kültürel bakım ve sulama teknikleri
Transkript
kültürel bakım ve sulama teknikleri
KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ H A Z I R L AYA N L A R Kenan ALBAYRAK Ziraat Mühendisi Hakan ATICI Makine Mühendisi KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ 1. DÜNYADA SU DURUMU VE SUYUN KULLANIMI 1.1.Dünyada Suyun Dağılımı • İhtiyaçları karşılamaya uygun su miktarı Dünya’daki toplam su stoklarının ancak % 0,25’ini (binde 25’ini) oluşturmaktadır. • Dünyadaki bütün suyu 4 litrelik bir bidona koyduğumuzu düşünürsek canlıların kullanabileceği su miktarı sadece 1 çorba kaşığı kadardır. • Dünya’da kişi başına yılda 92.000 m3 suya sahip olan Kanada su zenginliğinde 1.sırada yer alırken, ABD, Kuzey Avrupa Ülkeleri ve İzlanda 10.000 m3’ün üzerinde su potansiyeli ile su zengini ülkeler arasındadır. 1.2.Sağlıklı Bir Yaşam İçin İhtiyaç Duyulan Su Miktarı • Dünya Bankası verilerine göre sağlıklı bir yaşam için yılda kişi başına 36-72 m3 suya ihtiyaç vardır. • Buna sulama, sanayi ve enerji üretimi eklenince insan hayatı için gerekli olan su miktarı kişi başına yılda 1.000 m3’e yükselmektedir. 1.3.Dünyada Su Tüketiminin Artış • 1900 yılına kıyasla su tüketimi dünyada 10 kat artmıştır. • 2025 yılında su tüketimi ise; tarımda %17, sanayide %20 ve evsel tüketimde %70 artacaktır. • Su tüketimi çok hızlı bir şekilde artarken dünyada çevre kirliliği ve sanayileşmeden dolayı temiz su kaynakları hızla azalmaktadır. • 1950 yılında kişi başına düşen su miktarı 16.800 m3 iken bu miktar 2000 yılında 7.300 m3’e düşmüştür. • Dünya nüfusunun yaklaşık 8 milyarı bulmasanın beklendiği 2025 yılında ise kişi başına su tüketiminin yaklaşık 4.800 m3’e düşeceği tahmin edilmektedir. • BM verilerine göre Dünya’da 1,4 milyar insan temiz içilebilir sudan mahrumdur. 470 milyon insan su kıtlığı çeken bölgelerde yaşamakta olup bu sayının 2025’te 6 kat artması beklenmektedir. • Her yıl 250 milyon insan sudan kaynaklanan salgın hastalıklara yakalanmakta ve yaklaşık 10 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. • Dünya’da her gün 4 bin çocuk (20 saniyede 1 çocuk) kirli suya bağlı sebeplerden 737 BAHÇIVANLIK EL KİTABI dolayı ölmekte ve 400 milyon çocuk da hayatta kalabilmek için ihtiyaç duydukları asgari temiz su imkanından yoksun yaşamaktadır. • Az gelişmiş ülkelerde bir kişinin günlük içme, yemek pişirme ve temizlik için kullandığı su miktarı 10 litredir. • Afrika ve Asya’daki bir kadın günde ortalama 6 km yol kat ederek evine 20 litre su taşımaktadır. • Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) `nın 2002 yılında yayınladığı 3. Küresel Çevre Raporu’na göre dünyada, 2,4 milyar insan ise güvenli atıksu arıtma hizmetinden yoksundur. • Suya olan ihtiyacın artmasına karşın küresel ısınma ve çevre kirliliği nedeniyle su kaynaklarının azalması suyu daha da stratejik bir kaynak haline getirmiştir. 1.4.Türkiye’nin Su Durumu • Türkiye su zengini değil, su sıkıntısı olan bir ülkedir. • Dünyada yıllık yağış ortalaması 1.000 mm (m2’ye 1.000 kg) iken Türkiye’de 643 mm,İstanbul’da ise 719 mm’dir. • Dünya’da kişi başına düşen yıllık ortalama tatlı su miktarı 7.300 m3 iken Türkiye’de 1.645 m3’dür. • Elverişli Su Miktarı: 112 Milyar m3 • Türkiye’nin Nüfusu: 75 Milyon • Kişi Başına Düşen Su Miktarı: 1 645 m3 • DİE 2030 yılında Türkiye’nin nüfusunun 100 milyon olacağını tahmin etmektedir. 2030 yılında kişi başına yıllık su miktarının 1.000 m3’ün altına düşmesi ve Türkiye’nin su fakiri bir ülke haline gelmesinden endişe edilmektedir. • Dolayısıyla Türkiye’nin gelecek nesillere sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynaklarını çok iyi koruyup, akılcı kullanması gerekmektedir. 738 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ 1.5.Suyu Nasıl Kullanıyoruz? • Ülkemizde su kullanımının %72’si tarımsal, %18’i evsel ve %10’u da endüstriyel kullanımdır. • Tarımsal sulamanın %90’a yakın bir kısmı vahşi sulama adı verilen geleneksel yöntemle yapılıyor ve bu da büyük bir su israfına yol açıyor. Üstelik bu sulama yönteminde alınan verim de düşük. Tarımda mutlaka modern sulama yöntemlerine geçmemiz gerekiyor. • Endüstriyel su kullanımında ise en önemli konu arıtma. Bir litrelik arıtılmamış atık su tam sekiz litre tatlı suyu kirletiyor. Böylelikle su kirliliğinin önü alınamıyor ve kirlilik sürekli artıyor. Endüstriyel işletmelerin yalnızca %10’u arıtma tesisine sahip. Endüstrinin ürettiği zehirli ve ağır metalar içeren atık suların sadece %22’si arıtılıyor, %78’i ise arıtılmadan göl, ırmak ve denizlere bırakılıyor. • Ülkemizde kanalizasyon sularının büyük bir kısmı hiç arıtılmadan ırmaklara, göllere ve denizlere akıyor. Bu durum sularımızın hızla kirlenmesine sebep oluyor. • Evimizde kullandığımız suyun %40’ını boşa akıtıyoruz. Yani her 5 litre suyun 2 litresi israf oluyor. Aslında bu israfı önlememiz çok kolay. Örneğin; meyve-sebze yıkarken musluğu açık bırakmazsak yılda 16 ton, dişlerimizi fırçalarken suyu kapatırsak 48 ton, duş süremizi kısaltırsak 18 ton, sifonu gereksiz kullanmazsak 16 ton, bulaşıklarımızı makinede ve tam kapasiteyle yıkarsak 40 ton su tasarrufunda bulunabiliriz. Bunların dışında başka pek çok yolla da bireysel kullanımlarımızda su tasarrufu yapabilir. 