berec grevi - Petrol İş Sendikası
Transkript
berec grevi - Petrol İş Sendikası
2010 yılında 60. yılını kutlayan Petrol-İş Sendikası’nın İlk Grevi Kırkbir Uzun Gün BEREC GREVİ “Nedenleri, Sosyal Kanunlar Yönünden Yüzeye Çıkardıkları” (7 Aralık 1964-16 Ocak 1965) Özkal YİCİ (Türkiye Petrol, Kimya ve Atom İşçileri Sendikası Eski Genel Sekreter Vekili) Yayına Hazırlayan: M. Hakan Koçak 1 Sosyal Tarih Yay nlar çi Hareketi Dizisi: 4 © TÜSTAV ktisadi letmesi Bu yap t n telif haklar TÜSTAV ktisadi letmesine aittir, izin al nmadan kullan lamaz. 1. Bask stanbul, Kas m 2010 ISBN: 978-975-8683-95-6 Yay na Haz rlayan: M. Hakan KOÇAK TÜSTAV ktisadi letmesi Kocatepe Mah., Feridiye Cad. No: 20, Taksim- STANBUL Tel: 0212 237 98 92 Faks: 0212 237 98 99 www.tustav.org e-posta: [email protected] Bask Haz rl k: Filiz KALKAN Bask -Cilt: Can Matbaac l k Reklam Ka t Sanayii D Davutpa a Cad. pek Ticaret Ltd. Merkezi No: 4-7-15 Bayrampa a- STANBUL Tel: 0212 613 10 77 Bu kitab n 1. bask yay n ve telif hakk Petrol2 taraf ndan TÜSTAV’a ba lanm t r. Te ekkür................................................................................................5 Sunu ...................................................................................................7 Önsöz................................................................................................11 Prelüd.................................................................................................13 Greve Ak ............................................................................................15 Grev....................................................................................................43 Grev ve Bas n.....................................................................................123 Önemli Belgeler...................................................................................171 Grev Foto raf Albümü..........................................................................193 3 4 Bu y l PetrolSendikas ’n n 60. Kurulu y ldönümünü kutluyoruz. Eylül 1950’den bu yana sendikam z birkaç ku aktan, say lar yüzbinleri bulan i çinin ellerinde geli ti, büyüdü. Beykoz’daki küçük dükkânda ba layan Petrol- öyküsü bugün, Türkiye çap nda ve uluslararas düzeyde sayg n yeri olan, mücadeleci kimli i, öncü çal malar yla tan nan bir sendika olarak devam ediyor. Bu öyküde ismini memleketin i çi hareketi tarihine yazd ran öncülerin yan s ra, çok daha fazla say da isimsiz kahraman yer ald ku kusuz. 60 y ll k öykü onlar n ödedikleri bedellerle, gösterdikleri yarat c ve kesintisiz çabalarla olu tu. Berec Grevi bu öyküde bir kav ak noktas n olu turuyor. Bizim ilk grevimiz. Kitab n sat rlar nda da görülece i gibi tarihimizin ustal k, özveri ve kararl l kla yaz lm bir sayfas . Ta l tarla gecekondular n n saf ve gururlu genç i çilerinin, kad nlar n n tüm s radanl klar ve tüm kahramanl klar içinde kendilerini tarih kay tlar na geçirdikleri bir kesit. Öykümüzün bu gurur verici sayfas n y llar önce ka da dökense, o y llarda sendikan n genç Genel Sekreter Vekili, daha sonra da Petrol- ’te farkl düzeyde görevlerde bulunmu olan sevgili Özkal Yici a abeyimiz olmu . Bir i çi s n f ayd n olman n sorumlulu u ve sahicili iyle kaleme ald Berec’in öyküsü, kendisini ve döneminin ruhunu yans tan metniyle bizleri de heyecanland rd , bu kitab n ortaya ç kmas n sa lad . Kendisine, hem sendikam za yapt tüm katk lar, hem de bu özgün çal mas için sayg ve ükranlar m z sunmak isteriz. Bu kitab Türkiye Sosyal Tarih Ara t rma Vakf (Tüstav), Sosyal Tarih Yay nlar dizisi içinde yay nl yor. Emek tarihimize y llard r yapt ar ivcilik ve yay n katk lar n mutlulukla izledi imiz Vak a 60. y l m zda bu kitap vesilesiyle girdi imiz i birli inden duydu umuz memnuniyeti ifade etmek isteriz. Berec Grevinin yaln zca Petrol- tarihinin de il, genel olarak i çi hareketi tarihimizin merak uyand r c bir kesiti oldu u dü ünülerek bu çal man n geni okur kitlesine eri mesini hede edik ve bu noktada Tüstav’ n katk s n n de erli oldu unu biliyoruz. Böylece üyelerimizin yan s ra emek tarihine ilgi duyan okur ve ara t rmac lar n da bu özgün çal maya ula mas n sa lam olmaktan memnunuz. Kitab n k sa bir zamana s k t r lm yo un haz rl k sürecinde katk sunan Tüstav yay n sorumlusu Ersin Tosun ve sendikam z n genç stajyeri Emre Kalu’ya da emeklerinden dolay te ekkür etmek isteriz. 5 üphesiz emek tarihimizin bu de erli eylemini yaratanlara da özel bir ükran borcu duyuyoruz. Ba ta döneminin neredeyse efsanele mi sendika önderi eski genel ba kan m z Ziya Hepbir olmak üzere: O s ralardaki merkez yöneticilerimiz Mehmet Sar ahmeto lu ve smail Topkar’a; sendikan n örgütlenme ve sözle me faaliyetlerini yürüten, ayn zamanda da grev komitesinde ve sözle me kurullar nda yer alarak grevi ba ar ya ta yan uzmanlar Sefa Gürses’e, Bekir Öztürk’e, Mücahit Teoman’a, Kadir Topuz’a ve akir ener’e; örgütlenmenin ba ar s n i lerinden olma pahas na sa layanlardan, Hasan Kotan ve Mehmet Akal n’a; grevci gömle ini gururla ta yan Güngör Oral, Nurten Meral gibi yüzlerce genç kad n i çiye ve tüm Berec grevcilerine; onlarla dayan ma içinde olan ulusal ve uluslararas tüm sendikal kurulu lara ve üyelerine bize arma an ettikleri bu gurur verici mirastan dolay te ekkür ediyor, kendilerine sayg lar m z sunuyoruz. Petrol- , 60. y l nda onlardan devrald miras ve bize ta d klar umutla, gelecek y llarda da Türkiye i çi hareketinin güvenilir, öncü ve mücadeleci sendikalar ndan birisi olarak yoluna devam etmeye kararl d r. 6 Berec Grevi emek tarihimizde özgün bir yere sahiptir. Türkiye i çi hareketinin 1961’le aç lan yeni evresinde; Saraçhane Mitingi, Açlar n Yürüyü ü, Kavel Grevi gibi bir dizi yükseli hamlesini izleyen ve dönemin ruhunu yans tan bir örnek olay olarak görülebilir. 1961 Anayasas ’nda tan nan, 1963 Temmuz’unda 274 ve 275 say l yasalarla düzenlenen toplu sözle me ve grev haklar na sahip yeni sendikac l k döneminin ilk kritik grevleri aras ndad r. Grevin i çi s n f n n okulu oldu u s kça tekrarlanan bir düstur olmu tur. Berec’in de içlerinde bulundu u 1960’l y llar n birçok grevi gerçekten de tam anlam yla birer okul niteli i kazanm t r. Hem de sadece i çi s n f için de il, ayn zamanda i verenler ve hatta devlet için de geçerli bir durumdur bu. Türkiye kapitalizminin ithal ikameci model içinde, iç pazara yönelik üretim temelindeki yeni geli me evresinde, yo unla an sermaye birikimi ve artan i çile me e iliminin olu turdu u iktisadi ve sosyal zeminde i çi hareketleri h zla yayg nla m t r. Uzun y llar yasal ve ili olarak engellenmi olan toplu sözle me ve grev haklar bu y llarda i çi s n f örgütleri taraf ndan ustal kla kullan lmaya ba lanm , deyim yerindeyse bu konuda Türkiye i çi s n f h zland r lm bir e itim süreci ya am t r. Daha ilgili yasalar ç kmadan ya anan Kavel Grevi’yle aç lan perde, ba ka örneklerin yan s ra Berec’le sürmü ; 1966 Pa abahçe greviyle daha da ileri noktalara eri ilmi , Haziran 1970’teki 15-16 Haziran Direni i, 60’lar n bu birikiminin toplam bir sonucu olarak ya anm t r. Bu anlam yla Berec Grevi, emek tarihimizin ö retici grevler, direni ler zincirinin önemli halkalar ndan birisidir. Kavel grevcilerinin çad r dayan ma gösterisi olarak Berec grevcilerine verilmi ; Berec Grevi’nde ortaya ç kan dayan ma araç ve pratikleri (pankart as l kamyonlarla grevcilere erzak götürme, an ta çelenk koyma, grevde kullan lan jeep vb.) daha sonra 1966 Pa abahçe grevinde Petrol- ve Kristal- taraf ndan dayan ma içinde kullan lm t r. Kitapta zengin ayr nt larla olu turulan resme bak l rsa Berec Grevi’nin birçok önemli özelli i de seçilebilir. Grev, 1963 Temmuz ay nda ç kan Sendikalar ve Toplu Sözle mesi, Grev ve Lokavt yasalar n n ilk uygulanma a amas nda ya and ndan dönemin çal ma ili kileri düzeninin tüm eksikliklerini, zaa ar n gözler önüne sermektedir. Sistemin tüm aktörlerinin; i çi, i veren ve devlet tara ar n n, grev 7 ve toplu sözle me araçlar n ö renme, kullanma ve içselle tirme a amas ndaki performanslar n bu örnek vaka üzerinde gözlemlemek mümkündür. Bu çerçevede kitap Türkiye çal ma ili kileri tarihinin özel bir kesitine k tutmaktad r. Petroliçin olay n daha sembolik bir anlam vard r. Berec, PetrolSendikas ’n n gerçekle tirdi i ilk grevdir. Kitaptaki ayr nt lar bize bu ilk grevin, dönemin ko ullar da göz önünde bulunduruldu unda, son derece yetkin biçimde organize edildi ini gösterir. yerindeki ilk örgütlenme çal malar ndan ba layarak, i verenle sürdürülen zorlu ili kiler ve grevin sendikan n tüm olanaklar seferber edilerek, büyük bir disiplin içinde ya ama geçirilmesinde gösterilen özen, enerji ve becerinin düzeyi bugün için bile ders al nacak niteliktedir. Sendikal hareketimizin özgün gürlerinden Genel Ba kan Ziya Hepbir’den uzmanlara ve davalar na özveriyle ba lanm grevcilere kadar her düzeydeki kat l mc n n ortaya koyduklar çaban n ve bilincin Türkiye i çi s n f tarihine not dü ülmesi gerekir. Grev öncesi ve s ras nda sendikan n gösterdi i taktik zenginlikler (yap lan özel grev oylamas gibi), yarat c eylem biçimleri (i yeri önüne kurulan çad rlar, fabrika kap s ndaki zincir gibi), moral de erleri ve dayan may yükseltici özgün söylem ve giri imler (grevcilerin topluca gittikleri tiyatro oyunu gibi); profesyonelce yürütülen ara t rmac l k, ileti im, kamuoyu yaratma ve koordinasyon faaliyetleri emek tarihçilerimiz taraf ndan özel olarak incelenmeyi hak edecek türdendir. Ayn zamanda ulusal düzeyde konfederasyon düzeyinde ve di er sendikalarca gördü ü yo un deste in yan s ra, uluslararas düzeyde i kolu federasyonu arac l yla Türkiye’de ilk kez maddi olarak da desteklenen grev olmas Berec’i bir ba ka aç dan özel k lmaktad r. Ku kusuz Berec Grevi’nin en önemli niteliklerinden birisi, büyük ölçüde bir kad n grevi olmas d r. Grevci i çilerin büyük bölümü, stanbul’un, o zamanki ad yla Ta l tarla (bugünkü Gaziosmanpa a ilçesi) semtindeki gecekondularda ya ayan, ço u göçmen genç kad nlardan olu maktad r. Kitapta yer alan ifadelerde çarp c biçimde görülece i gibi son derece zor ya am artlar içinde evlerinin geçimini üstlenmi bu genç kad nlar n, ta d klar naif duru lar ama bir o kadar da kararl , dirençli tutumlar yla greve katt klar özel anlam vurgulanmal d r. Kad nlar n i çi hareketimizdeki yerinin de erlendirilmesinde Berec örne i ba l bana inceleme konusu olacak niteliktedir. Türkiye Sosyal Tarih Ara t rma Vakf ’n n daha önce yay nlad Pa abahçe ve Kavel grevlerini konu alan monogra lerden sonra, Berec’in öyküsünün de kitapla t r lmas emek tarihimizin bu döneminin ayr nt l tablosunun olu turulmas nda önemli bir bo lu u da tamamlamaya hizmet edecektir. Bu kitap asl nda Berec grevini takibeden aylarda, Petrol- ’in genç Genel Sekreter Vekili Özkal Yici taraf ndan Nisan 1965’te haz rland . Petrol- E itim ve Ara t rma Servisi Yay nlar ’n n “1” numaral kitab olarak dü ünülmü tü. Daktiloyla yaz lan ve foto ra ar yap t r larak görsel aç dan zenginle tirilen yay n bask ya 8 haz r biçimde ciltlendi ama tam bilemedi imiz bir nedenle matbaada bas larak da t lmas mümkün olamad . Belki sendikan n mali olanaklar yetmedi, belki de yo unla an yeni gündemler buna izin vermedi, sonuçta çal ma uzun y llar bir kö ede unutuldu. Petrol- ’in yak n zamanda giri ti i ar ivlerini düzenleme çal mas her eyin yeniden elden geçirilmesini sa lad . Bu s rada yeniden yo unla t r lan aramalar n sonunda kayboldu u san lan kitap ra ar n aras nda bulundu. Ard ndan da hak etti i biçimde h zla yay nlanmas için çal ma ba lat ld . Bu eserin bir yazar vard . Çal ma, Petrol- ’in kritik konumdaki uzmanlar ndan birisi olman n yan s ra, y llarca sendikal yay nlar haz rlam güçlü bir kalem, önemli bir i çi s n f entelektüeli olan Özkal Yici’nin imzas n ta yordu. Onun, hem dönemin sosyal adaletçi aray lar yans tan bak aç s n n, hem de i çi hareketine ve sendikas na olan tutkulu ba l l n n izlerini ta yan duyarl ve edebi üslubunun olu turdu u metne dokunulmad . Bu özellikleriyle metnin kendisi de ki isel ve tarihsel bir anlam ta yordu çünkü. Metne, çi Postas gazetesi ve Yön dergisi ba ta olmak üzere o günlerin greve yer veren bas n taranarak elde edilen kupürler, haberler ve yorum yaz lar eklendi. Özkal Yici’nin haz rlad çal mada söz etti i ama yerle tirme olana bulamad görülen ilgili “sendika evrak na” ar iv çal malar s ras nda yeterince ula lamad . (Asl nda böylece Petrol- ’in giri ti i profesyonel ar iv tasni i inin ne kadar k ymetli bir i oldu u bir kez daha anla lm oldu). Yine de grevin geli iminde önem ta yan az msanmayacak say da belge, okunurluk durumlar na göre aynen ya da yeniden dizilerek kitaba konarak eksiklik büyük ölçüde giderilmeye çal ld . Belgeler ve farkl bak aç lar n yans tan yaz larla okurun daha kapsaml bir de erlendirme yapmas na olanak sa lanm oldu. lk haz rlanan çal mada yer verilen foto ra ar n yan s ra, sendikan n ve Ziya Hepbir’in ar ivlerinde bulunan Berec Grevi albümlerinden seçilen foto raflardan da kitab n sonunda, görsel anlat m zenginle tiren bir albüm olu turuldu. Kitapta yer alan metinlerde, art k gündelik dilimizde yer almayan sözcüklerin ve baz özel hukuki terimlerin günümüz Türkçesindeki kar l klar kö eli parantez içinde belirtildi. Ayr ca okunamayan bölümler oldu unda, bunlar belirtildi. imdilerde giderme yönünde önemli ad mlar at lan ar ivcilik zaa ar nedeniyle y llarca bir kö ede kalm bu k ymetli çal man n daha da geli tirilerek okurla bulu mas n n sa lanmas hayli k sa bir zaman dilimi içinde gerçekle tirildi. Umar z bu yüzden önemli eksik ve yanl lara neden olmam zd r. Yine de varsa bunlar yeni bask larda gidermek görevimiz olacakt r. Sadece Petrol- için de il i çi hareketi tarihimiz için özel yere sahip bu grevin öyküsünün yaz lm ve bas lm olmas ndan dolay sevinçliyiz. çi hareketine ve emek tarihi alan na katk sunmas , yararl olmas dile iyle… 9 1936 y l nda stanbul’da do du. stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi’nden yo un sendikal faaliyetler nedeniyle ayr lmak durumunda kald . 1960’lar n ba nda önce Motorlu Ta t çileri Sendikas ’n n yay n organ çi Gücü Gazetesi’ni haz rlayarak sendikal harekete kat ld , ard ndan genç ya ta PetrolSendikas ’n n Genel Sekreter Vekili olarak bu sendikadaki görevine ba lad . Petrol- ’in 1960’l y llarda yürüttü ü grevlerde önemli görevler üstlendi. Bunlar içinde özellikle Batman Grevi an lmaya de erdir. 1968 y l nda yap lan Temsilciler Meclisi’nde Petrol- Genel Sekreterli ine seçildi. Uzun y llar bu görevi sürdürdü. 1988’de sendikadaki görevi sona erdi. 70’li y llar n ba lar nda, Türkiçinde ba lat lan Sosyal Demokrat Sendikac l k Hareketinin kri mimarlar ndan birisi olarak misyon yüklendi. 1961’de kurulan T P’in ilk dönem üyelerinden biri olmu tu. 1980 sonras kurulan SODEP’in kurucular aras nda yer ald . 1989 seçimlerinde i li Belediye Meclis üyeli ine seçildi ve bir süre bu görevi yürüttü. Sendikal ve siyasal ya amda önemli görevler üstlenmi Özkal Yici yak n zamanda kendisiyle yapt m z söyle iyi u sözlerle bitirmi ti: “ .” 10 Bu kitap yaln zca bir grevin tarihsel doküman olarak kaleme al nm t r. As l amaç, Türk çal ma hayat n n meselelerini yüzeye ç karmakt r. Bu meseleler, birçok çevrenin san s n n aksine yurdumuza, daha do rusu geli memi ülkelere has özellikler ta yan, fakat herkesin kendi yarar na anlam vermeye çal t demokrasi, sosyal adalet ve ekonomik kalk nma ilkeleridir. Türk çal ma hayat , hem demokrasi ve sosyal adalet ilkelerine cevap verecek, hem de ekonomik kalk nmay sa layacak bir düzene eri mek zorunlulu u ile kar kar yad r. Bu sebeple, ülkemiz sendikac l n n kalk nmas n tamamlaile ayn objektif içinde görmeye çal mak, demokm bat ülkeleri sendikac l rasi ve sosyal adalet ad na, demokrasi ve sosyal adaletten gittikçe uzakla mak sonucunu do urmaktad r. Klasik demokrasili geli mi ülkelerde, kapitalin sendikalara kar direni i bütün halk taraf ndan demokratik bir hak olarak benimsenebilir ve bu direni ler ilgili çevrelerin d nda hiçbir etki uyand rmayabilir. Fakat geli memi ülkelerde, özellikle Türkiye’mizde bu direni ler toplumun bütün bireyleri ve kurulu lar beyninde en sa dan en sola kadar, demokrasinin temel ko ulu olarak, var olan düünü ve davran lar etkilemekte ve bu etkiler bat dakinin aksine aksiyon olarak gittikçe kuvvet kazanmaktad r. En sa n eninde sonunda en sol tepkisini do urdu u tarihsel örnekleriyle bilinmektedir. Bu da kapital direni ini uzun devrede nas l bir sonucun bekledi ini göstermektedir. Bu sonucu de i tirecek en etkili güç sendikalard r. Onlar n ba ar oran demokrasinin yerle me göstergesi olacakt r. te BEREC grevini bu görü aç s ndan de erlendirmek gereklidir. O zaman i çilerden çok i verenleri dü ünmeye zorlayan bir yan oldu u görülecektir. Sayfalar ilerledikçe, belki de ilk sayfalardan beri, sendikal görevimizin de etkilendirdi i duygusal sat rlara rastlanacakt r. Duygular m z baz ki ilere yönelen sert ç k lar biçiminde de belirecektir. Fakat ortaya koymaya çal t m z meselelerin ki isel çat malardan öte bir anlam ta d hiçbir zaman unutulmamal d r. Olaylar yüzlerce, binlerce, belki de milyonlarca çal an ki inin görü psikozu, bizim zaman zaman sat rlara duygusal biçimde aksettirmeye çal t m zdan daha ha f de ildir, belki de daha a rd r. Greve ak n küçük bir bölümü hariç say l rsa, vatani görevimiz yüzünden olay n hiçbir safhas n n içinde bulunamad m z , buna kar l k içindeymi çesine 11 yazmaya çal t m z da belirtelim. Petroldan geni ölçüde doküman olarak faydaland arada te ekkürlerimizi sunar z. evraklar n n yan s ra, yay nlar nm z çi Postas Gazetesine de bu Hasancal Köyü – Kilis – Gaziantep Nisan / 1965 12 (1) Bu bölümdeki parçalar iki yay n organ nda yay nlanan röportajlardan al nm t r: Yön, 17 Aral k 1964 ve çi Postas , 14 Aral k 1964. 13 14 1963 y l Aral k ay n n ba lar yd . Petrol- on üç y ll k yorucu ve ba ar l bir geçmi in sonuçlar n gözden geçiriyordu. 1950 y l nda “ stanbul Akaryak t çileri Sendikas ” olarak kurulan örgüt, önceleri çok büyük güçlüklerle sava mak zorunda kalm t . O zamanlar sendikacl komünist ajanl , sendikalar casus yuvas saymay milliyetçilik sananlar ço- unluktayd . Ziya Hepbir ilk defa Genel Ba kan seçildi i gün, sendika evraklar n bir portakal sand içinde teslim alm , günlerce bu sand koyacak bir sendika binas bulamam t . smi sendika olan bir kurulu a yer kiralamak hiçbir mal sahibinin i ine gelmemi ti. En sonunda bir kahveci ile anla m lar, kahvehane olarak kiralad klar dükkân n bir kö esine de sendikay s k t r vermi lerdi. Sonra geli mi ler, kuvvetlenmi ler, onlar kuvvetlendikçe de komünist diyenler azalm t . Sendika, stanbul’da örgütle mesini tamamlay nca isim de i tirmi , “Türkiye Petrol çileri Sendikas ” olmu tu. Yerli ve yabanc bütün petrol irketlerinin, Türkiye’de kurulu bütün i yerlerini kapsam na alm t . “Ne?... Sendika m ? O burada de il kuzeyde olur”, diye elleriyle haritadaki Sovyetler Birli ini gösteren patronlar, “Siz vatan n milliyetçi evlad s n z”, diye sendikac lardan anlay istiyorlard . Petrol- , 1960 y l nda Türk sendikac l k tarihinde ilk defa olarak uluslararas alana ç k yor, “Uluslar aras Petrol ve Kimya çileri Federasyonu – IFPCW”’na üye oluyordu. ki y l sonar da, 1962 Nisan nda, Federasyonun örgütle me biçiminin memleket gerçeklerine uydu unu tespit ediyor, “Türkiye Petrol, Kimya ve Atom çileri Sendikas ” ad n al yordu. K sa ad kamuoyunda etti i yer dü ünü- lerek gene Petrol- olarak b rak l yordu. 1963’te yürürlü e giren 274 say l Sendikalar Kanunu’na ek “ kollar Yönetmeli i”’nin 4 ve 13 numaralar i kollar n kapsar bir örgütle me yap yordu. 4 numaral i kolu Petrol, 13 numaral s da ecza, kimya, azottan ba ka; pil ve batarya i lerini içine al yordu. Petrol i kolu zaten tamamd . Ecza ve kimyada yeter derecede yay l nm , azotta da Kütahya’daki iki bin i çili gübre fabrikas kapsama al nm t . Üye say s 15 bini buluyordu. Yani, art k pil ve bataryaya s ra gelmi ti. 15 1963 y l son ay na kadar Berec Fabrikas sessiz ve sakindi. çiler kaderlerine raz , i verenler kaderlerinden memnundular. Raz olanlar ba ka çare bulamad klar için raz yd lar. Amma memnun olanlar? Onlar da ba ka çare yarat lmad için memnun olmal yd lar. Neredeyse on y l oluyordu. 1954 y l Mart ay n n 19 uncu günü, Musevi as ll iki yerli müte ebbis, aralar na bir de ngiliz kapitalisti alarak, “Berec Sanayi Türk Limited irketi”ni kurmu lard . O y llar, özellikle memleketin elektriksiz bölgelerinde, pilli radyo ve el fenerlerinin gittikçe ço ald s ralard . Pil talebi artt kça artm , pil piyasas verimli bir yat r m alan haline gelmi ti. Üstelik bir de yabanc sermayeye görülmedik imtiyazlar sa lanm t . Onlar da bundan faydaland lar. Fabrikan n kurulu yeri olarak Gaziosmanpa a seçilmi ti. Gaziosmanpa a’n n o zamanki ismi Ta l tarla idi. Göçmenler ve yoksul gurbetçiler diyar olarak bilinirlerdi. Buras sonraki y llarda gittikçe yo unla an bir sanayi bölgesi olacakt . Ba l ca nedeni de, stanbul’un uygun bir kenar semti olmas ndan çok, ucuz emek arz n n bollu uydu. 1959’da “Berec Sanayi T.A. .” ve 1960’ta da “Pil Batarya Sanayi T.A. .” olarak isim ve biçim de i tiren ortakl n fabrikas , o güne “yani 1963 y l son ay na” kadar diledi i yata, diledi i ko ullarla i çi bulmu ve çal t rm t . Hâlâ da çal t r yordu. Bu durum ona a r kâr imkân n vermi , her nedense kâr durumunu aç klamaktan da daima kaç nm t . Daha sonra greve ra men bile aç klamamakta direnecek ve ba aracakt . Sosyal kanunlar da onu buna zorlayamam t . Sendika uzmanlar nca tahmin edilen 1964 y l na ait brüt kâr , yakla k olarak 46 milyon lirayd . Bu tutar içindeki toplam i çi ücretleri oran ise %8 civar ndayd . Gündelik asgari ücret ya a göre 920 kuru la, 10 lira 40 kuru aras nda de i iyordu. 11 lira ve daha a a gündelik alanlar ise toplam i çi say s n n %85’ini bulmaktayd . Üstelik pil ve batarya i çili i de, asitler ve zararl kimyasal maddeler yüzünden, oldukça a r ve y prat c niteli e sahipti. Bu ko ullar alt nda, i veren emek üzerindeki egemenli inin s n rland r lmas n elbette güler yüzle kar layamazd . BEREC Fabrikas nda çal an 1100 kadar i çinin hemen hepsi Gaziosmanpa a’da oturmaktayd . Gaziosmanpa a’n n gecekondular nda… Ço u kiradayd . Zaten yeni gelenler için, sokakta oturmazlarsa, kiradan ba ka çare de yoktu. Ancak y llar geçip eskidikçe, borç edecek e dost ararlar, bulurlarsa üç be tu la ile bir odac k konduruverirlerdi. Dört be ki inin tek odada yat p kalkmas , oral lar için ola and . Arada s rada hükümetin akl na eser, odac klar n ba lar na geçirmek isterdi. O zaman toplan rlar, aralar nda iyi konu anlar seçip, belediyeye dert anlatmaya gönderirlerdi. Çokluk dinletirlerdi de. Kim dinleyip “istimlâktan vazgeçtik” derse, ona dualar ederler, sevgi gösterisinde bulunurlard . 16 PETROL- B LD R LER : Sendika Müfetti i Kadir Topuz, Fabrika kap s nda bildiri da t yor. 17 çilerin yar ya yak n kad n ve k zlard . Hasta analar , küçük karde leri u runa genç k zl k hayallerini törpülerler; hasta kocalar , yetim yavrular , ya l analar yoluna saçlar n süpürge ederlerdi. Erkek i çiler ise, en verimli ça lar nda, erkeklik güçlerini “yar n ne olacam?” endi esi içinde yitirirlerdi. Gecekonduya ba lanan kader, çocuklar n n karn n doyuramama üzüntüsü, gelecekten umutsuzluk… te onlar n hayat , e er hayat denirse buydu. Oral lar i ararlard … Sadece i … yi i , paral i , rahat i de il; kaç kuru olursa olsun, para getirecek i . Bulamayan i sizler öyle çoktu ki… e girmek için çokluk i verene yak n bir i çi dost ararlard … Bazen böylelerine komisyon vermek de gerekirdi. Ald klar parayla idarede e sizdiler. Günde yar m ekme e yeterse yar m, çeyre e yeterse çeyrek ekmek yerlerdi. Yemeleri gerekti i kadar de il, paralar yetti i kadar yerlerdi. Herkes de onlar pekâlâ idare ediyorlar zanneder, üstün gururlar n n gizledi i yoksulluklar görmez, ya da görmemezlikten gelirdi. K saca, Gaziosmanpa a bütün Gaziosmanpa alar gibiydi. Berec i çileri, daha önce de “Ya amak için birle me ve birlikte hareket etme” ça r s yla kar la m lard . Eski kanunlara göre kendini yetkili gören Maden- Sendikas , çok önce, bu ça r y yapm ve 250 kadar da üye kaydetmi ti. Ancak, devrin sosyal espriden ve uygulama yetene inden yoksun kanunlar i çiye yararl olmalar na imkân vermemi ti. Ne olursa olsun, bu nitelikte i çinin Petrol- ’in yapaca ça r ya kulak asmamas mümkün de ildi. Sendika Müfetti i Kadir Topuz, 1963 y l Aral k ay n n ya murlu bir gününde Gaziosmanpa a’ya yolland . Petrolcra Heyeti Berec’li i çilerle ilk ili ki görevini ona vermi ti. Sendikan n Jeep arabas ndan, fabrikaya giden soka n banda indi. verenin armal arabay görüp ku kulanmas n istemiyordu. Saat 11’i geçiyor, ö le paydosu yakla yordu. Yak ndaki bir kahvehanede paydos saatine kadar bekledi. Sonra, kap c vas tas yla i çi temsilcilerini ça rarak kahvehaneye götürdü. Te ebbüsünün sebep ve amac n aç klad .(2) Temsilciler dört ki iydi. Üçü ilgili ve istekli görünüyordu. Sadece Ba temsilci Ömer Usluer, tedbirli gibi göstermeye gayret etti i bir çekimserlik içindeydi. Ne var ki; di er temsilciler de onun a z na bak yorlar, Ömer usta evet derse bu i olur (2) 1936 tarihli Kanunu ile getirilen i çi mümessilli i kurumu, i uyu mazl klar n n çözümüne yard mc olmak üzere i çilerin aralar ndan, i yerindeki çal an say s na ba l olarak de i en say da temsilciler seçmesine imkan tan maktayd . Yasa uyar nca haz rlanan ve 11.3.1939 tarih ve 2/10565 say l Bakanlar Kurulu kararnamesiyle kabul edilen “ htila ar n Uzla t rma ve Tahkim Nizamnamesi”nin ç kart lmas sonras i yerlerinde i çi mümessili seçimleri yap lm ve ilk seçilenler 15.6.1939 tarihi itibariyle göreve ba lam lard r. 1963’te yürürlü e giren 274 say l Sendikalar Kanunu ile i çi temsilcili i kurumu ortadan kald r lm , sendika i yeri temsilcili i getirilmi tir. Metinde sözü edilen i çi temsilcileri, önceki kanun uyar nca seçilmi olan ve i yerinde sendikal örgütlülük olmad için ilen görevlerini sürdüren temsilcilerdir. 18 diyorlard . Ama Ba temsilci hiç de o tara a bez serece e benzemiyordu. Önceki Maden- tecrübesinden dem vuruyor, i in güçlü ünden, hatta imkâns zl ndan söz ediyordu. Müfetti i ba saatine kadar dil döktü. Temsilcileri uyarmaya çal t . Kahvehaneden ayr l rken, durumun hiç de ümit verici olmad n dü ünüyordu. Sonraki günlerde temsilcileri yola getirmek için birkaç te ebbüs daha yapt . Ba ar da kazand denilebilir. Di er temsilciler, özellikle ad Cemal Siyer olan iyimser bir tav r tak nm , üye kayd na da giri mi lerdi. Fakat Ömer Usluer’in kaçamak davran ta srar , onlar n daha etkili çal malar n önlüyordu. Ba temsilci en sonunda dü üncesini, daha do rusu tereddüdünün sebebini aç klad : Personel Müdürü sendika meselesini do ru bulmam t . “Böyle bir harekete giri irseniz hakk n zda hay rl olmaz,” demi ti. Onun için öncelikle müdürle görü meli, bask yap lmas n önlemeliydi. verenin bu ekilde konu mas , hiç de ilse tav r tak nmas , yürürlükteki sosyal kanunlara ayk r yd . Gidip görü mek, daha dikkatli olmas n belirtmek gerçekten gerekliydi. Sendika müfetti i, 1964 y l Ocak ay n n 9 uncu günü, müdürle görü mek üzere fabrikan n kap s n çald . Bu, sendikan n Berec i vereni ile ilk ili kisi oluyordu. veren vekili sendikac y bir saat kap da beklettikten sonra kabul etti. Müdürle kar la an sendika müfetti i, ilk anda hayretin do urdu u bir tereddüt geçirdi. Beyni gereksiz bir ümit ile ayd nlan r gibi oldu. Müdür Sedat Bayr , bir süre öncesine kadar, stanbul Bölge Çal ma Müdürlü ünde Müfetti i olarak çal m t . Samimiyeti olmamakla beraber kendisini oradan tan yordu. çiye insanca ya amay sa lamakla görevli sosyal devletin hiç de ilse tarafs z temsilcili ini etmi ti. stismara ve ayk r dü ünü lere alet olamayaca n dü ünmek akla yak nd . Ancak, sendikac bu çar ya uyan ev hesab n n önceden yap landan farkl olmayaca n çok geçmeden anlad . veren vekili, sendikala man n önemini çok iyi anl yordu! Fakat Berec için bunu zamans z buluyordu. çiler ille isterlerse, fabrika d nda sendika ile u raabilirlerdi. “Fabrika içinde sendikac l k istemem”, diyordu. Eski i müfetti i, i yeri d ndaki sendika çal malar na i verenin kar mas n n suç say ld n elbette bilmeliydi. Ama de il i yeri d ndaki sendika çal malar na kat lanlara, yaln zca üyelik imzas at p sesini ç karmayanlara bile bask yapabilece ini de biliyor olmal yd . Yürürlükteki sosyal kanunlar n aç k tara ar , her i veren gibi ona da bu hakk veriyordu. Bir sendika üyesini, sendikac l k d nda, kanunun suç sayd bir duruma dü ürmek, i veren için her zaman mümkün ve çok kolayd . Eski i müfetti i “d ar da sendika ile u ra abilirler”, derken bunu anlatmak istiyordu. Sözü, benimle iyi geçinirseniz bir eyler yapar z, demeye getiriyordu. Sendika müfetti i, durumu etra bir raporla Genel Ba kan Ziya Hepbir’e aktard . Hepbir, i müfetti i olarak tan d bu ilginç personel müdürünü bir kere de kendi görmek istedi. Gördü de... Bir süre sonra Sedat Bayr ’y ziyaret etti ve eski i müfetti ine yürürlükteki kanunlar ve sendikac l k hakk nda bilmesi gereken baz eyler oldu unu anlatt . Kamuoyunda yer etmi kuvvetli bir sendika, 19 i yerinde bir tek üyesi olmasa da i vereni rahats z edebilir, istismar sonuçlar n ilan ederek piyasa durumunu etkileyebilirdi. Emek ve sermaye ili kisi, menfaatlerin çat t ortamda çözüm yolunu sosyal kanunlarda bulam yor, d nda çareler ar yordu. Eski Müfetti inin Tepkisi: Kanunlar çok iyi bilmesi gereken eski i müfetti inin beklenen tepkisi, hiç de bilgilice olmad . Bütün i çilerle borçlar kanununa göre ayr ayr sözle meler imzalad . Günde bir iki lira ücret zamm n kapsayan bu sözle melerle, i çinin sendikaya giri ini önlemeyi tasarlad meydandayd . Oysa 275 say l kanuna göre, sendikan n yapaca toplu i sözle mesi, özel sözle melerle kay tlanamayaca gibi, bu sözle melerin toplu sözle meye ayk r hükümleri de yok say l yordu. veren vekilinin bunu bilmemesine imkân yoktu. Fakat eme i hala diledi i yata, diledi i biçimde tasarruf edebilece ine inan yor, yapt ufak zamm alacak olan i çinin sendikac lara yüz vermeyece ini san yordu. Sendika, i verenin bu tekli sözle meleri imzalatt na döne döne pi man olaca n biliyor, durumu aç klayan bir bildiri yay nlamakla yetiniyordu. verenin sendikaya ve sendikala maya kar tak nd tav r, i çiler üzerinde, personel müdürünün bekledi inden bamba ka etki yapt . Gerçi i çi temsilcilerinin çekingen davran lar büsbütün yok olmam t . Fakat alttan bask ba lam , sendikan n görevlendirdi i ikinci müfetti , temsilciler d nda istekli, inanm ve aktivite sahibi i çilerle gittikçe geni leyen ili kiler kurmu tu. Üye kay tlar ço al yor, fabrikada ku kulu temsilcilerin bile hareketsiz kalamayaca bir ortam yarat l yordu. Bildiriler, bro ürler birbirini koval yor, Petrol- ’in di er i yerlerinde elde etti i ba ar lar günü gününe i çilere iletiliyordu. Semt kahvehanelerinde ve sendika genel merkezinde s k s k toplant lar tertipleniyor, sendikalar, Toplu Sözle mesi ve Grev kanunlar anlat l yor, sendikala ma sava na girecek i çilerin çal ma güvenli ini garantileyen formüller aç klan yordu. Yay lan bir Söylenti: Bu arada bir k s m i çi temsilcilerinin sendikala ma çabalar n baltalamak amac ile i verenden para ald klar gittikçe artan bir söylenti halinde kulaklar t rmal yordu. Bu söylenti temsilcilerin önceki davran lar n n mihengine vurulunca akla yak n geliyordu. çiler aras nda huzursuzluk ve temsilcilere kar güvensizlik gittikçe art yordu. Ancak, sendika yetkilileri konunun gerçek yan n ö renmeden harekete geçmeyi uygun bulmuyorlar, bir yandan önemle ara t rmalar na devam ederken, di er yandan da ilgisiz ve bilgisiz görünmeye çal yorlard . Söylenti gerçekse mutlaka bir gün patlak verecekti. Bir gün Sendika Genel Sekreteri smail Topkar, Sedat Bayr ’dan enteresan bir telefon ald . veren vekili dostluktan ve iyi niyetten söz ediyor, eski görevinde de imdi de daima sendikalardan yana oldu unu, onlar n ba ar s için çal t n anlat yor, “Benim personel müdürü oldu um fabrikada hiç gizli sendikala ma olur 20 mu? Aç kça ve rahatça çal abilirsiniz”, diyordu. Te ekkür ederek telefonu kapayan Topkar, durumu derhal Genel Ba kan ve Genel Mali Sekretere iletti. Petrolcra Heyeti’nin üç üyesi, bir çe it “sulh taarruzu” diyebilece imiz bu davran dikkatle ele tirdi. Sonunda da u kan ya vard : Tekli sözle me düzenleri ve bask çabalar na ra men sendika gerçe ini kabul etmekten ba ka çare yoktu. Ancak bu gerçe i kabul edi in, eme e kar direni e son vermeyi gerektirece ini dü ünmek, i veren psikolojisi ve “kapitali savunma” biçimindeki temel karakteri yüzünden mümkün de ildi. Öyleyse direni in ikinci bölümü ba l yordu. Bu bölüm, i çi üzerinde ba ar lamayan egemenlik tesisinin, psikolojik egemenlik biçiminde sendika üzerinde denendi i do al bir i veren temayülünü kaps yordu. Eski i müfetti i, cra Heyeti’nin bu kan s n do rulayan ilk denemeyi k sa süre sonra yapt . Eski kanuna göre seçilip çal an i yeri i çi temsilcilerinin görevi, yeni kanuna göre, sendikan n “i yeri Petrol- temsilcilerini” atamas yla sona erecekti. Hâlbuki eski temsilciler i yerinde huzur yaratan, i verene ba l ki ilerdi. E er sendika gene ayn i çileri temsilci seçerse, anla mak ve sulh içinde yaamak çok kolayla acakt … Eski i müfetti i bunun do rudan do ruya sendikan n çal mas na müdahale oldu unu ve suç te kil etti ini biliyordu amma, yapt n n iyi duygular içinde bir rica ve tavsiyeden ba ka bir ey olmad n söylüyordu. Genel Ba kan Ziya Hepbir, meseleyi ö renince son derece k zm , fakat i verenin i i daha nerelere götürebilece ini merak etmekten de kendini alamam t . Kanun sendikaya temsilciyi atama yetkisini verdi i gibi, diledi i anda de i tirme yetkisini de veriyordu. verenin dile i yerine getirildi ve temsilciler d nda i çilerle ili kiyi sa layan, sendikaya yürekten ba l i çilere durum gizlice anlat ld . Bir süre i verenden ba kaca teklif ve tepki gelmedi. Sendikan n içi lerine müdahale edebilmenin! verdi i huzur ve gelecek için kurdu u olumlu hayaller buna sebep olsa gerekti. Bu durum sendika çal malar na daha büyük bir h z kazand rd ve k sa sürede toplu sözle me yetkisi için gerekli üye say s na eri ildi. Kanuni formaliteler tamamland ktan sonra, toplu görü me için i verene ilk resmi ça r 27 Mart 1964 günü yap ld . Ancak i veren vekili bu davete telefonla cevap verdi. Kendileri ve bir ba ka sendika Bölge Çal ma Müdürlü üne yetki itiraz nda bulunmu tu. Görü me için itiraz n sonucunu beklemek daha uygun olurdu. Bu ç k ilk bak ta i verenin sulh taarruzundan vazgeçti i kan s n uyand r yordu. Oysa gerçek sebep ba kayd . Bir kere temsilci tayininde “oynad rol”! sendikaya dile ince bir toplu sözle me imzalatabilece i ümidini kuvvetlendiriyordu. Dile i ise mevcut artlar n oldu u gibi toplu sözle meye aktar lmas , kendisine külfet yükleyecek yeni bir art ve hüküm getirilmemesiydi. Ancak bunun için, mesela ölen i çiye para, hasta olana doktora gitmesi için izin gibi tavizler vermek gerekebilirdi. Fakat bu tavizleri bile kendisi için en az zararl ekle sokmal yd . En az zararl ekil en az külfet yükleyeni, en az külfet yükleyeni de en geç yürürlü e gireniydi. Öyleyse toplu görü meyi mümkün oldu u kadar savsak21 lamal , sürüncemeye sokmal yd . Bölgeye [Bölge Çal ma Müdürlü ü] yap lan itiraz n nedeni buydu. Yetki konusunda sendikan n hukuki durumu, su götürmeyecek derecede sa lamd . Üye say s hemen hemen i çilerin tamam na yakla yordu. Beklenen oldu ve Bölge Çal ma Müdürlü ü itirazlar reddetti. veren vekili nihayet pazarl k masas na oturmay kabul etti. Ancak bir iste i vard : Görü meye mutlaka sendika ad na Genel Sekreter smail Topkar kat lacakt . Genel Ba kan Ziya Hepbir ate li ve sert karakterli olarak tan n yordu. çi haklar konusunda taviz kabul etmez bir tutumu vard . Ayn zamanda TürkBirinci Bölge Temsilcisi olan Topkar ise; a rba l , anlay l bir sulh adam olarak biliniyordu. Oysa Topkar yumu akt amma, i verenin isteklerine boyun e ecek insan da olamazd . veren vekili onunla daha kolay anla aca n ummasa bile, mutlak olan bir ey varsa o da Hepbir’le kar la mak istemedi iydi. lk kar la belliydi. man n etkisinden hâlâ kurtulamad lk toplant 10 Nisan 1964 günü Sedat Bayr ile smail Topkar aras nda yap ld . Toplant yeri Gaziosmanpa a’daki fabrika binas yd . Eski Müfetti i yine anlay ve iyi niyetten bahsetti. Ortada anlay havas estikten sonra halledilemeyecek mesele yoktu. Yaln z bu olumlu havan n sonuna kadar sürdürülmesi de artt . Onun için müzakereler daima ikisi aras nda geçmeliydi... Topkar, Türk’deki görevinin a rl ndan söz etti, olmad . Müzakerecileri tespit yetkisinin yaln z kendisinde de il, sendikan n cra Heyetinde bulundu unu söyledi, yine olmad … En sonunda bütün ilk görü melerde oldu u gibi, bundan böyle görü melerin yap l biçimi ve yeri gibi usulle ilgili bir tutanak düzenlenmesine geçildi. Eski i müfetti inin tela la dikte ettirdi i tutana a bir de u madde eklendi: 275 say l Kanun Toplu Sözle me yetkisini özel de il tüzel ki ilere tan yordu. Bu konudaki tüzel ki ileri temsil yetisiyle, Pil Batarya Sanayi T.A. . (BEREC) Yönetim Kurulu ve Türkiye Petrol, Kimya ve Atom çileri Sendikas (Petrol- ) cra Heyetindeydi. Müzakerecileri ancak onlar seçer, ancak onlar yetki verebilirlerdi. Sonra sendika temsilcileri de, ad üstündeydi, i verenin de il sendikan n temsilcileriydi. Onlar görü meye sokup sokmamak sendikan n bilece i i ti… Topkar görevinin yapm gerekli uyarmada bulunmu tu. Onun için, kanun ve sendika ana tüzü ü önünde hiçbir hükmü olmayan bu maddenin alt na imzas n atmakta sak nca görmedi. Bu görü menin en önemli yan , sendika i yeri temsilcileri üzerindeki tasarruf yetkisini, i verenin hala elinde saymas yd . Bu Sedat Bayr ’n n ayn konudaki ikinci ç k yd … 22 Bu arada Petrol- ’in her toplu sözle me ilan na itiraz huy edinmi bir küçük sendikan n Berec için yapt itiraz n da stanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddedildi i ö reniliyordu. Reddin karar tarihi de tesadüfen ilk toplant tarihine rastl yordu. 