dosya - Tüdöksad

Transkript

dosya - Tüdöksad
Turkcast
Türkdöküm
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yayın Organıdır.
SAYI: 22 / OCAK - ŞUBAT - MART 2012
TÜDÖKSAD’da
Yeni Dönem
18. Genel Kurul gerçekleşti
2011 Döküm Üretimi
Türkiye döküm sanayi 1,4 milyon ton üretim
gerçekleştirdi
Metalurji Şöleni
Ankiros / Annofer / Turkcast Fuarları
Ankiros Döküm Kongresi
Metalurji ve Malzeme Kongresi
DOSYA:
MODEL
Döküm, modeli yapmakla mı başlar?
başkandan...
YENİ DÖNEM HAYIRLI OLSUN
Değerli Meslektaşlarım,
17.02.2010 ile 16.02.2012 tarihleri arasındaki faaliyet dönemini geride bıraktık ve geçen ay
genel kurulumuzu gerçekleştirdik. Yönetim ve Denetim Kurullarımız toplantıya katılanların
oy birliği ile ibra edildiler. Geçmiş dönem faaliyetlerinde görev alan bütün arkadaşlarıma huzurunuzda bir kere daha teşekkür ederim. 2014 yılı başına kadar görev yapacak olan yeni yönetim kurulumuzu seçtik. Yönetim Kurulu üyeliği yükümlülüğünü üstlenen arkadaşlarımız
kendi zamanlarından, işlerinden maddi ve manevi özveride bulunarak toplantılara ve faaliyetlere katkı veriyorlar. Üyelerimize daha fazla hizmet verebilmek için bu dönem yönetim
kurulu üye sayımızı arttırmayı hedefliyorduk ama gerekli tüzük değişikliğini bu genel kurula kadar yetiştiremeyeceğimizi anlayınca ileri bir tarihe bıraktık. O tarihe kadar da faaliyetlerimizi yedek üyelerimizin ve denetçilerimizin de katılımıyla birlikte yapmaya karar verdik. Bu
dönem bütün yönetim kurulu toplantılarına asil ve yedek yönetim kurulu üyeleri ile asil ve
yedek denetim kurulu üyeleri davet edilecektir. Kurullarda hizmet verecek bütün arkadaşlarıma özellikle aramıza yeni katılan arkadaşlarıma sizlere hizmet yolunda bize verecekleri katkı için şimdiden teşekkür ederim.
Kurullarımız ilk toplantısını bu ayın başında gerçekleştirdi. Bu toplantıda başkanlık divanı
üyeleri seçildi. Başkanlığa beni layık gören arkadaşlarım, Sayın Uğur Kocaoğlu’nu başkan
yardımcılığına Sayın Kadir Efe’yi de muhasip üyeliğe tekrar seçtiler. Bu toplantıda, genel kurulda görüş bildiren üyelerimizin talebi doğrultusunda, daha fazla ağırlık verilmesi istenen
eğitim konuları ile yapılması planlanan faaliyetler tekrar değerlendirildi ve o faaliyetleri yürütecek arkadaşlarımız görevlendirildi. Bu dönem yeni bir uygulama başlatıyoruz.
Üyelerimiz arasında vuku bulabilecek ihtilafların, mahkeme koridorlarına taşınmadan,
içimizde çözülebilmesi için bir kurul oluşturduk. Hiç gerek duyulmamasını dilediğimiz
ve 2012 - 2014 döneminde görev yapacak olan bu kurulu ETİK KURUL olarak adlandırdık. Üyelerimizin yazılı talebi ile görev yapacak olan bu kurula, yönetim kurulu üyelerimize ilaveten kıdemli üyelerimiz Sayın Mithat Ural, Sayın Yılmaz Turhan, Sayın
Kamil Bayrak, Sayın Akın Aydınceren, Sayın Önay Çekin, Sayın Mücahit Öngör, Sayın Mete Nakipoğlu ve Sayın Mümtaz Akman seçildiler. Kurul toplantılara katılanların oy çokluğu ile tavsiye kararları alacak ve ilgili taraflara bu kararını bildirecektir. Kurulda, toplantıya katılan en kıdemli üye
başkanlık yapacaktır.
Sektörümüzün yoğun olduğu illerde çalışma grupları oluşturduk. Bu
guruplar, üyelerimiz ve derneğimize üye olmayan dökümhaneler arasındaki iletişimi kurmaya, kurulmuş olanları geliştirmeye, bu firmaların sektörel sorunlarını yetkililere aktarmak ve çözümlerine yardımcı
olabilmek için derneğimize iletmeye, çalışacaklar.
Geçen sayımızda, bu sene 11. Ankiros Fuarı ile birlikte gerçekleştireceğimiz 6. Uluslararası Ankiros Döküm
Kongre’mizi daha geniş bir katılımla ve sektör mensuplarımızın beklentilerine daha fazla cevap verecek zenginlikte bir içerikle gerçekleştirilmesinin sağlanması için
çalışmalara başlandığını belirtmiştik. Farklı bir uygulama olarak kongre oturumlarını bu yıl Turkcast fuar holünün içinde Derneğimize ayrılan geniş mekanda gerçekleştireceğiz. Bu uygulamanın katılımcı sayısını arttıracağını düşünüyoruz. İçerik çalışmalarımız ise devam etmektedir. Sunumlarla ilgili olarak tüm üyelerimizin katkılarını özellikle rica ediyorum.
Avrupa Birliği liderleri Aralık 2011’de gerçekleştirdikleri zirvede, birlik ve beraberliğe, Euro’ya sahip çıkıldığını belirtmişlerdir. Zirve sonrası üye ülkelerin mali sorunlara yaklaşımı tamamen değişmiştir. Avrupa Merkez Bankası’ndaki yönetim değişikliğini takiben, likidite
sorununun aşılması, destek fonlarının önünün açılması, Yunanistan’ın Mart ayı içindeki yapmış olduğu başarılı tahvil takasını takiben IMF ve AB tarafından finanse
edilecek olan 130 milyar Euro’luk ikinci kurtarma paketi
onaylanması, Portekiz’e uygulanan kurtarma programının başarılı bir şekilde sürdürülmesi, ABD’de büyümeye dair beklentilerin yükselmesi, FED’in bu beklentileri desteklemesi gibi hususlar ekonomistleri küresel eko-
(Milyon $)
Yıllık
nominin çökme tehlikesinden uzaklaşmakta olduğunu
düşünmeye yönlendiriyor.
Küresel ekonomideki bu iyimserliğe doğru dönüşmekte olan gelişmeler ileriye doğru yapacağımız planlamalar için çok önemli bir unsurdur. Ülkemizdeki resmi veriler 2011 yılında ihracatımızın yüzde 18,2 artarak 134,8
milyar dolara ulaştığını göstermektedir. TİM’in değerlendirmesine göre bu artışın yüzde 6’sı miktar artışından yüzde 12,2’si ise döviz cinsinden birim fiyat artışından oluşmuştur. 2011 yılında Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin ithalatı, yaşanan durgunluk ve ekonomik sıkıntılara rağmen yüzde 14,8 artış göstermiştir. Bizim AB’ye
olan ihracatımız ise 2011 yılında yüzde 18,4 daha artarak 62,4 milyar doları bulmuştur. Ayrıca AB’ye yapılan
ihracat miktarının toplam ihracat içindeki payı bu yıl da
aynı oranda kalmıştır. Bu da Avrupa Birliği ülkelerini sarsan ekonomik sıkıntıların Türkiye’ye önemli bir etkisinin
olmadığının işareti olarak görülebilir.
2011 yılında geçmiş yıllarda olduğu gibi 106 milyar doları bulan dış ticaret açığımızdan tetiklenen yüksek cari
açık ve onun finansmanı problem olmaya devam etti.
İthalatımız 2011 yılında 2010 yılına göre yüzde 29,8 artışla 240,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Cari açık sorununa çözüm bulabilmek için ithalatın detayını bilmemiz yararlı olacaktır. Bu nedenle ithalatımızın ana mal
2010/2011 Dönemsel (Ocak)
2011/2012
2010
2011
Değ.%
2011
2012
Değ.%
Yatırım malları
Ara mallar
28.818
37.268
29,3
2.267
2.402
6,0
131.445
173.135
31,7
12.535
13.285
6,0
Tüketim malları
24.735
29.692
20,0
2.001
1.595
-20,3
Diğerleri
546
739
35,3
101
100
-1,2
TOPLAM
185.544
240.833
29,3
16.905
17.383
2,8
Kaynak: Ekonomi Bakanlığı
gruplarına göre dağılımına bakarsak ara malları (enerji dahil) oranının yaklaşık yüzde 71.89, yatırım mallarının yüzde 15,47, tüketim mallarının yüzde 12,33, diğerlerinin ise
yüzde 0.31olduğu görülmektedir. Enerji ithalatı 2010 yılına
kıyasla yüzde 40.52 artarak 38,5 milyar dolardan 54,1 milyar dolara çıkmıştır ve toplam ithalat içindeki payı yüzde
22.47’dir. Makine ithalatının payı 27,1 milyar dolarla yüzde 11.25, Demir Çelik ithalatının payı ise 20,4 milyar dolar
ile yüzde 8,47’dir. Yapılan analizlerde toplam ara ve yatırım
malı ithalatımız olan 210,4 milyar doların yüzde 28’inin ihraç mallarının üretiminde geri kalan yüzde 72’sinin ise iç
tüketim için kullanıldığı ve imalat sanayimizin 2011 yılında
yüzde 43 oranında ithalata bağımlı olduğunu sonuçlarının
çıkarıldığı belirtilmektedir. Bu oran 2010 yılı için yüzde 38
olarak hesaplanmıştı.
Tüketim mallarının dağılımına da bakacak olursak cep telefonu, ayakkabı, mobilya, beyaz eşya, deri mamulleri, aydınlatma gereçleri, gömlek, halı gibi yerli ikamesi bulunan
tüketim malları olduğu görülmektedir. Türkiye bu ürünleri aynı zamanda ihraç da etmektedir ve kalitesini bütün
dünyada ispat etmiş bir konumdadır. Halkımızın yerli malı
kullanımı ile ilgili bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Tüketim malzemesi ithalatında yapılacak yüzde 50’lik bir tasar-
ruf dış ticaret açığımız ve dolayısıyla cari açığımızda önemli bir düşme sağlayacaktır. Ayrıca enerji kaynaklarımızın çeşitlendirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmesi ve nükleer enerji gibi alternatif enerji kaynaklarının
değerlendirileceği projelere ağırlık verilerek enerji ithalatını düşürmek bizim bu açmazdan kurtulmamıza katkı sağlayacaktır.
Ekonomi Bakanlığımızın öncülüğünde, ara malı ithalat rakamının düşürülmesinde ve ihracat rakamlarının arttırılmasında etkili olacak çalışmalar yapılmaktadır. GİTES olarak adlandırılan Girdi Tedarik Stratejisi ve İhracata Dönük
Üretim Stratejisi projeleri bu hedefe yönelik projelerdir. Bakanlıkta ithalatı yoğun olan ara malı kalemlerinde iç üretim
yapılmasının teşvik edileceği, ihracatı hedef alan ve yüksek
katma değer yaratan sektörlerin korunacağı bir yatırım teşvik yasası hazırlanmaktadır.
Hepinize yönetimimizde görev alan arkadaşlarım ve şahsım adına başarılı ve sağlıklı günler diliyorum.
M. Niyazi Akdaş
TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı
ACI KAYBIMIZ
Dergimiz baskıya hazırlandığı esnada çok değerli büyüğümüz, ağabeyim Sayın Yılmaz SOYAK’ın ani vefatını büyük
üzüntüyle öğrendim. Kederli ailesine ve Soyak Grubu çalışanlarına başsağlığı ve sabır, kendisine de Allahtan rahmet
diliyorum.
BOYALAR
FİLTRASYON
BESLEYİCİ SİSTEMLERİ
OCAK VE POTA
ASTARLARI
METAL TRETMANLARI
REÇİNELER
POTALAR
HOLLOTEX* | SEDEX* | SIVEX* | STELEX* PrO | STELEX ZR | RODEX*
THE POWER OF 2
Hayatın her alanında güzel bir ahenk vardır. Örneğin, yüksek kaliteli
döküm parçalar elde edebilmeniz için bizim teknolojimiz ve sizin
dökümhaneniz. Veya günlük hayatta kullandığımız mükemmel
teknolojileri üreten mühendislerin ellerinde sizin döküm parçalarınız.
Dökümhane uzmanlarımız filtrasyon ihtiyacınıza uygun yenilikçi
çözümler geliştirmenize yardımcı olmak için her zaman hazırlar.
Bizim ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve uzmanlığımız ve sizin becerileriniz
ve proses bilginizle dökümhane operasyonlarınızın gerçek potansiyelini
ortaya çıkaralım.
Fireyi düşürmek, yüzey kalitesini iyileştirmek, hataları önlemek veya
mekanik özellikleri artırmak isterseniz, Foseco’ya güvenebilirsiniz.
Her türlü dökümhane ihtiyaçlarınız için, bizimle irtibata geçin.
Sizin dökümhaneniz ve Foseco. Çözüm üreten ortaklık.
ŞİMDİ YERLİ
* HOLLOTEX, SEDEX, SIVEX, STELEX ve RODEX Vesuvius Grubu’nun tescilli markasıdır ve lisanslı kullanılabilir.
Telefon: 0262 677 1050
Faks:
0262 677 1060
[email protected]
www.foseco.com.tr
SUNUŞ
Hannover Fuarında
3. Holün Yıldızıyız
Merhaba...
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak, 2000 yılında başlayan ve sürekli büyüyen Hannover Fuarı maceramız, bu yıl 23-27 Nisan 2012 tarihleri arasında
Çin’in partner ülke olarak yer aldığı Hannover’de gerçekleşecek. Bu yıl da fuara üyelerimizin yoğun ilgisi var. 32 firma katılımımız ile 1300 metrekare üzerindeki sergileme alanımızda her zaman olduğu gibi 3 numaralı Hol’ün yıldızı olmaya adayız.
Kubilay Dal
TÜDÖKSAD Genel Sekreteri
18-21 Nisan tarihlerinde ise İtalya’nın Verona kentinde gerçekleşecek Metef (Aluminyum), Foundeq (Dökümhane makinaları), Metalriciclo-Recomat (Endüstriyel
malzeme geri dönüşümü) fuarlarında Derneğimiz delegasyonu ile ziyaret programımız olacak.
Metef fuarında Hol 5 Stand B21, Hannover Fuarında Hol 3 Stand D26 numaralı Derneğimizin info standlarında üye rehberlerimiz ile ülkemizin ve sektörümüzün tanıtımına devam edeceğiz.
2012 yılı Hannover fuarı katılımcılarımız; Adöksan, Akdaş, Anadolu, Ardemir, Ardöksan, Arpek, Ayhan Metal, Boran Çelik, Burdöksan, Çemaş, Çimsataş, Demisaş,
Denizciler, Dirinler, Emin Teknik, Entil, Ergin Model, Ferro, Gedik, Gürmetal, Hema,
İğrek, Kağan, Koçak, Körfez, Pınar, Silvan, Sümer, Şenkaya, Toprak, Torun Bakır ve
Yazkan firmalarına Derneğimiz adına şimdiden fuarda başarılar diliyoruz.
İÇİNDEKİLER
20
ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN
İLE EZBERDIŞI
MART / 2012
4
BAŞKANDAN
8
SUNUŞ
12
DERNEKTEN HABERLER
• TÜDÖKSAD 18.Genel Kurulu Gerçekleşti
• 6.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi
• Soyak Holding Kurucusu Yılmaz Soyak Vefat Etti
20
EZBERDIŞI
• Ezber Dışı’nın Bu Sayıdaki Konuğu
Zeynep Erkunt Armağan
24
ÜYELERDEN HABERLER
Zeynep Erkunt Armağan ile Erkunt
Traktörü konuştuk.
• Gedik Döküm, Yeni Tesisi ile İhracat’a Odaklandı
• Demisaş’tan Yeni Yatırım
• Erkunt Yeni Fabrikasını Devreye Aldı
• Inductotherm’in Ocakları As Çelik’te Mesaiye Başladı
• Demisaş İdeal Fabrika Yönetiminin Peşinde
• Eges’in ilk 15 MW 30 Ton M&H Sistemi SMS’de
• DISA’dan Dikey Kalıplamada Rögar Kapağı Dökümü
• Inductotherm Türkiye Büyüme Adımlarını Hızlandırdı
42
DÖKÜM MECLİSİ
• Döküm Sanayisi 2011 Yılında 1,4 Milyon Ton Üretim Yaptı
12
TÜDÖKSAD’DA YENİ DÖNEM
18. GENEL KURUL GERÇEKLEŞTİ
48
YENİ TÜRK TİCARET KANUNU
• Yeni Ticaret Kanunu Hakkında Bilinmeyenler
50
DURBAN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ZİRVESİ
KÜNYE
TÜRKDÖKÜM / TURKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı M. NİYAZİ AKDAŞ
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: UMUR DENİZCİ - MEHMET ATİK - UĞUR DEMİRCİ - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL
YÖNETİM YERİ: Yasemin Sok. Birlik Apt. No: 7 / 3 34349 Gayrettepe - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr
YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİK MEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. www.tematikmedya.com
BASKI: Promat Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. Sanayi Mah. 1673 Sok. No:34 Esenyurt/İSTANBUL Tel: 0212 622 63 63
YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKDÖKÜM - TURKCAST dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir.
54
DOSYA / MODEL
52
54
METALURJİ VE MALZEME KONGRESi
DOSYA
• Dökümde Model’in Önemİ
60
METALURJİ SEKTÖRÜ ÜÇ DEV FUARDA BULUŞUYOR
62
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
• Tam Da “Zam”anında Enerji Tasarrufu
66
İÇİMİZDEN BİRİ
• Mehmet Yazar
66
74
TEKNİK MAKALE
• Maça Üretim Prosesinin Simülasyonu
80
ÜYE HABERLERİ
82
YAYINLARIMIZ
İÇİMİZDEN BİRİ: MEHMET YAZAR
Eski Milli Savunma ve Devlet
Bakanımız Sayın Mehmet Yazar
ile Ankara’daki Vakıf Merkezinde
gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi
sektörümüzle paylaşıyoruz.
İNDEKS
AMCOL MİNERAL..............................................................47
EVREN......................................................................................9
LMA..................................................................................34,35
ANKIROS.......... ...................................................................73
FOSECO...................................................................................7
MAGMA................................................................................41
AVEKS.............................................................arka kapak içi
HERAUS................................................................................15
MARMARA METAL...........................................arka kapak
BİLGİNOĞLU........................................................................59
INDUCTOTHERM...............................................................19
METAMAK............................................................................27
EGES.........................................................................................3
KALORİ KÖMÜR.................................................................31
TOSÇELİK .........................................................ön kapak içi
DERNEKTEN
TÜDÖKSAD
18. Genel Kurulu
Gerçekleşti
Türk döküm sektörünün baş aktörlerini bir araya getiren TÜDÖKSAD 18. Genel
Kurulu, döküm sanayisinin son 2 yılını ve gelecek vizyonunu ortaya koydu. Yeni
döneme yeni üyeleri ve yeni yönetimiyle giren TÜDÖKSAD, gelecek hedeflerinin
başına eğitim ve bilinç düzeyini yükseltmeyi koydu.
8
. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın başkanlığında ve sektörün önde gelen temsilcileri
tarafından 1976 yılında kurulan Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin 2 yılda bir yapılan Genel Kurullarının 18’incisi 16 Şubat tarihinde
İstanbul Dedeman Hotel’de geniş bir katılımla gerçekleşti. Türk döküm sektörünün baş aktörlerini bir
araya getiren Genel Kurul’da yeni dönemde görev
yapacak olan TÜDÖKSAD Yönetim ve Denetleme Kurulları belirlenirken, aday üye firmaların da üyelikleri
onaylanarak derneğe tam katılımları sağlandı.
12
Ocak - Şubat - Mart / 2012
TÜDÖKSAD eski başkanlarından Mete Nakipoğlu’ nun divan başkanlığında gündem takibiyle yürütülen toplantı, 2010-2011 yıllarında vefat eden
döküm sanayisine emek vermiş dernek üyelerinin anılmasıyla başladı. Genel Kurul, Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş’ın 2 yıllık dönem içinde gerçekleştirilen faaliyetleri özetleyen Faaliyet Raporu’nu sunması ve Denetim Kurulu Başkanı Gürsel Yardımcı’nın Denetim Raporu’nu okumasıyla devam etti.
Niyazi Akdaş, Türkiye’nin döküm sanayisinde
DERNEKTEN
Eski TÜDÖKSAD başkanlarından Mete
Nakipoğlu’nun divan başkanlığında gündem
takibiyle yürütülen toplantı, 2010-2011
yıllarında vefat eden döküm sanayisine emek
vermiş dernek üyelerinin anılmasıyla başladı.
Niyazi Akdaş, Türkiye’nin döküm
sanayisinde Avrupa’da 4., dünyada ise 13.
sırada bulunduğunu hatırlatarak Türk döküm
sektörünün son dönem süreçlerine ait verileri
paylaştı. Niyazi Akdaş, 2011 yılında bin 40 tesiste,
2,6 milyar Euro değerinde, 1,4 milyon ton üretim
yapılırken 1,85 milyon Euro değerinde de ihracat
gerçekleştirildiğinin altını çizdi.
Niyazi Akdaş
Yönetim Kurulu Başkanı
Avrupa’da 4., dünyada ise 13. sırada bulunduğunu hatırlatarak Türk döküm sektörünün son dönem süreçlerine ait verileri paylaştı. Niyazi Akdaş,
2011 yılında bin 40 tesiste, 2,6 milyar Euro değerinde, 1,4 milyon ton üretim yapılırken 1,85 milyon Euro değerinde de ihracat gerçekleştirildiğinin
altını çizdi. Niyazi Akdaş’ın aktardığı verilere göre
Türkiye’de imal edilen döküm miktarı 2010’da yüzde 30, 2011’de ise yüzde 6 artış gösterdi.
Toplantıda; yıllık süreç içinde TÜDÖKSAD’ın gerçekleştirdiği fuarlar, sempozyumlar ve gelenekselleşen bahar yemeğinin yanı sıra, derneğin yayınladığı Naci Onat tarafından derlenen Alüminyum
Döküm Teknolojisi (Dökümcülere Pratik Bilgiler)el
kitabı ile birlikte TÜDÖKSAD’ın yayın organı olan
Türkdöküm dergisinin de değişen yeni yüzüyle oldukça beğeni topladığı ifade edildi.
Eski Yönetim ve Denetim Kurullarının aklanmasının ardından yeni dönemde bu görevleri yürütecek üyeler için teklif sunuldu. Oybirliği sonucu Niyazi Akdaş başkanlığında, Uğur Kocaoğlu, Kadir
Efe, Sabahattin Karalar, Mehmet Atik, Adnan Aytekin ve Okan Deniz’in asil; Orhan İğrek, Hakan Yaşar,
Emin Uğur Yavuz, Mehmet Ali Acar ve Muharrem
Bostancı’nın da yedek üyelikleriyle TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu oluşturuldu. Denetim Kurulu Üyelik-
lerine ise Umur Denizci, Aynur Ayhan, Mücahit Öngör, Yusuf Alan, Ertan Cüceoğlu ve Gökhan Gülenç
tek liste ile seçildi. Niyazi Akdaş, yeni dönemde
Yönetim ve Denetim Kurulu’nda yer alacak üyelere görevlerinde başarılar dilerken, “asil üye-yedek
şeklinde ayırmaksızın el birliği içinde daha verimli faaliyetlerde bulunmayı” hedeflediklerini dile getirdi.
Öte yandan, 2010-2011 döneminde TÜDÖKSAD’a
üyelik başvurusunda bulunan Ayzer Döküm, Bilge
Döküm, Boran Çelik, Doğru Döküm, Ergin Makine,
Mim Metal, Medaş Metalurji, Mesa Makine, Motus
Otomotiv, Özgüven Döküm, Özgür Döküm, Formmet Metalurji firmalarının üyelikleri onaylanarak
Dernek bünyesine katılımları sağlandı.
Yeni üyelere ‘hoşgeldiniz’ denilmesinin ardından
yeni dönem hedefleri ve çalışma programı ortaya
konuldu. Faaliyetlerini yakın bir zamanda yeni ofisinde devam edecek TÜDÖKSAD, Türk döküm sanayisine dair bir süredir yürüttükleri envanter çalışmasını tamamlayarak üyeleri ve kamuoyuyla paylaşacağını müjdeledi. Almanya, İtalya ve Fransa’yı
geçip Türkiye’yi Avrupa döküm sanayisinde birinci sıraya çıkarmayı hedeflediklerini belirten Niyazi
Akdaş, üyelik geliştirme ve sosyal etkinlik alanındaki hedefler hakkında ise şöyle konuştu: “Günü-
Türkdöküm
13
DERNEKTEN
müzde her alanda olduğu gibi sektörümüzde de en önemli sorun
eğitim. Biz de bu alanda daha aktif olacağız.
Yayınlar ve halkla ilişkiler üzerine yoğun çalışmalar yapacağız. Bu
çalışmaların temelinde
sektör içi iletişimi geliştirme ve teknik danışmanlık noksanlığını giderme vizyonu yatıyor.
Bu çerçevede üzerine
çalıştığımız uygulamalı
bir metot kaynağını da
yakın zamanda yayınlayacağız. Ayrıca, yeni kanun ve kararnameleri dikkatle takip edip çevre atık
yönetimi konusunda bilinç yükseltici çalışmalar yapacağız. Geleceğin dökümcülerini aktif olarak aramıza katma amacıyla geçen yıl tasarladığımız gençlik komitesini de bu yıl oluşturmayı hedefliyoruz.
”Genel Kurul’da ayrıca, sektörde noksanlığı hissedilen bir standart olarak, dökümcüler ile müşteriler arasında kullanılmak üzere bir sözleşme taslağının da tudoksad.org.tr web adresinde yayınlanacağı
duyuruldu. Toplantı düzenlenen kokteyl ve yemek ile
14
Ocak - Şubat - Mart / 2012
devam ederken, dernek üyeleri ve katılımcıların yeni
yönetimden beklentileri ve önerileri üzerine tartışma
ve sohbetlerde bulunuldu. Seminer sayılarının artırılması ve TÜDÖKSAD bünyesinde bir eğitim akademisi oluşturulması gibi pek çok öneri değerlendirilirken,
meslek liselerinde döküm bölümlerinin açılması konusunda ne gibi destek ve yaptırımlar ortaya konulabileceği üzerine beyin fırtınası yapıldı. Toplantı, derneğin yeni yönetimi ve diğer üyelerine yeni dönemde başarı ve kazanç dilekleri ile sona erdi.
KONGRE
6.Uluslararası Ankiros
Döküm Kongresi
Amacı, döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara
ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını ve ortak konuların karşılıklı olarak
paylaşılmasını sağlamak olan Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi’nin 6’ıncısı Ankiros/
Annofer/Turkcast fuarları ve Metalurji ve Malzeme Kongresi ile aynı yerde eş zamanlı yapılıyor.
T
ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği TÜDÖKSAD tarafından Ankiros / Annofer ve TürkCast Fuarları bünyesinde düzenlenen Uluslararası Döküm Kongresi’nin altıncısı 13- 15
Eylül 2012 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi - İstanbul’da gerçekleştirilecek. Döküm Kongresi bu
sene de TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından organize edilen Metalurji ve Malzeme Kongresi ile
birlikte yapılıyor. Fuar ve kongre etkinlikleri metalurji
sektörünün 2 yılda bir beklediği “metalurji şöleni” olarak görülüyor.
TÜDÖKSAD tarafından organize edilen Uluslararası
Ankiros Döküm Kongresi, döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara
ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını
ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamak amacıyla düzenleniyor. Kongre, döküm sektörünü ilgilendiren teknoloji, tesis ve ekipman üreticisi kuruluşların da en güncel teknolojilerini sektör mensuplarına iletme fırsatı yaratıyor.
16
Ocak - Şubat - Mart / 2012
TÜDÖKSAD tarafından oluşturulan Kongre Yürütme
Kurulu’nun bünyesinde yapılan kongre hazırlıkları tüm
hızıyla devam ediyor. Konge Yürütme Kurulu, yaptığı
duyuruda, önceki kongrelerde dökümhanelerden gelen önemli sayıda bildirinin ilgi ile izlendiğini ve bu bildirilerin yurtdışındaki kongrelerde ve etkinliklerde de
yer almaya başladığını belirterek, dökümhanelerdeki
değerli meslektaşlarının gerçekleştirdikleri yeni çalışmaları da 6.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi’nde
de yine bildiri şeklinde sunmalarını arzu ettiklerini bildirdi. Yürütme Kurulu yaptığı duyuruda, “Amacımız,
ürün kalitesi ile kendisini gelişmiş ülkelere kabul ettiren dökümhanelerimizin, bilimsel platformlarda da
sesini yeterince duyurmasını sağlamaktır. Kongremizin başarısı siz değerli meslektaşlarımızın katkılarıyla
artacaktır. Bu nedenle kongreye çok sayıda bildiri ile
destek vermenizi beklemekteyiz. Bildiri sunacak meslektaşlarımızın, bildiri başvuru formu ile bildiri özetini
en geç 30 Nisan 2012 tarihinde TÜDÖKSAD merkezine
e-posta veya faks ile iletmeleri gerekmektedir” denildi.
HABER
KONGRE KONULARI
1) Verimlilik
a. Enerji
b.Süreçler
c. Kalite geliştirme
d.İşçilik
e. Bakım
f. Maliyet düşürme
2) Mühendislik
a. Simülasyon
b. Katılaşma
c. Otomasyon
d.Diğerleri
3) Dökümhane Prosesleri
a. Model ve Kalıp
b.Ergitme ve Döküm Yöntemleri ve Malzemeleri
c. Kalıplama ve Maça Malzeme ve Yöntemleri
d.Isıl İşlem ve Yüzey İşlem
e. Kontrol ve Test
4) Geliştirilen Yeni Proses ve Malzemeler
5) Kalite Sistemleri
6) Yönetim / Pazarlama / Finans
7) Çevre / İş Sağlığı ve Güvenliği
8) İnsan Kaynakları / Bürokratik İşlemler
9) Döküm Endüstrisinin Rekabet Gücü
Not: Yukarıda belirtilmeyen diğer konularda da bildiri
kabul edilecektir.
Ankiros Döküm Kongresi
ÖNEMLİ
TARİHLER
30 Nisan 2012 : Başvuru formunun iletilmesi
21 Mayıs 2012 : Bildiri kabul cevapları
29 Haziran 2012: Bildiri metinlerinin teslimi
Yazarların Dikkatine:
•Her bildiri için ayrı form doldurulmalıdır.
•Başlık, bildiri içeriğini yansıtmalıdır.
•Özet, çalışmanın amacını ve sonuçlarını açıklamalıdır.
•Özetin sonunda, anahtar kelime başlığı altında
en fazla 5 tane anahtar kelime verilmelidir.