1.6.Neler Yapalım? • Evde kullandığımız temizlik maddeleri, atık sularla birlikte nehirlere karışıp su kaynaklarını kirlettiğinden, içinde fosfat bulunmayan ve suda ayrışabilen temizlik maddelerini kullanalım, • Dişlerimizi fırçalarken, tıraş olurken ya da bulaşık yıkarken musluğu açık bırakmayalım, • Sifon çekildiğinde suyu renklendirsin ve temizlesin diye klozetlere asılan maddeler kanalizasyona karışıp kirliliğe sebep olduğundan bunları kullanmayalım, • Çamaşır suyu, atık maddelerin ayrılıp çözünmesini sağlayan yararlı bakterileri de öldürdüğünden çamaşır suyunu olabildiğince az kullanalım, • Akıtan veya sızdıran tesisatlarımızı onaralım. • Kapı önü, balkon, teras gibi yerlerin temizliğinde hortumla su tutmak yerine süpürge kullanalım, • Bahçe sulamak için buharlaşmanın en az olduğu sabah veya akşam saatlerini tercih edelim, • Araba yıkarken hortum yerine kova ve sünger kullanalım, • Daha az su tüketen duş başlıkları kullanalım, • Suyu kireç ve bakterilerden arındıran filtreler kullanalım. Unutmayalım ki suyu boşa harcama gibi bir lüksümüz yok. Hem kendimizin hem de çocuklarımızın susuz kalmasını istemiyorsak, çok geç olmadan buna yönelik önlemlerimizi almalıyız. Daha önce de söylediğimiz gibi su, yenilenebilir bir kaynak. Yani suyu 739 BAHÇIVANLIK EL KİTABI düzgün ve verimli kullanırsak doğa bizi susuz bırakmaz. Bunun yolu da doğayla uyum içerisinde yaşayabilmeyi öğrenmekten geçiyor. 2. SULAMA Bitkiler büyümeleri ve gelişmeleri için besinleri kökleri vasıtası ile topraktan alırlar. Bu besin maddelerinin alınabilmesi için toprakta eriyik halde bulunması gerekir. Bu da büyüme safhasında yeterince suya ihtiyaç var demektir. Bitkiler ihtiyacı olan suyu genellikle kar, yağmur gibi doğal yollardan karşılarlar Toprakta, yağışlar sonucunda biriken su, iklim koşullarına bağlı olarak; buharlaşma, terleme gibi nedenlerle azalır. Bitkilerin kök bölgelerinde yeterli suyun bulunmaması durumunda bitkinin ihtiyacı olan suyun toprağa verilmesine SULAMA denir. Bitkinin kök bölgesinde biriken fazla suyun uzaklaştırılması işlemine de DRENAJ denir. 2.1. Sulamanın Önemi Bitki yetiştiriciliğinde toprak bir ortam, su yardımcı bir unsur, bitki ise sonuçtur. Bir tohumun çimlenmesinde ısı gerekli, ancak su şarttır. Tohum ne kadar kaliteli olursa olsun çimlendikten sonra hayata tutunup büyüyebilmesi için mutlak suya ihtiyaç duyar. Suyun bitki hayatındaki yüklendiği fonksiyonları şu şekilde sayabiliriz. • Su her şeyden önce bitki için başlı başına bir besin elentidir. • Bitki hücrelerinin turgor durumda bulunmaları, bitkinin kendisine has şekil alması ve yapraklardaki stomaların açılıp kapanması doğrudan bitkinin içerdiği suyla ilgilidir. • Enzimlerin aktivitesi, hücre ve dokulardaki metabolizma olaylarının düzenli cereyan etmesi suyun varlığına bağlıdır. • Bitki besin elementlerinin bitkiler tarafından alınabilmesi için suda eriyik halde bulunmaları gerekir. • Su bitki içerisinde taşıyıcı görevi yapar. • Bunların yanında su bitki gövdesini sıcaktan ve soğuktan korur. • Bütün bu fonksiyonların sonucunda su, bitkilerin vejetatif aksamlarının gelişmelerine ve bitkilerin ürün artışlarına hizmet etmektedir. 2.2. Bitki-su-toprak münasebetleri Büyüyen bir bitkinin ihtiyaçları ışık, su, oksijen, karbondioksit, mineral besinler ve mekanik destektir. Bunlardan ışık, karbondioksit ve kısmen de destek hariç diğerleri toprak tarafından temin edilir. Bitkilerin besinlerini temininde iki kuvvet rol oynar. • Osmatik kuvvet • Emme kuvveti Bitki içerisindeki suyun yoğunluğunun toprak eriyiğinden fazla olması halinde ozmoz olayı sayesinde kök hücreleri zarlarından az yoğun toprak suyu içerisindeki mineral eriyikleri bitki hücresine geçer. Kök basıncı sayesinde uç kısımlara iletilir. Bunun için gerekli enerji de kök hücrelerindeki organik maddelerin oksijen ile yanmasından meydana gelir. 740 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ Toprak ve su arasındaki ilişkiler bazı fiziksel özelliklerine bağlı olarak karşılıklı etkileşmelerinin bir sonucudur. Bu bakımdan bazı özelliklerin bilinmesinde fayda vardır. a-Toprak Tekstürü: Topraklar çeşitli büyüklüklerden oluşan danelerin Toprak kitlesi içersindeki nispi miktarları ve bunların birbirlerine göre oranlarıdır. Tekstür bakımından toprakları dört grupta toplamam mümkündür. 1. Çapları 1,00mm den büyüklüklere kaba kum 2. Çapları 0,05-1,0mm arası na kum 3. Çapları 0,002-0,05 arasına silt 4. Çapları 0,002 mm den küçük olanlara kil adı verilir. Bu parçacıkların tek başlarına durmaları arzu edilmez. B- Toprak Strüktürü: toprak daneleri birbirine yapışmak ve kümeleşmek sureti ile kendi aralarında agregat denilen ikinci derece toprak danelerini oluştururlar. Bu agregatlar ve toprak danelerinin büyüklükleri, şekilleri ve diziliş biçimleri yapısal bir özellik olan toprak strüktürünü belirler. Toprak parçacıklarının bir araya gelerek oluşturdukları sıralamaya ve bunların duruş şekillerine toprak strüktürü denir. Strüktür toprağın su ve hava geçirgenliği, su ve hava kapasitesi, bitki besin maddelerinin yarayışlılık derecesi, mikroorganizma faaliyetleri ve bitki köklerinin toprağa nüfuzu gibi faktörleri önemli ölçüde etkiler. Toprak strüktürüesas olarak ıslanma ve kurma, donma çözülme veya her ikisinin aynı anda gerçekleşmesi ile şekillenir.strüktür sulamacılık ve bitki yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahiptir. Sulamada ve gübrelemede toprak strüktürünün bozulmamasına özel önem gösterilmelidir. C- Porozite (Gözenek Hacmi): Toprakta iki türlü boşluk (gözenek) vardır: • Büyük, • Kapiller Boşluk. Bitki yetiştiriciliği ve dolayısı ile sulama açısından bu boşlukların büyük önemi vardır. Toprak büyüklü küçüklü parçalardan oluştuğu için bu parçacıklar arasında boşluklar her zaman mevcuttur. Bu boşlukların ölçüsü olarak toplam porozite terimi kullanılır. Orta bünyeli bir toprakta toplam porozite %50 