Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı

Transkript

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ YIL:03 SAYI:9 / NİSAN 2011
z
ı
d
l
ı
Y
r
o
y
u
l
t
u
k
PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK
[
[
Rektör’den
Saygıdeğer Yıldız Mensupları,
Kondüktör Mekteb-i Alisi
döneminden günümüze 100
yıldır eğitim ve öğretime devam eden üniversitemiz, geçmişinden aldığı
gücü bugünün enerjisi ile birleştirerek yeni bir yüzyılın temellerini atmak
için çalışmalar yapıyor.
Üniversite-sanayi-kamu işbirliğini kurumsallaştırmak ve sanayicilerimizin AR-GE’ye dayalı ihtiyaçlarının üniversite-sanayi işbirliği ile üniversite
bilimselliği kapsamında çözüme kavuşturulması amacıyla, 100. Yılımızı
AR-GE yılı ilan ettik. Araştırma-planlama rektör yardımcılığımız koordinasyonunda, geçen yıl kurduğumuz Proje Destek Ofisimiz aracılığıyla
ürettiğimiz proje sayısında ve kalitesinde önemli gelişmeler kaydettik.
Proje Destek Ofisimiz, öğretim elemanlarımızı proje üretmeye teşvik edecek ve bu projeleri farklı sektörlerden paydaşlarımıza sunacağı platformlar sağlamaya devam edecektir. Bizleri mutlu eden şey üniversitemizde
büyük bir boşluğu dolduran proje destek ofisimize öğretim elemanlarımızın göstermiş olduğu yakın ilgidir.
Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında, üniversite ve sanayinin ayrı ayrı
yatırımlar yapması yerine, birlikte teknolojiyi üretime dönüştüren çalışmalar yapması ve kaynakların verimli ve doğru kullanılması amacıyla kurduğumuz Teknopark oluşumumuzda Sanayi Bakanlığı, DPT ve
Başbakanlık’tan aldığımız destek ile çok kısa süre içinde önemli başarılara
imza attık. Teknoparkımız bugün 50’yi aşkın firma, 700’ü aşkın araştırmacı ve 4 bina ile ülkemizde en hızlı gelişen ve büyüyen teknoparklardan
biridir. Ülkemize ve dünyaya katma değer üreten bir AR-GE ve enerji üssü
haline dönüşecek olan Teknoparkımız, AR-GE çalışması yapmak isteyen
ulusal ve uluslararası öncü şirketler ve uzman kişiler için bir çekim merkezi olmaya başlamıştır.
AR-GE üniversitesi oluşturma çabamızda öğretim elemanlarımızın katkısı inkar edilemez bir gerçektir. Son günlerde Fakültelerimiz ve öğretim
elemanlarımızın yayın ve proje üretme konusunda sergilediği kararlılık
meyvelerini vermeye başlamıştır. Öğretim elemanlarımıza teşviklerimiz
ve desteğimiz kesintisiz devam edecektir.
100 yıllık tarihi ile üniversitemiz Türkiye’nin en değerli üniversitelerinden
biridir. Akademisyeni, idari personeli, öğrencisi, mezunu ile üniversiteyi
oluşturan bütün yapı taşları, 100. Yılı kutlamanın mutluluğunu hep birlikte yaşamaktadır. Amacımız bu mutluluğu sürekli kılmak ve Üniversitemizi dünya standartlarında bir üniversite yapmaktır. Ülkemizin 100. Yılında
dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer almak, Üniversitemizin 100. Yıl
çalışmalarının temel hedefidir.
Sevgilerim ve saygılarımla
NİSAN 2011
içindekiler
1
54
93
PROF. DR. İSMAIL YÜKSEK
SEKTÖRÜ’NÜN ÖNCÜLERİ YILDIZ’DA
BULUŞTU
HİZMET SEKTÖRÜ KONUŞULDU
REKTÖR’DEN
4
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
18
SPOT HABER
ETKİNLİK TESİSAT VE ISITMA-SOĞUTMA
56
RÖPORTAJ MYO MÜDÜRÜ PROF.DR.
TURGUT KOCATÜRK: YTÜ ÖN LİSANS
ALANINDA DA İDDİALIDIR
22
62
HAKAN KARATAŞ: EĞİTİMLERİMİZİ TÜM
TÜRKİYE’YE YAYMAK İSTİYORUZ
66
RÖPORTAJ YILDIZ-SEM MÜDÜRÜ
24
AKTİVİTE 100. YILIN EN RAHATLATICI
PROJESİ: HOBİ BAHÇELERİ
26
RÖPORTAJ YILDIZ’LI BİLİM İNSANLARI
DÜNYAYI DEĞİŞTİRİYOR
32
SOSYAL SORUMLULUK
BU KAN SENİ UNUTUR MU?
PANEL RÜZGÂR YILDIZ’DA HIZLI ESİYOR
KONFERANS DOĞA TARİH VE ÇEVREYİ
KORUMANIN SON KALESİ: BHUTAN
72
RÖPORTAJ PROF. DR. TURGUT UZEL:
BÜYÜKLÜK KALİTEYLE ÖLÇÜLÜR
76
SOSYAL SORUMLULUK ENGELLERİ
AŞMANIN İLK DURAĞI: ÜNİVERSİTELER
78
36
ETKİNLİK YILDIZ’DAN OTOMOTİV
DEVLERİ GEÇTİ
YILDIZ’DA KONUŞULDU
82
ETKİNLİK ELEKTRİKLİ ARAÇDEVRİMİ
42
ETKİNLİK KABULÜNÜN 90. YILINDA
İSTİKLAL MARŞI VE MEHMET ÂKİF
YILDIZ’I PARLIYOR
84
ETKİNLİK SAVUNMANIN
46
RÖPORTAJ YTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ
DEKANI PROF. DR. MURAT SOYGENİŞ:
DÜNYA ÇAPINDA ÖNEMLİ
KONUMLARDA MEZUNLARIMIZ VAR
52
SOSYAL SORUMLULUK
4YY KANSERLE SAVAŞTA ÇOCUKLARIN
MUTLULUK KAYNAĞI OLDU
RÖPORTAJ YTÜ VAKFI MÜTEVELLİ HEYETİ
ÜYESİ BEDİ KORUN: MEZUNLARLA DAHA
FAZLA İLETİŞİM ŞART
88
SEMPOZYUM 1864 KAFKAS GÖÇÜ:
SAVAŞ VE SÜRGÜN
90
ETKİNLİK İEEE BU YIL DA ÇOK AKTİF
ETKİNLİK ULUSAL KALİTE GÜNLERİ’NDE
94
PANEL YENİ TÜRK TİCARET KANUNU
YATIRIM CAZİBEMİZİ ARTIRACAK
96
RÖPORTAJ FLO GENEL MÜDÜRÜ SELİM
TAŞKIN: YTÜ DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMA
YOLUNDA İLERLİYOR
102
TANITIM YTÜ İSTANBUL TARİHİ
YARIMADA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA
MERKEZİ KURULDU
106
KONFERANS SERMAYE PİYASALARININ
OTORİTELERİ YILDIZ’DA BİRARAYA GELDİ
108
RÖPORTAJ AYLİN YAVAŞ: FULBRIGHT
ABD’DEKİ EN PRESTİJLİ BURSTUR
112
ETKİNLİK GELECEĞİN BİLİM İNSANLARI
PROJELERİNİ YTÜ’DE SERGİLEDİ
114
RÖPORTAJ SELVA ÜNAL: YAPTIĞINIZ
İŞLERİ SEVEREK YAPIN
118
SPOR YTÜ SPORTİF ALANDA DA
BAŞARILARINI SÜRDÜRÜYOR
122
RÖPORTAJ YILDIZ 100. YILINDA
MEZUNLARINI UNUTMADI
124
YTÜ İLETİŞİM BİLGİLERİ
62
yildizlar
24
Nisan 2011 Yıl 3 Sayı 9
[email protected]
Yıldız Teknik Üniversitesi Adına
İmtiyaz Sahibi
Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek
Yayın Direktörü
Yrd. Doç. Dr. Zehra Yumurtacı
YTÜ İletişim Koordinatörü
Direktör Yardımcısı
Muhammed Atilla Sevim
Haber Editörü (Sorumlu)
Fatih Atlas
108
Yazı İşleri
N. Bilge Ok
Nuray Aydın
Hande Tan
YAPIM / YAYIN
66
Yönetim
Özlem Şahin
Mehmet S. Ekinci
Görsel Yönetmen
Canan Baş
TAYA İLETİŞİM:
Çubuklu Mah. Çayocağı Sok. No: 36/2
Beykoz/İstanbul
Tel: 0216 680 02 96
GSM: 0555 965 28 35
Baskı:
Şan Ofset
Tel: 0212 289 24 24
Ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.
Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.
Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak
gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.
36
NİSAN / 11
Yıldızlar
3
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
PAL FM Davutpaşa’da radyodan yayın yaptı
>>
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Mustafa Ceceli Yıldız’lı öğrencilerle buluştu.
Pal FM, ‘3 ü 1 Arada’ programını ilk defa Davutpaşa
Kampüsü’nde yaptı.
Yıldız Teknik Üniversitesi, 100. Yılında öğrencilerinin
yaptığı başarılı etkinliklerle kalitesini ortaya koyuyor.
Kalite ve Verimlilik Kulübü tarafından düzenlenen
etkinlikte Pal FM’de yayınlanan ‘3 ü 1 Arada’ programı, Esin
Görür ve Yasemin Şefik’in sunumu Mustafa Ceceli’nin
katılımıyla gerçekleştirildi.
Yıldızlı öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen
programda Ceceli’ye ilginç sorular yöneltildi. Romantik
şarkılarıyla ünlenen Ceceli’ye hızlı şarkı söylemeyi
düşünüp düşünmediği soruldu. Ceceli, Veterinerlik
Fakültesi’nde eğitim aldığı sırada kadavra dersinde
Hocasına bonfile nereden çıkıyor diye sorduğunu, gıda
dersinde öğrenirsin şeklinde cevap aldığını söylemesi
üzerine salonda kahkaha tufanı koptu. Sezen Aksu’ya olan
hayranlığını dile getiren Ceceli, Minik Serçe’nin şarkılarını
okumaya başladığında duyduğu heyecanın ÖSS sınavında
duyduğu heyecandan daha fazla olduğunu ifade etti.
Kameraya alışmak için bol bol fotoğraf çekimi yaptırdığını
anlatan Ceceli, en çok güldüğü şeylerin başında
4
Yıldızlar NİSAN / 11
bazı hayranlarından gelen, sürekli takım elbiseyle
mi uyuyorsun, sorusunun olduğunu sözlerine ekledi.
Facebook hesabında bazı yorumların çok komik olduğunu
ama bazı şeylerin internette abartıldığını söyledi. II
Haber: Selin Uzunoglu
ODE, bina ve tesisatta
ÖVÖ\DOÖWÖPÖ\ODLOJLOL\D]ÖOPÖö
HQJHQLöNDSVDPOÖLON7UNoHNLWDEÖ
VL]OHUHVXQX\RU
,VÖ\DOÖWÖPÖ\ODLOJLOL$·GDQ=·\HWPVRUXODUÖQFHYDSODUÖQÖ
EXNLWDSWDEXODELOLUVLQL]
.XUXOGXõXJQGHQEX\DQDELUVLYLOWRSOXP|UJWJLEL
oDOÖöDQYHSHNoRNLONHLP]DDWDQ2'(
\HQLoDOÖöPDODUÖ\ODVHNW|UHÖöÖNWXWPD\DGHYDPHGHFHN
(0212) 210 49 06 Faks: (0212) 210 49 07
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
YTÜ öğrencilerine kahvaltı ikramı
100. Yılını kutlayan Yıldız Teknik Üniversitesi,
öğrencilerine her sabah kahvaltı imkânı sunuyor. Yıldız
Teknik Üniversitesi tarafından başlatılan örnek uygulamayla öğrenciler derslere tok giriyor.
Yıldız ve Davutpaşa Yerleşkelerinde her sabah 1000
sandviç veya 1000 çorba dağıtılıyor. Yıldız Mezunlarının
sponsor olduğu kahvaltı dağıtımı, 1 yıldır devam ediyor. Sabahları çorba ya da sandviç dağıtımı yapılması
öğrenciler tarafından büyük ilgi görüyor.
Trabzonlu Üniversiteliler Derneği tarafından sponsorluğu
üstlenilen kahvaltı dağıtımı önümüzdeki dönemde de
devam edecek. Trabzonlu Üniversiteliler Derneği Başkanı
Seyfi Erbaş, dernek olarak üniversite öğrencilerine eğitim
hayatları boyunca destek olmak istediklerini ifade
etti. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in Trabzonlu
olmasının Yıldız’lı öğrencilere ulaşmalarını daha kolay
hale getirdiğini sözlerine ekleyen Erbaş, dernek olarak bu
doğrultuda çalışmalarına devam edeceklerini söyledi.
100. Yılda sabah kahvaltı dağıtımı yapmaya başladıklarını
söyleyen YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, YTÜ
mezunlarına seslendi. Okulda eğitimlerine devam eden
öğrencilere mezunların ağabey olarak sahip çıkmalarını,
kahvaltı ikramı başta olmak üzere pek çok projede Yıldız’la
birlikte çalışmalarını istedi. Kahvaltı dağıtımını sürekli
hale getireceklerini söyleyen Yüksek, öğrencilerin öğle
6
Yıldızlar NİSAN / 11
ve akşam yemeklerini verecekleri bir proje üzerinde de
çalıştıklarını belirtti.
Makine Mühendisliği öğrencisi Ali Yılmaz, kahvaltı
ikramından memnun olduğunu söylerken, İnşaat
Mühendisliği öğrencisi Oktay Kılıç, ailesinin İstanbul
dışında olması nedeniyle sabah evde kahvaltı
yapamadığını, okulda böyle bir imkânın olmasından çok
memnun olduğunu ifade etti. II
Haber: Fatih Atlas
Öğretmen Okulları
163. yılını kutladı
>>
100. Yıl Mezuniyet Törenleri
14 HAZİRAN 2011 SALI
10.00 Meslek Yüksekokulu (Yıldız)
16.00 Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi
(Oditoryum) (Yıldız)
17.00 Elektrik-Elektronik Fakültesi (Yıldız)
*
*
*
15 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA
10.00 Mimarlık Fakültesi (Yıldız)
17.00 Makina Fakültesi (Yıldız)
*
*
16 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE
10.00 Kimya-Metalürji Fakültesi (Yıldız)
14.00 Sanat ve Tasarım Fakültesi (Oditoryum) (Yıldız)
16.00 Milli Saraylar Meslek Yüksekokulu
(Oditoryum) (Yıldız)
17.30 İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (Yıldız)
*
*
*
1848 yılında Darülmuallimin adıyla kurulan
*
Öğretmen okulları, 163. Yılını Yıldız Teknik Üniversitesi’yle
kutladı. Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’nde yapılan
törene Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, İstanbul
Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü
yöneticileri katıldı.
Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra öğretmen
yetiştirmek üzere 16 Mart 1848 tarihinde kurulan Darülmuallimin 163. yaşında. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin
100. Yılı sebebiyle birlikte yapılan etkinliğe YTÜ Eğitim
Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Münire Erden ve Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması
ve Ekonomisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Ülker
Gümüşeli konuşmacı olarak katıldı.
Panelde açılış konuşmaları YTÜ Eğitim Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. A. Göksel Ağargün ve ünlü şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler tarafından yapıldı. İstanbul’daki öğretmenlerin
geniş katılımıyla gerçekleşen kutlamada ‘21. Yüzyılda
Öğretmen Eğitimi ve Türkiye’ başlıklı panele Öğretmen
Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey
başkanlık yaptı. II
17 HAZİRAN 2010 CUMA
10.00 Fen-Edebiyat Fakültesi (Davutpaşa)
15.00 Eğitim Fakültesi (Davutpaşa)
17.30 İnşaat Fakültesi (Davutpaşa). II
*
*
*
NİSAN / 11
Yıldızlar
7
>>
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
Yıldız’a gönül verenler
ödüllerini aldı
Yıldız Teknik Üniversitesi’ne 20 yıl ve üzeri hizmet
eden akademik ve idari personele plaket verildi. 100. Yılını
kutlayan Yıldız Teknik Üniversitesi bu uygulamayla bir ilke
daha imza atmış oldu. Yıldız’da görev süresi 40 yıl ve üzeri
olanlara 100. Yıl Altını ve plaket, 30 Yıl ve üzeri olanlara
plaket, 20 yıl ve üzeri hizmet süresi olanlara sertifika verildi.
Yıldız Kültürü’nü gelecek nesillere aktaracak olan
çalışanların personel hizmet töreniyle onurlandırılması,
çalışanlar tarafından takdir edildi.
‘Yıldızlarla bir asra atılan imza’
Öte yandan 100. Yıl slogan yarışmasında dereceye giren
personele de ödülleri takdim edildi. ‘Yıldızlarla Bir Asra
Atılan İmza’ sloganıyla birinci olan Makine Fakültesi
Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Anıl Akdoğan, ‘Yıldızlaştık,
Yüz Yılı Aştık’ sloganıyla ikinci olan Abdürrahim Erciyas,
‘Gelenekselden Çağdaşa Bir Asır’ sloganıyla Bülent Çinsar’a
ödül olarak netbook ve sertifika verildi. II
Geleceğin Teknolojisi Yıldız’da
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Teknolojileri
Kulübü 100. Yıl’ın en teknolojik etkinliğini yapıyor. Nanoteknolojinin tüm detaylarıyla konuşulacağı kongrede uzman
bilim insanları Yıldız’da buluşuyor.
Maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol etme bilimi
olan nanoteknoloji, teknolojinin küçülmüş hali olarak
tanımlanıyor. Geleceğin teknolojisi olarak kabul edilen
nanoteknoloji, insan vücudunda bulunan hastalıklı doku
iyileştirilmesinden süper bilgisayarlara, ulusal güvenlikten
tekstil teknolojilerine kadar pek çok alanda kullanılacak.
Makine Teknolojileri Kulübü (MAKTEK) üyelerinin YTÜ
Makine Fakültesi Dekanlığı ve Yıldız Teknik Üniversitesi
Rektörlüğü’yle birlikte düzenleyeceği YTÜ 1. Ulusal Nanoteknoloji Öğrenci Kongresi, 17-18 Haziran 2011 tarihlerinde
Yıldız Oditoryumu’nda gerçekleştirilecek.
Etkinlikle Yıldız Teknik Üniversitesi’nin nanoteknoloji
konusunda ülkenin AR-GE kültürüne daha fazla katkı
yapması ve bunun sanayi ile üniversite işbirliğinin
geliştirilmesi için önemli bir adım olması planlanıyor. II
Haber: Hüseyin Ergin
8
Yıldızlar NİSAN / 11
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
Acun Ilıcalı ve Hayko Cepkin öğrencilerle buluştu
Düzenlediği yarışmalarla büyük beğeni
toplayan Acun Ilıcalı ve Ünlü rock sanatçısı Hayko Cepkin,
Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün düzenlediği etkinlikte
Yıldız’lılarla buluştu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü
tarafından Yıldız Oditoryumunda gerçekleştirilen
söyleşilere Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek ve pek çok
akademisyen de katıldı. 15 Mart 2011 tarihinde Yıldız
Oditoryumunda yapılan etkinlikte ilk olarak TV yapımcısı
Acun Ilıcalı sahneye çıktı. Salonun tamamen dolu olduğu
söyleşide Ilıcalı, spor muhabirliği yaparken yaşadığı komik
anılarını anlattı. Survivor yarışmasının çıkış hikâyesini
ve yarışmacıları seçerken nelere dikkat ettiğini paylaşan
Ilıcalı, son projesi olan internet portalı hakkında bilgi verdi.
Acun Ilıcalı’dan sonra alkışlarla sahneye çıkan Hayko
Cepkin, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Yaptığı müzik
tarzının piyasada kabul görmesi için verdiği mücadeleleri
öğrencilerle paylaşan Cepkin, ekstreme sporlara olan
tutkusunu anlattı. Söyleşinin sonunda piyano çalan
Cepkin, öğrenciler tarafından alkışlanarak uğurlandı. II
Haber: Benan Üzümez
10 Yıldızlar NİSAN / 11
>>
Müjdat Gezen tecrübelerini
yıldızlarla paylaştı
YTÜ Bilişim Kulübü
Geleneksel Web Günleri
12-13 Nisan’da düzenlenen organizasyonla;
Tiyatro ve sinema sanatçısı Müjdat Gezen,
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen etkinlikte
öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü
tarafından düzenlenen etkinlikte, Müjdat Gezen
öğrencilerle buluştu. Yıldız Oditoryumu’nda düzenlenen söyleşiye katılım yüksekti. Yaptığı açıklamalarla
gündem oluşturan Usta Oyuncu, sorulan tüm soruları
açık yüreklilikle cevapladı. Demokratik bir ortamda
gerçekleşen söyleşide tiyatro ve eğitimle ilgili tecrübelerini öğrencilerle paylaşan Gezen’in esprileriyle salonda
kahkaha fırtınası koptu.
1943 İstanbul doğumlu olan, tiyatro oyuncusu- eğitmeniyazarı- yönetmeni, sinema ve dizi oyuncusu, yazar,
yönetmen ve şair gibi birçok özelliği bulunan fakat
her fırsatta mizahçı olduğunu belirten Müjdat Gezen,
öğrencilerin “Neden sürekli muhalefetsiniz?” sorusuna
“Ben mizahçıyım. Benim işim bu.” şeklinde yanıt verdi.
Akademisyenlerin de katıldığı etkinlik 2,5 saat sürdü.
Kurmuş olduğu tiyatro okulunda ders vermek için izin
isteyen usta tiyatrocu, öğrencilerin yollarının hep aydınlık
olmasını dileyerek söyleşiyi bitirdi. II
Haber: Selin Uzunoglu
gelişimin, yeniliklerin ve sınırsızlığıyla internetin getirileri
ele alındı. Web Günleri, 3.yılında da yankı uyandıran bir etkinlik oldu. Adına yakışır bir şekilde birçok blogda ve haber
sitesinde yer aldı.
Bu sene Web Günleri’nde, günümüz bilişim dünyasının
yeni çizgisi olan Web’i ve gittikçe gelişmekte olan sosyal
paylaşım platformlarını ele alan söylemler paylaşıldı.
Internet topluluklarından projelerde yazılım ve güvenlik
süreçlerine, Internet girişimciliğinden Internet’in sanal
günlüklerine, oluşmaya başlayan sosyal paylaşım kültürü
ve internetten ünlü olmak gibi çok geniş konu yelpazesinde oturumlar gerçekleştirildi.
Oturumlardan Bazıları
* Kitlelerin Bilgeliğini Keşfetmek
* İnternet Alışverişi
* İnternet ve Spor
* Online Dünya ve Yeni Teknolojiler
* Viral Havalar
* Sosyal Medyanın Toplum ve Medya Üzerindeki Etkileri
Radyoların Geleceği. II
*
Haber, Efekan Egeli -YTÜ Bilişim Kulübü
Yıldız İşletme Kulübü
www Zirvesi ‘11
İnternet dünyasının başarı öyküleri, pazarla-
ma stratejileri ve bu başarılara doğru yol alırken uğranılan
kısıt ve zorlukları konu alan Yıldız İşletme Kulübü “WWW
Zirvesi ‘11”, 12 Nisan Salı günü Yıldız Yerleşkesi Oditoryum
Sergi Salonu’nda gerçekleştirildi. Zirveye katılan herkese
katılım belgesi verildi. Programa Türkiye’nin önde gelen
web şirketleri katıldı.
İnternet kullanımının artık neredeyse bir zorunluluk haline geldiği günümüzde, ülkemizde de internet kullanımı
her geçen gün büyük bir hızda artmaktadır. Sanal dünya
artık her türlü ihtiyaçlarımızı karşılayacak boyutlara ulaştı.
Dünyadaki bu inanılmaz internet yükselişiyle birlikte, ülkemiz de bu pazarda önemli bir yer edinmeye başladı. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 11
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
Medyanın Yıldız’ı parlıyor
>>
> TRT Haber
Yıldız Teknik Üniversitesi son dönemde yaptığı
çalışmalarla, medyada 1.000’in üzerinde haberde yer
aldı. Bilimsel çalışmaların ön planda olduğu haberlerde sosyal sorumluluk projeleri ve Hocalarımızın
konuşmaları ikinci sırayı aldı. Radyo D’de her hafta
sonu yayınlanan Yıldız Top 10 listesiyle öğrencilerimiz,
seçtikleri şarkıları anons etti.
Arap Dünyasına Çağrı
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek
TRT Arapça kanalının konuğu oldu. Arap ülkelerinde
yüksek izlenme oranına sahip olan kanalda Yıldız’ın
tarihinden ve yapılan çalışmalardan bahseden Yüksek,
Arap ülkelerindeki öğrencileri Yıldız’a davet etti.
> Üniversite Medya
100. Yıl Show TV’de
Show TV’de yayınlanan Üniversite Medya Programı
YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’i konuk etti. 100. Yıl
etkinliklerinin konuşulduğu programda dünya üniversitesi olma yolunda atılan adımlar anlatıldı.
Bu Kan Seni Unutur mu?
Kızılay’la Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından ortaklaşa
yapılan ‘Bu Kan Seni Unutur Mu?’ isimli proje, TRT
Haber kanalındaydı. 100. Yılda düzenlenen en büyük
sosyal sorumluluk projesinin anlatıldığı programda
YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek Türkiye’deki kan
ihtiyacının bu projeyle karşılanacağını söyledi. II
12 Yıldızlar NİSAN / 11
> TRT Arapça
>>
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
Engelsiz yaşam için 57 bin lira
Teoman ve Kolpa Grubu’nun katılımıyla
gerçekleştirilen Engelsiz Yaşam Konserinde toplanan
57 Bin TL işitme engelli çocuklar için anaokulu yapımında
kullanılacak.
Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü (KVK)
üyelerinin organize ettiği Engelsiz Yaşam Konserinde toplanan nakit para İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği’ne
teslim edildi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Sağlık
Kültür ve Spor Daire Başkanı Özkan Özdemir, Mezunlar
ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörü Yard. Doç. Dr. Deniz
Güney ve Rektör Danışmanı Muhammed Atilla Sevim’in
katıldığı para teslim töreni dernekte yapılan kahvaltı
sonrası gerçekleşti.
Kalite ve Verimlilik Kulübü Başkanı Gizem Akbey, organizasyon sorumluları Serhan Semerci ve Benan Üzmez’le
birlikte para teslim törenine katılan kulüp üyeleri düzenledikleri konserden gurur duyduklarını bundan sonra da
bu tip etkinlikler organize edeceklerini ifade ettiler.
Konserde toplanan paranın İşitme Engelliler ve Aileleri
Derneği Başkanı Viki Özromano’ya teslimi sırasında söz
alan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail
Yüksek, üniversitelerin topluma bilimsel anlamda olduğu
kadar sosyal sorumluluk alanlarında da yol göstermesi
gerektiğini söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesinin 100.Yılını
kutladığı 2011 yılında kan ve organ bağışı başta olmak
üzere insanlarımıza faydalı olacak birçok proje üzerinde
çalıştıklarını, bu projelerin üniversite öğrencilerinin
14 Yıldızlar NİSAN / 11
çalışmalarıyla hayat bulacağını belirtti.
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Viki
Özromano’nun Yıldız Teknik Üniversitesi’ne teşekkürlerini
sunduğu teslim töreninde projenin oluşmasında önemli
rol oynayan Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Özkan Özdemir, Yıldız’lı öğrencilerin çalışmalarına destek olmaya
devam edeceklerini söyledi. II
Haber: Fatih Atlas
YILDIZ GÜNLÜĞÜ
YTÜ İ.İ.B.F. Endonezya’da uluslararası konferans düzenledi
Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi, ilk defa Türkiye dışında uluslararası bir konferans organize etti.
İİBF Dekanı Prof. Dr. Güler ARAS’ın, kongre eş başkanı olarak organizasyonunda yer aldığı “Uluslararası Yönetişim
ve Hesap Verebilirlik Konferansı”, Endonezya’nın SoloCity
şehrinde gerçekleştirildi.
Türkiye, İngiltere, Avustralya, Malezya ve Endonezya’dan
üniversitelerin ortaklaşa düzenlediği konferansta, işletmeler ve işletme ilgilileri için son yıllarda temel konulardan
birisi olan Yönetişim ve Hesap verebilirlik, toplantıya
katılan yüzden fazla uluslararası uzman ve akademisyen
tarafından üç gün boyunca tartışıldı.
Farklı ülke uygulamalarının paylaşıldığı konferansta Prof.
Dr. Güler Aras “Yönetişim ve Küresel Pazarların Yönetimi”
başlıklı bir özel tema konuşması gerçekleştirdi. Konuşmasında, son yaşanan global krizi işletme yöneticilerinin
sorumlulukları ve kurumsal yönetim açısından değerlendiren Aras sunumunda, tek başına düzenlemelerle
herşeyi denetlemenin ve kontrol altına almanın olanaklı
olmadığını, kurumların, yöneticilerin ve paydaşların birlikte ortak hedefe ulaşmak için temel ilkelere uygun hareket
etmelerinin önemini vurguladı; son global krizin bunu
16 Yıldızlar NİSAN / 11
bizlere çok daha iyi öğrettiğini ifade etti. Konferansta çok
sayıda akademik tebliğ sunumunun yanısıra özel oturumlarda, alanında uzman, dünyanın çeşitli ülkelerinden
gelen davetli akademisyen ve uygulamacıların konuşmaları yer aldı. II
>>
Prof. Dr. Erkan Gökaşan
hocamızı kaybettik
Doğa bilimleri alanında yaptığı başarılı
çalışmalarla Yıldız Teknik Üniversitesi’ne değerli katkılarda
bulunan Prof. Dr. Erkan Gökaşan Hocamızı kaybettik. 30
Mart 2011 tarihinde YTÜ Oditoryumu’nda düzenlenen
törenin ardından Gökaşan için cenaze namazı Bahçeköy
Merkez Camiinde kılındı.
29 Şubat 1964 yılında İstanbul’da doğan Erkan Gökaşan,
Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İstanbul
Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü,
Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği Anabilim Dalında Yüksek Lisans
Eğitimini tamamladıktan sonra Doktora Tezini, ‘İstanbul
Boğazının kuvaterner evriminin sismik statigrafik yöntemlerle incelenmesi’ üzerine yaptı. Doçentlik çalışmalarını
yürütürken kamu ve özel sektörde danışmanlık hizmetleri
verdi. 2004 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri
Araştırma Merkezinde çalışmalarını sürdürdü. Akademik
çalışmaları uluslararası dergilerde yayınlanan Gökaşan,
Üniversitemiz tarafından bu yılın başında düzenlenen
Akademik Ödül Töreninde de ödül almıştı. II
Liselerarası “Akıl Oyunları
Yarışması” YTÜ’de yapıldı
Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi
Akıl Oyunları Kulübü tarafından bu yıl 5.si düzenlenen Akıl Oyunları Yarışması’nın yarı finali Yıldız Teknik
Üniversitesi’nde yapıldı.
İstanbul’da bulunan 52 liseden yarışmaya katılan 160
öğrenci Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Oditoryumu’nda
yarıştı. 4 bölümden oluşan yarışmada birinciliği Atatürk
Fen Lisesi, ikinciliği Kabataş Erkek Lisesi, üçüncülüğü ise
Özel Amerikan Robert Koleji kazandı.
Uluslararası arenada ülkemizi temsil edecek öğrencilerin
belirlendiği yarışma 13 Mayıs’ta Ankara’da yapılacak. Türk
Beyin Takımının belirleneceği finali kazanan öğrencilere
çeşitli hediyeler verilecek. II
Yıldız İşletme Kulübü
kariyer panayırı düzenledi
Yıldız İşletme Kulübü 5-6 Nisan 2011’de
alışılagelmişin dışında bir kariyer organizasyonu olan
Kariyer Panayırı’nı düzenledi. Organizasyon boyunca
YTÜ’lü öğrenciler hem eğlendi hem de staj ve iş
imkanları elde etti.
Öğrenciler Yıldız Hümayun Bahçe’de bir taraftan şirketlerin
üst düzey yöneticileriyle tanışıp staj ve iş başvurularını
yaparken, öte yandan panayırın eğlence olanaklarından
yararlandı. Organizasyon boyunca Türkiye’nin önde
gelen kurum ve kuruluşları da açtıkları stantlarla YTÜ’lü
öğrencilere tanıtım yapma fırsatı buldu. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 17
SPOT HABER
ODE, “YALITIM”IN
KİTABINI YAZDI
ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan:
IY Isı Yalıtımı’nın Türk mimar ve mühendislerine
yeterli bilgi vereceğine inanıyoruz.
K
haber, ÇINAR MUTLU
Kurulduğu günden bu yana bir sivil toplum örgütü
gibi çalışan ODE Yalıtım gerçekleştirdiği ilkler arasına
bir yenisini daha ekledi. ODE Yalıtım, sektörün başucu kaynağı olarak nitelendirilecek, Isı Yalıtımı ile ilgili
yazılmış en geniş kapsamlı “IY Isı Yalıtımı” isimli ilk
Türkçe kitabı çıkarttı.
Isı Yalıtımı ile ilgili tüm soruları cevaplayacak önemli
bir kaynak olan kitap “Enerji ve yalıtım sektörü, Isı yalıtımına giriş, Isı yalıtım malzemeleri ve özellikleri, Binalarda ısı yalıtımı ve tesisat yalıtımı, Yalıtımda yeni teknolojiler, Uygulama önerileri, Sık sorulan sorular” adlı yedi
farklı, doyurucu bölümden oluşuyor. Sektöre kazandırılan yeni bir kaynak olan kitabın içeriğini oluşturulmasında emeği geçenler arasında Makine Mühendisi
Orhan Turan, Prof. Dr. Hikmet Karakoç, Yüksek Mimar
Ecvet Binyıldız, Makine Mühendisi Elif Yıldırım yer aldı.
Türkiye’de son yıllarda yalıtım sektörünün hızlı gelişimine dikkat çeken ODE Yalıtım Yönetim Kurulu
Başkanı Orhan Turan, “Yalıtım sektörüne her ne kadar
Batılı ülkelerden geç başlamış olsak da ülkemizde üretilen ve ithal edilen malzemelerin çeşitliliği açısından
çağı yakaladığımızı söyleyebiliriz. Bugün ülkemizde
hemen hemen her çeşit kaliteli yalıtım malzemesini
bulmak mümkündür.” dedi.