10 Nisan 1964… veren vekilinin bunu önceden bilip bilmedi i ö renilemedi. Fakat bilseydi, toplant için mahkeme karar n beklemeyi isteyece i akla yak n gelirdi. lk toplant da ayr ca, toplu sözle menin, i çi hak ve menfaatleriyle ilgili olmayan teferruat hükümlerinden birkaç üzerinde anla maya var l yor ve durum ayr bir tutanakla tespit ediliyordu. Sendikan n i çilerin temsilcisi oldu u ve aidatlar n i veren taraf ndan ücretlerden kesilece i gibi kanun hükümlerinin sözle meye yaz lmas n kabul edi ini, eski i müfetti i daha sonra iyi niyetine örnek olarak gösterecek ve kar l nda tavizler isteyecekti. 16 ve 18 Nisan günleri yine smail Topkar ile devam eden toplant lar, hem i verenin ayak oyunlar ile olumlu sonuç al namadan geçmi , hem de Topkar’ n Türk- Temsilcili i görevini tamamen aksatm t . Genel Sekreterin güttü ü taktik, öncelikle az önemli teferruat hükümlerini anla maya ba lamak, sonra da az ve öz kalacak olan temel istekler üzerinde kesin ve etkili müzakerelere giri mekti. imdi yapt , takti in ilk basama n atlamaya çal makt . Ne var ki; i veren vekili en önemsiz hükümleri bile kendi yarar na yontmaya çal yordu. Topkar’ n Türk- ’teki görevinin gittikçe a rla mas art k bu tekli görü melerin devam edemeyece ini gösteriyordu. Nitekim 20 Nisan’da yap lmas gereken dördüncü toplant Türk- Temsilcisinin ani mazereti yüzünden yap lamam t . Üstelik de i veren vekili bu duruma kendisinin sebebiyet verdi ini unutur görünüyor ve müzakerelerin geciki sorumlulu unu sendikaya yüklemeye çal yordu. Sedat Bayr ’n n gerçek dü üncesini çoktan anlam bulunan Genel Ba kan Ziya Hepbir, “Art k Yeter” demeye karar verdi. 5 May s gününe ertelenen dördüncü toplant ya, tam alt ki ilik bir grup halinde gitti. lk tutana n üçüncü maddesiyle, tekli görü meyi garantiledi ini ve hele Hepbir’i tamamen saf d etti ini sanan i veren vekili adeta pani e kap l yor, görü meyi Topkar’la yapmas gerekti ini tekrarl yordu. Genel Ba kan, Kanun ve Tüzüklerin bu konuyla ilgili hükümleri bulundu unu, onlara ayk r anla malar n de eri olamayaca n , eski i müfetti ine ü enmeden anlat yordu. Böylece müzakerelerin yap l biçimi hakk ndaki ilk tutanak yeniden düzenleniyor, fakat bu kere üçüncü madde gibi bir saçmal a yer verilmiyordu. Üç sendika temsilcisinin kat ld 8 May s tarihli toplant , yine az önemli konular n hükümlenmesiyle geçiyordu. Böylece sürüp gitseydi, sözü edilmeye de de mezdi. Fakat çok geçmeden, i veren vekili yeni bir ç k la statik toplant y harekete getiriyordu. Bu ç k eski i müfetti inin i yeri temsilcileri hakk ndaki, 23 barda ta ran son ç k oldu. Kanuna göre, sendikan n bine kadar i çi çal t ran i yerlerinde alt , binden fazlas için de sekiz temsilci gösterme yetkisi vard . Bu miktar çok fazlayd . yerinde huzur ve anlay la çal maya imkân vermezdi. Say s sözle meye konacak bir hükümle üçe indirilmeliydi. Sonra mevcut temsilciler anlay l ve sayg l kimselerdi. Sözle menin yürürlük süresince de i tirilmemeli, bu da yine bir hüküm olarak tespit edilmeliydi. Sendikac lar elbette tekli tereddütsüz reddediyor, eski i müfetti ine kanunlar ve sendikan n anlam üzerinde yeni hat rlatmalarda bulunuyorlard … Toplant n n ertesinde, i veren vekilinin ismen üzerinde durdu u üç temsilcinin görevine derhal son veriliyor, yerlerine o güne kadar gerçek temsilci olarak çal an üç idealist i çi atan yordu. Zapta ba lanan alt , yedi, sekiz ve dokuzuncu toplant larda di e dokunmayan önemsiz teferruat hükümleniyor, i verene külfet yükleyici temel konular üzerinde durulmuyor, bunlar en sonra görü ülmek üzere erteleniyordu. Dokuzuncu toplant da teferruat hükümlerinin sona ermesiyle, i çi hak ve menfaatleriyle ilgili isteklerin dile gelme devri aç l yordu. 28 May s günü, sendikac lar temel istekleri kapsayan 26 maddelik bir muht ray i verene verdiler. Çocuk paras , ikramiye, avans, evlenme, ölüm ve do um yard mlar , k dem tazminat , elbise, ayakkab , fazla çal ma ücreti gibi i çinin ya amas yla ilgili tekli er ta yan bu muht ra, i veren vekiline, evdeki hesab n n yanl oldu unu anlatan ilk belge oluyordu. Sedat Bayr bir yandan toplant lar sürüncemeye sokma gayretini art r rken, bir yandan da sendikay etkileyecek yeni yollar aramaya yöneliyordu. Ve bu sebepten kendisine çok önceden verilmi talep listesini elinde tutarken, 5 Haziran günü yap lan toplant da, sendika istekleri ile kendi kar t tekli erinin zapta geçmesinde srar ediyor, o günkü toplant y da böylece geçi tirmeye bak yordu. Oysa sendika temsilcileri, konu ma s ras nda aç klad kar t tekli eri kesinlikle reddettiklerini çoktan bildirmi lerdi. Ne var ki; kanun burada sendikac lara yard m etmiyor, i vereni gerçekleri dile getiren bir zab t imzalamaya zorlam yordu. Kanunun, sendikaya hak tan yan hükümlerini hat rlamaz görünen i veren vekili, aç k veren taraf n hiç unutamad n gösteriyordu. Sonunda dedi i yap ld . Kar l kl tekli er alt alta yaz larak imza edildi. verenin kar t tekli zaten malumdu ve hiçbir ey verememekti. Toplant böylece sona erdi. 5 Haziran toplant s ndan sonra, Sedat Bayr ’ya s k s k telefon ediliyor, son ve kesin bir toplant isteniyordu. veren vekili ise, sendika tekli erini henüz idare heyeti ile görü emedi ini öne sürüyor, birkaç gün müsaade istiyordu. Bu birkaç gün birike birike tam onyedi gün oldu. 24 22 Haziran günü gene fabrikada toplan ld . Sendikac lar tekli eri hakk nda i verenin son karar n bekliyorlard . Oysa eski i müfetti i, bu ekilde kestirip atman n kanunun ruhunu ayk r dü ece ini söylüyor, kar l kl tekli erin teker teker müzakere edilmesini istiyordu. Sendikac larla sabredecek taraf kalmam t . Tekli erinin hiç birisinden vazgeçmelerine imkân olmad n kesinlikle anlatt lar. Kabul etmiyorsan z derhal uyu mazl k zapt n tutal m, dediler. Müzakere uzad kça uzuyordu. Müzakere de il, münaka a uzuyordu. En sonunda bir zab t tutuldu. Bu hiç de öyle al lagelmi bir uyu mazl k zapt de ildi. veren müzakere yap lmas gerekti ini bin bir dereden su getirerek anlatmaya çal yordu, sendika da anla man n mümkün olmad n , uyu mazl a gidilmesi gerekti ini belirtiyordu. Zab t imzaland , toplant bitti. Sendika bu zapt do ru Bölge Çal ma Müdürlü üne gönderdi. Uyu mazl k zapt yerine geçmesini istiyordu. Gerçi bu nitelikte say lmas için birtak m eksikleri vard . Bir kere uyu mazl k konular aç kça belirtilmemi ti. Sonra tara ardan biri, yani i veren uyu mazl a gitme iste inden hiç bahsetmiyordu. Fakat ba ka çare de yoktu. Sedat Bayr ’ya geçerli bir zab t imzalatmak imkâns zd . Bölgeye bu durumu aç klayan bir de yaz gönderilmi , konunun kanun gere ince tarafs z arac lara aktar lmas istenmi ti. Bir yandan bölgenin tutumu beklenirken, di er yandan da i çiye bir bildiri yay nlanarak vaziyet anlat l yor, greve haz r olmalar isteniyordu. Ayr ca bir semt sinemas nda ve mahalle kahvehanelerinde toplant lar tertipleniyor, i çi psikolojisi muhtemel sosyal direni e haz rlan yordu. Bölge Çal ma Müdürlü ü 30 Haziran tarihli bildirisi ile zapt geri çevirdi. Gerekçesi bilinen ve yukar da sözünü etti imiz sebeplerdi. Yani zab t kanunun zikretti i uyu mazl k zapt niteli ine sahip de ildi. Bölgenin zapt çeviri i i i gene sürüncemeye sokmu tu. Bütün te ebbüslere ra men i veren vekiline geçerli bir uyu mazl k zapt imzalatmak mümkün olam yordu. Telefon görü meleri bir yana, ki isel toplant lar n sonucunu bile zapta ba lamak meselesi olmu tu. Zab t kelimesi bile i veren vekilinde alerji yarat yordu. Sendika durumu Bölge Müdürüne ve müfetti lerine bildirmi , çare bulmalar n istemi ti. Yap lacak i , bölgeden gönderilecek bir müfetti in gözetiminde i verene zab t imzalamas n teklif etmek, teklif kabul edilmeyince de durumu müfetti le birlikte bir tutanakla tespit etmekti. Böyle bir tutana n da uyu mazl k zapt yerine geçmesi gerekirdi. Sedat Bayr , Bölge Müdürü emsettin Turkunt’un eski çal ma arkadayd . Turkunt ayn zamanda Ziya Hepbir’le de samimi görü ürdü. ki dostunu uyu turmak istedi. Bölgede birkaç özel toplant tertipledi. Bayr ’n n durumu gerçekten kötüydü. çilerle teker teker imzalad sözle melerle meseleyi halledece ini sanm , halledemedikten ba ka bir de toplu sözle meyle yeni haklar tan mak durumuna girmi ti. irket yönetim kurulu una kar durumunu kur25 tarmak için toplu sözle meyi ucuza geçi tirmek zorundayd . Bunun için hiçbir ey vermemekte srar ediyordu. Terazinin bir kefesinde Sedat Bayr , di erinde ekmek bekleyen binden fazla i çi ailesi… Eski i müfetti i çok ha f geliyordu… Bölge müdürü en sonunda “ne haliniz varsa görün” demek zorunda kald . Bu arada i çilerin aras nda da sab rs zl k gittikçe art yordu. Uzayan müzakerelerin sorumlusunu elbette biliyorlard . Ancak arada yap lan ayk r propagandalar canlar n s k yor, hakk n arayan ki ilere has üstün mücadele gururlar zedeliyordu. Neler demiyorlard ki “Petrol- Grev de il blöf yapard . Bütün paralar yöneticiler yemi lerdi. Kasalar dolu de il tamtak rd . Amerikan paras ile sendikac l k o kadar olurdu. Amerikan paras özel te ebbüse kar grev yap ls n istemezdi. Hükümet i verenle beraberdi. Bir ey yapacak olsalar imdiye kadar yaparlard .” Petrol- ’i Vietnam hükümeti, ya da Ba bakan Çombe’mi zannediyorlard ne(3) … Bu söylentileri ç karanlar n say s iki üçü geçmiyordu ve sendikan n görevlerine son verdi i i çilerdi. Sözleri etkili oluyorsa oluyordu amma, bu etki i verene ve adamlar na kar duyulan antipatiyi art r c biçimde oluyordu. çilerin her biri onlara gereken cevab verebilir, susturabilirlerdi. Sendika onlar böyle yeti tiriyor, böyle haz rl yordu. Ne var ki, söylentilerin as l kayna n da biliyorlard . Gösterecekleri en ufak bir tepki ba lar na türlü i ler getirebilirdi. Onun için susuyorlar, kendi konu acaklar zaman bekliyorlard … Bir gün birisi daha fazla susamad … Hasan Kotan, orta boylu, k rm z yüzlü, sempatik, çal kan ve ate li bir i çiydi. 1961 y l nda fabrikaya girmi , üç y la yak n bir süre ba ar yla çal m t . Saç ve Demir aksamlar ustas yd . Yani ustayd ve üçüncü k dem y l nda ald ücret günde brüt, evet brüt, 14 lirayd . çi d birdi. Kalbindekini çekinmeden aç a vurmas yla tan n rd . Bir gün susamad ve sendikan n iyi çal t n , do ru çal t n bozguncular n yüzüne söyleyiverdi. Sendikay savunucu kelimelerden ba ka söz etmemi ti. Hele i veren hakk nda hiç konu mam t . Bu husus orada bulunan i çi arkada lar n n yaz l ifadeleriyle de sabitti. Kotan ertesi günü, yani 15 Temmuz i ten ç kar ld . Sebep, i çi aras nda huzursuzluk yaratmakt . Kanun i verenden yanayd … Hangi hareketin huzursuzluk yaratt n ve bu huzursuzluun kime zarar verece ini zaman gösterecekti. Hasan Kotan yaln z kalm yor, sendika personeli aras na girerek gerçek huzura kavu uyordu. 31 A ustos’ta fabrikada çok sert ve tart mal geçen bir toplant yap ld . Sendikac lar uyu mazl k zapt n n mutlaka tutulmas n istiyorlard . Aksi halde bunu Bölge kanal yla yapacaklard . veren vekili çok s k m ve terlemi ti. En Burada, Kongo’nun halkç lideri Lumumba’y katleden, sömürgeci Belçika i birlikçisi,yerel politikac Moise Kapenda Tshombe kast edilmektedir. (1919-1969 y llar aras nda ya am t r) (3) 26 sonunda saatine bakt , kravat n gev etti ve… Evet dedi… Yaln z vakit geç olmu tu. Zapt ertesi sabah tutmay teklif ediyordu. Aya a kalkm , soka a ç k haz rl na ba lam t bile… Kanun ondan yanayd . Personel müdürü gene bir eyler dü ünüyordu. Ertesi sabah zapt tutmak üzere fabrikaya giden sendikac lar, Sedat Bayr ’n n ellerine tutu turdu u bir mektupla kar land lar. irket yetkililerinin imzas n ta yan mektup, sendikaya hitap ediyordu ve bundan böyle Toplu Sözle mesi için Türkiye Kimya Sanayi verenleri Sendikas ’na yetki verildi ini bildiriyordu. veren vekili gülüyor, sendikac lara ille uyu mazl k zapt istiyorlarsa, i veren sendikas yla tutmalar n tavsiye ediyordu. Kanun gene ondan yanayd . Eski Müfetti i son kozunu da oynam t … Derhal i veren sendikas yla temasa geçildi. Sendika isteklerinin etra bir listesi verildi. Konunun beklemeye tahammülü olmad anlat ld . Bütün çabalara ra men ancak bir hafta sonras için randevu al nabildi. lk toplant tart mal geçti. veren sendikac lar hikâyeye yeniden ba lamak, müzakerelere giri mek istiyorlard . “Konu bize yeni geldi, müzakere edersek belki anla r z, öyle pe in hükümle uyu amad k diyemeyiz” diyorlard . Hakl yd lar… Asl nda bütün, ama bütün kabahat Petrol- temsilcilerindeydi! Y llardan beri huzur içinde çal an fabrikada huzuru bozmu lar, hak isteriz diye sermayeyi ürkütücü davran lara giri mi lerdi… verenin bütün davran lar sosyal kanunlara uygundu… Vakit geç olmu tu. Toplant bir hafta sonraya ertelendi… veren oyalamak, savsaklamak, hak tan mamak yolunda öylesine sorumsuz ilerliyordu ki; onu gören memlekette bir sosyal Anayasa, bir sendikalar, bir toplu sözle me ve grev kanunu oldu una imkân yok inanmaz, kendisini fa ist spanya’da zannederdi… Sendika böyle olmad n hat rlatmak gere ini duydu. 11 Eylül 1964 günü fabrika önünde tamamen özel anlamda bir grev oylamas yap ld .(4) Bas na da bir bültenle haber verilmi ti. Sendikan n iki jeep arabas , sabah n erken saatlerinde, giri kap s nda yer ald . Postalar halinde çal an i çiler, i ten ç k ta, jeeplerden birine u ruyor, çad r bezleri ile kapal ve mühürlü sand klara oylar n at yorlard . Sand klar n yan nda bast r lm iki çe it oy pusulas vard . “Evet sendikan n yapaca greve kat laca m” yaz l olanlar BEYAZ, “HAYIR sendikam z n yapaca greve kat lmayaca m” yaz l olanlar ise KIRMIZI renkliydi. Ak amüstü iki sendika müfetti i, dört i yeri sendika temsilcisi, bir gazeteci ve iki jandarma erinin gözü önünde tasnif yap ld . Tutulan tasnif zapt n haz r bulunanlar imzalad lar. Sonuç uydu: Oylamaya 823 ki i kat lm , 813 ki i BEYAZ, 10 ki i de KIRMIZI oy kullanm t . Oylama sonuçlar bas nda da yer bulmu , uyu mazl k yava yava kamuoyuna da mal olmaya ba lam t . (4) Konuyla ilgili yaz malara Önemli Belgeler ba l kl bölümde yer verilmi tir. 27 Bu arada Cumhuriyet Gazetesi “Petrol- ’in i çi hareketlerini daha itidalli ve sa lam bir ekilde düzenleme yolunda oldu unu” yaz yor, Ak am Gazetesi de, Ziya Hepbir’in “Amac m z grev de ildir. Do acak sorumluluk sendikaya ve i çiye ait olmayacakt r” dedi ini bildiriyordu. veren art k uyanmal ve görmeliydi. Grev oylamas n n ertesinde, i veren sendikas yla bir toplant daha yap ld . 16 Eylül tarihli bu toplant da, i veren sendikac lar bir anla ma ortam yaratmak için çok u ra t lar. stedikleri anla makt ama hiçbir ey vermeden anla mak. Gerçi fabrikayla s k s k telefon görü mesi yap yor, ufak taviz tekli erinde bulunuyorlard . Fakat Petrol- ’in istekleri yan nda, bu tekli er hiçbir ey vermemekten farks zd . veren sendikas n n iki avukat temsilcisi, en sonunda uyu mazl k zapt n tutmay kabul ettiler. Bunda hukuki kariyerlerini zedelememek endi esi de rol oynad denilebilir. Zaten i verenin i i bu noktaya getirdikten sonra kendilerine aktar ndan da huzursuzdular. Gene de zapt tutmadan önce telefonla i verenin r zas n almay ihmal etmediler. Zab t yaz ld ve imzaland . Kar l kl tekli er ve uyu mazl a gitme iste i aç kça belirtilmi ti. Yani bu defaki, kanunun arad niteliklere tam olarak sahipti. Geri çevrilmeyecekti. Uyu mazl k tutana sendika taraf ndan bölgeye gönderildi. imdi kanuna göre, tara ar n atayaca birer tarafs z arac , Bölge Çal ma Müdürlü ünün tespit edece i bir günde bölge binas nda toplanacaklar ve bir üçüncü tarafs z arac seçeceklerdi. Böylece, üç ki ilik uzla t rma kurulu tamamlanm olacakt . Tara ar bu kurulun alaca kararlara uyarlarsa mesele kalmayacakt . Aksi halde, sendika greve, i veren de lokavt’a gidebilecekti. Yani grev ve lokavt hakk , ancak bu kurul kesin karar n verdikten ve tara ardan birinin ya da ikisinin bu karara uymad klar n gene ayn kurulun bir zab tla tespit ederek tara ara tebli inden sonra do abilecekti. Bölge beklenen davetini 7 Ekim günü için yapt . Sendikan n atad tarafs z arac Genel Sekreter Vekili Sefa Gürses ve i vereninki de i veren sendikas Genel Sekreteri Zuhal Baydur’du. Her ikisi de ayn gün saat 11.30’da bölge binas nda haz r oldular. Müfetti i Kaya Öz’ün gözleminde yap lan bu toplant ya, ayr ca sendikay temsilen Toplu Sözle me Uzman Ne et Önal, i vereni temsilen de Sedat Bayr kat ld lar. Son ikisinin görevi sadece müfetti e “i te bunlar bizim arac lar m z” demekti. Öyle yapt lar ve beklediler. Tara ar n tarafs z arac lar , k sa bir nab z yoklamas ndan sonra üçüncü arac üzerinde anla amayacaklar n anlad lar. Bu seçim çok önemliydi. Ayn zamanda kurul ba kanl n da yapacak olan bu üçüncünün gerçekten tarafs z olmas gerekiyordu. Çünkü hangi taraf n görü ünü benimserse, karar o taraf n lehine ç kacakt . Görüldü ü gibi, di er ikisinin s fatlar ndan ba ka tarafs z yanlar yoktu. Tara ar n yetkili yöneticileri olan bu tara “tarafs z arac lar” mutlaka 28 geldikleri taraf n görü ünü savunacaklard . Birbirlerini ikna etmeleri yan nda deveye hendek atlatmak çocuk oyunca gibi kal rd . Anla amad klar n bir zab tla tespit ederek ayr ld lar. imdi kanuna göre, gene bir alt gün daha beklemek gerekiyordu. Yaln z alt gün mü ya… Bu süre geçtikten sonra Bölge konuyu Mahkemesine aktaracak, mahkeme de art k kim bilir kaç gün sonra üçüncü arac y seçip gönderecekti. Davalar na bakmakla görevli 11. Asliye Hukuk Mahkemesi 17 Ekim’de seçimi yapt : Avukat Adnan Sözmen. Bu de il sendikac lar, avukatlar aras nda bile duyulmad k bir isimdi. Hakimlikten emekli bir zeytin tüccar oldu u neden sonra kendisinden ö renilebildi. Kurulun 24 Ekim’de i veren sendikas nda ba layan toplant lar , Türk çal ma hayat bak m ndan üzücü ve dü ündürücü sahneler halinde geçti. Bir i mahkemesinin binlerce i çinin ekmek paras ile ilgili kararlar vermeye yetkili k ld say n avukat, 3008 say l Kanununun dillere destan 13. ve 16. maddelerin(5) den bile habersizdi. Heybesi s rt nda bir i yerine giren okuma yazma bilmez Anadolu çocu unun ilk ezberledi i ölesiye çal maksa ikincisi de buydu. Zeytin tüccar , her sendika talebinde “Getirin u kanunu” diye, talebin Kanunundaki yerini ar yordu. Sonra da öyle bir göz gezdirip “Bunun kanunda yeri yok, olmaz” diyordu. veren arac s na hiç konu mak zorunlulu u kalm yordu. “Evet Adnan Bey” demesi, kendi isteklerinin zapta geçmesine yetiyordu. Sefa Gürses önceleri, say n kurul ba kan nda sosyal bir taraf aray p bulmaya ümitle giri ti. Sonra bu ümit, binlerin, otuz milyonun ümidi olarak sabun köpü ü ha i i ile yükseldi, yükseldi, kayboldu. ki i veren temsilcisi Gürses’e öyle bir bak yorlar ve yaz yorlard : “Sendika temsilcisinin muhalefetiyle...” diye. Uzla t rma Kurulu karar , 9 Kas m 1964 günü yaz ld , imzaland ve tara ara gönderildi. Üç sayfal k karar zapt na, sendika arac s n n dört sayfal k muhalefet gerekçesi eklenmi ti. Di erlerinin gerekçesi ise tek sat rdan ibaretti ve “i vereni külfet alt na sokaca esbab mucibesi...” eklindeydi. Sevsinlerdi böyle esbab mucibeyi… Ne Hitler, ne Mussolini, ne General Franko ölseler böylesini yazamazlard . lk ikisi öldüler yazamad lar. Öbürünün yazabilmesi için de Türkiye’de tarafs z arac l k etmesi gerekirdi. veren, alt n arac lar n imzalad bu kendi karar n , “ çilerine kar olan hüsnüniyetini bir defa daha ispat etmek için...” kabul etmeyi vazife bildi ini, kurul ba kan na memnuniyetle iletti. Petrolcra Heyetinin do rusu o kadar hüsnüniyeti yoktu. Hukukçu olmayan sendika arac s n n ekonomik ve sosyal muhalefet gerekçesini onaylay p, kurul karar n , usulle ilgili birkaç maddesi d nda tamamen reddetti. (5) 15.6.1936 tarihinde Resmi Gazete’de yay nlanarak yürürlü e giren 3008 say l Kanunu’nun 13. Maddesi süresiz i lerde i aktinin ihbar süreleri kulland r larak fesh edilmesini; 16. Madde ise ihbar süreleri kulland r lmadan derhal fesihi düzenlemektedir. Metnin konusu olan dönemde i çilerin i ten ç kart lmalar genellikle bu iki maddeye dayand r larak yap ld için, “dillere destan” ifadesiyle kanunun bu iki maddesinin i çiler aç s ndan bilinirli ine gönderme yap lm t r. 29 verenin kabul ve sendikan n reddini bildiren arac lar zapt 17 Kas m günü tutularak tara ara tebli edildi. Petrolcra Heyeti ayn gün yapt 45 say l oturumunda GREV karar ald . Karar birer y ld r m telgraf ile i verenlere ve bölgeye bildirildi. çilere de bir bildiri ile “greve haz r ol !” direkti verildi. bununla bitmiyordu. Grev karar al nm , fakat günü tespit edilmemi ti. Bunun nedeni de uydu: O güne kadar stanbul ve çevresinde çe itli sendikalar taraf ndan yap lan baz grevler ba ar s zl kla sonuçlanm t . Kimisinde zaman iyi seçilememi , kimisinde talepler geçerli gerekçelere dayand r lmam , kimisinde i çi psikolojisi yeterince haz rlanamam , kimisinde de i çiye vaad edilen maddi yard m yap lamam , asl nda var olar sefaletlerin dayan lmaz noktaya ç k ma sebep olunmu tu. Sendika yöneticilerinin bazen tecrübesizli inden, bazen da bilgisizli inden ileri gelen hatal grevler, gerek Türk- ’in, gerek ona ba l sendikalar n tam deste ini de sa layam yor, bu da ba ar s zl n bir ba ka nedeni oluyordu. te bu gibi aksakl klar ortadan kald rmak, sendikalar aras nda kafa ve kasa birli ini sa lamak amac yla, 17 Ekim 1964 günü Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu (Türk- ) Birinci Bölge Temsilcili i bünyesinde bir GREV KOORD NASYON KOM TES kurulmu tu. Türk- ’e ba l her sendika grev karar n öncelikle, isim yapm tecrübeli ve bilgili sendikac lardan kurulu bu komiteye getirmek zorundayd . Komitenin grev yap p yapmamak ya da sendikan n olmasa gereken tekli eri hususundaki karar na uymayan sendikalar, her türlü dayan ma ve i birli inden yoksun b rak l yor, uyanlar ise sonuna kadar destekleniyorlard . Sendika kanuni hakk n kaybetmemek için grev karar alm , fakat gününü tespit etmeden konuyu bütün gerekçe ve dosyalar yla Koordinasyon komitesine aktarm t . Durum ayn zamanda i verene de bildirilmi , geciki in sendikan n zaaf ndan ileri gelmedi i anlat lmak istenmi ti. veren Sendikas ndan gelen 19 Kas m 1964 tarihli bir yaz , i verenin de kanuni hakk n kaybetmemek için LOKAVT karar ald n bildiriyordu. Bu bildiri Petrol- üzerinde hiçbir etki yapmad . Anla lan i veren Petrol- ’in hareketini hâlâ blöf san yor, kar t blö e sindirme hareketine giri iyordu. Bu arada Pil stokunun da gittikçe art r ld , bir ayl k ihtiyac kar layacak düzeye ula t r ld bildiriliyordu. Sendikan n, grev süresince i çilerin bütün maddi ihtiyaçlar n kar layaca yolundaki kesin beyanlar yüz binlerce liray gerektirece i için, bir ayl k bir direni in alt ndan kalkamayaca kan s n , i veren bir türlü terk edemiyordu. Bunun için kendisini bir greve tam haz rl kl görüyor. “Petrol- Grev de il blöf yapar” sözünü bir kâhin gururu ile dilinden dü ürmüyordu. veren Lokavt karar n i yerinde ilân etmi ve i çilere de bir bildiri yay nlam t . Bildiride, ölen i çiye 250 lira cenaze yard m , ailesine de k dem tazminat vermeyi kabul etti ini anlat yor, hasta olan i çiyi mazeretli sayarak kanuni Pazar gündeli ini kesmeyece ini bildiriyor, sendikadan ayr lan i çiye Toplu Sözle menin getirdi i haklar n aynen verilece ini, i çi savunucusu bir dille aç kl yordu. Bütün bu 30 “külfetlere”! katlanmay kabul etmesine ra men, sendikan n grev karar al ndan yak n yor, “vicdan sesinizin emretti i karar vermenizi rica ederiz”, diyordu. Ölen i çiler için iyi eyler dü ündü ü anla lan i verenin, i çinin ya amas yla ilgili olmad anla l yordu. “Vicdan Sesi” has lan n %90’ n alan sermaye, %10’unu vermemek için emekten vicdan dileniyordu. Hükümet adamlar n n dilinden dü ürmedi i sosyal adalet içinde kalk nma herhalde bu olmasa gerekti. Bu yap lan düpedüz yüzlerce insan sefaletten kurtarmama ve eme in hakk ile zengin olma sava yd . Durumu kamuoyuna aç klama s ras art k gelmi ti. Petrol- Genel Ba kan Ziya Hepbir, 20 Kas m günü stanbul Gazeteciler Sendikas ’nda bir bas n toplant s yapt . çilerin sosyal durumlar , ald klar ücretler, i letmenin üretim kapasitesi, y ll k kâr , benzeri i letmelerle k yaslamas , i verenin tutumu gibi bütün gerekli konular aç klad . dedi. Borçlar Kanununa göre yapt tekli sözle melerle i verenin Anayasay da ihlal etti ini belirten Hepbir, sözlerini öyle bitirdi: Hepbir’in yapt görünen köye k lavuzluk etmekti. Döviz kaçakç l var m yd ? Vergi kaçakç l oluyor muydu? Bilinmezdi. Bilinen bir ey varsa, o da i verenin hâlâ hesap durumunu gizlemesi, ortaya ç k p , diyememesiydi. Toplant sonuçlar bas nda geni yer bulmu , kaçakç l k iddialar da yaz lm t . Fakat demokratik ve sosyal Türk devletinde, hiç de ilse i verenin hesaplar n aç klatabilen bir makam ç kmam t . Ayn gün Grev Koordinasyon Komitesi, Türk- Temsilcili inde ilk toplant s n yap yordu. Komiteye gerekli dokümanlar zaten önceden verilmi ti. Bu kere de davet edilen bir yetkili eleman taraf ndan sözlü aç klamada bulunuldu. Art k karar onlar nd . Hepbir, “al nacak karara mutlaka uyaca z,” demi ti. Ertesi gün de Gaziosmanpa a’ya yollan ld . çiler civarda kiralanan bir salonda topland lar. Hepbir biliyordu, söyledi… Topkar biliyordu, anlatt ... Bilinenler söylenmi , bilinenler dinlenmi ti. Asl nda söylenenler, ba ka a zlar için söylenmi , dinleyenler ba ka kulaklar için dinlemi ti. Ama o ba ka kulaklar… Öyle sa rd lar ki… Toplant bitti i zaman, y llar n yitirdi i emek gücünün fersiz gözlerde yaratt sosyal umutsuzluk, mutlu geleceklerin sevinç gözya lar ile örtülüyordu. çi greve haz rd ... 31 veren bildiriler ve ricalarla i çiyi ac nd ramam , “vicdanlar n n sesini” harekete getirememi ti. Mesele kötü”ye gidiyor, grev i i gittikçe kötüle iyordu. Taktikler, oyalamalar para etmemi , mukadder ak bet kap n n önüne kadar gelmi ti. Nihayet haks z ki ilere has yönsüz ç rpm lar na bir de kaba kuvvet gösterisi ekledi: Kanuna göre, i çilerin üçte biri, grev oylamas iste ini belirten bir dilekçe imzalarlar ve bunu o yerin en büyük mülkiye amirine verirlerse, i yerinde grev oylamas yap l rd . Oylamada i çilerin yar dan fazlas grevin uygulanmamas n isterse, grev yap lamazd . Sendikan n grev karar almas ndan hemen sonra i verene yak nl bilinen birkaç i çinin imza toplama te ebbüsüne giri ti i ö renilmi , fakat önem verilmemi ti. Nas l olsa ba ar kazanamayaca biliniyordu. Üstelik kanun, grev ilan n kovu turan [izleyen] alt i günü geçtikten sonra oylama isteminin hükümsüz olaca n da kay tlam t . O sabah her zamanki gibi erkenden i e gelen i çiler, al ageldiklerinin aksine kap da bir merasimle kar land lar, i verenin görevlendirdi i ki iler, ellerinde birer kâ t, grev istemi için imza topluyorlar, vermeyeni içeri sokmuyorlard . Kanuni istismar… Sözle tahrik... imdi de kaba kuvvet… Dayanamay p içeri girmek isteyenler itiliyor, itiraz edenler kak l yordu. Bu çok tehlikeli bir yoldu. Sermaye eme i kaba kuvvetle yola getirmeye çal yordu. S n f çat mas tahrik ediliyor, kir sava soka a dökülmek isteniyordu. Emek temsilcileri tehlikeyi kanuni yollarla önlediler. Derhal Bölge Çal ma Müdürlü üne ve Cumhuriyet Savc l na haber verdiler. Onlar n müdahalesiyle i çilerin i ba yapmas n sa lad lar. 32 33 Zeki Gedik, Mahmut Yüksel, Rü tü Güneri, Sedat A ral ve Mukbil Z rt lo lu gibi be tan nm sendikac dan kurulu, Türk- Grev Koordinasyon Komitesi, konuyu çok ince tetkik süzgecinden geçirdi. 26 Kas m 1964 günü i çi ve i veren sendikalar yetkililerini, i veren sendikas nda toplayarak arabuluculuk te ebbüsünde bulundu. Ancak, her zaman ve her yerde oldu u gibi i veren sendikas bu konuda da bir anla maya varma gücüne ve yetkisine sahip deildi. Bu sebeple saat 18.00’de ba layan görü meler 23.00’de hiçbir olumlu sonuç alamadan sona erdi. Komite ertesi günü de Bo aziçinde, Bo aziçi isimli otelde ikinci bir toplant tertipledi. Yaln z bu kere toplant ya taraf sendikalardan ba ka, as l patronlar da daveti unutmam t . Nesim Afumado ve Sedat Bayr ile Türkiye verenler Konfederasyonu (T SK) Yürütme Kurulu Ba kan Kemal Haraçç da görü melere kat ld lar. Komitenin tarafs z iyi niyeti ve Haraçç ’n n gayretleri patronlar az da olsa harekete geçirir gibi oldu. Sendikan n ya amas ile ilgili bir k s m hükümler üzerinde sözlü anla maya var ld . Ne var ki, as l amaç i çinin ya amas yd . Sendikan nki ancak bu amaca ula ma arac olarak gerekliydi. Nesim Afumado, 20 liraya kadar gündelik alan i çilere iki y l için %10, di erlerine de %5 zam verebilece ini, bundan ba ka hiçbir iste i kabul edemeyece ini kesinlikle bildirdi. Toplant sabaha kar 02.00’de da l rken, komite üyeleri grevden ba ka ç kar yol olmad n anl yorlar; Ziya Hepbir, Mehmet Sar ahmeto lu, Sefa Gürses ve Bekir Öztürk’ten kurulu Petrol- Temsilci heyeti de grev haz rl klar n derhal tamamlamaya karar veriyordu. Komite, 28 Kas m günü etra bir gerekçeyle, “Petrol- ’in grev karar n n tamamen yerinde ve isabetli al nm oldu una, ad geçen i yerinde (BEREC) ilen greve ba lanmas için gerek kanuni, gerekse Türk- prensipleri bak m ndan hiçbir mahzur bulunmad na” oybirli i ile karar verdi. smail Topkar 30 Kas m günü Türk- temsilcisi olarak Gazeteciler Sendikas nda bir bas n toplant s yapt ve komite karar n kamuoyuna aç klad . Topkar, “Türk- ad na hareket eden komitenin verdi i raporla, ilgili sendikan n derledi i fevkalâde dokümanlar bu memlekette çal anlar n baz i verenler taraf ndan nas l istismar edildiklerini, daha do rusu sömürüldüklerini aç kça ortaya koymaktad r” diyordu. Ayr ca fabrikan n günlük üretim kapasitesinin 853 bin pil oldu unu da aç klayarak, y ll k kâr n n 46 milyon lira oldu unu belirtiyor; bu yüksek kâra ra men i çiye çok dü ük ücret ödendi ini anlat yordu. Sendikan n çok güçlü ve kasas n n dolu oldu unu da bildiren Topkar, olay kar s nda sessiz ve hareketsiz duran veren Sendikalar Konfederasyonu’nun da Türk- olarak dikkatini çekiyordu. Hepbir’in toplant s gibi, bu toplant da bas nda geni yer buldu. Bütün halk okuyor ve anl yordu. üphesiz i veren de okuyordu. Acaba?... Yok yok anlasayd böyle olmazd . Böyle davran lara giri mesi özel te ebbüse kar t dü ünü lere böylesine kuvvetli gerekçeler haz rlamazd . 34 Petrol- cra Heyeti 1 Aral k 1964 günü yapt 47 say l oturumunda greve ba lama gününü ittifakla tespit etti: 7 ARALIK 1964 Karar birer yaz ile i verene, i veren sendikas na ve Bölge Çal ma Müdürlü üne bildirildi. çilere de bir bildiri yay nland . Bildiri, Koordinasyon Ko- mitesi karar ve i verenin tutumu aç kland ktan sonra, öyle sona eriyordu: 35 “... Makineleri kendi öz mal n gibi temizlemek.....” Eme i sömürme e devam etmek için kaba kuvvete yönelen sermaye ve hâlâ sermayeyi korumak için titizlenen emek... Bunlar n hangisi tehlikeliydi? Bunlar n hangisi a r ve tehlikeli cereyand ? Karar bir bültenle de bas na bildirildi. 