Deniz Arcak - Besteciler.Com

Transkript

Deniz Arcak - Besteciler.Com
Besteciler.org
Deniz Arcak
Onaylayan Administrator
Cumartesi, 26 Mayýs 2007
5 temmuz 1968 tarihinde, hayatýnýn ilk 18 yýlýný yaþayacaðý ankara’nýn bahçelievler
semtinde doðar. büyük kýzlarý canan’ýn doðumundan 8.5 yýl sonra, aslýnda bir erkek evlat
bekleyen türkan ve tuncay arcak, ikinci çocuklarýnýn kýz olmasýna ilk anda üzülmenin cezasýný f
halde çekeceklerinden habersizdir o gün. çünkü küçük deniz, hiç de annesinin dizi dibinde oyunc
tencere ve bebekleriyle oynayan haným hanýmcýk bir kýz olmayacak, yaramazlýðýn daha çok yakýþtý
erkek çocuklarýný asla aratmayacaktýr. zavallý türkan haným, bu ‘overdose merak’a
sahip kýzýný hiçbir zaman ‘koyduðu yerde’ bulamaz. daha poposunda bez olduðu
günlerden itibaren pencereden kaçýp kilometrelerce ötede bulunan deniz’in peþinden
koþturduðu günleri, aðlamakla gülmek arasý bir sesle anar þimdi... halbuki nereden bilsin,
sonradan ‘hiperaktiviteye baðlý konsantrasyon bozukluðu’ diye bir rahatsýzlýk
icat olacak, bu tür çocuklarýn da tedavi yöntemlerinin de sayýsý giderek artacaktýr. ancak o
yýllarda o, ‘çocuk nasýl yetiþtirilir’ seminerlerine katýlmakta bulmuþtur çareyi,
ama çare bulmuþ mudur, hayýr. deniz 30 yaþýný geçtiðinde bile telefonda konuþurken koltuklarýn
üzerinde gezinmekte, bunu yapamadýðýnda, arkadaþlarýndan sýk sýk ‘ay gýna geldi, sallama
bacaðýný’ azarý iþitmektedir. üstelik büyük kýzlarý canan sürekli takdir alýr, anne-babas
sözünü dinlerken, deniz okuma yazmayý ilkokul üçte sökerek, her yýl karnesini bilumum kýrýklarl
doldurarak ve ilkokulda bile hemen her gün disipline gönderilerek büyür. kendisine sorsanýz,
hiçbir þey yapmaz aslýnda, sýkýlmaktan baþka. çünkü dersler hiç ilgisini çekmez. ondan ‘b
numara’ olacaðýndan emin olan, ancak sýk sýk hayal kýrýklýðýna uðrayan avukat babasý tunc
bey’in, ‘kapýna idraksiz köpek yazdýracaðým’ tehditleri de iþe yaramaz.
ondaki acayip ‘damar pörtlemesi’, bugünlere kadar aynen gelir. ama iyi kalpli
bir çocuktur; yalan söylememek, dürüst olmak, insanlarý sevmek gibi þeyleri öðrenmiþtir annebabasýndan.ablasý canan hacettepe diþçilik’ten üçüncülükle mezun olduðu yýllarda, tuncay
arcak küçük kýzýnýn avukat olmasý gibi gerçeklerle uzaktan yakýndan ilgisi olmayan hayalini
kurmaya devam ediyor mudur acaba? ulubatlý hasan ilkokulundan, ‘dersleri berbat
diye’ Ayþe abla ilkokuluna alýnan, sonra tuhaf bir þekilde yedekten ted Ankara
koleji’ni kazanan deniz o sýralarda, sýnýfýn ‘bir þarký söylesene’
tezahüratlarýný karþýlamaktadýr. bir ara dansöz, baþka bir ara da veteriner olmak istemiþ, Anka
çok sesli çocuk korosu’na katýlýp, hocasý muzaffer arkan’dan hayatýnýn en iyi müzik
eðitimini alýp beþ sesli aryalar söylemiþ, tabii üniversiteyi kazanamamýþ ve fotoðrafa merak
saracaðý döneme girmiþtir. babasý uluslararasý bir þirketin hukuk müþaviri olunca ailecek
Ýstanbul’a taþýnýrlar ve deniz, mimar Sinan üniversitesi güzel sanatlar
akademi’sinin fotoðraf bölümüne, misafir öðrenci olarak girer. þirket iflas edince aile
Ankara’ya döner ama ‘umut dünyasý’ iþte, belki bir baltaya sap olur
umuduyla onu Ýstanbul’da býrakýrlar. o yýl, fotoðrafla ilgilendiði, hatta sabahlara
kadar karanlýk odada kaldýðý zamanlar da olur ama daha çok arkadaþlarýyla sokaklarda, parklarda
‘deneysel tiyatro’ yapmakla, birbirlerinin sýrtýna tutunup yürümek gibi abuk
sabuk þeylerle eðlenmekle geçer zamaný. þan bölümüne girdiðinde de durum deðiþmez; koridorda bu
pateni eþliðinde michael jackson taklidiyle saçmalayan ‘zirtoplar
korosu’ndadýr... bu bölümün sýnavýna girerken, tam ona sýra geldiðinde yemek molasý
verilmiþ, molanýn bitmesine yakýn girdiði tuvaletten çýktýðýnda, tuvaletle bölüm arasýndaki kap
kilitlendiðini fark etmiþtir. o geçiþ yolunu bulamazken, ‘31 deniz arcak’ diye
seslenmeye baþlarlar, o ise ‘buradayým, buradayým’ diye çýðlýk atsa da yolu
bulamaz. sonunda ona kapýyý açan bölüm baþkaný Nihat þenel, bunu yaptýðý için piþman olmuþtur h
ama kibar insandýr, pek belli etmez. zaten yetenekli bir öðrenci olduðunu teslim eder hep.
