hakem kurulu - uluslararası katılımlı spor bilimleri öğrenci kongresi

Transkript

hakem kurulu - uluslararası katılımlı spor bilimleri öğrenci kongresi
Sevgili Dostlarım ve Sevgili Spor Bilimi Öğrencileri,
Türkiye’nin en genç Mütevelli Heyeti Başkanı olarak, 12 - 14 Mayıs 2016 tarihinde yapılacak olan
dokuzuncu kongreye ev sahipliği yapmak, Haliç Üniversitesi olarak bize, ayrı bir sevinç ve gurur
vermektedir.
Kongremizin bilimsel yönden faydalı olacağını umar, hepinize başarılar dilerim.
Av. Mansur Topçuoğlu
T.C. Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı
3
GENÇLİĞİN GELECEĞİ SPORDADIR
9. Uluslararası Katılımlı Spor Bilimleri Öğrenci Kongresi 12-14 Mayıs 2016 tarihinde, Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ve Türkiye Spor Bilimleri Derneği tarafından organize
edilecektir.
Günümüzde, spor, bir yaşam felsefesi olarak ele alınmaktadır. Özellikle genç jenerasyonun spora
yönlendirilmesi oldukça önemlidir.
Hem bedeni hem de ruhi gelişim bakımından sporun yeri her türlü değerlendirmenin ötesindedir.
Günümüz dünyasında madde bağımlılığı başta olmak üzere çok çeşitli kötü gençlik alışkanlıkları
mevcuttur.
Spor, gençliği bütün bu kötü alışkanlıklardan kurtarmanın tek ilacıdır. Ayrıca; gençliğin arkadaşlık,
dostluk, paylaşım... gibi daha bir çok müsbet itiyatlar kazanmalarına sebep olacaktır.
Bu organizasyonun Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nun ev sahipliğinde ve
uluslararası düzeyde yapılmasını oldukça önemsiyorum.
Üniversitemizin dünya gençliğinin birbiriyle kaynaşmasına vesile olacak bir spor faaliyetine öncülük
etmesi bizler için de oldukça gurur vericidir.
Bu gençler, en çok özlemini duyduğumuz dünya barışı ve dostluğunun gerçekleşmesinde aracılık
edecektir. Çünkü sporun kendilerine kazandırdığı ruh temizliği ve sağlam irade ile bu misyonu ifa
edeceklerdir.
Haliç Üniversitesi olarak vasıflı, eğitimli ve katılımcı gençler yetiştirerek geleceğin dünyasının insanı
temeller üzerine inşa edilmesini sağlamaya çalışıyoruz.
Haliç Üniversitesi, gençlik ve spor ilişkisine her zaman önem vermiştir. Üniversitemizde tam donanımlı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nun varlığı bunun delilidir.
Bu organizasyonun verimli ve başarılı geçmesi dileğiyle; emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Katılımcılara üstün başarılar dilerim.
Herkese en kalbi selam ve saygılarımı sunarım.
Prof. Dr. Remzi ÇETİN
Haliç Üniversitesi Rektörü
4
Sevgili Dostlarım, Sevgili Öğrencilerim,
Sporun gelişmesinin temel kaynağı sporun bilim olarak kabul edilmesidir. 1900’lü yılların başından
beri bu konuda yapılan çalışmalar sonsuz gayretlere rağmen istenilen sonuca ulaşamamıştır.
9.cusu yapılan Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi alan öğrencilere yönelik bu kongreyi ilk defa bir vakıf
üniversitesi üstlenmektedir. Spor öğretisinin çok temelden başladığına inanan Beden Eğitimi ve Spor
Anabilim dalı öğretim üyeleri ve şahsım adına hepinizi sevgi ile kucaklarım.
Kongremizin bütün yönleri ile bilimsel ve sosyal etkinliklerle unutulmaz ve hep hatırlanır olması adına
üniversitemizin tüm imkânlarını maksimum düzeyde kullandığımızın bilinmesini isterim.
Bu kongrenin meslek yaşamınızın ilk günlerinde anlamlı bir başlangıç olmasını temenni eder hepinize sevgilerimi sunarım.
Prof. Dr. Kut Sarpyener
USBK 2016 Kongre Başkanı
5
KOMİTELER
Kongre Onur Kurulu
Vasip ŞAHİN (İstanbul Valisi)
Dr. Kadir TOPBAŞ (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı)
Av. Mansur TOPÇUOĞLU (Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı)
Prof. Dr. Remzi ÇETİN (Haliç Üniversitesi Rektörü)
Prof. Dr. Uğur ERDENER (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı)
İbrahim KOÇ (İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü)
İsmail BAYRAKTAR (Spor A.Ş. Genel Müdürü)
Oğuz TONGSİR (Türkiye Spor Yazarları Derneği)
Düzenleme Kurulu
Spor Bilimleri Derneği (SBD) (Kongre Sahibi)
Prof. Dr. Kut SARPYENER (Kongre Başkanı)
Prof. Dr. Sami MENGÜTAY (Kongre Başkan Yardımcısı)
Dr. H. İlhan ODABAŞ (Kongre Genel Sekreteri)
Dr. Turgay TURAN (Kongre Genel Sekreter Yardımcısı)
Dr. Çiğdem BULGAN (Kongre Genel Sekreter Yardımcısı)
6
KOORDİNATÖRLÜKLER
Bilim Dalı Koordinatörlükleri
• Beden Eğitimi ve Spor Öğretimi Bilim Dalı Koordinatörlüğü
Dr. Aysel PEHLİVAN
Öğr. Gör. Çağla KARADAĞIOĞLU
Öğr. Gör. Cemal KARTAL
• Sporda Psiko-Sosyal Alanlar Bilim Dalı Koordinatörlüğü
Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLU
Dr. Pervin Sevda BIKMAZ
Öğr. Gör. Fatih KESEPARA
• Hareket ve Antrenman Bilim Dalı Koordinatörlüğü
Dr. Mustafa ASLAN
Dr. Alper AŞÇI
Dr. Çiğdem BULGAN
• Spor Sağlık Bilim Dalı Koordinatörlüğü
Dr. İlhan ODABAŞ
Dr. Nalan SUNA
Dr. Ümit ZEYBEK
• Spor Yönetimi ve Organizasyonu Bilim Dalı Koordinatörlüğü
Dr. Cengiz GÜLER
Dr. Murat BEKEN
Öğr.Gör. Kıvanç EGEAKA
Okt. Suzan YILDIZ
• Rekreasyon Eğitimi Bilim Dalı Koordinatörlüğü
Dr. Fikri ERALP
Dr. Turgay TURAN
Öğr. Gör. M. Aslan BAŞAR
Öğr. Gör. Yavuz DURMUŞ
Diğer Koordinatörlükler
• Ödül Koordinatörlüğü
Dr. Aysel PEHLİVAN
Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTER (SBD)
Öğr. Gör. Çağla KARADAĞOĞLU
Öğr. Gör. M. Aslan BAŞAR
Öğr. Gör. Fatih KESEPARA
• Sponsor Koordinatörlüğü
Öğr. Gör. İlker ŞENTÜRK
Öğr. Gör. İlhami TEK
Öğr. Gör. Oğuz AKBATUR
• Ulaşım ve Konaklama Koordinatörlüğü
Öğr. Gör. Hüseyin TEPE
Öğr. Gör. Kıvanç EGEAKA
• Sosyal İlişkiler Koordinatörlüğü
Dr. Nalan SUNA
Dr. Cengiz GÜLER
Öğr. Gör. M. Aslan BAŞAR
Öğr. Gör. Şenol GÜNEŞ
• Bilgi-İşlem Koordinatörlüğü
Öğr. Gör. Fatih KESEPARA
Ayşe ERKARTAL
Melis ÖZCAN
7
AKADEMIK DANIŞMA KURULU
Dr. A.Ahmet DOĞAN
Dr. A.Haydar DEMİREL
Dr. ARSLAN KALKAVAN
Dr. Aysel PEHLİVAN
Dr. Azmi YETİM
Dr. Bahtiyar ÖZÇALDIRAN
Dr. Birol ÇOTUK
Dr. Birol DOĞAN
Dr. Bülent BAYRAKTAR
Dr. Caner AÇIKADA
Dr. Cengiz ARSLAN
Dr. Emin ERGEN
Dr. Erdal ZORBA
Dr. Fehmi TUNCEL
Dr. Füsun ÖZTÜRK KUTER
Dr. Gazanfer DOĞU
Dr. Gıyasettin DEMİRHAN
Dr. Gülfem ERSÖZ
Dr. Güner EKENCİ
Dr. Hakan GÜR
Dr. Hasan KASAP
Dr. Hatice ÇAMLIYER
Dr. Hülya AŞÇI
Dr. Kamil ÖZER
Dr. M.Zahit SERARSLAN
Dr. Mehmet Akif ZİYAGİL
Dr. Mehmet GÜNAY
Dr. Mehmet YAZICI
Dr. Mitat KOZ Dr. Kamil ÖZER
Dr. Ömer ŞENER
Dr. Recep GÜRSOY
Dr. S.Rana VAROL
Dr. S.Sadi KURDAK
Dr. Salih PINAR
Dr. Sami MENGÜTAY
Dr. Sedat MURATLI
Dr. Serap İNAL
Dr. Suat KARAKÜÇÜK
Dr. Şefik TİRYAKİ
Dr. Ümit KESİM
Dr. Yavuz TAŞKIRAN
8
(Kırıkkale Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Karadeniz Teknik Üniversitesi)
(Haliç Üniversitesi)
(Gazi Üniversitesi)
(Ege Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Girne Amerikan Üniversitesi)
(İstanbul Üniversitesi)
(Indiana Üniversitesi)
(Fırat Üniversitesi)
(Katar Fizik Tedavi Rehb. ve Spor Merkezi)
(Gazi Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Uludağ Üniversitesi - Emekli)
(Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Gelişim Üniversitesi)
(Uludağ Üniversitesi)
(Gedik Üniversitesi)
(Ege Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Gedik Üniversitesi)
(Gelişim Üniversitesi)
(Mersin Üniversitesin)
(Gazi Üniversitesi)
(Erzincan Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Gedik Üniversitesi)
(Gazi Üniversitesi)
(Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi)
(Ege Üniversitesi)
(Çukurova Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Haliç Üniversitesi)
(Gelişim Üniversitesi)
(Yeditepe Üniversitesi)
(Gazi Üniversitesi)
(Mersin Üniversitesi)
(Bilgi Üniversitesi)
(Kocaeli Üniversitesi)
HAKEM KURULU
Dr. Ali KIZILET
Dr. Ali Dursun AYDIN
Dr. Alper KARADAĞ
Dr. Alper ASLAN
Dr. Ani AGOPYAN
Dr. Adnan TURGUT
Dr. Alparslan ERMAN
Dr. Ayşe TÜRKSOY
Dr. Ali TEKİN
Dr. Ayşe Kin İŞLER
Dr. Bilgehan BAYDİL
Dr. Bilal KESKİN
Dr. Bekir YÜKTAŞIR
Dr. Bergün MERİÇ BİNGÜL
Dr. Bengü Güven KARAHAN
Dr. Bilge DONUK
Dr. Bülent AĞBUĞA
Dr. Bülent GÜRBÜZ
Dr. Canan Koca ARITAN
Dr. Cem TINAZ
Dr. Cengiz AKALAN
Dr. Cenk AYDIN
Dr. Çetin YAMAN
Dr. Cengiz KARAGÖZOĞLU
Dr. Davut ÖZBAĞ
Dr. Dilara ÖZER
Dr. Dilşat ÇOKNAZ
Dr. Dilşad MİRZEOĞLU
Dr Ebru ÇETİN
Dr. Emine ÇAĞLAR
Dr. Elçin YUSUFOĞLU
Dr. Ercüment ERDOĞAN
Dr. Ertuğrul GELEN
Dr. Fatih BEKTAŞ
Dr. Fatih KILINÇ
Dr. Faruk YAMANER
Dr. Ferda GÜRSEL
Dr. Figen ÇİLOĞLU
Dr. Filiz ÇAMLIGÜNEY
Dr.Gazanfer Kemal GÜL
Dr. Günay ÖZBAY
Dr. Hakan KOLAYİŞ
Dr. Hakan SUNAY
Dr. H.Murat ŞAHİN
(Marmara Üniversitesi)
(Kafkas Üniversitesi)
(Ardahan Üniversitesi)
(Mustafa Kemal Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Akdeniz Üniversitesi)
(Akdeniz Üniversitesi)
(İstanbul Üniversitesi)
(Bitlis Eren Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Kastamonu Üniversitesi)
(Iğdır Üniversitesi)
(Sinop Üniversitesi)
(Kocaeli Üniversitesi)
(Başkent Üniversitesi)
(İstanbul Üniversitesi)
(Pamukkale Üniversitesi)
(Kırıkkale Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Bilgi Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Uludağ Üniversitesi)
(Sakarya Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(İnönü Üniversitesi)
(Gedik Üniversitesi)
(Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
(Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
(Gazi Üniversitesi)
(Kırıkkale Üniversitesi)
(Uşak Üniversitesi)
(Ordu Üniversitesi)
(Sakarya Üniversitesi)
(Karadeniz Teknik Üniversitesi)
(Isparta SDÜniversitesi)
(Hitit Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Gedik Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Kocaeli Üniversitesi)
(Karabük Üniversitesi)
(Sakarya Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Batman Üniversitesi)
9
HAKEM KURULU
Dr. Hasan ŞAHAN
Dr. Hakkı ÇOKNAZ
Dr. Hamdi Alper GÜNGÖRMÜŞ
Dr. Hayri ERTAN
Dr. Hayrettin GÜMÜŞDAĞ
Dr. Hüsrev TURNAGÖL
Dr. İbrahim YILDIRAN
Dr. İlhan TOKSÖZ
Dr. İlker ÖZMUTLU
Dr. İlker YILMAZ
Dr. İrfan GÜLMEZ
Dr. İlknur HACISOFTAOĞLU
Dr. İlker YÜCESİR
Dr. Kadir PEPE
Dr. Kenan SİVRİKAYA
Dr. Kenan AYCAN
Dr. Kürşat KARACABEY
Dr. Lale GÜLER
Dr. Lale ORTA
Dr. Leyla TAVACIOĞLU
Dr. M. Levent İNCE
Dr. Mahmut ERBEY
Dr. Mehmet DALKILIÇ
Dr. Menşure AYDIN
Dr. Mehmet İNEL
Dr. Metin YAMAN
Dr. Mehmet ÖZTÜRK
Dr. Menderes KABADAYI
Dr. Mehmet GÖRAL
Dr. Murat KANGALGİL
Dr. Murat KUL
Dr. Murat ÇİLLİ
Dr. Murat BEKEN
Dr. Murat KALDIRIMCI
Dr. Muzaffer ÇOLAKOĞLU
Dr. Muzaffer SELÇUK
Dr. Müfide ÇOTUK
Dr. Mehmet İNAL
Dr. Muzaffer ÇOLAKOĞLU
Dr. Mürsel BİÇER
Dr. Müslüm BAKIR
Dr. Necati CERRAHOĞLU
Dr. Nevzat MİRZEOĞLU
Dr. Neşe ŞAHİN
10
(Akdeniz Üniversitesi)
(Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
(Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi)
(Eskişehir Anadolu Üniversitesi)
(Bozok Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Gazi Üniversitesi)
(Trakya Üniversitesi)
(Namık Kemal Üniversitesi)
(Eskişehir Anadolu Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Gedik Üniversitesi)
(İstanbul Üniversitesi)
(Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi)
(Aydın Üniversitesi)
(Erciyes Üniversitesi)
(Düzce Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Okan Üniversitesi)
(İTÜ)
(ODTÜ)
(Ahiİ Evran Üniversitesi)
(Kilis 7 Aralık Üniversitesi)
(Kocaeli Üniversitesi)
(Pamukkale Üniversitesi)
(Gazi Üniversitesi)
(İstanbul Üniversitesi)
(19 Mayıs Üniversitesi)
(Celal Bayar Üniversitesi)
(Cumhuriyet Üniversitesi)
(Bartın Üniversitesi)
(Sakarya Üniversitesi)
(Halic Üniversitesi)
(Atatürk Üniversitesi)
(Ege Üniversitesi)
(Yüzüncü Yıl Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Ege Üniversitesi)
(Gaziantep Üniversitesi)
(Okan Üniversitesi)
(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)
(Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
HAKEM KURULU
Dr.Nevin GÜNDÜZ
Dr. Nurcan DEMİREL
Dr. Nurper ÖZBAY
Dr. Nuri TOPSAKAL
Dr. Nusret RAMAZANOĞLU
Dr. N.Fazıl KİSHALI
Dr.Oğuz ÖZBEK
Dr. Oya ERKUT
Dr. Önder SEMSEK
Dr. Ökkeş Alparslan GENÇAY
Dr. Özgür BOSTANCI
Dr. Özcan SAYGIN
Dr. Perican BAYAR
Dr. Rıdvan EKMEKÇİ
Dr. Selda BEREKET YÜCEL
Dr. Selami YÜKSEK
Dr. Selda UZUN
Dr. Selçuk GENÇAY
Dr. Semiyha TUNCEL
Dr. Semih YILMAZ
Dr. Serdar TOK
Dr. Serdar ARITAN
Dr. Serkan HAZAR
Dr. Sürhat MÜNİROĞLU
Dr. Tahir HAZIR
Dr. Tennur YERLİSU
Dr. Timuçin GENÇER
Dr. Turgay BİÇER
Dr. Ufuk ALPKAYA
Dr. Utku ALEMDAROĞLU
Dr. Ümid KARLI
Dr. Vedat AYAN
Dr. Velittin BALCI
Dr. Veysel OKÇU
Dr. Yaşar TATAR
Dr. Yalçın BEŞİKTAŞ
Dr. Yusuf KÖKLÜ
Dr. Yusuf ARIKAN
Dr. Yüksel SAVUCU
Dr. Yücel OCAK
Dr. Zafer AKTÜRK
Dr. Zekai PEHLİVAN
Dr. Zekeriya GÖKTAŞ
Dr. Ziya KORUÇ
(Ankara Üniversitesi)
(Atatürk Üniversitesi)
(Düzce Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Atatürk Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
(Kahramanmaraş Üniversitesi)
(19 Mayıs Üniversitesi)
(Muğla Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Pamukkale Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Karadeniz Teknik Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Sütçü İmam Üniversitesi )
(Ankara Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Celal Bayar Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Niğde Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Hacettepe Üniversitesi)
(Akdeniz Üniversitesi)
(Ege Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Marmara Üniversitesi)
(Pamukkale Üniversitesi)
(Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
(Karadeniz Teknik Üniversitesi)
(Ankara Üniversitesi)
(Siirt Üniversitesi )
(Marmara Üniversitesi)
(Okan Üniversitesi)
(Pamukkale Üniversitesi)
(Bayburt Üniversitesi)
(Fırat Üniversitesi)
(Afyonkocatepe Üniversitesi)
(Dicle Üniversitesi )
(Mersin Üniversitesi)
(Balıkesir Üniversitesi )
(Hacettepe Üniversitesi)
11
ÇALIŞMA ALANLARI
Beden Eği̇ti̇mi̇ ve Spor Öğretimi
• Öğretmen Eğitimi
• Program Geliştirme
• Ölçme ve Değerlendirme
• Öğretim Modelleri, Strateji, Yöntem ve Teknikleri
• Engellilerde Beden Eğitimi ve Spor
• Okul Öncesinde Hareket Eğitimi ve Oyun
• Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme
• Okul Sporları / Beceri Öğrenimi
• Diğer
Sporda Psiko-Sosyal Alanlar
• Kaygı / Stres / Motivasyon
• Zihinsel Antrenman
• Tarih / Felsefe / Sosyoloji
• Toplumsal Cinsiyet / Kimlik / Sınıf
• Sporda Şiddet
• Diğer
Hareket ve Antrenman Bilimi
• Spor Biyomekaniği
• Modelleme ve Simülasyon
• Veri İşleme / Analiz / Değerlendirme
• Özel Gruplarda Antrenman
• Sporda Performans Bileşenleri
• Antrenman Periyotlaması
• Motor Kontrol
• Performans / Beceri Testleri
• Kinantropometri
• Psikomotor Gelişim
• Diğer
Spor Sağlık Bilim Dalı Koordinatörlüğü
• Egzersiz ve Spor Fizyolojisi
• Egzersiz ve Spor Biyokimyası
• Egzersiz Metabolizması ve Beslenme
• Doping / Ergojenik Yardım
• Özel Gruplarda Spor ve Sağlık
• Obezite
• Spor Travmatolojisi
• Spor Sakatlıkları ve Rehabilitasyon
• Sporcu Sağlığı
• Spor ve Biyogenetik
• Fiziksel Aktivite ve Fiziksel Uygunluk
• Kronik Hastalıklar ve Egzersiz
• Diğer
12
Spor Yönetimi Ve Organizasyonu
• Olimpizm / Fair Play
• Liderlik Yönetimi
• Spor Medyası
• Sporda Sponsorluk
• Sporda İnsan Kaynakları
• Sporda Toplam Kalite Yönetimi
• Spor Yönetimi ve Organizasyonu
• Sporda İletişim
• Sporda Bilişim Teknolojileri
• Diğer
Rekreasyon Eğitimi
• Okul / Ergonomi
• Yerel Yönetimler
• Doğa / Su Sporları
• Indoor Aktiviteler / İşyeri Rekreasyonu
• Turizm / Spor Animasyonu
• Rekreasyon Yönetimi
• Liderlik Becerileri
• Çocuk - Erişkin Oyun
• Diğer
BİLİMSEL PROGRAM
12 MAYIS 2016, Perşembe
AÇILIŞ SEROMONİSİ
Mütevelli Heyet Başkanı
Av. Mansur Topçuoğlu
09:30-10:00
Rektör
Prof.Dr. Remzi Çetin
Kongre Başkanı
Prof. Dr. Kut Sarpyener
Spor Bilimleri Derneği Başkanı
Prof. Dr. Gıyasettin Demirhan
KAHVE ARASI
10:00-10:40
10:40-11:00
11:00-11:20
11:20-11:55
11:55-12:30
12:30-13:30
SALON A
Oturum Başkanı: Dr. Bülent Bayraktar
Spor Sağlık Bilimleri
Davetli Konuşmacı:
Dr. İlker Yücesir
Güncel Vakalar Üzerinden Sporda Doping ve Dopingle
Mücadele
Davetli Konuşmacı:
Dr. Figen Akalın
Sporcularda Ani Ölüm
SALON B
Oturum Başkanı: Dr. Hülya Aşcı
Sporda Psiko-Sosyal Alanlar
Davetli Konuşmacı:
Dr. Cengiz Karagözoğlu
Sporda Duygu Yönetimi
Davetli Konuşmacı:
Dr. Cem Tınaz, Dr. Arda Coşkun
Şiddete Yatkınlık ve Şiddeti Önlemede Sosyal Sorumluluk
Projeleri
ÖĞLE YEMEĞİ
KONFERANS 1
SALON A
Oturum Başkanı: Dr. Selda Bereket
Davetli Konuşmacı: Dr. Hızır Kurtel
EGZERSİZDE EPİGENETİK
14:15-14:30
KAHVE ARASI
Oturum Başkanı:
Oturum Başkanı: Dr. İlhan Toksöz
Dr. Nusret Ramazanoğlu
Sporda Psiko-Sosyal Alanlar
Hareket Antrenman Bilimleri
SÖZEL SUNUMLAR
OP-033
SÖZEL SUNUMLAR
OP-009
Namık Kemal Üniversitesinde Öğrenim Gören
Voleybolcularda 8 Haftalık
Öğrencilerin Egzersiz Nedenleri, Engelleri, Yaşam
Pliometrik Egzersizin Dikey Sıçrama Performansı Üzerine
Doyumları ve Egzersiz Alışkanlıklarının İncelenmesi
Etkisinin İncelenmesi
Enes Kurtca Demirci
Aslıcan Arzuman
OP-034
OP-010
Spor
Bilimleri
Fakültesi
Öğrencilerinin Temel Psikolojik
14:30-15:15
Alt Ekstremiteye Ait Kas
İhtiyaçlarının, Öznel Zindelik ve Mutluluk ile İlişkisi
Gruplarını Geliştirmeye Yönelik Yapılan Kuvvet
Mehmet Mert Yiğit
Antrenmanlarının Dikey Sıçrama Performansı
OP-035
Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi
Futbolcuların Sosyal Beceri
Özlem Türk
Düzeylerinin İncelenmesi
OP-020
Cihan Kopmuş
Gümüşhane İl Aday Futbol
Hakemlerinin Bazı Performans Parametrelerinin
İncelenmesi
İbrahim Can
13:30-14:15
13
BİLİMSEL PROGRAM
15:15-15:50
15:50-16:30
16:30-16:45
16:45-17:30
Oturum Başkanı: Dr. Sami Mengütay
Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi
Davetli Konuşmacı:
Dr. Oya Erkut
Okul Çocuklarında Psikomotor Gelişim
Oturum Başkanı: Dr. Yaşar Tatar
Hareket Antrenman Bilimleri
Davetli Konuşmacı:
Dr. Murat Çilli
Giyilebilir Teknoloji ve Spor Bilimlerinde Bilgisayar
Uygulamaları
Davetli Konuşmacı:
Davetli Konuşmacı:
Dr. Di̇lşad Mi̇rzaoğlu
Dr. Bergün Meriç
İlkokul ve Ortaokulda Yenilenen Beden Eğitimi ve Spor
Spor Bilimlerinde Biomekanik Uygulamalar
Dersi Programları
KAHVE ARASI
Oturum Başkanı:
Oturum Başkanı:
Dr. Mehmet Öztürk
Dr. Ayşe Türksoy
Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi
Rekreasyon Yönetimi
SÖZEL SUNUMLAR
SÖZEL SUNUMLAR
OP-001
OP-023
Ortaokul Altıncı Sınıfların Beden Eğitimi ve Spor Dersinde,
Hafif Zihinsel Engelli Ergenlerde Rekreasyonel Sportif
Nesne Kontrolü Gerektiren Hareketlere İlişkin Fiziksel
Aktivitelerin Benlik Saygısına Etkisi
Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması
Emine Koçak
Nahsen Avcı
OP-024
OP-002
Coğrafi Bilgi Sistemleri (Cbs) İle 3d (3 Boyutlu) Zirve
İlkokul
Üçüncü
SınıfÖğrencilerinin
Oyun ve Fiziki Etkinlikler
Parkur Haritalarının Üretilmesi: Kaçkar Dağı Örneği
Dersindeki
Dengeleme
Gerektiren
Hareketlere İlişkin
Burak Kural
Fiziksel Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması
OP-025
Zeynep Gürel
The Empowerment’s Model of Human Resource in the
OP-003
Event: A Case Study of University Sport Volunteers
Dokuzuncu Sınıfta Öğrenim Gören Öğrencilerin Spora
Vahid Saatchian
İlişkin Atılganlık Düzeylerinin Karşılaştırılması
Beril Bayraktaroğlu
4-6 YAŞ ÇOCUKLARDA TEMEL HAREKET ÖĞRETİMİ
Fikri Erlap
Öğrenci sayısı: 25 kişi ile sınırlıdır. (SPOR SALONU)
17:30-18:30
UYGULAMALI HAREKET ANALİZİ
Çiğdem Bulgan, Bergün Meriç Bingül
Öğrenci sayısı: 20 kişi ile sınırlıdır. (LABORATUVAR)
FITNESS DÜNYASINDAKİ DEĞİŞİMLER VE YEPYENİ BİR TEKNOLOJİ-EMS
Miha Muhittin Kocatepe
Öğrenci sayısı : 30 kişi ile sınırlıdır. (201 NOLU SINIF)
SCOUTING VE MAÇ ANALİZİ
Tarkan Batgün
Öğrenci sayısı: 30 kişi ile sınırlıdır. (303 NOLU SINIF)
18:30-19:30
14
POSTER SUNUMLAR
BİLİMSEL PROGRAM
13 MAYIS 2016, CUMA
09:00-09:45
KONFERANS 2
Oturum Başkanı: Dr. Sami Mengütay
Davetli konuşmacı: Dr. Birol Çotuk
“ANTARTİKA”
Oturum Başkanı:
Oturum Başkanı:
Dr. Aysel Pehlivan
Dr. Turgay Turan
Hareket Antrenman Bilimleri
Rekreasyon Eğitimi
SÖZEL SUNUMLAR
SÖZEL SUNUMLAR
OP-013
OP-026
Tekrarlı sprint performansı ve fibril tipi yüzdesi
12 - 14 Yaş Arası Çocukların Günümüzdeki Maks VO2
arasındaki ilişkiler
Değerleri İle 8 Yıl Önceki Maks VO2 Değerlerinin
Ünal Tavukçu
Karşılaştırılması
OP-018
Hakan Akbaba
Antrenmanlı Sporcularda Bir Tekrarlı Maksimal Kuvvet
OP-027
ve Bazı Performans Parametreleri Arasındaki İlişkinin
Yetişkinlerde yaşam kalitesinin bazı antropometrik
09:45-10:45
Araştırılması
ölçüler, yaş cinsiyet, çalışma durumu ve eğitim düzeyi
İbrahim Can
bakımından,incelenmesi
OP-021
Seray Elif Eldivan
Tekrarlı sprint testinin performans bileşenleri ve
OP-028
yorgunluğun değerlendirilmesinde kullanılan formüllerin
Merdiven ve Yürüme Egzersizlerinin Alt Ekstremite Kas
güvenirliği
Aktivitesi Bakımından İncelenmesi
Mehmet Kadiıoğlu
Hazar Gürsoy
OP-017
OP-012
Statik ve dinamik germe egzersizlerinin tekrarlı sprint
Türkiye Rafting Milli Takımı Sporcularının Somatotip
performansına etkisi
Yapılarının İncelenmesi
Erdi Yıldırım
Fatih Gür
10:45-11:00
KAHVE ARASI
KONFERANS 3: Dr. Birol Çotuk
11:00-11:45 Davetli Konuşmacı: Dr. Ümit Zeybek
SPOR-GENETİK-BESLENME ÜÇLÜSÜ
Davetli Konuşmacı: Dr. Aydın Duygu
11:45-12:30
AMİNO ASİT ANALİZİ VE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ AMİNO ASİT DESKLERİ
12:30-13:30
ÖĞLE YEMEĞİ
Oturum Başkanı:
Oturum Başkanı:
Dr. Müslüm Bakır
Dr. Çiğdem Bulgan
Spor Yönetim ve Organizasyon
Hareket ve Antrenman Bilimleri
13:30-14:15
Davetli Konuşmacı:
Dr. Yalçın Uyar
Oyun ve Kültürden Hegamonik Spora
14:15-15:00
Davetli Konuşmacı:
Dr. Ayşegül Baklacı
Amatör Kulüplerde Kurumsal Yapı ve Yönetimsel
Süreçler ENKA Spor Kulübü Örneği
15:00-15:15
Sözel Sunumlar
OP-15
Kadın Futbolcularda Kalça ve Ayak Bileği Eklem Hareket
Açıklığının Topa Vuruş Hızına Akut Etkisi
Müge İnan
OP-16
Antagonistik Kas Aktivitesi ve Çeviklik Performansının
Farklı Çeviklik Testleri İçin İncelenmesi
Bedrettin Bulguru
OP-19
Yön değiştirmeli tekrarlı sprint ile patlayıcı ve elastik
kuvvet arasındaki ilişkinin incelenmesi
Tuna Doğan Kılınç
OP-022
İzokinetik kuvvet ölçümünden kestirilen fibril tipi
yüzdesine sirkadiyen ritmin etkisi
Osman Algın
KAHVE ARASI
15
BİLİMSEL PROGRAM
Oturum Başkanı: Dr. Ani Agopyan
Hareket ve Antrenman Bilimleri
SÖZEL SUNUMLAR
OP-011
Futbolda Farklı Hızlarda Uygulanan Kuvvet
Egzersizlerinin Bazı Kuvvet Parametrelerine Ve Sürat
Değerlerine Etkisinin İncelenmesi
Taner Aksoy
OP-014
Bazı Yön Değiştirme Testlerinin Reaktif Kuvvet İndeksi İle
İlişkisi
15:15-16:00
Sercan Polat
OP-032
Dünya Okullar Futbol Şampiyonası Analizi: Türkiye Almanya Örneği
Fatih Samet Atasoy
Oturum Başkanı: Dr. Bilge Donuk
Psiko Sosyal
SÖZEL SUNUMLAR
OP-036
Spor Yapan Ve Yapmayan Kadın Üniversite Öğrencilerinin
Sporda Sosyalleşme Düzeylerinin İncelenmesi
Hacı Mehmet Günel
OP-037
Spora Özgü Sakatlık Dönemi
Beden Algısı Ölçeğinin Geliştirilmesi
Alen Geçer
OP-038
Voleybolcuların problem çözme becerilerinin bazı
değişkenler açısından belirlenmesi
Rukiye Kavurgacı
OP-039
Judo Yapan Çocukların Öğrenme Biçimlerinin İncelenmesi
Ayşegül Funda Alp
OP-040
Güreş Yapan Çocukların Karar Verme Düzeylerinin
İncelenmesi
Ayşenur Ünver
Oturum Başkanı: Dr. Fatih Bektaş
Oturum Başkanı:
Beden Eğitimi ve Spor
Dr. Vedat Ayan
SÖZEL SUNUMLAR
Psiko-Sosyal Alanlar
OP-004
SÖZEL SUNUMLAR
Altıncı Sınıf Öğrencilerinin
OP-029
Tahmini Kalp Atım Hızı ve Fiziksel Etkinliklere
BESYO ve Diğer Fakültelerde Öğrenim Gören Bayan
Yönelik Gerçek Kalp Atım Hızına İlişkin Tahminlerinin
Öğrencilerin Biyoelektriksel Impedans Analiz (BIA) Yöntemi
Karşılaştırılması
ile Vücut Kompozisyonlarının Karşılaştırılması
Ali Kozan
Mustafa Boyacı
OP-005
OP-030
Alıştırma ve Katılım
Tedavisi Tamamlanmış Meme Kanseri Hastalarında Tedavi
Yönteminin Basketbol Şut Tekniği Öğrenimine Etkisi
Öncesi ve Sonrası Fiziksel Aktivite Alışkanlığı
16:15-17:30
Merve Seçme
Gülşen Mertyüz
OP-031
OP-006
Yaşlılarda Fonksiyonel Bağımlılık, Mental Algı ve
Farklı Bölümlerde Okuyan Öğretmen Adaylarının İletişim
Depresyon Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Becerisi Algılarının Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi
Nur Muhammet Yeşilyurt
Cem Türkmen
OP-007
Ortaöğretimde Bulunan Öğrencilerin Öğrenme Stillerinin
Araştırılması
Erhan Susaçan
OP-008
Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki
Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri
Merve Güçlü
16
BİLİMSEL PROGRAM
GOLF’TE ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
İdris Topar
GENCAY ASAN
Öğrenci sayısı : 25 kişi ile sınırlıdır. SPOR SALONU
SPORDA SAHA TESTLERİ UYGULAMALARI
Mustafa Aslan, Alper Aşçı, Turgay Turan
Öğrenci sayısı: 40 kişi ile sınırlıdır. (SPOR SALONU)
17:30-18:30
KARDİO-VASKÜLER TESTLER
İlhan Odabaş, Turgay Turan, Murat Beyaz
Öğrenci sayısı: 20 kişi ile sınırlıdır. (LABORATUVAR)
FONKSİYONEL ÇALIŞMALAR TRX SUSPENSION TRAINING WORKSHOP
Can Bayık
Öğrenci sayısı: 30 kişi ile sınırlıdır. (201 NOLU SINIF)
ANTRENMAN ÖNCESİ HAREKETE HAZIRLIK MODELLEMELERİ
M. Aslan Başar
Öğrenci sayısı: 30 kişi ile sınırlıdır. (201 NOLU SINIF)
18:30-19:30
POSTER SUNUMLAR
17
BİLİMSEL PROGRAM
14 MAYIS 2016, CUMARTESİ
Oturum Başkanı:
Dr. İlhan Odabaş
Spor Sağlık Bilimleri
18
09:00-09:30
Davetli Konuşmacı: Bünyami̇n Aysoy
2016 Fitness Trendleri
09:30-10:00
Davetli Konuşmacı:
Sevcan Sak
Eko Sistemler ve Fitness’ta Kullanımı
10:00-10:30
Davetli Konuşmacı:
Serhan Musluoğlu
Evrensel Arenada Antrenör Olmak
10:30-11:00
Davetli Konuşmacı:
Barlas Pehlivan
Sudan Çıkmış Balık
11:00-11:30
Oturum Başkanı:
Dr. Fikri Eralp
Davetli konuşmacı:
Yavuz Durmuş
Öğrenen Organizasyon
09:00-10:00
Oturum Başkanı:
Dr. Turgay Biçer
Spor Yönetim ve
Organizasyon
SÖZEL SUNUMLAR
OP-041
Pedagojik Formasyon Eğitimi
Öğrencilerinin Umutsuzluk Düzeylerinin
İncelenmesi
Seda Dileç
OP-042
Karateci Çocukların Spora Katılım
Güdülerinin Belirlenmesi
Melikenur Çakmakçı
OP-043
Zihinsel Engelli Çocuğa Sahip Annelerin
Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi
(Malatya İli Örneği)
Özden Demir
OP-044
Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin
Problem Çözme Beceri Düzeylerinin
İncelenmesi
Dilek Yavuz
Oturum Başkanı:
Dr. Serap İnal
11:00-11:30
Davetli konuşmacı:
Dilara Özer
Beden Eğitimi Dersinde Kaynaştırma
11:30-12:00
Davetli konuşmacı:
Menşure Aydın
Spor için Engel Yok
12:00-12:30
ÖĞLE YEMEĞİ
12:30-13:45
BESYO MEZUNLARININ İSTİHDAM SORUNLARI
Moderatör: Dr. Sami Mengütay
Konuşmacılar
Spor A.Ş. Genel Müdürü: İsmai̇l Özbayra
İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü: İlhami̇ İbrahi̇m Koç
GSGM Spor Faaliyetleri Daire Başkanı: Ömer Kalkan
TechnoGym Türkiye Genel Müdürü: Vİttori̇o Zagai ̇
13:45-14:00
KAHVE ARASI
14:00-14:45
Kapanış ve Ödül Töreni
SÖZEL
BİLDİRİLER
19
OP-01 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
OP-02 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
Ortaokul Altıncı Sınıfların Beden Eğitimi ve Spor Dersinde,
Nesne Kontrolü Gerektiren Hareketlere İlişkin Fiziksel
Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması
İlkokul Üçüncü SınıfÖğrencilerinin Oyun ve Fiziki
Etkinlikler Dersindeki Dengeleme Gerektiren Hareketlere
İlişkin Fiziksel Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması
Figen Altay, Nahsen Avcı
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
Figen Altay, Zeynep Gürel
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, ortaokul altıncı sınıflarda
beden eğitimi ve spor dersinde, nesne kontrolü gerektiren
hareketlere ilişkin fiziksel aktivite seviyeleri öğrenci davranışı,
ders içeriği ve öğretmen davranışı bakımından nasıl olduğunu
incelemektir. Araştırmaya Ankara ili Çankaya ilçesinde bir
ortaokulun altıncı sınıf öğrencileri dahil edilmiş olup 39 deney
ve 36 kontrol grubu olmak üzere toplam gönüllü 75 öğrenci
katılmıştır.
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, ilkokul üçüncü sınıf
öğrencilerinin Oyun ve Fiziki Etkinlikler dersindeki dengeleme
hareketlerine ilişkin fiziksel aktivite seviyelerini araştırmaktır.
Araştırmaya İlkokul üçüncü sınıf 24 deney, 25 kontrol grubu
olmak üzere toplam 49 gönüllü öğrenci oluşturmuştur.
Araştırma, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının güz ve bahar
dönemini kapsamıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma 2015-2016 eğitim-öğretim
yılının güz döneminin 4 haftasını kapsamıştır. Verilerin
toplanmasında McKenzie, Sallis&Nader (1991) tarafından
fiziksel öğrenme ortamı için geliştirilmiş sağlık tabanlı fiziksel
aktiviteyi desteklediğine inanılan faktörleri saptamak ve beden
eğitimi sınıflarının kalitesini denetlemek için düzenlenmiş anlık
zaman örnekleme ve aralıklı kayıt yapma sistemi olan SOFIT
Protokolü uygulanmıştır. Verilerin toplanmasında Fiziksel
Etkinlik Kartları kullanarak, nesne kontrolü gerektiren beceriler,
Vücut Farkındalığı, Alan Farkındalığı, Birleştirilmiş Hareketler
ve Efor kavramlarını temele alarak hazırlanan ders planlarını 4
hafta boyunca beden eğitimi ve spor dersinde işlemiştir. İşlenen
her ders videoya alınmış ve Sofit Protokolü gereğince öğrenci
davranışı, ders içeriği ve öğretmen davranışı alt kategorilerine
uygun olarak kodlanmış ve sayısal veriye dönüştürülmüştür.
Verilerin analizinde betimsel istatistikler, frekans-yüzde
kullanılmıştır.
BULGULAR: Öğrenci davranışında; %39.5 “ayakta duruyor” ve
%31.25 “çok aktif ” intervallerinde artış gözlemlenmiştir. Ders
içeriğinde %12.5 “fitness bilgisi”, %52.08 “beceri aktivitesi” ve
%16.6 “oyun oynama” intervalleri artış göstermiştir. Öğretmen
davranışında %29.1 “fitness destekleme”, %41.6 “fitness
gösterme” ve %25 “genel yönlendirme ve bilgi” intervali artış
göstermiştir. Araştırmaya katılan deney grubu ön test ve son test
sonuçları arasında fiziksel aktivite seviyelerinde belirgin bir artış
gözlemlenmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrenci davranışı bakımından;
öğrencilerin ders boyunca sürekli aktif hareket halinde
olduklarını göstermektedir. Ders içeriği bakımından; işlenen
dersin, altıncı sınıf öğrencilerin gelişim özelliklerine paralel
olarak hazırlandığını ve ortaokullarda beden eğitimi ve spor
dersleri için nitelikli bir ders işlendiğini ve öğretmen davranışı
bakımından; öğretmenin ders boyunca beceriler üzerinde
yoğunlaştığını ve doğru öğrenmenin gerçekleşmesi için yaparakyaşayarak beceri aktarımı yaptığı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Fiziksel Aktivite, Beden Eğitimi ve Spor,
SOFİT, Nesne Kontrolü Gerektiren Beceriler,
20
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında sağlık tabanlı
fiziksel aktiviteyi destekleyen ve beden eğitimi sınıflarının
kalitesini denetlemek için düzenlenmiş anlık zaman örnekleme
ve aralıklı kayıt yapma sistematik gözlem aracı olan SOFIT
kullanılmıştır(McKenzie,1991). Araştırma ilkokul üçüncü sınıf
öğrencileriyle haftada bir gün, 40 dakika temel hareket kavramları
alt boyutları olan alan farkındalığı, vücut farkındalığı, efor
farkındalığı vehareket ilişkileriyle temel hareket becerilerinden
dengeleme hareketleri birleştirilerek ders işlenip, video kamera ile
kayıt altına alınmıştır. Dört hafta boyunca işlenen ders programı
sonrasında videoların analizi SOFIT aracılığıyla yapılmış, 3
ana ve 18 alt kategori altında veriler toplanmıştır. Verilerin
analizinde betimsel istatistikler, frekans yüzde kullanılmıştır.
Deney ve kontrol grubuna ön test-son test uygulanmış,SOFIT’e
ait kodlama sembolleri, sayısal verilere dönüştürülmüştür.
BULGULAR: Öğrenci davranışının %4,16’sında yatıyor ve
oturuyor, %33,3’ünde ayakta duruyor, %29,16’sında yürüyor ve
aktif olduğu ortaya çıkmıştır. Ders içeriğinin, %8,33’ün genel
içerik, %4,16’nın genel bilgi, %2,08’in fitness bilgisi, %45,8’in
fitness aktivitesi, %39,5’in beceri aktivitesini içerdiği belirlenmiştir.
Öğretmen davranışında, %33,3’ü fitness destekleme, %52.08’i
fitness gösterme, %10.41’i genel yönlendirme ve bilgi,
%4,16’sıdiğerişlerolarakbelirlenmiştir. Bulgular doğrultusunda,
öğrencilerin Oyun ve Fiziki Etkinlikler dersinde deney
grubunun ön test ve son test sonuçlarına göre fiziksel aktivite
seviyelerinde artış görülmüştür. Ders içeriğinde en çok
fitness aktivitesi ve beceri aktivitesi işlendiği gözlemlenmiştir.
Öğretmen davranışında fitness aktivitesi ve beceri aktivitesinde
büyük oranda artış görülmüştür. Deney grubunun aksine kontrol
grubunun fitness aktivitesi ve beceri aktivitesinin oldukça düşük
çıktığı görülmüştür.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrencilerin dengeleme hareketlerinin
beceri düzeyinde ders içeriğine göre fiziksel aktivite seviyelerinin,
öğrenci davranışında çok aktif intervalinin, öğretmen
davranışlarında ise fitness aktivitesi ve beceri aktivitesinde artış
olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Fiziksel
Aktivite, SOFIT
OP-03 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
OP-04 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
Dokuzuncu Sınıfta Öğrenim Gören Öğrencilerin Spora
İlişkin Atılganlık Düzeylerinin Karşılaştırılması
Altıncı Sınıf Öğrencilerinin Tahmini Kalp Atım Hızı ve
Fiziksel Etkinliklere Yönelik Gerçek Kalp Atım Hızına İlişkin
Tahminlerinin Karşılaştırılması
Figen Altay, Beril Bayraktaroğlu
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, dokuzuncu sınıfta
öğrenim gören öğrencilerin spora ilişkin atılganlık düzeylerini
karşılaştırmaktır. Araştırma, 2015-2016 öğretim yılında Ankara
İli Merkez Etimesgut İlçesinde MEB’e bağlı resmi liselerde
dokuzuncu sınıfta öğrenim gören 283 kadın, 212 erkek toplam
gönüllü 495 öğrenciyi kapsamıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Veri toplama aracı olarak, ‘’Rathus Atılganlık
Envanteri’ kullanılmıştır. Bu anket kişiler arası ilişkilerde
atılganlığın ölçülmesi amacıyla RathusAssertivenessSchedüle
(Rathus, 1973) kullanılmıştır. Bu envanter farklı kültürlere
uygulanması, kısa oluşu, değerlendirmesinin kolay oluşu gibi
avantajlar taşımaktadır. Voltan (1980) tarafından Türkçe’ye
uyarlanmıştır. Araştırmanın yapılacağı liseler için MEB’den
gerekli izinler alındıktan sonra araştırmacı tarafından
bizzat liselere gidilerek öğrencilerden anketi doldurulmaları
istenmiştir. Verilerin analizinde çalışmada MEB’den izin almak
üzere gönderilen ölçekten 3 sorununçıkartılması istenmiştir.
Soru sayısının azaltılmasından dolayı türdeş bir yapıyı açıklamak
ya da sorgulamak için kullanılan Cronbach alfa katsayısı 100
öğrenciye uygulanmış, anketin Cronbach alfa katsayısı 0,839
olarak bulunmuştur. Ankete katılan öğrencilerin spora ilişkin
atılganlık düzeylerinin elde edilen verileri ile frekans ve yüzde
dağılımları verilmiştir.
Figen Altay, Ali Kozan
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, altıncı sınıf öğrencilerinin
etkinlik öncesi tahmini kalp atım hızı ve etkinlik sırasında gerçek
kalp atım hızı ile ilgili tahminlerinin belirlenmesidir. Araştırmaya
2015-2016 eğitim -öğretim yılında Ortaokul 6.sınıfında öğrenim
görmekte olan 29 deney, 35 kontrol grubu olmak üzere toplam
64 gönüllü öğrenci katılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında, tahmini ve gerçek
kalp atım hızlarının kaydedildiği ve fiziksel etkinlik düzeyini
çeşitli yöntemlerle ölçer kazanımına karşılık gelen. “Kalp Atım
Hızı Tahmini” formu kullanılmıştır (MEB,2013). Kalp atım hızı
polar marka kalp atım hızı monitörü kullanılarak alınmıştır.
Çocukların fiziksel etkinlik düzeyinin ve şiddetinin kalp atım
hızı üzerine etkisine ilişkin tahminlerin ve gerçek kalp atım
hızı arasındaki farklarını belirleyebilmek için her hafta iki farklı
fiziksel aktivite olmak üzere üç hafta boyunca toplamda altı farklı
fiziksel aktivite uygulanmıştır. Öğrencilerin yürüme hızlarını
sabitlemek için metronom (92 vuruş/dakika) kullanılmıştır.
Verilerin analizinde aritmetik ortalama, standart sapmaları
hesaplanıp,deney vekontrol grubuöğrencilerinin bilişsel alan,
tahmini kalp atım hızı ve gerçek kalp atım hızı arasındaki farkın
ön test son test verilerinde, deney ve kontrol grubu son testlerinin
farklarının hesaplanmasında t -testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Dokuzuncu sınıfta öğrenim gören öğrencilerin
spora ilişkin atılganlık düzeyleri arasında fark olup olmadığına
bakmak amacıyla çok gözlü ki kare testi kullanılmıştır. Bulgulara
göre, araştırmaya katılanların %24’ü lisanslı sporcu iken,
%76’sının lisansı olmadığı gözlemlenmiştir. Lisanslı sporcularda
atılgan olanların %16,2 iken, lisanslı sporcu olmayanların
içinde atılganlık %9,2 olarak bulunmuştur. Dokuzuncu sınıfta
öğrenim gören lisanslı sporcu olan öğrencilerle lisansı olmayan
öğrenciler arasında atılganlık düzeyleri arasında anlamlı bir
fark bulunmuştur(p<.05). Dokuzuncu sınıfta öğrenim gören
öğrencilerden kızların içerisinde %12,4 ü atılgan iken, erkeklerin
% 9,0 u atılgandır. Öğrencilerin cinsiyetleri arasında atılganlık
düzeyinde anlamlı bir fark bulunmamıştır(p>.05).
BULGULAR: Veriler normal dağılım göstermiştir(p>0.05).
Bilgi testi sonuçlarına göre deney grubunun ön test-son test
değerleri arasında fark bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda
fark bulunmamıştır (p>0.05). Uygulanan etkinliklerde deney
grubunun kendi içerisinde uzanma, yürüme, koşu, hızlı koşu,
ip atlama, merdiven çıkma, açma-germe etkinliklerinde
fark bulunmuştur (p<0.05). Kontrol grubunda ise uzanma,
yürüme, koşu, hızlı koşu, ip atlama, merdiven çıkma, açmagerme etkinliklerinde fark bulunamamıştır (p>0.05). Deney
ve kontrol grubunun son testlerinde uzanma, ip atlama, hızlı
koşu etkinliklerinde fark bulunurken (p<0.05); yürüme, koşu,
merdiven inip-çıkma, duvar pası, açma germe etkinliklerinde
fark bulunmamıştır (p>0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Dokuzuncu sınıfta öğrenim gören
öğrencilerden lisanslı sporcu olan öğrencilerin lisanslı olmayan
öğrencilere göre atılganlık düzeyi farklılık gösterirken, atılganlık
düzeyinin cinsiyete göre farklılık göstermediği söylenebilir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrencilerin kalp atım hızı ve
fiziksel etkinlikler arasındaki doğrusal ilişkiyi yani etkinlikler
sırasında kalp atımlarının etkinliğin şiddetine bağlı olarak artış
gösterdiğini anlamalarını ve bu bağlamda öğrencinin öğrenme
düzeyine katkı sağladığı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Atılganlık,Beden Eğitimi,Spor
Anahtar Kelimeler: Oyun,Fiziki Etkinlikler,kalp atım hızı
21
OP-05 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/
Beceri Öğrenimi]
Alıştırma ve Katılım Yönteminin Basketbol Şut Tekniği
Öğrenimine Etkisi
Figen Altay, Merve Seçme
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı alıştırma yöntemi ve
katılım yönteminin basketbol da şut tekniği üzerine etkisini
incelemektir. Araştırmaya Ankara ile Çankaya ilçesi Fevzi Özbey
ortaokulunda2015- 2016 güz döneminde sekizinci sınıfta okuyan
33 kız ve 23 erkek toplamgönüllü 56 öğrenci katılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında McGee ve
Farow,(1987)tarafından geliştirilen altı soruluk bilgi testi,
AAHPERD,(1984),tarafından geliştirilen şut beceri testi
kullanılmıştır.Grupların denkliğinin sınanmasında bilgi ve
beceri testleri kullanılmıştır.Grupların denklik çalışması
sonrasında birinci gruba katılım yöntemi ile ikincigruba
alıştırma yöntemi ile dört hafta boyunca basketbol şut dersi
işlenmiştir. Verilerinanalizindegrupların homojenliği için
bilgi ve beceri testleri için “t” testi kullanılmış ve anlamlı bir
fark bulunmamıştır(p˃0.05). Alıştırma yöntemi ve katılım
yöntemi ile ders işlenen öğrencilerin bilgi testi ön test son test
puanlarının değerlendirilmesinde Wilcoxon eşleştirilmiş iki
örnek testi kullanılmıştır. Alıştırma yöntemi ve katılım yöntemi
ile ders işlenen öğrencilerin bilgi ve beceri son test puanlarının
değerlendirilmesinde Mann Whitney U testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Katılım yöntemi ile ders işlenen grubun
puanlarında anlamlı bir fark bulunurken (p˂0.05), alıştırma
yöntemi ile ders işlenen grubun puanlarında anlamlı bir fark
bulunamamıştır(p˃0.05).Alıştırma yöntemi ve katılım yöntemi
ile ders işlenen grupların beceri testi ön test- son test puanlarının
değerlendirilmesinde Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi
kullanılmış ve iki grubunön test- son test puanlarının arasında
anlamlı bir fark bulunamamıştır(p˃0.05). Katılım yöntemi ile
ders işlenen grubun lehine bilgi ve beceri testlerinde anlamlı bir
fark bulunmuştur(p˂0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Katılım yöntemiyle işlenen beden
eğitimi derslerinde basketbolda şut ve bilgiyönünden gelişim
gösterdiği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Alıştırma Yöntemi, Katılım
Yöntemi,Basketbolda şut.