•Sunumlar Türkçe ve İngilizce olabilecektir.
ANA DALLAR:
1- Gri ve Beyaz Dökme Demir
2- Küresel Grafitli Dökme Demir
3- Çelik Döküm
4- Hafif Metallerin ( Al, Mg, Zn ) Dökümü,
5- Yüksek Basınçlı Döküm Teknolojileri
6- Cu, Ni, Ti, Alaşımlarının Dökümü
7- Dökümhane Genel Konuları
Kongre iletişim:
Aysel ŞEN
e-mail: [email protected]
web: kongre.tudoksad.org.tr
Tel: 0212 267 13 98
Kongre Düzenleme Kurulu:
M. Niyazi AKDAŞ, M.Uğur KOCAOĞLU
Kubilay DAL, İbrahim ANIL
Sekretarya:
Aysel ŞEN, Kubilay DAL
Türkdöküm
17
AHDE VEFA
Soyak Holding’in Kurucusu
Yılmaz Soyak Vefat Etti
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği 53. Sıra no’lu üyesi, sektörün duayenlerinden, Soyak
Holding’in kurucusu ve Onursal Başkanı Yılmaz Soyak, 27 Mart 2012 tarihinde vefat etti. Yaşamı
boyunca sayısız başarılara imza atan Yılmaz Soyak, sektör dışında çok bilinmese de hobi ile
başladığı döküm mesleğini hiçbir zaman göz ardı etmedi. Sayın Yılmaz Soyak’ı saygı ile anıyoruz.
R
efahiye’de 1932 yılında doğan Yılmaz Soyak,
ilk tahsilini Erzurum’da, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamlayarak, İstanbul Teknik
Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden 1955 yılının Haziran döneminde İnşaat Yüksek Mühendisi olarak
mezun oldu. Meslek hayatına SSK İnşaat Müdürlüğü’nde
başlayan Yılmaz Soyak, daha sonra Etibank’ta, Elektrik
Etüt İdaresi’nde, Antalya ve Eskişehir dokuma fabrikalarında çalıştı. Yedek subaylık hizmetini 1961’de İzmit’te
bitirdi. Aynı yerde kendi bürosunu açarak müteahhitliğe başladı. Köy okullarından başlayarak sayısız okul, askeri tesis, garnizon, hastane, lojman, fabrika, yol, havaalanı ve konut projelerine imza attı. 1967 yılında sanayiyle de tanışan Yılmaz Soyak, döküm ve kağıt üzerine tesisler kurdu. 1975 yılından sonra yurt dışında Libya, Suudi Arabistan
ve Rusya’da birçok proje gerçekleştirdi. 2000’li yıllara gelindiğinde ise artık
tek projede binlerle ifade edilen konutlara imza atmaya başladı. Soyak
Holding’in 50 yılı aşkın geçmişine
onlarca ‘ilk’ sığdırarak öncü
projelere imza atan Yılmaz
Soyak, 1999-2007 yılları arasında Soyak Holding Yönetim Kurulu
Başkanlığı yaptı. Yılmaz
Soyak, faaliyet alanları arasında gayrimenkul, enerji, çimento ve
döküm sanayi bulunan
Soyak Holding’de, 2007
yılından bu yana, Onursal Başkan olarak görevini yürütmekteydi.
Döküm sevgisi
1967 yılında Haymak
Döküm Fabrikası’nın
belirli bir hissesini alarak döküm sanayine
18
Ocak - Şubat - Mart / 2012
adım atan duayen Yılmaz Soyak, bir röportajında “Bu iş
benim için inşaat işlerinin yanında yan bir meşgale, bir
hobi gibi başladı. Ancak ilk başta düşündüğümden çok
daha fazla zamanımı ve emeğimi aldı” diyordu. Hobi ile
başlayan dökümcülük mesleği 1967-1978 yılları arasında Haymak Döküm Yönetim Kurulu Başkanlığıyla geçti.
Yılmaz Soyak, 1978 yılında yeni bir dökümhane kurmaya karar verdi. Avrupa’da ve ABD’de yaptığı titiz araştırmalar sonucunda en son teknolojiyle donattığı Trakya
Döküm’ü 1982 yılında kurdu. Dönemin şartları yeni dökümhanenin kurulmasını geciktirmişti. “Dökümle tanışan bir daha bu mesleği bırakamaz” gerçeği duayen Yılmaz Soyak için de geçerli oldu ve hiçbir zaman dökümden kopmadı, kopmak istemedi. Döküme olan sevgisinin en güzel örnekleri Trakya Döküm’de üretilen ürünlerin Yılmaz Soyak’ın masasını ve dolaplarını süslüyor olmasıydı. Yılmaz Soyak, dergimizin 5. sayısında vermiş
olduğu röportajda meslektaşlarına şu tavsiyelerde bulunmuştu: “Döküm sektörü çok tecrübe isteyen ve her
parçada bir sanat olan, her parçanın oluru ve verimliliği
üzerinde tecrübelerin çok büyük katkısı olan bir üretimdir. O bakımdan çok emek istiyor ve tecrübeli insanlara
ihtiyacımız oluyor. Bıkmadan, usanmadan takip etmek
ve çalışmak gerekiyor. ‘Yapamıyorum’ diye bir şey yok,
bıkmadan ve yılmadan takip edip çalışmak gerekiyor.”
“Benim bütün arkadaşlara tavsiyem; teknik ilerlemeleri
yakından takip etmeleridir. Teknik personele ehemmiyet göstermeleri, mühendis alıp yetiştirmekten korkmamaları lazımdır. Mühendisi bol olmalıdır. Yani tahsilli insanların çok olmasını tavsiye ederim. Tahsilli adam birinci gün geldiğinde bir şey yapamaz ama zaman içinde çok faydasını göreceklerdir. 1-2 ay içerisinde o adam
cevher haline dönüşür ve yaptığı işi de çok iyi yapar. Sanayide tahsilli, mesleğinden mezun olmuş adam almak
lazımdır. Bu mühendisler sürekli işin içinde olduklarından kendilerini geliştirip cevher haline geliyorlar.” Duayen işadamı Yılmaz Soyak’ın döküm ve inşaat sektörlerinde Türk sanayisine kazandırdıkları unutulmayacaktır.
Yılmaz Soyak’ı meslektaşlarımız adına rahmetle ve şükranla anıyor, kederli ailesine, sevenlerine ve sektörümüze başsağlığı ve sabır diliyoruz.
EZBER DIŞI
Zeynep
Erkunt
Armağan
Otomotiv, traktör ve iş makineleri pazarına yönelik
yaptığı üretimlerle döküm sektörünün 1953’ten beri
yakından tanıdığı Erkunt, 2004 yılından bu yana
da Türkiye’nin ilk yerli traktörünü üretme başarını
göstererek traktör pazarında adından söz ettiriyor.
Döküm sektörünün duayenlerinden Mümin Erkunt
tarafından kurulan firmanın bayrağını bugün Mümin
Erkunt’un kızı Zeynep Erkunt Armağan devralmış
durumda. Erkunt’un bir aile şirketinden kurumsal
bir şirkete dönüşme hikayesinde Zeynep Erkunt
Armağan’ın etkisi büyük. Geçmiş tecrübelerle, bu
günün cesaretini birleştiren Erkunt Armağan, kanına
giren döküm ruhunu şu sözlerle ifade ediyor: “Benim
mesleğim metalürji ya da maden mühendisliği değil,
ben iktisatçıyım. Çalıştığım yer döküm fabrikası olunca
mecburen işi de, sektörü de öğrendim tabii ki. Aslında
ben ilkokuldan beri arasında dolaştığım tezgâhların
olduğu, o yaşlarda bana büyüleyici gelen o fabrika
ortamında çalışmak istedim hep. Beni oraya getiren en
önemli duygu, orada duyduğum heyecan ve ortama
duyduğum ilgi oldu. Bu da iş hayatımın 24 yılı boyunca
dökümcü olarak anılmama neden oldu. 24 yıl boyunca
da hiç sıkılmadan çalıştım” .
EZBER DIŞI
Zeynep Erkunt Armağan’ı daha iyi tanıyabilmek
için iş yaşamına atılmadan önceki hikâyenizi anlatır mısınız?
Türkiye’nin ilk sanayicilerinden ve Ankara Sanayi
Odası’nın kurucularından Mümin Erkunt’un kızıyım.
Doğma büyüme Ankaralıyım. Çocukluğumu çok güzel hatırlarım. O zaman mahalle kavramı bugüne
göre çok farklıydı. Ankara farklıydı. O zamanlarda
Ankara’da büyümüş olma şansına sahip kişilerdenim
yani. Hani şimdi internette dolaşıyor ya 60’lı-70’li yıllarda Ankara sunumları, işte ben o Ankara’da büyüdüm. Sabahtan akşama kadar sokakta oynar, akşam
yemeğinden sonra çocuklu büyüklü kardan adam
yapmaya çıkar, mahallenin bakkalından veresiye çikolata alır, “müsaitseniz bu akşam size televizyon
seyretmeye geleceğiz” diyerek komşuların kapısını çalardık. İki kardeşin küçüğüyüm. Annem üniversiteyi bitirdikten sonra önce o sene doğan ablama,
sonra da bana bakmak için hiç çalışmamış. Bütün
çocukluğum boyunca annemi evde hatırlarım. Okuldan geldiğimizde hiç anahtar kullanmadık. Ama babamı da sadece Pazar günleri evde hatırlarım. Onun
dışında tüm zamanları fabrikada ya da yeni işler almak üzere seyahatlerde geçerdi. Uzun süre Sağlık Sokak’ta, Ankara Koleji’nin karşısındaki bir evde
oturduk. Hala bazen rüyamda o evi görürüm. Belli ki hayatımda büyük yeri olmuş o evin. Bu cümlelerimden de tahmin edeceğiniz gibi ilkokul, ortaokul ve lise hayatımın tamamı Ankara Kolejinde geçti. Sonra Hacettepe Üniversite’sinin Sosyal ve İdari
Bilimler Fakültesine bağlı Ekonomi bölümünü kazandım. Ama zor bir dönemde başladım üniversiteye. Özellikle de ilk yılım çok sıkıntılıydı. Öğrenci hareketleri, boykotlar, uzun süre kapanan okullar derken Hacettepe Üniversitesi’ni bırakmak ve Boğaziçi Üniversitesi’ne geçmek istedim, notlarım da çok
iyiydi ama geçemedim, çünkü babamdan izin alamadım. Derken 12 Eylül 1980 geldi, ortalık sakinledi,
ben de Hacettepe’de tamamladım üniversite eğitimimi. Ama Türkiye’nin en önemli iktisatçıları tarafından eğitildim, şimdi düşününce “iyi ki Hacettepe’de
kalmışım” diyorum. Üniversite biter bitmez de çalışmaya başladım. Başlayış o başlayış. 30 sene geçivermiş ben hala ilk günkü heyecanla çalışıyorum.
Döküm mesleğine ne zaman, nasıl ve nerede başladınız? Mesleğe ilginiz nasıl oluştu?
Aslında biraz önce de söylediğim gibi, benim mesleğim metalürji ya da maden mühendisliği değil, ben iktisatçıyım. Çalıştığım yer döküm fabrikası olunca mecburen işi de, sektörü de öğrendim tabii ki. Aslında ben ilkokuldan beri arasında dolaştığım tezgâhların olduğu, o yaşlarda bana büyüleyici gelen o fabrika ortamında çalışmak istedim hep.
Beni oraya getiren en önemli duygu, orada duyduğum heyecan ve ortama duyduğum ilgi oldu. Bu da
iş hayatımın 24 yılı boyunca dökümcü olarak anıl-
İş hayatımda önemli olarak
hatırladığım bir başka nokta
da, çalışma hayatımın
16. yılında Erkunt Sanayi
A.Ş.’nin mali işler genel
müdür yardımcılığı işini
üstlenmem olmuştur. Finansal
piyasaları, krizde finansman
yönetimini, mali plan ve
bütçe ile çalışmanın önemini
iyi anladığım ve pratik
edebildiğim bir dönemdi ve
bana çok önemli tecrübeler
kazandırdığını hatta bugüne
hazırladığını düşünüyorum.
mama neden oldu. 24 yıl boyunca da hiç sıkılmadan
çalıştım.
Mesleğe başladığınız yıllarda Türk sanayinin genel
görünüşü nasıldı? Bizlere 70’li, 80’li yıllardaki ülke
sanayimiz hakkında kısa bir tablo çizebilir misiniz?
Mesela neler üretilip kimlere satılıyordu? Hammadde, isçilik, enerji açısından sıkıntılar nelerdi?
Açık söylemek gerekirse fabrikada çalışmaya başladığım yıllarda Türk sanayinin sıkıntılarını görebilecek
bir tecrübem ve bilgi birikimim yoktu. Ben dikkatimi
sadece yapmam gereken işin en iyisini yapmaya vererek geçirdim ilk yıllarımı. Ama her gün işe babamla
beraber gelip gittiğim için, arabada paylaştığımız zamanı iş konuşarak geçirirdik. İşte o konuşmalar esnasında benim tecrübemde birinin çok üzerinde bilgiye ulaşma, babamın yılların tecrübesi ile yaptığı değerlendirmeleri dinleme ve fikir alış verişinde bulunma imkânım oldu. Yıllar geçtikçe ben de rahatlıkla
görmeye başladım sıkıntıları. 70’li yılları bilemiyorum
ama 80’li yıllarda hammaddeye ulaşım sorundu, paranız olsa da pik alamadığımız dönemleri biliyorum,
sıraya girerdik. Enerji en büyük kısıttı üretimde. Kesintilerin bizi canımızdan bezdirdiği dönemler vardı. 10 dakikada bir TEK’i arar, çaresizlik içinde kesintinin ne zaman biteceğini anlamaya çalışırdık. O günkü sendikacılık da bugünkünden çok farklı, çok sertti.
Yine başka bir sıkıntımız da bankacılık sistemiydi, bugüne göre çok geride ve enstrümanları çok sınırlıydı
o yıllarda. Ankara’da kalifiye personel bulmak nerede
ise imkansızdı, ihracat yapmak ise deveyi hendek atlatmak demekti. Ama başka türlüsünü bilmediğimiz
için yine de şevkle ve canla başla çalışıyorduk.
Türkdöküm
21
EZBER DIŞI
Diyorum ya, öğretmenim çok başka bir insandı. Birlikte çalıştığımız yıllar boyunca sıkıntılar olduğunda
farklı açılardan bakarak değerlendirmeyi, sadece kötüyü görmemeyi öğretti bana babam.
Mesleki hayatınızdaki önemli noktalar nelerdir, nasıl gelişmeler olmuştur?
Birkaç noktayı önemli olarak hatırlarım. Birincisi üniversiteyi bitirmem ve fabrikaya bilgisayar alınması kararının aynı zamana denk düşmesi benim için mesleki
dönüm noktalarından birisidir. Bunu da ileriki yıllarda
anlamışımdır. Bilgisayar bölümünü kurmakla görevlendirilmememle beraber bana adeta tüm fabrikayı
ve operasyonları tanıma ve anlama misyonu da yüklenmişti. Çok uzun çalışma saatlerimin olduğu, hatta çok zaman fabrikada sabahladığım, tatil kavramını
unuttuğum yıllardı ama fabrikada her işin nasıl yapıldığını, departmanların çalışma düzenlerini ve daha
iyiye ulaşmak için nelerin yapılması gerektiğini çok iyi
anladığım ve analiz edebildiğim yıllardı. Önemli olarak hatırladığım bir başka nokta da, çalışma hayatımın 16. yılında Erkunt Sanayi A.Ş.’nin mali işler genel
müdür yardımcılığı işini üstlenmem olmuştur. Finansal piyasaları, krizde finansman yönetimini, mali plan
ve bütçe ile çalışmanın önemini iyi anladığım ve pratik edebildiğim bir dönemdi ve bana çok önemli tecrübeler kazandırdığını hatta bugüne hazırladığını düşünüyorum. Ve tabii ki meslek hayatımdaki en önemli
dönemeç, traktör fabrikamızın kurulmasında aldığım
rol ve 8 yıldan beri üstlendiğim yöneticiliktir.
Traktör üretimi nasıl başladı? İşinizin o ayağı nasıl
gidiyor?
Traktör üretimine 2004 yılında başladık. Aslında yıllardır özellikle babam ve kocam Tuna Armağan’ın
üzerinde durdukları, konuştukları bir konuydu bu.
Ben o dönemlerde Erkunt Sanayi A.Ş.’nin mali işlerinden sorumluydum. Sonra, şirketin kurulmasına ve
prototip üretimin yapılmasına karar verilmesi ile beraber ben de işin içinde buldum kendimi. Ana sözleşmesini yazmaktan başladım, traktörlerin isimlerini
vermeye kadar gitti. Sonra da üretimin başlamasını
takip eden yıl hep beraber verdiğimiz bir kararla Erkunt Sanayi A.Ş.’deki aktif görevimi benden sonra gelen yönetici arkadaşlarıma devrederek, tam zamanlı
olarak Erkunt Traktör’de çalışmaya başladım. 2006 yılından beri de bu bölümde Genel Müdür olarak görev yapmaktayım.
Erkunt Traktör’de 2 modelle başladık üretim yapmaya. 60 ve 70 HP güneşlikli 2 model. Bugün, 8 sene
sonra model sayımız 50’ye ulaştı. Benim 3. çocuğum
gibi oldu traktör fabrikamız. Yeni doğuşunu hatırlıyorum, yani şirketin kuruluş belgesinin masama konduğu günü. Sonra emeklediği günleri, sonra yavaş yavaş yürümeye başladığı ve nihayet kendine güvenle
ayakta durduğu hatta koştuğu günleri. Bugün Erkunt
Traktör pazar 3.sü. 2011 yılında 6 bin traktör sattık ve
pazarda yüzde 8,1 payla 2 yıldır 3.lük sırasındayız.
2007 yılında ihracata başladık. İhracat markamız ArmaTrac ve ihracat da gayet güzel gidiyor. Özellikle
Balkan ülkeleri, Ortadoğu, Kuzey ve Orta Afrika ülkeleri önemli ihracat noktalarımız. Bunu geliştirmek
için çalışan bir ihracat departmanımız var. Hedefimiz
üretimimizin yüzde 10’unu ihraç etmek, ki bu hedefe bu sene ya da en geç gelecek sene ulaşacağımızı
düşünüyorum. Çok kısa sürede, gönülden Erkunt’lu
bir aile de orada yarattık. Son derece güzel bir çalışma ortamımız var. Satıştan tasarım ekibine, lojistikten iletişim grubuna kadar giderek “yaşlanan” bir
kadromuz var. Tabii tahmin edeceğiniz gibi arkadaşlarımızın yaşından değil, firmada geçirdikleri süreden
bahsediyorum. Aile gibiyiz orada da. Traktör fabrikamız hayat geçtiğinde “acaba burada da Erkunt Sanayi
Erkunt Traktörde 60 ve 70 HP güneşlikli 2
modelle üretim yapmaya başlayan firma,
bugün, 8 sene sonra model sayısını 50’ye
çıkarttı. Zeynep Erkunt Armağan “Benim
3. çocuğum gibi oldu” dediği traktör
fabrikası için şunları söylüyor: “Yeni
doğuşunu hatırlıyorum, yani şirketin
kuruluş belgesinin masama konduğu
günü. Sonra emeklediği günleri,
sonra yavaş yavaş yürümeye başladığı
ve nihayet kendine güvenle ayakta
durduğu hatta koştuğu günleri. Bugün
Erkunt Traktör pazar 3.sü. 2011 yılında
6 bin traktör sattık ve pazarda yüzde 8,1
payla 2 yıldır 3.lük sırasındayız.”
22
Ocak - Şubat - Mart / 2012
EZBER DIŞI
Traktör fabrikamız hayat
geçtiğinde “acaba burada
da Erkunt Sanayi ailesi gibi
bir aile olacak mıyız?” diye
düşünmüştüm. Kısa sürede bu
noktaya ulaştığımızı görmek de
beni çok mutlu ediyor tabii ki.
ailesi gibi bir aile olacak mıyız?” diye düşünmüştüm.
Kısa sürede bu noktaya ulaştığımızı görmek de beni
çok mutlu ediyor tabii ki.
Yeni ürünlere yatırımlarımız devam ediyor. Biz hiçbir lisansa bağlı olmadan kendi tasarımımızı kendimiz yaptığımız için bizim durmadan çalışmamız ve
ilerlememiz gerekiyor. Bu bizim olmazsa olmazımız.
Mesela bu yılın başında 3 yeni model lanse ettik ve
şimdiye kadar bulunmadığımız bir sınıfa –büyük beygir gücü sınıfına- girdik. 90, 100 ve 110 beygir traktörlerimizi sunduk pazara. Çok güzel reaksiyon aldık
çiftçilerimizden ve neredeyse 1 ayda 750 adet civarında sipariş aldık. Gurur duyuyorum bunlarla. Oysaki baştan bizi yolumuzdan çevirmeye çalışan çok olmuştu. “Türk çiftçisi yerli markaya güvenmez, şimdiye
kadar otomotivde yabancı markalara çok alıştı, yerli
bir markayı almaz” dediler. Ama gerçek böyle olmadı. Biz yılların tecrübesi ile en iyi, en modern traktörü
yapmak için çok çalıştık, her daim yanlarında olduğumuzu gösterdik, çiftçimiz de bize çok güvendi ve bizi
bugünkü yerimize getirdi. Bugün kapasitemiz 14 bin
traktör/yıl. Biz şu anda 2 vardiya düzeninde çalışıyoruz ve her geçen gün siparişlerimiz artıyor. Bir zaman
sonra mevcut yerimize sığamayacağımızı ve yeni bir
yatırıma gideceğimizi bugünden görüyor gibiyim.
Tabii bütün bunları başta Erkunt Döküm olmak üzere, yan sanayilerimiz olmadan yapamazdık. Orada yakaladığımız atmosfer de çok güzel. Ben uzun yıllar Erkunt Döküm’ün satış müdürü olarak görev yaptığım
için masanın o tarafında oturmanın ne demek olduğunu da gayet iyi biliyorum. Eminim bunun da yan
sanayilerimizle çok iyi ilişkiler kurmamızda faydası olmuştur.
Özetle, traktör işini de bir Erkunt ciddiyeti ile ele aldık ve orası da bir Erkunt Döküm olma yolunda hızla ilerliyor. Sadece biraz tecrübe birikimine ve zamana ihtiyaç var.
Mesleğe başladığınız yıllar ile bugünü mukayese
etmek istersek öne çıkan farklılıklar nelerdir?
Aslında her şey çok farklı. Türkiye çalışma hayatı konusunda çok ilerledi. Finansmana ulaşmaktan tutun
da, gümrük ve kambiyo mevzuatlarının kolaylaştırılmasına, hayatımızın her alanına bilgisayarın girmiş
olmasına, iyi eğitilmiş eleman bulabilmeye, sanayi
tecrübesi olan eleman bulabilmeye, gelişmiş bir yan
sanayiye ve çok daha iyi bir lojistik hizmetine ulaşabilmeye kadar her şey 1980’lere göre çok farklı. Ama
o zamana göre olumsuz olan bir şey var ki, o da çalışanlarda hareketliliğin çok artması. Çünkü artık çok
fazla iş dalı var, rekabet çok, kalifiye eleman arayan
firma çok, ne yazık ki bu da çalışanları eski yıllara göre
daha az sadık ve daha fazla hareketli yaptı.
Sektörümüz mensupları ile paylaşmak istediğiniz
mesleki hatıralarınızı da paylaşmanızdan memnun
olacağız.
Fazla zamanınızı almadan ufacık bir hatıramı paylaşarak bitireyim sözlerimi. Pek mesleki değil ama sektördeki konumumla ilgili diyebiliriz: Belki bilenler vardır,
döküm sektöründeki ilk kadın yöneticilerden bir tanesiydim. Yani sektör kadına çok alışkın değildi o yıllarda. Satış müdürlüğü yaptığım dönemde Tofaş’ta
maliyet analizinden sorumlu, bugün rahmetle andığım Ali Erbaş Bey, fiyat pazarlıklarının çok yoğun olduğu ve tansiyonun da biraz yüksek geçtiği bir toplantı boyunca fark etmeden bana devamlı “Zeynep
Bey” diye hitap etmişti. Toplantı boyunca kendimi
tutmak ve gülmemek için çok çaba sarf etmiştim. Ne
zaman ki pazarlık bitti, el sıkıştık ve masadan kalktık,
kendisine “Ali Bey” dedim, “bir şey sormama izin verir misiniz? Beni kızdırmak için mi, yoksa o anda erkek
gibi gördüğünüz için mi bana toplantı boyunca Zeynep Bey dediniz?”. Yüzündeki şaşkınlığı, mahcubiyetini ve giderayak ne çok güldüğümüzü yıllar boyunca
ben de unutamadım, eminim o da unutamadı.
Türkdöküm
23
ÜYELERDEN
Gedik, Yeni
Tesisi ile
İhracata
Odaklandı
Gedik Holding Sakarya Hendek 2. Organize
Sanayi Bölgesi’ndeki yatırımının ilk fazı
olan yeni kum dökümhane tesisinin inşasını
ve makina teçhizat parkının kurulumunu
tamamladı.
G
edik Holding, Sakarya Hendek 2. Organize Sanayisi’ndeki yeni üretim tesislerinin
ilk fazını tamamlayarak kum döküm yapacak modern dökümhanesini hizmete
aldı. Hendek’teki yeni tesis, hem bölge halkına yeni
iş olanakları sunarak istihdama katkıda bulunacak
hem de artan üretim kapasitesi ile birlikte ihracata
ağırlık vererek ülke ekonomisine fayda sağlayacak.
Gedik Döküm ve Vana’nın Hendek yatırımı, şirketin faaliyet gösterdiği üç ana kol olan kum döküm,
hassas döküm (SIRMETAL) ve vana (TERMO) üretiminin gerçekleştirileceği üç tesis şeklinde inşa ediliyor. Modern ekipmanlarla ve son teknoloji çevreci
sistemlerle donatılan tesislerde üretim, ihracat hedefli olacak.
Gedik Döküm ve Vana, Hendek’teki yeni tesislerinde modern üretim süreçlerini kullanarak, tam donanımlı laboratuarları, dünya standartlarındaki ürün
kalitesi, bilgi birikimi ve insan kaynağını arkasına
alarak yurtiçinde ve yurtdışında pazar payını büyütecek. 25 dönümü kapalı olmak üzere 50 dönüm
açık alan üzerinde inşa edilen yeni kum döküm tesisi ile şirketin 5000 ton/yıl olan üretim kapasitesi, 25.000 ton/yıl’a çıktı. Son teknoloji ürünü makine ve teçhizatlarla üretim yapan yeni tesiste çevreye
duyarlı sistemler kullanıldı. Gri dökme demir, küresel grafitli dökme demir, çelik, paslanmaz çelik veya
bronz döküm yapan olan tesis birçok sanayi sektörünün ihtiyacı olan kum döküm ürünlerini imal ediyor. Döküm parçalarının talaşlı işlenmesi ve müşterilere “işlenmiş döküm parçaları” vermeyi hedefleyen
Gedik Döküm ve Vana, işleme tezgah ve makinaları
için yatırımlarını sürdürüyor.
24
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Gedik Döküm ve Vana, Hendek’teki yeni tesislerinde modern
üretim süreçlerini kullanarak, tam donanımlı laboratuarları, dünya
standartlarındaki ürün kalitesi, bilgi birikimi ve insan kaynağını
arkasına alarak yurtiçinde ve yurtdışında pazar payını büyütecek. 25
dönümü kapalı olmak üzere 50 dönüm açık alan üzerinde inşa edilen
yeni kum döküm tesisi ile şirketin 5000 ton/yıl olan üretim kapasitesi,
25.000 ton/yıl’a çıktı.
ÜYELERDEN
Yeni dökümhanenin inşa aşamaları
Döküm makinalarının montajının yapılması ve birçok modülün tamamlanmasıyla birlikte Gedik’in
Hendek’teki kum döküm tesisinde üretime başlandı. Kum hazırlama tesisi, Sinto döküm hatları, ergitme
ocakları ve temizleme-taşlama bölümleri olmak üzere 4
ana modüle entegre çalışarak yardımcı olacak maçahane, toz toplama sistemi, ocak soğutma sistemlerinin kurulumu tamamlandı. Saatte 50 ton kum işleme kapasitesi olan binadaki tüm tozumanın, toz kaynaklarından
yapılan hava emişi ile önlenmesi için en ileri teknolojili
sistem kuruldu. Çalışanların sağlığı en önemli kriter alınıp çevre dostu bir dökümhane tesis edildi.
Otomatik kalıplama makinesinde 0.2’den 50 kg’a kadar
parça üretilecek. Toplam 150 kalıp/saatlik ilk Sinto hattının sıvı maden ihtiyacını Inductotherm firmasından alınan 3 ton/saat kapasiteli dual-track endüksiyon ocakları sağlayacak. Üretim akışında kalıp bozma sisteminden
sonra yer alan temizleme ve taşlama sisteminin de ku-
rulumu tamamlanarak 6 ton/saat kapasiteli çelik tamburlu temizleme makinesi devreye alındı. Modern reçineli kalıplama sistemi ile satın alması tamamlandı. 2
ton/saat sıvı maden üretim kapasitesine sahip yeni hatta, çelik ve bronz dökümleri yapılıyor.
Türkdöküm
25
ÜYELERDEN
Demisaş’tan Yeni Yatırım
Pazardaki işlenmiş döküm ürünleri alma talebinin artması ile birlikte, ürünlerindeki
katma değeri artırmak amacıyla 2011 sonunda talaşlı imalat yatırımı yapmaya karar
veren Demisaş, üretim yapacağı yeni tesisinin temellerini attı. Bilecik’teki üretim
tesislerinde yer alan yeni bina, 2012 yılının ilk yarısının sonunda tamamlanacak ve
Demisaş 2012 son çeyreğinden itibaren müşterilerine kendi bünyesinde işlenmiş
parça tedarik etmeye başlayacak.
M
üşteri ihtiyaçlarına yenilikçi ve kaliteli çözümler üretmeyi misyon edinen ve ürettiği parçaların daha fonksiyonel hale getirilmesini hedefleyen Demisaş, talaşlı imalat
yatırımıyla sadece yurtiçi pazarın değil Avrupa pazarının da en çok tercih edilen firması olma yolunda önemli bir adım atmış oldu.
Demisaş talaşlı imalat yatırımıyla, döküm tasarımlarını
da daha kolay bir biçimde gerçekleştirecek ayrıca her
türlü malzeme çeşidini, ham ya da işlenmiş her formda ürünü istenen her türlü lojistik şartta müşterilerine
ulaştıracak. Döküm prosesinde belirlenemeyen hataların erken fark edilmesine de olanak sağlayan talaşlı imalat sistemi, Demisaş’ın müşterileri için teknolojiyi deneyimiyle buluşturan bir çözüm ortağı haline gelmesini
sağlayacak.
26
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Demisaş talaşlı imalat yatırım planı kapsamında, orta ve
uzun vadede işlenen bazı parçaları muhtelif montaj çalışmaları yaparak sistemlere yarı mamul olarak teslim etmeyi hedefliyor.