tembelliðin cilt cilt kitabýný yazabilir aslýnda ama þan eðitimi alýrken bir yandan da
otellerde, barlarda müzikal þarkýlarýyla sahneye çýkar. ayný zamanda tiyatroya baþlar, usta
oyuncularla workshop’lara katýlýr, çocuk tiyatrolarýnda mandalina kýlýðýna girer, bir
Ýstanbul masalý, iliþkiler, hep ayný yaygara, gel de çýk iþin içinden, kahramanlar hep erkek
gibi büyük oyunlarýnda rol alýr. hepsinde de çok eðlenir. gerçi gel de çýk iþin içinden adlý oy
daha teksti bir kere okumuþ, hiç prova yapmamýþken, bir oyuncu gelmediði için alelacele
sahneye çýkarýlmýþ, sen kimsin, ben neredeyim, katil hangisi, þuursuzluðunda rolünü tamamlamýþt
ama olsun. bu tatlý þuursuzluk hali yakýþýr ona: her yýl bir konserde mutlaka düþer. tiyatro
sahnesinde sözünü unutup ‘ya ben size burada çok güzel bir þey anlatacaktým ama unuttum,
halbuki ne güzeldi yazýk oldu’ der. yönetmen diðer oyuncularý beþ saniye içinde sahneye
çýkarmasa koþarak annesinin kucaðýna oturacak hale gelir. ama bu durumlarýn ‘çok iyi
yabancýlaþma oldu’ diye takdir toplamasý ya da bana ‘bu röportaj hangi gün
çýkacak?’ diye sorduktan sonra ‘kaçta?’ diye devam etmesi gibi
‘hunik durumlar’ çoktur hayatýnda. ‘gerzek suya dal da gel’
romanýnýn kahramaný olarak... geçenlerde zaga’da sabaha karþý saatlerce ‘sadece
oturup’ çok daraldýðýnda, bayülgen’den ‘ben serinde bir koþup geleyim
mi?’ talebinde bulunup takdirlerimizi topladýðý gibi... tuhaf bir adrenalin tutkusu
http://besteciler.org/
Joomla! ile Güçlendirilmiþtir
Oluþturan: 13 October, 2016, 01:35
Besteciler.org
vardýr onun, ‘námana’ kontenjanýndan. ama o da çok yakýþýr. yaptýðý her iþte çok
eðlenir. daha doðrusu hiç eðlenmediði bir iþ yapmamýþtýr. yarýþma programlarý sunar. trt’
dublaj yapma eylemini ise üçüncü derece rollere kadar ilerlemiþken, yol uzak diye býrakýr. altý
anten yarýþmasý’nda mansiyon aldýðý günlerde ‘hayatta popçu olmam’ demektedir
aslýnda, çünkü o zaman Türkçe dinlemeyen gençlik grubundandýr. daha çok chicago, genesis, eric
clapton, beatles dinler, toto’ya bayýlýr, alan parsons project’e uçar. ama büyük
konuþmamak lazýmdýr tabii, 1993 sonunda ilk albümü ‘nerde’yi çýkarýr. onu
1995’te beyaz vadi izler. peki sekiz yýl gibi uzun bir ara vermeden önce
1996’da çýkardýðý üçüncü albümünün adý nedir? ‘bir mola ver!’ artýk bize bir
demek düþmez. ‘her þeyi ismini yaþar.’aslýnda sekiz yýl ara vermez. hayran olduðu
mfö’nün hayran olduðu Fuat Güneri’ne ‘bana bir albüm yapar mýsýn?’ diye
soralý sekiz yýl olmuþ ve çalýþmalara da o zaman baþlamýþlardýr. özellikle son dört beþ yýl yoð
olarak hazýrlanmýþtýr bu albüme. ‘fuat abi’nin stüdyosu’ ona okul olur,
‘nihayet’ doðru düzgün bir eðitim yaptýrýr. bir duayenle çalýþmak farklýdýr tabii.
okur, uðraþýr, didinir, dersine de çalýþýr çünkü bu eðitim çok ilgisini çeker, heyecanlandýrýr.
eðitim ve çalýþmak bile kendi istediði gibi olduðu için ‘tadýndan yenmez.’ ortaya a
da ne ilginç bir þekilde ‘kýpýr kýpýr’ olan albüm çýkar: babasýnýn koþa koþa götürd
yaþýndaki müzik öðretmeni faik canselen gibi, Fuat güner’in de ‘ömürboyu
dinlenebilecek bir pop klasiði’ dediði... deniz’e sorarsanýz, tevazu sahibi
tabii, bunda bir payý yoktur; bu güzel kýyafeti ona giydiren, þarkýlarý böyle güzel söyleten Fu
güner’dir. çok usta bir ressama kendi resmini yaptýrmak gibi bir þey olmuþtur albüm.
sonuçta bu sekiz yýl, bir gemi olup onu bir yerden bir yere taþýmýþtýr. þarký söylemek çok daha
zevklidir artýk. þarký söylemek zaten hep vardýr hayatýnda ama bu diðerleri de olmayacak
anlamýna gelmez. müzikle birlikte, onu heyecanlandýran ve tabii eðlendiren her þey olacaktýr.
mesela þimdilerde, elma vizyon kanalýna yaptýðý kapsama alaný adlý programda, her seferinde
baþka bir meslek sahibi kýlýðýna giriyor; çöpçü, bodyguard, doktor... eðlenceli deðil mi, ne
bekliyordunuz? ama ayný zamanda ‘iyi insan olma’ çabasý da sürüyor. bir süredir
Mevlana’nýn mesnevi hikayelerinin, tasavvufun penceresinden görmeye çalýþýyor hayatý.
serinde koþup koþup geliyor yani...
http://besteciler.org/
Joomla! ile Güçlendirilmiþtir
Oluþturan: 13 October, 2016, 01:35