civarındadır. İdeal toprak yoktur zira her bitkinin toprak istekleri farklıdır. Ancak fiziksel olarak ideal toprak yapısı boşluk oranı % 50 olanıdır diyebiliriz. D-Permeabilite: Suyun toprak içerisinde hareket edebilme özelliğidir. Diğer bir deyimle geçirgenliğidir. Büyük boşluklu toprakların geçirgenliği yüksek, küçük (kılcal) boşluklu toprakların geçirgenliği de düşük olur. 2.3. Toprakta Suyun Tutulması Toprakta su esasen toprak daneleri arasındaki boşluklarda tutulmaktadır. Toprakta su miktarı azaldıkça gözeneklerin daha az bir kısmı su ile işgal edilirken bu suyun toprak zerreleri tarafından tutulma enerjisi artar. Su arttıkça tutulma enerjileri de azalır. Buna göre toprak içindeki suyu ikiye ayırabiliriz: • Sızan Su • Tutulan Su 741 BAHÇIVANLIK EL KİTABI Tutulan suyu a ikiye ayırabiliriz: • Kapillar Su • Higroskopik Su. Sızan Su: Suyla doymuş bir toprakta suyun bir kısmı yer çekiminin etkisi ile sürekli hareket ederek aşağılara sızar. Bu suya sızan su denir. Suzan su toprağın büyük gözeneklerini doldurmaktadır. Tutulan Su: Başlangıçta doymuş halde iken sızan su hareketinin sona erdiği anda toprakta tutulabilen sudur. Bu su genellikle stabil değil devamlı hareket halindedir. Bu hareketi sağlayan kuvvete kapillar kuvvet denir. Tutulan su toprağa bağlanma kuvveti bakımında kapillar su ve higroskopik su olarak ikiye ayrılır. Kapillar Su: Adhezyon ve yüzey gerilimi kuvvetleri ile toprak parçacıklarının etrafında ve bu parçacıklar arasındaki boşluklarda tutulan sudur. Kapillar suyun miktarına en fazla etki eden faktörler; toprağın tekstürü, strüktürü ve organik madde miktarlarıdır. Kapillar su toprakta uzun süre tutulabilen ve yeterli hareket kabiliyetine sahip olan bir su çeşididir. Onun için fiziksel ve kimyasal bakımdan önemli rol oynayan sudur. Higroskopik Su: Toprak danelerinin etrafında ince bir tabaka halinde büyük bir çekim kuvveti ile tutulan sudur. Çok kuvvetli tutulduğundan bitkiler açısından yarayışsız sudur. 2.4. Toprak Nem Sabitleri Toprakta bulunan su miktarları toprağın içindeki tutulma durumlarına, tutulma miktarlarına ve toprak içindeki hareketlerine göre değerlendirilmiş ve buna toprak nem sabitleri denmiştir. Toprak nem sabitleri olarak adlandırılan bu nem sabitleri şunlardır. • Saturasyon (doyma) noktası, • Tarla kapasitesi, • Devamlı solma noktası, • Higroskopik su, Saturasyon Noktası: Bir toprağın gözeneklerinin tamamen su ile dolu olduğu anda toprakta bulunan nem yüzdesidir. Doygunluk anında toprak sıfır tansiyondadır. yani suyun toprak danecikleri yüzeyine bağlanma enerjileri sıfır kabul edilir. Tarla Kapasitesi: Toprağın yerçekimi kuvvetine karşı bünyesinde tutabildiği maksimum suya tarla kapasitesi denir. Bir başka deyişle yağış veya sulamadan sonra sızan suyun tamamen çekilip, aşağıya doğru su hareketinin pratik olarak durduğu anda toprakta tutulan nem yüzdesidir. Toprak suyunun bitkiye yarayışlılığının üst sınırını teşkil eder. Daha teknik bir tanımla serbest drenaj şartlarında kapillar ve yer çekimi kuvvetleri arasında bitki kök bölgesinde tutulan sudur. Devamlı Solma Noktası: Bitkilerin topraktan su almalarında iki kuvvet karşı karşıyadır. Birincisi toprak daneciklerinin suyu çekme kuvveti, ikincisi ozmotik kuvvet ve kök basıncı. Eğer toprak daneciklerinin çekme kuvveti ozmotik kuvvetten ve kök basıncından daha fazla olursa; bitkiler su alamayacağından dolayı solmaya başlar. İşte bu noktadaki nem oranına devamlı solma noktası denir. 742 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ Higroskopik Su: Genel olarak fırında kurutulmuş bir toprağın nispi nemi %98 olan bir havadan absorbe ettiği nem miktarıdır. Higroskopik su esas olarak toprak danelerinin yüzeyinde ince bir tabaka şeklinde tutulan suyu ifade eder. Buna göre toprak suyunu: 1- yarayışsı su, 2-yarayışlı su, 3- fazla su olarak üç tipte tefrik edebiliriz. 2.5. Toprak Suyunun Hareketi Doymuş Akış: Gözeneklerinin tamamı su ile dolu olan bir topraktaki suyun yer çekimi etkisi ile eğim yönünde derinlere sızması işlemine denir. Pratikte toprak gözeneklerinin tamamı suyla dolmayabilir. Burada önemli olan şey akışın yer çekimi etkisi ile olmasıdır. Bu akış tek yönlü yani eyim yönünde olur ve tarla kapasitesi seviyesine inince durur. Doymamış Akış: Doymuş akış bittikten sonra toprak suyunun hareketi durmaz. Zira toprak suyu sürekli bir hareket halindedir. Toprak bitki su ilişkileri genellikle doymamış akış şartlarında gelişir. Toprak içerisindeki küçük boşluklarda yüzey gerilimi ve toprak daneciklerini çekim kuvveti etkisi ile suyun üç boyutlu hareketine doymamış akış denir. İnfiltrasyon: Yağmur ve sulama sularını toprak yüzeyinden toprak içerisine girişine denir. Suyun toprak içerisinden aşağılara doğru inişine ise perkolasyon denir. Toprak yüzeyinden bulunan suyun toprağa girişi profil boyunca aşağılara doğru hareketi iki kuvvetin etkisi altında olmaktadır. Bu kuvvetler yer çekimi ve kapillar kuvvetlerdir. Suyun yüzeyden derinlere doğru hareketi sırasında büyük gözenekler yer çekiminin etkisi ile küçük gözenekler ise kapillarite yoluyla dolar. Toprakta suyun hareketi danelerin küçüklüğü oranında yavaşlar. Bu nedenle ince bünyeli toprakların su tutma kapasiteleri çok yüksek olduğu halde iletim kapasiteleri oldukça düşüktür. Çapları çok küçük olan borulara kapillar boru denir sıvıların bu borular içerisindeki yükselmesine de kapillarite denir. Toprak içerisindeki kılcal boşluklar da düzgün olmayan kapillar borular oluşturur ve duymamış akış dediğimiz kapiller hareket bu sayede olur. Bu şekilde toprağın derinliklerindeki sular yükselerek bitki kök bölgesine gelir. Yüzey altı sulamaları hariç bitin sulama yöntemlerinde se toprağa yüzeyden verilir. Ve oradan infiltrasyon yolu ile toprak bünyesine girer. Bu giriş toprağın yapısına göre yavaş veya hızlı olur. Eğer toprağın yapısını düzeltme şansına sahip değilsek sulama yöntemini ve sulama aparatlarını ona göre planlamak durumunda oluruz. Yani toprağa infiltrasyon hızından daha fazla su verirsek yüzeyde birikme ve eğime bağlı olarak yüzey akışı meydana delir. Bu da toprağa ve bitkiye zarar verir ki bu hiç arzu edilmez. 