Talaşlı imalat üretimini 5.200 metrekare’lik bir alana sahip yeni binasında geçekleştirilecek olan Demisaş, yıllık döküm miktarının yaklaşık yüzde 30’unu işlemeyi öngörüyor.
ÜYELERDEN
Erkunt Yeni İşleme
Fabrikasını Devreye Aldı
Gelecek yıl 60. yılını kutlayacak olan Erkunt Sanayi A.Ş. ikinci işleme fabrikasını ASO
Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde devreye aldı. Motor blok ve motor blok kafası
işlemek üzere dizayn edilen, 12 bin m² kapalı alanlı ikinci işleme fabrikasının yatırımına
2010 yılında ASO Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde başlanmıştı.
K
uruluşu 1953 yılına dayanan Erkunt Sanayi
A.Ş. otomotiv, zirai ve iş makinelerine yönelik yönelik gri ve sfero pik parçalarda ham, işlenmiş ve komponent üretimi gerçekleştiriyor. Motor bloğu, silindir kafası ve dişli kutusu gibi parçaların üretiminde uzmanlığı ve ileri teknolojisi ile de tanınan Erkun Sanayi A.Ş.,1980 yılında gerçekleştirdiği ilk
ihracatından bu yana; İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya, Fransa, Finlandiya ve ABD gibi önemli pazarlarda
yakından tanınıyor. Dünyaca tanınan AGCO Group, CAT
Group, ZF Group, Same Deutz-Fahr Group,Cummins
Group ve MAN, JCB, Sisu, VW gibi firmaların çözüm ortağı haline gelen firma yıllık üretiminin yüzde 85’lik kısmını otomotiv sektörünün önemli firmalarına ihraç ediyor.
Yıllar içinde gösterdiği büyüme hedeflerini geçtiğimiz
yıl da tutturan Erkunt Sanayi A.Ş., 2011 yılında 55 bin
ton/yıl döküm gerçekleştirip üretiminin yüzde 65’ini işlenmiş olarak sevk etti. Dünyadaki dökümcü rakiplerinden 1995 yılında motor bloğu, silindir kafası, transmisyon gövdesi gibi ihtisas parçaları üreterek ayrılma yo-
28
Ocak - Şubat - Mart / 2012
lunu seçen Erkunt Sanayi A.Ş, bugün söz konusu parçaları montaja hazır hale getirme çalışmalarını sürdürüyor. Devreye aldığı yeni işleme fabrikası ile Erkunt Sanayi A.Ş. parça girişinden sevkine kadar tüm süreçleri insan eli değmeden, tam otomasyona sahip sistemlerle
gerçekleştirmeyi ve müşterisine montaja hazır parçalar
vermeyi planlıyor.
Erkunt Sanayi A.Ş’nin 2007 yılından beri devam eden
Deutz AG ile işbirliğinin meyveleri de alınıyor. İş birliği kapsamında 2009 yılında 4 silindirli, 2,9 litre hacimli
yeni nesil motor projesinin prototip çalışmalarına başlanmış ve 2011 yılında prototip onayı alınmıştı. Tasarımında yapılan geliştirmeler sonucunda iş makineleri,
kamyon, otobüs gibi ticari araçlar ve tarım makineleri
alanında müşterisine geniş kullanım alanı ve düşük işletme maliyeti sağlayan yeni nesil motorların seri üretimine 2012 yılı Haziran ayında başlanması planlanıyor. Proje kapsamında Erkunt Sanayi A.Ş., ilk seri parçaları 2012 Temmuz ayında sevk edip kademeli olarak yılda 60 bin motor bloğu üretmeyi hedefliyor. Döküm, iş-
ÜYELERDEN
Erdoğan Nas
Erkunt Sanayi A.Ş. Genel Müdür
Yıllar içinde gösterdiği büyüme
hedeflerini geçtiğimiz yıl da tutturan
Erkunt Sanayi A.Ş., 2011 yılında 55
bin ton/yıl döküm gerçekleştirip
üretiminin yüzde 65’ini işlenmiş
olarak sevk etti. Devreye aldığı yeni
işleme fabrikası ile parça girişinden
sevkine kadar tüm süreçleri insan
eli değmeden, tam otomasyona
sahip sistemlerle gerçekleştirmeyi ve
müşterisine montaja hazır parçalar
vermeyi planlıyor.
leme, honlama ve montaj prosesleri ikinci işleme fabrikasında, 6 CNC işleme merkezinden oluşan, 1 FMS (Esnek Üretim Sistemi) hattı ile 4 adet ABB robotları ile yönetilen bir sistem içinde; 12 adet CNC Heller işleme
merkezi, özel blok yıkama ve honlama makineleri, metroloji laboratuarı, 3 boyutlu ölçü kontrol cihazları, kep
çakma üniteleri ile yapılacak. Bu proje ile parça girişinden sevkine kadar tüm süreç insan eli değmeden gerçekleştirilecek.
Deutz AG ile süren iş birliğine ilişkin bilgi veren Erkunt
Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Erdoğan Nas; “Erkunt Sanayi A.Ş., dünyadaki dökümcü rakiplerinden 1995 yılında,
motor bloğu, silindir kafası, transmisyon gövdesi gibi
ihtisas parçaları üreterek ayrılma yolunu seçti. Daha
sonra bunu başka bir büyük adımla takip ederek, söz
konusu parçaları montaja hazır hale getirme çalışmalarına başladı. Erkunt Sanayi A.Ş. bugün yılda 100 bin
adet motor bloğu ve 300 bin adet silindir kapağı üreten, bunun yüzde 85’ini ihraç eden, dünyada işlenmiş
motor parçaları üreticisi olarak tanımlanan önemli ihtisas fabrikalarından birisidir. Deutz AG için 2007 yılından beri üretim yapıyorduk. İlk projedeki yıllık miktar
30 bin motor bloğu ve silindir kapağıydı. Ürünün kalitesi, zamanında sevkiyatı, yönetimin kalite ve insan kay-
nağına yaptığı sürekli yatırım, Deutz firmasını bizlerle daha büyük bir işbirliğine yönlendirdi. Yapılan anlaşmaya göre yılda 60 bin
adet motor bloğu dökülecek, işlenecek ve
bir takım ileri operasyonlarla montaja hazır hale getirilecek. Bu rakamlara
en kısa sürede ulaşmak için aldığımız yatırım kararı neticesinde Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde
ikinci talaşlı imalat fabrikamızı kurduk. Türkiye’de eşi olmayan mekanizasyona sahip, son üretim teknolojilerini uyguladığımız örnek bir fabrika oldu. Şubat 2012’de
devreye alınan tesis, Türk döküm sanayinin ulaştığı
nokta açısından kayda değerdir. Türkiye’de böyle bir
fabrikanın kurulmuş olması eminim dünyadaki, hali hazırda diğer motor üreticilerini de bizimle bu şekilde çalışmak için harekete geçirecektir. Vardığımız noktanın
Türk döküm sanayisi için büyük bir başarı olduğunun
idraki ile çalışmaya ve daha büyük projeleri de ülkemize kazandırmaya devam edeceğiz” diyor.
Çalıştığı firmalarca çözüm ortağı olarak benimsenen
Erkunt Sanayi A.Ş., tasarım, döküm, talaşlı imalat ve
montaj işlemlerini aynı çatı altında yapabilen dünyadaki sayılı firmaları arasında gösteriliyor. İki vardiyada 60
bin ton/yıl üretim kapasitesine sahip Erkunt Sanayi A.Ş.
süreçlerini Yalın 6 Sigma metodolojisiyle yönetiyor ve
ISO/TS 16949-ISO 14001-OHSAS 18001 yönetim sistemi gereklerine uygun olarak çalışmalarına devam ediyor. Firma ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi çalışmalarını ise 2012 yılında tamamlayarak sistemi devreye almayı hedefliyor.
Türkdöküm
29
ÜYELERDEN
Inductotherm’in Ocakları
Asçelik’te Mesaiye
Başladı
AS Çelik 2011 yılında İnductotherm’e sipariş ettiği ergitme ocaklarını yine aynı
yıl içinde devreye aldı. Yeni ergitme ocakları ile AS Çelik brüt 30 ton çelik döküm
kapasitesine ulaştı.
A
S Çelik tarafından Inductotherm’e 2011
yılında sipariş edilen ergitme ocaklarının
imalatı tamamlandı. Gerekli altyapısı AS
Çelik tarafından hazırlanan sistemin devreye alma testleri başarıyla gerçekleşti ve ocaklar AS
Çelik’te faaliyetine başladı. 2x6 ton kapasiteli 3500
KW 500 Hz Dual Trak Plus ergitme ocağı ile Asçelik,
brüt 30 ton çelik döküm kapasitesine ulaştı.
Ergitme sistemleri üreticisi Inductotherm İndüksiyon Sistemleri Sanayi A.Ş., Inductotherm Grup’un alt
şirketi olarak 1990 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. İndüksiyon ergitme sistemleri üretimi, onarımı ve servis hizmeti alanında faaliyetle-
30
Ocak - Şubat - Mart / 2012
rini yürüten firma Orta Doğu, Balkanlar, Mağrip ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlere ihracat yapıyor. Bunun yanında Inductotherm Türkiye; Amerika, İngiltere İspanya’daki kardeş şirketlerinden sonra Inductotherm Japonya ve Inductotherm Avustralya’ya da ihracat yapmaya başladı. Inductotherm’in dünya ölçeğinde 93 firması ve 5 binden fazla çalışanı bulunuyor. İnductotherm Türkiye ise kurumsallaşan bir yapı
ile çalışıyor. Firma döküm, dövme ve ısıl işlem sektörlerinde, ergitme ve ısıtma ve ısıl işlem alanlarında
kullanılan indüksiyon sistemleri ile yaklaşık yüzde 80
yerli oranı ve yılda 80-100 sistem üretme kapasitesiyle hizmet veriyor.
HABER
Türkdöküm
31
ÜYELERDEN
Demisaş İdeal Fabrika
Yönetiminin Peşinde
Yalın Enstitü Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘Toplam Üretken Bakım Semineri’
2 Mart 2012’de, İstanbul Elite World Otel’de gerçekleştirildi. “Toplam Üretken Bakım”
yaklaşımının Türkiye’deki uygulayıcılarından Demisaş da toplantıda bir sunum yaptı.
Ü
retkenliğin artırılmasında etkili bir fabrika yönetim sistemi olan “Toplam Üretken
Bakım” yaklaşımı, Japon Toplam Üretken
Bakım (TPM) Araştırma Enstitüsü Şefi Hideo Osaki ve Türkiye’deki uygulayıcılarından Demisaş,
Eti, Vestel Ve Bak Ambalaj’ın sunumlarıyla 2 Mart’ta
İstanbul’da katılımcılarla paylaşıldı. Yaklaşım, fabrikalarda hatalı kullanım ve bakım – onarım yetersizliklerinden kaynaklanan kayıpları yüzde 50 ile yüzde 100
oranında azaltmayı sağlayan reçeteler sunuyor.
Fabrika yöneticilerinin yanı sıra üst düzey yöneticilere de mükemmel fabrika yönetimi konusunda yeni bir
32
Ocak - Şubat - Mart / 2012
vizyon kazandırması amaçlanan seminere, Japon Fabrika Bakım Enstitüsü – Çözümler (JIPM-S) Yönetim Kurulu Üyesi ve Toplam Üretken Bakım (TPM) Araştırma
Enstitüsü Şefi ve Master TPM Danışmanı Hideo Osaki
konuşmacı olarak katıldı. 41 yıldır Japonya’da ve özellikle son 10 yıldır farklı ülkelerde de uygulanan TPM
yaklaşımını enine boyuna ele alan Osaki, üretimde verimliliği en üst düzeye çıkaracak bir şirket kültürünün
nasıl oluşturulacağı, mevcut ekipman ve üretim alanı ile ilgili kayıpların nasıl önleneceği ve çalışanlarda
‘benim makinem’ anlayışının nasıl geliştirileceğini anlattı. TPM’in çalışanlara yoğun teknik eğitimler suna-
ÜYELERDEN
Hakan Yaşar
Hideo Osaki
Demisaş Genel Müdürü
Toplam Üretken Bakım (TPM) Araştırma Enstitüsü Şefi ve Master TPM Danışmanı
rak uzmanlaşmalarını sağlayıp, uzmanlardan oluşmuş,
makineleri büyük maharetle kullanılan fabrikaları nasıl tetiklediğine ilişkin ayrıntıları aktaran Osaki yaptığı sunumda “TPM ilerlemesi, yurtdışında Japonya’ya
göre çok daha hızlı oluyor. Tabi yurtdışında çalışanların aktivitelere katılmama durumunda işten çıkarılma
riski olduğunu düşünmeleri bunda büyük rol oynuyor. Türkiye’de sonuca yönelik aktivitelere odaklanılıyor ve bu yaklaşımın yararları hızlı bir biçimde hissedilebiliyor. Bugün memnuniyetle gözlemledim ki herkesin kendine güveni çok sağlam, kendine güvenen yerlerde bir sonraki aktivitede daha büyük bir başarı elde
edilir” dedi
Demisaş’tan sisteme dair ipuçları
Döküm sektöründen Demisaş, ambalaj sektöründen
Bak Ambalaj, gıda sektöründen ETİ ve elektronik sektöründen Vestel bu yaklaşımı benimseyen ve kalıcı bir
kültür haline getirerek verimliliği artıran firmalar olarak örnek uygulama sunumları yaptı. Farklı sektörlerin
ilgiyle karşıladığı seminerin ana destekleyicisi Demisaş
Genel Müdürü Hakan Yaşar konuya ilişkin olarak “Şirketlerin çalışanları, müşterileri ve hissedarları olmak
üzere 3 ana paydaşı vardır. Koruyucu bakım prensiplerinin geliştirilmesiyle bugün özgün bir Japon yönetim sistemi haline gelen TPM’i (Toplam Üretken Bakım)
paydaşların üçünün de fayda sağladığı bir sistem olduğu için şirketimize kazandırdık. En üst yönetimden,
en tabana kadar yayılabilecek, takım halinde çalışabi-
lecek, çalışanların makinalarına sahip çıkabileceği bir
sistem olan TPM’in, Demisaş bünyesinde de bir felsefe
olarak benimsenip uygulanması için Haziran 2010’da
başlattığımız projemizle verimliliği artırmayı, kayıp ve
sakat oranlarını, arızalardan kaynaklı üretim duruşlarını azaltmayı hedefliyorduk. Şimdiden yaptığımız çalışmanın neticelerini almaya başladığımızı görmekten
memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Seminere katılan Hideo Osaki,
41 yıldır Japonya’da ve özellikle
son 10 yıldır farklı ülkelerde de
uygulanan TPM yaklaşımını
enine boyuna ele alan Osaki,
üretimde verimliliği en üst
düzeye çıkaracak bir şirket
kültürünün nasıl oluşturulacağı,
mevcut ekipman ve üretim
alanı ile ilgili kayıpların nasıl
önleneceği ve çalışanlarda
‘benim makinem’ anlayışının
nasıl geliştirileceğini anlattı.
Türkdöküm
33
ÜYELERDEN
EGES’in İlk 15 MW
30 Ton M&H Sistemi
Samsun Makina Sanayi’de
Daha önceki yıllarda Eges Sistemlerini sorunsuz çalıştıran Samsun Makina Sanayi
Mart 2011 tarihinde sipariş verdiği 30 tonluk sistemi 2012 yılı başında devreye aldı.
A
ydıner Grup’un en büyük firmalarından biri
olan Samsun Makina Sanayi sulama, tesisat, kentsel donanım alanlarında Türkiye’nin
en büyük tedarikçilerinden biri. 1967’de
Samsun’da kurulan Samsun Makina Sanayi bugün kurma, yapılandırma, bakım ve işletim gibi alanlarda geniş
kapsamlı hizmetler veriyor.
Samsun Makina Sanayi, imalat ve döküm sektörünün
en büyük ve donanımlı tesislerinden birine sahip. Samsun Sanayi Bölgesi’nde 90 bin metrekarelik açık, 40 bin
metrekarelik kapalı alana kurulmuş olan döküm merkezli bu dikkate değer fabrika, yıllık 30 bin tonluk döküm kapasitesiyle çalışıyor. Samsun Makina Sanayi, biri
otomatik iki döküm hattıyla ağırlığı 1 tondan 12 tona
kadar olan parçaları dökebiliyor.
36
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Önceki yıllarda 5 adet Eges sistemini sorunsuz çalıştıran
ve kendi alanında Türkiye’nin sayılı dökümhanelerinden
biri olan Samsun Makina Sanayi, bu sistemlere ek olarak
Mart 2011 tarihinde 30 tonluk 6. sistem için tekrar sipariş verdi. Samsun Makina Sanayi, saatte 31 ton pik ergitme kapasiteli, 15.000 kw + 1.000 kw – 2x30 Ton MELT &
HOLD sistemini 2012 yılı başında başarıyla devreye aldı.
Eges’in kalitesine inanan Samsun Makina Sanayi (SMS),
son 15 yıldır kapasitesini daima EGES EO Sistemleri ile
arttırmayı tercih ediyor. SMS son olarak da Eges’in tarihindeki ilklerinden biri 15 MW gücündeki ergitme konvertörüne sahip MELT & HOLD sistemi ile toplam üretim
kapasitesini yaklaşık yüzde 60 arttırmış oldu. SMS aynı
zamanda iki adet 30 ton kapasiteli ocak sayesinde istediği anda 60 ton tek parça döküm yapabilecek.
ÜYELERDEN
Eges 15 MW 30 ton sisteminin gerçekleşebilmesi için
sistemin birçok kısmını yeniden tasarladı. Öncelikle 30
ton kapasiteli ocağın bobin kısmı daha öne alındı. Gaga
yapısı değiştirilerek daha öne döküm yapılması sağlandı. Platformu yeniden şekillenen ocak, bu sayede daha
kolay kullanılabilir hale getirildi. Hidrolik kumandalar
uzaktan kumandalı yapılarak hidrolik kontrol panelinin platform üzerinde daha az yer kaplaması sağlandı.
Oransal valf kullanımı ile de ocağın öne devrilmesi yine
aynı hassasiyette yapılabildi. Egzoz kapak geliştirilerek
daha küçük hale getirildi.
15 MW güç için gereken kondansatörlerin sayısının çok
olması, kondansatör panosunun da yeniden tasarlanmasını gerektirdi. Bu sayede daha verimli ve 15 MW’ın
gerektirdiği yaklaşık 60000 Amper, akımın daha güvenli bir şekilde ocağa taşınmasını sağladı.
SMS’ye kurulan sistem 15 MW gücünde çalışmaya başladı. Eges bu sistemin sağlıklı bir şekilde çalıştırılmasının ardından çıkış gerilimini 3.500 V değerine arttırarak 18 MW gücüne çıkmayı bundan sonraki adım olarak planlıyor.
Eges, yüksek güçlü ve kapasiteli sistemleri daha ileriye götürmeyi planlarken aynı zamanda düşük güçteki sistemlerini IGBT teknolojisi ile donatarak müşterisine daha kompakt ve güç faktörü yüzde 98’den daha iyi
olan sistemler de sunuyor.
Sistem:
15000kW + 1000kW – 2x30
ton MELT&HOLD (Saatte 31
ton pik ergitme kapasiteli)
Sistem çelik konstrüksiyon
ocaklar, egzoz emişli ve her
iki yöne açılabilir kapaklar,
kolay curüf alabilmek için
geriye doğru devrilebilir
şekilde tasarlandı. Titreşimli
sarj arabası, ocaklar
içindeki metal miktarını
görmeye yarayacak ağırlık
tartı sistemi ve ocak astarı
bozmak için kullanılan
push-out ekipmanlari ile
donatıldı.
Türkdöküm
37
ÜYELERDEN
DISA’dan Dikey Kalıplamada
Rögar Kapağı Dökümü
Türkiye temsilciliğini Metamak’ın, yaptığı DISA, rögar kapağı üretiminde kullanılacak
olan iki dikey kalıplama hattından birisi olacak olan DISA 280 C’nin üretime geçmesi
için geri sayıma başladı. DISA mühendisleri kalıplama hattının özellikleri hakkında
detayları paylaşıyor.
A
vrupa’nın ve Türkiye’nin en büyük iki dikey kalıplama hattından birisi olacak DISA
280C yaklaşık bir yıl sonra üretime geçecek. Rögar kapağı üretiminde kullanılacak
olan hattın özelliklerini açıklayan DISA mühendislik
bölümü, rögar kapağı üretiminde, dikey kalıplamanın tercih sürecinde karşılaşılan bazı soru işaretlerini aydınlatacak analizi açıklayıcı tablolarla da ortaya
koyuyor.
Şekil 1: Kapak’ın dikey kalıpta yolluk dizaynı.
Verimlilik
Dikey kalıplama hattında rögar kapağı üretimi ile ilgili ilk soru işareti verimlilikle ilgili olabilir. Verimlilik;
parçanın net ağırlığının kalıba dökülen toplam metalin ağırlığına (yani besleyiciler, yolluklar vs. ile parça net ağırlığının toplamı) oranı olarak tanımlanabilir.
Burada parça ağırlığı değiştirilemeyeceğinden, belirleyici olan yolluk ve besleyici boyutlardır. Hesaplanan yolluk boyutlarının etkinliğinin kontrolü için bir
simülasyon programı kullanılarak, hesaplama sonuçlarına göre oluşturulan modelin dökümü simüle edildi. Yapılan hesaplamalarda kullanılan yöntem Şekil:34’te gösteriliyor.
Yukarıda da görüldüğü gibi dikey kalıplama sisteminde gerekli olan yolluk sisteminin ağırlığı, yatay kalıplama sisteminde gerekli olana göre yaklaşık yüzde 30
daha azdır.
Yatay Yolluk Sistemi
8,26 kg
Dikey Yolluk Sistemi
5,91 kg
Kazaç 2,35 kg
Şekil 3: Dikey ve yatay kalıpta Kapak’ın yolluk ağırlıklarının
karşılaştırılması.
Şekil 2: Çerçeve’nin dikey kalıpta yolluk dizaynı.
38
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Şekil 4: Yolluk hesaplamasının gösterilişi.
ÜYELERDEN
Porozite
Rögar kapaklarında en sık görülen ve özellikle ağır
yük altında çalışan parçalarda mümkün olduğunca
kaçınılması gereken hatalardan birisi de porozitelerdir. Simülasyon sonuçları, porozite miktarlarında dikey kalıplama ile elde edilen sonuçların yatay kalıplama ile elde edilenlere göre çok daha tatmin edici olduğunu gösteriyor.
gibi yanlış bir algı oluşsa da simulasyon sonuçları ve
pratik uygulamalar tam tersini gösteriyor.
DISA’nın mühendislik bölümünün çalışmaları gösteriyor ki; rögar kapakları dikey hatlarda daha verimli bir şekilde üretilebilir. Verimliliğinin yüksek oluşunun yanı sıra kalite açısından da pozitif bir etkisi vardır. Daha kaliteli ve daha verimli bir üretim, gerek yerel gerekse uluslararası alanda rekabet gücünü artırmaya çalışan firmaların temel hedefleri arasında yer alıyor.
YATAY KALIPLAMA
- 0,361 mm
DİKEY KALIPLAMA
+0,928 mm
- 0,924 mm
1,289 mm
+0,221 mm
1,221 mm
Fark: 0,068 mm
Şekil 6: Dikey ve Yatay kalıplanmış rögar kapaklarında
doğrusallıktan sapma miktarları.
Şekil 5: Dikey ve Yatay kalıplanmış rögar kapaklarında
porozite oranları.
Düzlemsellik
Özellikle rögar kapağı gibi görece ince cidarlı ve geniş yüzeyli parçalarda düzlemsellikte bozulmalarla sıkça karşılaşılır. Bu bozulmalar parçanın boyutları, kalıp dayanımları ve malzemenin cinsi gibi çeşitli değişkenlere bağlıdır. İlk anda dikey kalıplanın bu
konuda yatay kalıplamaya göre dezavantajlı olduğu
TEKNİK BİLGİLER
DISA 280 C
PAYZA
TÜRKİYE
PARÇA
TANIMI
KAPAK
ÇERÇEVE
MALZEME
GG
GG
KALIP YÜKSEKLİĞİ : 1050 mm
KALIP GENİŞLİĞİ : 1200 mm
KALIP KALINLIĞI : min 250 - max 675
PARÇA
MAÇA
AĞIRLIĞI
GG
GG
VAR
YOK
KALIPTAKİ
PARÇA ADEDİ
1
1
KONVEYÖR UZUNLUĞU
: 81 m
SOĞUMA BÖLGESİ UZUNLUĞU : 72 m
PMC
: 20 m
KALIP BAŞINA
KALIP
KUM/METAL KALIP METAL
KUM
METAL
KALINLIĞI
ORANI
SAYISI MİKTARI MİKTARI
kg
mm
1/saat ton/saat ton/saat
41,5
250
11,4
272
11,3
129
35
250
13,5
292
10,2
138
Tablo1: DISA 280C Genel Teknik Özellikler.
Türkdöküm
39
ÜYELERDEN
Demisaş İhracat Yıldızı
İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri’nin (İMMİB) geleneksel olarak her yıl düzenlediği
İhracatın Yıldızları Ödülleri kapsamında, 2011 yılının Demir Çelik Döküm Mamül kategorisi
birincisi Demisaş oldu.
T
ürkiye toplam ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu gerçekleştiren İMMİB, 2011 yılında farklı sektörlerde başarılı olan 43 ayrı kategoride 127 firmaya ‘İMMİB 2011 İhracatın Yıldızları Ödülleri’ni verdi. 23 Mart 2012 tarihinde
Four Season Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilen Ödül
Töreni’nde Demir Çelik Döküm Mamül kategorisinde
birincilik ödülü Demisaş’ a verildi. Törende Demisaş
adına ödülü kabul eden Demisaş Genel Müdürü Hakan Yaşar, ‘Demisaş, 1990’lardan bu yana devam eden
yatırımlarıyla, yıllık 80 bin ton üzerinde üretim kapasitesine ulaştı. Bugün üretiminin yüzde 50’den fazlasını
ihraç eder noktada olan Demisaş’ın ismi, Avrupa döküm endüstrisinde saygınlıkla anılıyor’ dedi.
Inductotherm Türkiye
Büyüme Adımlarını
Hızlandırdı
İ
ndüksiyonla ergitme ve ısıtma sistemleri konusunda faaliyet yürüten Inductotherm Türkiye,
Gebze’de kurulu tesisine ek olarak hemen bitişiğindeki yeni fabrika binasını hizmete açtı. Kurulduğu 1990’lı yıllardan bu güne satış grafiğini sürekli
yükselten firma, gerek iç gerekse dış pazarlar için ergitme ve ısıtma sistemleri üretimini her yıl daha da arttırmaya devam ediyor. Firma, bu büyümenin sonucu
olan yeni yatırımı ile üretim sahasını 6 bin m2 arazi üzerinden 4 bin 500 m2 kapalı alana yükseltti. Inductotherm Türkiye, yeni fabrika alanı, teknik donanımı ve 70
uzman personeli ile yıllık 100 bin kW üretebilecek kapasiteye ulaştı. Firma bu yatırımla müşterilerine daha
hızlı ve daha iyi hizmet verebiliyor. 2011 yılını tam kapasite geçiren Inductotherm Türkiye, yeni üretim alanları ve fiziki donanımlarıyla büyümeye devam ediyor.
40
Ocak - Şubat - Mart / 2012
BİLGİ DEĞERLİDİR!
Gelişim, sadece metal döküm proses bilgisini sistematik olarak uygulayınca mümkün olabilir. MAGMA simülasyon
yazılımı, fizik ve matematik bazında hazırlanmış ve aynı zamanda kapsamlı bir bilgi veritabanı ile entegre edilmiştir.
Bir simülasyon projesi ile ilgili hiçbir bilgi kaybolmaz - tüm sonuçlara hızlı ve kolayca ulaşılabilir.
Simülasyon, firmanızın profesyonel know-how anlayışınızı geliştirir ve organizasyonunuz için yüksek düzeyde teknik
uzmanlık temin etmek için mükemmel bir eğitim ve öğretim aracıdır.
MAGMA Bilisim ve Teknoloji Hizmetleri Ltd. Sti.
Kuzguncuk Mah.Paşalimani Cad.
Boğaziçi Apt. No:112 B Blok D:1
34674 Kuzguncuk-Üsküdar
İstanbul, Turkey
Tel +90 (216) 557 50 26
Fax +90 (216) 557 64 00
[email protected]
www.magmasoft.com.tr
ANALİZ
Döküm Sektörü 2011
Yılında 1,4 Milyon Ton
Üretim Yaptı
Niyazi Akdaş
TÜDOKSAD Yönetim Kurulu Başkanı
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında sektör meclisleri kapsamında gerçekleşen Türkiye Döküm Meclisleri toplantısına
meclis başkanı TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu
Başkanı Niyazi Akdaş, TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Kubilay Dal, Döküm Meclisi başkan yardımcısı Mustafa
Çavuşoğlu, Pik Dökümcüler Odası Başkanı Halil Gazi
Varol ile birlikte toplam 34 kişi katıldı. Döküm sektörünün 2011 yılı değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda, sektörün mevcut sorunları mercek altına alındı.
Türk Döküm Sektörü 2011 yılı Değerlendirmesi
Döküm meclisi toplantısında ilk sözü alan Meclis Başkanı Niyazi Akdaş, Türk Döküm Sektörünün 2011 yılını değerlendirdiği bir sunum yaparak, sektörün 2011
yılında 2,6 milyar avro değerinde 1.4 milyon ton üretim yaptığını 1,85 milyar avro direkt ihracat gerçekleştirdiğini ve 33 bin kişilik istihdam sağlandığını ifade etti.
Döküm sektörünün alt gruplarındaki (pik, sfero, temper, çelik ve demirdışı) üretim artışlarından bahseden
Niyazi Akdaş, yıllara göre pik ve sfero dökümün gelişimini ton bazında irdeleyerek sektörün gelecek pik
dökümü yatırımına karşın sfero dökümün tercih edilmesinin daha etkili olabileceğini belirtti.
Uluslararası pazarlarda rekabet ederek ihracat yapan firma sayısını 150 olarak kaydeden Niyazi Akdaş, 2011 yılı toplam ihracatının 869 bin ton olarak
42
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Türkiye Döküm Sanayi Meclisi toplantısı 20
Şubat 2012 tarihinde TOBB ev sahipliğinde
Meclis Başkanı, TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu
Başkanı Niyazi Akdaş’ın başkanlığında
dört ana gündem maddesi altında
gerçekleşti. Döküm sektörünün 2011 yılı
değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda,
sektörün mevcut sorunları mercek altına
alındı.
belirlendiğini açıkladı. Bu rakam, sektörün alt ihracat
gruplarını ise şöyle sıraladı; pik 320 bin ton, sfero 310
bin ton, temper 4 bin ton, çelik 97 bin ton, demir dışı
ise 138 bin ton.
