tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü uluslararası ilişkiler

Transkript

tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü uluslararası ilişkiler
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLM DALI
ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASI
(1991-2005)
DOKTORA TEZİ
Hazırlayan
Hatem CABBARLI
Danışman
Prof. Dr. Haydar Çakmak
Ankara-2008
ÖNSÖZ
Her şeyin sonu doğal olarak bir başlangıçtır. Sovyetler Birliği’nin
dağılması da birçok başlangıçlara neden olmuş, bu süreçte eski Sovyet
Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanma fırsatı elde etmiştir. Bu durum
sadece devletlerin bağımsızlık kazanmalarına değil, aynı zamanda insanların
da bağımsızlık duygularını yaşamasına olanak sağlamıştır; bağımsız
yaşamak, düşünmek, çalışmak, eğitim almak.
Bu çerçevede, bir zamanlar ulaşılmaz zannettiğim Türkiye’de eğitim
almak fırsatını büyük bir memnunlukla değerlendirdim. Yüksek lisans
eğitimimi
Ankara
Üniversitesi’nde
tamamladım
ve
ardından
Gazi
Üniversitesi’nde doktora eğitimi almaya hak kazandım. Doktora eğitimimde
üniversitenin değerli hocalarından ders aldım.
Eğitim
dönemi
ve
doktora
çalışmaları
zamanı
bana
desteğini
esirgemeyen, bilimsel açıdan beni yönlendiren değerli Hocam Prof. Dr. Sayın
Haydar Çakmak Bey’e en içten saygı ve hürmetlerimi sunarım. Doktora
eğitimini tamamladıktan sonra akademik çalışmalarımda da Sayın Hocamın
bana verdiği desteğin devam edeceği inancındayım.
Saygılarımla
Ankara, 3 Nisan 2008
ii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ .............................................................................................................i
İÇİNDEKİLER ...................................................................................................ii
SİMGELER VE KISALTMALAR.......................................................................iii
GİRİŞ ................................................................................................................1
1. Tezin Amacı .............................................................................................1
2. Tezin Önemi.............................................................................................2
3. Tezin Kuramsal Çerçevesi .......................................................................5
4. Tezdeki Tespitler......................................................................................6
5. Kapsam ve Sınırlıklar ...............................................................................15
6. Tezin İçeriği..............................................................................................15
1. BÖLÜM
1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASININ (EDP) KURAMSAL ÇERÇEVESİ
1. 1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINI BELİRLEYEN ÖĞELER VE
KAVRAMSAL YAKLAŞIM ...............................................................................28
1. 1. 1. Ermeni Ulusal Kimliği .......................................................................28
1. 1. 2. Ermeni Ulusal Kimliğinin Oluşumunda Türk Faktörü ........................34
1. 1. 3. Jeopolitik Konumu............................................................................44
1. 1. 4. Diaspora...........................................................................................65
1. 1. 5. Hay Dat Doktrini ...............................................................................73
1. 1. 6. Demografik Yapı ..............................................................................77
1. 1. 7. Siyasi Liderler ..................................................................................80
1. 1. 8. Güvenlik Güçleri...............................................................................90
1. 1. 9. Sözde Ermeni Soykırımı ..................................................................96
iii
2. BÖLÜM
2. “BÜYÜK ERMENİSTAN” PROJESİNDE ERMENİSTAN’IN TÜRKİYE VE
AZERBAYCAN POLİTİKASI............................................................................108
2. 1. Ermenistan’ın Türkiye Politikası ...........................................................108
2. 1. 1 Ermenistan’ın Türkiye Politikasının Genel Çerçevesi (4 T Planı) .....108
2. 1. 2. Tanıtım.............................................................................................115
2. 1. 3. Tanınma...........................................................................................128
2. 1. 4. Tazminat .........................................................................................134
2. 1. 5. Toprak..............................................................................................139
2. 2. 1. Türkiye-Ermenistan Sınır Kapısı ......................................................142
2. 2. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikası ....................................................150
2. 2. 1. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikasının Genel Çerçevesi................150
2. 2. 2. Ermenistan-Azerbaycan İlişkilerinin Kısa Tarihi Geçmişi .................150
2. 2. 3. Dağlık Karabağ Sorununun Ortaya Çıkması ....................................162
2. 2. 4. 1988-1994 Yılları Arasında Dağlık Karabağ Sorun ..........................165
2. 2. 5. Tarafların Sorunu Tanımlaması .......................................................168
2. 2. 6. Sorunun Çözümü İçin Girişimler ......................................................170
3. BÖLÜM
3. ERMENİSTAN’IN BÖLGE POLİTİKASI .......................................................189
3. 1. Ermenistan’ın Rusya Politikası.............................................................189
3. 1. 1. Ermenistan Jeopolitiğinde Rusya’nın Yeri ve Önemi .......................189
3. 1. 2. Bağımsızlık Süreci ve Sonrasında Ermenistan-Rusya İlişkileri ........193
3. 1. 3. Siyasi İlişkiler ...................................................................................198
3. 1. 4. Ekonomik ilişkiler .............................................................................200
3. 1. 5. Askeri İlişkiler ..................................................................................205
iv
3. 1. 6. Ermenistan-Rusya İlişkilerinde Diasporanın Rolü .......... 212
3. 2. Ermenistan’ın İran Politikası ..................................................................216
3. 2. 1. Siyasi İlişkiler ....................................................................................216
3. 2. 2. Ekonomik İlişkiler ..............................................................................225
3. 2. 3. Güvenlik Alanında İşbirliği.................................................................235
3. 3. Ermenistan’ın Gürcistan Politikası........................................................244
3. 3. 1. Ermenistan Gürcistan İlişkilerinin Tarihi Geçmiş ...............................244
3. 3. 2. Ekonomik İşbirliği ..............................................................................249
3. 3. 3. Ermenistan-Gürcistan İlişkilerinde Cavaheti Sorunu .........................258
4. BÖLÜM
4. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINDA GÜVENLİK ANLAYIŞI, AVRUPA
VE ABD İLE İLİŞKİLER ...................................................................................271
4. 1. EDP`NİN GÜVENLİK ANLAYIŞI ..........................................................271
4. 1. 1. Güney Kafkasya’nın Jeopolitiği ve Güvenlik Sorunlar .......................271
4. 1. 2. Bölgesel Güvenlik Örgütü Projeleri ...................................................277
4. 1. 3. Ermeni Ulusal Güvenliği....................................................................284
4. 1. 4. Ermenistan ve BDT Ortak Güvenlik Antlaşması................................291
4. 1. 5. Ermenistan NATO İlişkileri ................................................................295
4. 2. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINDA AVRUPA BİRLİĞİ ........................303
4. 2. 1. Avrupa Birliği’nden Güney Kafkasya Bakış .......................................303
4. 2. 2.Ermenistan-AB İlişkileri ......................................................................308
4. 2. 3. Ermenistan AK İlişkileri .....................................................................314
4. 3. ERMENİSTAN-ABD İLİŞKİLERİ ..............................................................321
4. 3. 1. Güney Kafkasya’da Genel Siyasi Durum ..........................................321
4. 3. 2. Ermenistan-ABD İlişkileri...................................................................329
v
4. 3. 3. Ekonomik, Mali ve Enerji Alanında İşbirliği........................................335
4. 3. 4. Ermenistan-ABD İlişkilerinde Diasporanın Yeri ve Önemi.................342
SONUÇ .............................................................................................................347
KAYNAKÇA .....................................................................................................371
EKLER..............................................................................................................420
ÖZET
ABSTRACT
vi
KISALTMALAR
AB-Avrupa Birliği
ABD-Amerika Birleşik Devletleri
a.g.e.-adı geçen eser
a.g.m-adı geçen makale
AGİT-Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
AK-Avrupa Konseyi
AKKA-Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Andlaşması
AKPM-Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi
ASALA-Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia
ATK-Askeri-Teknik Komite
BDT-Bağımsız Devletler Topluluğu
BHSS- Birleşmiş Hava Savunma Sistemi
BİO-Barış İçin Ortaklık
BM-Birleşmiş Milletler
BSGBK-Birleşmiş Silahlı Güçleri Baş Komutanlığı’nın faaliyeti
BTC-Bakü-Tiflis-Ceyhan
BTE-Bakü-Tiflis-Erzurum
DEHAP-Demokratik Halk Partisi
DKÖBS-Dağlık Karabağ Özerk Bölge Sovyeti
DTÖ-Dünya Ticaret Örgütü
EDP-Ermenistan Dış Politikası
EP-Emeğin Partisi
EUH-Ermeni Ulusal Hareketi (Hayoç Hamazgayin Şarjum)
GK-Genelkurmaylar Komitesi
GSYH-Gayrı-Safi Yurtiçi Hâsılası
INOGATE-Interstate Oil and Gas Transport to Europe
IPAP- Individual Partnership Action Plan
İHD-İnsan Hakları Derneği
KGB-Komitet Gosudartsvennoy Bezopasnosti
vii
KTB-Kars-Tiflis-Bakü
Hay Dat-Ermeni Davası
MC-Milletler Cemiyeti
MGB-Milli Güvenlik Birimi
MGH-Milli Güvenlik Hizmeti
MGK-Milli Güvenlik Konseyi
MÖ-Milattan Önce
NATO-North Atlantic Treaty Organization
OGA-Ortak Güvenlik Antlaşması
PCA-Partnership and Cooperation Agreement
PfP-Partnership for Peace
PKK-Lürt İşçi Partisi
REB-Rusya Ermenileri Birliği
SOFA-Status of Forces Agreements
SSCB-Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği
STF-Systematic Transformation Facility
SDP- Sosyalist Demokrasi Partisi
TACIS-Technical Aid to the Commonwealth of Independent States
TASS-Telegrafnoe Agentstva Sovetskogo Soyuza (Sovyetler Birliği Telgraf
Ajansı)
TEİGK-Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi
TEUK-Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu
TRACECA -Transport Corridor Europe Caucasus Asia
VET-Vocational Education Training
YGŞK-Yüksek Görevli Şahıslar Komitesi
ZSFSR-Zagafkazskoy Sovetskoy Federatıvnoy Soçialistiçeskoy Respubliki
(Zagavkaziya Sovyet Federativ Sosyalist Cumhuriyeti-ZSFSC)
GİRİŞ
1. Tezin Amacı
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin (SSCB) dağılması sonucunda
yarım yüzyıla yakın devam eden Soğuk Savaşı’nın sona ermesi ve Sovyetler
Birliği’ni
teşkil
eden
cumhuriyetlerin
bağımsızlıklarını
kazanmaları
ile
dünyanın siyasi haritasında ciddi değişiklikler yaşanmıştır. Yaklaşık 70 yıl
SSCB’ye bağlı kalan Ermenistan da bu tarihi değişim ve gelişmelerden
yararlanarak 21 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsızlık
mücadelesi süreci ve sonrasında Ermenistan bölgesel ve uluslararası
güvenliği tehdit ederek revizyonist politika izlemiş, Azerbaycan topraklarının
yaklaşık % 20’sini işgal etmiş, sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda
ve Türkiye tarafından tanınması yönünde diasporanın da yardımlarıyla çok
yönlü dış politika hayata geçirmiştir.
Eski Sovyet cumhuriyetlerinden Baltık devletleri Avrupa’nın siyasi,
ekonomik
ve
askeri
kültürünü
benimseyerek
Sovyet
geleneklerinden
uzaklaşmayı başarsalar da, diğer devletler, özellikle de Orta Asya ve Güney
Kafkasya
ülkeleri
devlet
yönetim
sistemi,
ekonomik
anlayış
ve
demokratikleşme yolunda ciddi bir ilerleme kaydedememiştir. Bu devletler
genel görünümleri itibariyle değişiklik sürecinin başladığını iddia etseler de,
ekonomik, siyasi, sosyal ve güvenlik alanlarında büyük ölçüde eski Sovyet
mirasının devamı söz konusudur. Orta Asya ve Güney Kafkasya devletlerinin
dış politika doktrinlerinde ulusal özellikler ve çıkarlar ifade olunmuş, genellikle
bölgesel ‘status quo’ korunmaya (Ermenistan hariç) çalışılmıştır.
2
Bağımsızlık sonrası Ermenistan’ın siyasi, ekonomik, askeri politikalarını
da yukarıda ifade edilen çerçevede değerlendirmek mümkündür. Ancak
Ermenistan zaman zaman demografik, sosyal, ekonomik, siyasi ve askeri
potansiyelinin çok üzerinde dış politika uygulama cesaretini göstermiş,
özellikle Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde, dünya kamuoyuna ve
Türkiye’ye yönelik sözde Ermeni soykırımı propagandasında başarılı sonuçlar
elde etmiştir.
Tezin amacı 21 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilan ederek dünya devletleri
arasında yer alan, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı (AGİT) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) gibi uluslararası kuruluşlara
üye olan Ermenistan’ın 1991–2005 yılları arasında uyguladığı dış politikaya
açıklık getirmek ve akademik çerçevede değerlendirmektir. Bu bağlamda,
Ermenistan’ın dış politikasını belirleyen öğeler ve kavramsal yaklaşımlar
çerçevesinde
Ermeni
ulusal
kimliği,
Asya/Doğu/Hıristiyanlık,
jeopolitik
konumu, beşeri/potansiyel unsurlar, diaspora, Hay Dat (Ermeni Davası)
Doktrini, demografik yapı, siyasi liderler, güvenlik güçleri, sözde Ermeni
soykırımı,
‘Büyük
Ermenistan’
projesinde
Ermenistan’ın
Türkiye
ve
Azerbaycan; bölge politikası çerçevesinde Rusya, İran ve Gürcistan’a yönelik
politikası; Ermenistan dış politikasının güvenlik anlayışı, Avrupa Birliği (AB),
Avrupa Konseyi (AK) ve ABD ile ilişkiler araştırılacak ve değerlendirilecektir.
Tezde Ermenistan dış politikası değerlendirilirken karşılıklı bağımlılık,
Ermenistan’ın lehine ve aleyhine gerçekleşen emredici (imperative) olguların
nedenleri üzerinde durulacak ve değerlendirilecektir.
3
2. Tezin Önemi
Dünyanın
siyasi
haritasını
değişen
olayın-Sovyetler
Birliği’nin
dağılmasından sonra Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmış eski Sovyet
cumhuriyetlerine yönelik politikaları değerlendirildiği zaman bu kadar köklü
değişime hazır olmadığı anlaşılmaktadır. Belki, Türkiye’ye hak kazandırmak
bakımından SSCB’nin en büyük rakibi olan ABD’nin bile buna hazır
olmadığını söylemek mümkün olabilir. Ama ne ABD’de ne de dünyanın hiçbir
ülkesinde hiç kimse Atatürk’ün ‘Bugün Sovyetler Birliği bizim dostumuzdur,
komşumuzdur, müttefikimizdir’∗ ifadesi ile başlayan ve SSCB sınırları
içerisinde kalan Türk cumhuriyetlerine yönelik izlenmesi gereken politikalar
hususunda doktrin mahiyetinde görüşlerini bildirmemiştir. Tarihi değeri olan
ve geleceği sanki görürmüş gibi yıllar önce açıklayan bu felsefe, maalesef
Türk devlet adamları, özellikle de dış politika karar vericileri tarafından
gerektiği ve hak ettiği gibi değerlendirilmemiş ve uygulanmamıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılması Türkiye için tehdit ve fırsatları da
beraberinde getirmiştir. Ancak Türkiye fırsatları tam anlamıyla kullanamamış
ve hatta onu uluslararası alanda zor durumda bırakan tehditlerin ciddiyetini
gerekli şekilde değerlendirmemiştir. Bu bağlamda Ermenistan ile olan
ilişkilerinde, Türkiye, 600 yıllık devlet geleneği tecrübesinden yararlanarak
olaylara yön veren ve taraflar arasındaki ilişkilerde öncelikli konuları belirleyen
∗
Atatürk 29 Ekim 1933 tarihinde yaptığı konuşmada SSCB ve Türk devletleri hakkında görüşlerini
söyle ifade eder: ‘Bugün Sovyetler Birliği bizim dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Devlet
olarak bu dostluğa ihtiyacımız var! Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı
İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi, Sovyet Rusya’da parçalanabilir!
Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler, avuçlarından sıyrılabilirler. Dünya o vakit yeni bir dengeye
ulaşabilir! İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir! Bizim bu dostumuzun yönetiminde dili bir,
inancı bir özü bir kardeşlerimiz vardır. Onları arkamıza almaya hazır olmalıyız, kendimizi buna
hazırlamalıyız! Hazır olmak yalnız susup o günü beklemek demek değildir! O güne hazırlanmak
lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanırlar? Manevi köprüleri hazır tutarak! Dil bir köprüdür! Bugün
biz bu toplumlardan dil bakımından, gelenek ve görenek bakımından, tarih bakımından ayrılmış,
birbirimizden çok uzağa düşmüşüz! Bizim bulunduğumuz yer mi doğru? Yoksa onlarınki mi? Bunun
hesabını yapmakta fayda yoktur! Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz; Bizim onlara yaklaşmamız
gereklidir.’ “Türk Dünyasına Bakış”, (Erişim) http://www.dunyagundemi.com/ydg/index.php?option
=com_c ontent&task=view&id=65&Itemid=70, (Erişim) 23 Mart 2008; “Atatürk’ün Türk Birliği”,
(Erişim) http://www.1923turk.org/ataturkun-turk-birligi-t29043.html?t=2 9043, 25 Mart 2008
4
bir
konumda
olması
gerekirken,
maalesef,
bu
avantajların
hiçbirini
kullanmamıştır. Bu açıdan Ermenistan dış politikasının araştırılması oldukça
önemlidir. Türk dış politikasında kararverici konumda bulunanlar bu ülkeye
fazla önem vermemiş veya ciddiye almamıştır. Aslında bu önemsememe
Türkiye’nin devlet imajını uluslararası alanda ciddi biçimde zedelemektedir.
Ermenistan bağımsızlık sonrası Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile
suçlayarak, sistematik bir şekilde yaptığı propaganda sonucunda birçok
Avrupa devletlerinin yerel ve ulusal parlamentolarının ‘Ermeni soykırımını’
tanıyan kararlar almasını sağlayabilmiş, Türkiye’yi bağımsızlığını tehdit eden
ülke olarak gördüğünü dünya kamuoyuna duyurabilmiştir.
Türkiye ise dış politikasında bütün enerjisini ve dikkatini Orta Doğu,
Balkanlar ve ABD ile ilişkilerine verdiği ve Avrupa Birliği üyelik sürecine
şartlandığı için Ermenistan’dan kaynaklanan tehditleri değerlendirememiştir.
Eğer Türkiye yukarıda ifade edilen alanlarda başarılı sonuçlara ulaşsaydı,
belki Ermenistan’dan kaynaklanan olumsuzlukları bir nebze hafifletebilirdi.
Ancak maalesef, durum bütün cephelerde Türk dış politikasının aleyhine
şekillenmektedir.
Çalışmada genellikle Rus, Ermeni, İngiliz, Türk ve Azerbaycan
kaynaklarının kullanılması tezde ileri sürülen görüşlerin desteklenmesine,
Ermenistan’ın kanıtlarının açıklanmasına ve dış politikasının daha geniş bir
tablosunun çizilmesine olanak sağlamıştır.
Bu
çalışmada
Ermenistan
dış
politikası
incelense
de,
yapılan
değerlendirmeler Türkiye’nin bu ülkeye yönelik dış politikasının şekillenmesi
için önemli ipuçları verebilir. Özellikle sözde Ermeni soykırımına karşı Türk
dış politikasının şekillenmesinde Ermenistan’ın hangi konulara ve yöntemlere
öncelik vermesinin tespit edilmesi bakımından önemlidir.
5
Bu çalışma alanında ilgili devlet kurum ve kuruluşlarına, kişilere ve karar
vericilere fikir vermesi ve genel durum değerlendirmesi yapmaları bakımından
yararlı olabilir.
3. Tezin Kuramsal Çerçevesi
Bağımsızlık sonrası Ermenistan dış politikası 1980’li yılların sonu,
1990’lı yılların başlarında bölgesel ve uluslararası alanda yaşanan karışıklık
durumu dikkate alınarak uluslararası ilişkiler teorisinin realizm anlayışı
çerçevesinde araştırılmış ve değerlendirilmiştir. Bu dönemde bölge devletleri
ve bölgede ulusal çıkarlarının olduğuna inanan büyük devletlerarasında
yaşanan mücadele, idealizm anlayışının bölge devletleri tarafından kabul
edilmesi ve dış politikanın bu teori çerçevesinde yürütülmesi için uygun ortam
sağlamamıştır.
1980’li yılların sonlarından itibaren Hazar havzası enerji kaynakları,
güvenlik, ekonomik ayrıcalık, bölgesel ve uluslararası terörizmle mücadelede
Hobbes’un, “herkesin herkesle savaşması daimi bir tehdittir ve her devlet
kendi çıkarlarını güvence altına almada herhangi bir moral veya dini kayıtla
bağlı olmaksızın özgürdür. Siyaset, egemen devletler sisteminin kaçınılmaz
olarak anarşik karakterli olduğu ve devletleri ahlaki davranmaya ve
uluslararası normlar üzerinde mutabakata zorlayacak bir Leviathan’ın yokluğu
gerçeği üzerine kurulur.”∗ felsefi anlayışı geçerlidir.
Ermenistan’ın siyasi ahlak kurallarını hiçe sayarak tarihi ve hukuki
belgelere isnat etmeden Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile suçlaması ve
∗
Yeşim N. Erdoğan, ‘Realizmin Körlüğü: ‘Uluslararası İlişkiler’ Nedir?’,
(Erişim) http://www.hurfikirler.com/hurfikir.php?name=Yazilar&file=article&sid=4220, 27 Eylül
2006.
6
yine aynı anlayış çerçevesinde Avrupa devletlerinin yerel ve ulusal
parlamentolarının Türkiye’yi Ermenilere ‘soykırım’ yapmakla suçlayan
kararlar alması, Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal
edilmesini görmezden gelerek, bu işgali ‘ulusun kendi kaderini tayin hakkı’
çerçevesinde görmeleri, Rusya’nın bölgedeki etkinliğini sağlaması için
Karabağ Ermenilerine, Abhazya ve Güney Osetya’ya silahlı mücadeleye
devam etmeleri için silah ve mühimmat yardımında bulunması, dünya
teşkilatı olmaya iddialı Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bile işgalci ve işgale
maruz kalan tarafı tanımlamasındaki çekingenlik tez çalışmasını realizm
anlayışı çerçevesinde yapılmasını bir anlamda zorunlu kılmaktadır.
4. Tezdeki Tespitler
Bu
tezde
Ermenistan
dış
politikasının
oluşumunda
aşağıdaki
varsayımlar sorgulanmaktadır:
Ermenilerin etnik kökenleri konusunda kendi tarihçileri arasında görüş
birliği yoktur; tartışmalar bugün de devam etmektedir; yerli ve yabancı
tarihçiler de bu konuda çeşitli teoriler ileri sürmektedirler. Ermeni ulusal
kimliğinin oluşumunda Türk faktörü etkilidir; Ermeni ulusal kimliği ve
kültürünün teşekkül süreci henüz tamamlanmamıştır. Bu süreç Ermenistan ve
diaspora Ermenileri arasında benzerlik ve farklılıklar arz etmektedir.
Ermenilerin Asyalı, Doğulu ve Hıristiyan olmaları, Müslüman bir coğrafyada
yaşamaları ulusal kimliklerinin oluşumunda etkili öğelerdir.
Ermenistan olumsuz jeopolitik konumundan kaynaklanan tehditleri fırsat
olarak değerlendirmiş, ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi, askeri yapı ve
özellikleri dış politikanın belirlenmesi ve uygulanmasında kullanmış zaman
zaman bu potansiyelin sınırları zorlanmıştır.
7
Diaspora dış politikada etkilidir, bazı durumlarda ikinci dışişleri bakanlığı
rolünü oynamaya çalışsa da, devlet ve diaspora karşılıklı olarak birbirilerini
kullanmaktadır. Diaspora özellikle Avrupa ve ABD’de sözde Ermeni
soykırımının tanınması ve Ermenistan’a yabancı sermaye girişimi yönünde
başarılı bir şekilde lobi faaliyetinde bulunmaktadır.
Ermenistan
dış
politikası
şekillenmektedir.
Bu
doktrin
Hay
özellikle
Dat
Doktrini
çerçevesinde
Ermenistan’ın
bağımsızlık
kazanmasından sonra daha geniş alanda uygulamaktadır.
Devlet başkanları anayasadan kaynaklanan yetkilerle dış politikanın
oluşum ve uygulanma sürecinde etkili olsalar da, siyasi karizmaya sahip olan
liderler zaman zaman dışişleri bakanlığını ikinci plana itebiliyor.
Demografik yapının zayıf ve olumsuz özellikler arz etmesine rağmen,
dış politikada bu etkenin eksikliği fazla hissedilmemektedir; Ermenistan
Hükümeti bu tehdidi fırsat olarak değerlendire bilmiştir.
Güvenlik güçleri dış politikanın oluşumunda ciddi mekanizmalara
sahiptir;
özellikle
Ermenistan
ordusu
halen
bu
araçları
elinde
bulundurmaktadır.
Ermeni ‘soykırımı’ konusu iktidarlara göre, dış politikada birincil ve ikincil
konumlarda olsa da, hiçbir zaman tamamen terk edilmemiş, 1990’lı yılların
sonlarından itibaren dış politikanın köşe taşı özelliğini kazanmıştır. Sözde
Ermeni soykırımı Ermenistan dış politikasında bölgesel özelliğini aşarak
uluslararası özellik kazanan tek öğesidir; sözde Ermeni soykırımı konusu
8
büyük bir ihtimalle Ermenistan dış politikasının gündeminde daha uzun
zaman yerini koruyacaktır.
Ermenistan yayılmacı dış politika izlemektedir ve dış politikasının
şekillenmesinde Türkiye özel öneme sahiptir. Ermenistan dış politikası
Türkiye aleyhine emredici bir özellik arz etmektedir.
Ermenistan sözde Ermeni soykırımını öne çıkarmayarak, Türkiye ile
ekonomik ilişkilerini geliştirerek yaşadığı ekonomik sorunları önemli ölçüde
halledebilirdi; 1990’lı yıllardan sonra dünya piyasalarına açılan Hazar havzası
enerji kaynaklarından daha çok yararlanabilir, petrol ve doğalgaz boru
hatlarının ve çeşitli ulaşım hatlarının kendi topraklarından geçmesini
sağlayarak bu güne kadar yaşadığı enerji ve ulaşım sorunlarını tamamen
halledebilirdi. Bununla, Güney Kafkasya’nın bölgesel güvenlik sorunları
önemli ölçüde halledilir, bölge ve bölge dışı büyük devletlerin mücadelesinde
Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan piyon durumuna düşürülmezdi.
Türkiye bazı komşuları ile ciddi sorunlar yaşadığı için Ermenistan ile iyi
ilişkiler kurarak, Ermenistan’ın kendisine karşı cephede bulunan kampta yer
almasını engelleyebilirdi; Türkiye’nin Ermenistan ile iyi ilişkiler kurması
sonucunda ABD ve Avrupa’nın baskısını azaltır ve sözde Ermeni soykırımı
propagandası uluslararası gündeme taşınmazdı; Ermenistan ile iyi ilişkiler
kuran Türkiye ekonomik olarak hem Ermenistan’da hem de Güney
Kafkasya’da kendi çıkarlarını daha rahat koruyabilirdi. Ancak Ermenistan’ın
uzlaşmaz tavrı nedeniyle Türkiye bu politikasını uygulama fırsatı elde
edememiştir.
9
Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik politikası ‘4 T Planı’ çerçevesinde
şekillenmektedir. ‘4 T Planı’nın başlıca özellikleri şöyledir:
Tanıtım-sözde
Ermeni
soykırımı
tüm
dünyada
terör
ve
siyasi
propaganda yoluyla tanıtmak,
Tanınma-sözde Ermeni soykırımı iddiaları dünya kamuoyu tarafından
kabul edildikten sonra Türkiye’nin de tanımasına çalışmak,
Tazminat-uluslararası kamuoyu ve Türkiye sözde Ermeni soykırımını
tanıdıktan sonra Ermenistan’ın tazminat talebini gündeme taşımak,
Toprak-son aşamada ise Türkiye’den toprak talebini uluslararası
kamuoyunun dikkatine sunmak.
Ermenistan’ın ilk devlet başkanı Levon ter-Petrosyan’ın iktidarda olduğu
1998 yılına kadar ‘4 T Planı’ Türkiye’ye yönelik dış politikada öncelikli konular
sırasında yer almamış ancak bu tarihten sonra iktidara gelen Robert
Koçaryan bu planı en geniş anlamda uygulamaya çalışmıştır. Sözde Ermeni
soykırımı uluslararası kamuoyuna tanıtılması için Ermenistan devleti, Avrupa
ve ABD’de yaşayan Ermeni diasporasının elinde bulundurdukları bütün
propaganda araçlarını maksimum şekilde kullanmaktadır. Ermenistan, Türk
kamuoyunda sözde Ermeni soykırımı konusunda farklı görüşlerin ortaya
çıkması ve yayılması için bütün mümkün araçlardan kullanmaya çalışmış ve
bu
konuda
özellikle
son
yıllarda
başlangıç
olarak
ciddi
ilerlemeler
kaydetmiştir. Ermenistan’ın Türkiye’den tazminat talebi ‘4 T Planı’nın üçüncü
aşamasıdır ve Türkiye gerekli önlemleri almazsa, mutlaka dile getirilecektir.
Planın son aşaması ise Türkiye’den toprak talep edilmesidir. Günümüz
açısından
bu
konu
belki
hayali
görünebilir,
ama
Ermeni
soykırımı
propagandasının bu kadar başarılı olabilmesi de doksan yıl bundan önce
hayali göründüğü gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Sözde Ermeni soykırımı konusu Avrupa devletleri tarihinin bir parçası
olarak kabul edildikten ve Avrupa kamuoyu tarafından benimsendikten sonra
10
sadece Ermenistan değil, Avrupa devletleri tarafından da demokrasi ve insan
hakları anlayışı çerçevesinde konu ön plana çıkartılarak tazminat talep
edilebilir.
Ermenistan Cumhuriyeti 23 Ağustos 1990’da kabul edilen Bağımsızlık
Bildirgesinin 11. maddesinde ‘Ermenistan Cumhuriyeti 1915’te Osmanlı
Türkiye’si
ve
Batı
Ermenistan’da
gerçekleşen
Ermeni
soykırımının
uluslararası kamuoyu tarafından tanınmasını desteklemektedir’ ifadesiyle
Türkiye’nin doğu bölgesini ‘Batı Ermenistan’ olarak telakki etmesi, resmen
Türkiye’den
toprak
iddiasında
bulunduğunu
kanıtlamaktadır.
Ayrıca
Ermenistan iki ülke arasında sınırları belirleyen Moskova (16 Mart 1921) ve
Kars (13 Ekim 1921) Antlaşmaları’nın geçersiz ilan edilmesi veya yürürlükten
kaldırılması için propaganda çalışmalarına devam etmektedir. Ermenistan,
Sevr Antlaşması’nın (10 Ağustos 1920) tarihin karanlık geçmişinden
reenkarnasyon arzusunu genellikle Ermeni diasporası ve ülkede faaliyet
gösteren sivil toplum örgütleri aracılığı ile dile getirmektedir.
Ermenistan ‘4 T Planı’nın Tanıtım ve Tanınma aşamasında ciddi
ilerlemeler kaydetmiş ve bu yöndeki faaliyetlerinin devam ettirilmesi için daha
geniş alana sahip olmuştur. Kısa ve orta vadede Ermenistan’ın Türkiye’ye
yönelik politikasında pozitif anlamda ciddi değişikliklerin olacağı mümkün
değildir.
Ermenistan 20. yüzyılın başlarından itibaren Azerbaycan’ı genişleme
sahası olarak görmüş ve bu ülkeye yönelik toprak iddialarını hiçbir zaman
gündemden düşürmemiştir. Ermenistan 1990–1994 yıllarında Azerbaycan
topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiştir. Ermenistan, Dağlık Karabağ
sorununun halledilmesi için Azerbaycan ve arabulucu devletlerin barış planını
11
kabul etmediği için bölgesel barışın sağlanması ve korunmasına ciddi şekilde
engel teşkil etmektedir.
Ermenistan Dağlık Karabağ sorununu ulusun kendi kaderini tayini ve
bölgenin hiçbir zaman Azerbaycan’a bağlı olmadığı iddiaları çerçevesinde
tanımlamaktadır. Sorunun kalıcı çözüme kavuşturulması için Rusya ve
ABD’nin arabuluculuk girişimleri sonuç vermemiş, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı (AGİT) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası teşkilatların da
arabuluculuk girişimleri genellikle Ermenistan’ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle
başarıya ulaşmamıştır. Dağlık Karabağ sorununun kısa ve orta vadede kalıcı
çözüme kavuşturulması bugünün perspektifinden mümkün gözükmemektedir.
Rusya Ermenistan jeopolitiğinde özel öneme sahiptir ve bu özelliğini
daha uzun zaman koruyacaktır. Rusya, Ermenistan ile ilişkilerinde ekonomik,
sosyal, siyasi ve askeri araçları kontrol etmektedir. Ermenistan-Rusya ilişkileri
Rusya’nın lehine emredici özellik arz etmektedir ve siyasi ilişkiler eşit düzeyde
değil, eyalet-merkez ekseninde kurulmakta ve gelişmektedir.
Rusya ile ilişkiler Ermenistan için kısa ve orta vadede avantajlar sağlasa
da, uzun vadede telafi edilemeyecek sonuçlara neden olabilir. Ermenistan
ekonomik olarak Rusya’nın kontrolündedir ve bu dezavantajını giderecek
uzun
vadeli
plan
ve
projelere
sahip
değildir.
Aslında
sanki
bunu
istememektedir. Ermenistan Rusya ile askeri ilişkilerde bu ülkenin ön karakolu
gibi değerlendirilmektedir. İki ülke arasındaki ilişkilerde Rusya’daki Ermeni
diasporasının önemli yeri vardır.
Ermenistan sınır komşularından sadece İran ile iyi ilişkiler içerisindedir
ve bu ülke ile ilişkilerinde zaman zaman İran’ın belirleyici konumda olduğu
12
gözlemlenmektedir. İki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde İran açısından daha
çok Birleşik Azerbaycan, Ermenistan açısından Dağlık Karabağ sorunu ve
Türkiye ön plana çıkmaktadır. İran ile ekonomik ilişkilerde Ermenistan’ın bu
ülkeye bağımlılığı artmaktadır; Ermenistan enerji sıkıntısını gidermek için
İran-Ermenistan doğalgaz boru hattına özel önem vermektedir.
Ermenistan
Gürcistan’ı,
‘Büyük
Ermenistan’
projesinin
gerçekleşmesinde Azerbaycan’dan sonra ikinci en uygun genişleme sahası
olarak görmektedir. Ermenistan-Gürcistan ilişkilerinde ikincisi her zaman
tedirginlik duymuştur. Ermenistan’ın kuzeye çıkış güzergâhında Gürcistan
transit ülke konumundadır. Buna rağmen, Ermenilerin Cevaheti’ye yönelik
iddiaları karşısında Gürcüler bu avantajdan yeterince kullanamamıştır. İki ülke
arasında ekonomik ilişkiler beklenen düzeye ulaşmamıştır ve geliştirilmesi için
her iki ülke yeterli ekonomik altyapıya sahip değildir. Gürcistan’ın Cevaheti
bölgesinde yaşayan Ermeniler Gürcistan’ın toprak bütünlüğü için potansiyel
tehlike ve hatta savaş nedenidir. Ermenistan Cevaheti Ermenilerinin ayrılıkçı
faaliyetlerini desteklemektedir.
Ermenistan’ın güvenlik anlayışı dış politikada öncelikli konulardan biri
olarak değerlendirilse de, olumsuz jeopolitik konumu dikkate alındığında
yapıcı ve barışçıl dış politika izlememektedir. Bölgesel güvenliğin sağlanması
ve korunması için bölge ve bölge dışı devletlerin hazırladıkları projelerde
yapıcı
tutum
sergilememiştir.
Ulusal
güvenliğinin
temin
edilmesi
ve
korunmasında tamamen Rusya’ya bağımlıdır. Bu bağımlılık zaman zaman iki
bağımsız devlet ilişkileri gibi değil, eyalet-merkez arasındaki ilişkiler gibi
gelişmektedir. Kısa ve orta vadede Ermenistan Rusya’nın yörüngesinden
uzaklaşamayacaktır.
Ermenistan
Bağımsız
Devletler
Topluluğu
Ortak
Güvenlik Antlaşması’na (BDTOGA) taraftır ve güvenliğini bu kurum
çerçevesinde korumaya çalışıyor. Ermenistan aynı zamanda NATO ile de
ilişkiler kurmakta ve bu ilişkileri Barış İçin Ortaklık (BİO) projesi çerçevesinde
13
geliştirmeye çalışmaktadır. Ermenistan, devlet başkanı, dışişleri ve savunma
bakanları NATO’ya üye olmak istemediklerini çok açık bir şekilde dile
getirseler de, NATO işbirliğinde Ermenistan’dan daha heveslidir.
AB’nin Güney Kafkasya’nın coğrafi ve siyasi tanımlaması hakkında ortak
paydaya geldiği bir tezi yoktur ve AB’nin özellikle 1990’lı yıllardan sonra
bölgeye yönelik politikasında bir ilerleme olsa da, Rusya ve ABD ile
kıyaslamada yine de yetersizdir. AB, bölge devletlerinin ekonomik kalkınması,
demokratikleşme, insan haklarına saygı, basın, yayın ve ifade özgürlüğü gibi
alanlarda çeşitli projeler uygulamaktadır. AB, bölgede kendi varlığının da
hissedilmesine çalışmaktadır.
Ermenistan AB ile daha çok ekonomik ilişkilerine önem vermekte,
demokratikleşme, insan hakları ve bu gibi diğer alanlarda işbirliğini fazla
önemsememektedir. Ermenistan özellikle ulaşım sorunlarını çözmek için AB
projelerinden faydalanmaya çalışmaktadır. SSCB’nin dağılmasından sonra
Ermenistan Avrupa Birliği ve diğer Avrupa kurum ve kuruluşları ile işbirliğine
başlamış, TACIS (Technical Aid to the Commonwealth of Independent
States) ve diğer projelerde yer almıştır.
Ermenistan’ın Avrupa kökenli bir dizi programlara katılmasını sadece
Avrupa ile ilişkilerinin değil, aynı zamanda NATO ile de ilişkilerinin başlangıcı
gibi değerlendirmek mümkündür. Bu süreçte Ermenistan AGİT ve Avrupa
Konseyi’ne üyeliğe kabul edilmiş, ‘Barış İçin İşbirliği’ programı çerçevesinde
NATO ile ilişkilerini genişletmiş ve Aralık 2005’te Bireysel İşbirliği Planı
(Individual Partnership Action Plan-IPAP) Antlaşması’nı imzalamıştır.
14
AB
tarafından
Ermenistan’ın
2004’te
‘Genişleyen
Avrupa-Yeni
Komşuluk’ projesine dâhil edilmesi ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı
olmuş, bütünleşme sürecini hızlandırmıştır.
Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomik, siyasi, askeri ve güvenlik
politikalarını Rusya’nın bölgedeki varlığı ve tarihi ilişkileri üzerine kursa da,
1990’lı yılların başlarında özellikle dış politikada Avrupa Birliği ile de ilişkilerini
geliştirmek istemiş, bu bağlamda Avrupa’ya açılımını Avrupa Konseyi (AK)
aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışmıştır. Ermenistan’ın AK’ye üyelik talebi
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) tartışılmış ve kabul
edilmiştir.
Ermenistan dış politikasında ABD özel bir öneme sahiptir. ErmenistanABD ilişkilerinde bu ülkede bulunan Ermeni diasporasının çok özel yeri ve
fonksiyonları vardır. Ermenistan diasporası ABD’de Ermenistan’ın çıkarlarını
koruyacak yasa ve düzenlemelerin kabul edilmesi için ciddi araçlara sahiptir.
Ermenistan ABD ile ilişkilerinde sözde Ermeni soykırımı ve Dağlık Karabağ
sorununu ön plana çıkararak ABD’nin Türkiye ve Azerbaycan’a yönelik
politikasını etkileyebilmiştir.
1990’lı
yılların
başlarında
ABD
eski
Sovyet
Cumhuriyetleri’nde
demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesi için özel bir yasa (Freedom
Support Act-Bağımsızlığın Desteklenmesi Yasası) çıkarmış, bu devletlere
mali ve ekonomik yardım edilmesini kararlaştırmıştır. Ermenistan Azerbaycan
topraklarını işgal etmesine rağmen, diasporanın da yardımlarıyla Senato’dan
tam tersine Azerbaycan’ın işgalci ülke olduğunu bildiren ve ABD’nin
Azerbaycan’a
ekonomik
yardım
etmesini
engelleyen
karar
almasını
sağlamıştır. 907 sayılı ek madde olarak bilinen (Section 907 Freedom
Support Act)
bu karara göre, ABD Hükümeti’nin Azerbaycan’a ekonomik
15
yardım yapması mümkün değildir. Ermenistan İsrail’den sonra ABD’den en
çok malı yardım alan ülkedir. Ermenistan ABD ile ilişkilerinde Rusya faktörünü
öne çıkararak ‘ikili oynama’ şansına sahiptir.
5. Kapsam ve Sınırlılıklar
Tezde 1991–2005 yılları arasında uygulanan Ermenistan dış politikanın
kuramsal çerçevesi, dış politikayı belirleyen öğeler ve kavramlar, Türkiye,
Azerbaycan, Rusya, İran ve Gürcistan politikası, Ermenistan’ın güvenlik
anlayışı, AB, AK ile ilişkileri ve ABD’ye yönelik politikası incelenecektir.
Konunun genişliği dikkate alınarak tezde Ermenistan’ın Orta Asya, Orta Doğu
ülkeleri ile ilişkileri araştırma kapsamı dışında tutulmuştur. Avrupa’nın büyük
devletlerinden olan İngiltere, Fransa ve Almanya ile ilişkileri de AB ve AK ile
ilişkiler çerçevesinde ele alınmıştır. Tezin kaynağının toplanmasında başlıca
olarak Türkiye, Azerbaycan ve Rusya’dan elde edilen kitap ve makalelerden
yararlanmıştır. Ermenistan’dan getirilen sınırlı sayıda kaynaklardan da
kullanılmıştır.
Tez
1991–2005
yıllarını
kaplasa
da,
bazı
konuların
devamlılığının bozulmaması bakımından 2006 ve 2007 yıllarında cereyan
eden olaylara da değinilmiştir.
6. Tezin İçeriği
Tez, Giriş ve Sonuç bölümleri dışında dört bölümden oluşmaktadır. Giriş
kısmında tezin amacı, tezdeki varsayımlar ve tezin içeriği üzerinde kısaca
durulmuştur.
Birinci bölümde kimlik kavramının tanımına yönelik çeşitli görüşlere yer
verilecek, Ermeni ulusal kimliğinin şekillenme süreci üzerinde durulacak, bu
süreci etkileyen sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve tarihsel olaylar ve
16
değişimler incelenecektir. Ermenilerin etnik kökenine değinilecek, bu konuda
Ermeni ve yabancı tarihçilerin ve antropologların görüşlerine yer verilecektir.
Aynı zamanda Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda Türk faktörü üzerinde
durulacak, Ermenilerin tarih boyunca yaşadığı olumsuz olan her şeyi içine
sıkıştırdığı bir ‘ötekine’ gereksinim duyduğu ve bu ‘ötekiyi’ de Türk kimliğinde
görmesinin neden ve gerekçeleri araştırılacaktır. 1000 yıllık Türk tebaası
olmuş Ermenilerin Selçuklardan günümüze kadar Türkleri düşman olarak
görmelerinin nedenleri Ermeni ve yabancı kaynaklarına istinaden incelenecek
ve açıklık getirilecek, aynı zamanda bu felsefeyi besleyen Ermeni tarihçi ve
yazarların eserlerinden örnekler verilecektir. Bu çerçevede Ermenistan ve
diaspora Ermenilerinin kimlik anlayışları ayrılıkta ele alınacak, bu anlayışın
oluşumuna temel teşkil eden değerler incelenecektir.
Yaşadıkları coğrafya itibarıyla Müslüman/Türk kültürünün birçok değerli
öğelerini benimseyen Ermenilerin, bu öğeleri yapıcı ve barışçıl araçlar olarak
kullanmaları beklenirken, tam aksi bir tutum izlenmiştir. Ermeniler kendilerini
dünyanın
en
büyük
kültürel
değerlerine
sahip
olan
millet
olarak
tanımlamalarının, diğer milletleri küçümsemelerinin nedenleri üzerinde
durulacaktır. Ermenilerin Doğu’lu ve Hıristiyan olmalarının onların genel
kültürlerinin ve ulusal kimliklerinin şekillenmesindeki etkileri araştırılacak ve
değerlendirilecektir.
Ermenistan’ın jeopolitik konumu değerlendirilirken jeopolitiğin esasını
teşkil eden coğrafi/sabit unsurlar olan sınırlar ve coğrafi bütünlük, sınırların
genişliği ve stratejik kaynaklar, beşeri/potansiyel unsurlar olan siyasi, askeri,
ekonomik yapı ve özellikleri, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin kurulması ve
faaliyetini düzenleyen hukuki belgeler araştırılacaktır.
17
Ermenistan devletini yurtdışında temsil eden Ermeni diasporasının
tanımına açıklık getirilecek, diasporanın dış politikanın oluşumunda ve
uygulanmasındaki yeri ve önemi, diaspora-Ermenistan arasındaki karşılıklı
ilişkileri düzenleyen ve taraflar arasında işbirliğini koordine eden diaspora
konferansları araştırılacak ve değerlendirilecektir. İktidarda olan siyasi
partilere
göre,
diasporanın
Ermenistan
dış
politikasının
oluşum
ve
uygulanmasında etkinliğinin değiştiği ancak hiçbir zaman bu sürecin dışında
kalmamasının nedenlerine açıklık getirilecektir.
Hay Dat adıyla bilinen ve ‘Tsoviç Tsov Hayastan’ (Denizden Denize
Ermenistan) kurmayı hedefleyen bu doktrinin dış politikanın oluşumu ve
uygulanmasında
ne
derecede
etkili
olduğu
araştırılacaktır.
Aslında
Ermenistan dış politikası büyük ölçüde bu doktrinden doğan hedef ve
kavramlar çerçevesinde şekillenmiştir. Hay Dat Doktrini sadece Ermenistan’ın
siyasi ve ekonomik hayatını şekillendirmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm
Ermenilerin sosyal ve kültürel hayatını düzenleyen bir değer ve felsefedir.
Eğer bu doktrinin temel ve gayesinin tarihi Ermeni topraklarının geri alınması
ve Birleşik/Büyük Ermenistan ulusal devletinin kurulması; tarih boyunca
dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış Ermeni ulusunun söz konusu topraklara
geri dönmesinin sağlanması; sosyal devletin kurulması olduğu dikkate
alınırsa, çok geniş ve kapsamlı değerler bütünü olduğu anlaşılacaktır.
Dış politikanın oluşumu ve uygulanmasında dikkate alınacak bir diğer
etken de ülkenin demografik yapısıdır. Ermenistan’ın demografik yapısı
incelendiği zaman yetersiz kaldıkları bu etkenden özellikle Azerbaycan ve
Türkiye’ye karşı zaman zaman nasıl ve hangi konularda başarılı olmalarının
nedenleri araştırılacaktır. Ermenistan Azerbaycan nüfusunun üçte biri
olmasına rağmen bu ülkenin topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiş,
Türkiye nüfusunun yirmi beşte biri olmasına rağmen özellikle soykırımın
Avrupa ve Türkiye’de tanınması açısından ciddi ilerlemeler kaydetmiştir.
18
Türkiye’de sözde Ermeni soykırımını tanıdığını ve üzgün olduğunu bildirerek
bir anda dünya kamuoyunun gündemine çıkan tarihçi ve akademisyenlerin
sayıları her geçen gün artsa da, Ermenistan’da bu konuda Türkiye’nin
tezlerini destekleyen hiç kimse yoktur. Almanya’da 40 bin Ermeni ve 3
milyondan fazla Türkün yaşamasına rağmen, bu ülkede Ermeni diasporasının
faaliyeti ile Türk diasporasının faaliyeti kıyaslanmayacak kadar birincinin
lehine gelişmektedir. Bu da sayının değil, teşkilatlanma yeteneğinin
propaganda sürekliliğinin önemli olduğu gerçeğini bir daha onaylamaktadır.
Ermenistan dış politikasında siyasi liderlerin yeri ve önemi araştırılırken,
Levon Ter-Petrosyan, Robert Koçaryan ve Vazgen Sarkisyan’ın bu süreci
etkileyen siyasi araçla sahip olmalarının yanı sıra karizmatik özellikleri de ele
alınacaktır. Siyasi yönetim sistemi devlet başkanlığı olduğu için liderlerin dış
politikada yasal yetkilerini ve kişisel özelliklerini nasıl ve ne zaman
kullanmaları araştırılacak ve değerlendirilecektir.
Güvenlik güçleri Ermenistan dış politikasını etkileyen ve 2000’li yılların
sonlarına doğru bu alanda etkin konumunu koruyan ve zaman zaman daha
da güçlendiren ender devlet kurumlarından biridir. Bu bağlamda Ermenistan
ordusunun istihbarat ve polis gücünden daha etkili olmasının nedenleri
araştırılacaktır. Konuyla ilgili araştırma yaparken ordunun Azerbaycan
topraklarının işgal edilmesinde başarılı askeri operasyonlar gerçekleştirmesi
ve son 15 yılda sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını
koruyabilmesi olgusu üzerinde durulacak ve değerlendirilecektir. Aynı
zamanda 1990’lı yılların sonlarından itibaren istihbarat ve polis gücünün de
bir süreliğine savunma bakanlığına bağlanması bir diğer neden olarak
incelenecek, ordunun yanı sıra Milli Güvenlik Konseyi’nin de dış politikanın
oluşum ve uygulanma sürecinde etkili olmasının nedenleri araştırılacaktır.
19
Ermenistan Hükümeti’nin sözde Ermeni soykırımı konusunu dış
politikada nasıl ve hangi durumlarda başarılı bir şekilde kullanabilmesinin
nedenleri
üzerinde
durulacak
ve
değerlendirilecektir.
Bu
bağlamda
Ermenistan’ın dış ve güvenlik politikasında en önemli problemler olan sözde
Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanıtılması ve Dağlık Karabağ’ın
bağımsızlığının temin edilmesi problemi karşılaştırılacak, sözde Ermeni
soykırımı konusunda Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı elinde bulundurduğu
bütün propaganda mekanizmaları ve baskı araçlarını kullanım şekli ve
stratejileri değerlendirilecektir.
Tezin ikinci bölümünde ‘Büyük Ermenistan’ projesinde Ermenistan’ın
Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkileri değerlendirilecek bu ülkelerin Ermenistan
dış politikasındaki yeri ve önemine açıklık getirilecektir. Ermenistan’ın Türkiye
politikası değerlendirilirken bu ülkenin dış politikasının 1918–1920 yıllarındaki
Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin Türkiye politikası ile benzerlik teşkil
etmesinin nedenleri araştırılacaktır. Bağımsızlık mücadelesi ve sonrasında
ciddi sorunlarla karşılaşsa da, Ermenistan’ın neden Türkiye ile ilişkilerini
geliştirmemesine,
sözde
Ermeni
soykırımını
gündeme
taşımasına
değinilecek, ‘4 T Planı’nın öğeleri olan tanıtım, tanınma, tazminat ve toprak
konularına açıklık getirilecektir.
Tanıtım-sözde Ermeni soykırımının dünya kamuoyu tarafından ve
tanınma-sözde Ermeni soykırımının Türkiye tarafından da kabul edilmesi
yönünde Ermenistan’ın propaganda çalışmaları araştırılacak, birinci ve ikinci
aşama gerçekleştikten sonra tazminat ve toprak talebinin dünya kamuoyunun
gündemine çıkaracakları plan ve mekanizmalara açıklık getirilecektir.
Ermenistan-Türkiye arasındaki Kars doğu sınır kapısının 1993’te
kapanmasından sonra iki ülke arasındaki sorunlara birinin daha eklenmesi
20
sonucunda ilişkiler daha da gerilmiştir. Türkiye sınır kapısını kapattıktan sonra
Ermenistan Hükümeti tarafından ülkeyi ablukaya almakla ve ekonomik
ambargo uygulamakla suçlanmıştır. Bu bağlamda 1993–2005 yıllarında
gelişen olaylara açıklık getirilecek, Ermenistan’ın bu konuda Avrupa ve
ABD’de propaganda çalışmalarına ışık tutulacak ve değerlendirilecektir.
İkinci bölümde aynı zamanda Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerine
değinilecek, 20. yüzyılın başlarından itibaren Ermenistan’ın Azerbaycan
politikası hakkında bilgi verilecek, iki ülke arasındaki ilişkilerin genel çerçevesi
çizilecek ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesinin nedenleri
araştırılacaktır. Bu bağlamda Dağlık Karabağ sorununun tarihi geçmişi,
Sovyetler döneminde gelişen olaylar ve 1988’den sonra Dağlık Karabağ’da
yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı faaliyetleri hakkında bilgi verilecek ve
değerlendirilecektir.
Dağlık
Karabağ
sorununa
ilişkin
Ermenistan
ve
Azerbaycan’ın yaklaşımlarına, her iki ülkenin bu sorunu uluslararası hukuk
açısından tanımlamalarına yer verilecektir. Günümüze kadar devam eden bu
sorunun kalıcı barış antlaşması ile halledilmesi için Rusya, ABD, AGİT ve
BM’nin arabuluculuk girişimlerine ve taraflara takdim edilen barış projelerine
değinilecek ve bütün bu girişimlerin sonuçsuz kalmasının nedenlerine açıklık
getirilecektir.
Ermenistan’ın bölge politikasının değerlendirildiği üçüncü bölümde bu
ülkenin Rusya, İran ve Gürcistan ile ilişkileri ele alınacaktır. Bu bölümde
Ermenistan
jeopolitiğinde
Rusya’nın
yeri
ve
önemine
değinilecek,
bağımsızlığın ilk yıllarında ve daha sonra Ermenistan’ın Rusya politikasındaki
farklılıklar ele alınacak, Güney Kafkasya’da kalmayı amaçlayan ve bunun için
Ermenistan’ı destekleyerek bölgedeki mevcudiyetini meşrulaştırmak isteyen
Rusya’nın
çabalarına
Ermenistan’ın
yayılmacı
açıklık
getirilecek,
politikasının
ana
Rusya’nın
hatları
desteğini
alan
değerlendirilecektir.
Ermenistan dış politikasında Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’ye yönelik
21
politika genellikle emredici özellik sergilese de, Rusya ile ilişkilerde tam tersi
bir durum söz konusudur. Rusya sadece ekonomik anlamda değil, siyasi
anlamda da Ermenistan’ı kontrol etmektedir. Bu bağımlılığın nedenleri
araştırılacak, karşılıklı ilişkilerde Ermenistan’ın zayıf ve güçlü yanları
incelenecektir. Aynı zamanda Ermenistan ve Rusya arasında ekonomik
ilişkilerin dinamiği, bu ilişkilerde Ermenistan’ın Rusya’ya bağımlılığının
nedenleri,
Rusya’nın
sahip
olduğu
baskı
araçları
incelenecek
ve
değerlendirilecektir.
Ermenistan-Rusya ilişkilerinde özel öneme sahip olan konulardan biri de
askeri ilişkilerdir. İki ülke arasında sadece askeri ilişkilerde Ermenistan kendi
çıkarlarını daha iyi derecede koruyabilmiştir. Aslında ekonomik alanda olduğu
gibi askeri alanda da, Ermenistan Rusya’nın desteğine ihtiyaç duymaktadır.
Ermenistan’ın bu ihtiyaçlarının neler olduğu incelenecek, iki ülke arasındaki
askeri ilişkilerin çerçevesi belirlenecektir.
İki ülke ilişkilerinde rol alan bir kurum da Rusya’daki Ermeni
diasporasıdır. Bu konuya açıklık getirmek için Ermeni diasporasının tarihi
geçmişine açıklık getirilecek, Sovyetler Birliği ve bağımsızlık sonrası
diasporanın
sosyo-kültürel,
siyasi
ve
ekonomik
faaliyeti
ve
etkinliği
araştırılacaktır.
Üçüncü bölümde aynı zamanda Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan
ettikten sonra İran ile özellikle dış politika, ekonomik ve siyasi ilişkilere büyük
önem vermesinin nedenleri araştırılacak, dünya pazarlarına İran üzerinden
çıkmak için gösterdiği çabalar incelenecektir. Bu bağlamda sosyal, ekonomik,
siyasi ve güvenlik problemleri üzerinde durulacak ve değerlendirilecektir.
Tarafları siyasi işbirliğine şartlandıran Azerbaycan ve Türkiye olguları
üzerinde durulacak, ikili ilişkilerde problemler teşkil eden bazı güvenlik
22
konuları (İran uçağının Dağlık Karabağ üzerinde Ermenistan tarafından
düşürülmesi) incelenecektir.
Dağlık Karabağ sorununun çözümünde İran’ın arabuluculuk girişimleri
araştırılacak,
bu
girişimin
ağırlıklı
olarak
Ermenistan’ın
lehine
sonuçlanmasının nedenleri incelenecek, bu bağlamda Azerbaycan-İran
ilişkilerinin dinamiği değerlendirilecektir. Ermenistan-İran devlet başkanlarının
karşılıklı ziyaretlerinin ilişkilere yansıması, taraflar arasında imzalanan siyasi,
ekonomik,
ticari
ve
diğer
anlaşmalar
hakkında
bilgi
verilecek
ve
incelenecektir.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler bağlamında Ermenistan’ın İran ile
eşit durumda olmamasının nedenleri araştırılacak, İran’ın bu konularda
belirleyici konumda olmasının nedenleri, ekonomik açıdan Ermenistan’ın
İran’a
olan
ihtiyacının
çerçevesi
belirlenecek
ve
değerlendirilecektir.
Ekonomik ilişkilerde Ermenistan açısından enerji ve ulaşımın öncelikli konular
arasında olmasının, nedenleri, İran-Ermenistan doğalgaz boru hattının inşa
edilmesi, Aras Nehri üzerinden ulaşımın sağlanması için gerçekleşen projeler
araştırılacaktır.
İki ülke arasındaki güvenlik alanında işbirliğinin genel çerçevesi
değerlendirilirken her iki ülkenin Azerbaycan ve Türkiye’nin bölgedeki
mevcudiyetinden duydukları endişeler tespit edilmeye çalışılmış, bu bağlamda
Ermenistan, İran, Rusya, Yunanistan ve Türkmenistan arasındaki güvenlik
alanında işbirliğinin gelişim sürecine ışık tutulacak ve değerlendirilecektir.
Üçüncü bölümde incelenen konulardan biri de Ermenistan-Gürcistan
ilişkileridir. Bu bölümde Ermenistan’ın Gürcistan politikasına açıklık getirmek
23
bakımından iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi geçmişine, Gürcülerin ve
Ermenilerin 17. yüzyılın başlarında ortak devlet kurma çabalarına, 19. yüzyılın
sonları–20. yüzyılın başlarında iki halk arasında yaşanan olaylara değinilecek,
özellikle ulaştırma, enerji güvenliği ve bu ülkede yaşayan Ermeni azınlığın
durumu incelenecektir.
Taraflar arasında siyasi ilişkiler beklenen düzeyde değildir. Ermenistan
ve Gürcistan bu ilişkilerin üst düzeyde olduğunu ifade etseler de, Ermenilerin
Hay Dat Doktrin’in uygulanmasında Gürcistan’ı zayıf halka olarak görmeleri
nedeniyle
Gürcistan’ın
Ermenistan’a
duyduğu
güvensizliğin
nedenleri
araştırılacak ve değerlendirilecektir. Taraflar bu gerçeği ifade etmeseler de,
bağımsızlıklarını elde ettikten bugüne kadar her iki ülke arasında ciddi bir
güvensizlik söz konusudur. Ama buna rağmen taraflar arasındaki ekonomik
ilişkiler
değerlendirildiği
zaman
siyasi
ilişkilerin
daha
ileride
olduğu
anlaşılmaktadır.
Her iki ülke bağımsızlığını ilan ettikten sonra ciddi ekonomik sıkıntılarla
karşı karşıya kalmış, ama her ikisinin de ekonomik durumu iyi olmadığından
Ermenistan Gürcistan’ı daha çok transit ülke olarak görmüş ve bu açıdan
değerlendirmiştir. Gürcistan transit ülke olmanın verdiği avantajı kullanarak
Ermenistan’dan maksimum gelir elde etmenin yollarını aramış, Ermenistan
Gürcistan’a sattığı elektrik enerjisini koz olarak kullanmaya çalışmıştır.
Taraflar arasında bir diğer önemli meselede Cevaheti Ermenilerinin
ayrılıkçı taleplerinin gündeme gelmesidir. Ermenistan resmen Cevaheti
Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerini desteklemediğini ifade etse de, Gürcistan
Hükümeti ile yaptığı görüşmelerde bu konuyu gündeme taşımasının
nedenlerine,
Rusya’nın
Cevaheti
Ermenilerinin
ayrılıkçı
taleplerine
24
yaklaşımına ve verdiği desteğe ışık tutulacak, Cevaheti Ermenilerinin ayrılıkçı
faaliyetlerine açıklık getirilecek ve değerlendirilecektir.
Ermenistan dış politikasında güvenlik anlayışının, AB ve ABD ile
ilişkilerin ele alındığı dördüncü bölümde genel olarak Güney Kafkasya
jeopolitik konumu itibarıyla büyük devletlerin mücadele alanı gibi görülmüştür.
Bölge güvenliğini tehdit eden sorunların 1980’li yılların sonlarından itibaren
ortaya çıkan etnik temele dayalı ve büyük devletlerin çıkarlarının çatışması
olmasının nedenleri tespit edilecek ve değerlendirilecektir. Bölge güvenliğinin
sağlanması
ve
korunması
konusunda
devletlerin
ortak
paydaya
gelememelerinin nedenleri araştırılacaktır. Aynı zamanda bölgede yaşanan
sorunlar Dağlık Karabağ (Azerbaycan-Ermenistan), Abhazya, Acaristan ve
Güney Osetya (Gürcistan), bölge devletlerinin Rusya ile ilişkileri, askeri
kontrol, silah kaçakçılığı ve güvenlik, Karadeniz’de sınırların kontrolü
(Gürcistan
örneği),
Hazar
Denizi’nin
paylaşımı
(Azerbaycan,
İran,
Türkmenistan, Rusya ve Kazakistan örneği), petrol boru hatlarının güvenliği
(Hazar havzasında petrol üretimi ve güvenli bir şekilde uluslararası piyasalara
nakli. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC), Bakü-Erzurum, Bakü-Novorossiyk ve BaküSupsa petrol boru hattı, Azerbaycan, ABD, Fransa, İngiltere ve Rusya’nın
petrol politikası açısından), bölgesel bütünleşme ve işbirliği, İki milyon
civarında olan mülteciler olarak belirlenecek ve değerlendirilecektir.
Bölgenin güvenlik sorunları, bölge ve bölge dışı devletlerin hazırladıkları
(‘Kafkas Evi’, ‘Barışçıl Kafkasya İçin’, ‘Güney Kafkasya’da Güvenlik Paktı’,
‘Kafkasya Ekonomik Forumu’, ‘Bölgesel Güvenlik ve İşbirliği Paktı’, ‘Barışçıl
Kafkasya İçin Pakt’) projeler hakkında bilgi verilecek ve bu projelerin kabul
edilmemesinin nedenleri araştırılacaktır.
25
Ermeni ulusal güvenliği problemleri araştırılırken, Ermenilerin ulusal
hedefleri, dünya Ermeniliğinin yapısı, halledilmemiş Ermeni sorunu, Batı ve
Doğu Ermenistan sorunlarının dünü ve bugünü hakkında pozitif ve negatif
görüş, dünya Ermenileri için esas tehdit, asimile olma tehlikesi, dış saldırı
tehlikesi, dünya Ermenilerinin esas kaynakları, esas hedef ve görevler gibi
problemler ele alınacak ve değerlendirilecektir.
Ermenistan’ın güvenliğinin sağlanması ve korunması amacıyla Rusya ile
askeri ve güvenlik alanında işbirliğine önem vermesi, bunun için 14 Şubat
1992’de kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu nezdinde Savunma Bakanları
Konseyi ve BDT Birleşmiş Silahlı Güçler Baş Komutanlığı teşkilatına, 15
Mayıs 1992’de Taşkent’te kurulan Ortak Güvenlik Antlaşması’na (OGA) üye
olmasının nedenleri ve gerekçeleri incelenecektir. Güvenlik bağlamında
Ermenistan’ın Rusya ile 2000’de ‘21. Yüzyılda Rusya ve Ermenistan Arasında
Stratejik İşbirliği Deklarasyonu’ imzalamasının nedenleri ve sonuçları
değerlendirilecektir.
Aynı zamanda Ermenistan’ın Rusya ve OGA çerçevesinde güvenlik
alanında işbirliğine paralel olarak NATO ile de geliştirmeye çalıştığı işbirliği
değerlendirilecektir. Ermenistan resmi yetkililerinin açık bir şekilde bu kuruma
üye olmak istemediklerini bildirmelerine rağmen, NATO’nun Ermenistan
‘sevdasının’ Azerbaycan’dan daha çok olmasının nedenlerine değinilecektir.
Ermenistan’ın 1994’te NATO’nun Barış İçin Ortaklık (BİO) projesine
katılmasından sonra bu çerçevede katıldığı askeri eğitim, yüksek teknolojinin
uygulanması, İngilizce’nin öğrenilmesi, olağanüstü hallerde sivil hareketin
planlanması çalışmalarına açıklık getirilecek ve sonuçları değerlendirilecektir.
Dördüncü bölümde aynı zamanda Avrupa Birliği’nin genel olarak Güney
Kafkasya politikası kapsamında bölgenin jeopolitik tanımlamasına yer
26
verilecek, özellikle Ermenistan’ın AB politikasının ana hatları belirlenecek ve
değerlendirilecektir. Aynı zamanda 1990’lı yılların başlarından itibaren AB’nin
Ermenistan’a yaklaşım stratejisine değinilecek, Ermenistan’ın Avrupa ile
ilişkilerinde öncelikli konuların ekonomik, ulaşım ve mali yardım projeleri
olmasının ekonomik ve siyasi gerekçeleri ve Avrupa’nın Ermenistan’da
görmek istediği demokratik değerlerin daha az kabul görmesinin nedenleri
araştırılacaktır. Ermenistan’ın Avrupa ile ilişkilerinde önem verdiği konulardan
birinin de ulaşım projelerine katılım talebi olması, bununla jeopolitik
dezavantajından kaynaklanan eksikliğinin giderilmesine yönelik çalışmalarına
açıklık getirilecek, İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Antlaşma çerçevesinde
kurulan
AB-Ermenistan
İşbirliği
Konseyi’nin
(EU-Armenia
Cooperation
Council) faaliyetine değinilecektir.
Ermenistan Avrupa Konseyi ile de ilişkilerine önem vermiş, Avrupa’ya
açılım projesini daha çok bu kurum aracılığı ile gerçekleştirmeye çalışmıştır.
Bu bağlamda Ermenistan’ın AK’ye üyelik başvuru süreci hakkında bilgi
verilecek, gelişmeler ele alınacak, Ermenistan’ın demokratikleşme, insan
haklarına saygı ve ifade özgürlüğünün temin edilmesi ve korunması yönünde
elde ettiği başarılar değerlendirilecektir.
Çeşitli vesilelerle AK’nin program ve projelerine katılan Ermenistan’ın
özel davetli statüsüne sahip olduktan sonra ilişkilerindeki değişiklik ve
ilerlemeler incelenecek, Şubat 1997’de AKPM’i temsil eden raportörlerin
Ermenistan’da yasama ve hukuk sisteminin AK standartlarına uyumlaştırması
sürecini değerlendiren rapor hakkında bilgi verilecek, ülkede yapılan yerel ve
merkezi seçimlerle ilgili AK gözlemcilerinin izlenimleri değerlendirilecektir.
Aynı zamanda Ermenistan’ın AK’ye üye kabul edilirken demokrasinin
gelişmesi, insan haklarına saygı gösterilmesi, yönetimde hukuk kurallarına
uyulması, AK’nin standartları, ilkeleri ve demokratik değerlerinin Ermenistan
anayasasına ve uygulamaya yansımaları, iç hukuk, insan hakları ve Dağlık
27
Karabağ
çatışması
konularında
üstlendiği
taahhütler
hakkında
bilgi
verilecektir.
Dördüncü bölümde araştırılan bir diğer konu da Ermenistan-ABD
ilişkileridir. Bu bağlamda bağımsızlık sonrası Ermenistan dış politikasında
ABD’nin
özel
diasporasının
konumunun
faaliyeti,
olmasının
nedenleri,
Ermenistan’ın
diaspora
bu
ülkedeki
aracılığıyla
Ermeni
ABD’nin
Azerbaycan ve Türkiye politikasını etkileyen araç ve mekanizmalarına açıklık
getirilecektir. Ermenistan’ın İsrail’den sonra ABD’den en çok mali yardım
almasının sebepleri araştırılırken dış politikanın uygulanma şekli ve
diasporanın bu yöndeki çalışmalarına açıklık getirilecek, iki ülke arasında
ekonomik ve ticari ilişkiler ele alınacak, güvenlik alanında (daha çok NATO
çerçevesinde) işbirliği değerlendirilecektir.
Sonuç bölümünde ise yukarıda ifade edilen görüşlerin değerlendirilmesi
yapılacaktır.
1. BÖLÜM
1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASININ (EDP) KURAMSAL
ÇERÇEVESİ
1. 1. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINI BELİRLEYEN ÖĞELER VE
KAVRAMSAL YAKLAŞIM
1. 1. 1. Ermeni Ulusal Kimliği
Biz hepimiz Sümerlerden geldiğimize inanıyoruz.
O. Priçak.∗
Ulus ve genel olarak ulusal kimlik problemi tarih boyunca tartışılan bir
konu olmuştur ve güncelliğini bugün de korumaktadır. Bu konu daha çok
sosyologlar, tarihçiler, kültür araştırmacıları, sosyal bilimciler, antropologlar,
sosyal-psikologlar tarafından araştırılmaktadır. Ulusal kimliğin oluşum süreci
ve karakteristik özelliklerinin dış politikaya yansımaları ise son yıllarda
araştırma konusu olmuştur. Bu bağlamda tezde Ermenistan dış politikasının
şekillenmesinde ulusal kimlik öğesinin ne gibi rol oynadığı ve sınırlarının
nereye kadar genişlediği araştırılmıştır.
‘Kimlik, mekân ve zaman bilincinin tarihi birikim ve cari gerçeklikler
çerçevesinde yeniden kurulması tarih içinde var oluşun ve insanlık birikimine
∗
Omelyan İosifoviç Priçak (7 Nisan 1919–29 Mayıs 2006). Ukrayna asıllı ABD’li doğubilimci.
Kendi alanında tanınmış ve birçok eserleri bulunan bilim adamıdır.
29
katkıda bulunabilmenin olmazsa olmaz şartıdır’.1 ‘Kimlik, kültürel bir sürekliliği
ve aidiyeti ifade eden bir kavramdır. Etnik ve milli kimliğin başlangıcı
sayılabilecek
özellikleri
içselleştirirken
diğerini
içerisinde
öteki
barındırır...
kavramı
ile
Kimlik,
ayrıştırır.
grup
üyelerini
Bireyin
kendini
anlamlandırabilmesi için aidiyetle kendi grubuna dâhil olur’.2 ‘Kimliğin en
önemli unsuru aidiyettir. Etnik kimlik, kendini diğerlerinden ayıran sınırları
belirlemek için aidiyete ait değerleri üreterek varlık alanını oluşturur. Varlığını
sürdürebilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için var olma mücadelesinin
en önemli özelliği, kendini diğerlerinden ayıran kimliğin, en belirgin şekli ile
ortaya konulmasıyla mümkündür’.3 Kolosov, halkların devletleri değil,
devletlerin, daha doğrusu elitlerin milletleri oluşturduğunu savunmuş,
Sovyetler Birliği zamanında Ruslar, Ukraynalılar, Kazaklar ve diğer halklar
arasında ortak kültürel değerlerin olduğu kanaatine gelindiğini ancak
Sovyetlerin dağılmasından sonra bu halklar arasında ciddi kültür farklılığının
ortaya çıktığını örnek olarak göstermiştir.
Belirli bir grup insanı bir arada tutmak ve onların diğerlerinden farklı
olduklarını sergilemek, grup üyeleri arasında birlik ve beraberliği güçlendirmek
amacıyla siyasi elitler ve devlet, kültür sistemi veya sembolleri kullanmıştır.4
Anthony Smith, Milli Kimlik adlı eserinde milli kimliğin unsurlarını açıklarken
millet ve patria (vatan) ayrımı yapmış,5 çoklu kimlikleri açıklarken ise cinsiyet
kategorisinden, mekân ya da ülke/toprak kategorisinden ve sosyal-ekonomik
toplumsal sınıf kategorisinden6 bahsetmiştir. Smith’in bu tanımlamasına
1
Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Türkiye’nin Stratejik Konumu, 11. bs., KÜRE Yayınları,
İstanbul, Şubat 2003, s. 30.
2
Peter Burke, Tarih ve Toplumsal Kuram, çev. Mete Tunçay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
İstanbul 1994, ss. 55-56.
3
Hüseyin Çakıllıkoyak, Diasporada Ermeni Kimliği, Paris ve Halep Örneği, Yeditepe Yayınevi,
İstanbul 2005, s. 71.
4
Vladimir Aleksandroviç Kolosov ve b, “Territorialnaya İdentiçnost i Mejetniçeskie Otnoşeniya na
Primere Vostoçnıkh Rayonov Stavrapolskogo Kraya”, (Erişim) http://www.politstudies.ru/fulltext/
2001/2/6.htm
5
Anthony D. Smith, Milli Kimlik, çev. Bahadır Sina Şener, 2. bs., İletişim Yayınları, İstanbul 1999,
ss. 25-27.
6
Smith, a.g.e., ss. 17-18.
30
uygun olarak Ermenilerin, cinsiyet kategorisi, 19. yüzyılın başlarından itibaren
sosyal-ekonomik toplumsal sınıf ve 1920’den itibaren mekân ya da
ülke/toprak kategorisi içinde yer aldıklarını söylemek mümkündür. Nitekim
Piter Rutland Ermeni ulusal kimliğinin normal olmayan şartlarla karşı karşıya
kaldığını iddia etmiştir. Rutland’a göre, kendilerine ait devlete sahip olmayan
Ermeniler
çokuluslu
imparatorlukların
bir
unsuru
gibi
yaşamaya
uygunlaşmaya mecbur olmuştur. Çok güçlü cemaat kimliğini geliştirmelerine
rağmen, Ermeniler yalnızca son zamanlarda kendi devletlerine sahip
olmuştur.7
Günümüzde dünyada birçok etnik grup belirli bir coğrafyada tarihi
süreçte etnik, sosyal, kültürel, fiziksel değişim ve gelişmeleri yaşamış, ulusal
kimliğini oluşturabilmiştir. Ama bazı etnik grupların ulusal kimliği ise, doğal bir
şekilde yüzyıllar boyu cereyan eden sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve
tarihsel olayları ve değişimleri içerilerinde eriterek ve benimseyerek değil,
uluslararası ortamın değişen dinamiklerinin ortaya çıkardığı imkân ve dış
destekten büyük ölçüde yararlanmak suretiyle şekillenmiş veya bu süreç
halen devam etmektedir. Bu kategoriye Ermenileri dâhil etmek mümkündür.8
Bazı Ermeni tarihçiler9 bu görüşe katılmasalar da, bazıları bin yıldır devlet
geleneğinden yoksun kaldıklarını, Ermenilerin ekonomik ve siyasi nedenlerle
büyük bir bölümünün yurtdışında yaşamalarını öne sürerek tarih, kültür,
7
Peter Rutland, “Democracy and Nationalism in Armenia”, Europe-Asia Studies, Vol. 46, No. 5,
1994, pp. 839-861.
8
Ermeni tarihi ve Ermeni milletinin teşekkülü hakkında kaynak eserler aşağıdakilerdir: Esat Uras,
Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, 2. bs., Belge Yayınları, istanbul 1987; Şota Tetvadze ve
Otar Tetvadze, Gürcistanda Ermeniler, çev. Gülnar Tanrıkulu, yayınlanmamıştır, Gürcistan Milli
ve Sosyal İlişkiler Akademisi, Tiflis, 1988; Keğam Kevorkyan, Mitolojik Ermeni Tarihi, çev.
Sarkis Seropyan, Aras Yayinlari, İstanbul 2000; İovannes Drashanakertçi, İstoriya Armenii,
(Erişim) http://www.armenianhouse.org/draskhanakertsi/amhistory/hist_gl1.htm; Kamuran Gürün,
Ermeni Dosyası, 5. bs., Rüstem Yayınevi, 2001, ss. 19-38; İstoriya Armyanskogo Naroda,
(Erişim) http://www.armenicawizard.am/hystory/history.html; James Russel, “The Formation Of
The Armenian Nation”, The Armenian People, From Ansient To Modern Times, ed. Richard G.
Hovannisian, St. Martin’S Press, Nev York, 1997, S. 1, p. 19-36.
9
Artaşes Andreyeviç Arçrunu, Slavyanskaya Pismenno-Khristianskaya Kultura i Armyanskoe
Prosvetitelstva, Moskova, 2004, s. 35.
31
gelenek ve görenekler konusunda çeşitli görüş ve anlayış tarzına sahip
oldukları için milletleşme sürecini halen tamamlamadıklarını bildirmektedir.10
Ermeni tarihçiler arasında kökenlerinin nereden geldiği konusunda görüş
birliği yoktur. Bir grup tarihçi, Ermenilerin kökenini Kitabı Mukaddes rivayetleri
ile özdeşleştirerek onların Sincarlı Yasef evladı Hayk’tan türediklerini ileri
sürmüştür. Diğer grup tarihçiler ise, Ermenileri Frikyalıların bir kolu olarak
tanımlar ve tarihlerini Ermenilerin Frikyalılarla birlikte bulundukları yerlere
geldikleri zaman olarak gösterdikleri, Milattan evvel 7. ve 6. yüzyıldan
başlatmıştır.11 Bazı Ermeni kaynaklarına göre ise, Ermeni halkı MÖ. 1.
yüzyılın sonu 2. yüzyılın başlarında ve sonlarında dağlık Ermenistan’da
yaşayan çeşitli etnik grupların bileşiminden oluşmuştur. Tarihi süreçte bu etnik
gruplardan bazılarının fiziksel kodları, bazılarının gelenek ve görenekleri,
bazılarının da maddi, manevi değerleri ve kültürleri Ermeni etnik kimliği adı
altında bütünleşmiştir.12 Hanrish Pudor, Ermenilerin Hıristiyan olmakla
beraber Sami ırkından olduğunu, en özgün niteliklerinin burunlarının kambur,
kalın ve kaba olduğunu, L. Sufer, Ermenilerin Yahudiler ve Hititlerden
geldiğini, S. Valsinger, Ermeni ve Yahudiler arasında göze çarpan benzerlik
olduğunu, bunun bedensel benzerliğin yanı sıra ticarete olan yakınlıkları ile de
kanıtlandığını, J. Deniker, Ermenilerin esasen karışık bir ırk olduğunu, bunlar
arasında Hindu-Afgan-Asurî ve Türk ırklarından ortak noktalar olduğunu,
Robart De Gais, Orta Asya ve Pamir yaylalarından gelen Aryen boyları ve
10
Artak Arutyunyan, “İstoriko-Retrospektivniy Analiz Politiki Rossii Na Yujnom Kavkaze”,
Yujniy Kavkaz: Problemi Regionalnoy Bezopasnosti i İntegraçii, RAU, c.1, No 1, 2004,
(Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/arutunyan.pdf; Gerard J. Libaridian, Ermenilerin Devletleşme
Sınavı, 1. bs., İletişim Yayınları, İstanbul 2001, ss. 21-73.
11
Uras, a.g.e., s. 22; Sergey Nikolayeviç Glinka, Opisanie Pereseleniya Armyan
Adderbidjanskıkh v Predelı Rossii, Moskova, 1831, ss. 3-10.
12
“Proiskhojdenie Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/hystory/history
2.html; Aleksey Sukiasyan, İstoriya Kilikiyskogo Armyanskogo Gosudarstva İ Prava (xı-xıv vv),
Mitk Yayınevi, Erivan 1969.
32
Mezopotamya’dan kuzeye çıkan Sami ırkına mensup aşiretlerin karışımı
olduklarını öne sürmüştür.13
Rus bilim adamları tarafından Ermenilerin etnik kökenleri geniş
araştırılmasa da, doğu kaynaklarına istinaden verilmiş bilgilere göre, Babil
döneminde ve Kudüs’ün işgal edilmesinden sonra büyük bir Yahudi kitlesi
Ermenileşmiştir. Şantr, Erkert ve Pantyukhov’un yaptıkları antropolojik
araştırma sonuçlarına göre, Ermenilerin büyük ekseriyeti barkhiçefal-yani kısa
kafalıdır ve bu bakımdan daha çok dağ Yahudileri ve siro-khaldeylere
(Asurîlere) benzemektedirler. İngiliz bilim adamı Bertin ise Ermenileri Filistin
öncesi dönemi Yahudilerle aynı tip insan grubuna ait etmiştir. Rus bilim adamı
Anuçin ise Ermenilerin Arî ırk olmadıklarını, sadece dillerinin Arîleştiğini14 ünlü
tarihçisi Glinka ise Ermenilerin Suriyelilerden, Araplardan veya Frigyalılardan
geldiklerini iddia etmiştir.15 19. yüzyılın sonlarında Kafkasya Valiliği’nde
görevde bulunmuş Rus yazar Veliçko, Tiflis’te Ermenice yayımlanan Murç
dergisine istinaden 19. yüzyılın sonlarında Kafkasya Ermenileri arasında
önemli miktarda asimle edilmiş çingenelerin olduğunu bildirmiştir.16 Veliçko,
İvan İvanoviç Pantyukhov’un 19. yüzyılın sonlarında Osmanlıdan Kafkasya’ya
göç eden Ermeniler üzerinde yaptığı antropoloji araştırma sonuçlarına
dayanarak, göç edenlerin büyük bir bölümünün safkan Kürt olduğunu
bildirmiştir.17 Veliçko aynı zamanda Albanların Ermenilerin iddia ettikleri
13
Mesut Hakkı Çaşın, “Ermenistan Silahlı Kuvvetleri”, Avrasya Dosyası, XI. cilt, sayı 4, Sonbahar
1995-1996, s. 54.
14
Vasili Lvoviç Veliçko, Kavkaz: Russkoe Delo i Mejduplemennıye Voprosı, I. cilt, M.D.
Muretov Yayını, S. Petersburg, 1904, s. 65.
15
Sergey Nikolayeviç Glinka, Obozrenie İstoriya Armyanskogo Naroda, Moskova 1832, s. 23.
16
“...dünyada yalnızca iki halkın kendine ait dili ve vatanı yoktur; bunlar Yahudiler ve
Çingenelerdir. ne Asya despot rejimi ne ortaçağ takipleri ne de çağımızın kültürü onları asimile
edememiştir. ... Asya ve Avrupa’da, eski ve yeni dünyada Çingene-Çingene olarak, Yahudi-Yahudi
olarak kalmaktadır. Yalnızca bir tek Ermeniler Çingeneleri asimile edebilmiştir. Bunlar dedikodu
değil, ciddi ve güvenilir kaynaklarla desteklenmektedir. Erivan, Şemahı, Yelizavetpol, Tiflis ve
diğer bölgelerin Çingeneleri elli yıl bundan önce ermeniler tarafından asimile edilmiştir. Asimile
edilen Çingeneler yalnızca soyadlarını koruyabilmiştir. Ermenileşmiş Çingenelerden Ptersburg
üniversitesi profesörü Kerobe Patkanyan, Keşiş Alemdaryan ve şair Hasanoğlu’yu örnek göstermek
mümkündür.” Ermeni Murç Dergisinin 1897 yıl sayısında yayımlanan “Çingene Ermeniler” adlı
makalesinden aktaran: Veliçko, a.g.e., ss. 65-66.
17
Veliçko, a.g.e., s. 66.
33
Ermeni olmadıklarını, onların 19. yüzyılın başlarına kadar Eçmiadzin Kilisesi
ile mücadele eden bağımsız Agvan veya Gandzasar (Bugünkü GenceAzerbaycan) Katogikosluğu’nun mevcut olduğunu, bir zamanlar Agvan
Katogikosluğu’na bağlı olan Hıristiyanların Ermeniler olarak tanımlandığını ve
Albanların Ermeniler tarafından asimle edildiğini bildirmiştir.18
Ermeniler ‘Ben kimim?’ sorusunu yanıtlarken kendi geçmişlerini Nuh
Peygamber’e kadar götürmekte, 4500 yıllık tarihe19 sahip olduklarını
söylemekte, Hıristiyanlığı ilk kabul eden topluluk olarak övünmekte,20 kendi
tarihlerini
inanılmaz
derecede
abartarak,
dünya
medeniyetini-yazıyı,
astrolojiyi, bakır ve demir madenciliğini kendilerinin keşfettiğini ve dünyada
insan hayatının Gökçe Gölü sahilinden başladığını iddia etmektedir.21
Ermenilerin kimlik psikolojisini incelemek için Ermeni tarihindeki gelişmeleri
ele almakta yarar vardır. Ermeniler, yüzyıllar boyunca tebaa psikolojisini
yaşamış bir millettir. Ermeniler, 11. yüzyılda Kilikya Baronluğu’nu kurmuş, bu
baronluğun çöküşünden 20. yüzyılın başlarına kadar bağımsız bir devletleri
olmamış ve Kilikya Baronluğu’nu tarihini inanılmaz derecede abartmıştır.22
Ermeniler, tarihlerini olduğu gibi değil, görmek istedikleri gibi yazmış ve bunun
propagandasını yapmıştır. Yaşadıkları coğrafyada Bizans, Roma, Pers, Arap,
Selçuk ve Osmanlı gibi büyük imparatorluk ve devlet kurmuş milletlerin
çevresinde kendilerini zayıf ve başarısız olarak gören Ermeniler, tebaa
kompleksinden kurtulmak için kendilerini yüce ve büyük millet olduklarına
inandırmaya çalışmıştır.23 Hay Dat24 ideologlarından olan ve aşırı milliyetçi
18
Veliçko, a.g.e., s. 66.
Suren Ayvazyan, İstoriya Rossii: Armyanskoy Sled, Kron-Press Yayınevi, Moskova 2000, s.
443; Levon Melik Şahnazaryan, “Kharakter Armyanskogo Naroda”,
(Erişim) http://www.armenianhouse.org/mshakhnazaryan/nf-ru/character.html
20
Şaginyan M, “Vajnoe Sobıtiye İstorii”, Literaturnaya Gazeta, 13 Eylül 1998.
21
“Kolıbel Çeloveçstva Na Territorii İstoriçeskoy Armenii”, Azg, 1 Ocak 2002.
22
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim)http://www.armenica.wizard.am/history/history11.html;
22 Haziran 2004; Ayvazyan, a.g.e., ss. 226-251.
23
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/; Rafael Abramyan,
“Armyanskoe Rıçarstva”, Armyanskiy Vestnik, Moskova 1999, No:1-2,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/armvest/jurnal04/j04_stat27.html; Ter-Gazaryan R. V, “Armyane
Na Vizantiyskom Perestole”, (Erişim) http://www.armenia.ru/history/history.php3?page=author
19
34
görüşleri ile tanınan yazar Zori Balayan, Erivan’ın 2702 yıl önce inşa
edildiğini, Roma ve Babil kadar antik bir kent olduğunu iddia etmiştir.25
Ermenilerin süje olarak kolektif tecrübeleri-esaret, dışlanmışlık ve
yöneticilerinin yaptıkları baskılar, sözde 1915 soykırımı Ermeni tarihinde yeni
bir dönemin başlangıcı olmuş-milletin yok olma korkusunu uyandırmış, bu
korku Ermeni milli hareketi ve retoriğinin belirgin özelliğine çevrilmiştir. Tek
tarih, dil, mekân hissi Ermeni toplumunun ulusal şuurunun şekillenmesine
yardımcı olmuştur. Buna rağmen bu olguların etkisi farklıdır. Örneğin, Anatoli
Yamskov’a göre, din olgusu Kafkasya’daki münakaşaların şiddetlenmesinde
rol oynamamıştır.26 Büyük bir ihtimalle Dağlık Karabağ Savaşı’nda Ermeni
ulusal kimliğinin seferber edilmesinin en önemli faktörü sözde soykırım
hakkında ulusal hafıza ve kaçınılmaz olarak bu hafızaya eşlik eden korku
hissi olmuştur. Ayrıca Ermenilerin iddia ettikleri gibi, ‘anayurtlarından’ göç
ettirilmesi Ermeni toplumu arasında arazi (toprak, mekân) ideolojisine bağlılık
hissini uyandırmış ve aynı araziye iddialı olanlar karşısında bu duygularının
güçlenmesi ile sonuçlanmıştır. Türk faktörünün Ermeni ulusal kimliğinin
şekillenmesinde önemli etkisi olmuştur. Bu etkinin önemli öğeleri Osmanlı
tebaası psikolojisi ve Ermenilerin iddia ettikleri sözde soykırım olarak
değerlendirilebilir.
1. 1. 2. Ermeni Ulusal Kimliğinin Oluşumunda Türk Faktörü
Büyük Fransız Devrimi zamanında millet kavramı, devletin bütün
vatandaşlarını ihtiva etse de, birçok millet kendisini etnik kimlik ve kültürü ile
tanıtmayı tercih etmiştir. Genellikle milletler kendilerini kabullendirmek için
24
Bu konuda daha geniş bilgi için sayfa 73’e bakınız.
Zori Balayan, Oçag, Erivan, Sovetakan Grog Yayınevi, 1984, s. 419.
26
Anatoly Nikolayeviç Yamskov, “Ethnic Conflict İn The Transcausasus: The Case Of NagornoKarabakh”, Theory and Society, Vol. 20, No. 5, Special Issue On Ethnic Conflict İn The Soviet
Union, Oct., 1991, pp. 631-660.
25
35
kadim geçmişlerini öne çıkarmaya çalışmıştır. Bundan yalnızca yüzyıllar
boyunca gelişmiş kültüre ve muhteşem tarihe sahip olan etnik gruplar
yararlanma fırsatına sahip olmuştur. Tarih ve kültürle bu tür dikey ilişki
kurmaya çalışan milletler kendilerini kanıtlamak ve güçlendirmek istemiştir.27
Dünyadaki bütün milletler, ister Batı Avrupa’da olduğu gibi içsel
dinamiklerin bir sonucu olarak devletini kurmuş; ister bazı ülkelerde olduğu
gibi devlet aygıtını ele geçirmiş müteşebbis bir kadro tarafından inşa edilmiş
olsun, olumsuz olan her şeyi içine tıkıştırdığı bir ‘ötekine’ gereksinim
duymaktadır. Aynı şey devlet içinde geçerlidir.28 Bunun sebebi, ötekinin, ulusu
ve devleti daha anlamlı, meşru ve sürekli kılan bir yapıştırıcı ya da harç olarak
algılanmasıdır. Ötekinin yaratılıp tanımlandığı süreçte, olumlu öğelerle
bezenmiş ‘biz’ de kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle milletler
kendi ulusal kimliklerini oluştururken, kendi bakış açısı ve etik değerleri
çerçevesinde diğerlerinin de ulusal kimliklerinin bazı öğelerini oluşturacaktır.
Ermenilerin, ulusal kimlik taşlarının yerine oturtulması bakımından
yapıştırıcı ya da harç olarak gördüğü ‘öteki’ Türklerdir. Bu öteki kavramı
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Türklerin Ermenilere karşı yaptığı iddia edilen
sözde soykırımla başlamamıştır; çok daha eskilere dayanmaktadır. Özellikle,
1054’te Selçukların,29 1512’de ise Osmanlının tebaası olduktan sonra
Ermenilerin bilincinde Türk düşmanlığı yer edinmeye başlamıştır. Ermeni
tarihçilere göre Ermenistan’ın bölünmesindeki en önemli nedenlerden biri de
Osmanlı ve Safeviler arasındaki savaşlar olmuştur.30
27
Viktor Şnirelman, “Mif o Proşlım i Naçionalizm”, (Erişim) http://balkaria.narod.ru/public/shnirel
man.htm, 15 Nisan 2004.
28
Engin Berber, “Öteki Kavramlardan Tarih Yazımı”, (Erişim) http://www.siyasitarih.com/arsiv/
oteki.htm, 22 Eylül 2005.
29
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Armeniya v 11-14 Vekakh), (Erişim) http://www.armenica.
wizard.am/hystory/history10.html, 3 Ağustos 2002.
30
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Novıy Etap Osvoboditelnego Dvijeniya), (Erişim) http://www.
armenica.wizard.am/hystory/history13.html, 3 Ağustos 2002.
36
Hay Dat ideologlarından olan Silva Kaputikyan, 1988’de Erivan’da
düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada Türk düşmanlığını ‘....4. yüzyıldan
itibaren Türklerin zulmüne katlanıyoruz. Daha ne kadar sabredeceğiz’
sözleriyle dile getirmiştir. Kaputikyan’ın Türklere karşı kin ve nefreti
Ermenistan’ın bağımsızlık sürecinde ortaya çıkmamıştır. 1950’li yıllarda
Moskova’da yapılan bir toplantıda Nazım Hikmet Kaputikyan’la görüşmek
isterken, Kaputikyan onu kabaca iterek ‘...İlk önce topraklarımızı verin! Bizim
topraklarımızı! Sonra kucaklaşırız!’ diyerek toplantıda Nazım’ı zor duruma
düşürmüştür.31 Kaputikyan, Kervan Henüz Yoldadır, Haritanın ve Kalbin
Enlemleri adlı kitaplarında da Ermeni toplumunun kadimliğinden bahsetmiş,
Türkleri Ermenilerin en büyük düşmanı olduğunu, bağımsızlıklarını kazanmak
için yüzyıllardır Türklere karşı mücadele verdiklerini ve tarihi haksızlığı
gidererek ‘Büyük Ermenistan’ın sınırlarını çizeceklerini söylemiştir.32
Kaputikyan, Zamanın Başlangıcı adlı kitabında ise Ermenilere nasihat
olarak şöyle demektedir: ‘Hayk bilmelidir ki Ermeni ailesinde doğan bir Ermeni
sadece kendi hayatını yaşamak için doğmamıştır, o Ermeni milleti için
yaşamalı ve çalışmalıdır. Bunun için yeni doğan bir Ermeni bebeğinin
kulağına-‘Eyyyy... Aram! Türkler senin düşmanındır!-demek gerekiyor ki
düşmanının kim olduğunu tanısın.’33
Ermenilerin, özellikle de Ermeni diasporasının sözde soykırım anlayışını
değerlendirirken
ulusal
kimliğini,
gelenek
ve
göreneklerini
koruma
içgüdüsünden çok, duygu sömürüsü yaparak Avrupa ve ABD’de daha rahat
bir
hayat
yaşaması
için
mağdurluk
izlenimi
bıraktıklarını
söylemek
mümkündür. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra insan hakları
kavramının ulus devletler ve uluslararası kamuoyunda yer edinmesinden
31
32
33
Yuri Pompeev, Krovavıy Omut Karabakha, Azerbaycan Yayınevi, Bakü 1992, s. 31.
İgrar Aliyev, Dağlık Karabağ: Tarih, Faktlar, Hadiseler, Bilim Yayınevi, Bakü 1989, s. 33.
Silva Kaputikyan, Zamanın Başlangıcı, Erivan 1998, ss. 46-48.
37
sonra Ermeniler bundan fazlasıyla yararlanmıştır. Araştırmacı psikiyatris
yazar Erol Göka ise diaspora Ermenilerinin psikolojik durumunu şöyle ifade
etmiştir. ‘...Diaspora Ermenileri için, yaşadıkları zengin Batı ülkesinin kimliğine
sarılmak dışında, bir ulusal kimlik şansı hiç yoktur ama grup (cemaat)
kimlikleri açısından Türk düşmanlığı ve intikam duyguları kurucu bir işleve
sahip olabilir. Grup kimliğine sahip olmanın ve mağduriyet psikolojisinin
avantajlarını Türk düşmanlığı sayesinde yaşayabilirler...’34
Oganisyan ise diaspora Ermenilerinin psikolojik durumunu şöyle ifade
etmektedir. ‘Yurtdışında yaşayan bir Ermeni çocuğunun arkadaşı cumartesi
ve pazar günleri beş günlük okul sıkıntısından kurtulmak için futbol oynayıp
veya kumsalda dinlenirken, o cumartesi okuluna giderek Ermenice öğrenmeli,
Ermeni edebiyatı ve tarihini okumalı, şiirler ezberlemelidir. 9–10 yaşlarında bir
Ermeni çocuğu kendi tarihini iyice öğrenmiştir, o dedelerinin Türkler tarafından
soykırıma maruz kaldığını bilerek Türklere nefret ediyor, onun arkadaşları
daha çocukluk dünyasındayken o artık büyümüştür ve düşmanını tanıyor.’35
Dünyada, Ermeniler hariç, hiçbir millet kendisini ‘zavallı’ olarak
tanımlamamıştır. İlginç olan ise bu ‘zavallılık’ olgusunu sistemli ve inatçı bir
şekilde, Ermenilerden başka hiçbir ulus yöntem olarak kullanmamıştır.36 Hatta
bazı Ermeni yazarlar, dünyada sadece Ermenilerin yakalandığı hastalıktan
bahsetmektedir. Bu, sözde soykırıma uğramış Ermenilerin hastalığıdır. Bu
hastalığın tedavisi için Türkler ‘soykırım’ yaptığını kabul etmeli ve Ermeni
halkından özür dilemelidir. Başka bir tedavi alternatifi yoktur.37 Ermeniler,
‘ezilmiş millet’ kimliğini, ‘Ermenilerin ne kadar uzun süreden beri ezilmiş bir
millet oldukları hatırlanır ve geleneklerimiz bilinirse,
34
bizim ruh yapımızda
Erol Göka, “Ermeni Sorununun (Gözden Kaçan) Psikolojik Boyutu”, Ermeni Araştırmaları,
Ankara, Mart-Nisan-Mayıs 2001, sayı: 1, s.135.
35
Eduard Oganisyan, Vek Borbı, Moskova, Feniks Yayınevi, 1991, s. 451.
36
Şenol Kantarcı, “Ermeni Sorunu: “Ezilmiş Millet” Kimliğiyle Meselenin Psikolojik Boyutu”,
Yeni Türkiye, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, 1, sayı 37, Ankara, Ocak-Şubat 2001, s. 512.
37
Balayan, a.g.e., s. 289.
38
kendisini çok kötü belirten esirlik psikolojisi gibi bir şey olduğu düşünülür.
Keza Türkler bahis konusu olduğu zaman bir korku ve nefret geleneğine sahip
olmamız gerektiği- yahut daha doğrusu bunların her ikisinin de bizde olduğu
söylenebilir38 şeklinde tanımlamıştır.
‘Bölünmüş Ermenistan’, ‘soykırım’ ve Türk düşmanlığı Ermeni ulusal
kimliği ve milliyetçiliğinin temel öğesi ve birleştirici unsuru olarak bütün tarih
kitaplarında yer almıştır. Ermenistan tarihi hakkında yazılmış kitaplarda
Ermenistan Batı ve Doğu Ermenistan olarak ayrı ayrı araştırılmıştır. Tarihçi
Vardan Parsamyan da bu geleneği devam ettirmiş, Ermeni Halkı Tarihi
(İstoriya Armyanskogo Naroda) adlı kitabında Erzurum, Kars, Erzincan, Iğdır,
Van, Muş ve Rize’yi Batı Ermenistan olarak telakki etmiştir.39
Ermenilerin ulusal kimliği henüz tamamlanmış değildir. Ermenilere göre,
sözde soykırım Ermeni ulusal kimliğini tamamlayıcı ve tanımlayıcı ana
unsurdur. Bu Ermeni toplumunda isterik bir duruma neden olmuş, sadece halk
arasında ve akademik çerçevede değil, dış politikada da ön plana çıkarılarak
Türkiye ile diplomatik ilişkilerin kurulmasında sözde soykırımın kabullenmesi
şart olarak ileri sürülmüştür.40
İki yüz yıllık Rus yönetimi de Ermeni tarihinde derin izler bırakmıştır. Çar
Rusya’nın baskıları ve Ruslaştırma çabaları Rus tebaası olan Ermeniler
arasında kültür ve dil birliğine neden olmuştur. Rus/Sovyet yönetiminin
dağılması ve Ermenistan’ın bağımsızlık ilanından sonra komşu Türk
cumhuriyetlerinden korku hissi duyması ve Rusya’nın 1990’lı yıllardan sonra
38
Leonard Ramsden Hartill, İnsanlar Böyledir, çev. Kerim Cengiz Kevenk, İstanbul 1998, s. 107.
Vardan Parsamyan, İstoriya Armyanskogo Naroda, Hayastan Yayınevi, Erivan1972.
40
Ara Bramyan, “Puti İ Sposobı Priznaniya Genoçida Armyan Kak Faktor Armyano-Tureçskikh
Otnoşeniy”, Azg, 7 Mayıs 2004; “Çelişkilerle Yaşamaya Alışmak…”,(Erişim) http://www.
soykirimgercegi.com/htmpage.asp?id=460, 23 Eylül 2006.
39
39
kaybettiği araçları elde tutmak için gösterdiği baskı nedeniyle Ermenistan
üzerinde etkisi devam etmiştir. Son zamanlarda ABD’nin bu ülkeye ilgisinin
artması, İran’ın ilişkileri geliştirme çabası ve Rusya’nın ciddi iç problemler
yaşaması sonucunda jeopolitik mücadelenin aktörleri artmıştır. Demografi ve
coğrafi problemlerle karşılaşan Ermeniler, çoğu zaman Ruslara hizmet
etmeye mecbur olmuş, ancak Ruslar birçok durumlarda Ermeni itaatkâr
müttefiklerini kendi siyasi çıkarlarına kurban vermiştir.41
Ulusal kimliğin oluşmasında önemli etkenlerden biri de kültürdür. Ermeni
toplumunun ulusal kimliğinin şekillenmesinde bu etken ana unsurlardan birini
teşkil etmektedir.
Kültür, belli bir insan unsurunun herhangi bir coğrafyada belli bir zaman
kesiminde sahip olduğu kimlik ve aidiyet duyguları ile biriktirdiği değerler
dünyasına dayalı psikolojik, manevi, sosyolojik, siyasi ve ekonomik yapının
temel taşlarından biridir.42 Kültür, insan türüne özgü bilgi, inanç ve davranışlar
bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesnelerdir. Toplumsal yaşamın
dil, düşünce, gelenek, işaret sistemleri, kurumlar, yasalar, aletler, teknikler,
sanat yapıları gibi her türlü maddi ve manevi tinsel ürünü kapsamına alır.43
Ermeni kültürü, 1000 yıl tebaası oldukları Selçuklu/Osmanlı/Müslüman
kültür değerlerinden önemli derecede etkilenmiştir. Yaşadıkları coğrafya
itibarıyla Asya/Müslüman ve dini inanç itibarıyla Hıristiyanlık kültürünün
sentezi Ermeni kültüründe derin izler bırakmıştır.44
41
“The Position Of Nagorno-Karabakh In The South Caucasus: Dynamics, Factors and Prospects”,
(Erişim) http://chat.beirut.com/users/tomandjerry/nagornokarabakh.pdf, 25 Nisan 2006.
42
Davutoülu, a.g.e., s. 23.
43
Olgun Adanır, “Kültür ve Zihniyet”, Doğu-Batı, sayı 23, Mayıs-Haziran-Temmuz 2003, s. 23.
44
Yaşar Kalafat, “Türk-Ermeni İlişkilerinde Kültürel Boyut”, I. Uluslararası Türk-Ermeni Tarih
ve Kültür Sempozyumu, 27-29 Kasım 2001, Ankara; Yaşar Kalafat, Mahmut Niyazi Sezgin,
“Albanlar Tarihi ve Ermeni Kültür Stratejisi”, 2023, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, Ankara, Nisan
40
Ermeni kültür tarihinde en değerli ve kadim unsur şüphesiz ki, alfabenin
icat ve Hıristiyanlığın kabul edilmesi olmuştur. Bu öğeler süreklilik arz etmiş
ve Ermeni toplumunu bir arada tutan en sağlam etkenler olmuştur. MS.
406’da Mesrop Maştoç tarafından hazırlanan alfabede45 tarih boyunca esaslı
bir değişiklik olmamıştır ve bugün de kullanılmaktadır. Ermeni kültürünün
diğer öğeleri zamanla değişime uğramış, orijinalliğini önemli ölçüde kaybetmiş
buna karşılık tarihi süreçte ortaya çıkan yeni öğelerle zenginleşmiştir.
Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra dış politikada Dağlık Karabağ ve
diaspora Ermenilerine yönelik politikada kültür öğesini birleştirici unsur olarak
kullanmıştır.
Ermenilerin ulusal kimliklerini, kültürlerini ve dinlerini koruyabilmelerini
yaşadıkları ülkelerde koloniler kurmaları ve genellikle bu koloni dışına
çıkmamaları ile açıklamak mümkündür. Bir başka etken de Ermenilerin
yaşadıkları ülkelerde kendilerine tanınmış ayrıcalıklar olmuştur. Örneğin
Ermeni cemaati Ukrayna’yı yöneten Letonya Prensliği’nden ekonomik ve
sosyal
ayrıcalık
hakları
almaları
sayesinde
kendi
milli
kimliklerini
2002, ss. 16-25; Yaşar Kalafat, “Türk-Ermeni Kültür İlişkilerinde Mitolojik Boyut”, Eğitim, sayı 38,
Nisan 2003, ss. 95-100; Günay Karaağaç, “Türk-Ermeni Dil İlişkileri”, Yeni Türkiye, Ermeni
Sorunu Özel Sayısı II, yıl 7, sayı 38, Mart-Nisan, Ankara 2001, ss. 967-973, Meliha Aktok Kaşgarlı,
“Anadolu Ermeni Destanları ve Masalları Kritiği”, (III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi
Bildirileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları, No 78, II. cilt,
Ankara 1986, ss. 25-31; Mehmet Kutalmış, “Türkleşen Ermeniler: Kıpçak-Ermeni Dil ve Kültür
İlişkileri”, Tarih ve Düşünce, Temmuz 2002, ss. 16-22; Ali İpek, “İlk İslami Dönem MüslümanErmeni Münasebetleri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı,
I. bs., Nobel Yayınları, Ankara 2003, ss.19-30.
45
Ermeni yazılı edebiyatı grabar (eski Ermenice) ve aşkharabar (yeni Ermenice) olarak ikiye
ayrılmaktadır. 16. yüzyıla kadar yazılan bütün kitaplar grabar yazısı ile yazılmıştır. Bugünkü Ermeni
dili iki dalda temsil ediliyor: doğu Ermenice ve batı Ermenice. Doğu Ermeni edebiyat dili
Ermenistan’da, İran ve Hindistan’da, batı Ermenice ise diğer ülkelerde yaşayan Ermeniler tarafından
kullanılmaktadır. Ermeni dili 60’a yakın şive ile temsil olunmuştur. Edebi ermeni dilinin doğu ve
batı dalları birbirinden fazla ayrılmamıştır ve rahatlıkla anlaşıyorlar. Bu konuda bkz: Ararat
Saakoviç Garibyan, Cülyetta Araratovna Garibyan, Kratkiy Kurs Armyanskogo Yazıka, Luys
Yayınevi, Erivan 1987, ss.5-7.
41
koruyabilmiş,46 Polonya’da ise Ermenilere verilen haklar geri alındığı için 18.
yüzyıldan sonra Katolikler tarafından kısa bir zamanda asimle edilmiştir.47
Ermeniler
doğulu
oldukları
için
olaylara
oryantal
bir
yaklaşım
sergilemektedir. Yapı itibarıyla soğukkanlı değildirler. Yaklaşık bin yıllık tebaa
psikolojisi Ermeni toplumuna güçlünün yanında olması gerektiğini öğretmiş ve
mücadelelerinde her zaman müttefikler aramaya mecbur olmuştur. Osmanlıda
yaşadıkları dönemlerde askere alınmadıkları için ticaret ve zanaatkârlıkla
uğraşmış, 19. yüzyıldan ise devlet yönetim mekanizmasında özellikle de
Osmanlı Hariciyesi’nde görev almışlardır. Kendi kültürlerini koruma imkânına
sahip olsalar da, dünya kültür hayatına katkıda bulunan kişi ve eser
yetiştirememişlerdir. Her ne kadar bu psikolojik bunalımdan kurtulmak için
bazı tarihi şahısları bu düzeye çıkarmaya çalışsalar da,48 yaptıkları
propaganda bekledikleri sonucu vermemiştir.
Ulusal kimliğin şekillenmesinde kültürün, komşu devletlerin, coğrafyanın
etkisi olduğu bilinmektedir. Ayrıca toplumların yaşadıkları bölge ve dini
inançlarının da, bu süreçte etkili olduğu konusunda genel bir görüş birliği
vardır.
Ermeni coğrafyacıların iddialarına göre, Büyük Ermenistan, Paris
meridyeni 36–45 derece doğu boylamda, 36–42 derece kuzey enlem içinde,
yani Akdeniz, Karadeniz, Hazar Denizi arasında bulunmuş ve Asya’nın batı
kısmını teşkil etmiştir.49 Yabancı bilim adamları ise Ermenistan’ın sınırları
46
“Diaspora v Rossi v 11-14 Vekakh”, (Erişim): www.armenianews.narod.ru, 14 Mayıs 2002.
Levon Abramyan, “Armeniya i Armyanskaya Diaspora: Raskhojdenie i Vstreça”, Planeta
Diasporı, No 1-2, Moskova 2000, s. 56.
48
Hatem Cabbarlı, “Ermeniler Yeni Bir Aziz Arayışında”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/
yazilar.asp?kat=7&yazi=441, 12 Ağustos 2005; Melenya Badalyan, “1915 Şehitlerine ve Komitas’a
Azizlik Mertebesi Fikri Olgunlaşmakta,” Azg, 29 Temmuz 2005.
49
Uras, a.g.e., s. 16.
47
42
belirsiz olmakla birlikte, Doğu Anadolu ve güneybatı Kafkasya’yı kapsayan ve
iç bütünlüğü bulunmayan bir coğrafya olduğunu bildirmektedirler.50
Ermenilerin Hıristiyanlık öncesi dini inanç sisteminde kendilerine özgü
tanrılarının yanı sıra İran, Hint, Sümer-Akad, Suriye-Fenike, Yunan ve Roma
kökenli tanrılar da yer almıştır.51 Hıristiyanlıkta, Katolik, Protestan, Provaslav,
Gregoryen-bütün
kiliseler
genellikle
kadimlik
kazanmaları
bakımından
kendilerini Hz. İsa’ya veya onun Havarilerine bağlamaya çalışmıştır. Bu
‘kadimlik ve orijinallik’ iddiasında bulunan kiliselerden biri de Gregoryen
Ermeni kilisesidir.52 Hıristiyanlığı kabul etmelerinden sonraki dönemde 451’de
Hz. İsa’nın ilahi ve dünyevi kimliğinin müzakere edildiği Kadıköy Konsili’nde
Ermeni Kilisesi Hz. İsa’nın ilahi kimliğe sahip olduğu monofizit dini görüşünü
kabul ederek, Gregoryenlik53 mezhebini seçmiş, Avrupa kilisesinden ayrılmış
ve Papa’nın dini otoritesini tanımamıştır.54 Bir başka ifadeyle Ermeniler, dini
bakımdan da Avrupa’nın görüşünü kabul etmemiştir. Rusya’da yaşayan
Ermeni Piskoposu İosif, 1799’da yayımlanan ‘Ermeni Kilisesinin Hıristiyan
Mezhebi’ adlı kitabında Rus Kilisesinin desteğini almak için monofizit
görüşlerini gizlemeye çalışmıştır. Anianskiy ise 1900’de yayımlanan ‘Ermeni
Kilisesinin Tarihi’ adlı çalışmasında Ermenilerin monofizit görüşlerini yaklaşık
50
Ki Young Lee, Ermeni Sorununun Doğuşu, Kültür Bakanlığı Yayınları, No.2050, Ankara,
1998, ss. 4-5; Süleyman Kocabaş, Ermeni Meselesi Nedir, Ne Değildir?, Vatan Yayınları, İstanbul,
1998, s. 14.
51
Abdurrahman Küçük, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ocak Yayınları, Ankara, 1996, s. 12.
52
Abdurrahman Küçük, “Gregoryen Ermeni Kilisesinin Oluşması ve Konsil Kararları Karşısındaki
Tutumu”, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara 1996, 35. cilt, ss. 117-154.
53
Ermeni Kilisesi 314’te Aziz Gregor Lusavoriç (Aydınlatıcı, Aydınlatan) tarafından kurulmuştur.
Kilise etnografik olarak Ermeni adını alırken doktrin olarak da Lusavorçagan, kurucusunun adına
izafeten Gregoryen (doğru yolda olan anlamında) ortodoks (uğğapar) gibi adlarla anılmıştır. M.
Niyazi Sezgin, Ermenilerde Din, Kimlik ve Devlet, Platın Yayınları, Ankara 2005, s. 34.
54
Ermeni kilisesi, tek, kutsal, (surp), apostolik (arakelakan), katolik (gatogige) Ermeni kilisesi
(Hayots ekeğeçi) adlandırılmaktadır. Bu tanıma göre: kilise tektir, çünkü dini kurum olan kilise Hz.
İsa tarafından kurulmuştur. Kilisenin tek olmasının başka anlamı da Ermeni kilisesinin kökende,
amaçta, araçta, inançta, öğretide, ibadette ve idari yapılanmada bir olduğudur. Bkz: Malachia
Ormanian, The church of Armenia, gözden geçirilmiş 2. bs., çev. G.Marcar Gregory, yayına
hazırlayan Tereing Poladian, A.R. Mowbray & co. Olimited, Londra, 1995, ss.138-139; Hratch
Tchilingirian: “The Armenian apostolic orthodox church”, (Erişim) http://www.sain.org/armenian.
church/intro.txt, 23 Temmuz 2003; Geraldin Feygan ve Aleksandr Şipkov: “Armyanskoy
Konkordat,” Nezavisimaya Gazeta, 26 Eylül 2001.
43
200 yıl gizleyebildiklerini ifade ederek, Ermeni Hıristiyan mezhebinin
gerçeklerini açıklamıştır.55 Ermeni kilisesinin Gregoryen mezhebini kabul
etmesi ve bu nedenle Hıristiyan dünyası tarafından dışlanması Ermenilerin
din ve milliyetçilik duygularını kenetlemiştir.56
Ermenilerin milli kimliklerinin ve değerlerinin korunmasında kilisenin
faaliyeti
büyük
önem
taşımaktadır.
11.
yüzyıla
kadar
Ermenistan
Katogikosluğu unvanına sahip olan kilise, Ermenilerin Orta Doğu ve
Kafkasya’ya göç etmesinden sonra bu unvanı değil, etnik grubu ifade eden
Ermeni Katogikosluğu adını almıştır. Ermeniler, kendi devletleri olmadığı için
kiliseye bir anlamda devlet statüsü vermiş ve kararlarını tartışmasız kabul
etmiştir.57
Son iki yüz yılda Ermenilerin Asya’dan Avrupa’ya göç etmeleri
sonucunda oluşan diaspora dikkate alınmazsa kendi devletlerine sahip olan
topluluk Asya/Kafkasya coğrafyasında yaşamaktadır. Bu coğrafyada toplu
halde yaşamaları ise Çarlık Rusya’nın Osmanlı ve İran’da yaşayan Ermenileri
19. yüzyılın başlarından 20. yüzyılın başlarına kadar Kafkasya’ya göç
ettirmesinden sonraya tesadüf etmektedir.58 Dolayısıyla Ermeniler Asya
kökenli bir topluluktur. Bugün Ermeni aydınları kendilerinin her ne kadar
Avrupa kültürü ve değerlerine59 yakın olduklarını iddia etseler de tarihleri
55
Veliçko, a.g.e., s. 80.
Sedat Laçiner, “Ermenistan Dış Politikası ve Belirleyici Temel Faktörler”, Ermeni
Araştırmaları, Ankara, Bahar 2002, sayı: 5, s. 183.
57
Abramyan, a.g.m., s. 53.
58
Memmedova Feride, “Kadim (Tarihi) Azerbaycan Arazisinde Ermeni Toprakları Var Mıydı Yahut
Kadim Azerbaycan’da Ermeniler Toprak Sahibi Miydiler?”, XI. Türk Tarih Kongresi Bildirileri,
Ankara, 5-9 Eylül 1990, V. cilt, ss. 1853-1860, Memmedov Şükür, “Türkiye ve İran’dan Ermenilerin
Göç Ettirilme Politikaları”, Türk-Ermeni İlişkileri: 21. Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış,
Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2000, ss. 63-68.
59
Levon Abramyan, “Armeniya i Armyane Mejdu Vostokom i Zapadom”, 21 Vek, No: 1, (3),
Noravank Yayınları, Erivan 2006, s. 16; “Armeniya i Armyanskiy Narod Prinadlejit K Evropeyskoy
Çivilizaçii-Spiker Armyanskogo Parlamenta”, Novosti-Armeniya HA, 9 Ağustos 2006.
56
44
bunun aksini-Ermenilerin kimlik, kültür, inanç, manevi değer ve gelenekleri
bakımından Asyalı olduğunu kanıtlamaktadır.
1. 1. 3. Jeopolitik Konumu
Jeopolitik
kavramı
coğrafyanın
siyasi
olarak
yorumu,60
coğrafi
mülahazaları siyasi gelişmeler üzerine uygulayan, coğrafyanın siyasi tarihe
geçmişte, şimdiki zamanda ve gelecek zamanda ne nispette tesir ettiğini
inceleyen, neden bazı ülkelerin güçlü olduğunu, diğerlerinin ise olmadığını
açıklamaya çalışan,61 dünya coğrafyasını coğrafi yapı ve evrensel değerleri ile
inceleyerek dünya, bölge ve ülke çapında güç ve politik düzeyde hareket
araştırması yapan, bugünkü ve gelecekteki politik güç ve politik hedef ilişkisini
coğrafi gücü esas alarak inceleyen, hedefleri ve hedeflere ulaşma şart ve
aşamalarını belirleyen62 disiplin olarak tanımlanmaktadır.
‘Jeopolitik
Duyarlılık’
kitabında
jeopolitiğin
coğrafi/sabit
ve
beşeri/potansiyel unsurlarını tanımlayan Suat İlhan’a göre, coğrafi/sabit
unsurlar ülkelerin mevcut parametreler içinde kısa ve orta vadede kendi
iradeleriyle değiştirmelerinin mümkün olmadığı unsurlardır. Ancak bu durum
bahsi geçen unsurların ülkelerin güç denklemindeki ağırlıklarının değişmez
olduğu anlamına gelmez. Aksine, değişen uluslararası konjonktür, bu sabit
unsurların ülkelerin güç dengeleri içindeki özgül ağırlıklarının değişime
uğramasına yol açar. Bu değişimi doğru bir zamanlama ile tutarlı bir yeniden
değerlendirmeye tabi tutan ülkeler, bu sabit unsurları dinamik bir dış politika
yapımının destek zemini haline dönüştürürler.63
60
Yılmaz Tezkan, M. Murat Taşar, Dünden Bugüne Jeopolitik, Ülke Kitapları: 3, İstanbul, Kasım
2002, s. 15.
61
Jeopolitik İlmi Antoloji Denemesi, 1946, s. 94.
62
İlhan Suat, Jeopolitik Duyarlılık, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2003, ss. 14-15.
63
Davutoğlu, a.g.e., s. 17.
45
Jeopolitiğin beşeri/potansiyel unsurları ise kısa ve orta vadede
değişebilir nitelikte olan ve ülke potansiyelinin kullanım kapasitesini yansıtan
unsurlardır. Ekonomik kaynaklar, teknolojik altyapı ve askeri birikim ülkenin
güç denkleminde değişken unsurlar olarak yer alır. Bu değişken unsurların dış
politika yapımında koordineli ve verimli bir şekilde devreye sokulması, ülkenin
uluslararası
güç
Ermenistan’ın
dengeleri
jeopolitik
içindeki
konumu
ağırlığının
bu
artmasını
tanımlama
sağlar.64
çerçevesinde
değerlendirilecektir.
Ermenistan 29,8 bin km2 yüzölçümüne, 3.213.011 kişi nüfusa65 (2001
nüfus sayımı sonuçlarına göre) sahip olan dağlık Güney Kafkasya ülkesidir ve
38–41 kuzey paraleli, 43–46 doğu meridyenleri arasında yer almaktadır.66
Coğrafi bakımdan çok elverişsiz bir bölgede bulunan Ermenistan67, doğal
kaynaklardan da yoksun olan bir ülkedir. Yerleştiği coğrafya bakımından
denize çıkışı yoktur ve deniz ulaşımını genellikle Gürcistan üzerinden
yapmaktadır. Dünya güç odaklarından coğrafi olarak uzak kalmıştır. Ama
başta Rusya olmak üzere, Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD ile iyi ilişkiler
kurmaya çalışmıştır.
Ermenilerin
1918
yılına
kadar
bugünkü
Ermenistan’ın
yerleştiği
coğrafyada herhangi bir devlet kurumu mevcut olmamıştır. Birinci Dünya
Savaşı yılları ve sonrasında Osmanlı topraklarında otonom veya bağımsız
devlet kuramayacakları gerçeği ile karşı karşıya kalan Taşnak (Ermeni
Devrimci Federasyonu) ve Bolşevik Ermeniler Kafkasya’da devlet kurma
faaliyetlerini yoğunlaştırmıştır. Brest-Litovsk Antlaşması şartları gereğince
64
Davutoğlu, a.g.e., s. 24.
Mahmut Niyazi Sezgin, “Geçiş Sürecinde Ermenistan Ekonomisinin Değerlendirilmesi”,
Stratejik Analiz, sayı 28, Ağustos 2002, ss. 45–53.
66
Armenia, (Erişim) http://www.dangerdav.narod.ru/htm_files/armenianformation.htm, 1 Kasım
2007.
67
Armen Ayvazyan, “Strategic Gaps in Armenian Political Consciousness or Axioms of the
Geopolitical Existence of Armenia”, Golos Armenii, November 10, 2005, No. 121 (19351).
65
46
Kafkasya’dan geri çekilmeye mecbur olmuş Bolşevik Rusya, bölgeye geri
dönmeye zemin hazırlamak için Ermenilerin devlet kurmalarına yardımcı
olmuştur. I. Petro’dan başlayan Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası 20.
yüzyılın başlarında olduğu gibi bugünde gündemdedir. Ermenistan devleti
Ermenilerin yaşadıkları tarihi topraklarında değil, Rusya’nın güney sınırlarının
güvenliği için maddi ve manevi desteği ile Güney Kafkasya’da kurulmuştur.
Birinci Ermenistan Cumhuriyeti kurulduğu zaman 9 bin km2 alana sahip
olmuş,
1920’de
Bolşevik
Rusya
tarafından
işgal
edilerek
Kafkasya
Federasyonu’na katıldıktan sonra ise Azerbaycan ve Gürcistan toprakları
hesabına genişleyerek 29,8 bin km2’ye kadar büyümüştür. ErmenistanAzerbaycan
arasında
sınır
konuları
müzakere
edilirken,
Azerbaycan
Parlamentosu ileride kurulması düşünülen konfedere devleti dikkate alarak
Erivan’ın Ermenistan Cumhuriyeti tarafından başkent ilan edilmesine izin
vermişti.68
Ermenistan Cumhuriyeti doğuda Azerbaycan (777km), güneyde İran (35
km), batıda Türkiye (268 km) ve kuzeyde Gürcistan (164 km) ile komşudur.69
Ermenistan coğrafi bütünlüğe sahip değildir, yerleştiği bölge tarih boyunca
Roma, Bizans, Arap, Pers, Selçuk, Osmanlı ve Rusya’nın mücadele alanı
olmuştur.
Ermenistan dağlık ülke olmasına rağmen, sınırlarının dağlar ve nehirler
gibi aşılması güç engellerle çevrelenmemesi, doğal savunma mekanizmasının
zayıf noktasıdır. Bu gibi doğal engeller ülke savunmasını kolaylaştırdığı
ölçüde o ülkeye dış siyasette esneklik imkânı verir. Ayrıca Ermenistan coğrafi
olarak savunma derinliğine sahip değildir. Ermenistan’ın savunma derinliğinin
olmamasına Taşnaksutyun Partisi’nden bir milletvekilinin 1993’de Ermenistan
68
Nesib Nesibzade, Azerbaycan’ın Harici Siyaseti 1918–1920, Ay-Ulduz Neşriyatı, Bakü, 1996,
ss. 104-105.
69
Hatem Cabbarlı, Ermenistan’da İktidar Mücadelesi (Bağımsızlıktan Günümüze Çok Partili
Sisteme Geçiş Süreci), Platin Yayınları, Ankara, Nisan 2003, s. 146.
47
parlamentosuna Kars Antlaşması’nın tek taraflı feshini öngören yasa
tasarısını takdim etmek istemesi üzerine, dönemin Dışişleri Bakanı Birinci
Yardımcısı Gerard Libaridian’ın ‘... Türkiye’nin tankları Erivan’a ulaşmadan
Ermenistan tanklarının Van’a ulaşma şansı ne kadardı?’70 şeklinde yaptığı
açıklama güzel bir örnektir.
Sınırların niteliği ne olursa olsun, üç veya daha fazla ülke ile sınırdaş
olan bir ülke dış politikada daha tedbirli davranmalıdır. Ermenistan’ın bu tür
elverişsiz bir coğrafyada bulunması ve savunma derinliğine sahip olmadığı
için komşuları ile iyi ilişkiler kurması gerekirken, İran dışındaki bütün
komşuları ile ciddi sorunlar yaşamaktadır. Sadece İran ile ekonomik ve siyasi
ilişkileri üst düzeydedir.
Ermenistan Güney Kafkasya’da en küçük yüzölçümü olan ülkedir.
Dağlar yakındaki denizlerin etkisini engeller, sıcaklık ve yağış genellikle
rakıma bağlıdır. Yüksek rakımlı bölgeler genellikle daha yağışlıdır (Kuzey ve
Kuzeydoğu gibi). Merkezi yayla alanlarda yaz ve kış arasında geniş ölçekli
sıcaklık değişimleri söz konusudur.
Kuzeye ve Güneydoğuya uzayan Küçük Kafkas sıradağları ile çevrilidir.
Ermenistan platosu dağların güneybatısındadır. Merkezi Ermenistan’ın
belirgin özelliği olan plato, Türkiye ile Batı, İran ile Güney sınırını oluşturan
Aras Vadisi’ne doğru hafif meyillidir. Ermenistan’ın ana coğrafi yapısı; Alagöz
(Aragats) Dağı ve çevre yaylaları, Gegamskiy Dağı ve Gökçe göl çöküntüsü,
tarihi Zengezur bölgesinden oluşmaktadır. Aras Ovalığı hariç diğer bölgeleri
tarıma elverişli değildir. Doğal kaynaklardan kömür, demir, molibden, altın,
gümüş, kurşun, çinko, mermer, bazalt, tuz ve birçok çeşitte değerli ve yarım
70
Libaridian, a.g.e., s. 36.
48
değerli taşlara sahiptir.71 Yüzölçümünün küçük olması nedeniyle savunma
derinliği yoktur. Komşu devletler ile savaşa başladığı takdirde, direk olarak
başkent Erivan hedef olabilmektedir. Enerji ihtiyacının tamamını dışarıdan
karşılamaktadır. Petrol rezervlerine sahiptir ama sanayi değeri olmadığı için
kullanılmamaktadır. Ermenistan elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık % 40’ını
VVER – 440/230 tipli Metsamor Nükleer Santrali’nden karşılamaktadır.72
Metsamor eski model bir santral olduğu için bölgenin çevreyle ilgili güvenliğini
tehdit etmektedir. Ermenistan Hükümeti santralin, Richter ölçeğine göre dokuz
şiddetinde depreme karşı dayanıklı olduğunu bildirse de, santral fay hattı
üzerinde inşa edilmiş, 1988 depreminde zarar görmüş73 ve ilk 10 yılda 150’ye
yakın kaza geçirmiştir.74
Nükleer Santralin çalışması için gerekli olan zenginleştirilmiş uranyum,
petrol
ve
doğalgaz
bakımından
Ermenistan
Rusya’ya
bağımlıdır.75
Bağımsızlık sonrası 1992’de İran ile doğalgaz anlaşması imzalasa da
Ermenistan’ın Rusya’ya olan bağımlılıktan kısa ve orta vadede kurtulması
mümkün gözükmemektedir.76
Ermeniler, devlet yönetimi ile ilgili tarihi birikime, yönetim kalitesi ve
devlet modeline, birey hak ve özgürlüklerini koruma kültürüne sahip
olmamıştır.77 Ermeni toplumu, ciddi anlamda siyasetle uğraşmaya 19. yüzyılın
başlarında Osmanlıda, 19. yüzyılın sonu 20. yüzyılın başlarında Rusya’da ve
71
Cabbarlı, a.g.e., s. 146.
Hatem Cabbarlı, “Bağımsızlık Sonrası Ermenistan’ın Enerji Politikası”, Avrasya Dosyası, Bahar
2003, IX. cilt, sayı: 1, s. 243.
73
John M. Gleason, “The Decision To Reactivate A First-Generation Soviet Nuclear Power Plant:
Conceptual and Decision-Analytic Frameworks”, (Erişim) http://www.fplc.edu/rısk/voı8/winter/
gleason.htm
74
Nazmi Gül, “Şeytanla Dans: Ermenistan ve Nükleer Enerji”, Stratejik Analiz, sayı 17, Eylül
2001, s. 35.
75
Nikolay Polyanski, “Svet İ Teni Energosistemi Armenii”, Nezavisimaya Gazeta, 14 Nisan 2001.
76
Official Energy Statistics From The U.S. Goverment, Caucasus Region, (Erişim) http://www.eia.
doe.gov/emeu/cabs/caucasus.html#metsamor
77
Libaridian, a.g.e., ss. 15-73.
72
49
1980’li yılların sonunda bağımsızlık hareketine katılmakla başlamıştır.
Ermenistan’da 1960’lı yıllardan sonra münferit muhalif kişi ve gruplar ortaya
çıkmış, 1980’li yılların sonlarından ise örgüt niteliği kazanmıştır.
Ermenistan Cumhuriyeti (Hayastani Hanrapetutyun) 21 Eylül 1991’de
yapılan referandumla SSCB’den ayrılmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir. 2
Mart 1992’de ise Azerbaycan, Moldova ve Orta Asya devletleri ile birlikte
uluslararası alanda bağımsız devlet gibi tanınmış ve A/RES/46/’227 sayılı
bildiri ile Birleşmiş Milletlere üye olmuştur.78
Ermenistan’da ilk çok partili seçim Mayıs 1989’da yapılmıştır. Siyasi
partilerin kurulması 1988–1990 yıllarına rastlasa da, onların faaliyetlerini
düzenleyen yasa 26 Şubat 1991’de79, Başkanlık Sistemi Hakkında Kanun 1
Ağustos 1991’de80, Anayasa ise 5 Temmuz 1995’te yapılan referandumla
kabul edilmiştir. Yeni Anayasada devletin temel kurumları şu şekilde ifade
edilmiştir.
Devlet-Ermenistan Cumhuriyeti bağımsız, demokratik, sosyal hukuk
devletidir. Devletin yetkisi
Anayasa ve kanunlar gereğince üç kısma
ayrılmıştır. Yasama, Yürütme ve Yargı.
78
“The United Nations“, (Erişim) www.un.org/overview/unmember.html; “Permanent Mission Of
The Repablic Of Armenia To The United Nations“, (Erişim) armenia.un.int
79
Garegın Keryan, “Utverjdenie Mnogopartiynosti v Armenii” Central Asia and Caucasus, sayı: 4,
12 Aralık 2001, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac-04/12.qerru.shtml
80
Devlet Başkanı modelini genelde eski SSCB’den ayrılan bütün ülkeler kabul etmiştir. bu ülkeler,
parlamento yönetim modelini kabul edecek kadar demokratik bir yapıya henüz sahip olmadıklarını
ireli sürseler de, daha çok sovyet siyasi kültüründen kaynaklanan tek lider siyasal-psikolojik öğenin
ağır bastığı iddia edilebilir.
50
Yönetim sistemi-Devlet Başkanlığı. Ermenistan Cumhuriyeti’nde devlet
başkanlığı yönetim sistemi kabul edilmiştir. Devlet başkanı Anayasaya
uyulmasını, yasama ve yürütme hâkimiyetinin normal uygulanmasını temin
etmektedir. Devlet başkanı devletin bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün ve
güvenliğinin
garantörüdür.
Devlet
başkanı
Ermenistan
Cumhuriyeti
vatandaşları arasından 5 yıllık bir süre için seçiliyor. İki kere seçilme hakkı
vardır.
Yürütme hâkimiyeti-Hükümet. Yürütme hâkimiyetini hükümet hayata
geçiriyor. Hükümeti başbakan ve bakanlardan oluşuyor. Cumhurbaşkanı
başbakanı tayin eder ve görevinden alır. Başbakanın önerisi ile bakanları
tayin eder ve görevden alır.
Yasama hâkimiyeti-Millet Meclisi (Azgayin Joğov). Yüksek yasama
yetkisi Milli Meclise aittir. Milli Meclis 131 milletvekilinden oluşuyor. 75 vekil
çoğunluk sistemi ile 56 vekil ise parti listesine göre seçiliyor. Milli Meclis halk
tarafından 4 yıllık bir süre için seçiliyor.
Yargı
hâkimiyeti-Mahkemeler.
Ermenistan
Cumhuriyetinde
yargı
mahkemeler tarafından Anayasa ve kanunlarına göre uygulanır. Yargı yetkisi
Mahkemelere, İstinaf Mahkemesine ve Temyiz Mahkemesine aittir. Bundan
başka Ermenistan’da
kanunlarla belirlenen ekonomik, askeri ve başka
mahkemeler vardır. Yargı organlarının bağımsızlığının garantörü Devlet
Başkanıdır. Devlet Başkanı, Adalet Mahkemesi Konseyi’ne Başkanlık ediyor.
Ermenistan’da
Anayasa
kabul
edildikten
sonra
Avrupa
Konseyi
Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesini önermiş ve Ermenistan Avrupa
Konseyi’ne üye olurken bu değişiklikleri yapmayı taahhüt etmiştir. Uzun süren
51
görüşmelerden sonra koalisyon hükümetinde yer alan Orinaç Yerkir (Kanunlar
Ülkesi) ve Taşnaksutyun (Ermeni Devrimci Federasyonu) Partileri Anayasa
değişikliği paketi hazırlamış ve 27 Ekim 2005 tarihinde yapılan referandumda
değişiklikler kabul edilmiştir. Bu değişiklikle devlet başkanının yetkileri
sınırlandırılmış, vatandaşlara Anayasa Mahkemesi’nde dava açma hakkı
tanınmış,
belediyelerin
yetkileri
artırılmış,
vatandaşlıktan
çıkma
kolaylaştırılmıştır.81 Bu değişiklik Viyana Komisyonu tarafından memnunlukla
karşılanmıştır.82
Bağımsızlığın ilanından sonra iktidara gelen Ermeni Ulusal Hareketi’nin
(EUH-Hayoç Hamazgayin Şarjum) bütün girişimlerine rağmen, ekonomik
sıkıntılar ve devlet-toplum ilişkilerinde ortaya çıkan güvensizlik ortamı Ermeni
halkının genel siyasi süreçten uzaklaşmasına neden olmuştur. Ermeni Ulusal
Hareketi mevcut devlet sınırları çerçevesinde, insan potansiyelini kullanarak
demokratikleşme ve ekonomiyi kalkındırmaktansa, revizyonist dış politika
izlemeyi
tercih
etmiştir.
Uyguladığı
politika
Ermenistan’ın
ekonomik
kalkınması, siyasi sistemin kurumsallaşması ve demokrasi değerlerinin
benimsenmesinde engel olmuştur. Ermenistan’da siyasi yapı kırılgandır83 ve
her an beklenmedik bir kriz yaşanabilir. 27 Ekim 1999 parlamento saldırısı84
siyasi terör tehlikesinin halen devam ettiğini göstermektedir. 1991’den bugüne
81
“Constitution Of The Republic Of Armenia. National Assambly Of Armenia”,
(Erişim) www.parliament.am/parliament.php?id=constitution&lang=eng; Draft Amendmets,
European Commıssıon For Democracy Through Law (Venice Commıssıon) To The Constitution Of
The Republic Of Armenia (After The Third Reading)”, European Commission For Democracy
Through Law (Venice Commission), Strasbourg, 14 October 2005, Cdl(2005)091,
(Erişim) http://www.venice.coe.int/docs/2005/cdl(2005)091-e.asp
82
“Final Opinion On Constitutional Reform In The Republıc Of Armenia”, European Comission
For Democracy Trough Law (Venıce Comission), Adopted By The Venice Commission At İts 64th
Plenary Session (Venice, 21-22 October 2005), (Erişim) www.venice.coe.int/docs/2005/cdlad(2005)025-e.asp
83
Bu özellik sadece Ermenistan’a ait değildir. Azerbaycan ve Gürcistan da aynı süreci yaşamış, son
onbeş senede her iki ülkede de bir dizi devrimler gerçekleşmiştir. Hatem Cabbarlı, “Ermenistan’da
Kardelenler Erken Açabilir Mi?”, (Erişim) http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1510;
Hatem Cabbarlı, “Gürcistan’da Karanfil, Ukrayna’da Turuncu, Ermenistan’da Kardelen Devrimi
Mi?”, (Erişim) http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1439, 23 Haziran 2004.
84
Cabbarlı, Ermenistan’da İktidar.., ss. 39-43; Маrк Grigoryan, “The Calm Killer Of Vazgen
Sarkisian-Divining Their True Motives”, (Iwpr, Ekim 1999), www.iwpr.net; Janna Aleksanyan,
“Yerevan Five Remain Tight-Lipped” (Iwpr, Nisan 2001), www.iwpr.net.
52
kadar
birçok
devlet
görevlisine
karşı
faili
meçhul
terör
saldırısı
gerçekleştirilmiştir.
Ermenistan, Sovyetler Birliği döneminde ciddi bir dış tehdit algılamamış,
kendisini güvende hissetmiştir. Ancak bağımsızlığının ilanından sonra
özellikle Türkiye’yi kendisine ciddi bir tehdit kaynağı olarak görmüş ve
Rusya’nın/BDT’nin savunma mekanizmasında kendisine yer edinmiştir.
Bağımsızlık sonrası Taşnaksutyun Partisi yayın organlarında Türk tehdidi
konusu çeşitli vesilelerle dile getirilmiştir. Taşnaksutyun Partisi’nin 7 Aralık
1993’te yayınladığı habere göre Türkiye, Ermenistan’da PKK terör örgütünün
faaliyetini bahane ederek, Nahçivan üzerinden Ermenistan’a saldıracak ve
Metsamor
nükleer
santralini
bombalayacaktı.85
1992–1994
yıllarında
Yunanistan’ın Ermenistan Büyükelçisi olmuş ve bugün Kanada’da aynı
göreve devam eden Leonidas Khrizantopulos’un Londra'da faaliyet gösteren
Komitas Ermeni Enstitüsü’nün yayınladığı Kafkasya olayları: Ermenistan'da
Ulusal Mücadele ve Diplomasi adlı kitabında da bu tür bir iddia söz konusu
olmuştur.86
Ermenistan, eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetlerinde milli ordu kurma
sürecine başlayan ilk devlet olmuştur. 1980’li yılların sonlarına doğru
Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ sorunu
nedeniyle Ermeniler yasadışı olarak askeri/silahlı birlikler kurmuştur.87
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Ermenistan’da milli ordunun
kurulması sürecinde yeni bir dönem başlamıştır.88 Ermenistan ordusunun ilk
üyeleri gönüllüler olmuş ancak daha sonra Afganistan Savaşı ve Sovyet
85
Yasin Aslan, Ermenistan Tarihi Yol Ayrımında, Ankara 1996, s. 18.
“1993 Yılında Türkiye Ermenistan’a Saldıracaktı” Azg, 18 Eylül 2002.
87
Tişşenko G.G, “Voorujennıye Silı i Voenno Politiçeskiy Kurs Armenii”, Armeniya: Problemı
Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova
1998, s. 555.
88
David Petrosyan, “Razvitie Voorujennıkh Sil Armenii”, (Erişim) http://www.iran.ru/rus/vooarm.
php
86
53
Ordusunda
başlamıştır.
görev
yapan/yapmış
subaylar
da
orduda
görev
almaya
89
Ermenistan milli ordusunun ideolojisinin temelini Tümgeneral Norat TerGrigoryan’ın çalışmaları oluşturmaktadır. Ermenistan Parlamentosu üyesi
Vahan Şahnazaryan başkanlığında Özel Savunma Komitesi kurulmuş ve milli
ordu kurulması çalışmaları bu Komite tarafından koordine edilmiştir.
Komitenin
çalışmaları
sonucunda,
Hava
Kuvvetleri,
Hava
Savunma
Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri kurulmaya başlanmış, yeni seferberlik yasası
kabul edilmiştir. 28 Ocak 1992’de Savunma Bakanlığı faaliyete başlamış, 245
kişilik 1. Hava İndirme Alayı kurulmuştur. 22 Mart 1992’de 1. Hava İndirme
Alayı yemin töreni düzenlenmiş ve bu tarih Ermenistan milli ordusunun
kurulma tarihi olarak kutlanmaya başlamıştır.90 Bu alay 6 Haziran 1992’den
itibaren Dağlık Karabağ’da savaşa katılmıştır. Ermenistan Hükümeti milli ordu
kurulması aşamasında subay ihtiyacını karşılamak için eski Sovyet ordusunda
görev yapan Ermenileri ülkeye davet etmiş ve bu sorunu büyük ölçüde
gidermeyi başarmıştır.
Sovyetler
Birliği’nin
dağılmasından
sonra
eski
Sovyetler
Birliği
Cumhuriyetlerinde konuşlanmış askeri üslerin ittifak devletleri arasında
paylaşımını öngören ve 15 Mayıs 1992’de imzalanan Taşkent Anlaşması
gereğince, Ermenistan ülkesinde bulunan 7. Muhafız Ordusu’na bağlı 16. ve
17. Tümenleri ile 250 tank, 220 zırhlı araç, 285 topçu sistemi, 100 savaş
uçağı ve 50 saldırı helikopterini devralmıştır.91
89
Gagık Avakyan, Dunkan Khiskok, “Reforma Sektora Bezopasnosti v Armenii”, Problemı
Bezopasnosti i Rasprostranenie Strelkogogo Orujiya Na Kavkaze, Saferworld, Mayıs 2005, s.
28. (Erişim) http://www.pircenter.org/index.php?id=72
90
Nelson Aleksanyan, “Nastoyaşiye Soldatı”, (Erişim) http://ra.arminco.com/archive/2000-045/
current.htm, 9 Nisan 2003.
91
Georgiyev V, “Mejetniçeskiye Konfliktov Bıvşım SSSR Porodila Sama Rossiya”, Nezavisimaya
Gazeta, 17-23 Ekim 1997.