Yalıtım sektöründeki kaynak boşluğunu doldurmak
amacıyla “IY Isı Yalıtım” kitabını çıkarttıklarını vurgu-
layan Turan “Kendi dilimizde yazılmış başvuru kitaplarının sayısının yokluğu yalıtım sektörü için büyük
bir boşluktu. Bu boşluğu doldurabilmek amacıyla içeriği tamamen yenilenmiş bu kitabı oluşturduk. Kitabı
oluştururken çeşitli dillerde yazılmış yüzlerce makale,
kitap, doküman ve broşür taradık. Farklı zamanlarda
çeşitli şehirlerde bir araya gelerek çalıştık ve kitabımızı tamamladık. Isı Yalıtımı konusunda en kapsamlı
ilk Türkçe kitap olan IY Isı Yalıtımı’nın Türk mimar ve
mühendisleri yanı sıra ülkemizin enerji politikalarını
yönlendiren kamu görevlileri ile politikacılara da yeterli bilgi vereceğine inanıyoruz.” dedi.
“Enerji ve yalıtım sektörü, Isı yalıtımına giriş, Isı yalıtım malzemeleri ve özellikleri, Binalarda ısı yalıtımı ve
tesisat yalıtımı, Yalıtımda yeni teknolojiler, Uygulama
önerileri, Sık sorulan sorular” adlı yedi bölümden oluşan kitabın hazırlanması yaklaşık 2 yıl sürdü.
Uzun bir çalışma maratonunun ardından sektöre
sunulan kitap Prof. Dr. Hikmet Karakoç, Makine Mühendisi Orhan Turan, Yüksek Mimar Ecvet Binyıldız,
Makine Mühendisi Elif Yıldırım tarafından hazırlandı
ve nisan ayı içerisinde yayınlandı.
Kitabın lansmanı, 29 Nisan 2011 tarihinde Yapı İstanbul Fuarı’nda, yazarlarında katıldığı bir kokteylle
yapıldı. Sektörün önde gelenlerinin katılımıyla gerçekleşen kokteyl oldukça yoğun ilgi gördü. II
SPOT HABER
ENERJİ EĞİTİMİ YOĞUN
İLGİ GÖRÜYOR
UGETAM ve TWI- Turkey, uluslararası eğitim projesi
düzenlenmesi konusunda işbirliği yapıyor.
U
haber, HANDE TAN
UGETAM ve TWI- Turkey (The Welding Institute,
İngiltere)’nin, uluslararası eğitim projesi düzenlenmesi konusuyla ilgili yaptıkları görüşmelerin neticesinde, UGETAM ve TWI’ın ortaklaşa işbirliği yapması
hususu ile ilgili taraflarca anlaşmaya varılmıştır.
Bu anlaşma çerçevesinde, “Boru Hatlarında Dış
ve İç Korozyonun Doğrudan Değerlendirilmesi” konusunda, İstanbul-Kurtköy UGETAM Eğitim Tesislerinde, TWI, GTI (Gas Technologies Institute, ABD) ve
UGETAM işbirliği ile ABD, İngiltere, İran, Türkiye’den
birçok kursiyerin katılacağı ilk eğitim organizasyonu,
İngilizce olarak, 9-18 Mayıs 2011 tarihleri arasında,
UGETAM Kurtköy tesislerinde gerçekleştirilmiştir.
UGETAM ve TWI’ın yapmış olduğu dev eğitim
iş birliği kapsamında, Temmuz ayında yapılaması
planlanan; Cathodic Protection (Katodik Koruma),
Ekim ayında yapılması planlanan; ASNT Level III Refresher Courses (ASNT Seviye III Hazırlık Kursları) ve
Aralık ayında yapılması planlanan; Welding Inspector- CSWIP 3.1 (CSWIP 3.1 Kaynak İnspektörlüğü) konularını içeren eğitim programı tüm hızıyla devam
edecektir.
20 Yıldızlar NİSAN / 11
Bina Enerji Yöneticiliği Eğitimleri
Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi yetkisi olan
UGETAM, Yıldız Teknik Üniversitesi ile yaptığı protokol gereği düzenlediği, “Bina Enerji Yöneticiliği
Eğitimi” 3. Etap programı da YTÜ’nin Beşiktaş Yerleşkesinde Nisan ayında tamamlanmıştır. Eğitimlere,
Makine, Elektrik veya Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Gemi İş ve Makineleri Mühendisliği, Harp Okulları
Makine bölümleri veya Teknik Eğitim Fakültelerinin
Makine veya Elektrik bölümlerinde lisans eğitimi görmüş, farklı mesleklerden kursiyerler katılmıştır.
UGETAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Ümit Doğay ARINÇ, YTÜ Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Yunus Ali ÇENGEL, YTÜ Eğitim Koordinatörü Prof.
Dr. Olcay KINCAY, UGETAM Eğitim ve İş Geliştirme
Müdürü Selim Serkan SAY, UGETAM Eğitim Uzmanları, YTÜ öğretim elemanları ve sektörün önde gelen
firmalarının temsilcilerinden oluşan 27 eğitimci eğitimlerde görev almıştır. Yoğun katılımların sağlanacağı Bina Enerji Yöneticiliği Eğitimi 4. Etap programı,
23 Mayıs – 01 Haziran 2011 tarihlerinde YTÜ Beşiktaş
Yerleşkesinde düzenlenecektir. II
RÖPORTAJ
YILDIZ-SEM Müdürü Hakan Karataş:
EĞİTİMLERİMİZİ TÜM TÜRKİYE’YE
YAYMAK İSTİYORUZ
Eğitim yaşamla sınırlıdır. Yıldız-Sem yaşama hazırlıyor.
söyleşi, NURAY AYDIN
Y
YTÜ’nün dışarıya dönük, dinamik ve gelişmeye en
açık birimlerinden olan YILDIZ-SEM’in Müdürü Hakan
Karataş’la bir söyleşi gerçekleştirdik. Programlar, eğitimler ve projeler merkezi gibi çalışan YILDIZ-SEM’e
dair birçok bilgiye ulaştık…
YILDIZ-SEM’i bizlere anlatır mısınız?
Ne zaman kuruldu ve çalışmalarınız nelerdir?
1997 yılında kurulan Yıldız Sürekli Eğitim Uygulama
ve Araştırma Merkezi (YILDIZ-SEM)’nin kuruluş amacı,
üretim faktörlerinin en değerlisi olan insan kaynağını
eğitmek, geliştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunmak
ve projeler üretmektir. YILDIZ-SEM amaçları doğrultu-
22 Yıldızlar NİSAN / 11
sunda kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluşlara
ve kişilere ihtiyaç duydukları alanlarda araştırmalar
yapar, danışmanlık hizmetleri verir, çeşitli alanlarda
eğitim programları planlar, ulusal ve uluslararası düzeyde kurslar, seminerler, konferanslar düzenler. Hedefimiz, Üniversitemizin kamu kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğini geliştirmek,
Türk sanayisine ve ülke kalkınmasına hizmet etmek
ve bu hizmeti uluslararası bir boyuta ulaştırmaktır.
Kaç kişilik bir ekibiniz var?
YILDIZ-SEM bünyesinde tam zamanlı olarak çalışan
12 kişilik personel bulunmaktadır. Bunların dışında
Yabancı Diller, Bilgi Teknolojileri, Sertifika ve Uzaktan Eğitim programlarından sorumlu koordinatörler
ve çözüm ortaklarımız Merkezimize katkıda bulunmaktadır.
Özellikle hangi alanlarda sertifika programları
düzenliyorsunuz? Ön plana çıkanlar hangileri?
YILDIZ-SEM bünyesinde düzenlenen eğitim programları iki farklı şekilde sınıflanabilir. İlk olarak, programları eğitim alanlarına göre sınıfladığımızda; yabancı
dil programları, bilgisayar ve teknik programlar, iktisadi ve idari sertifika programları, uzaktan eğitim
programları, kültür, sanat ve spor programları olmak
üzere beş farklı grupta toplayabiliriz. Programları eğitim amaçlarına ve hedef kitlelerine göre sınıflandırdığımızda ise kişisel, kurumsal ve meslek edindirme
programları olmak üzere üç grupta tanımlayabiliriz.
Merkezimizde ayrıca yurtdışı eğitim danışmanlığı
hizmeti de verilmektedir. Sertifika programlarımız
özellikle iktisat-işletme, bilgi teknolojileri ve uzaktan
eğitim alanlarında yoğunlaşmaktadır.
Programlarınızı hangi aralıklarla
düzenleniyorsunuz?
YILDIZ-SEM akademik yıl süresince eğitimlerini sürdürmektedir. Eylül ayında başlayan eğitim programlarımız Haziran ayına kadar sürmekte. Yaz döneminde ise yoğunlaştırılmış eğitim programları ve yaz
okulları ile eğitim hizmetimiz devam etmektedir.
En çok ilgi gören programlar hangileri?
Yabancı dil, bilgi teknolojileri ve sertifika programlarımız çok büyük ilgi görmektedir. Son dönemlerde
Dijital Pazarlama, Proje Yönetimi, İnsan Kaynakları
Yönetimi ve Mortgage Brokerlığı sertifika programlarımıza talep gittikçe artmaktadır. Kişisel eğitimlerin
dışında sertifika programlarımıza ilişkin kurumsal
eğitim talepleri de yüksek orandadır.
Katılımcılardan aldığınız geri dönüşler
ne yönde?
Eğitim programlarımızın kalitesine ilişkin en büyük
güvencemiz, Üniversitemizin alanlarında uzman değerli öğretim üyeleridir. Katılımcılardan aldığımız dönüşler çok olumludur. Eğitim programlarımıza kayıt
yaptıran öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğu tavsiye üzerine gelmektedir. 2009 yılında 29 olan program
sayımızın 2010 yılında 125’e ulaşması ve 2009 yılında 650 olan öğrenci sayımızın 2010 yılında yaklaşık
2500’e ulaşması bu güvenin ve kalitenin en büyük
göstergeleridir.
Yeni açacağınız programlar var mı?
2011 yılında iddialı olduğumuz en önemli projemiz
uzaktan eğitim programlarımızdır. Özellikle bilgi
teknolojileri ve sertifika programlarımızı uzaktan
eğitim platformuna taşıyarak kişilere zamandan ve
mekândan bağımsız olarak, farklı eğitim alternatifleri sunmak ve eğitimlerimizi tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz.
> YILDIZ-SEM
yeni binasına
Şubat ayında
taşındı
2011, Üniversitemizin aynı zamanda 100. yılı. Bu
seneye özel aktiviteler düzenleyecek misiniz?
2011 yılı gerçekten Üniversitemiz için çok önemli bir
yıl olacak. Ancak biz klasik 100. Yıl algısının dışına çıkarak yüzyılın bitişini değil yeni bir yüzyılın başlangıcını kutlamak istiyoruz. Bu bağlamda, düzenleyeceğimiz yüzlerce projenin büyük bir çoğunluğu yeni
üniversite anlayışımızı ortaya koyacağımız geleceğimize ilişkin projeler olacaktır. Bu vesile ile bilim, eğitim, araştırma, kültür, sosyal sorumluluk alanlarında
yapacağımız çalışmalarla insanların zihninde ve yüreğinde kalıcı projeler üretmeyi ve 100. Yılımızda, anlamına değer katabilmek için önemli sosyal sorumluluk projelerine imza atmayı planlamaktayız. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 23
AKTİVİTE
100. YILIN EN RAHATLATICI PROJESİ:
HOBİ BAHÇELERİ
Toprakla uğraşan Yıldızlılar stresten arınacak.
haber, FATİH ATLAS
24 Yıldızlar NİSAN / 11
Y
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesinde
hayata geçirilen Hobi Bahçeleri projesiyle akademik
ve idari personel artık domates, biber ve patlıcan
yetiştirebilecek. Proje uygulaması Peyzaj Mimarı Tülay Tozar Doktu tarafından yürütülen çalışmanın ilk
aşaması tamamlandı. 6’şar metrekarelik bahçelerde
kullanılan malzemeler kulübelerde bırakılabilecek.
Hobi bahçeleri sahipleri tarafından memnuniyetle karşılanan uygulamada, öğrenciler de unutulmadı. İlk olarak Kulüpler Birliği’ne verilen bahçeler daha
sonra öğrencilere açılacak.
Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek hobi bahçelerinin,
çalışanların streslerini atmaları için yapıldığını, insanların ellerinin toprağa değmesinin daha verimli
olmalarını sağlayacağını söyledi. Üniversitede bulunan akademik ve idari personelden gelen talep doğrultusunda yeni alanların da hobi bahçesine dönüştürülebileceğini sözlerine ekleyen Yüksek, Esenler ve
Güngören bölgelerinde yaşayan vatandaşların da
ilerleyen dönemlerde bu hizmetten yararlanabileceğini belirtti.
Hobi bahçelerinde kullanılan tarım aletleri, su ve
tohumlar Rektörlük tarafından karşılanacak. Bahçe
sahiplerine verilen tohumlar arasında, domates,
biber, soğan, sarımsak, altın çilek gibi ürünler bulunuyor.
Davutpaşa Yerleşkesi yeşilleniyor
Yıldız Teknik Üniversitesi 100. Yılında akademik ve
idari personel başta olmak üzere öğrencilerin doğum günlerinde fidan dikimine başlamıştı. Davutpaşa Yerleşkesinde meyve bahçeleri çalışması da
devam ediyor. Kiraz, böğürtlen, Çilek, Elma ve Kayısı
ağaçlarının ekimlerinin yüzüncü yıl bitmeden sonlandırılması planlanıyor. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 25
RÖPORTAJ
YILDIZ’LI BİLİM İNSANLARI
DÜNYAYI DEĞİŞTİRİYOR
YTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyelerinden
Prof. Dr. Nüket Öcal’ın yaptığı ilaç sentezleme
çalışması Tüberküloza kesin çözüm oldu.
söyleşi, FATİH ATLAS
26 Yıldızlar NİSAN / 11
Y
Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim
Üyelerinden Prof. Dr. Nüket Öcal yaptığı ilaç sentezleme çalışmasıyla pek çok insanın derdine deva olacak. Yaptıkları çalışmayla Tüberküloza kesin çözüm
bulan Hocamız yönetimindeki ekip, Parkinson, Alzheimer ve Şizofreni gibi tedavisi zor olan hastalıklara
çözüm arıyor.
Prof. Dr. Nüket Öcal yönetiminde devam eden çalışma, Doç. Dr. Çiğdem Yolaçan, Doktora Öğrencisi İrem
Kulu ve Yüksek Lisans Öğrencisi Aslı Köprüceli’nin yoğun çalışmalarıyla 2012 yılında tamamlanacak. Yıldız
Teknik Üniversitesi’nin 100. Yılını kutladığı 2011 yılının aynı zamanda Dünya Kimya Yılı olması çalışmanın önemini artırıyor.
İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun olan Nüket Öcal, Doktora çalışmasını Amerika San Fancisco State ve Almanya Clausthal
Technical Üniversitelerinde tamamladı. Yıldız’da 24.
Yılını dolduran hocamızla yaptığımız söyleşide pek
çok yeni şey öğrendik.
Hocam yaptığınız çalışmaya nasıl başladınız?
2002 yılında Almanya’da çalışmalarımı yürütüyordum. Eski hocam beni ziyaret etti. Uluslararası bir
ilaç sentezleme projesinde çalışma teklifinde bulundu. Ön inceleme yaptıktan sonra bu çalışmayı
yürütmeyi kabul ettim. Ecuadorian isimli Ekvator
bölgesine özgü bir kurbağada bulunan zehirden ilaç
sentezi yapmaya çalışılıyordu. Bizden önce bu madde üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştı. Türkiye’ye
döndüğümde TÜBİTAK’la görüştük. Türkiye’de yapılan çalışmalar TÜBİTAK tarafından desteklenirken
bizim çalışmamız uluslararası bir çalışma olduğu için
desteklendi. Gerekli izinleri aldıktan sonra ekibimle
çalışmaya başladım.
Çalışmanız hangi hastalıklara derman olacak?
Üzerinde çalıştığımız madde sinir sistemi hastalıkları
üzerinde etkili. Özellikle Parkinson, Alzheimer ve Şizofreni gibi rahatsızlıklarda etkin olacağı öngörülüyor. Şu ana kadar yapılan testlerde olumlu sonuçlar
elde ettik. Bizim üzerinde çalıştığımız madde Epiboksidin, Epibatidin maddesinin türevi. Epiboksidin maddesi daha az toksik ama daha aktif. Bu konu üzerinde
yaptığımız çalışmalarda elde ettiğimiz 11 maddeyi
Amerika’da bulunan Ulusal Sağlık Merkezi’ne gönderdik. Bu maddelerden birisi Tüberküloz hastalığına
kesin çözüm oldu.
Neden Amerika’yla çalışıyorsunuz?
Bu çalışmaya başladığımızda Türkiye’de bulunan
üniversitelerle irtibat kurduk. Çalışmadan bahsettiğimizde bu konuda bize yardımcı olamayacaklarını,
NİSAN / 11
Yıldızlar 27
RÖPORTAJ
teknik ekipmanlarının bu araştırmayı yürütmede yetersiz olduğunu belirttiler. Bu çalışmayı yürütebilmek
için Amerika’da bulunan Ulusal Sağlık Merkeziyle bir
anlaşma imzaladık. İlaç üretimi çok zor ve uzun süreli
çalışmalar gerektirir. Bizim yaptığımız bu çalışmayı
bir sonraki aşamaya onlar taşıyor. İlaç üretiminde
aşamalar vardır. Birinci aşamada elde edilen maddelerin toksik olup olmadığı belirlenir. İkinci aşamada
aktif olup olmadıkları, üçüncü aşamada hayvanlar
üzerinde yapılan deneyler, son aşamada insanlar
üzerinde yapılan testlerle yan etkilerinin olup olmadığı incelenir. Hayvanlar üzerinde deneyler devam
ediyor. Elde edilen sonuçlar çalışmamızın başarılı
olduğunu gösteriyor. Bir sonraki aşamada insanlar
üzerinde deneyler yapılacak. Elbette bizim ülkemizde
bu deneyleri yapmak mümkün değil.
>> Çalışmalarımızı insanlara faydalı
olmak için yapıyoruz. Bunu yaparken
başka canlılara zarar vermemek
bilim insanı olarak üzerimize düşen
görevdir. Bizim kurbağayla bir işimiz
yok. Epibatidin isimli maddeyi ve
türevlerini sentetik olarak üretiyoruz.
28 Yıldızlar NİSAN / 11
Geçtiğimiz aylarda yaptığınız çalışma
medyada oldukça geniş yer buldu. Geri
dönüşler nasıl oldu?
TÜBİTAK araştırmaları üzerinde inceleme yapan bir
muhabire bizim çalışmamız önerilmiş. Uluslararası
bir çalışma olması, gündemde olan hastalıklara
çözüm olacak olması muhabirin dikkatini çekmiş.
Bizimle irtibata geçti. TÜBİTAK’la konuşup izin
aldıktan sonra haberin yayınlanmasına izin verdik.
Çünkü çalışmamız henüz bitmemişti. İnsanlara boş
yere ümit vermek istemedik. Biz her ne kadar bu
>> İlaç sentezleme çalışması, pek
çok insanın derdine deva olacak.
Özellikle Parkinson, Alzheimer ve
Şizofreni gibi rahatsızlıklarda etkin
olacağı öngörülüyor.
kaygıları güdüyor olsak da muhabir arkadaş buna
özen göstermedi. Bu haber yayınlandıktan sonra
telefonlarımız susmadı. Yakınları hasta olan insanlar
bizden yardım istemeye başladılar. Biz ortada
bir yanlış anlaşılma olduğunu söyledik. Henüz
çalışmamızda kesin sonuçlar elde etmedik. Ama
bu sonuçları elde etmeye oldukça yakınız. Gerekli
testler yapıldıktan sonra bu ilaca ulaşabileceklerini
ifade ettik. Elbette bu durum bizi üzdü.
800 kurbağa biçtikten sonra sentezliyor. Morfinden
çok daha etkin bir ağrı kesici olmasının yanında sinir
sistemi hastalıklarında olumlu sonuçlar alınıyor. Ancak bu maddenin toksik oranı çok yüksek çıkıyor. Bu
çalışmaları geliştirmek için Epibatidin maddesi sentetik olarak yeniden üretiliyor. Yani madde ilk olarak
bir kurbağa üzerinde bulundu. Ama sonrasında kurbağa kullanılmadı. Bizimde kurbağayla bir işimiz yok.
Bu maddeyi ve türevlerini sentetik olarak üretiyoruz.
Çalışmanızı desteklemek için
arayanlar oldu mu?
Kullandığımız ilaçların ne kadarı zehirlerle
yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkıyor?
Ne yazık ki desteklemek için arayan firma olduğunu
söyleyemem. Atabaylar’dan aradılar. Orada çalışan
arkadaşım görmüş haberi. Bizim laboratuarlarımızı
kullanabilirsiniz dedi. Ama o imkânlar zaten şu an
elimizde var. Bize artı bir değer sağlamıyor. TÜBİTAK
istememiş olsaydı, haberi şimdi yaptırmazdık.
Haberi okuyanlarda yaptığınız çalışmada
kurbağaları kullandığınız yönünde bir algı
oluştuğunu düşünüyorum. Bu konuya ilişkin
düşünceleriniz nelerdir?
Evet, ne yazık ki böyle bir algı oluştu. Hatta öğrencilerimizden neden Davutpaşa kurbağalarını kullanmadığımız yönünde esprili geri dönüşler aldık. Kurbağa
üzerinde çalışmalara başlayan Bilim İnsanı Dali, 1992
yılında çalışmalar yürütüyor. Epibatidin maddesini
Çeşitli hayvanlarda bulunan zehirler üzerinde pek
çok çalışmalar yapılıyor. Aslında her kimyasal madde zehirlidir. Dozajını ayarlamadığınız sürece tabi ki.
Epibatidin maddesi de kurbağanın derisi üzerinde
bulunan zehir incelenerek oluşturulmuş. Bu maddeleri sentetik olarak üretmediğiniz takdirde çalışmalarınızı devam ettiremezsiniz. Örneğin Epibatidin maddesini kurbağalardan alıyor olsaydık bu hayvanların
neslini tüketebilirdik. Yapmış olduğumuz çalışmaları
insanlara faydalı olmak için yapıyoruz. Bunu yaparken başka canlılara zarar vermemek bilim insanı olarak üzerimize düşen görevdir.
Yaptığınız çalışma gizli mi?
Çok gizli olması gerekmiyor. Bu çalışmayı sonlandırdıktan sonra tüm verileri yayınlayacağız. Bizim yaptı-
NİSAN / 11
Yıldızlar 29
RÖPORTAJ
>> Çalışmada kullandığım
reaksiyonlar HEX Sentezleri olarak
adlandırılıyor. Geçtiğimiz yıllarda
bu yöntemi kullanan 3 araştırmacı
Nobel ödülü aldı.
ğımız çalışmayı okuyan tıpçılar ya da bilim adamları
bu yayınları okuyup kendi çalışmalarında kullanacaklar. Erzurum’da önümüzdeki aylarda Kimya Kongresi
düzenlenecek. Çalışmamızı burada katılımcılara anlatacağız. İngiltere’de düzenlenecek bir kongreye Doktora Öğrencim sunum yapmaya gidecek. Önemli olan
bu çalışmaları yayın halinde sunabiliyor olmanız.
2011 yılı dünyada kimya yılı olarak
kutlanıyor. Bu yıl Yıldız’ın 100. yılını
kutluyoruz. Çalışmanızı bu yıl bitirmeniz
halinde okulumuza kimya yılında ne gibi
katkıları olacak?
Aslında çalışmanın üçüncü bir noktası daha var. Benim çalışmada kullandığım reaksiyonlar HEX Sentezleri olarak adlandırılıyor. Geçtiğimiz yıllarda bu yöntemi kullanan 3 araştırmacı Nobel ödülü aldı. Bu ödüle
sahip olan bir yöntemle çalışmalarımı sürdürmek benim için ayrı bir anlam ifade ediyor. 2011 yılının Dünyada Kimya Yılı olarak kutlanması, aynı zamanda okulumuzun 100. Yılını kutlaması bizim için çok önemli.
Yaptığımız çalışmaya ayrı bir anlam katıyor.
Nobel Ödülü alacak bir çalışmaya
imza atmak ister misiniz?
Bilim insanlarının önceliği ödüllerden çok insanlara
faydalı olacak bilimsel gelişmeler ortaya koymaktır.
Daha önce Nobel almış bir çalışma üzerinde çalışmalarımı yürütüyor olmam beni gururlandırdı. Benim
amacım ahlaklı bilim insanları yetiştirmek. Biz üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yaptığımız sürece
takdir edilmek kendiliğinden geliyor.
Bu çalışmayı bitirdikten sonra ne gibi projeler
üzerinde çalışmayı düşünüyorsunuz?
Benim çalışmalarım Organik Kimya alanında olduğu için ilaç sentezleme çalışmalarına devam etmeyi
düşünüyorum. Biyolojik aktivite üzerinde çok fazla
bilgi sahibiyim çünkü yıllardır organik moleküllerle
çalışıyorum. Sadece bir konu üzerinde çalışmadım.
Amerika’da ve Almanya’da yaptığım çalışmalar geniş bir çerçeve içerisindeydi. Hastalıklara karşı etkin
organik molekülleri araştırıp çalışmalarımı ona göre
yönlendiriyorum. Bir sonraki çalışmam için çok detaylı bir literatür çalışması yaptım. Onların mümkün
olduğu kadar analoglarının yapılmamış olması gerekiyor. Bizim için orijinal olan yönü bu. Onları saptayıp
ilgili bir sentez kuruyorum.
Daha önce yapmış olduğunuz bir çalışmalardan
ilaca dönüştürülen maddeler oldu mu?
Bulduğum bir madde, Amerikan Ulusal Kanser Araştırma Merkezi’nde incelendi ve prostat üzerinde %40
etkili olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Tüberküloz üzerinde
%100 etkili olan bir madde bulduk. Bizim yapmış ol-
30 Yıldızlar NİSAN / 11
duğumuz çalışmalar uluslararası düzeyde yayınlanıyor. Bu yayınları okuyan tıpçılar ve farmakologlar bu
maddeleri geliştirip ilaç üretebiliyor. Bizim görevimiz
aktif olduğunu belirlediğimiz maddeleri belirleyip,
onları sentezledikten sonra dünya literatürüne sunmak. İlaç oluşumunda ilk adımı Kimyacılar atar. Sonraki aşama diğer bilim dallarının işidir.
Çalışmalarınızı yaparken karşılaştığınız
zorluklar nelerdir?
Şu an bir 50D problemimiz var. Çok iyi asistanlarımız
var. Ancak kaybetmek üzereyiz. Doktoraları bittiğinde sözleşmeleri de son buluyor. Bu konuda bir şeyler
yapılmasını gerçekten isteriz. Bununla birlikte çalışma alanı ve aletlerle ilgili sıkıntılarımız oluyor. Örneğin deney yapmak için bazı aletlere ihtiyacımız var.
Bu aletler henüz okulumuzda bulunmadığı için testler için başka okullara ya da yurtdışına gönderiyoruz
çalışmalarımızı. Bu durum bizi yavaşlatıyor. Buna ek
olarak proje bütçesinden hizmet alımı için para aktarmamız gerekiyor. Bu ekipman bizim okulumuzda
olsaydı bütçemizi çalışmalarımızı geliştirmeye yönlendirebilirdik. Örneğin İstanbul Üniversitesi Merkez
Laboratuarında 7 Bin TL paramız var. Testler için kullanıyoruz. Maddeyi orda incelemeye gönderdiğimizde sonuçları almamız birkaç hafta alıyor. Yurtdışına
gönderdiğimizde bu süre daha da uzuyor.
Önümüzdeki aylarda Davutpaşa Kampüsü’ne
Merkez Laboratuar kurulacak. Bu oluşumla
ilgili beklentileriniz nelerdir?
Çalışmalarımızı hızlandıracak ekipmanların olma-
sı elbette öncelikli beklentimiz. Örneğin okulumuz
ENAMAR cihazı almıştı. Bu cihazın kullanımıyla ilgili eğitim için asistanlarımı Erzurum Atatürk
Üniversitesi’ne gönderdim. Öğrencilerim döndüklerinde çok üzgündüler. Bizim 1 haftada yaptığımız
çalışmayı onlardaki ekipmanlarla 5-10 dakikada yapmak mümkün. İstanbul’daki okullara yeterince yatırım yapılmıyor. Bu bölgede bulunan okullarda her
cihazın olduğu yönünde bir düşünce var. Bu nedenle
yatırımlar çoğunlukla Doğu bölgelerine kaydırılıyor.
Okul yönetimimizin kuracağı laboratuarda biz kimyacıların ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduracağını düşünüyorum.
İleri Teknoloji cihazların olması elbette
avantaj olarak kabul edilir. Ancak işi en
temelinden öğrenmek için hali hazırdaki
sistemleri kullanmak okulumuzda yetişen
bilim insanları için bir artı değer olmaz mı?
Elbette asistanlarımız ve öğrencilerimiz yaptıkları
çalışmaları en temelinden öğrenmeli. Biz bu tip bir
eğitim sistemi uyguluyoruz. Ancak bazı durumlarda yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için zamanı daha iktisatlı kullanmanız gerekiyor. Örneğin bir
maddeyi en saf hale getirmek için biz günlerce uğraşırken başka yerlerde 5-10 dakika yeterli oluyor. Testlerinizi yapıp bir sonraki aşamaya geçebiliyorsunuz.
Bu süreç zarfında beklemenize gerek kalmıyor. Hizmet alımı yaptığınız paranız sizde kalıyor. Diğer ihtiyaçlarınızda kullanabiliyorsunuz. Okulumuzda güzel
çalışmalar sürdürülüyor. Biz Kimyacıların ihtiyaçlarının da karşılanacağına inancımız tam. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 31
SOSYAL SORUMLULUK
BU KAN
SENİ UNUTUR MU?
YTÜ, Türk Kızılayı ve Metro Turizm işbirliğiyle
hayata geçirilen “250 Bin Şehidimizin Anısına
250 Bin Cana Hayat Verin” Kan Bağışı
Kampanyası Çanakkale’de başladı.
haber, MUHAMMED ATİLLA SEVİM / fotoğraflar, FATİH ATLAS
SOSYAL SORUMLULUK
Y
Yıldız Teknik Üniversitesi, 100. Yılın dev projesine Türk
Kızılayı ve Metro Turizm’le birlikte 17 -18 Mart 2011
tarihinde başladı. 17 Mart 2011’de Türkiye’nin 81 ilinden 1000 üniversite öğrencisi Çanakkale’de toplandı.
Kızılay Gençlik Kolları’nın organize ettiği kampanya,
ülkemizin ihtiyacı olan 2 milyon ünite kanı toplamayı hedefliyor. Çanakkale Savaşında kaybettiğimiz 250
bin şehidin anısına Çanakkale’de başlatılan projenin
2012 yılında tamamlanacağı belirtildi.
Kızılay’a Üye Olun
Ülke genelinde kan bağışı seferberliğini başlatan
projenin açılış töreninde söz alan Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek konuşmasında Türk Kızılayı’ına teşekkür
etti. 100. Yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen
sosyal sorumluluk projelerinden birisi olan Kan Bağışı Kampanyası’nın önemine dikkat çeken Yüksek,
gençlerden Kızılay Gençlik Kollarına üye olmalarını
ve yapılan çalışmaları desteklemelerini istedi. Kan
ihtiyacının ülkemizde her zaman var olduğunu ve
insanlarımızın bu konu hakkında bilgilendirilmesi
gerektiğini vurgulayan Yüksek, Yıldız Teknik Üniversitesi olarak bu yolda atılan adımları destekleyeceklerini belirtti.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, ülkemizin kan ihtiyacını karşılama yolunda önemli bir adım
olan ‘250 Bin Şehidimizin Anısına 250 Bin Cana Hayat Verin’ isimli projenin önemine vurgu yaptı. Türk
Kızılayı’nın genç ruhunu koruduğunu ve gençlerle
böyle bir proje yapmanın mutluluk verici olduğunu
dile getiren Küçükali, projeye destek olanlara teşekkür etti.
Gecede İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Mehter Takımı katılan herkesi coştururken, Hilal-i Ahmer
(Türk Kızılayı)’in Çanakkale Savaşındaki hizmetlerini
ve mücadelesini konu alan belgesel film ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tiyatro Grubu’nun oyunu
izleyicilere duygulu anlar yaşattı.
Metro Turizm desteğiyle 81 ilden gelen 1000 Kızılay
gönüllüsü Gelibolu Yarımadası’nda kurulan Kızılay
çadırlarında konakladı. Alanda bulunan Türk Kızılayı
Seyyar Mutfak ve İkram Araçları ile de genç gönüllülerin yiyecek ve içecek ihtiyaçları karşılandı.
Başbakan kampanya
hakkında bilgi aldı
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma
Günü dolayısıyla Çanakkale 18 Mart Stadı ve şehitlikteki törenlere katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türk Kızılayı’nın kan alma çadırını da ziyaret etti.
Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali Başbakan
34 Yıldızlar NİSAN / 11
Erdoğan’a, “250 Bin Şehidimizin Anısına 250 Bin
Cana Hayat Verin” kampanyası hakkında bilgi verdikten sonra ziyaretin anısına, üzerinde Türk bayrağı
ve Mehmetçik figürü bulunan Şehitler Abidesi maketini hediye etti. Türk Kızılayı Gençlik Kolları üyeleri de
Başbakan Erdoğan’a 81 ilden getirdikleri toprağı teslim etti. Gönüllü vatandaşlarımız, Çanakkale Stadyumu ve Eceabat’taki tören alanında kurulan özel çadırlarda Türk Kızılayı’na kan bağışında bulundu.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’yaKaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle ‘bu: bir Avrupalı’
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya’yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sis-i İlahi o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedi serhaddi;
‘O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme’ dedi.
Asım’ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
‘Bu, taşındır’ diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber. II
Mehmet Akif Ersoy
NİSAN / 11
Yıldızlar 35
ETKİNLİK
ELEKTRİKLİ ARAÇ DEVRİMİ
YILDIZ’DA KONUŞULDU
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Enerji A.Ş
tarafından 4 Nisan 2011’de “Hibrit ve
Elektrikli Araçlar Çalıştayı” düzenlendi.
haber, FATİH ATLAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN
36 Yıldızlar NİSAN / 11
NİSAN / 11
Yıldızlar 37
Y
ETKİNLİK
YTÜ ve İstanbul Enerji A.Ş. işbirliğiyle elektrikli araçlar için altyapı çalışmaları başladı. İstanbul’un elektrik altyapısını bozmayacak şekilde düzenlemenin
planlandığı çalışma, BEDAŞ ve AYEDAŞ’la ortaklaşa
yürütülecek. Bu bağlamda elektrikli araç şarj altyapısı çalışmaları için ilk adım olan protokol Yıldız Teknik
Üniversitesi’yle İstanbul Enerji A.Ş. arasında 7 Mart
2011 tarihinde imzalandı. Protokol doğrultusunda İBB
İSPARK otoparkları başta olmak üzere bütün otoparklar, elektrikli araçlar için şarj dolum merkezi olacak.