Döküm sektörünün, girdilerinin büyük bir kısmını
yurt içinden temin ettiğini ve yüksek işçilik katkısı nedenleri ile ithal girdiye ve montaja dayalı sektörlerden çok daha fazla katma değer yarattığını değerlendiren Niyazi Akdaş, 2011 yılı faal dökümhane sayısını 1.040 olduğunu ve bu firmaların özelikle Marmara
bölgesinde yoğunlaştığını belirtti. 2010 yılı CAEF verilerine göre Türk Döküm Sanayinin 1.29 milyon ton
üretim oranıyla Avrupa sıralamasında 4. dünyada ise
13. sırada yer aldığını bildiren Niyazi Akdaş, dünyadaki toplam döküm üretim miktarını 91.673.839 ton olarak, en çok üretim yapan ilk üç ülkeyi de sırasıyla Çin,
Hindistan ve ABD olarak sıralandığını söyledi. Sektörün verimlilik oranına atıfla tesis başına Türkiye’deki
üretim oranı 1.430 ton, bu oranın Almanya’da 7.808
ton olduğuna ayrıca dikkat çekti.
Niyazi Akdaş meclis toplantısında ilk gündem maddesi olan döküm sektörünün değerlendirmesi sunumunda son olarak sektörün uzun yıllardır büyük çabalarla küresel pazarda yüksek kaliteli üretim ile payını arttırdığını ve bazı kuruluşların, Avrupa’nın sayılı
tesisleri arasında yer aldığını hatırlatarak, gelecek yıllar da sektörün daha da büyüyerek küresel pazardaki
payını arttıracağı temennisinde bulundu.
ANALİZ
GİTES kapsamında pik ve hurda tedariki sorunlarının değerlendirilmesi
Toplantının ikinci gündem maddesi kapsamında TÜDOKSAD Genel Sekreteri Kubilay DAL, sektörün kaliteli DKP dökümhane (soğuk haddelenmiş sac) hurdası arzında sıkıntı yaşadığına değinerek entegre demir
çelik tesislerinin istenen kalite ve miktarda pik üretmemesi ve sfero piki üretimi yapılmaması nedeniyle
sektörün ithal ürünlere yöneldiğini açıkladı. Kubilay
Dal, gerekli yatırımların tamamlanabilmesi için entegre demir çelik üreticilerine teşvik ve kaliteli dökümhane hurdası ithalatına kolaylıklar sağlanması gerektiği
de ayrıca dile getirdi.
Konu hakkında Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü’nden toplantıya katılan Daire Başkanı M. Kemal Günay, döküm
sektörünün Bakanlığın girdi tedarik stratejisi çalışmaları kapsamında önemli bir yere sahip olduğuna değinerek, GİTES eylem planlarında da döküm sanayiyle ilgili hususlar olduğuna da dikkat çekti. Bakanlığın
girişimleriyle bazı demir çelik entegre tesisleriyle pik
üretimi için bağlantıya geçildiğini ifade eden Günay,
ancak mevcut tesislerin zorlanmasıyla sürdürebilir bir
sonuç alınamayacağını döküm sanayinin elbirliğiyle yeni yatırım olanaklarını sorgulaması gerektiğinin
önemine vurgu yaptı.
Toplantıda söz alan Meclis Danışmanı Prof. Dr. Ekrem Selçuk ise pik üretimini gerçekleştirebilen mev-
cut Ereğli, İskenderun ve Karabük entegre tesisleriyle işbirliği içinde ithalata destek olacak oranlarda pik
üretiminin programlanmasının ve sektördeki talebin
bu yönde karşılanmasının önemine değindi. Selçuk,
talebi karşılamak üzere sadece pik üretimine dayanacak bir yeni tesis yatırımının rantabl olmadığına da ayrıca vurgu yaptı. Meclis toplantısında Prof. Dr. Ekrem
Selçuk’un bu önerisinin Rusya’dan ve Ukrayna’dan gelecek piklerin spekülatif olarak fiyatlarının artışına engel olacağı değerlendirildi ve düşük kükürtlü sfero
pikten başlayarak bu yatırımlara teşvik verilmesi gerektiğine de ayrıca dikkat çekildi.
Pik üretiminin demir çelik üretiminde bir ara malı olduğunu ve yassı ürünle karlılık oranları kıyaslandığında mevcut entegre tesislerin fizible olmayan söz konusu üretimlere yönelmek istemediklerini açıklayan
Meclis Başkanı Niyazi Akdaş, pik tüketiminin yalnızca 350 bin ton oranının dökümcüler tarafından kullanıldığını 1 milyon tonluk kapasitenin geri kalanının elektrik ark ocaklarında demir – çelik tesislerince
hammadde olarak kullanıldığına dikkat çekti. Niyazi
Akdaş, bu konunun çözümü üzerine Ekonomi Bakanlığı ile işbirliği içinde diyalogun devam edeceğini de
ayrıca ifade etti.
Teşvik politikaları
Meclis Başkanı Niyazi Akdaş, toplantının ikinci gündem maddesi kapsamında, “teşvik politikalarında dö
Türkdöküm
43
HABER
küm sanayinin stratejik öneminin ilgili bürokratlara
aktarılarak sektörde modern ve verimli yatırımların
teşvik edilmesi” üzerinden sunum yaptı. Türk döküm
sektörünün büyüme hızına atıf yapan Niyazi Akdaş,
Avrupa Dökümcüler Derneği’nin 2015, 2016 ve 2017
yılı öngörülerini yansıtan tahminlere göre Türk döküm sektörünün Almanya’dan sonra ikinci sıraya yerleşeceği yönündeki öngörülerini aktardı. Bu amaca
ulaşmak için yeni yatırımlar ve dolaylı olarak da yeni
teşvik imkanlarının olması gerektiğinin önemine değindi. Dökümhanelerin teşvik kapsamında olmamasını anlayamadığını dile getiren Niyazi Akdaş, teşvik
olanakları için bölgesel şartların da kaldırılması ve dolayısıyla sektörün büyümesine engel olunmaması gerektiğine vurgu yaptı.
Bu gündem maddesi kapsamında bilgi vermek ve yapılan değerlendirmeleri dinlemek üzere toplantıya katılan Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı
Sermaye Genel Müdürlüğünden Daire Başkanı Nihat
Alkaş, Bakanlığın yeni teşvik çalışmaları kapsamında
yapılan etki analizinden bahsederek, Başta TOBB olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının değerlendirmelerinin alındığını ve düzenlemeler çerçevesinde
önerilere önemli ölçülerde dikkat edildiğini ifade etti.
Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Çavuşoğlu ise, döküm sektörü için teşvik olanaklarının geliştirilmesi çalışmalarında kriz dönemlerinde dahi döküm üretiminin düşmediği Almanya örneğinin incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek, Almanya’da dökümhane sayısının ülkemize kıyasla az olmasına rağmen dökümhane
başına verimliliğin 7 bin ton olduğunu hatırlattı.
Dökümhanelerin teşvik
kapsamında olmamasını
anlayamadığını dile
getiren Niyazi Akdaş, teşvik
olanakları için bölgesel
şartların da kaldırılması
ve dolayısıyla sektörün
büyümesine engel
olunmaması gerektiğine
vurgu yaptı.
44
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Dış ticarette yaşanan sıkıntılar
Meclisin üçüncü gündem maddesi olarak, döküm sektörünün dış ticarette yaşadığı sıkıntılar birkaç konu
başlığı altında TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Kubilay Dal
tarafından yapılan bir sunumla toplantıya katılanlarla paylaşıldı.
“Kalsine edilmiş petrokok” ithalatında iyileştirici düzenleme talebi Gümrük mevzuatında ‘Kalsine Edilmiş Petrol Koku‘ olarak geçmekte olan GTİP
2713.12.00.00.00 nolu olan malzeme ithalinde 2011/7
Sayılı Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında
Tutulan Yakıtların İthalatına Dair Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği çerçevesinde‚ kayıt ve uygunluk
belgesi aranıyor. İthalat işlemlerinin malzeme varışını takiben yaklaşık 20-25 günlük bir süreçte tamamlanabiliyor. İthalat sonrasında nihai kullanıcılara teslimi teslim tesellüm belgesi ile belgelenmediği sürece bir sonraki ithalata izin verilmiyor ve ithali sırasında nihai kullanıcılar tarafından verilecek taahhütname aranıyor.
Kubilay Dal, bu uzun ve meşakkatli süreç nedeniyle dökümhanelerin bu yolu tercih etmediğini ve tica-
ANALİZ
ri firmalar ile birlikte kimyasal içerik itibariyle az fark
bulunan fakat daha maliyetli olan elektrografit malzemesini ithal etme zorunda kalındığını söyledi. Kubilay
Dal, sonuç itibariyle kalsine edilmiş petrokok’un hem
kalori, hem fiyat özellikleri nedeniyle yakıt olmaması itibariyle 2011/ 7 sayılı “Çevrenin Korunması Yönünden Kontrol Altında Tutulan Yakıtların İthalatına Dair
Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği”nin “Ek.1 Kontrole Tabi Yakıtlar” listesinden çıkartılması gereksiz
kaynak transferini önlemek ve dökümhanelerin maliyetini düşürmek ve daha rekabet edici olmalarını sağlamak açısından önem arz ettiğini kaydetti.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Ortadoğu Genel Müdürlüğünden Müdür Yardımcısı Mehmet Sağlam,
2012/7 sayılı DTS tebliği gereğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınan çevrenin korunması yönünden kontrol altında tutulan yakıt ithalatçısı kayıt belgesine sahip firmalar tarafından ithalatın gerçekleştirilebileceğini ve bahsi geçen onaylanmış kontrol belgelerinin takvim yılı sonuna kadar geçerli olacağı yönünde bilgi verdi. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan uygunluk denetimi sonucunda düzenlenen uygunluk yazısının veya Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nca düzenlenen muafiyet yazısının gümrük
beyannamesinin tescili sırasında arandığı da ekleyen
Sağlam, bu uygulamanın tarifeye yönelik bir önlem
olduğunu dile getirdi. Sanayinin gelişmesiyle beraber
çevre, sağlık ve emniyet yönünden gerekli tedbirlerin alınmasının gerekliliğine de vurgu yapana Sağlam,
kalsine edilmiş petrokokun gümrük idarelerinde tahlile tabii bir ürün olduğu ve yapılan tahlil neticesinde
tarife istatistik pozisyonunun belirlenerek vergilendirmeler yapıldığını, getirilmiş ve tesliminde yaşanan gecikmenin tamamen gerekli önlemlerin alınmasından
kaynaklı olarak yaşanabileceği açıkladı.
Yaptığı bilgilendirmeler sonrasında bir devlet idaresinin verdiği izni, diğer idarenin görebilmesini sağlayan
tek pencere sisteminin bu tür gecikmeleri önleyebileceğini ifade eden Sağlam, ayrıca Gümrükçe Onaylanmış A,B,C sınıfı Kişi Statüsü uygulaması ile A ve B sınıfı kişilerin ihracatlarının hiçbir şekilde Gümrük İdaresine belge sunumuna gerek kalmaksızın sadece beyannameyi internet ortamında vererek işlemlerini yapabileceğini hatırlatarak, söz konusu uygulamanın bu
gecikmelerin engellenmesi konusunda yardımcı olacağını söyledi.
Son olarak söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre
Yönetimi Genel Müdürlüğünden Daire Başkanı Nihat
Yaman, bahsi geçen ürünün karbon verici olarak değerlendirildiğini ve denetime tabi olduğuna atıfla şu
aşamada kontrole tabi ürünler listesinden çıkarılmasının pek mümkün görünmediğini ancak yapılan görüşmelerin mutlaka ilgili makamlarda tekrar değerlendirmeye alınacağını belirtti.
Gümrük vergisi
Döküm sektörünün önemli ithal girdisi olan pik demirinde uygulanan gümrük vergilerinin iyileştirilmesi ve KDV’nin kaldırılması konusunda yapılan sunumda TÜDÖKSAD Genel Sekreteri Kubilay Dal, Mevcut İthalat Rejiminde 7201.10.90.00.00 ve 7201.50.10.00.00
GTİP nolu ürünlere gümrük vergisi muafiyeti uygulandığı ancak diğer GTİP’lere de menşei ülkeye bağlı olarak 0 veya değişen oranlarda gümrük vergisi uygulandığı bildirdi.
Kubilay Dal, yerli üretimi desteklemek amacıyla uygulamaya koyulmuş olan bu vergilerin yerli üretim yeterli olmaması nedeniyle sektördeki firmaların pik ihtiyaçlarının büyük bölümünün ithalatla karşıladığı ve
bu durumun sektörün dış piyasalardaki rekabet gücünü olumsuz etkilediğini söyledi.
KDV
Kubilay Dal, demir çelik hurdası ithalatında KDV olmadığını, piklerin de demir çelik hurdasının alternatif
ürünü olması sebebiyle aynı uygulamanın pikler içinde geçerli olması gerektiğini ifade etti. Piyasada oluşan fiyatların zaman zaman aynı seviyelere geldiğini
bildiren Kubilay Dal, demir çelik hurdasının firesi, kirliliği, eritilmesi için daha çok enerji tüketilmesi gerekliliği hesaba katıldığında demir çelik hurdası yerine pik
ithalinin cazip hale getirilmesinin daha yararlı olacağını savundu.
Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünden
Şube Müdürü Aysel Kayaalp, geçmişte gümrük vergisinin muhafaza edilmesinin korumacılık önlemleri nedenli olduğuna katıldığını ve sektörden yapılan müracaatlar ile İsdemir ile görüşüldüğünü ve kendilerinin
pik üretimine başlaması nedeniyle İthalat Rejiminde
yapılması planlanan düzenlemenin geri çekildiği bilgisini verdi. Kayaalp, konunun taraflarınca takip edildiğini ve henüz neticelendirilemediğini ifade ederek,
DIR kapsamında yapılan ithalatın yüzde 70 oranında
gümrük vergisinden muaf olduğunu da sözlerine ekledi.
Türkdöküm
45
ANALİZ
Elektrik maliyetleri
Döküm sanayinde elektrik fiyatları, sanayide elektrik
enerjisinin maliyetinin sürekli yükselmesi, faturalardaki TRT payı, kaçak kontrol, sayaç okuma bedelleri,
özel elektrik firmaları ile sözleşmeler, ark-endüksiyon
tarifesinin kaldırılması, gece tarifesinin zamlanması
konuları ise meclis taraından dördüncü gündem maddesi olarak ele alındı.
Türk sanayinin bugünkü yüksek üretim seviyelerine
ulaşmasında 1998–2003 yılları arasında uygulanan
“ark ve endüksiyon ocakları elektrik tarifesi”nin önemli bir etken olduğunu dile getiren Kubilay Dal, bu tarifenin 08/01/2004 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlükten kaldırıldığını ve neticesinde artan elektrik
maliyetlerinin sektörü olumsuz etkilediğini belirtti.
Kubilay Dal, uygulamayla birlikte Sonraki yıllarda ise
önce reaktif enerji sınırları daraltıldığı için sektörde
yüksek bedelli kompanzasyon yatırımlar yapıldığını
belirtti. Kubilay Dal, yaşanan sürecin olumsuzluklarını madde madde şu şekilde dile getirdi..
- Bir sonraki yıl sanayicilere azda olsa avantaj sağlayan
hafta sonu (pazar) tarifesi yürürlükten kaldırıldı.
- Bir sonraki yıl kaçak kontrol ve sayaç okuma bedeli tüketime bağlı olarak faturalara eklendi ve bu uygulama ile daha çok elektrik kullanan aboneler olarak
sanayiciler daha fazla kaçak kullanım bedeli ödemeye
başladı. Aynı zamanda devreye giren sayaç okuma bedeli de tüketime bağlı olarak faturalara eklendi. Az ya
da çok, tek ya da daha çok sayaç farkı olmadan tüketime oranlı olarak sayaç okuma bedeli ödemeye başlanıldı.
-Enerji piyasasında beklenen serbest tüketici yönündeki avantajlar ise sınırlı kalmış olup, küçük ve orta
ölçekli sanayicilerimizin enerji maliyetleri yükseldi.
Bu konuda yıllardır umutla beklenen iyileşme maalesef gerçekleşemedi. Halbuki tüm gelişmiş sanayileşmiş ülkelerde daha fazla enerji kullanan sanayici, kullanım miktarına bağlı olarak daha avantajlı enerji bedeli ödüyor. .
-1 Ekim 2011 tarihli tarife ile sanayicimizin elektrik
maliyetleri ortalama yüzde 20.2 ile yüzde 33 arasında yükselmiş oldu.
Konu hakkında toplantıya katılan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Enerji Uzmanı Nedim Korkutata
öncelikle enerji maliyetlerinin sadece ülkemizde değil küresel ölçekte de sürekli artma eğiliminde olduğunu hatta Türkiye’nin elektrik fiyatlarının OECD
üye ülkelerinin elektrik fiyat ortalamasına yakın olduğunu savundu. Serbest piyasa şartlarında tüm diğer sanayi yatırımları gibi elektrik fiyatlarının düşmesinin elektrik piyasasında da yatırımları engeller
nitelikte olacağını belirten Korkutata, süregelen kapitalizm kuralları çerçevesinde elektrik fiyatlarıyla
sübvansiyon döneminin bitmiş olduğunu ifade etti.
46
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Dökümhane hurdası sıkıntıları yaşanıyor.
Kayıp kaçak bedeli hakkında da söz konusu bedelin çok uzun zamandan beri var olduğuna değinen
Korkutata, yeni düzenleme ile global birim fiyatları
ilan edildiğinden ve batılı ülkelerdeki detaylı faturalandırma ile tedarikçilerle tüketiciler arasındaki asimetrik bilgi paylaşımının sağlanması amacıyla artık
faturalara yansıtıldığını belirtti. Faturalara yansıtılan
kayıp kaçak bedeli meblağların yüksekliğinin ülkemizde yaşanan kaçak oranının Avrupa ülkelerine kıyasla yüksek olmasına dayandığını söyleyen Korkutata, kanunen koşullar ne olursa olsun çapraz sübvansiyonların kaldırılmasının EPDK’nın önemli bir
görevi olduğunu vurguladı.
Gündem maddesinde son olarak söz alan Meclis
Başkanı Niyazi Akdaş, bahsi geçen tüm elektrik maliyetlerinin sanayicinin üzerinde önemli bir yük getirdiğini ve bu oranlar artıkça imalatın, ihracatın ve
dolayısıyla istihdamın düşeceğinin altını çizerek konuyu sonuçlandırdı.
Kumun Döküm Sanayindeki Önemi
Toplantı çerçevesinde son olarak Kumsan Genel Müdürü Atilla Uçar “Kumun Döküm Sanayindeki Önemi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumu kapsamında Silis kumunun döküm üretiminin vazgeçilmez ana hammaddelerinden biri olduğuna dikkat
çeken Uçar, Türk döküm sektörüne bu önemli kaynağın öncelikli olarak Şile bölgesinden sağlandığını ancak Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde alınan
bir karar ile 31.12.2014 tarihi itibariyle Şile’deki kum
üretimi izinlerinin sona ereceğini, üretimin yasaklanması ile ithal kumun sektör açısından ciddi maliyet arttırıcı bir unsur olacağı yönündeki endişelerini dile getirdi.
HABER
Yeni Ticaret Kanunu
Hakkında Bilinmeyenler
Yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012
tarihinde yürürlüğe girecek. Ancak yeni
kanunun kapsadığı bazı maddelerinin
uygulama tarihleri farklılık arz ediyor olacak.
Yani kanun dikkatli bir şekilde okunmalı. Peki,
kanunla hayatımızda neler değişecek?
T
ürk Ticaret Kanunu baştan aşağı yenilendi.
1956 yılından beri yürürlükte olan Ticaret Kanunu uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda
değiştirilerek, 6102 sayılı kanun olarak 14 Şubat 2011 Tarihinde Resmi Gazetede yayınlandı. Kanun
01 Temmuz 2012 tarihinde uygulanmaya başlayacak.
Oldukça detaylı olarak hazırlanan Yeni Türk Ticaret Kanunu Taşıma işleri, Ticari işletme, Ticaret Şirketleri, Kıymetli Evrak, Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku isimli 6 kitaptan oluşuyor. Daha sade ve anlaşılır bir dille yazılmış
48
Ocak - Şubat - Mart / 2012
YENİ TTK İLE GELEN YENİ YÜKÜMLÜLÜKLER:
Şirketlerin üçüncü kişilerle, kurum ve kuruluşlarla olan ilişkileri ile ilgili yükümlülükler
Şirketin muhasebe düzenine ilişkin yeni yükümlülükler
Her şirketin ana sözleşmesine TTK’nın getirdiği
yükümlülükler ve bu çerçevede TTK’ya uyumlu
hale getirilmesi için ana sözleşme tadili
Yönetim örgütlenmesi ve yapılandırılmasına ait
yükümlülükler
Elektronik işlemlere ait yükümlülükler
Şirketle pay sahipleri arasındaki ilişkilere ait yükümlülükler (Örneğin pay sahipleri şirketten piyasa koşulları dâhilinde dahi ödünç alamayacak)
Şirketin yaptığı ve yapacağı sözleşmelerinin
gözden geçirilmesine ait yükümlülükler
Haksız rekabetten kaçınmaya ilişkin yükümlülükler
HABER
olan yeni TTK 1535 maddeden oluşuyor. Yeni TTK hazırlanırken Avrupa Hukuku ile uyumu öncelikli hedef olarak alındığı ve Kanunun çatısının; Şeffaflık, Adillik, Hesap Verilebilirlik ve Sorumluluk gibi dört ana unsur üzerine kurulduğu ifade ediliyor. Kanunun uygulanmaya
başlanmasına az bir süre kala ise hemen her sektörde
kafalar karıştı. Yeni Türk Ticaret Kanunu iş çevreleri tarafından genel olarak beğenilirken birçok eleştiri de getirildi. Anlaşılan o ki kanun uygulanmaya başlamadan
önce değişiklikler ve düzenlemeler de olacak. Peki, Yeni
Türk Ticaret Kanunu ne gibi yükümlülükler getiriyor ve
eski Ticaret Kanun’undan ne farkı var?
YENİ TTK’DA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Anonim ve limitet şirketler Kanunun yayımından itibaren üç yıl içinde sermayelerini bu kanunda yazılı tutarlara yükseltmek zorunda. Aksi halde infisah etmiş sayılırlar (6103 sayılı Kanun md. 20/1). Bu
maksatla yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmayacak. Kararlar toplantıda mevcut oyların çoğunluğu ile karar verilecek. 6762 sayılı
TTK’nın imtiyazlı pay sahibi kurullarına ilişkin hükümleri de (md.389) uygulanmayacak.(6103 sayılı Kanun
md.20/2).
Anonim ve limited şirketler ana sözleşmelerini yeni
TTK’nın yayımından itibaren 18 ay içinde yeni TTK ile
uyumlu hale getirmek durumundalar. Bu uyum yapılmadığı takdirde, yeni TTK hükümleri, ana sözleşme
hükümlerinin yerine re’sen geçecek ve ana sözleşme hükmüymüşcesine uygulanacak. (6103 sayılı Kanun md. 22).
Anonim ve limited şirketlerin tek ortağı/pay sahibi
gerçek/tüzel kişi, Kanunun yürürlüğünden itibaren
15 gün içinde yönetim kurulu/müdüre bildirimde bulunacak (noter kanalıyla) ve onlar da 7 gün içinde durumu tescil ettirecekler. (6103 sayılı Kanun md. 23)
Anonim ve limited şirketlerin ortakları şirkete olan
borçlarını Kanunun yürürlüğünden itibaren üç yıl
içinde nakdi ödeme ile kapatmak zorunda. (6103 sayılı Kanun md. 24). Aksi halde şirket alacaklıları şirkete
borçlu ortağı takip yoluyla şirketten alacaklarını tahsil edebilecekler. Ayrıca borcunu kapatmamış borçlu
ortağa 300 günden az olmamak üzere adli para cezası verilecek (TTK md.562).
TTK yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan A.Ş.
Yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri
görevlerine, boşalma, ayrılma hali hariç, süreleri sonuna kadar devam edecekler. Ancak tüzel kişiyi temsilen seçilmiş olanlar, Kanunun yürürlüğe girişinden
itibaren üç ay içinde istifa edecekler ve yerlerine tüzel
kişi veya başkaları seçilecek. Boşalma, ayrılma halleri
ile tüzel kişinin istifası ile boşalacak üyeliğe atamalar,
artık Yeni Kanuna göre yapılacak.
Tüm ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla idareci ve
temsilci olduğu Limited Şirketlerde, Kanunun yayımı
tarihinden üç aylık süre içinde yeniden müdür belirlemesinin yapılması gerekmekte. (6103 sayılı Kanun md.
25, TTK md.623)
Anonim ve limitet şirketlerin ana sözleşmelerinde, genel kurul / ortaklar kurulu toplantı / karar nisaplarında 6762 sayılı Kanunun uygulanacağı belirtilmiş veya 6762 sayılı Kanuna atıf yapılmışsa, bu şir-
ketler yeni TTK’nın yürürlüğe girmesinden itibaren 6
ay içinde ana sözleşmelerini TTK’ya uygun hale getirmek zorundalar. Bu maksatla yapılan genel kurullarda 6762 sayılı Kanundaki nisaplar uygulanacak. 6 ay
içinde bu yolda bir değişiklik yapılmazsa, yeni TTK hükümleri artık re’sen uygulanacak. Ancak mevcut ana
sözleşmede ağırlaştırılmış nisaplar öngörülmüşse ve
bu nisaplar yeni TTK 421. maddesinde öngörülen nisaplardan ağır ise bu nisapların uygulanmasına devam edilebilecek.
Sermaye şirketleri bir internet sitesi açmak, şirketin internet sitesi zaten mevcutsa belli bir bölümünü
yeni TTK’nın belirlediği hususlara ayırmak zorundalar.
Bu sitede bulunması gereken bilgiler ise yeni TTK’nın
1524. Maddesinde ayrıntılı olarak sayılmakta. Ayrıca
bu şirketler, yeni TTK’nın amaçlarına özgülenmiş olarak yayınladıkları bilgileri “yönlendirilmiş mesaj” şeklinde yayınlayacaklar ve yayınladıkları yönlendirilmiş
mesajların bir örneklerini yayınlandıkları tarih ve saati de göstermek suretiyle noter tasdikli bir deftere sıra
numarası ile kaydedecekler. Şirketlere internet sitesi
oluşturma ve yönlendirilmiş mesajları orada yayınlama yükümlülüğü öngören yeni TTK’nın 1524. maddesi, 1.7.2013 tarihinde yürürlüğe girecek.
Anonim şirketlerde; esas sözleşmede nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceği öngörülebilir. Bu genel bir hüküm niteliğinde. Limited şirketlerde ise; şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel
kurulunun onayı şart. Devir bu onayla geçerli olmakta. Nama yazılı payların devrini, red sebeplerini göstererek veya göstermeyerek sınırlandırmış bulunan
anonim şirketler, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde, esas sözleşmelerini değiştirerek, Türk Ticaret Kanununun 492 ilâ
498 inci maddelerine uyarlamak zorunda; aksi hâlde,
bu sürenin dolmasıyla tüm sınırlamalar geçersiz hâle
gelmekte.
Yeni kanun gereğince şirketler Yönetim Kurulu’nun
devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkilerinden biri olarak sayılan Yönetim Teşkilatının belirlenmesi nedeniyle bir teşkilat yönergesi hazırlamalı. Teşkilat yönergesinde Yönetim Kurulu’nun, üst düzey yöneticilerin görev tanımlarına ve yetki ayrımlarına yer
verilmeli.
Her şirket güvenli elektronik imza edinmeli, kurulacak olan KEP (kayıtlı elektronik posta) sistemine üye
olmalı.
Türkdöküm
49
ÇEVRE
İklim
Değişiklikleri
Zirvesi
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi (BMİDÇS) Taraflar Konferansı’nın 17.’si,
Kyoto Protokolü Taraflar Konferansı’nın 7.’si olan
müzakere, yaklaşık 200 ülkeden heyetin katılımı ile
Güney Afrika’nın Durban kentinde gerçekleştirildi.
TUDÖKSAD
Çevre Komitesi
K
yoto Protokolü’nün 2008-2012 ile belirlenen ilk yükümlülük döneminden sonra yükümlülüklerin nasıl devam edeceği müzakerenin en önemli konu başlığı olarak ön
plana çıktı. Bu süreçte üzerinde durulması gereken en
önemli konu ise; atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunun sürekli artarak güvenli eşik olarak kabul edilen 350 ppm’nin üstüne çıkmış olmasıydı.
Durban’da 17. kez bir araya gelen taraflar için iklim değişikliği görüşmelerinin en önemli sorunu “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” ilkesi ve yükümlülüğün düzeyi konularındaki anlaşmazlıklar
oldu. Durban müzakeresinin en temel çıktısı ise Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük döneminin 2013
yılı itibari ile başlaması yönünde alınan karar oldu.
Bu noktada 2012’de sona ermesi beklenen Kyoto
Protokolü’nün uzatılmasının sağlanması son derecede önemli sayılıyor. Bu anlaşma belgesinde Rusya, Kanada ve Japonya Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük döneminde yer almayacağını belirtirken
Türkiye’nin ismi de Kyoto Protokolü’nün ikinci yükümlülük döneminde yer almadı.
Müzakerenin diğer bir önemli sonucu ise yeni bir çalışma grubunun kurulmasıydı. Durban Platformu çalışma grubunun en önemli görevi, yeni bir anlaşmanın oluşturulması için resmi bir metnin hazırlanması yönünde oldu. Bu grup’un 2012’nin ikinci yarısında
çalışmalarına başlaması planlanıyor. Çalışma grubu
2015 yılına kadar bu metnin hazırlıklarını tamamlayacak ve 2020 yılında yürürlüğe girecek bir Protokolü ülkelere sunacak. Protokolün ilk çıktılarının 26 Kasım-7
Aralık 2012 tarihleri arasında Katar’da düzenlenecek
olan 18. taraflar konferansında (COP18) paylaşılması
50
Ocak - Şubat - Mart / 2012
bekleniyor. Ayrıca müzakerede Yeşil İklim Fonu’na yönelik kurallar üzerinde de anlaşmaya varıldı.
Dışişleri
Bakanlığı
Enformasyon
Dairesi
Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Durban
Taraflar Konferansı’nda ayrıca, özel konumu Marakeş
(2001) ve Cancun (2010) Taraflar Konferansları’nda tanınmış olan Türkiye’ye (karbondioksit) salım azaltımı,
iklim değişikliğine uyum, teknoloji gelişimi-transferi,
kapasite-mali alanlarda sağlanacak desteğin yöntemlerinin belirlenmesine ilişkin görüşmelerin sürdürülmesi karara bağlandı. Türkiye öteden beri, iklim değişikliğiyle mücadelede ‘ortak fakat farklılaştırılmış
sorumluluklar’ ve ‘her ülkenin kendi imkan ve kabiliyetlerine göre değerlendirilmesi’ ilkeleri çerçevesinde, adil, kapsamlı, kurallara dayalı ve hukuken bağlayıcı bir uluslararası düzenlemeye gidilmesini savunuyor. Yapılan açıklamada “Ülkemiz bu anlayışla, sürece
gereken katkıyı sağlamaya devam edecektir” ifadesi
yer alıyor.