54
Ermenistan, eski Sovyetler Birliği coğrafyasında kişi başına düşen milli
gelire göre en yüksek savunma bütçesine sahiptir. Ermenistan’ın 2002 yılında
askeri bütçesi 75 milyon, 2003 yılında 82 milyon92, 2005’te 127 milyon,
2006’da ise 155 milyon93 dolar olmuştur. Ermenistan’ın 2006 yılı askeri
bütçesi GSYH’nin % 3’ne eşittir.94
Onsekiz yaşını tamamlamış her bir sağlıklı Ermeni genç 18 ay askerlik
yapmakla yükümlüdür. 18–30 yaşlarında askeri mükelleflerin sayısı yaklaşık
400 bindir ve toplam nüfusun % 12’sine tekabül etmektedir.95 Milli ordu için
subay hazırlayan askeri okul veya üniversite bulunmamaktadır. Savunma
Bakanlığı’na bağlı iki yıllık Babacanyan askeri lisesi faaliyet göstermektedir.
Subay olmak isteyen 14–16 yaşlarındaki gençler bu okuldan mezun olduktan
sonra Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Yunanistan Savunma Bakanlığı ve
Ermenistan Savunma Bakanlığı arasında imzalanmış anlaşmaya göre bu
ülkelerin askeri okullarında veya askeri akademilerinde eğitimlerine devam
etmektedir.96
Ermenistan,
bağımsızlığının
ilk
yıllarında
Azerbaycan
ile
savaş
durumunda olduğu ve Türkiye’den tehdit algıladığı için savunma politikasına
önem vermiş, henüz milli ordusu kurulma aşamasında olduğundan sınırları
içerisinde konuşlanan Rus askeri birliklerini güvenliğinin garantörü olarak
görmüştür.97 Ermenistan, milli ordu kurma döneminde, savunma politikasının
92
David Petrosyan, “Razvitie Voorujennıkh…”,
İgor Plugataryev, “Baku i Yerevean Zapugivayut Drug-Druga”, Nezavisimaya Gazeta, 11. Kasım
2005; Oleg Yelenskiy, “Nepriznanıkh” İzmatıvayut Gonkoy Voorujenii”,
(Erişim) http://www.novopol.ru/article5993.html, 3 şubat 2006.
94
“Armenia”, (Erişim) http://www.materik.ru/index.php?country=3&subsection=politics
95
“Oçenka Kaçestvennıkh Kharakteristik i Boevıkh Sposobnestey Armenii”,
(Erişim) http://www.3dpaper.gr/ru/balanceofpower/armenia_pow150101.shtml
96
Bkz, (Erişim) http://3dpaper.gr/ru/balanseofpower/armeniaeval_pow03010
97
Susanna Petrosyan, “Rossiya-Armeniya-İran: Dialog Çivilizatsii”, Central Asia and Caucasus, №
4(5) 1999, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac05_1999/st_05_spetrosjan.shtml, 24 Kasım 2002
93
55
hukuki altyapısını düzenleyen Ermenistan Cumhuriyeti Savunma Hakkında
Kanun’u kabul etmiştir. Bu kanunu kısaca şöyle özetlemek mümkündür:
1. Ermenistan Cumhuriyeti Savunma Hakkında Kanun
Ermenistan Cumhuriyetinin Savunması politik, ekonomik, askeri, sosyal,
hukuki ve başka alanlarda ülkenin egemenliğini, bütünlüğünü ve güvenliğini
sağlayan proje ve tedbirler sistemidir. Ülkenin savunulması Ermenistan
Cumhuriyeti kanunları çerçevesinde organize edilmekte ve uygulanmaktadır.
Savunmanın yapılması için silahlı kuvvetler oluşturulmakta ve vatandaşlara
askeri mükellefiyet getirilmektedir (m.1). Ermenistan Cumhuriyetinin savunma
organizasyonu askeri politikayı oluşturmak, askeri tehditleri önceden görmek
ve değerlendirmek, savunma alanında hukuki düzenlemeleri yapmak, gerekli
olan yapıda ve sayıda askeri birlikler oluşturmak, bu birlikleri modern silah ve
teknoloji ile donatmak, savaş hazırlığını gerekli şekilde yapmak, vatandaşlara
askerlik hizmeti yaptırmak ve profesyonel askerliği geliştirmek, kolektif
güvenlik ve ortak savunma amacı için uluslararası işbirliği yapmak, ekonomiyi,
devlet organlarını, kurumları, ulaştırma ve komünikasyon araçlarını seferberlik
için hazırlamak, bölgesel sivil savunmayı planlamak ve organize etmek, askeri
sanayi tesislerini, askeri bilim ve eğitimi geliştirmek, devlet sırları ve hizmete
özel bilgilerin korunmasını sağlamak, askeri eğitim kurslarını tamamlamış
veya askerliğini yapmış vatandaşlar hesabına silahlı kuvvetlerin rezerv
gücünü hazırlamak (m. 2).98 şeklinde kurulmuştur.
2. Savunma Alanında Devlet Başkanı, Devlet Kurumları ve Yerel
Yönetim Organlarının Yetkileri
Devlet Başkanı-Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Baş Komutanıdır; devlet
organlarının savunma alanında işbirliğini koordine eder; yüksek rütbeli
subayları atar veya görevinden alır; subay ve askerleri yüksek devlet nişanı
98
“Zakon Respubliki Armeniya Ob Oborone”, Glava 1, Obşie Polojenıya,
(Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/laws/ru/pasht1.html
56
ve madalyaları ile ödüllendirir; askeri operasyonların başlaması için karar alır
ve Genelkurmay Başkanlığının uygulaması için emirler verir (m.4).
Hükümet-Ermenistan
Cumhuriyeti’nin
savunmasını
temin
eder;
Ermenistan Cumhuriyeti’nin askeri politikasını hazırlar ve onaylar; silahlı
kuvvetlerin gelişme programını onaylar, hareket planını hazırlar; askeri bilim
ve askeri sanayinin gelişmesini planlar ve temin eder; savunma için gerekli
olan alımları yapar ve savunma harcamalarını denetler; savunma alanında
başka devletlerle görüşmeler yapar, anlaşmalar imzalar; silah taşımacılığını
kontrol eder, stratejik maddelerin korunmasına çalışır (m.5).
Valiler-Ermenistan
Cumhuriyeti’nin
savunma
alanında
belirlediği
politikayı uygular; savunma alanında kabul edilmiş kanunların uygulanmasını,
silahlı kuvvetlerin seferberlik yeteneğini sağlar; bölgenin sivil savunma işlerini
organize eder ve uygular (m.6).99
3. Savunma Alanında İşletme, Kurum ve Teşkilatların, Yetkili Şahısların
ve Vatandaşların Hak ve Yükümlülükleri
Savunma Alanında İşletme, Kurum ve Teşkilatlar ile Yetkili Şahıslardevletin belirlediği kanunlara uygun olarak siparişleri yerine getirir; seferberlik
işlerine yardımcı olur ve sivil savunma konusunda gerekli görülen her şeyi
yaparlar (m.7).
Ermenistan
Vatandaşları-Ermenistan
vatandaşları
Ermenistan
Cumhuriyeti’ni savunmakla yükümlüdür; Ermenistan vatandaşlarının yabancı
99
Glava 2. “Polnomoçiya Prezıdenta Respubliki Armeniya, Gosudarstvennıkh Organov i Organov
Mestnogo Samoupravleni v Oblasti Oboronı”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/
pasht2.html
57
bir devletin ordusunda veya yabancıların Ermenistan silahlı kuvvetlerinde
hizmet yapması uluslararası antlaşmalarla düzenlenmektedir (m.8).100
4. Silahlı Birlikler ve Diğer Ordular
Savunma alanında silahlı kuvvetlerin görevleri ve kuruluşu-silahlı
kuvvetler savunma alanında Ermenistan’ın temel gücüdür; silahlı kuvvetler,
devleti silahlı saldırılardan korur, stratejik ve taktik hedefleri belirler; silahlı
kuvvetler ülkenin toprak bütünlüğünü korumakla yükümlüdür; silahlı kuvvetler
askeri birlikleri, askeri grupları, askeri birleşmeleri, askeri yönetim organlarını,
kurum
ve
teşkilatları,
askeri
eğitim
merkezlerini
kendi
bünyesinde
barındırmaktadır (m.9).
Silahlı kuvvetler komutanlığı ve yönetimi-silahlı kuvvetler üzerinde genel
komutanlık yetkisi devlet başkanı ve yetkileri çerçevesinde hükümete aittir;
savunma
Bakanı
Ermenistan
silahlı
kuvvetlerinin
doğrudan
doğruya
komutanıdır; Ermenistan Savunma Bakanlığı silahlı kuvvetlerin devlet yönetim
organıdır;
devletin
savunması,
silahlı
kuvvetlerin
hazırlık
düzeyinden
sorumludur.
Savunma Bakanlığı-kendi yetkileri çerçevesinde askeri-siyasi durumu
araştırır, askeri tehditleri belirler, devletin güvenlik derecesini değerlendirir;
devletin askeri politikasının hazırlanmasında görev alır; silahlı kuvvetlerin
yapısı, sayısı ve lojistik destek hakkında Ermenistan Hükümeti’ne teklif
götürür; askeri kuvvetlerin genel askeri-teknik politikasını uygular; askeri
bilimsel araştırmalar yapar, askeri araç ve gereçlerin tamiri ile uğraşır; mali,
teknik ve lojistik çalışmaları organize ve kontrol eder.
100
Glava 3, “Funkçii Predpriyatii, Uçrejdenii, Organizaçii, Prava i Obyazonnosti Doljonsnıkh Liç i
Grajdan v Oblasti Oboronı”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/pasht3.html
58
Genel Kurmay Başkanlığı-silahlı kuvvetlerin strateji programını hazırlar
ve seferberlik işlemlerini yapar; orduların kontrolünü sağlar; devletin güvenliği
ve bekasını korumakla görevlidir; karargâh ve orduların savaş hazırlıklarını
organize eder (m.10).101
5. Savaş Durumu ve Seferberlik
Savaş
durumu-Ermenistan
bulunulduğunda
veya
devlet
Cumhuriyeti’ne
ciddi
tehlike
ile
silahlı
saldırıda
karşılaştığında
yada
Parlamentonun aldığı bir kararla, devlet başkanı savaş durumu ilan edebilir;
tam ve kısmı şekilde olağanüstü hal ilan edildiğinde hukuki rejim Olağanüstü
Hal Hakkında Kanun ile düzenlenmektedir (m.13).
Seferberlik-devlet başkanı savaş durumu ilan etmekle beraber genel
veya kısmî seferberlik de ilan edebilir; seferberliğin ilan edilmesi bütün devlet
yönetim mekanizmalarının savaş durumuna geçmesi demektir; seferberlik
hazırlık çalışmaları ve seferberliğin ilan edilmesi Ermenistan Cumhuriyeti
kanunları ile düzenlenmektedir (m.14).102
6. Sonuç Belgesi
Siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının silahlı kuvvetler içinde
faaliyeti yasaktır; silahlı kuvvetler kapsamı içinde siyasi parti ve sivil toplum
kuruluşlarının
kurulması
yasaktır;
askeri
birliklerde,
askeri
eğitim
merkezlerinde, askeri kurum ve kuruluşlarda siyasi partilerin kurulması ve
propagandası yasaktır (m.15).103
101
Glava 4, “Voorujennıe Sili i Drugiye Voyska”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/
ru/pasht4.html
102
Glava 5, “Voennıe Polojeniya, Mobilizaçiya”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/
ru/pasht5.html
103
Glava 6. “Zaklyuçitelnıe Polojeniya”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/pasht6.
html
59
Bir ülkenin uyguladığı savunma ve dış politikanın gücü ve çeşitliliği
genellikle onun ekonomik yapısı ve ekonomik büyüklüğü ile doğrudan
bağlantılıdır. Dünya ticaretinde dış ticaret hacmi büyük olan devletler
genellikle bu üstünlüklerini korumak için yerleştiği bölge ve önemli ticaret
ortakları olan bölgelerde güvenliğin kalıcı olmasına çalışmış ve daha
pragmatik dış politika izlemiştir. Ekonomisi zayıf ve ürün çeşidi sınırlı olan
ülkeler ise dış politikada titiz ve temkinli davranmaya özen göstermeğebilir.
Eğer
herhangi
bir
ülke
karşılaştığı
ekonomik
ve
siyasi
sorunların
halledilmesinin tek yolunu revizyonist dış politika uygulamakta ve tarihi
savaşlarla yeniden yazmakta iddialı ise bölgenin güvenliği için önemli tehlike
arz etmektedir. Buna örnek olarak Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası izlediği
dış politikayı göstermek mümkündür.
Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası revizyonist politika izlemesi ekonomi
politikasının
önündeki
açılımları
önemli
derecede
sınırlandırmıştır.
Ulaştırmada zaten ciddi sorunlar yaşayan Ermenistan, kuzeyle ilişkilerini
Gürcistan üzerinden sağlamıştır.104 Ermenistan ekonomisi diğer komşu
devletlere göre zayıftır ve bağımsızlık sonrası her ne kadar liberal ekonomik
değerleri uygulamaya çalışsa da izlediği dış politika ekonomisinin kalkınması
için uygun ortamı oluşturmamış, tam tersi zaman zaman engel olmuştur.
Ermenistan ekonomisinin zayıf olmasındaki en önemli etkenler yerleştiği
coğrafi konum, komşuları ile yaşadığı sorunlar, (Azerbaycan ile Dağlık
Karabağ, Gürcistan ile Cevaheti problemi ve Türkiye’ye karşı sözde soykırım
iddiası ve toprak talebi) transit ülke konumunda olmaması veya olma şansını
kullanamaması ve doğal kaynaklardan özellikle de enerji kaynaklarından
yoksul olmasıdır.105
104
Ermenistan’ın ekonomik politikası için bkz: Vaagn Khaçatryan: “Osnovnıe Tendençii Razvitiya
Ekonomiki Armenii v 1991–2002 Godakh”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/17.hachru.shtml
105
Laçiner, a.g.m., s. 183.
60
Ermenistan 21 Eylül 1991’de bağımsızlığını ilân ettikten sonra çok ciddi
ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bağımsızlık
sürecinde işçilerin greve başlamaları, Aralık 1988 depreminin ekonomiye
vurduğu darbe,106 Ermenistan ordusunun Azerbaycan topraklarını işgal
etmesi üzerine Azerbaycan ile başlayan savaş, Ermenistan ekonomisini
etkileyen önemli faktörlerdir.
Şubat 1993’te Başbakanlık görevine getirilen Grant Markaryan, Dünya
Döviz Fonu’nun da desteği ile ekonomide ‘şok terapisi’ uygulayarak107
ulaştırma ve enerji alanlarında karşılaştığı sorunları çözmek için uğraşmış,
İran ve Rusya ile ekonomik ve siyasi ilişkilerini güçlendirmeye çalışmıştır.
Sovyetlerin çökmesi sonucu Ermenistan ekonomisi ayakta durması için
gerekli olan hammadde ihtiyacını karşılayamamış, üretilen malların satılması
için eski Sovyet mekânında pazar bulamamış, malların kalitesi düşük olduğu
için de dünya pazarlarında rekabet edememiştir.
Ermenistan daha bağımsızlığını ilan etmeden ekonomik reformlara
başlamış ve 23 Ağustos 1990’da kabul edilen ‘Ermenistan’ın Bağımsızlık
Bildirgesi’ne dayanarak Eylül 1990’da ‘Ermenistan Cumhuriyeti Devlet
Mülkiyeti Hakkında Kanun’u108 kabul etmiştir. Bu kanun ile Ermenistan
sınırları içinde bulunan bütün ekonomik, siyasi, sosyal ve idari müesseseler
Ermenistan Cumhuriyeti’nin mülkiyetine geçmiştir.109
106
Depremin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen 15 bin depremzede hâlen vagon, konteynır ve
çadırlarda yaşamaktadır. Depremzedelerin sorunları Ermenistan Hükümeti tarafından henüz
çözülmemiştir. 1998’den itibaren “Şehir Ekonomisi Enstitüsü Fonu” konut sorununa bir çözüm
bulmak için ABD uzmanlarının da katıldığı bir proje hazırlayarak hükümete sunmuştur.
107
Puzanov Y. E, “Voprosı Ekenomiçeskogo Razvitiya Armenii”, Armeniya: Problemı
Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova
1998, S. 232.
108
“Vısşie Organı Vlasti v Armyanskoy Sovetskoy Soçialistiçeskoy Respublike”,
(Erişim) http://www.parliamnet.am./Ru/Ourparliamnet/idexContent.htm
109
Sovyetler Birliği döneminde bazı stratejik öneme sahip olan müesseseler Ermenistan yönetimine
değil, doğrudan Moskova’ya bağlı olmuştur.
61
1990’lı yılların başlarında merkezi planlama sistemi ile ekonominin
kalkındırılmasının mümkün olmadığını anlayan hükümet, pazar ekonomisinin
kurulması ve çeşitli mülkiyet şekillerinin oluşturulması için Şubat 1991’de
‘Ermenistan Cumhuriyeti’nde Özelleştirmenin Esasları Hakkında Kanun’u
kabul
etmiş,
resmi
özelleştirme
programı
ise
Haziran
1992’de
uygulanmıştır.110 Özelleştirmeye ilk olarak tarım sektöründen başlanmış ve
Ocak 1991’de ‘Köylü Toprakları ve Kolektif Köylü Çiftliklerinin Özelleştirilmesi
Hakkında Kanun’ kabul edilmiştir. 1991–1992 yılları arasında bu kanunun
uygulanmasıyla toprak, devletin tekelinden alınmış ve köylüler arasında
paylaştırılmıştır. Toplam 320 bin köylü çiftliği ve kolektif çiftlik oluşturulmuştur.
Ne var ki, topraklar paylaştırıldıktan sonra hükümet, çiftçilerin sorunları ile
ilgilenememiştir.
Ermenistan
Hükümeti
ancak
1995–1996
yıllarında
ekonomide belli bir gelişme kaydettikten sonra çiftçileri teknik ve mali açıdan
desteklemiştir.
1990’lı yılların başlarında Ermenistan Hükümeti deprem bölgesindeki
yarım kalmış inşaatları tamamlama gücüne sahip değildi. Bu şantiyelerde
inşaatın yeniden başlaması için Ağustos 1992’de ‘Devlet Müesseselerinin ve
Yarım Kalmış Şantiyelerin Devletsizleştirilmesi ve Özelleştirilmesi Hakkında
Kanun’ kabul edilmiştir. 1993–1994 yıllarında Sanayi Bakanlığına ait 286,
Hafif Sanayi Bakanlığına ait 147 müessese özelleştirme programına dahil
edilmiştir.
1994–1995
yıllarında
ise
orta
ve
büyük
ölçekli
sanayi
müesseselerinin özelleştirilmesine başlanmıştır. Özelleştirme ihalelerinde
yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlükler serbest ekonomik ilişkilerin gelişmesine
ciddi şekilde engel olmuştur. Ermenistan Yüksek Sovyet’in Haziran 1993’te
kabul ettiği bir kanunla sosyal konutların özelleştirilmesine başlanmış ve
özelleştirme birkaç sene devam etmiştir.
110
Puzanov, a.g.m., s. 235.
62
Ermenistan’ın planlı ekonomiden serbest pazar ekonomisine geçiş
süreci çok sancılı olmuştur. Ermenistan ekonomisi dünya pazarlarına açılacak
güçte olmadığı için geleneksel ticaret ortakları ile (eski Sovyetler Birliği
ülkeleri ile) ilişkilerini devam ettirmeye büyük önem vermiş, ancak, 1994 yılına
kadar ülke ekonomisinin kalkınması için gereken şartları sağlayamamıştır.
Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomisindeki gelişmeleri iki başlık
altında değerlendirmek mümkündür.
1) 1990–1994 Yılları: Bu dönemde serbest pazar ekonomisine geçiş için
gerekli hukuki altyapı çalışmaları yapılsa da, hükümet ekonomik çöküşün
önünü alamamıştır. Alınan tedbirlerin etkisiz kalmasının en büyük nedeni
özelleştirmede yaşanan yolsuzluklar, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısının
devam etmesi, reform çalışmalarının yetersizliği, siyasi ve askeri istikrarın
sağlanamaması nedeniyle iç ve dış yatırım riski olmuştur.
Ekonominin ve dolayısıyla da dış politika mekanizmasının güçlü veya
zayıf olmasında ülkenin nüfus oranı da ciddi rol oynamaktadır. Ayrıca, zaten
az olan nüfusun önemli bir bölümü ekonomik, sosyal ve siyasi nedenlerden
dolayı dışa göç ediyorsa ekonomik anlamda ciddi sıkıntılar yaşanması
olasıdır. Ermenistan’da 1991’den itibaren önemli oranda işgücü dışarıya göç
etmiştir. Ekim 2001’de yapılan son nüfus sayımı verilerine göre Ermenistan’ın
nüfusu 3 213 011 kişidir. Ancak birçok analizci Ermenistan’ın aldığı dış
yardımların azalmasını önlemek amacıyla, nüfusu olduğundan daha çok
gösterdiği konusunda ortak görüşü paylaşmaktadır. Ermenistan’ın şu anki
nüfusunun 1,5–2 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir ve nüfusun
yaklaşık % 20’si son on yılda, başta Rusya olmak üzere çeşitli ülkelere göç
etmiştir. Göç edenlerin üçte birinin üniversite mezunu olduğu dikkate alınırsa,
uzun vadede Ermenistan ekonomisinin kalifiye işgücü konusunda ciddi sıkıntı
63
yaşayacağı söylenebilir.111 Kalifiye işgücünün dışarıya gitmesi ekonomiyi
olumsuz etkilese de, dışarıya göç edenler Ermenistan’a büyük miktarda para
akışı sağlamaktadırlar. Yurtdışında yaşayan Ermeniler, ülkelerine yılda
ortalama 250 milyon Dolar para transferi gerçekleştirmektedirler. Bu miktar
ise, Ermenistan GSYH’nın % 12’sine eşittir.112 Yurtdışından yapılan para
transferleri bazı sorunları halletse de kalifiye iş gücü yabancı ülkelerde
çalıştığından Ermenistan için kalıcı ekonomik verimlilik ciddi bir sorundur.
1994 yılı sonlarına kadar, Ermenistan ekonomisi küçülmeye devam
etmiştir. Hükümet kalkınma programlarını uygulasa da, Dağlık Karabağ
Savaşı giderleri ve iç politikada yaşanan siyasi çalkantılar buna imkân
vermemiştir. GSYH, 1990 yılına göre % 60 oranında küçülmüştür. Bütçe açığı
1997 yılı sonlarına doğru GSYH’nın % 56’sını oluşturmuş, enflasyon oranı
yıllık % 3700’lere ulaşmıştır.113
2) 1995–2005 Yılları: Mayıs 1994’te Azerbaycan ile ateşkes anlaşması
imzalandıktan sonra ekonomiyi kalkındırmak için imkân elde eden hükümet,
reform çalışmalarına hız vermiş ve savaş için harcanan paranın bir bölümünü
ekonomiye aktarmıştır. Bütçe açığı kapatılmaya başlanmış, 1994’te GSYH %
5,4
büyümüştür.
Uluslararası
örgütlerin
desteğini
alan
hükümet
makroekonomik gelişmeyi sağlamak için bir dizi reformlar uygulamıştır.
Hükümet, 1993 sonunda milli para birimi olan Dram’ı tedavüle sokmuştur.
Ermenistan Hükümeti, 1995’te Uluslararası Döviz Fonu’ndan Sistematik
Dönüşüm Programı (Systematic Transformation Facility) çerçevesinde aldığı
24,8 milyon Dolar, Borç Düzenlemesi (Stand By Arrangement) programı
çerçevesinde aldığı 30 milyon Dolar ve Dünya Bankası’ndan aldığı 63,5
111
Sezgin, a.g.m.., s. 47.
Aleksandr Melkumyan, “Dostijeniya i Problemı Armyanskoy Ekonomiki”, ArmİNFO, 18
Temmuz 2001.
113
Olga Boguslavskaya, “Ekonomika Respubliki Armenii”, Trud, 29 Ekim 1998.
112
64
milyon Dolar114 kredi ile mali sorunlarını hallederek ekonomiyi kalkındırmaya
başlamıştır.
Ermenistan
ekonomisi
bütün
alanlarda
değil,
özellikle
makroekonomik açıdan ilerleme kaydetmiştir. Genel ekonomik kalkınmanın
söz konusu olmadığı belirtilmelidir. BDT Devletlerarası İstatistik Komitesi’nin
hazırladığı rapora göre, 2004 yılında Ermenistan 1970’li yılların ekonomik
düzeyinde olmuştur. GSYH’sı 1999 yılı verilerine göre, 1970, sanayi üretimi
1973,
tarım ürünleri 1976, taşımacılık 1953, konut inşaatı 1946, toplam
ticaret hacmi ise 1973 yılı düzeyindedir.115 Ermenistan Devlet İstatistik
Komitesi’nin verilerine göre ekonomide kalkınma olmasına rağmen, sonuçları
sosyal hayata yansımamıştır. Hizmet sektöründeki gelişme 1993’te % 10,6,
1994’te % 17,5, 1996’da % 11,7, 1997’de % 13,2 ve 1998’de % 4,7 olarak
belirlenmiştir.116
Dünya
Bankası’nın
verilerine
göre
Ermenistan’da
orta
sınıf
bulunmamaktadır. Ülke nüfusunun % 20’si milli gelirin % 80’ini kontrol
etmektedir.117 Sosyal hayattaki bu dengesizlik sadece ekonomiyi değil,
ülkenin siyasi hayatını da etkilemiştir.
Ermenistan’da 2003–2004 yıllarında GSYH % 13,9 ve % 10,1 artış
göstermiş, yabancı sermaye 2003’te 120,9 milyon ABD Doları, kişi başına
düşen milli gelir 950 ABD Doları, 2004’te ise 1,120 ABD Doları118 olmuştur.
Dünya Bankası’nın verdiği bilgilere göre, Ermenistan’ın dış borcu 733,1
milyon, The Economist Intelligent’in hazırladığı rapora göre 1,08 milyar ABD
Dolarıdır.119 Ermenistan ekonomi ağırlıklı uluslararası kuruluşlarla da
114
Boguslavskaya, a.g.m.,
Vaan Haçatryan, “Osnovnıye Tendençii Razvitiya Ekonomiki Armenii v 1991–2002 Godah”,
Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/17.hac
hru.shtml
116
Haçatryan, a.g.m.,
117
Haçatryan, a.g.m.,
118
“The Worl Bank Group-Armenıa Data Profile”, (Erişim) ww.devdata.worldbank.org/external/
119
“Armenia İnternal Instability Ahead ICG Europe”, Reprt N0 158, 18 October 2004), p. 18.
115
65
ilişkilerine önem vermiş, 5 Şubat 2003’te Dünya Ticaret Teşkilatına üye
olmuştur.120
Yeni ekonomik sisteme geçiş sürecinde devlet kurumları gerektiği gibi
çalışmadığından yolsuzluk ve rüşvet için uygun ortam oluşmuştur. Pazar
ekonomisinin ‘acı gerçekleri’ ile karşılaşan bürokrasi, yüksek enflasyon
nedeniyle elindeki her şeyi kaybettiği için yolsuzluk yaparken veya rüşvet
alırken kendisini haklı görmüştür. Dünya Bankası’nın Ermenistan’daki
yolsuzluğun durumunu belirlemek için 95 büyük fabrika sahibi ve devlet
yetkilisi arasında yaptığı anket araştırmasında, gümrük ve vergi memurları,
polis, mahkeme ve savcılık gibi kurumlarda büyük yolsuzlukların yapıldığı
sonucuna varılmıştır.121
Ermenistan ekonomisinin bu tür ciddi sıkıntı yaşamasına rağmen,
hükümet ekonomik sorunları çözmekten daha çok, Azerbaycan topraklarının
işgal edilmesine öncelik tanımıştır. Bu taktik 1994’te imzalanan ateşkes
antlaşmasından sonra Ermenistan ekonomisinde kayda değer bir gelişme
olsaydı kendini kanıtlamış olurdu. Ancak Ermenistan Hükümeti ekonomide
yaşanan bazı sorunları halletse de, köklü bir değişiklik söz konusu olmamıştır.
1. 1. 4. Diaspora
Genellikle bilimsel literatürde diaspora122 terimi Yahudilerin sürgün
hayatını ifade etse de, zamanla değişerek benzer durumlarda olan grup ve
olayları tanımlamak için kullanılmıştır. Postmodernist yaklaşım sonucunda
120
“The World Trade Organization”, (Erişim) www.wto.org/english/thewto_e/whatis_e/org6_e.htm
Karpis İradyan, “Nıneşnaya Ekonomiçeskaya Situaçiya v Armenii i Dalneyşie Zadaçi”, Azg, 19
Eylül 2002,
122
Terimin dilbilgisi bakımından açıklanması için bkz: Armyanskaya Diaspora,
(Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_gen_rus.php; Diaspora (Spyurk),
(Erişim) http://www.genocide.ru/enc/diaspora.htm
121
66
diaspora terimi ilk anlamından oldukça uzaklaşsa da,123 diaspora terimini ilk
anlamı
ile
özdeşleştirenler
Yahudi
örneğini
ideal
bir
tip
olarak
savunmaktadırlar.124
Ermeniler, genelde diaspora terimini değil, Ermenice yurtdışında
yaşayan Ermeniler anlamına gelen ‘spyurk’125 terimini kullanmaktadırlar.
Burada, yurtdışında yaşayan Ermeniler hakkında bilgi verirken, genel olarak
kabul görmüş postmodernist yaklaşım dikkate alınarak diaspora terimi
kullanılacaktır.
Ermeni kaynaklarına göre, bugün, dünyanın 79 ülkesinde toplam 15
milyona yakın Ermeni yaşamaktadır.126 Ermeniler Avrupa127, Asya ve
ABD’de128 yaşamalarını genellikle 1915 tehciri ile açıklasalar da,129 bu tarihe
kadar adı geçen coğrafyalarda Ermenilerin yaşadığı bir gerçektir. Bazı
araştırmacılar ise 15. yüzyılda Kilikya Ermeni Baronluğu’nun dağılmasından
123
Viktor İnnokentyeviç Dyatlov, “Diaspora: Popıtka Opredelitsya v Ponyatiyakh”, Diasporı,
Moskova 1999, No 1, ss. 8-23; Aleksandr Militarev, “O Soderjanii Termina “Diaspora” (K
Razrabotke Definiçii), Diasporı, Moskova 1999, No 1, ss. 24-33.
124
William Safran, “Diasporas in Modern Societies: Myths of Homeland and Return”,
Diaspora.N.Y. 1991. Vol. 1. № 1. p. 84.
125
Bağramyan R. H, Halilov İ. H, Hay-Adrbejaneren Bararan, Luys Yayınevi, Erivan 1978, s.
482.
126
“Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_world_rus.php,
18 Mayıs 2006.
127
Samim Akgönül, “Fransa Ermeni Toplumu ve Türkiye: Propaganda ve Lobicilik”, Ermeni
Araştırmaları, Bahar 2002, sayı 5; Çakıllıkoyak, a.g.e., Hasan Babacan, “I. Dünya Savaşı
Öncesinde Yurtdışına Göç Eden Ermeniler ve Ermeni Diasporası’nın Oluşumu”,
(Erişim) http://www.stradigma.com/turkce/ozel/makale_04.html; Rusya’daki Ermeni diasporası
hakkında bkz: Hatem Cabbarlı, “Rusya’da Ermeni Diasporu: Oluşumu ve Faaliyetleri”, Ermeni
Araştırmaları, Eylül-Ekim-Kasım 2001, sayı: 3, s. 131-152.
128
Şenol Kantarcı, Amerika Birleşik Devletleri’nde Ermeniler ve Ermeni Lobisi, 1. bs. Alfa
Akademi Yayınevi, İstanbul, Ekim 2004; Tayyar Arı, Amerika’da Siyasal Yapı, Lobiler ve Dış
Politika, İstanbul 1997; Mesrop Ashjian, The Armenian Church in America, New York, 1995,
Sarkis Ataimian, The Armenian Community: The Historical Development of a Sosial and
İdeological Conflikt, New York, 1995.
129
Hayk Kotanjian, “Armenian Security and U.S. Foreign Polisy in the South Caucasus”,
Connectıon, Vol. 3, No 2, June 2004, p. 17.
67
sonra Ermenilerin bugünkü yaşadıkları coğrafyaya-İran, Osmanlı ve Rusya
topraklarına ve daha sonra Avrupa’ya göç ettiğini düşünmektedirler.130
Ermeni diasporasının büyük bir bölümü 20. yüzyılın sonlarına kadar dil,
alfabe
ve
gelenek
farkları
nedeniyle
Ermenistan’ı
anavatan
olarak
görmemiş,131 diasporayı bağımsız, başlı başına bir değer ve bir tür anavatan
gibi değerlendirmiştir.132 Diasporada yaşayanların bir grubu ise Ermenistan’ı
anavatan olarak görseler de, kendilerini bu ülkeyle fiziki olarak bağlı
hissetmemiştir.133
Diaspora
da
kendi
içinde
tek
bir
vücut
olarak
şekillenmemiştir ve çeşitli özelliklerine göre, birçok tanımlama yapılabilir.
Diasporanın en belirgin özelliği ise kapitalist ve sosyalist dünya görüşüne
sahip olması ve bu iki grup arasında yaşanan anlaşmazlıktır.134 Sosyalist
sistemin çökmesine rağmen, ideolojik sınırların halen devam etmesi yalnızca
diaspora içinde değil, aynı zamanda diaspora ve Ermenistan Ermenilerinin bir
gaye etrafında birleşmelerine engel olmaktadır.135
Bazı araştırmacılar diasporanın Ermenistan ile ilişkilerinin başlangıcını
Aralık 1988 depremi ve bağımsızlığın ilan edilmesi faktörü ile açıklasa da,136
aslında ikili ilişkilerin başlaması Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan
zaferle çıktığı 1945’e rastlamaktadır. Diaspora Ermenileri, SSCB’ye karşı
koymaktansa savaştan daha da güçlenerek çıkan bu ülke ile ilişkileri
geliştirmenin Ermenistan ve diasporaya daha yararlı olacağına inandığı için
130
“Armeniya: v Preddverii Vnutripolitiçeskoy Nestabilnosti”, Doklad MGPK No 158 Evropa,
Erevan/Brussel, 18 Ekim 2004, s. 1.
131
“V Obşem Dome”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/
Armvest/Jurnal06/j06_stat01.html
132
Libaridian, a.g.e., s. 171.
133
Armeniya: v Preddverii..., s. 8.
134
Burada SSCB sınırları içerisinde ve Batı dünyasında yaşayan Ermeniler kastedilmektedir.
135
Naira Ayrumyan, “Tri Dnya Pod Znakom Diasporı”, (Erişim) http://www.karabakhopen.com/src/
index.php?lang=ru&id=2&nid=3461
136
Soner Karagül, “20. Yüzyılda Ermeni Diasporası ve Faaliyetleri”, Dünden Bugüne TürkErmeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı, I. bs., Nobel Yayınları, Ankara 2003, ss. 569590; Aleksandr Mutaloviç Khalmukhamedov, “Armyanskaya Diaspora Kak Soçiokultırnıy i
Politiçeskiy Fenomen”, Soçiologiçeskie İssledovanie, Moskova, 1999. No 2, ss. 54-59.
68
taktiğini değiştirmiştir. Zira bu tarihten sonra diaspora SSCB aleyhine
faaliyetlerini önemli derecede sınırlandırmıştır.
1980’li yıllara kadar Arap coğrafyasında yaşayan Ermenilerin bir bölümü
Ermenistan Hükümeti tarafından ülkeye göç ettirilmiştir.137 Ancak diaspora
Ermenilerinin ilk defa bağımsız olarak ülkeye gelmelerine sebep Aralık 1988
depremi olmuş, bu tarihten sonra ise ikili ilişkiler daha da gelişmiştir.
Ermenistan, bağımsızlığının ilk dönemlerinde Batı desteği ve ekonomik
yardım almak bağlamında diasporaya ihtiyaç duymuş ve olanaklarını
değerlendirmiştir. 1990’lı yılların başlarına kadar diaspora maddi ve manevi
olarak Ermenistan’ı desteklemiş, ancak bu tarihe kadar sürgünde faaliyet
gösteren Taşnaksutyun, Hınçak (Kilise Çanı) ve Ramkavar Azatakan (Liberal
Demokrat) partilerin ana vatana geri dönerek siyasi faaliyete başladıktan ve
bu süreçte kendi siyasi çıkarlarını uygulamaya koyduktan sonra diasporaErmenistan ilişkilerinde birtakım sorunlar ortaya çıkmıştır.138 Ermenistan
Ermenilerine göre, diaspora her ne kadar ülkeye yardımda bulunsa da, ülkede
yaşanan
ekonomik,
siyasi,
sosyal
problemleri
onlar
değil,
kendileri
yaşamaktadır. Batı ve ABD’de lüks hayat yaşayan diasporanın Ermenistan ile
fiziki bağlantısı yoktur ve burada herhangi bir şekilde hak iddia edemez ve
kendilerinden üstün konuma gelemezler.139 Ermenistan ve diaspora arasında
görüş ayrılığının ortaya çıkması ve bazı temel meselelerde farklı yaklaşım
benimsemelerine neden karşıt siyasi sistemde yaşamaları olmuştur.140
137
Hatem Cabbarlı, “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermeni
Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı: 4, ss. 122-146.
138
Arutyun Marutyan, “İstoriçeskaya Pamyat v Dialoge Mejdu Kulturami: Vozmojnost ili
Prepyatstvie”, (Erişim) http://www.pogranicze.sejny.pl//download/historical_memory_final.pdf,
Libaridian, a.g.e., ss. 165-203.
139
Armeniya: v Preddverii..., s. 8.
140
Melkonyan E, Armenia-Armyanskaya Diaspora: Na Puti Vzaimoponimaniya, Armeniya i
Diaspora na Poroge XXI Veka, Erivan, 1988, ss. 76-77.
69
Ermenistan ve diaspora arasında ilişkilerin kurulmasından sonra
diaspora 1990’lı yılların ortalarına kadar özellikle dış politikada konumunu
güçlendirmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri de Ermenistan’ın ilk
Dışişleri Bakanı Raffi Ovanisyan’ın ve hükümette önemli mevkilerde bulunan
bazı kişilerin diaspora kökenli olmasıdır. Ancak dönemin devlet başkanı
Petrosyan, bu durumu kontrol etmeye çalışmış ve zaman zaman diasporanın
faaliyetini
sınırlandırmıştır.141
Diaspora-Ermenistan
arasında
yaşanan
anlaşmazlık Taşnaksutyun Partisi’nin ve diğer diaspora kökenli partilerin
Ermenistan’da faaliyete başlamasından sonra siyasi zemine taşınmıştır.
Diaspora partileri özellikle dış politikada daha radikal siyaset izlemeği talep
etseler de, hükümet uluslararası ve bölgesel dengeler üzerinde oynamaya ve
özellikle Rusya ile ilişkilerini korumaya çalışmıştır.
Başta Taşnaksutyun Partisi olmak üzere diğer diaspora partileri
hükümetten Türkiye’ye yönelik daha sert politika uygulamasını-sözde
soykırım
propagandasını
Antlaşması’nı
uluslararası
tanımamalarını,
toprak
alana
ve
taşımalarını,
tazminat
talep
1921
Kars
etmelerini,
Azerbaycan topraklarının işgal edilmesi için askeri operasyonlara devam
etmelerini, Gürcistan’ın Cevaheti eyaletinde yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı
faaliyetlerini desteklemeyi ve diaspora Ermenilerine vatandaşlık statüsü
vermelerini talep etmiştir. Ayrıca Ermenistan’a önemli ekonomik yardımlarda
bulunan Ermeni Yardım Kuruluşu, ABD Ermeni Asamblesi, Ermeni Genel
Hayır Birliği, Galust Gulbekyan Aleks Manukyan ve Kirk Kiryon Vakfları da
zaman zaman kendi taleplerini hükümete kabul ettirmeye çalışmıştır.142
141
Vincent Lima, “The Diaspora Establishment Convenes in Armenia”, Armenian Forum, 2, No 2,
s. 94; Ter-Petrosyan, Taşnaksutyun Partisi hakkında 28 Aralık 1994’de “siyasi terörizm” ve
“uyuşturucu madde kaçakçılığı” suçlamasında bulunmuş, ardından da partinin faaliyetleri askıya
alınmıştır. Daha sonra Ermeni Üst Mahkemesi partinin ve bağlantılı kuruluşların (özellikle Dro)
faaliyetlerini önce altı aylığına askıya almış, belirlenen zamanda şartlar yerine getirilmeyince de
önlemlerin uygulanma süresi uzatılmıştır. Libaridian, a.g.e., s. 69.
142
Libaridian, a.g.e., s. 173.
70
Ermenistan’ın dış politikasındaki temel konular belirlenirken diasporanın
görüşleri
değerlendirilmiş
ve
ortaklaşa
uygulanmıştır.
Buna
karşılık
Ermenistan diasporadan beklediği ekonomik yardımı ve desteği alamamıştır.
Ermenistan dış politikasında özellikle diaspora Ermenileri için değiştirilmesi,
tartışılması ve gündemden düşürülmesi imkansız sözde soykırım, tarihi ana
vatan, toprak ve tazminat gibi bazı konular vardır. Bu konularda Ermenistan’ın
Türkiye’ye taviz vermesi mümkün değildir. Bağımsızlık sonrası seçilen iki
devlet başkanının ve hükümette savunma ve dışişleri bakanlarının da
diaspora kökenli olması nedeniyle143, diaspora halen ülkede etkili olmaya
devam etmektedir.
Koçaryan 1998’de iktidara geldikten sonra Ermenistan’ın diaspora
politikasını yeniden belirlemiş ve ilişkilere önem vermiştir. Ermenistan özellikle
dış politikada faaliyet alanının genişletilmesi ve ekonominin kalkınması
anlamında diasporanın potansiyelinden faydalanmak istemiştir. Bu bağlamda
dünya Ermenilerinin yeniden örgütlenmesi ve karşılıklı faaliyetlerin koordine
edilmesi için Koçaryan’ın desteği ve girişimleri sonucunda üç defa
Ermenistan-Diaspora
Konferansı
düzenlenmiştir.144
Aslında
diaspora
Ermenistan’a yakın görünse de, ikili ilişkilerde halen aşılamayan psikolojik
bariyer vardır.145 Taraflar eşit durumda olmadığı için sorunların giderilmesi
için düzenlenen konferanslar da çözüm üretememiş, diaspora kuruluşlarının
tek taraflı olarak Ermenistan’ı etkileme çabaları devam etmiştir.146
143
Bu konuda sayfa 78’e bkz.
“Armenia-Diaspora Conference I”, (Yerevan, September 22-23, 1999),
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference99/index.html; “Armenia-Diaspora Conference
II”, Yerevan, May 27-28, 2002, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference2002/htms/
pre_conf.htm; “Armenia-Diaspora Conference III”, (Yerevan, September 18-20, 2006),
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/
145
Armeniya: v Preddverii..., s. 8.
146
Sedat Laçiner, Türk-Ermeni İlişkileri, Kaknüs Yayınları, I. bs., İstanbul, Eylül 2004, ss. 199201.
144
71
Koçaryan’ın girişimleri ile ilk Ermenistan-Diaspora Konferansı 22–23
Eylül 1999 tarihlerinde Erivan’da yapılmıştır. Koçaryan bu forum aracılığı ile
diaspora Ermenilerinden ülkeye yaptıkları maddi yardımları ve yatırımları
arttırmalarını ve Karabağ konusunda bulundukları ülkelerde Ermenistan
tezlerini savunmalarını istemiştir. Diaspora Ermenilerinin Ermenistan’dan en
büyük beklentisinin ise sözde Ermeni soykırımının tanınması konusunda daha
aktif davranması olduğu görülmektedir.147
İkinci Ermenistan-Diaspora Konferansı 27–28 Mayıs 2002 tarihinde
Erivan’da yapılmıştır.148 Konferans sonunda yayınlanan bildirgede, tarihi
olaylar konusunda,149 Ermenilerin, Osmanlının planlaması ve icra etmesi
sonucunda, 1,5 milyon Ermeni’nin öldürülmesiyle yara aldığını ancak bu yok
etme politikasına karşı Ermeni halkının dayanabildiği, 28 Mayıs 1918 tarihli
savaşlar sonucunda150 Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin kurulduğu ancak
yeni
bir
Türk
saldırısıyla151 Ermenistan’ın
bölündüğü
ifade
edilmiştir.
Bildirgede diasporanın, dünyanın çeşitli ülkelerindeki ayrı siyasi ve kültürel
koşullar altında milli karakter, gelenek, kültür ve kimliğin korunması ve
geliştirilmesinin başlıca sorun olduğuna dair sözler de sarf edilmiştir. Sonuç
bildirgesinde sözde Ermeni soykırımı hakkında şu satırlar yer almıştır:
‘Konferans, dünyanın her ülkesinde Ermeni soykırımının uluslararası alanda
tanınmasının gerçekleşmesi için kararlılığını tekrar teyit eder. Konferans,
147
Ömer Engin Lütüm, “Olaylar ve Yorumlar”, Ermeni Araştırmaları, sayı 5, Bahar 2002,
(Erişim) http://www.iksaren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=285
148
“Diaspora-Armenia Conference”, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference
2002/htms/VOInterviewJan.html
149
Bildirgenin metni için bkz: (Erişim) www.armeniadiaspora.com/conference2002/htms/declar/
eng.htm
150
Sardarabad Savaşı’ndan söz edilmektedir. 1918 yılında Rusya’nın 1878 savaşında elde ettiği
Osmanlı topraklarını boşaltmasının ardından Ermeniler bu toprakları ele geçirmek amacıyla Osmanlı
kuvvetleriyle çarpışmışlar ve ancak başarı kazanamamışlardı. Osmanlı ordusunun Erivan’a doğru
ilerlemesi 1918 yılı Mayıs ayı sonunda Sardarabad’da durdurulmuş ancak daha fazla savaşamayan
Ermeniler, 4 Haziran 1918 tarihinde Batum Antlaşması’nı imzalayarak Osmanlı Hükümeti’nin tüm
isteklerini kabul etmişlerdi.
151
Ermeniler Sevres Antlaşması’yla Ermenistan’a verilen Doğu Anadolu topraklarını ele geçirmek
amacıyla komutanlığını Kazım Karabekir’in yaptığı Türk kuvvetleriyle 1920 yılı Eylül ayı sonunda
çarpışmışlar ve fakat yenilerek 3 Aralık 1920 tarihinde, Sevres’in geçersizliğini tanıyan Gümrü
Antlaşması’nı imzalamışlardı.
72
dünyanın çeşitli başkentlerinde Ermeni halkının doğruyu gören dostlarının,
uluslararası toplumun soykırım konusundaki giderek artan kararlılığının
kanıtını oluşturan çabaları karşısında memnuniyetini ifade eder.’152 Böylece,
diasporanın olduğu kadar Ermenistan’ın da sözde soykırımının tanıtılması
faaliyetlerine devam etmeye kararlı oldukları anlaşılmaktadır. Bu da,
Ermenistan Türkiye ilişkilerinde yaşanan sorunların devam edeceği anlamına
gelmektedir.
Yaklaşık iki bin delegenin katıldığı üçüncü Ermenistan-Diaspora
Konferansı
18–20
Eylül
2006
tarihinde
Erivan’da
gerçekleşmiştir.153
Konferansta 21. Yüzyılda Milli Devlet ve Milli Kimlik, Diaspora-Anavatan
İlişkilerinin Mekanizması-İki Taraflı Yol, Vatana Dönüş ve Tek Milli Kimlik
Bölgesi ve 2020’de Diasporaya Bakış154 adlı konular müzakere edilmiştir.
Önceki konferanslarda olduğu gibi, bu konferansta da, diaspora
temsilcileri
diaspora-Ermenistan
ilişkilerini
koordine
eden
bir
devlet
kurumunun kurulmasını talep etseler de, bu konuda karar alınmamıştır.
Önceki konferanslarda alınmış kararlar değerlendirildiğinde tarafların işbirliği
imkânlarını
değerlendirmek
istemelerine
rağmen,
beklenen
sonuca
ulaşamadıkları, Ermenistan ve diaspora arasında olduğu gibi, diasporanın
kendi içindeki problemlerin mevcutluğu genel ve planlı işbirliğine engel olduğu
anlaşılmıştır.
Diasporanın Ermenistan’ı dış politikada sıkıntıya sokmasında bir başka
neden de kendilerinin siyasi sorumluluğunun olmamasıdır. Ermenistan’ın
ekonomik, kültürel, sosyal ve askeri gerçeklerini ve potansiyelini en iyi şekilde
ülkenin devlet adamlarının bilmesine rağmen, diaspora zaman zaman
hükümetten imkânsızı talep etmektedir.
152
Lütem, a.g.m.,
3. Konferans için bkz: (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/
154
Konular üzere tartışmalar için bkz: (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/
forum.html
153
73
Ermenistan’ın son 15 yıllık bağımsızlık tarihinde diaspora ile ilişkileri
değerlendirilirken, diasporanın bazı önemli kararlar alınmasında etkili olduğu,
bazen gölgede kaldığını ancak hiç bir zaman olayların dışında olmadığını
iddia etmek mümkündür. Büyük bir ihtimalle taraflar arasındaki ilişkilerde kısa
ve orta vadede ciddi anlaşmazlık yaşanmayacaktır. Ancak bu durumun
değişmesi Ermenistan’da ciddi bir ekonomik bunalım yaşandığında veya
Dağlık
Karabağ’da
askeri
operasyonların
başladığı
takdirde
istisna
edilmemelidir.
1. 1. 5. Hay Dat Doktrini
Bazı milletler tarih boyunca yaşadıkları olumsuzlukları tehdit olarak
değil, fırsat olarak değerlendirmiş ve başarılı olmuştur. Buna örnek olarak
Yunanistan’ın
Osmanlı
egemenliğinden
ayrılmasından
sonra
yaşadığı
ekonomik, kültürel, siyasi, milli ve ideolojik sıkıntıyı gidermek ve ülke
sınırlarını genişlendirmeye ve kalkındırmaya yönelik ortaya atılan Megali
İdea,155 Yahudilerin 2500 yıllık sürgün hayatına son veren Siyonizm156 ve
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra harap olmuş Alman ekonomisini, siyasetini
ve milli duygularını yeniden canlandıran ve geliştiren-Alman dış politikasının
sacayaklarından biri olan Lebensraum157 (her ne kadar sonucu tartışmaya
açık olsa da) doktrinlerini göstermek mümkündür. Bu bağlamda Ermenilerin
19. yüzyılın sonlarında ortaya attıkları Hay Dat (Ermeni Davası) Doktrini
hakkında bilgi verilecek ve Ermenistan dış politikasının oluşumuna etkisi
değerlendirilecektir.
155
Türk Dış Politikası, “Yunanistan Dış Politikası ve Megali İdea” Kutusu, der. Baskın Oran, 1.
bs., 2001, İstanbul, s. 180; Ünal Metin: “Megali İdea”, (Erişim) http://www.ufukotesi.com/
yazıgoster.asp?yazi_no=20050843; “Megali İdea”, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Megali_
Idea,
156
Türk Dış Politikası, “Siyonizm” Kutusu, der. Baskın Oran, s. 201; Benyamin Noyberger, Çto
Takoe Sionizm?, Moskova 1996; Are Barats, Fenomen İudaizma, Moskova 1990, Abdulvahap Al
Masiri, “Sionizm i Antisemitizm: Dve Storonı Odnoy Medali”, Al İttihad gazetesi, Birleşmiş Arap
Emirliği, 7 Mayıs 2005, (Erişim) http://www.palestine-info.ru/code/AFF/aff.php?id=8245&
categuorie=4; “Sionizm”, (Erişim) http://mb-oft.com /believe/trc/zionism. Htm; “Sionizm”,
(Erişim) http://www.eleven.co.il/article/13819
157
Türk Dış Politikası, “Hitler Döneminde Almanya” Kutusu, der. Baskın Oran, s. 301.
74
Hay Dat Doktrini’nin bel kemiğini oluşturan ideoloji büyük ölçüde Ermeni
kilisesi ve aydınları tarafından yüzyıllardır yaşatılan, her şeye rağmen
uygulanması öngörülen ulusal değerlerin XIX. yüzyılın sonu, XX. yüzyılın
başlarında doktrin haline getirilmiş bütünüdür. Bu doktrinin oluşmasında
Taşnak Partisi’nin önemli rolu olmuştur. 1920’de Birinci Ermenistan
Cumhuriyeti’nin Bolşevikler tarafından işgal edilmesinden sonra Avrupa’ya
göç eden iktidar partisi Taşnaksutyun’un ciddi siyasi bunalım dönemi
başlamıştır. İdeolojik bölünmelerin karşısının alınması ve sürgünde yaşamak
için mücadele eden Taşnaksutyun zamanla Hay Dat Doktrini’ni benimsemiş
ve sahiplenmiştir.158
Doktrin, 1965 yılına kadar Taşnaksutyun Partisi ile birlikte sürgün hayatı
yaşamıştır.
Bu
tarihte
Ermenistan
SSC’nin
sözde
Ermeni
soykırımı
kurbanlarının anılmasına izin vermesinden sonra Hay Dat Doktrini’ni oluşturan
ideoloji Ermenistan’a girmiş, bağımsızlığın ardından ise konumunu daha da
güçlenmiştir. Hay Dat Doktrini 1990’lı yıllara kadar özellikle diaspora
Ermenilerinin ulusal değerleri ve milli kimliğinin korunmasına hizmet etmiş ve
bu özelliğini büyük ölçüde bugün de devam ettirmektedir.
Hay Dat sadece büyük hedeflere yönelik bir doktrin değildir. Hay Dat,
kimlik krizlerinden cemaat içi birliğe, farklı cemaatlerden kimselerle evlilikleri
engelleyecek
mekanizmalar
bulunmamasından,
üniversitelerde
Ermeni
tarihinin meşrulaştırılmaya, kuşak çatışmalarından, Türklerin ‘soykırım’
yaptığını inkâr etmesine ve soykırımın uluslararası düzeyde tanınmasına dek
Ermenilerle ilgili her şeyi içeriyordu.159 Libaridian, ‘...Ermeni Davası tedrici
olarak, uluslararası ilişkiler dünyasında mistik stratejilerle yürütülen efsanevi
158
“Armyane SŞA za Djona Kerri: İntervyu Glavı “Ay Data” Kiro Manoyana İA REGNUM”,
(Erişim) http://www.volgainform.ru/allnews/305294/
159
Libaridian, a.g.e., s. 176.
75
bir mücadeleye dönüştü160’ dese de, Ermenistan’ın bağımsızlığının ilanından
sonra Hay Dat Doktrini’ni oluşturan sistematiğin neredeyse aynısı dış
politikada uygulanmaya başlanmıştır. Bu, sistematik uygulamada iktidarda
bulunan siyasi güçlerin dünya görüşü ve ideolojileri bakımından birincil ve
ikincil konumda olsa da, prensip bakımından doktrinden kesin dönüş veya
sapma söz konusu olmamıştır.
Hay Dat Doktrini 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başlarında bağımsız
Ermenistan devletinin henüz kurulmadığı gerçeği ve içinde bulundukları
koşullar dikkate alınarak oluşturulan, kesin değişmez ebedi ulusal amaçlar
olarak benimsenen üç temel amacı vardır. Bu amaçlar:
-Tarihi Ermeni topraklarının geri alınması ve Birleşik/Büyük Ermenistan
ulusal devletinin kurulması;
-Tarih boyunca dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış Ermeni ulusunun
söz konusu topraklara geri dönmesini sağlamak;
-Sosyal devletin kurulmasıdır.
Hay Dat Doktrini’nin teorik esasını, bölgesel güçlerin yayılmacı
politikalarını ulusal güvenlikleri için başlıca tehdit olarak kabul eden Ermeni
tarihsel politik geleneği oluşturmaktadır. Bunun nedeni ise Ermenilerin tarih
boyunca ulusal devletlerinin bulunmaması ve bulunduğu zaman da yayılmacı
politika güden diğer devletlerin egemenliği altında kalarak, verimli işlev
yürütememesidir. Hay Dat’dan da görüldüğü gibi, hiçbir toplum Ermeniler
kadar devamlı olan bir mağduriyet psikolojisi oluşturmamıştır. Gizli Ermeni
sürgün organizasyonları tarafından Türk vatandaşlarına karşı uygulanan terör
Türkiye ile olan ilişkileri rasyonel diyalogu imkânsızlaştıran bir noktaya
getirmiştir.161 Ermenistan, 1990 Bağımsızlık Bildirgesinde yer aldığı ‘Büyük
160
Libaridian, a.g.e., ss. 175-177
Paul B. Henze, “Gürcistan ve Ermenistan’da Sıkıntılı Bağımsızlık”, Avrasya Etüdleri, sayı: 2,
Yaz: 95, TİKA Yayınları, Ankara, s. 30
161
76
Ermenistan’ hayalinin Türkiye’ye yönelik hedeflerinden, 1915’deki sözde
Ermeni soykırımı iddialarından ve tazminat taleplerinden vazgeçmediğini
ortaya koymuştur162. Bu konuda diaspora, Ermenistan dış politikasının
tamamlayıcı unsuru olarak hareket etmiş, Ermenistan’ın ABD ve Avrupa ile
ekonomik ve siyasi ilişkiler kurmasında büyük rol oynamıştır.
Ermenistan dış politikası hakkında değerlendirmelerde bulunan Ermeni
akademisyen ve tarihçiler genelde Hay Dat Doktrini üzerinde bilinçli veya
bilinçsiz olarak fazla durmazlar. Ancak bugün, Ermenistan Hükümeti’nin
uyguladığı dış politika Hay Dat doktrininde öngörülen bütünün parçalarıdır.
Dış politika tablosuna kuş bakısı ile bakıldığı zaman Hay Dat Doktrini’nde
çizilen tabloyu görmek mümkündür.
Hay Dat Doktrini’nin merkezi ofisi Erivan’da bulunmaktadır. Ayrıca,
Taşnaksutyun Partisi’nin bulunduğu bütün ülkelerde163- ABD, Brüksel, Rusya,
İran164 ve Lübnan’da165 büroları faaliyet göstermektedir. Tarihi geçmişi, siyasi
ve ekonomik bağlantıları bakımından Hay Dat ABD büroları daha geniş
faaliyet göstermektedir. Hay Dat Büroları özellikle devlet başkanlığı, Senato,
Temsilciler Meclisi ve yerel seçimlere daha aktif katılmaktadır. 2004’te yapılan
Senato ve Temsilciler Meclisi seçimlerinde Hay Dat Bürolarının desteklediği
202 adaydan 199’u seçilmiştir.166
162
Ermenistan parlamentosunun 23 Ağustos 1991”de kabul ettiği Bağımsızlık Bildirisi’nin 11.
maddesinde şu ifadeler yer almaktadır: “Ermenistan Cumhuriyeti, Osmanlı Türkiyesi tarafından
1915’te Batı Ermenistan’da işlenen soykırımı suçunun uluslararası alanda kabul edilmesi için
sürdürülecek çabaları destekleyecektir”. Bildiride, Türk topraklarından “Batı Ermenistan” diye söz
edilmesi de, tarihi tartışmak istemekten güdülen amacın, Türkiye’yi, tazminat ve toprak taleplerini
gündeme getirecek bir sürece sokmak olduğunu ortaya koyuyor. Şükrü Elekdağ, “TürkiyeErmenistan İlişkileri”, Milliyet, 15 Mayıs 1998.
163
“Armyane SŞA za...”,
164
“V Novoy Djulfe Sostayalas Otkrıtie Novogo Zdaniya Komissii Ay Data”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=25245, 10 Temmuz 2006.
165
“Konferentsiya Komitetov ‘Ay Dat’ v Livane”, (Erişim) http://news.genocide.ru/2005/10/25/
99.htm, 25 Kasım 2005.
166
ABD’de “Hay Dat Dostları” diye bir teşkilat kurulmuştur. Bu teşkilata genellikle Ermeni
iddialarını savunan Senato ve Temsilciler Meclisi üyeleri, işadamları, kültür ve sanat dünyasında
77
Hay Dat Doktrini’nde ülkenin iç politikasına yönelik görüşler olsa da,
genelde, dış politikada önemli yeri olan sözde Ermeni soykırımının
uluslararası alanda tanıtımı, Türkiye’den sözde soykırımı tanıması, toprak ve
tazminat talebi, ayrılıkçı Dağlık Karabağ Ermenilerinin bağımsızlığının
tanınması ve diğer konularda olduğu gibi ciddiyet gösterilmemiştir. Hay Dat
bugün Ermenistan Hükümeti, diaspora ve Ermeni görüşlerini destekleyen bazı
Avrupa
devletlerinin
yardımıyla
başarılı
bir
uygulanma
aşamasını
yaşamaktadır.
1. 1. 6. Demografik Yapı
Bir ülkenin uluslararası alanda siyasi, ekonomik ve askeri gücünün yanı
sıra, nüfus yapısı da önem taşımaktadır. Ülkeler dış politikasını belirlerken bu
öğenin olumlu/olumsuz yanlarını da dikkate almalıdır. Zira bu faktörü göz
önüne almadan uygulanan bir dış politikada ciddi eksikliklerin olma ihtimali
yüksektir. Nüfusun sadece kalitesi değil, büyüklüğü de önem arz etmektedir.
Bunu Çin örneğiyle açıklarsak, bir milyarı aşkın nüfusuyla Çin’i uluslararası
ilişkilerde göz ardı etmek mümkün değildir. Ekonomilerin zayıf nüfuslarının
‘güçlü’ olması nedeniyle Hindistan ve Pakistan’ı da bu açıdan değerlendirmek
gerekir.167 Ermenistan dış politikası incelendiğinde ise nüfus öğesinin
olumlu/olumsuz unsurlarının dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Ermenistan
bağımsızlık
sonrası karşılaştığı ekonomik, siyasi, sosyal, demografik
sorunlara rağmen, ‘Tsoviç tsov Hayastan’ projesini uygulamaya çalışmıştır.
Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarını sonsuza kadar elinde
tutabilmesi ciddi tartışma konusu olmasına rağmen, bu ülke askeri, ekonomik,
siyasi ve nüfus gücüne ters orantılı olarak Rusya’nın güneyini, İran’ın
tanınan şahıslar dahildir. “Druzya Ay Data Obyedinilis”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.
php?sub=news_arm &exp=policy_news&&day=18&month=08&year=2003&id=3093, 18 Ağustos
2003; “V Senat İzbranı Vse Podderjivaemıe Komitetom Ay Data Kandidatı”, (Erişim)
http://www.golos.am/2000/november_2004/06/st07.html, 6 Ekim 2000.
167
Laçiner, a.g.e., s. 168-171.
78
kuzeyini, Azerbaycan’dan Karabağ ve Nahçivan’ı, Türkiye’nin ise doğu
bölgesini tarihi Ermenistan’ın sınırları içerisinde göstermiştir.
Ermenistan yerleştiği bölgede en az nüfusa sahip olan ülkedir ve
bağımsızlık sonrası sürekli dışarıya göç vermiştir. İstatistik veriler özellikle bu
nedenle Ermenistan nüfusunun azaldığını (negatif göç) göstermektedir.168
1991’den sonra göç edenlerin (özellikle Rusya’ya) büyük bir bölümü ailelerini
de yanlarına aldıkları için zincirleme göç olgusu ortaya çıkmıştır. Ermenistan
nüfusu bağımsızlığın ilk yılında resmi rakamlara göre 3.800.000169 civarında,
2001 nüfus sayımı sonrasında açıklanan de jure sonuca göre, 3.213.011, de
facto sonuca göre ise 3.002.594 kişi olmuş,170 Haziran 2006 verilerine göre
ise
2.976.372’ye171
kadar
gerilemiştir.
Ermenistan’da
bulunan
bazı
büyükelçiliklerin verdiği bilgiler ise nüfusun 850 bin–1 milyon 200 bin kişi
arasında olduğunu göstermektedir.172 Ermeni uzmanların görüşüne göre,
1991’den sonra yaklaşık 700.000173, Uluslararası Göç Teşkilatı’na göre ise bir
milyon174 kişi Ermenistan’ı terk etmiştir. Göç edenlerin büyük bir bölümünün
gittikleri ülkelerde vatandaşlık başvurusunda bulunmaları Ermenistan’ın nüfus
yapısının
gelişimine
ciddi
engeldir.175
Ermenistan
nüfusunun
hızla
azalmasındaki nedenler ekonomik ve sosyal problemlerin yanı sıra 1988–
1990 yılları arasında yaklaşık 300 bin Azerbaycan Türkünün zorla göç
ettirilmesi olmuştur.176 Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesini
168
“Za Pyat Let Ofıçialnaya Çislennost Armenii Umenşilas na 1.1%, Rossii-2.3%.”, REGNUM HA,
8 Mart 2006.
“Armenia Takes Second Place After Russia On The Number Of People Who Want To Receive
Accomodation In western Europe Countries”, ARKA HA, 30 May 2002.
169
Sezgin, a.g.m., ss. 45–53.
170
“De facto and De Jure Populatıon by Administrative Territorial Distribution and Sex; p. 1.-The
Results of the Census of the Republic of Armenıa of 2001’, National Statistical Service of the
Republic of Armenıa” (Erişim) www.docs.armstat.am/census/pdfs/11.pdf
171
“Armenia”, (Erişim) https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/am.html
172
“Sayılar Kafa Karıştırdı”, Agos, 22 Şubat 2002.
173
Gevork Pogosian, “Migration in Armenia: Case Study”, The Centre for Migration and
Development Working Papers, 2001, p. 1.
174
“Armenia: İnternal İnstability Ahead”, İCG Euorope Report N0 158, 18 October 2004, p.19,
(Erişim) www.cirisisgruop.org/home/index.cfm?id=3076&|=1
175
“Armenia: İnternal İnstability... ”, p. 20.
176
İsrafil Mamedov, Trilogıya Panarmenizma, Adiloğlu Yayınevi, II. cilt, Bakü, 2006.
79
müteakiben yaşanan ekonomik ve sosyal sorunlar ülke nüfusunun hızla
azalmasına sebep olmuştur.
Dışarıya göç edenlerin önemli bir bölümü kalifiye işgücüne sahip
kişilerdir. Kalifiye işgücünün göç etmesi fabrika ve sanayi tesislerinin
çalışmadığı 1990–1994 yılları arasında fazla hissedilmese de, daha sonra
canlanmaya
başlayan
ekonomide
ciddi
uzman
kadro
sıkıntısının
yaşanmasına neden olmuştur.177
Göç edenlerin yaklaşık % 30’u üniversite mezunu, % 49’u ise orta-lise
ve meslek okulu eğitimine sahiptir. Yani sadece % 21 gibi bir kısım ilköğretim
mezunudur ve içlerinde yok denecek kadar az bir kısmı eğitimsizdir.
Ermenistan’da 1991–997 yılları arasında hukukçuların, iktisatçıların ve
öğretmenlerin % 12’si ülkeyi terk etmiştir. Bu rakam 1997–2004 yıları
arasındaki göçler ile birlikte % 20 civarına ulaşmıştır.178
2006
yılı
verilerine
göre,
doğurabilen
her
kadına
1,33
çocuk
düşmektedir.179 BM ve AGİT’in dünyanın farklı ülkelerindeki göç, ekonomik ve
sosyal gelişim parametrelerinin değerlendirildiği rapora göre, 2050 yılında
Ermenistan nüfusu 2.334.000 kişi olarak tahmin edilirken, 2000 yılında % 63
olarak görülen çalışabilir nüfus, 2050’de % 48,9, aynı yılda çalışan bir kişiye
karşılık çalışmayan bir kişi olarak tahmin edilmiştir.180
177
Sezgin, a.g.m., s. 47.
Laçiner, a.g.e., 171-173.
179
“People Armenia”, (Erişim) https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/am.html
180
“Ermenistan Nüfusu 2050’de Yaklaşık 1 Milyon Azalacak Mi?” (Erişim) http://www.iksaren.
org/index.php?Page=GBultenDetay&BultenNo=2598&Lisan=tr
178
80
Milli İstatistik Komitesi’nin 2006 yılı açıklamasına göre, Ermenistan
nüfusunun üçte biri (1.103.500)
başkent Erivan’da yaşamaktadır. Toplam
nüfusun 1.542.000’i erkeklerden, 1.671.000’i ise kadınlardan oluşmaktadır.
Nüfusun % 99,1’i Ermenistan, % 0,2’si Rusya, % 0,1’i Gürcistan vatandaşıdır,
% 0,4’ünün ise vatandaşlığı yoktur. Geri kalanlar ise diğer ülkelerin
vatandaşlarıdır.181
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı’nın desteği ile hazırlanmış diaspora
internet sitesinde dünyadaki Ermeni nüfusu 9 milyondan182 fazla, bir diğer
kaynak ise 15 milyona yakın olduğu bildirilmiştir.183
En büyük Ermeni diasporası Rusya’da yaşamaktadır. Eğer, yukarıda
ifade edildiği gibi, Büyükelçiliklerin verdiği bilgileri dikkate alırsak Rusya’da
yaşayan Ermeni nüfusu Ermenistan nüfusundan fazladır. 1980’li yılların
sonlarından itibaren dışa göçün devam etmesi, uzun vadede ülkeye
ekonomik, siyası, sosyal, kültürel ve savunma alanında olumsuz etki
göstermiştir.
1. 1. 7. Siyasi liderler
Ermeniler ilk defa 1918–1920 yılları arasında Birinci Ermenistan
Cumhuriyeti kurulduğu zaman dış politika uygulamaya fırsat bulmuştur. Ancak
bu dönemde Ermenistan’ın uyguladığı dış politika hakkındaki tartışmalar
bugün
de
devam
etmektedir.184
1920–1991
yılları
arasında
Sovyet
Ermenistan’da formalite olarak Dışişleri Bakanlığı bulunsa da, hukuken hiçbir
181
“V Armenii Projivaet 3 Milliona 213 Tısyaç Çelovek!, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus?sub=
news_arm&id=4602, Dünyadaki Ermenilerin ülkelere göre dağılımı için bkz: Tablo 1, s. 420.
182
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/populatin/ındex.html
183
“Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_world_rus.php, 18
Mayıs 2006.
184
Oganisyan, a.g.e.,
81
yetkiye sahip olmamıştır. Dolayısıyla Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten
sonra az sayıda ve deneyimsiz bir diplomat kadrosu ile dış politikasını
uygulamaya çalışmıştır. Hükümet bu eksikliği gidermek için yurtdışından
diplomaside deneyimi olan Ermeni kökenli kişileri ülkeye davet etmiştir.185
Hatta Ermenistan’ın ilk dışişleri bakanı olan Raffi Ovanisyan diaspora
kökenlidir.186
Bağımsızlık sürecinde milli liderler ortaya çıksa da, uluslararası hukuku
bilen, dış politikada deneyim ve birikime sahip profesyonel diplomatlara
ihtiyaç duyulmuştur. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı bu sıkıntıyı 1990’lı yılların
sonlarına kadar yaşasa da, 2000’li yıllardan sonra bu sorunu büyük ölçüde
halletmiştir. Ermenistan’da bakanlıklar siyasi makam olmasa da günümüze
kadar Dışişleri Bakanı olanlardan hiçbiri meslek itibarıyla diplomat olmamıştır.
Ermenistan dış politika planlaması hazırlanırken ulusal hedefler Hay Dat
Doktrini çerçevesinde belirlense de, uygulamada liderlerin kişisel görüş ve
tezleri de zaman zaman ön plana geçmiştir. Ama günümüze kadar hiç bir lider
Hay Dat doktrininden kırılma noktası sayılabilecek şekilde uzaklaşmamıştır.
Dışişleri Bakanlığı ülkenin dış politikasının hazırlanma sürecine katılsa da,
önemli bir yere sahip değildir ve daha çok uygulayıcı bir özellik arz etmektedir.
Dış politika genellikle hükümet tarafından hazırlanmaktadır. Sivil toplum
örgütlerinin,187 akademisyenlerin, hukukçuların ve iktisatçıların bu süreçte yer
almaları neredeyse imkânsızdır.
Ermenistan’da bağımsızlık sonrası, geniş yetkilerle donatılmış devlet
başkanı yönetim şekli kabul edilmiştir. Bu sistemde Devlet Başkanı çok güçlü
185
Libnaridian, a.g.e., ss. 15-101.
Torosyan, Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2004, s. 13.
187
Aleksey Babayan, “Osobennosti Razvitiya NPO Kak İntegralnogo Elementa Grajdanskogo
Obşestva v Armenii”, (Erişim) http://www.spectrum.am/rus/articles.php?id=29
186
82
bir konuma ve ciddi kontrol mekanizmalarına sahiptir. Ancak bu gücü ve
kontrol mekanizmalarını kullanma yeteneği ve becerisi devlet başkanının
kişisel gücü ve karizması ile doğru orantılıdır.
Ermenistan’ın bağımsızlığından sonra dış politikada üç siyasi lider etkili
olmuştur. Bunlar, devlet Başkanı Levon-Ter Petrosyan, Robert Koçaryan ve
başbakan Vazgen Sarkisyan’dır.
Petrosyan diaspora kökenlidir ve Suriye (Halep) doğumludur. 1946’da
ailesi Ermenistan’a göç etmiştir. Erivan Devlet Üniversitesi’nin doğu bilimleri
fakültesinden mezun olmuştur.188 Siyasi faaliyete 1960’lı yıllarda başlamış,
1980’li yılların sonlarına doğru Ermenistan’ın bağımsızlık sürecinde Ermeni
Ulusal Hareketi’nin liderliğine kadar yükselmiş, 1990’da Ermenistan Yüksek
Sovyet Prezidyumu Başkanı,189 16 Ekim 1991’de devlet başkanı, 22 Eylül
1996’da ikinci defa bu göreve seçilmiştir.
Petrosyan 1991–1996 yıllarında ülkeyi tam anlamıyla kontrol etmiş ve
gerektiğinde aşırı güç kullanmaktan çekinmemiştir. Başkanlık dönemi
bağımsızlığın ilk yıllarına tesadüf ettiği için uyguladığı dış politikada başlıca
hedefi
Ermenistan’ın
bağımsızlığının
uluslararası
alanda
tanınması,
uluslararası örgütlere üyelik, ekonomik sorunların halledilmesi, Azerbaycan
topraklarının işgal edilmesini, Karabağ Ermenilerinin ‘self-determination’ hakkı
olarak uluslararası kamuoyunun dikkatine sunmak ve ekonomik ilişkileri
geliştirmek
olmuştur.
Petrosyan
dış
politikada
diaspora
faktöründen
yararlansa da, diasporanın dış politikada belirleyici etken olma istek ve
talebini kesinlikle kabul etmemiştir. Petrosyan’ın dış politikada diasporanın
188
“Levon A. Ter-Petrosyan”, (Erişim) http://www.peoples.ru/state/king/armenia/ter-petrosyan/
Libaridian, a.g.e., s. 26; Ara Tadevosyan, “Armenia: Eks-Prezident Gatovitsya Vernutsya?
(Erişim) http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2002&l=ru&s=f&o=160026; Aram Abramyan,
“Levon-Ter Petrosyan: Mif ili Realnost”, Aravot, 11 Ocak 2005.
189
83
etkin olmasına karşı çıkmasının bir diğer nedeni de, diasporanın özellikle
Türkiye’ye yönelik sözde soykırım ve toprak talebi konusunda daha radikal dış
politika izlemek talebi olmuştur. Petrosyan, sözde soykırım konusunun
müzakere edilmesi gerektiğini, ancak bu faktörün Türkiye ile ekonomik ve
diplomatik ilişkiler kurmaya engel olmadığı savunmuştur.190 İktidarda kaldığı
yıllarda sözde soykırım dış politikada öncelikli konular arasında yer
almamıştır. Petrosyan iktidarının ilk yıllarında revizyonist dış politika izlese de,
1994’te Dağlık Karabağ Savaşı’nda ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra
‘status quo’cu bir siyaset izlemiş, daha sonra ise problemi her iki tarafın kabul
edebileceği bir barış antlaşması imzalayarak çözmeye çalışmış, ancak iç ve
dış dinamikler Petrosyan’ın bu planı uygulamasına fırsat vermemiştir.
Birinci başkanlık döneminde yönetim mekanizmaları üzerinde kontrolü
sağlayan
Petrosyan,
ikinci
dönemin
başlarında
bu
devamlılığı
sağlayamamıştır. Özellikle Dağlık Karabağ sorununun çözümü konusunda
kendi takımında kilit konumda olan kişileri bile ikna edememesi, bu süreçte
Rusya’yı bertaraf etmek istemesi sonucunda konumu daha da zayıflamış ve
şahinler olarak bilinen dönemin savunma bakanı Vazgen Sarkisyan ve
Başbakan Koçaryan ön plana çıkmıştır. Petrosyan’ın siyasi kariyerini bitiren
olay ise Eylül 1997’de AGİT Minsk Gurubu’nun Dağlık Karabağ konusunda
barış taslağını kabul etmesi olmuştur.191 Petrosyan bu konuda görüşlerini 5
Kasım 1997’de Ermeni halkına hitaben Ermenistan Cumhuriyeti gazetesi ile
Nezavisimaya Gazete’de eşzamanlı olarak yayımlanan ‘Savaş ve Barış’ adlı
mektubunda ifade etmiştir.192 Şahinlerin ve Rusya’nın baskılarına karşı
dayanamayan Petrosyan Şubat 1998’de görevinden istifa etmiştir.193 Bu istifa
Petrosyan’ın siyasi kariyerini bitirse de Ermeni siyasi kültüründe ciddi bir
190
Ruben Safrastyan,“Problema Priznaniya Genoçida vo Vneşney Politike Armenii:
Raznourovnevıy Analiz”, 21 Vek, No 1, 2005, ss. 3-11.
191
Libaridian, a.g.e., s. 75.
192
Levorn Ter-Petrosyan, “Voyna i Mir”, Respublika Armeniya, 5 Kasım 1997.
193
Emil Danielyan, “A Look Back At Armenia Since Ter-Petrosian”, Russıa and Eurasıa Revıew,
Volume 1, Issue 13, December 3, 2002, (Erişim) http://www.jamestown.org/publications_
details.php?volume_id=15&&issue_id=611
84
gelişme olmuştur. 1990’lı yıllardan sonra eski Sovyet ülkelerinde hiçbir devlet
başkanı (Rusya devlet başkanı Boris Yeltsin’in istifa etmesi hariç) istifa ederek
görevinden ayrılmamıştır. Ancak Koçaryan’ın devlet başkanı seçilmesinden
sonra bu siyasi kültür geliştirilmemiş, aksine daha da zayıflatılmıştır.
Koçaryan
doğmuş,
194
da
diaspora
kökenlidir,
1954’te
Azerbaycan
SSC’de
siyasi kariyerine Azerbaycan’a bağlı Dağlık Karabağ Özerk
Bölgesi’nin başkenti Hankendi’nde bulunan ipek fabrikasında Komünist Partisi
Genel Sekreteri olarak başlamıştır. Karabağ Ermenilerinin 1988’de ayrılıkçı
talepleri gündeme geldiği zaman ise Karabağ Ermenileri Milli Savunma
Komitesi’ne başkanlık etmiştir.195 1994’de sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti
devlet başkanı seçilmiş, 1997’de ise iktidarda bulunan Ermeni Ulusal Hareketi
aracılığıyla Ermenistan’da başbakanlık görevine getirilmiştir.196 Bu dönemde
Ermenistan devlet başkanı Petrosyan ciddi imaj kaybına uğramıştı ve yeni
müttefike ihtiyacı vardı. Dağlık Karabağ Savaşı kahramanı olan Koçaryan,
müttefik olarak Petrosyan için ideal bir aday olmuştur. Başbakanlık görevine
atanan Koçaryan Dağlık Karabağ Ermenileri için lider olsa da, Azerbaycan
vatandaşı olması itibarıyla Ermenistan Ermenileri tarafından ilk anda kabul
görmemiştir.197 Petrosyan’ın Şubat 1998’de istifa etmesinden sonra yapılan
devlet başkanlığı seçimlerini kazanan Koçaryan, ilk dönemde hâkimiyet
mekanizmaları üzerinde kontrolü sağlayamamış, devlet fiilen başbakan
Vazgen Sarkisyan tarafından yönetilmiştir.198 27 Ekim 1999’da parlamento
saldırısında Sarkisyan hayatını kaybettikten sonra Koçaryan konumunu
güçlendirmiş199 ve kontrolü sağlayabilmiştir. Koçaryan özellikle ülkenin dış ve
194
“Biografiya Prezidenta Armenii”, (Erişim) http://www.president.am/president/rus/?task=12
“Biographi of the President of Armenia”, (Erişim) www.president.am
196
Freedom House’un 1998 yılı Raporu, “Nations in Transit-Armenia”,
(Erişim) www.freedomhouse.org
197
“Armeniya: v Preddverii... ”, s. 10
198
Karen Torosyan, Za Vitrinoy Vlasti, 2003, s. 61.
199
Parlamento saldırısından sonra Ermeni basınında bu saldırının arkasında devlet başkanı Robert
Koçaryan ve Milli İstihbarat Bakanı Serj Sarkisyan’ın olduğu hakkında çeşitli haberler
yayınlanmıştır. Cabbarlı, Ermenistan’da İktidar., s. 39, “Tak Kto Rasstrelyal Parlament Armenii”,
(Erişim) http://www.souzarmyan.ru/ar/400.shtml
195
85
ekonomi politikasında etkili olmuştur. Bu iki konu Ermenistan’da iktidarların
ömrünü belirleyen en önemli etkenlerdir ve devlet başkanları bu meseleleri
ihmal etmemeye ve ilgili bakanlıklara bırakmamaya çalışmıştır.
Koçaryan devlet başkanı seçildikten hemen sonra dış politikada aşağıda
gösterilen konulara öncelik tanımıştır.
-Sözde soykırım propagandası,
-Sözde Dağlık Karabağ cumhuriyeti’nin bağımsızlığının tanınması,
-Diaspora ile ilişkileri geliştirmek,
-Ekonomik sorunları halletmek ve ilişkileri geliştirmek.
-Sözde soykırım propagandası: Koçaryan, Ter-Petrosyan’ın Türkiye’ye
yönelik yürüttüğü dış politikanın tam karşıtı politika hayata geçirmiş, asılsız
soykırım iddiasını dış politikanın öncelikli konuları arasına almakla ikili ilişkileri
daha da gerginleştirmiş,200 ‘Karabağ çatışmalarındaki gerginliği neredeyse
aynı sertlikte Ermenistan’ın dış politikasına yansıtmıştır.’201 Devlet başkanlığı
seçim propagandasında ‘seçimi kazanırsam Türkiye ile ilişkilerde bazı yeni
şeyler, yeni vurgulamalarımız olacaktır’202 diyen Koçaryan kendisini savaş
meydanındaki kahraman olarak görmüştür. Koçaryan iktidara geldikten sonra
sözde soykırımın Avrupa devletleri tarafından kabul edilmesi süreci hızlanmış,
birçok Avrupa devletlerinin yerel ve ulusal parlamentoları sözde Ermeni
soykırımı tanıyan kararlar kabul etmiştir.
-Sözde Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığının tanınması: Petrosyan, Dağlık
Karabağ sorununu Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde halletmeği
kabul etmesine rağmen, Koçaryan Karabağ Ermenilerinin bağımsızlığını
200
Safrastyan, a.g.m., ss. 3-11.
Laçiner, a.g.e., 210-218.
202
Sibel Yeşilmen, “Gizli Flört’te Yeni Başlangıç”, Diplomasi Yazıları, No. 1, Haziran 1998, s. 28.
201
86
savunmuş ve zaman zaman Ermenistan ile birleşmesi gerektiğini bildirmiştir.
Dağlık Karabağ problemi Petrosyan’ın olduğu gibi, Koçaryan’ın da kâbusudur
ve tarafların kabul edeceği bir barış antlaşması imzalanmadığı sürece diğer
devlet başkanlarının da kâbusu olacaktır. Petrosyan’dan farklı olarak
Koçaryan bu kâbusla karşılaşmak istememiş, selefi Petrosyan’ın acı sonunu
görmüş, koltuğunu ve Karabağ Savaşı kahramanı imajını korumaya üstünlük
vermiştir.
-Diaspora ile ilişkileri geliştirmek: 1990’lı yılların başlarında Ermeni
diasporasının ülkeye yönelik yoğun ilgisi olmuştur. Bunun en önemli nedenleri
ise Aralık 1988 depremi, bağımsızlık mücadelesi ve Dağlık Karabağ
Ermenilerinin ayrılıkçı faaliyeti olmuştur. Petrosyan, ilk yıllarda diasporanın
maddi ve manevi desteğine ihtiyacı olduğu için diaspora ile iyi geçinmeye
özen göstermiştir. Koçaryan ise diasporaya sadece önem vermemiş, aynı
zamanda diasporayı yeniden örgütlemek, onun gücü ve aracılığı ile
Ermenistan’ın
ulusal
çıkarlarının
korunması
yönünde
çeşitli
projeler
hazırlamış, üç defa Ermenistan-Diaspora Konferansı düzenlemiş, diasporayı
dış politikanın önemli aracı olarak kullanmıştır.
-Ekonomik ilişkileri geliştirmek: Dağlık Karabağ Savaşı’nda Mayıs
1994’de ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra Ermenistan ekonomik
sorunları halletmek için fırsat bulmuş ve askeri harcamaların bir bölümünü
ekonomiye aktarmıştır. Koçaryan iktidara geldiğinde ekonomik sorunların
tamamı olmasa da, birçok problemler halledilmişti.203 Koçaryan’ın karşılaştığı
en ciddi sorun dış borçların ödenmesi meselesi olmuştur. Bu konuda devlet
başkanı özellikle Rusya’ya olan borcunu ödemek için stratejik önem taşıyan
sivil ve askeri sanayi tesislerinin kontrolünü bu ülkeye devretmiştir.
203
Ermenistan’ın ekonomik sorunları için bkz: Puzanov, “Voprosı Ekenomiçeskogo Razvitiya
Armenii”, ss. 227-252; Prokofyev İ. V, “Promışlennost Respubliki”, ss. 253-264, Jarkov G. A,
“Selskoe Khozyaystva”, ss. 265-274, Armenıya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina
E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998.
87
Koçaryan, ülke ekonomisi karşısında duran sorunları işgal ettiği
topraklardan geri çekilerek Azerbaycan, sözde soykırım propagandasını
durdurarak ve toprak talebinden vazgeçerek Türkiye ile ilişkilerini geliştirerek
değil, Rusya ve İran ile ekonomik ilişkilere öncelik vererek çözmek istemiştir.
Ermenistan’ın batı ve kuzey ulaşım yolları üzerinde bulunan Azerbaycan ve
Türkiye’nin göz ardı etmesi neticesinde İran ve Rusya ile işbirliği ekonomik
sorunların
çözülmesinde
beklenen
sonuçları
vermemiştir.
Ermenistan
Rusya’ya sadece askeri ve güvenlik anlamında değil, aynı zamanda
ekonomik olarak bağımlı hale gelmiştir. Zaten ekonomik olarak ciddi
kaynaklara ve altyapıya sahip olmayan Ermenistan bölgesel ekonomik güç
olmak iddiasında değildir.
Ermenistan devlet başkanlarının ve dış politika planlayıcılarının gözardı
edemediği konu Rusya ile ilişkilerdir. Bu ülkeyi rahatsız eden açıklamalarda
bulunan veya Ermenistan üzerinde etkisini zayıflatmaya çalışan herhangi bir
gücün Ermenistan siyasi hayatında kalması mümkün değildir. Bunu Petrosyan
ve eski parlamento başkanı Artur Bagdasaryan204 örneğinde görmek
mümkündür. Koçaryan’ın izlediği dış politikada bu anlamda ciddi bir sapma
söz konusu değildir.
Sarkisyan, 1959’da Ararat ilinin Ararat köyünde doğmuş,205 Erivan
Üniversitesi’nin beden eğitimi fakültesinden mezun olmuştur. 1990–1995
yıllarında milletvekili, 1990–1992 yıllarında Yerkrapah (Vatan Bekçileri) silahlı
birliğin komutanı, 1993–1995 ve 1995–1999 yıllarında Savunma Bakanı, 11
Haziran 1999–27 Ekim 1999 yılları arasında Başbakanlık görevinde
bulunmuştur. Ermenistan siyasi hayatında Petrosyan’ın ikinci dönem devlet
204
Ermenistan Parlamento Başkanı görevinde bulunan Artur Bagdasaryan 11 Mayıs 2006 tarihinde
görevinden istifa etmiştir. İstifa nedeni ise Ermeni medyası tarafından Bagdasaryan’ın batı yanlısı
tutumundan dolayı iktidar takımı içerisinde rekabette yenilmesi ile açıklanmıştır.
205
“Sarkisyan Vazgen Zavenoviç”, (Erişim) http://forum.openarmenia.com/index.php?showtopic=67
48&st=60
88
başkanlığından itibaren etkili olmuştur. Azerbaycan topraklarının işgal
edilmesinde Ermeniler açısından başarılı askeri operasyonlara imza atmıştır.
Askeri alandaki başarılarını siyasete taşımaya çalışmıştır. Savunma Bakanı
ve Başbakan görevindeyken de facto ülkeyi yönetmiştir. Sarkisyan 1996’da
yapılan devlet başkanlığı sonuçlarına itiraz edenlere karşı, kontrolünde olan
gayrı resmi silahlı birlik olan Yerkrapah’ın gücünden yararlanmış ve meşhur
‘halka
iktidar
kullanmıştır.
206
mekanizmasını
değişmeye
izin
verilmemelidir’
ifadesini
Siyasi ve askeri başarılarına göre gayrı resmi olarak ‘gri
kardinal’ ve ‘gri katagıkos’207(Baba) adını almıştır. Petrosyan’ı devlet
başkanlığının ikinci döneminde desteklemiş, ancak daha sonra bu nedenle
kendi konumunun da zayıfladığını anlamış ve Petrosyan’a karşı çıkmıştır.
Sarkisyan’ın resmi ordudan başka, gayrı resmi güçlü askeri birlikleri kontrol
etmesi diğer liderleri onunla mesafeli davranmaya mecbur etmiştir. Ermeni
yazar Karen Torosyan 2003’de yayınladığı Za Vitrinoy Vlasti (Hâkimiyet
Vitrininin Arkası) adlı kitabında Sarkisyan’ın siyasi gücünü ‘...herkes Vazgen
Sarkisyan’ın izni ve onayı olmadan siyasi, kadro, ekonomik ve maliye
sorunları halledilmediğini biliyor. Savunma Bakanı’ndan habersiz önemli
sorunların halledilmesi mümkün değildir’208 şeklinde açıklamıştır.
1996–1999 yılları arasında Ermenistan’ın iç, dış ekonomi ve savunma
politikaları Sarkisyan tarafından hazırlanmış ve uygulanmıştır. Sarkisyan iyi
bir komutan olsa da iyi bir siyasetçi olmamıştır. Savunma Bakanı ve
Başbakanlık görevindeyken bütün sorunları askeri yöntem kullanarak çözmeği
yeğlemiştir. Eylül 1999’da borçlanmak için gittiği ABD ziyaretinde ABD
yönetimi ve Ermeni diaspora tarafından iyi karşılanmamıştır. ABD yönetimi
borç vermemiş, aksine, daha önce verilen borçların yabancı bankalarda
Ermenistan yönetiminde bulunan kişilere ait hesaplarda bulunduğunu ve bu
206
Lina Minasyan, “Rol Armii v Armyanskoy Politike”, Institute for War & Peace Reporting,
CRS No. 5, 4-Nov-99, (Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/?apc__state=henfcrs159258&l=ru&s=
f&o=159258
207
Bu adla genelde perde arkasında devlet yönetiminde etkili olanlar adlandırılmaktadır. Derin
devletin temsilcisi olarak da tanımlanabilir.
208
Torosyan, a.g.e., s. 61.
89
meselenin araştırılmasını talep etmiştir.209 Sarkisyan bu karşılanmadan
gerekli sonuç çıkarmamış ve ülkeyi kendi kuralları ile yönetmeye devam
etmiştir.
Koçaryan iktidarının ilk yıllarında da Sarkisyan gayrı-resmi olarak
ülkenin tek hâkimi ve yöneticisi olmuş, bu konumunu 27 Ekim 1999’da210
parlamento
saldırısında
hayatını
kaybettiği
güne
kadar
korumuştur.
Petrosyan’ın istifa etmesi ve Koçaryan’ın iktidara gelmesinden sonra
Sarkisyan özellikle Dağlık Karabağ konusunda uzlaşmaz tavır sergilemiş,
uyguladığı/uygulattığı iç, dış ve ekonomi politikası ile Ermenistan’ın bazı
önemli bölgesel projeler dışında kalmasına neden olmuştur. Petrosyan’ın
istifa etmesinden sonra görev dağılımı yapılırken Sarkisyan ‘mütevazı’ bir
şekilde başbakan ve devlet başkanı olmak istemediğini bildirmiş,211 ancak
daha sonra bir türlü ‘aday bulunmadığı için boş kalmış’ başbakanlık görevine
kendisini ‘tayin etmiştir.’ Sarkisyan bu dönemde Ermenilerin Çar’ı ve Allah’ı212
gibi davranmış, ne halkın iradesi ne de yönetimde bulunan kişilerin görüşleri
ile hesaplaşmamıştır. Bu dönemde Sarkısyan’ın gölgesinde kalarak ‘psikolojik
bunalım’ geçiren Koçaryan’ın istifa etmek istediği iddia edilmiştir.213
Petrosyan, devlet başkanı seçildikten sonra izlediği dış, ekonomik,
sosyal ve güvenlik politikaları ile Ermenistan’ın bağımsızlık tarihine damgasını
vurmuş liderdir. Her ne kadar devlet başkanlığının ikinci döneminde ciddi
saygınlık kaybetse de bu gerçeği değiştirmemektedir. İkinci lider ise Sarkisyan
olmuştur. Sarkisyan, diplomat yeteneğine sahip olmasa da, sorunları daha
çok Büyük İskender gibi ‘Gordi Düğünü’nü kılıçla keserek bir anda halletmeğe
üstünlük vermiştir. Diplomasi eksikliği Sarkisyan’a siyasi kariyerini ve hayatını
209
Torosyan, a.g.e., s. 82.
Tigran Akopyan, “Politiçeskoe Nasilie v Armenii”, Central Asia and Caucasus, Haziran 2002,
(Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-05/11.akorus.shtml
211
Torosyan, a.g.e., s. 76.
212
Torosyan, a.g.e., s. 70.
213
Torosyan, a.g.e., s. 77.
210
90
çok erken kaybetmesine neden olmuştur. Koçaryan ise, iktidarının ilk
yıllarında olayların gerisinde kalsa da, Sarkisyan’ın ölümünden sonra
kendisini toparlaya bilmiştir.
Ermenistan’da demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesi önünde ciddi
engeller vardır. Bu konuda önemli ilerleyişler olmadan Ermenistan dış
politikasının oluşumunda kısa ve orta vadede sivil toplum örgütleri, kamuoyu,
akademisyenler ve hukukçuların önemli katkılarından bahsetmek mümkün
değildir.
1. 1. 8. Güvenlik Güçleri
Nicole Ball, ‘Democratic Governance in the Security Sector’ adlı
araştırmasında devletlerin güvenlik alanında beş kurumun etkili olduğunu ve
bu kurumlardan ilk üçünün faaliyetinin kanunlarla belirlendiğini, diğer ikisini ise
bu tanımlamanın dışında kaldığını ifade etmiştir.214 Ball’ın bu tanımlaması
genellikle, devletleşme ve demokratikleşme sürecinde uzun bir tarihi geçmişe
ve birikime sahip olan devletler için geçerlidir. Söz konusu bağımsızlığını yeni
kazanmış bir devlet olduğu zaman bu tanımlama ciddi ölçüde dar anlamda
yorumlanmalıdır. Nitekim bu tür devletlerde ordu ve kolluk kuvvetleri sadece
güvenlik politikalarında değil, sosyal, ekonomik ve dış politikada da etkin
214
Bu kurumlara örnek olarak–1. Yasalarla güç kullanmaya yetkili olan organlar-silahlı kuvvetler,
polis, yarı askeri güçler, jandarma, askeri ve sivil istihbarat, sahil güvenlik, sınır birlikleri, sivil
savunma, devlet başkanlığı muhafız alayı, halk gönüllüleri, 2. Sivil yönetim ve kontrol etmeye
yetkili olan organlar-devlet başkanı, başbakan, Milli güvenlik konseyi, yasama organı ve özel
komiteler, savunma, içişleri, dışişleri bakanlıkları, hukuka ve geleneğe dayalı hükümetler, maliyle
yönetim organları ve sivil cemiyet teşkilatları, 3. Mahkeme ve güvenlik kuvvetleri-adalet bakanlığı,
cezaevleri, savcılık ve adli takip, insan hakları komisyonları ve halk koruyucuları, mahkemeler,
hukuka ve geleneğe dayalı kolluk kuvvetleri, 4. Yasalarla güç kullanmaya yetkili olmayan kurumlarözgürlük ordusu, gönüllü birlikleri, geleneksel halk direnişi, gönüllüler, özel güvenlik şirketleri, 5.
Yasalarla güç kullanmaya yetkili olmayan organlar- profesyonel teşkilatlar, sendikalar, araştırma
merkezleri, toplum çıkarlarını savunan kuruluşlar, medya, dini teşkilatlar, sivil toplum örgütleri,
çıkar grupları göstermek mümkündür. Bkz: Nicole Ball, “Democratic Governance in the Security
Sector”, Presentation prepared for UNDP Workshop on “Learning from Experience for
Afghanistan”, 5 February, 2002, (Erişim) http://www.undp.org/eo/afghanistan/doc/Nicole_Ball.pdf
91
olabilmektedir.
Eski
Sovyetler
Birliği
Ermenistan’da bu durum söz konusudur.
cumhuriyetlerinde
olduğu
gibi,
215
Ermenistan’da ordu ve kolluk kuvvetleri üzerinde kontrolü sağlayamayan
veya bu kurumların ciddi desteğini alamayan herhangi siyasi gücün iktidara
gelmesi neredeyse imkânsızdır.216 Ordu ve kolluk kuvvetleri sosyal hayatın
her alanına müdahale ederken, parlamento ve diğer devlet kurumları dekoratif
bir görünüm sergilemektedir.217 Bağımsızlık sonrası iktidara gelen siyasi
partilerin yakın tarihinin değerlendirilmesi bu iddiayı destekler niteliktedir.
Siyasiler, demokratik değerleri, insan haklarını liberal ekonomik anlayışı
genelde muhalefetteyken savunur. İktidara geldiğinde ise bu değerleri gözardı
etmek ve yok saymak kabul görmüş bir yaklaşımdır. İktidar muhalefetin ciddi
baskısını hissettiği zaman gayet rahatlıkla askeri birlikleri kullanabilmiştir.
Nitekim 1996 ve 2004 yıllarında iktidar muhalefete karşı ordu birliklerini
kullanmış218 ve Avrupa devletlerinden ciddi tepki almıştır. Ordu diğer kolluk
kuvvetlerinden daha çok siyasileşmiştir. Orduyu kontrol eden ülkeyi de kontrol
etmiştir. Ordunun diğer kolluk kuvvetlerinden daha üstün konumda olmasının
esas nedeni, bağımsızlık sonrası Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde
başarılı olmasıdır. Her ne kadar 12 yıldır taraflar arasında ateşkes antlaşması
imzalansa da, ordunun siyasi hayata müdahale imkânı halen oldukça geniştir.
Ordu son 15 yılda diğer hiçbir bakanlığın ulaşamadığı başarılara imza
atmıştır. Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde profesyonel olmayan
Ermeni komutanlar gönüllü birlikler üzerinde kontrolü sağlayabilmiştir.219
Ermenistan’ın ilk Savunma Bakanı Vazgen Sarkisyan olmuştur. Sarkisyan
karizmatik kişiliği ve profesyonel komutanlara olan saygısı ile ordunun
yapılanmasında önemli rol oynamıştır. İki dönem bakanlık görevinde bulunan
215
“Armenia: v Preddverii... ”, s. 13.
Liana Minasyan, “The role of the army in Armenia”s polisy”, İWPR, Nowember 1999, p. 13.
217
“Armenia: v Preddverii... ”, s. 13.
218
Grach Melkumian, “Military polise presence at opposition rallies confirmed”, RFE/RL,
September 22, 2004.
219
Azerbaycan ve Gürcistan’da silahlı birliklerin komutanları profesyonel olmayan kişilerdi.
Sonuçta onlar ülkeyi savunamamış ve askeri operasyonlarda yenilmişlerdi.
216
92
Sarkisyan ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayan Ermenistan Hükümeti’ne ordu
bütçesini kısmaya imkân vermemiş, ayrıca ekonomik ve sosyal alanlar
üzerinde gayri-resmi kontrolü sağlamıştır. Mayıs 1994’de ateşkes antlaşması
imzalanana kadar,
ordunun ve diğer kolluk kuvvetlerinin dış, güvenlik,
savunma, ekonomik ve sosyal siyasetin belirlenmesinde tartışılmaz üstünlüğü
olmuştur. Bu tarihten sonra ordunun ve kolluk kuvvetlerinin üstünlüğü devam
etse de, zamanla bazı konularda diğer bakanlıkların da görüşleri dikkate
alınmış ve uygulanmıştır.
Dağlık Karabağ sorununda ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra da,
ordu, önemli ölçüde görüşmelere müdahale etmiştir. Bu bağlamda özellikle
Dışişleri Bakanlığı Savunma Bakanlığı’nın görüşlerini dikkate almaya mecbur
olmuştur ve bu durum bugün de devam etmektedir. Ermenistan’da ordunun
onaylamadığı herhangi bir barış projesinin kabul edilmesi neredeyse
imkânsızdır.
Eğer
Savunma
Bakanı
kişisel
olarak
hükümette
etkin
konumdaysa, barış antlaşması için kesinlikle onun onayı gerekmektedir.
Ermenistan savunma bakanlığı reformların en az ve yavaş uygulandığı
bakanlıklardan biridir. Ordu üzerinde sivillerin kontrolü konsepti önemli ölçüde
kabul görmemiş, savunma bakanı ve genelkurmayın yetkileri tam olarak
belirlenmemiştir. Savunma Bakanlığı eski Sovyet modeli standartlarına göre
kurulmuştur. Savunma Bakanlığının gizli olmayan faaliyetleri hakkında bile
bilgi edinmek oldukça zordur. Pratik olarak orduyu sadece devlet başkanı,
savunma bakanı ve her ikisine yakın olan oldukça küçük bir grup kontrol
edebilmektedir. Ancak bu grubun bile orduyu nasıl kontrol ettiği hakkında
kesin bilgi bulunmamaktadır.220
220
Aghasy Yenokian, “Armenia: Civilians in National Security Policy”, Paper presented at the 1st
Workshop on “Civilians in National Security Policy” held in Geneva 2-4 November 2002,
(Erişim) http://www.dcaf.ch/censp/ev_geneva_papers_yenokian.pdf
93
Sovyetler Birliği döneminde Ermenistan İçişleri Bakanlığı Moskova’ya
bağlı olsa da, özerk bir yönetime sahip olmuş ve sadece üst düzey görevliler
Moskova tarafından atanmıştır. Bu dönemde ülke genelinde suç oranı düşük
olsa da, içişleri en büyük yolsuzlukların yaşandığı bakanlıklardan biri
olmuştur. Bağımsızlık sonrası içişlerinin statüsü ve rolü görevde bulunan
bakanların kişisel anlayışları ve gücü orantısında bir kaç defa değişmiştir.
İçişleri 1992–1996 yıllarında daha çok siyasileşmiş ve politik hayata müdahale
etmiştir.221 Dönemin İçişleri Bakanı Vano Siradegyan aynı zamanda ekonomik
alana da müdahale etmiş ve daha ileri giderek siyasi rakiplerine karşı suikast
düzenleyen özel bir tim kurmuştu. Siradegyan görevden alındıktan sonra
İstihbarat Bakanı görevinde bulunan Serj Sarkisyan İçişleri Bakanı görevini de
üstlenmiş, bakanlıkta bazı reformları uyguladıktan sonra bu görevi bırakmıştır.
İçişleri bakanlığında yaşayan problemlerin nedeni 2002 yılına kadar eski
Sovyet kanunları ile yönetilmesiydi. İçişlerinin faaliyetini düzenleyen kanun
kabul edilmeden sorunların devam edeceği gerçeği anlaşılınca, 2002’de ‘Polis
Hakkında Kanun’ kabul edilmiştir.222 Bu kanun gereğince içişlerinin bakanlık
statüsü kaldırılarak direk hükümete bağlanmış ve polisin iç politikaya alet
olmasının önü önemli derecede alınmıştır.
SSCB döneminde Ermenistan istihbaratı Komitet Gosudartsvennoy
Bezopasnosti223 (KGB-Devlet Güvenlik Komitesi) büyük ölçüde Moskova
tarafından kontrol edilmiştir. Komite yerel hükümetten bağımsız faaliyet
göstermiştir. Komitenin başlıca faaliyet alanı genel olarak ülkenin güvenliğini
sağlamak olmuştur. Bağımsızlık sonrasında ülke genelinde oldu gibi KGB de
bazı değişiklikler yaşanmış, Komite’nin adı değiştirilerek Milli Güvenlik Birimi
(MGB) adlandırılmış ve 1996’da İçişleri Bakanlığı ile birleştirilmiştir. İçişleri
Bakanlığından 1999’da ayrılarak bakanlık düzeyine değiştirilse de, 2002’de
221
Avakyan, a.g.e., s. 31.
Kanun metni için bkz: (Erişim) http://www.coe.int/T/E/Legal_Affairs/Legal_cooperation/Police_and_internal_security/Documents/CO-POL%20LAWS%20(2004)01%20Armenia
%LawPolice.asp
223
Bu konuda bkz: (Erişim) http://www.agentura.ru/dossier/armenia/
222
94
tekrar statüsü ve ismi Milli Güvenlik Hizmeti (MGH) olarak değiştirilmiş ve
yalnızca devlet başkanı karşısında sorumlu olmak şartıyla hükümete
bağlanmıştır.224 Bu değişiklik sonucunda devlet başkanı güvenlik kurumları
üzerinde kontrolünü güçlendirmiştir. İktidarın bazen MGH’yi kullanarak
muhalefetin siyasi faaliyetleri hakkında bilgi aldığı ve bertaraf ettiği iddia
edilmiştir.
Bağımsızlıktan hemen sonra kurum Moskova’nın direk kontrolünden
uzaklaşmış
ve
cumhuriyetlerinden
milli
farklı
özelliğe
olarak
kavuşmuştur.
KGB,
Diğer
bağımsızlık
eski
Sovyet
mücadelesinde
Moskova’nın yanında olduğu görünümü verse de, aslında bağımsızlık
hareketine destek vermiştir. Ermenistan istihbaratı bağımsızlık süreci ve
sonrasında olaylara profesyonel bir yaklaşım sergilemiş ve büyük ölçüde
siyasetin dışında kalmayı başarmıştır. MGH ordu ve içişleri kadar Ermenistan
siyasi hayatına müdahale etmemiştir. Profesyonel ciddiyetini koruyan ve
yolsuzluğun en az yaşandığı ender kurumlardan biri olarak faaliyetine devam
etmektedir.
Milli Güvenlik Konseyi (MGK) bağımsızlıktan sonra kurulmuş ve devlet
başkanı, devlet başkanı yardımcısı, başbakan, başbakan yardımcısı,
parlamento başkanı, milli güvenlik baş danışmanı, savunma bakanı, milli
güvenlik hizmeti başkanı, içişleri ve dışişleri bakanları Konseye üye
seçilmiştir. Konsey kısa vadeli planlama yaptığı gibi, uzun vadeli ulusal
güvenlik doktrini hazırlamakla uğraşmıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında konsey
ulusal güvenliğin korunmasında, ordunun, siyasi sistemin ve diğer strateji
alanların geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır.225 Ancak zamanla bu
fonksiyonu bozulmuş ve 1990’lı yılların ortalarından itibaren konsey
iktidarların siyasi çıkarlarının korunması için kullanılmıştır. Örneğin, konseyin
224
225
Avakyan, a.g.e., s. 34.
Avakyan, a.g.e., s. 35.
95
1996 devlet başkanlığı seçimlerinde Petrosyan’ın seçilmesi için yasaları ihlal
ettiği iddia edilmiştir.226
‘Güvenlik Hakkında Kanun’da konsey hakkında kısaca bilgi verilse de,
konseyin statüsü bugüne kadar herhangi bir yasayla belirlenmemiştir. Devlet
başkanı Konsey Başkanı, Savunma Bakanı ise Genel Sekreteridir. Konseyin
sekreterliği yoktur. 1990’lı yılların sonlarından itibaren faaliyetini oldukça
sınırlandırmış ve iç politikaya müdahale etmemiştir.227 Özetlemek gerekirse,
konseyin hukuki statüsündeki belirsizlik ve idari mekanizmanın kurulmaması
onun faaliyetini sınırlayan esas nedenlerdir.
Ordu ve diğer kolluk kuvvetleri üzerinde sivil denetim olmadığı için diğer
bakanlıklara göre yolsuzluk oranı daha yüksektir. Hükümetin yolsuzluğa karşı
mücadele programı diğer alanlarda uygulanarak başarılı sonuçlar elde edilse
de, söz konusu alanlarda ne tam anlamıyla uygulanmış ne de, başarı elde
edilmiştir. Ordunun, ülke genelinde önemli saygınlığı vardır. Ordunun kamu,
dış, güvenlik, ekonomi ve sosyal hayata müdahale etmesinin bir nedeni
bağımsızlık sürecinde ve Azerbaycan topraklarının işgal edilmesinde başarılı
olmasıysa, diğer nedeni, ordunun bu faktörü istismar etmesi ve demokrasinin
eksikliğidir. Ordu diğer kolluk kuvvetlerine göre daha çok siyasileşmiştir.
Dağlık Karabağ sorunu kesin ve kalıcı çözüme kavuşmadığı sürece,
ordu ve kolluk kuvvetleri faaliyet alanını genişlendirecek ve demokrasinin
yerleşmesine engel olacaktır. Bundan başka hükümet yayılmacı politika
izlemeye devam ettiği sürece, ordunun ve kolluk kuvvetlerinin sosyal ve kamu
hayatına müdahalesi devam edecektir.
226
227
Avakyan, a.g.e., s. 35
Avakyan, a.g.e., s. 35.
96
1. 1. 9. Sözde Ermeni Soykırımı
Ermenistan’ın sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanınması
için propaganda çalışmaları dış politikanın bölgesel niteliğini aşarak çağdaş
dünyada ve uluslararası politikada kabul görmüş olan tek öğesidir. Bu konu
özellikle son çeyrek yüzyıldır birçok devletler ve özellikle Avrupa Birliği
tarafından tartışmaya açılmıştır.
1950’li yıllardan sonra uluslararası kamu oyunda siyasi olayların etik
değerler ve hukuki boyutları bakımından ele alınma geleneği üstünlük teşkil
etmiştir. Ermenistan’ın dış politikasında özellikle son yıllarda önemli yere
sahip olan sözde soykırım konusu bu yaklaşımla uluslararası kamuoyu
tarafından müzakere edilmekte, tanınmakta ve uluslararası suç olarak
değerlendirilmektedir.228
Konunun bir diğer özelliği ise sözde Ermeni soykırımının Ermenistan dış
politikasında süreklilik arz etmesinin iktidarda olanların tercihine göre
değişmesine rağmen, bu konunun bağımsızlıktan sonra iktidara gelen güçler
tarafından
hiç
bir
zaman
önemini
kaybetmemiş
olmasıdır.
Nitekim
Ermenistan’ın ilk devlet başkanı Levon Ter Petrosyan bu konuda daha ahlaki
ve diplomatik davranmayı tercih etmiş, Robert Koçaryan 1998’de iktidara
geldiğinde ise bu konuyu özellikle Türkiye’ye yönelik Ermenistan dış
politikasının vazgeçilmez unsuru olarak değerlendirmiş, iki taraflı ve
uluslararası ilişkilerde başarılı şekilde kullanmıştır.
228
Koçar Meri, Armyano-Tureçskie Politiçeskie Otnoşeniya i Armyanskiy Vopros, Erivan
Üniversitesi Yayınları, Erivan 1986; Armen Zalinyan, “Pravovaya Otvetstvennost Tureçskogo
Gosudarstva za Genoçid Armyan”, (Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index.php?id=1775, 23
Nisan 2004; Ara Abramyan, “Puti i Sposobı Priznanie Genoçide Armyan Kak Faktor ArmyanoTureçskikh Otnoşenii”, Azg, 7 Mayıs 2004,
97
Ermenistan dış politikasında iki önemli problem olan sözde Ermeni
soykırımının
uluslararası
alanda
tanınması
ve
Dağlık
Karabağ’ın
bağımsızlığının temin edilmesi problemi karşılaştırılırken, ikincisinin çözümü
için uluslararası örgüt olan AGİT Minsk Grubu’nun meşgul olduğu ve bu
konuda Ermenistan’ın genelde savunma pozisyonunda kaldığı anlaşılırken,
sözde
Ermeni
soykırımı
konusunda
Ermenistan’ın
Türkiye’ye
elinde
bulundurduğu bütün propaganda mekanizmaları ve baskı araçlarını kullandığı
görülmektedir.
Ermenistan sözde soykırım iddialarını gündeme taşırken tarihi belgelere
ve uluslararası hukuka istinat etmeden, ahlaka aykırı bir tutum sergileyerek
özellikle 20. yüzyılın ortalarından itibaren uluslararası nitelik kazanan ve
Avrupa kamuoyunun daha duyarlı olduğu insan hakları konteksinden hareket
etmiştir. Ermenistan’ın bu konuyla ilgili dış politikadaki hedefleri başta Türkiye
olmak üzere dünya devletlerinin sözde Ermeni soykırımını kabul etmeleri ve
kınamalarını sağlamak olmuştur. Bu konu özellikle 2000’li yılların başlarından
itibaren daha çok gündeme getirilmiştir. Avrupa, ABD,229 Asya ve Orta
Doğu’da bazı devletlerin yerel ve merkezi parlamentolarında sözde Ermeni
soykırımını tanıyan kararların kabul edilmesi, özellikle 2001’de Fransa’nın
‘soykırımı’ tanıması ve 2006’da sözde Ermeni soykırımı inkâr yasasını kabul
etmesini230 Ermenistan dış politikasının başarısı ve aynı zamanda Avrupa
devletlerinin Türkiye’ye yönelik ikiyüzlü politikası gibi değerlendirmek
mümkündür.
Ermenistan tarihinde sözde Ermeni soykırımından başka ikinci bir konu
kamuoyu
tarafından
milli
dava
olarak
bu
kadar
geniş
şekilde
benimsenmemiştir. Dağlık Karabağ problemi konusunda zaman zaman çeşitli
229
“Genoçid Armyan 1915 Goda Priznali Eşe Ttri Ştata SŞA”, REGNUM HA, 30 Nisan 2004.
Yasa Fransa Senatosu alt kanadı tarafından kabul edildiği için yürürlüğe girmese de Senato’nun
üst kanadı ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanma ihtimalı yüksektir.
230
98
muhalif görüşler dile getirilse de, sözde Ermeni soykırımı konusunda ciddi
görüş birliği vardır ve aksini tartışmak mümkün değildir. Nitekim Bağımsızlık
Bildirgesi’nin 11. maddesinde ‘Ermenistan Cumhuriyeti 1915 yılında Osmanlı
Türkiye’si ve Batı Ermenistan’da düzenlenen Ermeni soykırımının uluslararası
alanda tanınmasına çalışmaktadır’
231
ibaresinin yer alması ve 1995’te
anayasa kabul edilirken kaynağının bu bildiri olduğunun altının çizilmesi
yukarıdaki iddiayı destekler niteliktedir.
Sözde Ermeni soykırımının dünya devletleri tarafından tanınması
konusu diasporada, Sovyet Ermenistan’ında ve bağımsız Ermenistan’da
çeşitli düzeylerde tartışılmıştır ve bu tartışmalar bu gün de devam etmektedir.
Diaspora 20. yüzyılın birinci çeyreğinden sonra sözde soykırımın tanınması
için umutsuzca propaganda yapmış, ancak 1970’li yıllara kadar ciddi başarı
elde edememiştir. Sözde soykırım, diaspora Ermenileri için hayati önem
taşımaktadır; ulusal kimliklerinin korunmasında en esas öğelerden biridir ve
bu özelliğini bugün de önemli ölçüde korumuştur.232
Sovyet Ermenistan’ında Ermeniler 1940’lı yılların ortalarına kadar
Türkiye aleyhinde ciddi propaganda faaliyetinde bulunamasalar da, hiç bir
zaman bu konuyu gündemden düşürmemiştir. Nitekim Haziran 1945’te
Eçmiadzin Katogikosluğu seçimleri nedeniyle dünya Ermeni kuruluşlarının ileri
gelenleri Eçmiadzin’e toplanarak amaçları dışında siyasi karar almış, Kars ve
Ardahan’ın Sovyetler Birliği tarafından ilhak edilmesini talep etmiştir.
Ermeniler bu taleplerini BM’nin kurulduğu San Frasisko Konferansı (Nisan
1945) zamanı SSCB, ABD ve İngiltere devlet başkanlarına, Potsdam
Konferansı’na233 (Temmuz 1945) katılan temsilcilere, Berlin Konferansı’na
(Ağustos 1945) katılan devletlerin Dışişleri Bakanları Şurası’na, Londra (Eylül
231
“Deklaraçiya o Nezavisimosti Armenii”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/9t9w
4k.html
232
Ruben Safrastyan, “Problema Priznaniya Qenoçida vo Vneşney Politike Armenii:
Raznourovnevıy Analız”, 21 Vek, No: 1, 2005, s. 5.
233
Uras, a.g.e., s. LXXIV.
99
1945), Moskova (Aralık 1945) toplantılarına, BM’nin I. Londra toplantısına
(Ocak 1946) iletmiş, ancak sonuç alamamışlardı. Ermeni diasporasının bu
taleplerine paralel olarak bütün Ermenilerin Katogikosu VI. Gevork 29 Ekim
1945’te SSCB, ABD ve İngiltere Hükümetleri’nden Türkiye’nin ‘Ermeni
vilayetlerinin’ Sovyet Ermenistan’a birleştirilmesini talep etmişti.234 ABD ve
İngiltere’nin bu talebe sıcak bakmamaları ve SSCB lehine sınırların
değiştirilmesini kabul etmemelerinden dolayı SSCB yönetimi de Türkiye’ye
yönelik arazi iddialarından vazgeçmiştir. Batılı müttefiklerinin desteğini
alamayan SSCB, 30 Mayıs 1953’te ‘iyi komşuluk ilişkilerinin korunması, barış
ve güvenliğin sağlanması adına Ermenistan ve Gürcistan Hükümeti
Türkiye’ye yönelik arazi iddialarından vazgeçiyor... Böylece, Sovyet Hükümeti
Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye yönelik arazı iddiasının olmadığını bildiriyor’
şeklinde açıklama yaparak konuyu kapatmıştır.
Bundan sonra merkezi hükümet sözde Ermeni soykırımı ve toprak
talebinden vazgeçse de, Ermenistan bu konuda bilimsel ve propaganda
faaliyetine devam etmiştir. Bu bağlamda 1960’lı yılların başlarında Udjan
köyünde Antranik’in anıtının açılmasından sonra propaganda faaliyetleri daha
da
genişlemiştir.
Bu
dönemi,
bir
sonraki
dönemin-sözde
soykırım
propagandasının altyapısının hazırlandığı dönem olarak da tanımlamak
mümkündür.
1960’lı yıllardan itibaren dünya kamuoyunun Ermeni meselesi ve sözde
Ermeni soykırımı konusuna ilgisi artmaya ve bu konu bazı uluslararası
örgütlerde tartışılmaya başlanmıştı. Sözde Ermeni soykırımı BM’nin İnsan
Hakları Komisyonu’nun Ayrımcılığın Haberdar Edilmesi ve Milli Azlıkların
Korunması alt komisyonunda tartışılmıştı. 1973’te Ruanda temsilcisinin
hazırladığı raporun 37. maddesinde ‘bu yüzyıla geçerken, 20. yüzyılda ilk
234
Aram Kirakosyan, Armyanskiy Vopros i Genoçid Armyan, Noravank Yayınları, Erivan 2006,
s. 67.
100
soykırım gibi tanımlanan Ermeni katliamlarını kaydetmek mümkündür’. ifadesi
yer almıştır.235
Ermenistan’da 1950’li yıllara kadar Türkiye araştırmaları merkezi
olmamıştır. Ancak 1954’te Ermenistan Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü’nde
Şarkiyat Kürsüsü açılmış daha sonra bağımsız bir bilim dalı olmuş ve 1971’de
Şarkiyat
Enstitüsü’ne
dönüştürülmüştür.
İleriki
yıllarda
ise
Şarkiyat
Enstitüsü’nde Türkoloji bölümü genişletilmiş ve enstitünün önde gelen
bölümlerinden biri olmuş, Türkiye’nin siyasi, sosyal, ekonomik gelişmeleri
araştırılmış, coğrafyası, toplumsal yapısı, tarihi ve kültürü üzerine araştırmalar
yapılmış, yüzlerce makale ve kitaplar yayımlanmıştır.236
1965’ten itibaren Ermenistan’ın resmen 24 Nisan sözde Ermeni
soykırımını
anma
törenleri
düzenlemesi
Ermeni
kamuoyunda
Türk
düşmanlığının yeni bir dalgasını başlatmıştır. 1965’e kadar sözde soykırım
sınırlı sayıda akademisyenler ve toplumun bazı kesimlerinde tartışılırken, bu
tarihten itibaren resmi devlet politikasına dönüşmüştür. Çiçernakabert
kentinde sözde soykırım kurbanlarının anısına büyük bir anıt dikilmiş, her yıl
24 Nisanda bu anıtı ziyaret ederek çelenk koymak ve mum yakmak gelenek
haline gelmiştir. Soykırım konusu Ermeni toplumsal hayatının bir parçası
olmuş, propaganda faaliyetleri genişlemiş237 ve Erivan’da sözde soykırım
müzesi açılmıştır.
235
Kirakosyan, a.g.e., s. 68.
Sarkisyan E. K, “İz İstorii Turkologii v Sovetskoy Armenii”, Mergavor yev Micin Arevelki
Erkrner yev Joğovordner, XII. Turkiya, Erivan, Ermenistan SSCB Bilimler Akademisi Yayınları,
1985, ss. 248-274.
237
Gerbert Adams Gibbons, Poslednıa İzbineniya v Armenii. Faktı i Otvetstvennosti,
İngilizceden çeviri, Petrograd, Voennaya Tipografiya İmperatriçı Yekatrinı Velikoy, 1916; Koçar
M, Armyano-Tureçskie Obşestvenno-Politiçeskie Otnoşeniya i Armyanskiy Vopros, Erivan
1988.
236
101
Ermeni diasporasının girişimleri sonucunda sözde Ermeni soykırımı
konusu Nisan 1984’te Halkların Daimi Mahkemesi’nin Paris toplantısında
müzakere edilmiş ve karar alınmıştı.238 Bu karara göre:
-Ermeni halkı temel ve bireysel hukukları uluslararası hukuk normlarına
uygun olarak geçmişte ve bugün korunmalı olan halk olmuştur ve olacaktır.
-9 Aralık 1948 tarihli Soykırım Cinayetinin Haberdar Edilmesi ve
Cezalandırılması Konvansiyonu’nun öngördüğü gibi, tehcir ve kitlesel
katliamlarla Ermeni halkının mahvedilmesi soykırım olarak takdim edilir.
-Genç
Türkler
Hükümeti
1915–1917
yıllarında
gerçekleştirdikleri
soykırıma göre sorumludur.
-Ermeni soykırımı aynı zamanda ‘uluslararası bir cinayettir’ ve bugünkü
Türk devletinin Osmanlı’nın varisi olmadığı iddia edilse de, Türkiye sorumlu
tutulmaktadır.
-Bu sorumluluk gereğince Türkiye soykırımı kabul etmekle yükümlüdür
ve sonuç itibarıyla Ermeni halkına değen zarar karşılanmalıdır.
-BM ve onun bütün üyeleri bu konuda Ermeni halkına yardım, Türkiye ve
diğer devletlerden soykırımın tanınmasını talep edebilir.
Ermenistan’ın
bağımsızlık
mücadelesi
sürecinde
sözde
Ermeni
soykırımına ilişkin iki yaklaşım söz konusu olmuştur:
1. Bu konunun Türkiye ile ilişkilerde öne çıkarılmasını istemeyen Ermeni
Ulusal Hareketi (EUH),
2. Sözde Ermeni soykırımının tanınmasının Türkiye ile ilişkilerin
kurulmasına şart olarak koşan gelenekselciler veya Taşnaklar.
Bağımsızlık mücadelesinin liderliğini üstlenen EUH birinci tüzüğünde
sözde Ermeni soykırımının tanınmasına ve kınanmasına yer vermesine
238
Arman Kirakosyan, “Gosudarstvennıy Mentalitet Turçii Otriçaet Vozmojnost Priznaniya
Genoçida Armyan”, PanARMENIAN.Net, 22 Mayıs 2006.
102
rağmen,
bu
konunun
Ermenistan-Türkiye
ilişkilerinin
kurulmasına
ve
gelişmesine engel olmayacağını bildirmiştir. Geleneksel akımdan olan bazı
siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ise Taşnaksutyun Partisi etrafında
birleşerek EUH’ne karşı çıkmıştır.239 EUH 1990’da iktidara geldikten sonra
geleneksel akıma karşı koyamadığı için bu konu Bağımsızlık Bildirgesi’nde de
yer almıştır. Ancak 1998 yılına kadar iktidarda olan EUH bu konuyu
gündemde tutmamıştır.240
Ermenistan ve diaspora ile birlikte Eçmiadzin Kilisesi de, sözde Ermeni
soykırımı propagandasında bazı sonuçlar elde etmiştir. Bu bağlamda Dünya
Kiliseler Birliği’nin Mayıs 1989’da ABD’de toplanan kurultayı Ermeni soykırımı
hakkında karar almıştır. Kararda ‘Bütün dünya devletleri hükümetlerine
müracaat ederek Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını tanıması için baskı
uygulamaları’ ve ‘işgal edilen Ermeni topraklarını geri vermesi, diaspora
Ermenilerinin kendi vatanlarına geri dönmelerine yardım edilmesi, Türkiye’de
son 75 yılda dağıtılan 2500’den çok kilisenin yeniden inşa ve tamir edilmesi’
talep edilmiştir.241
Sözde Ermeni soykırım konusu Ermenistan ve diasporada bilimsel
olarak
çeşitli
açılardan
ele
alınmış
ve
değerlendirilmiştir.
Bu
değerlendirmelerin genel çerçevesini özetlemek gerekirse, aşağıdaki gibi bir
tasnifat yapıldığı görülmektedir.
1. Yaşam alanının kaybedilmesi
Ermeniler 1915 yılına kadar kendilerinin ‘beş bin’ yıldır ‘ana vatanlarında’
yaşadıklarını iddia etmektedirler.242 Bu vatan anlayışına Ermeniler kendileri ile
hiçbir fiziki ve manevi bağlantısı olmamasına rağmen, Dağlık Ermenistan’ı
239
Libaridian, a.g.e., ss. 21-25.
Safrastyan, a.g.m. s. 5.
241
Kirakosyan, a.g.e., s. 69.
242
Armen Ayvazyan, “Strategiçeskie Posledstviya Genoçida Armyan”, Vizantiyskoe Nasledstvo,
No 3, 2002, ss. 15-17.
240
103
dâhil etmekte ve Ermenistan’ın 350.000 kilometrekare alanı kapsadığını
bildirmektedirler. Tarihçiler Ermeni halkının bağımsızlığını koruma çabasının
14. yüzyıla kadar devam ettiğini, bu tarihten sonra yabancılar tarafından
Ermenistan’ın işgal edilmesi ile yalnızca dağlık bölgelerde yaşayan bir grup
Ermeni yarı bağımsızlığını koruyabilmiştir. Ermeniler bu dönemden sonra
Ermenistan’ın bağımsız olmasa da, mevcudiyetlerinin devam etmesini
demografik faktörle-‘vatanlarında’ çoğunlukta olmaları ile açıklamaktadırlar.
Ermenistan tarafından Moğol-Tatarların, Türkmenlerin bölgeye girmelerinin ve
Osmanlı-İran savaşlarının Ermeni halkı üzerinde ciddi etkisi olduğu ve sonuç
itibarıyla ‘Büyük Ermenistan’ın ortadan kalktığı iddia edilmektedir. Ermeniler,
bugünkü Ermenistan’ı ‘Küçük Ermenistan’ olarak tanımlamaktadır. Bu
bağlamda
Ermenistan
Türkiye’den
toprak
ve
tazminat
talebinde
243
bulunmuştur.
2. Kültürel mirasın kaybedilmesi
Ermeni kültürünün kaybı hesaplanmayacak kadar çoktur. Ermeniler bu
kaybın yalnızca bazı kilise, monastr, tarihi değere sahip yapıtlar olmadığını,
aynı zamanda bin yıllar boyunca inşa edilen şehirlerin, kasabaların, köylerin,
kütüphanelerin, elyazmaların mahvolduğunu öne sürmektedirler.
3. Maddi kayıplar
Bu bağlamda Ermeniler ‘Batı Ermenistan’da yaşayan halkın mal
varlığının yağmalanmasını,244 kolektif Ermeni hayatının bozulmasını, ulusal
yaşam tarzının ortadan kaldırılmasını ve fiziki yaşam imkanlarının ellerinden
alındığını tekrarlamaktadırlar.
4. Psikolojik Sarsıntı
243
“K Turçii Nado Predyavlyat Territorialnıe Pretenzii, Sçitaet Glava Ofisa “Ay Dat” (Armenii)”,
REGNUM HA, 23 Nisan 2007.
244
Djon Kirakosyan, Zapadnaya Armeniya v Godı Pervoy Mirovoy Voynı, Erivan Üniversitesi
Yayınları, Erivan 1971.
104
Ermeniler, yaşam alanlarının, kültürel mirasın, maddi değerlerin
kaybedilmesinin Ermeniler üzerinde ciddi psikolojik etkide bulunduğunu,
ulusal değerlerden koparıldıklarını ve sözde soykırımın Ermenilerde aşağılık
kompleksinin, yarınlara güvensizlik duygusunun, bütün yabancılar önünde
baş eğme, milli değerlerin inkâr edilmesi ve hatta kendinden korkar psikolojik
durumun oluşmasına neden olduğunu iddia etmektedirler.245
5. Öncü kişilerin, organize olmuş toplum ve yapıların-halkın yok edilmesi
Ermeniler, sözde soykırım sürecinde aynı zamanda halkın, kilisenin,
okulların, çeşitli Ermeni örgüt ve ulusal yapılanmaların, siyasi ve kültürel elitin
mahvedildiğini öne sürmektedirler.246 Ermeniler, sözde soykırıma maruz kalan
ve yurtdışına göç ettirilen Ermenilerin yalnızca çok küçük bir bölümünün
organize olarak ulusal değerlerini ve milli kimliklerini koruyabildiklerini, büyük
bir bölümünün ise yaşadıkları ülkelerde asimile oldukları bildirilmektedir.
6. İnsan kaybı
Ermeniler, sözde soykırımın 1894-1922 yılları arasında merhalelerle
gerçekleştiğini, yaklaşık 2 milyon yerli Ermeninin (300 bin 1894-1896
yıllarında, 1.5 milyon 1915-1916 yıllarında, 300 bin 1918-1922 yıllarında (!!))
sözde soykırıma maruz kaldığını iddia etmektedirler.
Yukarıda ifade edilenler bütün Ermeni araştırmacılar tarafından kabul
görmüştür. Ayrıca, paranoya gibi değerlendirilebilecek tezlerle Ermeni
davasına katkıda bulunanlar bile vardır. Nitekim Suren Ayvazyan sözde
soykırımı konusunda kesinlikle etik ve akademik çerçeveye sığmayan bir
245
Aleksey Babayan, “Kollektivnaya Pamyat i Ee Proyavlenie v Naşi Dni”,
(Erişim) http://www.spectrum.am/rus/articles.php?id=67
246
Diev G. A, “Armyanskiy Vopros v Turçii”, Genoçid Armyan i Russkaya Publiçistika, der.
Amirkhanyan M. D, Armyanskaya Obşina Moskvı, I. cilt, Moskova 1997, ss. 9-70.
105
şekilde Türkiye’yi suçlamış ve sözde soykırıma uğramış Ermenilerin sayısının
15 milyon (!) olarak açıklamıştır.247
Ermenistan bağımsızlık sonrası Türkiye’nin ekonomik, ticari ve ulaştırma
imkânlarından yararlanmak istemiştir. Ancak daha sonra Ermenistan’ın
Türkiye’nin sınırlarını tanımadığı, doğu bölgesini Batı Ermenistan olarak
adlandırdığı, Kars ve Moskova Antlaşmalarının248 tek taraflı olarak iptal
edilmesine çalıştığı ve Azerbaycan topraklarını işgal ettiği gerekçesiyle
Türkiye 1993’te sınırları kapatmıştır.249 Bundan sonra Ermenistan diaspora ile
birlikte sözde Ermeni soykırımı ve Türkiye’nin ülkeyi ablukaya aldığı yönünde
propaganda
faaliyetlerini
daha
da
genişletmiştir.250
1998’de
Robert
Koçaryan’ın iktidara gelmesinden sonra hükümet Türkiye ile ilişkilerini yeniden
değerlendirmiş ve sözde Ermeni soykırımının Ermenistan dış politikasının
öncelikli konuları arasına almasına ve uluslararası alanda tanınması için
propaganda
faaliyetini
genişlendirmesine
rağmen,251
sözde
Ermeni
soykırımının ilişkilerin kurulmasına engel olmadığını savunmuştur. Ermenistan
sözde Ermeni soykırımını 1990’lı yılların sonlarına kadar genelde iki ülke
arasında
tartışmaktan
ve
Türkiye’nin
sözde
Ermeni
soykırımını
kabullenmesinden yana olmuştur. Ancak daha sonra Ermenistan Türkiye’nin
Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin hızlanmasından252 ve birçok Avrupa
devletinin sözde Ermeni soykırımını tanıyan kararlar kabul etmesinden sonra
uluslararası alanda başarı şansının daha yüksek olduğunu anlamış ve sözde
247
Ayvazyan, İstoriya Rossii, ss. 466-467.
Aleksandr İgolkin, “Mosskovskiy Dogovor s Turçiey. Vzglyad iz Rosii Çerez 77 Let”,
Armyanskiy Vestnik, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal03/j03_stat27.html,
“Molodyej Armenii Trebuet Priznat Nedeystvitelnımi Moskovskiy i Karsskiy Dogovorı”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=22205,14 Mart 2006; “Rossiya
Segodnya Nam ne Drug: K 85-letiyu so Dnya Podpisaniya Russko-Tureçskogo Dogovora
(Armeniya), REGNUM HA, 16 Mart 2006.
249
Hatem Cabbarlı ve Araz Aslanlş, “Türkiye-Ermenistan Sınır kapısı: Amaç mı, Araç mı?”,
Stratejik Analiz, IV. cilt, sayı: 42, Ekim 2003, s. 57.
250
Hatem Cabbarlı, “Sözde Ermeni Soykırımının 90. Yıldönümü ve Türkiye”, Stratejik Analiz, V.
cilt, sayı 59, Mart 2005, s. 47.
251
“Аrmyane Planiruyut Sobrat Polnıy Paket Dokazatelstv” Genoçida 1915 Goda v Osmanskoy
Turçii, REGNUM HA, 5 Mayıs 2004.
252
“Do Vstupleniya v ES Turçiya Doljna Reşit Vopros o Priznanii Genoçida Armyan”, REGNUM
HA, 9 Nisan 2004.
248
106
Ermeni soykırımının tanınması ve kınanması konusunu dünya kamuoyunun
gündemine taşımıştır.
Ermenistan
1990’lı
yılların
başlarından
sözde
Ermeni
soykırımı
propagandasına başlamasına ve başarılı sonuçlar almasına rağmen, son on
beş yıldır Türkiye ile ilişkilerde bu problemi istediği düzeye çıkararak
müzakere konusu yapamamıştır. Ermeniler bu durumu Türkiye’nin sözde
soykırımı kabul etmemesi ve konunun tarihçiler tarafından tartışılması
gerektiğini söylemekle konunun muhteviyatını değişme ve önemini azaltma
girişimleri ile açıklamaktadır.253 Ermenistan’da sözde soykırım konusunu
tarihin karanlığında takılıp kalmış bir mevzu değil, Ermeni tarihinin unutulması
mümkün olmayan bir sayfası olarak değerlendirmekte ve konunun tarihçilerin
değil, siyasilerin tartışması gerektiği talep edilmektedir.254 Türk-Ermeni
Uzlaştırma Komisyonu’nun başarısız olmasının sebeplerinden biri de
budur.255 Ermenistan dünya kamuoyuna hiç bir ön koşul olmadan Türkiye ile
ekonomik, ticari ve siyasi ilişkiler kurmak istediğini bildirse de, gerçekte sözde
soykırımın tanınmasını şart olarak ileri sürmekte ve ahlaki davranmamaktadır.
Aynı zamanda Türkiye’nin Ermenistan’ın elverişsiz coğrafi konumundan
yararlanarak bazı kabul edilmez şartlar ileri sürdüğünü iddia etmiştir.
Ermenistan’ın Türkiye karşısında konumunu güçlendiren bir neden de
ABD’nin, Avrupa ve Asya devletlerinin bazılarının sözde soykırım konusunda
bu ülkeyi desteklemeleridir. Bu bağlamda Avrupa Parlamentosu’nun 18
253
Safrastyan, a.g.e., s 7.
Aram Kirakosyan, Haykakan Harçı yev Hayeri Çeğasbanutyun, (Ermeni Meselesi ve Ermeni
Soykırımı), Noravank Yayınları, Erivan 2006, ss. 3-40.
255
Tatul Akopyan, “Predstoyaşaya Vstreça Tureçko-Armyanskoy Komisii po Primireniyu-v
Erevane?”, Azg, 23 Ocak 2004; Tatul Akopyan, “Andranik Migranyan Vışel iz TureçkoArmyanskoy Komisii po Pirimireniyu”, Azg, 24 Ocak 2004; “Komissiya Po Primireniyu
Samoraspustalis, Tak i Ne Pirimiriv Armyan i Turok”, (Erişim) http://news.artsakhworld.com/
ArCNews/Rus/index.php?cover=2&id=1527,
254
107
Haziran 1987’de ‘Ermeni Sorununun Siyasi Çözümü Hakkında’ aldığı karar256
Türkiye için ciddi bir sorun olmuştur. Söz konusu kararda AP, AB
Konseyi’nden257 Türk Hükümeti’nin 1915–1917 yılları arasında Ermenilere
yapılan soykırımı tanıması ve Ermeni tarafının temsilcileriyle diyaloga girmesi
için çağrıda bulunmasını istemektedir. Bu tarihten sonra sözde Ermeni
soykırımı konusu Avrupa devletlerinin, 1990’lı yıllardan sonra ise ABD dış
politikasının gündemine taşınmıştır. Ermenistan bağımsızlık elde ettikten
sonra, özellikle 1990’lı yılların sonlarında sözde soykırım konusunu ABD ve
Avrupa devletleri ile ilişkilerde ön plana çıkarmış ve bununla Türkiye’nin AB
üyeliği sürecini aksatmaya ve ABD ile ilişkilerini zedelemeye çalışmıştır.
Fransa parlamentosunun 2001’de sözde Ermeni soykırımını tanıması
hakkında kanun kabul etmesi ve 2004’te Avrupa Birliği ülkelerinde siyasilerin
ve aydınların Türkiye’den ’soykırımı’ kabul etmesi yönünde baskıları
Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı faaliyet alanını daha da genişlendirmiştir.
Ermenistan için sözde Ermeni soykırımının dünya devletleri tarafından
tanınması bağlamında yeni bir safha açılmıştır. Bu konunun Avrupa ve ABD
kamuoyu tarafından tartışıldığı dikkate alınırsa, kısa ve orta vadede
gündemden düşme ihtimali zayıftır.
256
Suat Sezgin, “Ermeni Soykırım Yasası Bağlamında Turkiye Avrupa Birliği İlişkilerinin
Değerlendirilmesi”, Müdafaa-i Hukuk, , sayı 31, Şubat 2001.
257
Erhan Akdemir, “Türkiye’nin AB’ye Üyelik Süreci ve Ermeni Sorunu”,
(Erişim) http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=11337, 2 Mayıs 2006.
2. BÖLÜM:
2. “BÜYÜK ERMENİSTAN” PROJESİNDE ERMENİSTAN’IN TÜRKİYE VE
AZERBAYCAN POLİTİKASI
2. 1. ERMENİSTAN’IN TÜRKİYE POLİTİKASI
2. 1. 1. Ermenistan’ın Türkiye Politikasının Genel Çerçevesi (‘4 T
Planı’)
Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası Türkiye politikası,258 1918–1920
yıllarında mevcut olmuş Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin geleneksel dış
politikası
çerçevesinde
şekillenmiş
ve
pozitif
anlamda
bir
gelişme
yaşanmamıştır. Ermenistan bağımsızlığını ilan etmeden önce iktidar
uğrunda yaşanan mücadelede bu ülkenin dış politikasının ana hatları
tartışılmıştır.
Bu dönemde Ermenistan Rusya ve bütün komşularını ciddi tehlike
kaynağı olarak görmüş, ancak gelişmeler üzerine Rusya’nın siyasi, askeri
ve mali desteği olmadan mevcudiyetini devam ettiremeyeceğini anladıktan
sonra bu ülke ile ilişkilerini geliştirmiştir. Ermenistan bağımsızlık süreci ve
sonrasında ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamasına rağmen, Türkiye ile
258
İdris Bal, “Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris
Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, I. bs., Ağustos 2003, ss. 605-635.
109
ilişkilerine öncelik tanımamış, bu ülkeye karşı asılsız iddialarda bulunmuş ve
Türkiye üzerinden Avrupa ile bütünleşme sürecinin dışında kalmayı tercih
etmiştir. Her ne kadar 1990’lı yılların ortalarına kadar Ermenistan Devlet
Başkanı Ter-Petrosyan’ın önderliğinde bir grup, dönemin siyasi ve ekonomik
şartlarını değerlendirerek, Türkiye ile normal ilişkiler kurmak istese de,
gelenekselcilerin siyasi baskıları daha etkili olmuş ve ilişkiler kurulamamıştır.
Tam tersine, Robert Koçaryan’ın 1998’de devlet başkanı seçilmesinden
sonra bölgesel ve uluslararası alanda Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik
politikası daha da uzlaşmaz bir nitelik kazanmıştır. Ermenistan için Türkiye
2,5 milyon Ermeni katletmiş suçlu bir devlettir ve bu suçu tekrar etmeye
eğilimlidir.259
Ermenistan’ın Türkiye politikası bölgesel temelde değerlendirilse de,
özellikle sözde Ermeni soykırımı ve ulusal güvenliği bakımından uluslararası
bir nitelik arz etmektedir. Taraflar arasında siyasi, ekonomik ve güvenlik
konuları özellikle 1990’lı yılların sonlarından itibaren başta ABD olmak üzere
Avrupa devletleri tarafından da izlenmekte ve Ermenistan’ın lehine
Türkiye’ye baskı yapılmaktadır. Bu baskı genellikle sözde Ermeni soykırımı,
iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınır kapılarının açılması
konularında daha fazla hissedilmektedir.
