13. Zilan Kadın Festivali Haftasonu Gerçekleşti
Transkript
13. Zilan Kadın Festivali Haftasonu Gerçekleşti
telgraf.co.uk Britanya AB’ye ‘Hayır’ Dedi Britanya tarihi bir gün olan 23 Haziran AB Referandumunda Avrupa BirliğindWen çıkmaya yönelik oy kullandı. Başbakan David Cameron 24 Haziran sabahı istifasını açıklayarak Downing Street’den Ekim ayına kadar ayrılacağını duyurdu. Öte yandan Britanya parlementosunun web sitesindeki imza bölümünde iki günde 3,500,000 kişi ‹referandum yenilensin› diye imza verdi. Referandumun yenilenmesi için başlatılan kampanya çığ gibi büyürken parlamentonun imza kampanyasını değerlendirmesi gerekecek. Buna göre, parlamento imza kampanyasını haklı bulup yeniden referadnum yapılmasını talep ederse referendum yenilenecek. AB’nin siyasi ve ekonomik otoritelerinden Britanya’nın AB’ye %51.9 oranında ‘Hayır’ demesinin ardından İngiliz iç siyasetinde izlenecek yeni politikalar merak konusu oldu. Referandumdan AB’den ayrılma kararı çıkması ile İngiltere AB’den çıkma işlemlerine hemen başlasada AB üyesi olarak bir süre daha birlikte kalmaya devam edecek. İngiltere ile AB arasında ayrılık müzakereleri iki yıl sürmesi bekleniyor. İngiliz parlamentosunun da 28 üyeli AB’den çıkmak için gerekli yasaları geçirmesi gerekiyor. | Sayfa 10, 11 & 12 Carşamba, 29/06/2016 Sayı Haftalık Haber Gazetesİ 527 13. Zilan Kadın Festivali Haftasonu Gerçekleşti Roj Kadın Meclisi tarafından Kürt Toplum Merkezi’nde düzenlenen 13. Zilan Kürt Kadın Festivali kapsamında Jineoloji, Demokratik Konfederalizm, Çocuk Psikolojisi ve Toplumda kadına yönelik şiddet konulu atölye çalışmaları gerçekleşti. Festivalin ikinci günüde HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik’in konuşmacı olarak katıldığı panel yapıldı. | Sayfa 14 ve 5 İşçi Parti’sinde Liderlik Krizi İşçi Parti genel başkanı Jeremy Corbyn’nin etkili liderlik yapamadığı gerekçesiyle talep edilen güvensizlik oylaması sonucunda, 172 milletvekili lidere karşı oy kullandı; 40 milletvekili güven oyu verdi. Corbyn parti üyeleri arasında büyük destek almaya devam ediyor. | Sayfa 2 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 2 İşçi Partisinde Liderlik Krizi: Jeremy Corbyn’e Güvensizlik Oyu • Jonathan Ashworth- Leicester South milletvekili- gölge bakan • David Anderson- Blaydon milletvekili- Kuzey İrlanda gölge bakanı • Baroness Smith of Basildongölge Lordlar Kamarası lideri • Lord Bassam of Brighton- Lordlar Kamarası disiplin sorumlusu İstifa eden gölge bakanlar: Perşembe günü gerçekleşen referandumda, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliğinden ayrılması sonucu çıkması üzerine, iktidar yanı sıra, ana muhalefet partisi, İşçi Parti’sinde de liderlik krizi başladı. İşçi Parti genel başkanı Jeremy Corbyn’nin etkili liderlik yapamadığı gerekçesiyle talep edilen güvensizlik oylaması sonucunda, 172 milletvekili lidere karşı oy kullandı. Corbyn’i 40 milletvekili desteklese de, kendi milletvekilleri arasında büyük bir yenilgi yaşamış oldu. İşçi Parti’si parlamenterlerinden destek alamayan Corbyn, partinin alt tabanını oluşturan genel üyelerinden büyük destek almaya devam ediyor. Pazartesi akşamı, Westminster Parlamentosunun önünde Corbyn’e destek amaçlı yapılan eyleme binlerce insan katıldı. Eylemciler Corbyn’i liderlikten düşürmek isteyen partinin merkezini protesto ettiler. Corbyn, oylama sonucunda yaptığı açıklamada, istifa etmeyeceğini ifade ederek, istifa etmesinin kendisine oy veren parti üyelerine ‘ihanet’ olacağını belirtti. Corbyn’e karşı oy kullanan ve istifa eden gölge kabine üyeleri, genellikle, olası bir erken seçimde Corbyn’nin İşçi Parti’yi iktidara getirecek lider olduğunu düşünmüyorlar. İşçi Parti’sindeki kriz, gölge dış işleri bakanı Hilary Benn’inCorbyn’e karşı parti içerisinde ‘darbe’ girişiminde bulunacağı haberleri üzerine- kovulmasıyla başladı. Benn’in kovulmasının ardından, Corbyn’nin gölge kabinesinde Pazar gününden itibaren 20’nin üzerinde istifa gerçekleşti. Corbyn, istifa eden gölge bakanlarının yerine yeni isimlerini açıklasa da, daha sonra yaşanan istifalardan kaynaklı, gölge kabinede tekrar boşluklar oluştu. İşçi Parti’nin güçlü olduğu bölgelerde AB karşıtı oyların yüksek olmasının ve bunun AB’den çıkış sonucuna katkı sunmasından, İşçi Parti milletvekilleri, Corbyn’i, sorumlu tutuyorlar. Referandumun ardından, Corbyn’e karşı güvensizlik oyu Margaret Hodge ve Ann Coffey tarafından partiye sunulmuştu. İşçi Parti’nin kurallarına göre güvensizlik oyunun hükmü yok. İstifa etmeyeceğini açıklayan Corbyn, kendisine karşı bir adayın sunularak, tekrar parti üyelerinin oy kullanabilecekleri bir genel başkan seçimi yapılabileceğini belirtti. Corbyn’e karşı henüz belirlenen isim olmadı. İstifa eden gölge bakanları, istifa mektuplarında Corbyn’nin referandumda AB’de kalmak için yeterli çalışma yürütmediğini ve Muhafazakar Parti’ye karşı önümüzdeki yıllarda etkili bir muhalefet sağlayamayacağı gerekçelerini gösterdiler. Başbakan David Cameron’ın istifa etmesiyle gündeme gelen olası bir erken genel seçimde, Corbyn’nin İşçi Parti’sini iktidara götürebilecek lider olmadığını ifade ettiler. Öte yandan, başbakan Cameron’ın istifa etmesiyle iktidardaki Muhafazakar Parti’de de liderlik yarışı başladı. Partinin yönetim yapısı, adayların Perşembe gününde kadar belirlenmesi için zaman verdi ve 9 Eylül’e kadar seçimin tamamlanmasını istedi. Olası adaylar arasında eski Londra Belediye Başkanı ve AB’den çıkma taraftarı olan Boris Johnson ve işişleri bakanı Theresa May var. Henüz resmi olarak belirlenen isim olmadı. Corbyn’nin açıkladığı yeni gölge kabinesi: • Tom Watson- West Bromwich milletvekiligenel başkan yardımcısı • John McDonnell- Hayes ve Harlington milletvekiligölge maliye bakanı • Andy Burnham- Leigh milletvekili- gölge içişleri bakanı • Emily Thornberry- Islington South milletvekili- gölge dış işleri bakanı • Diane Abbott- Hackney North ve Stoke Newington milletvekili- gölge sağlık bakanı • Jon Trickett- Hemsworth milletvekili- gölge toplum ve yerel yönetim bakanı • Rachael Maskell- York Central milletvekili- gölge çevre, gıda ve kırsal işleri bakanı • Rebecca Long-Bailey- Salford ve Eccles milletvekili- gölge maliye bakanı sekreteri • Clive Lewis- Norwich Southgölge savunma bakanı • Cat Smith- Lancaster ve Fleetwood milletvekili- gölge seçmen ilişkileri ve gençlik bakanı • Kate Osamor- Edmonton milletvekili- gölge uluslararası kalkınma bakanı • Rosie Winterton- Doncaster Central milletvekili- Muhalefet disiplin sorumlusu • Pat Glass- North West Durham milletvekili- gölge eğitim bakanı • Andy McDonald- Middlesbrough milletvekili- gölge ulaşım bakanı • Heidi Alexander- Lewisham East milletvekili- gölge sağlık bakanı • Gloria De Piero- Ashfield milletvekili- gölge gençlik ve seçim kayıt bakanı • Ian Murray- Edinburgh South milletvekili- gölge İskoçya bakanı • Lilian Greenwood- Nottingham South milletvekili- gölge ulaşım bakanı • Lucy Powell- Manchester Central milletvekili- gölge eğitim bakanı • Kerry McCarthy- Bristol East milletvekili- gölge çevre bakanı • Seema Malhotra- Feltham and Heston milletvekiligölge maliye bakanı • Vernon Coaker- Gedling milletvekili- gölge Kuzey İrlanda bakanı • Lord Falconer- gölge adalet bakanı • Karl Turner- Kingston Upon Hull East- gölge attorney general (en üst düzey avukatı) • Chris Bryant- Rhondda milletvekili- gölge Avam Kamarası başkanı • Lisan Nandy- Wigan milletvekili- gölge enerji ve iklim değişimi bakanı • Owen Smith- Pontypridd milletvekili- gölge çalışma ve emeklilik bakanı • Angela Eagle- Wallasey milletvekili- gölge ticaret bakanı ve gölge devlet bakanı • John Healey- Wentworth and Dearne milletvekili- gölge konut ve planlama bakanı • Nia Griffith- Llanelli milletvekiligölge Galler bakanı • Maria Eagle- Garston ve Halewood milletvekili- gölge kültür, medya ve spor bakanı • Kate Green- Stretford ve Urmston milletvekili- gölge kadın ve eşitlik bakanı • Luciana Berger- Liverpool Wavertree milletvekiligölge ruh sağlığı bakanı Haftalık Haber Gazetesi • Rojnameya Nûçeyan a Heftane Editör Alaettin Sinayiç Grafiker Yüksel Adıgüzel Muhabirler Esra Türk • Erem Kansoy Reklam Dilek Bozkurt - 0743 836 9969 [email protected] [email protected] [email protected] [email protected] - [email protected] Soru ve görüşleriniz: [email protected] Adres: Tel News Ltd. 33 Dalston Lane, London, E8 3DF Telefon: 0207 9230 838 - 0742 9481 490 Web: www.telgraf.co.uk Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 3 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 4 Unison’dan Kürtlerle Dayanışma çağrısı Britanya’nın ikinci büyük işçi sendikası olan Unison’un yılhhlık konferansında Kürtleri konu alan özel bir toplantı yapıldı. Kürtlerin Ortadoğu’da demokratik bir sistemi inşa ettiği vurgulanan toplantıda ‘Öcalan’a Özgürlük Kampanyası’ çerçevesinde çalışmaların yürütüleceği belirtildi. Sendika tarafından delegelere dağıtılan broşürde, Kürtlere yönelik saldırıların derhal durdurulması istenirken, Öcalan’ın özgürlüğü istenerek barış görüşmelerinin tekrar başlaması çağrısı yapıldı. Kürt gündemli toplantı Britanya genelinde 1.3 milyon üyesi bulunan Unison Sendikası İngiltere’nin Brighton kentinde yüzlerce delegenin katılımıyla gerçekleştirdiği yıllık konferansında Kürt sorununa özel bir yer ayırdı. Dört gün süren konferansın ilk gününde Kürtleri konu alan özel bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya Kürdistan Ulusal Kongresi’nden Erdelan Baran ve Michelle Alison, Kürdistan Öğrenciler Birliği’nden (YXK) Elif Sarıcan ve Unison Sendikası adına Stephen Smellie katıldı. Demokratik sistemin mimarı Toplantının açılış konuşmasını yapan Unison yöneticisi Stephen Smellie, Kürt sorununu yakından takip ettiğini ve birçok kez Kürdistan’ı ziyaret ettiğini belirtti. Smellie, Kürt halkının çok kritik bir süreçten geçtiğini belirterek Türk devletinin kendi vatandaşları olan Kürtlere karşı topyekün savaş açtığını dile getirdi. Türk devletinin Rojava’ya da düşmanca yaklaştığını kaydeden Smellie, “Kürt halkı DAİŞ’e karşı büyük ve başarılı bir mücadele veriyor. Ancak Türk devleti Kürt halkına karşı büyük düşmanlık sergiliyor. Kürtler tüm saldırılara rağmen Ortadoğu’da demokratik, insan haklarına saygılı, cinsiyet özgürlüğünü benimseyen eşit bir sistem yaratıyor. Bu sistemin ideolojik yaratıcısı Kürt Özgürlük Hareketi lideri Abdullah Öcalan’dır. Öcalan, 17 yıldır tecrit altında yaşıyor. Buna rağmen Rojava’da onun ideolojisinden faydalanarak demokratik özerk bir sistem ruh buluyor” dedi. Dayanışma hayati önemde İngiltere’nin AB’den çıkıp çıkmayacağının kararlaştırılacağı referandum çalışmalarından dolayı toplantıya katılamayan Unison Sendikası Uluslararası Şefi Simon Dubbins bir mesaj gönderdi. Türk devletinin Kürt halkına yönelik saldırılarla insanlık değerlerini ayaklar altına aldığını ve bunun demokrasi adına büyük bir utanç olduğunu vurgulayan Dubbins, “Sur başta olmak üzere birçok Kürt kenti devlet tarafından yıkılarak çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Türk devleti, DAİŞ ve El Nusra gibi vahşi çetelere destek vererek Kürt düşmanlığı yapıyor. Böylesi çok kritik bir süreçte Kürt halkıyla dayanışmak hayati önem taşıyor” diye belirtti. Kampanyaya biz de katılacağız 26 Nisan’da Britanya Parlamentosu’nda ülkenin en büyük sendikalarından GMB ve Unite, Öcalan’a Özgürlük Kampanyası’nı başlatmış, o toplantıda Sinn Fein Partisi ile birilkte Unison da kampanyaya destek açıklamasında bulunmuştu. Dubbins mesajında, bundan sonra ‘Öcalan’a Özgürlük’ kampanyası kapsamında çalışma yürüteceklerini ifade etti. KNK üyesi Erdelan Baran, YXK üyesi Elif Sarıcan da yaptıkları konuşmalarda, Kürt halkına yönelik Kuzey Kürdistan’da devam eden saldırılar ve Rojava devrimi hakkında bilgi verdi. Sendikaların desteği büyüyor Britanya’nın en büyük emek örgütleri olan Unite ve GMB sendikaları geçtiğimiz ay İngiliz parlamentosunda yaptıkları bir resepsiyonla ‘Öcalan’a Özgürlük’ kampanyası başlatmışlardı. Yoğun ilginin gösterildiği tarihi toplantıda Öcalan üzerindeki tecrit eleştirilirken, Öcalan’ın özgürlüğünün bölge barışına büyük katkı sunacağı ifade edilmişti. Unite sendikasının 1.5 milyon, GMB’nin ise 650 bin üyesi bulunuyor. En son 400 bin üyeli İngiliz Öğretmenler Sendikası (NUT) da kampanyaya desteğini bildirmişti. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 5 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 6 Bölge Milletvekilleri: Middlesex Hastanesi Acil Bölümünün Kapanmasına İzin Vermeyeceğiz Edmonton’daki North Middlesex Hastanesinin acil bölümünün hastalar için güvensiz olduğunun ortaya çıkması üzerine bölge milletvekilleri hastane yetkilileri ve sağlık bakanlığıyla görüşmelerine devam ediyorlar. Wood Green & Hornsey milletvekili Catherine West, Edmonton milletvekili Kate Osamor ve Enfield North milletvekili Joan Ryan, hastanenin genel müdürü Julie Lowe ile görüştüler. North Middlesex University Hospital Trust yönetiminde ve Lowe’ın sorumluluğu altında olan hastanenin acil bölümü kapanma tehlikesi altında. Osamor, bölge halkının bu acil servisine ihtiyaçları olduğunu; bundan dolayı kapanmasına izin veremeyeceklerini ve önlemek için ‘mücadele edeceğiz’ dedi. Osamor, hastanenin hasta güvenliğine ilişkin raporlarının ortaya çıkmasının ardından doktor sayısının artırıldığını ve bunun önemli olduğunu, ama hastanenin bu durumunun kabul edilemez olduğunu ifade etti. Ryan, Lowe ile toplantısının ardından yaptığı açıklamada, şunları ifade etti: ‘‘Bu acil bölümün kapanmasına izin vermeyeceğim. Hareket planlarının işleyişini gözden geçirmek için, Julie Lowe ile haftalık olarak görüşeceğim. North Middlesex hastanesine nasıl destek olabileceklerini öğrenmek için, Kate Osamor ile birlikte, 24 Haziran’da, Royal Free London NHS Trust genel müdürü ile de görüştük. ‘‘Kuzey Londra’nın diğer milletvekilleriyle birlikte sağlık bakanlığından, milletvekili Ben Gummer ile görüşüp, hükümetin duruma müdahale etmesini talep edeceğiz. ‘‘Hükümetten, hastanedeki doktor eksikliğiyle ilgilenmelerini ve başbakandan kısa ve uzun dönemde hastanenin acil bölümünün korunacağına dahil güvence isteyeceğim.’’ Guardian gazetesinin ortaya çıkardığı bilgiye göre, sağlık hizmetlerini denetleyen GMC ve Health Education England’ın hastanenin acil bölümünün kapanma ile tehdit edildiği fakat bu bilginin halkla paylaşılmadığı aktarıldı. Günde 500 hastanın ziyaret ettiği acil bölümdeki ciddi derecedeki sorunlara rağmen, bu bilginin gizli tutulmasına bölge milletvekilleri büyük tepki göstermişlerdi. Hastanenin acil bölümüyle ilgili raporlarda yeterli sayıda dok- torun bulunmadığını ve bir çok zaman deneyimsiz doktorların yalnız bırakılarak hastalarla sorumlu kaldıkları belirtildi. Lowe, daha önce bozuk ya da çalışmayan tıbbi cihazlarının da değiştirildiğini ve daha fazla doktorun hastanede işe alınacağını belirtti. Lowe, milletvekillerine, ana sorunlara ilişkin adımların atıldığını belirterek, pratisyen doktorların acil bölümde yalnız bırakılmadıklarını ve deneyimli doktorların bulunduklarını anlattı. Hastanenin acil bölümüne, yeni idareci olarak Cathy Gayle, önümüzdeki haftalarda göreve başlayacak. Hastaneye, 26 Ağustos’a kadar durumu düzeltmeleri için süre tanındı. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 Londra’da çadır Eylemi çığ Gibi Büyüdü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi ile 10 gün süreyle Avrupa’nın çeşitli başkentlerinde eş zamanlı olarak başlatılan çadır eylemi ve imza kampanyası Londra’da büyük ilgi gördü. Erem Kansoy Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve savaş karşıtı yürütülecek büyük kampanyanın başlangıcı olan çadır eylemlerinde Avrupa kentlerinde duyarlılığın artırılması da hedeflendi. Londra’da öncelikle Kürt ve Türkler’in yoğun olarak yaşadığı Woodgreen bölgesinde başlatılan çadır eylemi daha sonra 2 gün boyunca, ünlü Trafalgar meydanına taşındı. Londra merkezindeki Trafalgar meydanında çeşitli uluslardan, farklı kültürlerden insanların ziyaret ettiği çadırda Kürt Halk Önderi Öcalan’a uygulanan insanlık dışı tecrit anlatıldı. Londra’da çadır, hafta başında yine Kürt, Türk ve Kıbrıslıların yoğun olarak yaşadığı Kuzey Londra’nın Manor House bölgesine taşındı. Yeraltı tren istasyonu girişine kurulan çadırla Manor House bölgesinde de değişik kültürden bir çok insanı bilgilendirmek hedeflenildi. Eylemler süresince yüzlerce imza toplanarak binlerce bildiri dağıtıldı. Özellikle gençlerin yoğun çalışmaları ile hız kazanan ve güçlü bir şekilde duyurulan eylem büyük ilgi gördü. İngilizce basılıp dağıtılan bildiriler ve çevredekiler ile bire bir sohbetler duyarlılığın artırılmasında büyük etken olurken, Kürt Toplum Merkezi ve Ciwanen Azad UK çadır eylemini ayın 30’unda Ciwanen Azad UK’in çadırı devralması ile son bulacağını açıkladı. 