Deli Bal

Transkript

Deli Bal
DELi BAL
Duygu Nur BÖLÜKBAġI
2010
GĠRĠġ
Balarısının, üretim için tüketmek zorunda olduğu
herhangi bir kaynağa gereksinimi yoktur .
Balarısının doğada ilk yaĢam alanı olarak bilinen
yaĢlı ağaç gövdeleri ve kaya oyukları arasından
çıkartılarak, fenni kovanlara alınması ve uygun
yaĢam koĢullarının sağlanmaya çalıĢılmasıyla
bugünkü
modern
arıcılık
benimsenerek
yaygınlaĢtırılmıĢtır.
Ġnsanoğlunun bütün bu çabaları, bal ve
birbirinden kıymetli diğer arı ürünlerini elde
etmek ve polinasyonu yaygınlaĢtırmak amacıyla
gerçekleĢtirilmiĢtir.
GĠRĠġ
Arıcılık dünyada yapılan
en eski tarım kollarından
birisidir.
Arıların yeryüzünde
yaklaĢık elli altı milyon
yıldır bulunduğu ve
arıcılık tarihinin,
insanoğlunun mağara
yaĢamı sürdürdüğü on
bin yıl öncesine kadar
dayandığı bilinmektedir.
GĠRĠġ
Arı ürünleri tarih boyunca
insanlar tarafından
doğallığından Ģüphe
duyulmadan tüketilen,
sağlık koruma amaçlı da
kullanılan ürünler
olmuĢtur .
Bal insanlar tarafından
iĢleme tabi tutulmadan
tüketilen tek tatlandırıcı
üründür.
TANIMI
Deli bal “Mad honey”
yüksek oranda
grayanotoksin içeren
Sapindaceae familyası ve
Ericaceae familyasının
Rhododendron ponticum
ve Rhododendron luteum
türlerinin nektarının bal
arıları tarafından
toplanması, dehidre edilip,
olgunlaĢması sonucu
oluĢturulan doğal bir
üründür.
Rhodendron ponticum
Grayanotoksinler, Karakaya, 1977
Ericaceae familyasının çeĢitli türlerinden izole edilen
asetilandromedol (andromedotoksin)'in bazı araĢtırıcılar tarafından
zehirli balda da saptanması Ericaceae familyası bitkileri ile zehirli bal
arasındaki iliĢkiyi ortaya koymuĢtur.
Ericaceae familyası bitkilerinin çeĢitli türlerinden izole edilen diğer iki
toksik bileĢik andromedenol ve andromedoldür.
Asetilandromedol, andromedenol ve
andromedol sırasıyla;
Grayanotoksin I (G—I),
Grayanotoksin II (G—II) ve
Grayanotoksin III (G—III) olarak da
adlandırılmaktadır.
Deli bal zehirlenmeleri, grayanotoksinle
kontamine olmuĢ balın Rhododendron
ponticum ve diğer türlerin özellikle
Ericaceae ve Sapindaceae familyalarının
nektarından üretilen balların yenmesi ile
ortaya çıkmaktadır.
Bu familyalar Türkiye’nin Karadeniz
Bölgesi dağlarında, Japonya, Nepal,
Brezilya ve Kuzey Amerika ve Avrupa’da
yetiĢmektedir.
ÜLKEMĠZDE
Karadeniz Bölgesinde üretilen ballar grayanotoksin
içerebilmekte ve zehirlenmeye neden olmaktadırlar.
Grayanotoksin zehirlenme vakalarına özellikle Doğu
Karadeniz Bölge’sinde rastlanılmaktadır.
Doğu Karadeniz Bölgesinde zehirlenmeye neden olan
bal deli bal olarak bilinmektedir.
Yerel halk bu bal çeĢidini diğer bal çeĢitlerinden
ayırabilmektedir.
Bu bal boğazda keskin bir yanma hissine de neden
olmaktadır ve bu nedenle acı bal olarak da bilinmektedir.
TARİHÇE
Zehirli balın, halk arasındaki
kullanımıyla ilgili ilk yazılı belge
M.Ö. 401 yılında Yunanlı tarihçi ve
general Xenephon tarafından
yayınlanmıştır.
Xenephon Anabasis adlı eserinde
,Türkiye’nin Doğu Karadeniz
Bölgesinde konakladıkları yerde,
deli bal yiyen askerlerin
zehirlendiğini rapor etmiş ancak
tüm askerlerinin kurtulduğu
bildirilmiĢtir.