36 Petrol- Grev haz rl klar n tamamlama çal mas na giri mi , ne hukukî, ne de ekonomik bir aksakl ba lam t . Be n do mamas için gerekli bütün tedbirleri almaya yüz bin lira tutar ndaki grev fonu bir bankaya bloke edilmi , gerekti inde bu fona eklenecek nansman kaynaklar tespit edilerek haz r hale getirilmi ti. Genel Sekreter Vekili Mücahit Teoman’ n ba kanl müfetti leri Kadir Topuz ve akir nda Sendika ener’den meydana gelen üç ki ilik bir grev Komitesi kurulmu , durum ilgili makamlara bildirilmi ti. Grev süresince i verenler ve hükümet yetkilileri ile yap lmas muhtemel müzakereler için Genel Sekreter Vekili Sefa Gürses yönetiminde Avukat Adil A ç o lu, Ne et Ünal, Kaz m Uzuner, Bekir Öztürk ve Salih Özkarabay’dan kurulu Toplu Sözle me servisi, di er irketlerle devam edegelen Toplu Sözle me müzakerelerini ask ya alm , olaylar n seyir ekline uygun kirle me hareketlerini tespite ba lam t . Sendikan n telefonlar ndan biri, grev süresince fabrikan n kap s na kurulacak bir çad rda çal acak olan grev komitesi ile sendika merkezi aras ndaki ili kiyi sa lamak amac yla ayr lm ve durum iki gazete ile ilan edilmi ti. Sözü edilen çad r da bir terziye sipari edilerek diktirilmi ti. Grev gözcüleri için önleri “Petrol- Grev Gözcüsü” diye yaz l gömlekler haz rlat lm , fabrikan n önüne konulacak dövizler yaz lm t . Grev gözcülü ü edecek i çiler tespit edilerek s raya konmu ve kendilerine gerekli talimat verilmi ti. Mülkiye amirine ve emniyete de bilgi verilmi , hareketin kanuna uygun ve sayg l olaca özellikle aç klanm t . Genel Ba kan Ziya Hepbir, geceleri iki saatten fazla uyumamaya ba lam t . Gerçi sendikac l a ba lad ki al lagelen ndan beri buna al kt , amma bu kere- ekilden ba kayd ve hayat n n unutulmaz devrelerinden birini ya amaya haz rlan yordu. Bu Petrol- ’in ve Ziya Hepbir’in yapaca ilk grev olacakt . Genel Mali Sekreter Mehmet Sar ahmeto lu, hesaplar n içine her zamankinden biraz daha fazla gömülmü tü. Petrol- ’in maliye naz r öteden beri tutumlulu u ve sendika paras n santimle hesaplayarak harcamas yla tan nm t . Genel Ba kan ve Genel Sekreter cra Heyetinde üç kuru luk masraf karar alabilmek için mutlaka bütün dokümanlar ve sebepleri Mehmet Bey’e uzun uzun anlatmak zorunda kal rlard . Sar ahmeto lu hiç bu kadar paray bir kalemde harcamakla kar kar ya kalmam t . Yar m milyon, belki de bir-bir buçuk, iki milyon.. Ama bu kerekinin mutlaka harcanmas gerekti ini biliyor ve harcamak için can at yordu. Genel Sekreter smail Topkar ise, bilindi i gibi ayn zamanda Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu temsilcisiydi. Türk i çilerinin en üst örgütü ile sendika aras ndaki koordinasyonu sa l yor, sosyal direni in memleket çap nda destek bulmas n temin ve organize ediyordu. Petrol- greve haz rd . 37 Türkiye Milli Talebe Federasyonu’nun 48. kurulu günü dolay s yla, stanbul Belediye saray nda bir kabul resmi tertiplenmi ti. Toplant ya sendikac lar da davetliydi. Petrol- yöneticileri de kalabal k bir grup halinde gittiler. Önceleri so uk ve çekingen ba layan tören, gittikçe s n yor, samimi bir havaya bürünüyordu. leri ve ayd n Türkiye’nin öncüleri, ekonomik demokrasinin öncüleri ile tan yor, konu uyor, amaçlar n n bir noktada birle ti ini anl yorlard . Y llar n bekledi i ortam yarat l yor, gittikçe geli mesi mukadder olan bir i birli inin temelleri at l yordu. Toplant da Vali Niyazi Ak ile de konu ma f rsat bulunmu tu. Genellikle toplumcu hareketlere sempati besledi i san lan Ak , BEREC konusu ile de ilgilendi ini bildirmi ve etra bilgi istemi ti. Topkar ayaküstü k sa bir aç klama yapt . Gerekirse daha sonra görü mek üzere sözle tiler. Ne olursa olsun toplant n n en önemli yan gençlik ve i çi aras ndaki sözsüz ve yaz s z anla mayd . Ayn gün, yani 4 Aral k’ta, veren Sendikas ndan öyle bir yaz al nd ; “Sendikan z ve Türk- ile Pil Batarya Sanayii T.A. . i yeri ad na yap lan son müzakerelerde beyan edilen hususlarla hiçbir ekilde ba l olmad m z 9 Kas m 1964 tarihli Uzla t rma Kurulu karar ile kabul edilen hususlardan gayr hiçbir yeni tavizde bulunamayaca m z i yeri ad na bilgilerinize sunar m... Sayg lar mla Genel Sekreter Zuhal Baydur...” Sanki Türk- Komitesi bir i mahkemesiymi , ya da Sendika böyle iddia ederek Komite karar yla i vereni ba lamaya çal yormu gibi... Komitenin Sendikalar, yani i çi s n f bünyesinde bir dan ma organ oldu unu, Petrol- ’in tecrübeli Hukuk Mü avirleri bir yana, bütün yöneticileri, hatta Sekreter personelleri bile biliyorlard . Baydur da bunun böyle oldu unu mutlaka bilmeliydi. Anla lan i veren gene bir eylerden ku kulanm t . Bu i verenden gelen en son grev davetiyesi oldu. Ayn gün, yani 4 Aral k’ta Berec emekçileri ikinci kurbanlar n da verdiler. Fabrikan n santral memuru Mehmet Akal n Sendikaya ifreli bilgi verdi i gerekçesiyle i ten at ld . Sendika yetkilileri bu iddiay kesinlikle yalanlad lar. Asl nda Akal n’ n tek suçunun sendika üyeli i oldu unu aç klad lar. veren grev arifesinde telefon santralini bir sendikal ya b rakmak istememi olmal yd . Acaba çekindi i neydi? Bir santral i çisinin bilebilece i büyük s rlar ne olacakt ? Bu sorulara ancak grev ba lad ktan sonra cevap verilebilecekti. Mehmet Akal n da ilk kurban Hasan Kotan gibi yaln z b rak lm yor, sendikan n santral sekreterli ine atan yordu. çilere de konuyla ilgili bir bildiri yay nland . Bildiride hakk n istemenin i verenlerde in al yaratt anlat l yor ve in alin bir belirtisinin de i ten ç karma38 lar oldu una de inilerek, “i te sosyal adaletin memleketimizde yerle mesi suretiyle çal an insanlar n da milli gelirden hisseleri olan pay almalar na kar olan bu kapitalist ve egoist zihniyet h rs n tatmin edebilmek için senin aile oca n söndürmek amac ile çok demode ve gayri insani bir usule ba vurmaktan dahi çekinmemektedir” deniliyor; yap lacak grevin sosyal ve ekonomik tarihimizde alaca büyük yer aç klanarak, “greve kat lmayarak fabrikada çal mak isteyecek bir i çinin içinizden ç kaca n ummuyoruz; çünkü böyle bir istek, i çi davas na ihanet oldu u gibi, hem sizin hem de çoluk çocu unuzun nafakas na kastedilmi bir hareket olacakt r, böyle bir kimse aram zda ya ayamayaca gibi ilelebet ibret ve lanetle an lacakt r” eklinde, yaln z Berec grevinde de il, fakat sosyal adalet ve ekonomik demokrasi yolunda bundan böyle yap lacak bütün grevlerde de de erini kaybetmeyecek bir hat rlatmada bulunuluyordu. Ziya Hepbir imzas n ta yan bu bildiri, i çi beyninde asl nda var olan olumlu heyecan , gerekli en üst düzeye ula t r yordu. Hepbir, gene ayn gün kendisini ziyarete gelen çi Postas Gazetesi muhabiri kanal yla bütün Türk milletine u ça r y yapt : Berec grevi yaln zca Berec i çileri için de il bütün Türk çal anlar için bir var olu ve var oldu unu kabul ettiri sava yd . Türk ulusunun %99 unu ise çal an halk meydana getiriyordu. Elbette bu ça r bütün Türk halk na duyurulamam t . Yaln zca eme in gazetesi olan çi Postas , s rf bu niteli i yüzünden öyle büyük tirajl kapital gazetesi de ildi. Ça r bir bültenle bütün basma duyurulmu olsa, gene de yay nlanaca üpheli idi. Bunun nedeni özellikle i çi çevrelerinde çok iyi bilinirdi. Hepbir de biliyordu. Fakat gazetenin okundu u çevrelere konunun önemini hat rlat yor, tarihi görevini yap yordu. 39 5 ve 6 Aral k günleri yo un teknik haz rl klarla geçti. Fabrikan n yak n ndaki bir bo arsaya çad r kuruldu. Grev komitesinin çal aca çad r n içine ge- rekli teknik malzeme yerle tirildi. Grev gözcüleri toplanarak en son direkti er verildi. Gaziosmanpa a Kaymakam ndan, grev sabah yap lacak tören için izin al nd . Fabrika bölgesinin emniyet yönünden ba l bulundu u Eyüp Jandarma Kumandanl na gidilerek bilgi verildi. Bu arada i verenin fabrikada megafonla devaml yay n yapt rd ve is- teyen i çilerin greve kat lmay p çal abileceklerini ilân etti i ö reniliyor, fakat üzerinde hiç durulmuyordu. Yaln z, ileride büyük çat malara yol açacak bir i veren oyalamas daha, bu günlerde ilk tohumunu serpi tiriyordu: Kanuna göre, “istihsal ve sat a matuf olmamak [üretim ve sat a yönelik olmamak] kayd yla, i yerinin güvenli ini, makine ve demirba lar n, hammadde, yar mamul ve mamul maddelerin bozulmamas n sa layacak say da” i çi 40 greve kat lamazd . Bu i çilerin nitelik ve say lar toplu pazarl n ba lang c nda sendika ve i veren taraf ndan mü tereken tespit edilirdi. Berec’te de böyle olmu , 16 Nisan’da smail Topkar ve Sedat Bayr taraf ndan altm ki ilik bir liste haz rlanm t . Belirtildi i gibi bu listede her zaman de i mesi mümkün olan isimlere de il, niteliklere yer verilmi ti. imdi grev yap laca na göre i verenin bu niteliklere sahip altm i çi ismi tespit etmesi ve sendikaya ya da Bölge Çal ma Müdürlü üne bildirmesi gerekiyordu. Bu amaçla, son iki gün içinde i verene iki hat rlatmada bulunulmu fakat olumlu sonuç al namam t . lkinde en geç 5 Aral k ak am verilece i söylenmi , ikincisinde de i veren vekili bulunamam t . Yine bir eyler dü ünülüyordu. Fakat o günlerin heyecan içinde bunun önemi kestirilemedi. 6 Aral k ak am ayd nlatmayan gün klar ertesi sabah gelmek üzere Gaziosmanpa a’y yava yava terk ediyordu. Ertesi sabah bir ba ka türlü gelecekler, Gaziosmanpa a’y bir ba ka türlü bulacaklard . Gecekondular bütün Türk ulusunun görece i ayd nl a kavu turacaklard . O güne kadar çok cimri davranm lar, klar n hep ötelere, görülebilen fakat gidilemeyecek kadar uzak yerlere göndermi lerdi. 41 42 Grev Komitesi üyeleri erkenden çad ra geldiler. Kap dan içeri girerlerken saat 6.30’u gösteriyordu. ki Jeep arabas n kap n n önüne çekerek çal maya ba lad lar, önce gaz sobas n yakarak içerisini s tt lar. Nöbet listelerini bir daha gözden geçirdiler. Sonra fabrikan n bahçe kap s n n üst k sm na, üzerinde “BEREC P L FABR KASINDA GREV VAR” yaz l büyük bir bez ast lar. Bahçe duvar n n üstüne de küçük dövizler yerle tirdiler. Bunlar n ba l calar nda unlar yaz l yd : “Mahkûm olan kaderimizi mutlaka de i tirece iz”, “eme imizin sömürülmesine asla müsaade etmeyece iz”, “iane de il, eme imizin kar l n istiyoruz”, “Berec’te sosyal adalet yerine sosyal sefalet”, “az nl n ço unlu u ezdi i yerde demokrasi yoktur”. Saat 7.00’den itibaren grev gözcüsü i çilerle, heyecanlar evde oturmalar na engel olanlar çad r n önündeki bo arsay doldurmaya ba lad lar. Komite, gözcü ve devriyeleri toplayarak, onlara görevlerinin anlam ve de erini bir kere daha anlatt . Gözcüler, kanuna göre “grevin uygulamas n sa lamak için, cebir ve iddet kullanmaks z n ve tehditte bulunmaks z n propaganda yapmak ve sendika üyelerinin grev karar na uyup uymad klar n denetlemekle” görevliydiler. Bu amaçla fabrikaya giren ç kan ki ileri tespit, arabalar kontrol etmek yetkileri vard . Ayr ca, kanuna göre i verenin grev süresince “istihsal ve sat a matuf” faaliyette bulunmas da ancak i çilerin greve kat lmamas yla mümkündü. Yeni i çi almas , grev d i çilerle büro elemanlar n üretimde çal t rmas yasakt . Gözcüler bunu da denetleyeceklerdi. ki er saat ara ile fabrika kap s nda nöbetle e çal acak iki er gözcüye yard mc olarak, iki arka tarafta, iki de ön tarafta olmak üzere devaml dola acak dört de grev devriyesi atanm t . Bunlar n kanuni bir yetkileri yoktu. Gördükleri aksakl klar komite üyelerine ve gözcülere bildirmekle görevliydiler. Gözcü ve devriyelere hava artlar na göre içi mi onlu gocuklar, lâstik çizmeler, eldivenler, ba l klar ve yün çoraplar verilecekti. Gece nöbetine kalacaklar için birer de pilli el feneri haz rlanm t . Saat 7.30’da bir binba n n kumandas nda bir manga jandarma eri geldi. Halk n güvenlik unsurlar fabrika kap s n n etraf nda mevzi ald lar. Omuzlar nda silâhlar , bellerinde süngüleri vard . 43 7.45’te fabrikaya ait otobüslerden biri 20-25 kadar i çi getirdi. Bunlar greve kat lmak istemeyenlerdi. Mütereddit ve endi eliydiler. D ar daki grevci arkada lar n n yüzüne bakmamaya dikkat ederek içeri girdiler. Az sonra da ba ka bir otobüsle Sedat Bayr ve büro elemanlar geldi. Bahçede durup uzun müddet d ar s n seyrettiler. çilerin kar lar nda durup da içeri girmemesini hazmedemiyor gibiydiler. çlerinden birkaç grevcileri ça rmaya te ebbüs etti. Gözcüler bu davran engellediler. Bu arada Bayr ile konu an jandarma binba s grevcilerin yan na gelerek, “korkmay n gidip çal n” dedi. Ona en güzel cevab orada bulunan beli bükük bir i çi babas verdi: “Evlatlar m z çal mamaya kararl , isterseniz siz gidip çal n”. Fabrika kap s her gün saat 8.00’de kapan r, geç gelenler içeri al nmazlard . imdi sekizi geçmi , buçu a geliyor, fakat kimse kap y kapatmaya niyetli görünmüyordu. çi Postas Gazetesi muhabiri R fat Ekinci, Bayr ’ya bu durumun sebebini sordu. veren vekili sertçe bir bakt ve “bizim kap m z hiç kapanmaz” dedi. Gerçekten de do ru söylemi ti. Yaln z bir farkla, bu söz, geçmi e de il gelece e ait olarak al n rsa do ruydu. Çünkü o kap grev süresince gündüzleri hiç kapanmayacak, bo una i çi bekleyecek, büyük çat malara yol açacakt . Ziya Hepbir ve arkada lar n n grev yerine geli i büyük sevgi gösterilerine yol açt . Genel Ba kan’ n heyecanl oldu u her halinden belli oluyordu. Bu heyecan ürkeklik ve çekingenlik biçiminde de il, hakk ndan emin insanlar n ate li dinamizmi biçiminde beliriyordu. Saat 8.30’da k rm z ve beyaz çiçeklerle süslü büyük bir çelenk çad rdan ç kar ld . ki ki inin ellerine teslim edildi. Komite üyesi Kadir Topuz, grevcilere megafonla seslenerek, ilçe meydan ndaki Atatürk an t na gidilece ini bildirdi. Sessiz ve sakin olunmas n , yabanc unsurlara aralar nda yer verilmemesini istedi. Üç dört yüz i çiden müte ekkil kortej, ba lar nda Ziya Hepbir oldu u halde a r ve ölçülü ad mlarla hareket etti. Yürüyü e kat lan gazetecilerin say s da oldukça fazlayd . On be dakikal k bir yürüyü ten sonra an ta var ld . Çelenk Atatürk büstünün alt na yerle tirilerek sayg duru unda bulunuldu. Sonra ayn ölçülü ad mlarla grev yerine dönüldü. irketin as l patronlar saat 9.00’a do ru geldiler. Duvarlar nda dövizleri görünce hiddete kap l p indirilmesini istediler: “Bu mülkiyete tecavüzdür, Anayasaya ayk r d r” dediler. stekleri yerine getirildi. Dövizler duvar n biraz uza na çak lan kaz klara aktar ld . Patronlar bu i lemi gözlerken Hepbir ve Topuz da gözcü gömleklerini giyerek kap n n önüne dikildiler. Genel Ba kan’ n elleri arkas nda, ba dik, gözleri ilerdeydi. Davas na inanm insanlara has azim ve onurla süslü hürriyet heykeli gibiydi. Patronlar bu heykelin arkas nda kal yorlard . Saat 9.30’da ilk gözcüler görevlerini genç k z i çilere devrettiler. Gündüz nöbetini hep k zlar, gece nöbetini de erkekler tutacaklard . Az sonra patronlar da fabrika binas ndan içeri girdiler. Gözcü k zlar, kurtulu sava n n s rt nda mermi ta yan analar n n torunu olduklar n bilircesine vakur ve azimliydiler. Genel Ba kan çad ra girerken, radyo 44 tatl bir dans müzi inin na melerini yay yor, gözcü k zlar n mutlu ya tlar n kim bilir hangi dansl partide hayal âleminin enginliklerine dald r yordu. Bundan sonra olaylar yörüngesine oturmu bir rahatl kla geçti. Di er sendikalardan ziyaretçiler geliyor, gazeteciler bilgi al p gidiyorlard . Bu arada jandarmalardan ü üyenler fabrikan n kap c kulübesinde s n yor, ac kanlar fabrika lokantas nda kar nlar n doyuruyorlard . Ö leden sonra kap c n n o lu, kap ya çok yak n olan dört k z i çiyi, komitenin müdahalesine f rsat vermeden iteleyip içeri soktu. Jandarmalar oral olmad lar. Ak amüstü de i veren arabas na ta at ld duyuldu. Jandarmalar adeta bask n yaparcas na çad ra yürüdüler. Çad r n önünden hiç ayr lmad için suçsuz oldu u bilinen bir i çiyi yakalay p h rpalamaya ba lad lar. Karakola sürüklemek istediler. Komite Ba kan vatanda n emniyet unsurlar n güç yat t rd . Paydos saatinde grev d kalan ya da kalmak zorunda b rak lan i çiler fabrikay terke ba lad lar. Çad r n önündeki grevci i çiler bu kurt yemlerini ibretle seyrediyorlard . Bu arada ufak münaka alar da oldu. Jandarman n grevci i çilerin üzerine yürümek isteyi i in al yaratt . Komite üyeleri grevci i çilerin mukabele etmesini önleyerek olay n büyümesine engel oldular. Gün klar görevini yapman n rahatl içinde Gaziosmanpa a’dan ayr l rken, dü üncelere yerle en en büyük sorun jandarmalar n tutumu oluyordu. Grevi sermayeye isyan sayarak i verenin koruyucu melekli ini etmi lerdi. Görevleri sonunda da i verenin otobüsü ile evlerine gitmi lerdi. Bu arada otobüslerle i çileri evlerinden toplamaya te ebbüs edecekleri söylentisi de komitenin kula na kadar geliyor, her ihtimale kar Emniyet Müdürlü ünün dikkati çekiliyordu. Grev Komitesi her gece aralar ndan birinin nöbetçi amiri olarak çad rda kalmas na karar verdi. lk nöbetçi olarak Kadir Topuz’u seçti. Gece gözcülerine ve devriyelerine de gerekli direkti er verildi. Sendikac lar grev yerinden ayr l rken güne çekilmi , ortal koyu bir karanl k kaplam t . Gittikçe iddetini art ran rüzgâr gece yar s belirecek kuvvetli ayaz n habercisi gibiydi. Gözcü delikanl lar rüzgâra gö üslerini germi , ü ümez, yorulmaz, ac kmaz mehmetçik gibiydiler. Topuz, çad r n önünde ellerini kavu turmu , irile en gözleriyle karanl klar delmeye çal yordu. Çad rda bir divan vard . Rahat ve somyal bir divan. Fakat yatmak hat rlar na gelecek miydi? Bugüne kadar onlar yat rmaya çal anlar o kadar çok olmu tu ki. Yat rmaya ve bir daha kald rmamaya çal anlar… Gece hadisesiz geçmi ti. Ancak gün klar yeni olaylarla beraber geldiler. Saat 7.00’de Jandarma Karakolu önünden içi erlerle dolu bir i veren otobüsü kalkt . Gecekondular dola arak süngülerin gölgesinde i çi toplamaya ba lad . Komite Ba kan Mücahit Teoman derhal jeeple otobüsün arkas ndan gitti. Arabay durdurdu. Jandarmalara kanunsuz hareket yapt klar n , sonra sorumlu olacakla45 46 r n anlatt . Anadolu’nun üniformal saf çocuklar önce direndiler. Sonra kanundan söz edildi ini duyunca yumu ad lar. “Binba dan öyle emir ald k” dediler. Toplan p otobüse at labilen i çiler 24 ki iydi, isimleri tespit edildi. Hepsinde dipçik korkusunun yaratabilece i bir ürkeklik görülüyordu. Onlar da ço unluk Anadolu çocuuydu. Ve Anadolu çocuklar Allahtan sonra Jandarmadan korkarlard . Türk- ad na smail Topkar Jandarma Kumandanl yapm , olay stanbul Valili i’ne de aksettirmi ti. na gerekli uyarmay Saat 8.00’e do ru içi dolu bir i veren otobüsünün fabrikan n soka na büyük bir h zla girdi i görüldü. Kap ya yakla t kça h z azaltaca na art rd . Grev gözcülerinin kanuni kontrollerini yapmak amac yla verdikleri dur i aretine ald r etmedi. Gözcülere sürünerek kap dan içeri dald . Ufak bir direksiyon kaymas büyük bir facia yaratabilirdi. Amaç has l olmu , gözcülerin kontrolünden kurtulmu tu. Olay n tekrar na f rsat vermemek için, kar t tedbir alarak sendikan n iki jeep arabas bahçe kap s n n önüne dizildi. Bir arac n jeepleri ezmeksizin h zla içeri girmesine imkân yoktu. Böylece daha sonraki giri ç k lar kontrol edilebildi. Saat 10.00 s ralar nda i veren sendikas temsilcileri fabrikaya geldiler. Az sonra da Türk- ’i temsilen Birinci Bölge E itim Müdür Muavini Vahdet A ar ve Bölge Çal ma Müdürlü ü Müfetti i Cengiz Uluta görünür bir tela la onlar takip ettiler. çeride bir saatten fazla kald lar. 11.30’a do ru A ar ve Uluta sinirli ad mlarla fabrikadan ç k p çad ra geldiler. Mesele uydu: veren Bölgeye müracaatla, kanunen greve kat lmamalar gereken bir k s m i çilerin bu gere e uymad klar n ve bu sebeple akitlerini feshetti ini bildirmi ti. Bölge de durumdan sendikay haberdar etmi ti. Sendika derhal harekete geçerek i veren sendikas nezdinde i lemi protesto etmi , Bölgeye kanunsuzlu unu anlatm , Türk- Temsilcili i’nin müdahalesini istemi ti. Türk i çilerinin en üst örgütü de fabrikadaki bu apar topar toplant n n tertibini sa lam t . Toplant da i veren ortaya bir de fotokopi ç karm t . Bu fotokopide i ten ç kar lan i çilerin çal mak istemediklerini anlatan sat rlarla, i çilerin oldu u iddia edilen bir k s m imzalar vard . Toplant da uzun münaka alar olmu , olumlu sonuç al namadan da n lm t . Müfetti i, incelemek üzere yan na ald fotokopiyi çad rdakilere gösteriyor, sendikac lara ne dü ündüklerini soruyordu. Bu soruya en güzel cevab orada bulunan bir i çi verdi: “Evet u imza benim. Fakat bana Bölge Çal ma Müdürlü ü taraf ndan vazifelendirildi imize dair bir ey söylemediler. O gün hoparlör, isteyen greve kat l r, isteyen kat lmaz, diye ne riyat yap yordu. Bizden imza al rken, ‘çal mak ister misin? çal makta da çal mamakta da serbestsin’ dediler. Biz de arkada lar m zdan ayr lmak istemeyiz dedik. Zaten benim okumam yazmam yoktur.” Zaten kanuna göre, grev d i çilere yaz l bildirimin ya Bölge ya da sendika taraf ndan yap lmas gerekirdi. verenin bu i i yapmaya, hele imza toplamaya hiçbir ekilde yetkisi yoktu. Cengiz Uluta gerekli gördü ü notlar alarak gitti. 47 Türkiye MadenSendikas n n grev kanunu yürürlü e girmeden önce Anayasaya dayanarak yapt büyük bir grev vard . KAVEL GREV diye an lan bu direni stanbul’da Kavel Kablo fabrikas nda yap lm ve 36 gün sürmü tü.(6) Kavel i vereninin de Berec i vereninden a a kal r taraf yoktu. Üstelik o zaman sosyal kanunlar da yürürlükte olmad ndan Maden- ’liler çok büyük güçlüklerle kar la m lard . Hareket dalga dalga bütün sendikalara ve bütün yurda yay lm , Petrol- de dâhil olmak üzere bütün Türk sendikalar n n davas halini alm t . Bu (6) Türkiye Maden- Sendikas üyesi i çiler 1963 y l n n ilk aylar nda Kavel Kablo Fabrikas ’nda 36 gün süren bir grev yapt lar. Bu grev, Türkiye i çi s n f tarihinde önemli grevlerden biri olarak kabul edilir. Grevi önemli hale getiren en belirgin unsur, 1961 Anayasas ’n n i çilere tan d grev hakk n n nas l kullan laca na ili kin yasal düzenleme olmadan, üstelik Yasas ’nda grev yasa sürerken yap lm “kanunsuz” bir grev olmas d r. Grev üzerinden grev hakk n s n rlamak için çaba harcayan i verenlerin tutumu; grev yasas görü ülürken konunun Meclis’te önergelere konu olmas ; grevle ilgili yasaya özel hüküm konmas ; grev uygulamas s ras nda sendikalar aras nda ya anan görü ayr l klar gibi pek çok geli me Kavel grevini kayda de er k lmaktad r. Bütün bu ve benzeri nitelikleri nedeniyle Kavel grevi, emek hareketinin haf zas nda iz b rakm , “tarihi” diye tan mlanan grevler aras nda yer almaktad r. Bu grevle ilgili ayr nt l bilgiler için bkz. Zafer Ayd n, , Tüstav/Sosyal Tarih Yay nlar , stanbul, 2010. 48 büyük i ve kader birli i sonucu zafer kazan lm , emek temsilcileri var olduklar n sermaye ve hükümet temsilcilerine kabul ettirmi lerdi. te bu grevde kullan lan büyük bir çad r vard . çinde toplant lar yap labilecek kadar büyük bir çad r. O gün ö leye do ru bu büyük çad r gelerek Petrol- çad r n n yan na kondu. Maden- ’in Ba kan Vekili Kaz m Narmanl Petrol- yöneticilerine sendikas n n karde lik duygular n iletiyor, çad r n emirlerinde oldu unu bildiriyordu. Kader yolcular , yolun sonunu birbirlerine dayanarak getirebileceklerini biliyorlard . Petrol- elbette böyle bir çad r alabilecek kudretteydi. Amma bunun anlam ba ka, bu dayan may zorunlu k lanlar n anlayamayacaklar kadar bamba kayd . Di er sendikalardan gelen ziyaretçilerin de ard arkas kesilmiyordu. üphesiz hepsinin birer Kavel çad r yoktu. çlerinde yard m yapmak de il, yard ma muhtaç olmak durumunda olanlar da çoktu. Fakat hepsinde bir heyecan, bir eyler yapmak, bu çorbaya tuz katabilmek heyecan doluydu. Günün ziyaretçileri içinde en önemlisi, Uluslararas Hür çi Sendikalar Konfederasyonu’nun (ICFTU) Türk temsilcisi oldu. Geldi, gördü ve gitti. Ö leden sonra Türk- temsilcili inin te ebbüsü üzerine Vali Niyazi Ak Vilayette bir toplant tertipledi. Ancak Yetkili Berec patronlar bu toplant ya kat lma gere ini duymad lar. Sadece vekilleri Sedat Bayr ’y gönderdiler. Bu dü ünü te i verenle anla man n güçlü ünü Ak da anlam t . Topkar’la uzun uzun konu tu, “hakl s n z, devam edin” dedi. Bu arada Genel Sekreter Vekili Sefa Gürses’te Bölge Çal ma Müdürlü ü’nde yap lan bir ba ka toplant ya kat l yor, i verenin kanunsuz tutumlar n önleyici çareler ara t r yordu. Komite Ba kan Mücahit Teoman da beraberinde sendika hukuk mü aviri Avukat Âdil A ç o lu oldu u halde, Eyüp Jandarma Kumandanl na giderek Binba ile görü üyor, Jandarman n tutumunun de i tirilmesini istiyordu. Binba bu kere anlay l görünüyor, telefonu açarak, “jandarmalar i veren otobüsüne binmeyecek, fabrikada yemek yemeyecekler. Sendika gözcüleri giren ç kan arabalar serbestçe kontrol edecekler” gibi emirler veriyordu. Bunlar n gerçekle me derecesini zaman gösterecekti. Grev yerinde ak ama kadar ba kaca bir hadise olmad . Saat 16.30’da fabrika tatil edilerek kap lar kapand . Zaten çal m yordu ki tatil etsin. Yaln zca yass pil bölümünde ufak bir çal ma oluyordu. Bu bölümün çal mas için de teknik olarak on i çi yetiyordu. Saat 17.00’ye do ru Binba geldi. Görevli jandarma çavu una yukar da sözünü etti imiz emirleri tekrarlad . Bu arada bir yanl l k oldu. Gözcüler onun arabas n da arad lar. K zmad ya da k zd fakat sesini ç karmad . Saat 18.00’den sonra da Ziya Hepbir ve Genel Mali Sekreter Mehmet Sar ahmeto lu beraberlerinde Türk- ’ten Vahdet A ar oldu u halde çad ra geldiler. Bekle en i çilerle konu up, morallerini takviye ettiler. Grevin ikinci günü de böyle geçmi , i çi tarihindeki yerine do ru uzakla p gitmi ti. 49 Üçüncü gün grev yerinde oldukça sakin ba lad ve öylece de sürüp gitti. Gelen giden arabalar rahatça kontrol edildi. Jandarma evlerden i çi toplamad . Belki de bu yüzden greve kat lmayanlar n say s oldukça dü tü. Dün 70 civar nda olan rakam, bugün ancak 54’ü bulabildi. Polis ve jandarman n hiçbir müdahalesi olmad . Nöbetle e devriye gezen polisler coplar n , jandarmalar da dipçiklerini kullanma gere ini duymad lar. Ne var ki, bu durgunluk yaln zca grev yerine aitti. As l hareket o yerin d nda oldu. Saat 10.00’da Vilayette Vali Ak ’n n ba kanl nda ikinci bir toplant daha yap ld . Bu toplant ya Türk- ad na smail Topkar, i veren ad na as l irket ortaklar ndan Nesim Afumado ve Sedat Bayr , Bölge Çal ma Müdürü emsettin Turkunt ve i veren sendikas ba kan vekili Re k Baydur kat ld lar. Görü meler 12.30’a kadar sürdü. veren çok az bir k m ldan la grevin durdurulmas n istiyor, Topkar hakl olarak Türk- Koordinasyon Komitesi karar ile onaylanan sendika tekli erinde srar ediyordu. Bölge Müdürünün i vereni insafa getirme gayretleri ile Ak ’n n samimi bir ortam yaratarak tara ar bir noktada birle tirme çabalar bo a gitti ve toplant olumlu sonuç al namadan da ld . Bu toplant ya özellikle davet edilen Ziya Hepbir, sonucu önceden tahmin etmi ve hende i atlamayaca n bildi i deveye binmeyi reddetmi ti. Petrol- ’in birinci sorumlusu tek çözüm yolunun grevde oldu unu görüyor ve bütün çal mas n onun ba ar s na yöneltiyordu. Fabrika yak n nda Tunca isimli oldukça büyük bir sinema salonu vard . Genellikle gözya dolu Türk lmlerinin oynat ld bu sinemaya, bir haftal k harçl klar ndan art r p gözlerinin bozulmas na dü ünecek ça da olmad klar için harikalar diyar ndaki Alis’in gururuyla ucuz perde dibine çöreklenen çocuklar, ömürlerinin en renkli olmas gereken ça lar n fabrika bacalar alt nda yitirerek sarf ettikleri emekleri kar l ndan daha pahal e lencelere pay ay rmak imkân bulamayan gençler ve dört duvar n içinde dünyaya ondan ba ka aç lan pencereleri hiçbir zaman olmam bulunan ya l lar giderlerdi. te o gün de bu sinemada bir ba ka Türk lmi oynand . u farkla ki, lmin yer perde de il sahne ve salondu. Oyuncular seyirci, seyircileri oyunoynad cuydu. Petrol- grevci i çilerle, grev süresi içindeki ilk toplant s n yap yordu. Saat 14.30’da koca salon t kl m t kl m dolmu tu. Ön s ralara di er sendikalar n ba kan ve yöneticileri oturmu tu. Arkalarda ba örtülü kad nlar, asil heyecan n yüzlerini pembele tirdi i genç k zlar, mutlu geleceklerin ayd nl nda feri yitik gözleri l l yanan delikanl lar, delikanl la an olgun ça dakiler vard . Ziya Hepbir ve arkada lar salona girer girmez, yer yerinden oynad . Tunca Tunca olal böylesini görmedi i mutlakt . Alk u ultusundan, “ya a, var ol” nidalar ndan insana tavan yükselecek de göklerin ululu una eri ecek gibi geliyordu. 50 Ama bu ses, göklerin ululu una eri meden yerdeki nimetlerden pay n almak isteyenlerin sesiydi. Sa r kulaklara bu gerçe i duyurmak isteyenlerin sesiydi. Toplant y k sa bir konu mayla Mücahit Teoman açt . “Sizler bu ba l l ve kenetleni i gösterdikçe grevimiz ba ar ile devam edecek ve haklar m z er geç alaca z. verenler ve sizlere kat lmamak bahts zl n gösterenler hakl davam z n halledilmesinden sonra hüsrana u rayacaklard r” dedi. Sonra da elliden fazla misa r sendikac y i çilere tan tt . Bu arada bas n mensuplar n n da salonu doldurdu u görülüyordu. Teoman onlardan da görebildiklerini takdim etti. Fla lar durmadan parl yordu. Grev Komitesi Ba kan ndan sonra ilk konu may Ziya Hepbir yapt . Mikrofon ba na geçti i zaman, yap lan sevgi gösterisinin dinmesini epey bir süre beklemek zorunda kald . Böylesine çok al kt . dealine her yakla ta böylesini bulmu , buldukça da daha bir güçlü, daha bir bilgili olarak ileri gitmekte devam etmi ti. Gene de içlenmekten geri kalmad . Gene de gözlerinin dolu olmas n önleyemedi. Alk lar dindikten sonra a r a r konu maya ba lad . Önce i verene dokundu. öyle hat rlat c ufak bir dokunu , i vereni kar s ndakiler de en az kendisi kadar biliyorlard . Sonra hükümet üyelerine döndü. Devrin Ba bakan Yard mc s Kemal Sat r’ n, kula na gelen bir sözü içine oturmu tu. lke edindi i hak yolunda, adalet yolunda kar s na dikilen babas olsa dinlemezdi. Bu onun her iyi niyetlinin bildi i ve anlad karakterinin gere iydi, öyle dedi: “ ‘ çiler e er fazla dayat rsa bir kanunla buna mani olurum’ diyen bu bakan efendiye unu hat rlatmak isterim ki; Anayasa teminat alt nda bizlere verilen bu haklar geri almaya ne onun, ne de ba ka bir kimsenin gücü yetecektir. Bu sözü sarf etmek büyük bir kabaday l kt r. O ancak kabaday l n bakanl ndaki kendi odas nda yapar. Türk i çisi gerekirse Sat r’ n ve böyle konu an herkesin dilini kesmesini bilir.” Evet böyle konu anlar n dili daha fazla uzun kalamazd . Sat r e er o sözü sarf etmediyse ve sarf edenler gibi dü ünmüyorsa Hepbir’in sözlerini desteklemeli, hem de yürekten desteklemeliydi. Genel Ba kan daha sonra da i verenin vergi kaç rd na de inerek unlar söyledi: Ziya Hepbir, grevci i çilerin maddi ihtiyaçlar n kar lamak için her türlü tedbirin al nd n , hafta sonunda para ve erzak da t m yap laca n da bildirdikten sonra, “hakk m z almak için demokratik sava m z sonuna kadar sürdürece iz, inan n z ve bekleyiniz” diyerek konu mas n bitirdi. Mikrofonun önünden ayr l rken alk seslerine h çk r klar n da kar t duyuluyordu. Bu, ayn salonda s k s k duyulan yerli lmlerin mezar ta l h çk r de il, o ta n alt na girmeden ya amak, ya ad n hissederek ya amak ümidinin ta rd sevinç gözya lar n n sebep oldu u h çk r kt . Hepbir’den sonra mikrofona Türk- Temsilcisi ve Petrol- Genel Sekreteri smail Topkar geldi. Ayn gösteriler ona da yap l yor, o da konu mas na ba lamadan önce ç lg n tezahürat n dinmesini beklemek zorunda kal yordu. Kendisine has neza51 ketinin çerçeveledi i güleç yüzü alttan gelen bu deste in verdi i kuvvetle ld yor, ilerilere daha bir güvenle bakar hale geliyordu. Vilâyette yap lan toplant y anlatmakla söze ba lad . verenin olumsuz tutumunu bir kere de o aç klad : “ çiler, siz- den olmayanlar n sözlerine inanmay n” dedi. Grevin Türk- ve Türk- ’e ba l bütün sendikac larca sonuna kadar desteklenece ini söyleyerek, konu mas n bitirdi. Topkar’dan sonra Uluslararas Hür çi Sendikalar Konfederasyonu E itim Müdürü Mr. Vanderveken mikrofona gelerek unlar söyledi: Daha sonra da ba ta Lastik- Ba kan R za Kuas ve Deri- ’ten Cemil Gider olmak üzere misa r sendikac lar konu tular. Sendikalizmin ve birlikte hareket etmenin de erini anlatt lar. Grevin yaln zca Berec i çileri için de il bütün Türk çal anlar için ta d önemi belirtiler. Bu arada, ICFTU ve Ortado u Çal ma Enstitüsü kursiyerlerinin hediyesi 40 paket Bafra sigaras , 12 paket bisküvi ve sekiz kilo akide ekeri i çilere da t ld . 