Mağaza güvenliği Mağaza güvenliği

Transkript

Mağaza güvenliği Mağaza güvenliği
ISSN: 2148-4619
Sayı: 12 ∆ Haziran 2016
Migros Ticaret A.Ş:
“Tepe, yaratıcı
yaklaşımlarıyla fark
yaratıyor”
Tepe’de 4 firmanın
finansı tek çatı altında
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır
Şehre meydan
okuyanların
sporu: Parkur ve
Serbest Koşu
Mağaza
güvenliği
Mağaza güvenliği
İçindekiler
Odak
Mağazalarda kayıpları azaltmanın incelikleri................2
Söz Müşterinin
“Tepe, yaratıcı yaklaşımlar sergiliyor”...............................10
Tepe'den
"Uyguladığımız sistemle daha efektif olabiliyoruz"....12
Tepe'den Haberler
Tepe ailesinden Dünya Kadınlar Günü’nde
anlamlı hareket ...............................................................................15
Başarılı çalışanlar ödüllerini aldı...........................................16
YGG toplantıları Ankara’da yapıldı........................................19
2
10
Zaman Yolcusu
Yangın algılama ve söndürme sistemleri.....................20
Gelişim Zamanı
Öz Devrim.............................................................................................22
Güvenlik Penceresi
Güvenlik görevlilerine yeni kimlik kartları
dağıtılmaya başlandı....................................................................24
Aranmaya engel olana para cezası..................................25
Gezgin
Türkiye’nin ikinci Kapadokyası: Frig Vadisi.....................26
Güvenli Adrenalin
Şehre meydan okuyanların sporu.....................................28
Sokaktan Manzaralar
Mağazalarda kendinizi güvende hissediyor
musunuz?...........................................................................................32
15
TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Ya­yın tü­rü: Ye­rel, sü­re­li, üç ay­lık der­gi
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adı­na İm­ti­yaz Sa­hi­bi: Levent Güler So­rum­lu Müdür: Sanem Subaşı
Ya­yın Koordinatörü: Aylin Tarhan Kuru Edi­tör: Burçin Tarhan Gra­fik Ta­sa­rım: Kadir Kaymakçı
Fotoğraflar: Celal Kenç, Yusuf Aslan Katkıda Bulunanlar: Ayşe Başcı, Edanur Tekin
Ya­zış­ma Ad­re­si: Mustafa Kemal Mah. Dumlupınar Bulvarı Tepe Prime No. 266/C-17-24, Ankara
Tel: 0 312 248 80 00, Faks: 0 312 248 80 49 Web: www.tepesavunma.com.tr
Ya­pım: Konak Medya Cebesoy Sokak Aziz Apt. No: 13 Daire: 4 34734 Sahrayıcedit-Kadıköy / İstanbul
Tel: 0216 350 03 03 Web: www.konakmedya.com
Renk Ay­rı­mı ve Bas­kı: Matus Basımevi, Matbaacılar Sitesi, 1514 Sokak No: 2, İvedik Organize Sanayi - 06378 Ankara Tel: 0 312 395 95 96 Faks: 0 312 395 95 99
editörden
Değerli dostlarımız,
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin kurumsal yayını
TEPE’den dergisinin on ikinci sayısında hepimizin bolca
vakit geçirdiği mağazaların güvenliğine odaklandık.
12
20
Mağaza güvenliğinde hem perakendecilerin kayıplarının
önlenmesi hem de alışverişe gelen müşterilerin rahat
ve güvenli bir ortamda alışveriş yapmalarını sağlamak,
gerekli güvenlik önlemlerini almak ilk hedef haline geliyor.
Hem müşteri hem çalışan hırsızlığı tüm dünyada giderek
artsa da güvenlik önlemeleriyle perakendecilerin kayıpları
giderek azalıyor. Müşteri odaklı çalışan bir firma olarak
biz de müşteri ve personel arasında bir köprü oluyor
ve personele verilen eğitimlerle her geçen gün kaliteyi
artırıyoruz. Bu sayımızda da uzun yıllardır edindiğimiz
tecrübelerimize dayayarak mazağa güvenliğinde dikkat
edilmesi gereken konuları detaylıca inceledik. Ayrıca beş
yıldır mağaza güvenliği konusunda hizmet verdiğimiz
Migros Ticaret A.Ş’yi konuk ettiğimiz sayfalarımızda
Güvenlik Müdürü Bilgin Özgen’le sohbet ettik.
Tepe’den sayfalarımızın konuğu ise Finans Baş Müdürü
Gökhan Onel oldu. Onel ile konumuz şirket birleşmeleri ve
finansal yönetimin tek çatı altında toplanmasıydı. Onel’in
liderliğindeki Finansal Departman, uzun zamandır dört
şirketin finansal yönetimini üstleniyor. Peki bu yöntemin
avantajları ne? İlerleyen sayfalarda Gökhan Onel ile
röportajımızda okuyabilirsiniz.
26
Ayrıca bu sayımızda Zaman Yolculuğu sayfalarımızda
yangın alarm ve söndürme sistemlerinin tarihini inceledik
ve Leonardo Da Vinci’ye kadar uzanan bir yolculuğa tanık
olduk.
Gelişim Zamanı sayfalarımızda ise Meander
Consulting’den Özkan Zere, herkesi içindeki “öz”ü
uyandırmaya davet etti ve “kendi kendinizin CEO’su olun”
çağrısında bulundu.
Şehre meydan okuyanların sporu Parkur ve Serbest Koşu,
Türkiye’nin ikinci Kapadokyası Firg Vadisi de bu sayımızın
sayfalarında yerini aldı.
28
Keyifli okumalar.
Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş.
1
Odak
2
Haziran 2016
Mağazalarda kayıpları
azaltmanın incelikleri
Tüm dünyada perakendeciler için hırsızlığın maliyeti 45,5 milyar dolar. Bu nedenle
mağazalarda kayıpları azaltmak için güvenlik önlemlerinin önemi her geçen gün daha da
artıyor. Bunun yanında mağazalarda görev yapan güvenlik görevlilerinin müşteri
memnuniyetine de dikkat etmesi önem taşıyor.
Hepimizin neredeyse her gün
uğradığı mağazalarda güvenlik,
hem perakendecilerin kayıplarının
önlenmesi hem de müşteri
memnuniyetinin sağlanması için
önemli. Mağazacılıkta öncelikle
hırsızlığı önlemek olmak üzere,
alışverişe gelen müşterilerin rahat
ve güvenli bir ortamda alışveriş
yapmalarını sağlamak, gerekli
güvenlik önlemlerini almak ilk hedef
haline geliyor.
Mağaza güvenliğinde en önemli risk;
müşteri ve çalışan hırsızlığı olarak
karşımıza çıkıyor. Bunun yanında
dolandırıcılık, kargaşa (yağma
girişimleri), yangın, elektrik kesintisi,
doğal afetler, toplumsal olaylar,
sabotaj ve terör olayları da diğer göz
önünde bulundurulması gereken
riskler olarak görülüyor.
6.2 milyon hırsıza suçüstü
Yapılan araştırmalara göre,
mağazacılıkta kayıpların baş
sorumlusu olarak yüzde 42,4 ile
genel hırsızlık karşımıza çıkıyor. Genel
hırsızlığın dünya perakendecilerine
maliyeti 45,5 milyar dolar olarak
hesaplanıyor. Bunun yanında ABD,
Kanada ve Avustralya’da, çalışanların
yaptığı hırsızlık, genel hırsızlığı da
geçiyor. ABD’de çalışanların hırsızlığı
17,2 milyar dolar zarara yol açarken
genel hırsızlık 13,7 milyar dolar zarar
getiriyor.
Dünya genelinde ise çalışanların
yol açtığı hırsızlık (yüzde 35,3)
37,8 milyar dolar kayba yol açıyor.
Muhasebe ve fiyatlama hatalarından
doğan kayıplar (yüzde 16,9) 18,1
milyar dolar, satıcı yolsuzluklarının
zararı ise (yüzde5,4) 5,8 milyar dolar
olarak hesaplanıyor.
Bu noktada güvenliğin önemi
yine rakamlarla ortaya konuyor:
Mağazalarda, 2010 yılında 6,2 milyon
hırsız ‘’güvenlik önlemleri sebebi ile’’
suçüstü yakalandı.
Kayıplar, güvenlik önlemiyle
yüzde 5,6 azaldı
Mağazalardaki kayıpların artması
ve güvenlik önlemlerinin öneminin
daha da fazla anlaşılmasıyla bu
konuya yapılan yatırım giderek
artıyor. Perakendecilerin yüzde 31’i
3
Odak
net cevapları ile kontrolü sağlamalı.
Mağaza çalışanları ile mesafeli
olmalı. Görev bilinci olan, yaptığı işi
sahiplenen, iletişimi kuvvetli bir kişi
olmalı.
Tepe Güvenlik de tüm bunları
sağlamak için güvenlik personeline
işe başlamadan önce kanun
gereği İSG Eğitimi ile mağaza
güvenliği konusunda eğitim veriyor.
Sonrasında ise 5188 sayılı Özel
Güvenlik Kanunu, arama, devriye,
iletişim, rapor ve tutanak tutma ve
genel güvenlik konularında eğitim
sağlıyor. Ayrıca gündeme ilişkin
eğitimler de verildikten sonra sınav
yapılıyor, var ise eksiklikler tespit
ediliyor ve buna göre personel, özel
olarak tekrardan eğitim sürecinden
geçiriliyor.
hırsızlığın önceki yıla göre arttığını
belirtirken, yüzde 41’i ise hırsızlık
girişimlerinin arttığından yakınıyor.
ABD, Çin, Fransa, Türkiye, Rusya,
Almanya, Brezilya, Hindistan ve
Güney Afrika’nın aralarında olduğu
42 ülkedeki en büyük perakende
şirketleri, bu yıl dünya genelinde
güvenliğe ve önlem paketlerine
yönelik harcamalarını yüzde 10
arttırdılar. Bunun sonucunda da
suç ve hataya bağlı kayıplar geçen
yıla göre yüzde 5,6 azaldı. Dünya
genelinde suç artarken, güvenlik
sayesinde suça bağlı kayıplar da
azalıyor.
Türkiye hırsızlıkta
14'üncü sırada
2010’da suç ve hata nedeniyle
yaşanan kayıplarda 39,3 milyar
dolarla ABD, bir numara olurken,
Japonya 9,2, İngiltere 6,6, Almanya
6,1 ve Fransa 5,7 milyar dolarla ilk
4
Haziran 2016
5 sırayı paylaşıyor. Türk perakende
sektörü ise, 1.690 milyar dolarlık
hırsızlık ve ihmale bağlı kayıpla
14’üncü sırada yer alıyor. Bu rakam
ise satışların yüzde 1,52’sine denk
geliyor. 2009’da satışların yüzde
1,67’si oranında kayıp yaşayan Türk
perakendecileri, kayıpları azalttılar.
Görmek ile bakmayı
ayırmak gerek
Mağazada görevli güvenlik
görevlisinin, müşteriyle mağazaya ilk
girişinden çıkışına kadar iletişimde
olan kişi olması nedeniyle bırakacağı
izlenim çok önemli. Bu nedenle
mağaza güvenlik personelinin
mağaza müşterileri ile kurduğu
iletişimin yanında gerek fiziki
görüntüsü gerekse, diksiyonu ile
fark yaratması gerekiyor. Bunun
yanında güvenlik görevlisinin bakma
ile görmeyi ayıran bir özelliği olmalı.
Görev esnasındaki duruşu, kısa ve
Kameralar ve alarmlar
mağazalar için önemli
Güvenlik personelinden sonra
mağazacılığın en önemli güvenlik
unsuru ve teknolojik desteği ise
kameralar olarak karşımıza çıkıyor.
Kullanılan kameraların çözünürlüğü
ve her noktayı görmesi çok önemli.
360 derece dönme özelliğine sahip
olan kameraların kullanılması,
şüpheli şahısların takibinin bu
kameralar üzerinden yapılması
gerekiyor. Kameraların bakımı da
önem taşıyor. Arıza durumunda
derhal müdahale edilmesi gerekiyor.
