tutmadığını
anlamak için reçel şurubunun birkaç
damlası küçük bir tabak içindeki soğuk
suya bırakılır şurup damlaları suyun
içinde sağa sola dağılmazsa kıvamda
demektir. Reçel soğuduktan sonra daha
da katılaşacaktır.
3. Kavanozları kaynamış sudan
geçirip kurutun. Reçel hala sıcakken
kavanozlara boşaltın kapağı açık
soğumaya bırakın ve tamamen
soğuduklarında kapaklarını kapatın.
Afiyet olsun........
32
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
33
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
34
SERi iLANLAR
İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz
Bu sayfada
1 kutu ilan
£10
0742 948 1490
İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz.
BAZ Fresh Fruit & Veg
Bluedots Yeminli
Tercümanlık Bürosu
Tüm dillerde her türlü evrak çevirisi
uzman tercümanlar tarafından yapılır.
Hastane Raporları
Free Delivery
Mazlum: 07859 999 958
Personel Aranıyor
Cash and Carry firmamızda kasa ve
kontrol pozisyonlarında çalışabilecek
gece ve gündüz vardiyaları için
personel alınacaktır.
[email protected] email
adresinden iletişime geçebilirsiniz.
TOPCU MOBILE CAR MECHANIC
Her türlü araba tamiri işleriniz yapılır
REPAIRS
SERVICING
DIAGNOSTICS
PRE-MOT/FAILURES
AHMET TOPCU
07415106521
07405756462
Hurdar Hand
Crafts
El sanatları kursu verilir Takı, Mosaic, geleneksel
el sanatları.
Hurdar Sinop Tel:07448 654 828
MERCAN FRUIT AND
VEGETABLE
BRANTWOOD ROAD, BRANTWOOD ESTATE
UNIT A1/A3 TOTTENHAM, N17 0DX LONDON
07440 041 718
Davetiye Yazma
Mahkeme Kararları Vekaletname
Hazırlama
Noterlik Hizmetleri
Resmi Yazışmalar
Boşanma Kararları Yardım Başvuruları
Diploma Çevirileri Telefon
Görüşmeleri
Transkript
Apostil İşlemleri
Çevirileri
68 Stoke Newington Road, London, N16 7XB
Tel: 020 7254 7504 – 077 3747 9749
email: [email protected]
Eleman aranıyor
Waterloo’daki restorana
- grill şefi
- et hazırlıkçısı/kasap
olarak çalışacak elemanlar aranıyor
İletişim: Ruslan Usta 07710583091
Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016
SERi iLANLAR
İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz
35
Bu sayfada
1 kutu ilan
£10
0742 948 1490
İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz.
PEKENLER LIMITED
CONSULTANCY SERVICES
MARKETING
SALES PUBLIC RELATIONS SOURCIING
ITHALAT IHRACAT LOJISTIK VE PAZARLAMA
DANISMANLIGI
+44 7517 499470
20 Hana Mews, Goulton road, London E5 8GF
[email protected] | www.pekenlerltd.co.uk
Bedran Ozkan
Freelance Journalist
07466770751
[email protected]
İş İlanı
Tecrübeli Coffee Shop
Şefi aranıyor
Mille End bölgesinde
İletişim: 0796 053 0714 (Mahmut)
ELINArosa
Graphic and Web Design Services
Selda Kayan
Phone +44 (0)74 35682350
Servis Elemanı Aranıyor
Tottenham’da bulunan Meditaste
Takeaway de çalışacak servis
elamanı aranıyor.
Tercübe ve ingilizce istenir.
Daha fazla bilgi için
07951033825 (Aslan bey)
10 white hart lane, Tottenham, N17
ACİLEN
Deneyimli Resoran şefi ve
servis elemanı aranıyor.
Yatma yeri verilir.