TARİHÇE
Bu olaydan 300 yıl sonra
milattan önce 67 yılında,
Roma’lı general
Pompey’in askerleri
grayanotoksinle kontamine
olmuş balla kasten
zehirlenmiştir ve 3 Romalı
tabur (1440 asker)
düĢman birlikleri
tarafından bu
durumlarından
yararlanılarak
katledilmiĢtir.
TARĠHÇE
1896’da Kebler ABD’deki zehirlenme olgularını yayınlamıĢtır. Bu
yayında, Princeton ve New Jersey’de görülen sekiz adet zehirlenme
olgusu tanımlanmıĢtır.
Barton, deli bal zehirlenmesinin etkilerini rapor eden ilk
araĢtırmacıdır.
Barton, bulgularını ilk defa Amerikan Filozoflar Topluluğunda
1794’de sunmuĢ, 1802’de de bir çalıĢmasında bulgularını
yayınlamıĢtır.
Colema 1853’deki çalıĢmasında New Jersey’den 14, Branchville’den
23 hasta ile çalıĢmıĢtır.
Ek olarak 1891 yılında Plugge, Ericaceae familyasından birçok bitki
üzerinde çalıĢmalar yapmıĢ ve bunlardan andromedotoksini izole
etmiĢtir.
Ġlerleyen yıllarda andromedotoksin ve grayanotoksin aynı anlamda
kullanılmaktadır.
Familya: Ericaceae
Ericaceae zehirli bal
verdiği bilinen en önemli
familyalarından biridir.
Bu familya kuzey ve
güney yarımkürenin
ılıman bölgelerinde
yayılmıĢ yaklaĢık 128
cins ile temsil edilir.
Çalı ya da ağaç Ģeklinde,
nadiren otsu halde
bulunan bitkilerdir.
Rhodendron spp.
Rhododendron caucasicum
Ormangülü, fundagiller (Ericaceae) familyasından Rhododendron
spp. cinsinin 800 kadar türünü içeren çiçekli bitkilerin ortak adıdır.
Çok değiĢik çiçek ve yaprak yapılarına sahip olan ormangülleri
herdem yeĢil olabildikleri gibi yaprak da dökebilirler.
Rhododendron spp.
Yapraklar spiral konumlu,
herdem yeĢil veya yaprak
döken bitkilerdir.
Yapraklar bütün veya
diĢlidir.
Korolla kampanulat ve
bazen zigomorfiktir.
Ovaryum 6-8 (5-9)
locular, stigma kapitat
Meyva septisidal kapsül,
tohumlar kanatlıdır.
Rhododendron austrinum korollası
Cins: Rhodendron spp.
Rhodendron barbatum
Rhododendron ismi
Yunanca’dan türemiĢtir.
Rhodos (gül), dendron (ağaç)
anlamındadır.
Myanmar, Assam, Nepal, Çin
ve Tibeti kaplayan alanda 700
farklı türü bulunmaktadır.
YaklaĢık 300 türü Yeni Gine’de;
çoğu Japonya’da; diğerleri
Çinhindi’den Endonezya’ya ve
Filipinler’e kadar yayılıĢ
gösterir.
Küçük bir kısmı ise Avrupa ve
Kuzey Amerika’da bulunur.
YAYILIġI
Rhododendron spp.
Rhododendron türlerinin
habitatları, dağ ormanlarından,
4000 m yüksekliğindeki dağlık
alanlara kadar geniĢ bir
yayılım göstermektedir.
Türler genellikle düĢük ya da
orta boylu çalılardır.
Yüksek bölgelerde yaĢayan,
ince gövdeleri ile sürünücü
bodur bazı türleri
bulunmaktadır.
En kısa boylu tür 10-20 cm’dir.
R. arboreum ise en uzun tür
olup, boyunun 50 metreyi bile
aĢtığı tespit edilebilmiĢtir.
R. arboreum
Rhododendron spp.
Ormangülleri nem
oranı
yüksek,organik
madde bakımından
zengin, derin ve iyi
drenaja sahip olan
asidik topraklarda iyi
geliĢim
göstermektedir.
Rhododendron spp.
TÜRKĠYE’DEKĠ YAYILIġI
Ormangülleri
(Rhododendron) batıdan
doğuya doğru artan bir
yoğunlukla, Karadeniz
sahilindeki ormanlarda ya
da ormanlar arasındaki
açıklıklarda yetiĢmektedir.
Halk dilinde Ağu veya
Komar adıyla bilinen
Ormangülü çok geniĢ
alana yayılmıĢ bir bitki
cinsidir.