Elektrikli araçların geleceği
Yıldız’da konuşuldu
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Enerji A.Ş tarafından 4
Nisan 2011’de Hibrit ve Elektrikli Araçlar Çalıştayı düzenlendi. Etkinlikte birçok üniversiteden katılan akademisyenlerin yanısıra TÜBİTAK, Renault, Ford, Tofaş,
Siemens, İnci Akü, Yiğit Akü gibi birçok firmanın yöneticileri yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Etkinliğin birinci bölümünde araç teknolojileri, daha
sonraki bölümlerinde ise batarya ile altyapı ve şebeke
teknolojileri gündem konusuydu.
Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Galip
Cansever açılış konuşmasında, üniversitelerin görevlerinden birinin, toplum refahının geliştirilmesinde
bilimsel ve teknolojik çalışmalarla öncülük etmek olduğunu söyledi. Sanayi-üniversite işbirliğiyle bu bilgi
birikiminin oluşturulabileceğini ifade eden Cansever,
fosil yakıtlarla çalışan arabaların çevreye verdiği zararların, insanları alternatif arayışlara yönelttiğini
söyledi. Gelişmekte olan hibrit ve elektrikli araç teknolojisinin ülkemizde taksi ve otobüslerden başlanarak yaygınlaşacağını belirten Prof. Dr. Galip Cansever,
katılımcılara ve çalıştayın düzenlenmesinde katkı
sağlayanlara teşekkür etti.
Davutpaşa’ya enerji üssü kurulacak
YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Davutpaşa
Kampüsü’nü enerji alanında AR-GE çalışmalarının
yapıldığı bir üsse dönüştürmeyi planladıklarını söyledi. Yüksek, fosil yakıtların tükenmeye başlaması ve
çevreye verdikleri zararın ciddi boyutlara ulaşması
nedeniyle, günümüz otomotiv sektörünün hibrit ve
elektrikli otomobil üretimine yöneldiğini belirtti. Yapılan bu çalıştayın elektrikli araçların yaygınlaşması
sürecinde çok önemli olduğunu dile getiren Yüksek,
Davutpaşa Kampüsü’nde bulunan Teknopark’ta
3000 metrekarelik alanı enerji çalışmalarına ayırdıklarını ifade etti. Çalıştaya katılan firmalara seslenen
Yüksek, enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yürütmek
isteyenlere kapılarının her zaman açık olduğunu sözlerine ekledi.
38 Yıldızlar NİSAN / 11
> Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Galip Cansever, İspark Genel Müdürü Kadir Gurbetçi,
YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek
*
45 dakikada şarj
Tofaş’ın elektrikli araçlar ile birlikte yaptığı
açıklamada Temmuz 2010’da ilk prototipi yapılan
elektrikli Doblo şöyle anlatıldı: “Doblo’nun
maksimum hızı 110 km ile sınırlandırılmıştır.
Aracın performanslı hızlanma süreleri bulunuyor.
Menzili şu anda 150 km ve bunun üzerine çıkmak
için çalışmalar devam ediyor. Araçta şu anda 21
kWh’lik bir batarya kullanılıyor. Araçta kullanılan
önemli bileşenler arasında batarya, elektrikli araç
kontrol ünitesi ve
yazılımı, vites kontrol
ünitesi bulunuyor.
Normal şarj ile 7 saatte
şarj olabilen Doblo,
Avrupa ve Kuzey
Amerika normlarına
uygun. Hızlı şarj
istasyonlarında
45 dakikada dolum
yapılabiliyor.”
>> Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek: Davutpaşa Yerleşkesinde bulunan
Teknopark’ta 3.000 metrekarelik alanı enerji çalışmalarına ayırdık.
Enerji alanında AR-GE çalışmaları yürütmek isteyenlere kapılarımız
her zaman açık.
Şarj istasyonları
trafiğe göre belirlenecek
İstanbul Enerji AŞ’den Ahmet Kerim Nalbant; hibrit
ve elektrikli araçların kullanımına yönelik somut projelerin başladığına yönelik açıklamalarda bulunarak
şunları söyledi: “Elektrikli araçların kullanılabilirliğini
ortaya koyan yeni şarj istasyonlarının kurulumu devam ediyor. Bu kurulumlarımızın iki amacı var; teknolojinin artık kullanıldığının görülmesini sağlamak
ve farklı teknik özellikleri, farklı sistemler arasındaki
entegrasyonu test etmek ve coğrafi konumlarını işaretlemek. Şu anda Bostancı ve Cihangir otoparklarında şarj ünitesi var. Bundan sonra hangi bölgelerde
şarj altyapısı olacağını herkes merak ediyor. Kadıköy
– İSTOÇ otoparkında da yakın bir zamanda şarj istasyonu kurulacak. Bunların dışında ilk etapta Çamlıca,
Dragos, Avcılar ve Kasımpaşa sosyal tesislerinde şarj
istasyonları kurulumları yapacağız.”
Nalbant konuşmasında, İstanbul AŞ’nin elektrikli
araç üretimi yapan tüm firmalarla ortak projeler geliştirmeye açık olduğunu da vurguladı. Trafik yoğunluğu haritaları üzerinden şarj noktalarının gözlemlenebileceğini, böylece hangi şarj ünitesinde yoğunluğun
olup olmadığının cep telefonlarından da takip edilebilir hale geleceğini, ayrıca akaryakıt alımında olduğu
gibi kullanıcıların nakit veya kredi kartı uygulaması
ile enerji satın alabileceğini sözlerine ekledi.
Elektrikli araçların yıldızı parlayacak
YTÜ Elektrik Müh. Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr.
Erkan Meşe, Hibrit ve Elektrikli araçların dünya üzerindeki gelişim süreci ve bu alanda çalışma yapılabilecek konulardan bahsetti. Meşe, yüksek moment
yoğunluklu elektrik motor tasarımı, ucuz mıknatıs ile
elektrik motor tasarımı ve elektrikli motorların çoklu
fiziksel sistemleri üzerinde araştırma yapmanın önemini vurguladı. Bunun yanında Sanayi ve Üniversite
ortak çalışma fırsatlarından faydalanarak Türkiye’de
ürün geliştirme potansiyeli üzerinde duran Meşe,
girişimciler için elektrik makine ve güç elektroniği
konularında bazı fırsatlara değindi ve Yıldız Elektrik
Mühendisliği bölümünün yenilik oluşturmaya ve takibine devam ettiğini sözlerine ekledi.
Toplu taşımada hibrit otobüsler
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Yrd. Doç Dr.
Abdulkadir Balıkçı, konuşmasında toplu taşıma araçlarında hibrit teknolojisi kullanımına ilişkin çalışmalarını anlattı. UNIDO-ICHET, GYTE, YTÜ, Güleryüz ve
İETT ortak olarak yürüttükleri BM destekli hidrojen ile
NİSAN / 11
Yıldızlar 39
ETKİNLİK
> Yıldız Teknik
Üniversitesiyle
İstanbul Enerji
A.Ş. arasında 7
Mart tarihinde
imzalanan
protokol
elektrikli
araçları için
şarj istasyonu
sorununa çözüm
olacak.
çalışan hibrit otobüs projesinin detaylarının anlatıldığı konuşmada, şehir içinde insan sağlığı için yeni
teknolojinin önemi vurgulandı. Bahsi geçen projede,
içten yanmalı ancak yakıt olarak hidrojen kullanılan
bir motor, elektrik jeneratörü olarak kullanılacak ve
taşıt hareketi için gerekli olan gücü elektrik motorundan sağlayacak. Böylelikle fosil yakıt tüketmeyen çevre dostu bir hibrit otobüs prototipi üretilmiş olacak.
Uzun yol için menzil uzatıcı kullanılacak
Otomotiv mühendisliği alanında dünya genelinde faaliyet gösteren AVL şirketinin temsilcisi Umut Genç,
son geliştirdikleri teknolojik yenilikleri anlattı. Genç,
toplantıda özetle şunları ifade etti: “Gelişmiş ülkelerde büyük şehirlerde insanlar günlük olarak araçlarıyla 30 ile 50 km arasında seyahat ediyor. İstanbul’da
benzer bir şekilde 60 km. kullanılıyor. Fakat daha
fazla yolu hibrit araçlarla şu anda katetmek mümkün değil. Tam elektrikli araçlara geçiş aşamasında,
menzil uzatıcı araçlarla bu soruna çözüm oluşturuyoruz. Menzil uzatıcı kullanarak, 5 bin Euro’dan 13
bin Euro’ya kadar sadece batarya fiyatında kazanım
sağlayabiliyoruz. Bataryalı araçlara eklenen içten
yanmalı motor veya basit anlamda jeneratör diyebileceğimiz bir paket ile şu anda üretimde olan araçları
250-300 km.’ye çıkarabiliyorsunuz. Menzil uzatıcılı
elektrikli araçlarda eğer 60 km’lik limiti aşmazsanız,
sadece elektrik kullanıyorsunuz. Limiti aşmadığınız müddetçe içten yanmalı benzin kutusu devreye
girmiyor. Sadece şarjlı bataryadan kullanıyorsunuz.
AVL Türkiye olarak bu projenin donanım, yazılım ve
elektrik elektroniğine destek veriyoruz. Yakında piyasaya çıkacak ve biz tebessümle bunun bir kısmını
Türkiye’de yapmıştık diyebileceğiz.”
40 Yıldızlar NİSAN / 11
2011’de 4 model
*
Türkiye’de üretilmesi planlanan
Fluence ZE modelini 2011 yılının
ikinci çeyreğinde piyasaya sürmeyi
düşünen Renault Dış İlişkiler
Departman Müdürü Hakan
Tandoğdu, ulaşılabilir fiyatların
öncelikli olduğunu söyledi. 2011
yılında 4 yeni modeli satışa
sunacaklarını ifade eden Tandoğdu,
fiyatların dizel araç fiyatlarına
yakın olacağını belirtti. Sunumda,
elektrikli araçların avantajları
istatistikî rakamlarla anlatıldı.
Çevreci çöp kamyonları
Ford Otosan’dan Yasir Dere de Ford’un yeni teknolojilerle ürettiği araçlarına örnek olarak hibrit çöp kamyonunu gösterdi. AVL Türkiye ile yapılan ortak çalışmalar Ford Cargo’nun 1826 ve 1832 modelleri üzerinde
gerçekleştirilmiş. Dere, fizibilite çalışmaları ve araştırmaları sırasında İstanbul’da çöp toplayan araçların
süreç çevrimini incelediklerini, birçok çalışma modunun birbirini tekrar ettiğini ve çöp sıkıştırma-kaldırma
sistemlerinin hem fazla yakıt sarfiyatına neden olduğunu hem de fazla gürültü çıkardığını tespit ettiklerini söyledi. Ford Cargo, şanzımandan içten yanmalı
motor şaftından güç alarak, hareketsiz pozisyonda
hidrolikleri besleyen bir üniteye sahip. Aracın şu andaki en büyük dezavantajı olarak otomatikleştirilmiş
şanzımanının bulunmaması gösteriliyor.
>> Elektrik Elektronik
Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Galip Cansever:
Üniversitelerin
görevlerinden biri,
toplum refahının
geliştirilmesinde bilimsel
ve teknolojik çalışmalarla
öncülük etmektir.
Batarya teknolojisi hız kesmiyor
Elektrikli araçların yaygınlaşmasındaki en önemli
sorunun bataryalar olduğunu anlatan Prof. Dr. Ali
Ata, bu konuda acil çözümler üretilmesi gerektiğini belirtti. Elektrikli araçların en pahalı malzemesi
olan bataryaların gelişen teknoloji ve yapılacak yeni
buluşlarla ucuzlayacağı yönünde ortak söylem dile
getirildi.
TÜBİTAK, Fatih Üniversitesi, AVL, İnci AKÜ, Yiğit
AKÜ gibi batarya teknolojisi üzerinde çalışmalar yürüten kurumların katıldığı etkinlikte yeni nesil batarya üretiminde devlet teşviklerinin önemi vurgulandı.
Sadece elektrikli araçlar girebilir
Çalıştayın son oturumunda altyapı ve şebeke teknolojileri konuşuldu. Doç. Dr. Haluk Görgün’ün başkanlığında gerçekleşen söyleşide Doç. Dr. Mehmet
Uzunoğlu, gelecekte şehir içinde benzinli araçların
kullanılamayacağını söyledi. Hindistan’da bulunan
Taç Mahal’e zarar verdiği gerekçesiyle benzinli ve dizel araçların şehir merkezine en fazla 15 km yaklaşabildiklerini belirtti. İstanbul’da tarihi yarımada olarak
adlandırılan bölgede sadece elektrikli araçların kullanılabileceğini sözlerine ekleyen Uzunoğlu, elektrik
enerjisinin pek çok farklı kaynaktan üretilebildiğini
ifade etti. Geçmişte cep telefonlarında yapılan hataya düşülmemesi gerektiğine dikkat çeken Uzunoğlu,
şarj altyapısında ortak bir standart belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
> YTÜ Alternatif
Enerjili Sistemler
Kulübünün
yaptığı hidrojen
enerjisiyle
çalışan araç
sergilendi.
Elektrikli araç için 30 milyar dolar
Amerika’da elektrikli araç dönüştürme sektöründe
firma sahibi olan Mesut Köşker, Obama Yönetiminin, elektrikli araçların yaygınlaşması için teşvik çalışmaları yaptığını aynı zamanda elektrikli araç teknolojisinin geliştirilmesi için 30 Milyar Dolar bütçe
ayırdığını belirtti. Köşker, Türkiye’nin bu konuda söz
sahibi olabilmesi için elini çabuk tutması gerektiğini
ifade etti.
Güvenlik için akıllı şebekeler
TÜBİTAK-Uzay araştırma merkezinde çalışmalarını
sürdüren Abdullah Nadar, elektrik şebekelerinin akıllı hale getirilmesinin elektrikli araçlar için çok önemli
olduğunu vurguladı. Elektrik dağıtım sisteminde kısa
devre faz kopuğu gibi elektriksel arızaların akıllı şebeke tarafından tespit edilip çözülmesinin önemine
dikkat çeken Nadar, siber saldırılara dayanıklı, yüksek
güvenilirlikte kaliteli enerji sunumunun avantajlarından söz etti. Elektrikli araçlar hakkında insanların
zihinlerinde oluşan pek çok soruya cevap veren 365
Enerji firması temsilcisi Mesut Yarımbıyıklı, elektrikli
araç şarj istasyonları hakkında bilgi verdi. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 41
ETKİNLİK
SAVUNMANIN
YILDIZ’I PARLIYOR
Makine Fakültesi ve Makine Teknolojileri
Kulübü (MAKTEK) tarafından organize edilen
Savunma Sanayi Günleri’nin üçüncüsü yapıldı.
Y
haber, NURAY AYDIN / fotoğraflar, MİNE ATACAN
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanlığı ve MAKTEK tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Savunma Sanayi
Günleri, akademisyenler ve öğrencilerin yoğun katılımıyla 1-2
Mart 2011 tarihinde gerçekleştirildi.
Açılış konuşmalarını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Yılmaz ve Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Çengel’in
yaptığı etkinlikte, yerli savunma sanayisinin gelişimi konuşuldu. Üniversite gençliğinin savunma sanayisinin gelecekteki
rotası hakkında bilgi edinmesi ve yeni adımlar atılmasında
görev üstlenmesinin amaçlandığı etkinliğin, AR-GE çalışmalarının artmasında önemli rol oynayacağı ifade edildi.
Savunma sanayisi yükseliyor
> Makine Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Yunus Çengel
> FNSS Direktörü
Haluk Bulucu
Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Dr. Faruk Özlü başkanlığını yaptığı panelin açılış konuşmasında, 3 yıldır, düzenlenen Savunma Sanayi Günleri’ne katıldığını belirtti ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Yapılan çalışmanın
çok güzel olduğunu ifade eden Özlü, geçen yıl düzenlenen
etkinlikten sonra kurum olarak bir sınav açtıklarını ve başarılı öğrencilerin buna başvuru yaptığını söyledi. Bu yıl yine bir
sınav açacaklarını ve Yıldız’lı mezunların başvurularını beklediklerini belirtti.
Son 10 yılda Türkiye’nin savunma sanayi sistemlerinde atağa geçtiğini vurgulayan Özlü, yaşanan dönüşümün üretim
ağırlıklı yapıdan tasarım ve mühendislik ağırlıklı bir yapıya
geçilmesiyle gerçekleştiğin ifade etti. Dr. Faruk Özlü, insansız
uçaklar başta olmak üzere, milli gemi, tank ve elektronik harp
alanlarında yaşanan gelişmelerin, Türkiye’yi savunma sanayi
sistemlerinde dünyada üstün kılma hedefine yaklaştırdığını
sözlerine ekledi.
Her şey yedek parça üretimiyle başladı
FNSS Savunma Sistemleri Strateji ve Pazarlama Direktörü Haluk Bulucu, salonun tüm koltukları ile tüm boş alanların öğrenciler tarafından doldurulmasına çok şaşırdığını belirterek,
öğrencileri bu güzel ilgileri için tebrik etti. Kendi ölçülerimiz-
42 Yıldızlar NİSAN / 11
NİSAN / 11
Yıldızlar 43
ETKİNLİK
> Savunma Sanayi Günleri öğrenciler
tarafından ilgiyle takip edildi.
> Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Tamer Yılmaz
>> İnsansız uçaklar, milli gemi, milli tank ve elektronik harp
alanlarında yaşanan yerli gelişmeler, Türkiye’yi savunma sanayi
sistemlerinde dünyada üstün bir konuma taşıyor.
de kararlı adımlar atıyoruz diyen Haluk Bulucu, sunumunda Kara Sektöründe atılan başarılı adımlardan
ve gelişmelerdeki FNSS’nin desteğinden bahsetti.
Sunumunda, 1950–1960 tarihleri arasında 2. Dünya Savaşından sonra açıkta kalan teknik ekipmanların
Türkiye’ye boca edildiğini vurgulayan Bulucu, ancak
hibe edilen ürünlerle ilgili yedek parça üretimi için
Kayseri ve Adapazarı’nda açılan atölyelerin çok önemli olduğunu belirtti. Savunma sanayisinde atılan ilk
adımların bakım ve yedek parça üretimi yapan bu
atölyeler sayesinde olduğunu ifade eden Bulucu, Makine Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Rahmi Güçlü
ile yaptıkları Tuzla T-Model Jipi’nden de söz etti.
Tolga Kanımtürk, konuşmasında büyük ölçekli firmalarla yoğun rekabet yaşadıklarını anlattı. Dünya
savunma sanayi sektöründe ilk yüz firma içinde olduklarını belirten Kanımtürk, ilk on şirketin üretiminin % 60 oranında olduğunu ifade etti. 1974 Kıbrıs
Barış Harekâtı’nın savunma sanayisinde yurtdışına
bağımlı olmanın vahim sonuçlarını ülkemize gösterdiğini vurgulayan Kanımtürk, 1975 yılında kurulan
ASELSAN’ın sektörün önünü açtığını söyledi.
Üniversite gençliğinin savunma sanayinin geleceği
hakkında bilgi edinmesinin ve görev üstlenmesinin
amaçlandığı etkinlik yoğun ilgi gördü.
Sanal prototip maliyetleri düşürdü
Savunma Sanayi Günleri’nin ilk gününde, TAI yapısal
Mühendislik Müdürü Dr. Gürsel Eraslanoğlu, TSKGV
Mali İşler ve İştirakler Grup Başkanı Cemal Alagoz,
FNSS Strateji Geliştirme Direktörü Haluk Bulucu,
STM Kıdemli Sistem Mühendisi Dr. Anıl Karel, Vestel
Savunma Proje Mühendisi Gökhan Koyuncu ve ASELSAN Kurumsal Strateji Geliştirme Müdürü Tolga Kanımtürk konuşmacı olarak söz aldılar.
Etkinliğin ikinci gününde gerçekleştirilen panele
Savunma Teknolojileri Mühendislik’ten Anıl Karel
başkanlık yaptı. Elektronik harp sistemlerinin konuşulduğu panel öncesinde TÜBİTAK BİLGEM İş Geliştirme Sorumlusu Alper Ay, OTOKAR Bilgisayar Destekli
Mühendislik Müdürü Namık Kılıç, HEXAGON Studio
Savunma Sanayi Projeleri Lideri Oğuz Alabay, MKEK
Ar-Ge ve Teknoloji Daire Başkanı Zafer Pesen, Baykar
Makine AR-GE Lideri Selçuk Bayraktar ve MİKES Sistem Mühendisleri Müdürü Sami Pancaroğlu öğrencilere yaptıkları çalışmaları anlattılar. II
Savunma Teknolojileri Mühendislik, Kıdemli Sistem
Mühendisi Dr. Anıl Karel, Savunma Sanayi Günleri’ne
üçüncü gelişi olduğunu ancak her defasında aynı heyecanı yaşadığını belirtti. Karel, yaptıkları zırhlı araç
tasarımlarından bahsetti.
Dr. Anıl Karel konuşmasında zırhlı araç tasarımında dikkat edilmesi gereken parametrelerin, zırhlı
aracın bekası, ateş gücü, hareket kabiliyeti, komuta
kontrol ve haberleşme, araç elektroniği ve çevresel
operasyonel şartlar olduğunu söyledi. Proje tasarımı
gerçekleştirildikten sonra sanal prototip üretildiğini
ifade eden Karel, bilgisayar simülasyonlarıyla yapısal
ve hareket kabiliyetlerinin düzeltildiğini, böylece zaman kaybı ve yüksek maliyet gibi olumsuz etkenleri
azalttıklarını ifade etti.
ASELSAN ilk 100’de
ASELSAN Kurumsal Strateji Geliştirme Direktörü
44 Yıldızlar NİSAN / 11
Kimler katıldı
Enerji verimliliği %25 artırılabilir mi?
Avrupa’nın en büyük alüminyum tesisi ABB otomasyon çözümlerinin
yardımıyla enerji verimliliğini %25 artırırken üretkenliğini de geliștiriyor.
Daha iyi performans ve kaynak tasarrufunu hedefleyen araștırma ve
geliștirme faaliyetlerimizle sürekli olarak para ve enerji tasarrufu
sağlıyor ve çevreyi koruyoruz. www.abb.com/energyefficiency
Elbette.
RÖPORTAJ
YTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Murat Soygeniş:
DÜNYA ÇAPINDA
ÖNEMLİ KONUMLARDA
MEZUNLARIMIZ VAR
Kentsel dönüşüm, kentlerde çöküntü ve
bozulma içindeki alanların ekonomik,
fiziksel ve toplumsal açılardan iyileştirilmesi
çabalarının tümünü kapsar.
röportaj, Uzm. NAGEHAN BİLGE OK / fotoğraflar, FATİH ATLAS
Y
YTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Soygeniş’le kapsamlı bir
röportaj gerçekleştirdik. Hocamızla İstanbul’u, kentsel dönüşümü, yapısal deprem tedbirlerini, Üniversitemizi ve Mimarlık fakültesini konuştuk.
Öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyoruz. Akademik
geçmişinizden bize biraz bahseder misiniz?
İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde doktora çalışmamı tamamladıktan sonra
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde göreve başladım. Eğitimin yanısıra, uzmanlık ve deneyim alanlarım olan mimari tasarım, yapı
ve uygulama konularında çeşitli kitaplar ve makaleler yazdım, konferanslar verdim, sergilere katıldım. YTÜ’deki çeşitli görevlerimin yanında,
Türkiye’nin de içinde yer aldığı, AIA Europe’ın Güney Avrupa Direktörlüğü
görevim de sürmektedir.
Son yıllarda ‘Kentsel Dönüşüm’ sözünü çok duyuyoruz. Kentsel
Dönüşüm nedir ve İstanbul için ne anlama geliyor?
Kentsel dönüşüm, kentlerde çöküntü ve bozulma içindeki alanların ekonomik, fiziksel ve toplumsal açılardan iyileştirilmesi çabalarının tümünü
kapsar. Fiziksel ve toplumsal bozulmanın nedenlerinin araştırılıp uygun
çözümlerin bulunması, farklı disiplinlerin bir arada çalışmasını gerektirir. Bozulma olan bir bölge için kentsel dönüşüm projesi hazırlanacaksa,
sosyologlar, mühendisler, mimarlar, ekonomi uzmanları, şehir plancıları
gibi birçok disiplinden uzmanlar birlikte konu üzerinde çalışmak durumundadır.
46 Yıldızlar NİSAN / 11
Murat Soygeniş
*
Lisans eğitimini İTÜ
Mimarlık Fakültesi’nde 1982
yılında, lisansüstü eğitimini
ABD’de Buffalo Üniversitesi
– SUNY’de, Mimarlık
Bölümü’nde İleri Yapım
Teknolojisi programında
1985 yılında tamamladı.
Mimarlık alanı için önemli
bir süreç olan yetkin mimar
olma sürecini gerçekleştirmek
üzere doktora çalışması
öncesinde ABD’de staj
ve mesleki çalışmalarda
bulundu. Akademik ve pratik
bilgilerin bütünleşme süreci
denebilecek bu süreçte, hem
mimarlığın projelendirme
ve uygulama alanlarında
deneyim elde edip, hem
de akademik bilgilerini
pekiştirdi. Bu deneyim
sonrasında yetkin mimarlık
sınavını alarak bu süreci
ABD’nin Maryland Eyaleti’nde
1989’da tamamladı ve doktora
çalışmasını yapmak üzere
Türkiye’ye döndü.
NİSAN / 11
Yıldızlar 47
RÖPORTAJ
>> Mimarlık Fakültesi için vizyonum; ulusal ve uluslararası
profesyonel ortamlarda yer alabilecek, özgüvenli meslek insanları
yetiştirme yolunda fakültemizin yükselerek varlık göstermesidir.
Kentlerin tarihini incelediğinizde görürsünüz ki
kentler değişim ve eskime içindedirler. 19. yüzyılda
Endüstri Devrimi ve sanayileşme ile kentlerde artan
çevre kirliliği kentlerin sağlıksızlaşmasına neden oldu.
O dönemde, kentlerde yenileme çabalarının başlamasına, 20. yüzyılda kent merkezleri dışına kaçışın başlamasına ve ‘bahçe şehir’ konseptinin, yani merkez
dışında yeni yaşama bölgelerinin oluşmasına tanık
oluyoruz. Özetle vurgularsam, kentler eskime ve yaşantının değişmesi ile sürekli bir yenileme ve dönüşüm
içindedirler. Süreç içinde farklı dönemlerde dönüşüm
yöntemleri de iyileştirme ve canlandırma olmuştur.
İyileştirme ve canlandırma müdahalelerini yalnızca
fiziki boyutta düşünmemek gerekir. Sosyo-ekonomik,
kültürel ve kente entegrasyon anlamında, yani bütüncül müdahaleler olarak görmek doğru olur.
dünya üzerindeki birçok kente kıyasla çok şanslı bir
konuma sahiptir. Gelişimini tamamlamış birçok ülkedeki kentlere baktığınızda, fazla bir değişimin olmadığını görürsünüz. Daha durağandırlar. Oysa İstanbul
böyle değil. Özellikle son 15 yıl içinde kent ve mimarlık
adına çok fazla değişim yaşandı İstanbul’da. Bu hızlı
değişimi İstanbul bir fırsat olarak kullanabilmeli diye
düşünüyorum. İstanbul’un yapısına baktığınızda tarihsel açıdan katmanlardan oluştuğunu biliyoruz.
Bizans’a, Roma’ya, Osmanlı’ya uzanan katmanlar
kentin gelişiminde sergilenmeli, vurgulanmalıdır. Bu
dünya kentini ziyaret edenler, kentte yaşayanlar bu
vesileyle ne kadar değerli bir kentte yaşadıklarını bilmeli ve hissetmelidirler.
İstanbul’la ilgili yazılarınız olduğunu
biliyoruz. İstanbul genelindeki değişimleri bir
mimar olarak nasıl yorumluyorsunuz?
İstanbul ve Marmara bölgesinin 1999 depremini
yaşadığı dönemi hepimiz biliyoruz. Şu günlerde de
Japonya’yı yerlebir eden deprem gündemde. Depremler ve diğer doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak kent-
İstanbul çok hızlı değişen bir kent olması açısından
48 Yıldızlar NİSAN / 11
Bir mimar olarak İstanbul ve deprem
tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz?
>> Mimarlık Fakültesi, teori ve uygulamayı bütünleştirmeyi başaran
mezunları ile Türkiye ölçeğinde önemli konumlarda söz sahibidir.
ler için büyük önem taşır. Tüm ilgili disiplinler, kent
plancıları ve mimarlar, akademik dünyada ya da pratikte olanlar bu konuda kafa yormalılar. Teorik olarak
fay hatlarında kentleşme olmamalı, yapılaşma sınırlı
tutulmalı, nüfus yoğunlukları bu hatlardan uzakta
barındırılmalı; mimari olarak da taşıyıcı sistem tasarımı deprem ile dost olmalı, yapı formu ve boyutları,
arazi ile ilişkisi depremi göz önünde bulundurularak
tasarlanmalı ve uygulanmalı. Bu konular pratikte ne
kadar sağlanıyor, deprem için doğru çözümler düşünüldü mü, uygulandı mı, içimiz rahat mı sorularını
hep hatırlamalı ve bir şeyler yapmalıyız.
Mimarlık Fakültesi için vizyonunuz nedir?
Geleceğe yönelik ne gibi planlarınız var?
Mimarlık Fakültesi için vizyonum; ulusal ve uluslararası profesyonel ortamlarda yer alabilecek, özgüvenli meslek insanları yetiştirme yolunda fakültemizin
yükselerek varlık göstermesidir. Günümüzde dünyada tüm meslek alanlarında iletişim çağının getirdiği
bilginin hızlı paylaşımı, sosyal, kültürel ve teknolojik
alanlarda bütünleşme sözkonusudur. Mimarlık alanı
da eğitim ve pratikte bu bütünleşme ve paylaşımdan etkilenmektedir. Etkilenmesi de çok doğaldır. Bu
oluşumlar fakültemiz vizyonunu oluşturmaktadır.
Öğretim üyelerimiz, Türkiye ve dünyada mimarlık ve
eğitimi alanında güncel olanın peşindedirler. Hedefimiz, öğrencilerimize bu birikimleri, çağımıza uygun
olarak aktarmak ve mezunlarımızın Türkiye’nin ve
dünyanın her köşesinde ayakta iddialı bir şekilde durmalarını sağlamaktır.
Fakültenizin uluslararası eğitim işbirlikleri
ve öğrenci değişim programlarına katılımı
var mı? Hangi ülkelerden öğrenciler
fakültenizi tercih edip burada öğrenim
görmeye geliyor?
Mimarlık Fakültesi, Üniversitemiz bünyesindeki
ERASMUS ve FARABİ programları kapsamında yurtiçi
ve Avrupa üniversiteleri ile ilişki içindedir. Öğretim
üyelerimiz ve öğrencilerimiz çeşitli kurumlara gitmekte, belirli dönemler için çalışmalarını oralarda
gerçekleştirmektedirler. Aynı şekilde diğer üniversitelerden de fakültemize gelen öğretim üyeleri ve
öğrenciler günden güne artmaktadır. Bu kapsamda,
Avusturya, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Polonya, Romanya, Liechtenstein, Portekiz gibi ülkelerdeki
üniversitelere öğrenci ve öğretim üyesi yolladık ve o
ülkelerden de bize geldiler. Yurtiçinden de çok sayıda
üniversite ile değişim yapmaktayız.
NİSAN / 11
Yıldızlar 49
RÖPORTAJ
>> İhtiyacı olan okullara gönderilmek
üzere fakültemiz öğretim üyelerinin
koordine ettiği kitap bağış
kampanyası sürüyor.
gulamayı bütünleştirebilen kişiler yetiştirmek olarak
sıralayabilirim. Ayrıca vurgulamam gerekirse, öğrenci
odaklı eğitim sürecinden sonra mezunlarımızın, kritik
edebilen düşünce yapısına sahip, değer yargıları olan,
araştırmacı, yaratıcı ve çağdaş mesleki bilgiyle donanmış kişiler olmasını hedeflediğimizi de belirtmeliyim.
Üniversitemizin 100. yılında
fakültenizin planladığı etkinlikler
hakkında bilgi verir misiniz?
Mimarlık Fakültesi bölümlerinde verilen
eğitim programlarında nasıl bir mezun
profili hedefleniyor?
Rektörlüğümüz birkaç ay önce, Üniversitemizin kuruluşunun 100. yılı vesilesiyle bir ‘arama konferansı’ düzenledi. Üniversitemizin geçmişten geleceğe nasıl bir
üniversite olduğu ve olması gerektiği konusunda görüşler ve fikirler ortaya koyduk, tartıştık. Fakültemizin
temsilcileri olarak bu toplantıya katıldık. Burada elde
edilen sonuçların fakültemiz için de geçerli olabileceğini düşünüyorum. Yani fakültemiz eğitim programlarının mezun profil hedefi, üniversite mezun profili
hedefleriyle paralellikler içinde düşünüldüğünde, bu
hedefleri; yerel sorunları bilen, dünyayı tanıyan ve
tüm dünyada mesleğini gerçekleştirebilen kişiler yetiştirmek, özgün bilimsel araştırma odaklı, sanat ve
kültüre duyarlı, teknolojik bilgilenme, kuram ile uy-
50 Yıldızlar NİSAN / 11
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin kuruluşunun 100. yılı
kapsamında fakültemiz çeşitli etkinlikler planlamıştır.
Bunlar arasında YTÜ Mimarlık ve Tasarım Kulübü’nün
tüm yıla yayılacak çeşitli seminer, atölye çalışması ve
sergi etkinlikleri, Mimari Tasarım Eğitimi Ulusal Sempozyumu, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günleri Paneli ve
Çevre-Tasarım Kongresi sayılabilir. Bu etkinlikler; mimarlık eğitimi, sürdürülebilirlik gibi başlıklara odaklanacaktır. Bunlar dışında ihtiyacı olan okullara gönderilmek üzere fakültemiz öğretim üyelerinin koordine
ettiği kitap bağış kampanyası da sürmektedir.
Fakülteniz bünyesindeki öğrenci
kulüplerinin, örneğin YTÜ Mimarlık ve
Tasarım Kulübü’nün çalışmalarını nasıl
buluyorsunuz, beklentileriniz nelerdir?
YTÜ Mimarlık ve Tasarım Kulübü yeni kurulmuş olan
bir kulübümüzdür. Çok çalışkan ve yetenekli gençler bu kulüp bünyesinde hemen yoğun bir çalışma
programı oluşturmuş durumdalar. Kulübün kuruluş
amaçları arasında, üniversitemiz ve fakültemiz bütünü içindeki mekansal konulara yaklaşmak, sorunlara
el atmak, çözümler araştırmak, mimarlık ve tasarım
konularında seminerler, atölye çalışmaları ve mesleki
geziler düzenlemek, mimarlıkta eskiz kullanımını bu
çalışmalar sırasında özendirmek ve kullanımını sağlamak var. Yeni etkinliklerle bu konulara sahip çıktıklarını gösteriyorlar.