2.6. Bitki Su İlişkileri Toprakta su yetiştiricilik bakımından toprağın tava gelmesi ve erozyon yönlerinden önemli ise de suyun asıl önemi bitki gelişmesindeki rolünden ileri gelir. Bitki suyu topraktan kökleri ile alırlar. Hücrelerine dokularına ve yapraklarına iletirler. Yapraklara gelen su da terleme yoluyla atmosfere verilir. Bitkinin topraktan aldığı su ile terleme ile atmosfere verilen su bitkinin yaşaması için temel şarttır. Harcanan su miktarı gelen su miktarından fazla olursa denge bozulur. Başlangıçta bitki bundan zarar görür. Bitki stomalarını kapatarak kendi tedbirini almaya çalışır. Fakat bu durum daha uzun süre devam 743 BAHÇIVANLIK EL KİTABI ederse bitki kuruyabilir. Bitkilerin terleme yoluyla kaybettikleri su ile yaptıkları kuru madde arasında bir oran vardır. Bu orana terleme oranı denir. Bu oran bitki çeşidine, iklim şartlarına toprağın durumu ve bazı etkenlere bağlı olarak değişir. Su bitkilerin çok genç olan kılcal kökleri ile alınır. Kuvvetli bir kök yapısı demek sağlıklı bir biti demektir. Zira suyu topraktan alması daha fazla olacağından göstereceği büyüme performansı da o ölçüde iyi olacaktır. Bitki su tüketimi: Sulama sisteminin rasyonel bir şekilde planlanmasında bitki su tüketiminin bilinmesi esastır. Bu sayede stemin kapasitesi hesaplanabilir ve sulama tesisinin işletilmesinde büyük kolaylıklar sağlanabilir. Pek çok etkenin tek tek veya birlikte etkilerinin sonucunda ortaya çıkan bir olay olan bitki su tüketimi buharlaşma veya terleme diye iki temel olaydan oluşur. Buharlaşma suyun topraktan, su yüzeylerinden ve bitki yapraklarının yüzeyinden ısı transferi aracılığı ile sıvı ilden gaz haline dönüşerek atmosfere intikali olayıdır. Terleme ise aslında buharlaşmanın değişik bir şeklidir. Ancak terleme olayında bitki kökleri ile alınan su yapraklar vasıtası ile atmosfere verilir. Terleme yüzeyinin büyük bir bölümünü yapraklar oluşturur. Bir bitkinin ilişme devresi boyunca topraktan köklere köklerden gövdeye ve gövde içerisinden de yapraklar aracılığı ile biyosfere doğru sürekli bir su hareketi vardır. Kökler tarafından alınan suyun çok az bir kısmı bitkide alıkonur. Yapraklardan kaybolan su kökler tarafından nan su miktarını aştığı zaman bitkide solma meydana gelir ve büyüme geriler. Bir bölgede terleme ve darlaşmayla atmosfere verilen su ayrı ayrı tespit etmek güçtür. Bu nedenle her iki yolla meydana galan su kayıpları bir bütün olarak ele alınır ve bitki su tüketimi (evapotransprasyon) olarak tanımlanır. 2.7. Bitki Su Tüketimini Etki Eden Faktörler Sıcaklık ve Güneş Enerjisi: Bitkiden ve topraktan suyun buharlaşmasında gerekli enerji güneşten alınır. Sıcaklık bitki gelişmesinde de rol oynayan önemli bir faktördür. 0-10 c arasında bitki su tüketiminin azaldığı, 10-14 derece arasında birden arttığı ve 36 c de maksimum düzeye çıktığı görülmüştür. Bitki Büyüme Devresi: Özellikle bitkinin yıllık gelişme devreleri su kullanım oranını önemli derecede etkiler. Çimlenme Devresi: Vejetatif büyümenin maksimum olduğu devre, Bitkilerin olgunluğa eriştiği ve fizyolojik faaliyetlerin yavaşladığı devre. Bitki Gelişme Süresi: Bitkilerin gelişme süresi fizyolojik faaliyetlerin devam ettiği süre olarak tanımlanır. Güneşlenme Süresi: Gün uzunluğu fazla olan yerlerde su tüketimi daha fazla olur. Rüzgâr Hızı: Hava neminin artması ile evaporasyon hızı azalmaktadır. Nemli havanın rüzgârla taşınarak yerine daha kuru havanın gelmesi terlemeyi ve buharlaşmayı arttırır. 744 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ 2.8. Sulama Suyu Kalitesi Ve Tuzluluk Sulama her çağda bitki yetiştiriciliğinde ana faktörlerden birisi olmuştur. Yeryüzündeki eski medeniyetlerin çoğunun sulu tarımın uygulandığı alanlarda kurulduğu, fakat yine bu medeniyetlerin çoğunun sulamada yapılan hatalar yüzünden çöktüğü tarihi belgelerden anlaşılmaktadır. Büyük bir medeniyetin geliştiği Mezopotamya’ da sulu tarımda başarısızlığa uğradığı ve bu durumun taban suyunun yükselmesiyle tuzluluktan ileri geldiği sanılmaktadır. Yine Irak topraklarında hüküm sürmüş Sümer uygarlığının yok olmasında da M.Ö 24002100 yılları arasında meydana gelen toprak tuzlanmalarının önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır. Ülkemizde özellikle Çumra, Menemen, Çukurova ve İğdır gibi yarı kurak bölgelerde sulamaların bilinçsizce yapılması sonucunda toprakların büyük çoğunluğu zamanla çoraklaşmış ve tarım yapılamaz hale gelmiştir. Yirminci yüzyılın başına kadar sulama suyu sadece miktar bakımından ele alınarak değerlendirilmiştir. Fakat asıl önemli olan sulama suyunun kalitesi gözden kaçmış. Suyun içinde taşıdığı erimiş maddelerin miktarı ve cinsine dikkat etme gereği anlaşılmıştır. Sulamanın başarılı ve sürekli bir şekilde uygulanması sulama zamanı, bir sulamada verilecek su miktarı, sulama aralığı ve uygun sulama yönteminin seçimi kadar kullanılan sulama suyunun niteliği ile de yakından alakalıdır. Sulama suları ister akarsulardan isterse de kuyu sularından temin