52 Konu malar bitti i zaman, ince b y kl yüzünde ayd nl klar uçu an bir genç adam n ortaya ç kt görüldü. Bu, Milli Türk Talebe Birli i’nin toplumcu ayd n lideri Yüksel Çengel’di. Hepbir, Topkar, Sar ahmeto lu ve di erlerini tebrik etti. leri Türkiye’nin öncü ku aklar ndan Petrol- ’e ve Berec’li i çilere selam ve baar dilekleri getirdi ini bildirdi. Gençli in ekonomik adalet davas nda sonuna kadar Petrol- ’le ve bütün Türk i çileriyle beraber oldu unu belirtti. Demokrasinin var olu ölçe i olan gerçek kurulu lar art k birbirlerini çok iyi tan yorlar ve beklenen dayan ma yolunu aç yorlard . Çengel yaln z gelmemi ti. Beraberinde MTTB’nin Gaziantep, Erzurum, Bitlis, Van ve Elaz halkoyunu ekiplerini de getirmi ti. Ortal k bir anda davul kükremesi, zurna ça lamas ile sars ld . Gözlerinden ilim irfan f k ran ayd n dada lar, Anadolu’nun ya z delikanl lar bütün heybetleriyle sahneyi doldurdu. Renkli cepkenler, s rmal yemeniler, i lemeli serpu lar birbirine kar yor, bu topraklar yaln zca kendilerinin sananlara gerçe in sesleni ini dile getiriyordu. Gösteri 17.30’a kadar sürdü. Tunca Sinemas yeniden sessizli e gömülürken dü üncelerde beliren sorun, bu davul zurnalar n hâlâ baz lar na sivrisinek gibi gelmekte devam edip etmeyece iydi. Dünün aksine, bugünün grev yerinde çok hareketli geçece i sabah n erken saatlerinde belli oldu. 7.35’te memurlar getiren otobüs grev gözcüsü Ali Özataman’ n üstüne öyle bir vard ki, ya z emekçi atik davranmasa tekerleklerle kucakla abilirdi. Hani lmlerde Amerikan gangsterleri ho lar na gitmeyenleri kaza süsü verip öldürmek için adam bir ç kmaz sokakta k st r p arabay pervas zca üstüne sürerlerdi ya, i te öyle olmu tu. Grev gözcüleri için de fabrikan n kap s ç kmaz sokakt . Bu ç kmazdan ç kman n tek yolu can ç k ncaya kadar ç kmamakt . Polis ve jandarmalar da lm seyreder gibi bakt lar. Neredeyse alk layacak gibiydiler. Daha sonra Trabzon plakal bir kamyon fabrikaya pil almaya geldi. Gözcüler önüne ç k p içeri sokmad lar. Kamyon oförü epeyi diretti. Uzun münaka alar sonunda eli bo geri dönmek zorunda kald . Saat 8.00’e do ru grevci i çiler, greve kat lmayanlar getiren bir otobüsün etraf n sard lar. Otobüste bulunan 22 i çiden ço u kanunun çal maya zorlad ki ilerdi. Grevci i çiler bu arkada lar na dünkü toplant y ve Petrol- ’in yapacayard mlar anlatmaya ba lad lar. Konu malar öylesine saf, öylesine temiz bir heyecan içinde geçiyordu ki, onlar n kötü niyetinden üphelenmek, ancak kötü niyetli olmakla mümkündü. Sendikan n dedi ini yapan cinsten oldu unu anlam lar, ümit ve güvenlerinin bo a gitmedi ini görmenin mutlulu unu bu kaderin kendilerinden uzakta b rakt arkada lar yla da payla mak istemi lerdi. te konu malar n en hararetlendi i, kad n i çilerin gözlerini ya artan bir düzeye ula t s rada, otobüsün oförü d ar f rlay verdi. Elinde p r l p r l parlayan bir de çekiç görülüyordu. Grevci i çilerin üstüne sald rd . Bir anda ortal k kar m , sahnenin asil havas bulutlanm t . Kanun zoru olmaks z n greve kat lmayan birkaç i çi de 53 oförün yard m na ko tu. Bu arada hangi elden f rlat ld belli olmayan bir ta otobüsün sa arka cam n k r verdi. Grevcileri y ld ramayaca n anlayan oför bu kere de direksiyonun ba na geçip otobüsü grevcilerin üstüne sürmeye kalkt . Ak ls zca zikzaklar yap yor, kalabal da tmaya çal yordu. çilerden ikisine çarparak yere y kt . Yaral i çiler arkada lar n n ellerinde çad ra ta nd lar. En sonunda h z n alan oför, otobüsü bir gazi gururu ile fabrika bahçesine sokuyor, efendilerine zaferini anlatmak üzere binadan içeri ko uyordu. Göremeyecekleri kadar uzakta cereyan eden olaya, polis ve jandarmalar müdahale edememi lerdi. veren derhal savc l a ba vurdu. Grevci i çilerin otobüsünü ta lad ndan ikâyet ediyordu. Ne yaz k ki konu ertesi günü bas na da yaln zca bu yönüyle aksetti. Sendika, emniyet kuvvetleri ve Bölgenin dikkatini çekmekle yetiniyordu, çünkü hedef aldat lm oför, onun iplerini sallayan ellerdi. Bu eller hakk nda kesin delil de imdilik yoktu. Tek delil olayd . Saat dokuz s ralar nda akaver Öncü isimli kad n grevci birden hastaland . Komite derhal fabrikaya haber göndererek vizite kâ d istetti. Kâ d n gelmesi o kadar gecikti ki, bayg nl klar geçiren kad n daha fazla bekletmenin tehlikeli olaca n hisseden komite ba kan , hastay derhal bir sendika arabas yla Samatya çi Sigortalar Hastanesine gönderdi. Hastane ba hekimine de telefon ederek durumu anlatt . Vizite kâ d çok sonra geldi. Saat 9.15’de i veren otobüsü oförlerinden biri gözcü k zlara sözle sark nt l k etti. Münevver Kaya ve Fevziye Sert isimli saf ve temiz fakir çocuklar görevlerinin kutsall na uygun olgunlukla, bu kar lar nda küçülen zavall ya hak etti i kar l vermediler. Bu i i Mücahit Teoman yapt . oför pabucun pahal oldu unu anlayarak biraz da ürktü ve kaçt . Ö leye do ru, önce Petrolstanbul ubesi Ba kan Harun Kayhan, daha sonra da Mehmet Sar ahmeto lu ve Sefa Gürses’le beraber Sa na Kibrit Fabrikas ve Yar mca Gübre Fabrikalar Petrol- Temsilcileri geldiler. Gözcüler ve grevcilerle konu tular, onlar n morallerini yükselttiler. Saat 16.00’ya kadar ortal k oldukça durgundu. Fakat saatler tam bu rakama yakla rken grev yeri atmosferi birden bozuluverdi. Otobüslerden biri fabrika bahçesinden d ar ç kmak üzere hareket etti. Gözcüler kanuni kontrollerini yapmak üzere önüne geçtiler. Fakat otobüs duraca na h z n birden artt rd . Petrol- Müfetti lerinden Nesrin Çetinkaya elini oföre uzatm “DUR” diye sesleniyordu. oför yerinden bir el uzand . Nesrin’in bile ini yakalad . Neye u rad n anlayamayan genç k z kendini yerde buldu. Birkaç metre sürüklendi. Tekerleklerin alt na gitmemesi büyük bir mucizeydi. Elbiseleri y rt lm , üstü ba kan içinde kalm t . Bunu gören grevci i çiler müfetti lerini kurtarmak için ileri at ld lar. Otobüsün etraf n sar p durmaya zorlad lar. Derken polislerden biri elindeki copunu sallayarak grevcilerin üzerine yürüdü. Polisi gören jandarmalar da hücuma geçtiler. Önlerine geleni dipçiklemeye ba lad lar. Bu arada olay önlemeye çal an Komite üyesi Kadir Topuz da birkaç dipçik darbesi ile sars ld . Buna ra men gene arkada lar n teskin etmeye, emniyet kuvvetlerine kar gelmelerini önlemeye çal t . 54 Otobüs emniyet kuvvetlerinin muhaf zl nda birkaç metre ilerideki benzin istasyonuna giderek benzin ald ve fabrikaya döndü. Bütün yapaca da zaten buydu. Dursa, gözcülere bunu anlatsa hiçbir ey olmayacakt . Bütün amaç olay yaratmak, grevi kamuoyunda gözden dü ürmekti, Petrol- olay jandarma kumandan ve Rami Emniyet Komiser Muavinine bildirdi. Sebep olanlar hakk nda gerekli i lemin yap lmas n istedi. Fakat her iki emniyet sa lay c s da, olay n önemsiz oldu unda ve yeni görevlendirilen bir polis memurunun hatas ndan ileri geldi inde srar ediyorlar, üstelenmesini istemiyorlard . Sendika da daha fazla d rd rlanmay p sustu! Ak amüstü saat l7.00’de Bölge Çal ma Müdürü taraf ndan fabrikada bir toplant tertiplenmi ti. Bunu Vali arzulam , Müdür emsettin Turkunt’dan arac l k yapmas n istemi ti. Toplant ya i verenlerden ba ka Petrol- ad na Sefa Gürses, i veren sendikas ad na da Re k Baydur kat ld . Turkunt’un iyi niyeti i verenleri yola getirmeye gene yetmedi. Üstelik say ca çok olan i verenler Gürses’i s k t rmaya epeyce çal t lar. Amma çetin cevize çatm lard . Dava hakl olunca Petrol- ’in bütün cevizleri çetinle mi ti. Tara ar uzun süre bulan k suda bal k avlamaya çal t lar. Sonunda da hiçbir sonuç alamadan da ld lar. Ayn gün Ziya Hepbir Türkcra Heyeti’yle görü mek ve hükümet üyelerinin dikkatini çekebilmek için Ankara’ya hareket etti. Genel Mali Sekreter Mehmet Sar ahmeto lu yönetimindeki Petrol- saymanl k servisi de har l har l çal yor, yap lacak yard mlara temel olmak üzere grevci i çilerin hatas z listelerini haz rl yor, hepsine birer kimlik kart da t yordu. Sar ahmeto lu ayr ca Migros’la da temasa geçmi , 1085 adet erzak paketi smarlam t . Da t m 12 Aral k Cumartesi günü yap lacakt . 55 Bini a an i çiden topu topu her gün 50-60 ki inin greve kat lmamas i vereni ku kuland r yordu. Acaba sendika bask yap yor, zor kullan yordu da onun için mi fabrikaya gelen az oluyordu? Elbette her insan ki iyi biraz da kendi gibi bilecekti. çilerin hak yolunda demokratik sava tan ayr lmayacaklar na bir türlü inanam yordu. Çünkü onlar bu yoldan ay rmas gereken öylesine çok art yaratm t ki… veren sendikac s Re k Baydur sabah erkenden i çi toplamaya gidecek bir i veren otobüsüne kuruldu. Komite üyesi akir ener de jeeple uzaktan onlar kovu turuyordu [izliyordu]. Bu kervana durumdan ku kulanan bir de Jandarma jeepi kat ld . Her duraktan adeta i çi duas na ç karcas na bekleye bekleye geçiliyordu. Bir ara otobüsten d ar ya adam dövmek ve kafa k rmaktan ba ka i e yaramas imkâns z olan bir odun parças at ld . Ta devri insanlar n n silahlar gibi yontulmu ve haz rlanm t . Jandarma ba çavu u Tahsin Zengin ile akir ener jeeplerden inerek at lan odunu ald lar ve durumu bir zab tla tespit ettiler. Otobüs fabrikaya 37 ki iyle geldi. Daha önce ve sonra gelenlerle beraber bu rakam 54’e ç km ve durmu tu. imdi üphelenmek s ras sendikadayd . Acaba, her sabah bu i odunlar n gölgesinde mi yap l yordu? Az sonra meydana gelen bir olay bu üpheye olumlu yolda cevap verebilecek nitelikteydi. Saat 8.30 da i veren otobüslerinden biri fabrikadan ç karken, her zaman oldu u gibi gözcüler taraf ndan durduruldu. çinde yabanc i çi ve mamul madde bulunup bulunmad kontrol ediliyordu. Az sonra gözcülerden biri ko arak çad ra girdi. Otobüste t pk sabahkine benzer bir odun bulundu unu bildiriyordu. Komite üyeleri ba çavu u da alarak otobüse gittiler. Odunu buldular ve bir zab t daha tutularak imzalad lar. Bu zab tlar n hukuki de eri belki de hiç yoktu. Bu de er ancak birisinin kafas odunla parçalan rsa kazan labilirdi. Ama bu artlar alt nda bile i çi-i veren çat malar nda suçluyu arayanlara iyi bir doküman olabilirdi. Ö leye do ru, önce Maden- ’ten sonra da Tütün ve Sigara çileri Sendikas ’ndan birer gurup i çi geldi. Kalplerinin Petrol- ’le beraber çarpt n bildirdiler. Kad nl erkekli tütün i çileri bir buket çiçek, birkaç paket sigara ve lokum ekeri getirmi lerdi. Bunlar orada bulunan grevcilere da t ld . Saat 16.00 da ortal k birden bire polis ve jandarmalarla doluverdi. 20 ki ilik haz r kuvvet ekibi, Emniyet Birinci ubeden 20 polis, üç sivil polis, Gaziosmanpa a emniyet kadrosu tüm olarak, Küçükköy ve Sa malc lar… Jandarma müfrezeleri, Gaziosmanpa a’n n bütün bekçileri fabrikan n önüne y l verdiler. Grev yeri i gal alt nda bir küçük kasaba görünümündeydi. Polisler, jandarmalar etrafa yay ld lar. üpheli gözlerle bir eyler aran yorlar, çad ra casus yuvas ym gibi bak yorlard . Haz r kuvvetler e Ziya Temur ve Birinci ube memurlar n n amiri Hilmi Ünal çad ra girdiler. “Burada ne oluyor?” dediler. Mücahit Teoman kendilerine o güne kadar olagelen olaylar n k sa bir özetini yapt . Hayret etmi gibiydiler. Daha sonra Temur gözcü k zlar n yan na giderek, “Siz 56 57 kap c m s n z? Bu vazifeyi erkekler yapsa daha iyi olmaz m yd ? Neden nöbeti onlara tuttur muyorsunuz?” dedi. Ve Teoman’ n gözlerini ya artan u cevab ald : “Biz hakl oldu umuz bir davaya hizmet ediyoruz. Grevimizin muvaffak olmas için çal yoruz. A abeylerimiz gece nöbeti tutuyorlar. Biz de gündüz nöbetini severek tutuyoruz. Onlar n hem gece, hem de gündüz nöbet tutmas olur mu? Bu bizim için en mukaddes vazifedir.” Ziya Temur geriye döndü. Arkada lar n n yan na giderek bir süre onlarla konu tu; sonra da “bu çocuklara güvenilir” deyip emrindekilerle birlikte grev yerini terk etti. Az sonra di erleri de onu takip ettiler ve oras i galden kurtuldu. Durum derhal Ankara’dan yeni dönen Ziya Hepbir’e bildirildi. Hepbir gerekli yerlerle temas ederek, bu beklenmedik bask n n sebebini ö rendi. veren Ba bakan, çi leri Bakan ve Çal ma Bakan na birer telgraf çekerek hayat n n tehlikede oldu unu bildirmi , grevci i çilere kar can n n ve mal n n korunmas n istemi ti. Hükümet üyeleri de sabotaj ve ayaklanmalar oldu unu zannederek tela a kap lm lar, stanbul Valisine bütün emniyet kuvvetlerinin fabrikaya sevk edilmesi direkti ni vermi lerdi. Onlar da böylece gelmi ler, yats vaktine kadar bekleyip mumu söndürerek gitmi lerdi. Günün dikkate de er bir olay da, bir y l önce Petrol- müfetti i ilk defa fabrikaya geldi i zamanki i çi temsilcileri aras ndan o güne kadar i verenin adam olmaktan, hiç olmazsa görünü te, sak nabilen tek ki i olan Cemal Siyer’in de o sabah i ba yapmasayd . Bir maske daha dü mü tü. Elbette Cemal’in yüzündeki bu maske, asl nda ba ka bir yüzü gizliyordu. 58 Ayn gün Almanya’dan Ziya Hepbir’e öyle bir mektup geldi: “Sizi bir tetkik gezisinde bulunmak üzere Almanya’ya davetle eref duyar m. Seyahat 13 Aral k’ta ba layacak 22 Aral k’ta sona erecektir, uçak biletiniz adresinize gönderilmi tir. Federal Almanya hükümeti sizi seyahat müddetince a rlamaktan memnuniyet duyacakt r. Bilvesile sayg lar m sunar m. Dr. H. J. Hile.” Hepbir bu davete te ekkür etti ve “sosyal bir harbin ba kumandan harp yerini terk edemez” diyerek reddetti. Daha sonra sendikan n toplu sözle me uzman Ne et Önal da ayn ekilde srail’den ald bir daveti, Genel Ba kan gibi tereddütsüz rededecekti. Çok gariptir ki, her iki davet de böyle bir zamana rastlam t . Sabah n erken saatlerinde stanbul sokaklar na ç kanlar, iki Migros kamyonunun kendi özgü klaksonlar n çalarak yollardan geçti ini gördüler. Kamyonlar n yan tara ar nda, üzerinde “ ” yaz l büyük yaftalar as l yd . Kamyonlar hiç acele etmiyorlar, a r a r yol alarak, eme in örgüt gücünün gövde gösterisini yap yorlard . Türk ekonomik tarihinde ilk defa stanbul sokaklar , geli ememi sokaklar böyle bir gösteri ile kar la yordu. Yoldan geçenler durup bak yorlar, gördüklerinin gerçek anlam n kavramaya çal yorlard . Kamyonlar 9.00’a do ru Tunca Sinemas n n önüne geldiler. Sinema salonu çoktan dolmu , Gaziosmanpa a yeni bir bayram n heyecan ile çoktan aya a kalkm t . Yaln zca erzak alman n, para alman n heyecan de ildi bu. O kadar basit bir duygunun belirtisi de ildi. Birle menin, birlikte hareketin yaratt üstün kudrete ahit olman n heyecan yd . Mutlu yar nlar daha yak nda görebilmenin heyecan yd . Ziya Hepbir, e i ve çocuklar ; Mehmet Sar ahmeto lu, e i ve çocuklar , hepsi gelmi lerdi. çilerle sarma dola dertle iyorlar, günün mutlulu unu bol bol ya yorlard . Sendikan n bütün personeli de oradayd . Hole yerle tirilen masalar n ba na geçmi ler; paralar n, erzaklar n, üyelerin hesab n yap yorlard . Mehmet Sar ahmeto lu, sendikac l k hayat nda ilk defa kasan n a z n epeyce açmaya haz rlan yordu. Her i çiye 50 er lira haftal kla, birer paket erzak verilecekti. Her biri 40 lira tutar ndaki paketlerin içinde, bir kilo yemeklik Vita ya , iki büyük paket kahvalt l k Sana ya , iki kilo bulgur, iki kilo fasulye, bir kilo mercimek, iki kilo eker, üç paket makarna, bir kilo pirinç ve bir pakette çay vard . Yani 1085 i çiye yap lacak haftal k yard m, tam 97.650.00 lira tutuyordu. Maliye naz r bu kere hazineyi bo altmaya haz rlan yor gibiydi. Da t mdan önce Bayan Hepbir mikrofona gelerek unlar söyledi: “Sevgili karde lerim, çok heyecanl y m. Sizlerin bu azimli halinizi birer i çi olan ben ve e im hiçbir zaman unutmayaca m. Bu hadiseyle daima iftihar edece iz. Allah hakl dan yanad r. Bu ba l l n z devam ettirmenizi ve sab rl olman z tavsiye ederim. Sab rl insanlar n ba aramayaca güçlük yoktur.” Ondan sonra da büyük tezahürat aras nda Ziya Hepbir konu tu. Grevin mutlaka ba ar yla sonuçlanacan , bunu anlamak istemeyenlerin er geç eme in sesine kulak vermek zorunda 59 kalacaklar n söyledi. Bugüne kadar gösterdikleri asil ve azimli dayan ma dolay s yla bütün Berec i çilerine te ekkür etti. Daha sonra da da t ma geçildi. Erzaklar Bayan Hepbir, paralar da Bayan Sar ahmeto lu da t yordu. Yüzlerce defa “A yetle yiyiniz, güle güle harcay n z” dediler. Tevziat holde yap l yor, salonda lm oynat l yordu. Hakk n alan içeri girip lm seyrediyordu. Da t m ve lm saat 14.00’e kadar devam etti. Kad nlar, erkekler; genç k zlar, delikanl lar koltuklar nda paketleri, ceplerinde paralar mutluluk içinde evlerinin yolunu tuttular. Grev yerinde hava çok sakindi. Ö leden sonra Lastik- ’ten organizatör Celâl Beyaz ve arkada lar , Deri- ’ten de Ba kan Mustafa ahin, Cemil Gider ve arkada lar grevcileri ziyarete geldiler. Jandarmalar n bir k sm gene grev yerine gidi geli te i veren otobüsüne bindiler. Komite derhal müdahale ederek di erlerinin de ayn hareketi yapmas na engel oldu. Durum bir zab tla tespit edildi. Grevin alt nc günü de böylece sona erdi. Grevin ilk Pazar en sakin geçen günü oldu. verenler de hafta tatilindeydi, adamlar da.. Gazeteci Abdullah Karagöz komite üyesi akir ener’le 10 Aral k’ta i veren otobüsünün yaralad i çilerden birini ziyarete gittiler. Yaral çi Hanife Akarsu isimli ya l ca bir kad n göçmendi. Ziyaretçilere unlar söyledi: “Bize bu yapt klar n geldi iniz Yugoslavya’da bile yapm yorlard . Bunlar insan de il sanki 60 ( oförü kastediyor). te gördü ünüz bu çocuklar (odada alt çocuk vard ) hepsi benim çal mama bak yorlar. Okumas , giydirilmesi, yedirilmesi hepsi bana ba l . Bir de kalk yor sanki ben gâvurmu um gibi beni otobüsle ezdirmek istiyorlar. Ben ne yapt m onlara ki.. Geçen otobüsün içinde acaba akrabalar m var m diye bakmaya ç km t m. çerisinden bir tak m sesler duydum ve birden otobüsün üzerime geldi ini gördüm o kadar. Gözlerimi açt mda sendikam n memurlar ve çocuklar m n aras nda buldum kendimi. Ben ölseydim kim bakard bu çocuklara?” Hanife Han m biraz durdu, dü ündü ve ekledi, “ba kan m z Ziya Hepbir de, bütün sendikam n insanlar da çok iyi. Onlar bakarlard çocuklar ma eminim. Bu yolda ölsem de olurdu.” Alt çocuklu Hanife Akarsu’nun gündeli i 950 kuru tu. Karagöz ve ener evden ayr l rken gözlerine dolan ya lar içlerine ak t yorlard . Önceki gün i ba yapan Cemal Siyer dün çal mam t . Sendika onun da çocuklar n n r zk n , bir paket erzakla 50.00 lira haftal n , evine kadar gönderdi. Kimin kimden yana oldu unu, o de ilse bile onu görenler belki anlarlard . Bu arada i verenin, ertesi gün yani on dört Aral k Pazartesi günü çal anlara, normal haftal klar ndan ba ka 100’er lira da prim verece ini ilan etti i ö renildi. %15 zam yoktu. Fakat sermayenin sömürgesi olanlara %100’den fazla prim vard . As l ki ilikler iyice su yüzüne ç km t . 61 Saat 8.00’e do ru be jandarma eri ve bir onba gene i veren otobüsü ile göreve geldiler. Komite bu y lan hikâyesini kumandanl a bir kere daha okudu. veren komiteye haber göndererek grevci i çilere çorba ikram etmek istedi ini bildirdi. Bu istek komiteden önce i çiler taraf ndan reddedildi. Onlar bu çorbay evde çoluk çocuklar yla diledikleri gibi içmek hakk n istiyorlard . Yoksa bu hakk gasp edenlerin, haklar n n çok az n lütuf gibi vermelerini de il. veren herhalde bilmeyen birçok gözlere bu hareketini bir iyi niyet belirtisi olarak göstermek istiyordu. Borçlunun alacakl ya borcunun ilk taksidini vermekle gurur duymas gibi bir eydi bu... Saat 10.00’a do ru stanbul Petrol tankerlerinden biri, gözcülerin i aretlerine kulak asmadan h zla bahçeye girdi. Ç k ta tertibat al narak durdurulan tankerin oförü hareketinin sebebini söylemek istemedi. Hatta korkutup kaç rmak için arabay önünde duran Mücahit Teoman’ n üzerine sürmeye kalkt . Fakat Teoman’ n yerinden k p rdamamas üzerine durmak zorunda kalan oför fabrikaya iki ton mazot getirdi ini aç klad . Grevci i çiler Kavel çad r nda toplanm , saz çal yor, memleket oyunlar oynuyor, e leniyorlard . Ba ta Türk- Ba kan Vekili ve Çimse- Genel ba kan Hasan Türkay olmak üzere, Müskirat Federasyonu Genel Sekreteri ve Türk- Murak b Melih Dölen, ayn Federasyonun Ba kan Vekili Rahmi ahin, stanbul Tütün Müskirat ve G da çileri Sendikas yöneticilerinden Abdullah Ar k, Reha Yi it, Nadide Morova, Nihal Emre, Fazilet S n rgeçti ve Hal çileri Sendikas Ba kan Hasan Kore, guruplar halinde grevcileri ziyarete geldiler. Onlarla konu arak zaten yüksek olan morallerini biraz daha yükse e ç kard lar. Hasan Türkay, Kavel Çad r nda unlar söyledi: Daha sonra Rahmi ahin ve Melih Dölen de konu tular, birlik ve beraberli in de erini misaller vererek anlatt lar. Grev ba lad ndan veri Petrol- ’in bütün yurda da l te kilat mensuplar ndan gelen dayan ma telgra ar n n say s yüzü a m t . Bu arada Zonguldak Maden çileri Sendikas ad na Genel Ba kan Osman pekçi ve Genel Sekreter Ahmet Ba ’tan da u telgraf al nd : 62 Önceki gün emniyet kuvvetlerinin bask s na sebep olan i verenin as ls z çar s na kar l k, Genel Ba kan Ziya Hepbir, devrin Ba bakan smet nönü, çi leri Bakan Orhan Öztrak ve Çal ma Bakan Bülent Ecevit’e u telgraf çekti: Grevin sekizinci gününde üzerinde durulacak ba kaca bir olay meydana gelmedi. As l olay ertesi günü olacakt . Petrol- bütün grevcileri tiyatroya götürmeye karar vermi ve Gülriz Süruri-Engin Cezzar Toplulu u ile anla m t . 63 Ayr ca stanbul Belediyesi ile de ili ki kurarak i çileri Beyo lu’ndaki tiyatro binas na götürecek yedi otobüs temin edilmi ti. Emniyet makamlar na da haber verilmi , durum gazetecilere de ilan edilmi ti. Genç k zlar bayraml k basmalar n haz rlam lar, delikanl lar damatl k lacivertlerini ütülemi lerdi. Muhakkak ki bu ak am Gaziosmanpa a’n n birçok yataklar ertesi günü dü ünerek gözüne uyku girmeyenlerin k vran lar na ahit olacakt . Çünkü binlerin içinde, o güne kadar Beyo lu’nda tiyatro görebilen, birlerle say lacak kadar azd . 64 65 Kanunun grev d kalmaya zorlad i çilerin listesi hâlâ haz rlanmam t . veren 60 yerine 40 ki ilik bir liste haz rlayarak Bölgeye vermi ; Bölge de bu liste üzerinden tebligat yapmaya i vereni görevlendirmi ti. veren böyle bir tebligat yapmad , gibi, yanl beyanlarla daha önce bildirdi imiz i ten ç karmalara yönelmi ti. te bu durumu önlemek üzere Genel Sekreter Vekili Sefa Gürses Bölgeyle devaml görü meler yap yor, kesin listenin haz rlanmas n temine çal yordu. Grev yerinde nispeten sakin bir havan n esti ini gören Mücahit Teoman da, saat 9.30’a do ru Berec Petrol- temsilcilerinden Hasan Bakio lu ve smail Uzun oldu u halde Bölgeye gitti. Orada Gürses’le bulu tu. 60 ki ilik kesin listeyi tespit ederek sendika merkezine döndüler. Bölge Çal ma Müdürlü ü resmi bir yaz yazarak bu 60 i çiye bildirimde bulunmak görevini sendikaya vermi ti. Bölgenin yaz s n derhal teksir ederek ilgili i çilere tebli edilmek üzere fabrikaya gönderdiler. Ne var ki Sedat Bayr “ben bu listeyi tan m yorum” diyerek tebligatlar yapt rmad . Bu arada listede isimleri bulunan ve kanuna göre imalatta çal t r lmamalar gereken i çilerin yass pil yap m nda çal t r ld klar ö reniliyordu. Durum derhal bölgeye bildirildi. Grev yerinde gayet sakin ve ne eli bir hava hüküm sürüyordu. Çad r n önü sabahleyin çok tenhayd . Ö leden sonra gittikçe kalabal kla t . Marmara ve Trakya Bölgesi Müskirat ve G da çileri Sendikas Ba kan Zeki Gedik, ayn sendikan n Üsküdar ubesi Ba kan aban Bodur, Teksif’ten Sabri T l ve R za Güven kalabal k i çi gruplar halinde geldiler. Grevcilerle konu tular, akala t lar, binlerce üyelerinin her türlü yard ma haz r oldu unu bildirdiler. Berec i çileri saat 15.00’ten itibaren Gaziosmanpa a meydan nda toplanmaya ba lad lar. Hepsi y kanm , taranm , bayraml klar n giymi lerdi. Bayram sabah akrabalar n n elini öpmeye giden bir çocu un saf heyecan içindeydiler. Otobüsler onlar bu meydandan al p götüreceklerdi. Götürecekler ve o güne kadar Kaf da n n arkas ndan bahseder gibi, sözünü ederken eri ilmez bir güzelliin hayalinde uçu tuklar Beyo lu’na b rakacaklard . Tiyatro için hükümet üyelerine, Valiye, Belediye Reisine, Emniyet ilgililerine ve i verenlere de davetiye gönderilmi ti. Sedat Bayr önce davetiyeyi reddetmi , sonra krini de i tirerek gelece ini bildirmi ti. stanbul Tiyatrosu’nda, saat 18.15’te ba layacak oyunun ad KE ANLI AL DESTANI idi. Saat 17.15’te Gaziosmanpa a meydan ndan kalkan yedi Belediye otobüsü, yüzlerce yoksul emekçiyi alm , Beyo lu’nun yükseklerine, çok yüksek olan yüksekliklerine t rman yordu. çindeki saf ve temiz heyecanlar, yükseklere aralanan ufac k bir pencereden uçu an melekler gibiydiler. 66 Yazar Haldun Taner’e gidilse, Gaziosmanpa al i çiler için bir oyun yazmas istense, ancak böylesini yazabilirdi.(7) Gaziosmanpa a’n n i çilerini de il, Gaziosmanpa a’y yazm t yazar. Gecekondular oradan alm , Zilhalar oradan getirmi , Alileri oradan bulmu tu. Yoksulluklar oran n yoksullu u, dertler oran n derdi, sözler oran n sözü, k saca oran n ya ant s yla küçücük sahneye s an. Seyredenler kendilerini sahnede görüp a l yorlar, sahnedekiler kendilerini salonda görüp içleniyorlard . Gülriz Sururi gecekondulu Zilha rolünü, yüzlerce Zilha’n n önünde oynaman n zevkiyle sanat n n zirvesine ç k yor, Engin Cezzar Gaziosmanpa al Alileri Ke anl Ali diye sahnede temsil etmenin mutlulu una eriyordu. Birçok sendikac n n yan s ra Berec i verenleri de salondayd . Nesim Affumado, Kino Baruh, Sedat Bayr , Zuhal Baydur, Re k Baydur hepsi gelmi lerdi. çilerle beraber oturmu lar, beraber gülmü lerdi. Acaba beraber üzülmü ler miydi? Ekmek isteyenlere “pasta yesinler” diyecek kadar a a lardan habersiz olanlara iyi bir seminerdi bu oyun. Ba ar l olup olmad n zaman gösterecekti. Haldun Taner taraf ndan yaz lan tiyatro oyunu “Ke anl Ali Destan ” ilk olarak 31 Mart 1964 te Gülriz Suriri, Engin Cezzar Toplulu u taraf ndan sahnelenmi tir. Oyunun metni için bkz. Haldun Taner, , Haldun Taner, 13. Bask , Bilgi Yay nevi, 2008. (7) 67 Oyun ba lamadan önce yazar Haldun Taner, eserini öyle tan mlad : Sanki yazd yetmezmi gibi bir de bu sözleri ile kalplere girdi Taner. Belki baz kalpleri de oynatm t r, bilinmez. Ziya Hepbir de mikrofona gelerek u anlaml derin sözleri söyledi: Kalpler ve ruhlar. Kimisi ne kadar yüksekte, kimisi ne kadar alçaktayd . Beraber olmak için yüksektekilerin a a ya inmesi ve a a dakilerin de yükselmelerine raz olmalar gerekiyordu. Oyun ba lad . Oyun çoktan, çok y llar önceden ba lam t . Zilhalar, Aliler, Sipsi Selimler birbirine kayna t . Belki sanatç lar gere ince alk lanmad . Ama alk lamamak demek, duymamak demek de il ki. Bir tiyatro eserinin neresinde ne biçim alk lanaca n bile belki bilmiyorlard . Onlar bilir görünmek için bilgisizliklerini alk larla kapayacak kadar da bilgili de illerdi. Ama bugüne kadar hiçbir tiyatro seyircisi tüm olarak bu derece duygulanmam , eseri böylesine içine sokmam t . Sanatç lar da bunu anlam olsalar gerekti. Ak am n alaca karanl nda gecekondular na dönen Aliler, Zilhalar, Ke anl Ali Destan n n bir bölümünü çok az de i tirerek öyle m r ldan yorlard : 68 69 70 Grev yeri bugün her günkünden daha sessiz, hareketler her günkünden daha düzenli ve sayg l yd . Ne oförler grevcileri ezmeye çabalad , ne de greve kat lmayanlar tahriklerde bulundular. Polisler coplar n , jandarmalar dipçiklerini kullanmak f rsat n bulamad lar. çi leri Bakan n n grev yerine gelece inin duyulmas buna sebep olsa gerekti. Ö leden sonra saat 16.00 s ralar nda Türkiye Deri- sendikas ndan kalabal k bir grup, ba lar nda Genel Ba kanlar Mustafa ahin oldu u halde otobüs ve taksilerle geldiler. Beraberlerinde davul zurna ekipleri de getirmi lerdi. Kavel çad r nda grevcilerle sarma dola çald lar, oynad lar. Sessiz fabrikan n kar s ndaki çad rda bu sessizli i yaratanlar n ne eli sesleri saatlerce devam etti. Devrin çi leri Bakan Orhan Öztrak, beraberinde stanbul Emniyet Müdürü Haydar Özk n, l Jandarma Kumandan Mustafa Ertan, Türk- Yönetim Kurulu üyesi ve Gazeteciler Sendikas Genel Sekreteri Sedat A ral ve kalabal k 71 bir gazeteci grubu ak amüstü saat 17.30’da grev yerine geldi. Grevci i çilerin alk ve sevgi gösterisi ile kar land . Onlar n hat rlar n sordu. Fabrikaya giderek k sa bir süre i verenle görü tü. Gördü ü düzenin, i verenin kendisine gönderdi i telgra a büyük çeli me halinde oldu unu belirtti. Sedat Bayr a rd : “Ufak tefek olaylar oldu, ilgililere bildirdik” diye kekeledi. Bakan fabrikadan ç karken, bir asker disiplini ile kendisini selamlayan grevci genç k zlar kar s nda hayranl n gizleyemedi. Hat rlar n sordu. “Durumunuz çok mu kötü? Niçin bu i i yap yorsunuz?” dedi. Gözcü Sevinç Gürsuna’n n 16 ya n taraveti [tazeli i] içindeki yüzü dikle ti. Gözleri uzaklara, çok uzaklara dald . “On günde 90 lira al yorum” dedi. “Babam ve annem çal acak durumda de il. Küçük karde lerimle beraber tam yedi ki i bu parayla geçiniyoruz.” Ayn ya taki Nurten Meral, ba önünde “Benim de on günlü üm 75 lira” dedi. “ oför olan babam da ayda 400 lira al r. Bu parayla alt ki i geçiniriz.” Bakan n gözleri bu ulan r gibi oldu. Daha dursa, bu bu ular ya mur damlalar gibi yo unla verecekti. Türkiyemizin gerçekleri, Türkiyemizi yönetenleri böylesine duyguland rabiliyordu. Ama nedense bir çaresizlik, bir imkâns zl k onlar görünmez iplerle bu gerçeklerden çekmeye çabal yordu. Öztrak kap dan a r a r uzakla t . 16 ya n k rmal irin elbiselerinin yerine grev gömle ini giymeyi tercih eden k zlar, Beyo lu’nda vitrin seyreden ya tlar ndan daha istekli daha heyecanl gözlerini yeniden kap ya, görevlerinin kutsal vitrinine diktiler. Bakan do ru çad ra girdi. Ziya Hepbir ve Komite üyeleriyle uzun uzun görü tü. Örnek erzak paketlerini inceledi. Sözle de belirtti i takdir duygular n zaten yüzünden okumak mümkündü. Uyu mazl n halli için arac l k yapaca n söyledi. Tara ar ertesi gün saat 16.30’da Vilayete davet ederek, grevcilerin sevgi gösterileri aras nda beraberindekilerle birlikte Gaziosmanpa a’y terk etti. Bakan n ziyareti s ras nda Türk Petrol irketinin Petrol- ’e ba l Ortaköy Deposu i çileri de ellerinde, üzerinde yaz y büyük bir bez dövizle grev yerine gelmi lerdi. Ayn sendikan n içinde kader birli i ettikleri grevcilerle çabukça kayna verdiler. Derinlerden gelen bir duygu onlar y llar n dostlu u biçiminde bir karde li e götürüvermi ti. Geç vakitlere kadar beraberce güldüler, söylediler, e lendiler. Ö leye kadar ortal k sakindi. Yaln zca bir ara, Bölgenin grev d olarak tespit etti i i çilerden bir k sm n n üretimde çal t r ld komiteye ihbar edildi. hbar n s hhati hakk nda kesin bilgi elde edinilemedi. Fakat Bölgeye bir yaz yaz larak, bu i çilere i verenin önledi i “üretim d görevde çal ma” tebligat n n derhal yap lmas n , aksi halde kanuna ayk r uygulamalar n büyük ma duriyetler do urabilece i bildirildi. 72 Ö leyin sendikan n kiraland Sulukule Çigan oyun ekibinin Kavel çad r n- daki gösterileri grevci i çileri ne eye bo du. Grevciler y llarca özlemini çektikleri bir tatilin, hem de çok uzun ve ücretli tatilin doya doya tad n ç kar yorlard . Kimi delikanl lar arsalarda futbol oynuyor, gençliklerini hat rlayabilmenin mutlulu una eriyorlard . Kimi kad nlar, erkekler evlerinde çoluk çocuklar ile ba ba a kalabilmenin zevkine var yorlard . Ara s ra da sendikan n çad rda, tiyatroda, sinemada tertipledi i e lencelerde huzurlu ya aman n ne demek oldu unu anl yorlar, bol bol gülüp e leniyorlard . Saat 13.30’a do ru çad r n az ilerisindeki benzin istasyonunda stanbul plakal bir taksi sessizce gelip yana t . Benzin al yor, lastiklerini havayla dolduruyor, gitmek için hiç acele etmiyordu. Bu normal halleri imdilik kimsenin dikkatini çekmiyordu. Az sonra elinde tabanca ve b çak bulunan dört zorba belirdi. Önce çad r n önündeki grevcilerin üzerine hücum ederek Ali, Muhsin ve Turan isimli üç i çiyi yaralad lar. Sonra da grev gözcüsü ve nöbetçilerinin bulundu u tarafa yöneldiler. Ortal k bir anda kar t . Jandarmalar zorbalar yakalayacaklar na grevcileri da t73 maya çabalad lar. Onlar gören zorbalar benzincinin önünde bekleyen otomobile atlayarak kaçt lar. Komite üyelerinin uyarmas üzerine at alan Üsküdar’ geçtikten sonra araban n arkas ndan havaya iki el silah att lar. Sonra da kaçanlar n grevci oldu unu, grevcilerin kendi kendilerine hadise yaratt n iddiaya kalk t lar. Or- tal kta dola an grev görevlilerini i verenin bekçi kulübesine sürüklemek istediler. Mücahit Teoman ve Kadir Topuz olay yerinin jandarmaya de il polise ba l olduunu söyleyerek arkada lar n güç kurtard lar. Fabrika binas jandarmaya, kap önü de polise ba l yd . Komite üyeleri kaçan otomobilin plaka say s n alm lard . Durumu derhal Gaziosmanpa a Emniyet Amirli ine bildirdiler. Grev komitesi bu olaydan sonra kendi güvenliklerini kendilerinin sa lamalar gerekti ini anlad . yeri sendika temsilcilerine ve devriyelere daha s k direkti er verildi. çi leri bakan n n bir gün önce yapt davete uyarak, saat 16.30’da Vilayette toplan ld . Valinin de haz r bulundu u toplant ya sendikadan Ziya Hepbir, Mehmet Sar ahmeto lu, Sefa Gürses ve Bekir Öztürk, i veren sendikas ndan Zuhal ve Re k Baydur; i veren ad na patron Nesim Afumado ve Sedat Bayr kat ld lar. Toplant oldukça ne eli ve samimi bir hava içinde geçti. çi leri Bakan esasa girmemi , yaln zca tara ar psikolojikman yak nla t rma amac n gütmü tü. Oysa i veren kendisinden bir ey istenmedi i sürece hep ne eli ve samimiydi. Görü meler bu olumlu gibi görünen hava içinde sona erdi. Ertesi günü Valinin ba kanl nda bir toplant daha yap lmas na karar verildi. Orhan Öztrak toplant - dan sonra bas na u aç klamay yapt : demekle yetindi. Ne var ki, bu olumlu hava görüntüsüne tara ar da kap l r gibi oldular. Akamüstü saat 16.00’da Bakan ve Vali d nda kalan ayn taraf kadrolar Bo aziçi otelinde toplanarak ye eren anla ma ümitlerini sulamaya çal t lar. Ancak, saatler ilerledikçe dökülen sular slatmaz oldu. Ümitler kurudu, kurudu ve tam gece yar s Afumado’nun “biz hiçbir ey verecek durumda de iliz, belki siz fedakârl k edersiniz diye buraya geldik” demesiyle ufalan p da l verdi. Grev devam edecekti. Vilayetteki toplant n n devam etti i s ralarda, Türkiye’nin dört bir taraf ndan kurulu PetrolAnkara ubeleri Ba kan ve yöneticileri grev yerine geldiler. Bunlar, ubesi Ba kan brahim Ku demir, Malatya ubesinden Ba kan Ekrem Özyavuz ve Genel Sekreter S rr Sar ba , skenderun ubesinden Ba kan Vekili 74 Mehmet Da l o lu ve Mali Sekreter Mehmet Y ld r m, Merkez Denetim Kurulu Ba kan Fehmi Fedai, Eski ehir ubesi Ba kan Cemal Özgen, zmir ubesinden Ba kan Vekili Mustafa Topuz ve Hüsnü Teke ile Petrol O si Kuruçe me Deposu Petrol- Ba temsilcisi rfan Toker’di. Petrol- ’in yurt çap ndaki gücünün temsilcileri, Berec’li i çi karde lerine, ayn sendikan n üyesi binlerce i çinin sevgi ve ba l l k duygular n getirmi lerdi. “ cra Heyetimiz emrederse aidatlar m z bir misli fazlas ile size göndermeye haz r z” diyorlard . Gösterdikleri ilgi ve ba l l k, Petrol- ’in neden bu derece kuvvetli oldu unu çok iyi anlatabilecek ve birçoklar na örnek olabilecek nitelikteydi. Saat 7.00’de grev d i çileri fabrikaya getiren bir i veren otobüsü içindekileri bo ald ktan sonra tekrar geri dönmek üzere hareket etti. Ancak tam kap dan ç karken daha önce yürüyerek fabrikaya çal maya gelen iki k z i çinin de içeride oldu u gözcüler taraf ndan görüldü. Yap lan i aretlere ra men otobüs durmad . Kadir Topuz derhal harekete geçerek jandarmalara otobüs hakk nda ikâyetleri oldu unu bildirdi. Otobüs durduruldu ve k zlara ne için fabrikada kalmay p otobüse bindikleri soruldu. Ays l Yüksel ve Mahmuru Elcivan isimli bu han mlar fütursuzca “can m z gezmek istedi de ondan” dediler. Yüzlerce arkada lar na ekmek vermeyenlerin taraf n vicdanlar s zlamadan tutabilen bu zavall k zlar, istismara alet olduklar n n bile belki de fark nda de ildiler. Arkada lar ailelerine biraz daha iyi bakabilmek, onlara biraz daha bolca ekmek götürebilmek için so uk demeden, ya mur demeden grev gözcülü ü ederken, onlar s k lmadan “otobüs gezintisinden” söz edebiliyorlard . Gözcülük edenler gün gelecek so uktan moraran ellerine dostluk ve arkada l k ba lar n n ördü ü p rlanta eldivenler giyeceklerdi. Ama bu zavall lar… Bu gün ihanetlerinin bedeli olarak ellerine geçen üç kuru u bulamad klar gün yapayaln z olduklar n anlayacaklar, deh ete dü eceklerdi. K zlar n ifadeleri ve sabah n ayaz ndaki araba sevdalar bir zab tla tespit edildi. Sonra araba, k zlar n i ba yapmalar için iknaya gayret edecekleri i çilerin evlerine do ru yol ald . Ö leden sonra Hal çileri Sendikas Ba kan Hasan Kore, 10 sand k portakal getirdi. çiler aras nda sessiz sakin ve o nispette de prensiplere ba l l le tan nan Kore’nin bu hareketi sevgiyle kar land . Portakallar derhal i çilere da t ld . Hal i çilerinin arma anlar maddeten de il manen çok önemliydi. Gaziosmanpa a Hükümet Tabibi Çocuk Hastal klar Mütehass s Doktor Nejat rval ile Nisaiye Mütehass s Dr. Sevim ener ve Dr. Orhan Akçao lu, sendikaya müracaatla grevcileri ve ailelerini paras z muayene ve tedaviye haz r olduklar n bildirdiler. Böyle bir istek sendikadan gelseydi ve kabul edilseydi 75 76 gene de çok önemliydi de, doktorlardan geli i tarif edilmez bir üstün duygunun belirtisi oldu. Toplumcu doktorlar daha da ileri gidiyor, “arzu ederseniz çad rda da hizmete haz r z” diyorlard . Böyle bir toplumu kimse istismar edemez, kimse felakete sürükleyemezdi. Bütün art dü üncelilere ra men demokratik Anayasa düzenine, i te böylesine uygar sava lar ve sava ç larla mutlaka var lacakt . Grev d i çilere tebligat yap lmas için, i verene bir Bölge müfetti i kanal yla yeni bir bildirim de bulunuldu. Sedat Bayr gene raz olmad . Bölge de çaresiz kalm , i veren hakk nda kanuni kavu turmaya giri mek karar n alm t . Çünkü hem tebligat yap lm yor, hem de listede isimleri bulunanlar n üretimde çal t r lmas na devam ediliyordu. Bugün vilayette yap lmas gereken toplant , Valinin i i dolay s yla ertesi güne ertelendi. Ak amüstü Genel Mali Sekreter Mehmet Sar ahmeto lu ve Genel Sekreter Vekili Sefa Gürses çad ra gelerek, i çilere yar nki Cumartesi günü 75.00’er lira da t laca n bildirdiler. çilerin paral ih- tiyaçlar n görebilmeleri için bu karar al nm t . 