SSCB’nin dağılmasından ve BDT’nin kurulmasından sonra Ermenistan
ve
Türkiye
antlaşmasının
arasındaki
ilişkileri
imzalanması
düzenleyecek
öncelikli
modus
meselelerden
biri
vivendi260’
olsa
da,
Ermenistan’ın dış politikada uyguladığı Türkiye politikasının ana hatları buna
259
Armen Ayvazyan, “Pokhlışe TAKP”, Golos Armenii, 10 Aralık 2002, “Koçaryan: Türkiye
Soykırım Yapabilir!” (Erişim) http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=14, 20 Şubat 2007.
706, Ömer Engin Lütem, “Başkan Koçaryan’ın Görüşleri”, (Erişim) http://www.eraren.org/index.
php?page=makaleler&makaleno=481, 2 Eylül 2006.
260
Mevcut durumda taraflar arasında anlaşmaya varılamadığında imzalanan geçici antlaşma,
Aleksanr Bereçka, “Voyna Kak Modus Vivendi”, (Erişim) http://telegraf.by/blog/2007/06/21/
modusvivendi/, 21 Haziran 2007.
110
engel olmuştur. Dolayısıyla taraflar arasındaki iletişim iki komşu devlet
arasında iyi ilişkiler ve dostluk çerçevesinde değil, Ermenilerin ‘tarihi
saplantıları’
çerçevesinde
şekillenmiştir.261
Türkiye,
Ermenistan
dış
politikasında Ermenistan açısından kendi mevcudiyetini uluslararası alanda
tanıtacak
ve
kabullendirecek
bir
‘savaş
meydanıdır’.262
Tarihten
kaynaklanan isterik siyasi düşünce bağımsızlık sonrası Ermeni siyasetçilerin
görüşlerinde hâkim olmuştur ve bu günde olmaktadır.263 Ermeniler
yaşadıkları bütün problemlerin kaynağını Türkiye olarak görmektedir.264
Ermeniler, sözde Ermeni soykırımının uluslararası kamuoyu ve Türkiye
tarafından tanınması için propaganda faaliyetlerinde bütün araç ve
mekanizmaları kullanmayı uygun görseler de, bu konuda aksi görüşlerin
tartışılmasını ve demokratik bir ortamda çoksesliliğin yükselmesine
kesinlikle müsaade etmezler. Bunu ulusal birlik ve beraberliği tehdit eden
çok ciddi problem olarak görmektedirler. Nitekim Türk-Ermeni Uzlaşma
Komisyonu (TEUK) kurulduğu zaman başta Taşnaklar olmak üzere bir sıra
aşırı milliyetçi grup ve diasporanın önemli kesimi buna karşı çıkmıştır.
İki ülke arasında resmen diplomatik ilişkiler kurulmasa da, Türkiye’nin
girişimleri sonucunda Ermenistan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na
üye kabul edilmiş ve bu çerçevede Ermenistan’ın İstanbul’da temsilciliği
açılmıştır. Ermenistan devlet başkanları ve hükümet temsilcileri Türkiye’yi
261
Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 24-25 Mayıs
2001, İstanbul 2001.
262
Sedat Laçiner, “Türk-Ermeni İlişkilerinde “Nefret Unsuru”, (Erişim)
http://www.turkishweekly.net/ turkce/yorum.php?id=482, 26 Nisan 2007; Türk- Ermeni İlişkileri ve
Mağduriyet Psikolojisi,
(Erişim)
http://www.psikolojiturk.com/makale/turk-ermeni-iliskileri-ve-magduriyet-psikolojisi.html, 26 Temmuz 2007.
263
“Türk- Ermeni Meselesinde Büyük-Grup Kimliği”, (Erişim) http://www.donusumkonagi.net/
makale.asp?id=2207&baslik=turk__ermeni_meselesinde_buyuk_grup_kimligi&i=psiko_politik_ba
kis, 26 Temmuz 2007.
264
Sedat Laçiner, “Ermeni Kimlik Bunalımı ve Güç Politikalarının Bir Ürünü Olarak Ermeni
Sorunu”, 2023, 15 Nisan 2002, sayı: 12, ss. 56-61.
111
ziyaret
etmekte,265
gayrı-resmi
olarak
ticari
ilişkiler
kurulmakta
ve
gelişmekte, Ermenistan vatandaşları rahat ve sorumsuz bir şekilde
Türkiye’yi ziyaret etmektedir.
Ermenistan bağımsızlık süreci ve sonrasında Türkiye’ye yönelik
politikasında asılsız iddialarla bu ülkeyi sözde soykırımla yargılayacak kadar
ileri gitse de, Türkiye daha temkinli davranmıştır. Daha Sovyetler Birliği
dağılmadan önce Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vural Güney
Kafkasya cumhuriyetlerini ziyareti çerçevesinde Nisan 1991’de Ermenistan’ı
da ziyaret etmiş266 ve değişen uluslararası ortamda bu ülke ile karşılıklı
ilişkilerin müzakere edilmesinin gerekliliğini vurgulamıştı. Ermenistan
tarafının iddialarına göre, görüşmeler zamanı Ermeniler daha çok ekonomik
ve ticari meseleleri öne çıkarmaya çalışsa da, Vural aksine TürkiyeErmenistan sınırının tanınması, uluslararası alanda sözde Ermeni soykırımı
propagandasının durdurulması ve Dağlık Karabağ probleminin halledilmesi
meselelerini müzakere etmek istemişti.267 Ermeni araştırmacılar 1990’lı
yılların ortalarına kadar Türkiye’nin Ermenistan’a yönelik daha baskıcı
politika uyguladığını, görüşülecek konuların ortaklaşa değil, daha çok
Türkiye’ni istediği şekilde tespit edildiğini iddia etmiştir. Bu dönemde
Ermenilere göre, Türkiye Dağlık Karabağ sorununu ön plana çıkarmış ve
yapıcı bir politika izlememiştir.268 Ermenistan’ın Dağlık Karabağ dışında
kalan Kelbecer ilini işgal etmesinden sonra Türkiye Ermenistan sınır
kapısını ve hava ulaşımını kapatmıştır.
265
Ruben Safrastyan, “Armyano-Tureçskie Otnoşeniya: Popıtka Teoretiçeskoy İnterpretaçii s
Poziçiey Realistiçeskoy Şkolı (Vvodnıe Zameçaniya)”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der.
Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 39.
266
Mustafa Aydın, “Ermenistan’la İlişkiler,” Türk Dış Politikası, der. Baskın Oran, II. cilt,
İstanbul 2001, s. 407.
267
Safrastyan, a.g.m., s. 45.
268
Safrastyan, a.g.m., s. 45.
112
Araştırmacılar 1990’lı yılların başlarında Ermenistan ve Türkiye
arasında ilişkilerin normalleşmesi için Ermenistan ve Türkiye açısından
olumlu noktaları şu şekilde tanımlamıştır:
Ermenistan için:
-Tehditler fırsatları da beraberinde getirir. Ermenistan tehdidi fırsat gibi
değerlendirerek, sözde Ermeni soykırımını öne çıkarmayarak,269 Türkiye ile
ekonomik ilişkilerini geliştirerek yaşadığı ekonomik sorunları önemli ölçüde
halledebilirdi.
-1990’lı yıllardan sonra dünya piyasalarına açılan Hazar havzası enerji
kaynaklarından daha çok yararlanabilir, petrol ve doğalgaz boru hatlarının
çeşitli ulaştırma hatlarının kendi topraklarından geçmesini sağlayarak bu
güne kadar yaşadığı enerji ve ulaştırma sorunlarını tamamen halledebilirdi.
-Güney Kafkasya’nın bölgesel güvenlik sorunları önemli ölçüde
halledilir, bölge ve bölge dışı büyük devletlerin mücadelesinde Ermenistan,
Gürcistan ve Azerbaycan piyon durumuna düşürülmezdi.
Türkiye için:
-Türkiye bazı komşuları ile ciddi sorunlar yaşadığı için Ermenistan ile
iyi ilişkiler kurarak, bu ülkenin kendisine karşı cephede bulunan kampta yer
almasını engelleyebilirdi.
-Türkiye’nin Ermenistan ile iyi ilişkiler kurması ABD ve Avrupa’nın
baskısını azaltır ve sözde Ermeni soykırımı propagandası uluslararası
gündeme taşınmazdı.
-Ermenistan ile iyi ilişkiler kuran Türkiye ekonomik olarak hem
Ermenistan’da hem de Güney Kafkasya’da kendi çıkarlarını daha rahat
koruyabilirdi.270
269
Vorobeva L. M, “Tragediya Armyanskogo Naroda: Straniçı İstorii”, Armeniya: Problemı
Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova
1998, ss.167-218.
270
Gayk Demonyan, “Nekotorıye Aspektı Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy v Kontekste
Regionalnıkh Proçessov”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan,
Antares Yayınevi 2002, s. 49.
113
Bazı araştırmacılar, Ermenistan’da Türkiye ile iyi ilişkiler kurulması
gerektiğini savunanların Türkiye’nin sivil ve demokratik bir devlet olduğuna
inandıklarını iddia etmiştir.271 Ancak daha sonra Türkiye’nin Ermenistan’dan:
-Türkiye’ye yönelik toprak iddialarından,
-İki ülke arasında sınırları saptayan Kars ve Moskova Antlaşmalarının
feshedilmesi için uluslararası alanda faaliyetlerinden,
-Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi talebi ve uluslararası alanda
tanınması çalışmalarından vazgeçmesini272 ve
-Azerbaycan topraklarının işgalini durdurmasını talep etmesi üzerine
ikili ilişkilerde uzun süren bir durgunluk yaşanmıştır.
Yukarıda ifade edilenleri kısaca özetlersek Ermenistan Cumhuriyeti’nin
nihai hedefinin ‘Büyük Ermenistan’ı273 kurmak olduğu anlaşılmaktadır.
Ermenistan, bu projenin gerçekleşme imkânlarını sınırlı ve zaman zaman da
olanaksız olarak görse de, bölgesel ve uluslararası ortamın kendilerine
tanıdığı fırsatları her zaman iyi değerlendirmiş, gelişmelerden maksimum
fayda sağlamaya çalışmış ve bunu başarmıştır. Bu süreçte bütün araçları
makbul olarak gören Ermenistan, terör dâhil birçok siyasi mekanizmaları
kullanmıştır. Büyük Ermenistan'a giden yolda atılması gereken en önemli
adım, bu hedefin gerçekleşmesi yönünde kamuoyu oluşturmak ve
Türkiye'ye yönelik politikalarını gerçekleştirmektir. Ermenistan’ın ‘Büyük
Ermenistan’ kurma projesinde Türkiye’ye yönelik politikasını ‘4 T Planı’
şeklinde açıklamak mümkündür. Bu kısaca, Tanıtım, Tanınma, Tazminat ve
Toprak olarak açıklanabilir. Buna göre:
-Tanıtım-sözde Ermeni soykırımı tüm dünyada terör ve siyasi
propaganda yoluyla tanıtılacak,
271
Ajdar Kurtov, Aleksandr Khalmukhamedov, “Armeniya-Turçiya: Protivostayanie İli
Sotrudniçestvo?”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s.450.
272
Ayk Djanpoladyan, “Forpostu Dorogi Ne Nujnı”, REGNUM HA, 6 Mayıs 2007.
273
Boltunova A. İ, Sarkisyan G. Kh, Sovetskaya Ensiklopediya, Moskova 1970, 3. bs., II. cilt, s.
yy.
114
-Tanınma-sözde Ermeni soykırımı iddiaları dünya kamuoyu tarafından
kabul edildikten sonra Türkiye tarafından da tanınacak,
-Tazminat-uluslararası kamuoyu ve Türkiye sözde Ermeni soykırımını
tanıdıktan
sonra
Ermenistan
tarafından
tazminat
konusu
gündeme
taşınacak,
-Toprak-son aşamada ise Türkiye’den toprak talebi uluslararası
kamuoyunun dikkatine sunulacaktır.
Koçaryan’ın 1998’de devlet başkanı seçilmesinden sonra ‘4 T Planı’nın
uygulanmasına hız verilmiştir. Planın nihai hedefi Türkiye ve Azerbaycan’ın
toprak bütünlüğüne yöneliktir ve bu devletleri parçalamayı öngörmektedir.
Bu strateji, artık sadece Taşnakların ve bazı siyasi partilerin hedefi olmaktan
çıkmış, Ermenistan devletinin ülküsü halini almıştır. Bugünkü Ermenistan’ın
en önemli üç belgesine bakıldığında bu durum açıkça görülmektedir. Bunlar
‘Bağımsızlık Bildirgesi’, ‘Bağımsızlık Kararı’ ve 1995 yılında kabul edilen
‘Ermenistan Anayasası’dır.274
Taraflar arasındaki bir diğer önemli sorun da Ermenistan’ın Türkiye’nin
toprak bütünlüğünü tanımamasıdır. Daha Sovyetler Birliği dağılmadan önce
Ermenistan resmileri Kars Antlaşması ile oluşturulmuş Türkiye sınırını
tanımadıklarını bildirmiş ve bu söylem bu güne kadar devam etmektedir.
Ermenistan Parlamentosu Şubat 1991’de Türkiye ile sınırları tanımadığını
bildirmesi üzerine, Türk Hükümeti 1992’de Ermenistan’ın Türkiye’nin toprak
bütünlüğünü
tanımadığı
takdirde,
diplomatik
açıklamıştır.275
274
Kadir Hekimoğlu, “Günümüzde Türk-Ermeni İlişkileri”,
(Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/ turkce/ozet/bugun.html
275
Aydın, a.g.m., s. 407.
ilişkiler
kurmayacağını
115
2. 1. 2. Tanıtım
Sözde Ermeni soykırımı276 olgusu Ermenistan tarafından Türkiye’ye
karşı kullanılan ve ciddi başarı sağladıkları baskı araçlarından biridir; kısa ve
orta vadede de bu özelliğini koruyacağı iddia edilebilir. Bu konu özellikle
Ermenistan bağımsızlığını kazandıktan sonra hem Ermenistan’da hem de
uluslararası kamuoyunda gündeme taşınmıştır. Sözde Ermeni soykırımının
uluslararası kamuoyu ve Türkiye tarafından kabul edilmesi yönünde
propaganda faaliyeti, Ermenistan dış politikasının ana hattını teşkil
etmektedir. Yaklaşık 90 yıldır Ermeniler dünya kamuoyunu 1915 tehcirinin
kendilerine karşı yapılmış “soykırım” olduğuna inandırmaya çalışmaktadır.
Öteki merkezli mistik-oryantalist zihniyetli bu yaklaşım tarzı Türklere karşı
kin psikolojisini tetiklemektedir.
Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diaspora kuruluşları sözde Ermeni
soykırımının uluslararası alanda tanıtılması yönünde ortak strateji ve
taktikler uygulasalar da, anlaşmaya varamadıkları tek konu sözde soykırıma
276
Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları için bkz: Bayram Kodaman, “Ermeni Sorununu Ortaya
Çıkaran Gelişmeler”, Belgelerin Işığında Ermeni Meselesi Semineri, Balıkesir Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınları, 1. bs., 24-25 Nisan 2003, ss. 60-69, Kazım Karabekir, Ermeni
Dosyası, Yayına Hazırlayan Faruk Özdemir, Emre Yayınları, İstanbul 2000, Grant E, Armyanskiy
Vopros Vçera i Segodnya, Maştoç Ermeni Eğitim Cemiyeti Yayınları, Moskova 1992, Kazım
Karabekir, 1917-20 Arasında Erzincan’dan Erivan’a Ermeni Mezalimi, Emre Yayınları, 1. bs.,
İstanbul 2000, Kemal Çüçek, “Türk-Ermeni İlişkileri ve Tehcir”, Ermeni Soykrımı İddiaları, der.
Mustafa Çalık, Gedit neşriyat, Ankara 2006, ss. 135-178. Justin McCarthy, “Kim Başlattı?”,
Ermeni Soykrımı İddiaları, der. Mustafa Çalık, Gedit Neşriyat, Ankara 2006, ss. 11-34, Yuri
Barsegov, Genoçid Armyan-Prestuplenie po Mejdunarodnomu Pravu, XXI Vek-Soglasie
Yayınevi, Moskova 2000, Cezmi Eraslan, “Ermeni Komiteleri, Propagandaları ve Osmanlı
Devletinin Aldığı Tedbirler”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi
Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 77-106, Nezihi Ş. Aykut, “Arşiv Belgelerine
Göre Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları Katliamlar”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu,
İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 191-216, Turgay Uzun,
“Osmanlı Devleti’nde Toplumsal Yapı ve Ayrılıkçı Ermeni Hareketinin Doğuşu”, Dünden Bugüne
Türk-Ermeni İlişkileri, editörler İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos
2003, ss. 191-204.
116
uğrayan Ermenilerin sayısıdır. Bu konuda Ermeni ve yabancı277 kaynaklar
çeşitli rakamlar ileri sürülmektedir.
1965’e kadar Ermenistan sözde Ermeni soykırımını genellikle diaspora
Ermenileri aracılığı ile tanıtmış ancak 1965’ten itibaren Ermenistan da
resmen bu konuda faaliyete başlamıştır. 1965’te Ermenistan Hükümeti
sözde soykırım kurbanlarını anmak için 24 Nisan’da törenler düzenlemeye
başlamış ve Çiçernakabert kentinde soykırım anıtı inşa etmiştir. Bu tarihten
sonra Ermenistan Hükümeti yurtdışında yaşayan Ermenilerin soykırım
propagandası faaliyetlerini koordine etmeye başlamıştır. Ermenistan, SSCB
içinde istediği gibi serbest bir şekilde propaganda çalışmalarına devam
etmekte zaman zaman sıkıntılar yaşamış, ancak 21 Eylül 1991'de
bağımsızlığını kazandıktan sonra soykırım propagandası konusunda faaliyet
alanı oldukça genişlemiş ve çeşitli araçlara sahip olmuştur.278
Ermenistan bağımsızlığını ilan edene kadar Avrupa ve ABD’de çeşitli
ülke parlamentoları ve yerel meclisler Türkiye’yi sözde soykırımla suçlayan
kararlar almış ve sözde soykırım kurbanları Ermenilerin anısına anıtlar inşa
etmiştir. Bu kararlardan en önemlisi ise Haziran 1987'de Avrupa Birliği
Parlamentosu tarafından sözde Ermeni soykırımı hakkında alınan karar
277
Toynbee Birinci Dünya Savaşı zamanı ölen Ermenilerin sayısını yaklaşık olarak 600 bin
göstermiştir. Bkz: Arnold Toynbee, The Western Question in Greece and Turkey, London,
Constable and Company, second edition, 1923, p. 342.
278
Hatem Cabbarlı, “Sözde Ermeni Soykırımının 91. Yıldönümünde Türkiye’yi Neler Bekliyor?”,
(Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=45&yazi=17, 16 Nisan 2006.
117
olmuştur.279 Daha sonra Fransa Parlamentosu sözde Ermeni soykırımını
tanıyan bir karar kabul etmiştir.280
Avrupa ülkeleri ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde olan
Ermenistan Hükümeti ve diaspora kuruluşları sözde Ermeni soykırımının
kabul edilmesi için genel olarak üç yönde faaliyet göstermektedir:281
-Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere diğer ülkelerle ikili ilişkilerde sözde
soykırımın kabul edilmesi yönünde çalışmaları,282
-Uluslararası örgütlerin sözde soykırımı kabul etmesi yönünde
propaganda çalışmaları283,
-Türkiye’nin sözde soykırımı kabul etmesine yönelik propaganda
çalışmaları284.
Sözde
Ermeni
soykırımının
Türkiye
ve
uluslararası
kamuoyu
tarafından tanınması konusunu Ermenistan resmileri her zaman ön plana
çıkarmıştır. Bu konuda genel bir görüş birliği sağlansa da, devlet adamları
genelde
toprak
talebi
ve
tazminat
konusunda
daha
muğlâk
konuşmaktadırlar. Bunu hem Türkiye’yi daha fazla endişelendirmemek hem
de bu iddianın hukuki altyapısının zayıf olması ile açıklamak mümkündür.
279
Sezgin, “Ermeni Soykırım Yasası.. ”, Erhan Akdemir, “Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci ve
Ermeni sorunu”, (Erişim) http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=11 337html, 2 Mayıs
2006; “Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü”, (Erişim) http://www.anadolu.be/ ermeni/ermeni;
Kamer Kasım, “AB Raporu Ermeni Taraftarı,” (Erişim) http://www.hakimiyetimilliye.org/
index.php?news=49, 16 Ekim 2006.
280
“Fransa Soykırım’ı Tanıdı. Türkiye’den Fransa’ya Sert Tepki”, (Erişim) http://www.belgenet.
com/arsiv/ermeni/fransa_01.html, 18 Ocak 2001; “Fransa “Soykırımı” Tartışıyor”, NTV-MSNBC,
10 Ekim 2006.
281
“Tri Napravleniya v Voprose Priznaniya Armyanskogo Genoçida”, Azg, 5 Haziran 2004.
282
Tigran Martirosyan, “K Voprosı o Priznanii Fakta Genoçida Armyan na Geopolitiçeskoy Doske
Zakavkazye, Blijnego i Srednego Vostoka”, Central Asia and Caucasus, № 2 (32) 2004,
(Erişim) http://www.ca-c.org/online/2004/journal_rus/cac-02/20.marrus.shtml
283
“Çennost OON Podrıvaetsya Tem, Çto Ona Ne Mojet Vıskazıvatsya Protiv Otriçaniya Turçiey
Genoçida”, (Erişim) PanARMENIAN.Net, 21 Nisan 2007; “Nyu-York Tayms Nazval Truslivoy
Organizaçii OON, Kotoraya Boitsya Slova Genoçid”, Azg, 17 Nisan 2007.
284
Karina Manukyan, “Sozdanie Sovmestnoy Armyano-Tureçskoy Komissii Pomojet
Sovremennoy Turçii İzbavitsya Ot “Kompleksa Vinı”, ArmİNFO, 20 Mart 2007.
118
Devlet Başkanı Koçaryan’ın ‘Soykırımı tarihçiler değil, siyasiler
incelemeli’285
şeklindeki
açıklaması
da
bu
konuda
Ermenistan’ın
kararlılığının göstergesidir. Aynı zamanda Koçaryan’ın Mart 2001’de
Mehmet Ali Birand’a verdiği demeç şu şekilde özetlenebilir:
- Ermeni soykırımı, Ermenistan'da ve uluslararası alanda tartışmasız
kabul edilen bir olgu olması nedeniyle tarihçilerin işi olmaktan çıkmıştır.
ABD'nin, Ermeni diasporasının ve Ermenistan'ın elinde soykırımının
gerçekten olduğunu kanıtlayan belgeler vardır.
- Soykırımının tanınması yolundaki faaliyetler Erivan'dan değil,
diaspora Ermenileri tarafından yürütülüyor.
- Soykırım Türkiye tarafından tanınırsa, Ermenistan toprak ve tazminat
talebinde bulunmaz. Sadece, soykırımı kurbanları ile torunları şahsen
tazminat talebinde bulunabilirler.
- İki ülke ilişkilerinin düzelmesi ve sağlıklı bir zemine oturması için
Türkiye soykırımı gerçeğini resmen tanımalıdır. Bunun için dolaylı değil,
doğrudan diyalog gerekli.286
Bu açıklamalar, Koçaryan'ın bugüne kadar Türkiye'ye karşı izlediği
politik
çizgiyi
değiştirmediğini
ortaya
koyduğu
gibi,
gerçeklerle
de
bağdaşmıyor. Koçaryan sözde Ermeni soykırım konusunda daha ileri
giderek siyaset ve ahlak kurallarından uzak sorumsuz bir açıklama
yapmıştır. 2006 yılında Fransa’da düzenlenen Ermenistan yılı etkinliklerine
katılan Koçaryan, konuyla ilgili görüşlerini ‘Türkiye’nin soykırım iddialarını
tanıması bizim için ulusal güvenlik sorunudur. 1915’te olduğu gibi, işlediği
suçu kabul etmeyen bir komşuya sahibiz. Bu yapılanların tekrarlanma riski
var’287 şeklinde açıklamıştır. Koçaryan buna benzer görüşlerini Katar’ın El
285
Mehmet Ali Birand, “Hayır Başkan Yanıltıyorsunuz”, (Erişim) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/
goster/haber.aspx?id=5475526&p=2, 21 Kasım 2006.
286
Şükrü Elekdağ: “Koçaryan’ın Beyanları”, Milliyet, 5 Şubat 2001.
287
“Koçaryan: Türkiye Soykırım Yapabilir!”, (Erişim) http://www.iyibilgi.com/haber.php
?haber_id=14706, 20 Şubat 2007.
119
Cezire Haber Ajansı’na 28 Eylül 2006’da verdiği demeçte de tekrar
etmiştir.288
Sözde Ermeni soykırımının 90. yıldönümü arifesinde Dışişleri Bakanı
Vardan Oskanyan konuyla ilgili görüşlerini ‘Türkiye geçen yüzyılda işlediği
cinayeti itiraf etmek istemiyor, tam tersi her şey için Ermenistan’ı suçluyor.
Türkiye’nin bu gün daha sabırlı davranması gerekirken hücuma geçmesi de
anlaşılmazdır. Türkiye sadece kendi tarihini tahrif etmiyor, aynı zamanda
diğer devletlerden de bu konuyla ilgili görüşlerini değiştirmelerini talep
ediyor. Bana göre, soruna bu tür yaklaşım bumerang etkisi yaparak
Türkiye’ye zarar verecektir... Askeri olarak bugün çok daha güçlü olan
komşumuz Türkiye’nin soykırımı kabul etmemesi ve Dağlık Karabağ
sorununda Azerbaycan’ın yanında olması nedeniyle biz Türkiye’ye güven
duyamıyoruz.’ 289 şeklinde açıklamıştır.
Ermenistan Hükümeti’nin zaman zaman söyleyemediği görüşler
genellikle siyasi partiler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve araştırma
merkezleri tarafından dile getirilmektedir. Ermenistan Milli Demokratik Birliği
lideri Vazgen Manukyan Ermenistan-Türkiye ilişkilerini değerlendirirken
Türkiye’yi sözde soykırımla suçlamış, sınır kapılarının açılmasını talep
etmiş, aynı zamanda sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda
tanıtılması için Ermenistan’ın propaganda çalışmalarına devam etmenin
önemini
vurgulamıştır.290
Rusya
diasporasının
temsilcisi
Andranik
Migranyan da Manukyan ile aynı görüşleri paylaşmaktadır. Migranyan, 8
Mayıs 2004 tarihinde düzenlediği basın toplantısında Ermenistan Devlet
Başkanı Koçaryan’ın, ‘Bizim için soykırımın kabul edilmesi önemlidir. Toprak
ve tazminat talebi ise Ermenistan devletinin değil, diasporanın talebidir’
288
Ömer Engin Lütem, “Başkan Koçaryan’ın Görüşleri”, (Erişim) http://www.eraren.org/index.
php? page=makaleler&makaleno=481, 2 Ekim 2006.
289
Tigran Avetisyan, “V Preddverii 90-oy Godovşinı Genoçida Armyan”, Aravot, 14 Nisan 2005.
290
REGNUM HA, 19 Mayıs 2004.
120
şeklinde yaptığı açıklamayı doğru bulmadığını bildirmiş, ‘İki ülke arasında
diplomatik ilişkiler kurulduktan, sınır kapısı açıldıktan ve ekonomik ilişkiler
geliştikten sonra bile Ermenistan Hükümeti’nin ‘soykırım’ propagandası ve
Türkiye’den ‘soykırımı’ tanıma talebinden bir an bile olsun vazgeçmemesi
gerektiğini’ özellikle vurgulamıştır.
Sözde Ermeni soykırımı propagandası ile uğraşan ve özellikle
Hıristiyan dünyasında başarılı sonuçlar elde eden bir diğer kurum da Ermeni
kilisesidir. Kilikya Katogikosluğu Divanı Kilikya Baş patriği I. Aram İsveç
ziyaretinde
İsveç
Kilisesi’nin
düzenlediği
‘Soykırım
ve
Uzlaşma’
konferansında Katogikos, tarihi bellek ve ulusal kimliğin korunmasında
soykırımın önemi, affın ön şartları, uzlaşma ilkeleri ve bu süreçte kilisenin
rolüne ilişkin açıklamalarda bulunmuştur. Katogikos, Ermeni soykırımına
değinirken, Türkiye’nin sadece ahlaken Ermeni ‘soykırımını’ tanımasını
değil, ayrıca hukuki anlamda bunun bedelini Ermeni halkına ödemesi
gerektiğini ifade etmiştir.291
Türkiye’nin uluslararası alanda elde ettiği en küçük başarıyı bile
hazmedemeyen Ermenistan, sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda
propagandasında bütün imkânları kullanmaya çalışmaktadır. Bu bakımdan
ABD
ve
Avrupa’da
yaşayan
Ermeniler
sözde
Ermeni
soykırımı
propagandasında en önemli araçtır.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinde ciddi gelişmeler
sağladığı bir dönemde,292 Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diasporası
Türkiye’nin sözde Ermeni ‘soykırımını’ kabul etmesini AB tarafından tam
291
“Uzlaşmanın Önşartı Soykırımın Tanınması ve Adaletin Tesisidir”, Azg, 6 Ekim 2004.
“REUTER: Ermenistan, Türkiye AB’ye Üye Olduğunda Sınırı Yeniden Açacağını Umuyor”,
REUTER, 10 Aralık 2004.
292
121
üyelik için şart olarak ileri sürülmesi yönünde propaganda faaliyetlerini
güçlendirmiştir. Türkiye’nin AB üyelik sürecini engellemek için yoğun
faaliyette bulunan Hay Dat Komisyonu Avrupa Birliği Ofisi, 10 Haziran 2004
tarihindeki 25 ülkede Avrupa Parlamentosu seçimlerine adaylıklarını
koymuş olan 1354 adaydan Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği ve başka konular
hakkındaki görüşlerini almak istemiştir. Buna göre adaylardan:
-Türkiye’nin sözde soykırımı inkâr etmesi,
-Ermeni kültür ve sanat abidelerinin Türkiye’de planlı bir şekilde
dağıtılması,
-Türkiye’nin Ermenistan’a ekonomik ambargo uygulaması ve
-Avrupa Birliği’nin nihai sınırlarını nerede gördükleri konusunda görüş
bildirmelerini talep etmiştir.293
Bu yönde propaganda çalışmaları Ermenistan ve Ermeni diasporası
tarafından yapılmaktadır. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda ciddi adımlar
atması, hem Ermenistan Hükümeti ve diasporasını hem de Türkiye’nin
AB’ye tam üye olmasını istemeyen bazı ülkeleri oldukça rahatsız etmekte ve
Ermenilerin Türkiye’ye yönelik suçlamaları bu ülkeler tarafından tereddütsüz
bir şekilde kabul edilmektedir.
Taşnaksutyun Partisi Batı Avrupa Merkez Komitesi Başkanı Murat
Papazyan ve Fransa Sosyalist Partisi Genel Başkan Yardımcısı Franchois
Golland
3
Haziran
2004
tarihinde
Sosyalist
Parti
karargâhında
düzenledikleri basın toplantısında Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde sözde
soykırım faktörünün önemi ve Türkiye’nin ‘soykırımı’ kabul etmesi için
yapılması gereken işler konusunda görüşlerini dile getirmiş ve Ortak Bildiri
yayınlanmıştır. Bu bildiride:294
293
“Ofis Komissii Ay Data v Evrope Provodit Opros Sredi Kandidatov v Evroparlament”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=7051, 11 Haziran 2004.
294
“Soçpartiya Françii i ARF Daşnakçutyun Vıstupili s Sovmestnım Zayavleniem”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=6865, 4 Haziran 2004.
122
-Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini yerine getirmediği,295
-Türkiye’nin devlet yapısının AB üyeliğine uygun olmadığı,
-Ordunun iç ve dış politikada üstün konuma sahip olduğu,
-Demokratik değerlerin korunmadığı veya uygulanmadığı,
-Milli azınlıkların, özellikle Kürtlerin haklarının ihlal edildiği,
-Türkiye’nin Ermeni ‘soykırımını’ kabul etmediği,296
-Avrupa Parlamentosu’nun 18 Haziran 1987 yılında kabul ettiği sözde
Ermeni soykırımına ilişkin kararın Türkiye tarafından tanınmadığı ifade
edilmiştir.
Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diasporası özellikle 2 Kasım 2004
tarihinde ABD’de yapılacak Başkanlık seçimleri sürecinde daha aktif politika
izlemeye başlamıştır. ABD’deki Ermeni diasporasını temsil eden Ermeni
Milli Komitesi ve ABD Ermeni Asamblesi bu seçim sürecini ciddi şekilde
takip etmektedir. ABD’deki Ermeni cemaatinin başlıca amacı, adayların
sözde Ermeni soykırımı konusundaki yaklaşımlarına ve Dağlık Karabağ’ın
bağımsız devlet olarak tanınması konularında Ermeniler lehine karar
alınmasını sağlamaktır. Demokrat ve Cumhuriyet Partileri bu konular
hakkında kesin görüş bildirmemelerine rağmen, Ermenileri ilgilendiren
konularda işbirliği yapacaklarını ifade etmiştir.
ABD Hay Dat Ofisi Başkanı Kiro Manoyan Türkiye-Ermenistan
ilişkilerini değerlendirirken Ermeni toplumunun tarihsel nedenlerle Türkiye’yi
düşman ülke olarak algıladığını, Türkiye’nin 1915’te Ermenilere yaptığı
295
“Avrupa Parlamentosu’nun Solcuları, Ermenileri Himaye Ediyor”, Nethaber, 20 Ekim 2004.
“Тurçiya Doljna İzmenitsya i Priznat Svoyu Otvetstvennost za Genoçid: Kiro Manoyan”,
REGNUM HA 24 Nisan 2007; “Pridet Den Rasplatı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/
index.php?sub=news_ arm&id=30248, 24 Nisan 2007; “Tureçskie Pravozaşitniki Prizıvayut
İzvinitsya Pered Armyanskim Narodom”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?
sub=news_arm&id=30260, 25 Nisan 2007; “Vardan Oskanyan: İstoriya Ne Vsegda Daet
Çeloveçstvu Vtoroy Şans, No u Nas On Est”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=30310, 27 Nisan 2007; “Posol
Armenii vo Françii: Priznanie Genoçida Armyan Neobkhodimo v Pervuyu Oçered Samoy Turçii”,
ArmİNFO, 25 Mayıs 2007; “Genoçid Armyan: Tureçskogo Pisatelya i Deputata Zulfu Livaneli
Nazıvayut “Vtorım Orkhanom Pamukom”, PanARMENIAN.Net, 4 Haziran 2007.
296
123
‘soykırımın’ tarihte kalmadığını, yakın geçmişe kadar devam ettiğini, sadece
Batı Ermenistan’ın değil, Doğu Ermenistan topraklarının bir bölümünün de
Türkiye tarafından işgal edildiğini ifade etmiştir. ‘Soykırımın’ uluslararası
alanda ve Türkiye tarafından kabul edilmesi gerektiği yönünde çalışmalara
devam ettiklerini bildiren Manoyan, bununla sadece manevi açıdan tatmin
olmakla yetinmeyeceklerini, arkasından tazminat konusunun gündeme
geleceğini, ‘soykırımın’ Ermeniler için geçmişin değil, geleceğin sorunu
olduğunu vurgulamıştır.297
Manoyan, 23 Mart 2004 tarihinde Erivan Devlet Üniversitesi
Şarkşünaslar Derneği’nin düzenlediği ‘Ermeni Meselesinin Öğrenilmesi’ adlı
toplantıda konu ile ilgili değerlendirmede bulunmuştur. Manoyan, Hay Dat
Komisyonu’nun başlıca amacının, ‘soykırımın’ tanınması, Dağlık Karabağ ve
Cevaheti Ermenilerinin haklarının savunması olduğunu dile getirmiştir.
Soykırımın uluslararası alanda tanınması konusunda ciddi başarılar elde
ettiklerini ve bu yönde propaganda çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan
Manoyan, Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu’nun faaliyetinden ciddi
endişe duyduklarını bildirmiştir. Bu Komisyonun faaliyetine prensip itibarıyla
karşı olmadıklarını ancak görüşmelerde ‘soykırım’ konusunun ele alınmadığı
gerekçesiyle sonuç olarak Ermeni Davası’na zarar verdiğini ifade etmiştir.
Manoyan, Hay Dat Komisyonu olarak başlıca hedeflerinin Türkiye’nin
‘soykırımı’ kabul etmesini sağlamak olduğunu dile getirerek, özellikle
uluslararası sivil toplum örgütleri ve Avrupa Birliği çerçevesinde başarılı bir
propaganda ile Türkiye’ye baskı uyguladıklarını vurgulamıştır. ‘Soykırımın’
Türkiye tarafından kabul edilmesinden sonra ise maddi ve manevi tazminat
konusunun gündeme taşınacağını ve bu yöndeki çalışmaların başarı ile
sonuçlanacağına inandığını bildirmiştir.298
297
“Armyane SŞA za Djona Kerri”, REGNUM HA, 9 Ağustos 2004; “Problema Normalizaçii
Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy Zaklyuçaetsya ne Tolko v Priznannie Genoçida”,
PanARMENIAN.Net, 7 Ağustos 2007.
298
“Turçiya Doljna Vozmestit i Moralnıy i Materialnıy Uşerb”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/
index.php?sub=news_arm&id=4895, 23 Mart 2004.
124
Sözde Ermeni soykırımı meselesini Ermeni halkının milli birlik ve
beraberliğinin, dayanışmasının, işbirliğinin ve Ermenistan dış politikasının
köşe taşı olarak gören hükümet, iddialarının uluslararası kamuoyu
tarafından kabul edilmesi için verdiği destekle Ermenistan Milli Bilimler
Akademisi
ve
Dünya
Ermenileri
Birliği
‘kanıtlar
paketi’
hazırlama
çalışmalarına başlamıştır. Bu amaçla Dünya Ermenileri Birliği, Ermenistan
Milli Bilimler Akademisi salonunda 6-7 Mayıs 2004 tarihinde ‘ErmenistanTürkiye İlişkilerinin Normalleşmesinde Soykırım Faktörü’ adlı konferans
düzenlemiştir. Dünya Ermenileri Birliği Başkanı Ara Abramyan düzenlediği
basın toplantısında konferansa Ermenistan, Almanya, Yunanistan, Fransa,
İtalya, ABD, Rusya, Avusturya, Kanada ve İsviçre’den “soykırım” konusunda
uzmanların katılacağını açıklamıştır.
Konferansın başlıca amacı Ermenilerin iddiasını uluslararası hukuk
kuralları çerçevesinde tanımlamak ve dünya kamuoyuna duyurmaktır. Bu
amaçla, konferans sonucunda konunun daha geniş bir şekilde öğrenilmesi
için konunun uzmanlarından oluşan özel bir komisyonun kurulmasına karar
verilmiştir. Bu komisyon çalışmaları sonucunda elde edilen belgeler ve
hukuki değerlendirmeler Ermenistan’ın sözde soykırımın uluslararası alanda
tanıtılması için resmi belge ve kaynak teşkil edecektir. Bu kaynaklara
dayanarak
baskılarla
yapılan
karşılaşan
çalışmalar
sonucunda
Türkiye’ye
sözde
uluslararası
soykırımın
alanda
kabul
ciddi
ettirilmesi
amaçlanmıştır.
Konu ile ilgili görüşlerini açıklayan Andranik Migranyan, bu konferansın
düzenlenmesinin Ermenistan’a uluslararası alanda destek sağlayacağına
inandığını
bildirmiştir.299
Ermeni
‘soykırımının’
uluslararası
alanda
tanınmasının, Türkiye’nin de ‘soykırımı’ tanıması yönünde ciddi etkisi
299
“Politolog Andranik Migranyan o Prespektivakh Priznaniya Genoçide Armyan Mejdunarodnım
Soobşestvom i Turçiey”, REGNUM HA, 6 Haziran 2004.
125
olacağını ifade eden Migranyan, Türkiye’den toprak ve tazminat talep
edilmesi gerektiğini de savunmuş ancak bu konuda hem Ermeni diasporası
hem de Ermenistan devletinin değişik görüşleri olduğunu ve henüz ortak
paydaya gelinmediğini dile getirmiştir.300
Ermenistan Hükümeti Türkiye ile ilişkilerin başlanması ve geliştirilmesi
için hiç bir zaman somut adım atmamıştır. Uluslararası kamuoyu karşısında
yapıcı tutum sergilemeye çalışan Ermenistan bu konuda istekli olduğunu
bildirse de, pratikte Türk resmileri ile görüşmekten ve sorunları tartışmaktan
kaçınmıştır. Ermenistan devleti asılsız soykırım iddialarını kanıtlaya
bilmemektedir. Bunun için öncelikle sivil toplum teşkilatlarını ve özel olarak
kurulan komisyonları müzakere sürecine dâhil ederek anlaşmaya çalışan
taraf imajı oluşturmak istemiştir. Bu bağlamda Türk-Ermeni Uzlaştırma
Komisyonu’nun301 kurulmasını örnek göstermek mümkündür. Ancak bu
300
“Armyane Planiruyut Sobrat “Polnıy Paket Dokazatelstv” Genoçida 1915 Goda Osmanskoy
Turçii”, REGNUM HA, 5 Haziran 2004.
301
Hükümetler arası görüşmelerle aşılamayan sorunların “sivil diplomasi” yoluyla aşılması
amacıyla, Ağustos 2001’de kurulan TARC’ın altı Türk, dört Ermeni üyesi var. Uzlaşma
Komisyonu, çatışmaları önleme uzmanı Amerikalı David L. Philips’in girişimi ile oluşturuldu. Türk
tarafı adına emekli büyükelçiler Gündüz Aktan, Özdem Sanberk ve eski Dışişleri Bakanı emekli
Büyükelçi İlter Türkmen ile emekli Korgeneral Şadi Ergüvenç ve siyaset bilimci Prof. Üstün
Ergüder katıldı. Prof. Vamık Volkan da, komisyona New York’tan katıldı.
Ermeni kanadında da eski Dışişleri Bakanı Alexander Arzoumanian, Prof. David
Hovhannissian ve iki diaspora Ermenisi yer aldı. Amerikan Ermeni Kongresi Başkanı Van Z.
Krikorian, soykırımının daha iyi anlaşılabilmesi için kurulan Ermenistan Milli Enstitüsü’nün (ANI)
de yönetim kurulu üyesi. Ermenilerin en kalabalık diasporaya sahip oldukları Rusya da
unutulmamış ve komisyona Boris Yeltsin’in devlet başkanı iken danışmanlığını yapan Andranik
Migranyen dâhil edilmiştir. Migranyen, Rusya diasporası içinde nüfuzlu isimler arasında sayılıyor.
TARC’ın kurulmasında esas rolü oynayan David L. Philips, ABD”nin en seçkin düşünce
kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin (Council On Foreign Relations-CFR) Önleyici Eylem
Merkezi’nin başkan yardımcısıdır. Eski Başkan Bill Clinton döneminde Dışişleri Bakanlığı’nda
danışman olan Philips’e, uzlaşma girişimi konusunda Dışişleri Bakan Yardımcısı (eski Ankara
Büyükelçisi) Marc Grossman tavsiyede bulunmuştur. Türk-Ermeni sivil diplomasi girişimi,
TARC’ın yanı sıra öğretim görevlilerinin değişimi, Türkiye ve Ermenistan”da karşılıklı
algılamaların araştırılması, medya işbirliğinin desteklenmesi, kültürel değişimler gibi girişimleri
kapsamaktadır. Bütün bu çalışmaları ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikan Üniversitesi Küresel
Barış Merkezi üzerinden finanse ediyor. Barış Merkezi’nin başkanı da bizzat Philips’in kendisi.
Bkz: Erhan Başyurt, “Sivil diplomasiye “soykırımı” oyunu”, Aksiyon, sayı: 538, (Erişim)
http://www.aksiyon.com.tr/yazdir.php?id=20550, 28 Mart 2005; TEUK hakkında ayrıntılı bilgi için
bkz: David L. Phillips, Unsilencing the Past-Track Two Diplomacy and Turkish-Armenian
Reconciliation, Berghahn Books, New York, 2005; “ARF Bureau Declaration Regarding the
Turkish-Armenian Reconciliation Commission”, Asbarez, 14 Temmuz 2001.
126
Komisyon’da da Ermenistan resmen temsil olunmasa da, diaspora
temsilcilerini görüşmelerde yetkili kılmıştır.
İki ülke arasındaki sorunların çözülmesi için her iki ülkenin eski
bürokratları (6’sı Türk 4’ü Ermeni) tarafından kurulan ve Türk-Ermeni
Uzlaştırma Komisyonu olarak bilinen bir grup tarafından 9 Temmuz 2001
yılında müzakerelere başlamıştır. Türkiye ve Ermenistan arasında ilişkilerin
geliştirilmesi, sivil toplum örgütleri arasında, ekonomik, kültürel, turizm,
eğitim araştırma ve başka alanlarda işbirliğinin sağlanması konuları
Uzlaştırma Komisyonu’nun Terms of Reference adlı belgede açıklanmıştır.
Sözde ‘soykırım’ ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali
meselesi üzerinde uzlaşmanın çok zor olduğu göz önünde bulundurularak
görüşmelerin önünü tıkamamsı için bu konuların daha sonraki görüşmelerde
ele alınmasına karar verilmiştir.302 Komisyon faaliyete başladıktan sonra
başta Ermeni diasporası olmak üzere Ermenistan’daki birçok siyasi parti ve
sivil toplum kuruluşları komisyona katılan Ermeni temsilcileri kınamıştır. Bu
kuruluşların başlıca endişesi, komisyonun yukarıda ifade edilen konular
üzerinde anlaşma sağlamasından sonra Ermeni diasporası arasındaki görüş
ayrılığının daha da derinleşmesi olmuştur. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı
Uzlaştırma
Komisyonu303
ile
ilgili
yaptığı
açıklamada
sivil
girişimi
desteklediklerini ifade etse de daha sonra Taşnaksutyun Partisi ve diğer
örgütlerin tepki göstermeleri üzerine komisyonun kurulmasından habersiz
olduklarını bildirmiştir. Uzlaştırma Komisyonu 2001 yılı sonlarına kadar
302
Markar Eseyan, “Barış Aritmetiği”, Agos, sayı 277, 20 Temmuz 2001, s. 9; Emil Danielyan,
“Genocide Study Row Leaves Turkish-Armenian Panel In Limbo”, RFE/RL, Armenian Report, 12
Aralık 2001; Gündüz Aktan, “Kuğunun Ölümü”, Radikal, 8 Ocak 2002; Barışma Komisyonunun
dağılması ile ilgili olarak bakınız: Gündüz Aktan, “Why Can Not It Be?”, Turkish Daily News, 9
Ocak 2002; Semih İdiz, “The Blood Feud Goes On”, Turkish News, 14 Aralık 2001; Taner
Akçam, “TARC Niçin Başarısız Oldu?”, Agos, 21 Aralık 2001; Saadet Oruç, “Will TurkishArmenian Dialogue Remain As a Memory of the Year 2001?”, Turkish Daily News, 9 Ocak 2002.
303
Tatul Hakobyan, “Ermeni-Türk Barış Komisyonu’nun Baş İlkesi İlkesizliktir”, Azg, 3 Ekim
2001.
127
görüşmelere devam etmiş, ancak 11 Aralık 2001 tarihinde Ermeni
temsilcilerin komisyondan çekildiklerini açıklamaları ile görüşmeler sona
ermiştir.
Uzun bir aradan sonra Uzlaştırma Komisyonu 12–14 Ocak 2004
tarihleri arasında Londra’da görüşmelere yeniden başlamıştır. Görüşme
sonrasında yapılan açıklamada yukarıda ifade edilen konular üzerinde
görüşmelerin
devam
ettiği
açıklanmıştır.
Komisyonun
bir
sonraki
toplantısının Erivan’da yapılması teklifi görüşülürken Ermeni temsilciler Türk
heyetinin Ermenistan’a geldiğinde görüşmelere başlamadan önce soykırım
anıtını ve müzesini ziyaret etmelerini şart koşmalarına Türk temsilcilerin
itiraz
etmiş
ve
sonuçta
Erivan
toplantısı
hakkında
anlaşma
sağlanmamıştır.304 Uzun müzakerelerden sonra görüşmelere Mayıs 2004
tarihinde Ankara veya Moskova’da devam edilmesi konusunda mutabakata
varılmıştır. Ancak Moskova görüşmesinin hemen ardından Komisyon yaptığı
açıklamada kendisini feshettiğini bildirmiştir.305 Komisyon üyeleri TürkErmeni Uzlaştırma Komisyonu çerçevesinde görüşmeyeceklerini açıklasalar
da Harvard’da Çatışmaların Çözüm Merkezi’nde konu ile ilgili forum
düzenleyeceklerini bildirmiştir.
İki ülke arasındaki ilişkilerin kurulması ve geliştirilmesini amaçlayan
komisyon bu konuda hiçbir başarı elde edemeden dağılmış, Türkiye’nin
diyalog çağrısını değerlendirmek istemeyen Ermenistan Hükümeti ve
kamuoyu ise Türkiye karşıtı politika uygulayarak sözde Ermeni soykırımının
propagandasına devam etmektedir. Komisyon çalışmalarının sona ermesi
Türkiye ve Ermenistan’ın yanı sıra ABD’nin de başarısızlığının bir
göstergesidir.
304
ABD
Dışişleri
Bakanlığı’nın
arabuluculuk
girişimleri
“Predsoyaşaya Vsterça Tureçsko-Armyanskoy Komissii Po Primireniyu-v Erevane?”, Azg, 23
Ocak 2004.
305
“Komissiya Po Primireniyu Samoraspustilas, Tak i Ne Primiriv Armyan i Turok”,
PanARMENIAN.Net, 20 Nisan 2004.
128
başarısızlıkla sonuçlanmış ve bir ilerleme kaydedilmemiştir. Bu durum
özellikle
sözde
Ermeni
soykırımı
konusunda
ABD’nin
girişimlerinin
Ermenistan tarafından olumlu karşılanmadığını kanıtlamaktadır.
2. 1. 3. Tanınma
Ermeniler soykırıma uğradıklarının son seksen yılda yayınladıkları
binlerce kitap ve makale ile propagandasını yaparak Yahudi holokostundan
da önce yapılmış soykırım olarak dünyaya kabul ettirmeye çalışmıştır.
‘Ermenilerin bu çabalarının bir noktadan sonra Ermeni tezinde kendi ulusal
menfaatleri doğrultusunda faydalanmak isteyen ve tarihte ilk soykırımı
gerçekleştiren halk olma durumundan kurtulmak isteyen Almanya tarafından
desteklenirken, Ermeni sorunu kendi politik kültürünün aşamadığı bir
parçası olan Fransa tarafından da hoşgörü ile kabul edilmiştir. Ermeni lobisi
böylece Batı dünyasında Ermeni tezini genel ve Yahudi soykırımı gibi bir
gerçek olarak kabul ettirmeyi başarmıştır.’306 Bu propaganda 1980’li yılların
sonlarına kadar genelde diaspora tarafından gerçekleşse de, Ermenistan’ın
bağımsızlık elde etmesinin ardından Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını
kabul etmesi bağlamında Ermeni propagandası daha da genişlemiştir.
1990’ların sonu 2000’lerin başında Türkiye’de Ermeni tezini destekleyen 25
kitap çıkmış ve en ufak bir tepki görmeden satılmıştır.
Ermenistan Hükümeti ve Ermeni diasporası Türkiye’de ve yurtdışında
yaşayan ve ‘Ermeni soykırımını’ kabul eden Türk vatandaşlarını son yıllarda
sözde Ermeni soykırımının uluslararası alanda tanıtılması için bir araç
olarak kullanmaktadır. Bu tür bir propaganda özellikle Avrupa ve ABD’de
daha inandırıcı gözükmektedir. Kendilerini Türk vatandaşı ve milliyetçe Türk
306
Ümit Özdağ, “Yayına Başlarken”, Ermeni Araştırmaları, sayı 1, Mart-Nisan-Mayıs 2001, s. 4.
129
olarak tanıtan bu kişiler-Taner Akçam307, Halil Berktay308, Ali Ertem309,
Hülya Engin310, Doğan Ahanli ve Zülfü Livaneli311 Türkiye’nin 1915 yılında
Ermenilere karşı ‘soykırım’ yapıldığını kabul etmesi gerektiğini dile
getirmekle Ermenilerin tezini savunmaktadırlar.312 Yukarıda adı geçen
kişilerin bu konudaki bütün görüşleri, yazdıkları kitap ve makaleleri kısa
sürede Ermeniler tarafından yabancı dillere tercüme edilerek Avrupa ve
ABD’de yayınlanmaktadır. Yılmaz Karakoyunlu’nun kaleme aldığı ‘Salkım
Hanımın Taneleri’ romanının beyaz perdeye aktarılmasında da Türkiye’deki
Ermeni diasporasının ciddi lobi çalışmalarının olduğu bilinmektedir313.
Türkiye’nin
azınlıklara
yönelik
hoşgörüsünü
eleştiren
filmin
yapım
masraflarının Kültür Bakanlığı tarafından karşılanması da ilginçtir. Orhan
Pamuk’un ‘Türkler 30 bin Kürdü ve 1,5 milyon Ermeniyi katletti314’ ifadesiyle
bir anda dünya kamuoyunun gündemine oturması, Nobel Ödülü’nü ve birçok
‘demokrasi ve insan haklarını savunan’ uluslararası kuruluşların ödüllerini
alması, Batı dünyasının Türkiye’ye yönelik ‘haçlı seferlerinin’ devamı ve
Ermenistan dış politikasının başarısı gibi değerlendirilebilir.
307
Ermeni Tabusu Aralanırken, Su Yayınları, 2000; Insan hakları ve Ermeni sorunu: Ittihat
ve Terakki”den Kurtulus Savası”na, Imge Kitabevi, 1. bs., 1999; Türk Ulusal Kimliği ve
Ermeni Sorunu, İstanbul, İletisim Yayınları, 4. bs., Kasım 1995; “Dialogue Across an
International Divide: Essays Towards a Turkish-Armenian Dialogue”, The Zoryan Institute, 2001;
Cem Fakir, “Ermeni sorunu (2): Belgeler”, (Erişim) NTV-MSNBC, 27 Mart 2006; “Akçam
“potansiyel tehdit” için AİHM’e gidiyor”, NTV-MSNBC, 23 Haziran 2007.
308
Derya Sazak, “Tehcir Kanunu Etnik Temizlik”, Milliyet, 07 Mart 2005; Davut Şahiner,
“Berktay, “Etnik Temizlik” ve Tarihçilik”, (Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/
makale.php?id=69, 9 Mart 2005; Kürşat Bumin, “Halil Berktay’ı Okurken”, Yeni Şafak, 4-5 Mayıs
2004.
309
Ali Ertem, “24 Nisan 1915 Ermeni-Süryani Soykırımının 89. Yil Dönümü Nedeniyle Insan
Haklarina Saygılı Türkiyeli Demokratik Kurumlara ve Sahsiyetlere Çagri”, Frankfurt, Mart 2004,
(Erişim) http://lalettre.hayway.org/protected/communique00010082.html, 30 Temmuz 2007.
310
“1915/16 yılındaki Ermeni Soykırımıyla İlgili Fotoğraf Sergisi”, (Erişim) http://tuday.de/turkce/
etkinlikler/soykirim_ve_izdusumleri_program.htm
311
Benny Ziffer, “Muslim moderate”, (Erişim) http://www.haaretz.com/hasen/spages/858176.html,
May 17, 2007, “Tureçskiy Jurnalist Stavit Ostrıye Voprosı”,
(Erişim) www.genocide.ru/week/00014. html
312
Lilit Grigoryan, “V Turçii Uje İdet Sereznıy Dialog o Genoçide”, Azg, 6 Mayıs 2003.
313
“Salkım Hanımın Taneleri Tartışması”, (Erişim) http://www.intersinema.com/sinema-haberleri/
haber_966.asp, 04 Aralık 2001, http://www.ntvmsnbc.com/news/122548.asp; “Salkım Hanım
İktidarı Böldü”, (Erişim) http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2001/11/28/56027.asp
314
“Yazar Orhan Pamuk. Türkiye’yi Karalayan Yazıları”, (Erişim) http://www.bolsohays.com/
haberac.asp?referans=4900, 28 Temmuz 2007.
130
Ermenistan Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum teşkilatlarını,
araştırma
merkezlerini
ve
birçok
ünlü
gazetecileri
kendi
görüşleri
doğrultusunda haberler yaymaya ve sözde Ermeni soykırımı konusunda
Türkiye’yi suçlayan mahiyette konferans ve sempozyumlar düzenlemeye
ikna edebiliyor. Boğaziçi Üniversitesi ‘İmparatorluğun Çöküş Döneminde
Osmanlı Ermenileri’ başlıklı 25 Mayıs 2005 tarihli konferans düzenlemeyi
amaçlamıştı. Bu konuyu kamuoyunun dikkatine getiren Milliyet gazetesi
yayımladığı haberde: ‘Boğaziçi Üniversitesinde Ermeni soykırımı iddialarıyla
ilgili olarak geniş katılımlı bir konferans düzenleniyor. Düzenleyiciler, Bilgi
Üniversitesi’nden Murat Belge, Sabancı Üniversitesi’nden Halil Berktay ve
Boğaziçi Üniversitesi’nden Selim Deringil. Konferanstaki konuşmacıların
hemen tümü Ermeni soykırımının varlığını iddia eden ya da bu konuda
resmi tezleri sorgulayan isimler. Düzenleyiciler, demokrat olma iddiasında
kişiler; ama konferansta, soykırımı olmadığı tezini savunacak isimler yok.315’
Konferans programında bu etkinliğin amacının ‘Ülkemizin tarihindeki bu
trajik olay konusunda doğrudan doğruya Türkiye'nin kendi bilim ve düşünce
insanlarının, resmi tezlerden farklı seslerini topluca yükseltmeleri ve
katkılarını ortaya koymaktır’ şeklinde açıklanması Türkiye’de sözde Ermeni
soykırımı konusunda kamuoyunun ikiye bölünmesinin başlangıcı olarak
değerlendirilebilir. ‘Bu konferans düzenleyicileri, devletin tarih konusunda
görüş açıklaması yanlıştır noktasından hareketle, resmi tez sözcüklerine,
Türk Devletinin inkârcı görüşü anlamını yüklüyorlar ama aynı zevat, Ermeni
Devletinin tezlerinin avukatlığını yapmakta hiçbir beis görmüyor’.316 Bu
konferans Türk basınında tartışıldığı zaman hükümet konuyla ilgili net tavır
sergilememiştir.317 AKP Hükümeti Ermeni meselesi konusunda her zaman
çelişkili açıklamalarda bulunmuştur. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in ‘Bu Türk
milletini arkadan hançerlemektir’ dediği konferansın bizzat Başbakan
315
Ömer Erbil, “Tartışılan Konferans”, Milliyet, 21 Mayıs 2005; “Alternatif Ermeni Konferansı”,
Milliyet, 20 Mayıs 2005.
316
“TBMM’de Ermeni Konferansı Konulu 24 Mayıs Tartışmaları Tutanağı”, 24 Mayıs 2005, Millet
vekili Şükrü Elekdağ’ın konuşmasından, (Erişim) http://www.hyetert.com/yazi3.asp?s=0&AltYazi
=Makaleler%20%5C%3E%20Genel&Id=222&DilId=1, 30 Temmuz 2007.
317
Hasan Ünal, ‘Ne Hallere Düştük’, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1
=2&yazi=526, 30 Eylül 2005.
131
Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından desteklenmesi,
Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi Rektörüne, ‘Ertelenmesine Avrupa’dan
büyük tepkiler gelen konferansın, AB ile tam üyelik müzakerelerinin
başlayacağı
3
Ekim’den
önce
düzenlenmesinin
yararlı
olacağını’
vurgulaması, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün ise ‘programım uygun olursa
böyle geniş katılımlı bir konferansa prensip olarak katılabilirim,’318 söylemesi
hükümetin sözde Ermeni soykırımı konusunda ne derecede sorumsuz
davrandığını göstermektedir. Kamuoyunun baskılarından sonra Boğaziçi
Üniversitesi konferansı iptal ettiğini açıklamıştır.319
Ermenistan özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren Türkiye’de
Ermeni soykırımını savunan ve kabul eden kişi ve kuruluşları tespit ederek
bu konuda daha ciddi çalışmaktadır. Bu bağlamda sözde Ermeni
soykırımının 90. yıldönümü 2005’te Ermenistan’da ve dünyanın birçok
ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de anılmıştır. 24 Nisan 2005 tarihinde
Türkiye İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, yaptığı bir açıklamada
soykırıma uğramış Ermeni halkının acılarını paylaştığını dile getirmiş ve
derneğin İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin görüşlerini ‘Bugün acılı bir
günü yaşıyoruz. İHD olarak Ermeni halkının acılarını paylaşıyoruz. Acınız
bizim acımızdır. Bir daha hiç tekrarlanmaması için, yaşananları biz de hiç
unutmayacağız diyoruz.320’ şeklinde ifade etmiştir.
DEHAP, SDP ve EP temsilcilerinin de katıldığı toplantıda Keskin daha
da ileri giderek ‘20. yüzyılın başında Anadolu nüfusunun yüzde 20’si
318
Murat Çabaş, “Boğaziçi’nde Bir Soykırım Rüzgarı”, (Erişim) http://www.yenimesaj.com.tr/
index.php?haberno=5012889&tarih=2005-01-23, 23 Ocak 2005.
319
Ayça Abakan, “Uzmanlar Ermeni Soykırımı İddialarını Tartışamadı”,
(Erişim) http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2005/05/050525_armenian_conference.shtml, 5
Mayıs 2005.
320
“Türkiye İnsan Haklar Derneğinin Ermeni Soykırımına İlişkin Taziye Açıklaması”, Azg, 26
Nisan 2005.
132
gayrimüslimken bu oran bugün binde 2’lere düşmüştür’321 demiş ve Türkiye
Cumhuriyeti’ni suçlamıştır. Sözde Ermeni soykırımını kabul eden bilim
adamlarına devlet tarafından baskı uygulandığını öne süren Keskin, bir grup
tarihçinin de devletin tezini savunmaları için görevlendirildiğini iddia etmiştir.
Ayrıca kendisini ‘soykırım propaganda getiriminden’ siyasi ve maddi pay
almak isteyen bazı sözde aydın ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinden biri
olan Avrupa Türk İşçileri Konfederasyonu Başkanı Özgür Can, düzenlediği
basın toplantısında 1915’te Ermenilere yapılmış soykırımdan dolayı ‘zavallı’
ve ‘mağdur’ Ermenilere taziyelerini sunmuş ve Türkiye’nin Ermeni halkından
özür dilemesi gerektiğini bildirmiştir. Basın toplantısına katılan Uluslararası
Kültür Değişimi Federasyonu Başkanı Yasar Arif, Can’ın görüşlerini
paylaştığını bildirmiş ve İstanbul’da Ermeni soykırım anıtı dikilmesini teklif
etmiştir.322 Bu teklif Avrupa Parlamentosu üyesi Cem Özdemir tarafından da
desteklenmiştir.323 Türkiye’de siyasiler, bilim adamları, sanatçılar, yazarlar
ve sivil toplum örgütleri sözde Ermeni soykırımını kabul ettiklerini bildirerek
‘Nobel
Ödülü’ne
ve
çeşitli
demokrasi
ödüllerine
sahip
olurken,
Ermenistan’da soykırımın aksini savunmak ve bu konuda konferanslar
düzenlemek mümkün değildir.324 Ayrıca Ermenistan, Ermeni diasporası ve
sözde Ermeni soykırımını tanıyan devletler de Türk arşivlerinin açık
olduğunu bildikleri halde kapalı olduğunu dünya kamuoyuna duyurarak gayri
ahlaki bir politika yürütmektedirler.
321
a.g.m.,
“Тurki Prizıvayut Postroit v Stambule Memorial Jertv Genoçida Armyan”, REGNUM HA, 25
Nisan 2005.
323
“Çlen Frakçii Zelenıx Evroparlamenta: “Armyane Doljnı İmet Svoy Pomyatnik Turçii”,
REGNUM HA, 4 Mayıs 2005.
324
Bu iddianın desteklenmesi açısından bkz: Turhan Çömez, “Ermenistan Ne Düşünüyor?”,
Akşam, 15 Haziran 2005; Hatem Cabbarlı, “Sakın Kimse Duymasın... Türkler Ermenilere
Soykırım Yapmadı”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=3&yazi=392, 17 Haziran
2005.
322
133
Ermenistan sözde Ermeni soykırımı ve sınırların açılması konusunda
Türkiye’nin devlet gururu ve onurunu alay konusu ederken,325 Türkiye,
çaresiz ve şaşkın bir şekilde Ermeni kiliselerinin ortaya çıkarılıp tamir
edilmesi ile umutsuz bir şekilde Ermenistan’ın ve Hıristiyan dünyasının
gönlünü hoş etmeye çalışmaktadır. Türk Dışişleri Bakanlığı bununla Ermeni
propagandasının
karşısını
alabileceklerini
umsalar
da,
tam
tersine,
Ermenistan Türkiye’nin bu tutumunu geri adım olarak değerlendirmekte ve
bütün cephe boyu hücumlarını güçlendirmektedir. Bu konuda Türkiye’deki
bazı
medya
organları
da
Ermenistan’ı
haklı
çıkaracak
ortamı
hazırlamaktadır.326
Ermenistan’ın tamir edilen Aktamar Kilisesi’ne Haç koyulmadı iddiasını
destekleyen bazı önde gelen Türk medyası Türkiye’yi sıkıntıya sokan sözde
Ermeni soykırımı propagandasına karşı da nedense aynı duyarlılığı
göstermemektedir. Sözde Ermeni ve Kürt soykırımını savunarak Nobel
ödülünü almak için kuyruğa giren birçok Türk aydını çeşitli üniversite ve
vakıflarda Türkiye’nin aleyhine sözde Ermeni soykırımını tartışabiliyorsa,
demokrasi ve hak eşitliği çerçevesinde benzer konferansın neden
Ermenistan’da düzenlenmediğini sorgulamamaktadır. Türkiye sözde Ermeni
soykırımı konusunda uluslararası alanda değil, kendi kamuoyuna yönelik de
başarısız politika izlemektedir. Bu oldukça önemli bir konudur ve Türk
Hükümeti’nin duyarsızlığı Ermenistan ve destekçi devletleri tarafından
propaganda mekanizmasında düzenli olarak kullanılırsa, fikri temelde
Türkiye kamuoyunu ikiye bölebilir.327
325
Aktamar kilisesinin açılışına gelen Ermeni temsilciler Kars’ı ziyaret ederken, ilin geri
kalmışlığını “Kars, bizim için ilginç ve enteresan bir ortaçağ kentidir.” demiştir. “Ermenistan’dan
20 Kişilik Aktamar Heyeti Kars’ı Görünce Ne Dedi?”, Zaman, 28 Mart 2007.
326
Hatem Cabbarlı, “Sözde Ermeni Soykırımı: Türkiye Psikolojik Bunalımda Mı?” Dunya
Gündemi, 22-29 Nisan 2007, s. 7.
327
“Маnoyan:Mejdunarodnoe Priznaniye Genoçida Armyan İzmenit Vnutripolitiçeskuyu Situaçiyu
v Turçii”, REGNUM HA, 22 Ekim 2006.
134
Türk Hükümeti sadece Avrupa ve ABD’deki sözde Ermeni soykırımı
propagandasına değil, aynı zamanda Türkiye’de yürütülen propaganda
faaliyetlerine karşı koyamamaktadır. Hükümetin, sözde Ermeni soykırımı
konusunu kökünden reddetmesi gerekirken, uluslararası alanda sözde
Ermeni soykırımı konusunun tartışıldığı bir zamanda Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın, 13 Nisan 2005 tarihinde ‘1915 olaylarıyla ilgili gerçeklerin
araştırılması için iki ülkeden tarihçilerin ve diğer uzmanların da katılımıyla
araştırma komisyonu kurulması’ yönündeki teklifine, Erivan’ın ‘önce siyasi
diyalog kurulsun’ şeklinde karşılık vermesi diyalogun başlanmasına olanak
sağlamadı.328 AKP Hükümeti ve genelde bütün Türk Hükümeti’nin
‘tartışılacak hiçbir şey yoktur, Osmanlıda Ermenilere soykırım yapılmamıştır’
tezini savunması gerekirken, her hangi bir tartışmayı kabul etmesi
Ermenileri haklı çıkarmakta ve asılsız Ermeni iddialarını peşinen kabul ettiği
anlamına gelmektedir.
2. 1. 4. Tazminat
Yaklaşık yüz yıllık sözde Ermeni soykırımı propagandası çerçevesinde
Ermeniler tazminat konusunu 1990’lı yılların sonlarına kadar güdeme
taşımamıştır.329
Aslında konunun gündeme taşınmaması Ermenilerin
tazminat talep etmeyeceği anlamına gelmiyor. Bu, planlı ve koordineli bir
şekilde uygulanan tanıtma, tanınma, tazminat ve toprak talebinin üçüncü
aşamasıdır ve daha resmi olarak bu aşamaya başlanılmamıştır. Ama zaman
zaman Ermenistan ve Avrupa basınında tazminat konusunda yayımlanan
haberlerle uluslararası ve Türkiye kamuoyu bu konuya alıştırılmaktadır.
Ermenistan devleti resmi olarak sözde Ermeni soykırımı kurbanları için
tazminat talebinde bulunmasa da, bu isteğini genelde Taşnaksutyun Partisi
başta olmak üzere diğer milliyetçi partiler, gruplar ve diaspora aracılığı ile
328
“Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü”, (Erişim) http://www.anadolu.be/ermeni/ermeni.html
“İntervyu Armena Khanbabayana s Doktorom Yuridiçeskikh Nauk Professorom Yuriem
Barsegovım”, (Erişim) http://armenianhouse.org/barsegov/also-ru/khanbabyan.html
329
135
gündemde tutmaya çalışmaktadır.330 Hükümet, tazminat talebinin sözde
soykırım kurbanlarının
olduğunu
bildirerek
bildirmiştir.331
torunlarının
dolayısıyla
Nitekim
Dışişleri
bu
ve
diaspora
konuda
Bakanı
Ermenilerinin
onları
Vardan
hakkı
destekleyeceğini
Oskanyan
tazminat
konusunun bugün gündemde olmadığını, ancak bu konunun ilk fırsatta
dünya kamuoyunun gündemine taşınacağını bildirmişti.332 Hay Dat Merkezi
Ofisi Başkanı Kiro Manoyan, tazminat konusuna açıklık getirirken görüşlerini
‘Osmanlı
Türkiyesi
Ermenilere
uyguladığı
soykırıma
göre
cezasız
kalmamalıdır. Ankara Osmanlının hukuki varisi olduğu için Ermenilere
tazminat ödemelidir.’333 şeklinde ifade etmiştir.
Ermeniler, tazminat konusunun hukuki altyapısını oluşturmak için
Milletler Cemiyeti’nde konunun tartışılmasını istemiş ve aşağıda gösterilen
grupların tazminat talep etme hakkı olduğunu bildirmiştir:334
-Terör,
katliam
ve
Ermenileri
katledenlerin
cezalandırılmaması
nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu’nu 1878–1915 yılları arasında Osmanlı
pasaportu ile veya bu belgesi olmadan terk edenler,
-1915–1920 yılları arasındaki katliamlardan kurtulan (tehcire tabi
tutulanlar dahil) pasaportsuz Ermeniler,
330
Tazminat talebinin gerekçeleri için bkz: “O Materialnoy Otvetstvennosti za Genoçida Armyan”,
(Erişim) http://www.armenianembassy.ru/barseg1.html
331
Elekdağ: “Koçaryan’ın Beyanları”, Milliyet, 5 Şubat 2001.
332
Avetisyan, a.g.m., Aravot, 14 Nisan 2005.
333
“Аrmeniya Budet Trebovat u Turçii Vozvrata Ryada Territorii-ARF Daşnaksutyun”,
NOVOSTİ-ARMENİYA, 23 Nisan 2007.
334
Konuyla ilgili Türk tezleri için bkz: Ermeniler: Sürgün ve Göç, Atatürk Kültür Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, XVI. Dizi, sayı 101, Türk Tarih Kurumu
Basımevı, Ankara 2004; Necdet Sevinc, Arşiv Belgeleriyle Tehcir. Errmeni İddiaları ve
Gerçekler, Avrasya Bir Vakfı Yayınları, Ankara 2003; Süleyman Beyoğlu, “1915 Tehciri ve
Soykırım İddiaları,” Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü,
24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 171-190; Hasan Köni, “Günümüzde Ermeni Sorunu ve
Gerçekler”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25
Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 441-452; Ferit Hakan Baykal, “Sözde Ermeni Soykırımına Hukuksal
Bakış”,
(Erişim)
http://www.turkhukuksitesi.com/
showthread.
php?t=7706
ve
http://hukukgrubu.org/makale5.htm; Yücel Acer, “Ermeni Soykırım İddiaları Uluslararası
Hakemliğe
Götürülmeli
mi?”,
(Erişim)
http://www.usakgundem.com/yazarlar.php?
type=7&id=505, 4 Aralık 2006; Gündüz Aktan, “Divan ve Soykırım Hukuku (1)”, Radikal, 3 Mart
2007.
136
-Bu yıllarda devletin verdiyi pasaportlarla Osmanlıyı terk edenler,
-İşgal süresinde, işgalci güçler tarafından verilen belgelerle ülkeyi terk
edenler,
-Fransa’nın Kilikya’yı Türklere devretmesinden sonra ikinci defa
bölgeyi terk edenler,
-Türk ordusunun katliam yapacakları tehditleri sonucunda İzmir’i terk
edenler,
-Osmanlı ordusunun 1918’de Kars’a girmesinden, Türk ordusunun
1920’de Ermenistan Cumhuriyetine saldırmasından ve 1921 Moskova
Antlaşması’ndan sonra bölgeyi terk edenler,
-Türk ordusunun Nahçivan, Şahtahtı ve Sürmeli’ye girerek Azerbaycan
silahlı birlikleri ile katliam yapmasından ve bu bölgelerin Moskova
Antlaşması’na göre Azerbaycan’a devredilmesinden sonra bölgeyi terk
edenler,
-1918–1920 yıllarında Bakü ve Gence’de, aynı zamanda Azerbaycan
SSCB’de yapılan katliamlardan sonra bölgeyi terk edenler,
-Sonraları
Gürcistan’a
birleştirilen
Ahılkelek
bölgesinde
Türkler
tarafından katliama maruz kalanlar.335
İspanya, İtalya ve İsveç’in girişimleri sonucunda Milletler Cemiyeti
Konseyi Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Osmanlı sınırlarını terk eden
Ermenilerin mallarına ve banka hesaplarına devletin yasal olmayan yollarla
el koymasını araştırmaya başlamıştı. Ancak Birinci Dünya Savaşı’na kadar
Rusya, daha sonra ise Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan sınırları içerisinde
kalan
Ermeniler
bu
araştırmanın
dışında
bırakılmıştı.
Türkiye
Cumhuriyeti’nin itirazlarından sonra bu konu üzerinde fazla durulmamıştı. 20
Ekim 1925’te Türk Hükümeti Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri’ne mektup
göndererek Lozan Antlaşması336 imzalanmadan önce ülkeyi terk etmiş
335
Barsegov, a.g.e., ss. 202.
Ali Güler, “Lozan’dan Günümüze Ermeni Sorunu”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/
turkce/makaleler/makale44.html
336
137
Ermenilerin bugünkü durumunun İsmet Paşa’nın Lozan Konferansı’nın337 17
Temmuz 1923 tarihli 13 numaralı oturumunda verdiyi bildiri ile düzenlediğini
bildirmiştir.338 Türkiye’nin Ermenilerin MC nezdindeki iddialarını Lozan
Antlaşması çerçevesinde hukuki olarak çürütmesinin ardından Ermeniler
tazminat taleplerinin hukuki zeminini hazırlamak için başka yolları da
aramaktadır.
Son zamanlara kadar tazminatın meblağı konusunda kesin bir görüş
ifade edilmese de, artık bu konu da tartışılmaya açılmıştır. Ermenistan
Ulusal
Bilimler
Akademisi'ne
bağlı
Tarih
Enstitüsü
üyesi
Stepan
Stepanyan'a göre, Ankara'nın, soykırım varislerine 'soykırım tazminatı'
olarak 60 milyar dolar ödemesi gerekiyor. Stepanyan, sözde Ermeni
soykırımı mağdurlarının Türkiye'nin, işgal ettiği 'Batı Ermenistan' topraklarını
terk etmesi, 1915 soykırımını tanıması ve tazminat ödemesi taleplerini
yenilemiştir. Basın toplantısında ABD yönetimini de eleştiren Stepanyan, 15
ülkenin Ermeni ‘soykırımını’ tanıdığı halde Washington'nın soykırımı
tanımadığını ve Türkiye'yi desteklediğini iddia etmiştir. Stepanyan, soykırım
sorumlusunun sadece Osmanlı İmparatorluğu olmadığını, çağdaş Türkiye
Cumhuriyeti'nin de soykırımdan sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiş,
Türkiye'nin soykırım kurbanlarının yakınlarına maddi tazminat ödemesi
gerektiğini
dile
getirerek,
bu
tazminatı
60
milyar
dolar
olarak
değerlendirmiştir.339
337
Mustafa Çufalı, “Lozan Konferansı ve Antlaşması’nda Ermeni Sorunu”, Dünden Bugüne
Türk-Ermeni İlişkileri, editörler: İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel Yayınları, 1. bs., Ağustos
2003, ss. 539-550; Hasan Tatlı, “Bolşevik İhtilali’nden Lozan Barış Konferansı’na Türk-Ermeni
İlişkileri,” Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, editörler: İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel
yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 514-538.
338
Barsegov, a.g.e., s. 203.
339
“60 milyar dolarlık soykırım tazminatı”, (Erişim) http://www.birgun.net/index.php?sayfa=63&
devami=6499, 28 Mart 2005.
138
Ermeniler, Türkiye’den tazminat almak yönünde ABD ve Fransa
sigorta şirketlerinden sözde soykırım kurbanlarının hayat sigortalarının
mirasçılarına verilmesi yönünde girişimlerinin başarıyla sonuçlanmasını ilk
adım olarak değerlendirmiş ve bu konu üzerinde yoğunlaşmıştır. 30
Temmuz 2004 tarihinde California Mahkemesinde ‘soykırıma’ maruz kalan
Ermenilerin New-York Life Sigorta Şirketi’ne açtıkları sigorta davasının
lehlerinde sonuçlanması ve mahkemede ‘soykırım’ kelimesinin kullanılması
Ermenileri oldukça umutlandırmıştır. Ayrıca New-York Life Sigorta Şirketi’nin
Türkiye’yi dava etme ihtimali olması da Ermenilerin işine gelmektedir. Uzun
süren görüşmelerin ardından New York Life Sigorta Şirketi sözde Ermeni
soykırımında
ölenlerin
mirasçılarına,
ödenmemiş
sigorta
poliçeleri
karşılığında toplam 20 milyon dolar ödemeyi kabul etmiştir. Yaklaşık 2 bin
400 poliçeyi kapsayan dava, sözde Ermeni soykırımını tanımada bir adım
olarak değerlendirilmiştir.340
Sözde soykırıma maruz kalan Ermenilerin mirasçılarına tazminat
ödeyen bir diğer şirket de Fransa’nın AXA firmasıdır.341 AXA, 2005 yılında
ödemeyi kabul ettiği tazminat için son başvuru tarihini 1 Ekim 2007 olarak
belirlemiş, elindeki listede bulunan 7 bin Ermeni’ye toplam 12,7 milyon
EURO ödeme yapacağını bildirmişti.342
Fransa ve ABD şirketlerinin Ermenilere tazminat ödemeleri bu gün
Ermenistan tarafından ön plana çıkarılmasa da, ‘4 T Planı’nın üçüncü
aşaması olan tazminat konusunun propaganda süreci başladığı zaman
340
“Sözde Soykırım Tazminatı”, Akşam, 30 Ocak 2004.
Mariettı Khaçatryan, “Novıe Svedeniya Dlya Naslednikov Zastrakhovannıkh AXA Jertv
Genoçida”, Azg, 28 Temmuz 2007.
342
“AXA Ermenilere Soykırım Tazminatı Ödüyor”, (Erişim) http://www.gazeten.com/axaermenilere-soykirim-tazminati-oduyor/, 13 Temmuz 2007; “Potomki Jertv Genoçida Armyan
Mogut Poluçit ot Françuzskogo Banka Kompensaçiyu $17,5 Milyon”, ARKA HA, 10 Temmuz
2007.
341
139
örnek olay/emsal gibi değerlendirilebilir. Sözde soykırım propagandasının
tarihi sürecine dikkat edildiğinde bunun imkânsız olmadığı iddia edilebilir.
2. 1. 5. Toprak
‘4 T Planı’nın son aşamasını Ermenistan’ın Türkiye’den toprak talebi
oluşturmaktadır. Tazminat konusunda olduğu gibi Ermeniler bu konuyu
devlet seviyesinde gündeme taşımasalar da, sivil toplum örgütleri, siyasi
partiler ve akademisyenler tarafından dile getirilmesini desteklemektedir.
Ermenistan 1992’de AGİT’e üye olurken343 sınırların değişmezliği ilkesini
kabul etmesine rağmen, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımadığı ve
Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal ettiği için demokratik
değerlere önem verdiğini iddia eden Batı tarafından bu ülkeye hiç bir baskı
yapılmamıştır. Bağımsızlık süreci ve sonrasında Ermenilerin toprak talebi
sık sık gündeme taşınsa da,344 Ter-Petrosyan’ın başkanlığı döneminde bu
konu fazla tartışılmamış, onun istifasından sonra, özellikle de 2000’li yılların
başlarından itibaren yeniden gündemi işgal etmiştir. Bu konunun gündeme
taşınmasında özellikle de son bir kaç yılda Avrupa devletlerinin ulusal ve
yerel parlamentolarının sözde Ermeni soykırımını tanımaları yönünde
aldıkları kararlar etkili olmuştur ve olmaktadır.345
Ermenistan Devlet Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu Başkanı
Paryur Hayrikyan, Ermenistan'a ait olduğunu iddia ettiği bölgeleri Türkiye'ye
ve Azerbaycan'a verdiği iddiasıyla 1921 Kars Antlaşması’nın iptalini talep
etmiştir.346 Armenpress'in verdiği habere göre, Hayrikyan, antlaşmanın iptali
343
Bal, a.g.m., 623.
Libaridian, a.g.e., s. 36
345
Nerdun Hacıoglu, “Ermenistan Türkiye ve Azerbaycan’dan Toprak İstiyor”, Hürriyet, 13 Mart
2001
346
Bu konuda ayrıntılı bilgi içn bkz: Melik Arsen-Barsam, “Poçemu Mı Boimsya Bıt
Pobeditelem?”, PanARMENIAN.Net, 13 Mart 2006; “Molodej Armenii Trebuet Priznat
Nedeystvitelnımi Moskovskiy i Karsskoy Dogovorı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.
344
140
için kampanya başlattığını bildirmiş ve Ermenistan'daki tüm siyasi partilere
de kampanyayı birlikte yürütme çağrısı yapmıştır. Hayrikyan, Ermenistan'a
ait olduğunu iddia ettiği Kars ve Ardahan ile Azerbaycan’ın Nahçivan
bölgesinin, bu antlaşma ile Ermenistan’ın elinden çıktığını öne sürmüştür.
Ermenistan’ın, ‘müttefiki Rusya'ya da Kars Antlaşması’nın iptal edilmesi için
başvurması gerektiğini savunan Hayrikyan, Ermenistan’ın birinci Devlet
Başkanı Levon Ter- Petrosyan'ı da iktidarı döneminde 'anti-Ermeni dış
politika izlemekle’ suçlamıştır.347 Hayrikyan bu konuda daha da ileri giderek
sözde Ermeni soykırımı konusunda Ermenistan’ın politikası sadece tanınma
yönünde olmamasını, aynı zamanda, Türkiye’den sorumluluğu üstlenmesi
ve tazminat talep edilmesi gerektiğini savunmuştur. Taşnaklsutyun Partisi
Hayrikyan’ın bu görüşünü desteklemiş ve Türkiye’nin Ermenilere ve
Ermenistan’a vurduğu maddi ve manevi zarar konusunda kesin bir tespitin
bu güne kadar yapılmadığını, eğer Türkiye tazminat ödemeyi kabul ederse,
bunun sorun olacağını bildirmiştir.348
Ermenistan Bilimler Akademisi’nde 16 Mart 2006 tarihinde Moskova
Antlaşması’nın
85.
yıldönümü
dolayısıyla
yuvarlak
masa
toplantısı
düzenlenmiştir. Toplantıya katılan siyasi parti liderleri, sivil toplum
kuruluşları temsilcileri ve akademisyenler tarihi yanlışlığın düzeltilmesi için
Ermenistan Parlamentosu ve Rusya Devlet Duması’na müracaat ederek
Moskova Antlaşması’nın iptal edilmesini talep edilmesi yönünde karar
almıştır.349
php?sub=news_arm &id=22205, 14 Mart 2006; “Mosskovskiy i Karsskoy Sovetsko-Tureçskie
Dogovora”, (Erişim) http://www.genocide.ru/ sovietic.html#moskars
347
“Ermenistan Türkiye’den Toprak Talep Ediyor”, Zaman, 15 Mart 2001.
348
“Paruyr Ayrikyan: Jestkaya Politika Armenii po Voprosu Genoçida Armyan Privedet k
Sgovorçivosti Turçii”, REGNUM HA, 23 Kasım 2006.
349
Mikhail Agadjanyan, “Aleksandrettskiy Sandjak: Poteryannaya Rodina Armyan”,
(Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=853, 17 Mayıs 2007; “Rossiya Segodnya Nam
ne Drug”: K 85-leiyu So Dnya Podpisaniya Russko-Tureçskogo Dogovora”, REGNUM HA, 16
Mart 2006; “Dogovor Na Vse Vremena? İspolnilas 85 Let, Kak Armeniya Lişilas Çasti Svoikh
İskonnıkh Zemel”, (Erişim) http://www.nv.am/lica.htm
141
Ermeniler Kars ve Moskova Antlaşmalarının iptal edilmesi taleplerini
antlaşmaların hukuki olarak 25 yıllığına imzalandığını gösteren arşiv
belgelerine dayandırdıklarını bildirmektedirler. Ermeni kaynaklarına göre
Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Vinogradov’un 1925’te Türkiye Dışişleri
Bakanlığına resmi nota göndererek Kars ve Moskova Antlaşmalarının iptal
edilmesinin talep etmiştir. Ermeni iddialarına göre, Vinogradov görüşlerini
‘Biz 25 yıl bekleyemeyiz. Antlaşmayı zayıf olduğumuz için imzalamıştık.
Ancak şimdi biz güçlüyüz ve eski Ermenistan sınırlarını yeniden çizmek
istiyoruz’ şeklinde açıklarken, İsmet İnönü ‘Yeni ülkenin uluslararası
yükümlülüğünü yerine getirmesi gerekir. 25 yıl sonra elbette, Türkiye bu
bölgeyi geri verecektir’ demiştir.350 Ermeniler bu sürenin 16 Mart 1946
yılında dolduğunu ve tarafların antlaşmanın süresini uzatmak yönünde
siyasi irade beyan etmediklerinden dolayı antlaşmanın hukuken geçersiz
olduğunu ileri sürmektedirler.
Ermenilerin sözde soykırım propagandası, tazminat ve toprak talebi
konusunda haklı olduklarını iddia ettikleri olay Agos gazetesi Genel Yayım
Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi olmuştur. Münferit bir cinayet olan olay
Ermenistan
ve
değerlendirilmiş351
diaspora
ve
dünya
tarafından
‘soykırımın
kamuoyunun
dikkatine
devamı’
gibi
sunulmuştur.
Ermenistan basını Dink’i milli kahraman olarak adlandırmış,352 Dışişleri
Bakanı Vardan Oskanyan Dink’in ölümünü ikili ilişkilerin yeniden gözden
geçirilmesinde fırsat olarak görmüştür.353
350
“V 1946 godu Turçiya Bıla Obyazana Vernut Armyanskie Provinçii”, PanARMENIAN.Net, 17
Mart 2007; Sistemnaya İstoriya Mejdunarodnıkh Otnoşeniy, 1918-1991, der. Bogaturova А.D,
I. cilt, Moskovskiy Raboçiy Yayınevi, Moskova, 2000; Aleksandr İgolkin, “Mosskovskiy Dogovor
s Turçiey. Vzglyad iz Rossii Çerez 77 Let”, Armyanskiy Vestnik, No: 3-4, 1998,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal03/j03_stat27.html
351
“İspolitelnıy Direktor Komissii Ay Data Ameriki Aram Abramyan: “Posle Ubiystva Dinka Mı
Ubedilis, Çto Trudno İzmenit Turçii İznutri”, Azg, 14 Mart 2007.
352
Aleksandr Tovmasyan, “Kak Skajite, Kak Vzyat Mne i Uyti?”, Golos Armenii, 26 Nisan 2007.
353
“Vardan Oskanyan: Ankara Upustila İsklyuçitelnıy Şans”, REGNUM HA, 7 Şubat 2007.
142
2. 2. 1. Türkiye-Ermenistan Sınır Kapısı
Teorik olarak, her bir devlet diğer devletler ile, özellikle de komşularıyla
iyi ilişkilere sahip olmayı önemsemektedir. Çünkü diğer devletlerle, özellikle
de komşularıyla ne kadar az/çok sorun yaşanırsa, eldeki kaynaklar o kadar
verimli/verimsiz alanlarda kullanılabilir. Ama diğer devletlerle, özellikle de
komşularla iyi ilişki tek başına siyasi hedef ya da değer değildir. Devletlerin
bunun ötesinde ve öncesinde varlık amaçları ve varlıklarına yönelik tehditler
vardır. Temel hedef, varlık amaçlarına, buna göre belirlenmiş uzun vadeli
stratejilere uygun davranmaktır. Bu doğrultuda, mümkün olduğunca daha
fazla devlet ile bu arada komşularla iyi ilişki hedeflenmektedir. Ama ne
olursa olsun, tüm komşularla iyi ilişki halinde olunacak diye bir kural da
yoktur. Bir devletin, varlık amaçları gerektirdiği zaman, ya da uzun veya kısa
vadeli stratejilerine uygun olduğu zaman başka bir devlet ile bu devlet
komşusu dahi olsa, iyi ilişkiler içerisinde olmaması, hatta yoğun bir gerginlik
yaşaması mümkün ve bazen de gereklidir.
Türkiye-Ermenistan ilişkileri ve iki ülke arasındaki sınır kapısı
meselesi, her nedense yukarıda ifade edilenler bir kenara bırakılarak tek
başına bir değermiş gibi sunulmaya çalışılmaktadır. Olayın çeşitli boyutları
sürekli olarak bir kenara bırakılmakta, sadece ‘komşuluk’, ‘ticarî ilişki’,
‘Batı’nın istekleri’ ve benzeri kavramlar ön plana çıkarılarak Türkiye’nin bir
an önce Ermenistan ile iyi ilişkiler kurması gerektiği vurgulanmaktadır.354
1980’lerin ikinci yarısında SSCB içerisindeki gelişmeler,
dağılması
sonrasında
ortaya
çıkan
cumhuriyetlerin
onun
kaderlerinin
şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Uzun zamandan beri Ermenistan
toplumunda yerleştirile gelen Türkiye ve Türk düşmanlığının yanı sıra, bu
354
Sedat Laçiner, “Ermenistan Sınır Kapısını Açmanın maliyeti”,
(Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=80, 9 Mayıs 2005.
143
süreçte Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik toprak talepleri paralelinde
gelişen bağımsızlık hareketi başarıya ulaşmış, aynı zamanda Azerbaycan’a
yönelik işgal faaliyetleri, hem bu ülkenin içerisindeki gelişmelerin, hem de
dış politikasının belirleyici etkeni olmuştur. Kuşkusuz, Türkiye de bu
süreçten nasibini almıştır. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin ilk dönemlerine
baktığımız zaman, Ermenistan’ın olumsuz tavırlarına rağmen Türkiye’nin
ilişkileri geliştirmeye yönelik politikalarını gözlemlemekteyiz.355
Bu dönemlerde zaman zaman sözde ‘soykırım’ iddialarını bir kenara
bırakmanın ve Türkiye ile ilişki geliştirmenin gerekliliğinden bahsedenler
olmuşsa da, Ermenistan genelde saldırgan siyasetini sürdürmeye devam
etmiştir. Bardağı taşıran damla ise, Ermenistan’ın Türkiye’den en çok
yardım aldığı dönemde Azerbaycan’ın Kelbecer ilini işgal etmesi olmuştur.
Türkiye, Nisan 1993 başlarında Azerbaycan’a yönelik işgal girişimlerini
sürdüren Ermenistan’ı saldırılarını durdurması konusunda uyararak, aksi
takdirde
ilişkilerde
doğabilecek
olumsuz
gelişmelerden
sorumlu
olmayacağını açıklamıştır.356 3 Nisan 1993’te Kelbecer’in Ermenistan
tarafından tamamen işgal edilmesinden sonra Türkiye yine Ermenistan’a
yönelik, işgalden vazgeçme çağrılarını sürdürmüş, bu arada ilişkileri de
kademeli olarak sınırlandırmaya başlamıştır. Ermenistan’ın işgalci tavrını
sürdürmesi üzerine Türkiye, Ermenistan ile olan sınırını kapatmış, 5 Nisan
1993’te dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile birlikte Türkistan
Cumhuriyetleri gezisine katılan Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, basına yaptığı
açıklamada, ‘Ermenistan’ın Azerbaycan’a son saldırılarından sonra Türkiye
üzerinden geçmekte olan tüm insanî yardım uçuşlarının da durdurulduğunu,
hiçbir uçuşa izin verilmeyeceğini, buna rağmen geçmek isteyen uçakların
355
Ermenistan Devlet Başkanlığı resmi sayfası, (Erişim) http://www.president.am/eng/?folder=
lib&sub=constitution&chapter=1; Ermenistan Dışişleri Bakanlığı resmi sayfası:
(Erişim) www.armeniaforeignministry.com/htms/doi.html
356
BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/1993/
nisan 1993.htm.
144
gerektiğinde ateş açılarak indirileceğini’ bildirmiştir357. Bu arada, 6 Nisan
1993’te Ermenistan Savunma Bakan Vekili Vazgen Manukyan’ın, TASS
Ajansı’na yaptığı açıklamada, Erivan yönetiminin, sınırların değişmezliği
ilkesini kabul etmediğini, bu ilkenin iki dünya savaşı sonucunda oluşmuş
olan Batı ve özellikle Avrupa sınırları için geçerli olduğunu, ‘eski Sovyet
Cumhuriyetlerinin rasgele kalem darbeleriyle çizilmiş olan sınırlarının ise
aynı ilkeler çerçevesinde tanınamayacağını’ iddia etmesi, Türkiye yetkilileri
tarafından, Ermenistan yönetiminin ‘Büyük Ermenistan’358 hayalinin peşinde
olduğunun göstergesi olarak kabul edilmiştir359.
Ermeniler,
Avrupa
ülkeleri
ve
ABD
ile
yaptığı
görüşmelerde
Ermenistan ekonomisinin karşılaştığı sorunların temelini, Türkiye’nin sınır
kapılarını açmaması ile açıklamakta ve bu devletlerden Türkiye’ye baskı
uygulamalarını talep etmektedirler. Aslında durum hiç de iddia edildiği gibi
değildir. Ermenistan’ın eski Başbakanı Hosrov Arutyunyan yaptığı bir
açıklamada Ermenistan ekonomisinin karşılaştığı sorunların yalnızca dörtte
birinin Türkiye ve Azerbaycan’ın uyguladığı ekonomik ambargodan
kaynaklandığını,
diğer
sorunların
hükümetin
başarısızlığı
nedeniyle
yaşandığını itiraf etmiştir.360 Arutyunyan’ın ifade ettiği gibi, Ermenistan
ekonomisinde yaşanan sorunların ekonomik ambargodan daha çok,
hükümetin başarısızlığından kaynaklandığı göz önünde bulundurulursa,
Türkiye ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a ekonomik ambargo uyguladığı
konusundaki haberler abartıdan başka bir şey olmayıp Ermenistan
Hükümeti’nin işine gelmektedir. Çünkü kendi başarısızlıklarını Türk
düşmanlığı
altında
gizleyebilmektedirler.
Bağımsız
araştırmacıların
yaptıkları hesaplamalara göre Ermenistan’ın ilk Devlet Başkanı Levon Ter357
BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/
1993/nisan 1993.htm.
358
Salim Çöhçe, “Büyük Ermenistan’ı Kurma Projesi”, (Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/
turkce/makaleler/makale24.html
359
BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/
1993/nisan1993.htm.
360
Karen Torosyan, Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2003, s. 35.
145
Petrosyan’ın iktidarı zamanında (1991–1998) kanunsuz olarak ülkeden
yaklaşık iki milyar Dolar çıkarılmıştır.361 Hükümet 1998–1999 yıllarında
uluslararası kuruluşlardan aldığı 384 milyon Dolar kredinin 152 milyon
Dolarının nereye harcandığını açıklayamamaktadır.362
Ermenistan Ulaştırma ve İletişim Bakanı Andranik Markaryan konuyla
ilgili yaptığı açıklamada Türkiye ile tarihi sorunların olduğunu, hiçbir
Ermenistan vatandaşının Hay Dat Doktrini’nden vazgeçmemesi gerektiğini,
ancak günümüz şartlarında Türkiye ile ekonomik ilişkilerin kurulması
gerektiğini ifade etmiştir. Markaryan’a göre, Ermenistan ekonomisi bu gün
zayıf konumdadır; sınırlar açılmalı, ekonomi düzeltilmeli ve daha sonra Hay
Dat Doktrini yeniden uygulanmalıdır.363 Görüldüğü üzere, Markaryan,
Türkiye ile yaptıkları ticaretten elde edecekleri geliri Türkiye aleyhine
kullanacaklarını şimdiden ifade etmektedir.
Ermenistan Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan sınır kapısının açılması
konusunda görüşlerini ifade ederken ilk adımın Türkiye tarafından atılması
gerektiğini vurgulamıştır. Bu konu Ermenistan’da siyasi partiler arasında
hem siyasi hem de ekonomik açıdan tartışma konusu yapılmaktadır. Başta
Taşnaksutyun Partisi olmak üzere bazı radikal partiler sınır kapılarının
açılmasına karşıdır. Konuyu siyasi açıdan tartışan partilerin görüşlerine göre
Türkiye ‘soykırımı’ tanımadan sınır kapılarının açılması doğru değildir.
Ekonomik açıdan konuyu ele alanlar da kendi aralarında ikiye ayrılmaktadır.
Birinci
grup
kayıtsız
şartsız
olarak
sınır
kapılarının
açılmasını
savunmaktadır. İkinci grup ise sınır kapılarının açıldığı takdirde Türk
mallarının Ermenistan pazarlarını ‘işgal’ edeceğini ve Ermenistan’daki küçük
ve orta ölçekli işletmeleri zor duruma düşüreceğini savunmaktadır.
361
Torosyan, a.g.e., s. 35.
Torosyan, a.g.e., s. 73.
363
Anna İsraelyan, “Çto Sulit Armenii Otkrıtie Graniçı s Turçiey”, Aravot, 28 Ağustos 2003.
362
146
Ermenistan Komünist Partisi de Türkiye-Ermenistan sınır kapılarının
açılmasından çok Abhazya demir yolunun açılması yönünde çalışılması
gerektiğini ileri sürmektedir. Komünistleri görüşlerine göre demir yolunun
açılması hem Gürcistan ile siyasi ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine neden
olacak hem de Ermenistan’ın Rusya ile ticari ilişkilerine ciddi bir ölçüde
katkıda bulunacaktır. Komünistlerin bir diğer endişe duydukları konu da sınır
kapısının açılması sonucunda Ermenistan’ın NATO’ya giden yolunun
açılmasıdır. NATO ile işbirliğine karşı çıkan Komünistler, Rusya’nın 300
yıllık dostluğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini ve Rusya’nın halen
bölgede etkili güce sahip olduğunu ifade etmiştir. Ermenistan Komünist
Partisi Genel Sekreteri Ruben Tovmasyan, sınır kapısının açılması
konusunda diaspora Ermenilerinin görüşünü almak gerektiğini, Türkiye’nin
‘soykırımı’ kabul etmediği sürece bunun mümkün olmadığını açıklamıştır.
Tovmasyan’a göre her halükarda sınır kapısı açılırsa iki ülke arasında
ticaret hacmi ihracata göre % 40 - % 70 oranında Ermenistan’ın lehine
olması gerektiğini vurgulamıştır.364
Ermenistan, sınır kapısının açılması konusunun uluslararası bir sorun
olarak kabul edilmesini sağlayabilmiştir. Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi
(TEİGK) Kafkasya raportörü Per Carton ve Avrupa Konseyi Türkiye’yle
ilişkileri geliştirme heyeti başkanı Chust Lagentiyg’in, 3 Nisan 2003 tarihinde
yapılan ‘Türk-Ermeni Sınırının Kapatılmasının 10. Yıldönümü’ isimli
konferansta Ermenistan ve Türkiye arasındaki ekonomik ve kültürel bağların
güçlendirilmesinin ve siyasi görüş ayrılıklarının çözülmesinin başlangıcı için
sınır kapılarının açılmasının bir zorunluluk olduğunu belirtmişlerdir.365
Ermenistan ile sınır ticaretinden elde edilecek gelir konusunda yapılan
açıklamalar bir biri ile çelişmektedir. Bu konuda Ermenistan Devlet İstatistik
364
365
Nelli Grigoryan, “Alternativa Po Kommunistiçeski”, Aravot, 1 Ekim 2003.
“Türk-Ermeni Sınırının Açılması Talep Edildi”, Azg, 9 Nisan 2003.
147
Komitesi’nin açıklama yapması gerekirken, başka kurumlar değişik rakamlar
vermiştir. Ermenistan Sanayiciler ve İşadamları Derneği Başkanı Arsen
Kazaryan yaptığı bir açıklamada iki ülke arasındaki ticaret hacminin yılda
50–150 bin Dolar arasında olduğunu ifade ederek, ilişkilerin düzelmesi ve
sınır kapılarının açılması durumunda bunun 3–4 katına çıkacağını
bildirmiştir. Kazaryan’a göre sınır kapıları açılır ve diplomatik ilişkiler
kurulursa, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 600 bin Dolara kadar artabilir.366
Türk-Ermeni İş Geliştirme Konseyi de Ermenistan ile sınır kapılarının
açılmasını istemektedir. Konsey, iki ülke arasında yapılacak ticaretten
Türkiye’nin yılda yaklaşık 600 milyon Dolar kazanç elde edeceğini
savunmaktadır. Ermenistan Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Tigran
Davtyan’ın yaptığı açıklamaya göre, Türkiye ve Ermenistan arasında sınır
kapılarının açılması halinde Ermenistan’ın ithal ettiği malların değeri % 30
civarında ucuzlayacak ve Ermenistan yılda yaklaşık 1 milyar Dolar gelir elde
edecektir.367
Ancak bu konuda verilen istatistikî rakamların hiç biri gerçekleri
yansıtmamaktadır. Zira Türkiye ile Gürcistan arasında sınır kapılarının
açılmasından günümüze kadar olan sürede en büyük yıllık ticaret hacmi,
2000 yılında 287 milyon Dolar olmuştur.368 Bu rakam sadece Gürcistan ile
ticaret hacmini göstermemektedir. Türkiye-Ermenistan arasında sınır kapısı
açık olmadığı için, Türkiye’nin Ermenistan ile Gürcistan üzerinden yaptığı
ticaret
miktarı
da
buraya
eklenmiştir.
Bütün
bunlar
göz
önünde
bulundurulduğunda ise, bazılarının iddia ettiği, 600 milyon Dolar rakamının
gerçeklikle alakası olmadığı ortadadır.
366
“Po Neofiçialnim Oçenkam, Tovarooborot Mejdu Turçiey Sostavlyaet 50-150 Tisyaç Dollarov v
God”, PanARMENIAN.Net, 14 Mayıs 2003.
367
“Otkrıtie Graniçı s Turçiey Prineset Armenii do Milliarda Dollarov v God”, ROSBALT HA, 1
Temmuz 2003.
368
Hasan Kanbolat, “Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Zirvesi ve Gölgedeki Ortak Ermenistan”,
Stratejik Analiz, III.cilt, sayı 26, 2002, s. 57.
148
Özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren ABD Ermenistan’ı
Rusya’nın
etkisinden
uzaklaştırmak
için
sınır
kapılarının
açılması
konusunda Türkiye’ye baskı uygulamaktadır. ABD’ye göre sınır kapılarının
kapalı olması Ermenistan’ı Rusya ile işbirliğine zorlamaktadır. Sınır
kapılarının açılması durumunda Ermenistan’ın Türkiye üzerinden Avrupa’ya
açılması hem Rusya’nın bölgede faaliyet alanını kısıtlayacak hem de,
Türkiye-Ermenistan arasında siyasi sorunların halledilmesinde önayak
olacaktır.
Sınırın kapanmasından sonraki dönemde konu gündeme geldiğinde
Türkiye, Ermenistan’ın, işgal ettiği Azerbaycan topraklarını terk etmediği
sürece sınırın açılmasının söz konusu olmayacağını vurgulamıştır. Özellikle,
2000 yılından itibaren Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkiler konusunda
sistematik istekler içerisine girdiği görülmektedir. 2004’te düzenlenen Kars
Kent Kurultayı’nda yaşanan bir gerginlik sonrasında Dışişleri Bakanlığı'ndan
üst düzey bir yetkili Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normale dönmesi
konusunun üç parametreye dayandığını belirterek, bu parametreleri,
‘Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal altında olması, Ermenistan’ın
sözde
‘Ermeni
soykırımı’
iddialarını
sürekli
gündemde
tutması
ve
Ermenistan Anayasası’nda yer alan Türkiye’den toprak talebi’ olarak
sıralamıştır.369
Sınır kapılarının açılması sorunu bugün de iki ülke arasındaki
ilişkilerde güncelliğini korumaktadır. Bu sorunun esasen Ermenistan’ın
uzlaşmaz tavrı nedeniyle kısa ve orta vadede çözüleceğini beklemek doğru
değildir. Genel bir değerlendirme yapılırsa, sınır kapısı sorununun taraflar
arasında güvenlik ve sözde soykırım konularından sonra geldiğini iddia
etmek mümkündür. Sadece sınır kapıları sorununun çözülmesi ikili ilişkileri
369
Orhan Karakaş ve Ayhan Ulusoy, “Ermenistan'a Tavır”, Zaman, 30 Haziran 2000.
149
geliştirmekte yeterli değildir. Bu sorun taraflar arasındaki ilişkilerde ortaya
çıkan sorunlar bütününün bir parçasıdır ve sadece Türkiye’nin iyi niyetine
rağmen çözülme ihtimali oldukça zayıftır.
150
2. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikası
2. 2. Ermenistan’ın Azerbaycan Politikasının Genel Çerçevesi
2. 2. 1. Ermenistan-Azerbaycan İlişkilerinin Kısa Tarihi Geçmişi
Hay Dat Doktrini gereğince Büyük Ermenistan’ı kurma sürecinde
Ermenistan dış politikası açısından Azerbaycan en zayıf halkadır.
Ermenistan son 17 yılda Azerbaycan karşısında ciddi başarılar elde etmiştir.
Özellikle
Azerbaycan
topraklarının
işgal
ederek
(Dağlık
Karabağ
Ermenilerinin dünya kamuoyu tanımasa da), de facto bağımsızlığını
sağlaması
bakımından
Azerbaycan’ı
zor
duruma
düşürmüş,
hatta
Azerbaycan’ı işgalci ülke gibi tanıtarak, ABD’nin bu ülkeye yönelik birtakım
ambargolar370 uygulamasını sağlamıştır. 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın
başlarından itibaren Ermeniler/Ermenistan Azerbaycan ile ilişkilerinde her
zaman bir adım önde olmuş ve bu ilişkiler Ermenistan açısından emredici
370
1990’lı yılların başlarında ABD eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde demokrasi ve insan haklarının
geliştirilmesi için özel bir yasa (Freedom Support Act-Bağımsızlığın Desteklenmesi Yasası)
çıkarmış, bu devletlere mali ve ekonomik yardım edilmesini kararlaştırılmıştır. Bu yasadan bütün
devletlerin yararlanmasına rağmen, ABD’deki Ermeni diasporasının yoğun lobi faaliyetleri
sonucunda Azerbaycan’ın Ermenistan’a ve Dağlık Karabağ bölgesine ambargo uyguladığı
gerekçesiyle ABD’nin Azerbaycan’a yardım etmesi yasaklanmıştır. 907 sayılı ek madde olarak
bilinen (Section 907 Freedom Support Act) bu sınırlamaya göre, ABD hükümetinin Azerbaycan’a
yardım yapması mümkün değildir.
Azerbaycan hükümeti 2001 yılına kadar ABD ile yapılan bütün görüşmelerde 907 sayılı ek
maddenin kaldırılması için mücadele etse de başarılı olmamıştır. Bu kararın ertelenmesi için ABD
terörün soğuk yüzünü kendi topraklarında görmeyi beklemiştir. 11 Eylül saldırısından sonra ABD
hükümeti bu kararı yeniden gözden geçirmiş, 24 Ekim 2001’de Senato, 14 Kasım 2001’de
Kongrenin iki kanadı arasındaki Uzlaşma Komisyonu, 19 Aralık 2001’de ise Temsilciler Meclisi
‘2002 yılı sonuna kadar 907 sayılı ek maddenin uygulanmasının durdurulması konusunda’ ABD
Başkanına yetki verilmesine ilişkin kararı onaylamıştır. Bush, 907 sayılı ek maddeyi 2002 yılı
sonuna kadar yürürlükten kaldırmış ve bu karar 2003 yılı için yeniden bir yıl daha uzatılmıştır.
Aralık 2003 tarihinde 907 sayılı karar bir yıl daha George Bush tarafından yürürlükten
kaldırılmıştır. Bkz: Kenneth Shaitelman, “The Azerbaijan-Armenia Conflict: The War in NagornoKarabakh, Section 907, and their Impact on Oil Pipeline Routes”, January 4, 1999, (Erişim)
http://www.wws.princeton.edu/wws 401c/1998 /ken.html
151
özellik taşımıştır. Konuya açıklık getirmek ve Ermenistan’ın Azerbaycan’a
yönelik
uygulamakta
olduğu
dış
politikasının
detaylarını
anlamak
bakımından tarihi geçmişi özetlemekte yarar vardır.
18. yüzyıldan itibaren Osmanlı sınırları içerisinde devlet kurmak için
yoğun faaliyete başlayan Ermeniler, uygun ortamı 20. yüzyılın başlarında
Güney Kafkasya’da bulmuştur. Bu dönemde Rusya proletaryasının
ayaklanması eyaletlerde de büyük yankı uyandırmıştı. 18. yüzyılın
başlarından itibaren Osmanlı ve İran’da yaşayan Ermenilerin Rusya
tarafından Güney Kafkasya’ya göç ettirilmesinden sonra bölgenin etnik
yapısı değişmiş, Kafkasya’ya göç ettirilen Ermeniler Rusya’nın desteği ile
örgütlenerek
bölgede
Azerbaycanlıları
ve
Gürcüleri
siyasi
anlamda
sıkıştırmaya başlamıştılar. 20. yüzyılın başlarına kadar Rusya tarafından
Ermenilerin Kafkasya’ya göç ettirilmesi devam etmiştir. Artık bu dönemde
Erivan eyaletinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin sayısı önemli ölçüde
azalmıştı.371
20.
yüzyılın
başlarında
Rusya’da
yaşanan
siyasi
gelişmeler
Kafkasya’da dikkatle izlenmiş, başarısız olmasına rağmen özellikle Ocak
1905 devrimi büyük yankı uyandırmış ve Ermeniler ciddi bir şekilde
örgütlenmiştir. Çarlık Rusya’sı Kafkasya’da tutunmak için “böl ve yönet”
taktiğini uygulayarak Ermenileri Türklere karşı ayaklanmaya teşvik etmiştir.
371
Deportasiya, der. İsamayıl. Veliyev, Azerbaycan Ansiklopedisi Yayınevi, Bakü, 1998, s. 17;
İsmayil. Memmedov İsrafil, Sabir Asadov, Ermenistan Azerbaycanlıları ve Onların Acı
Kaderi, Bakü, Azerbaycan Yayınevi, 1992, s. 8; Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve
Anadolu’da Ermeni Mezalimi, I, 1906–1918, Ankara, T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No:23, s. 3; Feride Memmedova,
Azerbaycan’ın Siyasi Tarihi ve Tarihi Coğrafyası, Bakü, 1993, Azerbaycan Devlet Yayınevi;
Vartan Khaçaturyan, “Stanovlenie Armyanskikh Koloniy v Rossii”, Planeta Diasporı, Moskova,
2000, No: 1–2, s. 85; İsmayılov, Azerbaycan 19-20. yüzyılın Başlarında, der. İgrar Aliyev,
Azerbaycan tarihi, Bakü, 1993, Bilim Yayınevi, s. 204; Şavrov, Novaya Ugroza Russkomu Delu
v Zakavkasye: Predstoyaşaya Rasprodaja Mugan İnorodtsam, Petersburg, 1911, ss. 59–61.
Aktaran: Sabir Asadov, Ermenistan Azerbaycanlılarının Tarihi Coğrafyası, Bakü, Gençlik
Yayınevi, s. 26; Hasan Nifteliyev, “50 Yıl Önce Azerbaycanlıların Ermenistan’dan Deportasiyası
Başladı”, der. Veliyev, Deportasiya, Bakü, 1998,
152
Ermeniler, özellikle 1905–1920 yılları arasında bölgede yaşanan
otorite boşluğundan yararlanarak Erivan eyaletinde, Zengezur, Bakü,
Şamahı, Gökçe, Mehri, Kafan, Eçmiadzin, Zengibasar ve Karabağ’da
Azerbaycan
Türklerine
karşı
savaşmış,
binlerce
Azerbaycan
Türkü
katledilmişti. Bu dönemde Ermeni siyasi mücadelesinin liderliğini yapan,
Ermenileri örgütleyen Taşnaksutyun Partisi’nin siyası ve askeri stratejisi
kısaca şu şekilde açıklanabilir:
-Taşnaksutyun Partisi diktatör yönetimi uygulamış, Azerbaycan
Türkleri ve Gürcülere yönelik silahlı saldırılara başlamış,
- Taşnaksutyun Partisi 1905 Rusya devrimi zamanı yerel Çar
yönetiminin zayıflaması ve olaylarda Ermenilerin lehine çifte standart
uygulamasından ve
-Müslüman Türk halkın bilgisizliği ve gelişen siyasi olaylardan habersiz
olmalarından yararlanmıştır.372
Taşnaksutyun çetelerinin silahlı çatışmalara başlamasının en önemli
nedenlerinden biri de Erivan ve civarında yaşayan Azerbaycan Türklerinin
sayısını azaltmak ve burada Ermenistan devleti kurmak olmuştur.373 Çünkü
Birinci
Dünya
Savaşı’nın
sonlarına
doğru
Osmanlıda
devlet
kuramayacaklarını anlayan başta Taşnaksutyun Partisi olmak üzere, birçok
siyasi parti ve devrim komiteleri bu hedeflerini Kafkasya’da gerçekleştirmek
için uygun ortam ve desteği bulmuştur. 1905–1906 katliamlarında istedikleri
sonucu elde ede bilmeyen Ermeniler, 1905–1920 yıllarında Azerbaycan
Türklerine yönelik katliamlara devam etmiştir. 1918–1920 Taşnak iktidarı
zamanı Ermenistan’da yaşayan 575.000 Azerbaycan Türkünün 565.000’i
372
Memmed Seid Ordubadi, Kanlı Yıllar, Bakü, 1991, s. 8-9.
1920-1980 yılları arasında Ermenistan’ın Azerbaycan politikası hakkında ayrıntılı bilgi için bkz:
Cemil Hesenli, SSRİ-Türkiye: Soyug Müharebenin Sınag Meydanı, Adiloğlu Yayınevi, Bakü
2005, ss. 372-413.
373
153
katledilmiş veya zorla göç ettirilmişti. Bazı Ermeni araştırmacıları da bu
verileri onaylamaktadır.374
Ermeni çeteleri ve Kafkasya’da bulunan başıbozuk Rus askerlerinin
ortak hareket planı beklenen sonuçları vermese de, Erivan eyaletinde birçok
Türk köyü işgal edilmişti. Ermenilerin Azerbaycan Türklerine yönelik
saldırıları ve etnik temizleme operasyonları 1920 sonlarına kadar devam
etmiştir. Ermenistan’ın Bolşevik Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra
hükümet bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlamak için Osmanlı ve İran’a
sığınan Azerbaycan Türklerini geri getirmeye çalışmıştır. Ermenistan Devrim
Komitesi geri dönen Azerbaycan Türklerinin barınmaları meselesini ve
sosyo-kültürel faaliyetlerini ön plana çıkarmıştı. Sovyet hâkimiyetinin ilk
yıllarında
Leninakan,
Kirovakan
ve
Dereçiçek’te
eğitim
kursları
düzenlenmiştir. Hatta Ermenistan Halk Komiserleri Sovyeti Başkanı Sarkis
Kasyan Ermenilerin yaşadığı bölgelerde Ermeni dilinin, Azerbaycan
Türklerinin yaşadıkları bölgelerde ise Azerbaycan Türkçesi’nin devlet dili
olması konusunda kararname imzalamıştı. Azerbaycan Türklerinin toplu
yaşadıkları
Amasya,
Basarkeçer,
Vedi,
Karabağlar,
Zengibasar
ve
Krasnoselo illerinde Azerbaycan Türkçesi devlet dili olarak kullanılmıştır. Bu
illerde 1953’e kadar İl Parti Başkanları ve İl Sovyetleri Yönetim Başkanları
Azerbaycan Türkleri olmuştur.375
1920–1935 tarihleri arsındaki dönemi araştırırken dikkati çeken bir
noktaya açıklık getirmekte yarar vardır. Dağlık Karabağ’ın Ermenistan ile
birleştirilmesini talep eden Ermenistan Hükümeti buna paralel olarak
Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerine bazı haklar tanımıştır.
374
Ermeni tarihçi Korkodyan konuyla ilgili makalesinde “1920’de Sovyet hükümeti zamanı
Taşnakların yürüttüğü politika sonucu burada 10.000 kişiden biraz fazla Türk kalmıştı. 1922’de
60.000 göçmen geri döndükten sonra Azerbaycan Türklerinin sayısı 72.596 kişi olmuştur”.
Ayrıntılı bilgi için bkz: Z. Korkodyan, “Sovetakan Hayastani Azqabnaqçutyunı-1831-1931”,
(Sovyet Ermenistan’ın Nüfusu. 1831–1931) Erevan 1932, s. 184-185.
375
Memmedov, Asadov, a.g.e., s. 50
154
Ermeniler bu hakları öne sürerek görüşme masasında Azerbaycan
Hükümeti’nden Dağlık Karabağ konusunda taviz vermeyi talep edeceklerdi.
Yapılan uzun tartışmalardan sonra Karabağ’ın Ermenistan ile birleştirilmesi
talebi reddedilmiş, Karabağ’a özerklik statüsü verilmişti. Karabağ’ın
Ermenistan ile birleştirilmesi başarısızlıkla sonuçlandıktan hemen sonra
Ermenistan Hükümeti Azerbaycan Türklerine tanıdığı birçok hakları geri
almıştır.
Ermenistan Hükümeti 1930–1990 yıllarında Türklere ait her ne varsa
ortadan kaldırmaya, tarih sayfasından silmeye çalışmıştır. 1935’e kadar
Ermenistan’da köy, kasaba ve coğrafi yer adlarının % 95’i Türkçe olmuştur.
Bu
iddiamızı
Çar
doğrulamaktadır.376
Rusya’sı
Burada
zamanı
yaşayan
hazırlanmış
Azerbaycan
askeri
Türklerini
haritalar
kendi
geçmişlerinden uzaklaştırmak için öncelikle yaşadıkları bölgelerin adlarını
değiştirmek gerekiyordu ve Ermeniler zaten Rusya’nın yardımları ile bu işe
daha 19. yüzyılda başlamıştı. Örneğin, 1828’de İrevan-Yerevan, 1837’de
Kever-Nor-Beyazıt, 1840’da ise Gümrü-Aleksandropol olarak değiştirilmişti.
Ermenistan Yüksek Sovyeti kararı gereğince Türkçe coğrafi yer
adlarının resmi olarak değiştirilmesi 1935’de başlamıştı. Bu süreçte ne
Azerbaycan Türklerinden, ne de Azerbaycan devletinden konuyla ilgili ciddi
itirazlar gelmediğini gören Ermenistan Hükümeti, 1988’e kadar bu konuda
18 karar daha imzalamıştı.377 Ermenistan’da Türklüğün simgesi olan köy ve
kasaba adlarının değiştirilmesine378 paralel olarak Ermenistan Hükümeti
1930-1937’de Stalin’in uyguladığı komünizm için her türlü tehlikeyi yok etme
376
Veliyev, a.g.e., s. 386
Nazim Mustafa, “Ermeni Sahtekârlığı-Ermeni İhaneti”, Deportasiya, der. Veliyev İ, Bakü,
1998, s. 155.
378
Haykakan SSH Vardjateritorial Bajanumı Ar 1-ı Hunvari 1976 t, (Ermenistan SSC’nin Yönetim
Bölgüsü 1 Ocak 1976 Ylına Kadar) Hayastan Yayınevi, 5. bs., Erivan 1976.
377
155
politikasını öne sürerek ‘kulak’∗ adıyla binlerce Azerbaycan Türkünü Orta
Asya’ya sürmüş, onlarca köy tamamen boşaltılmıştı.379
1923’de Dağlık Karabağ’a Azerbaycan merkezi yönetimine bağlı
özerklik
statüsü
verilse
de,
Ermeniler
Karabağ’ın
Ermenistan
ile
birleştirilmesi konusunu her zaman gündemde tutmayı başarmıştır. 1918–
1923 yıllarında gelişen olaylarda önce bağımsız Azerbaycan, sonra da
Sovyet Azerbaycan’ı Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin
hayatını garanti altına almak için hiçbir girişimde bulunmamıştır. Birinci
hükümet 18 aylık iktidarı boyunca içinde bulunduğu zor şartlardan dolayı
bunu yapamamış, Sovyetler zamanı ise sosyalist ideolojiyi benimseyen
Azerbaycan Bolşevikleri, Dağlık Karabağ’a özerklik statüsü verilmesi
görüşmelerine başlarken Ermenistan’da toplu halde yaşayan Azerbaycan
Türklerine de özerklik verilmesi konusunu hiç tartışmaya açmamıştır.
Karabağ’ın Azerbaycan yönetimine bağlı kalması gerçeği ile Ermeniler
hiçbir zaman barışmamıştır. Nitekim 1945’de Ermenistan Komünist Partisi
Genel Sekreteri Grigori Arutyunov Stalin’e mektup yazarak Dağlık
Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesini rica etmişti. Stalin, bu konuyla ilgili
Azerbaycan Komünist Partisi Genel Sekreteri Bağırov’un da görüşlerini
almayı uygun bulmuştu. Bağırov, Stalin’e yazdığı mektupta prensip itibarıyla
bunun mümkün olabileceğini, ancak buna karşı Ermenistan, Gürcistan ve
Dağıstan’da
Azerbaycan
Türklerinin
toplu
yaşadıkları
bölgelerin
Azerbaycan’a verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ermeniler bu koşullar
∗
Kulak-1940’lı yıllara kadar devam eden Sovyetleşme döneminde zengin köylülere verilen ad.
Kulaklar zengin oldukları için karşı devrim gerçekleştirebilecekleri endişesiyle Orta Asya steplerine
ve Sibirya’ya sürgün edilmiştir.
379
Bu konuda daha geniş bilgi için bakınız: Emir Guliyev, “Göçürülme (1948–1953)”,
Deportasiya, der. Veliyev, Bakü, 1998, s. 210.
156
altında Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesinin bir anlamı olmadığını bilerek
konuyu kapatmıştır.380
Ermenistan Hükümeti Dağlık Karabağ’ın Ermenistan ile birleştirilmesi
konusunu 1964’de Mikoyan ve Ermenistan Komünist Patisi Genel Başkanı
Yakov Zorabyan, Khuruşov’la görüşünde Kırım’ın Ukrayna’ya verildiğini
örnek göstererek Dağlık Karabağ’ın da Ermenistan ile birleştirilmesini talep
etmiştir. Khuruşov ise cevabında “Size Dağlık Karabağ’dan Ermenistan’a
taşınmanız için 24 saat ve 12 bin askeri kamyon vermeye hazırım”381
demiştir. Her ne kadar Karabağ konusunda merkezi yönetimden olumlu
cevap almasalar da Ermeniler bu konuda hiçbir zaman taviz vermemiş ve
propaganda faaliyetlerine devam etmişler.
Azerbaycan Türklerinin yüzyıllardır yaşadıkları bugünkü Ermenistan
sınırları içerisinden göç ettirilmesine 1905-1906’da başlanmıştır. Göçün
ikinci dalgası 1918-1920’de, üçüncüsü 1948-1953’de, dördüncü ve son göç
ise 1988-1990’da yaşanmıştır. Ermenistan hükümeti nüfusunun az olduğunu
ileri sürerek yurtdışında yaşayan Ermenileri Ermenistan’a yerleştirmek
istemiş ve sonuçta “Nüfus artışı programı” Türklerin aleyhine “başarıyla”
sonuçlanmıştır. Ermenistan’dan zorla göç ettirilen Azerbaycan Türklerinden
daha az sayıda Ermeni kabul edilmiştir. Gerçek amaç nüfus artırmaksa
Azerbaycan Türklerine karşı mecburi göç planı uygulanmadan da dışarıda
yaşayan Ermenileri yerleştirmek mümkündü. Ancak Ermenilerin asıl amacı
mono etnik yapıya sahip Ermenistan kurmak olmuştur. Dışarıda yaşayan
Ermenilerin Ermenistan’a göç ettirilmesi için uygun ortam 1943’de Tahran
konferansında ortaya çıkmıştır. Ermeni diasporası Sovyetler Birliği Dışişleri
Bakanı
Molotov’a
müracaat
ederek
İran’da
yaşayan
Ermenilerin
Ermenistan’a göç etmeleri için izin istemiştir. Molotov Stalin’le görüştükten
380
381
Veliyev, a.g.e., s. 78.
Pompeev, a.g.e., s. 19-20.
157
sonra yurtdışında yaşayan Ermenilerin Ermenistan’a göç ettirilmesine izin
verilmiştir.382 SSCB Bakanlar Konseyinin kararı gereğince Azerbaycan
Türkleri üç aşamada-1948’de 10 bin, 1949’da 40 bin, 1950’de ise 50 bin kişi
göç etmeli idi. Toplam 100 bin kişinin göç ettirilmesi planlanmıştı. Bu karara
karşı Azerbaycan Hükümeti’nden hiç kimse itiraz etmedi, sadece Bakanlar
Konseyi Başkanı Kuliyev Molotov’a mektup yazarak Ermenistan’dan göç
ettirilen Azerbaycan Türklerinin Kur, Aras Ovalığı’na değil, coğrafi bakımdan
onların yaşadıkları ortama
daha
uygun
olan
Azerbaycan’ın kuzey
bölgelerine veya Bakü’ye yakın yerlere göç etmelerine izin verilmesini
istemiştir. Ancak Kuliyev’in bu mektubu cevapsız kalmış ve Azerbaycan
Hükümeti 14 Nisan 1948 tarih ve 455 No'lu kararı ile SSCB Bakanlar
Konseyinin kararlarını uygulamıştır.
1 Kasım 1948’e kadar Ermenistan’dan Azerbaycan’a 7747 kişi göç
ettirilmiştir. Aynı yıl 2384 kişiden oluşan 429 aile de kendi başına
Ermenistan’ı terk ederek Azerbaycan’a gelmiş, Aralık ayına kadar ise
toplam 11007 kişi Azerbaycan’a göç ettirilmiştir. Göçmenleri Azerbaycan’da
barındırmakta
bazı
sorunlarla
karşılaşan
hükümet
SSCB
Bakanlar
Konseyine müracaat ederek 1949’da 12–15 bin kişinin göç ettirilmesini
istemiştir. Ermenistan Hükümeti ile görüştükten sonra 1949 yılında toplam
15713 kişinin göç ettirilmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır. Bunlardan
5420 kişi ilkbaharda, 10293 kişi ise sonbaharda göç ettirilmeli idi. Ancak
SSCB Bakanlar Konseyi taraflar arasında varılmış anlaşmaya itiraz ederek
1949’da toplam 40 bin kişinin göç ettirilmesini talep etmiş ve konuyla ilgili
Bakanlar Konseyi’ne rapor verilmesini istemiştir. Kuliyev, SSCB Bakanlar
Konseyi
Başkan
Yardımcısı’na
müracaat
ederek
ciddi
sorunlarla
karşılaştıklarını ve 1949 yılında toplam 10 bin kişinin göç ettirilmesini rica
382
Bu konuyla ilgili olarak SSCB Bakanlar Konseyi 23 Aralık 1947 tarih, 4083 No’lu “Ermenistan
SSCB’den köylülerin ve başka Azerbaycanlı ahalinin Azerbaycan SSCB’nin Kur ve Aras ovalığına
göç ettirilmesi hakkında” ve 10 Mart 1948 tarih, 754 No’lu “Göç Ettirmenin Şartları Hakkında” iki
karar almıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Guliyev, a.g.m., s. 210.
158
etmiştir. 1953’e kadar devlet 53 bin kişiyi Azerbaycan’a göç ettirmiş,
yaklaşık bu kadar da kendi başına göç ederek Azerbaycan’a yerleşmiştir.383
Stalin’in ölümünden sonra göç durdurulmuş ve daha sonra göç
edenlerin birçoğu geriye dönmüştür. Arşiv belgelerine göre Ermenistan’dan
Azerbaycan’a 100 bin kişi değil 144.654 kişi göç ettirilmiştir.384 Göç ettirilen
bu insanların yaklaşık 1/3’i açlık ve hastalık gibi nedenlerden hayatını
kaybetmiştir.385 Zorla göç ettirilen 144.654 kişiden hiç biri Karabağ’a
sokulmamıştır. Göçmenlerin bazıları Karabağ’a yerleşmek isteseler de
devlet güç kullanarak onlara izin vermemiştir.
1949’de göç süreci başlayınca Abovyan Üniversitesinin Azerbaycan
Türkçesinde eğitim veren dört fakültesi, bir yüksek okul, yüzlerce ortaokul ve
lise kapatılmıştır.386 Ermenistan’dan Azerbaycan’a göç ettirilmiş insanların
yaklaşık % 45’i Stalin’in ölümünden sonra geri dönmüştür. Ermenistan
Hükümeti ve yerel yönetim geri dönen insanlara karşı haksızlıklar yapmış,
yerleşme ve barınmalarına engel olmuştur. 1948-1953’de Azerbaycan
Türklerinin zorla göç ettirilmesi olayı değerlendirirken şu sonuçlara varmak
mümkündür; amaç, nüfus sayısını arttırmak değil, Azerbaycan Türklerini
tamamen göç ettirmek veya hiç değilse sayılarını çok aza indirmek,
Azerbaycan Türklerine ait okul, lise, yüksek okul, üniversite, kültür merkezi
ve başka sosyal faaliyet merkezlerini kapatmak olmuştur. Ermenistan
Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin Ocak 1975 tarihli genel toplantısında
konuyla ilgili sunulan raporlarda Azerbaycan Türklerinin boşalttığı 476 köye
Ermenilerin yerleştirilmediği ve bu köylerin boş kaldığının387 gösterilmesi bu
iddiayı doğrulamaktadır.
383
Memmedov, Ermenistan Azerbaycanlıları ve..., s. 49
Zakir Serdarov, “En Büyük Tarihi Adaletsizlik”, Deportasiya, der. Veliyev, s. 279
385
Memmedov, Asadov, a.g.e., s. 49
386
Atahan Paşayev, “Göçürülme”, Deportasiya, der. Veliyev, s. 67.
387
Memmedov, Asadov, a.g.e., s. 50.
384
159
Sadece Ermenistan Hükümeti değil, aynı zamanda Ermeni kilisesi de
Azerbaycan’a yönelik çeşitli iddialarda bulunmuştur. Dini kurumların
siyasetle uğraşmasının en tehlikeli olduğu 1950’li yıllarda Eçmiadzin
Kilisesi’nin lideri bütün Ermenilerin Katogikosu I. Vazgen (Palçyan) SSCB
Bakanlar Konseyi Başkanı N. A. Bulganin’e iki mektup yazarak Dağlık
Karabağ’ın, Nahçivan’ın ve Gürcistan’ın Ahılkelek bölgesinin Ermenistan’a
birleştirilmesini talep etmiştir.388 Buna gerekçe olarak ise bu bölgelerde toplu
halde Ermenilerin yaşadığını göstermişti.
Ermenistan Hükümeti 1988’e kadar Azerbaycan Türklerine karşı her
tür baskı araçlarını kullanmıştır. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise Erivan ve
Ermenistan’ın bütün illerinde yüksek görevlerde bulunan Azerbaycan
Türkleri görevlerinden uzaklaştırılmıştı.389 1965’de Ermenistan Hükümeti
Moskova’dan sözde Ermeni soykırımının 50. yıldönümünü anmak için izin
almış, 24 Nisan’da 400 bin kişinin katıldığı mitingde “Batı Ermenistan (yani
Anadolu)
Bizim
Olmalıdır!”,
“Dağlık
Karabağ
Bizimdir!”,
“Nahçivan
Ermenistan Toprağıdır!” sloganlarıyla Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı
gösteriler yapılmıştır.390 Bu tarihten itibaren hükümetin ve Ermenilerin
Azerbaycan Türklerine karşı baskıları daha da artmıştır.
Ermenilerin iddia ettiği gibi Karabağ harekâtı 1980’li yılların ikinci
yarısından sonra Gorbaçov yönetiminin uyguladığı glasnost (açıklık,
aleniyet) ve perestroyka (yeniden yapılanma) politikasının sonucu değildir.
Taşnak Komitelerinin Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı uyguladığı politika
388
“Pismo Katolikosa Vsekh Armyan Vazgena”, (Erişim) http://www.bvahan.com/
ArmenianWay/AW/ main_ar/kat-r.html
389
Sadece Amasya ilinde 1988’e kadar İl Komünist Parti Başkanı Azerbaycan Türkü olmuştur. Son
Başkan ise Yıldırım Bağırov idi. Bağırov, 1988 Aralık depremine kadar Amasya ili Komünist
Partisi Genel Sekreteri olarak çalışmıştır. Kendisine karşı birkaç defa suikast edilse de, hafif bıçak
yarası alarak kurtara bilmiştir. Amasya ilinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin güvenli bir şekilde
Azerbaycan’a ulaşmalarını sağlamıştır.
390
Memmedov, Asadov, a.g.e., s.55
160
Sovyet Ermenistan’ın resmi politikası olmuştur. 1988’e kadar Ermenistan’da
Azerbaycan ve Türkiye düşmanlığını anlatan yüzlerce kitap basılmıştır.
Ermeniler “mets yegern” (büyük katliam) konusunu Ermenistan Sovyet
ansiklopedisinde daha geniş olarak ele almıştır. Nitekim ansiklopedinin
bütün ciltlerinde Türkiye’de Ermenilerin yaşadığı köylerin adı verilmiş ve köy
sakinlerinin Türkler tarafından katledildiği yazılmıştır.391 1960’lı yıllardan
başlayarak Ermenistan Hükümeti gayrı-resmi olarak Ermeni yazarları ve
tarihçilerini 1918–1920 Taşnak Hükümeti’nin Ermenistan’ın milli devlet
kurumu ve Karabağ’ın Ermeni toprakları olduğu propagandasını yapmaları
için örgütlemiştir.
1976’da Sovetakan Grakanutyun (Sovyet Edebiyatı) dergisinin 8.
sayısında
editör
Stepan
Kurtikya’nın
“Milli
Özgürlük
Mücadelesinin
Vakayinamesi” adlı bir makalesi yayınlanmıştır. Kurtikyan, Taşnaksutyun
Hükümeti’nin iki yıllık iktidarının Ermenilerin özgürlük mücadelesinin şerefli
sayfası olduğunu, Sovyet Hükümeti’nin ise Ermenilerin bağımsızlık tarihini
silmeye çalıştığını ifade etmişti.392 Makale büyük yankı uyandırmış,
Ermenistan Komünist Partisi Merkez komitesinde tartışılmış ve Kurtikyan
“ciddi” bir şekilde eleştirilmiştir.
1980’li yılların başlarından itibaren Ermenistan’ın ayrı-ayrı bölgelerinde
Azerbaycan Türklerine karşı saldırılar başlamış, bu saldırılar 1990 yılına
kadar devam etmiştir.393 1987 yılı sonlarına doğru Karabağ sorununun
391
Cabbarlı, Rusya’da Ermeni Diasporası.., s. 141.
Oganesyan, Vek Borbı, s. 19.
393
24 Nisan 1983’de Zengibasar ilinde (Masis) bir gurup Ermeni Türklerin düğününü basarak
birçok insanı yaralamış, daha sonra ise Türklerin mezarlarını dağıtmıştır. Bu olayı Zengibasar
Emniyet Müdür Yardımcısı Anastas İskenderyan organize etmişti. Ermenilerin bu tutumu ciddi
karışıklığa neden olmuş, itiraz seslerini duyurmak için Zengibasar’ın Türk ahalisi TürkiyeErmenistan sınırına toplanarak sınır hattını geçmeye çalışmıştır. Ancak Moskova’nın müdahale
etmesiyle olayların karşısı alınmıştır. Olayların sorumlusu olarak Zengibasar İl Komünist Parti
Komitesi Başkan Yardımcısı milliyetçe Azerbaycan Türkü olan Memmedov görevinden alınmıştır.
Bu olaydan sonra Azerbaycan Türklerine karşı resmi hükümet dairelerinden ciddi baskılar yapılmış,
392
161
ortaya atılmasıyla durum daha da kötüleşmiş, Ermenistan’da yaşayan
Azerbaycan Türkleri ciddi tehlikeyle karşı karşıya kalmıştır. 1987’den
başlayarak Ermeniler Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi konusunu
uluslararası gündeme taşımaya başlamıştır. 18 Kasım 1987’de Gorbaçov’un
ekonomik danışmanı Abel Aganbekyan Fransa’nın “L’Humanite” gazetesine
verdiği demeçte Karabağ’ın ekonomik ve siyasi “sorunları” hakkında bilgi
vererek bölgenin Ermenistan’a birleştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.394
Aganbekyan’nın bu konuşmasını Avrupa ve ABD’deki Ermeni gazetelerini
manşetten vermesine rağmen Moskova, konuyla ilgili açıklama yapmaktan
kaçınmıştır. Bu Ermenileri daha da cesaretlendirmiş, artık, sadece Dağlık
Karabağ’ın değil, Nahçivan’ın da Ermenistan ile birleştirilmesi talep
edilmiştir.
20 Şubat 1988’de Dağlık Karabağ Halk Delegeleri Yüksek Sovyeti,
bölgenin Ermenistan’a birleştirilmesi hakkında karar almıştır. Azerbaycan
Yüksek Sovyeti bu kararı reddettikten sonra olayların yönü tamamen
değişmiştir. Ermenistan’da yapılan mitinglerde Azerbaycan Türklerinin
derhal ülkeyi terk etmeleri talep edilmiş, Mayıs ayından itibaren Ermeni
silahlı çeteleri Türklerin yaşadığı köy ve kasabalara saldırmaya başlamıştır.
Ermenistan güvenlik güçleri Türklere yapılan saldırıları önlemektense,
çetelerle birlikte hareket etmiştir. Ermenistan radyo ve televizyonu da gerçek
dışı haberler yayınlayarak, etnik düşmanlığı daha da alevlendirmiştir. Mayıs
1988’den itibaren Azerbaycan Türklerine karşı yapılan baskılar daha da
artmış, onlara gıda ürünleri ve günlük tüketim malları satılmamış,
hastanelerde
sağlık
hizmetleri
verilmemiştir.
Ermenilerin
baskılarına
dayanamayan ve Azerbaycan Hükümeti’nden hiçbir destek almayan Türkler,
üst düzey devlet görevlerde bulunan Azerbaycan Türkleri görevlerinden alınmıştır. Ayrıntılı bilgi
için bkz: Hatem Cabbarlı, “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan Türkleri”, Ermenı
Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı: 4. ss. 122-143.
394
Pompeev, a.g.e., s. 20.
162
Azerbaycan’a göç etmek zorunda kalmıştır. Yaklaşık 300 bin395 Azerbaycan
Türkü yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan sürgün edilmiştir. 1988–1989
yıllarını arasında Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan Türklerinden 214 kişi
Ermeniler tarafında katledilmiştir.396 Ermenistan’da yaşayan Azerbaycan
Türkleri
hiç
bir
destek
almadıkları
için
Ermenilerin
baskılarına
dayanamamış, 1990 yılına kadar tamamı Azerbaycan’a sığınmaya mecbur
kalmıştır.
2. 2. 3. Dağlık Karabağ Sorununun Ortaya Çıkması
1917
Bolşevik
devriminin
gerçekleşmesi
sonucunda
Kafkasya
temsilcileri Transkafkasya Federasyonu oluşturmuşlardı. Rusya’da iktidara
gelen Bolşevikler milletlerin kendi geleceğini tayin etmesi ilkesini kabul
ettiklerini açıklayan ‘Milletlerin Haklar Bildirisi’ni ilan ettikten sonra bölgede
bir güç boşluğu oluşmuştur. Bu durumu iyi değerlendiren Ermeni Devrimci
Federasyonu
önderliğinde
silahlanan
Ermeniler,
Osmanlı’da
ve
Azerbaycan’da çeşitli saldırılar düzenlemiştir. Ermenilerin bu saldırıları
Azerbaycan’ı işgal etmek niyetinde olan Rusya tarafından desteklenmiştir.
1918 Mart’ında Ermeni silahlı birlikleri Bakü’de toplu Türk katliamları
yapılmış, bu süreçte, Bolşevikler milliyetçi Ermenilerle işbirliği yapmıştır.397
Bakü ve civar bölgelerde başarı elde edemeyeceklerini anlayan Ermeniler
Karabağ398 bölgesinde yoğunlaşmaya başlamış, burada yaşayan Ermeni
395
United Nations Development Programme, The Report on the Status of Women of Azerbaijan
Republic, p. 51.
396
Memmedov, Asadov, a.g.m., s. 61; Bu süreçte 1918 olaylarında binlerce Türkü katleden
Njde’nin anısına Mart 1989’da Gafan’da dikilen anıtın açılış töreninde bir konuşma yapan Gafan
Komünist Parti Başkanı Mkrtçyan şöyle demişti: “...Siz çok çalıştınız, ancak Ermenistan’dan
Azerbaycanlıları çıkaramadınız. Sizin büyük arzunuzu torunlarınız yerine yetirdi. Şimdi,
Ermenistan’da bir kişi olsun bile Azerbaycanlı kalmamıştır”. Memmedov, Asadov, a.g.m., s. 62.
397
Teodor Swietochowski, Muslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycan’ı (19051920), İstanbul 1988, Bağlam Yayınevi, ss. 154-159.
398
Reşid Göyüşov, Karabağ’ın Geçmişine Seyahat, Bakü, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, 1993, s.
75; Rusya bölgede bir Ermeni devletinin kurulmasının planlarını uzun yıllardan beri yapmaktaydı.
1967 yılında Ermenistan’ın başkenti Erivan’da basılan “18 yüzyılda Ermeni-Rus ilişkileri” isimli
kitapta (s. 204-205’de) şöyle denilmektedir: Daha 19 Mayıs 1783’de Knyaz G.A.Potyomkin, II
Yekatrina’ya yazdığı mektupta “fırsat bulunca Karabağ’ı hemen Ermenilerin kontrolüne vermek ve
163
azınlığı silahlandırarak bölgeyi Azerbaycan koparmak talebini gündeme
getirmiştiler.