Bunun yanında alarmlar da kayıpların
önlenmesinde önemli unsurlar. Çıkış
noktalarındaki ve alışverişsiz çıkışta
bulunan kapı alarmlarının her zaman
çalışır durumda olması gerekiyor.
Ayrıca değerli ürünlerde alarm
olması, küçük ve değerli ürünlere
takılan alarm ile ürünün gözle takip
edilecek yerde olması önem taşıyor.
Bunlar dışında olası hırsızlıkları
önlemek için şu önlemleri almak
kaçınılmaz:
1. Çalışanların seçimine
özen göstermek: Çalışanların
hırsızlığını önlemenin ilk adımı
insan kaynaklarından başlıyor. Bu
nedenle bir kişiyi işe alırken çok
özenli ve seçici olmak gerekiyor.
Kişinin özgeçmişinin araştırılması,
sabıka kayıtlarının incelenmesi,
referanslarının değerlendirilmesi
gerekiyor. Mağaza hırsızlığı yapan
personel bu yasadışı davranışını
girdiği her işte sürdürmektedir.
2. İnsan kaynakları açısından önlem
almak: İnsan kaynakları bölümü, işe
almanın dışında hırsızlığı önleyici
çeşitli önlemlerin alınmasından da
sorumlu. Bu konuda doğrudan ya da
dolaylı etkisi olacak başlıca önlemler
şöyle sıralanabilir:
¬¬ Çalışanların eğitimine önem
vermek,
¬¬ Çalışana uygun görev vermek,
¬¬ Çalışanlara saygı duymak,
¬¬ Nesnel davranmak,
¬¬ Güvenlik kurallarını uygulamak.
3. İşletme kültürü yaratmak:
Mağazadan çalmayı önlemek üzere
işletmenin bir dürüstlük kültürü
yaratması gerekiyor. İşletmede
farkındalık oluşturmak için,
kurumun çalışanlarla stok kayıpları
ve hırsızlık konularında iletişim
kurması önem taşıyor. Bir dürüstlük
kültürü yaratmak aynı zamanda etik
temellere dayalı olarak iş görmeyi
de sağlıyor.
4. Gelişmiş teknolojilerden
yararlanmak: Mağaza içi hırsızlığı
önlemenin başka bir yolu da
teknoloji. Zarar engelleyici teknik
yönetim sistemleri hırsızlık
olasılığını azaltıyor. En etkili
teknolojilerden birisi kameraların
kullanılması. Finansal kuruluşlarda,
süpermarketlerde ve perakende
mağazalarında kullanılan yeni bir
teknoloji dijital veri yakalayıcı "Digital
Datacatch" adı verilen teknoloji. Bu
teknolojide kullanılan dijital videolar
yüzlerce kameranın anlık kayıtlarını
yapabiliyor, bunları sıkıştırılmış
biçimde ana sistemde saklıyor. Bu
görüntüler tarih, zaman, kamera
türü, hareket ve kayıt verisine göre
aranabiliyor. Bilgisayar bağlantısı,
yazıcı bağlantısı, monitör bağlantısı,
modem bağlantısı kurulabiliyor.
Yapılan kayıtlar VHS teyp ya da
CD-R (W)'ye aktarılabiliyor. Aynen
ya da JPEG’e çevrilerek baskı
alınabiliyor. Uzaktan kumandası
aracılığı ile anlık kayıtlar ya da eski
kayıtlar yönetilebiliyor. Bir olaya
ilişkin olarak yönetim, araştırma
yapmak istediğinde saniyeler içinde
görüntülere ulaşılabiliyor. Kuşkusuz
böyle bir sistem çalışanların
hırsızlığını da caydırıcı bir etki
yapıyor.
İşletmelerin, hırsızlık fırsatlarını
ortadan kaldırmaya yönelik olarak
kullanabileceği başka bir teknoloji,
çeşitli alanlara ve bilgilere erişimin
engellenmesi. Çalışanların belli
alanlara girmesi ya da belli bilgileri
görmesi kesin zorunluluk olmadıkça
yasaklanır. Böylece işletme,
çalışanların görmesini istemediği
bilgileri elektronik olarak şifreler,
basamaklar.
Kullanılan teknolojinin her
özelliğini çalışanların bilmesine
gerek yoktur. Bu teknolojilerin
ana amacı çalışanların hırsızlığını
engellemektir. Başka bir amacı
da hırsızlık yapan çalışanı
yakalamaktır.
5. Ürünleri doğru yerleştirmek:
Kayıpları önlemenin yollarından biri
de yüksek riskli ürünleri ve alanları
belirlemek ve farklı önlemler almak.
Değerleri çok yüksek ürünlerin
toplam hırsızlıktaki payları daha
fazla. Envanterin yüzde 10'luk
bölümü değer olarak toplam
envanter kayıplarının yüzde 40'ını
oluşturuyor. Mağaza yönetiminin
tüm özenini ve engelleyici
önlemlerini bu tür çok pahalı ve
çalınması kolay ürünler üzerinde
yoğunlaştırması tavsiye ediliyor.
Bunlara örnek olarak mücevher, deri,
küçük elektronik aygıtlar verilebilir.
İşletmenin en önemli varlığı ise
nakittir. Nakit yönetimi çok büyük
öneme sahip. Kasada yeterinden
fazla nakit olması çalışanı çalmaya
özendirebilir. Bu nedenle kasada
sınırlı miktarda nakit bulunduracak
5
Odak
biçimde kasa denetimlerinin
yapılması gerekir. Fazla nakitin
zaman zaman toparlanması iyi olur.
Ayrıca küçük mağazalarda kasiyerin
alışveriş sepetini daha iyi görmesi
için aynalar yerleştirilir.
6. Uyarıları fark etmek: Çalışanların
hırsızlığına ilişkin olarak olası
uyarıların farkına varmak da önem
taşıyor. Ancak bu değişimlerin
suçluluktan mı yoksa kişinin
duygusal ve psikolojik durumundan
mı kaynaklandığını saptamak
gerekiyor. Deneyimler, hırsızlıkla
ilgili olarak pek çok farklı işaretlerin
6
Haziran 2016
ve davranış değişikliklerinin
olduğunu gösteriyor. İşletmelerde
bu tür gözlem ve değerlemeler her
düzeydeki çalışanlar için yapılmalı.
Araştırmalara göre hırsızlık yapanlar
arasında alt düzey çalışanların payı
yüzde 80 olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak bunların çaldıklarının parasal
değeri toplamın yüzde 20'sini
oluşturuyor. İstatistiklere göre üst
düzey çalışanlar çok daha büyük
zararlara yol açıyorlar.
mağazada alışveriş yaparmış
gibi dolaşmaları da hırsızlığın
önlenmesinde bir başka yöntem.
Sahte müşteriler gerçek müşteri
gibi ürünleri inceler, sepetlerine
koyar ve bu arada mağaza
hırsızlığına ilişkin izler arar ve olası
mağaza hırsızlarını araştırırlar.
Büyük perakendecilerin çoğu bu
tekniği kullanıyor ve müşterilerin
yanı sıra çalışanların hırsızlığını da
bu yöntemle saptıyorlar.
7. Sahte müşteri kullanmak:
Görevlendirilen mağaza
çalışanlarının farklı kılıklarda
8. Çıkışları denetlemek: Mağazanın
çıkışında yer alan görevliler
çalışanların hırsızlık açısından
Ticaret A.Ş.’ye hizmet veriyor. Ayrıca
İzmir Gaziemir’de bulunan Optimum
Alışveriş Merkezi ve Balçova’da
bulunan Asmaçatı Alışveriş Merkezi
de güvenlik hizmeti verilen şirketler
arasında yer alıyor.
Tepe Savunma, verdiği hizmetler
doğrultusunda mağazalarda
yaşanan kayıpları büyük ölçüde
azaltıyor ve müşteri memnuniyetini
artırıyor.
Artan terör olaylarına karşı
ek önlemler
denetlenmesini de yaparlar.
Çalışanların yanlarında götürdükleri
eşyaları denetlerler. Perakendeciler
için çalışanların hırsızlığını önleme
her zaman öncelik taşır. İşletme içi
hırsızlığı önlemek ya da azaltmak
için bu konudaki fırsatları, isteği ve
güdülenmeyi ortadan kaldıracak
çeşitli sistemlerin ve uygulamaların
geliştirilmesi gereklidir.
Tepe ile tam güvenlik,
tam memnuniyet
Tepe Savunma ve Güvenlik,
sektöre girdiği ilk günden bugüne
müşteri odaklı çalışan bir firma
olarak tanınıyor. Hizmet verdiği
her nokta için, personelleri ile
müşteri arasında bir köprü
oluyor, müşterilerinin istekleri
doğrultusunda personele yön ve
eğitim veriyor. Personele verilen
eğitim ile de her geçen gün kaliteyi
daha da arttırıyor.
Ülke ekonomisine önemli
katkılarda bulunan, çevreye ve
topluma karşı sorumluluklarının
bilincinde, teknoloji ve kalite
açısından savunma sanayi ve
güvenlik sistemleri sektörlerinde
lider bir kuruluş olarak hedefini
müşterilerinin memnuniyetini
sağlamak olarak belirliyor.
Varlığını sürdürebilmenin yegâne
koşulunun ise, müşterilerine
beklentilerinin üzerinde ürün ve
hizmetler sunmak olduğunun
bilinciyle hareket ediyor.
Müşterilerinin tam tatmininin,
çalışanlarının mutluluğu ve
memnuniyetinden geçtiğini
bilinci ile personelinin gelişimini
destekliyor ve teşvik ediyor.
Bu amaca ulaşmak üzere, her gün
yoğunlaşan rekabet koşullarında
gücünü sürekli artırmak üzere
ISO-9001/AQAP-110 Kalite Yönetim
Sistemleri’nden faydalanıyor.
Şu anda Tepe Savunma, Türkiye'nin
en önemli markalarından Migros
Son zamanlarda artan terör
olayları mağazalarda da ek
önlemler almayı gerektiriyor.
¬¬ Bu gibi durumlarda mağazaya
giriş esnasında özellikle sırt
çantalı olan müşterilerin
kontrolü hassasiyetle
yapılmaya başlanıyor.
¬¬ Mevsime göre abartılı giysi
giyen müşteriler kontrol altına
alınıyor.
¬¬ Mağaza çevre güvenliği
açısından sürekli dış alanlar
kontrol ediliyor.
¬¬ Şüpheli paket veya araçlara
dikkat edilip, herhangi bir
durumda kolluk kuvvetleri ile
iletişime geçiliyor.
¬¬ Şirket yöneticileri tarafından
sürekli kontroller yapılıyor,
mağazalar arası bilgi paylaşımı
üst seviyeye çıkartılıyor, mal
kabul alanlarının kontrolü
arttırılıyor ve yabancı araçların
bölgeye girişi engelleniyor.
¬¬ Mağaza yönetimi ile koordineli
şekilde personel sayısı artırımı
sağlanıyor.
7
Odak
Optimum Outlet İzmir
Tepe’ye güveniyor
İzmir’de bulunan Optimum Outlet alışveriş merkezi, 2012
Mart ayından bu yana güvenlik hizmetini Tepe Savunma
ve Güvenlik’ten alıyor. 135.000 m2’lik bir alana kurulu olan
Optimum Outlet İzmir, 56.000 metrekarelik kiralanabilir
alanında 163 mağazası, 1500 araçlık kapalı otoparkı,
sinema salonları, 390 metrekare buz pateni pisti ve
eğlence merkezi ile ziyaretçilerine sosyal ve kültürel
bir yaşam alanı sunuyor. Tepe Savunma ve Güvenlik,
Optimum Outlet’te 64 personel ile görev yapıyor. Alışveriş
merkezi giriş çıkış kontrolleri, açık ve kapalı otoparklar,
dış alanlar, alışveriş merkezi içi katlar ve mal kabul
alanlarında tüm giriş çıkış kontrolleri Tepe Savunma ve
Güvenlik tarafından yapılıyor. Müşterilerin güvenli bir
şekilde alışveriş yapabilmeleri için gerekli tüm önlemleri
alan Tepe, hırsızlık, gasp, kavga ve terör olayları ile alakalı
tüm istihbari bilgileri de değerlendirerek aksiyon alıyor.