OP-06 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi]
Farklı Bölümlerde Okuyan Öğretmen Adaylarının İletişim
Becerisi Algılarının Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi
Cem Türkmen, Nagihan Aydemir, A. Dilşad Mirzeoğlu
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, BESYO, Beden eğitimi ve Spor
Öğretmenliği Bölümü, Bolu
GİRİŞ-AMAÇ: İletişim, bireyin birtakım semboller kullanarak
karşısındakini etkileme süreci olarak tanımlanabilir (Dökmen,
1989). Bu yönü ile eğitim de başlı başına bir iletişim etkinliğidir.
Bu etkinliğin en verimli şekilde gerçekleşmesi büyük ölçüde
öğreticiler ile öğrenciler arasındaki iletişimin niteliğine bağlıdır
(Bolat, 1996). Bu bağlamda görevi insan yetiştirme olan
öğretmenler için iletişim becerileri önemli hale gelmektedir.
Bu nedenle bu araştırmanın amacı, farklı bölümlerde okuyan
öğretmen adaylarının iletişim becerisi algılarının farklı
değişkenlere göre incelenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma betimsel bir çalışma olup, tarama
modeli kullanılmıştır. Araştırmaya AİBÜ’de 2015-2016 yılı güz
döneminde Beden Eğitimi Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümlerinde 1. ve 4. sınıfta okuyan
toplam 260 (Beden Eğitimi Öğretmenliği = 20 kız, 40 erkek, Sınıf
Öğretmenliği = 75 kız, 25 erkek, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
= 62 kız, 38 erkek) gönüllü öğrenci katılmıştır. Araştırmada
veri toplamak amacıyla Korkut (1996) tarafından geliştirilen
“İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği” ve araştırmacılar
tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır.
Verileri değerlendirmek amacıyla ANOVA ve t testi istatistiksel
analiz yöntemleri uygulanmıştır. Araştırmada anlamlılık düzeyi
0.05 olarak belirlenmiştir.
BULGULAR: Araştırmada elde edilen sonuçlara göre üniversite
öğrencilerinin cinsiyet, problem çözme teknikleri ve karşı cinsle
duygusal nitelikte bir arkadaşlığı olup olmaması durumuna
göre iletişim becerileri arasında anlamlı fark bulunmuştur.
Cinsiyet değişkenine göre iletişim becerisi algılarında kızların
lehine, problem çözme durumlarına göre problemlerini
konuşarak çözen öğrencilerin lehine ve duygusal nitelikte
doyurucu arkadaşlığı olan öğrenciler lehine anlamlı farklılıklar
bulunurken; sınıf düzeyleri, bölüm, spor yapma durumu ve
anne-baba eğitim durumu ile iletişim becerileri arasında anlamlı
bir fark bulunamamıştır.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğretmen adaylarında sorunların
paylaşılmasının, problemlerin konuşularak çözülmesinin ve
arkadaşlık ilişkilerinin iletişim becerilerini geliştirmede önemli
olduğu söylenebilir. Benzer çalışmaların, farklı üniversitelerde,
farklı bölüm ve sınıf düzeylerinde tekrarlanması daha güvenilir
sonuçların elde edilmesinde önemli görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: İletişim Becerisi, Beden Eğitimi
Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği,
Öğretmen Adayı
22
OP-07 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi]
OP-08 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi]
Ortaöğretimde Bulunan Öğrencilerin Öğrenme Stillerinin
Araştırılması
Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim
Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri
Erhan Susaçan, Ahmet Erdoğan, Hakkı Çoknaz
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek
Okulu, Bolu
Merve Güçlü1, Fatih Özgül1, Erhan Buyrukoğlu2, Yeliz Ateş2
Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim
Dalı, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Ana Bilim Dalı,
Sivas
GİRİŞ: Bireylerin hayatta verdikleri mücadelede başarılı
olabilmeleri için okullarda aldıkları eğitim büyük önem
taşımaktadır. Ancak yapılan istatistiklere bakıldığında her
yıl çok sayıda öğrencinin okuldan ayrıldığı ya da bir üst
kademeye geçemediği görülmektedir. Bu duruma pek çok neden
sıralanmakla birlikte bu nedenlerden en önemlisi okullardaki
eğitim öğretim sürecinin öğrencilerin öğrenme süreçlerine
göre yapılandırılmamasıdır. Bu nedenle, öğrencilerin başarılı
olabilecekleri öğrenme sitillerine göre yönlendirilmesi, onlarının
başarılarını arttıracaktır.
AMAÇ: Bu araştırmanın amacı, ortaöğretimde eğitim gören
öğrencilerin öğrenim stillerini bazı değişkenler açısından
belirlemektir.
YÖNTEM: Bu çalışmanın evrenini Bolu merkez ilçede
bulunan, kura yöntemiyle belirlenen, İzzet Baysal Mesleki ve
Teknik Anadolu lisesi ve Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik
Anadolu Lisesi’nde, yine kura yöntemiyle belirlenen, birer 9.,
10., 11. ve 12. sınıflarında eğitim gören toplam 255 öğrenci;
örneklemini bu sınıflarda bulunan 242 öğrenci oluşturmaktadır.
Araştırmada öğrencilerin öğrenme stillerine ilişkin veriler,
Gökdağ (2004) tarafından geliştirilen, Öğrenme Stilleri Ölçeği
ile toplanmıştır. Araştırmada ölçek yoluyla toplanan öğrenme
stilli puanları aritmetik ortalamalar (X) ve standart sapmalar (ss)
kullanılarak betimlenmiştir. Verilerin dağılımı normal dağılım
gösterdiğinden parametrik testlerden simple t-testi iki grubun
karşılaştırılmasında, grupların ikiden fazla olması durumunda
One Way Anowa kullanılmıştır. Çalışma öncesi anlamlılık düzeyi
p< 0.05 olarak kabul edilmiştir.
BULGULAR: Öğrenciler öğrenme stilleri puanları cinsiyet
değişkeni açısından incelendiğinde öğrenme stilleri
toplam puanlarında(p>0.05) ve kinstetik öğrenme stilleri
puanlarında istatistiksel bir farka rastlanmadığı tespit
edilirken(p>0.05); kadınlar lehine işitsel(p<0.05) ve görsel
öğrenme stillerinde(p<0.05) istatistiksel bir farka rastlanmıştır.
Öğrencilerin spor faaliyetlerine katılıp katılmama durumuna
göre öğrenme stilleri puanları incelendiğinde, spor yapanların
lehine toplam öğrenme stili puanlarında(p<0.05), görsel(p<0.05)
ve kinestetik öğrenme stili puanlarında(p<0.05), istatistiksel
bir farka rastlanırken; işitsel öğrenme stili puanlarında
istatistiksel bir fraka rastlanmamıştır(p>0.05). Öğrencilerin
sınıflara göre öğrenim stili puanları incelendiğinde, öğrenim
stil puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farka
rastlanmamıştır(p>0.05).
1
Beden eğitimi; eğitim sürecinde insanların beden sağlığını ve
becerilerini geliştirmeye yönelik olarak tasarlanan dalına verilen
isimdir. Aynı zamanda, insanın zihinsel eğitim kadar bedensel
eğitime gereksinmesi olduğu düşüncesine dayanır. Yeterlilik ise,
bireyin belli bir görevi yapma kapasitesine duyduğu inançtır.
Öğretmen bir bilim dalını, bir sanatı, bir tekniği veya belirli
bir bilgiyi öğretmeyi kendisine meslek edinmiş kimsedir. Bu
araştırmanın amacı; Sivas il merkezindeki tesadüfi olarak
seçilen okullarda görev yapan beden eğitimi öğretmenlerinin
kişisel ve mesleki gelişim yeterliliklerini değerlendirmeleridir.
Araştırma grubunu; yaşları 22-30 arası değişen 7, 31-40 arası
değişen 46 ve 41 yaş ve üzeri 27 kişi olmak üzere toplam 80
beden eğitimi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada Ünlü ve
ark. (2007) tarafından geliştirilen “Beden Eğitimi Öğretmenleri
Yeterlilik Ölçeği” öğretmenlere yüz yüze görüşme yöntemiyle
uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS ver.18.00 paket
programında değerlendirilmiştir. Araştırma bulgularına göre;
“öğretim programındaki değişimleri izlerim” ifadesi hakkında
% 42.5 oranında kendilerini yeterli buldukları, “mesleki
gereksinimlerim hakkında bilgi sahibiyimdir” ifadesi hakkında
% 46.3 oranında kendilerini yeterli buldukları ve “bir beden
eğitimi öğretmeninin sahip olması gereken iyi bir görüntüye
sahibimdir” ifadesi hakkında % 51.3 oranında kendilerini çok
yeterli bulduklarını belirtmişlerdir. Sonuç olarak araştırmaya
dahil olan beden eğitimi öğretmenlerinin kişisel ve mesleki
gelişim açısından kendilerini genel olarak yeterli gördükleri
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Beden Eğitimi Öğretmenleri, Kişisel
Gelişim, Mesleki Yeterlik
SONUÇ: Öğrencilerin cinsiyetleri ve spor yapıp yapmadıkları
onların öğrenme stili puanlarını etkilediği söylenebilir.
Öğretmenler, öğrencilerin öğrenme stilleri hakkında
bilgilendirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Orta Öğretim, Öğrenme Stilleri, Spor
23
OP-09 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer]
OP-10 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer]
Voleybolcularda 8 Haftalık Pliometrik Egzersizin Dikey
Sıçrama Performansı Üzerine Etkisinin İncelenmesi
Alt Ekstremiteye Ait Kas Gruplarını Geliştirmeye
Yönelik Yapılan Kuvvet Antrenmanlarının Dikey Sıçrama
Performansı Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi
Aslıcan Arzuman, Ezgi Tulay, Ayça Şeyma Aslan, Tolga Ateş
Kırıkkale Üniversitesi,Spor Bilimleri Fakültesi, Kırıkkale
Çalışmanın amacını 8 haftalık pliometrik antrenmanın 1618 yaş grubu DHMİ Spor Kulübündeki kadın voleybolcuların
dikey sıçrama üzerine etkisinin araştırılması oluşturmaktadır.
Araştırma grubunu deney (n=5; Xyaş=16.60±0,548 yıl;
Xva=66.40±9.290kg; Xbu=175.40±5.367cm) ve kontrol
grubu(n=5; Xyaş=16.40±0.548 yıl; Xva= 65.000±3.921 kg;
Xbu=178.20±4.266 cm)olarak toplam 10 kişi oluşturdu. Deney
grubuna teknik antrenmanlarından önce 8 hafta süre ile
haftada 3 gün pliometrik egzersizler uygulandı. Kontrol grubu
ise bu dönemde yalnızca teknik çalışmalara katıldı. Pliometrik
antrenmanlar öncesi ve sonrasında opto jump cihazı ile dikey
sıçramaya özgü parametreler test edildi. Araştırma grubundan
elde edilen sıçrama parametrelerine ait ön ve son test verileri
arasındaki fark için SPSS 17.0 paket programında Wilcoxon
istatistiksel analizi yapıldı. Anlamlılık düzeyi için p<0.05 kabul
edildi. Farklı yönlerde yükseklikte sıçramaların kullanıldığı
pliometrik egzersizler uygulandı. Kontrol ile Deney grubunun
Pliometrik antrenmanlar öncesi ve sonrasında uygulanan
sıçrama parametrelerindeki farka bakıldığında yerde kalış süres
ihavada kalış süresi,yükseklik ve güç değerlerinde anlamlı bir
farklılık görüldü. Ancak sıçrama hızı ve ayağın yerle teması
sırasında kullanım alanında istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık görülmedi(P<0.05).Sıçramalar çok kısa bir zaman
birimi içinde patlayıcı olarak yapıldığı için hem patlayıcı
gücü hemde patlayıcı özelliği geliştirir. Yapılan çalışmada da
deneklerin bu özelliklerinin gelişmesi dikey sıçrama bakımından
anlamlı gelişmeler göstermiştir.Sonuç olarak araştırma grubuna
uygulanan çalışmada deney grubunun ön ve son testlerine ait
yerde kalış süresi, havada kalış süresi, yükseklik ve güç arasında
anlamlı bir farklılık görülürken,kontrol grubunda istatistiksel
olarak anlamlı bir farklılık görülmemektedir.Her iki grubun hız
ve kullanılan alan arasında anlamlı bir farklılık görülmemektedir.
Bir başka değişle uygulanan pliometrik antrenmanın yerde kalış
süresi havada kalış süresi, yükseklik ve güç değerlerini olumlu
olarak etkilemektedir.Sonuç olarak pliometrik egzersizlerin
patlayıcı kuvvet gerektiren yetileri önemli derecede arttırdığı
görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Dikey sıçrama, Pliometrik Egzersiz,
Voleybol
Özlem Türk1, Yeşim Tiftikci1, Seda Körçoban1, Kutlu Aydın2
1
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Antrenörlük Eğitimi Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri,
Bolu
2
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Antrenörlük Eğitimi Bölümü Ana Bilim Dalı
Öğretim Üyesi, Bolu
GİRİŞ-AMAÇ: Dikey sıçrama birçok spor branşında performansı
etkileyen önemli bir biyomotor yetidir. Sıçrama, kas kasılmasının
sürati ve kuvvetin gelişimine bağlıdır. Zirve anaerobik güç
gerektiren branşlarda daha yükseğe sıçramak sporcuya avantaj
sağlar. Bu çalışmada 6 hafta boyunca alt ekstremiteye ait kas
gruplarını geliştirmeye yönelik yapılan kuvvet antrenmanlarının
dikey sıçrama performansı üzerindeki etkisinin incelenmesi
amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmanın evrenini yaş ortalaması 21,42
± 1,39 yıl, boy ortalaması 170,77 ± 8,53 cm, vücut ağırlıkları 66,75
± 8,34 kg olan 40 gönüllü öğrenci oluşturmuştur. Katılımcılar;
quadriceps grubu (n=10), gastrocnemius grubu (n=10), kombine
grup (n=10) ve kontrol grubu (n=10) olmak üzere rastgele
dört gruba ayrılmıştır. Katılımcılara Bosco Test Protokolü
uygulanarak, katılımcıların dikey sıçrama mesafeleri belirlenmiş,
daha sonra maximal anaerobik güçleri hesaplanmıştır. Elde
edilen veriler watt cinsinden kaydedilmiştir. Deney guruplarına
alt ekstremiteye ait kas gruplarını geliştirmeye yönelik; 6 hafta
boyunca, haftada 3 gün olmak şartı ile günde 90 dakikalık kuvvet
çalışması yaptırılmıştır. Elde edilen verilere göre grupların
son test ile ön test değerleri arasındaki farkların farkına tek
yönlü varyans analizi ile bakılmış, gruplar arasındaki farkları
belirlemek için de çoklu karşılaştırmalar kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmanın sonucunda zirve anaerobik güç
değerleri incelendiğinde; quadriceps grubu ve kontrol grubuna ait
ön-test son-test değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farka
rastlanmamıştır (p>0,05). Gastrocnemius grubu ve kombine
antrenman grubununda ise ön-test son-test değerleri arasında
anlamlı bir fark görülmüştür (p<0,05). Yapılan karşılaştırmalar
sonucunda kombine antrenman grubu ile diğer gruplar
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark görülmekle birlikte
(p<0,05), quadriceps grubu ile kontrol grubu ve gastrocnemius
grupları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
görülmemiştir. Gastrocnemius grubunun verileri incelendiğinde
kontrol grubu ve kombine grup arasında istatistiksel olarak
anlamlı fark görülmüştür (p<0,05).
SONUÇ: Bu araştırmanın sonucunda iki kas grubu kombine
olarak çalıştırıldığında gözlemlenen performans artışını, özel
kuvvet antrenmanı ile tek başına çalıştırılan gastrocnemius
kasının da verebileceği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Alt Ekstremite, Dikey Sıçrama, Zirve
Anaerobik Güç
24
Grupların son test ve ön-test farklarının karşılaştırılması
OP-11 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer]
Değişkenler
Grup
Kareler
Toplamı
Serbestlik
Derecesi
(SD)
Kareler
Toplamının
Ortalaması
F
P
ZAG (Watt)
Gruplararası
1010566,035
3
336855,345
13,772
0,000
Gruplariçi
880550,285
36
24459,730
Toplam
1891116,321
39
Tablo incelendiğinde dört grubun son test ile ön test değerlerinin
arasındaki farklara bakmak için yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi sonucuna göre dört gruba ait zirve anaerobik güç
değerleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark
görülmüştür (zirve anaerobik güç; F(3, 36)= 13,772, p= 0,000).
Futbolda Farklı Hızlarda Uygulanan Kuvvet Egzersizlerinin
Bazı Kuvvet Parametrelerine Ve Sürat Değerlerine Etkisinin
İncelenmesi
Taner Aksoy, Ali Metin Uğurlu, Hasan Basri Kara, Müslüm
Üstün
Kırıkkale Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Kırıkkale
Çalışmanın amacını farklı uygulama hızlarındaki kuvvet
egzersizlerinin20-30 yaş grubu Erbaa Spor Kulübündeki erkek
futbolcuların bazı kuvvet parametreleri ve sürat değerleri
üzerine etkisinin araştırılması oluşturmaktadır. Araştırma grubu
Xyaş= 25,22±4,373 yıl; Xva= 73,74±8,982 kg; Xbu= 177,94±9,409
cm)toplam 18 kişiyle oluşturdu. Araştırma grubuna teknik
antrenmanlarından önce 6 hafta süre ile haftada 2 gün kuvvet
egzersizleri uygulandı. Uygulanan kuvvet egzersizlerinin ilk
haftası anatomik adaptasyon, sonraki 2 hafta ise düşük hızda
kuvvet egzersizleri içerirken son 2 hafta ise yüksek hızda kuvvet
egzersizleri içermektedir. Egzersizlerden önce ön test, ilk 4
hafta adaptasyon ve düşük hızda kuvvet egzersizleri sonrası
ara test, son 2 hafta ise yüksek hızda kuvvet egzersizleri sonrası
son test alınmıştır. Kuvvet egzersizleri öncesi ve sonrasında
tanita ile vücut ağırlığı ve vücut yağ yüzdesi, el dinamometresi
ile el pençe kuvvetleri, ayak dinamometresi ile bacak kuvveti
ve fotosel cihazı ile sürate özgü parametreler test edildi.
Araştırma grubundan elde edilen bazı kuvvet parametreleri
ve sürat değerlerine ait ön, ara, son test verileri arasındaki fark
için SPSS 17.0 paket programında İlişkili Örneklemler İçin T
testi uygulanarak istatistiksel analizi yapıldı. Anlamlılık düzeyi
için p<0.05 kabul edildi. Kuvvet, futbolda müsabaka içinde
her futbolcu birçok dinamik harekete hazırdır bunlar için kas
kuvveti gerekir. Araştırma grubuna%50 şiddetinde 40 saniyeden
2 set ve setler arası 40 saniye dinlenme verilerek squat, biceps,
triceps, adduktor, abduktor, butterfly, legpress, latpull, legcurl,
bench press, mekik, ters mekik çalışmaları uygulandı. Sonuç
olarak, düşük hızda uygulanan 4 haftalık kuvvet egzersizleri,
sağ ve sol el pençe kuvveti, bacak kuvvetini, 10 m ve 30 m sürat
parametrelerini geliştirmede daha etkili olduğu görülmektedir.
Yüksek hızda uygulanan 2 haftalık kuvvet egzersizleri, sol el
pençe kuvvetini ve 10 m sürat parametrelerini geliştirmede
daha etkili olduğu görülmektedir. Uygulanan 6 haftalık kuvvet
egzersizleri vücut ağırlığını düşürmede etkili görülürken vücut
yağ yüzdesinde etkili olmadığı görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: futbol, kuvvet, sürat
25
OP-12 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Kinantropometri]
Türkiye Rafting Milli Takımı Sporcularının Somatotip
Yapılarının İncelenmesi
Vedat Ayan, Selami Yüksek, Fatih Bektaş, Fatih Gür, Burak
Kural
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek
Okulu, Trabzon.
Bu çalışmada, Türkiye Rafting Milli Takım Sporcularının
somatotip yapılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmaya
2015 yılında Endonezya’da yapılacak olan Rafting Dünya
Şampiyonası öncesinde Rize ilinde milli takım kampına katılan
8 rafting sporcusu gönüllü olarak katıldı. Çalışmaya katılan
rafting milli takım sporcularının yaş, boy, vücut ağırlığı, deri
kıvrım kalınlıkları, çevre ölçümleri ve çap ölçümleri alındı.
Ölçümler Karadeniz Teknik Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Performans Laboratuarı’nda yapıldı. Somatotip
özelliklerini belirlemek amacıyla Heath-Carter yöntemi kullanıldı.
Ölçümlerin istatistiksel analizleri SPSS 13 programında yapıldı.
Bu çalışmaya katılan rafting milli takım sporcularının (n=8)
yaş ortalamaları 21 yıl, boy uzunluk ortalamaları 175,68±3,32
cm, vücut ağırlık ortalamaları 76,00±7,96 kg olarak bulundu.
Çalışmamıza katılan rafting milli takım sporcularının somatotip
bileşenlerinin ortalama değerleri ise endomorfi 2,23±0,88,
mezomorfi 5,04±0,91, ektomorfi 1,92±0,94 olarak bulundu.
Spor Bilimleri alanında farklı branşlarda somatotip özellikleri
tanımlayan çalışmalar olmasına rağmen rafting branşında
sporcuların somatotip özellilerini tanımlayan çalışmalar sınırlı
sayıdadır. Bu çalışma rafting milli takım sporcularının somatotip
yapılarını belirlemekle birlikte bu alanda gerçekleştirilen
çalışmalara katkı sağlayacağını düşünmekteyiz
Anahtar Kelimeler: Antropometri, Rafting, Somatotip.
OP-13 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
Tekrarlı sprint performansı ve fibril tipi yüzdesi arasındaki
ilişkiler
Ünal Tavukçu, Tahir Hazır
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü, Beytepe, Ankara
GİRİŞ-AMAÇ: Birçok çalışmada iskelet kası fibril tipi ve
kasın mekanik kasılma performansı arasında anlamlı ilişki
olduğu saptanmıştır. Dayanıklılık sporcularında Tip I, güç/
kuvvet sporcularında Tip II fibril yüzdesinin yüksek olması,
spesifik egzersiz performansı ile fibril tipi dağılımı arasında
bağlantı olduğunun bir göstergesidir. Bu çalışmanın amacı,
tekarlı sprint içeren takım ve raket sporlarında performansın
değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan tekrarlı sprint
testinde (TST) ölçülen performans bileşenleri ile alt ekstremite
fibril tipi arasındaki ilişkileri incelemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 18 aktif spor okulu öğrencisi
(Yaş: 23.3 ± 3.0 yıl, Boy: 178.9 ± 7.1 cm, Vücut ağırlığı: 76.6 ±
12.4 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara en az 3 gün
ara ile TST ve hızlı kasılan fibril yüzdesini(FT%) tahmin etmek
için izokinetik dinamometrede 180°/sn hızda izokinetik test
uygulanmıştır. TST kapalı atletizm salonunda yapılmış ve 30
sn pasif toparlanmalı 10 x 20 m protokolü kullanılmıştır. FT%
izokinetik dinamometrede ölçülen 50 maksimal tork kuvvetin ilk
üç ve son üç değerleri kullanılarak Thorstensson ve Karlsson’un
(1976) formülünden kestirilmiştir.
BULGULAR: FT% ile TST’de ölçülen performans bileşenleri
arasındaki ilişkiler Pearson’un r katsayısı ile belirlenmiştir. FT%
ile en iyi sprint zamanı arasında anlamlı negatif ilişki saptanmıştır
(-0.524; p<0.05). Buna karşılık FT% ile toplam sprint zamanı
(-0.311;p>0.05) ve sprintte düşüş yüzdesi (0.335;p>0.05)
arasındaki ilişkiler anlamlı bulunmamıştır. 10 x 20 m TST’deki
her bir sprint zamanı ile FT% ilişkilendirildiğinde sprint
zamanları ile FT% arasındaki ilişkiler negatif olmakla beraber,
birinci sprint hariç (-0.567;p<0.05) anlamlı bulunmamıştır.
Benzer şekilde 10 x 20 m TST’nin ilk 5 ve son 5 sprintleri dikkate
alındığında da FT% ile toplam sprint zamanı ve sprintte düşüş
yüzdesi arasında anlamlı ilişkiler saptanmamıştır.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları, tekrarlı
sprint performansının FT% dağılımından bağımsız olduğunu
göstermektedir. Bu bulgulara bağlı olarak tekrarlı sprint
performansı fizyolojik (kreatin fosfat, aerobik dayanıklılık),
biyomekanik (adım uzunluğu ve frekansı) ve kuvvet (çabuk
kuvvet) gibi faktörler açısından değerlendirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Kas Fibril Tipi, Tekrarlı sprint, Yorgunluk
26
OP-14 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
OP-15 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
Bazı Yön Değiştirme Testlerinin Reaktif Kuvvet İndeksi İle
İlişkisi
Kadın Futbolcularda Kalça ve Ayak Bileği Eklem Hareket
Açıklığının Topa Vuruş Hızına Akut Etkisi
Sercan Polat, Necip Demirci, Evrim Ünver, Şükrü Alpan
Cinemre
Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve
Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD
Müge İnan, Ani Agopyan
Marmara Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Antrenörlük
Eğitimi Bölümü, Hareket ve Antrenman Bilimleri Anabilim
Dalı, İstanbul
GİRİŞ-AMAÇ: Yön değiştirme becerisi futbol oyununda
önemli bir yere sahip ve performansı etkileyen bir etkendir. Bu
çalışmanın amacı genç futbolcularda yön değiştirme becerisi ile
reaktif kuvvet indeksi arasındaki ilişki düzeyinin incelenmesidir.
Günümüzde kuvvet ve esneklik arasındaki ilişki birçok
araştırmanın konusu olmasına rağmen, kadın futbolcuların
mevcut eklem hareket açıklıkları ile topa vuruş hızları arasındaki
ilişki incelenmemiştir. Bu çalışmada; hamstring uzayabilirliliği
farklı olan kadın futbolcuların, kalça ve ayak bileği eklem
hareket açıklıklarını tespit etmek ve bu özelliklerinin topa vuruş
hızı üzerine olan akut etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Araştırmaya, Türkiye Kadınlar 2. Ligindeki Beşiktaş Jimnastik
Kulübü’nde lisanslı 14-26 yaşları (XYAŞ=18.73±3.24yıl) arasındaki
26 kadın futbolcu katılmıştır. Gruplar, kalça aktif fleksiyon (KAF)
eklem hareket açıklığına göre, yüksek (70 derecenin üstü, n=12)
ve düşük (70 derecenin altı, n=14) olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Araştırmada katılımcılara antropometrik ölçümler, otur&eriş
testi, eklem hareket açıklıklığı [, KAF ve kalça aktif ekstansiyonu
(KAE), ayak bileği plantar ve dorsal fleksiyonu] ve topa vuruş
hızı (Standart Sports Radar-Gun) testleri uygulanmıştır. Gruplar
arasındaki tüm parametrelere ilişkin farklılıklar, non-parametrik
Mann Whitney U testi ile incelenmiştir. Ayrıca eklem hareket
açıklığı ile topa vuruş hızları arasındaki ilişki non-parametrik
Spearman korelasyon testi ile belirlenmiştir. Sonuçlar, %95 güven
aralığında ve anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak değerlendirilmiştir.
Eklem hareket açıklığı yüksek (XKAF=83.7±8.19°) ve düşük
(XKAF=60.9±6.87°) olan gruplar arasında sadece KAF testinde
istatistiksel açıdan anlamlı fark olduğu (p<0.001) ve diğer
tüm parametrelerde ise fark olmadığı (p>0.05) belirlenmiştir.
Spearman korelasyon analizi sonucuna göre sporcuların
eklem hareket açıklığı parametreleri ile topa vuruş hızları
arasında anlamlı bir ilişki olmadığı (p>0.05); buna karşılık
otur-eriş testi ile KAF’u (p=0.027) ve KAE (p=0.034) arasında
ve KAE ile ayak bileği dorsal fleksiyonu (p=0.033) arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır.
Sonuç olarak; hamstring uzayabilirliliği farklı olan kadın
futbolcuların mevcut gövde, kalça ve ayak bileği eklem hareket
açıklıklarının topa vuruş hızına akut etkisi olmadığı ortaya
konmuştur. Bu çalışmanın, gelecekte eklem hareket açıklığı
değerleri birbirinden çok daha büyük fark gösteren gruplar
arasında yapılması önerilebilir.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 70 genç futbolcu (yaş: 13.13±1.37
yıl; boy: 163,7±10.94 cm; vücut ağırlığı: 53.91±10.44 kg)
gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcıların boy uzunluğu ve vücut
ağırlığından oluşan antropometrik ölçümler, CODAT ve 505 yön
değiştirme testleri ve 20 ve 40 cm yükseklikten derinlik sıçrama
testleri uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21 istatistiksel
analiz yazılımında analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki
ilişki düzeyleri Pearson Korelasyon katsayısı (r) kullanılarak
gerçekleştirilmiştir (p<0.05).
BULGULAR: İstatistiksel analiz sonucunda, 505 ve CODAT yön
değiştirme testleri ile 20 cm ve 40 cm derinlik sıçramalarının
Reaktif Kuvvet İndeksi (RSI) değerleri arasında negatif yönlü
istatistiksel olarak anlamlı ilişki düzeyi bulunmuştur (p < 0.01).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Çalışmanın sonucunda yön değiştirme
becerisinin gelişiminde yerde kalış süresini ve dikey sıçrama
yüksekliğini geliştirici egzersizlerin uygulanmasının önemli
olacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Reaktif Kuvvet İndeksi, CODAT, 505 testi,
Yön değiştirme
Anahtar Kelimeler: Kadın futbolu, topa vuruş performansı,
esneklik.
27
OP-16 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
OP-17 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
Antagonistik Kas Aktivitesi ve Çeviklik Performansının
Farklı Çeviklik Testleri İçin İncelenmesi
Statik ve dinamik germe egzersizlerinin tekrarlı sprint
performansına etkisi
Bedrettin Bulguru, Pınar Arpınar Avşar
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Ankara
Erdi Yıldırım, Mehmet Gören Köse, Ayşe Kin İşler
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü Ankara
Kuvvet, sürat ve koordinasyon çeviklik performansının
belirleyicileri arasında yer almaktadır. Koşu mesafesinin kısa
olduğu ve beklenmedik yön değiştirmeler içeren testlerin aksine
düz koşular içeren testlerde çeviklik performansı ile kuvvet
arasında ilişki gözlendiği bildirilmektedir. Test süresi kısa olan
testlerde ise kuvvetten ziyade kaslar arası koordinasyonun
performansta belirleyici olabileceği düşünülmektedir. Sporcunun
koşu hızını kaybetmeden yön değiştirmesi için negatif ivmelenme
ve yeniden pozitif ivmelenme safhalarında eksantrik, izometrik
ve konsantrik kas kasılması gerçekleşmektedir. Bu nedenle
araştırmada ayak bileği (Tibialis Anterior/Gastrocnemius) ve
diz ekleminde (Vastus Lateralis/Biceps Femoris) etkili olan
Antagonistik Kas Aktivitelesi Oranı (AKAO) hesaplanmış ve
3 farklı çeviklik testi (İlinois,T505 ve Hexagon) için test süresi
ile ilişkisi incelenmiştir. Ayrıca, dominant-dominant olmayan
bacak ve negatif-pozitif ivmelenme safhaları arasındaki fark
araştırılmıştır. Araştırmaya 13 erkek öğrenci (yaş:22.08±1.9,
vücut uzunluğu: 181.15±5.67, vücut ağırlığı: 75.54±9.43) gönüllü
olarak katılmıştır. İlinois testi sırasında dönüşe yaklaşma safhası
sağ ayak bileği AKAO’ı ile performans orta düzeyde ilişkiliyken
(rs =-0.474 p<0.02), bu oran slalom safhasında hem sağ diz
(rs=0.498,p<0.01) hem ayak bileği (rs=-0.406, p<0.05) için test
süresi ile ilişkili bulunmuştur. T505 testi yeniden ivmelenme
safhasında dominant bacak AKAO’nın diz için performans
ile ilişkili olduğu gözlenmiştir (rs =0.68 p<0.05). Hexagon test
süresi ise sağ ve sol AKAO’ları toplamı ile ilişkili bulunmuştur
(rs = 0.569, p<0.05). Test süreleri arasındaki ilişki yalnızca
İlinois ve T505 testleri için (rs=0.594,p<0.001) anlamlıdır. Bu
benzerliğe rağmen, ivmelenmenin farklı safhaları için dominant
bacak AKAO’ı ile performans arasında ilişkili bulunması, iki
testin yön değiştirmenin tahmin edilebilirliği bakımından farklı
olmasından kaynaklanmış olabilir. Çift bacak ile yapılan hexagon
testi ile diğer çeviklik testleri arasında ilişki gözlenmezken, test
sırasında her iki bacak AKAO’ı ile performansın ilişkili bulunması
kaslar arası koordinasyonun önemi bakımından çeviklik testleri
arasında farklılığa işaret etmektedir. Çeviklik performansının
değerlendirilmesinde kuvvet ve süratin belirleyici olduğu
testlerin yanı sıra, kaslar arası koordinasyonun performansta
belirleyici olduğu testlerin kullanılması çeviklik bileşenlerinin
değerlendirilmesi bakımından yararlı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Çeviklik, koordinasyon, ilinois, T505,
hexagon, Emg
GİRİŞ-AMAÇ: Son yıllarda yapılan çalışmalar statik germe
yönteminin bazı performans parametrelerini olumsuz
etkilediğini gösterirken, aktivite öncesi yapılan dinamik
germe egzersizlerinin özellikle patlayıcı kuvvet gerektiren
performanslarda artışa neden olduğunu gösteren çalışmalar
bulunmaktadır. Bu araştırma genç futbolcularda statik ve
dinamik egzersizlerin tekrarlı sprint performansına etkisini
incelemek amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Ankara ili Amatör Ligin’de
bulunan bir futbol takımının alt yapısındaki 17 genç futbolcu
(yaş: 16.47 ± 0.62 yıl, boy: 174.91 ± 6.54 cm, vücut ağırlığı:
63.08 ±9.74 kg, yağ: 6.41 ± 4.59%) katılmıştır. Genç futbolculara
iki ayrı günde rastgele sırayla statik veya dinamik germe
egzersizleri yaptırıldıktan sonra 5 dakika pasif dinlenmenin
ardından 30 saniye dinlenme aralığıyla 6 x 30m tekrarlı
sprint testi uygulanmıştır. Tekrarlı sprint testinde en iyi sprint
zamanı, toplam sprint zamanı ve performans düşüş yüzdeleri
belirlenmiştir. Alt ekstremite kaslarına 4 egzersizden oluşan
12 saniye dinlenme aralıklarıyla 2x15sn statik germe ve 11
egzersizden oluşan 10 saniye dinlenme aralıklarıyla 2x15sn
dinamik germe egzersizi yaptırılmıştır. Isınma sırasındaki ve
tekrarlı sprint testindeki kalp atım hızları telemetrik monitörle
(Polar 810i, Finlandiya) kaydedilmiştir. Statik ve dinamik germe
egzersizlerinin tekrarlı sprint performansına etkisi Bağımlı
Gruplarda t-Testi ile belirlenmiştir.
BULGULAR: Bağımlı gruplarda t-testi sonuçları, statik ve
dinamik germe egzersizleri sonrasında uygulanan 6x30m
tekrarlı sprint testinde belirlenen en iyi sprint zamanı, toplam
sprint zamanı ve performans düşüş yüzdesi değerleri arasında
istatistiksel yönden anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir
(p>0.05). Isınma sırasındaki kalp atım hızları incelendiğinde
dinamik ısınma ve statik ısınma sırasındaki kalp atım
hızları arasında istatistiksel yönden anlamlı bir fark olduğu
belirlenmiştir (t(16)=4.308; p<0.05). Tekrarlı sprint testi
sırasında elde edilen ortalama kalp atım hızı değerlerinde ise
anlamlı bir fark belirlenmemiştir (p>0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları statik ve
dinamik germe egzersizlerinin tekrarlı sprint performansında
farklılaşmaya neden olmadığını göstermiştir. Bu bulgular yüksek
şiddette aktiviteler öncesindeki ısınma sırasında her iki germe
egzersizinin de kullanılabileceğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Statik germe, Dinamik germe, Yön
değiştirmeli tekrarlı sprint
28
OP-18 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
OP-19 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
Antrenmanlı Sporcularda Bir Tekrarlı Maksimal Kuvvet
ve Bazı Performans Parametreleri Arasındaki İlişkinin
Araştırılması
Yön Değiştirmeli Tekrarlı Sprint ile Patlayıcı ve Elastik
Kuvvet Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Yeşim Songün, Harun Duran, İbrahim Can
Gümüşhane Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
Gümüşhane
GİRİŞ-AMAÇ: Kassal uygunluğun önemli bileşenlerinden biri
olan kuvvet; bir kas ya da kas grubunun bir dış dirence karşı tek
bir istemli kasılmada üretebildiği maksimal kuvvet miktarıdır
ve büyük dirençlere karşı yüksek bir kuvvet yaratma yeteneği
gerektiren sporlarda çok önemlidir. Çoğu spordaki başarı,
sporcunun patlayıcı bacak kuvvetine ve maksimal kuvvetine
bağlıdır. Bu nedenle, antrenmanlı sporcularda bir tekrarlı
maksimal kuvvet ve bazı performans parametreleri arasındaki
ilişkinin araştırılması, bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
YÖNTEM: Bu amaç doğrultusunda, lisanslı olarak spor yapan
ve temel bir kuvvet düzeyine sahip olan 34 sporcu (yaş: 22,0 ±
3,03 yıl; boy: 179,2 ± 0,06 cm; kilo: 75,2 ± 8,9 kg; antrenman
yılı: 9,0 ± 2,82 yıl) çalışmaya gönüllü olarak katıldı. Deneklere
tekrarlı sprint testi, çeviklik testi, durarak uzun atlama testi,
dikey sıçrama testi ve bir tekrarlı maksimal (1TM) kuvvet testi
uygulandı.Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik
ve tam squat hareketindeki 1TM kuvvet ile bazı performans
parametreleri arasında ilişki olup olmadığının belirlenmesi için
Pearson korelasyon analiz yöntemi kullanıldı.
BULGULAR: Analiz sonuçlarına göre; araştırma grubunun
tam squat hareketindeki 1TM kuvvet değeri ile çeviklik (r =
-,207) ve durarak uzun atlama (r =,157) performansları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olmadığı elde edilmiştir
(p > 0,05). Buna karşılık tam squat hareketindeki 1TM kuvvet
değeri ve dikey sıçrama performansı (r =,415) arasında ise pozitif
ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilmiştir (p < 0,05).
Buna göre 1TM kuvvet değeri arttıkça, sporcuların dikey sıçrama
testindeki sıçrama mesafeleri de artmaktadır. Ayrıca tam squat
hareketindeki 1TM değeri ile tekrarlı sprint testindeki toplam
koşu zamanı (r =,038) ve yorgunluk indeksi (r =,142) arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı elde edilmiştir (p
> 0,05).
TARTIŞMA VE SONUÇ: Literatüre bakıldığında, bazı
çalışmalarda 1TM kuvvet değeri ve dikey sıçrama performansı
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilirken, bazı
çalışmalarda herhangi bir ilişkinin olmadığı elde edilmiştir. Bu
çalışmadan elde edilen sonuçlar dikkate alındığında, sıçrama
yeteneğinin sportif başarı için önemli olduğu futbol, basketbol,
voleybol ve hentbol gibi spor branşlarında mücadele eden
sporcuların sıçrama yetilerini geliştirmek için alt vücuda yönelik
kuvvet antrenmanları yapmaları gerektiği ileri sürülebilir.
Tuna Doğan Kilinç, Mehmet Gören Köse, Ayşe Kin İşler
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü, Ankara
GİRİŞ-AMAÇ: Çalışmalar bir futbol maçı sırasında
futbolcuların her 3-4 saniyede bir toplamda ise 1200-1400 kez
yön değiştirme gerçekleştirdiğini göstermektedir. Maç sırasında
kat edilen toplam mesafenin %11’ini ise daha fazla topa sahip
olmayı sağlayan yön değiştirmeli koşular oluşturmaktadır.
Yazılı kaynaklar yön değiştirme becerisinin elastik kuvvetten
etkilendiğini belirtmektedir. Bu doğrultudan bu çalışma yön
değiştirmeli tekrarlı sprint performansı ile elastik kuvvet
arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya üniversite futbol takımında yer
alan 14 futbolcu (yaş: 25.00 ± 2.00 yıl, boy uzunluğu: 178.62
± 5.50 cm, vücut ağırlığı: 79.27 ± 8.28 kg, yağ: 13.33 ± 6.16
%) gönüllü olarak katılmıştır. Çalışmaya katılan futbolculara
iki ayrı günde patlayıcı ve elastik kuvvet ile yön değiştirmeli
tekrarlı sprint testleri uygulanmıştır. Bisiklet ergometresinde
standart bir ısınmanın ardından patlayıcı kuvvet skuat sıçrama
yüksekliğinden, elastik kuvvet ise aktif sıçrama yüksekliği
ve 30 cm derinlik sıçramasından hesaplanan reaktif kuvvet
indeksinden (RKI) belirlenmiştir. Katılımcılara yine standart
bir ısınmanın ardından 25 sn dinlenme aralıklarıyla 6x20 metre
tekrarlı sprint testi uygulanmış ve en iyi sprint zamanı, ortalama
sprint zamanı, toplam sprint zamanı ile performans düşüş
yüzdesi değerleri belirlenmiştir. Yön değiştirmeli tekrarlı sprint
performans bileşenleri ile patlayıcı ve elastik kuvvet bileşenleri
arasındaki ilişki Pearson Çarpım Momentler Korelasyon analizi
ile belirlenmiştir.
BULGULAR: Yapılan Pearson Çarpım Momentler Korelasyon
analizi sonuçları aktif sıçrama ile en iyi sprint zamanı (r:.637;p<0.05) ve performans düşüş yüzdesi (r=.652;p<0.05)
arasında istatistiksel yönden anlamlı bir ilişki olduğunu
göstermiştir. Buna karşılık patlayıcı kuvvet ve RKI ile yön
değiştirmeli tekrarlı sprint performans değişkenleri arasında bir
ilişkiye rastlanmamıştır (p>0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın bulguları yön
değiştirmeli sprint performansında alt ekstremite kuvvet
özelliklerinin birincil faktör olmadığını göstermiştir. Bu bulgular
yön değiştirmeli sprit performansında çeviklikle ilgili karar
verme süreçlerinin ve koordinatif yetilerin de dikkate alınması
gerektiğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Elastik Kuvvet, Patlayıcı Kuvvet, Yön
Değiştirmeli Tekrarlı Sprint
Anahtar Kelimeler: Kuvvet, Sıçrama, Tekrarlı Sprint, Çeviklik,
Performans
29
OP-20 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
OP-21 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Veri İşleme /Analiz/
Değerlendirme]
Gümüşhane İl Aday Futbol Hakemlerinin Bazı Performans
Parametrelerinin İncelenmesi
Tekrarlı Sprint Testinin Performans Bileşenleri ve
Yorgunluğun Değerlendirilmesinde Kullanılan Formüllerin
Güvenirliği
Kevser Ersoy, İbrahim Can, Serdar Bayrakdaroğlu
Gümüşhane Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
Gümüşhane
GİRİŞ-AMAÇ: Oyun kurallarını yorumlamak için sorumlu olan
ve futbolda önemli bir rol oynayan hakemler, iyi bir pozisyonda
görüş açısını sağlamak için oyun temposuna ayak uydurmak
zorundadır. Günümüzde futbol daha yüksek tempoda oynandığı
için hakemler üzerindeki fiziksel ve fizyolojik istekler de son
zamanlarda artmıştır. Performans özellikleri hakemlerin bir
üst kategoriye çıkmalarında veya alt kategoriye düşmelerindeki
önemli kriterlerden biridir. Bu yüzden, Gümüşhane il aday futbol
hakemlerinin bazı performans parametrelerinin incelenmesi
çalışmanın amacını oluşturmaktadır.
YÖNTEM: Bu amaç doğrultusunda, Gümüşhane ilindeki 36
aday hakem (yaş: 23,2 ± 3,4 yıl; boy: 175,8 ± 0,4 cm; kilo: 68,4 ±
8,3 kg) çalışmaya gönüllü olarak katıldı. Deneklere tekrarlı sprint
testi, çeviklik testi, Yo-Yo aralıklı toparlanma testi (seviye 1),
durarak uzun atlama ve dikey sıçrama testi uygulandı. Verilerin
değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistik yöntemi kullanıldı.
BULGULAR: Analiz sonuçlarına göre; araştırma grubunun
performans testlerindeki ortalama değerleri çeviklik testi için
16,7 (±,56 sn), durarak uzun atlama testi için 207,7 (± 18,1
cm), dikey sıçrama testi için 47,3 (± 4,2 cm) ve Yo-Yo aralıklı
toparlanma seviye 1 koşu mesafesi için 951,1 (± 459,8 m) olarak
elde edilmiştir. Ayrıca tekrarlı sprint testindeki toplam zaman ve
yorgunluk indeksi değerleri ise söylenen sıraya göre 54,1 (± 2,94
sn) ve 6,68 (± 3,72 %) olarak elde edilmiştir.
TARTIŞMA VE SONUÇ: Literatüre bakıldığında, il aday futbol
hakemlerinin performans düzeyleri ile ilgili bir çalışmanın
olmadığı; buna karşılık çalışmaların çoğunda ulusal veya
bölgesel hakemler üzerinde yapıldığı görülmektedir. Diğer
klasmanlardaki hakemlerle karşılaştırıldığında, il aday futbol
hakemlerinin daha düşük performans değerlerine sahip oldukları
elde edilmiştir. Sonuç olarak, il aday futbol hakemlerinin
üst kategorilerde yer alabilmek için performans özelliklerini
artırmaları ve eksik yönlerini tamamlamak için antrenmanlarını
planlamaları gerekir.
Anahtar Kelimeler: Futbol, Aday Hakem, Performans
Mehmet Kadiıoğlu, Evrim Ünver, Tahir Hazır
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü, Beytepe-Ankara
GİRİŞ-AMAÇ: Tekrarlı sprint testi(TST), takım ve raket sporları
gibi tekrarlı sprint aktiviteleri içeren spor dallarında performansı
değerlendirmek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Birçok
çalışmada toplam/ortalam sprint zamanı, en iyi sprint zamanı
gibi TST’de ölçülen performans bileşenlerinin test-tekrar test
güvenirliği çalışılmıştır. Bununla beraber TST performansın
değerlendirilmesinde önemli bir değişken olan yorgunluk
çok sayıda formül kullanılarak değerlendirilmektedir ve bu
formüllerin güvenirliği ile ilgi çalışma çok azdır. Bu çalışmanın
amacı TST’de yorgunluğun değerlendirilmesinde kullanılan 7 ayrı
formülün test-tekrar test güvenirlik katsayılarını belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmaya 15 erkek Spor Bilimleri
öğrencisi (Yaş 22.9 ± 2.7 yıl; Boy: 178.0 ± 7.9 cm; Vucut Ağırlığı
77.9 ± 11.5 kg) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara en az 48
saat ara ile öğleden sonra standar bir ısınmanın ardından sprintler
arası 30 sn pasif toparlanmalı 10 x 20 m TST uygulanmıştır. Her
iki testte toplam sprint zamanı(TSZ), en iyi sprint zamanı(EİSZ),
en uzun sprint zamanı(EUSZ) ve 7 ayrı formülle % olarak
yorgunluk değerlendirilmiştir. Tekrarlı ölçümler arasındaki
farklar Bağımlı Gruplarda t Testi, Test-Tekrar test güvenirlik için,
sınıfiçi korelasyon katsayısı (SKK), tipik hata (TH) ve varyasyon
katsayısı olarak tipik hata(VK%TH) hesaplanmıştır.
BULGULAR: Tekrarlı ölçümlerden elde edilen TZS, EİSZ, EUSZ
ve 7 formülden hesaplanan yorgunluk skor ortalamaları arasında
anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05). TZS, EİSZ ve EUSZ için
hesaplanan Test-Tekrar test SKK orta düzeydedir (Sırasıyla 0.763,
0.541 ve 0.544). Yedi formül için hesaplanan Test-Tekrar test SKK
da orta düzeyde (0.429-0.767) bulunmuştur. Formüllerden elde
edilen yorgunluk skorlarının TH’sı % 0.97- 3.98 gibi geniş bir
aralıkta değişmektedir. Tüm formüller için VK%TH çok büyük
bir aralıkta (% 52.3 - 273.8) değiştiği gözlenmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları, TST
elde edilen performans ile ilgili değişkenlerin test tekrar test
güvenirlik katsayıları sonuçların dikkatli değerlendirilmesini
gerektirecek kadar düşük olduğunu göstermiştir. Antrenman
periyodu içerisinde antrenman etkisini gözlemek için yapılacak
TST’den önce alışma/öğrenme için ön test yapılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Güvenirlik, Sınıfiçi Korelasyon, Tekrarlı
Sprint Testi, Yorgunluk
30
OP-22 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Veri İşleme /Analiz/
Değerlendirme]
İzokinetik Kuvvet Ölçümünden Kestirilen Fibril Tipi
Yüzdesine Sirkadiyen Ritmin Etkisi
Osman Algın, Evrim Ünver, Ayşe Kin İşler, Tahir Hazır
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü, Beytepe-Ankara
GİRİŞ-AMAÇ: Birçok çalışmada güç/kuvvet, aerobik
dayanıklılık performansı ile iskelet kası fibril tipi dağılımı arasında
kuvvetli ilişki olduğu saptanmıştır. Fibril tipi kas biyopsisinden
biyokimyasal, fizyolojik, histokimyasal ve moleküler biyoloji
teknikleri ile belirlenmekle beraber, özellikle etik sorunlar bu
tekniklerin kullanımını sınırlamaktadır. Bu nedenle patlayıcı
kuvvet veya güç ölçümü testlerini temel alan kestirim yöntemleri
geliştirilmiştir. Sirkadiyen ritmin özellikle kuvvet/güç ölçümleri
üzerinde önemli etkiye sahip olduğu da bilinmektedir. Bu
çalışmanın amacı, izokinetik kuvvet ölçümünden kestirilen fibril
tipi yüzdesine sirkadiyen ritmin etkisinin incelemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmaya 18 spor okulu öğrencisi
gönüllü olarak katılmıştır (Yaş 24.3 ± 1.6 yıl; Boy: 175.4 ± 5.5
cm; Vücut Ağırlığı 76.5 ± 10.2 kg). Hızlı kasılan fibril yüzdesini
(%FT) tahmin etmek için en az 3 gün ara ile ratgele sırada sabah
10.00’dan önce akşam 16.00’dan sonra standart bir ısınmayı
takiben izokinetik dinamometrede 180°/sn hızda izokinetik
test uygulanmıştır. İzokinetik testlerden önce dinlenik kalp
atım hızı(KAH), oral(VSO) ve timpanik vücut sıcaklığı(VST)
ölçülmüştür. FT% ve yorgunluk indeksi(YI) izokinetik
dinamometrede ölçülen 50 maksimal tork kuvvetin ilk üç ve son
üç değerleri kullanılarak Thorstensson ve Karlsson’un (1976)
formülünden kestirilmiştir. Sirkadien ritmin fibril tipi kestirimi
üzerine etkisi Bağımlı Gruplarda t Testi ile belirlenmiştir.
BULGULAR: Akşam ölçülen dinlenik KAH, VSO ve VST sabah
ölçülenden anlamlı derecede yüksektir (p<0.05). Benzer şekilde
akşam ölçülen ilk üç zirve tork ortalaması da sabah ölçülenden
anlamlı derecede yüksektir(p<0.05). Buna karşılık sabah ve
akşam ölçülen son üç tork kuvvetin ortalamaları ve YI benzer
bulunmuştur (p>0.05). Zirve tork kuvvetleri arasında anlamlı
fark olmakla beraber, bu fark %FT’nin kestirimine yansımamıştır.
Sabah ve akşam ölçülen tork değerlerinden kestirilen %FT
değerleri arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışmanın sonuçları, izokinetik
tork kuvvetinden kestirilen %FT’nin sirkadiyen ritmden
etkilenmediğini göstermiştir. Aynı zamanda tekrarlı aktivitelerde
ortaya çıkan yorgunluk da sirkadiyen ritmden bağımsızdır. Buna
karşılık maksimal izokinetik kuvvet ölçümünde sirkadiyen ritm
dikkate alınmalıdır.
OP-23 [Rekreasyon Eğitimi » Diğer]
Hafif Zihinsel Engelli Ergenlerde Rekreasyonel Sportif
Aktivitelerin Benlik Saygısına Etkisi
Emine Koçak1, Ezgi Ertüzün2
1
Genclik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Konya,Turkiye
2
Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Konya, Turkiye
Bu araştırmanın amacı, yapılandırılmış Rekreasyonel Sportif
Aktivitelerin, Hafif Düzey Zihinsel Engelli Ergenlerin Benlik
Saygısına etkisini değerlendirmektir. Araştırmanın örneklemi,
Konya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde,
Adolesan Çağda Hafif Düzeydeki 39 Zihinsel Ergen Uygulama
grubu, 41 Zihinsel Ergen de Kontrol grubu olmak üzere 80
katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışma katılımcıların ailelerinin
ve Konya Valiliğinin İzni ile ve hafif zihinsel engelli bireylerin
gönüllü katılımı ile gerçekleşmiştir. Araştırma yarı deneysel,
“ön test–son test ve kontrol gruplu desende yapılmıştır.