Ermenilerin Karabağa yönelik iddiaları Azerbaycan’ı fiilen kontrol eden
İngilizler tarafından da kabul görmemiştir. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan
bağımsızlığını ilan ettikten sonra da Karabağ bölgesi onun sınırları
içerisinde yer almıştır. 15 Ağustos 1919’da toplanan Karabağ Ermenileri 7.
Kurultayı, Geçici Genel Vali Hosrov Sultanov’la anlaşma yapmış, bu
anlaşma ile bir ortak konsey kurarak, Karabağ’ın yönetimini önemli ölçüde
bu konseye havale etmişlerdir. Bu anlaşmada aynı zamanda, Paris Barış
Konferansı’nda Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olarak kabul gördüğüne de
işaret edilmiştir.399
böylece Asya’da bir Hıristiyan devleti ortaya çıkarmak için gerekenleri yapacaklarından”
bahsetmiştir. Bu nedenle bu kadar büyük göçlerin gerçekleşmesinde Rusya’nın çıkarları
bulunduğunu da unutmamak gerekiyor. Bunun yanında buradaki Müslümanlardan da (Türklerden
de) önemli bir miktar Gacar yönetimi altındaki topraklara göç ettirilmişti. Bu kadar geniş kapsamlı
göçe rağmen, 1832 yılındaki Çarlık Rusya’sı resmi sayımlarında Karabağ bölgesi nüfusunun %
64.8-i Müslüman (Azerbaycan Türkü), %34.8-i Ermeni olarak kayda geçmiştir. 1887 yılında
Fransa’da yayınlanan “Nouveau Dictionnaire de Geographie Universelle” (“Yeni Evrensel
Coğrafya Sözlüğü”) isimli kitabın “Karabağ” maddesinde, 250.000 olarak gösterilen toplam
nüfusun en az yarısının Azerbaycan Türklerinden, geri kalanının Ermenilerden ve bazı İranlı ve
Ruslardan oluştuğu kaydedilmektedir. Hatta Ermenistan kaynakları bile Karabağ sorununa ilişkin
göreceli olarak sessizliğin yaşandığı dönemlerde, 19. yüzyıl başlarında Karabağ bölgesinde Ermeni
nüfusun azınlıkta kaldığını ifade etmekteydiler. Nitekim 1972 yılında Erivan’da yayınlanan “Batı
Ermenistan’ın Rusya’ya birleştirilmesi” isimli bir kitapta (s. 562), bu yıllar için Karabağ bölgesinde
12 bin ailenin bulunduğu ve bunların sadece 2500-ünün Ermeni ailesi olduğu belirtiliyor.
Ermenilerin buraya sonradan geldiğinin kendilerince bir başka ifadesi de, 1978 yılında eski
DKÖB’ne bağlı Ağdere (eski Mardakert) ilinde, “Bölgeye Gelişimizin 150. Yılı” anıtını dikmeleri
olmuştur. 1980’lerde olayların yeniden tırmanmasıyla bu anıt Ermeniler tarafından yıkılsa da,
onunla ilgili video görüntüler ve fotoğraflar mevcudiyetini korumaktadır. Bkz: İgrar Aliyev, Dağlıq
Qarabağ, Bakü, Elm, 1989, ss.75-78.
399
Cemalettin Taşkıran, Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi, Ankara 1995, Genelkurmay
Basımevi, ss. 249-251; Karabağ konusunda tartışmalar devam ederken, 22 Mayıs 1919’da,
Bolşevik Ermeni liderlerden Anastas Mikoyan, RK(b)P MK’ne (Rusya Komünist (Bolşevik) Partisi
Merkez Komitesi) Vladimir Lenin’e konuyla ilgili görüşlerini ‘Ermeni Taşnakları Karabağ’ı
Azerbaycan’dan koparıp Ermenistan’a birleştirme çabasındalar. Fakat bu, Karabağ için yaşam
kaynağı olan Bakü’den ayrılmak ve hiçbir bağı bulunmayan Erivan’a birleşmek anlamına geliyor.
Ermeni köylüleri 5. Kurultayda Azerbaycan’ı tanımayı ve onun yönetimi altında kalmayı
kararlaştırmışlardır.’ şeklinde ifade etmiştir. Bkz: Dursun Yıldırım, Cihat Özönder, Karabağ
Dosyası, KÖK Yayınları, Ankara 1993.
164
28 Nisan 1920 tarihinde Azerbaycan’da Sovyet yönetimi ilan
edildiğinde Karabağ ve şu anda Ermenistan sınırları dâhilinde bulunan
Zengezur,
Azerbaycan
Sovet
Cumhuriyeti’nin
sınırları
içerisinde
bulunmuştur. Ancak Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi taleplerinden
vazgeçmeyen
Ermeniler,
konunun
Moskova
tarafından
müzakereye
çıkarılmasını sağlamıştır. Bu arada Ruslar Ermenistan’da Sovyet yönetimi
kurularsa bunun karşılığında Karabağ ve Zengezur’la ilgili olarak birtakım
vaatler vermiştir. Bunun en önemli örneklerinden biri, Moskova’da
zehirlenerek öldürülen, dönemin Azerbaycan Sovyet yönetiminin başında
bulunan
Neriman
Nerimanov
tarafından
Ermenistan
Komünistlerine
gönderilen bir telgraf olmuştur. 1 Aralık 1920 tarihinde gönderilen bu
telgrafta,
Ermenistan’da
Sovyet
Yönetimi
kurulması
karşılığında,
Azerbaycan’ın Nahçıvan, Zengezur ve Karabağ’ı Ermenistan’a verilebileceği
ifade edilmiştir. Burada amaç yukarıda da ifade edildiği üzere, Ermenistan’ı
Sovyet yönetimine geçme konusunda teşvik etmek idi. Rusya, Ermenistan’ı
işgal etmeden önce bu gibi vaatlerle onları kendi taraflarına çekmeye
çalışsa da, Haziran 1920’de, Orconikidze, Lenin ve Çiçerin’e çektiği
telgrafta, Karabağ ve Zengezur’un köylülerini Azerbaycan’ın bir parçası
olarak gördüklerini ifade etmekle Azerbaycan yanlısı görüş bildirmiştir.400
Ermenistan Bolşevikler tarafından işgal edildikten sonra Komünist
Ermeniler Karabağ’ın Azerbaycan’dan koparılması için uygun fırsatın ortaya
çıktığını görerek taleplerini daha da yoğunlaştırmıştır. Ermenistan yönetimi
Karabağ’ın Ermenistan’a birleştirilmesi taleplerini Moskova’ya iletmiş ve
Komünist Bolşevik Partisi (K(b)P) Kafkas Bürosunda dile getirmiştir.
Ermenilerin talebi üzerine konu müzakere edilirken, 27 Haziran 1921’de
Azerbaycan KP MK toplanarak Ermenilerin iddialarını reddetmiş ve
Karabağ’ın Azerbaycan’dan koparılamayacağını ifade etmiştir. 4 Temmuz
1921’de toplanan RK(b)P Kafkas Bürosu Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’a
400
İgrar Aliyev, Dağlık Karabağ: Tarih, Faktlar, Hadiseler, Bakü 1989, Elm Yayınevi, s. 80.
165
verilmesi gerektiği konusunda görüş bildirmiş, ancak Azerbaycan’ın ciddi
tepki göstermesinden sonra, 5 Temmuz tarihinde RK(b)P MK’den
temsilcilerin de katılımıyla Rusya Komünist Partisi Kafkas Bürosu yeniden
toplanmış ve Karabağ’ın Azerbaycan’ın sınırları içerisinde kalmasına karar
verilmiştir.401 Karabağ’a özerk vilayet statüsünün verilmesi yaklaşık iki yıl
sürmüş, 27–28 Haziran 1923 tarihlerinde toplanan RK(b)P Kafkas Bölge
Komitesi bir ay içerisinde Karabağ’a özerk bölge statüsü verilmesini talep
etmiştir. Uzun müzakerelerden sonra 7 Temmuz 1923’de Azerbaycan
Merkezi Yürütme Komitesi, Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin oluşturulması
kararı alınmış,402 bununla da Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sorun
yerini geçici ve göreceli sessizliğe bırakmıştır.403
2. 2. 4. 1988–1994 Yılları Arasında Dağlık Karabağ Sorunu
1985 yılında SSCB’de Mihail Gorbaçov KP Genel Sekreteri seçildikten
sonra ülkenin Komünist ideolojisi ile yönetilemeyeceğini anlaması üzerine
‘glasnost’ ve ‘perestroyka’ doktrinini uygulayarak siyasi ve ekonomik
bunalımı atlatmak istemiş, ancak başarılı olamamıştır. Ermeniler bu fırsattan
yararlanarak
Dağlık
Karabağ’ın
Ermenistan’a
birleştirilmesi
talebini
gündeme getirmiştir. Bu siyasi cesareti onlara ‘perestroyka’ ve ‘glasnost’,
Gorbaçev ile yakın ilişkileri ve Azerbaycan yönetiminin basiretsizliği
vermiştir. 20. yüzyılın başlarından itibaren kuluçka dönemini yaşayan Dağlık
Karabağ sorunu Ermeniler tarafından yeniden gündeme taşınmıştır.
401
Ayrıca toplantı sonucunda alınan karar doğrultusunda Orconikidze ve Nazaretyan’ın önerisiyle
‘Müslümanlar ve Ermeniler arasında milli sulhun gerekliliği, Yukarı ve Aşağı Karabağ’ın iktisadi
alakasının zaruriliğine, onun Azerbaycan’la olan daimi bağlantısı gibi hususlardan hareketle Dağlık
Karabağ’ın Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içinde kalmasına, bölge dahilinde
bulunan Şuşa şehrinin idari merkez olmak üzere bölgeye geniş bir özerklik verilmesine’ karar
verilmiştir. Mirzoyan, bu çözümden sonra ‘Aslında Karabağ diye bir sorun yoktur. Ermeni
köylüleri Bakü ve Ağdam’la bağlantıları olmadan yaşayamayacaklarını söylüyorlar’ demiştir,
Aliyev, a.g.e., ss. 84-85.
402
Nesib Nesibli, Azerbaycan’ın Jeopolitiği ve Petrol, Bakü 2000, Hazar Üniversitesi, s. 183.
403
Vostrikov S. B, “Karabakhskiy Krizis i Politika Rosii na Kavkaze”, Obşestvennıe Nauki i
Sovremennost, No 3, 1999, ss. 73-86.
166
Dağlık Karabağ Özerk Bölge Sovyeti (DKÖBS) 20 Şubat 1988’de
Azerbaycan ve Ermenistan Yüksek Sovyetlerine Azerbaycan’dan ayrılarak
Ermenistan’a birleşmek talebi ile müracaat etmiştir. 21 Şubat’ta toplanan
Sovyetler Birliği KP MK Ermenilerin isteklerinin gerçekleşemeyeceğine karar
vermiştir. 12 Temmuz 1988’de DKÖB Yerel Meclisi, Azerbaycan’dan
ayrılma kararını alması üzerine Azerbaycan Yüksek Sovyeti Başkanlık
Divanı yerel meclisin kararını geçersiz ilan etmiştir. 18 Temmuz’da toplanan
SSCB Yüksek Sovyeti Başkanlık Divanı, her iki cumhuriyetin kararını
değerlendirmiş
ve
karar
almıştır.
Müzakereler
zamanı
Gorbaçov,
Karabağ’da ekonomik sorunların olduğunu kabul etmış, ancak bu sorunların
Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde halledilmesi gerektiğini
bildirmiştir. 20 Temmuz 1988 tarihli ‘Komünist’ (Bakü) gazetesinde
yayınlanan kararda, Azerbaycan ve Ermenistan’ın sınırlarının ve anayasayla
belirlenen toprak bütünlüğünün değiştirilmesinin mümkün olmadığı, bu
kararın
SSCB
Anayasası’nın
78.
maddesine
(herhangi
bir
Sovyet
cumhuriyetinin sınırı onun rızası olmadan değiştirilemez) dayandığı ifade
edilmiştir.404 Ermeniler beklemedikleri bir karar verildiğini anladıktan sonra
Azerbaycan’dan ayrılma yönündeki faaliyetlerini daha da artırmıştır.
Olayların tırmanması ile bölgede küçük çaplı silahlı çatışmalar
başladıktan sonra 12 Ocak 1989’da, Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti
DKÖB’nin yönetimini geçici bir süre için Azerbaycan’dan alarak Arkadi
Volski
başkanlığında
Moskova’ya
bağlı
Özel
Yönetim
Komitesi’ne
405
devretmiştir.
28 Kasım 1989’da, Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti DKÖB yönetiminin
yeniden Azerbaycan’a bırakmıştır. Bu karardan memnun kalmayan
404
Yıldırım, Özönder, a.g.e., ss. 62-64.
Fahrettin Çiloğlu, Rusya Federasyonu’nda ve Transkafkasya’da Etnik Çatışmalar, çev. Neşenur
Domaniç, Sinatle Yayınevi, İstanbul, 1998,s. 144-145.
405
167
Ermenistan daha da ileri giderek 1 Aralık 1989’da Karabağ’ı kendisine
birleştirme kararı almıştır.406 7 Aralık 1989’da, Azerbaycan Yüksek Sovyeti
Ermenistan Parlamentosu’nun aldığı kararı kınamış ve Karabağ’ı yönetmek
üzere, Egemenlik Yasası gereğince Azerbaycan KP ikinci sekreteri Viktor
Polyaniçko’nun başkanlığını yaptığı ‘Teşkilat Komitesi’ni kurmuştur.
9 Ocak’ta Ermenistan Parlamentosu’nun 1990 yılı bütçesi onaylarken
ekonomik kalkınma plan kapsamına Karabağ’ı da dahil etmesi olayları
çığırından çıkarmıştır. Azerbaycan’da yeni ortaya çıkan muhalif güçlerin
hem Moskova yönetimine, hem de Azerbaycan yönetimine karşı protesto
gösterileri artmıştır.407 12 Ocak’ta Ermenilerin Karabağ’daki iki Türk yerleşim
birimine saldırmaları sonucu, 12 kişi ölmüş, 22 kişi rehin alınmıştır.408
Olayların daha da büyümesini önlemek için Moskova, Bakü’de ve
Azerbaycan’ın birçok bölgesinde (DKÖB dahil) olağanüstü hal uygulamıştır.
19 Ocak 1990’da Sovyet Ordusu havadan, karadan ve denizden
Azerbaycan’a çıkartma yapmıştır. Olağanüstü hal uygulanmaya konduğu
gün Sovyet Ordusu tarafından 130 kişi öldürülmüş, yüzlerce kişi
yaralanmıştır.409
Ağustos 1990’da Gorbaçov’a karşı düzenlenen darbe operasyonunun
başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, Karabağ sorununun hukuki ve siyasi
boyutu da ciddi ölçüde değişmiştir. 30 Ağustos 1991’de Azerbaycan
bağımsızlığını ilan etmesine paralel olarak Karabağ Ermenileri ‘Artsak
Ermeni Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir. Azerbaycan Parlamentosu bu kararın,
Azerbaycan ve SSCB Anayasası’na aykırı olduğunu öne sürerek itiraz
406
Bruno Koppiters, Federalizm Na Kavkaze, Moskovskiy Çentr Karnegi Yayınları, No 2,
Moskova 2002, ss. 14-18.
407
Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, II cilt, Ankara Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
1994, s. 211.
408
Mehmet Kengerli, “Karabağ Azerbaycan Toprağıdır Dünya Durdukça da Öyle Olacaktır”,
Azerbaycan, Ankara, s. 14
409
Çiloğlu, a.g.e., ss. 147-148.
168
etmiştir. Azerbaycan, Rusya ve Kazakistan devlet görevlilerini taşıyan
helikopterin 20 Kasım 1991’de Ermeniler tarafından düşürülmesi ve bütün
yolcuların ölmesinden sonra Azerbaycan Yüksek Sovyeti 26 Kasım 1991’de
DKÖB’nin statüsünü ortadan kaldırmış ve yönetimi Bakü’ye bağlamıştır.410
Taraflar arasında yapılan görüşmelerin, uluslararası kuruluşların, Rusya,
İran ve ABD’nin arabuluculuk girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine, 1991
yılı sonlarından başlayan askeri operasyonlara 9 Mayıs 1994’te ateşkes
antlaşması imzalanana kadar ara verilmemiş ve Ermenistan Azerbaycan
topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiştir.
2. 2. 5. Tarafların Sorunu Tanımlaması
Ermenistan Azerbaycan topraklarını işgal etmesini meşrulaştırmak için
Dağlık Karabağ’ın hiç bir zaman hukuken Azerbaycan’a bağlı olmadığı
iddiasını
savunmuş
ve
konuyla
ilgili
aşağıdaki
argümanları
öne
sürmüştür:411
-Bağımsız Azerbaycan devleti SSCB’nin bir parçası olduğu zaman
Karabağ
Azerbaycan’ın
egemenliği
altında
olmamıştır.412
Milletler
Cemiyeti’nin (MC) Azerbaycan’ın Ermeniler yaşayan Doğu Kafkasya bölgesi
ve Dağlık Karabağ üzerine hak iddia etmesi nedeniyle bağımsızlığını
tanımamış, Azerbaycan kendi sınırları çerçevesinde devlet kontrolünü
sağlayamamış ve devlet sınırlarını MC’ye kabul ettirememiştir.
-SSCB’nin dağılma sürecinde Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’dan
ayrılma ve ‘Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’ni kurulmasını ilan etmesi yasal
temellere dayanmıştır. Ermenistan bu iddiasını desteklemek için SSCB’de 3
410
Taşkıran, a.g.e., s. 161.
Mejdunarodnoe Priznanie Statusa Karabaxa Kak Spornoy Territorii, (Erişim) http://nkr.am/rus/
facts/barseg.htm
412
Eduard Geyvandov, “Tri ‘Ne’: Nenastoyaşyaya, Neligitimnaya, Nesostayatelnaya o Tak
Nazıvaemoy ‘Çelostnosti’ Postsovetskikh Nesostoyavşikhsya Mimi-İmperii”, Armyanskiy
Vestnik, No: 1-2 1999, (Erişim) http://www.hayastan.ru/
411
169
Nisan 1990’da kabul edilen ‘İttifak cumhuriyetlerinin SSCB’den ayrılması ile
ilgili olan sorunların halledilmesi prosedürü’ yasasını ön plana çıkarmıştır.413
-SSCB’nin dağılmasından sonra Azerbaycan’ın SSCB’nin hukuki varisi
olmadığını bildirmiştir. Ermenistan, bununla Azerbaycan’ın eski sınırlarına
sahip olmayacağını iddia etmektedir.414
Azerbaycan Ermenistan’ın tezlerini çürütmek için aşağıdaki tezi
benimsemiştir:
-İngiliz ordusu 1918’de Bakü’yü işgal ederken Dağlık Karabağ ve
Zengezur bölgesini Azerbaycan’ın bir parçası olarak tanımıştır. İngiliz
kumandanlığı Azerbaycan Hükümeti tarafından Dağlık Karbağ’a Genel Vali
olarak atanan Hosrov Sultanov’un tayinini onaylamıştır. Dağlık Karabağ
Ermeni Asamblesi 1919’da Azerbaycan hâkimiyetini resmen kabul etmiştir.
-Azerbaycan Cumhuriyeti 1918–1920 yıllarında birçok devletlerle
diplomatik ilişkiler kurmuş, büyük çoğunluğu ile antlaşmalar imzalamış, on
altı devlet Bakü’de diplomatik temsilciliğini açmıştır.
-12 Ocak 1920’de Paris Konferansı’nda Azerbaycan’ın bağımsızlığı
de-facto tanınmıştır.
-Paris Konferansı’na gönderilen Azerbaycan temsilciliği 1 Ekim
1920’de MC Genel Sekreteri’ne mektup yazarak, Azerbaycan’ın MC’ye üye
kabul edilmesini talep etmiştir. MC Genel Sekreteri 24 Ekim 1920 tarihli
cevap mektubunda, konferansta iştirak eden Azerbaycan temsilcilerinin
Nisan 1920 tarihine kadar hâkimiyette olan hükümet tarafından verildiğini
bildirmiştir. Mektupta MC’ye üyelik için dilekçenin artık bu hükümetin
işbaşında olmadığı (1 Ekim 1920’de) tarihte verildiğini, bu hükümetin Nisan
1920 tarihinden de-facto olarak hâkimiyette bulunmadığını ve ülkenin
tamamını kontrol etmediğini bildirmiştir.415 MC’nin bu mektubu Ermenistan’ın
413
Ayrıntılı bilgi için bkz. SSCB Yüksek Sovyeti yasası, 1990, No 15, ss. 303-308.
Bu konudfa Ermenistan’ın iddiaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: BM belgeleri,
Е/1990/5/Add.36 и CCPR/C/92/Add.2; ООН E/CN.4/2005/G/23 “Legal aspects for the right to
self-determination in the case of Nagorny Karabakh”; Velyaminov G.M, “Priznanie ‘Nepriznanıkh’
i Mejdunarodnoe Pravo”, Rossiya v Globalnoy Politike, Ocak-Şubat2007,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/24/ 7050.html
415
Fuad Musayev, “Pravovıe Aspektı Nagorno-Karabakhskogo Konflikta”,
(Erişim) http://www.mfa.gov.az/ssi_eng/armenian_aggresion/legal/Legal%20aspects%20of%20NK
%20conflict%20-%20Rus.pdf
414
170
‘Azerbaycan’ın Ermeniler yaşayan Doğu Kafkasya bölgesi ve Dağlık
Karabağ üzerine hak iddia etmesi nedeniyle bağımsızlığını tanımamıştır’
iddiasını geçersiz kılmaktadır.
-Bu dönemde Ermenistan da MC’ye üyelik için başvurmuş, ancak MC
Ermenistan’ın
sınırlarının
belirsiz
olduğunu,
statü
ve
anayasasının
olmaması ve hükümetin zayıf olduğunu bildirerek, 16 Aralık 1920’de üyelik
başvurusunu reddetmiştir.416
Taraflar bu iddialarını çeşitli uluslararası kuruluşların tribünlerinden dile
getirerek kendi argümanlarının destek bulmasına çalışsalar da, bu
argümanlar uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilmemiştir. Sorun
çoktan bu argümanları aşmış ve daha ciddi bir nitelik kazanmıştır.
2. 2. 6. Sorunun Çözümü İçin Girişimler
Askeri operasyonların devam ettiği 1994 Mayıs ayına kadar AGİT,
Rusya, daha sonra ise ABD ve Fransa arabuluculuk girişimlerinde bulunsa
da, ciddi bir netice elde edilmemiştir. Bugün sorunun çözümü için uğraşan
AGİT Minsk Grubu çeşitli projeler hazırlasa da, ciddi bir başarı
sağlayamamıştır. Çözüme yönelik çalışmalar genel olarak aşağıdaki gibi
sıralanabilir:
-Azerbaycan ve Ermenistan yetkilileri arasındaki temaslar yoluyla;
-Çeşitli
aralarındaki
devletlerin
devlet
görüşmelerde
başkanları
soruna
ilişkin
ve
Dışişleri
Bakanlarının
değerlendirmeler
yapmaları
yoluyla;
-Uluslararası kuruluşların arabuluculuk çalışmaları yoluyla;
416
League of Nations. Annex 30 B. Future Status of Armenia. Memorandum agreed to by the
Council of the Leagues of Nations, meeting in Paris on 11 April 1920. League of Nations
Document 20/41/9, p. 27; See also Admission of new Members to the League of Nations. Armenia.
Assembly Document 209, pp. 2-3; Assembly Document 251. Aktaran: Musayev, “Pravovıe Aspektı
Nagorno-Karabakhskogo Konflikta”
171
-Azerbaycan ve Ermenistan’ın sivil toplum kuruluşları arasındaki
görüşmeler yoluyla;
-Resmi kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından gerçekleştirilen
konferans ve benzeri organizasyonlar yoluyla.417
Bu bağlamda daha çok her iki devlet başkanlarının görüşmeleri, 1994
yılına kadar Rusya, 1990’lı yılların sonlarından itibaren ABD ve Fransa’nın
girişimlerine paralel olarak BM ve AGİT Minsk Grubu’nun arabuluculuk
girişimleri
ön
plana
çıkmış,
diğer
mekanizmalar
sadece
yardımcı
fonksiyonlara sahip olmuştur. Yukarıda adı geçen devlet ve uluslararası
teşkilatların
sorunun
çözümü
için
arabuluculuk
girişimlerine
açıklık
getirilecektir.
Rusya Federasyonu aslında sorunun çözümüne yönelik girişimlerini
SSCB’den devralmıştır.418 SSCB’nin 21 Aralık 1991 yılında dağılmasına
kadar Rusya bu sorunu iç sorun olarak değerlendirmiş ve hukuki açıdan
girişimler
genelde
SSCB,
Azerbaycan
ve
Ermenistan
Anayasaları
çerçevesinde yapılmıştır. Bu tarihten sonra Rusya’nın belli bir ölçüde soruna
müdahale etme mekanizmaları zayıflamış ve sorun bölgesel niteliğini
değişerek uluslararası özellik taşımıştır.419
Rusya’nın soruna ilk ciddi müdahalesi 21 Eylül 1991’de Devlet başkanı
Boris Yeltsin ve Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in
417
Araz Aslanlı, Karabağ Sorunu ve Çözüm İlkeleri, Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara
Üniversitesi, SBE, Ankara, 2004, s. 35.
418
Rusya’nın soruna yönelik politikası için bkz: Arsen Gasparyan, “Dinamika Karabakhskogo
Konflikta i Rol Rosiiskoy Federaçii”, Central Asia and Caucasus, No 6, 1999, (Erişim)
http://www.ca-c.org/
journal/cac-06-1999/gasparyan.shtml, 24 Ağustos 2007; Lısenko V, “Regionalnıe Konfliktı v
Starnakh SNG: Opıt Uregulirovaniya”, Polis, No 2, 1998, ss. 147-157.
419
Samvel Martirosyan, “Moskovskaya İntriga v Karabakhskom Voprose”,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/region-sng/articles/3489.html, 14 Ocak 2005.
172
bölgeye seferi ile başlamıştır. Yelçin ve Nazarbayev’in arabuluculuk
girişimleri sonucunda tarafların Rusya’nın Jeleznovodsk kentinde biraraya
gelmeleri hakkında anlaşma imzalamış ve bu görüş 23 Eylül 1991’de
gerçekleşmişti. Görüşme sonucunda imzalanan bildiride yasadışı silahlı
birliklerin faaliyetinin durdurulması ve zorunlu göçe tabii tutulan kişilerin geri
dönmeleri ve birtakım güvenlik sorunlarının halledilmesi kararlaştırılsa da,
bildiride öngörülenler hayata geçmedi.420
Taraflar zaman zaman uzlaşmaya yakın olsalar da, bazı beklenmedik
olayların yaşanması bu uzlaşmaların hayata geçmesine engel olmuştur. Bu
tür olaylarda biri de 20 Kasım 1991’de Azerbaycan, Rusya ve Kazakistan
devlet adamlarını taşıyan helikopterin düşürülmesi olmuştur.421 Olayın
ardından daha önce elde edilen anlaşmalar da uygulanmamıştır.
Rusya’nın girişimleri sonucunda Ocak 1992’de Azerbaycan ve
Ermenistan Dışişleri Bakanları Moskova’da bir araya gelerek ateşkes,
ulaştırma ve insani yardımların yerlere ulaştırılması hakkında anlaşmaya
varsalar da, anlaşma şartları uygulanmamıştır. 1992 yılı ortalarına kadar
Rusya Karabağ sorununda diğer devletlerin arabuluculuk girişimlerinde taraf
olmaya çalışmıştır. Ancak Haziran 1992’de Azerbaycan’da Halk Cephesi
iktidara gelmiş, Türkiye ve Batı yanlısı politika izlemiştir. Bunun üzerine
Rusya
420
sorunun
çözümü
için
elinde
bulundurduğu
mekanizmaları
INFO TASS, AIST-87, NOM=AF 684, 673, 1991, 24 Eylül.
20 Kasım 1991’de Ermeni teröristler tarafından ısıya duyarlı roketle düşürülen helikopterde
barış görüşmelerinin başlatılması için Karabağ’a giden, Azerbaycan Devlet Bakanı İsmayılov T,
Başbakan Yardımcısı Haciyev Z, İçişleri Bakanı Esedov M, Başsavcı Gayıbov İ, millet vekilleri
Caferov V, Mehmetov V, Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mirzeyev O, Devlet Bakanı
Namazaliyev G, Dağlık Karabağ Başsavcısı Plavskiy İ, Dağlık Karabağ İstihbarat Örgütü Başkan
Yardımcısı İvanov S, Dağlık Karabağ İçişleri Bakanı Tüğgeneral Kovalev V, Dağlık Karabağ
Olağanüstü hal Komutanı Jilkin N, Devlet Başkanı Danışmanı Yardımcısı Mehmetov R,
Azerbaycan Devlet Televizyon Komitesi’nde çalışan Mustafayev A, Hüseynzade A, Şahbazov F,
Rusya temsilcileri Tüğgeneral Lukaşov İ, Albay Koçarov V. ve Kazakistan İçişleri Bakanı Birinci
Yardımcısı Tüğgeneral Serikov S. hayatını kaybetmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Hatem Cabbarlı,
“Ermenistan ve Terör”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=1&yazi=359, 1
Mayıs 2005.
421
173
kaybedeceğini
anlamış
ve
Ermenistan’ı
desteklemiştir.
Ayrıca
Halk
Cephesi’nin Rus ordularını ülkeden çıkarma talebinde bulunmaları ve bu
işlemin 25 Mayıs 1993’te tamamlanmasından sonra Rusya artık iddia ettiği
‘tarafsız arabulucu’ (zaten tarafsız değildi) olma özelliğini büyük ölçüde
kaybetmişti. Bütün bunlara rağmen Rusya’nın arabuluculuk girişimleri
devam etmiş, 19 Eylül 1992’de Soçi’de, bir araya gelen Azerbaycan,
Ermenistan, Rusya ve Gürcistan Savunma Bakanları 25 Eylül’den itibaren
ateşkesin sağlanması ve diğer konular üzere anlaşma imzalamıştır. Ancak
bu anlaşma da diğer anlaşmalar gibi uygulanmamıştır.
Sorunun çözümü için Rusya, Türkiye ve ABD temsilcileri 29 Nisan
1993’te
Moskova’da
toplanmıştır.
Tarafların
amacı
Azerbaycan
ve
Ermenistan’a barış teklifleri hazırlamak olmuştur. ‘Üçlü Girişim’ olarak da
bilinen bu teklifler Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ Ermenilerine
sunulmuş, ancak Ermenistan ve Dağlık Karabağ Ermenileri teklifi kabul
edilmez olarak değerlendirmiştir.422
Azerbaycan’da yaşanan iç gerginlik nedeniyle Devlet Başkanı
Elçibey’in Bakü’yü terk ederek doğduğu Keleki köyüne sığınması ve Haydar
Aliyev’in iktidara gelmesinden sonra Rusya-Azerbaycan ilişkilerinde ilerleme
kaydedilmiştir. Ülkenin dış ve güvenlik politikasında Rusya’yı dışlamanın hiç
bir yarar sağlamayacağı gerçeğini Elçibey örneğinde gören Aliyev,
ekonomik ve siyasi olarak Rusya politikasını yeniden gözden geçirmiştir.
Rusya Aliyev’in itimadından suiistimal ederek çatışma bölgesine Rus
ordusunu
getirmek
istemiş,
ancak
Aliyev’in
ciddi
itirazları
ile
karşılaşmıştır.423
422
Mityayev V. G, “Karabakskiy Konflikt v Kontekste mejdunarodnıkh Otnoşeniy”, Armeniya:
Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü,
Moskova 1998, ss. 487-554.
423
Mityayev, a.g.m., s. 509.
174
Rusya arabuluculuk girişimlerinde bölge devletleri ve uluslararası
örgütlerin yardımından ve işbirliğinden de yararlanmıştır. Bu bağlamda, 3
Mayıs 1993’te Rusya Devlet Başkanı Yeltsin’in girişimiyle Rusya, Türkiye,
ABD ve AGİK çerçevesinde barış sürecini başlatmıştır. Rusya’nın
Ermenistan’ı destekleyeceğini anlayan Azerbaycan, dengeyi sağlamak için
ABD’nin de görüşmelere katılmasında ısrarlı olmuş ve bu talebini kabul
ettirmiştir. Tarafların, Ermenistan’ın 14 Mayıs 1993’e kadar Kelbecer’i
boşaltması, 17 Mayıs 1993’ten itibaren de AGİK çerçevesinde barış
görüşmelerinin devam ettirilmesini öngören tekliflerini Azerbaycan kabul
etse de, Ermenistan önce itiraz etse de, daha sonra kabul etmiştir. Ancak
Karabağ Ermenileri bu teklifleri kabul etmediklerinden dolayı süreç yeniden
tıkanmıştır.424
Rusya’nın sorunun çözümüne yönelik en başarılı girişimi Bağımsız
Devletler Topluluğu çerçevesinde olmuştur.425 Rusya, Nisan 1994’de BDT
Parlamentolararası Asamblesi temsilcilerinden olan bir grubu Kırgızistan
Yüksek Sovyeti Başkanı Şerimkulov’un başkanlığında bölgeye ziyarete
göndermiştir. BDT Parlamentolararası Asamblesi temsilcileri taraflarla
görüşmüş ve mümkün olan barış tekliflerini sunmuştur. Aynı zamanda
Azerbaycan, Ermenistan ve Karabağ Ermenilerinin temsilcilerinin Mayıs
ayında
Bişkek’te
görüşmeleri
hakkında
anlaşma
sağlanmıştı.
BDT
Parlamentolararası Asamblesi’nin temasları devam ederken, Rusya sorunun
üç aşamada çözülebileceğini bildirerek, burada öncelikli konunun ateşkesin
sağlanması olduğunu kaydetmişti.426 BDT Parlamentolararası Asamblesi ve
tarafların uzun süren görüşmeleri sonucunda Sonuç Protokolü’nün metni
hazırlanmış ve 5 Mayıs’ta imzalanmasına karar verilmişti. Ancak daha sonra
Azerbaycan Protokolü imzalamayacağını bildirmesi üzerine, orta yol olarak
424
Çiloğlu, a.g.e., ss. 167.
Rusya’nın Kafkasya’daki sorunların çözümüne yönelik girişimleri için bkz: Ksimena Kurovska,
Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh Konfliktov v Zagafkaze, (Erişim)
http://www.mpa.ru/ analytics/issue.php?id=110, 24 Temmuz 2007.
426
Diplomatiçeskiy Vestnik, No 9-10, Mayıs 1994.
425
175
Protokolün içeriğine itirazı olmayanların imzalaması, diğer tarafın istediği
zaman imzalaması için de açık kalması teklifi kabul görmüştü. Yine bu
sorunun çözüme kavuşturulması için Bişkek’te uzun süren müzakerelerden
sonra 9 Mayıs 1994’te Protokol imzalanmış ve 12 Mayıs‘ta ateşkes
antlaşması yürürlülüğe girmiştir.
Rusya’nın Dağlık Karabağ sorununa yönelik girişimleri Ermenistan ve
Azerbaycan araştırmacıları tarafından farklı değerlendirilmiştir. Azerbaycan
Rusya’yı
Ermenistan’ı,
suçlamıştır.427
Ancak
Ermenistan
netice
da
itibarıyla
Azerbaycan’ı
Ermenistan’ın
desteklemekle
Azerbaycan
topraklarının % 20’sini işgal etmesi gerçeği Azerbaycan’ı haklı çıkarmıştır.
Rusya’nın
arabuluculuk
girişimleri
ile
ateşkes
antlaşmasının
imzalanması Rusya’nın sorunun ortaya çıkması ve gelişmesinde ne kadar
güçlü mekanizmalara sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Sorunun çözümü için
mücadele eden bir ülke de ABD’dir. ABD genelde ateşkes antlaşmasının
imzalanmasından sonra soruna kalıcı çözüm arayışları sürecinde etkili
olmaya çalışmıştır.
1990’lı yılların sonlarına geldiğinde BM, AGİT Minsk Grubu, Rusya ve
İran’ın arabuluculuk girişimleri sonuçsuz kalmış, Dağlık Karabağ’da 9 Mayıs
1994’te imzalanan ateşkes antlaşması nihai barış antlaşması ile sağlama
alınmamıştı. Bu tarihe kadar ABD sorunun çözümüne yönelik AGİT Minsk
Grubu çerçevesinde faaliyet gösterse de, daha sonra doğrudan bu sorunun
çözümü için taraflarla görüşmelere başlamıştır. ABD ağırlıklı olarak her iki
427
İgor Muradyan, “Karabakhskaya Problema i Politika Rossii”,
(Erişim) http://www.karabakhopen.
com/src/index.php?lang=ru&id=3&nid=11281, 25 Haziran 2007, Naira Melkumyuan, “Nagornıy
Karabakh: V Poiskakh Ustoyçivigi Mira”, Central Asia and Caucasus , No 4, 1999,
(Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac-04-1999/st_09_melkumjan.shtml, 23 Ağustos 2007.
176
ülkenin devlet başkanlarını bir araya getirerek, barışın sağlanmasına
çalışmıştır. ABD, NATO’nun kuruluşunun 50. yıl kutlamalarında bu talebini
her iki tarafa iletmiş ve olumlu cevap almıştı.
ABD, sorunun çözümüne yönelik isteklerini Başkan Bill Clinton’un her
iki ülkenin devlet başkanları ile görüşünde ve telefon konuşmalarında
mektup (Eylül 1993 ve Ocak 2001) diplomasisi ile bildirmiştir. ABD
taraflardan bir an önce soruna çözüm bulmalarını talep etmiş, anlaşmaya
varıldıktan sonra her iki ülkeye mali ve siyasi yardımlarda bulunacaklarını
bildirmişti.428
Konuyla ilişkin ABD en somut adımı 15 Mart 2001’de açıklama yapan
Dışişleri Bakanı Colin Powell’in, Aliyev ve Koçaryan'ı, 3 Nisan 2001’de
Karabağ sorunu hakkında görüşmelere Kei-West’e, yeniden başlamaya
davet etmesi ile atmıştır.429 ABD’nin bu girişimi bölgesel ve dünya basınında
olumlu değerlendirilmiş ve sorunun halledilmesi umutlarını artırmıştı.
Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları daveti kabul etmiş ve ABD’nin
arabuluculuk girişiminin olumlu sonuç vereceğinden umutlu olduklarını
bildirmiştir.430
ABD’nin,
görüşmeler
başlamadan
önce
hazırladığı
“Karabağ
sorununun geçmişine dair” raporda ilk defa olarak, Ermenistan ordusunun
Azerbaycan topraklarını işgal altında bulundurduğuna ilişkin ifadelere yer
428
Bizim Asr, 1 Mart 2001.
Ayrıntılı bilgi için bkz: (Erişim) http://www.trt.net.tr/Haber/Haber/hdevamsonuc.asp?
haberno=29 073
430
Sergey Şakaryanç, “Ki-Uest i Posle Ego”, (Erişim) http://www.acnis.am/articles/rus/
keywest.htm, 4 Mayıs 2001.
429
177
vermesi431 her geçen gün Rusya’nın yörüngesine bir az daha yaklaşan
Ermenistan’a yapılan uyarı ve baskı olarak değerlendirilmişti.432
Powell aracılığıyla gerçekleştirilen görüşmelere Haydar Aliyev ve
Robert Koçaryan, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanları ve çok sayıda dışişleri
mensupları
katılmıştı.
Görüşmelerin
ilk
günlerinde
Aliyev’in
sert
açıklamalarda bulunması ve devlet başkanlarının görüşünün iptal edilmesi,
görüşmelerin
beklenen
sonuçlarla
bitmeyeceğini
göstermişti.433
Bu
görüşmenin gerçekleşmemesinin hemen ardından AGİT Minsk Grubu
eşbaşkanları ortak bildiri yayınlayarak, görüşmelerde olumlu gelişmelerin
kaydedildiğini bildirmiştir.
Ciddi bir ilerlemenin kaydedilmediği Kei-West görüşmelerinden sonra
Aliyev ve Koçaryan Başkan Buş’la görüşmüş ve görüşün sonuçları
müzakere edilmiştir. Daha sonra konuyla ilgili değerlendirme yapan
Koçaryan, ‘Karabağ görüşmelerinin yapıcı geçtiğini ve 13 yıllık sorunu sona
erdirecek yeni bir barış planının yolunu açtığını’, Azerbaycan Dışişleri
Bakanı Vilayet Kuliyev ise, ‘Ermenistan'ın, karşılıklı tavizlere gidilmesi
yoluyla çözüm bulunacağını nihayet anladığını’ ifade etmiştir.434
Dağlık Karabağ sorununun nihai barış antlaşması ile halledilmesi için
arabuluculuk girişimlerinde bulunan ve diğer uluslararası örgütlere göre
431
Araz Aslanlı, “The Karabakh Question in Light of The Latest Development”, Turkish Daily
News, 17 Mart 2001
432
Sergey Şakaryanç, “Arçakhskiy Spektr i Regionalnaya Politika”, (Erişim) http://www.acnis.am/
articles/rus/artsakh.htm, 23 Mayıs 2001.
433
Brenda Şaffer, “SŞA i Karabakhskiy Konflikt”, (Erişim) http://news.bbc.co.uk/hi/russian/
in_depth/newsid_3548000/3548360.stm
434
Aslanlı, a.g.m.,
178
daha çok çaba harcayan Avrupa Güvenlik ve işbirliği Teşkilatı∗ (AGİT)
olmuştur.435
AGİT, 1992 yılı başlarına kadar sorunu SSCB’nin iç problemi olarak
değerlendirmiştir. Ancak SSCB’nin dağılmasından sonra soruna taraf olan
bölge devletlerinin Ocak 1992’de AGİT’e ve 2 Mart 1992’de BM’ye üye
olmalarından sonra sorun SSCB’nin iç sorunu olmaktan çıkmış ve
uluslararası nitelik kazanmıştır.436
Şubat 1992 tarihinden itibaren AGİT Dağlık Karabağ sorunu ile
ilgilenmeye başlamıştır. Bu amaçla kurum Azerbaycan’a özel bir delege
göndermişti. AGİT, Yüksek Görevli Şahıslar Komitesi’nin (YGŞK) 27–28
Şubat’ta Prag’da yapılan 7. toplantısında bu delegenin hazırladığı rapor
dinlenilmiştir.
Raporda
Dağlık
Karabağ’ın
Azerbaycan’a
ait
olması
onaylanırken, sınırların değiştirilmemesi şartıyla sorunun barış yoluyla
halledilmesi vurgulanmıştır.437 YGŞK’nın 13–14 Mart tarihinde Helsinki’de
yapılan 8. toplantısında sorun yeniden müzakere edilmiş ve barış yolu ile
halledilmesi gerektiği tekrarlanmıştı. Bu toplantıdan sonra YGŞK Başkanı
Yan Kubişin bölgeye sefer etmiştir.438 Kubşin’in amacı gelişmeleri yerinde
değerlendirmek ve AGİT gözlemcilerinin bölgeye yerleştirilme imkânlarını
araştırmak olmuştur.
∗
5-6 Aralık 1994’te düzenlenen Budapeşte Zirve toplantısına kadar Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Konseyi (AGİK) adında olan kurumun adı bu toplantıda 1 Ocak 1995 yılı tarihinden geçerli olmak
şartıyla Avrupa Güvenlik ve işbirliği Teşkilatı (AGİT) olarak değiştirilmiştir. Bu çalışmada 1 Ocak
1995 yılı başlarına kadar olan gelişmelerde kolaylık bakımından Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı (AGİT) ismi kullanılmıştır.
435
Sorunun çözümüne yönelik AGİT Minsk Grupu’nun girişimleri için bkz: Aleksandr Grigoryan,
Armyano-Azerbaydjanskie Otnoşeniya: Realii i Perspektivı, Ermenistan Stratejı ve Ulusal
Araştırmalar Merkezi Yayınları, Erivan 2001, ss. 17-21; Suren Zolyan, Nagornıy Karabakh:
Problema i Konflikt, Lingva Yayınevı, Erivan 2001, ss. 171-193; Ali Abasov, Arutyun
Khaçatıryan, Variantı Reşeniya Karabakhskogo Konflikta: İdei i Realnost, Yeni Nesil Yayınevi,
Bakü 2002, ss.69-76.
436
Elçin Ahmedov, Ermenistan’ın Azerbaycan’a Saldırısı ve Uluslararası Örgütler, Bakü 1998,
s. 11.
437
Ahmedov, a.g.e., s. 12.
438
Hayat, 24 Mart 1992.
179
Mart ayı boyunca askeri operasyonlar devam ederken, AGİT Dışişleri
Bakanları Konseyi’nin 24 Mart’ta yapılan toplantısında bölgedeki son
gelişmeler değerlendirilmiş ve kabul edilen sonuç bildirisinin 3–11.
maddelerinde sorunun çözümü için Beyaz Rusya’nın Minsk kentinde bir
konferans
toplanmasının
kararlaştırılmıştır.
9.
maddede
konferansın
katılımcıları olarak Azerbaycan, Almanya, ABD, Ermenistan, Beyaz Rusya,
İsveç, İtalya, Fransa, Rusya, Türkiye, Çek ve Slovakya Federal Cumhuriyeti
(toplam 11 devlet) belirlenmiştir.439
YGŞK 18–21 Mayıs tarihleri arasında Helsinki’de konuyu yeniden
müzakere etmiş ancak Ermenistan’ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle ciddi bir
netice elde edilememişti. AGİT Minsk Grubu’nun konuyla ilgili ilk toplantısı
İtalya parlamentosu üyesi Mario Rafaelli başkanlığında 1–5 Haziran’da
gerçekleşmiştir.440 Azerbaycan tarafı bu görüşmeye Dağlık Karabağ
temsilcilerinin gözlemci statüsünde katılmasına razı olsa da, Karabağ
Ermenileri özerk cumhuriyetin temsilcisi gibi katılmak istediklerini beyan
ederek toplantıya katılmamıştır.
27 Ağustos’ta Minsk Grubu Başkanı Rafaelli bölge devletlerini ziyaret
ederek ateşkes talebini yenilemiştir. Minsk Grubu’nun da girişimleri
sonucunda taraflar arasında ilk defa olarak uzlaşma sağlanmış ve
Azerbaycan, Ermenistan ve Kazakistan Dışişleri Bakanları arasında 27
Ağustos 1992’de Alma-Atı Beyannamesi imzalanmıştır.441 Beyanname
şartlarına göre, 1 Eylül 1992’den itibaren ateşkes sağlanmış, 3 Eylül
1992’de Ermenistan’ın İcevan ilinde protokol imzalanmıştır. Üç taraflı
439
Şamil Mehti, “Azerbaydjano-Armyanskiy Konflikt i Politika OON i OBSE: İtogi za 10 Let”,
(Erişim) http://conflicts.aznet.org/conflicts/konf/konf_k9.htm, 23 Ağustos 2007; Ayrıca Bkz:
(Erişim) http://www.osce.org/docs/russian/1990-1999/mcs/adhels92rhtm, 13 Kasım 2002.
440
Ahmedov, a.g.e., s. 14.
441
Safarov P.Ş, 90’lı yıllarda Azerbaycan’ın Uluslararası Durumu ve Dış Politikası, Bakü, Elm,
1999, s. 31.
180
çalışma grubu 14–15 Eylül 1992 tarihlerinde faaliyete başlasa da, daha
sonra Ermenistan Alma-Atı Beyannamesi’ni kabul etmediğini bildirmiştir.442
Minsk Grubu girişimlerinin sonuçsuz kalmasının bir diğer nedeni de 3
Nisan 1993’te Ermenistan’ın Azerbaycan’ın Kelbecer ilini işgal etmesi
olmuştur. Azerbaycan bu tarihten sonra AGİT barış görüşmelerine
katılmayacağını bildirmiştir.443
Minsk Grubu Mayıs 1994’te ateşkes antlaşması imzalandıktan sonra
soruna kalıcı çözüm bulmak için mekik diplomasisini hızlandırmış ve Aralık
1996’ta
Lisbon’da
düzenlenen
AGİT
toplantısında
konuyu
yeniden
müzakere etmiştir. Azerbaycan AGİT prensiplerine uygun olarak toprak
bütünlüğünün korunması şartıyla Dağlık Karabağ Ermenilerine en yüksek
özerklik statüsü vereceğini açıklamış ve bu sonuç bildirisinin 20.
maddesinde yer almıştı.
Ermenistan bu teklife olumlu yaklaşmamış ve
toplantıda kararların alınmasında uzlaşma yöntemi geçerli olduğundan 20.
maddeye ilişkin veto hakkını kullanmıştır. Buna karşılık Azerbaycan’da veto
hakkından yararlanarak sonuç bildirisini imzalamamıştır. Ancak sonuç
itibarıyla Azerbaycan’ın çıkarlarının ifade edildiği 20. madde sonuç
bildirisinde yer almamıştı. Buna karşılık AGİT dönem Başkanı Flavio Kotti
sorunun halledilmesine ve tarafları ortak paydaya getirebilecek ilkeleri şöyle
açıklamıştı:
-Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü,
-Dağlık Karabağ Bölgesi’nin Azerbaycan toprakları içerisinde en geniş
‘kendi kaderini tayin’ hakkını elde etmesi,
442
Safarov, a.g.e., s. 31.
Aslanlı, “Tarihten Günümüze Karabağ Sorunu”, Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, İlkbahar
2001, VII. cilt, sayı 1, s. 407.
443
181
-Dağlık Karabağ’ın güvenliği ve anlaşma şartlarına uyulması yönündeki
garanti.444
Bu şartlar konferansa katılan devletler tarafından kabul edilse de,
Ermenistan Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığından bahsedilmediği için buna
karşı çıkmıştı.
Uzun zaman barışın sağlanması için çaba harcayan Minsk Grubu
Mayıs 1997’de taraflara yeni bir barış planı takdim etmişti. Buna göre:
-Dağlık
Karabağ
silahlı
birliklerinin,
Laçin
dahil
işgal
ettikleri
topraklardan çekilmesi,
-Cephe hattı boyunca tampon bölgede devriye gezmesi için ve her
yılda bir yenilenebilir manda altındaki bir barış gücünün yerleştirilmesi,
-Laçin’ın Azerbaycan tarafından AGİT’e ve bu yoldan da Dağlık
Karabağa kiralanması,
-İşgal altındaki bölgeleri terk etmiş kişilerin geri dönmelerini sağlamak,
-Ermenistan ve Dağlık Karabağ’a yönelik ambargonun kaldırılması,
-Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanması şartıyla Dağlık
Karabağ’ın kendini yönetebilmesi, gerekli ve maksimum ölçüde ‘milli
müdafaa’ ya sahip olabilmesi.445
Plan Azerbaycan tarafından kabul edilse de, Ermenistan kabul
etmeyeceğini bildirmişti. Bu planın da kabul edilmemesinden sonra Minsk
Grubu taraflara çeşitli barış planları sunmuş ancak hiç biri kabul
görmemişti. Bu planları aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:
444
Ahmedov, a.g.e., s. 48.
Nicolas Tavitian, “Karşı Konulamaz Bir Güce Karşı, Hareket Ettirilemez Bir Madde: Dağlık
Karabağ‘ın Üzerine Minsk Grubunun Düzenlediği Görüşmeler”, ‘yy’, ‘yy’, ‘ty’.
445
182
-Paket Çözüm (Haziran 1997)
-Aşamalı Çözüm (Ekim 1997)
-Ortak Devlet (Kasım 1998)446
Planlar genelde birbirilerine benzese de, aralarında ciddi farklılıklar
mevcuttur. Planların benzer yanları daha çok ekonomik içerikli, farklı yanları
ise Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tehlikeye alan unsurların sırasıyla
daha da artmasıdır.
Paket Çözüm planı (resmi ismi “Dağlık Karabağ Sorununun Çözüme
Kavuşturulmasına İlişkin Çok Boyutlu Sözleşme), adıyla taraflara 18
Temmuz 1997’de sunulan plan adından da belli olduğu gibi sorunun
çözümüne ilişkin paket antlaşma mekanizmasını önermiştir.447 Planda
tarafların BM Antlaşması’na, BM Güvenlik Konseyi’nin 822, 853, 874 ve 884
sayılı kararlarına AGİT’in temel ilkelerine, uluslararası hukukun genel
kurallarına bağlı kalmaları teklif edilmişti. Bu teklife göre, imzalanacak iki
antlaşmadan birincisi barışın şartlarını, ikincisi ise Dağlık Karabağ’ın statüsü
problemine açıklık getirecekti.448
Aşamalı Çözüm planı (resmi ismi Dağlık Karabağ Silahlı Çatışmasının
Durdurulmasına İlişkin Sözleşme), 2 Aralık 1997’de taraflara sunulmuştur.
Bu plana göre, barışın sağlanması, mültecilerin geri dönmelerinin şartları
hazırlanacak Ermenilere verilecek özerklik statüsünün belirlenecek, işgal
altında bulunan Laçın, Şuşa ve eski Şaumyan illerinin hukuki statüsü ise
446
Rovshan İbrahimov, “Dağlık Karabağ Sözde Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığının Tanınması
Durumunda Uluslararası Ortamda Ortaya Çıkabilecek Sorunlar”, Ermeni Araştırmaları, Ankara,
sayı 6, yaz 2002, s.116.
447
“Dağlık Karabağ Münakaşasının Aradan Kaldırılmasına Dair Herterefli Saziş”, Azerbaycan, 21
Şubat 2001.
448
“Dağlık Karabağ Münakaşasının Aradan Kaldırılmasına Dair Herterefli Saziş”. Azerbaycan, 21
Şubat 2001.
183
daha sonra tartışılacaktı.449 Bu konularda anlaşmaya varıldığı takdirde ise
bölgeye, AGİT 1994 Budapeşte Zirvesi’nin Sonuç Bildirisi’ çerçevesinde
Barışı Sağlama Birlikleri yerleştirilecekti.
Ortak Devlet planı (resmi ismi Dağlık Karabağ Silahlı Çatışmasının
Çok Yönlü Çözümünün İlkelerine İlişkin) 7 Kasım 1998’de taraflara
sunulmuştur. Bu planda
‘Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin kurulması ve
Azerbaycan sınırları içinde, ortak devlet oluşturması öngörülmüştür.450
Planda ortak devletin idaresi için Azerbaycan’ın ve ‘Dağlık Karabağ’ın devlet
başkanlarının, başbakanlarının ve parlamento başkanlarının temsilcilerinden
oluşan ortak komitenin kurulması yer almıştı. Planda aynı zamanda
imzalanacak anlaşmaların geçerliliğinin garanti altına alınması için Rusya,
ABD
ve
Fransa
devlet
başkanlarının
ortak
çalışmalar
yapacağı
vurgulanmıştı.451
Bu tekliflerden ilk ikisi Ermenistan, üçüncüsü ise Azerbaycan
tarafından kabul görmemiştir. Ermenistan Dağlık Karabağ’a bağımsızlık
verilmesini talep ederken, Azerbaycan en yüksek özerklik statüsünün
verilebileceğini bildirmiştir. Minsk Grubu’nun arabuluculuk girişimleri bugün
de devam etmektedir. Minsk Grubu’nun arabuluculuk girişimi BM tarafından
desteklenmiş ve sanki BM sorunun çözümünü bu kuruma devrederek
sorumluluktan kurtulmak istemiştir. Minsk Grubu’nun başarısız olmasının bir
diğer nedeni de Dağlık Karabağ sorununun çözümü ile ilgilenmeye
başlayıncaya kadar kurumun daha önce bu tür sorunların çözümüne yönelik
girişimleri ve netice itibarıyla tecrübesinin olmaması, işgalci ve işgale maruz
kalan tarafların tasnifinde belirsizliğe yol vermesi, aldığı kararların sadece
449
“Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşasının Dayandırılması Hakkında Saziş”, Azerbaycan, 21
Şubat 2001.
450
“Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşasının Herterefli Hellinin Prinsipleri Hakkında”, Azerbaycan,
21 Şubat 2001.
451
“Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşasının Herterefli Hellinin Prinsipleri Hakkında”. Azerbaycan,
21 Şubat 2001.
184
teklif ve öneri şeklinde olması, yaptırım gücü ve mekanizmasının
olmamasıdır.
Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik BM’nin de bazı
girişimleri olmuş ve bu girişimler pasif şekilde bugün de devam etmektedir.
Rusya’nın
Ermenistan’a
askeri
ve
siyasi
desteği
sonucunda
topraklarının büyük bir bölümünün Ermenistan tarafından işgal edilmesinden
sonra Azerbaycan Rusya’nın girişimlerini engellemek ve sorununun çözümü
için Birleşmiş Milletler, arabuluculuk girişimlerini kabul etmiştir.
BM’nin sorunun çözümüne yönelik ilk girişimleri Başkan Butros Gali’nin
özel temsilcisi olarak atanan Sayruse Vens’in 17 Mart 1992’de bölgeye
gelerek olayları gözlemlemek ve durum tespiti yapması ile başlamıştır.
Vens’in konuyla ilgili 26 Mart’ta Gali’ye sunduğu raporda BM’nin AGİT’in
girişimlerine destek verilmesi ve barışın sağlanmasının gerekliliği ifade
edilse de, barışı sağlamak için net bir teklif veya mekanizma ortaya
konmamıştı.452 Ermenistan’ın 9 Mayıs 1992’de Şuşa’yı işgal etmesinden
sonra Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nin toplanarak sorunun müzakere
edilmesini
talep
etmişti.453
Azerbaycan’ın
talebi
üzerine
Güvenlik
Konseyi’nin 3072. toplantısı düzenlenmiş, Dağlık Karabağ sorunu müzakere
edilmiş, Konsey Başkanı’nın konuşmasında genel olarak son durumun
tespit edilmesi için bölgeye temsilci gönderilmesi ve savaş bölgesini terk
eden insanlara insani yardımların ulaştırılması gerektiği ifade edilmiştir.454
452
Mityayev, a.g.m., s. 505.
Ahmedov, a.g.e., s. 60.
454
Ahmedov, a.g.e., s. 60.
453
185
AGİT’in sorunun çözümüne yönelik barış girişimleri sonuçsuz kalmış
ve askeri operasyonlar devam etmiştir. Bunun üzerine, BM Güvenlik
Konseyi, taraflardan ateşkesin sağlanmasını ve Minsk Grubu’nun acil
toplanmasını talep etmiştir. Ermenistan’ın askeri operasyonları genişleterek
3 Nisan 1993’te Kelbecer ilini işgal etmesinden sonra Azerbaycan’ın
BM’deki temsilcisi Hasan Hasanov, BM Güvenlik Konseyi’nden olayla ilgili
açıklama yapmasını ve Ermenistan ordusunun Kelbecer’den çekilmesini
sağlayan karar alınmasını talep etmiştir. 6 Nisan 1993’te Güvenlik Konseyi
yapılan açıklamada taraflar arasındaki durumun daha da kötüleşmesinden,
Ermenilerin∗ Kelbecer’i işgalinden bölgedeki barışı tehdit eden tüm bu
türden hareketlerden duyduğu rahatsızlığı ifade etmiştir. Açıklamada ayrıca,
sınırların değişmezliği ve toprak bütünlüğü ilkeleri çerçevesinde AGİK’in
barış girişimlerini desteklediklerini, BM Genel Sekreterinden konuyla ilgili
Güvenlik Konseyi’ne rapor sunması istenmiştir. 14 Nisan 1993’te Genel
Sekreter tarafından Güvenlik Konseyi’ne sunulan raporda, Karabağ’daki
askeri operasyonlara ve Kelbecer’in işgal edilmesinde Ermenistan’ın ne gibi
rol üstlendiğinin karanlık kaldığı, ancak modern silahlar kullanıldığı, yerel
Ermeniler dışında da gücün bulunduğu ifade edilmiştir. Kelbecer ilinin
işgalinden sonra Türkiye, Pakistan, İran, İngiltere, İKÖ, İtalya ve Fransa
olayı kınayan açıklamalarda bulunsalar da, sorunun çözümü için somut
hiçbir adım atılmamıştır.455
Azerbaycan’ın girişimleri sonucunda BM Güvenlik Konseyi 30 Nisan
1993’te Kelbecer’in işgali konusunu müzakere etmiş ve 15 üyenin oybirliği
ile 822 sayılı karar456 kabul edilmiştir. Bu kararda, Kelbecer’in Ermeniler
tarafından işgal edilmesi kınanmış, sınırların ihlal edilememesi, işgalin kabul
edilmemesi,
∗
devletlerin
bağımsızlığı
ve
toprak
bütünlüğüne
saygı
Kararda Ermenistan’ın adı değil, sadece Ermeniler ifadesi kullanılmıştır.
Nazim Cafersoy, Elçibey Dönemi Azerbaycan Dış Politikası (Haziran 1992-Haziran 1993),
Ankara, ASAM yayını, 2001, s. 85.
456
Resolutıon 822 (1993), S/RES/822 (1993), 30 April 1993, (Erişim) http://www.un.org/Docs/
scres/1993/ 822e.pdf;
455
186
gösterilmesi ilkeleri hatırlatılmıştır. Kararda ateşkese kesin olarak uyulması;
işgal güçlerinin Kelbecer ilinden ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş diğer
illerinden çıkarılması amacıyla bütün askeri operasyonların ve düşmanca
eylemlerin durdurulması talep edilmiş; ilgili tarafların çatışmanın AGİK Minsk
Grubu barış süreci çerçevesinde çözümü için görüşmelere hemen ve tekrar
başlanması
ve
sorunun
barışçıl
araçlarla
çözümünü
zorlaştıracak
eylemlerden kaçınması ısrarla vurgulanmış; sivil halkın zorluklarını azaltmak
için bölgede, özellikle çatışmanın etkili olduğu bütün illerde insani
yardımların yapılabilmesi için engellerin kaldırılması istenmiş; bütün
tarafların uluslararası insani hukukun ilke ve normlarına uymak zorunda
olduğu belirtilmiş; Genel Sekreterden AGİK Başkanı, ayrıca AGİK Minsk
Grubu ile görüşmeler yaparak bölgedeki, özellikle Azerbaycan’ın Kelbecer
ilindeki durumu değerlendirerek bu konuda Güvenlik Konseyi’ne rapor
sunması istenmiş; bu konuyla aktif olarak ilgilenme kararı alındığı ifade
edilmiştir.457
Kararda Kelbecer ve işgal edilen diğer bölgelerden Ermeni silahlı
birliklerinin geri çekilmesi gerektiğini ifade eden BM Güvenlik Konseyi,
Azerbaycan’ın bütün ısrarlarına rağmen Ermenistan’ı işgalci ülke olarak
tanıma cesaretini göstermemiştir.
BM’nin etkisiz kalan birinci kararından sonra Ermenistan ordusu askeri
operasyonlara devam ederek, 23 Temmuz 1993’te Ağdam ilini işgal etmiştir.
Azerbaycan’ın talebi üzerine toplanan BM Güvenlik Konseyi, 853 sayılı
karar458 kabul etmiştir. Kararda Konsey, Azerbaycan topraklarının işgalini
kınamış, en kısa sürede ateşkesin sağlanmasını ve işgal edilmiş bölgenin
geri verilmesini talep etmiştir. Konseyin kararında aynı zamanda AGİT’in
457
Aslanlı, “Tarihten Günümüze Karabağ...”, ss. 393-430.
Resolution 853 (1993), S/RES/853 (1993), 29 Temmuz 1993,
(Erişim) http://www.un.org/Docs/scres/ 1993/853e.pdf;
458
187
bölgeye temsilci göndermesinden duyulan memnuniyet ifade edilmiş ve
taraflara bu kurum aracılığı ile doğrudan görüşmelere başlamaları
önerilmiştir.
Güvenlik
Konseyi
Başkanı
18
Ağustos’ta
Azerbaycan-
Ermenistan arasında siyasi ilişkilerin daha da gerginleşmesi ve cephe
bölgesinde askeri operasyonların hızlanmasından duyduğu endişeyi dile
getirmiş, ateşkes anlaşmasının imzalanması gerektiğini ve devletlerden
çatışan her iki tarafa silah satmamasını talep etmiştir.459 Ateşkes
antlaşmasına 18 Ağustos–14 Eylül tarihleri arasında riayet edilmiş ve 5
Kasıma kadar uzatılması hakkında görüş birliğine varılmıştır. Ancak
Ermenistan bu antlaşma şartlarına uymamış ve 23 Ağustos 1993’te Fizuli,
25–26 Ağustosta Cebrayıl, 31 Ağustosta da Gubatlı işgal edilmiştir. Bu
arada BM Güvenlik Konseyi 14 Ekim 1993’te toplanarak 874 sayılı bu
karar460 almıştır. Karada taraflardan ateşkese uymaları,
Güvenlik
Konseyi’nin 822, 853 sayılı kararlarından doğan yükümlülüklerin yerine
getirilmesi
talep
edilmiştir.
Ancak
bu
kararda
diğer
kararlar
gibi
uygulanmamış, Azerbaycan iç politikasında yaşanan hâkimiyet uğrunda
mücadeleyi,
Rusya’nın
siyasi
ve
askeri
desteğini,
BM
ve
dünya
kamuoyunun ilgisizliğini fırsat bilen Ermenistan 10 Ekim’den itibaren güney
cephesi boyunca geniş askeri operasyonlara başlamış ve 23 Ekimde
Horadiz kasabasını, 28 Ekim–1 Kasım tarihlerinde Zengilan’ı işgal ederek
Karabağ üzerinde fiili kontrolü sağlamıştır. Bölgedeki durumu değerlendiren
BM Güvenlik Konseyi 11 Kasım 1993’te 884 sayılı karar461 kabul etmiştir.
Diğer kararlarda olduğu gibi bu kararda da, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü
bir daha teyit edilmiş, sınırların değiştirilmemesi ve silaha başvurmadan
toprak elde etmenin yol verilmez olduğu vurgulanmıştır.
459
Mityayev, a.g.m., s. 511.
Resolution 874 (1993), S/RES/874 (1993), 14 Ekim 1993, (Erişim) http://azerbaijan-ungeneva.az/ documents/un_874.pdf;
461
Resolution 884 (1993), S/RES/884 (1993), 14 Ekim 1993, (Erişim) http://www.un.org/Docs/
scres/1993/884e.pdf;
460
188
BM Güvenlik Konseyi’nin Dağlık Karabağ sorunu ile ilgili aldığı bütün
kararlarda Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün korunması, Ermenistan’ın
soruna taraf olması, işgal edilen Azerbaycan topraklarından hemen ve
kayıtsız şartsız geri çekilmesi vurgulansa da, elde olan somut verilere
rağmen (Kelbecer’in işgali sırasında iki taraftan-Azerbaycan’ın Karabağ
bölgesinden ve Ermenistan sınırından saldırıldığı video görüntülerle de
tespit edilmiştir), Ermenistan işgalci ülke olarak tanınmamış, Ermenistan’a
herhangi bir (Kuveyt’in Irak işgalinden kurtarılması örneğinde olduğu gibi)
yaptırım uygulanmamıştır.
Ateşkes
anlaşmasının
imzalanmasından
sonra
nihai
barış
anlaşmasının imzalanması için BM, AGİT Minsk Grubu, Rusya, Fransa, İran
ve ABD’nin teklif ettiği barış planı Azerbaycan ve Ermenistan tarafından
kabul edilmediği için sorun halen devam etmektedir. BM uluslararası
örgütlerin ve devletlerin arabuluculuk girişimlerini desteklediğini bildirse de,
sorunun çözümüne yönelik proje hazırlayarak taraflara sunmamıştır.
Müzakereler zamanı BM barış gücünün bölgeye yerleştirilmesi konusu ele
alınsa da, ciddi bir sonuç elde edilmemiştir. BM’nin dünya devletleri örgütü
olması itibarıyla sorunun çözümü için ciddi girişimlerde bulunması
gerekirken, bu görevini Minsk Grubu ve başka devletlere devretmesi,
Güvenlik
Konseyi’nin
aldığı
kararların
zaafiyetini ve yetersiz kaldığının ifadesidir.
yerine
getirilmemesi
örgütün
3. BÖLÜM
3. ERMENİSTAN’IN BÖLGE POLİTİKASI
3. 1. ERMENİSTAN’IN RUSYA POLİTİKASI
3. 1. 1. Ermenistan Jeopolitiğinde Rusya’nın Yeri ve Önemi
Coğrafi bakımdan çok elverişsiz bir bölgede bulunan ve doğal
kaynaklardan yoksun olan Ermenistan’ın, denize çıkışı yoktur ve ulaştırma
genellikle Gürcistan üzerinden yapılmaktadır. Böyle bir coğrafyada bulunan
bir ülkenin yakın çevresi ile iyi ilişkiler kurması gerekirken, günümüzde
Ermenistan, komşuları ile ciddi sorunlar yaşamaktadır. Sadece İran ile
ekonomik ve siyasi ilişkileri üst düzeydedir. Ayrıca Rusya ile sınırı
olmamasına rağmen, güvenlik ve ekonomik anlamda büyük ölçüde bu
ülkeye bağımlıdır.462
Rusya’nın Ermenilerin tarihinde büyük önemi vardır. 18. yüzyılda sıcak
denizlere inme politikasını uygulayan Rusya, Kafkasya’da Azerbaycan
Türkleri
ve
Gürcülere
güvenmediğinden
dolayı,
bölgede
çıkarlarını
koruyacak Ermenileri İran ve Osmanlıdan Kafkasya’ya göç ettirmiş463 ve
462
Atadjanyan İ. A, İz İstorii Russko-Armyanskikh Vzaimootnoşeniy s X po XVIII Veka,
Erivan, Lingva 2006; L. M. Melikset-Bek, Drevnya Rus i Armyane, Sbornik Trudov İnstıtuta im
Marra N. Ya, Erivan 1946; K. N. Grigoryan, “Russkie Peçatnıye İstoçniki Konça XVIII-Naçalo
XIX vv. Ob Armenii”, İzvestiya AN SSSR, No: 6, 1955.
463
Parsamyan, a.g.e., ss. 19-71.
190
devlet kurmalarına yardımcı olmuştur.464 Kafkasya’da Ermeni devletinin
kurulması Rusya için güney sınırlarının güvenliği anlamına gelmiştir ve
Ermenistan bu özelliğini bugün de korumaktadır.
Ermenistan’ın 1920–1991 yıllarında SSCB/Moskova ile ilişkilerini
jeopolitik açıdan değerlendirmek mümkün olmasa da, bağımsızlık elde ettiği
1991’den itibaren bu ülkenin jeopolitiğinde Rusya büyük önem kazanmıştır.
Güney Kafkasya’da dar bir coğrafyaya sıkışan Ermenistan, Azerbaycan
topraklarının işgal edilmesinde Rusya’nın ciddi ölçüde ekonomik, siyasi ve
askeri desteğini almıştır. Bağımsızlık sürecinde Ermenistan, ülkesinde
konuşlanan Rus askeri üslerini çıkarmamış, aksine Azerbaycan ve
Gürcistan’dan çıkarılan askeri üsleri kendi topraklarında konuşlandırmıştır.465
Bağımsızlığının ilk yıllarında Rusya karşıtı görüşler ortaya çıksa da,
jeopolitik dezavantajını telafi etmek isteyen Ermenistan daha sonra Rusya ile
ilişkilerini üst düzeyde tutmaya çalışmıştır. Ermenistan’ın, siyasi ve ekonomik
varlığının devam etmesi büyük ölçüde Rusya’ya bağlıdır. Rusya, Ermenistan
ekonomisi,
güvenlik
ve
dış
politikasında
belirleyici
ve
temel
ülke
konumundadır.
Rusya ile tarihi ilişkilerini göz önünde bulunduran Ermenistan için,
ülkenin
güvenliğinin
Ermenistan’da
ve
konuşlanan
bağımsızlığının
Rus
askeri
tek
garantörü
birlikleridir.466
Rusya
Baltık
ve
ülkeleri,
Azerbaycan ve Gürcistan Rusya’nın liderliğinde kurulan Bağımsız Devletler
Topluluğu’na üye olmaktan kaçınırken Ermenistan kayıtsız şartsız 21 Aralık
464
Ayvazyan, a.g.e., ss. 264-452.
Malışeva, a.g.m.,; “Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı Gürcistan’daki Askeri Donanımı
Ermenistan’a Nakletmeye Başladı”, Azg, 21 Mayıs 2003.
466
Arsen Gasparyan, “Natsioanalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v Armyano-Rossiyskih
Otnoşeniyakh”, (Erişim) http://www.armenianembassy.ru/arsen.html
465
191
1991’de BDT’ye üye olmuştur. 18–19 Mayıs 1999’da Erivan’da düzenlenen
‘Rusya-Ermenistan-İran: Uygarlık Diyalogu’ adlı konferansta konuşma yapan
Taşnaksutyun Partisi Merkez Yönetim Kurulu Başkanı ve Devlet Başkanı
Koçaryan’ın Danışmanı görevinde bulunan Vahan Ovannisyan Ermenistan’ın
son 300 yıllık tarihinde Rusya’nın büyük rol oynadığını ve Ermenistan’ın
bağımsızlığının garantörü olduğunu ifade etmiştir.467 Ovannisyan’ın bu
görüşü 8 Ekim 2002’de Moskova’da düzenlenen ‘Yüzyılın Kavşağında
Dünya
Ermenileri
ve
Uluslararası
İlişkilerin
Güncel
Sorunları’
adlı
konferansta konuşma yapan Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov’un görüşleri
ile uyuşmaktadır. İvanov görüşlerini, ‘…Rusya Kafkasya devletidir ve bu
bölgede doğal çıkarları vardır. Rusya’nın Kafkasya politikası tarihi,
ekonomik, siyasi, dini ve kültürel ilişkilerin sürekliliğine dayanmaktadır. Bizim
başlıca amacımız bu bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamaktır. Bizim
bölgedeki varlığımız istikrarın sağlanması için yeterlidir. Bu konu bugün de
bizim için güncelliğini korumaktadır. Ermenistan Kafkasya ülkeleri arasında
Rusya için özel öneme sahiptir. İki ülke arasındaki ilişkiler dostluk ve işbirliği
prensibine, karşılıklı anlaşmaya, milli çıkarların örtüşmesine ve tarihi
geleneklere dayanmaktadır’.468 şeklinde ifade etmiştir.
Rusya’nın desteğini alan Ermenistan silahlanmakta ve bölgesel
güvenliği tehdit etmektedir.469 Ermenistan’ın Hay Dat Doktrini’ni uygulaması,
bir anlamda Rusya’nın Kafkasya politikası ile örtüşmektedir. Rusya,
Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan toprakları hesabına kurulması planlanan
‘Büyük Ermenistan’ projesine önem vermiş ve Ermenistan’ın yayılmacı
politikasını askeri ve siyasi anlamda desteklemiştir.470
467
Susanna Petrosyan, “Rossiya-Armeniya-İran: Dialog…”,
Vstuplenie Ministra İnostrannıh Del Rossii İ. S. İvanova Zaklyuçitelnom Plenarnom Zasedanii
Mejdunarodnıy Konferantsii “Armyane na Rubeje Vekov i Aktualnıe Problemı Mejdunarodnıkh
Otnoşenii”, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Bülteni, Moskova, 9 Ekim
2002,
469
Vartan Tonoyan, “Robert Koçaryan: Rossiya i Armeniya Blizki, Kak Nekogda Ranşe”,
İzvestiya, 22 Mayıs 2003.
470
“K. Zatulin: Rossiya ne Mojet Pozvolit Sebe Roskoş Poteri Svoego Deystvitelno
Posledovatelnogo Soyuznika na Kavkaze-Armenii”, Novosti-Armeniya HA, 1 Şubat 2007.
468
192
Ermenistan’ın jeopolitiğinde Rusya’nın önemi güvenlik anlamında ve
siyasi açıdan bazı avantajlar sağlasa da, ekonomik olarak bölgesel işbirliği
imkânlarından yoksun bırakmıştır. Ancak Ermenistan yönetimi Ermenistan’ı
bölgedeki ekonomik ve siyasi gelişmelerin dışına iten faktörlerden daha çok
Rusya ile işbirliğinin olumlu yönlerini göz önünde bulundurmuş ve
kamuoyuna bunun propagandasını yapmıştır. Bununla Ermenistan:
-Türkiye’nin
Kafkasya
politikasına
ve
özellikle
Türkiye’den
kaynaklandığını düşündüğü tehdide karşı Rusya’yı denge unsuru olarak
görmüş,
-Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit eden Cavaheti Ermenilerinin
ayrımcılık faaliyetini desteklemiş,
-Türkiye politikasını sözde soykırımın tanınması\ toprak talebi ve
tazminat alınması şartları üzerinde kurmuş,
-Bölgesel güvenliği ve istikrarı tehdit eden bir dış politika izlemiştir.
Aynı zamanda Rusya da Ermenistan ile olan stratejik işbirliği
sonucunda:
-Ermenistan’da konuşlanan Rus askeri üsleri sayesinde Azerbaycan ve
Gürcistan’ı kontrol altında tutmuş,
-Kafkasya, Rusya’nın siyasi ve askeri eliti tarafından özel bir bölge
olarak tanımlanmış ve bu yönde politika izlenmiş,
-Hazar
havzası
enerji
kaynaklarının
uluslararası
piyasalara
çıkarılmasında Kafkasya’nın mevcut Rus boru hatlarına alternatif konumunu
zayıflatmaya çalışmış (Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Supsa petrol boru
hatları),
-1990’lı yılların sonlarına doğru Azerbaycan ve Gürcistan’ın Rusya’yı
dışarıda bırakarak yeni güvenlik mekanizmalarını kurmalarını engellemiş,471
-Kafkasya’daki askeri ve siyasi varlığını koruyabilmiş,472
471
David Darçiaşvili, “Rossiyskoe Voennoe Prisutstvie v Gruzii-Poziçii Storon i Perspektivı”,
Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, II. cilt, dizi 1, 1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/
crs/rus/R02-004.html; Vaagn Aglyan, “Rossiyskaya Federaçiya i Yujnıy Kavkaz: Strukturnaya
Vzaimosvyazannost i Perspektivı Razvitiya Otnoşenii”, 21 Vek, Erivan, No: 1, (3), 2006. ss. 146173.
472
Vitaliy Naumkin, “Rossiya i Zakavkaze”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, III. cilt, No:
1, 1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/03_0 2R.htm
193
-Ermenistan üzerinden bölgede daha etkili siyasi, ekonomik ve askeri
politika uygulamış ve bölgedeki etnik sorunları kontrol edebilmiştir.473
Ermenistan jeopolitiğinde Rusya’nın rolü ve etkisi daha çok Rusya’nın
menfaatlerinin korunması çerçevesinde bu gün de devam etmektedir;
bugünkü şartlarda kısa ve orta vadede Rusya’nın bu ülke üzerindeki
etkinliğinin herhangi bir kesintiye uğrayacağını iddia etmek mümkün değildir.
3. 1. 2. Bağımsızlık Süreci ve Sonrasında Ermenistan-Rusya
İlişkileri
Bağımsızlık sürecinde Ermeni kamuoyunda Rusya karşıtı görüşler
şekillenmeye başlamıştır. Ermeni aydınları miting ve toplantılarda yaptıkları
konuşmalarda
1918–1920
yılları
arasındaki
Birinci
Ermenistan
Cumhuriyeti’nin devrilmesinde Bolşevik Rusya’yı suçlamıştır. Ermenistan
bağımsızlık mücadelesini başlatan Ermeni Ulusal Hareketi Rusya’yı
Ermenistan’ın bağımsızlığı karşısındaki en büyük engel olarak görmüştür. Bu
süreçte Ermenistan’da yaşayan Ruslara baskı uygulanmış, Rus ordusuna
karşı saldırılar düzenlenmiştir. 1990’da Ermenistan’da ‘David Sasunçi’,
‘Vrejkhdrutyun’ (İntikam), ‘Hay Dat’, ‘Ankakh Gumartak’ (Bağımsız Müfreze),
‘Nart’ ve ‘Muş’ adlı silahlı gruplar,474 ülkede konuşlanan Rus askeri üslerine
saldırmıştır.
Ancak 1990’dan sonra Ermenistan’da iktidarda bulunan EUH liderleri
Rusya’nın siyasi, ekonomik ve askeri desteği olmadan Dağlık Karabağ ve
ekonomik sorunları halledemeyeceklerini anlamış, Rusya ile ilişkilerine önem
473
Мaykl Emerson, “Podkhodı k Stabilizaçii Na Kavkaze”, Kavkazskie Regionalnıe
İssledovaniya, V. cilt, No: 1-2, 2000, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/Vol5/
EmersonNEWRUS.htm
474
Pompeev, a.g.e., ss. 176-181.
194
vermiştir. Bu tarihten sonra bağımsızlık sürecinde Rusya 70 yıllık istibdadın
merkezi olarak değil, bağımsızlık sonrası işbirliği yapılacak ülke ve müttefik
olarak algılanmıştır.475
Bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren, Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı
taleplerini destekleyen Ermenistan, bu konuda da Rusya’nın desteğine
ihtiyaç duymuş ve Ermenistan’ın çıkarlarının korunması açısından politika
izlemiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Kafkasya’da yaşanan
etnik sorunlar ve silahlı çatışmaları kendisinin bölgede kalması için fırsat
olarak değerlendiren Rusya, bölgedeki ayrılıkçı hareketleri siyasi açıdan
desteklemiş, askeri ve teknik açıdan yardımda bulunmuştur.
Bu dönemde Ermenistan’ın Rusya politikası Dağlık Karabağ sorunu ve
yaşadığı
ekonomik
sorunlara
çerçevesinde
şekillenmiştir.
1990’da
Ermenistan’ın egemenliğini ilan etmesinden sonra Rusya, Dağlık Karabağ
konusunda Azerbaycan’ı destekleyerek Ermenistan’a baskı uygulamıştır.
Ancak 1991’den sonra Azerbaycan’da yaşanan siyasi gelişmeler ve 1992’de
iktidara gelen Azerbaycan Halk Cephesi’nin Rusya karşıtı politika izlemesi
üzerine Rusya, Ermenistan ile siyasi ve askeri işbirliğini yeniden gözden
geçirmiş ve Ermenistan’ı desteklemiştir.
Bu tarihten itibaren Ermenistan da Rusya’nın bölgedeki etkinliğini göz
önünde bulundurarak, ikili ilişkileri geliştirmek için çaba harcamıştır. Özellikle
ekonomik sorunların çözülmesi ve Dağlık Karabağ konusunda Rusya’nın
siyasi, askeri ve ekonomik desteğine ihtiyaç duyan Ermenistan, Rusya’nın
ileri sürdüğü şartları koşulsuz olarak kabul etmiştir.
475
Bağımsızlık sonrası Ermenistan-Rusya ilişkileri için bkz: Sergey Şakaryanç, Politika
Postsovetskoy Rosii Na Kavkaze i Ee Perspektivı, Ermenistan Stratejik ve Milli Araştırmalar
Merkezi Yayınları, Erivan 2001.
195
1990’li yılların başlarında Rusya’nın askeri, siyasi ve ekonomik açıdan
Ermenistan’da kalmasını ülkenin hayati çıkarları ile örtüştüğü kanaatinde
olan Petrosyan, 1996 yılından itibaren Rusya’ya yönelik politikasında bazı
değişiklikler yapmak istemiştir. 1988–1996 yılları arasında Ermeni devleti ve
kamuoyu tamamen Dağlık Karabağ sorunu ile ilgilenmiş, bölgedeki
jeoekonomik ve jeopolitik gelişmelerin dışında kalmıştır. Bölge devletlerinden
Azerbaycan
ve
Gürcistan
uluslararası
ekonomik
ve
siyasi
ortamla
bütünleşmeye olmaya çalışmış, ciddi ekonomik gelişmeler elde etmiş,
Azerbaycan ‘Asrın Anlaşması’ olarak bilinen petrol anlaşmasını imzalamıştır.
Azerbaycan yabancı petrol şirketleri ile görüşmelere devam ederken
Gürcistan, kendi açısından çok etkili bir genel durum değerlendirmesi
yaparak Hazar havzasındaki petrolü dünya pazarlarına taşıyacak petrol boru
hatlarının kendi topraklarından geçmesi için Azerbaycan hükümeti ve
şirketler birliği ile görüşmelere başlamıştır. Bu dönemde ise Ermenistan,
Azerbaycan topraklarının işgaline devam ederek kendisini bu sürecin dışında
bırakmayı tercih etmiştir.
Rusya, özellikle Dağlık Karabağ Savaşı’nda Ermenistan’ı desteklemiş,
bu ülkenin Türkiye ile sorunlarını ön palana çıkararak Ermenistan’ı kontrol
etmeye çalışmıştır. Ermeniler de Türk düşmanlığı duyguları ile Rusların
politikasının etkisinde kalmıştır. Yaklaşık 300 yıldır Kafkasya’da varlığına
devam eden Rusya, Türkleri Ermenilere ‘büyük düşman’ olarak tanıtmış ve
Ermenilerin koruyuculuğunu üstlenmiştir. Bir başka deyişle Rusya’nın
Kafkasya’daki siyasi ve askeri varlığının devam etmesindeki etkenlerden biri
de Ermenilerin Türkiye düşmanlığıdır. Ruslar Türkiye’yi Ermenistan’ın varlığı
için ciddi bir tehdit kaynağı olarak göstermiş ve Ermenileri, büyük bir devlet
tarafından savunması gerektiğine inandırmışlar.
1990’lı yılların ikinci yarısında bölgesel ve uluslararası koşulları
değerlendiren Petrosyan, Ermenistan’ın Rusya’nın uydusunda kaldığı
196
sürece, ne Karabağ sorununun çözüleceğine ne de ekonomik kalkınmanın
mümkün olmayacağını anlamış ve Rusya ile olan ilişkilerin yeniden gözden
geçirilmesi gereğine inanmış, istifa etmeden kısa bir süre önce Ermeni
halkına ‘Savaş mı, Barış mı?’ adlı bir mektup yazarak sesini duyurmaya
çalışmıştır. Bu mektupta Petrosyan, Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan
etmesinden itibaren yaşanan siyasi, askeri ve ekonomik gelişmeler
değerlendirilmiş, Ermenistan’ın kendisini bölgedeki ekonomik ve siyasi
gelişmelerden izole etmesinin ciddi bir hata olduğunu, bölgesel güvenlik ve
istikrarın sağlanması için bölge devletlerinin kendi aralarında anlaşması
gerektiğini, özellikle Dağlık Karabağ Savaşı’nda nihai barış anlaşmasının
imzalanmasının şart olduğunu vurgulamıştır. Mektupta Petrosyan özellikle
Rusya’nın bölgedeki varlığını sorgulamış, Karabağ Savaşı’nda Rusya’nın
Ermenistan’a verdiği desteğin sonsuza kadar devam etmeyeceğini ve
Rusya’nın
Karabağ’ın
bağımsızlığını
tanımayacağını,
uzun
vadede
Ermenistan’ın daha ciddi ekonomik ve siyasi sorunlarla karşı karşıya
kalmaması için barış anlaşmasının imzalanması gerektiğini kanıtlamaya
çalışmıştır.476 Petrosyan mektubunda sadece Ermenistan’ın iç ve dış
politikasında yaşanan sorunlara değil, bölgesel ve uluslararası sorunlara da
değinmiş, başta ABD olmak üzere Batı’lı petrol şirketlerinin Azerbaycan ile
anlaşma imzaladıktan sonra Ermenistan’a yapılan baskıların arttığını ve
Ermenistan’ın ciddi sıkıntılar içinde olduğu bir dönemde bu baskılara karşı
fazla dayanamayacağını ifade ederek bu konuda Ermeni halkının desteğinin
gerekli olduğunu savunmuştur.
Perosyan’nın
Rusya’nın
etkisinden
kurtulma
çabası
başarıyla
sonuçlanmamıştır. Rusya ile ilişkilere daha çok önem veren Koçaryan’ın
1998’de devlet başkanı seçilmesinden sonra Ermenistan’ın iç ve dış
politikasında ciddi değişiklikler olmuştur. Her şeyden önce, Rusya ile
ilişkilerini geliştirmeye çalışan Koçaryan, askeri, ekonomik ve siyasi açıdan
Rusya ile işbirliğine önem vermiştir. Koçaryan, iktidarının ilk yıllarında
476
Levon Ter-Petrosyan, “Voyna İli…”
197
ekonomik sorunlardan daha çok siyasi sorunların çözülmesine öncelik
vermiştir.
Koçaryan dış politika çerçevesinde başta Rusya olmak üzere ABD ve
Avrupa ülkeleri ile ilişkileri geliştirmeye çalışmıştır. Ermenistan ve Rusya
arasında ekonomik ve ticari ilişkileri etkileyen en önemli sorunlardan biri de
Ermenistan’ın Rusya’ya olan borcunun ödenmesinde yaşanan zorluklar
olmuştur. Bağımsızlığın ilk yıllarında Rusya’nın verdiği borçlarla ayakta
kalmaya çalışan Ermenistan, birkaç yıl sonra bu borçları ödeyemez duruma
gelmiştir. Rusya bulduğu her fırsatta Ermenistan’a borcunu geri ödemesi
gerektiğini hatırlatmış ve verdiği doğalgazda kesintiler yapmaya başladıktan
sonra, Ermenistan Hükümeti Rusya’ya olan borcunu ödemek için yollar
aramıştır. Taraflar arasında yapılan uzun görüşmelerden sonra Ermenistan
Devlet Başkanı Robert Koçaryan’ın teklifi üzerine Rusya, toplam 101 milyon
Dolar borç karşılığında Ermenistan’ın büyük askerî sanayi tesisi olan Nairit,
Mars ve ülke elektrik ihtiyacının % 40’nı üreten Hrazdan hidroelektrik santrali
başta olmakla beş büyük sanayi tesisini almaya karar vermiş ve 17 Temmuz
2002’de bu konuda anlaşma imzalanmıştır.477 Taraflar arasında imzalanmış
bu anlaşmada Rusya’nın kontrolüne verilmiş sanayi merkezlerinin demirbaş
sayısının kesin olarak hesaplanmadığı için uzun süre Rusya Duma’sında
onaylanmamıştır. Yapılan görüşmelerden sonra bu konudaki anlaşmazlıklar
da halledilmiş ve Rusya Duma’sı Ermenistan ile imzalanmış anlaşmayı 15
Mayıs 2003 tarihinde onaylamıştır.
20 Mayıs 2003 tarihinde Rusya federasyonu Sanayi, Bilim ve Teknoloji
Bakanı İlya Klebanov yaklaşık 80 Rus işadamı ile birlikte Ermenistan’a resmi
bir ziyarette bulunmuştur. Koçaryan, Rus heyetini kabul ederken Ermenistan
477
“Devlet Duması “Borca Karşı Mülk” Şartnamesini Onayladı“, Azg, 15 Mayıs 2003, “Rossiya
Poluçila ot Armenii Nauçnıye İnstitutı v Sçet Uplatı Dolga”, (Erişim) http://lenta.ru/economy/2002/
11/05armenia
198
ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi imkânlarının
olduğunu ifade etmiştir. Klebanov ise Rusya’nın Ermenistan ile bilim ve
teknoloji alanında işbirliğini geliştirmek istediklerini vurgulamış, iki ülke
arasındaki ekonomik işbirliğinin siyasi ilişkilerin gölgesinde kaldığını dile
getirmiştir. Klebanov, Ermenistan’a yatırım yapmak için Rusya vatandaşı
Ermeni
işadamlarının
heyette
yer
almasının
önemini
belirtmiş
ve
Ermenistan’a yatırım için teklif edilen koşulların çok etkileyici olduğunu, tek
engelin ise ulaştırmada yaşanan sorunlar olduğunu bildirmiştir. Klebanov,
birinci toplantının devamının olması ve benzer toplantıların gelenek haline
gelmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ermenistan Ticaret ve Ekonomik Gelişme
Bakanı Karen Cşmarityan ise Rusya’nın Ermenistan’ın kimya ve metalürji
alanında yatırımları olduğunu ifade ederek, bankacılık, finans hizmeti,
sigortacılık ve başka alanlarda da işbirliğinin geliştirilmesinin önemli
olduğunu bildirmiştir.478
3. 1. 3. Siyasi İlişkiler
Araştırmacılar Güney Kafkasya devletlerinden hiç birinin kendi iç
kaynakları, ekonomileri ve askeri güçleri ile ulusal güvenliklerini ve
bağımsızlıklarını
koruyamayacağı
görüşünde
hemfikirdir.479
Bu
araştırmacılar özellikle, Ermenistan’ın jeopolitik konumu itibarıyla bu konuda
yetersiz kaldığını ve ulusal çıkarlarının bölgede etkili olan bir devletin
çıkarları ile örtüşmediği sürece, kendisini siyasi, askeri ve ekonomik olarak
güvende hissetmeyeceğini ifade etmiştir.
478
Ara Mardirosyan, “Rusyalı İşadamları Ülkemizin Yatırım Koşullarını İnceleyecek”, Azg,
21 Mayıs 2003.
479
Ruben Şugaryan, “Stabilnost Na Kavkaze: Vosem Printsipov Regionalnogo Sotrudniçestva”,
Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac01/01.shugr.shtml, 14 Aralık 2001; Gülşen Paşayeva, “Sistema Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo
Kavkaza: Mifı i Realnost”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2001/journal_rus/cac-01/03.pashr.shtm, 21 Aralık 2001.
199
Azerbaycan ve Gürcistan’ın Rusya’ya mesafeli davranmaları, Rusya’yı
Ermenistan ile işbirliğine iten nedenlerden biridir. Bu devletler sahip oldukları
ekonomik potansiyellerini ve jeopolitik konumlarını (Azerbaycan’ın sahip
olduğu Hazar enerji kaynakları ve Gürcistan’ın Karadeniz’e kıyısının
bulunması açısından) göz önünde bulundurarak, Rusya’nın bölgede yeniden
başat güç olmasına karşı çıkmışlardır. 1991’den itibaren hukuken bu
devletler
üzerindeki
egemenliğini
büyük
ölçüde
kaybeden
Rusya,
Kafkasya’daki varlığını korumak için Ermenistan’ı desteklemiştir.
Ermenistan, Rusya’nın Azerbaycan ve Gürcistan ile siyasi ve ekonomik
işbirliğinden ciddi şekilde rahatsız olmuş, bu devletlerin Rusya ile anlaşması
durumunda
Ermenistan’ın
azalacağından
endişe
Rusya
duymuştur.
için
öneminin
Vladimir
büyük
Putin’in
bir
devlet
ölçüde
başkanı
seçilmesinden sonra Kafkasya devletlerinden ilk olarak Azerbaycan’ı ziyaret
etmesi Ermeni siyasileri ve basını tarafından ‘Ermenistan-Rusya ilişkilerinde
kriz döneminin başlangıcı’ olarak değerlendirilmiştir. Rusya’daki Ermeni
diasporası ise bu olaydan dolayı büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını dile
getirmiştir.480
Güney Kafkasya’da çıkarları aleyhine gelişen siyasi olaylar Rusya’yı
doğal olarak bölge devletlerinden biri ile ittifak arayışı içine sokmuştur.
Rusya 1991’de Ermenistan ile ‘Dostluk İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma
Anlaşması’ imzalamış, 1997’de ise bu anlaşmayı yenilemiştir. Anlaşma
şartlarına göre üçüncü bir devlet Ermenistan veya Rusya’ya karşı askeri
müdahalede bulunursa her iki ülke birbirine yardım edecektir.481
480
“Rossiya i Armeniya. Dvuhstoronniye Otnoşeniya v Svete İzmenyayuşihsya Vneşnepolitiçeskih
Prioritetov Armyanskoy Politiçeskoy Elitı”, (Erişim) http://www.e-jurnal.ru/p_bzarub-st-12.html, 1
Mart 2005.
481
Malışeva, a.g.m.,
200
3. 1. 4. Ekonomik ilişkiler
Ermenistan ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler daha çok Rusya’nın
leyine olan özellik arz etmektedir.482 İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin,
siyasi ve askeri ilişkiler kadar iyi olmamasına rağmen, özellikle Ermenistan
açısından büyük önem taşımaktadır. Siyasi ilişkiler iki ülke arasında
ekonomik ilişkileri belirlemiştir. Özellikle enerji alanında Rusya’nın yardımı bu
konuda ciddi sıkıntılar yaşayan Ermenistan için hayati önem taşımıştır.
Ancak bu işbirliği Rusya gibi büyük ekonomik yapıya sahip olmayan
Ermenistan için tek taraflı şekilde gelişmiş, başta enerji olmakla birçok
alanda Rusya’ya bağımlı kalmıştır. Taraflar arasında siyasi işbirliğinin
gölgesinde kalan ekonomik işbirliğinin yetersiz kalmasının nedenleri ise
Ermenistan’ın ekonomik potansiyelinin zayıf olması, ulaştırmada yaşanan
sorunlar ve iki ülke arasında kara bağlantısının olmamasıdır. Ermenistan ve
Rusya arasında ekonomik işbirliği aşağıdaki anlaşmalar çerçevesinde
yürütülmektedir:
-1996’da Önemli Ürünlerin Gönderilmesi Hakkında Rusya Federasyonu
Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan
Protokol (No: 317. 21.03. 1996).
-1997’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne Devlet Kredisi Verilmesi Hakkında
Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında İmzalanan Protokol (No:1068. 29. 08. 1997).
-Dostluk,
İşbirliği
ve
Karşılıklı
Yardımlaşma
Hakkında
Rusya
Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında İmzalanan Anlaşma (No:
339-rp. 28.08. 1997).
-Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında 1996–1997 Yıllarda Ticari ve Ekonomik İlişkiler Hakkında
İmzalanan Anlaşma (NO: 318. 21. 03. 1996).
482
İvanov E. M, “Ekonomiçeskoe Sotrudniçestvo Armenii s Rossiey”, Armeniya: Problemı
Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova
1998, s. 291.
201
-Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında 1995 Yılında Ticari Ekonomik İlişkilerin Genel Prensipleri Hakkında
İmzalanmış Anlaşma (No: 99. 01. 02. 1995).
-Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’ne Verilen Teknik Kredi
Borçlarının 1992 Yılı Sonuçları ve Ocak-Nisan 1993 tarihleri Arasında Geri
Ödenmesini Yeniden Düzenleyen Anlaşma (No: 5652. 20.08. 1993).
-Rusya Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında 1993
Yılında Ermenistan’a Devlet Kredisinin Verilmesi Hakkında Anlaşma (No:
5650-1. 20. 08. 1993).
-Rusya Federasyonu Hükümeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında 1993 Yılında Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’ne Verilen Teknik
Kredi Borçlarının geri Ödenmesinin Yeniden Düzenlenmesi Hakkında
Anlaşma (5651-1. 20.08. 1993).483
-Rusya ve Ermenistan Arasında Ekonomik ve Ticari Anlaşma
(1992,1993, 1994, 1995 ve 1996–1997 yılları arasında).
-Savunma Sanayi Tesisleri Arasında Üretim ve Teknik-Bilimsel
Araştırmaların Geliştirilmesi Hakkında Anlaşma.
-Devletlerarası Ekonomik Yapılanma Hakkında Anlaşma.
-Üretim ve Altyapının Geliştirilmesi Hakkında Anlaşma.
-Sanayi Mülkiyetinin Korunması Alanında İşbirliği Hakkında Anlaşma.
-Çevre Korunması Hakkında Anlaşma.
-Meteoroloji ve Sertifikaların Standartlaştırılması Hakkında Anlaşma.
-Rusya Bilimler Akademisi ve Ermenistan Bilimler Akademisi Arasında
Bilimsel İşbirliği ve İletişimin Genişletilmesi Hakkında Anlaşma.
-Eski Sovyetler Birliği’nin Dış Borçlarının Paylaşımı Hakkında Anlaşma.
-Vergilendirme Alanında İşbirliği ve Yardımlaşma Hakkında Anlaşma.
-Hukuki Bilgilerin Paylaşılması Hakkında Anlaşma484 vs.
483
Marat Kenjetaev, “Oboronnaya Promışlennost Respubliki Armeniya,” (Erişim) http://cast.ru/
russian/publish/1997/oct-dec/1.html, 19 Ağustos 2003.
484
İvanov, a.g.m., s. 297.
202
Ermenistan ve Rusya arasındaki ticaretin büyük bir kısmı değerli taş ve
metallerin ithal ve ihracına dayanmaktadır. Rusya 1996’da ham elmas
üretiminin % 77’sini, işlenmesi için Ermenistan’a göndermiştir. Bu dönemde
Ermenistan işlenmiş elmas üretiminin % 45’ini, altın işlemelerinin % 75’ini ve
konyak üretiminin % 90’ını Rusya’ya ihraç etmiştir. Bağımsızlık sonrası
Ermenistan savunma sanayisinde yaşanan sorunlara rağmen, Rusya askeri
sanayisine elektronik ürünler ve yan ürünleri göndermeğe devam etmiştir.485
Ulaştırmada yaşanan sorunlar, ithalat ve ihracatın büyümesi, Rusya ile
ticari ilişkilerin dengesiz biçimde gelişmesi Ermenistan ekonomisinin önünde
duran ciddi sorunlardır. Bu sorunu halletmeye çalışan Ermenistan ve Rusya
Abhazya
demir
yolunun
açılması
konusunda
Gürcistan’a
baskı
uygulamaktadır. Bazı kaynaklar bu konu üzerinde mutabakat sağlandığını ve
detayların görüşüldüğünü bildirmiştir. Bu konuda bir açıklama yapan
Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, Abhazya demiryolunun
açılmasının mümkün olduğunu, ancak eşzamanlı olarak Gürcü mültecilerin
Abhazya’ya geri dönmeleri gerektiğini ifade etmiştir.486 Gürcü mültecilerin
Abhazya’ya geri dönmelerinin kısa vadede mümkün olmadığı göz önüne
alınırsa, Ermenistan’ın daha uzun süre ulaştırma sorununu çözemeyeceği
söylenebilir. Güney Osetya’daki gerginliğin azalması sonucunda taraflar
arasında kara yolu ulaştırması Kuzey Kafkasya, Güney Osetya ve Gürcistan
sınırlarından geçen yol ile sağlanmıştır. Rusya-Ermenistan arasında bir
başka ulaştırma hattı da Karadeniz’den sağlanmaktadır. Rus malları Batum
veya Poti limanlarına, buradan da demir yolu ile Ermenistan’a taşınmaktadır.
Ancak bu hat üzerinde yapılan taşımacılık çok pahalı ve güvenli olmadığı için
fazla kullanılmamaktadır.
485
İvanov, a.g.m., s. 295.
Hatem Cabbarlı, “Ermenistan’da Türkiye-Rusya Rekabeti mi?”, (Erişim) http://www.avsam.org
/gunlukbulten/, 24 Nısan 2004.
486
203
Ermenistan-Rusya arasında demir yolu ulaşımı sağlanamadığı için
Ermenistan
sanayi
tesisleri
toplam
üretim
gücünün
1/3
oranında
çalışmaktadır. Ermenistan kimya sanayisi Rusya’ya yılda yaklaşık 50–60 ton
amonyak, kalsiyum ve diğer kimyasal maddeler satmaktadır. Ermenistan’ın
bağımsızlık sonrası Rusya pazarını büyük ölçüde kaybetmesinden sonra
başta Nairit, Rubin, Polivinilaçelat ve lastik fabrikaları olmak üzere toplam 17
sanayi tesisinde üretim tamamen durmuştur.487
Ermenistan enerji ihtiyacının büyük bir kısmını Rusya’dan karşılamış,
Metsamor Nükleer Santrali’ne zenginleştirilmiş uranyumu bu ülkeden temin
etmiştir. Ermenistan ciddi enerji sıkıntısı yaşadığı için Rusya ile enerji ağını
birleştirmek istemektedir. Rusya Ermenistan’ın bu isteği doğrultusunda enerji
alanında
da
Kafkasya’ya
geri
dönmek
yönünde
ciddi
girişimlerde
bulunmuştur. Rusya, Sovyetler Birliği zamanında olduğu gibi Kafkasya
ülkelerinin
enerji
dağıtımını
merkezi
bir
sistemden
gerçekleştirmeyi
amaçlamaktadır. Bu girişimleri sonucunda Tiflis’in enerji dağıtım şebekesi
Rus şirketi tarafından kontrol edilmektedir. Rusya aynı zamanda Ermenistan
Metsamor Nükleer Santrali ve Sevan-Hrazdan Hidroelektrik Santralleri’nin de
(buna beş hidroelektrik santrali dâhildir) kontrolünü üstlenmiştir.488
Ermenistan ve Rusya 1997’de Rusya-Gürcistan-Ermenistan doğalgaz
boru
hattı
inşaatı
hakkında
anlaşma
imzalamıştır.
Bu
anlaşmayla
Ermenistan’ın doğalgaz ihtiyacının tamamının karşılanması ve hattın
Türkiye’ye kadar uzanması öngörülmüştür. Rusya, Ermenistan-İran doğalgaz
boru hattının inşaatını da desteklemektedir. Özellikle Ermenistan’da
yönetimde bulunan bazı çevreler bu boru hattına büyük önem vererek,
Kafkasya’da Ermenistan-Rusya ve İran işbirliğine büyük katkı sağlayacağını
487
488
Respublika Armenia, 29 Şubat 1996, s. 2.
“İ. Klebanov: “Yes Rosii” Ermenistan’da Faaliyet Göstermeye Hazır”, Azg, 2 Ekım 2003.
204
düşünmektedir.489 Ayrıca, bu boru hattı üzerinden Rusya’nın Basra
Körfezi’ne ve doğu pazarlarına çıkacağı öngörülmektedir.
1990’lı yılların ortalarına kadar iki ülke arasında ulaştırma, haberleşme,
petrol ve gaz sanayinin gelişmesi ve Metsamor Nükleer Santrali’nin yeniden
üretime başlaması hakkında hükümetler ve kurumlar arası anlaşmalar
imzalanmıştır. Ermenistan ve Rusya arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler
Ermenistan Kaynak Rezervleri Bakanlığı ve Rusya’nın Roskontrakt şirketi
arasında yapılmıştır. Her iki ülkenin ekonomisinde yaşanan sorunlar iki ülke
arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri de etkilemiştir. Ermenistan Rusya’ya
olan borcunu ödeyemediğinden dolayı Rusya 1995’te ‘Ticaret ve Ekonomi
İşbirliğinin Yeni Prensipleri Hakkında Anlaşma’ şartlarını geçici bir süre
uygulamamıştır. 1996 yılı sonlarında Ermenistan’ın borcunun bir kısmını
ödemesi üzerine, yukarıda ismi geçen anlaşma yeniden yürürlüğe girmiş, iki
ülke arasında ihracat ve ithalat yeniden canlılık kazanmıştır.490
Nisan 1994’te BDT ülkeleri kendi aralarında Serbest Ticaret Bölgesi’nin
oluşturulması için bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşmada gümrük ve diğer
vergilerin kaldırılması, dış ticaretin gelişmesi için gerekli görülen bütün yasal
düzenlemelerin yapılması öngörülüyordu. Ancak bu anlaşma BDT devletleri
tarafından
yürürlüğe
konmamıştır.491
Ocak
1995’te
Beyaz
Rusya,
Kazakistan, Kırgızistan ve Rusya arasında Gümrük Birliği Anlaşması (GBA)
imzalanmıştır. Rusya hükümeti Ermenistan’ı da bu anlaşmaya katılmaya
davet etmiş, ancak Ermenistan hükümeti ekonomik sorunları halletmeden
GBA’ya katılmanın söz konusu olmadığını ifade etmiştir.
489
Hatem Cabbarlı, “Bağımsızlık Sonrası…”, ss. 250-252. Anna Agbabayan, “Armeniya:
Yejekvartalnıy Analitiçekiy Obzor (Haziran-Eylül 2003)”, (Erişim) http://www.mpa.ru:8081/
analytics/issue.php?id=223, 3 Temmuz 2005.
490
N. Polyakov, Rossiya-Armeniya: Sostayanie i Prespektivı Razvitiya TorgovoEkonomiçeskih Otnoşenii, Vneşnaya Torgovlya, Moskova, 1996, No: 10-11, s. 23.
491
İvanov, a.g.m., s. 305.
205
2000’li yılların başlarına kadar Ermenistan ve Rusya arasında
ekonomik ve ticari ilişkilerin üst düzeyde olduğunu söylemek çok zordur.
Ancak bu tarihten itibaren taraflar ekonomik ilişkilerini geliştirmeye
çalışmıştır. Bölge devletlerinden Azerbaycan ve Gürcistan’ın ABD ve Avrupa
ülkeleri ile ekonomik, siyasi ve ticari ilişkilerini geliştirmesi de taraflar
arasındaki ekonomik işbirliğinin güçlenmesine neden olmuştur. Güney
Kafkasya’daki etkinliğini sadece Ermenistan’da bulunan askeri varlığı ile
sürdüremeyeceğini anlayan Rusya, be nedenle özellikle Putin’in iktidara
gelmesinden sonra (26 Mart 2000) ekonomik anlamda Ermenistan’a daha
çok yardımda bulunmuştur. Örneğin, 2001’de Ermenistan-Rusya arasında
dış ticaret 2000 yılına göre % 30 oranında artarak 230,9 milyon Dolar
olmuştur. 180 milyon Dolarlık yatırımla Rusya Ermenistan ekonomisine en
çok yatırım yapan devlettir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Eylül
2001’de Ermenistan’a yaptığı ziyaret zamanı ‘2010 Yılına Kadar Uzun Vadeli
Ekonomik İşbirliği Anlaşması’ imzalanmıştır.492
3. 1. 5. Askeri İlişkiler
Ermenistan
dış
politikasında
bağımsızlığın
uluslararası
alanda
tanınması konusu 1992 yılı sonlarına kadar gündemde olmuş, bu tarihten
sonra ise Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı taleplerine uluslararası destek
bulmak, ülkenin güvenliğini sağlamak ve ekonomik sorunları halletmek
öncelikli konular olmuştur. Bütün bu konularda Ermenistan Rusya’nın
desteğini alabilmiştir. Tabii ki, Rusya da Ermenistan ile askeri ilişkilerini
geliştirmekle kendi çıkarlarını korumaya çalışmıştır. Rusya’nın savunma
politikasında güney bölgelerden gelebilecek saldırıların karşısının alınması
ve aynı zamanda Ermenistan’ın güvenliğinin sağlanması ve Kafkasya’nın
jeopolitik özelliği bakımından Rusya için Ermenistan’da askeri varlığının
492
Rossiysko-Armyanskie Otnoşeni, (Erişim) http://www.ln.mid.ru/ns-rsng.nsf/6brsng.nsf/6bc38ac
eada6e44 b432569e700419ef5/432569d80022146643256ac7004d095e?OpenDocument
206
devam etmesi büyük önem taşımaktadır.493 Ermenistan’ın Rusya ile askeri
ve askeri teknik işbirliğinin en temel nedenlerinden biri de, Ermenistan’ın
uzun vadede Rusya’nın bu bölgede askeri-siyasi varlığının devam etmesini
sağlamaktır. Ermenistan’ın Türkiye’den algıladığı askeri tehdit de ülkedeki
Rus askeri varlığının devam etmesini sağlayan nedenlerden biridir.494 Bu
nedenle de Ermenistan ve Rusya arasında askeri işbirliği her iki ülke
açısından büyük önem taşımaktadır. Ermenistan, yerleştiği coğrafi konum ve
bağımsızlık sonrasında izlediği yayılmacı politikası gereğince Rusya’nın
askeri desteğine ihtiyaç duymuş, 1991’den itibaren Rusya ile özellikle askeri
ilişkilerine önem vermiş, ulusal ordu kuruculuğunda Rusya’nın askeri ve
ekonomik desteğini almıştır.
Ermenistan bağımsızlığını kazandıktan sonra başta Rusya olmak üzere
BDT çerçevesinde askeri ilişkilerini geliştirmiş, bu bağlamda 15 Mayıs
1992’de BDT’ye üye devletlerin Taşkent’te imzaladığı Kolektif Güvenlik
Örgütü’ne katılmış ve 7 Ekim 2002’de kabul edilen tüzüğü Ermenistan
parlamentosu onaylamıştır.495 Üye devletler arasında askeri-politik işbirliğini
öngören BDT Devlet Başkanları Komitesi’nin kabul ettiği ‘BDT Entegre
Çalışmalarının Genel Yönleri’ adlı memorandum Ermenistan tarafından
desteklenmiştir. Ermenistan 10 Şubat 1995’te ‘Ortak Güvenlik Antlaşması’na
Üye Devletler Arasında Kolektif Güvenlik Konsepti’ adlı anlaşmayı kabul
etmiş ve Kasım 1995’te Parlamento bu anlaşmayı onaylamıştır. Ermenistan,
BDT çerçevesinde ‘Hava Savunma Sistemi Koordinasyon Komitesi’ ve
‘Askeri Teknik Komite’ olmakla iki askeri organda temsil olunmaktadır.496
493
Filip Kazin, “Rossiya i Armeniya: Çto Dalşe?”, (Erişim) http://www.mpa.ru:8081/analytics/
issue.php?id=102, 14 Eylül 2006 ve (Erişim) http://www.day.az/view.php?id=2077.
494
Kazin, a.g.m.,
495
“Natsionalnoe Sobranie Armenii Ratifiçirovalo Ustav Organizaçii Dogovora o Kollektivnoy
Bezopasnosti”, (Erişim) http://www.newspb.ru/allnews/155192/, 10 Eyll 2003.
496
Tişşenko G, “Voorujennıe Silı i Voenno-Politiçeskiy Kurs Armenii”, der. Kojokina E. M,
Armenia: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, ss. 558-559.
207
İki ülke arasındaki askeri işbirliğinin temeli Ermenistan Devlet Başkanı
Petrosyan döneminde atılmış, Koçaryan döneminde ise daha da gelişmiş,
çeşitli askeri analaşmalar imzalanmıştır. 1992 yılına kadar eski Sovyetler
Birliği’nin 7. Muhafız Ordusu Ermenistan’da bulunmuştur. Aynı yılın
ortalarında 7. Muhafız Ordusuna bağlı 16. ve 17. Tümen Ermenistan’a
devredilmiştir.
Ermenistan ve Rusya arasında 21 Ekim 1994’de imzalanan anlaşma
şartlarına göre, Rusya’ya Gümrü ve Erivan’da olmak üzere iki askeri üs
kurmasına izin verilmiştir.497 Aslında bu askeri üsler daha Sovyetler Birliği
dağılmadan önce de Ermenistan’da bulunmaktaydı. Ancak Ermenistan
bağımsızlığını ilan ettikten sonra bu üslerin hukuki statüsü ile ilgili belirsizlik
söz konusu olmuştur. Ermenistan bu üsleri ulusal bağımsızlıklarının
garantörü olarak gördüğünden dolayı bu konuda Rusya için sorun
çıkarmamıştır. Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan ‘Trend Haber
Ajansı’na verdiği bir demeçte ‘Ermenistan’da bulunan Rus askeri üslerinin
varlığı bizim ulusal güvenliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır’498 ifadesini
kullanmıştır.
Petrosyan’ın Ağustos 1997’de imzaladığı ‘Rusya ile Dostluk ve
Karşılıklı Yardımlaşma Anlaşması’nın 2. maddesinde ‘...Anlaşmaya varan
taraflar, herhangi silahlı saldırı tehlikesi ile karşılaşır veya silahlı saldırıya
uğrarsa, en kısa sürede anlaşmayı imzalayan diğer tarafla görüşmelere
başlayarak savunmayı sağlayacak, barış ve güvenliğin korunması yönünde
ortak hareket edeceklerdir.’ 3. maddede ise ‘...Anlaşmaya varan taraflar,
herhangi bir devlet veya devletler grubu tarafından barış ve güvenliği tehdit
edildiği takdirde, barış ve güvenliğin sağlanması için BM anlaşmasının 51.
497
Kenjataev, a.g.m.,
“Natsionalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v Armyano-Rossiyskih Otnoşeniyah”,
(Erişim) http://www.armenianembassy.ru./arsen.html, 24 Haziran 2003.
498
208
maddesi gereğince askeri yardım da dâhil olmak üzere birbirilerine yardım
edeceklerdir’499 ifadesi göz önünde bulundurulursa Sarkisyan’ın, Türkiye ve
Azerbaycan’ı uyararak bu devletlerin Ermenistan’a saldırıda bulunması
halinde Rus askeri üslerinin de kullanılacağını ima ettiği anlaşılmaktadır.
Anlaşma
imzalandıktan
sonra
Azerbaycan
Rusya’ya
itiraz
ederek
Ermenistan’ın fiilen Azerbaycan ile savaş durumunda olduğunu ve bu
anlaşmanın Azerbaycan’a karşı imzalandığını dile getirse de, Rusya ve
Ermenistan bu anlaşmanın herhangi bir devlete karşı imzalanmadığını
açıklamıştır. Dağlık Karabağ Savaşı devam ettiği bir zamanda Türkiye’nin
Nahçivan’a asker göndermesinin gündeme gelmesi üzerine, Rusya buna
ciddi şekilde itiraz etmiş, BDT Savunma Bakanı Şapoşnikov, konuyla ilgili
yaptığı açıklamada ‘Türkiye’nin sadece Nahçivan’a ordu göndermesi değil,
Kafkasya’daki gelişmelere müdahale etmesi bile üçüncü dünya savaşına
neden olur’ ifadesini kullanmış, Rusya Devlet Başkanlığı Ofisinden ise
Türkiye’nin Nahçiva’a ordu gönderdiği takdirde taraflar arasında imzalanmış
Kars
ve
Moskova
Anlaşmaları’nın
yeniden
gözden
geçirebilecekleri
vurgulanmıştır.500
İkili ilişkilerde askeri ilişkileri düzenleyen bir diğer anlaşma da 16 Mart
1995’te imzalanmıştır. Anlaşma gereğince Gümrü’de bulunan 102. Rus
askeri üssüne yaklaşık 3000 kişiden oluşan birlik, SU-27 savaş uçağı filosu,
hava savunma birlikleri ve S-300 roketleri konuşlandırılmıştır.501 Bundan
başka ‘Rusya Federasyonu ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasında Hava
Savunma Güçleri Arasında Ortak Eylem’ anlaşması imzalanmış, ortak hava
savunma sistemi kurulmuş ve koalisyon savunma birliklerinin oluşturulması
için çalışmalara başlanmıştır.502 Rusya ve Gürcistan arasında Rus askeri
499
Rossiyskogo Gazeta, 13 Eylül 1997.
Şakaryants, a.g.e., s. 47; “Ermenistan’ı Bölen Anlaşmaların Geçersiz İlan Edilmesi Gerekir.”
Azg, 9 Haziran 2001; “Problema Nakhiçevana v Svete Mejdunarodnıh Dogovorovi Karabakhskogo
Konflikta”, (Erişim) http://www.iatp.irex.am/grants/artsakh/nakhichevan.htm
501
Golotyuk Y, “Zakavkazskaya Gonka Voorujenii”, İzvestiya, 23 Ocak 1999.
502
“U Rossi i Armenii-Yedinaya Sistema PVO”, (Erişim): http://www.aviaport.ru/news/Aviation/
4028.html, 29 Ağustos 2004.
500
209
üslerinin çıkarılması konusunda imzalanmış anlaşma gereğince Rusya,
Gürcistan’ın Vizaini bölgesinde bulunan askeri üssünden asker ve silahların
bir bölümünü Ermenistan’a sevk etmiştir. Ermenistan bununla da yetinmeyip
22 Aralık 2002’de Gürcistan’da çıkan muhabere birliklilerinin bir kısmını
kendi sınırlarında konuşlandırmıştır. Bu birlikler, Rusya’nın Güney Kafkasya
Askeri Birlikleri Komutanlığı’na verilmiştir. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan
Azerbaycan
Dışişleri
konuşlandırılmasına
Bakanlığı
itirazını
Rus
bildirmiş,
bu
üslerinin
durumun
Ermenistan’a
Dağlık
Karabağ
sorununun çözümünü engelleyeceğini ifade etmiştir. Ayrıca, silahların
Ermenistan’a
nakledilmesi
Rusya’nın
ve
Ermenistan’ın
Avrupa
Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’nın şartlarının ihlal ettiği anlamına
gelmektedir.
Günümüzde Rusya’nın, Ermenistan’ın Gümrü şehrinde 12, Ahuryan’da
4, Aragaç’ta 2, Eşterek’te 1, Erivan’da 7, Kafan’da 1, ve Nubaraşen
kasabasında 2 askeri üs olmak üzere toplam 29 askeri karakolu
bulunmaktadır. Rus askeri üslerinin yerleştiği bölgelere dikkat edilirse toplam
14 üssün Türkiye sınırına yakın bölgelerde konuşlandığı görülmektedir.503
Şubat 1992’de Ermenistan ve Rusya arasında imzalanmış anlaşmaya
göre Ermenistan-İran ve Ermenistan-Türkiye sınırları Rusya Sınır Kuvvetleri
Komutanlığı
tarafından
Komutanlığı’nda
korunmakta
yaklaşık
1500
ve
Rus
Ermenistan
subayı
görev
Sınır
Kuvvetleri
yapmaktadır.504
Anlaşmanın imzalanmasından sonra Rus basınında konu ile yapılan yorum
ve değerlendirmelerde, Ermenistan sınırlarının BDT ve Rusya sınırları
olduğu ifade edilmiştir. Burada dikkati çeken bir nokta, Ermenistan’ın Rusya
503
Kenjetaev, a.g.m., Ermenistan’da 102. Rus askeri üssüne bağlı olarak konuşlanan askeri
birliklerin numaraları ve yerleştikleri bölgeler için bkz: Tablo 2. s. 422.
504
Tişşenko, a.g.m., s. 560.
210
ile kara bağlantısı olmamasına rağmen, sınırlarının Rusya sınırları gibi
gösterilmesidir.
2000’de ise taraflar arasında Gümrü’de konuşlanan Rus askeri üssün
gayri menkulleri ile birlikte karşılıksız olarak 25 yıllığına Rusya’nın kontrolüne
verilmesini öngören bir anlaşma imzalanmıştır. Ermenistan Rus sınır koruma
kuvvetleri
masraflarının
%
30’unu
karşılamaktadır.505
Ermenistan’da
konuşlanan Rus askeri üsleri ve mühimmat bölge güvenliğini ciddi şekilde
tehdit etmektedir. Zira herhangi bir tehlike söz konusu olursa, Ermenistan bu
birlikler ve silahlarla kısa bir sürede ordusunu bir kaç defa güçlendirmek
imkânına sahiptir. Ermenistan’da Rus askeri varlığının bulunması Rusya’ya
sadece Ermenistan’ın değil, aynı zamanda tüm Kafkasya’da gelişen siyasi
olaylara müdahale etmek olanağı sağlamıştır. Ermenistan’da konuşlanan
102. Rus askeri üssü ve Ermenistan ordusu sık sık askeri tatbikat
düzenlemektedir. Eylül 1996’da düzenlenmiş en büyük tatbikata ise yaklaşık
dört bin asker, bin tank ve zırhlı araç, elli topçu sistem ve dört Su-27 savaş
uçağı katılmıştır.506
Eylül 2001’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ermenistan’ı
ziyaretinden kısa süre önce, Ermenistan ve Rusya Savunma Bakanları
düzenledikleri basın konferansında iki ülke arasında askeri ilişkiler hakkında
bilgi vererek taraflar arasında 40’tan çok askeri anlaşma imzalandığını
bildirmiştir. Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov, Rusya’nın kısa ve orta
vadede
Kafkasya
ve
özelliklede
Ermenistan’daki
askeri
üslerden
vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, bunun Rusya açısından jeopolitik bir
zorunluluk olduğunu dile getirmiştir. Ermenistan ve Rusya arasında 27 Eylül
505
506
Malışeva, a.g.m.,
Şakaryants, a.g.e., s. 173.
211
2000’de ‘Ortak Güvenliğin Sağlanması Açısından Ortak Askeri Birlikler/Güç
Kullanılması Hakkında’ anlaşma imzalanmıştır.507
Bu askeri anlaşmalardan başka Rusya, 1993–1996 yılları arasında
Ermenistan’a
karşılıksız
olarak
yaklaşık
1
milyar
Dolarlık
silah
göndermiştir.508 Azerbaycan Parlamentosu Rusya Devlet Duma’sına mektup
yazarak bu konunun araştırılmasını talep etmiş ve Rusya’nın Ermenistan’a
bir milyar Dolarlık silah vermesi ile Karabağ sorununun çözümü için
arabulucu girişimlerine ters düştüğünü ifade etmiştir. Rusya hükümeti
konuyla ilgili yaptığı açıklamada Ermenistan’a verilen silahların yasadışı
yollarla değil iki ülke arasında imzalanmış olan anlaşmalar çerçevesinde
verildiği konusunda açıklama yapmasına rağmen, Ermenistan Dışişleri
Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Rusya’nın Ermenistan’a silah vermediği
bildirilmiştir.509
Ermenistan ve Rusya, aralarındaki askeri işbirliğinin stratejik önem
taşıdığını ve bölgede her iki devletin siyasi ve askeri çıkarlarına hizmet
ettiğini
çeşitli
vesilelerle
dile
getirmiştir.
Ermenistan,
topraklarında
konuşlanan Rus askeri üslerini denge unsuru görürken, Rusya hem
Kafkasya sınırlarının güvenliğinin korunması açısından hem de bölgeyi
kontrol etmek açısından askeri işbirliğinin önemini vurgulamıştır.
507
Şakaryants, a.g.e., s. 182.
Grunin V. F, “Azerbaydjan: Etot Nelegkiy Suverenitet”, Jurnal Teorii i Praktiki Evraziystva,
No 3, (Erişim) http://www.e-journal.ru/bzarub-st2-3.html; “Azerbaydjan Obvinyayet Rossii v
Nezakonnıkhkh Postavkakh Orujiya v Armenii”, (Erişim) http://www.rambler.ru/db/news/msg.
html?mid=1377063 &s=11, 4 Aralık 2000; “Russian İllegal Arm Supplies to Armenia”,
(Erişim) http://www.karabakh.org/?id=3004&item=1
509
O Napryajennosti v Armyano-Azerbaydjanskikh Otnoşeniyakh, (Erişim) http://www.nns.ru/
analytdoc/ims/obzory/0104_18.html, 8 Mart 2006.
508
212
3. 1. 6. Ermenistan-Rusya İlişkilerinde Diasporanın Rolü
Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan ettikten sonra yaşadığı ekonomik kriz,
Aralık 1988’deki deprem ve Dağlık Karabağ Savaşı nedeniyle bu ülkeden
Rusya’ya göçün ikinci büyük dalgası yaşanmıştır. Öteden beri Rusya’da
yaşayan ve kendilerini Ermenistan’ın bu ilkedeki bir parçası olarak
tanımlayanlar, bağımsızlık sonrası
göç edenleri vatana ihanet etmekle
suçladıkları için ikinci kuşak Ermeniler diasporanın gelişmesine ve
faaliyetlerine fazla katkıda bulunmamıştır.
Avrupa ve ABD Ermeni diasporasını Rusya’daki Ermeni diasporası ile
karşılaştırırken birçok farkın olduğu görülmektedir. Büyük finans gücüne
sahip ABD ve Avrupa Ermeni diasporasının Ermenistan’ın siyasi ve sosyal
hayatında daha etkili olduğu ve zaman zaman iç ve dış politikayı
yönlendirecek girişimlerde bulunduğu bilinmektedir. Örneğin, Türk-Ermeni
Uzlaştırma Komitesi kurulduğu zaman Avrupa ve ABD diasporası buna karşı
çıkmış ve Ermenistan Dışişleri Bakanlığı önce bu komite hakkında olumlu
görüş bildirmesine rağmen, daha sonra böyle bir organizasyondan habersiz
olduklarını açıklamıştır.510 Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan diasporanın
Ermenistan’ın iç ve dış işlerine müdahale etmesine karşı çıkarken, Robert
Koçaryan bu konuda daha ılımlı bir tutum izlemeye çalışmıştır. Daha kısıtlı
siyasi ve ekonomik gücü olan Rusya’daki Ermeni diasporası ise Ermenistan
iç ve dış politikasına müdahale edebilme yeteneğine henüz sahip
olamamıştır.
Rusya’da yaşayan Ermeniler, özellikle 1990’lı yıllardan sonra siyasi ve
kültürel örgütlenme sürecine başlamıştır. Bu örgütlerden ilki ‘Kendi Kaderini
Tayin Etme’ ve ‘Siyasi Mahkûmların Haklarının Korunması İçin Ermeni
510
Tatul Hakopyan, “Ermenistan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun İhtiyacını Hissetmiyor.”
Azg, 21 Mayıs 2002; Harut Sasunyan, “Uzlaştırma Komisyonu’nun Sonu mu?, Azg, 12 Ocak 2001.
213
Komitesi’ olmuştur.511 Ermeniler bu örgütler aracılığıyla ileriki yıllarda
yapacakları siyasi eylemlerin altyapısını hazırlamıştır.
Siyasi ve kültürel merkezlerin sayısı bakımından Rusya’da Yahudi,
Ukraynalı ve Tatarlardan sonra Ermeniler dördüncü sırada yer almaktadır.512
Rusya’nın kültürel hayatında iyi tanınan Abel Aganbekyan, Armen
Cigerhanyan ve Artur Çilingarov’un maddi ve manevi desteği ile ‘Ermenistan
ve Dünya’ dergisi yayınlanmaktadır. Bu derginin esas amacı Ermenistan’da
ve dünyada gelişen olaylar, Ermeni kültürü ve tarihi, ABD, Avrupa ve
Rusya’daki Ermeni diasporası konusunda bilgi vermektir. Rusya’nın
toplumsal hayatında, büyük ve orta ölçekli ticarette, siyasi dairelerde ve
kültür kurumlarında tanınmış Ermenilerin olmasına rağmen, bu ülkedeki
Ermeni diasporası Avrupa ve ABD diasporası kadar siyasi ve kültürel
faaliyette bulunmamaktadır ve lobi faaliyetleri zayıftır. Birçok konuda da
Avrupa diasporasının görüşlerini benimsemektedir. Bunun birkaç nedeni
vardır:
-1980’li yıllardan önce Rusya’ya göç eden Ermeniler buradaki siyasi ve
kültürel hayata adapte olmuş, daha sonra göç eden Ermeniler ise halen
adapte sürecini tamamlamamıştır ve bu iki kesimin kültür anlayışlarında da
farklılıklar vardır.
-Rusya’da yaşayan Ermenilerin ekonomik durumunun genelde çok iyi
olmasına rağmen, büyük bir kısmı diaspora faaliyetlerine katılmamaktadır.
Ermenistan’ın Rusya Büyükelçiliğinden yapılan açıklamada maddi durumu iyi
olan Ermenilerin mafya örgütleri ile işbirliği yaptıkları ve diaspora ile
ilgilenmedikleri ifade edilmiştir.513
-Ermenistan’daki
siyasi
partiler
arasında
Rusya’daki
Ermeni
diasporasında etkili olmak için rekabet yoktur. Taşnaksutyun Partisi hariç,
diğer partilerin Rusya’da altyapı çalışmaları ve faaliyetleri mevcut değildir.
511
512
513
Eldar İsmayılov ve.d., Azerbaycan Tarihi, Öğretmen Yayınevi, Bakü, 1995, s. 311.
Tamara Poloskova, “Armyanskaya Diaspora v Rossii”, (Erişim) www.armenia.ru, 14 Eyll 2002.
Poloskova, a.g.m.,
214
Rusya’daki Ermeni diasporası kuruluşlarının faaliyetlerini düzenleyen kanun
yoktur. Bazı diaspora kuruluşları arasında ideolojik görüş ayrılıkları devam
etmektedir.
Ermeni aydınlarının ve iş adamlarının en çok bulunduğu bölge
Moskova’dır. Moskova Ermenileri daha etkin bir örgütlenme sürecini
başlatmış ve 1988’de ilk Ermeni diaspora teşkilatını kurmuştur.
Rusya’daki Ermeni diasporası, Ermenistan-Rusya arasındaki ekonomik
ilişkilerin
geliştirilmesi yönünde ciddi faaliyette bulunmuştur.
Ermeni
diasporası liderleri Rus işadamlarının Ermenistan’a yatırım yapmaları
yönünde propaganda yapmaktadır. Özellikle Rusya Ermenileri Birliği’nin
(REB)
bu konuda ciddi girişimleri vardır. REB Başkanı Aram Abramyan
başkanlığında bir gurup Rus ve Ermeni işadamı 3 Mart 2001’de Ermenistan’ı
ziyaret etmiş ve Devlet Başkanı Robert Koçaryan’la görüşmüştür. Bu
görüşmede Rus işadamlarının Ermenistan’a yatırım imkânları hakkında bilgi
verilmiştir. Koçaryan da her konuda Rus işadamlarının yatırım planlarını
değerlendireceğini ve Ermenistan’ın Rus sermayesine ihtiyacı olduğunu
bildirmiştir.
REB,
sözde
Ermeni
soykırımının
Rusya
Duma’sı
tarafından
görüşülmesi ve bu konuda kanun çıkarılması için yoğun çalışmalarda
bulunmuştur. Liberal Demokrat Partisinden milletvekili Aleksey Mitrofanov’un
1995’te hazırladığı ve Rusya Duma’sı tarafından ‘Batı Ermenistan’da 19151922’de Ermeni halkı soykırımının kınanması hakkında’ bildiriyi kabul etmesi
Ermeni diasporası faaliyetlerinin bir sonucudur. Rusya Devlet Başkanı 15
Eylül 2001’de Ermenistan’a yaptığı ziyaret sırasında sözde Ermeni soykırımı
anıtına çiçek koymuş, anıt defterine ‘Rusya her zaman Ermeni halkının acı
215
ve trajedilerine duyarlı olmuştur. Soykırım kurbanları önünde saygıyla
eğiliriz’514 diye yazmıştır.
Rusya Ermenileri 1990’lardan itibaren açıkça Türkiye’ye karşı toprak
iddiaları ileri sürmeye başlamıştır. Ermeniler, ‘Batı Ermenistan’ diye
adlandırdıkları Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis’ten 1917’ye kadar göç etmiş
Ermeniler
adına
Moskova’da
‘Batı
Ermenistan’
Halkına
Yurtdışında
Temsilcilik Kurması Hakkında Çağrı’ yayınlamıştır. Bu çağrıda, Osmanlı’da
yaşayan Ermenilere ‘soykırım’ yapıldığını, bütün dünya devletlerinin yanı sıra
Türkiye’nin de ‘soykırımı’ tanıması ve sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği
bildirilmiş, ‘Batı Ermenistan’ halkının nüfus sayımı yapılması ve sürgünde
olan
‘Batı
Ermenistan’ın
Millet
Meclisi
ve
Hükümeti’nin
kurulması
öngörülmüştür.
Ermeni kuruluşları ve yayın organları Moskova’daki Ermeni işadamları
ve akademisyenler tarafından maddi olarak desteklenmektedir. Ancak bu
yardımlar sadece ekonomik destek bağlamında değil, aynı zamanda
kendilerinin ekonomik ve siyasi çıkarlarını korumak için yapılmaktadır.
Rusya’daki Ermeni diasporası mali açıdan Avrupa ve ABD Ermeni
diasporası kadar zengin olmasa da iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve
kültürel ilişkilerin geliştirilmesi yönünde ciddi faaliyette bulunmuştur.
Diaspora temsilcileri Rusya devlet yöneticileri ile işbirliği yaparak lobi
çalışmalarına başlamış, Rus işadamlarının Ermenistan’a yatırım yapmaları
için Ermenistan’a geziler düzenlenmiş ve sosyal, psikolojik ve kültürel
bütünlüklerini korumak için çeşitli sivil toplum kuruluşu ve dernek kurmuştur.
514
Svideteli, (Erişim) http://www.hayastan.com/armenia/genocide/ru/content/index7.php, 10
Ağustos 2007.
216
3. 2. ERMENİSTAN’IN İRAN POLİTİKASI
3. 2. 1. Siyasi İlişkiler
Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra İran ile yakınlaşarak
jeopolitik konumundan kaynaklanan sıkıntısını gidermeye çalışmış, bu ülke
ile
Gürcistan
ve
Azerbaycan’dan
daha
yakın
ilişkiler
kurmuş
ve
geliştirmiştir.515 Kuzey ve batı ulaştırma hatlarını kullanamadığından dolayı
Ermenistan İran topraklarından dünyaya açılmaya çalışmıştır.516 Ermenistan
sadece ulaştırma alanında değil, dış politikada da İran’ın desteğinden
başarılı bir şekilde yararlanmıştır. Ermenistan-İran ilişkileri sadece iki ülkenin
komşu olması jeopolitik gerçeği ile değil,517 aynı zamanda Ermenistan’ın
yayılmacı politika izlemesi, gerek İran’ın, gerekse Ermenistan’ın birbirlerini
hem politik hem de ekonomik açıdan dış dünyaya açılan bir kapı olarak
görmesi, iki ülke arasında üzerlerinde yoğun olarak çalışılan ve bir bölümü
hayata geçirilen stratejik değerdeki projelerin gerçekleştirilmesi, Ermenistan
ve Azerbaycan arasında yaşanan Dağlık Karabağ probleminde İran’ın
tutumu, Türkiye’nin bölgeye yönelik ilgisi,518 özellikle Azerbaycan ile kurmaya
çalıştığı ilişkiler ve Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra
İran’da yaşayan sayıları 30–35 milyon tahmin edilen Azerbaycan Türklerinin
hareketlenmesi temelinde şekillenmiştir. İkili ilişkilerde bugün de yukarıda
ifade edilen faktörler geçerlidir.519
515
Maud Mandel, “Old Neighbors, New Perspectives: Armenia and Iran in Modern Times” The
Journal of the International Institute, Vol. 4, No. 2: Winter 1997.
516
Eduard Kazaryan, “K Voprosı ob Armyano-İranskikh Otnoşeniyakh”, Orientirı Vneşney
Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları, 2002, s. 62.
517
Peimani Hooman, Regional Security and the Future of Central Asia: The Competition of
Iran, Turkey and Russia, London: Praeger, 1998. pp. 24-25.
518
Fuller E. Graham, Turkey Faces East: New Orientations Toward the Middle East and the
Old Soviet Union. Santa Monica, CA: Rand, 1992. p. 45.
519
İslam Nazarov, “Azerbaydjano-İranskie Vzaimootnoşeniya Segodnya i Perspektivı na Blijayşie
Godı”, Central Asia and Caucasus, No: 5, 2000, (Erişim) http://www.ca- c.org/online/2002/
journal_rus/cac-05/10.nazrus.shtml, 21 Kasım 2002.
217
İran, SSCB’nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya ülkelerinin
bağımsızlığını Rusya’nın onayını aldıktan sonra tanımış ve bölgede yaşanan
silahlı çatışmalardan rahatsız olduğunu bildirmiştir. Bazı araştırmacılar ise
İran Cumhurbaşkanı Ali Ekper Rafsancani’nin “Sovyetler Birliği’nin dağılması
bizi mutlu etmedi”520 ifadesine dayanarak, Sovyet Cumhuriyetleri’nin
bağımsızlıklarını ilan etmesinden sonra özellikle dış politika ve güvenlik
konusunda
ciddi
sorunlarla
karşılaşacağı
endişesiyle
Sovyetlerin
dağılmasından İran’ın memnun olmadığını bildirmiştir. Bu bağlamda
Ermenistan ilk başlarda İran’dan beklediği ilgi ve girişimi görmemiştir. İki ülke
arasında siyasi ilişkiler Dışişleri Bakanlarının Tahran’da 2 Şubat 1992’de
imzaladığı antlaşmadan sonra başlamıştır. Antlaşma şartlarına göre,
karşılıklı olarak büyükelçilikler açılmalı ve İran Ermenistan’a doğalgaz
vermeliydi. Bu görüşmede İran Ermenistan’da petrol rafine fabrikası inşa
etmeyi teklif etmiş ve Ermenistan’ın İran üzerinden transit geçiş şartları
karara bağlanmıştı.521
İran’ın,
1992
yılında
girişimlerde bulunması
522
Dağlık
Karabağ
sorununun
çözümü
için
dönemin Devlet Başkanı Petrosyan tarafından
memnunlukla karşılanmıştı. Azerbaycan ve Ermenistan’ın daveti üzerine
bölgeye gelen İran Dışişleri Bakanı Ali Ekper Vilayeti bu konuda her iki
devletin yetkili makamları ile görüşmüştü. Ziyaret sırasında Vilayeti sorunun
barış görüşmeleri çerçevesinde çözülmesi gerektiğini bildirerek, arabuluculuk
girişimlerine devam edeceklerini bildirmişti.523 Mart 1992’de İran Dışişleri
Bakan Yardımcısı Mahmut Vaezi Erivan’ı ziyaret etmiş ve Dağlık Karabağ
sorununun çözümü için teklifler paketini Petrosyan’a sunmuştu. İran’ın
520
Nezavisimaya Gazeta, 11 Kasım 1992.
Ajdar Aşiroviç Kurtov, “Armyano-İranskie Otnoşeniya”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo
Razvitiya, der. E. M. Kojokin, Moskova 1998, s. 401.
522
Ali Akpar Velayeti, “The Constructive Role of the IR Iran in Maintaining Regional Security”,
Amu Darya: The Iranian Journal of Central Asian Studies, 1996, Vol. 1, No. 2. pp. 183-191;
“Rouhani: İran Gotov Sodeystvovat Uregulirovaniyu Karabakhskogo Konflikta”, REGNUM HA,
9 Şubat 2005.
523
İNFO-TASS (Moskova), 28 Şubat 1992.
521
218
arabuluculuk girişimleri Azerbaycan ve Ermenistan tarafından memnunlukla
karşılansa da, daha sonra İran’ın Karabağ’ın görüşmelere taraf olarak
katılması şartını Azerbaycan’a kabul ettirmeye çalışması üzerine sonuçsuz
kalmıştır. İran’ın aktif bir şekilde Dağlık Karabağ sorununun çözümüne
katkıda bulunmaya çalışması Ermenistan tarafından olumlu karşılanmıştır.524
Nitekim Petrosyan Ermeni Ulusal Hareketi’nin 4. kurultayında komşu
devletlerle ilişkilerini ‘Ermenistan’ın komşularıyla, özellikle de İran ve Türkiye
ile ilişkileri ülkenin dış politikasının köşe taşlarıdır’525 şeklinde tanımlamıştır.
Petrosyan, özellikle İran ile ilişkileri değerlendirirken iki ülkenin ortak siyasi
çıkarları olduğunu, taraflar arasındaki işbirliğinin daha da genişlediğini ve
kısa zamanda sonuçlarının ortaya çıkacağını ifade etmişti.526 Bu dönemde
Azerbaycan da İran’ın Dağlık Karabağ konusunda arabuluculuk girişimlerini
desteklemiş, soruna kalıcı bir çözüm istemiştir.527
Ancak Tahran görüşünden hemen sonra Ermenistan silahlı birlikleri
askeri operasyonlara başlayarak Şuşa’yı işgal etmiş ve Ağdam cephesi boyu
hücuma geçmişti.528 Ermenistan’ın saldırıya geçmesi üzerine dönemin devlet
başkanı yetkilerini üstlenen Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Yakub
Memmedov
İran
Cumhurbaşkanı
Haşimi
Refsancani’yi
arayarak
Ermenistan’ın askeri operasyonları durdurmasını talep etmişti. Rafsancani,
Petrosyan ile telefon bağlantısı kurmaya çalışsa da, Petrosyan teknik
nedenleri bahane ederek onunla görüşemeyeceğini bildirmişti.529 12 Mayıs’ta
Bakü’den Erivan’a gelen Mahmut Vaezi, Petrosyan ile görüşmüş ve
arabuluculuk
girişimlerine
devam
edeceklerini
bildirmişti.
Ermenistan
ordusunun Şuşa’yı işgal etmesinden sonra İran’ın arabuluculuk girişimlerine
524
“İran i Ego Poziçiya po Nagornomu Karabakhu: Novıye Realii”, REGNUM HA, 2 Şubat 2005.