Asmaçatı Alışveriş ve Buluşma
Noktası’nda Tepe imzası
Tepe Güvenlik ve Savunma, İzmir Balçova’da
Ege’ye özgü bir mimariye sahip olan
Asmaçatı Alışveriş ve Buluşma Noktası’na
2011 Şubat ayından bu yana güvenlik
hizmeti sunuyor. Alışveriş merkezindeki tüm
açık ve kapalı otoparklar, mal kabul giriş
çıkışları ve alışveriş merkezi giriş çıkışlarında
kontrolleri Tepe Güvenlik ve Savunma yapıyor.
27. 775 metrekarelik toplam inşaat alanı
bulunan ve konumu itibariyle 1 milyon kişiyi
hedefleyebilen Asmaçatı'da Tepe Güvenlik
ve Savunma’nın 10 güvenlik personeli
bulunuyor. Giriş çıkış kontrolleri yanında Tepe,
hırsızlık, gasp, kavga, terör olayları ile ilgili
istihbari bilgileri değerlendiriyor ve güvenli bir
alışveriş için tüm önlemleri alıyor.
8
Haziran 2016
Vaka Analizi
Hırsızlar alarmlara karşı
M
ağazalarda karşılaşılan
olaylarda hırsızların
kapıdaki alarmları atlatarak
ürünleri dışarı çıkarma çabaları sık
görülüyor ve bazen fark edilmesi
zor yöntemler kullanılıyor. Burada
güvenlik personelinin dikkatinin ve
algısının yüksek olması büyük önem
taşıyor.
Olayın özeti:
Resimler gördüğünüz üzere
mağazalarda rastladığımız basit
hırsızlığın yanında etkili, fark edilmesi
daha zor yöntemler de kullanılabiliyor.
Bunlar arasında rastlanan bir yöntem,
müşteri gibi içeriye giren şahısların
yükte hafif ancak pahada ağır tabir
edilen kozmetik ürünlerini alarak
alüminyum folyolu çantalara koymak
suretiyle çalmaları. Alüminyum
Ürünlerin üzerinde bulunan şerit alarmların çıkış
kapısında görülmesini engelleyen alüminyum
folyolu çanta
folyo ürün üzerindeki alarmın kapı
ile temasını tamamen keserek
uyarı sisteminin devreye girmesini
engelliyor.
Şişelerdeki
alarmları
sökmeye yarayan
mıknatıs
Bir diğer kullanılan yöntem ise alkol
şişelerinin üzerindeki alarmları
sökmeye yarayan mıknatıs tertibatı.
Mantık yine çıkış kapısı ile alarmın
temasını kesmek ve uyarı sistemini
devre dışı bırakmak. Bu yöntem
daha çok tenha, güvenlik görevlisinin
sayıca az olduğu mağazalarda
kullanılıyor. Alarmı söken şahıs alkolü
yanında getirdiği herhangi bir poşet
veya sırt çantasına koyarak çıkarır.
Olayın değerlendirmesi
Her iki olayda da önemli olan
mağazada görevli güvenlik
personelinin dikkati ve algısının
yüksek olmasıdır. Şahıs bir kere
mağazadan bu yöntemle ürün
çaldığında tekrar aynı mağazadan
ürün çalmayı deneyecektir.
Yaşanan bu tür olaylarla ilgili kamera
görüntüleri ve personelin tespitleri
diğer mağazalarda görevli güvenlik
personelleri ile paylaşılır ve daha
etkin görev yapmaları sağlanır.
9
Söz Müşterinin
“Tepe, yaratıcı
yaklaşımlar sergiliyor”
Tepe Savunma ve Güvenlik, Türkiye’nin en önemli markalarından Migros’a 5 yıldır
hizmet sunuyor. Tepe’den alınan hizmetin detaylarını ve Migros’un güvenlik anlayışını
Migros Güvenlik Müdürü Bilgin Özgen ile konuştuk.
Türkiye’nin en önemi zincirlerinden
Migros Ticaret A.Ş, 1403 Migros ve
37 Macro center olmak üzere yurt
içinde 72 ilde 1440 mağaza, yurt
dışında ise 45 Ramstore olmak üzere
1485 mağazayla hizmet veriyor.
Dolaylı istihdamla birlikte 32 bin
kişilik büyük bir aile olan Migros,
güvenlik hizmetlerini Tepe Savunma
ve Güvenlik’ten de alıyor.
Güvenlik çalışmaları ile ilgili bilgi
aldığımız Migros Güvenlik Müdürü
Bilgin Özgen, Migros için mağaza
güvenliğinde en önemli konuların
başında teşhis, tespit ve takip
konusunun geldiğini belirtiyor. Özgen,
“Önemli olan, sorunu oluşmadan
fark edebilmek, caydırabilmektir.
Güvenliğin bu kabiliyetini geliştirmesi
önemlidir. Zira mağazacılıkta diğer
önemli risk, markanın yaşayabileceği
prestij kaybıdır” diyerek
mağazalardaki güvenlik görevlilerinin
önemini vurguluyor.
Özgen’e göre Migros’un en önem
verdiği konu güvenlik ekibinin
gerek çevresinde gerek mağaza
içindeki duyarlılığı. Bu duyarlılık
konusu mağaza içindeki herhangi
bir alandan gelebilecek kablo
kokusunu fark etmekten, unutulan
ödeme işlemlerine kadar mağaza
güvenliğini etkileyebilecek tüm
unsurları içeriyor.
Tepe’nin tecrübesi avantaj
sağlıyor
Bu doğrultuda 5 yıldır fiziki
güvenlikle ilgili tüm hizmetlerin
alındığı Tepe Güvenlik ve
Savunma’nın da tüm titizliğiyle bu
beklentileri karşıladığına dikkat
çeken Özgen, Tepe’nin yılların
10
Haziran 2016
Bilgin Özgen
tecrübesiyle kendilerine pek çok
avantaj getirdiğini ve prosedürlere
uygun ve beklentilerini karşılayacak
yönde hizmet kalitesi anlayışıyla
çalıştığını belirtiyor. Özgen, “Tepe,
profesyonel ve yaratıcı yaklaşımlar
sergilemekte” diyor.
Migros tüm mağazalarında
müşterilerin rahat ve huzurlu
alışveriş yapabilmeleri için gerekli
ortamın sağlanmasına büyük önem
veriyor. Bunun için otoparkı olan
mağazalarda otopark kontrolü,
şüpheli durumların kolluk kuvvetleri
ile paylaşılması, mağazalardaki
ürünlerin güvenliği ve kontrolü,
mağazalarda bulunan ürün alarm
sistemlerinin aktif olarak kullanılması
gibi önlemler alınıyor.
Öncelikli amaç müşterinin
huzuru
Özgen, “Öncelikli amacımız
müşterilerimizin rahat ve huzurlu
alışveriş yapmalarına olanak
sağlamak. Çünkü müşterilerimiz
mağazalarımıza sadece alışveriş
için gelmiyorlar. Farklı alışveriş
deneyimleri kazanmak, yeni nesil
perakende uygulamalarımızı
deneyimlemek, en geniş ürün çeşidi
ile tüm ihtiyaçlarını tek bir noktadan
karşılayabilmek amacındalar.
Doğal olarak bu güveni onlara
verebilmek ve devamlılığı sağlamak
bizler için çok önemli. Bu doğrultuda,
güvenlik ekiplerimiz de aldıkları
eğitimlerle, kurumsal duruşları ve
güler yüzlü hizmet anlayışları ile
bizlere destek oluyorlar” diyor.
Bunun yanında kendi personellerinin
de düzenli olarak genel güvenlik
tedbirleri hakkında eğitimler
aldıklarını belirten Özgen, şunları
ifade ediyor: “Her personel, güvenli
bir alışveriş ortamı yaratılması
konusunda uyulması gereken
konulara güvenlik personellerimiz
kadar hakimler”.
11
Tepe'den
"Uyguladığımız sistemle
daha efektif olabiliyoruz"
2012 yılından bu yana
Tepe Grubu’nun 3 hizmet
şirketinin finansını tek
çatı altında yöneten
Finans Departmanı bu
yıl Bilintur’u da aynı çatı
altına kattı. Finans Baş
Müdürü Gökhan Onel ile
finansal yönetimin tek çatı
altında birleştirilmesinin
detaylarını konuştuk.
Tepe Grubu’na bağlı Tepe Savunma
ve Güvenlik Sistemleri Sanayi A.Ş,
Tepe Güvenlik A.Ş, Tepe Servis ve
Yönetim A.Ş şirketlerinin finansal
yönetimi 2012 yılından bu yana
tek bir departman tarafından
yönetiliyor. Bu yıl aynı departman
Bilintur BCC Catering’in de finansal
yönetimini üstlendi. Finans Baş
Müdürü Gökhan Onel bu yöntemi
kullanan fazla şirket olmadığını
belirtirken bu uygulamanın pek çok
avantajı da beraberinde getirdiğini
düşünüyor. Gökhan Onel ile Finans
Departmanı'nın sorumlulukları
üzerine sohbet ettik.
Tepe Güvenlik ve Savunma için
finansal anlamda 2015 nasıl geçti
ve 2016’dan beklentileriniz neler?
2015 yılı tüm firmalar için çetin
geçti diyebiliriz. Ancak biz Bilkent
12
Haziran 2016
Gökhan Onel
Holding’in Türkiye’deki sayılı firmalar
arasında yer almış olmasının
avantajından faydalanarak oldukça
fazla müşteriye ulaşıp oldukça fazla
iş sahasında yer almaya çalıştık.
Türkiye’deki ekonomik yavaşlamanın
etkisini en hızlı hisseden sektör
ne yazık ki hizmet sektörü oluyor.
Fakat hem Bilkent Holding hem Tepe
Grubu firmaları olarak zor durumları
öngörebiliyor ve belli tedbirler alarak
yolumuza devam ediyoruz.
2016’da beklentileriniz neler?
Hem iç piyasada hem dünya
genelinde bir yavaşlama olduğu
için 2016 yılında da 2015’ten
daha iyi bir tablo beklemiyoruz.
2015’teki çetin şartlar 2016’ya da
sirayet etti. Ancak sektörde lider
olmamız sayesinde elimizdeki
iş imkanlarımızı artırabiliyoruz
ve şirketlerimizde genişleme
yaşayabiliyoruz.
Başında olduğunuz Finans
Departmanı’nın yapısından
bahseder misiniz?
Biz, 2010 yılına kadar Bütçe
ve Finans Departmanı olarak
hizmet veriyorduk. 2010 yılından
sonra şirketlerin büyümesi ile
paralel olarak finansı ve bütçeyi
birbirinden ayırdık. Ben, 2012
yılına kadar Bütçe Departmanı'nın
başında yer aldım. 2012 yılından
sonra Finans Departmanı'nın
yönetimine atandım ve orada
görevimi devam ettiriyorum.
Finans Departmanı, şirketimizin
yaptığı işlerden dolayı kestiği
faturaların tahsilatı ve tahsil
edilen nakitlerin harcama yerleri
ile ilgili düzenleme yapan bir
departman. Devlete ve çalışanlara
karşı nakdi sorumluluklarımızın
zamanında yerine getirilebilmesi
için müşterilerden sözleşmeleri
çerçevesinde gerekli tahsilatları
yapıyoruz.
Paranın ne zaman tahsil
edileceğini, gelen paranın ne zaman
havuzda birikeceğini ve ne zaman
nereye harcanacağını planlayan bir
bölüm niteliğindeyiz. Ama işimiz
bununla bitmiyor. Aynı zamanda
bu süreçler içerisinde aksayan
bir konu olursa müdahale etmek,
müşterilerle ve tadarikçilerle olan
nakit ilişkilerini yönetmek üzerine
kurulu bir yapımız var.