Çalışma öncesinde deneklere çalışma hakkında bilgilendirme
yapılmıştır. Uygulama grubuna haftada 2 gün, ikişer saatlik
rekreasyonel sportif aktiviteler, Konya Gençlik Hizmetleri
ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı daha önce zihinsel engellilerle
çalışmış antrenörler eşliğinde 8 hafta boyunca yaptırılmıştır.
Kontrol grubuna ise herhangi bir rekreasyonel sportif aktivite
yaptırılmamıştır. Uygulama programının bitiminden sonra
ergenlere aynı ölçekteki sorular tekrar uygulanarak daha sonra
ön test ve son test verileri karşılaştırılmıştır. Bu araştırmada Veri
toplama aracı olarak Sosyo- demografik form ve Coopersmith
Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. İki grup (Kontrol ve Deney
grubu) arasındaki Benlik Saygısı farklılığı için ön testte bağımsız
iki grup t-testi, son ölçümlerdeki bağımsız karşılaştırmada ise
Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Grupların kendi içinde
ön ve son karşılaştırmalarında bağımlı iki grup Wilcoxon testi
uygulanmıştır. Tanımlayıcı istatistik olarak sürekli değişkenlerde
ortalama, en küçük, en büyük, ortanca ve standart sapma
değerleri kullanılmıştır. Kategorik değişkenlerde ise yüzdelik
dağılımlar için frekans analizi kullanılmıştır. Analizler SPSS 15.0
for Windows paket programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir.
Benlik Saygısı ön ölçümlerinin geçerliliği 0,892 ve son test
için ise 0,907 olarak belirlenmiştir. Cevaplar sadece iki şıklı
olduğundan Kuder-Richardson-20 (KR-20) formülü ile
hesaplanmıştır. Benlik saygısı ön ölçümleri normal dağılıma
uygun iken (KS-Z=0,949, p=0,329 >0,05) son ölçümler
normal dağılıma uygun değildir (KS-Z=1,410, p=0,037).
Araştırma sonucunda deney ve kontrol grupları arasında anlamlı
bir fark gözlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre Rekreasyonel
Sportif Aktivitelerin Hafif Düzey Zihinsel Engelli Ergenlerin
Benlik Saygısına olumlu bir etkisi vardır denebilir.
Anahtar Kelimeler: Rekreasyonel Sportif Aktiviteler; Hafif
Zihinsel Engelliler, Boş\Serbest Zaman, Rekreasyon
Anahtar Kelimeler: Fibril tipi, İzokinetik kas kuvveti,
Sirkadiyen ritm
31
OP-24 [Rekreasyon Eğitimi » Doğa /Su Sporları]
OP-25 [Rekreasyon Eğitimi » Turizm/Spor Animasyonu]
Coğrafi Bilgi Sistemleri (Cbs) İle 3d (3 Boyutlu) Zirve Parkur
Haritalarının Üretilmesi: Kaçkar Dağı Örneği
The Empowerment’s Model of Human Resource in the Event:
A Case Study of University Sport Volunteers
Fatih Bektaş1, Burak Kural1, Recep Nişancı2, Selçuk Erbaş2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek
Okulu,Trabzon
2
Karadeniz Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü,
Trabzon
Vahid Saatchian
Department of phusical education, Imam Reza International
University, Mashhad, Iran
Bu çalışmanın amacı, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)
yazılımlarından en yaygını olan ArcGIS 10 programı kullanılarak
zirve tırmanış parkur 3D (3 Boyutlu) haritalarının üretilmesidir.
Çalışma, zirve tırmanışlarının en çok yapıldığı Kaçkar Dağları
sınırları içerisinde yürütülmüştür. Çalışma, “Yusufeli Köylere
Hizmet Götürme Birliği” ve “Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı”
tarafından desteklenen projeden elde edilmiştir.Çalışmada
nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni
kullanılmış, veri analizinde ise içerik analizi uygulanmıştır.
Proje çalışmasında, belirlenen Kaçkar Dağı kuzey ve güney zirve
rotalarının tüm konumsal verileri GPS yardımıyla toplanmış ve
CBS araçları kullanılarak sayısal veri tabanına aktarılmıştır. Daha
sonra alanın uydu görüntüleri satın alınarak rektifikasyon işlemi
yapılmıştır. Rektifiye edilen görüntü ile uydu görüntüsü üst üste
çakıştırılarak alan üstünde zirve rotalarının haritaları yapılmıştır.
Ayrıca bölgenin 1/25.000’lik eş yükselti verileri elde edilmiştir.
Elde edilen bu veriler ile ArcGIS 10 programının 3D analiz modülü
kullanılarak çalışma alanının sayısal yükseklik modeli üretilmiştir.
Araştırma sonucunda, zirve rotalarının CBS’ ye atılması ve veri
tabanına isim, konum ve zorluk dereceleri bilgilerinin işlenmesi
ile Kaçkar Dağının Zirve Tırmanışı Bilgi Sistemi oluşturulmuştur.
Bu zirve rotaların CBS ile üretilmesi, kml, kmz formatında
Google Earth programına veya GPS de kullanılması sağlanmıştır.
Ayrıca parkur güzergahlarının, 3 boyutlu görüntülenmesi elde
edilmiştir. Sayısal ve konuma dayalı olan bu çalışma ilerde
yapılacak bir bilgi sistemi ile zirve rotalarını sınıflandırma,
sorgulama ve analiz etme gibi işlemleri kolaylaştıracaktır.
Anahtar Kelimeler: Zirve, Coğrafi Bilgi Sistemi, 3D Harita
32
OBJECTIVE: The aim of this study was to explain the
empowerment’s model of male volunteers in 12th Olympiad of
Iranian University.
METHODOLOGY: So according to the propose of study, the
kind of this research is descriptive –survey and factor analysis
for determining the principal components analysis were used.
The study population consisted of all male volunteers (n = 86) in
this Olympiad, that selected the sample as a whole number. For
data gathering, the tools of empowerment of human resources
by Spreitzer (1995) were used. Also, for evaluate the construct
validity, confirmatory factor analysis (varimax rotation), the
software LISREL 8.54, was used.
RESULTS: Results showed that the Cronbach’s alpha reliability
coefficients for the five factors extracted, was satisfactory. Also
based on the indicators of explained model, the data were
coincident with the model, and provided indicators showed that
provided model totally is a good model.
CONCLUSION: While the focus of an event organized to
empower human resources to increase job satisfaction as a
matter of principle, it seems to have efficient and dynamic human
resources, it is necessary to maintain a sense of empowerment
strategies volunteer event focusing on study results be provided
to the subsequent event managers, efficiency can be taken to
capitalize on this topic. So According to the findings we can
say that managers of event with identifying effective factors on
empowerment of volunteers, could take effective steps toward
reaching organizational goals, and prevent from organizational
vulnerability.
Keywords: Human Resources, Sports Event, Sports Volunteers,
Confirmatory Factor Analysis (CFA).
factors influencing empowerment
OP-26 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel
Uygunluk]
OP-27 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel
Uygunluk]
12 - 14 Yaş Arası Çocukların Günümüzdeki Maks VO2
Değerleri İle 8 Yıl Önceki Maks VO2 Değerlerinin
Karşılaştırılması
Yetişkinlerde Yaşam Kalitesinin Bazı Antropometrik
Ölçüler, Yaş Cinsiyet, Çalışma Durumu ve Eğitim Düzeyi
Bakımından,İncelenmesi
Hakan Akbaba1, Sami Merdan Özüdoğru2, Rıdvan Çolak3
1
Gazi Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu,
Ankara
2
Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara
3
Ardahan Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu,
Ardahan
Seray Elif Eldivan
Gedik Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi
Bölümü
GİRİŞ-AMAÇ: Son 10 yıllık dönemde teknoloji, eğitim sistemi,
beslenme alışkanlığı, gibi pek çok faktörün hızlı değişimi, özellikle
çocukların büyüme, gelişmesi ve fiziksel uygunluk parametreleri
üzerinde değişiminde etkisi olabilir. Bu çalışmada, çocuklar
içinde önemli bir parametre olan ve kalp solunum/dolaşım
sistemi uygunluğunun göstergesi olarak ta kabul edilen maksimal
oksijen tüketiminin (maksVO2 ), son 8 yıllık dönemde erkek
çocuklar üzerindeki değişiminin tespit edilmesi amaçlanmıştır.
YÖNTEM: Çalışma 8 yıl arayla aynı bölgede yaşayan, 12, 13 ve
14 yaş aralığında toplam 98 denek gönüllü olarak katılmıştır.
Deneklerin boy, vücut ağırlığı tespit edilerek vücut kitle indeksi
(VKİ) hesaplamış, maksVO2 değeri başlangıç hızlının 8 km/
saat olduğu 20m mekik koşu testi kullanılarak belirlenmiştir
(Barnet ve ark 1993). Günümüz (2016) ve sekiz yıl önceki
incelenen parametreler arasındaki farklar, bağımsız gruplarda t
testi ( Independent Samples Test) kullanılarak tespit edilmiştir.
Verilerin analizinde 0.05 anlamlılık düzeyi kullanılmıştır.
BULGULAR: On iki yaş grubundaki 8 yıl önceki (42,04±5.7
mm/kg/dk) ve günümüz (39,41±3.5 mm/kg/dk) maksVO2 ve
mekik koşu değerleri( 41,3±16,25; 34,2±9,5 mekik) arasındaki
fark anlamlıdır (p=0.020; p=0.026). Buna karşın maksVO2
ve mekik koşu değerleri arasındaki on üç ve on dört yaşları
arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildir (p=0.494;
p=0.086). Benzer şekilde sadece 12 yaş grubundaki VKİ değerleri
(önce=20,70±3,46; sonra=20,27±0,3 kg/m2) arasındaki fark
anlamlı bulunmuştur (p=,004). Sekiz yıl önceki on iki yaşındaki
erkek çocukların daha kilolu (önce=46.10±10,2; sonra=39.3±2,45
kg) ve daha uzun boylu (önce=148±7.74; sonra=139±2,30 cm)
oldu gözlenmiştir (p=0,003; p=0,003).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Bu çalışma sonuçlarına göre,
günümüzün çocuklarında kalp dolaşım/solunum sistemi
uygunluğunda azalma tehlikesi söz konusudur. Özellikle 12
yaşındaki erkek çocuklarda gözlenen maksVO2 ve vücut ağırlığı
ve boy uzunluğundaki düşüş, daha az hareketli bir yaşam
ve beslenme alışkanlığındaki değişimden kaynaklanabilir.
Çocukların ebeveynlerinin, öğretmenlerinin ve Milli Eğitim
Bakanlığı yetkililerinin bu konudan haberdar edilerek çocukların
daha hareketli bir yaşam tarzına yönelmesi konusunda tedbirlerin
alınması ve beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi yarar
sağlayabilir.
AMAÇ: Araştırma 30 yaş ve üzeri bireylerin Yaşam Kaliteleri ve
alt boyutlarının, cinsiyet, beden kütle indeksi, bel kalça oranı,
bireylerin çalışma durumları ve eğitim düzeyleri ile ilişkilerini
araştırmak amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM: Çalışmaya katılanlar İstanbul Anadolu yakasında rast
gele yöntem ile gönüllü olarak seçilmişlerdir (73 kadın, 57 erkek).
Çalışmada ‘’ yaşam kalitesi SF36 ölçeği ‘’ kullanılmıştır. Ölçek
formunu dolduran bireylerin boyları ve ağırlıkları taşınabilir boy
ve ağırlık ölçerle, bel ve kalça çevreleri antropometrik mezura ile
ölçülmüştür. Alınan veriler SPSS 23 paketi ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Kadın ve erkeklerin sırasıyla yaş ortalamaları
(48,74±7,1; 49,12±7,1), boyları (163,78±6,9; 175,97±7,2), beden
kütle indeksleri (25,79±3,9; 2634±3,7), bel çevreleri (81,62±10,9;
94,65±18,1), kalça çevreleri (102,81±11,2; 102,14±8,23), bel
kalça oranları (79,64±9,47; 92,86±17,41) olarak hesaplanmıştır.
Kadınların %57,5, erkeklerin %61,4 kadarı bir işte çalışmakta,
çalışan kadınların %37’si, erkeklerin %22.8’i ayakta çalışmaktadır.
Eğitim durumlarına göre kadınların %46,6 kadarı lise ve üstü,
erkeklerin ise %45,7 kadarı lise ve üstü eğitim almış bulunmaktadır.
Yaşam kalitesi alt boyutları yaşa, cinsiyete, beden kütle indeksine,
bel çevresi, bel kalça oranı ve ayakta çalışma durumlarına göre
incelendiğinde anlamlı bir fark (p>0,05) gözlenmemiştir. Eğitim
düzeyi arttıkça tüm alt boyutlarda puanların yükselme eğilim
gösterdiği gözlenmektedir, ancak fiziksel işlev ve enerji alt boyutu
istatistiksel açıdan anlamlı biçimde farklılaşmaktadır (p<0,05).
Yaşam kalitesi alt boyutlarının çalışan ve çalışmayanlar arasında
çalışanlar lehine farklılık gösterdiği gözlenmiştir (p<0,05). Bu
farklılaşma kadınlarda 7 alt boyutta erkeklerde ise 4 alt boyutta
gözlenmiştir.
SONUÇ: Çalışmamıza katılan bireylerin yaşam kalitesinin
yaş ile ters yönde, eğitim düzeyi ve çalışma durumu ile pozitif
yönde etkilendiği buna karşılık bedensel özellikleri yönünden
etkilenmediği görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yaşam kalitesi, Beden Kütle İndeksi, bel
kalça oranı, eğitim düzeyi, yetişkin
Anahtar Kelimeler: Maks Vo2, BKI, Çocuk, Vücut ağırlığı, Boy
33
OP-28 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel
Uygunluk]
OP-29 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel
Uygunluk]
Merdiven ve Yürüme Egzersizlerinin Alt Ekstremite Kas
Aktivitesi Bakımından İncelenmesi
BESYO ve Diğer Fakültelerde Öğrenim Gören Bayan
Öğrencilerin Biyoelektriksel Impedans Analiz (BIA) Yöntemi
ile Vücut Kompozisyonlarının Karşılaştırılması
Hazar Gürsoy, Enes Müslüm Erdoğan, Pınar Arpınar Avşar
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Ankara
Düz yolda yürümeye göre aynı tempoda merdiven çıkma gibi
vücut ağırlığının dikey taşınım mesafesinin artmasına neden olan
aktiviteler sonucu metabolik yükün arttığı bilinmektedir. Yürüyüş
ve merdiven çıkma/inme gibi hareketler sırasında metabolik yük
büyük oranda iskelet kasları aktivitesinden kaynaklanmaktadır.
Bu çalışmada aynı adım temposunda yürüyüş(YY) ile merdiven
çıkma(MÇ) ve inme (Mİ) sırasında alt ekstremitede kas
aktiviteleri arasındaki fark incelenmiştir. Araştırmaya 12 erkek
öğrenci (yaş:21.67±1.43,vücut uzunluğu:181.83±5.34,vücut
ağırlığı:75.83±9.79) gönüllü olarak katılmıştır.Katılımcılar tüm
testleri 2.5 Hz olan sabit adım temposunda metronom eşliğinde
gerçekleştirmiştir.Testler sırasında alt ekstremitede Tibialis
Anterior(TA), Gastrocnemius(GC), Vastus Lateralis(VL) ve
Biceps Femoris(BF) kas aktiviteleri yüzeyel Emg yöntemiyle
bilateral olarak kaydedilmiş ve her iki ayak yere temas zamanları
ivme ölçerler ile belirlenmiştir. Her bir kasa ait Emg verileri
seçilen maksimal dinamik eforlar sırasında kaydedilen maksimal
kas aktivitelerine göre normalize edilmiştir. Buna göre adım
başına kas aktivitesi değerleri her iki bacakta YY ve MÇ için
TA>GC>BF>VL sıralamasını izlemiştir. Mi esnasında ise kas
aktivitesi büyüklükleri sağ bacakta BF>GC>TA>VL, sol bacakta
ise GC>TA>BF>VL olarak gözlenmiştir. Üç efor arasındaki
karşılaştırma sonucunda; YY ve MÇ arasındaki fark Dominant
bacak (Sağ) TA,GC ve VL kasları için (p<0.01) ve Sol VL kası
için (p<0.001) istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. YY ve
Mi arasındaki fark hem Sağ Sol TA ve VL için (p<0.001) anlamlı
olarak farklıdır.MÇ ile Mİ arasında ise Sağ TA ve VL ile Sol TA
kasları için (p<0.001) farklılık gözlenmiştir.Her iki taraf arasında
YY testi için VL, MÇ için GC ve VL, Mİ için BF aktiviteleri
arasında fark saptanmıştır(p<0.05). YY ile karşılaştırıldığında
MÇ sırasında kassal aktivite %25 ile %190 aralığında artış
göstermiştir. Hem Mİ hem MÇ sırasında kas aktivitesindeki
en büyük artış sol VL kası için gözlenmiştir. Mİ sırasında TA
aktivitesi her iki bacakta düşüş göstermiştir. Hedeflenen günlük
fiziksel aktivite düzeyine ulaşmada toplam adım sayısına dair
öneri sunulurken sağlıklı bireylerde merdiven egzersizleri
uygulamaları sağlığın korunması yönüyle öne çıkarılabilir.
Anahtar Kelimeler: fiziksel aktivite, yürüyüş, merdiven
egzersizleri, kas aktivitesi
34
Mehmet Ümit Yurul, Merve Yılmaz, Kerim Sözbir, Tuğba
Kocaağa, Mustafa Boyacı
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
AMAÇ: Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokuluna (BESYO)
girebilmek için öğrenciler çeşitli motorik özelliklere yönelik
yetenek sınavına tabii tutulmaktadırlar. Bu yüzden bireyler
yetenek sınavı öncesi fiziksel ve fizyolojik özelliklerini geliştirmek
için belirli bir hazırlık dönemi geçirmektedirler. Dolayısıyla
BESYO okuyan öğrencilerin diğer fakültelerde okuyan öğrenciler
ile fiziksel farklılıkların olabileceği düşüncesinden yola çıkarak
bu çalışmada BESYO ve diğer fakültelerde öğrenim gören bayan
öğrencilerin fiziksel özellikleri ile biyoelektriksel impedans
analiz (BİA) yöntemiyle belirlenen vücut yağ yüzdelerinin
karşılaştırılması amaçlanmıştır.
YÖNTEM: Bu çalışmaya Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi
BESYO’da okuyan, yaşları 18-29 arasında olan 60 bayan öğrenci
ve Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, BESYO harici herhangi
bir fakültede okuyan, yaşları 18-30 olan 60 bayan öğrenci gönüllü
olarak katılmıştır. Katılımcıların yaş, boy uzunlukları, vücut
ağırlıkları ve vücut yağ yüzdelerinin karşılaştırılması (VYY)
yapılmıştır. Verilerin analizi için Bağımsız Örneklemlerde t-testi
kullanılmıştır.
BULGULAR: Yapılan istatistiksel analizlere göre; iki grup
arasında yaş (t= -,316), vücut ağırlığı (t= 1,788) ve vücut yağ
yüzdesi t(=1,845) değerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı
fark bulunmazken (p>0,05), boy uzunlukları (t= 2,097) arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05).
SONUÇ: İki grup arasında yaş, vücut ağırlığı ve VYY değerleri
açısından farkın olmaması kadınların günümüzde çeşitli
spor aktivitelerine daha fazla katılmaya başlamalarından
kaynaklanmış olabileceği yönünde açıklanabilir. Boy uzunlukları
arasında görülen fark için ise BESYO okuyan öğrencilerin, kısa
boylu ve ağırlık merkezi yere daha yakın olan katılımcılara,
yetenek sınavının koordinasyon aşamasında avantaj sağladığı ve
bundan dolayı daha kısa boylu olan bayan öğrencilerin BESYO
sınavını kazanmış olduğundan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: BESYO,üniversite öğrencileri, vücut
kompozisyonu
OP-30 [Spor Sağlık Bilimleri » Kronik Hastalıklar Ve
Egzersiz]
OP-31 [Spor Sağlık Bilimleri » Özel Gruplarda Spor Ve
Sağlık]
Tedavisi Tamamlanmış Meme Kanseri Hastalarında Tedavi
Öncesi ve Sonrası Fiziksel Aktivite Alışkanlığı
Yaşlılarda Fonksiyonel Bağımlılık, Mental Algı ve Depresyon
Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Gülşen Mertyüz1, Fatma İlker Kerkez2, Özgür Tanrıverdi3, Esin
Oktay4
1
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
2
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi
3
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp
Bilimleri Bölümü, İç Hastalıkları Anabilim Dalı
4
Aydın Atatürk Devlet Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Polikliniği
Nur Muhammet Yeşilyurt, Uğur Yelis, İlhan Odabaş
Haliç Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu,
İstanbul
Düzenli fiziksel aktivite kanser de dâhil olmak üzere pek çok
kronik hastalığın önlenmesi ve tedavisinde olumlu etkiye
sahiptir. Yapılan araştırmalar fiziksel aktiviteye katılımın meme
kanseri riskini azalttığını, tedavisi tamamlanan hastalarda
yeniden kanser oluşumu ve ölüm riskine karşı koruyucu etki
gösterdiğini ortaya koymuştur. Ancak sedanter kanser hastaları
tedavi sürecindeki zorluklar ve sonrasında çeşitli korkularla
hareketsiz yaşam sürdürmektedir. Bu aşamada hekim tavsiyeleri
büyük önem kazanmaktadır. Bu çalışmada tedavisi tamamlanmış
meme kanseri hastalarında tanı öncesi ve tedavi sonrası fiziksel
aktivite alışkanlıkları araştırılmıştır. Araştırma için gerekli
Etik Kurul onayı ve izinler alınmıştır. Katılımcılarla hastaneye
geldiklerinde yüz yüze görüşme yapılmıştır. Gönüllü olanlara
araştırmacı tarafından fiziksel aktiviteye katılımla ilgili anket
uygulanmıştır. Anket uygulanan katılımcıların hastalıklarına
ilişkin bilgileri takip eden hekim tarafından sağlanmıştır.
Çalışmaya toplam 124 kişi katılmıştır (123 kadın, 1 erkek).
Katılımcıların yaş ortalaması 50,64±8,8 yıl, boy ortalaması
162,33±6,9 cm, kilo ortalaması 73,25±12,8 kg ve BKİ ortalaması
27,9±5,3’tür. Katılımcıların BKİ grupları; % 2,4’ü zayıf, % 24,2’si
normal, %43,5’i fazla kilolu, % 29,8’i obezdir. Tanı öncesinde hiç
fiziksel aktivite/spor yapmıyordum diyenlerin oranı % 71 iken
tedavi sonrası hiç fiziksel aktivite/spor yapmıyorum diyenler %
32,3’e gerilemiştir. Tanı öncesi ve tedavi sonrası en çok tercih
edilen fiziksel aktivite yürüyüştür. Tanı öncesinde fiziksel aktivite
süresi 30 dk iken, tedavi sonrasında 1 saate kadar çıkmıştır.
Fiziksel aktivite şiddeti tanı öncesinde hafif şiddette iken tedavi
sonrasında orta şiddette ve şiddetli egzersiz yapanların sayısı
artmıştır. Fiziksel aktivite/spor yapmama nedeni tanı öncesinde
vakit olmaması ve sevmiyor olmaları iken, tedavi sonrasında
ağrılarının olması şeklinde beyan edilmiştir. Fiziksel aktivite/
spor hakkında bilgiyi tanı öncesinde daha çok medya yoluyla
aldıklarını ifade eden katılımcılar tedavi sonrasında büyük
çoğunlukla hekimlerinden bilgi aldıklarını beyan etmişlerdir.
Kanser hastalarının fiziksel aktivite hakkında hastaların
bilgilendirilmesi zaten çok yoğun çalışan hekimlere
bırakılmaktadır. Meme kanseri ile mücadelede düzenli fiziksel
aktivitenin önemi konusunda küçük yaştan itibaren bilinç
düzeyinin artırılması ve bu alanda çalışan spor bilimcilerin
artması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: meme kanseri, fiziksel aktivite, alışkanlık
Araştırmanın amacı İstanbul Darülacezede yaşayan kadın
ve erkeklerin öz ihtiyaçları karşılama,mental algılamaları
ve depresyon düzeyleri arasında ilişkiye bakmaktır.
Araştırmaya İstanbul’da darülacezede yaşayan yaş ortalamaları
66.68±6,90(minumum 54 maksimum 81)olan 8 kadın,8 erkek
toplam 16 kişi gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara günlük
işlerinde bağımsız öz bakımını(beslenme,yüz yıkama,saç
bakımı,tıraş,giyinme,tuvalet
kullanma,mobilite,
basamak
çıkma ve banyo yapma vb)yapabilmesini ölçen Barthel›in GYA
ölçeği,bu populasyonda demans taraması için en sık kullanılan
testlerden biri olan Standardize Mini Mental test(SMMT)(1975
Folstein ve arkadaşları)ve Geriatrik depresyon ölçekleri(GDÖ)
ayrı zaman dilimlerinde,yüz yüze yaptırılmıştır.Elde edilen
verilerin tanımlayıcı istatistik,frekans analizi,korelasyon için
SPSS 20 SPSS(Statistical package for social sciences)programı
kullanılmıştır(p<0,05). Barthel indexe göre katılımcıların
%83’ü öz bakımlarını kendileri yapmakta,%81 i merdiven
inip çıkma ve düzgün düzeyde yürüyebilmekte oldukları
gözlenmiştir.Standardize mini mental test sonuçlarına göre ise
gün,ay,mevsim,yıl yaşadıkları şehrin farkındalar %56.3,kayıt
hafızalarının gayet iyi olduğu,dikkat ve hesap yapma %31.3’ünün
iyi,tekrar edilen kelimeyi hatırlama yetileri %43.8 i çok iyi
olduğu halde 20- 30sn lik bir eylemi gerçekleştirmede %68.8 orta
düzeyde oldukları gözlenmiştir.Geriatrik depresyon ölçeğine
göre katılımcıların %25 i dikkatini toplamakta güçlük çektiği,%63
ü zihinlerinin eskisi kadar berrak olmadığını bildirmişlerdir.
%43.8’i kendilerini kederli hissettikleri,%81.3 nün kendilerini
değersiz hissettiği,%56.3 ü yaşamı zevk ve heyecan verici
bulmadıklarını bildirmişlerdir.%68.8’i kafalarından atamadıkları
düşünceler nedeniyle rahatsız olduğunu yine de%43.8 i gelecekten
umutlu olduklarını bildirmişlerdir.Kendinizi enerjik hissediyor
musunuz ve SMMT yönelim;hangi ay, şehir,mevsim,ülkeyi bilme
arasında negatif korelasyon( -654),SMMT hesap yapma,dikkat ile
GDÖ gelecekten umutsuz olmak arasında.599 SMMT istenilen
bir şeyi yapabilme ile GDÖ sıklıkla gelecekten endişe duyma
arasında negatif ilişki (-640).SMMT anlamlı bir cümle yazmak
ve verilen şekli çizmek ile GDÖ Kendinizi enerjik hissetme
arasında diyor musunuz negatif ilişki(-832) ilişki bulunmuştur.
Darülacezede yaşayan bireylerin mental hafıza ve fonksiyonel
yapıları iyi durumda olduğu halde depresif bir yapıda oldukları
gözlenmiştir.Bu durumda olan bireylerin hem sosyal yaşamını
renklendirmek hem de mental ve fiziksel sağlıklarını korumaları
için eğlenceli aktivite programları uygulatılmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Yaşlılar,Barthel İndex,Standardize Mini
Mental Test,Geriatrik depresyon ölçeği
35
OP-32 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve
Organizasyonu]
Dünya Okullar Futbol Şampiyonası Analizi: Türkiye – Almanya
Örneği
Namık Kemal Üniversitesinde Öğrenim Gören Öğrencilerin
Egzersiz Nedenleri, Engelleri, Yaşam Doyumları ve Egzersiz
Alışkanlıklarının İncelenmesi
Fatih Samet Atasoy, Fatih Bektaş
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Trabzon
Enes Kurtca Demirci, Gözde Ersöz, Ilker Özmutlu, Mustafa Işık
Namık Kemal Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
Tekirdağ
AMAÇ: Dünya Okullar Futbol Şampiyonasında Türkiye ve
Almanya’yı temsil eden okulların, 2003-2015 yılları arasında elde
etmiş olduğu başarılarının analizi ve şampiyona ile ilgili genel bir
değerlendirme yapmaktır.
GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, Namık Kemal
Üniversitesinde lisans düzeyinde okuyan öğrencilerin egzersiz
yapma ve yapmama nedenleri ortaya koymak, katılımcıların
düzenli egzersiz yapıp yapmam durumuna göre yaşam doyumu
düzeylerini incelemek ve gelir düzeyi ile yaşanılan bölgenin
egzersiz alışkanlığına etkisini araştırmaktır.
MATERYAL-METOD: Nitel araştırma yöntemi benimsenerek
gerçekleştirilen araştırmanın verileri doküman incelemesi
yoluyla elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak, ilgili kurum ve
kuruluşların web siteleri, yerli ve yabancı gazeteler kullanılmış,
ilgili kişilerle mail ve telefon yoluyla görüşmeler yapılmıştır.
Elde edilen araştırma verileri içerik analizi ile çözümlenmiş ve
ölçülebilen veriler sayısallaştırılmıştır. Araştırmada 1972 yılında
başlayan turnuvanın 2003 yılı öncesi verilerine ulaşılamadığı
için 2015’e kadar olan şampiyonalarla sınırlandırılmıştır.
Turnuvanın en başarılı iki ülkesi olan Türkiye ve Almanya’nın
takım kadrolarındaki oyuncuların futbol geçmişleri analiz
edilerek başarılara etkisindeki rolüne bakılmış, mevcut futbol
durumları incelenmiş ve Dünya Okullar Futbol Şampiyonası
hakkında genel bir değerlendirme yapılmıştır.
BULGULAR: 2003-2015 yılları arası Şampiyona ’da Türkiye’nin
3 şampiyonluk, elde ettiği, Almanya’nın ise 2 şampiyonluk elde
ettiği tespit edildi. 2003 – 2015 yılları arasında Şampiyonaya
katılan 96 Türk futbolcudan %81,6’sı (85 futbolcu) ülkenin
en üst profesyonel lig alt yapısında oynayan futbolculardan
oluştuğu bu oranın, 69 Alman futbolcusunda ise %5,52 (8
futbolcu) olduğu belirlendi. Bununla birlikte şampiyonaya
katılan Türk futbolcuların %66.24’ü Trabzonspor (%48) ve
Fenerbahçe (%18,24) altyapısında oynadıkları görüldü. Bunun
dışında Okullar Futbol şampiyonasında ciddi başarı sağlayan
Türkiye’nin, genç milli takımlar bazında yapılan şampiyonalar
ile karşılaştırıldığında ciddi farklılıklar olduğu görüldü.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Başarı sağlayan Türk oyuncuların,
turnuvaya katıldığı dönemde, ülkelerinde oynadıkları
futbol takım alt yapıları, lig statüsü konumu bakımından
değerlendirildiğinde, Alman futbolcularınkinden daha elit
seviyede olmaları başarılı olmalarında önemli bir etkendir.
Dünya Okullar Futbol Şampiyonası’nda Türk liselerinin
kazandığı başarılar her ne kadar ülkemizde takdir edilse de
diğer katılan ülkelerin bu turnuvaya yarışma içeriğinin yanı
sıra bir festival anlayışı içerisinde bulundukları tespit edilmiştir.
Önemli kulüplerimizin alt yapısında oynayan futbolcuların
Dünya futbolu içerisinde önemli bir yarışma formatı içerisinde
bulunmayan şampiyonalara gönderilme durumları tekrar
gözden geçirilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Dünya Futbolu, Okul Sporları, Okul
Futbolu
36
OP-33 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Namık Kemal Üniversitesi’ nde
okuyan, yaşları 17-30 arasında değişen 298 öğrenci (nerkek=
167; Xyaş= 21.36±2.43 ve nkadın= 131; Xyaş=20.92±2.33)
gönüllü olarak katılmıştır. Nicel ve nitel araştırma yöntemleri
birlikte kullanılan bu çalışmada, bireylerin egzersiz yapma veya
yapmama nedenlerinin belirlenmesi amacıyla araştırmacılar
tarafından geliştirilen kapalı uçlu anket ve bağımsız değişkenlerle
ilgili bilgileri elde etmek amacıyla araştırmacı tarafından
hazırlanan kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Katılımcıların
yaşam doyumu düzeyi Yaşam Doyumu Ölçeği ile belirlenmiştir.
Bireylerin egzersiz yapma veya yapmama nedenlerini incelemek
için frekans analizi yöntemi kullanılmıştır. Örneklem grubunu
oluşturan öğrencilerin yaşam doyumu ölçeğinden aldıkları
puanların egzersiz yapıp yapmama değişkenine göre farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek için Bağımsız Gruplar İçin t
Testi analizi yapılmıştır. Gelir düzeyi ve yaşanılan bölgenin
egzersiz alışkanlığına etkisini araştırmak için ise Ki-kare analizi
kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmanın bulgularına göre, üniversite
öğrencilerinin en çok frekans alan egzersize katılma
nedenleri ve egzersiz engelleri ortaya konulmuştur. Ayrıca,
öğrencilerin yaşam doyumlarında egzersiz yapıp yapmama
değişkenine göre farklılık görülmüştür. Buna ek olarak,
egzersiz alışkanlığının gelir düzeyine göre farklılık gösterdiği
gözlenirken (χ2(2) = 26.58; p < 0.001), yaşanılan bölgeye göre
herhangi bir farklılık göstermediği belirtilmiştir (p>0.05).
Sonuç ve Öneriler: Sonuç olarak, egzersiz yapan bireylerin
neden egzersiz yaptıkları sorulduğunda ağırlıklı olarak eğlenceli
olduğu için, yeni insanlarla tanışmak, sağlık için gibi yanıtlar
alınmıştır. Egzersiz yapmayan öğrencilere neden egzersiz
yapmadıkları sorulduğunda ise; katılımcıların zamanı olmadığı,
yorucu olduğu, kilo fazlalığı olmadığı için ve sakatlanmaktan
korktukları için egzersiz yapmadıkları doğrultusunda cevaplar
verdikleri görülmüştür. Ayrıca egzersiz yapanların daha mutlu
olduğu ve gelir düzeyi düşük olanların daha çok egzersiz yaptığı
görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Egzersiz nedenleri, egzersiz engelleri,
yaşam doyumu, egzersiz alışkanlığı
Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz
yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar.
1
Egzersiz eğlenceli olduğu için
133
2
Yeni insanlarala tanışmak için
127
3
Sağlığım için
119
4
Psikolojik olarak kendimi iyi hissettiğim için
89
5
Arkadaşlarımla biraraya gelmek için
76
6
Egzersizde yarışmak hoşuma gittiği için
74
7
Yeni şeyler öğrenmek için
66
8
Kilo vermek için
39
9
Daha çekici olmak için
20
10
Neden egzersiz yaptığımı bilmiyorum
9
11
Doktor zorladığı için
6
12
Ailem zorladığı için
4
Katılımcıların egzersiz alışkanlığı ile gelir düzeyi arasındaki
ilişkiye yönelik ki-kare analiz sonuçları
Egzersiz
Alışkanlığı
5001000
TL.
%
10012000
TL.
%
2001
TL. ve
üstü
%
Toplam
%
Evet
94
63
39
42
14
25
147
49
Hayır
55
37
54
58
42
75
151
51
Toplam
149
100
93
100
56
100
298
100
Katılımcıların egzersiz alışkanlığı ile gelir düzeyi arasındaki
ilişkiye yönelik ki-kare analiz sonuçları
13
Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz
yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar.
Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz
yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar.
1
Zamanım yok
124
2
Egzersiz yorucu
123
3
Kilo fazlam olmadığı için egzersiz yapmaya gerek yok
110
4
Sakatlanmaktan korkuyorum
109
5
Egzersiz sıkıcı
95
6
Egzersiz yapmak için bir neden göremiyorum
83
7
Egzersiz ağrıya neden oluyor
71
8
Egzersiz yapacak yer yok
24
9
Egzersiz yapmak için kendimi yaşlı hissediyorum
13
10
Ailem egzersiz yapmamı uygun görmüyor
13
11
Egzersiz yapmak için çok şişmanım
8
12
Fiziksel görünümümden rahatsızlık duyduğum için
8
Namık Kemal Üniversitesi öğrencilerinin “Neden egzersiz
yapıyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıtlar.
Yaşam Doyumu Puanlarının Egzersiz yapıp yapmama
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek
Üzere Yapılan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları
Egzersiz
alışkanlığı
Yaşam
Doyumu
N
X
SS
Egzersiz
yapan
147
19.44
3.33
Egzersiz
yapmayan
151
17.19
3.55
T TESTİ
t
sd
p
5.66
2.96
>0.001
Yaşam Doyumu Puanlarının Egzersiz yapıp yapmama
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları
37
OP-34 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
OP-35 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Temel Psikolojik
İhtiyaçlarının, Öznel Zindelik ve Mutluluk ile İlişkisi
Futbolcuların Sosyal Beceri Düzeylerinin İncelenmesi
Mehmet Mert Yiğit, İhsan Sarı, Hakan Kolayiş
Sakarya Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Sakarya
Öz Belirleme Kuramı’na (Self-Determination Theory) göre tüm
bireylerde özerklik, yeterlik ve ilişkili olma olarak isimlendirilen
üç temel psikolojik ihtiyaç bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan
araştırmalar, bu üç ihtiyacın tatmin olmasının olumlu davranışlar,
öznel iyi oluş ve güdülenme ile pozitif yönde ilişkili olduğunu
ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, bu araştırmanın amacı spor
bilimleri fakültesi öğrencilerinin temel psikolojik ihtiyaçlarının,
öznel zindelik ve mutluluk ile ilişkisini belirlemektir. Araştırmaya
102 erkek (%60) ve 68 kadın (%40) olmak üzere toplam 170
öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı
olarak Temel Psikolojik İhtiyaçlar Ölçeği (Deci ve Ryan; 2000,
Kesici ve ark., 2003), Öznel Zindelik Ölçeği (Ryan ve Frederick,
1997;Uysal ve ark., 2014) ve Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu
(Hills ve Argyle, 2002; Doğan and Çötok, 2011) kullanılmıştır.
Elde edilen veriler SPSS 17 programında analiz edilmiş ve tüm
analizlerde anlamlılık düzeyi.05 olarak belirlenmiştir. Verilerin
analizinde tanımlayıcı istatistikler, Pearson korelasyon analizi
ve çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Pearson
korelasyon analizi sonuçlarına göre öznel zindelik ile özerklik
(r=.-305), yeterlik (r=.-355) ve ilişkili olma (r=.-315) arasında
anlamlı bir ilişki vardır (p<.05). Ayrıca, mutluluk ile özerklik
(r=.-438), yeterlik (r=.-417) ve ilişkili olma (r=.-488,) arasında da
anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur (p<.05). Regresyon analizi
sonuçlarına göre ise özerklik (β=-.206, p<.05) yeterlik (β=-.161,
p<.05) ve ilişkili olma (β=-.297, p<.05) ihtiyaçlarının mutluluk
puanını anlamlı olarak açıkladığı belirlenmiştir, R2=.30,
F(3,166) = 23.937, p<.05). Hangi temel psikolojik ihtiyacın öznel
zindelik puanını açıkladığına yönelik yapılan regresyon analizi
sonucuna göre ise özerklik (β=-.127, p>.05), yeterlik (β=-.224,
p<.05) ve ilişkili olma (β=-.132, p>.05) ihtiyaçlarının regresyon
modeline anlamlı katkı sağladığı bulunmuştur R2=.16, F(3,166)
= 10.528, p<.05). Bulgular genel olarak değerlendirildiğinde
temel psikolojik ihtiyaçların tatminin öznel zindelik ve mutluluk
ile ilişkili olduğu ve öğrencilerin temel psikolojik ihtiyaçlarını
karşılamaya yönelik yapılacak her uygulamanın onların öznel
zindelik ve mutluluklarına da katkı sağlayabileceği ifade
edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Temel psikolojik ihtiyaçlar, mutluluk, öznel
zindelik
Cihan Kopmuş, Yusuf Şahin, Erdi Çakmak
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman
GİRİŞ VE AMAÇ: Sosyal beceri; kişiler arası ilişkilerde, kişinin
kendisi dahil insanların duygu, düşünce ve davranışlarını anlama
ve bu anlayışa uygun davranma yeteneğidir (Yüksel,2004)
Sosyal beceri düzeyi yüksek olan bireylerin kişiler arası iletişim
kurma, kendilerini ifade edip davranışlarıyla ön planda olma,
yeteneklerini gösterme ve başkalarına ifade edebilme konusunda
diğer bireylerden farklı yapıdadır. Bu farklılık spor yapan bireyler
arasında değişebilmektedir. Bu çalışmanın amacıda futbolcuların
sosyal beceri düzeylerinin incelenmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu; 2014-2015 futbol
sezonu U-17 liginde yer alan Karaman Belediye Spor, Orta
Oba Spor, Başak Spor,1453 Karaman Spor,70 Karaman Spor
kulüpleri içerisinde yer alan 70 erkek ( yaş=16,9286 + 0.5976)
sporcu oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için;
Riggo,(1986) tarafından geliştirilen Yüksel(1998) tarafından
Türkçeye uyarlanan sosyal beceri envanteri uygulanmıştır.
Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov
testi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U testi kullanılarak
anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve
hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package
for social sciences) paket programı kullanılmıştır.Güvenirlik
katsayısı(cronbach alpha) 0.9355 bulunmuştur.
BULGULAR: Futbol branşıyla uğraşan bireylerin anne eğitim,
baba eğitim ve mevki değişkenine göre duyuşsal anlatımcılık,
duyuşsal duyarlılık, duyuşsal kontrol, sosyal anlatımcılık, sosyal
duyarlılık, sosyal kontrol alt boyutları arasında anlamlı bir
farklılık bulunmamıştır. (p>0.05)
SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre futbol
branşıyla uğraşan bireylerin anne eğitim, baba eğitim ve
mevki değişkenine göre duyuşsal anlatımcılık, duyuşsal
duyarlılık,duyuşsal
kontrol,sosyal
anlatımcılık,sosyal
duyarlılık,sosyal kontrol alt boyutları arasında anlamlı
bir
farklılık
bulunmamıştır.Farklığın
bulunmamasının
sebebi sahip oldukları halde becerileri uygun ortam ya da
durumlarda kullanamadıklarını şeklinde yorumlanabilir.
Spor, sosyal çevrelere katılımını sağlayan sosyal bir etkinlik
olmasından dolayı kişinin sosyalleşmesinde ve bu sosyal
becerilerini kullanabilmesinde önemli bir role sahiptir.
Sporcular ise sosysal becerilerini kullanabilmek ve yeteneklerini
gösterebilmek için uygun ortam ve durumlara sahiptirler. Bu
sonuçlar ışığında;bireyin sosyal beceri düzeylerini arttırmak,
bireylerin toplumla bütünleşmesi, sosyal beceriyi geliştirmek
ve davranışların öğretilmesi için erken yaşta okullarda ve Özel
eğitim kurslarında sosyal beceri üzerine dersler ve çalışmalar
yapılmalı
Anahtar Kelimeler: Futbolcu, Sosyal Beceri, Davranış
38
OP-36 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
OP-37 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Spor Yapan ve Yapmayan Kadın Üniversite Öğrencilerinin
Sporda Sosyalleşme Düzeylerinin İncelenmesi
Spora Özgü Sakatlık Dönemi Beden Algısı Ölçeğinin
Geliştirilmesi
Hacı Mehmet Günel, Ayşenur Ünver, Burcu Taşdügen, Fuat Sert
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman
Alen Geçer, Ünsal Geçer
İstanbul Gelişim Üniversitesi
GİRİŞ VE AMAÇ: Spor bireylerin toplumu tanımasına,
kurallara uymasına, gelenek ve görenekleri, iyiyi doğruyu kötüyü
ayırt edebilmesine, başkalarına saygı göstermesine, başarı ve
başarısızlığı kabullenmesine ve kendine güven duygusunun
gelişmesine katkı sağlar. Bu bağlamda sosyalleşme toplumun
bir üyesi olma, diğer insanlarla birlikte yaşamayı öğrenme
sürecidir. Sporda sosyalleşme ise spora katılmanın sonuçları
üzerine yoğunlaşır.Bu çalışmanın amacıda kadın üniversite
öğrencilerinin sporda sosyalleşme düzeylerini belirleyebilmektir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu; Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesi’nin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Fen
Fakültesi, Sağlık Yüksekokulu, Meslek Yüksekokulları,
Mühendislik Fakültesi ve İslami İlimler Fakültesinde
Lisans ve ön lisans eğitimi gören yurtta kalan 450 kadın (
yaş=19.7327 + 3.6851) öğrenci oluşturmaktadır.Araştırmanın
amacına ulaşmak için Şahan (2007) tarafından geliştirilen
Spor ve Sosyalleşme Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve
yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov testi, Kruskal Wallis
testi, Mann Whitney U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05
alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış
değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package for social
sciences) paket programı kullanılmıştır. güvenirlik katsayısı
(cronbach alpha) 0,9454 bulunmuştur.
BULGULAR: Fakülte, Anne eğitim durumu ve kadın üniversite
öğrencilerinin Spor yapıp ve yapmama durumlarına göre; sporda
sosyalleşme düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık vardır.(p<0,05)
Baba eğitim durumu değişkenine göre ise kadın
üniversite öğrencilerinin sporda sosyalleşme düzeyleri
arasında
anlamlı
bir
farklılık
yoktur.(p>0,05)
SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre spor
yapan ve yapmayan kadın üniversite öğrencilerine, anne
eğitim durumu ve fakülte değişkenine göre sporda sosyalleşme
düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuş iken;
baba eğitim durumu değişkenine göre sporda sosyalleşme
düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Bu sonuçlara göre Bireylerin sosyalleşmesinde; öğrenme
kapasitesi, algılayabilme yeteneği ve sporun önemli bir unsur
olduğu bu unsurlara bağlı olarak Toplumsal yapı içerisinde spor
bireylerin bilişsel, duyuşsal ve sosyal yönden gelişmelerini etkili
oluğu sonucuna ulaşılmaktadır. Sportif aktiviteler Kurumlarda
yaygın hale getirilerek öğrencilerin gelişimlerine katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
Beden algısı, en genel anlamı ile bireyin kendi vücuduna ve
vücudun bölümlerine karşı olan olumlu ve olumsuz tutumlar
şeklinde tanımlanmaktadır. Yapılan bu çalışmanın amacı,
sporcuların sakatlık dönemi içerisindeki beden algısı düzeyini
ölçebilen güvenilir ve geçerli bir ölçme aracı geliştirmektir. Yapılan
bu çalışmanın örneklemini, Türkiye’de farklı branşlarda ilk üç
dereceye girmiş olan elit düzeydeki 114 sporcu oluşturmaktadır.
Konu ile ilgili yeterli bilgi elde etmek ve var olan beden algısı
ölçeklerine ulaşmak için yerli ve yabancı literatür taraması
yapılmıştır. Literatür taramasından sonra, elde edilen ölçekler
incelenmiş ve uzman görüşlerine başvurularak soru havuzu
oluşturulmuştur. Soru havuzunun oluşturulmasından sonra
ölçeğin amacı doğrultusunda uygun sorular seçilmiştir. Ölçek,
15 maddeden oluşan, 3’lü likert şeklindedir. Elde edilen verilerin
çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Elde
edilen verilerin analizi için Kaiser-Meyer-Olkin Testi, doğrulayıcı
faktör analizi ve Direct Oblimin testleri kullanılmıştır. Yapılan
istatistik analizler sonucunda, Kaiser-Meyer-Olkin değeri (,805)
olarak belirlenmiştir. Bartlett Sphericity testi ise, istatistiksel
olarak anlamlı düzeyde çıkmıştır (p<.000). Faktör analizi
sonucunda ölçeğin dört faktörden oluştuğu anlaşılmıştır.
Yapılan güvenirlik analizi sonucunda, Kol ve Göğüs Bölgesi
Faktörünün Cronbach α değeri,749, Omuz, Sırt ve Kalça Bölgesi
Faktörünün Cronbach α değeri,749, Ten rengi ve Genel Fiziki
Yapı Faktörünün Cronbach α değeri,702, Karın ve Bacak Bölgesi
Faktörünün Cronbach α değeri,704 ve Toplam Beden Algısı
Cronbach α değeri,859 olarak belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sakatlık Dönemi, Beden Algısı, Sporcu.
Anahtar Kelimeler: Sosyalleşme, Kadın, Spor Yapan ve
Yapmayan
39
OP-38 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
OP-39 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Voleybolcuların Problem Çözme Becerilerinin Bazı
Değişkenler Açısından Belirlenmesi
Judo Yapan Çocukların Öğrenme Biçimlerinin İncelenmesi
Rukiye Kavurgacı, Sercan Sezen, Veysel Temel
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman
AMAÇ: Bu araştırma; voleybolcuların problem çözme
becerilerinin çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını
ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma modeli olarak
nicel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubunu Konya İl merkezinde
gençler voleybol liginde oynayan 50 erkek ve 59 kadın oyuncular
oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Problem Çözme
Envanteri” ve voleybolcuların kişisel özelliklerini belirlemek
için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu”
kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal dağılıma uygun olup
olamadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov
Testi uygulanmıştır. Problem çözme alt boyutlarından “Aceleci
Yaklaşım” normal dağılım gösterdiği için verilerin çözüm ve
yorumlanmasında parametrik testlerden t-testi ve Anova testleri,
fakat “ Problem Çözme Toplam Boyutu” ve alt boyutlarından
“Düşünen, Kaçıngan, Değerlendirici, Kendine Güvenli ve Planlı
Yaklaşım” normal dağılım göstermediği için verilerin çözüm ve
yorumlanmasında, Kruskal Wallis-H testi ve Mann Whitney-U
testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin
değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında
SPSS 21 (Statistical package for social sciences) paket programı
kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan sporcuların Problem çözme
toplam puan ortalamaları (Ort.=95,1651), problem çözme
becerisi alt boyutlarından aceleci yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=31,0183), düşünen yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=13,6514), kaçıngan yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=11,6697), değerlendirici yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=9,0000), kendine güvenli yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=19,4128) ve planlı yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=10,4128) düşük seviyelerde olduğu söylenebilir.
SONUÇLAR: Kişisel özelliklere göre ise problem çözme toplam
ve alt boyutlarına ilişkin voleybolcuların oynadıkları takım,
cinsiyet, eğitim durumu, spora başlama yaşı ve aile birey sayısı
değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık bulunurken, anne
ve baba eğitim, anne ve baba mesleği, aile gelir durumu ve
yaşamının çoğunu geçirdiği yer değişkenlerine göre ise anlamlı
bir fark bulunamamıştır.
Anahtar Kelimeler: Problem çözme, Sporcu, Voleybol,
Üniversite
Ayşegül Funda Alp, Ahmet Ömre Töre
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği, Karaman
GİRİŞ VE AMAÇ: Öğrenme stilleri,genel olarak bir
öğrencinin,öğrenme çevresini psikolojik olarak nasıl
algıladığını,çevresi ile nasıl etkileşimde bulunduğunu ve nasıl
tepki verdiğini ortaya koyan bireysel özellikler ve tercihler grubu
olarak tanımlanır(Çubukçu,2004,Akt;Çağlayan,2007).Öğrenme
ile amaçlanan,bireylere bilgi,beceri,tutum kazandırmak ise bu
niteliklerin değeri ve nasıl öğretileceği kadar,onları bireylerin
nasıl algılayacağı da önemlidir.Bu çalışmanın amacı da,judo
yapan öğrencilerin öğrenme biçimlerini belirleyebilmektir.
YÖNTEM: Araştırma grubunu,Gençlik Hizmetleri ve Spor
İl Müdürlüğü bünyesinde bulunan Judo branşında yer alan
15’i kadın, 25’i erkek, toplam 40 sporcu oluşturmaktadır.
Araştırmanın amacına ulaşmak için Şimşek (2002) tarafından
geliştirilen ve güvenirliği sınanmış’’ BIG 16 Öğrenme Biçemleri
Envanteri”kullanılmıştır. Verilerin çözüm ve yorumlanmasında,
Kolmogorov-Smirnov testi, Kay-Kare testi kullanılarak
anlamlılık P<0,05 alınmıştır.Verilerin değerlendirilmesinde ve
hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS(Statistical package
for social sciences)paket programı kullanılmıştır.
BULGULAR: Kategori değişkenine göre,işitsel alt boyutta,“Bazı
şeyleri unutmamak için, kendi kendime yüksek sesle tekrarlamaya
ihtiyaç duyarım”sorusunda anlamlı farklılık bulunmuştur.