Adres:Cutty Sark Café and Restaurant
38 Greenwıch Church Street
SE10 9BL London
ALSAN MARKETING
Services provided:
Sunulan hizmetler:
Marketing & sales
consultancy
Satış ve pazarlama
danışmanlığı
Graphic design
Grafik dizayn
Website development
Web tasarımı
Gülşen Alsan 07417 398371
telgraf.co.uk
Çarşem,
29/06/2016
Piştî Referandûmê Nîjadperestî Bilind Bû
Piştî referandûma Yekîtiya
Ewrûpa ya ku alîgirên Brexitê
bi ser ketin, li tevahiya
Brîtanya nîjadperestî zêde bû.
Di referandûma roj Pêncşemê hatî li dar
xistin û tevlîbûn derket sedî 72´yan
alîgirên ‘Ji Yekîtiya Ewropayê veqete
(Brexit)’ ji sedî 51,9 an deng standin. Rêjeya
dengê alîgirên mayîna(remain) li nava
Yekîtiya Ewropayê jî ji sedî 48,1ê de ma.
Li gorî encamê, Îngilîstan ji nava Yekîtiya
Ewropayê (YE) derdikeve, lê biryara dawî
dê parlemena Brîtanî bide. Piştî encaman
serokwezîrê Brîtanî David Cameron biryara
îstîfayê da.
Di referandûmê de li Skoçyayê ji sedî 62 li
hemberî ji sedî 38, li Îrlanda Bakur ji sedî 56
li hemberî ji sedî 44 deng ji bo mayîna li nava
Yekîtiya Ewropayê hat dayîn. Li Gallerê jî
dijberên Yekîtiya Ewropayê bi ser ketin. Piştî
ku referendûm bi serkeftina brexitê bi encam
bû, Skoçya xwe ji nu ve jibo referandûmeke
serxwebûnê amade dike. Îrlanda Bakûr
jî jibo bi Komara Îrlanda re bibe yek xwe ji
referandûmê re amade dike.
Piştî encamên referandûmê li tevahiya
Îngîlîstanê nîjad perestî bilind bû û gelek
bûyerên nîjadperestî li dijî koçberan û
misilmanan pêk hatin. Li gelek bajarên
wekî London, Newcastle, Cambridge û
Birminghamê ji hêla nîjadperestan ve li dijî
koçberan êrîş hatin rûdan. Li Londonê li dijî
Navenda Civaka Poloniyan jî êrîşek pêk hat.
| Berdewama nûçeyê di rûpelê 4´an de ye
Hêjmar
Rojnameya Hefteyî
527
Festvîla Jinan A Zîlan
Bi Dawî Bû | R3
Li Edînbûrghê Navenda
Civaka Kurd vebû | R4
Li Londonê eleqeyeke
zêde li çalakiya
kondanînê | R5
Sendîkaya Brîtanî jibo Kurdan banga piştgiriyê kir
Unison, ku duyemîn sendîkaya
mezintirîn a Brîtanyayê ye, di konferansa
xwe ya salan e de li ser mijara Kurdan
civîneke taybet lidar xist.
Konferansa salane ya sendîkaya
Unison, ku 1.3 mîlyon endamên xwe
hene, li bajarê Bîrghton ê Îngilîstanê
bi tevlîbûna bi sedan delegeyî dewam
dike. Di vê konferansê de cihekî taybet ji
Kurdan re hat veqetandin.
Di roja destpêkê ya konferansa ji
çar rojan pêk tê, li ser mijara Kurdan
civîneke taybet hat lidarxistin. Ji
Kongreya Neteweyî ya Kurdistanê
Erdelan Baran û Mîchelle Alîson, ji
Yekîtiya Xwendekarên Kurd Elîf Sarican
û li ser navê Unisonê Stephen Smîlle
weke qiseker beşdarî civînê bûn. | R4
Çarşem, 29 Pûşper 2016
2
Xaçepirs
Bersiva Hefteya Borî
Vê şevê
Mar, milên min dixwin
Toza seferê radikişînim sînga
xwe
Ava êşa te dilop bi dilop
vedixwim
Evîna dereng tu yî
Xewna qeşeng tu yî
Û mûma ku di jiyana min de
VÊKETÎ
dimîne
dîsa tu yî!!