30 Haziran Perşembe günü organizasyonunu Ciwanen Azad UK’in yapacağı çadır eylemine güçlü ve kalabalık katılım bekleniyor. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 8 Britanya AB’den Çıkmaya Karar Verdi; Tüm dünyanın yakından takip ettiği Referandumda AB’den ayrılma yanlılarının oyu %51,9 olurken AB’de kalma taraftarları %48,1’de kaldı. Referanduma katılım oranı yüzde 72 oldu. DR İPEK DEMİR: (Akademisyen-Leicester Üniversitesi) Milliyetçi, tutucu sağ bloğun önderliğinde referandumu Brexit’in kazanması, İngiltere’de göçmen toplumların yıllarca mücadele ederek kazandıkları kimlik haklarını ve sosyal g ü v e n c e l e r i n i baltalayacaktır. Brexit önderleri sırf Avrupa degil, çok kültürlülük, sosyal halklar, sosyal devlet vs gibi progresif politikalara da karşı. Hatta kampanyalarını bu tip karşıtlıklar üzerinden yönettiler, o da ‘muz’ saçmalıklarına girmediklerinde. Bizim toplumumuz geçmişte mücadele ile kazanılan bu hakları baltalayacak girişimlere hazırlıklı olmalı, İngiltere’deki diğer progresif güçlerle sıkı dayanışma içine girmelidirler. Lexit (Left Brexitciler) gibi AB’den çıkışı isçi ve ezilen sınıfı savunmak ve metropolitan elitlere darbe indirmek için savunanlar bir daha düşünmeli: Gove, Farage ve Johnson’dan oluşan, onların değerlerinden esinlenen bir ekip sol hayalleri, isçi sınıfının haklarını ve göçmenleri korur mu? MEHMET AKSOY:(Yönetmen-Yazar) İkinci dünya savaşından sonra gerçeklesen en önemli olaylardan birisi olarak görüyorum. Birleşik Krallığın AB›den çıkmasını. Özellikle İngiltere isçi sınıfı bunun gerçekleşmesinde önemli rol oynadı, ama doğru gerekçelerle değil; anti-göçmen söylem, ulusalcı zihniyet ve gerçek dışı ekonomik veriler ve söylemler kullanıldı. Fakat şu bir gerçek ki, bu sonuç ülkenin Başbakanının değişmesine vesile olacak, sağ ve solu daha da polarize edecek ve sınıfsal mücadeleyi daha önemli kılacak. Eğer İşçi Parti ve genel sol bu dönemde iyi bir siyaset izlemezseler durum emekçiler, küçük işverenler ve göçmenler için çok daha kötüye gidebilir. Tabi AB ve İngiltere’nin dış politikası da bu sonuçtan etkilenecek. Ortanın zayıfladığı ve uçların güçlendiği bir dönem bizi bekliyor olabilir. AV HANDAN ÖZBEK: (Hukukçu) İngiltere halkının milliyetçilik duyguları o kadar kabarmışki kendi çıkarlarını bile hice sayıp Avrupa Birliğinden çıkma kararı verdi. İngilizlerin böyle bilinçsiz olduğuna inanmakta zorlanıyorum ama böyle bir ihtimalde söz konusu; o da halkın yeterince AB’de çıkmanın sonuçları noktasında bilgilendirilmediğidir. Cameron’un istifa etmesi ister istemez bu sorumluluğun yükünü almak istemediğinden ve seçim esnasında oy alabilmek için bilinçsizce verdiği sözün hesabını vermekten kaçmasıdır. Bu da bir Tony Blair örneğidir. Birçok kişinin nasıl olsa çıkmayacak diye çıkma yanlısı oy kullandığını ve şimdiden pişman Referandumda İskoçya ve Kuzey İrlanda ‘kalalım’ derken, İngiltere ve Galler ‘çıkalım’ dedi. Başbakan David Cameron istifa kararı alarak ülkenin yeni rotasında dümende olmasının doğru olmayacağını ifade etti. İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn hakkında muhalifler güvensizlik önergesi verildi. ‘AB’de kalalım’ oyu kullanan İskoçya, yeni bir bağımsızlık referandumunu tekrar masaya yatıracağını söyledi. Kuzey İrlanda’daki Sinn Fein partisi ‘Kuzey İrlanda’da, birleşik bir İrlanda için referandum yapılmasını› savundu. olduklarını görebiliyoruz. Bu da bilinçsizce oy kullanıldığının göstergesi. Sterlin siyah Çarşamba yani 30 senenin en yüksek düşüşünü yaşadı. Çalışma saatleri, emeklilik hakları, açık Pazar konularında gerileme ile birlikte ekonomik kriz yaşanabilir. Bu karar Britanya’nın Avrupa’da yalnızlaşmasına da neden olacak. Bu kararın Fransa ve Almanya gibi ülkelerin de birlikten çıkma ihtimalini getirebilir. FADİME TİSKAYA: (Aile Terapisti) Avrupa birliği gibi ekonomik bir birlikten çıkıp çıkmama kararının mülteci ve göçmenlere yönelik tolerans yönünde değerlendirilmesi ve çarptırılması çok üzücü bir durum. Bunu daha da kaygılı hale getiren ise göçmen toplumlardan bazı kesimlerin de oylarını özellikle bu sebepten dolayı çıkma yönünde kullanması idi. Önümüzdeki sürecin sadece ekonominin gidişatı ilgili değil, sosyal ve politik anlamda çok büyük değişikliklerin yaşanacağı çok ilginç bir dönem olacağı kesin. Fikrimce etnik toplumların beraberce uyumlu şekilde yaşayacakları bir ülke olmaya devam edip edemeyeceğimiz konusunda çok kaygılanmamız gerekiyor. Britanya’da yaşayan her bireyin de bu çıkan karardan hak, hukuk, sosyal ve ekonomik alanda başta olmak üzere pek çok yönde bireysel anlamda negatif yönde etkileneceği ise kesin görünüyor. İngiliz Sterlini ABD Doları’na karşı 31 yılın en düşük seviyesine indi. İngiliz bankalarının hisseleri %30’a yakın değer yitirdi. İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı almasının ardından İngiltere’de borsa, para ve tahvil piyasalarında sert düşüşler hakim. Irkçı UKIP lideri Nigel Farage açıklamasında; “AB’den ayrılma müzakerelerini bir an önce başlatıp yeniden küresel bir aktöre dönüşmeliyiz. 23 Haziran’ı resmi tatil ilan edip ‘Bağımsızlık günü’ olarak adlandırmalıyız.” dedi. kazanımları maalesef tehlikeye girmiştir. Birleşik Krallık kuşkusuz ekonomik olarak pozitife çevirecek potansiyele sahip. Yeni anlaşmalar olacaktır. Ancak uluslararası dengelerin değişmesi, Avrupa Birliğinin yok olma ihtimali, çok kutuplu dünyamızda Ortadoğu ve Afrika şiddetlenecek çatışmalara karşı Birleşik Krallık’ta yaşayanlar olarak farkında olmak ve Türkiye, Ortadoğu ve Afrika› da barışın hakim olması için birlikte daha ciddi çalışmamızı gerektiren bir noktaya gelinmiştir. DEVRİM HAS: (Aktivist-Roj Kadın Meclisi) Bu ırkçılığa atılmış bir adımdır. Ve bunu yaparken bir algı oluşturularak yapılması kirli bir siyasettir. ‘’Daha kaliteli yaşam’’ adı altında göçmenlerin tümünü aşağılayan bir durumdur. Bunu destekleyen göçmenlere hatırlatmak lazım; ‘Misafir misafiri sevmez’ ama unutmayalım ki ‘ev sahibi hiçbirini sevmez’. TAHİR PALALI: (Müzisyen) Sonuçlarının ne olacağından politikacıların bile emin olamadığı, ülkenin ve dünyanın düzenini değiştirecek bir kararı medya etkisi altında korku ve nefretle oy veren bilinçsiz bir toplumun değil bu konularda uzman olan akademisyenler, profesörler ve bakanların vermesi gerekiyor. MEHMET YUKSEL: (Alevi dedesi) FERO FIRAT: (Yazar-Siyasi Aktivist) Britanya’da dün gerçekleşen AB referandumunda, birlikten ayrılma yönünde çıkan sonuç açıkçası beni endişelendirdi. Tamamen ulusalcı sağ ve ırkçı politikaların bir yansıması olarak propagandası yürütülen bu kampanyayı, başta Türkiyeliler olmak üzere, göçmen olarak gelen toplumun da bir kısmının desteklemiş olması bu endişemi daha da artırıyor. Öncelikle, Avrupa Birliği: neoliberal, emperyalist bir proje olduğunu, kemer sıkma uygulamalarıyla küçük devletlere (Yunanistan) kan kusturan siyasetini unutmamalıyız. Avrupa sokaklarında bugün ırkçılık, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı gündelik hayatın ayrılmaz bir parçasıysa unutmayınız ki bu neoliberal, özelleştirme siyasetini eksen alan ‘muhteşem’ birliğin yarattığı hayal kırıklığında aramak lazım. Referandum kampanyasıyla birlikte toplumun sağa kaydığı doğrudur. Ama bu birazda işçi Partisi’nin Avrupa Birliği’nin esaslarını anlamamaktan kaynakladığıyla da ilintilidir. Evet, birliği oluşturan ülkelerin kapitalist ve emperyalist karakterli oluşu hepimizin malumu. Ancak AB’yi oluşturan temel ilkelerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel olduğunu, birliğin dünya demokrasisi ve insan hakları mücadelesi için önemli bir yapı olduğunu unutmamak gerekir. Son olarak özellikle toplumumuz açısından 1980 faşist askeri darbesi sonrası Avrupa’ya sığınan, siyasi mücadele içinden gelen dostlarımızın, başta savaş suçları olmak üzere her türlü insan hakları ihlalleri konusunda olumlu ve bağlayıcı kararlara imza atan bu yapıyı rasyonel değerlendirmediklerini düşünüyorum. Unutmayalım ki bu saatten sonra ulusalcı-sağcı politikaların hiç kimseye bir faydası dokunmaz. DR ALİ DEMİRBAĞ: (İTSEB Başkanı) Dünya’nın güç, barış, eğitim, sağlık, bilim, ticaret, yoksulluk ve insan hakları anlamında dengesinin temellerini atan Avrupa Birliği yüzyılımızın Bizim hayır tutumumuzla Farage ile Jonson’un hayır’ı temelde çok farklıydı. Ama bizim mesajımız gölgede kaldı. Biz her şeyden evvel Enternasyonalistiz ve ırkçılığa karşı tutum alan, kampanyalar düzenleyen, sınırların kontrölüne karşı duran, işçilerin, yoksulların mücadele birliği üzerinden yükselen bir birliği inanıyoruz. Avrupa Birliği ise tamamen farklı bir şey. Avrupa Birliği’nin Türk Devletiyle vardığı iğrenç göçmenlik anlaşmasıyla, Erdoğan hükümetinin Kürtleri öldürmesine ses çıkarmaması da cabası... Başbakan istifa etti, ufukta ise bir erken Bunların hepsi yaşanırken Türkiyeli ve Kürdistanlılar ne düşünüyor. Genel olarak ırkçılığın ve faşizmin artacağı korkusu hakim olsa da AB’den çıkmanın kendilerini nasıl etkileyeceği konusunda belirsizlik var. Son yıllarda Anakara Anlaşması üzerinden Birleşik Krallık’ta kalan binlerce insanı nasıl bir gelecek bekliyor? Eşi AB vatandaşı olan binlerce kişinin durumunda ne gibi değişiklikler olacak? Birleşik Krallığın Avrupa Birliğinden çıkmasını toplumun farklı kesimlerinden, farklı iş alanlarından insanlara sorduk; genel seçim görünüyor. İşçi partisinin sağcıları Jeremey Corbyn’e katlanabilirlerse ufukta işçi Partisi’nin hükümeti hayal değil. Kriz her zaman kötü değil, umutlu olmamız için baksanıza nedenlerimiz de var. ÇİĞDEM ÖZLÜK: (İç Mimar-Edinbrugh) İskoçya’da oldugumuzdan dolayı bizim bu duruma bakışımız biraz daha farklı olabiliyor. Çünkü geneline bakılırsa İngiltere’de verilen kararlar tüm bölgeler için pozitif bir karar olamayabiliyor. İskoçya’nın %62’lik kısmı AB’de kalmaktan yanaydı, fakat duruma bakılırsa ve geçen yılki Bağımsızlık referandumu sonuçlarıyla da değerlendirilirse Kuzey ile Güney’in kararları hep nedense zıt. Iskoçya şimdi bağımsızlık referandumunu tekrar düşünme yolunda ve eğer İskoçya bağımsız olursa AB ye tekrar katılacaktır. VELİ YADIRGI: (Akademisyen-SOAS Üniversitesi) Referandum kampanyası başladığı günden beri Britanya’nın AB üyeliğine dair temel meseleler ve temalar hep geri planda kaldı. Başka bir deyişle, AB’nin ekonomi politikası, yapısı ve yasalarının Britanya’da yaşayan halkları nasıl etkiliyor soruları egemen siyasal yapılar ve şahsiyetler tarafından bilinçli olarak hep ikinci planda tutuldu. Meseleyi salt mülteciler, iltica ve güvenlik meselesi olarak tartıştırdılar ve bunun üzerinden suni bir kamplaşmaya gidildi, sanki referandum bu meseleler için yapılıyormuş illüzyonu oluştu. İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük ilticacı (insanlık) krizini tetikleyen ve kör gözle bakmayı tercih eden aynı egemen siyasal figürler (Cameron vb.) sermayenin ucuz emek gücü olarak gördüğü Avrupalı göçmenlerin dostu kesildiler. Hal böyle olunca; Cameron gibilerinin uyguladığı neoliberal politikaların doğurduğu düşük ücret, işsizlik, sosyal konut ve esnek çalışma gibi sorunların kaynağı neoliberal politikalar değil de göçmenlik ve göçmenlermiş yanılgısı yaygınlaştı. Bu yanılgı bu meselelerde Thatcher döneminden beri uygulanan işçi ve yoksul düşmanı neoliberal politikalardan en fazla çeken kuzey Ingiltere’de hayır oyunu doğurdu, ki bu bölgede ezici çoğunluğun kullandığı Hayır oyu referandumun kaderini belirledi. Hayır oyunun gerici emeller tarafında daha sinsice kullanılmaması için yoksul, ezilenler ve barış yanlısı siyasal platformlarda yerli ve yabancı topluluklar bir araya gelip, daha ilerici bir siyasal ve sosyal atmosferi oluşturmalı. Daha iyi bir AB mümkün olmaya bilir ama daha iyi bir İngiltere ve Avrupa mümkün. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 9 Türkiye Ve Kürdistanlılar Ne Düşünüyor? BEKTAŞ YAVUZ: (Politikacı-UCFL) Avrupa Birliğinin kırılma noktası olan bu referandumda Britanya Halkının %52’sinin ayrılma kararı alması bir çok kişi üzerinde şok etkisi yaratdı. Yakın sonuçlar bekleniyordu ancak Ayrılma ihtimalini sanırım bir çok kişi beklemiyordu. İşçi Partis Avrupa birliğinde kalma konusunda büyük bir kampanya yürütmüştür ve sonuç olarakta halkın kararına hepimizin saygı göstermesi gerekmektedir. AV ALİ HAS: (Hukukçu) Referandum sonucu tam bir fiyasko ve hayal kırıklığı. Tamamen ırkçı söylemler üzerine kazanılmış ve ülkeyi çok ciddi sıkıntılara sürükleyecek nitelikte. Yaşanacak olan ekonomik facia ve böylesi hayati bir kararın ne derece ırkçı söylem ile beslenen bir halka bırakılmış olması tartışmaları bir yana, yakında kendi ülkemizde karşı mücadelesini yürüttüğümüz tek tip ulus devlete doğru bir yol açılmıştır. Oysa AB üyeliği sürekli çoğulculuğun ve toleransın garantisiydi. DR MERYEM KAYA: (Sağlıkçı) Toplumumuz çoğunluk olarak göçmen ve işçi sınıfı olduğu için referandum sonucunun negatif olacağını düşünüyorum. Ekonominin ilerleyeceğini düşünerek çıkmak isteyen işçi sınıfı en kötü etkilenecek gruplardan birisi konumunda. Kapitalist sistemden çıkmak isteyen solcular ise daha çok kontrolsüz kapitalist sisteme girip sosyalizmi maalesef gömecekler. BÜLENT EKİNCİ: (Esnaf) Margeret Thatcher’in ruhu canlandı. kibir, üstünlük, emperyal heves, sağ değerler yeni Anglo Sakson Ulusçuluğunda zuhur etti. Britanya Ekonomisinde çalkantıların olacağı kesin, sosyal siyasal olarak ta daralmaların yaşanacağı bir döneme giriyor. Siyasal sonuçları itibarı ile Britanya parçalanabilir; İskoçya ayrılabilir hatta Kuzey İrlanda İrlanda Cumhuriyetine dahil olabilirler. Anglo Saksonsuz yeni bir Avrupa şekillenebilir. Sonuç olarak ulus tandanslı kapitalist kutuplar güç kazanacağa benziyor. Evrenselciler evrenselciliğin gölgesinde yattığı sürece bu ara buhranlar devam edecek. Avrupa Birliği konsepti evrensel değerleri savunanlar tarafından içi doldurulabilseydi insanlık için iyiydi. KEMAL HAS: İşveren(AKEE Yöneticisi) 25 senedir bu ülkede yaşayan ve ticaret yapan bir insan olarak milliyetçiliğin ve tabiri caizse ırkçılığın bu kadar yükselişe geçmiş olması bende ciddi kaygılar uyandırdı. AB referandumunun iki tarafı vardı bana göre. Biri sınırların kaldırılmasını, daha global, demokrat ve eşitlikçi bir dünyayı savunanlar, diğeri ise kapalı bir toplumu, milliyetçilik temelinde insanları ayıran ve öteleyen taraftı ve ne yazık ki ikinci taraf daha ağır bastı. Burada şunu da belirtmek isterim ki beni en çok üzen durumlardan biri ise bu ülkede mülteci durumunda olan bazı kişi ve grupların da kraldan daha kralcı kesilip bu referandumda çıkma yönünde oy kullanmış olmalarıydı. Kendi gerçeklikleri ile çelişen bu topluluğun yeterince bilgi sahibi olamamış olmalarının sonucu olarak kullandıkları bu yanlış oylar kısa zaman içerisinde kendilerine çifte standartta muamele, iş imkânlarında kısıtlama, ticari ve sosyal kısıtlamalar olarak yansıyacağını söyleyebiliriz. Parlamentonun evrensel değerlere uygun bir çözüm bulmasını umut ediyorum. HAYDAR ULUS: (Belediye Meclis Üyesi-Enfield) Ortadoğu’da devam eden amansız savaşın sonucu olarak evinden yurdundan edilen milyonlarca insan umut yolculuğuna çıkmak zorunda kaldı. AKP’nin mülteci tüccarlığı üzerinden Avrupa’yı tehdit etmesi, Brüksel ve Fransa’daki saldırılar ve benzeri olaylar Avrupa’da sağın yeniden canlanmasına vesile oldu. Referandum sonucunda işçi ve emekçi kesim olumsuz etkilenecek. Ticaret hacmi azalacak. Ama