(p<0.05) Yıl değişkenine göre,işitsel alt boyutta,“Sözlü
açıklamaları, yazılı olanlara göre daha iyi anlarım”ve
bedensel alt boyutta,“Bir şeyler tamir etmekten hoşlanırım”
“Çalışırken kalkıp dolaşmaya ihtiyaç duyarım ve sık sık ara
veririm”sorularında anlamlı farklılık bulunmuştur. (p<0.05)
Anne değişkenine göre,görsel alt boyutta“Bir bütüne ait
parçaları bir araya getirirken,yardımcı resim ya da çizimlere
ihtiyaç duyarım”“Gördüğüm bir şekli,doğru şekilde kağıda
çizebilirim”bedensel alt boyutta,“Fiziksel sporlar ya da
egzersizlerden hoşlanırım” “Resim ya da heykel yapmayı
severim”işitsel alt boyutta, “Arkadaşlarımı dinlemekten
ve onlara bir şeyler anlatmaktan hoşlanırım”“Bazı şeyleri
unutmamak için,kendi kendime yüksek sesle tekrarlamaya
ihtiyaç duyarım”“Küçük grup tartışmalarını severim”sorularında
anlamlı farklılık bulunmuştur.(p<0.05)
SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre
Judo yapan öğrencilerin yıl değişkenine göre bedensel ve
işitsel,kategori değişkenine göre de işitsel alt boyutlarında
anlamlı farklılık bulunmuştur. Judo yapan çocukların
bedensel öğrenim biçimlerini benimsemesi,aktif olarak
sporun içinde bulunmalarına bağlanabilir.İşitsel öğrenme
biçimi,komutların fazla olduğu bir dal olan Judo’da avantaj
olabilir ve yıllar ilerledikçe sporcu algıları bu yönde gelişim
gösterebilir. Anne değişkeninde bütün alt boyutlarda farklılık
bulunması,annenin eğitim düzeyinin öğrenme biçimlerinde
etkili olduğunu göstermektedir. Öğrenme biçimleri hakkında
judo antrenörlerinin bilgilendirilmesi ve antrenmanın öğrenme
biçimlerine göre düzenlenmesi sporcuların verimlerini
arttırabilir.
Anahtar Kelimeler: Judo, çocuk, öğrenme biçimleri
40
OP-40 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Güreş Yapan Çocukların Karar Verme Düzeylerinin
İncelenmesi
Ayşenur Ünver, Hacı Mehmet Günel, Burcu Taşdügen, Halil Gün
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman
Giriş ve Amaç: Karar verme,seçenekler arasından bilinçli
bir seçim yapma süreci olarak düşünülse de, bu süreci kişisel
düzenlemelerin dışında bir takım faktörler etkilemektedir.Bu
faktörlerden biriside sportif becerilerdir. Bu becerilere bağlı
olarak bireyin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkarmak ve
başarıya ulaşmasını sağlamak önemlidir. Bireysel spor alanında
yapılan branşlarda bireyin kendi becerisini kullanışı önemlidir.
Bu çalışmanın amacı güreş yapan çocukların karar verme
düzeylerinin incelenmesidir.
Gereç ve Yöntem: Araştırma grubunu; Karaman Gençlik
Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde bulunan Güreş
Branşında yer alan 50 Erkek (yaş=13,9200 + 2,7689) Sporcu
oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için; Mann
ve Diğ.(1998),tarafından geliştirilen Deniz(2004),tarafından
Türkçeye uyarlanan Melbourne Karar verme ölçeği kullanılmıştır.
Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov
testi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U testi kullanılarak
anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve
hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package
for social sciences) paket programı kullanılmıştır. güvenirlik
katsayısı (cronbach alpha)0,6308 bulunmuştur.
OP-41 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Pedagojik Formasyon Eğitimi Öğrencilerinin Umutsuzluk
Düzeylerinin İncelenmesi
Seda Dileç
İnönü Üniversitesi-Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Malatya
Bu araştırmanın amacı formasyon eğitimi almakta olan
İnönü Üniversitesi öğrencilerinin umutsuzluk düzeylerinin
incelenmesidir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden
ölçek tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırmada Beck (1975)
tarafından geliştirilmiş ve Türkçe’ye Seber (1991) tarafından
uyarlanmış olan Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılmıştır.
Araştırma verileri 2015-2016 eğitim-öğretim bahar döneminde
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesince yürütülmekte olan
formasyon eğitimi alan Besyo, Fen-Edebiyat ve Güzel
Sanatlar Fakültesinde halen eğitim-öğretim gören ve mezun
olan öğrencilerden elde edilmiştir. Araştırmada toplam 150
öğrenciden veri toplanmış ve analiz edilmiştir. Analizlerde
SPSS paket programı kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarında
elde edilen bulgulara göre formasyon eğitimi alan öğrencilerin
umutsuzluk düzeylerinin 7,73 olduğu, umutsuzluk düzeylerinin
18-21 yaş, fen edebiyat öğrencisi, kadın ve halen lisans eğitimi
almakta olanların yüksek olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: umutsuzluk, formasyon eğitimi, pedagoji
BULGULAR: Baba eğitim,anne eğitim ve yıl değişkenine
göre,güreş branşıyla uğraşan çocukların karar vermede öz saygı
düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur ( p<0.05)
SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre güreş
branşıyla uğraşan çocukların anne eğitim, baba eğitim ve yıl
değişkenine göre karar vermede öz saygı düzeyleri arasında
anlamlı bir farklılık bulunmuş iken; dikkatli karar verme,
kaçıngan karar verme, erteleyici karar verme ve panik karar
verme alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Bu sonuçlar bize güreş branşıyla uğraşan çocukların karar verme
hızının yüksek olduğunu göstermektedir. Bu sebepten dolayı karar
vermede özsaygı düzeyleri farklıdır. Karar verme düzeyleri hem
duyuşsal hem de bilişsel yönden eşdeğer durumdadır. Bu durum
karar verme de öz saygı düzeylerinin, bireylerin karar verme
hızlarını ve karar verme stratejilerini etkilediğini göstermektedir.
Bu sonuçlar ışığında; güreş yapan çocukların karar verme ve öz
saygı düzeylerinin pozitif değer kazanımları dikkate alındığında
olumlu destek ve yapıcı yaklaşımla gelişebileceği göz önünde
bulundurulduğunda,öğrenciler üzerinde grupla danışma
ve rehberlik etkinliklikleri ve oturumlarının düzenlenmesi
önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Güreş, Çocuk, Karar Verme
41
OP-42 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
OP-43 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Karateci Çocukların Spora Katılım Güdülerinin Belirlenmesi
Zihinsel Engelli Çocuğa Sahip Annelerin Umutsuzluk
Düzeylerinin İncelenmesi (Malatya İli Örneği)
Melikenur Çakmakçı, İhsan Sarı, Hakan Kolayiş
Sakarya Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi
Bu çalışmanın amacı Sakarya ilinde karate sporu yapan
çocukların spora katılım güdülerinin belirlenmesidir. Bu amaçla
yaş ortalamaları 13.85±1.28 olan, 59 kız (%48) 64 erkek (%52)
olmak üzere toplam 123 karateci çocuk araştırmaya katılmıştır.
Araştırmada veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ve
Spora Katılım Güdüsü Ölçeği kullanılmıştır (Gill ve ark., 1983;
Oyar ve ark., 2001). Elde edilen veriler SPSS 17 programında
analiz edilmiş ve tüm analizlerde anlamlılık düzeyi.05 olarak
belirlenmiştir. Veriler parametrik testlerin şartlarını sağlamadığı
için cinsiyete göre karşılaştırmalarda Mann-Whitney U testi,
korelasyon analizinde ise Spearman korelasyonu kullanılmıştır.
Cinsiyete göre takım üyeliği/ruhu (U=1494, p<.05) ve yarışma
(U=1583, p<.05) alt boyutlarında anlamlı bir farklılık olduğu
belirlenmiştir. Spearman korelasyon analizi sonucuna göre
ise haftalık antrenman saati ile başarı statü (rs=-,328, p<.05),
yarışma (rs=-,225, p<.05) ve hareket aktif olma (rs=-,181,
p<.05) alt boyutları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
bulunmaktadır. Bulgular değerlendirildiğinde kızların erkeklere
göre daha çok takım üyeliği/ruhu nedeniyle, erkeklerin ise kızlara
göre daha çok yarışma nedeniyle spor yaptığı söylenebilir. Ayrıca,
haftalık antrenman saati yükseldikçe sporcuların daha çok başarı
statü, yarışma ve hareket aktif olma nedenleri ile spor yaptıkları
belirlenmiştir. Bu bulgular, spora katılım güdülerinin analiz
edilmesini sağlayarak, sporcuların daha kolay güdülenmeleri
amacı ile kullanılabilir. Ayrıca, güdülenme açısından etkili
yaklaşımlar belirlenerek sporcuların sporu bırakmalarının da
önüne geçilebilir.
Anahtar Kelimeler: Spora katılım, güdülenme, karate
42
Özden Demir
İnönü Üniversitesi-Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi
Bölümü
Bu araştırmanın amacı zihinsel engelli çocuğa sahip annelerin
umutsuzluk düzeyinin belirlenmesidir. Araştırma verileri
201 Şubat-Nisan aylarında Malatya ilinde yaşamakta olan ve
araştırmaya katılmayı kabul eden ve zihinsel engelli çocuğu
bulunan 86 anneden elde edilmiştir. Araştırmada Beck (1974)
tarafından geliştirilen ve Seber (1993) tarafından Türkçe
uyarlaması yapılan “Umutsuzluk Ölçeği” kullanılmıştır.
Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS paket programında
analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde aritmetik ortalama ve
değişkenler arası anlamlılık değerlerine bakılmıştır. Analizler
sonucunda zihinsel engelli çocuğa sahip annelerin yaşları
düştükçe umutsuzluk düzeyinin artığı belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Zihinsel engel, anne, umutsuzluk
OP-44 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Problem Çözme
Beceri Düzeylerinin İncelenmesi
Dilek Yavuz, Elçin Kaba, Lale Yildiz, Olcay Kiremitci
Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi
Günümüz koşullarında, problemlerin üstesinden gelebilen,
gerekli bilgi ve donanıma sahip, kendi farkındalıklarını geliştiren
ve çok yönlü düşünebilen bireylerin, spor ortamında daha
başarılı işler gerçekleştirme olasılıkları fazladır. Bu çalışmada,
spor alanında yükseköğrenim gören öğrencilerin problem
çözme beceri düzeylerinin belirlenmesi; cinsiyet, branş ve
öğrenim görülen bölüm değişkenlerine göre incelenmesi
amaçlanmıştır. Çalışmaya 75(%32,3) kadın, 157(%67,7) erkek
olmak üzere toplam 232 Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi
katılmıştır. Kadın katılımcıların yaş ortalaması 21,70±2,28,
erkek katılımcıların yaş ortalaması 22,52±3,00 olmak üzere genel
örneklemin yaş ortalaması 22,26±2,81 olarak hesaplanmıştır.
Araştırmaya katılan öğrencilerin bölümleri dikkate alındığında;
79(%34,1) Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği, 71(%30,6) Spor
Yöneticiliği, 82(%35,3) Antrenörlük Eğitimi bölümü öğrencileri
olduğu saptanmıştır. Çalışmada Heppner ve Petersen (1982:6675) tarafından geliştirilen ve Şahin ve ark. (1993) tarafından
Türkçe’ye uyarlaması yapılan “Problem Çözme Envanteri – PÇE”
(Problem Solving İnventory – PSI ) kullanılmıştır. İç tutarlılık
kat sayısı.88, güvenilirlik kat sayısı ise r=.81 olarak bulunmuştur
(Şahin,Şahin ve Heppner,1993). Elde edilen veri seti SPSS
13.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin
analizinde Problem çözme beceri düzeylerinin belirlenmesinde
açımlayıcı istatistik, cinsiyet ve branş değişkenleri için
t-testi ve öğrenim görülen bölüm değişkeni için ise ANOVA
kullanılmıştır. Anlamlılık katsayısı.05 olarak dikkate alınmıştır.
Araştırmada Problem çözme beceri düzeylerini oluşturan
alt boyutların tümünde cinsiyet ve branş değişkenlerine göre
t-testi sonuçları dikkate alındığında, istatistiksel açıdan anlamlı
bir fark olmadığı saptanmıştır (P>.05). Diğer bir bulgu olarak,
bölüm değişkenine göre ANOVA sonuçları incelendiğinde;
düşünen yaklaşım ve kendine güvenli yaklaşım alt boyutlarında
istatistiksel olarak grup içi anlamlı bir fark bulunmuştur. Elde
edilen bu sonuç ışığında, düşünen yaklaşım ve kendine güvenli
yaklaşım alt boyutlarında, yöneticilik ve öğretmenlik bölümünde
öğrenim gören öğrencilerin antrenörlük bölümü öğrencilerine
göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde düşük ortalamaya
sahip oldukları görülmüştür (p≤.05). Bu sonucun, antrenörlük
bölümü öğrencilerinin yaşamlarında daha fazla müsabaka ve
maç ortamına girmeleri, buna bağlı olarak daha fazla problemle
karşılaşmaları ve hızlı çözümler aramalarından kaynaklandığı
düşünülebilir.
Anahtar Kelimeler: problem çözme, yüksek öğrenim, spor
43
44
POSTER
BİLDİRİLER
45
PP-001 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
PP-002 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
Sekiz Haftalık İnterval Çalışmaların Sedanter Bayanlarda
Depresyon Üzerine Etkileri
Core Antrenmanlarının Denge Performansına Etkisi
Saniye Çevik, Turgay Turan, İlhan Odabaş, Aysel Pehlivan
Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
Çalışmanın amacı, yapılan düzenli egzersizin depresyona etkilerini
araştırmaktır. Çalışmaya yaşları 25-35 arasında, 10 kontrol ( 30,4
±3,34 yıl ), 10 denek ( 29,9 ± 2,80 yıl ) katılmıştır. Çalışma fitness
merkezine ilk defa gelen 40 kişiye Beck Depresyon Envanteri
uygulanarak başlanmıştır. 5-16 puan arasında minimal ve hafif
depresyon belirtisi gösteren 10 kişi denek gurubu, 10 kişi kontrol
gurubu olarak seçilmiştir. 8 hafta düzenli olarak denek grubuna
haftada 3 gün aerobik interval karakterli 40 dakika yürüme
yaptırılmıştır. Yüklenme kontrolü için Borg Skalası kullanılmıştır.
İstatistikler SPSS 20 programında yapılmıştır. Grupların
başlangıç puanları arasında anlamlı fark olup olmadığını
Mann Witney-U testi ile belirlenmiştir. Uygulama öncesi ve
sonrası değerlendirmeler için Wilcoxon testi kullanılmıştır.
Araştırma öncesi deney grubu Beck Depresyon Envanteri puanı
9.2 ± 6.64, kontrol grubu 7.3 ±5.27 olarak tespit edilmiştir.
Egzersizden sonra deney grubu 3,2 ±1.68 puan, kontrol
grubu 9,3 ±4.85 puan olarak belirlenmiştir. Deney grubunda
egzersizle görülen negatif yönlü değişim anlamlı bulunmuştur.
(Z=-2,673; p=0,008<0,05). Kontrol grubunda görülün pozitif
yönlü değişim de (Z=-2,198; p=0,028<0,05) anlamlıdır.
Sonuç olarak kontrol grubunda anlamlı bir depresyon puanı
artışı görülürken, egzersiz yapan grupta ise depresyon puanı
anlamlı bir şekilde azalmıştır. Düzenli egzersizlerin depresyon
belirtilerini olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: depresyon,egzersiz,interval
Beck Depresyon Envanteri
46
Binnur Güven, Çiğdem Bulgan, İlhan Odabaş, Aysel Pehlivan
Haliç Üniversite Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu
Çalışmanın
amacı,
düzenli
olarak
yapılan
Core
antrenmanlarının denge performansına etkilerini araştırılmıştır.
Çalışmaya yaş ortalaması 23.90± 2.05 yıl olan 10 kişi core
antrenmanı yapmayan grup olarak, yaş ortalaması 26.50±
2.63 yıl olan 10 kişi core antrenmanı yapan grup olmak
üzere toplam 20 sedanter bayan gönüllü olarak katılmıştır.
Çalışmada dengenin değerlendirilmesi için Flamingo Denge Testi
kullanılmıştır. Deney grubu haftada üç gün 30 dakika, sekiz hafta
boyunca Core antrenmanlar yaparken, kontrol grubu herhangi
bir antrenman yapmamıştır. Core antrenman programında, bosu,
gymball, mini pilates topu, pilates çemberi ve egzersiz minderi
kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde
SPSS 20 programı kullanılmış olup nonparametrik test olan
Kruskal-Wallis Test ve tanımlayıcı istatistik yapılmıştır.
Araştırma öncesi denge puanı kontrol grubunda 1,3 puan
iken, denek grubunda 3,8 puandır. Sekiz haftalık süre
sonunda denge puanları kontrol grubunda 2,9 puan iken
denek grubunda 8,2 puan olarak tespit edilmiştir. Denek
grubunda core antrenman öncesi ve sonrası denge süresi
ve dengeden düşme sayısı arasında anlamlı bir farklılığa
rastlanırken kontrol grubunda rastlanmamıştır(p<0,05).
Sonuç olarak sekiz haftalık core antrenmanlarının dengeyi
olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: core,performans,denge
PP-003 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
PP-004 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
Basketbol Antrenörlerinin Yaşam Doyum Düzeylerinin
Kademe Değişkenine Göre Karşılaştırılması
Spor Lisesinde Öğrenim Gören Öğrencilerin Profillerinin
İncelenmesi ve Tercih Sebepleri
Ünsal Tazegül, Ece Açıkgöz, Alen Geçer
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Güven Şenyurt1, Oğuzhan Çalı2, Murat Kangalgil3
1
Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sivas
2
Sivas Ahmet Ayık Spor Lisesi, Sivas
3
Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
Sivas
Yapılan bu çalışmanın amacı, Basketbol antrenörlerinin
yaşam doyum düzeylerini antrenörlükteki kademelerine
göre karşılaştırmaktır. Çalışmanın evrenini, a, b, c, d, ve
e kademelerinde görev yapan antrenörler oluştururken,
örneklemini ise çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul
eden 176 antrenör oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama
aracı olarak Yaşam Doyum Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin
çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır.
Verilerin normal dağılıma sahip olduğunu belirlemek için
“Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için ise
‘’Anova-Homogenety of variances” testi uygulanmış ve verilerin
homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir.
Bu ilk incelemeden sonra verilerin istatistiksel analizinde
parametrik test yönteminin kullanılmasına karar verilmiştir.
Verilerin analizinde, tanımlayıcı istatistik ve tekyönlü varyans
analizi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, D kademesinde olan
antrenörlerin yaşam doyum düzeyinin a, b, c ve e kademesindeki
hakemlerin yaşam doyum düzeylerinden daha yüksek olduğu
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Basketbol, Antrenör, Yaşam Doyumu,
Kademe.
GİRİŞ-AMAÇ: Spor liseleri, öğrencilere beden eğitimi ve
spor alanında temel bilgi ve beceriler kazandırmayı, beden
eğitimi ve spor alanında nitelikli insan yetiştirilmesine
kaynaklık etmeyi amaçlayan bir orta öğretim kurumudur
(MEB, 2013a). Bu liseler özel yetenek sınavı ile öğrenci
almakta ve temel derslerine ilave olarak spor eğitimi ile ilgili
derslerde verilmektedir (MEB, 2013b). Bu araştırmada spor
liselerinde öğrenim gören öğrencilerin bu okulları tercih
etme nedenlerinin bilinmesi amacıyla çalışma planlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma betimsel olarak yapılmıştır.
Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen ve demografik bilgi
içeren 18 ve 5’li likert tipi 25 sorudan oluşan ölçek ile toplanmıştır.
Ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik sayısı 0.85 bulunmuştur.
Araştırmaya, Sivas Ahmet Ayık Spor Lisesinde öğrenim gören ve
evrenin tamamını oluşturan 242 öğrenci katılmıştır (178 erkek,
64 kız). Öğrencilerin yaşları 16-19 arasında değişmektedir.
Öğrencilerin % 76’sı şehir merkezinde yaşamaktadır ve genelde
anne mesleği ev hanımı (%89,3), baba mesleği işçidir (%34,7).
Anne (%78,3) ve babanın (%66,5) eğitim durumları ilk ve ortaokul
mezunudur. Araştırmaya katılan lise son sınıf öğrencilerinin
(49 kişi) YGS puanları 139 ile 272 arasında değişmektedir.
BULGULAR: Öğrencilerin spor lisesini tercih sebepleri
olarak 107 kişi (%44,2) en çok başarılı olacağı okul olduğunu
düşündüğü, 110 kişi (%45,5) branşında kendini daha iyi
geliştireceğini düşündüğü, 101 kişi (%41,7) iyi bir spor
eğitimi alabilmek, 90 kişi (%41,7) spor etkinliklerine daha
çok katılabilmek, 92 kişi (%38) faaliyet yapmak istediği
alanlarla ilgili hazır programlar olduğunu düşündüğü, 87 kişi
(%36) sporu meslek haline getirmek, 79 kişi (%32,6) faaliyet
yapmak istediği alanda tesis, araç-gereç gibi imkanların yeterli
olduğunu düşündüğü, 127 kişi (%52,5) yükseköğrenimde spor
alanı okumak istediği için tercih ettiklerini belirtmişlerdir.
SONUÇ ve ÖNERİLER: Spor liselerini tercih etmelerinin
başlıca sebebi olarak akademik başarıdan çok sportif süreklilik
ve başarı olduğu söylenebilir. Spor lisesi öğrencilerin genelde
sportif hedeflerini gerçekleştirmek için spor lisesini tercih
ettikleri görülmektedir. Bu hedeflerin yanı sıra akademik olarak
da başarılı olabilmeleri için düzenleme yapılması önerilebilir.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci Profili, Spor Lisesi, Tercih
Nedenleri
47
PP-005 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
PP-006 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
Basketbol Antrenörlerinin Yaşam Doyum Düzeylerinin Gelir
Düzeylerine Göre Karşılaştırılması
Spor Yapan ve Yapmayan Sekizinci Sınıf Öğrencilerinin
Akademik Başarılarının Karşılaştırılması
Aliye Menevşe, Ünsal Tazegül, Ece Açıkgöz
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Öznur Kara
Gazi Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Ana
Bilim Dalı, Ankara.
Yapılan bu çalışmanın amacı, Basketbol antrenörlerinin yaşam
doyum düzeylerini aylık gelir düzeylerine göre karşılaştırmaktır.
Çalışmanın evrenini, a, b, c, d, ve e kademelerinde görev yapan
antrenörler oluştururken, örneklemini ise çalışmaya gönüllü
olarak katılmayı kabul eden 176 antrenör oluşturmaktadır.
Çalışmada veri toplama aracı olarak Yaşam Doyum Ölçeği
kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket
programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma sahip
olduğunu belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi,
homojenliğini belirlemek için ise ‘’Anova-Homogenety of
variances” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir
dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Bu ilk incelemeden sonra
verilerin istatistiksel analizinde parametrik test yönteminin
kullanılmasına karar verilmiştir. Verilerin analizinde, tanımlayıcı
istatistik ve tekyönlü varyans analizi uygulanmıştır. Çalışmanın
sonunda, aylık gelir düzeyi 2600 tl üzerinde olan antrenörlerin
yaşam doyum skorunun aylık gelir skorun 1600- 2500 tl arasında
olan antrenörlerden ve aylık gelir düzeyi 500-1500 arasında olan
antrenörlerin yaşam doyum skorundan daha yüksek oldu 5001500 arasında olan antrenörlerin yaşam doyum skorundan daha
yüksek olduğu anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Basketbol, Antrenör, Yaşam Doyumu,
Aylık Gelir.
Günümüzde çocukların istendik yönde gelişimini sağlamak aile,
öğretmen, okul vb. diğer paydaşların önceliği halini almıştır.
Akademik başarı ise bu öncelik içerisindeki önemli noktalardan
biridir. Dolayısıyla akademik başarıyı etkileyen faktörlerin
neler olduğunun bilinmesi bir gereklilik halini almıştır. Yapılan
çalışmalar ise akademik başarıyı etkileyen faktörlerden biri
olarak spor ve fiziksel aktiviteyi de işaret etmektedir. Ancak
akademik başarı ve fiziksel uygunluk arasındaki özellikle lisanslı
spor yapan öğrencilerin akademik başarıları ile spora katılımları
arasındaki ilişkiyi araştıran çok fazla çalışma olmaması nedeniyle
spor yapan ve yapmayan sekizinci sınıf öğrencilerinin akademik
başarı düzeylerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırma
grubunu 2014-2015 öğretim yılında Karabük ilinde Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı altı ortaokulda eğitim öğretimlerine
devam eden 80 kız, 80 erkek toplam 160 sekizinci sınıf öğrencisi
oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından
geliştirilen demografik özellikleri ve spor yapma alışkanlıklarını
sorgulayan anket formu kullanılmıştır. Akademik başarının tespit
edilmesi için ise katılımcıların 2014-2015 eğitim öğretim yılı
birinci dönemine ait derslerden (Türkçe, Fen Bilgisi, Matematik,
Yabancı Dil, T.C İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük) aldıkları yazılı
notları ve TEOG sınav sonuçları alınıp ortalamaları bulunmuştur.
Verilerin analizinde nicelsel veriler aritmetik ortalama (X) ve
standart sapma (SS) ile sunulmuştur. Ayrıca gruplar arasında okul
ders başarıları bakımından farklılığın olup olmadığı bağımsız
gruplar için t-testi ile p<0,05 düzeyinde sınanmıştır. Sonuç
olarak spor yapan öğrenciler ile spor yapmayan öğrencilerin
akademik başarıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunamamıştır. Bu durum lisanslı spor yapmanın öğrencilerin
akademik başarılarını etkileyen bir faktör olmadığı göstermekte,
çalışmanın daha büyük örneklem gruplarına uygulanmasının
daha uygun olacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Akademik başarı, spor, beden eğitimi
Akademik Başarı ve Spor Dengesi
Farklı Spor Branşları
48
PP-007 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
PP-008 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
Egzersiz Yapan ve Egzersiz Yapmayan Bireylerin Wellness
Durumlarının İncelenmesi
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramının Kökeni
Okan Yılmaz
Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu
Bu çalışmanın amacı egzersiz yapan bireylerin wellness
durumlarının
egzersiz
yapmayan
bireylere
göre
ne olduğunu öğrenmeye yöneliktir. Bu çalışmanın
önemi egzersiz yapan bireyler üzerinde wellness ve alt
boyutlarını ne derece ve nasıl olduğunu öğrenmektir.
Çalışmanın örneklemini bir özel spor işletmesine üye ve
düzenli egzersiz yapan yaş ortalaması 24.79± 3.9 olan 31 erkek
13 kadın toplam 44 birey ve düzenli egzersiz yapmayan yaş
ortalaması 24.79±3.03 olan, 20 erkek, 25 kadın toplam 45
birey olmak üzere toplam 90 kişi gönüllü olarak katılmıştır.
Çalışmamızda Corbin ve arkadaşlarının Fundamental Concepts
Of Fıtness And Wellness kitabından alınmış ve 5 alt boyutu olan ve
15 sorudan oluşan wellness değerlendirme ölçeği kullanılmıştır.
Ölçeğin toplam wellness değerlendirme cetveline göre 50-60 çok
iyi wellness, 40-49 iyi wellness, 30-39 ortalama wellness, 30 ve altı
düşük wellness’ı ifade etmektedir. Verilerin değerlendirilmesinde
SPSS paket programı kullanılmış olup tanımlayıcı istatistik
ve gruplar arası karşılaştırmalar p<0.05 e göre yapılmıştır.
Egzersiz yapan bireyleri ve yapmayan bireyler arasında
fiziksel wellness (0.14), duygusal wellness (0.14), ruhani
wellness (0,37), sosyal wellnessleri (0,23) arasında anlamlı
farklılıklara rastlanmıştır(p<0.05). Egzersiz yapan ve yapmayan
bireylerin wellness durumlarının incelenmesi amacıyla
yaptığımız çalışmada egzersiz yapan bireylerin toplam wellness
durumlarının daha yüksek olması çıkan sonuçlar arasındadır.
Anahtar kelimeler: wellness, sedanter bireyler
Alen Geçer, Hüseyin Özkan Üstün, Ünsal Tazegül
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Yapılan bu çalışmanın amacı, Osmanlıdan günümüze
spor bayramlarının gelişimini ortaya koymaktır. Bu amaç
doğrultusunda literatür taraması yapılmış ve konu ile ilgili tez,
makaleler ve gazete arşivleri incelenmiştir. yapılan okumalar
sonucunda, Osmanlı döneminde yapılan ilk spor bayramının
1916 yılında Selim Sırrı TARCAN’IN katkıları ile İdman Bayramı
adı altında kutlandığı belirlenmiştir. Osmanlı döneminde çıkan
savaşlar nedeni ile idman bayramının 2 yıl kutlandığı ve ardından
1928 yılına kadar kutlanmamıştır. Türkiye Cumhuriyetinin
kurulmasının ardından İdman bayramları 1928 yılında jimnastik
şenlikleri olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Jimnastik Şenliği, İdman Bayramı, 19
Mayıs Spor Bayramı
Anahtar Kelimeler: wellness, sedanter birey, yaşam
49
PP-009 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
PP-010 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Diğer]
İstanbul Halkalı Bölgesi Ortaokul Öğrencilerinin Spordan
Beklentileri ve Spora Yönelmelerindeki Unsurlar
Capoeira Sporunun Kökeni
Sergen Çetin
Haliç Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı,
İstanbul
Bu çalışma ilköğretim öğrencilerinin beden eğitimi
derslerinden beklentileri, fiziksel, ruhsal ve sosyal
faydaları spor yapmaya teşvik edip etmediği hakkındaki
görüşlerinin tespit edilmesi amacı ile yapılmıştır.
Araştırmadaki örneklem grubu yaşları 12-14 yaş aralığında,
5 ayrı ilköğretim okulunda okuyan kız ve erkek öğrencilerden
oluşturulmuştur. Araştırmada öğrencilerin Beden Eğitimi
Derslerinden beklenti ve farkındalıklarını değerlendirmek
amacıyla geçerlilik ve güvenilirliği yapılmış “İlköğretim
Öğrencileri İçin Beden Eğitimi Ve Spor Dersi Tutum Ölçeği”
isimli, 35 sorudan oluşan beş’li Likert tipi ölçek kullanılmıştır(
Turgut Ahmet, 2014 ). Ölçek araştırmaya gönüllü katılan
öğrencilere araştırmacı ve sınıf öğretmeni tarafından bir ders
saati içerisinde uygulatılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Ortaokul, spordan beklenti, spora yönelten
unsurlar, öğrenciler, spor
Betül Aleyna Karakaya, Ünsal Tazegül
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Capoeira, (ka-pu-e-ra şeklinde okunur) Brezilya asıllı bir
savunma sanatıdır. Brezilya Portekizcesi’nde kelime anlamı
büyük ormanlarda küçük ağaçsız alandır. Dövüş sanatının adı da
buradan gelmektedir.Brezilya’ da yaşayan Afrika asıllı kölelerin
kendilerini savunmak için geliştirdikleri bu saldırı kökenli
spor bugün Brezilya başta olmak üzere Dünyanın 48 ülkesinde
resmi olarak yapılmaktadır. Estetik görünümü ve katı formlara
sahip olmayışı Capoeira’ yı diğer savunma sanatlarından
ayırır. Bir çok insana göre Capoeira bir savaş sanatı, savunma
sanatı ya da sadece bir dans olabilir. Brezilya’daki Capoeira’nın
kökenlerini yaratan köleler için Capoeira ‘Özgürlüğe giden yol’
olarak kabul görmüş. Eğer siz Capoeira ile ilgileniyorsanız ya
da yapıyorsanız, cevabını çok rahatlıkla verebilirsiniz. Capoeira,
RODA adı verilen insanlardan oluşan bir çember ya da yuvarlak
daire ya da yarım daire içerisinde 2 kişi ile belli stillerde ve
ritimlerde oynanan bir oyundur. Bu oyunun adı JOGO’ dur.
RODA çemberinin ve JOGO ( jogu ) oyununun belli töresel
kuralları vardır. RODA, orkestra’yı da içinde barındırır.Oyun
müzik eşliğinde,saldırı ve savunma kavramları temel alınarak
oynanır.Bu oyunda rakipler birbirlerine ağırlıklı olarak zihinsel
ve bunun yanında fiziksel üstünlük sağlamaya çalışır. Fakat
saldırılar ve üstünlük kurma,yıkma anlamında değil aksine
birliği ve uyumu sağlamak içindir.Capoeira 2 temel stil halinde
oynanan bir oyundur.ANGOLA ve REGIONAL.Her iki stilde de
kurallar,oyunun anlamı ve amacının bilinmesi,uygulamaktan
çok daha önemlidir. Capoeira’yı özel yapan şey budur.
Capoeira ile ilgilenen bir kişi, öncelikle bu kültürün gerçek
felsefesini ve kurallarını öğrenebilmek için kesinlikle bir
hocadan eğitim almalıdır.Capoeira, amacı,felsefesi,geleneksel
kuralları,orkestrası,enstrüman, ritim ve şarkıları,oyunu ile bir
bütündür.Capoeira’da kurallar gelenekseldir ve çok önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Capoeira, Kökeni, Köle
50
PP-011 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Engellilerde Beden
Eğitimi ve Spor]
PP-012 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/
Beceri Öğrenimi]
Down Sendromlu Bir Bireyde Fiziksel Aktivitelerin Temel
Jimnastik Beceleri Üzerine Etkisinin İncelenmesi
Beden Eğitimi ve Spor Dersinde Basketbolda Pas
Çalışmalarının Atma-Yakalama Becerisi Gelişimine Etkisi
Mustafa Sağnak1, Semra Batur2
Figen Altay, Taha Ayhan
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
Bu araştırmanın amacı down sendromlu bir bireyin yapılacak
düzenli fiziksel aktivitelerle bazı temel jimnastik becerilerindeki
gelişimlerini gözlemlemektir. Araştırma modeli deneysel
bir yöntem olup tek vaka çalışmasıdır. Araştırma daha önce
hiç düzenli fiziksel aktivite yapmamış, down sendromlu,
sağlıklı, üç yaşında, erkek bir birey üzerinde Malatya ilinde
yapılmıştır. Araştırma bireyin gönüllü katılımı ve ebeveyninin
rızası ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilecek verileri kaydetmek
için araştırmacılar tarafından oluşturulan temel jimnastik
becerilerinden beşini ölçen ‘Beceri Gözlem Formu’ kullanılmıştır.
Bu formda bir beceri yapılış seviyesine göre 0, 1, 2, 3, 4
değerlerinde beş farklı puan ile derecelendirilmiştir. Formdan
alınabilecek toplam puan sıfır ile yirmi puan arasındadır.
Temel jimnastik becerileri gözlem formu çalışmalar öncesinde
ön-test olarak ve sonrasında son-test olarak uygulanmıştır.
Fiziksel aktiviteler toplam beş hafta sürmüş olup haftada iki
gün, kırk beş dakikalık çalışma süreleriyle gerçekleşmiştir.
Yapılan fiziksel aktiviteler kapsamında Sıçrama, Takla Atma,
Solucan Yürüyüşü, Kurbağa Sıçrayışı ve Tavşan Sıçrayışı olmak
üzere temel jimnastik becerilerinden beşinin gelişimi ile ilgili
fiziksel çalışmalar yapılmıştır. Uygulanan programın sonunda
elde edilen ön-test ve son-test sonuçlarının puan ve yüzde
değerleri hesaplanmış, ön-test ve son-test arasındaki farklılık
karşılaştırılmış ve incelenmiştir. Sonuç olarak down sendromlu
bir bireye uygulanan düzenli fiziksel aktivite programı ile temel
jimnastik becerilerinden beşinin belirli oranlarda geliştiği
söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Down Sendromu, Düzenli Fiziksel
Aktivite, Temel Jimnastik Beceriler
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, beden eğitimi ve spor
dersinde basketbolda pas çalışmalarının atma-yakalama becerisi
gelişimine etkisinin incelenmesidir. Araştırmaya, Ortaokul 8.
Sınıf düzeyinde öğrenim gören 26 deney grubu, 26 kontrol grubu
toplam 52 gönüllü öğrenci katılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında grupların
denkliği için basketbolla ilgili bilişsel alana ilişkin özelliklerin
saptanmasında bilişsel alan testi (McGee ve Farrow,1987)
ve devinişsel alan için AAHPERD basketbol beceri testleri
kullanılmıştır. Araştırmada beş hafta boyunca deney grubuna
basketbolda pas çalışmalarını içeren ders işlenirken, kontrol
grubuna eğitim verilmemiştir. Beş haftalık dönemin başında ve
sonunda her iki gruba nesne kontrolü gerektiren beceri testi ve
bilişsel alan testi (McGee ve Farrow,1987) ile veriler toplanmıştır.
Verilerin analizinde nesne kontrolü gerektiren beceriler testi
için ölçüm yapan kişiler arası güvenirlik tekrarlı ölçümlerde
tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sınıf içi korelasyon tekniği
ile hesaplanmıştır (R:0,79, R:0,97). AHHPERD Pas Testi için
Mann Whitney U testi ve Kolmogorov Smirnov testi, Ön testson test deney deseni kapsamında bilgi ve beceri testlerinin
gruplar karşılaştırması için Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi,
bilgi ve beceri testlerinden elde edilen son test verilerine göre
gruplar arasındaki farkın hesaplanmasında Mann Whitney U
testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Deney ve kontrol gruplarının denkliğinin
sınanmasında AHHPERD Pas test puanları arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Ön test-son
test deney deseni kapsamında bilgi ve beceri testlerinin gruplar
karşılaştırmasında deney grubunun bilişsel ve devinşsel alan
ön test-son test puanları arasında anlamlı fark bulunurken
(p<0,05), kontrol grubunun bilişsel ve devinşsel alan ön testson test puanları arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05).
Bilgi ve beceri testlerinden elde edilen son test verilerine
göre gruplar arasında anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05).
Sonuç ve Öneriler: Deney grubunun beş haftalık beden eğitimi ve
spor dersinde uyguladığı basketbolda pas çalışmalarıyla kontrol
grubuna göre atma-yakalama becerisi yönünden devinişsel
alanda gelişim gösterdiği ve basketbolda pas çalışmalarının
atma-yakalama becerisi gelişiminde etkili olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Beden eğitimi ve spor dersi, atmayakalama becerisi, basketbol
51
PP-013 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/
Beceri Öğrenimi]
PP-014 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/
Beceri Öğrenimi]
Futbol Oyunu Köşe Vuruşu Organizasyonu Öğretiminde
Problem Çözümüyle İlgili Alıştırma Yöntemiyle
Oyuncuların Düzeylerinin İncelenmesi
Sınıf Öğretmenleriyle İşlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler
Ders Programının Yer Değiştirme Gerektiren Hareketlerin
Gelişimine Etkisi
Figen Altay, Ekrem Yılmaz
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
Figen Altay, Kağan Özkan
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
GİRİŞ-AMAÇ: Bu araştırma, Futbol Okulu Öğrencisi olan,
zorunlu Beden Eğitimi dersi alan, problem çözümüyle ilgili
alıştırma yöntemi temelli eğitimin futbol oyununun öğrenimi
üzerine etkisini öğrenmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya,
2015-2016 eğitim-öğretim yılının bahar dönemi içinde, futbol
eğitimi alan 12 araştırma grubu ve 12 kontrol grubu olmak üzere
toplam 24 gönüllü erkek öğrenci katılmıştır.
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, sınıf öğretmenleri ile
işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programı’nın üçüncü,
dördüncü sınıföğrencilerinyer değiştirme gerektiren becerilerin
gelişimine etkisini incelemektir. Araştırmayıdeney grubu118 ve
kontrol grubu83toplam gönüllü 201 öğrenci oluşturmaktadır.
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanması aşamasında çalışmaya
katılan iki gruba hareketli pas ve köşe vuruşu öğretime ait olan 13
soruluk bilgi testi, TFF (Türkiye Futbol Federasyonu) tarafından
geliştirilen her iki ayak ile hareketli pas ve top kontrolü beceri
testleri, Mitchell, A.S., Oslin, L., Griffin, L. 2005 tarafından
geliştirilen köşe vuruşu senaryosu uyarlanmış ve Griffin,
Mitchell ve Oslin, (1997) tarafından geliştirilen değerlendirme
ölçeği uyarlanarak veriler toplanmıştır. Araştırma grubuna
dört hafta problem çözümüyle ilgili alıştırmalar yaptırılırken
kontrol grubuna hiçbir eğitim verilmemiştir. Verilerin
analizinde, grupların denkliğinin sınanmasında bilgi ve beceri
testi sonuçlarının aritmetik ortalama ve standart sapmaları,
grupların denkliği için, Mann Whitney U testi, köşe vuruşu oyun
senaryosu ve beceri testlerinde ön test son test sonuçlarında
Wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi, araştırma grubu ile kontrol
grubunun son testlerinin karşılaştırılmasında Mann Whitney U
testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Grupların denkliği için, bilgi ( Z= -1,70-0,08;
p>.05) ve beceri testleri (Z= - 1.60, - 0,100; p>.05) istatiksel
olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Kağıt üzerindeki köşe
vuruşu oyun senaryolarının araştırma ve kontrol grubunun
ön test ve son test puanlarında anlamlı fark bulunmamıştır
(p>0.05). Araştırma grubunun beceri puanları ön test son test
sonuçlarında anlamlı bir fark bulunmuş (p<0.05), kontrol
grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Araştırma
grubu ile kontrol grubunun köşe vuruşu oyun senaryosu ve beceri
son testleri arasında anlamlı bir fark bulunmaktadır (p<0.05).
Sonuç ve Öneriler: Problem çözümüyle ilgili alıştırma yöntemi
temelli işlenen futbol eğitiminde futbol oyununun öğrenimi
konusunda; kağıt üzerinde uygulanan köşe vuruşu oyun
senaryosu, beceri gelişimi araştırma grubu lehine farklılık
gösterdiği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Futbol Eğitimi, Beden Eğitimi ve spor,
Problem Çözme Yöntemi, Alıştırma Yöntemi.
52
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında çalışmaya katılan
iki gruba Ulrich’in (2000) yer değiştirme için iç tutarlılığı.88
olanTGMD-2 testti,Boz (2011) tarafından Türk çocukları için
geçerliliği ve güvenirliği (RMSEA 0.088) olan şekli (BKMGT-2)
uygulanmıştır. BKMGT-2’nin alt testi olan yer değiştirme
becerileri puanlanmıştır.Çalışma grubuna ön test uygulamaları
sonunda haftada 1 gün, 40 dakika olmak üzere 10 hafta süreyle
eğitim programının etkisinin sınanması için sınıf öğretmenleri
tarafından yer değiştirme gerektiren hareketleri içeren
derslerişlenmiştir. Kontrol grubuna ise bu eğitim verilmemiştir.
Verilerin toplanmasında ölçümler video kamera ile kayıt altına
alınmıştır. Verilerin analizinde Bağımsız İki Örnek t-Testi
uygulanarak grupların denkliği sınanmış ve gruplararasında
anlamlı bir fark bulunmamıştır (p> 0.05). Araştırma ve kontrol
gruplarının yer değiştirme gerektiren becerilere ilişkin ön test
son test puanlarının değerlendirilmesinde Bağımlı İki Örnek
t-Testi, son test karşılaştırılmasında Bağımsız İki Örnek t-Test
kullanılmıştır.Ölçüm yapan uzmanlar arası güvenirlik tekrarlı
ölçümlerde tek yönlü Varyans ve sınıf içi korelasyon tekniği ile
hesaplanmıştır (R:0.71).
BULGULAR: Araştırma grubunun yer değiştirme gerektiren
becerilere ilişkin ön test son test puanları arasında anlamlı bir
fark bulunurken (p<0.05), kontrol grubunda anlamlı bir fark
bulunmamıştır (p>0.05). Üçüncü ve dördüncü sınıfların deney
ön test son test puanları arasında anlamlı bir fark bulunurken
(p<0.05), kontrol grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır
(p>0.05). Oyun ve Fiziki Etkinlikler Derslerine katılan ve
katılmayan çocukların BKMGT-2 yer değiştirmebeceri puanları
arasında araştırma grubu lehine anlamlı bir farkın olduğu
bulunmuştur (t:12,27- 0,00; p<0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Sınıf öğretmenleri tarafından
işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programının üçüncü
ve dördüncü sınıf öğrencilerin yer değiştirme gerektiren
becerilerinin gelişiminde etkili olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Oyun ve Fiziki Etkinlikler, Yer Değiştirme
Hareketleri, BKMGT-2.
PP-015 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/
Beceri Öğrenimi]
PP-016 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Okul Sporları/
Beceri Öğrenimi]
İlkokul 3. Sınıf Öğrencilerinin Oyun ve Fiziki Etkinlikler
Dersindeki Yer Değiştirme Hareketlerine İlişkin Fiziksel
Aktivite Seviyelerinin Karşılaştırılması
Sınıf Öğretmenleriyle İşlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler
Ders Programının Nesne Kontrolü Gerektiren Hareketlerin
Gelişimine Etkisi
Figen Altay, Emine Dereli
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
Figen Altay, Aslışah Ateşoğlu
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, ilkokul üçüncüsınıf
öğrencilerinin oyun ve fiziki etkinlikler dersindeki yer değiştirme
hareketlerine ilişkin fiziksel aktivite seviyelerinin incelenmesidir.
Araştırmaya, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında ilkokul üçüncü
sınıf düzeyinde öğrenim gören araştırma grubu 25, kontrol
grubu 25 toplam gönüllü 50 öğrenci katılmıştır.
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, sınıf öğretmenleri ile
işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programı’nın 9-10
yaş grubu öğrencilerin nesne kontrolü gerektiren becerilerin
gelişimine etkisini incelemektir. Araştırmayı çalışma grubu116
ve kontrol grubu72toplam gönüllü 188 öğrenci oluşturmaktadır.
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında,McKenzie,Sallis
ve Nader(1991) tarafından beden eğitimi derslerinde fitnes
zamanını ölçmek için tasarladıkları Fiziksel Öğrenme Ortamı
İçin Gözlem Sistemi(SOFİT) kullanılmıştır. Bu araç ile bir
ders süreci öğrenci aktivite düzeyi, ders içeriği ve öğretmen
davranışı ders sırasında aynı anda gözlemlenebilmektedir.
Araştırma grubunadört hafta yerdeğiştirme hareketlerini içeren
dersler işlenmiştir.Kontrol grubuna ise bu eğitim verilmemiştir.
Araştırmaöncesi vesonrasındaSOFİT protokolünce kayıt altına
alınıp,3 ana ve 18 alt kategori altında kodlanıp, sayısal veri haline
dönüştürülmüştür. Verilerin analizinde betimsel istatistikler,
frekans-yüzde kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin fiziksel aktivite
seviyelerindearaştırma grubunda ön testte %54,1 ile ayakta
durma yüksek oranda gözlemlenirken, son testte %45.83 ile çok
aktif ilk sırayı almaktadır. Kontrol grubunda ön testte %52,8 ile
ayakta durma en sık gözlemlenirken son testte ayakta durma
oranı %87,5’e çıkmıştır. Çalışmanın ders içeriği boyutunda,
beceri aktivitesinde deney grubunun ön testte %47,9 oranında
en çok zaman ayrılan alan olarak gözlemlenirken son testte
%31,2oranında intervallerde azalarak belirgin bir düşüş
gözlemlenmiştir. Kontrol grubunda ön testte, %43,7 ile genel
içerik en sık gözlemlenen davranışken, son testte bu oran
artmıştır. Çalışmanın öğretmen davranışı kodlamalarında,
araştırma grubundaki öğrencilerin fitness’i destekleme ön testte
%37,5,son testte %35,4 ile ilk sırayı almıştır. Kontrol grubunda
ön testte %43,7 ve son testte de %33,3 ile genel yönlendirme ve
bilgi en çok zaman ayrılan alan olarak gözlemlenmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Öğrencilerin kontrol grubuna göre
fiziksel aktivite katılımlarının yüksek olduğu ve ders içeriğinin;
beceri aktivitesi ve genel bilgi ağırlıklı olduğu, öğretmen
davranışlarının ise fitness destekleme ve genel yönlendirme ve
bilgi(ders anlatımı, işleyiş) ağırlıklı olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Aktivite, Oyun ve Fiziki Etkinlikler Dersi,
Sistematik Gözlem
GEREÇ-YÖNTEM: Verilerin toplanmasında çalışmaya katılan
iki gruba Ulrich’in (2000)Nesne Kontrol için iç tutarlılığı.88
olan TGMD-2 testti, Boz (2011) tarafından Türk çocukları için
geçerliliği ve güvenirliği (RMSEA 0.088) olan şekli (BKMGT-2)
uygulanmıştır. BKMGT-2’nin alt testi olan Nesne Kontrolü
becerileri puanlanmıştır. Çalışma grubuna ön test uygulamaları
sonunda haftada 1 gün, 40 dakika olmak üzere 10 hafta süreyle
eğitim programının etkisinin sınanması için sınıf öğretmenleri
tarafından nesne kontrolü gerektiren hareketleri içeren ders
işlenmiştir. Kontrol grubuna ise bu eğitim verilmemiştir.
Ölçümler video kamera ile kayıt altına alınmıştır. Verilerin
analizinde Bağımsız İki Örnek t-Testi uygulanarak grupların
denkliği sınanmış, araştırma ve kontrol gruplarının nesne
kontrolü gerektiren becerilere ilişkin ön test son test puanlarının
değerlendirilmesinde Bağımlı İki Örnek t-Testi, son test
karşılaştırılmasında Bağımsız İki Örnek t-Test kullanılmıştır.
Ölçüm yapan uzmanlar arası güvenirlik tekrarlı ölçümlerde tek
yönlü Varyans ve sınıf içi korelasyon tekniği ile hesaplanmıştır
(R:0.71).
BULGULAR: Grupların denkliği sınanmış ve gruplar arasında
anlamlı bir fark bulunmamıştır (p> 0.05).Çalışma grubunun
nesne kontrolü gerektiren becerilere ilişkin ön test son test
puanları arasında anlamlı bir fark bulunurken (p<0.05), kontrol
grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Üçüncü
ve dördüncü sınıfların araştırma grubunun ön test son test
puanları arasında anlamlı bir fark bulunurken (p<0.05), kontrol
grubunda anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Oyun ve
Fiziki Etkinlikler Derslerine katılan ve katılmayan çocukların
BKMGT-2 son test ortalama puanları arasında araştırma grubu
lehine anlamlı bir farkın olduğu bulunmuştur (p<0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Sınıf öğretmenleri tarafından
işlenen Oyun ve Fiziki Etkinlikler Ders Programının üçüncü
ve dördüncü sınıf öğrencilerinin nesne kontrolü gerektiren
becerilerinin gelişiminde etkili olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Oyun ve Fiziki Etkinlikler, NesneKontrolü
Hareketleri, BKMGT-2.
53
PP-017 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretim
Teknolojileri ve Materyal Geliştirme]
Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Eğitim
Teknolojileri Hakkındaki Görüşleri
Erhan Buyrukoğlu1, Fatih Özgül2, Merve Güçlü2, Yeliz Ateş1
1
Cumhuriyet Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Ana Bilim Dalı, Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı,
Sivas
Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla
kasıtlı olarak ve istendik yönde davranış değişikliği
meydana getirme sürecidir. Teknoloji ise; insanlara
kendi işlerini yapmasında bir takım kolaylıklar sağlayan,
etkili, kaliteli ve kompleks ürünler ortaya çıkarılmasında
rol oynayan sistemler bütünü olarak tanımlanabilir.
Eğitim teknolojisi öğrenmenin tüm yönlerini içeren sorunları
sistemli bir biçimde inceleyen, bu sorunlara çözümler geliştirmek
amacıyla insan gücü, bilgi, yöntem, teknik, araç-gereç ve
düzenleme gibi öğeleri işe koşarak uygun tasarımlar geliştiren,
uygulayan, değerlendiren ve yöneten karmaşık bir süreçtir.
Bu araştırmanın amacı, Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi
ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği, Antrenörlük ve Beden
Eğitimi Öğretmenliği Bölümlerin de öğrenim gören öğrencilerin
eğitim teknolojileri hakkındaki görüşlerinin belirlenmesidir.
Araştırma grubunu, yaşları 18 - 22 arası değişen 65 kişi, 23-28 yaş
arası değişen 34 kişi ve 29 yaş ve üstü 1 kişi olmak üzere toplam 100
öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada Soner (1996), tarafından
hazırlanmış olan “Eğitim Teknolojisi Tutum Ölçeği” öğrencilere
yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Elde edilen
veriler SPSS ver.18.00 paket programında değerlendirilmiştir.
Öğrencilerin “Eğitim teknolojileri hakkında uzmanlardan
bilgi alırım” ifadesine % 38 oranında katıldıkları, “Eğitim
teknolojileri bireyin gelişim özelliklerine uygun olmalıdır”
ifadesine % 42 oranında kesinlikle katıldıkları ve “Ülkemizde
eğitim teknolojilerine yeteri kadar önem verilmemektedir”
ifadesine % 1 oranında kesinlikle katılmadıkları belirlenmiştir.
Sonuç olarak, Beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencilerinin
eğitim teknolojileri kullanımı ilgi ve dikkatlerini derse
yönlendirmelerine, çevreyle olan iyi etkileşimlerine ve pozitif
düşünmelerine katkıda bulunabilir.
Anahtar Kelimeler: Besyo, Eğitim Teknolojileri, Öğrenci
PP-018 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi]
Lise Öğrencilerinin Bilgisayar Bağımlılık Düzeylerinin Bazı
Değişkenler Açısından İncelenmesi
Davut Irmak, Ünal Atıcı, Fatma Göksun, Dilek Aksoy, Hakkı
Çoknaz
Abant İzzet Baysal Üniversitesi BESYO, Bolu
Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim kurumlarında öğrenim
gören öğrencilerin bilgisayar ve internet bağımlılık düzeylerinin
cinsiyete, spor müsabakalarına katılıp katılmama durumuna
ve sınıf düzeylerine göre farklılıkların gösterip göstermediğini
ortaya koymaktır. Bu araştırmanın evrenini 2015-2016 eğitim
öğretim yılında Bolu merkez ilçedeki liselerden kura çekilerek
belirlenen bir lisede ve 1’er şubede yer alan 110 öğrenci,
örneklemini bu şubelerde yer alan 97 öğrenci oluşturmaktadır.