edilsin üzerinde, aktıkları kaya ve topraklardan erittikleri birtakım kimyasal maddeler ihtiva edebilir. Bu erimiş maddeler genellikle tuz karakterinde olup konsantrasyon ve bileşimleri suyun kalitesini belirler. Toprakta Eriyebilir Tuz Birikmesi Ve Dolayısıyla Tuzlanma; Sulama suyu kalitesi, seçilen sulama sistemi, yeterli bir drenaj sisteminin bulunup bulunmamasına bağlıdır. Başlangıçta problem olmayan topraklarda bu olayların dikkate alınmaması sonucu tuzlanma olabilir. Tuzlanma genellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde meydana gelir. bu bölgelerde uygun kalitede ve yeterli sulama suyu temin edilemezse bitki kök bölgesine verilen sular evapotransprasyon yoluyla tüketilir, Bu durumda tabandan yukarıya doğru kapiller hareket başlar. Kapiller hareket sonucunda her defasında bitki kök bölgesinin daha derinlerinde bulunan eriyebilir tuzlarda yukarıya doğru taşınır. Zaten yıkanmanın olmadığı bu durumda su, bitki rüzgar ve ısı yoluyla topraktan uzaklaştırılınca buharlaşmayan tuz toprakta kalır. Kurak ve yarı kurak bölgelerde sulama yönünden kalitesiz su kullanıldıkça ve hiçbir tedbir alınmadığı sürece toprağa sürekli tuz birikimi devam edecektir. Bu durumda topraktaki tuz konsantrasyonu artacağından bitki öz suyunun konsantrasyonuna yaklaşır ve bitkinin topraktan su almasını zorlaştırır. Bu olay devam ettiği sürece bitkiler ozmotik basınç yolu ile topraktan su alamayacağı gibi toprağa su vermeye başlar. Bu anlatılmaya çalışılan hadise hemen birkaç yıl içerisinde gerçekleşen hadiseler değildir. Uzun yıllara yayıldığından üreticiler ve yetiştiriciler bu olayı fark ödemeyebilirler. Ancak sonuç ortaya çıktıktan sonra telafisi çok zor ve pahalı bir durumla karşı karşıya kalınır. 745 BAHÇIVANLIK EL KİTABI Gerek sulama gerekse diğer yollarla toprakta biriken tuz bileşikleri bitkiler için üç şekilde zararlı olabilir. - Toksik (zehirli) etkiye sahip tuzlar toprakta gereğinden fazla birikerek bitkiye zararlı olabilecek seviyeye ulaşabilirler. - Fazla miktarda bulunan bazı tuzlar bitki besin maddelerini teşkil eden tuzlarla bileşik yaparak bitkinin yeterli besin almalarını engellerler. - Uygun olmayan sodyum-kalsiyum oranı yüzey topraklarının dispers hale gelmelerine ve bunun neticesi olarak da suyun kök bölgesine girişini engelleyerek bitkilerin susuzluktan dolayı solmalarına neden olurlar. Ayrıca fazla tuzlu toprak suyunun ozmotik basıncı artacağından bitkiler tarafından suyun alınması zorlaşır. Sulama suları tuzluluk yönünden kalitesinin belirlenmesinde suyun taşıdığı kimyasal maddelere göre değişik değerlendirmeler yapılır. Mesela sodyum oranı, bor ve klor miktarları, bikarbonat konsantrasyonları vb. bunların tespiti biraz zor olduğundan pratikte biz daha çok eriyebilir tuzların toplam konsantrasyonlarını dikkate alacağız. Bu da suyun elektriksel geçirgenliği ile belirlenir. Elektriksel geçirgenlik = micromhoz/cm dir. Toplam tuz içeriğine göre sulama suları dört guruba ayrılır. • Düşük Tuzlu Sular (T1): Elektriksel geçirgenliği 250 micromhoz/cm den az olan sular. Bu sular sulama yönünden en uygun sulardır. Pek çok toprakta ve bitkilerde bu su kullanılır. Toprakta tuz biriktirme ihtimali azdır. • Orta Tuzlu Sular (T2): Bu sınıfa giren suların elektriksel iletkenlikleri 250-750 micromhoz/cm arasındadır. Orta derecede tuzlu sulama suyu yıkama sağlandığında güvenle kullanabilir. • Yüksek Tuzlu Sular (T3): Elektriksel iletkenliği 750-2250 micromhoz/cm arasında olan sulardır. Böyle sular drenajın yeterli bulunduğu durumlarda tuza dayanıklı bitkiler yetiştirmek kaydı ile kullanılabilir. • Çok Yüksek Tuzlu Sular (T4): 2250 micromhoz/cm den yüksek olan sulardır. Normal şartlar altında sulamada kullanılmaya elverişli değildir. Yalnız çok özel şartlarda bazen kullanılabilir. 3. SULAMA YÖNTEMLERI Sulama yöntemleri; Geleneksel sulama yöntemleri ve Modern sulama yöntemleri olarak ikiye ayrılır. 3.1.Geleneksel Sulama Yöntemleri 3.1.1.Salma Sulama Yöntemi Bu yöntemde su tarla hendeklerinden saptırılarak toprak yüzeyini devamlı bir tabaka halinde kaplayacak şekilde tarla yüzeyinde rasgele yayılmaya bırakılır. Suyun bol, isçilik masraflarının az olduğu bölgelerde kullanılır. 746 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ 3.1.2.Uzun Tava Yöntemi Tarlanın eğimi yönünde uzun şeritlere ayrılması, şeritlerin üst tarafından suyun kontrollü şekilde aşağı doğru akıtılmasıyla yapılan sulama şeklidir. 3.1.3.Hortumla Sulama Yöntemi Su kaynağından hortumla alınan suyun bitkiye elle sulama yapılarak verilmesidir. 3.2.Modern Sulama Yöntemleri 3.2.1.Yağmurlama Sulama Yöntemi: Yağmurlama sulama yönteminde su, bitkinin ihtiyacı olan suyun, alana döşenmiş olan boru sistemine bir pompa vasıtası ile basılarak bu boruya bağlı sprinklerden (sulama başlığı) doğal yağışa benzer biçimde toprak yüzeyine püskürtülerek alana verilmesidir. Bu yöntemde su kapalı borularla basınçlı şekilde sulama başlıklarına (springlere) kadar taşınır ve püskürtülerek alanın sulanması sağlanır. Sistemin çalışması için gereken basınç pompalarla sağlanır. Bir yağmurlama sistemini oluşturan elemanlar; elektrik motoru, su pompası, çeşitli çapta borular, boru bağlantı elemanları (ek parçalar), vanalar ve sulama başlıkları (sprinkler)dır. Gerektiğinde çekvalf, basınç düşürücü vana, gübre veya ilaç tankı, filtre gibi elemanlar da sisteme eklenebilir. Yağmurlama Sulama Sistemleri • Yarı Otomatik • Tam Otomatik olacak şekilde dizayn edilirler. Yarı otomatik sistemlerde sulanacak alandaki vanalar bahçıvan tarafından açılıp; kapatılarak sulama gerçekleştirilir. Tam otomatik sistemlerde kullanılan selenoid vanalar elektrik akımıyla devreye girer ve önceden belirlenen zamanda, belirlenen süre kadar açık kalarak sulamanın yapılmasını sağlarlar. 