Sonuç olarak Durban Konferansı, küresel ısınmadan
kaynaklanan taşkın, kasırga, kuraklık gibi doğal afetlerde görülen artışlar ile dünyanın alarm çanlarını çaldığı bir dönemde, iklim değişikliğiyle mücadele için
yeterli olmasa da önemli bir adım atmış oluyor.
Ülkemiz açısından değerlendirme
Tüm ülkelerden iki yılda bir karbon azatlımı konusunda yaptıkları çalışmaları raporlamaları isteniyor. İlk
bildirim ise 2014 yılı sonunda yapılacak. Türkiye de
diğer ülkeler ile birlikte önümüzdeki 4 yıl içinde karbon salınımlarını hangi oranda ve ne hızla azaltabileceği yönünde müzakereler yaparak, 2020 yılına kadar
alacağı yükümlülükleri belirleyecek. Bunun anlamı ise
ÇEVRE
Durban’da 17. kez bir araya gelen taraflar için iklim
değişikliği görüşmelerinin en önemli sorunu “ortak fakat
farklılaştırılmış sorumluluklar” ilkesi ve yükümlülüğün
düzeyi konularındaki anlaşmazlıklar oldu.
tüm dünyada ilk defa karbon azatlımı yoluna gidilerek düşük karbon ekonomisine geçisin temelinin atılacak olmasıdır. Kısacası bu hedefe yönelik ürün ve
hizmet sağlayan firmalar gelişirken, düşük karbon
teknolojilerine doğru yatırımların yapılması tetiklenecek. Bu durum dengeleme piyasalarında da bir hareketlilik yaşanması anlamına geliyor. Artık hayatımızda karbonun finansal bir değeri olacak.
Bütün bunların Türk sanayisi ve döküm sektörü açısından önemi nedir diye sormamız gerekiyor.
Durban kararlarına ülkemiz açısından bakıldığında;
Türkiye’nin hızlı bir şekilde karbon envanterini çıkarması gerektiği sonucuna ulaşılıyor. Özellikle döküm
sektörünün de içinde bulunduğu elektrik üretimi, çimento, çelik, seramik, kağıt, cam, gibi CO2’ i yoğun te-
sislerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının tesis
seviyesinde izlenmesi önem kazanacak. Döküm sektörümüzün özellikle enerji verimliliği üzerine çalışmalara başlaması hem karlılıklarına pozitif etki yaratacak
hem de özellikle rekabetçi olmalarını sağlayacak. Bunun için TS ISO 50001:2011 Enerji Yönetim Sistemi’ni
kurarak yola çıkmak uygun bir adım olacak.
Döküm sektörümüzdeki firmaların, ürettikleri döküm
ürünlerinden kaynaklanan karbon hesaplamalarını
yaparak karbon azaltımı stratejilerini geliştirmeleri ve
karbon yönetimine gitmeleri gerekecek.
Ürün Karbon Ayak İzi, Çevresel Ürün Beyanları (Environmental Product Declarations, EPD) ve AB EkoEtiketi (EU-Ecolabel) ileride sıkça duyacağımız terimler arasında yer alacak.
Durban kararlarına
ülkemiz açısından
bakıldığında; Türkiye’nin
hızlı bir şekilde karbon
envanterini çıkarması
gerektiği sonucuna
ulaşılıyor.
Türkdöküm
51
KONGRE
Metalurji Şölenine
Hazır mısınız?
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından iki yılda bir yapılan Uluslararası
Metalurji ve Malzeme Konresi’nin 16.’sı bu yine Ankiros fuarlarıyla birlikte eş
zamanlı olarak 13-15 Eylül tarihleri arasında yapılıyor.
T
MMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından 1975 yılından beri düzenlenen Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi, tüm
metalurji sektörünü kucaklayan kapsamlı bir
kongre niteliğinde. Bu yıl 16.’sı düzenlenecek olan
Kongre’de, metalurji ile ilgili dünyadaki bilimsel, teknolojik, ticari gelişmelerin araştırma ve sonuçları ile
yeni ürün ve tasarımlar paylaşılıyor.
Bir çok bildirinin sunulacağı 16. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi’nde teknik oturumlarda uzmanlar tarafından sunulacak çağrılı bildirilere de yer
veriliyor. Bildirim dilinin ingilizce olduğu Kongre’de
sunumlar ingilizce ve Türkçe olarak yapılabiliyor. Ancak kongreye Türkiye’den katılacak olan sanayi kuruluşları bildirim yazım dili olarak Türkçe kullanabiliyor.
Ticari içerikli bildirilerin ücret karşılığında sunulabildiği Kongre’de ayrıca genç araştırmacıları teşvik amacıyla “Genç Araştırmacı Ödülü” de veriliyor.
13 - 16 Eylül 2012 tarihlerinde Tüyap Beylikdüzü Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde yapılacak olan
Ankiros/Annefer/Turkcast fuarlarıyla birlikte düzenelenecek olan Uluslararası Matalurji ve Malzeme Kongresi, eş zamanlı ve aynı yerde TÜDÖKSAD tarafından
düzenlenen Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi ile
birlikte bir Metalurji şöleni yaşatıyor.
52
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Ticari içerikli bildirilerin ücret
karşılığında sunulabildiği Kongre’de
ayrıca genç araştırmacıları teşvik
amacıyla “Genç Araştırmacı Ödülü”
de veriliyor.
KONGRE
YÜRÜTME KURULU
Başkan
Prof. Dr. Servet TİMUR
İstanbul Teknik Üniversitesi
Üyeler
Mehmet Burhan AYDIN
Metacore Dış Ticaret Ltd. Şti.
KAPSAM
• Üretim Metalurjisi
Demir Çelik, Demirdışı, Döküm, Toz
Üretim Teknolojileri, Modelleme ve Simülasyon
• Şekillendirme Teknikleri
Plastik Şekillendirme, Kaynak, Toz Metalurjisi, Modelleme ve Simülasyon
• İleri Teknoloji Malzemeleri
Kompozit Malzemeler, Biyomalzemeler,
Nanomalzemeler, Enerji Malzemeleri
•Yüzey Modifikasyonu
Kaplamalar, İnce Filmler, Korozyon, Isıl
İşlem
• Metaldışı Malzemeler
Cam, Seramik, Refrakterler, Polimerler
• Geri Kazanım ve Çevre
Geri Kazanım, Geri Dönüşüm, Çevre Koruma Uygulamaları ve İş Güvenliği
Doç. Dr. Arcan DERİCİOĞLU
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Aydın DOĞAN
Anadolu Üniversitesi
Doç. Dr. Caner DURUCAN
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Kürşat KAZMANLI
İstanbul Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Özgül KELEŞ
İstanbul Teknik Üniversitesi
Doç. Dr. Gökhan ORHAN
İstanbul Üniversitesi
Hüseyin SAVAŞ
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası
Gürolhan YAŞAR
Demisaş Döküm Emaye Mamülleri Sanayi A.Ş.
Başak YETİŞTİ ALDI
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası
Türkdöküm
53
HABER
DOSYA
Döküm
Modeli
Yapmakla
mı Başlar ?
Modelcilik ve Dökümcülük her ne kadar
iki ayrı meslek dalı olsa da iç içe geçmiş
iki meslek grubu. Döküm parçasının
bir modelinin olması gerekiyor. Model
yapabilmek için de artık o modeli yapılacak
ürünün bir tasarımı olmalı. Tasarımdan
model, modelden döküm ürünü süreçleri
birbirine oldukça bağlı. Bir sarmal gibi
düşünüldüğünde üçünün de doğruluğu ve
yanlışlığı birbirine bağlı. Örneğin tasarımı
yanlış olan ürünün modeli de yanlış oluyor.
Tüm bu model-döküm ilişkisini, iyi bir model
nasıl olur, model yapılırken dökümhanenin
modele etkileri, yaşanan sıkıntıları,
modelciliğin önemi, sorunları ve geleceğini
mercek altına aldık. Yıllardır bu sektöre
hizmet veren İdeal Dökümhane Teknolojileri
(İdeal Model Mühendislik) Kurucusu
ve Genel Müdürü Şuayip Dayıoğlu’na,
3D Makina Proje&İmalat Müdürü Tarık
Taymaz’a ve Ardöksan Yönetim Kurulu
Başkanı Sebahittin Karalar’a teşekkür
ediyoruz.
54
Ocak - Şubat - Mart / 2012
DOSYA
D
ışarıda model yaptırdığınızda modelci, dökümcünün yaşadıklarını veya yaşayacaklarını bilemeyebilir. Hem modelci hem
de dökümcü olmanın avantajı
dökümde yaşayacağın sorunları modelde gideriyor olmaktır. Modelde halledildiği için
dökümde bir başkasının yaşadığı problemleri biz yaşamıyoruz” diyor Ardöksan Yönetim
Kurulu Başkanı Sebahittin Karalar. Modelcilik bilgi ve beceŞuayip Dayıoğlu
Tarık Taymaz
İdeal Dökümhane Teknolojileri Kurucusu ve
3D Makina Proje & İmalat Müdürü
risinin dökümdeki önemi kimGenel Müdürü
se tarafından yadsınmayan bir
gerçek. Ancak döküm sanayimodel üretimi için, modelcinin dikkat etmesi gerekensinde herkesin modelcilik mesleğinden gelmediği de
leri ise Şuayip Dayıoğlu şöyle sıralıyor;
bir gerçek. Döküm süreci basit bir sıralamaya konuldu• Döküm yöntemi
ğunda “Ürün tasarımı, Ürün modelinin alınması ve Ürü• Döküm tesisindeki makineler
nün dökümü” gibi üç ana başlıkta sıralama yapılabilir.
• Model tasarımı
Model ve döküm her ne kadar iki ayrı kavram olsa da iç
• Maça tasarımı
içe geçmiş bir yapıyla sürdürülüyor. Bunun böyle olma• Model ve maça uyumu
sı da çok normal. Dökümü yapılacak ürünün bir mode• Yolluk tasarımı (mutlaka dökümcünün önerileri alılinin olması gerekiyor.
narak yapılmalıdır)
Döküm, modeli yapmakla mı başlar? diye sorduğu• Varsa besleyici tasarımı (mutlaka dökümcünün önemuzda İdeal Dökümhane Teknolojileri (İdeal Model
rileri alınarak yapılmalıdır)
Mühendislik) Kurucusu ve Genel Müdürü Şuayip Dayı• Model ve yollukların model plakasına yerleşim taoğlu, “ilk süreç döküm parçasının tasarımı olmalıdır. Bu
sarımı
tasarım doğru yapılırsa, model ve döküm işleri kolay ve
• Gerekiyorsa hava filtreleri yerleşimi
sorunsuz, parça üretimi de ekonomik olur. Bu yüzden
• Model ve maça sandık açıları
döküm parça tasarımı sürecinde, bu işi yapacak olan
• Model ayrım yüzeyindeki çapak payları
ekibin içinde modelci ve dökümcülerin olması son de• Model ve maça sandığı malzemesi
rece önemlidir” diyor. Döküm parçanın üretim adetle• Çekme payları (mutlaka dökümcünün önerileri alınari, malzemesi, yüzey kalitesi gibi konular dikkate alınarak yapılmalıdır)
rak döküm yöntemi belirleniyor. Model üretimi, döküm
• Ölçü hassasiyeti ve yüzey kalitesi
yöntemine ve dökümün yapılacağı tesise göre yapılTüm bu değerler dikkate alınarak üretilen modelin
malıdır diyen Dayıoğlu, her modelin, her döküm tesidoğru olması, döküm parçasının sorunsuz döküleceği
sinde kalıplanıp dökülemeyebileceğine dikkat çekiyor
anlamını da taşımadığını söylüyor Dayıoğlu. Tasarımı
ve bunun birçok nedeni olduğuna işaret ediyor. Başlıdoğru yapılmış, Döküm Takımları (Model, Maça Sandık,
calarını ise şöyle sıralıyor: Döküm yöntemlerinin farkAparat, Mastar) ürünün doğru çıkmasında en önemlılığı, kalıplama makinelerinin farklılığı, döküm hattıli etki sağladığını söyleyen Tarık Taymaz ise, bu doğru
nın özellikleri, maça makineleri ve uygulamaları ve tekve sağlıklı çıkan ürünün müşteri memnuniyetini olumnik ekibin deneyimleri. Modelciliği dökümün vazgeçillu yönde etkileyeceği kanısında. Burada sadece modelmezi olarak gören 3D Makina Proje&İmalat Müdürü Tacinin yeteneği de modelin doğru olması için yeterli gelrık Taymaz da “döküm parça, model (Döküm Takımları)
meyebilir. Modelci bütün marifetini ve model sürecini
ile doğar” diyerek dökümhanelerin kendilerine ait dösorunsuz sürdürebilir ancak model ve döküm ilişkisinin
küm şartları olduğunu ve modelcinin de dökümhanebu aşamasında doğru olması gereken bir çok unsurun
lerin kendine özgü şartlarına göre modeli oluşturmasıolduğuna dikkat çekiyor Şuayip Dayıoğlu. Modelin yanın önemine dikkat çekiyor.
nında döküm kısmının da doğruluğu konusundaki bu
Döküm yöntemindeki ve parça tasarımındaki yanlışlar,
unsurları da şöyle sıralanabildiğine vurgu yapıyor Damodel ve döküm çalışmalarına yansıyarak, dökümleryıoğlu;
de, dolayısıyla da modellerde birçok problemi ortaya
• Kalıplama hattının ve maça makinelerinin bakımlı olçıkarabiliyor. Burada doğru tasarımdan sonra iş modelması, yani yatakları, sıkıştırma basınçları, üfleme ba
cinin titizliğine ve ustalığına geliyor. İyi ve sorunsuz bir
Türkdöküm
55
DOSYA
sınçları, model ve maça sandıklarının bağlandığı plakaların paralelliği vb.
• Kalıplamada kullanılacak olan kumun, sürekli istenilen standartta ve kalitede hazırlanabilmesi.
• Kullanılacak olan reçinelerin ve gazların doğru seçilmesi, minimum oranlarda kullanılması.
• Reçineli bir kalıplama yapılıyorsa, kum reklamasyonuna son derece önem verilmelidir. İyi bir reklamasyonla, daha az reçine ve daha sorunsuz parça dökülebileceği unutulmamalıdır.
• Ergitme süreci ve kullanılan döküm potaları, doğru
parça dökümünde etken unsurlardır.
• Teknik ekibin gerekli tecrübe ve yeteneğe sahip olması ise en önemli etkendir. Dökümhane şartlarının iyi
olamaması durumunda, teknik ekibin önemi daha da
artmaktadır.
Model- döküm ilişkisinde veya doğru modelde, modelcinin ve dökümcünün üzerine düşen görevleri sıraladıktan sonra bir de model yapmanın serüvenine bakmak gerekiyor. Modelcilik son yıllarda ne yöne doğru
evriliyor, eskiye göre neler değişti? Eski ve yeni modelcilik çeşitlerini, kalitesini, anlayışını da karşılaştırmak
gerekiyor. Döküm sanayisinde yada teknolojilerindeki gelişme model yapma yöntemlerini nasıl etkiledi?
Çünkü modeldeki yenilikler, gelişmeler her ne kadar
döküm ürününü etkiliyorsa da asıl etki döküm sanayisindeki gelişmeler ve yeniliklerdir. Dökümcü kendisini veya ürününü modele bağlamayabilir ama model
mesleği döküm sanayisindeki yenilikleri doğru okumak ve buna göre pozisyon almak durumunda. Şuayip Dayıoğlu bu ilişkiyi daha da derinleştirerek, döküm
sanayisinde kaçınılmaz olarak kabul edilen gerçekliklere değiniyor. “Geçmişten bugüne Dünya’da ve ülkemizde döküme olan talep artışı ve rekabet, kaliteli döküm parça üretimini zorunlu hale getirmiştir. 1980’li
yıllarda yaklaşık 400.000 ton/yıl olan döküm kapasitemiz, bugün neredeyse 4 kat artarak, yaklaşık 1.500.000
56
Ocak - Şubat - Mart / 2012
ton/yıla ulaşmıştır. Sürekli artan döküm talebine cevap verebilmek için, dökümhaneler de kendilerini sürekli yenileyerek yatırımlarını sürdürmekteler. Bu gelişim aynı şekilde modelciliğe de yansımıştır. 1980’li yıllarda ve öncesinde modelciler çıraklıktan yetişmekteydi. Yalnızca Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi, Model
Bölümü’nde eğitim olanağı bulunmaktaydı, ancak bugün birçok meslek lisesinde ve yüksekokulda modelcilik eğitimi verilmektedir”
Yeni rekabet koşulları döküm sanayisinde hata oranlarının minimize edilmesi gerektiğini şart koşuyor. Çünkü
hata, maliyet anlamına geliyor, maliyeti düşürememek
de rekabeti olumsuz etkiliyor. Bu durum modelcinin
tüm süreçleri doğru okumasını zorunlu hale getiriyor.
Tarık Taymaz, eskiden modellerin 2D ve numune parça üzerinden gidilerek yapıldığını söylüyor. “Döküm takımları yapıldıktan sonra çok sayıda deneme yapılır,
model hataları düzeltilirdi. Şimdiki teknolojide bilgisayar ortamında tasarımlar yapıldıktan sonra kontroller
sağlıklı bir şeklide yapılıyor, dökümhanedeki deneme
sayıları minimuma indirilebiliyor” diyor.
İyi bir modelcinin, geniş hayal gücü, yaratıcılık, organizasyon, düzen gibi beceri ve yeteneklere sahip olması
gerektiğini söylüyor Şuayip Dayıoğlu da. Tabi aynı zamanda mesleğini de sevmelidir. ‘’Modelci, bir endüstri sanatçısıdır’’. Bugün Dünya’da ve ülkemizde sektörümüzün önde gelen bazı isimleri ve markaların modelci
kökenli olduğunu da ekliyor Dayıoğlu.
Günümüzde sahip olunan teknolojilerle çalışan ve geçmişe kıyasla daha kaliteli bir eğitimle yetişen modelcilerin başarılı olabilmeleri için, eskiden olduğu gibi yine
aynı vasıflara sahip olmaları gerektiğinin önemine değinen Şuayip Dayıoğlu, “ Eski modelcilikte bütün bu
vasıfların yanı sıra bir de el becerisi gerekiyordu, çünkü
model yapımının ilk aşaması ahşaptan yapılıyordu. Şerit, planya, kalınlık, dekupaj, ahşap tornası gibi marangoz makineleri kullanılıyordu. Bu yöntemler az da olsa
DOSYA
ekonomik olduğundan ve çeşitli sebeplerden dolayı
kendini yenileyemeyen modelciler tarafından günümüzde hala kullanılmaktadır. İmkân varsa ahşap model
sonrası, o yıllarda çok az sayıda olan 3 boyutlu ölçme
makinelerinde ahşap modellerin kontrolü yapılıyordu,
ahşap model sonrası, model malzemesine göre bazı işlemler devam ediyordu” diyor ve bu işlemleri şöyle sıralıyor:
• Alüminyum model için ahşap model üzerinden döküm dökülüp, tesviye edilerek model haline getiriliyordu.
• Araldit model için ahşap model üzerinden önce negatif, sonra pozitif modeller alınarak araldit modele dönüştürülüyordu.
• Metal modelde ise öncelikle ahşap modelden araldit
mastırlar alınıyor ve bu mastırlara göre kopyalı metal
işleme frezelerinde işleniyordu, daha sonra tesviye işlemiyle tamamlanıyordu.
Tüm bu işlemlerde, hata yapma oranı oldukça yüksekti, çünkü neredeyse tüm işlemlerde el becerisi ön plandaydı. Üretim aşamasında yapılan bir dikkatsizliği, hatayı kontrol etmek dahi çok zordu, ancak döküm sonrası çıkan hatalar model üzerinde işlem yaparak düzeltilebiliyordu.
Bugün ise modelcilikte, gelişen teknolojilerle çok daha
kaliteli, kapsamlı model ve kalıplar yapmak mümkün
hale geldi. Günümüz teknolojileri kullanarak yapılan
modeller, tasarım, ölçü hassasiyeti ve yüzey kalitesi uygulamalarını çok daha kolay hale getiriyor.
Bunların yanına eskiye göre modelci yeteneklerine ve
vasıflarına bir de iyi bir bilgisayar kullanıcılığı eklendiğini söyleyen Dayıoğlu, “günümüzde model yapımı,
bilgisayarda CAD çalışmalarıyla başlıyor. Tüm tasarımlar CAD ortamında bitiriliyor, döküm simülasyon programlarıyla işin dökümü yüzde 100 doğru olmasa da sanal ortamda yapılabiliyor. Daha sonra CAM çalışmalarıyla CNC işleme makinelerinde işleniyor. Yüzey kalitesi
istenirse çok yüksek hassasiyette alınabiliyor. Bu da eskiye göre doğru tasarlanmış modelde hata oranını neredeyse sıfır hale getiriyor.”
Modelcilik eğitimi değişti…
Döküm sonrası parça üzerinde yapılan kontrollerde,
olabilecek muhtemel hatalar daha aza indiğinden, kısa
sürede çözülebilir hale gelmiş oluyor.
Modelcilikteki gelişmelerin merkezinde eğitim ve teknoloji kullanımı öne çıkıyor. Yeni teknolojiler modelciliğin serüvenini değiştiriyor.
Kendisinin de içinde olduğu son 30-35 yıllık süreçte
modelcilikte çok ciddi gelişmeler olduğunu söylüyor
Dayıoğlu. Bu gelişmeleri, yenilikleri izleyen, kendisini
ve teknolojisini yenileyen modelci firmalar başarılı bir
şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Ancak aynı oranda
kendini yenileyemeyen firma sayısı da az değil. Mo
Türkdöküm
57
DOSYA
delcilik için verilen eğitimlerin artık daha bilimsel olduğuna dikkat çeken Dayıoğlu, meslek liselerinden mezun bir öğrencinin CAD-CAM programlarını kullanabildiğini ve iyi bir modelci tarafından eğitildiğinde, sektörün iyi bir modelci kazanabileceğini söylüyor. Eskiye
göre daha eğitimli olan modelciler, bu mesleği isteyerek ve severek sürdürmeleri halinde ise kısa sürede başarılı olabileceklerdir diyor.
Dayıoğlu, “çıraklıktan yetişen bir modelci, yalnızca çalıştığı modelhanede öğrendiklerini uygulayabiliyordu.
Şimdi ise modelcilik eğitimi alan bir öğrenci, tüm döküm yöntemleri hakkında, bu yöntemlerde uygulanan
model ve kalıplar ile ilgili dersler alıyor. Bu da okul sonrası çalışma hayatında kişiyi araştırmacı ve yenilikçi yapıyor. Modelciliğin gelişimi için sevindirici bir durum”
diyor.
58
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Türkiye’de Modelcinin yaşadığı sorunlar Modelcilerin
yaşadığı en büyük sorun, aslında birçok sektörde yaşanan sıkıntılarla aynı. Bu sıkıntı da ‘Rekabet’ olarak öne
çıkıyor. Modelciler rekabet edebilmek için fiyat düşürüyor, bu da iyi modelcilerin sayısında azalmalara neden
oluyor. Bu konudaki düşüncelerinin dökümcü dostlarının pek hoşuna gitmeyebileceğini söyleyen Şuayip
Dayıoğlu, ‘’Dost Acı Söyler’’ sözünü hatırlatarak fikirlerini paylaşıyor. “Teknolojik gelişmeler ve eğitim kalitesinin artmasına rağmen, modelcilik sektörünün gelişiminden maalesef çok umutlu değilim. Anlatmaya çalıştığım modelci vasıflarını ve yeteneklerini taşıyan modelci sayısı giderek azalıyor. İyi modelciler model fiyatlarındaki çarpıklıklar yüzünden sürekli alternatif arayışı
içindeler. Bu modelciler, mutlaka sektörümüzün önde
gelen dökümcüleri ve firmaları tarafından desteklenmeli, sektörümüze kazandırılmalıdır. Unutmayalım ki
iyi modelci, kaliteli model; iyi dökümcü, kaliteli döküm
demektir. Bu iki unsur birbirini tamamlamaktadır.”
Günümüzde model fiyatları neredeyse fason çalışan
CNC makinelerin saat ücretlerine denk geldiğini söyleyen Dayıoğlu, modelcilik yerine, piyasaya fason iş yapılsa hemen hemen aynı kazanca sahip olunabiliyor diyor. Günümüzde iyi modelcilerin az olmasını veya yetişememelerinin tek sorumlusunun modelciler olmadığının altını çiziyor Dayıoğlu. Bu konuda dökümcülerin de payı olduğunu belirtiyor. “Bir modelin fiyatı, dökülecek adetlere, kilolara bölündüğünde, model ücreti
diye bir şey kalmıyor. Model, sanatsal bir ürün gibi değerlendirilmelidir. İyi bir modelci ile yapılan çalışmalarda, kısa sürede alınan sonuçlarla, döküm kalitesiyle,
dökümcünün kazancının ve piyasadaki itibarının artacağının önemini hatırlatmak ve vurgulamak istiyorum”
diye de ekliyor Dayıoğlu.
Tarık Taymaz ise, döküm tecrübesi olmayan ve sadece
CNC’leri olan firmaların modelcilerin piyasaya girmelerinin kendi mesleklerini olumsuz etkilediğini söylüyor
ve rekabetteki sorunun da aslında buradan kaynaklandığını belirtiyor.
Tüm bu sorunlarla birlikte, Türkiye döküm sanayisinin
günümüzdeki gelişimi, başarısı ve gelecekte daha iyi
yerlere geleceği öngörüsü ve beklentisi modelciliğin
de gelişimini mutlaka etkileyecek. Şuayip Dayıoğlu’nun
bu konudaki düşünceleri daha olumlu ve geleceğe
daha iyi bakıyor. “Döküm sektörümüz ve buna bağlı sanayiler sürekli parlayan, ışıldayan bir yıldız gibiler. Son
35 yıldır, 2009-2010 yılları arasında yaşanan global ekonomik kriz dönemini saymazsak sürekli yükseliş içerisindedir“ diyor ve ekliyor: Sonuç olarak, döküm sektörümüzdeki gelişim, talepler ve buna bağlı olarak ihracat olanakları göz önüne alındığında, temsil yeteneği
olan TÜDÖKSAD önderliğinde, kapsamlı bir plan yapılarak, dökümhanelerin, modelhanelerin, makine yan
sanayilerinin, sarf malzeme üreticilerinin desteklenmesi gerekiyor.
Bilgino¤lu’nun 40 y›ll›k tecrübesini,
yüksek kalite standartlar›n›,
güven duyulan hizmet kalitesini
müflteri memnuniyetiyle
birlefltirip
tek potada erittik
ve yeni bir dökümhane
markas› yaratt›k
DÖKÜMHANE MALZEMELER‹
Demir Grubu
Demird›fl› Grup
Ferroalyajlar
Karbonlar
Döküm Potalar›
Thermokupl K›l›flar, Dalgak›ran
ve Gaz Alma Sistemleri
Afl›lay›c›lar ve
Küresellefltiriciler
Refrakterler
Döküm Kimyasallar›
Master Alafl›mlar
Filtreler
Yüzey Temizleyiciler
Saf Metaller
Filtreler ve Refrakterler
B‹LG‹NOGLU ENDUSTR‹ MALZEMELER‹ SAN. ve T‹C. A.fi.
‹zmir Merkez:
Tel: +90232. 433 7230 (pbx)
‹stanbul Sat›fl Ma¤azas›/Showroom: Tel: +90212. 612 5545 (pbx)
Bursa Sat›fl Ma¤azas›/Showroom: Tel: +90224. 443 4380 (pbx)
www.bilginoglu-endustri.com.tr • [email protected]
FUAR
Metalurji Sektörü
Yine Üç Dev Fuarda
Buluşuyor
Global metalurji sektörü HM Ankiros Fuarcılık tarafından 2 yılda bir düzenlenen
Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 fuarlarını bekliyor.
A
Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 fuarları bir kez daha global metalurji sektörünü
bir araya getirmeye hazırlanıyor. ANKIROS11.Uluslararası Demir-Çelik ve Döküm Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı, ANNOFER 2012
– 10.Uluslararası Demirdışı Metaller Teknoloji, Makina
ve Ürünleri İhtisas Fuarı ve TURKCAST 2012 – 5. Döküm
Ürünleri İhtisas Fuarları 13-16 Eylül tarihleri arasında
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
Hannover-Messe Ankiros Fuarcılık tarafından organize
edilen fuarlar 2, 3, 4, 5, 6, ve 7. Hollerde düzenlenecek.
Dünya metalurji sektörünün 2012 yılındaki en büyük
platformu olan fuarlarda 40’ı aşkın ülkeden, 800’ün
üzerinde firma, toplam 18 bin 500 metrekare stand
alanında sergileme yapacak. Sektör firmalarının en
yeni ürünlerini ve teknolojilerini sergileyeceği fuarları 80’e yakın ülkeden 15 binin üzerinde profesyonelin
ziyaret edeceği tahmin ediliyor. Fuarda Alman, İtalyan,
İspanya, Çin ve İran gibi ülkelerin pavyonlarının yer almasının yanı sıra Hindistan ve Küney Kore’den de toplu katılımlar bekleniyor.
60
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Türk Döküm Sektörü gücünü TURKCAST fuarında
sergileyecek
Döküm ürünlerinin uluslararası çapta en önemli tedarik fuarlarından biri haline gelen Turkcast, yerli firmaların dışında yurt dışından da gelecek döküm alıcılarına Türk dökümhaneleri ile buluşma fırsatı yaratmayı amaçlıyor. Başta Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) üyeleri olmak üzere 70’in üzerinde
döküm üreticisi fuarda ürünlerini dünyanın dört bir
yanından gelen döküm alıcılarının beğenisine sunacak ve Avrupa’da iki, dünyada da 12. sıraya tırmanarak kuvvetli yatırımları ile her yıl gelişen Türk döküm
sanayisinin gücünü bir kez daha vurgulama fırsatı yakalayacak.
Turkcast fuarını otomotiv, beyaz eşya, demiryolları, gemicilik, ağır sanayi, iş ve inşaat makinaları, enerji, savunma ve havacılık, inşaat, çimento, petrokimya
başta olmak üzere döküm ürünü kullanan diğer sektörlerden de yerli ve yabancı çok sayıda döküm alıcısının ziyaret etmesi bekleniyor.
Turkcast fuarında standların tamamına yakını satılmış
FUAR
durumda. Kalan son birkaç stand yeri için fırsatı değerlendirmek isteyen Dökümhaneler fuara katılmaya
davet ediliyor.