Ehmed Huseynî
Çarşem, 29 Pûşper 2016
3
Festvîla Jinan A Zîlan Bi Dawî Bû
Festîvala jinan a Zîlan
ya ku her sal tê organîze
kirin, dawiya hefteyê li
Navenda Civaka Kurd
hat li dar xistin. Di
bernameya du rojan
de nîşandana filman,
kermes, panel, komxebat, muzîk jî di nav de
gelek xebatên cihêreng
pêk hatin.
Festîvala ku ji aliyê Meclîsa Jinan a Roj ve tê li dar xistin du rojan berdewam kir û parlementera
HDPê ya Şirnexê Leyla Birlik jî
tevlî bû.
Di roja yekemîn ya festîvalê de
komxebatên li ser Jineolojî, Konfederalîzma Demokratîk, derûniya
zarokan, tundiya li dijî jinê hatin
li dar xistin. Wekî din heman rojê
belgefîlmeke li ser jina Kurd hat
nîşandan. Kermesa ku tevahiya rojê
vekirîbû, rastî eleqeyeke mezin hat.
Di roja duyemîn ya festîvalê de
panelek hat li darxistin. Parlementera HDPê ya Şirnexê Leyla Birlik
jî di panelê de axaftinek kir, û bal
kişand ser rewşa dawî ya li Kurdistan û Tirkiye.
Birlik di axaftina xwe de bal
kişand ser têkoşîna jina Kurd û wiha
berdewam kir; “Di tevahiya dîroka
têkoşînê de jina Kurd rastî êrîşên
mezin hatiye, îro li şerê Kurdistanê
tê meşandin dîsa ya herî zêde tê êrîş
kirin jina Kurd ya berxwedêr e.
Bi şikandina vîna jinên Kurd
dixwaza vîna gelê Kurd bişikîne û
bi bedena jijê carek din civakê terbiye bike.Jibe vê yekê dewleta Tirk
jina Kurd hedef digire. Îro têkoşîna
jina Kurd ne tenê li Kurdistanê li
tevahiya cîhanê bûye mînak, û ji
gelek tevgeran re bûye rêber. Jiber
vê yekê hikûmeta AKP´ê ji jina
Kurd ditirse.”
Piştî axaftina Birlik pirsên
beşdarvanan hatin bersivandin.
Piştî panelê bername bi
mûzîkê berdewam kir. Di bernameya mûzîkê de Sîpan Xelat
derket ser dikê. Festîval bi govendan bi dawî bû.
Çarşem, 29 Pûşper 2016
4
Serokwezîrê Îngilîstanê Cameron îstîfa dike
Serokwezîrê Îngilîstanê Davîd
Cameron, piştî ku di referandûmê de bi ser neket diyar kir, ew ê îstifa bike. Cameron destnîşan kir, ku wê di
meha Cotmehê de dev ji karê
xwe berde.
Cameron ji rojnamevanan re wiha axivî: «Di
vê rêya nû ya welatê me de, ez rast nabînim ku
serkêşiyê bikim. Wê pêwîstî bi lîderiyeke nû
hebe. Heta Kongreya Partiya Mûxafazakar a
meha Cotmehê divê namzetê nû yê Serokwezaretiyê bê diyarkirin û danûstandinên bi Yekîtiya
Ewropayê re piştî hilbijartina Serokwezîrê nû
destpê bikin. Gelê Qraliyeta Yekbûyî biryar da
ji nava Yekîtiya Ewropayê derkeve û divê hurmet ji vê biryarê re bê nîşandan. Ez, yên kampanya veqetînê meşandin pîroz dikim. Pêwîste
ev biryar sivik neyê dîtin û li gorî daxwaza gel
gav bên avêtin. Li gelemperiya cîhanê, gelek
kesan biryara Qraliyeta Yekbûyî şopandin. Ez
baweriyê didim bazaran û karsazên razemeniyê
dikin; bingeha aboriya Qraliyeta Yekbûyî zexm
e. Di xizmetê û serbestiya gera mirovan û malan
de wê ti guhertin nebe. Di danûstandina de beriya
her tiştî pêwîstî bi lîderiyeke xurt heye.”