Kurtov, a.g.m., s. 406.
526
İNFO-TASS, 23 Mart 1992.
527
İNFO-TASS, 6 Mayıs 1992.
528
Andranik Aşkharyan, Arçakhyan Goyapaykar (1985–1992 t), Lingva Yayınevi, Erivan, 2004, s,
210.
529
“V Khode Vsego Perioda Karabakhskogo Konflikta İran Zanimal Proarmyanskuyu Poziçiyi”,
(Erişim) http://www.zerkalo.az/new/view.php?category=3#21883, 29 Mart 2007.
525
219
özellikle Azerbaycan’ın güveni sarsılsa da, Mayıs sonuna kadar İran
arabuluculuk
girişimlerine
devam
etmişti.
Krizin
ortaya
çıkmasına
Ermenistan’ın sebep olmasına rağmen, Ermeniler Nahçivan-Ermenistan
sınırında yaşanması muhtemel yeni bir krizin önlenmesi için İran
Hükümeti’ne müracaat etmişti. Dağlık Karabağ’da askeri operasyonların
devam ettiği Mayıs 1994 yılına kadar İran arabuluculuk girişimleri
Ermenistan’ın Şuşa ve Kelbeceri işgal etmesinden sonra sonuçsuz kalmış ve
durdurulmuştur.
İran Dışişleri Bakanlığı’nın girişimleri sonucunda 10 Nisan 1992’de
Erivan’da Büyükelçilik açılmıştır. Açılış törenine katılan Devlet Başkanı
Petrosyan, iki ülkenin bölge politikalarında örtüşen birtakım noktalar
olduğunu
ve
prensip
itibarıyla
ciddi
görüş
ayrılıklarının
olmadığını
vurgulamıştı. Bu dönemde iki ülke arasında üst düzey devlet adamlarının
karşılıklı ziyareti gerçekleşmişti. Ermenistan-İran ilişkileri 1990’lı yılların
başlarından itibaren gelişmeye devam etmiştir. Petrosyan’ın 6 Mayıs 1992
tarihli İran’a seferi zamanı Aras Nehri üzerinde duba köprüsünün açılış töreni
düzenlenmişti.
Aralık
1992’de
iki
ülke
arasında
Posta
Antlaşması
imzalanmıştı. Bu antlaşmaya göre, iki ülke arasında posta ulaşımı artık
Rusya veya diğer aracı ülkeler üzerinden değil, doğrudan gerçekleşecekti.
Başlangıçta Ermenistan için İran ile ticari ve ekonomik ilişkiler büyük
önem arz etmiş, ekonomik krizden kurtulmayı amaçlayan Ermenistan, İran
ile ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Kasım 1992’de Ermenistan Devlet
Başkanı Levon Ter Petrosyan’ın imzaladığı kararnameyle Erivan’da
‘Ermenistan-İran İlişkilerini Geliştirme Komisyonu’ oluşturulmuştur. Aynı yılda
iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla
Tahran’da, ‘İran-Ermenistan Ticari Birliği’ adlı ve daha sonra İran ve Ermeni
işadamlarından oluşan bir konsey kurulmuştur. Birbiriyle koordineli çalışan
220
bu iki kuruluş İran-Ermenistan ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla pek çok
proje hazırlamıştır.
Taraflar işbirliği çerçevesinde telefon diplomasisine önem vermiş ve sık
sık görüşmüştür. Rafsancani 8 Eylül 1993’te Petrosyan ile yaptığı telefon
görüşmesinde
bölgenin
askeri,
siyasi
ve
ekonomik
dinamiklerini
değerlendirmiş ve Karabağ sorununun çözülmesi için girişimlere devam
edeceklerini açıklamıştır.530 İran Dışişleri Bakanının özel temsilcisi Behram
Hasemi 9 Eylül’de resmi ziyaretle Erivan’a gitmiş ve Ermenistan Dışişleri
Bakanı Vahan Papazyan’a mektup sunmuştu.531 Mektupta bölgesel durum
değerlendirilmiş532 ve Karabağ sorununun daha ciddi sonuçlar doğurmadan
halledilmesinin önemli olduğu vurgulanmıştı.533
Ermenistan’ın Dağlık Karabağ dışındaki bölgeleri de işgal etmesi,
İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin ayaklanması ve iç güvenliğin
sağlanması bakımından tehlike oluşturmaktaydı. İki ülke arasındaki ilişkilerin
yüksek düzeyde olmasına rağmen, 11 Şubat 1994’te İran’ın iki savaş uçağı
Ermenistan hava sınırını ihlal ederek Mehri ili merkezinde bulunan demiryolu
istasyonunu
bombalamıştı.
Bu
olay
Ermenistan
tarafından
resmi
müzakereye çıkarılmadı ama Moskova-Tahran seferini yapan İran ordusuna
ait C–130 askeri uçağın 17 Mart 1994’te Dağlık Karabağ Ermenilerinin
kontrolünde olan hava sahasında füzeyle vurulması demiryolu istasyonunun
bombalanmasına misilleme olarak değerlendirilse de, Ermeniler uçağın
Azerbaycan tarafından düşürüldüğünü iddia etmişti. İran Dışişleri olayın
530
“Armyano-İranskie Otnoşeniya Yavlyayutsya Vajnım Faktorom Stabilnosti i Mira v Regione”,
PanARMENİAN HA, 14 Haziran 2004.
531
Kurtov, a.g.m., s. 416.
532
“İran Rassmatrivaet Bezopasnost Stran Yujnogo Kavkaza, Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”,
REGNUM HA, 8 Eylül 2004.
533
Amayak Martirosyan, “Armyano-İranskie Otnoşeniya: Proşloe i Nastoyaşee”, Central Asia and
Caucasus, Ağustos 2000, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac-08-2000/20.martiros.shtml, 13
Ekim 2002; Tigran Martirosyan, “Balansirovanie na Burnıkh Volnakh”,
(Erişim) http://www.tolrus.ru/feature/ iran2103 03.html
221
araştırılması için Karabağ ve Ermenistan’a sefer eden İran yetkililerinin
yaptıkları araştırmalar sonucunda hazırladıkları rapora dayanarak uçağın
Ermeniler tarafından düşürüldüğünü açıklamıştır. İran basını konuyu
müzakereye çıkararak uçağın Ermeniler tarafından düşürülmesinin iki ülke
arasındaki ilişkileri ciddi şekilde zedelediğini iddia etse de, Ermenistan bu
olayı unutmayı tercih etmiştir. İlişkilere yeni bir ruh getirilmesi bakımından
olayın hemen ardından Ermenistan Başbakan Yardımcısı Gagik Arutyunyan
Tahran’a resmi ziyarette bulunmuştur. Arutyunyan, İran’ın yüksek rütbeli
devlet resmileri ile görüşmüş, ekonomik ve siyasi konular müzakere edilmiş,
taraflar arasında işbirliğinin genişletilmesi üzerinde görüş alış verişinde
bulunmuştur. Arutyunyan aynı zamanda öncelikli konulardan biri olan Aras
Nehri üzerinde köprü inşaatına en kısa zamanda başlanması için
Ermenistan’ın talebini iletmiştir. Bu ziyaret sırasında sınırdan geçişlere ve
sınır ticaretine kolaylık sağlanması şartları müzakere edilmiştir. Arutyunyan,
uçak kazası ile ilgili kendilerinde olan bütün belgeleri karşı tarafa ilettiğini
bildirmiştir. Ziyaret zamanı ayrıca her iki ülkenin hükümeti nezdinde kurulan
ekonomik ilişkilerin koordinesi ile uğraşan komisyonun en kısa zamanda
biraraya gelmesi hakkında anlaşma sağlanmıştı.534 Bombalama ve uçağın
düşürülmesi gibi sorunlu ilişkilere rağmen, Ermenistan ve İran birbirilerine
ihtiyaçları olduğunu anlıyordu. Her iki ülkenin de Azerbaycan ve Türkiye ile
problemleri vardı ve işbirliği sayesinde ortak düşman olarak algıladıkları bu
ülkelere karşı mücadele edebilirlerdi. Bu arada İran, Ermenistan’ın işgal ettiği
Azerbaycan topraklarından geri çekilmesi talebini zaman zaman hatırlatarak
Azerbaycan’ın gönlünü almaya çalışmıştı.
Ermenistan 1990’lı yılların ortalarına kadar kuzeye çıkmak için
mücadele ettiği bir zamanda, İran ile ilişkilerine özel önem vermiştir.535
Ağustos 1995’te İran Parlamentosu’ndan bir heyetin Ermenistan’a sefer
534
Kurtov, a.g.m., s. 421.
Emil Danielyan, “Caucasus: İran, Armenia Seeking Closer Relations”, RFE/RL Yerevan, 25
January 2001.
535
222
etmesi ilişkileri bir adım daha ileri taşımıştı. Ancak aynı yılda üç İran
vatandaşının
Ermenistan’da
öldürülmesi
ilişkileri
etkilemişti.
İran’ın
Ermenistan Büyükelçisi Nekkar İsfahani Ermenistan güvenlik güçlerinin İran
vatandaşlarının can ve mal güvenliklerini sağlamakta yetersiz kaldıklarını bir
kez daha hükümet resmilerinin dikkatine sunmuştu. Anacak bu ilişkilerin
seyrini değiştirmedi. Petrosyan Eylül 1996’da yaptığı bir açıklamada İran ile
ilişkilerinin sıfırdan başlamasına rağmen, kısa sürede ciddi işbirliğinin
gerçekleştiğini bildirmiştir. Ermenistan’ı Aralık 1996’da ziyaret eden İran
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hasan Habibi Petrosyan ile görüşürken, İran’ın
bütün bölge devletleriyle ve aynı zamanda Ermenistan ile iyi komşuluk
ilişkilerine önem verdiğini bildirmişti. Habibi, Ermenistan Başbakanı Armen
Sarkısyan ile görüşünde, iki ülke arasında sanayi, enerji, ticaret, bilim, kültür,
bankacılık ve gümrük nezareti konularına önem verdiklerini bildirmiştir.
Habibi ziyaret zamanı İran’ın maddi yardımları ile kurulan ‘İranşünaslığın
Kafkasya Merkezi’ adlı araştırma merkezinin açılışını yapmıştı. Merkezin
Başkanı Garnik Astaryan iki ülke ilişkilerini değerlendirirken, 1992’den
itibaren Ermenistan’da İran-name adlı derginin yayınlandığını bildirmiş ve
merkezin araştırmalarının iki ülke arasındaki ilişkilere bilimsel anlamda katkı
sağlayacağını ifade etmiştir.536 Sefer sonunda iki ülke arasında ekonomik,
siyasi ve kültürel ilişkileri düzenleyen memorandum imzalanmıştır.
Ermenistan Dışişleri Bakanı Aleksandr Arzumanyan’ın Haziran 1997’de
Tahran’ı ziyaret etmesi iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcı
olmuştur. Ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel sorunlar
tartışılmış, İran’ın bölgeye yönelik politikası değerlendirilmiştir. Ziyaretten
önce Rusya’nın Ermenistan’a verdiği yaklaşık 1 milyar Dolarlık silahların İran
üzerinden Ermenistan’a taşındığı haberleri bölge basınında tartışılmaya
başlanmıştı. İran ise bu yönde yayımlanan haberleri tekzip etmişti.537 Aynı
yılın
536
537
sonlarına
doğru
Ermenistan
Kurtov, a.g.m., s. 424.
Washington Times, 1997 14 April.
Hükümeti’ni
temsil
eden
Şagen
223
Karamanukyan’ın İran’ı ziyaret etmesi, özellikle, hükümetler arası ilişkilerin
daha da gelişmesine neden olmuş, enerji ve ticaret alanında yeni işbirliği
imkânları
müzakere
edilmişti.538
Ermenistan
Anayasa
Mahkemesi
Başkanı’nın daveti üzerine İran Devrim Muhafızları Başkanı Ayetullah
Cenneti bu ülkeyi ziyaret etmiştir. Ziyaret sırasında iki ülke arasında hukuki
ve yargı meselelerinde işbirliği perspektifi değerlendirilmiştir.539 Ziyaretin
hemen ardından İran Kooperatif Meclisi’nden bir grup Ermenistan’ı ziyaret
etmiş, iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri ve potansiyeli değerlendirilmiş,
‘Ermenistan-İran
Ticaret
Meclisi’nin
kurulması
hakkında
antlaşma
imzalanmıştır.540
Taraflar arasındaki ilişkiler devlet başkanlarının karşılıklı ziyaretleri
çerçevesinde yapılan antlaşmalarla daha da gelişmiştir. İran Cumhurbaşkanı
Muhammet Hatemi’nin 8–10 Eylül 2004 tarihleri arasında Ermenistan ziyareti
de bu bağlamda değerlendirilebilir.541 İki ülke arasında diplomatik ilişkiler
kurulduktan sonra Hatemi, Ermenistan’ı ziyaret eden ilk İran Cumhurbaşkanı
olmuştur. Ziyaret zamanı Hatemi, sözde Ermeni soykırım anıtını ziyaret
etmiş,542 Koçaryan ile görüşmüş ve Ermenistan Parlamentosu’nda yaptığı
konuşmada iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkileri
değerlendirmiştir. Hatemi, Erivan Devlet Üniversitesi’ni de ziyaret etmiş ve
bölgesel sorunları tartışan bir konferans vermiştir. İki ülke arasında kurulan
‘Hükümetler Arası Komisyon’un çalışmaları sonucu üzerinde mutabakat
sağlanan ekonomik ve ticari ilişkiler, ulaştırma, doğalgaz alımı, enerji üretimi
konularında çeşitli anlaşmalar imzalanmıştır.
538
Respublika Armeniya, 5 Kasım 1997.
Golos Armenii, 22 Ekim 1997.
540
Respublika Armeniya, 22 Kasım 1997.
541
Hatem Cabbarlı, “Hatemi’nin Azerbaycan Ziyareti Azerbaycan-İran İlişkilerinde Yeni Bir
Dönemin Başlangıcı mı?”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=84&kat=5+, 25
Mayıs 2005; Hakop Çakıryan, “İran Devlet Başkanı Hatemi’nin Ziyareti Ermenistan İçin Özel
Öneme Sahip”, Azg, 4 Eylül 2004; “Vizit Prezidenta İrana v Armeniyu Pridast Çelostnost
Dvustoronnim Otnoşeniyam”, REGNUM HA, 3 Eylül 2004.
542
“Prezident İrana Poçtil Pomyat Jertv Genoçida Armyan v Turçii”, REGNUM HA, 9 Eylül
2004; “İran Rassmatrivaet Bezopasnost Stran Yujnogo Kavkaza Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”,
PanARMENİAN HA, 14 Hazıran 2004.
539
224
Ermenistan kadar İran da ikili ilişkilerin geliştirilmesinden yana
olmuştur. Özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren ABD’nin bu bölgeye
askeri olarak yerleşmeye çalışması üzerine, İran Güney Kafkasya politikasını
yeniden
gözden
geçirmiş,
bu
bağlamda
Azerbaycan
ile
ilişkilerini
geliştirmeye çalışmıştır. Hatemi’nin 5–7 Ağustos 2004 tarihleri arasında
Azerbaycan’ı
ziyaret
etmesi
de
bu
girişimlerin
bir
sonucu
olarak
görülmektedir. Hatemi, Azerbaycan ziyaretinde İran’ın geleneksel dış
politikasına ters düşen bir açıklama yaparak, Dağlık Karabağ’ın Ermenistan
tarafından işgal edildiğini bildirmiş ve Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan
topraklarından geri çekilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu konuyla ilgili
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı tarafından resmi bir görüş bildirmese de,
Ermeni basını bu açıklamayı ciddi şekilde eleştirmiştir.
Ermenistan Devlet Başkanı Koçaryan başkanlığında büyük bir heyet 5
Temmuz 2004’te İran’I ziyaret etmiştir. Ziyaret zamanı İran Cumhurbaşkanı
Ahmedinejat ile görüşen Koçaryan, ikili ilişkileri müzakere etmiş, bölgesel ve
uluslararası güvenlik problemlerini tartışmış, ekonomik, ticari, enerji ve başka
konularda antlaşmalar imzalanmıştır.543
Özellikle ‘Ermenistan ve İran
Hükümetleri Arasında Karşılıklı Anlayış ve Ermenistan’ın Gelişmesi İçin
İran’ın Yardımları Hakkında Memorandum’, ‘Ermenistan ve İran Arasında
Adli Yardımlaşma Hakkında Antlaşma’ ve diğer antlaşmalar iki ülke
arasındaki işbirliğini daha da geliştirmiştir.544
Eylül 2006’da Ermenistan’ı ziyaret eden İran Parlamento Başkanı
Gulam Ali Haddad-Adelem ziyaretin sonuçları hakkında düzenlediği basın
konferansında Ermenistan ile ilişkilerin daha da geliştirilmesi için çaba
harcadıklarını
543
ve
her
iki
ülkenin
uluslararası
teşkilatlarda
birbirini
“V Tegerane Sostayalas Vstreça Tet-a-Tet Prezidentov Armenii i İrana”, REGNUM HA, 5
Temmuz 2006.
544
“İran i Armeniya Podpisali Ryad Dogovorov v Oblasti Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva”,
REGNUM HA, 6 Tammuz 2006.
225
destekleyecekleri
hakkında
anlaşmaya
vardıklarını
bildirmiştir.
Bu
anlaşmayla Ermenistan Ortadoğu’da, İran ise Avrupa’da faaliyet gösteren
örgütler nezdinde çıkarlarının korunmasına çalışmıştır.545 Haddad-Adelem’in
ziyareti Ermeni basınında çeşitli açılardan ele alınmış, ekonomik, siyasi,
askeri ve güvenlik işbirliğine paralel olarak parlamentolar arası ilişkilerin de
geliştirilmesinin önemi ve gerekliliği vurgulanmıştır.546
3. 2. 2. Ekonomik İlişkiler
Ermenistan’ı İran’la siyasi işbirliğine yönlendiren nedenler ekonomik
ilişkilerin kurulması ve gelişmesinde de etkili olmuştur. Bağımsızlık sonrası
yayılmacı dış politika hayata geçiren Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve
Türkiye’nin bütün iyi niyet girişimlerine rağmen, iyi komşuluk ilişkilerinin
kurulmasında beklenen inisiyatifi kullanmamıştır. Ermenistan ekonomik
sorunlarını Rusya ve İran ile işbirliği yaparak çözmeye çalışmıştır.
İran ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin kurulması Ermenistan
açısından hayati önem taşımıştır. Ermenistan siyasi ve ekonomik bakımdan
İran ile işbirliğinde eşit statüde olmamıştır ve bu dengesizlik bugün de devam
etmektedir. Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomisinde yaşanan sorunlar,
ulaştırmada yaşanan aksaklıklar ve Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını
işgal etmesi ile ortaya çıkan Dağlık Karabağ sorunu ekonomiyi 1960’lı ve
1970’li yılların düzeyine düşürmüştü. Özellikle enerji ve ulaştırma alanında
yaşanan sıkıntılar Ermenistan’ı İran ile işbirliğine iten başlıca nedenler
olmuştur. Azerbaycan üzerinden geçen doğalgaz boru hattı çalışmadığı,
Gürcistan üzerinden geçen doğalgaz boru hattı ise minimum ihtiyacı
545
“Armeniya i İran Budut Podderjivat Drug-Druga v Mejdunarodnıkh Strukturakh”, REGNUM
HA, 12 Eylül 2006.
546
“Armyano-İranskie Svyazi Obreli Parlamentskiy Akçent”, (Erişim) http://www.nv.am/tema.htm
226
karşılamadığından dolayı Ermenistan 1992’de anlaşmaya varılmış547 İranErmenistan doğalgaz boru hattının bir an önce inşaatına başlamak
istiyordu.548 Doğalgaz boru hattının gerçekleşmesine İran’dan daha fazla
ihtiyaç duyan Ermenistan görüşmelere Başbakan Yardımcıları ve Bakanlar
düzeyinde temsil olunurken, İran Komite Başkanları düzeyinde görüşmelere
katılmıştı.549 Ermenistan ayrıca doğalgaz boru hattı konusunda yapılan
görüşmelerde ortaya çıkması ihtimal edilen sorunların en kısa zamanda
halledilmesi için hükümet nezdinde daimi komisyonlar kurmuştu.550
Ermenistan’ın İran ile ciddi ekonomik ilişkileri bulunmasına rağmen,
eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin İran ile ticaret ilişkilerinde Rusya, Azerbaycan
ve Kazakistan’dan sonra 4. sırada yer almaktadır. Bunun nedeni ise
Ermenistan ekonomisinin İran ekonomisi karşısında zayıf ve yetersiz kalması
ile açıklanabilir.
Ermenistan Sovyet döneminde de sadece sanayi üretiminde değil, aynı
zamanda gıda ihtiyacını da kendisi karşılayamamış, merkezi planlama
çerçevesinde ayrılan ödenekler hesabına bu sorunları halledilmişti.551
Ermenistan’ın İran’la ticaret hacmi son yıllara göre, 1995’te en yüksek hadde
ulaşarak 35 milyon Dolar olmuştur. İki ülke arasında ticaret hacminin
artmasının nedeni 1994’te Aras Nehri üzerinde inşa edilen köprünün hizmete
açılması
olmuştur.
Ermenistan
ticari
ilişkilerinde
bir
türlü
dengeyi
sağlayamamış ve ticaret her zaman Ermenistan’ın aleyhine gerçekleşmiştir.
1996 yılında iki ülke arasında ticaret hacmi daha da artarak yaklaşık 200
547
İNFO-TASS, 25 Aralık 1993.
Kurtov, a.g.m., s. 428.
549
İNFO-TASS, 16 Mart 1993.
550
Mihail Vermişev, “Sostayanie Ekonomiki Armenii”, Dialog, 1996, No: 2, s. 7
551
M. A. Gevorkyan, “K Analizu Ekonomiki Perekhodnogo Perioda” (Na Primere Armenii),
Problemı Prognozirovaniya, 1995, No: 3, s. 50.
548
227
milyon Dolar olmuştur.552 Ermenistan Devlet Gümrük Komitesi’nin verdiği
bilgilere göre, iki ülke arasında 1996’da 178,1 milyon Dolar olsa da, 1997’de
107,7 milyon Dolara kadar gerilemiştir. Bu dönemde İran’ın Ermenistan’dan
ithalatı 40 milyon Dolar, Ermenistan’a ihracatı ise 63 milyon Dolar
olmuştur.553
Taraflar arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesini sağlamak ve hukuki
altyapısını oluşturmak ihtiyacı ortaya çıkınca Ermenistan Başbakanı Hrant
Markaryan başkanlığında bir heyet resmi ziyaretle Tahran’a gitmişti. Bu
ziyaret taraflar arasındaki ilişkileri bir adım daha ileri götürmüş, sermayenin
korunması ve teşvik edilmesi, çifte vergilendirmenin kaldırılması, ticaret ve
enerji alanında işbirliği, gümrük işinde yardımlaşma, sanayi, tarımcılık, bilim,
eğitim, merkez bankaları arasında, sağlık alanında ilişkileri düzenleyen bir
düzüne
antlaşma
imzalanmıştı.
Markaryan’la
birlikte
ziyarete
giden
Ermenistan işadamları ve İran işadamları arasında işbirliğinin daha da
geliştirilmesi hakkında mutabakat sağlanmıştı.554 Ziyaret sırasında Aras
Nehri üzerinde iki hidroelektrik santralinin inşa edilmesi ve Ermenistan’a
sıvılaştırılmış doğalgaz verilmesi hakkında antlaşma imzalanmıştır.555
Enerji alanında yapılan görüşmeler sonucunda 1 Mayıs 1997’de iki ülke
arasında elektrik enerji sistemlerini birleştiren istasyonun açılışı gerçekleşti.
Ermenistan 1997 sonuna kadar İran’dan 330 milyon KW/saat enerji almıştı.
1990’lı yılların sonuna kadar İran, Ermenistan ile ticarette üçüncü sırada
yerini korumuştur. 1997 yılı ikinci yarısı verilerine göre, Ermenistan’dan
İran’a 18 milyon Dolar değerinde ihracat, İran’dan ise 50 milyon Dolar ithalat
552
Babookhanian H, “An Armenian view of İran’s transformation”, Executive İntelligence Review,
1997, Vol. 24, N 28, 4 July, p. 69.
553
Arthur Yernjakian, “Iran Loses Its Posıtıons At Armenıan Market”,
(Erişim) http://www.snark.am/ partnership-issue1.html
554
İNFO-TASS, 3 Mayıs 1997, 5 Mayıs 1997
555
Sergey Verezemskiy, “Dobro Pojalovat v Kavkazskiy Gazovoy Koridor”, Neft i Kapital, 1997,
No: 10. s. 54.
228
yapılmıştır.556 İran Ermenistan’a enerji ve gıda ürünleri ihraç, Ermenistan’dan
ise genellikle maden ürünleri ve metal atıkları ithal etmiştir. İran, Ermenistan
makine sanayisi için yüksek kaliteli kömür göndermiş, karşılığını ise hazır
ürünle almıştır.557 İran aynı zamanda Ermenistan’ın bakır madenleri ile de
ilgilenmektedir. Ermenistan’ın bakır üretiminin tek müşterisi olan İran, bu
alanda kontrolü sağlamaya çalışmaktadır. Madenlerin çalıştırılması için
dinamiti
İran’dan
alan
Ermenistan
zaman
zaman
ciddi
sorunlarla
karşılaşmıştır. İran şirketleri bakır üretimi için ortak şirket kurulmasını önerse
de, Ermenistan bu teklife sıcak bakmamıştır.558
Birçok bağımsız araştırmacı iki ülke arasında özellikle sanayi alanında
geniş imkânların olduğunu vurgulamaktadır.559 Nitekim İran Sosyal Güvenlik
Direktörü Meyedi Karbasian’inin Nisan 1996’da Ermenistan’a gerçekleşen
seferinde Sanayi Bakanı Aşot Safaryan ile görüşürken bu konular müzakere
edilmiş, sanayi üretiminde işbirliği imkânları değerlendirilmiştir.560 İran,
Ermenistan ekonomisine sermaye yatırımına göre 1996 yılında ikinci sırada
olmasına rağmen, büyük projelerde değil, küçük şirketlerle ve turizm
alanında işbirliği yapmaktadır. Aynı zamanda ortak sermayeli şirketler de
faaliyet göstermektedir. 1997 yılında Ermenistan’da yabancı sermayenin
miktarı 33,8 milyon Dolar olsa da, İran’ın payı oldukça düşük olmuştur.561
Taraflar arasında imzalanmış anlaşma şartlarına göre, haberleşme,
doğalgaz satışı, doğal kaynaklar, petrol, enerji, ulaşım, vergi, sınır, sanayi ve
ticaret meseleleri ile bağlı sekiz komite kurulmuştu. Ermenistan İran
sermayesini kimya sanayisine özellikle de, Nairit, Vanadzor Kimyakombinat,
Otolastik ve Kimyasal Lifler Fabrikalarına yönlendirmeye çalışıyordu.
556
Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune, Erivan1997, s. 26.
İNFO-TASS, 23 Ekim 1993.
558
Vardan Aloyan, “Noçnaya Jizn v Kadjarane”, Metallı Evraziya, 1997, No: 5, ss. 44-45.
559
Babookhanian, a.g.m., ss. 68-69.
560
Tigran Ovanesyan, “Armyano-İranskie Ekonomiçeskie Svyazi Uglubyatsa”, Azg, 2 Mayıs 2002.
561
Respublika Armeniya, 9 Ocak 1998.
557
229
Sovyetler Birliği zamanı bu fabrikaların ürünleri yaklaşık 70 ülkeye
satılıyordu.
Ancak
bağımsızlık
sonrası
ekonomik
ilişkilerin
kopması
sonucunda kimya sanayisinin esas müşterileri Rusya ve İran olmuştu.
Ermenistan’ın
dış
ticaret
hacminin
yarıdan
fazlası
İran’ın
payına
düşmektedir. 1996 yılı sonlarında iki ülke arasında ilaç sanayisi, haberleşme,
elektrik ve doğalgaz temini, doğal hayatın korunması, dağ-maden sanayisi,
ulaştırma, bankacılık ve gümrük alanında işbirliğini öngören antlaşmalar
imzalanmış, Otolastik Fabrikası’nın hisselerinin % 60’ını İran’a satılmıştı.562
Bu arada Ermenistan halen çözemediği ulaştırma sorununun halledilmesi
için İran üzerinden Türkmenistan’a transit demir yolu hattının açılması
girişiminde bulunmuş, Türkmenistan ise Ermenistan’a petrol ve elektrik
enerjisi teklif etmiş, ancak Ermenistan’ın bu arzusu proje olmaktan öteye
geçememişti.563 Ermenistan ayrıca Merend-Mehri-Agarak demiryolu ve sınır
bölgelerinde serbest ticaret bölgesi projesini hazırlamış ancak İran bu teklife
sıcak bakmamıştı.564
Ermenistan İran ile ticari ve mali ilişkilerinin geliştirilmesine çalışsa da,
İran 1990’lı yılların ortalarında yaşadığı döviz sorunu halletmek ve yurtdışına
döviz akışını kontrol etmek amacıyla Ermenistan’da Mellat Bankası'nın
şubesini açmıştı. Bu Ermenistan tarafından bir başarı olarak kamuoyuna
takdim edilse de, kısa süre sonra bankanın kredi ve diğer mali işlemlerde
yetersiz kaldığı anlaşılmıştı.565 1990’lı yılların sonlarına doğru Ermenistanİran işbirliğinde Yunanistan da yer almaya çalışmıştır.566 Taraflar arasında
imzalanan üçlü anlaşma şartlarına göre, sesli ve rakamlı bilgisayar setinin
kurulması gerçekleşecekti.567 Bu projede teknik konuların İran tarafından
562
İNFO-TASS, 27 Haziran 1997.
İNFO-TASS, 11 Nisan 1994.
564
İ. M. Muradyan, S. A. Manukyan, “İran i Evraziyskaya İdeya”, Os Moskova-Tegeran”,
Erivan, 1997, ss.69-70.
565
Novoe Vremya, 25 Ekim 1997, Golos Armenii, 15 Haziran 1997.
566
Hakan Aksay, “Yunanistan - Ermenistan - İran - Rusya: Dörtlü ittifak mümkün mü?”,
Cumhuriyet, 4 Temmuz 1999.
567
Respublika Armeniya, 18 Eylül 1997.
563
230
halledilmesi öngörülse de, daha sonra tarafların ilgisizliği nedeniyle bugüne
kadar proje uygulanmamıştır.
İran İslam Cumhuriyeti'nin Hükümet heyeti, Ticaret Bakanı Şeriat
Madari başkanlığında 11 Eylül'de Ermenistan'ı ziyaret etmişti. İran heyetini
12 Eylül'de ayrıca Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan, Başbakan
Andranik Margaryan ve Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan ve Sanayi ve
Ticaret Bakanı Karen Cışmarityan kabul etmişti. Ermenistan-İran arasında
ekonomik ilişkilerinin gelişmesinin önemine değinen Cışmarityan, iki ülkenin
karşılıklı işbirliğinin gelecekte ticaret, sanayi, turizm, inşaat sektörü ve ulaşım
alanlarında daha da gelişeceğini vurgulamıştı. Bakan, ikili ilişkilerde ayrıca
biyolojik ve teknik bilimler alanında, uluslararası kuruluşlarda işbirliği
imkânlarının daha geniş olduğunu vurgulamıştır. İran Ticaret Bakanı ise, iki
ülke arasında işbirliğinin gelecekte yoğunlaşmasında hukuksal alanın
iyileştirilmesi ile banka sistemlerinin uyumlaştırılmasının olumluluğuna
değinmiştir. Şeriat Madari'ye göre, İran ve Ermenistan arasında ticaretin
yoğunlaşması, yatırımların korunması ve ücret politikasıyla ilgili anlaşmaların
imzalanması aciliyet arz eden konular olmuştur.
Her iki ülke ulaştırma alanında sadece karayolu ulaşımına değil, hava
ulaşımına da önem vermiştir. Erivan-Tahran arasındaki hava ulaşımını 1996
Kasım’ına kadar İran Devlet Hava Yolları şirketi gerçekleştirmiş, daha sonra
ise, ‘Caspian Airlines’ adlı Ermeni Havayolu şirketi de haftada bir defa
gerçekleşen seferle bu ulaşıma katılmıştır. Ermenistan’ın mal üretimi İran’la
kurduğu bu bağlar sayesinde 1994–1998 yılları arasında üç kat artmıştır. Bu
yıllar arasında İran, Ermenistan’ın dış ticaret ilişkilerinde (ithalat ve
ihracatında) birinci sırayı almıştır.
231
İki ülke arasında ekonomik işbirliği bağlamında gerçekleşen en büyük
proje İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı projesidir.568 Ermenistan Hükümeti
Rusya’dan aldığı doğalgazın verilmesinde aksaklıklar yaşanması üzerine,
İran ile görüşmelere başlamış, 1992’de Ermenistan ve İran arasında
doğalgaz
boru
imzalandığı
hattı
sırada
inşası
hakkında
Ermenistan
ciddi
anlaşma
ekonomik
imzalanmıştır.
ve
mali
Proje
sıkıntılar
yaşamaktaydı. Bu nedenle de dış mali destek arayışında idi. Avrupa
Kalkınma Bankası’nın projeye mali destek sağlayacağı konusunda çeşitli
haberler yayımlansa da, Banka yetkilileri tarafından yapılan açıklamada bu
haber doğrulanmamıştı.569
Proje değeri 120 milyon dolar olan doğalgaz boru hattının anlaşma
şartlarına göre, inşaat işlerinin 1995’de tamamlanması öngörülse de, bazı
teknik ve mali problemlerin yaşanması nedeniyle inşaat işleri hedeflenen
tarihte tamamlanamamıştır. Yılda 1 milyar m3 doğalgaz taşıma kapasitesi
olan boru hattı,570 141 km uzunluğunda olup, 100 km’si İran, 41 km’si ise
Ermenistan arazisinden geçecekti.571 Ermenistan Enerji Bakanı Armen
Movsesyan REGNUM Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, İran ile yapılan
görüşmelerde her iki ülkenin kendi sınırlarından geçecek boru hattının inşa
edilmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını bildirmiştir.572
568
“Agreement on Pipeline Construction to be Signed during Kocharian’s Visit to Iran”,
ArmenPress HA, November 29, 2001.
569
“Evrobank ne Nameren Uçastvovat v Finansirovanii Gazaprovoda İşran-Armeniya”, REGNUM
HA, 19 Mayıs 2004.
570
Valeria Krasnikova, “Gazoprovod İran-Armeniya”, (Erişim) http://www.ia-centr.ru/public_
details.php?id=287, 22 Ocak 2007.
571
Oleg Maksimenko, “Novıy Etap Armyano-İranskikh Otnoşenii”, (Erişim): http://www.
armenianews.narod.ru/
572
“Armeniya ne Vedet Kakikh Libo Peregovorov o Prodoljenii Gazoprovoda İran-Armeniya v
Storonu Evropı”, REGNUM HA, 29 Mart 2004.
232
Ermenistan’ın enerji probleminin halledilmesinde siyasi çıkarları olan
AB bu projeyi desteklemiştir. Bu destek bağlamında AB573 İran-Ermenistan
doğalgaz boru hattının inşa projesiyle ilgili teknik ve hukuksal altyapı
projelerini hazırlamak için 2001 yılında 30 milyon EURO vermiştir.574 Bu
konuda anlaşma 23–25 Ocak 2001 tarihinde Erivan’da gerçekleşen
‘Ermenistan-İran
Ekonomik
İşbirliği
Komisyonu’
toplantısında
imzalanmıştır.575
Projeye AB’nin mali yardım sağlamasından sonra Ermenistan ve İran
bu konuda doğalgaz boru hattını Ermenistan ve Gürcistan sınırından
geçerek Karadeniz kıyısına kadar uzatmayı,576 buradan deniz tabanı ile
döşenmesi planlanan boru hattı ile Ukrayna’ya taşımayı ve son nokta olarak
da Avrupa ülkelerinin tüketimine sunmayı amaçlamıştı.577 İran doğalgazının
Ermenistan üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması konusunda bir soruyu
cevaplandıran Movsesyan, İran heyeti ile bu konuda görüşmediklerini
bildirmiş,
Avrupa
devletlerinin
bu
yönde
teklifleri
olursa
değerlendirebileceklerini ifade etmiştir (Projenin toplam uzunluğu 550
km’dir). Bu projenin uygulanması için 5 milyar Dolar gerekmektedir. Bu
miktar, inşaatı uzun süre tartışılan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının
maliyetinin iki katıdır. Avrupa devletlerinin 5 milyar Dolar harcayarak ciddi
sorunlar yaşanan Kafkasya bölgesinden boru hattının geçme riskini göze
almaları ihtimali zayıftır ve bu projenin verimliliği de tartışmaya açıktır. İran
kendi gazını satacağı, Ermenistan Gürcistan ve Ukrayna ise transit ülke
olmaları bakımından bu projeye sıcak baksalar da maliyeti ve ciddi siyasi
573
“EU Contributes to Construction of Iran-Armenia Gas Pipeline”, Tehran Times, January 27
2001.
574
“European Union To Assign 30 Million Euro For Preparation Of Documentation For IranArmenia Gas Pipeline”, The Russıan Oıl And Gas Report, January 22, 2001, Monday.
575
Azg, 20 Ocak 2001.
576
“Armenia, Iran May Sign Transit Agreement for Gas Pipeline”, ArmenPress HA, November
19, 2001.
577
“Prodoljenie Gazaprovoda İran-Armeniya do Ukrainıi Stran ES Stoit 5 Mlrd Dollarov”,
REGNUM HA, 29 Mart 2004.
233
risklerin bulunduğu da bir gerçektir.578 Ermenistan boru hattının uygulanabilir
proje olduğunu kanıtlamak için Gürcistan’ın da bu projede yer almasına
çalışmıştır. Bu bağlamda Başbakan Andranik Markaryan Ermenistan-İran
işbirliğinin bölgenin yararına olduğunu ve enerji projelerine Gürcistan’ın da
katılabileceğini vurgulamıştır.579
Proje tartışıldığı bir zamanda Rusya bu projeye karşı olduğunu
açıklamıştır.580 Çünkü İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı Ukrayna’ya kadar
uzarsa, hem Ermenistan Rusya’ya olan enerji bağımlılığından büyük bir
ölçüde kurtulacak hem de, Avrupa’da Rus gazına alternatif bir kaynak ortaya
çıkacaktır ki bu da Rusya’nın aleyhine bazı ciddi fiyat değişiklikleri ile
sonuçlanabilir. Çok küçük bir miktarda fiyat değişikliği ise Rusya’ya
milyonlarca Dolara mal olabilirdi.
Zaten tartışmalı olan İran-Ermenistan doğalgaz boru hattının inşaatına
taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık ve mali sıkıntılar nedeniyle bir türlü
başlanamamıştı. İran doğalgazının Avrupa’ya nakledilmesi konusu müzakere
edilirken Rusya’nın ciddi itirazını bildirmesinden sonra projenin uygulanma
şansı bir az daha tehlikeye girmişti. Nihayet uzun tartışmalardan ve
Rusya’nın onayı alındıktan sonra İran’dan Ermenistan’a doğalgaz akışını
sağlayacak projenin çalışmalarına 12 Ocak 2004’te başlandı.581 Projenin
2006 sonlarında tamamlanması öngörülse de, bazı teknik nedenlerden
578
Emmanuel Mkrtçyan, Knstantin Martirosyan, “Armneii Neobxodimo İmet Strategiçeskuyu
Programmu Razvitiya Svoey Energetiki”, ARMİNFO HA, 22 Nisan 2006.
579
Nanı Petrosyan, “Armyano-İranskoe Sotrudniçestvo İskhodit iz İnteresov Regiona”, Azg, 13
Temmuz 2006.
580
“V Armenii Obespokoenı Potorey Energetiçeskoy Nezavisimostı”,
(Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20061104035815527&sec_id=8, 11 Nisan
2006.
581
Tatul Hakopyan, “İran-Ermenistan Gaz Boru Hattı Ermenistan Kısmının İnşaatı Bugün Başladı”,
Azg, 1 Aralık 2004.
234
dolayı inşaat çalışmaları Mart 2007’de tamamlanmıştı.582 14 Mart’ta
gerçekleşen açılış törenine katılan Ahmedinejat ve Koçaryan doğalgaz boru
hattı inşasının tamamlanmasının iki ülke arasında son 15 yılda başarıyla
hayata geçirilen en büyük proje olduğunu bildirmiştir.583
Ekonomik ve ulaştırma açısından iki ülke sorunlarını önemli derecede
halledecek projelerden biri de, 3 km uzunluğunda olan Kacaran tünelinin
inşa edilmesi hakkında yapılan antlaşmadır. Ermenistan’ın ‘Armgiprotrans
Proje Enstitüsü’ tarafından hazırlanan projenin mali değeri 45 milyon
Dolardır. Tünel sadece yolu 12 km kısaltmayacak, aynı zamanda ulaşımın
deniz seviyesinden yaklaşık 500 metre aşağıdan yapılmasına olanak
sağlayacak ki, bu zaman kışın elverişsiz hava şartlarında bile yolun açık
olması mümkün olacaktır. Ermenistan’ın mali durumu iyi olmadığından
projenin gerçekleşmesi için maliyetin yaklaşık % 85’nin İran’ın karşılamasını
istiyor.584 Bu projeden başka Ermenistan, Rusya, İran ve Hindistan arasında
imzalanmış
istediğini
güzergâhı
‘Kuzey-Güney’585
bildirmiştir.
projesinin
başlanmamıştır.
Proje
uluslararası
çerçevesinde
uygulanması
Ermenistan
bölgede
ulaşım
projesine
katılmak
Ermenistan-Enzeli-Astrahan
öngörülse
uygulanan
de,
inşaat
projelerin
işlerine
tamamına
katılmak istese de, AB’nin finans desteği sunduğu projeler dışında
uluslararası öneme sahip Bakü-Tiflis-Cehyan, Bakü-Tiflis-Erzurum, KarsAhalkelek-Tiflis-Bakü ve diğer projelerden kenarda kalmıştır. Ermenistan
resmileri bu projelerden kenarda kalmanın siyasi ve ekonomik maliyetini
kamuoyunda gizlemeye çalışsalar da, daha pahalıya mal olan İran ve
Türkmenistan üzerinden dünyaya açılan projelere katılma çabaları da,
beklenen neticeleri vermemiştir.
582
“Gaz iz İrana Naçnet Postupat v Armeniyu do Konça Tekuşego Goda”, REGNUM HA, 8 Nisan
2006.
583
Goar Gevorkyan, “Makhmud Akhmedinedjat: V Voprose Uglubleniya Otnoşenii s Armeniey
Dlya İrana Net Nikakikh Prepyatstvii”, Azg, 22 Mart 2007.
584
Kazaryan, a.g.m., s. 64.
585
Sevak Saruhanyan, “Mejdunarodnıy Transportnıy Koridor “Sever-Yuıg” i Rossiysko-İranskie
Otnoşeniya v Transportnoy Sfere”, 21 Dar, 2 (4), Erivan 2004, ss. 74-93
235
3. 2. 3. Güvenlik Alanında İşbirliği
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Güney Kafkasya ülkeleri
ulusal
güvenliklerinin
genelde
NATO
ve
BDT
OGA
çerçevesinde
korunmasına çalışsalar da, bölge devletleri ile de güvenlik bağlamında
ilişkilerini geliştirmeye çaba harcamışlardır ve bu süreç bugün de devam
etmektedir.586 Ermenistan BDT OGA ile askeri ilişkilerini geliştirmeye ve
güvenliğinin bu kurum çerçevesinde korunmasına üstünlük verse de, NATO
ile ilişkilerini iyi düzeyde kurmayı başarmıştır. Ermenistan aynı zamanda İran
ile de askeri ilişkiler kurmuş ve geliştirmiştir.587 İki ülke arasında askeri
ilişkilerin kurulmasında her iki ülkenin karşılıklı gereksinimleri, Azerbaycan,
Türkiye ve İsrail588 arasında kurulduğu iddia edilen askeri işbirliği etkili
olmuştur.589 Aslında İran ve Ermenistan askeri ve güvenlik bağlamında
kendilerine hak kazandırmak için Azerbaycan, Türkiye ve İsrail arasında
işbirliğinin mevcutluğunu gereğinden fazla abartmıştır. Bugün, Azerbaycan
ve Türkiye arasında askeri ve güvenlik işbirliğinden bahsedilse de, bu,
Ermenistan-Rusya arasında askeri işbirliğinin yanında gölgede kalmaktadır
ve İsrail sacayağının ‘güvenirliği ve sağlamlığı’ şüphe götürmektedir. İsrail,
1990’lı yılların sonlarına kadar İran’ın Güney Kafkasya ve Orta Asya’da
üstün konuma gelebilme ihtimalini değerlendirerek, Azerbaycan ile askeri ve
586
Tair Faradov, Foreign Policy Orientations in Azerbaijan: Public and Elite Opinion, NATOEAPC Individual Research Fellowship 2001–2003, Final Report, Baku - June, 2003; Elkhan
Mekhtiev, Security Policy in Azerbaijan, NATO-EAPC Research Fellowship 1999–2001; Anatoli
Çiganok, “NATO İdet İz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta, 9 Temmuz 2004; Svante E.
Cornel, Regional Security in theSouth Caucasus: The Role of NATO, Central Asia-Caucasus
Institute, Paul H. Nitze School of Advanced International Studies, The Johns Hopkins University,
United States of America, 2004.
587
Abbas Maleki, “İran i Turan: K Voprosu Ob Otnoşeniyakh İrana s Gosudarstvami Çentralnoy
Azii i Zakavkazya”, Central Asia and Caucasus, No: 5, 2001, (Erişim) http://www.cac.org/online/2001/journal_rus/cac-05/11.malru.shtml, 20 Aralık 2001.
588
Sergey Minasyan, “İzrail-Turçiya: Voenno-Politiçeskoe i Voenno-Tekhniçeskoe Sotrudniçestvo
(v aspekte problem regıonalnoy bezopasnosti)” Central Asia and Caucasus, No: 1, 2004; Dietrich
Jung, Wolfango Piccoli, The Turkish-İsraeli Alignment: Paranoia or Pragmatism?, Security
Dialoque, March 2000, Vol 31, N. 1, P. 91-104; Bülent Aras, Turkish-İsraeli-İranian Relations in
the Nineties: İmpact on the Middle East, Middle East Polisy, Vol VII, N. 3, June 2000, p. 151164.
589
Sergey Minasyan, “Strategiçeskoe Sotrudniçestvo İzrailya i Turçii v Kontekste Problem
Regıonalnoy Bezopasnosti”, 21 Dari, 2 (4), 2004, ss. 74-93; Anar Veliyev, ”Treugolnik İzrailTurçiya-Azerbaydjan: Realnost i Prespektivı”, Central Asia and Caucasus,
(Erişim) http://www.ca-c.org/online/2000/journal_rus/cac08_2000/11.veliev.shtml, 29 Kasım 2003.
236
güvenlik işbirliğine önem vermiştir. Ancak 2000’li yıllara gelindiğinde İran’ın
bu bölgelere ekonomik ve siyasi olarak tahmin edildiği kadar sağlam ve
kalıcı mevki kazanamadığı ortaya çıkınca, İsrail, Azerbaycan ile askeri ve
güvenlik bağlamında işbirliğine fazla hevesli olmamıştır.
Güney
Yunanistan
590
Kafkasya’da
İran-Ermenistan-Rusya
ve
İran-Ermenistan-
işbirliğinin gelişmesi Azerbaycan ve Türkiye’yi rahatsız
etmiştir. Bu ülkelerin işbirliği yapmalarındaki başlıca amaç bölgede Türkiye
ve Azerbaycan’ın hareket alanını kısıtlamak ve bu ülkeleri bölgenin
ekonomik ve siyasi gelişmelerin dışında bırakmak olmuştur. Yunanistan ve
Türkiye arasında Kıbrıs ve Ege Denizi sorunlarının gündeme taşınması İranErmenistan-Yunanistan ittifakını hızlandırmıştır. Bölgede yaşanan siyasi
gelişmeler
ise
İran-Ermenistan-Rusya
ittifakının
daha
kolay
gerçekleşeceğine işaret etmektedir. Bu ittifak bir anlaşma ile onaylanırsa
Azerbaycan dost olmayan devletler tarafından çembere alınacaktır. Ancak
Azerbaycan Türkiye ile siyasi-askeri bir anlaşma imzalar ve gelişmekte olan
İsrail-Türkiye-Azerbaycan
işbirliğini
gerçekleştirebilirse
İran-Ermenistan-
591
Rusya ittifakının etkilerini bir dereceye kadar azaltabilir.
1990’lı yılların ortalarına doğru kurulmakta olan Ermenistan-İran592
askeri ve güvenlik işbirliğine Yunanistan da katılmıştır. Yunanistan taraflar
arasında imzalanmış antlaşmaların askeri ve güvenlik içerikli olmadığını
bildirse de, bu diplomatik bir açıklamadan başka bir şey değildi.593
Yunanistan’ın katılımından sonra Türkmenistan’ın da, bu üçgende yer aldığı
iddia edilse de, Türkmenistan’ın bu mekanizmada yeri ve katılımının sınırları
590
İgor Muradyan, “Sovremennıe Armyano-Gruzinskie Otnoşeniya”, Orientirı Vneşney Politiki
Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 80.
591
Veliyev, a.g.m., ss. 105-111.
592
Tigran Martirosyan, “Balansirovanie na Burnıkh Volnakh”, (Erişim) http://www.tolrus.ru/
feature/iran210303.html, 21 Mart 2003.
593
“Armeniya, Greçiya i İran ne Presleduyut Çeli Sozdavat Voennıy Soyuz, Zayavil v Erevane
Ministr İnostrannıkh Del Greçii”, (Erişim) http://scripts.online.ru/misc/news/99/09/08_068.htm
237
henüz tam açık değildir. Türkmenistan’ın Azerbaycan ve Türkiye ile
ilişkilerinin iyi olmadığı Saparmurad Niyazov’un devlet başkanlığı döneminde
Ermenistan-İran ve Yunanistan üçgeninde özellikle enerji ve ulaştırma
konusunda faaliyetinden bahsetmek mümkün olsa da, Niyazov’un Aralık
2006’da vefat etmesinden sonra aynı görüşleri paylaşmak mümkün değildir.
1990’lı
yılların
ortalarına
kadar
Ermenistan-İran-Yunanistan
arasında
ekonomik ve askeri alanda işbirliğinden bahsedilse de, adı geçen ülkeler
arasında işbirliği bu tarihten itibaren daha da gelişmiştir.
İlk defa 1997’de biraraya gelen Ermenistan, İran ve Yunanistan
Dışişleri Bakanlarının 4. görüşü Mart 2001’de gerçekleşmiştir.594 Bu görüşte,
ekonomik, ticaret, iletişim, sanayi, teknoloji, enerji ve turizm alanlarında
işbirliğini
kapsayan
memoranduma
imzalanmıştı.595
Toplantıda
aynı
zamanda İran doğalgazının Avrupa'ya nakledilmesi meselesi müzakere
edilmişti. İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi taraflar arasında enerji
alanında işbirliğinin önemini vurgulayarak, projeyi ekonomik ve stratejik
açıdan değerlendirmişti. Bu konuda İran doğalgazının Ermenistan-GürcistanUkrayna veya Türkiye-Yunanistan güzergâhıyla Avrupa’ya taşıyan projeler
üzerinde durulmuştu.
Mayıs 2001’de Atina’da biraraya gelen Ermenistan, İran ve Yunanistan
Dışişleri Bakanları taraflar arasındaki ekonomik, siyasi, askeri, güvenlik,
enerji ve turizm alanında ilişkilerin geliştirilmesi hakkında memorandum
imzalamıştır.596 Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Papandreu, ülkesinin
Avrupa Birliği’ne üye olması dolayısıyla İran ve Ermenistan’ın bu kurumla
ilişkilerinin gelişeceğini bildirmiştir. Taraflar arasındaki askeri işbirliğinin
594
“Yunanistan’ın Türkiye Odaklı Şer İttifakları”, INAF, 14 Mart 2001; “İran’ın Kafkaslardaki
Emelleri ve İzlediği Politika”, (Erişim) http://www.inaf.gen.tr/turkish/newslet/tnl024.htm
595
“Ermenistan İran ve Yunanistan Üçlü Memorandum İmzaladılar”, Azg, 14 Mart 2001.
596
Emma Begidjanyan, “Memorandum Znamenatelen v Kontekste Truboprovoda, a Ne
Formirovaniya Politiçeskiy Osi”, Azg, 15 Mart 2001.
238
gelişmesinde çıkarları olan bir diğer devlet de Rusya’dır. Rusya, özellikle
Ermenistan aracılığıyla işbirliğine destek vermiştir. NATO üyesi olan
Yunanistan’ın ‘Şer ekseni’ olarak bilinen İran ve OGA çerçevesinde Rusya
ile askeri işbirliği yapan, Ermenistan ile askeri ve güvenlik bağlamında
ilişkilerini geliştirmesi NATO’da görüş ayrılığına neden olmuştur. Nitekim
Yunanistan Savunma Bakanı Haziran 1999’da Tahran’a sefer ederken, iki
ülke arasında güvenlik ve askeri işbirliği alanında antlaşma imzalayacakları
iddiası tartışıldığı bir zamanda ABD’nin konuyla ilgili açıklama talep etmesi
üzerine Yunanistan İran ile askeri ve güvenlik işbirliğinin söz konusu
olmadığını bildirmişti.597
‘Ermenistan, İran ve Yunanistan İşbirliğinin İcra Komitesi’nin 6. oturumu
Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde, 13 Şubat 2002’de Erivan’da
gerçekleşmişti. İcra Komitesi Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde yılda iki
kez toplanmaktadır. Görüşmelere Ermenistan adına Dışişleri Bakan
Yardımcısı Armen Martirosyan, Yunanistan adına Dışişleri Bakanlığı Baş
Sekreteri Georgios Savaidis, İran adına ise, Dışişleri Bakan Yardımcısı
Hoseyn Adel başkanlığında heyet katılmıştır. Ermenistan Dışişleri Bakanlığı
tarafından yapılan açıklamaya göre, İcra Komitesi; işbirliği faaliyetlerini
sistemleştirecek,
ilgili
faaliyetler
düzenleyecek,
İşbirliği
sürecini
değerlendirecek, üçlü işbirliği programlarıyla ilgili ön hazırlık çalışmaları için
talimatlarda bulunacaktı. Ermenistan-Yunanistan ve İran arasında üçlü
işbirliğinin kurulmasına Ağustos 1995’te karar verilmiş, ilk toplantısı ise, 22
Aralık 1997 tarihinde ise Atina'da gerçekleşmiştir. Üçlü İşbirliği adı altında altı
alt komite faaliyet göstermektedir. İcra Komitesi’nin Erivan oturumu
sonucunda taraflar arasında işbirliğinin daha da geliştirilmesini öngören
memorandum imzalanmıştır.598
597
598
Begidjanyan, a.g.m.,
“Ermenistan-Yunanistan-İran Üçlü Toplantı Yerevan’da”, Azg, 12 Şubat 2002.
239
Yunanistan Genel Kurmay Başkanı Georgio Antonakopulos’un Ağustos
2003’te yaptığı Ermenistan ziyareti taraflar arasında askeri ilişkileri daha da
pekiştirmiştir. Antonakopulos, Devlet Başkanı Koçaryan ve Dışişleri Bakanı
Oskanyan ile görüşmüş, iki ülke arasında askeri ilişkileri daha da
geliştirmenin mümkün olduğunu ve fırsatları değerlendirmek gerektiğini
vurgulamıştır. Antonakopulos Ermenistan ile askeri ilişkilerinin stratejik
işbirliği çerçevesinde şekillendiğini bildirmiştir.599
Ermenistan İran ile ekonomik ilişkilere paralel olarak askeri ilişkileri de
geliştirmeye, Yunanistan’ın Türkiye ile yaşadığı Kıbrıs sorunundan istifade
ederek bu ülkeyi de işbirliğine davet etmek istemiştir. Ermenistan Devlet
Başkanı Koçaryan 25 Aralık 2001’de İran’a sefer etmiştir. Ziyaret sırasında
askeri işbirliğinden daha çok ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi bölge
basınında yer alsa da, ziyaret gerçekleşmeden önce Ermenistan Savunma
Bakanı Serj Sarkisyan’nın İran’ın Ermenistan Büyükelçisini kabul etmesi, iki
ülke
arasında
askeri
işbirliğini
daha
da
geliştirmek
isteği
gibi
değerlendirilebilir.600
Mart 2002’de İran Savunma Bakanı Amiral Ali Şamhani’nin Ermenistan
ziyaretinde iki ülke arasında askeri antlaşma imzalandı.601 Antlaşmada
taraflar arasında askeri işbirliğinin geliştirilmesi, çeşitli askeri projelerin
uygulanması, tecrübe mübadelesi, Koçaryan’ın Aralık 2001’de İran’a seferi
zamanı imzalanmış antlaşmaların uygulanmaya konması, doğalgaz boru
hattının inşaatına başlanması ve ortak şirketlerin kurulması öngörülmüştü.
599
“Delegaçiya Voruujennıkh Sil Greçii v Erevane”, Azg, 2 Eylül 2003; “Greçskaya Delegaçiya v
Armenii”, Hayastani Hanrapetutyun, 3 Eylül 2003; “Perspektivı Armyano-Greöskogo Voennogo
Sotrudniçestva”, Ayoç Akhşarh, 4 Eylül 2003; Obçie Çeli i Obşie İnteresı, Respublika Armeniya,
5 Eylül 2003.
600
Nurani, “İran i Armeniya Namerenı Rasşiryat Voennoe Sotrudniçestvo”,
(Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/242/foreign.shtml
601
Gamlet Matevosyan, “Voennaya Sblijenie Armenii i İrana ne Ponravitsya SŞA”,
(Erişim) http://www.strana.ru/stories/01/10/25/1867/119369.html, 11 Mart 2002
240
Ziyaret ve imzalanan antlaşmanı değerlendiren Şamhani, Erivan Tahran
işbirliğinin üçüncü bir ülkeye karşı olmadığını bildirse de, Azerbaycan,
Ermenistan-İran işbirliğinden rahatsız olmuştu.
Şamhani, bölgesel güvenlik problemlerini değerlendirirken, imzalanan
antlaşmanın
Güney
Kafkasya’da
güvenliğin
sağlanmasına
yardımcı
olacağını vurgulamış, ABD’yi kastederek, İran ile sınır olan coğrafyaya bölge
dışı güçlerin askeri olarak yerleşmesine kesinlikle karşı olduğunu bildirmişti.
Şamhani bununla o dönemde ABD’nin Azerbaycan’da askeri üs kurmak için
görüşmelere başladığı iddialarına cevap olarak aslında Azerbaycan’
uyarmak istemiştir.
2000’li yılların başlarına kadar ABD, Güney Kafkasya’ya askeri
bakımdan yerleşmeye öncelik tanımasa da, bu tarihten sonra bölge
ülkelerinin birinde (Gürcistan veya Azerbaycan’a) askeri üs kurmak istediğini
bildirmişti. Ermenistan bundan yararlanarak İran’ın dikkatini Azerbaycan’a
yönlendirmeye çalışmıştır. Ermenistan’ın İran ile ekonomik ve askeri
işbirliğini geliştirmesi nedense ABD’nin dikkatini çekmemiştir. Türkiye İran
arasında imzalanan doğalgaz antlaşmasına ciddi şekilde karşı çıkan ABD,
aynı tepkiyi İran Ermenistan doğalgaz antlaşması imzalandığı zaman
göstermemiştir. ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonra gerginleşen İran-ABD
ilişkilerini Ermenistan, İran ile işbirliğini daha da genişletmeye engel olarak
görmemiştir. Azerbaycan ve Gürcistan bu konuda ABD’nin çıkarlarını göz
önünde bulundurmaya mecbur oldukları halde, Ermenistan bu kadar
diplomatik davranmamıştır. Ermenilere göre, bölgede İran Türkiye’den daha
avantajlı
konumdadır
ve
Ermeni
diasporasının
yaşadığı
bazı
Arap
ülkelerinde İran’ın konumu daha güçlüdür. Bu nedenle de Ermenistan’ın İran
ile ilişkilerin geliştirilmesi dış politikada öncelikli meselelerden biridir.602
602
Matevosyan, a.g.m.,
241
Şamhani’nin
Ermenistan
ziyareti
sırasında
Gürcistan
ordusu
özel
kuvvetlerine terörle mücadele eğitimi vermek amacıyla ABD’nin yaklaşık 200
askeri bu ülkeye gelmişti. Bu dönemde ABD’nin Gürcistan’ın Panki Deresi’ne
askeri üs kurmak talebi bölge basınında tartışılmaktaydı. ABD askerlerinin
Gürcistan’a gelmesi Şamhani’nin ziyareti ile üst üste düşmesi rastlantı olsa
da, Şamhani ABD askerlerinin Gürcistan’a gelmesini eleştirmiştir.603
İki ülke arasında askeri ilişkilerin geliştirilmesi bağlamında Ermenistan
Savunma Bakanı Serj Sarkisyan 7–9 Şubat 2005 tarihinde İran’a resmi bir
ziyarette bulunmuştur. Sarkisyan, Cumhurbaşkanı Muhammet Hatemi, İran
Ulusal Güvenlik Kurulu Sekreteri Hasan Rohani ve İran Koruma Kurulu
Başkanı, eski Cumhurbaşkanı Ali Akper Rafsancani tarafından kabul
edilmiştir.604 Ziyaret sırasında taraflar arasında askeri, savunma, güvenlik,
ekonomik, enerji, ulaştırma konuları müzakere edilmiştir.
Sarkisyan,
savunma
bakanı
olmasına
rağmen
dış
politikanın
belirlenmesinde etkili olmuştur ve bu özelliğini 2000’li yılların başlarından
itibaren korumaktadır. Ermenistan’ın bağımsızlığından sonra İran özel önem
arz etmiş ve bu özelliğini halen korumaktadır. Nitekim Sarkisyan tarafından
hazırlanan
‘Ermenistan
Cumhuriyeti
Ulusal
Güvenlik
Stratejisinin
İstikametleri’ adlı raporda İran ile ilişkiler ‘Büyük ekonomik, askeri, kültürel
potansiyele ve bağımsız dış politikaya sahip olan İran’ın bölgede askeri ve
siyasi ortamın şekillenmesinde önemli rolü vardır; ekonomik ve siyasi
bağlamda Türkiye ile rekabet etmektedir... Türkiye ve İran rekabeti bölgede
dengelerin korunmasına hizmet etmektedir; Ermenistan-İran işbirliği TürkiyeAzerbaycan bloğunun Ermenistan’a karşı propagandasını zayıflatmaktadır...
Bu maksatla biz ABD ile işbirliğimizde İran’ın çıkarlarını pazarlık unsuru
603
Gayane Movsesyan, “İran i Armeniya Nalajivaet Voenno-Politiçeskoe Sıotrudniçestvo”,
GazetaSNG, (Erişim) http://www.zatulin.ru/institute/sbornik/048/04.shtml, 6 Mart 2001.
604
“İran Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ı Kabul Etti”, Azg, 9 Şubat 2005, “Ministr Oboronı
Armenii Posetit İran”, REGNUM HA, 2 Şubat 2005.
242
olarak
kullanmıyoruz’605
şeklinde
değerlendirilmiştir.
Ermenistan
dış
politikasını belirleyen kurum ve kişiler ABD’ye rağmen İran ile ilişkilerini
geliştirmeye çalışsalar da, muhalefet partileri hükümeti daha diplomatik
davranmaya
davet
etmiş,
bölge
devletlerine
yönelik
politikaların
belirlenmesinde ABD’nin bu ülkelere yönelik politikasını dikkate almaları
gerektiğini hatırlatmıştır.606 ABD-İran gerginliğinde Ermenistan’ın izleyeceği
politikanı değerlendiren Ermeni araştırmacılar,607 Ermenistan’ın büyük ve
güçlü devlet olmadığını, her ne kadar İran ile iyi ilişkiler içinde olsa da,
ABD’nin olası İran saldırısında sessiz kalması gerektiğini ve İran’ın
Ermenistan’dan ciddi destek beklemesinin doğru olmadığını bildirmiştir.608
Yabancı araştırmacılar ise ABD-İran gerginliğinde609 Ermenistan’ın bazı
sorunlarla karşılaşacağını istisna etmeseler de, bazı değerlendirmelerde
öngörüldüğü
gibi
olduğundan
ciddi
problemlerle
karşılaşmayacağını
bildirmiştir.610
Ermenistan ve İran askeri ilişkilerini ‘kimseye karşı olmadığı’ şeklinde
değerlendirseler de, aynı zamanda Gregoryen Ermeni Kilisesi ve İran Şiî
İslam’ın biraraya geldiği ilginç bir kültürel beraberlik sergilemektedirler.611
Bağımsızlık sonrası Ermenistan-İran ilişkileri Ermenistan dış politikasının en
605
“Serj Sarkisyan: Sotrudniçestvo Armeniya-SŞA ne Protivopostavlyayetsya İnteresam İrana”,
REGNUM HA, 6 Mart 2006.
606
“Predsedatel Narodnoy Partii Armenii: Voyna v İrane Stanet Katastrofoy Dlya Armenii i
Nagornogo Karabakha”, (Erişim) http://www.bakililar.az/lenta/?id=16325, 22 Nisan 2006.
607
Karine Ter-Saakian, Armenia, Iran Strengthen Ties, Institute for War & Peace Reporting, CRS
No. 275, 24 Şubat 2005, (Erişim) http://iwpr.net/?apc_state=hrufcrs239853&l=en&s=f&o=239854
608
“Levon Melik-Şahnazaryan, “V Sluçae Voynı s İranom Proigraet Vse, v Tom Çisle i Armeniya”,
PanARMENIAN.Net, 03.04.2006; “V Sluçae Ataki SŞA na İran Armeniya ne Smojet Ostavatsya
Neytralnoy”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=29402, 1 Mart
2007.
609
Olası ABD-İran gerginliğinde Ermenistan’ın izleyeceği politika için bkz: Levon Kazaryan, “İran
i Uran: Vızıvı Dlya Armenii”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=344; Arutyun
Khaçaturyan, “Armeniya: Polemika Vokruk Otnoşeniy s SŞA İranom”,
(Erişim) http://www.eurasianet.org/russian/departments/insight/articles/eav031407ru.shtml, 14
Mart 2007; D. Rudyan, “Çentralnaya Aziya Kak Zona Naçionalnıkh İnteresov SŞA”,
(Erişim) http://iran.ru/rus/news_iran.php?act=news_by_id&news_id=12542, 10 Eylül 2003.
610
“Armeniya v Kontekste Yadernoy Programmı İrana: Uvyazka ne Mojet Bıt Stol Oçevidnoy”,
REGNUM HA, 11 Mayıs 2006.
611
Nazmi Gül-Gökçen Ekici, “Ortak Tehdit Algılamaları ve Stratejik İttifaklığa Doğru İlerleyen
İran-Ermenistan İlişkileri”, Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 22, Şubat 2002, ss. 37-46.
243
önemli ve başarılı istikameti olarak değerlendirilebilir. Ancak bu başarı
kendinde Ermenistan dış politikasında kısa ve orta vadede hissedilmeyecek
bazı ciddi sorunlar barınmaktadır. İran’ın Müslüman devlet olmasına rağmen
Ermenistan bu ülke ile ilişkilerini üst düzeyde kurmuş, zaman zaman ortaya
çıkan
sorunları
başarılı
bir
şekilde
çözmüş
ve
ilişkileri
daha
da
sağlamlaştırmıştır. Bu ilişkileri karşılıklı bağımlılık bağlamında değil, tek
taraflı olarak Ermenistan’ın ekonomik ve bazen de siyasi bağımlılık
çerçevesinde gelişmesi ise Ermenistan açısından dezavantajdır. Özellikle
son yıllarda BTC petrol boru hattı, BTE doğalgaz boru hattı, KTB demir yolu,
İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı projelerinin uygulanması jeopolitik ve
jeoekonomik bağlamda Ermenistan’ın İran’a olan bağımlılığını daha da
artırmıştır. Ermenistan zaman zaman özellikle enerji ve ekonomik açıdan
Rusya ekseninden kurtulmaya çalışsa da, bölgede uyguladığı revizyonist
politika onu birçok önemli projelerden kenarda kalmasına neden olmuştur.
İran, 35 milyonluk Azerbaycan Türkünün kültürel bağımsızlık talebini
göz önünde bulundurarak Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının işgalinin
sürmesini desteklemektedir. Ancak bölgesel güvenlik ve ekonomik dinamizm
değiştiği zaman İran isterse Karabağ sorununun çözümüne yönelik
politikasını değiştirip Ermenistan’a baskı yapabilir. Bunun için İran,
Ermenistan üzerinde baskı kurması için gerekli araçlara sahiptir.
Ermenistan’ın jeopolitik, jeoekonomik konumu, Azerbaycan, Türkiye ve
Gürcistan’dan toprak talebinde bulunması onu başta Rusya olmak üzere
İran’a yöneltmektedir. Bölgesel barış ve güvenliğin sağlanamadığı takdirde
Ermenistan’ın bağımsız dış politika uygulaması mümkün değildir. İran ile
ilişkiler Ermenistan’ın sorunlarını belli bir zaman kesimi için halletmiş gibi
gözükebilir. Ancak uzun vadede kalıcı çözümler üretilmesinde bu başarılı bir
araç değildir.
244
3. 3. ERMENİSTAN’IN GÜRCİSTAN POLİTİKASI
3. 3. 1. Ermenistan Gürcistan İlişkilerinin Tarihi Geçmişi
Ermenistan dış politikasında Gürcistan ile ilişkiler özellikle ulaştırma,
enerji güvenliği ve bu ülkede yaşayan Ermeni azınlık bakımından önem
taşımaktadır. 19. yüzyılın sonlarına kadar Ermeni toplumu ve Gürcü halkı
arasında siyasi ve ekonomik bağlamda ciddi ilişkiden bahsetmek mümkün
değildir. Özellikle bu tarihte Rusya tarafından İran ve Osmanlı’dan göç
ettirilen Ermenilerin Kafkasya’ya yerleştirilmesinden sonra ilişkiler işbirliği
çerçevesinde değil, siyasi, anlaşmazlık ve zaman zaman silahlı çatışmalar
ekseninde gelişmiştir. 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar
ilişkilerde ciddi sorunlar yaşansa da, Bolşeviklerin Güney Kafkasya’yı işgal
etmesinden SSCB’nin dağılmasına kadar olan zaman kesiminde ciddi
sorunlara gebe kalan uzun süren bir sessizlik dönemi yaşanmıştır. Ancak bu
‘sessizlik’ döneminde bile Ermeni tarihçi ve araştırmacılar 1960’lı yıllardan
itibaren yayınladıkları makale ve kitaplarda Gürcistan’ın Cavaheti ve
Ahalkelek bölgelerine karşı çeşitli iddialar ileri sürmüşlerdir. Sovyetlerin
dağılmasından sonra Ermeniler Hay Dat Doktrini çerçevesinde planladıkları
Büyük Ermenistan projesini hayata geçirmek için geniş çaplı faaliyete
başlamıştır. Büyük Ermenistan’ın sınırları Gürcistan’ı da kapsamaktadır ve
Gürcistan’ın Cavaheti bölgesinde yaşayan Ermeniler bu faaliyet planının ana
unsurlarından biri olarak değerlendirilmiştir.612 Ermenistan’ın Gürcistan’a
yönelik dış politikasını değerlendirirken sadece 1991’den sonraki dönem ele
alınacak olursa, konu tam anlamıyla açıklığa kavuşturulamaz. Bu nedenle
de, Ermeni toplumu ve Gürcü halkının tarihi geçmişine kısaca değinmekte
yarar vardır.
612
Bağımsızlık sonrası Ermenistan-Gürcistan ilişkileri için bkz. Durmişidze Nugzar, “GruzinoArmyanskie Otnoşeniya v Perspektive Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”,
(Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/durmishidze.htm, 9 Ağustos 2007;
Jegneti Konstantin, “Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya v Svete Menyayuşikhsya Geopolitiçeskikh,
Regionalnıkh Realii”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/zhgenti.htm, 9
Ağustos 2007
245
Gürcü, Rus, Azerbaycan ve bazı Ermeni kaynakları Ermenilerin
Kafkasya’nın avtohton nüfusu olmadığını gösterse de, Ermeni tarihçiler
büyük bir gayretle kendilerinin Kafkasya’nın yerlisi olduklarını ispatlamaya
çalışmaktadır.613 Gürcü tarihçileri Ermenilerin Kafkasya’ya göç etmelerini üç
döneme ayırmaktadırlar. Birinci dönem 1-9. yüzyılları, ikinci dönem 15-18.
yüzyılları, üçüncü dönem ise 18. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına
kadar olan zamanı kapsamaktadır. Birinci dönemde, Gürcistan’a göç eden
Ermenilerin sayısı konusunda Ermeni ve Gürcü kaynaklarında bilgiye
rastlanmamaktadır. Selçuklu Türklerinin egemenliği altındaki Ermenilerin
Tiflis ve sınır bölgelere göç etmeleri üzerine Ermeni ve Gürcü ilişkileri yeni
bir döneme girmiştir. Bu süreç 9. yüzyılda genişlemiş ve 18. yüzyıldan
itibaren süreklilik kazanmaya başlamıştır. İkinci dönemde Ermenilerin
Gürcistan’a göç etmeleri daha da hızlanmış ve bu tarihlerde Gürcistan’a göç
eden Ermeniler ülkenin toplumsal ve ekonomik hayatında yer edinmeye
başlamıştır.614 Üçüncü dönemde Ermenilerin Gürcistan’a göç etmesi Nadir
Şah’ın Gürcistan’a hücum etmesinden sonraya rastlamaktadır. Bu hücumlar
sonucunda birçok Gürcü şehir ve kasabaları boş kalmıştır. Gürcü Çarı II.
Erekle ticaret ve ekonominin canlanması için boşalmış şehir ve kasabalara
Ermenilerin yerleşmesine izin vermiş ve Ermeniler Ktsia-Berduçi civarına
Taşiri, Abotsi, Tiflis, Gori, Baraleti, Saçheidzo-Aragveti ve Kutaisi’ye
yerleştirilmiştir.615
Gürcü devletinin güçlü olduğu dönemlerde sessizliğini koruyan
Ermeniler, devletin zayıfladığı dönemlerde ayaklanmıştır. Nitekim Rusya’nın
Gürcistan’a hücum ettiği zaman Ermeniler Ruslara işbirliği teklif etmişti.
Rusya’nın Kafkasya’ya hücum ederek Derbent’i işgal etmesinden sonra,
613
Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız: Vardan Aramoviç Parsamyan, Şmavon Rubenoviç
Arutyunyan, Hay Joğovordi Patmutyun, Erivan: Luys Yayınevi, 1979; V. A. Parsamyan,
İstoriya Armyanskogo Naroda, Erivan: Hayastan Yanınevi, 1972; Sergey Glinko, Pereseleniya
Armyan Adderbaydjanskikh v Peredelı Rossii, Moskova: Doğu Dilleri Enstitüsü, Lazarev
Yayınevi, 1831, V. L. Veliçko, Russkoe Delo i Mejduplemennıe Voprosı, Petersburg: 1904.
614
Tetvadze, a.g.e., s. 25.
615
Ter- Mkrtçyan, Armeniya Pod İgom Nadir Şakha, Moskova: 1963, s. 61.
246
Gürcü Kralı II. Erekli Ruslarla görüşmelere başlamaya mecbur olmuştur. II.
Erekli’nin Rusya ile anlaşma imzalamak istediğini bilen Ermeni Piskoposu ve
tüccarları 3 Mart 1783’de Ermeni milleti adına temsilci gönderip Rusya’ya
sadık
olacaklarını bildirerek
Gürcü
egemenliğinden kurtulmaları için
Ruslardan yardım istemiştir.616 Arap, Pers, Selçuklu, Safevi hücumları
karşısında
dayanamayarak
Gürcü
topraklarına
sığınan
Ermenilerin
Ruslardan yardım istemeleri ve Rus egemenliğini kabul etmeleri Gürcüler
tarafından ihanet olarak değerlendirilmiştir. Perslerin siyasi ve ekonomik
baskılarına dayanamayan birçok Ermeni Gürcistan’da kendilerine yer edinip,
ekonomik ve ticari alanda başarılar kazanmasına rağmen, 1795’de Ağa
Muhammet Şah Gacar’ın Tiflis’e hücumu zamanı Ermeniler Gacar ordusuna
kılavuzluk yaparak II. İrakli’nin mağlup edilmesine neden olmuşlardı.617
Ermeni-Gürcü ilişkilerinde ilginç noktalardan biri de 17. yüzyılın
başlarında Gürcistan’da yaşayan az sayıda Ermenileri temsil eden Ermeni
Piskoposu’nun
ortak
Ermeni-Gürcü
devleti
kurmak
için
girişimlerde
bulunmasıdır. Bu girişim 18. yüzyılın ikinci yarısında tekrar gündeme gelmiş,
Ermenilerin lideri konumunda olan Loseb Emin, ortak devlet projesini
hazırlayarak II. Erekle’ye sunmuştur. II. Erekle ortak devlet kurulmasını
prensip itibarıyla kabul etse de, Piskopos Simon’un önderliğinde bazı Ermeni
aydınları buna karşı çıkmıştır.618
19. yüzyılın başlarında Çarlık Rusya’sı yeniden Kafkasya’ya saldırmış,
1801’de Batı Gürcistan, 1803’de Megreli, 1804’de İmeretiya ve Guriya Rusya
tarafından işgal edilmiştir.619 Rus ordusunun Gürcistan’ı işgale başladığı
dönemde bazı Ermeni ileri gelenleri ve din adamları 1801’de Gürcistan’ın
616
Tetvadze, a.g.e., s. 31.
Veliçko, a.g.e., s. 36.
618
Özellikle VI. Vakhtang bu işte Ermeni cemaatinin önderliğini yapmıştır. 17. yüzyılın sonlarında
ise İsrael ve Tigran Minasyan ortak devlet kurulması için ekonomik ve politik zemin oluşturmak
için faaliyet göstermişlerdir. Bkz: Tetvadze, a.g.e., s. 34.
619
Parsamyan, a.g.e., s. 20.
617
247
işgal edilmesinde Ruslara her türlü yardımı göstermiştir. Çarlık Rusya’sı
Ermenilerin davranışlarını değerlendirmiş ve sonraki yıllarda Osmanlı ve
İran’dan göç eden Ermenilerin bir bölümünü Gürcistan’a yerleştirmiştir.
Gürcistan Valisi Rtişçev Ermenilerin Rusya devletine sadakatle hizmet
ettiklerini ve Ermenilerin ödüllendirilmesi gerektiğini Çar’dan rica etmiştir.620
1828–1829 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı’nın yenilgiye uğraması
sonucu Rusya’nın yönetimine geçen Ahalkelek ve Mesheti’den zorla göç
ettirilen yaklaşık 30 bin Türk’ün boşalttığı köylere Kars, Erzurum ve
Beyazıt’tan
140.000
Ermeniden
30
bini
Ahalkelek
ve
Mesheti’ye
yerleştirilmiştir.621 19. yüzyılın sonlarına kadar Ermenilerin Gürcistan’a göç
ettirilmesi sonucunda 1800’de Gürcistan’da yaşayan Ermenilerin toplam
sayısı 47 bin olmasına karşılık 1897’de 197 bine ulaşmıştır622. Özellikle
Samtshe-Cavaheti bölgesinde nüfus yapısının Ermenilerin lehine değişmesi,
daha sonraki yıllarda Ermeni-Gürcü anlaşmazlığın temelini oluşturmuştur.
Özellikle, 19. yüzyıldan başlayarak Gürcistan’da yaşayan Ermeniler,
ekonomik ve ticari alanda büyük başarılar elde ettikten ve Gürcistan’ın siyasi
hayatında önemli mevkilere geldikten sonra Ermeni Piskoposların ve zengin
Ermenilerin
önderliğinde
Gürcü
kiliselerinin
Ermenileştirilmesine
başlanmıştır.623 Ermeni tarihçileri Gürcistan’daki kiliselerin ve bazı bölgelerin
Ermenilere ait olduğu hakkında makale ve kitaplar yazmış, Ermenilerin
etkisinde kalan bazı yabancı tarihçiler de bu görüşü desteklemiştir. Örneğin,
620
Mektupta Rtişçev görüşlerini şöyle ifade etmekteydi: “...Majestelerinizin yüksek himayesiyle
Ermenilere yardım yapıyoruz... Onlar (Ermeniler) hayatlarını ve varlıklarını esirgemiyorlardı.
Bizim askerlerle (Rus askerleri ile) birlikte karşı tarafın (Gürcülerin) mahvedilmesi için çaba
gösteriyorlardı. Devletin Ermenilere teşekkür etmesi gerekiyor. Ermeniler, isyancıların ne zaman
hareket edeceğini, mevzilerinin nerede olduğunu önceden belirliyor ve bize haber veriyorlardı.”
Bkz: Tetvadze, a.g.e., s. 46.
621
Tetvadze, a.g.e., s. 7-11.
622
Tetvadze, a.g.e., s. 58
623
Bondo Arveladze, “Armyanskie” ili Gruzinskiye Çerkvi v Gruzii”, Tiflis: 1996; Levon
İsakhanyan, “Sovremennoe Polojenie Eparkhii Armyanskoy Apostolskoy Çerkvi Gruzii”
PanARMENIAN.Net, 18 Mart 2006.
248
Rus tarihçisi Patkanov, Gürcü halkının en değerli yazılı kaynaklarından olan
‘Kartlis
Çkhovreba’
Gürcü
Hayatının
Büyük
Kronolojisi
adlı
kitabın
Ermenilere ait olduğunu, bu eserin 12. yüzyılda Ermenice yazıldığını ve daha
sonra Gürcü diline çevrildiğini iddia etmiştir.624 Ermenilerin Gürcülere karşı
tutumu dönemin Gürcü basınında da değerlendirilmiştir. 625
Mayıs 1918’de Ermenistan ve Gürcistan bağımsızlıklarını ilan ettikten
sonra taraflar arasında sınırların belirlenmesi ile ilgili ortaya çıkan
anlaşmazlığın yanı sıra, Ermeni göçmenlerin kabul edilmesi ve yerleştirilmesi
sorunu ortaya çıkmıştı. Gürcistan Parlamentosu’nun 1918 tarihli toplantı
kayıtlarına göre, aynı yılın başlarında Gürcistan’da bulunan 150 bin
göçmenin 120 bini Ermeni, 15 bini Rum, geri kalanları ise başka milletler
idi.626 Ermeni göçmenlerin sayısının artması üzerine Gürcistan Milli Şurası
özel bir komisyon kurmuştu. Komisyonun başlıca amacı, yeni göçmenlerin
gelmesine engel olmak, silahlı göçmenlerin silahlarını toplamak, Gürcistan
Savunma Bakanlığı ile sıkı işbirliği yapmak ve Ermenistan Milli Şurası ile
görüşerek
taraflar
Hükümeti’nin
Bağımsızlığının
arasında
göçmenlerle
ilk
ilişkilerin
ilgili
aylarında
bozulmaması
tedbirler
Gürcistan’ın
için
alınmasını
ekonomik
Ermenistan
sağlamaktı.627
durumunun
iyi
olmamasına rağmen Ermeni göçmenlere para yardımı yapmış, ancak
Ermeni Milli Şurası bu paranın tamamını silah almaya harcamıştı.
Ermenistan’ın Gürcistan’la olan ilişkilerinde Borçalı, Cavaheti bölgesi ve
Ahalkelek’e karşı iddiaları ciddi bir sorun olmuştu. Özellikle, İran ve
Osmanlıdan göç eden Ermenilerin bu bölgelere yerleşmesi sonucu 20.
624
İlya Grigoryeviç Çavçavadze, Armyanskiye Uçenıye i Vopiyuşiye Kamni, Tiflis, 1902, s. 19.
Konuyla ilgili İveriya gazetesi 1885”de şunları yazmıştı. “Bizim hoşgörümüz sayesinde burada
yerleşen Ermenilerin zamanla Gürcülere düşman olduğunu, Gürcistan”ın 200 yıl Arapların işgali
altında kalmasına rağmen Gürcü kilise ve manastırlarına karşı saygısızca davranmadıklarını,
ancak Ermenilerin Gürcü kilise ve manastırlarını dağıttığını, yazılı taşların ve anıtları yok
ettiklerini, Azizlerin resimlerinde gözlerinin çıkarıldığını görmekteyiz.” Bkz: Arveladze, a.g.e., s.
34.
626
Şota Vadaçkoria, Voprosı Gruzino-Armyanskix Vzaimaotnoşenii v Politiçeskoy Mısli
Gruzii (1918–1920), Tiflis: Meçniereba Yayınevi, 1999, s. 88.
627
Vadaçkoria, a.g.e., s. 88.
625
249
yüzyılın başlarında bölgenin nüfus yapısı ciddi şekilde Gürcülerin aleyhine
değişmişti.
Bağımsızlığını yeni kazanmış Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan
arasında yaşanan ciddi anlaşmazlıklar nedeniyle Kafkasya’da istikrarı ve
ekonomik düzeni sağlayamadılar. Bolşevik Rusya’nın güneye doğru
ilerlemesinin önlemek için ittifak yapmaları gerekirken özellikle Ermenistan’ın
Azerbaycan ve Gürcistan topraklarını talep etmesi sonucu ErmenistanGürcistan ve Ermenistan-Azerbaycan arasında yaşanan savaş durumu daha
da ciddileştirmiştir. 1920’de Bolşevik Rusya Azerbaycan ve Ermenistan’ı,
1921’de ise Gürcistan’ı işgal etmiştir.
3. 3. 2. Ekonomik İşbirliği
Bağımsızlık sonrası her iki cumhuriyetin ekonomisinde yaşanan
zorluklar Ermenistan ve Gürcistan’ı işbirliği yapmaya mecbur etmiştir.
Ermenistan’ın Azerbaycan ve Türkiye’den toprak ve sözde soykırımı kabul
etmesi talebi nedeniyle sınırları kapalı kalmış ve dış ticaretini Gürcistan
üzerinden gerçekleştirmiştir.628 Ermenistan Parlamento Başkanı Karen
Demirçiyan Gürcistan’la çok özel ilişkilerinin olduğunu ve Gürcistan’ın
Ermenistan için transit629 ülke olma ve dünya pazarlarına açılmasında büyük
öneme sahip olduğunu ifade etmiştir.630 Ermenistan Sovyetler döneminde de
ulaştırmada Gürcistan’a bağımlı olmuştur. Ermenistan bu bağımlılıktan
kurtulmak için demir yolu hattını Azerbaycan’ın Akstafa bölgesine kadar
628
İgor Muradyan,“Sovremennıye Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya”,
(Erişim) http://www.artsakhworld.com/igor_muradian/Current/index.html
629
Ermenistan’ın ulaştırma alanında yaçadığı sıkıntılar için bkz: Riçard Beylok, “Çto Nepravilno v
Armenii”, The International Association For Caucasian Regional Studies, Law Politics Sociology
Economics Modern History International Relations, Caucasian Regional Studies, Vol. 4, Issue 1,
1999, s. 7.
630
“Gruziya-Armeniya”, (Erişim) http://ames.kiev.ua/cgi-bin/txts/5/return_txt.cgi?uri=%2Fvar%2
Fwww%2Fames.kiev.ua%2Ftxts%2F5%2F051999005.txt&back=http%3A%2F%2Fames.kiev.ua%
2F5%2Fp1.html
250
uzatarak Azerbaycan üzerinden Rusya ile yeni bir ulaşım hattı projesini
gerçekleştirmiştir.631
Bağımsızlığın ardından iki ülke arasındaki kültürel, ekonomik ve siyasi
ilişkilerde 1990’lı yılların ortalarına kadar zayıflama dönemi söz konusu
olmuştur. Bu, her iki ülkede yaşanan ekonomik, siyasi ve sosyal problemlerin
yanı sıra genel olarak bölgede yaşanan Dağlık Karabağ, Abhazya ve Güney
Osetya sorunları ile açıklanabilir. ‘Gürcistan Gürcüler içindir’ sloganı ile
iktidara gelen Zviad Gamsahurdiya’nın 1992’ye kadar devam eden
hâkimiyeti zamanı ikili ilişkiler gerilmiş ve Gürcistan’daki Ermeni nüfusu ciddi
şekilde tedirginlik yaşamıştır. Ancak bu Gamsahurdiya’nın iktidardan
uzaklaştırılmasından sonra bir süre Ermenistan’da barınmasına engel
olmamıştır.
Gürcistan
Hükümeti’nin
itirazlarından
sonra
Ermenistan
Gamsahurdiya’yı sınır dışı etmiştir.632
Ermenistan ve Gürcistan arasında ilk hükümetler arası anlaşma
Temmuz 1991’de Gamsahurdiya döneminde imzalansa da, her iki ülkede
yaşanan problemler nedeniyle yürürlüğe girmemiştir.633 Bu gerginlik Mart
1992’de Eduard Şevardnadze iktidara geldikten ve Temmuz 1992’de iki ülke
arasında diplomatik ilişkiler kurulduktan sonra bir nebze giderilmiş,
Gürcistan-Ermenistan ilişkileri yeni bir düzene girmiştir.634
Taraflar
arasında
ilk
geniş
kapsamlı
anlaşma
Mayıs
1993’te
Şevardnadze’nin Ermenistan ziyareti sırasında imzalanmıştır. Anlaşma
taraflar arasında siyasi, ekonomik, kültürel ilişkileri düzenlemekteydi. Bu
631
The legasy of History in Russia and the new state of Eurasia, S. Frederick Starr-editor,
Publisher: M. E. Sharpe, Armonk, NY. Publication, 1994.
632
NFO-TASS. AİST-87, 8 Ocak 1992, 12 Ocak 1992, 15 Ocak 1992, 16 Ocak 1992.
633
İNFO-TASS. AİST-87, 28 Temmuz 1991, 12 Ocak 1992.
634
Respublika Armeniya, 3 Şubat 1995.
251
ziyaret zamanı iki ülke arasında ‘Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Yardımlaşma’
antlaşması imzalanmıştı.635 1994, 1995 ve 1997’de her iki ülkenin devlet
başkanlarının karşılıklı ziyaretleri ilişikleri daha da pekiştirmiştir. Ermenistan
ve Gürcistan arasında ilişkilerin gelişmesinde sadece devlet başkanlarının
karşılıklı ziyaretleri değil, aynı zamanda parlamentolar arasında işbirliği de
önemli rol oynamıştır. 1996’da Gürcistan-Ermenistan Parlamentolar Arası
Komisyon’un kurulması bu süreci daha da hızlandırmıştır.636
Devlet
başkanlarının
karşılıklı
ziyaretlerinin
gerçekleşmesi
ve
parlamentolar arası ilişkilerin kurulmasından ve gelişmesinden sonra Şubat
1995’te her iki ülkenin iktidar partileri Ermeni Ulusal Hareketi ve Gürcistan
Vatandaşları Birliği arasında anlaşma imzalanmıştı.637 Devlet başkanları ve
parlamentolar siyasi ve ekonomik işbirliğine, iktidar partileri ise sosyal ve
kültürel ilişkilere önem vermiş, 1990’lı yılların ortalarına kadar gelişme
kaydedilmeyen bu alanlarda yeni işbirliği fırsatlarını değerlendirmiştir.638
Taraflar arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkileri değerlendiren siyasiler,
siyasi ve kültürel alanda yaşanan kayda değer gelişmelerin ekonomik alanda
gözlemlenmediğini bildirmiştir.639 Bunun en önemli nedeni tarafların ciddi
ekonomik sıkıntılar yaşamasına rağmen daha çok siyasi alanda işbirliğine
ihtiyaç duymasıdır. Bu ülkelerde üretilen ürünler tarafların ekonomik
ihtiyaçlarını karşılamamıştır. Bir diğer neden de, Ermenistan ve Gürcistan’ın
daha çok siyasi ilişkilere önem vermeleri olmuştur. 1990’lı yılların ortalarına
kadar her iki ülke bağımsızlıklarını koruyup pekiştirdikten sonra ikinci planda
kalan ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine çalışmıştır. Temmuz 1994’te her iki
ülkenin başbakanları görüşürken özel olarak ekonomik sorunlar masaya
635
Respublika Armeniya, 20 Mayıs 1993.
R. A. Şilova, “Armeniya-Gruziya: Dobrososedstvo i Svyaz s Vneşnim Mirom”, Armeniya:
Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. E. M. Kojokin, Moskova 1998, s. 468.
637
Respublika Armeniya, 2 Şubat 1995.
638
Şilova, a.g.m., s. 469.
639
Svobodnaya Gruziya, 18 Haziran 1996.
636
252
yatırılmış,
problemler
değerlendirilmiş
ve
çözüm
yolları
aranmıştır.
Başbakanların başlıca amacı ekonomik ilişkileri Sovyetlerin dağılmadan
önceki seviyeye ulaştırmak olmuştur.640 Ancak başbakanların bu girişimleri
ekonomik sorunları çözmekte yetersiz kalmıştır. İlişkiler belirli plan
çerçevesinden değil, rasgele gelişmiştir. 1997 yılına kadar Ermenistan ve
Gürcistan arasındaki ticaret hacmi Rusya, İran ve Türkmenistan’dan daha
düşük olmuştur. Ermenistan’ın bölge ülkeleri ile ticaretinde Gürcistan 4.
sırada yer almıştır641 ve Ermenistan’ın toplam dış ticaretinde % 3.6’lık paya
sahiptir.642
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerde mali işbirliği, borçların
ödenmesi, tarife ve hizmetlerin düzenlenmesi konuları ciddi problem
olmuştur. Bu ve diğer ekonomik sorunlar Şevardnadze’nin Mayıs 1993’te
gerçekleşen Erivan ziyaretinde müzakere edilmiştir. 1990’lı yılların sonlarına
doğru bu alanda bazı ilerlemeler kaydedilse de, birçok sorunlar bugüne
kadar halledilmemiştir.643
Ekonomik bunalımın 1990’lı yılların ortalarına kadar atlatılamaması,
Abhazya ve Güney Osetya sorunu nedeniyle kuzey ulaştırma hattını
kullanamaması
Ermenistan’ın
özellikle
ulaştırma
sorununun
katmanlaşmasına neden olmuştur. Ermenistan Batum ve Poti limanlarından
yararlanmak imkânı elde etse de, bu sorunların halledilmesi için yeterli
olmadı. 1991’den 2000’lı yılların ortalarına kadar Ermenistan’ın Gürcistan ile
ekonomik ilişkilerinde ulaştırma problemi öncelikli konular arasında yer
almıştır. Mayıs 1993’te demir yolu ulaşımı ve transit geçişlerin düzenlenmesi
için hükümetler arası anlaşma imzalamıştı. Ancak bu anlaşma Ermenistan’ın
640
İNFO-TASS. AİST-87, 2 Temmuz 1994.
Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune 1997 g, Upravlenie
po Statistike, Gosudarstvennomu Registru i Analizu Respubliki Armeniya, Erivan 1997, s. 26.
642
Respublika Armeniya, 11 Haziran 1996.
643
Şilova, a.g.m. s. 475.
641
253
bu alanda karşılaştığı sorunları tam anlamıyla çözemediği için konu bugün
de taraflar arasında müzakere edilmektedir.644
Gürcistan transit ülke olma açısından Ermenistan için büyük öneme
sahiptir. Ermenistan nakliye araçlarının Gürcistan üzerinden geçişi sırasında
Gürcistan gümrüğünde yaşanan bürokratik engeller Ermenistan şirketlerine
çok pahalıya mal olmuştur. Gürcistan’ın tahsil ettiği toplam transit geçiş
ücretinin % 97’si Ermenistan ve Azerbaycan’a geri kalanı ise Orta Asya
cumhuriyetlerine aittir. Ermenistan şirketleri Gürcistan’a transit geçiş
yaparken yılda yaklaşık 100 milyon dolar ödemektedir.645
Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi üzerine Azerbaycan
topraklarından geçen doğalgaz boru hattı kapatılmıştır. Ciddi enerji sıkıntısı
ile karşılaşan Ermenistan, Rusya doğalgazını 1991’de Gürcistan üzerinden
devreye sokulan Rusya-Ermenistan doğalgaz boru hattı ile almıştır.646
Doğalgaz boru hattının Gürcistan üzerinden geçmesi nedeniyle Gürcistan’la
yaşanan herhangi bir sorun Ermenistan ekonomisini büyük bir ölçüde
etkileyebilir. Ayrıca Ermenistan zaman zaman boru hattından doğalgazın
çalındığını iddia etmiş, Gürcistan ise doğalgaz teminatında yaşanan
aksaklıkları teknik nedenlerle açıklamıştır.647
Ermenistan, özellikle bağımsızlığının ardından bölgede gerçekleşen ve
Avrupa
Birliği
tarafından
desteklenen
projelerden
tam
anlamıyla
yararlanmamıştır. Birçok bağımsız araştırmacı Mayıs 1993’te uygulanmaya
644
Respublika Armeniya, 9 Şubat 1996.
“Programma TRASEKA ne Opravdıvaet Ojidanii”, (Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm
646
Şilova. a.g.m., s. 472.
647
Segodnya, 17 Ağustos 1995.
645
254
başlanan Transport Corridor Europe Caucasus Asia648 (TRACECA)
projesinde yer alsa da, Gürcistan ve Azerbaycan kadar planlarını
gerçekleştiremediğini vurgulamıştır.649 Bu konu daha çok Ermenistan
muhalefeti
tarafından
gündeme
getirilmiş,
dış
politikada
hükümetin
uğursuzluğu gibi değerlendirilmiştir.
Ermenistan’ın katılamadığı bir diğer stratejik öneme sahip olan proje
de, Kars-Ahalkelek-Tiflis-Bakü demir yolu projesidir.650 Daha önce bu
projenin Gümrü üzerinden gerçekleşeceği öngörülse de, Ermenistan’ın
sözde Ermeni soykırımı propagandası ve Dağlık Karabağ probleminin
çözümünde uzlaşmaz tavrı nedeniyle Azerbaycan ve Türkiye’nin girişimleri
ile Ermenistan ‘bay-pass’ edilmiştir.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi'nde dışlanan Ermenistan,
Türkiye'nin Orta Asya ile demiryolu bağlantısında kendisini devredışı
bırakacak Kars-Ahalkelek-Tiflis-Bakü demiryolu projesinin gerçekleşmesini
engellemek istemiştir. Gürcistan Hükümeti'ne yaptıkları baskılardan sonuç
alamayan Erivan yönetiminin, projeyi sekteye uğratmak için Gürcü
bürokratlara rüşvet verdiği iddia edilmiştir.651 Bu proje, Ermenistan
Parlamento
üyesi
değerlendirilmiş
648
ve
Amayak
ikili
Ovanesyan
ilişkilerde
ciddi
tarafından
olumsuz
sorunlara
neden
olarak
olacağını
Mayıs 1993’te uygulanmaya başlayan TRACECA - Transport Corridor Europe Caucasus Asia
projesinin başlıca amacı kuzey ulaştırma hattına alternatıf olan Avrupa-Kafkasya-Asya ulaştırma
projesinin inşa edilmesidir. Bu projede beş Orta Asya ve üç Güney Kafkasya devleti yer almıştır.
Daha sonra diğer devletler de projeyle ilgilenmiş ve ileride TRACECA’nın Avrasya karayolu
olarak genişletilmesi öngörülmüştür.
649
Mıkırtıç Emmanuel, “Regionalnaya İntegraçiya: Razruşennıe İlluzii”,
(Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm; Aşot Aramyan, “Kavkazskiy Jeleznıy Krug”,
(Erişim) http://forum.hayastan.com/index.php?showtopic=268, 22 Kasım 2001.
650
Samvel Oganyan, David Petrosyan, Armeniya, Evropa, Aziya: Koridorı i Perekrestki,
Ermenistan Stratejik ve Ulusal Araştırmalar Merkezi, Erivan 2001; Ayk Demonyan, “Evraziyskaya
Politika Turçii i Jeleznaya Doroga Kars-Akhalkalaki-Baku”, (Erişim) http://www.noravank.am/
?l=2&d=19&f=289, 26 Ocak 2006.
651
Akop Çakryan, “Srıvaetsya Proekt Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki”, Azg, 12 Temmuz 2006;
“Erivan, Demir İpek Yolu’nu Rüşvet Vererek Engelledi”, Yeni Şafak, 6 Temmuz 2006.
255
bildirmişti.652 Türkiye'nin etüt projesini üslendiği hattın gerçekleşmesi için
Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan Hükümetleri anlaşma imzalanmış, 2004
yılı sonunda Tiflis'te yapılan 7. Türkiye-Gürcistan Karma Ulaştırma
Komisyonu toplantısında Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ‘Kars-AhalkaleTiflis Demiryolu Hattı'nın yapımıyla ilgili ortak bildirge yayınlanmıştı. Projenin
gerçekleşmesi için yapılan görüşmelerde Gürcistan Hükümeti’nin sürekli
sorunlar çıkarması Gürcistan'a Ermenistan'ın baskısı gibi değerlendirilmiştir.
Kars-Tiflis Demiryolu Projesi'ne Azerbaycan'ın da dâhil olması Ermenistan'ı
tedirgin etmiştir. Anlaşma imzalanmadan önce Ermenistan ve ABD Ermeni
diasporası projenin ABD tarafından maliyeleştirilmemesi yönünde lobi
faaliyetine başlamış ve ABD Hükümeti’nin bu projeyi finans desteği
sağlamaması için karar almasını sağlamıştı.653 7 Şubat 2007’de Azerbaycan,
Türkiye ve Gürcistan resmi yetkililerinin Kars-Ahalkelek-Tiflis-Bakü projesinin
gerçekleştirilmesi hakkında anlaşma imzaladıktan sonra Kazakistan Çin654
ve İsrail’in projeye ilgi göstermesi ve katılma talebinde bulunması
Ermenistan’ı dış politikada ciddi sıkıntıya sokmuştur. Ermenistan projeye
karşı koyamayacağını anladıktan sonra kamuoyuna yönelik açıklamalarda
ülkenin bağımsızlıktan sonra karşılaştığı ambargolara karşı bağışık olduğunu
bildirmiştir.655 Bu arada Türkiye’de Ermenistan’ın görüşlerini benimseyen bir
grup projenin pahalıya mal olacağını iddia etmiştir.656 Kars-Ahalkelek-TiflisBakü projesi anlaşması imzalandıktan sonra da Ermenistan’ın Gürcistan
Hükümeti’ne baskıları devam etmiş, projenin gerçekleşmesi için Ahalkelek
Ermenilerinin izni olması gerektiğini bildirerek, burada yaşayan Ermenilerin
652
“Povtorit li Djavakheti Sudbu Karabakha?”, REGNUM HA, 2 Kasım 2006.
“Senat SŞA Okonçatelno Zablokiroval Finansovoe Sodeystvie Stroitelstvu J/D Kars-Baku”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=26686, 4 Ekim 2006.
654
Artem Erkanyan, “Kitay Pozvalyaet Sebya v Antiarmyanskuyu Avantyuru?”,
PanARMENIAN.Net, 29 Temmuz 2006; E. Godjaeva, “KKK (İz Kitaya Çerez Kazakhstan v
Kars)” Zerkalo, 30 Ağustos 2006; “Kitay i Kazakhstan Prisoedinilis k Proektu Stroitelstva
Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki-Tbilisi”, REGNUM HA, 28 Ağustos 2006.
655
Ruben Grdzelyan, “ K Blokadam u Armenii Ustoyçivıy İmmunitet”, Golos Armenii, 5 Ekim
2006.
656
“Kaan Soyak: Proekt Kars-Akhalkalaki-Tbilisi-Baku Ekonomiçeski Nejisnesposoben i
Ubıtoçen”, REGNUM HA, 15 Ocak 2007.
653
256
Gürcistan’a
hatırlatmıştır.
yönelik
ayaklanma
fırsat
ve
imkânlarının
olduğunu
657
Ermenistan revizyonist dış politika izlemekle komşu devletlerle sorun
yaşamış, ciddi ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaşmış, 1990’lı yılların
başlarından itibaren bölgede gerçekleşen bazı stratejik önem taşıyan
projelerin dışında kalmıştır. Bu projelerden biri de Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol
boru hattı projesidir. Azerbaycan Hazar Denizi’nin kendi bölümünde bulunan
petrol yataklarının kullanımı için yabancı petrol şirketleri ile görüşmelere
başlamış ve 24 Eylül 1994’te ‘Asrın Anlaşması’ olarak bilinen petrol
anlaşmasını
imzalamıştı.658
Azerbaycan
Hükümeti’nin
yabancı
petrol
şirketleri ile görüşmelere devam ettiği bir sırada Gürcistan kendi açısından
çok etkili bir genel durum değerlendirmesi yaparak, Hazar havzasındaki
petrolü
dünya
pazarlarına
taşıyacak
petrol
boru
hatlarının
kendi
topraklarından geçmesi için görüşmelere başlamış, Ermenistan Azerbaycan
topraklarının işgaline devam ederek kendisini bu sürecin dışında bırakmıştır.
Ancak Ermenistan 1997 sonlarında enerji hatlarından uzak kaldığını
anladıktan sonra Hazar enerji kaynakları ile ilgilenmeye başlamıştır.
Azerbaycan’ın petrolü Bakü-Novorossiysk ve Bakü-Supsa Petrol Boru
hatlarıyla dünya pazarlarına taşımaya başlamasından ve BTC boru hattının
inşa edilmesi hakkında anlaşma imzalandıktan sonra Ermenistan’ın bu ilgisi
fazla rağbet görmemiştir. Ermenistan Hükümeti, ABD Ermeni diasporasını
657
Agvani Arutyunyan, “Vopros Stroitelstva Kars-Akhalkalaki Doljen Bıt Soqlasovan s
Akhalkalakçami”, Azg, 24 Şubat 2007.
658
Azerbaycan’ın petrol politikası hakkında bkz: Hatem Cbbarlı, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin
Petrol Politikası, (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara 2001; Olga Vinogradova, “Resursı Bolşogo Kaspiya”, Pro et Contra, V. cilt,
No:3, Yaz 2000, ss. 104-116; Umirserik Kasenov, “Kaspiyskaya Neft i Mejdunarodnaya
Bezopasnost”, Central Asia and Caucasus, No: 11, 1997, (Erişim) http://www.cac.org/journal/11-1997/st_07_kasenov.shtml, 26 Mayıs 2003; Pamir, “Hazar Bölgesi’nde Enerji
Politikaları: Avrupa’nın ve ABD’nin Konseptleri”, “Avrupa’nın ve Türkiye’nin Kafkasya, Orta
Asya ve Orta Doğu’da Ortak İlgi Alanları” Uluslararası Sempozyumu, 13–14 Kasım 2000,
Ankara, Türkiye; T. Adams, Gregory Rich, “Great Power Politics and the Azerbaijan Pipeline: An
Update”, Special Policy Forum Report, The Washington Institute for Near East Policy, Feb. 24,
1997; Rovşan İbragimov, “Energetiçeskiy Potençial Azerbaydjana: Mojet li On Bıt İspolzovan Kak
Alternativa Rossii”, (Erişim) http://www.eurasianhome.org/xml/t/expert.xml?lang=ru&nic=expert
&pid=905
257
devreye sokarak, projeye karşı propaganda faaliyetine başlasa da, projenin
uygulanmasına engel olamamıştır. Ermenistan Hükümeti’nin BTC projesini
engellemeye çalışması Ermenistan-Gürcistan ilişkilerinde gerginliğe neden
olmuş, ancak ilişkileri fazla etkilememiştir.
Ermenistan, BTC’den sonra Hazar havzası doğalgaz rezervlerini
Türkiye’ye ulaştıracak Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattına ilgi
gösterse de, beklediği sonuca ulaşamamıştır. Bu konuyla ilgili ABD Ermeni
diasporasının doğalgaz boru hattının inşaatına engel olmak çabaları
Gürcistan ve Ermenistan arasında probleme neden olsa da, diasporanın
girişimleri BTC örneğinde olduğu gibi sonuçsuz kalmıştır.
1990’lı yılların sonlarına kadar her iki ülke siyasi ve ekonomik
sorunlarını halledemedikleri için birbirilerine ihtiyaç duymuştur. 2000’li yılların
başlarından itibaren Gürcistan’ın batıya yönelmesi, Ermenistan’ın ise her
geçen gün Rusya’ya yakınlaşması ile iki ülke arasında siyasi, ekonomik ve
kültürel alanda bazı ciddi anlaşmazlıkların temeli atılmıştır.659 Gürcistan’ın
aksine Ermenistan dış politikasında karar verme konumunda bulunanlar
Avrupa ile bütünleşme felsefesini kabullenmekte zorlanmaktadır. Gürcistan
sadece siyasi olarak değil, kültürel ve ekonomik olarak Rusya’nın uydusu
olmaktan kaçınmıştır. Bu da doğal olarak ekonomik, sosyal, kültürel ve
güvenlik bağlamında Ermenistan ve Gürcistan arasında anlaşmazlıkların
yaşanmasına neden olmuş ve Gürcistan’ın NATO’ya üye kabul edilmesinin
tartışıldığı bir dönemde anlaşmazlıklar daha da artmıştır.
659
Ayk Djanpoladyan, “Dela Rosii na Yujnom Kavkaze İdut Ne Oçen Khoroşo”, REGNUM HA,
27 Mart 2007.
258
3. 3. 3. Ermenistan-Gürcistan İlişkilerinde Cavaheti Sorunu
Ermenistan’da
1980’li
yılların
sonlarından
itibaren
bağımsızlık
mücadelesini veren güçler ilk dönemlerde Gürcistan bağımsızlık hareketini
desteklemiştir. Ancak daha sonra Sovyetlerin ömrünün tükendiği gerçeği
anlaşılınca 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Taşnaksutyun
Partisi’nin Gürcistan’a yönelik toprak ve özerklik talepleri yeniden gündeme
getirilmiştir. Ermenistan’ın Gürcistan’a yönelik politikasını Ermenistan’ın
ekonomik durumu belirlemektedir. Zira Ermenistan ekonomik ilişkilerinin
büyük bir bölümünü Gürcistan üzerinden düzenlemekte, petrol ve doğalgaz
ihtiyacını Gürcistan üzerinden karşılamaktadır. Bu nedenle Ermenistan
Hükümeti Gürcistan’la olan ilişkilerine önem verse de, bazen Cavaheti
sorunu ile ilgili olarak Gürcistan’ı rahatsız edecek demeçler vermekten
çekinmemiştir. Ermenistan Gürcistan’da yaşayan Ermenilerin sosyal, kültürel
ve siyasi olarak örgütlenmesini desteklemiş ve faaliyetlerini koordine etmiş,
bölgede yapılan miting ve gösteriler bu ülke tarafından yönetilmiştir.660
İki ülke arasındaki ilişkilerinde önemli olan bir diğer etken de
Ermenistan’ın
Gürcistan’ın
toprak
bütünlüğünü
tanıma
meselesidir.
Ermenistan resmen Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü desteklese de, fiilen
Cavaheti
problemine
göre
ülkenin
federatif
yapıyla
yönetilmesini
istemektedir. Ayrıca Abhazya’da yaklaşık 70 bin Ermeninin661 yaşadığını
dikkate alan Ermenistan bu bölgenin tekrar Gürcistan’ın yönetimine
girmesine karşıdır. 1920’li yıllardan itibaren uygulanan etnik temizlik
660
Bu talepler hakkında bkz: “Armyane Gruzii Vıdvunili Ryad Trebovanii Politiçeskogo i
Soçialnogo Kharaktera”, REGNUM HA, 13 Nisan 2007; Tatul Hakopyan, “Armyano-Gruzinskikh
Otnoşeniyakh Situaçiya Paradoksalna”, Azg, 19 Mart 2001; Naira Mamikonyan, “Rossiya Ne
İzmenila Kharakter Svoikh Deystvii”, Aravot, 15 Ağustos 2001,
661
Abhazya Ermenileri hakkında daha geniş bilgi için bkz: “Ermenilerle Kıyaslanmak Abhazları
İncitti”, (Erişim) http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?readid=1294, 13 Nisan 2007;
“Ermeniler Abhazya’da da Sorun”, (Erişim) http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?
realid=1207, 24 Şubat 2008; G. İnandj, “Armyane Sozdayut Novuyu Problemu-Uje v Abkhazii”,
Zerkalo, 17 Nisan 2007; Treysi Djerman, Abxaziya i Yujnaya Osetiya: Stolknovenie Rossiyskikh i
Gruzinskikh İnteresov, Programma İssledovanii po Rosii i NNG, Institut Français des Relations
Internationales, Haziran 2006.
259
sonucunda662 mono-etnik bir yapıya ulaşan Ermenistan, Dağlık Karabağ
(Cavaheti ve Abhazya) sorunu sebebiyle ulusal azınlıkların, uluslararası
hukukta sömürge toplumları için geçerli olan, kendi kaderini tayin hakkını
savunmaktadır. Bu nedenle de Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanısa da,
Abhazya ve Güney Osetya’daki ayrılıkçı yönetimlere sıcak yaklaşmaktadır.
Bu durum sadece sempati ile sınırlı kalmamakta, Ermenistan Dağlık
Karabağ ayrılıkçı yönetimi üzerinden bu yönetimlerin zirve toplantılarına
katılmakta, seçimlere gözlemci göndermektedir.663
Ermenistan
tarafından
Gürcistan’ın
toprak
bütünlüğünü
tanıma
meselesinin bir diğer boyutu ise bu ülkedeki Ermeni azınlığı meselesidir.
2002 nüfus sayım sonuçlarına göre, Gürcistan’da 248.929 Ermeni
yaşamaktadır ki, bu da genel nüfusun yüzde 5,7’sine tekabül etmektedir.
Ermeniler, Gürcülerce coğrafî bölge olarak Cavaheti adı verilen, (bölgeye
Ermeniler Cavah demektedirler) ülkenin güneyindeki Samtse-Cavaheti
vilayetine
bağlı
Ahalkale
ve
Ninosmin
vilayetinde
yoğun
olarak
yaşamaktadırlar.664
Özellikle Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı hareketinin Rusya
tarafından desteklenmesi ve dönemin Gürcistan Devlet Başkanı Zviad
Gamsahurdiya’nın Gürcü milliyetçiliğini öne çıkarması Gürcistan’da yaşayan
Ermenilerin özerklik/bağımsızlık taleplerini daha da güçlendirmiştir. Ancak
Gamsahurdiya’nın ülkeden ayrılmasından sonra Ermenilere yapılan baskının
azalması,
662
Dağlık
Karabağ
probleminin
siyasi
mücadeleden
silahlı
Bu konuda daha geniş bilgi için bkz: Hatem Cabbarlı, “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da
Azerbaycan Türkleri”, Ermeni Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı 4. s. 39;
Memmedov İ, Asadov S, Ermenistan Azerbaycanlıları ve Onların Acı Kaderi, Bakü,
Azerbaycan Yayınevi, 1992; Veliyev İ. ve d. Deportasiya, Bakü, 1998, Azerbaycan Ansiklopedisi
Yayınevi; Lalayan A, “Kontrevalyutsionnıy Daşnakstyun i İmperialistiçeskaya Voyna 1914–1918”
Azerbaycan Bilimler Akademisi Haberleri, Felsefe ve Hukuk Sayısı, 1989, No 4.
663
Kamil Ağacan, “Ermenistan-Gürcistan İlişkileri” Ermeni Araştırmaları, sayı 19, Sonbahar
2005. ss. 62-82
664
Ağacan, a.g.m., s. 73.
260
mücadeleye kayması Gürcistan Ermenilerinin özerklik/bağımsızlık talebinin
kuluçka döneminin uzamasına neden olmuştur. Nitekim Gürcistan ‘Özgürlük’
Partisi Başkanı Rezo Şavişvili, 1990’da yaptığı bir açıklamada ‘Ermeniler,
eğer Dağlık Karabağ konusunu üretmeselerdi, Gürcistan’daki Ermeni
bölgesinin
Ermenistan’a
katılması
talebinde
bulunacaklardı’665
değerlendirmesini yapmıştır. Karabağ probleminde yaptıkları yanlışlıkları
tekrar etmek istemeyen Ermeniler, Cavaheti sorununun çözüm planını
yeniden müzakereye çıkararak daha uygun bir tarihi ortamın yetişmesini
beklemiştir. Ermenistan Dağlık Karabağ sorununu kısa bir sürede kendi
lehine hallederek Cavaheti konusu üzerinde yoğunlaşmayı hedeflemişti.
Ancak Ermenistan’ın Karabağ dışında da bazı Azerbaycan topraklarını işgal
etmesi ve sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda
tanınmamasından
dolayı
Ermenistan
Cavaheti
üzerindeki
taleplerini
ertelemiştir. İki cephede silahlı mücadele Ermenistan’ı zor durumda
bırakabilirdi.
Cavaheti
sorununun
gündemden
düşmesinin
bir
nedeni
de
Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası ulaştırma konusunda yaşadığı sorunlar
olmuştur. Kuzeye sadece Gürcistan üzerinden çıkabilen Ermenistan, bu
ülkeye yönelik politikasında daha titiz davranmaya mecbur olmuş, iddialarını
genelde hükümet kontrolünde bulunan sivil toplum örgütleri aracılığı ile dile
getirmiştir.
Ermenistan Hükümeti Gürcistan Ermenilerinin siyasi ve kültürel
örgütlenmesi için gerekli her türlü yardımı yapmıştır. Ermenistan 1990’lı
yılların ortalarına kadar (Dağlık Karabağ Savaşı’nda ateşkes anlaşması
imzalanana kadar) Cavaheti’de faaliyet gösteren siyasi örgütlerin sınırlı bir
çerçevede faaliyet göstermelerini tercih etmiş, ancak bu tarihten sonra
665
Kamil Ağacan, “Kaderdaş Devletler: Azerbaycan-Gürcistan İlişkileri”, Avrasya Dosyası,
(Azerbaycan Özel), İlkbahar 2001, VII. cilt, sayı 1, s. 326.
261
zaman zaman onları Gürcüstan Hükümeti’ne karşı ayaklandırmıştır. Bununla
sanki Ermenistan Gürcistan’a Abhazya ve Güney Osetya sorunlarına bir
yenisinin daha eklenebileceğini hatırlatmış ve Cavaheti Ermenilerinin siyasi,
ekonomik ve sosyal taleplerinin dikkate alınmasını talep etmiştir. Ermenistan
Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanıdığını bildirse de, kendisine yakın olan
sivil toplum örgütleri aracılığı ile Cavaheti Ermenilerinin özerklik/bağımsızlık
taleplerini desteklemesi bunun aksini göstermektedir.
1990’lı yılların sonlarından itibaren Cavaheti’nin fiili bağımsızlığı
durumunda bazı değişiklikler yaşanmıştır. Bunun nedenleri ise Gürcistan’ın
kendisini toparlaması ve Ermenistan’ın da Cavaheti Ermenilerinin ayrılıkçı
eğilimlerini törpülemesi olmuştur. Erivan, Cavaheti konusunda tam bir ikilem
yaşamaktadır. Bir taraftan coğrafi konumu sebebiyle özellikle ulaştırma
alanında kendisi için önem arz eden Gürcistan’la ilişkileri bozmaktan
kaçınırken, diğer taraftan da Cavaheti Ermenilerinin ayrılıkçılık yönündeki
taleplerine de sırt çevirememektedir. Özellikle 2003’ten itibaren iktidar ortağı
olan Taşnaksutyun partisi Cavaheti konusuna daha fazla ağırlık verilmesini
talep etmiştir. Cavaheti’yi Büyük Ermenistan’ın bir birleşeni olarak gören
Taşnaksutyun’un stratejisine göre, Dağlık Karabağ’dan sonra sıra ‘haklarını
yeni aramaya’ başlayan Cavah’a gelmektedir’.666 Bu bağlamda Cavaheti
doğumlu Ermenilerin Erivan’da “Zor Hayrenik” (Güçlü Anavatan) adlı siyasi
bir parti kurmaları da önemli bir gelişmedir.667
Bütün bunlara rağmen Levon Ter-Petrosyan iktidarı, ülkede, bölgede
ve uluslararası ortamda yaşanan gelişmeleri dikkate alarak Gürcistan
Ermenilerinin siyasi faaliyetlerini kontrol altında tutmaya çalışmıştır. 1997’de
Şevardnadze-Petrosyan
görüşmesinde
Ermenilerin
kültürel
özerklik
haklarının dikkate alınacağı ve Ermeni okullarında Ermenistan tarihinin
666
667
Libaridian, a.g.e., ss. 118-119.
Ağacan, “Ermenistan-Gürcistan..”, s. 77.
262
okutulması için gerekli her türlü kolaylığın gösterileceği ifade edilmiştir. Buna
karşılık, Ermenistan Hükümeti Samtse-Cavaheti Ermenilerinin bölücülük
faaliyetlerini destekleyen ve bu bölgenin Ermenistan tarafından ilhak
edilmesi gerektiği konusunda bir dizi makaleler yazan-Taşnaksutyun
Partisinin Lragir adlı gazetesini kapatmıştır.668 Ancak Koçaryan’ın iktidara
gelmesinden sonra resmi devlet yetkilileri Gürcistan Ermenileri konusunda
çeşitli açıklamalarda bulunmuştur. Ermenistan Parlamentosu Komisyon
Başkanı Vaan Ovanisyan yaptığı bir açıklamada Ermenistan-Gürcistan
sınırını cephe olarak tanımlaması Ermeni basını tarafından dönemin siyasi
denklemleri açısından hiç de zamanında yapılmış bir değerlendirme
olmadığı ifade edilmiştir.669 Bu gibi açıklamalar Gürcistan tarafından endişe
ile karşılansa da, Ermenistan Hükümeti genel çerçevede Gürcistan’la olan iyi
ilişkilerini korumaya çalışmıştır.
1988’de
Dağlık
Karabağ
Ermenilerinin
Azerbaycan’dan
ayrılma
faaliyetlerine başlaması Gürcistan Ermenilerinin de milliyetçilik duygularının
uyanmasına neden olmuştur. Özellikle Cavaheti Ermenileri ciddi bir
örgütlenme sürecini başlatarak 1991’de Cavah Halk Hareketi’ni kurmuştu.670
Bu Hareketin başlıca amacı Cavaheti’ye özerklik verilmesi ve ileride bu
bölgenin Ermenistan’a birleştirilmesidir. Cavah Halk Hareketi Ermenistan’da
bulunan milliyetçi guruplarla ve özellikle 8 Ağustos 1990’da Taşnaksutyun
Partisi Ermenistan’da şube açtıktan sonra bu parti ile sıkı işbirliği
yapmaktadır.
Başta
Taşnaksutyun
Partisi
olmak
üzere,
Cavaheti
milliyetçilerinin en büyük siyasi hedefi Ermenistan’ın sınırlarını genişleterek
II. Tigran (MÖ 95–55) zamanındaki Ermenistan’ı kurmaktır.
668
Hasan Kanbolat ve Nazmi Gül, “Kafkasya”da (Cavaheti) ile Krasnodar (Rusya) Ermenilerinin
Jeopolitiği ve Özerklik Arayışları”, Stratejik Analiz, I. cilt, sayı 6, Ekim 2000, s. 11.
669
Ovannes Papikyan, “Djavakh ne Kray Sveta”, Azg, 27 Mart 2002.
670
“Separatistskoe Dvijenie na Yuge Gruzii Ugrojaet Çeleostnosti Gosudarstva”, Azg, 4 Mayıs
2002.
263
Cavah Halk Hareketi’nin siyasi faaliyete başlamasından sonra
Gürcistan Hükümeti ile ilk anlaşmazlık 1991’de bir gurup silahlı Ermeni
tarafından hükümet temsilcisinin bölgeye girmesine izin vermemesi ile
başlamıştı. Bunun üzerine 1994’de Gürcistan devlet başkanının 237 sayılı
kararnamesi gereğince Ermenilerin meskûn bulunduğu Mesheti ve Cavaheti
vilayetleri birleştirilerek Samtse-Cavaheti vilayeti oluşturuldu.671.
Samtse-Cavaheti vilayeti coğrafi olarak Gürcistan ile bütünlük arz etse
de, siyasi, kültürel ve ekonomik olarak kopuk bir izlenim vermektedir.
Gürcistan’ın sınır koruma güçlerinden oluşan küçük bir birlik dışında
1991’den itibaren bu bölgeye Gürcistan ordusu girememiş, Cavah Halk
Harekâtı ve Virk’in672 yaklaşık 10 bin aktif üyesi ve Cavaheti Ermenilerinin
Parvent askeri örgütünün silahlı üyeleri bölgeyi gayrı-resmi kontrol etmiştir.
Yerel ve bölgesel basında Parvent’in silahlı üyelerinin Ahalkelek’te bulunan
62. Rus Askeri Üssü ile ortak askeri tatbikat yaptıkları ve Ermeni terörist
gurubu
ASALA’nın
yayınlanmıştır.673
Cavaheti’de
Cavah
Halk
yerleştiği
Harekâtı
674
Hükümeti’nden özerklik talep etmiştir.
liderleri
konusunda
haberler
defalarca
Gürcistan
Gürcistan Parlamentosu’nun 21.
yüzyıl Gurubu Başkanı Vakhtang Boçorişvili konuyla ilgili yaptığı bir
değerlendirmede
Ermenistan
Hükümeti’nin
Gürcistan
Ermenilerinin
faaliyetlerini kontrol ettiğini ve Erivan’ın izni olmadan Cavah Halk
Harekâtı’nın özyönetim hakkını talep edemeyeceğini ifade etmiştir.675
Ermenistan Başbakan Müşaviri Stepan Margaryan, Cavaheti’yi ziyareti
sırasında yaptığı bir konuşmada Cavaheti’nin Gürcistan Hükümeti’nden
özerklik talebinin Gürcistan anayasasına aykırı olmadığını ifade etmiştir.676
671
Kanbolat, a.g.m., s. 9.
“Virk” kelimesi Ermenice’den çeviride Gürcüler anlamına gelmektedir. Bkz: R. H. Bğramyan, İ.
H. Halilov, Hay-Adrbejaneren Barraran, Erivan: Luys Yayınevi, 1978, s. 501.
673
“Separatistskoe Dvijenie na Yuge...”, Azg, 4 Mayıs 2002.
674
Sergey Minasyan, “Situaçiya v Djavakhe v Kontekste Problema Vıvoda Rossiyskikh Voennıkh
Baz iz Gruzii”, 21 Vek, Erivan, No: 1, 2005, ss. 27-78.
675
Tatul Hakopyan, “Djavakhku Samoupravlenie?”, Azg, 22 Şubat 2002.
676
525. Gazete, 11 Nisan 2002.
672
264
Cavah Halk Harekâtı, Virk, Zang örgütleri ve Büyük Vatan Partisi sözde
Ermeni
soykırımının
Gürcistan
tarafından
tanıması
için
faaliyet
göstermektedir. Örneğin Gürcistan Parlamentosu Başkanı Nino Burcanadze
Mart
2002’de
bölgeyi
ziyaret
ederken
Ermeni
örgütleri
temsilcileri
kendisinden Parlamento’nun sözde Ermeni soykırımını tanımasını talep
etmişlerdi. Burcanadze ise bu konunun Ermenistan ve Türkiye arasında
görüşüldüğünü ve sonucu beklemenin daha uygun olduğunu ifade
etmiştir.677
Ermenistan Hükümeti’nin Cavaheti Ermenilerini örgütleme biçimini
genel olarak ‘güvercinler’ ve ‘şahinler’ olarak tanımlamak mümkündür.
Hükümet Cavaheti Ermenilerinin özerklik/bağımsızlık taleplerini güvercinler
aracılığı ile dile getirmekte, Gürcistan Hükümeti olumsuz tepki gösterirken
şahinleri devreye sokarak ‘havuç ve sopa’ politikası uygulamaktadır. Bu
politika başarılı bir şekilde bugün de uygulanmaktadır. Bu tasnife göre,
Cavah Halk Harekâtı, Zang ve Büyük Vatan teşkilatları güvercinler, Virk ve
Parvent örgütleri ise şahinler olarak tanımlanabilir. Ermenistan Hükümeti
Cavaheti Ermenilerinin problemlerini gündeme getirirken, aynen Dağlık
Karabağ
örneğinde
olduğu
gibi
ülke
genelinde
yaşanan
ekonomik
problemlerden daha ziyade problemi etnik azınlıklara yapılan baskı
çerçevesinde tanımlamıştır. Gürcistan zaman zaman ülkedeki etnik gruplara
karşı baskı yapsa da, bu genel ve devamlı değildir.678 Abhazya ve Güney
Osetya problemini halletmeden ülkede yaşayan diğer etnik gruplara baskı
uygulamaya Gürcistan’ın siyasi, ekonomik ve askeri gücü imkân vermese
de, Ermeniler ‘denenmiş ve başarılı sonuçlar vermiş’ Dağlık Karabağ
örneğini uluslararası gündeme taşımaya çalışmıştır.679
677
525. Gazete, 19 Mart 2002.
“Edinıy Djavakh: Vlasti Gruzii Pıtayutsya Slomit Volyu Armyanskogo Naseleniya Kraya”,
REGNUM HA, 11 Mart 2006.
679
“Armyanskiy Deputat: Gruziya Doljna Vıpolnyat Obyazatelstva po Obespeçeniyu Prav
Naçmenşistv”, REGNUM HA, 4 Nisan 2007.
678
265
Rusya ve Gürcistan arasında imzalanmış anlaşmaya göre 62. Rus
askeri üs boşaltılırken üsse ait olan silahların birçoğu Ermenistan’a
gönderilmiştir. Bu silahların bir kısmını Parvent grubu devralmış, Gürcistan
Hükümeti ise bölgenin askeri denetiminde yetersiz kalmıştır. Parvent grubu
üyeleri ve birçok gönüllü Karabağ savaşına katılmıştır.680 Her ne kadar
Cavaheti’de
faaliyet
gösteren
Ermeni
örgütleri
Cavaheti’nin
özerklik
statüsünü sivil mücadele yolu ile kazanmak istediklerini beyan etseler de,
silahlı birliklerin kurulması bunun aksini göstermektedir. Gürcistan ordusunun
Ermenistan’la sınır bölgelerinin kontrolünü sağlayamaması, Abhazya ve
Güney
Osetya
sorununu
bir
çözüme
kavuşturamaması
Ermenileri
cesaretlendirmektedir.
Gürcistan üzerinde kontrolünü kaybetmek istemeyen Rusya, Cavaheti
Ermenilerinin
taleplerini
desteklemektedir.
Konuyla
ilgili
Gürcistan
Parlamentosu Savunma ve Güvenlik Komisyonu Başkanı Giya Baramidze
yaptığı bir açıklamada Rusya’nın Cavaheti Ermenilerini desteklediğini ifade
etmiştir.681 1990’lı yıllardan sonra Güney Kafkasya’da siyasi ve ekonomik
etkinliğini kaybeden Rusya, Gürcistan’ı kontrol altında tutmak için Ermeni
kartını büyük bir ustalıkla kullanmaktadır. Gürcistan Hükümeti 62. Rus askeri
üssünün Cavaheti’den çıkarılmasını talep ederken,682 Ermeniler ekonomik
olarak bu üsse bağımlı olduklarını öne sürerek üssün boşaltılmasına karşı
çıksalar da, asıl neden Ermenilerin bu üssü güvenliklerinin garantörü olarak
görmeleridir. Askeri üssün taşınması konusu müzakere edilirken, bazı
Ermeni araştırmacılar Türkiye veya NATO bölgeye gelmeden önce
Ermenistan’ın
680
Cavaheti’ye
ordu
sokması
gerektiğinden
bahsederek
Voitsekh Guretski, “The Question Of Javakheti”, Caucasian Regional Studies, Vol. 3, Issue 1,
1998, (Erişim) http://poli.vub.as.be/publi/crs/ eng/0301-05.htm, 14 Temmuz 2002.
681
Tatul Hakopyan, “Separatistskoe Dvijenie Na Yuge Gruzii Ugrojaet Territorialnoy Çelestnosti
Gosudarstva”, Azg, 4 Mayıs 2002.
682
“Parlamentarii: Problemı Djavakha Usugubilas s Naçalom Vıvoda Rossiyskoy Bazı”,
REGNUM HA, 20 Haziran 2006.
266
Gürcistan’ı rahatsız etmişler.683 Cavaheti’de bulunan Ermeni örgütleri 62.
Rus askeri üssünün varlığını Türk ‘tehdidine’ karşı bir güvence olarak kabul
etmiştir.684 Bu durum Dağlık Karabağ Ermenilerinin Hankendi’nde bulunan
366.
Rus
Motorize
Birliği’ni
güvence
olarak
kabul
etmesine
çok
benzemektedir. Nitekim daha sonra 366. Rus Motorize Birliği Ermeni silahlı
guruplarının Hocalı‘yı işgal etmesine yardım etmişti.
Gürcistan Hükümeti ise askeri üssün kapatılması halinde işsiz kalan
Ermenilerin istihdam etmeleri için yeni bir proje uygulamaya koymuştur.
Ancak Gürcistan’ın ekonomik durumunu göz önüne aldığımızda bu projenin
başarıyla uygulanma şansının az olduğu ve Ermenilerin taleplerini
karşılamayacağı anlaşılmaktadır. Ermenistan Cavaheti sorununu Dağlık
Karabağ sorunu çerçevesinde değerlendirmiş ve bağımsızlık taleplerini daha
önce Dağlık Karabağ’da uygulanan stratejisine göre gündeme getirmiştir.
Nitekim Birleşik Cavaheti teşkilatının Başkanı Vaan Çakhalyan her iki
problemi karşılaştırırken benzer yanlarının olduğunu ve Ermenilerle Gürcü
yönetimi arasında silahlı çatışmanın olabileceğini belirtmiştir. Kars-TiflisBakü
demir
yolu
hattının
inşa
edilmesinde
Cavaheti
Ermenilerinin
görüşlerinin alınmadığını ve Gürcistan’daki Ermeni Apostol Kilisesinin
mevcut durumunun onları tatmin etmediğini bildirmiştir.685
Ermenistan-Gürcistan ilişkilerinde problemli konulardan biri de, Ahıska
Türklerinin686 ana yurtlarına geri dönüş meselesidir. Gürcistan Avrupa
683
Tamar Minasyan, “Levon Melik-Şakhnazarov: Armeniya Doljna Vvesti Voska v Djavakh do
Togo, Kak İkh Vvedet Turçiya”, Azg, 26 Ekim 2006.
684
“Burcanadze Ermenilerin Güvenliği İçin Söz Verdi”, Azg, 22 Mart 2002.
685
“Gruzinskaya Pravoslavnaya Çerkov Prizıvaet Armyanskuyu Apostolskuyu Çerkov ne
Obostryat Otnoşeniya”, REGNUM HA, 29 Aralık 2005; “Povtorit li Djavakheti Sudbu
Karabakha?”, REGNUM HA, 2 Kasım 2006.
686
Ahıska Türklerinin geri dönüş problemi hakkında bkz: Vadim Tütünnik, “Turki iz Meskhetii:
Vçera i Segodnya. Tak Eto Bıla”, Naçionalnıe Represii V SSSR, 1919-1952. Represirovannıe
Narodı Segodnya, der. Svetlana Aliyeva, III. cilt, Moskova 1993, ss. 145-163; Svetlana
Chervonnaya, “The Problem of the Repatriation of the Meskhet-Turks”, MINELRES: FUEN
267
Konseyi’ne üye kabul edilirken687 Ahıska Türklerinin geri dönmelerini ve
yerleştirilmesini
taahhüt
etmiştir.
Ermenistan
Hükümeti
ve
Cavaheti
Ermenileri Ahıska Türklerinin geri dönmelerine kesinlikle karşı çıkmış,688 her
vesile ile bu süreci olumsuz yönde etkilemeye çalışmıştır.689 Aslında
Gürcistan Hükümeti de, Ahıska Türklerinin geri dönmelerini istememektedir.
Bu ülkede Müslüman/Türk sayısının birdenbire artmasından ve Cavaheti’de
yaşayan Ermenilerle Ahıska Türkleri arasında yaşanması ihtimal edilen
anlaşmazlıktan kaynaklanmaktadır. Ermenistan Hükümeti ve Cavaheti
Ermenileri Ahıskalıların bölgeye yerleşmesi ile özellikle bölgenin güvenliği
konusunda ciddi sorunların yaşanacağını iddia ederek Gürcü yönetimini
tehdit etmiştir.690
Gürcistan’da 2003’de yaşanan ‘kadife devrim’ Cavaheti sorunu
açısından bir dönüm noktası olmuştur. Devrim heyecanı devam ederken
Saakaşvili iktidarı Acaristan’da merkezî yönetimin egemenliğini sağlamıştır.
Aynı zamanda Moskova 2008’e kadar Ahalkale’de bulunan 62. Rus askeri
üssünün kapatılmasını taahhüt etmiştir. Bu gelişmeler Cavaheti’deki
ayrılıkçıların hareket alanlarını sınırlandırırken, diğer taraftan da Saakaşvili
report on Meskhet Turks, 1998, (Erişim) http://arts.uwaterloo.ca/MINELRES/min/meskh/
FUEN_Meskh.htm; Gabriel Goldberg, “O Problemakh Turok-Meskhetinçev”, Central Asia and
Caucasus, 1998. № 2 (14), (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/14_1998/st_09_goldberg.shtml;
İrina Baduraşvili, “Problemı Repatriaçii Meskhov v Gruzii”, (Erişim) http://www.ca2000/21.badurashv.shtml; Binali Aliyev, “Meskhetiya i Meskhi (Turki-Meskhetinçı):
Etnopolitiçeskaya İstoriya Naroda”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2002/journal_rus/cac-01/19.alievru.shtml, 23 Mayıs 2003; Stepanyan Arnold,
“Problema Meskhetinskikh Turok i Novıe Podkhodı k Ee Reşeniyu”,
(Erişim) http://www.scirs.org.ge/ russian/analytic/round_five/ solakhyan.htm
687
Erdoğan Ilgaz, “Ahıska Türkleri Trajedisinde Ülkelerin Sorumlulukları”,
(Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News &file=article&sid=200, 19 Şubat 2008.
688
“Razdan Madoyan, “S Otureçivaniem Djavakha Turçiya Vosstanavlivaet Sploşnoy Tureçskiy
Poyas iz Anatolii v Azerbaydjan”, PanARMENIAN.Net, 20 Haziran 2006; Artem Erkanyan,
“Turki-Meskhetinöı Vozvraşayutsya v Gruzii, No Ne v Djavakh”, PanARMENIAN.Net, 21 Nisan
2006.
689
Naciye Saraç, “Cavaheti Ermenilerinin Oyunları”, Global Yorum, 25 Eylül 2006.
690
Agvani Arutyunyan, “Molodejnıe Organizaçii Obraşayutsya k Poslu Gruzii v Armenii”, Azg, 15
Mart 2006; “Gruziya Eksportiruet Napryajenost: Zayavlenie Demokratiçeskogo Alyansa “Edinıy
Djavakh”, REGNUM HA, 13 Mart 2006; “Ot Premer-Ministrov Trebuyut Prekratir Politiku
Diskriminaçii Armyan”, (Erişim) http://www.iravunk.com/rus/2004/01/p5301.html, 27 Temmuz
2005.
268
yönetimi
Cavaheti’de
denetimi
çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.
691
sağlamak
için
bu
bölgeye
yönelik
Özerklik/bağımsızlık için tarihi fırsatı
kaçıracaklarından endişe eden Ermeniler, Gürcistan Hükümeti’nin Abhazya
ve
Güney
Osetya
üzerinde
kontrolü
sağlamadan
bu
hedeflerini
gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Ermenilere göre, 62. Rus askeri üssünün
kapatılmasını ve Ahıska Türklerinin dönüş sürecinin başlaması durumunda
özerk statü almaları mümkün olmayacaktır. Bu yüzden de giderek taleplerini
yoğunlaştırmakta ve üsluplarını sertleştirmektedirler.
Cavaheti’deki sivil toplum örgütleri yaşadıkları ekonomik ve sosyal
sorunlarını özerklik aldıktan sonra çözme fırsatına sahip olacakları ile
açıklamışlardır. Sorunların devam etmesinden dolayı bölgeden yoğun bir
göçün yaşandığını mevcut yönetimin kendilerine karşı ‘beyaz soykırım’
uyguladığını ileri sürmektedir.692
Gürcistan Ermenileri kültürel alanda olduğu gibi siyasi alanda da ciddi
bir şekilde örgütlenmiş ve özerklik arayışlarını yoğunlaştırmıştır.693 Gürcistan
Ermenileri Birliği üyesi Ayk Sanosyan özerklik taleplerinin Ermenilerin her
zaman gündeminde olan konu olduğunu bildirmiştir.694 Gürcistan Hükümeti
Cavaheti Ermenilerinin onayını almadan bölgede günlük rutin işleri bile
yapamamaktadır. Devlet başkanının Samtse-Cavaheti bölgesine atadığı
birçok vali Ermeniler tarafından valilik binasına sokulmamış veya baskı
691
Eylül 2005’te Cavaheti’deki Ermeni sivil topum örgütleri tarafından “Gürcistan devlet yapısında
Cavah’ın Statüsü” adlı konferans düzenlemiştir. Cavaheti’ye geniş özerklik verilmesinin yanısıra
Gürcistan”ın iç ve dış politikası ile ilgili pek çok konuda çeşitli talepler bu konferansın sonuç
bildirgesinde yer almıştır. Oldukça sert bir üslubu olan bu bildirgeyle ilgili Gürcü yetkiler herhangi
bir açıklama yapma ihtiyacı duymamışlardır.
692
Giga Çiladze, “Problemi Samçhe-Djavaheti: Realnıe i Mifiçeskie”, Zerkalo, 2 Ocak 2006.
Ermenilerin “beyaz soykırım” iddiaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Smbat Minasyan, “Zabıtıy
Genoçid İli Vınujdennoe Molçanie?”, (Erişim) http://www.mitq.org/genocid27_11.html, 10
Ağustos 2007.
693
“Tigran Arseniçvili: Eşo Odna Popıtka Obedinit Samçkhe-Djavakh”, REGNUM HA, 3 Şubat
2007.
694
“Ayk Sanosyan, “Soyuz Gruzinskikh Armyan Vıstupaet za Avtonomizaçiyu Djavakha”,
REGNUM HA, 15 Mart 2007.
269
sonucunda görevden alınmıştır. Cavaheti Ermenilerinin ayrılıkçı faaliyetleri
sonucunda bölgenin siyasi yönetiminin Gürcistan’ın kontrolünden çıkması
Gürcistan Hükümeti için ciddi bir tehlikedir.
Dağlık Karabağ Ermenileri de ilk önce sosyal ve ekonomik sorunlarını
öne çıkarmıştı. Azerbaycan Hükümeti’nin kendilerinin hak ve özgürlüklerini
ihlal ettiğini iddia etmiş ve kendi silahlı birliklerini oluşturmuşlardı.
Günümüzde Cavaheti Ermenileri de aynı stratejiyle hareket etmelerine
rağmen Gürcistan Hükümeti yakın geçmişte sınırlarının hemen yanında
cereyan eden bu olaydan gerekli sonuç çıkarmamıştır.695
Ermenistan’ın bölge politikası incelendiği zaman Azerbaycan’la savaş
durumunda olduğunu (her ne kadar Mayıs 1994’de ateşkes anlaşması
imzalanmışsa da), ekonomide ve ulaşımda yaşadığı sorunlara rağmen
Cavaheti
sorununu
öne
çıkardığını,
Türkiye
ile
tarihi
düşmanlığını
sürdürdüğünü, buna karşılık İran’la çok iyi ekonomik ve siyasi ilişkileri olduğu
görülmektedir. Rusya’nın doğrudan Ermenistan’la sınırı olmamasına rağmen
bağımsızlık
sonrası
Ermenistan
Hükümeti’nin
geleneksel
Rusya
politikasından vazgeçmediğini (Levon Ter-Petrosyan iktidarının son iki yılı
istisna olmakla) söylemek mümkündür. Ermenistan’ın dış politikasında ABD,
İran ve Rusya özel bir konuma sahiptir. Ermenistan, ABD’nin mali desteği,
Rusya’nın verdiği silahlar ve İran’ın sağladığı günlük tüketim malları
sayesinde ayakta durmaktadır. Eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri’nden hiç
biri buna benzer çok yönlü dış politika izlemeyi başaramamıştır.