Benzer belgeler

turkısh cartoonıst ısmaıl gulgec dıed

turkısh cartoonıst ısmaıl gulgec dıed Söyleyelim…146 kiþinin katýldýðý genel kurulda 140 kiþi (139 oy geçerli ama en yüksek oy alan kiþinin oyu 140!!!) eðer ayný kiþiye oy veriyorsa; iste bu umurumuzdadýr bizim! Neler oluyor bize böyle...

Detaylı

``İftarlık Gazoz`` Filmi Polatlı Sinemasında

``İftarlık Gazoz`` Filmi Polatlı Sinemasında imamýn oruç ile anlattýklarýný üzerine alýnýr, üstelik Berna da oruç tutacaktýr. Küçük olduðu için oruç tutmasýna izin vermeyen a gizli oruç tutmaya baþlar fakat Ege’nin yaz sýcaðýnda, bir yandan d...

Detaylı

Şahitlik Ehliyetini Kaybetmemek Gönderen islamda

Şahitlik Ehliyetini Kaybetmemek Gönderen islamda Bundan dolayı iffetli kadınlara haksız yere zina isnat edenler hakkında Kur’an-ı Kerim’de  ‘…Artık onların şahitliğini asla kabul etmeyin. İşte bunlar fâsık kims...

Detaylı