Araştırmada Ayas, Balta ve Horzum(2011)’un geliştirdiği,
geçerliliği ve güvenirliliği kanıtlanmış “Ergenler İçin Bilgisayar
Bağımlılığı” ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Ölçekte
Bilgisayar Oyun Bağımlılığı ve İnternet Bağımlılığı olmak
üzere iki alt boyut bulunmaktadır. Ölçekte her iki alt boyuttan
toplam alına bilecek en düşük puan 54( Bilgisayar Bağımlılığı:
26, İnternet bağımlılığı:28) iken en yüksek puan 270(Bilgisayar
Bağımlılığı:130, İnternet Bağımlılığı:140)’tir. Araştırmada ölçek
yoluyla toplanan verilerin analizi ve yorumu bilgisayar ortamında
yapılmıştır. Öğrencilerin ölçekten elde ettikleri puanlar
aritmetik ortalama (X) ve standart sapmalar (ss) kullanılarak
betimlenmiştir. Elde edilen veriler üzerinde yapılacak olan
istatistiksel analizlere karar vermek için Kolmogorov-smirnov ve
Levene Testi yapılmıştır. Verilerin normal dağılım gösterdiğinde
iki grubun karşılaştırılmasında Independent Samples Ttestinden, verilerin normal dağılım göstermediğinde ise Kruskal
Wallis ve Mann Whitney U testleri grupların karşılaştırılmasında
kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi (p<0.05) olarak kabul edilmiştir.
Araştırmaya Katılan Öğrencilerin Ergenler İçin Bilgisayar
Bağımlılık Ölçeği’nden elde ettikleri Toplam puanda(p<0.01)
ve Bilgisayar Oyun Bağımlılığı alt boyutunda(p<0.01),
kadınlar lehine istatistiksel bir farka rastlanırken İnternet
Bağımlılığı alt boyutunda(p>0.05). istatistiksel bir farka
rastlanılmamıştır. Spor faaliyetlerine katılan ve katılmayan
öğrencilerin Ergenler İçin Bilgisayar Bağımlılık Ölçeği’nden
elde ettikleri Toplam puanlarında, Bilgisayar Oyun Bağımlılığı
ve İnternet Bağımlılığı alt boyutunda istatistiksel bir farka
rastlanılmamıştır(p>0.05). Sınıflara göre öğrencilerin Ergenler
İçin Bilgisayar Bağımlılık Ölçeği’nden elde ettikleri Toplam
puanlarında, Bilgisayar Oyun Bağımlılığı ve İnternet Bağımlılığı
alt boyutunda istatistiksel bir farka rastlanılmamıştır(p>0.05).
Bu sonuçlara dayanarak, cinsiyetin Bilgisayar Oyun Bağımlılığı
ve İnternet Bağımlılığını etkilediği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Bilgisayar, İnternet, Bağımlılık, Oyun
54
PP-019 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi]
PP-020 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi]
Lisede Öğrenim Gören Öğrencilerin Bazı Değişkenler
Açısından Empatik Eğilim Puanlarının Karşılaştırılması
Formasyonu Alan Öğrencilerin Öğretmenlik Mesleğine
Yönelik Tutumları İle Kaygı Düzeyleri Arasındaki İlişkinin
İncelenmesi
Pelin Bakir1, Hakkı Çoknaz2
1
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi Ve Spor
Yüksekokulu, Bolu
2
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden Eğitimi Ve Spor
Yüksekokulu, Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü, Bolu
Bu araştırmada lisede öğrenim gören öğrencilerin empatik
eğilimlerinin cinsiyete, spor yapıp yapmama ve sınıflar arasında
karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu araştırmanın evrenini
2015-2016 eğitim öğretim yılında Bolu merkez ilçedeki bir kız
lisesi ve bir erkek lisesinde 1’er şubede yer alan 165 öğrenci,
örneklemini bu şubelerde yer alan 157 öğrenci oluşturmaktadır.
Araştırma sırasında öğrencilerin empatik eğilimlerini ölçmek
için Dökmen (1988) tarafından geliştirilen ‘’Empatik Eğilim
Ölçeği’’ kullanılmıştır. Ölçekte negatif yazılmış maddeler tersten
puanlanmıştır. Araştırmada ölçekten alınabilecek en düşük puan
20 iken en yüksek puan 100’dür. Öğrencilerin empatik eğilimleri
aritmetik ortalamaları ( ) ve standart sapmaları (ss) kullanılarak
betimlenmiştir. İki grubun karşılaştırılmasında Inde pendentSamplest t test, grupların ikiden fazla olması durumunda
Anova testi ve Post Hoc testlerinden Tukey testi kullanılmıştır.
Anlamlılık düzeyi çalışma öncesi p<0.05 olarak belirlenmiştir.
Yapılan istatistiksel değerlendirmede, öğrencilerin empatik
eğilim puanları okulların özelliğinden dolayı cinsiyet-okul olarak
değerlendirilmiştir. Buna göre öğrencilerin empatik eğilim
puanları cinsiyet-okul değişkenine göre karşılaştırma sonucunda
istatistiksel bir farka rastlanmıştır(p<0,05). Spor yapıp yapmama
değişkenine göre empati puanları karşılaştırıldığında istatistiksel
bir farka rastlanmamıştır (p>0,05). Sınıflar arasındaki karşılaştırma
sonucunda istatistiksel bir farka rastlanmıştır (p<0,01).
Bu bulgular sonucunda cinsiyet ve okulun, sınıfların öğrencilerin
empati puanını etkilediği; spor yapıp yapmamalarının
öğrencilerin empati puanını etkilemediği söylenebilir.
Bu sonuçların eğitimciler tarafından değerlendirilmesi
önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Lise, Cinsiyet, Empati
Büşra Önder, Figen Altay
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi
ve Spor Öğretmenliği Bölümü, Ankara
GİRİŞ-AMAÇ: Araştırmanın amacı, Hacettepe Üniversitesinde,
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği formasyonu alan
öğrencilerin, öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarının
ve kaygı düzeylerinin arasındaki ilişkinin incelenmesidir.
Araştırma, 2015-2016 öğretim yılında Hacettepe Üniversitesi
Spor Bilimleri Fakültesinde, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği
Formasyonu alan, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin 78 gönüllü
öğrenciyi kapsamıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Veri toplama aracı olarak, ‘’Beck Kaygı
Envanteri(BKE)’’ ve ‘’ Öğretmenlik Mesleği Tutum Ölçeği
(ÖMTÖ)’’ kullanılmıştır. Beck Kaygı Envanteri; Öğretmen
adaylarının kaygı düzeylerini belirlemek amacı ile kullanılmıştır.
Orijinal formu Beck, Epstein, Brown ve Steer (1988) tarafından
geliştirilen ölçek Ulusoy, Şahin ve Erkmen (1996) tarafından Türk
kültürüne uyarlanmıştır. Öğretmenlik Mesleği Tutum Ölçeği;
Çetin (2006) tarafından geliştirilmiş ve Öğretmen adaylarının
öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarını belirlemektedir. Bu
araştırma için yapılan ön uygulamada 78 öğretmen adayı ile
Öğretmenlik Mesleği Tutum Ölçeği yapı geçerliliğini belirlemek
için faktör analizi yapılmış, birinci faktöre düşen 20 sorunun
“Sevgi” düzeyini belirlemeye, ikinci faktöre düşen 9 sorunun
“Değer” düzeyini belirlemeye, üçüncü faktöre düşen 6 sorunun
“Uyum” düzeyini belirlemeye yönelik olduğu saptanmıştır. Beck
Kaygı Envanteri ve Mesleki Tutum, ölçeğin güvenirlik çalışması
için 78 kişiye uygulanmış ve hesaplanan Cronbach alfa katsayısı
Beck Kaygı Envanteri için 0,893 ve Mesleki Tutum için 0,449
bulunmuştur. Ölçeğin ve anketin yüksek derecede güvenilir
olduğu saptanmıştır. Anketler araştırmacı tarafından öğrencilere
doldurulması istenmiştir. Verilerin analizinde araştırmaya
katılan öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine yönelik tutum
ve kaygı düzeylerinin elde edilen verileriyle frekans ve yüzde
dağılımları bulunmuştur.
BULGULAR: Elde edilen bulgulara göre iki ölçek
arasındaki korelasyon sorulara göre r=0,01 ve r=0,05 olarak
değişkenlik göstermiştir ve pozitif yönde bir ilişki olduğu
gözlemlenmiştir. Öğrencilerin kaygı ve tutum davranışları
düzeyinde anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>.05).
Sonuç ve Öneriler: Formasyon grubunda öğrenim gören
öğrencilerin kaygı ve tutum davranışları incelendiğinde, kaygı
düzeyinin tutum düzeyine göre daha baskın olduğu ve bu iki
değişken arasındaki ilişkinin birbirlerinin tetiklediği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Tutum, kaygı, Beden Eğitimi ve Spor
55
PP-021 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Öğretmen Eğitimi]
Kız ve Erkek Ergenlerin Özerklik Desteği Algısının Farklı
Tahmin Edicileri
Hüseyin Aykan Kurucan, Ayşe Gökçe Erturan İlker
Pamukkale Üniversitesi, Spor Bilimleri Faküktesi, Beden
Eğitimi ve Spor Öğretmenli Bölümü, Denizli
GİRİŞ VE AMAÇ: Vallerand (2007) bir öğrenme ortamında
sosyal etkenlerin örneğin öğretmenin sağladığı özerklik
desteğinin, psikolojik aracı değişkenlerin yani temel psikolojik
ihtiyaçların tatmininin, motivasyonel düzenlemelerin ve
farklı duyuşsal, bilişsel ve psikomotor çıktıların sırası ile
birbirini etkilediğini ve bu durumun motivasyonelbir dizilim
oluşturduğunu savunmuştur. Beden eğitimi derslerine katılımı
ve bireylerin psikolojik iyi oluş halini olumlu etkilediği
bilindiğinden, sınıf ortamında algılan özerklik desteğini en
yüksek oranda açıklayan değişkenlerin cinsiyete göre nasıl
farklılaştığının bilinmesi önemlidir.
GEREÇ VE YÖNTEM: İlgili İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Etik
Kurul izinleri alındıktan sonra araştırmanın verileri Denizli’de
iki farklı liseden toplanmıştır. Örneklem grubu 431 (223 kız,
208 erkek) 9. ve 11. sınıf düzeyinde öğrenim gören öğrenciden
oluşmaktadır. Ölçek paketi, İhtiyaç Doyumu Ölçeği (Deci ve
Ryan, 1985), Durumsal Güdülenme Ölçeği (Guay, Vallerand ve
Blanchard, 2000) ve Özerklik Desteği Ölçeğinden (Williams ve
diğ., 1996) oluşmaktadır. Lise öğrencilerinin ölçeklere verdikleri
yanıtlardan her bir ölçek için elde edilen ortalama puanlar
regresyon analizi ile incelenmiştir.
BULGULAR: Beden eğitimi öğretmeni tarafından yaratılan
özerklik desteğinin, kızlar ve erkeklerde temel psikolojik ihtiyaç
tatmin düzeyi ve derse ilişkin farklı motivasyonel düzenlemeler
tarafından ne düzeyde yordandığını belirlemek için adım
adım (stepwise) regresyon analizi yapılmıştır.Kızlarda sırasıyla
özdeşimle düzenleme ve özerklik ihtiyacı tatmini değişkenlerinin[F
(1, 219) = 5.414, ΔR2 = 0.084, p = 0.02]; erkeklerde iseözdeşimle
düzenleme, yeterlik ihtiyacı tatmini ve güdülenmeme
değişkenlerinin özerklik desteğinin anlamlı düzeyde[F (1, 204) =
5.224, ΔR2 = 0.154, p = 0.02] yordayıcıları olduğu belirlenmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Beden eğitimi öğretmeleri
tarafından oluşturulan öğrenme ortamında ergenlik
dönemindekiöğrencilerin algıladıkları özerklik desteğinin
cinsiyete göre farklı yordayıcıları bulunmaktadır. Öğretmenlerin
ders ortamınıkız öğrenciler için, fikirlerinin dikkate alındığı,
tercih seçenekleri bulunan, insiyatif alabildikleri ve dersin kişisel
gelişimlerindeki önemini anlayacakları biçimde planlamaları
önerilmektedir.Öğretmenlerin, erkek öğrencilerin dersin önem
ve gerekliliğini anlamalarını sağlayarak kendilerini yetenekli
hissedecekleri ve başarıyı tadacakları biçimde ders ortamı
oluşturmaları önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: özerklik desteği, cinsiyet, temel psikolojik
ihtiyaçlar, motivasyonel düzenlemeler, ergenlik
56
PP-022 [Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi » Ölçme ve
Değerlendirme]
Sedanter Bireylerde Risk Faktörleri Ve Vücut Kompozisyonu
Arasındaki İlişkinin Değerlendirmesi
Fatih Murcak, Aysel Pehlivan, İlhan Odabaş, Ayça Karaorman,
Mustafa Aslan Başar, Hazım Çolak
Haliç Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu
Bu çalışmanın amacı 35 45 yaş arası egzersize yeni başlayan
bireylerin risk faktörleri ve vücut kompozisyonları arasındaki
ilişkinin değerlendirilmesidir. Çalışmada, bir fitness merkezine
ilk defa gelen 60 kişiye ACSM risk sınıflama rehberi kullanılarak
risk değerlendirmesi yapılmıştır. Hiç riski olmayan 30 kişi
kontrol grubu, iki veya daha fazla riski olanlar deney grubu
olarak ayrılmıştır. Deneklerin boyları mezura ile, vücut
kompozisyonları Tanita Marka Biyoelektrik Empedans Yöntemi
ile belirlenmiştir. İstatistik değerlendirme SPSS 20 programı
ile yapılmıştır. Verilerin tanımlayıcı istatistikleri korelasyon
ve karşılaştırmalarda Man Witney testi kullanılmıştır.
Deney grubu ve kontrol grubunda sırasıyla, yaş, vücut
ağırlığı, boy, BKİ, yüzde yağ oranı (39,9±3,32 yıl; 88,6±18,82
kg, 173,9± 6,37 cm; 28,7 ± 4,37 kg/m²; 30,3± 3,86 % );
kontrol grubunda ise (37,9 ± 2,6 yıl; 64,9 ± 12,28 kg;
169,5 ± 8,6 cm; 22,1 ± 2,9 kg/m²; 22,1 ± 3,96 %) dır.
Deney grubunda BKİ ile vücut ağırlığı arasında.970 (p≤0.01),
BKİ boy ile.798 (p≤0.01) korelasyon vardır. Kontrol grubunda
ise, BKİ ve vücut ağırlığı arasında.848 (p≤0.01), boyla yağ oranı
arasında negatif yönlü -.524 (p≤0.01) korelasyon belirlenmiştir.
Sonuç olarak risk faktörü taşıyan ve taşımayan grup arasında
vücut ağırlığı, BKİ ve % yağ oranı arasında anlamlı farklılık
bulunmuştur (p≤0.01).
Anahtar Kelimeler: Risk Faktörü, Sedanter, Yağ oranı
PP-023 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Diğer]
PP-024 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Kinantropometri]
Orta Öğretim Öğrencilerin Yüzme Sporu Hakkındaki
Metafor Algıları (Malatya İli Örneği)
Kadın Voleybolcuların Antropometrik ve Somatotip
Özelliklerinin İncelenmesi
Mecbure Bulut
İnönü Üniversitesi
Serkan Başgül, Halit Şar, Fatih Gür, Cengiz Ölmez, Selami
Yüksek, Vedat Ayan
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Trabzon.
Bu araştırma yüzme sporunu profesyonel olarak yapan ve
yapmayan orta öğretim öğrencilerinin yüzmeye ilişkin algılarının
tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırma kullanılan
teknikler bakımından nitel bir araştırmadır. Araştırmada
verilerin elde edilmesinde “yüzmek………………….gibidir,
çünkü…………………………….” cümlesi yer alan yarı
yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verileri
2015-2016 eğitim-öğretim yılında Malatya ilinde öğrenimlerine
devam eden 28 erkek 22 kız toplam 50 lise öğrencisinden elde
edilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin yüzme sporuna
ilişkin algılarının “aktivite sağlayıcı, sevgi-mutluluk verici,
canlandırıcı etki, bakış açısı geliştirici” başlıklarında ve beş grupta
toplandığı görülmüştür. Araştırma neticesinde, öğrencilerin
yüzme sporuna yönelik ürettikleri metaforlarda yüzme sporuna
karşı olumlu düşüncelerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yüzme sporu, metafor, lise öğrencileri
Bütün spor dallarında hedef başarıya ulaşmaktır. Antropometri
ve somatotip konuları ile ilgili literatür incelendiğinde farklı spor
dalları ve aynı spor dalının farklı kategorileri arasında vücudun
yapısal özelliklerinin değişiklik gösterdiği ortaya konulmuştur.
Dolayısı ile branşlara yönelik elde edilecek veriler yetenek
seçiminde, yönlendirilmesinde ve antrenman içeriklerinin
belirlenmesinde önemli olacaktır. Bu çalışmanın amacı, Arhavi
Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü kadın voleybol takımının
antropometrik ve somatotip özelliklerini belirlemektir. Bu
çalışmaya 2015 yılında bölgesel ligde şampiyon olan ve voleybol
üçüncü ligine yükselen Arhavi Belediyesi Gençlik ve Spor
Kulübü kadın voleybol takımı sporcularından 13 voleybolcu
gönüllü olarak katıldı. Ölçümler Karadeniz Teknik Üniversitesi
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Performans Laboratuarında
yapıldı. Somatotip özelliklerini belirlemek amacıyla HeathCarter yöntemi kullanıldı. Alınan bütün ölçümlerin aritmetik
ortalamaları ve standart sapmaları hesaplandı. Ölçümlerin
istatistiksel analizi için SPSS 22,0 programı kullanıldı.
Bu çalışmaya katılan kadın voleybolcuların (n=13) yaş
ortalamaları 14,38±0,98 yıl, boy uzunlukları 163,72±5,42
cm, vücut ağırlıkları 57,43±8,10 kg ve kadın voleybolcuların
somatotip ortalama değerleri ise endomorfi 3,56±0,98
mezomorfi 3,70±1,00 ektomorfi 2,59±1,09 olarak bulundu.
Bu çalışmanın, kadın voleybol sporcularının antropometrik
ve somatotip özelliklerini belirlemekle birlikte elde edilen
verilerin kadın voleybol oyuncularının belirli oyuncu
pozisyonlarına yönelik antrenman programlarının ve planlarının
oluşturulmasında antrenörlere, beden eğitimi öğretmenlerine ve
spor adamlarına faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Anahtar Kelimeler: Antropometri, Somatotip, Voleybol.
57
PP-025 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Özel Gruplarda
Antrenman]
PP-026 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Özel Gruplarda
Antrenman]
Altı Haftalık PNF Esneklik Çalışmalarının 5-10 Yaş Çocuklar
Üzerindeki Etkisi
İnönü Üniversitesi Spor Kulübünde 6 Haftalık Dinamik
Esneklik Antrenmanı İle Artistik Jimnastik 4-7 Yaş Yeni
Başlayanlar Üzerindeki Etkisi
Duygu Çiftçi
İnönü Üniversitesi, Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Malatya
Bu çalışma; Proprioseptif Nöromasküler Fasilitasyon (P.N.F.)
esneklik tekniklerinin 5-10 yaş arası cimnastik sporuna yeni
başlayan çocuklar üzerindeki etkisinin araştırılması amacıyla
yapılmıştır. Bu amaçla Malatya Jimnastik Spor Kulübünde
bulunan 5-10 yaş grubunda bulunan 10 çocuk sporcuya 6 haftalık
egzersiz programına P.N.F denek grubu ile çalışma uygulanmıştır.
Araştırma verilerinin elde edilmesi için çalışma grubu kontrol ve
deney grubu olarak ikiye ayrılmıştır. Deney grubunda bulunan
sporcu çocuklara P.N.F. teknikleri uygulanmış diğer gruba
ise uygulanmamıştır. Çalışma haftada iki gün 1 buçuk saatlik
çalışmalar 6 hafta boyunca düzenli olarak uygulanmıştır. Her
hareket 10’ sn dinlenme aralığı ile 3’er kez yapılmıştır. 6 haftalık
çalışma da deneklere uygulanan; vücut ağırlığı, boy uzunluğu,
otur uzan testi, kalça fleksiyon, kalça ekstansiyon, Spagat, diz
fleksiyon, kol esnekliği, omuz fleksiyon, omuz ekstansiyon,
gövde öne fleksiyon, gövde geriye ekstansiyon, köprü ölçümleri
ön-son test olarak alınmıştır. Ayrıca kalça ekstansiyon, omuz
fleksiyon, diz fleksiyon (sağ), diz fleksiyon (sol), gövde geriye
ekstansiyon ön test değerlerine göre anlamlı artışlar göstermiştir.
Kontrol grubuna göre önemli farklılıklar dikkat çekmektedir.
Uygulanan çalışma sonunda deney grubunda yer alan 5-10 yaş
sporcularında P.N.F esnetme tekniğinin esneklik geliştirmede
oldukça etkili bir metot olduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: PNF, esneklik, çocuk
58
Tuba Dulkadir
İnönü Üniversitesi, Antrenörlük Eğitimi Bölümü
Bu çalışmada yeni başlayan artistik jimnastik sporuna yeni
başlayan çocuklarda esneklik gelişmelerinin incelenmesi
amaçlanmıştır. Çalışma İnönü Üniversitesi Spor Kulübündeki
artistik jimnastik sporuna katılan 4-7 yaş aralığında 10 tane
çocuk üzerinde yapılmıştır. Çalışmada verilerin elde edilmesi
için, söz konusu çalışma grubuna, kontrol gurubu (n=5) denek
gurubu (n=5) şeklinde homojen bir dağılımla 6 haftalık dinamik
esneklik antrenmanı uygulanmıştır. Antrenmanlar haftada 2 gün
ve ikişer saatlik dilimlerle uygulanmıştır. Araştırma kapsamında
elde edilen veriler SPSS paket programında analiz edilmiştir.
Çalışma sonucunda alınan ölçümlerde denek gurubunun
esneklik ölçüm sonuçları kontrol gurubunun sonuçlarına göre
daha yüksek değerlerde olduğu görülmüştür. Sonuç olarak
dinamik esneklik antrenmanının yeni başlayan küçük çocuklar
üzerinde olumlu bir etkisi vardır.
Anahtar Kelimeler: çocuk, esneklik, artistik jimnastik
PP-027 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
PP-028 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
Futbol Sporu Yapan Erkek Üniversite Öğrencilerinde
Farklı Maksimum Oksijen Kullanım Kapasitesi Hesaplama
Yöntemlerinin İncelenmesi
The Effect of Respiratory Muscle Fatigue on 8x50 Meter
Series Front Crawl Swimming
Pelin Bakır1, Kutlu Aydın2
1
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Hareket ve Antrenman Bilimi, Bolu
2
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, BESYO, Antrenörlük Eğitimi
Bölümü, Bolu
Bu çalışmanın amacı, üç farklı metotla belirlenen
Maksimal Oksijen Kullanım (Max VO²) değerleri
arasındaki ilişkiyi belirlemek ve ortaya koymaktır.
Bu çalışmaya Abant İzzet Baysal Üniversitesi Beden
Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda öğrenim gören (2015 –
2016 öğretim yılı ) toplam 14 sağlıklı futbolcu katılmıştır.
Araştırmaya katılan futbolcuların Yaşları(Y) yıl olarak,
Boy Uzunlukları(BU) cm olarak, Vücut Ağırlıkları(VA) kg
olarak, Vücut Kitle İndeksleri(VKİ) puan olarak, Kilo(kg)/
Boy(m)2 formülüyle belirlenmiştir. Futbolcuların Max VO²
değerleri VKİ, Vücut Yağ (VY)% ve Bruce Koşu Protokolü
(BKP) formülüyle ml/kg/dk. olarak belirlenmiştir. Elde
edilen bulgular bilgisayar ortamında aritmetik ortalama(X),
Standart Sapma (SS) olarak analiz edilmiştir. Araştırmada
üç farklı yöntemle belirlenen Max VO² değerleri arasındaki
ilişki pearson korelasyon istatistik tekniğiyle belirlenmiş,
araştırmada anlamlılık düzeyi p <0.05 olarak kabul edilmiştir.
Araştırmaya katılan futbolcuların Y’leri = 21,21±1,84 yıl, BU =
172,57±5,38 cm, VA = 73,23±7,51 kg, VKİ = 24,57±2,04 puan,
VY %’leri = 8,55±2,06 olarak bulunmuştur. Futbolcuları Max
VO² değerleri VKİ formülüyle = 50,47±3,93 ml/kg/dk, VY %
formülüyle = 53,58±3,25 ml/kg/dk, BKP formülüyle = 47,28±4,97
ml/kg/dk bulunmuştur. VKİ ve VY % ile hesaplanan MaxVO²
değerleri arasında pozitif korelasyona rastlanmıştır (r=0,895;
p=0,001). Bununla birlikte BKP ile VY % formülüyle hesaplanan
MaxVO² değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
korelasyon görülmemiştir(r=0,443; p=0,113). Benzer olarak BKP
ile VKİ ile hesaplanan MaxVO² değerleri arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir korelasyon görülmemiştir(r=0,420; p=0,135).
Yapılan literatür taramasında farklı yöntemlerle elde edilen
MaxVO² değerlerinin korelasyonuna rastlanılmamıştır.
Ancak, yapılan bu çalışmayla katılımcıların performanslarını
gösterdiği BKP ile elde edilen MaxVO² değerleri ile VY %
ve VKİ formülleri ile elde edilen MaxVO²değerleri arasında
korelasyon çıkmamıştır. Bunun nedeni katılımcıların gerçek
performanslarını sergilememiş olmaları olabilir. Bu nedenle
MaxVO² değerlerinin elde edilmesinde katılımcıların MaxVO²
değerlerini etkilemeyeceği yöntemler seçilmesi önerilmektedir.
Ajda Pristavec, Jernej Kapus, Anton Ušaj
Faculty of Sport, University of Ljubljana, Ljubljana, Slovenia
The purpose of this research project was to identify the effect
of respiratory muscle fatigue on swimming time, stroke rate,
and breathing frequency in 8x50 meter series front crawl. We
hypothesized that respiratory muscle fatigue prolongs swimming
time during 8x50m series, and that respiratory muscle
fatigue increases both breathing frequency and stroke rate.
We tested 13 University of Ljubljana students enrolled in an
undergraduate program at the Faculty of Sports. Eight were
female, aged 20 to 24 years, weighting 56 to 71 kilograms, and
between 155 and 176 centimetres tall. Five were male, aged 18
to 25 years, weighting 58 to 82 kilograms, and between 166
and 195 centimetres tall. All students performed under both
the experimental and the control condition. We first measured
all three factors during 8x50m series after fatiguing respiratory
muscles, followed by measurements during a series repetition
without first fatiguing the muscle. During the experimental
condition, we fatigued the respiratory muscle using the
Powerbreathe, with the procedure lasting up to one hour.
The results show that respiratory muscle fatigue is statistically
significantly associated with a prolongation in the time needed
to perform the last two repetitions of 50 meter swims, and that
stroke rate is increased for each repetition. In addition, breathing
frequency is statistically significantly increased in six out of eight
repetitions. Both the observed increase in breathing frequency
and stroke rate under the fatigued respiratory muscle condition
are in line with results obtained by previous research.
Keywords: swimming, breathing muscle, inspiratory muscle,
fatigue, swimming technique, front crawl
Anahtar Kelimeler: Brucce Koşu Protokolü, Vücut Kitle
İndeksi, Yağ Yüzdesi
59
PP-029 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
PP-030 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
Bazı Yön Değiştirme Testlerinin Wingate Anaerobik Güç
Testi İle İlişkisi
Genç Kadın Voleybolcularda İzokinetik Bacak Kuvvetinin
Sıçrama Yüksekliği İle İlişkisi
Güven Kılıç, Necip Demirci, Evrim Ünver, Şükrü Alpan
Cinemre
Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve
Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD
Emel Yağmur Bayar, Evrim Ünver, Şefik Barbaros Çelenk, Şükrü
Alpan Cinemre
Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve
Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD
GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı gelişimi devam eden
ve düzenli antrenman yapan 16 yaş altı genç futbolcularda
anaerobik güç ile bazı yön değiştirme testleri arasındaki ilişki
düzeyinin incelenmesidir.
GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, genç kadın voleybolcuların
izokinetik bacak kuvveti ile sıçrama yükseklikleri arasındaki
ilişki düzeyinin incelenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 16 yaş altı 71 futbolcu gönüllü
olarak katılmıştır (yaş: 10.98 ± 1.47 yıl; VA: 35.50 ± 10.65 kg;
Boy uzunluğu: 143.40 ± 10.81 cm). Katılımcıların antropometrik
ölçümlerini takiben 5 dk ısınma koşusu ve dinamik germe
egzersizlerinden oluşan bir ısınma protokolü uygulanmıştır. 505
ve CODAT testlerine rasgele olarak katılmışlardır. Yön değiştirme
test süreleri Fusion Marka Smart Speed (Australia) fotosel ile
ölçülmüştür. Testler arasında 1 saat dinlenme verilmiştir. Her
bir test iki kez tekrar edilmiş ve en iyi dereceleri kaydedilmiştir.
Katılımcılar, 1.5 saatlik bir dinlenme sürecini ve ısınma sürecini
takiben 30 sn süreli Wingate anaerobik güç testine alınmışlardır.
Test sırasındaki ek yük vücut ağırlığının %7.5’ine denk gelecek
şekilde ayarlanmıştır. Test sonunda 30 sn içindeki anlık zirve
güç değeri (w) ve ortalama güç değerleri (w) değerlendirmeye
alınmıştır. Elde edilen verilerin analizi SPSS 21 istatistiksel analiz
yazılımında gerçekleştirilmiştir. 505 testi ile wingate anaerobik
güç testi arasındaki ilişki düzeyi pearson korelasyon katsayısı
(r) kullanılarak değerlendirilmiştir. CODAT testi ile Wingate
Anaerobik güç testi arasındaski ilişki düzeyi Spearman testi
değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Elde edilen bulgulara göre, 505 testi ile 30sn
ortalama güç değeri (w) arasında istatistiksel olarak anlamlı
negatif yönlü bir ilişki düzeyi elde edilmiştir (r= -0.42; p < 0.01).
Bununla birlikte CODAT testinin zirve güç değeri (w) ve ortalama
güç değeri (w) ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki düzeyi
olduğu belirlenmiştir (sırasıyla rho= -0.40; rho= -0.53; p < 0.01).
SONUÇ: Bu çalışmada elde edilen bulgulara göre bu yaş
grubunda 505 ve CODAT yön değiştirme testlerinin wingate
anaerobik güç testi ile ilişkili olduğu görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Wingate Anaerobik Güç Testi, CODAT,
505 testi
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Ankara ilinde bulunan bir
lisenin voleybol takımında 2 yıldır haftada en az 2 gün/saat
düzenli antrenman yapan 13 kadın voleybolcu (15.77±0.83
yaş; 166±8.52 cm; 59.43±9.28 kg) gönüllü olarak katılmıştır.
Katılımcıların Beden Kitle İndeksi (BKİ) değerleri 21.53±2.74’dür.
İzokinetik bacak kuvvetlerinin ölçümleri Humac Norm Cybex
Dinamometre cihazında 60⁰/sn açısal hızda 5 tekrar, 180⁰/sn’de
15 tekrar uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Sıçrama testleri Skuat
Sıçrama (SS), Aktif Sıçrama (AS) ve 40 cm yükseklikten Derinlik
Sıçraması testlerinden oluşmuştur. Bu testlerin sonucunda ASSS farkı (elastik kuvvet) hesaplanmıştır. Bu testler için Fusion
marka Smart Jump fotocell sistemi kullanılmıştır. Elde edilen
veriler SPSS 21 istatistiksel analiz programında analiz edilmiştir.
Veriler arasındaki ilişki düzeyleri pearson korelasyon katsayısı
(r) ile değerlendirilmiştir (p<0.05).
BULGULAR: Çalışmanın bulguları olarak, AS ile 60⁰/sn açısal
hızda elde edilen zirve tork değeri arasında istatistiksel olarak
anlamlı korelasyon bulunmuştur (sağ bacak r=0.66; sol bacak
r=0.59). 40 cm yükseklikten gerçekleştirilen derinlik sıçraması
sonucunda elde edilen sıçrama yüksekliği değeri ile 60⁰/sn açısal
hızda elde edilen zirve tork değeri arasında istatistiksel olarak
anlamlı korelasyon bulunmuştur (sağ bacak r=0.75; sol bacak
r=0.95). AS-SS farkı ile 60⁰/sn açısal hızda sağ ve sol bacakta (sağ
bacak için r=0.68; sol bacak için r=0.59), 180⁰/sn açısal hızda ise
yalnızca sol bacakta anlamlı korelasyon elde edilmiştir (r=0.58).
Bunun yanında derinlik sıçraması sonucunda elde edilen
sıçrama yüksekliği değeri ile 180⁰/sn hızda elde edilen zirve tork
değeri arasında yalnızca sol bacak için istatistiksel olarak anlamlı
korelasyon bulunmuştur (r=0.78).
SONUÇ: Çalışmanın sonucunda genç kadın voleybolcularda
sıçrama yüksekliğinin izokinetik bacak kuvveti ile ilişkili
olduğu belirlenmiştir. Sıçrama yüksekliğinin ve elastik kuvvetin
geliştirilmesi için maksimal kuvvete yakın şiddetlerde antrenman
yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: İzokinetik bacak kuvveti, Elastik Kuvvet,
Voleybol
60
PP-031[Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
PP-032 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
Üst Ekstremite Maksimal Kuvvet ve Güç Değerlerinin Atış
Performansına Etkisi
Genç Kadın Voleybolcuların Çeviklik, Sıçrama ve Sürat
Değerlerinin Oynadıkları Mevkilere Göre Karşılaştırılması
Salih Mahmutoğlu, Zeki Çakto, Sibel Mendeğ, Eda Turanlı,
Nurgül Yeşildağ, Rıdvan Çolak
Ardahan Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
Gülten Türk, Evrim Ünver, Şefik Barbaros Çelenk, Şükrü Alpan
Cinemre
Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve
Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük Anabilim Dalı
GİRİŞ-AMAÇ: Spor dalı ya da branşa özgü kuvvet ve güç
ilişkisinin belirlenmesi, uygulanacak antrenman yükleri
açısından değerli olmaktadır. Bu çalışma omuz ve Bench press
maksimal kuvvet ve gücünün sağlık ve basketbol topu atış
mesafesi ile arasındaki ilişkinin tespit edilmesini amaçlamaktadır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmaya, ondört (14), beden eğitimi
ve spor bölümü kadın öğrenci ( yaş=21,1±4,60; boy=163±6cm;
vücut ağırlığı=55.5±5,37 kg, vücut kitle indeksi=20,77±2,18 kg/
m2) gönüllü olarak katılmıştır. Üst ekstremite maksimal kuvvet
değeri (1TM), çoklu tekrar yöntemiyle, güç değerleri (1TM’nun
%40-50-60-70-80-90-100) kaldırılan ağırlığın süresi ve kat ettiği
yol dikkate alınarak hesaplanmıştır. Ağırlığın ne kadar sürede
kaldırıldığı fotosel yardımıyla tespit edilmiştir (Sport Expert,
Tümer Mühendislik, Ankara/Turkiye). Sağlık ve basketbol topu
atış mesafesi performans değerleri olarak belirlenmiştir. Veriler,
Pearson korelasyon analizi ile 0.05 anlamlılık düzeyi dikkate
alınarak incelenmiştir.
BULGULAR: Bench press 1TM ile basketbol ve sağlık topu
göğüs atışı arasındaki pozitif ilişki bulunmaktadır (r=0,627
p<0,05; r=0,715 p<0,01). Ayrıca omuz press 1TM sağlık topu
baş üstü atış ile basketbol topu göğüs atışı arasındaki ilişkilerde
anlamlıdır (r= 0, 586p<0.05; r=0,586 p<0.05). Kısaca Bench
press maksimal kuvvet değeri artıkça göğüsten atışlar arasındaki
performans daha belirgin artmaktadır. Bununla birlikte Bench
press %100-90 ve en yüksek güç çıktıları artıkça sağlık topu
göğüsten atış performansı da artmakla birlikte en yüksek ilişki
%90’lık güç çıktısında elde edilmiştir ( r=0,693 p<0,05; r=0,888
p<0,01; r=0,547 p<0,05).Benzer şekilde %90 güç çıktısı basketbol
topu göğüsten atış arasındaki ilişkide anlamlıdır ( r=0,571
p<0,05). Sadece %100 omuz pres güç değerleri ile basketbol
göğüs ile sağlık topu bas üstü ve göğüs atışları arasında pozitif
ilişki bulunmaktadır ( r=0,917 p<0,01; r=0,801 p<0,05); r=0,865
p<0,05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Atış performansı üzerinde güç
maksimal kuvvetten daha etkili görülmektedir. Bench
press %90 şiddetindeki güç çıktısı omuz presse göre tüm
atış performanslarında daha etkilidir. Üst ekstremite atış
performansını geliştirmek için maksimal kuvveti geliştirmekle
birlikte, 1TM’un % 90 aralığında çalışmak daha fazla yarar
sağlayabilir.
GİRİŞ-AMAÇ: Bu çalışmanın amacı; genç kadın voleybolcuların
bazı performans parametrelerinin oyun mevkilerine göre
karşılaştırmaktır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Ankara ilindeki profesyonel
voleybol takımlarının altyapısında düzenli olarak 5 yıldır
haftada 5 gün 2 saat antrenman yapan ve resmi maçlara katılan,
profesyonel voleybol takımlarının alt yapılarında oynayan 3 farklı
takım ve farklı oyun mevkilerindeki 30 [pasör (n=7), smaçör
(n=8), libero (n=7) ve orta oyuncu (n=8) ] genç kadın voleybolcu
(yaş:15.97±0.89; boy:170.16±8.98 cm; vücut ağırlığı: 63.50±9.11
kg) gönüllü olarak katılmıştır. Voleybolcuların antropometrik
ölçümleri (boy uzunluğu, vücut ağırlığı, vücut yağ yüzdesi (Tanita
TBF-401A USA), belirlendikten sonra, esnekliğin belirlenmesi
için otur eriş testi uygulanmıştır. Çevikliğinin belirlenmesinde
voleybolculara özgü T-testi; süratin belirlenmesinde 20 metre
sürat testi ve sıçrama yüksekliklerinin belirlenmesinde skuat
ve aktif sıçrama testleri uygulanmıştır. Sürat ve sıçrama
testlerinin belirlenmesinde Fusion Sport (Australia) marka
smart speed fotosel ve smart jump sıçrama matı kullanılmıştır.
Elde edilen veriler SPSS 21 istatiksel analiz yazılımında analiz
edilmiştir. Oyun mevkilerine göre farkların belirlenmesi için
parametrik olmayan Kruskal-Wallis testi kullanılmıştır (p<0.05).
BULGULAR: Mevkiler açısından yalnızca boy ve vücut ağırlığı
değerleri arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur
(p<.0.05). Diğer performans parametreleri açısından mevkiler
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı gözlenmiştir.
SONUÇ: Sonuç olarak günümüz voleybol oyun konsepti gereği
voleybolcuların maç içinde kat ettiği mesafeler, sıçrama sayıları
ve plonjon sayıları birbirlerine yaklaştığı için performans
parametrelerinin oyun mevkilerine göre farklarının ortadan
kalktığı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Voleybol, Mevki, Çeviklik, Dikey Sıçrama,
Sürat
Anahtar Kelimeler: Maksimal Kuvvet, Güç, Bench press, Omuz
pres, Atış mesafesi
61
PP-033 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
PP-034 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
Dikey ve Yatay Eksende Öne Doğru Yapılan Fleksiyon
Hareketi ile Elde Edilen Esneklik Ölçüm Değerlerinin
Karşılaştırılması
4 Haftalık Hazırlık Dönemi Antrenmanının Kayaklı
Koşucularda Fiziksel ve Fizyolojik Parametrelere Olan
Etkilerinin İncelenmesi
Fatih Gür1, Vedat Ayan1, Selami Yüksek1, Miraç Ayvaz2
1
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Trabzon
2
Avrasya Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Trabzon
Mustafa Boyacı, Aysel Kayıkçı, Uğur Akman, Kerim Sözbir,
Tuğba Kocaağa
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
Esneklik özelliği hem bireyin sağlığı açısından hem de sportif
performansı açısından dikkate alınan önemli bir motorik
özelliktir. Spor bilimleri alanında esneklik özelliğinin ölçülüp
değerlendirilmesinde sıklıkla kullanılan testlerden biri OturUzan testidir (Sit and Reach Test). Otur-uzan testinin bir kaç
farklı test protokolü olmakla birlikte bu testlerin tamamının ortak
yönü, deneğin yerde oturur pozisyonda öne fleksiyon hareketi ile
otur-uzan sehpasına doğru esnemesi ve sehpa üzerindeki skorun
kaydedilmesidir. Bu araştırmanın amacı; bireylerin öne fleksiyon
hareketini yatay eksende ve dikey eksende uygulamalarının
esneklik skorlarında bir farklılık oluşturup oluşturmayacağının
incelenmesidir. Araştırmaya Trabzon Belediyesi Tenis Kulübü’nde
tenis oynamakta olan 13 performans sporcusu ( yaş;14±2,23 yıl,
vücut ağırlığı;55,86±16,53 kg, boy uzunluğu;160±18,11 cm)
gönüllülük esasına göre katılmıştır. Araştırmada yatay ve dikey
eksendeki esneklik ölçümleri Takei Trunk Flexion Meter cihazı
ile gerçekleştirilmiştir. Sporcular 15 dk süre ile ısınma ve 10 dk
süre ile germe-esnetme hareketlerinden sonra yatay ve dikey
pozisyonda 2 şer kez esneklik ölçümüne alınmış ve en iyi skorları
araştırma verisi olarak kullanılmıştır. Elde edilen veriler ile
gerçekleştirilen Pearson Korelasyon Testi’ne göre, yatay fleksiyon
ve dikey fleksiyon esneklik ölçümleri arasında pozitif önde
güçlü bir ilişki vardır (r=0.977). Wilcoxon İşaretli Sıralar testine
göre ise, sporcuların yatay fleksiyon ve dikey fleksiyon esneklik
ölçüm puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak
anlamlı olduğu belirlenmiştir (Z=-2.748, p=0.006). Sporcuların
dikey fleksiyon (10.82±4.91 cm) puan ortalamasının, yatay
fleksiyon (9.53±4.47 cm) puan ortalamasına göre yüksek
olduğu ve dikey fleksiyon esneklik ölçümlerinde yatay fleksiyon
esneklik ölçümlerine göre 1.3 cm fark olduğu görülmektedir.
Spor bilimleri alanında yapılan esneklik ölçümlerinde sıklıkla
uygulanan otur-uzan testi yatay eksende gerçekleştirilen bir
testtir. Fleksiyon hareketinin dikey eksende ölçüldüğünde daha
yüksek bir değer elde edilmesi ölçülmek istenilen gerçek değere
ulaşılabilirlik açısından önemli bir fark olmakla birlikte bu farkın
tam olarak neden kaynakladığının araştırılması farklı bir bilimsel
çalışmanın konusu olabilir.
Anahtar Kelimeler: Esneklik, Fleksiyon, Otur-Uzan Testi,
Tenis.
62
AMAÇ: Kayaklı koşu branşı alt ve üst ekstremite kaslarının
uyumu ile çalışarak yüksek oranda dayanıklılık ve kassal efor
gerektiren bir spor dalıdır. Pistin eğimi, karın durumu ve tekniğe
bağlı olarak farklı motorik özellikleri kapsar ve tüm vücudun çok
yönlü antrene edilmesini sağlar. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı
15 yaş altı kayaklı koşucularda 4 hafta süreyle yapılan kayaklı
koşu antrenmanlarının 2000 m koşu süresine, şınav, barfiks ve
bacak kuvveti değerlerine olan kronik etkilerinin incelenmesidir.
YÖNTEM: Araştırmanın deney grubunu, yaşları 12-14
arasında değişen 10 (6 erkek, 4 bayan) kayaklı koşu sporcusu
oluştururken kontrol grubu ise 10 (6 erkek, 4 bayan) ilköğretim
öğrencisinden oluşmuştur. Deney grubu 4 hafta boyunca haftada
5 gün antrenman ve 1 gün dinlenme şeklinde kayaklı koşu
antrenmanlarını uygulamışlardır. Kontrol grubu ise herhangi bir
fiziksel aktiviteye katılmamıştır. Çalışma öntest-son test kontrol
gruplu araştırma modeline göre dizayn edilmiştir. Araştırmada,
2000 m koşu, barfikste asılı kalma, şınav ve leg press testleri
antrenmanlar başlamadan önce ve 4 haftalık antrenman periyodu
bitiminde her iki gruba da uygulanmıştır. Verilerin analizinde
grupların ön test ve son test değerleri arasındaki farklarda
Eşleştirilmiş Örneklem T-Testi, gruplar arası karşılaştırmalarda
ise Bağımsız Örneklemlerde T-Testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Yapılan istatistiksel analizler sonucunda deney
grubunun 2000m koşu (t= 5,036, p≤0,05), şınav süreleri (t=
5,036, p≤0,05), barfikste asılı kalma (t= -9,000, p≤0,05) ve leg
press skorlarının (t= -5,757, p≤0,05) öntest-sontest değerleri
arasında anlamlı fark bulunurken kontrol grubunda anlamlı
farka rastlanmamıştır. Gruplar arası ölçüm değerleri arasında
ise tüm parametrelerde kayaklı koşu grubunun lehine istatiksel
olarak anlamlı farklar tespit edilmiştir (p<0,05).
SONUÇ: 4 hafta uygulanan kayaklı koşu antrenman
programının 15 yaş altı kayaklı koşucularda alt ve üst ekstremite
kuvvet ve dayanıklılıklarında gelişme gösterdiği tespit
edilmiştir. Elde edilen bilgiler ışığında farklı spor branşlarının
da antrenman programlarında kayaklı koşu antrenmanlarından
yararlanabileceği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Dayanıklılık, kayaklı koşu, kuvvet,
performans testleri,
PP-035 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Performans/ Beceri
Testleri]
PP-036 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
CODAT Ve 505 Yön Değiştirme Testlerinin Tekrarlı Sprint
Testi İle İlişkisi
2016-Olimpiyat Oyunları Seçmesine Katılan Ritmik
Cimnastikçilerin Kompozisyonlarındaki Alet Kullanım
Çeşitliliğinin Video Analizi Ve Performans İlişkisi
Yalçın Aydın, Necip Demirci, Evrim Ünver, Şükrü Alpan
Cinemre
Hacettepe Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve
Spor Bilimleri Bölümü, Spor ve Antrenörlük ABD
GİRİŞ-AMAÇ: Ani yön değiştirmeler, futbol oyunu içinde
sıkça karşılaşılan bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Futbolda, ani yön değiştirmeler gibi kısa sprintler de çok sık
karşılaşılan bir durumdur. Oyun analistleri 30 sn’den kısa
aralıklar ile çok sayıda sprintin olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu çalışmanın amacı genç futbolcularda yön değiştirme ile
tekrarlı sprint performansı arasındaki ilişkiyi incelemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu çalışmaya profosyonel bir futbol
takımında yaş grubuna göre haftada 4 gün günde ortalama 1,5
saat düzenli antrenman yapan 69 genç erkek futbolcu ( yaş:
13.95±1.42; boy: 165.05±10.75 cm; vücut ağırlığı: 55.5±10.55
kg; BMI:20.17±1.93 ) gönüllü olarak katılmıştır. Futbolculara
çeviklik performansının belirlenmesi için CODAT ve 505 testi
ve 6*30 metre tekrarlı sprint testleri uygulanmıştır. Futbolcuların
yön değiştirme ve tekrarlı sprint testlerinin değerlendirilmesinde
Fusion sport Smart Speed fotosel sistemi kullanılmıştır. Tekrarlı
sprint testinde performans düşüş yüzdesi hesaplanmış ve yön
değiştirme test sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Verilerin analizi
sırasında ANOVA testi uygulanmıştır (p <0.05). Verilerin analizi
SPSS 21 istatistiksel analiz yazılımında gerçekleştirilmiştir.
BULGULAR: 505 yön değiştirme testi ile tekrarlı sprint performansı
azalma yüzdesi arasında (r= 0.034, p>0.780) ve CODAT
yön değiştirme ve tekrarlı sprint performans azalma yüzdesi
arasında (r= 0.059, p>0.632) anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
SONUÇ: Bu yaş grubunda farklı yön değiştirme testleri ile tekrarlı
sprint azalma yüzdesi arasında ilişki olmadığı görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: CODAT, 505 testi, Tekrarlı Sprint,
Pelin Akılveren, Ani Agopyan
Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük
Eğitimi Bölümü Hareket ve Antrenman Bilimleri Ana Bilim
Dalı, İstanbul
Bu araştırmada, 2016-Olimpiyat Oyunları seçmesine katılan
ritmik cimnastikçilerin çember ve top kompozisyonlarındaki
alet kullanım çeşitlilikleri video analiz yöntemiyle incelenerek,
sonuçlarının performansla olan ilişkisi ortaya konmuştur.
Araştırma grubunu, 34. Ritmik Cimnastik Dünya
Şampiyonasında, 2016-Olimpiyat Oyunları seçmesine katılma
hakkı kazanan, büyükler bireysel kategorisindeki 24 ritmik
cimnastikçi oluşturmuştur. Dört aletin toplam puanına göre
ilk 15’te yer alanlar, 2016-Olimpiyat Oyunlarına gitmeye hak
kazanmışlardır. Bu doğrultuda araştırma grubu; sıralamada
ilk 15’te (İ15, n=15) ve 16-24 arasında yer alan diğer
cimnastikçiler (D16-24, n=9) olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Araştırma kapsamında finalde yarışan 24 cimnastikçinin
yarıştıkları çember ve top aletlerinde olmak üzere toplamda 48
kompozisyonun videoları analiz edilmiştir. Araştırmada, tüm
ritmik cimnastikçilerin çember ve top kompozisyonlarındaki
temel ve diğer alet kullanım çeşitlilikleri üç uzman eşliğinde
video analizi yöntemiyle nicelik açısından incelenmiştir.
Kompozisyonların analizi; 2013-2016 Uluslararası Ritmik
Cimnastik değerlendirme kurallarına göre yapılmıştır.
Sonuçlar %95 güven aralığında değerlendirilmiş ve anlamlılık
düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Gruplar arasındaki
tüm parametrelere ilişkin farklılıklarının karşılaştırılması
için nonparametrik Mann Whitney-U testi kullanılmıştır.
Performans kriteri olarak belirlenen teknik, uygulama ve
toplamda elde edilen puanlarla, alet kullanım çeşitliliği
arasındaki ilişki Spearman korelasyon testi ile belirlenmiştir.
İ15 ve D16-24 gruplarında yer alan cimnastikçilerin
kompozisyonlarında çemberde içinden geçiş ve topta ise
fırlatma elementlerini en çok kullandıkları tespit edilmiştir.
Gruplar arasında teknik, uygulama ve toplam puanlar
açısından istatistiksel bir fark olmasına karşılık (p<0.05),
toplamdaki temel ve diğer alet kullanım oranlarının, çember
ve top koreografilerinde benzer olduğu ve fark bulunmadığı
belirlenmiştir (p>0.05). Sadece çemberde vücutta serbest
rotasyonunun İ15 grubunda; çemberde yerde yuvarlamayla, topta
küçük zıplatma serisinin kullanımlarının ise D16-24’de daha
fazla ve istatistiksel açıdan fark olduğu saptanmıştır (p<0.05).
Olimpiyat düzeyindeki cimnastikçilerin koregrafilerinde alet
kullanımlarının çok çeşitli, birbirine yakın özelliklerde ve hatasız
uyguladıklarında, performansı öncelikli olarak etkileyen tek bir
kriter olmayacağı sonucuna varılmıştır. Olimpiyat seçmelerine
katılan sporcuların kompozisyonlarının çok yönlü incelenerek
performansla olan ilişkisi yeni araştırmalara konu olabilir.
Anahtar Kelimeler: Çember,olimpiyat oyunları,ritmik
cimnastik, performans,top,video analizi
63
PP-037 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
P-038 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
Statik Ve Dinamik Germe Egzersizlerinin Çeviklik
Performansı Üzerine Etkisi
Statik ve Dinamik Germe Egzersizleri İçeren Isınma
Protokollerinin İzokinetik Kas Kuvvetine Etkisi
Yunus Karabacak, Mehmet Gören Köse, Ayşe Kin İşler
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü, Ankara
Burhan Sedef, Tahir Hazır
Hacettepe Üniversitesi, Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümü,
Beytepe-Ankara
GİRİŞ-AMAÇ: Çeviklik birçok spor dalı için oldukça önemli
bir kondisyonel bileşendir ve bir hareket serisi boyunca çok
hızlı yön değiştirmeler esnasında vücudun ve eklemlerin uzayda
doğru pozisyonda olmasını sağlayan bir kontrol ve koordinasyon
becerisi olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda ısınma sırasında
uygulanan germe egzersizlerinin bazı performans bileşenlerini
akut olarak olumsuz yönde etkilediğiyle ilgili çalışmalara sıklıkla
rastlanmaktadır. Bu doğrultuda hangi germe egzersizi türünün
olumsuz etkiye neden olduğunu belirleyebilmek için bu çalışma
statik ve dinamik germe egzersizlerinin çeviklik performansına
etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
GİRİŞ-AMAÇ: Statik ve dinamik germe egzersizleri sporcular
tarafından müsabaka yada antrenman öncesinde ısınmak için
yaygın olarak kullanılmaktadır. Statik germe egzersizlerinin
esnekliği artırarak sakatlanma riskini düşürdüğüne dair bulgular
vardır. Bunun yanında tüm çalışmalarda gösterilmemiş olmakla
beraber, egzersiz öncesinde dinamik ısınmanın aksine statik
germe içeren ısınmanın güç, kuvvet ve sprint performansını
olumsuz etkilediği saptanmıştır. Bu çalışmanın amacı, statik
ve dinamik germe egzersizleri içeren ısınma protokollerinin
izokinetik kas kuvveti üzerine etkisini belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM:
Çalışmaya
Hacettepe
Üniversitesi
Spor Bilimleri Fakültesinde okuyan 15 (yaş:23.47±1.85yıl,
boy:176.48±4.11cm,
kilo:75.25±5.36kg,
yağ:16.58±5.77%)
gönüllü öğrenci katılmıştır. Katılımcılar iki ayrı günde rastgele
sırayla statik ve dinamik germe egzersizlerine katılmış ve 5
dakikalık pasif dinlenmenin ardından 505 çeviklik testine
katılmışlardır. Çeviklik testi 2 dakika arayla iki kez yapılmış,
her denemede katılımcılardan sağ veya sol ayakla dönüşlerini
gerçekleştirmeleri istenmiş ve en iyi değer çeviklik değeri olarak
kabul edilmiştir. Çeviklik testlerinden önce katılımcılara 5
dakikalık ısınma koşusunun ardından alt ekstremite kaslarına
yönelik 4 egzersiz 12 saniyelik dinlenme aralıklarıyla 2x15sn
statik germe ve 11 egzersizden oluşan 10 saniye dinlenme
aralıklarıyla 2x15sn dinamik germe egzersizleri yaptırılmıştır.