Ermenistan, Gürcistan’la olan ilişkilerinde 1990’lı yılların sonlarına
kadar siyasi ilişkileri öne çıkarmış, bu tarihten sonra ise siyasi ve ekonomik
695
Hatem Cabbarlı, “Ermenistan’ın Bölge Politikasında Gürcistan: Tarihi Süreçte Karşılıklı
İlişkiler”, Ermeni Araştırmaları, yaz 2002, sayı 6. s. 179.
270
ilişkilerine önem göstermiştir. Ermenistan Gürcistan’a ulaşım açısından
bağımlı olsa da, her zaman Cavaheti konusunda bu ülkeye baskı
uygulamıştır.
Ermenistan,
Dağlık
Karabağ
Savaşında
Azerbaycan
topraklarının % 20’sini işgal etmesiyle Gürcistan’la ilişkilerinde savaş galibi
devlet olarak kendi görüşlerini kabul ettirmek niyetindedir. Her ne kadar iki
ülke aralarında ekonomik ilişkilerini geliştirmeye çalışsalar da, Cavaheti
sorunu her iki tarafın kabul ettiği bir çözüme kavuşturulmadığı takdirde,
Gürcistan-Ermenistan ilişkilerini belirleyecek en önemli faktör olacaktır.
4. BÖLÜM
4. ERMENİSTAN DIŞ POLİTİKASINDA GÜVENLİK ANLAYIŞI,
AVRUPA VE ABD İLE İLİŞKİLER
4. 1. Ermenistan Dış Politikasının Güvenlik Anlayışı
4. 1. 1. Güney Kafkasya’nın Jeopolitiği ve Güvenlik Sorunları
Brzezinski’nin ‘Avrasya’nın Balkanları696’ olarak tanımladığı Güney
Kafkasya, 20. yüzyılın sonlarından itibaren bölgesel ve dünya gücü olmak
isteyen devletlerin mücadele alanı olmuştur.697 Karadeniz ve Hazar Denizi
arasında yerleşen bu bölge güney-kuzey, doğu-batı enerji ve ulaştırma
hatlarının kesişmesi ve Hazar havzası enerji kaynaklarına sahip olması
bakımından büyük önem taşımaktadır. Güney Kafkasya Asya kıtasında
önemli jeopolitik konuma sahiptir ve bu özelliyi Sovyetler Biriliği’nin
dağılmasından sonra yeni bir ivme kazanmıştır. Bölge doğal yapısı itibarıyla
tarih boyunca halkların ve medeniyetlerin güneyden kuzeye, batıdan doğuya
göç yolu olmuştur. Bu göçler Güney Kafkasya halklarının siyasi tarihinin
şekillenmesinde önemli etken olmuş, var oluş ve bağımsızlık tarihinde derin
izler
696
bırakmıştır.698
Trenin,
Güney
Kafkasya’nın
kuzey
Ortodoks
Z. Brzezinski, The Grand Chessboard. American Primacy and Its Geostrategic Imperatives
(N.Y., 1997), pp. 123-124.
697
Gyulşen Paçayeva, “Sistema Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza: Mifı i Realnost”,
Central Asia and Caucasus, No: 1, (13) 2001, (Erişim) http://www.ca- c.org/online/2001/journal_
rus/ cac-01/03.pashr.shtml
698
Artak Arutyunyan, “İstoriko-Retrospektivnıy Analiz Politiki Rossii na Yujnom Kavkaze”,
Yujnıy Kavkaz: Problemı Regionalnoy Bezopasnosti i İntegraçii, RAU, T.1, No 1, 2004,
(Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/arutunyan.pdf
272
İmparatorluğu (Rusya) ve Orta Doğu’da Müslüman devletler (Osmanlı ve
İran) arasında tampon bölge ve mücadele alanı olduğunu ifade etmiştir.699
1990’lı yıllardan sonra sadece bölge devletleri değil, kıta dışı devletler de
Kafkasya’da jeopolitik mücadelenin aktörleri olmuştur.
Bugün, bölge ile ilgili yapılan bütün araştırmalarda Güney Kafkasya’nın
yalnızca coğrafi anlamda bir bütünlük arz ettiği vurgulanmaktadır. Diğer
bütün ölçütlere göre (sosyal, ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel), bölge
farklı değerlere ve felsefi anlayışa sahiptir. 1990’lı yıllardan itibaren
bölgedeki bu farklı değer ve felsefelerin uyumlaştırılması bölgesel işbirliğinin
temin edilmesi ve güvenliğin sağlanması bakımından çeşitli projeler
üretilmiştir.700
Güney Kafkasya tarihsel olarak Osmanlı, Rusya ve İran’ın701 mücadele
alanı olmuş ve bu devletler bölge üzerinde kendi kültürel ve siyasal izlerini
bırakmıştır.702 Son 300 yıllık tarih dikkate alındığı zaman bölgenin kontrolü
bu
devletlerden
birinin
elinde
olduğu-Ermenistan,
Azerbaycan
ve
Gürcistan’ın aynı güvenlik sistemi içinde bulundukları takdirde güvenlik
konusunda sorun ortaya çıkmamış, bölgenin askeri ve güvenlik anlamında
ikiye ayrıldığı zaman ise ciddi çatışmaların yaşandığı anlaşılmaktadır. 18.
yüzyılın
başlarından
itibaren
Rusya’nın
kontrolüne
geçen
Güney
Kafkasya’da Rus hâkimiyeti 1918–1920 yılları istisna olmakla 20. yüzyılın
sonlarına kadar (Aralık 1991) devam etmiştir. 1917’de imzalanan BrestLitovsk
699
Antlaşması
gereğince
Rusya’nın
Güney
Kafkasya’dan
Dimitri Trenin, “İnteresı Bezopasnosti i Politika Rossi v Kavkazskom Regione”, Spornıye
Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova, 1996, s. 103.
700
Paşayeva, a.g.m.,
701
Mikhail Volokhonskiy, “Tureçskiy i İranskiy Faktorı na Yujnom Kavkaze”, Konfliktnıy
Potençial i Proçessı Transformaçii v Kavkazskom Regione, Kafkasya Araştırmaları Merkezi,
Yayın: 4 (16), Moskova, Mayıs 2006, ss. 3-10.
702
“Yujnıy Kavkaz: Naçionalizm”, Konfliktı i Menşinstva, (Erişim) http://www.minorityrights.org/
translated-pubs/SouthCaucasus%5BRussian%5D.pdf
273
çekilmesinden
ve
Rusya
Genel
Meclisi’nin,
Bolşevikler
tarafından
dağıtılmasından sonra Genel Meclisi’n Kafkasya’dan olan üyeleri 23 Şubat
1918’de ‘Mâverây-ı Kafkas Komiserliği’ni kurmuştur. Ama Mâverây-ı Kafkas
Komiserliği üyeleri arasında Kafkasya’nın dış politikası konusunda ciddi
anlaşılmazlıkların ortaya çıkması üzerine, 22 Nisan 1918’de ‘Kafkasya
Bağımsız Federe Devleti’ kurulmuş, anlaşmazlıkların yine de devam etmesi
sonucunda 27 Mayıs 1918’de Gürcistan, 28 Mayıs’ta ise Azerbaycan ve
Ermenistan bağımsızlıklarını ilan etmiştir. Bölge 1920’de Bolşevik Rusya
tarafından işgal edilmiş ve 1991’e kadar Sovyetler Birliği güvenlik
mekanizmasında yer almıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılması ve bölgede üç bağımsız devletin
kurulması Güney Kafkasya’da yeni ekonomik, askeri ve siyasi değerlerin
oluşmasına neden olmuştur.703 Bölge ülkeleri çeşitli güvenlik sorunları ile
karşılaşmış, bölgesel ve uluslararası güvenlik teşkilatlarına üye olmaya ve
işbirliğini genişletmeğe çalışarak çözüm yolu aramıştır.704 Bu dönemde
Ermenistan özellikle ekonomik ve güvenlik konularında Rusya ile ilişkilerine
önem vermiştir.705
1980’li yılların sonlarından başlayarak günümüze kadar devam eden
siyasi, askeri ve etnik zemine dayalı yerel silahlı çatışmalar bölgenin
güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmiştir. Bu sorunların halledilmesi için
yapılan projeler, büyük devletlerin bölgeye yönelik ekonomik, siyasi ve
askeri
703
politikaları
Güney
Kafkasya’da
bölgesel
güvenliğin
önemini
Gayk Kotanjian, Etnopolitologiya Konsensusa-Konflikta: Civilizacionniy Aspekt
Natsionalnoy Bezopasnosti, Moskova, Luç Yayınevi, 1990, ss. 104-120.
704
Gayk Kotanjian, “The South Caucasus: Developing A Regional Security Architecture”, NDUSNSEE, 2004, The “Strategic Assessment of Central Eurasia”, research report published by CACI
and the Atlantic Council of the US done at the request of the US Joint Chiefs of Staff in February
2001, P. 56-71.
705
Sergey Minasyan, “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rossii i Armenii v Kontekste Problem
Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Voronej Devlet Üniversitesi Haberleri, Sosyal
Bilimler Serisi, 2005, No 1, s. 338.
274
artırmıştır. Bu konuda çeşitli projeler ileri sürülse de Güney Kafkasya’da
bağımsızlık sonrası ortaya çıkan sorunların hiçbiri çözüme kavuşmamıştır.
Bu sorunlar şöyle sıralanabilir:
-Dağlık Karabağ706 (Azerbaycan-Ermenistan),
-Abhazya, Acaristan ve Güney Osetya707 (Gürcistan),
-Bölge devletlerinin Rusya ile ilişkileri708,
-Askeri kontrol, silah kaçakçılığı709 ve güvenlik710,
-Karadeniz’de sınırların kontrolü711 (Gürcistan örneği),
-Hazar Denizi’nin paylaşımı712 (Azerbaycan, İran, Türkmenistan,
Rusya ve Kazakistan örneği),
-Petrol boru hatlarının güvenliği
713
(Hazar havzasında petrol üretimi ve
güvenli bir şekilde uluslararası piyasalara nakli. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü706
Tigran Balayan, “Karabakhskaya Problema: Perspektivı Vozobnovlenie Peregovornogo
Protsessa”, Yujnıy Kavkaz Problemı Regionalnoy Bezopasnosti i İntegratsii, Bilimsel makaleler
Toplusu, I. cilt, No: 1, Rusya-Ermenistan Üniversitesi Yayını, Erivan 2004, ss. 90-99.
707
Svante E. Cornell, “Autonomy as a Source of Conflict. Caucasian Conflicts in Theoretical
Perspective”, World Politics, Ocak 2002, s. 54; Georgiy Jorjoliani, İstoriçeskie i Politiçeskie
Korni Konflikta v Abhazii/Gruziya, Tiflis, Gürcistan Bilimler Akademisi Yayını, Meçniereba
Yayınevi, 2000; Pavel Baev, “Russia’s Policies in the Caucasus, Londra, The Royal Institute of
International Affairs, 1997; Dov Lynch, “The Conflict in Abkhazia. Dilemmas in Russian
“Peacekeeping” Policy”, Londra, The Royal Insitute of International Affairs, 1998; Taras Şamba
ve Aleksandr Neproşin, “Kak Vernut Suverenitet Abkhazii”, Grajdanin, №1, 2004.
708
Fiona Hill ve Ömer Taşpınar, “Rossiya i Turçia Na Kavkaze: Sblijenie Radi Soxraneniya Status
Kvo?”, Rusya ve BDT Araştırmaları Programı, Ocak 2006,
(Erişim) www.ifri.org/files/Russie/hilltaspinar_russe.pdf
709
Anna Matveeva, “Orujie i Voprosı Bezopasnosti na Kavkaze”, Kavkaz Voorujen i Razobşen,
der. Anna Matveeva ve Duncan Hiscock, çev. Maksım Pyaduşkin ve Evgeni Zagaynov, Moskova,
Şubat 2004, ss. 23-36; Gagik Avakyan, “Armenia: Obespeçenie Spokoystiya”, Kavkaz Voorujen i
Razobşen, ss. 37-50; Arif Yunusov, “Azerbaydjan: v Ojidanii Peremen Pod Bremenom İstorii”,
Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 51-72; David Darçiaşvili, “Gruziya: Zalojniça Orujiya”, Kavkaz
Voorujen i Razobşen, ss. 77-114; Alan Parastaev, “Severnaya i Yujnaya Osetiya: Starıye Konfliktı i
Novıye Trevogi”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 125-144; Maksim Gvindjia, “Abkhaziya:
Problemı Bezopasnosti Sakhranyayutsya”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 115-124, Enver
Kisriev, “Dagestan: Sila v Balanse”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 145-162.
710
İvlian Khaindrava, “Na Yujnom Kavkaze Presekayutsa Dva Vektora”, REGNUM HA, 21 Eylül
2006; Dimitriy Kosırev, “Kto Otveçaet za Bezopasnost Postsovetskogo Prostranstva?”,
(Erişim) http://www.newsarmenia.ru/analytics/20060921/41593416.html, 21 Eylül 2006.
711
Uluslararası Mücadelenin Yeni Odağı: Karadeniz, der. Osman Metin Öztürk, Yalçın Sarıkaya,
Platin Yayınevi, Ankara 2005, Sinan Ogan, “Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz”,
(Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=1&yazi=907, 22 Haziran 2007.
712
Hatem Cabbarlı, “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Azerbaycan, sayı 344, Yıl: 50. Eylül-Ekim
2002, ss. 21-26; M. P. Crossiant, Cynthia M. Crossiant, “The caspian Sea Status Despute:
Azerbaijani Prespectives”, Caucasian Regional Stadies, Vol: 3, No: 1, 1999; Rüstem Mamedov,
“Mejdunarodno-Pravavoy Status Kaspiyskogo Morya Kak Pograniçnogo Ozera”, Beynelhalk
Hukuk, Bakü, No:1, G. Nugman, “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Avrasya Etüdleri, İlkbahar
1998, sayı 13.
275
Tiflis-Erzurum,
Bakü-Novorossiyk
Azerbaycan, ABD,
ve
Fransa, İngiltere
Bakü-Supsa
ve
petrol
boru
hattı.
Rusya’nın petrol politikası
açısından),
-Bölgesel bütünleşme ve işbirliği714
-İki milyon civarında olan mülteciler sorunu715
1991’den sonra bölgede iki güvenlik örgütü egemen konuma gelmek
için mücadele etmektedir. Birincisi, Rusya’nın liderliğinde Bağımsız
Devletler Topluluğu (BDT) Ortak Güvenlik Antlaşması (OGA), ikincisi ise
ABD liderliğinde NATO.716 Bölge için kurulması düşünülen güvenlik
mekanizmaları bu veya diğer şekilde Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı
içine
almaktadır.
Güney
Kafkasya’da
güvenlik
ve
istikrarın
sağlanamamasındaki en önemli nedenlerden biri de, bölgede güvenliğin
temin edilmesi için sadece bölge ülkelerinin değil, büyük devletlerin de kendi
ekonomik, siyasi ve askeri çıkarları doğrultusunda güvenlik mekanizması
oluşturma çabalarıdır.717 Başta Rusya olmak üzere, ABD ve Avrupa Birliği
bölgede kendi çıkarlarına uygun güvenlik sistemi kurmaya çalışmaktadır.
Azerbaycan ve Gürcistan Batı sistemi-NATO güvenlik mekanizması ile
bütünleşmeye çalışırken, Ermenistan Rusya’nın liderliğini yaptığı BDT Ortak
Güvenlik Antlaşması güvenlik sistemi içinde ulusal güvenliğini korumak
713
Voenno-Politiçeskaya Rasstanovka Sil v Kaspiysko-Çentralnoaziatskom Regione, der. M. S.
Aşimbaev, Kazakistan Devlet Başkanlığı Stratejik Araştırmalar Yayını, Almatı 2003,
714
Manvel Sarkisyan, Politiçeskie Problemı Kavkaza i Armenii, Ermenistan Milli ve Stratejik
Araştırmalar Merkezi Yayını, Erivan 1998, s. 11; Dina Malışeva, “Konfliktı u Yujnıh Rubejey
Rosii”, Pro et Contra, V. cilt, No 3, yaz, ss. 7-33, Laura Bagdasaryan, “Sotrudniçestvo Stran
Zakavkasya: Teoretiçeskie Rassujdeniya i Praktiçeskie Protivoreçiya”, Central Asia and Caucasus,
(Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/12.bagru.shtml; Areşidze Mamuka,
“Yujnıy Kavkaz: Regionalnaya İntegraçiya”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_
one/areshidze.htm
715
Mamuka, a.g.m.,
716
Bölgesel güvenlik örgütlerinin kurulması projeleri için bkz: Buzan Barry, People, States and
Fear, An Agenda for International Security Studies in the Post-Cold War Era. New York- London:
Harvester Wheatsheaf, 1991, pp. 186–229; Bruno Koppiters, “Zaklyuçenie: Kavkaz Kak Kompleks
Bezopasnosti, Spornıye Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova, Ves Mir, 1996, ss.
213-225; Vladimir Zakharov, Nikolay Silayev, Politika SŞA i NATO v Kavkaze: Vozmojnıye
Podsledstvie, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 1 (3), Moskova, Ocak 2005, ss. 14-19.
717
Bruno Koppiters, “Regionalnaya Sistema Bezopasnosti Dlya Kavkaza”, Kafkasya Araştırmaları
Merkezi, V. cilt, No 1-2, 2000, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/Vol5/coppieters. htm
276
istemektedir. Bununla beraber Ermenistan, NATO ile de ilişkilerini geliştirme
çabası içerisindedir. Azerbaycan ve Gürcistan bölgesel ve uluslararası
sistem ile siyasi ve ekonomik ilişkilerini geliştirmeye çalışmış, Ermenistan
ise siyasi ve ekonomik ilişkilerinde Rusya’ya öncelik tanıyarak bu sürecin
dışında kalmayı tercih etmiştir.718
Bölgedeki etnik çatışmalar, güvenlik sorunları ve işbirliği imkânları
değerlendirilirken, bölge barışı ve işbirliğinin sağlanması için meseleye
birbiri ile bağlantılı üç ayrı paradigmadan bakmak mümkündür.
-Problemleri çözmek, güvenlik sistemi kurmak, işbirliği ve entegrasyon
çalışmalarını hızlandırmak,
-Toplum şuurunda işbirliği değerlerinin yer edinmesine, karşılıklı
güvenin sağlanmasına, korunmasına ve geliştirilmesine çalışmak,
-Bölgesel
ve
uluslararası
güçlerin
bölgeye
yönelik
çıkarlarını
uyumlaştırmak ve küreselleşen dünyada Güney Kafkasya’nın yerini ve
rolünü belirlemek.719
Ancak bölge sorunlarına bu tarz yaklaşım kendi başına çözüm olamaz.
Bu yaklaşımın bölge devletleri ve halkları tarafından paylaşılmadığı, Rusya,
ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından maddi ve manevi olarak desteklenmediği
takdirde başarı şansı oldukça düşüktür. Burada en ciddi sorun bölge
devletlerinin yaşadıkları sorunları soğukkanlı şekilde değerlendirmemeleri
ve Güney Kafkasya’yı bir bütün olarak görememeleridir. Diğer bir neden ise,
büyük devletlerin bölgeye yönelik politikalarında farklı ekonomik, siyasi,
askeri ve kültürel değerlerin uygulanmasıdır.720
718
David Şahnazaryan, “Armeniya na Paroge 21-ogo Veka”, Nezavisimaya Gazeta, 27 Haziran
2001.
719
Graçya Galstyan, “Osnovı Regionalnoy Bezopasnosti”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/
analytic/round_one/galstyan.htm
720
ABD ve Avrupa ekonomik ve siyasi düşünce bağlamında Batı, Rusya geleneksel yayılmacı, İran
ise özellikle Azerbaycan’a yönelik doğu (dini) değerleri uygulamaya çalışmaktadır.
277
Son on beş yıldır bölgede yukarıda ifade edilen sorunlar halen devam
etse de, uluslararası721 ve bölgesel722 örgütlerin, bölge723 ve bölge dışı724
devletlerin uygulamaya çalıştıkları barış projelerinin hiç biri başarıyla
sonuçlanmamış, tam aksine sorunlar daha da katmanlaşmıştır. Sorunların
özelliği, bölge ve bölge dışı devletlerin farklı yaklaşımları ve farklı çözüm
modelleri önermeleri, bölge devletleri arasında karşılıklı güven ve taviz
verme anlayışlarının olmaması Güney Kafkasya’daki sorunların daha uzun
zaman devam edeceğini göstermektedir.
4. 1. 2. Bölgesel Güvenlik Örgütü Projeleri
Güney Kafkasya’da yaşanan sorunlar ve işbirliği perspektifleri bilim
adamlarının, siyasetçilerin ve devlet adamlarının son onbeş yıldır çeşitli
açılardan tartıştığı ve bundan sonra da tartışılacağı konulardır725. Özellikle
bölgenin güvenliği konusunda yapılan değerlendirmelerde genelde Batı ve
Rusya yanlısı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu görüşlerin ortak noktaları
bölgedeki sorunları devletlerin toprak bütünlüğü çerçevesinde halletmekten
daha
çok
‘status
quo’nun
korunması
şartıyla
silahlı
çatışmaların
başlamasına engel olmak veya ayrılıkçı rejimleri desteklemektir. Bu görüş
özellikle Dağlık Karabağ sorununun halledilmesinde belirgin şekilde
hissedilmektedir.726
721
Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Avrupa Konseyi (AK).
Bağımız Devletler Birliği (BDT), Bağımsız Devletler Birliği Ortak Savunma Örgütü (BDBOSÖ).
723
Rusya, İran ve Türkiye.
724
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Çin.
725
Akhvani Karakhanyan, “Problemı i Perspektivı Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”,
(Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/karaxanian.htm
726
Moldova’da Rusya yanlısı Dnestr bölgesinde Eylül 2006 tarihinde yapılan ve Güney Osetya’da
12 Ekim 2006’da yapılmasına karar verilen referandum sonuçlarını kabul etmeyeceklerini bildiren
Avrupa Konseyi, sözde Dağlık Karabağ’da yapılan devlet başkanlığı, Parlamento ve yerel seçimlerle
ilgili görüş bildirmekten ziyade susmaya üstünlük vermiştir. Bkz: “Trekhstoronniy Plan Reşeniya
Pridnestrovskogo Voprosa”, Analiz Belgesi, Moldova, Ukrayna ve Romanya bilirkişi grupları
tarafından
hazırlanmıştır,
Budapeşte,
Kişinev,
Kiev,
Ocak
2006,
(Erişim)
www.carnegie.ru/en/pubs/books/9802doklad_Prednistrovie.pdf; Pavel Burnistov, “O Nekotorıkh
Podkhodakh k Ponimaniyu Rossiysko-Gruzinskikh Otnoşenii”, Konfliktnıy Potençial i Proçessı
Transformaçii v Kavkazskom Regione, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 4 (16), Moskova,
Mayıs 2006, ss. 11-17; G. Hansen, Humanitarian Action in the Caucasus: A Guide for
722
278
Kafkasya halklarının birlik ve beraberliğini sağlamaya, bölgesel
güvenliğin, barışın ve istikrarın korunmasına ilişkin ilk projeler 20. yüzyılın
başlarında hazırlanmıştır. Azerbaycan Türkleri, Ermeniler, Gürcüler ve
Kuzey Kafkasya halkları temsilcileri 1915’te Osmanlı’da biraraya gelerek
Kafkasya Komitesi’ni kurmuştur. Lozan Konferansı’na temsilci gönderen
Komite, Gürcüler, Azerbaycan Türkleri, Ermeniler ve Kuzey Kafkasya
halklarından oluşan konfederasyon şeklinde bir devlet kurulması için büyük
devletlerden yardım istemiştir. Ancak Birinci Dünya Savaşı ve Rusya’da
gerçekleşen Şubat 1917 Burjuva Devrimi ve 1920’de Bolşevik Rusya’nın
Güney Kafkasya’yı işgal etmesi bu projenin gerçekleşmesine engel
olmuştur.727 Güney Kafkasya’da Bolşevik hâkimiyeti kurulduktan sonra
1922’de Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ZSFSR’de (Zagafkazskoy
Sovetskoy Federatıvnoy Soçialistiçeskoy Respubliki, Zagavkaziya Sovyet
Federativ
Sosyalist
başlamıştır.
Aynı
Cumhuriyeti-ZSFSC) birleşmek için görüşmelere
yıl
Aralık
ayında
ZSFSR’ın
kurulma
çalışmaları
tamamlanmış ve Birinci Zakavgaziya Şurası Kurultayı’nda Zagavkaziya
Sovyet Federativ Sosyalist Cumhuriyeti’nin (ZSFSC) kurulması hakkında
karar alınmıştır.728 ZSFSR’in kurulması formaliteden ileriye gidememiş,
Güney Kafkasya’nın ekonomik ve güvenlik meseleleri yine de Moskova’dan
halledilmiştir.
Practitioners, Humanitarianism and War Project, and Local Capacities for Peace Project, Watson
Institute, Brown University, Providence RI, 1998; S.N. Macfarlane Minear, L. and S. Shenfield,
“Armed Conflict in Georgia: Case in Humanitarian Action and Peacekeeping”, Providence, Watson
Institute, Brown University, Occasional Paper no. 21, 1996; “Referendum o Nezavisimosti Yujnoy
Osetii Naznaçen na 12 Noyabrya”, (Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20
060911053359926&sec_id=25; G.P. Ltjava, Abkhaziya: Anatomiya Mejnaçionalnoy
Napryajennosti, ÇİMO, Moskova, 1999; Stanislav Lakoba, Abkhaziya Posle Dvukh İmperii, XXXXI vv, Moskova, Materik Yayınevi 2004; Mikhail Delyagin, “Referendumı Pro Zapad”,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/article /0/6106.html, 13 Eylül 2006; Andrey Fedotuk, “Lovuşka
po Sosedstvu”, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/articles/6099.html, 12 Eylül 2006.
727
Edişer Hoştariya-Brosse, “Kavkazskiy Politiçeskiy Uzel v Proşlom i Nastoyaşem”, Central Asia
and Caucasus, 2001, No: 5, (17), ss. 80-86.
728
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am/Hystory/history
22.html
279
Kafkasya ülkelerinin, güvenlik mekanizmaları olarak bilinen BDT Ortak
Güvenlik Antlaşması, NATO Barış İçin İşbirliği Programı’na, GUUAM ve
başka örgütlere üye olması Kafkasya’da yaşanan sorunların halledilmesi
için yeterli olmamıştır. Bu sorunların çözülmesi ve bölgenin ekonomik olarak
kalkınmasını sağlamak için bütün Kafkasya ülkelerinin kabul ettikleri bir
güvenlik doktrinin hazırlanması ve uygulaması ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Ancak günümüzde Kafkasya’da oluşan ekonomik, siyasi ve askeri
kutuplaşma göz önünde bulundurulduğunda, böyle bir doktrin üzerinde
anlaşma sağlamanın imkânsız olduğu görülmektedir. Büyük devletlerin
Kafkasya’daki çıkarları da dikkate alındığında, Kafkasya’nın güvenliği artık
bölgesel bir sorun olmaktan çıkmış ve uluslararası bir boyut kazanmıştır.729
Rusya, Kafkasya’daki son kalesi Ermenistan ile ekonomik, siyasi ve askeri
ilişkilerini en üst düzeye çıkarmak azminde; ABD, Hazar enerji kaynaklarının
kontrolünü sağladıktan sonra askeri ve siyasi olarak bölgeye yerleşmek
istemekte; AB ülkeleri de bu pastadan kendilerine düşen payı almak için
mücadele etmekte; Türkiye ilk yıllarda ‘Adriyatik’ten Çin Seddi’ne’ deyimini
öne çıkararak kendine yer edinmeye, İran Azerbaycan ve Orta Asya
devletlerinde dini ve ekonomik olarak yerleşmeye çalışmıştır.
1980’li yılların sonlarından itibaren Kafkasya’da Azerbaycan ve
Ermenistan arasında yaşanan Dağlık Karabağ, Ermenistan-Gürcistan
arasında Cevaheti ve Gürcistan’da Abhazya ve Güney Osetya sorunları
bugün de devam etmektedir. Bu sorunların ciddiliği ve özellikle Rusya’nın
olaylara yön verme imkânları henüz azalmamıştır. 1980’li yılların sonlarında
Sovyetler Birliği’nde gelişen ekonomik ve siyasi olaylar sonucunda,
Rusya’nın Kafkasya’daki etkisi azalmaya başlamıştır. Ancak özellikle, Kasım
1993’te kabul edilen Rusya’nın askeri doktrininde savunma alanındaki
işbirliği önceliğinin, BDT ülkelerine ve BDT içindeki kolektif savunma
mekanizmalarına verilmesi ve BDT ülkelerindeki yerel silahlı çatışmaların,
729
İda Nikolayevna Kukulina, “Problemı Bezopasnosti v Çernomorsko-Kaspiyskom Regione”,
Mirovaya Ekonomika i Mejdunarodnıye Otnoşeniya, Moskova 2002, No: 1, ss. 90-97.
280
Rusya için en önemli tehdit niteliği taşıdığının ifade edilmesinden sonra,
Rusya eski Sovyet Cumhuriyetleri’ni BDT’ye üye olmaları için zorlamaya
başlamıştır. Doktrinde kullanılan bu ve benzeri ifadeler, Rusya’nın ‘yakın
çevresine’ yöneldiğini, eski SSCB coğrafyasını kendi ulusal güvenlik sahası
olarak değerlendirdiğini ortaya koymuştur.730
Kafkasya
devletlerinin
ulusal
güvenlik
anlayışı
bu
devletlerin
birbirinden kaynaklanan tehdit algılamalarına dayanmaktadır. Bu devletler
sınırlarından uzakta yerleşen büyük devletler tarafından işgal edilme
tehlikesi ile değil, doğrudan sınır komşuları ile yaşadıkları siyasi ve askeri
sorunlar itibarıyla tehdit algılamaktadır. Ermenistan, asılsız ve tarihi
gerçekleri yansıtmayan 1915 olaylarına istinaden Türkiye’den duyduğu
güvenlik endişesini öne çıkararak bölgeye yönelik revizyonist politikasını
gizlemeye
çalışmıştır.
Ermenistan’ın
Azerbaycan
topraklarını
işgal
etmesinde Rusya’nın Ermenistan’ı ekonomik, siyasi ve askeri açıdan
desteklemesi, Ermenistan’ın Rusya ile askeri ve ekonomik anlamda
bütünleşme sürecini başlaması üzerine, Azerbaycan ve Gürcistan bu
ülkeleri bölgesel güvenliği ve istikrarı tehdit eden devlet olarak görmüştür.
Bölgesel güvenliğin sağlanmasında en büyük engel Ermenistan’dır.
Zira bu devlet bağımsızlık sürecinde Azerbaycan topraklarının yaklaşık %
20’sini işgal etmiş, Gürcistan’ın Cevaheti bölgesinde yaşayan Ermenilerin
ayrılıkçı faaliyetlerini desteklemiş, Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı ile
suçlamış, toprak ve tazminat talep etmiştir.
Rusya’nın uluslararası terörizmle mücadeleyi gerekçe göstererek
Gürcistan’a askeri müdahalede bulunması ihtimali ve Panki Vadisi
730
Osman Metin Öztürk, Rusya Federasyonu Askeri Doktrini, ASAM Yayınları, Ankara 2001,
Rusya-Ukrayna Araştırmaları Dizisi–2, s. 36.
281
konusunda Rusya’nın Gürcistan’a uyguladığı ekonomik, siyasi ve askeri
baskı, Rus savaş uçaklarının ‘yanlışlıkla’ Gürcistan’ı bombalaması bu
ihtimalin pratikte uygulamasının mümkün olduğunu göstermiştir. Her ne
kadar Azerbaycan terörle mücadele konusunda Rusya ile işbirliği yapmayı
kabul etse de, Rusya’nın Azerbaycan’a karşı izlediği politikada olumlu bir
gelişmenin olduğunu söylemek mümkün değildir.
Kafkasya’da yaşanan bütün bu sorunlara paralel olarak, bölge
devletleri ve diğer büyük devletler bu sorunların halledilmesi için çeşitli
projeler üretmiştir. Bu projelerin başlıca amacı bölgedeki sorunları kalıcı bir
barış anlaşması ile halletmek, bölgenin ekonomik ve sosyal hayatında
gelişmeyi sağlamak ve en önemlisi ise kendilerinin bölgeye yönelik
ekonomik politikalarını rahat bir şekilde uygulayabilecekleri bir ortamı
oluşturmaktır.
Bu projelerden ilki 1993’te Gürcistan Devlet Başkanı Eduard
Şevardnadze tarafından ‘Kafkas Evi’ adı altında ileri sürülen ve daha
sonraki yıllarda ‘Barışçıl Kafkasya İçin’ adıyla bilinen projedir.731 Bölgenin
askeri, siyasi ve ekonomik sorunlarının Kafkasya ülkeleri arasında
görüşmeler yolu ile halledilmesini öngören bu proje diğer devletler
tarafından olumlu karşılanmasına rağmen, bölge ülkeleri görüşmelere
başlama iradesi gösterememiştir.
1996’da Şevardnadze ve Aliyev arasında ‘Barışçıl Kafkasya İçin Pakt’
imzalanmıştır732. Ancak bu projede de Rusya dışlandığı için, bölgede bu
731
Ruben Şugaryan, “Stabilnost Na Kavkaze: Vosem Printsipov Regionalnogo Sotrudniçestva”,
Central Asia and Caucasus, 2001, № 1 (13), (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_
rus/ cac-01/01.shugr.shtml
732
Jegneti Konstantin, “Neskolko Soobrajeniy po Problemam Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo
Kavkaza”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/zgenti.htm
282
şekilde gruplaşma veya sorunların çözümü için böyle bir mekanizma
oluşturulması
çabaları
Rusya’yı
tedirgin
etmiştir.
Kafkasya
ülkeleri
liderlerinin 3 Haziran 1996’da Kislovodsk’ta yapılan toplantısında Çeçen
temsilciler bölgesel güvenliğin sağlanması için AGİT benzeri bir mekanizma
kurulmasını ve uluslararası statü verilmesini teklif etmiştir. Ancak ‘Barışçıl
Kafkasya İçin’, projesi konusunda hiçbir gelişme sağlanmamıştır. Bu
durumu,
devletlerin
bölgesel
güvenlik
anlayışını
farklı
şekillerde
yorumlamaları ile açıklamak mümkündür. Ermeni siyasileri bölgesel
sorunların halledilmesi için Rusya ve İran’ın katılımını şart olarak
koşmalarına rağmen, Gürcistan, İran’ın bölgesel sorunlara müdahale
etmesine karşı çıkmış ve onun yerine ABD’yi tercih etmiştir. Aynı zamanda
Gürcistan ve Azerbaycan da Rusya’ya mesafeli davranmaya çalışmıştır.
Bununla da Azerbaycan ve Gürcistan toprak bütünlüğünü korumak, NATO
ve ABD yardımları ile ekonomik ve askeri sorunlarını halletmek istemiştir.
Bölgesel güvenliğin sağlanması konusunda bir diğer proje ise
Azerbaycan eski Devlet Başkanı Haydar Aliyev tarafından AGİT’in 1999’da
yapılan İstanbul Zirve Toplantısı’nda ‘Güney Kafkasya’da Güvenlik Paktı’
adı
ile
açıklanmıştır.
Bu
projede
terörizme
karşı
mücadelenin
güçlendirilmesi, yabancı askeri birliklerin Kafkasya’ya konuşlanmasının ve
ayrılıkçı grupların faaliyetlerinin, etnik gruplara baskı uygulanmasının
yasaklanması
ve
bölgesel
ekonomik
ilişkilerin
geliştirilmesi
öngörülmüştür.733
Bölge devletlerinin yanı sıra ABD de bölgesel güvenliğin sağlanması
için bazı girişimlerde bulunmuştur. ABD Dışişleri Bakanı Madeline Ollbrayt
733
Malışeva, a.g.m.,
283
1999’da ‘Kafkasya Ekonomik Forumu’ adlı bir proje ileri sürmüştür. Ancak
bu proje de uygulamaya konmamıştır.734
Bölge devletlerinden Ermenistan Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan,
15 Mart 1999’da İngiltere Kraliyet Enstitüsü’nde yaptığı bir görüşmede
Kafkasya’da güvenliğin ve istikrarın korunması ve Avrupa ile bütünleşmenin
sağlanması
için
‘Bölgesel
Güvenlik
ve
İşbirliği
Paktı’
kurulması
gerektiğinden bahsetmiştir.735 Bu projeyi Ermenistan Devlet Başkanı Robert
Koçaryan
AGİT’in
İstanbul
Zirve
Toplantısı’nda
yeniden
gündeme
taşımasına rağmen taraflar arasında uzlaşma sağlanamamıştır.
Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan temsilcilerinin 20 Haziran
2000’de yapılan Moskova toplantısında Oskanyan, Güney Kafkasya
devletlerinin Rusya ile diyaloglarının ve güvenlerinin sağlanması için 3+1
(Güney
Kafkasya
Cumhuriyetleri+Rusya)
çerçevesinde
iki
yılda
bir
toplanabileceklerini ifade etmiştir. ‘Kafkasya G8’i de olarak da tanımlanan
3+3+2 (Güney Kafkasya Cumhuriyetleri+Rusya+Türkiye+İran+ABD ve AB)
adlı736 proje, bölgesel ve uluslararası alanda değerlendirilse de, uygulanma
şansı bulmamıştır.
Güney Kafkasya’nın güvenliğini etkileyen en önemli nedenlerden biri
de bölgeye büyük miktarda silah toplanması ve kanunsuz silahlı birliklerin
oluşmasıdır. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra bölgede kontrol
edilemeyen bölücü gruplar çok sayıda ağır silahlara sahip olmuştur. 1993’te
Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin etnik çatışmaların yaşandığı bölgelere
silah gönderilmesini yasaklayan karar imzalamasına rağmen, Ermenistan ve
734
Şugaryan, a.g.m.,
Hasan Kanbolat, Gökçen Ekici, “21. yüzyıl Başında Kafkasya’da İşbirliği Arayışları ve
Ekonomik Boyutları”, Jeo Ekonomi, II. cilt, sayı 2-3, Yaz/Sonbahar 2000, ss. 31-37.
736
The Russia Journal, (Erişim) http://www.russiajournal.com/start/politics/article_67_3106htm
735
284
Gürcistan’da konuşlanan Kafkasya’daki Rus Ordu Grubu, bölgedeki bölücü
gruplara silah temin etmiştir.737
Son
yıllardaki
siyasi
ve
askeri
gelişmeler
göz
önünde
bulundurulduğunda Kafkasya’da güvenlik ve istikrarın sağlanması için yeni
projelerin hazırlanacağı söylenebilir. Ancak yeni projelerin başarılı olacağını
iddia etmek mümkün değildir.
4. 1. 3. Ermeni Ulusal Güvenliği
Ermenistan 1920–1991 yıllarda ciddi güvenlik endişesi yaşamamış,
ancak SSCB’nin dağılması sürecinde ve bağımsızlığını ilan ettikten sonra,
özellikle Türkiye’den kaynaklanan ‘ciddi güvenlik sorunu’ ile karşılaştığını
iddia etmiştir.738 Ermenistan bu iddiasını sürekli olarak uluslararası kamuoyu
gündeminde canlı tutmaya çalışarak revizyonist politikasını uygulamaya
çalışmıştır.
Ermenistan,
SSCB’nin
dağılması
sürecinde
yaşanan
bütün
olumsuzluklara rağmen, karşılaştığı tehditleri başarılı şekilde fırsat olarak
değerlendirmiş,739 yaşadığı ciddi sosyal, ekonomik, siyasi ve askeri
sorunlara rağmen Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan
Ermenilerin ayrılıkçı taleplerini desteklemiş,740 1991–1994 yılları arasında
737
Malışeva, a.g.m.,
Abramyan, “Puti i Sposobı... ”, Libaridian, a.g.e., ss. 15-39.
739
Elman Ağayev, “Problemı i Perspektivı Yujno-Kavkazskogo Sotrudniçestva”, The South
Caucasus Instıtute of Regıonal Securıty, “Ot Transkavkazskogo Dialoga k Konçepçii Regionalnoy
Bezopasnosti”, Likani, 8-30 Nisan, 2002, I. Yuvarlak Masa Toplantısı SCIRS, (Erişim)
http://www.scirs.org/russian/ analytic/round_one/agaev.htm
740
Konflikt v Nagornom Karabakhe, der. İ. Ş. Şükürov, Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü 1990;
Nagornıy Karabakh: Razum Pobedit, İnstitut İstorii Partii Pri ÇK KP Azerbaydjana-Filial
İnstituta Marksizma-Leninizma Pri ÇK KPSS, Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü 1989.
738
285
Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal etmiş,741 Türkiye’ye
yönelik sözde soykırım propagandasını uluslararası alana taşıyarak742
başarılı sonuçlar elde etmiştir.
Günümüzde Ermenistan devleti ve hükümeti tarafından resmen
onaylanmasa
da,
1991
yılından
itibaren
uygulanan
dış
politika
değerlendirildiğinde Ermenistan’ın ulusal güvenlik anlayışını aşağıda ifade
edilen çerçevede tanımlamak mümkündür:
1. Ermenilerin Milli Hedefleri:
-Ermeniler için hayati önem taşıyan ulusal hedefleri, Ermeni uygarlığını
bugünkü bölgesel ve uluslararası şartlarda korumak ve daha da geliştirmek.
2. Dünya Ermeniliğinin Yapısı:
-Dünya Ermeniliğinin bugünkü durumu ve karşılaştığı problemler
doğrudan 1915–1923 yıllarında yaşanan trajik olayların sonucudur.743
Ermenilerin büyük bir bölümü tarihi topraklarından kenarda yaşamaktadır.
Doğu Ermenistan’ın bir bölümünü (Ermenistan Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ
741
Aleksandr Manasyan, Karabakhskiy Konflikt (Klyuçevıye Ponyatiye i Khronika), Erivan,
Noravank Yayınları 2005; Sergey Minasyan, Mikhail Agadjanyan ve.b., Karabakhskiy Konflikt
(Bejençı, Territorii, Bezopasnost), Erivan, Nairi Yayınevi 2005; Vladimir Kazimirov, “Karabakh:
Kak Eto Bıla”, Mejdunarodnaya Jizn, No 5, 1996, ss. 41-52
742
Yuri Barsegov, Genoçid Armyan Prestuplenie po Mejdunarodnomu Pravu, Moskova, XXI
Vek-Soglasie Yayınevi, 2000; Genoçid Armyan v Osmanskoy İmperii, (Sbornik Dokumentov i
Materialov, der. M. G. Nersisyan, Erivan, Gözden geçirilmiş ikinci baskı, Hayastan Yayınevi, Erivan
1983; İstoriya Armyanskogo Naroda s Drevneyşikh Vremen do Naşikh Dney, Erivan 1980;
Armyanskoy Vopros, Ansiklopedi, Erivan 1991; S.S Stepanyan, Germanskie İstoçniki o
Genoçide Armyan, Erivan 1991; Helen Davenport Gibbons, The Red Rugs of Tarsus: A
Woman’s Record of the Armenian Massacre of 1909, New York: The Century Co., 1917;
(Erişim) http://armenianhouse.org/gibbons/tarsus/red-rugs.html; J. Rendel Harris & B. Helen Harris,
Letters from the Scenes of the Recent Massacres in Armenia, London, James Nisbet & Co.,
Limited, 1897; Ariadna Tırkova, Staraya Turçiya i Mladoturki. God v Konstantinopole,
Petersburg 1916; Arman John Kirakosyan, Mladoturki Pred Sudom İstorii, Erivan, Hayastan
Yayınevi 1989.
743
Andrey Nuykin “Sarkoma Genoçida”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000.
286
ve Cevaheti) korumak mümkün olmuştur. Çağdaş Ermenilik kısaca
Ermenistan, Dağlık Karabağ ve Cevaheti şeklinde formüle edilebilir.744
3. Halledilmemiş Ermeni Sorunu:745
-Rusya İmparatorluğu dağılana kadar (Ekim 1917) Ermeni sorunu adı
altında Osmanlı’da yaşayan Ermeniler ve onların durumlarını iyileştirmek
için yapılan reformlar anlaşılmıştır. Rusya’da Bolşeviklerin iktidara gelmesi
ve 1920’de Birinci Ermenistan Cumhuriyeti’nin işgal edilmesinden sonra
Doğu Ermenileri sorunu da ortaya çıkmıştır.746
3.1. Batı Ermenistan sorunu:747
-İşgal edilmiş topraklar, sürgünde yaşayan halk,748
-Türkiye749 ve dünya kamuoyu tarafından ‘Ermeni soykırımının’
tanınmaması,750
-Ermenilerin uğradığı soykırıma göre, topraklarının geri verilmesi,
maddi ve manevi tazminat talep edilmesi,751
3. 2. Doğu Ermenistan sorunu: 752
Stalin ve Türk diplomasisinin baskıları sonucunda milli-arazi yönetim
şeklinin kabul edilmesi üzerine ortaya çıkmıştır. Netice itibarıyla Doğu
744
Vagan Melikyan, “Armyanskiy Vopros na Syezdakh Zapadnıkh Armyan v 1917 i 1919 Godakh”,
Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal07/j07_stat
01.html
745
Gayane Makhmuryan, Liga Naçii, Armyanskiy Vopros i Respublika Armeniya, Erivan,
Artagres Yayınevi 1999.
746
Doğu Ermenileri sorunu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: V. Melikyan, Fevralskaya
Revolyuçiya i Armenia, Erivan, 1997.
747
Kratkiye Vedemosti Zapadnoarmyanskogo Syezda i Sçet Organizaçionnogo Komiteta,
Tiflis, 1919.
748
Robert Fişk, “Poçenu Kholokost Armyan ne Doljen Bıt Vıtravlen iz İstorii”, (The Independent
(London), November 20, 2000.
749
Maksim Yusin, “Mest Yanıçar. Turçiya Nado Uçitsa Vesti Sebya kak Çivilizovannaya Strana”,
İzvestiya, 1 Şubat 2001.
750
Gregory H. Stanton, “Eight Stages of Genocide”, (Erişim) http://www.genocidewatch.org/8
stages.htm;
Pismo Kongressmenov v Prezidentu SŞA Buşu s Prizıvom Vıpolnit Predvıbornoe Obeşanie o
Polnom Priznanie Fakta Genoçida Armyan, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal07/j07_stat13.html; Lloyd George, Pravda o
Mirnıkh Peregovorakh, Dış Edebiyat Yayınevi, Moskova, 1957,
751
Ara Abramyan, “Çerez Priznanie Genoçida Armyan k Novım Otnoşeniyam”,
(Erişim) http://www.genocide.ru/week.html, 24 Nisan 2003.
752
Hayastani Hanrapetutyun 1918–1920 Tarreri, Belgeler ve Maddeler Toplusu, Erivan 2002, s.
88.
287
Ermenistan Kemalistler ve Sovyet Azerbaycan’ı arasında bölünmüştür.
Rusya İmparatorluğu dağılmadan önce hiçbir Ermeni siyasi örgütü
Rusya’dan ayrılarak çok milletli Rusya eyaletinde bağımsız Ermenistan
devleti kurmak istememiştir.
3. 3. Doğu Ermenistan sorunu bugün:
-Ermenistan devletinin gelişmesi ve yaşam kabiliyetinin artması,
-Kurtarılmış bölgelerin yeniden yapılandırılması ve iskan edilmesi,
-Rusya İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra ortaya çıkan sınır,
bölgesel ve etnik sorunlarda kendi çıkarlarını savunmak,
-Rusya
ve
yurtdışında
yaşayan
Ermenilerin
birleştirici
felsefi
görüşlerinden yararlanmak,753
4. Dünya Ermeniliğinin bugünkü durumu:
4. 1. Pozitif görüş;
- Elverişsiz şartlara rağmen, tarihin derinliklerinden gelen Ermeni
uygarlığı yaşıyor ve gelişiyor,754
-Tarihi Ermeni topraklarının 9/10’nun işgal edilmesine ve Ermenilerin
sürgüne gönderilmesine rağmen, ulus devlet kurmak süreci devam
ediyor.755 1990’lı yılların başlarında Azerbaycan’ın saldırılarının karşısı
alınmıştır, (!)
-‘Ermeni soykırımı’ndan sonra bütün dünyaya dağılmış Ermeniler
yaşadıkları ülkelerde güçlü Ermeni cemaati oluşturabilmiştir,
-Yeni ve daha adaletli bir dünya düzeninin oluşması yönünde
gelişmeler (özgür ve daha güçlü bir Rusya’nın kurulmasını temenni ederek)
Ermenilerin yeniden kalkınması için uygun ortamı da beraberinde
getirmektedir,
4. 2. Negatif Görüş;
753
Eduard Geyvandov, “Vneşnyaya Politika Diasporı?”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat05.html,
754
“Na Puti k Uçrejdeniyu Vsemirnogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2,
2000.
755
“Seminar vo Vserossiyskim Armyanskom Kongresse”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat34.html
288
-1915 yılına kadar Ermenilerin toplu halde yaşadıkları geniş bir arazi
kaybedilmiştir,756
-Ermeni halkı bölünmüş ve dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmıştır. Bu
durum Ermenilerin asimile olma tehlikesini doğurmuştur,757
-Doğu Ermenileri ulusal kimlik ve bilinçlerini kaybetmiştir,758
-Siyasi ve dini nedenlerle takipler sonucunda Batı Ermenistan’da
faaliyet gösteren siyasi partiler yapılan baskılara karşı eşdeğer siyaset
yürütememiş, kaybedilenleri geri almak için diaspora Ermenileri beklenen
şekilde organize olamamıştır,
-Dünya Ermenilerinin teşkilatlanması genel duruma ve tehdit eden
tehlikelere karşı koyacak düzeyde değildir.
5. Dünya Ermeniliği İçin Esas tehdit:
5. 1. Asimile olma tehlikesi;
-Ermenilik ruhunun ve milli bilincin kaybedilmesi,
-Dini,
Ermeni-Hıristiyan
değerlerin,
dilin,
gelenek
ve
kültürün
kaybedilmesi,
-Dışa göçün devam etmesi, bazı bölge devletleri ile (Azerbaycan,
Türkiye ve Gürcistan) karşı durma, ekonomik bunalımlar,
5. 2. Dış Saldırı Tehlikesi;
-Azerbaycan’ın Ermenistan’dan açık şekilde toprak talep etmesi (!),
-Türkiye’nin Ermenistan karşıtı759 dış politika izlemesi ve Azerbaycan
ile yaptığı işbirliği,760
756
“Obraşenie k Narodu Zapadnoy Armenii ob Uçrejdenii Svoego Pravitelstva v Emigraçii”,
Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001. (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat
34.html
757
Armen Ayvazyan, “O Sovremennom Krizise Armyanstva i Fiktivnosti Armyanskogo
Gosudarstva”, Golos Armenii, 19 Eylül 2002,
758
Ali Hikmet Alp, “Today’s Armenia and Motıves Behind The Genocide Accusations: More Than
A Matter of National Identity”, Ermeni Araştırmaları, sayı 2, Haziran-Temmuz-Ağustos 2001, s
145-158.
759
Aleksandr Savaranç, “Pantyurkizm vo Vneşnopolitiçeskoy Strategii Turçii v 90 Godakh”,
Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000,
760
“Deklaraçiya Vserossiyskogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat35.html
289
Ermeni
diplomasisinin
kurtarılmış
toprakların
(Dağlık
Karabağ)
Azerbaycan’ın daha önce işgal etmiş topraklar (!) olduğunu dünya
kamuoyunun dikkatine sunamaması,761
-Rusya ve Batı arasında karşıdurmadan yararlanan Türkiye ve
Azerbaycan’ın revizyonist politikası,762(!)
-Bölgede mücadele eden büyük devletlerin ‘jeopolitik oyununda’
Ermenistan’ın ‘kurban edilebilir piyon’ olması, siyasi ve ekonomik açıdan
bağımsızlığın korunamaması tehlikesi.
6. Dünya Ermeniliğinin Esas Kaynakları;763
-Tarihi süreçte korunabilen Ermeni uygarlığı ve milli şuur, diaspora ve
ana vatan arasında bağların korunması, tarihi hafıza, adalet ve iyiliye olan
inam, mücadele azmi, dayanaklılık,
-Ermenilerin
bütün
zorluklara,
olumsuzluklara
ve
ekonomik
problemlere rağmen halen yaşadıkları tarihi Ermeni topraklarının bir
bölümünün korunması (Ermenistan Cumhuriyeti, Dağlık Karabağ ve
Cevaheti),
-İyi organize olmuş Ermeni cemaatlerinin bulunması,
-Diaspora
Ermenilerinin
biriktirdiği
bilimsel,
kültürel,
ekonomik
değerlerin ana vatana transfer edilmesi,
7. Esas Hedef ve Görevler;764
-Çağdaş milli-siyasi doktrinin hazırlanması,765
-Dünya Ermeniliğinin yeniden organize olması,
761
Grant Arutyunov, “Ya! Ob Odnom Psikhologiçeskom Tipe Politiçeski Aktivnogo Armyanina”,
Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000.
762
“Taynıe Opasnosti Tureçskoy Khitrosti”, (Erişim) http://www.genocide.ru/week.html, 22 Mart
2004.
763
Vladimir Stupişin, “Etnos, Narod, Naçiya Naçionalnoe Sanmoopredeleniye”, Armyanskiy
Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/ j06_stat09.html
764
“Novomu Armyanskomu Politiçeskomu Mışleniyu-Novaya Organizaçiya Mirovogo
Armyanstva”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 1999.
765
Razmik Pannosian, “Post-Soviet Armenia: Nationalism & Its (Dis)contents”, Making and
Protecting the Nation in Postcolonial & Postcommunist States, edited by Lowell W. Barrington,
The university of Michigan press Ann Arbor, p. 225-247.
290
-Ermeni halkının birlik ve beraberliğini, bütünlüğünü oluşturan
öğelerinin güvenliğinin korunması,766
-Ermeni sorununu günün şartlarına uygun olarak yeniden gündeme
çıkarılması ve halledilmesi,
-Siyasi istikrar, milli dayanışma, sağlam ve güçlü ekonomik yapılanma,
-Ekim Devrimi’nden sonra bölünen Rusya eyaletlerinde ortaya çıkan
arazi sorunlarının halledilmesi,
-Ermenilerin Ermenistan ve Dağlık Karabağ’a geri dönmelerinin
sağlanılması,767
-Diaspora Ermenilerinin milli kimlik ve şuurunun korunması.768
Ermenistan’ın yukarıda ifade edilen güvenlik sorunları genel çerçevede
gösterilmiştir. Ancak Ermenistan 1991’den itibaren ekonomik, siyasi, sosyal,
kültürel ve askeri güvenlik sorunları ile karşılaşmıştır. Hayati önem taşıyan
konular ise:
-Toprak bütünlüğünün korunması ve devlet sınırlarının güvenliği,
-Ülke nüfusunun güvenliğinin sağlanması,
-Siyasi ve ekonomik istikrarın temin edilmesi769 olmuştur.
Bu konular bugün de Ermenistan’ın güvenliğinin temel sorunlarıdır.
Aslında bütün bu sorunlar Ermenistan’ın komşu ülkelere yönelik toprak
talebinden kaynaklanmıştır. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın iyi ilişkiler
kurmak çabalarını Ermenistan desteklememiştir.
766
Rawi Abdelal, “Memorıes Of Natıons and States: Instıtutıonal Hıstory and Natıonal Identıty In
Post-Sovıet Eurasıa”, Nationalities Papers, Vol. 30, No. 3, 2002, p. 459-484.
767
Tamara Minasyan, “Segodnya v Mire Proizoşli İzmeneniya, Mı Obyazanı Priznat İkh”, Azg, 9
Nisan 2004.
768
Rafael Zvardjo, “Armyanskiy Vopros i Problemı Organizaçii Mirovogo Armyanstva”,
Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j
06_stat01.html
769
Richard Giragosian, “Toward a New Concept of Armenian National Security”, Armenian
İnternational Polisy Research Group, Working Paper No. 05/07, January 2005,
(Erişim) http://www.armpolicyresearch.org/Publications/WorkingPapers/pdf/WP0507.pdf
291
Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra yaklaşık iki yüz yıldır
şekillenen ve zamanla yeni siyasi değerler katılan yukarıda ifade edilen
doktrini hayata geçirmeye çalışmıştır. Ermenistan bu hedeflerine kısa ve
orta vadede değil, uzun vadede adım adım yaklaşmaktadır. Bölgenin siyasi,
ekonomik, askeri, güvenlik ve tarihsel dinamiklerinin değiştiği bütün tarihi
olaylarda ve dönemlerde Ermeniler her zaman bir adım daha ileriye
gidebilmiştir.
Ermeniler
bunun
için
komşu
devletlerin
bölgesel
ve
uluslararası güçlerle olan ilişkilerini/sorunlarını iyi değerlendirmiş ve kendi
çıkarları doğrultusunda kullanmıştır.
4. 1. 4. Ermenistan ve BDT Ortak Güvenlik Antlaşması
Sovyetler
Birliği’nin
dağılmasından
sonra
Asya/Kafkaslardan
Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada ekonomik, siyasi ve güvenlik
bağlamında ciddi boşluk ortaya çıkmıştır. Bu süreçte yalnızca Baltık
devletleri ekonomik, sosyal ve güvenlik sorunlarını çözerek Avrupa ile
bütünleşmeyi sağlayabilmiştir. Buna mukabil, Kafkasya devletleri ekonomik,
sosyal ve güvenlik sorunlarını bugüne kadar çözememiştir. 1990’lı yılların
başlarında Rusya’nın bölgede etkinliğini kaybetmesi üzerine Azerbaycan ve
Gürcistan Rusya’nın nüfus alanından uzaklaşmaya çalışırken, Ermenistan
siyasi, ekonomik ve güvenlik bağlamında Rusya ile sıkı işbirliğine
girmiştir.770
770
Sergey Minasyan: “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rosii i Armenii v Kontekste Problem
Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Vestnik VGU, Sosyal Bilimler Serisi, No: 1, 2005,
ss. 338-349; Armen Khanbabayan, “Politiçeskoe Pole Armenii Opustelo”, Nezavisimaya Gazeta,
29 Ekim 1999; Ara Tadevosyan, “Novıy Vitok Napryajennosti v Otoşeniyakh Armenii s
Sosedyami”,
(Erişim)
http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2001&l=ru&s=f&o=160938,
Petrosyan, “Rossiya-Armenia-İran:Dialog…”; İgor Plugatarev, “Speçalnıe Obstayatelstva
Strategiçeskogo Partnerstva”, Nezavisimaya Gazeta, 17 Kasım 2003; Ömer Kocaman, “Rusya’nın
Ermenistan Politikası: Tek Boyutlu Siyasetten Çok Boyutlu Siyasete Doğru”,
(Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp? kat1=1&yazi=797, 18 Şubat 2006.
292
Ermenistan bağımsızlık sonrası karşılaştığı sorunlara rağmen, siyasi
ve askeri kapasitesinin gerçekleşmesine imkân vermediği dış politikayı
önemli derecede Rusya’nın desteğini alarak uygulamaya çalışmıştır. Rusya
ekonomik anlamda Güney Kafkasya’da kalmanın imkânsız olduğunu
görmüş ve sadece etnik çatışmalar devam edeceği takdirde bölgede
varlığına devam edeceğini anlamıştı. Ermenistan’ın revizyonist dış politika
izlemeye ve Azerbaycan topraklarını işgal etmeye başlaması Rusya’nın
bölgeye yönelik askeri beklentilerini karşılamıştır.771
Bu süreçte Rusya eski Sovyet coğrafyasında ekonomik ve sosyal
yapılanmadan daha çok askeri ve askeri-siyasi yapılanmaya önem vermiştir.
Nitekim 14 Şubat 1992 Bağımsız Devletler Topluluğu nezdinde Savunma
Bakanları Konseyi ve BDT Birleşmiş Silahlı Güçler Baş Komutanlığı teşkilatı
kurulmuş ve Ermenistan bu teşkilata üye olmuştur.772 Teşkilatın öncülüğünü
Rusya
üstlense
de,
BDT’nin
kurulması
ve
askeri-siyasi
açıdan
güçlenmesinde çıkarları olan bazı Orta Asya devletleri ile beraber
Ermenistan da Rusya/BDT güvenlik şemsiyesi altında kalmaya üstünlük
vermiştir. Ermenistan güvenlik endişelerini gündeme taşımak ve kuzey
kampında kalmasının kaçınılmaz olduğunu meşrulaştırmak amacıyla
Haziran 1992’de Türkiye’nin Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı işgali ve
Ermenistan’da PKK’nın faaliyetini bahane ederek bu ülkeye saldıracağını
iddia etmiştir. Hatta Rusya olayları bir az daha abartarak bunun
gerçekleşeceği takdirde Rusya’nın müdahale edeceği ve 3. Dünya
Savaşı’nın başlayacağı ile tehdit etmiştir.773
771
Ksimena Kurovska, “Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh Konfliktov v Zakavkazye”,
(Erişim) http://www.mpa.ru/analytics/issue.php?id=110
772
Sergey Minasyan, “Proçess Formirovaniya Sistemı Kollektivnoy Bezopasnosti v Ramkakh SNG:
İstoriya i Perspektivı”, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/MinasianS.pdf
773
Sergey Şakaryanç, “Voprosı Kollektivnoy Bezopasnosti SNG i Armeniya”, Orientirı Vneşney
Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, ss. 97-98.
293
Ermenistan ve BDT’ye üye olan diğer devletler askeri işbirliği yapsalar
da, eşzamanlı olarak kendi ordularını kurmaya çalışmış, ancak BDT
savunma mekanizmasından kenarda kalmak istememiş, daha az maliyetle
yeni güvenlik örgütü kurmaya çalışmıştır.774 Bu amaçla Rusya, Ermenistan,
Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan 15 Mayıs 1992’de
Taşkent’te
biraraya
gelerek
Ortak
Güvenlik
Antlaşması’nı
(OGA)
imzalamıştır. Daha sonra Azerbaycan (24 Eylül 1993), Gürcistan (9 Aralık
1993) ve Beyaz Rusya (3 Ocak 1994) bu Antlaşmaya katılmıştır. Antlaşma
20 Nisan 1994’te yürürlüğe girmiştir.775
Eski Sovyet ülkelerinin bazıları askeri işbirliğine BDT ve OGA
çerçevesinde devam etseler de, birtakım sorunların devam etmesi süreci
önemli derecede aksatmıştır. Bu nedenle de, Şubat 1992’de kurulan BDT
Birleşmiş Silahlı Güçleri Baş Komutanlığı’nın faaliyeti (BSGBK) BDT ülkeleri
arasında askeri işbirliğini koordine eden karargâh olarak değiştirilmiştir.
Daha sonra askeri bütünleşme çerçevesinde 10 Şubat 1995’te BDT ülkeleri
Birleşmiş Hava Savunma Sistemi (BHSS),776 Genelkurmaylar Komitesi
(GK),
Askeri-Teknik
Komite
(ATK)
ve
diğer
yardımcı
komiteler
kurulmuştur.777 1990’lı yılların ortalarında Rusya ve Ermenistan hariç diğer
BDT üyelerinin özellikle askeri işbirliği konusunda pek samimi olmadığı
gerçeği ortaya çıkmıştır. Bazı devletler geleceğinden emin olmadıkları
savunma mekanizmasında kalmak veya aktif katılmak istememiştir. Bu
nedenle de BDT ülkeleri sadece OGA çerçevesinde değil, ikili ilişkilrerde de
işbirliğine önem vermiştir.778
774
L. G. İvaşov, A. N. Buligin, “Kollektivnaya Bezopasnost v Ramkah Sodrujestva Nezavisimıkh
Gosudarstv”, Voennaya Mısl, Moskova, 1998, No: 3, ss. 8-10.
775
Minasyan, a.g.m.,
776
“Rossiya i Armenia Obyedinyayut Protivovozduşnıye Silı”, (Erişim) http://www.prima-news.
ru/news/news/2001/5/4/11334.html
777
P. N. Andreev, “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Gosudarstv SNG: Etapı i Osnovnıye
Napravleniya Razvitiya”, Voennaya Mısl, Moskova 2000, No: 4, ss. 22-30.
778
Мoskovin L. B, “Mnogourevnevaya Sistema İntegraçii v SNG (Priçini, Problemı, Tendençiyii
Razvitiyaa), Vestnik Moskovskogo Universiteta, dizi 12, Siyaset Bilmi, 1999 No: 1, ss. 6-7.
294
OGA çerçevesinde Ermenistan’ın faaliyeti değerlendirildiğinde, bu
ülkenin bazı savunma ve güvenlik projelerinde yer almasına rağmen, askeri
işbirliğini daha ziyade Rusya ile geliştirdiği anlaşılmaktadır. OGA’nın
yürürlükte kalması süresi 1999’da uzatıldıktan ve 2000’de ’21. yüzyılda
Rusya
ve
Ermenistan
Arasında
Stratejik
İşbirliği
Dekerasyonu’
imzalandıktan sonra Ermenistan ve Rusya askeri ilişkilerini daha da
geliştirmiştir.779 Rusya Ermenistan’ı OGA çerçevesinde en güvenilir müttefik
olarak gördüğü ve ‘önem’ verdiğini göstermek amacıyla kurumun bazı zirve
toplantıları bu ülkede düzenlemiştir. Rusya, özellikle Abhazya, Güney
Osetya, Dağlık Karabağ ve Çeçenistan’da askeri operasyonlar devam
ederken Ermenistan ile askeri ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmeye
çalışmıştır. İkinci Çeçen Savaşı ve 2001–2006 yıllarında Rusya ve
Gürcistan arasında yaşanan gerginlik döneminde Ermenistan’ın Rusya için
önemi daha da artmıştır. Rusya, OGA ve ikili askeri ilişkiler çerçevesinde
Kafkasya istikametinde (Ermeni istikameti de denilmektedir) güvenlik ve
istikrarın korunmasında vazgeçilmez çıkarlarının olduğunu ve bu bağlamda
Ermenistan ile askeri-siyasi ve askeri-teknik işbirliğinin önemli olduğunu
bildirmiştir.780
Ermenistan bağımsızlıktan sonra OGA’ya üye olmakla bölgesel
jeopolitik mücadelede Rusya’nın maddi ve manevi desteği ile güvenlik ve
silahlanma sorununu önemli derecede halletmiş, bu ülke ile kurduğu özel
ekonomik, siyasi ve askeri ilişkiler sayesinde güvenliğini garanti altına
almaya çalışmıştır. Aslında Ermenistan’ın son 15 yılda Rusya ile askeri ve
askeri-teknik ilişkileri değerlendirildiğinde işbirliğinin OGA çerçevesinde
değil, ikili ilişkilerde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.781
779
Şakaryanç, a.g.m, s. 103.
Şakaryanç, a.g.m, ss. 104-105.
781
Rusya 1990’lı yılların sonlarında Ermenistan’a karşılıksız olarak verdiği bir milyar dolarlık silahı
OGA şartlarına göre değil, iki taraflı askeri ilişkiler kapsamında vermiştir.
780
295
Ermenistan 1990’lı yılların ortalarından itibaren NATO ile ilişkiler
kurmaya çalışsa da, güvenlik ve silahlanma konusunda Rusya’ya bağımlığı
devam etmektedir. Ekonomik alanda çok yönlü bir siyaset uygulamaya
çalışan Ermenistan, güvenlik alanında Rusya’nın tekelindedir; kısa ve orta
vadede Rusya’ya olan bağımlılığından kurtulması mümkün değildir.
4. 1. 5. Ermenistan NATO İlişkileri
NATO,
1990’lı
yılların
ikinci
yarısından
itibaren
eski
Sovyet
coğrafyasına, özellikle de Baltık ülkeleri ve Güney Kafkasya’ya genişleme
alanı olarak bakmış,782 bu konuda Rusya’nın ciddi tepki vereceğini tahmin
ettiği için görüşlerini açık şekilde ifade etmese de,783 çeşitli güvenlik ve
eğitim
projeleri
çerçevesinde
küçük
ama
emin
adımlarla
bölgeye
yerleşmeye çalışmıştır.784 Bu bağlamda NATO’nun bölgeye yerleşmeye
çalışması 20. yüzyılın sonlarında yaşanan üç önemli olayla açıklanabilir:
-Sovyetler Birliği’nin Aralık 1991’de dağılması sonucunda bölgesel
güvenlikte yaşanan boşluk ve bölge devletlerinin güvenlik bağlamında
Batıyla işbirliği imkânının ortaya çıkması,
-1990’lı yıllardan sonra Hazar havzası petrol ve doğalgaz enerji
rezervlerinin işletilmesi ve Avrupa enerji ihtiyacının önemli kısmını
karşılayacak kapasitede olması,
-Bölgesel ve uluslararası terörizme karşı mücadele,785
782
Aleksey Pilko, “Kak NATO ne Stala Globalnoy”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5, EylülEkim 2006, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/22/6351.html
783
Ayvo Daalder, James Godgayer, “Globalnaya NATO”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5,
Eylül-Ekim 2006, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/22/6354.html
784
Anatoli Çiganok, “NATO İdet iz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta, 9 Temmuz 2004;
İvan Şmelev, “NATO Rvutsya na Kavkaz”, (Erişim) http://www.pravda.ru/world/67000-1/, 9
Ağustos 2007.
785
Svante E. Cornel ve b: Regional Security in the South Caucasus:The Role of NATO, Central
Asia-Caucasus Institute, Paul H. Nitze School of Advanced International Studies The Johns Hopkins
University, 2004, p. 37.
296
NATO
bölgeye
uluslararası terörizmi
786
yerleşmeye
çalışırken
daha
çok
bölgesel
ve
ön plana çıkarmış, 11 Eylül saldırısından sonra ise
terörizm konusu üzerinde daha çok durmuştur. NATO Genel Sekreteri Lord
George Robertson’un 14–16 Mayıs 2003 tarihleri arasında Gürcistan,
Ermenistan ve Azerbaycan’ı ziyaret ederken verdiği demeçlerde açık kapı
politikasına devam edeceklerini vurgulaması,787 NATO’nun Güney Kafkasya
ülkeleri üzere koordinatörü Romuldas Rajuks’un 28 Haziran 2004 tarihinde
İstanbul’da düzenlenen NATO Zirve Toplantısı’nda alınan kararlara göre,
Güney Kafkasya ve Kafkasya’nın coğrafi olarak NATO stratejisinde öncelikli
meselelerden
olduğunu
bildirmesini
kurumun
Kafkasya’ya
doğru
genişlemesi bağlamda değerlendirmek mümkündür.788
Bölge devletlerinden olan Gürcistan 1990’lı yılların ikinci yarısından
itibaren Rusya ile ciddi sorunlar yaşaması üzerine yüzünü NATO’ya doğru
çevirmiş, 2002 Prag Zirvesi’nde789 bu örgüte üye olma niyetini açıkça
bildirmiş, 2003’te Saakaşvili’nin iktidara gelmesinden sonra ise ilişkiler daha
da güçlenmiştir. Azerbaycan, bölgesel güç merkezlerine yönelik denge
politikası izleyerek (Rusya ve İran faktörü) NATO ile ilişkilerini genişletmeye
çalışmış, Ermenistan ise bağımsızlık sonrası güvenliğinin sağlanması
786
Dagmar de Mora-Figuroa, “Otvet NATO na Terrorizma”, (Erişim) http://www.nato.int/
docu/review/2005/issue3/russian/art1.html
787
NATO Genel Sekreteri Lord George Robertson’un Gürcistan Parlamentosunda yapmış olduğu
konuşmanın tam metni için bkz: “Speech by NATO Secretary General, Lord Robertson”,
(Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/2003/s030514-a.htm; “NATO i Yujno-Kavkazskie
Partnerı Aktiviziruyut Sotrudniçestvo”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/upd2006/
r060116a.htm
788
“Romuldas Rajuks: Yujnıy Kavkaz Yavlyaetsya Geografiçeskim Prioritetom NATO”,
PanARMENIAN HA, 31 Temmuz 2006
789
Bu süreçde NATO iki genişleme planını uygulamıştır. Polonya, Macaristan ve Çek
Cumhuriyeti’nin 1999’da NATO”ya üye olduktan sonra Letonya, Litvanya, Estonya, Slovakya,
Slovenya, Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Makedonya ve Hırvatistan, ikinci genişlemenin
kapsamına alınmıştır. 21-22 Kasım 2002 Prag Zirvesi’nde bu devletler arasından Arnavutluk,
Makedonya ve Hırvatistan hariç diğer yedi devlet üyelik için davet edilmiş ve Mayıs 2004’te ittifaka
üye olmuştur. İkinci genişleme dalgasının ardından Güney Kafkasya devletlerinin üyeliği gündeme
getirilmiştir. Örneğin, Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, Prag Zirvesi’nde yaptığı
konuşmada NATO’ya üye olmak istediklerini bildirmiştir. Gürcistan Devlet Başkanı Eduard
Şevardnadze”nin yapmış olduğu konuşmanın tam metni için bkz: “Statement by President of
Georgia Eduard Shevardnadze at the EAPC Summit”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/
2002/s021122h.htm
297
konusunda bütün stratejisini Rusya’nın bölgedeki siyasi ve askeri varlığı
üzerine kurmuştur.790 Bu durum Ermenistan Hükümeti’nin dış politikada
özellikle güvenlik politikasında faaliyet alanını oldukça sınırlandırmıştır.
Güney Kafkasya’nın siyasi, ekonomik ve askeri kontrolü uğrunda jeopolitik
mücadeleye taraf olan Batı ve ABD, Ermenistan’ı Rusya’nın nüfus
alanından uzaklaştırmak için ilk adım olarak bu ülkenin NATO’nun hayata
geçirdiği bölgesel projelerde yer almasına çalışmıştır.
Ermenistan Hükümeti zaman zaman NATO ile ilişkilerine önem
verdiğini ifade etse de,791 Rusya faktörünü dikkate alarak işbirliğinde fazla
istekli olmamıştır. Nitekim Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan
‘Ermenistan NATO’ya üye olmak istemiyor’,792 Savunma Bakanı Serj
Sarkisyan ‘Ermenistan’ın NATO’ya üyelik fikri yoktur. Bu, ülkenin jeopolitik
çıkarlarına uygun değildir’793 ve Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan
‘Ermenistan NATO’ya üye olmaya, NATO da Ermenistan’ı üye kabul etmeye
hazır
deyidir’794
şeklinde
açıklamada
bulunmuştur.
Zaman
zaman
Ermenistan devlet yetkililerinin bu tür açıklamaları değerlendirilirken,
Ermenistan’ın NATO ile ilişkilerini doğrudan değil, Moskova üzerinden
geliştirdiğini ileri sürmektedir.795 Bu iddialara karşılık açıklamada bulunan
Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan, ‘Ermenistan’ın hiçbir zaman NATO ve
Rusya arasında tercih yapmak mecburiyetinde kalmadığını’ bildirmiştir.796
790
“Vtoraya Volna Rasşireniya NATO i Transformaçiya Postsovetskogo Prostranstva: Vzglyad iz
Ukrainı”, İssledovanie v Ramkakh Granta Soveta Evro-Atlantiçeskogo Partnerstva (SEAP) na
1998–2000 Godı, Dnepropetrovsk 2000, s. 56.
791
“NATO’da Aktifleşmek”, Azg, 15 Şubat 2005; “Аrmeniya Uverenno İdet po Puti Evrointegraçii i
Sotrudniçestva s NATO” (Erişim) http://www.sp-info.am/news/?ID=10161, 29 Temmuz 2006.
792
“R. Koçaryan: Armeniya ne Namerena Vstupat v NATO”, PanARMENIAN HA, 22 Nisan
2006.
793
Kamil Ağacan, “Genişleyen NATO ve Güney Kafkasya”, Stratejik Analiz, Temmuz, 2003, ss.
83-88.
794
“V. Oskanyan: Armeniya Poka ne Gotova Vstupit v NATO”, PanARMENIAN HA, 14 Nisan
2006.
795
Ağacan, a.g.m., s. 84
796
“Vardan Oskanyan: Na Pravitelsvennom Urovne Armeniya Nikogda Ne Stoyala Pered VıboromNATO ili Rossiya”, REGNUM HA, 7 Kasım 2006.
298
Ermenistan’ın bu tür açıklamalar yapmasına rağmen, NATO bu ülke ile
işbirliğine önem vermiştir.797 Bunun nedeni ise orta ve uzun vadede
Azerbaycan ve Gürcistan’ın NATO’ya üye olduktan sonra güvenlik
bağlamında Güney Kafkasya’nın ikiye bölünmesi ve Ermenistan’ın tamamen
Rusya’nın kontrolüne geçme olasılığıdır.798 Ermenistan, 1994’ten itibaren
NATO’nun BİO projesine katılmıştır.799 NATO Güney Kafkasya ülkeleri ile
işbirliği
projelerinde
daha
çok
askeri
eğitim,
yüksek
teknolojinin
uygulanması, İngiliz dilinin öğrenilmesi, olağanüstü hallerde sivil hareketin
planlanması
meselelerine
önem
vermiştir.
Haziran
2003
tarihinde
Ermenistan’da ilk defa olarak BİO projesi çerçevesinde askeri tatbikat
düzenlenmiştir. Tatbikata 19 ülkeden 400 askeri personel ve Rusya
ordusundan bir grup temsilcisi katılmıştır.800 Bu tatbikatta Türkiye ve
Ermenistan ordusunun temsilcilerinin biraraya gelmesi NATO komutanlığı
tarafından olumlu karşılanmıştır. Ermenistan 12–25 Mayıs 2006 tarihlerinde
Almanya ve Bosna’da NATO’nun düzenlediği ‘Cooperative Best Effort 2006’
ve BİO programı çerçevesinde 13 Eylül 2006’da Gürcistan’da gerçekleşen
iletişim
programlarının
yönetimini
öngören
‘e-PRIME’
tatbikatlarına
katılmıştır.801 BİO projesi çerçevesinde 12–28 Temmuz 2006 tarihlerinde
Ermenistan’da 12 ülkeden 250 temsilcinin katıldığı ‘Kurtarıcı 2006’ tatbikatı
gerçekleşmiştir.802 Ermenistan ve NATO arasında işbirliği programı
çerçevesinde 1995’te 25, 2004’te ise 115 proje803 gerçekleştiği dikkate
alınırsa özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren iki taraflı ilişkilerde
ilerleme kaydedildiği anlaşılmaktadır.
797
“Rol NATO na Yujnokavkazskom Regione”, (Frank Coock tarafından NATO Parlamento
Asamblesi’nde sunulan rapor, 062 DSCFC06 E, Hizmet içi bilgi).
798
Ara Tadevosyan, “Poziçii Armenii i NATO Sblijayutsya”, (Erişim) http://www.iwpr.net/? apc_
state=henicrs2005&l=ru&s=f&o=243889, IWPR No 291, 19 Haziran 2005.
799
Gayk Kotandjyan, “Bezopasnost Armenii i Vneşnyaya Politika SŞA na Yujnom Kavkaze”,
Connections, No.2, Haziran 2004, s. 25.
800
“NATO Update”, Cooperative Best Effort 2003, (Erişim) http://www.nato.int/docu/update/2003/
06-june/e0616a.htm.
801
“Armeniya Primet Uçastie v Uçeniyakh NATO “Luçşee Usilie 2006”, (Erişim) REGNUM HA,
22 Mart 2006.
802
“V Erevane Sostoitsya Zaklyuçitelnaya Kpnferençiya Planirovaniya Uçenii Spasatel 2006”,
PanARMENIAN HA, 13 Nisan 2006.
803
Gayk Kotandjyan, “Armeniya: Kooperaçiya s Zapadnımi Sistemami Bezopasnosti (НАТО)”,
(Erişim) http://harvard-bssp.org/rus/publications/?id=157, 11 Eylül 2004.
299
Bu tür eğitim projelerinden başka Ermenistan 2004 yılından itibaren
barışın korunması için uluslararası operasyonlara katılmıştır. 30 kişilik
Ermeni
takımı
Yunanistan
ordusunun
komutanlığına
bağlı
olarak
Kosova’da,804 45 kişilik takım ise Irak’ta805 görev yapmaktadır. NATO ile
işbirliği çerçevesinde Ermeni askerlere İngiltere ve ABD tarafından
maliyeleştirilen programlarda İngiliz dili eğitimi verilmiş, son model iletişim
araçlarının kullanımı öğretilmiştir.
Ermenistan
Savunma
Bakanlığı
subaylarının
BİO
programı
çerçevesinde NATO askeri okul ve akademilerinde eğitim almaları için
müracaat etmiştir. Bu istek NATO tarafından kabul edilmiş ve ikili ilişkilerde
ileriye doğru atılan adım olarak değerlendirilmiştir.806 Ermenistan 1998’den
itibaren NATO ile işbirliğini koordine etmek amacıyla yüksek rütbeli bir
subayını görevlendirmiştir. Benelüks ülkelerindeki Ermenistan Büyükelçisi
aynı zamanda NATO karargâhında Büyükelçi olarak bu ülkeyi temsil etmiş,
2004 yılında ise Bruksel’e bu görevi üstlenen yeni bir diplomatik temsilci
gönderilmiştir.807
2000’li yılların başlarında Ermenistan Rusya’ya rağmen NATO ile
ilişkilerine önem vermiştir. Bununla Ermenistan:
-Dış politika ve güvenlik bağlamında NATO ile diyaloğa devam etmeyi,
-Karşılaştırılabilir ve ortak özelliklere sahip ordu kurmayı,
-NATO’nun diğer operasyon ve projelerine katılmayı808 hedeflemiştir.
804
Aris Kazaryan, “Skromnıy Çasavoy Vıçe Mirotvorça”, Golos Armenii, No 75, 16 Haziran 2005;
“Armenian Peacekeepers Fly To Kosovo”, Azg, 13 Şubat 2004.
805
Jeffry Saymone, “Partnerstvo Vo İmya Mira: Prokladıvaya Kurs k Novoy Ere”,
(Erişim) http://usinfo.state.gov/journals/itps/0604/ijpr/simon.htm
806
“Konsorçium NATO “Partnerstvo Radi Mira” Voennıkh Akademii i İnstitutov po İzuçeniyu
Voprosov Bezopasnosti”, Armeniya, (Erişim) http://www.pfpconsortium.org.
807
Kotandjyan, “Bezopasnost Armenii i Vneşnyaya...”, s. 26.
808
Kotandjyan, “Armeniya: Kooperaçiya...”,
300
Birinci
hedefin
gerçekleştirilmesi
bağlamında
Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan Brüksel’i
809
karşılıklı
olarak
ve NATO Genel
Sekreteri Erivan’ı ziyaret etmiş, Savunma Bakanları ve Dışişleri Bakanları
nezdinde NATO ile bir dizi görüşmeler yapılmış ve taraflar arasında güven
ortamı oluşturulmaya çalışılmıştır.
İkinci hedef çerçevesinde Ermenistan’ın karşılaştırılabilir ve ortak
özelliklere sahip ordu kurma çalışmaları ‘Gelişmelerin Planlanması ve
Analizi Programı’na (Planning and Review Process-PARP) uygun olarak
gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
Üçüncü hedefe ulaşma bağlamında Ermenistan ‘Cooperative Best
Effort 2003’ ve ‘Sanal İpek Yolu’ programlarına katılmış, NATO’ya üye olan
devletlerin askerlerinin bulundukları ülkelerde hukuki statülerini belirleyen
‘Partnership for Peace (PfP) Status of Forces Agreements (SOFA)’
Antlaşmasını imzalamış810 ve 2002’de NATO Parlamento Asamblesine
gözlemci statüsünde üye olmuştur.811
Ermenistan’ın askeri bağlamda Rusya ile ciddi işbirliği yapmasına
rağmen, esasen NATO’nun girişimleri sonucunda bu ülke ile Aralık 2005’de
‘Bireysel İşbirliği Planı (Individual Partnership Action Plan-IPAP) Antlaşması’
imzalamıştır. Belge Dışişleri Bakanı Vardan Oskanyan tarafından NATO’ya
sunulduktan sonra 16 Haziran 2006’da ilk defa müzakereye çıkarılmıştır. Bu
belgenin imzalanması ile Ermenistan’ın güvenlik sistemini 21. yüzyılın
standartlarına
809
ulaştırmak,
NATO
ile
hukuki
ilişkileri
geliştirmek,
“Vizit Prezidenta Armenii v NATO”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/upd2003/r0312
08a.htm
810
Kotandjyan, “Armeniya: Kooperaçiya...”,
811
“Parlamentskoy Assamblee NATO Armeniya Poluçit Status Nablyudatelya”,
(Erişim) http://www.rol.ru/news/misc/news/02/05/14_085.htm, 14 Mayıs 2002.
301
Ermenistan’ın askeri doktrinini hazırlamak, savunma ve bütçe planlamasına
yardımcı olmak amaçlanmıştır.812
Ermenistan’ı NATO ile işbirliğine iten bir diğer neden de Dağlık
Karabağ konusunda NATO yetkililerinin çelişkili açıklamalarıdır. Bazı
yetkililer bu problemle ilgilenmediklerini,813 bazıları da problemin kurumun
ilgi alanına girdiği814 konusunda görüş bildirmiştir.815 Ermenistan aynı
zamanda
Azerbaycan’ın
NATO
ile
ilişkilerinden
de
ciddi
endişe
duymaktadır. Ermenistan’a göre NATO ile ilişkilerini geliştiren ve hatta
kuruma üye olan Azerbaycan hem politik hem de askeri alanda
Ermenistan’dan güçlü konuma yükselebilir. Güney Kafkasya ülkelerinden
NATO’ya
üye
olma
ihtimali
en
yüksek
olan
ülke
Gürcistan
ve
Azerbaycan’dır. Ancak NATO Azerbaycan’ın üye kabul edilmesinden sonra
bölgesel dengelerin bozulacağı endişesi ile üyeliğe kabul etmezse ve bunun
için Ermenistan’ın Rusya’dan kopması gibi uzun zaman talep eden bir
olayın gerçekleşmesini beklerse, Azerbaycan’ın güvenlik anlamında başka
yönde tercih yapma ihtiyacı ortaya çıkabilir.
NATO’nun işbirliği konusunda Ermenistan’dan daha aktif olmasına
rağmen, Ermenistan’ın yardımına ihtiyaç duyduğu olaylarda beklediği
cevabı
alamamıştır.
Örneğin,
ABD-İran
arasında
uranyumun
zenginleştirilmesi krizi yaşandığı zaman NATO askerlerinin Ermenistan
konuşlandırılması ihtimali tartışılırken Savunma Bakanı Serj Sarkisyan
812
“Armeniya-NATO: Put k Sblijeniyu (Polnıy Tekst IPAP)”, REGNUM HA, 16 Ağustos 2006;
“Vovleçenie NATO v Peregovorı po Karabakhskomu Uregulirovaniyu ne Prineset Polzı”,
REGNUM HA, 13 Mart 2006.
814
Viktoriya Panfiliva, “NATO Gotov Pomoç Uregulirovat Karabakhskiy Vopros”, Nezavisimaya
Gazeta, 16 Ekim 2006; “K Reşeniyu Problemı Nagornogo Karabakha Podklyuçaetsa NATO”,
(Erişim) http://palm.newsru.com/world/16oct2006/karabakh.html, 16 Ekim 2006; “NATO i ES
Zainteresovanı v Uçastii v Karabakhskom Proçesse”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?
bsub=news_arm& bid=22385, 22 Mart 2006.
815
Sokhbet Mamedov, “NATO Jelaet Primirit Armeniyu i Azerbaydjan”, Nezavisimaya Gazeta, 20
Haziran 2006.
813
302
yaptığı açıklamada bunun ‘teorik olarak bile gerçekleşmesinin mümkün
olmayacağını’ bildirmiştir.816
Ermenistan 1994’ten itibaren NATO ile işbirliğine başlasa da, 2000’li
yılların başlarına kadar güvenliği konusunda Rusya ve OGA çerçevesinde
işbirliğine öncelik tanımıştır. Ancak bu tarihten sonra değişen uluslararası
ortamı (11 Eylül saldırısı, ABD’nin Afganistan ve Irak’a saldırması)
değerlendiren Ermenistan NATO ile işbirliğine daha olumlu yaklaşmıştır.
816
“NATO ne Mojet Rassçitıvat na Armeniyu v Deystviyakh Protiv İrana”, REGNUM HA, 8 Mart
2006.
303
4. 2. Ermenistan Dış Politikasında Avrupa Birliği
4. 2. 1. Avrupa Birliği’nden Güney Kafkasya Bakış
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Avrupa Birliği özellikle
enerji rezervlerine sahip olması ve genişleme stratejisi817 bakımından
Güney Kafkasya (Hazar havzası) ile ilişkilerine önem vermiş, ilişkilerin
geliştirilmesi çerçevesinde bölgede çeşitli projeler gerçekleştirmiştir.818
Bölgenin enerji rezervine sahip olması ve ulaştırma bakımından uygun
coğrafyada yerleşmesi AB’nin bölgeye yönelik ilgisinin tek nedeni değildir.
AB, aynı zamanda Güney Kafkasya devletlerinin Avrupa’ya siyasi,
ekonomik ve kültürel bütünleşmeyi sağlamaya çalışmıştır.819 AB’nin
bölgeye yönelik politikasında aynı zamanda barış, insani gerekçeler, ortak
sorumluluk, demokrasi, ticaret ve çevre gibi nedenler yer almaktadır.820
Güney Kafkasya devletlerinin Avrupa Konseyi’ne üye olmaları AB ile
bütünleşme (tam üyelik)∗ sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilebilir.
Bu devletler AK’ye üye olduktan sonra demokrasi, insan hakları,
ifade
ve
düşünce
özgürlüğü,
iç
mevzuatın
AB
standartlarına
uyumlaştırılması ve diğer alanlarda teorik olarak önemli ilerlemeler
sağlasalar da, pratikte ciddi sorun yaşamaktadırlar. Bölge devletleri ulusal
güvenlik, yerel sorunların çözülmesi, dış politika ve sınır sorunlarının
817
Suren Saryan, “Evropa: Sçenarii Buduşego”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19
&f=33916 Mart 2006.
818
Djonatan Koen, “Evrosoyuz i Yujnıy kavkaz: Dilemmı Sosedey”,
(Erişim) http://news.bbc.co.uk/hi/ russian/in_depth/newsid_3890000/3890179.stm, 13 Temmuz
2004.
819
İgor Muradyan, “İnteresı Evropeyskogo Soyuza Na Yujnom Kavkaze i Karabakhskaya
Problema”, 21-rd Dar, 3(5), 2004, s. 51.
820
“European Parliament, Report on the Communication from the Commission to the Council and
the European Parliament on the European Union's Relations with the South Caucasus, under the
Partnership and Cooperation Agreements”, (COM (1999) 272–C5-0116/1999–1999/2119(COS)),
28 Ocak 2002, ss.13-14.
∗
Bu günümüz perspekifinden tartışmalı olsa da, orta ve uzun vadede Güney Kafkasya devletlerinin
AB’ye tam üye olmaları istisna edilmemektedir.
304
çözülmesi ve liberal ekonominin yerleşmesi konularında AB’nin telkinlerini
kabullenmekte zorlanmaktadır. Bunun bir nedeni Güney Kafkasya’nın
siyasi, ekonomik ve kültürel olarak Avrupa’dan uzak kalmalası ve Rusya
faktörüdür. Rusya halen bölge devletleri üzerinde ciddi siyasi ve askeri
baskı mekanizmalarına sahiptir ve zaman zaman bu mekanizmalardan
Güney Osetya ve Abhazya örneğinde Gürcistan’a, Dağlık Karabağ
örneğinde
ise
Azerbaycan’a
karşı
kullanmıştır.821
AB’nin
bölgede
uygulamaya çalıştığı AB ve ABD kökenli güvenlik projeleri, bölgedeki
enerji hatlarının güvenliğinin sağlanması ve bölgesel çatışmaların çözüme
kavuşturulması için askeri birleşmelerin (NATO) bölgeye yerleştirilmesi
Rusya tarafından endişe ile izlemektedir.822 Nitekim Rusya’nın bu endişesi
AB tarafından dikkate alınmış ve Haziran 2003 tarihinde toplanan Selanik
Zirvesi’nde
‘Geniş
Avrupa’
kavramına
Güney
Kafkasya
dâhil
edilmemiştir.823
AB’nin Güney Kafkasya’ya yönelik politikası konusunda çeşitli
tanımlamalar vardır ve bu uygulamada hissedilmektedir. Bu çerçevede
AB’nin Güney Kafkasya politikasını çeşitli verilerin ele alındığı:
-Güney
Kafkasya’yı
Avrupa
değerlerinin
yaşandığı
ve
Doğu
Avrupa’nın uzantısı olan bir bölge olarak gören Avrupa Kafkasya’sı,
-Güney Kafkasya’da 1990’larda Balkanlarda yaşandığı gibi bölgesel
çatışmalar ve etnik sorunlar üzerine odaklanan Balkan Kafkasya’sı,
-Güney Kafkasya’yı coğrafi ve ekonomik olarak bir enerji alanı olan
Hazar havzasının bir parçası olarak gören Hazar Kafkasya’sı,
-Güney ve Kuzey Kafkasya’yı bütün olarak gören ve bölgenin başat
gücü olarak Rusya’yı kabul eden Zakavkazye,
821
“Armyanskiy Oppoziçioner: Çtobı Ponravitsya Evrope, Ne Stoit Ugrojat Rossii”, REGNUM
HA, 13Mayıs 2006.
822
V.V. Degoev, “Kavkazskie Gorizontı Bolşoy Evropı”, Rossiya v Globalnoy Politike, No 5,
Eylül-Ekim 2004.
823
“Speçialistı Po Krizisam Prizıvaet ES Aktivnee Konkurirovat s Rossiey i SŞA na Yujnom
Kavkaze”, REGNUM HA, 20 Mart 2006.
305
-Güney Kafkasya ülkelerini Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler
Topluluğu kapsamında ve geçiş sürecinde değerlendiren Eski Sovyet
Kafkasya’sı,
-Oryantalist
entelektüel
geleneklere
göre
şekillenen,
Güney
Kafkasya’nın güney komşuluğuna önem veren ve Avrupa-Akdeniz işbirliği
politikası
ile
Ortadoğu
barış
sürecine
referans
veren
Ortadoğu
Kafkasya’sı,
-Güney Kafkasya’nın sosyo-ekonomik yapısı ile az gelişmişliğine
değinerek bunun Avrupa’ya olabilecek etkilerini dikkate alan Üçüncü
Dünya Kafkasya’sı 824 şeklinde tanımlamalar yapılmaktadır.
Yukarıda sıralanan görüşlerin uygulanması için ekonomik ve siyasal
mekanizmalara sahip olan AB için hiçbir yaklaşım, Güney Kafkasya
politikasında öncelikli değildir. Bu yaklaşımlar değişik platformlarda ve
zamanlarda ön plana çıkmıştır.825
AB’nin bölge politikası değerlendirildiği zaman ABD ve Rusya’ya
göre Güney Kafkasya’da zayıf kaldığı anlaşılmaktadır. AB, genelde askeri
olarak bölgeye NATO üzerinden yerleşmek istemiş, zaman zaman
ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda kendi görüş ve öncelikleri ile bölge
politikasını
şekillendirmeye
çalışsa
da,
henüz
istediği
sonuca
ulaşmamıştır. Ayrıca AB ortak dış politika oluşturulması sürecinde Güney
Kafkasya’nın önceliği konusunda çeşitli görüşler olduğu için Rusya ve
ABD’ye göre bölgedeki etkinliyi zayıftır.
824
Damien Helly, “EU Policies in the South Caucasus”, Europe and the South Caucasus
Conference, Baku, June, 11th 2001, (Erişim) http://www.ceri-sciencespo.com/archive/june01/
helly.pdf 29 Aralık.2003, ss.2-4.
825
Mahmut Niyazi Sezgin, “Avrupa Birliği’nin Güney Kafkasya Politikası”, Stratejik Analiz, IV.
cilt, sayı 43, Kasım 2003, s. 64.
306
AB 1995 yılında ilk defa Güney Kafkasya devletlerinin demokrasi ve
piyasa
ekonomisine
geçiş
sürecine
destek
amacıyla
girişimlerde
bulunmuş, bu bağlamda 1996 yılında ortaklık ve işbirliği antlaşması
imzalamış ve bu antlaşmalar 1999’da yürürlüğe girmiştir. Taraflar
arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi konusu Avrupa Parlamentosu’nda da
tartışılmış ve 2001’de bu konuda karar alınmıştır.826
AB, bu ülkelerle sadece demokrasi ve insan haklarının korunması ve
geliştirilmesi için işbirliği yapmamış, aynı zamanda 1991–2001 yılları
arasında uygulanan çeşitli projeler çerçevesinde toplam 1 milyar EURO
vermiştir. Buna örnek olarak TRACECA (Transport Corridor EuropeCaucasus-Asia),827 TACIS (Technical Aid to the Commonwealth of
Independent States)828 ve INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to
Europe)829 projeleri gösterile bilir.
TRACECA’dan sonra ikinci önemli proje de INOGATE projesidir. Bu
proje de 1995 yılında başlatılmıştır ve Avrupa-Kafkasya ile arasındaki
enerji koridorunun genişletilip modernize edilmesini, Avrupa’ya Kafkasya
ve Asya’dan giden enerji boru hatlarının güvenliğinin sağlanmasını, yeni
taşıma sistemlerinin araştırılmasını, altyapı yatırımların gerçekleştirilmesini
826
“European Parliament, Resolution on Development of Relations Between the European Union
and the Southern Caucasus”, B5-0618, 0630, 0638; 0661/2001, (Erişim) http://www.europarl.eu.int/
intcoop/euro/pcc/aag/pcc_meeting/resolutions/2001_04_10.pdf, 28 Ocak 2004.
827
“TRACECA-Transport Corridor Europe-Caucasus-Asia” (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma
Koridoru) Projesi Mayıs 1993’te Brüksel’de beş Orta Asya ve Kafkasya devletlerinin ticaret ve
ulaştırma bakanlarının katılımıyla gerçekleştirilen konferansta kabul edilmiştir.
828
“TACIS-Technical Assistance to the Commonwealth of Independ States” (Bağımsız Devletler
Topluluğuna Teknik Yardım) 1991’den başlayarak uygulanmakta olan bir programdır; D.
Dzotsenıdze, “European Conference Of Mınısters Of Transport, Joint Seminar on Transport
Policiesin the three South-Caucasus States”, Tbilisi, Georgia, 18-19 April, 2002, (Erişim)
http://www.cemt.org/ online/Tbilisi02/Tbilisi3-12ruDzotsenidze.pdf; “Regional Seminar on Trade
Facilitation and Customs Modernization”, 4-8 August Issyk-Kul, Kyrgyz Republic, (Erişim)
http://209.225.62.100/Documents/events/2003/CCC/Trade_Facilitation_Customs_Modernization/B
Touboul_Seminar_TRACECA_OVERVIEW_Russian.pdf; “Transport”, (Erişim) http://ec.europa.
eu/europeaid/projects/ tacis/publications/information/thematic_transport_ru.pdf
829
“INOGATE Program”, (Erişim) http://www.mfa.gov.yu/ForeignInvest/Inogate_e.htm
307
öngören bir programdır. AB’nin 2030 yılına gelindiğinde enerji ihtiyacının
% 70’ini ithal edeceğinden AB’nin bu projeye ne kadar önem verdiği
anlaşılabilir. Şubat 2001’de yürürlüğe giren INOGATE Şemsiye Anlaşması
çerçevesinde üç Güney Kafkasya ülkesi de AB ile anlaşmıştır.
AB’nin, 2000’li yılların başlarından itibaren Güney Kafkasya’ya830
yönelik politikasında bir ilerleme gözlemlenmektedir. Nitekim AB, Rusya’yı
tedirgin etmemek için bölgeyi ‘Geniş Avrupa’ kavramına almasa da, 7
Temmuz 2003’te Heikki Talvitie’yi Güney Kafkasya Özel Temsilcisi
atamıştır.831 Avrupa Birliği 14 Haziran 2004’te Güney Kafkasya devletlerini
‘Avrupa Komşuluk Siyaseti’ (European Neighbourhood Policy-ENP)
planına dâhil etmiş ve aynı yılda ‘Avrupa Komşuluk Siyaseti Stratejisi’
(ENP Strategy Paper) kabul edilmiştir. ‘Avrupa Komşuluk Siyaseti’ Avrupa
Konseyi’nin Mart 2003’te aldığı ‘Genişleyen Avrupa-Yeni Komşuluk’832
(Wider Europe-Neighbourhood) kararın bir parçasıdır.833 AB, Güney
Kafkasya’da durumu daha yakından takip etmek ve ‘Avrupa Komşuluk
Siyaseti’ çerçevesinde uygulanacak projeleri değerlendirmek için AB’nin
genişlemesinden
göndermiştir.
sorumlu
Pasperşik’in
komiseri
ardından
Yaneş
bölgeyi
Pasperşik’i
ziyaret
eden
bölgeye
Avrupa
Komisyonu Başkanı Romano Prodi bölge ülkeleri hakkında raporlar
(Country Reports) hazırlamış ve bu raporlar çerçevesinde ‘Eylem Planı’
(Action
830
Plans)
gerçekleştirilmiştir.834
Son
yıllarda
AB’nin
Güney
Bu konuda ayrıntılı bilgi içn bkz: Esra Hatipoğlu, “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney
Kafkasya Boyutu”, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya, editör Okan Yeşilot, Kitapevi Yayınları,
İstanbul, Eylül 2005, ss. 19-30.
831
Sergey Minasyan, “Sotrudniçestvo ES-Armeniya i Novaya ‘Politika Evropeyskogo Sosedstvo”,
s. 1. (Erişim) http://www.idea.int/europe_cis/upload/Armenia-EUSergey.pdf;
832
Andrey Kuznoçov, “Perspektivı Vostoçnogo İzmereniya Evropeyskogo Soyuza v Kontekste
Bazovıkh İstoriçeskikh Tendençii Razvitiya ES”, Vostoçnmoe İzmereniya Evropeyskogo Soyuza
i Rossiya, Uluslararası Konferans Tebliğleri, 14 Kasım 2003, der. Filipp Kazin, Vladimir
Kuzneçov, Sant-Petersburg, 2004, ss. 47-56.
833
“Khavyer Solana: Evrosoyuz i Armeniya Priderjivayutsya Edinoy Poziçii Otnositelno
Prioritetov Programmı Deystvie Novogo Sosedstvo”, Armenpress HA, 29 Mart 2006
834
Minasyan, a.g.m., s. 2.
308
Kafkasya’da
daha
aktif
bir
politika
izleme
eğiliminde
olduğu
gözlemlenmektedir.
4. 2. 2. Ermenistan-AB İlişkileri
Ermenistan bağımsızlık sonrası çok yönlü dış politika izlemeye
çalışmış, bu çerçevede AB ile de ilişkilerine önem vermiştir. Ancak AB ile
ilişkiler. AB’nin demokrasi ve insan haklarının ihlal ettiği gerekçesiyle
ülkenin iç işlerine müdahale etmesi ve muhalefet cephesinde bulunan
siyasi partileri desteklemesi ve Rusya’nın siyasi, ekonomik ve askeri
etkinliği nedeniyle Ermenistan dış politikasında AB ile ilişkiler öncelikli
konularından olmamıştır,
Ermenistan’ın AB ve genel olarak Avrupa ile ilişkilerini üç ayrı
dönemde değerlendirmek mümkündür:
-SSCB’nin dağılmasından sonra Ermenistan’ın AB ve diğer Avrupa
kurum ve kuruluşları ile işbirliğine başlaması; TACIS ve diğer projelerde
yer alması;
-Ermenistan’ın Avrupa kökenli bir sıra programlara katılmasını
sadece Avrupa ile ilişkilerinin değil, aynı zamanda NATO ile de ilişkilerinin
başlangıcı gibi değerlendirmek mümkündür. Bu süreçte Ermenistan AGİT
ve Avrupa Konseyi’ne üyeliğe kabul edilmiş, ‘Barış İçin Ortaklıki’ programı
çerçevesinde NATO ile ilişkilerini genişletmiş ve Aralık 2005’te ‘Bireysel
İşbirliği Planı Antlaşması’nı imzalamıştır.
-AB tarafından Ermenistan’ın 2004’te ‘Genişleyen Avrupa-Yeni
Komşuluk’ projesine dahil edilmesi ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı
olmuş, entegrasyon sürecini hızlandırmıştır.835
835
Minasyan, a.g.m., s. 2.
309
Ermenistan-AB
ilişkilerinin
hukuki
altyapısını
Nisan
1996’da
imzalanan ve Haziran 1999’da yürürlüğe giren ‘İşbirliği ve Ortaklık
Hakkında Anlaşma’ (Partnership and Cooperation Agreement-PCA)
oluşturmaktadır.836 Bu belgeye göre AB Ermenistan’ın piyasa ekonomisine
ve demokrasiye geçmesine yardım etmektedir.837 Bu antlaşmayla
Ermenistan sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik, ticari, bilim ve eğitim
alanlarında bazı reformlar yapsa da, genel olarak demokratikleşme
sürecinde AB’nin talep ettiği standartları sağlayamamıştır.838
‘İşbirliği
Ermenistan
ve
Ortaklık
İşbirliği
Hakkında
Konseyi
Antlaşma’
(EU-Armenia
çerçevesinde
Cooperation
AB-
Council)839
kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. Konseyde AB, Avrupa Komisyonu ve
Ermenistan
Hükümeti
temsil
olunmuştur.
Konsey
Eylül
2004’de
Ermenistan Hükümeti’nin uyguladığı ekonomik ve siyasi reformların
durumunu, ileride Ermenistan ve AB arasında işbirliğinin geliştirilmesi
yolları ve araçları, gelecek vaat eden konuları tartışmış ve sonraki yıllarda
işbirliğinin öncelikli konuları tespit etmiştir.
Ermenistan, AB üyesi ülkeleri arasında doğrudan veya dolayısıyla
ilişkiler kurulmuş, özellikle, BM, AGİT, AK ve diğer uluslararası
teşkilatlarda işbirliğini daha da geliştirmiştir. Uluslararası örgütler ve AB
arasında siyasi diyalogun devam etmesi uzman gruplar tarafından
sağlanmaktadır. Taraflar arasındaki ilişkiler sadece hükümetler arasında
836
“V Blijayşee Vremya Budet Predstavlen Okonçatelnıy Variant Programmı Deystviy ArmeniyaES”, REGNUM HA, 7 Mart 2006; “Komitet Ministrov SE Odobril Programmu Sotrudniçestvo s
Armeniey na 2006–2007 gg”, REGNUM HA, 15 Mart 2006.
837
Minasyan, a.g.m., s. 3.
838
“V Evropu İli Obratno?”, Aravot, 22 Nisan 2006.
839
“EU-Armenia Cooperation Council, Sixth meeting”, Brussels, 14 September 2004,
(Erişim)http://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2004_2009/documents/fd/ar_20050309_03_/ar_2
005 0309_03_en.pdf, 7 Ağustos 2007; “Armenia’s fourth EU-Armenia Cooperation Council
meeting took place in Brussels”, http://www.armeniaforeignministry.com/PR/PR178.html, 1 Ekim
2002.
310
değil, aynı zamanda parlamento ilişkilerinin kurulması ve geliştirilmesi
çerçevesinde yürütülmektedir. Bu bağlamda Ermenistan-AB ve AB’ye üye
devletlerin
parlamentoları
arasında
işbirliğini
koordine
eden
‘AB-
Ermenistan Parlamento İşbirliği Komitesi’ (EU-Armenia Parliamentary
Cooperation Committee-PCC)840 kurulmuştur. ‘AB-Ermenistan Parlamento
İşbirliği Komitesi’nin çalışmaları ve Per Gahrton’un hazırladığı rapor
sonucunda 2004’ten itibaren AB’nin Güney Kafkasya politikasında yeni bir
sayfa açılmıştır. Bu tarihten sonra AB, sadece demokrasi, insan hakları,
piyasa
ekonomisi
alanında
değil,
bölgede
barış
ve
güvenliğin
sağlanmasına, bölgesel sorunların çözülmesi problemlerle de ilgilenmeye
başlamıştır. Komite’nin Mart 2004’te Erivan’da yapılan toplantısında
taraflar arasında demokratikleşme, insan hakları, yasama alanında
yapılacak reformlar gibi önemli sosyal-ekonomik reformlar müzakere
edilmiştir.
Ermenistan Hükümeti Avrupa ve uluslararası örgütlerle bütünleşme
ve işbirliği meseleleri ile meşgul olan ‘İdareler Arası Komisyon’ kurmuştur.
Bu Komisyon hükümet nezdinde kurulmuştur; Ticaret ve Ekonomik
Kalkınma Bakanlığı ile paralel görev yapmaktadır. Komisyon’un teknik
ihtiyacı ve sorunları TACIS Programı çerçevesinde karşılanmakta ve
halledilmektedir. Aynı zamanda ‘Ermenistan-Avrupa Siyasi İktisat ve
Hukuki Tavsiye Merkezi’ (The Armenian-European Policy and Legal
Advice Centre-AEPLAC)841 TACIS programı ile maliyeleştirilmektedir.
AEPLAC Ermenistan’ın sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve dünya
840
“EU-Armenia Parliamentary Cooperation Committee”, (Erişim) http://eenc.epp- ed.org/index.
php?option=com_content&task=view&id=158&Itemid=441, 28 Mart 2007
841
Decaye, Jocelyne, “Sector Profiles: Mining Industry." Armenian European Policy and Legal
Advice Centre (AEPLAC)”, Papers, (Erişim) http://www.aeplac.am./papers.html. Accessed January
2001; “Armenian-European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”,
(Erişim) http://competitionpolicy.ww.am/organisers/aeplac.htm; Benita Ferrero-Waldner, “Signing
of the PCA marks a significant milestone in EU-Armenia relations”, (Erişim)
http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/case_armenia_pca_en.htm, 7 Ağustos 2007;
311
ekonomisiyle bütünleşme sürecinde Ermenistan hukuk mevzuatının AB’ye
uyumunu desteklemektedir.842
AB’nin son genişlemesinden sonra Ermenistan ve AB arasında
Mayıs 2004’te imzalanan ‘İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Anlaşma’nın Yeni
Üyelere Yayılması Protokolu’ (the Protocol on the Extension of the PCA to
the new member-states) imzalanmıştır. Eylül 2004’te Avrupa Komisyonu
ve Ermenistan arasında imzalanmış antlaşmaya göre, AB, Ermenistan
temsilciliğini bir düzey daha yükseltmiştir.843 2000’li yıllardan itibaren AB
Ermenistan ile askeri ve askeri-siyasi ilişkilerini geliştirmiş, 2004–2005
yıllarında AB çerçevesinde 50’den fazla askeri proje ve programlara
katılmıştır.844
Ermenistan ve AB arasında yasama alanında işbirliği şartlarını
‘İşbirliği ve Ortaklık Hakkında Anlaşma’nın 43. maddesi düzenlemektedir.
Buna göre, Ermenistan yasama sürecini AB standartları düzeyine
yükseltmeli, gümrük ve vergi hukukunu, şirketlerin hukuki faaliyetini
düzenleyen hukuki işlemleri, bankacılık, iş kanununu AB hukukuna
uyumlaştırmalıdır.
Ermenistan aynı zamanda AB ile ticari ilişkilerine önem vererek 5
Şubat 2003’te Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olduktan sonra iç hukukunda
bazı değişiklikler yapmış, tarım sektörüne uyguladığı ekonomik ayrıcalığı
2009’da kaldırmayı taahhüt etmiştir. ‘İşbirliği ve Ortaklık Hakkında
Anlaşma’nın 11. maddesine göre, Ermenistan, imzaladığı uluslararası
konvansiyon
842
ve
antlaşmalardan
doğan
yükümlülüklerini
yerine
AEPLAC hakkında fazla bilgi için bakınız: (Erişim) http://www.aeplac.am, 21.02.2003.
Minasyan, a.g.m., s. 5.
844
Minasyan, a.g.m., s. 5.
843
312
getirmektedir. Ermenistan aynı zamanda AB’ye ithalat ve ihracatın da
hukuki eksikliklerini gidermeye çalışmaktadır. Ermenistan’da Şubat
2003’te ‘Avrupa Ticaret Meclisi’nin (European Chamber of Commerce)
açılmasından sonra iki ülke arasında ticaret hacmi daha da artmış, Ermeni
ve Avrupalı işadamları verimli alanlara yatırım yapmaya fırsat bulmuştur.
Ermenistan sürekli olarak AB’nin ticari kurumları arasında işbirliği
imkânlarını değerlendirmektedir. Ticaret ve Ekonomik Kalkınma Bakanı
Karen Çşmarıtyan’ın Mart 2004’te Brüksel ziyaretinde de ticari ilişkiler ele
alınmış,
Ermenistan’da
üretilen
malların
AB’ye
giriş
imkânları
değerlendirilmiştir.845 AB, Ermenistan’da özel sektörün geliştirilmesi
yönünde TACIS, AEPLAC (The Armenian-European Policy and Legal
Advice Centre) ve VET (Vocational Education Training) çerçevesinde
yardımlarda bulunmaktadır.
AB, Ermenistan’da öngörülen reformların gerçekleşmesi için bu
ülkeye mali yardımlarda bulunmuştur ve bu yardımları halen devam
etmektedir. Bu bağlamda AB, Ermenistan’a önemli yardım yapan
ekonomik ortaklarından biridir. AB, 1991–1995 yıllarında Ermenistan’a
34,85 milyon EKU yardımda bulunmuştur. AB genel olarak Ermenistan’da
enerji, sanayi tesislerinin kalkınması, yeniden onarılması ve insan
kaynaklarının
gelişimi
projelerinin
gerçekleşmesi
için
yardımda
bulunmuştur.
1980’li yılların sonlarına doğru ciddi enerji sıkıntısı yaşayan
Ermenistan bağımsızlık sonrası süreçte de bu sıkıntısını halledememiştir.
AB TACIS programı çerçevesinde Ermenistan Enerji Bakanlığı’na üç
845
Minasyan, a.g.m., s. 5.
313
milyon EKU vermiştir.846 Aynı zamanda AB’nin desteği ile hayata geçirilen
projede ülkenin petrol ve doğalgaz rezervleri ve ihtiyacı tespit edilmiş,
Enerji Bakanlığı’nda veri bankası oluşturulmuştur.
AB, Ermenistan’a devlet sanayi tesislerinin özelleştirilmesi için mali
destek programı hayata geçirmiştir. Bir milyon EKU bütçesi olan bu proje
çerçevesinde özelleştirme programının ilk aşaması gerçekleştirilmiş, bu
konuda çalışacak uzman kadro yetiştirilmiştir. Bu programa göre, küçük ve
orta büyüklükte şirketler arasında işbirliğinin koordinesini sağlayan ‘İş
Enformasyon Merkezi’ oluşturulmuş, yabancı ortaklarla iş imkânları
araştırılmış ve çeşitli konularda iş planları hazırlanmıştır.847
Ermenistan’da yaşanan mali problemler özellikle eğitimde ciddi
sıkıntıların yaşanmasına ve kalifiye iş gücünün yurtdışına gitmesine neden
olmuştu. AB, insan kaynaklarının yeniden değerlendirilmesi, piyasa
ekonomisinin standartlarına cevap verecek, liberal ekonomik değerleri
benimsemiş yeni iş gücünün yetiştirilmesi bağlamında da, çeşitli projeler
çerçevesinde Ermenistan’a yardım etmiştir. 640 bin EKU değerinde olan
projenin uygulanmasında Ermenistan Pedagoji Enstitüsü ve Eğitim
Bakanlığı ile işbirliği yapılmıştır. Aynı zamanda devlet yönetiminde
istihdam edecek memurların yetiştirilmesi için 1992’de Devlet Yönetimi
Mektebi açılmıştır.848
846
Piçkov B. P, “Proektı Tekhniçeskoy Pomoşi Evrosoyuza Armenii po Programme TACIS za
Period 1991–1997 gg”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss.358.
847
Piçkov, a.g.m., s. 359.
848
Piçkov, a.g.m., s. 359.
314
AB, 1991–2000’li yıllarda Ermenistan’a yardım olarak 286 milyon,849
insani yardım programları çerçevesinde 1999 yılına kadar 64. 225 milyon
EURO yardımda bulunmuştur. Ayrıca AB Ermenistan’da 2001 yılında
yaşanan kuraklığın sonuçlarının aradan kaldırılması için hükümete 1,5
milyon EURO,850 1991–2000 yılları arasında Olağanüstü Mali Yardım
çerçevesinde toplam 17,7 milyon EURO vermiş ve Ermenistan 1998–2004
yıllarında verilen yardım programından yararlanmıştır. Yeni yardım
programı çerçevesinde 12 milyon EURO 1998 ve 1999’da alınmış,
olağanüstü Mali Yardımın 2002–2004 yılları arasında 2002 ve 2003 için
her yıl 5,5 milyon EURO alırken 2004’te 1,5 milyon EURO verilmiştir.851
4. 2. 3. Ermenistan-AK İlişkileri
Bağımsızlık sonrası Ermenistan ekonomik, siyasi, askeri ve güvenlik
politikalarını Rusya’nın bölgedeki varlığı ve tarihi ilişkileri üzerine kursa da,
1990’lı yılların başlarından itibaren AB ile de ilişkiler kurmak istemiş,
Avrupa’ya
açılımını
AK
aracılığıyla
gerçekleştirmeye
çalışmıştır.
Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten kısa süre sonra AK’ye üye olmak
için başvurmuştur. Ancak Ermenistan’ın bu kuruma üye olması için on
yıldan fazla bir sürede siyasi ve sosyal hayatın demokratikleşmesi ve
sosyal devletin kurulması yönünde çetin bir yol geçmiş ve bu süreç halen
devam etmektedir. Bu süreçte Ermenistan Avrupa’nın sosyal, siyasi ve
demokratik değerlerini kabul etmiş ve yürürlüğe koymayı taahhüt
etmiştir.852
849
“The EU’s relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/development/body/iqsg/docs/
Best_practices/Best_Armenia_lessonslnt.doc, AB’nin 1991-2000’li yıllar arasında Ermenistan’a
yaptığı yardım için bkz: Tablo 2. s. 423.
850
“Country Strategy Paper 2002–2006”, 27 December 2001 (Erişim) http://ec.europa.eu/comm/
external_relations/armenia/csp/ 02_06_en.pdf
851
Soner Karagül, “Ermenistan’ın Bağımsızlık Sonrası Avrupa İle İlişkileri”, Orta Asya ve
Kafkasya Dergisi, I. cilt, sayı 2, 2006, s. 143.
852
Aşot Melyan, “Armeniya v Sovete Evropı-Ojidaniya i Perspektivı”, Orientirı Vneşney Politiki
Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları, 2002, s. 26.
315
AK Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlılıklarını yeni
elde etmiş Kafkasya devletleri ile ilgilenmeye başlamış, bu devletlerin
kuruma üyeliğini hızlandırmak ve kurumun değerlerini benimsemeleri
bakımından demokratikleşme sürecine yardım etmiştir. Bunun için
1989’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Orta ve Doğu
Avrupa’da yeni bağımsız devletler için özel davetli statüsü tesis etmiştir.
Ermenistan’ın 22 Aralık 1991’de özel davetli statüsünde yer alma talebini
AK Ocak 1996’da kabul edilmiştir. Bununla Ermenistan AKPM’nin
toplantılarına katılma fırsatı elde etmiş, demokratikleşme sürecinde
yaşanan problemleri çözmeye çalışmış ve en kısa zamanda AK’ye üye
olmak istemiştir.
1994 yılında AKPM AK’nin sadece mevcut üye ülkelerin bulundukları
coğrafyada değil, genel olarak kabul görmüş AK sınırları içerisinde
bulunan devletlerle de, demokrasinin gelişmesi ve sosyal devletin
kurulması, ilişkilerini geliştirmesi gerektiği yönünde bir karar alınmıştı.853
Bu çerçevede Güney Kafkasya ülkeleri Avrupa ile kültürel bağları kurmak
ve geliştirmek ve Avrupa’nın bir parçası olarak kabul edilmek için kararlı
olduklarını
özellikle
vurgulayarak
kuruma
üye
olmak
taleplerini
yenilemiştir.
Ermenistan, 1996 yılında diğer Güney Kafkasya ülkeleri ile
eşzamanlı olarak AK ile ilişkiler kurmuştur. Ermenistan tam üyelik için 7
Mart 1996’da AK’ye resmen başvurmuş ve AKPM, konuyla ilgili görüşünü
AK’nin Genişlemesine İlişkin 1994 tarihli 1247 Sayılı Tavsiye Kararı’nı göz
önünde bulundurarak görüş bildirmiştir.854 AKPM, Güney Kafkasya’yı
Konsey’in genişleme alanı olarak değerlendirmiş, Ermenistan, Gürcistan
853
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommendation 1247(1994) on the Enlargement
of the Europe”, (Erişim) http://assemly.coe.int/Documents/AdeoptedText/TA94/erec1247.htm, 8
Temmuz 2003.
854
Melyan, a.g.e., ss. 26-28
316
ve Azerbaycan’ın Avrupa’nın Konsey’e üye olabileceklerini bildirmiştir.855
Ancak Ermenistan’ın AK’ye üyeliğinin Azerbaycan ile eşzamanlı kabul
edilmesi konusu tartışmalara neden olmuş, uzun müzakerelerden sonra
her iki devletin aynı anda tam üyeliğe kabul edilmesine karar verilmiştir.
Ermenistan üyelik başvurusu yaptıkdan sonra sosyal, kültürel,
siyasal ve ekonomik alanlarda Avrupa standartlarına ulaşmak için yeni
yasalar kabul etmiş ve uyum sürecini hızlandırmaya çalışmıştır. AK, bu
süreçte Ermenistan’a siyası yardım ve desteğini 1990’da kurulmuş
‘Venesiya Komisyonu’ aracılığıyla yapmıştır.856
1996’dan itibaren Ermenistan çeşitli vesilelerle AK’nin program ve
projelerine katılmış, özel davetli statüsüne sahip olduktan sonra ise
faaliyet alanını daha da genişletmiştir. İkili ilişkiler devam ederken Şubat
1997’de
AKPM
Ermenistan’da
yasama
ve
hukuk
sisteminin
AK
standartlarına uyumlaştırması sürecini değerlendiren rapor hazırlamış,
diğer komite ve komisyon temsilcileri ülkeyi ziyaret etmiştir. Ayrıca ülkede
yapılan yerel ve merkezi seçimler AK gözlemcileri tarafından izlenmiş ve
değerlendirilmiştir.857
855
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Armenia’s Application for Membership of the
Council of Europe”, Opinion No. 221 (2000), (Erişim) http://assembly.coe.int/Documents/WorkingDocs/doc 00/EDOC8747.HTM, 8 Temmuz 2003.
856
Venesiya Komisyonu AK nezdınde 1990’da kurulmuştur. Komisyon eski Sovyet
cumhuriyetlerine demokrasi ve insan haklarının gelişmesine ve korunmasına ve uygulanmasına
yardım etmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Melyan, a.g.e., s.28.
857
“Vsemirnıy Doklad”, (Erişim) http://hrw.org/russian/reports/2005/world/armen.html, Ocak
2005; ES- Zakavkaze: Neobkhadimost Pravozaşitnıkh Kriteriev, (Erişim) http://hrw.org/russian/
press/azerb/2005/091205_eu.html
317
Ermenistan’ın AK’ye üyelik talebi AKPM’nin, 28 Haziran 2000 tarihli
toplantısında
tartışılmış
ve
kabul
edilmiştir.858
Bu
tartışmalarda
Ermenistan’ın demokrasinin gelişmesi, insan hakları saygı gösterilmesi,
ülke yönetiminde hukuk kurallarına uyulması ve yönetilmesi, AK’nin
standartları, ilkeleri ve demokratik değerlerinin Ermenistan Anayasası’na
ve uygulamaya yansımalarını takip edecekleri ifade edilmiştir. Ermenistan
AK’ye üye olurken sözleşmeler, iç hukuk, insan hakları ve Dağlık Karabağ
çatışması konularında üstlendiği taahhütleri şunlardır:
-Üyelik sonrası Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve Ek
Protokollerinin imzalanması,
-Aynı yılda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1, 4, 6 ve 7
Numaralı Protokollerinin onaylanması,
-Aynı
yılda
İşkenceyi
ve
İnsanlık
Dışı
Muameleyi
ya
da
Cezalandırmayı Önleme Avrupa Sözleşmesi’nin, Avrupa Bölgesel ve
Azınlık Diller Şartı’nın, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın
imzalanması ve onaylanması,
-Aynı
yılda
AK
İmtiyaz
ve
Dokunulmazlık
Anlaşması’nın
imzalanması,
-İlk iki yıl içinde Avrupa Sınır Ötesi İşbirliği Çerçeve Sözleşmesi’nin
imzalanması ve onaylanması,
-İlk iki yıl içinde Avrupa Sosyal Şart’ının imzalanması ve bunun üç yıl
içinde onaylanması,
İç
hukuk
konusunda
Ermenistan’ın
taahhütleri
şu
şekilde
sıralanmaktadır:
-İlk iki yılda, ölüm cezasının kaldırılması,
-Üyeliğe kabulün ilk altı ayında, ombudsman yasasının kabul
edilmesi.
-İlk yılda, medya, siyasi partiler, hükümet dışı organizasyonlar ve
kamu hizmetleri ile ilgili yeni yasaların kabul edilmesi.
858
“Армения и Совет Европы”, (Erişim) http://www.coe.int/t/r/press/%5BCountry_info%
5D/e_armenia.asp, 8 Ağustos 2007
318
-İlk altı ayda, cezaevi sisteminin düzenlenmesi yasasının kabul
edilmesi.
-Yerel yönetimlere daha fazla sorumluluk ve bağımsızlık verilmesi
için gereken girişimlerin yapılması, bunun için Avrupa Yerel ve Bölgesel
Yönetimler Kongresi’nin önerilerinin dikkate alınması.
-Seçim sisteminin değiştirilmesi için, seçim kanunlarında değişiklikler
yapılması.
İnsan hakları konusunda Ermenistan’ın taahhütleri şu şekilde
sıralanmaktadır:
-Adli sistem reformunun tümüyle gerçekleşmesi (yargının tam
bağımsızlığı ve suç durumunda bir savunma avukatına hemen erişimin
sağlanması),
-Geleneksel olmayanlar da dahil ayırımcılık yapılmaksızın tüm
kiliselerde ibadet edilebilmesinin sağlanması,
-Mahkûmlar ve askere alınmamış kişilerin haklarının korunması
konusunda hükümet dışı organizasyonlar ile işbirliğine gidilmesi,
-Üyelik sonrası ilk üç yılda alternatif askerlik hizmeti yasasının kabul
edilmesi,
-Ulusal televizyon kanalının bağımsız bir yönetim tarafından idare
edilen herkese açık bir kanal haline getirilmesi.
Ermenistan aynı zamanda üstlendiği taahhütleri Avrupa Konseyi
İzleme Komitesi’nin izlemesine izin vermiş ve bu kurumla işbirliği yapmayı
kabul etmiştir.859
AKPM,
1994’ten
itibaren
kararlarda860
sorunun
halledilmesi
859
Dağlık
Karabağ
yönünde
konusunda
taraflara
aldığı
tavsiyelerde
Monitoring Demokratiçeskikh Reform v Armenii, Otçet, Erevan 2005, ss.5-77; Karagül,
a.g.m., ss. 128-148
319
bulunulmuştur. AKPM’de 27 Haziran 2002’de kabul edilen ‘Ermenistan,
Azerbaycan ve Gürcistan’daki Sığınmacılar ve Yurtsuz Kişilerin Durumuna
İlişkin Tavsiye Kararı’nda,861 Ermenistan’ın sığınmacılar ve evsizlere
yardım etmesini ve uluslararası destek sağlanması için girişimlerde
bulunmasını önermiştir.
AKPM, Ermenistan’ın taahhütleri yerine getireceğini dikkate alarak
üyelik talebini kabul etmiş ve AK Bakanlar Komitesi’ne Ermenistan’ı üyelik
talebinin kabul edildiğini bildirmesini tavsiye etmiştir. AKPM, 7 Mart
2001’de
Avrupa
Yükümlülüklerinin
Konseyi
Yerine
Üyesi
Getirilmesi
Devletlerin
Komitesi
Taahhütleri
(İzleme
ve
Komitesi),
Ermenistan’ın yükümlülüklerini yerine getirdiğini araştırmak için temsilciler
görevlendirmiştir.862
Temsilcilerin
AKPM’ne
sundukları
‘Ermenistan
Tarafından Taahhüt ve Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi’ başlıklı rapor,
13 Eylül 2002’de kabul edilmiştir.
AK, demokratikleşme, insan haklarına saygı ve sivil devletin
kurulmasına yardımda bulunması için 8 Temmuz 2003’te Erivan’da ‘Bilgi
Ofisi’ açmıştır.863 AK temsilcilerinin Ermenistan’a 20–24 Ağustos 2003’te
yaptıkları
860
ziyaret
sonucunda
hazırladıkları
‘Ermenistan
Tarafından
“Resolution 1047(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh; Recommandation 1251(1994) on
the conflict in Nogarno-Karabakh”, Text adopted by the Standing Committee, acting on behalf of
the Assembly, on 10 November 1994, (Erişim) http://assembly.coe.int/main.asp?Link=/documents/
adoptedtext/ta94/eres1047.htm, 8 Ağustos 2007.
861
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommandation 1570(2002) Situation of refugees
and displaced persons in Armenia, Azerbaijan and Georgia”, (Erişim) http://assembly.coe.int/
Main.asp?link=/Documents/AdoptedText/ta02/EREC1570.htm, 8 Ağustos 2007.
862
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Resolution 1115(1997) Setting up of an Assembly
committee on the honouring of obligations and commitments by member states of the Council of
Europe (Monitoring Committee)”, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/
AdoptedText/ta97/ERES1115.htm, 8 Temmuz 2003.
863
“Council of Europe Information Office Opens in Yerevan”,
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/js/030709office.html, 19 Ocak 2004.
320
Taahhüt ve Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi’ne ilişkin yeni bir rapor864
12 Ocak 2004’de AKPM’de kabul edilmiştir.
Ermenistan dış politikasında Avrupa ile bütünleşme ve Avrupa
kültürü önemli yere sahip olmuştur. Ancak bu hiç bir zaman dış politikada
olmazsa olmaz konulardan olmamıştır. Özellikle, devlet başkanlığı,
parlamento ve yerel seçimler zamanı Ermenistan AK ve AB’nin tavsiye ve
önerilerini dikkate almama cesaretini gösterebilmiştir. Ermenistan AK ve
AB ile ilişkilerinde daha çok kendi çıkarlarını dikkate alarak hareket
etmekte ve bu kurumların hazırladığı mali proje ve programlarından
yararlanmak istemektedir.
864
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Honoring of Obligations and Commitments by
Armenia”, DOC. 10027, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=http%3A%2F%2
Fassembly.coe.int%2FDocuments%2FWorkingDocs%2Fdoc04%2FEDOC10027.htm, 7 Şubat
2004.
321
4. 3. ERMENİSTAN-ABD İLİŞKİLERİ
4. 3. 1. Güney Kafkasya’da Genel Siyasi Durum
1980’li yılların sonlarına doğru Sovyetler Birliği’nde yaşanan siyasi ve
ekonomik gelişmeler Sovyetler Birliği’nin çöküş sürecini hızlandırmıştır. Bu
süreçte Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan yaklaşık 70 yıl birlikte
yaşadıkları Sovyetler Birliği’nden ayrılmak için milli mücadele hareketini
başlatmıştır. Sistemin devam etmesi için Moskova’nın bazı girişimlerde
bulunması ise başarısızlıkla sonuçlanmış ve Aralık 1991’de Sovyetler Birliği
dağılmıştır. Ancak Ermenistan milli bağımsızlık hareketi 1988 yılı sonlarından
başlayarak bağımsızlık mücadelesinden daha çok yayılmacılık politikasına
doğru bir değişim yaşamıştır. Ermenistan, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ
Özerk Vilayeti’nde yaşayan Ermenilerin ayrılıkçı hareketini destekleyerek
Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tehdit etmeye başlamış ve bu siyasi
hareket 1990 yılı sonlarından itibaren küçük çaplı silahlı çatışmaya, bu
tarihten sonra ise gerçek anlamda bir savaşa dönüşmüştür.865 Azerbaycan,
Dağlık Karabağ sorununun ulusun kendi kaderini tayin etmesi meselesi değil,
Azerbaycan topraklarının Ermenistan ordusu tarafından işgali meselesi
olduğunu dünya kamuoyuna anlatamadığı için Ermenistan karşısında siyasi,
diplomatik ve askeri anlamda yenik düşmüştür.
1980’li yılların sonlarından başlayarak günümüze kadar devam eden
siyasi, askeri ve etnik zemine dayalı yerel silahlı çatışmalar ve bu sorunların
halledilmesi için hazırlanan projeler, Güney Kafkasya’da bölgesel güvenliğin
sağlanması ve korunmasının uluslararası güvenlik sistemi için önemli
olduğunu göstermektedir. Bu konuda çeşitli güvenlik projeleri ileri sürülse de,
865
Emre Bayır ve Araz Aslanlı, ‘Tehdit Merkezli Bir Dış Politika: İran’ın Azerbaycan Politikası’,
Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 18, Ekim 2001, s. 51.
322
Güney Kafkasya’da 1980’li yılların sonlarından itibaren ortaya çıkan sorunlar
çözülememiştir.866
1988–1991 yıllarında Gürcistan da Azerbaycan’ın karşılaştığı benzer
sorunlarla uğraşmış, Abhazya, Acaristan ve Güney Osetya’da ayrılıkçı
hareketler güçlenerek Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tehdit etmiştir.
Gürcistan ve Azerbaycan bu ayrılıkçı hareketlerin karşısını almaya çalışsa da
başarılı olmamıştır.
1988–1991 yılları arasında Güney Kafkasya ülkelerinin siyasi hayatında
bu gibi olaylara paralel olarak ekonomilerinde de ciddi sorunlar yaşanmıştır.
Sovyetler Birliği ekonomik aygıtının birer parçaları olan bu ülkelerin
ekonomileri bir anda işlevsiz hale gelmiştir. Üretim neredeyse tamamen
durmuş, enflasyon yükselmiş ve işsizlik artmıştır. 1994’e kadar bu ülkelerin
her birinden yaklaşık bir milyon kişi başta Rusya olmak üzere, Ukrayna,
Beyaz Rusya, Polonya ve Avrupa ülkelerine göç etmiştir.
SSCB’nin çöküşünden sonra ABD için Doğu Avrupa’dan başlayarak
Orta Asya ve Güney Kafkasya’ya kadar olan geniş bir coğrafyada ekonomik,
siyasi ve askeri alanda yeni fırsatlar ortaya çıkmış ve ABD’nin bölge politikası
şekillenmeye başlamıştır. ABD, Birinci Dünya Savaşı yıllarında kısa bir süre
Güney Kafkasya ülkeleri ile temasta olsa da, 1920’de Bolşeviklerin
Kafkasya’yı işgal etmesinden sonra bu bölgeden uzaklaşmıştır. 1990’lı
yılların başlarında ise ABD’nin daha büyük ekonomik, siyasi ve askeri güçle
bölgeye geri dönmesi için uygun şartlar oluşmuştur.
866
Manvel Sarkisyan, Politiçeskie Problemı Kavkaza i Armenii, Ermenistan Milli ve Stratejik
Araştırmalar Merkezi Yayını, Erivan 1998, s. 11.
323
1992 yılına kadar Kafkasya’da yaşanan sorunlar bölgesel sorun olarak
tanımlanmış ve Rusya tarafından kontrol edilmiştir. İlk yıllarda ABD bu
bölgede Rusya’yı karşısına almayacak şekilde politika izlese de, ekonomik
olarak
bölgeye
yerleşme
politikasına
devam
etmiştir.
Bu
dönemde
Azerbaycan ve Gürcistan ABD ile ilişkilerini geliştirmek için girişimlerde
bulunmuş, ABD’yi Rusya karşısında denge unsuru olarak görülmüş, bu
ülkenin bölgeye yönelik ekonomik ve siyasi girişimleri olumlu karşılanmıştır.
Bu dönemde Rusya, ABD’nin bölgede siyasi etkinliğine karşı olduğunu
her fırsatta ifade etmiştir. Bu anlamda Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı
Andrey Kozırev ve ABD Başkanı Clinton’un açıklamaları önemli ipuçları
vermektedir. Kozırev, Aralık 1993’te yaptığı bir açıklamada ‘tarihi ve jeopolitik
faktörler Rusya’yı eski SSCB bölgesinde barışı sağlamak konusunda en etkili
güç haline getirmektedir. Bununla birlikte, bunun emperyalist amaçlar
taşımadığını vurgulamak gerekmektedir. Zira yakın ve uzak çevremizde
bizden başka hiçbir ülke eski Sovyet topraklarında barış ve huzuru
sağlayamaz’ şeklindeki sözlerine Clinton, Ocak 1994 tarihinde ‘Rusya’nın
kendi bölgesinde bir tür Monroe Doktrini uygulamasına anlayışla bakmak
gerekmektedir’867 açıklamasıyla cevap vermiştir.
ABD 1990’lı yılların başlarında Güney Kafkasya ülkelerine ekonomik
yatırım yaparken önce bölgedeki siyasi gelişmeleri değerlendirmeye çalışmış,
özellikle bölge devletlerinin Rusya ile olan ilişkilerinin belirginlik kazanmasını
beklemiştir.868 Buna paralel olarak Hazar havzası enerji kaynaklarının üretimi
ve dünya piyasalarına ulaştırılması ile ilgilenmiştir. ABD, bölgedeki ekonomik
hedeflerine ulaşmak, özellikle Hazar havzası enerji kaynaklarına sahip olmak
için büyük miktarda petrol ve doğalgaz rezervine sahip olan Azerbaycan ile
867
Zakir Avşar, “Kafkasya-Rusya Federasyonu ve Türkiye”, Yeni Türkiye, sayı 16, TemmuzAğustos 1997, s. 1882.
868
“Zamestitel Gossekretarya SŞA: Armeniya Nujdaetsya v Krepkikh Svyazakh i s Rossiey, i s SŞA i
so Svoimi Sosedyani”, ARMİNFO HA, 27 Nisan 2007.
324
işbirliği yapmış, serbest pazar ekonomisinin gelişmesi için bölge devletlerini
desteklemiş ve ekonomik reformların uygulanmasına yardımcı olmuştur.
Ermenistan ve Gürcistan ise ciddi yeraltı ve yerüstü zenginliklere sahip
olmadıkları için transit ülke olmaları, siyasi, askeri, güvenlik ve jeopolitik
açıdan ABD için önem taşımıştır.
ABD bölgeye yerleşmeye başlarken 1990’lı yılların ortalarına kadar
bölge ile coğrafi yakınlığı ile ve tarihi ve kültürel benzerliği olan Türkiye
üzerinden politika izlemeyi tercih etmiştir. ABD, özellikle Türkiye ile aynı
tarihi,
dili
ve
kültürü
paylaşan
Azerbaycan
ve
Orta
Asya
Türk
Cumhuriyetleri’ne yönelik politikasında Türkiye’ye büyük önem vermiş, hatta
bağımsızlığının ilk yıllarında Kafkasya ve Orta Asya devletleri için Türk devlet
siyasi yapısını örnek olarak göstermiştir. Bu öneri, Türkiye’nin sadece
bölgeye olan yakınlığı ile ilgili değil, aynı zamanda Müslüman ancak laik bir
devlet olması nedeniyle İran, Afganistan ve Pakistan gibi İslam devletlerinin
bölgedeki etkinliğine karşı da büyük önem taşımıştır. ABD Dışişleri Bakanı
James Barker Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ne yaptığı ziyaret sırasında
(Aralık 1991, Şubat 1992) bölge devletlerinin liderlerine ‘Türkiye’nin siyasi
modelini, liberal demokrasiyi ve piyasa ekonomisini’ kabul etmelerini
önermiştir.869 Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile Komünist ideolojiye sahip devlet
yönetim sistemi ve planlı devlet ekonomisi yapısına sahip olan bu ülkeler
ABD’den gelen tavsiyeler üzerine, Türkiye ile ekonomik ve siyasi ilişkileri
geliştirilmeye başlamıştır. Bu dönemde Kafkasya cumhuriyetleri (Ermenistan
hariç), başta Azerbaycan olmakla, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de
Türkiye’nin bölgedeki siyasi, ekonomik ve jeopolitik varlığını kabullenmiştir.870
Aynı zamanda bölgenin en büyük gücü ve Güney Kafkasya ile yaklaşık 300
yıllık ilişkisi olan Rusya Federasyonu da bölgede kendisinden çok daha güçlü
869
Elena Urazova, “Tendençii Razvitiya Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva Turçii s Postsovetskimi
Tyurkskimi Gosudarstvami”, Central Asıa and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/
journal_rus/cac-05/14.
870
Urazova, a.g.m.,
325
olan ABD’nin değil, kolay rekabet edebileceği Türkiye’nin varlığına ciddi bir
şekilde itiraz etmemiştir.871
1990’da Irak Kuveyt’i işgal ettikten sonra Orta Doğu’da ABD’nin
çıkarlarının tehlikeye girmesine paralel olarak, Hazar havzasında yaşanan
siyasi ve ekonomik gelişmeler, enerji ihtiyacını karşılaması açısından ABD’ye
yeni imkânlar sunmuştur. Hazar havzası enerji kaynaklarının 1950’li yıllardan
beri kullanılmasına rağmen, bölgede büyük miktarda petrol rezervlerinin
bulunması bu coğrafyada yeni ekonomik, jeopolitik gelişmelerin ve ciddi
rekabetin yaşanmasına neden olmuştur. ABD Kafkasya ülkeleri ile ekonomik
ve siyasi işbirliğini genişleterek, Hazar havzasındaki enerji kaynaklarının
yeniden Rusya’nın kontrolüne geçmesini engellemek istemiştir. Zira bu
bölgede Rusya’nın ekonomik ve siyasi açıdan yeniden güçlenmesi,
bağımsızlıklarını
yeni
kazanmış
Güney
Kafkasya
ve
Orta
Asya
Cumhuriyetleri’nin yeniden Rusya’nın uydusu olma anlamına geliyordu.
Yukarıda ifade edilenleri kısaca özetlemek gerekirse, ABD’nin Güney
Kafkasya ülkelerine yönelik politikasını genel olarak aşağıdaki dönemlere
göre tasnif etmek mümkündür:
-ABD’nin eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri’nin bağımsızlığını tanıdığı
1991–1992 yılları. Bu dönemde ‘Freedom Support Act’ yasası gereğince
ABD bu devletlere maddi ve mali yardımlara başlamıştır.
-ABD dış politikasında Rusya’nın BDT coğrafyasında siyasi ve askeri
etkinliğinin karşısını almaya çalıştığı 1993–1995 yılları. Aynı dönemde, ABD,
enerji krizini halledebilmek için teröre karşı savaş ittifakı kurduğu Rusya ile
ilişkilerini geliştirerek Orta Asya ve Hazar Petrolleri üzerindeki etkisini artırmış
ve OPEC’e alternatif olabilecek yeni bir petrol kaynağı elde etmiştir.872
-BDT devletlerini insan haklarının korunması ve demokratik değerlere
verilen önem bakımından ABD tarafından eleştirilmeye başlandığı 1996–
871
Gayane Movsesyan, “Rossiya i SŞA Konkuriruyut na Kavkaze”, (Erişim) www.gazetasng.ru/
article.php?id=1245
872
Ergin Yıldızoğlu, Hegemonyadan İmparatorluğa, İstanbul, Everest, 2003, s.xxi.