Departmanınız birden fazla
şirketten sorumlu. Farklı şirketlerin
finansal yönetiminin tek çatı altında
birleştirilmesi uygulamasından
bahsedebilir misiniz?
Tepe Savunma, Tepe Güvenlik ve
Tepe Servis olarak 2015 yılına kadar
ortak bir finansal yönetim modeli
takip ettik. 2015 yılında Bilintur’u
da bünyemize kattık. Onun da
operasyon ve diğer konulardaki
yönetimi ayrı iken finans yani para
kaynağının yönetimini bir araya
topladık.
Tepe Savunma, Tepe Servis ve
Tepe Güvenlik firmaları ve ardından
katılan Bilintur, birbiriyle organik
bağı olan firmalar. Hepsinin
doğuş sebebi birbirini tamamlıyor.
Bu nedenle bu firmaların mali
kontrolünü tek çatı altında toplama
fikri bize hem yönetilebilirlik hem
de denetlenebilirlik açısından daha
efektif geldi. Çünkü birbirinden
bağımsız üç tane firmayı mali
açıdan yönetmek ve denetlemek
daha zor ve daha fazla iş gücü
gerektiriyor. Bu fikrimizi Bilkent
Holding de onayladı.
Ne zaman başladı bu işleyiş şekli?
2012 yılında Tepe Savunma, Tepe
Servis ve Tepe Güvenlik ile başladık.
Bu yıl da aynı çatı altına Bilintur
katıldı.
4 yıldır uyguladığınız bu yöntemin
gözle görülebilir faydaları ne oldu?
Şirketlere neler kattı?
En büyük avantajımız 3 firmanın da
nakit performansını görebilmemiz ve
planlayabilmemiz. Bunu yapabilen
çok fazla firma yok.
Her üç firma da çok büyük işler alıyor
ve çok fazla müşteriyle çalışıyor.
Bu da aynı anda çok fazla konuya
odaklanmayı ve çok fazla işi aynı
anda takip etmeyi gerektiriyor.
Bunun yanında çeşitli
enstrümanlarla piyasayı takip
ederek şirketin parasını yönetmek
de bizim sorumluluğumuzda.
Ekibiniz kaç kişiden oluşuyor?
Departmanımız geçen sene
sonuna kadar 11 kişiydi. Ama 2016
yılında Bilkent Holding’in de almış
olduğu bir karar gereği, güçler
ayrılığı ilkemiz doğrultusunda ve
muhasebeyi ve finansı birbirinden
tamamen ayırdık. Şu anda
departmanımız 6 kişiden oluşuyor.
13
Tepe'den
Finansal birleşmenin müşterilere
olumlu – olumsuz yansıması
var mı? Yoksa bu durum onlara
yansımıyor mu?
Hem savunma hem servis hizmeti
alan müşteriler için bu bir kolaylık.
Güvenlik ve temizlik hizmetlerini
bir arada verdiğimiz çok sayıda
müşteri var. Böylece iki farklı kişiyle
konuşmak zorunda kalmıyorlar.
Bunu yapabilen çok fazla şirket yok
dediniz ama önümüzdeki dönemde
artma olasılığı görüyor musunuz?
Maliyeti düşürdüğü için tercih
edilebilir. Aynı personelle birden çok
firmanın finansını yönetiyorsunuz.
Dolayısıyla ileride çok büyük
firmaların dahi tercih edebileceği
bir yöntem olabilir. Holding firmaları
konsolidasyon yapıp firmaların mali
performanslarını konsolidasyon
altında izliyorlar ama biz bunu
holding bazında 4 farklı firmayı
izleyerek yapıyoruz.
Önümüzdeki dönemde bu çatı
altına başka şirketlerin katılması
gibi bir plan var mı?
Yönetmekte olduğumuz şirketlerin
artma ihtimali her zaman var. Biz
bir Holding firmasıyız ve Holding
nezdinde hizmet şirketlerini yöneten
bir grubuz. Gelecekte Holding çatısı
altında yeni kurulan bir hizmet
sektörü firması olursa onun da mali
yönetimi bizim tarafta olacaktır
büyük ihtimalle. Bu biraz da yılların
tecrübesi ve güveni ile alakalı bir
durum.
İşinizin en zorlayıcı tarafı nedir?
Hizmet sektörü firması olmamız
nedeniyle nakit kaynaklarına
hızlı ulaşmamız gereken bir
pozisyondayız. Yaptığımız işin
yüzde 70’ten fazlası işçilik. Bir mal
üreten firma olsak hammaddeyi
vadeli alırız, üretiriz, depoya koyarız,
satılınca hammaddenin parsını
öderiz. Ancak hizmet sektöründe
en önemlisi, çalışanınıza verdiğiniz
taahhüt. Sen 30 gün çalışacaksın,
ben sana maaşını ödeyeceğim
diyorsunuz. Devlete taahhüdünüz var.
Faturalarınızın vergisini ödemeniz
gerekiyor, muhtasar dediğimiz gelir
vergileriniz var ve bunları vadesinde
ödemek zorundasınız. Bunları
bir tedarikçiye öder gibi öteleme
lüksünüz yok. Düşünün ki 15.000
kişinin üzerinde bir kadroya sahibiz
ve ayın 1’inde maaşlarının ödenmesi
şart. O yüzden sıcak para bizim
sektörümüzde diğer sektörlere göre
çok daha önemli.
14
Haziran 2016
Tepe ailesinden Dünya Kadınlar
Günü’nde anlamlı hareket
Tepe Savunma ve Güvenlik
Sistemleri San. A.Ş. , Tepe Servis ve
Yönetim A.Ş. ve Tepe Güvenlik A.Ş.,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde
“Bu özel günde hep birlikte yardıma
ihtiyacı olan kadınlarımıza yardım eli
uzatmaya ne dersiniz?” sloganıyla
bir kampanya yürüttü. İnsan
Kaynakları Koordinatörlüğü’nün
organize ettiği kampanya
kapsamında, şirket çalışanları
arasında bağışta bulunmak isteyen
gönüllülerin, kadınlara ve çocuklara
yönelik kullanılabilir durumda olan
giysi, ayakkabı, mutfak ve ev eşyası,
aksesuar ve oyuncak gibi eşya
bağışında bulunmaları sağlandı.
Tepe çalışanları, yardım olarak
topladıkları eşyaları 1986 yılında
kadınların ekonomik durumlarını
ve yaşam kalitelerini iyileştirmek
amacıyla kurulmuş olan Kadın
Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın
(KEDV) iktisadi işletmesi olan
Nahıl Dükkanı’na ulaştırdılar. Vakfa
ulaştırılan eşyalardan bazıları
yeniden değerlendirilmek üzere
dönüşüme alındı, bazıları da elde
edilecek gelirin yardım faaliyetlerinde
kullanılması için satışa sunularak
Nahıl Dükkanı’na yerleştirildi.
KEDV, kâr amacı gütmeyen, dar
gelirli bölgelerde kadınlara ve
çocuklara yönelik çalışmalar
yapan, kadınların bireysel ve
toplumsal yaşamlarını iyileştirme
çabalarını desteklemek, temel
ihtiyaçları etrafında organize olarak
kapasitelerini geliştirebilecekleri
platformlar yaratmak ve çocukların
erken çocuk eğitimi olanaklarından
yararlanabilmelerini sağlamak
üzere faaliyetlerini yürüten bir sivil
toplum örgütü. Bugüne kadar 12
kentte 23 kadın ve çocuk merkezini
destekledi, 10,000’in üstünde
çocuğun 3–6 yaş eğitiminden
yararlanmasını sağladı. Dar gelirli
bölgelerde yeni çocuk yuvalarının
açılması için çalışan ve girişimci
kadınlara pazarlama ve ürün
geliştirme desteği veren KEDV’in
çalışmalarına ufak da olsa destek
sağlamak Tepe çalışanları için
Dünya Kadınlar Günü’nü daha da
anlamlı hale getirildi.
15
Tepe'den Haberler
Başarılı çalışanlar ödüllerini aldı
Örnek ve özverili davranışlarıyla Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’ni temsil eden
çalışanlar Genel Müdürlük tarafından teşekkür ve takdir belgesiyle ödüllendirildi.
Mart ayında ödüllendirilenler
Berkant Kalkan - Taner Demirağ
Malatya Girişim Grubu Tekstil Tur. Enerji İnş. projesinde
güvenlik şefi olarak çalışan Berkant Kalkan ve vardiya
sorumlusu Taner Demirağ özverili çalışmaları ve örnek
görev anlayışları nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi.
Bilal Yıldız – Soner Şimşek
Çimentaş İzmir Çimento Fabrikası Türk A.Ş. projesinde
güvenlik görevlisi olarak görev yapan Bilal Yıldız ve Soner
Şimşek dikkatli çalışmaları ve talimatlara uyarak kurumu
örnek şekilde temsil etmeleri nedeniyle takdir belgesi ile
ödüllendirildi.
Abdullah Akın
T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Hasan Tahsin Şubesi projesinde
güvenlik görevlisi olarak çalışan Abdullah Akın, özenli
çalışmaları ve titiz görev anlayışı nedeniyle teşekkür
belgesi ile ödüllendirildi.
Cemile Coşkun Tuncel – Özlem Kurt
Antalya’da Metro Properties Gayrimenkul Yat. A.Ş. (REAL)
projesinde çalışan güvenlik görevlileri Cemile Coşkun
Tuncel ve Özlem Kurt, özverili görev anlayışları ve titiz
çalışmaları nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi.
16
Ali Özber Ulu - Serkan Olcar
ING Bank A.Ş. İzmir projesinde çalışan güvenlik görevlileri
Ali Özber Ulu ve Serkan Olcar, başarılı çalışmaları
sebebiyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi.
Cennet Turan
Adana’da Real Hipermarketler Zinciri A.Ş. projesinde
güvenlik görevlisi olarak çalışan Cennet Turan, özverili
çalışması, duyarlı ve fedakar iş anlayışı sebebiyle teşekkür
belgesi ile ödüllendirildi.
Atıf Bakır- Şuayup Kılıç
Elazığ’daki Recydia Atık Yönetimi Yenilenebilir Enerji
projesinde çalışan güvenlik şefi Atıf Bakır ve güvenlik
görevlisi Şuayup Kılıç, dikkatli çalışmaları ve özverili görev
anlayışları nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi.
Fulya Mendanoğlu
İstanbul’da Döğme Gayrimenkul Yat. ve İnş. San. Tic. A.Ş.
projesinde çalışan güvenlik görevlisi Fulya Mendanoğlu,
başarılı çalışmaları nedeniyle teşekkür belgesi ile
ödüllendirildi.
Haziran 2016
Mustafa Şahin
Akbank T.A.Ş. Bursa Bölge Müdürlüğü’nde güvenlik
görevlisi olarak çalışan Mustafa Şahin, soygun girişimini
önlemesi nedeniyle takdir belgesi ile ödüllendirildi.
Mehmet Demir - Canan Güçlü - Mehmet Salih Kaya Servet Bingöl
Mardin’de Ninova Park Yönetim Danışmanlık (Ninova Park
AVM) projesinde çalışan CCTV operatörü Canan Güçlü,
güvenlik görevlileri Mehmet Demir, Mehmet Salih Kaya ve
Servet Bingöl üstün başarıları nedeniyle takdir belgesi ile
ödüllendirildi.
Mehmet Halıcı
Gölcük – İzmit’te Ford Otosan projesinde güvenlik
görevlisi olarak görev yapan Mehmet Halıcı hırsızlık
girişimini engellemesi sebebiyle teşekkür belgesi ile
ödüllendirildi.
Mustafa Oktar
AKBANK T.A.Ş.’nin
Unkapanı
şubesinde güvenlik
görevlisi olarak
çalışan Mustafa
Oktar, soygun
girişiminde
bulunan saldırganı
etkisiz hale
getirmesi nedeniyle
teşekkür belgesi ile
ödüllendirildi.