3.2.1.1.Yağmurlama Sulama Sistemlerinde Kullanılan Başlık Tipleri (Springler) • Yağmurlama sulama sisteminde kullanılan sulama başlıkları, sprey tip(sabit) ve rotor tip(döner) başlıklardır. • Sprey tip başlıklar, genişliği az ve düzgün olmayan alanlarda, rotor tip başlıklar, ise daha büyük ve geniş alanlarda kullanılmaktadır. 747 BAHÇIVANLIK EL KİTABI 3.2.1.2.Sprey Tip Başlıklar • Sprey tip başlıklar sabit olup dönme hareketi yapmazlar. Su basıncının etkisiyle sprink başı yükselerek suyu üniform şekilde püskürtür. • Çalışma basıncı 1-3 bar arası olup,ıslatma alanı yarıçapı 2-5 metredir. • Islatma alanı 0º -360º arasında ayarlanabilir. 3.2.1.3.Rotor Tip Başlıklar: Büyük ve geniş alanlarda kullanılır. Dönme hareketi yaparak suyu püskürtürler. Çalışma basınçları 1,5-6 bar olup, ıslatma alanı yarıçapı 8-25 metredir. Islatma alanı 0º-360º arasında ayarlanabilir. Damlama Sulama Malzemeleri Bağlantı Malzemeleri (Fittings) 3.2.2.Damlama Sulama Yöntemi Düşük basınçla ve suyun, damla damla bitkinin köküne verilerek yapılan bir bitki sulama yöntemidir. Temel amaç; su kaybını önlemek ve toprağı, bitkinin su ihtiyacını karşılayacak seviyede sürekli olarak nemli tutmaktır. 748 Zamanlayıcılar (Timer) KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ 3.2.3.Toprak Altı Sulama (Terleme) Yöntemi Toprak altına belli aralıklarda serilen terleme boruları vasıtası ile suyun bitkinin kök bölgesine verilmesi yöntemidir. Bu yöntemle verilecek su miktarı kök bölgesindeki su ve hava oranını en iyi şekilde kombine edecek düzeyde olmalıdır. 3.3. Sulama Randımanı Genel anlamda randıman belli bir amaca ne kadar erişildiğinin ifadesidir. Sulamada elde edilmesi veya erişilmesi istenilen hedefler çok çeşitlidir. Buna göre de her amaç için sulama randımanı tanımı da farklı olacaktır. Su iletim randımanı: dar alanda basınçlı borularla suyun taşındığı sistemlerde su iletim randımanı %1 OO’e yakın olur. Zira açık sistemlerdeki gibi buharlaşma ve sızma kayıpları söz konusu olmaz ancak bir miktar sürtünme kayıpları olabilir ki o da boruların kapasitelendirme esnasında çapların uygun seçilmesi sonucu halledilebilir. Su uygulama randımanı: Su pahalıya malolan bir materyal olduğu için arazi uygulamalarında toprağa yüksek randımanlı verilmesi gerekir. Toprağa verilen suyun tamamının kök bölgesinde kalmasını sağlamaya azami dikkat ve gayret edilmesi gerekir. Şayet toprakta tuzlanma problemi varsa bir miktar yıkamak için fazla su verilmelidir ki kök bölgesindeki tuzlar yıkanabilsin. Araziye verilen su sadece derine sızma yolu ile kaybolmaz. Bir kısmı da güneşin ve rüzgarın etkisiyle buharlaşır. Dolayısı ile sulama randımanı yürütülen tahminler gibi %100’lere yaklaşmaz. Yapılan denemelerde elde edilen en yüksek sulama randımanları şöyle tespit edilmiştir: Yağmurlama sulama yöntemi; %65-75 Damla sulama yöntemi: %80-90 Su depolama randımanı: Kök bölgesindeki nem açığını kapatmak için gerekli olan suyun sadece bir kısmının toprağa uygulandığı durumlarda yüzey akışı ve derine sızma kayıpları söz konusu değildir ve su uygulama randımanı %100’e yakın olur. Ancak sulamanın etkinliğini azaltan bu durum pek arzu edilmez. Bu problemin açıklığa kavuşturulması için su depolama randımanı kavramı kullanılmaktadır. Bu kavram bitki kök bölgesinde ihtiyaç duyulan suyun tam anlamı ile nasıl depolanabileceği hususuna dikkat çekmektir. Su dağılım randımanı: sulamada önemli olan diğer bir husus da sulama suyunun bitki kök bölgesine üniform bir şekilde verilmesidir. Su dağılımı ne kadar üniform olursa bitki gelişmesi de o kadar düzenli olur. Toplam randıman yukarıda sayılan randımanlara bağlı olarak toplam sulama randımanı ortaya çıkar. Toplam sulama randımanı; uygulanan sulama metoduna, toprak bünyesine, su dağıtım sistemine bağlı olarak %25 ila %85 arasında değişir, %35’in altına düşmesi arzu edilmez. 749 BAHÇIVANLIK EL KİTABI 3.4. Su Alma Şebekelerinin İşletilmesi Ve Sulama Tekniği Sulama işlemi esas olarak, suyun çeşitli kaynaklardan alınarak araziye getirilmesi ve bu suyun bitki kök bölgesini teşkil eden toprağa verilmesi diye iki aşamada gerçekleştirilir. Bu iki aşamanın birbirine uyum içinde tamamlamaları ölçüsünde sulama başarılı olur. Suyun temininde ve iletiminde kullanılan mühendislik yapıları ve iletim elemanları ne kadar mükemmel olursa olsun sulanacak arazi içinde planlı bir su dağıtımı yapılmadıkça ve su bitkinin kök bölgesine uygun bir şekilde verilmedikçe etkili bir sulamadan söz edilemez. Sulama yönteminin seçimi sulama sonucunda oluşacak olumsuz drenaj ve tuzluluk problemlerinin önlenmesi gibi tedbirler sulama sistemlerinin işletilmesinde önde gelen hususlardır. Arazinin Sulamaya Hazırlanması Sulama yapılacak arazinin sulamaya uygun bir biçimde hazırlanması ve arazinin durumuna uygun sulama yönteminin seçilmesi önemli hususlardan biridir. Özellikle yüzey sulama yöntemlerinden birinin uygulanmasında arazinin her tarafına eşit miktarda su verilmesi arzu edilir. Yüzeyi engebeli olan arazilerde bu amacı gerçekleştirmek çoğu zaman güçtür. Arazinin yüksek yerleri yeterli su alamazken alçak yerlerinde aşırı su birikmesi ve buna bağlı olarak taban suyu yükselmesi ile bazı problemlerin ortaya çıkması muhtemeldir. Bu bakımdan yüzey sulama sistemlerinde sulama suyunun yüksek randımanlı, erezyon ve tuzlanmaya neden olmadan toprağa verilebilmesi için arazi yüzeyinin düzeltilmesi, sulamaya hazırlanması gerekir. Arazi Tesviyesi Sulamadan iyi bir sonuç alınabilmesi için arazi yüzeyinin homojen bir su dağılımına elverişli olması gerekir. Düzenlenecek araziler her zaman bu şekilde olmayabilir. İşte arazinin sulamaya hazırlanması amacı ile tabii meyili bozmadan arazi içinde bulunan tümsek ve çukurların düzeltilmesi işlemine tesfiye denilmektedir. Bazen uygulamalarda özel olarak tümsekler oluşturulur. O zaman bu oluşturulan tümsek ve etrafının bütünlüğü bozmadan ayrıca sulama planlarının yapılması gerekir Tesfiye yapılmış bir arazide mütecanis bir sulama yapılabilir. Toprak erezyonu önlenir, iyi bir yüzey drenajı sağlanır. Görsel olarak da göze hoş gelen bir manzara ortaya çıkar. 