326
2000 yılları. Bu dönemde Rusya karşıtı örgüt olan GUAM kurulmuş, Hazar
havzası enerjı kaynaklarının dünya pazarlarına ulaştırılması sağlanmıştı.
-GUAM
devletlerinin
Rusya
ile
ilişkilerinde
olumlu
gelişmelerin
yaşandığı 2001 yılından günümze kadar olan dönem. Bölgede en önemli
değişiklik 11 Eylül terör saldırısından sonra yaşanmıştır. ABD askeri olarak
bölgeye yerleşmeye çalışmış, bölge devletlerinde bazı rejım değişikliğine
gitmiştir.873
ABD bölgeye yerleşmeye başlarken Rusya’nın halen bölgedeki etkinliği
ile karşı karşıya kalmış ve ilk dönemlerde İran’la rekabet içinde olmuştur. Bu
devletler ABD’nin bölgeye gelmesine karşı çıkarken, bölge devletlerinden
olan Türkiye, Kafkasya’daki tarihi etkinliğini yeniden canlandırmak için
girişimlerde bulunmuştur. Her ne kadar bölge devletleri ABD ile ekonomik ve
siyasi ilişkilerini geliştirmek istese de, Rusya faktörünü göz ardı edememiş,
ekonomik anlamda büyük ölçüde bağlı oldukları Rusya’nın etkisinden tam
olarak kurtulamamıştır.
ABD’nin bölge ülkelerinin siyasi ve ekonomik açıdan desteklememesi
Rusya ve İran’ın Güney Kafkasya’da nüfuzunun artması ve kendisinin siyasi
ve ekonomik olarak bölgeden uzak kalması anlamına gelmiştir. Buna göre de
ABD’nin Kafkasya’ya yönelik politikasının temelini:
-Bölge devletlerinin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak ve
Batı ile ilişkilerin gelişmesine yardımcı olmak,874
-Bölgede Rusya ve İran’ın ekonomik ve siyasi bakımdan etkin duruma
gelmesine engel olmak,
-Kafkasya’da yaşanan etnik çatışmaların karşısını almak ve çözüme
kavuşturmak,
873
Barabanov N.O, “Politika SŞA v Çentralnoy Azii i Zakafkazye”, (Erişim) http://www.riss.ru/
library/US-SRAZ.pdf
874
Rauf Mirkadırov, “SŞA za İntegraçiyu Uıjnogo Kavkaza v Evroatlantiçeskie Strukturı”, Zerkalo,
27 Mayıs 2006.
327
-Enerji kaynaklarına ulaşmak için gerekli ortamı hazırlamak,875
-Bölge devletlerine siyasi desteği arttırmak, ekonomik verimliliği göz
önünde bulundurmak şartıyla Bakü-Tiflis-Ceyhan, petrol boru hattının BaküTiflıs-Erzurum doğalgaz boru hattının inşaatını tamamlamak ve güvenliğini
sağlamak,876
-Güvenlik alanında Gürcistan ve Azerbaycan ile işbirliğini geliştirmek,
-Azerbaycan Cumhuriyeti ve özellikle 2000’li yıllardan sonra İran
problemı nedeniyle Güney Azerbaycan’da yaşayan Azerbaycan Türkleri ile
işbirliği içinde olmak ve ilişkileri daha da geliştirmek,
-Rusya’nın Güney Kafkasya’daki ayrılıkçı hareketleri destekleyeceği
taktirde gerekli önlemleri almak,877
Eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri’nde ABD’nin ekonomi politikası
özellikle Güney Kafkasya’da başarılı olmuştur. ABD’nin bu bölgeye yönelik
enerji politikası ne kadar önemli olsa da, genel olarak bölgeye yönelik
politikasını değerlendirdiğimiz zaman özellikle 1990’lı yılların ortalarından
sonra siyasi yönünün ağır bastığı gözlenmektedir.878 Bunun en büyük
nedenlerinden biri de ABD’nin bu tarihe kadar bölgeye yönelik ekonomik
projelerinin büyük bir kısmını uygulamaya başlaması olmuştur. ABD’nin uzun
vadeli siyasi projelerinde Güney Kafkasya ve Hazar havzası ‘hayati önem
taşıyan bölgeler’ olarak tanımlanmaktadır. Bu da ABD’nin bölgede sadece
ekonomik alanda değil, siyasi ve askeri alanda879 da etkili olmak için uzun
vadeli projeler geliştirdiği anlamına gelmektedir.880
875
Ariel Koen, “SŞA, Stranı Çentralnoy Azii i Kavkaza: Problemı i Prespektivı Vzaimootnoşenii”,
Central Asıa and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2000/journal_ruscac08_2000/05.
kohen.shtml, 28 Temmuz 2002.
876
Vassilis K. Fouskas, Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya: Soğuk Savaş Sonrası ABD Politikaları,
Aykırı, İstanbul, 2004, s. 156
877
Koen, a.g.m.,
878
Mitiyeva. E.V, “Razvitie Situaçii v Kaspiyskom Regione i İnteresı SŞA”,
(Erişim) http://iskran.iip.net/russ/mag/mitiyeva3.html
879
Petr Mgdaşyan, “Armeniya i SŞA Naçinayut Voennoe Sotrudniçestvo”,
(Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/?apc_state=henfcrs161408&l=ru&s=f&o=161408, 28 Mart 2002.
880
Maksim Petrençuk, ‘Armeniya Sblijaetsya s Evrosoyuzom i Staraetsya Sokhranit Khoroşie
Otnoşeniya s SŞA’, (Erişim) http://www.geopolitics.ru/?id=7&nwid=20, 11 Aralık 2003.
328
ABD’nin Kafkasya politikası jeopolitik açıdan yukarıda bahsedilen
konulara göre bir bütün olarak algılansa da taktik açıdan farklılık
göstermektedir. Örneğin, ABD’nin Azerbaycan politikasının en önemli hedefi
Azerbaycan’ın zengin enerji kaynaklarına sahip olmak ve dünya piyasalarına
ulaştırılmasını sağlamak olmuştur. Gürcistan’a yönelik politikasında ise mali
ve ekonomik yardımlarda bulunmakla bu ülkenin bağımsızlığına yardımcı
olmuş ve Rusya’nın askeri, siyasi ve diplomatik baskıları karşısında siyasi ve
askeri açıdan desteklemiştir.881 Ermenistan politikasının temelini ise bu ülkeyi
ekonomik
ve
mali
açıdan
desteklemek
olmuştur.
ABD’deki
Ermeni
diasporasının lobi çalışmaları sonucunda Ermenistan’ın Rusya ile yaptığı
stratejik askeri ve ekonomik işbirliğine rağmen, Azerbaycan ve Gürcistan ile
kıyasta daha çok ekonomik yardımda bulunmuştur. ABD’nin Ermenistan’a
daha çok mali yardımda bulunmasına rağmen, Rusya’nın bu ülke üzerindeki
etkinliğini zayıflatamamaıştır. ABD’nin bölge güvenliği ve istikrarını sağlama
girişimleri, demokrasinin yerleşmesi konusundaki çabaları, insan hakları ve
basın yayın özgürlüğünün korunması ise Kafkasya politikasının ortak yanını
oluşturmaktadır.
ABD her fırsatta Kafkasya’ya yönelik politikasını demokrasinin temel
prensipleri ve insan haklarının bu ülkelerde yerleştirme çabaları ile
açıklamaya çalışsa da, gerçek amacı bölgede ekonomik ve siyasi açıdan
daha etkin bir konuma sahip olmaktır. Aslında bölge devletlerinin
antidemokratik bir şekilde yöneltilmesine rağmen, ABD’nin ekonomik ve
siyasi çıkarlarına ters düşmediği sürece bu rejimleri fazla eleştirmemektedir.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bölge ülkeleri ile ilgili hazırladığı raporlarda
özellikle demokrasi, insan hakları, basın ve yayın özgürlüklerinin ihlal
edildiğinin
kaydedilmesine
rağmen,
bu
ülkelerdeki
iktidarları
desteklemektedir.
881
“Dina Malışeva: Amerikanskiy Brosok na Kavkaz”, (Erişim) http://www.pravaya.ru/leftright/
473/2926, 13 Nisan 2005.
329
4. 3. 2. Ermenistan-ABD İlişkileri
ABD, bağımsızlığının hemen ardından Ermenistan’ı tanımış ve Aralık
1991’de diplomatik ilişkiler kurmuştur.882 ABD’de büyük Ermeni toplumunun
bulunması nedeniyle Ermenistan ile ilişkileri diğer Güney Kafkasya
ülkelerinden farklı olmuştur. Bunun en önemli nedeni 19. yüzyıldan itibaren
ABD’ye göç eden Ermenileri burada ciddi şekilde örgütlenmesi, ABD Kongre
ve Senato’sunu etkileme ve yönlendirme yeteneğine sahip olmasıdır.
Bağımsızlık sonrası ABD’nin Ermenistan politikasının oluşumunda Ermeni
diasporasının büyük önemi olduğu söylenebilir. Bundan başka daha
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından çok önce ABD ve Ermenistan arasında
bazı ilişkiler mevcut olmuştur. Nitekim daha 1970’li yılların başlarından
itibaren Ermenistan’da yaşayan Ermenilerin ABD’ye göç etmelerine izin
verilmiştir.
Bağımsızlığının ilk yıllarında ABD, Azerbaycan ve Gürcistan ile
diplomatik ilişkiler kurmasına rağmen, bazı konularda kendisini dışarıda
tutmaya çalışmıştır. Ancak Ermenistan’ın siyasi, ekonomik ve mali sorunları
ile daha yakından ilgilenmiş, Ermeni diasporasının başarılı faaliyeti
sonucunda Ermenistan’a özel ilgi göstermiştir.883
Ermenistan-ABD ilişkilerinin temelinde SSCB’nin dağılmasından sonra
dünya politikası ve ekonomisinde yaşanan değişikliklerın getirdiği yeni
değerler vardır. Taraflar arasındaki ilişkilerin gelişmesinde ABD şirketlerinin
Hazar havzası ve Merkezi Asya enerji kaynaklarının dünya piyasalarına
ulaştırmak, Rusya’nın Güney Kafkasya’dakı etkinliğini minimuma indirmek,
bölgesel güvenliği sağlamak ve uluslararası terörizmle mücadelede ortak
882
Vasyutoviç V.P, “Mesto Armenii v Geopolitike SŞA”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo
Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 369.
883
“Armyano-Amerikanskoe Sotrudniçestvo Aktivno Razvivaetsya”, (Erişim) http://www.rian.ru/
world/relations/20050603/40465778.html, 3 Haziran 2005.
330
hareket etmek arzusu ve diğer faktörler etkili olmuştur. Ermenistan ise bu
faktörlere paralel olarak bağımsızlık sonrası izlediği yayılmacı politikasına
hak kazandırmak bakımından eskı SSCB coğrafyasında Rusya ile olan
ilişkilerinden, batı ve Amerika kıtasında ise daha çok diasporanın yardımları
ve girişimleriyle ABD ile olan ilişkilerinden yararlanmaya çalışmıştır.884
Ermenistan aynı zamanda bağımsızlık süreci ve sonrasında karşılaştığı
ekonomik ve mali problemlerini halletmek için batı ve özellikle de ABD ile
ilişkilerine önem vermiş, dıasporayı bu süreçte bir araç olarak kullanmıştır.
ABD Hükümeti SSCB’nin dağılmasından sonra dünyada demokratik
değerlerin tek hamisi olarak bağımsızlığını yeni kazanmış eski SSCB
cumhuriyetlerine
Ermenistan’a
yönelik
yardım
ekonomik
etmiştir.
ve
Aslında
mali
yardımlar
taraflar
çerçevesinde
arasındaki
ilişkilerde
Ermenistan Rusya’ya rağmen ABD ile ilişkilerine önem verse de, hiç bir
zaman bu ülkeye bağımlı durumda olmamıştır. Ermenistan Dışişleri
Bakanlığı’ndan daha çok diaspora taraflar arasındaki ilişkileri sabit tutabilmiş
ve hatta zaman zaman gelişmesine yardımcı olmuştur. ABD’nin ise bu ülkeye
yönelik politikasında iki çizginin ağır bastığını iddia etmek mümkündür. Bu
bağlamda ABD Ermenistana her türlü yardım etmiş, ancak bu ülkenin dış
politikasında özellikle Rusya ve İran ile ekonomik, siyasi ve askeri alanda
işbirliğinden rahatsız olmuş ve bu rahatsızlığını zaman zaman Ermenistan
yönetimine hatırlatmştır. Ancak bu nedense Türkiye ve Azerbaycan’a yaptığı
hatırlatma kadar sert olmamıştır.
1990’lı yılların başlarından itibaren Ermenistan Hazar havzası enerjı
kaynaklarının dünya piyasalarşna ulaştırılması bakımından transit ülke
konumundan yararlanmak istemiş,885 bu bağlamda Avrupa devletleri ve
884
“Vardan Oskanyan: Armeniya Nujdaetsya v Amerike, a Amerika-v Armenii”, REGNUM HA, 28
Mart 2006.
885
Barabanov, “Politika SŞA v Çentralnoy Azii..,”
331
ABD’nin desteğini almaya çalışsa da, Azerbaycan topraklarını işgal ettiği için
büyük ölçüde bu ülkenin itirazları sonucunda bu özelliğini dış politikada bir
araç olarak kullanamamıştır.
Ermenistan ABD ilişkilerinde önemli sorulardan biri de Ermenistan’ın
ABD’nin genellikle sıcak bakmadığı Rusya ve İran ile iyi ilişkiler kurarak,
ABD’nin iyi ilişkilere sahip olduğu Türkiye politikasını olumsuz yönde etkileme
çabasıdır. Ermenilerin bazı değerlendirmelerine göre, ABD-Ermenistan
ilişkileri Beyaz Saray’ın Türkiye ve İran üzerindeki stratejik pozisyonunu
güçlendirmekte ve bundan jeopolitik bir çıkar sağlamaktadır. ABD, dış
politikasında İran’ın manevra alanını daraltarak, böylece NATO üyelerini ve
Türkiye’yi korumakta, Ermenistan ve İran arasındaki iyi ilişkileri görmezden
gelerek Türkiye’nin Kafkaslar ve Orta Asya’da siyasi, askeri ve ekonomik bir
güç olarak varolmasını engellemektedir.886
İki ülkenin devlet adamlarının karşılıklı ziyaretleri taraflar arasındaki
işilişkilerde
genelde
ilerlemelere
ve
çeşitli
alanlarda
anlaşmaların
imzalanmasına olanak sağlamıştır. Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter
Petrosyan’ın 1994’te ABD’ye seferi zamanı Başkan Bill Clinton ve Savunma
Bakanı Perry ile görüşünde bölgesel güvenlik sorunları müzakere edilmiş,
Dağlık Karabağ sorununun çözüm yolları araştırılmıştır. Ziyaret sırasında
aynı zamanda askeri887 alanda ilişkilerin geliştirilmesi, uzman ve askeri ataşe
değişimi hakkında bildiri imzalanmıştır. Ter-Petrosyan özellikle NATO’nun
‘Barış İçin Ortaklık’ projesi kapsamında askeri ilişkilere önem verdiğini
bildirmiştir.888 Ter-Petrosyan’ın 1995’te ABD Başkan Yardımcısı Albert Gore
886
“Armenian Expert Comments on Current Armenian-US Relations”,
(Erişim) http://www.eurasianet.org/resource/armenia/hypermail/200007/0006.html, 1 Kasım 2007.
887
“Minoboronı Armenii i Predstavitel SŞA Obsudili Perspektivı Voennogo Sotrudniçestvo”,
(Erişim) http://kavkaz-uzel.ru/newstext/news/id/1185731.html, 5 Mayıs 2007, “Voennaya
Sotrudniçestvo Armeniya-SŞA Nakhoditsya na Vısokom Urevne i Budet Razvivatsya Dalşe”,
PanARMENIAN HA, 23 Mayıs 2007.
888
Vasyutoviç, a.g.m., s. 371.
332
ile görüşünde taraflar arasındaki ilişkiler ele alınmış, hükümetlerarası
işbirliğininin daha da geliştirilmesi gerektiği konusunda ortak kanaate
gelinmiştir.
Ermenistan’ın Mayıs 1995’te Washington’da büyükelçiliğinin açılış
töreninde konuşma yapan ABD Devlet Bakanı Telbotte, taraflar arasındaki
ilişkilerin
iki
prensip
üzerinde
geliştiğini
bildirmiştir.
Birincisi,
ABD
Ermenistan’ın bağımsızlığını korumak için gereken her şeyi üstlenmektedir.
İkincisi, Ermenistan’ın dünya birliği ile bütünleşmesine uğraşmaktadır.
Bağımsızlığının korunması ve dünya birliği ile bütünleşmesine destek vermek
ABD’nin Ermenistan’a yönelik politikasının köşe taşlarıdır.889
Ermenistan ve ABD arasında siyasi ilişkilerin baçlıca hedef ve
istikametleri ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yetkili temsilcisinin Haziran 2006’da
Ermenistan ziyareti zamanı onaylanmıştır. Koçaryan ile yapılan görüşmede
ABD heyeti başkanı Line Devis taraflar arasındaki ilişkilerde günübirlik değil,
kalıcı ve geleceye yönelik ilişkilere önem verdiğini bildirmiştir. Bu ziyaret
zamanı iki ülke arasındaki öncelikli konular şu şekilde açıklanmıştı:
-AGİT Minsk Grubu’nun eşbaşkanlarından olan ABD’nin arabuluculuk
girişimi ile Dağlık Karabağ sorununun en kısa zamanda halledilmesi,
-Kafkasya’da güvenliğin temin edilmesi ve sağlanması konusunda ortak
projelerin hazırlanması ve uygulanması,
-Bölge ülkeleri arasında çok yönlü işbirliğini geliştirmek ve buna engel
olan Dağık Karabağ sorununa kalıcı bir çözüm bulmak,
-Bölge devletlerinin askeri sayısı ve güçleri konusunda daha şeffaf bir
ortamın oluşturulması, ordu kuruculuğu planlarının AKKA anlaşması
çerçevesinde gerçekleşmesi, ve ileriki tarihte bu analaşmanın yeniden
gözden geçirilmesi olasılığı,
889
Vasyutoviç, a.g.m., s. 373.
333
-Dağlık Karabağ sorununa kalıcı çözüm bulduktan ve bölge güvenliğini
sağladıktan sonra ABD ve Ermenistan arasında siyasi, ekonomik, askeri,
bilimsel, kültürel ve diğer alanlarda ilişkileri geliştirmek ve çeşitlendirmek,
-Ermenistan’ın
batı
devletleri
ile
ilişkilerini
geliştirmek,
ABD’nin
girişimleri ile ortaya atılan NATO’nun ‘Barış İçin Ortaklık’ projesine katılmayı
sağlamak.890
Ermenistan-ABD ilişkilerinin gelişmesinde engel olarak değerlendirilen
konulardan biri de Dağlık Karabağ sorunudur. 2000’li yılların ortalarına kadar
ABD
Karabağ
konusunda
daha
çok
Ermenistan’ın
yanında
olduğu
görünümünü verse de, uluslararası terörizmle mücadelede ve enerjı güvenliği
konusunda Azerbaycan’ın daha çok desteğine ihtiyaç duyduğu için bazen
Ermenistan’ı rahatsız edecek beyanlarda bulunabilmektedir. ABD Dışişleri
bakanlığı’nın hazırladığı raporda ‘Ermeni silahlı birlikleri Dağlık Karabağ ve
çevresindeki yedi ili işgal etmiştir’ ifadesi kullanılmış ancak daha sonra
Ermenistan Hükümeti ve diaspora kuruluşlarının yoğun baskıları sonucunda
rapordaki ifade ‘Ermeni silahlı birlikleri Dağlık Karabağ çevresindeki arazilerin
büyük kısmını işgal etmiştir’ şeklinde değiştirilmiştir.891
ABD
Savunma
Bakanlığı
uluslararası
terrörizmle
mücadele
koalisyonunda yer alan Güney Kafkasya devletleri hakkında bilgi verirken
Azerbaycan’ın yardım ve desteğinden övgü ile bahsetmesine rağmen
Ermenistan ve Gürcistan ile karşılaştırıldığı zaman bu ülkeye sağladığı
ekonomik ve insanı yardımların miktarı oldukça azdır.
ABD’nin en çok duyarlı olduğu ve 11 Eylül terör saldırısından sonra yeni
Haçlı seferlinin başladığını bildirdiği terörizm konmusunda bile Ermenistan’a
890
Vasyutoviç, a.g.m., s. 372.
“Minoboronı SŞA Nazvalo Soyuznikov Vaşingtona na Yujnom Kavkaze”,
(Erişim) http://www.materik.ru/print.php?section=news&id=1632, 3 Temmuz 2002.
891
334
gerekli baskıyı uygulayamamış, teröristlerin Ermenistan pasaportu ile ABD’ye
girmesi ve faaliyet göstermesinden sonra bile ABD Ermenistan politikasını
gözden geçirmeye gerek duymamıştır. Nitekim Levon Ter-Petrosyan
döneminde Ermenistan İstihbarat Teşkilatı Başkanı görevinde bulunmuş
David Şahnazaryan beklenmedik çıklama yaparak Afgan teröristlerin
Ermenistan pasaportu ile ABD’ye giriş yaptıklarını bildirmişti.892 Sahnazaryan,
haber kaynağının açıklanmasını uygun bulmadığını, ancak bu konunun ABD
ve Ermenistan arasında görüşüldüğünü ifade etmişti. Sahnazaryan, daha
sonra
ABD’nin
Ermenistan
vatandaşlarına
yanlışlıkla
vize
rejimini
uygulamadığını, ABD devlet yönetim sisteminde böyle bir yanlışlığın
yapılmasının mümkün olmadığını ve bunun bir uyarı niteliği taşıdığını dile
getirmişti. Nitekim 16 Aralık 2002 tarihinden itibaren ABD Adalet Bakanlığı
uluslararası terörizmi destekleyen devletlerin vatandaşlarına uyguladığı vize
rejimini Ermenistan vatandaşlarına da uygulamaya başlamıştı. Ermenistan,
ABD’nin bu kararı uyguladığı 21. ilk ve tek Hıristiyan devlet olmuştur. Vize
kontrolleri ABD’de yaşayan veya sonradan gelecek olan 16 yaşın üzerinde
olan Ermenistan vatandaşları için uygulanmaya konmuştu. 11 Eylülden sonra
alınan bu karar genellikle İran, Irak, Libya, Sudan, Suriye, Pakistan ve başka
Müslüman ülkelere uygulanmaktaydı.
ABD yönetimi bu kararı uyguladıktan sonra Ermenistan Hükümeti ve
ABD’deki Ermeni diasporası tarafından ciddi bir biçimde eleştirilmiştir.
Ermenistan’ın ABD Büyükelçisi Armen Kirakosyan devreye girmiş Ermeni
diasporasının bu konuyla ilgili çalışmalarını koordine etmiştir. Aynı zamanda
diaspora Ermenileri bu kararın uygulanmasının durdurulması için Beyaz
Saraya binlerce faks çekerek itirazlarını bildirmiştir. Özellikle, Waşington’da
faaliyette bulunan Ermeni Milli Komitesi Başkanı Murat Topalyan893 Ermeni
yanlısı Senatörlerle görüşerek endişelerini dile getirmişti. Ermeni Milli
892
Aliev N ve Alekperov E, “Terroristı Pribıli v SŞA po Pasportam Armenii”,
(Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/492/facts.shtml
893
Murat Topovyan evinde büyük miktarda patlayıcı bulundurduğu ve ASALA terör örgütü lideri
olduğu için tutuklanmış ve bir süre cezaevinde kalmıştır.
335
Komitesi
Ermenistan’ın
her
hangi
bir
teröristi
ve
terör
örgütünü
barındırmadığını, bu kararın neden Azerbaycan ve Gürcistan vatandaşlarına
karşı uygulanmadığını sorgulamıştır. Ermenistan Hükümeti ve diaspora
Ermenilerinin yoğun baskılarından sonra 18 Aralık 2002’de ABD yönetimi
Ermenistan vatandaşlarına uyguladığı sıkı vize kontrol uygulamasını
durdurmuştur. ABD yönetiminin Ermenistan vatandaşlarına uyguladığı bu
kararı iki gün sonra yürürlükten kaldırılması ABD’de Ermeni diasporasının ne
kadar etkili olduğunu göstermektedir.
Özellikle Ermenistan Dağlık Karabağ konusunda ABD’nin baskı
yaptığını iddia etse de, ABD’nin Azerbaycan ve Ermenistan politikası
değerlendirildiğinde tam aksi bır durumun söz konusu olduğu, Azerbaycan’ın
toprak bütünlüğünü tanımasına rağmen, ABD Hükümeti’nin Dağlık Karabağ’ı
Azerbaycan’dan ayrı birim olarak görmesi ve mali yardımda bulunması
Ermenistan’ın bu iddialarının geçersiz olduğunu kanıtlamaktadır. Bu konu
genelde Ermenistan’dan daha çok ABD Ermeni diasporası tarafından
gündeme getirilmekte ve lobi faaliyetlerinde propaganda aracı olarak
kullanılmaktadır.
4. 3. 3. Ekonomik, Mali ve Enerji Alanında İşbirliği
ABD mali ve ekonomik olarak Ermenistan ile daha sıkı bir işbirliği içinde
bulunsa da, askeri ve siyasi açıdan ilişkilerinde ciddi bir gelişme
yaşanmamıştır ve ABD’nin Ermenistan’da askeri varlığı söz konusu değildir.
Ermenistan ‘Barış İçin Ortaklık’ programı çerçevesinde NATO ile ilişkilerini
geliştirmeye çalışsa da, güvenlik alanında Rusya ile işbirliğine daha çok
önem vermektedir. Ermenistan açısından ABD ile siyasi ilişkiler kadar
ekonomik işilişkiler de önemlidir. 1996’da Ermenistan’ı ziyaret eden ABD
heyetine başkanlık eden Yan Kalitsky iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri
‘siyasi ilişkiler elbette önemlidir, anacak öncelikli olan ekonomik ilişkilerdir’
336
şeklinde özetlemiştir.894 İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler Başkan Clinton
döneminde daha da genişlemiştir.
Ermenistan ABD’nin mali yardımlarını alarak ekonomik sorunlarını
halletmenin yanı sıra ülkenin ekonomik faaliyetini düzenleyen yasama,
bankacılık, vergi alanlarında da bu üllkenin desteğini almaktadır. ABD bu
çerçevede Ermenistan’dan elektrik üretimi ve diğer sanayi tesislerinin
özelleştirilmesini talep etmiştir. Bu konu taraflar arasında gerçekleşen bütün
görüşmelerde
çıkarılmıştır.
ABD
ABD,
tarafından
bu
öncelikli
problemlerin
konular
halledildiği
olarak
müzakereye
takdirde
Ermenistan
ekonomisine yüklü miktarda sermaye yatıracağını ve ilişkilerde yeni bir
dönemin başlayacağını bildirmiştir. Ermenistan ABD sermayesinin daha çok
enerji, iletişim, mikro elektron, ülkede çok az miktarda bulunduğu iddia edılin
petrol ve doğalgaz olmakla, diğer doğal kaynakların çıkarılması için
yatırılmasını arzu etmektedir. 1997 yılı başlarına kadar iki ülke arasında
yaklaşık 40 ortak şirket kurulsa da, bunlar genellikle üretim yapmayan
alanlarda faaliyet göstermektedir.895
Ermenistan ve ABD arasında Nisan 1992’de imzalanan anlaşmaya
göre, Ermenistan’a en çok kayırılan ülke statüsü verilmiştir. Bu anlaşmada
Ermenistan gelişmekte olan ülke olarak değerlendirilmiş ve bazı malların
ABD’ye gümrüksüz girişine izin verilmiştir. İki ülke arasındaki ticaret hacminin
yaklaşık % 45’i bu kapsamda gerçekleşmektedir. Eski SSCB ülkelerinin
hiçbiri ile bu tür anlaşmanın imzalanmadığı dikkate alınırsa, ABD
Hükümeti’nin Ermenistan’a olan yaklaşımını ve Ermeni diasporasının başarılı
çalışmalarını görmek mümkündür. Aynı yıl yabancı özel sermayenin
gelmesini teşvik eden hükümetlerarası anlaşma imzalanmış ve 1995’de
Ermenistan Parlamentosu tarafından onaylanmıştır. Bu anlaşma şartlarına
894
895
Vasyutoviç, a.g.m., s. 373.
Vasyutoviç, a.g.m., s. 374.
337
göre, ABD Hükümeti sermaye girişini harekete geçirmek için Ermenistan’a
borç vermiş, Ermenistan Hükümeti de bu borcu herhangi bir riskten korumak
için
sigortalamıştır.
Bu
anlaşma
çerçevesinde
daha
sonra
ABD
Ermenistan’da bazı programlar hayata geçirmiş, ekonomik reformları
maliyeleştirmiştir.
Ermenistan ve ABD arasında 10 yıllık imzalanmış ve Mart 1997’de
yürürlüğe giren anlaşma ekonomik ilişkilerinin gelişmesi ve sermaye akımının
büyümesinde önemli rol oynamıştır. Buna rağmen ABD’nin Ermenistan
Büyükelçisi Dağlık Karabağ’da ateşkesin tam olarak sağlanması ve kalıcı
barış anlaşmasının imzalanmasından, bölgesel güvenliğin temin edildiğine
inandıktan sonra büyük sermayelerin ve projelerin Ermenistan’a geleceğini
özellikle belirtmiştir.
Ermenistan’da faaliyet gösteren büyük şirketlerden biri de Armentel
iletişim şirketidir. Bu şirket Ermenistan’ın oldukça eskimiş iletişim ve
haberleşme ağını yeniden kurmayı planlamıştır. Bir diğer şirket de elektronik
mallar üreten Armako şirketidir. Bir konsorsıyumda birleşen Trans Worl
Telecom ve Armentel ve Almanya’nın Simens şirketi Erivan’ın telefon ve
uluslararası haberleşme ağının modernleştirilmesi hakkında değeri 75 milyon
dolar olan anlaşma imzalamıştır.
Ekonomik işbirliğinin yanı sıra Ermenistan-ABD arasında mali işbirliği
de gelişmektedir. Ermenistan nüfus sayısına göre eski SSCB ülkeleri
arasında ABD’den en çok mali yardım alan devlettir. 1995’e kadar ABD’den
aldığı mali yardımların 4/5’i insani yardım çerçevesinde verilmiştir.896 ABD’nin
eski SSCB ülkelerine borç dışında verilen malı yardım programları
896
Vasyutoviç, a.g.m., s. 375.
338
çerçevesinde Ermernistan toplam miktarın % 10’u civarında yardım almıştır.
Bu nüfus sayısına göre oldukça büyük bir rakamdır ve kişibaşına yaklaşık 97
dolara denk gelmektedir.
Nisan 1995’te sözde Ermeni soykırımının 80. yıldönümü ile ilgili
konuşma yapan Başkan Clinton insani ihtiyaçların karşılanması, demokratik
değerlerin
yerleşmesi
ve
ekonomik
reformların
gerçekleşmesi
için
Ermenistan’a yardımların verilmesine devam edileceğini ve Nisan 1992’de
imzalanan ‘en çok kayırılan ülke’ anlaşmasının yürürülükte kalma süresinin
uzatılacağını bildirmiştir.897 ABD’nin Uluslararaı Kalkınma Ajansı tarafından
yapılan ekonomik ve mali yardımlar Ermenistan ekonomisi için, özellikle
enerji ihtiyaçlarının giderilmesinde oldukça büyük önem taşımıştır. Bu
bağlamda Ermenistan’ın ciddi enerji sıkıntısı yaşadığı 1990’lı yıllara kadar
elektrik üretiminin ciddi bir kısmı ‘Ermenistan İçin Mazut’ programı
çerçevesinde
verilen
yardımlarla
karşılanmıştır.
Özellikle
1993–1994
yıllarında ABD’nin Uluslararaı Kalkınma Ajansı’nın ‘Sıcak Kış’ programı
kapsamında Ermenistan’ın yoksul kesimine ve çocuk evlerine ulaştırılması
için verilen yardımlar daha etkili olmuştur. ABD’nin verdiği yardımların büyük
bir kısmı Türkiye üzerinden Ermenistan’a ulaştırılmıştır. Ancak Ermenistan’ın
sözde Ermeni soykırımı konusunda propaganda faaliyeti, Türkiye’den toprak
ve tazminat taleplerinde bulunması ve Azerbaycan topraklarını işgal etmesi
nedeniyle Türkiye 3 Nisan 1993’te sınır kapısını kapatmaya mecbur olmuştur.
Bunun üzerine ABD Ermeni diasporası lobi faaliyetine başlayarak ABD’nin
Türkiye politikasını etkilemeye çalışmıştır.
1995’ten itibaren Ermenistan’da faaliyet gösteren ABD’nin ticari özelliği
olmayan Avrasya Vakfı 650’den fazla proje hayata geçirmiştir.898 Her bir
897
Vasyutoviç, a.g.m., s. 375.
Eva Laşenova, “Armeniya na Şakhmatnoy Doske SŞA”, (Erişim) http://www.sknews.ru/paper/
2006/26/article.php?id=3&uin=7, 4 Temmuz 2006.
898
339
projenin değerinin 20 bin dolar olduğu dikkate alınırsa, sadece bu Vakfın
Ermenistan’a ciddi yardımlarda bulunduğunu söylemek mümkündür. ABD
Başkanı George Bush 2005’te Ermenistan’ı da ‘Bın Yılın Çağrısı’ propgramı
kapsamına almış ve bu program çerçevesinde Ermenistan’a yaklaşık 235
milyon dolar yardım edilmesi kararlaştırılmıştır.899
Mali yardım programları kapsamında ABD demokrasinin gelişmesi,
ekonomik ve sosyal reformların yapılması, güvenlik ve kolluk kuvvetlerinin
yeniden kurulması, insani yardım, sektorlararası girişimcilik alanlarında
Ermenistan’a 2002’de 103,900 2003’te 106,5,901 2004’te 89,7,902 2005’te
84,4,903 2006’da 76,5,904 milyon dolar yardımda bulunmuştur.905 ABD’nin mali
açıdan Ermenistan’ı desteklemesinin en önemli nedenlerinden biri de ABD
Ermeni diasporasının Kongre ve Senato’da yaptıkları lobi faaliyetleridir.
Özellikle Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan tarafından ekonomik ablukaya
alındığını iddia eden Ermeni diasporası 2002 yılı başlarına kadar ABD’nin
Ermenistan’a 1 milyar 600 milyon Dolar mali yardım etmesini sağlamıştır.906
Bundan başka ABD Kafkasya ülkelerine mali yardım ederken Dağlık
Karabağ’ı ayrı bir birim olarak görmüş ve yardımda bulunmuştur ki bu durum
Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıması hakkında görüşlerine ters
düşmektedir.907 2003 yılında ABD ‘Freedom Support Act’ programı gereğince
899
Laşenova, a.g.m.,
“U.S. Government Assistance to Armenia-Fiscal Year 2002”, (Erişim) http://www.aaainc.org/
index.php?id=319, 9 Temmuz 2007.
901
“U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2003”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/
29484pf.htm, 9 Temmuz 2007.
902
“U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2004”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/
35976pf.htm, 9 Temmuz 2007; 2004 yılı yardımları için bkz: “Pomoş SŞA Armenii v 2004
Finansovom godu. Spravka Gosdepa”, REGNUM HA, 3 Şubat 2005.
903
“U.S. Assistance to Armenia-Fiscal year 2005”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/
51146.htmt, 9 Temmuz 2007.
904
“U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2006”, (Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/
66320.htm, 9 Temmuz 2007.
905
Gayane Movsesyan, “Voennaya Pomoş SŞA: Somnitelnıy Paritet”, (Erişim) http://www.yerkir.am/
rus/index.php?sub=newspaper_arm&exp=policy&month=05&year=2006&number=26&id=7047
906
“S 1992 goda po Sey den SŞA Osuşestvili v Armenii Program Sodeystviya na Summu Poryadka
1.6 Mılyard”, (Erişim) http://www.arka.am/rus/archive/n12/n2812/281202.html
907
“ABD Dağlık Karabağ'ın Gelişmesi İçin 15 milyon Dolar Ayırdı”, Azg, 9 Ekim 2002.
900
340
Ermenistan’a 93 milyon 750 bin Dolar, Karabağ Ermenilerine ise 25 milyon
Dolar yardımda bulunmuştur.908
Sovyetler Birliği döneminde Ermenistan enerji ihtiyacını merkezi
hükümet tarafından karşıladığı için ciddi sorunlarla karşılaşmamış, doğalgaz
ve petrol aramaları 1960’lı yıllarda maliyeti çok olduğundan durdurulmuştur.
Ancak 1980’li yılların sonlarından itibaren enerji sıkıntısı yaşayan Ermenistan
Hükümeti yeniden petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına başlamıştır. 1997
yılı başlarında Ermenistan-ABD ortak şirketi enerji bakanlığı ile petrol ve
doğalgaz araması hakkında üretimin pay bölgüsü hakkında anlaşma
imzalamıştı. Bilim adamları Ermenistan’da petrol ve doğalgaz olduğunu
ancak bu rezervlerin çok derinde olması nedeniyle çıkarılmasının oldukça
pahalıya mal olduğunu iddia etmektedir. ABD projeye 10 milyon dolar
yatırmaya karar vermiştir.
Ermenistan-ABD ilişkilerinde önemli konulardan biri de enerji alanındaki
işbirliğidir. Bu işbirliği Ermenistan’ın bağımsızlığının hemen ardından başlasa
da, daha sonra Metsamor909 Nükleer Santrali’nin yeniden faaliyete başlamak
talebinin ardından daha da genişlemiştir. Aralık 1988 depreminde ciddi zarar
gören Santral’in yeniden faaliyete başlamasına ABD kesinlikle karşı çıkmış,
bunun sadece Ermenistan için değil, aynı zamanda bölge için de ciddi
sonuçlar doğuracağından endişe etmiştir. Gerçekten de eski teknoloji ile inşa
edilmiş Metsamor Nükleer Santrali sadece Ermenistan’ı değil, aynı zamanda
bütün bölgenin çevre güvenliğini de ciddi bir şekilde tehdit etmektedir.
908
“Senat Odobril Programmu Pomoşi SŞA Armenii i Nagornomu Karabakhu”,
(Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index.php?lang=eng&t=archive&d=28&m=01&y=2003&id
=483
909
Hatem Cabbarlı, “Metsamor Nükleer Elektrik Santrali ve Ermenistan’ın Enerji Politikası”,
(Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=print&sid=92, 12 Mayıs 2006.
341
Metsamor Nükleer Santrali’nin yeniden çalıştırılması için Ermenistan ve
Rusya arasında anlaşma sağlandıktan sonra AB ve Uluslararası Atom Enerji
Ajansı Santral’in bölge için büyük tehlike oluşturduğu gerekçesiyle buna itiraz
etmiştir. ABD’nin Ermenistan Büyükelçiliği de Santral’in çevre için tehlikeli
olduğunu vurgulayan bir açıklama yapmıştı.910 Buna karşılık Ermenistan
Enerji Bakanı, Metsamor Nükleer Santrali’nin hiçbir zaman Avrupa
standartlarına göre donatılmasının mümkün olmayacağını ve devletin elektrik
enerjisi
ihtiyacını
karşılayabilmesi
için
alternatif
bir
kaynağa
sahip
olmadıklarını bildirmiştir. Dünyada başka hiçbir nükleer elektrik santrali,
Metsamor Nükleer Santrali kadar uzun süre (altı yıl) kapatıldıktan sonra
yeniden elektrik üretimine başlamamasına rağmen, 1988 depreminde zarar
görmüş bu Santral Ermenistan Hükümeti tarafından 1995’te tekrar kullanıma
açılmıştır. ABD, santralin daha güvenli bir ortamda faaliyete başlaması için
Ermenistan’a 100 bin dolar yardım etmiştir.
Santral faaliyete başladıktan sonra Ermenistan enerji ihtiyacının
tamamını karşılayamadığını öne sürerek ABD’den mali yardım talebinde
bulunmuş, taraflar arasındaki görüşmeler sonucunda Mayıs 1996’da
hükümetlerarası
anlaşma
imzalanmıştır.
Anlaşma
şartlarına
göre,
Ermenistan’a enerji açığını kapatması için 15 milyon dolar verilmiştir.
Anlaşmada aynı zamanda Ermenistan Enerji Bakanlığı’nın Uluslararası
Kalkınma Ajansı ile işbirliği yapması, enerji siyasetini yeniden gözden
geçirmesi, enerji üretiminin değerinin düşürülmesi ve başka konular yer
almıştır.911 ABD Ermenistan’dan enerji sisteminin özelleştirilmesini talep
etmiş ve bu konuda karşılaştığı sorunlarla ilgili yardım edeceğini bildirmiştir.
ABD uzmanlarının katılımı ile Ermenistan 1996–2000 yılları arasında enerji
sektörünün kalkınması, doğalgaz boru hatlarının tamiri ve yenilerinin inşa
edilmesi programı hazırlanmıştır. Projenin gerçekleşmesi için Ermenistan
910
John M. Gleason, “The Decision to Reactivate a First-Generation Soviet Nuclear Power Plant:
Conceptual and Decision-Analytic Frameworks”, (Erişim) http://www.fplc.edu/RISK/vol8/winter/
Gleason.htm
911
Vasyutoviç, a.g.m., s. 378.
342
ABD ve diğer mali kuruluşlardan aldığı 125 milyon dolardan başka 50 milyon
dolar daha talep etmiştir.912
Ermenistan ve ABD arasında ekonomik ilişkiler değerlendirildiği zaman
1990’lı yılların ortalarına kadar ABD’nin insani yardım programlarına önem
verdiğini, bu tarihten sonra ağırlıklı olarak enerji, mali, tarım, gayrı menkul
piyasasının oluşması ve diğer alanlarda projelere öncelik verdiğini söylemek
mümkündür. ABD’nin Ermenistan’a insani yardım programları halen devam
etmektedir.
İnsani
yardım
programlarının
devam
etmesinde
Ermeni
disaporasının lobi faaliyetlerinin büyük önemi olduğunu özellikle belirtmek
gerekmektedir. Ermenistan insani yardım programlarının devam etmesinden
memnun olsa da, ABD sermayesinin daha çok tıcari, sanayi ve üretim
alanlarına girmesinden yana olmuştur ve son zamanlarda bu projelerin
gerçekleşmesine çalışmaktadır.
4. 3. 4. Ermenistan-ABD İlişkilerinde Diasporanın Yeri ve Önemi
ABD’de Ermeni diasporasının oluşumu 19. yüzyıla tekabül eder913 ve
Ermenilerin bu ülkeye göç etmeleri genellikle eğitim, ticari ve siyasi amaçlı
olmak üzere üç başlık altında değerlendirilmektedir ve Özellikle Birinci Dünya
Savaşı’nda Osmanlının yenilgisinden sonra Orta Doğu’da güvenliğin
sağlanamadığı bir ortamda Ermeniler ABD’ye yerleşmeye devam etmişdir.
1930’lu yıllara kadar Ermeniler ABD’nin sosyal ve siyasi hayatında fazla etkili
olmasalar da, özellikle sözde Ermeni soykırımı konusunda faaliyetlerine
hiçbir zaman ara vermemiştir.914 Bu propaganda faaliyeti 1990’lı yıllara kadar
genellikle
diaspora
kuruluşları
ve
temsilcileri
tarafından
yürütülmüş,
Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra bu konuyu daha geniş bir
912
Vasyutoviç, a.g.m., s. 379.
Kantarcı, a.g.e., s. 87.
914
Djon Kirakosyan, “Blijnevostoçnıy Krizis 1895-97 gg. Armeniya i Politika SŞA”,
(Erişim) http://www.genocide.ru/lib/kirakosyan-a/articles/eastern-crisis.htm
913
343
şekilde değerlendirmiş ve ortak eylem planı hazırlayarak lobi çalışmalarına
ABD Ermeni diasporası ile birlikte devam etmiştir.
ABD Ermeni diasporası genellikle Ermeni milli kimliğin korunması için
mücadele etmiş, bunu sağlamak için de sözde Ermeni soykırımı konusundan
başarılı şekilde yararlanmıştır. Diaspora bununla milli kimliğin korunması ve
sözde Ermeni soykırımı propagandası yönünde hedefe doğru ilerleyebilmiş
ve ciddi mesafe katetmiştir.915 Diasporanın etkili faaliyet göstermesinde
Ermenistan’ın ABD politikasında sözde Ermeni soykırımı faktörünü ön olana
çıkarması ve devlet seviyesinde ilişkilere yansıtması olmuştur. 1990’lı yılların
sonlarından itibaren ABD’nin Orta Doğu ve Türkiye politikasını iyi
değerlendiren diaspora kuruluşları ve Ermenistan Hükümeti propaganda
faaliyetlerini daha da artırmıştır.
ABD Ermeni diasporasının faaliyeti değerlendirildiği zaman 1990’lı
yıllardan sonra üzerinde durduğu konuları kısaca şu şekilde özetlemek
mümkündür:
-Kafkas Ermenistan’ı, Ermeni toplumunun garantisi durumundadır.
Kimlik açısından Ermeni olarak kalmak isteyenler oraya göç etmelidirler,
-Klasikleşen sözde Ermeni soykırımının ABD tarafından tanınmasını
sağlamak,916 Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını engelleyerek ve siyasi
düzenini bozarak ‘4 T Planı’nda öngörülen tanıtım, tanınma, tazminat ve
toprak taleplerinin gündeme taşıyacak ve destek bulacağı ortamı hazırlamak.
Sözde Ermeni soykırımının uluslararası platformda tanınması Ermeni
isteklerini tatmin ve ruhlarını yatıştırıcı bir faaliyettir. Ermeni soykırımının
tanınması Ermeni problemini çözmez. Batı Ermenistan’ın geri alınması ve
915
Hovanes Nikoğosyan, “Çeğaspanutyan Tşanaçman Ginı. İnçpisin Petk e Lini HH Paştonakan
Dirkoroşumı”, (Erişim) http://ap.rau.am/?page=statja&st_id=77, 12 Mart 2007.
916
Kemal Çiçek, “Ermeni soykırımı” iddiasına kapsamlı bir çözüm modeli...”, Zaman, 14 Ekim 2007.
344
Ermenilerin ata topraklarında toplanması Ermeni diasporasının yüce
hedefidir.
Diaspora bu amaca yönelik bir şekilde teşkilatlanmalıdır:917
-Ermenistan’ın bağımsızlığının korunması ve karşılaştığı ekonomik
sorunların halledilmesi için ABD’nin ekonomik ve mali desteğini sağlamak,
-Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgal edilmesini
ulusların
kendi
kaderini
tayin
edilmesi
anlayışı
çerçevesinde
ABD
Hükümeti’ne ve kamuoyuna sunmak,
-Sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını veya bölgenin
Ermenistan’a ilhak edilmesini ABD ve dünya kamuoyuna kabul ettirmek.
Ermeni diasporası sözde soykırımın ABD Başkanı ve Kongre tarafından
tanınması ve ABD’nin Türkiye’ye askeri ve ekonomik yardımını kısıp
Ermenistan’a insani ve ekonomik yardımlarını arttırması yönünde Beyaz
Saray’a sürekli baskı yapmıştır. Ermeni diasporası 2007 yılına kadar bu
konuda hedeflerine ulaşmasalar da, 10 Ekim 2007’de Temsilciler Meclisi Dış
İlişkier Komisyonu sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını kabul etmesi TürkABD ilişkilerini ciddi şekilde zedelemiştir.918
ABD Ermeni diasporasının ilgilendiği bir konu da Azerbaycan enerji
rezervlerinin dünya piyasalarına ulaştırılması için Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol
ve Bakü-Erzurum doğalgaz boru hatlarının inşasını engellemek olmuştur.
Boru hatları konusu gündeme geldiği zaman Ermenistan ona sunulan
tekilflerin hiçbirini olumlu karşılamamış ve neticede kendisine ekonomik ve
917
Cemalettin Taşkıran, “Ermeni Diasporasi Nedir? Ne İstiyor?”, Ermeni Araştırmaları 1. Türkiye
Kongresi Bildirileri, III. cilt, Ankara 2003, ss. 3-13.
918
Alev Alatlı, “Amerika’ya Kim Hükmediyor” (1), Zaman, 18 Ekim 2007; Cevdet Akçalı, “TürkErmeni Anlaşmazlığında Üçüncü”Taraf”, Yeni Şafak, 22 Ekim 2007; “İşte Türkiye’nin ABD’ye
Karşı Stratejik Kozları”, Zaman 16 Ekim 2007; “Türkiye’nin Lobi Skandalı”, Cumhuriyet, 18 Ekim
2007; “Soykırım Cephesinde Derin Hesaplar”, Radikal, 19 Ekim 2007.
345
jeopolitik avantaj sağlayan projelerden uzak kalmıştır. Bu gerçeği oldukça
geç anlayan Ermenistan 1997 sonlarından itibaren Hazar enerji kaynakları ile
ilgilenmeye başlamıştır. Ancak Azerbaycan imzaladığı petrol anlaşmalarını
hayata geçirip petrolü Bakü-Novorossisk ve Bakü-Supsa Petrol Boru
hatlarıyla dünya pazarlarına taşımaya başladıktan sonra Ermenistan’ın bu
ilgisi fazla rağbet görmemiştir. Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı konusunda
geç kaldığını anlayan Ermenistan Hükümeti, ABD’deki Ermeni diasporasını
devreye sokarak, ABD kamuoyuna Bakü-Ceyhan projesinin Gürcistan
üzerinden geçmesinin çok pahalıya mal olacağı, ABD vatandaşlarının
ödedikleri vergilerin yanlış bir projeye harcanacağı propagandasını yapmaya
başladı.919
ABD Ermeni Asamblesi, ABD Kongresi’nin Ermeni sorunlarıyla ilgili
grubun eş başkanı ve Temsilciler Meclisi üyesi Joe Nollenberg ve grubun
diğer eş başkanı Frank Pallone Bakü-Ceyhan Petrol Boru hattı konusunun
ABD Senatosu’nda tartışılması için tasarı hazırlamıştır. Tasarıda ABD Ticaret
ve Kalkındırma Ajansı’nın Trans-Ermenistan Bakü-Ceyhan petrol boru hattını
finanse ettiği takdirde, ABD petrol şirketlerinin 400–700 milyon Dolar
arasında tasarrufta bulunacağı konusunda bilgi verilmişti.920 Ancak ABD
Ermeni diasporasının bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı.
Ermeni
diasporası
Ermenistan-ABD
ilişkilerinde
en
dinamik
bir
kurumdur, zaman zaman görüş ve taleplerini her iki tarafa kabul ettirebilecek
mekanizmalara sahiptir. Ermenistan-ABD arasında son 17 yılda her hangi bir
şekilde iyi ilişkiler kurulmuşsa ve halen devam ediyorsa, bu aynı zamanda
Ermeni
919
diasporasının
başarısı
olarak
da
değerlendirilebilir.
Taraflar
Cabbarlı, “Bağımsızlık Sonrası…”, s. 236-258.
Armen Khanbabayan, “Marşrut Kaspiiskoy Nefti Mojet Bıt Peresmotren”, Nezavisimaya Gazeta,
22 Haziran 2001.
920
346
arasındaki ilişkilerde Ermeni diasporasının bundan sonra da etkili olacağı
kaçınılmazdır.
SONUÇ
Ermeni iddialarının aksine zamanla şekillenmiş ve milletleşme sürecini
tamamlamış bir millet değildirler; kendileri bile etnik kökenleri konusunda
ortak görüşleri paylaşamamaktadırlar; bu tartışmalar günümüzde de Ermeni
ve yabancı tarihçiler arasından halen devam etmektedir. Bazı Ermeni
tarihçileri kendilerinin Nuh Peygamber’in oğlu Hayk’tan geldiklerini iddia
ederek karışık ırk olmadıklarını kanıtlamaya çalışsalar da, aslında bugünkü
Ermeniler çeşitli ırk ve milletlerin kaynaşması sonucunda ortaya çıkmıştır.
Bilimsel açıdan en gerçekçi olanı da budur. Zira Orta Doğu ve Asya kıtasında
yaşayan ve her zaman yönetilen tebaa olan Ermenilerin diğer ulus ve
milletlerle bir arada yaşayıp karışmaması sosyolojik ve tarihsel olarak
mümkün değildir. Milletleşme sürecinin Orta Doğu ve Asya’da Avrupa’ya
rağmen daha geç başlaması dikkate alınırsa, Ermeni iddiaları fazla inandırıcı
değildir.
Yaklaşık bin yıl Türklerin hâkimiyeti (Selçuk ve Osmanlı) altında
yaşayan Ermenilerin bu baskın kültür değerinden yararlanmama ve
benimsememe ihtimali oldukça zayıftır. Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda
Türk faktörü özellikle 19. yüzyılın başlarından itibaren daha derin izler
bırakmıştır. Osmanlının zayıflamasına paralel olarak Hıristiyan devletlerden
siyasi destek alan Ermeniler, Türkleri ‘öteki’ olarak tanımlamış ve bu
tanımlama bugün negatif anlamda daha da katmanlaşmıştır. Ermenilerin
milletleşme ve ulusal kültürünün oluşumu süreci halen devam etmektedir.
Dünyanın birçok ülkesinde yaşayan Ermeniler arasında bu süreçte bazı
benzerlik ve farklılıklar vardır. Asyalı, Doğulu ve Hıristiyan olmaları
Ermenilerin ulusal kimliklerinin oluşumunda etkili öğelerden biridir.
Ermenilerin
Türk
karşıtı
psikolojisinin
şekillenmesinde
kilisenin
propagandasına paralel olarak Ermeni aydınlarının yazdıkları eserler de etkili
348
olmuştur. Kilise ve aydınlar Ermenilerin özellikle son 200 yılda yaşadığı bütün
olumsuzluklardan Türkleri sorumlu tutmuştur. Bu iddialar özellikle Birinci
Dünya Savaşı yıllarında yaşanan olaylardan sonra Ermeniler tarafından daha
sistematik şekilde dile getirilmiş ve süreklilik arz etmiştir.
Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda derin iz bırakan bir olgu da Rusya
faktörüdür. Rusya ile temasta bulunan Ermeniler Hıristiyan Avrupa ile beraber
bu ülkeden de destek almaya çalışmıştır. Rusya sıcak denizlere inme
politikası bakımından bölgeye hâkim olmaya çalışırken Ermenilerden
yararlanmıştır. Rusya’nın Ermeni tarihinde bıraktığı negatif iz son 200 yılda
Ermeni kamuoyu ve aydınları tarafından fazla tartışılmamıştır. Ermenistan’ın
bağımsızlığını ilan etmesinden sonra bu konuyu tarafsız değerlendirmeye
fırsat ortaya çıksa da, ‘bağımsız’ Ermenistan’ın ekonomik, siyasi ve enerji
güvenliği bakımından Rusya’ya ‘bağımlılığının’ devam etmesi bu konunun
tartışılmasına imkân vermemiştir.
Ermeniler kültür değerlerinin sadece kendilerine ait olan özellikleri ve
tarihsel birikimleri ihtiva ettiğini iddia etseler de, Selçuklu, Osmanlı Türk ve
Müslüman değerlerinin Ermeni kültürünün oluşumunda özel yeri vardır.
Ermeniler kültür değerlerinin özü hakkında bahsederken alfabe ve dil
özelliklerini ön plana çıkarmaya çalışsalar da, aslında alfabelerinin Afrika
(Etiyopya) halklarının alfabeleri ile inanılmaz benzerlik arz etmesinden ve
tarih boyunca dillerine girmiş bulunan yaklaşık 4000∗ Türk kökenli kelimeden
kesinlikle söz etmezler. Bu cesareti gösteren bilim adamlarının eserlerini ise
genellikle yok sayarlar. Hiç kimse Ermeni kültürünün milli değerlerden yoksun
olduğunu kanıtlamaya çalışmazken, Ermeniler, bin yıllardır yaşadıkları
coğrafyada başat konumda olan Türk-Müslüman kültür değerlerinden
yararlanmadıklarını ısrarla kanıtlamaya çalışmaktadır.
∗
Açaryan Raçiya Akopoviç, “Vzaimnoe Vliyanie Tyurkskogo i Armyanskogo Yazıkov”, Pervıy
Vsesoyuznıy Tyurkologiçeskiy Syezd, 26 Şubat–5 Mart 1926, Baku,
349
Ulusal kimliğin oluşumunda bir diğer önemli etken de hiç şüphesiz din
olgusudur. Ermeniler Hıristiyanlığı ilk olarak kabul eden devlet olmalarının
propagandasını yaparken 451’de toplanan Kadıköy Konsili’nde Ermeni
Kilisesi’nin Hz. İsa’nın ilahi kimliğe sahip olduğu Monofizit dini görüşünü kabul
ederek,
Gregoryenlik
mezhebini
seçmelerini,
Avrupa
kilisesinden
ayrılmalarını, Papa’nın dini otoritesini tanımamalarını ve bu nedenle Hıristiyan
dünyası tarafından lanetlendiklerini görmezden gelmektedirler. Ermeniler
ulusal kimliklerinin oluşumunda Kilise’nin vazgeçilmez yerinin olduğunu
bildirseler de, nedense, bin yıl tebaası oldukları Türk devletlerinin (Selçuklu ve
Osmanlı) Ermeni Kilisesi’nin faaliyetine en uygun ortamı hazırlaması ve hiç bir
zaman baskı yapmaması gerçeğini unutmayı ve ya susmayı tercih etmektedir.
Ermenistan yerleştiği coğrafya itibarıyla elverişsiz jeopolitik konuma
sahiptir. Denizlere ve okyanuslara çıkışı yoktur. Ulaşım genellikle Gürcistan
ve İran üzerinden yapılmaktadır. Ayrıca, bağımsızlık sonrası izlediği yayılmacı
dış politikaya göre, 1990’lı yılların sonlarından itibaren bölgede gerçekleşen
birçok projelerin dışında kalmıştır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen
jeopolitiğin beşeri/potansiyel unsurlarını zaman zaman lehine çevirebilmiştir.
Ermenistan devlet başkanlığı sistemi ile yönetilen bir ülkedir. Bu
sistemde devlet başkanı hükümetten daha geniş yetkilere sahip olduğuna
göre, dış politika daha dar çerçevede oluşmaktadır ve geniş katılım söz
konusu değildir.
Dış politika doktrinlerinin hayata geçirilmesinde devletlerin ekonomik
gücü ve potansiyeli önemli rol oynamaktadır. Bu bakımdan Ermenistan
ekonomisi değerlendirildiğinde son 15 yılda ciddi ekonomik sıkıntılar
yaşamasına rağmen bu eksikliğin dış politikaya yansımadığını, ekonomik
kapasitesinin çok üzerinde bir dış politika uyguladığı anlaşılmaktadır.
350
Ermenistan ekonomisi yapısallaşmamıştır ve önemli ölçüde Rusya’ya
bağımlılığı söz konusudur. Mayıs 1994’te imzalanan ateşkes antlaşmasından
sonra bazı sorunlarını halletmeye fırsat bulsa da, ciddi bir ilerleme
kaydedilmemiştir. Yabancı sermayenin kıtlığı, yasaların bürokrasi karşısında
zayıf kalması ve diğer nedenler ekonominin önemli sorunları olarak
değerlendirilmektedir.
Ermeni diasporası coğrafyasının geniş olması, özellikle ABD ve Avrupa
ülkelerinde ciddi şekilde teşkilatlanmaları Ermenistan Hükümeti’ne avantaj
sağladığı gibi bazı durumlarda da problemler oluşturmaktadır. Ermeni
diasporası dış politikanın şekillenmesi sürecinde zaman zaman hükümete
kendi taleplerini kabullendirmeye çalışmaktadır. Bağımsızlığın ilk yıllarında
profesyonel diplomat sıkıntısı yaşayan hükümet diasporadan uzman getirmek
zorunda kalmıştır. Diaspora kuruluşları özelikle bağımsızlığın ilk yıllarında
ülkeye ciddi anlamda mali yardım ve sermaye girişi sağladığı için dış
politikada ağırlığını korumaya çalışmıştır. Hükümet dış politikada diasporanın
gereğinden fazla etkili olmasına imkan vermese de, dışişleri bakanlığı ve
diaspora kuruluşları zaman zaman birbirilerinin kapasite, siyasi ve ekonomik
potansiyelinden karşılıklı olarak yararlanmıştır ve bu geleneğin halen devam
ettiğini
gözlenmektedir.
Ancak
Koçaryan
iktidara
geldikten
sonra
Ermenistan’da üç diaspora konferansının düzenlenmesi ile hükümet ve
diaspora kuruluşları arasında koordinasyonun sağlanması için ciddi çaba
harcadığını görmekteyiz. Bu, bir anlamda hükümetin diaspora kuruluşları
üzerinde kontrolü sağlama girişimleri gibi değerlendirilse de, hükümetin bunu
başarması için gerekli mekanizmalara sahip olmadığı bilinmektedir.
Ermenistan dış politikasının oluşumunda yukarıda ifade edilen bütün
öğeler Hay Dat Doktrini’nde bir şekilde yer almıştır, sadece öncelikler sırasına
göre değişmektedir. Bu Doktrin’in ne zaman ortaya çıktığı konusunda kesin
bilgiler olmasa da, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Ermeni Kilisesi ve
351
aydınlarının çalışmaları sonucunda ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu Doktrin
Ermenistan’ın
bağımsızlık
elde
etmesine
kadar
diaspora
kuruluşları
tarafından korunmuş ve ideolojik olarak zamanla daha da zenginleştirilmiştir.
1991’den sonra Doktrin gayrı resmi olarak bütün hükümetler tarafından kabul
görmüş ve uygulanmıştır. Hay Dat Doktrini’ne genelde Taşnaksutyun Partisi
sahiplenmiş ve uygulanması için mücadele etmiştir. Doktrin’in temel
prensiplerini tarihi Ermeni topraklarının geri alınması ve Birleşik/Büyük
Ermenistan ulusal devletinin kurulması; tarih boyunca dünyanın çeşitli
bölgelerine dağılmış Ermeni ulusunun söz konusu topraklara geri dönmesini
sağlamak; sosyal devletin kurulması gibi değerlendirmek mümkündür. Hay
Dat Doktrini’nin teorik esasını, bölgesel güçlerin yayılmacı politikalarını ulusal
güvenlikleri için başlıca tehdit olarak kabul eden Ermeni tarihsel politik
geleneği oluşturmaktadır.
Ermenistan nüfusu tarihin hiç bir döneminde tek bir ülke sınırları içinde
bulunmamıştır. Bugün sayıları 9 ila 15 milyon olduğu iddia edilen Ermenilerin
yaklaşık 1,5 veya 2 milyonu Ermenistan’da yaşamaktadır. Bağımsızlık sonrası
ciddi, hatta zaman zaman tehlikeli olarak değerlendirilen sayıda dış göç
vermiştir. Bölgede en az, ama homojen nüfusa sahiptir. Homojen ülke olma
özelliğini dış politikada başarılı şekilde kullanmaktadır. Nüfusun halen
(özellikle kalifiye gücün) dış göç vermesi devam etse de, 1990’lı yıllarda
olduğu kadar tehlikeli değildir.
Dış politikanın şekillenmesinde yukarıdaki öğeler kadar siyasi liderlerin
tutum ve davranışları da önemlidir. Bu gün Ermenistan devlet yönetiminde
bulunanların büyük çoğunluğu Sovyet siyasi okulunun mezunlarıdır ve
dolayısıyla yönetimde bu psikoloji hüküm sürmektedir. Daha genç ve Avrupa
eğitimli kadrolar için geniş imkânlar sağlanmamaktadır.
352
Ermenistan’ın bağımsızlık mücadelesinin lideri olarak tanınan TerPetrosyan devlet başkanı seçildikten sonra sıkıntılı dönemde bulunan dış
politikanın belirlenmesinde son söz hakkına sahip olmuştur. 1997 yılına kadar
iktidara hâkim olsa da, özellikle Dağlık Karabağ sorununun çözümünde
uzlaşmaya taraf olduğu için kendi takımı tarafında istifaya zorlanmıştır.
Ermenistan’ın ikinci devlet başkanı Koçaryan Petrosyan’a karşı cephe
almış takımın liderliğini yapmıştır. Şahinleri temsil etmektedir ve TerPetrosyan’ın hangi sebeplerden dolayı istifa ettiğini bildiği için özellikle dış
politika ve güvenlik konularında faaliyet alanının daralmasına kesinlikle
müsamaha göstermemektedir. Son zamanlarda Başbakan Serj Sarkisyan’ın
konumunun güçlendiği iddia edilse de, bu Koçaryan’ın üçüncü kere devlet
başkanı seçilememesi ile açıklanabilir ve büyük bir ihtimalle kontrollü bir
gelişmedir. Koçaryan aynı zamanda ekonomi ve güvenlik konularında da
kendi görüşünü kabul ettirebilmekte, özellikle Rusya ile işbirliği konularına
daha çok önem vermektedir.
Ermenistan’da Başbakanlık görevinde bulunmuş ve Dağlık Karabağ
Savaşı’nın kahramanı olarak tanınmış Vazgen Sarkisyan’ın parlaması TerPetrosyan iktidarının son yıllarına denk gelmektedir. Siyasetten çok uzak
olmasına rağmen eski savunma bakanı olarak askeri rejim anlayışı
çerçevesinde ülkeyi yönetmek istemiştir. 1996–1999 yılları arasında ülkeyi
fiilen Sarkisyan yönetmiştir.
Ermenistan dış politikasının oluşumunda genelde güvenlik güçleri aktif
olarak katılsa da, bu daha çok güvenlik güçlerinin başında duran şahsın
kişisel özellikleri ile de ilintilidir. Savunma Bakanlığı genellikle, polis ve
istihbarattan daha fazla dış politikaya müdahale edebilmektedir. Bu alanda
Milli Güvenlik Konseyi’nin görüşleri de dikkate alınmaktadır. Ancak Milli
353
Güvenlik Konseyi’nin hukuki statüsü bugüne kadar belirlenmediği için hem bu
kurumu kontrol etme mekanizması yoktur hem de kurum sık sık
toplanmamaktadır. Bugüne kadar Savunma Bakanlığı’nın dış politikaya
müdahale
ve
yönlendirme
yeteneğini
Dışişleri
Bakanlığı
henüz
sınırlandıramamıştır.
Sözde Ermeni soykırımı konusu Ermenistan dış politikada başarılı
şekilde kullanılan araçlardan biridir. Bu konu iktidarda bulunan siyasi güç
tarafından hiçbir zaman ihmal edilmemiş, sadece öncelikli konular sırasına ve
önemine göre çok ufak değişiklikler göstermiştir. Bu konuyla ilgili propaganda
çalışmaları özellikle diaspora kurumları ile paralel olarak yürütülmektedir.
Sözde Ermeni soykırımını dış politikanın ulusal sınırları aşarak uluslararası
nitelik kazanan tek öğesi olarak değerlendirmek mümkündür. ABD’nin ve
Avrupa ülkelerinin bu konuyu Türkiye’ye yönelik baskı olarak görmeleri
Ermenistan’ın propaganda çalışmalarının daha rahat kabul görmesi için
uygun ortam hazırlamıştır.
Ermenistan bağımsızlığını ilan etmeden önce Türkiye bu ülke ile
ilişkilerini geliştirmek için Moskova üzerinden bazı girişimlerde bulunsa da, bu
ülkeden beklenen ilgiyi görmemiştir. Ermenistan bağımsızlık elde ettikten
sonra aynen 1918–1920 yıllarında var olan Birinci Ermenistan Cumhuriyeti
gibi Türkiye’ye yönelik düşmanca politika izlemiş, bu ülkenin toprak
bütünlüğünü tanımamış, Ermenilere soykırım yapmakla suçlamış, Türkiye’nin
doğu bölgesini Batı Ermenistan olarak görmüştür. Bu iddialar sadece sözde
kalmamış, aynı zamanda ‘Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi’nde de yer
almıştır.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye Ermenistan ile iyi ilişkiler
geliştirmek
isteğinden
vazgeçmemiştir.
Türkiye
işbirliği
çerçevesinde
354
Ermenistan
ile
ilişkilerini
geliştirebilir
düşüncesiyle
Karadeniz’e
kıyısı
olmamasına rağmen Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na üye olarak
davet etmiş, 1993 yılına kadar Kars Doğu sınır kapısını açık tutmuştur.
Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik politikasını ‘4 T Planı’ çerçevesinde
değerlendirmek
mümkündür.
Buna
göre,
Ermenistan
sözde
Ermeni
soykırımını uluslararası kamuoyuna tanıtmayı, sözde Ermeni soykırımının
Türkiye’nin de tanımasını sağlamayı, toprak ve tazminat talep etmeyi uzun
vadeli bir stratejik hedef olarak seçmiştir.
Ermenistan 1965 yılına kadar sözde Ermeni soykırımı konusunda ulusal
ve uluslararası girişimlerde bulunmasa da, bu tarihten itibaren Erivan’da
‘soykırım’ kurbanlarını resmi anma merasimi düzenlenmiştir. Bundan sonra
Ermenistan’ın sözde Ermeni soykırımı propagandası süreklilik arz etmiş,
bağımsızlık sonrası ise daha da genişlemiştir. Türkiye Ermeni iddialarına
karşı her zaman müzakere kapısını açık tutsa da, Ermeniler uzun zaman bu
konuda işbirliğine gitmemiştir. Ancak 2001 yılında taraflar bir araya gelerek
sorunları görüşmek için Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonu kurmuştur.
Komisyon çerçevesinde uzun süren müzakerelerden sonra görüşmeler
diaspora kuruluşları ve Ermenistan Hükümeti’nin Türk temsilcileri ile
görüşmenin diasporayı böldüğü ve ulusal çıkarlara hizmet etmediği
konusunda beyanda bulunması üzerine başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Ermenistan özellikle son zamanlarda sözde Ermeni soykırımının
tanıtılması konusunda başarılı sonuçlar aldıktan sonra, ‘4 T Planı’nın ikinci
öğesi olan Tanınma stratejisi çerçevesinde Türkiye kamuoyuna yönelik
propaganda faaliyetine önem vermiştir. Özellikle ABD ve Fransa’da sözde
Ermeni soykırımını kabul edilmesi ile ilgili yasa ve yasa tasarılarının kabul
edilmesinden sonra Ermeni diasporası ve Ermenistan bu konunun Türkiye
355
kamuoyu tarafından da tartışılması için uğraşmıştır. Bu konuda özellikle
2000’li yılların başlarından itibaren Ermenistan’ın görüşlerini destekleyen Türk
akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, televizyon kanalları ve basın ön
plana çıkmaya başlamış, konferanslar düzenlenmiş ve kitaplar basılmıştır.
Ermenistan, Türk kamuoyunda sözde Ermeni soykırımı konusunda farklı
fikirlerin ortaya çıkması ve yayılması için bütün mümkün araçlardan
kullanmaya çalışmaktadır ve bu konuda özellikle son yıllarda başlangıç olarak
ciddi ilerlemeler kaydetmiştir. Başta Taner Akçam ve birçok Türk olduklarını
iddia eden bazı aydın ve akademik kesimler, sivil toplum kuruluşları sözde
Ermeni soykırımını kabullenmiş ve propagandasını yapmıştır. Bu konuyla ilgili
Orhan
Pamuk’un
Nobel
Ödülü
alması
Batı’nın
çifte
standardı
ve
Ermenistan’ın başarısı olarak değerlendirilebilir. Türkiye açısından en ciddi
tehlike
sözde
bölünmesidir.
Ermeni
Eğer
soykırımı
bu
konusunda
gerçekleşirse,
Türk
tazminat
kamuoyunun
ve
toprak
ikiye
talebi
propagandasında Ermeniler daha ciddi sonuçlar elde edebilirler.
Ermeni
diasporası
ve
Ermenistan
Hükümeti
sözde
soykırım
propagandasının başarılı sonuçlar verdiği son zamanlara kadar tazminat
konusunu fazla gündeme taşımasalar da, sigorta kurumları ile pazarlıklarına
devam etmiştir. Ermenistan resmi yetkilileri tazminat konusunun henüz
gündemde olmadığını ancak bunun için uygun fırsat ortaya çıktığı zaman
uluslararası kamuoyunun gündemine taşıyacaklarını ve Türkiye’den tazminat
talep edeceklerini bildirmiştir. Hay Dat Merkezi Ofisi Başkanı Karo Manoyan
ise daha açık konuşarak ‘Ankara Osmanlının hukuki varisi olduğu için
Ermenilere tazminat ödemelidir’ demiştir.
Ermenistan devletinin resmi kuruluşu olan Ulusal Bilimler Akademisi
Tarih Enstitüsü üyesi Stepan Stepanyan Türkiye’nin ödemesi gereken
tazminatı 60 miyar dolar olarak belirlemiştir. Hiç kuşkusuz bu konu resmen
gündeme taşınırken bu rakam daha da artacaktır. Ermeniler California
356
Mahkemesinde New-York Life Sigorta Şirketi’ne açtıkları davayı 2004
tarihinde kazanmıştır. Şirket Ermenilere yaklaşık 20 milyon dolar ödemeye
mahkûm edilmiştir. Davayı kazanan Ermeniler ayrıca bu davanın karar
metninde ‘soykırım’ kelimesinin kullanılmasından oldukça umutlanmıştır. Bu
örnek olay olarak ileride Türkiye’ye karşı kullanılabilir. Bir ihtimale göre de
New-York Life Sigorta Şirketi Türkiye’yi şikâyet edebilir.
Sözde soykırıma uğrayan Ermenilerin mirasçılarına tazminat ödeyen bir
diğer şirket de Fransa’nın AXA firmasıdır. AXA, 7 bin Ermeni’ye toplam 12,7
milyon EURO ödeme yapacağını açıklamıştı.
‘4 T Planı’nın son aşaması ise Türkiye’den toprak talebidir. Ermenistan
resmi yetkilileri bu konuda açıkça beyanlarda bulunmasalar da, devletin
hazırladığı harita ve belgelerde Türkiye’nin doğu bölgesi Ermenistan sınırları
içerisinde gösterilmektedir. Ermeniler bu iddialarının hukuki altyapısını
oluşturmak için Kars ve Moskova Anlaşmaları’nın Ermenistan’ın özgür iradesi
ile imzalanmadığını ileri sürerek anlaşmaların yürürlükten kaldırılmasını
istemektedirler.
Ayrıca
‘Bağımsızlık
Bildirgesi’nde
Türkiye’nin
doğu
bölgesinden Batı Ermenistan olarak bahsedilmesi devletin bu konuda her
zaman sessiz kalmayacağını ve en uygun zamanda toprak talebinde
bulunacaklarını göstermektedir.
Ermenistan Kars Doğu sınır kapısının kapalı olmasını iki ülke arasında
ciddi sorun olarak göstermektedir. AB’ye üye olmak isteyen devletin bir başka
devleti ablukaya almasının doğru olmadığını Ermenistan her fırsatta dünya
kamunun dikkatine sunmaya çalışmaktadır. Ama ne Türkiye, ne Ermeni
aydınları, ne de demokrat olduklarını iddia eden Avrupa devletleri ekonomik
sıkıntılar yaşayan, Azerbaycan topraklarını işgal eden, Türkiye’yi sözde
Ermeni soykırımı ile suçlayan Ermenistan’ın ahlaki davranmadığını ifade
357
etmek cesaretini göstermemiştir. Sınır kapısı konusunda Ermenistan
yönetiminde ve kamuoyunda çeşitli görüşler hâkimdir. Bir grup sınırların
açılmasının ülke ekonomisini bir nebze de olsun rahatlatacağını, diğer bir
grup
‘dev’
Türk
ekonomisinin
kısa
sürede
Ermenistan
ekonomisini
‘yutacağını’, bir diğer grup ise yıllardır devam eden ablukanın Ermenistan
ekonomisine artık bağışıklık kazandırdığını iddia etmektedir.
Ermenistan
her
fırsatta
Türkiye
ve
Azerbaycan’ın
Ermenistan’a
ekonomik abluka uyguladığını ‘demokrat’ Avrupa’nın dikkatine sunmakta ve
Avrupa bu konuda Türkiye’ye baskı uygulamaktadır. Ermenistan’ın bütün
cephe boyu harekete geçerek Türkiye karşıtı politika uyguladığı bir dönemde
Türkiye’den sınır kapılarını açmasını beklemesi doğru değildir ve bunun
gerçekleşmeyeceğini
anlamaktadır.
Ancak
Ermenistan
propaganda
savaşında olduğu gibi, psikolojik savaşta da Türkiye’den bir adım öndedir.
Ermenistan-Azerbaycan arasında bugün savaşa neden olan Dağlık
Karabağ sorunu 20. yüzyılın başlarına kadar geri gitmektedir. O dönemde de
Ermenistan bölgesel ve uluslararası genel durumu iyi değerlendirerek,
bağımsızlığını ilan ettiği 28 Mayıs 1918’de 9 bin km metrekare olan sınırlarını
1920 sonlarında Azerbaycan topraklarının hesabına 29 bin km kareye kadar
genişletmiştir. O zaman Dağlık Karabağ’ı ala bilmeyen Ermenistan bölgeye
özerk vilayet statüsünün verilmesini sağlayabilmiştir. Ermenistan hkmeti
ülkede yaşayan Azerbaycan Türklerine karşı baskıcı politika izlemiş, 1918–
1920, 1948–1953 ve 1988–1990 yıllarında yaklaşık bir milyon Azerbaycan
Türkünü zorla göç ettirmiştir.
Sovyet döneminde de Ermenistan devlet yetkilileri Dağlık Karabağ’ın
Ermenistan’a birleştirilmesi için sürekli çaba harcasalar da, 1980’li yılların
sonlarına kadar isteklerini elde edememiştir. Ancak bu dönemde Sovyetler
358
Birliği’nin dağılması zamanı aynen 20. yüzyılın başlarında olduğu gibi
Ermeniler siyasi ortamı iyi değerlendirerek, Karabağ Ermenilerinin ayrılıkçı
taleplerde bulunmalarını organize etmiş ve desteklemiştir. ‘Büyük Ermenistan’
projesinde Ermenistan, Azerbaycan’ı genişleme alanı olarak görmüş ve en
zayıf halka olarak değerlendirilmiştir.
Azerbaycan’a bağlı bulunan Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermeniler,
1987 yılı sonlarında Ermenistan’dan yönlendirilmekle ekonomik ve sosyal
durumlarını öne çıkararak miting ve gösteriler düzenlemiş, ancak Azerbaycan
Hükümeti’nin Karabağ Ermenilerinin ekonomik ve sosyal durumlarının
Azerbaycan’ın diğer bölgelerine göre çok daha iyi olduğunu onaylayan
belgeleri açıklamasına paralel olarak Ermeniler siyasi talepler ileri sürmeye
başlamıştır.
Ermenistan Dağlık Karabağ’a yönelik iddialarını desteklemek için
bölgenin hiçbir zaman Azerbaycan’a ait olmadığını, Sovyetler Birliği’nin
dağılma sürecinde Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılma talebinin yasal
temellere dayandığını, Azerbaycan’ın SSCB’nin hukuki varisi olmadığını iddia
etmiştir. Buna karşılık ise Azerbaycan, 1918’de İngilizlerin Zengezur ve
Karabağ bölgesini Azerbaycan’ın bir parçası olarak gördüklerini, Karabağ’ın
1918–1920 yıllarında mevcut olmuş Birinci Azerbaycan Cumhuriyeti’nin
sınırları içinde olduğunu, Paris Konferansı’nın ‘de-facto’ Azerbaycan’ın
bağımsızlığını tanıdığını karşı kanıt olarak savunmuştur.
Sorun 1991’den itibaren askeri özelikler edinmeye başlamıştır. Sonuçta,
Mayıs 1994’e kadar Ermenistan Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’ini
işgal etmiş ve bir milyona yakın insan mülteci durumuna düşmüştür.
359
Rusya ‘tarafsız’ ülke olarak arabuluculuk girişimlerinde bulunsa da,
soruna yaklaşımı değerlendirildiğinde açık şekilde Ermenistan’ın yanında
olduğu anlaşılmaktadır. Arabulucu bir ülkenin karşılıksız olarak Ermenistan’a
bir milyar dolar değerinde silah vermesi, onun tarafsız anlayışının ne kadar
tartışmalı olduğunu göstermektedir. Ancak yine de Rusya’nın arabuluculuğu
ile taraflar arasında 9 Mayıs 1994’te Bişkek Anlaşması’nın imzalanması ile
ateşkes sağlanmıştır.
ABD yetkilileri, ilk başlardan itibaren sorunun çözümüne yönelik
girişimlerde bulunsalar da, 2001’den itibaren bu konuyu öncelikli mesele
olarak görmüş ve her iki ülkenin devlet başkanlarını ülkelerine davet etmiştir.
ABD’nin konuya ilgi duymasını ve ziyaretin gerçekleşmesini değerlendiren
bazı araştırmacılar Azerbaycan ve Ermenistan’ın barışa çok ‘yakın’ olduklarını
iddia etseler de maalesef ABD’nin girişimleri beklenen sonuçları vermemiştir.
1991 yılına kadar Karabağ sorunu bölgesel özellik arz etse de,
Azerbaycan ve Ermenistan’ın BM ve AGİT’e üye olmalarından sonra
uluslararası nitelik kazanmıştır. Bundan sonra sorunun çözümü için sadece
Rusya değil, ABD, Fransa, Türkiye, İran devletleri, BM, AGİT ve diğer
uluslararası örgütler arabuluculuk girişimlerinde bulunmuştur. Sorunun
çözümü için en çok çaba harcayan AGİT’tir. Örgüt bu sorunu görüşmek için
Minsk Grubu’nu oluşturmuştur. Ancak Minsk Grubu’nun sorunun çözümüne
yönelik taraflara sunduğu barış projelerinin hiçbiri yaşama şansına sahip
olmamıştır.
BM sorunun ortaya çıktığı ilk yıllarda çözüme yönelik ciddi girişimlerde
bulunmuş,
bu
konuda
dört
karar
almıştır.
Ancak
bu
kararların
uygulanmaması, onun saygınlığını önemli derecede zayıflatmıştır. BM sorunla
bugün de ilgilenmekte, ancak taraflara net barış projesi sunmamaktadır.
360
Ermenistan’ın bağımsızlık sonrası Rusya ile ilişkileri değerlendirilirken
bu ilişkilerin temelinde ülkenin jeopolitiğinin ve tarihi Rus-Ermeni ilişkilerinin
dayandığı anlaşılmaktadır. 18. yüzyıldan itibaren sıcak denizlere çıkmaya
çalışan Rusya Osmanlı ve İran’la savaşmış, bu ülkelerde yaşayan Ermenileri
Kafkasya’ya göç ettirerek bölgenin demografik durumunu değişmeye
çalışmıştır. Sonuçta Rusya’nın savunma politikasında ileri karakol olarak
değerlendiren Ermenistan devleti kurulmuştur ve bugün de aynı amaca
hizmet etmektedir.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanmış
cumhuriyetler, sınırları içerisinde bulunan Rus askeri üslerini çıkarmak için
mücadele
ederken,
çerçevesinde
Ermenistan
ülkesinde
bulunan
Rusya
Rus
ile
imzaladığı
askeri
antlaşmalar
üslerinin
varlığını
meşrulaştırmıştır. Bölge devletlerinden olan Azerbaycan ve Gürcistan NATO
ile ilişkilerine önem verirken, Ermenistan Rus güvenlik şemsiyesi altında
kalmayı tercih etmiştir.
Ermenistan bağımsızlık süreci ve sonrasında ortaya çıkan fırsatı
kullanarak bölgesel ve uluslararası bütünleşme imkânlarından yararlanarak
bölgede gerçekleşen projelerde yer almak için çaba harcamamış, ekonomik,
siyasi, güvenlik anlamında Rusya’ya bağımlılığı daha da artmıştır. Tabii ki
buna karşılık Ermenistan Azerbaycan topraklarının yaklaşık % 20’sini işgal
ederken Rusya’nın önemli derecede desteğini almıştır. Bu Ermenistan için
belki bir avantaj sağlayabilir. Ama işgal altında olan bölgelerde ekonomik
durumun en düşük noktada olması, sosyal harcamaların bile diaspora
Ermenilerinden toplanan iane hesabına karşılanması ve bu gibi birçok konular
göz önüne alındığında Ermenistan’ın ‘Pirhos Zaferi’ ciddi tartışmalara açıktır.
Aynı zamanda bu, Ermenistan’ın Rusya’ya borçlanmasına karşılık ülkede
bulunan bütün stratejik sanayi tesislerinin kontrolünün bu ilkeye devredilmesi
361
ile sonuçlanmıştır. Orta ve uzun vadede Ermenistan’ın Rusya’nın bu
çemberinden kurtulma imkânı oldukça zayıftır.
İki ülke arasındaki ilişkiler Ermenistan devlet başkanlarına göre
farklılıklar arz etse de hiç bir zaman ikinci planda olmamıştır. Ermenistan’ın ilk
Devlet Başkanı Ter-Petrosyan hâkimiyetinin ilk döneminde Rusya ile
ilişkilerine önem vermiş, daha sonra sadece bu ülkeye bağımlı kalmanın
ekonominin kalkınması, güvenlik, Dağlık Karabağ sorununun halledilmesi,
bölgesel ve uluslararası bütünleşme konularında ciddi sorunların ortaya
çıkmasına neden olduğunu anlamış ve özellikle Karabağ sorununun
çözümüne yönelik bağımsız hareket etmeye teşebbüs gösterdikten sonra
Rusya tarafından hâkimiyetten uzaklaştırılmıştır. Ter-Petrosyan’ın koltuğuna
oturan Robert Koçaryan, Rusya ile ilişkilerini yeniden ön plana çıkarmıştır.
Ermenistan Rusya ile askeri ve güvenlik konularındaki antlaşmaları TerPetrosyan döneminde imzalasa da, Koçaryan döneminde bu ilişkilerde yeni
bir aşama kaydedilmiştir. Ermenistan’ın siyasi olarak BDT ve güvenlik olarak
OGA’ya üye olması Rusya’ya bağımlılığını artırdığı gibi, bu ilkenin bölgede
kalmasını temin etmektedir.
Ermenistan’ın
Rusya
ile
ilişkilerinde
ekonomik
veya
güvenlik
konularından hangisinin öncelikli konu olduğunu tespit etmek oldukça zordur
ve aslında bunlar birbirilerini tamamlayan öğelerdir. Bu bağımlılık aynı
zamanda Rusya’nın bölgede kalmak istemesine paralel olarak Ermenistan’ın
komşularına yönelik negatif siyaset hayata geçirmesi ile de ilintilidir.
Ermenistan-Rusya ilişkilerinde etkili olan öğelerden biri de bu ülkedeki
diasporadır. Rusya’daki Ermeni diasporası ABD ve Avrupa’daki kadar zengin
olmasalar da, iki ülke arasında özellikle ekonomik ilişkilerde önemli role
sahiptirler. Rusya’daki Ermeni diasporasının özünü 1980’li yılların sonlarına
362
kadar bu ülkeye göç eden Ermeniler teşkil etmektedir. Onlar Rusya’nın
sosyal, kültürel, ekonomik hayatı ile bütünleşmiş ve bir anlamda kendilerini
kabullendirebilmiştir. Ancak 1990’lı yılların başlarından itibaren Rusya’ya göç
eden Ermenilerin büyük bir bölümü bunu başaramamıştır.
Ermenistan sınır komşusu olduğu ülkelerden sadece İran ile iyi ilişkiler
içerisindedir.
Bu
ilişkilerin
gelişmesinde
Ermenistan’ın
Azerbaycan
topraklarını işgal etmesi sonucunda kuzeye ulaşımda en kısa ve ucuz olan
Azerbaycan üzerinden yolun kapalı olmasıdır. Aynı zamanda Ermenistan
Gürcistan’ın Güney Osetya ile olan sorunu nedeniyle, bu ülke üzerinden olan
ulaşım hatlarını da tam kapasite kullanamamaktadır. Taraflar arasındaki
ilişkilerde belirleyici olan konulardan biri de Karabağ’ın Ermenistan tarafından
işgal edilmesi ve İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin kültürel haklarını
talep etmesidir. Her iki ülke siyasi ilişkilerde birbirileri tamamlayan politika
izlemekte, uluslararası alanda birbirilerine destek vermektedir.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler değerlendirildiği zaman özellikle
bağımsızlığının ilk yıllarında Ermenistan’ın İran’a daha çok önem verdiğini ve
bu alanda ihtiyaçlarının büyük kısmını İran’dan karşıladığını söylemek
mümkündür. Ermenistan-İran arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi için
taraflar bir sıra önemli antlaşmalar imzalamıştır. Ancak bu antlaşmalar
incelendiği zaman daha ziyade İran’ın belirleyici konumda olduğunu ve
ihracatta olan üstünlüğünü koruduğu gözlenmektedir. Ekonomik ilişkilerde en
önemli proje 1992 yılında imzalanan İran-Ermenistan doğalgaz boru hattı
projesidir. Ermenistan bu projenin gerçekleşmesi için uzun zaman mücadele
etmiş, Rusya’nın iznini aldıktan sonra nihayet 2007 yılında projeyi
tamamlamıştır.
363
Ermenistan ekonomik ilişkilere paralel olarak güvenlik alanında da, İran
ile ilişkilerini geliştirmeye çalışmıştır. Bu ilişkiler iki ülke arasında olduğu gibi,
genellikle İran-Ermenistan-Yunanistan ve zaman zaman Türkmenistan’ın
katılımı ile gerçekleşmiştir. Bu ülkelerin dış ve güvenlik politikaları
değerlendirildiği zaman Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerinde ciddi sorunların
(Türkmenistan bazı durumlarda istisna olmakla) olduğu anlaşılmaktadır.
Ermenistan, İran, Yunanistan ve Türkmenistan’ın güvenlik alanında işbirliğine
önem vermelerinin nedenleri Azerbaycan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile
ilişkiler kurması, İran’da yaşayan Azerbaycan Türklerinin kültürel bağımsızlık
talepleri, Hazar Denizi’nde Türkmenistan ile üzerinde anlaşma sağlanamayan
bazı petrol kuyularının olması ve sorunlu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve
Ege adaları sorunu olarak değerlendirilebilir.
19. yüzyılın başlarında Rusya’nın Gürcistan’ı işgali zamanı Ermenilerin
Rus ordusuna kılavuzluk yapmaları, Rusya’yı desteklemeleri ve buna bağlı
birçok nedenlerden dolayı Ermeniler Gürcülerde kendilerine yönelik güven
duygusunun
şekillenmesine
yardımcı
olmamıştır.
Bağımsızlık
sonrası
Ermenistan-Gürcistan ilişkileri Ermenistan’ın yaşadığı ulaştırma sorunu,
güvenlik ve bu ülkede yaşayan Ermeni azınlığı ekseninde şekillenmiştir. Bu
ilişkileri aslında pozitif anlamda değerlendirmek mümkün değildir.
İki ülke bağımsızlık sonrası ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığı için
ekonomik ilişkileri geliştirmeye çalışmış, 1992 yılından itibaren bir dizi
antlaşmalar imzalanmış ancak bu işbirliği her iki ülkenin ekonomisinin zayıf
olmasından
dolayı
hedeflenen
düzeyde
gerçekleşmemiştir.
Taraflar
arasındaki ekonomik işbirliği siyasi ve kültürel ilişkilerin gölgesinde kalmıştır.
Gürcistan Ermenistan açısından ekonomik ortak anlayışından daha çok
transit ülke olması bakımından önem taşımıştır. Taraflar arasında Mayıs
1993’te demir yolu ulaşımı ve transit geçişlerin düzenlenmesi için hükümetler
364
arası anlaşma imzalamasına rağmen Ermenistan’ın bu alanda karşılaştığı
sorunları tam anlamıyla çözmediği için halen uygulanmaya konmamıştır.
Ermenistan bağımsızlık sonrası Gürcistan dış politikasında, Birinci
Ermenistan Cumhuriyeti’nin Azerbaycan’a yönelik izlediği dış politika
çizgisinde devam etmiş ancak genişleme politikasında Dağlık Karbağ
Ermenilerine öncelik verdiği için Cevaheti Ermenilerinin sosyal, kültürel ve
siyasi taleplerini fazla gündeme taşımamıştır. Bu kesinlikle Ermenistan’ın
Cevaheti’ye yönelik taleplerini yeniden gündeme getirmeyeceği anlamına
gelmemektedir. Bu konu Gürcistan’ı her zaman rahatsız etmiştir.
Ermenistan Gürcistan’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü tanıdığını
bildirse de, bu ülkeye yönelik politikası değerlendirildiğinde tam tersi bir
durum söz konusudur. Ermenistan Cevaheti Ermenilerinin yaşadıkları
ekonomik ve sosyal problemleri öne çıkarırken, bu sorunları sadece bölge
Ermenilerin yaşadığını iddia etmektedir. Ancak bu sorunlar Gürcistan’ın genel
sorunlarıdır ve bölgelere yönelik çözüm arayışları değil, genel ülke kalkınma
planı çerçevesinde halledilmesi daha gerçekçidir. Cevaheti Ermenilerinin
Gürcistan Hükümeti’nden ciddi taleplerde bulunmasının bir nedeni de bölgede
bulunan 62. Rus askeri üssünün mevcudiyeti olmuştur. Bölgedeki ‘Virk’,
‘Cavah Halk Hareketi’, ‘Zang’ ve diğer paramiliter örgütler bu üsse güvenerek
son zamanlara kadar Gürcistan’a meydan okumuştur. Ancak bu üssün
Gürcistan’dan çıkarılmasından sonra Ermeniler önceki kadar ciddi talepler
gündeme
getirmemektedirler.
Ermenistan
Dağlık
Karabağ
sorununun
halledilme şekline göre Gürcistan politikasında değişikliğe gidebilir. Eğer
Karabağ bağımsızlığını kazanırsa, Ermenistan ‘Karabağ senaryosunu’
Cevaheti Ermenileri için de uygulayabilir.
365
Ermenistan ve bölge devletlerinin güvenliliklerinin ülke sınırları
içerisinde değerlendirilmesi doğru sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olmaz.
Bu sorunlar bölgesel ve uluslararası güvenlik anlayışı çerçevesinde
değerlendirilmeli ve çözüm yolları aranmalıdır. Güney Kafkasya’daki
sorunları kısaca Dağlık Karabağ, Abhazya, Acaristan ve Güney Osetya,
bölge devletlerinin Rusya ile ilişkileri, askeri kontrol, silah kaçakçılığı ve
güvenlik, Karadeniz’de sınırların kontrolü, Hazar Denizi’nin paylaşımı, petrol
boru
hatlarının
güvenliği
(Bakü-Tiflis-Ceyhan,
Bakü-Erzurum,
Bakü-
Novorossiyk ve Bakü-Supsa petrol boru hattı, Azerbaycan, ABD, Fransa,
İngiltere ve Rusya’nın petrol politikası açısından), bölgesel bütünleşme ve
işbirliği, iki milyon civarında olan mülteciler sorunu olarak tanımlarsak, bölge
devletlerinin ve bölgede çıkarları olan büyük devletlerin bu konuda
anlaşmaya varmalarının ve herhangi bir güvenlik projesinin uygulanmasının
ne kadar zor olacağını tahmin etmek mümkündür.
Sovyet güvenlik mekanizmasının dağılmasından sonra bölgede iki
güvenlik
örgütü
kontrolü
sağlamaya
çalışmıştır.
Birincisi,
Rusya’nın
liderliğinde Bağımsız Devletler Topluluğu Ortak Güvenlik Antlaşması, ikincisi
ise ABD liderliğinde NATO. Bu güvenlik örgütlerinin hazırladığı savunma
mekanizması Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı içine almaktadır. Ancak
Ermenistan Azerbaycan ve Gürcistan’dan farklı olarak BDT Ortak Güvenlik
Antlaşması çerçevesinde güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. Bu durum
doğal olarak Rusya ekseninden kurtulmaya çalışan Azerbaycan ve
Gürcistan’ı Batı’ya doğru itmektedir.
Güney Kafkasya’da güvenlik ve istikrarın sağlanamamasındaki en
önemli nedenlerden biri de, bölgede güvenliğin temin edilmesi için sadece
bölge ülkelerinin değil, büyük devletlerin de kendi ekonomik, siyasi ve askeri
çıkarları doğrultusunda güvenlik mekanizması oluşturma çabalarıdır.
366
Bölge
devletleri
20.
yüzyılın
başlarından
itibaren
güvenliğin
sağlanmasına ve korunmasına çalışsalar da, 70 yıllık Sovyet dönemi istisna
olmakla, son 17 yılda bu konuda ‘Kafkas Evi’, ‘Barışçıl Kafkasya İçin Pakt’,
‘Güney Kafkasya’da Güvenlik Paktı’, ‘Kafkasya Ekonomik Forumu’, ‘Bölgesel
Güvenlik ve İşbirliği Paktı’ gibi çeşitli güvenlik projeleri hazırlamış ancak hiç
biri uygulanmamıştır. Bunun en büyük nedenleri ise bölgede ABD-Rusya
rekabetinin halen devam etmesi ve bölgenin enerji kaynaklarına kimin sahip
olacağı meselesidir.
Ermenistan dış politikasının öncelikli konularından biri de ulusal
güvenliğin sağlanması ve korunmasıdır. Ermeni ulusal güvenliğini kısaca
Ermenilerin milli hedefleri, dünya Ermeniliğinin yapısı, halledilmemiş Ermeni
sorunu, Batı ve Doğu Ermenistan sorunu, dünya Ermeniliğinin bugünkü
durumu, dünya Ermeniliği için esas tehdit, dünya Ermeniliğinin esas
kaynakları, esas hedef ve görevleri şeklinde değerlendirmek mümkündür. Bu
konuların kısa ve orta vadede gündemden düşme ihtimali oldukça azdır.
Ermenistan güvenliğinin sağlanması bakımından Rusya ve OGA ile
ilişkilerine önem vermiştir. Ermenistan savunma, güvenlik, askeri politika ve
diğer konularda bu kurumla işbirliğini geliştirmiş, imkân ve kaynaklarından
yararlanmıştır. Ermenistan-Rusya arasındaki askeri ve güvenlik alanında
işbirliği değerlendirildiği zaman bu ilişkinin iki bağımsız devlet arasındaki
normal ilişkiler gibi görmek mümkün değildir. Çünkü taraflar arasındaki
eşitsizlik Ermenistan’ın aleyhine derinleşmiştir ve hiçbir konuda belirleyici
konumda değildir. Rus askeri yetkilileri bile açıkça Ermenistan’ı ‘ileri karakol’
olarak gördüklerini ifade etmekten çekinmemektedir.
Ermenistan NATO ile ilişkiler kursa da, bu ilişkiler daha çok NATO’nun
girişimleri çerçevesinde şekillenmektedir. NATO’yu Ermenistan ile işbirliğine
367
şartlandıran esas neden bu ülkenin Rusya ile olan askeri bağımlılığını
zayıflatmaktır. Bu bağlamda Ermenistan 1994’ten itibaren NATO tarafından
Barış İçin Ortaklık projesine alınmıştır. Bu proje çerçevesinde daha çok askeri
eğitim, yüksek teknolojinin uygulanması, İngilizce eğitim, olağanüstü hallerde
sivil hareketin planlanması meselelerine önem vermiştir. Ermenistan yetkilileri
açık bir şekilde NATO ile ilişkilerin ülkenin strateji öncelikler sırasında
olmadığını bildirseler de, örgütün yetkilileri Ermenistan’ı Rusya’nın etkisinden
kurtarmak
için
bölgeye
yönelik
uzun
vadeli
projelerde
her
zaman
Ermenistan’a yer vermiştir.
Ermenistan bağımsızlığını ilan ettikten sonra baçta BM olmak üzere,
AGİT, Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Atom Enerji Ajansı, Avrupa Konseyi
ve Avrupa Birliği ile ilişkilerine önem vermiş, birçok problemleri bu örgütlerle
işbirliği çerçevesinde halletmiştir. Bu örgütlerden Ermenistan’ın iç ve dış
politikasına en çok müdahale eden Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği
olmuştur. Aynı zamanda bu kurumlar da genelde bölge, özelde Ermenistan ile
ilişkiler kurmaya ve geliştirmeye çaba göstermiş, bu ülkeleri üyeliğe kabul
ederek
Avrupa
değerlerinin
kamuoyları
tarafından
kabul
edilmesine
çalışmıştır. Ermenistan AB ile ilişkilerini bağımsızlığının ilk yıllarından itibaren
geliştirmek istemiş ancak bunun için hukuki altyapıyı oluşturan İşbirliği ve
Ortaklık Hakkında Anlaşma’yı Haziran 1996’da imzalamıştır. Bu anlaşma
çerçevesinde
‘AB-Ermenistan
parlamentosu
arasında
İşbirliği
Konseyi’,
işbirliğini geliştirmek
Ermenistan
ve
AB
amacıyla ‘AB-Ermenistan
Parlamento İşbirliği Komitesi’ kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. Ermenistan
aynı
zamanda
AB’nin
TACIS,
INOGATE
ve
APELAC
programları
çerçevesinde mali yardımlardan yararlanmakta ve çeşitli ekonomik projelerde
yer almaktadır.
Ermenistan dış politikasında Rusya’ya özel önem verse de, 1990’lı
yıllardan itibaren AB ile de ilişkilerini geliştirmek istemiştir. Ermenistan
368
bağımsızlık ilan ettikten kısa süre sonra AK’ye üye olmak için başvurmuş,
ancak üyelik için on yıldan fazla beklemiş, bu sürede siyasi ve sosyal hayatın
demokratikleşmesi ve sosyal devletin kurulması yönünde çetin bir yol geçmiş
ve bu süreç halen devam etmektedir. Ermenistan AK’ye üye olurken
Avrupa’nın sosyal, siyasi ve demokratik değerlerini kabul etmiş ve yürürlüğe
koymayı taahhüt etmiştir.
AK eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin kuruma üyeliği için gerekli altyapının
oluşması
için
yardımlarda
bulunmuştur.
1989’da
Avrupa
Konseyi
Parlamenterler Meclisi tarafından Orta ve Doğu Avrupa’da yeni bağımsız
devletler için özel davetli statüsü tesis etmiştir. Ermenistan 22 Aralık 1991’de
özel davetli statüsünde katılma talebinde bulunmuş ve bu talebi Ocak 1996’da
kabul edilmiştir. Ermenistan daha sonra AK özel davetli statüsünde olduğu
zaman ve 2001’de tam üye olduktan sonra kurumun demokratikleşme, insan
haklarının korunması, liberal ekonomi, basın ve yayın özgürlüğü ve diğer
konularla ilgili iç mevzuatında bazı değişiklikler etmiştir. Ermenistan’ın AK’ye
üye olması dış politikada önemli açılımlara imkân verse de, iç politikada ciddi
sorunlarla karşılaşmasına neden olmuştur. İç politikada demokrasi ve insan
hakları ile ilgili karnesi zayıf kalan Ermenistan zaman zaman AK ile ilişkilerde
ciddi sıkıntılar yaşamıştır.
Ermenistan bağımsızlık sonrası dış, ekonomik ve güvenlik politikasında
Rusya ile ilişkilerine önem verse de, ABD ile de ilişkilerini üst düzeyde kurmak
ve devam ettirmek istemiştir. Ermenistan ABD’nin özellikle ekonomik ve mali
yardım projelerinde yer almaya çalışmıştır. Ermenistan-ABD ilişkilerinin
temelinde SSCB’nin dağılmasından sonra dünya politikası ve ekonomisinde
yaşanan değişikliklerin getirdiği yeni değerler dayanmaktadır. İlişkilerin
gelişmesinde ABD şirketlerinin Hazar havzası ve Merkezi Asya enerji
kaynaklarının dünya piyasalarına ulaştırmak, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki
etkinliğini minimuma indirmek, bölgesel güvenliği sağlamak ve uluslararası
369
terörizmle mücadelede ortak hareket etmek arzusu ve diğer faktörler etkili
olmuştur.
ABD Rusya’nın Güney Kafkasya’daki son kalesi olarak gördüğü
Ermenistan’ı Rusya’nın etkisinden kurtarmak için özellikle ekonomik ve mali
işbirliğine önem vermiştir. Ermenistan ABD’den en çok yardım alan ülkelerden
biridir. Buna rağmen ABD, Dağlık Karabağ sorununun kalıcı çözüme
kavuşturmadan önce Ermenistan’a yapacağı birçok yardımı askıya aldığını
bildirmiştir.
Aslında
bu
Ermenistan’ı
cezalandırmaktan
daha
çok
Azerbaycan’ın tepkilerini azaltmayı hedefleyen diplomatik bir açıklamadır.
ABD aynı zamanda Ermenistan’a bağımsızlığının ilk yıllarında yaşadığı enerji
sıkıntısından kurtulması için çeşitli programlar çerçevesinde bu ülkeye önemli
yardımda bulunmuştur.
İki ülke arasındaki ilişkilerde bir diğer etken de ABD Ermeni
diasporasıdır. ABD Ermeni diasporası Ermeni milli kimliğin korunması için
verdiği mücadelenin yanı sıra sözde Ermeni soykırımı konusunu da ABD
kamuoyunun gündeminde tutabilmiştir. Diaspora bununla milli kimliğin
korunması ve sözde Ermeni soykırımı propagandası yönünde hedefe doğru
ilerleyebilmiş ve ciddi mesafe kat etmiştir. Ermeni diasporası iki ülke
arasındaki ilişkilerin gelişmesi yönünde etkili faaliyet göstermiştir. ABD
Ermeni, diasporanın propaganda faaliyetine paralel olarak Ermenistan 1990’lı
yılların sonlarından itibaren ABD politikasında sözde Ermeni soykırımı
faktörünü ön olana çıkarmıştır. Ermeni diaspora kuruluşları ve Ermenistan
Hükümeti 1990’lı yılların sonlarından itibaren ABD’nin Orta Doğu ve Türkiye
politikasını değerlendirerek, Azerbaycan ve Türkiye’ye yönelik propaganda
faaliyetlerini daha da genişletmiştir.
370
Ermeni diasporası, ülkeye ekonomik ve mali yardımların sağlanmasına
paralel olarak Ermenistan’ın 1990’lı yılların ortalarından sonra bölgede
gerçekleşen enerji projeleri, petrol ve doğalgaz boru hatlarından kenarda
kalması nedeniyle bu projelerin hayata geçmesine engel olmaya çalışmıştır.
ABD Ermeni diasporası ve Ermenistan Hükümeti ABD nezdinde Türkiye ve
Azerbaycan’a karşı propaganda faaliyetlerine devam etmektedir. Bu
propaganda sonucunda Türkiye ve Azerbaycan bazı projelerin dışında
kalmış, birçok mali yardım programlarında öngörülen yardımları alamamıştır.
KAKYNAKÇA
KİTAPLAR
ABASOV, Ali, KHAÇATIRYAN, Arutyun; Variantı Reşeniya Karabakhskogo
Konflikta: İdei i Realnost, Yeni Nesil Yayınevi, Bakü 2002.
AHMEDOV, Elçin; Ermenistan’ın Azerbaycan’a Saldırısı ve Uluslararası
Örgütler, Bakü 1998.
AKÇAM, Taner; Ermeni Tabusu Aralanırken, Su Yayınları, Ankara, 2000.
AKÇAM, Taner; Dialogue Across an International Divide: Essays
Towards a Turkish-Armenian Dialogue, The Zoryan Institute, 2001.
AKÇAM, Taner; Insan hakları ve Ermeni sorunu: İttihat ve Terakki’den
Kurtulus Savası’na, Imge Kitabevi, 1. bs., 1999.
AKÇAM, Taner; Türk Ulusal Kimliği ve Ermeni Sorunu, İletisim Yayınları,
İstanbul 1992.
ALİYEV, İgrar; Dağlık Karabağ: Tarih, Faktlar, Hadiseler, Bakü, Bilim
Yayınevi, 1989.
ALİYEV, İgrar; Dağlıq Qarabağ, Bakü, Elm, 1989.
ARÇRUNU, Artaşes Andreyeviç; Slavyanskaya Pismenno-Khristianskaya
Kultura i Armyanskoe Prosvetitelstva, Moskova, 2004.
ARI, Tayyar; Amerika’da Siyasal Yapı, Lobiler ve Dış Politika, İstanbul
1997.
ARMAOĞLU, Fahir; 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, II. cilt, Ankara Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınları, 1994.
TOYNBEE Arnold; The Western Question in Greece and Turkey, London,
Constable and Company, second edition, 1923.
Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi, I, 1906–
1918, Ankara, T. C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü
Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 23.
ARVELADZE, Bondo; “Armyanskie” ili Gruzinskiye Çerkvi v Gruzii”,
Tiflis: 1996.
ASADOV, Sabir; Ermenistan Azerbaycanlılarının Tarihi Coğrafyası, Bakü,
Gençlik Yayınevi, 1998.
ASHJİAN, Mesrop; The Armenian Church in America, New York, 1995.
ASLAN, Yasin; Ermenistan Tarihi Yol Ayrımında, Ankara 1996.
ASLANLI, Araz; Karabağ Sorunu ve Çözüm İlkeleri, Yayımlanmamış
yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, SBE, Ankara, 2004.
AŞKHARYAN, Andranik; Arçakhyan Goyapaykar (1985 –1992 t), Lingva
Yayınevi, Erivan, 2004.
ATADJANYAN, İ. A; İz İstorii Russko-Armyanskikh Vzaimootnoşeniy s X
po XVIII Veka, Erivan, Lingva 2006.
ATAİMİAN, Sarkis; The Armenian Community: The Historical
Development of a Sosial and İdeological Conflikt, New York, 1995.
AYVAZYAN, Suren; İstoriya Rossii: Armyanskoy Sled, Moskova: 2000,
Kron-Press Yayınevi.
BAĞRAMYAN, R. H, Halilov, İ. H; Hay-Adrbejaneren Bararan, Luys Yayınevi, Erivan 1978.
BALAYAN, Zori; Oçag, Erivan, Sovetakan Grog Yayınevi, 1984.
372
BARATS, Are; Fenomen İudaizma, Moskova 1990.
BARRY, Buzan; People, States and Fear, An Agenda for International
Security Studies in the Post-Cold War Era. New York- London: Harvester
Wheatsheaf, 1991.
BARSEGOV, Yuri; Genoçid Armyan Prestuplenie po Mejdunarodnomu
Pravu, Moskova, XXI Vek-Soglasie Yayınevi, 2000.
BOLTUNOVA A. İ, SARKİSYAN G. Kh; Sovetskaya Ensiklopediya,
Moskova 1970, 3. bs., II. cilt.
BRZEZİNSKİ, Zigmund; The Grand Chessboard. American Primacy and Its
Geostrategic Imperatives (N.Y., 1997).
BURKE, Peter; Tarih ve Toplumsal Kuram, çev. Mete Tunçay, Tarih Vakfı
Yurt Yayınları, İstanbul 1994.
BURNISTOV, Pavel; “O Nekotorıkh Podkhodakh k Ponimaniyu RossiyskoGruzinskikh Otnoşenii”, Konfliktnıy Potençial i Proçessı Transformaçii v
Kavkazskom Regione, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 4 (16),
Moskova, Mayıs 2006.
CABBARLI, Hatem; Ermenistan’da İktidar Mücadelesi (Bağımsızlıktan
Günümüze Çok Partili Sisteme Geçiş Süreci), Platin Yayınları, Ankara, Nisan
2003.
CBBARLI, Hatem; Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Petrol Politikası,
(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara 2001.
CORNEL, E. Svante; Regional Security in the South Caucasus: The
Role of NATO, Central Asia-Caucasus Institute, Paul H. Nitze School of
Advanced International Studies The Johns Hopkins University, 2004.
CAFERSOY Nazim; Elçibey Dönemi Azerbaycan Dış Politikası (Haziran
1992-Haziran 1993), Ankara, ASAM yayını, 2001.
ÇAKILLIKOYAK, Hüseyin; Diasporada Ermeni Kimliği, Paris ve Halep
Örneği, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2005.
ÇAVÇAVADZE, İlya Grigoryeviç; Armyanskiye Uçenıye i Vopiyuşiye
Kamni, Tiflis, 1902.
ÇİLOĞLU, Fahrettin; Rusya Federasyonu’nda ve Transkafkasya’da Etnik
Çatışmalar, çev. Neşenur Domaniç, Sinatle Yayınevi, İstanbul, 1998.
DAVUTOĞLU, Ahmet; Stratejik Derinlik, Türkiye’nin Stratejik Konumu,
11. bs., KÜRE Yayınları, Şubat 2003, İstanbul.
DRASHANAKERTÇI, İovannes; İstoriya Armenii,
(Erişim) http://www.armenianhouse.org/draskhanakertsi/armhistory/hist_g
l1.htm
Ermeniler: Sürgün ve Göç, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk
Tarih Kurumu Yayınları, XVI. Dizi, sayı 101, Türk Tarih Kurumu Basımevı,
Ankara 2004.
FOUSKAS, K, Vassilis; Balkanlar, Ortadoğu, Kafkasya: Soğuk Savaş
Sonrası ABD Politikaları, Aykırı, İstanbul, 2004.
GARİBYAN, Ararat Saakoviç, GARİBYAN, Culyetta Araratovna; Kratkiy
Kurs Armyanskogo Yazıka, Erivan 1987, Luys Yayınevi.
373
Genoçid Armyan v Osmanskoy İmperii, (Sbornik Dokumentov i
Materialov), der. M. G. Nersisyan, Erivan, Gözden geçirilmiş ikinci bs.,
Hayastan Yayınevi, Erivan 1983.
GEORGE, Lloyd; Pravda o Mirnıkh Peregovorakh, Dış Edebiyat Yayınevi,
Moskova, 1957.
GİBBONS, Gerbert Adams; Poslednıa İzbineniya v Armenii. Faktı i
Otvetstvennosti, İngilizceden çeviri, Petrograd, Voennaya Tipografiya
İmperatriçı Yekatrinı Velikoy, 1916.
GLİNKA, Sergey Nikolayeviç; Obozrenie İstoriya Armyanskogo Naroda,
Moskova 1832.
GLİNKA,
Sergey
Nikolayeviç;
Opisanie
Pereseleniya
Armyan
Adderbidjanskıkh V Predelı Rossii, Moskova, 1831.
GÖYÜŞOV, Reşid; Karabağ’ın Geçmişine Seyahat, Bakü, Azerbaycan
Devlet Neşriyatı, 1993.
GRAHAM, Fuller E; Turkey Faces East: New Orientations Toward the
Middle East and the Old Soviet Union. Santa Monica, CA: Rand, 1992.
GRANT E; Armyanskiy Vopros Vçera i Segodnya, Maştoç Ermeni Eğitim
Cemiyeti Yayınları, Moskova 1992.
GRİGORYAN, Aleksandr; Armyano-Azerbaydjanskie Otnoşeniya: Realii i
Perspektivı, Ermenistan Stratejı ve Ulusal Araştırmalar Merkezi Yayınları,
Erivan 2001.
GÜRÜN, Kamuran; Ermeni Dosyası, 5. bs., Rüstem Yayınevi, 2001.
HANSEN, G; Humanitarian Action in the Caucasus: A Guide for
Practitioners, Humanitarianism and War Project, and Local Capacities for
Peace Project, Watson Institute, Brown University, Providence RI, 1998.
HARRİS, J. Rendel & Harris, B. Helen; Letters from the Scenes of the
Recent Massacres in Armenia, London, James Nisbet & Co., Limited,
1897.
HARTİLL, Leonard Ramsden; İnsanlar Böyledir, çev. Kerim Cengiz Kevenk,
İstanbul 1998, s. 107.
Hayastani Hanrapetutyun 1918–1920 Tarreri, Belgeler ve Maddeler
Toplusu, Erivan 2002.
Haykakan SSH Vardjateritorial Bajanumı Ar 1-ı Hunvari 1976 t, (Ermenistan
SSC’nin Yönetim Bölgüsü 1 Ocak 1976 Ylına Kadar) Hayastan Yayınevi, 5.
bs., Erivan 1976.
HESENLİ, Cemil; SSRİ-Türkiye: Soyug Müharebenin Sınag Meydanı,
Adiloğlu Yayınevi, Bakü 2005.
İSMAYILOV Eldar ve.d.; Azerbaycan Tarihi, Öğretmen Yayınevi, Bakü,
1995.
İstoriya Armyanskogo Naroda s Drevneyşikh Vremen do Naşikh Dney,
Erivan 1980.
İstoriya Armyanskogo Naroda, (Erişim) http://www.armenicawizard.am/
hystory/history.html
Jeopolitik İlmi Antoloji Denemesi, 1946.
JORJOLİANİ, Georgiy; İstoriçeskie i Politiçeskie Korni Konflikta v
Abhazii/Gruziya, Tiflis, Gürcistan Bilimler Akademisi Yayını, Meçniereba
Yayınevi, 2000.
374
KANTARCI, Şenol; Amerika Birleşik Devletleri’nde Ermeniler ve Ermeni
Lobisi, 1. bs., Ekim 2004, Alfa Akademi Yayınevi, İstanbul.
KAPUTİKYAN, Silva; Zamanın Başlangıcı, Erivan 1998.
KARABEKİR, Kazım; 1917-20 Arasında Erzincan’dan Erivan’a Ermeni
Mezalimi, Emre Yayınları, 1. bs., İstanbul 2000.
KARABEKİR, Kazım; Ermeni Dosyası, Yayına Hazırlayan Faruk Özdemir,
Emre Yayınları, İstanbul 2000.
KEVORKYAN, Keğam; Mitolojik Ermeni Tarihi, çev. Sarkis Seropyan, Aras
Yayınları, İstanbul 2000.
KİRAKOSYAN, Aram; Armyanskiy Vopros i Genoçid Armyan, Noravank
yayınları, Erivan 2006.
KİRAKOSYAN, Aram; Haykakan Harçı yev Hayeri Çeğasbanutyun,
(Ermeni Meselesi ve Ermeni Soykırımı), Noravank Yayınları, Erivan 2006.
KİRAKOSYAN, Arman John; Mladoturki Pred Sudom İstorii, Erivan,
Hayastan Yayınevi 1989.
KİRAKOSYAN, Djon; Zapadnaya Armeniya v Godı Pervoy Mirovoy Voynı,
Erivan Üniversitesi Yayınları, Erivan 1971.
KOCABAŞ, Süleyman; Ermeni Meselesi Nedir, Ne Değildir?, Vatan
Yayınları, İstanbul, 1998.
Konflikt v Nagornom Karabakhe, der İ. Ş. Şükürov, Azerbaycan Devlet
Yayınevi, Bakü 1990.
KOPPİTERS, Bruno; Federalizm Na Kavkaze, Moskovskiy Çentr Karnegi
Yayınları, No 2, Moskova 2002.
KOPPİTERS, Bruno; Regionalnaya Sistema Bezopasnosti Dlya Kavkaza,
Kafkasya Araştırmaları Merkezi, V. cilt, No 1-2, 2000,
(Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/ Vol5/coppieters.htm
KORKODYAN, ZAVEN; Sovetakan Hayastani Azqabnaqçutyunı–18311931, Erevan 1932.
KOTANJİAN,
Gayk;
Etnopolitologiya
Konsensusa-Konflikta:
Civilizacionniy Aspekt Natsionalnoy Bezopasnosti, Moskova, Luç
Yayınevi, 1990.
Kratkiye
Vedemosti
Zapadnoarmyanskogo
Syezda
i
Sçet
Organizaçionnogo Komiteta, Tiflis, 1919.
KÜÇÜK, Abdurrahman; Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ocak Yayınları, Ankara,
1996.
LAKOBA, Stanislav; Abkhaziya Posle Dvukh İmperii, XX-XXI vv, Moskova,
Materik Yayınevi 2004.
LEE, Ki Young; Ermeni Sorununun Doğuşu, Kültür Bakanlığı Yayınları,
No.2050, Ankara, 1998.
LİBARİDİAN, J. Gerard; Ermenilerin Devletleşme Sınavı, 1. bs., İletişim
Yayınları, İstanbul 2001.
LTJAVA, G. P; Abkhaziya: Anatomiya Mejnaçionalnoy Napryajennosti,
ÇİMO, Moskova, 1999.
MAKHMURYAN, Gayane; Liga Naçii, Armyanskiy Vopros i Respublika
Armeniya, Erivan, Artagres Yayınevi 1999.
MAMEDOV İsrafil; Trilogıya Panarmenizma, Adiloğlu Yayınevi, II. cilt, Bakü,
2006.
375
MANASYAN, Aleksandr; Karabakhskiy Konflikt (Klyuçevıye Ponyatiye i
Khronika), Erivan, Noravank Yayınları 2005.
MELİKSET-BEK, L. M; Drevnya Rus i Armyane, Sbornik Trudov İnstıtuta im
N. Ya. Marra, Erivan 1946.
MELİKYAN, V; Fevralskaya Revolyuçiya i Armenia, Erivan, 1997.
MELKONYAN,
E;
Armenia-Armyanskaya
Diaspora:
Na
Puti
Vzaimoponimaniya, Armeniya i Diaspora na Poroge XXI Veka, Erivan,
1988.
MELKONYAN,
E;
Armenia-Armyanskaya
Diaspora:
Na
Puti
Vzaimoponimaniya, Armeniya i Diaspora na Poroge XXI Veka, Erivan,
1988.
MEMMEDOV İsrafil, ASADOV Sabir; Ermenistan Azerbaycanlıları ve
Onların Acı Kaderi, Bakü, Azerbaycan Yayınevi, 1992.
MEMMEDOVA, Feride; Azerbaycan’ın Siyasi Tarihi ve Tarihi Coğrafyası,
Azerbaycan Devlet Yayınevi, Bakü, 1993.
MERİ, Koçar; Armyano-Tureçskie Politiçeskie Otnoşeniya i Armyanskiy
Vopros, Erivan Üniversitesi Yayınları, Erivan 1986.
MİNASYAN, Sergey; Agadjanyan Mikhail ve. d; Karabakhskiy Konflikt
(Bejençı, Territorii, Bezopasnost), Erivan, Nairi Yayınevi 2005.
MKRTÇYAN, Ter; Armeniya Pod İgom Nadir Şakha, Moskova: 1963.
MURADYAN, İ. M, MANUKYAN, S. A; İran i Evraziyskaya İdeya”, Os
Moskova-Tegeran, Erivan, 1997.
Nagornıy Karabakh: Razum Pobedit, İnstitut İstorii Partii Pri ÇK KP
Azerbaydjana-Filial İnstituta Marksizma-Leninizma Pri ÇK KPSS, Azerbaycan
Devlet Yayınevi, Bakü 1989.
NESİBLİ, Nesib; Azerbaycan’ın Jeopolitiği ve Petrol, Bakü 2000, Hazar
Üniversitesi, s. 183.
NESİBZADE, Nesib; Azerbaycan’ın Harici Siyaseti 1918-1920, Ay-Ulduz
Neşriyatı, Bakü, 1996.
NOYBERGER, Benyamin; Çto Takoe Sionizm?, Moskova 1996.
OGANİSYAN, Eduard; Vek Borbı, Moskova, Feniks Yayınevi, 1991.
OGANYAN, Samvel, PETROSYAN, David; Armeniya, Evropa, Aziya:
Koridorı i Perekrestki, Ermenistan Stratejik ve Ulusal Araştırmalar Merkezi,
Erivan 2001.
ORDUBADİ, Memmed Seid; Kanlı Yıllar, Bakü, 1991.
ORMANİAN, Malachia; The Church of Armenia, gözden geçirilmiş 2. bs.,
çev. G.Marcar Gregory, yayına hazırlayan Tereing Poladian, A.R. Mowbray &
co. Olimited, Londra, 1995.
ÖZTÜRK, Osman Metin; Rusya Federasyonu Askeri Doktrini, ASAM
Yayınları, Ankara 2001, Rusya-Ukrayna Araştırmaları Dizisi–2.
PARSAMYAN, V. A; İstoriya Armyanskogo Naroda, Erivan: Hayastan
Yanınevi, 1972.
PHİLLİPS, L. David; Unsilencing the Past-Track Two Diplomacy and
Turkish-Armenian Reconciliation, Berghahn Books, New York, 2005.
POMPEEV, Yuri; Krovavıy Omut Karabakha, Bakü, Azerbaycan Yayınevi,
1992.
376
SAFAROV, P.Ş; 90’lı yıllarda Azerbaycan’ın Uluslararası Durumu ve Dış
Politikası, Bakü, Elm, 1999.
SARKİSYAN, Manvel; Politiçeskie Problemı Kavkaza i Armenii,
Ermenistan Milli ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayını, Erivan 1998, s. 11.
SEVİNC, Necdet; Arşiv Belgeleriyle Tehcir. Errmeni İddiaları ve
Gerçekler, Avrasya Bir Vakfı Yayınları, Ankara 2003.
Sedat Laçiner, Türk-Ermeni İlişkileri, Kaknüs Yayınları, I. bs., İstanbul, Eylül
2004.
SEZGİN, M. Niyazi; Ermenilerde Din, Kimlik ve Devlet, Platın Yayınları,
Ankara 2005, s. 34.
Sistemnaya İstoriya Mejdunarodnıkh Otnoşeniy, 1918–1991, der А.D.
Bogaturova, I. cilt, Moskovskiy Raboçiy Yayınevi, Moskova, 2000.
SMİTH, D. Anthony; Milli Kimlik, çev. Bahadır Sina Şener, 2. bs., İletişim
Yayınları, İstanbul 1999.
Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune,
Erivan1997.
STEPANYAN, S.S; Germanskie İstoçniki o Genoçide Armyan, Erivan
1991.
SUAT, İlhan; Jeopolitik Duyarlılık, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2003.
SUKİASYAN, Aleksey; İstoriya Kilikiyskogo Armyanskogo Gosudarstva İ
Prava (xı-xıv vv), Mitk Yayınevi, Erivan 1969.
SWİETOCHOWSKİ, Teodor; Muslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus
Azerbaycan’ı (1905–1920), İstanbul 1988, Bağlam Yayınevi.
ŞAKARYANÇ, Sergey; Politika Postsovetskoy Rosii Na Kavkaze i Ee
Perspektivı, Ermenistan Stratejik ve Milli Araştırmalar Merkezi Yayınları,
Erivan 2001.
ŞAVROV, N. N;
Novaya Ugroza Russkomu Delu v Zakavkasye:
Predstoyaşaya Rasprodaja Mugan İnorodtsam, Petersburg, 1911.
TAŞKIRAN, Cemalettin; Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi, Ankara
1995, Genelkurmay Basımevi.
TETVADZE, Şota, TETVADZE Otar; Gürcistanda Ermeniler, çev. Gülnar
Tanrıkulu, yayınlanmamıştır, Gürcistan Milli ve Sosyal İlişkiler Akademisi,
Tiflis, 1988.
TEZKAN, Yılmaz, Taşar, M. Murat; Dünden Bugüne Jeopolitik, Ülke
Kitapları: 3, İstanbul.
The legasy of History in Russia and the new state of Eurasia, S.
Frederick Starr-editor, Publisher: M. E. Sharpe, Armonk, NY. Publication,
1994.
TIRKOVA, Ariadna; Staraya Turçiya i Mladoturki. God v Konstantinopole,
Petersburg 1916.
TOROSYAN, Karen; Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2003.
TOROSYAN, Karen; Za Vitrinoy Vlasti, Erivan 2004.
Türk Dış Politikası, der. Baskın Oran, 1. bs., 2001, İstanbu.
“Trekhstoronniy Plan Reşeniya Pridnestrovskogo Voprosa”, Analiz
Belgesi, Moldova, Ukrayna ve Romanya bilirkişi grupları tarafından
hazırlanmıştır, Budapeşte, Kişinev, Kiev, Ocak 2006,
(Erişim) www.carnegie.ru/en/pubs/books/9802doklad_Prednistrovie.pdf
377
“Trekhstoronniy Plan Reşeniya Pridnestrovskogo Voprosa”, Analiz
Belgesi, Moldova, Ukrayna ve Romanya bilirkişi grupları tarafından
hazırlanmıştır, Budapeşte, Kişinev, Kiev, Ocak 2006,
(Erişim) www.carnegie.ru/en/pubs/books/9802doklad_Prednistrovie.pdf
URAS, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, 2. bs., Belge Yayınları,
İstanbul 1987.
VADAÇKORİA, Şota; Voprosı Gruzino-Armyanskix Vzaimaotnoşenii v
Politiçeskoy Mısli Gruzii (1918–1920), Tiflis: Meçniereba Yayınevi, 1999.
VELİÇKO, Vasili Lvoviç; Kavkaz: Russkoe Delo İ Mejduplemennıye
Voprosı, I. cilt, M.D. Muretov Yayını, S. Petersburg, 1904.
VELİYEV İ, ve b; Deportasiya, Azerbaycan Ansiklopedisi Yayınevi Bakü,
1998.
Voenno-Politiçeskaya Rasstanovka Sil v Kaspiysko-Çentralnoaziatskom
Regione, der. M. S. Aşimbaev, Kazakistan Devlet Başkanlığı Stratejik
Araştırmalar Yayını, Almatı 2003.
“Vtoraya Volna Rasşireniya NATO i Transformaçiya Postsovetskogo
Prostranstva: Vzglyad iz Ukrainı”, İssledovanie v Ramkakh Granta Soveta
Evro-Atlantiçeskogo Partnerstva (SEAP)
na 1998–2000 Godı,
Dnepropetrovsk 2000.
Voenno-Politiçeskaya Rasstanovka Sil v Kaspiysko-Çentralnoaziatskom
Regione, der M. S. Aşimbaev, Kazakistan Devlet Başkanlığı Stratejik
Araştırmalar Yayını, Almatı 2003,
YILDIRIM, Dursun; Özönder, Cihat; Karabağ Dosyası, KÖK Yayınları,
Ankara 1993,
YILDIZOĞLU, Ergin; Hegemonyadan İmparatorluğa, İstanbul, Everest,
2003.
ZAKHAROV, Vladimir; Nikolay Silayev, Politika SŞA i NATO v Kavkaze:
Vozmojnıye Podsledstvie, Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 1 (3),
Moskova, Ocak 2005.
ZOLYAN, Suren; Nagornıy Karabakh: Problema i Konflikt, Lingva
Yayınevı, Erivan 2000.
KİTAP MAKALELERİ
ARUTYUNYAN, Artak; “İstoriko-Retrospektivnıy Analiz Politiki Rossii na
Yujnom Kavkaze”, Yujnıy Kavkaz: Problemı Regionalnoy Bezopasnosti i
İntegraçii, RAU, T.1, No 1, 2004, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/
arutunyan.pdf
AVAKYAN, Gagik; “Armenia: Obespeçenie Spokoystiya”, Kavkaz Voorujen i
Razobşen, ss. 37-50.
AYDIN, Mustafa; “Ermenistan’la İlişkiler,” Türk Dış Politikası, der. Baskın
Oran, II. cilt, İstanbul 2001, s. 407.
AYKUT, Ş. Nezihi; “Arşiv Belgelerine Göre Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları
Katliamlar”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi
Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 191-216.
378
BAL, İdris; “Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni
İlişkileri, editörler İdris Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos
2003, ss. 605-635.
ÇİÇEK, Kemal; “Türk-Ermeni İlişkileri ve Tehcir”, Ermeni Soykrımı İddiaları,
der: Mustafa Çalık, Gedit neşriyat, Ankara 2006, ss. 135-178.
ÇUFALI, Mustafa; “Lozan Konferansı ve Antlaşması’nda Ermeni Sorunu”,
Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa Çufalı,
Nobel Yayınları, 1. bs, Ağustos 2003, ss. 539-550.
DAALDER, Ayvo; James Godgayer, “Globalnaya NATO”, Rossiya v
Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2006.
DARÇİAŞVİLİ, David; “Gruziya: Zalojniça Orujiya”, Kavkaz Voorujen i
Razobşen, ss. 77-114; Alan Parastaev, “Severnaya i Yujnaya Osetiya:
Starıye Konfliktı i Novıye Trevogi”, Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 125144.
DEMONYAN, Gayk; “Nekotorıye Aspektı Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy v
Kontekste Regionalnıkh Proçessov”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii,
der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 49.
Deportasiya, der. İ. Veliyev, Azerbaycan Ansiklopedisi Yayınevi, Bakü,
1998, s. 17.
ERASLAN, Cezmi; “Ermeni Komiteleri, Propagandaları ve Osmanlı Devletinin
Aldığı Tedbirler”, Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul
Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001, ss. 77-106.
Esra Hatipoğlu, “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya Boyutu”,
Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya, editör Okan Yeşilot, Kitapevi
Yayınları, İstanbul, Eylül 2005, ss. 19-30.
GULİYEV, Emir; “Göçürülme (1948–1953)”, Deportasiya, derleyen İ.
Veliyev, Bakü, 1998, s. 210.
GVİNDJİA, Maksim; “Abkhaziya: Problemı Bezopasnosti Sakhranyayutsya”,
Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 115-124.
HATİPOĞLU, Esra; “Avrupa Komşuluk Politikası’nın Güney Kafkasya
Boyutu”, Değişen Dünya Düzeninde Kafkasya, editör Okan Yeşilot,
Kitapevi Yayınları, İstanbul, Eylül 2005, ss. 19-30.
İVANOV, E. M; “Ekonomiçeskoe Sotrudniçestvo Armenii s Rossiey”,
Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, s. 291.
İSMAYILOV; Azerbaycan XIX-XX. yüzyılın Başlarında, der. İgrar Aliyev,
Azerbaycan tarihi, Bakü, 1993, Bilim Yayınevi, s. 204.
KAZARYAN, Eduard; “K Voprosı ob Armyano-İranskikh Otnoşeniyakh”,
Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares
Yayınları, 2002, s. 62.
KARAGÜL, Soner; “20. Yüzyılda Ermeni Diasporası ve Faaliyetleri”, Dünden
Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal, Nobel Yayınları, Ankara 2003,
ss. 569-590.
KENGERLİ, Mehmet; “Karabağ Azerbaycan Toprağıdır Dünya Durdukça da
Öyle Olacaktır”, Azerbaycan, Ankara, s. 14.
KİSRİEV, Enver; “Dagestan: Sila v Balanse”, Kavkaz Voorujen i Razobşen,
ss. 145-162.
379
KOPPİTERS, Bruno; “Zaklyuçenie: Kavkaz Kak Kompleks Bezopasnosti,
Spornıye Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova, Ves Mir,
1996, ss. 213-225.
KURTOV, Ajdar Aşiroviç; “Armyano-İranskie Otnoşeniya”, Armeniya:
Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. E. M. Kojokin, Moskova 1998, s. 401.
KURTOV, Ajdar, KHALMUKHAMEDOV, Aleksandr; “Armeniya-Turçiya:
Protivostayanie İli Sotrudniçestvo?”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo
Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü,
Moskova 1998, s. 450.
MATVEEVA, Anna; “Orujie i Voprosı Bezopasnosti na Kavkaze”, Kavkaz
Voorujen i Razobşen, der. Anna Matveeva ve Duncan Hiscock, çev.
Maksım Pyaduşkin ve Evgeni Zagaynov, Moskova, Şubat 2004, ss. 23-36.
McCARTHY, Justin; “Kim Başlattı?”, Ermeni Soykrımı İddiaları, der.
Mustafa Çalık, Gedit neşriyat, Ankara 2006, ss. 11-34.
MELYAN, Aşot; “Armeniya v Sovete Evropı-Ojidaniya i Perspektivı”, Orientirı
Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları,
2002, s. 26.
MELYAN, Aşot; “Armeniya v Sovete Evropı-Ojidaniya i Perspektivı”, Orientirı
Vneşney Politiki Armenii, der Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınları,
2002, s. 26.
MEMMEDOV, Şükür; “Türkiye ve İran’dan Ermenilerin Göç Ettirilme
Politikaları”, Türk-Ermeni İlişkileri: 21. Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça
Bakış, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2000, ss. 63-68.
MİTYAYEV, V. G; “Karabakskiy Konflikt v Kontekste mejdunarodnıkh
Otnoşeniy”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E.
M, Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss. 487-554.
MURADYAN, İgor; “Sovremennıe Armyano-Gruzinskie Otnoşeniya”, Orienirı
Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares Yayınevi
2002, s. 80.
MUSTAFA, Nazim; “Ermeni Sahtekârlığı-Ermeni İhaneti”, Deportasiya, der.
Veliyev İ, Bakü, 1998, s. 155.
NİFTELİYEV, Hasan; “50 Yıl Önce Azerbaycanlıların Ermenistan’dan
Deportasiyası Başladı”, der. İ. Veliyev, Deportasiya, Bakü, 1998.
PAŞAYEV, Atahan; “Göçürülme”, Deportasiya, der. Veliyev, s. 67.
PİÇKOV B. P; “Proektı Tekhniçeskoy Pomoşi Evrosoyuza Armenii po
Programme TACIS za Period 1991-1997 gg”, Armeniya: Problemı
Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar
Enstitüsü, Moskova 1998, ss. 358.
Piçkov, B. P; “Proektı Tekhniçeskoy Pomoşi Evrosoyuza Armenii po
Programme TACIS za Period 1991–1997 gg”, Armeniya: Problemı
Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar
Enstitüsü, Moskova 1998, ss. 357-366.
PUZANOV, Y. E; “Voprosı Ekenomiçeskogo Razvitiya Armenii”, Armeniya:
Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik
Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, S. 232.
SAFRASTYAN,
Ruben;
“Armyano-Tureçskie
Otnoşeniya:
Popıtka
Teoretiçeskoy İnterpretaçii s Poziçiey Realistiçeskoy Şkolı (Vvodnıe
380
Zameçaniya)”, Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova,
Erivan, Antares Yayınevi 2002, s. 39.
SERDAROV, Zakir; “En Büyük Tarihi Adaletsizlik”, Deportasiya, der. Veliyev
İ, s. 279.
ŞAKARYANÇ, Sergey; “Voprosı Kollektivnoy Bezopasnosti SNG i Armeniya”,
Orientirı Vneşney Politiki Armenii, der. Gayane Novikova, Erivan, Antares
Yayınevi 2002, ss. 97-98.
ŞİLOVA, R. A; “Armeniya-Gruziya: Dobrososedstvo i Cvyaz s Vneşnim
Mirom”, Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. E. M. Kojokin,
Moskova 1998, s. 468.
TATLI, Hasan; “Bolşevik İhtilali’nden Lozan Barış Konferansı’na Türk-Ermeni
İlişkileri,” Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal ve Mustafa
Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 514-538.
TİŞŞENKO, G.G; “Voorujennıye Silı İ Voenno Politiçeskiy Kurs Armenii”,
Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, S.555.
TİŞŞENKO, G; “Voorujennıe Silı i Voenno-Politiçeskiy Kurs Armenii”, der.
Kojokina E. M, Armenia: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, ss. 558-559.
TRENİN, Dimitri; “İnteresı Bezopasnosti i Politika Rossi v Kavkazskom
Regione”, Spornıye Qranitsı na Kavkaze, der. Bruno Koppiters, Moskova,
1996, s. 103.
TÜTÜNNİK, Vadim; “Turki iz Meskhetii: Vçera i Segodnya. Tak Eto Bıla”,
Naçionalnıe Represii V SSSR, 1919–1952. Represirovannıe Narodı
Segodnya, der. Svetlana Aliyeva, III. cilt, Moskova 1993, ss. 145-163.
UZUN, Turgay; “Osmanlı Devleti’nde Toplumsal Yapı ve Ayrılıkçı Ermeni
Hareketinin Doğuşu”, Dünden Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, editörler İdris
Bal ve Mustafa Çufalı, Nobel yayınları, 1. bs., Ağustos 2003, ss. 191-204.
Uluslararası Mücadelenin Yeni Odağı: Karadeniz, der. Osman Metin
Öztürk, Yalçın Sarıkaya, Platin Yayınevi, Ankara 2005.
VASYUTOVİÇ V.P; “Mesto Armenii v Geopolitike SŞA”, Armeniya: Problemı
Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya Stratejik Araştırmalar
Enstitüsü, Moskova 1998, s. 369.
VOLOKHONSKİY, Mikhail; “Tureçskiy i İranskiy Faktorı na Yujnom Kavkaze”,
Konfliktnıy Potençial i Proçessı Transformaçii v Kavkazskom Regione,
Kafkasya Araştırmaları Merkezi, Yayın: 4 (16), Moskova,
VOROBEVA, L. M; “Tragediya Armyanskogo Naroda: Straniçı İstorii”,
Armeniya: Problemı Nezavisimogo Razvitiya, der. Kojokina E. M, Rusya
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Moskova 1998, ss.167-218.
YUNUSOV, Arif; “Azerbaydjan: v Ojidanii Peremen Pod bremenom İstorii”,
Kavkaz Voorujen i Razobşen, ss. 51-72.
DERGİ MAKALELERİ
ABRAMYAN, Levon; “Armeniya i Armyane Mejdu Vostokom i Zapadom”, 21
Vek, No: 1, (3), 2006, Noravank Yayınları, Erivan, s. 16.
381
ABRAMYAN, Levon; “Armeniya i Armyanskaya Diaspora: Raskhojdenie i
Vstreça”, Planeta Diasporı, Moskova, No 1-2, 2000, s. 56.
ABRAMYAN, Rafael; “Armyanskoe Rıçarstva”, Armyanskiy Vestnik,
Moskova No:1-2, 1999, (Erişim) http://www.hayastan.ru/armvest/jurnal
04/j04_stat27.html
ADAMS, T, RİCH, Gregory; “Great Power Politics and the Azerbaijan
Pipeline: An Update”, Special Policy Forum Report, The Washington
Institute for Near East Policy, Feb. 24, 1997.
ADANIR, Olgun; “Kültür ve Zihniyet”, Doğu-Batı, sayı 23, Mayıs-HaziranTemmuz 2003, s. 23.
AGLYAN, Vaagn; “Rossiyskaya Federaçiya i Yujnıy Kavkaz: Strukturnaya
Vzaimosvyazannost i Perspektivı Razvitiya Otnoşenii”, 21 Vek, Erivan, No:
1, (3), 2006.
AĞACAN, Kamil “Kaderdaş Devletler: Azerbaycan-Gürcistan İlişkileri”,
Avrasya Dosyası, (Azerbaycan Özel), İlkbahar 2001, VII. cilt, sayı 1, s. 326.
AĞACAN, Kamil; “Ermenistan-Gürcistan İlişkileri” Ermeni Araştırmaları, sayı
19, Sonbahar 2005.
AĞACAN, Kamil; “Genişleyen NATO ve Güney Kafkasya”, Stratejik Analiz,
Temmuz, 2003, ss.83-88.
AKGÖNÜL, Samim; “Fransa Ermeni Toplumu ve Türkiye: Propaganda ve
Lobicilik”, Ermeni Araştırmaları, Bahar 2002, sayı 5.
AKOPYAN, Tigran; “Politiçeskoe Nasilie v Armenii”, Central Asia and
Caucasus, Haziran 2002, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_
rus/cac-05/11.akorus.shtml
ALİYEV, Binali; “Meskhetiya i Meskhi (Turki-Meskhetinçı): Etnopolitiçeskaya
İstoriya Naroda”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2002/journal_rus/ cac-01/19.alievru.shtml, 23 Mayıs 2003
ALOYAN, Vardan; “Noçnaya Jizn v Kadjarane”, Metallı Evraziya, 1997, No:
5, ss. 44-45.
ALP, Ali Hikmet; “Today’s Armenia and Motıves Behind The Genocide
Accusations: More Than A Matter of National Identity”, Ermeni
Araştırmaları, sayı 2, Haziran-Temmuz-Ağustos 2001, ss. 145-158.