Mücahit Polat
Kars’ta ING Bank
projesinde çalışan
güvenlik görevlisi
Mücahit Polat,
dolandırıcılık
teşebbüsünü
önlemesi nedeniyle
takdir belgesi ile
ödüllendirildi.
Nusret Bircan
Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. projesinde güvenlik
görevlisi olarak çalışan Nusret Bircan, başarılı çalışmaları
sebebiyle takdir belgesi ile ödüllendirildi.
Şeyhmus Durmaz – Naile Çakan
Mardin’de İstanbul Yeditepe Turizm Eğitim Sağlık
projesinde çalışan güvenlik görevlileri Şeyhmus Durmaz
ve Naile Çakan, hırsızlık girişimini önlemeleri nedeniyle
takdir belgesi ile ödüllendirildi.
Nisan ayında ödüllendirilenler
Arzu Gülegen – Yaşattin Ürekli
Santeks İplik ve Brode A.Ş.’ye ait Çorlu’daki Hilton Garden
projesinde çalışan güvenlik görevlileri Arzu Gülegen ve
Yaşattin Ürekli özenli görev anlayışları nedeniyle teşekkür
belgesi ile ödüllendirildi.
Ersen İnsal
Odeabank İzmir-Bostanlı Şubesi projesinde çalışan
güvenlik görevlisi Ersen İnsal, kurumu örnek şekilde
temsil etmesi ve başarılı çalışmaları sebebiyle takdir
belgesi ile ödüllendirildi.
17
Tepe'den Haberler
Emine Köküş
Antalya’da Terracity AVM projesinde
güvenlik görevlisi olarak görev yapan
Emine Köküş, dikkatli ve duyarlı
tutumu ile talimat ve prosedürlere
uygun hareket etmesi nedeniyle
takdir belgesiyle ödüllendirildi.
Murat Yıldırım – Demet Kaya – Mehmet Erkuş – Çağrı Öz –
Hakan Akın – Mustafa Sönmez
Yumakgil Kıymetli Maden San. Tic. A.Ş.'ye bağlı PARK 23 AVM projesinde
çalışan vardiya sorumlusu Murat Yıldırım, güvenlik görevlileri Demet Kaya,
Mehmet Erkuş, Çağrı Öz, Hakan Akın, Mustafa Sönmez özverili çalışmaları
nedeniyle teşekkür belgesi ile ödüllendirildi.
Kübra Eryıldız
Antalya’da Terracity AVM projesinde
güvenlik görevlisi olarak çalışan
Kübra Eryıldız, başarılı çalışmaları ve
özenli görev anlayışı nedeniyle takdir
belgesi ile ödüllendirildi.
Harun Tokatlı - Abdullah Aydın Berati Çolak - Tuncay Çay
Ark inşaat San. Ve Tic. A.Ş. projesinde
vardiya sorumlusu Harun Tokatlı,
güvenlik görevlileri Abdullah Aydın,
Berati Çolak, Tuncay Çay hırsızlık
girişimini önlemeleri nedeniyle
teşekkür belgesi ile ödüllendirildi.
Hasan Arda
Akbank İzmir - Ödemiş Şubesi’nde
güvenlik görevlisi olarak çalışan
Hasan Arda, dolandırıcılık
teşebbüsünü önlemesi nedeniyle
takdir belgesi ile ödüllendirildi.
18
Haziran 2016
Muhammed Baştuhan
Akbank İstanbul-Beyoğlu Şubesi
projesinde çalışan güvenlik görevlisi
Muhammed Baştuhan çıkan yangına
müdahale etmesi nedeniyle takdir
belgesi ile ödüllendirildi.
Mehmet Emin Özdurmaz – Ahmet
Yıldız – Seda Yılmaz – Nagihan Ç.
Erden – Mümin Bora – Mustafa Çil –
Metehan Savaşan – Onur Tügen
Bandırma’da Ayhanlar-Tunaş-Altay
Ort.Gir. Liman AVM projesinde çalışan
operasyon sorumlusu Mehmet
Emin Özdurmaz, vardiya sorumlusu
Ahmet Yıldız, güvenlik görevlileri
Seda Yılmaz, Nagihan Erden,
Mümin Bora, Mustafa Çil, Metehan
Savaşan ve Onur Tügen görevlerini
harfiyen yerine getirmeleri ve özverili
çalışmaları nedenleriyle takdir
belgesi ile ödüllendirildi.
Serkan Danacı
ING Bank Adana - Seyhan Şubesi’nde
çalışan güvenlik görevlisi Serkan
Danacı dolandırıcılık teşebbüsünü
önlemesi nedeniyle takdir belgesi ile
ödüllendirildi.
Şeref Günalmış
İstanbul’da Migros Ticaret A.Ş.
projesinde çalışan güvenlik görevlisi
Şeref Günalmış, kurumu örnek bir
şekilde temsil etmesi nedeniyle
teşekkür belgesi ile ödüllendirildi.
Zafer Yeşilbayrak
ING Bank İstanbul - Alemdağ
Şubesi’nde çalışan güvenlik
görevlisi Zafer
Yeşilbayrak,
dolandırıcılık
teşebbüsünü
önlemesi
nedeniyle
takdir
belgesi ile
ödüllendirildi.
Tepe’de 10. yıllarını
tamamladılar
Tepe Güvenlik A.Ş.’de 10’uncu
yılını tamamlayan Enver Bilir,
Tepe Savunma ve Güvenlik Sist.
San. A.Ş.’de 10’uncu yıllarını
tamamlayan Gülşen Verdo ve
Doğan Ateş’e hizmet ödülleri
verildi. Kendilerini özverili
çalışmaları ve başarıları nedeniyle
tekrar tebrik ederiz.
YGG toplantıları
Ankara’da yapıldı
Tepe Savunma, Tepe
Güvenlik ve Tepe Servis’in
6 ayda bir düzenli
olarak gerçekleştirdiği
Yönetimi Gözden Geçirme
Toplantıları 19-21 Kasım
tarihlerinde Ankara Bilkent
Otel’de gerçekleştirildi.
Her şirket için birer gün ayrılan
toplantılarda 2015 – 2016 yılı
bütçeleri ve şirketin operasyonel
yönetim performansı değerlendirildi.
Şirketin ileriye yönelik yönetim
planı, vizyonu, çalışma şartları ve
organizasyon şemasının gözden
geçirildiği toplantılarda personel
turnover oranları ve alınacak
önlemler, süreç performans ölçümü,
şirket hedeflerinin takibi ve yeni
şirket hedeflerinin belirlenmesi,
müşteri şikayeti ve memnuniyeti,
denetim gibi konular konuşuldu.
Ayrıca daha önceki toplantılarda
alınan kararların takibi, belirlenmiş
şirket politikası ve hedeflerini
sağlamadaki etkinlik, ürün ve hizmet
uygunluğu, ve sürekli iyileştirme
faaliyetleri, önerileri ve sonuçları
tartışıldı. Bunun yanında Entegre
Yönetim Sistemindeki değişen
şartlar, dokümanların güncelliği ve
uygulanabilirliği, yasal mevzuatlar,
değişiklikler ve uygulamaları ele
alındı.
19
Zaman Yolcusu
Yangın algılama ve
söndürme sistemleri
Yangında can ve mal güvenliğini sağlamak için günümüzde çok gelişmiş ve
otomatikleşmiş yangın algılama ve söndürme sistemleri kullanılıyor. Bu sistemlerin
geçmişi ise Leonardo Da Vinci’ye kadar ulaşıyor. Da Vinci ilk söndürme sisteminde
başarısız olsa da günümüze kadar uzanan önemli bir yolculuğun kapısını açmış.
Yangın algılama, ihbar ve söndürme
sistemleri, okullar, oteller gibi yoğun
kullanımlı büyük kapalı alanlardan,
hammadde ve ürün bulunduran
depolardan, fabrika gibi parlayıcı
yanıcı madde içeren sanayi
tesislerinden evlere kadar pek çok
mekanda can ve mal güvenliğini
sağlayan en önemli sistemler. Yangın
algılama ve söndürme sistemleri
aslında birkaç sistemin entegre
olarak çalıştığı yapılar.
Yangın önlemede ilk adım yangının
tespit edilmesi ki bu çeşitli tipteki
yangın algılama sistemleriyle
sağlanıyor. Bunlar genelde ısı ya
da duman algılayan dedektörler
olarak karşımıza çıkıyor. Ardından bu
algılanan yangının haber verilmesi
gerekiyor. Burada da yangın alarm
sistemleri devreye giriyor.
Yangın algılama ve alarm sistemleri
özellikle Avrupa uyum yasaları
ve Türkiye Yangından Korunma
Yönetmeliği’nin yayınlanması
ile birlikte hem kamu hem de
özel sektörde giderek daha
fazla kullanılmaya başlandı.
Genelde iki tip yangın alarm
sistemi bulunuyor: Konvansiyonel
sistemler ve adresli yangın ihbar
sistemleri. Konvansiyonel yangın
ihbar sistemleri daha çok küçük
ölçekli veya noktasal adresleme
ihtiyacının az olduğu açık alan
uygulamalarında tercih ediliyor.
Adresli yangın ihbar sistemleri ise
bölünmüş alanların fazla olduğu
yapılar ile orta ve büyük ölçekli
projelerde tercih ediliyor.
Üçüncü adımda ise yangın söndürme
sistemleri devreye giriyor. Aynı anda
elektrik sisteminin kapatılması,
havalandırmanın açılması, asansörün
önceden tespit edilen yere otomatik
olarak gitmesi gibi sistemler de
devreye giriyor.
Bu üç adımda bulunan sistemler
doğru ve düzgün bir şekilde entegre
edilerek kurulduğunda yangınla
mücadelede etkisi büyük oluyor.
20
Haziran 2016
Kova ve merdivenlerle
gezen görevliler
İnsanlar çok eski zamanlardan
beri yangınla mücadele etmek
için çeşitli yöntemler geliştirdiler.
Örneğin ilk yangın alarm
sistemleri insanlı sistemlerdi ve
Amerika’daki müzelerde bulunan
çizimlerden 1658’de New York’ta
görevlendirilmiş kişilerin sokaklarda
sürekli gezerek yangın aradıkları
ve yangın gördüklerinde de
ellerindeki çanları çalarak çevreye
haber verdikleri, aynı zamandan
taşıdıkları merdiven ve kovalarla
mücadeleye başladıkları anlaşılıyor.
Yangın haber verme sistemleri
zaman içinde biraz daha gelişti ve
şehrin çeşitli yerlere kurulan çan
kuleleriyle yangın gözleme ve haber
verme işlemi gerçekleştirilmeye
başlandı.
1850’lerde ise işin içine teknoloji
girmeye başladı. İlk kez bu tarihlerde
telgraf sistemi kullanan alarm
kutuları ortaya çıktı. Bu kutulardaki
kol çekilerek devreye giren telegrafik
anahtar, merkez istasyona sinyal
gönderiyordu. Merkez istasyonda
telgraf başındaki kişi de yangının
hangi noktada olduğunu anlayarak
itfaiye ekiplerini bu noktaya
gönderiyordu.
İlk elektrikli sistem ısıyı
algılıyordu
İlk elektrikli yangın alarmı 1800’lerin
sonunda ortaya çıktı. İlk kez bir
termostat yüksek ısıyı algılayarak
yangın söndürme sistemini devreye
sokmaya başladı. Yangın koruma
sistemlerinin doğuşu da bu şekilde
oldu.
İlk söndürme sisteminde
Leonardo da Vinci imzası
Yangın söndürme sistemlerinin
gelişimi ise farklı şekilde ilerledi.
Su püskürten ilk yangın söndürme
sisteminin 15. yy’da Leonardo
Da Vinci tarafından geliştirildiği
söyleniyor. Ancak kendi mutfağına
kurduğu sistem çalışsa da pek
başarılı olamamış ve küçük çaplı
bir sele neden olmuş. İlk başarılı
söndürme sistemi ise 1723’te
Ambrose Godfrey tarafından
geliştirildi. Yangın söndürmek için sıvı
içeren tankı açmak için barut tozu
kullanmıştı.