15 günde bir erzak ve 50.00’ er lira, erzak verilmeyen aradaki haftalarda da 75.00’er lire da t lacakt . Bu arada sendika kendi özel kaynaklar ndan, dünkü zorbalar n bir yerden ellerine l.500.00 lira geçti ini ve o parayla da bir pavyonda sabahlad klar n ö reniyordu. Belki o “bir yerin” de neresi oldu unu biliyorlard ama ellerinde delil yoktu. Ne var ki, “bir yer”’in grev yerinde hadise yarat lmas ndan fayda uman bir yer olmas gerekiyordu. Saat 7.00 s ralar nda bir i veren otobüsü arabal polis refakatinde i çi toplamaya ç kt . Bütün çabas na ra men 31 ki iden fazla derleyemedi. Y ld z Tabya semtinde otobüsü durdurarak hem sigara içen hem de i çi bekleyen oförle komite üyeleri konu mak f rsat n buldular. belirten oför, bu i ten memnun olmad verenden her gün için 250 lira ald n n , bir iki güne kadar ayr laca n söyle- di. Onlar konu urken polisler de yanlar na gelmi lerdi. Rahatça içini dökecek gibi olan oför, birden s k l verdi. Sendikac lar polisin duyaca ekilde “araban bir daha bizim üzerimize öyle ezecekmi gibi sürme, bir facia yaratabilirsin” dediler. Önceki günlerin pervas z sürücüsü ses ç karamad , ba n önüne e di. Polisler duymu lard ve “ikrardan gelen bu sukuta” bak yorlard . Petrol- ’in ikinci para da t m da bugün yap ld . Kad n ve erkek i çiler çad r n önünde ayr s ralar halinde dizildiler. 75.00 er liralar n alanlar ne e ve mutluluk içinde evlerine ko uyorlard . Haftal k hesaplar n yapacaklar, üç be kuru ay rabilirlerse belki de sinemaya gideceklerdi. Bu defaki da t m liderle77 rin e leri de il, Sar ahmeto lu bizzat kendisi yapt . Petrol- ’in maliye naz r na emrindeki büro personeli yard m ediyordu. Bu arada Hal i çilerinin dünden kalan portakallar da karde çe pay edildi. Petrol- Kütahya ubesi Ba kan Selahattin Tolga, iki bin isçinin sevgi ve karde lik duygular n omuzlayarak Kütahya’dan Gaziosmanpa a’ya geldi. Gördüü düzen kar s nda hassas gözleri nemlendi. Beyninde an lar canlanm t . Aylar önceydi. Kütahya’da çal an ikibin Azot i çisi için toplu sözle me görü melerine Ankara’daki Genel Müdürlük merkezinde devam ediliyordu. Eme in bu devlet i letmesindeki pazarl belirmi ti. da uzla maz havaya bürünmü , grev im ekleri ufukta te bu s rada i çinin nabz n yoklamak için, Petrol- Kütahya Bele- diye sinemas nda büyük bir toplant tertipledi. Amerika’dan gelen Uluslararas Petrol ve Kimya çileri Federasyonu (IFPCW) Genel Sekreter Yard mc s tis J. Hogan’ n da kat ld Cur- bu toplant , bu Anadolu ehrimize unutulmaz tarihi günlerinden birini ya att . Binlerce i çi salona s mam bahçelerde birikmi ti. A açlara, direklere hoperlorlar yerle tirilmi ti. Herkes konu tu ve…… Hepbir de konu tu... Toplant n n bitiminde Hepbir eller üstüne al n vermi , d ar daki arabaya kadar gökte uçurularak götürülmü tü. G rtlaklar çatlay ncaya kadar “Ya a Babam z” diye ba ran i çiler, arabay da havaland rm lar, bir süre lastikleri yere de dirmemi lerdi… Ertesi gün Ankara’da havalar de i mi , grevsiz uzla ma atmosferine girilivermi ti… Tolga i te buradaki “birlik ve beraberlik” inanc n , sendikaya ba l l k duygular n görünce ayn sahnenin bir devam n ya yor gibi olmu tu. Bir fark vard . Berec patronlar Ankaral devlet memurlar n n uzak görü lülü ünü gösterememi ler, milyonlarca liral k zararlar sineye çekmeye ba lam lard . Selahattin Tolga, Kütahyal i çilerin parolas haline getirdi i bir ark y m r ldan yordu: “Kader böyle imi , ne söylesem bo ..” Kütahya ube Ba kan ile beraber eski Petrol- yöneticilerinden imdi- ki Türk- E itim Müdür Muavini Vahdet A ar ve Petrol- Deposu yeri Temsilcisi Enver Alt ngök de gelmi ti. Sendikan n bu en eski ve BP. Petrolleri Kartal emektar yöneticileri de Tolga’n n duygular n , hem de çok fazlas ile payla yorlard . Fabrika bu gün Cumartesi oldu undan 12.00’de paydos etmi ve sessizli e gömülmü tü. Önceki gün çi leri Bakan ’n n tertipledi i toplant n n devam , saat 11.00 de gene Vilâyette, fakat bu kere Valinin ba kanl nda yap ld . Bölge Müdürü emsettin Turkunt’un da haz r bulundu u toplant ya tara ar geçen seferki kadrolar ile kat ld lar. Görü meler gene ak nt ya kürek çekme biçiminde geçti. renlerin bir ara mali bozuklu undan söz etmeleri üzerine Vali Ak ve- öyle bir tek- lifte bulundu: “Defterdar ve Sanayi Odas ile temas edeyim. Bize iki mütehass s 78 eleman versinler. Tara ar da birer ki i vermek suretiyle bir heyet kural m ve bu heyetin tespitini esas alarak bu esas üzerinden yürüyelim.” Sendikac lar n derhal kabul ettikleri bu teklife i veren; Ak ’n n hayretleri, Petrol- yöneticilerinin de tebessümleri aras nda yana amayaca n aç klad . Ve… Toplant bitti. Grevin hiç de k sa sürmeyece i iyiden iyiye belli olmu tu. Bugün Pazar oldu u için fabrika hiç aç lmad Sendikac lar da günlerdir unuttuklar dinlenmeye, rahat ve deliksiz uykuya kavu abildiler. Grev yerinde sadece nöbetçi gözcüler ve devriyeler vard . Sabah n erken saatlerinde jandarmalarla birlikte m nt ka karakol kumandan da grev yerine gelmi ti. Sanki bir hadise olaca içine do mu tu. 7.30’a do ru fabrikaya getiren bir otobüs her zamanki gibi durduruldu. oför pek durmak taraftar de il gibiydi. Fakat önüne ç kan grev gözcülerini kumandan n gözü önünde de ezmek i ine gelmemi olacak ki frene bast . Komite üyeleri içinde bulunanlar n isim ve çal t klar k s mlar teker teker tespit ediyorlard . Birden Sedat Bayr ortal kta belirdi. Öfkeli bir ekilde “siz benim i çilerimi nas l durdurursunuz?” diye köpürdükten sonra i çilere döndü, “sizin patronunuz benim, onlar deil, girin içeriye” diye emretti. Bunu söylerken elleriyle de kap dan içerisini i aret 79 ediyordu. Otobüsün getirdi i i çiler önce tereddüt ettiler, sonra da h zla harekete geçip grev görevlilerini kenara iterek kap dan içeri dald lar. Karakol kumandan bile neye u rad n a rm t . Komite üyeleri bu kere otobüsü hareket ettirmeye çal an oförün önüne geçtiler. Kim oldu unu, i e ne zaman girdi ini sordular. oför ve muavini önce jandarmalara, sonra sendikac lara bak p titreyen sesleriyle itiraf ettiler: oför Abdullah Sami ve muavini Ali Ece grev ba lad ktan sonra i e girmi lerdi. Bu itiraf içeri giren i çilerin niteli ini ve olay n nedenini anlatmaya yetiyordu. Durum bir zab tla tespit edilerek savc l a aktar ld . Bunun kanundaki müeyyidesi, grevden sonra i e al nan her i çi için 500 liradan az olmamak üzere para cezas yd . Öbürlerinin isimleri tespit edilemedi ine göre, o minareler mutlaka k l anacakt . Tespit edilen iki isim için 1000 lira… Milyonlara kar 1000. veren bütün grevcilerin yerine yenilerini almamakla hata ediyordu. Almaya kalksa ve yüzlerce grevci de ekmeklerini almaya gelen bu i çilere engel olmaya kalksa, çat malar olsa, hatta facialarla da sonuçlansa, acaba suçlu kim olurdu? Daha sonra, Berec markal bir kamyonet, imalat için gerekli kutularla yüklü olarak fabrikaya girmek istedi. Gerçi bu hareketi önlendi amma, önceki hadiseyle birle tirilince fabrikada k smen imalat çabalar n n varl kesinlikle anla ld , komite durumu bir raporla Merkez cra Heyetine aktard . Bu arada grev yerini basan silahl zorbalar n hala bulunamad n , fakat onlar kaç ran oförün yakaland n bildiriyordu. Ak am Haberler Bülteninde Radyo da olay Anadolu Ajans na atfen verdi. Ak ama do ru Emniyet Amirli inden Ba Komiser Ali Ilgaz, komite üyeleriyle görü mek istedi. Sebep uydu: Grevci i çilerden Sevinç Kahraman, bir gün önce ak ama do ru, “fabrikaya grev nöbetine gidiyorum” diyerek evden ç km bir daha da dönmemi ti. K z i çi o gece ne fabrikaya gelmi ne de gözcülük yapm t . Sendikac lar ba komisere bunu söylediler ve ellerinden gelen yard m yapacaklar na da söz verdiler. Komite üyesi Kadir Topuz gerekli ara t rmalar yapt ve 18 ya ndaki Sevinç Kahraman’ n, 22 ya ndaki grevci i i Hüseyin Kolga’ya gönlünü kapt rd n ö rendi. Konuyu biraz derinle tirince de erke in k z de il, fakat k z n erke i yak nda bulunan köyüne kaç rd anla ld . Gençler ertesi gün çad ra gelecekler ve “param z yok sendikam z bizi evlendirsin” diyeceklerdi. nsan daima insand … Genç de genç... Onlar da sever, onlar da sevilirdi. Ama yetmiyordu ki, seyran etmek için gene de hiç olmazsa bir samanl k, samanl k için de para laz md . Grev ve bu olay, bu olay ve grev… nsana çok eyler dü ündürebilir, çok eyler ö retebilirdi. 80 81 verenin kanunsuz ve kaba kuvveti tahrikedici hareketleri bitmek bilmiyordu. Bu hareketleri anlat p, önlenmesini istemek için bir kere de kaymakamla görü meye karar verildi. Fabrikan n bulundu u yerin en büyük mülkiye amiri Eyüp Kaymakam Mehmet Emin Tosp nar komite üyelerini anlay ve nezaketle kar lad . ikâyetlerini dinledi. Sendikac lar kanunsuz hareketlerin önlenebilmesi için Kaymakamdan u isteklerde bulundular: Kaymakam bu istekleri makul kar lad . veren temsilcilerini de davet edip ertesi günü mü terek bir toplant yap lmas na karar verildi. veren i çilerine i ba yapt rmaktan ümidini kesince, bu kere de büro elemanlar n imalâtta çal t r lmaya yöneldi. Bu da kanuna ayk r yd . Komite Ba kan Mücahit Teoman, sabah i e gelen büro elemanlar na otobüs kontrolü s ras nda durumu nezaketle anlatt . malât i çili ine devam ettikleri takdirde sorumlu olacaklar n söyledi. Fakat ö leden sonra gelen haberler bu hat rlatman n hiçbir etki yapmam oldu unu gösteriyordu. Ziya Hepbir derhal devrin Çal ma Bakan Bülent Ecevit’e, Vali Niyazi Ak ’ya ve Emniyet Müdürü Haydar Özk n’a birer telgraf çekerek bu kanunsuz davran n önlenmesini istedi. Telgrafta ayr ca i verenin direni i yüzünden grev d i çilere tebligat n yap lm oldu u ve bu i çilerin imalatta çal t r ld aç klan yordu. verenin as ls z bir telgraf yüzünden bütün stanbul emniyet kuvvetleri fabrikaya seferber olmu lard . Bakal m bu defa sendikan n as ll ikâyeti kar s nda ne tepki gösterilecekti?... Grevci i çilerden ikisinin bir gün önce do an çocuklar na, törenle GREV ismi verildi. Bunlar, bu tarihi olay bir ömür boyu ya atacak varl klard . Ziya Hepbir, Grev Köro lu ve Grev Ulu isimli grev yavrular na birer alt n “ma allah” takm ve savundu u kirlerin bu yavru ku aklar n ömürleri içinde tahakkuk etmesini dilemi ti. Grevin bu ikinci fantezisi ünlü talyan Rejisörü Victoria De Sican’ n ünlü bir lmini akla getiriyordu. Filmin ismi: Ekmek, A k ve Fantezi’ydi. Mücahit Teoman saat 10.00’a do ru Kaymakaml a telefon etti. Dün kararla t r ld ekilde bugün yap lmas gereken mü terek toplant için i verenin gelip gelmedi ini sordu. Sedat Bayr ’n n geldi ini söylediler. Hemen o da araba82 ya atlay p gitti. Kendisini Kaymakam ve Jandarma Binba s kar lad lar. Fakat Bayr görünürlerde yoktu. Kaymakam ve Binba onun az önce ç k p gitti ini söylediler. Böylece gene onlarla hasb hal eklinde konu malar yap ld . dare ve güven adamlar , “kap n n kapat lmas için i vereni mecbur edemeyiz, yaln z d tarafa bir zincir gerebilirsiniz” dediler. Sonra “Grev ba lad ktan sonra çal maya ba layan oförler de ancak savc l k kanal yla çal maktan men edilebilirler biz kar may z” diye eklediler. “E er grev d i çilere de mutlaka tebligat yapmak istiyorsan z, bunu i çiler i ten ç kt ktan sonra yapsan z iyi olur” diye de tavsiyede bulundular. ba a dü mü tü. Her zaman da böyle oluyordu ve böyle olacakt . Emekçiler kendi sava lar n yaln z kendileri yapmak zorundayd lar. Grev komitesi ba kan d ar ç karken, Sedat Bayr n n çok iyi tan d paltosu, Kaymakaml n elbise ask s nda tatl k vr mlarla sallan yordu. Teoman devlet temsilcilerinin tavsiyesine uydu. Ak am paydos saatinde çal an i çileri evlerine götürmek üzere fabrikadan ayr lan bir otobüsü durdurttu. oföre rica ederek, arabaya binmek istedi ini söyledi. Her nas lsa bu iste i kabul edildi. Hatta bir i çi de kalk p oturmak için kendisine yerini bile verdi. Komite Ba kan elindeki tebli mektuplar n i çilerin isimlerini okuyarak otobüste bulunanlara verdi. Mektubu alan i çiler büyük bir yükten kurtulmu ças na rahatl yor ve te ekkür ediyorlard … çiler evlerine b rak ld ktan sonra, oför ve muavini ile hasb hal ederek fabrikaya dönen Teoman bir sürprizle kar la t . veren puantörü vas tas yla arabaya zorla bindi ini iddia etmi ve bir de zab t tutturmu tu. Hatta bu zab tta hiçbir zorlaman n olmad n çok iyi bilen jandarma çavu unun bile imzas vard . Mücahit Teoman grev yerinde bulunan tavsiyeci Binba ya durumu anlatt . Fakat Kaymakaml k tavsiyesini hat rlamaz görünen karakol kumandan , üstelik otobüsün oför muavininin de zorlama olmad n anlatmaya çabalayan sözlerine ilgisiz kal yordu. Böylece ondan sonraki otobüslere binilip tebligatlara devam edilemedi. Ak ama do ru komiteye bir sabotaj ihbar yap ld . ddiaya göre i veren fabrikan n bir bölümünü dinamitle uçuracak ve suçu da grevcilerin üzerine atacakt . Bu inan l r bir söylenti de ildi. Kapital bütün kanunsuz direni ine ra men, olumlu sonuç alabilece i üpheli bir davran la kendi kendini sabote edemezdi. Bu sebeple ihbara inan lmad . Grev d i çilerle yass pil imalat na devam edildi i kesin olarak anla ld . Bu i çilere büro personeli de yard mc olmu tu. simleri komitece tespit edilen 14 ki ilik kanunsuz kadro ö leden sonra bir saat süreyle çal m ve 2880 adet yass pil yapm t . Durumdan haberdar edilen Bölge Çal ma Müdürlü ü, i vereni Eyüp Cumhuriyet Savc l na verdi. Dün telgraf çekilen hükümet yetkililerinden ses seda ç kmam t . 83 Ak amüstü sendikan n en son tekli eri grev art olarak i verene bildirildi. 24 maddelik bu listeye ek olarak, sendikal çal malar ndan ötürü i ten ç kar lan Hasan Kotan ve Mehmet Akal n’ n da i e al nmalar ve kanuna uygun bildirim yap lmadan grev d kalmay kabul etmediler diye i ten ç kar lmak istenen grev d i çilerin de i ten ç kar lmamalar gene grev art olarak isteniyordu. Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu Ba kan Sey Demirsoy bu haftaki g da yard m n Konfederasyonun yapmas na karar verildi ini Ziya Hepbir’e telefonla bildirdi. Da t m stanbul’a gelecek olan Türk- Genel Sekreteri Halil Tunç bizzat yapacakt . Gerekli say da erzak paketi gene Migros irketine smarlanm t . Bugün de oldukça sakin geçti. Çad r n önüne konulan bir megafonla memurlar n üretimde çal t r lmalar n n kanuna ayk r oldu u ilan edildi. Sabotaj söylentilerinden Kaymakama da bilgi verildi. Komite çad rda pek kalmad . Daha çok sendika Genel Merkezinde idari i lerle u ra t . Grev yerindeki i leri Toplu Sözle me Uzman Kâz m Uzuner yöneltti. Türk- ad na da Vahdet A ar çad rdan hemen hiç ayr lmad . Çal malar izledi, i çilerle konu arak onlara sendikac l k ve Türk- hakk nda gerekli bilgileri verdi. Sendikan n bilinçli direni i i verene grevi k rmak “yap lamaz hale koymak” imkân vermiyordu. Kanunun aç k tara ar güçlü emek birli ini da tamam , her türlü tahrik çabalar bo a giderek i çileri “a r ideolojilerle isyan etmi ” durumuna sokamam t . Zab ta kuvvetlerini etkilemekte ba ar göstermi say labilirdi. Ufak bir k v lc m iddias polis ve jandarmay grevcilerin üzerine iddetle yönelmeye yetmi ti. Hâlâ da yetiyordu. Fakat bu yöneli her seferinde semeresiz kal yor, emekçiler bir türlü “yeter art k biz de insan z, biz de bu vatan n evlad y z” diye k z p kar koymuyorlard . Bir kar koysalar... “Kapitale isyan, mülkiyete tecavüz, a r cereyan temsilcili i” gibi kulplarla tencereyi hapishane raf na asmak i ten de ildi. “Arabam ta land , otobüsümü zorla durdurdular,” lan gibi ikâyetleri para etmemi ti. Bir bask ya daha yöneldiler. Günün erken saatlerinde Migros irketine ba vurarak, sendikaya erzak satmamas n istediler. Elbette bunu isterken birtak m gerekçeleri ya da nedenlere dayanmalar gerekirdi. Bir kapitalin di er bir kapitalden eme e direni te yard m istemesi beklenirdi. Bunu yaparken eme e direnen bütün kapitaller ad na konu mu olurdu. Bu da Migros’a yap lan bir iktisadi bask demekti. Petrol- bunu derhal bir bültenle bas na duyurdu. Sendikan n kula na giden ve kamuoyuna yetersiz de olsa yay labilece i anla lan bu te ebbüs belki de bu yüzden sonuçsuz kald . 84 Türk i çilerinin en büyük ikinci önderi Halil Tunç sabah n erken saatlerinde stanbul’a geldi. Saat 10.00’de Gazeteciler Sendikas nda bas n toplant s yapaca daha önceden bütün gazetelere duyurulmu tu. Ziya Hepbir ve di er Sendika yöneticileriyle bir süre görü tükten sonra toplant ya gitti. Muhabir ve foto rafç lar n say lar n n çoklu u dikkati çekiyordu. Anla lan, TürkGenel Sekreteri’nin sözleri kamuoyunda derin etkiler yapabilecekti. Tunç konu mas na Türk- ’in Berec grevini destekleyi inin nedenlerini aç klamakla ba lad . Bu nedenleri u be grup içinde toplad : Daha sonra, hükümetin özel sektörü destekleme çabalar na da de inen Genel Sekreter, Berec i verenlerinin tutumundan örnekler vererek, bu destekleme çabalar n n sosyal adalete, toplum yarar na, k saca Anayasaya ayk r yanl bir yolda oldu unu belirterek dedi. Çal an insanlara insanca ya ama imkânlar sa lanmad takdirde, sermayenin hiçbir zaman güven içinde olamayaca n belirterek “sefaletin oldu u yerde refah mutlaka tehlikededir” biçiminde, k sa devreli yararlar u runa uzun devreli felaketlerini görmemek için kapal tutulan gözlerin üzerindeki ihtiras kapaklar n kald rmada mutlaka kullan lmas gereken ilac n formülünü verdi. diyerek sözlerini bitirdi. Halil Tunç, ö leden sonra da grev yerine giderek Kavel çad r nda i çilerle görü tü. Konfederasyonun kendilerini sonuna kadar destekleyece ini bildirdi. Gür ve tok sesinin etkilendirdi i sözleri dalga dalga çad ra ve bütün gecekondulara yay ld . Komite üyelerinden çal malar hakk nda etra bilgi ald ktan sonra, ertesi gün i çilere erzak da tmak için gelmek üzere grevcilere veda ederek Gaziosmanpa a’y terk etti. 85 Tunç’la beraber gelen, Marmara ve Trakya Bölgesi Müskirat ve G da çileri Sendikas ba kan Zeki Gedik dee sendikas n n grevcileri bir gün topluca tiyatroya götürece ini vaat etti. Ak ama do ru stanbul Milletvekili Orhan Eyübo lu da çad ra gelerek, sendikac lardan bir süre bilgi ald . veren kanuna ayk r olarak bugün bir yeni otobüs kiralay p hizmete soktu. Otobüsü süren oförler de grev ba lad ktan sonra i e al nm lard . Komite durumu bir zab tla tespit etti. Memurlar n ve grev d i çilerin üretimde çal malar n n kanuna ayk r oldu u bugün de megafonla anons edildi. Gün böylece sona erdi. 86 Sabah n saat 7.00’siydi. Günlerden beri görülmeyen ya mur, Gaziosmanpa a’n n tozlu yollar n çamura buluyordu. Grev çad r nda hareket her zamankinden fazlayd . Kalabal k her zamankinden çoktu. Yüzler de her zamankinden de i ikti. De i meyen bir tek ey vard : Yüzlerin alt ndaki kalpler. Hepbir’in yüzü vard , sonra Hepbir’in ta d kalp. Sar ahmeto lu’nun yüzü vard sonra o yüzün alt ndaki kalp, ama ayn kalp. Halil Tunç’un yüzü vard , de i ik. Kalbi vard , ayn kalp. Sonra Zeki Gedik’in, öbür sendikac lar n, grevci i çilerin de i ik yüzleri, yüzlerin alt nda da hep ayn kalp vard . At ayn , duyu u ayn kalpler… Kalpten kalbe yol vard r derlerdi. Belki do ruydu amma, kalpler ayn olunca yola bile gerek yoktu. Saat 8.30’a do ru bir yüz daha kat ld bu yüzlere, Kimya verenleri Sendikas Ba kan vekili Re k Baydur’un yüzü… Acaba kalp de?... Halil Tunç’la konu tu Baydur, “sizinle toplant yapal m belki anla r z” dedi. “Olur” dedi Tunç, “e er yetkiniz varsa hemen otural m”. Sonra Baydur kalkt , “i verenlere soray m da öyle” diyerek çad rdan ç k p fabrikaya yöneldi. Tunca sinemas Petrol- tarihine yaz lm t bir kere. Bugün tarihteki sayfalar na yenilerini ekleyecekti. Türk- Türk çal ma tarihinde ilk defa binden fazla grevciye erzak yard m yapacakt . Erzaklar 20 er kiloluk paketler halindeydi. çinde, bir kilo Vita ya , bir kilo zeytinya , bir paket kahvalt l k ya , bir kilo reçel, iki kilo nohut, iki kilo pirinç, iki kilo un, bir kilo sabun, üç kilo patates, iki kilo so an, bir kilo eker ve bir adet de temizlenmi tavuk vard . Erzaklarla beraber Petrol- de 50 er lira para da tacakt . Sinema gene doluydu. Gene i ne at lsa dü ecek yer bulamayacakt . Saat 10.00’da gene tavanlar çökertecek alk lar yükseldi. Halil Tunç, Ziya Hepbir, Zeki Gedik, Türk- Yönetim Kurulu üyesi ve Milliyet Gazetesi yazar Sedat A ral , Haydarpa a Demiryollar çileri Sendikas Ba kan Adnan Ba aran salona girdiler. lk önce Hepbir mikrofona gelerek unlar söyledi: Hepbir daha fazla konu mad . Ne o bugüne kadar söylenmedik söz b rakm t , ne de bu sözleri duymad k kulak kalm t . Hepbir’den sonra Tunç konu tu. Tunç’tan görünümü alt ndaki duygulu kiili i, konu tukça yüzeye ç kt . Bu duygu, uyu uk bir sünepelik biçiminde de il, azim ve kararl l k ifade eden, davaya inanm ve ba l l k duygusuydu. 87 derken i te bu duygular n sözlerle biçimlendirmi oluyordu. 88 Daha sonra Adnan Ba aran konu tu. “Pek yak nda biz de greve gidece iz. Direnme gücümüzü sizleri örnek alarak ba ar ya götürmeye çal aca z” dedi. Konu malar devam ederken Deri ve Saraciye çileri Sendikas ba kan Sabahattin Derin 25 ki ilik bir grupla birlikte salona girdi. Onlardan az sonra da Diler Laboratuar Petrol- Temsilcileri geldiler. Grevcilerle beraber oturup, beraber dinlediler. Konu malardan sonra Sar ahmeto lu 50 liralar , Halil Tunç da erzaklar da tt . Grevciler ellerinde erzaklar , ceplerinde paralar mutluluk içinde gecekondular na giderken, Türk- Genel Sekreteri de otomobille Ankara’n n yolunu tuttu. Tunç’u en çok hat rlayacak olanlar da günün grev gözcüleriydi. Çünkü sabahleyin onunla beraber tam bir saat nöbet tutmu lard . Gaziosmanpa a unutulmaz günlerine bir yenisini daha eklemi ti. Bugün de Pazar oldu u için hadisesiz geçti. çal p e lendiler. Fabrika ak ama kadar hiç aç lmad . çiler Kavel çad r nda saz Komite üyeleri ve bir k s m i çiler, yap lan davete uyarak savc l a gidip ifade verdiler. Sendikan n çok önceki müracaat na dayanan soru turma sebebi, i verenin grev oylamas için zorla imza toplama te ebbüsü, yabanc i çi çal t rmas ve grev d i çilere bildirim yap lmas n önlemesiydi. Savc n n aç klamas ndan daha uzun süre sonuç al namayaca anla l yordu. Kanunlar n bu konularla ilgili yanlar görünen köye bile k lavuz arayacak nitelikteydi. 89 Ö leden sonra Zonguldak Maden çileri Sendikas Genel Sekreteri Ahmet Ba ve Yönetim Kurulu üyelerinden e k Bilgin ile Mustafa Üstünba grevcileri ziyaret ederek 50 bin maden i çisinin ba l l k ve karde lik duygusunu ilettiler. “kasalar m z size açmaya haz r z” dediler. Sabahleyin çad ra gelen i çiler, i verenin ba vurdu u yeni bir psikolojik bask sistemini komite üyelerine anlat yorlard . Patronlar, hepsinin evine birer mektup yazarak, i ba yapmalar n n kendileri için daha hay rl olaca n hat rlatm lard . Eninde sonunda kürkçü dükkân na döneceklerdi. O zamanda onlar n patronu sendika de il, gene i veren olacakt . Komite bu yeni direnme düzenini derhal savc l a bildirdi. Yeni kiralanan otobüs bütün itirazlara ra men çal mas na rahatl kla devam ediyordu. Hepbir bakt olacak gibi de il, görevlilere “otobüsü fabrikaya sokmamalar ” emrini verdi. Bir çat ma olursa her halde sorumlusu sendika olmayacakt . Jandarma binba s tehlikeyi sezerek araya girdi ve i vereni otobüsü bahçe kap s ndan içeri sokmamaya ikna etti. Ne var ki, greve kat lmayan i çiler kap n n d na ç k p arabaya orada biniyorlard . De i iklik esasta de il, dalaverenin biçiminde olmu tu. Kimya verenleri Sendikas , bu gün yeni bir kanuni direni te ebbüsüne giri ti. Mahkemesine müracaatla, 100’den fazla i çinin greve kat lmay p imalata devam etti ini, sendika gözcülerinin bu i çileri i yerine giri ç k ta kontrol ederek zaman kayb na sebep olduklar n ve gene hammaddelerin i yerine sokulmas n önleyerek, imalat serbestisine müdahale ettiklerini iddia ediyor ve sendikan n bu müdahalelerini önleyici tedbir al nmas n istiyordu. Greve kat lmayan i çilerin say s , sendika gözcüleri taraf ndan en fazla 94 olarak tesbit edilmi ti. Bunlar n 60’l kanunen imalatta çal malar yasak olan “grev d ” i çilerdi. Geri kalanlarla imalatta bulunmak teknikman imkâns zd . Gerçi büro elemanlar ve “grev d ” i çilerle imalat yap lmaya çal l yordu. Fakat bu çal ma tümüyle kanuna ayk r yd ... Sendika itiraz için mahkeme karar n beklemek zorundayd . Sendika, i verenin mahkemeye aç klamakta sak nca görmedi i imalat n biçim ve de erini bu gün özel kaynaklar ndan ö rendi. Bu güne kadar iki kamyonu dolduracak say da yass pil yap lm t . Ancak, acemi i çilerin yapt klar bu piller çok a r ve kalitesiz olmu tu. Piyasaya sürümü fabrikan n prestiji yönün90 den hiç de do ru de ildi. Gerçi bunlar n yap m gibi, piyasaya sürümü de kanunsuzdu ve sendika elbette buna müsaade etmeyecekti. Fakat bu çat maya lüzum kalmam , öfkeyle kalkanlar bir kere daha zararla oturmu lard . veren otobüsünün fabrikaya h zla girip ç kmalar bir türlü önlenemiyordu. Grev gözcüleri ço unluk tekerleklerin alt nda can vermemek için sak nmak zorunda kal yor ve kenara çekiliyorlard . Böylece de kanuni kontrollerini yapmak imkân n bulam yorlard . Kaymakam n ve emniyet kuvvetlerinin önleyemedi i bu zorbal , sendika kendi imkânlar yla önlemek zorundayd . Kaymakam ve Jandarma Binba s Mücahit Teoman’a pratik bir usul tavsiye etmi lerdi. Kap n n birkaç metre aç na kap ya üzerine paralel bir zincir çekecekler, giren ç kan arabalar kontrol ettikten sonra zinciri açacaklar, araba geçtikten sonra gene kapayacaklard . Ertesi gün zinciri çekmek üzere haz rl k yap ld . Sabahleyin fabrikan n etraf nda dola an grev devriyeleri, arka tarafta, bahçe duvar n n üstündeki dikenli tellerin bir k sm n n kopuk oldu unu gördüler. Biraz yakla p daha dikkatli bak nca da, duvar n kopuk telli k sm na içten bir merdivenin dayal oldu unu anlad lar. Derhal durumdan haberdar edilen komite tam zab t tutmaya haz rlan rken, fabrika bekçilerinden birisi merdiveni alarak içeri götürdü. Mücahit Teoman, Jandarma Ba çavu u ve bir polisin gözü önünde bekçiye ihtarda bulunmakla yetindi. Bir gün önce verilen karara uyularak ö leden sonra kap n n iki metre uzana yedi metre boyunda bir zincir çekildi. Üzerine “D KKAT GREV VAR” yaz l bir levha as ld . verenler ve vekilleri bu i lemi hayretle izlediler. Sonra da Karakola telefon edip, “aman yeti in bizi d ar ç karm yorlar” dediler. Apar topar grev yerine gelen emniyet yetkililerine durumun hiç de iddia edildi i biçimde olmad , mecburen al nan bir emniyet tedbirinden ibaret bulundu u anlat ld . Fabrikadakiler diledikleri anda zincir aç lacak, giri ya da ç k tan sonra kapat lacakt . Emniyet yetkilileri bu aç klamay yerinde buldular ve gittiler. Y lba dolay s yla saat 15.00’da fabrika tatil edildi. Bu gün Haydarpa a Demiryollar çileri Sendikas ndan Petrol- ’e bin lira para ve bir de mektup geldi. Mektupta Berec grevi hakk ndaki takdir duygular belirtildikten sonra, “…Demiryollar Sendikalar n n mü kül artlar içinde bulundu u u günlerde, yüzümüz k zararak, gönlümüz daha çok fazlas n arzulad halde, maddi imkâns zl klar yüzünden Berec’li karde lerimize ancak 1000 Türk 91 Liral k bir yard m yapabiliyoruz. Fakat bu çorban n tuzunun tuzu bile olmayacak maddenin yan s ra, sendikam z ve bütün üyeleri bütün kalpleriyle birlikte yan n zdad r. Verece iniz her hizmet emir telakki edilerek yerine getirilecektir deniliyordu. Gerçektende Demiryolu i çileri o günlerde memleket çap nda bir greve haz rlanmakla me guldüler. Bunu bilen Petrol- gönderdi i te ekkür mesaj nda, “göndermi bulundu unuz yard m, maddi de eri ne olursa olsun, bizim için milyonlarla ölçülemeyecek kadar büyük k ymet ta maktad r… Sizlerden ald m z bu destek bizi bir kat daha güçlendirmi tir” diyordu. Bu arada elli bin üyeli Zonguldak Maden çileri Sendiks bir bildiri yay nlam ve Berec grevini sonuna kadar nanse etmeye haz r oldu unu bildirmi ti. Ayr ca sembolik anlamda 25 bin lira da para göndermi ti. Yol- Federasyonu Ba kan Halit M s rl o lu da yeni y l tebrik telgraf nda ayn duygular dile getiriyordu. Demokratik Anayasa kurulu lar demokrasinin savunmas yolunda “kafa ve kasa birli i” gere ine olan inan lar n her f rsatta belirtmekten geri kalm yorlard . Ak am saat 17.00 de Ziya Hepbir e i ve çocuklar yla birlikte çad ra geldi. Onu Vahdet A ar ve Ne et Önal takip ettiler. Daha sonra Mehmet Sar ahmeto lu, Sefa Gürses ve eski Petrol- cra Heyeti üyelerinden Rag p A ryürüyen geldiler. Petrol- ’in bütün yetkilileri bu y lba gecesini grevci i çilerle beraber geçirmeye karar vermi lerdi. Tesadüfen tam y lba gecesi do an Hepbir’in, bu ak am ayn zamanda 42. do um günüydü. Bir Sulukule Çigan ekibinin renklendirdi i e lenceler erkenden ba lad . Sazlar, ark lar oyunlar, kahkahalar bütün çad r harekete getirdi. Yüzlerce grevci i çi liderleriyle kara günlerde oldu u gibi mutlu günlerde de beraber olman n, onlar n de imiyle “HEPB R olman n” zevkine eriyordu. Her ey vard çad rda. Yaln zca içki yoktu. Gecenin kutsal anlam n alkolün kötü kokusuyla yitirmeye kimse te ebbüs etmemi ti. Saatler ilerledikçe ortal k kalabal kla yor, di er sendikalardan da birçok yöneticinin çad r doldurdu u görülüyordu. Sukaya, cra Kurulu üyeleri Emin sendikas ndan Ba kan Nihat can ve Mehmet Çetin ilk önce gelenlerdi. Ma- den- , Teksif, Müskirat, Lastik- , Sinema çileri, Likat- , Dok Gemi- sendi- kalar ndan kalabal k gruplar s rayla onlar takip ettiler. Saat tam 12.00 ye be Bank- kala Osmanl Bankas ’nda grev yapmakta olan temsilcileri de bu sendikac lar gecesine kat ld lar. Sendikac lar n çad ra geli leri bilinen ve zaten var olan bir dayan man n belirtisiydi. Fakat Türkiye’nin en büyük gençlik te ekküllerinin iki ayd n liderinin ziyareti üphesiz ki ilerici demokratik kurulu lar aras nda bu güne kadar çe itli sebeplerle pek de var olmayan bir dayan man n mutlu habercisi olurdu. Türkiye 92 Milli Gençlik Te kilat Genel Ba kan Erol Ünal ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel Ba kan Ahmet Güryüz Ketenci, yeni y l n ilk dakikalar nda Hepbir’e bir buket çiçek takdim ederek, temsil ettikleri binlerce ayd n genç ad na “sosyal adalet isteyen ve insan haysiyetine yara r bir ücrete kavu mak için direnen Berec i çilerine” ba ar dilediler. Yeni y la yar m saat kala, stanbul Milletvekili Orhan Eyüpo lu ve CHP l dare Kurulu Üyesi Orhan Birgit yanlar nda e leri oldu u halde, çad ra geldiler. çilerin alk lar ile kar land lar. Kalplerinin daima onlarla beraber oldu unu söyleyerek oynay p, saz dinleyip i çi gibi e lendiler. Öyle ki çi Postas Gazetesi sahibi Nurettin Veral uyarmasa yeni y l n girdi inin fark nda olmayacaklard . Petrol- ’in ve bütün Türk i çilerinin her önemli hareketinde foto rafç , yazar tam kadro ile haz r ve naz r olan çi Postas ’n n bu yola kendini adam sahibi, saatler 00.00’ gösterirken aya a kalk p art k 1964’te olmad klar n herkese anlatt ve yeni y llar n kutlad . Toplant yeni y l n ikinci saatine kadar sürdü. Hepbir e i ve çocuklar yla beraber evinin yolunu tutarken, Bahçekap ’daki Osmanl Bankas ubesinin önünde durarak grev nöbeti tutan bankac lar n yeni y llar n tebrik etti ve kendilerine daha önce haz rlatt bir çelengi Petrol- ad na verdi. Kim bilir hangi gazinonun balonlu konfetili dekorunda, ampanya köpüklü havay yudumlayarak s zmaya haz rlananlar, sevgililerinin l kl na biraz daha yakla rlarken, Berec’in ve Osmanl Bankas ’n n önünde bir k s m insanlar, gittikçe artan sabah ayaz n gö üslemekle me guldüler. 