Her iki ısınma süreci sırasında katılımcıların kalp atım hızları
telemetrik monitörlerle (Polar 810i, Finlandiya) takip edilmiştir.
Statik ve dinamik germe egzersizlerinin çeviklik üzerine etkisi
Bağımlı Gruplarda t-Testi ile belirlenmiştir.
BULGULAR: Bağımlı gruplarda t-testi sonuçları statik ve
dinamik germe egzersizleri sonrasında uygulanan 505 çeviklik
testi değerleri arasında istatistiksel yönden anlamlı bir fark
olmadığını göstermiştir (p>0.05). Isınma ve germe egzersizleri
süresince elde edilen kalp atım hızları arasında ise istatistiksel
yönden anlamlı bir fark bulunmuştur (t(14)=5.354; p<0.05).
Sonuç ve Öneriler: Sonuç olarak ısınma sırasında dinamik germe
egzersizinin statik germe egzersizine göre daha fazla fizyolojik
uyarana neden olduğu belirlense de, her iki germe egzersizinin
çeviklik performansında bir farklılaşmaya neden olmadığı
görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Statik Germe, Dinamik Germe, Çeviklik,
505 Testi
64
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya 14 spor okulu öğrencisi (Yaş:
24.9 ± 1.68, Boy: 177.4 ± 5.8 cm, Vücut ağırlığı: 75.3 ± 5.1 kg,
Vücut Yağ Yüzdesi: 14.5 ± 5.4) gönüllü olarak katılmıştır. En az
3 gün ara ve rastgele sıra ile bisiklet ergometresinde 5 dk 60-90
Watt’a genel ısınmayı takiben alt ekstremite kaslarına 4 farklı 2 x
20 sn statik germe ve 11 farklı hareketten oluşan dinamik ısınma
uygulanmıştır. Isınma egzersizleri öncesinde ve esnasında kalp
atım hızı(KAH) ölçülmüştür. Isınma protokolleri uygulandıktan
5 dk sonra izokinetik dinamometrede 60°/sn ve 180°/sn hızda
dominant bacakta ekstansör ve fleksör kasların zirve tork, iş,
güç ve H/Q(Hamistring/Quadriceps) değerleri kayıt edilmiştir.
Isınma protokollerinin izokinetik değişkenler üzerine etkisi
Bağımlı Gruplarda t Testi ile belirlenmiştir.
BULGULAR: Her iki ısınma protokü öncesinde ölçülen dinlenik
KAH benzerdir(p>0.05). Her iki ısınma esnasında ölçülen KAH,
dinlenik KAH’dan(p<0.05) ve dinamik ısınma esnasında ölçülen
KAH da statik ısınma esnasında ölçülenden yüksektir(p<0.05).
Her iki ısınma protokolü sonrasında hem 60°/sn hem de 180°/
sn hızda ekstansör ve fleksör kaslarda ölçülen zirve tork, iş ve
güç değerleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır(p>0.05).
Sonuç ve Öneriler: Bu çalışmanın sonuçları dinamik germe
içeren ısınma protokolü ile karşılaştırıldığında statik germe
egzersizleri içeren ısınma esnasında metabolik süreçlerin daha az
aktifleştiğini ancak izokinetik kas kuvveti değişkenleri üzerinde
önemli bir değişime neden olmadığını göstermiştir. Bu bulgular
antrenman veya müsabakadan önce yapılan ısınma esnasında
2 x 20 sn süreli statik germe egzersizlerine yer verilebileceğini
göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Dinamik germe, Isınma, İzokinetik kas
kuvveti, Statik germe
PP-039 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
PP-040 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
2016-Olimpiyat Oyunları Seçmesine Katılan Ritmik
Cimnastikçilerin Kompozisyonlarındaki Rotasyonlu
Dinamik Elementlerinin Video Analizi Ve Performans
İlişkisinin İncelenmesi
Farklı Şiddetlerde Yapılan Dinamik Isınmanın Anaerobik
Performansa Etkisi
Tuğçe Oylumlu, Ani Agopyan
Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük
Eğitimi Bölümü Hareket ve Antrenman Bilimleri Ana Bilim
Dalı, İstanbul
Bu çalışmada 2016-Olimpiyat Oyunları seçmesine katılan
ritmik cimnastikçilerin kompozisyonlarındaki dinamik
rotasyonel elementlerin (DER) video analizleri yapılarak
performansla olan ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Araştırmanın örneklem grubunu, 2015 yılında Almanya’nın
Stuttgart şehrinde yapılan 34. Ritmik Cimnastik Dünya
Şampiyonasında büyükler kategorisinde yarışarak 2016-Olimpiyat
seçmesine katılmaya hak kazanan 24 ritmik cimnastikçi (Xyaş=
20.25 ± 2.69 yıl) oluşturmuştur. Dört aletin toplam puanına göre
ilk 15’te yer alan cimnastikçiler, 2016-Olimpiyat Oyunları’na
direkt gitmeye hak kazanmışlardır. Araştırma grubu; final
yarışmalarında sıralamada ilk 15’te (G11-15) ve 16-24’te (G21624) yer alan ritmik cimnastikçiler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır.
Araştırmada sporcuların kompozisyonlarının resmi föyleri
olmadığı için, analizler video yöntemi ile uzman üç kişi eşliğinde
yapılmıştır. Tüm cimnastikçilerin çember, top, labut ve kurdele
aletlerindeki toplam 96 kompozisyondaki DER’ler, nitelik ve
nicelik açısından analiz edilmiştir. Kompozisyonların analizi
2013-2016 Uluslararası Ritmik Cimnastik Değerlendirme
kurallarına göre yapılmıştır. Her bir aletteki ve toplamdaki
DER puanları ve sayıları belirlenmiştir. Cimnastikçilerin
tüm koreografilerdeki teknik, uygulama ve toplam puanları
performans kriteri olarak kabul edilmiştir. Gruplar arasındaki
farklılıklarda Mann-Whitney-U testi, her bir aletteki DER
toplam puanları ile performans ilişkisi Spearman R korelasyon
testi kullanılmıştır. Sonuçlar % 95 güven aralığında belirlenmiş
ve anlamlılık derecesi için p≤0.05 düzeyi kabul edilmiştir.
Her iki grubun tüm aletlerdeki DER toplam puanlarının 1.402.40 arasında olduğu saptanmıştır. Gruplar arasında teknik,
uygulama ve toplam puanlar açısından istatistiksel bir fark
olmasına karşılık (p≤0.05), G11-15 ve G216-24 cimnastikçilerinin
çember, top, labut, kurdele aletlerindeki toplam DER değerleri
karşılaştırıldığında ise istatistiksel bir fark bulunmamıştır (p≥0,05).
Olimpiyat seçmesine katılmaya hak kazanan her iki gruptaki
sporcuların
kompozisyonlarındaki
DER’lerini
hatasız
uyguladıkları ve puanlarının yüksek olduğu saptanmıştır. Bu
bağlamda, DER puanlarının yüksek, birbirine yakın özellikler
içermesi ve hatasız uygulanması durumunda, performansı
öncelikli olarak etkileyen bir kriter olmayacağı sonucuna
varılmıştır. Olimpiyat seçmelerine katılan sporcuların
kompozisyonlarının çok yönlü incelenerek performansa olan
ilişkisi yeni çalışmalara konu olabilir.
Bilal Faruk Rengül, Evrim Ünver, Tahir Hazir, Ayşe Kin İşler
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü, Ankara
GİRİŞ-AMAÇ: Yüksek şiddetli anaerobik egzersizler
öncesindeki ısınmanın performansı olumlu yönde etkilediği
çalışmalarda ortaya konmuştur. Bununla beraber ısınma
şiddetinin anaerobik performans üzerine etkisi net değildir. Bu
çalışmanın amacı, farklı şiddette uygulanan dinamik ısınmanın
anaerobik performans üzerine etkisini belirlemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubu 12 gönüllü spor bilimleri
öğrencisinden (yaş: 24.33± 1.56 yıl, boy:178.25± 4.33 cm, vücut
ağırlığı: 77.23± 5.07 kg) oluşturulmuştur. Katılımcılara en az
3 gün ara ile rezerv KAH’nın %40 ve 70’ine denk gelen hedef
KAH’da bisiklet ergometresinde 5 dakika ısındıktan sonra
3 dakika germe egzersizlerini takiben 2 dk pasif dinlenme
sonrasında vücut ağırlığının %7.5’ine denk gelen yükte Wingate
Testi (WanT) yapılmıştır. WanT Testi sonrasında Borg skalasından
algılanan zorluk derecesi (AZD) belirlenmiştir. Her katılımcı
için Rezerv KAH’ın %40 ve 70’ine denk gelen hedef KAH’na ait iş
yükü, ayrı bir günde yapılan KAH-iş yükü testinden elde edilen
bireysel regresyon denklemi ile kestirilmiştir. Katılımcıların
ısınma öncesi dinlenik ve ısınma sırasında kalp atım hızları
telemetrik monitörlerle takip edilmiştir (810i, Polar, Finlandiya).
Farklı şiddette ısınmanın relatif zirve güç, relatif ortalama güç
ve yorgunluk indeksi üzerine etkisi Bağımlı Gruplarda t-Testi ile
analiz edilmiştir.
BULGULAR: İki farklı şiddette yapılan aktif ısınma öncesindeki
dinlenik KAH’ları arasında anlamlı bir fark belirlenmemiştir
(p>0.05). Her iki ısınmada ölçülen KAH’ları dinlenik
KAH’larından (p<0.05), %80’deki KAH’da % 40’dan yüksektir.
İki farklı ısınma şiddeti sonrasında yapılan WanT testi
sonucunda relatif zirve güç, relatif ortalama güç ve yorgunluk
indeksi değerleri arasında istatistiksel yönden anlamlı bir fark
saptanmamıştır (p>0.05). Benzer şekilde iki farklı şiddette
yapılan ısınma sonrası yapılan WanT testi sırasındaki AZD
skorları arasında da anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05).
Sonuç ve Öneriler: Sonuç olarak KAH rezervinin iki farklı
şiddetinde yapılan aktif ısınmanın anaerobik performansta
bir farklılığa neden olmadığı belirlenmiştir. Bu durum rezerv
KAH’ın %40-80’ine karşılık gelen şiddetlerin yüksek şiddetli
anaerobik aktiviteler öncesinde ısınmak için kullanılabileceğini
göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Dinamik ısınma, Anaerobik performans,
Wingate
Anahtar Kelimeler: Olimpiyat Oyunları, Performans, Ritmik
Cimnastik, Video Analizi
65
PP-041 [Hareket ve Antrenman Bilimi » Sporda Performans
Bileşenleri]
Tekrarlı Sprint Performansında Sirkadiyen Ritim Etkisinin
İncelenmesi
PP-042 [Rekreasyon Eğitimi » Diğer]
Üniversitede Öğrenim Gören Öğrencilerin Kişilikleri
Açısından Serbest Zaman Motivasyonlarının İncelenmesi
Cenk Yolcu, Evrim Ünver, Ayşe Kin İşler
Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Egzersiz ve Spor
Bilimleri Bölümü, Ankara
Emrah SERDAR1, Burcu Güvendi2
1
Marmara Üniversitesi Spor Yönetim Bİlimleri, İstanbul
2
İstanbul Üniversitesi Sporda Psiko-Sosyal Anabilim Dalı,
İstanbul
GİRİŞ-AMAÇ: Sirkadiyen ritim 24-saatlik zaman diliminde
oluşan döngüsel fizyolojik değişimler olarak tanımlanmaktadır.
Sirkadiyen ritmin sportif performanstaki birçok bileşenle olan
ilişkisi oldukça ilgi çekmiştir ve sirkadiyen ritmin özellikle kısa
süreli yüksek şiddetli egzersizlere olan etkisi üzerinde çelişkili
sonuçlar elde edilmiştir. Bu çalışmanın amacı tekrarlı sprint
performansında sirkadiyen ritim etkisini incelemektir.
GİRİŞ VE AMAÇ: Kişilik bireyin düşüncelerinin ve
hareketlerinin yansımasıdır ve her insanın kendine özgü yönlerini
tanımlar. Bireylerin serbest zaman etkinliklerine katılımları ise
motivasyon düzeylerine bağlıdır. Bu bağlamda çalışmanın amacı,
İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde öğrenim gören
öğrencilerin, kişilikleri açısından serbest zaman motivasyon
düzeylerini farklı değişkenlere göre incelemektir.
YÖNTEM: Çalışmaya 14 erkek spor bilimleri öğrencisi gönüllü
olarak katılmıştır (Yaş: 24.29±1.54 yıl; Boy: 177.93±6.52 cm;
Vücut ağırlığı: 74.52±3.65 kg; Yağ: 16.90±5.14 %). Tekrarlı
sprint performansında sirkadiyen ritim etkisini belirlemek
için katılımcılar en az 3 gün ara ile sabah 10:00’dan önce ve
akşam16:00’dan sonra olmak üzere rastgele sırayla standart bir
ısınmanın ardından 30 saniye dinlenme aralığıyla bisiklette
5x6 saniye tekrarlı sprint testine katılmışlardır. Tekrarlı sprint
testi sonucunda katılımcıların en iyi zirve güç, ortalama güç,
toplam güç ve performans düşüş yüzdesi değerleri belirlenmiştir.
Tekrarlı sprint testinden önce katılımcıların uyku süresi, dinlenik
kalp atım hızı (KAH) ile oral vücut ısısı belirlenirken, ısınma,
tekrarlı sprint testi süresince ve 3 dakikalık toparlama süresince
de KAH belirlenmiştir. Ayrıca tekrarlı sprint testi sonrasında
katılımcıların algılanan zorluk derecesi (AZD) değerleri de
belirlenmiştir. Tekrarlı sprint testinde sirkadiyen ritim etkisini
belirlemek için Bağımlı Gruplarda t Testi kullanılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 22,02 ± 3,29
olan 94 “Kadın” ve 106 “Erkek” toplam 200 üniversite öğrencisi
katılmıştır. Araştırmada, spor bilimleri fakültesinde öğrenim gören
öğrencilerin Kişilik özelliklerini belirlemek için Francis ve ark.
(1992) tarafından kısaltılmış ve Karancı ve ark (2007) tarafından
Türkçeye uyarlanan “Eysenck Kişilik Anketi-Kısaltılmış Formu”
ve öğrencilerin rekreatif faaliyetlere katılmalarında etkili olan
motivasyon türünü belirlemek için ise Pellettier ve ark (1996)
tarafından geliştirilen ve Güngörmüş (2012) tarafından Türkçeye
uyarlanan “Serbest Zaman Motivasyon Ölçeği kullanılmıştır.
Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmış olup
katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi
için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir
dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için Shapiro Wilks
normallik testi uygulanmış ve verilerin non-parametrik test
koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra anlamlı
farklılıkların belirlenmesi için Mann-Whitney U ve Kruskall
Wallis testleri uygulanmıştır.
BULGULAR: Sabah ve akşam ölçülen dinlenik KAH ve oral
vücut ısısı değerleri ile sabah ve akşam testleri öncesindeki uyku
süreleri arasında anlamlı bir fark belirlenmemiştir (p>0.05).
Benzer şekilde sabah ve akşam ölçülen ısınma, egzersiz ve
toparlanma KAH değerleri ile AZD değerleri arasında da anlamlı
bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Tekrarlı sprint testi performans
değişkenlerine bakıldığında ise en iyi zirve güç, ortalama güç,
toplam güç ve performans düşüş yüzdesi değerlerinin benzer
olduğu görülmüştür (p>0.05).
SONUÇ VE ÖNERİLER: Sonuç olarak 5x6 saniye tekrarlı sprint
testi performans bileşenlerinde sirkadiyen ritim etkisi olmadığı
görülmüştür. Bu sonuçlar 5x6 saniye tekrarlı sprint testinin
sirkadiyen ritimden bağımsız olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Bisiklet Ergometresi, Sirkadiyen Ritim,
Tekrarlı Sprint
BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre kişilik
envanterinin alt boyutlarında ve toplam puanlarında anlamlı
farklılık rastlanmazken (p>0,05); serbest zaman motivasyon
ölçeğinin Motivasyonsuzluk ve Özdeşim alt boyutlarında kadın
katılımcılar erkek katılımcılara oranla anlamlı derecede daha
yüksek skorlar elde etmişlerdir (z=-2,217;p<0,05).Katılımcıların
yaşlarına göre kişilik envanterinin alt boyutlarında anlamlı
farklılık rastlanmazken (p>0.05); serbest zaman motivasyon
ölçeğinin Bilmek ve İçe atım alt boyutlarında 20-22 yaş
aralığındaki katılımcılar diğer yaş aralığındaki katılımcılara
oranla daha yüksek skorlar elde etmişlerdir (X2 =8.106; p<0.05;
X2 =7.619; p<0.05). Katılımcıların bölüm ve sınıflarına göre
kişilik envanterinin alt boyutlarında ve serbest zaman motivasyon
ölçeğinin alt boyutlarında anlamlı farklılık rastlanmamıştır
(p>0.05).
SONUÇ: Katılımcıların kişiliklerinin serbest zaman motivasyon
düzeylerinde etkin yapıya sahip olmadığı, cinsiyet ve yaşın
serbest zaman motivasyon düzeylerinde önemli bir rol oynadığı
söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Kişilik Özellikleri,
Motivasyonu, Üniversite Öğrencisi
66
Serbest
Zaman
PP-043 [Rekreasyon Eğitimi » Doğa /Su Sporları]
PP-044 [Rekreasyon Eğitimi » Yerel Yönetimler]
Fırtına Vadisinde Suya Dayalı Tesislerin Rekreasyonel
Kullanım Potansiyelinin Belirlenmesi
Açık Alan Egzersiz Parklarının Güncel Durumu ve Öneriler:
Muğla İli Örneği
Fatih Bektaş, Burak Kural, Sabiha Kaya, Semiha Kaya, İsmail
Demirci
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Rekreasyon Ana Bilim Dalı,
Trabzon
Atahan Doyran1, Fatma İlker Kerkez2
1
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
2
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi
AMAÇ: Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Fırtına Dereside suya dayalı
tesislerin rekreasyonel kullanım potansiyelini belirlemektir.
MATERYAL ve YÖNTEM: Araştırmanın evrenini Rize il sınırları
içerisinde olan Çamlıhemşin-Fırtına Vadisi üzerindeki Fırtına
Deresi’nde faaliyet gösteren 9 tesis oluşturmaktadır. Araştırmada
nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni
benimsenmiş olup betimsel analiz yöntemiyle yorumlanmıştır.
Veriler yarı yapılandırılmış 18 sorudan oluşan bir görüşme
formu oluşturularak kişisel görüşmeler yoluyla toplanmıştır.
Betimsel analiz yoluyla elde edilen rakamsal verilerin sayı ve
yüzde değerleri bilgisayar ortamına aktarılarak hesaplanmıştır.
BULGULAR: Görüşmelerden elde edilen açıklamalar betimsel
analiz yöntemiyle yorumlanmış ve bu işlemin sonucunda tablolar
elde edilmiştir. İşletmelerin tümünün rafting uygulamasını
ana faaliyet olarak seçtiği, raftingin yanı sıra zipline, kano ve
yüksek ip aktiviteleri de yaptıkları görülmektedir. İşletmelerin
%22.2’si 1-5 arası, %44.4’ü 6-9 arası, %33.3’ü 10 ve üzeri eleman
çalıştırmaktadır. İşletmelerin sezonluk ortalama müşteri
sayısı %22.2’sinin 2000 kişinin altında, %33.3’ünün 2001-3000
arasında, %22.2’sinin 3001-5000 arasında, %22.2’sininde 5001 ve
üzerinde olduğu, günlük müşteri kapasitelerinin %33.3’ünün 200
ve altı, %44.4’ünün 201-300 arası, %22.2’sininde 301 üzeri olduğu
belirlenmiştir. İşletmelerde müşteri potansiyelinin çoğunu yerel
halkın oluşturduğu ve bazı bölgelerden de turistlerin geldiği
ve %55.5’inin belgeli rehber çalıştırdığı rehberlerinin Türk
uyruklu oldukları, faaliyete katılmak üzere gelen turistlere %
88.8’i tarafından sigorta yapıldığı belirlenmiştir. Müşterilere
emniyet ve teknik malzemelerin tesisler tarafından verildiği
belirlenmiştir. Malzeme bakımını %44.4’ü günlük, %33.3’ü
yıllık olarak yapmaktadır. Kullanılan malzemelerin %66.6’sının
Avrupa Güvenlik Standartları’na uygun olduğu belirlenmiştir.
İşletmelerin %66.6’sı Nisan ayında hizmet vermeye başladığı ve
%44.4’ünün Ekim ayı sonunda sezonu kapattığı belirlenmiştir.
SONUÇ ve ÖNERİLER: Fırtına Vadisinde suya dayalı
rekreatif faaliyet yapan şirketlerde çalışan rehberlerinin belge
sahibi olması, işletmelerin işlerinde profesyonel davranması
ve müşteri ilişkilerine dikkat etmesini sağlamak amacıyla
ilgili kurum ve kuruluşların gerekli eğitimleri planlamaları
sağlanmalıdır. Suya dayalı rekreasyonel çeşitlilikler rafting ve
kanoyla sınırlı kalmayıp Fırtına Vadisinde faaliyet seçenekleri
arttırılmalıdır. İnsan kaynağı yetiştirmenin gerekliliği konusunda
kurumlar bilinçlendirilmelidir. Tesisler üzerinde ise gelişimi
kontrol edebilmek amacıyla ciddi denetim mekanizmaları
oluşturulmalıdır.
Sağlıklı toplum hedefine ulaşmanın en önemli yollarından
biri bireylerin düzenli fiziksel aktivite yapması ve hareket
etmesidir. Çeşitli nedenlerle spor salonlarına gidemeyen
bireyler için Belediyeler tarafından açık alan egzersiz parkları
yapılmaktadır. Açık alan egzersiz parklarını kullanan bireyler
kardiyovasküler ve tekrara dayalı hareketleri ücretsiz uygulama
fırsatı bulmaktadır. Peki, açık alan egzersiz parkları hangi
kriterlere göre yapılmaktadır? Uluslararası uygulamalara
bakıldığında Avrupa’da BS EN 16630:2015 standardının
Nisan 2015’de yayınlandığı ve bu standardın sabit açık alan
egzersiz parklarındaki ekipmanların güvenlik kriterlerini
ve test yöntemlerini içerdiği görülmektedir. Ülkemizde aynı
standartlar TSE tarafından 23.10.2015 tarihinde TS EN 16630
numarası ile yürürlüğe girmiştir. Bu çalışmada Muğla il
merkezinde TSE standardı yürürlüğe girmeden yapılan açık alan
egzersiz parklarının durumlarının incelenmesi amaçlanmıştır.
Araştırma için Muğla Büyükşehir Belediyesinden onay
alınmıştır. Belediye tarafından verilen listede yer alan
toplam 29 parka gidilerek tüm ekipmanlar kaydedilmiş
ve fotoğraflanmış ve belli kriterlere göre tasnif edilmiştir.
Parklarda yer alan egzersiz aleti sayısı en az 3 en
fazla 10’dur. Ekipmanlar arasındaki uzaklık 1 m ile
3m arasında değişmektedir. Parkların zemini büyük
çoğunlukta toprak (17 park), kalanında ise tartandır.
Parklarda yer alan aletler sırasıyla; toplam 28 parkta çiftli salınım
ve twist, 27 parkta kol ve omuz, bisiklet ve step, mekik, 24 parkta
ikili uzay yürüyüşü ve yanlara bacak açma, 12 parkta bacak itme, 4
parkta barfiks ve vücut geliştirme, 3 parkta tekli yürüyüş, 2 parkta
oturarak adımlama aletleri bulunmaktadır. Parkların büyük
çoğunluğunda bütün aletlerin üzerindeki açıklamalar silinmiş
haldedir (19 park). Parklar büyük çoğunlukla yerleşim yerlerine
ve sitelere yakın konumdadır (25 park, yürüme mesafesi 5 dk).
Açık alan egzersiz parklarının hedeflenen sağlık amaçlarına
ulaşması için standartlara uygun olarak yapılması ve korunması
önem taşımaktadır. Aletler amacına uygun kullanılmadığında
yarardan çok zarar verebileceği düşünülerek kullanım
kılavuzlarının yenilenmesi ve kullanıcılara bilgi verilmesi
faydalı olabilir. Bazı cihazların gerçekten gerekli olup olmadığı
ya da zararlı olabilecek aletler hakkında spor bilimciler ve
fizyoterapistlerin görüşlerine başvurulabilir
Anahtar Kelimeler: açık alan, egzersiz, park, standart
Anahtar Kelimeler: Fırtına deresi, rekreasyon, rekreasyonel
potansiyel, doğa sporları
67
PP-045 [Spor Sağlık Bilimleri » Diğer]
PP-046 [Spor Sağlık Bilimleri » Diğer]
Genç Erkek Basketbol Oyuncularının Maç Sırasında
Yer Aldıkları Sürelere Göre Performansla İlgili Fiziksel
Uygunluklarının Karşılaştırılması
Genç Erkek Hentbol Oyuncularının Oynadıkları Mevkilere
Göre Biyomotor Özelliklerinin Karşılaştırılması
Selin Baikoğlu , Adem Cemaloğulları
1
İstanbul Üniversitesi,Spor Sağlık Bilimleri Ana Bilim Dalı,
İstanbul
2
İstanbul Üniversitesi,Antrenörlük Bölümü, İstanbul
1
2
AMAÇ: Yaptığımız çalışmamızın amacı, İTÜ Genç erkek
basketbol takımı kadrosunda bulunan oyuncuların lig boyunca
oynadıkları maçlarda yer aldıkları sürelere göre performansla
ilgili fiziksel uygunluklarının karşılaştırılmasıdır.
YÖNTEM: Çalışmaya İTÜ Genç Erkek Basketbol takımında
oynayan 23 sağlıklı sporcu katılmıştır. Çalışma grubunun yaş
ortalamaları 14,93 ± 1,5 yıl, ağırlık ortalaması 73,68 ± 8,24 kg
ve boy ortalaması 176, 13 ± 6,13 cm olarak tespit edilmiştir.
Basketbolcuların fiziksel özelliklerinin belirlenmesinde; dikey
sıçrama, durarak uzun atlama, uzan-eriş ve 20 metre mekik
koşusu testleri uygulanmıştır. Ayrıca sporcuların maç sırasında
yer aldıkları sürelerin tespiti için lig boyunca oynadıkları 24 maç
baz alınarak toplam maç sürelerinin %70’ ı üzerinde yer alan ve
alamayan sporcular belirlenmiştir.
BULGULAR: Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için
SPSS 20.0 paket programı kullanılmıştır. %70 üstü oynama
süresine sahip sporcular ile %70 altı oynama süresine sahip
sporcuların ortalama farklılıklarını belirlemek için bağımsız t
testi uygulanmıştır.
68
Selin Baikoğlu1, Sinan Azak2
1
İstanbul Üniversitesi,Spor Sağlık Bilimleri Ana Bilim Dalı,
İstanbul
2
İstanbul Üniversitesi,Antrenörlük Bölümü, İstanbul
AMAÇ: Yaptığımız çalışmamızın amacı genç erkek hentbol
oyuncularının oynadıkları mevkilere göre temel motorik
özelliklerinin (biyomotor özellikler) karşılaştırılmasıdır.
YÖNTEM: Çalışmamıza İ.Ü. Genç Erkek Hentbol takımında
oynayan 8 oyun kurucu ve 7 kanat oyuncu olmak üzere toplamda
15 sağlıklı sporcu katılmıştır. Çalışmaya katılan sporcuların yaş
ortalamaları 23,67, boy uzunluk ortalamaları 181,60 cm, vücut
ağırlığı ortalamaları 79,81 kg ve vücut yağ yüzdesi ortalamaları
23,80 olarak tespit edilmiştir. Sporcuların fiziksel özelliklerini
tespit etmek için 20 metre mekik koşusu testi, durarak uzun
atlama ve dikey sıçrama testleri uygulanmıştır.
BULGULAR: Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için
SPSS 20.0 Paket programı kullanılmıştır. Sporcuların oynadıkları
mevkiler ile aerobik performans, dikey sıçrama. Yatay sıçrama
ve diğer fiziksel parametreler arasında bağımsız t testi analizleri
uygulanmıştır. Sporcuların oynadıkları mevkiler ile dikey
sıçrama özellikleri arasındaki korelasyon ilişkisine bakılmış olup
istatistiksel açıdan anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0.05).
SONUÇ: Çalışmamızın sonucu olarak lig boyunca yapılan
maçların toplam sürelerinde %70 üstü oynama süresine sahip
sporcuların dikey sıçramaları ve aerobik performansları %70 altı
oynama süresine sahip oyunculara göre daha anlamlı sonuçlar
vermiştir (P<0,05).
SONUÇ: Sonuç olarak, genç erkek hentbol oyuncularının
oynadıkları mevkiler ile dikey sıçramaları arasında anlamlı bir
farklılık olmasının nedeni oyun kurucuların maç içerisinde
hem sayı atması hem de savunmaya katkı sağlaması beklendiği
için sıçrama hareketini kanat oyunculara oranla maç içerisinde
daha fazla tekrarlamaktadırlar ve bu nedenden dolayı sıçrama
özelliklerinin daha gelişmiş olduğu düşünülmektedir
Anahtar Kelimeler: Basketbol, maç süresi, fiziksel özellikler
Anahtar Kelimeler: Hentbol, Biyomotor özellikler, Mevki
PP-047 [Spor Sağlık Bilimleri » Egzersiz Ve Spor Fizyolojisi]
Step Test Performansı Sirkadiyen Boyutunun
Değerlendirilmesi
Şahin Ahmedov, Barış Filiz, Ragıp Öz, Fatih Kerem Özkan
Yakın Doğu Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı,
Lefkoşa
GİRİŞ: İnsan vücudunun işleyişi sempatik ve parasempatik
otonom sinir sistemleri tarafından yürütülmekte ve bu sebepten
dolayı birçok vücut parametrelerin gece ve gündüz değerleri
doğal olarak fark göstermektedir. Sirkadiyen ismi altında
tanımlanan bu ritmik değişimlerin sportif performansa olan
etkisi konusunda farklı bakış açıları mevcuttur. Çalışmaların
bir kısmı performans değerlerinin gün içinde değişebileceğini
savunurken,diğerleri
parametrelerin
sabit
kaldığına
inanmaktadır (1,2). Konuyu araştırmak amacıyla sportif
performans için önem arz eden aerobik kapasitenin (vO2max)
gündüz ve gece değerleri arasındaki olası farkı tespit etmek
çalışmamızın hedefi seçilmiştir
Anahtar Kelimeler: Aerobik Kapasite,Sirkadiyen Ritim,Step Test.
PP-049 [Spor Sağlık Bilimleri » Spor Sakatlıkları Ve
Rehabilitasyon]
Taekwondo sporcularının atılganlık düzeyleri ve
sakatlanmayı etkileyen faktörlerinin incelenmesi
Vedat Erim, Seyyid Ahmet Töre
Ondokuz Mayıs üniversitesi Yaşar Doğu Spor Bilimleri
Fakültesi
Bu çalışmanın amacı; Taekwondo sporcuların sakatlanmalarını
etkileyebilecek faktörler ile atılganlık puanları arasında ilişkinin
incelenmesidir. Çalışmaya Samsun ilinde yaşları 10-46 arasında
olan ve en az 1 yıllık spor yaşına sahip toplam 97 lisanslı sporcu
gönüllü olarak katılmıştır. Sporculara demografik özelliklerini ve
yaralanma geçmişlerini belirleyici kişisel anket formu ile beraber
atılganlık düzeylerini belirlemek için Rathus (1973) tarafından
geliştirilen “Rathus Atılganlık Envanteri(RAE)” uygulanmıştır.
Ankete puanlamasına göre 30-80 puan, çekingenliği; 80-130
puan, orta düzeyi, 130-180 puan ise atılganlığı ifade etmektedir.
Elde edilen verilerin analizinde SPSS 22 istatistik programı
ile ortalama standart sapma frekans ve yüzde (%) değerler
tespit edilmiştir. Araştırma bulgularına göre; Sporcuların
atılganlık puanları ortalaması (ort-ss) 96,64±12,1 olarak
belirlenmiştir. Sporcuların %51,9’unun daha önce yaralanma
geçirmediği, yaralanma sebebinin çoğunlukla (%25,7) rakip
oyuncunun müdahalesi sonucu gerçekleştiği ve %24 de kendi
dikkatsizliğinden yaralanma geçirdiği belirlenmiştir. Yapılan
korelasyon analizinde sporcuların toplam atılganlık puanları
ile yaş, boy kilo, spor yaşı, sakatlık geçmişi ve nedenine
göre yapılan karşılaştırmada istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunamamıştır (p>0.05). Çalışmada Taekwondo sporcularının
aldıkları puanlara göre ortalama düzeyde atılgan kişiliğe sahip
oldukları belirlenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen verilere
dayanarak; sporcuların yaralanma durumlarının atılganlık
puanları ile ilişkisi olmadığı görülmüştür. Mücadele ve temasa
dayalı bir spor olan Taekwondo sporunda yaralanma düzeyinin
orta seviyede olduğu (%51,9) belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Atılganlık, Sakatlık, Taekwondo
69
PP-050 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve
Organizasyonu]
PP-051 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve
Organizasyonu]
Özel Fitness Merkezlerine Devam Eden Bireylerin Gelir
Değişkenlerine Göre Spor Ekonomisine Katkısının
İncelenmesi
İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde Öğrenim
Gören Öğrencilerin Örgüt Kültürü Algılarının İncelenmesi
Recep Mehmet Görünü , Serap Mungan Ay
1
Marmara Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, İstanbul
(Yüksek Lisans Öğr.)
2
Marmara Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, İstanbul
(Öğretim Üyesi)
1
2
GİRİŞ-AMAÇ: Bu araştırmada, İstanbul ilinde faaliyet
gösteren özel fitness merkezlerine üye olan bireylerin kişisel
yıllık spor harcamalarının ampirik olarak analizinin yapılması
amaçlanmaktadır. Araştırmanın bir diğer amacı ise katılımcıların
gelir değişkenlerine göre, kişisel yıllık spor harcamalarının
farklılık gösterip göstermediğini saptamaktır.
GEREÇ-YÖNTEM: Bu araştırmada, olasılığa dayanan örneklem
seçme tekniklerinden tabakalı örnekleme yöntemi kullanılmıştır.
Araştırma 385 kişi üzerinde uygulanmıştır. Bilgi formunun
birinci bölümündeki sorular, anket katılımcılarının demografik
özelliklerini belirlemeye yönelik olarak hazırlanmıştır. Bilgi
formunda yer alan sorulara Kolmogorov Smirnov testi
uygulanamaması nedeniyle veriler normal dağılıma uygun
değil olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle değişkenlerin
karşılaştırılabilmesi için parametrik olmayan testlerden KruskalWallis H ve Mann-Whitney U testi uygulanmıştır. KruskalWallis H testi sonucunda belirlenen farklılıkların hangi alt
gruplardan kaynaklandığını belirleyebilmek için değişkenlerin
ikili karşılaştırıldığı Mann-Whitney U testi yapılmıştır.
BULGULAR: İstanbul’daki özel fitness merkezlerine üye
olan bireylerin kişisel yıllık spor harcamalarının bireysel aile
gelir durumu değişkenine göre anlamlı farklılık gösterdiği
belirlenmiştir.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Özel fitness merkezlerine üye olan
bireylerin kişisel yıllık spor harcamalarıyla ilgili geri bildirim
sağlanarak, kişisel yıllık spor harcamalarına etki eden aile
gelir durumu değişkenine göre farklılık gösterme nedenleri
araştırılarak bu değişkenlerle ilgili çözüm yolları üretilmesi
konusunda önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Spor Ekonomisi, Fitness, Yıllık Spor
Harcaması, Gelir
Suzan Dal1, Hanife Banu Ataman Yancı2, Abdullah Şener3
Suzan DAL, İstanbul Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri
Anabilim Dalı, İstanbul
2
Hanife Banu Ataman Yancı, İstanbul Üniversitesi, Beden
Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı, İstanbul
3
Abdullah Şener, İstanbul
1
Bu araştırmanın amacı İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri
Fakültesinde Okuyan öğrencilerin örgüt kültürü algısını
incelemektir. Çalışma, üniversiteden üniversiteye değişiklik
gösteren örgüt kültürünün, farklı kültürel yapılardan gelen
İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri
nezdinde nasıl algılandığını ölçmek ve önem verilen
norm ve değerlerin neler olduğunu saptamaya yöneliktir.
Araştırma kapsamında, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri
Fakültesi öğrencilerinden yaş ortalamaları 23,3 olan 54
kız – 46 erkekten oluşan 100 kişi üzerinde anket çalışması
yapılmıştır. Çalışmada daha önce geçerliliği ve güvenilirliği
yapılıp Harika Güneş tarafından kullanılan, eğitim örgütlerinde
örgüt kültürünü konu edinen anketten yararlanılmıştır.
Anket iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm katılımcıların
demografik özellikleri ile ilgili olup, ikinci bölüm ise örgüt
kültürü alt boyutlarına yöneliktir. Anket verilerine, SPSS 20
paket programı ile frekans, t-testi ve anova analizleri yapılarak
p<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirme yapılmıştır.
İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri örgüt
kültürü alt boyutlarından olan iletişim kültürünü, 18-22 yaş
grubu aralığı olumlu düzeyde algılarken, 23 ve üstü yaş grubu
iletişim kültürünü orta düzeyde algılamaktadır. Diğer yandan
öğrencilerin güç mesafesi algıları yaş grubu fark etmeksizin
olumlu düzeyde çıkmıştır. Bununla birlikte cinsiyete göre
bakıldığında hem kız öğrencilerin hem de erkek öğrencilerin güç
mesafesi algısı olumlu düzeyde çıkan bir diğer sonuç olmuştur.
Ayrıca çalışmamızda genellikle iletişim ve güç mesafesi dışındaki
alt boyutların orta düzeyde algılandığı gözlemlenmiştir.
Araştırmadan çıkan sonuçlar arasında İstanbul Üniversitesi Spor
Bilimleri Fakültesinde okuyan öğrencilerde bazı değişkenlere
göre örgüt kültürü algıları genellikle orta düzeyde çıkmıştır.
(p<0.05). Örgüt kültürü alt boyutlarından olan açıklık, güven, üst
yönetim desteği, ödül sistemi, temel değer ve normlar, semboller,
işbirliği, değişime uyum ve bağlılık çalışmamızda orta düzeyde
algılanan alt boyutlardandır.
Anahtar Kelimeler: Örgüt Kültürü, Üniversite Öğrencisi,
İstanbul Üniversitesi
70
PP-052 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve
Organizasyonu]
PP-053 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve
Organizasyonu]
Avrupa Birliği Üyesi Ülkeler ile Türkiye’nin Spor Yönetim
Politikalarının Karşılaştırılması
Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin Girişimcilik
Düzeylerinin İncelenmesi
Recep Nur Uzun
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Yaşar Doğu Spor Bilimleri
Fakültesi, Samsun
Ayfer Saçu, Olcay Kiremitci
Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, İzmir
GİRİŞ-AMAÇ: Organize spor insanlık tarihinin ilk
devletlerinde görülen bir olgudur. Dolayısıyla sporun devletlerle
beraberliği tarih boyunca izlenmektedir. Devletin spora ilgisi
birey ve toplum üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır.
Sportif başarı ve spor etkinlikleri sınıf farklılıklarını unutturur
ve insanların birlik duygusunu arttırır. Bu kazanımların elde
edilmesi için organizasyon ve tesis gereklidir. Bütün bu ihtiyaçlar
devlet gibi kurumsal ve güçlü yapıların bir şekilde sporun içinde
yer almasını mecburi kılmaktadır.
Birey ve toplumu kuşatan devlet sporu kurumsallaştırmak
amacıyla geleceğe yönelik işlevsel politikalar geliştirmek ve
uygulamak zorundadır. Öyleyse politika devletin fiilen işleyen
mekanizması, sporda toplumsal bir kurum olarak bu ana
gövdenin bir parçasıdır.
Bu bağlamda çalışma; Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye’nin
spor yönetimi politikalarının ana hatlarıyla ortaya koymak
ve aralarındaki temel yönetimsel farkları belirlemek amacı
taşımaktadır.
GEREÇ-YÖNTEM:
Araştırma
literatür
taramasına
dayanmaktadır. Konuyla ilgili olarak çevrim içi ve basılı
kaynaklardan yararlanılmıştır. Araştırmada Avrupa Birliği üyesi
olan ve rastgele seçilen Fransa, Danimarka, Hollanda, İsveç,
Finlandiya, İtalya, Yunanistan ve Almanya ile Türkiye’nin spor
yönetim politikaları incelemeye alınmıştır. Bu kapsamda söz
konusu sekiz AB üyesi ülkesi ile Türkiye’nin spora bakış açıları
ve spor yönetim yapıları araştırılmıştır.
BULGULAR: AB ülkelerinin çoğu amatör sporu kamu dışı bir
“şemsiye örgüt” altında örgütlerken, Türkiye’de spor kulüpleri
halen bir devlet kurumunun çatısı altında varlık göstermektedir.
Araştırmada yer alan birkaç AB üyesi ülkenin spor
teşkilatlanmasında (hakem, idareci ve benzeri) görev alabilmek
için spor kulüplerine üye olmak zorunludur. Türkiye’de ise böyle
bir zorunluluk bulunmamaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER: Türkiye’de uygulanan merkezi
spor yönetim yapısının AB ülkeleri spor yönetim politikasına
kıyasla yetersiz kaldığı görülmektedir. Sporun kitlelere
yaygınlaşmasını amaçlayan AB ülkelerinde verimli çalışmaların
sonucunda öncelikle yaygın spor gelişmekte ve arkasından elit
sporlarda başarı elde edilmektedir. Türkiye’de de spor politikası
benzer hedefler üzerine kurgulanmasına karşın uygulamada
yetersizlikler görülmektedir. Bu nedenle; devlet kamu hizmeti
olarak yürüttüğü sporu anayasal hükme uygun olarak tüm
bireylere ulaştırmak hususunda etkin rol oynamalıdır.
Risklerin üstlenilmesi, planlama yapabilme yetisi ve
yönetebilme kapasitesi olarak tanımlanabilen girişimcilik,
aynı zamanda eylemsel olarak fırsatların en üst düzeyde
kullanılabilmesi ve organizasyon kurma kabiliyeti olarak
değerlendirilebilir. Bu çalışmanın amacı, spor alanında
öğrenim gören lisans öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin
belirlenmesi ve mevcut durumun cinsiyet ile öğrenim
görülen
bölüm
değişkenlerine
göre
incelenmesidir.
Çalışmaya 134(%34) Kadın, 260(%66) erkek olmak üzere toplam
394 spor bilimleri fakültesi lisans öğrencisi katılım göstermiştir.
Katılımcıların yaş ortalaması 21.88±2.29 olarak hesaplanmıştır.
Öğrenim görülen bölüm dikkate alındığında katılımcıların
73(%18.5)’ü beden eğitimi öğretmenliği, 151(%38.3)’i spor
yöneticiliği, 170(%43.1)’i antrenörlük bölümü öğrencileridir.
Çalışmada, Yılmaz ve Sünbül (2009) tarafından Türkçe
konuşan üniversite öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin
belirlenmesine yönelik olarak oluşturulan “Girişimcilik Ölçeği”
kullanılmıştır. Ölçek, 5’li likert tipi 36 madde ve tek boyuttan
oluşmaktadır. Geliştirme aşamasında ölçeğin iç tutarlık
katsayısı.90 olarak hesaplanmış (Yılmaz ve Sünbül,2009),
çalışmamızda ise bu katsayı.93 olarak belirlenmiştir.
Çalışmanın verileri araştırmacı tarafından sınıf ortamında
yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Elde edilen veri
seti SPSS13.0 paket programı kullanılarak depolanmış ve
analiz edilmiştir. Verilerin analizinde girişimcilik düzeylerinin
belirlenmesinde açımlayıcı istatistik, cinsiyet değişkeni için
t-testi ve öğrenim görülen bölüm değişkeni için ise ANOVA
kullanılmıştır. Anlamlılık katsayısı.05 olarak dikkate alınmıştır.
Bulgular, katılım gösteren öğrencilerinin girişimcilik
düzeylerinin 142.25±17.78 ortalama puan ile yüksek düzeyde
olduğunu göstermektedir. Sonuçlar cinsiyet değişkenine
göre değerlendirildiğinde, kadın öğrencilerin almış oldukları
ortalamaların (145.67±17.51), erkek öğrencilerin almış oldukları
ortalama puanlardan (140.48±17.69) anlamlı düzeyde daha yüksek
olduğu görülmüştür (t=2.78;p<.05). Öğrenim görülen bölüm
değişkenine göre ise, spor yöneticiliği bölümü öğrencilerinin
antrenörlük bölümü öğrencilerinden anlamlı düzeyde daha
yüksek ortalamaya sahip oldukları belirlenmiştir(p<.05).
Sonuç olarak, girişimcilik açısından kadın öğrencilerinin
anlamlı düzeyde yüksek ortalamalar almaları, kadınların
üniversite mezunu olarak toplum içinde daha güçlü yer alabilme
ve mesleki statü sahibi olabilme çabalarından kaynaklanmış
olabilir. Öğrenim görülen bölüm dikkate alındığında, yöneticilik
öğrencilerinin organizasyonlar içerisinde sorun çözmeye odaklı
eğitim almaları anlamlı düzeyde daha yüksek ortalamalara sahip
olmalarının kaynağı şeklinde yorumlanabilir.
Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, spor, cinsiyet, bölüm
Anahtar Kelimeler: Spor, Spor yönetimi, Uluslararası politika
71
PP-054 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Spor Yönetimi Ve
Organizasyonu]
PP-055 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda Bilişim
Teknolojileri]
Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde
Çalışan Personelin Çalıştıkları Kurumun Örgüt Kültürüne
İlişkin Algıları
Spor Kulüplerinde Sportif Verilerin Digital Ortama Aktarımı
ve Kulüp Strateji Planlanması
Mustafa Işık, Gözde Ersöz, Ilker Özmutlu
Namık Kemal Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
Tekirdağ
Bu araştırma, Tekirdağ Gençlik Hizmetleri ve Spor İl
Müdürlüğünde çalışan personelin çalıştıkları kurumun örgüt
kültürüne ilişkin algılarını ortaya koyabilmek ve kurumlarındaki
örgüt kültürünü geliştirebilmeleri için öneriler sunabilmek
amacıyla yapılmıştır. Çalışmanın evrenini Tekirdağ Gençlik
Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nde, Tekirdağ ili merkezinde
ve Çorlu İlçe teşkilatında çalışan 61 personel oluştururken;
çalışmanın örnekleminde bu evrenden gönüllülük esasıyla
araştırmamıza dahil olan, 23-59 yaş aralığında 24 personel
(nerkek= 15; Xyaş= 43.40±10.27 ve nkadın= 9; Xyaş=35.89±12.55)
yer almaktadır. Katılımcılara sosyo-demografik bilgilerini içeren
kişisel bilgi formu ve personelin bağlı bulunduğu kuruma ait
örgüt kültürü algılarını ortaya koymak için “Kurumsal Kültür
Testi” uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi tanımlayıcı
istatistik yöntemleri ile analiz edilmiştir. Araştırmada Tekirdağ
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü kurumunun Goffee ve
Jones Modeli’nde belirtilen toplumcu örgütsel kültür yapısında
olduğu tespit edilmiş olup, orta-yüksek dayanışma ve ortayüksek sosyallik bulgularına ulaşılmıştır. Sonuç olarak, Tekirdağ
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünde çalışan personelin
yüksek sosyallik ve yüksek dayanışma söz konusu olduğu
toplumcu kültürel yapıda yer aldığı ortaya konulmuştur. Bu
yapıdaki bir örgütte çalışanların kendilerini işleri ve kurumlarıyla
tamamen özdeşleştirmekle beraber, kimliklerini örgütleriyle eş
tutmakta olduğu söylenebilir. Gelecekte bu konuda yapılacak
çalışmalarda Ülkemizde spor yönetiminde söz sahibi olan bu
kuruluşların taşra ve merkez örgütlerindeki kurumsal kültür
algıları ortaya konulmalı ve örgüt kültürünün farklı boyutları da
bu çalışmalarda ele alınıp bu konu ayrıntılı olarak incelenmelidir.
Seçkin Renklibay
Marmara Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Yüksek
Lisans,İstanbul
Bu çalışmanın amacı şu anda kulübümüzde mevcut 22 branşın ve
toplamda izcilik branşı dahil 40000 e yakın sporcuya sahip spor
kulübünün branşların başarı planlamaları ve koordinasyonunun
yapılabilmesi, antrenman ve müsabaka programlarının
gün,hafta ve aylık olarak detaylı şekilde görülebilmesi,branş
sporcularının,branş antrenörlerinin kulübe katılım, antrenörlük
belge ve başarıları ile özlük, sportif bilgilerinin görülebilmesi
ayrıca branşlarda bulunan antrenör ve sporcular hakkında
detaylı sportif bilgilere ulaşarak sporcular ve antrenörler
hakkında objektif gelecek planlaması yapılabilmesi,Olimpik ve
diğer tüm branşların performans,müsabaka ve başarı kayıtlarının
oluşturulabilmesi amaçlanarak spor kulüplerinin sportif
kurumsallık anlayışı ile teknolojiden yararlanmanın önemini
kulüp planlamaları içinde yer almasını sağlamak.Bu programda
branşların bireysel ve takım sporları olmak üzere ayrı ayrı tüm
müsabaka ayrıntılarına göre kriterler oluşturularak ayrıntılı
biçimde branşların kayıt,analiz ve planlamaları yapılmaktadır.
Geliştirilebilir ve şu anda mevcut 22 branşın alt kategorileri
dahil tüm bilgilerine ulaşılabilmektedir.Ayrıca bu çalışmada
kulüp bünyesinde çalışan idari departman çalışanlarının
faydalanması ve departmanı ile ilgili gerekli bilgilere ulaşabilmesi
sağlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: sportif veri, organizasyon, planlama,
performans takip, bilişim
BRANŞ SPORCU DAĞILIMLARI
Anahtar Kelimeler: Kurum kültürü, Sosyalleşme, Dayanışma
Kurumdaki Baskın Kültürün Şematik Görünümü
Kurumdaki Baskın Kültürün Şematik Görünümü
72
SPOR KULÜBÜ BÜNYESİNDEKİ TÜM BRANŞLARIN
İÇİNDEKİ YERLİ VE YABANCI SAYISAL DETAYLARI
GÜNLÜK-HAFTALIK-AYLIK VE MÜSABAKA DETAY
PROGRAMI
22 SPOR BRANŞINDAN SEÇTİĞİMİZ BRANŞIN TÜM
KATEGORİLERİNİN
AYRI
AYRI
OLMAK
ÜZERE
ANTRENMAN-MÜSABAKA DETAYLARINA ULAŞMAK.
Sportif Veri Sistemi
Ana sportif veri sayfasından seçilen branşların içeriklerinin
görüntülenmesi.
TÜM BRANŞLARIN SAYISAL VERİLERİ
OLİMPİK BRANŞLARIN SPORTİF DETAY BİLGİLERİ
KULÜP
BÜNYESİNDEKİ
OLİMPİK
BRANŞLARIN
KATILDIKLARI OLİMPİYAT ORGANİZASYON BİLGİLERİNE
DETAYLI ŞEKİLDE GÖRÜLEBİLMESİ VE ARŞİVLENMESİ.
SPOR KULÜBÜ BÜNYESİNDEKİ TÜM BRANŞLARIN SAYISAL
VERİLERİ VE YÜZDELİK SAHİP OLDUKLARI DİLİMLER.
73
PP-056 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İletişim]
PP-057 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İletişim]
Takım Sporu ve Bireysel Spor ile İlgilenen Sporcuların
İletişim Becerilerinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi
Görme Engelli Sporcuların İletişim Becerilerinin Analizi
Sevim Güllü, Hande Üresin
İstanbul Üniversitesi, Spor Yönetim Bilimleri ABD, İstanbul
GİRİŞ ve AMAÇ: Günümüzde bireylerin fiziksel, duygusal
ve toplumsal bakımdan gelişimlerinin sağlanabilmesi, grup
çalışmalarını kolaylaştırması ve karşılıklı dayanışmanın
oluşturulabilmesi ve toplum üyeliğinin kazanabilmesinin en
kolay yollarından birisi spor olgusudur. Sporun, gençlerin
iletişim beceri düzeylerinin gelişmesine katkı sağladığı
söylenebilir. Bu bağlamda çalışmamızın amacı, bireysel sporlar
ve takım sporları ile ilgilenen sporcuların iletişim becerilerinin
karşılaştırılmasıdır.