İlk modern söndürme sistemi ise
1812’de İngiltere’de mimar William
Congreve tarafından kuruldu.
95.000 litre su içeren ve boşalması
durumunda su ile beslenen tanktan
yangın sırasında manuel olarak
açılan delikleri olan borularla
tiyatronun tüm noktalarına su
iletilebiliyordu. İlk otomatik yangın
söndürme sistemi ise 1874’te bir
fabrikada uygulandı ve başarılı oldu.
Günümüzde ise yangın söndürme
sistemlerinin pek çok çeşidi
bulunuyor. Petrol rafinerilerinde,
uçak ve helikopter hangarlarında,
tersanelerde, iskelelerde, yakıt
dolum ve depolama tesislerinde
daha çok köpüklü söndürme
sistemleri tercih ediliyor. Bilgisayar
odaları, telefon santralleri, iletişim
merkezleri, müzeler, sanat galerileri,
sistem kontrol odaları, jeneratör
bölümleri, güç dağıtım merkezleri,
banka kasaları, kütüphaneler,
teyp, disket ve disk gibi depolama
alanları, aseton gibi alev alabilen
sıvı depoları gibi yerlerde gazlı
söndürme sistemleri kullanılıyor.
Mağaza, alışveriş merkezleri, eğlence
mekanları, toplantı yerleri ve geniş
çaplı işletmeler ve evlerde ise
sulamalı söndürme sistemleri sıklıkla
görülüyor.
21
Gelişim Zamanı
Öz Devrim
Meander Consulting’den Özkan Zere, uykudan uyanmak,
uykusuz kalınan dönemlerin ötesine geçip yeni bir hayatın
kapılarını aralamak, olayların akışına yön vermek mümkün
diyor ve içimizdeki “Devrimci Öz”ü ortaya çıkarmayı, kendi
Che Guevara’mız olmayı öneriyor.
Kişi
İngilizce’de “kişi” (person) Latince
“persona”dan geliyor. Latince’de
persona, maske demek. Halen
tiyatronun sembolü olan, antik
dönemlerde tiyatroda kullanılan
maskeleri (gülen yüz asık surata
karşı) gözünüzün önüne getirin.
Oyuncular eskiden rollerini işte o
maskelerin ardında oynardı.
22
Haziran 2016
Psikolojik açıdan “kişi”nin tanımı,
insanın toplum önünde takındığı
roller ve büründüğü maskeleri işaret
ediyor.
Birey
“Birey”in İngilizce karşılığı
“individual”; yaygın anlayış
“indivisible” yani “bölünemeyen”
anlamında birleşiyor. Köklerine
ayrıştırıp didiklersek, “dual”-ikili,
“divi”-bölmek, “in” de olumsuz
ön ek. Toparlarsak “artık ikiye
bölünmesi mümkün olmayan”
manasına erişmek mümkün.
Türk Dil Kurumu birey kelimesini,
“Kendine özgü nitelikleri yitirmeden
bölünemeyen tek varlık, fert” olarak
tanımlıyor.
Nasılsınız?
Birisiyle karşılaşıyoruz ve laf ola beri
gele hatır soruyoruz:
—— Nasılsınız?
—— İyiyim, teşekkür ederim. Siz
nasılsınız?
—— Ben de iyiyim, sağ olun.
Öz Türkçe konuşan dildaşlarımızdan
duyup bugünlerde farkına vardığım
harika bir selamlaşma var:
—— Özünüz nasıl?
—— ? <3 ?
Direnmeyi bırakıp uykudan uyanmak,
uykusuz kalınan dönemlerin ötesine
geçip yeni bir hayatın kapılarını
aralamak, olayların akışına yön
vermek mümkün.
İnsanı mıhlayıp düşündürüyor, hem
rasyonel akla hem de duygusal
zihne dönmek durumunda
kalıyorsunuz. Siz, evet siz, hakiki
siz; anne, baba, çocuk, kardeş,
kuzen, yeğen, dayı, hala, teyze, amca
rolleriniz değil. Doktor, mühendis,
iş adamı, işçi, çalışan, yönetici
rolünüz hiç değil. Soru, “hakiki” size
yönelik. Soruyu soran, içinize dönün,
hissedin ve düşünün, samimi olun
ve gerçek halinizi paylaşın istiyor.
Biraz durup düşünüp/hissederek,
seçimler yapıp, karar verip, eyleme
geçmek suretiyle evrime/ etrafımızda
olana bitene ve kendimize müdahale
etmeye başladığımızda, kendi öz
devrimimizi inşa etmeye başlıyoruz.
Bölünemeyen bir “öz” var içimizde,
sahici bir “öz”. Ona dönmemizi,
farkına varmamızı bekliyor. Kendinize
karşı dürüst olun,“öz”ünüz ne istiyor?
Aklınıza ve kalbinize kulak verin;
ikisinin dengesini bulup eyleme
geçin...
(D)EV’rim kayıtsızlığın ötesi
Hiçbir şey yapmasak, olana bitene
kayıtsız kalsak, hatta dirensek bile,
her daim içimizde bir evrim gelişiyor.
Dönüp de bir bakın 5 yıl önceki
halinize; nasıl da değiştiniz… Peki
bu gelişim nasıl oluştu? Olayların
akışına (olana bitene);
¬¬ direnmeyi seçerek mi? (Mukavim)
¬¬ kayıtsız kalarak, farkında olmadan
uyurgezer yaşayarak mı?
(Uykucu)
¬¬ uyanıp, eyleme geçmede etkisiz,
uykusuz kalarak mı? (Uykusuz)
¬¬ uygun değişimi kendimizde
yaratmak için eyleme geçerek mi?
(Kuyumcu)
—— işleyip mücevhere dönüştürmek
—— kuyumcu olmak boynumuzun
borcu.
Hadi şimdi, içinizdeki Devrimci ÖZ’ü
gün ışığına çıkarma zamanı.
Boş verin kendi CEO’nuz olmayı,
kendi Che Guevara’nız olun. Şimdi,
bugün, burada; tam zamanı, tam
yeri…
Kendi CEO’nuz olun
Yönetim biliminin babası Peter
Drucker, Kendini Yönetmek
(Managing Oneself) makalesinde,
şirketlerin çalışanların kariyerlerini
yönetmediklerini, insanlara kendi
CEO’ları olmaları gerektiğini ve
kendi güçlü yanlarına dayalı gelişim
stratejilerini oluşturmalarını salık
verir.
Şimdi bir de Oruç Aruoba’ya kulak
verelim:
“Kişi, hep, kendi kendisini işlemek
zorunda olandır:
Kişi işlenmedikçe, dünyanın en ham
şeyi--bile değildir; hiçtir---yoktur...
Kişi kendini işlemeden var olamaz--nasıl ki insan da
başkalarınca işlenmeden var olamaz
(hani şu "eğitim"...).
Kişinin varoluşu kendi kendisini
işlemesidir
---yani, kendi kendisini var etmesi...
Kişi, kendisini işleyerek kendini var
edendir.
Kişi işleyerek var olandır.
Kişi, işler, olur...”
Hepimizin içinde bir cevher saklı,
—— bu cevheri bulmak,
Özkan Zere
23
Güvenlik Penceresi
Güvenlik görevlilerine yeni kimlik
kartları dağıtılmaya başlandı
Özel güvenlik görevlileri ve
yöneticilere yeni kimlik kartları
dağıtılmasına yönelik duyuru
yayımlandı. Duyuruya göre kimlik
kartlarının dağıtımına 06 Haziran
2016 tarihi itibariyle başlandı. Kimlik
kartları polikarbon malzemeden,
taşıması kolay, üzerinde sahtesinin
yapılmasını önleyici çeşitli güvenlik
uygulamaları barındırıyor.
Yeni kimlik kartı başvuru alma
işleminde fiilen çalışan özel güvenlik
görevlilerine öncelik veriliyor, fiilen
çalışanlardan ise hava yolu, deniz
yolu ve raylı ulaşım sistemlerinde
çalışanlar ile adliye ve diğer kamu
kurumlarında çalışanlara öncelik
veriliyor.
Güvenlik görevlilerine eğitim
Samsun Emniyet Müdürlüğü'nce
kentte görev yapan özel güvenlik
görevlilerine canlı bomba, bombalı
araç ve şüpheli paket konusunda
eğitim verilmeye başlandı. Atakum
Belediyesi Eğitim Merkezi’nde
özel güvenlik görevlilerine yönelik
gerçekleştirilen eğitim programı,
Emniyet Genel Müdürlüğü'nce
hazırlanan eğitim filminin
izlenmesiyle başladı. Daha sonra
uzman başpolis tarafından
katılımcılara canlı bomba,
bombalı araç, şüpheli paket,
intihar saldırıları, teröristlerin
hedef aldıkları yerler, teröristlerin
patlayıcı saklama yöntemleri gibi
konularda eğitim verildi.
Yeni kimlik kartı alacak özel güvenlik
görevlileri ve yöneticileri çalıştıkları
kurum, kuruluş veya birimleri
aracılığı ile il özel güvenlik şube
müdürlüklerinden randevu almak
suretiyle başvuru yapabiliyorlar.
Emekliler güvenlik sektöründe çalışmak istiyor
İnsan kaynakları platformu Eleman.net, adaylar ve üye firmalar
arasında bir anket gerçekleştirdi. 13 bin Eleman.net üyesi aday ile
4 bin 500’den fazla firma yetkilisinin katıldığı ankete göre emekli
olduktan sonra çalışmaya devam etmeyi düşünenlerin oranı yüzde 80.
Eleman.net’in verilerine göre, emeklilikte de çalışmayı tercih eden
adayların en gözde sektörü ise güvenlik. Adayların yüzde 7,3’ü
güvenlik sektöründeki iş ilanlarına başvururken, eğitim, gıda ve hizmet
sektörleri de yüzde 5 ve üzeri oranlarla diğer favori sektörler olarak
öne çıkıyor. İş başvuruları bölüm bazında incelediğinde de yüzde
11,8 gibi yüksek bir oranla güvenlik ilk sırada yer alırken, muhasebe
bölümü yüzde 4,9 ile ikinci sırada bulunuyor. Pozisyon bazında,
yine güvenlik görevlisi pozisyonu yüzde 13 ile ilk sırada bulunurken,
şoförlük, satış temsilciği ve sekreterlik diğer popüler pozisyonlar
olarak dikkat çekiyor.
24
Haziran 2016
Havalimanında aranmaya engel olana para cezası
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
(SHGM), sivil havacılık kurallarına
aykırı hareket eden havacılık
işletmeleri, personel ve yolculara
yönelik verilen idari para ceza
yönetmeliğinde değişikliğe gitmeye
hazırlanıyor. Hazırlanan yeni taslağa
yeni maddeler eklenerek yoruma açık
hale getirilmeyecek ve eylemlerle
ilgili para cezaları artırılacak.
Taslağa göre; havalimanında elle
aranmaya mukavemet gösterilmesi,
güvenlik personelinin işini yapmasına
engel olunması, izinsiz lazer ve/
veya havai fişek gösterisi yapılması,
insansız hava taşıtı uçurularak özel
hayatın gizliliğinin ihlal edilmesine
bin 500 TL para cezası verilecek.
İnsansız hava araçları ve aranmalara
engel olunmasıyla ilgili hükümler, yeni
maddeler olarak taslakta yer aldı.
Sektörün görüşlerine sunulan
taslağın, geri dönüşlere göre
şekillendikten sonra 1 Ağustos
2016 tarihinde yürürlüğe girmesi
planlanıyor.