Lîderên YE li Berlînê li hev civiyan
Piştî referandûma li Brîtanyayê, ku Yekîtiya
Ewropa (YE) hejand, lîderên her sê welatên mezin ên yekîtiyê Elmanya, Fransa û Îtalya ji bo siberoja yekîtiyê binirxînin li hev civiyan.
PE jî ji Cameron re dibêje
‹bes mijûl bike›
Serokê Parlamenta Ewropayê Martîn Schûlz ji
rojnameya Bîld Am Sonntag a Elman re axivî û diyar kir, divê hikûmeta Brîtanyayê di Civîna Bilind
a Yekîtiya Ewropayê ya roja Sêşemê de serlêdana
derketina ji yekîtiyê bike.
Schûlz da zanîn, piştî vê referandûmê, eger
hikûmeta Brîtanya ‘taktîkeke mijûlkirinê’ bi kar
bîne, ev yek wê zerarê bide tevahiya Yekîtiya
Ewropayê û îdîa kir, derengxistina vê pêvajoyê
wê bandorên neyînî li bazara kar bike. Schûlz
destnîşan kir, ku divê rewşa ‘ne diyar’ zêde dewam neke û ragihand, ya rast ew e di Civîna
Bilind a Yekîtiya Ewropayê ya roja Sêşemê de
serlêdana derketinê were kirin.
Yek ji rexneyên giran ên li Partiya Mûxafazakar
a li Brîtanyayê serdest e tê kirin, ji Serokê Koma
Mûxafazakar a Parlamenta Ewropayê Manfred
Weber hat. Weber da xuyakirin, Davîd Cameron û
hikûmeta wî ‘taktîka mijûlkirinê’ bi kar tîne û anî
ziman, ev yek nîşaneyên destpêkê ye.
Weber xwest, dema Brîtanyayê ya derketina ji
nava yekîtiyê ku weke 2 sal hatiye diyarkirin, bi
cih bê anîn û ragihand, eger ev pêvajo salek be,
wê çêtir be.
û got, “Ti tişt ji rewşa nediyar nebaştir nîne.”
Serokwezîrê Îtalyayê Renzî diyar kir, ji bo
bandora krîza li Yekîtiya Ewropayê bê kêmkirin,
stratejiyeke nû divê.
Çav li rê ye, metna lihevkirinê ya ji vê civ-
înê derket holê, pêşkêşî civîna bilind a Konseya
Yekîtiya Ewropayê ya îro li Brukselê pêk were,
bê kirin. Tê gotin, Merkel, Hollande û Renzî her
wiha mijarên ewlekarî, mezinbûna aboriyê, pirsgirêkên ciwanan û bacê yên li Herêma Ewropayê
nirxandine.
Di referandûma roja Pêncşemê ya li Brîtanyayê de ji sedî 51,9 ê gel biryara derketina ji nava
Yekîtiya Ewropayê dabû. Li ser vê yekê Serokwezîr Davîd Cameron dabû xuyakirin, ku ew ê
îstifa bike. Lê Cameron diyar kiribû, îstifaya wî
wê ji meha Cotmehê û pê ve derbas bibe û xwest,
serlêdana fermî ya derketina ji nava Yekîtiya
Ewropayê, ji aliyê kesê bikeve cihê wî, bê kirin.
Beriya civîna bilind a îro ya li Brukselê, Serokwezîra Elmanya Angela Merkel, Serokkomarê
Fransayê Françoîs Hollande û Serokwezîrê Îtalyayê
Matteo Renzî duh li Berlînê li hev civiyan.
Lîderên her sê welatan, beriya civîna bi
xwarinê ya li ser derketina Brîtanya ji nava
Yekîtiya Ewropyaê, di konferansa çapemeniyê
de nexşerêya nû ya yekîtiyê eşkere kirin. Serokwezîra Elmanyayê Angela Merkel da xuyakirin, ku berpirsyariyên wan ên ji bo 27 welatên
endamên Yekîtiya Ewropayê hene û da zanîn,
ji bo endamên mayî yên yekîtiyê bikevin ser
rêyeke nû, ew ê di nava hewldanan de bin.