93 Y lba tatili dolay s yla fabrika kapal yd . Grev gözcüleri ve devriyelerinden ba ka ortal kta kimseler yoktu. Sadece komite üyeleri ak am n geç saatlerine kadar çad rda oturarak çal malar n n son durumunu gözden geçirdiler. Bu arada Bank- ’ten bir heyet gelerek iki kutu yeni y l ekeri getirdi. Bu gün grev dördüncü haftas n dolduruyordu. Her Cumartesi oldu u gibi bugün de para da t m yap lacakt . Geçen hafta erzak verildi i için imdi verilmeyecek, sadece 75.00’er lira da t lacakt . Petrol- maliye naz r gene elemanlar na tezgâh kurdurmu , 1018 adet yetmi be liray bankadan alarak da t m yapacak muhasebecilere teslim etmi ti. Türk- Birinci Bölge E itim Müdürü brahim Uluç ve muavini Vahdet A ar da da t m izlemek için gelmi lerdi. Saat 8.00 den beri grev yeri gittikçe kalabal kla yordu. Yüzlerce kad n ve erkek i çi bir haftad r görmedikleri arkada lar ile selamla yor, konu uyor, bu zoraki tatilde ne yapt klar n anlat yorlard . “Türküm, çiyim, Dinim Cinsim Uludur, dealim Demokrasi Yoludur” Saat 8.30’da iki genç adam üzerinde yukar daki sözler yaz l büyük bir dövizle geldiler. Alk lar ve sevgi gösterileri ile kar land lar. Bunlar Petrol- ’in Kütahya Azot Sanayii ubesi Sekreteri Nusret Tekçe ve Mali Sekreteri Mehmet Hasdemir’di. Yaln z bu anlam büyük dövizi de il, büyük sand klar içerisinde tam 1100 adet de Kütahya Çini’si getirmi lerdi. Vazo, kül tablas , sigaral k gibi biçimlerdeki bu çini e yalar 75.00 er liralarla birlikte her i çiye birer adet hediye edilecekti. Hepbir’in he zaman oldu u gibi ç lg n alk larla k sa bir yeni y l tebri inden sonra saat 9.00 da da t ma geçildi. Sar ahmeto lu’nun mükemmel organizesi dat m n k sa sürede tamamlanmas n sa lad . Böylece, sendikan n dört haftada beher grevci i çiye yapt yard m tutar , 250 lira para ve 110 liral k da erzak olmak üzere, 360 liray buluyordu. çilerin %80’inin fabrikadan ald ücretin ayda 300 liradan az oldu u hat rlan rsa, Petrol- ’in grev gücü çok daha iyi anla labilir. Nitekim, Türkiye’de hiçbir sendikan n böylesine a r bir yükü daha fazla ta mas na imkan olmad n , Petrol- ’in i asa sürüklendi ini dü ünenler de vard . Bu biçim dü ünenlere en güzel cevab , bir gazetecinin sorusu üzerine Hepbir verdi. “Bu grevin sonu ne olacak?” diyen gazeteciye, Petrol- Genel Ba kan hiç tereddütsüz “devam edecek” demi ve eklemi ti: “Biz son tekli mizi verdik. Kabul edip imzalay nca biter. Yoksa y llarca da olsa devam edece iz.” Türkiye çap nda yayg n örgütlü Petrol- , üphesiz ki grevin yan s ra birçok sendikal çal malarla da u ra mak zorundayd . Bu çal malardan biri daha semere verdi ve PRAGAZ irketiyle örnek say lan bir toplu sözle me imzaland . verenlerin iste i üzerine Ç nar Otelinde yap lan imza törenine sendikadan Ziya Hepbir, Mehmet Sar ahmeto lu, Sefa Gürses ve Kaz m Uzuner kat ld lar. 94 Bu gün de Pazar oldu u için fabrika gene kapal yd . Grev yerinde gözcü ve devriyeler herhangi bir zorlukla kar la madan nöbetlerini tuttular. veren epeyce uzun süren bir tatilin sessizli ine gömülmü gibiydi. Acaba bu sessizlik olumlu bir tefekkürün yüceli inden mi geliyordu? Yoksa gene bir tak m kaba direni ler biçiminde belirecek bir f rt na m haz rl yordu?.. Bu, ertesi günü belli olacakt … Bank- , yani Türkiye Banka çileri Sendikas , Osmanl Bankas ’n n yaln zca Bahçekap ubesini kapsayan bir ihtar grevi yap yordu. Banka i çileri, bütün dünyan n “beyaz yakal klar” olarak tan mlad , tahsil seviyesi yüksek büro elemanlar yd . Bu elemanlar, bu güne kadar statik memur anlay yla çal maktan kurtulup, hakk n arayacak bilince eri ememi lerdi. Bu sebeple de i güvencesi ve ücretler konusunda memleketin iktisadi gidi ine ayak uyduramam lar, orta s n f görünümleri alt nda gittikçe gizli bir yoksullu un kuca na kaym lard . Elbette bu yoksulluk onlarda “durumlar ndan ikâyet” olana n do urmu tu. Fakat ikâyete, bütün ikâyetçilerle beraber olup demokratik çözüm yolu aramak ve arayanlara destek olmak bilincine henüz kavu amam lard . Bank- ‘in aidat ödeyen binlerce insana kar l k, “gerçek üyesi”nin yüzlere varmay n n nedeni buydu. te, üyelerinde bu “beraberlik” bilincini uyand racak davran lara vakit bulamadan, toplu sözle me yapmakla burun buruna gelen Bank- , büyük güçlüklerle kar la yor; bir yandan i verenlere kar grevin “silah olmak” görünümünü kaybetmemeye çal rken, üyelerinde de grev psikozunu uyand rmaya u ra yordu. Bugün bu u ra lar n bir yenisi yap ld . Eminönü ö renci lokalinde beyaz yakal lar için tertiplenen toplant ya itiraf etmek gerekir ki, Berec grevcileri Banküyelerinden fazla ra bet gösterdiler. 100’ü bulmayan karde sendika üyelerine kar l k 50’yi bulan bir kalabal kla salonda yer ald lar. Dünden kalan Kütahya i i çinileri beyaz yakal lara da tt lar. Sonra da konu malar yla onlar uyarmaya çal t lar. Günün en uzun konu mas n yapan Hepbir unlar söyledi: “Bugün sendikam z çok mutlu günlerinden birini ya yor. Çünkü haks zl a kar sava an Berec i çileri, ayn amaçla sava an beyaz yakal i çi arkada lar na her türlü yard m yapmaya haz r olduklar n bildiriyorlar. Türkiye’de sendikalar i birli i, güç birli i yapmaya mecburdurlar. Bu birli i yapamazlarsa hiçbir ey yapamazlar. Bu suretle de y llar n al kanl n bir türlü silkip atmak istemeyen istismarc zihniyet daha fazla kuvvet kazan r, ilerler ve yürür. Bu sendikalar için böyle oldu u gibi, sendika üyeleri için de böyledir. Üyelik sadece aidat vermekle olmaz. Sendikan n etraf nda ayr lmaz bir kitle halinde birle mek laz md r. stismarc zihniyet, esasen elimizdeki kanunlarla mümkün oldu u kadar himaye görüyor. Mesela biz en ufak bir hata yaparsak hapis cezas görür, bütün cemiyet haklar m z kaybederiz. Fakat i verenler 500 lira para cezas ile yapt klar kanunsuzluklar geçi tirirler. O da e er kanunlar i lerse. Bunun örne ini bizim Berec hadiselerinde görebilirsiniz. veren en ufak ikâyette bulunsa savc l k derhal harekete geçiyor, emniyet kuvvetleri seferber oluyor. Bizim ikâyetlerimiz hakk nda ise savc l k bir türlü karar veremiyor, dosyalar m z uyuyor. Vergi kaç r yor, döviz kaç r yor diyoruz; 95 ihbarlar m z gazetelerde ç k yor, fakat ne Maliye Bakan , ne müste ar ne de mali polisi bu i i tetkik ediyor. Tetkik ne kelime, ba lar n dönüp bakm yorlar bile. Sizler bizden çok okumu kültürlü i çilersiniz. Bizler gibi cahil de ilsiniz. Birbirinize ba lanacak, mücadelenizi yapacaks n z. Hak verilmez al n r. Siz de haklar n z alacaks n z. Ama e er birer iki er döner ayr l rsan z, hiçbir ey alamazs n z. Bizler de sizi lanetleriz. Ama dayan rsan z, o vakit bizler, bütün Türk i çileri sizleri maddi ve manevi destekleriz. Evet haz rd . Petrol- grev boyunca kendisine çok laz m olan arabalar ndan birini Bank- emrine oförü ile beraber vermekte terededüt etmemi ti. Gerekirse grev fonunu da payla abilece ini Hepbir’in a z ndan defalarca aç klam t . Hatta grevde bulunmam za ra men yüz dirhem ekme imizin 50 dirhemini sizlere vermeye haz r z. Amma bir artla, “ dönmeden, ayr lmadan ve bir ve beraber olarak dayanmak art yla. Bank- Genel Ba kan Nusret Önser, toplant n n bitiminde üyelerini hep beraber küçük sahnede oynayan “Gözlerimi Kapar m Vazifemi Yapar m” temsiline davet etti. Petrol- ’e de otuz adet davetiye verdi. Hepberaber giderek eseri seyrettiler ve “vazifelerini gözlerini her zamankinden fazla açarak” yapmaya karar verdiler. 96 Saat 8.30’da nöbet s ras kendilerine gelen i çilerden Güngör Oral ve Nurten Meral gözcü gömleklerini giyerek Teoman’la birlikte Bahçekap ya, Osmanl Bankas ubesine gittiler. Kap daki gözcü ve grevci bankac lar n yeni y llar n tebrik ederek bir sepet de çiçek verdiler. Tavsiyelerde bulunup ba ar dileyerek döndüler. Her iki sendikan n grevcileri de sanki grevde de il de bayramda gibiydiler. te as l mesele buradayd . Sosyal hakk n demokratik bayram anlay içinde savunabilmek...Emekçiler bunu yap yorlard . Hem de kar lar nda onlar tahrik edip soka a dökmek için her çareye ba vurulurken... veren bugün de kap ya gerilen emniyet zinciri hakk ndaki ikâyetlerini “imdat isteyen” bir tela içinde tekrarlad . Jandarma Kumandan Binba da, komite ba kan na kaymakamla beraber bu emniyet usulünü teklif edenin kendisi oldu unu unutarak zinciri kald rmak istedi. Hepbir ve Teoman derhal Vali Niyazi Ak ’ya durumu ilettiler. Zinciri çeki sebeplerini anlatt lar. Ak konuyu yerinde incelemek için ö leden sonra fabrikaya geldi. Gözcü k zlar onu tan yamad klar için arabas n durdurdular. Onlar valileri pa alar ancak kitaplarda okurlard . Vali arabadan inip içeri yürüyerek girmek istemi gösterince tan narak özür dilendi ve arabayla girmesi rica edildi. Ak güldü ve “siz müsaade ediyorsunuz ama acaba Sedat Bayr da ediyor mu?” dedi. Bu esprinin alt nda ac bir gerçek gizliydi. dare adamlar kapitalin önünde çaresiz kalabiliyorlard . 97 Vali i verenle görü tü, zincire bakt , “kap aç k kald sürece zincir de kalabilir” dedi. Demokrasiyi kurtaracak nitelikte bir anlay t bu. Acaba yetecek miydi? O yerin en büyük mülkiye amirinin karar i veren için bir de er ta yacak m yd ? leriki günler bu soruya olumsuz cevap verecekler, i verenin bu kere de savc l a müracaat edi ine ahit olacaklard . Ak amüstü büyük bir f rt na ve sa nak halinde ya an ya mur ortal alt üst etti. Büyük bez döviz y rt ld . Çad r n ipleri koptu. Alt üst olmayan bir tek ey vard : Grev gözcüleri. Sendikan n verdi i plastik gocuklar giymi ler, gökten bo anan sulara güne klar n seyreder gibi bak yorlard . Grev birçok genç k z ve delikanl ya da u urlu gelmi , tam yedi çift genç evlenmeye karar vermi lerdi. Ziya Hepbir bu on dört gençle, grev sonuna kadar anla acak olan bütün i çilerin sendika taraf ndan yap lacak toplu ve büyük bir dü ünle dünya evine sokulacaklar n aç klad . Çad rda bir de evlendirme bürosu kurularak kay tlara ba land . Ancak, ertesi günü Müslümanlar n mübarek ay Ramazan’ n biriydi. Onun için dü ün grev devam etse de etmese de Ramazan n ertesinde yap lacakt . veren son hukuki direni inin sonucunu bekliyor, bu sebeple grev yerine zararl ve kanunsuz davran lar na ara vermi görünüyordu. davalar na bak- makla görevli 13. Asliye Hukuk Mahkemesi beklenen karar n bugün verdi ve tara ara tebli etti. verenin ikâyeti yerinde görülmü ve sendika grev göz- cülerinin görevlerini “i veren esas hakk nda ikame edece i davan n sonucunu al ncaya kadar ve ihtiyari tedbir olarak” bir süre yapmamalar na “kabili itiraz olmak üzere” karar verilmi ti. Sendika Hukuk Mü aviri Avukat Adil A ç o lu kar t itiraz n haz rl na gi- ri ti. Karar ancak itiraz n sonucuna göre kesinle ecekti. Güngör Oral ve Halil Çevik isimli gençler de evlenmeye karar verenler aras ndayd . Ancak Oral’ n babas n n bu i e bir türlü raz olmad söyleniyordu. Gençler bu konuda da komitenin yard m n istediler. Mücahit Teoman “sert baba” ile görü erek ni an müsaadesi ald . Sendika i çinin her eyi olmu tu. Gere inde ya ama konular n sa lay c bir organ, gere ince bu ko ullar içinde huzurla yaamas n sa lay c bir çöpçatan. Gerçek ferdiyetçilik demokratik toplumculu un temel karakteriydi. 98 Mahkeme karar n da istedi i biçimde alan i verenin sesi sedas ç km yordu. Çünkü karar bu ekliyle kesinle ti i takdirde, grevi k rmas “yap lamaz hale koymas ” çok mümkündü. Fabrikada sessizlik, grev çad r nda ne eli e lenceler sürüp gidiyordu. Hava da bugün açm , içleri ferahlat c bir güne , nlar n or- tal a yaymaya ba lam t . Petrol- i yeri temsilcilerinden Muzaffer Tuncer’in hasta oldu unu ö re- nen komite üyeleri derhal kendisini ziyarete gittiler. Hastal pek önemli de ildi. Fakat onlar daha önemlisini, temsilcinin bakmakla mükellef oldu u tam 12 ki inin varl n görerek mücadele azimlerini tazelediler. Ayda üç yüz liray bulma- yan gelir ve ekmek bekleyen 12 yoksul insan, as l hastal k buydu. Bu hastal tedaviye çal yorlard . Ö leden sonra saat 16.00’de Mücahit Teoman ve Adil A ç o lu Eyüp Savc s ile görü meye gittiler. Savc H. Basri Akgiray, konu tukça aç lan, aç ld kça olumlu kirlerini yüzeye ç kan gerçek ayd n bir adalet adam yd . Mahkeme karar n n hukuk ve ceza prensiplerine ayk r oldu unu, i verenin grev d kalmad lar diye hakk nda takibat aç lmas n istedi i 11 grevci i çi hakk nda “ademi takip” karar verdi ini söyledi. Petrol- ’liler savc l ktan iç huzuru ile ayr ld lar. verenin grev ba lad ktan sonra kiralad görüldü. Böylece grev d otobüsün bugün kald r ld i çiler yürüyerek fabrikaya gelmek zorunda kald lar. Belki de, gündelik vermemek amac yla bu i çilerin de i e gelmemeleri için bir psikolojik zorlama olarak bu yola gidilmi ti. Ak amüstü i veren otobüslerinden biri zincirin önünde durmad . Aksine h z n artt rarak “Allah Allah” dercesine hücuma geçti. Zinciri kopar p alt na ald . Grev gözcüleri araban n önünden zor kaçabildiler. Emniyet kuvvetleri bu zorbal a seyirci kald lar. Durum bir zab tla tespit edilirken, zincir eskisinden daha kuvvetli ve sa lam olarak yerine tak ld . 99 Petrol- Toplu Sözle me Servisi elemanlar ndan Salih Özkarabay ve Bekir Öztürk, birinci ay n dolduran grevin pil piyasas ndaki etkilerini, etra bir etütle tespit ettiler. Buna göre en çok aranan pil çe itleri stanbul’da tamamen tükenmi ti. Anadolu’nun belirli bölgelerinde de çok az kalm , yatlar hissedilir derecede yükselmi ti. Anadolu’dan stanbul’un pil getirip satanlar da vard . li ki kurulan toptanc ve perakendeciler, 4-5 gün sonra Berec pillerinin piyasadan tamamen silinece ini ifade etmi lerdi. Pillerin karaborsa yatlar , çe idine göre normal yat n n %50 ile %100 zaml s aras nda de i iyordu. Bu durum kapital direni inin i asa yakla t n gösteriyordu. Nitekim bu direni in ilk gev eme belirtileri, i verenin bugün sendikaya yapt bir çe it yalvar la kendini gösterdi. Fabrikada 7-8 milyon lira tutar nda hammadde vard . Bunlar dört gün içinde i lenmedi i takdirde kullan lmaz hale geleceklerdi. E er 150 grevci i çi i ba yaparsa bu zarardan kurtulmak mümkün olabilecekti. Fabrika imalata devam ediyor, gözcüler bunu engelliyor diye mahkemeye ba vuranlar, imdi imalat için ikâyet ettiklerine yalvarmak zorunda kal yorlard . Mesele bugünleri önceden kestirebilmek, tarihin ak na ayak uydurabilmek basiretini göstermekteydi. Ziya Hepbir, bu iste i üzerinde durmaya lüzum görmeden reddetti. malat n bir tek yolu vard : Sendika tekli erini kabul etmek. Avukat Adil A ç o lu “ihtiyati tedbir” karar na kar itiraz lahikas n [ekini], bugün mahkemeye verdi. A ç o lu sendika ad na yapt itirazlar n ba l ca üç grupta topluyordu: lkinde, kanuna göre bir sendikan n ancak üyelerinin mü terek menfaati ile ilgili hususlarda davaya yetkili oldu unu aç kl yor ve i verenler sendikan n yaln zca bir üyesinin mü terek olmayan böyle bir menfaatleriyle ilgili konu hakk nda mahkemeye müracaat yetkisinin bulunmad n belirtiyordu. kincisinde, grev gözcülerinin kanuna ayk r davran lar n n gene ayn kanunda cezas n n tespit edilmi oldu unu anlat yor ve Mahkemesinin “cezay ilgilendiren bir il” hakk nda karar almas n n mümkün olmad n izah ediyordu. Üçüncü bölümdeki itiraz nda da esasa ait aç klamalar yap yor, gözcülerin kanuni yetkilerini kullanmaktan ba ka bir davran ta bulunmad klar n delilleriyle belirtiyordu. “Ancak u noktay da belirtmek isteriz ki, grev Anayasam za göre bir ekonomik bask vas tas d r. yerinin greve ra men, eli kolu serbest olarak istihsal ve sat na devam etmesi grevi ‘ekonomik bask ’ olmaktan ç kar r… Bu da ilgili mevzuat ve Anayasaya aç kça ayk r d r.” diyor, “ihtiyati tedbir karar n n” kald r lmas n istiyordu. Türkcra Heyetinin Ankara’dan gönderdi i e itim arabas bu gün grev yerine geldi. Müzik yay n yaparak grevcileri e lendirdi. Ertesi gün Kavel çad r nda e itim lmi oynat laca grevcilere ilan edildi. Silahl zorbalar n hâlâ yakalanmad 100 emniyet amirli inden ö renildi. Mahkeme sendikan n dünkü itiraz n yerinde görerek “ihtiyati tedbir karar n kald rd n ” bugün tara ara bildirdi. Kapital direni i son kozunu da kaybetmi , i verenin teslim ko ullar na sürükleni i gittikçe yüzeye ç kan bir h z kazanm t . Cumhuriyet Savc s bugün Teoman ve Topuz’u ça rarak, i verenin zincir konusunda ikâyette bulundu unu aç klad . Komite üyelerinden konu hakk nda bilgi istedi. Sendikac lar gerekli aç klamalarda bulunarak, zincirin “fabrika dokunulmazl n ” ihlal etmedi ini, yaln zca bir emniyet tedbiri oldu unu örneklerle anlatt lar. “E er bahçe kap s grevden önce oldu u gibi kapat l rsa, biz de zinciri kald r r z” dediler. Savc Akgiray, Berec patronu Nesim Afumado’ya telefon etti. Emniyet yönünden kap n n kapat lmas n n yerinde olaca n , o takdirde de zincirin kald r laca n söyledi. Fakat Afumado kesin bir dille “kap aç k kalacakt r” dedi. Telefonu kapat rken gerçekleri çok iyi anlam hakl s n z” diyordu. Savc l olan savc , “zinciri germekte n bu yoldaki karar grevden sonra 26 Ocak’ta taraf- lara tebli edilecekti. Türk- e iticileri bugün Kavel çad r nda sendikac l k ve sendika üyeli inin nitelik ve de eri hakk nda bir lm oynatt lar. Y l n ilk kar stanbul sokaklar na serpi tirirken, s cac k çad r dolduran yüzlerce grevci, yapt klar direni hareketinin ileri ülkelerdeki örneklerini büyük ilgi ve zevkle seyrettiler. Grev, yaln z greve kar olanlara de il, grevi yapanlara da büyük ders oluyordu. Tatbiki derslerin yan s ra, lm de nazari dersler verdi. Grev s ras nda anla arak evlenmeye karar veren çiftlerden ilki bugün nikâhland lar. Sa malc lar Evlendirme dairesinde yap lan törende, Mücahit Teoman da ahitlik yapt . Törenden sonra sendikan n kiralad iki minibüs ve iki sendika jeepi yeni evlileri ve davetlileri alarak grev yerine getirdi. Necibe ve Sad k Balaban isimli yeni evli grevciler, eve gitmeyi reddederek saatlerinin bu ilk dakikalar n arkada lar yla çad rda geçirmek istemi lerdi. Balabanlar fabrika önüne gelir gelmez gözcü gömleklerini giyerek bir süre nöbet tuttular. Manzara gözleri ya artacak kadar kutsald . Gözcülü ün iliklere i leyen kar so u u, zifaf odas n n tatl s cakl na tercih edilmi ti. Daha sonra sendikan n kiralad davul zurnalar çad rda bir çe it grev dü ünü yapt lar. 101 102 Bugün grevin be inci cumartesisi, yani be inci haftas yd . Her hafta oldu u gibi i çilere bugün de maddi yard m yap ld . Yaln z bu kerenin öncekilerden ayr bir özelli i vard . Gene Migros’a haz rlat lan erzak paketlerinin bedelini, Uluslararas Petrol ve Kimya çileri Federasyonu (IFPCW) ödemi ti.(8) Bu ödeme dolar transferi eklinde de il, fakat sendikan n Federasyona ödedi i aidatlar n yurtiçinde bloke edilen tutar ndan yap lm t . Böylece, Türkiye’de ilk defa uluslararas bir kurulu , bir grev hareketini maddeten desteklemi , erzak yard m yapm oluyordu. Bu defaki paketlerin içinde “Bir kilo yemeklik ve bir paket kahvalt l k ya , bir kilo eker, bir kilo fasulye, bir kilo nohut, bir kilo mercimek, üç kilo patates, bir kilo un, bir kilo so an ve bir kilo da makarna” bulunuyordu. Bu erzakla birlikte Petrol- kasas ndan da 50 er lira da t ld . Da t ma Ankara’da bulunan Ziya Hepbir ve Sefa Gürses kat lamad . Türk- Ba kan Sey Demirsoy’un e itim arabas mikrofonu ile yay nlanan banda al nm bir mesajdan sonra, erzaklar sendika muhasebecileri, paralar da Maliye Naz r ’n n e i Bayan Sar ahmeto lu bizzat da tt . Böylece, beher i çiye erzak ve para olarak yap lan yard m tutar 34 günde 420.-TL. oluyordu. BP. Petrolleri A. . Ambarl tesisat i çilerinden kalabal k bir grup, ba lar nda Petrol- ’in emektar temsilcisi Osman Tuncer ve genç oldu u kadar da dinamik temsilcisi Erdo an oldu u halde grev yerine geldiler. Tuncer i çilere asil duygular n ekillendirdi i k sa bir hitabede bulundu. Berecliler BP.’li karde lerini sevgi ile ba rlar na bast lar. Mücahit Teoman’ n araya girerek “sert baba”’lar n ni ana raz etti i Güngör Oral ve Halil Çevik çifti, bugün bozu tuklar n ve evlenmekten vazgeçtiklerini ilan ettiler. Bu bozu maya genç k z n annesinin sebep oldu u söyleniyordu. Grevin be inci pazar da öncekiler gibi sessiz ve hareketsiz geçti. malat ve piyasa durumu içinden zor ç k l r karmakar kl a do ru sürüklenen i veren, art k ne kanun bo luklar ndan faydalanma, ne de yetersiz kanun hükümlerini ihlal çabalar ndan bir fayda elde edemeyece ini anlam gibiydi. Sendika tekli erine kar daha anlay l , sendikaya kar daha sempatik olma gayretleri bu geli menin sonucu olarak ertesi gün ba layacakt . Petrol- 6-7 Eylül 1958 tarihindeki Genel Kurulu’nda ald üyelik karar do rultusunda IFPCW ile ili ki kurmu , o tarihteki mevzuat uyar nca 22.9.1958 tarihinde bu federasyona üyeli inin onaylanmas için Çal ma Bakanl ’na ba vurmu tur. 9 Nisan 1960 tarihli Bakanlar Kurulu karar yla federasyona üyeli ine izin verilmi tir. Böylece Petrol- Türkiye’de uluslararas bir sendikal kurulu a resmi olarak üye olan ilk sendika olmu tur. IFPCW 70’li y llarda fesh oldu. Bugün ICEM ad yla faaliyet yürüten bir ba ka federasyon etkinlik kazand . Uluslararas i kolu federasyonu ile Petrol- aras ndaki ili kiler sendikan n tarihi boyunca yo un biçimde sürmü tür. 103 Ziya Hepbir saat 16.30’da da Nesim Afumado’dan bir telefon ald . Berec patronu bu i in art k bitmesi gerekti ini söylüyor ve Hepbir’le ikisinin yaln z bir toplant yapmalar n teklif ediyordu. Petrol- Ba kan tekli memnunlukla karlad n , ancak cra Heyetinin ikinci üyesi Mehmet Sar ahmeto lu ile birlikte gelmek art ile kabul edebilece ini bildirdi. Hepbir ve Sar ahmeto lu ak am saat 19.30’da Ortaköy Lido Gazinosu’nda Afumado ile yeme e oturdular. Patron’un her halinden 36 günlük kapital direniin ricata karar verdi i anla l yordu. Emek direni i üstünlü ünü kabul ettirmi , beklenen zafer günleri art k kap n n önüne çöreklenmi ti. Afumado k rk y ll k dostlar ile e lence yerine gitmi çesine ne eli ve samimiydi. Saat 22.00’de ortaklar sak Sevik ve Kino Baruh’u da telefonla görü meye ça rd . 24.00’e kadar süren görü meler toplu pazarl n ön görü mesi anlam nda oldu. Ertesi günü ayn yerde toplan lmak üzere da l nd . 104 Tan nm bir Rejisör, grev komitesine ba vurarak, çevirmekte oldu u bir lm için grevci i çilerden 40 ki inin güranl k yapmas n istedi.(9) Filmin ismi “Karanl ktan Uyananlar”d . Bu lmi 1018 i çi 36 gündür oynuyordu. Kanuni mahzurlar yüzünden rejisörün tekli reddedildi. Saat 7.30’da isminin Seyid Ali oldu unu söyleyen biri çad ra gelerek dövüldü ünü, dövenin de grevcilerden biri oldu unu iddia etti. Fakat olay n gece oldu unu, tam te his edemedi ini söylüyordu. “B y kl bir çingeneye, ya da i man bir Kürde benziyordu” diyordu. Komite bu yetersiz tari e kimseyi suçlayamayaca n belirtti. Seyid Ali de fabrikaya giderek ikâyetini i verenlere yapt . Fabrikaya hemen polis ça r ld ve ikâyetçi karakola sevk edildi. Biraz sonra komiteye gelen bir sivil polis Halil Çevik, Necati Özkaya ve Zeki Uygun isimli grevcilerin karakola gönderilmesini istedi. Gece olan olay, yetersiz tarif ve hemen isimlendirilen san klar… stenen ki ilerin ertesi günü gönderilece i söylendi. Fabrika bekçilerinden özellikle ikisi grevin ba ndan beri patronlar na sadakatte kusur etmiyorlard . Bunlardan ismi Sami olan n n evinden tam on bir i çi jandarmalar n himayesinde toplanarak çal maya getirildi. Ya ar Öztürk isimli olan da Mücahit Teoman’a “Bu i leri ba m za açan hep sensin. Seni tabanca ile vurup öldürece im” dedi. Teoman bu tehdide önce gülüp geçti. Sonra da örnek olmas için mahkemeye ba vurmaya karar verdi. Mualla Kemiksiz isimli k z i çi, sendikadan ilk iki erzak ve para yard m n alm , fakat patron temsilcilerinden Albert Reji’nin evine kadar yapt sonra ziyaretten krini de i tirip grevi terk etmi ve i e ba lam t . Bu durum grevcilerin in alini celbetmi , fakat komite onlar yat t rarak, sadece haks z al nan erzak ve paralar geri istemekle yetinmi ti. Ancak Kemiksiz bir türlü bu iadeye yana mam grevcilerin bütün ikazlar n atlatma yoluna sapm t . Bugün karakola davet edilen Komite ba kan , Muallâ’n n kendisi ve üç grevci hakk nda “yol kesmek ve hakaret etmekten” davac oldu unu ö rendi. Polislere durumu anlatan Teoman, asi k z hakk nda “sendikay doland rmaktan” dava açmaya karar veriyor ve karakolu terk ederken “yavuz h rs z ev sahibini bast rmaya kalkt ” diyor ve gülüyordu. Senaryosu Vedat Türkali taraf ndan yaz lan ve yönetmen Ertem Göreç taraf ndan 1964 y l nda çekilen “Karanl kta Uyananlar” adl lm Türk sinemas n n ilk grev temal lmi olmu tur. Filmin ba nda, rol alan boya fabrikas i çilerine te ekkür edilmektedir. (9) 105 Batarya dairesinde, 60 acemi i çi ile çal malar yap ld ve bir milyon lira k ymetinde 12.195 batarya imal edildi i anla ld . Bu bataryalar gerekli vas fta olsa bile d ar ç kar lamaz, sat yap lamazd . Sendika bu amaçla her türlü tertibat ald . Taraf temsilcileri bir gün önceki kadroya Sefa Gürses’in eklenmesiyle Lido Gazinosunda ikinci görü melerini de yapt lar. Saat 18.00’den 02.00’ye kadar süren toplant da Toplu Sözle menin birçok ön hükümleri kabul edildi. oför Mehmet Ya arsu idaresinde büro elemanlar n ta yan i veren otobüsü bugün de emniyet zincirinin üzerine pervas zca yürüdü. Zinciri kopard ve kontrol edilemeden fabrikaya girdi. Durum bir zab tla tespit edildi, zincir yenilendi. Dövüldü ünü iddia eden Seyid Ali hükümet tabibinden tam yirmi günlük rapor alm t . Oysa, aya kay p duvara çarpan bir gövde üzerinde ancak görülebilecek zedelenmeler için üç günlük raporun bile fazla gelece ini anlamak için doktor olmak gerekmezdi. Bu rapor yüzünden, dün karakola ça r lanlar tevkif edilmi lerdi. Sendika hem vazifesini kötüye kullanan hükümet tabibi hakk nda gerekeni yapmak, hem de tevkif edilenlerin tahliyelerini sa lamak için Avukat Adil A ç o lu’na görev verildi. Belirtisiz tarif, üç gün yerine yirmi günlük rapor ve tevkif… Günler önce tabanca b çak grevcilere sald ran zorbalar hâlâ bulunamam lard . Dünkü kadroya ilaveten Bekir Öztürk’ün de kat ld görü meler saat 18.00’den 03.00’e kadar sürdü ve birçok yeni hükümler karara ba land . Grevin son günlerinin ya ad art k iyice belli oldu. Ö leden sonra, Kaymakam’ n Ba kanl nda Emniyet Amiri, Mücahit Teoman, Kadir Topuz ve Sedat Bayr ’n n kat ld bir toplant yap ld . Asayi konular üzerinde durulan bu toplant da, Sedat Bayr “zincir”’den ikâyet edecek oldu. Fakat sendikac lar aç k kap n n tehlikelerini anlatt ktan sonra, bunu yapt na da pi man oldu. Kaymakam dinlemi , dü ünmü ve Bayr ’ya “e er yetkim olsa size kap y kapatt r rd m” demi ti. Topuz, 20 günlük raporu veren hükümet doktoru üzerinde durdu. verenin bu harekette rolü oldu unu iddia etti. Sedat Bayr s k nt lar içinde âdeta k vrand . Hükümet doktorunu bizzat takip edece ini belirten kaymakam, olumlu davran lar yla gönüllere su serpiyordu. 106 Dün tevkif edilen i çilerden, cezaevine götürürken noter kanal ile A ç o lu ad na birer vekâletname al nd . Dalavereli rapora Adli T p nezdinde itiraz için savc l ktan izin istendi. Seyid Ali’den sonra dövülme ikâyetleri birden artt . Her gün be alt ki i dövüldüm diye önce komiteye sonra da karakola ko uyordu. Binden fazla i çi grev yap yor, bir avuç i çi de bu bin ki inin ekme i ile oynarcas na i e geliyor, hiç ilgili olmad k s mlarda kanunsuz imalata zorlan yordu. Kanunun yetmedi i yerde hakk n arayanlar hakk çalanlara kar daha fazla duygusuz tutabilmek imkâns zd . Bu zora ba vurma olaylar , çok önceden beri, bugün zordan ikâyet edenlerce haz rlanmaktayd . Komite bütün gücü ile kaba kuvvete ba vurmay önlemeye çal yor, i çiye yetersiz de olsa kanunlara sayg ya davet ediyordu. 107 Türk- Birinci Bölge E itim Müdür Muavini Vahdet A ar, Kavel çad r nda gene yüzlerce i çiyi e itim lmi gösterdi. çiler hem e lendirilmi , hem de e itilmi oluyorlard . Bugünkü toplant da saat 18.00’de ba lad . Dünkü kadrodan Kino Baruh eksilmi , onun yerini i veren sendikas ndan Re k Baydur doldurmu tu. Nesim Afumado’nun çekimser tutumuna kar l k, sak Sevik olumlu davran larla uzla maya giden yolda büyük h z sa lad . Son birkaç hüküm d nda Toplu Sözle mesi hemen hemen tamamland . Görü me- ler 01.00’de sona erdi. Son uzla ma toplant s Petrol- Genel Merkezinde saat 14.00’de yap ld . Sendikadan Ziya Hepbir, Mehmet Sar ahmeto lu, Sefa Gürses, Mücahit Teoman; i veren ad na da patron Nesim Afumado’nun kat ld toplant ya saat 17.00’de Re k Baydur da kat ld . Görü meler büyük bir anlay ve çabukluk içinde geçti. Saatler 21.00’i gösterirken Toplu Sözle mesi tamamlanm , Petrol zaferlerine unutulmaz bir yenisini daha eklemi bulunuyordu. 108 say s z Vahdet A ar, bugün de oynatt e itim lminden sonra, grevcilere Petrol- ad na çad rda bir iftar yeme i verdi. Birkaç günden beri devam eden kar durmu , ortal kuru bir so uk kaplam t . Gözcü k zlar bütün srarlara ra men nöbetleri bitene kadar yeme e kat lmay reddettiler. Ba ar ya giden son günde, bütün grevciler gibi onlar da göreve yeni ba lam ças na azimli ve istekliydiler. Tutuklu üç grevciye yatak, battaniye ve para gönderildi. Adil A ç o lu da onlar n tahliyesi için hukuki formaliteleri tamamlamaya çal yordu. Sabah saat 6.30’da grev yerine gelen komite üyeleri, gözcülere gelen giden otobüsleri aramama emri verdiler. Gözcü Fevziye Sert a k nl k içinde itiraza yeltenirken, çad r n önünde biriken yüzlerce grevci de “acaba bunlar delirdiler mi?” diye söyleniyordu. çi getiren bir i veren otobüsün serbestçe içeri girmesini sa layan Kadir Topuz, nerede ise yuhalanacak, belki de linç edilmeye te ebbüs edilecekti. Neyse ki, Teoman k sa bir konu mayla toplu i sözle mesinin imzaland n bildirdi. Az önce in al içinde olan topluluk bir anda bayram sevincine garkoldu. Komite üyelerine sevgi gösterilerinde bulunuyorlar, birbirlerine sar l p öpü üyorlard . Kad n i çilerin içinde gözya lar n tutamayanlar da vard . Tunca en son muhte em gününü de bugün ya ad . Yüzlerce i çi bu kere sava azminin sürükledi i direni duygusuyla de il, amaca ula man n olumlu mutlulu u ile co kundu. Belli ba l bütün sendika liderleri, i verenler, idare adamlar da bu mutlulu u payla anlar aras ndayd . Hepbir, sendika merkezinde bas na bülten yeti tirmekle me gul oldu u için gecikece ini bildirmi ti. lk konu may Petrol- Genel Sekreteri ve Türk- Birinci Bölge Temsilcisi smail Topkar yapt . Özetle unlar söyledi: 109 Geçirdi i kriz yüzünden grevle gere i kadar me gul olamaman n üzüntüsü içinde oldu unu da belirten Topkar, toplu sözle menin bütün çal anlara hay rl ve u urlu olmas dile i ile sözlerine son verdi ve ç lg nca alk land . 110 111 kinci konu may Kimya- verenleri Sendikas Genel Ba kan Vekili Re k Baydur yapt . Oldukça ne eli görünen Baydur alk larla kar lanan u sözleri söyledi: Re k Baydur konu mas n bitirdikten k sa bir süre sonra salon gene yerinden oynad . Tunca salonu belki de hayat n n en son, en co kun ahlan na ahit oluyordu. Ziya Hepbir kap dan içeri ad m n atar atmaz erkek i çilerin omuzlar nda yükselivermi ti. Kad nlar a la yor, genç k zlar “ya a babam z” diye avuçlar n ve avurtlar n patlat yorlard . Tarihle en grevin tarihle en lideri mikrofona kadar göklerde getirildi. Esmer yüzünün sert çizgileri gev emi , kara gözlerini mutluluk bulutlar kaplam t . Likat- sendikas mali sekreterinin takdim etti i k rm z beyaz karan llerden yap lm buketi muhtevi bir davran la ald ktan sonra a r a r konu maya ba lad . Herkesin bildiklerini tekrarlayamayaca n , en büyük sözü olaylar n söylemi oldu unu belirterek: diyen Hepbir, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen bütün sendikac lara te ekkür ederek sözlerini bitirdi. Hepbir’den sonra Berec ortaklar ndan Nesim Afumado mikrofona geldi. Heyecanl bir dille yapt konu mada özetle unlar söyledi: 112 Afumado da çok alk land . Pi manl k da üstün bir duyguydu. Bütün mesele pi manl k getiren olaylardan ders almas n bilmekti. Bütün dilekler bu yönde toplan yordu. Harb- Ba kan Celal Bülbül, Motorlu Ta t Ba kan Mehmet nhanl ve Deri- Ba kan Mustafa ahin’in konu malar ndan sonra Hepbir tekrar mikrofona gelerek, “ imdi urac kta i vereninizle minicik bir toplu sözle me daha yapt k” dedi. “Çal ma günü ö leden sonra size izin verilecek. Temizlenip y kan p ak ama Fabrikaya geleceksiniz. Beraberce yemek yiyip sözle menin bayram n kutlayaca z.” Ayr ca “evlenecek gelinlerin bütün masra ar i veren üzerine al yor, ben de damatlar n masra ar n yapaca m. Tabii, dü ünü verdi i söze uyarak sendika yapacak.” diye de ekledi. 113 114 115 Toplant dan sonra Petrol- Genel Mali sekreteri “Maliye Naz r ” Mehmet Sar ahmeto lu, gene kesenin a z n açarak grevci i çilere 75.00 er lira daha da tt . Dondurucu so u un çerçeveledi i Gaziosmanpa a’n n gecekondular mutlulu un görünmez alevleriyle yanmaya ba lam t . Ziya Hepbir, smail Topkar ve Mehmet Sar ahmeto lu’ndan kurulu Petrolcra Heyeti, bugün yapt 51 say l oturumunda grev karar n n kald r lmas na oybirli i ile karar verdi. Bu karar gazeteyle ilan edildi i gibi kanuna göre i verenlere ve Bölge Çal ma Müdürlü ü’ne de bildirildi. Sabah n saat 5.00’inde grev yerine gelen sendikac lar “emniyet zinciri”’ni defne dallar ile süslediler. Üzerine “Petrol- Bar ” yaz l bir de yafta ast lar. Saat 7.30’da ba ta Genel Ba kan Ziya Hepbir olmak üzere yüzlerce i çi, Atatürk an t na giderek sayg duru unda bulundu ve çelenk koydular. 43 gün önce demokratik sava gücünü ald klar ulu önderin önünde, imdi de “yurtta sulh…” ilkesine ba l l klar n ispatlad lar. Saat 8.00’de fabrika önünde kurban keserek “emniyet zinciri”’ni kald rd lar. Yüzlerce muzaffer grevci makinelerine do ru a r ad mlarla ilerliyor, 43 gün terk edilmi li in ac s ile k vranan fabrika, damarlar na kan giren hasta bir gövdenin nekahet canl l na kavu uyordu. Komitenin Berec çad r ile art k her akla geli inde hem Kavel, hem de Berec’i hat rlatacak olan ulu çad r yava yava sökülerek toparlan yordu. Sava kazanan O uz boyunun ota n al p konuk yerini terk edi i gibi bir eydi bu. Bir tek fark vard : imdi O uzlar n torunlar politik de il, ekonomik sava içindeydi. Ellerinde karg yerine demokrasi, kalkan yerine anayasa vard . Sabahleyin ilk çal malar n yapan i çiler, ö leden sonra evlerine gidip temizlenerek geldiler. Fabrikan n yemek salonunda topland lar. 17.00’de i veren ve Petrol- yetkilileri ile Vali Niyazi Ak , emniyet Müdürü Haydar Özk n, TürkGenel Sekreteri Halil Tunç, Türkiye verenler Konfederasyonu Yürütme Komitesi Ba kan Kemal Haraçç ve Bölge Çal ma Müdürü emsettin Turkunt salona girdiler. çilerin ç k lar aras nda onlar n aralar na oturarak iftara ba lad lar. Yüzlerce grevci ve grevle ilgili olanlar muhakkak ki, kutsal Ramazan ay n n en huzurlu iftar n ettiler. 116 Yemekten sonra k sa ve önemli konu malar yap ld . lk sözü alan i veren yetkililerinden Seyfettin Yücel: dedi ve elinde tuttu u iki telgraf okundu. lki devrin Çal ma Bakan Bülent Ecevit’ten geliyor ve öyle diyordu: 117 stanbul Belediye Ba kan Ha im can’dan gelen ikinci telgrafta öyleydi: Telgra ar n okunmas ndan sonra ilk konu ma için mikrofona Hepbir davet edildi. Petrol- Ba kan söze öyle ba lad : be gün be gece aral ks z çal Daha sonra bu sözle menin haz rlanmas için ld n aç klayan Hepbir unlar söyledi: Hepbirden sonra mikrofona gelen Re k Baydur unlar söyledi: Baydur’dan sonra smail Topkar duygular n 118 öyle aç klad : 119 Grev s ras nda Petrol- ’e 25 bin liral k sembolik yard mda bulunan Zonguldak Maden çileri Sendikas ’n n Genel Ba kan Osman pekçi’nin k sa bir konu mas ndan sonra, sürekli alk larla mikrofona gelen Halil Tunç u konu may yapt : 120 Daha sonra Kemal Haraçc , Türkiye ad na u konu may yapt : veren Sendikalar Konfederasyonu Herkes konu malar bitti zannederken Nesim Afumado’nun mikrofona gelerek unlar söyledi i duyuldu: Daha sonra Toplu rince imzaland . Sözle mesinin en son metni tara ar ve eref ehitle- Türkiye’de ilk defa, sendika taraf ndan maddeten tüm olarak desteklenen grev… Türkiye’de ilk defa, kad n i çilerin bu derece büyük ölçüde kat ld grev… Türkiye’de ilk defa, özel sektör i çilerinin tüme yak n ço unlukla sonuna kadar destekledikleri en büyük grev… Türkiye’de ilk defa, uluslararas bir kurulu un maddeten yard m yapt grev… Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu ve ona ba l sendikalar n en büyük deste ini kazanan grev… Çoktan tarih sayfalar na çekilmi ti. Nesim Afumado’nun endi esi bo unayd , i çi tarihi fabrikan n yemek salonunda yaz lm yordu. Tarihin tekerrürünü önlemek de ancak ibret almakla mümkündü. Berec grevi ne ilk, ne de son grevdi. Hepsi tarih olmu grevlerden ibret al nsayd , hiç tekerrür mü ederdi? 