Taslakta yer alan eylemler ve para
cezaları şöyle:
¬¬ Uçakta sigara ve benzeri madde
içimi: 1500 TL
¬¬ İnsansız hava araçlarının izinsiz,
kayıtsız, tescilsiz ve uçuşa yasak
bölgelerde uçurulması: 6 bin TL
¬¬ Bu araçlarla özel hayatın gizliliğinin
ihlal edilmesi: 1500 TL
¬¬ Güvenlik kontrol noktalarında
uyarılmasına rağmen taranmaya,
elle aranmaya mukavemet
gösterilmesi, güvenlik personelinin
işini yapmasına engel olunması:
1500 TL
¬¬ Güvenlik tahditli alanlara yetkisi
olmadığı halde girmek ya da
yetkisiz kişilerin girişine yardımcı
olmak: 1500 TL
¬¬ İzinsiz lazer ve/veya havai fişek
gösterisi gerçekleştirilmesi:
1500 TL
¬¬ Havaalanı giriş kartını uygunsuz
kullanmak: 1000 TL
¬¬ Uçuş kurallarının ihlal edilmesi,
kabin görevlilerinin görevini
yapmaya engel olmak: 1500 TL
(eski ceza 1162 TL)
¬¬ Uçuş emniyetini riske edecek
şekilde hava araçlarına lazer
tutulması, uçak haberleşmesine
müdahale edilmesi: 12 bin TL
(eski ceza 11 bin 625)
¬¬ Kokpit kurallarının ihlal edilmesi
(pilota verilen ceza): 2500 TL
(eski ceza 1162 TL)
¬¬ Balonlarda fazla yolcu alınması:
12 bin TL
¬¬ Balonlarla uygun olmayan
meteorolojik koşullarda uçuş
yapılması: 15 bin TL
Hakkari’de güvenlik
kamerası zorunluluğu
Hakkari Valisi Yakup Canbolat'ın
imzasıyla Hakkari Valiliği resmi
internet sitesinde yayınlanan
genel emir ile kent merkezindeki
bütün iş yerlerine 2 ay içerisinde
güvenlik kamerası takılması
istendi. Kamera özelikleri,
kameraların çözünürlükleri, kayıt
ortamı ve saklanma koşullarının
ayrıntılı olarak verildiği genel
emri işyerlerine gönderildi. 2 ay
içerisinde iş yerlerine kamera
takmayan ve buna uymayan iş
yerlerinde Kabahatler Kanunu'nun
32'inci maddesine göre cezai
işlem uygulanacağı belirtildi.
25
Gezgin
Türkiye’nin ikinci Kapadokyası:
Frig Vadisi
Kapadokya kadar tanınmasa da Ankara-Afyonkarahisar-Kütahya-Eskişehir illeri
arasında kalan Frig Vadisi volkanik tüf kayaların oyulması ile inşa edilmiş kendine
özgü mimarisiyle evrensel bir değer taşıyor. Uluslararası standartlarda işaretlenen
Frig Yolu’yla vadiyi yürüyerek ya da bisikletle gezmek de mümkün.
Kafkaslar’dan Anadolu’ya
göç eden Brig adı verilen bir
topluluk tarafından M.Ö. 9.
yy’larda Anadolu’da kurulduğu
bilinen Frig Uygarlığı, kendinden
sonra gelen medeniyetlere
büyük etkilerde bulunmuş bir
medeniyettir. Günümüzde AnkaraAfyonkarahisar-Kütahya-Eskişehir
illeri arasında kalan Frig Vadisi,
derin vadiler tarafından şekillenen
26
Haziran 2016
dağlık bir alan. Kolayca işlenebilen
volkanik tüflerden oluşan jeolojik
bir yapıya sahip. Bu nedenle
Kapadokya kadar tanınmasa da,
doğal yapı kayanın oyulmasıyla
inşa edilmiş özgün bir mimariye
sahip. Frig Vadisi özellikle Frig
Uygarlığı'nın dini ritüellerine ve
sosyal hayatına ilişkin önemli izler
barındırması nedeniyle evrensel bir
değer taşıyor.
Vadide, Friglerin ana tanrıçası
Kibele’ye (Kybele) adanmış açık hava
tapınakları, kayalara oyulmuş yüzlerce
barınak, gizli geçitler, sarnıç, manastır,
şapel denilen küçük kiliseler, ağıllar ve
mağaralar bulunuyor.
Frig dönemi kaya anıtlarının ortak
özellikleri; bezemelerindeki ve
süslemelerindeki zenginlik, mimariye
tanıştırılan üçgen alınlık ve içerisinde
Ana Tanrıça heykeli bulunan kaya
nişleri olarak karşımıza çıkıyor.
Ana Tanrıça adına inşa edilmiş
olmaları nedeniyle de Anadolu’daki
benzerlerinden ayrılıyor.
Özellikle Ayazini Antik Kenti, Göynüş,
Midas-Yazılıkaya Anıtı, Kümbet,
Karababa Vadileri, Frig Vadisi’nin en
çarpıcı eserleri olarak öne çıkıyor.
Yazılıkaya Platformu, vadinin güney
ucunda; Yazılıkaya Köyü'nün hemen
batısında yer alıyor. Frigler’in ana
tanrıça Kybele’ye tapındıkları en
önemli kült merkezi Yazılıkaya
Açıkhava Kutsal Alanı, sonbaharda
gidilebilecek ilginç rotalardan biri.
Bisikletle ve yürüyerek
uygarlığın keşfi
Vadideki doğal güzellikleri yürüyerek
ya da bisikletle de keşfetmek
mümkün. Frigya Kültürel Mirasını
Koruma ve Kalkındırma Birliği
(FRİGKÜM) desteği ile; Hüseyin Sarı,
Songül Sonal ve Naci Beytekin’den
oluşan gönüllü bir ekip tarafından
hayata geçirilen Frig Yolu, Friglerin
izlerini günümüz gezginlerinin
sürmesi için oluşturulmuş 506
km uzunluğunda tematik yürüyüş
ve bisiklet yoludur. Türkiye’deki 17
kültür yonundan biri olan Frig Yolu
üç farklı noktadan başlayarak Frigya
topraklarına nüfuz ediyor ve Frig
uygarlığının kalbi Midas kentinde
(Yazılıkaya) buluşuyor. Yol, iki farklı
coğrafik bölge (Ege ve İç Anadolu), 4
il (Afyonkarahisar, Ankara, Eskişehir
ve Kütahya) ve 8 ilçe topraklarına
dağılmış 6 mahalle, 44 köy, 5 belde
ve 1 ilçe merkezinden geçiyor.
Yürüyüşçülerin Frig Yolu’nda bilinçli
ve güvenli bir şekilde yürümelerini
sağlamak için yolun tamamı
uluslararası standartlarda kırmızıbeyaz renklerle işaretlenerek
67 noktaya bilgilendirici yön
tabelaları dikilmiş ve yolun her
türlü dokümantasyonu yapılmış.
Rota tarifleri ve güzergah üstünde
görülebilecek antik eserler, Türkçe ve
İngilizce hazırlanan rehber kitapta
anlatılıyor; yola ait GPS verileri ve
4 pafta olarak hazırlanan ayrıntılı
harita, kitapla birlikte veriliyor.
Frig Vadisi'nin özgün tarihi ve doğal
dokusundan dolayı Frig Yolu ile
ilgili etkinlikler UNESCO Türkiye Milli
Komisyonu tarafından da tanınıyor.
Frig Yolu ile ilgi ayrıntılı bilgilere yolun
resmi web sayfasından “frigyolu.
com” ulaşılabilir.
Kim Bu Frigyalılar?
Frigler önce Bitinya bölgesine
yerleştiler ve M.Ö. 12. - M.Ö
7. yüzyıllar arasında Orta
Anadolu'nun batısına egemen
oldular. Ama yeni göç dalgası
Frigleri daha iç bölgelere itti.
Frigler önce Sakarya Irmağı
çevresine, ardından batıda Gediz
ve Büyük Menderes’in yukarı
vadileri ile doğuda Kızılırmak ve
Tuz Gökü yöresine yerleştiler.
Friglerin bir bölümü Burdur Gölü,
Erciyes Yaylası ve Yeşil Irmak
vadisine kadar ilerlediler.
Batıda Gordion kentini başkent
edinen Frigler'in ilk kralı Gordios’tu.
Frigler Urartularla birleşerek
Asurlulara karşı savaştılar. En
parlak dönemlerini M.Ö. 9.-8.
yüzyıllarda yaşayan Frigler, Hitit
topraklarının neredeyse tümünü
ele geçirdiler. M.Ö. 7'de başa
geçen Gordios'un oğlu efsanevi
kral Midas, Asurlularla anlaşma
yolunu seçti. Midas döneminde
başkent Gordium’un yanı sıra
Midas Kenti ve Pessinus de çok
gelişmişti.
M.Ö. 7’lere doğru Kafkasya’dan
Anadolu'ya giren Kimmerler,
Frigler’in başkenti Gordium’a
kadar ilerlediler. Kenti ele geçirerek
yaktılar. Bu yenilgi karşısında Kral
Midas’ın kendisini öküz kanı içerek
öldürdüğü söylenir.
27
Güvenli Adrenalin
Şehre meydan
okuyanların sporu
İki nokta arasındaki mesafeyi, tüm engelleri belli bir akış
içinde aşarak en hızlı şekilde katetmeye dayanan Parkur
ve Serbest Koşu sporları adeta şehre meydan okuyarak
bedenin sınırlarını zorluyor. Engelleri güvenle aşmak için
dikkat edilmesi gereken birkaç konu var.
Son zamanlarda şehir içinde
çılgınca zıplayıp, atlayıp, taklalar
atarak bir yerlere giden insanlar
dikkatinizi çekti mi? Onlar değil
“Parkur” (parkour) ve “Serbest Koşu”
(freerunning) icra eden sporcular
aslında. İnsan vücudunun sınırlarını
zorlayan bu iki sporun amacı, A
noktasından B noktasına giderken
karşımıza çıkabilecek engellerin
altından, üstünden veya arasından,
hızlı ve akıcı şekilde geçebilmek
Parkur ve Serbest Koşu birbirine çok
28
Haziran 2016
benzese de aralarında küçük farklar
mevcut. Parkur, iki nokta arasında en
hızlı şekilde gitme üzerine kuruluyken
Serbest Koşu, hızın yanında estetik
hareketleri de işin içine katıyor.
Parkur sporunu yapan erkeklere “iz
bırakan” anlamına gelen “traceur”
bayanlara ise “traceuse” deniyor.
Parkur ve Serbest Koşu'nun en
önemli özelliği, özgürlük hissi. Şehrin
içinde bu spor için üretilmemiş
duvarlar, mobilyalar, merdivenler
üzerinde yapılan hareketlerde en
önemli şey akıcılık. Engeller altından,
üstünden, arkasından aşılırken
hareketlerin belli bir akıcılığı olması
gerekiyor. Estetik bir akışa sahip
olmak pratik yaptıkça kazanılıyor
ve tam akıcılık ancak 1-2 sene
içinde elde edilebiliyor. Bu sporun
bir diğer önemli özelliği de kişiye
özel hareketler olması. Belli başlı
hareketler olsa da zamanla kişi
kendisi kendine uygun bir akış elde
ediyor.
Parkur bir yaşam biçimi
Parkur, 1980’lerde Fransa’da David
Belle ve arkadaşları öncülüğünde
başladı ve hızla tüm dünyaya
yayıldı. Belle ve arkadaşları,
sınır olarak düşünülen birçok
düşünceyi yıkıp insan anatomisinin
gerçek potansiyelinin ne kadar
geliştirilebileceğini ortaya koydular.
1997 de David Belle ve Sébastien
Foucan herkesin bildiği Yamakasi
gurubunu kurdurlar. 2001 yılında
pek çok insan sinemada Parkur’la
ilgili çekilen ilk filmi hayranlıkla izledi.
Böylelikle bu spor dünya üzerinde
ciddi bir hayran kitlesi yaratmaya
başladı.
Parkur aslında bir felsefe ve bir
yaşam biçimi. Her ortamda çevreye
bakma ve üstesinden gelinemeyecek
hiçbir engelin olmadığına yürekten
inanma felsefesini taşıyor. Herkesin
eşsiz olduğuna inanıyor ve bir engeli
hiç kimsenin aynı şekilde aşmadığını,
herkesin çözümünün kendine has
olduğunu ortaya koyuyor. Mottosu ise
“Engelleri tanı, özgürlüğü tanı”.