Serokkomarê Fransayê Françoîs Hollande jî
destnîşan kir, ku wexteke wan a windakirinê nîne
Li Edînbûrghê Navenda Civaka Kurd vebû
Li paytexta Skoçya Edînbûrghê, Navenda Komeleya Kurd bi şahiyekê hat
vekirin. Di vê merasîmê de gelek Kurdistanî û dostên wan amade bûn.
Koma Zelal û koma dahol û zirneyê reng dan şahiya vekirin.ê Her
wiha jin, zarok û ciwanan pêşbirkên
cihêreng lidarxistin.
Meclîsa Gelê Kurd a sal û nîvek
e karê çandî û civakî dimeşîne, roj
bi roj rêxistinbûyîna xwe berfireh
dike. Meclîsa xwe gihand Kurd
û demokratên li hemû herêmên
Skoçyayê, bi çalakiyên xwe yên çand
û civakî yên ji bo jin, ciwan û zarokan
balê dikişîne.
Li vê navenda li Edînbûrgê wê
dersên Kurdî, govend û muzîkê bên
dayîn. Qursên zimanê Kurdî wê bi du
beşan, ji bo mezinan û zarokan di 4
polan de bê dayîn.
Koma muzîkê Koma Çarçela ya
di bin sîwanê komeleyê de dixebite,
qursa gîtarê dide.
Di nava xebatên komeleyê de her
wiha klûbeke xwendinê jî heye.
Çarşem, 29 Pûşper 2016
35
Sendîkaya Brîtanî ya ji 1.3 mîlyon endaman,
ji bo Kurdan banga piştgiriyê kir
wekhev ava dikin, ku hurmetê nîşanî mafên mirovan û azadiya zayendî dide. Afirînerê bîrdozî
yê vê sîstemê lîderê Tevgera Azadiyê ya Kurd
Abdullah Ocalan e. Ocalan ev 17 sal in di nava
tecrîdê de tê ragirtin. Tevî vê yekê jî li Rojava
sûd ji bîrdoziya wî tê girtin û sîstemeke xweser a
demokratîk ava dibe.»
DEWLETA TIRK NIRXÊN
MIROVAHIYÊ BINPÊ DIKE
Unison, ku duyemîn sendîkaya mezintirîn a Brîtanyayê ye, di konferansa xwe ya salan e
de li ser mijara Kurdan civîneke taybet lidar xist.
Konferansa salane ya sendîkaya Unison, ku
1.3 mîlyon endamên xwe hene, li bajarê Bîrghton
ê Îngilîstanê bi tevlîbûna bi sedan delegeyî dewam dike. Di vê konferansê de cihekî taybet
ji Kurdan re hat veqetandin. Di roja destpêkê
ya konferansa ji çar rojan pêk tê, li ser mijara
Kurdan civîneke taybet hat lidarxistin. Ji Kongreya Neteweyî ya Kurdistanê Erdelan Baran û
Mîchelle Alîson, ji Yekîtiya Xwendekarên Kurd
Elîf Sarican û li ser navê Unisonê Stephen Smîlle
weke qiseker beşdarî civînê bûn.
Şefê Navneteweyî yê Sendîkaya Unison Sîmon Dubbîns jî, ku ji ber karên referandûmê
nekarî tevlî civînê bibe mesajek şand. Dûbbîns di
peyama xwe de diyar kir, dewleta Tirk bi êrîşên
xwe yên li hemberî gelê Kurd re nirxên mirovahiyê bnpê kiriye û ev yek li ser navê demokrasiyê
şermeke mezin e. Sîmon Dûbbîns got, «Di serî
de Sûr, gelek bajarên Kurdan ji aliyê dewletê ve
hatin hilweşandin û gelek sivîlan jiyana xwe ji
dest dan. Dewleta Tirk bi desteka xwe ya ji bo
çeteyên hov ên weke DAIŞ û El Nûsra, dijminatiyê li Kurdan dike. Di demeke ewçend krîtîk
de, desteka ji bo gelê Kurd gelekî girîng e.»