Fuar kongre ile bilim merkezi olacak
Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 Fuarları, TÜDÖKSAD
tarafından organize edilen 6.Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi ve TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından organize edilen 16. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi’ne de ev sahipliği yapacak. Fuarlar ile eş zaman ve mekanda düzenlenecek kongrelerin oluşturacağı bilimsel platformda, uluslararası metalurji sektöründen gelen profesyoneller ve akademisyenler en yeni teknolojiler hakkında bilgi verecek, sektördeki darboğazların aşılması ve daha pek
çok konuda bilgi ve deneyimlerini kongre katılımcıları ile paylaşacak.
Fuar tanıtım ve alım heyeti çalışmaları hız kesmeden devam ediyor
Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarına daha çok sayıda
ve özellikle nitelikli ziyaretçi getirebilmek amacıyla tanıtım çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor. Başta döküm ürünleri olmak üzere ülkemizin metalurji
sektörünün ihracat hedefli tüm ürünleri ile ilgili hedef
ülkeler ve hedef sektörler saptanarak bu ülkelerin sektörel firma ve dernekleri ile temasa geçilerek yabancı
delegasyonların fuar ziyaretleri gerçekleştirilecek.
Önceki fuarlarda da olduğu gibi Ekonomi Bakanlığı’nın
desteği ile 25 ülkeden alım heyeti getirilmesi konusunda ise ilgili makamlarla ortak çalışmalar devam
ediyor.
Yıllardır süregeldiği gibi komşu ülkelerde Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarının tanıtılması amacıyla bilgilendirme toplantıları ile yurtiçi ve yurtdışı sektörel yayınlarda reklam çalışmaları da yapılıyor.
Ayrıca sektörün fuarlara ziyaretini kolaylaştırmak
amacıyla, yurt genelinde, özellikle de üretimin yoğun
olduğu sanayi bölgelerinden gelecek firmalara ziyaretçi otobüsleri ücretsiz tahsis ediliyor.
Yerli ve yabancı derneklerden tam destek
Dünyanın birçok ülkesinden ticari katılımların gerçekleştiği fuarda, üniversiteler ve sektörle ilgili dernekler
de 13-16 Eylül tarihlerinde bu organizasyonun birer
parçası olacaklar. Ankiros/Annofer/Turkcast 2012’ye
yurtiçinden; TÜDÖKSAD - Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, TMMOB - Metalurji Mühendisleri Odası, DÇÜD - Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği ve
KOSGEB - Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme
ve Destekleme İdaresi Başkanlığı destek veriyor. Yurtdışından ise; CECOF - European Committee of Industrial Furnace and Heating Equipment Associations, CEMAFON - European Committee for Materials and Products for Foundries, EUnited - European Metallurgical Equipment Association, AMAFOND - Italian Association for Foundry Machinery Producers, VDMA - Verband Deutscher Maschinen- und Anlagenbau - German Engineering Federation, FESA - Foundry Equipment & Supplies Association, MC-CCPIT - Metallurgical Council of China Council for the Promotion of International Trade ve FUNDIGEX - The Castings Exporters’ Association of Spain tarafından destekleniyor.
Fuarlar neden ziyaret edilmeli?
Türk Metalurji Sektörü’nün hızlı gelişimine paralel olarak her tekrarında güçlenerek büyüyen Ankiros/Annofer/Turkcast fuarları mutlaka ziyaret edilmeli. Ziyaretçiler bu üç fuarda sektörel tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Aynı zamanda fiyat ve kalite karşılaştırması
yapabilecek çok sayıda yerli ve yabancı ürün ve makina üreticisi ile de tanışabiliyor.
Firmalar, teknik personelini en yeni teknolojilerden ve
sektörel gelişmelerden haberdar edebilme imkanı yakalayabilmek için fuarları ziyaret ediyor. Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarında ayrıca sektörünüzdeki yeni
firmalarla tanışarak, rakiplerinizin gelişmelerinden
haberdar olabileceksiniz.
Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 fuarları ile ilgili daha
fazla bilgi almak için www.ankiros.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Türkdöküm
61
BUĞRA PEKUSLU
GreenBusiness Genel Koordinatörü
Enerji Verimliliği Uzmanı
Akdaş Enerji Verimliliği Proje Koordinatörü
D
www.greenbusiness.com.tr
[email protected]
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
oğalgaz ve elektriğe
yapılan yüksek zamlar
son günlerin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Üstelik buna bir
de zamların daha da devam edebileceğine dair yapılan öngörüler,
2008’de başlayan kabusun tekrar
geri döneceğine yönelik sinyalleri beraberinde getiriyor. Enerji temininde kullanılan kaynakların önemli bir kısmının siyasi yönden istikrarsız ülkelerden temin
edilmesi zorunluluğu bilinen bir
gerçek. Hal böyle olunca da siyasi krizlerin yaşanma olasılığı bile
enerji pazarının dalgalanmasına
neden oluyor. Bu konuda yapılacakları ve buna yönelik planlamaların içeriğini kestirmek az çok
mümkün, ancak tablonun kritikliği maalesef ki bu kadarla da sınırlı değil. Merkez Bankası’nın da ifade ettiği üzere kaynak kullanımına bağlı olarak hem enerji fiyatlarında hem de diğer birçok mal ve
hizmetin temininde zamların ağır
biçimde tekrar tekrar hissedilmesi kaçınılmaz.
Türkiye’de üretilen elektriğin çok
büyük bir oranı için kaynak olarak doğalgaz kullanılmakta. Hal
böyle olunca da doğalgaza yapılmış olan zam elektrik üretiminin
daha yüksek fiyata mal olmasına
sebep olacak. Sonuçta da elektrik için yapılan fiyatlandırmaların
içine doğalgazdaki maliyet artışı direkt olarak yansıyacak. Ve de
pek tabi olarak, elektrik fiyatlarının yeniden artması gündeme
gelecek. Ancak durum sadece bununla da sınırlı değil. Söz konusu
elektrik tesislerine doğalgaz ya-
62
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Tam da “Zam”anında
Enerji Tasarrufu
kıtının temin edilmesi esnasında yürütülen süreçlerde defalarca
kullanılan elektriğin ve doğalgazın zamlanmış olması tüm bu süreçlerin de daha pahalıya mal olmasına sebep olacak. Bu da enerji zammının birçok defa maliyet
artışı-pahalılaşma olarak hissedilmesi gibi bir sonucu doğuracak
hiç kuşkusuz. Bunun dışında da,
enerjinin ağırlıklı kaynak olarak
kullanıldığı birçok sektörün mal
ve hizmet üretiminde de bu zamların kendini maliyet artışı olarak
hissettirmesini öngörmek de zor
değil. Sonuçta da ortaya ilk anda
tahmin edildiğinden çok daha karışık ve yüksek maliyetli bir tablo
ortaya çıkmakta.
Tüm bu fotoğrafa bakarak bu sarmalın giderek daha da kabarıklaşmasının ve enerji fiyatlarına bağlı direkt ve dolaylı olarak pahalılaşmanın kendini daha da fazla
hissettirmesinin beklenildiği bir
döneme çoktan girildiğini söylemek mümkün. Bunun da sanayiciye, temelde birbirine bağlı iki ayrı
açıdan yansıması olacaktır şüphesiz. Enerjiyi kaynak olarak kullanan sanayici yukarıda özetlenen
sarmala bağlı olarak daha pahalı enerji temin edecek, maliyet fiyatları da doğal olarak artacaktır. Üretim maliyeti artan sanayici bunu satış fiyatlarına yansıtmak
zorunda kalacak, sonuçta da müşteri kayıpları riski artmaya başlayacaktır. Döküm sanayi için de
durum bu genel özetten pek farklı değil. Elektriğin ve doğalgazın,
ergitme, normalizasyon ve parça düzeltme işlemlerinde yüksek
miktarlarda kullanıldığı döküm
sektörünün oyuncuları bugünlerde yeni ve hızlı kararlar alma noktasına gelebilir. Yani bir başka deyişle dökümcüler için de tam da
bu “zam” anında enerji tasarrufunun tam zamanı geldi demek
doğru olacak. Bu noktada, üretimin baştan aşağıya yeniden değerlendirilmesi ve gerekli iyileştirme – yeniden yapılandırma yönetimi mekanizmalarının hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Ancak bu
adımda klasik, bilindik ve söylemden, felsefeden çok daha öteye
geçemeyen metodların tekrar ortalıklara çıkmasının yöneticiler tarafından en başta önlenmesi şart.
İşte bunu sağlayabilmek ve doğru
yeniden yönetim mekanizmalarını oluşturmak için mutlak suretle dikkat edilmesi gereken önemli
unsurlardan öne çıkanları:
1.Klasik Uygulama
Başlıklarından Uzak Durmak
Elbet ki tasarruf deyince akla önce
verimliliğin gelmesi normal olanı.
Bugünün akıllı şirketleri verimliliği artırmanın maliyetleri azaltmada, tasarruf yapmada en birinci doğru adım olduğunu bilmekte. Fakat bundan sonrasında atılan adımlar ne yazık ki o ilk başta beklendiği kadar karlı sonuçlar
getiremeyebiliyor. Tasarruf deyince akla önce verimlilik geliyor elbet, geliyor gelmesine ancak verimlilik deyince de akla ilk gelenler pek de somut sonuçlar doğuramayabiliyor. Verimliliği artırmak için başvurulan ilk enstrümanlarda, yani arama motorlarında ve beylik “şirket yönetimi” yazılarında/kitaplarında ilk sırada ye-
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
Türkiye’de üretilen elektriğin çok
büyük bir oranı için kaynak olarak
doğalgaz kullanılmakta. Hal böyle
olunca da doğalgaza yapılmış
olan zam elektrik üretiminin daha
yüksek fiyata mal olmasına sebep
olacak. Sonuçta da elektrik için
yapılan fiyatlandırmaların içine
doğalgazdaki maliyet artışı direkt
olarak yansıyacak. Ve de pek tabi
olarak, elektrik fiyatlarının yeniden
artması gündeme gelecek.
rini alan yöntemler, ne yazık ki yarım yüzyıldan beri konuşulan, ancak içeriğinin ne olması gerektiği ve nasıl uygulanması gerektiği
hakkında hala bile hemen hemen
hiçbir net mühendislik yaklaşımına dayandırılamayan sözel bilgilerin ötesine geçemiyor.
Üretimin yalınlaştırılmasının, hızlandırılmasının ve ölçümlenebilir hale getirilmesinin öneminden
bahseden belki de on binlerce
doküman bulmak mümkün geçmişten bugüne. Ancak bunların
kaçında bu söylenenlerin her sektör için birebir olarak nasıl uygulanması gerektiğinin anlatıldığına
dair bir araştırma yapıldığında sonucun fazlaca dramatik olduğunu
görmek mümkün. En belirgin örnek olarak, yalın üretimle ilgili anlatılan ağız dolusu başarı hikayeleri verilebilir. Bunların hangi metod takip edilerek ortaya çıkarıldığından ise her zaman yüzeysel
bahsedilmiştir. Bununsa sebebi
aslında oldukça basittir. Yalın üretim bir uygulama biçiminden çok
bir felsefeyi simgelemektedir. Eski
Uzakdoğu’nun hayatla ilgili temel
öğretilerine dayanarak oluşturulmuş bu sınai felsefeyi temel alarak her üretim akışı içerisinde o
üretimin kendi doğru çözümünü
bulmak imkan dahilindedir. Fakat
bunun için doğru uygulama biçiminin sadece o üretimin uygulayıcıları tarafından optimum biçimde çıkarılması gerektiği ve bunun yıllar alması gerektiği sadece
orijinal kaynaklarda ve kısa cümleler içinde yer almaktadır. Aynı
şekilde, üretimin ölçümlenebilir
hale getirilmesinin verimi artır-
manın ilk adımı olduğunu söyleyen ve bunu çeşitli hikayelerle ispatlamaya çalışan fazlası ile doküman mevcut. Bu konu esasında
ABD’nin önde gelen üniversitelerinde lisansüstü dalı olarak da işlenen kapsamlı bir uygulama başlığıdır (KPI Management). Ve doğal olarak Google’dan arama yaparak bulunabilecek tekniklerin
bu uygulamayı hayata geçirmeye tek başına yeter nitelikte olduğunu söylemek pek de doğru
olmayacaktır. Üretkenliğin enerji odağında artırılmaya çalışıldığı
bu yeni dönem dünya düzeninde
de zaten bu uygulama başlığının
yeniden yorumlanması söz konusu. Buna göre bu başlık altında artık üretim planlama algoritmalarına uyumlu yeni nesil parametreler yaratılmaya çalışılmakta ve
bunun için multidisipliner çalışma ortamlarından beslenen özel
mühendislik yaklaşımları oluşturulmakta. Tüm bu anlatılanlar, ve-
rim deyince kalıplaşmış biçimde
karşımıza sunulmaya çalışılan diğer birçok kavram için de geçerli. Bu yüzden, klasik uygulamalardan uzak durmakta, bunların yeni
nesil yeniden yorumlama örnekleri için de özel desteklerin alınmasında fayda var.
2. Verimlilik Kavramının
Artık Kabuk Değiştirdiğinin
Farkına Varmak
Bugüne kadar, üretkenlik, verimlilik, iş verimi, personel verimi,
enerji verimliliği gibi birçok kavramın birbirinden ayrı ve bağımsız olarak işlenmesi gibi bir yaklaşım dünyada da ülkemizde de
yaygındı. Ancak 2008 global krizinin bıraktığı en büyük olumlu tecrübe bu kavramları birbirine yakınlaştırmak hatta birleştirip bütünleştirmek oldu. Verim deyince
akla gelen birçok farklı bakış açısının birbirini etkiyen ve birbirinden beslenen olgular
Türkdöküm
63
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
64
olduğu ve beraber değerlendirildiğinde asıl kazanımın ortaya çıkacağı yeni dönemde keşfedilen en önemli yönetim yaklaşımıdır. Üretimde verimliliğin
artırılması için tek başına birim
hammaddenin azaltılması üzerinde duran mühendisler bugün bunun aynı üretim esnasında harcanan enerji kaynaklarını
kontrolsüzce artırdığını anlamış
durumdalar. Aynı şekilde, otomasyon sistemlerindeki hız ve
yük ayarlamalarına bugüne kadar sadece aylık üretim değerlerine göre karar veren fabrikalar, bugün aylık üretim planlarını kullanılan makine ve ekip-
ramların birbirinden beslenen
dinamikler olduğunun bilincine
varan akıllı şirketler, planlamalarını ve iş yüklerini bütünleşik algoritmalar üstünden planlamak
gerektiğinin bilincinde. Eskiden
birim zamana en çok işi sığdırmaya çalışan yöneticiler şimdilerde artık birim zamanda harcanan enerji başına en çok işi
sığdırmaya çalışıyor. Sonuçta da
verimini daha çok artırıyor, daha
çok tasarruf ediyor. Üretkenliklerini bu şekilde bütünleşik düşünmeye başlayan firmalar, bugün çok daha yüksek verimli ve
düşük maliyetli süreçlerinin sahipleri olma yolunda.
manların zamana ve üretim lotlarına bağlı değişen enerji tüketim grafiklerine göre belirlemeye başladılar. Öte taraftan, enerjisini tasarruflu kullanmak isterken üretim hızını orantısız düşüren, bu sebepten ötürü orta vadede daha çok harcamaya mahkum olan şirketler de çoktan tarih oldu bile. Artık tüm bu kav-
3. Verimli Enerji, Temiz
Enerji, Çevre Duyarlılığı,
Enerji Tasarrufu Bunlar
Artık Farklı Kavramlar Değil
Enerjiyi verimli kullanmanın bir
gönüllülük işi olduğu günlerin
artık çok uzağında olduğumuz
herkes tarafından farkına varılan
bir gerçek. Maliyet kontrolünün
en büyük silahı olarak karşımıza
Ocak - Şubat - Mart / 2012
çıkan bu olguyu diğer verimlilik
bakış açılarından ayırt etmenin
yanlışlığını az evvelki satırlar ifade etmeye çalıştı. Ancak bu kavramı diğer verimlilik bakış açılarından ayrı düşünmek kadar bugünlerde ismi sıkça zikredilmeye başlanan bazı diğer enerji
odaklı kavramlardan da ayrı tutmak bir o kadar yanlış olacaktır.
Bir eski zaman geleneği olan bu
ayrımlaştırmada enerjiyi verimli
kullanmak için ayrı, temiz enerji
kullanmak için ayrı eylem planları belirlenirdi. Hatta enerjinin
iktisatlı kullanımının bile enerji verimliliğinden ayrı bir başlık
halinde değerlendirildiği çalışmalar yakın zamana kadar mevcudiyetini sürdürmekteydi. Mamafih, bu kavramların aynı amaca hizmet ettiğinin ve beraber
düşünüldüğünde asıl kazanımın
elde edilebileceğinin farkına varılmıştır. İnsan hayatının ihtiyaçlarını karşılamak üzerine kurulu ekonomi kavramının tamamen terk edilmesinin, yıkılmasının mümkün olmadığı ancak bu
kavramın daha sürdürülebilir bir
dünya için yeniden yazılabileceği dünyanın önde gelen ülkelerinin altında imzası olan anlaşmalarda kararlaştırıldı. Kyoto Protokolü de esasında bu çerçeve anlaşmaların bir ürünü. Bu metinlerde de belirtildiği üzere ekonomik gelişimden vazgeçmek
rasyonel bir insan hareketi olamaz, ancak zaten bu gelişimin
devamlılığı için dünyanın sahip
olduğu kaynaklara da daha fazla
özen göstermekten başka çıkar
yol gözükmüyor. Özetle sürdürülebilir bir ekonominin ancak
ve ancak sürdürülebilir bir dünya ile mümkün olabileceği gerçeğinin farkına varılmış durumda. Dolayısı ile temiz enerji tüketimi ile kaynaklardan daha fazla
istifade edilebileceğine dair yeni
bir inanç benimsenmiş durumda. Dahası, verimli enerji tüketiminin de bir nevi temiz tüketim
olduğunu kuramsal olarak savunan modellemeler mevcut. Buna
göre enerji ne kadar verimli kul-
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
lanılırsa o kadar az tüketilebilecektir. Az enerji tüketimi de beraberinde kaynakların daha az
harcanmasını, daha az kirlenmeyi getirecektir. Bu, temiz enerji
ile verimli enerji tüketimini birleştiren bakış açısını kendine
vizyon edinen şirketler de bir taraftan az enerji tüketmeye çalışırken öte taraftan tüketim yöntemlerini temizleştirmeye çalışmakta. Bunun bir nedeni de pek
tabi Kyoto Protoklü’nde ortaya
konmuş olan teşvik modeli, yani
bilinen adı ile Karbon Ticareti.
Kyoto Protokolü’nde içeriğiyle
anlatılan bu model yaklaşımından bir de ödüllendirme ekonomisi oluşturuldu. Buna göre bir
şirket, santral veya tesis ne kadar temiz enerji tüketirse o kadar para kazanabilir duruma
geldi. Karbon Ticareti adı verilen
bu sistemde Protokol’ün geliştirdiği “üçlü mekanizmaya” bağlı olarak, bir fabrika/tesis üretim
esnasında bacasından ne kadar az sera gazı salarsa, o oranda para kazanabilmekte. Toplam enerji tüketimini, kullanım
verimini artırarak azaltan ya da
bazı yeni teknolojiler vasıtasıyla
gaz salımlarını direk düşüren firmalar bunu bağımsız kuruluşlar
nezdinde belgelendirerek birer
ödüle çevirebiliyorlar. Elde ettikleri sertifika ile Karbon Borsalarına karbon hissesi satabilen firmalar da dolgun yeni gelirler kazanabilmekte. Protokol’ün yaptırımlarına taraf olan ülkelerde,
belirlenen kotalardan daha fazla sera gazı salan, yani tedbirini
alıp enerjisini temizleştirmeyen/
verimlileştirmeyen fabrikalar da
bu hisseleri satın alarak sürdürülebilir bir ekonomi için üzerlerine düşen bedelleri ödüyorlar.
2012 sonundan itibaren ülkemizin de Protokol’ün yaptırımlarına doğrudan taraf olması sözleştirilmiş durumda. Bu yüzden
bundan sonra enerji ile ilgili atılacak adımlarda temizleştirmeyi verimlileştirmeden, verimlileştirmeyi tasarruf etmeden ayrı
tutmamak en doğrusu olacak.
Elektriğin ve doğalgazın, ergitme,
normalizasyon ve parça düzeltme
işlemlerinde yüksek miktarlarda
kullanıldığı döküm sektörünün oyuncuları
bugünlerde yeni ve hızlı kararlar alma
noktasına gelebilir. Yani bir başka deyişle
dökümcüler için de tam da bu “zam”
anında enerji tasarrufunun tam zamanı
geldi demek doğru olacak.
4. Paket Çözüm Değil Gerçekçi
ve Özgün Çözüm
Dünyanın konu ile ilgili önde gelen ülkelerinden ülkemize büyük
sözler ve vaatlerle pazarlanan paket enerji tasarrufu/verimliliği/
temizleştirmesi (buna kısaca verimliliği demek artık yeterli olacaktır) ürün uygulamaları mevcut. Ancak gelişmiş ülkelerdeki büyük fabrikaların bu gibi paket çözümlere asla direk olarak
yaklaşmadığından bu sunumlarda pek bahsedilmemekte. Daha
önceden ifade edilen bir gerçeği
burada tekrar etmekte fayda var.
Hiçbir paket enerji verimliliği çözümü hiçbir zaman hiçbir fabrikaya yüzde yüz adapte edilebilir ve
optimum verimi sağlayabilir nitelikte değildir. Gelişmiş ülkelerdeki büyük bilindik markaların üretim tesislerine entegre edilen sistemler için ise genelde özel tasarım ürünlerin imalatı gerçekleştirilmekte. Ve bunun için mutlaka
ekstra bir karar mercii oluşturulmakta. Danışman bir ya da birkaç
firmanın konusunda uzman yetkilileri ve konu ile ilgili şirket yöneticileri tarafından oluşturulan
bu merci öncelikle kendi mevcut
durumunu sayısal göstergelerle
belirliyor. Ardından kendileri için
optimum çözümün ne(ler) olması gerektiğine karar veriyorlar.
Uygulama planının da oluşturulmasının ardından, genelde tasarımlanan çözümün(çözümlerin)
firmaya özel imalatları yapılmakta. Bazı durumlarda ise eğer istenirse bu paket çözüm satıcıları ile
temasa geçilmekte. Ancak temasa geçildiği vakit, şirket tarafından benimsenen çözümün belli detayları bu satıcılarla paylaşılıp nasıl ürünlerin oluşturulması
istendiği anlatılıyor ve firmanın
kendi sunduğu paket çözümler
kesinlikle direk olarak tercih edilmiyor. Eğer bu şekilde yardımcı
olunabilirse görüşmeler devam
ettiriliyor. Sonunda da satıcı firma tarafından ortaya konan ürün
uygulama planı inceleniyor ve
firma tarafından sunulan raporlarda öngörülen tasarruf miktarlarının şirketin karar verici merciinin belirlediği sayısal göstergelerle sağlamaları yapılıyor. Ve
eğer bahsi geçen miktarlarla şirketin hesabı tutmazsa düzeltilmesi isteniyor, hatta kimi örneklerde aksi takdirde görüşmelerin durma noktasına gelebileceği
ifade edilmekte. Bu adım belki de
tüm bu sürecin en önemli kısmını
oluşturmakta. Bir kısım firmaların
büyük imalatlar ve entegre sistemlerden oluşan bu paket ürünlerinin kataloglarında ve uygulama planı raporlarında enerjiden
tasarruf edilebilecek miktarların
yazıldığı büyük ifadelerin fabrika gerçekleriyle uyuşmadığı örnekler kimi zaman yaşanabilmekte. Burada önemli olan fabrikanın
kazanması ve bunu uzun vadede
sürdürülebilir kılması, bu yüzden
paket çözümler yerine şirketlerin
kendi özgün çözümlerini en azından çözüm yaklaşım modellerine geliştirmeleri hayati önem taşımakta.
Türkdöküm
65
İÇİMİZDEN BİRİ
HABER
66
Mehmet
Yazar
Ocak - Şubat - Mart / 2012
İTÜ İmalat Mühendisliği’nden yüksek mühendis olarak
mezun olduktan sonra pompa imalatı ile iş hayatına
başlayan Mehmet Yazar, kariyerine Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) Başkanlığı ile Milli Savunma
ve Devlet Bakanlığı görevlerini de sığdırmayı başardı.
Türkiye’nin kalkınmasında sanayileşmenin kilit rol
oynadığını düşünen Yazar, gerek kendi kişisel gelişiminde
gerekse Türkiye’nin ilerlemesinde hep sanayiye işaret
ediyor. “Sanayileşme dediğimiz zaman ön plana çıkan
makine sanayisidir benim için. Bir ülkede önce makine
sanayini kuracaksın, makineler, motor, vs. yapacaksın,
tekstil gibi alanlar daha sonra gelir” diyen Yazar, makine
sanayisinin temelini ise döküm sektörünün inşa ettiğini
düşünüyor.
Eski Milli Savunma ve Devlet Bakanımız Sayın
Mehmet YAZAR ile Ankara’daki Vakıf Merkezinde
gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sektörümüzle paylaşıyoruz.
İÇİMİZDEN BİRİ
Sayın Yazar, biz sanayiciler sizi çok iyi tanıyoruz,
ancak artık sektörümüzde ikinci ve üçüncü nesiller işleri devralmaya başladılar, sizinle sanayicilik, siyaset ve Türkiye’miz çerçevesinde söyleşi
yapmaya geldik. Bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyoruz. Öncelikle Sanayicilik ve Döküm
sanayisindeki deneyimlerinizi aktarır mısınız?
İTÜ İmalat Mühendisliği’nden yüksek mühendis
olarak mezun olmuştum ve bir şeyler yapmak istiyordum. Pompa imalatıyla sektöre girdim. İmalat sektörü içinde pompa ciddi bir ihtiyaçtı o günlerde. Ankara’da siteler bölgesinde ufak bir yer kiraladık. Koku içinde, eski bir gübre deposuydu. Burayı boşaltıp tezgâhları aldık yerleştirdik ve pompa
yapmaya koyulduk. Güya mühendisiz; ama yeterli tecrübemiz olmadığı için yapboz usulüyle çalışıyoruz. Bir Avrupa pompasını alıp parçalıyoruz, sonra onu taklit ediyoruz. Ama onların pompa verimi
yüzde 83 iken bizimkinin yüzde 30 u geçmiyor. Hesap kitap yapıyoruz, sandıklar dolusu notlar alıyoruz, 2 ay sonra bir daha ölçüyoruz; yine tutmuyor.
Çünkü eldeki imkânlar sınırlı. 600 metrekarelik kiralık bir yerdeyiz, sermayenin yarısı borç alınmış. Ama
bir iş yapma, bir değer üretme idealimiz var, o yüzden de gece gündüz çalışıyoruz. Tabii milli duygularımız da çok yüksek. Neden Türkiye de sanayileşmesin diye çabalıyoruz. O günlerde doğru dürüst bir
pompa imalatı yok. Sanayi bilinci zaten hiç gelişmemiş. Bizlere yol gösteren de yok.
Sonunda anladık ki, iş hiç de göründüğü gibi değil.
Bunun üzerine biz de hayalperestliği bıraktık, o zamanlar Türkiye’de en çok satan Avusturyalı bir firmayla lisans anlaşması yapmaya karar verdik. Ben
de ilk defa o zaman yurtdışına çıkmışımdır. Çat pat
bir yabancı dille firmayı ikna ettik. Lisans anlaşması yapacağız, ama nasıl yapılır bilmiyorum. Bilen birisini de bulamıyorum. “Maliyeye git, orada genç bir
çocuk var, ondan fikir al” dediler. Gittim, bir odada
oturmuş gencecik bir mühendis. O da dedi ki; “Doğrusunu söylemek gerekirse ben de bir şey bilmiyorum. Ama Ordu Yardımlaşma bugünlerde Renault
ile görüşmeler yapıyor, sana onlara ait notları vereyim.” O notları okuduk, örnek alarak benzer bir anlaşma yaptık 1976 yılında. Firma sahipleri fabrikalarının kapılarını bize sonuna kadar açtılar. Çok iyi
ilişkiler kurduk. Bütün teknolojiye hâkimlerdi, ideal pompa modelinin nasıl yapılacağını bize öğrettiler. O teknolojiyi alarak çok hızlı bir gelişme kaydettik. Avusturya firmasıyla yapılan o lisans anlaşması ile Türkiye’de pompa kalitesi gelişmiştir diyebilirim. Tabii oradaki koşullar çok daha gelişkin. Atölyelerde otomatik tezgâhlar var, bilgisayarlar var. Biz de
cesaret edip aldık. Hem makineleri geliştirdik, hem
makine atölyesini. Böylece Yazar Pompa istediğimiz
kalitede döküm yaparak yüksek verimli pompa üretmeye başladı.
Bu arada 1978’de Ankara Sanayi Odası başkanlığı,
Yazar, TOBB Başkanlığına
başlama sürecini “ “Hep
idealistlikten bahsediyorsun,
gerekirse vatan, millet için
ölmeye hazırım diyorsun.
Buyur ölme günün, buyur
hazırsın” dediler. Tam on
ikiden vurdular yani. Bunun
üzerine de bu sorumluluk
bana yüklendi” sözleri ile
anlatıyor.
79’da Odalar Birliği başkanlığı, 4-5 sene sonra da siyaset derken meslekten aktif olarak uzaklaştım. Bu
süreç çok hızlı geliştiği için geride kalan ekip sudan
çıkmış balık gibi kaldı ve işlerimiz aksamaya başladı. Ben de arkadaşlarımı, kardeşlerimi topladım, bu
işi size teslim ediyorum dedim. Onlar da iyi niyetliler
tabii, ama tecrübe çok önemli. İstediğimiz gibi gitmedi. Belki de o dönemde benim kendi işimi yapmamam hataydı diye düşünüyorum. Ben olayım ya
da olmayayım, keşke o fabrika devam etseydi.
İş hayatına girmenize etki eden şeyler nelerdir?
Tabii biz Kayseri ekolünden geliyoruz. Özellikle o zamanlar, ister fakir ister zengin olsun, çocuklar bir taraftan okurken bir taraftan mutlaka bir yere çalışmaya gönderilir. Mesela birisinin yanına çırak olarak
verilir, ya da yazın bir şeyler sattırılır, kabak, marul,
erik vs. Biz de o tezgâhlardan geçtik. Yıllar sonra geldik buraya şirket kuracağız. Babama danışmak için
telefon ettim. Babam da dedi ki: “Benim sana tavsiyem; Ulus’ta bir hal var, akşam işten çıktığın zaman oraya git ve izle. Eğer iş hayatına atılırsan ve bir
gün iflas edersen, o satıcılar gibi mavi önlüğü giyip
namusunla patlıcan satmayı aklın kesiyorsa bu işe
gir.” Gerçekten de gittim, yarım saat boyuna durup
tezgâhları izledim. Belki de o Anadolu ruhunu hep
oradan buralardan alıyoruz.
İş hayatından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanlığına uzanan süreç nasıl gelişti?