3.5. Sulama Programı Sulama şebekelerinde suyun arazinin başına getirilmesinde kullanılan fiziki unsurlar başarılı birer mühendislik yapılandırlar. Ancak sulamanın başarıya, ulaşmasında bu yapılar tek başına yeterli olmayıp suyun arazide kullanımında da teknik esaslara uyulması gerekmektedir. Bu başarının sağlanmasında sulama işleminin bir bütün olarak ele alınarak programlanması büyük önem taşır. Su idaresi olarak adlandırılan kavram suyun toplanması, depolanması, iletimi ve üniform bir şekilde araziye uygulanması gibi konuların hepsini birden içine almaktadır. Bazen bunlara fazla suyun drenajla arazi dışına atılması konusu da eklenir. Sulama suyunun verimli olarak yönetiminde sermaye, fiziki unsurlar ve insan kaynaklarından en iyi şekilde yararlanarak maksimum veri alınması amaçlanır. Bir projenin başarısını proje alanının büyüklüğü ve o alana götürülen suyun büyük750 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ lüğü ile ölçmek doğru olmaz. Projenin başarısı başlangıçta ortaya konulan hedeflen yakalamakla olur. Mesela uzun vadede projenin getireceği mali ve İş gücü kazanımı ile elde edilecek vehmin artması karşılaştırılmalıdır. Bir sahaya yapılacak yağmurlama sulama sisteminin ilk tesis masrafları biraz fazla olabilir. Ama iyi bir sulama programı ile orta ve uzun vadede yapılacak harcamalarda düşüş olacağı gibi istenilen verim artışı da gözle görülür bir şekilde hissedilecektir. Sulama programının yapılmasında bir takım bilimsel veriler göz önüne alınır. Bunlar; beklenen yağışlar, topraktaki mevcut nem, yetiştirilen bitkiler gibi faktörlerdir. Bunlara göre yapılacak programın uygulanmasında da olabilecek değişiklikler bilgili ve deneyimli kişilere danışarak gerçekleştirilmesi gerekir. Bu değişiklikler basit arazi çalışmaları ile tespit edilebilir. Bir sulama işletimi ve yönetimi ile doğrudan sürekli ilgilenmeyen bir kimsenin bu konuda doğru kararlar vermesi beklenemez. Dolayısı ile yukarda da bahsettiğimiz gibi mutlaka sistemi tanıyan ve konu hakkında bilgisi ve deneyimi olan kişilere danışılması zaruridir. Aksi olursa sistemin arızalanmasına ve gereksiz kaynak israfına sebebiyet verilir ki bu da fayda sağlanılması beklenilen bir işten zarar elde edilir 3.6. Bitki Su İhtiyacı Bitkiler ihtiyaçları olan suyu kökleri yardımı ile topraktan alarak dokularının teşekkülünde kullanırlar. Dolayısı ile bitkilerin su ihtiyacı toprakta mevcut veya toprağa verilen su ile karşılanmaktadır. Ancak gerek yağış gerekse sulama yolu ile toprağa verilen suyun hepsi bitkiler tarafından kullanılmayıp, bir kısmı buharlaşma ve derine sızma ile kaybolmaktadır. Bitkilerde aldıkları suyun çok az bir kısmını (%1-2) dokularının yapımında kullanır. Geri kalanını terleme yolu ile havaya verir. Daha önceki konularda bu konuya değinmiştik. Ancak teyit bakımından bir daha hatırlatalım ki bitkiler solma noktasına gelmeden mutlaka sulanmalıdır. Bunu da bitkilerin genel görünüşünden anlayabiliriz. 3.7. Sulama Zamanı Sulama toprak neminin bitki gelişmesini olumsuz yönde etkileyecek bir düzeye düşmesine imkan vermeyecek zamanda yapılmalıdır. Bitkiler her gün belli düzeyde su kullanarak topraktaki yarayışlı suyun bir kısmını tüketmektedir. Yarayışlı su bilindiği gibi tarla kapasitesi ile solma noktası arasındaki sudur bitkiler normal şartlar altında solma noktasına kadar olan suyu kullanabilecekleri kabul edilir. Ancak pratikte bu böyle olmaz. Çünkü solma noktasına gelen bir bitki sulansa bile tekrar eski haline gelmesi çok zordur. Bitki belki yaşamaya devam eder ama önceki gelişmesindeki seyrini yakalayamaz. Bu zaman genellikle tarla kapasitesindeki su miktarının %35-75 arasında değişir. Yani yarayışlı suyun en çok %75’i tüketildiğinde araziye su verilir. Sulama zamanının tespitinde değişik yöntemler kullanılır. Ancak her zaman teknik ölçüm cihazları bulunamayacağından basit olarak sulama zamanını bitkinin genel görünüşünden tayin etmek mümkündür. Bitkilerin yapraklarının solmaya yüz tutması, açık yeşil rengin koyu mavimsi yeşile dönmesi sulama zamanının geldiğinin iyi bir işaretidir. Ayrıca arazide açılacak bir çukurla da toprağı kontrol etmek sureti ile belirlenebilir. 751 BAHÇIVANLIK EL KİTABI 3.8. Sulamada Verilecek Su Miktarı Bir defada verilecek su miktarı toprağın yapısına göre her defasında değişiklik gösterir. Bunun hesaplanmasında dikkat edilecek hususlardan birisi yetersiz su verip bitki kök gelişimini olumsuz yönde etkilememek, bir diğeri de fazla su verip drenaj ve tuzluluk problemi ile karşılaşmamak. 3.9. Sulama Aralığı Sulama aralığı bitki çeşidi ve büyüme devresi ile toprağın derinliği, bünyesi ve su tutma kapasitesi ve iklim şartlarına bağlıdır. Kumlu topraklarda sulama aralığı kısa killi topraklarda uzundur. 