121 122 123 124 125 Türkiye Petrol Kimya ve Atom çileri Sendikas n n Berec Pil Batarya Sanayii A . de çal an i çileri sendika etraf nda toplamas kolay olmam t r. veren, y llardan beri süren saltanat na bir son verilmemesi için yan nda çal t rd ve ço unlu u kad n olan i çilerinin ad geçen sendikaya üye olmamalar için her çareye ba vurmu tur. çileri sendikal yapmaya çal anlar i lerinden at lm , böylece sendikal olacaklara gözda verilmi tir. Fakat i çiler i ten at lmak tehdidi kar s nda y lmam lard r. Bunun üzerine i veren elini çabuk tutup, i çilerin Türkiye Petrol Kimya ve Atom çileri sendikas na girerek toplu sözle me iste i ile kar s na ç kmadan zam tekli nde bulunmu tur, i veren bu suretle sendika ile sa lanacak haklar kendili inden kabul ediyormu gibi bir intiba yaratarak, i çilere sendikaya girmenin lüzumsuz oldu unu anlatmak istemi tir. çiler ad na toplu sözle me yapmak yetkisi 275 say l kanunla sendikalara tan nd halde Berec fabrikas baz i çi temsilcileri ile i birli i yaparak ve onlara menfaatler sa layarak ad geçen sendika i yerindeki üyelerin ço unlu unu sa lamadan, i çi temsilcileri ile bir sözle me imzalam ve bu sözle meye göre i çi ücretlerini sözde yüzde 20 oran nda art rm t r. Bu zamm n i çi isteklerini kar lamaktan uzak olmas bir yana, tam olarak da uygulanmamas ve i çilerin i verenin bu oyununu anlamalar ve Türkiye Petrol Kimya ve Atom çileri sendikas n n da sürekli uyarmalar sonunda hemen hemen tamam zamdan sonra sendikaya üye olmu lard r. Böylece i yerinde i çilerin ço unlu unu elde eden sendika i vereni toplu sözle me, görü melerine ça rm ve uzun süren görü meler sonunda i veren yüzde 15 oran nda bir zamm , y lda yar m ayl k ücret tutar ndaki ikramiyeyi bir ayl k ücrete ç karmak gibi son derece 126 makul sendika isteklerini kabul etmemi tir. Görü meler s ras nda ücret zamlar iste ine kar i veren ücretlerin i çinin normal olarak geçimini sa layacak seviyede olduklar n iddia edememi , piyasadaki rayiçlere uygun oldu unu söylemi tir. Bundan ba ka i yerinin sa lad milyonluk kâr iddialar na kar i veren gerçek ve resmi kârlar n sendikaya bildirmeyi reddetmi , sadece kârlar n n san ld gibi yüksek olmad n söylemekle yetinmi tir. Görülüyor ki, i veren i çilere bugün ödedi inin çok üstünde bir ücret ödeyebilecek durumda oldu u halde, piyasada çal mak için bekleyen bol say daki i sizlerin varl ndan faydalanarak ücretleri dü ük seviyede tutmakta böylece normal kâr ndan ba ka emek arz ndaki bolluktan dolay ek bir kâr sa lamaktad r. verenin bilanço kâr ve zarar hesaplar n göstermek istememesi de yukar daki görü ü hakl ç karmaktad r. Çocuk zamm isteklerine kar genellikle i verenler hükümetin do um kontrolü politikas n ileri sürmekte, aile zamm isteklerine de i çinin eme inin ücretini ödemekle görevli olduklar n , i çi ailesinin i vereni ilgilendirmedi ini söylemektedirler. Fakat Berec fabrikas ndaki bir i çinin eline geçen paran n azl sendika taraf ndan belirtildi inde i veren bu kere fabrikada ayn ailenin birkaç ferdini çal t rd n , bu sebeple tek tek i çi ücretlerinin de il; bir aileye giren paran n dikkate al nmas gerekti i görü ünü savunmu tur. Böylece i verenler ayn meselede çe itli ve çeli ik iddialar ortaya atarak kendi ç karlar n art rmak için her çareye ba vurmaktan çekinmediklerini göstermektedirler. Ancak ne var ki, sendikalar art k i verenlerin bu dolambaçl ve çeli ik kirlerini kar layacak seviyeye ula m lard r. Onlar, emek ve sermaye ili kileri, kapitalist üretim düzeninin i leyi i hakk nda do ru ve bilimsel görü leri benimsemekte ve böylece i verenler kar s nda kri bak mdan gerekli mücadele vas talar na sahip bulunmaktad rlar. verenler memleket ekonomisin kendi ç karlar na uygun olarak diledikleri ekilde ve tek ba lar na düzenlemek hürriyetine kar sendikalar n direnmekte olduklar n ve bu yolda mücadeleye haz r bulunduklar n anlamal d rlar. Nitekim Berec fabrikas uyu mazl nda i veren ve tarafs z arac s n n sendika tarafs z arac s n n muhalefeti kar s nda, ço unlukla verdikleri gülünç karar, Petrol- Sendikas nca kabul edilmeyince, i veren tamamen lehinde olan bu karar kendisi de kabul etmeyerek lokavt tehdidinde bulunmu , fakat bu tehdit sendikay ve i çileri y ld rmam t r. Bu haftan n ba nda sabah n erken saatlerinde ba layan grev için Petrolsendikas görü melerin kesildi i andan ba layarak hemen grev haz rl klar na giri mi tir. 275 say l kanunun yürürlü e girmesinden bu yana sendikalar n yapt bütün grevlerin ba ar l olduklar iddia edilemez. Bu ba ar s zl n ba l ca sebebi de greve giden sendikalar n mali bak mdan güçsüz olmalar yüzünden dolay s yla grevcileri gerekti i gibi destekleyemediklerini belirtmek yerinde olur. verenler bir yandan grevlerin ba ar oran ndaki bu dü üklü ü, bir yandan da sendikalar n halkoyunu dikkate alarak geli i güzel grevlere gitmek istemediklerini bildikleri 127 için sendikalar n grev tehditlerini pek ciddiye almamaktad rlar.. Fakat bu kerre Petrol- taraf ndan giri ilen grevin bundan önceki grevlere k yasla baz özellikleri vard r. Bu özelliklerin ba nda Petrol- in Berecteki grevcileri aylarca destekleyebilecek geni mali imkânlara sahip kuvvetli bir sendika olmas gelmektedir. Fakat bundan belki daha önemli olan özellik bu grevin sadece Petrol- Sendikas taraf ndan de il Türk-i taraf ndan da desteklenmesidir. Bilindi i gibi yak n zamanlara kadar sendikalar grev kararlar n kendi ba lar na vermekteydiler. Fakat son olarak Türk- taraf ndan alman bir karar gere ince Konfederasyonun yurdun çe itli bölgelerinde kurulu temsilcilerine ba l sendikalar, grevlerin koordine edilmesi ve desteklenmesi için birer komite kurmu lard r. Bundan böyle greve gidecek olan sendikalar uyu mazl klar n bu komiteye havale etmekte ve ancak bu komitenin tasvibinden sonra greve gitmektedirler. Berecte giri ilen grev böyle bir komitenin verdi i karara dayanmakta, böylece her bak mdan Türk ’e mal olmu bulunmaktad r. Gençlik te ekkülleri de grevi desteklemektedirler. Bütün bu özelliklerden ba ka Petrol- yöneticilerinin mücadeleci karakterlerini ve sendikaya ba l üyelerin Berec’teki karde lerine yard m etmek için her türlü fedakârl a haz r olduklar n hesaba katmak gerekir. Eldeki bilgilere göre Berec fabrikas yüksek kârlar sa layan bir i yeridir. Bu sebeple i verenin kazanamad için sendikan n ücret zamlar n reddetti i san lmamal d r. Genel olarak bütün i verenler, ücret zamm steklerini kar layamayacaklar ndan de il, fakat ba ka sebeplerle bunlar geri çevirmektedirler. Bu sebeplerin ba nda i çi ücretlerini art rarak ucuz ve kolay i çi bulmak imkân n kaybetmek korkusu ve i çiyi zam isteme e, yani mücadeleye al t rmak korkusu vard r. Bundan ba ka i verenler zamlar n sendikalar yolu ile al nmas na kar d rlar. Birçok i verenler sendikadan istifa edenlere yüksek menfaatler sa lamaktad rlar Güttükleri amaç, sendikalar i çinin gözünden dü ürmek, sendikalar olmasa da ücretlerini art rman n mümkün oldu u krini yaymak, sendikalar i çinin gözünden dü tükten sonra i çileri yine eskisi gibi rahatça ve serbestçe sömürebilmektir. Baz i verenler de i çi haklar n sonuna kadar savunan yola gelmeyen sert sendikalara kar , i yerlerinde kendi adamlar na sar sendikalar kurdurmak sureti ile zevahiri kurtarmaya çal maktad rlar. Fakat Berec olay n n gösterdi i gibi i çiler i veren taraf ndan yap lan zamlara ra men sendikal olman n faydas n anlam lard r. Çünkü i çilerin biricik ikâyeti ücretlerinin dü üklü ü de ildir. Bugün i yerlerinin ço unda gayr insani çal ma metotlar uygulanmakta, i çilere kötü muamele yap lmakta ve bu metotlara ve muamelelere kar ba kald ranlar i ten ç kar lmaktad r. Bu bak mdan i çiler yaln z daha yüksek ücret alabilmek için de il, fakat ayn zamanda daha insani çal ma metotlar n n i yerinde uygulanmas ve i ten ç kar lma korkusundan kurtulmak için sendikalar etraf nda örgütlenerek toplu halde mücadele etmek gerekti ine inanm lard r. 128 Berec i yerinde greve gitmeden önce Petrol- taraf ndan Ta l tarladaki bir sinemada yap lan toplant da ço unlu u kad n olan i çilerin sendika ba kan Ziya Hepbir’in konu mas n be enmelerinin sebebi, bu konu mada meselenin yaln z ücretler bak m ndan de il, çal ma artlar ve sermaye ve emek ili kileri bak m ndan da tamamen i çilerin yarar na olarak ele al nm olmas d r. Bu konu mada fabrikalar n i verenlerin de il memleketin mal oldu u yolunda sendika ba kan Ziya Hepbir’in ileri sürdü ü kir i çilerin görü lerinin tam bir ifadesi olarak sevinçle kar lanm t r. Bütün bunlar Berec i vereninin bu grevde bo bir tehditle de il fakat bir “çetin ceviz”le kar kar ya bulundu unu göstermektedir. 129 Berec Pil Fabrikas nda PetrolSendikas üyelerinin ba lad klar grevle Yap - Federasyonuna ba l i çilerin Ankara’daki grevleri ba ar ile yürütülmektedir. Bugüne kadar yap lan grevlerde rastlanan aksakl klar n aksine olarak bu son iki grevde gerek i çi te ekküllerinin, gerek grevcilerin tutumlar , i e haklar n savunmak konusunda ne derece kararl olduklar n göstermektedir. Patronlar n tahminlerinin aksine, Petrol— Sendikas grevcileri para ve g da maddesi olarak yapt yard mlarla izledi i amaçlar n ciddili ini ve grevi uzun süre devam ettirebilecek kabiliyete sahip oldu unu ispat etmi tir Grevi bozmak ve grevcilerin moralini k rmak için Berec i verenlerinin yaratt klar tahrikler grevcilerin ta k nl a gitmelerine yol açamam ve grevcilerin iddete ba vuracaklar yolundaki i veren iddialar üzerine grev yerine getirilen bindirilmi haz r kuvvet, jandarmalar ve bunlara kat lan bütün semt bekçileri ortada hiçbir ey olmad n görerek grevcilerin mütebessim bak lar önünde bir geçit resmi yaparak da lm lard r Böylece i verenlerin grevi bozmak için yaratmak istedikleri “tedhi havas ” k sa zamanda yok olmu tur. Ayn ekilde Ankara’daki lüks otel in aat i çilerinin grevlerini kanunsuz sayarak d ar dan getirilen i çilerin grevciler yerine in aatta çal malar n sa layan Çankaya Savc l karar da Keskin Asliye Ceza Mahkemesinin olumlu bir karar yla ortadan kalkm t r. Üstelik grevcilerden baz lar hakk nda aç lan ceza davas da Çankaya Asliye Ceza Mahkemesinin beraat karan ile sonuçlanm t r. Bu iki grevden ba ka Bank- Sendikas da baz bankalarda greve gitmek karar alm , Sinop’ta Amerikan Radar üssü in aat ndaki 300 i çi de haklar n elde edebilmek için i lerini b rakm lard r. Her ne kadar bugün yurdumuzun bir “grev dalgas ” ile kar kar ya bulundu u söylenmezse de, bir y ldan fazla bir süredir “da n k” ekilde birçok grevin yap ld ve bunlara daha da yenilerinin eklenece i kolayca tahmin edilebilir. Bu grevler iki gerçe i ortaya ç karm t r: Bunlardan birincisi, i çilerin çok dü ük ücretlerle ve çok kötü bir çal ma düzeni alt nda çal t r ld klar d r. Milli gelirin da l ndaki adaletsizlikleri gün na ç karan istatistiklerin yay nlanmas 130 ve bunlar n halk aras nda gittikçe yay lmas , i çilere içinde bulunduklar artlar daha iyi de erlendirmek imkân n sa lamaktad r. Grevlerin ortaya ç kard ikinci gerçek, i çilerin sadece içinde bulunduklar artlar ö renmekle yetinmeyip, bu artlar n sürüp gitmesine boyun e meyeceklerini ve bu u urda mücadeleye kararl bulunduklar n göstermeleridir. Fakat bütün bu gerçeklere ra men sendikalar n henüz tam olarak iyice örgütlenememi olmalar ve düzenin yaratt bir tak m ekonomik ve kanunî güçlükler, grevlerin daha da yay lmas na ve böylece i çilerin haklar n kolayca sa lamalar na engel olmaktad r. Fakat özel sermaye sahipleri bu engelleri de az bularak imdiki hali ile son derece k s tlanm olan grev hakk n daha da k s tlamak için durmadan çal maktad rlar. Özel sermaye sahiplerinin bu gayretlerine ne yaz k ki baz resmi makamlar ve partiler de kat lmaktad rlar. Bir yandan Ba bakan Yard mc s , haklar n kanunen tan nm grevle elde etme e çal an demiryolu i çilerinin i i b rakmalar na engel olmak için “gerekirse kanun ç karmak” tan söz ederken, öbür yandan Çal ma Bakanl da gelecek ay Ankara’da toplanacak olan Çal ma Meclisi’nin gündemi olarak “grevlerin yaratt sürtü meler” konusunu ele alm t r. Bütün bunlar özel sermaye sahiplerinin milli gelirdeki paylar ndan i çiler yarar na hiçbir fedakarl k yapmak niyetinde olmad klar n ve bu yolda hükümetin ve meclisteki partilerin deste ini kazanma a çal t klar n aç kça göstermektedir. Memleketin ekonomik ve politik hayat nda en önemli yeri tutan Adalet Partisi de program nda “sermaye birikimine engel olmayacak” ekilde grevi kabul etti ini bildirmekle asl nda tamamen greve kar oldu unu belirtmi olmaktad r. Milyonlarca i çisine çal mak imkan sa layamayan bir ekonomi içinde grevler sebebi ile i lerin durmas ndan korkman n anlam yoktur. Y llar boyunca Türkiye’de grev yap lmad ve i verenler i çi ücretlerini ve di er bütün ekonomik artlar diledikleri gibi tesbit ettikleri halde sermaye birikimi bir türlü sa lanamam t r. Çünkü elde edilen büyük karlar sermaye olarak kullan lmam t r. Kalk nmaya gelince, bu da ancak, ba ta çal anlar olmak üzere bütün halk n hayat seviyesinin yükselmesi suretiyle olabilir. Yoksa özel sermaye sahiplerinin daha da zenginle mesi Türkiye için kalk nma say lamaz. Sosyal adalet içersinde ahenkli kalk nman n anlam da budur. Fakat i verenlerin böyle bir kalk nmadan çok kendi servetlerinin artmas na yarayacak bir kalk nmadan yana olduklar aç kt r. Bunun içindir ki, çal ma imkan ndan yoksun milyonlarca insana çal ma f rsat sa lamak yerine halen çal makta olanlara dü ük ücretler ödeyerek karlar n art rmay daha kolay ve ucuz bir yol olarak tercih etmektedirler. Fakat sosyal adaletsizlik art k gizlenemeyecek hale gelmi , i çiler bu adaletsizlikten kurtulmak için mücadele etmek lüzum ve zorunlulu unu anlam lard r. Bu sebeple Ba bakan Yard mc s Kemal Sat r’ n “yeni kanun ç karma” tehditleri, Çal ma Meclisi’nde grev hakk n k s tlay c kararlar al nmas için sarfedilecek çabalar ve Adalet Partisi’nin grev aleyhtarl i çilerin sendikala mak ve daha adil bir düzene kavu mak yolundaki mücadelelerini asla durduramayacakt r. 131 Berec pil fabrikas i çileri greninin birinci haftas sonunda Petrol-i Sendikas grevcilere elli er lira ile beheri en az elli lira de erinde g da paketleri da tarak yeni bir dayan ma örne i daha vermi tir. Grevciler bu suretle sendikan n kendilerine verdi i sözü yerine getirdi ini ve onlar hakl mücadelelerinde tam anlam ile destekledi ini görmesinin sevincini tatm lard r. Fakat Petrol- ’in grevcilere yard m sadece para ve erzak da tmakla kalmam , grevin ikinci haftas nda sendika bütün grevcilerin Beyo lu’nda Elhamra sinemas nda “Ke anl Ali Destan n ” görmelerini sa lam t r. Dayan ma sadece Petrol- ile grevciler aras nda de il, fakat stanbul’daki ve stanbul dolaylar ndaki bütün sendikalara ve i çilere kadar yay lm t r, O kadar ki, Berec fabrikas n n kar s nda kurulu grev irtibat komitesi çad r ziyaretçilere yetmedi inden misa rler için ikinci bir çad r kurulmu tur. Grevin ba lad günden bu yana her gün bir sendikac ya da i çi grubu grevcileri ziyaret ederek bu mücadeleyi desteklediklerini, grevcilerin yaln z olmad n ispatlam lard r. Grevcilerin ve onlar d ndaki i çilerin bu dayan mas kar s n da, i veren, i çileri fabrikaya çekebilmek için grevden vazgeçenlere normal ücretlerinden ba ka haftada 100 lira ödemeye raz olmu tur. verenin ödemeyi kabul etti i bu para i çilerin bu günkü ücretlerine yüzde yüz bir zam demektir. Böylece toplu sözle meyle yüzde 15 bir zamm vermek istemeyen Berec patronlar i çinin grevde direnmesi kars s nda çal anlar n ücretlerine yüzde yüz bir zam yapmak zorunda kalm lard r. Fakat i çiler patronun bu oyununa gelmemi lerdir. Çünkü onlar bu zamm n grevi k rmak amac ile verdi ini ve i çiler toptan çal maya döndükleri zaman bu zamlar n geri al naca n pekiyi bilmektedirler. Bu sebeple sendikalar etraf nda disiplinli olarak greve devam etmektedirler. Bu artlar alt nda Berec fabrikas patronlar n n greve kat lmayanlar n ücretlerine yüzde yüz bir zamm göze al p Petrol- le toplu sözle me görü melerine yana amamas n n elbette sebepleri vard r. Bu sebepler aras nda Berec fabrikas patronlar n n kendilerine göre yapt klar hesaplar d nda Kimya i verenleri Sendikas n n kimya i kolunda Petrol- sendikas n n te kilâtlanmas n durdurmak, gayretlerini bo a ç karmak iste i de vard r. 132 Gerçekten Berec irketinin de üyesi bulundu u Kimya verenleri Sendikas , Petrol- gibi güçlü bir sendikan n kimya i kolunda geni lemesini hiç de ho kar lamad n son kongresinde okunan faaliyet raporunda belirtmekten çekinmemi tir. Bu sebeple Petrol- Sendikas n n kimya i kolunda ilk olarak giri ti i grevde ba ar sa lay p sa lamamas bu sendikan n kimya i kolundaki geli mesinin ne yolda olaca n tayin edecektir. ki taraf n da grev kar s ndaki tutumlar n n grevin ikinci haftas nda hiçbir yumu ama göstermemi olmas mücadelenin k sa sürmeyece ini ve Berec’le Petrol- mücadelesi olmaktan ç karak kimya i verenleri ile Petrol- ve belki de Kimya i verenleri Sendikas ile Türkmücadelesi haline gelece ini söylemek mümkündür. 274 say l kanun ç k ncaya kadar di er emekçilerin faydaland klar haklardan yoksun olan “ kir i çileri” de imdi durmadan örgütlenmekte ve i çi hareketi içindeki yerlerini almaktad rlar. Bürolarda, bankalarda ve sigorta irketlerinde çal anlar da imdi di er i çiler gibi birer sendika kurmu ve ekonomik ve sosyal haklar u runa mücadeleye giri mi lerdir. Bank- sendikas kuruldu undan bu yana kesif bir faaliyet göstermi , toplu sözle meler yapm greve ba vurmu tur. Bu grevlerden biri zmir’de sürüp giderken imdi de Osmanl Bankas , Türk Ticaret Bankas ve stanbul Bankas nda greve gitme karan alm t r. Bank- ’i grev karar alma a zorlayan sebep,bankalar n çal anlara yaln z dü ük ücretler ödemeleri de il, ayn zamanda memurlar n diledikleri gibi bir ehirden di er ehire nakletmek yetkisini tamamen kendi ellerinde tutmak istemeleridir. Bir bankan n kendi memurunu bir ehirden di er bir ehre nakletmek yetkisini tamamen kendi elinde tutmak istemesi ilk bak ta hakl ve normal bir istek olarak görülebilir Fakat tecrübeler göstermi tir ki, bankalar bu yetkilerini kötüye kullanm lar, daha do rusu, baz sendikal memurlar sendikalardan istifa ettirmek ve böylece bankac l k i kolunda bir sendikan n geli mesine engel olmak için bir bask vas tas olarak ba vurmu lard r. Bunun içindir ki, Bankbankalarla giri ti i toplu sözle melerde sadece ücretlerin art r lmas iste i ile de il,i verenlerin”i in yönetimindeki mutlak yetkilerinin” s n rlanmas iste i ile ortaya ç km t r. Bundan bir süre önce Türkiye Bankas ile Bank- aras nda ç kan uyu mazl k sonunda verilen grev karar ndan sendikay vazgeçirmek için yetkililer “kanun ç kar r z” tehdidini savurmu lard r. Bu tehdit sonradan Demiryolu i çilerinin grevinde ortaya ç km t r. Fakat bu tehditlerle ne Türkiye Demiryolu i çi Sendikalar Federasyonu, ne de Bank - grevlerinden vazgeçmi lerdir. Bankalarda çal an kir i çileri mücadelelerini yürütürken sigorta irketlerinde çal anlar da 11 Aral k 1964 günü dört sigorta irketi ile yani Millî Reassürans TA , Anadolu Anonim Türk Sigorta irketi, Ankara Anonim Sigorta irketi ve Ba ak Sigorta Anonim irketiyle toplu sözle me görü melerine ba lam lard r. Sigorta irketlerinde çal anlar n ücret ve çal ma artlan bankalardaki arkada lar n n durumundan farkl de ildir. Sigorta irketleri de bankalar gibi di133 ledikleri ah slara bol keseden ayl klar ödüyor, fakat as l çal anlar söz konusu olunca “kesenin a z n kap yorlar”. Çal anlar, bankalarda oldu u gibi Sigorta irketlerinde de i in düzenlenmesi ve çal ma artlar n n uygulanmas hususunda hiçbir yetkiye sahip de illerdir. Sigorta- Sendikas bütün bu aksakl klar ortadan kald rmak iste i ile toplu sözle me görü melerine ba lam t r. Sonucun ne olaca n imdiden kestirmek güç olmakla beraber, Sigorta- Sendikas n n isteklerine hakl oldu u ve bu isteklerini sigorta irketlerine kabul ettirebilmek için gerekli haz rl klar tamamlam oldu u imdiden anla lmaktad r. 134 lk defa grev yap yorlard ... Toplu hareketin, bir birine destek olman n bilincine ilk defa ya yorlard . lk defa tiyatroya gittiler. lk defa bir folklor ekibi onlar için gösteride bulundu. Türk Yüksek Ö renim Gençli i ilk defa bir grevi bütün gücü, bütün imkânlar yla destekledi... Kad n i çiler, bir grevde ilk defa grev gözcülü ü yapt lar... A a da okuyacaklar n z, birkaç saat aralar nda kald m z Berec’in grevci bin i çisinden bir kaç n n hayat hikâyesi, onlar greve zorlayan artlat n kendi ifadeleriyle nedenleridir... 135 136 137 Türkiye Petrol Kimya ve Atom çileri Sendikas n n BEREC pil ve batarya fabrikas nda yapt grev geçen haftan n sonunda bitmi ve bu hafta ba nda da i çiler i ba yapm lard r. Böylece 275 say l kanunun yürürlü e girmesinden sonra i çi sendikalar taraf ndan giri ilen grevlerden en önemlisi ba ar ile sona ermi tir. Grev, bandan sonuna kadar son derece düzenli geçmi , i çiler sendikan n emirlerini har yen yerine getirmi ler ve ço u genç k z ve kad nlardan ibaret olan binden fazla i çi ilk defa yapt klar bir grevde, bütün tecrübesizliklerine ra men, toplu ve düzenli olarak hareket etmesini bilmi lerdir. Üstelik bu i çilerin ço u daha önce hiçbir i çi örgütüne ba lanmam , sendikan n ne oldu unu ilk defa duymu ve görmü kimselerdir. BEREC grevinin i çilere sendikan n ne oldu unu, örgütlenmenin faydalar n ve toplu hareketin ba ar lar n göstermi olmas onlara grevin sa lad maddi ç karlardan daha önemlidir. Çal t rd i çi say s bak m ndan büyük say lmas gereken bu i yerine ve onun çevresindeki di er i yerlerinde “sendika” kri ve “grev” kri yerle mi tir. Böylece olumlu bir aksiyon i çilerin ço u için birçok “bro ür” den ve seminerden daha ö retici olmu tur. Bas n ve gençlik taraf ndan da desteklenen grev ba ta Türk- olmak üzere bütün sendikalar n dayan mas n n güzel bir örne i olmu tur. Bu suretle yaln z BEREC fabrikas n n sahipleri de il, fakat bütün i verenler sendikalar n i çiyi greve götürebileceklerini ve grevi ba ar ile yürütebileceklerini anlam lard r. Bugüne kadar sendikalar taraf ndan ileri sürülen “grev tehditleri” ne fazla önem vermeyen i verenlerin bundan sonra bu tehditleri dikkate alacaklar muhakkakt r. Bu da BEREC grevinin küçümsenemeyecek etkilerinden biridir. Türkiye Petrol Kimya ve Atom çileri Sendikas mali bak mdan kuvvetli bat l sendikalar n bile yapamad klar ya da yapmak istemedikleri bir i e giri mi ve grevin ilk gününden itibaren bütün grevcilere i yerindeki ücretlerinin üstünde bir para yard m yapm t r. Bu da i çilerin bir grev halinde sendikalar taraf ndan tek ba lar na b rak lmay p desteklenecekleri krini i çilerde yerle tirmi tir. çilerin ve sendikan n direnmekte devam ettiklerini gören ve i in ciddiyetine 138 kanaat getiren i veren sonunda anla ma imkânlar aramak lüzumunu duymu ve neticede tara ar yeniden pazarl k masas na oturarak toplu sözle meyi imzalam lard r. Grev sonunda yap lan toplu sözle mekle göre, bütün i çiler 1964 y l için bir ayl k ücretleri tutar nda bir ikramiye; 1965 y l için yine bir ayl k ücret tutar nda ikramiye ile birlikte ücretlerine % 10 zam, 1966 y l için de ikramiye ile birlikte bu zaml ücretlere ayr ca % 8 bir zam sa lam olmaktad rlar. Böylece 2 y ll k bir süre için ücretlere %20 civar nda bir sam sa lanm t r. Bu ücret zamlan ile ikramiyelerden ba ka toplu sözle meye göre i veren ölüm, do um ve evlenme hallerinde i çilerine baz sosyal, yard mlarla çocuklu i çilere de çocuk zamm vermeyi kabul etmi tir. Elde edilen bu ba ar acaba tatminkâr m d r? Bu soruya do ru bir cevap verebilmek için BEREC fabrikas sahiplerinin grevden önce neler vermeyi kabul ettiklerini bilmek lâz md r. Toplu sözle me görü melerinin ba lad günden beri BEREC fabrikas sahipleri i çilerinin kendilerinden memnun olduklar n , ödedikleri ücretlerin emsal i yerlerine oranla yüksek oldu unu, piyasa artlar na göre ücretlere zam yapmalar na imkân olmad n srarla belirtmi lerdir. verenler bu beyanlar n n ç kmaza giren toplu sözle me görü melerini olumlu bir sonuca ula t rmak için tara ara arabuluculuk yapan çi leri Bakan Orhan Öztrak ile stanbul Valisi Niyazi Ak ’n n önünde de tekrarlam lard r. Grevin i verenleri bu “ölü nokta” dan ç kar p yukar da belirtilen ücret zamlar le sosyal yard mlar yapma a zorlam oldu u dü ünülecek olursa, elde edilen sonuçlar n Petrol yöneticileri için tatminkâr oldu unu kabul etmek gerekir. Bu sonucun sendika için “tatminkar” olmas n n sebebi yürürlükteki i artlar n aynen devam ettirmek art ile bir sözle me imzalamak isteyen i vereni i çilere ücret zamm ve sosyal yard mlar yapma a zorlam olmak gibi manevi bir nitelik ta maktad r. Gerçekten Petrol -i Sendikas bir y la yak n bir süredir devam eden toplu sözle me görü meleri boyunca say lar bini bulan BEREC i çilerinden bir kuru aidat almam üstelik grev süresince bu çilere 350 bin lira civar nda maddi yard mda bulunmu tu. Üyeler ancak 1 Ocak 1965 tarihinden, sonra sendikaya aidat ödeme e ba layacaklard r. Bu durum kar s nda elde edilen sonuçlar en çok grevci i çiler için “tatminkâr” say lmal d r. Çünkü bunlar grev süresince i yerinden almad klar ücretten fazlas n sendikalar ndan yard m olarak alm lar, böylece hiçbir maddi zarara u ramadan ücretlerine zam ve sosyal yard mlar sa lam lard r. Fakat grevle elde edilen kazanç bunlardan ibaret de ildir. Sendika yapt toplu sözle me ile i yerinde i çi temsilcileri ve i veren temsilcilerinden meydana gelen bir disiplin komitesi kurulmas n , bu suretle i akdinin feshi konusunda i verenin tek ba na söz sahibi olmaktan ç kmas n sa lam t r. Böylece sadece Tekel Genel Müdürlü ü ile di er birkaç i yerinde emsaline rastlanan bir ekilde, sendika, i çilerin çal ma güvenli inin [i güvence139 si] sa lanmas yolunda söz sahibi olabilmi tir. verenler fabrikay çal maz bir halde tutmaktansa sözle meyi bu artlarla imzalamay ve üretimin yeniden ba lamas n sa lamay kendi ç karlar na daha uygun bulmu lard r. Fakat grevin sona ermesi dolay sile yap lan toplant da söz alan fabrika ortaklar ndan Nesim Afumado’nun konu mas i verenlerin var lan bu sonuçlan “tabii” kar lad klar n belirtmesi bak m ndan çok önemlidir. Nesim Afumado, grevin bu yeni düzen içinde yad rganmamas gerekti ini, grevcilere hiç de kötü gözle bakmad klar n ve özellikle “istismarc ” bir patron olarak tan nmak istemediklerini söylemi tir. Fabrika çal maya ba lay nca kaybedilen zaman n ve zarar n giderilece ini bilen ak ll i verenler elbette ba ka türlü dü ünemezler. Gerçekten 41 gün süren grevin i verenlere yükledi i külfet ne olursa olsun, kapitalist bir düzen için bu gecikmeleri gidermenin yollar vard r ve bunlar i verenler pekiyi bilmektedirler. 140 Siyak makam arabas Berec Pil Fabrikas n n önünde durdu unda ak am karanl çökmü bulunuyordu. Makam arabas ndan önce çi leri Bakan Orhan Öztrak ard ndan Polis Müdürü ile Jandarma Kumandan indiler ve Bakan n sa nda solunda yerlerini ald lar. Bir süredir devam etmekte olan Berec grevinde görevli bulunan grev gözcüleri ile, grevi s z lt s zca götüren Petrol- sendikas n n ak ll Ba kan Ziya Hepbir, çi leri Bakan ve refakatindekileri kar lad lar ve fabrikaya kar kurulmu grev çad r na buyur ettiler. çi leri Bakan n n grev yerine geldi ini duyan Berec i çileri, kad n-erkek, çoluk-çocuk bir anda dolu tular ve grev çad r n sard lar. Özrtak, grev çad r nda buyur edilen bir tahta sandalyeye oturdu ve Sendika Ba kan Hepbir’le grev üzerine konu maya ba lad . Çad ra sessizce giren i çiler Bakanla sendikalar n n Ba kan n n kar l kl konu malar n dikkatle dinliyorlard . Öztrak’ n grev yerine gelece i gerçi i çiler taraf ndan bilinmiyordu ama i verenlerin bundan haberleri olsa gerekti. Çünkü hemen onlar da sökün ettiler ve Bakan n kar s nda yerlerini ald lar. Konu malar s ras nda her iki taraf da hakl olduklar n iddia ediyorlard . Sendika Ba kan , durumu ve i çilerin Berec ile olan münasebetlerindeki dengesizli i bütün aç kl ile gözler önüne serdi. Berec birtak m haklar – üstelik bunlar Anayasada ve Anayasan n ruhuna uygun olarak düzenlenen Kanununda yer alm haklard - vermemekte kendini hakl görüyor ve bunda direniyordu. Bir kere Türkiye’deki pil yap m n tekelinde bulunduruyor ve bu sebeple kazanabildi ince kazan yordu. çilerin bu s n rs z kazanca bir ey dedikleri yoktu. Yoktu ama, bu s rtlar ndan elde edilen kazançta, kendilerinin de paylar vard . Berec ise bunu kabule yana m yor, i çilere ne hak ne de pay tan yordu. Öztrak’a devam eden grevde arabuluculuk yapmas teklif edildi. Bakan ise, bu konuyu dü ünece ini söyledi ve kalkt , bekleyen makam arabas na Polis Müdürü ve Jandarma Kumandan ile birlikte bindi ve grev yerinden uzakla t . çiler ve i veren temsilcileride ard s ra da ld lar. Geriye kapal fabrikan n önünde görevli gözcülerden ba ka kimse kalmad . 141 Türkiye, bir y l a k n bir süredir yeni bir dönemin içine girmi tir ve belli ba l i çi topluluklar n bar nd ran i yerlerinin bulundu u büyük ehir duvarlar n art k sinema, tiyatro, sabun .... [okunamad ] yan s ra yeni bir ilan n a leri süslemektedir. Bu yeni a ler grev ilan a leridir ve haklar n kanuni yollardan almak amac n güden Türk i çisinin uyan na en elle tutulur bir örnektir. çinde bulundu umuz Aral k ay n n ba ndan itibaren dört sendika yeni grev karar alm ve biri bu karar n gerçekle tirerek greve gitmi tir. Türkiye Petrol- Sendikas n n düzenleyip yürüttü ü Berec grevinden sonra, Marmara bölgesi Oleyis Sendikas , Bank- ve Türkiye Kimya- Sendikalar da, kendi i kollar nda yapt klar toplu i sözle melerinde anla maya var lamad için greve gitme karar n vermi bulunmaktad rlar. Bu sendikalardan Petrol- ’in d nda kalan Kimya- ve Bank- uyu mazl kla kar la nca grev karar alarak i verene durumu bildirmi ler ve ilâna geçmi lerdir. Oleyis ise konuyu Uzla t rma Kuruluna aktarm t r. Berec Pil Fabrikas i vereni ile Türkiye Petrol- sendikas aras ndaki toplu i sözle mesi görü meleri bir süreden beri uzay p gitmekte ve i veren taraf ndan sürüncemeye götürülmek istenmekteydi. veren i çileri dü ük ücret kar l nda çal maya mecbur etmenin, i letmecili in vazgeçilmez unsurlardan oldu unu iddia ediyordu. Görü meler s ras nda baklan n böylece a zdan ç kar lmas , karl kl bir masaya oturmu , iyi niyetle uzla ma yollar arayan sendikac lar aniden uyard ve görü meler durdu. Durum Uzla t rma Kuruluna götürüldü. Sendika temsilcisinin bütün kar koymalar na ra men, Uzla t rma Kurulunda i çi haklar na bir kar ç k görülünce Petrol- tek ç kar yolun grev oldu una karar verdi ve grevi uygulama alan na koydu. Greve gitme karar n n fabrikada çal an i çiler aras nda oylamas da yap ld ve i çilerin tamam grev lehinde oy kulland . veren ise, i çilerin bu bilinçli davran lar kar s nda grevi k rma amac yla, lokavta gidece ini aç klad . Grev ba lad ve Berec Pil Fabrikas nda i ler durdu. Sendika, i çilerin zarara u ramamalar ve haftal klar n tam alabilmeleri için ilk tedbir olarak yar m milyon liral k bir grev fonu ay rm ve karde sendikalar da buna destek fonlar ilave etmi lerdir. Sendika, i çilere ücretlerini tam olarak ödemeye karar verince bunu üyelerine bildirdi ve fabrika çevresinde herhangi bir y l may önleme yolunu tuttu. Bu yüzden Berec önünde grev gözcülerinden ba ka hiçbir i çiye rastlanmamaktad r. Grevin beklenmedik bir ba ar yla yürütüldü ünü gören Berec i verenleri son çare olarak, grevi k rma yolunu denediler ve grevi b rak p i ba yapacak i çilere normal ücretlerinden ba ka haftada 100 liral k bir zam yapmay kabul etmeyi aç klad lar. Oysa i verenin kabul etti i bu yeni zam kabulüne yana mad toplu sözle me ile kendisinden istenen yüzde 15 zamm n çok üstündedir ve a a yukar yüzde yüz bir zam demektir. Bu yeni oyun, i çinin grevde direnmesini önleyecek, i çiler toplu halde i ba na geri döndüklerinden hemen sonra da 142 kendili inden kalkacakt r. Bunu hem i veren hem de i çiler pekiyi bilmektedirler. Onun için i çiler, i verenin bu grev k r c oyununa gelmemi ler ve bu yald zl teklife boyun e memi lerdir. çiler, yurdumuzda pil yap m n tek elinde tutan ve bu yoldan milyonlarca lira kazanç sa layan Berec’ten, sosyal haklar n istemektedirler. Sendika, her i çi çocu una 10 lira çocuk zamm , y lda 2 maa tutar nda ikramiye, herhangi bir olay kar s nda taksitle ödenmek üzere 15 ile 60 günlük ücret tutar nda bir avans, 300 liraya kadar ölüm yard m , evlenen i çilere 350 lira ve sigorta taraf ndan ödenmeyen ilk üç günlüklerinin verilmesini, i çinin i kazas neticesi ölümünde e ine ve yak nlar na ölüm tazminat ödenmesini, fazla mesailerin yüzde takdirde çift gündelik 50 zaml olmas n , 24 Temmuz çi Bayram nda çal ld verilmesini istemektedir. Oysa Berec, i çiler zehirleyici i yerinde çal t klar halde onlara yo urt vermemekte, en az 2500 kalori yüklü çe itli yemek vermesi gerekirken bundan da kaç nmakta, y lda iki kat i elbisesi ve ayakkab s vermemekte, i çilerin kanuni haklar olan dinlenme kamplar kurulmas n engellemekte ve toplu sözle me ile istenen yüzde 15 tutar ndaki zamma da kesinlikle yana mamaktad r. Berec, i çilerine sosyal haklar n tan mayan ve tan mak istemeyen say s z i yerlerinden biridir. Gittikçe uyanan ve sendikala ma yoluyla da güçlenen i çiler, bu tutumu sürdüren i verenle i yerlerine kar , kanuni haklar olan grev yoluna gitmektedirler ve i verenler kötü tutumlar ndan vazgeçmedikleri takdirde bundan böyle de gideceklerdir. Kavel grevinden bu yana Türkiye’de grev yapan, i çilerin say s bugün 12 Bin 316’dir. Aradaki kay p i günlerinin toplam ise 306 bin 498 Yine bu güne kadar 696 toplu i sözle mesi imzalanm ve sa lanan ücret zamm ise ortalama 10,25’i bulmu tur. 143 . 144 145 146 . 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 7 Aral k 1964 günü ba lay p 18 Ocak 1965 tarihine kadar 41 gün devam eden bu arda da 20 Ocak ak am fabrikada verilen iftar yeme inde sözleri kesilen “7” çift ile “Onlar ermi murad na- Biz ç kal m taht na” eklinde sonuçlanan hikâyemizin hiç üphesiz bamba ka cepheleri de bulunmaktad r. Yaz m zda, olaya kat lan bütün yöneticilerin görü lerini, bu grevin sebeplerini, ortam n haz rlan n en geni ekli ile bulacaks n z. Grev karargah Gaziosmanpa a’da ( Ta l tarla) kurulmu tur. Fabrika ise Eyüptedir. Fakat karargah ile fabrika aras ndan yaln zca 3 metrelik bir cadde geçmektedir. Ancak grev karargah ile ilgili i lemleri yürütme, Gaziosmanpa a Emniyet Amirinin yetkisine; fabrika ile ilgili i lemleri yürütmek ise Eyüp Jandarma Kumandan n n yetkisine girmekte; bu arada Adliyeye intikal eden ve grev aktüalitesi ile ilgili bir y n konu hakk nda karar verilinceye kadar ise uzun zaman geçmektedir. 