Ülkemizde ve tüm dünyada kulüp çalışmalarının
bir başka boyutu var ki bu da unutulmamalıdır. Eğer
bir kulüp bünyesinde yararlı çalışmalar yaptıysanız,
bu çalışmaları cv’nize yazabilirsiniz ve bunlar hayat
boyu sizde kalır ve olumlu değerlendirilirler. O nedenle fakültemiz bünyesindeki kulübümüze her türlü
desteği fakülte yönetimimiz ve öğretim üyeleri olarak
veriyoruz. Kulüplerimizden beklentimiz, etkinliklerini
daha fazla ses getirecek ulusal ve uluslararası düzeye
taşımak için uğraş vermeleridir. Zorluklarla dolu bir
yol olduğunu biliyorum ama bu yolda da emin adımlarla ilerleyeceklerinden eminim.
Fakültenizin Türkiye mimarlık
eğitimindeki yeri ve geleceği hakkında
neler düşünüyorsunuz?
Fakültemiz köklü geçmişi, öğretim üyelerimizin çalışmaları ve öğrencilerimizin motivasyonuna dayanan
nedenlerle Türkiye mimarlık eğitimi içinde çok önemli
bir yere sahiptir. Teori ve uygulamayı bütünleştirmeyi
başaran mezunları ile Türkiye çapında önemli konumlarda söz sahibi olduğu gibi, dünya üzerinde de önemli konumlarda mezunlarımız vardır. Bu mütevazı ama
iddialı konumumuzun günden güne daha da üstlere
tırmandığını gözlemliyor ve bundan çok mutlu oluyorum. Artık mezunlarımız, öğrencilik yıllarında aldıkları
eğitimin birikimini çeşitli coğrafyalarda bulundukları
çevrelerle paylaşıyorlar.
>> Mimarlık alanındaki
yenilikleri yakalamak yaşam
boyu öğrenmeyi gerektirir.
Öğrencilere ve Yıldızlılara bir mesajınız
var mı?
Öğrencilerimize; eğitimin, fakültede bulundukları öğrencilik dönemleriyle kısıtlı olmadığının vurgusunu
yapmak istiyorum. Özellikle mimarlık alanındaki yenilikleri yakalamak, yaşam boyu süren disipline olmayı
ve öğrenmeyi gerektirmektedir. Bu süreci yaşam şekline dönüştürdükleri takdirde hayat boyu başarılı olacaklarına inanıyorum. Yıldızlı olmanın verdiği hazzı
ve ayrıcalığı hep hissetmelerini istiyoruz. Fakültemizi
daha da ileriye taşımanın, mezunlarımızın bizlere vereceği desteklerle olacağını biliyor ve bu desteği kendilerinden bekliyoruz.
Eklemek istedikleriniz…
Fakültemiz eğitimi öğrencilerimize ulusal ve uluslararası ilişkiler, araştırma projeleri, mesleki tasarım
ve uygulamaya yönelik olanaklar, etkinlikler ve alan
gezileri bağlamında imkânlar sunmaktadır. Öğrencilerimiz bu olanakları değerlendirmektedir. Öğretim
üyelerimiz de kendi şartlarını zorlayarak öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmek için ellerinden gelen
her şeyi yapmaktadır. Bu azim ve düşünce ile Yıldız
Teknik’in mimarlığı olarak hep daha iyiye, bilimsel ve
yaratıcı sonuçlara ulaşacağımıza, tüm çabalarımızda
kamunun yararını gözeteceğimize olan inancım sonsuzdur. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 51
SOSYAL SORUMLULUK
4YY KANSERLE SAVAŞTA
ÇOCUKLARIN MUTLULUK
KAYNAĞI OLDU
YTÜ Sosyal Sorumluluk Kulübü’nün 3 senedir
sürdürdüğü 4 Yapraklı Yonca (4YY) Projesi,
kanserli çocukların hastane servislerindeki tedavi
süreçlerinde onlara ve ailelerine destek oluyor.
haber, HANDE TAN / fotoğraflar, FATİH ATLAS
52 Yıldızlar NİSAN / 11
P
Proje gönüllüleri, her hafta düzenli olarak çocuk onkoloji servislerine yaptıkları ziyaretlerle çocukların
hastalık nedeniyle yaşadıkları psikolojik olumsuzlukları azaltmayı ve sosyal hayatla olan bağlarını güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca, kanserli çocukların tedavi sürecindeki ihtiyaçlarına dikkat çekmek ve genel
olarak kanser hastalığına dair farkındalık yaratmak
için de büyük bir gayretle çalışıyorlar.
Çocuk onkoloji servislerinde gerçekleştirilen haftalık etkinlikler; farklı ve değişken çocuk profilleri
nedeniyle çocukların isteklerine göre şekilleniyor.
Devamlı yapılan etkinlikler arasında resim-boyama
çalışmaları, el işi çalışmaları, zekâ ve el-göz koordinasyonunu geliştiren oyunlar bulunuyorken, çocukların derslerine yardımcı olmakla veya sadece sohbet
etmekle de etkinlik zamanları değerlendirilebiliyor.
Kampanyalar Düzenleniyor
4YY ekibi çocuk onkoloji servislerindeki doktorların
ve hastane yönetimlerinin de desteğiyle projeyi yaygınlaştırmak ve geliştirmek adına etkinliklerini çeşitlendiriyor. Kanser tedavisi sürecindeki kan ve trombosit ihtiyacının önemini fark eden gönüllüler, bu
konudaki bilinci ve bağışçı sayısını artırmak için de
kampanyalar düzenliyor. Şimdiye kadar Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çapa Tıp Fakültesi’nde
yapılan kan ve trombosit bağışı kampanyalarıyla
kanser hastalığındaki en önemli sorunlardan birinin
çözümü için uğraş veriliyor. Böylece kan ve trombosit ihtiyacı için başvurulabilecek sabit bir bağışçı veri
tabanının oluşması hedefleniyor.
23 Nisan, Anneler Günü gibi özel günleri hastane
servislerinde de kutlayan 4YY ekibi, çocukların servis dışındaki hayattan soyutlanmasına engel olmak
istiyor. Kimsenin bulunmak istemediği ve genellikle
sevilmeyen hastane odaları, bu özel günlerde gönüllülerle birlikte renklenip eğlenceli bir hal alıyor.
Haftalık Proje Etkinlikleri
Şimdiye kadar İstanbul’daki 6 hastanede gerçekleştirilen 4YY projesi, bu sene İstanbul Üniversitesi Çapa
Tıp Fakültesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi
ve Şişli Etfal Hastanesi’nde sürdürülüyor.
9 Nisan 2011 Cumartesi günü Göztepe Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’nde haftalık proje etkinliği
gerçekleştirildi. Etkinlikte, üniversite rektörlüğünün
ve hastane başhekimliğinin de katılımıyla projeyi
yaymak ve yaygınlaştırmak için güç birliği yapılarak,
proje hakkında bilgi paylaşımı sağlandı. Rektörümüz
Prof. Dr. İsmail Yüksek, hastane servisinde kalan çocuklara hediyeler verdi. II
ETKİNLİK
TESİSAT VE ISITMA-SOĞUTMA
SEKTÖRÜ’NÜN ÖNCÜLERİ
YILDIZ’DA BULUŞTU
Türkiye’nin, Tesisat ve Isıtma Soğutma
sistemleri alanında pazar payı açısından öncü
olduğu vurgulandı.
I I
I
haber, NURAY AYDIN / fotoğraflar, MİNE ATACAN
Isıtma Soğutma ve Tesisat Paneli, YTÜ 100. Yıl etkinlikleri kapsamında 11 Mart 2011 tarihinde Yıldız
Oditoryumu’nda yapıldı.
Tesisat Sektörü, Yıldız’da genç mühendislerle buluştu. Isıtma soğutma sistemlerinin dünden bugüne
konuşulduğu etkinlik büyük ilgi gördü. Yıldız Teknik
Üniversitesi Makine Teknolojileri Kulübü (MAKTEK)
ile Termodinamik ve Isı Tekniği Anabilim Dalı’nın
dördüncüsünü düzenlediği etkinlik, sektörün önemli
isimlerini öğrencilerle buluşturdu.
Yüksek verimli ürünler
hayal olmaktan çıkıyor
“Üniversite-Sanayii İşbirliği ve AR-GE’nin günümüzdeki yeri ve önemi” başlıklı ilk oturum Yıldız Teknik
Üniversitesi Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Hasan Heperkan başkanlığında gerçekleştirildi.
İlk oturumda, küresel ısınmanın çevre şartlarına
olumsuz etkileri ve rekabetin giderek artması gibi
sebeplerden ötürü mevcut sistemlerin inovatif yaklaşımlara olan ihtiyacı konuşuldu. Oturumda yapılan
AR-GE ve ÜR-GE çalışmaları neticesinde verimi yüksek
ürünler ortaya koymanın mümkün olduğu yönünde
bir görüş ortaya çıktı. Yapılan çalışmalarda başarılı
sonuçların elde edilmesi için desteklerin devamlılığının önemi vurgulandı.
Yıldız mezunları ön planda
Uluslararası pazarda yarışabilmek için araştırma ve
geliştirme çalışmalarına ayrılan bütçenin artırılmasına ek olarak üniversiteyle sanayi arasındaki ilişkinin
artırılmasının vurgulandığı panele Yıldız Mezunu
mühendisler damga vurdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi mezunu mühendislerin sektörde
başarılı işler yaptığı ifade edildi.
54 Yıldızlar NİSAN / 11
Arçelik AR-GE Yöneticisi Dr. Faruk Bayraktar, HSK
Genel Koordinatörü Vural Eroğlu ve Friterm Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Metin Duruk,
öğrencilere uzun dönem stajerlikleri ve devamında
gerçekleştirilen projeleri anlattı. Üniversiteyle sanayinin yaptığı ortak çalışmaların kalifiye mühendis yetiştirilmesinde oynadığı rol ifade edildi. Öte yandan
Dizayn AR-GE Yöneticisi Dr. Zafer Gemici, ERENSAN
Genel Müdürü Efkan Çeviker ve ODE Yalıtım A.Ş.
Genel Müdürü Orhan Turan’ın söz aldığı panelin ilk
bölümünde sektörün mevcut durumu ve geleceğe
dönük planları konuşuldu.
Türkiye sektörde en güçlü oyuncu
Tesisat ve Isıtma Soğutma sistemleri alanında
Türkiye’nin pazar payı açısından öncü olduğunun
vurgulandığı panelde, enerji kaynaklarının azalması ve küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin AR-GE
politikalarını daha çevreci olmaya doğru ittiği ifade
edildi. Bir ülkenin kendi markasını üretebildiği kadar
piyasada önemli güç olmak için inovatif yaklaşımlara
ihtiyaç duyulduğunun belirtildiği panelde, teknolojik
yapının üniversitelerle yapılacak işbirliğiyle daha hızlı
gelişeceğinin altı çizildi.
Başarı için kalite
“Sektördeki Derneklerin Önemi ve Üniversite-Sanayi
İşbirliğine Katkıları” konulu ikinci oturumda; ISKAV’ı
temsilen panele katılan Arde Klima Genel Müdürü
Mustafa Arslancan panel başkanlığını yürüttü. Viesmann Genel Müdürü Dr. Celalettin Çelik, Erensan
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Eren ve TTMD Yönetim
Kurulu Başkanı Cafer Ünlü’nün katılımıyla gerçekleşen son bölümde önemli fikirler ortaya çıktı.
Uluslararası pazarda güçlü olmak için, kaliteli
ürünleri belirli standartlar doğrultusunda üretmenin
öne çıktığı ikinci oturumda dikkat edilmesi gereken
maddeler anlatıldı. Avrupa Soğutma ve Havalandırma Cihazı Üreticileri (EUROVENT) ve Amerikan
Isıtma Klima ve Soğutma İmalatçıları derneklerinin
verdiği sertifikaların sektörde rekabet için artı değer
olduğu belirtildi.
“Sanayi Uygulamaları” başlıklı son oturumda Prof.
Dr. Doğan Özgür paneli yönetti. EMO Genel Müdürü
Numan Şahin, Testo Türkiye Genel Müdürü Selman
Ölmez, Mas Grup Genel Müdürü ve Ytong Satış ve Pazarlama Koordinatörü Nuri Ertokat sanayide uygulanan süreçleri anlattı. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 55
RÖPORTAJ
MYO Müdürü Prof.Dr. Turgut Kocatürk:
YTÜ ÖN LİSANS
ALANINDA DA İDDİALIDIR
YTÜ’nün diğer okullara oranla daha fazla tercih
ediliyor olması, başarı oranı yüksek öğrencilerin
bizim okula gelmesini sağlıyor.
röportaj - fotoğraflar, FATİH ATLAS
56 Yıldızlar NİSAN / 11
M
MYO (Meslek Yüksek Okulu) Müdürü Prof.Dr. Turgut
Kocatürk’le kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. Hocamız MYO’da yaptığı çalışmalarını ve genel olarak kurumla ilgili görüş ve düşüncelerini bizlerle paylaştı.
Ders anlatımında özel bir teknik
uyguluyor musunuz?
*
Öğrencilerin, problemlerin fiziğini anlamalarını kolaylaştıracak animasyon sunumları hazırladım ve hazırlıyorum. Tüm lisans ve lisansüstü ders notlarımı elektronik ortama aktardım. Dersi anlatırken kullandığım
yöntemde animasyon sunumları kullanmak, dersi
daha etkin işlememize yardımcı oluyor.
Eğitimde ve iş hayatınızda genel
prensibiniz nedir?
Çözüm odaklı olmak diyebiliriz. Eğitimde ya da iş
hayatında karşılaştığımız problemlere geçici çözüm
yerine kalıcı ve uzun süreli çözüm bulmak birinci önceliğimiz olmalı. Stratejinizi problem çözme üzerine
kurduğunuz zaman elde ettiğiniz sonuçların başarılı
olma ihtimali artar. Bu prensibi yaptığım danışmanlıklarda, proje ve teknik rapor hazırlamada ve Meslek
Yüksek Okulu’ndaki görevimde de uyguluyorum. Oldukça iyi sonuçlar elde ettiğime inanıyorum.
Meslek Yüksek Okulu’nda
uyguladığınız stratejinin sonuçları
hakkında bilgi verir misiniz?
Elbette. MYO’da çalışan akademik ve idari personelin
ihtiyaçlarını araştırdık. Bazı birimlerde bilgisayarlar
çok eskiydi, bazılarında yoktu. Rektörümüzün desteğiyle bilgisayarlarımızı yeniledik. Günümüzde sadece
bilgisayar yeterli olmuyor. İnternet bağlantımızda
ciddi sorunlar oluyordu. Bunu çözdük. Aynı zamanda
büro malzemelerinde yenilemeler yaptık. Tüm sınıflarımıza barkovizyon cihazı kurduk ve barkovizyon
perdeleri taktırdık. Bazı dersliklerde dış ortama açılan
Prof. Dr. Turgut Kocatürk
Lisans öğrenimini 1988’de Yıldız Üniversitesi İnşaat
Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde bölüm
birincisi olarak tamamladı. 1989 yılında YÜ İnşaat
Mühendisliği Bölümü’nde Araştırma Görevlisi kadrosuna
atandı. Lisansüstü öğrenimini YÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
İnşaat Anabilim Dalı Yapı Programı’nda 1989 yılında
dal birincisi olarak tamamlayan Kocatürk, Doktora
öğrenimini 1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde
tamamladı. Aynı yıl Yardımcı Doçentlik kadrosuna
atandı. 1995 yılında Üniversitelerarası Kurul’dan
doçentlik ünvanı alan Kocatürk, 1996 yılında Yıldız
Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği
Bölümü Mekanik Anabilim Dalı’nda doçentlik kadrosuna
atandı, 2001 yılında ise Profesörlüğe yükseltildi.
Toplamda 45 civarında olan bilimsel çalışmalarının 25’i
SCI kapsamındaki dergilerde makale olarak yayınlanan
Kocatürk, kamu kurumlarında ve özel şirketlerde
günümüz yapıları ve tarihi yapıların taşıyıcı sistemleri
konusunda danışmanlık hizmetleri vermeye devam
ediyor. Günümüz yapıları ve tarihi yapılar üzerine
hazırlanmış 400 civarında teknik rapor ve uygulama
projesi hazırladı...
NİSAN / 11
Yıldızlar 57
RÖPORTAJ
*
Kısa sürede büyük değişimler
Okulumuzu daha iyi hale getirmek için
verdiğimiz çabalarımızda Rektörümüz Prof. Dr.
İsmail Yüksek’in katkıları devam ediyor. Yıldız
Teknik Üniversitesi’ni dünya üniversiteleri
arasına sokmayı hedefleyen Rektörümüz ve okul
yönetimimiz olağanüstü bir çaba gösteriyor.
Çok kısa sürede Yıldız’da çok büyük değişimler
gerçekleşti. Bu değişimler elbette bize de
yansıdı. Rektörümüze, Genel Sekreterimize ve
yönetimimize teşekkür ediyorum. Bu başarıyı
tebrik etmemek mümkün değil. Başarıların
devamı en büyük temennimiz.
cıları ile ortak kullanılabilir hale getirdik. Böylece müdürlük sekreterliği daha etkin olarak çalışır hale geldi.
Ayrıca bu çalışma neticesinde dış ortamdan hava ve
ışık almayan sekreter odasını da dış ortamdan hava ve
ışık alır hale getirdik.Elektronik Teknolojisi Programı
için laboratuvar oluşturduk. Önceki yıllarda alışkanlık haline gelen “Resmi Ders Programı” , “Gayri Resmi
Ders Programı” uygulamasına son verdik ve tüm öğretim elemanlarının, derslerini resmi olarak ilan edilen
haftalık ders programına uygun yapmalarını sağladık.
Üzerinde çalıştığınız konular var mı?
pencere yoktu, yani sınıflar gün ışığı almıyordu ve dış
ortama açılan pencereleri olmadığından havalandırmaları yoktu. Söz konusu sınıflarda hocalarımız ve
öğrencilerimiz ders yapmak istemiyorlardı. Bu sınıfları gün ışığı alabilecek ve pencere vasıtasıyla havalandırma yapılabilecek hale getirdik. Yine aynı şekilde
sınıflarımızda perdeler yoktu. Tüm sınıflarımıza perde taktırdık. Hem öğrencilerin hem de denetim görevi
olan okul idarecilerinin sınıflarda ders olup olmadığını sınıfı rahatsız etmeden anlayabilmelerini sağlamak
için, sınıf kapılarına küçük pencereler açtırdık.
Yaptığınız diğer idari çalışmalar nelerdir?
Binalarımız bazı yerlerden su alıyordu. İzolasyon çalışmalarıyla bu sorunları giderdik. Belediyenin katkılarıyla, otopark alanından yapıya su girişi olan kısımları
asfaltlayarak bodrum katlara su girişini engelledik.
Sınıfları ve koridorları boyadık. Pencere çerçeve ve kanatlarından odalara yağmur suları giriyordu. Bu PVC
pencere doğramalarını onardık. Bazı birimlerde pencereleri çift açılır hale getirdik. Müdür odası, müdür
yardımcıları odası ve müdür sekreteryasının yeniden
düzenlenmesi için gerekli duvar bölme işlemlerini gerçekleştirerek müdürlük sekreteryasını müdür yardım-
58 Yıldızlar NİSAN / 11
Fakültelerde araştırma görevliliği yapmak ve bu esnada yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamlamak,
akademik kültür ve disiplin açısından çok önemlidir
diye düşünüyorum. Yüksek okulumuzda bulunan
öğretim görevlileri, çoğunlukla fakültedeki akademik
kültürü ve disiplini almamış oluyor ve program yürütücüsü ve hatta bölüm başkanlarının, öğretim faaliyetlerinin sağlıklı olarak yürütülebilmesi noktasında
öğretim elemanları üzerindeki etkinliği zayıf oluyor.
Bu nedenle fakültede araştırma görevliliği yapmış ve
bu esnada yüksek lisans ve doktoralarını tamamlamış
olan akademisyenlerin, Yüksekokulumuza kazandırılmasını hedeflemekteyiz. Böylece fakültelerden
gelen akademisyenlerle mevcut akademisyenlerimiz
arasında olumlu bir etkileşim olacağını, bu etkileşim
sonucunda hem öğretim kalitesi daha yüksek hem de
daha fazla ulusal ve uluslararası yayın yapan, iş hayatının ihtiyaçlarına daha iyi çözümler bulabilen bir okul
olabileceğimizi düşünüyorum.
Eğitim verdiğiniz bölümleri ve bu bölümlerde
öne çıkan olayları bizimle paylaşır mısınız?
Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizi Teknik Programlar Bölümü ile İktisadi ve İdari Programlar Bölümü
olmak üzere iki ayrı bölüm başkanlığı bünyesindeki
muhtelif programlarımız çerçevesinde yürütüyoruz.
İş bulma imkanı
yüksek
*
Yıldız mezunlarının iş bulma
imkânları diğer yüksekokul
mezunlarına kıyasla önemli
oranda yüksek. Bununla
birlikte, kesin bir rakam
verebilmek de mümkün
değil, çünkü mezunlarımızla
ilgili olarak henüz tatminkâr
bir geri dönüş mekanizması
oluşturabilmiş değiliz. Bu
konudaki çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Öte yandan
özel kesimden gelen staj ve
istihdam talepleri ile bazı
mezunlarımızdan edindiğimiz
izlenim, mezunlarımızın
yaklaşık %70 ila 75’inin
kendi ihtisas alanlarında iş
bulabildikleri doğrultusunda.
Genel ekonomik büyüme
eğilimleri ve ara elemana sürekli
olarak artan talebin gelecekte
bu oranların artmasına katkı
yapacağını öngörüyoruz.
Teknik programlar bünyesinde Bilgisayar Programcılığı, Elektronik Teknolojisi, İklimlendirme ve Soğutma
Teknikleri, İnşaat Teknolojisi, Makine, Basım ve Yayın
Teknolojileri, Restorasyon, Seramik, Cam ve Çinicilik,
Harita ve Kadastro gibi programlar var.
İktisadi ve İdari Programlar Bölümü bünyesinde de
Bankacılık ve Sigortacılık, Emlak ve Emlak Yönetimi,
Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Turizm ve Otel İşletmeciliği, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği gibi programlar yer alıyor. Programlarımız, genelde özel sektörün
ara eleman talep ettiği ve gelecekte de bu bakımdan
talep görecek alanlarda oluşturuluyor. Çağdaş yönelimler ve özel sektörün beklentileri doğrultusunda
zaman zaman ders planları revize ediliyor. Burada
şunu da belirtmek gerekir, bölümlerimiz fakültedeki
bölümlerden farklı bir yapı göstermektedir. Teknik
Programlar Bölümü’nde 9 farklı disiplin, İktisadi İdari Programlar Bölümü’nde ise 5 ayrı disiplin bir arada
bulunmaktadır.
MYO’yu tercih eden öğrenci sayısında
bir değişiklik söz konusu mu?
2002 yılında sınavsız geçiş sistemine geçildiğinden bu
yana, okulumuza sadece meslek liselerinden okul türü
ve not ortalamasına göre öğrenci alınmaktadır. Diğer
birçok meslek yüksekokulunda meslek liselerinden
gelenlerin kontenjanları doldurmadığı durumlarda
>> Mezunlarımız; sektörlerde
işçi ile uzman arasındaki
kademede ihtiyaç duyulan ara
elemanlar olabilecekleri gibi,
dikey geçiş yoluyla dört yıllık
lisans programlarına yerleşme
imkânına da sahipler.
üniversiteye yerleştirme sınavları ile de öğrenci kabul
edilir. Okulumuzda ise meslek liselerinden gelenler
kontenjanları tamamen doldurduğu için tercih durumunu değerlendiremiyoruz. Ancak şunu söylemek
gerekir ki her yıl birçok meslek lisesi birincisi ve not
ortalaması 5 ve 5’e yakın çok öğrenci kaydetmekteyiz.
MYO öğrenci sayılarında ufak tefek dönemsel değişmeler sayılmazsa büyük düşüşler ya da artışlar söz
konusu değil, çünkü şu an için fiziki olanaklarımız ve
hedeflerimiz çerçevesinde programlarımızın sayısında veya kontenjanlarında bir değişiklik olmadığından,
öğrenci sayısında da radikal değişmeler olmuyor.
Yatay geçiş için başvurular ne düzeyde?
Yıldız’dan mezun olmanın ayrıcalığı olduğu için yatay
geçiş başvuruları oldukça fazla. Elbette İstanbul’da
oturan öğrenciler de başvuruyor. Ancak diplomasını
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden almak öğrenciler için
daha önemli. YTÜ Meslek Yüksekokulu mezunu olmanın ayrıcalığı ve DGS’de başarı oranımızın yüksek
olması nedenleriyle de başvuru sayıları yüksek. Yüksekokulumuzda eğitim veren diploma alanlarının gelecek vadeden sektörlerde, artan ara eleman ihtiyacına
cevap vermekte olduğu gibi etkenleri de göz önünde
bulundurursak Yıldız’ın neden tercih sebebi olduğunu
anlayabiliriz. Yüksekokulumuzun çok tercih edilen bir
yüksekokul olduğunu söyleyebiliriz.
NİSAN / 11
Yıldızlar 59
RÖPORTAJ
*
Teknisyenlikten
teknikerliğe
MYO mezunu olmak, lise
diploması ile teknisyen olarak
çalışmak yerine önlisans
diploması ile tekniker olarak
çalışabilme imkânı sunmaktadır.
Mezunlarımız; sektörlerde
işçi ile uzman arasındaki
kademede ihtiyaç duyulan ara
elemanlar olabilecekleri gibi,
dikey geçiş yoluyla dört yıllık
lisans programlarına yerleşme
imkânına da sahipler.
MYO’da okuyan öğrenciler hakkındaki
düşünceleriniz nelerdir?
Meslek yüksekokulumuzun öğrencileri, bilindiği gibi
sınavsız geçiş sistemiyle ÖSYM tarafından merkezi
olarak yerleştiriliyor. Bu nedenle, standart bir öğrenci
profilinden söz etmek mümkün değil. Bazı dönemler
muhtelif programlar, bazense intibak ve başarı dalgalanmaları gözlenmekte ve yaptığımız incelemeler
sonucunda bunun en önemli nedenlerinden birisi
olarak sınavsız geçiş sistemi öne çıkmaktadır. Sınavla
öğrenci alınan dönemlerde, yakalanan başarı oranları
ne yazık ki bugün elde edilemiyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen mevcut sistemle en kaliteli öğrencilerin bizim okulumuza geldikleri de rahatlıkla söylenebilir. Yıldız’ın diğer okullara oranla daha fazla tercih
ediliyor olması başarı oranı yüksek öğrencilerin bizim
okula gelmesini sağlıyor.
60 Yıldızlar NİSAN / 11
Öğrenciler hangi alanlarda zorlanıyor?
Mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarından gelen öğrenciler ciddi bir uygulama deneyimine sahip
olmakla birlikte, matematik, fizik, kimya, Türkçe gibi
temel dersler açısından ciddi yetersizlikler gösteriyor.
Dolayısıyla, öğretim elemanlarımızın özverili çabalarıyla normal müfredatımıza ek olarak bu gibi eksiklikleri giderecek şekilde daha detaylı bir eğitim öğretim
faaliyeti gerçekleştiriliyor. Öğrencilerimiz Yıldız Teknik
Üniversitesi mensubu olmayı çok önemsediklerini ve
okulumuzu tercih etmelerindeki en önemli nedenlerden bir tanesinin de bu olduğunu ifade ediyorlar. Bununla birlikte, öğrencilerimizin üniversitemizin diğer
birimlerindeki öğrencilerle yeterince kaynaşamadıkları ve istediğimiz oranda bir etkileşim içinde olamadıkları da gözleniyor. Bizi üzen bu durumu gidermek
için çeşitli arayışlar içindeyiz.
Özellikle meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin
MYO’da eğitimlerine devam etmeleri onlara
ne gibi avantajlar sağlıyor?
Meslek lisesinden gelen öğrencilerin teorik altyapıları
yeterli olmasa bile uygulamalarda daha başarılı oldukları söylenebilir. Öğrenciler MYO’da, liselerde aldıkları
uygulama bilgisinin teorik altyapısını öğrenince neyi
niçin yaptıklarını daha iyi kavrayabiliyor ve farklı yeni
durumlarda nasıl karar verebileceklerini öğrenebiliyorlar. Bu açıdan bakıldığında mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarından bize gelen öğrencilerin en önemli
avantajı, daha önceki eğitimleri esnasındaki eksikliklerini fark etme ve giderme şanslarıdır. Daha önce de
ifade ettiğim gibi, öğrencilerimizin belli bir uygulama
deneyimi olmasına karşın temel teorik eğitimlerinde
ciddi eksiklikler söz konusu. Üniversitemizin ciddi bi-
>> Diğer yüksekokullarla
karşılaştırıldığında
mezunlarımızın yüksek
dikey geçiş oranları
sergiledikleri ve özel
sektör tarafından daha
fazla tercih edildikleri göze
çarpmaktadır.
rikimi ve özverili kadroları ile bu eksiklikler tamamen
değilse bile önemli oranda giderilebilmekte, ayrıca öğrencilerimize kendi kendilerini geliştirmeleri doğrultusunda yol gösterilmekte, cesaret verilmektedir. Diğer
yüksekokullarla karşılaştırıldığında mezunlarımızın
yüksek dikey geçiş oranları sergiledikleri ve özel sektör
tarafından daha fazla tercih edildikleri göze çarpmaktadır. Bunlar elbette öğrencilerimizin en önemli avantajlarıdır. Biz bunu, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin ön lisans alanında da iddialı olduğunun tipik bir göstergesi
olarak değerlendiriyoruz.
MYO’dan mezun olan öğrenciler iş bulma
konusunda sıkıntı yaşıyor mu?
Birçok bölümümüzde sadece çok başarılı öğrenciler
değil başarılı ve vasat öğrenciler bile iş bulma olanağına sahip. Ancak dönem dönem genel ekonomik
yapı nedeniyle istenilen kariyer ve ücret düzeyinde
iş bulunamaması durumu da söz konusu olabiliyor.
Aslında bu durumun MYO’ların değil ülkenin genel
sorunu olduğu söylenebilir. Zamanla bu durumun
olumlu yönde değişeceğini düşünüyorum. Ayrıca bazı
programlardaki öğrencilerimizin çoğu eğitimine devam ederken bir yandan da çalışıyor. Mezunlarımızın
iş bulma sıkıntısı yaşadıklarına dair olumsuz bildirimleri bulunmuyor. Mezun olduktan sonra kendi işini
kuran, alanında tanınmış söz sahibi kurum ve kuruluşlarda oldukça iyi pozisyonlarda çalışan öğrencilerimiz olduğunu da biliyoruz.
MYO olarak 100. Yılla ilgili
projeleriniz nelerdir?
Taykon2011 sempozyumu düzenliyoruz. Sempozyumda tarihi yapıları koruma ve onarım alanında bildiriler
sunulmasının yanısıra Basım ve Yayın Teknolojileri
Programı, Seramik Programı ve Restorasyon Programı
öğrencileri sanatsal çalışmalarını sergileyecek. Ayrıca
100. yılla ilgili çeşitli etkinlikler planlıyoruz. Bunların
bir kısmı tamamlanmak üzere, bir kısmının da hazırlıkları devam ediyor. Temel olarak her programımızın
kendi ihtisas alanı ile ilgili etkinlikler düzenlemek üzere çalışmalar yaptığını söylemek yanlış olmaz. Bunları
yakında tüm YTÜ camiasıyla paylaşacağız.
Öğrencilerin 100.Yıla olan ilgisi hakkında
gözlemleriniz nelerdir?
Öğrencilerimizin, 100. yılla ilgili heyecanımızı bizlerle
paylaştıklarına inanıyoruz. Bununla birlikte, ana yerleşkelerimizden uzak oluşumuz nedeniyle öğrencilerimizin 100. yıl etkinliklerine yeterince katılıp bu coşkuyu tümüyle yaşayabildiklerini de söyleyemeyiz. Spor
alanında bazı çalışmalara katılıyorlar. Örneğin basketbol takımı kuruldu, Maslak Yerleşkesi’nde çalışmalarına devam ediyor. Voleybol ve masa tenisi takımlarımız
da çalışmalarına başladı. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 61
PANEL
RÜZGÂR YILDIZ’DA
HIZLI ESİYOR
YTÜ Rüzgâr Enerjisi Kulübü
düzenlediği Rüzgâr Günleri Paneli’yle,
genç mühendisleri sektörün önde
gelen isimleriyle bir araya getirdi.
haber, ONUR SAMET YILDIRIM, MEHMET TUNCAR
fotoğraflar, MİNE ATACAN, FATİH ATLAS
E
Enerji kaynaklarının azaldığı günümüz dünyasında
yenilenebilir, çevreci enerji sistemleri ön plana çıkıyor. 9 -10 Mart 2011 tarihinde Yıldız Oditoryumu’nda
yapılan etkinlik öğrenciler ve akademisyenler tarafından büyük ilgi gördü. YTÜ Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Çengel açılış konuşmasında, bu
tarz etkinliklerin, düzenleyen öğrencilerin kariyerlerine büyük fayda getireceğini ifade etti.
Rüzgâr enerjisi sektörünün her yıl yüzde 30 oranında büyüme gerçekleştirdiğini belirten Çengel, bu
oranın dünya üzerindeki karşılığının 65 milyar dolar
olduğunu ifade etti. ABD’nin lider olduğu rüzgâr
enerjisi sektöründe, Çin’in de ön planda olduğunu
vurgulayan Prof. Dr. Yunus Çengel, çevre dostu olmanın önem kazandığı günümüzde Türkiye’de de
bu alanda ciddi atılımlar yapıldığını ve çalışmaların
devam ettiğini belirtti.
YTÜ enerjide Türkiye’nin merkezi olacak
Yaptığı konuşmada Yıldız Teknik Üniversitesi’ni,
100. Yılında Türkiye’nin enerji merkezi haline getirmeyi planladıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr.
62 Yıldızlar NİSAN / 11
TOLGA KOROL
Vestas Projeler Direktörü
*
Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu
olarak bu etkinliğin Yıldız’da yapılıyor
olmasından gurur duyuyorum. Diğer
üniversitelerde çeşitli konularla
ilgili konuşmalar yapıyorum. Rüzgâr
Günleri diğer okullara kıyasla oldukça
kapsamlı ve katılımı geniş bir etkinlik.
Bunun devam etmesi temennimiz,
gelişmeye açık bir sektörde öğrencilerin
bilinçlendirilmesi gerekiyor. Okul
yönetimiyle konuşup yenilenebilir
enerji hakkında ders açılmasını talep
etmeyi düşünüyoruz. Bununla ilgili
gerek kurum gerekse kişisel olarak
destek vermekten memnuniyet duyarız.
Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu
olarak Rüzgâr Enerjisi Kulübü’nü
desteklemeye devam edeceğim.