3.10. Rekreasyon Alanlarında Sulama Rekreasyon alanlarında Çim bitkileri, ağaç, yer örtücü bitkiler, çiçekler gibi çok yıllık bitkiler söz konusudur. Çim önemli bir bölüm oluşturur. Türü ve çeşitleri değişebilir. Genellikle topoğrafik yapısı değişkendir. Estetik görünüm ön plandadır. Sulanacak alanların şekli önemli düzeyde farklılık gösterir. Çoğunlukla kuyulardan ve içme kullanma suyu şebeke sularından faydalanılır. Bu nedenlerle rekreasyon alanlarında basınçlı sulama yöntemleri uygundur. Yağmurlama ile sulanamayan alanlarda damlama sulama yöntemi veya terleyen borularla sulama yöntemi uygulanabilir. Bu sistemlerin hangisi olursa olsun mutlaka sistem sabit ve toprağa gömülü olmalıdır. Rekreasyon alanlarında kullanılan yağmurlama başlıklarında, aranılan özellikler; – Zemine döşenen pop-ups tipi başlık tercih edilmeli – Döner veya yerine göre sprey tipte olmalıdır. – Aynı işletme basıncında başlık debisi ve ıslatma çapı açısından çok geniş sınırlara sahip olmalıdır. – Islatma açısı ayarlanabilir olmalıdır. 4. PEYZAJ ALANLARININ YAĞMURLAMA SULAMA SISTEMIYLE SULANACAK ŞEKILDE TASARIMI VE PROJELENDIRILMESI 4.1.Vaziyet Planı Tasarımı ve projesi yapılacak alanın ölçekli bir vaziyet planının olması gerekir. Bu planda yeşil alanlar, binalar, yollar, sert zeminler ve alandaki kod farkları belirtilmelidir. 4.2.İklim Projelendirilecek alanının hangi iklim kuşağında bulunduğu önemlidir. Yıllık yağış zaman ve miktarları ile bu yağışların minimum ve maksimum olduğu dönemler, rüzgar hızı ve yönü, sıcaklığın en düşük ve en yüksek olduğu dönemlere ait istatistiki bilgiler dikkate alınmalıdır. 752 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ 4.3.Topoğrafya Projelendirilecek alanın engebeli, düz veya eğimli olması tasarım ve projelendirmede önemlidir. Bu nedenle, mevcut vaziyet planı ile yetinmeyip alanın yerinde incelenmesi gerekir. 4.4.Toprak Yapısı Sulanacak alana verilmesi gereken su miktarı toprağın yapısına göre değişeceğinden tasarım ve projelendirilmesi yapılacak alandaki toprağın geçirimli(kumlu) veya geçirimsiz(killi) olduğu belirlenmelidir. 4.5.Su Kaynağı ve Su Kalitesi Tasarım ve projelendirmede su kaynağının yeri ve kapasitesi kadar suyun kalitesi de önemlidir. İçerisinde sulama ünitelerini tıkayacak boyutta yabancı maddeler bulunan suyun kullanılması halinde sisteme filtre ilave edilmelidir. Az sulamanın da fazla sulamanın da bitki gelişimi açısından zararlı olduğu bilinmelidir. 4.6.Sulama Alanındaki Binalar, Yollar ve Sert Zeminler Sulama başlıklarının tipi ve yerleri, projelendirilecek alanda bulunan bina, sert zemin ve yolların durumuna göre belirlenmelidir. Sulama sistemini oluşturan borular sert zemine paralel şekilde döşenmelidir. 4.7.Bitki Türü Tasarım ve projelendirme yapılırken projelendirilecek alandaki bitkinin büyüklüğü ve ihtiyacı olan günlük su miktarı dikkate alınmalıdır. 4.8.Peyzaj Projesi Sulama başlığı, bir ağacın veya bitki grubunun arkasına gelmeyecek şekilde projelendirilmelidir. Özellikle bitki boylarının yükselmesiyle bu konumdaki bir sulama başlığının etkin çalışma yapması beklenemez. Bu nedenle, sulama projeleri peyzaj projelerine uygun çizilmelidir. 5. SULAMA ÇALIŞMALARINDA İŞ VE ÇEVRE GÜVENLIĞI Yağmurlama sulama ile yeşil alan sulaması esnasında, ayarsız sulama başlıkları ve rüzgar etkisiyle suyun asfalt zemini ıslatması sonucu kayganlaşan yolda trafik akışını engellemekte ve aynı zamanda üzücü kazalara neden olunmaktadır. Bu can ve mal kaybının yanında idari ve adli açıdan kurumumuzu sıkıntıya sokmaktadır. Aynı zamanda parklarımızdaki ayarsız yağmurlama başlıkları nedeniyle sular gereksiz yere sert zeminlerde harcanmakta zaman ve kaynak israfına neden olmaktadır. 753 BAHÇIVANLIK EL KİTABI Damlama sulamada sadece insanların kullandığı alanlarda damlama borularını zemine iyi monte etmek gerekir. Aksi halde yürüyen insanların ayaklarına takılmak suretiyle hem sisteme zarar verilir hemde tedbirsiz olan insanların düşmesi sonucu travmatik hasarlar oluşur. Özellikle dikkatsiz küçük çocukların çokça kullandığı inişli çıkışlı sert zemin ve yeşil alanların iç içe girdiği çocuk oyun gruplarının yakınlarına çık daha dikkatli olmak gerekir. Tankerle sulama; başlangıçta belirttiğimiz gibi tankerle sulama yöntem olmayıp bir mecburiyettir. Ancak sadece uygun çanak yapısına sahip ağaç ve çalı sulamalarında kullanılabilir. Asla çim ve çiçek sulamasında özellikle yol şevlerinin sulanmasında uygulanmamalıdır. Ağaç çanaklarına su verilirken basıncı çok düşük olmalı, toprağı deforme edip yerinden uzaklaştırmamalı,çanakları bozmamalıdır. Alınacak emniyet tedbirlerine gelince; tankerle sulama %90 ekseriyetle trafiğin faal olduğu otoyol kenarında yapıldığından emniyet tedbirleri azami seviyede olmalıdır. Karayollarının belirlediği şerit emniyetlerinin tamamı eksiksiz uygulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki insanları kandırmak kolaydır ama varsa vicdanları atlatıp kandırmak imkânsızdır. 754 KÜLTÜREL BAKIM VE SULAMA TEKNİKLERİ KAYNAKLAR – Kenan Albayrak, Bahçıvanlık ve çevre bilinci “ Sulama Ve Külterel Bakım” ders notları, 2003 – Cavit KAPLAN-Makine Mühendisi, İBB Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Arşivi – Prof. Dr. Lokman Delibaş, Tekirdağ Üniversitesi Sulama Ders Kitabı – Web içeriği – www.bahcesel.com 755 NOTLAR NOTLAR NOTLAR NOTLAR NOTLAR NOTLAR
Benzer belgeler
GAP BÖLGESĐNDEKĐ SULAMA TESĐSLERĐNĐN MEVCUT
• DİE 2030 yılında Türkiye’nin nüfusunun 100 milyon olacağını tahmin etmektedir. 2030 yılında kişi başına yıllık su miktarının 1.000 m3’ün altına düşmesi ve Türkiye’nin su fakiri bir ülke haline ge...
Detaylı