GEREÇ ve YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 24,09 ± 3,14
olan 65 “Kadın” ve 71 “Erkek” olmak üzere toplam 136 sporcu
gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu
64 takım sporcusu ve 72 bireysel sporla uğraşan sporculardan
oluşmaktadır. Sporcuların İletişim becerilerini ölçmek için,
Korkut (1996) tarafından geçerlik ve güvenirliliği yapılan
“İletişim Becerilerini Değerlendirme Ölçeği” kullanılmıştır.
Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmış olup
katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi
için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir
dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için Shapiro
Wilks normallik testi uygulanmış ve verilerin non-parametrik
test koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra
anlamlı farklılıkların belirlenmesi için Mann-Whitney U testi
uygulanmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre iletişim
beceri düzeyleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı
farklılığa rastlanmamıştır (z=-,275; p>0.05). Erkek sporcular
kadın sporculara oranla daha yüksek skor elde etmelerine
rağmen bu skor manidar değildir (p>0.05). Katılımcıların
yaşlarına göre iletişim beceri düzeyleri karşılaştırıldığında ise
18-23 yaş grubundaki katılımcılar ile 25-29 yaş grubundaki
katılımcılar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit
edilmemiştir (z=-,140; p>0.05). Katılımcıların branşlarına göre
takım sporuyla ilgilenen sporcular ile bireysel sporla ilgilenen
sporcuların iletişim beceri düzeyleri karşılaştırıldığında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (z=,450; p>0.05). Katılımcıların eğitim durumları ile iletişim beceri
düzeyleri arasındaki fark incelendiğinde istatistiksel olarak
anlamlı farklılık tespit edilmiştir (z=-,682; p<0.05).
SONUÇ: Araştırmaya katılan üniversite mezunu sporcuların
iletişim becerilerinin, lise mezunu sporculara oranla daha iyi
olduğu, diğer değişkenlerin ise sporcuların iletişim becerilerinde
önemli bir rol oynamadığı söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Takım sporu, bireysel spor, iletişim becerileri.
74
Ömer Erşek1, Mehmet Gül2
1
Lisans Öğrencisi, Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve
Spor Yüksek Okulu, Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Sivas
2
Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksek Okulu, Spor Yöneticiliği Bölümü, Sivas
Spor sosyal bir ortamdır. İletişim, sözlü veya sözsüz olarak
gerçekleşebilen ve insanların birbirini anlamasına ve ortak
davranışlar sergilemesine olanak sağlayan bir araçtır.
Gelişime açık olan bir sporcunun en fazla geliştirmesi gereken
özelliklerden birisi iletişimdir. Özellikle engelli bireylerin
spor aracılığıyla topluma entegrasyon sağlaması büyük bir
kazanımdır. Bu bağlamda araştırmada çeşitli branşlarda aktif
olarak spor yapan görme engelli sporcuların iletişim becerilerinin
analizi edilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada tarama yöntemi
kullanılarak sporcuların iletişim becerileri betimlenmeye
çalışılmıştır. Araştırmada gereç olarak lisanslı olarak aktif spor
yapan 101 görme engelli sporcunun (Erkek= 51, %50,5- Bayan
=50, %49,5) demografik özelliklerini belirlemek amacıyla
“Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Diğer taraftan sporcuların
iletişim becerilerini belirlemek için Korkut (1996) tarafından
geliştirilen “İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ)”
kullanılmıştır. Verilerin analizinde yüzde (%), Frekans, Ortalama
ve Standart Sapma değerleri sunulmuştur. Diğer taraftan
Farklı değişkenler arasındaki farkları belirlemek amacıyla fark
testlerinden (Bağımsız gruplar t testi, Tek yönlü varyans analizi)
yararlanılmıştır. Elde edilen bulgulara bakıldığında görme
engelli sporcuların yarısından fazlasının (54 birey %53,5’inin)
4,1 yıl ve üzeri lisanslı olarak aktif spor yaptıkları, tamamına
yakınının (93 birey, %92,1) lise ve üzeri eğitim durumuna sahip
oldukları belirlenmiştir. İletişim becerilerine bakıldığında üst
seviyede iletişim becerisine sahip oldukları tespit edilmiştir.
Sporun insanların iletişim becerilerine sağlıdığı olumlu katkılar
birçok araştırmada ortaya konmuştur. Benzer şekilde yapılan bu
çalışmada da sporun engelli bireyler üzerinde iletişim becerisi
açısından üst düzeyde katkı sağladığı ortaya konmuştur. Bu
doğrultuda özellikle engelli bireyleri sosyalleşmeleri açısından
sporu bir araç olarak seçmeleri önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler: İletişim Becerisi, Spor, Görme Engelli
Sporcular
PP-058 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İletişim]
Spor Bilimleri Fakültesi’nde Öğrenim Gören Öğrencilerin
Sosyal Medya Kullanım Alışkanlıklarının İncelenmesi
Selçuk Bora Çavuşoğlu1, Ataman Tükenmez2, Erdoğan Türe1
1
İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, İstanbul
2
Marmara Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri, İstanbul
GİRİŞ VE AMAÇ: Kitle iletişim araçlarının özelliklerini
bünyesinde toplayan internet, kullanıcılarının sosyal hayata
bakış açılarında ve sosyalleşme tercihlerinde de değişiklikler
meydana getirmiştir. Bu değişimde önemli bir yeri olan sosyal
medya ortam ve araçlarının kullanımı da her geçen gün daha da
yaygınlaşmaktadır. Bu bağlamda araştırmanın amacı, İstanbul
Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin sosyal medya
kullanım alışkanlıklarını ve hangi amaçlarla sosyal medyayı
kullandıklarını ortaya koymaktır. Aynı zamanda öğrencilerin
sosyal medyayı algılamalarına bağlı olarak ortaya çıkan algısal
farklılıkların demografik özellikler itibariyle belirlenmesi de
araştırmanın alt amaçları arasında yer almaktadır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 21,16 ± 3,14
olan 90“Kadın” ve 90 “Erkek” toplam 180 üniversite öğrencisi
katılmıştır. Araştırmada, spor bilimleri fakültesinde öğrenim
gören öğrencilerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarını
belirlemek içinBostancı (2010) tarafından geçerlilik ve
güvenirliği yapılan “Sosyal Medya Kullanım” ölçeği kullanılmıştır.
Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmışolup
katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi
için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir
dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için ShapiroWilks
normallik testi uygulanmış ve verilerin parametrik test
koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra anlamlı
farklılıkların belirlenmesi için bağımsız t testi ve ANOVA testleri
uygulanmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre sosyal medya
kullanım düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık bulunmazken(p>0.05). Erkek katılımcılar kadın
katılımcılara oranla yüksek skor elde etmelerine rağmen bu
fark manidar değildi. Katılımcıların yaşlarına göre sosyal medya
kullanım düzeyleri arasında 18-20 yaş grubundaki katılımcılar
ile 24 yaş ve üstü katılımcılar arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir farklılık bulunmuştur (p<0.05).Katılımcıların bölüm ve
sınıflarına göre sosyal medya kullanım düzeyleri arasında
anlamlı farklılık rastlanmamıştır (p>0.05).
SONUÇ: Katılımcıların sosyal medya kullanım düzeylerinde
cinsiyet faktörü önemli bir rol oynamadığı, ancak yaş değişkeninin
önemli bir rol oynadığı saptanmıştır. Yaş faktörünün önem arz
etmesinin ana sebep olarak genç neslin teknolojik değişikliklere
yaşlı bireylere göre daha kolay uyum sağlaması gösterilebilir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, Üniversite, Öğrenci
PP-059 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İnsan
Kaynakları]
Karşılaştırmalı Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve
Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimi
Mürsel Akdenk
1.1-Uluslarüstü Kültürel Liderlik ve Turizm Eğitimi
Yüksek Lisans Tez Yazma Öğrencisi:Avrupa ve Akdeniz
Üniversitesi: Portorose-Slovenya. 1.2-Eğitimde Program
Geliştirme ve Öğretim Yöntemleri Bölümü Yüksek
Lisans Tez Yazma Öğrencisi:Ankara Üniversitesi; Eğitim
Bilimleri Enstitüsü:Ankara-Türkiye.1.3-Ondokuz Mayıs
Üniversitesi;Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi;Eski Öğretim
Elemanı:Samsun-Türkiye.
GİRİŞ: Türkiye de ve Dünyada Karşılaştırmalı Gençlik ve Spor
Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların
Eğitimi her zaman çok büyük sorunlar oluşturmuştur.
AMAÇ: Bu alan çalışmasında; Hükümet;Vakıf ve Özel Sektörde
Çok Amaçlı Mekanlarda Karşılaştırmalı Gençlik ve Spor
Kliniği;Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların
Eğitimi; Türkiye;Avustralya ve Avrupa Birliği Perspektifi
bakımlarından farklı çözümlerin açıklanması amaçlanmaktadır.
GEREÇ:İlgili kaynaklar; Türkiye;Avustralya
Birliğinden elde edilmektedir.
ve
Avrupa
YÖNTEM: Bir yandan; Türkiye de ve Dünyada Karşılaştırmalı
Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider
Elemanların Eğitimindeki ilgili sorunlar çok amaçlı olarak
irdelenmektedir. Diğer yandan; adı geçen sorunlara; ülkesel;
bölgesel ve küresel çözümlerin yolları verilmektedir.
GENEL BULGULAR: Avrupa’da ve Dünyada Gençlik ve Spor
Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider Elemanların
Eğitiminde yeni ve farklı ders ve kurs programlarının ortak
sorunları bu güne kadar tam irdelenmemiştir.
ÖZEL BULGULAR: İlgili eleman yetiştirme probleminin
Türkiye de de devam etmekte olduğu anlaşılmıştır.ve Dünyada
Gençlik ve Spor Kliniği; Rehabilitasyonu ve Fizyolojisinde Lider
Elemanların Eğitiminde yeni ve farklı ders ve kurs programlarının
ortak sorunları bu güne kadar tam irdelenmemiştir.
SONUÇLAR: Avrupa Birliği ve Küreselde Gençlik ve Spor
Kliniği; Gençlik ve Spor Rehabilitasyonu; Spor Fizyolojisinde
Lider Elemanların Eğitimi; Gençlik ve Sporda Lider Elemanların
Eğitimi;Avustralya da Gençlik ve Sporda Karşılaştırmalı Lider
Elemanların Eğitimi;Türkiye de Gençlik ve Sporda Lider
Elemanların Eğitiminin kriterleri verilmektedir.
ÖNERILER: Gerek yukarıda verilen genel konularda;
gerekse Türkiye’nin de ihtiyacı olan aynı alanlarda gençlik ve
sporda eleman eğitiminin küresel Liderlik kriterleri ortaya
konulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Gençlik ve Spor Kliniği, Gençlik ve Spor
Rehabilitasyonu, Spor Fizyolojisinde Lider Elemanların Eğitimi,
Gençlik ve Sporda Lider Elemanların Eğitimi, Gençlik ve Sporda
Karşılaştırmalı Lider Elemanların Eğitimi, Türkiye de Gençlik ve
Sporda Lider Elem
75
PP-060 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İnsan
Kaynakları]
PP-061 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda İnsan
Kaynakları]
Spor İşletmeleri Stratejik İnsan Kaynakları Yönetiminde
Entelektüel Sermayenin İnsan Sermayesinin Önemi:
Yüksek Öğretimde Sporda Karşılaştırmalı Eleman
Yetiştirmede Program Geliştirme Sorunları Ve Pratik Çözüm
Yolları:
Suzan Dal1, Hacı Şükrü Taştan1
1
İstanbul Üniversitesi, Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı,
İstanbul
Çalışmamızda, spor işletmelerinde İnsan Kaynakları yönetimi,
Entelektüel Sermaye kavramının parçası olan insan sermayesinin
önemi araştırılmıştır. Spor işletmeleri sürekli rekabet içerisinde,
kar ve hizmet kalitelerinin arttırma çabası içerisindedir. Bu
amaçla spor işletmelerin entelektüel sermayelerinin önemli
unsuru olan insan kaynağının elde edilmesi, elde tutulması ve
geliştirilmesi spor işletmeleri için önemli hale gelmektedir.
Araştırma, nitel araştırma metodolojisi içinde yer alan
genel tarama modellerinden betimsel tarama modelinde
gerçekleştirilmiştir. Araştırmada literatür taraması modeli
kullanılmıştır. Literatür taraması, araştırma probleminin
belirlenerek anlaşılmasına ve araştırmanın tarihsel bir
perspektife oturtulmasına yardımcı olur (Karasar, 2006).
Veri toplama aracı olarak işletmelerin insan kaynakları
yönetiminde entelektüel sermayenin önemi alanında ulusal ve
uluslarası dergi, makale, kitap gibi yazılı kaynaklar taranmıştır.
Entelektüel sermaye bir işletmenin sahip olduğu insani yapısal
ve ilişkisel varlıkları içermektedir. İnsan sermayesi bir işletmede
görev yapan çalışanların sahip olduğu bilgi, deneyim, yetenek
gibi beşeri davranışlarından oluşmaktadır. İnsan sermayesi,
işletme çalışanlarının sahip olduğu bilgi, sorun çözme becerisi,
yaşam kültürü, girişimcilik ve liderlik yetenekleri olarak
tanımlanmaktadır (Görmüş, 2009). Bir spor işletmesinde fiziki
ortamın iyi, çalışma aletlerin kaliteli olduğu bir salonda fitness
eğitmeninin salona gelen müşterileri iyi bir şekilde yönlendirmeyip,
yanlış ve eksik çalışmalar yaptırması müşterilerin beklentilerine
cevap vermemesi işletmenin karlılığını etkileyerek zarara hatta
işletmenin kapanmasına yol açabilir. Kısaca işletmenin sahip
olduğu maddi kaynakların yanı sıra entelektüel sermaye olarak
nitelendirdiğimiz insan kaynağının önemi ortaya çıkmaktadır.
Spor kulüplerinin isimleri, tesisleri, sahip olduğu duran varlıkları
ne kadar büyük olursa olsun, her durumda transferler yaparak
yetenekli oyuncu ve teknik adam elde etmeye çalışmaktadır.
Buda göstermektedir ki spor kulüplerinin en değerli varlıkları,
oyuncuları insan unsurudur. Spor yönetiminde insan
kaynağının elde edilmesi, daha sonra elde tutulması ve eğitilip
geliştirilmesinin önemli olduğu, spor yönetiminde başarıyı
getireceği, verimliliği arttıracağı değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: İnsan Kaynakları Yönetimi, Entelektüel
Sermaye, İnsan sermayesi
Mürsel Akdenk1, İbrahim Kurt2, Mehmet Çebi3, Nurullah
Öğreten4, Cumali Yavuz5
1
Ondokuz Mayıs Üniversitesi;Yaşar Doğu Spor Bilimleri
Fakültesi;Eski Öğretim Elemanı:Samsun-Türkiye.
2
Hareket ve Antrenman Bilim Uzmanı Beden Eğitimi ve Spor
Öğretmeni: Samsun-Türkiye
3
Ondokuz Mayıs Üniversitesi;Yaşar Doğu Spor Bilimleri
Fakültesi;Öğretim El emanı:Samsun-Türkiye
4
Spor Bilimleri Doktora Öğrencisi: Ondokuz Mayıs
Üniversitesi:Samsun-Türkiye
5
Spor Bilimleri Doktora Eğitimi Tez Yazma Öğrencisi: ElazığTürkiye
GİRİŞ: Yüksek Öğretimde Sporda Karşılaştırmalı Sağlam;
Engelli ve Yetişkinlerde Eleman Yetiştirmede Program Geliştirme
Sorunları ve Pratik Çözüm Yolları; bugüne kadar pekte üzerinde
yeterince çalışılmış alanlar arasında bulunmamaktadır.Gelecekte
de farklı sorunların devam etme endişeleri bulunmaktadır.
AMAÇ: Hükümet;Vakıf ve Özel Yüksek Öğretimde Sporda
Karşılaştırmalı Sağlam; Engelli ve Yetişkinlerde Eleman
Yetiştirmede Program Geliştirme Sorunları ve Pratik Çözüm
Yolları;Türkiye;Avustralya Avrupa Birliği Modelleri Perspektifi;
adlı alan araştırmasının açıklanması amaçlanmaktadır.
GEREÇ: İlgili dokumanlar
Birliğinden elde edildi.
Türkiye;Avustralya
Avrupa
YÖNTEM: Adı geçen konular; Türkiye;Avustralya Avrupa Birliği
Modelleri açısından değerlendirilmektedir.Sonunda Türkiye için
farklı Program perspektifi açıklanmaktadır.
Genel Bulgular: Küresel Dünyada; Hükümet;Vakıf ve Özel
Yüksek Öğretimde Sporda Karşılaştırmalı Sağlam;Engelli ve
Yetişkinlerde Eleman Yetiştirmede Program Geliştirme Sorunları
ve Pratik Çözüm Yolları;Avustralya;Avrupa Birliği Modelleri ile
ortaya konulmaktadır.
ÖZEL BULGULAR: Bu konularda; Genel Bulgulardan
yararlanılmakta ve Türkiye ye özgü yapılanmaya yer
verilmektedir.
SONUÇLAR: Genel ve özel sonuçlar bakımlarından; adı geçen
alanlarda;Uygulamada; Avustralya;Avrupa Birliği Modellerinin
çok olumlu yönlerinin bulunduğu görülmektedir.
ÖNERİLER: Genel ve özel İlgili konularda; Bir yanda
Küresel Dünya, Avustralya ve Avrupa Birliği gibi ülke ve
bölgelerin konumları; diğer yandan;Türkiye gibi ülkelerin yeni
program geliştirme çalışmaların da ihtiyaçlarının bulunduğu
görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sporda Hükümet;Vakıf ve Özel Yüksek
Öğretim, Karşılaştırmalı Sağlam Engelli ve Yetişkinlerde Eleman
Yetiştirmede Programı,Sporda Program Geliştirme Sorunları ve
Pratik Çözüm Yolları, Sporda Türkiye,Avustralya Avrupa Birliği
Modelleri Perspektifi
76
PP-062 [Spor Yönetimi ve Organizasyonu » Sporda
Sponsorluk]
Üniversite Öğrencilerinin Spor Sponsorluğu Bilgi
Düzeylerinin İncelenmesi
Sevim Güllü, Ezgi Şahin
İstanbul Üniversitesi, Spor Yönetim Bilimleri ABD, İstanbul
GİRİŞ VE AMAÇ: Günümüzde sporun gelişmesi ile birlikte;
tesislerin, spor malzemeleri üreten firmaların, profesyonel
kulüplerin büyük bir endüstri haline geldiği söylenebilir. Bundan
dolayı, sponsorluk kavramının önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Bu bağlamda çalışmanın amacı; beden eğitimi ve spor
yüksekokulunda öğrenim gören öğrencilerin spor sponsporluğu
bilgi düzeylerinin incelenmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmaya yaş ortalaması 21,03 ± 1,79
olan 61 “Kadın” ve 75 “Erkek” olmak üzere toplam 136 üniversite
öğrencisi gönüllü olarak katılmıştır. Araştırmanın örneklem
grubu, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ve Esenyurt
Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda öğrenim
gören öğrencilerden oluşmaktadır. Öğrencilerin spor sponsorluğu
bilgi düzeyini ölçmek için, GÜL (2011) tarafından geçerlik ve
güvenirliliği yapılan “Spor Sponsorluğu Ölçeği” kullanılmıştır.
Sonuçlar için SPSS 20 paket programı kullanılmış olup
katılımcıların kişisel bilgilerinin dağılımlarının belirlenmesi
için yüzde (%) ve frekans (f) yöntemleri; verilerin normal bir
dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi için Shapiro
Wilks normallik testi uygulanmış ve verilerin parametrik test
koşullarına uygun olduğunun anlaşılmasından sonra anlamlı
farklılıkların belirlenmesi için bağımsız t testi ve ANOVA testleri
uygulanmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların cinsiyetlerine göre spor sponsorluğu
bilgi düzeyleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı
farklılığa rastlanmazken (p>0.05); erkek katılımcılar kadın
katılımcılara oranla daha yüksek skor elde etmişlerdir (t=1,188;
p>0.05). Katılımcıların yaşlarına göre spor sponsorluğu bilgi
düzeyleri karşılaştırıldığında 19-21 yaş grubundaki katılımcılar
ile 25 ve üstü yaş grubundaki katılımcılar arasında istatistiksel
olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (f=-1,58; p<0.05).
Katılımcıların üniversitelerine göre spor sponsorluğu bilgi
düzeyleri karşılaştırıldığında ise Esenyurt Üniversitesinde
öğrenim gören öğrenciler ile İstanbul Üniversitesinde öğrenim
gören öğrenciler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
bulunmuştur (t=-1,21; p<0.05). Katılımcıların bölüm ve
sınıflarına göre spor sponsorluğu bilgi düzeyleri arasında anlamlı
farklılık rastlanmamıştır (p>0.05).
PP-063 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Hentbolcuların Problem Çözme Becerilerinin Bazı
Değişkenler Açısından Belirlenmesi
Tolga Ceylan, Seniha Fistik, Sefa Şahan Birol
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman
AMAÇ: Bu araştırma; hentbolcuların problem çözme
becerilerinin çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını
ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma modeli olarak
nicel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubunu ÜNİKOP 3. Spor
Oyunları Hentbol müsabakalarına katılan 64 erkek oyuncu
oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Problem Çözme
Envanteri” ve voleybolcuların kişisel özelliklerini belirlemek
için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu”
kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal dağılıma uygun olup
olamadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov
Testi uygulanmıştır. Normal dağılım gösterdiği için verilerin
çözüm ve yorumlanmasında, Normal dağılım gösteren veriler
için parametrik testlerden t-testi ve Anova testleri kullanılarak
anlamlılık P>0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve
hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package
for social sciences) paket programı kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan sporcuların Problem çözme
toplam puan ortalamaları (Ort.=110,1719), problem çözme
becerisi alt boyutlarından düşünen yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=14,7656), değerlendirici yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=9,5469), kendine güvenli yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=22,9219) ve planlı yaklaşım puan ortalamaları
(Ort.=12,63) düşük seviyelerde olduğu, fakat aceleci yaklaşım
puan ortalamaları (Ort.=33,9219) ve kaçıngan yaklaşım puan
ortalamaları (Ort.=16,3594) yüksek seviyede olduğu söylenebilir.
SONUÇLAR: Kişisel özelliklere göre ise problem çözme toplam
ve alt boyutlarına ilişkin hentbolcuların öğrenim gördükleri
sınıf, okul, bölüm, baba mesleği ve anne eğitim değişkenlerine
göre anlamlı bir farklılık bulunurken, yaş, yaşamının çoğunu
geçirdiği yer, anne mesleği, baba eğitim ve mevki değişkenlerine
göre ise anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Anahtar Kelimeler: Problem Çözme, Sporcu, Hentbol, Üniversite
SONUÇ: Araştırmaya katılan bireylerin spor sponsorluğu bilgi
düzeylerinde yaş faktörünün önemli bir rol oynadığı, erkek
katılımcıların kadın katılımcılara oranla spor sponsorluğu bilgi
düzeylerinin daha yüksek olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Spor, Sponsorluk, Spor Sponsorluğu,
Üniversite Öğrencisi
77
PP-064 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
PP-065 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Elit Düzeydeki Sporcuların Kişilik Özellikleri İle Motivasyon
Yönelimleri Arasındaki Ilişkinin Belirlenmesi
İşitme Engelli Öğrencilerde Sporun Sosyalleşme Düzeylerine
Etkisi
Ebrar Gümrük, Aliye Menevşe, Ünsal Tazegül, Alen Geçer
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Haniffe Banu Ataman Yanci1, Suzan Dal2, Gülden Kök3
1
Hanife Banu Ataman Yancı,İstanbul Üniversitesi, Beden
Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı,İstanbul
2
Suzan dal,İstanbul Üniversitesi, Spor Yönetim Bilimleri
Anabilim Dalı,İstanbul
3
Gülden Kök,İstanbul
Bu çalışmanın amacı, elit düzeydeki sporcuların kişilik tipleri
ile stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkiyi belirlemektir.
Çalışmada veri toplama aracı olarak, Stresle Başa Çıkma Tarzları
Ölçeği (SBTO) ve Eysenck Kişilik Anketi-Kısaltılmış Formu
(EKA-GGK) kullanılmıştır. Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği,
Folkman ve Lazarus tarafından geliştirilmiş olup, ülkemiz için
geçerlik ve güvenirlik çalışması Şahin ve Durak tarafından
yapılmıştır. Eysenck Kişilik Anketi-Kısaltılmış Formu, Francis ve
arkadaşları tarafından geliştirilmiştir. Ülkemiz için geçerlilik ve
güvenirlik çalışması, Karancı ve arkadaşları tarafından yapılmıştır.
Çalışmanın, örneklemini çalışmaya katılmayı gönüllü olarak
kabul eden 50 güreşçi, 45 halterci ve 37 boksör oluşturmaktadır.
Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmış
olup verilerin normal dağılıma sahip olduğunu belirlemek için
“Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için
‘’Anova-Homogenety of variances” testi uygulanmış ve verilerin
homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir.
Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistik ve kişilik tipleri ile
stresle başa çıkma tarzları arasındaki ilişkiyi belirlemek için
pearson korelasyon analizi uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda,
kendine güvenli yaklaşım ile psikotizm kişilik tipi arasında,
iyimser yaklaşım boyutu ile nörotizim ve psikotizim kişilik
tipleri arasında, çaresiz yaklaşım boyutu ile nörotizim kişilik tipi
arasında bir korelasyon belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kişilik Tipi, Stres, Sporcu.
Araştırmanın amacı sporun, işitme engelli öğrencilerin
sosyalleşmesi üzerinde etkisini ölçmektir. Türkiye’ de TUİK
verilerine göre 3,5 milyon işitme engelli bulunmasından
ve bu alanda çok fazla çalışma yapılmamasından dolayı
çalışmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Araştırma kapsamında,
İstanbul’da özel eğitim veren devlet lisesinde (n=50)
okuyan, yaşları 16-20 arasında değişen, 25 kız, 25 erkek
olmak üzere toplam 50 öğrenci üzerinde anket yapılmıştır.
Anket daha önce Rauf BERBER tarafından geçerlilik, güvenilirliği
yapılmış ve yüksek lisans tezinde kullanılmıştır. Anketler çalışma
yapılacak kişilerle birebir işaret dili ile anlatılarak uygulanmıştır.
Anket verilerine, SPSS 20 paket programı ile frekans,
crosstabulation ve Ki-kare analizi yapılarak p<0.05 anlamlılık
düzeyinde değerlendirme yapılmıştır.
Spor yapan işitme engelli çocuklar kendilerini spor yapmayan
işitme engelli çocuklara göre daha iyi ifade etmekte, daha
çok toplumsal özgüvene sahip, liderlik vasfı daha gelişmiş,
yeni insanlarla tanışmaya daha yakın, sosyal etkinliklere
katılmayı, insanlara yardım etmeyi, sosyal topluluk içindeki
görevini daha iyi yerine getirebildiğini ifade etmişlerdir.
Araştırmadan çıkan sonuçlara göre işitme engelli öğrencilerin
sosyalleşme düzeylerinde spor yapanlar ve yapmayanlar
arasında anlamlı farklılık çıkmıştır (p<0.05). bu sonuçlara göre
işitme engelli öğrencilerinin sosyalleşme düzeylerini arttırmak
için spor bir vasıta olarak kullanılabilir ve bu alanda daha fazla
çalışma yapılabilir.
Anahtar Kelimeler: Spor ve sosyalleşme, işitme engelli,
rehabilitasyon
78
PP-066 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
PP-067 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Spor Yapan ve Yapmayan Kadın Üniversite Öğrencilerinin
Yaratıcılık ve Otomatik Düşünce Düzeylerinin İncelenmesi
Sporun Medyaya Yansıyış Biçimi: İnönü Üniversitesi BESYO
Öğrencilerine Yönelik Bir Çalışma
Burcu Taşdügen, Murat Tekin, Hacı Mehmet Günel, Ayşenur
Ünver, Deniz Koca
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman
İbrahim Halil Sığırcı
İnönü Üniversitesi-Antrenörlük Eğitimi Bölümü
GİRİŞ
VE
AMAÇ:
Otomatik
düşünceler,kişinin
hayatındaki öznel ifadeleri ve olumsuz sosyo-ekonomik
koşullar sonucunda kendi kendine konuşmaları biçiminde
tanımlanmakta ve sorun çözme sürecinde otomatik düşünce
sıklığı artması halinde şiddetli bir ters etkiye sahip olmaktır.
Bu ters etkiden hareketle, kişinin yaratıcılık düzeyinde ve
öğrenilmiş bir sorunun üstesinden gelmesi sürecinde önemli bir
problem arz etmektedir. Spor bireylerin bilişsel,duyuşsal,sosyal
yönden gelişmelerine katkı sağlamaktadır.Bu çalışmanın
amacıda spor yapan ve yapmayan kadın üniversite öğrencilerinin
yaratıcılık ve otomatik düşünce düzeylerinin incelenmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,
Meslek Yüksekokulu, Fen Fakültesi, Edebiyat Fakültesi,
İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültelerinde öğrenim gören 399
kadın (yaş=21,0351 + 2,2880) üniversite öğrencilerinden
oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak için olumsuz
otomatik düşünceleri ölçmek amacıyla Hollon ve Kendall(1980)
tarafından geliştirilen Şahin ve Şahin (1992) tarafından Türkçeye
uyarlanan “Otomatik Düşünceler Ölçeği”. Kirthon (1999)
tarafından geliştirilen Adaptation-Innovation Inventory (KAI),
yaratıcılık ölçeği araştırmaya katılan öğrencilere uygulanmıştır.
Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov
testi, Kruskal Wallis testi,Mann Whitney U testi ve korelasyon
testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır.Verilerin
değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında
SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı
kullanılmıştır.Güvenirlik katsayısı (cronbach alpha) 0,8754
bulunmuştur.
Bu araştırmanın amacı İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu öğrencilerinin sporun medyaya yansıyış biçimi
hakkındaki görüşlerinin incelenmesidir. Araştırmada Özsoy
(2007) tarafından geliştirilmiş olan anketten yararlanılmıştır. Söz
konusu anketin hali iki bölümden oluşmaktadır. Anketin birinci
bölümünde katılımcıların kişisel bilgileri ve spor medyasına
ilişkin görüşlerinin bulunduğu 19 madde, ikinci bölümde ise
spor medyasından beklentilere ilişkin 25 madde yer almaktadır.
Araştırma verileri 2015-2016 eğitim öğretim bahar döneminde
İnönü BESYO’da okumakta olan 1-4 sınıf toplam 160 öğrenciden
elde edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS paket programına
aktarılarak analiz edilmiştir. Analizlerde verilere ilişkin olarak
yüzde ve frekans değerleri incelenmiştir. Araştırma bulgularına
göre, katılımcıların spor haberlerini televizyondan takip ettikleri
(%77,5), spor haberlerini bilgi edinmek (%63,1) için, genel olarak
spor medyasından kısmen (%59,4) memnun oldukları sonuçları
elde edilmiştir. Spor medyasından beklentiler ise öncelikle
barış, dostluk vb. sporun değerlerinin vurgulanması (%73,8),
haberlerin gerçeği yansıtması (%65,6), haberlerin tarafsız
olması (%63,8) şeklindedir. Bu bulgulara göre, katılımcıların
sporun medyaya yansıyış biçimlerinden genel olarak rahatsız
oldukları, spor haberlerinde tarafsızlık ve gerçeklik bekledikleri
söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Spor, Medya, Beden Eğitimi Öğrencisi
BULGULAR: Anne eğitim ve baba eğitim durumu değişkenine
göre,kişinin kendine yönelik olumsuz duygu ve düşünceleri
alt boyutlarında anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0.05).
Baba eğitim durumu değişkenine göre,yaratıcılık ve otomatik
düşünce toplam puanları arasında anlamlı farklılık bulunmuştur
(p<0.05). yaratıcılık düzeyleri ve otomatik düşünce alt
boyutlarından olan yalnızlık ve izolasyon düzeyleri arasında
anlamlı bir ilişki bulunmuştur(p<0.05)
SONUÇLAR VE ÖNERİLER: Bu sonuçlar bize üniversitede
öğrenim gören kadın öğrencilerin yaratıcılık düzeyleri
ve otomatik düşünce düzeyleri arasında anlamlı bir
ilişki olduğunu göstermektedir.Karşılaştıkları her yaşam
olayında farklı değerlendirmeler yaptıklarını,kendini farklı
hissettiğini,problemlerle farklı şekilde başa çıktığını göstermekte
ve buna bağlı olarak bireylerin yaratıcılık seviyesini daha
farklı boyutlara taşıdığını göstermektedir. Bu sonuçlar
ışığında;bireylerin yaratıcılıklarını,problem çözme ve düşünme
süreçlerini artırmada farklı yöntemler,farklı değişkenler ve
farklı öğretim stratejileri uygulanarak bireyin içinde bulunduğu
durumdan farklı yeteneklerle çıkmasına neden olacağı
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yaratıcılık, Otomatik Düşünme, Spor Yapan
Ve Yapmayan
79
PP-068 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
PP-069 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Bireysel ve Takım Sporcularının Bazı Değişkenlere Göre
Kişilik Özelliklerinin İncelenmesi
Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin İletişim Becerileri
Düzeylerinin İncelenmesi
Ecem Akgül, Sinan Çetinkaya
gelişim üniversitesi
İlayda Çınarlı, Lale Yıldız, Olcay Kiremitci
Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi
Bu çalışmanın amacı bireysel ve takım sporcularının
kişilik özelliklerinin bazı değişkenlere göre incelenmesidir.
Bu amaç doğrultusunda Galatasaray erkek, Trabzonspor erkek,
Abdullah Gül Üniversitesi bayan ve Edirnespor bayan basketbol
takımlarından 43 katılımcı ile ITF tenis sporcusu 48 katılımcı
gönüllü olarak katılmıştır. Gönüllülerden Sosyo-demografik
bilgi formu ve Kişilik ölçeğini uygulamaları istenmiştir.
Elde edilen veriler IBM Spss 22 adlı paket program ile kayıt
edilmiştir. İstatistik işlem olarak Mann Whitney U, Kruskal
Wallis analizi uygulanmıştır. Sonuç olarak kişilik özelliğinin; yaş,
cinsiyet spor geçmişi ve branşla ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumun sporcuların gerek alt yapı gerekse yaşamlarında
sonuç odaklı yetiştirilmeleri ayrıca sporunda yadsınamaz
katkısıyla sosyal olmaları, hızlı iletişim kurabilmeleri, gerekli
özgüven ve öz yeterliliğe sahip olmalarından kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Kaynak ve alıcı arasında bilgi geçişi olarak tanımlanabilen
iletişim, teknolojinin gelişimi ve buna bağlı olarak rekabetin
artması ile bireylerin toplum içerisinde kendilerini ifade etme
yolu ile daha güçlü bir yer edinebilmeleri için kazanılması gereken
bir tutum olarak önemini giderek arttırmaktadır. Bu çalışmanın
amacı spor alanında yükseköğrenim gören lisans öğrencilerinin
iletişim beceri düzeylerinin belirlenmesi ve cinsiyet ile öğrenim
görülen bölüm açısından farklı değişkenlere göre incelenmesidir.
Çalışmaya 50 (%34,7) kadın, 94 (%65.3) erkek olmak üzere
toplam 144 spor bilimleri fakültesi lisans öğrencisi katılım
göstermiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 21.43±2.57
olarak hesaplanmıştır. Öğrenim görülen bölüm dikkate
alındığında katılımcıların 46’sı(%31,9) beden eğitimi ve spor
öğretmenliği, 53’ü(%36.8) spor yöneticiliği, 45’i(%31.3) ise
antrenörlük eğitimi bölümlerinde öğrenim görmektedir.
Çalışmada, Korkut(1996) tarafından geliştirilen “İletişim
Becerilerini Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ)” kullanılmıştır.
Kullanılan ölçüm aracı, 25 madde ve tek boyuttan oluşan
ve 5’li likert tip değerlendirme skalasına sahip bir ölçektir.
Geliştirme aşamasında ölçeğin iç tutarlık katsayısı.80 olarak
hesaplanmış (Korkut,1996), çalışmamızda ise bu katsayı.86
olarak belirlenmiştir. Çalışmanın verileri araştırmacı tarafından
sınıf ortamında yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Elde
edilen veri seti SPSS13.0 paket programı kullanılarak analiz
edilmiştir. Verilerin analizinde açımlayıcı istatistik, t-testi ve
tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Elde edilen
sonuçlar için anlamlılık katsayısı.05 olarak dikkate alınmıştır.
Analiz sonuçları değerlendirildiğinde, katılım gösteren spor
bilimleri fakültesi lisans öğrencilerinin girişimcilik düzeylerinin
74.89±10.55 ortalama puan ile iyi düzeyde olduğu tespit
edilmiştir. Elde edilen sonuçlar cinsiyet değişkenine göre
değerlendirildiğinde kadın ve erkek katılımcıların almış
oldukları puanlar arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark
olmadığı görülmüştür (t=.770;p>.05). Öğrenim görülen bölüm
değişkeni dikkate alındığında ise yine farkın istatistiksel
açıdan anlamlı olmadığı belirlenmiştir (F=.113;p>.05).
Sonuç olarak, spor fakültesi öğrencilerinin iletişim beceri
düzeyleri açısından yüksek puana sahip olmaları ve cinsiyet ile
öğrenim görülen bölüm değişkenleri açısından farkın anlamlı
olmaması, katılımcıların spor ortamında kazandıkları olumlu
etkileşim ile birlikte, yüksek öğrenimlerini sürdürdükleri sosyal
çevre içerisindeki aktif yaşamın etkisinden kaynaklanmış olduğu
düşünülebilir.
Anahtar Kelimeler: Kişilik, Tenis, Basketbol
Anahtar Kelimeler: İletişim, Spor, Yükseköğrenim, Cinsiyet,
Bölüm
80
PP-070 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
PP-071 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Voleybolcuların Karar Vermede Özsaygı ve Karar Verme
Stillerinin Bazı Değişkenler Açısından Belirlenmesi
Spor Yapan ve Yapmayan Bireylerin Duygusal Zeka
Düzeylerinin Karşılaştırılması
Gizem Nur Doğru, Erdem Pusmaz, Selahattin Akpinar
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman
Ünsal Tazegül, Alen Geçer, Yunus Emre Büyükbasmacı,
Muhammed Yılmaz
İstanbul Gelişim Üniversitesi
AMAÇ: Bu araştırma; voleybolcuların karar verme düzeylerinin
çeşitli değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya
koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma modeli olarak nicel
araştırma yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma grubunu Konya İl merkezinde
gençler voleybol liginde oynayan 50 erkek ve 59 kadın oyuncular
oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Melbourne Karar
Verme Ölçeği” ve sporcuların kişisel özelliklerini belirlemek
için araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu”
kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal dağılıma uygun olup
olamadığını belirlemek için tek örneklem Kolmogorov Smirnov
Testi uygulanmıştır. Normal dağılım göstermediği için verilerin
çözüm ve yorumlanmasında, Kruskal Wallis-H testi ve Mann
Whitney-U testi kullanılarak anlamlılık P<0,05 alınmıştır.
Verilerin değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin
bulunmasında SPSS 21 (Statistical package for social sciences)
paket programı kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan voleybolcuların karar
vermede özsaygı puan ortalamaları (Ort.=9,0000) ve karar
verme stillerinden dikkatli karar verme puan ortalamaları
(Ort.=8,4587) yüksek seviyede olduğu, fakat kaçıngan karar
verme puan ortalamaları (Ort.=4,8716), erteleyici karar verme
puan ortalamaları (Ort.=4,5505) ve panik karar verme puan
ortalamaları ise (Ort.=4,3670) düşük seviyelerde olduğu
söylenebilir.
Yapılan bu çalışmanın amacı, spor yapan ve yapmayan bireylerin
duygusal zeka düzeylerini belirleyerek karşılaştırmaktır.
Çalışmanın evrenini, İstanbul gelişim üniversitesinde okuyan
ve çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 157 üniversite
öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı
olarak, Duygusal Zeka Özellik Ölçeği-Kısa Formu (DZÖÖKF), Formu kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS
20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma
sahip olduğunu belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov” testi,
homojenliğini belirlemek için ise ‘’Anova-Homogenety of
variances” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal bir
dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Bu ilk incelemeden sonra
verilerin istatistiksel analizinde parametrik test yönteminin
kullanılmasına karar verilmiştir. Verilerin analizinde, tanımlayıcı
istatistik ve bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır. Çalışmanın
sonunda, spor yapan bireylerin duygusal zeka skorunun spor
yapmayan öğrencilerden daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Duygusal Zeka, Spor Yapan, Spor Yapmayan.
SONUÇLAR: Kişisel özelliklere göre ise karar vermede öz
saygı, karar verme stillerinden dikkatli karar verme, erteleyici
karar verme ve panik karar verme stillerinin oynadıkları takım,
cinsiyet, eğitim ve spora başlama yaşı değişkenlerine göre
anlamlı bir fark bulunurken, karar verme stillerinden kaçıngan
karar verme stilinde sadece spora başlama yaşı değişkenine göre
anlamlı bir fark bulunmuştur. Fakat karar vermede özsaygı, karar
verme stillerinden dikkatli, kaçıngan, erteleyici ve panik karar
verme stillerinin anne ve baba eğitim durumu, anne ve baba
mesleği, aile gelir durumu ve yaşamının çoğunu geçirdiği yer
değişkenlerine göre anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Anahtar Kelimeler: Karar verme, Özsaygı, Karar Verme Stilleri,
Sporcu, Voleybol
81
PP-072 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
PP-073 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Elit Düzeydeki Vücut Geliştirme Sporcularının Beden
Algılarını Yarıştıkları Kategorilere Göre Karşılaştırılması
Sporda Öfke: Hentbolcuların Öfke Tarzlarının Belirlenmesi
Alen Geçer, Ünsal Tazegül
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Yapılan bu çalışmanın amacı, elit düzeyde vücut geliştirme sporu
yapan sporcuların beden hoşnutluk düzeylerini karşılaştırmaktır.
Çalışmanın örneklemini çalışmaya kendi istekleri ile katılmayı
kabul eden elit düzeydeki 207 vücut geliştirme sporcusu
oluşturmaktadır. Çalışmada veri toplama aracı olarak
Hovardaoğlu tarafından 1986 yılında Türkçeye çevrilerek
geçerlilik ve güvenirliği yapılan beden algısı ölçeği kullanılmıştır.
Verilerin çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmış
olup verilerin normal dağılıma sahip olup olmadığını belirlemek
için “Kolmogorov-Smirnov” testi, homojenliğini belirlemek için
‘’Anova-Homogenety of variance” testi uygulanmış ve verilerin
homojen ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir.
Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistik, 2’den fazla değişkenler
arasındaki farkı belirlemek için tek yönlü varyans analizi ve
değişkenler arasındaki farkı belirlemek için de tukey testi
uygulanmıştır. Çalışmanın sonunda, 90 ve altı kategoride
yarışan vücut geliştirme sporcularının beden algısı düzeyinin,
diğer kategorideki sporculardan daha iyi düzeyde olduğunu
belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Beden Algısı, Vücut Geliştirme, Elit Sporcu.
Vahit Küçükatçeken, Kübra Yağan, Elif Üstün
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Karaman
AMAÇ: Bu araştırma; hentbolcuların öfke tarzlarının çeşitli
değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymak
amacıyla yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırma modeli olarak nicel araştırma
yöntemlerinden betimsel yöntem benimsenmiştir. Araştırma
grubunu ÜNİKOP 3. Spor Oyunları Hentbol müsabakalarına
katılan 64 erkek oyuncu oluşturmaktadır. Veri toplama aracı
olarak “Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği” ve sporcuların kişisel
özelliklerini belirlemek için araştırmacı tarafından geliştirilen
“Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ölçümlerin, normal
dağılıma uygun olup olamadığını belirlemek için tek örneklem
Kolmogorov Smirnov Testi uygulanmıştır. Normal dağılım
gösterdiği için verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Normal
dağılım gösteren veriler için parametrik testlerden t-testi ve
Anova testleri kullanılarak anlamlılık P>0,05 alınmıştır. Verilerin
değerlendirilmesinde ve hesaplanmış değerlerin bulunmasında
SPSS (Statistical package for social sciences) paket programı
kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan sporcuların sürekli
öfke puan ortalamaları (Ort.=21,6406), öfke ifade tarzı
alt boyutlarından içe vurulan öfke puan ortalamaları
(Ort.=18,7656), dışa vurulan öfke puan ortalamaları
(Ort.=18,4531) ve kontrol altına alınmış öfke puan ortalamaları
(Ort.=19,2969)
düşük
seviyede
olduğu
söylenebilir.
SONUÇ: Kişisel özelliklere göre ise sürekli öfke ve öfke ifade
tarzı sporcuların öğrenim gördükleri okul, yaşamının çoğunu
geçirdiği yerleşim yeri ve baba mesleği değişkenlerine göre
anlamlı bir farklılık bulunurken, yaş, öğrenim gördüğü bölüm,
öğrenim gördüğü sınıf, anne mesleği, baba ve anne eğitim
ve oynadığı mevki değişkenlerine göre ise anlamlı bir fark
bulunamamıştır.
Anahtar Kelimeler: Öfke, Öfke İfade Tarzları, Sporcu, Hentbol,
Üniversite
82
PP-074 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Gençlik ve Spor İl Müdürlügünde Çalışanların Eleştirel
Düşünme Becerilerinin İncelenmesi
Yusuf Şahin, Cihan Kopmuş, Fatih Nazlı
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölümü, Karaman
GİRİŞ VE AMAÇ: Eleştirel düşünme sadece bir düşünme
faaliyeti değildir, Eleştirel düşünen bir kişi uygun sorular
sorabilir, konuyla ilişkili bilgi toplayabilir, bu bilgiyi etkili
ve yaratıcı biçimde dönüştürebilir yeni bilgiler keşfedebilir,
otoriteleri geleneksel inançları, dogmaları ve doktrinleri
sorgulayabilir (Schafersman,1991, Akt: Özdemir,2005) Bireylerin
çalışmakta olduğu ortam ve çalışma koşulları eleştirel düşünme
becerileri üzerinde etkili olmaktadır. Bu çalışmanın amacı da
gençlik ve spor il müdürlüğünde çalışanların eleştirel düşünme
becerilerinin incelenmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırma grubunu; Karaman’da
Gençlik Spor İl Müdürlüğün de çalışan 18’i erkek,5’i kadın
toplam 23 kişi oluşturmaktadır. Araştırmanın amacına ulaşmak
için; Facione ve Giancarlo (1992) tarafından geliştirilen,
Kökdemir (2003) tarafından Türkçeye uyarlanmış California
Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (The California Critical
Thinking Disposition Inventory); ölçeği kullanılmıştır.
Verilerin çözüm ve yorumlanmasında, Kolmogorov-Smirnov
testi, Kruskal Wallis testi, Mann Whitney U testi kullanılarak
anlamlılık P<0,05 alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde ve
hesaplanmış değerlerin bulunmasında SPSS (Statistical package
for social sciences) paket programı kullanılmıştır. güvenirlik
katsayısı(cronbach alpha) 0,6410 bulunmuştur.
BULGULAR: Cinsiyet, öğrenim durumu, statü, kıdem yılı, kadro
türü değişkenine göre, eleştirel düşünme becerileri açık fikirlilik,
analitiklik, sistematiklik, kendine güven, meraklılık, olgunluk
altboyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır
(p>0.05)
SONUÇ VE ÖNERİLER: Araştırma sonuçlarına göre Gençlik ve
spor il müdürlüğünde çalışanların eleştirel düşünce becerilerin
incelenmesi konusunda cinsiyet,öğrenim durumu,hangi
statüde çalıştığı kadro türü değişkenine göre açık fikirlilik,
analitiklik, sistematiklik, kendine güven, meraklılık, olgunluk
alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Gençlik ve spor il müdürlüğünde eleştirel düşünen bireylerin
yaşamları boyunca her durum veya olayın nedenini anlamaya
çalışmaları, bunun altında yatan gerçeklerin neler olabileceğini
sorgulamaları, okudukları ve duyduklarının gerçekliği hakkında
bilgi edinmeleri karşılaştıkları problemin üstesinden gelmek
için çözümler üretmeye gayret etmelerinden dolayı eleştirel
düşünme düzeyinde farklılık olmadığı düşünülmektedir
Bu sonuçlar ışığında; Gençlik ve spor il müdürlüğündeki
çalışanların sorgulayıcı ve eleştirel düşünme becerilerini
arttırabilmesi için belli bir eğitim sürecinden geçmeleri ve bu
eğitim sürecinin ise staj şeklinde olması çalışanların düşünme
becerilerinin gelişmesini sağlayabilir.
PP-075 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Bireysel ve Takım Sporcuların Psikolojik Dayanıklılıklarının
Karşılaştırılması
Enes Çevik
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim
Dalı, Samsun
Bu çalışmanın amacı bireysel ve takım sporcuların psikolojik
dayanıklılıklarının karşılaştırılmasıdır. Çalışmaya 69 bireysel,
66 da takım sporcusu katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı
olarak Friborg ve arkadaşları tarafından 2005 yılında geliştirilen
Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin Türkçe
güvenirlilik ve geçerlilik çalışması Basım ve Çetin (2011)
tarafından yapılmıştır. Ölçekte Yapısal stil, gelecek algısı, aile
uyumu, kendilik algısı, sosyal yeterlilik ve sosyal kaynaklar
olmak üzere altı alt boyut bulunmaktadır. Yapılan analiz
sonucunda bireysel ve takım sporcuların psikolojik dayanıklılık
alt boyutlarında gruplar arasında fark yoktur (p>0,05). Gruplar
arasında fark olmamasının nedeni çalışma grubunun benzer
sosyal faktörlerden etkilenmesi olabilir. Ayrıca grupların
sporcu olmasına bağlı olarak da spor yapmanın psikolojik
dayanıklılığa benzer seviyede etki ettiği düşünülebilinir.
The aim of this study is to investigate on the psychological
strength of the people who is doing sport. In this study there are
69 individuals and 66 team players were involved. Physiologic
strength measurement tool which was developed by Friborg at
al. in 2005 for gathering information. Validation and Turkish
translation was done by Basim ve Cetin (2011). In this study
6 main level was studies including Psychological Style, Future
Perspective, Family Consistency, Self Consciousness, Social
Sufficiency, Social Sources. As a results of the analysis, there was
no difference between individuals and team players in terms of
psychological strength(p>0,05). The reason for that might be
because of having the same social factors affect. Also, being a
sportsmen could also effect on the psychological strength.
Anahtar Kelimeler: Bireysel sporcular, Psikolojik dayanıklılık,
Takım sporcuları
Tablo. Bireysel ve takım sporcuların
dayanıklılıklarının karşılaştırılması
psikolojik
Anahtar Kelimeler: Gençlik ve Spor, Eleştirel Düşüme, Çalışan
Bireyler
83
PP-076 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
PP-077 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Sportif Aktivitelere Katılan ve Katılmayan Otizm Tanısı
Almış Ebeveynlerin Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi
(Malatya İli Örneği)
Zihinsel Engelli Çocuğu Olan ve Olmayan Annelerin
Psikolojik Dayanıklılıklarının Ölçülmesi
Derya Tuncal
İnönü Üniversitesi-Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi
Bölümü
Bu araştırmanın amacı otizmli bireylere sahip ailelerin kaygı
düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırma verileri Şubat 2016 nisan 2016 aylarında Malatya ilinde yaşamakta olan araştırmaya
katılmayı kabul eden ve çocuğu otizm tanısı almış 37 anne ve
19 baba olmak üzere toplam 56 ebeveynden elde edilmiştir.
Araştırmada Spielberger ve arkadaşları(1970) tarafından
geliştirilen ve Öner ve Le comte (1974-1977) tarafından Türkçe
uyarlaması yapılan ‘Süreklilik Kaygı Ölçeği’ kullanılmıştır.
Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS paket programında analiz
edilmiştir. Yapılan analizlerde aritmetik ortalama ve değişkenler
arası anlamlılık değerlerine bakılmıştır. Analizler sonucunda
otizmli çocuğa sahip ebeveynlerde ortanın üzerinde(43.82)
sürekli kaygının bulunduğu, eğitim seviyesinin düşmesi,
yaşın yükselmesi, emekli olmak, delir seviyesinin düşmesi ve
çocuğunun sportif etkinliklere katılmaması değişkenlerinin
sürekli kaygıyı arttırdığı sonuçları elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: süreklilik kaygı, otistik, ebeveyn
Çağla Çatal1, Hamza Küçük2
1
Amasya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi
ve Spor Eğitimi Anabilim Dalı
2
Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Yaşar Doğu Spor Bilimleri
Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği
Bu çalışmanın amacı zihinsel engelli çocuğu olan ve olmayan
annelerin psikolojik dayanıklılıklarının karşılaştırılmasıdır.
Çalışmaya engelli çocuğa sahip 60 ve engelli çocuğu olmayan 52
anne katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak Friborg ve
arkadaşları tarafından 2005 yılında geliştirilen, Türkçe geçerlilik
ve güvenirlilik çalışması Basım ve Çetin (2011) tarafından
yapılan “Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçeğin
“gelecek algısı”, “aile uyumu” ve “kendilik algısı” alt boyutlarında
zihinsel engelli çocuklara sahip annelerin daha yüksek
psikolojik dayanıklılık puanlarına sahip oldukları bulunmuştur
(p<0,05). Bu durumun ortaya çıkmasında, engelli çocukların
hayata adaptasyonu için uğraşan annelerin içinde oldukları
durumun etkisi olabilir. Annelerin engelli çocuklarının gelişimi
için çabalamasının olumlu etkileri de söz konusu olabilir.