yine de Britanya’nın, referandum sonucuyla iştahı kabaran sağ zihniyetin ülkeyi siyasi karanlığa sürüklemesine müsaade edilmeyecektir. MİTHAT İSHAQ: (PHD-Exeter Üniversitesi) Bu referandumun sonucu sadece AB’den çıkış anlamı taşımıyor, aynı zamanda bundan sonra her alanda (sosyal, siyasal, ekonomik vb.) bir domino etkisi yaratacaktır. Gözle görülür şekilde bir ırkçılık artışı öngörüyorum şahsen. İlerisi için Market / pazar anlamında bir daralma etkisinde de bulunacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun yanında kültürel anlamda çok renklilik çok şey yitirecektir. HELİN PEKOZ:(Aktivist-Gik-Der) Toplumda büyük bir endişe korku hakim. Herkeste sağcıların zaferiymiş gibi görüntü hakim. Bunu da basın yoluyla insanlara empoze ediyorlar. Irkçılığın gelişebileceğini düşünüyorlar. Çünkü faşist partiler bu kampanyada etkili olduklarını ifade ediyorlar. Hayır diyen sendika, sosyalist partiler vb UKİP’in gölgesinde kaldılar ve bunların da azınlıkta olduklarını söylüyorlar. Bir korkuda İskoçya ve İrlanda’nın Birleşik Krallık’tan çıkacağı ihtimali. AB üyesi ülkelerin vatandaşlarında da bir panik var, nasıl etkilenecekler, çocukların eğitimi ve benzeri konularda korku ve endişe var. Yeni başbakanın seçilmesiyle iki yıllık birlikten çıkış müzakereleri başlayacak ve bu süre içerisinde seyahat, calışma, Ticaret anlaşmaları yapılmaya çalışılacak. Lizbon anlaşmısının 50. maddesinin işletilmesi ( konseye çıkış bildirimi) 2 yıllık çıkış sürecini başlatıyor. İskoçya ve İrlanda’dan gelen tümüyle bağımsızlık çağrılarına Britanya Parlementosunun nasıl cevap vereceğini hepimiz ileriki zamanda dikkatle izleyeceğiz. Şunu dikkatle görebiliyoruzki İskoçya, İrlanda ve Londra’nın kalma oyu dışında İngiltere’nin büyük bölümünü Avrupa birliğinden çıkma taraftarı. Umuyoruzki şimdiden etkilenmiş olan ekonominin etkisinin dar gelirli toplumlara çıkarılmaması. Avrupa Birliğinden Çıkma kararı almış bazı kurumların üyelerine verdikleri çıkma konusundaki kararlarının umuyoruz anlamlı açıklamaları vardır. Avrupa Birliğinin kırılma noktası olan bu referandumda Britanya Halkının %52’sinin ayrılma kararı alması bir çok kişi üzerinde şok etkisi yarattı. YUSUF AÇIL:(YÇKM) Göçmenler için lehte bir değişim olmadı/olmayacak. Aleyhte ise bugünden sonra ırkçılığa ve ayrımcılığa daha fazla uğrayacağı; göçmenlerin daha fazla sorunların kaynağı olarak görüleceği açıktır. Yerli Britanyalı isçiler ve yoksullar için yine aynı şekilde kesintiler, hak gaspları ve sömürü ve diğer haksızlıklar devam edecektir. Sermayenin bir kesiminin diğer kesime karşı kazandığı bir zaferdir! Kapitalizm aşılmadıkça olacak her şey yoksulların aleyhinde olacak! Biz, Karl Marks›ın vakti zamanında savunduğu sosyalist Avrupa Birliğinden yanayız! İBRAHİM TAŞ: (İşveren) Toplum büyük bir endişe içinde. Bu ülkedeki toplumun çoğunluğu küçük esnaf olduğu için yabancıların geri gönderilmesi veya gelenlerin önünün kesilmesi iç piyasaya durgunluk getireceği endişesi var. Bu ihtimal var, ama bunun Türk ve Kürt toplumunu fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. Britanya’nın AB’den çıkması en az 1-2 yıl sürer ki bir referandum daha gelebilme ihtimali var. Ama yerli halk için(bunun içinde Türkiyeli toplumda var) şu net olur. Devletin kesintileri hak gasplarının bahanesini yabancılara yükleme şansı olmaz artık. Bunun karşısında İngiliz emekçilerin de tavrı net olmak zorunda kalırlar. TUNCAY AKPINAR: (Sinema-Tiyatro oyuncusu) Bana göre İngiltere’de gelecek 25 yılın nüfus azalmasını Avrupa Birliği ile temin etti Şimdi ise onları ingilizleştirmekte, onun için Avrupa Birliğine harcayacağı zamanı ve ekonomiyi şuanda İngiltere’de yaşayan Avrupalı göçmenleri kendi kriter ve yaşam kültürüne entegre etme ile ilgilenecek. Dünyanın değişimini, Amerika’nın yanında rahat bir şekilde görüp ve yönlendirmek için çıktı. Tabi ki muhafazakarlar işin başka tarafında. DR EBRU SOYTEMEL: (Akademisyen-Oxford Üniversitesi) Referandum sonucu sadece İngiltere’deki değil diğer ülkelerdeki gençlere de çok üzücü ve umutsuzluk içerici olduğunu düşünüyorum. AB yıllarca kendi değerlerini ve AB’nin önemini AB’deki gençlere ya da kendi vatandaşlarına anlatamamış demek ki. Eğer AB deyince İngiltere’deki daha düşük eğitimli kesimin aklına sadece göçmenler geliyorsa ne üzücü Bu milliyetçilerin İngiltere’de düşük seviyede de olsa yıllarca ısrarla yaydıkları politikaların, görüşlerin aslında sayısı artan bir kesimce ne kadar da önemsendiğini gösteriyor. Bir de bütün bunların İngiltere’de farklı kültür ve kimliklerin yaşadığı mahallelerde yaratacağı kutuplaşma ihtimali çok korkutucu. İngilizler bile kendi içlerinde kutuplaşmaya giderken bunu engellemek için ne yapılacak hep birlikte göreceğiz. NİHAT SEVEN: (Sinema Yönetmeni) David Cameron’un seçimi kazanmak için vaat edip yapmak zorunda kaldığı referandum en büyük hataydı. Hem Avrupa kökenli vatandaşların hem de Birleşik Krallığın geleceğini tehlikeye düşürdü. İskoçya ve Kuzey İrlanda bağımsızlık referandumu yapıp AB’de kalmak istiyorlar. Bu sonucun uzun vadede kimsenin işine yaramayacağını düşünüyorum. Doğan GENÇ: (İnsan Hakları Savunucusu) Bu durumda İngiltere’nin çıkması bizim toplum açısında baktığımızda sağlık ve sosyal yardımlar konusunda ciddi sıkıntılar yaratacağı kesin. En önemlisi Avrupa genelinde yükselen ırkçı dalgayı güçlendirir. Bu bir devlet aklıydı, İngiltere’nin uluslararası politikalarını yeniden belirlemek ve aktörleri ona göre belirleme hamlesiydi. Britanya’nın uluslar arası ilişkilerini etkilemez tersine Ortadoğu pozisyonunu güçlendirir. Dünyanın siyasal paylaşımı G8 tarafında belirlenir ve ekonomik planlaması IMF tarafından yapılır ve Askeri planlaması NATO tarafından yapılmakta. Britanya bu üç yapılanmanın baş aktörü durumunda. Britanya AB’ye Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 10 İkinci Referandum Britanya tarihi bir gün olan 23 Haziran AB Referandumunda Avrupa Birliğinden çıkmaya yönelik oy kullandı. Başbakan David Cameron 24 Haziran sabahı istifasını açıklayarak Downing Street’den Ekim ayına kadar ayrılacağını duyurdu. Öte yandan Britanya parlementosunun web sitesindeki imza bölümünde iki günde 3,500,000 kişi ‘referandum yenilensin’ diye imza verdi. Referandumun yenilenmesi için başlatılan kampanya çığ gibi büyürken parlamentonun imza kampanyasını değerlendirmesi gerekecek. Buna göre, parlamento imza kampanyasını haklı bulup yeniden referadnum yapılmasını talep ederse referendum yenilenecek. Hazırlyan: Aledin Sinayiç - Erem Kansoy, Britanya AB referandumu özel dosyası AB’nin siyasi ve ekonomik otoritelerinden Britanya’nın AB’ye %51.9 oranında ‘Hayır’ demesinin ardından İngiliz iç siyasetinde izlenecek yeni politikalar merak konusu oldu. Referandumdan AB’den ayrılma kararı çıkması ile İngiltere AB’den çıkma işlemlerine hemen başlasada AB üyesi olarak bir süre daha birlikte kalmaya devam edecek. İngiltere ile AB arasında ayrılık müzakereleri iki yıl sürmesi bekleniyor. İngiliz parlamentosunun da 28 üyeli AB’den çıkmak için gerekli yasaları geçirmesi gerekiyor. Başbakan Cameron, kampanya boyunca ayrılma kararı çıkmasının ardından istifa etmeyeceğini söylesede de 24 Haziran sabahındaki ilk açıklamasında Ekim ayına kadar görevden ayrılacağını açıkladı. Tarihi referandumda İngiltere’de halk %51.9 oranında AB’den çıkılması yönünde oy kullanırken %48.1’lik kesim ise AB’ye devam dedi ayrıca %72’lik oy kullanım oranıyla son dönemlerdeki seçimlere nazaran en yüksek katılım oranı AB referandumunda oldu. İki günde 3,500,000 kişi imzaladı Britanya’nın AB referandumuna ilişkin bir diğer gelişme ise, referandumdan hemen hemen saatler sonra, İngiliz devletinin web sitesi gov.uk sayfasında açılan ‘referandum yeniden yapılsın’ başlıklı ima kampanyası oldu. Online olarak açılan imza kampanyasında devlet AB referandumunu yeniden gündeme getirmeye çağırıldı. İki günde 3,500,000 kişi ‘referandum yenilensin’ diye imza verdi. Referandumun yenilenmesi için başlatılan kampanya çığ gibi büyüyor. Gov.uk web sitesinde açılan ve 100.000’in üzerinde imza toplanılan konuların İngiliz Parlamentosunda yasalar gereği görüşülmesi gerekiyor. Buna göre Britanya’da yeniden bir referendum süreci yaşanma ihtimali var. Parlamentonun internet sitesindeki dilekçe herşeyi değiştirebilir Avam Kamarası’nda ele alınabilecek ve AB referandumunda yeniden yapılması yada fesh edilmesi yönündeki dilekçe 100.000’in üzerinde imza topladı. Lordlar Kamarası’nın muhafazakâr üyelerinden Michael Heseltine, AB’den çıkış müzakerelerinin tamamlanmasından sonra yeni bir referandum yapılabileceğini söyledi. Parlamentoda, AB’de kalma yanlılarının çoğunlukta olduğuna dikkat çeken Heseltine şöyle konuştu: “İnsanlara, (AB ile yapılacak) anlaşmayı görmedikten sonra ve bu bir seçim ya da yeni referandumla desteklenmedikten sonra karaya ak dedirtemezsiniz. Bu yüzden müzakerelerin acilen başlaması gerekiyor.” Guardian gazetesinin haberine göre eski Başbakan Tony Blair de, hiçbir seçeneğin gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Blair bununla birlikte, “Ama şimdi yeni bir referandum süreci nasıl başlatılır doğrusu bilemiyorum” diye konuştu. İşçi Partisi milletvekili David Lammy de referandumun bağlayıcı olmadığına ve 650 üyeli parlamentoda 500 kadar milletvekilinin AB’de kalmaktan yana olduğuna dikkat çekerek parlamentonun bir oylamayla sonucu geçersiz sayabileceğini söyledi, “Parlamento bu çılgınlığa son vermeli. Ekonomimizi mahvedemeyiz” dedi. Lammy, “İkinci bir referandum da meclisin yetkisinde. AB’den çıktıktan sonra neler olacağı şimdi belirginleşmeye başladı. Yeni belirlenecek bir çerçeveyle en azından ikinci bir referanduma gitmeliyiz” diye konuştu. Öte yandan binlerce aktivisit de referandumda ilginç bir fikir ortaya atarak Londra’nın özerk bir bölge olarak Avrup Birliği üyliğine devam etmesi gerektiğini savundular. Bunun için ünlü Trafalgar meydanında ard arda mitingler düzenlendi, ayrıca yine AB’ye ‘EVET’ diyen milyonlarca insanda yeniden referandum yönünde çalışmalara destek veririken Parlamento’dan da AB ‘yandaşı’ bir karar bağlanması bekleniyor. Britanya AB politikalarında yeni bir güne uyandı Britanya’nın AB referandumunun ardından İngilizler güne başlarken, Başbakan David Cameron’un istifa açıklaması, faşist UKIP partisinin ırkçı söylemlerle dolu açıklamaları, Sterlin’in piyasalardaki sert düşüşü, başta İşçi Partisi olmak üzere parti,kurum ve sendikaların açıklamaları ile ‘şimdi ne olacak?’ tartışmaları ile yoğun bir gündem ve zorlu bir siyasi sürece girdi. AB referandumunda İngiltere halkının AB’den ayrılmaya yönelik kararının ardından gözler Brüksele’de çevrildi. Brüksel’deki şok etkisi ile AB’den henüz net bir açıklama gelmezken, üst düzey yöneticilerin açıklamaları basına yansıdı. Brüksel’in tam bir krizin ortasında kaldığı anlaşılırken, en büyük korku ise İngiltere’nin kararının AB ülkeleri arasında domino etkisi yaratma ihtimali oldu. AB uzmanlarına göre, birliğin önde gelen ülkelerindeki kaygılardan biri de referandumun diğer üyelere de yayılabilecek bir domino etkisi yaratması. İngilter’nin AB’ye Hayır demesinin ardından, AB üyesi Fransa ve Hollanda’daki aşırı sağ partiler de benzer bir referandum yapılması çağrısı yapmaya başladı. Fransa’dan aşırı sağcı lider Le Pen Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Özgürlük için zafer. Yıllardır söylediğim gibi şimdi aynı referandumu Fransa ve diğer AB ülkelerinde de yapmalıyız” dedi. Öte yandan, Hollanda’daki Özgürlük Partisi’nin lideri Geert Wilders ise yaptığı yazılı açıklamada, “Kendi ülkemizi, kendi paramızı, kendi sınırlarımızı ve kendi göçmen politikamızı kendimiz yönetmek istiyoruz” dedi. FREXIT, NEXIT, ITEXIT gibi aşırı sağcıların AB’ye hayır kampanyaları Avrupa’da ses yükseltmeye şimdiden başladı bile. Britanya’nın AB Referandumunda Öne Çıkanlar ‘AB’de kalalım’ oyu kullanan İskoçya, yeni bir bağımsızlık referandumunu tekrar masaya yatıracağını söyledi. İngiliz Sterlini ABD Doları’na karşı 31 yılın en düşük seviyesine indi. İngiliz bankalarının hisseleri %30’a yakın değer yitirdi. İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı almasının ardından İngiltere’de borsa, para ve tahvil piyasalarında sert düşüşler hakim. Kuzey İrlanda’daki Sinn Fein partisi yaptığı açıklamada, ‘Kuzey İrlanda’da, birleşik bir İrlanda için referandumu yapılmasını’ savundu. Sinn Fein’in açıklamasında, ortaya çıkan sonucun Kuzey İrlanda’daki siyasi görünümü tamamen değiştirdiği belirtildi. Parti, Birleşik Krallık’ın AB’den çıkması durumunda bu ülkenin Kuzey İrlanda halkının çıkarlarını temsil etme yetkisinden mahrum kalacağını söyledi. Brexit kampanyasının önde gelen isimlerinden eski Londra Belediye Başkanı Muhafazakar Parti üyesi Boris Johnson; ‘‘Başbakan David Cameron’un istifa edecek olmasından dolayı üzgünüm. Cameron prensipli ve cesur davrandı. Kısa vadede hiçbir şey değişmeyecek. Ancak ülkemizi geri alma yönündeki çalışmalar başlayacak.Bu karar İngiltere’nin bölündüğü ya da artık daha az Avrupalı olduğumuz anlamına gelmiyor. Avrupa’ya sırtımızı dönemeyiz. Avrupa’nın bir parçasıyız.’’ dedi. Irkçı UKIP lideri Nigel Farage açıklamasında; “AB’den ayrılma müzakerelerini bir an önce başlatıp yeniden küresel bir aktöre dönüşmeliyiz. 23 Haziran’ı resmi ‘Hayır’ Dedi! Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 11 Bekleniyor! tatil ilan edip ‘Bağımsızlık günü’ olarak adlandırmalıyız.” dedi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB’nin kalan 27 üyesiyle yoluna devam edeceğini söyledi ve “İngiltere’nin çıkışını müzakere etmeye hazır vaziyette bekliyoruz. Yeni başbakan gecikmeden süreci başlatmalı” dedi. Avrupa Parlamentosu’nun Halk Partisi grubunun başkanı Manfred Weber de Avrupa projesini savunmak için ayağa kalkmanın zamanı geldiğini söyledikten sonra Farage’a dönerek “ İngiltere halkından özür dileyin, utanın ve bu popülist Brüksel düşmanlığına bir son verin” dedi. Türk Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere’deki AB’den ayrılma kararına ilişkin ilk açıklamasında, “Aldıkları bu karar İngiltere halkı için ümit ederim doğru bir karardır. Bizim söz söylememiz anlam ifade etmez. Bu kararın asıl muhattabı olan AB, bu gelişmeyi çok iyi okumalı ve gelecek vizyonunu gözden geçirmelidir” dedi. Fransa’da da AB referandumu yapılmasını isteyen Fransa’daki Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen de söz alarak vekillere “Surat asmayı bırakın ve İngiltere halkının kurtuluşunun tadını çıkarın” dedi. Avrupa Parlamentosu’nda Brexit öfkesi Avrupa Parlamentosu’nda İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararının tartışıldığı oturumu hararetli geçerken, ayrılma kampanyasının başını çeken Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKİP) lideri Nigel Farage yuhalandı ve ‘Nazi propagandası’na başvurmakla suçlandı. Bu arada Almanya parlamentosunda konuşan Başbakan Angela Merkel, AB’nin İngiltere’siz de yola devam edebilecek güçte olduğunu söyledi. Merkel, sonuçlara saygı gösterdiğini ancak çıkış müzakereleri sırasında İngiltere’nin canının istediğini alıp istediğini bırakmasına da AB’nin izin vermeyeceğini kaydetti. Başbakan Cameron görevden ayrılacağını açıkladı Farage ise Avrupa Parlamentosu’na hitaben “sizler, bir siyasi proje olarak inkâr içindesiniz” dedi ve Avrupalı vekillerin çoğunu hayatları boyunca doğru dürüst hiç bir işte çalışmamış ya da bir iş ortaya koymamış olmakla suçladı. ‘ Çıktınız, neden burdasınız?’ Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker bugün Avrupa Parlamentosu’na, İngiltere halkının iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi ama AB’den ayrılık kampanyasının başını çeken İngiliz politikacı ve Avrupa vekili Nigel Farage’a dönerek, “Siz ayrılık için mücadele verdiniz ve İngiltere halkı da ayrılıktan yana oy kullandı. Peki niye burdasınız?” diye sordu. ‘ Nazi propagandası’ suçlaması Belçikalı eski başbakanı ve Avrupa Parlamentosu liberal grubunun lideri Guy Verhofstadt, Farage’ı kampanyası sırasında mülteci kuyruklarının görüldüğü afişler kullanmak suretiyle “Nazi propagandası” yapmakla suçladı. Verhofstadt ayrıca Muhafazakar Parti içinde ayrılık kampanyası yürütenlerin başını çeken ve David Cameron’dan sonraki lider adayları arasında adı sıkça geçen Boris Johnson’dan da isim vermeden “İngiltere başbakanı olabilmek için herşeyi yapmaya hazır bir adamın bencilliği yüzünden” ifadesiyle bahsetti. Referandum yenilgisinin ardından gazetecilerin karşısına çıkan David Cameron, ekim ayından sonra başbakanlık görevinden ayrılacağını açıkladı. Cuma (24 Haziran) sabahı erken saatlerde yaptığı açıklamada Cameron, Birleşik Kırallık halkının AB’den ayrılma yönündeki kararına saygı duyulması gerektiğini vurgulayarak kararın ciddiye alınıp halkın tercihine derhal cevap verilmesi gerektiğini söyledi. Cameron 10 Donwining Street’deki konuşmasında, “Ülkemizin yeni rotasında dümende olmamın doğru olmayacağını düşünüyorum, Ekim’deki Muhafazakar Parti Kongresi’ne kadar yeni bir Başbakan adayı belirlenmeli ve AB’yle müzakereler de yeni Başbakan’ın seçilmesinin ardından başlatılmalı. Corbyn: Kemer sıkma önlemlerinden bıkkınlığın göstergesi Ayrılalım kampanyasını yürütenleri tebrik ediyorum. Piyasaları ve yatırımcıları temin ederim ki Birleşik Krallık ekonomisinin temelleri sağlamdır. Hizmetlerin, malların ve kişilerin serbest dolaşımında hemen bir değişiklik olmayacak. Müzakerelerde her şeyden önce güçlü bir liderliğe ihtiyaç olacak.” Ifadelerine yer verdi. AB Referandumu ardumunda İngiltere halkı ‘EXIT’ dedi, peki şimdi ne olacak? İngiltere’nin AB’den ayrılması 2 yıllık müzakereler ile gerçekleşecek. Hükümetin bu kararın ardından atacağı ilk adımlardan biri, 2009’da imzalanan Lizbon Anlaşması’nın, üyelerin birlikten ayrılmasını düzenleyen 50. maddesini işleme koymak olacak. Maliye Bakanı George Osborne, bu sürecin referandumdan sonra iki hafta içinde başlayabileceğini söylemişti fakat David Cameron Downing Street’deki açıklamasında sürecin ‘İngiltere’ye güçlü bir temsiliyet sağlandığı zaman’ müzakerelere başlana bileceğini söyledi. Ayrıca Cameron’un Ekim ayına kadar görevine devam etmesi müzakerelerinde bu süreçte başlamayacağı anlamına geliyor. Avrupa Birliği’nden ayrılmak ise zorlu bir müzakere sürecini gerektiriyor. Anlaşma gereğince 50. madde de belirtildiği gibi, bu sürecin iki yılda tamamlanması gerekli. Müzakere sürecinde İngiltere AB içinde kalacak ve AB yasaları yürürlükte olacak. İngiltere’nin ayrılık müzakerelerinde odaklanacağı konular arasında serbest ticaret anlaşması ve güvenlik konuları öne çıkacak. Eğer iki yılda bir anlaşmaya varılmazsa AB üyeliği sona erecek, ilişkiler Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kurallarına bağlı olarak yoluna devam edecek. İngiliz Strelini 1985’teki seviyesine indi İngiltere’nin AB referandumunda çıkış (Brexit) oylarının % 52’lere gelmesi sonrası piyasalar sarsıldı. İngiliz sterlini yüzde 7.8’lik düşüşle dolar karşısında 1,34’e geriledi. i. sterlin dolar kuru akşam ilk sonuçlarla 1,50 seviyesindeydi fakat Brexit ihtimali güçlenince sabah saatlerinde 1,34’e kadar geriledi. Bu rakam en son Sterlin/dolar kurunda en son 1985’de görüldü. Son dönemlerde İşçi Partisi içerisindeki görüş ayrılıkları ve ortak fikir sağlanamaması AB referandumunda da İşçi Partisinin konumunu belirledi. İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn AB referandum sürecinde zaman zaman eleştirlere maruz kalırken ‘AB’ye devam’ yönündeki çalışmaların da İşçi Partisi içerisinde başını çeken isim oldu. İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn AB Referandumu neticlerinin resmi açıklamalarının ardından basına konuştu. Seçmenin kararına saygı duyulması gerektiğini belirterek, İngiltere’nin AB’den çıkışının yasal zeminini oluşturan Lizbon anlaşmasının 50. maddesinin derhal devreye girmesi gerektiğini söyledi. Corbyn, referandum sonuçlarını yorumlarken, seçmenin bütçe kesintileri ve kemer sıkma önlemlerinden bıkkınlığının altını çizdi. Liberal Demokratlar AB yandaşıydı Uzun zamandır AB üyeliğine devam edilmesi yönünde kampanya yürüten Liberal demokratarların lideri Tim Farron ise ilk açıklamasında, “Bugüne kadar AB’yi destekleyen tüm muhafazakarlara çok kızgınım. Sonuçlar çok kötü ve tam bir hayal kırıklığı.” İfadelerine yer verdi. Irkçı UKIP basında platform edindi Öte yandan faşist ve ırkıçılığı ile bilinen UKIP lideri Nigel Farage ise AB referandumundan ‘hayır’ kararı çıkması ile 24 Haziran günün İngiltere’nin kurtuluş günü olması gerektiğini savunan açıklamalarıyla basında yer aldı. Açıklamasında Farage, “AB’den ayrılma müzakerelerini bir an önce başlatıp yeniden küresel bir aktöre dönüşmeliyiz. 23 Haziran’ı resmi tatil ilan edip ‘Bağımsızlık günü’ olarak adlandırmalıyız.” Sözlerine de yer verdi. Referandum süecinde ırkçı söylemleri ile okları üzerine çeken Farage kendi avunduğu yönde bir kararın çıkması ile İngiliz basınında Devamı sayfa 13’te Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 12 Sayfa 13’ün devamı kendine yer edinmeyide başardı. Göçmen karşıtı söylemler ve zaman zaman ırkçı çıkışları ile gündeme gelen UKIP gibi bir oluşumun İngiltere’de AB’den ayrıldıktan sonra kendine siyasette nasıl bir yer edineceği ise kuşku uyandırıcı. ‘Hayır’ kararı açıklamada bulundu ardından Tusk’da İngiltere’nin AB’ye Hayır demesinin ardından AB konseyi Başkanı Donald Tusk’da açıklamada bulundu. Tusk AB’nin zor bir süreçten geçtiğini belirterek, zor zamanlardan güçlenilmesi gerektiği vurgusu yaptı. Açıklamasında Tusk, “Son birkaç yıl AB tarihinin en zor yılları oldu, bu gibi durumlarda bana babamın söylediği “seni öldürmeyen şey güçlendirir” sözünü hatırlarım, yolumuza devam etmeliyiz.” Dedi. Boris Johnson: Hala daha AB’nin bir parçasıyz Muhafazakar Partili, eski Londra Büyük Şehir Belediye Başkanı Borris Johnson’da AB referandumu ardından kameraların karşısına geçti. İngiltere’nin AB’den ayrılmasına yönelik uzun süredir kampanya yürüten Johnson bu kararın İngiltere’nin bölündüğü anlamına gelmediği vurgusu yaptı. Konuşmasında Johnson, “Ortak Avrupa medeniyetini yüceltmek için çalışmaya devam edeceğiz. Elimizde muhteşem bir fırsat var. Bu karar İngiltere’nin bölündüğü ya da artık daha az Avrupalı olduğumuz anlamına gelmiyor. Avrupa’ya sırtımızı dönemeyiz. Avrupa’nın bir parçasıyız.” İfadelerini de kullandı. radikal biçimde değiştirdiğini söyleyerek, bağımsızlık referandumu seçeneğinin tekrar masaya geldiğini ifade etti. Sturgeon yaptığı açıklamada şunları belirtti; ‘‘İskoçya, AB’de ve ortak pazarda kalma yönünde oy kullandı. İskoçya’da yaşayan AB üyesi ülkelerinin vatandaşlarına sesleniyorum. İskoçya sizin de evinizdir ve katkılarınız her zaman değerlidir. Ancak İngiltere ve Galler’deki oylar AB’den ayrılma yönündeydi. Bu oylama sadece AB’yle ilgili değildi. Ülkedeki çarpık siyasi sistemin artık işlemez hale geldiğini de gösterdi. Hükümetin kendisini ciddi biçimde sorgulaması gerekiyor. İskoçya’nın iradesi dışında AB dışına itilmesi tablosuyla karşı karşıyayız. Bu demokratik açıdan kabul edilemez. Atacağımız adımları gelecek günlerde gözden geçireceğiz. İskoç halkının referandumdaki kararını temsil etmek için tüm seçenekleri değerlendireceğim. Referandum sonuçları, İskoçya’nın 2014’teki bağımsızlık referandumu sırasındaki tabloyu radikal biçimde değiştirmiştir. Bağımsızlık referandumu seçeneği tekrar masaya geldi.’’v2014 yılında Birleşik Krallık’tan ayrılma hedefiyle referanduma giden İskoçya’da yüzde 55 oy oranıyla ‘hayır’ oyu verenler kazanmıştı. Ayrılıkçılar ise yüzde 44’te kalmıştı. İngiltere’de yaşayan AB vatandaşlarına ve AB’de yaşayan İngiliz vatandaşlarına ne Kuzey İrlanda’dan ‘devam olacak? kararı Bu İngiltere’nin AB ile yapacağı AB referandumunda oy kullanan Kuzey İrlanda halkı Avrupa Birliği üyeliğine devam kararı aldı. Oylama sonucunda Kuzey irlandadan %55.7 AB üyeliğine devam derken %44.3’lük halk ise AB’den çıkmaya yönelik oy kullandı. anlaşmaya bağlı. Eğer İngiltere tek pazar içinde kalırsa her iki tarafın vatandaşlarının çalışmasına olanak sağlayan hareket özgürlüğü kurallarına sadık kalacak.Eğer hükümet çalışma izni sınırlamaları getirirse diğer ülkeler de aynısı yaparak İngilizlerin çalışma için vize almalarını isteyebilir. Galler’de Avrupa Birliğine Türkiye’yi nasıl ‘Hayır’ dedi etkileyeceği konuşuluyor İngiltere’de olduğu gibi Galler’de de halk AB’inden çıkılmasına yönelik oy kullandı. Yaklaşık 2 Milyon oyun kullanıldığı Galler’de, %52.5’lik oy oranına karşılık %47.5 ile Gallerliler AB’ye Hayır dedi. İskoçya’da büyük fark ve İskoçya’dan Yeni ‘Bağımsızlık Referandumu’ Açıklaması Toplam 32 bölgeden oluşan İskoçya’da Avrupa Birliği referandumunda AB’ye ‘Devam’ dedi. Tamamlanan oy sayımında İskoçyalılar, %62 ‘AB’ye Evet’ derken %38’lik kitle ise çıkılması yönünde oy kullandı. Referandumun ayrılıkçıların zaferi ile sonuçlanmasının ardından İskoçya’dan yeni bir ‘bağımsızlık referandumu’ açıklaması geldi. Referandumda yüzde 62 oy ile ‘Avrupa Birliğinde kalalım’ kararı veren İskoçya Birleşik Krallık genelinde çıkan sonuçlardan rahatsız. İskoç Ulusal Partisi SNP’nin lideri Nicola Sturgeon sonuçların açıklamasından sonra düzenlediği basın toplantısında referandum sonuçlarının, İskoçya’nın 2014’teki bağımsızlık referandumu sırasındaki tabloyu Referandumdan ‘hayır’ sonucu çıkmasının ardından Türkiye’nin bu ayrılıktan ne ölçüde etkileneceği de önemli başlıklardan birisini oluşturuyor. “Türkiye, referandumdan ‘evet’ de çıksa, ‘hayır’ da çıksa etkilenecek potansiyelde” yorumları yapılırken, İngiltere’nin referandum kampanyasının başlamasına dek Türkiye’nin üyelik sürecini destekliyordu. Bu sebeple Türkiye’nin AB üyelik sürecinde İngiltere’nin önemli bir rolü olduğu düşünülüyordu. irken, % 78.5’lik oy oranıyla HACKNEY: İngiltere genelinde kalma yanlıların en yüksek olduğu bölge olarak kaydedildi. HARİNGEY: Haringey’de Hackney gibi yüksek bir oy ile kararını Kalma yönünde verdi. %75.6 ile Haringeyde ‘hayır’ dedi. İSLİNGTON: Kalma yanlılarının sayısının çok yüksek olduğu diğer bir bölge.İslington’da da %75.2 lik oy oranı AB’ye devam dedi. Antlaşma’nın 218. maddesinin 3. paragrafına uygun olarak müzakere edilir. Anlaşma, Birlik adına, Avrupa Parlamentosu’nun muvafakatini aldıktan sonra, nitelikli çoğunlukla hareket eden Konsey tarafından akdedilir. 4. Antlaşmaların ilgili üye devlete uygulanması, çekilme anlaşmasının yürürlüğe girdiği tarihte, bunun gerçekleşmemesi halinde, Avrupa Birliği Zirvesi oybirliğiyle ve ilgili üye devletle mutabık kalarak süreyi uzatmadığı takdirde, 2. paragrafta belirtilen bildirimden iki yıl sonra sona erer. 5. 2 ve 3. paragrafların amaçları doğrultusunda, çekilen üye devletin Avrupa Birliği Zirvesi’ndeki veya Konsey’deki temsilcisi, Avrupa Birliği Zirvesi veya Konsey’de kendisini ilgilendiren görüşmelere ve kararlara katılamaz. Nitelikli çoğunluk, Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın 238. maddesinin 3. paragrafının (b) bendine göre belirlenir. 6. Birlik’ten çekilen bir devlet Birliğe yeniden katılmak isterse, talebi 49. maddede belirtilen usule tabi olur. Süreç nasıl işleyecek? Referandumda Toplumumuzun Yoğunluklu Yaşadığı Bölgelerdeki Sonuç Lizbon Antlaşması 50. madde Ayrılıkçıların zaferi ile sonuçlanan referandumda toplumumuzun yoğunluklu olarak yaşadığı bölgelerdeki sonuçlar kalma yanlıların büyük fark ettiğini gösteriyor. Başkent Londra yüzde 59.9 ile kalma kararı verdi. CROYDON: Toplumumuzun yoğun olarak yaşadığı Croydon’da 9 puan farkla kalma yanlıları önde. ENFİELD: Göçmen kitlesinin yoğun yaşadığı Enfield’te çıkma yanlıların sayısının yüksek olması manidar. Enfield’de %55.8’lik oy oranıyla AB’ye devam denil- 1. Lizbon Antlaşmasının 50. maddesi bir üyenin AB’den ayrılma sürecini şu şekilde açıklıyor: 2. Her üye devlet, kendi anayasal kurallarına uygun olarak Birlik’ten çekilmeye karar verebilir. 3. Çekilme kararı alan üye devlet, niyetini Avrupa Birliği Zirvesi’ne bildirir. Birlik, söz konusu devletle, Avrupa Birliği Zirvesi tarafından belirlenen yönlendirici ilkeler ışığında, bu devletin Birlik ile gelecekteki ilişkisinin çerçevesini dikkate alarak, çekilmeye ilişkin kuralları belirleyen bir anlaşmayı müzakere eder ve akdeder. Bu anlaşma, Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 Kate Osamor: Corbyn’e Güveniyorum Edmonton milletvekili Kate Osamor, İşçi Parti’sinin gölge kabinesindeki istifalarının ardından, genel başkan Jeremy Corbyn tarafından yeni kabineye seçildi. Geçen yıl milletvekili seçilen Osamor göle uluslararası kalkınma bakanı oldu. Uluslararası kalkınma dalında eğitim alan Osamor, bu konuya büyük ilgisi ve deneyimi olduğundan, görevini partisi ve lideri için memnuniyetle yapacağını ifade etti. Osamor, parti içi güvensizlik oyu alan, Corbyn’i desteklediğini ve güvensizlik oyunun bir şey ifade etmemekle önemli olan hususun İşçi Parti’nin genel üyeleri olduğunu belirtti. Osamor, parti içerisinde ve medyanın olumsuz tavırlarına rağmen, yapılan ara seçimlerinde İşçi Parti’nin oylarının artmasında Corbyn’nin büyük etkisi olduğunu ifade etti. Edmonton milletvekili, olası bir liderlik yarışında Corbyn’nin yarışıp, parti üyelerinin desteğiyle tekrar lider olarak seçileceğinden emin olduğunu ifade etti. 13 Eğitim Köşesi Oktay Şahbaz Urswick Ortaokulu Bilgisayar Bölüm Başkanı [email protected] Okul, aile ve öğrenci üçgeninin önemi Bir çoğumuz için okul ile olan ilişkimiz yılda bir yada en fazla iki defa yapılan veli toplantılarının dışına çıkmıyor. Yine çoğumuz için bu ilişki burada bize söylenen ve dinlediklerimiz ile kalıyor. Bu haftaki yazımda okul ile aile ilişkisinin önemi ve bunun neden ve nasıl olabileceği konusunda bazı noktalarda bulunmak istedim, umarım faydalı olur. Eminim hepimiz okul, aile ve öğrenci üçgenin ne kadar önemli olduğunu sayısız defa duymuşuzdur. Aslında sürekli velilere belirtilen bu kavram herkesin dikkate alması ve en iyi şekilde uygulaması gereken gerçeklerden bir tanesi. Okulun ve öğrencinin iyi bir şekilde çalışması ancak ailenin vereceği destek ile mümkün olabilir. Kimi aile bu ilişki sayesinde çocuğunun durumunu, başarısını veya başarısızlığını öğrenir. Kimi aile ise, daha etkili bir rol alıp okulda çocuklarının öğrendiği dersten tutunda onların okulunda gönüllü çalışmalar yapmaya kadar gider. Bu üçgeni iyi işleten velilerin çocukları ya başarılı olurlar yada işler kötüye gitmeye başladığında büyük sorunlar ortaya çıkmadan müdahale ederler. Okulu ile iyi bir ilişkinin kurulması için okul ve aile arasında düzenli, güvenli ve dürüst bir bilgi paylaşımının olması gerekiyor. Her okulun ailelere bu konuda olanaklar yaratması bir çok müdürün en temel görevi. Ayrıca her müdür okullarının kapısını ailelere ve topluma açıp sınıf ve ev arasında bir bağ kurulabileceğini göstermesi lazım. Bunu yapan müdür başta veliler olmak üzere okuldaki öğretmen veya öğrenci olsun her kesim tarafından sevilir ve saygı duyulur. Bu nokta kadar önemli olan bir şey ise ailelerin okula dürüst ve zamanlı bilgi vermeleri. Dışarıdan içine kapanık olarak görünen bizim gibi toplumlarda bu konuda maalesef bilgi paylaşımı çok az. Çocuklarımızın hayatında önemli olan bazı gelişmeleri zamanında okula bildirmemiz eğitim seviyesi açısından önemli bir nokta. Örnek verelim, anne ve baba ayrılıyor yada boşanıyor – yetişkinler için bile çok zor olan bu dönem bir çocuk için (yaşı ne olursa olsun) tahmin edilemeyeceği kadar daha zor bir tecrübedir. Bir çok çocuk böyle dönemlerde kendilerini diğer çocuklardan daha farklı görüp o zamana kadar girmediği ve göstermediği davranışları sergiler. Yine bir başka örnek ise aileden birisinin vefat etmesi olabilir – yine hem yetişkinler için hem de çocuklar için böyle bir şer zor bir döneme tekabül eder ve yardım şarttır. Bu veya buna benzer durumların okullar ile paylaşılması çocuğun okul tarafından gereken yardımı ve desteği almasını sağlar. İngiltere’de gerek ilkokullarda gerekse de ortaokullarda SENCO (Special Education Needs Co-ordinator) yani, Özel Eğitim İhtiyaç Koordinatörleri görev alır. Bu öğretmenler çocukların sağlık, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak ile sorumlu olan kişilerdir. Bir okuldaki SENCO