18 Ocak 1965 sabah , k rm z beyaz bir sepet karan l “ çal ma bar ” temennisi ile fabrikan n kap s na konuldu u saatlerde, sökülen grev çad r da “ Petrol- ” Sendikas n n beyaz boyal 2 cipine yükleniyordu. 900 i çisi, 60 büro personeli bulunan fabrika, imal etti i 16 kurupille Türkiyenin bütün pil sar yat n kar lamaktayd . 158 Grev ile ilgili olarak, i verenin Personel Müdürü ve Bayr , olay öncesi ve sonras için unlar söylüyordu: veren Vekili Sedat 159 Berec Pil Batarya Sanayi A, , nin üyesi bulundu u Türkiye Kimya Sanayi verenleri Sendikas ’n n grev ile çok yak ndan ilgilenen Yürütme Komitesi Ba kan Re k Baydur ise bu konudaki görü ünü öylece aç kl yordu: “Türkiye’de bugüne kadar zay f ba lay p neticesiz kalan grevler içerisinde Petrol- grevini en fazla muvaffak olmu grev saymak icap eder. Fakat muvaffakiyetle devam etmi grev, hiç üphe yok ki, neticede bir keçi boynuzu ziyafetinden ba ka bir ey olmam t r. Bunun müsebbibi üphesiz ki, yine i çi sendikas d r. Bir kere i verenin faaliyet ve mali takatini çok mübala al olarak aksettirmi ve üyelerine yapamayaca vaatlerde bulunmu tur. Hakikatleri tahrif ederek kitleleri ani tepkilere mücehhez k lmak [yöneltmek] ve bu ilden müspet neticeler almak, göründü ü gibi bo hayalden ba ka bir ey de ildir. Grev sendikaya 350.000 liraya ve k rk günlük geceli gündüzlü yorucu bir mesai ile i çinin ayn devrede katland bir tak m s k nt lara sebep olmu tur. 160 Türkiye Kimya Sanayi verenleri Sendikas Genel Sekreteri Av. Zuhal Baydur ise grevden önce yap lan çal malar ve grev s ras ndaki olaylar u ekilde belirtiyordu: 161 162 163 veren Sendikas n n Mü aviri Av. O uz Özbek ise BEREC olay na ait görüünü u ekilde ifade ediyordu: 164 165 166 Eyüp lçe Jandarma Kumandan Binba Remzi G RG N olumlu ve dirayetli yöneticili i ile mesle inin ve üniformas n n sorumlulu unu müdrik olarak, objektif bir görü ve davran la, vukuu muhtemel bütün vahim hadiseleri zaman nda önlemi tir. Mutlu bir sonuçla biten greve çe itli hâdiselerle kat lanlar onun tarafs z davran n daima hat rlayacakt r. Asl nda çok normal olan bu tarafs zl klar, baz müfrit e ilimli idarecilerin sübjektif hareketlerle i çi sendikalar na kar meyil etmeleri yan nda önem kazanmaktad r. Bu konudaki görü lerini Binba Remzi Girgin özet olarak u ekilde aç klam t r: Çal ma Bakanl Bölge Çal ma Müdürü ilgili olarak unlar söylemi tir: emsi Turkunt da Berec grevi ile Petrol- Sendikas Ba kan Ziya Hepbir, bir bas n toplant s yaparak Berec fabrikas nda greve gidilece ini aç klad . Hepbir bas n toplant s nda i yerinin y lda 46 milyon kazand n iddia etti. Bu mübala l ithamda 167 baz gazete ve dergilerde yer ald . veren Vekili yeri Personel Müdürü Sedat Bayr mukabil cevab nda, i çi sendikas n n astronomik tekli erde bulundu unu, emsal i yerlerinde daha dü ük ücretler ödendi ini belirtti. Petrol Sendikas , grev yerinde i verenin i çilere tazyik yapt n belirterek Savc l a müracaat etti. Dilekçede, grev oylamas nda, grev lehinde oy kullanan 817 i çi üzerinde manevi bask yap ld iddia edilmekteydi. Di er taraftan Türk- Birinci Bölge Temsilcili i de olaya el koyarak i verenle temasa geçti. Savc l k Sendikalar Kanunun 22 ve 59. maddeleri gereince i yerinde Petrol- in iddias ile ilgili soru turmaya ba lad . Petrol- Sendikas taraf ndan yay nlanan bir bildiri ile grevin 7 Aral k tarihinden itibaren ba layaca aç kland . Petrol- Sendikas grev fonu olarak 500 bin lira ay rd n aç klad . Bu konuda Türk- Birinci Bölge Temsilcisi smail Topkar da bir bas n toplant s yapt . Ba layan grev ile ilgili kurulan grev çad r nda i çi sendikas ba kan Ziya Hepbir ilk nöbeti tuttu. Türkiye Kimya verenleri Sendikas Yürütme Komitesi Ba kan Re k Baydur, dedi. Fabrika önünde i çiler taraf ndan konulan dövizlerde u yaz lar bulunmaktayd : “ Patrona havyar az- i çiye so an çok görülür”, “Bugüne kadar yalanla beslendik. Art k yalana paydos” , “ Eme imizin sömürülmesine asla müsaade etmeyece iz” “Adalet mülkün temelidir” , “Esir pazar n n sat l k köleleri de iliz”, “iane de il eme imizin kar l n istiyoruz”. Olay yerine vazifeli jandarma müfrezesinin bekçi kulübesinde s nmas na , i çi sendikas , fabrika kap s na i çi sendikas taraf ndan zincir gerilmesine de i veren sendikas itiraz etti. Grevci i çiler, greve kat lmayarak çal malar na devam eden i çileri, fabrika kap s nda ta a tuttu, bu arada baz i çilerde yine grevciler taraf ndan dövüldü. Görevli jandarma müfrezesinin dirayeti sayesinde vukuu muhtemel vahim olaylar önlenmi se de, bu bak mdan grev tatbikatç lar kötü puan ald . Di er taraftan i çi liderleri ile anla ma ümidini kaybetmeyen i veren lokavt karar n uygulamad . Jandarma Kumandan n n i vereni tuttu u, greve kat lmayan i çilerin,kamyonlar vas tas yla evlerinden toplan p i yerine getirilmesine müzahir oldu u yolunda varit olmayan iddialarda bulunuldu. l Jandarma Kumandanl yetkilileri, ad geçen Jandarma Kumandan n n taraf tutmas na imkân olmayaca n ifade etti. Vali Niyazi Ak , i veren ve i çi temsilcilerini uzla ma toplant s na davet etti. 168 veren Sendikas Genel Sekreteri Avukat Zuhal Baydur ile Yürütme Komitesi Ba kan olan Re k Baydur sendikan n mü avir Avukat O uz Özbek, i yerine resmi bir ziyaret yapt . Valinin toplant s ndan, i yeri yönetim kurulu ile idare edildi inden müspet bir sonuç al namad . Greve kat lan i çilere Tunca sinemas nda konser verildi. Geceye Milli Türk Talebe Birli ine mensup 5 ekibin de fahri olarak kat lmas i verenler yönünden bir hayli “manidar” karland . Bilhassa Birlik Ba kan Yüksel Çengel’in toplu sözle me düzenini konu alarak hak vermeyen istismarc i verenlerle, diyerek bir ba kurmas d. Bir süreden beri birbirinden uzak kalan Berec i verenleri ile i yerinin grevci i çileri ve i çi sendikas n n yöneticileri, Haldun Taner’in “Ke anl Ali Destan ” ad ndaki epik oyununda bulu up, Sinekli Da n Zelihas n seyrettiler. çi leri Bakan Orhan Öztrak, beraberinde Bölge Jandarma Kumandan ile Polis Müdürü oldu u halde Berec Fabrikas na giderek grevci i çilerle ve i verenle görü tü. Temsilciler Bakana arabuluculuk teklif ettiler. Öztrak da “Bunu dü ünece im” dedi. Petrol- Sendikas Ba kan Ziya Hepbir Çal ma Bakanl na bir telgraf çekerek; i verenin grevci i çilerin yerine büro personelini çal t rd n iddia etti. Kocalar greve kat lan iki kad n n dünyaya getirdikleri erkek çocuklara “Grev Köro lu” ve “ Grev Ulu” adlar verildi. çi Sendikas taraf ndan haftal klar da t lan grevci i çilere bu defa da tavuk verilmi ti. Grev, çal mayan i çilere bir hayli cazip gelmeye ba lam . “Grev sözcülü ü” esnas nda tan an 7 çift de aralar nda söz kesmi lerdi. Türk- Genel Sekreteri Halil Tunç, bir bas n toplant s yaparak, imdiye kadar 50.000 liral k erzak yard m yap lan Berec grevcilerinden bahisle dedi. Türkiye veren Sendikalar Konfederasyonuna ba l veren Sendikalar n n Yönetim Kurullar n temsil eden birer üye, Konfederasyonumuzu temsilen de Hukuk Servisi e Do an F. Aykan’dan te ekkül eden bir heyet Berec fabrikas na giderek i verenlere moral ziyaretinde bulundu. stanbul Milletvekili Orhan Eyüpo lu, TMGT Ba kan Erol Ünal, TMTF Ba kan Ahnet Ketenci, CHP l dare Kurulu üyesi Orhan Birgit. BEREC Fabrikas na giderek i çilerin yeni y llar n tebrik ettiler. Grevin en ilginç olaylar ndan birisi; fabrikay ziyaret eden Vali Niyazi Ak ’n n grev gözcüsü iki genç k z taraf ndan fabrikaya sokulmamas oldu. Grev komitesi üyelerinin müdahalesi ile arabas ndan inmek art ile fabrikaya giren Vali Ak , dönü ünde de grev çad r nda i çilerle çay içti. Petrol- Sendikas Ba kan Ziya Hepbir’in tekli ile kurulan “Evlendirme Bürosu”na Sevinç Fahr masl - Hüseyin Kalg , Necibe Çeltekçiler169 Güngör Oral çiftleri ile Celalettin Karaba , R za Saatçi, Saim Teke, Gülten Hovarda ad ndaki gençler de isimlerinin yaz lmas n istemedikleri e leri ile evlenmek için kay tlar n yapt rd lar. Greve kat lamayan kad n i çilerden 8 tanesi greve kat lanlar taraf ndan feci ekilde dövüldü. Ayn gün saat 16.00 da Berec Fabrikas T.A. . dare Meclisi Reisi Nesim Alfamado, Petrol- Sendikas Genel Merkezine gelerek Ba kan Ziya Hepbir’e nezaket ziyaretinde bulundu. Hepbir ve Alfamado dediler. Berec grevi tara ar aras nda geceli gündüzlü 5 gün süren mesaiden sonra ilen sona erdi. çi ücretlerinde birinci y l için %10, ikinci y l için de %8 oran nda zam kâbul edildi. Genel olarak 16 ya ndan küçüklere asgari ücret olarak 11, büyük olanlara da 12 lira verilecektir. 3 y l süreli olan anla ma gere ince 1966y l ba nda bütün i çilerin ücretleri %8 nispetinde art r lacakt r. Sabah saat 08.00 den itibaren fabrikada normal hayat ba lam , grevle ilgili olarak al nan bütün tedbirler kald r lm t r. Bu münasebetle i veren Nesim Alfamado, demi tir. Petrol- Sendikas Ba kan Ziya Hepbir de olumlu bir konu ma yaparak unlar söylemi tir: Türkiye Kimya verenleri Sendikas Yürütme Komitesi Ba kan Re k Baydur da çok müspet bir konu ma yaparak, greve kat lan i çilerin gösterdi i tesanüdü övmü ve özetle unlar söylemi tir. Dergimiz bütün i yerlerimize grevsiz ve lokavts z mutlu günler diler. 170 171 172 173 Pil Batarya Sanayi T.A. (Berec) Müdürlü üne Gaziosmanpa a- ehir yerinizde grev yap lmas hususundaki sendikam z cra Heyetinin 17.11.1964 gün ve 45 say l karar ayn gün yeri Müdürlü ünüze bildirilmi idi. Ba l bulundu unuz Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu prensiplerine uyularak “Grevleri Koordine Komitesi”nde incelenen karar m z uygun görülerek Türk- ’de tasvip edilmi tir. Bu durum kar s nda 1 Aral k 1964 Sal günü toplanan cra Heyetimiz 47 say l kararla; yerinizde 7 Aral k 1964 Pazartesi günü sabah saat 8.00’den itibaren 275 say l Kanunun 23 maddesi uyar nca ilen greve ba lanmas na karar vermi tir. Evvelce 275 say l Kanunun 25. maddesine uyularak, tespit edilmi olan greve i tirak etmeyecek i çilerin isimlendirilmek suretiyle Sendikam za bildirilmesi için gerekli i lemin yap lmas na ve bu hususta gerekli tedbirlerin al nmas n rica ederiz. Sayg lar m zla Genel Mali Sekreter Mehmet Sar ahmeto lu Genel Sekreter smail Topkar Ba kan Ziya Hepbir 174 Berec Pil ve Batarya Fabrikas Grev Komitesinden 1 numaral tebli Üyelere tebli olunur : Sendikam z cra Heyetinin 17.11.1964 tarihli oturumunda karar verilen ve i yerinde ilan edilen Berec Pil ve Batarya fabrikas ndaki grev 7 Aral k 1964 Pazartesi günü sabah saat 8’de ilen ba layacakt r. cra Heyetimiz Grevin idari yönden sevk ve idaresi için ahs m komite ba kan olarak vazifelendirmi tir. Grev süresince vazifeli olan arkada lar n uhdelerine verilen vazifeleri lay k veçhile ifa edeceklerine inanmaktay z. Grev Türk i çisinin eref ve haysiyetine ve vatanseverli ine ve mevzuata uygun bir ekilde devam edecektir. A a daki talimat m z n dikkate al nmas n rica ederiz: 1- Grevci arkada lar 7 Aral k 1964 Pazartesi günü saat 8’den itibaren i e gelmiyeceklerdir. 2- Grevin sevk ve idaresinde yard mc olan ve evvelce isimleri tespit edilmi olan grev gözcüleri grevin ba layaca pazartesi günü saat 7’de fabrikan n önünde olacaklard r. Verilecek talimata göre vazife yerlerine sevk edileceklerdir. 3- Grevci i çiler müracaatlar n Berec Grev rtibat Komitesine yapacaklard r. Grev irtibat komitesi fabrikan n kar s ndaki arsaya kurulmu olan çad rda vazife görecektir. 4- Grevci i çilerin i akitleri ba ka bir i yerinde çal mamak kayd ile grev süresince devam eder ve i veren hiçbir ekilde greve i tirak eden i çilerin i akitlerini feshedemez. Grevci i çiler ba ka bir i yerinde çal t klar takdirde i akitleri feshedilebilece i gibi sendikaca yap lacak olan grev yard m ndan da hiçbir ekilde istifade ettirilmiyeceklerdir. 175 stanbul, 4 Aral k 1964 Say : 484 Petrol- Sendikas Ba kanl na; Sendikam z ve Türk- ile Pil Batarya Sanayii T.A. . i yeri ad na yap lan son müzakerelerde beyan edilen hususlarla hiçbir ekilde ba olmad m z 9 Kas m 1964 tarihli Uzla t rma Kurulu karar ile kabul edilen hususlardan gayr hiçbir yeni tavizde bulunamayaca m z i yeri ad na bilgilerinize sunar m. Sayg lar m zla Genel Sekreter Zuhal Baydur stanbul, 19 Kas m 1964 Say : 480 Petrol- Sendikas Ba kanl na; Esas Ana Tüzü ünün 4. maddesi (h) ve 21. maddesi (k) f kralar gere ince Yürütme Komitemizin 19 Kas m 1965 tarih ve 2 No.lu oturumunda Pil Batarya Sanayi T.A. . (Gaziosmanpa a Uluyor 104-14) kurulu i yeri için Petrol- Sendikas nca al nan Grev karar na kar kanuni hakk m z muhafaza etmek maksad ile LOKAVT karar al nm t r. Key yet 275/23,3 gere ince ilgili mercilere duyurulmu tur. Sayg lar m zla. Yönetim Kurulu Ba kan V. Re k Baydur 176 Sendikam z cra Hey’eti 17/11/1964 tarih ve 45 say l kararla Pil Batarya Sanayi T.A. . (Berec) yerinde 275 say l Kanunun 19. maddesinin 1. f kras na istinaden alm oldu u grev karar n ve 1 Aral k 1964 gün ve 47 say l greve ba lama karar n 16 Ocak 1965 tarih 51 say l kararla kald rm bulunmaktad r. Key yet 275 say l kanunun 34. maddesi gere ince ilan olunur. 177 Berec Pil ve Batarya T.A. . aras nda cereyan eden toplu sözle me müzakerelerinde durum uzla t rma kuruluna intikal etmi ti. Uzla t rma kurulunun bu husustaki karar n aynen ne rediyoruz. Pil Batarya Sanayii T.A. . (Berec) ile Türkiye Petrol Kimya ve Atom çileri Sendikas aras ndaki mevcut uyu mazl k neticesinde 275 say l kanunun 15 nci maddesi mucibince te ekkül eden uzla t rma heyeti temsilcileri bulunan ba kan Avukat Adnan Sözmen, Üye Avukat Zuhal Bayd r, Üye Sefa Gürses uyu mazl k maddelerini tetkik ederek a a daki hususlara varm lard r. Madde 1- yerinde azami iki çocu a olmak kayd yla her çocuk için ayl k 10 TL çocuk zamm verilmesine i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 2- yerinde iki senesini doldurmu bulunan i çileri ½ maa tutar nda ikramiye verilmesine i çi sendikas arac s n n muhalefeti ile ekseriyetle karar verilmi tir. Madde 3 – Uyu mazl k tutana ndaki sendikan n bu madde hakk ndaki talebi i çi sendikas n n muhalefetiyle ekseriyetle toplu sözle me kapsam ndan ç kar lmas na karar verildi. Madde 4 – Uyu mazl k tutana n n 3/4/7/10 uncu maddeleri birle tirilmek suretiyle i çi sendikas n n arac s n n muhalefeti ile a a daki ekilde olmas na ekseriyetle karar verildi. 1- çinin evlenmesi halinde i verence 250 TL net yard m yap lmas na, 2- çinin evi ve çokcukar ile bakmakla mükellef oldu u ana ve babas n n ölümü halinde cenaze yard m olarak i verence 250 TL net yard m yap lamas na 3- çinin her ne sebeple olursa olsun ölümü halinde her k dem y l için 15 günlük ücreti tutar ndaki k dem tazminat n n e ine, tahsildeki çocuklar na bunlar n yoklu unda bakmakla mükellef oldu u ana veya babas na verilmesine, Madde 5 – Evlenme yard m dördüncü maddede nizamland ndan aile zamm ad alt nda bir yard m yap lmas n n uygun olmad na i çi sendikas n n arac s n n muhalefeti ile ekseriyetle karar verildi. 178 Madde 6 – çini 120 günlük sigorta priminin ödenmemesi sebebiyle geçici i göremezlik ödene ini alamamas hallerine münhas r olmak üzere i veren bu müddet içinde bir defaya mahsus olmak üzere hastalanan i çisine 15 günlük istirahat süresince ve sigortan n verece i mebla ödemesine i çi sendikas n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Maddde 7 – Yap lan tetkikat neticesinde tara ar aras nda yap lan müzakerelerde tutulmu bulunan tutanaklardan 15/5/1964 tarihli tutanakta yaln z ulusal Bayram ve Genel Tatil günlerine rastlayan günlerde i yerinde çal ld taktirde hangi ahvale tabi olaca hususunu halletmekte oldu una ve fakat bu günlerde normal çal ma saatlerinin üzerinde fazla çal ma yap ld zaman hangi statüye tabi olaca halledilmemi bulundu una, bu noktan n ise fazla çal ma saatlerinde i çinin tabi olaca statüyü nizamlayan kanundaki usullerle uygun olarak yap lmas n i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 9 – Yine 15/5/1964 tarihli protokolda maddesi sarahatine göre ulusal ve dini bayram günleri isti… kabulü yolundaki teklif hem protokolün mezkur maddesi hem de kanuna ayk r görüldü ünden bu maddenin toplu sözle me kapsam ndan ç kar lmas na i çi sendikas n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 10 – Madde 4 ile karara ba land . Madde 11 – çiler için icap ettirdi i ekilde ve vas fta senede birer tak m i elbisesi veya i gömle i ile yap lan i in hüsniniyetine göre o i e mahsus olmak üzere koruyucu malzeme meyan nda çal t müddet zarf nda lastikten, köseleden yahut tahtadan ayakkab giydirilmesine 13/5/1964 tarihli tara ar aras nda yap lan müzakereler esnas nda tutulmu bulunan zab tta karara ba lanm bulundu undan ihtilaf mevzuu olan gördü ü i in icab y pranm bulunan melbusat n disiplin kurulu karar ile miad na bak lmaks z n yenisinin verilmesine dair sendikan n talebinin yukar da tarihi bildirilen tutana n B maddesinin 1 numaral f kras da karara ba land cihetle sözle meden ç kar lmas na i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 12 – Zehirleyici k s mlarda çal an i çilere günde 250 gramdan a a olmamak kayd ile yo urt verilmesine i çi sendikas n n temsilcisinin muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 13 – yerinde i çilere verilmekte bulunan iki kap yeme e ilaveten haftada iki kere tatl veya meyva verilmesine ittifakla karar verildi. Madde 14 – Sendika taraf ndan yurt d na gönderilecek i çilere 6 ay yurt içinde seminer veya toplant lara kat lmak üzere 15 gün tutar nda ücretsiz izin verilmesine i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 15 – Uyu mazl k tutana ndaki bu maddenin sözle me kapsam ndan ç kar lmas na i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 16 – yerinde 1964 senesi için i çilerin alm bulundu u ücretlere %20 tutar nda zam yap ld ndan, 1964 senesi için zam bahis konusu olamayaca na 1965 ve 1966 y llar n içine alacak seyyanen %5 tutar nda bir zamm n yap lmas na i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. 179 Madde 17 – 300 say l kanunun 13. Maddesindeki müddetlerin artt r lmas hususundaki i çi sendikas n n tekli nin i vereni külfet alt na sokaca eshab mucibesiyle bu maddenin kanundaki hükümlere tabi olmas na i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 18 – Bu madde de i çi sendikas taraf ndan kanuni hadlerinin üstünü ç k lmas hususunda yap lan teklifte i yerinin çok say da i çi çal t rd ve ferdi i çi ç karmalar nda olmasa bile toptan veya k smi tas yelerde çok a r külfetler meydana getirece i sebebiyle 3008 say l kanunun 13. maddesine uyulmas na i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 19 – Suçsuz ç karmalar bahsinde i veren i yerinde bir tenkisata lüzum duydu u takdirde 5518 say l Kanunun 3. maddesi gere ince hareket edilmesine 3008 say l Kanunun 16. maddesine göre hastalanan i çisinin ç kar lmas bahis mevzuu oldu u oldu u takdirde sosyal sigortalar kanununda tesbit edilen ve tedavi ve bak m süresinden uzun sürmesi halinde 3008 say l Kanunun 13. maddesi gere ince i çinin i akdinin feshedilmesine ittifakla karar verildi. Madde 20 – Bu hususun tara ar aras nda yap lan müzakereler esnas nda tutulan tutanaklardan 13.5.1964 tarihli protokolde karara ba lanm bulunduuna ittifakla karar verildi. Madde 21 – Bu husus i veren taraf ndan kabul edilmi oldu undan uyu mazl k konusu olamayaca na ittifakla karar verildi. Madde 22 – çinin sendika üyeli inin herhangi bir sebeple son bulmas halinde sözle menin de i tirilmesi veya yenilenmesi suretiyle getirilen hükümler d nda o sözle me ile ba l kalaca hususu 275 say l kanunun 6. maddesinin amir hükümlerinde olmas hesab yla sendikadan herhangi bir sebeple ayr lan bir i çinin o toplu sözle meden elde etti i menfaatler devam eder, eklinde olmas na i çi sendikas n n arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 23 – bu toplu sözle meden sendikan n üyesi olmayan i çilerin istifade edebilmeleri 275 say l kanunun 7. maddesi gere ince i çi sendikas nca tesbit edilecek bir dayan ma aidat n her ay ödemelerine ba l olmas na i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 24 – Tara arca kabul edildi inden ihtilaf mevzuu olmas na taraflarca karar verildi. Madde 25 – yerinde k sezonunda 23:30 postas ndan ç kan i çilere i veren vas ta temin etmesine i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 26 – Bu maddenin toplu sözle me kapsam ndan ç kar lmas na uyu mazl k zapt nda zikredilen eshab mucibenin kurulumuzca da kabulü sebebiyle i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. Madde 27 – Gece çal an i çilere vardiya çal malar sebebiyle ve kanunda da gece gündüz çal malar nda bir ücret tefriki gözetilmedi i için çal mas geceye isabet eden i çilere ücretlerinin %10 zaml ödenmesi uygun görülmedi inden sözle meden ç kar lmas na i çi sendikas arac s n n muhalefetiyle ekseriyetle karar verildi. 180 bu Uzla t rma heyeti karar n n tara ara kanundaki usuller gere ince uzla t rma müddetinin her iki taraf n r zas ile bir hafta uzat lmas sebebinden 10 Kas m 1964 saat 9:30 stanbul Bölge Çal ma Müdürlü ünde bölgenin tayin edece i bir i müfetti inin huzurunda tevdi edilmesine, tara ar n kurul karar n kabul veya ademi kabul etmeleri halinde key … 17 Kas m 1964 tarihinde saat 10:00 da stanbul Bölge Çal ma Müdürlü ünde bulunacak olan heyete tebli etmelerine gelmiyen taraf için heyet karar n n kabul edilmemi say laca na ve kanuni müddetin bu tarihten itibaren i leyece ine, madde hakk nda muhalefet erhini ihtiva eden 4 sahifelik muhalefet erhinde i bu karara eklenmesine ittifakla karar verildi. 1 – Çocuk zamm olarak her çocuk için ayda 10 TL 2 – yerinde bir senesini doldurmu olmak art ile senede bir maa tutar nda ve iki müsavi taksitle verilmek üzere 1964 senesine münhas r olmak üzere 30 Aral k 1964 tarihinde ½ maa nisbetinde tediye edilmek üzere bütün i çilere ikramiye verilmesi. (Zam fark kabul edildi i takdirde, ½ edilmez ise tam) 3 – Feragat edilebilir. 4 – Normal ölümlerde senesine 15, i kazas meslek hastal sonucu ölümlerde senesine 22 günlük k dem tazminat n n e i, çocuklar ve bakmakla yükümlü oldu u ana veya babas na intikali, kaza veya meslek hastal nda verilecek tazminat i çinin k demi ne olursa olsun bir senelik ücreti tutar ndan a a ya olamayacakt r. 5 – Evli i çilere ayda net maktuen 25 Lira aile zamm 6 – Sigorta kurumunca ödenmeyen iki günlük hastal k yevmiyeleri ile senede 3 aya kadar devam eden sürekli hastal klar da kurumca ödenek ile i çinin normal saat ücreti aras ndaki fark n i verence ödenmesi( i kazas nda 6 aya kadar) 7 – 4.maddedeki taleple 7. maddedeki talebimiz kar lanm bulunmaktad r. 8 – Ulusal Bayram,Genel Tatil, Hafta Tatili ve 24 Temmuz çi Bayram günü 8 saatin üzerinde yap lan günlük çal malar n %100 di er normal günler 8 saatin üzerinde yap lan fazla çal malarda %50 zaml ücret ödenmesi. 9 – 24 Temmuz gününün i çi bayram olarak kabulü ile bugün çal t r lan i çilere %100 zamml ücret ödenmesi. 11 – Kad n ve erkek i çilere senede bir çift Beykoz tipi ayakkab ile bir tak m yazl k ve bir tak m da k elbisesi verilmesi. 12 – Sendika i yeri temsilcileri ile mü tereken veya i yeri disiplin kurulunca zehirleyici i lerin tespiti suretiyle kurul karar na uyulabilir. 13 – Yemek ; kurul karar na uyulmu tur. 14 – Sendika taraf ndan yurt d na gönderilecek i çilere 6 ay ücretsiz yurt içinde tertiplenecek seminerlere senede 15 gün ücretli izin verilmesi. 181 15 – Feragat edilebilir. 16 – verenin 1964 senesinde umumi mukavele ile i çilere vermi oldu u zam nazar itibara al nmak suretiyle bu zamma günde 35 kuru tan a a olanlar n n 1 May s 1964 tarihinden itibaren 300 kuru a ibla 300 kuru tan yukar olanlar varsa bunlar n aynen devam . 1965 senesi ocak ay ndan itibaren i çi ücretlerine %15 ve 1966 Ocak ay ndan itibaren de %10 zam yap lmas sözle me 3 y l oldu u takdirde ücretlere ilgili konular n 1 Ocak 1967 tarihinde yürürlü e girmek üzere yeniden görü ülmesi. 17 – hbar tazminatlar n n 6 aya kadar 2, alt aydan 1,5 y la kadar 4, bir buçuk y ldan 3 y la kadar 8, üç y ldan fazlas için 10 hafta olarak tesbiti. 18 – K dem tazminatlar n n 1 y ldan 3 y la kadar 15 3 y ldan 5 y la kadar 18 5 y ldan 10 y la kadar 20 gün olarak tesbiti. 19 – 19 maddede kurul karar na 5528 say l kanunun 3 maddesi gere ince yap lacak i lemlerde durumu mühik sahipleri ile birlikte sendikaya en az bir ay evvel bildirilmesi kayd n n konmas . 20 – Kurul karar na uyulmu tur. 21- htilaf konusu de ildir. 22 – çinin sendika üyeli i s fat n n herhangi bir s fatla kalkmas halinde sendika taraf ndan bu hususun i verene bir yaz ile bildirilmesini takip eden ayba ndan itibaren i çinin i bu toplu sözle me ile temin etti i hak ve menfaatlerden istifadesi sona erer ekli kabulü. 23 – Sendika üyesi olmayan i çilerin dayan ma aidat ödemek suretiyle i bu toplu i sözle mesinden istifadeleri 274 say l kanunun 21. Maddesi gereince sendikan n yaz l muvaffakat ile kabil olur. 24 – htilaf konusu de ildir. 25 – veren k ve yaz 23.30 postas na giren ve ç kan i çilere vas ta temin edecektir. 26 – Feragat edilebilir. 27 – 20.00-8.00 aras gece çal an i çilerin i bu gece saatlerine isabet eden mesaileri %10 zaml olarak ödenecektir. 182 Uzla t rma Kurulu karar na muhalefette bulunan Petrol- Sendikas tarafs z arac s Sefa Gürses’in bu konudaki gerekçesi. Türkiye Petrol Kimya ve Atom çileri Sendikas n n tarafs z arac s Sefa Gürses’in Uzla t rma Kurulunca al nan kararlarda muhalefette bulundu u hususlar n gerekçesi a a ya madde madde ç kar lm tr. 1 – veren esasen i çiye temsil ve sosyal haklar savunma bak m ndan hiçbir kudret, bilgi ve fonksiyonu olmayan i çi mümesilleri ile Borçlar Kanununa göre yapm oldu u mukavelede 2 çocuk dahil çocuk ba na 10 lira verme i kabul etmi tir. Müessese çok iyi oldu una kan bulundu umuz mali durumunuda saklad na göre az ücretle çal an i çilere çocuk ba na 10 lira vermek suretiyle bu sosyal yard m yapacak durumdad r.Esasen i yerinde çal an i çinin ço unlu unu çocuk ve k z i çiler te kil etmektedir. Bu da i verene mali külfet tahmil etmeyecektir. 2 – Devlet sektöründe çal an i çilerin tamam , özel sektörde çal an i çilerin ise büyük bir k sm ilave bir tediye olan ikramiyelerden faydalanmaktad rlar. Berec Pil ve Batarya Sanayi verenleri de bu prensibi kabul etmi olup, Borçlar Kanununa göre i çi mümessileri ile yapm olduklar mukaveleye ½ maa nisbetinde ikramiye vermeyi her ne kadar dercetmi lerse de[yer vermi lerse de] hem müstehak olma artlar 2 sene çal m olma gibi a r bir mükelle yete ba lanm , hem de ödeme nisbeti dü ük tutulmu tur. çilerin iktisadi durumlar n takviye etmek maksad yla mevcut hayat artlar ile Pil Batarya Sanayinin s hhat bozucu a r i artlar ve i çi ücretlerinin dü üklü ü göz önüne al nacak olursa, uyu mazl k zapt n n 2.maddesinde mündemiç sendikan n senede iki maa nisbetindeki ikramiye talebinin yerinde bulundu unu esasen böyle bir ödeme ve sosyal anlay n i yerinde temin edece i yüksek prodüktivite sayesinde i verenin ödeme gücü de takviye edilmi olacakt r. 3 – 3. maddede ki sendika talebi esas itibariyle i verene mali bir külfet yükleyen talep de ildir.borç mahiyetindeki bu yard mdan istifade hususlar n n uyu mazl k zapt nda belirtildi i gibi çok fevkalede artlara ba lanm t r. Esasen mümasli [benzeri] bir tatbikat n evvelce mevcut oldu u, gene i verenin uyu mazl k zapt n n 3. maddesindeki beyan ndan anla lmaktad r. verence halen tatbik edilmekte olan usule devam edilece i aç klanmakla, bu talep tamamen reddedilmi bulunmaktad r. Bu bak mdan toplu sözle me d ndan mütalaas na muhalif bulunmaktay m. 183 4 – Kurulca 3, 4, 7 ve 10. maddelerin birle tirilmek suretiyle karar ihtihsali normal ve i kazas neticesi ölümlerde sendikan n ayr ayr olan taleplerini ortadan kald rm bulunmaktad r. yerinde veya i verenin emrinde i in yürütülmesi an nda hayat na mal olan i kazas neticesi ölümler çok eksdram hallere münhas r olup i çinin geride kalan aile ve çocuklar n bu durum muvacehesinde [ bu durum kar s nda] ……… ölümler d nda bir menfaat tan mak sosyal adaletin tahakkuku bak m ndan elzem bulunmaktad r. Bu bak mdan karara muhalefet etmi bulunmaktay m. 5 – yerindeki ücret durumu asgari ücret esas na göre ayarlanm olup büyük ço unluk çok dü ük ücretle çal maktad r. Bugüne kadar yap lan asgari ücret tesbit edilmesi için yap lan asgari ücret tesbitlerin de ise i çinin tek ba na ele al n p, asgari ücretin tesbiti yoluna gidildi i malumdur. Bu durum muvacehesinde dü ük olan ücretlerin be eri münasebetler aç s ndan ele al nmas suretiyle evlenen i çilere maktuen ayda 50 lira sosyal yard m yap lmas zaruri bulunmaktad r. Sendikan n bu konudaki tekli yerinde olup bu hususun reddine muhalif bulunmaktay z. 6 – Hastal k sebebi ile vaki olan istirahatlerde sigortaca ödenmiyen ilk üç günlük ödenek yeni Sosyal Sigortalar Kanununda iki güne indirilmi tir. Bu suretle sendikan n tekli üç günden iki güne inmi olup büyük bir mali külfet icap ettirmektedir. Devlet sektöründe çal an i çiler dahi bu yevmiye ödenmektedir. Ayr ca geçimini gelirine göre ayarlamak zorunda bulunan fakat buna da imkan bulam yan bir i çinin hastal halinde hem kendi bak m hem de aile efrad müzayakaya duçar [s k nt ya girecektir] olacaklard r. Yan nda çal t rd i çinin iktisadi durumu i verence en ba ta gelen bir husus olmal d r. Hiç de ilse eksik ödenen hastal k ödeneklerinin 6 gün gibi bir müddete ba lanmak suretiyle i verence tama ibla sosyal adalet prensiplerine uygun bir tatbikat ekli olaca …… mali gücü Berecin seviyesinde veya bu seviyeye yakla t kça birçok özel ve devlet sektörü müesseselerde içinde bulundu umuz sosyal düzenin anlay içinde bu yolda tatbikata geçilmi tir. Bu bak mdan sendikan n yerinde bir teklif olarak getirdi i bu hususun reddine muhalif bulunmaktay m. 8– hayat m z bugüne kadar tanzim eden i kanunu ve bugünün sosyal anlay ekonomik hayat m z n gereklerine ayak uydurabilse idi, yeni Anayasamzn alt nda 274 ve 275 say l yasalar n böyle demokratik bir sistem kurmalar na lüzum ve ihtiyaç bulunmazd . kanunlar asgari norm ve s n rlar tesbit eden hükümleri ihtiva etmektedir. Burada da 8 saatin üzerinde yap lan fazla çal malar da kanundaki usullerle halli eklinde karar al nmas 1936 senesinin sosyal anlay ve ekonomik artlar na dönmekten ba ka bir ey de ildir. Esasen sendikan n buradaki talebi a r bir talep mahiyetinde olmay p, ilgili mevzuat n tesbit etti i %25- %50 miktar ndaki munzam ücretin %50 olarak kabulü ile mevcut ikili in ortadan kald r lmas na ve tatbikattaki aksakl klar n izolesine matuf bulunmaktad r. u ana kadar Türkiye de yap lm bulunan Toplu Sözle melerinde bu husus umumiyetle i çi sendikas n n talebi veçhile halledilmi olup, Kimya i verenleri sendikas da bunu böylece kabul etmi bulunmakta idi. Hiçbir mucip sebebi olmadan sadece i verenin tek tara beyan na uyularak al nan bu karara muhalif bulunmaktay m. 184 9 – 24 Temmuz çi Bayram teklife her ne kadar 15.5.1964 tarihli protokolün ilgili maddesine ve kanuna ayk r görülerek reddedilmekte ise de mezkur protokolde kanuni tatil günleri tesbit edilmi bulunmaktad r. 24 Temmuz talebinin ayr ca maddi bir yönü olmas sebebi ile imdiye kadar yap lan müzakerelerde daimi mali hususlarla beraber mütalaa edilerek, görü me mevzuu olmu tur. Esasen bahis konusu protokolda sendikan n bu tekli ni geri ald na dair de bir hüküm mevcut de ildir. Talebin kanuna ayk r oldu u iddias na gelince emek ve sermaye temsilcilerinin anayasa ve meri yasalar n alt nda kanunlar n tesbit etti i yapt klar hususlar n kanuna ayk r l k iddias n n da hukuki bak mdan ne dereceye kadar yerinde oldu u üzerinde durulacak bir konudur. Bu hususta bugüne kadar yap lan toplu sözle melerde mündemiç bulunmamaktad r. çi sendikas n n talebinin reddi hususundaki talep hukuki bir mesnede dayanmamaktad r. 11 – 13.5.1964 tarihli tutanakta tespit edilen husus i çilerin sa l n koruma ve i emniyeti bak m ndan koruyucu melbusat n [giyecek] verilmesi hususunda olup, uyu mazl k zapt n n 11. maddesinde sendika sosyal yard m bölümündeki talepleri ile koruyucu melbusat birle tirmi bulunmaktad r. Bu bak mdan talep sosyal yard m aç s ndan yerinde bulunmaktad r. 12 – Esasen i çilerin büyük bir ço unlu u zehirleyici i lerde çal makta olup, yemek an nda verilen yo urt cüzi bir miktarda i çi kitlesini bu yard m n haricinde b rakmaktad r. Psikolojik bak mdan bu konu çok önemli olup, bu bak mdan karar muhalif bulunmaktay m. 14 – Yeni girdi imiz sosyal düzen i çi i veren münasebetlerinin yürütülmesini her iki taraf n yarar na tanzim ederken, en ba ta gelen husus i çilerin e itim konusudur. Prodüktif çal man n ruhuna uygun olan bu tatbikatta ve dolay s yla e itim sonucunda i verenin de büyük faydalar edinece i muhakkakt r. Bu bak mdan sendikan n ücretli izin talebinin reddine muhalif bulunmaktay m. 16 – 24 Ekim 1964 tarihinde kurulca mali konularda salim bir karara var labilmesi amac ile i veren müessesinin 1962 ve 1963 bilançolar ile kar ve ziyan hesaplar ve i çi ücret listeleri talep edilmi mezkur gün kurulca toplant ya davet edilmi bulunan i veren temsilcisi Sedat Bayr bu konuda hiçbir bilgi verilmeyece ini kesin olarak aç klam olup bu husus 3 Kas m 1964 ve 4 say l tutanakla tesbit edilmi tir. Bu durum mali gücün yetersizli inden bahsederek 1964 y l için hiçbir zam yapamayaca n 1965 ve 1966 y llar için ise ancak % 5 bir zam yap labilece i beyan eden i verenin gayri samimi bir tutumudur. veren müessese Türkiye çap nda ve rekabet sahas d nda çok geni ve kesif bir istihsale sahip olup, maliyet yatlar na zaman zaman külliyetli miktarda zam yapt halde i çi ücretlerini asgari geçim haddinin alt nda ve gerek i kapasitesi ve gerekse muazzam kazanc ile kabili telif olmayacak ekilde dü ük tutmaktad r. Kollektif pazarl k yan nda a a da gösterilen hususlarda i çi ücretlerinin gözden geçirilmesinde muhim rol oynamaktad r. 1- 1963 y l nda geçinme indeksi piyasa yatlar na göre %10 civar nda artm t r. 2- 1961’den 1965 sonuna kadar geçinme indekslerinde ortalama %15 civar nda bir art vard r. 185