Bunu şu şekilde özetleyebilirim.
Geçtiğimiz günlerde bir haber okudum.
Yöneticilerin hangi üniversite çıkışlı
olduğunu konu edinen bir haberdi bu.
Yöneticilerin büyük çoğunluğunun
ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ mezunu olduğu
tespit edilmiş. YTÜ sıralamada yoktu.
Hâlbuki teknik üniversite olarak
baktığınızda Türkiye’de 3 tane teknik
üniversite var. YTÜ bunlardan birisi.
Bizim zamanımızda öğrenciler bu tip
etkinlikler yapmıyordu. Ders dışında
Hocalarımızla iletişimimiz olmazdı.
Ancak bu durum değişmiş. Okulun
vizyon sahibi yöneticileri bu çalışmaları
yapmış. YTÜ mezunu bir yönetici olarak
okulumdan mezun olan mühendislerin
daha çok yönetici olmasını istiyorum.
Vizyon sahibi yöneticilerinizle bunun
gerçekleşeceğine de inanıyorum.
NİSAN / 11
Yıldızlar 63
PANEL
KORAY ALTINKILIÇ
Nordex Projeler Direktörü
*
Ülkemize büyük katkıları olan Yıldız
Teknik Üniversitesi’nin 100. Yılını
kutluyorum. Birçok ilke imza atan
Yıldız, rüzgâr enerjisi alanında da
ilk çalışmayı yapıyor. Bu etkinliğe
katılmadan önce genel bir araştırma
yaptım. Rüzgâr enerjisi alanında
çalışmaların yapıldığı ilk ve tek
üniversite olan Yıldız’ın, bu konuda
öncülük yapması ülkemizde konuya
ilişkin farkındalığın artmasında büyük
rol oynayacaktır. Biz bu etkinliğin
içinde yer almaktan gurur duyuyoruz.
Rüzgâr enerjisi sektörü yeni olduğu
kadar, hızlı gelişen bir sektör. Yetişmiş
eleman ihtiyacı gün geçtikçe artıyor.
Şirket olarak bu alanda çalışabilecek
kalifiye mühendislere ihtiyaç
duyuyoruz. Öğrencilik yıllarında rüzgâr
enerjisi alanında çalışan öğrenciler
firmaların öncelikli tercihi olacaktır.
Rüzgâr enerjisiyle ilgilenen öğrencilere
kapımız her zaman açık.
İsmail Yüksek, Davutpaşa Kampüsü’nde kurulacak
merkez laboratuarın buna katkı yapacağını söyledi.
Türkiye’deki üniversitelerde rüzgâr enerjisiyle ilgili
ilk ve tek öğrenci kulübünün Yıldız’da olmasından
gurur duyduklarını belirten Yüksek, çevreci enerji
üzerinde çalışmaları yoğunlaştırılacaklarını belirtti.
2011 yılı boyunca yanacak olan 100. Yıl ateşine rüzgâr
olacak projenin başarılı olmasını diledi.
Rüzgâr Günleri’ne konuşmacı olarak katılan Enerji
ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Dr. Hilmi Güler, konuşmasında yenilenebilir enerjinin Türkiye için ne
kadar önemli olduğunun altını çizdi. Türkiye enerji
piyasasının 100 milyar dolarlık bir hacme sahip olduğunu dile getiren Güler, rüzgar enerjisi kapasitesinin
64 Yıldızlar NİSAN / 11
48 bin megavat civarında olduğunu, hali hazırda kullanılan kömür, doğalgaz ve barajlardan elde edilen
elektrik enerjisinin buna denk olduğunu ifade etti.
Türkiye’de 10 bin noktada ölçüm yaparak elde ettikleri rüzgar atlası doğrultusunda konuştuğuna dikkat
çeken Güler, güneş enerjisi potansiyelinin de 56 bin
megavat olduğunu söyledi.
TÜSİAD Enerji ve Çevre Çalışma Grubu Üyesi Zeki
Eriş, yaptığı konuşmada sanayicilerin yenilenebilir
enerjiye ilişkin görüşlerini öğrencilerle paylaştı. Marmara Üniversitesi YTAM Müdürü ve Dünya Rüzgâr
Enerjisi Birliği Başkan Yard. Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar,
Türkiye’de ve dünyada Rüzgâr Enerjisi ile ilgili katılımcılara bilgiler verdi.
METE MALTEPE
General Elektrik Enerji Genel Müdürü
Bu etkinliği düzenleyen öğrencileri
takdir ediyorum. Özellikle üniversite
öğrencilerinin rüzgâr enerjisine böyle
önem vermesi çok güzel. Türkiye’de
rüzgâr enerjisi alanında çok büyük
potansiyel var. Bu alanda yapılan
yatırımlar ileride daha da artacak.
Genç rüzgâr enerjisi mühendislerinin
yetişeceğini görmekten gurur
duyuyorum. Ülkemizde rüzgâr
enerjisi gibi yenilenebilir enerji
sistemlerine yapılan yatırımların
artacağını düşünüyorum. İlk etapta
dışarıdan gelen makinenin montajı
*
Rüzgâr türbinleri ve özellikleri hakkında Yıldız’lılara
bilgi veren Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği Genel Sekreteri Mustafa Serdar Ataseven’den sonra, Türksoy
Mühendislik’ten Ferdi Türksoy sözaldı.
Etkinliğin ikinci günü de ilk gün gibi yoğun ilgi gördü. Yenilenebilir enerjinin günümüz dünyasındaki
önemi hakkında sunum yapan YGA Vakfı Eş Başkanı
Gökhan Meriçliler ve YGA Vakfı İstanbul Temsilcisi
Utku Simitli’den sonra rüzgâr enerjisi teknolojisinin
geleceği konuşuldu. GE Energy Türkiye Genel Müdür
Mete Maltepe, Vestas Türkiye Projeler Direktörü Tolga Korol ve Nordex Enerji A.Ş. Proje Yönetim Departman Müdürü Koray Altınkılıç birer konuşma yaptılar.
Rüzgâr türbini bileşenleri ve imalat süreçleri hak-
ve bakım-onarımı ön görülüyor.
Fakat ilerleyen dönemde bu alanda
yerli firmaların daha çok yatırım
yapacağını söyleyebiliriz. Bu konuda
ya türbin imalatı ya da parça imalatı
konusunda çalışmalar olacaktır. Bu
çalışmaların pek çoğunun başladığını
söyleyebilirim. Rüzgâr enerjisi
kulübüyle iyi bir diyalogumuz var.
Bundan sonraki çalışmalarında da
destek vermeye devam edeceğiz.
Türkiye’de rüzgâr enerjisi konusunda
uzman arkadaşların yetişmesi bizim
için de sektör için de önemlidir.
kında tecrübelerini aktaran Dünya Enerji Konseyi
Türk Milli Komitesi Enerji Teknolojileri Uzmanı Dr.
Cenk Sevim ve Çimtaş Boru Genel Müdürü Cem Geyik öğrencilerle bir araya geldi.
Rüzgâr enerjisinin tüm detaylarıyla konuşulduğu
Rüzgâr Günleri’nde nakliye ve montaj işlemleri hakkında merak edilenleri de Sarılar Nakliyat Proje Müdürü Serkan Aslan anlattı. Etkinliğin kapanış konuşmasını Rüzgâr Enerjisi Kulübü Danışmanı Arş. Gör.
Şaban Pusat yaptı. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 65
KONFERANS
DOĞA TARİH VE ÇEVREYİ
KORUMANIN SON KALESİ:
Afet Yönetimi ve Kültür Mirası Üzerine
Uluslararası Konferans - “Dört Element ile
Uyumlu Yaşamak” Bhutan’da düzenlendi.
yazı, Yard. Doç. Dr. Z.GÜL ÜNAL / RESTORASYON ANABİLİM DALI ARAŞ. GÖR. Dr. MELTEM VATAN
66 Yıldızlar NİSAN / 11
BHUTAN
S
Son yıllarda dünyanın dört bir yanında deprem, sel,
heyelan, tsunami, fırtına gibi yıkıcı felaketlerin meydana gelme sıklığı artmış, bu afetlerde can kaybının
yanısıra büyük oranda maddi kayıp da meydana gelmiştir. Bu maddi kayıpların şüphesiz yerine konulması en zor hatta imkânsız olanı, kültür mirasının en
önemli öğeleri olan geleneksel mimari yapılar, yöresel gelenekler, kadim bilgiler, yerel yapı uygulamaları,
arşiv belgeleri ve koleksiyonlar gibi soyut ve somut
kültür öğelerini içeren kültür mirası öğeleridir.
Mitolojiden beri afetlerin meydana gelme nedenleri insanoğlunun merakını uyandırmış, afetleri azaltmanın yolları aranmıştır. Doğa olayları; eski çağlarda
tanrıların öfkesi olarak nitelendirilmiş, modern bilimin gelişmesi ile bilimsel olarak açıklanmaya ve sebep - sonuç ilişkileri ile irdelenmeye başlanmıştır.
Uluslararası konferansa
YTÜ’den katılım
12-14 Aralık 2010 tarihleri arasında Thimphu, Bhutan’da
Afet Yönetimi ve Kültür Mirası Üzerine Uluslararası
Konferans “Dört Element ile Uyumlu Yaşamak” adlı
bir etkinlik gerçekleştirilmiştir. Amaç, doğa olaylarının afete dönüşmesini engellemek ve afet etkilerinin
azaltılarak kültür mirasının korunması için doğa ile
uyumlu yaşamanın önemini vurgulamak ve doğanın
sesine kulak vermeyi unuttuğumuz bugünlerde bu
gerçeği hatırlatmaktır. Konferansın ana amacı, afet
risklerine açık olan kültür mirasının korunmasına yönelik risk azaltma çalışmaları ve afet yönetimi entegrasyonunun önemini vurgulamaktır. Bilimsel etkinlik,
tüm katılımcılar davetli olmak üzere, 23 ülkeden 55
uluslararası katılımcı ve 98 Bhutan’lı katılımcı olarak
toplam 153 kişilik katılım ile gerçekleşmiştir.
Afet Azaltma ve İyileştirme Küresel Birliği (GFDRR),
Dünya Bankası (World Bank), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Birleşmiş Milletler Eğitim,
Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Birleşmiş Milletler
Afet Azaltma İçin Uluslararası Strateji (UNISDR) birimleri bu etkinliğe parasal ve teknik destek vermiştir.
Uluslararası konferansa Yıldız Teknik Üniversitesi
Mimarlık Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı’ndan
Yard. Doç. Dr. Z. Gül Ünal ve Taşıyıcı Sistemler Bilim Dalı’ndan Araş. Gör. Dr. Meltem Vatan Kaptan,
“Türkiye’de Afete Maruz Kalan Miras Alanlarında
Afet – Koruma İlişkisi - Afetlerde Geleneksel Dokuyu
ve Mekânın Ruhunu Korumak” başlıklı tebliğler ile
katılmışlardır.
NİSAN / 11
Yıldızlar 67
KONFERANS
Konferans öncesi teknik geziler
Konferans öncesi iki günlük teknik gezi programı çerçevesinde, yerel mimari ve doğal güzellikler ile Bhutan kültüründe önemli yer tutan eserler gezilmiş ve
görülmüştür.
Paro Bölgesi’nde bulunan ve 1692 yılında inşa edilen
Taktsang Palphug - Tiger Nest Manastır Kompleksi’ne
tırmanış yapılmıştır. Ülkenin önemli anıtsal yapılarından biri olan ve 2009 yılında geçirdiği yangın sonrasında önemli bölümü yanarak yok olan, sonrasında
yeniden inşa edilen tarihi yapıda yangın önlemleri
yerinde incelenmiştir.
Phunaka bölgesine teknik gezi yapılmıştır. Phunaka
1950’lere kadar Bhutan’a başkentlik yapmıştır. Phunaka Dzong sel felaketinde hasar alan kale/tapınak
olarak tanımlanabilecek bir kraliyet yapısıdır. Yapının
büyük bölümünün hasar görmesine neden olan sel
sonrasında, nehrin akış yönü değiştirilmiş ve yapıdan
uzaklaştırılarak korunması sağlanmıştır.
Tango Manastırı ziyaret edilmiştir. Bhutan dilinde at başı anlamına gelen Tango Manastırı başkent
Timphu’nun 14km kuzeyinde Cheri Dağları’ndadır.
1688 yılında inşa edilmiş olan yapı, ülkenin din eğitimi veren en tanınmış üniversitesidir. Bu tarihi yapının
da karşı karşıya kaldığı en önemli afet türü yangındır.
Yapıda yangına karşı alınan önlemler incelenmiştir.
68 Yıldızlar NİSAN / 11
Katılımcılar
* Afet yönetiminin ana aktörleri
(hükümet, STK özel sektör)
*
* Kültür mirası korunmasında görev
alan tüm birimler (hükümet, STK, özel
sektör)
* Kültür mirası ve afet yönetimi
alanında çalışan akademisyenler ve
uluslararası uzmanlar
* Topluluk liderleri
* Yerel yapım sistemi geleneğini
devam ettiren ustalar - marangoz, taş
ustası vs.
* Yerel toplum paydaşları ve afete
maruz kalmış kişiler
Konferansın son gününde tüm
katılımcıların oluşturduğu üç çalıştay
grubu ile çalışmalar yapılmış ve bu
çalışmaların sonuçları, konferans
tavsiye kararları olarak bir araya
getirilerek toplantı sonunda
katılımcılarla paylaşılmıştır.
YTÜ Projesi ‘Kurtarabilirsiniz/
Youcanrescue’ Sergisi
*
Türkiye, dünya üzerinde afete yatkın olarak
tanımlanan, doğal afet riskinin en yüksek olduğu
ülkelerden biridir. Bilimsel araştırmalar, büyük doğa
olaylarının özellikle tasarım ve planlama alanında
yapılan hatalar nedeniyle, yerleşim alanlarında
bıraktığı etkilerle doğal afetlere dönüşümde önemli
pay sahibi olduğunu göstermektedir.
Bu kapsamda, YTÜ-ICUS Uluslararası Kentsel
Çalışmalar Araştırma Merkezi ve GEA TürkiyeArama Kurtarma Grubu “KURTARABİLİRSİNİZ/
YOUCANRESCUE” başlığı ile düzenlenen ve afet
risklerinin azaltılmasında tasarımın - tasarımcının
> Tiger Nest
Manastır Kompleksi Taktsang Palphug
Konferans temasının seçimi
Bhutan Kraliyet Hükümeti başbakanı Lyonchhen Jigmi Y. Thinley konferans açılışında yaptığı konuşmada, “Sayısı ve sıklığı artan doğal felaketlerin meydana
gelme nedenleri, sadece doğa olayları değil, yanısıra
insanların doğaya karşı sorumsuz ve pek çok durumda saygısız yaşam biçimleridir. Kayıplar, umutsuzluk,
acılar katlanılmaz ve kabul edilemez. Geçici maddi
refah için sürdürülebilir ve mutlu yaşam göz ardı edilemez. Küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve beraberinde gelen etkiler doğal felaketleri tetiklemektedir.
İnsanoğlunun yapabileceği ve yapması gereken, tüm
doğal kaynakları akil bir şekilde paylaşmak ve doğal
dengeleri korumak için işbirliği yapmaktır. İnsan ırkı
akılcılık ve sorumluluğu unutmak üzere...” demiştir.
Her yıl dünyanın dört bir yanında yüzlerce afet
meydana gelmekte, bunlar can ve mal kayıplarıyla
sonuçlanmaktadır. Doğal afetler ve afet riskleri özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve dünyadaki kalkınma politikalarında önemli bir sorundur. Artan afet
riskleri, afet etkileri ve küresel iklim değişimi yoksulluk ivmesini hızlandıran ciddi bir tehdittir. En az
hazırlıklı olan ülkeler en çok etkilenecek ve en büyük
acıları çekecektir. Bu durum, afet risklerinin azaltılması için kapsamlı çalışmaların ivediliğini gerektirmektedir.
rolü ile önemine ilişkin bilinçlenme ve farkındalığın
artırılmasını hedefleyen projeye ilişkin bilgiler ve
hedefler Bhutan’a götürülerek konferans katılımcıları
ile konferans programı içinde yer alan özel sunumlar
bölümünde paylaşılmıştır .
www.youcanrescue.yildiz.edu.tr
NİSAN / 11
Yıldızlar 69
KONFERANS
> Tango
Manastırı
Bu gerçeklerden yola çıkarak, konferans teması
“Dört Element ile Uyumlu Yaşamak” olarak seçilmiştir. Toprak, su, ateş ve rüzgârdan oluşan dört
element, evreni oluşturan dört ana maddedir. Dört
element ile uyumlu yaşamak için çeşitli şekillerde
uzlaşma ve yenileme her zaman için insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Doğanın bu dört
elementi sel, fırtına, toprak kayması, orman yangınları ve deprem gibi doğal afetlerin temel nedenidir.
İnsanoğlunun besin kaynağı olan bu dört element ile
uyum içinde yaşamak afet etkilerinin azaltılmasının
temelini oluşturur. Yerel topluluklar, dört element ile
uyum içinde yaşamak için yüzyıllardır kültür ve geleneksel uygulamaların paha biçilmez değerleri olan
bilgi ve teknolojiyi yaşamlarına adapte etmiştir.
Konferans hedefleri
*
Afet yönetimi ve kültür mirasının korunması
alanındaki ulusal politikalar, programlar ve sistemleri harekete geçirmek için ulusal ve uluslararası ortaklıkları güçlendirmek,
Soyut ve somut kültür mirası, yerel gelenekler
ve teknoloji bilgisinin paylaşılması ve afet yönetimi
çerçevesinde entegre edilmesi,
Yerel geleneklerin ve uygulamaların araştırılma-
*
*
70 Yıldızlar NİSAN / 11
sı ve afet yönetimine katılmak üzere yeni fikirlerin,
araçların ve yaklaşımların geliştirilmesi,
Afet yönetimi planlarının hazırlanması ve uygulanması için yerel toplulukları, değerlerini ve geleneklerini içeren çalışma taslaklarının oluşturulması,
Kültür mirasının risk yönetimi için anahtar öneme sahip kişiler ve organizasyonların biraraya getirilerek yeni iletişim ağalarının oluşturulması ve mevcut iletişim ağlarının güçlendirilmesi ile bu ağların
büyük afet yönetimi ağına katılması
Küreselleşme ile birlikte yavaş yavaş kaybolmaya
yüz tutan ve ekonomik kalkınmada gözardı edilen
yerel gelenekler, özellikle afetler ile sonsuza dek yitip gitme tehdidi ile karşı karşıyadır. Afet yönetimi ve
kültür mirası üzerine olan bu konferans, afet yönetimindeki uluslararası girişimlerde önemli bir boşluğu
doldurmayı ve afet yönetiminde bu endişeleri vurgulayarak bilgi paylaşımı ve yerel gelenekler ile kültür
mirasının tanıtımını artırmayı hedeflemiştir.
*
*
Konferans program akışı
Konferans etkinliği, açılış seremonisini takip eden
Lungtenzampa Lisesi öğrencilerinin “afet azaltma”
temalı şarkısının ardından açılış konuşmaları ile
devam etmiştir. Açılış konuşmaları; İçişleri ve Kül-
>> Küresel ısınma,
iklim değişiklikleri
ve beraberinde gelen
etkiler doğal felaketleri
tetiklemektedir.
İnsanoğlunun
yapabileceği ve yapması
gereken, tüm doğal
kaynakları akil bir şekilde
paylaşmak ve doğal
dengeleri korumak için
işbirliği yapmaktır.
tür Bakanı Lyonpo Minjur Dorji, Dünya Bankası Afet
Azaltma ve İyileştirme Küresel Birliği Sekretaryası
Başkanı Saroj Jha, Genel Risk Azaltma Birleşmiş Milletler özel temsilcisi Margareta Wahlstrom, Bhutan
başbakanı Lyonchhen Jigme Y. Thinley, İçişleri ve Kültür Bakanlığı Afet Yönetimi Birimi Müdürü Namgay
Wangchuk tarafından yapılmıştır.
Konferans, afet yönetiminin dört temel aşama
temaları çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu temalar
dâhilinde kültür değerleri ve yerel topluluklar ile geleneksel uygulamaların entegrasyonu sunulmuş ve
tartışılmıştır. Paralel oturumların temaları şunlar
olmuştur:
1. Afet riskinin azaltılması
2. Afet durumunda/sırasında müdahale
3. Afet sonrası kısa vadeli iyileştirme programları
4. Afet sonrası uzun vadeli iyileştirme programları
ve geleceğe dönük planlama aşamaları
Tarihi Haydarpaşa
Tren Garı yangını toplantısı
Konferans sırasında ICOMOS - ICORP (International
Committee on Risk Preparedness-Uluslararası Riske
Hazırlık Komitesi), Uluslararası Anıtlar Sitler Konseyi - Risklere Hazırlık Alt Bilimsel Komitesi ile “Tarihi
Haydarpaşa Tren Garı yangını” temalı bir toplantı yapılmıştır. ICORP üyeleri ve Yard. Doç. Dr. Z. Gül
Ünal ve Araş. Gör. Dr. Meltem Vatan’ın katılımı ile
gerçekleşen toplantıda, dünyada son zamanlarda
özellikle onarım sırasında tarihi yapılarda meydana
gelen yangın örneklerinin artışına dikkat çekilmiştir.
Mimari miras yapı ve çevrelerinin yangın risklerine
karşı korunmasına ilişkin temel eylemleri tanımlayan bir belge oluşturulması kararlaştırılmış ve çalışma grubu üyeleri olarak Z. Gül Ünal, Meltem Vatan
(Türkiye), Chris Marrion (ABD), Robyn Riddett (Avustralya), Richard Hughes (İngiltere) belirlenmiştir. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 71
RÖPORTAJ
Prof. Dr. Turgut Uzel:
BÜYÜKLÜK KALİTEYLE
ÖLÇÜLÜR
İki dalda lisans eğitimi almam,
mesleki gelişmemde çok yararlı oldu.
röportaj, FATİH ATLAS
D
Değerlerimizden ve eski Rektörlerimizden Prof. Dr.
Turgut Uzel’le bir röportaj gerçekleştirdik. Tecrübe ve
bilgi birikiminin ne denli kıymetli olduğuna şahitlik
yaparak…
Yıldız’da 1963 yılında bitirdiğiniz Jeodezi ve
Fotogrametri Mühendisliği bölümüne ek
olarak İnşaat Mühendisliği bölümünde de
lisans eğitimi aldınız. Bunun hikâyesini bize
anlatabilir misiniz?
1959 yılında girdiğim Jeodezi Fotogrametri (o zamanki adıyla Harita Mühendisliği) Bölümü’nü 1963 yılında
bitirdim. 1964 yılında aynı bölümde yüksek lisansımı
tamamladım. Bir yıl çalıştıktan sonra askere gittim. 2
yıl yedek subay olarak askerlik yaptım. Kâğıthane’deki
İstihkâm Okulu’nda altı aylık temel eğitimi takiben
aynı yerde öğretmen olarak bir buçuk yıl çalıştım.
Sonra İstanbul İl İmar Müdürlüğü’nde görev aldım.
Oradaki işim genellikle inşaat ile ilgili idi. Bizim okul,
ikinci lisans imkânını tanıdığı için bazı fark derslerin
sınavını başararak İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün
akşam programına kaydoldum. Gündüz çalışıp akşam
okuyarak 1972 yılında mezun oldum. İki dalda lisans
eğitimi almam, mesleki gelişmemde çok yararlı oldu.
Sizin eğitim hayatınıza başladığınız yıllarda
Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik
Okulu adını kullanıyordu.
1969 yılında, İstanbul Devlet Mühendislik
ve Mimarlık Akademisi oldu. 1982 yılında
Yıldız Üniversitesi olan okulun adı sizin
Rektör olarak göreve başladığınız dönemde
günümüzdeki adına kavuştu. İsim
değişikliklerinde etkiniz oldu mu? Öğrencilik
72 Yıldızlar NİSAN / 11
dönemindeyken bu değişiklikler sizin için ne
anlam ifade ediyordu?
Biraz önce söylediğim gibi 1959 yılında okulumuzun
adı, İstanbul Teknik Okulu idi. Yüksek lisansa başladığımda ismi İstanbul Yüksek Teknik Okulu olmuştu.
Öğretim görevlisi olarak işe girdiğim 1974 yılında ise
ismi, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi idi. Rahmetli Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu
dönemde yeni bir üniversite yasası hazırlandı. Yasalaşmayan bu tasarıda, Paris’tekiler örnek alınarak okulumuz için İstanbul Politeknik Üniversitesi ismi uygun
görülmüştü. 1983 yılında yasalaşan 2547 sayılı yasa ile
Yıldız Üniversitesi ismi verildi. Bize “Yıldız Teknikliler
“ dendiği için ismimizin Yıldız Teknik Üniversitesi ol-
masını istiyorduk. Resmi başvurumuz üzerine YÖK ve
Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteği, bazı öğretim üyelerimiz ve mezunlarımızın gayretleri ile bu isteğimizin
gerçekleşmesi sağlandı.
Son sorunuzu, isim önemli midir diye çevirerek cevap vermem daha uygun olur. Bence isim değil yapılan iş ve toplumsal katkı önemlidir. Hepimiz, MIT’i biliriz. İsminden de anlaşılacağı üzere bu, bir enstitüdür
ama bağlı olduğu üniversiteden daha ünlüdür. Bence
büyüklüğün ölçütü kalite olmalıdır.
Bize Yıldız kültüründen bahseder misiniz?
Öğrencilik yaptığım dönemde, Yıldız mezunu demek, işi bilfiil yapabilen mühendis/mimar demekti.
İstanbul’dan Edirne’ye kadar sağlı sollu görünen fabrikaların hemen hemen hepsi, mezunlarımız tarafından kurulmuştu. İşinin ehli, düzgün, dürüst meslek
adamları yetiştirme gayreti içerisinde bir eğitim kurumu idi. Öğrencileri, genellikle okulda barındıkları
için aralarında çok yakın bir kardeşlik duygusu oluşuyordu. Bu duygu yaşamları boyunca devam ediyordu.
Aidiyet duygusu ve dayanışma, meslek hayatı için
çok önemlidir. Umarım öğrencilerimiz, bu duygular
içinde yetişirler.
Yurtdışında pek çok seçkin üniversitede
öğretim üyesi olarak görev aldınız, bu
dönemlerde YTÜ ile bu üniversiteler arasında
bir kıyaslamanız oldu mu?
Üniversite kavramı, doğal olarak yıllar içinde değişiyor. Benim öğrenciliğim zamanında, bilgi aktarımı
yapılıyordu. Buna birinci kuşak dersek ikinci kuşak
üniversite kavramını, eğitim ve öğretimin yanı sıra
araştırma da yapan kurumlar olarak tanımlayabiliriz.
Yurtdışına çıktığımız zaman aramızdaki fark olarak,
bizim hala birinci kuşakta olduğumuzu görüyor ve
hayıflanıyorduk.
Şimdi, teknoloji geliştiren ve proje yapan, yaptığı projelerle üniversite bütçesinin büyük bir kısmını
karşılayan üçüncü kuşak üniversiteler söz konusudur.
Üniversitemizde son günlerde bu yönde kıpırdanmalar görüyor ve seviniyorum.
Rektör olarak görev yaptığınız dönemde,
yurtdışındaki üniversitelerde gördüğünüz
uygulamaları YTÜ’ye uyarladığınız oldu mu?
Biraz önce değindiğim araştırma ve teknoloji geliştirme konularının Üniversitemizde benimsenmesi için
epey çaba sarf ettim. Üniversitemizi dışa açma, yerli
NİSAN / 11
Yıldızlar 73
RÖPORTAJ
>> Günümüzde teknoloji geliştiren ve proje yapan, yaptığı projelerle
üniversite bütçesinin büyük bir kısmını karşılayan üçüncü kuşak
üniversiteler söz konusudur. Üniversitemizde son günlerde bu yönde
kıpırdanmalar görüyor ve seviniyorum.
sanayi ve yabancı üniversitelerle ortaklaşa proje yapma konusunda çok uğraştım. Dönüşüm kolay/tam
olmadı ama en azından yeni bir anlayış geldi.
YTÜ’nün 100. yılını kutluyor olması size ne
hissettiriyor?
Kurumlar, içerisinde bulunduğu insanlarla değerlenir.
Üniversitemiz, değerli insanların gayretleriyle 100. yılına kavuştu. Umarım, bundan sonra daha da gelişerek eğitim, bilim ve teknolojiye katkılarıyla nice yüzyıllara damgasını vurur. İsmail Bey’in Yıldız için büyük
bir şans olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda yapılan
çalışmaların Yıldız’ı hayal ettiğimiz noktalara getireceğini ümit ediyorum. İsmail Bey ve ekibine yaptıkları
çalışmalarda başarılar diliyorum.
74 Yıldızlar NİSAN / 11
YTÜ öğrencilerine tavsiyeleriniz nelerdir?
Kısaca öğrencilere zamanlarını iyi değerlendirmelerini, bilgi dağarcıklarını iyice doldurmalarını, analitik
düşünme yeteneklerini geliştirmelerini, sosyal ve
kültürel etkinliklerin içerisinde olmalarını, birer hobi
kazanmalarını, mutlaka en az bir (İngilizce) yabancı
dil öğrenmelerini, eylemlerini ileride yüzlerini kızartmayacağından emin olduktan sonra gerçekleştirmelerini, hümanist, üretken, ülkesini ve insanları seven,
topluma yararlı birer insan olma gayreti içerisinde
olmalarını tavsiye ederim.
Son olarak eklemek istedikleriniz…
Tüm Yıldızlılara sevgilerimi iletiyorum. Hepsine sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. II
Güzellik
Moda ve Güzellik
Moda dünyasına yön
veren, dünyaca ünlü
yerli ve yabancı binlerce
markayı Astoria’nın
seçkin mağazalarında
bulabilirsiniz.
Moda
Lezzet
Türk ve dünya
mutfaklarından en güzel
örnekleri, Astoria’nın
hem resmi iş yemeklerine
hem de dost sohbetlerine
ev sahipliği yapan
ayrıcalıklı restoranlarında
tadabilirsiniz.
Lezzet
Eğlence
e
c
n
e
l
Eğ
Vizyondaki tüm yeni filmleri özel
localı, üstün görüntü kalitesine ve
Real D özelliklerine sahip Astoria
Cinebonus’ta izleyebilirsiniz.
Astoria’da sürprizler asla bitmez...
www.astoria.com.tr
T: (212) 215 22 22
ESENTEPE
Ödüller
Tüketici Akademisi’nin
üniversitelerle beraber
verdiği, kalite ve inovasyon
uygulamalarında
örnek çalışmalar yürüten
markalara verilen
“AB Kalite Ödülü - 2009”
Özel Uçak Kampanyası AMPD Yılın Pazarlama
Kampanyası Ödülü - 2009
Kalitesi ve çizgisi ile
Quality Of Magazine Dergisi
En Quality AVM Ödülü 2010
SOSYAL SORUMLULUK
ENGELLERİ AŞMANIN İLK
DURAĞI: ÜNİVERSİTELER
“Kampüsteyiz 2011” Projesi başladı.
haber, HANDE TAN / fotoğraflar, MİNE ATACAN
Y
Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Yerleşkesinde engelsiz erişim konusunda uzman akademisyenler, sivil
toplum kuruluşları ve belediyeler bir araya geldi. Uzmanların çözüm aradığı konu, üniversiteler başta olmak üzere insanların yaşam alanlarında daha rahat
erişim imkânları oluşturarak konuyla ilgili farkındalık
yaratmaktı.
25 Mart 2011 tarihinde yapılan “Kampüsteyiz2011”
Engelsiz Erişim Çalıştayı ile Engelsiz Yerleşke için ilk
adım atılmış oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama ve Peyzaj Mimarlığı öğrencilerinin başlattığı çalışmaya çeşitli platformlardan destek geldi.
Kampüsteyiz2011 Nedir?
Kampüsteyiz2011 Projesi’nin ana amacı; mimarlık, şehir ve bölge planlama ve peyzaj mimarlığı gibi farklı
tasarım disiplinlerindeki öğrencilerin kişisel ve mesleki gelişimleriyle birlikte sürekli içinde bulundukları
yerleşke çevresini geliştirmek, engelsiz erişim konusunda tasarım ve uygulama çalışmaları yapmaktır.
Proje kapsamında YTÜ Yıldız Yerleşkesi içinde en-
76 Yıldızlar NİSAN / 11
Çalıştay katılımcıları
* Yıldız Teknik Üniversitesi
* İstanbul Teknik Üniversitesi
* Doğuş Üniversitesi
* İstanbul BüyükŞehir Belediyesi
* Kadıköy Belediyesi
* Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği
* Kas Hastalıkları Derneği
* Görme Özürlüler Derneği
* Alternatif Yaşam Derneği
gellilere uygun tasarım çalışmaları yapılacak. Üniversite öğrencilerinin yapacağı çalışmalarda engellilere
kullanım kolaylığı sağlamanın yanında yerleşkeyi
kullanan herkes için erişilebilir mekânlar oluşturulması hedefleniyor.
YTÜ Yıldız Yerleşkesi sit alanı olduğu için, yapılacak
çalışmalar öncelikle portatif ürünlerle desteklenecek.
Tarihi yapıya zarar verilmeden bahçe ve yollarda peyzaj düzenlemeleri, yer döşemesi, aydınlatma çalışmaları yapılacak. Bina içinde engelli asansörleri, sınıf ve
tuvalet düzenlemeleri yapılacak. Ayrıca yerleşke içinde yol bulmak için yön tabelaları ve kabartmalı haritalar, belirlenen noktalara yerleştirilecek. II
ETKİNLİK
YILDIZ’DAN OTOMOTİV
DEVLERİ GEÇTİ
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen
OTEK’11, Türkiye’de otomotiv alanında
üretim yapan firmaları Yıldız’lı
öğrencilerle buluşturdu.
haber, ARDA ÖZEN / fotoğraflar, MİNE ATACAN
78 Yıldızlar NİSAN / 11
Y
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi ve Makine Teknolojileri Kulübü (MAKTEK) tarafından düzenlenen Otomotiv Teknolojileri Etkinliği, öğrenciler ve
sektör tarafından yoğun ilgi gördü. 28-29 Mart tarihlerinde yapılan çalışmalarda otomotiv sektörünün
geçmişi ve geleceği uzmanlar tarafından anlatıldı.
GT Askeri Jip üretiminde
YTÜ’lü hocalar vardı
Açılış konuşmasında YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Tamer Yılmaz tarafından otomotiv sektörümüzün
önemi ve sanayimizdeki yeri vurgulandı. Makine Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Rahmi Güçlü de
ülkemizde gerçek manada seri üretim olarak yapılan
yerli aracın o dönemdeki adıyla 1013. Ordu Donatım
Ana Tamir Fabrikası Tuzla’da yapılan GT model askeri jipler olduğunu belirtti.