öğrenci, veli bunun yanında bir çok kurum ve kuruluş ile yakından çalışır. SENCO’lar sosyal, sağlık ve psikolojik sorunlar yaşayan çocuklar ile yakından ilgilenip okuldaki öğretmenlere bu tür sorunları olan öğrenciler ile nasıl ilgilenebilecekleri konusunda eğitim verirler. Bu tür ihtiyaçları olan öğrencilerinin velileri ile SENCO sürekli bir diyalog içindedir. Her aile kendi okulundaki SENCO’lar ile sınıf öğretmenleri aracılığıyla irtibata geçip görüşebilir. Ailelerin en temelde okulda öğrencilerinin sınıf öğretmeni, yada İngiltere’deki adıyla ‘tutor’ ile bir diyalog içinde olması lazım. Veli toplantılarının dışında bu öğretmeni ile diyalog içinde olup çocukları hakkında istedikleri zaman bilgi alabilirler. Bunun dışında genel okul sorunları ile ilgili her veli okul müdürü ile görüşebilir. Müdür ile bu konuda istenilen zamanda randevu talep edip görüşme, duygu ve düşüncelerini bildirme, her velinin temel hakkıdır. Son olarak okulun gidişatı veya okul müdürü hakkında olan şikayet yada öneriler konusunda ise Okul Aile Birliği (School Governors) paneli yada bölge eğitim müdürlükleri (LEA) ile görüşebilirler. Bu bilgilere her gün ihtiyacımız olmasa da, gerek duyduğumuzda kullanabileceğimiz bazı ilişki yöntemleri. Zilan Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 14 Londra’da Roj Kadın Meclisi tarafından 25 - 26 Haziran tarihleri arasında Kürt Toplum Merkezi’nde düzenlenen 13. Zilan Kürt Kadın Festivali yüzlerce kadının katılımı ile coşkulu bir şekilde gerçekleşti. HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik’in konuşmacı olarak katıldığı festival, iki gün boyunca zengin bir programa ev sahipliği yaptı. Kürt Kadın Suna Alan-Esra Türk-Erem Kansoy Cumartesi günü ‘Özerk alanlarda özgürlük mücadelemizi büyütüyoruz’ şiarıyla başlayan 13. Zilan Kürt Kadın Festivali’nde Jineoloji, Demokratik Konfederalizm, Çocuk Psikolojisi ve Toplumda kadına yönelik şiddet konulu atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Kadınların ilgisinin yoğun olduğu ve nitelikli tartışmaların gerçekleştirildiği atölye çalışmaları ardından ‘Kadın Savaşı’ isimli YPJ’li kadın savaşcıları anlatan ödüllü belgesel filmi gösterildi. Kürt kadın savaşçılarının barbarlar örgütü DAİŞ’e karşı savaşını anlatan belgesel büyük bir katılım ile izlendi. Ayrıca çocuklar için tüm gün çeşitli aktiviteler gerçekleştirilirken, kurulan dengbej divanına büyük ilgi gösterildi. Yine Sur, Cizre ve Nusaybin’deki ihtiyaç sahibi ailelerle dayanışmak amacıyla iki gün boyunca gerçekleştirilen kermes büyük ilgiyle karşılandı. Oldukça yoğun bir katılımla başlayan festivalin ikinci günü devrim şehitleri anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ardından Roj kadın meclisi eş başkanı Devrim Has’ın yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Özerk Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 15 Festivaline Büyük İlgi alanlardaki direnişi selamladıklarını ve buna en iyi yanıtın bu direnişi sahiplenme ve daha fazla kadın örgütlülüğünden geçtiğini ifade eden Has, geleneksel olarak her yıl düzenledikleri festivalin kültürel bir etkinlik olmanın yanı sıra en çok da bir kadın mücadele ve direniş çağrısı olarak algılanması gerektiğini söyledi. Britanya Kürt Halk Meclisi adına Evrim Yılmaz’ın konuşmasının ardından TJK-E mesajı ve yine çeşitli kadın kurum ve örgütlenmelerinin dayanışma mesajları okundu. Ayrıca 25 Haziran tarihinde Minbiç’te barbarlar örgütü DAİŞ’e karşı mücadele ederken yaşamını yitiren MLKP savaşçısı Selda Çağdaş da anıldı. Ardından Kürt kadınının mücadele tarihinin bir sonucu olarak YPJ’nin Rojava’daki mücadelesi ve Bakur’daki özyönetim mücadeleleri anlatan Şırnak - Cizre belgeseline yoğun ilgi gösterildi. Belgesel gösterimi ardından moderatörlüğünü Roj Kadın Meclisi üyesi Birsel Boyraz’ın yaptığı panele HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik konuşmacı olarak katıldı. Birlik, Kürdistan’da kadın ve özyönetim direnişleri, Kürtler, demokrasi güçleri ve halklara yönelik giderek büyüyen baskı rejiminin teşhiri ve HDP’ye yönelik saldırılara dair konuştu. Milletvekili Birlik ‘’Mücadele tarihleri boyunca direngen kadının her za- man hedef alındığını söyleyen Birlik, ‘’bugün Kürdistan savaşında da yine hedef alınan Kürt direnen kadınıdır. Çünkü Kürt kadının direnişini kırarsa, direnişi gerileteceğini ve herkese kadın bedeni üzerinden ders vereceğini düşünerek yine bugün Kürdistan’da süren savaşta kadınlar hedef alınmıştır. Sevelerin katledilmeleri ve katledilme şeklinin Paris’te katledilen Sakinelerin yıldönümüne denk getirilmesi tesadüfi değildir. Bir sindirme politikası hesaplanırken Asyalar Şehribanlar bayrağı devralmıştır. Bugün Kürt kadın mücadelesi sadece Türkiye ya da Ortadoğu’da değil, dünyanın her bir yanındaki kadın mücadele hareketlerine örnek olacak bir düzeye gelmiştir. Bu yüzden AKP de, erkek aklı da her yerde kadın mücadelesinden korkuyor. Çünkü kadınlar bugün Rojava’da zılgıtlarıyla, gülüşleriyle bir devrim gerçekleştirdi; savaşırken yeni bir yaşamı ördü’’ dedi. Karşılıklı soru cevap ile tamamlanan panelin ardından Koma Govenda Aşitî isimli genç kadın folklor ekibinin gösterisi büyük beğeniyle karşılandı. Etkinliğin final bölümünde ise sanatçılar Zeynep ve Sipan Xelat’ın şarkıları ile 13. Zilan Kürt Kadın Festivali kadınların yöresel giysileriyle renk kattığı coşkulu halaylar ile sona erdi. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 16 Ciwanên Azad UK’den Büyük Protestoya çağırı Köşe Yazısı Tom Webb ha.twebb @hatwebb Ve Artık AB’den çıkıyoruz Yüzde 52 çoğunlukla Britanya Avrupa Birliğinden çıkma kararı aldı. Şimdi ne olacağı konusunda ben kısa bir özet geçmek istiyorum. Referandum günü sonrası ilk açıklama UKIP lideri Nigel Farage’dan geldi. Kampanya süresince Avrupa Birliğine gönderilen haftalık £350 Milyon Pound’un NHS e aktarılacağı sözü ile ilgili sorulan bir soruya önce ‘hayır öyle bir söz vermedik’ dedi. Katıldığı programda ki sunucunun verdiği bu söz üzerinde durup ısrarcı olması sonrasında da ‘bu söz kampanya süresince kullandığımız yanlış bir probagandaydı, hatamızı kabul ediyorum’ şeklinde bir açıklama yaptı. Daha bu açıklamanın yankıları devam ederken bir açıklamada ayrılıkçı bir başka milletvekilinden geldi. Yine ayrılmak için kilit bir şekilde kullanılan, seçmenlerin milliyetçi duygularını harlayıp gündemden düşürmedikleri göçmenler konusunda da aslında pek birşeyin değişmeyeceğini söyledi. Pound birçok dünya para birimi karşısında 1985’ten bu yana en düşük rakamlarını gördü. Bu düşüş ülke dışından alınan ürünlerin daha pahalıya gelmesi anlamına geliyor. Hali hazırda yurt dışına satılmış fakat ödemeleri yapılmamış ürünlerden zarar eden birçok şirket çok yakın zamanda kapanmaya başlayacaklar. Tüm bunlara bağlı olarak enflasyon artmaya başlayacak. Her ne kadar Bank of England faiz oranlarını azaltıyor olsada bankalar artık kendilerini güvene almak adına faizlerini arttıracaklar. Evleri olan ve aylık düzenli kredi ödemeleri yapanların aylık ödemeleri farkedilir derecede artacak. Yatırımcılar ülkenin yeni durumundan emin olana kadar yatırımlarını başka ülkelerde yapacaklar. Bu durum ekonomiyi etkileyip kötüleştirecek ve gitmiş olan yatırımcılar beklemeye devam edecekler. Ülkelere ekonomik açıdan not veren Moody’s şirketi Britanya’nın notunu negatife çekti bile. İlerleyen günlerde notun bir not aşağı düşmesi kaçınılmaz görünüyor. Ekonomik daralmaya, yatırımcıların kaçmasına, satılan malların değerinin düşmesi konularının hepsine bağlı olarak şirketlerin çalışan sayılarını azaltmaya başlaması konusunuda unutmayalım. İşte uzun dönemde bizi en çok etkileyecek konulardan biriside bu. İşsizlik artmaya başlayacak. Daha fazla insan sosyal yardımlara muhtaç kalacaklar. Ama o da ne, sosyal yardımlarda etkilenmeye başlayacaklar. Yapılan tahminlere göre yıllık 44 Milyar Pound bütçe açığı çıkacak. Bu açığı kapatmanın tek yolu yeni kesintiler demek olacak. Yeni kesintilerin ilk vuracağı alan sosyal yardımlar olacak. Bütçedeki bu açık sadece sosyal yardımların kesilmesi ile de kapanacak gibi değil. Sonra eğitim ve sağlıktan kesintiler yapılmaya başlanacak. Avrupa Birliği bütçesine gönderilmeyeceği ve ülke için harcanacağı sözü verilen £350 Milyon Pound miktarındaki haftalık getiri bile yetmeyecek. Sonra eğitim ve sağlık hizmetleri kalitesi düşmeye başlayacak. Gençlerimiz, çocuklarımız, yeni gelen nesil daha kötü bir ülkede yaşamak zorunda kalacaklar. 1 Temmuz saat 14:00’de Almanya elçiliği önünde, Almanya hükümetinin Kürtlere karşı yürüttüğü faşist saldırıları, ifade özgürlüğüne ve Kürt kültürüne kadar dayatılmakta olan bu faşist saldırılara ses getirmek için bir protesto düzenleyen Ciwanên Azad UK-Özgür Gençler Harekatı UK, yazılı çağırısında,”Bu saldırıların Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşen faşist saldırılar ile bir farkı yoktur.” Ifadelerinede yer verdi. Çağırıda, “Bizler İngiltere’de yaşamakta olan, Ülkeleri Kürdistan’dan uzak yaşamakta Kürt gençleri bu saldırıları durdurmak için dayanışma içinde olup, dik durup onurlu bir duruş sergileyip, Almanya’da halkımıza karşı yürütülmekte olan faşist saldırıları durdurmalıyız.” Sözleyiyle birlik olunma vurgusuda yapıldı. Ciwanen Azad UK çağırıda, tüm yurtsever halkı ve gençleri protesto’ya çağırdı. Adres: Embassy of the Federal Republic of Germany. 23 Belgrave Square/ Chesham Place London, SW1X 8PZ Minbic Askeri Meclisi Sözcüsü: Kentin özgürleşmesi An Meselesi Tabi en kritik konu olan faşizm ve ırkçılık daha da artacak. Biz kendisi yada anne-babası Britanya’da doğmayanlar, yıllarca bu farşizm ve ırkçılık söylemlerine maruz edileceğiz. İsmini vermek istemediğim, kendini ezilenin, emekçinin, işçi sınıfının yanında gören bazı Türkiye’li derneklerin AB’den ayrılmak isteyenlerin yanında yer almasının aslında o dernek yetkililerinin pek ileriyi görerek hareket etmeden insanları yönlendirdiğini görme konusunuda çok talihsiz olarak gözlemliyorum. Sözde büyük partonlar darbe vuracağını sanan bu insanlar aslında bu kararın yine işçi, emekçi, ezilen halkı derinden etkileyeceğini göremiyor olmalarını, o halkın büyük bir ırkçılık ve faşistlik maduru olacağını ve aslında bu kararı destekleyerek faşizmin yanında yer aldıklarını nasıl olupta atladıklarını sorgulamayı çoktan bıraktım. Gençliği çok yıllarca olumsuz etkileyecek bu kararın inatla çıkmasını sağlayan bu tür derneklere ve kişilere şunu söylemek istiyorum. Gelecek nesil, sebebi olduğunuz bu kararı ve sizleri hiçbir zaman unutmayacak! Dört taraftan Minbic kentine girdiklerini söyleyen Minbic Askeri Meclisi Sözcüsü Şerwan Derwêş, “Siviller için hassasiyet gösteriyoruz. Destekçi güçlerle beraber uygun zamanda kenti özgürleştireceğiz. Hazırlıklarımız artık Minbic’ın ötesi içindir, çünkü siviller korunaklı bölgeye alınınca kentin özgürleşmesi an meselesidir” dedi. Derwêş, Rakka’nın da özgürleştirileceğini söyledi. Minbic kentinin özgürleştirilmesi için “Şehit Komutan Faysal Ebu Leyla” adıyla 28’inci gününde Minbic Askeri Meclisi’nin Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) desteği ile devam ettirdiği hamle, kent içindeki çatışmalarla sürüyor Hamlenin askeri açıdan tamamlanma noktasına geldiğini dile getiren Derwêş, şehre girmelerindeki gecikmenin DAİŞ çetelerinin sivilleri kalkan olarak kullanmasından kaynaklandığını ifade etti. Kentten özgür alanlara çıkmak isteyen sivillerin katledildiğini, hamlenin 25’inci gününde çıkmak isteyen 5 ailenin çetelerin tuzakladığı mayınlara basarak yaşamını yitirdiğini belirten Derwêş, şunları aktardı: “Siviller için hassasiyet gösteriyoruz. Destekçi güçlerle beraber uygun zamanında kenti özgürleştireceğiz. Bizim hazırlıklarımız artık Minbic’ın ötesi içindir, çünkü siviller korunaklı bölgeye alınınca kentin özgürleşmesi an meselesidir. Askeri açıdan güçlerimizin morali çok iyi durumda. DAİŞ umudunu yitirdi ve günde 4-5 bomba yüklü araçla son saldırılarını düzenliyor. Bu bombalı araçlarla yapılan saldırılar tükenişlerinin göstergesidir.” Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 17 İstanbul Atatürk Havaalanında Patlama: 31 Ölü 147 Yaralı İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda art arda patlamalar meydana geldi. İstanbul Valisi Şahin 31 kişinin hayatını kaybettiğini, 147’ye yakın kişinin de yaralandığını açıkladı. İstanbul Atatürk Havaalanı’nda sıralarında patlama meydana geldi. saat 22.00 Vali Şahin: 31 kişi hayatını kaybetti Patlamayla ilgili açıklama yapan İstanbul Valisi Vasip Şahin, saldırıların 3 canlı bomba tarafından yapıldığını söyledi. Vali Şahin, saldırıda 31 kişinin hayatını kaybettiğini, 147 kişinin de yaralandığını açıkladı. Associated Press haber ajansı ölü sayısının 50 olduğunu açıkladı, fakat bu sayı henüz onaylanmadı. “Saldırı IŞİD kaynaklı” Doğan Haber Ajansı, emniyet kaynaklarının saldırının IŞİD kaynaklı olduğunu yazdı. Türk Hava Yolları’nda (THY) yer hostesi olarak çalışan ve saldırıda ayağı kırılan Buket Karademir, kontrolü geçtikten sonra patlama olduğunu belirterek, “X-Ray cihazının dışındaydık ama olay içeride oldu. Kontrolü geçtikten sonra patlama yaşandı. Öncesinde çatışma otoparkta çıktı. Arkadaşlarımın hepsinin yerde sürüklendiğini gördüm. Çok korkunç bir patlamaydı. Ayağım kırık, alçıya alındı” diye konuştu. Havaalanından BBC Türkçe’ye konuşan bir başka görgü tanığı Deniz Ayanoğlu da, Dış Hatlar Geliş bölümünü patlama sonrası gördüğünü ve çok sayıda ceset olduğunu söyledi. Havaalanında elektrik teknikeri olarak çalışan Ayanoğlu şunları anlattı: “Ben İç Hatlar Geliş katındaydım, dışarı doğru bakıyordum. Patlama oldu, camlar sarsıldı. Dışarı doğru bakıyordum. Herkes Dış Hatlara doğru koşturmaya başladı. Bacağından yaralı bir güvenlik görevlisi gördüm, hemen ona tampon yaptılar.” “Ben saldırı anını değil, patlama sonra alanı gördüm. Şok olduk. Dış Hatların gelişinde silahlı çatışma oldu. Dış Hatlar yolcu çıkışında, bagaj alım karuselinin orada patlama olmuş. Karuselden çıktığı alanda silahını çekip ateş ediyor.” Öte yandan saldırıyla ilgili yayınlanan güvenlik kamerası görüntüsünde; bir saldırganın elinde kalaşnikofla koşarak ilerlediği, çevreye ateş açtığı, vatandaşların can havliyle kaçıştığı, ardından bir güvenlik görevlisi tarafından vurulup yere düştüğü görülüyor. Söz konusu güvenlik görevlisi yaralı saldırganın başına yaklaşıyor ancak kısa süre içinde uzaklaşıyor. Görevli kaçarken yaralı saldırgan kendisini patlatıyor. Vali Şahin, saldırıda 3 canlı bombanın kendisini patlattığını açıklamıştı. Yine saldırganlardan birinin x-ray cihazından geçemeyince etrafı kalaşnikofla taradığı ardından kendini havaya uçurduğu bilgisi vardı. Sağlık Bakanlığı’ndan açıklama Sağlık ekipleri ilk müdahalesini yaptığı yaralıları hastanelere sevk ederken, havalimanı giriş ve çıkışa kapatıldı. Yaralıların durumuyla ilgili açıklama yapan Sağlık Bakanlığı ise, saldırı sonrasında toplam 23 ambulansla olay yerinde yaralılara müdahale edildiğini, olay yerinden tüm yaralıların 112 ambulanslarıyla hastanelere nakledildiğini bildirdi. Bakanlık ayrıca İstanbul’da yaralıların sevk edildiği hastanelerde kan ihtiyacı bulunmadığını bildirdi. Saray’da toplantı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, İstanbul’daki saldırıyla ilgili Başbakan Yıldırım ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplantı yaptı. Erdoğan’dan açıklama Saldırının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı ilk açıklamada ise şunları söyledi: “Bu saldırı, terör örgütlerinin masum sivilleri hedef alan karanlık yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bu saldırının, herhangi bir sonuç elde etmeyi değil, sadece ve sadece masum insanların kanı ve acısı üzerinden dünyaya ülkemiz aleyhinde propaganda malzemesi üretmeyi hedeflediği açıktır. “Türkiye, terör örgütleriyle olan mücadelesine, ödediği tüm bedellere rağmen, sonuna kadar devam edecek güce, dirayete, imkana sahiptir. “Dünyanın, özellikle de Batı ülkelerinin, yönetimleriyle, parlamentolarıyla, medyasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla terör örgütlerinin bu oyununa karşı artık kararlı bir duruş sergilemelerini bekliyoruz. “Herkes şundan emin olsun ki terör örgütleri için İstanbul ile Londra’nın, Ankara ile Berlin’in, İzmir ile Şikago’nun, Antalya ile Roma’nın bir farkı yoktur. Şayet tüm devletler, tüm insanlık olarak el ele verip, terör örgütlerine karşı ortak mücadele yürütmezsek, bugün aklımıza getirmekten dahi korktuğumuz ihtimallerin hepsi de birer birer gerçekleşecektir.” Sosyal paylaşım platformu Facebook, saldırı sırasında İstanbul’da bulunan kullanıcıların güvende olduklarını bildirebilecekleri güvenlik butonunu devreye soktu, fakat Türkiye’de Facebook ve Twitter’a erişim engellendi. Havalimanı saat 20.00’ye kadar kapatıldı Saldırının ardından önce sabah 05.00’e kadar durdurulan uçuşlarla ilgili yasak uzatıldı; Atatürk Havalimanı’na saat 20.00’ye kadar sefer yapılmayacak. NOTAM olarak adlandırılan Notice To Air Man – Havacılara Bilgi Notu’nda bu bilgi tüm dünya ile paylaşıldı. Güvenlik önlemlerinin alınması ve arkasından terminal binasının işleyişinin sağlanması sonrasında uçuşların tekrar başlatılması planlanıyor. Kaynak: IMC Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 18 Öcalan’a Özgürlük Eylemine Bir Destek te Galler’den Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi’nin çağrısıyla Avrupa’da Kürtler ve dostlarının ‘Öcalan’a Özgürlük, Kürdistan’a Statü’ sloganıyla gerçekleştirdiği çadır eylemleri kapsamında Galler’de de aynı amaçla çadır açıldı. Cardiff’in Newprot bölgesinde açılan çadırda Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eden bildiriler dağıtılırken, Türk devletinin Kürdistan’da yürüttüğü savaş ile ilgili de bilgilendirmeler yaptı. Üç gün sürecek olan eylemin ilk gününde Öcalan’ın özgürlüğünü talep eden yüzlerce imza toplandı. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 19 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 20 ŞEBNEM KORUR FİNCANCI Size, çok iyi bildiğiniz gibi, cezaevinden ulaştırıyorum sesimi. Bu yalnız benim sesim de değil, benim gibi tecritte olan diğer kadınların sesi, onlardan aldığım kartların, sevginin, dayanışmanın sesi, avukat görüşlerine giderken, görüşte karşılaştığım, sevgiyle sarılan, ışıltılı gözleriyle kucaklayan tüm o güzelim kadınların sesi. Eminim tümünün sizlere en içten selamları vardır. Onların, hepimizin sesini çoğaltmanın yollarını bulmanızı isterler sizden. Sonra… Sonra tüm o tecrit, F tipi uygulamalarına karşı mücadelemizi, yalnız benim ömrüme sığan yüzlerce ölümün bu uğurda olduğunu düşününce, nasıl bir hata yaptığımı fark ettim. Tutulma koşullarımın tecrit niteliğini ve hak ihlali boyutunu da vurgulayarak, bir dilekçe verdim hemen. Bekliyorum, bakalım bu tecrit ne kadar sürecek. Belki siz yazımı okurken ben B-4 koğuşuna, farklı siyasetlerden kadınların bir arada olduğu koğuşa geçmiş olurum. Kendi adıma bu tutuklamanın saçmalığını bir yana bıraktığımızda, cezaevine girmekten çok hoşnutum. Öğrenmek her zaman çok heyecanlandırmıştır beni, heyecanla öğreniyorum. Bilgisayarda yazmayınca sözcük ve karakter sayısını hesaplamak zor oluyor, o nedenle ayrılan yeri biraz aşmış ya da biraz kısa yazmış olabilirim ama dışarıdaki dayanışmaya değinmeden geçmek istemiyorum. Sevgili Ahmet Nesin, Erol Önderoğlu ve benim tutuklanmamıza duyulan tepki ve örülen dayanışmadan onur duydum kendi adıma, eminim arkadaşlarımız da bu duyguyu paylaşıyordur. Ayrıca kıpır kıpır bir sevinç de tüm hücrelerimden sızıyor. Şu 5-6 gün içinde her görüşten, yapıdan yüze yakın avukat geldi görüşe, dışarıda cezaevinin önünden çok sevdiğim okuluma her yerde dayanışma var en direngen haliyle. Yalnız özgürlüğünden alıkonulma halinin koşulları, olumsuzlukları değil, burada çalışan insanların çalışma koşulları, onların da çalışma saatleri boyunca özgürlüğünden alıkonulmuş, iletişim araçlarından yoksun oluşu çok rahatsız edici. Çok basit ama, örneğin bu yaz sıcağında pantolon ve bot giymek zorunda olmaları hem çok sağlıksız, hem de özgürlüklerinin farklı boyutta sınırlandırılması anlamına geliyor. Bir köşeye sığmayacak ayrıntılar var, aklıma düştükçe yazıyorum. Birgün belki tümünü paylaşma olanağı bulurum sizlerle, herkesle. Tecritte olmak da ilginç bir durum, üstelik bunu bir biçimde –deneyimsizlik de denebilir- kendim onayladım başlangıçta. Tahmin edebileceğiniz gibi, öyle ya da böyle değdiğim tüm insanları düşününce hak mücadelesi içinde, siyasilerin olduğu koğuşların tamamından çağrı aldım koğuşlarına katılmam için. Çok heyecanlandım, çok sevindim ama birini seçersem diğerlerine ayıp etmiş olurum, kırarım diye de kaygılandım öte yandan. Yalnızlığa da pek itirazım olmadığından, önüme sürülen “tek kalmak istiyorum” yazısını imzalayıverdim. Barış Bloku bir basın açıklaması yapmış Cuma günü, toplantılarını Bakırköy Kadın Ceza İnfaz Kurumu önünde gerçekleştirdiklerinde. Söylediklerini çok önemsedim, bu muhteşem dayanışma içinde. “Arkadaşlarımızın ellerine vurulan kelepçeler bizlerin ellerini birleştirdi” demişler. Umarım o eller birleşir ve söyledikleri gerçekleşir: “İşiniz bundan sonra daha da zor olacak. Şimdi elinizdeki direktifleri, emirleri, vatan hamasetini, bu yollarla alınmış mahkeme kararlarını yavaşça yere bırakın ve teslim olun insanlığa, barışa ve evrensel kardeşliğe…-Tutuklanmanız için bir engel yoktur.” Dayanışmayla dostlar, dayanışmayla rengarenk! Kaynak: Evrensel Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 21 ‘Kürt Halkı Artık Duygusal Bir Kopuş Yaşadı’! HDP Şırnak milletvekili Birlik: `Cumhurbaşkanının açıklamaları savaşı kaybettiklerinin göstergesi` dedi. 13. Zilan Kürt Kadın Festivali’ne katılmak üzere Londra’ya gelen HDP Şırnak milletvekili Leyla Birlik gazetemize konuştu. ‘Cumhurbaşkanının açıklaması savaşı kaybettiklerinin göstergesi’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz teröristler kadar onurlu ve gururlu olmazsak ülkede büyük bir kırılma yaşanır” sözlerini değerlendiren Birlik, bunun aslında bir itiraf olduğunu ve savaşı kaybettiklerinin göstergesi olduğunu söyleyerek, “Şiddetin dozunun arttırılmasının nedeni de budur. Bu kendi alanlarının daralmasının verdiği bir şey. Orada muazzam bir direniş vardı. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan ediyorlar. Çünkü orada direnen bir halk vardı. Halka da terörist diyordu. Bu halkın kahramanlığını gördü. Onlarda asla olmayan şey budur aslında. Bu yüzden bu sözleri sarfediyor. Bu da onların kaybettiğinin bir itirafıdır” dedi. Bedran Özkan AKP hükümetinin başlatmış olduğu savaş politikalarına karşı Kürdistan illerinde yükselen direnişe tanık olan HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik Sur, Cizre, Nusaybin ve Silopi’de devlet tarafından gerçekleştirilen katliamları ve harap edilen şehirleri anlattı. Bedran Özkan-Erem Kansoy AKP hükümetinin korku psikolojisi yaratarak Kürt halkını sindirmek istediğini, bugün açık bir şekilde Kürtleri öldürüp bedenlerini teşhir ettiğini ifade eden Birlik, “Devlet daha önce gözaltında kaybederek yaptığı katliamları bugün açık açık yapıyor. Bedenleri teşhir ediyor. Akreplerin arkasında sürüklüyor” dedi. Ekin Van’ın , Hacı Lokman Birlik’in bu şekilde katledilmeleri ve basına verilmesinin bir tesadüf olmadığını kaydeden Birlik, kadın bedeni üzerinden de Kürt halkına bir mesaj verilmek istendiğini soyledi. Devletin Kürt halkının direneceğini ve burdan bir mesaj vermeye çalıştığına dikkat çeken Birlik, “ Hacı Lokman birlik de aynı şekilde yaralı olarak yakalanıyor ve katlediliyor. Ardından 28 kurşun sıkılıyor. Bun- lar hep korku yaratmak içindi. Şimdi ise Sur, Cizre, Şırnak ve Nusaybin’de İŞID vari çeteleri Kürdistan’a salıyor ve açık açık katliam gerçekleştiriyor. Askere ve polise verilen yetkilerde de açık açık söyleniyor. İstediğinizi yapın siz yargılanmayacaksınız diyerek katliamların önünü açmış oluyor” ifadelerini kullandı. ‘Devlet Kürt kadınının direngen yönünü bilerek saldırı gerçekleştirdi’ Varto’da katledilen ve bedeni teşhir edilen Ekin Van ve Kürt kadını şahsında Kürtlere mesaj verilmeye çalışıldığını belirten Birlik, “Her toplumun hassasiyetleri vardır. Bu hassasiyet üzerinden saldırı yapılıyor. Onun dışında Kürt kadınının direngen yönünü biliyorlar. Rojava devriminde kadın rolünü de iyi biliyorlar. Ekin Van’a yaptıkları da bunun göstergesi. Biz size bunları yaparız. Aslında bir nevi kadın direnişine yapılan bir saldırıdır. Yine aynı şekilde Silopi ‘ de katledilen Sevê arkadaşlar üzerinden de bu mesaj verilmeye çalışıldı. Çünkü orada öz yönetimi savunan bu arkadaşlarımızdı” dedi. ‘Kürt halkı artık duygusal bir kopuş yaşadı’ Birlik, Kürt halkının artık duygusal bir kopuş yaşadığını dile getirerek, “Kendileri zaten sınırları belirleyip Kürdistan’ı tamamen kuşattılar. Zaten başka bir ülkenin topraklarına saldırıyorlarmış gibi tank ve toplarla saldırıya gectiler. Bu yüzden insanlar çok öfkeli. Ama biz şunu diyoruz. Savaş ne kadar sürerse sürsün bir müzakere masası kurulacak. Daha fazla kan akmadan çağrımızı yineliyoruz. Ama bu savaş biraz daha sürerse insanlar birlikte yaşamak istemediklerini açık açık dile getirecekler” dedi. Leyla Birlik, 13. Zilan Kürt Kadın Festivalinin programında yer alan ve kendisininde konuşmacı olarak katıldığı panel öncesinde, festivalin önemi ile kadın mücadelesine de değindi. “Zilan festivalinde Zilan şahsında öncelikle bütün devrim şehitlerini saygıyla ve minnetle anmak istiyorum. Bugün Kürdistan’da Zilanlaşan yüzlerce kadın yoldaşımızın yanından direnişin olduğu Kürdistan’dan geldim, Londra’da böylesi bir festival katılımın çokluğu ve insanların sıcaklığının Kürdistan’daki şuanda devam eden savaşın varlığını hissetmeleri, tabiki bugün hem dünya devletlerinin erkek zihniyetiyle yönetilmesi yanında normal yaşamın içinde zaten kadına dönk bir yok etme bir kıyım ve iradeyi kırma çabası var çünkü toplumun en önemli yapıtaşının kadın olduğunu biliyorlar. Şuanda Kürdistan’da süren savaşın da hedefinde kadınlar var çünkü toplumu değiştiren, dönüştüren kadındır. Tıpki Rojavadaki gibi devrimi gerçekleştiren Kürt kadınıdır. Zilanlaşan Kürt kadınlarıdır, Yine Rojava’da MLKP’den olan Sevda arkadaşımızda Zilanlaşmaya bir örnektir. Bütün baskılara karşı dik duruşuyla mücadele veren kadınlarımız var. kadınlar bugün mücadelenin öncülüğünü yapıyor. Bu gün Kürt kadını hem Avrupa’da hem Kürdistan’da, rojava’da hemde Ortadoğunun en can akıcı yerinde bütün dünyaya örnek veriyor, yani kadın direnişi ve tüm dünyada kadın mücadelesi veren bütün kuruluşlar, Kürt kadın mücadelesini örnek alarak, mücadele yürütüyor, ondan güç alarak adımlarıı atıyorlar. Sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da, kürt Kadının direnişi Kürt kadın hareketinin mücadelesi örnek teşkil ediyor. Londra’da O kadına bağlılık kadın direnişine inancı ve sahiplenmeyi görebiliyoruz, bu çok anlamlı ve önemlidir. Kürdistan’daki O yakıcı savaşı anlatmak için. Oradaki savaşı hem siyasi hem politik hemde sosyal yaşamda anlatabilmek için burası ve buradaki mücadelede çok önemlidir. Kürt kadını Kürdistan’da ne yapıyor, kadınlarımız ın durumu nedir burada iyi anlatmalıyız. Kürdistan’da kadın direnişinin büyüklüğünü yüceliğini dünyaya iyi anlatmak zorundayız. Londra ve Avrupa’daki yurtsever halkımıza gazetemiz aracılığı ile birde mesaj gönderen Birlik, “Kürdistan’da yaşananları dünyada bilmeyen kalmasın” dedi. “Kürdistan’da bugün inanlımaz bir savaş var, tüm vahşeti ve insan haklarını hukukunu insan ahlakını yerle bir eden bir savaş var. Öncelikle Avrupa’daki tüm sosyalist, demokratik cephelere ve Kürt’lere sesleniyorum, bu gün Kürdistan’da insanlar katlediliyor, çocuklar öldürülüyor, ormanlar yakılıp doğa tahrip ediiyor. Kürdistan’ın taşına toprağına insanına yaşıyacak hiçbir alan bırakmamaya yönelik bir saldırı var. bu saldırıyı özellikle ve öncelikle Avrupa’daki Kürtlerin görmesi gerekiyor. İnanılmaz bir dayanışma ruhuyla kenetlenmenin ve ses çıkarmanın tam zamanıdır. Kürdistan’da bug gün yaşanan bir mahalle bir sokak yada bir kent saldırısı değildir, tüm Kürdistan halkı bir bütün olarak soykırımdan geçirilip, kürdistan’I baştan aşağı talan etmeye çalışıyorlar, insanları oralardan boşaltmaya çalışıyorlar. İnsanları kökünden, dininden, kültüründe herşeyinden koparmaya çalışıyorlar. Bu yüzden Avrupa’daki Kürtler başta olmak üzere herkesin bu anlamda, bu konuya karşı duyarlı olması gerekiyor, kenetlenmeleri gerekiyor ve ses çıkartmaları gerekiyor. Avrupa’da halkımız eylemlerini artırması gerekiyor. Avrupa’da bu anlamda olanaklar daha fazladır, politik alanda siyasi alanda ve sosyal yaşamda her alanda sokaktan tutnda politikaya kadar Kürt’lerin bu anlamda duyarlı olmaları ve duyarlılığı artırıp dış dünyayada yaşananları iyice anlatmaları gerekiyor. Kürdistan’daki bu savaşı dünyaya anlatmanın birinci ayağı Avrupa’daki Kürtlerdir. Bu çok acil bir ihtiyaçtır. Bu gün türkiye’de savaş ve katliamların ve vahşetin sınırları aşılmış durumdadır ve birde her geçen gün daha büyüyen Kürdistan’daki Cudi dağından, Siirt ve Lice’ye uzanan tüm dağlarda yangın var. Dağları yakıyorlar bu insanlık dışıdır. Avrupa’ya ve dünyaya türkiyenin bu insanlık dışı hareketlerini anlatmalıyız. Tabiki bunun birinci ayağı, Londra ve Avrupa başta olmak üzere lobi çalışmasıdır, eylemlerdir ve bilgilendirmelerdi.” Edinburg’da Kürt Toplum Merkezi Coşkusu İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da kurulan Navenda Komela Kurd merkezi düzenlenen bir etkinlikle açıldı. Açılışa çok sayıda Kürt ve Kürt halkının dostları katıldı. Koma Zelal ve davul zurna ekibinin katılımcılara coşkulu anlar yaşattığı kutlamada çocuklar, kadınlar ve gençler için kaşık ve yumurta yarışı, çuval yarışı gibi etkinlikler gerçekleştirildi. Yaklaşık, bir buçuk yıldır, kültürel ve sosyal çalışmalara başlayan Kürt Halk Meclisi, gün geçtikçe örgütlülüğünü genişletiyor. İskoçya’nın her bölgesinden Kürtler ve demokrat çevrelere ulaşan Meclis, kadın, genç ve çocuklar için kültürel ve sosyal programlarıyla dikkat çekiyor. Edinburg’daki merkezde de Kürtçe, folklor ve müzik dersleri verilecek. Kürtçe dil kursları çocuklar ve yetişkinler olarak 2 ayrı grupta 4 sınıftan oluşuyor. Dernek bünyesinde faaliyet gösteren Koma Çarçela müzik grubu da derneğin kültürel etkinliklerine renk katarken, ayrıca bir de gitar kursu veriliyor. Dernek çalışmaları bünyesinde ayrıca bir de okuma kulübü yer alıyor. 22 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 London Pride 2016 Renkli Geçti Başkent Londra’da düzenlenen LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans, interseks) Onur Yürüyüşü’ne dünyanın farklı ülkelerden de gelen binlerce kişi katıldı. Bu yıl 43’üncüsü düzenlenen ve çok sayıda ünlü ismin katıldığı yürüyüşte Orlando katliamında yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Fotoğraf Can Mehmethanoğlu Londra’nın en merkezi ve turistik bölgeleri olan Oxford Circus’ta başlayan cumartesi günkü yürüyüş Trafalgar Meydanı’nda son buldu. Yürüyüşte binlerce kişi, çarpıcı kostümleri, makyajları ve dansları ile karnaval havası yaşattı. İngiltere resmi binalarında LGBTİ bayrakları dalgalandı. Dünyanın farklı ülkelerinin bayrak ve dövizlerinin taşındığı yürüyüş yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. Yürüyüşe katılanlar daha sonra sokak partilerinde eğlenceye devam etti. Londra sokaklarında bir eşcinsel polisin sevgilisine evlenme teklif etmesi de günün ilginç anlarındandı. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 23 Brighton’da ‘Sınırları Aşmak Festivali’ 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle 18 – 26 Haziran tarihleri arasında İngiltere’nin Brighton kentindeki Brighton and Hove ilçesinde ‘Sınırları Aşmak Festivali’ (Crossing Borders Festival) organize edildi. Kongo, Küba ve Kürdistan gibi ülkelerden sanatçı ve müzik gruplarının sahne aldığı festivalin ‘Gambiya’dan Mezopotamya ve Anadolu’ya’ temalı gününde Kürdistanlı sanatçıların performansı büyük beğeni topladı. Müzik ve kültürel sınırlar arasında köprü işlevi gören ve sürgün müziğini tanıtmayı amaçlayan festivalin açılışı 18 Haziran tarihinde Uluslararası Af Örgütü direktörü Kate Allen tarafından yapıldı. Crossing Borders Festivali kapsamında Kürdistan müziğini temsilen sanatçı Suna Alan Kürdistan’ın dört parçasından şarkıları seslendirdi. Alan, DAİŞ barbarlar örgütü tarafından ciddi zulme uğrayan Ezidi Kürt halkının şarkılarının yanı sıra yine Alevi, Yahudi ve Müslüman Kürt topluluklarının ve şarkılara yansıyan tarihi olayların hikayelerini çoğunluğunu farklı halklardan oluşturan dinleyiciler ile paylaştı. Kürdistan müziğine yoğun ilginin gösterildiği konser, halay şarkıları eşliğinde dans edilerek sona erdi. Festival organizatörleri tarafından yapılan açıklamada Mülteciler Haftası kapsamında gerçekleştirilen festivalin tam da Britanya’nın AB Referandumu sürecine denk gelmesi itibariyle anlamlı bir mesaj verdiğini dile getirdi. ‘Öteki’ olarak görülenlere yönelik reddin, onların kendileriyle birlikte getirdiği kültürel zenginliği kaçırmak olduğunun altını çizen organizatörler, Mülteciler Haftası’nın bu anlayışa vaktinde bir hatırlatma hizmeti gördüğünü ifade ettiler. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 24 Day-Mer Gençliği, Sertkaya Konserinde Coştu Day-Mer 27. Kültür Sanat Festivali kapsamında düzenlenen Gençlik şenliğinde ünlü sanatçılardan Emre Sertkaya sahne aladı. Gecede ayrıca Peoples Assembly’den Tom Griffiths de konuşmacı olarak yer aldı. Griffiths konuşmasında İngiltere’deki kemer sıkma politikaları ve avrupa Birliği referandumuna değindi. Haber- Foto Erem Kansoy Day-Mer Gençlik komisyonu üyesi ve gecenin organizatörlerinden Ceren Kardelen Sağır etkinlik ile ilgili gazetemize konuşarak geceden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sağır, “Daymer Gençliği olarak yaklaşık 2 aydır gecemize oldukça yoğun çalışmalar ile hazırlandık. Birçok arkadaşımız gecenin organizasyonunda çeşitli görevler aldı. Yaptığımız görev dağılımları ile organize bir şekilde çalışarak gecemize hazırlandık. Türkiye’de gençler tarafından sevilen sanatçı Emre Sertkaya’yı gecemizde gençlerle buluşturduk. Gecede Peopels Assembly’den gelen konuşmacı da gençlere kemer sıkma politikaları ve bu politikaların geleceklerini nasıl kötü yönde etkileyceğine dair bir çok detayı paylaştı. Etkinliğimizin başta gelen amaçlarından biride Londra’daki gençliğimizi Day-Mer ie buluşturmaktı. Gençliğin örgütlenmesi, bilinçlenmesi ve duyarlılığını artırması için daha birçok etkinliğe hep birlikte imza atacağız. Başta gençlik komisyonu ve etkinliğimizi düzenlemekte bize emekleriyle katkı koyan tüm genç arkadaşlarımıza ile yine Day-Mer yönetiminde bizlere yol gösteren büyüklerimizede katkılarından dolayı teşekkür ederiz.” Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 25 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 27 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 26 AÇILIŞ TARİHİ 27/06/2016 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 28 ‘Savaş ve mülteciler’ Day-Mer 27. Kültür Sanat festivali çerçevesinde gerçekleştirilen ‘Savaş ve mülteciler’ konulu panelde Ortadoğunun acıları ve insanlığın mülteci ayıbı konuşuldu. Erem Kansoy Gazeteci yazar Ercüment Akdeniz, Halklar Meclisi sözcüsü,Stop the War Coaliton kurucu üyelerinden ve yazar John Rees, Day-Mer Toplum Merkezinden Çınar Altun ve NUT(National Union of Teachers)’den Martin Powell Davies panelde konuşmacı olarak hazır bulundu. Panel öncesinde Day-Mer adına yapılan açıklamada, Suriye savaşı ve mülteci sorununa değinilerek savaşların zararları anlatıldı. Açıklamada Day-Mer, “Dünyamız her geçen gün daha fazla savaş ve talanla karşı karşıyadır. Bir çoğu, kendi diktatörlüklerini ya da sömürü ve talanını sürdürebilmek için savaş çıkarması sonucu yüzbinlerce insanın ölmesi umurlarında bile değil. Hatta, bu durumu kullanıp pazarlıklar bile yapacak kadar insanlıktan uzaklaşmışlardır. Başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenler ve bu durumdan çıkar elde etmek isteyenler, bu savaşlardan kaçan insanlara “yardım etmeyi” bir lutuf olarak gösteriyorlar. Yüzbinlerce insan göç yollarına düştü. Binlercesi yollarda hayatlarını kaybetti. Türkiye’de yaşamak zorunda kalan Suriyeli mültecilerin de yaşam koşulları ortadadır. Bir çoğu karın tokluğuna çalışıyor, sokaklarda yatıyor ya da insan tacirlerinin kurbanı oluyor. Türkiye devleti, Suriye’den gelen mültecilere kapılarını açtığı için “insanlık” yaptığını düşünüyor. O insanların ülkelerini terk etmesinde başrolü oynayan Türkiye ve Erdoğan, mülteciler üzerinden Avrupa Birliği ile pazarlıklar yapıyor. Kendi ülkesini de kan gölüne çeviren politikalar izlerken, AB’nin buna sessiz kalmasını da bu yolla engellemeye çalışıyor. Bir çok politikacı, yazar, sendikacı ve gazeteci yaşanan dramı halkların gündemine getirmeye çalışıyor. Biz de DAY-MER olarak, bu yılki festivalimizin tartışma konularından birinin savaşlar ve mülteciler olmasını istedik” ifadeleri yer aldı. Panelde öncelikle söz hakkı alan NUT yetkilsi Martin Powell Davies mülteci sorunun insanlık ayıbı oldğuna dikkat çekerek, AB nezninde sorunun derhal çözmlenmesi gerektiğini vurguladı. Martin Powell Davies’in konuşmasından kesitler “Son 2 yılda yaklaşık 65 Milyon insan göçe zorlanarak mülteci konumuna düştü. Buna karşı Şngiltere sol örgütleri alternatif üretmekte zayıf kalıyor. Fakat her zaman yeni güçler ve ittifaklar yetiştirilebilinir. Halklar arasında potansiyel ırkçılığın yükselmemesi açısından çalışmalar yürütülmelidir. Avrupa çapında ırkçılık ve sağcılık zaten büyüyor, AB’nin kendisi buna elverişli ve bunu destekliyor. Avrupa çapında sol hareket de çok yönlü büyüme gösteriyor. İngiltere’de ırkçılık riski çok yüksek ve halk kızgıni onların kıgınlığını anlamamız gerekli. Sendikacılara ve sendika hareketlerine bu anlamda büyük görev düşüyor. Biz öğretmenler sendikası olarak öğretmenlerle bu anlamda çalışmalar yürütüyoruz. Ayni zaman da da halen devam eden kemer sıkma politikaları yüzünden ekonomimiz kötü durumda, piyasa derinden etkileniyor. Bank of England 250 Milyar sterlin piyasaya sürdü, bu şunu gösteriyorki para aslında var ama halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmıyor. Mültecileri son dönemlerde ucuz işçilik olarak kullanma gündemde, AB ülkelerinde göçmenlerin istenmemesinin sebebi insani sebelerden değil ekonomik sebeplerdne dolayıdır. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 29 Day-Mer’de tartışıldı Neo-Liberal siyaset günümüzde çözüm üretemiyor. Zor günler geçiriyoruz. Bu yaşadıklarımız aslında sistemin çözüldüğünü ve bozulduğunu da gösteren sorunlardı. AB referandumu sistem karşıtı bir tavırla karşılandı, bunu belirtmekte fayda var.” Halklar Meclisi sözcüsü yazar John Rees ise konuşmasında şunlara değindi; “Öncelikle Calais’e giden konvoydan bahsetmeliyiz. Calais konvoyu yapılan en büyük konvoylardan biyirdi. Bu konvoy Calais mültecilerine gitmedne önce orda günde 1 kere yemek dağıtılıyordu, yapılan yardımlar ile şuanda günde 6 kere yemek ve gerekli malzemeler dağıtılıyor. Konvoya yapdıkları destekten dolayı, day-Mer’ede teşekkür ederiz. Konvoyun yapıldığı süreçte de ırkçılıa karşı hayır kampanyasıda devam ediyordu, ırkçılığa karşı bir mesajımız vardı. AB referandumu ile ilgili şunu söyleyeblirim ki hem evetçiler hemde hayırcılar oldukça ırkçı bir tavır sergiledi. Bir tarafta Farage ve unutulmaması gerekirki David cameron’da bir önceki Londra belediye başkanı seçimlerinde Sadıq Khan’a karşı oldukça ırkçı bir tutum sergilemişti. AB referandumunda kampanyalar bu süreçte bölücü oldu. Ben çıkmaktan yana sürdürülen kampanyada yer aldım, bu kampanyanın sonucu olarak aslında belirli zorluk ve fırsatlar yaratıldı. Çıkmaktan yana oy kullanan bölgelerin çoğunlukla belirli iş sektörlerinin kapatıldığı,madenlerin kapatıldığı ve iş sahalarının kapatıldığı oldukça fakir bölgelerdi. Yıllarca o halka siyasetciler tarafından sizi önemsemiyoruz mesajı verildi ve bu oylamada o halkın siyasetcilere bizde sizin sisteminizi beyenmiyoruz önemsemiyoruz dediğini söyleyebiliriz. Referandumun olumlu etkileride oldu, referandum sonucunda çıkma onaylanınca muhafazakar bir başbakanın istifa etmesi olumluydu, ayni şekilde muhafazakar bir maliye bakanının istifası da iyi oldu, ayni zamanda bence muhafazakar parti yıllarca sürecek bir bölünme yaşadı. İşçi hakları ve özelleştirmeyi özellikle hedef alan TTIP anlaşmasıda İngiltere açısından bu süreçte yerle bir edildi. İngiltere’de bir genel seçim süreci başlaması olasıdır. Bunun da Jeremy Corbyn’in işçi partisindeki sağdan gelecek tehditlri iterek, partiyi o noktada kazanıma götürebilmesi gerekiyor eğer bir seçim sürecine gidilmezsse ve 2020 beklenirse Corbyn ve İşçi partisinin kazanması çok zorlaşacak. Neo-Liberal kararlar ülkelerin geleceklerini sağlamlaştırmıyor, mevcut siste çalışmıyor çatlakları var ve ülkelere zarar veriyor. Bizi büyük sınavlar bekliyor. Çok daha zor ve kavgalı bir süreç olacak. Sadece İşçi partisi içinde bir seçim çalışması olarak mücadele değil ayni zamanda sokaklarda ve işyerlerinde beraber çalışarak mücadele etmeliyiz. Örgütlülüğü artırmalıyız. Mültecilere sınırların açılması konusunda solun AB’ye karşı birlik olması gerekiyor, ayrıca Corbyn’inde işçi Partisini genel seçime götürmesi talebi arkasında örgütlenip bu süreçte mülteciler için büyük kazanımlar elde edebiliriz.” Gazeteci yazar Ercüment Akdeniz’de panelde söz hakkı aldı Akdeniz katılımcılara, kendisi hakkında EkşiSözlük’te yazılanlarla tanıtılarak büyük alkış aldı. Akdeniz için, “Uzun zamandır arkadaşımız, Evrensel Gazetesinde yazan ve Hayatın Sesi televizyonunda çalışan, değerli, duyarlı bir yazar, işte gazeteci böyle olmalı dedirten cinsten”. İfadeleri kullanılarak katılımcılara Day-Mer komisyon üyesi Çınar Altun tarafından takdim edildi. Ercüment Akdeniz konuşmasında Ortadoğu’dan ve Türkiyeden çeşitli fotoğraflarla hazırladığı anlatım ile yaşanan mülteci sorununu örneklendirmeler ve fotoğrafların hikayeleri ile aktardı. Yaklaşık 21 adet fotoğraf üzerinden, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin çalışma ve yaşam zorlukları, dünya üzerindeki 65 milyon mültecinin yaşadığı acıları anlatarak AB siyaseti be mültecilere yaklaşımınınada değindi. İngiltere’nin savaş harcamalarına da dikkat çeken Akdeniz, yapılan harcamaların çok az bir miktarıyla neredeyse AB’nin mülteci sorunun ortadan kaldırılabileceğini de söyledi. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 30 Fransa’da Yüz Binler Çalışma Yasası’na Karşı Sokağa İndi Başta başkent Paris olmak üzere birçok kentteki gösterilerde onlarca kişi de gözaltına alındı. Sosyalist Parti (PS) hükümetinin Ulusal Meclis’te oylatmadan kabul ettiği yeni Çalışma Yasası’na ilişkin tasarının yarın Senato’da görüşülmesi öncesinde CGT, UNEF, FSU-Solidaires, FO gibi önde gelen birçok sendikanın çağrısıyla eylemler düzenlendi. Protesto eylemleri ve grevler nedeniyle birçok kentte tren, otobüs ve tramvay seferlerinde ciddi aksamlar olurken, onlarca kentte de gösteriler düzenlendi. Gösterilerin en geniş katılımlısı başkent Paris’te olurken, sendikalara göre en az 55 bin, polise göre ise 15 civarında kişi katıldı. Bastille Meydanı’ndan başlayan yürüyüş korteji Place d’Italie’ye ulaşırken, yürüyüşün başlangıcından itibaren birçok grup ile polis arasında çatışmalar yaşandı. Polis, olaylarda en az 30 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Çalışma Yasası’nın geri çekilmesini isteyen sendikaların çağrısıyla Lyon, Nantes, Marsilya, Rennes, Toulouse, Le Havre, Strasbourg ve Gre- noble başta olmak üzere onlara kentte daha gösteriler düzenlendi. Mart ayından bu yana büyük protestolarıyla geri çekilmesi istenen yasa tasarısından vazgeçmeyen PS hükümeti ve Cumhurbaşkanı François Hollande, tasarıyı Meclis’te oylamadan kabul etmeye imkan tanıyan anayasanın 49.3 maddesine sığınmışlardı. Ulusal Meclis’te PS ve diğer sol partilerden birçok milletvekilinin karşı çıktığı tasarının Senato’da çoğunlukta olan sağ partilerin de desteğiyle geçmesine kesin gözüyle bakılıyor. Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 31 Riçala Gilyaz - Kiraz Reçeli By hafta meyve reçellerinin en popülerlerinden kiraz reçeli tarifi ile beraberiz. Reçel, çeşitleri ve farklı tatlarıyla kahvaltı sofralarının vazgilmez ögelerinden olup özellikle de çocukların en çok sevdiği yiyeceklerdendir. Millet olarak şekerli, dahada doğrusu şerbetli yiyeceklere olan merak ve sevgimizi düşünürsek, buna birde kahvaltının Kürtler için ne kadar önemli bir öğün olduğunu da katarsak, kahvaltı sofralarında reçelin kaç çeşidi bulunduğu çok önemli bir hal alır. Başta kayısı, incir, dut, ayva, kuşburnu, erik, şeftali, vişne kiraz vs olmak üzere Kürt coğrafyasında yetişen meyvelerin hemen her çeşidinden reçeller yapılır ve kış aylarında yemek üzere saklanır. Reçel yapımıda bu anlamda yaşamın ve mutfak kültürünün önemli unsurları arasındadır. Sezonunda doğal olgunlaşmış meyveleri zamanı geçmeden toplayıp reçellerini yapmak demek, benzer pek çok yiyecek üretimi gibi, yaşamın yiyeceklerin üretimi ve sakanması etrafında geliştiğinin güzel bir örneğidir. Yukarıdada bahsettiğim gibi reçel taze meyveleri saklama tekniklerinden biri olarak tarif edilebilir. Şekerin bilinmediği ve çok yaygın olmadığı dönemlerde meyvelerin bal şerbeti veya pekmezle kaynatılıp, beklemeye bırakıldığı bilinmekte. Şekerin üretilmesi ve kolay elde edilmesi ile beraber reçel yapımı da yaygınlaştı. Şimdilerde belki market raflarında pek çok çeşidine rahatça ulaşabilsekde, şekerin kıymetini ve fazla yaygın olmadığını düşündüğümüzde reçelin geçmiş dönemlerde ne kadar değerli olduğunu hemen anlarız. Bununla birlikte marketten hazır aldığımız reçellerin evde yapılmış reçel çeşitleri ile rekabet edemiyeceği bir gerçek, bu anlamda evde yapılan reçellerin çok daha özel bir yere sahip olduğuna hiç kuşku yok. Çocukluğumdan hatırladığım reçel yapma merasimleri, köyde yapılan pek çok yemek üretimi gibi, kilolarca meyve nin koca bakır kazanlarda kaynatılmasından ve bütün gün, bazen günlerce süren bir işlemden ibaretti. Soğuduktan sonra koca bidonlarda muhafaza edilen reçeller kış aylarında tereyağlı ekmeğe sürülerek yenirken yaz günlerindede suya karıştırılarak şerbeti yapılırdı. Kiraz ve vişne reçelleri ise şerbete en uygun reçellerdendi ve benim en sevdiğim reçellerdendi. Kiraz mevsimi geçmeden bu çok özel reçeli mutlaka yapın derim. Haftaya yeni bir lezzette buluşmak dileği ile yorumlarınızı bekliyorum.... Riçala Gilyaz - Kiraz reçeli Malzemeler • 600 gr reçel yapar • 1 kg. Kiraz (850 gr ayıklanmış kiraz) • 650 gr. beyaz toz şeker • 2 yemek kaşığı limon suyu Yapılışı 1. Kirazları bol su ile yıkayın, ezilmiş ve bozulmuşları aylıklayın. THE KURDISH COOK Fadime Tiskaya [email protected] TheKurdishCook Kirazların saplarını çekerek çıkarın ve çekirdeklerini aylıklayın. Bir gece öncesinden (veya 5-8 saat öncesinden) kaynatacağınız tencereye ayıkladığınız kirazları alın ve üzerine şekeri dökün ve tahta bir kaşıkla şeker kirazlara eşit şekilde dağılana kadar karıştırın. 2. Ertesi gün şeker kirazların suyu ile özleşmiştir. Tencereyi ocağa alın ve orta ateşte kaynatmaya başlayın. Reçel kaynamaya başladığında üzerinde köpükler oluşmaya başlayacaktır. Bu köpükleri kaşıkla oluştukça alın. Kısık ateşte yarım saat kadar daha kaynatmaya devam edin. Bir süzgeç yardımı ile kirazları süzüp bir tabağa alın ve suyu 20 dakika kadar daha iyice @TheKurdishCook katılaşıncaya kadar kaynatın. Kirazları tekrar tencereye koyun ve kaynamaya başladığında ateşten alın, limon suyunu karıştırın. Reçelin kıvamını tutup tutmadığını anlamak için reçel şurubunun birkaç damlası küçük bir tabak içindeki soğuk suya bırakılır şurup damlaları suyun içinde sağa sola dağılmazsa kıvamda demektir. Reçel soğuduktan sonra daha da katılaşacaktır. 3. Kavanozları kaynamış sudan geçirip kurutun. Reçel hala sıcakken kavanozlara boşaltın kapağı açık soğumaya bırakın ve tamamen soğuduklarında kapaklarını kapatın. Afiyet olsun........ 