Müteşebbis demek var eden, üreten demek. Şüphesiz ticaret de önemli bir şey; ama neticede ticarette
mevcudu alıp satarsın. Ama müteşebbis olmak istiyorsanız bir üretim birimini, fabrikayı ortaya koymanız gerekiyor. Bu da yetmiyor; oradan bir değer çıkartmanız, üretim yapmanız gerekiyor. 70’li yıllarda
TOBB tüccarların ya da tüccar kökenlilerin elindeydi.
Dolayısıyla Odalar Birliği başkanları da komisyoncular, tüccarlar ya da esnaflardı. Çok da eski değil as-
Türkdöküm
67
İÇİMİZDEN BİRİ
12 Eylül sonrasında Ankara Sanayi Odası Başkanlığı yapan Mehmet Yazar
Turgut Özal ile daha sık görüşmeye başladı. O dönemde Türkiye’nin dışa
bağımlı olduğunu, dolayısıyla sanayinin bir işe yaramayacağını savunan
anlayışa karşı, Türkiye’nin dışa açılması, sanayinin yerleşmesi üzerine
ciddi çalışmalar yaptılar.
lında, 30-40 yıl öncesi. 70’li yılların Türkiye tarihinde önemli etkisi var, bu yüzden o zamanki koşulları iyice tetkik etmek lazım. Ülke önemli sosyal, siyasal, ekonomik çalkantılar içindeydi. Her gün korku
ve panik içinde geçerken Türkiye’nin ekonomik geleceği de meçhuldü haliyle. Türkiye’de ortam sanayileşmeyi reddediyordu. Hatta sanayileşme fikri bile
oluşmamıştı. Bir tarafta biz ve ufku geniş olan bir
kesim Türkiye’nin sanayileşerek kalkınacağını biliyor. Ama bir yanda da ülkenin daha ziyade tarımla kalkınabileceğini savunan bir grup var. Ya da sanayileşeceksek bile Doğu Avrupa usulü, ağır sanayiden başlayarak devlet eliyle kalkınmayı projesi savunuluyor.
Bir idealizmle belli bir şeyler üretmeye çalışan insanlar var, ama kimse kimsenin ne yaptığına bakmıyor. O günkü mücadele daha çok teorik, ideolojik
bir platformda yürüyordu. Bu dönemde sol görüşün
daha donanımlı olması da çok etkili oldu. Öyle ki;
sanayiciyim, iş adamıyım demek neredeyse utanılacak bir şeye dönüşmüş. Biz de dedik ki; kendimizi
donatalım, görüşlerimizi, girişimlerimizi temellendirelim ve ideolojik platformda üstünlük kazanalım.
O vesileyle “Ekonomik–Sosyal Yayınlar” diye bir yayın faaliyetine başladık. Pek çok değerli hocanın kitaplarını bulduk, bazılarını İngilizceden çevirdik. Bu
kitapları da evvela kendimiz okuduk, sonra çevremi-
68
Ocak - Şubat - Mart / 2012
ze dağıttık. Tabii bir süre sonra donandık, mücadelede de dişe diş bir hale geldik. Bu mücadelede belki en önde de ben vardım, çünkü en gençleri bendim. İşte biz o gürültü patırtıyı yaparken, Sakıp Beyler de (Sabancı) İstanbul’da 10’a yakın sanayi odasını bir araya getirerek gönüllülük temelinde Odalar Birliği gibi bir girişimde bulunmuşlar. Onlar da
düzenli olarak bir araya geliyorlar, bu tartışmalara
dâhil oluyorlar. Ankara Sanayi Odası’nda Başkan Vekili olduktan sonra ben de bu toplantılara katılmaya başladım. Orada söylediğim şey şu oldu: “Arkadaşlar; bu yaptığınız hizmet olarak çok önemli, ama
yasal bir kuruluş haline gelmek lazım. Bunun için de
Odalar Birliği’nde sanayicilerin ağırlığını koyalım.”
Arkadaşlar da, “Bu işlere az çok kafa yoruyorsun, en
gencimiz de sensin. Bu mücadeleyi sen yürüt” dediler. Ama ben de Ankara-İstanbul yolu üzerindeki fabrikayı yeni kuruyorum o dönem. Ufak atölyeden oraya geçiş yapmaya çalışıyoruz. Borç gırtlakta, ayda 175 lira taksitle fabrika yaptırmaya çalışıyorum. Bir taraftan da kabul etmemek için direniyorum, daha taksitimi ödeyecek param olmadığı söylüyorum. En sonunda, “Hep idealistlikten bahsediyorsun, gerekirse vatan, millet için ölmeye hazırım
diyorsun. Buyur ölme günün, buyur hazırsın” dediler. Tam on ikiden vurdular yani. Bunun üzerine de
bu sorumluluk bana yüklendi.
İÇİMİZDEN BİRİ
TOBB’un Türkiye sanayisindeki etkinliği ne
oldu?
Sanayileşme âleminde bir toparlanma ve daha gelişkin bir bilinç kazanma gibi bir misyonu yüklenmiş
olduk. O zamanlar TOBB ve diğer odalar siyaset temelinde görüldüğü için gerçek bir etkinlikleri yok.
Bu yüzden, ikinci bir misyonumuz da TOBB’un elini siyasetten çekmesini sağlamak ve onu tarafsız bir
meslek kuruluşu haline getirmekti. İstedik ki TOBB,
sözünün bir ağırlığı, bir karşılığı olan bir şahsiyete
dönüşsün. Her türlü sıkıntıya rağmen bunu başardık
da. İhtilal döneminde bütün sendikalar, bütün odalar kapatılırken biz odamızın kapısını kapattırmamayı başardık. İhtilal dönemine rağmen bu tarafsız siyaseti koruduk. Ama bir yandan çok çalıştık. Bu kolay bir şey değil. Bir tarafta askeri rejimin hassasiyetleri var, ama bir taraftan da sanayiyle ilgili dertleri
biliyorsun; söylemek, eleştirmek zorundasın. Doğruları söyleyeceksin. Siyasetin emrine giren bir meslek
kuruluşunun ne bir anlamı, ne de bir etkinliği olur.
Önceleri özel sektör kuruluşlarının hepsi ayrı bir şarkı söylerdi, her kafadan ayrı bir ses çıkardı. TÜSİAD,
TİSK, bir taraftan sendikalar var ve onların zihniyeti de farklılık gösteriyor. Biz de birikimimizi söz birliğine dönüştürmeye çalıştık. Nerede ne anlatacağımızı, neyi savunacağımızı önceden belirliyorduk.
Böylece hem kendi tabanımızla bütünleştik, hem de
“Türkiye’de sanayileşme
süreci biraz hızlı gelişmiştir,
özellikle Turgut Bey
(Özal) zamanında. Tabii o
dönemlere göre de önemli
bir mesafe alındı. Ruhunda
başarma azmi olan pek
çok sanayicilerimiz yetişti.
Ben önümüzdeki 15 ile
30 sene içinde Avrupa’nın
benimsediği anlamda bir
sanayi bilincine erişeceğimizi
düşünüyorum. Türkiye’nin
tarihinden, insanından
gelen özellikler de sanayinin
karakterini belirliyor. Bizim
geleneğimizde hep otoriter
aile, otoriter devlet olmuş.”
özel sektörü birleştirdik. TOBB ile az çok bir şeyler
yapabildiysek böyle bir durum sağladığımız içindir.
Söylediklerin o kadar doğru olacak ki, karşı tarafı incirsen bile “Canımızı yakıyor, ama adam da söylüyor”
diyecekler.
Türkiye’de sanayinin durumunu nasıl görüyorsunuz?
Sanayileşme dediğimiz zaman ön plana çıkan makine sanayisidir benim için. Bir ülkede önce makine sanayini kuracaksın, makineler, motor, vs yapacaksın, tekstil gibi alanlar daha sonra gelir. Makine
sanayisinin temeli de dökümdür. Döküm çok zor bir
disiplin, çok ağır bir çalışma alanı. Ama azimle yaptığınız zaman değerini anlıyorsunuz. O kumun, o demirin kokusunu alıp uyuyacaksınız. Nitekim Türkiye
şimdi Avrupa’da ön sıralarda. Ama bütün bu başarıları elde edişimiz hep namüsait şartlarda oldu. İlginçtir; meclis tutanaklarına baktığınız zaman sanayileşmenin önemine dair kapsamlı bir konuşma
bulamıyorsunuz. Yani neredeyse Türkiye’nin gelişiminin sanayiyle olacağı üzerine hiçbir söz söylenmemiş gibi. Sanayileşmenin temelinde teknoloji var, bunlar birbirini tamamlayan şeyler. Teknoloji de araştırma ve geliştirme demek. Büyümek isteyen bir ülkede araştırma ve geliştirme faaliyeti olacak; devlette de bunu anlayabilecek, kıymetini bilecek insanlar olacak. Baktığınızda 5 yıllık plan yapılmış; ama bilimsel, teknolojik araştırmaya ayrılan pay
çok az. Sanayiyi ön plana alan düşünceler hala zayıf
durumda. Sanayileşme ruhu, kültürü, tıpkı demokrasi kültürü gibi yazılı bir şey değil. Uzun vadede benimsenmesi gerekiyor. Ama Türkiye’de sanayileşme süreci biraz hızlı gelişmiştir, özellikle Turgut Bey
(Özal) zamanında. Tabii o dönemlere göre de önemli bir mesafe alındı. Ruhunda başarma azmi olan pek
çok sanayicilerimiz yetişti. Ben önümüzdeki 15 ile 30
sene içinde Avrupa’nın benimsediği anlamda bir sanayi bilincine erişeceğimizi düşünüyorum.
Türkiye’nin tarihinden, insanından gelen özellikler
de sanayinin karakterini belirliyor. Bizim geleneğimizde hep otoriter aile, otoriter devlet olmuş. Sanayide farklı gruplarla birlikte çalışıyorsun, onların
hakları, hukukları dereye giriyor, müşterek olma kültürü devreye giriyor. Biz sanayileşmeyi de, demokratikleşmeyi de yeni yeni öğreniyoruz aslında.
İş yaşamı, TOBB ya da bakanlığınız döneminde
TÜDÖKSAD’ın da kurucusu olan Turgut Özal ile
yaşadığınız bir anınızı anlatır mısınız?
Turgut Bey ile çok anımız var tabii. Ankara Sanayi
Odası başkanlığını yaptığım dönemler, Turgut Bey
de MESS’in başkanı. O dönemler onu yalnızca gıyaben tanıyordum. Tam o dönem de bir takım ideolojik eylemler, grevler yapılıyor. İş kesiminin buna karşı ne yapacağı, nasıl mücadele edeceğine dair bir
toplantı için davet geldi. Gittiğim o toplantıda dik-
Türkdöküm
69
İÇİMİZDEN BİRİ
katimi çeken şey şu oldu: Turgut Bey biraz geç geldi,
bir süre konuşulanları dinledi, sonra söz alıp “Şöyle
yapalım, bu iş bitsin” dedi ve gerçekten de tartışmayı da, işi de bitirdi.
12 Eylül sonrasında biz Turgut Bey ile daha sık görüşmeye başladık. O dönemde Türkiye’nin dışa bağımlı olduğunu, dolayısıyla sanayinin bir işe yaramayacağını savunan anlayışa karşı, Türkiye’nin dışa
açılması, sanayinin yerleşmesi üzerine ciddi çalışmalar yaptık. Şimdi moda oldu; Cumhurbaşkanı da,
Başbakan da yurtdışı gezilerine iş adamlarını da götürüyor. Bu aslında ilk defa Özal zamanında başladı. Bu katılımları da ben organize ediyordum. TOBB
olarak yurtdışında sadece Türk mallarının olduğu ilk
sergiyi bu sayede Bulgaristan’da açtık. O dönem sergiden anlayan pek bir firma da yok. Bu koşullara rağmen “Türk Haftası” adı altında orada kiraladığımız
bir yerde o günkü imalatlar ne ise onları sergiledik.
Kültür faaliyetleri için buradan sanatçılar götürdük,
o günlere göre bayağı büyük bir etkinlik yaptık. Sonra benzeri bir sergiyi otomotiv firmaların da katılımıyla Mısır’da da gerçekleştirdik. Bizim bu dönemlerimizde Turgut bey sanayicileri Ankara’ya daha da
yaklaştırdı.
Hiç unutamadığım siyasi anılarım arasında Turgut
beyin parti kurma çalışmalarında, beraber olduğumuz uzun ev toplantıları ve mütalaalar yer almaktadır.
70
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Ülkemizin siyasi, ekonomik ve endüstriyel geçmişinde kısa bir yolculuk yaptığımız bu söyleşimizde, Oda Başkanlıkları, Bakanlık, Sanayicilik,
Dökümcülük ve Siyaset gibi hepsi kendi başına
zorlukları olan alanlarda kendini değer üretmeye adamış Sayın Mehmet YAZAR’a şükranlarımızı sunuyoruz.
MAKALE
Maça Üretim
Prosesinin
Simülasyonu
Marc F.Kothen
N.Birgi Özçelik
MAGMA Bilişim ve
Teknoloji Hizmetleri Ltd.Şti.
MAGMA Bilişim ve
Teknoloji Hizmetleri Ltd.Şti.
Dökümhanelerde Kullanılan Maçalar
Maça üretimi, çoğu kez üretimde gecikmelere, hurda oluşumu ve yeniden işleme gereksinimlerine neden olan ve son dökümlerin maliyetini arttıran teknik zorluklarla dolu kompleks bir prosestir. Döküm geometrileri tasarım süreçlerinde çok daha fazla kompleks hale gelmeye devam ettikçe karmaşık ve yüksek
kaliteli maçalara olan ihtiyaç da artmaya devam edecektir. Bu tür dökümlerin örnekleri, ekstrem termodinamik yüklemelere dayanmak ve mümkün olan en düşük ağırlıkta maksimum performansı sağlamak amacıyla tasarlanan son nesil yanmalı motorlarda görülebilir. Bu yeni motorlarda çeşitli sayıda geometrik açıdan kompleks ve ince cidarlı maçanın, soğutma sistemlerinin temiz olmasını sağlaması gereklidir. Bu dökümlerin büyük çoğunluğunda, maça kullanılan alanların yanmış kum, damar ağı ve bozuk yüzey içermemesi gerekmektedir. Aksi takdirde mevcut herhangi
bir hata, soğutma devrelerinin verimliliğini önemli ölçüde düşürecektir. Bunun yanında maça üretimi gerçekleştiren tesisler, üretim prosesleri esnasında oluşan
emisyon miktarını düşürmeyi hedefleyen ve her geçen
gün daha sıkı hale getirilen çevre düzenlemelerine de
uyum göstermek zorundalar. Dökümhanelerin bu yeni
çevre düzenlemelerine ve artan müşteri gereksinimlerine karşılık vererek kar etmeye devam edebilmeleri için daha sıkı proses kontrolüne olanak sağlanması ve heba olan zaman ve paranın kaynaklarının ortadan kaldırılması adına maça üretim prosesinin optimize edilmesi gerekmektedir.
Mevcut durumda, yeni bir döküm için gerekli olan maçaların ekonomik açıdan uygun bir fiyata üretilip üretilemeyeceğinin belirlenmesi hakkında yüksek seviyede bir belirsizlik durumu söz konusudur. Kompleks
maçaların üretilebilirliği konusundaki bu belirsizlik,
son kullanılacak uygulamanın gereksinimlerini karşılayan bir döküm tasarlama girişiminde bulunan tasarımcıların da işini zorlaştırmaktadır. Konu maça üretimine geldiği zaman, kaliteli bir maçanın verimli bir şekilde üretiminin nasıl gerçekleşeceği konusundaki ayrıntılar daha da belirsiz hale gelmektedir. Çoğu durumda, maça sandıkları geçmiş tecrübelere dayanarak ya
da farklı takım düzenlemelerinin ve proses parametrelerinin test edilmesine dayalı bir deneme yanılma
72
Ocak - Şubat - Mart / 2012
yöntemi yardımıyla hazırlanır. Bir maça sandığı tasarımı yapılması ve tamamen optimize edilmiş proses parametrelerinin belirlenmesi, çok sayıda zaman alan ve
maliyeti yüksek örnekleme çevrimlerinin gerçekleştirilmesini gerektirir. Proses geliştirilmesi için kullanılan
bu deneme ve yanılma yaklaşımı, istenilen sonuçların
elde edilmesi için kalıp sisteminde çok sayıda modifikasyon gereksinimi ortaya çıkarabilir ve denemeler esnasında elde edilen problemlerin asıl nedenleri hakkında herhangi bir kantitatif bilgi vermez. Tüm maça
üretim proseslerinin kapsamlı bir bilimsel incelemesi
henüz gerçekleştirilmemiştir ve maça üretim prosesindeki kompleks fenomeni açıklayacak bir temel neden
analizi uygulaması şu anda mevcut değildir.
Maça üretim prosesinin kompleks olmasının nedeni,
maça kalitesini belirleyen ve etkileyen çok sayıda değişkenin olmasıdır. Maça çıkarma prosesinde çıkarma
nozülleri ve havalandırmaların toplam sayısının, boyutlarının ve konumlarının üretilen maçanın kalitesi üzerindeki etkisi çok fazladır. Buna ilave olarak, çıkarma işlemi sırasında uygulanan basınç miktarı, toplam çıkarma süresi ve kum/bağlayıcı oranı gibi proses parametreleri de maça sandığının dolumunu etkileyebilir. Bağlayıcı, maçaya yeterli dayanımı vermek
için maça sandığı doldurulduktan sonra sertleştirilmelidir. Maça çıkarma prosesinde aynı zamanda maçanın son kalitesini etkileyen çok sayıda değişken bulunmaktadır. Fenolik üretan soğuk maça (PUCB) bağlayıcı sistemleri kullanılması durumunda, havalandırmaların sayısı, boyutu ve konumu, kürleme gazının uygulanması sırasında kullanılan gazın miktar ve basınç
dağılımı, bir maçanın yeterli miktarda kürlenip kürlenmediğini belirler. PUCB maça üretim prosesini daha da
kompleks hale getiren, maça çıkarma için oldukça iyi
çalışan bir havalandırma planının sonrasındaki kürleme prosesi için uygun olmama durumudur. İnorganik ve reçine kaplı kabuktaki kumu gibi diğer bağlayıcı
sistemlerde, yeterli kürleme ve dayanımın sağlanması için maça sandığının homojen bir şekilde sertleştirilmesi gereklidir. Bu proseslerde ısıtıcı elemanların nereye koyulacağı ve farklı bölgelerin ne kadar ısıtılacağının belirlenmesi kolay değildir. Sonuç olarak, bir maça
sandığının üretimde kullanılacak seviyeye gelmesi için
gerekli prosesler çoğu zaman bir kaç hafta alabilir. Bir
maçanın üretime başarılı bir şekilde aktarılması ile ilgili süre ve maliyetin, toplam üretim maliyeti üzerinde çok önemli etkisi olmasına rağmen çoğu kez önemsenmez ve hesaba katılmaz.
Maça üretim prosesinin simülasyonu, tüm döküm üretim prosesinin tahmin edilebilirliğini önemli seviyede
iyileştirebilir. Maçaların teknik ve ekonomik açıdan elverişliliği, ürün geliştirme prosesi sırasında tasarımcıların maça üretim ve döküm proseslerinin her ikisini de göz önünde bulundurarak değerlendirme yapması sonucu rahatlıkla belirlenebilir. Bu sayede genel
proses zinciri ve bunlarla alakalı fiziksel parametreler
daha şeffaf bir hal alır. Simülasyon aynı zamanda maça
MAKALE
üretim prosesinin anlaşılmasını kolaylaştırır ve maça
çıkarma ve kürleme proseslerinin üç boyutlu olarak
görselleştirilmesine olanak sağlar. Bu öngörü ve kavrayış mühendislere maçalardaki hataların temel nedenlerini anlama konusunda yardımcı olur ve aynı zamanda kaliteli maça üretmek için maça sandığı tasarımı ve
proses parametrelerini daha etkin bir şekilde belirleme şansı tanır. Bu olanaklar eşliğinde maça üretim simülasyonu kullanan dökümhanelerin daha iyi döküm
kalitesi elde etmesi ve üretim maliyetlerini azaltması
sürpriz olmayacaktır.
Maça Çıkarma Prosesinin Modellemesi
Maça çıkarma prosesinin modellemesi esnasında, aynı
akış prosesi içerisinde hava ve granüler kum - bağlayıcı karışımının her ikisinin de dinamik akış davranışının
uygun şekilde yansıtılma girişimi sırasında önemli zorluklarla karşılaşılır. Granüler bir katı ve gaz karışımının
akış davranışı bir sıvının akışından oldukça farklıdır. Bu
yüzden maça çıkarma prosesinin simülasyonu için gerekli fiziksel-matematiksel modeller, sıvı akışı için kullanılanlardan bir hayli farklılık gösterir. Maça çıkarma
sırasında bir hava ve kum/bağlayıcı karışımının dinamik akış özelliklerini doğru bir şekilde tarif etmek için
bu tarz bir sistem için kullanılan mevcut modellerden
bir yaklaşım seçilmiştir [ör: 2-4]. Burada tarif edilen
çift fazlı model, maça çıkarma prosesi esnasında kum/
bağlayıcı karışımına havadan tamamen farklı bir fazmış gibi davranır. Bu çift fazlı modelde kütle ve impuls
korunumu, kum/bağlayıcı karışımı ve maça sandığına
yönlendirilen havanın her ikisi için de gereklidir. Kum
akışının modellemesinde, kum parçacıklarının farklı bölgesel kum yoğunluğu dağılımlarında göstereceği farklı davranışlarını içermesi önemlidir. Örneğin, şekil 1a’nın üst bölgesinde gösterilen hava boşluklarının
çok olduğu durum, kum/bağlayıcı karışımının havadaki hareketini tanımlayacak kinetik model için en uygun
alandır. Ancak belirli bir bölgede kum yoğunluğunun
artmaya başlaması ile (şekil 1a’nın orta kısmı) bağlayıcı kaplı kum taneleri arasındaki sürtünme ve dolayısıyla kum tanelerinin çarpışması sonucu harcanan enerji miktarı artar. Kinetik enerjiden sürtünme ve çarpışma enerjisine gerçekleşen bu transfer geçişi, simülasyon esnasında kum taneciklerinin ne şekilde davrandığı konusunda ele alınması gereken bir noktadır. Maça
sandığının belirli bir alanında kum yoğunluğunun
daha da artması ile (şekil 1a’nın alt kısmında olduğu
gibi) hareket eden kum taneleri arasındaki sürtünme
kuvvetinin artması ile gerçekleşecek enerji kaybı daha
da baskın hale gelecektir. Sürtünme ve çarpışma sonucu enerji kaybından baskın olarak sürtünme sonucu meydana gelen enerji kaybı arasındaki geçiş de göz
önünde bulundurulması gereken bir diğer faktördür.
Maça çıkarma prosesinin doğru bir şekilde modellenmesinin yanı sıra, simüle edilen kum ve bağlayıcı karışımının fiziksel özelliklerinin ve akış karakteristiklerinin de uygun şekilde karakterize edilmesi son derece
önemlidir. Kum ve bağlayıcı akış özelliklerinin kapsamlı test sonuçları ve sistematik varyasyonu, yaygın olarak kullanılan çeşitli kum/bağlayıcı kombinasyonlarının uygun şekilde kategorize edilmesine olanak sağlamıştır. Her kombinasyonun fiziksel özelliklerini ve
akış karakteristiklerini belirleyen faktörler bir veri tabanı içerisinde saklanır ve simülasyon yazılımı tarafından bu bilgilere istenildiğinde ulaşılabilir. Gerekli olduğu durumda, bu verilerin her biri üretimde kullanılan kum/bağlayıcı kombinasyonlarının özelliklerini
karşılaması için ayarlanabilir. Maça çıkarma prosesi simülasyonu aynı zamanda shot silindiri içerisinde basıncın arttığı durumdaki davranış ve kullanılan havalandırmalar gibi maça sandığı tasarım değişkenleri ile
ilgili proses parametrelerini de göz önünde bulundurmalıdır. Simülasyonda shot silindirindeki basınç uygulaması, çıkarma esnasında her noktaya uygulanan basınç miktarının açıkça belirtilmesi ile tanımlanır. Konu
maça sandıklarının havalandırılmasına geldiğinde, havalandırmalardaki çok küçük açıklıkların, maça sandığı boşluğundaki havanın çıkışına izin verirken aynı
zamanda kumu maça sandığı içinde muhafaza etmesi gereklidir. Endüstride yaygın olarak kullanılan çeşitli havalandırma geometrileri ve tasarımları yer almaktadır. Her durumda basınç kaybı kuralları simülasyon
modelindeki havalandırmaların farklı davranışlarını tanımlamak için kullanılır ve herhangi bir havalandırma
veri tabanından kolaylıkla ulaşılabilir. Deneysel olarak
kalibre edilmiş akış kuralları, maça çıkarma prosesindeki önemli tasarım parametrelerinden biri olan bu
değişken için havalandırmalardaki basınç kayıplarının
gerçekçi modellemesini sağlayabilir.
Maça çıkarma prosesinin her simülasyonunda, simülasyonun amacına bağlı olarak, maça makinesinin
kum beslemesinin modellenmesi ve simülasyonda
göz önünde bulundurulmasına gerekliliği ya da yalnızca kum/bağlayıcı ve hava karışımının sağlanacağı nozüllerin sınır koşullarının belirlenmesinin yeterli olması konusunda karar verilmelidir. Kum beslemesinin tamamının işin içine dahil edilmesi daha fazla CAD modellemesi ve simülasyon süresi gerektirir ancak bazı
durumlarda maça sandığının dolumu esnasında ortaya çıkan sorunların nedenini, eğer besleyici içerisinde
kum akışı ile alakalıysa, doğru şekilde tahmin etmenin
tek yolu bu olabilir. Besleyici tarafından oluşan sorun
Düşük yoğunluk
Kum akışı
(a)
(b)
Yüksek yoğunluk
Şekil. 1. Kum sıkışmasını gösteren (a) açıklayıcı model (b) 3D simülasyon
Türkdöküm
73
MAKALE
lara bir örnek yine besleyici içerisinde oluşan kum tıkanmalarının ve/veya hava boşluklarının oluşumudur.
Şekil 2’de nozül üzerindeki kum besleyicisinde oluşan bir hava kanalının basit bir örneği görülmektedir.
Bu durum maça sandığının dolumunu önemli seviyede etkiler ve yalnızca besleyicinin tamamındaki kum
ve hava akışı değerlendirilerek yeniden düzenlenebilir.
Empty
0 6500
0 6050
0 5600
0 5150
0 4700
0 4250
0 3000
0 3350
0 2900
0 2450
0 2000
0 1150
0 1100
0 0650
0 0200
Kum Oranı
(a)
(b)
Şekil 2. Dolumun ilk aşamalarında (a) ve son aşamalarında (b) basitleştirilmiş besleyici
ile gerçekleştirilen maça çıkarma simülasyonu. Her iki durumda da besleyicinin orta
kısmında kum miktarının az olduğu bölge oluşumu gözlenebilir.
maçanın kullanım ömrü süresince herhangi bir probleme neden olup olmayacağı hakkında da bilgi verebilir. Maça yoğunluğu simülasyon sonuçlarının sonlu
elemanlar analizi yöntemi ile birlikte kullanımı ile maçaların, sandıklarından çıkarılmasının ardından maruz
kalacağı ilave işleme ve döküm prosesi esnasında maruz kalacağı mekanik ve termo-mekanik yüklemelerin
de simülasyon imkanı sağlanır. Maçanın hatalı bölgelerinin kritik ve kritik olmayan alanları bu yüklemelerin
bir analizi sonucunda elde edilebilir.
Maça çıkarma simülasyonu aynı zamanda kullanıcılara farklı renkler kullanarak her nozülden çıkan kumun
akışını izleme olanağı sağlar. Şekil 5 ve 6’da yer alan bu
kum izleme sonuçları farklı nozüllerden gelen ve birleşen kumların bulunduğu alanlardaki hataları giderme
konusunda oldukça yardımcı olabilir. Bu sonuçlar gerçek anlamda düşük yoğunluk ya da dolum olmamasından kaynaklanan hataların bölgesini belirleyemeyebilir ancak bu tür hataların temel nedeninin saptanması konusunda yardımcı olabilir. Örneğin şekil 5’te maçanın sol tarafta gösterilen hatanın ilk başta kum oranı veya kum yoğunluğu sonuçları kullanılarak tanımlanması beklenir. Ancak, söz konusu boşluğun daha iyi
anlaşılması ve sorunun giderilmesi için kum izleme sonuçları kullanıcıya, hatanın iki ergimiş metal akışının
birleşmesi sonucu ortaya çıktığı ve bu durumda birleşme noktasındaki havanın çıkmasına olanak sağlamak
için ilave havalandırmanın gerektiği gibi ilave bilgileri
sağlayabilir. Açıkçası bu durum akışların birleştiği her
bölgede hata olacağı anlamına gelmez. Ancak bu bölgelerde özellikle havalandırma ve nozüllerin konumları en uygun koşulları sağlamalıdır. Şekil 5’te yer alan
maçanın sağ tarafında da düşük yoğunluklu bir bölgenin var olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Kum
izleme sonuçlarının bu hatanın herhangi bir birleşme
Maça Çıkarma Simülasyonu Uygulaması
Maça sandığı tasarımcılarının, simülasyon haricinde kum dolumunu etkileyen parametrelerin değerlendirilmesi konusundaki seçenekleri oldukça sınırlıdır. Simülasyon kullanıcılara, maça sandığı içerisindeki kum akışını görme ve prosesin herhangi bir noktasında kriter fonksiyonları değerlendirme olanağı sağlar. Örneğin şekil 3’te maça sandığının dolumu esnasındaki dört farklı aşamada kum oranı sonuçları görülmektedir. Bu simülasyon sonucunda düşük kum oranının olduğu bölgeler, bu su ceketli maçanın üretiminde ortaya çıkan hatalarla (şekil 4) bire bir örtüşmektedir. Maça çıkarma simülasyonu aynı zamanda maçalarının içindeki değişimin analizine
Empty
de imkan tanımaktadır.