Bu projede, üniversitemiz öğretim üyelerinden
Prof. Necati Tahralı öncülüğünde, kendisinin ve Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek’in de dahil olduğu bir
grup üniversitemiz öğretim elemanının yer aldığını
ve üretilen jiplerin gerek teknik gerekse mali açıdan
emsallerine göre çok üstün olduğunu, yaklaşık 10 yıl
boyunca ordumuzun askeri jip ihtiyacını karşıladığını, ancak bilinmeyen nedenlerle üretiminin durdurulduğunu ifade etti. Güçlü, bu projenin gerçekleştirilmesinde YTÜ öğretim elemanlarının yer almasının
üniversitemiz adına ayrı bir gurur kaynağı olduğunu
belirterek, gençlerimizin kendilerine güvenmelerini,
ülkemizin bağımsızlığı için daima ülke menfaatlerini
şahsi menfaatlerin önüne alarak, bu ve benzeri projeleri gerçekleştirmede aktif rol almaları gerektiğini
ifade etti.
Yerli oto yapılabilir mi?
Yeni nesil hibrit ve elektrikli araçların da sergilendiği alanda en çok ilgiyi Onuk Sazan isimli spor araba
gördü. Geleceğin mühendisleri, Türkiye’nin ilk spor
arabası olan Anadol STC 16’nın öyküsünü Dr. Ekber
Onuk ve Eralp Noyan’dan dinledi. Onuk Sazan isimli
spor arabanın tasarım ve gelişim süreçlerini Gökhan
Akış anlattı. Onuk Taşıt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Dr. Ekber Onuk, STC 16’yı ya
da Onuk Sazan’ı yaparken karşılaştıkları zorlukların
günümüzde olmadığını, şartların daha iyi olduğunu
söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli araç
üretimiyle ilgili çıkışının haklı olduğunu, günümüzde bu çalışmayı yapmanın zor olmadığını, Türk halkının ihtiyaçları doğrultusunda üretilen bir otomobilin
piyasada tutunabileceğini sözlerine ekledi.
Etkinliğin ilk gününde New York Taksi projesiyle
gündemde olan HEXAGON Studio Araç Mühendisliği Müdürü Murat Özkan, OYAK Renault Ar-Ge ProjeNİSAN / 11
Yıldızlar 79
ETKİNLİK
>> Onuk Taşıt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ekber Onuk:
Günümüzde yerli bir oto üretmek zor değil, Türk halkının ihtiyaçları
doğrultusunda üretilen bir otomobil piyasada tutunabilir.
ler Koordinatörü Çiğdem Zeytin Derin, Ford Otosan
Araç Mühendisliği Müdürü Barış Şenyener, OTAM
Ar-Ge Proje Mühendisi Ali Eren tecrübelerini Yıldız’lı
öğrencilere aktardı.
Oto firmaları üst düzey yöneticileri
öğrencileri bilgilendirdi
OTEK’11 ikinci gün açılış konuşmasını Mercedes –
Benz Türk İnsan Kaynakları Uzmanı Çağrı Ungan
yaptı. Üniversiteli öğrencilere Mercedes-Benz’deki
staj ve iş fırsatlarından bahseden Ungan, şirketlerinde Almanca bilmenin İngilizceye oranla daha geçerli
olduğunu söyledi.
İnci Akü Ar-Ge Müdürü Sibel Eserdağ, Türkiye akü
ihracatının %60’lık payına sahip olma yolunda izledikleri stratejileri anlattı.
CADEM tasarım merkezi İş Geliştirme Müdürü
Kadir Tuğlu, küçük ticari araç sınıfında piyasaya sundukları UVEYK isimli aracı tanıttı. Türkiye’nin araç
üretimiyle birlikte teknoloji geliştiren bir ülke olduğunu ifade eden Tuğlu, elektrikli motor üretiminin
yeni hedefleri olduğunu söyledi. Temsa Ar-Ge Proje Mühendisi Nazife Soylu, Martur Ar-Ge Direktörü Recep Kurt ve Tofaş Ar-Ge İleri
Araştırmalar Yöneticisi Bülent Haraçcı firmalarını
80 Yıldızlar NİSAN / 11
tanıtan sunumlarını gerçekleştirdiler.
Renault Ar-Ge Projeleri Sorumluları Gülin Altundağ Ağırman ve Aras Şentürk etkinlikte öğrencileri
Renault’nun Zero Emisyon, diğer adıyla Sıfır Karbon
Salınımı projesi hakkında bilgilendirdi.
Ford Otosan Ürün Geliştirme Mühendisi İhsan
Kalay, öğrencilere Ford Transit’te kullanılan motor
hakkında bilgi verdi. II
ETKİNLİK
KABULÜNÜN 90. YILINDA
İSTİKLAL MARŞI VE
MEHMET ÂKİF
Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nce
dört yıldır düzenli olarak tertip edilen Mehmet Âkif ve
İstiklal Marşı konuşmaları bu yıl da devam etti.
haber, ARŞ. GÖR. İBRAHİM SONA / fotoğraflar, MİNE ATACAN
B
“
“Beni rahmetle anarsın ya, işitsen, birgün”
Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, kuruluşunun sekizinci yılında etkinliklerine tüm
hızıyla devam etmektedir. Dil ve edebiyat anabilim
dallarında dünyadan ve ülkemizden birçok araştırmacının katılacağı sempozyumlar ve konferanslar
Üniversitemizin kuruluşunun 100. yılında da düzenlenmeye devam ediyor.
Dört yıldır düzenli olarak tertip edilen Mehmet
Âkif ve İstiklal Marşı konuşmaları bu yıl da devam
etti. “Kabulünün 90. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet
Âkif” üst başlığını taşıyan toplantı, Dekanımız Prof.
Dr. Ulvi Avcıata’nın katılımıyla 16 Mart 2011 Salı günü
Fen-Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Şevket Erk konferans
salonunda gerçekleşti. Mehmet Âkif ve İstiklal Marşı
hakkında Türk edebiyatında çalışmalar yapan öğretim elemanlarımız Prof. Dr. Yakup Çelik, Yard. Doç. Dr.
Ali Yıldız ve Öğr. Gör. Dr. Didem Ardalı Büyükarman
bildirilerini sundular.
Bildiriler ilgi uyandırdı
Toplantının başlangıcında İstiklal Marşımızın kabulü
ve Mehmet Âkif Ersoy belgeseli, sinevizyon gösterisiyle sunuldu. Daha sonra Öğr. Gör. Dr. Didem Ardalı
Büyükarman “Yeni Bir Nesil Teklifi: Âsım” başlıklı bil-
82 Yıldızlar NİSAN / 11
dirisiyle, Mehmet Âkif’in 2296 mısradan oluşan Âsım
adlı eserini ayrıntılı olarak değerlendirdi. Dr. Büyükarman, Mehmet Âkif’in kafasında oluşturduğu ideal
genç profilini ve zihnindeki genç tipinin özelliklerini
maddeler halinde sıraladı.
Yard. Doç Dr. Ali Yıldız “İki Bağımsızlık Destanı Üzerine: Çanakkale Şehitlerine ve İstiklal Marşı” başlıklı
bildirisinde, Mehmet Âkif’in bu şiirleri yazdığı andaki
ruh halinden yola çıkarak, “Çanakkale Şehitleri” ve
“İstiklal Marşı”nın benzeşen yönlerini ayrıntılı olarak
değerlendirdi.
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr.
Yakup Çelik “Örnek Bir Aydın: Mehmet Âkif” başlığını taşıyan bildirisinde, Âkif’in yaşadığı dönemin
toplumsal sorunlarını ve bu sorunların çözümünde
üstlendiği rolü, Safahat mısralarına göndermeler yaparak irdeledi.
“Resmim için”
Mehmet Âkif üzerine yapılan bu toplantıda öğretim
üyelerimiz, şâiri birbirinden farklı yönleriyle ele aldılar. Mehmet Âkif “Resmim İçin” adlı şiirinde her ne
kadar,
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyûlâyı da, er geç, silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma,
Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?
diyorsa da İstiklal Marşı okundukça “O” hiçbir zaman unutulmayacaktır. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 83
RÖPORTAJ
Bedi Korun
*
1930’da İzmir’de doğdu.1953’te
Yıldız Teknik Okulu Makine
Mühendisliği’nden mezun
oldu.
1953-1954 yılları arasında
Türkiye Motor A.Ş. Teknik
Kısım Mühendisi, 1955-1957
yılları arasında Nato Enf.
Ankara’da Klima Tesisat
Mühendisi, 1958-1960 yılları
arasında Emekli Sandığı
İnşaat Müdürlüğü’nde Kontrol
Mühendisi, 1961-1962 yılları
arasında Winkerstrater GmbH
Franfurt’ta Klima Tesisat
Mühendisi olarak çalıştı.
1962-1964 yılları arasında
The City University of New
York’da master yaptı aynı
zamanda Sidney Barbanel
Cons. ve Kasın&Guttman
Cons.Co firmalarında klima
tesisatı proje mühendisliği
konularında çalıştı.1965
yılında Form Koll. Şti
Ankara’da şirket ortağı ve
Genel Müdür olarak göreve
başladı.1973 yılından beri
Form Şirketler Grubu Yönetim
Kurulu Başkanı olarak
görevini sürdürmektedir.
84 Yıldızlar NİSAN / 11
YTÜ Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi
Bedi Korun:
MEZUNLARLA DAHA
FAZLA İLETİŞİM ŞART
Y
Bizim zamanımızda askeri disiplin
gibi bir düzen vardı.
röportaj, MEHMET SAİT EKİNCİ / fotoğraflar, ÖZLEM ŞAHİN
YTÜ’den 58 yıl önce mezun olan Bedi Korun, okulun
vakfında hala faaliyet gösteriyor, YTÜ’den hala minnetle bahsediyor. 100 yıl demek biraz da bu muazzam
birikim demek herhalde. Çok kıymetli mezunumuzla,
dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdik…
şirket kurduk o dönemde. Teknopark’ı kurduk. Vakıf
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığında bulundum.
Daha sonra 2 dönem Vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptım. Halen de Vakfın mütevelli heyetinde ve
icra kurulunda görev yapmaktayım.
Yıldız’da öğrenci olarak ne zaman
bulundunuz ve alanınız ne idi?
Sizin döneminizle günümüzdeki
YTÜ arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?
1949-1953 yılları arasında okuldaydım. O zaman müfredatta her şey vardı. Çok iyi talebe yetişiyordu. Çok
da iyi hocalarımız vardı, Hilmi İleri, Suavi Eyice gibi.
Aldığımız eğitim ve bilgilerden çok memnun kaldık.
Hayatta çok işimize yaradı, faydalandık.
Mezuniyetten sonra nasıl bir kariyeriniz oldu?
İstanbul’da özel sektörde işe girdim mühendis olarak. Bir süre sonra askere gittim. Orada ağır bakım
fabrikası vardı iyi tecrübe oldu bizim için. O dönemde
NATO radar sistemleri kuruyordu, projede ben de çalıştım ve tüm Türkiye’yi dolaşma imkânım oldu. Sonra
büyük ve lüx otel inşaatlarında çalıştım. Her tarafta
otel yapılıyordu, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir’de.
1960 yılında Almanya’ya gittim, yerinde görmek için.
Almanlar bu işte çok iyiydi.
Sonra ABD’ye gittim mastır için. Newyork
Üniversitesi’nde Isıtma-soğutma-klima sistemleri
üzerineydi yüksek tahsilim. Okurken aynı zamanda
çalıştım orada. Dönünce Türkiye’ye evlendim.1965
yılında FORM şirketi kuruldu.
Yıldız’la ilişkileriniz, iletişiminiz var mı?
Ne seviyede?
1997’de YTÜ Vakfı Mütevelli Heyeti’ne girdik. Bir iki
Bizim zamanımızda çok ciddi bir tedrisat vardı. Askeri
disiplin gibi bir düzen vardı. Üst sınıflara yaklaşamazdık mesela. Onlar ağabeydi, çok değer verilirdi onlara.
İmkânlar az olduğu için herkes bunları iyi değerlendirmek için azami gayret sarfederdi, bir daha ele geçmez diye. Bunun sonuçları da iyi oldu. Hem Türkiye’de
hem de dışarıda bizim mezunlar iyi mevkilere geldi.
Çok iyi performansları vardı.
Şimdi çok iyi bilmiyorum ne durumdayız. Bizde de
var 10-15 Yıldız mezunu. Fena değiller. Ama mühendisleri mezun olduğu okula göre sınıflandırmak doğru değil. Mühendislik masada değil sahada belli olur.
Problemlerle karşılaştıkça, hata yaptıkça iyi mühendis
olunuyor. Hatalar unutulmuyor çünkü. Bizim mezunlar iyi mühendislik yapıyor.
YTÜ’nün 100.yılı kutlanıyor bu sene.
Neler söylemek istersiniz bu konuda?
100 yıllık üniversite bir çınar demektir. 2-3 senelik üniversiteler var, kıyas kabul etmez. 100 yıl hoca yetiştiriyorsunuz, öğrenci yetiştiriyorsunuz; onlar da başkalarını yetiştiriyor. Muazzam bir birikim…
Neler yapılmalı 100. yılda?
Mezunlarla temas şart. Bunu iyi yapamadık maNİSAN / 11
Yıldızlar 85
RÖPORTAJ
>> Mezunlarımız imalatta çok başarılı. YTÜ iyi bir okul.
alesef. Sekreteryayı güçlendirmek lazım bu konuda. İyi bir organizasyon ve danışmanlarla güçlü bir
sekreterya oluşturmak lazım. Diğer kolejler mesela
bültenlerle mezunlarıyla iletişim ve haber köprüsü
kuruyor. Mezunların ilgisi için onlara bilgi ve haber
ulaştırmak lazım. Kim nerede çalışıyor, ne yapıyor
tasnif etmek lazım.
Lisan önemli. Boğaziçi ve ODTÜ’nün esas esprisi
burada. Yurdışına açılım mühim. Öğretim görevlisi transferleri yapmak lazım. Talebe değişimi daha
fazla ve yoğun olmalı. Yıldız’ın verdiği eğitim iyi ama
tanıtımı eksik.
Öğrencilere mesajlarınız…
Okurken piyasayla irtibat kurabilirlerse çok iyi olur.
İşlerin nasıl yapıldığını görebilmeleri açısından. Özellikle 3.ve 4.sınıflarda. Mezuniyetten sonra iş hayatına
uyum sağlamaları kolay olur böylece, bocalama yaşamazlar. Piyasayı takip etmek, staj ya da okurken çalışmak gibi yöntemlerle bunu yapabilirler. Mezunlarımız imalatta çok başarılı. Boğaziçi ve ODTÜ mezunları
daha çok temsilcilik alıp ithalat yapıyorlar. Ama YTÜ
mezunları imalatta-sanayide çok iyi. YTÜ iyi bir okul.
Eklemek istedikleriniz…
Derginizi bize ulaştırmanızı isterim. Ayrıca tüm illerde YTÜ Vakfı şubelerini açmak gerekir. Özellikle büyük şehirlerde ofisler ve irtibat büroları bulundurmak
lazım. Bunlar mezunların işyerleri de olur illa ayrı yer
86 Yıldızlar NİSAN / 11
tutmak gerekmez. Mesele, görüşmek ve temas kurmakta. Arkadaşlarla hep aynı şeyi düşünüyoruz. YTÜ
bize çok şey verdi; bilgi verdi, eğitim verdi. İş sahibi
olduk bu sayede, hayatta bir yerlere geldik. Biz ne verebiliriz bunun karşılığında. Bunun bedeli yok aslında.
Ama maddi-manevi ne verilebilir diye konuşuyoruz.
Altyapımız iyi ama temas ve iletişimde noksanlarımız
var üniversite olarak. Bültenlerle, organizasyonlarla,
özel kokteyl ve davetlerle bu insanlara ulaşması gerekir okulun. Sonuçta kendi mezunları verecek ne verecekse, başka okulların mezunları değil. II
Sultan gibi hissedin
Feel like a Sultan
Cankurtaran Mah. Bab-ı Humayun Cad. No.1 34122
Sultanahmet, İstanbul Tel: 0212 517 35 35
www.ayasofyahurremsultanhamami.com
SEMPOZYUM
1864 KAFKAS GÖÇÜ:
SAVAŞ VE SÜRGÜN
YTÜ Balkan ve Karadeniz
Araştırmaları Merkezi (BALKAR),
1864 Kafkas Göçüyle ilgili
uluslararası bir sempozyum
düzenlenmesine öncülük etti.
yazı, PROF. DR. GÜLER ARAS
S
Sempozyumda Kuzey Kafkasya’nın Rus hâkimiyetine girmesiyle 1864 yılında
ve takip eden yıllarda yaşanan zorunlu göç ele alındı. Sayıları beşyüzbin ile iki
milyon arasında tahmin edilen ve Çerkes diye adlandırılan Kuzey Kafkasyalı
Müslümanlar (Adıge ve diğer Kafkasyalı gruplar) Osmanlı topraklarına göç
etmek zorunda kaldı.
Türkiye’de ondört farklı üniversiteden ve birçok Doğu ve Batı Avrupa ülkesinden (Almanya, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Danimarka, İngiltere) toplantıya 35 tarihçi, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler uzmanı, dil bilimci ve
sosyolog katıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum ve Sergi salonlarında
iki gün boyunca gerçekleşen toplam 10 oturumda, 1864 zorunlu göçünün kamuoyu ve tarih yazımındaki konumu, göçün nedenleri, göç süreci, göçmenlerin Anadolu, Balkanlar ve Arap coğrafyasında iskân edilmesi, entegrasyon
süreçleri ve sorunları, günümüzde Çerkes diasporasının durumu ve Kuzey
Kafkasya’daki siyasal durum tartışıldı.
Toplantının önemli özelliklerinden biri, yüksek lisans ve doktora öğrencisi konumundaki genç araştırmacılarla alanında tanınmış deneyimli bilim
adamlarının bir araya gelmesi oldu. Genç araştırmacılar, toplantıda konuyla
ilgili daha önce gün yüzüne çıkmamış yeni arşiv belgelerini ve alan çalışmalarını sunarken, tartışma aralarında Prof. Dr. Fikret Adanır ve Prof. Dr. Nedim
İpek gibi uluslararası düzeyde isim yapmış bilim adamları, yapılan çalışmaların yöntemleriyle ilgili çok değerli ve yön gösterici nitelikteki önerilerini
paylaştılar. Genç araştırmacılar ve deneyimli hocaların oluşturduğu kombinasyon kaliteli bir toplantının gerçekleşmesini sağladı ve dinleyici sandalyelerindeki lisans öğrencilerini de bilimsel araştırmaya teşvik edici bir atmosfer
oluşturdu. Ayrıca 1864 muhacirlerinin torunları Çerkeslerin toplantıya yoğun
ilgisi toplantıda heyecanlı tartışmalar yaşanmasına neden oldu.
Tartışmaların odağındaki sorular
*
1864 Olaylarına “Göç” demek ne derece doğrudur? Bunların “zorunlu
göç”/”sürgün” veya “soykırım” olarak tanımlanması gerekmez mi?
1864 Olayları, yüzbinlerce insanın ölümü ve sürgünüyle sonuçlanmasına rağmen neden şimdiye kadar dünya kamuoyunda ve tarih yazımında ilgi
görmedi?
Türk, Batı Avrupa ve Rus tarih yazımında 1864 olayları nasıl değerlendiriliyor?
Başka birçok soru yanında bu soruların ağırlık kazanması, özellikle “göç”
mü, “soykırım” mı sorusu, heyecanlı tartışmalar yaşanmasına neden oldu.
Çok farklı görüşler dile getirildi. Genel olarak 1864 olaylarının bir zorunlu göç
olduğu, çok sayıda insanın göç öncesinde, esnasında ve sonrasında farklı
nedenlerle (öldürülme, salgın hastalık vs.) hayatını kaybettiği, bunun ne şekilde adlandırılması
gerektiğinin daha detaylı incelenmesi gerektiği
fikri ağırlık kazandı.
Bu amaçla 1864 Olaylarının periyodik toplantılarla gündeme getirilmesi ve yeni araştırmaların
bu toplantılarda ele alınması gerektiği üzerinde
duruldu. YTÜ Balkan ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi (BALKAR)’in iki yılda bir 1864 Olayları
Toplantısı düzenlemeyi planladığı belirtildi.
Bu toplantı sonucunda toplantıda sunulan bildirilerin bir derleme kitap halinde yayınlanması
ve bilim kamuoyuyla paylaşılması düşüncesi
öne çıktı. Toplantıda sunulan bildirilerin özetleri
BALKAR’ın internet sitesinden okunabilir. II
*
*
NİSAN / 11
Yıldızlar 89
ETKİNLİK
İEEE BU YIL DA ÇOK AKTİF
İEEE Öğrenci Kulübü pek çok başarılı
etkinliğe imza attı.
haber, MERYEM BAYRAKTAR / fotoğraflar, MİNE ATACAN
90 Yıldızlar NİSAN / 11
7. RLC Günleri
Altı senelik geçmişinin verdiği deneyimden ve sektörde edindiği özel konumundan aldığı güçle bu
sene 7.si yapılan RLC Günleri 22-23-24 Şubat tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda
gerçekleştirildi.
Öğrencilerin sektörle ilgili sorulara cevap bulmalarına yardımcı olmak ve üniversite-sanayi işbirliğine
katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirilen organizasyonda, sektör çalışanları ve akademisyenler, üniversite öğrencileri ile biraraya geldi. Gerçekleştirilen
özel oturumlarla elektrik-elektronik, otomasyon,
enerji gibi sektörlerle üniversitenin karşılıklı olarak
birbirlerinden beklentilerinin tartışıldığı bir platform
oluşturuldu. Ayrıc, geçtiğimiz senelerden farklı olarak
İnsan Kaynakları (İK) alanında üst düzey yöneticilerin
ve CEO’ların bulunduğu bir oturum düzenlendi.
Organizasyonun amaçlarından biri öğrencileri sektörün dünü, bugünü ve yarını hakkında bilgilendirerek
sektör için daha kaliteli ve bilinçli bireylerin yetişmesine katkıda bulunmaktır. Organizasyona sektörde
söz sahibi önemli firma, dernek ve alanında uluslararası düzeyde başarılı projelere imza atmış akademisyenler katılımcı olarak destek verdiler.
6. İltek Günleri
Altı senedir düzenlenen “İLTEK Günleri” ‘nde telekomünikasyon ve bilişim sektörünün öncü firmaları
üniversitemizde ağırlanmakta, organizasyon boyunca çeşitli seminer ve paneller ile sektör öğrenciler tarafından mercek altına alınmaktadır. “Sadece Derse
Girerek Mühendis Olunmaz!” sloganıyla 2006 yılında
başlayan İLTEK Günleri, sektörün önemli firmalarının
destek vermesi ve katılımı sayesinde kısa zamanda
telekomünikasyon ve bilişim alanında kariyer planlaması yapan üniversite öğrencilerinin gözde organizasyonları arasındaki yerini aldı. İLTEK Günleri, bu sektörü inceleyen en eski ve köklü
organizasyondur. Her geçen yıl büyüyen katılımcı
kitlesiyle profesyonelleşen bir yapıya sahip olan İLTEK Günleri, Türkiye’de sanayi-üniversite işbirliğine
katkıda bulunarak hem yeni projelerin üretilmesine
hem de kariyer imkânlarının oluşturulmasına ortam
yaratmıştır. Öncelikli amaç, firmalarla öğrenciler arasında iletişim sağlamak, öğrencilerin gelişen teknolojiye ayak uydurmasını kolaylaştırmak ve sektörün
önemli firma ve akademisyenleriyle buluşturarak
bilgi aktarımına olanak sağlamaktır. Sektörel Gelişim Sempozyumu:
Yeşil Enerji Zirvesi
Geçtiğimiz senelerde ilk olarak ASELSAN, HAVELSAN,
OTOKAR gibi büyük firmalarla “Savunma Sanayi ve
Teknolojileri”ni, ardından Taleworlds, Sobee, Ceidot,
Yoğurt Teknolojileri, Oyungezer gibi firmalarla “Oyun
Sektörü”nü incelediğimiz etkinliğimizde bu sene de
“Doğa Dostu Yeşil Enerji ve Enerji Verimliliği” konusu
Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda ele alındı.
6. İLTEK Günleri bünyesinde, geleneksel olarak gerçekleştirilen telekomünikasyon ve bilişim panellerinin yanısıra geçtiğimiz sene ilk kez düzenlenen CEO
Forum, teknik seminerler ve bu sene ilk kez düzenlenen özel oturumlar gerçekleştirildi. Öğrenciler,
etkinliğe sponsor olan firmaların oditoryum fuaye
alanında açtıkları stantlarda bu firmalarla yüz yüze
irtibat kurma şansı buldular. Ayrıca katılımcı şirketler
öğrencilerden CV toplayarak stajyer alımı ve işe alım
yaptılar. Bazı oturumlarıda ise katılımcılar çekilişlerle
sürpriz hediyeler kazanma şansı yakaladılar.
NİSAN / 11
Yıldızlar 91
ETKİNLİK
10. Yıl Hatıra Ormanı
IEEE Öğrenci Kulübü’nün on yıllık hatıraları bir orman olarak can buldu. Fidan dikim ve orman açılışı
14 Nisan 2011’de YTÜ Yeni Elektrik Elektronik Fakültesi
önünde gerçekleştirildi.
Zaman kimine göre acımadan geçer. Bize göre ise
tüm can yakıcılığına rağmen insanı olgunlaştırır ve
sakinleştirir. On yılımız, gençliğin heyecanlarının yanına mantığımızı koyarak geçti.
Gittikçe daha ilkeli, daha yetkin bireyler ve daha güçlü bir kulüp olduk. Geleceğe bakan yüzümüz karanlık
değil, sabahyıldızı gibi parlıyoruz, peşimizden gelecek
daha aydınlık günlerin emaresi ve nişanesi olarak.
Amatör ruh ve profesyonel işlerle geride bıraktığımız
on yıl içinde bize kalan en büyük şey tecrübelerimiz
ve hatıralarımız.
Dünya Kadınlar Günü
Özel Etkinliği
8 Mart’ta düzenlenen “Dünya Kadınlar Günü Özel
Etkinliği”nin katılımcıları ünlü piyanist Anjelika Akbar, başarılı yazar Ece Vahapoğlu, Avea İnsan Kaynakları Uzmanı Neşe Apak Doğu ve Üniversitemizin
Elektrik Mühendisliği bölümü akademisyenlerinden
Yrd. Doç. Dr. Nur Bekiroğlu idi. Katılımcılar, kadınların
sosyal hayat ve iş yaşamındaki konumundan bahsettiler, gözlemlerini aktardılar ve kişisel deneyimlerini
öğrencilerle paylaştılar. II
92 Yıldızlar NİSAN / 11
ETKİNLİK
ULUSAL KALİTE GÜNLERİ’NDE
HİZMET SEKTÖRÜ KONUŞULDU
Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik
Kulübü tarafından bu yıl 13.sü düzenlenen
Ulusal Kalite Günleri’nde, Hizmet Sektörü
Yıldızlı Öğrencilerle buluştu.
G
haber, MURATCAN ŞEN / SELİN UZUNOĞLU
Güçleşen Dünyanın Güçlenen Yüzü: Hizmet Sektörü’
başlıklı etkinliğe özel konuk olarak Pascal Nouma katıldı. Diğer üniversitelerden öğrencilerin de katıldığı
ve 4 gün süren etkinlik 17 – 20 Mart 2011 tarihleri arasında Yıldız Oditoryumu’nda yapıldı.
Ulusal Kalite Günleri, kariyerinin zirvesinde olan
pek çok ismi bir araya getirdi. Alem FM tarafından
canlı olarak yayınlanan etkinlik, İETT Genel Müdürü
ve YTÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayri Baraçlı’nın
konuşmasıyla açıldı. IBM Genel Müdür Yardımcısı
Jale Akyel, Google Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge
Pazarlama Müdürü Mustafa İçil, Coca Cola İnteraktif
Pazarlama Müdürü Yüce Serey, Dow Corring Genel
Müdürü Michel Bassons ve Borusan Otomotiv’in katılımıyla gerçekleşen etkinlik, öğrenciler tarafından
yoğun bir ilgi gördü.
4 Gün Boyunca Önemli Sunumlar Yapıldı
Şirketlerin öğrencilerden staj başvurusu ve iş için
özgeçmiş aldığı Ulusal Kalite Günleri’nde, İkeda
Consulting Kurucusu Serdar Yurdakul marka dene-
yimi hakkında bir sunum yaptı. Brand Experience
Designers Marka Deneyim Danışmanı Eser Hakim’in
sunumu ile program devam etti. Günün üçüncü oturumunda pazarlama dünyasında yeni trendler konusunda tecrübe ve bilgilerini öğrencilere aktaran
Nestle Waters Pazarlama Direktörü Engin Arkman
ilgiyle dinlendi. Günün son oturumundaysa gençlerin en çok kullandığı sitelerden biri haline gelen ‘fizy.
com’un kurucusu Ercan Yarış konuştu.
Üçüncü günde FLO Genel Müdürü Selim Taşkın,
‘Sürecini yönet, Hizmetini sat’ başlıklı konuşmasında perakende sektöründe başarılı olmanın yollarını
anlattı. Simit Sarayları’yla gıda sektöründe farklı bir
bakış açısı ortaya koyan Haluk Okutur tecrübelerini
öğrencilerle paylaştı.
Petrol Ofisi Pazarlama Müdürü Acun Güneş, rekabette öne çıkma stratejileri ile ilgili sektörden örnekler verdi. Ulusal Kalite Günleri’nin son sunumu
‘hizmet sektöründe kalite olguları’ başlığıyla Goldaş
Kalite Müdürü Hakan Erdoğdu tarafından yapıldı. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 93
PANEL
YENİ TÜRK TİCARET KANUNU
YATIRIM CAZİBEMİZİ ARTIRACAK
YTÜ 100. Yıl etkinlikleri kapsamında, İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi ve Uluslararası Finansal Yönetim
Enstitüsü (UFE) tarafından “Yeni Türk Ticaret
Kanunu’nun Muhasebe ve Finans Uygulamalarına
Etkisi” konulu bir panel düzenlendi.
yazı, Prof. Dr. GÜLER ARAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN
94 Yıldızlar NİSAN / 11
C
Conrad Otel’de 24 Mart 2011 tarihinde düzenlenen panele, TBMM Türk Ticaret Kanunu (TTK) Tasarısı Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Ünal Tekinalp, Prof. Dr. Mustafa
Aysan, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası Başkanı Yahya Arıkan, İstanbul Yeminli Mali
Müşavirler Odası Başkan Yardımcısı Vehbi Karabıyık
ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Başkanı Bülent Üstünel konuşmacı olarak katıldılar.
Panelin açılış konuşmasını yapan UFE Başkanı Taner Kerman, uzun yıllar üzerinde emek sarfedilen Türk
Ticaret Kanunu’nun getirdiği prensiplerin ülkemiz şirketleri açısından yeni bir dönem başlatacağını belirterek, işletmelerin yaşayabilmesi için hayati bir unsur
olan karlılığın artık tek başına bir hedef olmadığını,
önemli olanın yaratılan karlılığın uluslarası normlara
uygunluğu ve sürdürülebilirliği olduğunu ifade etti.
Panelde, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun hassasiyetle üzerinde durduğu kurumsal yönetişim ve şeffaflık
ilkelerinin şirketlere getireceği rekabet avantajları ele
alındı. Denetimin ve denetim mesleğinin yeniden yapılandırılması irdelendi ve yol haritası ortaya kondu.
Kanunun uzun bir süreçle hazırlandığını belirten TTK
Tasarısı Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Ünal Tekinalp,
kanunun şirketlere şeffaflık getireceğini söyledi.
YTÜ İ.İ.B.F Fakültesi Dekanı ve UFE kurucularından
olan Prof. Dr. Güler Aras, günümüzde işletmelerin en
önemli hedefinin uluslararası düzeyde rekabet gücünün kazanılması ve bunun kalıcı performansa dönüştürülmesi olduğunu belirterek, bunun en temel
göstergelerinin uluslararası standartlar ve düzenlemelere uyum ve kurumsal yönetim anlayışı olduğunu
belirtti. Bu anlamda yeni TTK’nın, çağdaş bir düzenleme çerçevesi çizen ve işletmelerin temel hedeflerine
ulaşmasını kolaylaştıran bir yapıda olduğunu kaydetti. Aras, kanunun makro düzeyde ve uzun vadede, kurumsal yönetim ve denetim ile ilgili getireceği düzenlemelerin, yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından
çok önemli bir değişim oluşturacağını vurguladı.
Şirket bilgileri şeffaflaşacak
Toplantının ana tema konuşmacısı ve söz konusu kanunun mimarlarından olan Prof. Dr. Ünal Tekinalp,
yeni kanunla iş dünyasının uluslararası seviyede bir
düzenlemeye sahip olacağını belirterek kanunda öne
çıkan noktaların altını çizdi. Tekinalp, ‘devrim niteliğinde’ olduğu kabul edilen kanunun, 5 yıllık bir süreçte, her biri 5’er saatlik 673 oturum gerçekleştirilerek
hazırlandığını belirtti.
TTK’nın Türkiye’deki tüm şirketleri göz önünde
bulundurarak düzenleme getirdiğini vurgulayan Tekinalp, kanunun tüm şirketlere internet sitesi kurma
mecburiyeti getirdiğini kaydetti ve “Bu kanun, şirketlerin internet sitesini, bilgi hizmetine özgülemesini
>> Kanun, 5 yıllık bir süreçte, her
biri 5’er saat süren 673 oturum
gerçekleştirilerek hazırlandı.
öngörmüştür. Bilgi hizmetleriyle kastedilen, toplumun doğru bilgiye ulaşması demektir. Verilen bilginin
sınandığı, denetlendiği ve bilgilere engellenmeden
ulaşılması demektir. Şirketlerin bütün mali tabloları,
yönetim kurulu faaliyet raporları, denetim raporu gibi
belgelerin konulması mecburidir. İnternet sitelerinin
kurulması mecburiyeti, yasanın yürürlüğe girmesinden 1 yıl sonra uygulanacaktır. Bu kanun, Türk şirketlerinin uluslararası piyasaların dilini konuşmasını
sağlayacak, uluslararası standartlarda ve bağımsız
denetim getirecektir” dedi.
Yeni TTK Türkiye için bir şanstır
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası
Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye’de 85 bin mali müşavir
ve yeminli mali müşavir bulunduğunu, yeni kanunun
başarıyla uygulanabilmesi için binlerce üyenin katılacağı kapsamlı eğitim çalışmaları yapılacağını söyledi.
Ayrıca bu süreçte kurumsallaşmaya da çok önem vereceklerini belirten Arıkan, “TTK’yı Türkiye için bir şans
olarak görüyoruz. Türkiye’de şeffaflığın, hesap verilebilirliğin gelişmesi açısından yeni kanunu çok önemsiyorum” diye konuştu.
Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Başkanı Bülent Üstünel ise kanunun, Türkiye’nin uluslararası bir
dil kullanmasını sağlayacağını, bunun da yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisini artıracağını belirterek, “Yatırımcının Türkiye’ye gelmesi için önemli bir
fırsat olacak. Yerel mevzuat, yatırımcıya bir şey ifade
etmez. Türkiye, muhasebenin tutulması aşamasında
bile standart getiren TTK ile AB’den bile bir adım öne
geçti” dedi.
İstanbul YMM Odası Başkan Yardımcısı Vehbi Karabıyık, mesleğin tarihsel gelişimini özetledi ve meslek
mensuplarının yeni kanunun getireceği düzenlemelere uyum sağlayacağına olan inancının tam olduğunu ifade etti. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 95
RÖPORTAJ
FLO Genel Müdürü Selim Taşkın:
YTÜ DÜNYA
ÜNİVERSİTESİ OLMA
YOLUNDA İLERLİYOR
Yıldız’daki dinamizmi görüyoruz. Biz dinamik
genç arkadaşlara perakende sektöründe gerçekten
çok ihtiyaç duyuyoruz.
Y
röportaj ve fotoğraflar, FATİH ATLAS
Yıldız Teknik Üniversitesi, 100. Yılında dünya üniversitesi olma yolunda önemli adımlar atıyor. Bunda
mezunlarının büyük emeği var. Ayakkabı sektöründe
Türkiye’nin önde gelen markalarından Flo’nun Genel
Müdürü Selim Taşkın, ‘YTÜ Ulusal Kalite Günleri’ne
konuşmacı olarak katıldı. Kalite ve Verimlilik Kulübü
tarafından düzenlenen etkinlikte öğrencilere tecrübelerini aktaran Taşkın’la biz de bir röportaj gerçekleştirdik.
Yıldız Teknik Üniversitesi’ni tercih etmenizin
sebebi neydi?
İstanbul’da bulunan üniversiteler benim için çok
önemliydi. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin tarihçesini
tam olarak bilmesem de Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden birisi olduğunu biliyordum. Ayrıca Yıldız
Yerleşkesine daha önce gelmiştim. Çok hoşuma gitmişti. İstediğim Elektronik Haberleşme Bölümü, İTÜ
ve YTÜ’de vardı. Yıldız Yerleşkesinde okuyacağımı düşünerek Yıldız’ı tercih ettim. Tabi sonra hayal kırıklığına uğradım. Bizim bölüm Maslak Yerleşkesindeymiş.
İstanbul, günümüzdeki kadar gelişmemişti o yıllarda.
Maslak’a gitmek için otostop çekerdik. Bölüm Başkanımızla konuşup Yıldız’da ders yapmak istediğimizi
defalarca söylediğimizde, bize hep Maslak Yerleşkesinin avantajlarından bahsederdi.
100. Yılını kutlayan köklü bir üniversitenin
mezunu olmak sizin için ne ifade ediyor?
Rektör Bey’den bir yazı geldiğinde öğrendim bunu.
96 Yıldızlar NİSAN / 11
Selim Taşkın
*
1973 yılında İstanbul’da doğdu.
Pertevniyal Lisesi’ni bitirdikten
sonra Yıldız Teknik Üniversitesi
Elektronik ve Haberleşme
Mühendisliği Bölümü’nden mezun
oldu. İşletme Yüksek Lisansını
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde
tamamlayan Taşkın, ABD ve
İngiltere’de dil eğitimi aldı.
Bilişim sektöründe 1993
yılında iş hayatına başlayan
Taşkın, Bilgi İşlem Müdürü
olarak görev yaptı. 2004 yılından
itibaren perakende sektöründe
çalışmaya başladı. Projeleriyle
öne çıkan Taşkın, 2009 yılında
Flo Mağazacılık’ta Genel Müdür
Yardımcısı olarak göreve başladı.
Selim Taşkın geçen seneden beri
de firmanın Genel Müdürü.
RÖPORTAJ
>> Ben her mühendislik mezununa işletme eğitimi almasını öneririm.
İş hayatında tek başına teknik bakış yetmiyor.
Mezun olduktan sonra Yıldız’la çok temasım olmadı.
Yıllardan sonra tekrar iletişim duygulandırıyor, aynı
zamanda gururlandırıyor. Mezun olduktan sonra iş
hayatına çok fazla kaptırıyorsunuz. Bir gün masanızda okulunuzun 100. yılını kutladığına ilişkin bir mektup görünce bir şeyler hissetmemek mümkün değil.
Köklü olduğunu, 100. yıl olduğunu duyunca daha çok
etkileniyorsunuz. Sonrasında okulunuzla iletişime
geçiyorsunuz, uzun süre iletişim halinde olmasanız
bile. Okulum için ne yapabilirim düşüncesi zihninizde
oluşuyor.
Bugüne kadar okulla iletişiminiz
neden az oldu?
Bunun çeşitli sebepleri olduğunu söyleyebilirim. Ama
beni ve arkadaşlarımı en çok etkileyen, gazete ilanlarında Yıldız’ın adını görememek olmuştur. Bütün sosyal hayatınızı bırakıp ders çalışıyorsunuz. Okulu bitirdiğinizde iş aramak için gazete ilanlarına baktığınızda
ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ mezunlarının tercih edildiğini
görüyorsunuz. Bu ister istemez bizi üzmüştü. Mezunlar arasında iletişimsizlik olduğu için bu tür durumlarla karşılaştığımızı düşünüyorduk. Sınıf arkadaşlarımızla konuştuğumuzda mezunlar ne yapar diye
98 Yıldızlar NİSAN / 11
birbirimize sorardık. Yaptıkları çok bir şey yok diye
düşünürdük. Bizi okuldan bunun soğuttuğunu söyleyebilirim. Birlik beraberlik ruhunu hissetmedik biz.
Ama şu anda ciddi gelişmeler olduğunu görüyorum.
Samimi çalışmalar yapıldığını söyleyebilirim. Bunu
gördüğüm zaman ben de katkıda bulunmak istiyorum. Mezunlarla ilgili çalışma yapmak isteyen bazı
arkadaşlarımız oldu. Ama yeterli desteği alamayınca
onların da soğuduğunu gördüm. Demek ki o iklim,
ruh tam oturmamış. Bunu İTÜ ve ODTÜ’de çok fazla
görüyoruz. İş hayatında insan, kendi okulundan mezun olan kişiyi tercih edebiliyor. Yıldız’lıların da kendi
mezunlarını iş hayatında tercih ediyor olması kariyer
anlamında Yıldız’lıların öne geçmesini sağlayacak.
Üniversiteye giriş aşamasında bu durumu bilen liseliler de Yıldız’ı tercih edecek. Dolayısıyla nitelikli bir
eleman ve öğrenci yetiştirme döngüsü başlayacak.
Hatta biz başladık. Yıldız mezunu arkadaşlarla çalışmaya başladık. Önümüze bir özgeçmiş geldiğinde Yıldız ismini görünce ister istemez etkileniyoruz.
Sizin döneminizde öğrenci kulüpleri etkin
miydi? Öğrencilerin kulüplerde yaptıkları
etkinliklerle ileride iş hayatına daha avantajlı
*
Perakende dersleri
Yıldız’da perakende yönetimiyle
ilgili bir ders açmak istiyoruz.
Bu konuyla ilgili çalışmalarımız
devam ediyor. Yeni akademik
takvime yetiştirmeyi planlıyoruz.
Bu bizimle öğrenciler arasında bir
kanal oluşturabilir. Aynı zamanda
öğrencilerin sektörle erken
tanışmasını sağlar.
Ayrıca iş hayatında nitelikli
eleman bulmak çok önemlidir.
gireceklerini düşünüyor musunuz?
Bizim öğrencilik yıllarımızda kulüpler bu kadar etkin
değildi. Derse gidiyorduk, sınava girip çıkıyorduk. Bu
tip aktiviteler lüks sayılırdı. Bugün Yıldız’da kulüplerin
yaptığı çalışmalar birçok açıdan önemli. İş hayatıyla
öğrencilik yıllarında tanışıp, şirketinizin değerleriyle
birlikte gelişim sürecini tamamlamanız çok önemli.
Dışarıdan yetişmiş nitelikli eleman almakla sizinle beraber yetişmiş elemanla çalışmak çok farklı diye düşünüyorum. Yıldız’daki dinamizmi görüyoruz. Biz bu
dinamizmi şirket olarak kendi içimizde de yaşıyoruz.
Bu iki dinamizm birleştiği zaman daha hızlı sonuçlar
alınabilir diye düşünüyorum. Biz dinamik genç arkadaşlara perakende sektöründe gerçekten çok ihtiyaç
duyuyoruz. Çok hızlı büyüyor sektör. Öğrenci kulüplerinin yaptığı bu çalışmalar iş hayatlarında daha hızlı
yükselmelerini sağlayabilir.
En sevdiğiniz dersler hangileriydi? Bu dersleri
sevmenizde hocalarınızın rolü oldu mu?
İşaret işleme adında bir dersimiz vardı. Sinyalleri analogdan dijitale, dijitalden analoğa çevirme gibi bir
çalışmamız vardı. Hocamızın çok sıcak ve samimi bir
anlatım tarzı vardı. Biz o hocamızın dersinde çok eğlenirdik. Bizim derslerimiz manyetik alan, anten sistemleri gibi soyut konular üzerinde olduğu için ağırdı. İşaret işleme dersini, soyut olmasına rağmen Hocamızın
bizimle kurduğu sıcak iletişim sayesinde çok severdik.
Özellikle deneyler ve laboratuar derslerini daha çok
seviyordum. O zaman 11 tane dersimiz var, altı ayda
her birinden 2 sınav, bir de final. Yılda 66 sınava giriyorsunuz. Nefes alacak zaman bulamıyorsunuz.
Öğrencilik yıllarınızda Yıldız’la diğer
üniversiteler arasındaki olumlu ve
olumsuz farklar size göre nelerdi?
Ben şunun sıkıntısını çok çekmişimdir: Maslak’ta
okurken tek katlı bina vardı. Meslek Yüksek Okulu
yoktu. Bizim fotokopi çekecek yerimiz yoktu. Fotokopi bir öğrenci için çok önemlidir. Biz İTÜ Matematik
Mühendisliği’nin, Uçak Uzay Fakültesi’nin binasına
fotokopi çekmeye giderdik. Daha sonra oto sanayide
bir iş merkezi açıldı. Burada bir fotokopici açıldı. Sonraları oraya gitmeye başladık. Bu dükkânı açan arkadaş bizim okuldaydı. Daha önceleri fotokopi çoğaltıp
getirirdi. Sonra işi büyüttü. Bu, imkânsızlığın boyutunu gösteriyor sanırım.
Bir de otobüs çok nadir geçerdi. Üst sınıflar okulun
olduğu yere kurtların indiğini söylerdi. Bizim oraya kar yağardı şehir merkezinde hiç olmazken. Bina
çok fazla yoktu. Otostop çekerdik. Şimdi orada trafik
tıkanıyor. Maslak sonradan çok gelişti. Dolayısıyla
okulun sunduğu imkânlar, sessiz sakin bir ortamdı
öğrenciliğin o dinamizmini yaşatacak bir ortam yoktu. Sosyal hayat için İTÜ Fen Edebiyat’ın kantinine ya
da Sarıyer’e giderdik. İTÜ’de bayağı bir arkadaşımız
olmuştu. Hatta ben İTÜ’nün servisine abone olmuştum. Merter’de oturuyordum. İTÜ’ye kadar yürürdük.
İTÜ’nün servisiyle eve giderdik. Köklü bir üniversite
için bunlar büyük eksiklerdi o yıllarda. Ancak şu anda
böyle durumların olduğunu sanmıyorum.
Olumlu yönler?
Daha yalın bir ortamdaydık. Bölüm başkanımıza isteNİSAN / 11
Yıldızlar 99
RÖPORTAJ
>> Hoca bizimle iletişim kurduğu zaman derse daha çok ilgi
gösteriyorduk. Aslında dersi değil hocayı seviyorduk.
diğimiz zaman çıkabiliyorduk. Hocalarımızla iç içeydik. Derslerin niteliği ve içeriği konusunda hocalarımız
çok başarılıydı. Teorem geliştiren hocalarımız vardı.
Dersler içerik olarak çok kaliteliydi. Ama öğrenciye hitap konusunda çok dikkat edilmiyordu. Hocalarımızın
konularını çok iyi bildiklerini düşünüyorduk.
Günümüzde Yıldız hakkında ne
düşünüyorsunuz? Sizin döneminizden bu
yana büyük değişimler olmuş mu?
Çağ atlamış olarak görüyorum. Dünya üniversitesi
olma yolunda önemli adımlar atılıyor. Öğrencilere sunulan imkânların çok daha fazla geliştiğini düşünüyorum. Bizim zamanımızda bu tip imkânlarımız yoktu.
Öğrenci arkadaşlarla konuştuk. Öğrenci kulüplerinin
yaptığı çalışmalar bizim dönemimizde yoktu. Şimdi
gördüğüm şeyler benim aklımda olan şeyler değil.
Bambaşka bir Yıldız gördüm. Çok güzel etkinlikler düzenliyorlar. Aynı zamanda eğleniyorlar. İkisinin dengesini kurabilmek çok önemli, çünkü kendilerini geliştirebiliyorlar. Biz ders odaklıydık. Dersi riske atamazdık.
Ona hakkımız yok diye düşünüyorduk. Şu anda ikisini
de yapabiliyor öğrenciler. Bu imkânı da üniversitenin
sunduğunu düşünüyorum.
100 Yıldızlar NİSAN / 11
Elektronik ve Haberleşme Mühendisi
olduğunuz halde farklı bir alanda
çalışıyorsunuz. Bu alana nasıl yöneldiniz?
Bu bölümü isteyerek seçtim. Evde devreler yapıyordum. Abim de Elektronik Haberleşme Mühendisliği
okuyordu. Ondan da etkilenmiş olabilirim. İş hayatına
girdikten sonra elektronikten çok network ön plana
çıkıyor. Türkiye’de elektronik haberleşme alanında
çok fazla firma yoktu. Para da kazanmanız gerekiyor.
O yüzden çok fazla seçim şansınız olmuyor. Daha
sonradan bu alanı sevdim. Ama zamanla Teknik insan
olarak iş hayatında yaşlanmanın çok iyi olmadığını
düşünmeye başladım. Yani kendinizi işletme bilgisiyle donatmanız, bakış açınızı geliştirmeniz şart. Ben
her mühendislik mezununa işletme eğitimi almasını
öneririm. Tek başına teknik bakış yetmiyor. İşletmenizi anlamak için o şart, kariyerinizi geliştirmek için o
yeteneği kazanmanız gerekiyor.
Zamanla yöneticiliğe doğru geçtikçe sizin işletme
tecrübeniz ve bilginiz yoksa teknik bakış yeterli olmuyor. Yükseldikçe kavramsal özellikleriniz artar teknik
özellikleriniz azalır. Çünkü teknik detayları size bağlı
çalışanlara devredersiniz. Siz işletmeye daha tepeden
bakarsınız. Ben o zaman şunu düşündüm, uzun yıllar
>> Ben maaş için değil başarı için çalışılması taraftarıyım.
Başarı gelince kariyer de para da geliyor.
böyle gitmez. Aşırı tekniğin içindeyiz. Çok analitik düşünüyoruz. Bu bir artı değer. Ama ömür boyu gidecek
bir süreç değil. İşletme alanında başarılı olacağımı
hissettim. Her insan farklı olabilir bazıları teknik alan
dışına çıkmayabilir. Ama ben işletme tarafımın da
güçlü olacağını hissettim. Uzun vadeli kariyer planlarım açısından işletme alanına yöneldim. Faydasını da
gördüm. Sonra iş geliştirme yöneticiliği yaptım. Orda
çok yeni şeyler öğrendim. Sonrasında kendimi burada
gördüm. Yöneticilikte ürünün ne olduğu çok önemli
değildir. Sizin yapmanız gereken şirketleri kara geçirmektir. Mühendis olmanız bu süreçte size çeşitli
avantajlar sağlıyor bana göre.
Ayakkabı sektöründe lider olan bir şirketin
Genel Müdürüsünüz. Bu konuma gelene
kadar yaşadığınız tecrübeleri Yıldız’lı
öğrencilerle paylaşır mısınız?
Ben kendime hedefler koyan bir insanım. Tabi bunlar yazılı hedefler değil. İşte demişimdir ki ben 35 yaşında üst düzey yönetici olacağım. Mezun olduğum
zamandan beri fabrikada çalışmak istemediğimi biliyordum. Yönetici olmak istiyordum. Yabancı firmalara gittiğimizde ofiste çalışanları gördüğümde bu
hedefimi daha da pekiştirdim. Ben böyle ortamlarda
çalışmak istiyordum.
İnsan içinden geçirdiğinin yolculuğuna çıkıyor aslında ve o yolda ilerliyor. Biz o yolculukta da yalnızdık. Kimse bize yol göstermedi. Zaten anlatmazlar. En
azından eskiden böyleydi. Şimdi daha farklı olduğunu
düşünüyorum. En azından ben şimdi anlatıyorum. Siz
niyeti kafanıza koyduktan sonra kısmetinizde varsa
yani kapılar açılıyorsa o kapıdan giriyorsunuz. Ama
aramıyorsanız o kapı da olmuyor. Yolculuğu önce kafanızda başlatmanız gerekiyor. Ondan sonra da çok
çalışmanız gerekiyor. Ben çok çalıştım. Çalıştığınız
kurumda farklı bir şeyler yapmak dürtüsü vardır. Bu
nedenle ben çok proje geliştirdim. Farklılık yaratmak
ciddi anlamda önemlidir. Belirli bir pozisyona gelmek
önemli değil. Bu başarıyı devam ettirmek ve geliştirmek daha da önemlidir. Bu durumda kendinizi nasıl
aşarsınız diye düşünmeniz gerekiyor. Başarı kendiliğinden geliyor. İnsan geliştikçe şirket ya da toplumlar, ülkeler gelişiyor. Şu anda çalıştığım kurumda
bunu yapıyorum. Gece geç yatıp internette daha çok
şey ararım. Bu alanda çalışmalar yapmak benim için
önemli. Sessiz ortamda daha verimli olduğumu düşünüyorum. Belki öğrencilik yıllarımdan kalma bir
alışkanlık. Ben maaş için değil başarı için çalışılması
taraftarıyım. Başarı gelince kariyer de para da geliyor.
Yeni mezun arkadaşlara bunu şiddetle öneriyorum.
Kısa sürede bir yere gelmek istiyorlar. Siz çalışın zaten
başarılarınız sizi bir yere getiriyor.
Eklemek istedikleriniz…
Bir Yıldız mezunu ve yıllardır üniversitemle temasta
olmamış, hiçbir etkinliğinde bulunmamış biri olarak
son dönemde tekrar üniversitemle buluşup samimi
havayı gördükçe daha çok heyecanlanıyorum. Okulum için bir şeyler yapma düşüncelerim güçleniyor.
Bunu ekibimle de paylaşıyorum. Yıldız’da çok farklı
projelere de katkıda bulunmak istiyorum. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 101
TANITIM
102 Yıldızlar NİSAN / 11
YTÜ İSTANBUL
TARİHİ YARIMADA
UYGULAMA VE
ARAŞTIRMA MERKEZİ
KURULDU
İSTYAM’la, tarihi yarımada ile
ilgili faaliyetlerin tek çatı altında
toplanacağı bir ortam sunuluyor.
yazı, FERAH AKINCI
NİSAN / 11
Yıldızlar 103
2
TANITIM
2007’den 2011’e uzanan süreçten sonra merhaba…
Yerel Yönetim-Üniversite işbirliği çerçevesinde
oluşturulan YTÜ İstanbul Tarihi Yarımada Uygulama
ve Araştırma Merkez (İSTYAM) Projesi ile Yarımada’da
yapılacak her çalışma, disiplinlerarası yaklaşım içinde irdelenme fırsatı bulabilecek ve sözü olabilecek
herkes aynı çatı altında bir araya gelebilecek. Çok
kültürlülüğü yaşayan Yarımada, sorunlarına çözüm
ararken çok renkli fikirleri bir arada görebilecek. Bu
ortamı sağlayacak YTÜ İstanbul Tarihi Yarımada Uygulama ve Araştırma Merkezi, ürettiği fikirleri Fatih
Belediyesi’ne aktarma şansı bularak hayata geçirilmesinde önemli misyonlar da üstlenecek.
Sirkeci-Eminönü’nden başlayan Yarımada; Marmara Denizi yönünden Yedikule sınırına, Haliç yönünden ise Ayvansaray yerleşimine kadar uzanan geniş
bir alanı kapsamaktadır. Yarımadanın zengin tarihi
ve kültürel yapısının korunması ve kültürel süreklilik
bağlamında geleceğe aktarılması büyük önem arzetmektedir. Mimarların, kent planlamacıların, tarihçilerin, mühendislerin, heykeltıraşların, ressamların,
rehberlerin, sosyologların ve nice meslek insanlarının
üzerinde söz hakkı isteyeceği bir alandır.
Kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, meslek odaları, üniversiteler gibi
birimler alan üzerine çalışmalar yapmış ve yapacaktır. Ancak Yarımadada yapılan faaliyetler birbirinden
kopuk olmaktadır. Kuşkusuz iyi niyetli bu çalışmalar,
coğrafi alanın potansiyelini artırıcı yöndedir. Fakat
çalışmaların birbiri ile bağlantısını sağlamak güçtür,
koordinasyonu yoktur. Dolayısıyla tekrar eden çalışmalar sorunsalı doğmaktadır.
Kuruluş Amaçları
İSTYAM’la faaliyetlerin tek çatı altında toplanacağı
bir ortam sunuluyor. Bu gereksinimin en temel amacı
kültürel sürekliliğin doğru bir altyapı bulabilmesidir.
Ayrıca aynı çatı altında disiplinlerarası çalışmalar yer
alacak, uygulamada daha doğru çözümler sağlanacaktır. Meslek insanları Yarımada için derinlemesine
uzmanlaşacak, Merkez sayesinde genç meslektaşlarını yetiştirebilme şansı da bulabileceklerdir. “Yarımada Gönüllüleri” gencinden yaşlısına kadar aynı çatı
altında faaliyetlerini yapma fırsatı bulacaktır. Ayrıca
son yılların “alan yönetimi” kavramına güzel bir örnek teşkil edecektir.
Merkezin yeri
Yarımada sınırları içinde planlanan zengin çalışma
faaliyetlerinin gerçekleştirilebileceği binayı, Fatih Belediyesi Merkez’e temin etmiştir. Dolayısıyla İstanbul
Tarihi Yarımada Uygulama ve Araştırma Merkezi, Fatih Belediyesi tarafından tahsis edilen ve desteklenen
çalışma alanında yer alacaktır. Fatih Belediyesi, yapı-
104 Yıldızlar NİSAN / 11
> Ayasofya
İSTYAM’ın hedefleri
* Arşiv, veri tabanı ve network
oluşturmak
* Mekânsal Analiz ve İzleme
laboratuarı (GIS) kurmak
*
* Tarihi Yarımada Müzesi kurmak;
Eğitim Programlarını oluşturmak
* Araştırma ve Proje Ofisi kurmak
* Seminer/Kongre/Konferans/Fuar
organizasyonları düzenlemek
* Sivil toplum örgütleri, üniversiteler,
resmi kurumlar, özel şirketler,
araştırma merkezleri, enstitüler vb.
kurumlarla işbirlikleri geliştirmek
* Disiplinlerarası anlayışı geliştirmek
* Fiziksel, sosyal, doğal, ekonomik,
kültürel, sanatsal, teknolojik ve
mühendislik alanlarında eşgüdüm
ilişkileri yapılandırmak
* Konuyla ilgili her çeşit basın ve
yayın hizmetlerini yürütmek.
>> Üniversitemizin her alanından öğretim üyeleri ve yardımcılarının
desteği ile oluşturulan bu sürece dâhil olmak isteyecek herkesi bekliyoruz.
lan bir protokolle Yedikule Mahallesi’nde 5 bin 400
metrekarelik arazi içinde 2000 m2 kapalı alanı olan
bir binayı 20 yıl boyunca YTÜ İstanbul Tarihi Yarımada
Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne tahsis etmiştir.
> İstanbul
Tarihi Yarımada
Uygulama ve
Araştırma Merkezi
(İSTYAM) binası
Eğitimler
Merkez, proje üretim faaliyetlerini binasında sürdürürken, binada çeşitli eğitimler de verecektir. Üniversitemizin zengin kültürü ile Tarihi Yarımada’da yaşayan
halkımız çeşitli eğitim süreçlerinde bir araya gelme
şansı bulacaktır. Bölge halkına, yabancı dil, bilgisayar,
teknik sertifika, kültür, sanat, içerikli çalışmaları oluşturacak fiziki mekânlar yeterlidir. Merkez binasında
ayrıca alana yönelik bir kütüphane de yer alacaktır.
Üniversitemizin her alanından öğretim üyeleri
ve yardımcılarının desteği ile oluşturulan bu sürece
dâhil olmak isteyecek herkesi bekliyoruz. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 105
KONFERANS
SERMAYE PİYASALARININ
OTORİTELERİ YILDIZ’DA
BİRARAYA GELDİ
YTÜ İ.İ.B.F’nin 100. Yıl ekinlikleri kapsamında
düzenlediği “Halka Arzda Kurumsal Otoritelerin Rolü”
konulu konferans için Türkiye Sermaye Piyasalarının
liderleri Yıldız’da buluştu.
yazı, Prof. Dr. GÜLER ARAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN
106 Yıldızlar NİSAN / 11
Y
Yıldız Teknik Üniversite İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi’nin 2010 yılında düzenlediği halka arz toplantılarının üçüncü ve sonuncusu olan final toplantısı
yapıldı. Toplantıda Sermaye piyasalarının beş büyük
otoritesi biraraya geldi. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, Türkiye Sermaye Piyasaları Aracı Kurumlar Birliği
Başkanı Nevzat Öztangut, Takasbank Genel Müdürü
Dr. Emin Çatana ve Merkezi Kayıt Kurumu Genel Müdürü Doç. Dr. Yakup Ergincan, “Halka Arzda Kurumsal
Otoritelerin Rolü”nü YTÜ Oditoryumu’nda tartıştı.
Beş liderin biraraya geldiği toplantıda Türkiye sermaye piyasalarının geleceği konuşuldu.
Birinci ve ikinci toplantılar
İ.İ.B.F Dekanı Prof. Dr. Güler Aras, açılış konuşmasında daha önce yapılan toplantıların sonuç raporlarını
açıkladı. Firmaların halka arz ile ilgili beklenti, ihtiyaç
ve sorunlarının tartışıldığı ilk toplantının ardından
ikinci toplantıda, halka arzda aracılık sisteminin etkinliğini ve bu etkinliğin artırılmasının yollarının tar-
tışıldığını belirtti ve bu toplantıların sonunda ortaya
çıkan temel noktaları katılımcılarla paylaştı.
Oturum Başkanlığı’nı İ.İ.B.F. Dekanı Prof. Dr. Güler Aras’ın yaptığı toplantıda Türkiye’de sermayenin
tabana yayılması amacıyla başlatılan ve geliştirilen
sermaye piyasasının henüz istenilen gelişmişlik düzeyinde bulunmadığı, ancak mevcut potansiyeli de yeterince kullanmadığı dile getirilerek, aslında her türlü
altyapı ve temel gerekliliklerin gerek piyasalar, gerekse kurumlar açısından mevcut olduğu belirtildi.
Sermaye piyasasının talep yönünü oluşturan işletmeler kesiminin, sermaye piyasası yoluyla fon sağlamak amacıyla daha fazla bu piyasaya gelmesi için motive edici ve kolaylaştırıcı çalışmaların devam edeceği
bütün başkanlar tarafından ifade edildi. Toplantıda
ayrıca, halka arz seferberliğinin yarattığı farkındalığın
canlı tutulması için çalışmaların devam edeceği ve
2011 yılının sermaye piyasasının fon arzı yönünü kuvvetlendirecek olan yatırımcı seferberliği yılı olacağı da
SPK başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray ve İMKB başkanı
Hüseyin Erkan tarafından açıklandı. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 107
RÖPORTAJ
Aylin Yavaş:
FULBRIGHT ABD’DEKİ
EN PRESTİJLİ BURSTUR
Yurtdışı eğitimi, bireylerin içindeki kendini
gerçekleştirme gücünü ortaya çıkarıyor.
röportaj, M. OKAN SARAÇOĞLU
108 Yıldızlar NİSAN / 11
Y
Yurtdışında eğitim almanın öneminin arttığı günümüzde Amerika’nın en prestijli burs programlarından biri olan Fulbright, öğrencilere güzel fırsatlar
sunuyor. Senatör J. William Fulbright’ın adını verdiği
programla dünyadaki her ülkeden ABD’ye giden öğrenciler eğitim ve kültür alanında büyük kazanımlar
elde ediyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra başlatılan
programa yüksek lisans, doktora ve doktora tez aşamasında araştırma yapmak için başvuru yapılabilir.
Bursu kazanan öğrencilere, uçak bileti ve sağlık sigortasının yanısıra yıllık 30.000 Dolar veriliyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nda İngilizce Öğretim Görevlisi olarak çalışan
Aylin Yavaş, 2009-2010 yıllarında Fulbright bursuyla
Cornell Üniversitesi’nde araştırma çalışmaları yaptı.
Yavaş, bizlerle bu alandaki tecrübelerini paylaştı.
Hocam Fulbright Burs Programı hakkında
biz öğrencilerin merak ettiği bazı şeyler var.
Bu konuda aklımıza takılan soruları sizinle
paylaşmak istiyoruz.
Elbette değerli öğrencilerime yardımcı olmaktan
mutluluk duyarım.
Yurtdışı eğitimi hakkındaki
düşünceleriniz nelerdir?
Yurtdışı eğitimi günümüzde bir gereksinim olmuştur.
Bireylerin içinde kendini gerçekleştirme gücü olduğunu düşünüyorum. Yurtdışı eğitimi bu gücü ortaya çıkaran önemli bir eylem, yeni şeylerin ortaya çıkmasını
sağlıyor. Bunu öğrencilerime açıklamak için şöyle bir
benzetme kullanabilirim: Her birey içinde in ve nova
kelimelerinin birleşimi olan innovation yani yenlik
gücü bulundurmaktadır. Farklı kültürleri ortamları
tecrübe etmenin getirdiği artı değerler bu süreci hızlandırıyor. Öğrencilerin Yurtdışı eğitimini, ileriye dönük planlarında bulundurmalarını öneriyorum.
Yurtdışında eğitim almak için sizi birisi mi
yönlendirdi? Yoksa kendiniz mi tercih ettiniz?
2001 – 2005 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi
İngilizce Mütercim – Tercümanlık bölümünde lisans
eğitimimi tamamladım. Ankara’da okuduğum yıllarda farklı bir kültürle karşılaşmıştım. Hacettepe
kültürü ve Ankara kültürü olarak adlandırabileceğim
bu kültürler, bana farklılıkla gelen gelişimi sunmuştu. Üniversite birinci sınıfta yurtdışı eğitimini ciddi
anlamda düşünmeye başlamıştım. 17 yaşımda ilk düşünceler oluşmuştu. Ama üniversite yıllarımda bu düşünce olmaktan çıkıp benim için hedef oldu. Bu bakış
açısını öğrencilerime kazandırmaya çalışıyorum.
Fulbrigt Bursu Programını diğer programlara
tercih etmenizin bir sebebi var mıydı?
Bu program Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en prestijli burstur. Bu fırsatı kolayca yakalayamazsınız. Elde
ettiğiniz bu başarı size yeni kapıların kolaylıkla açılmasını sağlar. Başarı, başka başarıları çeker şeklinde
özetleyebilirim. Yurtdışında doktora hayalim vardı. Bu
sizin hayatınızdan 5 yılınızı alacak bir süreçtir. Bunun
NİSAN / 11
Yıldızlar109
RÖPORTAJ
yerine daha kısa süreli ama daha etkin bir programla
yurtdışına gitmek bana mantıklı geldi. Bana sunulan
imkânların yüksek olduğu bir program sonrasında,
akademik eğitimimi yurtdışında sürdürmeme karar
vermemde rol oynayacaktı. Yani yurtdışında doktora
yapmalı mıyım, yapacaksam hangi programları tercih
etmeliyim sorularına cevap bulmamı sağlayacaktı.
Bu doğrultuda Fulbrigt’ın FLTA denilen Yabancı Dil
Asistanlığı programına başvurdum ve kabul edildim.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde eğitim programları
üzerine yüksek lisans eğitimim devam ediyordu. Gerekli izinleri aldıktan sonra 2009 – 2010 yılları arasında Cornell Üniversitesi’nde çalıştım. Cornell’de Yakın
Doğu Çalışmaları Bölümü’nde Temel Türkçe dersleri
verdim. Bu bana Türk kültürünü Amerikalılara anlatma fırsatı vermişti. Okul içi ve dışı aktiviteler organize
ettim. Mesela Türk Yemekleri Kulübü, Türk Şarkıları
Gecesi gibi organizasyonları düzenledim. Yabancı
öğrencilerle baklava, kısır ve börek yaptık. Fulbrigt’ın
sunduğu imkânları hem kendi gelişimim için hem de
kültürümüzü diğer milletlere anlatmak için bir fırsata
dönüştürdüm.
Amerika’da bulunduğunuz süre içinde
yaşadığınız ve unutamadığınız bir olayı
bize anlatır mısınız?
Ben Cornell Üniversitesi’nin Kuzey Kampüsü’nde doktora öğrencilerinin kaldığı bir yurtta kalıyordum. Ofisim ise Güney Kampüsü’ndeydi. Birgün yine dersten
>> Fulbrigt’ın sunduğu imkânları hem kendi gelişimim için hem de
kültürümüzü diğer milletlere anlatmak için bir fırsata dönüştürdüm.
çıkmıştım. Yeni yağmur yağmıştı. Yurduma dönüş
yolunda güzel havalarda kendimi doğayla baş başa
buluyordum. Kafama fındık atan sincaplar, yolumu
kesen ceylanlar ve şırıl şırıl akan bir şelaleyle bürülü
bir yoldu bu. Yolda yağmur sonrası sürünen sayısız
solucan vardı.
Bu sırada bir şey dikkatimi çekti. Yol üzerinde annesinin yanında minik bir çocuk eğilmiş bir solucanı dikkatle izliyordu. Annesinin kucağında ise daha küçük
bir kardeşi vardı. Yanlarına gittim ve onlara merhaba
dedim. Çocuğun göz hizasına çömelip beraber solucanla sohbet etmeye başladık. Bu esnada bayan kucağındaki çocuğa İspanyolca bir şeyler söyledi. Ben de
merak edip sordum İspanyolca biliyor musunuz diye.