‘EM Ê TEVLÎ KAMPANYA JI BO
AZADIYA OCALAN BIBIN’
Dûbbîns di dawiya peyama xwe de bal kişand
ser kampanya ‘Ji Ocalan re Azadî’ ya berî mehekê ji aliyê sendîkayên Unite û GMB ve hat
destpêkirin û got, “ji bo Unison jî di demeke nêz
de beşdarî vê kampanyayê bibe, ew ê bixebitin.
Endamên Kongreya Neteweyî ya Kurd
Erdelan Baran, Işlil Guler û endama Yekîtiya
Xwendekarên Kurd Elîf Sarican jî di axaftina
xwe ya li cviînê de êrîşên demên dawî yên li
hemberî gelê Kurd li Bakurê Kurdistanê tên kirin
bibîr xistin û li ser Şoreşa Rojava agahî dan.
KURD SÎSTEMEKE
DEMOKRATÎK AVA DIKIN
Rêveberê sendîkaya Unisonê Stephen Smîlle
di destpêka civînê de axivî û anî ziman, ew pirsgirêka Kurd ji nêz ve dişopînin û gelek caran
çûye serdana Kurdistanê. Smîlle diyar kir, gelê
Kurd di pêvajoyeke gelekî krîtîk de ye û da zanîn,
dewleta Tirk li hemberî gelê Kurd ku welatiyên
wê ye, şerekî topyekûn dimeşîne. Smîlle her wiha
ragihand, dewleta Tirk bi dijminatî nêzî Rojava
dibe û got, «Gelê Kurd li dijî DAIŞ›ê têkoşîneke
serketî dimeşîne. Lê belê dewleta Tirk dijminatiyeke mezin li gelê Kurd dike. Tevî hemû êrîşan jî
Kurd li Rojhilata Navîn sîstemeke demokratîk û
KAMPANYA SENDÎKAYÊN
UNITE Û GMB DEWAM DIKE
Ji mezintirîn rêxistinên kedê yên Brîtanyayê
sendîkayên Umite û GMB di meha bihurî de li
Parlamenta Îngilîz resepsiyonek organîze kiribûn
û kampanya ‹Ji Ocalan re azadî› dabûn destpêkirin. Di vê civîna dîrokî de tecrîda li ser Ocalan
hatibû rexnekirin û hatibû ragihandin, ku azadiya
Ocalan wê tevkariyeke mezin li aştiya herêmê
bike. Sendîkaya Unite xwedî 1.3 mîlyon endaman e. GMB jî 650 hezar endamên xwe hene.
Li Londonê eleqeyeke zêde li çalakiya kondanînê
Çalakiya kondanînê ku
bi mebesta daxwaza
azadkirina Rêberê Gelê
Kurd Abdullah Ocalan
jibo 10 rojan, li hin paytaxtên Ewropayê hatibû
lidarxistin, li Londonê
eleqeyeke zêde heye.
Bi çalakiya kondanînê ku destpêka
kampanyaya mezin a ku wê di nav çarçoveya rakirina tecrîda li ser Rêberê
Gelê Kurd Abdullah Ocalan û dijî şer
were birêvebirin, tê armanckirin ku li
bajarên Ewropayê hesasiyetek were
çêkirin.
Çalakiya kondanînê ku pêşî li
Woodgreenê Londonê, li cihê ku bi pi-
ranî Kurd û Tirk lê dijîn destpê kirî, îro
kon hate veguhezî meydana Trafalgara
bi nav û deng a li navenda Londonê.
Çalakiya ku bi taybetî bi kêferateke
zêde ya ciwanan geş bûyî û bi awayekî
baş agahdariya çalakiyê hate kirin,
eleqeyeke baş çêbû.
Danezanên ku bi Îngilizî hatibûn
çapkirin û civatên yekayek hatin kirin
bû sedem ku hesasiyet zêde bibe. Navenda Civaka Kurd û Ciwanên Azad
eşkere kirin ku ew ê çalakiya konê
UK’ê bi çalakiyeke mezin bidawî
bikin. Çalakiya ku wê heta dawiya
mehê bidome, her roj wê li cıhekî cûda
yê Londonê pêk were.

Benzer belgeler