Ayrıca engelli çocukları oluşturan araştırma grubunun, sportif
etkinliklere katılan gruptan oluşması ve sporun çocuklar ve buna
bağlı olarak da annelerin psikolojik durumlarına olumlu etki
ettiği söylenebilir. Bu çalışma sonucuna göre engelli bireye sahip
annelerin yaşadıkları durumun psikolojik dayanıklılıklarına
olumlu etkisi olduğu iddia edilebilir.
Anahtar Kelimeler: anneler, engelli çocuklar, psikolojik
dayanıklılık
Zihinsel Engelli Çocuğa Sahip Olan ve Olmayan Annelerin
Psikolojik Dayanıklılıklarının Karşılaştırılması
Yapısal Stil
Gelecek
Algısı
Aile Uyumu
Kendilik
Algısı
Sosyal
Yeterlilik
Sosyal
Kaynaklar
84
n.
Ort.
S.S
p
Engelli Çocuğu
Olan Anne
60
3,28
1,67
,204
Engelli Çocuğu
Olmayan Anne
52
3,62
0,91
Engelli Çocuğu
Olan Anne
60
3,28
1,71
Engelli Çocuğu
Olmayan Anne
52
3,97
0,85
Engelli Çocuğu
Olan Anne
60
3,41
1,31
Engelli Çocuğu
Olmayan Anne
52
3,95
0,76
Engelli Çocuğu
Olan Anne
60
3,21
1,38
Engelli Çocuğu
Olmayan Anne
52
3,87
0,85
Engelli Çocuğu
Olan Anne
60
4,08
1,06
Engelli Çocuğu
Olmayan Anne
52
3,81
0,89
Engelli Çocuğu
Olan Anne
60
4,10
1,20
Engelli Çocuğu
Olmayan Anne
52
3,94
0,87
,008
,008
,003
,015
,395
PP-078 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
PP-079 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Sürekli
Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi
Spor Yapan Ve Yapmayan Öğrencilerin Sosyal Kaygı Ve
İletişim Becerileri Düzeylerinin Karşılaştırılması
Yeliz Ateş1, Fatih Özgül2, Merve Güçlü2, Erhan Buyrukoğlu1
1
Cumhuriyet Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Ana Bilim Dalı,
Sivas
2
Cumhuriyet Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim
Dalı, Sivas
Kubilay Çimen, Yunus Emre Büyükbasmacı, Ünsal Tazegül
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sporda Psiko Sosyal Alanlar
Anabilim Dalı, İstanbul
Kaygı, bireylerin sebebini bilmediği ama tehlikeli ve tehdit edici
olarak kabul ettiği olaylar karşısında duyduğu huzursuzluk, bir
çeşit korku hissidir. Kaygı yaşayan insan, bir şeylerden korkmuş
gibidir ve kendini aşırı rahatsız hisseder. Kaygı, Durumluk ve
Sürekli Kaygı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sürekli kaygı;
stres yaratan durumların tehlikeli ya da tehdit edici olarak
algılanması ve bu tür tehditlere karşı duygusal reaksiyonların
yoğunluğunun artması ve süreklilik kazanmasıdır. Bu
araştırmanın amacı, Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi
ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği, Antrenörlük ve
Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümlerinde öğrenim gören
ve rastgele belirlenen öğrencilerin sürekli kaygı düzeylerinin
belirlenmesidir. Araştırma grubunu, yaşları 19-20 arası değişen
8 kişi, 21 yaş üzeri 83 kişi olmak üzere toplam 91 öğrenci
oluşturmaktadır. Araştırmada Spielberger ve arkadaşları (1970)
tarafından geliştirilen ve Öner ve Le Compte (1983) tarafından
Türkçe’ye uyarlanan “sürekli kaygı ölçeği” öğrencilere yüz yüze
görüşme yöntemiyle uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS
ver.18.00 paket programında değerlendirilmiştir. Araştırma
bulgularına göre; araştırmaya dahil olan öğrencilerin “genellikle
keyfim yerindedir” ifadesine, “genellikle sakin, kendime hakim,
soğukkanlıyım” ifadesine ve “genellikle mutluyum” ifadesine
verdikleri yanıtların ortalamaları diğer ifadelere göre yüksek
bulunmuştur. Sonuç olarak; araştırmaya dahil olan bireylerden
21 yaş ve üzeri olanların, 19-20 yaş arasındakilere oranla sürekli
kaygı ortalamaları yüksek olarak tespit edilmiştir.
Yapılan bu çalışmanın amacı, 7 ve 8 yaşındaki ilk okul
öğrencilerinin sosyal kaygı ve iletişim becerilerinin
karşılaştırılmasıdır. Çalışmada veri toplama aracı olarak korkut
tarafından geliştirilen iletişim becerisi ölçeği ve Çocuklar
için Sosyal Anksiyete Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmanın
örneklemini, İstanbul Ümraniye ilçesindeki Bilge Soyak Orta
Okulu, Büyük Çekmece Kıraç ve Şanlı Urfa Siverek Vakıf orta
okulu oluşturmaktadır.Ankete toplam 677 kişi katılmıştır.
Anketler sınıf ortamında uygulanmıştır. Elde edilen verilerin
çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır.
Verilerin Homojen ve normal dağılıma sahip oldukları
belirlendikten sonra, verilerin İstatistik analizinde parametrik
test yöntemi kullanılmaya karar verilmiştir. Verilerin analizinde
Tanımlayıcı istatistik ve bağımsız örneklem t testi uygulanmıştır.
Çalışmanın sonunda, Spor yapmayan öğrencilerin sosyal kaygı
ve iletişim becerisi skorunun daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Bunun sonuçunda bazı sonuç ve öneriler geliştirilmştir.
Anahtar Kelimeler: Spor Yapan, Spor Yapmayan, sosyal Kaygı,
İletişim Becerisi
Anahtar Kelimeler: Besyo, Öğrenci, Sürekli Kaygı
85
PP-080 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
PP-081 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Altyapı Futbol Oyuncularında Durumluk Kaygı, Yarışma
Kaygısı ve Başarı Algısı Arasındaki İlişki
Gelişim Üniversitesi Besyo Öğrencilerinin İş Bulma
Endişeleri Açısından Umutsuzluk Düzeylerinin Belirlenmesi
Ayça Sever1, Nurgül Keskin2, Ayşe Türksoy3, Süleyman Şahin4
1
İstanbul Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Bölümü, İstanbul
2
Marmara Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı,
İstanbul
3
İstanbul Üniversitesi, Sporda Psikososyal Alanlar Ana Bilim
Dalı, İstanbul
4
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Bursa
Yunus Emre Büyükbasmacı
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sporda Psiko Sosyal Alanlar
Anabilim Dalı, İstanbul
GİRİŞ-AMAÇ: Yaşadığı kaygı belirtilerinin yoğun ve kaygı
seviyelerinin yüksek olduğu ergenlik döneminde sporcularda
sporda başarı algısının görev ya da ego yönelimli olarak
algılanmasının kaygı düzeyleri ile ilişkili olduğu bilinmektedir.
Buradan hareketle araştırmanın amacı altyapıda futbol
oynayan çocukların durumluk kaygı, yarışma kaygısı ve başarı
algısını belirleyerek, bazı bağımsız değişkenlere göre farklılaşıp
farklılaşmadığını ortaya koymak ve aralarındaki ilişkiyi tespit
etmektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmanın çalışma grubunu İstanbul
ilinde lisanslı olarak futbol oynayan, yaş ortalamaları 13,14 ±
1,34 olan 98 erkek sporcu oluşturmaktadır. Veri toplama aracı
olarak Martens, Vealey ve Burton (1990)’ın geliştirdiği ‘Sporda
Yarışma Kaygısı Testi Çocuk Formu (SCAT-C)’, Stadulis,
Edison ve McCracken (1995)’ın geliştirdiği ‘Yarışma Durumluk
Kaygı Ölçeği-2 Çocuk Formu (CSAI-2C)’, Roberts, Traesure ve
Balague (1998)’ın geliştirdiği ‘Başarı Algısı Envanteri Çocuk
Formu’ kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde betimsel
istatistikler, t-testi, ANOVA, Tukey çoklu karşılaştırma ve
Pearson korelasyon testleri kullanılmıştır.
BULGULAR: Elde edilen bulgular, araştırma grubunda yer
alan sporcuların yarışma kaygılarının ve durumluk kaygılarının
orta düzeyin üzerinde olduğunu göstermektedir. Katılımcıların
durumluk kaygının altboyutlarından bilişsel ve bedensel
kaygılarının orta düzeyde olduğu, özgüven altboyutunda ise
orta düzeyin üzerinde olduğu belirlenirken, görev ve ego
yönelimleri toplam puanlarında farklılık bulunmamıştır.
Sporcuların durumluk kaygıları ile yarışma kaygısı orta
düzeyde, pozitif yönde; durumluk kaygı ve yarışma kaygıları,
görev yönelimi ve ego yönelimi ile orta düzeyde, negatif yönde
ilişkilidir. Müsabakalara katıldıkları kategoriye ve mevkiye göre
sporcuların başarı algılarında, yarışma kaygısında, durumluk
kaygının toplam puan ve altboyutlarında farklılık bulunmazken;
futbol oynamaya başladıkları yaşa göre durumluk kaygı ve
altboyutlarında, başarı algısında farklılık bulunmazken;
yarışma kaygısında anlamlı farklılık tespit edilmiştir.
Sonuç ve Öneriler: Futbol oynayan ergen sporcuların yarışma ve
durumluk kaygılarının ortalamanın üzerinde olması ve başarı
algısıyla negatif ilişkili bulunması nedeniyle bu yaş grubunda
kaygı düzenleme çalışmaları yapılarak sportif performansın
arttırılması hedeflenebilir. Araştırmadan elde edilen sonuçlarla
literatürdeki sonuçların bazı değişkenler açısından farklılık
göstermesi bu konular üzerine güncel çalışmaların yapılması
gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Durumluk Kaygı, Başarı Algısı, Ergenler
86
Ülkemizde ve dünyada özellikle genç nüfusun önemli
sorunlardan biride iş bulma endişesidir. Bu araştırmanın
amacı İstanbul Gelişim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu öğrencilerinin iş bulma endişesi açısından
umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesidir. Bu araştırma nicel
araştırma yönteminde olup 8 soruluk anket düzenlenmiş
ve beck umutsuzluk ölçeği uygulanmıştır. Ankete toplam
242 kişi katılmıştır. Ankete katılanların doğru cevap verdiği
varsayılmıştır. Anket sınıf ortamında uygulanmıştır. Anketin
değerlendirmesinde SPSS programından yararlanılmıştır.
Anket sonuçlarına göre Mezun olduğunuzda rahatlıkla
kendi alanınızda iş bulabileceğinizi düşünüyor musunuz?
sorusuna katılımcıların %19,6 Kesinlikle düşünüyorum %19,1
Düşünüyorum %18,9 Kararsızım %28,3 Düşünmüyorum
%14,1 Kesinlikle Düşünmüyorum dediği anlaşılmaktadır..
Aynı zamanda Öğrencilerin ortalama umutsuzluk puanlarının
yüksek olduğu belirlenmiştir. Artan ekonomik sorunlar,
üniversite mezunu sayısına oranla kadroların yetersizliği,
askerlik, istihdam, lisansüstü eğitim sorunlarının öğrencilerde
umutsuzluk yarattığı düşünülmektedir. Yaş ile öğrencilerin
umutsuzluk puanı arasında anlamlı ilişki olmadığı tespit edildi.
Çalışmada cinsiyet faktörü ile umutsuzluk puanı arasında
istatistiksel açıdan anlamlı fark olmadığı erkek öğrencilerin
umutsuzluk puanlarının kızların puanlarından yüksek olduğu
belirlendi. Çalışmada cinsiyet faktörü ile umutsuzluk puanı
arasında anlamlı ilişki saptanamaştır. Çalışmada öğrencilerin
cinsiyet durumlarının, umutsuzluk üzerinde istatistiksel
olarak anlamlı bir fark oluşturmadığı saptanmıştır. Çalışmada
erkeklerin, kadınlara oranla umutsuzluk puanlarının yüksek
olduğu tespit edilmiştir. Her iki cinste de işsizlik artmasına karşın
erkeklerin işsizlik konusunda umutsuzluk puanlarının yüksek
olmasının, diğer çalışmalarda da belirtildiği gibi toplumda ve iş
hayatında erkeklerin rolünden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Çalışmada okunulan bölüm ile umutsuzluk puanı arasında
istatistiksel açıdan anlamlı fark olmadığı belirlendi. Egzersiz
ve spor bilimleri bölümünde okuyan öğrencilerin umutsuzluk
oranı diğer bölümlere oranla daha fazla olduğu Spor yöneticiliği
bölümüde umutsuzluk sıralamasında 2. sırada yer aldığı
belirlenmiştir. Antrenörlük bölümü 3. Rekreasyon bölümü 4.
sıradadır. Sonucun, Egzersiz ve spor bölümü öğrencilerinin
iş sahalarının, kurum kadrolarının daha az olmasından
kaynaklandığı düşünülmektedir. Öğrencilerin iş bulma
konusunda %61.3’ü endişe duymaktadır. Bunun sonucunda bazı
sonuç ve öneriler geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İş, Öğrenci, Endişe, Umutsuzluk, İstihdam
PP-082 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
PP-083 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Bazı Bireysel Mücadele Sporcularının Sürekli Kaygı
Düzeylerinin Karşılaştırılması
Elit Güreşçilerin Tartı Öncesi ve Sonrası Durumluluk Kaygı
Düzeylerinin Karşılaştırılması
Alen Geçer, Ünsal Tazegül, Muhammed Yılmaz
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Alen Geçer, Ünsal Tazegül, Hüseyin Özkan Üstün
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Bu çalışmanın amacı, boks, halter, kick boks ve güreş spor
dallarıyla ilgilenen sporcuların sürekli kaygı düzeylerini
belirleyip karşılaştırmaktadır. Sporcuların performansını
olumsuz yönde etkileyen birçok etken vardır. Bunlardan biride
yüksek kaygıdır. Sporcuların kaygı düzeyleri arttıkça, sporcular
istedikleri performansı sergili yemektedirler. Sporcularda
sürekli kaygı durumlarını tespit etmek için Spielberger ve
arkadaşları tarafından (1970) geliştirilen sürekli kaygı envanteri
kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2012 yılında Türkiye
şampiyonasına katılan ve tesadüfi örneklem metoduyla seçilen
55 erkek boksör, 72 erkek güreşçi, 56 erkek halterci ve 61 erkek
kick boksör oluşturmaktadır. Verilerin çözümlenmesinde SPSS
15 paket programı kullanılmış olup verilerin normal dağılıma
sahip olup olmadığını belirlemek için “Kolmogorov-Smirnov”
testi, homojenliğini belirlemek için ‘’Anova-Homogenety of
variance” testi uygulanmış ve verilerin homojen ve normal
bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Verilerin analizinde
tanımlayıcı istatistik, 2’den fazla değişkenler arasındaki farkı
belirlemek için tek yönlü varyans analizi ve değişkenler arasındaki
ilişkiyi belirlemek için de tukey testi uygulanmıştır. Araştırma
sonunda, halter branşındaki sporcuları sürekli akygı düzeyi (
=48,866±3,997), boks branşındaki sporcuları sürekli kaygı düzeyi
( =47,466±4,454), kick boks branşındaki sporcuları sürekli akygı
düzeyi ( =47,433±3,829), güreş branşındaki sporcuları sürekli
kaygı düzeyi ( =40,433±5,587) olarak belirlenmiştir.
Kaygı; sporcuların performansını olumsuz yönde etkileyen
etkenlerden biridir. Stres ve kaygı, sporcuların davranışlarında
doğru karar alma yeteneklerini olumsuz olarak etkileyebilir. Stres
ve kaygı altındaki sporcu, doğru karar almada ve yeteneklerini
istediği gibi sergileyebilmekten uzaklaşır. Aşırı baskı altında
bulunan sporcular bazı yanlış hareketler yapabilmektedir. Yapılan
bu çalışmanın amacı, erkek güreşçilerin tartı öncesi ve sonrası
durumluk kaygı düzeylerini karşılaştırmaktır. Güreşçilerin tartı
öncesi ve sonrası durumluk kaygı düzeylerini belirlemek için
Spielberg tarafından geliştirilen ve Türkçe’ye Öner ve Le Compte
tarafından uyarlanan durumluk kaygı envanteri kullanılmıştır.
Çalışmanın örnekleminin 2012 yılında Gençler Türkiye
Şampiyonasına katılan 40 elit güreşçi oluşturmaktadır. Çalışma
için 95 güreşçi ile görüşülmüş bunlardan 40 tanesi çalışmaya
katılmayı gönüllü olarak kabul etmiştir. Elde edilen verilerin
çözümlenmesinde SPSS 20 paket programı kullanılmıştır.
Verilerin normal bir dağılıma sahip olup olmadığını öğrenmek
için tek örneklem “Kolmogorov-Smirnov” testi kullanılmıştır
ve verilerin normal bir dağılıma sahip olduğu tespit edilmiştir.
Daha sonra verilerin homojen olup olmadığını değerlendirmek
için “Anova-Homogenety of variance” testi uygulanmıştır ve
verilerin homojen olduğu tespit edilmiştir. Bu ilk incelemeden
sonra verilerin istatistiksel analizinde parametrik test yönteminin
kullanılmasına karar verilmiştir. Tanımlayıcı istatistik ve eş
örneklem t testi uygulanmıştır. Yapılan analizler sonucunda,
güreşçilerin tartı öncesi kaygı düzeyinin; tartı sonrası kaygı
düzeyinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Güreşçilerin
tartı öncesi ve tartı sonrası durumluk kaygı puanlarının
karşılaştırılması sonucunda, istatistiksel olarak anlamlı düzeyde
bir farklılık bulunmuştur (p<0,05).
Anahtar Kelimeler: Sürekli Kaygı, Halter, Güreş.
Anahtar Kelimeler: Durumluk Kaygı, Güreşçi, Tartı, Türkiye
Şampiyonası.
87
PP-084 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
PP-085 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Malatya İli Merkezinde Yaşayan Ailelerin Zihinsel Engele
Karşı Tutumlarının İncelenmnesi
Özel Spor Merkezlerinde Algılanan Hizmet Kalitesinin
Tüketicilerin Güdülenme Düzeyleri ile İlişkisi
Hülya Korkmaz
İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Malatya
Burcu Güvendi1, Nurgül Keskin2, Ayşe Türksoy1, Mahir Çelik3
1
İstanbul Üniveristesi, Sporda Psikososyal Alanlar Ana
Bilimdali, İstanbulAra Üniversitesi, Beden Eğitimi Ve Spor Ana
Bilimdalı, İstanbul
3
İstanbul Üniversitesi, Spor Yöneticiliği Bölümü, İstanbul
Malatya ili merkezinde yaşayan ailelerin zihinsel engele karşı
tutumlarının incelenmesi. Bu araştırmanın amacı; Malatya ili
merkezinde yaşayan ailelerin zihinsel engele karşı tutumlarının
incelenmesidir. Araştırma verileri; 20 Şubat-20 Nisan tarihleri
arasında Malatya ilinde yaşamakta olan, araştırmaya katılmayı
kabul eden ve rastgele seçilmiş 70 aileye uygulanmıştır.
Araştırmada Dökmen (2000) tarafından geliştirilen ‘Engellilere
Yönelik Tutum Ölçeği’ (Attitude Scala For The Dısabled)
kullanılmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler SPSS paket
programında analiz edilmiştir. Yapılan analizlerde aritmetik
ortalama ve değişkenler arası anlamlılık değerlerine bakılmıştır.
Analizler sonucunda; Malatya ili merkezinde yaşayan ailelerde;
yaşın yükselmesi, eğitim seviyesi ve gelir seviyesinin yüksek
olması ayrıca ailesinde zihinsel engel bulunan bireylerde zihinsel
engele karşı olumlu tutum izlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: malatya ili, zihinsel engelliler, tutum
GİRİŞ-AMAÇ: İnsanların sağlığını etkileyen fiziksel gayretlerin,
doğru bir şekilde planlanması ve uygun fiziksel şartların
sağlanması çok önemlidir. Tüketici güdülenmesinin hizmet
kalitesi ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda
çalışmanın amacı özel spor merkezlerinde algılanan hizmet
kalitesinin tüketicilerin güdülenme düzeyleri ile ilişkisinin
incelenmesidir.
YÖNTEM: Çalışmaya İstanbul ilindeki özel spor merkezlerine
devam eden yaş ortalamaları 23,88±4,88 olan 40 kadın, 35
erkek olmak üzere 75 kişi katılmıştır. Araştırmada, spor-fitness
merkezlerinin algılanan hizmet kalitesini değerlendirmek
amacıyla Uçan (2007) tarafından geliştirilen “Spor-fitness
Merkezlerinde Algılanan Hizmet Kalitesi Ölçeği” ve öğrencilerin
güdülenme düzeylerinin belirlenmesinde, Pelletier vd. (1995)
tarafından geliştirilen “Sporda Güdülenme Ölçeği“ kullanılmıştır.
BULGULAR: Katılımcıların ortalama puanlarına bakıldığında
güdülenme alt boyutlarından içsel güdülenme ve algılanan
hizmet kalitesi alt boyutlarında ise çıktı (sonuç) kalitesi
ortalamalarının en yüksek olduğu görülmüştür. Yapılan
korelasyon analizi sonucunda güdülenme alt boyutları ile
algılanan hizmet kalitesi alt boyutları arasında içsel güdülenme
ile çıktı (sonuç) kalitesi arasında pozitif yönde düşük derecede
anlamlı ilişki olduğu görülmüştür. Katılımcıların yaş, cinsiyet,
eğitim durumu, spor merkezlerine ulaşım süresi ve aylık gelir
değişkenlerine göre algılanan hizmet kalitesi ve güdülenme
alt boyutlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Ancak,
erkeklerin program kalitesi, ortam kalitesi, ekipman kalitesi ve
çevre kalitesi ortalamalarının daha yüksek olduğu, kadınların ise
çıktı (sonuç) ve etkileşim kalitesi ortalamalarının daha yüksek
olduğu görülmüştür. Kadınların içsel güdülenme, erkeklerin ise
dışsal güdülenme ortalamaları daha yüksektir. Yaşı büyük olan
tüketicilerin etkileşim alt boyutunda en yüksek puana sahip
olduğu görülürken yaşı küçük olan tüketicilerin çıktı, egzersiz alet
ekipmanları, program kalitesi ve güdülenmeme ortalamalarının
en yüksek olduğu bulunmuştur. Eğitim durumuna göre lise
mezunu olanların güdülenme ve hizmet kalitesi alt boyutları
ortalama puanlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
SONUÇ: Katılımcıların içsel güdülenme düzeylerinin
yüksek olduğu aynı zamanda çıktı (sonuç) kalitesini daha çok
önemsedikleri görülmüştür. Hizmet kalitesi algısının daha
yüksek olması için spor merkezlerinin tüketicilerin hoşlanacağı,
zevk duyacağı ve içsel olgular yoluyla katılım sağlayacağı
hizmetler sunması gerektiği söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: hizmet kalitesi, güdülenme, spor
merkezleri
88
PP-086 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
PP-087 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
Farklı İlk Öğretim Okulundaki Öğrencilerin Sosyal Kaygı ve
İletişim Becerilerinin Karşılaştırılması
Spor Yapan ve Yapmayan Bireylerin Stresle Başa Çıkma
Tarzlarının Karşılaştırılması
Kubilay Çimen, Yunus Emre Büyükbasmaci, Ünsal Tazegül,
Ecem Akgül
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sporda Psiko Sosyal Alanlar
Anabilim Dalı, İstanbul
Ebrar Gümrük, Muhammed Yılmaz, Ünsal Tazegül, Alen Geçer
İstanbul Gelişim Üniversitesi
Yapılan bu çalışmanın amacı, farklı ilk öğretim okullarında
eğitim gören öğrencilerin sosyal kaygı ve iletişim becerilerinin
karşılaştırmaktır. Çalışmada veri toplama aracı olarak korkut
tarafından geliştirilen iletişim becerisi ölçeği ve Çocuklar için
Sosyal Anksiyete Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini,
İstanbul Ümraniye ilçesindeki Bilge soyak Orta Okulu,
Büyük Çekmece Kıraç ve Şanlı Urfa Siverek Vakıf orta okulu
oluşturmaktadır. Ankete toplam 677 kişi katılmıştır. Anketler sınıf
ortamında uygulanmıştır. Elde edilen verilerin çözümlenmesinde
SPSS 20 paket programı kullanılmıştır. Verilerin Homojen ve
normal dağılıma sahip oldukları belirlendikten sonra, verilerin
İstatistik analizinde parametrik test yöntemi kullanılmaya karar
verilmiştir. Verilerin analizinde Tanımlayıcı istatistik ve tek
yönlü varyans analizi uygulanmıştır. Yapılan tanımlayıcı istatistik
analizi sonucunda, Kıraç ilk öğretim ilk okulundaki çocukların
sosyal kaygı skorunun, 44,6255, Siverek Vakıf 43,0132 ve Bilge
Soyak Ortaokulundaki öğrencilerinı sosyal kaygı skoru 36,5528
olarak belirlenmiştir. Kıraç ilk öğretim ilk okulundaki çocukların
iletişim becerisi skorunun, 50,5418, Siverek Vakıf 55,8943 ve
Bilge Soyak Ortaokulundaki öğrencilerin iletişim becerisi skoru
47,4925olarak belirlenmiştir.
Yapılan bu çalışmanın amacı, spor yapan ve yapmayan bireylerin
stresle başa çıkma tarzlarının karşılaştırılmasıdır. Çalışmanın
evrenini, İstanbul Gelişim Üniversitesinde okuyan öğrenciler
oluştururken, örneklemini ise çalışmaya gönüllü olarak katılmayı
kabul eden 60 devamlı olarak spor yapan ve 61 spor yapmayan
öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak için Şahin ve
Durak tarafından Türkçeye çevrilerek geçerliliği ve güvenilirliği
yapılan ‘Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği’ kullanılmıştır.
Verilerin normal dağılıma sahip olup olmadığını belirlemek
için Kolmogorov-Smirnov testi, varyansların homojenliğini
belirlemek için Levene testi uygulanmış olup, verilerin homojen
ve normal bir dağılıma sahip olduğu belirlenmiştir. Verilerin
analizinde tanımlayıcı istatistik, ikiden fazla değişkenler
arasındaki farkı belirlemek için tek yönlü varyans analizi ve
ortalamalar arasındaki farklılığı belirlemek için de Tukey testi
uygulanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Stres, Spor Yapan, Spor Yapmayan,
Anahtar Kelimeler: Sosyal Kaygı, İletişim Becerisi, İlk Öğretim,
Öğrenci.
89
PP-088 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Zihinsel Antrenman]
PP-089 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Zihinsel Antrenman]
Farklı Yaş Gruplarındaki Futbolcuların İmgeleme
Biçimlerinin İncelenmesi
Takım Sporcularının İmgeleme Kullanımları ve Başarı
Motivasyonları Arasındaki İlişki
Enes Becer1, Yıldırım Eren Buyruk2, Faik Öz3
1
Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Yaşar Doğu Spor Bilimleri
Fakültesi,Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği,Samsun
2
Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü,Spor
Yöneticiliği Anabilim Dalı,Samsun
3
Ondokuz Mayıs Üniversitesi,Yaşar Doğu Spor Bilimleri
Fakültesi,Spor Yöneticiliği, Samsun
Ayşe Türksoy1, Burcu Güvendi1, Zeynep Kartal2
1
İstanbul Üniveristesi, Sporda Psikososyal Alanlar Ana
Bilimdalı, İstanbul
2
İstanbul üniversitesi spor yöneticiliği bölümü, istanbul
Bu çalışmanın amacı farklı yaş gruplarındaki futbolcuların
imgeleme biçimlerinin araştırılmasıdır. Çalışmaya 17-20 yaş
arasında 25, 21-24 yaş arasında 28, 24 ve üzeri yaş arasında
30 futbolcu katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak
Hall ve arkadaşları (1998) tarafından geliştirilen Sporda
İmgeleme Envanteri-SİE (Sport Imagery Questionnaire- SIQ)
kullanılmıştır. Sporda İmgeleme Envanteri yedili likert tipinde 30
maddeden oluşan bir ölçüm aracıdır (1= tamamen katılmıyorum
ve 7= Tamamen Katılıyorum). Envanterin beş alt boyutu
bulunmaktadır. Bu boyutlar; Bilişsel Özel İmgeleme, Bilişsel
Genel İmgeleme, Motivasyonel Özel İmgeleme, Motivasyonel
Genel Uyarılmışlık ve Motivasyonel Genel Ustalık’tır. Orjinal
envanterde tüm alt boyutlar 6 maddeden oluşmaktadır.
Envanterin Türk sporculara uyarlanması Kızıldağ ve arkadaşları
tarafından yapılmıştır (Kızıldağ, 2012). Yapılan analiz sonucunda
Motivasyonel Özel İmgeleme Boyutunda 17-20 yaş arasında
futbolcuların puanları yüksek bulunmuştur. Motivasyonel Genel
Ustalık alt boyutunda da 24 yaş ve üzeri futbolcular daha yüksek
puanlara sahiptir.17-20 yaş arası futbolcuların motivasyonel özel
imgeleme puanlarının yüksek olması, bulundukları kategori
itibariyle futbol oynarken kendilerinin takdir edilmesini
düşünmeleri ile ilişkili olabilir. 24 yaş ve üzeri futbolcularda
Motivasyonel genel ustalık puanlarının yüksek olması, bu yaştaki
futbolcuların futbol oynama yılına bağlı olarak gelişmiş olabilir.
Diğer yaş kategorisindeki futbolculardan daha fazla tecrübeye
sahip olmaları da bu alt boyutun gelişmesine etki etmiş olabilir.
Anahtar Kelimeler: İmgeleme,Takım Sporcuları,Yaş grupları
Yaş değişkenine göre imgeleme puanlarının karşılaştırılması
Tablo’da sporda imgeleme envanteri puanları yaş değişkenine
göre karşılaştırılmış ve yalnızca motivasyonel özel imgeleme ve
motivasyonel genel ustalık alt boyutlarında anlamlı farklılık
bulunmuştur(p<0,05).
90
GİRİŞ-AMAÇ: Sporcunun performansı ve başarısı üzerinde
etkili olan önemli unsurlardan bir tanesi de imgeleme
becerisidir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı takım sporlarıyla
uğraşan sporcuların imgeleme kullanım düzeylerinin başarı
motivasyonları üzerine etkisini incelemektir.
GEREÇ-YÖNTEM: Araştırmaya 2015-2016 yılı İstanbul ilindeki
5 takımdan, voleybol, hentbol ve basketbol branşlarından
152 sporcu katılmıştır. Ölçekler, sporculara antrenman öncesi
ve sonrası ya da müsabaka öncesi ve sonrası uygulanmıştır.
Çalışmada, Tiryaki ve Gödelek (1997) tarafından türkçeye
uyarlanan sporda başarı motivasyonu ölçeği ve Kızıldağ ve
Tiryaki (2000) tarafından türkçeye uyarlanmış olan sporda
imgeleme ölçeği kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya 108’ i basketbol, 14’ü hentbol, 30’ u
voleybol oynayan, yaş ortalamaları 16,552±,743 olan 71’ i bayan
81’ i erkek toplam 152 sporcu katılmıştır. Bu sporcuların 121’ i
imgeleme kullanmıştır. 63 sporcuda bir sezon öncesinde sakatlık
geçirdiğini belirtmiştir. Korelasyon analizi sonucunda başarı
motivasyonu alt boyutları ile imgeleme alt boyutları arasında
pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı ilişki görülmüştür
(p<0,05). Katılımcıların yaş, cinsiyet, sakatlık durumları ve
imgelemeyi maçta kullanım durumlarına göre imgeleme alt
boyutlarında ve başarı motivasyonu alt boyutlarında anlamlı
bir değişikliğe rastlanmamıştır. Ancak yaşı küçük sporcuların
başarısızlıktan kaçınma güdüsü ortalamalarının daha yüksek
olduğu ve motivasyonel genel uyarılmışlık alt boyutunu daha
fazla kullandıkları belirlenmiştir. Yaşı yüksek olanların başarıya
yaklaşma ve güç gösterme güdüsü, bilişsel imgeleme, moivasyonel
özel imgeleme ve genel ustalık alt boyutu ortalamaları daha
yüksek bulunmuştur. Kadın sporcuların başarısızlıktan kaçınma
ve başarıya yaklaşma güdüsü, motivasyonel genel ustalık
ve genel uyarılmışlık alt boyutlarının erkeklerden yüksek
olduğu belirlenmiştir. Erkeklerin ise güç gösterme güdüsü,
bilişsel imgeleme ve motivasyonel özel imgeleme alt boyutları
bayanlarınkinden yüksektir. Sakatlık geçirmemiş sporcuların
başarısızlıktan kaçınma ve başarıya yaklaşma güdüleri
ortalamaları daha fazlayken sakatlık geçirmiş sporcuların güç
gösterme güdüleri daha yüksektir.
SONUÇ: Takım sporcularının imgeleme kullanımları ile sporda
başarı motivasyonları arasında ilişki olduğu ayrıca imgeleme alt
boyutlarını kullanım düzeyleri yüksek olan sporcuların başarı
motivasyonu alt boyutlarını kullanma düzeylerinin yüksek
olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: motivasyon, imgeleme, takım sporları
PP-090 [Spor Sağlık Bilimleri » Fiziksel Aktivite Ve Fiziksel
Uygunluk]
PP-091 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Kaygı/ Stres/
Motivasyon]
8-10 Yaş Arası Futbol ve Basketbol Okuluna Devam Eden
Çocukların Proporsiyon Ve Somatotiplerindeki Farklılıklar
Düzenli Fiziksel Aktivite Yapan Bireylerde Depresyon ve
Yeme Tutum Davranışları İlişkisi
Bergün Meriç Bingül, Hülya Adalı, Cihan Özdemir, Menşure Aydın
Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Kocaeli
Melek Büyükkök1, İrfan Yıldırım1, Gözde Ersöz2, Özkan Işık1,
Özge Özel1, Güler Zengin1
1
Afyon Kocatepe Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu
2
Namık Kemal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
Bu çalışmanın amacı, futbol ve basketbol okuluna giden çocukların
antropometrik ölçümleri alınarak çıkartılan somatotip ve
proporsiyonları arasında farklılık olup olmadığının incelenmesidir.
Çalışma grubuna, Kocaeli’ de bulunan futbol okullarından 32
öğrenci (boyları 1,26±0,7 m, kütleleri 28,3±5,5 kg, yaşları ise
8,5±0,7 yıl, antrenman yaşları 6,3±6,2 ay) ve basketbol okullarından
30 öğrenci ( boyları 1,38±0,07 m, kütleleri 35,3±9,6 kg yaşları ise
9,1±0,9 yıl, antrenman yaşları 7,6±6,0 ay) denek olarak alınmıştır.
Öğrencilerin farklı bölgelerinin çap, çevre, uzunluk ve deri
kıvrım kalınlıklarından oluşan antropometrik ölçümleri
alınarak, Heat Carter formülüne göre somatotip hesaplamaları ve
Proporsiyonları bulmak için ise BMI, CI, Kalça, Acromio-Iliacus,
Martine, Göğüs Çevre indeksleri hesaplanmıştır. Elde edilen
sonuçların fark analizleri SPSS 21 paket programında parametrik
testlerden bağımsız örneklem T testi kullanılarak yapılmıştır.
Çalışmaya katılan öğrencilerin somatotipleri incelendiğinde
futbolcuların somatotipleri; endomorfik mezomorf (3.4.2),
baskebolcuların ise somatotipleri; dengeli somatotip yapı
(4.4.3) olarak belirlenmiştir. İstatistiksel olarak da endormorf ve
mezomorf değerlerinde anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0,05)
yalnızca ektomorf değerlerinde anlamlı farklılık bulunmuştur
(p<0,05). Vücut indekslerine bakıldığında ise Beden Kütle
İndeksi(BMI)’nde anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0,05).
Acromi-İliacus, Martine, Cormique(CI), Kalça, Göğüs Çevre
indekslerinde anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0,05).
Anahtar Kelimeler: Antropometri, Somatotip, Spor okulları,
Proporsiyon
Bu çalışmanın amacı; Düzenli fiziksel aktivite yapan
bireylerin Yeme Tutum davranışları ile Depresyon
Düzeyleri arasındaki ilişkisel durumu tespit etmektir.
Çalışama; Betimsel bir araştırma modeli olup, ilişkisel tarama
yöntemi ile yapılmıştır. Çalışmanın örneklem grubunu
Afyonkarahisar ilinde haftada en az 3 gün düzenli fiziksel
aktivite yapan 294 birey oluşturmaktadır. Araştırmada
veriler kişisel bilgi formu, Beck depresyon envanteri ve Yeme
Tutum Davranışları ölçeğinden oluşan anket formu ile elde
edilmiştir. Elde Edilen verilerin SPSS paket programında
analizleri yapılmıştır. Verilerin Dağılımı KolmogorovSmirnov testi ile incelenmiştir. Test sonucunda verilerin
normal dağılım göstermediği saptanmış olup, parametrik
olmayan testler ile verilerin analizi yapılmıştır. Analizlerde
Tanımlayıcı istatistikler, Mann Whitney U-Testi, Kruskal
Wallis H- Testi ve Spearman korelasyon katsayısı kullanılmıştır.
Analizlerden elde edilen bulgular doğrultusunda; Düzenli fiziksel
aktivite yapan bireylerin depresyon durumlarının olmadığı ve
bireylerin “%72,45 ‘inde normal yeme davranışı, %27,55’inde
ise anormal yeme davranışları olduğu saptandı. Ayrıca cinsiyet
değişkenine göre yeme tutum davranışlarında istatistiksel olarak
anlamlı farklılık olduğu, ancak depresyon düzeylerinde cinsiyete
göre bir farklılık olmadığı; spor geçmişlerine göre ise yeme tutum
davranışlarında anlamlı bir farklılık olmaz iken, depresyon
düzeylerinde istatistiksel olarak farklılık olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak düzenli fiziksel aktivite yapan bireylerin, depresyon
düzeyleri ile yeme tutum davranışları arasında pozitif bir ilişki
olduğu saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kolmogorov-Smirnov, Depresyon, Yeme
91
PP-092 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
PP-093 [Sporda Psiko-Sosyal Alanlar » Diğer]
Takım Sporları ve Bireysel Sporlar Yapan Beden Eğitimi ve
Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Liderlik Düzeylerinin
İncelenmesi
Birinci Sınıf Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencileri
ile Tıp Fakültesi Öğrencilerinin İletişim Düzeylerinin
İncelenmesi
Ece Şimşek, Nazik Nur Ayhan, Muammer Esteoğulları
Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Aydın
Selin Yıldız, Alper Yüksel Akçadağ, Gül Kaya
Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Aydın
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı takım sporları ve bireysel sporlar
yapan beden eğitimi ve spor yüksekokulu öğrencilerinin liderlik
düzeylerinin incelenmesidir.
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı birinci sınıf beden eğitimi ve spor
yüksekokulu öğrencileri ile tıp fakültesi öğrencilerinin iletişim
düzeylerinin belirlenmesidir.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda futbol,
basketbol, voleybol sporu yapan (n=50) ve atletizm, güreş, boks
sporu yapan (n=50) toplam (n=100) öğrenci gönüllü olarak
katılmıştır. Öğrencilerin liderlik düzeylerini belirlemek için
Toros ve Tiryaki tarafından (2006) yılında geliştirilen Sporda
Liderlik Ölçeği kullanılmıştır. Öğrencilerin anketleri yapmaları
için ders önlerinde süre verilmiş ve anketler doldurtulmuştur.
Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 20.0 paket programında
İndependent Sample T test kullanılmıştır. Verilerin normallik
dağılımları Kolmogrov-Smirnov testi ile yapılmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmaya Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda (n=60) ve
Tıp Fakültesinde okuyan (n=60) toplam (n=120) öğrenci gönüllü
olarak katılmıştır. Öğrencilerin iletişim düzeylerini belirlemek
için Korkut ve Bugay tarafından geliştirilen, İletişim Becerileri
Ölçeği (İBÖ) kullanılmıştır. Öğrencilerin anketleri yapmaları
ders önlerinde süre verilmiş ve anketler doldurtulmuştur.
Verilerin değerlendirilmesinde SPSS 20.0 paket programında
İndependent Sample T test kullanılmıştır. Verilerin normallik
dağılımları Kolmogrov-Smirnov testi ile yapılmıştır.
BULGULAR: Yapılan araştırma sonucunda çalışmaya katılan
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğrencilerinden takım sporu
yapanların liderlik düzeylerinde bireysel spor yapanların liderlik
düzeylerine göre anlamlı bir farklılık görülmüştür (p<0.05).
SONUÇ: Sporcuların liderlik davranışı müsabakalarda,
duygularını geniş bir düzende ifade etmeleri acısından
cesaretlendirme, model olma, zor durumlarda nasıl esnek
olunacağını, genelde kaybetme ile nasıl başa çıkılacağını
öğretilerek, sonucu değiştirilebileceği birçok yönünün olduğunu
göstermektedir. Sonuç olarak takım sporlarında bu tarz
özelliklerin ve sorumlulukların daha fazla ve birden çok kişiye
yönelik olması, takım sporlarındaki liderlik düzeyinin bireysel
sporlardan daha fazla olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: liderlik, futbol, bireysel sporlar.
92
BULGULAR: Yapılan araştırma sonucunda çalışmaya katılan
Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ve Tıp fakültesi öğrencilerinin
iletişim becerilerinde Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
öğrencileri lehine anlamlı olarak farklılık görülmüştür (p<0.05).
SONUÇ: Öğrencilerin iletişim becerilerindeki farklılıklara
bakıldığında seçtikleri bölüm, aldıkları dersler, çevre ve kişisel
özelliklerden dolayı bu sonucun çıktığını söyleyebiliriz.
Anahtar Kelimeler: iletişim, beden eğitimi, tıp
İNDEKS
93
AÇIKGÖZ, E.
PP-005
ADALI, H.
PP-090
AGOPYAN, A.
OP-15, PP-036, PP-039
AHMEDOV, Ş.
PP-047
AKBABA, H.
OP-26
AKÇADAĞ, A. Y.
PP-093
AKDENK, M.
PP-059, PP-061
AKGÜL, E.
PP-068, PP-086
AKILVEREN, P.
PP-036
AKMAN, U.
PP-034
AKPİNAR, S.
PP-070
AKSOY, D.
PP-018
AKSOY, T.
OP-11
ALGIN, O.
OP-22
ALP, A. F.
OP-39
ALTAY, F.
OP-01, OP-02, OP-03, OP-04, OP-05,
PP-012, PP-013, PP-014, PP-015, PP-016, PP-020
ARPINAR AVŞAR, P.
OP-16, OP-28
ARZUMAN, A.
OP-09
ASLAN, A. Ş.
OP-09
ATAMAN YANCI, H. B.
PP-051, PP-065
ATASOY, F. S.
OP-32
ATEŞ, T.
OP-09
ATEŞ, Y.
OP-08, PP-017, PP-078
ATEŞOĞLU, A.
PP-016
ATICI, Ü.
PP-018
AVCI, N.
OP-01
AYAN, V.
OP-12, PP-033, PP-024
AYDEMİR, N.
OP-06
AYDIN, K.
OP-10, PP-027
AYDIN, M.
PP-090
AYDIN, Y.
PP-035
AYHAN, N. N.
PP-092
AYHAN, T.
PP-012
AYVAZ, M.
PP-033
AZAK, S.
PP-046
BAİKOĞLU, S.
PP-045, PP-046
BAKIR, P.
PP-027, PP-019
BAŞGÜL, S.
PP-024
BATUR, S.
PP-011
BAYAR, E. Y.
PP-030
BAYRAKDAROĞLU, S.
OP-20
BAYRAKTAROĞLU, B.
OP-03
BECER, E.
PP-088
BEKTAŞ, F.
OP-12, OP-24, OP-32, PP-043
BİNGÜL, B. M.
PP-090
BİROL, S. Ş.
PP-063
BOYACI, M.
OP-29, PP-034
BULGAN, Ç.
PP-002
BULGURU, B.
OP-16
BULUT, M.
PP-023
BUYRUK, Y. E.
PP-088
BUYRUKOĞLU, E.
OP-08, PP-017, PP-078
BÜYÜKBASMACI, Y. E.
PP-071, PP-079, PP-081, PP-086
BÜYÜKKÖK, M.
PP-091
CAN, İ.
OP-18, OP-20
94
CEMALOĞULLARI, A.
PP-045
CEYLAN, T.
PP-063
CİNEMRE, Ş. A.
OP-14, PP-029, PP-030, PP-032, PP-035
ÇAKMAK, E.
OP-35
ÇAKMAKÇI, M.
OP-42
ÇAKTO, Z.
PP-031
ÇALI, O.
PP-004
ÇATAL, Ç.
PP-077
ÇAVUŞOĞLU, S. B.
PP-058
ÇEBİ, M.
PP-061
ÇELENK, Ş. B.
PP-030, PP-032
ÇELİK, M.
PP-085
ÇETİN, S.
PP-009
ÇETİNKAYA, S.
PP-068
ÇEVİK, E.
PP-075
ÇEVİK, S.
PP-001
ÇINARLI, İ.
PP-069
ÇİFTÇİ, D.
PP-025
ÇİMEN, K.
PP-079, PP-086
ÇOKNAZ, H.
PP-019, OP-07, PP-018
ÇOLAK, R.
OP-26, PP-031
DAL, S.
PP-051, PP-060, PP-065
DEMİR, Ö.
OP-43
DEMİRCİ, E. K.
OP-33
DEMİRCİ, İ.
PP-043
DEMİRCİ, N.
OP-14, PP-029, PP-035
DERELİ, E.
PP-015
DİLEÇ, S.
OP-41
DOĞRU, G. N.
PP-070
DOYRAN, A.
PP-044
DULKADİR, T.
PP-026
DURAN, H.
OP-18
ELDİVAN, S. E.
OP-27
ERBAŞ, S.
OP-24
ERDOĞAN, A.
OP-07
ERDOĞAN, E. M.
OP-28
ERİM, V.
PP-049
ERSOY, K.
OP-20
ERSÖZ, G.
OP-33, PP-054, PP-091
ERŞEK, Ö.
PP-057
ERTURAN İLKER, A. G.
PP-021
ERTÜZÜN, E.
OP-23
ESTEOĞULLARI, M.
PP-092
FİLİZ, B.
PP-047
FİSTİK, S.
PP-063
GEÇER, A.
OP-37, PP-003, PP-008, PP-064, PP-071, PP-072
PP-082, PP-083, PP-087
GEÇER, Ü.
OP-37
GÖKSUN, F.
PP-018
GÖRÜNÜ, R. M.
PP-050
GÜÇLÜ, M.
OP-08, PP-017, PP-078
GÜL, M.
PP-057
GÜLLÜ, S.
PP-056, PP-062
GÜMRÜK, E.
PP-064, PP-087
GÜN, H.
OP-40
GÜNEL, H. M.
OP-36, OP-40, PP-066
GÜR, F.
OP-12, PP-033, PP-024
GÜREL, Z.
OP-02
GÜRSOY, H.
OP-28
GÜVEN, B.
PP-002
GÜVENDİ, B.
PP-042, PP-089, PP-085
HAZIR, T.
OP-13, OP-21, OP-22, PP-038, PP-040
IRMAK, D.
PP-018
IŞIK, M.
OP-33, PP-054
IŞIK, Ö.
PP-091
İNAN, M.
OP-15
KABA, E.
OP-44
KADİIOĞLU, M.
OP-21
KANGALGİL, M.
PP-004
KAPUS, J.
PP-028
KARA, H. B.
OP-11
KARA, Ö.
PP-006
KARABACAK, Y.
PP-037
KARAKAYA, B. A.
PP-010
KARTAL, Z.
PP-089
KAVURGACI, R.
OP-38
KAYA, G.
PP-093
KAYA, S.
PP-043
KAYIKÇI, A.
PP-034
KERKEZ, F. İ.
OP-30, PP-044
KESKİN, N.
PP-080, PP-085
KILIÇ, G.
PP-029
KİLİNÇ, T. D.
OP-19
KİN İŞLER, A. OP-17, OP-19, OP-22, PP-037, PP-040, PP-041
KİREMİTCİ, O.
OP-44, PP-053, PP-069
KOCA, D.
PP-066
KOCAAĞA, T.
OP-29, PP-034
KOÇAK, E.
OP-23
KOLAYİŞ, H.
OP-34, OP-42
KOPMUŞ, C.
OP-35, PP-074
KORKMAZ, H.
PP-084
KOZAN, A.
OP-04
KÖK, G.
PP-065
KÖRÇOBAN, S.
OP-10
KÖSE, M. G.
OP-17
KÖSE, M. G.
OP-19 , PP-037
KURAL, B.
OP-12, OP-24, PP-043
KURT, İ.
PP-061
KURUCAN, H. A.
PP-021
KÜÇÜK, H.
PP-077
KÜÇÜKATÇEKEN, V.
PP-073
MAHMUTOĞLU, S.
PP-031
MENDEĞ, S.
PP-031
MENEVŞE, A.
PP-005, PP-064
MERTYÜZ, G.
OP-30
MİRZEOĞLU, A. D.
OP-06
MUNGAN AY, S.
PP-050
MURCAK, F.
PP-022
NAZLI, F.
PP-074
NİŞANCI, R.
OP-24
ODABAŞ, İ.
OP-31, PP-001, PP-002
OKTAY, E.
OP-30
OYLUMLU, T.
ÖĞRETEN, N.
ÖLMEZ, C.
ÖNDER, B.
ÖZ, F.
ÖZ, R.
ÖZDEMİR, C.
ÖZEL, Ö.
ÖZGÜL, F.
ÖZKAN, F. K.
ÖZKAN, K.
ÖZMUTLU, I.
ÖZÜDOĞRU, S. M.
PEHLİVAN, A.
POLAT, S.
PRİSTAVEC, A.
PUSMAZ, E.
RENGÜL, B. F.
RENKLİBAY, S.
SAATCHİAN, V.
SAÇU, A.
SAĞNAK, M.
SARI, İ.
SEÇME, M.
SEDEF, B.
SERDAR, E.
SERT, F.
SEVER, A.
SEZEN, S.
SIĞIRCI, İ. H.
SONGÜN, Y.
SÖZBİR, K.
SUSAÇAN, E.
ŞAHİN, E.
ŞAHİN, S.
ŞAHİN, Y.
ŞAR, H.
ŞENER, A.
ŞENYURT, G.
ŞİMŞEK, E.
TANRIVERDİ, Ö.
TAŞDÜGEN, B.
TAŞTAN, H. Ş.
TAVUKÇU, Ü.
TEKİN, M.
TEMEL, V.
TİFTİKCİ, Y.
TÖRE, A. Ö.
TÖRE, S. A.
TULAY, E.
TUNCAL, D.
TURAN, T.
TURANLI, E.
TÜKENMEZ, A.
PP-039
PP-061
PP-024
PP-020
PP-088
PP-047
PP-090
PP-091
OP-08, PP-017, PP-078
PP-047
PP-014
OP-33, PP-054
OP-26
PP-001, PP-002
OP-14
PP-028
PP-070
PP-040
PP-055
OP-25
PP-053
PP-011
OP-34, OP-42
OP-05
PP-038
PP-042
OP-36
PP-080
OP-38
PP-067
OP-18
OP-29, PP-034
OP-07
PP-062
PP-080
OP-35, PP-074
PP-024
PP-051
PP-004
PP-092
OP-30
OP-36, OP-40, PP-066
PP-060
OP-13, PP-003, PP-005, PP-008, PP-010
PP-064, PP-071, PP-072, PP-082, PP-083
PP-087, PP-079, PP-086
PP-066
OP-38
OP-10
OP-39
PP-049
OP-09
PP-076
PP-001
PP-031
PP-058
95
TÜRE, E.
PP-058
TÜRK, G.
PP-032
TÜRK, Ö.
OP-10
TÜRKMEN, C.
OP-06
TÜRKSOY, A.
PP-080, PP-085, PP-089
UĞURLU, A. M.
OP-11
UŠAJ, A.
PP-028
UZUN, R. N.
PP-052
ÜNVER, A.
OP-36, OP-40, PP-066
ÜNVER, E.
OP-14, OP-21, OP-22, PP-029, PP-030, PP-032,
PP-035 ,PP-040, PP-041
ÜRESİN, H.
PP-056
ÜSTÜN, E.
PP-073
ÜSTÜN, H. Ö.
PP-008, PP-083
ÜSTÜN, M.
OP-11
YAĞAN, K.
PP-073
YAVUZ, C.
PP-061
YAVUZ, D.
OP-44
YELİS, U.
OP-31
YEŞİLDAĞ, N.
PP-031
YEŞİLYURT, N. M.
OP-31
YILDIRIM, E.
OP-17
YILDIRIM, İ.
PP-091
YILDIZ, L.
PP-069
YILDIZ, S.
PP-093
YILMAZ, E.
PP-013
YILMAZ, M.
OP-29, PP-071, PP-082, PP-087
YILMAZ, O.
PP-007
YİĞİT, M. M.
OP-34
YİLDİZ, L.
OP-44
YOLCU, C.
PP-041
YURUL, M. Ü.
OP-29
YÜKSEK, S.
OP-12, PP-024, PP-033
ZENGİN, G.
PP-091
96
SPONSORLAR
97
NOTLAR
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
.................................................................................................................................................................................................................................................................
98

Benzer belgeler