Tehlikeli mi?
Oradan oraya atlayan zıplayan,
takla atarak ilerleyen insanları
görünce çok tehlikeli bir spor
olduğu zannedilebilir ancak
öncüsü David Belle, “Korkutucu
gelebilir ya da sakatlanma riski
yüksek denebilir. Fakat bu sporda
sakatlanma ihtimaliniz yolda
yürürken sakatlanma ihtimalinizden
daha azdır” diyor. Nedenini ise şöyle
açıklıyor: “Çünkü yeteneklerinizi,
sınırlarınızı keşfetmişsinizdir. Neler
yapabileceğinizin bilincindesinizdir,
bilmek insana güven verir. Artık
dikkatlice bakıp neyin mümkün neyin
mümkün olmadığını görürsünüz. Ne
kadar dikkatli bakarsanız, o kadar az
riske girmiş olursunuz.”
Parkur yapmak için
gerekenler
Parkur’da sadece şehrin içindeki
ortamlar kullanıldığı için özel
birmalzemeye gerek duyulmuyor. Bu
sporu yapmak için tek gereken, bir
çift spor ayakkabı, rahat bir pantolon
ya da eşofman altı ve bir de havalı
t-shirt.
Güvenli Parkur için
Her ne kadar kurucusu tehlikeli
bir spor olmadığını söylese de
güvenli bir Parkur için bazı konulara
dikkat edilmesi gerekiyor. Spora
ilk kez başlarken en temel yer
hareketleriyle başlanması, ardından
hareketlerin zorluk derecesini
yavaş yavaş artırarak ilerlenmesi
önemli. Bir şeyin üzerinden
atlamaya başlamadan önce en az
100 kez yerdeki hareketleri tekrar
etmiş olmanız ardından atlama
hareketlerine başlamanız tavsiye
ediliyor. Bu ilk aşamada sıkıcı
gelebilir çünkü insanlar genelde
bu spora YouTube videolarında
gördükleri heyecan verici hareketler
nedeniyle başlıyor. Fakat o
Parkour’a başlarken dikkat
edilmesi gerekenler
¬¬ Parkurun kontrol edilmesi:
Parkurda yol almadan önce
kullanacağınız alanı kontrol
etmek faydalı olacaktır.
Saniyelik kararlar ile yol
alacağınız parkurdaki doğal
engellerden bazıları olan
duvarların sağlamlığı ya da
metal nesnelerin keskin
olmayışını bilmek size yol
alırken öz güven verecektir. Bu
şekilde yaralanmalar olmadan
parkuru rahat bir şekilde sona
erdirebilirsiniz.
¬¬ Isınma hareketlerinin tam
yapılması: Parkurda yol alırken
birbirinden bağımsız birçok
hareket sergilediğinden
ısınma hareketlerine azami
önem verilmeli. Aksi durumlar
sakatlanma riskini en üst
seviyeye çekecektir.
29
Güvenli Adrenalin
Mardin’i parkur sporcusu Ryan Doyle dünyaya tanıttı
Red Bull sporcusu Ryan Doyle 2011 yılında Mardin’de bir belgesel çekti. Sokak
aralarında, çatılarda, Darulzafaran Manastarı, Zinciriye Medresesi, tarihi Postane
ve Kasımiye Medresesi gibi tarihi yerlerde yapılan özel çekimlerle hem kendi
hünerlerini sergiledi hem de Mardin’in güzelliklerini tüm dünyaya gösterdi.
Red Bull Sporcusu Ryan Doyle, Mardin’nin bu kadar tarihi güzelliği karşısında
büyülendiğini belirterek, “Ben asla düşmekten korkmadım ve hep daha güzelin
peşinden koştum. Yollarım tıkandığında kendime başkalarının geçilemez dediği
yeni yollar açtım. Mardinliler aynı şeyi binlerce yıldır yapmışlar. Kum fırtınalarından,
güneşten korunmak için üstü kapalı sokaklar yapmışlar. Onca savaş görmüşler
ama hep bir arada yaşamayı zorluklara karşı birlikte ayakta durmayı becermişler.
Keşke dünyanın geri kalanı da Mardin'i görse diye düşünürken aklıma böyle bir
proje geldi" dedi.
Mardin’deki çekim https://goo.gl/XP48in linkinden veya kodu okutarak izlenebilir.
sporcuların binlerce saatlik eğitim
ve tecrübe sonrasında o hareketleri
yapabiliyor olduklarını unutmamak
gerekiyor.
Parkur’da en önemli konu yere
inişlerin iyi öğrenilmesi. Her
hareket sonrası yere indiğinizde
vücudunuzda önemli bir karşı
kuvvetle karşılaşıyorsunuz. Bu karşı
kuvvetleri nasıl absorbe edeceğinizi
bilmeden kendinize ciddi zararlar
verebilirsiniz. Antrenörler en iyi
inişin sessiz iniş olduğunu söylüyor.
O nedenle inişleri çalışırken kendi
sesinizi dinlemenizi öneriyorlar. Yere
çarptığınız anda kaslarınızı kendinizi
yavaşlatmak için maksimum
seviyede kullanmanız gerekiyor,
böylece dizleriniz zarar görmez.
Bir başka önemli güvenlik önlemi de
düşme tekniklerini çok iyi öğrenmek.
Pek çok düşme tekniği mevcut. Her
biri üzerinde bol bol çalışmak sporun
güvenli yapılabilmesi için önemli.
Bunun yanında ilk çalışmaya
başlandığında beton üzerinde
değil çim, kum gibi daha yumuşak
zeminlerde öğrenmek, ardından
betonla dolu şehrin içine çıkmak
tavsiye ediliyor.
30
Haziran 2016
Tepe'den Haberler
Tepe Çağrı Merkezi "Bahara Merhaba" partisi verdi
Tepe Çağrı Merkezi’nde 27 Nisan
günü “Bahara Merhaba” Partisi
gerçekleştirildi. Partide operatörler
kışın yorgunluğunu DJ eşliğinde
eğlenerek attı. Yoğun ilgi gösterilen
partide ayrıca Serçev standı
kurularak Serçev Vakfı için çeşitli
ürünlerin satışı yapıldı. 2002’de
kurulan Serçev - Serebral Palsili
Çocuklar Derneği, engelli çocuklara
ve ailelerine ulaşmak, sorunlarına
çare olmak üzere faaliyet gösteriyor.
Serebral Palsi (beyin felci) hakkında
bilinç oluşturmaya çalışıyor. Serebral
Palsi beynin bir bölgesindeki hasar
nedeniyle ortaya çıkan kas kontrol
yetersizliğini anlatan bir terim.
Tepe Çağrı Merkezi operatörleri
Bahara Merhaba partisinde
eğlenirken güzel bir projeye destek
olmanın da mutluluğunu yaşadı.
23 Nisan’da çocuklar sevindi
Tepe Savunma ve Güvenlik
Sistemleri San. A.Ş. ve Tepe
Servis ve Yönetim A.Ş,
çalışanları 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı
etkinlikleri kapsamında
Ankara, Keçiören’de bulunan
Kamil Ocak İlkokulu’nu
ziyaret ederek oyuncak
hediye ettiler.
31
Sokaktan Manzaralar
Mağazalarda kendinizi güvende
hissediyor musunuz?
Farklı yaş ve mesleklerden kişilere mağazalarda alışveriş yaparken kendilerini güvende
hissedip hissetmediklerini sorduk. Çoğunlukla çekinilen ve tedirgin olunan konu olarak
terör olayları dikkat çekiyor.
İsmail Cem YILMAZ
Yaş: 33
Mesleği: Bankacı
Günümüzde konser,
kutlamalar gibi açık hava
etkinliklerin yerini güvenlik
kaygıları nedeniyle kapalı
alanlar almaya başladı. Her ne kadar
kabul etmek istemesek de güvenlik
kaygısı, açık alanların, meydanların
insana verdiği özgürlük duygusunun
önüne geçiyor. Alınan önlemlerin yeterli
olmadığı hissi, tercihlerimizi bireysel
olarak tedbir alma yönünde etkiliyor. Bu
nedenle sade bir vatandaş olarak açık
alanlarda kalabalık içinde bulunmaktansa
belirli güvenlik kriterlerinin uygulandığı
alışveriş merkezlerinde ya da
mağazalarda vakit geçirmek daha
güvenli geliyor.
Enis Kösem
Yaş: 44
Mesleği: Satış ve
Pazarlama Direktörü
Türkiye'de vatandaş
rutin hayatını sürerken
başına birçok şey gelebiliyor. Özellikle
son zamanda şehirlere yönelik terör ve
bombalama eylemleriyle de bu durum
arttı. Bu nedenle her ne kadar girişte
güvenlik aramaları olsa da AVM'ler
ve mağazalarda kendimi güvende
hissetmiyorum. Sivil, üniformasız
güvenlik görevlilerinin AVM, mağaza
ve süpermarketlerde müşteri gibi
bulunmaları bir müşteri olarak beni
güvende hissettirir.
32
Haziran 2016
Toygar Köroğlu
Yaş: 48
Meslek: IT Uzmanı
Alışveriş merkezlerinde,
büyük marketlerde kendimi
güvende hissetmiyorum.
13 Mart 1999 Mavi Çarşı
katliamı tanığı olmam dolayısıyla, kapalı
alışveriş merkezlerinde bulunduğumda
her zaman tedirginlik duyarım, zorunlu
ihtiyaç olmadıkça gitmem. Alışveriş
merkezlerinde ve mağazalarda güvenlik
görevlilerinin olması ve girişte gerekli
kontrollerin yapılıyor olması benim bu
tedirginliğimi bir nebze azaltsa da bazı
mağazalarda hiçbir önlem alınmadığını
görmek beni bu alanlardan uzaklaştırıyor.
Sezin Yeşildal
Yaş: 32
Mesleği: Öğretmen
Birçok marka
mağazasının içinde
olması, bize alışveriş
kolaylığı sağlasa da
olumsuz, güven vermeyen yanları da var:
Doğayı günden güne rezidanslar, AVM'ler
ile katlediyoruz, Adenol virüsü başta
AVM'ler olmak üzere kapalı alanlarda
ürüyor ve virüs solunum yoluyla ve
fiziksel temasla hızla bulaşıyor, kalabalık
kitleleri kendine çekme misyonuyla da
hırsızlık ve terör saldırıları için uygun
ortam vizyonu sergiliyor. Kendimi
güvende hissetmiyorum bu büyük,
kapalı alışveriş merkezlerinde. Mümkün
olduğunca tercihim dışında bırakmaya
çalışıyorum.
Uzman görüşü:
Mağaza güvenliğinde en önemli
risk; müşteri ve çalışan hırsızlığıdır.
Bunun yanında dolandırıcılık, kargaşa
(yağma girişimleri), yangın, elektrik
kesintisi, doğal afetler, toplumsal
olaylar, sabotaj ve terör olayları olarak
özetleyebiliriz. Mağazacılıkta alışverişe
gelen müşterilerin rahat ve güvenli bir
ortamda alış veriş yapmalarını sağlamak,
gerekli güvenlik önlemlerini almak
amacımız ve ilk hedefimizdir. Bu nedenle
mağazada olabilecek her türlü olayları
bertaraf etmek birinci öncelik olarak
değerlendirilmektedir.
444 15 98

Benzer belgeler

Aylık Dergi “Tepe`den” Aralık 2016

Aylık Dergi “Tepe`den” Aralık 2016 TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Ya­yın tü­rü: Ye­rel, sü­re­li, üç ay­lık der­gi Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adı­na İm­ti­yaz Sa­hi­bi: Levent Güler So­r...

Detaylı

Aylık Dergi “Tepe`den” Eylül 2015

Aylık Dergi “Tepe`den” Eylül 2015 Mağazalarda kendinizi güvende hissediyor musunuz?...........................................................................................32

Detaylı