0 6500
0 6050
Maça içerisindeki isten0 5600
meyen hacim noksan0 5150
lıkları ya da boşlukla0 4700
0 4250
(a)
(b)
rı, kum oranı ya da kum
0 3000
yoğunluğu tahminleri
0 3350
kullanılarak belirlene0 2900
0 2450
bilir ve değerlendirile0 2000
bilir. Yüzey altındaki bu
0 1150
tür boşluklar belirlen0 1100
0 0650
dikten sonra, bu hatalar
0 0200
tasarım ve/veya proses
parametrelerindeki deKum Oranı
ğişimler ile elimine edi(c)
(d)
Void
lebilir. Simülasyon aracılığıyla düşük yoğunŞekil. 3. İnce cidarlı bir su ceketli maçanın, maça çıkarma prosesi için dolum düzeni. Maça çıkarma simülasyonu kullanılarak farklı oranlar
luklu bölgelerin beliriçin kum oranı sonuçları gösterilmiştir (a) 1%, (b) 25%, (c) 75%, and (d) 100%. Simülasyon sonucundadüşük kum oranına sahip sorunlu
bölgeler belirlenmiştir.
lenmesi aynı zamanda
74
Ocak - Şubat - Mart / 2012
MAKALE
noktası sorunuyla ilgili olmadığını açıkça göstermesine rağmen kullanıcı bu hatayı kum yoğunluğu ve kum
oranı sonuçlarına bakarak değerlendirebilir. Mühendisler, kum birleşmesinin olduğu maça bölgelerini belirleyerek bu alanlardaki dolum gerçekleşmeme veya
düşük yoğunluk sorunlarından havalandırma ve/veya
nozül konumlarını değiştirerek sakınabilir. Şekil 6’da
farklı nozüllerden gelen kumun farklı renklerle gösterildiği kum izleme simülasyon sonuçlarının bir karşılaştırması yer almaktadır. Bu testlerin sonuçları simüle
edilmiş maçalar ile üretilen maça örnekleri arasında iyi
bir uyum göstermektedir.
Üretimde maça kalitesinin oldukça değişken olduğu
durumlarda, hataların temel nedenlerinin analiz edilmesi ve prosesteki değişkenliğin ana nedenlerinin daha
iyi anlaşılması adına, simülasyon mükemmel bir araç
olarak ön plana çıkmaktadır. Değişkenliğin kaynakları
daha iyi anlaşılmasının ardından simülasyon proses parametrelerinin sistematik olarak optimizasyonu için kullanılabilir. Bunun yanında simülasyonun prosesteki değişkenlerin etkilerinin test edilmesi amacıyla kullanımı,
kabul edilebilir kalite sınırları içerisinde proseste uygulanabilecek değişkenlerinin sınırlarının belirlenmesinde
de yardımcı olur. Kabul edilebilir bu sınırlar sonrasında,
maça üretiminde istatistiksel proses kontrolü yöntemlerinin uygulanması için bir temel oluşturabilir.
(b)
(a)
Şekil. 4. Su ceketli bir maçadaki hataların karşılaştırılması (a) ilgili simülasyon
sonuçları (kum oranının düşük olduğu bölgeler mavi ile gösterilmiştir) (b).
(a)
(b)
(c)
Şekil. 5. Farklı nozüllerden gelenk kum akışlarının ayırt edilebilmesi için renklerin
kullanıldığı, su ceketli bir maçanın maça çıkarma simülasyonu (a-b) ve iki kum
akışının birleştiği bir noktada yer alan boşluğu gösteren deneysel sonuçlar (c)
(a)
(b)
(c)
Şekil. 6. Üretilen maça (a) renklendirilmiş kum ile denenen maça (b) kum izi
simülasyonu sonuçları (c).
Maça Kürleme ve Bağlayıcı Bozunmasının
Modellemesi
Maçanın üretim ve döküm prosesi esnasındaki etkilerinin tamamının verimli bir şekilde değerlendirmesi için, kürleme, bağlayıcı sisteminin sertleştirilmesi
ve bunun yanında döküm sırasında bağlayıcı sisteminin yanması sonucu oluşan bağlayıcı bozulması gibi
parametreler göz önünde bulundurulmalıdır. Maça
kürleme esnasında, temel konulardan biri, maçanın
üretim ve döküm prosesi esnasında kırılmasını engelleyecek seviyede yeterli miktarda kürleme işlemine tabi kalıp kalmadığıdır. Bunun yanında yeterli kürleme uygulanmamış maça, döküm prosesi sırasındaki erozyon ve kum kalıntısı hatalarının ortaya çıkma
olasılığını da arttırır. Döküm sırasında bağlayıcının
bozunması durumundaki asıl sorun, kullanılan gazların maça veya kalıbı yeterli seviyede tahliye edememesi ve bu yüzden içerisinde gaz porozitesi şeklinde hata oluşumunun engellenememesidir. Teknik bir
açıdan bakıldığında döküm prosesi sırasında meydana gelen maça kürleme ve bağlayıcı bozunması tamamen farklı iki durumdur. Ancak bu iki prosesin tanımlanması için kullanılan matematiksel modeller oldukça benzerdir. Her iki proses de gazların poroz bölgeler veya maçadaki kum tanecikleri arasındaki boşluklar içinden taşınımı ile karakterize edilir.
Bir maçanın kürlenmesi ile elde edilen ürün kullanılan bağlayıcı sisteminin türüne de bağlıdır. Maça
kürleme için kullanılan modeller, fenolik üretan soğuk maça bağlayıcı sistemlerinin gazla kürlenmesi veya bağlayıcı ve reçine kaplı kabuk kum sistemlerinin ısıyla kürlenmesi gibi yaygın kullanılan kürleme yöntemlerinin hepsinin simüle edilebildiği bir şekilde formüle edilmişlerdir [5]. Bir fenolik üretan soğuk maça bağlayıcı sisteminde gazla kürleme işlemi
maça içerisine bir hava/katalizör karışımının uygulanması ile tanımlanır. Gaz taşınımı için dikkate alınması gereken mekanizma sadece hava/katalizör karışımının poroz maça içerisinde nasıl bir akış göstereceği değil aynı zamanda ulaştığı alanları ne kadar
çabuk katalize edeceğidir. İnorganik bağlayıcıların
kullanılması durumunda, maçanın dayanımı, ısıtılmış maça sandıkları içerisinde gerçekleşen bir kurutma prosesi yardımıyla elde edilir. Maça içerisine gerçekleşen ısı akışı ve bunun akış sonucu bağlayıcı suyun buharlaşması modellenir. Organik bir maça içerisine sıcak hava üflenmesinin uygulaması da simüle edilebilir.
Türkdöküm
75
MAKALE
Gaz İle Kürleme Simülasyonu
Bir maça sandığının tasarımı sırasında, katalizörün
maçanın her alanına ulaşması gerekliliği dikkate
alınmalıdır. Maça çıkarma prosesi için faydası olan
çok sayıda havalandırmadan oluşan bir havalandırma konfigürasyonu dahi, maçanın tüm bölgelerinin kürleme gazına yeterine maruz kalmaması nedeniyle çoğu zaman kürlemenin yetersiz kalmasına
neden olabilir. Katalizörün maça içerisinde olası en
uzun süre kalmasına ve havalandırmalar aracılığıyla kaçmadan önce maçanın tüm alanlarına ulaşmasına olanak sağlayacak bir havalandırma planı, kürleme prosesi için uygun olacaktır. Maça içerisinde
bulunan katalizörün bu alanda çok uzun süre kalması sonucunda, yetersiz havalandırılan bölgelere
de katalizör difüzyonu gerçekleşeceği için bu bölgelerin kürlenmesi meydana gelebilir.
Maça üretiminde kürleme simülasyonu uygulandığında, kürleme ve temizleme prosesleri için kompleks, üç boyutlu ve zamana bağlı akış durumu elde
edilir. Şekil 7’de yer alan örnekte gaz verme simülasyonunun dört farklı aşamasında katalizör (bu
uygulamada amin gazı) miktarı gösterilmektedir.
Amin oranı sonuçlarının kullanımı ile maça içerisinde amin gazının yeterli miktarda ulaşmadığı bölgeler ve bunun yanında amin gazının bağlayıcı içerisinde yeterince absorbe olmadığı alanlar belirlenebilir. Üretilen maça ile simüle edilmiş maçanın
bir karşılaştırması şekil 8’de görülebilir. Bu karşılaştırmada, maçanın dayanımı düşük ve kırılma gerçekleşen bölgelerine yeterli miktarda kürleme gazı
ulaşmadığı açıkça görülmektedir. Simülasyon aynı
zamanda bunlara ilave olarak, kürleme ile ilgili hataların elimine edilmesi adına, amin miktarının gereğinden fazla kullanılmasını engellemek için kürleme proses parametrelerinin analizi ve optimizas-
yonu için de kullanılabilir. Kullanılan kürleme gazının miktarının azalması, üretim maliyetlerinin daha
düşük olmasına ve proses sonucu açığa çıkan zararlı emisyon miktarının azalmasına da olanak sağAdsorbed
Curing Gas
g/l
(a)
(b)
Empty
1.200
1.114
1.029
0.943
0.857
0.771
0.686
0.600
0.514
0.429
0.343
0.257
0.171
0.086
0.000
Şekil. 8. Kürleme işlemi yetersiz kalmış PUCB maçası (a) kürlenmemiş alanlar
simülasyonda şeffaf renk ile gösterilmiştir (b).
lar.
Isı İle Kürleme Simülasyonu
İnorganik bağlayıcılar ve reçine ile kaplı kabuk kumu
içeren maçaların kürlenmesi işleminin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için kalıp tasarımı mühendisler için oldukça zorlu bir görev olabilir. Mühendis,
üniform ve yeterli kabuk kalınlığı oluşturma görevinin yanında maça üretimi için gerekli çevrim süresini
ve bu sürenin ekonomik getirisini de hesaba katmalıdır. Maça sandığının homojen bir şekilde temperlenmesi maça kabuklarının eşit kalınlıkta olmasını sağlayacaktır. Kabuğun herhangi bir bölgesinin yeterli temperlemeye maruz kalmaması durumunda maçanın sandıktan çıkarılması sırasında oluşabilecek sorunlar ortaya çıkabilir. Aynı zamanda maça sandığı sıcaklığının bazı bölgelerde çok yüksek olması, maçanın yeterli yüzey dayanımına sahip olmaması ile sonuçlanabilir. İnorganik ve kabuk maça kalıplarının ısıtılması ve soğutulması, maça kalitesi ve üretim süreleri açısından oldukça önemli olduğu için bu proseslerin simülasyonunda soğuk maça sandığının ısınma düzeninin ve sürekli üretim esnasındaki termal dağılımın
Empty
doğru bir şekilde ön0 1000
görülmesi, simülas0 0923
0 0857
yon açısından kritik
0 0786
noktalardır. Simülas0 0714
yon, şekil 9’da görül0 0643
düğü gibi, ısıtıcı ele0
0571
(a)
(b)
0 0500
manların kalıp içeri0 0423
sindeki yerleşimi ve
0 0357
aktivasyonu gibi ko0 0284
0 0214
nulara yardımcı ola0 0143
rak kalıp planının ge0 0071
liştirilmesi aktif bir şe0 0000
kilde destekleyebilir.
Isıtıcı elemanların koBağlayıcı oranı
(c)
(d)
(%)
numu ve kapasitesi,
Şekil. 7. PUR-soğuk-maça prosesi için gerçekleştirilen iki aşamalı gazla kürleme simülasyonu. İlk olarak maçanın poroz alanlarında yer alan
maça sandığı tasarıhava ile yer değiştiren bir katalizör maça içerisine gönderilir (a,b). Bunun ardından maça içerisine gönderilen hava yardımıyla amin içeren gaz
mının ilk aşamalarıntasfiye edilir (c,d). 0,1’lik amin oranı %10 amin içeriğine karşılık gelmektedir.
76
Ocak - Şubat - Mart / 2012
MAKALE
Maça
Isıtıcı
Elemanlar
Maça sandığı
Şekil. 9. Isı ile kürleme aşamasında elektrik ile ısıtılan bir maça sandığının kısmi
görüntüsü
Kesme
Düzlemi
(a)
(b)
Kürlenmiş
Kabuk
Şekil. 10. Tüm maçanın (a) ve kesilmiş kısmın yakınlaştırılmış halinin (b) ısı ile
kürleme uygulamasının görselleştirilmesi
Maça üretim prosesinin
simülasyonu, tüm döküm
üretim prosesinin tahmin
edilebilirliğini önemli seviyede
iyileştirebilir. Maçaların teknik
ve ekonomik açıdan elverişliliği,
ürün geliştirme prosesi
sırasında tasarımcıların maça
üretim ve döküm proseslerinin
her ikisini de göz önünde
bulundurarak değerlendirme
yapması sonucu rahatlıkla
belirlenebilir. Bu sayede genel
proses zinciri ve bunlarla
alakalı fiziksel parametreler
daha şeffaf bir hal alır.
de birikme olasılığı mevcuttur. Eğer bir maça mevcut
bir yoğunlaşma ile kalıp içerisinde çıkartılır ve bu şekliyle saklanırsa, kürlenmiş bölgeler de yumuşayabilir. Bu nedenlerden dolayı, maça üretiminde kürleme
prosesi sırasındaki su buharının uzaklaştırılması için
maça içerisinden sıcak hava akışının geçirilmesi yaygın bir uygulamadır. Bu durumda sıcak havanın maça
sandığı boşlukları içerisindeki su buharının giderilmesi ve depolama esnasında maçanın yumuşamasının
engellenmesi
sağlanır.
Ancak,
havalanEmpty
dırmaların
doğru
olma0 1000
0 0923
yan boyutlarda, düzgün
0 0857
konumlandırılmamış şe0 0786
kilde ya da proseste ye0 0714
tersiz miktarda sıcak ha0 0643
0 0571
vanın kullanılması du0 0500
(a) t=2s
(b) t=12s
rumunda maça içerisin0 0423
de su buharı kalma ola0 0357
0 0284
sılığı belirir. Kürleme sıra0 0214
sında su buharının oluşuKesme düzlemi
0 0143
mu ve kalıp içerisinde sı0 0071
cak hava akışı ile bu bu0 0000
harın giderilmesi durumBağlayıcı oranı
larının her ikisi de inor(%)
ganik bağlayıcı sistemlerinde kürleme simülas(a) t=24s
(b) t=46s
yonları esnasında dikkate alınması gerek noktaŞekil. 11. Başlangıç döküm sıcaklığı 750 °C olarak belirlenen proseste bağlayıcı bozunmasının simülasyonu
lardır. Şekil 10’da bir orda değerlendirilebilir.
Organik bir maçanın kurutulma prosesi de oldukça dinamik bir prosestir. Kum maça sandığı içerisine
doldurulduktan sonra, kum karışımı sıcak maça sandığı tarafından ısıtılır. Bağlayıcı içerisinde yer alan su
maça yüzeyinde buharlaşarak maçanın yüzeyi kürlenmiş olur. Bu noktada bağlayıcı içerisinden buharlaşan
suyun maça içerisinde yoğunlaşma ve bazı bölgeler-
Türkdöküm
77
MAKALE
(a) t=1s
(b) t=5s
Empty
1.050e=05
1.047e=05
1.045e=05
1.042e=05
1.039e=05
1.037e=05
1.034e=05
1.032e=05
1.029e=05
1.026e=05
1.024e=05
1.021e=05
1.018e=05
1.016e=05
1.013e=05
P (Pa)
(a) t=30s
(b) t=60s
sındaki karmaşık etkileşimlerin etkilerinin daha iyi anlaşılması ve analiz edilmesi için son derece kullanışlı bir araçtır. Maça üretim simülasyonu aracılığı ile maça
hatalarının oluşumuna neden olan temel nedenlere
ulaşılabilir ve bunlara gerekli önlemler alınabilir. Kalıp ve
proses değişikliklerinin maça
kalitesi üzerindeki etkisi maliyetli gerçek denemelere
gereksinim duyulmadan değerlendirilebilir ve maça sandığı tasarımı ve proses parametrelerinin optimizasyon
süresi kısaltılabilir, böylece
maliyetler de azaltılabilir.
Şekil. 12. Döküm prosesi sırasında, merkezi eksenden havalandırılan bir maçanın basınç dağılımını gösteren bağlayıcı bozunması
simülasyonu
ganik maçanın farklı bölgelerinde tahmin edilen bölgesel su miktarı gösterilmektedir.
Döküm Prosesı Sırasında
Bağlayıcı Bozunmasının Simülasyonu
Döküm prosesi, bir maçanın kullanıldığı son proses
aşamasıdır. Burada maça, döküm esnasında sıvı metalin kalıp boşluklarını doldurması ile mekanik ve
termal yüklere maruz kalır. Maça sıcaklığı artmaya
başladıkça bağlayıcı er ya da geç bozunmaya veya
yanmaya başlayacaktır. Bağlayıcı bozunması için
deneysel verilerin kullanımı ile [1, 5], dolum ve katılaşma prosesleri esnasındaki bölgesel bağlayıcı
bozunmasının simüle edilmesi mümkündür. Şekil
11’de kalıp boşluğunun dolumu sırasında, maçanın
dört farklı zamanda içerdiği bağlayıcı miktarı gösterilmektedir. Maça sıcaklığının artması ile birlikte gazın yayılması maça içerisindeki basıncın artışına neden olur ve bu durum aynı kalıp dolum simülasyonu için şekil 12’de gösterilmektedir. Maça içerisindeki gaz basıncının yükselmesi, dökümün soğuması ve katılaşması esnasında gazın uygun şekilde havalandırılmaması durumunda döküm içerisine girmesine ve hata oluşumuna neden olabilir. Bağlayıcı bozunması simülasyonlarının uygulanması, tasarım ve havalandırmaların yerleşimi konusunda yardımcı olarak maça gazının dökümlerde gaz porozitesi sorunu oluşturmasını engeller.
Özet
Maça çıkarma, kürleme ve bağlayıcı bozunması tanımlamaları ve uygulamalarını kullanarak maça
üretim prosesini simüle etmek için geliştirilen bir
araç hakkında bilgiler verilmiştir. Karmaşık fiziksel
proseslerin simülasyonlar tarafından sağlanan üç
boyutlu simülasyonu, farklı proses değişkenleri ara-
78
Ocak - Şubat - Mart / 2012
Teşekkürler
Gerçekleştirilen bu araştırma çalışması, DLR (Deutsches Zentrum für Luft- und Raumfahrt e.V.) Bonn/Almanya vasıtası ile “VIGI” (Kennzeichen 01RI05008) projesi üzerinden BMBF (Bundesministerium für Bildung
und Forschung)‘nin maddi desteği ile desteklenmiştir.
İşbirliği konusundaki son derece açık ve değerli yaklaşımlarını esirgemeyen çalışma ortakları BMW AG
(Gießerei Landshut), Hüttenes-Albertus Chemische
Werke GmbH, IfG (Institut für Gießereitechnik GmbH)
ve ITWM (Fraunhofer Institut für Techno- und Wirtschaftsmathematik) ve tecrübelerini yapıcı bir şekilde
paylaşmaktan çekinmeyen proje çalışanları özel bir teşekkürü hak etmektedirler.
Referanslar
[1] A. Keßler, H. Wolff and G. Wolf, “Experimentelle Untersuchungen zur Erfassung der Vorgänge
bei der Kernherstellung zur effizienten Entwicklung und Produktion von Sandkernen”, GIESSEREI
96 (2009) Nr. 6, S. 62-71.
[2] G.H. Ristow, “Granular dynamics: a review about recent molecular dynamics simulations of granular materials”, Annual reviews of Computations
Physics, 1 (1994), S. 275-308.
[3] D. Gidaspow, “Multiphase Flow and Fluidization: Continuum and Kinetic Theory Descriptions”,
Academic Press (1994).
[4] M.J. Andrews und P.J. O’Rourke, “The multiphase particle-in-cell (MP-PIC) method for dense particle flow”, Int. J. Multiphase Flow 22 (1996), S. 379402.
[5] M. Schneider, C. Heisser, A. Serghini und A.
Keßler, “Experimental Investigation, Physical Modeling and Simulation of Core Production Processes”, Paper 08-058(04), AFS Transactions 2008, S.
1-14.
HABER
MAKALE
TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI
FİRMA ADI
ŞEHİR
ACARER DÖKÜM SANAYİ TİC. LTD. ŞTİ.
KOCAELİ
0262 646 46 07
0262 646 54 98
www.acarerdokum.com
ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 714 82 00
0224 714 87 49
www.adarad.com.tr
AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 18 80
0312 267 18 88
www.akdas.com.tr
AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.
İZMİR
0232 478 18 20
0232 478 18 96
www.akdokum.com.tr
AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 689 04 33
0212 689 01 57
www.akmandokum.com
AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.
İSTANBUL
0216 593 03 80
0216 593 03 82
www.akmetal.com
ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
KOCAELİ
0262 527 23 51
0262 527 28 76
www.anadoludokum.com.tr
ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 567 51 66
0212 612 90 33
www.araldokum.com.tr
ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KONYA
0332 248 25 00
0332 249 40 40
www.ardemir.com
ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 871 00 49
0212 873 00 49
www.ardoksan.com
ARPEK ARKAN PARÇA ALUM. ENJ. KALIP SAN. TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 658 97 44
0262 658 97 49
www.arpek.com.tr
AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ
SAMSUN
0362 266 88 47
0362 266 67 46
www.ascelik.com
AY DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 04 57
0312 267 04 56
www.aydokum.com
AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 751 21 94
0262 751 21 98
www.ayhanmetal.com.tr
AYZER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 771 51 00
0212 771 51 02
www.ayzerdokum.com
BİLGE DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 565 60 65
0212 565 61 70
www.bilgedokum.com
BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.
İZMİR
0232 477 18 00
0232 477 18 77
www.bmc.com.tr
BORAN ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 640 11 66
0312 640 11 77
www.borancelik.com
BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC.SAN.LTD.ŞTİ.
BURSA
0224 493 26 06
0224 493 26 09
www.burdoksan.com
CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
İZMİR
0232 478 10 00
0232 478 10 10
www.cevherdokum.com
CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.
İZMİR
0232 399 10 00
0232 399 10 10
www.cms.com.tr
COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC. SAN. A.Ş.
BURSA
0224 573 42 63
0224 573 42 73
www.componenta.com
ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.
İSTANBUL
0212 771 45 55
0212 771 20 57
www.celikgranul.com
ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İML. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 311 14 42
0216 311 10 67
www.celikel.com
ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
KIRŞEHİR
0386 234 80 80
0386 234 83 49
www.cemas.com.tr
ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.
MERSİN
0324 221 84 00
0324 221 50 20
www.cimsatas.com
DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ADAPAZARI
0264 275 48 07
0264 275 14 11
www.daloglu.com
DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 677 46 00
0262 677 46 99
www.demisas.com.tr
DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 376 72 80
0232 376 72 83
www.denizcast.com
DİRİNLER DÖKÜM SAN. TUR. LİMAN İŞL. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 376 87 87
0232 376 85 67
www.dirinlerdokum.com
DOĞRU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
BURSA
0224 482 29 35
0224 482 29 39
www.dogrudokum.com
DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ELAZIĞ
0424 255 50 77
0424 255 56 56
www.dogudokum.com.tr
DUDUOĞLU ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ÇORUM
0364 254 90 01
0364 254 90 04
www.duduoglu.com.tr
DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 668 18 08
0212 594 73 42
www.duyarvalve.com
EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 05 56
0312 267 05 59
www.ekstrametal.com.tr
EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 658 10 01
0262 658 10 00
www.eku.com.tr
ELBA BASINÇLI DÖKÜM SAN. A.Ş. ODÖKSAN OSMANELİ ŞB.
BİLECİK
0228 461 58 30
0228 461 58 36
www.odoksan.com.tr
ENTİL END. YAT. TİCARET A.Ş.
ESKİŞEHİR
0222 237 57 46
0222 237 26 79
www.entil.com
ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 377 01 42
0216 377 01 47
www.erdokum.com
ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 280 86 97
0312 280 86 99
www.ergenekon.com.tr
ERGİN MAKİNA MODEL DÖKÜM SAN. TİC.LTD.ŞTİ.
KAYSERİ
0352 327 27 38
0352 327 29 45
www.erginmodel.com
ERKUNT SANAYİ A.Ş.
ANKARA
0312 397 25 00
0312 397 25 07
www.erkunt.com.tr
FERRO DÖKÜM SANAYİ DIŞ TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 653 42 60
0262 653 41 60
www.ferrodokum.com.tr
FORMMET METALURJİ MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
TEKİRDAĞ
0282 746 10 98
0282 746 11 00
www.formmet.com.tr
GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 307 12 62
0216 307 28 68
www.gedikdokum.com.tr
GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 394 33 31
0216 394 32 88
www.gurmetal.com.tr
GÜVEN PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 365 94 34
0216 365 29 82
www.gpdpress.com
HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 365 10 56
0216 314 19 80
www.haytas.com.tr
HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.
TRABZON
0462 325 00 25
0462 325 00 72
www.hekimogludokum.com
HEMA OTOMOTİV SİSTEMLERİ A.Ş.
TEKİRDAĞ
0282 758 10 40
0282 758 10 90
www.hattatholding.com
HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 464 70 00
0216 464 70 20
www.hisarcelik.com
İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 243 16 06
0224 243 13 20
www.igrek.com.tr
İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
KOCAELİ
0262 728 13 00
0262 728 13 08
www.istanbuldokum.com
KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
DÜZCE
0380 537 52 67
0380 537 54 58
www.karamandokum.com
KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.
KARABÜK
0370 418 22 34
0370 424 36 81
www.kardokmak.com.tr
KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KAYSERİ
0352 321 12 57
0352 321 11 94
www.kaydoksan.com.tr
KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
ÇORUM
0364 235 03 16
0364 235 03 20
www.kizilirmakdokum.com
KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 754 51 77
0262 754 51 80
www.korfezdokum.com
MALATYA METAL İŞLEME MERKEZİ A.Ş.
MALATYA
0422 237 50 62
0422 237 50 47
www.mimmetal.net
TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI
FİRMA ADI
ŞEHİR
MEDAŞ METALURJİ DÖK. MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 45 75
0312 267 57 02
www.me-das.com.tr
MENSAN OTOMOTİV MAK. AKS. SAN. TİC. A.Ş.
MANİSA
0236 213 02 30
0236 213 02 29
www.mensanotomotiv.com.tr
MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 364 32 12
0216 415 74 51
www.mertdokum.com.tr
MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 886 90 00
0212 886 54 57
www.mesdokum.com.tr
MESA MAKİNA DÖKÜM A.Ş.
KONYA
0332 239 18 72
0332 239 18 76
www.mesamakina.com.tr
MOTUS OTOMOTİV MAK. MET. SAN. TİC. A.Ş.
KONYA
0332 239 12 41
0332 239 12 43
www.motusdokum.com
NORMSAN TİCARET METAL İML. SAN. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 593 11 61
0216 593 05 15
www.normsan.com
ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 485 48 74
0212 485 48 73
www.onmetal.com.tr
ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ADANA
0 322 441 07 07
0322 441 14 14
www.ozgumus.com.tr
ÖZGÜR DÖKÜM MAD. MAK. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 12 10
0312 267 12 11
www.ozgurdokum.com.tr
ÖZGÜVEN DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 41 61
0312 267 51 61
www.ozguvendokum.com
PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 479 03 53
0232 479 05 16
www.pinardokum.com.tr
RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.
MANİSA
0236 213 08 86
0236 213 08 08
www.rubapresdokum.com
SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.
SAMSUN
0362 266 51 60
0362 266 51 62
www.samsunmakina.com.tr
SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 394 23 52
0216 394 23 55
www.serpahassasdokum.com
SİLVAN SANAYİ A.Ş.
İSTANBUL
0216 399 15 55
0216 383 31 38
www.silvansanayi.com
SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 877 02 12
0232 877 02 17
www.superpar.com
ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İZMİR
0232 437 01 83
0232 437 01 85
www.sahindokum.com
ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.
İZMİR
0232 877 21 23
0232 877 21 24
www.senkaya.com
TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ELAZIĞ
0424 255 55 60
0424 255 55 63
www.tancelik.com
TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.
İSTANBUL
0216 544 36 00
0216 544 36 06
www.toscelikgranul.com.tr
TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 315 52 40
0212 274 01 12
www.trakyadokum.com.tr
ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 499 46 46
0216 499 46 50
www.umitcasting.com
ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.
İSTANBUL
0216 591 08 70
0216 591 08 79
www.unimetal.com.tr
YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 641 32 10
0312 641 31 82
www.yazkan.com.tr
İSTANBUL PİK DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI
İSTANBUL
0212 576 60 10
0212 576 80 75
[email protected]
ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI
ANKARA
0312 267 13 93
0312 267 04 97
www.ankaradokumculerodasi.org.tr
İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKR. ODASI
İZMİR
0232 437 02 43
0232 437 01 46
SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ
KAYSERİ
0352 326 80 00
0352 326 89 69
5M ELEKTRO MEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 527 83 54
0216 527 85 24
www.5mtr.com
ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 280 50 50
0212 280 50 51
www.acarermetal.com
AMCOL MİNERAL MAD. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 414 96 16
0216 414 96 20
www.amcol.com.tr
AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 410 00 60
0216 410 00 90
www.aveks.com.tr
BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 433 72 30
0232 457 37 69
www.bilginoglu-endustri.com.tr
ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 275 57 13
0212 347 87 07
www.celiktassilis.com
ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.
MANİSA
0236 233 23 20
0236 233 23 23
www.cukurovakimya.com.tr
EGES ELEKTRİK&ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş
İSTANBUL
0212 446 41 21
0212 447 36 00
www.eges.com.tr
EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.
İSTANBUL
0212 325 96 60
0212 283 77 78
www.evren.ws
EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 573 38 88
0216 573 06 28
www.expert.com.tr
FERROMET MÜMESSİLLİK TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 275 33 00
0212 275 11 42
www.ferromet.com.tr
FOSTEMA METALURJİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 440 82 28
0312 439 66 84
www.fostema.com
HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.
ANKARA
0312 439 67 92
0312 439 67 66
www.ankiros.com
HERAEUS ELECTRO-NİTE TERMO TEKNİK SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 08 88
0312 267 08 87
www.electro-nite.com
KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.
KARABÜK
0370 424 10 50
0370 415 66 50
www.kadioglumaden.com.tr
KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 593 09 57
0216 593 09 59
www.kumsandokum.com.tr
LMA MOTİF ALÜM. DÖKÜM SAN. MÜM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 593 13 61
0216 593 13 62
www.lma.com.tr
MAGMA BİLİŞİM TEKN. HİZM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 557 64 00
0216 557 50 26
www.magmasoft.com.tr
MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 447 29 55
0216 447 29 69
www.marmarametal.com
META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 270 07 08
0212 270 08 88
www.metamak.com.tr
METKO HÜTTENES ALB. KİMYA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 411 69 11
0216 369 64 59
www.metkoha.com
SİLTAŞ SİLİS KUMLARI SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 335 70 09
0216 335 71 57
www.siltas.com.tr
SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 380 36 18
0216 416 91 59
www.silvanticaret.com
UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 399 98 68
0216 442 11 90
www.unikon.com.tr
VESUVIUS İSTANBUL REFRAKTER SAN. TİC. A.Ş. FOSECO
KOCAELİ
0262 677 10 50
0262 677 10 60
www.foseco.com.tr
YILKAN MAÇA SUP. ÜRETİM PAZ. SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 573 88 72
0224 573 74 93
www.yilkanchaplet.com
BÖLGESEL KURULUŞLAR
KATILIMCI ÜYELER
Teknik Seminer Kayıtları:
-CGI Teknolojisi, Sfero ve Aşılama Teknolojileri,
Türbin Döküm Teknikleri
Dr.Milan Lampic ve Dr. Torbjorn Skaland
- Yolluk ve Besleyiciler, iyi dökümün 10 kuralı
Prof. John Campbell
HABER
84
Ocak - Şubat - Mart / 2012

Benzer belgeler