ANDREEV, P. N; “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Gosudarstv SNG:
Etapı i Osnovnıye Napravleniya Razvitiya”, Voennaya Mısl, Moskova 2000,
No: 4, ss. 22-30.
ARAS, Bülent; Turkish-İsraeli-İranian Relations in the nineties: İmpact on the
Middle East, Middle East Polisy, Vol VII, N. 3, June 2000, p. 151-164.
Armyanskoy Vopros, Ansiklopedi, Erivan 1991.
ARUTYUNOV, Grant; “Ya! Ob Odnom Psikhologiçeskom Tipe Politiçeski
Aktivnogo Armyanina”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000.
ASLANLI, Araz; “Tarihten Günümüze Karabağ Sorunu”, Avrasya Dosyası,
Azerbaycan Özel, İlkbahar 2001, VII. cilt, sayı 1, ss. 393-430.
AVŞAR, Zakir; “Kafkasya-Rusya Federasyonu ve Türkiye”, Yeni Türkiye,
sayı 16, Temmuz-Ağustos 1997, s. 1882.
AYVAZYAN, Armen; “Strategiçeskie Posledstviya Genoçida Armyan”,
Vizantiyskoe Nasledstvo, No 3, 2002, ss. 15-17.
382
BABOOKHANİAN, H; “An Armenian view of İran”s transformation”,
Executive İntelligence Review, 1997, Vol. 24, N 28, 4 July, p. 69.
BADURAŞVİLİ, İrina; Çuladze, Georgiy, Ançabadze, Georgiy; “Problemı
Repatriaçii Meskhov v Gruzii”, Central Asia and Caucasus,
(Erişim)
http://www.ca-c.org/online/2000/journal_rus/cac07_2000/21.bad
ursav.shtml
BAEV, Pavel; “Russia’s Policies in the Caucasus, Londra, The Royal
Institute of International Affairs, 1997.
BAGDASARYAN, Laura; “Sotrudniçestvo Stran Zakavkasya: Teoretiçeskie
Rassujdeniya i Praktiçeskie Protivoreçiya”, Central Asia and Caucasus,
(Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-02/12.bagru.shtml.
BAŞYURT, Erhan; “Sivil diplomasiye “soykırımı” oyunu”, Aksiyon, sayı 538.
(Erişim) http://www.aksiyon.com.tr/yazdir.php?id=20550, 28 Mart 2005.
BAYIR Emre ve ASLANLI, Araz; “Tehdit Merkezli Bir Dış Politika: İran’ın
Azerbaycan Politikası”, Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 18, Ekim 2001, s. 51.
BEYLOK, Riçard; Çto Nepravilno v Armenii, The International Association
For Caucasian Regional Studies, Law Politics Sociology Economics Modern
History International Relations, Caucasian Regional Studies, Vol. 4, Issue
1, 1999, s. 7.
CABBARLI Hatem; “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan
Türkleri”, Ermeni Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı 4.
CABBARLI, Hatem, ASLANLI, Araz; “Türkiye-Ermenistan Sınır kapısı: Amaç
mı, Araç mı?”, Stratejik Analiz, Ekim 2003, IV. cilt, sayı 42.
CABBARLI, Hatem; “Bağımsızlık Sonrası Ermenistan’ın Enerji Politikası”,
Avrasya Dosyası, Bahar 2003, IX: cilt, sayı 1.
CABBARLI, Hatem; “Ermenistan’ın Bölge Politikasında Gürcistan: Tarihi
Süreçte Karşılıklı İlişkiler”, Ermeni Araştırmaları, yaz 2002, sayı 6.
CABBARLI, Hatem; “Geçmişten Günümüze Ermenistan’da Azerbaycan
Türkleri”, Ermeni Araştırmaları, Aralık 2001-Ocak-Şubat 2002, sayı 4.
CABBARLI, Hatem; “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Azerbaycan, sayı
344, Yıl: 50. Eylül-Ekim 2002.
CABBARLI, Hatem; “Rusya’da Ermeni Diasporu: Oluşumu ve Faaliyetleri”,
Ermeni Araştırmaları, Eylül-Ekim-Kasım 2001, sayı 3.
CABBARLI, Hatem; “Sözde Ermeni Soykırımının 90. Yıldönümü ve Türkiye”,
Stratejik Analiz, Mart 2005, sayı 59.
Cemalettin Taşkıran, “Ermeni Diasporasi Nedir? Ne İstiyor?”, Ermeni
Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, III.cilt, Ankara 2003, ss. 3-13.
CORNELL, E. Svante; “Autonomy as a Source of Conflict. Caucasian
Conflicts in Theoretical Perspective”, World Politics, Ocak 2002, s. 54.
CROSSİANT, M. P, CROSSİANT, M. Cynthia; “The caspian Sea Status
Despute: Azerbaijani Prespectives”, Caucasian Regional Stadies, Vol: 3,
No: 1, 1999.
ÇAŞIN, Mesut Hakkı; “Ermenistan Silahlı Kuvvetleri”, Avrasya Dosyası, XI.
cilt, sayı 4, Sonbahar 1995–1996, s. 54.
DAALDER, Ayvo, GODGAYER, James; “Globalnaya NATO”, Rossiya v
Globalnoy Politike, No 5, Eylül-Ekim 2006,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/22/6354.html
383
DANIELYAN, Emil; “A Look Back At Armenia Since Ter-Petrosian”, Russıa
And Eurasıa Revıew, Volume 1, Issue 13, December 3, 2002,
(Erişim)
http://www.jamestown.org/publications_details.php?volume_id=15
&&issue_ id=611
DARÇİAŞVİLİ, David; “Rossiyskoe Voennoe Prisutstvie v Gruzii-Poziçii
Storon i Perspektivı”, Kavkazskie Regionalnıe İssledovaniya, II. cilt, dizi 1,
1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/R02-004.html
DEGOEV, V.V; “Kavkazskie Gorizontı Bolşoy Evropı”, Rossiya v Globalnoy
Politike, No 5, Eylül-Ekim 2004.
“Deklaraçiya Vserossiyskogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy
Vestnik, No1-2, 2001,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat35.html
DİNA MALIŞEVA, “Konfliktı u Yujnıh Rubejey Rosii”, Pro et Contra, V. cilt,
No 3, yaz, ss. 7-33,
DYATLOV, Viktor İnnokentyeviç; “Diaspora: Popıtka Opredelitsya v
Ponyatiyakh”, Diasporı, Moskova 1999, No 1, ss. 8-23.
EMERSON, Мaykl; “Podkhodı k Stabilizaçii Na Kavkaze”, Kavkazskie
Regionalnıe İssledovaniya, V. cilt, No: 1-2, 2000, (Erişim)
http://poli.vub.ac.be/publi/crs/rus/ Vol5/EmersonNEWRUS.htm
“European Union To Assign 30 Million Euro For Preparation Of
Documentation For Iran-Armenia Gas Pipeline”, THE RUSSIAN OIL AND
GAS REPORT, January 22, 2001, Monday.
GASPARYAN, Arsen; “Dinamika Karabakhskogo Konflikta i Rol Rosiiskoy
Federaçii”, Central Asia and Caucasus, No 6, 1999,
(Erişim)
http://www.ca-c.org/journal/cac-06-1999/gasparyan.shtml,
24
Ağustos 2007.
GEYVANDOV, Eduard; “Tri ‘Ne’: Nenastoyaşyaya, Neligitimnaya,
Nesostayatelnaya o Tak Nazıvaemoy ‘Çelostnosti’ Postsovetskikh
Nesostoyavşikhsya Mimi-İmperii”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2 1999,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/
GEYVANDOV, Eduard; “Vneşnyaya Politika Diasporı?”, Armyanskiy
Vestnik, No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal
html
06/j06_stat05.
GOLDBERG, Gabriel; “O Problemakh Turok-Meskhetinçev”, Central Asia
and Caucasus, 1998. № 2 (14), (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/
14_1998/st_ 09_goldberg.shtml.
GİBBONS, Helen Davenport; The Red Rugs of Tarsus: A Woman’s
Record of the Armenian Massacre of 1909, New York: The Century Co.,
1917. (Erişim) http://armenianhouse.org/gibbons/tarsus/red-rugs.html
GÖKA, Erol; “Ermeni Sorunu’nun (Gözden Kaçan) Psikolojik Boyutu”,
Ermeni Araştırmaları, Ankara, Mart-Nisan-Mayıs 2001, sayı 1, s.135.
GRİGORYAN, K. N; “Russkie Peçatnıye İstoçniki Konça 18-Naçalo 19 vv. Ob
Armenii”, İzvestiya AN SSSR, No: 6, 1955.
GRUNİN, V. F; “Azerbaydjan: Etot Nelegkiy Suverenitet”, Jurnal Teorii i
Praktiki Evraziystva, No 3, (Erişim) http://www.e-journal.ru/bzarub-st23.html
384
GURETSKİ, Voitsekh; “The Question Of Javakheti”, Caucasian Regional
Studies, Vol. 3, Issue 1, 1998, (Erişim) http://poli.vub.as.be/publi/crs/
eng/0301-05.htm, 14 Temmuz 2002.
GÜL, Nazmi, EKİCİ, Gökçen; “Ortak Tehdit Algılamaları ve Stratejik İttifaklığa
Doğru İlerleyen İran-Ermenistan İlişkileri”, Stratejik Analiz, II. cilt, sayı 22,
Şubat 2002, ss. 37-46.
GÜL, Nazmi; “Şeytanla Dans: Ermenistan ve Nükleer Enerji”, Stratejik
Analiz, sayı 17, Eylül 2001, s. 35.
HENZE, B. Paul; “Gürcistan ve Ermenistan’da Sıkıntılı Bağımsızlık”, Avrasya
Etüdleri, sayı 2, yaz: 95, TİKA Yayınları, Ankara, s. 30.
HOŞTARİYA-BROSSE, Edişer; “Kavkazskiy Politiçeskiy Uzel v Proşlom i
Nastoyaşem”, Central Asia and Caucasus, 2001, No: 5, (17), ss. 80-86.
İBRAHİMOV, Rovshan; “Dağlık Karabağ Sözde Cumhuriyeti’nin
Bağımsızlığının Tanınması Durumunda Uluslararası Ortamda Ortaya
Çıkabilecek Sorunlar”, Ermeni Araştırmaları, Ankara, sayı 6, yaz 2002,
s.116.
İGOLKİN, Aleksandr; “Mosskovskiy Dogovor s Turçiey. Vzglyad iz Rosii
Çerez 77 Let”, Armyanskiy Vestnik,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/ Jurnal03/j03_stat27. html,
İGOLKİN, Aleksandr; “Mosskovskiy Dogovor s Turçiey. Vzglyad iz Rossii
Çerez 77 Let”, Armyanskiy Vestnik, No: 3-4, 1998,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal03/j03_stat27.html
İPEK, Ali; “İlk İslami Dönem Müslüman-Ermeni Münasebetleri”, Dünden
Bugüne Türk-Ermeni İlişkileri, der. İdris Bal, Nobel Yayınları, Ankara 2003,
ss.19-30.
İVAŞOV, L. G, BULİGİN, A. N; “Kollektivnaya Bezopasnost v Ramkah
Sodrujestva Nezavisimıkh Gosudarstv”, Voennaya Mısl, Moskova, 1998,
No: 3, ss. 8-10.
JUNG, Dietrich, PİCCOLİ, Wolfango; The Turkish-İsraeli Alignment: Paranoia
or Pragmatism?, Security Dialoque, March 2000, Vol 31, N. 1, P. 91-104.
KHALMUKHAMEDOV, Aleksandr; Mutaloviç “Armyanskaya Diaspora Kak
Soçiokultırnıy i Politiçeskiy Fenomen”, Soçiologiçeskie İssledovanie,
Moskova, 1999. No 2, ss. 54-59.
KALAFAT, Yaşar, Sezgin, Mahmut Niyazi; “Albanlar Tarihi ve Ermeni Kültür
Stratejisi”, 2023, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, Nisan 2002, Ankara, ss. 16-25.
KALAFAT, Yaşar; “Türk-Ermeni Kültür İlişkilerinde Mitolojik Boyut”, Eğitim,
sayı 38, Nisan 2003, ss. 95-100.
KANBOLAT Hasan, GÜL, Nazmi; “Kafkasya’da (Cavaheti) ile Krasnodar
(Rusya) Ermenilerinin Jeopolitiği ve Özerklik Arayışları”, Stratejik Analiz, I.
cilt, sayı 6, Ekim 2000, s. 11.
KANBOLAT, Hasan, EKİCİ, Gökçen; “21. Yüzyıl Başında Kafkasya’da
İşbirliği Arayışları ve Ekonomik Boyutları”, Jeo Ekonomi, II. cilt, sayı 2-3,
Yaz/Sonbahar 2000, ss. 31-37.
KANBOLAT, Hasan; “Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan Zirvesi ve Gölgedeki
Ortak Ermenistan”, Stratejik Analiz, III. cilt, sayı 26, 2002, s. 57.
385
KANTARCI, Şenol; “Ermeni Sorunu: “Ezilmiş Millet Kimliğiyle Meselenin
Psikolojik Boyutu”, Yeni Türkiye, Ermeni Sorunu Özel Sayısı, 1, sayı 37,
Ocak-Şubat 2001, Ankara, s. 512.
KARAAĞAÇ, Günay; “Türk-Ermeni Dil İlişkileri”, Yeni Türkiye, sayı 38 (MartNisan), ss. 967-973.
KARAGÜL, Soner; “Ermenistan'ın Bağımsızlık Sonrası Avrupa İle İlişkileri”,
Orta Asya ve Kafkasya Dergisi, I. cilt, sayı 2, 2006, s. 143.
KASENOV, Umirserik; “Kaspiyskaya Neft i Mejdunarodnaya Bezopasnost”,
Central Asia and Caucasus, No: 11, 1997, (Erişim) http://www.cac.org/journal/11-1997/st_07_kasenov.shtml, 26 Mayıs 2003.
KAYDANOVA, Olga; “Konstantinopolskaya Reznya”, Novoe Slovo, 2 Kasım
1896, s. 197.
KAZİMİROV, Vladimir; “Karabakh: Kak Eto Bıla”, Mejdunarodnaya Jizn, No
5, 1996, ss. 41-52
KERYAN, Garegın; “Utverjdenie Mnogopartiynosti V Armenii” Central Asia
And Caucasus, sayı 4, 12 Aralık 2001, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/
2001/ journal_rus/cac-04/12.qerru.shtml
KHAÇATRYAN, Vaagn; “Osnovnıe Tendençii Razvitiya Ekonomiki Armenii v
1991-2002 Godakh”, Central Asia and Caucasus,
(Erişim) http://www.ca-c.org/http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac02/17.hachru.shtml
KHAÇATURYAN, Vartan; “Stanovlenie Armyanskikh Koloniy v Rossii”,
Planeta Diasporı, Moskova, 2000, No: 1–2, s. 85.
KOEN, Ariel; “SŞA, Stranı Çentralnoy Azii i Kavkaza: Problemı i Prespektivı
Vzaimootnoşenii”, Central Asıa and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2000/journal_ ruscac08_2000 /05.kohen.shtml, 28 Temmuz
2002.
KOTANDJYAN, Gayk; “Bezopasnost Armenii i Vneşnyaya Politika SŞA na
Yujnom Kavkaze”, Connections, No.2, Haziran 2004, s. 25.
KOTANJİAN, Hayk; “Armenian Security and U.S. Foreign Polisy in the South
Caucasus”, Connectıon, Vol. 3, No 2, June 2004, p. 17.
KUKULİNA, İda Nikolayevna; “Problemı Bezopasnosti v ÇernomorskoKaspiyskom Regione”, Mirovaya Ekonomika i Mejdunarodnıye
Otnoşeniya, Moskova 2002, No: 1, ss. 90-97.
KUTALMIŞ, Mehmet; “Türkleşen Ermeniler: Kıpçak-Ermeni Dil ve Kültür
İlişkileri”, Tarih ve Düşünce, Temmuz 2002, ss. 16-22.
KÜÇÜK, Abdurrahman; “Gregoryen Ermeni Kilisesinin Oluşması ve Konsil
Kararları Karşısındaki Tutumu”, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Ankara
1996, cilt 35, ss. 117-154.
LAÇİNER, Sedat; “Ermeni Kimlik Bunalımı ve Güç Politikalarının Bir Ürünü
Olarak Ermeni Sorunu”, 2023, 15 Nisan 2002, sayı 12, ss. 56-61.
LAÇİNER, Sedat; “Ermenistan Dış Politikası ve Belirleyici Temel Faktörler”,
Ermeni Araştırmaları, Ankara, Bahar 2002, sayı 5, s. 183.
LALAYAN, A; “Kontrevalyutsionnıy Daşnakstyun i İmperialistiçeskaya Voyna
1914–1918” Azerbaycan Bilimler Akademisi Haberleri, Felsefe ve Hukuk
Sayısı, 1989, No 4.
386
LIMA, Vincent; “The Diaspora Establishment Convenes in Armenia”,
Armenian Forum, 2, No 2, s. 94.
LISENKO, V; “Regionalnıe Konfliktı v Starnakh SNG: Opıt Uregulirovaniya”,
Polis, No 2, 1998, ss. 147-157.
LÜTEM, Ömer Engin; “Olaylar ve Yorumlar”, Ermeni Araştırmaları, sayı 5,
Bahar 2002, (Erişim) http://www.iksaren.org/index.php?Page=DergiIcerik
&IcerikNo=285
LYNCH, Dov; “The Conflict in Abkhazia. Dilemmas in Russian
“Peacekeeping” Policy”, Londra, The Royal Insitute of International
Affairs, 1998.
MALEKİ, Abbas; “İran i Turan: K Voprosu Ob Otnoşeniyakh İrana s
Gosudarstvami Çentralnoy Azii i Zakavkazya”, Central Asia and Caucasus,
No: 5, 2001, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/ journal_rus/cac05/11.malru.shtml
MAMEDOV, Rüstem; “Mejdunarodno-Pravavoy Status Kaspiyskogo Morya
Kak Pograniçnogo Ozera”, Beynelhalk Hukuk, Bakü, No: 1.
MANDEL, Maud; “Old Neighbors, New Perspectives: Armenia and Iran in
Modern Times” The Journal of the International Institute, Vol. 4, No. 2:
Winter 1997.
MARTİROSYAN, Amayak; “Armyano-İranskie Otnoşeniya: Proşloe i
Nastoyaşee”, Central Asia and Caucasus, Ağustos 2000,
(Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac-08-2000/20.martiros.shtml
MARTİROSYAN, Tigran; “K Voprosı o Priznanii Fakta Genoçida Armyan na
Geopolitiçeskoy Doske Zakavkazye, Blijnego i Srednego Vostoka”, Central
Asia and Caucasus, No 2 (32) 2004, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/
2004/ journal_rus/cac-2/20.marrus.shtml
MELİKYAN, Vagan; “Armyanskiy Vopros na Syezdakh Zapadnıkh Armyan v
1917 i 1919 Godakh”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/ Armvest/Jurnal 07/j07_stat01.html
MELKUMYUAN, Naira; “Nagornıy Karabakh: V Poiskakh Ustoyçivigi Mira”,
Central Asia and Caucasus, No 4, 1999, (Erişim) http://www.ca-c.org
/journal/cac-04-1999/st_09_melkumjan.shtml, 23 Ağustos 2007.
MINASYAN, Sergey; “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rosii i Armenii v
Kontekste Problem Regıonalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Vestnik
VGU, Sosyal Bilimler Serisi, No: 1, 2005, ss. 338-349.
MİLİTAREV, Aleksandr; “O Soderjanii Termina “Diaspora” (K Razrabotke
Definiçii), Diasporı, Moskova 1999, No 1, ss. 24-33.
MİNASYAN, Sergey; “İzrail-Turçiya: Voenno-Politiçeskoe i VoennoTekhniçeskoe Sotrudniçestvo (v aspekte problem regıonalnoy bezopasnosti)”
Central Asia and Caucasus, No: 1, 2004.
MİNASYAN, Sergey; “Situaçiya v Djavakhe v Kontekste Problema Vıvoda
Rossiyskikh Voennıkh Baz iz Gruzii”, 21 Vek, Erivan, No: 1, 2005, ss. 27-78.
MİNASYAN, Sergey; “Strategiçeskoe Sotrudniçestvo İzrailya i Turçii v
Kontekste Problem Regıonalnoy Bezopasnosti”, 21 Dari, 2 (4), 2004, ss. 7493.
387
МOSKOVİN, L. B; “Mnogourevnevaya Sistema İntegraçii v SNG (Priçini,
Problemı, Tendençiyii Razvitiyaa), Vestnik Moskovskogo Universiteta, dizi
12, Siyaset Bilmi, 1999 No: 1, ss. 6-7.
MURADYAN, İgor; “İnteresı Evropeyskogo Soyuza Na Yujnom Kavkaze i
Karabakhskaya Problema”, 21-rd Dar, 3(5), 2004, s. 51.
NAUMKİN, Vitaliy; “Rossiya i Zakavkaze”, Kavkazskie Regionalnıe
İssledovaniya, III. cilt, No: 1, 1997, (Erişim) http://poli.vub.ac.be/publi
/crs/rus/03_0 2R.htm
NAZAROV, İslam; “Azerbaydjano-İranskie Vzaimootnoçeniya Segodnya i
Perspektivı na Blijayşie Godı”, Central Asia and Caucasus, No: 5, 2000,
(Erişim) http://www.ca-c.org/online/2002/journal_rus/cac-05/10.nazrus.shtml, 21
Kasım 2002.
NUGMAN, G; “Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü”, Avrasya Etüdleri, İlkbahar
1998, sayı 13.
NUYKİN Andrey; “Sarkoma Genoçida”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000.
“Na Puti k Uçrejdeniyu Vsemirnogo Armyanskogo Kongressa”, Armyanskiy
Vestnik, No: 1-2, 2000.
“Novomu Armyanskomu Politiçeskomu Mışleniyu-Novaya Organizaçiya
Mirovogo Armyanstva”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 1999.
“Obraşenie k Narodu Zapadnoy Armenii ob Uçrejdenii Svoego Pravitelstva v
Emigraçii”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001.
ÖZDAĞ, Ümit; “Yayına Başlarken”, Ermeni Araştırmaları, sayı 1, MartNisan-Mayıs 2001, s. 4.
PAŞAYEVA, Gülşen; “Sistema Regionalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza:
Mifı i Realnost”, Central Asia and Caucasus, No: 1, (13) 2001, (Erişim)
http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac-01/03.pashr. shtml, 21 Aralık
2001.
PETER, Rutland; “Democracy and Nationalism in Armenia”, Europe-Asia
Studies, Vol. 46, No. 5, 1994, pp. 839-861.
PETROSYAN, Susanna: “Rossiya-Armenia-İran:Dialog Çivilizaçii”, Central
Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/journal/cac05_1999/
st_05_sp etr osjan.shtml, 24 Kasım 2002.
PİLKO, Aleksey; “Kak NATO ne Stala Globalnoy”, Rossiya v Globalnoy
Politike, No 5, Eylül-Ekim 2006, (Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers
/22/6351.html
“Pismo Kongressmenov v Prezidentu SŞA Buşu s Prizıvom Vıpolnit
Predvıbornoe Obeşanie o Polnom Priznanie Fakta Genoçida Armyan”,
Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2002,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal07/j07_stat13.html
POLYAKOV, N; Rossiya-Armeniya: Sostayanie i Prespektivı Razvitiya
Torgovo-Ekonomiçeskih Otnoşenii, Vneşnaya Torgovlya, Moskova, 1996,
No: 10-11, s. 23.
SAFRAN, William; “Diasporas in Modern Societies: Myths of Homeland and
Return”, Diaspora.N.Y. 1991. Vol. 1. № 1. p. 84.
SAFRASTYAN, Ruben; “Problema Priznaniya Genoçida vo Vneşney Politike
Armenii: Raznourovnevıy Analiz”, 21 Vek, No 1, 2005, ss. 3-11.
388
SAFRASTYAN, Ruben; “Problema Priznaniya Qenoçida vo Vneşney Politike
Armenii: Raznourovnevıy Analız”, 21 Vek, No: 1, 2005, s. 5.
SARUHANYAN, Sevak; “Mejdunarodnıy Transportnıy Koridor “Sever-Yuıg” i
Rossiysko-İranskie Otnoşeniya v Transportnoy Sfere”, 21 Dar, 2 (4), Erivan
2004, ss. 74-93.
SAVARANÇ, Aleksandr; “Pantyurkizm vo Vneşnopolitiçeskoy Strategii Turçii
v 90 Godakh”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2000.
“Seminar vo Vserossiyskim Armyanskom Kongresse”, Armyanskiy Vestnik,
No: 1-2, 2001, (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_stat34.
html
SEZGİN, Mahmut Niyazi; “Avrupa Birliği’nin Güney Kafkasya Politikası”,
Stratejik Analiz, IV. cilt, sayı 43, Kasım 2003, s. 64.
SEZGİN, Mahmut Niyazi; “Geçiş Sürecinde Ermenistan Ekonomisinin
Değerlendirilmesi”, Stratejik Analiz, sayı 28, Ağustos 2002, ss. 45–53.
SEZGİN, Suat; “Ermeni Soykırım Yasası Bağlamında Turkiye Avrupa Birliği
İlişkilerinin Değerlendirilmesi”, Müdafaa-i Hukuk, Şubat 2001, sayı 31.
STUPİŞİN,
Vladimir;
“Etnos,
Narod,
Naçiya
Naçionalnoe
Sanmoopredeleniye”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/ j06_stat09.html
ŞAMBA, Taras, NEPROŞİN, Aleksandr; “Kak Vernut Suverenitet Abkhazii”,
Grajdanin, №1, 2004.
ŞUGARYAN, Ruben; “Stabilnost Na Kavkaze: Vosem Printsipov
Regionalnogo Sotrudniçestva”, Central Asia and Caucasus,
(Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus /cac-01/01.shugr.shtml,
14 Aralık 2001
TAVİTİAN, Nicolas; “Karşı Konulamaz Bir Güce Karşı, Hareket Ettirilemez Bir
Madde: Dağlık Karabağ‘ın Ğzerine Minsk Grubunun Düzenlediği
Görüşmeler”, ‘yy’, ‘yy’, ‘ty’.
URAZOVA, Elena; “Tendençii Razvitiya Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva
Turçii s Postsovetskimi Tyurkskimi Gosudarstvami”, Central Asıa and
Caucasus, (Erişim) http://www.ca-c.org/online/2001/journal_rus/cac-05/14
VELAYETİ, Ali Akpar; “The Constructive Role of the IR Iran in Maintaining
Regional Security”, Amu Darya: The Iranian Journal of Central Asian
Studies, 1996, Vol. 1, No. 2. pp. 183—191
VELİYEV, Anar; ”Treugolnik İzrail-Turçiya-Azerbaydjan: Realnost i
Prespektivı”, Central Asia and Caucasus, (Erişim) http://www.cac.org/online/2000/journal_rus/cac08_2000/11.veliev.shtml
VEREZEMSKİY, Sergey; “Dobro Pojalovat v Kavkazskiy Gazovoy Koridor”,
Neft i Kapital, 1997, No: 10. s. 54.
VERMİŞEV, Mihail; “Sostayanie Ekonomiki Armenii”, Dialog, 1996, No: 2, s.
7.
VİNOGRADOVA, Olga; “Resursı Bolşogo Kaspiya”, Pro et Contra, V. cilt,
No:3, Yaz 2000, ss. 104-116.
VELYAMİNOV, G.M; “Priznanie “Nepriznanıkh i Mejdunarodnoe Pravo”,
Rossiya v Globalnoy Politike, Ocak-Şubat2007,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/numbers/24/7050.html
389
VOSTRİKOV, S. B; “Karabakhskiy Krizis i Politika Rosii na Kavkaze”,
Obşestvennıe Nauki i Sovremennost, No 3, 1999, ss. 73-86.
“V Obşem Dome”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/ Armvest/Jurnal06/j06_stat01.html
YAMSKOV, Anatoly Nikolayeviç; “Ethnic Conflict İn The Transcausasus: The
Case Of Nagorno-Karabakh”, Theory And Society, Vol. 20, No. 5, Special
Issue On Ethnic Conflict İn The Soviet Union, Oct., 1991, pp. 631-660.
YEŞILMEN, Sibel; “Gizli Flört’te Yeni Başlangıç”, Diplomasi Yazıları, No. 1,
Haziran 1998, s. 28.
ZVARDJO, Rafael; “Armyanskiy Vopros i Problemı Organizaçii Mirovogo
Armyanstva”, Armyanskiy Vestnik, No: 1-2, 2001,
(Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/ Jurnal06/j06_stat01.html
BİLDİRİ VE RAPORLAR
AVAKYAN, Gagık, Khiskok, Dunkan; “Reforma Sektora Bezopasnosti V
Armenii”, Problemı Bezopasnosti i Rasprostranenie Strelkogogo Orujiya
Na Kavkaze, Saferworld, Mayıs 2005, s. 28,
(Erişim) http://www.pircenter.org/index.php?id=72
ARUTYUNYAN, Artak; “İstoriko-Retrospektivniy Analiz Politiki Rossii Na
Yujnom Kavkaze”, Yujniy Kavkaz: Problemi Regionalnoy Bezopasnosti I
İntegraçii, RAU, c.1, No 1, 2004, (Erişim) http://caucasus.rau.am/doc
/arutunyan.pdf
“Armeniya: V Preddverii Vnutripolitiçeskoy Nestabilnosti”, Doklad MGPK No
158 Evropa, Erevan/Brussel, 18 Ekim 2004, s. 1.
“Armyane na Rubeje Vekov i Aktualnıe Problemı Mejdunarodnıh Otnoşenii”,
Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Bülteni, Moskova,
9 Ekim 2002.
“Armeniya: V Preddverii Vnutripolitiçeskoy Nestabilnosti”, Doklad MGPK No
158 Evropa, Erevan/Brussel, 18 Ekim 2004, s. 1.
“Armenia İnternal Instability Ahead ICG Europe”, Report N0 158, 18 October
2004), p. 18.
BEYOĞLU, Süleyman; “1915 Tehciri ve Soykırım İddiaları,” Uluslararası
Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü, 24-25 Mayıs
2001, İstanbul 2001, ss. 171-190.
BALAYAN, Tigran; “Karabakhskaya Problema: Perspektivı Vozobnovlenie
Peregovornogo Protsessa”, Yujnıy Kavkaz Problemı Regionalnoy
Bezopasnosti i İntegratsii, Bilimsel makaleler Toplusu, I. cilt, No: 1, RusyaErmenistan Üniversitesi Yayını, Erivan 2004, ss. 90-99.
Cemalettin Taşkıran, “Ermeni Diasporasi Nedir? Ne İstiyor?”, Ermeni
Araştırmaları 1. Türkiye Kongresi Bildirileri, III. cilt, Ankara 2003, ss. 3-13.
“Country Strategy Paper 2002–2006”, 27 December 2001,
(Erişim) http://ec.europa.eu/comm/external_relations/armenia/csp/02_
06_en.pdf
390
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommendation 1247(1994)
on the Enlargement of the Europe”,
(Erişim)http://assemly.coe.int/Documents/AdeoptedText/TA94/erec1247.htm,
8 Temmuz 2003.
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Armenia’s Application for
Membership of the Council of Europe”, Opinion No. 221 (2000),
(Erişim)http://assembly.coe.int/Documents-/WorkingDocs/doc00/EDOC
8747.HTM, 8 Temmuz 2003.
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommandation 1570(2002)
Situation of refugees and displaced persons in Armenia, Azerbaijan and
Georgia”,
(Erişim)
http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/
AdoptedText/ta02/ EREC1570.htm, 8 Ağustos 2007.
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Resolution 1115(1997) Setting
up of an Assembly committee on the honouring of obligations and
commitments by member states of the Council of Europe (Monitoring
Committee)”, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents
/AdoptedText/ta97/ ERES1115.htm, 8 Temmuz 2003.
“Council of Europe Information Office Opens in Yerevan”,
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/js/030709office.html, 19 Ocak
2004.
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Honoring of Obligations and
Commitments by Armenia”, DOC. 10027, (Erişim) http://assembly.coe.int/
Mainasp?link=http%3A%2F%2Fassembly.coe.int%2FDocuments%2FWorkin
g Docs%2Fdoc04%2 FEDOC10027.htm, 7 Şubat 2004.
CORNEL E. Svante; Regional Security in theSouth Caucasus: The Role of
NATO, Central Asia-Caucasus Institute, Paul H. Nitze School of Advanced
International Studies, The Johns Hopkins University, United States of
America, 2004.
DJERMAN, Treysi; Abxaziya i Yujnaya Osetiya: Stolknovenie Rossiyskikh i
Gruzinskikh İnteresov, Programma İssledovanii po Rosii i NNG, Institut
Français des Relations Internationales, Haziran 2006.
Doğu’da Ortak İlgi Alanları” Uluslararası Sempozyumu, 13–14 Kasım 2000,
Ankara, Türkiye.
DZOTSENIDZE, D; “European Conference Of Mınısters Of Transport,Joint
Seminar on Transport Policiesin the three South-Caucasus States”, Tbilisi,
Georgia, 18-19 April, 2002, (Erişim) http://www.cemt.org/online/Tbilisi02/
Tbilisi3-12ruDzotsenidze.pdf
“European Parliament, Report on the Communication from the Commission
to the Council and the European Parliament on the European Union's
Relations with the South Caucasus, under the Partnership and Cooperation
Agreements”, (COM (1999) 272–C5-0116/1999–1999/2119(COS)), 28 Ocak
2002, ss.13-14.
“European Parliament, Resolution on Development of Relations Between the
European Union and the Southern Caucasus”, B5-0618, 0630, 0638;
0661/2001, (Erişim) http://www.europarl.eu.int/intcoop/euro/pcc/aag/pcc_mee
ting/resolutions/ 2001_04_10.pdf, 28 Ocak 2004.
391
FERRERO-WALDNER, Benita; “Signing of the PCA marks a significant
milestone in EU-Armenia relations”, (Erişim) http://ec.europa.eu/
europeaid/projects/tacis/case_armenia_pca_en.htm, 7 Ağustos 2007
FARADOV, Tair; Foreign Policy Orientations in Azerbaijan: Public and Elite
Opinion, NATO-EAPC Individual Research Fellowship 2001-2003, Final
Report, Baku - June, 2003;
GİRAGOSİAN, Richard; “Toward a New Concept of Armenian National
Security”, Armenian İnternational Polisy Research Group, Working
Paper No. 05/07, January 2005, (Erişim) http://pdc.ceu.hu/archive/00002652/
01/WP0507.pdf
GEVORKYAN, M. A; “K Analizu Ekonomiki Perekhodnogo Perioda” (Na
Primere Armenii), Problemı Prognozirovaniya, 1995, No: 3, s. 50.
HİLL, Fiona, TAŞPINAR, Ömer; “Rossiya i Turçia Na Kavkaze: Sblijenie Radi
Soxraneniya Status Kvo?”, Rusya ve BDT Araştırmaları Programı, Ocak
2006, (Erişim) www.ifri.org/files/Russie/ hilltaspinar_russe.pdf
HELLY, Damien; “EU Policies in the South Caucasus”, Europe and the
South Caucasus Conference, Baku, June, 11th 2001,
(Erişim) http://www.ceri-sciencespo.com/archive/june01/helly.pdf, 29 Aralık
2003, ss.2-4.
JOCELYNE, Decaye; “Sector Profiles: Mining Industry." Armenian European
Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, Papers,
(Erişim) http://www.aeplac.am./papers.html.Accessed January 2001
KUZNEÇOV, Andrey; “Perspektivı Vostoçnogo İzmereniya Evropeyskogo
Soyuza v Kontekste Bazovıkh İstoriçeskikh Tendençii Razvitiya ES”,
Vostoçnoe İzmereniya Evropeyskogo Soyuza i Rossiya, Uluslararası
Konferans Tebliğleri, 14 Kasım 2003, der. Filipp Kazin, Vladimir Kuzneçov,
Sant-Petersburg, 2004, ss. 47-56.
KALAFAT, Yaşar; “Türk-Ermeni İlişkilerinde Kültürel Boyut”, I. Uluslararası
Türk-Ermeni Tarih Ve Kültür Sempozyumu, Ankara, 27-29 Kasım 2001.
KAŞGARLI, Meliha Aktok; “Anadolu Ermeni Destanları ve Masalları Kritiği”,
III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Kültür ve Turizm
Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları, No 78, II. cilt, Ankara
1986, ss. 25-31.
KODAMAN, Bayram; “Ermeni Sorununu Ortaya Çıkaran Gelişmeler”,
Belgelerin Işığında Ermeni Meselesi Semineri, Balıkesir Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınları, 1. bs., 24-25 Nisan 2003, ss. 60-69.
KÖNİ, Hasan; “Günümüzde Ermeni Sorunu ve Gerçekler,” Uluslararası
Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 24-25 Mayıs
2001, İstanbul 2001, ss. 441-452.
KOTANJİAN, Gayk; “The South Caucasus: Developing A Regional Security
Architecture”, NDU-SNSEE, 2004, The “Strategic Assessment of Central
Eurasia”, research report published by CACI and the Atlantic Council of the
US done at the request of the US Joint Chiefs of Staff in February 2001, P.
56-71.
Kenneth Shaitelman, “The Azerbaijan-Armenia Conflict: The War in NagornoKarabakh, Section 907, and their Impact on Oil Pipeline Routes”, January 4,
1999, (Erişim) http://www.wws.princeton.edu/wws401c/1998/ken.html
392
Monitoring Demokratiçeskikh Reform v Armenii, Otçet, Erevan 2005, ss.
5-77.
MACFARLANE, Neil, Minear, Larry, Shenfield, Stephen; “Armed Conflict in
Georgia: Case in Humanitarian Action and Peacekeeping”, Providence,
Watson Institute, Brown University, Occasional Paper no. 21, 1996.
MİNASYAN, Sergey; “Voenno-Politiçeskoe Sotrudniçestvo Rossii i Armenii v
Kontekste Problem Regıonalnoy Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, Voronej
Devlet Üniversitesi Haberleri, Sosyal Bilimler Serisi, 2005, No 1, s. 338.
MEMMEDOVA, Feride; “Kadim (Tarihi) Azerbaycan Arazisinde Ermeni
Toprakları Var Mıydı Yahut Kadim Azerbaycan’da Ermeniler Toprak Sahibi
Miydiler?”, XI. Türk Tarih Kongresi Bildirileri, Ankara, 5-9 Eylül 1990, V.
cilt, ss. 1853–1860.
MEKHTİEV, Elkhan; Security Policy in Azerbaijan, NATO-EAPC Research
Fellowship 1999–2001.
Peimani Hooman, Regional Security and the Future of Central Asia: The
Competition of Iran, Turkey, and Russia, London: Praeger, 1998. pp. 2425.
PAMİR, Necdet; “Hazar Bölgesi’nde Enerji Politikaları:Avrupa”nın ve
A.B.D.’nin Konseptleri”, “Avrupa’nın ve Türkiye’nin Kafkasya, Orta Asya
ve Orta Doğu’da Ortak İlgi Alanları” Uluslararası Sempozyumu, 13–14
Kasım 2000, Ankara, Türkiye, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?
kat=27&yazi =291
“Resolution 1047(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh;
Recommandation 1251(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh”, Text
adopted by the Standing Committee, acting on behalf of the Assembly, on 10
November 1994, (Erişim) http://assembly.coe.int/main.asp?Link=/documents/
adoptedtext/ta94/eres1047.htm, 8 Ağustos 2007.
“Regional Seminar on Trade Facilitation and Customs Modernization”, 4-8
August Issyk-Kul, Kyrgyz Republic, (Erişim) http://209.225.62.100/
documents/events/2003/CCC/Trade_Facilitation_Customs_Modernization/BT
ouboul_Seminar_TRACECA_OVERVIEW_Russian.pdf
“The EU's relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/development
/body/iqsg/docs/ Best_pra ctices/Best_Armenia_lessonslnt.doc
Soçialno-Ekonomiçeskoe Polojenie Respubliki Armeniya v Yanvare-İyune
1997 g, Upravlenie po Statistike, Gosudarstvennomu Registru i Analizu
Respubliki Armeniya, Erivan 1997, s. 26.
Uluslararası Türk-Ermeni Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Rektorlüğü,
24-25 Mayıs 2001, İstanbul 2001.
GAZETELER
ALİEV N ve ALEKPEROV E; “Terroristı Pribıli v SŞA po Pasportam Armenii”,
(Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/492/facts.shtml
“ABD Dağlık Karabağ'ın Gelişmesi İçin 15 milyon Dolar Ayırdı”, Azg, 9 Ekim
2002.
393
ALATLI, Alev; “Amerika’ya Kim Hükmediyor” (1), Zaman, 18 Ekim 2007.
AKÇALI, Cevdet; “Türk-Ermeni Anlaşmazlığında Üçüncü Taraf”, Yeni Şafak,
22 Ekim 2007.
ASLANLI, Araz; “The Karabakh Question in Light of The Latest
Development”, Turkish Daily News, 17 Mart 2001.
ABRAMYAN, Ara; “Puti İ Sposobı Priznaniya Genoçida Armyan Kak Faktor
Armyano-Tureçskikh Otnoşeniy”, Azg, 7 Mayıs 2004.
AYVAZYAN, Armen; “Strategic Gaps in Armenian Political Consciousness or
Axioms of the Geopolitical Existence of Armenia”, Golos Armenii, November
10, 2005, No. 121 (19351).
AKOPYAN, Tatul; “Predstoyaşaya Vstreça Tureçko-Armyanskoy Komisii po
Primireniyu-v Erevane?”, Azg, 23 Ocak 2004.
AKOPYAN, Tatul; “Andranik Migranyan Vışel iz Tureçko-Armyanskoy
Komisii po Pirimireniyu”, Azg, 24 Ocak 2004.
ABRAMYAN, Aram; “Levon-Ter Petrosyan: Mif ili Realnost”, (Erişim) Aravot,
11 Ocak 2005.
“Armenian Peacekeepers Fly To Kosovo”, Azg, 13 Şubat 2004.
AKSAY, Hakan; “Yunanistan - Ermenistan - İran - Rusya: Dörtlü İttifak
Mümkün mü?”, Cumhuriyet, 4 Temmuz 1999.
Azg, 20 Ocak 2001.
ARUTYUNYAN, Agvani; “Vopros Stroitelstva Kars-Akhalkalaki Doljen Bıt
Soqlasovan s Akhalkalakçami”, Azg, 24 Şubat 2007.
ARUTYUNYAN, Agvani; “Molodejnıe Organizaçii Obraşayutsya k Poslu
Gruzii v Armenii”, Azg, 15 Mart 2006.
AYVAZYAN, Armen; “Pokhlışe TAKP”, Golos Armenii, 10 Aralık 2002.
AVETİSYAN, Tigran; “V Preddverii 90-oy Godovşinı Genoçida Armyan”,
Aravot, 14 Nisan 2005.
“ARF Bureau Declaration Regarding the Turkish-Armenian Reconciliation
Commission”, Asbarez, 14 Temmuz 2001.
AKTAN, Gündüz; “Kuğu’nun Ölümü”, Radikal, 8 Ocak 2002.
AKTAN, Gündüz; “Why Can Not It Be?”, Turkish Daily News, 9 Ocak 2002.
AKÇAM, Taner; “TARC Niçin Başarısız Oldu?”, Agos, 21 Aralık 2001.
AKTAN, Gündüz; “Divan ve Soykırım Hukuku (1)”, Radikal, 3 Mart 2007.
“Alternatif Ermeni Konferansı”, Milliyet, 20 Mayıs 2005.
BUMİN, Kürşat; “Halil Berktay’ı Okurken”, Yeni Şafak, 4-5 Mayıs 2004.
“Burcanadze Ermenilerin Güvenliği İçin Söz Verdi”, Azg, 22 Mart 2002.
Bizim Asr, 1 Mart 2001.
BADALYAN, Melenya; “1915 Şehitlerine ve Komitas’a Azizlik Mertebesi Fikri
Olgunlaşmakta,” Azg, 29 Temmuz 2005.
BOGUSLAVSKAYA, Olga; “Ekonomika Respubliki Armenii”, Trud, 29 Ekim
1998.
BEGİDJANYAN, Emma; “Memorandum Znamenatelen v Kontekste
Truboprovoda, a Ne Formirovaniya Politiçeskiy Osi”, Azg, 15 Mart 2001.
CABBARLI, Hatem; “Sözde Ermeni Soykırımı: Türkiye Psikolojik Bunalımda
Mı?” Dunya Gündemi, 2007.
ÇİÇEK, Kemal; “Ermeni soykırımı" iddiasına kapsamlı bir çözüm modeli...”,
Zaman, 14 Ekim 2007.
394
ÇİLADZE, Giga; “Problemi Samçhe-Djavaheti: Realnıe i Mifiçeskie”, Zerkalo,
2 Ocak 2006.
ÇAKIRYAN, Hakop; “İran Devlet Başkanı Hatemi’nin Ziyareti Ermenistan
İçin Özel Öneme Sahip”, Azg, 4 Eylül 2004.
ÇİGANOK, Anatoli; “NATO İdet İz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta,
9 Temmuz 2004;
ÇAKRYAN, Akop; “Srıvaetsya Proekt Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki”,
Azg, 12 Temmuz 2006.
ÇÖMEZ, Turhan; “Ermenistan Ne Düşünüyor?”, Akşam, 15 Haziran 2005.
“Delegaçiya Voruujennıkh Sil Greçii v Erevane”, Azg, 2 Eylül 2003.
“Devlet Duması “Borca Karşı Mülk” Şartnamesini Onayladı”, Azg, 15 Mayıs
2003.
ELEKDAĞ, Şükrü; “Türkiye-Ermenistan İlişkileri”, Milliyet, 15 Mayıs 1998.
“Ermenistan’ı Bölen Anlaşmaların Geçersiz İlan Edilmesi Gerekir.” Azg, 9
Haziran 2001;
“Ermenistan İran ve Yunanistan Üçlü Memorandum İmzaladılar”, Azg, 14
Mart 2001.
“Ermenistan-Yunanistan-İran Üçlü Toplantı Yerevan’da”, Azg, 12 Şubat
2002.
ESEYAN, Markar; “Barış Aritmetiği”, Agos, sayı 277, 20 Temmuz 2001, s. 9
ERBİL, Ömer; “Tartışılan konferans”, Milliyet, 21 Mayıs 2005;
“Ermenistan Türkiye’den Toprak Talep Ediyor”, Zaman, 15 Mart 2001.
“Ermenistan’dan 20 Kişilik Akdamar Heyeti Kars’ı Görünce Ne Dedi? ”,
Zaman, 28 Mart 2007.
“EU Contributes to Construction of Iran-Armenia Gas Pipeline”, Tehran
Times, January 27 2001.
“Erivan, Demir İpek Yolu’nu Rüşvet Vererek Engelledi”, Yeni Şafak, 6
Temmuz 2006.
FEYGAN, Geraldin, ŞİPKOV, Aleksandr; “Armyanskoy Konkordat”,
Nezavisimaya Gazeta, 26 Eylül 2001.
FİŞK, Robert; “Poçenu Kholokost Armyan ne Doljen Bıt Vıtravlen iz İstorii”,
(The Independent (London), November 20, 2000.
Golos Armenii, 22 Ekim 1997.
GOLOTYUK, Y; “Zakavkazskaya Gonka Voorujenii”, İzvestiya, 23 Ocak
1999.
GEORGİYEV, V; “Mejetniçeskiye Konfliktov Bıvşım SSSR Porodila Sama
Rossiya”, Nezavisimaya Gazeta, 17-23 Ekim 1997.
GEVORKYAN, Goar; “Makhmud Akhmedinedjat: V Voprose Uglubleniya
Otnoşenii s Armeniey Dlya İrana Net Nikakikh Prepyatstvii”, Azg, 22 Mart
2007.
“Greçskaya Delegaçiya v Armenii”, Hayastani Hanrapetutyun, 3 Eylül 2003.
GODJAEVA, E; “KKK (İz Kitaya Çerez Kazakhstan v Kars)” Zerkalo, 30
Ağustos 2006.
GRDZELYAN, Ruben; “ K Blokadam u Armenii Ustoyçivıy İmmunitet”, Golos
Armenii, 5 Ekim 2006.
Golos Armenii, 15 Haziran 1997.
GRİGORYAN, Nelli; “Alternativa Po Kommunistiçeski”, Aravot, 1 Ekim 2003.
395
HAKOPYAN, Tatul; “Ermenistan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun
İhtiyacını Hissetmiyor.” Azg, 21 Mayıs 2002.
Hayat, 24 Mart 1992.
HAKOPYAN, Tatul; “İran-Ermenistan Gaz Boru Hattı Ermenistan Kısmının
İnşaatı Bugün Başladı”, Azg, 1 Aralık 2004.
HAKOPYAN, Tatul; “Armyano-Gruzinskikh Otnoşeniyakh Situaçiya
Paradoksalna”, Azg, 19 Mart 2001.
HAKOPYAN, Tatul; “Djavakhku Samoupravlenie?”, Azg, 22 Şubat 2002.
HAKOPYAN, Tatul; “Separatistskoe Dvijenie Na Yuge Gruzii Ugrojaet
Territorialnoy Çelestnosti Gosudarstva”, Azg, 4 Mayıs 2002.
HAKOBYAN, Tatul; “Ermeni-Türk Barış Komisyonu’nun Baş İlkesi
İlkesizliktir”, Azg, 3 Ekim 2001.
HACIOGLU, Nerdun; “Ermenistan Türkiye ve Azerbaycan’dan toprak istiyor”,
Hürriyet, 13 Mart 2001.
“İşte Türkiye’nin ABD’ye Karşı Stratejik Kozları”, Zaman 16 Ekim 2007.
İRADYAN, Karpis; “Nıneşnaya Ekonomiçeskaya Situaçiya v Armenii i
Dalneyşie Zadaçi”, Azg, 19 Eylül 2002.
İzvestiya, 1 Şubat 2001.
İNANDJ, G; “Armyane Sozdayut Novuyu Problemu-Uje v Abkhazii”, Zerkalo,
17 Nisan 2007;
“İ. Klebanov: “Yes Rosii” Ermenistan”da Faaliyet Göstermeye Hazır”, Azg, 2
Ekım 2003.
“İran Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ı Kabul Etti”, Azg, 9 Şubat 2005.
İDİZ, Semih; “The Blood Feud Goes On”, Turkish News, 14 Aralık 2001.
İSRAELYAN, Anna; “Çto Sulit Armenii Otkrıtie Graniçı s Turçiey”, Aravot, 28
Ağustos 2003.
“İspolitelnıy Direktor Komissii Ay Data Ameriki Aram Abramyan: “Posle
Ubiystva Dinka Mı Ubedilis, Çto Trudno İzmenit Turçii İznutri”, Azg, 14 Mart
2007.
KAYDANOVA, Olga; “Konstantinopolskaya Reznya”, Novoe Slovo, 2 Kasım
1896, s. 197.
“Kolıbel Çeloveçstva Na Territorii İstoriçeskoy Armenii”, Azg, 1 Ocak 2002.
Khorenatsi, Ararat Gazetesi, Beyrut, Lübnan, 1999, s. 2, Aktaran:
(Erişim) http://www.karabakh-terror.com/wmview.php?artıd=185
KİRAKOSYAN, Arman; “K Voprosu o Konstantinopolskoy Rezne 1896
Goda”, Literaturnaya Armeniya, Nisan 1989,
(Erişim) http://www.genocide.ru/lib/kirakosyan-a/articles/constantınopole
-massacre.htm
KAZARYAN, Aris; “Skromnıy Çasavoy Vıçe Mirotvorça”, Golos Armenii, No
75, 16 Haziran 2005.
KHAÇATRYAN,
Marietti;
“Novıe
Svedeniya
Dlya
Naslednikov
Zastrakhovannıkh AXA Jertv Genoçida”, Azg, 28 Temmuz 2007.
KHANBABAYAN, Armen; “Marşrut Kaspiyskoy Nefti Mojet Bıt Peresmotren”,
Nezavisimaya Gazeta, 22 Haziran 2001.
KARAKAŞ Orhan, ULUSOY, Ayhan; “Ermenistan'a tavır”, Zaman, 30
Haziran 2000.
396
LIMA, Vincent; “The Diaspora Establishment Convenes in Armenia”,
Armenian Forum, 2, No 2, s. 94.
Lilit Grigoryan, “V Turçii Uje İdet Sereznıy Dialog o Genoçide”, Azg, 6 Mayıs
2003.
MARDİROSYAN, Ara; “Rusyalı İşadamları Ülkemizin Yatırım Koşullarını
İnceleyecek”, Azg, 21 Mayıs 2003.
MAMEDOV, Sokhbet; “NATO Jelaet Primirit Armeniyu i Azerbaydjan”,
Nezavisimaya Gazeta, 20 Haziran 2006.
MİRKADIROV, Rauf; “SŞA za İntegraçiyu Uıjnogo Kavkaza v
Evroatlantiçeskie Strukturı”, Zerkalo, 27 Mayıs 2006.
MAMİKONYAN, Naira; “Rossiya ne İzmenila Kharakter Svoikh Deystvii”,
Aravot, 15 Ağustos 2001.
MİNASYAN, Tamar; “Levon Melik-Şakhnazarov: Armeniya Doljna Vvesti
Voska v Djavakh do Togo, Kak İkh Vvedet Turçiya”, Azg, 26 Ekim 2006.
MOVSESYAN, Gayane; “İran i Armeniya Nalajivaet Voenno-Politiçeskoe
Sıotrudniçestvo”, GazetaSNG, (Erişim) http://www.zatulin.ru/institute/sbornik/
048/04.shtml, 6 Mart 2001.
Novoe Vremya, 25 Ekim 1997.
“Nyu-York Tayms Nazval Truslivoy Organizaçii OON, Kotoraya Boitsya Slova
Genoçid”, Azg, 17 Nisan 2007.
Nezavisimaya Gazeta, 11 Kasım 1992.
ORUÇ, Saadet; “Will Turkish-Armenian Dialogue Remain As a Memory of the
Year 2001?”, Turkish Daily News, 9 Ocak 2002.
Obçie Çeli i Obşie İnteresı, Respublika Armeniya, 5 Eylül 2003.
OVANESYAN,
Tigran
“Armyano-İranskie
Ekonomiçeskie
Svyazi
Uglubyatsa”, Azg, 2 Mayıs 2002.
POLYANSKİ, Nikolay; “Svet İ Teni Energosistemi Armenii”, Nezavisimaya
Gazeta, 14 Nisan 2001.
“Perspektivı Armyano-Greöskogo Voennogo Sotrudniçestva”, Ayoç
Akhşarh, 4 Eylül 2003.
PAPİKYAN, Ovannes; “Djavakh ne Kray Sveta”, Azg, 27 Mart 2002.
“Predsoyaşaya Vsterça Tureçsko-Armyanskoy Komissii Po Primireniyu-v
Erevane?”, Azg, 23 Ocak 2004.
PLUGATARYEV, İgor; “Baku i Yerevean Zapugivayut Drug-Druga”,
Nezavisimaya Gazeta, 11. Kasım 2005.
PLUGATAREV,
İgor;
“Speçialnıe
Obstayatelstva
Strategiçeskogo
Partnerstva”, Nezavisimaya Gazeta, 17 Kasım 2003.
PANFİLİVA, Viktoriya; “NATO Gotov Pomoç Uregulirovat Karabakhskiy
Vopros”, Nezavisimaya Gazeta, 16 Ekim 2006.
“Predsedatel Narodnoy Partii Armenii: Voyna v İrane Stanet Katastrofoy Dlya
Armenii i Nagornogo Karabakha”, (Erişim) http://www.bakililar.az/lenta/?id=
16325, 22 Nisan 2006.
PETROSYAN, Nanı; “Armyano-İranskoe Sotrudniçestvo İskhodit iz İnteresov
Regiona”, Azg, 13 Temmuz 2006.
“Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı Gürcistan’daki Askeri Donanımı
Ermenistan’a Nakletmeye Başladı”, Azg, 21 Mayıs 2003.
Rossiyskogo Gazeta, 13 Eylül 1997.
397
Respublika Armenia, 29 Şubat 1996, s. 2.
Respublika Armeniya, 5 Kasım 1997.
Respublika Armeniya, 22 Kasım 1997.
Respublika Armeniya, 9 Ocak 1998.
Respublika Armeniya, 18 Eylül 1997.
Respublika Armeniya, 3 Şubat 1995.
Respublika Armeniya, 20 Mayıs 1993.
Respublika Armeniya, 2 Şubat 1995.
Respublika Armeniya, 11 Haziran 1996.
Respublika Armeniya, 9 Şubat 1996.
“Soykırım Cephesinde Derin Hesaplar”, Radikal, 19 Ekim 2007.
“Sayılar Kafa Karıştırdı”, Agos, 22 Şubat 2002.
Segodnya, 17 Ağustos 1995.
“Sözde Soykırım Tazminatı”, Akşam, 30 Ocak 2004.
SAZAK, Derya; “Tehcir Kanunu Etnik Temizlik”, Milliyet, 07 Mart 2005;
“Separatistskoe Dvijenie na Yuge Gruzii Ugrojaet Çeleostnosti Gosudarstva”,
Azg, 4 Mayıs 2002.
SASUNYAN, Harut; “Uzlaştırma Komisyonu’nun Sonu mu?, Azg, 12 Ocak
2001.
Svobodnaya Gruziya, 18 Haziran 1996.
ŞAGİNYAN, M; “Vajnoe Sobıtiye İstorii”, Literaturnaya Gazeta, 13 Eylül
1998.
ŞAHNAZARYAN, David; “Armeniya na Paroge 21-ogo Veka”, Nezavisimaya
Gazeta, 27 Haziran 2001.
TER-PETROSYAN, Levon; “Voyna i Mir”, Respublika Armeniya, 5 Kasım
1997.
TONOYAN, Vartan; “Robert Koçaryan: Rossiya i Armöeniya Blizki, Kak
Nekogda Ranşe”, İzvestiya, 22 Mayıs 2003.
“Türkiye İnsan Haklar Derneğinin Ermeni Soykırımına İlişkin Taziye
Açıklaması”, Azg, 26 Nisan 2005.
TOVMASYAN, Aleksandr; “Kak Skajite, Kak Vzyat Mne i Uyti?”, Golos
Armenii, 26 Nisan 2007.
“Türk-Ermeni Sınırının Açılması Talep Edildi”, Azg, 9 Nisan 2003.
“Türkiye’nin Lobi Skandalı”, Cumhuriyet, 18 Ekim 2007.
“Tri Napravleniya v Voprose Priznaniya Armyanskogo Genoçida”, Azg, 5
Haziran 2004.
“Uzlaşmanın Önşartı Soykırımın Tanınması ve Adaletin Tesisidir”, Azg, 6
Ekim 2004.
“V Evropu İli Obratno?”, Aravot, 22 Nisan 2006.
YUSİN, Maksim; “Mest Yanıçar. Turçiya Nado Uçitsa Vesti Sebya Kak
Çivilizovannaya Strana”, Washington Times, 1997 14 April.
“1993 Yılında Türkiye Ermenistan’a Saldıracaktı” Azg, 18 Eylül 2002.
525. Gazete, 11 Nisan 2002.
525. Gazete, 19 Mart 2002.
398
ARAŞTIRMA MERKEZLERİ YAYINLARI
“Armyano-Amerikanskoe Sotrudniçestvo Aktivno Razvivaetsya”,
(Erişim)
http://www.rian.ru/world/relations/20050603/40465778.html,
3
Haziran 2005.
ACER, Yücel; “Ermeni Soykırım İddiaları Uluslararası Hakemliğe Götürülmeli
mi?,” (Erişim) http://www.usakgundem.com/yazarlar.php?type=7&id=505, 4
Aralık 2006.
AGADJANYAN, Mikhail; “Aleksandrettskiy Sandjak: Poteryannaya Rodina
Armyan”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=853, 17 Mayıs
2007.
BABAYAN, Aleksey; “Kollektivnaya pamyat i Ee Proyavlenie v Naşi Dni”,
(Erişim) http://www.spectrum.am/rus/articles.php?id=67
CABBARLI, Hatem; “Ermeniler Yeni Bir Aziz Arayışında”,
(Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat=7&yazi=441, 12 Ağustos
2005.
CABBARLI, Hatem; “Ermenistan ve Terör”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr
/yazilar.asp?kat1=1&yazi=359, 1 Mayıs 2005.
CABBARLI, Hatem; “Metsamor Nükleer Elektrik Santrali ve Ermenistan’ın
Enerji Politikası”,
(Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=print &sid=92,
12 Mayıs 2006.
CABBARLI, Hatem; “Hatemi’nin Azerbaycan Ziyareti Azerbaycan-İran
İlişkilerinde Yeni Bir Dönemin Başlangıcı mı?”,
(Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?yazi=84& kat=5
CABBARLI, Hatem; “Ermenistan’da Türkiye-Rusya Rekabeti mi?”,
(Erişim) http://www.avsam.org/gunlukbulten/,24 Nısan 2004.
CABBARLI, Hatem; “Sözde Ermeni Soykırımının 91. Yıldönümünde
Türkiye’yi Neler Bekliyor?” (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat
=45&yazi=17, 16 Nisan 2006.
CABBARLI, Hatem; “Sakın Kimse Duymasın... Türkler Ermenilere Soykırım
Yapmadı”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=3&yazi =392,
17 Haziran 2005.
DEMONYAN, Ayk; “Evraziyskaya Politika Turçii i Jeleznaya Doroga KarsAkhalkalaki-Baku”, (Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=289, 26
Ocak 2006.
ILGAZ, Erdoğan; “Ahıska Türkleri Trajedisinde Ülkelerin Sorumlulukları”,
(Erişim) http://www.azsam.org/modules.php?name=News&file=article&sid=
200, 19 Şubat 2008.
KOCAMAN, Ömer; “Rusya’nın Ermenistan Politikası: Tek Boyutlu Siyasetten
Çok Boyutlu Siyasete Doğru”, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?
kat1=1&yazi=797, 18 Şubat 2006.
LÜTEM, Ömer Engin; “Başkan Koçaryan’ın Görüşleri”,
(Erişim) http://www.eraren. org/index.php?page=makaleler&makaleno=481, 2
Eylül2006.
LAÇİNER, Sedat; “Türk-Ermeni İlişkilerinde ‘Nefret’ Unsuru”,
399
(Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/yorum.php?id=482, 26 Nisan
2007.
LAÇİNER, Sedat; “Ermenistan Sınır Kapısını Açmanın maliyeti”,
(Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=80, 9 Mayıs
2005.
Levon Kazaryan, “İran i Uran: Vızıvı Dlya Armenii”,
(Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=344
HASAN Ünal; ‘Ne Hallere Düştük’, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.
asp?kat1=2&yazi=526, 30 Eylül 2005.
MİNASYAN, Smbat; “Zabıtıy Genoçid İli Vınujdennoe Molçanie?”,
(Erişim) http://www.mitq.org/genocid27_11.html, 10 Ağustos 2007.
MİTİYEVA, E.V; “Razvitie Situaçii v Kaspiyskom Regione i İnteresı SŞA”,
(Erişim) http://iskran.iip.net/ russ/mag/mitiyeva3.html
MGDAŞYAN, Petr; “Armeniya i SŞA Naçinayut Voennoe Sotrudniçestvo”,
(Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/?apc_state=henfcrs161408&l=ru&s=f&o=161
408, 28 Mart 2002.
“Minoboronı SŞA Nazvalo Soyuznikov Vaşingtona na Yujnom Kavkaze”,
(Erişim) http://www.materik.ru/print.php?section=news&id=1632, 3 Temmuz
2002.
PETRENÇUK, Maksim; “Armeniya Sblijaetsya s Evrosoyuzom i Staraetsya
Sokhranit Khoroşie Otnoşeniya s SŞA”,
(Erişim) http://www.geopolitics.ru/?id=7&nwid=20, 11 Aralık 2003.
Levon Kazaryan, “İran i Uran: Vızıvı Dlya Armenii”,
(Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=344
ŞAKARYANÇ, Sergey “Ki-Uest i Posle Ego”, (Erişim) http://www.acnis.am/
articles/rus/keywest.htm, 4 Mayıs 2001.
ŞAKARYANÇ, Sergey; “Arçakhskiy Spektr i Regionalnaya Politika”,
(Erişim) http://www.acnis.am/articles/rus/artsakh.htm, 23 Mayıs 2001.
SARYAN, Suren; “Evropa: Sçenarii Buduşego”,
(Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19&f=339, 16 Mart 2006.
SARAÇ, Naciye; “Cavaheti Ermenileri’nin Oyunları”, Global Yorum, 25 Eylül
2006.
SARYAN, Suren “Evropa: Sçenarii Buduşego”,
(Erişim) http://www.noravank.am/?l=2&d=19 &f=33916 Mart 2006.
ŞAHİNER, Davut; “Berktay, “Etnik Temizlik” ve Tarihçilik”,
(Erişim) http://www.turkishweekly.net/turkce/makale.php?id=69, 9 Mart 2005.
BELGELER
Admission of new Members to the League of Nations. Armenia. Assembly
Document 209, pp. 2-3; Assembly Document 251. Diplomatiçeskiy Vestnik,
No 9-10, Mayıs 1994.
BM belgeleri, Е/1990/5/Add.36 и CCPR/C/92/Add.2
“Dağlıq Qarabağ Münaqişesinin Aradan Qaldırılmasına Dair Herterefli Saziş”,
Azerbaycan, 21 Şubat 2001.
400
“Dağlık Karabağ Münakaşısının Ortadan Kaldırılmasına Dair Herterefli
Saziş”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001.
“Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşısının Dayandırılması Hakkında Saziş”,
Azerbaycan, 21 Şubat 2001.
“Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşısının Herterefli Hallinin Prensipleri
Hakkında”, Azerbaycan, 21 Şubat 2001.
“Dağlık Karabağ Silahlı Münakaşısının Herterefli Hallinin Prensipleri
Hakkında”.
ООН E/CN.4/2005/G/23 “Legal aspects for the right to self-determination in
the case of Nagorny Karabakh”
SSCB Yüksek Sovyeti yasası, 1990, No 15, ss. 303-308.
United Nations Development Programme, The Report on the Status of
Women of Azerbaijan Republic, p. 51.
Resolutıon 822 (1993), S/RES/822 (1993), 30 April 1993.
(Erişim) http://www.un.org/Docs/scres/1993/822e.pdf
Resolution 853 (1993), S/RES/853 (1993), 29 Temmuz 1993.
(Erişim) http://www.un. org/Docs/scres/1993/853e.pdf
Resolution 874 (1993), S/RES/874 (1993), 14 Ekim 1993.
(Erişim) http://azerbaijan-un-geneva.az/documents/un_874.pdf
Resolution 884 (1993), S/RES/884 (1993), 14 Ekim 1993.
(Erişim) http://www.un.org/Docs/scres/ 1993/884e.pdf
HABER AJANSLARI
ARKA HA, 10 Temmuz 2007, “Potomki Jertv Genoçida Armyan Mogut
Poluçit ot Françuzskogo Banka Kompensaçiyu $17,5 Milyon”.
ARKA HA, 30 May 2002, “Armenia Takes Second Place After Russia On
The Number Of People Who Want To Receive Accomodation In western
Europe Countries”.
ArmenPress HA, 29 Mart 2006, “Khavyer Solana: Evrosoyuz i Armeniya
Priderjivayutsya Edinoy Poziçii Otnositelno Prioritetov Programmı Deystvie
Novogo Sosedstvo”.
ArmenPress HA, 29 Mart 2006, “Khavyer Solana: Evrosoyuz i Armeniya
Priderjivayutsya Edinoy Poziçii Otnositelno Prioritetov Programmı Deystvie
Novogo Sosedstvo”.
ArmenPress HA, November 19, 2001, “Armenia, Iran May Sign Transit
Agreement for Gas Pipeline”.
ArmenPress HA, November 29, 2001, “Agreement on Pipeline Construction
to be Signed during Kocharian’s Visit to Iran”.
ARMİNFO HA, 22 Nisan 2006, Emmanuel Mkrtçyan, Knstantin Martirosyan,
“Armneii Neobxodimo İmet Strategiçeskuyu Programmu Razvitiya Svoey
Energetiki”.
ARMİNFO HA, 27 Nisan 2007, “Zamestitel Gossekretarya SŞA: Armeniya
Nujdaetsya v Krepkikh Svyazakh i s Rossiey, i s SŞAi so Svoimi Sosedyani”.
401
ArmİNFO HA, 18 Temmuz 2001, Aleksandr Melkumyan, “Dostijeniya i
Problemı Armyanskoy Ekonomiki”.
ArmİNFO HA, 20 Mart 2007, Karina Manukyan, “Sozdanie Sovmestnoy
Armyano-Tureçskoy Komissii Pomojet Sovremennoy Turçii İzbavitsya Ot
“Kompleksa Vinı”.
ArmİNFO, 25 Mayıs 2007, “Posol Armenii vo Françii: Priznanie Genoçida
Armyan Neobkhodimo v Pervuyu Oçered Samoy Turçii”.
İNFO TASS, AIST-87, NOM=AF 684, 673, 1991, 24 Eylül.
İNFO-TASS (Moskova), 28 Şubat 1992.
İNFO-TASS, 11 Nisan 1994.
İNFO-TASS, 16 Mart 1993.
İNFO-TASS, 23 Ekim 1993.
İNFO-TASS, 23 Mart 1992.
İNFO-TASS, 25 Aralık 1993.
İNFO-TASS, 27 Haziran 1997.
İNFO-TASS, 3 Mayıs 1997,
İNFO-TASS, 5 Mayıs 1997
İNFO-TASS, 6 Mayıs 1992.
İNFO-TASS. AİST-87, 2 Temmuz 1994.
İNFO-TASS. AİST-87, 28 Temmuz 1991, 12 Ocak 1992.
NFO-TASS. AİST-87, 8 Ocak 1992, 12 Ocak 1992, 15 Ocak 1992, 16 Ocak
1992.
NOVOSTİ-ARMENİYA HA, 1 Şubat 2007, “K. Zatulin: Rossiya ne Mojet
Pozvolit Sebe Roskoş Poteri Svoego Deystvitelno Posledovatelnogo
Soyuznika na Kavkaze-Armenii”.
NOVOSTİ-ARMENİYA HA, 9 Ağustos 2006, “Armeniya İ Armyanskiy Narod
Prinadlejit K Evropeyskoy Çivilizaçii-Spiker Armyanskogo Parlamenta”.
NOVOSTİ-ARMENİYA, 23 Nisan 2007, “Аrmeniya Budet Trebovat u Turçii
Vozvrata Ryada Territorii-ARF Daşnaksutyun”.
NTV-MSNBC, “Fransa ‘Soykırımı’ Tartışıyor”, 10 Ekim 2006.
NTV-MSNBC, 23 Haziran 2007, “Akçam ‘Potansiyel Tehdit’ İçin AİHM”e
gidiyor”.
NTV-MSNBC, 27 Mart 2006, Cem Fakir, “Ermeni sorunu (2): Belgeler”,
PanARMENIAN HA, 13 Nisan 2006, “V Erevane Sostoitsya Zaklyuçitelnaya
Kpnferençiya Planirovaniya Uçenii Spasatel 2006”.
PanARMENIAN HA, 14 Nisan 2006, “V. Oskanyan: Armeniya Poka ne
Gotova Vstupit v NATO”.
PanARMENIAN HA, 22 Nisan 2006, “R. Koçaryan: Armeniya ne Namerena
Vstupat v NATO”.
PanARMENIAN HA, 23 Mayıs 2007, “Voennaya Sotrudniçestvo ArmeniyaSŞA Nakhoditsya na Vısokom Urevne i Budet razvivatsya Dalşe”.
PanARMENIAN HA, 31 Temmuz 2006, “Romuldas Rajuks: Yujnıy Kavkaz
Yavlyaetsya Geografiçeskim Prioritetom NATO”.
PanARMENIAN.Net, 29.07.2006, Artem Erkanyan, “Kitay Pozvalyaet Sebya
v Antiarmyanskuyu Avantyuru?”.
PanARMENIAN.Net, 13 Mart 2006, Melik Arsen-Barsam, “Poçemu Mı
Boimsya Bıt Pobeditelem?”.
402
PanARMENIAN.Net, 14 Mayıs 2003, “Po Neofiçialnim Oçenkam,
Tovarooborot Mejdu Turçiey Sostavlyaet 50-150 Tisyaç Dollarov v God”.
PanARMENIAN.Net, 17 Mart 2007, “V 1946 Godu Turçiya Bıla Obyazana
Vernut Armyanskie Provinçii”.
PanARMENIAN.Net, 18 Mart 2006, Levon İsakhanyan, “Sovremennoe
Polojenie Eparkhii Armyanskoy Apostolskoy Çerkvi Gruzii”.
PanARMENIAN.Net, 20 Haziran 2006, “Razdan Madoyan, “S Otureçivaniem
Djavakha Turçiya Vosstanavlivaet Sploşnoy Tureçskiy Poyas iz Anatolii v
Azerbaydjan”.
PanARMENIAN.Net, 20 Nisan 2004, “Komissiya Po Primireniyu
Samoraspustilas, Tak i Ne Primiriv Armyan i Turok”.
PanARMENIAN.Net, 21 Nisan 2006, Artem Erkanyan, “Turki-Meskhetinöı
Vozvraşayutsya v Gruzii, No Ne v Djavakh”.
PanARMENIAN.Net, 21 Nisan 2007, “Çennost OON Podrıvaetsya Tem, Çto
Ona Ne Mojet Vıskazıvatsya Protiv Otriçaniya Turçiey Genoçida”.
PanARMENIAN.Net, 22 Mayıs 2006, Arman Kirakosyan: Gosudarstvennıy
Mentalitet Turçii Otriçaet Vozmojnost Priznaniya Genoçida Armyan.
PanARMENIAN.Net, 3 Nisan 2006, “Levon Melik-Şahnazaryan, “V Sluçae
Voynı s İranom Proigraet Vse, v Tom Çisle i Armeniya”.
PanARMENIAN.Net, 4 Haziran 2007, “Genoçid Armyan: Tureçskogo
Pisatelya i Deputata Zulfu Livaneli Nazıvayut ‘Vtorım Orkhanom Pamukom”.
PanARMENIAN.Net, 7 Ağustos 2007, “Problema Normalizaçii ArmyanoTureçskikh Otnoşeniy Zaklyuçaetsya ne Tolko v Priznannie Genoçida”.
PanARMENİAN HA, 14 Temmuz 2004, “İran Rassmatrivaet Bezopasnost
Stran Yujnogo Kavkaza Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”.
PanARMENİAN
HA,
14.07.2004,
“Armyano-İranskie
Otnoşeniya
Yavlyayutsya Vajnım Faktorom Stabilnosti i Mira v Regione”.
REGNUM HA, 24 Nisan 2007, “Тurçiya Doljna İzmenitsya i Priznat Svoyu
Otvetstvennost za Genoçid: Kiro Manoyan”.
REGNUM HA,
9 Eylül 2004, “Prezident İrana Poçtil Pomyat Jertv
Genoçida Armyan v Turçii”,
REGNUM HA, 2 Kasım 2006, Povtorit li Djavakheti Sudbu Karabakha?”.
REGNUM HA,
22 Ekim 2006, “Маnoyan:Mejdunarodnoe Priznaniye
Genoçida Armyan İzmenit Vnutripolitiçeskuyu Situaçiyu v Turçii”.
REGNUM HA, 23 Kasım 2006, “Paruyr Ayrikyan: Jestkaya Politika Armenii
po Voprosu Genoçida Armyan Privedet k Sgovorçivosti Turçii”.
REGNUM HA, 8 Mart 2006, “Za Pyat Let Ofıçialnaya Çislennost Armenii
Umenşilas na 1.1%, Rossii-2.3%.”
REGNUM HA, 06.05.2004, “Politolog Andranik Migranyan o Prespektivakh
Priznaniya Genoçide Armyan Mejdunarodnım Soobşestvom i Turçiey”.
REGNUM HA, 11 Mart 2006, “Edinıy Djavakh: Vlasti Gruzii Pıtayutsya Slomit
Volyu Armyanskogo Naseleniya Kraya”.
REGNUM HA, 11 Mayıs 2006, “Armeniya v Kontekste Yadernoy Programmı
İrana: Uvyazka ne Mojet Bıt Stol Oçevidnoy”.
REGNUM HA, 12 Eylül 2006, “Armeniya i İran Budut Podderjivat Drug-Druga
v Mejdunarodnıkh Strukturakh”.
403
REGNUM HA, 13 Mart 2006, “Gruziya Eksportiruet Napryajenost: Zayavlenie
Demokratiçeskogo Alyansa “Edinıy Djavakh”.
REGNUM HA, 13 Mart 2006, “Vovleçenie NATO v Peregovorı po
Karabakhskomu Uregulirovaniyu ne Prineset Polzı”.
REGNUM HA, 13 Mayıs 2006, “Armyanskiy Oppoziçioner: Çtobı Ponravitsya
Evrope, Ne Stoit Ugrojat Rossii”.
REGNUM HA, 13 Nisan 2007, “Armyane Gruzii Vıdvunili Ryad Trebovanii
Politiçeskogo i Soçialnogo Kharaktera”.
REGNUM HA, 15 Mart 2006, “Komitet Ministrov SE Odobril Programmu
Sotrudniçestvo s Armeniey na 2006–2007 gg”.
REGNUM HA, 15 Mart 2006.
REGNUM HA, 15 Mart 2007, “Ayk Sanosyan, “Soyuz Gruzinskikh Armyan
Vıstupaet za Avtonomizaçiyu Djavakha”.
REGNUM HA, 15 Ocak 2007, “Kaan Soyak: Proekt Kars-Akhalkalaki-TbilisiBaku Ekonomiçeski Nejisnesposoben i Ubıtoçen”.
REGNUM HA, 16 Ağustos 2006, “Armeniya-NATO: Put k Sblijeniyu (Polnıy
Tekst IPAP)”.
REGNUM HA, 16 Mart 2006, “Rossiya Segodnya Nam ne Drug”: K 85-leiyu
So Dnya Podpisaniya Russko-Tureçskogo Dogovora”.
REGNUM HA, 19 Mayıs 2004, “Evrobank ne Nameren Uçastvovat v
Finansirovanii Gazaprovoda İşran-Armeniya”.
REGNUM HA, 2 Şubat 2005, “İran i Ego Poziçiya po Nagornomu
Karabakhu: Novıye Realii”.
REGNUM HA, 2 Şubat 2005, “Ministr Oboronı Armenii Posetit İran”.
REGNUM HA, 20 Haziran 2006, “Parlamentarii: Problemı Djavakha
Usugubilas s Naçalom Vıvoda Rossiyskoy Bazı”.
REGNUM HA, 20 Mart 2006, “Speçialistı Po Krizisam Prizıvaet ES Aktivnee
Konkurirovat s Rossiey i SŞA na Yujnom Kavkaze”.
REGNUM HA, 21 Eylül 2006, İvlian Khaindrava, “Na Yujnom Kavkaze
Presekayutsa Dva Vektora”.
REGNUM HA, 22 Mart 2006, “Armeniya Primet Uçastie v Uçeniyakh NATO
“Luçşee Usilie 2006”.
REGNUM HA, 23 Nisan 2007, “K Turçii Nado Predyavlyat Territirialnıe
Pretenzii, Sçitaet Glava Ofisa “Ay Dat” (Armenii)”.
REGNUM HA, 25 Nisan 2005, “Тurki Prizıvayut Postroit v Stambule
Memorial Jertv Genoçida Armyan”.
REGNUM HA, 27 Mart 2007, Ayk Djanpoladyan, “Dela Rosii na Yujnom
Kavkaze İdut Ne Oçen Khoroşo”.
REGNUM HA, 28 Ağustos 2006, “Kitay i Kazakhstan Prisoedinilis k Proektu
Stroitelstva Jeleznoy Dorogi Kars-Akhalkalaki-Tbilisi”.
REGNUM HA, 28 Mart 2006, “Vardan Oskanyan: Armeniya Nujdaetsya v
Amerike, a Amerika-v Armenii”.
REGNUM HA, 29 Aralık 2005, “Gruzinskaya Pravoslavnaya Çerkov Prizıvaet
Armyanskuyu Apostolskuyu Çerkov ne Obostryat Otnoşeniya”.
REGNUM HA, 29 Mart 2004, “Armeniya ne Vedet Kakikh Libo Peregovorov
o Prodoljenii Gazoprovoda İran-Armeniya v Storonu Evropı”.
404
REGNUM HA, 29 Mart 2004, “Prodoljenie Gazaprovoda İran-Armeniya do
Ukrainıi stran ES stoit 5 mlrd Dollarov”.
REGNUM HA, 3 Eylül 2004, “Vizit Prezidenta İrana v Armeniyu Pridast
Çelostnost Dvustoronnim Otnoşeniyam”.
REGNUM HA, 3 Şubat 2005, “Pomoş SŞA Armenii v 2004 Finansovom
godu. Spravka Gosdepa”.
REGNUM HA, 3 Şubat 2007, “Tigran Arseniçvili: Eşo Odna Popıtka Obedinit
Samçkhe-Djavakh”.
REGNUM HA, 30 Nisan 2004, “Genoçid Armyan 1915 Goda Priznali EşeTtri
Ştata SŞA”.
REGNUM HA, 4 Mayıs 2005, “Çlen Frakçii Zelenıx Evroparlamenta:
“Armyane Doljnı İmet Svoy Pomyatnik Turçii”.
REGNUM HA, 4 Nisan 2006. “Gaz iz İrana Naçnet Postupat v Armeniyu do
Konça Tekuşego Goda”.
REGNUM HA, 4 Nisan 2007, “Armyanskiy Deputat: Gruziya Doljna Vıpolnyat
Obyazatelstva po Obespeçeniyu Prav Naçmenşistv”.
REGNUM HA, 5 Mayıs 2004, “Armyane Planiruyut Sobrat “Polnıy Paket
Dokazatelstv” Genoçida 1915 goda Osmanskoy Turçii”.
REGNUM HA, 5 Mayıs 2004, “Аrmyane Planiruyut Sobrat Polnıy Paket
Dokazatelstv” Genoçida 1915 Goda v Osmanskoy Turçii.
REGNUM HA, 5 Temmuz 2006, “V Tegerane Sostayalas Vstreça Tet-a-Tet
Prezidentov Armenii i İrana”.
REGNUM HA, 6 Mart 2006, “Serj Sarkisyan: Sotrudniçestvo Armeniya-SŞA
ne Protivopostavlyayetsya İnteresam İrana”.
REGNUM HA, 6 Mayıs 2007, Ayk Djanpoladyan, “Forpostu Dorogi Ne Nujnı”.
REGNUM HA, 6 Temmuz 2006, “İran i Armeniya Podpisali Ryad Dogovorov
v Oblasti Ekonomiçeskogo Sotrudniçestva”.
REGNUM HA, 7 Kasım 2006, “Vardan Oskanyan: Na Pravitelsvennom
Urovne Armeniya Nikogda Ne Stoyala Pered Vıborom-NATO ili Rossiya”.
REGNUM HA, 7 Mart 2006, “V Blijayşee Vremya Budet Predstavlen
Okonçatelnıy Variant Programmı Deystviy Armeniya-ES”.
REGNUM HA, 7 Şubat 2007, “Vardan Oskanyan: Ankara Upustila
İsklyuçitelnıy Şans”.
REGNUM HA, 8 Eylül 2004, “İran Rassmatrivaet Bezopasnost Stran
Yujnogo Kavkaza, Kak Sobstvennuyu Bezopasnost”.
REGNUM HA, 8 Mart 2006, “NATO ne Mojet Rassçitıvat na Armeniyu v
Deystviyakh Protiv İrana”.
REGNUM HA, 9 Ağustos 2004, “Armyane SŞA za Djona Kerri”.
REGNUM HA, 9 Nisan 2004, “Do Vstupleniya v ES Turçiya Doljna Reşit
Vopros o Priznanii Genoçida Armyan”.
REGNUM HA, 9 Şubat 2005, “Rouhani: İran Gotov Sodeystvovat
Uregulirovaniyu Karabakhskogo Konflikta”.
REUTER, 10 Aralık 2004, “REUTER: Ermenistan, Türkiye AB’ye Üye
Olduğunda Sınırı Yeniden Açağını Umuyor”.
RFE/RL Yerevan, 25 January 2001, Emil Danielyan, “Caucasus: İran,
Armenia Seeking Closer Relations”.
405
RFE/RL, Armenian Report, 12 Aralık 2001, Emil Danielyan, “Genocide Study
Row Leaves Turkish-Armenian Panel In Limbo”.
ROSBALT HA, 1 Temmuz 2003, “Otkrıtie Graniçı s Turçiey Prineset Armenii
do Milliarda Dollarov v God”.
İNTERNET KAYNAKLARI
“Armenia-Diaspora Conference I”, (Yerevan, September 22-23, 1999),
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/conference99/index.html
“Armenia-Diaspora Conference II”, Yerevan, May 27-28, 2002,
(Erişim)http://www.armeniadiaspora.net/conference2002/htms/ pre_conf.htm;
“Armenia-Diaspora Conference III”, (Yerevan, September 18-20, 2006),
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/conference2006/
Армения и Совет Европы, (Erişim) http://www.coe.int/t/r/press/%5B
Country_info%5D/e_armenia.asp, 8 Ağustos 2007.
“Armenian-European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”,
(Erişim) http://competitionpolicy.ww.am/organisers/aeplac.htm
“Armenian Expert Comments on Current Armenian-US Relations”,
(Erişim) http://www.eurasianet.org/resource/armenia/hypermail/
200007/0006.html, 1 Kasım 2007.
ALEKSANDROVİÇ, Kolosov Vladimir ve b; Territorialnaya İdentiçnost i
Mejetniçeskie Otnoşeniya na Primere Vostoçnıkh Rayonov Stavrapolskogo
Kraya”, (Erişim) http://www.politstudies.ru/fulltext/2001/2/6.htm
ALEKSANYAN, Janna; “Yerevan Five Remain Tight-Lipped” (Iwpr, Nisan
2001), (Erişim) www.iwpr.net.
ALEKSANYAN, Nelson; “Nastoyaşiye Soldatı”,
(Erişim) http://ra.arminco.com/ archive/2000-045/current.htm, 9 Nisan 2003.
AYRUMYAN, Naira; “Tri Dnya Pod Znakom Diasporı”,
(Erişim)http://www.karabakhopen.com/src/index.php?lang=ru&id=2&nid=3
146
AKDEMİR, Erhan; “Türkiye’nin AB’ye Üyelik Süreci ve Ermeni Sorunu”,
(Erişim) http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=11337, 2 Mayıs
2006.
AGAYEV,
Elman;
“Problemı
i
Perspektivı
Yujno-Kavkazskogo
Sotrudniçestva”, The South Caucasus Instıtute of Regıonal Security, “Ot
Transkavkazskogo Dialoga k Konçepçii Regionalnoy Bezopasnosti”, Likani,
8-30 Nisan, 2002, I. Yuvarlak Masa Toplantısı SCIRS,
(Erişim) http://www.scirs.org/russian/analy tic/round_one/agaev.htm
“Armenia”, (Erişim) http://www.dangerdav.narod.ru/htm_files/armenian
formation.htm, 1 Kasım 2007.
“Armenia”, (Erişim) http://www.materik.ru/index.php?country=3&subsection
=politics
“Armyanskaya Diaspora”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/
diasp_gen_ rus.php;
“Armenia”,
(Erişim)https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/am.html
406
“Armenia”, İnternal İnstability Ahead”, İCG Euorope Report N0 158, 18
October 2004, p.19. (Erişim) www.cirisisgruop.org/home/index.cfm
?id=3076&|=1
“Аrmeniya Uverenno İdet po Puti Evrointegraçii i Sotrudniçestva s NATO”
(Erişim) http://www.sp-info.am/news/?ID=10161, 29 Tammuz 2006.
Arsen Gasparyan, “Natsioanalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v ArmyanoRossiyskih
Otnoşeniyakh”,
(Erişim)
http://www.armenianembassy.ru/
arsen.html, 24 Haziran 2003.
AGBABAYAN, Anna; “Armeniya: Yejekvartalnıy Analitiçekiy Obzor (HaziranEylül 2003)”, (Erişim) http://www.mpa.ru:8081/analytics/issue.php?id=223, 3
Temmuz 2005.
“Azerbaydjan Obvinyayet Rossii v Nezakonnıkhkh Postavkakh Orujiya v
Armenii”,
(Erişim)
http://www.rambler.ru/db/news/msg.html?mid=137
7063&s=11, 4 Aralık 2000.
“Armyano-İranskie Svyazi Obreli Parlamentskiy Akçent”,
(Erişim) http://www.nv.am/tema.htm
“Armeniya, Greçiya i İran ne presleduyut Çeli Sozdavat Voennıy Soyuz,
Zayavil v Erevane Ministr İnostrannıkh Del Greçii”,
(Erişim) http://scripts.online.ru/misc/ news/ 99/09/08_068.htm
ARAMYAN, Aşot; “Kavkazskiy Jeleznıy Kruq”,
(Erişim) http://forum.hayastan.com/index.php?showtopic=268, 22 Kasım
2001.
“Avrupa Parlamentosu”nun Solcuları, Ermenileri Himaye Ediyor”, Nethaber,
20 Ekim 2004.
ABAKAN, Ayça; “Uzmanlar Ermeni Soykırımı İddialarını Tartışamadı”,
(Erişim)
http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2005/05/050525
_armenian_conference.shtml, 5 Mayıs 2005.
“Armenia’s fourth EU-Armenia Cooperation Council meeting took place in
Brussels”, (Erişim) http://www.armeniaforeignministry.com/PR/PR178. html, 1
Ekim 2002.
“Armenian-European Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”,
(Erişim) http://competitionpolicy.ww.am/organisers/ aeplac.htm
“Аrmenia i Sovet Evropı”, (Erişim) http://www.coe.int/t/r/press/%5BCount
ry_info %5D/e_ armenia.asp, 8 Ağustos 2007.
“AXA Ermenilere Soykırım Tazminatı Ödüyor”,
(Erişim) http://www.gazeten.com/ axa-ermenilere-soykirim-tazminati-oduyor/,
13 Temmuz 2007.
ABDELAL, Rawi; “Memories Of Natıons And States:Instıtutıonal Hıstory And
Natıonal Identıty In Post-Sovıet Eurasıa”, Nationalities Papers, Vol. 30, No.
3, 2002, p. 459-484.
ALEKSANDROVİÇ, Kolosov Vladimir ve d; “Territorialnaya İdentiçnost i
Mejetniçeskie Otnoşeniya na Primere Vostoçnıkh Rayonov Stavrapolskogo
Kraya”, (Erişim) http://www.politstudies.ru/fulltext/2001/2/6.htm
AMENDMETS, Draft, European Commıssıon For Democracy Through Law
(Venıce Commıssıon) To The Constitution Of The Republic Of Armenia (After
The Third Reading)”, European Commission For Democracy Through Law
(Venice Commission), Strasbourg, 14 October 2005, Cdl(2005)091,
407
(Erişim) http://www.venice.coe.int/docs/2005/cdl(2005) 091-e.asp
ARNOLD, Stepanyan; “Problema Meskhetinskikh Turok i Novıe Podkhodı k
Ee Reşeniyu”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/
solakhyan.htm
BARABANOV N.O; “Politika SŞA v Çentralnoy Azii i Zakafkazye”,
(Erişim) http://www.riss.ru/library/US-SRAZ.pdf
BABACAN, Hasan; “I. Dünya Savaşı Öncesinde Yurt Dışına Göç Eden
Ermeniler ve Ermeni Diasporası”nın Oluşumu”,
(Erişim) http://www.stradigma.com/turkce/ozel/makale_04.html
BERBER, Engin; “Öteki Kavramlardan Tarih Yazımı”,
(Erişim) http://www.siyasitarih.com/arsiv/oteki.htm, 22 Eylül 2005.
BABAYAN, Aleksey; “Osobennosti Razvitiya NPO Kak İntegralnogo
Elementa Grajdanskogo Obşestva v Armenii”,
(Erişim) http://www.spectrum.am/ rus/articles.php?id=29
BALL, Nicole; “Democratic Governance in the Security Sector”, Presentation
prepared for UNDP Workshop on “Learning from Experience for
Afghanistan”, 5 February, 2002, (Erişim) http://www.undp.org/eo/
afghanistan/doc/Nicole_Ball.pdf
Bildirgenin metni için bkz: (Erişim) www.armeniadiaspora.com/conference
2002 /htms/declar/ eng.htm
“Biografiya Prezidenta Armenii”, (Erişim) http://www.president.am/president/
rus/?task=12
“Biographi of the President of Armenia”, (Erişim) www.president.am
BEREÇKA, Aleksandr; “Voyna Kak modus vivendi”,
(Erişim) http://telegraf.by/blog/2007/06/21/modusvivendi/, 21 Haziran 2007.
BİRAND, Mehmet Ali; “Hayır Başkan Yanıltıyorsunuz”,
(Erişim) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=5475526 &p=2,
21 Kasım 2006.
BAYKAL, Ferit Hakan; “Sözde Ermeni Soykırımına Hukuksal Bakış”,
(Erişim) http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7706 ve
(Erişim) http://hukukgrubu.org/makale5.htm
BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/
AyinTarihi/1993/nisan1993.htm.
BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/
AyinTarihi/1993/nisan1993.htm.
BBYGM resmi sayfası: (Erişim) http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/
AyinTarihi/1993/nisan1993.htm.
Benita Ferrero-Waldner, “Signing of the PCA marks a significant milestone in
EU-Armenia relations”, (Erişim) http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/
case_armenia_pca_ en.htm, 7 Ağustos 2007.
CABBARLI, Hatem; “Ermenistan’da Kardelenler Erken Açabilir Mi?”,
(Erişim) http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1510
CABBARLI, Hatem; “Gürcistan’da Karanfil, Ukrayna’da Turuncu,
Ermenistan’da
Kardelen
Devrimi
Mi?”,
(Erişim)
http://www.haberanaliz.com/detay.php?detayid=1439, 23 Haziran 2004.
408
CHERVONNAYA, Svetlana; “The Problem of the Repatriation of the
Meskhet-Turks”, MINELRES: FUEN report on Meskhet Turks, 1998,
(Erişim) http://arts.uwaterloo.ca/MINELRES/min/meskh/FUEN_Mesk.htm
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommendation 1247(1994)
on the Enlargement of the Europe”, (Erişim) http://assemly.coe.int/
Documents/AdeoptedText/TA94/ erec1247.htm, 8 Temmuz 2003.
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Armenia’s Application for
Membership of the Council of Europe”, Opinion No. 221 (2000),
(Erişim) http://assembly.coe.int/Documents-/WorkingDocs/doc00/EDOC8747.
HTM, 8 Temmuz 2003.
“Country Strategy Paper 2002-2006”, 27 December 2001,
(Erişim) http://ec.europa.eu/comm/external_relations/armenia/csp/02_06_en.
pdf
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Recommandation 1570(2002)
Situation of refugees and displaced persons in Armenia, Azerbaijan and
Georgia”, (Erişim) http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/
Adopted Text/ta02/EREC 1570.htm, 8 Ağustos 2007.
“Council of Europe Parlamentary Assembly: Resolution 1115(1997) Setting
up of an Assembly committee on the honouring of obligations and
commitments by member states of the Council of Europe (Monitoring
Committee)”, (Erişim)http://assembly.coe.int/Main.asp?link=/Documents/
AdoptedText/ta97/ ERES1115.htm,8 Temmuz 2003.
“Council of Europe Information Office Opens in Yerevan”,
(Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/js/030709office.html, 19 Ocak
2004.
Council of Europe Parlamentary Assembly: Honoring of Obligations and
Commitments by Armenia”, DOC. 10027, (Erişim) http://assembly.coe.int/
Main.asp?link=http%3A%2F%2Fassembly.coe.int%2FDocuments%2F
WorkingDocs%2Fdoc04%2FEDOC10027.htm, 7 Şubat 2004.
“Constitution Of The Republic Of Armenia. National Assambly Of Armenia”,
(Erişim) www.parliament.am/parliament.php?id=constitution&lang=eng
ÇIGANOK, Anatoli; “NATO İdet iz Baltii Na Kavkaz”, Nezavisimaya Gazeta, 9
Temmuz 2004; İvan Şmelev, “NATO Rvutsya na Kavkaz”,
(Erişim) http://www.pravda.ru/world/67000-1/, 9 Ağustos 2007.
“Çelişkilerle Yaşamaya Alışmak…”, (Erişim) http://www.soykirimgercegi.com/
htmpage.asp? id=460, 23 Eylül 2006.
ÇABAŞ, Murat; “Boğaziçi’nde Bir Soykırım Rüzgarı”,
(Erişim) http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=5012889&tarih=2
005-01-23, 23 Ocak 2005.
ÇÖHÇE, Salim; “Büyük Ermenistan’ı Kurma Projesi”,
(Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale24.html
“Diaspora-Armenia Conference”, (Erişim) http://www.armeniadiaspora.net/
conference2002/htms/VOInterviewJan.html
DZOTSENIDZE, D; “European Conference Of Mınısters Of Transport,Joint
Seminar on Transport Policiesin the three South-Caucasus States”, Tbilisi,
Georgia, 18-19 April, 2002, (Erişim) http://www.cemt.org/online/Tbilisi02/
Tbilisi3-12ruDzotsenidze.pdf;
409
“Dina Malışeva: Amerikanskiy Brosok na Kavkaz”,
(Erişim) http://www.pravaya.ru/leftright/473/2926, 13 Nisan 2005.
DELYAGIN, Mikhail; “Referendumı Pro Zapad”,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/article/0/6106.html, 13 Eylül 2006.
DE MORA-FIGUROA, Dagmar; “Otvet NATO na Terrorizma”,
(Erişim) http://www.nato.int/docu/review/2005/issue3/russian/art1.html
“Diaspora v Rossi v 11-14 Vekakh”, (Erişim): www.armenianews.narod.ru, 14
Mayıs 2002.
“Diaspora” (Spyurk), (Erişim) http://www.genocide.ru/enc/diaspora.htm
“Druzya Ay Data Obyedinilis”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php
?sub=news_arm&exp=policy_news&&day=18&month=08&year=2003&id=30
93,18 Ağustos.2003.
“De facto and De Jure Populatıon by Administrative Territorial Distribution
and Sex; p. 1.-The Results of the Census of the Republic of Armenıa of
2001”, National Statistical Service of the Republic of Armenıa,
(Erişim) www.docs.armstat.am/census/pdfs/11.pdf
“Deklaraçiya o Nezavisimosti Armenii”, (Erişim) http://www.parliament.am/
hdoc/Laws/ru/9t9w 4k.html
“Dogovor Na Vse Vremena? İspolnilas 85 Let, Kak Armeniya Lişilas Çasti
Svoikh iskonnıkh Zemel”, (Erişim) http://www.nv.am/lica.htm
DECAYE, Jocelyne; “Sector Profiles: Mining Industry." Armenian European
Policy and Legal Advice Centre (AEPLAC)”, Papers,
(Erişim) http://www.aeplac.am./papers.html. Accessed January 2001
Durmişidze NUGZAR: “Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya v Perspektive YujnoKavkazskogo Sotrudniçestva”, (Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/
analytic/round_five/ durmishidze.htm, 9 Ağustos 2007.
ERTEM, Ali; “24 Nisan 1915 Ermeni-Süryani Soykırımının 89. Yil Dönümü
Nedeniyle Insan Haklarina Saygılı Türkiyeli Demokratik Kurumlara ve
Sahsiyetlere Çagri”, Frankfurt, Mart 2004, (Erişim) http://lalettre.hayway.
org/protected/communique00010082.html, 30 Temmuz 2007.
Ermenistan Devlet Başkanlığı resmi sayfası,
(Erişim)
http://www.president.am/eng/?folder=lib&sub=constitution&cha
pter=1;
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı resmi sayfası,
(Erişim) www.armeniaforeignministry.com/htms/doi.html
“Ermenistan Nüfusu 2050’de Yaklaşık 1 Milyon Azalacak Mi?”
(Erişim)
http://www.iksaren.org/index.php?Page=GBultenDetay&Bulten
No=259 8&Lisan=tr
“European Parliament, Report on the Communication from the Commission
to the Council and the European Parliament on the European Union's
Relations with the South Caucasus, under the Partnership and Cooperation
Agreements”, (COM (1999) 272 – C5-0116/1999 – 1999/2119(COS)), 28
Ocak 2002, ss.13-14.
“European Parliament, Resolution on Development of Relations Between the
European Union and the Southern Caucasus”, B5-0618, 0630, 0638, and
0661/2001, (Erişim) www.europarl.eu.int/intcoop/euro/pcc/aag
/pcc_meeting/ resolutions/ 2001_04_10.pdf, 28 Ocak 2004.
410
EMMANUEL, Mıkırtıç; “Regionalnaya İntegraçiya: Razruşennıe İlluzii”,
(Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm
“Ermenilerle Kıyaslanmak Abhazları İncitti”,
(Erişim) http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?readid=1294, 13
Nisan 2007.
“Ermeniler Abhazya’da da Sorun”, (Erişim) http://www.trakyanethaber.com/
yeni/haber.asp?id=164
“EU-Armenia Cooperation Council, Sixth meeting”, Brussels, 14 September
2004, (Erişim) http://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2004_2009/
documents/fd/ar_200 50309_03_/ar_20050309_03_en.pdf, 7 Ağustos 2007
“EU-Armenia Parliamentary Cooperation Committee”,
(Erişim)http://eenc.epp-ed.org/index.php?option=com_content&task=view&id
=158&Itemid=441, 28 Mart 2007.
‘ES-Zakavkaze: Neobkhadimost Pravozaşitnıkh Kriteriev’,
(Erişim) http://hrw.org/russian/press/azerb/2005/091205_eu.html
“EU-Armenia Cooperation Council, Sixth meeting”, Brussels, 14 September
2004, (Erişim) http://www.europarl.europa.eu/meetdocs/2004_2009
/documents/fd/ar_ 20050309_03_/ar_20050309_03_en.pdf, 7 Ağustos 2007.
“EU-Armenia Parliamentary Cooperation Committee”,
(Erişim)
http://eenc.epp-ed.org/index.php?option=com_content&task=
view&id=158&Itemid =441, 28 Mart 2007.
Freedom House’un 1998 yılı Raporu, “Nations in Transit-Armenia”,
(Erişim) www.freedomhouse.org
FEDOTUK, Andrey; “Lovuşka po Sosedstvu”,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/articles/6099.html, 12 Eylül 2006.
“Fransa “Soykırım’ı Tanıdı. Türkiye’den Fransa’ya Sert Tepki,”
(Erişim) http://www.belgenet.com/arsiv/ermeni/fransa_01.html, 18 Ocak
2001;
“Final Opinion On Constitutional Reform In The Republıc Of Armenia”,
European Comission For Democracy Trough Law (Venıce Comission),
Adopted By The Venice Commission At İts 64th Plenary Session (Venice, 2122 October 2005), (Erişim) www.venice.coe.int/docs/2005/cdl-ad(2005)025e.asp
GÜLER, Ali; “Lozan’dan Günümüze Ermeni Sorunu”,
(Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale44.html
“Gruziya-Armeniya”, (Erişim) http://ames.kiev.ua/cgi-bin/txts/5/return_txt.cgi
?uri=%2Fvar%2Fwww%2Fames.kiev.ua%2Ftxts%2F5%2F051999005.txt&
back=http%3A%2F%2Fames.kiev.ua%2F5%2Fp1.html
Glava 2. “Polnomoçiya Prezıdenta Respubliki Armeniya, Gosudarstvennıkh
Organov i Organov Mestnogo Samoupravleni v Oblasti Oboronı”,
(Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/pasht2.html
Glava 3, “Funkçii Predpriyatii, Uçrejdenii, Organizaçii, Prava i Obyazonnosti
Doljonsnıkh liç i Grajdan v Oblasti Oboronı”,
(Erişim) http://www.parliament.am/ hdoc/Laws/ru/pasht3.html
Glava 4, “Voorujennıe Sili i Drugiye Voyska”,
(Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/ pasht4.html
Glava 5, “Voennıe Polojeniya. Mobilizaçiya”,
411
(Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/Laws/ru/ pasht5.html
Glava 6. “Zaklyuçitelnıe Polojeniya”, (Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/
Laws/ru/ pasht6.html
GALSTYAN, Graçya; “Osnovı Regionalnoy Bezopasnosti”,
(Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/galstyan.htm
GLEASON, M. John; “The Decision To Reactivate A First-Generation Soviet
Nuclear Power Plant: Conceptual And Decision-Analytic Frameworks”,
(Erişim) http://www.fplc.edu/ rısk/voı8/winter/gleason.htm
GRİGORYAN, Маrк, “The Calm Killer Of Vazgen Sarkisian-Divining Their
True Motives”, (Iwpr, Ekim 1999), (Erişim) www.iwpr.net
GLEASON, John M; “The Decision to Reactivate a First-Generation Soviet
Nuclear Power Plant: Conceptual and Decision-Analytic Frameworks”,
(Erişim) http://www.fplc.edu/RISK/vol8/winter/Gleason.htm
HELLY, Damien; “EU Policies in the South Caucasus”, Europe and the
South Caucasus Conference, Baku, June, 11th 2001,
(Erişim) http://www.ceri-sciencespo.com/archive/june01/helly.pdf 29 Aralık
2003, ss.2-4.
HEKİMOĞLU, Kadir; “Günümüzde Türk-Ermeni İlişkileri”,
(Erişim) http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/ozet/bugun.html
HANSEN, G; “Humanitarian Action in the Caucasus: A Guide for
Practitioners”, Humanitarianism and War Project, and Local Capacities for
Peace Project, Watson Institute, Brown University, Providence RI, 1998.
“İnogate Program”, (Erişim) http://www.mfa.gov.yu/ForeignInvest/Inogate_e.
htm
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Armeniya v 11-14 Vekakh),
(Erişim) http://www.armenica.wizard.am/hystory/history10.html, 3 Ağustos
2002.
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Novıy Etap Osvoboditelnego Dvijeniya),
(Erişim) http://www.armenica.wizard.am/hystory/history13.html, 3 Ağustos
2002.
“İstoriya Armyanskogo Naroda”, (Erişim) http://www.armenica.wizard.am
/history/history11.html; 22 Haziran 2004
“İran’ın Kafkaslardaki Emelleri ve İzlediği Politika”,
(Erişim) http://www.inaf.gen.tr /turkish/newslet/tnl024.htm
İBRAGİMOV, Rovşan; “Energetiçeskiy Potençial Azerbaydjana: Mojet li On
Bıt İspolzovan Kak Alternativa Rossii”,
(Erişim) http://www.eurasianhome.org/xml/t/expert.xml?lang=ru&nic= expert&
pid=905
“İntervyu Armena Khanbabayana s Doktorom Yuridiçeskikh Nauk
Professorom Yuriem Barsegovım”, (Erişim)
http://armenianhouse.org/barsegov/also-ru/khanbabyan.html
KİRAKOSYAN, Djon; “Blijnevostoçnıy Krizis 1895-97 gg. Armeniya i Politika
SŞA”, (Erişim) http://www.genocide.ru/lib/kirakosyan-a/articles/
heastern-crisis. htm
KARAKHANYAN, Akhvani; “Problemı i Perspektivı Yujno-Kavkazskogo
Sotrudniçestva”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_one/
karaxanian.htm
412
KUROVSKA, Ksimena; “Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh
Konfliktov
v
Zakavkazye”,
(Erişim)
http://www.mpa.ru/analytics/
issue.php?id=110
KOTANDJYAN, Gayk; “Armeniya: Kooperaçiya s Zapadnımi Sistemami
Bezopasnosti (НАТО)”, (Erişim) http://harvard-bssp.org/rus/publica tions/
?id=157, 11 Eylül 2004.
KOEN, Djonatan; “Evrosoyuz i Yujnıy kavkaz: Dilemmı Sosedey”,
(Erişim)
http://news.bbc.co.uk/hi/russian/in_depth/newsid_3890000/38901
79.stm, 13 Temmuz 2004.
“Konferentsiya Komitetov ‘Ay Dat’ v Livane”,
(Erişim) http://news.genocide.ru/2005/10/25/99.htm, 25 Kasım 2005.
Kanun metni için bkz: (Erişim) http://www.coe.int/T/E/Legal_Affairs/Legal_cooperation/Policeand _internal_security/Documents/CO-POL%20LAWS%20
(2004)01 %20Armenia%Law Police.asp
“Komissiya Po Primireniyu Samoraspustalis, Tak i ne Pirimiriv Armyan i
Turok”,
(Erişim)
http://news.artsakhworld.com/ArCNews/Rus/index.php
?cover=2&id= 1527
KAZİN, Filip; “Rossiya i Armeniya: Çto Dalşe?”,
(Erişim) http://www.mpa.ru:8081/analytics/issue.php?id=102, 14 Eylül 2006
KRASNİKOVA, Valeria; “Gazoprovod İran-Armeniya”, (Erişim) http://www.iacentr.ru/public_details.php?id=287, 22 Ocak 2007.
KONSTANTİN, Jegneti; “Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya v Svete
Menyayuşikhsya Geopolitiçeskikh, Regionalnıkh Realii”,
(Erişim) http://www.scirs.org.ge/russian/analytic/round_five/zhgenti.htm, 9
Ağustos 2007.
“K Reşeniyu Problemı Nagornogo Karabakha Podklyuçaetsa NATO”,
(Erişim) http://palm.newsru.com/world/16oct2006/karabakh.html, 16 Ekim
2006;
“Koçaryan: Türkiye Soykırım Yapabilir!” (Erişim) http://www.iyibilgi.com/
haber.php?haber_id=14, 20 Şubat 2007.
KASIM, Kamer; “AB Raporu Ermeni Taraftarı,”
(Erişim) http://www.hakimiyetimilliye.org/index.php?news=49, 16 Ekim 2006.
“Konsorçium NATO “Partnerstvo Radi Mira” Voennıkh Akademii i İnstitutov
po İzuçeniyu Voprosov Bezopasnosti”, Armeniya,
(Erişim) http://www.pfpconsortium.org.
KHAÇATURYAN, Arutyun; “Armeniya: Polemika Vokruk Otnoşeniy s SŞA ,
İranom”, (Erişim) http://www.eurasianet.org/russian/departments/insight
/articles/eav0314 07ru.shtml, 14 Mart 2007.
KOSIREV, Dimitriy; “Kto Otveçaet za Bezopasnost Postsovetskogo
Prostranstva?”, (Erişim) http://www.newsarmenia.ru/analytics/2006
0921/41593416.html, 21 Eylül 2006.
KONSTANTİN, Jegneti; “Neskolko Soobrajeniy po Problemam Regionalnoy
Bezopasnosti Yujnogo Kavkaza”, (Erişim) http://www.scirs.org/russian
/analytic/round_one/zgenti.htm
KUROVSKA, Ksimena; Rol Rosii i SNG v Uregulirovanii Voorujennıkh
Konfliktov v Zagafkaze, (Erişim) http://www.mpa.ru/analytics/issue.php
?id=110, 24 Temmuz 2007.
413
“Koçaryan: Türkiye Soykırım Yapabilir!”
(Erişim) http://www.iyibilgi.com/haber.phphaber_id=14706, 20 Şubat 2007.
LAŞENOVA, Eva; “Armeniya na Şakhmatnoy Doske SŞA”,
(Erişim) http://www.sknews.ru/paper/2006/26/article.php?id=3&uin=7, 4
Temmuz 2006.
“Levon A. Ter-Petrosyan”, (Erişim) http://www.peoples.ru/state/king/armenia/
ter-petrosyan/
MOVSESYAN, Gayane; “Rossiya i SŞA Konkurıruyut na Kavkaze”,
(Erişim) www.gazetasng.ru/article.php?id=1245
MATEVOSYAN, Gamlet; “Voennaya Sblijenie Armenii i İrana ne Ponravitsya
SŞA”, (Erişim) http://www.strana.ru/stories/01/10/25/1867/119369.html, 11
Mart 2002.
“Minoboronı Armenii i Predstavitel SŞA Obsudili Perspektivı Voennogo
Sotrudniçestvo”,
(Erişim)
http://kavkaz-uzel.ru/newstext/news/id/
1185731.html, 5 Mayıs 2007.
MOVSESYAN, Gayane; “Voennaya Pomoş SŞA: Somnitelnıy paritet”,
(Erişim)
http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=newspaper_arm
&exp=policy &month=05&year=2006&number=26&id=7047
Mejdunarodnoe Priznanie Statusa Karabaxa Kak Spornoy Territorii,
(Erişim), http://nkr.am/rus/facts/barseg.htm
MUSAYEV, Fuad; “Pravovıe Aspektı Nagorno-Karabakhskogo Konflikta”,
(Erişim),http://www.mfa.gov.az/ssi_eng/armenian_aggresion/legal/
Legal%20aspects%20of%20NK%20conflict%20-%20Rus.pdf
MARTİROSYAN, Samvel; “Moskovskaya İntriga v Karabakhskom Voprose”,
(Erişim) http://www.globalaffairs.ru/region-sng/articles/3489.html, 14 Ocak
2005.
MURADYAN, İgor; “Karabakhskaya Problema i Politika Rossii”,
(Erişim) http://www.karabakhopen.com/src/index.php?lang=ru&id=3&nid
=11281, 25 Haziran 2007.
MEHTİ, Şamil; “Azerbaydjano-Armyanskiy Konflikt i Politika OON i OBSE:
İtogi za 10 Let”, (Erişim) http://conflicts.aznet.org/conflicts/konf/konf_k9.htm,
23 Ağustos 2007, Ayrıca Bkz: (Erişim) http://www.osce.org/docs/
russian/1990-1999/mcs/adhels92rhtm, 13 Kasım 2002.
MARUTYAN, Arutyun; “İstoriçeskaya Pamyat v Dialoge Mejdu Kulturami:
Vozmojnost ili Prepyatstvie”, (Erişim) http://www.pogranicze.sejny.pl
//download/historical_memory_final.pdf
METİN, Ünal; “Megali İdea”, (Erişim) http://www.ufukotesi.com/yazıgoster.
asp ?yazi_no=20050843
MINASYAN, Lina; “Rol Armii v Armyanskoy Politike”, Institute for War &
Peace Reporting, CRS No. 5, 4-Nov-99, (Erişim) http://iwpr.gn.apc.org/
?apc__state=henfcrs159258&l=ru&s=f& o=159258
MİNASYAN, Liana; “The role of the army in Armenia”s polisy”, İWPR,
Nowember 1999, p. 13.
MELKUMİAN, Grach; “Military polise presence at opposition rallies
confirmed”, RFE/RL, September 22, 2004.
MAMUKA, Areşidze; “Yujnıy Kavkaz: Regionalnaya İntegraçiya”,
(Erişim) http://www.scirs.org/russian/analytic/round_ one/ areshidze.htm
414
MİNASYAN, Sergey; “Proçess Formirovaniya Sistemı Kollektivnoy
Bezopasnosti v Ramkakh SNG: İstoriya i Perspektivı”,
(Erişim) http://caucasus.rau.am/doc/MinasianS.pdf
“Megali İdea”, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Megali_Idea,
“Molodyej Armenii Trebuet Priznat Nedeystvitelnımi Moskovskiy i Karsskiy
Dogovorı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_
arm &id=22205,14 Mart 2006;
MARTİROSYAN, Tigran; “Balansirovanie na Burnıkh Volnakh”,
(Erişim) http://www.tolrus.ru/feature/iran210303.html
MAKSİMENKO, Oleg; “Novıy Etap Armyano-İranskikh Otnoşenii”,
(Erişim): http://www.armenianews.narod.ru/
MURADYAN,“İgor; Sovremennıye Gruzino-Armyanskie Otnoşeniya”,
(Erişim) http://www.artsakhworld.com/igor_muradian/Current/index.html
“Mosskovskiy i Karsskoy Sovetsko-Tureçskie Dogovora”,
(Erişim) http://www.genocide.ru/sovietic.html#moskars
MİNASYAN, Sergey; “Sotrudniçestvo ES-Armeniya i Novaya Politika
Evropeyskogo Sosedstvo”, s. 1. (Erişim) http://www.idea.int/europe_cis/
upload/Armenia-EUSergey.pdf
NİKOĞOSYAN, Hovanesİ “Çeğaspanutyan Tşanaçman Ginı. İnçpisin Petk e
Lini HH Paştonakan Dirkoroşumı”, (Erişim) http://ap.rau.am/?page=statja&
st_id =77, 12 Mart 2007.
NEIL, Macfarlane, S, Minear, Larry and SHENFIELD D. Stephen; “Armed
Conflict in Georgia: Case in Humanitarian Action and Peacekeeping”,
Providence, Watson Institute, Brown University, Occasional Paper no. 21,
1996,(Erişim) http://www.watsoninstitute.org/pub/ op21.pdf
“NATO i Yujno-Kavkazskie Partnerı Aktiviziruyut Sotrudniçestvo”,
(Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/upd2006/r060116a.htm
“NATO Update”, Cooperative Best Effort 2003, (Erişim)
http://www.nato.int/docu /update/2003/06-june/e0616a.htm.
“NATO i ES Zainteresovanı v Uçastii v Karabakhskom Proçesse”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?bsub=news_arm&id= 2238522,
Mart 2006.
Natsionalnoe Sobranie Armenii Ratifiçirovalo Ystav Organizaçii Dogovora o
Kollektivnoy bezopasnosti, (Erişim) http://www.newspb.ru/allnews/ 155192/,
10 Eylül 2003.
Natsionalnaya Bezopasnost Kak Prioritet v Armyano-Rossiyskih
Otnoşeniyah”,(Erişim) http://www.armenianembassy.ru./arsen.html
NURANİ; “İran i Armeniya Namerenı Rasşiryat Voennoe Sotrudniçestvo”,
(Erişim) http://www2.echo-az.com/archive/242/foreign.shtml
“Ofis Komissii Ay Data v Evrope Provodit Opros Sredi Kandidatov v
Evroparlament”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=
news_arm &id=7051, 11 Haziran 2004.
O Napryajennosti v Armyano-Azerbaydjanskikh Otnoşeniyakh,
(Erişim) http://www.nns.ru/ analytdoc/ims/obzory/0104_18.html
“Ot Premer-Ministrov Trebuyut Prekratir Politiku Diskriminaçii Armyan”,
(Erişim) http://www.iravunk.com/rus/2004/01/p5301.html, 27 Temmjuz 2005.
“Oçenka Kaçestvennıkh Kharakteristik i Boevıkh Sposobnestey Armenii”,
415
(Erişim) http://www.3dpaper.gr/ru/balanceofpower/armenia_pow1501
01.shtml
Official Energy Statistics From The U.S. Goverment, Caucasus Region,
(Erişim) http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/caucasus.html#metsamor
OGAN, Sinan; “Küresel Mücadelenin Yeni Rekabet Alanı: Karadeniz”,
(Erişim) http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=1&yazi=907, 22 Haziran
2007.
PETROSYAN, David; “Razvitie Voorujennıkh Sil Armenii”,
(Erişim) http://www.iran.ru/rus/vooarm.php
PANNOSİAN, Razmik; “Post-Soviet Armenia: Nationalism & Its
(Dis)contents”, Making and Protecting the Nation in Postcolonial &
Postcommunist States, edited by Lowell W. Barrington, The university of
Michigan press Ann Arbor, p. 225-247.
“Proiskhojdenie Armyanskogo Naroda”,
(Erişim) http://www.armenica.wizard.am/ hystory/history 2.html
“People Armenia”, (Erişim) https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/
geos/am.html
“Pridet Den Rasplatı”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub
=news_arm&id=3024824, Nisan 2007.
“Parlamentskoy Assamblee NATO Armeniya Poluçit Status Nablyudatelya”,
(Erişim) http://www.rol.ru/news/misc/news/02/05/14_085.htm, 14 Mayıs 2002.
“Problema Nakhiçevana v Svete Mejdunarodnıh Dogovorovi Karabakhskogo
Konflikta”, (Erişim) http://www.iatp.irex.am/grants/artsakh/nakhiche van.htm
POLOSKOVA, Tamara; “Armyanskaya Diaspora v Rossii”,
(Erişim) www.armenia.ru.
“Programma TRASEKA Ne Opravdıvaet Ojidanii”,
(Erişim) http://www.snark.am/promedia.htm
“Rol NATO na Yujnokavkazskom Regione”, (Frank Coock tarafından NATO
Parlamento Asamblesi”nde sunulan rapor, 062 DSCFC 06 E, Hizmet içi
bilgi).
“Permanent Mission Of The Repablic Of Armenia To The United
Nations“,(Erişim) armenia.un.int
“Pismo Katolikosa Vsekh Armyan Vazgena”,
(Erişim) http://www.bvahan.com/ ArmenianWay/AW/main_ar/kat-r.html
“Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/diasp_
world_rus.php
“Referendum o Nezavisimosti Yujnoy Osetii Naznaçen na 12 Noyabrya”,
(Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20060911053
359926&sec_id=25
“Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/diaspora/
diasp_ world_rus.php
“Rossiya i Armenia Obyedinyayut Protivovozduşnıye Silı”,
(Erişim) http://www.prima-news. ru/news/news/2001/5/4/11334.html
“Rossiya Poluçila ot Armenii Nauçnıye İnstitutı v Sçet Uplatı Dolga”,
(Erişim) http://lenta.ru/economy/2002/11/05armenia
“Rossiya i Armeniya. Dvuhstoronniye Otnoşeniya v Svete İzmenyayuşihsya
Vneşnepolitiçeskih Prioritetov Armyanskoy Politiçeskoy Elitı”,
416
(Erişim) http://www.e-jurnal.ru/p_bzarub-st-12.html, 1 Mart 2005.
Rossiysko-Armyanskie Otnoşeni, (Erişim) http://www.ln.mid.ru/nsrsng.nsf/6brsng.nsf/6bc38aceada6e44b432569e700419ef5/432569d800221
4 66432 56ac7004d095e?OpenDocument
“Russian İllegal Arm Supplies to Armenia”, (Erişim) http://www.karabakh.org/
?id=3004&item=1
RUDYAN, D; “Çentralnaya Aziya Kak Zona Naçionalnıkh İnteresov SŞA”,
(Erişim) http://iran.ru/rus/news_iran.php?act=news_by_id&news_id =12542,
10 Eylül 2003.
“Regional Seminar on Trade Facilitation and Customs Modernization”, 4-8
August Issyk-Kul, Kyrgyz Republic, (Erişim) http://209.225.62.100/
Documents/events/2003/CCC/Trade_Facilitation_Customs_Moderni
zation/BTouboul_Seminar_TRACECA_OVERVIEW_Russian.pdf
“Resolution 1047(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh;
Recommandation 1251(1994) on the conflict in Nogarno-Karabakh”, Text
adopted by the Standing Committee, acting on behalf of the Assembly, on 10
November 1994,
(Erişim) http://assembly.coe.int/main.asp?Link=/documents/adoptedtext/ta94/
eres1047.htm, 8 Ağustos 2007.
Sergey Minasyan, “Sotrudniçestvo ES-Armeniya i Novaya ‘Politika
Evropeyskogo Sosedstvo”, s. 1. (Erişim) http://www.idea.int/europe_cis
/upload/ Armenia-EUSergey.pdf
“Senat Odobril Programmu Pomoşi SŞA Armenii i Nagornomu Karabakhu”,
(Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index.php?lang=eng&t=archive
&d=28&m=01&y=2003&id=483
“S 1992 goda po Sey den SŞA Osuşestvili v Armenii Program Sodeystviya
na Summu Poryadka 1.6 Mılyard”, (Erişim) http://www.arka.am/rus/archive/
n12/ n2812/28120 2.html
STANTON, H. Gregory; “Eight Stages of Genocide”,
(Erişim) http://www.genocidewatch.org/8stages.htm
SAYMONE, Jeffry; “Partnerstvo vı İmya Mira: Prokladıvaya Kurs k Novoy
Ere”,(Erişim) http://usinfo.state.gov/journals/itps/0604/ijpr/simon.htm
“Sionizm”, (Erişim) http://www.eleven.co.il/article/13819
“Sionizm”, (Erişim) http://mb-oft.com /believe/trc/zionism. Htm
“Svideteli”, (Erişim) http://www.hayastan.com/armenia/genocide/ru/ content/
index7.php, 10 Ağustos 2007.
“Seminar vo Vserossiyskim Armyanskom Kongresse”, Armyanskiy Vestnik,
No: 1-2, 2001), (Erişim) http://www.hayastan.ru/Armvest/Jurnal06/j06_
stat34.html
“Senat SŞA Okonçatelno Zablokiroval Finansovoe Sodeystvie Stroitelstvu
J/D Kars-Baku”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm
&id=26686, 4 Ekim 2006.
“Salkım Hanım İktidarı Böldü”, (Erişim) http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2001/
11/ 28/56027.asp
“Soçpartiya Françii i ARF Daşnakçutyun Vıstupili s Sovmestnım
Zayavleniem”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_
arm&id=6865, 4 Haziran 2004.
417
“Salkım Hanımın Taneleri” tartışması,” (Erişim) http://www.intersinema.com/
sinema-haberleri/haber_966.asp,
04
Aralık
2001
ve
http://www.
ntvmsnbc.com/ news/122548.asp
“Speech by NATO Secretary General, Lord Robertson”,
(Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/2003/s030514-a.htm
“Statement by President of Georgia Eduard Shevardnadze at the EAPC
Summit”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/speech/2002/s021122h.htm
ŞNİRELMAN, Viktor; “Mif o Proşlım i Naçionalizm”,
(Erişim) http://balkaria.narod.ru/public/shnirelman.htm, 15 Nisan 2004.
“Sarkisyan Vazgen Zavenoviç”, (Erişim) http://forum.openarmenia.com/
index.php?showtopic= 6748&st=60
ŞAFFER, Brenda; “SŞA i Karabakhskiy Konflikt”, (Erişim)
http://news.bbc.co.uk /hi/russian/in_depth/newsid_3548000/3548360.stm
ŞAHNAZARYAN, Levon Melik; “Kharakter Armyanskogo Naroda”,
(Erişim) http://www.armenianhouse.org/mshakhnazaryan/nf-ru/chara
cter.html
“Transport”, (Erişim) http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/
publications/information/ thematic_ transport_ru.pdf
TER-GAZARYAN, R. V; “Armyane Na Vizantiyskom Perestole”,
(Erişim) http://www.armenia.ru/history/history.php3?page=author
TCHİLİNGİRİAN, Hratch; “The Armenian apostolic orthodox church”,
(Erişim) http://www.sain.org/armenian.church/intro.txt, 23 Temmuz 2003.
TADEVOSYAN, Ara; “Armenia: Eks-Prezident Gatovitsya Vernutsya?
(Erişim) http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2002&l=ru&s=f&o= 160026
TADEVOSYAN, Ara; “Poziçii Armenii i NATO Sblijayutsya”,
(Erişim) http://www.iwpr.net/?apc_state=henicrs2005&l=ru&s=f&o=24 3889, IWPR
No 291, 19 Haziran 2005.
“The Position Of Nagorno-Karabakh In The South Caucasus: Dynamics,
Factors, And Prospects”, (Erişim) http://chat.beirut.com/users /tomandjerry/
nagornokarabakh.pdf, 25 Nisan 2006.
“The United Nations“, (Erişim) www.un.org/overview/unmember.html
“The Worl Bank Group-Armenıa Data Profile”,
(Erişim) www.devdata.worldbank. org/external/
“The World Trade Organization”, (Erişim) http://www.wto.org/english/
thewto_e/whatis_e/ whatis_e/org6_e.htm
The Russia Journal, (Erişim) http://www.russiajournal.com/start/politics/
article_67_3106htm
“Taynıe Opasnosti Tureçskoy Khitrosti”, (Erişim) http://www.genocide.ru/
week.html, 22 Mart 2004.
Türk-Ermeni İlişkileri ve Mağduriyet Psikolojisi,
(Erişim) http://www.psikolojiturk.com/makale/turk-ermeni-iliskileri-vemagduriyet-psikolojisi-.html, 26 Temmuz 2007.
“Türk- Ermeni Meselesinde Büyük-Grup Kimliği”,
(Erişim) http://www.donusumkonagi.net/makale.asp?id=2207&baslik
=turk_ermeni_meselesinde_buyuk_grup_kimligi&i=psiko_politik_bakis, 26
Temmuz 2007.
418
Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü, (Erişim) http://www.anadolu.be/
ermeni/ermeni.
“Tureçskie Pravozaşitniki Prizıvayut İzvinitsya Pered Armyanskim Narodom”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=30260 25
Nisan 2007.
“Turçiya Doljna Vozmestit i Moralnıy i Materialnıy Uşerb”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=4895, 23
Mart 2004.
“Tureçskiy Jurnalist Stavit Ostrıye Voprosı”, (Erişim) http://www.genocide.ru/
week/00014.html
TER-SAAKİAN, Karine; Armenia, Iran Strengthen Ties, Institute for War &
Peace Reporting, CRS No. 275, 24-Feb-05,
(Erişim) http://iwpr.net/?apc_state=hrufcrs239853&l=en&s=f&o=239854
“TBMM’de Ermeni Konferansı Konulu 24 Mayıs Tartışmaları Tutanağı”, 24
Mayıs 2005, (Erişim) http://www.hyetert.com/yazi3.asp?s=0&AltYazi=Maka
leler %20%5C%3E% 20Genel&Id=222&DilId=1, 30 Temmuz 2007.
“O Materialnoy Otvetstvennosti za Genoçida Armyan”,
(Erişim) http://www.armenianembassy.ru/ barseg1.html
“Transport”, (Erişim) http://ec.europa.eu/europeaid/projects/tacis/publications
/information/ thematic _transport_ru.pdf
“The EU's relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/development/
body/iqsg/ docs/ Best_practices/Best_Armenia_lessonslnt.doc
“Türk-Ermeni İlişkilerinin Dünü Bugünü”,
(Erişim) http://www.anadolu.be/ermeni/ ermeni.html
U.S. Government Assistance to Armenia-Fiscal Year 2002,
(Erişim) http://www.aaainc.org/index.php?id=319, 9 Temmuz 2007.
U.S. Assistance to Armenia-FiscalYear 2003,
(Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/29484pf.htm, 9 Temmuz 2007.
U.S. Assistance to Armenia-FiscalYear 2004,
(Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/35976pf.htm, 9 Temmuz 2007.
U.S. Assistance to Armenia-Fiscalyear 2005,
(Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/51146.htmt, 9 Temmuz 2007.
U.S. Assistance to Armenia-Fiscal Year 2006,
(Erişim) http://www.state.gov/p/eur/rls/fs/66320.htm, 9 Temmuz 2007.
“U Rossi i Armenii-Yedinaya Sistema PVO”,
(Erişim) http://www.aviaport.ru/news/Aviation/4028.html
Üçüncü konferans için bkz: (Erişim) http://www.armeniadiaspora.com/
conference2006/
Vsemirnıy Doklad (Erişim) http://hrw.org/russian/reports/2005/world
/armen.html, Ocak 2005.
“V Novoy Djulfe Sostayalas Otkrıtie Novogo Zdaniya Komissii Ay Data”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=25245, 10
Temmuz 2006.
“V Senat İzbranı Vse Podderjivaemıe Komitetom Ay Data Kandidatı”,
(Erişim) http://www.golos.am/2000/november_2004/06/st07.html, 6 Ekim
2000.
“V Armenii Projivaet 3 milliona 213 tısyaç Çelovek!,
419
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus?sub=news_arm&id=4602
“Vizit Prezidenta Armenii v NATO”, (Erişim) http://www.nato.int/docu/other/ru/
upd2003/r031208a.htm
“V Khode Vsego Perioda Karabakhskogo Konflikta İran Zanimal
Proarmyanskuyu Poziçiyi”, (Erişim) http://www.zerkalo.az/new/view.php?
category =3#21883
“V Armenii Obespokoenı Potorey Energetiçeskoy Nezavisimostı”,
(Erişim) http://www.analitika.az/articles.php?item_id=20061104035815527
&sec_id=8, 11 Nisan 2006.
“Vısşie Organı Vlasti v Armyanskoy Sovetskoy Soçialistiçeskoy Respublike”,
(Erişim) http://www.parliamnet.am./Ru/Ourparliamnet/idexContent.htm
“Vsemirnıy Doklad” (Erişim) http://hrw.org/russian/reports/2005/world/armen.
html, 2 Ocak 2005.
“V Sluçae Ataki SŞA na İran Armeniya ne Smojet Ostavatsya Neytralnoy”,
(Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm&id=29402, 1
Mart 2007.
“Yujnıy Kavkaz: Naçionalizm”, Konfliktı i Menşinstva,
(Erişim)
http://www.minorityrights.org/translated-pubs/SouthCaucasus%5B
Russian %5D.pdf
“Yazar Orhan Pamuk. Türkiye’yi Karalayan Yazıları”, (Erişim)
http://www.bolsohays.com/ haberac.asp?referans=4900, 28 Temmuz 2007.
“Vardan Oskanyan: İstoriya Ne Vsegda Daet Çeloveçstvu Vtoroy Şans, No u
Nas On Est”, (Erişim) http://www.yerkir.am/rus/index.php?sub=news_arm
&id=30310, 27 Nisan 2007.
YELENSKİY, Oleg; “Nepriznanıkh” İzmatıvayut Gonkoy Voorujenii”,
(Erişim) http://www.novopol.ru/article5993.html, 3 şubat 2006.
YENOKIAN, Aghasy; “Armenia: Civilians in National Security Policy”, Paper
presented at the 1st Workshop on “Civilians in National Security Policy” held
in Geneva 2-4 November 2002, (Erişim) http://www.dcaf.ch/censp
/ev_gene va_papers_yenokian.pdf
YERNJAKİAN, Arthur; “Iran Loses Its Posıtıons At Armenıan Market”,
(Erişim) http://www.snark.am/partnership-issue1.html
“Yunanistan’ın Türkiye Odaklı Şer İttifakları”, INAF, 14 Mart 2001.
ZALİNYAN, Armen; “Pravovaya Otvetstvennost Tureçskogo Gosudarstva za
Genoçid Armyan”, (Erişim) http://www.artsakhtert.com/rus/index.
php?id=1775, 23 Nisan 2004.
ZİFFER, Benny; “Muslim moderate”, (Erişim) http://www.haaretz.com/hasen/
spages/858176.html, May 17, 2007,
“Zakon Respubliki Armeniya Ob Oborone”, Glava 1, Obşie Polojenıya,
(Erişim) http://www.parliament.am/hdoc/laws/ru/pasht1.html
“1915/16 Yılındaki Ermeni Soykırımıyla İlgili Fotoğraf Sergisi”,
(Erişim) http://tuday.de/turkce/etkinlikler/soykirim_ve_izdusumleri_
program.htm
“60 Milyar Dolarlık Soykırım Tazminatı”, (Erişim) http://www.birgun.net/index.
php?sayfa=63&devami=6499, 28 Mart 2005.
420
EKLER
Tablo 1. Ermenilerin yaşadıkları ülkeler ve sayıları
Ülkeler
Sayıları
Ülkeler
Sayılar
ı
1
Rusya
2 200 000
41
Venezüella
2 500
2
ABD
1 400 000
42
İtalya
2 500
3
Gürcistan
460 000
43
Lituanya
2 500
4
Fransa
450 000
44
Letonya
2 500
5
İran
150 000
45
Romanya
2 500
6
Ukrayna
150 000
46
Macaristan
2 000
7
Arjantin
130 000
47
Estonya
2 000
8
Lübnan
130 000
48
Slovakya
2 000
9
Suriye
100 000
49
Yemen
1 500
10
Polonya
100 000
50
Finlandiya
1 000
11
Türkiye
82 000
51
Norveç
1 000
12
Özbekistan
70 000
52
Kırgızistan
1 000
13
Kanada
50 000
53
Sudan
1 000
14
Avustralya
45 000
54
Yeni Zelanda
1 000
15
Bulgaristan
45 000
55
Meksika
600
16
Yunanistan
40 000
56
Arnavutluk
500
17
Almanya
40 000
57
Slovenya
500
18
Beyaz Rusya
25 000
58
Etopya
500
19
Irak
23 000
59
Suudi
400
Arabistan
20
Brezilya
20 000
60
Hindistan
300
21
Kazakistan
20 000
61
Bangladeş
200
22
Türkmenistan
20 000
62
Güney Afrika
200
23
Uruguay
19 000
63
Katar
200
24
İspanya
15 000
64
Şili
150
25
İngiltere
12 000
65
Küba
100
26
İsrail
10 000
66
Japonya
100
27
Çek Cum
10 000
67
Tayland
50
28
Belçika
8 000
68
Singapur
40
29
Moldova
7 000
69
Bahreyn
35
30
Danimarka
6 000
70
Kot-d İvuar
20
31
Hollanda
6 000
71
Çin
20
32
Kuveyt
5 000
72
Gana
16
421
33
Mısır
5 000
73
Senegal
15
34
Sırbistan ve
5 000
74
Zambia
15
Karadağ
35
Ürdün
3 000
75
Endonezya
15
36
İsveç
3 000
76
Güney Kore
10
37
Avusturya
3 000
77
Vietnam
12
38
İsviçre
3 000
78
Filipinler
8
39
Tacikistan
3 000
79
Birleşmiş Arap
8
Emirlikleri
40
Kıbrıs Rum
3 000
kesimi
Kaynak: “Rasselenie Armyan v Mire”, (Erişim) http://www.armenia.ge/
diaspora/diasp_world_rus.php, 18 Mayıs 2006.
422
Tablo 2. Ermenistan’da 102. Rus Askeri Üssüne Bağlı Olarak
Konuşlanan Askeri Birliklerin Numaraları ve Yerleştikleri Bölgeler
Sıra
numarası
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
Askeri üslerin
numarası
Askeri üs No1
Askeri üs No 2
Askeri üs No 3
Askeri üs No 5
Askeri üs No 6
Askeri üs No 8
Askeri üs No 9
Askeri üs No 5
Askeri üs No 21
Askeri üs No 16
Askeri üs No 56
Askeri üs No 57
Askeri üs No 1
Askeri üs No 1
Askeri üs No 1
Askeri üs No 1
Askeri üs No 2
Askeri üs No 1
Askeri üs No 54
Askeri üs No 1
Askeri üs No 41
Askeri üs No 63
Askeri üs No 58
Askeri üs No 3
Askeri üs No 4
Askeri üs No 52
Askeri üs No 60
Askeri üs No 61
Askeri üs No 1
Yerleştiği bölge
Gümrü, Büyük Kale
Gümrü, Kirpiç sok.
Gümrü, Kars yolu
Gümrü, Bulvar sok.
Gümrü, Çerkesdzor sok.
Gümrü, Şirakaçi sok.
Gümrü, Ozanyan sok/1
Gümrü, Plehanov sok/20
Gümrü, Sverdlov sok/222
Gümrü, Kamo sok/46
Gümrü,Bulvar sok.
Gümrü, Bulvar sok.
Ahuryan ili, Ovuni köyü
Ahuryan ili, Açik köyü
Ahuryan ili, Azatan köyü
Aragats ili, Kervansaray köyü
Aragats ili, Gehadzor köyü
Ahuryan ili, Keti köyü
Erivan, Kenakeri sok/54
Eşterek/Egvard
Erivan, Orbeli sok/29
Erivan, Şiraki/24 Babayan sok/4
Erivan, Babayan sok/4
Nubaraşen kasabası
Nubaraşen kasabası
Erivan, Ayvazovski sok/13
Erivan, Arinderd çıkmazı
Erivan, Araratyan sok.
Kafan ili Ohtar köyü
Kaynak: Marat Kenjetaev, ‘Oboronnaya Promışlennost Respubliki
Armeniya,’ (Erişim) http://cast.ru/russian/publish/1997/oct-dec/ind_ app.html,
19 Ağustos 2003.
423
Tablo 3. AB’nin 1991-2000’li yıllar arasında Ermenistan’a yaptığı
yardım
1991-2000
Toplam
Yüzde
(milyon€)
TACİS Ulusal Dağıtımlar
68.9
24.07
Nükleer Güvenlik Tacis
22
7.68
İnsani Yardımlar
67.75
23.67
Gıda Yardımı
50.18
17.53
Gıda Güvenliği
51.00
17.82
Olağanüstü Mali Yardımlar
17.7
6.18
Olağanüstü İnsani Yardımlar
8.0
2.79
Rusya Krizinin Etkilerini Azaltıcı
1.5
0.52
Yardım
Toplam
286.13
100
Kaynak: “The EU's relations with Armenia”, (Erişim) http://ec.europa.eu/
development/ body/iqsg/docs/Best_practices/Best_Armenia_lessonslnt.doc,
29 Temmuz 2005.
424
ÖZET
CABBARLI Hatem, Ermenistan Dış Politikası (1991–2005), Doktora Tezi,
Ankara 2008
Tezde 1991–2005 yılları arasında uygulanan Ermenistan dış politikası
incelenmiştir. Ermenistan dış politikasının kuramsal çerçevesi ve dış
politikayı belirleyen öğeler ve kavramsal yaklaşımlar adlı birinci bölümde
Ermeni ulusal kimliği, Ermeni ulusal kimliğinin oluşumunda Türk faktörü,
jeopolitik konumu, diaspora ve dış politika, Hay Dat Doktrini ve dış politika,
demografik yapı, siyasi liderler, güvenlik güçleri ve dış politika, sözde Ermeni
soykırımı ve dış politika konuları değerlendirilmiştir.
“Büyük Ermenistan” projesinde Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan
politikası adlı ikinci bölümde bu ülkenin Türkiye ve Azerbaycan politikaları ele
alınmış, Ermenistan’ın bölge politikası adlı üçüncü bölümde Ermenistan’ın
Rusya, İran ve Gürcistan politikası değerlendirlmiş, Ermenistan dış
politikasında güvenlik anlayışı, Avrupa ve ABD ile ilişkiler adlı dördüncü
bölümde Ermenistan’ın güvenliği bağlamında Güney Kafkasya’nın jeopolitiği
ve güvenlik sorunları, bölgesel güvenlik örgütü projeleri, Ermeni ulusal
güvenliği, Ermenistan ve BDT Ortak Güvenlik Antlaşması, Ermenistan NATO
ilişkileri incelenmiştir. Dördüncü bölümde aynı zamanda Ermenistan’ın
Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile ilişkileri değerlendirilmiş, Ermenistan’ın
ABD ile ekonomik, mali ve enerji alanındaki ilişkilerine, iki ülke arasındaki
ilişkilerde ABD Ermeni dıasporasının yeri ve önemine açıklık getirlmiştir.
Anahtar sözcükler
1. Ermenistan
2. Dış politika
3. Güvenlik
4. Dış İşleri
5. Diaspora
425
ABSTRACT
CABBARLI Hatem,
Armenian Foreign Policy (1991–2005), PhD Thesis,
Ankara 2008
This thesis investigates Armenian foreign policy between 1991-2005.
The first part “structural Framework of Armenian foreign policy and
theorethical aspects and approaches of Armenian foreign policy” evaluates
Armenian national identity, Turkish factor in the formation of Armenian
national identity, geopolitical situation, diaspora and foreign policy, Hay Dat
Doctrine and foreign policy, demographical structure, political leaders,
security forces and foreign policy, the so called Armenian genicide and
foreign policy.
The second part Armenian policy of Turkey and Azerbaijan in the
Project of Great Armenia investigates the policy of Armenia towards these
countries. The third part “Armenia’s regional policy” evaluates the Armenian
policy towards Russia, Iran and Georgia. The fourth part “understanding of
security in Armenian foreign policy relations with EU and the USA”
investigates the geopolitics and security issues of southern Caucasus,
regional security organisations projects, Armenia and the Commonwealth of
Independat States common security agreement, Armenia and NATO
relations in the context of Armenian national security. The fouth part also
deals with the relations of Armenia with the European Union and the
European Counsel, and the place and the importance of Armenian diaspora
in the US in economic, fiscal and energy relations with the US.
Key Words
1. Armenia
2. Foreign Policy
3. Security
4. Foreign Affairs
5. Diaspora

Benzer belgeler