Bayanla tanıştık ve kendisinin Kosta Rika’lı olduğunu
öğrendim. Bana neler yaptığımı nelerden hoşlandığımı sordu. Ona kısaca bilgi verdikten sonra çocukları
çok sevdiğimi, onlarla beraber vakit geçirirken çok
mutlu olduğumu, fırsat buldukça yurtların hemen
karşısındaki çocuk parkına gidip onlarla oyunlar oynadığımı söyledim. Ayrıca bayana çocuklarla beraber
110 Yıldızlar NİSAN / 11
deneysel bir ortamda bulunup bilimsel anlamada
kendimi geliştirebileceğim, onlarla beraber bolca
vakit geçirebileceğim bir laboratuar hayalimin olduğunu söyledim. O da bana neden Infınt*Lab ( 0-3
yaş arası çocukların beyinlerinin, davranışlarının ve
uzay algılarının araştırıldığı bir laboratuar) alanında
çalışmadığımı sordu. Ben şaşırdım çünkü bu tarz bir
çalışma ülkemizde yoktu ve konuyla ilgili herhangi
bir bilgi sahibi değildim. Bayan, Cornell’de böyle bir
laboratuarın olduğunu hatta bu laboratuarın müdürünün kendisi olduğunu söyledi.
Kader beni tam da aradığım türden bir insanla çok
ilginç bir zamanda buluşturmuştu. Bu tanışmadan
sonra Laboratuara gittim ve bilingual (iki dil bilen)
çocukların dil ve uzay algılarıyla ilgili deneylerine katılmama izin verildi. Ben de hayal ettiğim laboratuarlarda deney ve gözlem yapma ve kendimi geliştirme
imkânı elde ettim. Solucanlarla başlayıp laboratuarda
biten bu anım, benim Amerika’daki geçmişime dair
en mutlu olduğum anılarımdan biridir.
Amerika macerasından sonra
>> Enerji bir ekonomik meta olmaktan çıkıp bir güvenlik
konusu haline geldi. Enerji bağımsızlığı artık ülke
bağımsızlığı kapsamında değerlendiriliyor.
Türkiye’ye döndüğünüzde kendinizde
ne gibi değişiklikler hissettiniz ya da
hayata ve sisteme bakış açınızda ne gibi
farklılıklar oluşmaya başladı?
Daha önce ailemden ayrı kalmıştım. Ancak okyanus
ötesi bir ülkede bu kadar uzun bir süre bulunmak
farklı bir duygu. Bu süreç, problem çözme ve analitik
düşünme yeteneklerimi geliştirdi. Hayata bakış açınızı değiştirirken sizi daha güçlü yapan bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim. Amerika’da her şey sistematik bir
düzen içinde işliyor. Çalışanların net bir görev tanımı
var. İnsanlar görevlerinin ne olduğuna bakmaksızın
işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. İnsanlar birbirini
kandırmaya çalışmıyor. Amerika’nın dünya devi olmasında en önemli etkenin kurmuş oldukları sistem olduğunu düşünüyorum. Türkiye’ye baktığınızda insanların iş yapmaktan kaçındığını görebilirsiniz. Elbette
işini en iyi şekilde yapmaya çalışan insanlarımız var.
Zamanla iş yapmaktan kaçınan insanların da onlara
uyum sağlayacağına inanıyorum.
Üniversitelilerin büyük çoğunluğu yüksek
lisans ve doktora yapmayı düşünüyor.
Bu yolda ilerlemek isteyenlere ne gibi
önerilerde bulunabilirsiniz?
Bu yolda sizlerden önce yürümüş ve yürümeye devam eden birisi olarak tecrübelerimi paylaşmak beni
mutlu eder. Üniversiteye başlayan her öğrenci ilk yıl
itibariyle staj yapmalı. Piyasada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeli. Bununla birlikte hedef belirlemek
çok önemlidir. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık planlar yapılmalı. Bu planlar, uzun vadede örneğin 5-10
yıllık süreçte bir hedefe ulaşmaya yönelik oluşturulmalıdır. Hedefinize ulaşamasanız bile yaklaşmanız
başarılı olmak adına önemlidir. Üniversite sınavında
derece almak lisedeki hedefimdi. Bu hedefi gerçekleştirmek için çok çalıştım ve Türkiye 212.si oldum. Elbette ilk üçte yer almak benim için öncelikliydi ama
hedefime yaklaşmış olmak uyguladığım sistemin başarı getirdiğini görmeme sebep oldu. Hedeflerinize
ulaşmaya çalışırken pek çok sorunla karşılaşmanız
mümkün. Önemli olan bu sorunları çözebilmeniz.
Karşılaştığınız her sorun sizi daha güçlü hale getirir. Sonrasında karşılaşacağınız sorunları daha hızlı
çözmenize yardımcı olur. Eğitim hayatında başarının
en önemli unsuru dayanıklılıktır. Zorlukları çözerken vazgeçmemenizi, ne kadar dayanıklı olduğunuz
sağlar. Zorluklarla karşılaşmaktan korkmamalısınız.
Başarıya ulaşırken aştığınız her sorun sizin dayanıklılığınızı artırır. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 111
ETKİNLİK
GELECEĞİN BİLİM
İNSANLARI PROJELERİNİ
YTÜ’DE SERGİLEDİ
TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı
(BİDEB) tarafından her yıl düzenlenen Ortaöğretim
Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Yıldız Teknik
Üniversitesi’nde yapıldı.
Y
haber, FATİH ATLAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulvi Avcıata’nın TÜBİTAK Ortaöğretim
Öğrencileri Araştırma Projeleri İstanbul-Avrupa Bölgesi Koordinatörlüğünü yürüttüğü yarışmada geleceğin bilim insanları görücüye çıktı.
Davutpaşa Yerleşkesinde 29 – 31 Mart 2011 tarihleri
arasında sergilenen 123 projenin kazananları, 1 Nisan
2011 tarihinde Yıldız Oditoryumu’nda düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Projelerin sergilendiği günlerde
İstanbul’da bulunan liselerin ziyaret ettiği sergi alanında birbirinden ilginç çalışmalar vardı. Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi öğrencileri Merve Güney
ve Ayşe Nur Gökkaya yaptıkları projede başarının
kalem tutuş şekilleriyle belirlenebileceğini savundu.
İnsan eli için en doğru, en rahat, en verimli kalem tutuş şeklini öğrencilerden alınan örnek resimler ve yapılan anketlerle belirlemeye çalışan proje Matematik
dalında ikincilik ödülü aldı.
112 Yıldızlar NİSAN / 11
Kahvaltıda gazete okumak
sağlığınıza zarar verir
123 projenin katıldığı yarışmada orijinal çalışmalar dikkat çekti. İstanbul Özel Burç Safiye Sultan
Fen Lisesi öğrencileri Esra Merve Naralan ve Hanife
Sağlam’ın yaptığı çalışma, kahvaltı masasında gazete okumanın ya da gazeteyi sofra bezi olarak kullanmanın sağlığı tehdit ettiği ile ilgiliydi. İstanbul Özel
Kültür 2000 Koleji öğrencileri Merve Oruç ve Nedim
İbrahim Kadiç’in projesi ise son yıllarda fiyatı artan
benzine alternatif olarak karton atıklardan biyoyakıt
üretimi üzerine idi.
Yaptığı eserlerle Türk Mimarisini dünyaya kabul
ettiren Mimar Sinan’ın en önemli eserlerinden biri
olan Mihrimah Sultan Camisi’nin geometrik modellemesi, İstanbul Ulus Özel Musevi Lisesi öğrencileri
Cesi Eskinazi ve Selin Deseban tarafından projelendirildi.
Doğu Roma’dan bu yana İstanbul’da semt isimlerinin değişimini ortaya koyan çalışmaysa, İstanbul
Özel Beylikdüzü Okyanus Anadolu Lisesi öğrencileri
Cemre Alkan ve Selen Çetin’a aitti.
Kazananlar Ankara yolcusu
Birbirinden ilginç projelerde dereceye girenler 13-15
Mayıs 2011 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenecek finale katılmaya hak kazandı. TÜBİTAK yarışmasına katılmak için Avrupa Bölgesinden 454 proje
başvuru yaptı. Çeşitli üniversitelerden 27 jürinin değerlendirmesinden geçen 123 proje dikkate alındı. 17
Mayıs 2011 tarihinde Ankara’da yapılacak finale katılmaya hak kazanan öğrenciler ödüllerini Yıldız Teknik
Üniversitesi’nde aldı.
TÜBİTAK tarafından birinci olan projelere 500 TL,
ikinci olanlara 300 TL, üçüncü olan projelereyse 200
TL para ödülü ve sertifika verildi. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 113
RÖPORTAJ
Selva Ünal:
YAPTIĞINIZ İŞLERİ
SEVEREK YAPIN
Emekli olalı neredeyse 15 sene oldu. Hala gönüllü
olarak faaliyetlerime devam ediyorum.
röportaj, GÜLİN ÇELİK / BURCU POLAT
114 Yıldızlar NİSAN / 11
Y
Yıldız’ın yaşayan en eski hocalarından Selva Hocamızla bir söyleşi gerçekleştirdik. Yaptıklarıyla üniversitemize çok şeyler katan Hocamız emekliliğinden
sonra da Yıldız için faaliyetlerine ve proje üretmeye
devam ediyor. Bu sene YTÜ 100.yılını kutluyorsa ve
bu noktaya ulaştıysa bunda Selva Ünal gibi çınarların rolü unutulamaz.
Merhaba, öncelikle sizi biraz tanımak isteriz.
Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?
12 Aralık 1928’de İstanbul’da doğdum. Dr. Salim Ahmet Çalışkan’ın kızıyım. Babam o dönemin en iyi doktorlarındandı. Çok ileri görüşlüydü. Fatih İlkokulu’nu
bitirdikten sonra, yabancı dil öğrenimi için İngiliz Kız
Ortaokulu’na gittim. O zaman sadece ortaokuldu.
Oradaki eğitim bittikten sonra Amerikan Koleji’ne gidiliyordu fakat babam, Türkiye gerçeklerini görmem
için beni İstanbul Kız Lisesi’ne gönderdi. O dönemin
en iyi liselerinden biriydi. Liseden mezun olduktan
sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı
Bölümü’ne devam ettim. Halide Edip Adıvar ve Mina
Urgan, çok kıymetli hocalarım olmuştur. 4 yılda bu
bölümü bitirdikten sonra, Kız Lisesi’nde 2 yıl kadrosuz hocalık yaptım.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde göreve
nasıl başladınız?
Kandilli’de Hayriye Hanım diye bir spor hocası bana,
‘İstanbul Teknik Okulu adında bir okul var, oraya İngilizce hocası arıyorlar’ dedi. 1954’ün ilkbaharında,
büyük oğlum doğmadan, İstanbul Teknik Okulu’na
geldim. Barbaros Bulvarı o zaman yoktu. Serencebey
yokuşundan araya araya okulu buldum. Okula geldiğimde o dönemin ünlü hocası müdür yardımcısı
Prof. Ahmet Karadeniz ile görüştüm. Ahmet Karadeniz bana, ‘Burada sadece bir tek bayan öğrenci (Nefise Abalıoğlu) ve bir tek bayan hoca (Perihan Güven)
var, diğer bütün öğrenciler erkek’ dedi. Nefise Abalıoğlu, şu an İsviçre’de ve kendisiyle görüşmeye devam
ediyorum.
Yıldız’da unutamadığınız bir anınızı
bizimle paylaşır mısınız?
Bir inşaatta çalışan öğrenci, 3.kattan düşüyor ve iki
ayağı kesiliyor. Annesi onu tekerlekli bir iskemleyle
okula getiriyordu. Önce ona yeni bir tekerlekli iskemle aldırdım, sonra aklıma bir fikir geldi ve Koç
Holding’ten ( O zaman orada çalışan büyük oğlumun
aracılığıyla) birilerine ulaştım. Ve iki ayağı kesik olan
öğrenci için özel bir araba yapıldı. O arabanın çocuğa
teslim edildiği günde çocuğun gözlerindeki ifadeyi
unutamıyorum. Bunun gibi unutamadığım birçok
anımı bir hatırat olarak yazacağım.
USDK (Uluslararası Staj Değişim Kulübü)
IAESTE Faaliyetleri üniversitemizde sizin
öncülüğünüz ile başlamıştır. Bu konu ile ilgili
bize bilgi verebilir misiniz?
1984 yılında IAESTE (Uluslararası Öğrenci Staj Değişim Programı) kuruldu. İstanbul Teknik Üniversitesi
işbirliğiyle, ilk olarak Portekiz’deki IAESTE kongresine, yabancı dil bilgimin çok iyi olması sebebiyle götürüldüm. Ve o günden bugüne kendimi uluslararası bir ailenin içinde buldum. Emekli olduktan sonra
IAESTE’nin onursal üyesi olarak kongrelere katılmaya devam ettim. Finansmanını ben emekli olduktan
sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı ve iki eski IAESTE stajyeri olan oğullarım karşılamaktadır.
ÖREM’i kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
İngilizce hocası olarak çalışmaya başladığımda, öğrenciler yurt olarak Çukursaray’da kalıyorlardı ve
kendimi öğrencilerin problemleriyle ilgilenirken
buldum. O sırada eğitimimin öğrenci problemleriyle
ilgili alanda yeterli olmadığını gördüm. 1960 yılında
Fulbright bursuyla 6 ay Amerika San Francisco State
College’da eğitim aldım. Öğrencilerin ders dışı faaliyetleri ve öğrenci sorunlarıyla nasıl ilgilenildiğini bizzat yerinde inceledim. Türkiye’ye dönünce o zamanki
NİSAN / 11
Yıldızlar 115
RÖPORTAJ
> Selva Önal
bir grup
öğrenci ve
öğretim
üyesiyle 1961
>> Davutpaşa’ya bir ilköğretim okulu yapmak istiyorum. Bunu da
başaracağıma inanıyorum. Bir de hatırat yazmayı planlıyorum.
rektör Prof. Suha Toner, her türlü yardımı yapmaya
hazır olduğunu söyledi ve mimarlık hocası Prof. Bozkurt Güvenç ‘in (MIT mezunu) önerisiyle ÖREM bürosunu kurduk.
Türkiye’de o devirde, bir Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bir de Hacettepe Üniversitesi’nde vardı bu
kurum. 1962 yılında bu alanda daha fazla gelişmek
için AID bursuyla, bir yıllığına Amerika Kolombiya
Üniversitesi’nde master eğitimi aldım. Tekrar döndüğümde mektepte tam zamanlı çalışmaya başladım.
Bu sefer psikolojik danışmanlık konusunda eksiğimi
fark edip, Kolombiya Üniversitesi’nin sağladığı bursla 1966-67 yıllarında rehberlik ve psikolojik danışmanlık diploması aldım. Son gidişimde ailecek gittik.
Tekrar döndüğümde ÖREM bürosu daha da gelişti.
ÖREM’in kuruluşunda yardımcı olan matematik hocası Aysel Ugan ve Günay Gökhan’ın yardımları unutulmaz. Ben yurtdışında eğitimdeyken büroyu idare
etmişlerdir.
Davutpaşa Yerleşkesinde yaptırdığınız
Kız Öğrenci Yurdu fikri nasıl çıktı?
Süreç hakkında bilgi verir misiniz?
Eğitim almalarında yardımcı olduğunuz
öğrencilerle görüşüyor musunuz?
Başarılı olsunlar, yaptığı işleri severek yapsınlar.
Yardımcı olduğum öğrencilerle görüşmekteyim.
Lise arkadaşlarınızla hala görüşüyor
musunuz?
Lise arkadaşlarımla hala toplanıp görüşüyoruz.
116 Yıldızlar NİSAN / 11
İstanbul Kız Liseliler Derneği üyesi olduğumdan, dernek başkanı Birnur Özümert’le konuşurken yerimizin
müsait olduğu Davutpaşa Yerleşkesine kız öğrenci
yurdu yapılması fikri çıkmıştır. O zamanın mimarlık
fakültesi dekanı Emre Aysu’nun Proje çizimiyle yurt
yapılmıştır. O zamanki projeye göre 8 tane yapılması
planlanıyordu. Fakat gelen yönetimle plan uygulanamadı. Daha sonra Davutpaşa Yerleşkesine bir kreş
yapıldı.
Yeni projeleriniz var mı?
Yeni projem, Davutpaşa’ya bir ilköğretim okulu yapmak. Bunu da başaracağıma inanıyorum. Bir de hatırat yazmayı planlıyorum.
Öğrencilere ve Öğretim elemanlarına
tavsiyeleriniz nelerdir?
Okulumuzun 100. Yılı sizin için
ne ifade ediyor?
Emekli olalı neredeyse 15 sene oldu. Ve hala gönüllü olarak faaliyetlerime devam ediyorum. Bu 100. Yıl
çok önemli. II
Yıldızımız YILDIZ HİSAR’da Parlıyor.
YILDIZ
TEKNİK ÜNİVERSİTESİ HİSAR TESİSİ
a.Rumeli Hisarı Mah,Salih Bey Sk No:6 Hisarüstü-Sarıyer/İstanbul
t.0212 287 70 45 - 0212 257 11 10 - 0212 257 17 00 f.0212 257 11 10
w. www.yildizhisar.com
SPOR
118 Yıldızlar NİSAN / 11
B
YTÜ SPORTİF
ALANDA DA
BAŞARILARINI
SÜRDÜRÜYOR
YTÜ’de Beden Eğitimi Bölümü
vasıtasıyla, gerek üniversite
içi gerek üniversitelerarası
müsabakalar olmak üzere sportif
alanda da hizmet veriliyor.
haber, OKUTMAN ÇETİN ERDEM SONAL
Beden Eğitimi Bölümü; Yıldız Teknik Üniversitesi
Senatosu’nun kararı ile 7 Ekim 1983 tarihinde, Prof.
Dr. Raif Durak’ın ilk bölüm başkanlığında, Rektörlüğe
bağlı bir birim olarak kurulmuştur.
Uzun bir süre görevini başarı ile yürüttükten sonra
emekli olan hocamızdan sonra bu görevi Prof. Dr. Ahmet Açlar üstlendi. 2003-2010 yılları arasında Prof.
Dr. Nur Tunalı Türkmen görevi devraldı. 2010 yılından itibaren de bölüm başkanlığı görevini, Yrd. Doç.
Dr. Erdoğan Mehmet Özkan sürdürmektedir.
Beden Eğitimi Bölümü faaliyetlerini, Üniversitemizin Davutpaşa ve Maslak Yerleşkeleri’nde bulunan
Kapalı Spor Salonlarında yürütmektedir. Bu faaliyetler, Çetin Erdem Sonal, Şener Günay, Erşan Ekmekçi,
Selim Akbıyık ve Gülsüm Sonal’dan oluşan 5 öğretim
elemanı ile hem üniversite içi hem de üniversitelerarası birçok alanda ve başta müsabakalar olmak üzere
çeşitli branşlarda olmaktadır.
Sportif faaliyetleri Beden Eğitimi
Bölümü organize ediyor
Bölüm, Beden Eğitimi dersleri dışında, öğrencilere
yönelik ders dışı etkinlikler, akademik ve idari personelimize de kişilerin birbirleri ve rakiplerine karşı
ortak hareket edebilme, ortak karar verebilme, rekabet duygularını geliştirip kontrol altına alabilme gibi
yetileri kazandırabilmekle ilgili çeşitli faaliyetler düzenlemektedir.
Bununla birlikte, gerek Türkiye Üniversite Sporları
Federasyonu, gerek özel ve tüzel kurum ve kuruluşların düzenlediği turnuva ve organizasyonlarda yer
alarak üniversitemizi en iyi şekilde temsil etmektedir. Bu organizasyonlarda yer alan takımlarımızın
hazırlık aşaması da Beden Eğitimi Bölümü öğretim
elemanlarımız tarafından sağlanmaktadır.
Bir asırlık geçmişi geride bırakan Yıldız Teknik Üniversitesi; akademik ve idari personel ile öğrencilerimize, akademik eğitimle birlikte birçok kültürel ve
sosyal faaliyetler de sunmuştur. Bu faaliyetlerin yanında, uzun yıllardan beri Rektörlüğe bağlı bir birim
olan Beden Eğitimi Bölümü vasıtasıyla, gerek üniversite içi gerek üniversitelerarası müsabakalar olmak
üzere sportif alanda da hizmet vermektedir.
YTÜ Beden Eğitimi Bölümü Öğretim Elemanları
tarafından antrene edilen sporcu öğrencilerimizle
beraber, geçmişten günümüze kadar birçok spor dalında Türkiye Şampiyonluğu da olmak üzere çeşitli
dereceler alan Üniversitemiz; bu geleneğini sürdürmeye devam ediyor.
NİSAN / 11
Yıldızlar 119
SPOR
>> Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun 2009–2010
eğitim ve öğretim yılı içerisinde müsabakalara katılım ve alınan
dereceler baz alınarak yaptığı değerlendirmesinde YTÜ, 138
üniversite arasında 29. sırayı almıştır.
YTÜ Türkiye Üniversite
Sporları Federasyonu
Müsabakaları’na katılıyor
Ağırlıkla mühendislik ve teknik alanlarda eğitim veren bölümlerden oluşan Üniversitemizde, akademik
ve idari personel ile öğrencilerimize yönelik üniversite içerisinde faaliyetler düzenlemiş olan Beden Eğitimi Bölümü, ayrıca özel kuruluşlar ile Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen
Badminton, Basketbol, Bowling, Dans, Futbol, Halk
Oyunları, Hentbol, Korfbol, Masa Tenisi, Okçuluk, Satranç, Taekwando, Tenis ve Voleybol branşlarında müsabakalara katılmıştır. Bu müsabakalar sonucunda
Basketbol, Bowling, Dans, Futbol, Hentbol, Tenis ve
Voleybol dallarında kız ve erkeklerde dereceye girerek
kupalar almanın yanında Üniversitemiz, ilk olarak salon sporlarında geçen sene bir müsabakaya da ev sahipliği yaparak organizasyona katkıda bulunmuştur.
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun 20092010 eğitim ve öğretim yılı içerisinde müsabakalara
katılım ve alınan dereceler baz alınarak yaptığı değerlendirmesinde YTÜ, 138 üniversite arasında 29.
sırayı almıştır. Listede akademisi olan üniversiteler
120 Yıldızlar NİSAN / 11
ile sporculara verdiği burslarla özel üniversitelerin
olduğu düşünüldüğünde bu derecenin büyük bir başarı olduğu unutulmamalıdır.
2010-2011 eğitim ve öğretim yılında da akademik
ve idari personel ile öğrencilerimize yönelik üniversite içerisinde faaliyetler düzenlemekte olan Beden
Eğitimi Bölümü, yine bu müsabakalara katılmış olup
Badminton, Basketbol, Bowling ve Futbol branşlarında Üniversitemize dereceler kazandırmıştır. Ayrıca
akademik ve idari personelimizle; Esenler Belediyesi
tarafından düzenlenen Voleybol turnuvasına katılıp
derece almıştır.
2009-2010 eğitim ve öğretim yılında düzenlenen
Basketbol müsabakaları organizasyonunu hem katılan üniversitelerce hem de Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. Bu memnuniyetin sonucunda Üniversitemiz,
2010-2011 eğitim ve öğretim yılında da yaklaşık olarak 40 üniversitenin katılımı ile 21 Şubat-04 Mart tarihleri arasında Kadın-Erkek Türkiye 1. Lig Basketbol
Grup Birinciliği ile 14-30 Mart 2011 tarihleri arasında
Kadın-Erkek Türkiye 1. Lig Voleybol Grup Birinciliği
müsabakalarına ev sahipliği yapmıştır. II
RÖPORTAJ
YILDIZ 100. YILINDA
MEZUNLARINI UNUTMADI
Mezunlar için internet sitesi kuruldu.
röportaj ve fotoğraflar, FATİH ATLAS
Y
Yıldız Teknik Üniversitesi 100. Yılında mezunlarıyla
olan ilişkilerini güçlendiriyor. Mezunlar ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü bünyesinde yapılan
çalışmalarla önemli adımlar atılıyor.
Mezunlar ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü’nü YTÜ Mimarlık Fakültesi Hocalarımızdan Yrd.
Doç. Dr. Deniz Güney yürütüyor. Taşıyıcı Sistemler
Bilim Dalında Öğretim Üyesi olarak görev yapan
Güney’le birlikte Öğr. Gör. İdris İbiş ve Bilgisayar İşletmeni Mukaddes Evran Albayrak çalışıyor. O Blok
2. Katta 2 ofisi olan Koordinatörlüğün Çukursaray’da
bulunan sınav merkezinin yanında da bir ofisi bulunuyor. Devam eden restorasyon çalışmaları tamam-
122 Yıldızlar NİSAN / 11
landığında tek bir merkezden çalışmalarını yürütecek
olan birim, 100. Yılında Yıldız’ı mezunlarıyla buluşturuyor. Çalışmaları hakkında bilgi almak için Koordinatör Yrd. Doç. Dr. Deniz Güney’e sorularımızı yönelttik.
Mezun ve Öğrencilerle İletişim
Koordinatörlüğü’nün kurulmasını hazırlayan
süreç nasıl gelişti?
Yıldız Teknik Üniversitesi 100. Yılında geleceğe yürürken; hem kısa, orta, uzun vadeli hem de yurtiçi ve
yurtdışı hedeflerini belirlemek için geniş katılımlı ve
iki gün süren bir beyin fırtınası yapmıştı. Bu çalışma,
Üniversitemizin güçlü ve zayıf yönlerini de ortaya çı-
karmıştı. Çıkan çarpıcı sonuçlardan biri de, YTÜ mezunlarının okullarına olan aidiyet duygusunun çok
zayıf olduğu ve YTÜ mezunları ile işbirliği potansiyelinin çok iyi değerlendirilemediğiydi.
Mevcut durumda çeşitli mezun dernekleri faaliyetlerine devam ediyor. Ancak bu özverili çalışmaların,
tüm mezun potansiyeline ulaşacak çapta ve etkinlikte olmadığı görülmekteydi. YTÜ Rektörlüğü, bu eksikliği gidermek adına 2009 yılı sonlarında Mezunlar
ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü’nü kurdu.
Koordinatörlüğün amacı nedir?
Koordinatörlüğün amacı; mezunlar başlığı altında,
çeşitli alanlarda faaliyet gösteren YTÜ mezunlarına
ulaşmak, mezunların üniversiteleri ve bölümleri ile
güçlü ilişki tesis etmelerini sağlamak, mezun-öğrenci
ve mezun-akademisyen işbirliğini sağlayarak projeler geliştirmektir. Öğrenciler başlığı altında ise YTÜ
çatısı altında çok değişik alanlarda faaliyet gösteren
41 öğrenci kulübünün faaliyetlerini koordine ederek
verimliliklerini artırmak, projeler geliştirmek, YTÜ
markasının güçlenmesi için katkıda bulunmak şeklinde özetlenebilir.
Koordinatörlüğün faaliyetleri nelerdir?
Mezun ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü’nün
kuruluşunu takiben ilk etapta teknolojik altyapı kurulması ve güçlendirilmesi için çalışmalara başlanmıştır. Bu kapsamda YTÜ Enformatik Bölümü desteği
ile www.mezun.yildiz.edu.tr internet sitesi kurularak
faaliyete geçirilmiştir. Bu sitede Mezun Bilgi Sistemi
ile sosyal paylaşım ağları mantığı ile çalışan bir bilgi
bankası hayata geçirilmiştir. İnternet adresinde çeşitli kaynaklardan edinilen iş ve staj olanakları Yıldızlı
öğrenci ve mezunlarımıza ilan edilmektedir. Bu kapsamda kısa sürede 60’ın üzerinde iş ilanı sisteme girilerek Yıldızlıların ilgisine sunulmuştur. Ayrıca sitede
üniversitemiz mezunu olup çalıştıkları alanlarda öne
çıkmış, başarılı isimler “Yıldız Mezunlarımız” başlığı
altında duyurulmaktadır. Web sitemizde YTÜ ile ilişkili mezun dernek ve vakıflar hiçbir ayırım gözetmeksizin ilan edilmiştir. Yıldızlılar kolaylıkla dernek ve
vakıflara sitemiz aracılığı ile ulaşabilmektedir.
100. yılda hangi çalışmaları yapmayı
planlıyorsunuz?
YTÜ 100. yılını kutlarken, Koordinatörlüğümüz de
100. yıl projeleri geliştiriyor. Bunlardan en önemlisi
28 Mayıs Yıldız Günü projesidir. Bu yıl ilk defa kutlanması planlanan Yıldız Gününde, mezun, öğrenci, akademisyen ve personelimiz sevdikleri ile birlikte YTÜ
Davutpaşa Yerleşkesinde bir gün geçirecek. Çeşitli etkinliklerin yapılacağı bu günde uzun zamandır Yıldıza
gelmemiş ve özellikle Davutpaşa Yerleşkesini son zamanlarda görmemiş mezunlarımız, buradaki değişim
ve gelişimleri görme imkânı elde etmiş olacaktır.
Yıldızlılık kimliğinin yeniden öne çıkması hedeflenmektedir. Bu günde öğrenci kulüpleri de stant açarak
faaliyetlerini ve projelerini Yıldızlı ağabey ve ablalarına, büyüklerine anlatarak onlardan kendilerine yol
göstermelerini, katkı sağlamalarını, teşvik etmelerini
isteyeceklerdir. Ayrıca Yıldızlılığın ne demek olduğunu öğrencilerimiz, Yıldızlı büyüklerinden dinlemiş
olacaklardır.
Yıldız Teknik Üniversitesi, büyük hedefleri olan
ve bu yolda emin adımlarla hızla büyüyen köklü bir
üniversitedir. Bu hedeflere ulaşmak için en önemli
dayanak noktalarından biri de Yıldızlı Mezun lobisi
olacaktır. Yıldız Teknik Üniversitesi markasını güçlendirmek, yükseltmek, Türkiye’de ve Dünyada hak
ettiği yere gelmesini sağlamak için; öğrenci, mezun,
akademisyen ve personel işbirliği ve iletişimini sağlayarak Yıldızımızın daha güçlü ışıldamasını hep birlikte sağlayacağız. II
NİSAN / 11
Yıldızlar 123
YTÜ İLETİŞİM BİLGİLERİ
REKTÖRLÜK
34210 Esenler, İstanbul
34349 Yıldız-İstanbul
Faks: 0212 383 41 06
Faks: 0212 227 69 90
Web: www.fed.yildiz.edu.tr
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Tel: 0212 383 41 04
Tel: 0212 383 20 53
E-posta: www.fed.yildiz.edu.tr
E-posta: [email protected]
Web: www.yildiz.edu.tr
GENEL SEKRETERLİK
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 20 62
Faks: 0212 261 43 60
E-posta: [email protected]
Web: www.gsek.yildiz.edu.tr
İLETİŞİM
KOORDİNATÖRLÜĞÜ
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-Istanbul
Tel: 0212 260 08 00
Faks: 0212 327 37 69
E-posta: [email protected]
Web: www.bythi.yildiz.edu.tr
YILDIZ SÜREKLİ EĞİTİM
UYGULAMA VE
ARAŞTIRMA MERKEZİ
(YILDIZ-SEM)
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 31 45
Faks: 0212 383 31 49
E-posta: [email protected]
Web: www.sem.yildiz.edu.tr
FAKÜLTELER
EĞİTİM FAKÜLTESİ
GEMİ İNŞAATI VE
DENİZCİLİK FAKÜLTESİ
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 29 80
Faks: 0212 383 29 89 - 236 41 65
E-posta: [email protected]
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Tel: 0212 383 25 17
383 20 00 / 2515-2516
E-posta: [email protected]
Web: www.iib.yildiz.edu.tr
İNŞAAT FAKÜLTESİ
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 51 00
Faks: 0212 383 51 02
E-posta: [email protected]
Web: www.ins.yildiz.edu.tr
KİMYA-METALÜRJİ
FAKÜLTESİ
Davutpaşa Kampüsü - Davutpaşa Cad.
34210 Esenler, İstanbul
Tel: 0212 383 4551 / 4552
Web: www.kim.yildiz.edu.tr
E-posta: [email protected]
Faks: 0212 383 48 08
MAKİNE FAKÜLTESİ
Web: www.egf.yildiz.edu.tr
34349 Yıldız-İstanbul
ELEKTRİK ELEKTRONİK
FAKÜLTESİ
Faks: 0212 261 66 59
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Tel: 0212 383 27 65-66
E-posta: [email protected]
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Web: www.mak.yildiz.edu.tr
Tel: 0212 261 19 98 - 383 23 85
MİMARLIK FAKÜLTESİ
E-posta: [email protected]
34349 Yıldız-İstanbul
34349 Yıldız-İstanbul
Faks: 0212 259 49 67
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Web: www.elk.yildiz.edu.tr
Tel: 0212 383 25 87
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ
E-posta: [email protected]
Davutpaşa Kampusu - Davutpaşa Cad.
124 Yıldızlar NİSAN / 11
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Faks: 0212 259 42 02 -
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34210 Esenler, Istanbul
E-posta: [email protected]
ENSTİTÜLER
34349 Yıldız-İstanbul
İKTİSADİ VE İDARİ
BİLİMLER FAKÜLTESİ
Faks: 0212 383 4557
Tel: 0212 383 48 03
Sanat ve Tasarım Fakültesi
Davutpaşa Kampus Davutpaşa Cad.
34210 Esenler- -İstanbul
Tel: 0212 383 50 01 - 383 50 05
Faks: 0212 383 50 08
E-posta: [email protected]
Web: www.sts.yildiz.edu.tr
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Çukursaray Binası
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 31 08
Faks: 0212 227 44 70
E-posta: [email protected]
Web: www.fbe.yildiz.edu.tr
Web: www.gidf.yildiz.edu.tr
Davutpaşa Kampusu Davutpaşa Cad.
SANAT VE TASARIM
FAKÜLTESİ
Faks: 0212 261 05 49
Web: www.mmr.yildiz.edu.tr
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
Çukursaray Binası
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 31 15-17
Faks: 0212 227 44 71
E-posta: [email protected]
Web: www.sbe.yildiz.edu.tr
YÜKSEKOKULLAR
MESLEK YÜKSEKOKULU
Büyükdere Cad. Maslak - İstanbul
Tel: 0212 285 05 30 (4 Hat)
Faks: 0212 276 68 88
E-posta: [email protected]
Web: www.myo.yildiz.edu.tr
MİLLİ SARAYLAR VE
TARİHİ YAPILAR
MESLEK YÜKSEKOKULU
Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı
34349 Yıldız-İstanbul
Tel: 0212 383 20 84
Faks: 0212 327 37 82
E-posta: [email protected]
Web: www.mst.yildiz.edu.tr
YABANCI DİLLER
YÜKSEK OKULU
Davutpaşa Kampusu Davutpaşa Cad.
34210 Esenler, İstanbul
Tel: 0212 383 49 04
Faks: 0212 383 49 03
E-posta: [email protected]
Web: www.ybd.yildiz.edu.tr