32 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 33 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 34 SERi iLANLAR İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz Bu sayfada 1 kutu ilan £10 0742 948 1490 İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. BAZ Fresh Fruit & Veg Bluedots Yeminli Tercümanlık Bürosu Tüm dillerde her türlü evrak çevirisi uzman tercümanlar tarafından yapılır. Hastane Raporları Free Delivery Mazlum: 07859 999 958 Personel Aranıyor Cash and Carry firmamızda kasa ve kontrol pozisyonlarında çalışabilecek gece ve gündüz vardiyaları için personel alınacaktır. [email protected] email adresinden iletişime geçebilirsiniz. TOPCU MOBILE CAR MECHANIC Her türlü araba tamiri işleriniz yapılır REPAIRS SERVICING DIAGNOSTICS PRE-MOT/FAILURES AHMET TOPCU 07415106521 07405756462 Hurdar Hand Crafts El sanatları kursu verilir Takı, Mosaic, geleneksel el sanatları. Hurdar Sinop Tel:07448 654 828 MERCAN FRUIT AND VEGETABLE BRANTWOOD ROAD, BRANTWOOD ESTATE UNIT A1/A3 TOTTENHAM, N17 0DX LONDON 07440 041 718 Davetiye Yazma Mahkeme Kararları Vekaletname Hazırlama Noterlik Hizmetleri Resmi Yazışmalar Boşanma Kararları Yardım Başvuruları Diploma Çevirileri Telefon Görüşmeleri Transkript Apostil İşlemleri Çevirileri 68 Stoke Newington Road, London, N16 7XB Tel: 020 7254 7504 – 077 3747 9749 email: [email protected] Eleman aranıyor Waterloo’daki restorana - grill şefi - et hazırlıkçısı/kasap olarak çalışacak elemanlar aranıyor İletişim: Ruslan Usta 07710583091 Çarşamba, 29 HAZİRAN 2016 SERi iLANLAR İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz 35 Bu sayfada 1 kutu ilan £10 0742 948 1490 İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. PEKENLER LIMITED CONSULTANCY SERVICES MARKETING SALES PUBLIC RELATIONS SOURCIING ITHALAT IHRACAT LOJISTIK VE PAZARLAMA DANISMANLIGI +44 7517 499470 20 Hana Mews, Goulton road, London E5 8GF [email protected] | www.pekenlerltd.co.uk Bedran Ozkan Freelance Journalist 07466770751 [email protected] İş İlanı Tecrübeli Coffee Shop Şefi aranıyor Mille End bölgesinde İletişim: 0796 053 0714 (Mahmut) ELINArosa Graphic and Web Design Services Selda Kayan Phone +44 (0)74 35682350 Servis Elemanı Aranıyor Tottenham’da bulunan Meditaste Takeaway de çalışacak servis elamanı aranıyor. Tercübe ve ingilizce istenir. Daha fazla bilgi için 07951033825 (Aslan bey) 10 white hart lane, Tottenham, N17 ACİLEN Deneyimli Resoran şefi ve servis elemanı aranıyor. Yatma yeri verilir. Adres:Cutty Sark Café and Restaurant 38 Greenwıch Church Street SE10 9BL London ALSAN MARKETING Services provided: Sunulan hizmetler: Marketing & sales consultancy Satış ve pazarlama danışmanlığı Graphic design Grafik dizayn Website development Web tasarımı Gülşen Alsan 07417 398371 telgraf.co.uk Çarşem, 29/06/2016 Piştî Referandûmê Nîjadperestî Bilind Bû Piştî referandûma Yekîtiya Ewrûpa ya ku alîgirên Brexitê bi ser ketin, li tevahiya Brîtanya nîjadperestî zêde bû. Di referandûma roj Pêncşemê hatî li dar xistin û tevlîbûn derket sedî 72´yan alîgirên ‘Ji Yekîtiya Ewropayê veqete (Brexit)’ ji sedî 51,9 an deng standin. Rêjeya dengê alîgirên mayîna(remain) li nava Yekîtiya Ewropayê jî ji sedî 48,1ê de ma. Li gorî encamê, Îngilîstan ji nava Yekîtiya Ewropayê (YE) derdikeve, lê biryara dawî dê parlemena Brîtanî bide. Piştî encaman serokwezîrê Brîtanî David Cameron biryara îstîfayê da. Di referandûmê de li Skoçyayê ji sedî 62 li hemberî ji sedî 38, li Îrlanda Bakur ji sedî 56 li hemberî ji sedî 44 deng ji bo mayîna li nava Yekîtiya Ewropayê hat dayîn. Li Gallerê jî dijberên Yekîtiya Ewropayê bi ser ketin. Piştî ku referendûm bi serkeftina brexitê bi encam bû, Skoçya xwe ji nu ve jibo referandûmeke serxwebûnê amade dike. Îrlanda Bakûr jî jibo bi Komara Îrlanda re bibe yek xwe ji referandûmê re amade dike. Piştî encamên referandûmê li tevahiya Îngîlîstanê nîjad perestî bilind bû û gelek bûyerên nîjadperestî li dijî koçberan û misilmanan pêk hatin. Li gelek bajarên wekî London, Newcastle, Cambridge û Birminghamê ji hêla nîjadperestan ve li dijî koçberan êrîş hatin rûdan. Li Londonê li dijî Navenda Civaka Poloniyan jî êrîşek pêk hat. | Berdewama nûçeyê di rûpelê 4´an de ye Hêjmar Rojnameya Hefteyî 527 Festvîla Jinan A Zîlan Bi Dawî Bû | R3 Li Edînbûrghê Navenda Civaka Kurd vebû | R4 Li Londonê eleqeyeke zêde li çalakiya kondanînê | R5 Sendîkaya Brîtanî jibo Kurdan banga piştgiriyê kir Unison, ku duyemîn sendîkaya mezintirîn a Brîtanyayê ye, di konferansa xwe ya salan e de li ser mijara Kurdan civîneke taybet lidar xist. Konferansa salane ya sendîkaya Unison, ku 1.3 mîlyon endamên xwe hene, li bajarê Bîrghton ê Îngilîstanê bi tevlîbûna bi sedan delegeyî dewam dike. Di vê konferansê de cihekî taybet ji Kurdan re hat veqetandin. Di roja destpêkê ya konferansa ji çar rojan pêk tê, li ser mijara Kurdan civîneke taybet hat lidarxistin. Ji Kongreya Neteweyî ya Kurdistanê Erdelan Baran û Mîchelle Alîson, ji Yekîtiya Xwendekarên Kurd Elîf Sarican û li ser navê Unisonê Stephen Smîlle weke qiseker beşdarî civînê bûn. | R4 Çarşem, 29 Pûşper 2016 2 Xaçepirs Bersiva Hefteya Borî Vê şevê Mar, milên min dixwin Toza seferê radikişînim sînga xwe Ava êşa te dilop bi dilop vedixwim Evîna dereng tu yî Xewna qeşeng tu yî Û mûma ku di jiyana min de VÊKETÎ dimîne dîsa tu yî!! Ehmed Huseynî Çarşem, 29 Pûşper 2016 3 Festvîla Jinan A Zîlan Bi Dawî Bû Festîvala jinan a Zîlan ya ku her sal tê organîze kirin, dawiya hefteyê li Navenda Civaka Kurd hat li dar xistin. Di bernameya du rojan de nîşandana filman, kermes, panel, komxebat, muzîk jî di nav de gelek xebatên cihêreng pêk hatin. Festîvala ku ji aliyê Meclîsa Jinan a Roj ve tê li dar xistin du rojan berdewam kir û parlementera HDPê ya Şirnexê Leyla Birlik jî tevlî bû. Di roja yekemîn ya festîvalê de komxebatên li ser Jineolojî, Konfederalîzma Demokratîk, derûniya zarokan, tundiya li dijî jinê hatin li dar xistin. Wekî din heman rojê belgefîlmeke li ser jina Kurd hat nîşandan. Kermesa ku tevahiya rojê vekirîbû, rastî eleqeyeke mezin hat. Di roja duyemîn ya festîvalê de panelek hat li darxistin. Parlementera HDPê ya Şirnexê Leyla Birlik jî di panelê de axaftinek kir, û bal kişand ser rewşa dawî ya li Kurdistan û Tirkiye. Birlik di axaftina xwe de bal kişand ser têkoşîna jina Kurd û wiha berdewam kir; “Di tevahiya dîroka têkoşînê de jina Kurd rastî êrîşên mezin hatiye, îro li şerê Kurdistanê tê meşandin dîsa ya herî zêde tê êrîş kirin jina Kurd ya berxwedêr e. Bi şikandina vîna jinên Kurd dixwaza vîna gelê Kurd bişikîne û bi bedena jijê carek din civakê terbiye bike.Jibe vê yekê dewleta Tirk jina Kurd hedef digire. Îro têkoşîna jina Kurd ne tenê li Kurdistanê li tevahiya cîhanê bûye mînak, û ji gelek tevgeran re bûye rêber. Jiber vê yekê hikûmeta AKP´ê ji jina Kurd ditirse.” Piştî axaftina Birlik pirsên beşdarvanan hatin bersivandin. Piştî panelê bername bi mûzîkê berdewam kir. Di bernameya mûzîkê de Sîpan Xelat derket ser dikê. Festîval bi govendan bi dawî bû. Çarşem, 29 Pûşper 2016 4 Serokwezîrê Îngilîstanê Cameron îstîfa dike Serokwezîrê Îngilîstanê Davîd Cameron, piştî ku di referandûmê de bi ser neket diyar kir, ew ê îstifa bike. Cameron destnîşan kir, ku wê di meha Cotmehê de dev ji karê xwe berde. Cameron ji rojnamevanan re wiha axivî: «Di vê rêya nû ya welatê me de, ez rast nabînim ku serkêşiyê bikim. Wê pêwîstî bi lîderiyeke nû hebe. Heta Kongreya Partiya Mûxafazakar a meha Cotmehê divê namzetê nû yê Serokwezaretiyê bê diyarkirin û danûstandinên bi Yekîtiya Ewropayê re piştî hilbijartina Serokwezîrê nû destpê bikin. Gelê Qraliyeta Yekbûyî biryar da ji nava Yekîtiya Ewropayê derkeve û divê hurmet ji vê biryarê re bê nîşandan. Ez, yên kampanya veqetînê meşandin pîroz dikim. Pêwîste ev biryar sivik neyê dîtin û li gorî daxwaza gel gav bên avêtin. Li gelemperiya cîhanê, gelek kesan biryara Qraliyeta Yekbûyî şopandin. Ez baweriyê didim bazaran û karsazên razemeniyê dikin; bingeha aboriya Qraliyeta Yekbûyî zexm e. Di xizmetê û serbestiya gera mirovan û malan de wê ti guhertin nebe. Di danûstandina de beriya her tiştî pêwîstî bi lîderiyeke xurt heye.” Lîderên YE li Berlînê li hev civiyan Piştî referandûma li Brîtanyayê, ku Yekîtiya Ewropa (YE) hejand, lîderên her sê welatên mezin ên yekîtiyê Elmanya, Fransa û Îtalya ji bo siberoja yekîtiyê binirxînin li hev civiyan. PE jî ji Cameron re dibêje ‹bes mijûl bike› Serokê Parlamenta Ewropayê Martîn Schûlz ji rojnameya Bîld Am Sonntag a Elman re axivî û diyar kir, divê hikûmeta Brîtanyayê di Civîna Bilind a Yekîtiya Ewropayê ya roja Sêşemê de serlêdana derketina ji yekîtiyê bike. Schûlz da zanîn, piştî vê referandûmê, eger hikûmeta Brîtanya ‘taktîkeke mijûlkirinê’ bi kar bîne, ev yek wê zerarê bide tevahiya Yekîtiya Ewropayê û îdîa kir, derengxistina vê pêvajoyê wê bandorên neyînî li bazara kar bike. Schûlz destnîşan kir, ku divê rewşa ‘ne diyar’ zêde dewam neke û ragihand, ya rast ew e di Civîna Bilind a Yekîtiya Ewropayê ya roja Sêşemê de serlêdana derketinê were kirin. Yek ji rexneyên giran ên li Partiya Mûxafazakar a li Brîtanyayê serdest e tê kirin, ji Serokê Koma Mûxafazakar a Parlamenta Ewropayê Manfred Weber hat. Weber da xuyakirin, Davîd Cameron û hikûmeta wî ‘taktîka mijûlkirinê’ bi kar tîne û anî ziman, ev yek nîşaneyên destpêkê ye. Weber xwest, dema Brîtanyayê ya derketina ji nava yekîtiyê ku weke 2 sal hatiye diyarkirin, bi cih bê anîn û ragihand, eger ev pêvajo salek be, wê çêtir be. û got, “Ti tişt ji rewşa nediyar nebaştir nîne.” Serokwezîrê Îtalyayê Renzî diyar kir, ji bo bandora krîza li Yekîtiya Ewropayê bê kêmkirin, stratejiyeke nû divê. Çav li rê ye, metna lihevkirinê ya ji vê civ- înê derket holê, pêşkêşî civîna bilind a Konseya Yekîtiya Ewropayê ya îro li Brukselê pêk were, bê kirin. Tê gotin, Merkel, Hollande û Renzî her wiha mijarên ewlekarî, mezinbûna aboriyê, pirsgirêkên ciwanan û bacê yên li Herêma Ewropayê nirxandine. Di referandûma roja Pêncşemê ya li Brîtanyayê de ji sedî 51,9 ê gel biryara derketina ji nava Yekîtiya Ewropayê dabû. Li ser vê yekê Serokwezîr Davîd Cameron dabû xuyakirin, ku ew ê îstifa bike. Lê Cameron diyar kiribû, îstifaya wî wê ji meha Cotmehê û pê ve derbas bibe û xwest, serlêdana fermî ya derketina ji nava Yekîtiya Ewropayê, ji aliyê kesê bikeve cihê wî, bê kirin. Beriya civîna bilind a îro ya li Brukselê, Serokwezîra Elmanya Angela Merkel, Serokkomarê Fransayê Françoîs Hollande û Serokwezîrê Îtalyayê Matteo Renzî duh li Berlînê li hev civiyan. Lîderên her sê welatan, beriya civîna bi xwarinê ya li ser derketina Brîtanya ji nava Yekîtiya Ewropyaê, di konferansa çapemeniyê de nexşerêya nû ya yekîtiyê eşkere kirin. Serokwezîra Elmanyayê Angela Merkel da xuyakirin, ku berpirsyariyên wan ên ji bo 27 welatên endamên Yekîtiya Ewropayê hene û da zanîn, ji bo endamên mayî yên yekîtiyê bikevin ser rêyeke nû, ew ê di nava hewldanan de bin. Serokkomarê Fransayê Françoîs Hollande jî destnîşan kir, ku wexteke wan a windakirinê nîne Li Edînbûrghê Navenda Civaka Kurd vebû Li paytexta Skoçya Edînbûrghê, Navenda Komeleya Kurd bi şahiyekê hat vekirin. Di vê merasîmê de gelek Kurdistanî û dostên wan amade bûn. Koma Zelal û koma dahol û zirneyê reng dan şahiya vekirin.ê Her wiha jin, zarok û ciwanan pêşbirkên cihêreng lidarxistin. Meclîsa Gelê Kurd a sal û nîvek e karê çandî û civakî dimeşîne, roj bi roj rêxistinbûyîna xwe berfireh dike. Meclîsa xwe gihand Kurd û demokratên li hemû herêmên Skoçyayê, bi çalakiyên xwe yên çand û civakî yên ji bo jin, ciwan û zarokan balê dikişîne. Li vê navenda li Edînbûrgê wê dersên Kurdî, govend û muzîkê bên dayîn. Qursên zimanê Kurdî wê bi du beşan, ji bo mezinan û zarokan di 4 polan de bê dayîn. Koma muzîkê Koma Çarçela ya di bin sîwanê komeleyê de dixebite, qursa gîtarê dide. Di nava xebatên komeleyê de her wiha klûbeke xwendinê jî heye. Çarşem, 29 Pûşper 2016 35 Sendîkaya Brîtanî ya ji 1.3 mîlyon endaman, ji bo Kurdan banga piştgiriyê kir wekhev ava dikin, ku hurmetê nîşanî mafên mirovan û azadiya zayendî dide. Afirînerê bîrdozî yê vê sîstemê lîderê Tevgera Azadiyê ya Kurd Abdullah Ocalan e. Ocalan ev 17 sal in di nava tecrîdê de tê ragirtin. Tevî vê yekê jî li Rojava sûd ji bîrdoziya wî tê girtin û sîstemeke xweser a demokratîk ava dibe.» DEWLETA TIRK NIRXÊN MIROVAHIYÊ BINPÊ DIKE Unison, ku duyemîn sendîkaya mezintirîn a Brîtanyayê ye, di konferansa xwe ya salan e de li ser mijara Kurdan civîneke taybet lidar xist. Konferansa salane ya sendîkaya Unison, ku 1.3 mîlyon endamên xwe hene, li bajarê Bîrghton ê Îngilîstanê bi tevlîbûna bi sedan delegeyî dewam dike. Di vê konferansê de cihekî taybet ji Kurdan re hat veqetandin. Di roja destpêkê ya konferansa ji çar rojan pêk tê, li ser mijara Kurdan civîneke taybet hat lidarxistin. Ji Kongreya Neteweyî ya Kurdistanê Erdelan Baran û Mîchelle Alîson, ji Yekîtiya Xwendekarên Kurd Elîf Sarican û li ser navê Unisonê Stephen Smîlle weke qiseker beşdarî civînê bûn. Şefê Navneteweyî yê Sendîkaya Unison Sîmon Dubbîns jî, ku ji ber karên referandûmê nekarî tevlî civînê bibe mesajek şand. Dûbbîns di peyama xwe de diyar kir, dewleta Tirk bi êrîşên xwe yên li hemberî gelê Kurd re nirxên mirovahiyê bnpê kiriye û ev yek li ser navê demokrasiyê şermeke mezin e. Sîmon Dûbbîns got, «Di serî de Sûr, gelek bajarên Kurdan ji aliyê dewletê ve hatin hilweşandin û gelek sivîlan jiyana xwe ji dest dan. Dewleta Tirk bi desteka xwe ya ji bo çeteyên hov ên weke DAIŞ û El Nûsra, dijminatiyê li Kurdan dike. Di demeke ewçend krîtîk de, desteka ji bo gelê Kurd gelekî girîng e.» ‘EM Ê TEVLÎ KAMPANYA JI BO AZADIYA OCALAN BIBIN’ Dûbbîns di dawiya peyama xwe de bal kişand ser kampanya ‘Ji Ocalan re Azadî’ ya berî mehekê ji aliyê sendîkayên Unite û GMB ve hat destpêkirin û got, “ji bo Unison jî di demeke nêz de beşdarî vê kampanyayê bibe, ew ê bixebitin. Endamên Kongreya Neteweyî ya Kurd Erdelan Baran, Işlil Guler û endama Yekîtiya Xwendekarên Kurd Elîf Sarican jî di axaftina xwe ya li cviînê de êrîşên demên dawî yên li hemberî gelê Kurd li Bakurê Kurdistanê tên kirin bibîr xistin û li ser Şoreşa Rojava agahî dan. KURD SÎSTEMEKE DEMOKRATÎK AVA DIKIN Rêveberê sendîkaya Unisonê Stephen Smîlle di destpêka civînê de axivî û anî ziman, ew pirsgirêka Kurd ji nêz ve dişopînin û gelek caran çûye serdana Kurdistanê. Smîlle diyar kir, gelê Kurd di pêvajoyeke gelekî krîtîk de ye û da zanîn, dewleta Tirk li hemberî gelê Kurd ku welatiyên wê ye, şerekî topyekûn dimeşîne. Smîlle her wiha ragihand, dewleta Tirk bi dijminatî nêzî Rojava dibe û got, «Gelê Kurd li dijî DAIŞ›ê têkoşîneke serketî dimeşîne. Lê belê dewleta Tirk dijminatiyeke mezin li gelê Kurd dike. Tevî hemû êrîşan jî Kurd li Rojhilata Navîn sîstemeke demokratîk û KAMPANYA SENDÎKAYÊN UNITE Û GMB DEWAM DIKE Ji mezintirîn rêxistinên kedê yên Brîtanyayê sendîkayên Umite û GMB di meha bihurî de li Parlamenta Îngilîz resepsiyonek organîze kiribûn û kampanya ‹Ji Ocalan re azadî› dabûn destpêkirin. Di vê civîna dîrokî de tecrîda li ser Ocalan hatibû rexnekirin û hatibû ragihandin, ku azadiya Ocalan wê tevkariyeke mezin li aştiya herêmê bike. Sendîkaya Unite xwedî 1.3 mîlyon endaman e. GMB jî 650 hezar endamên xwe hene. Li Londonê eleqeyeke zêde li çalakiya kondanînê Çalakiya kondanînê ku bi mebesta daxwaza azadkirina Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan jibo 10 rojan, li hin paytaxtên Ewropayê hatibû lidarxistin, li Londonê eleqeyeke zêde heye. Bi çalakiya kondanînê ku destpêka kampanyaya mezin a ku wê di nav çarçoveya rakirina tecrîda li ser Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan û dijî şer were birêvebirin, tê armanckirin ku li bajarên Ewropayê hesasiyetek were çêkirin. Çalakiya kondanînê ku pêşî li Woodgreenê Londonê, li cihê ku bi pi- ranî Kurd û Tirk lê dijîn destpê kirî, îro kon hate veguhezî meydana Trafalgara bi nav û deng a li navenda Londonê. Çalakiya ku bi taybetî bi kêferateke zêde ya ciwanan geş bûyî û bi awayekî baş agahdariya çalakiyê hate kirin, eleqeyeke baş çêbû. Danezanên ku bi Îngilizî hatibûn çapkirin û civatên yekayek hatin kirin bû sedem ku hesasiyet zêde bibe. Navenda Civaka Kurd û Ciwanên Azad eşkere kirin ku ew ê çalakiya konê UK’ê bi çalakiyeke mezin bidawî bikin. Çalakiya ku wê heta dawiya mehê bidome, her roj wê li cıhekî cûda yê Londonê pêk were.