TÜRKĠYE’DEKĠ YAYILIġI
Ormangüllerinin yatay yöndeki
dağılıĢ alanları dıĢında, dikey
yöndeki dağılıĢ alanları da son
derece geniĢtir.
Ormangülleri deniz seviyesine
yakın alanlarda yayılıĢ
gösterebildikleri gibi, deniz
seviyesinden 5000 metrelik
yüksekliklere kadar
eriĢebilmektedir.
Türkiye’de Rhododendron
türleri denizden 2500 (3100) m
yükseklikte yetiĢmektedir.
Rhododendron ponticum
Rhododendron spp.
Rhododendron türleri
dünya çapında bahçe
bitkisi olarak
kullanılmaktadır.
BeĢ Rhododendron türü
ve 12 takson doğal olarak
Türkiye’de özellikle
Karadeniz Bölgesi’nde
yetiĢmektedir.
Bunlardan R. smirnovii
endemiktir .
Rhododendron smirnovii
Rhododendron smirnovii (Pembe
çiçekli ormangülü)
Rize, Artvin
Rhododendron smirnovii (Pembe
çiçekli ormangülü)
Rhododendron caucasicum
(Kafkas ormangülü)
Rize, Trabzon, Artvin
Rhododendron caucasicum
(Kafkas ormangülü)
Rhododendron ungernii (Beyaz
çiçekli ormangülü)
Artvin
Rhododendron ungernii (Beyaz
çiçekli ormangülü)
Türkiye’deki Melez Rhododendron
spp.
Toksik Rhodendron spp.
Türkiye’de sık görülen
toksik Rhododendronlar;
R. luteum ve R. ponticum’
dur.
Mor çiçekli
(Rhododendron
ponticum) ve sarı çiçekli
(Rhododendron luteum)
Türkiye’nin kuzeyinde
tehlikeli odunsu otlar
haline gelmiĢtir.
Rhododendron luteum
Rhododendron ponticum
Toksik Rhododendron spp.
Rhododendron ponticum
Bu türler, siyah zehir ve
sarı zehir olarak
bilinmektedir.
Kuzey Karadeniz sahil
kıyısı boyunca uzanan
dağlarda bulunan bu iki
Rhododendron türünün
çiçekleri grayanotoksin
içerdikleri için, bu
çiçeklerden üretilen ballar
toksik etki
taĢıyabilmektedirler.
Rhododendron ponticum
R. ponticum herdem yeĢil, mor
çiçekli Karadeniz Bölgesi’nde
invaziv olarak geliĢen
bitkilerdendir, yanı sıra pek çok
Akdeniz ülkesinde ve Britanya
adalarında orman yaĢamını
tehdit etmektedir.
R. ponticum’ un toksin miktarı
yüksektir.
Fakat R. ponticum Kuzey
Anadolu’da romatizmal ya da
diĢ ağrısı, yaygın soğuk
algınlığı ve ödem tedavisinde
dahili ve harici analjezik olarak
kullanılır .
Rhododendron ponticum
• Ormangüllerinden en yaygın olanı mor çiçekli ormangülü
(R. ponticum)’dur.
• Mor çiçekli ormangülü batıda Istanca dağlarının
kuzey yamaçlarından, doğuda Hopa’ya kadar oldukça
geniĢ bir yayılıĢ sahasına sahiptir.
Rhododendron ponticum
Baharda açan ve uzun süre bu
çiçekli durumunu koruyan,iyi
yetiĢme ortamlarında 8-10
metreye kadar ulaĢabilen bir
çalı ya da küçük ağaç türü
olarak tanım lanır.
12-15 cm uzunluğundaki
yaprakları parlak yeĢildir.
Morumsu pembe çiçeklerin 520 tanesi bir aradadır .
Doğal rezerv alanlarının asli
türlerinin yaĢam alanlarını
kaybetmesi nedeniyle R.
ponticum’la mücadele
edilmektedir.
Rhododendron luteum
Halk arasında“eğriçiçeği”,“çifin”
ya da “sarı ağu” gibi isimlerle
de bilinen, bilinen R. luteum,
Türkiye’de yayılıĢı bilinen
diğer
ormangülü türlerinden farklı
olarak, kıĢın yapraklarını
döken bir çalı türüdür.
YaklaĢık 4 metreye kadar
boylanabilir ve sarı renkteki
çiçeklerinin 5-15 tanesi
sürgün ucunda bir arada
bulunur.
Rhododendron luteum
Dikey yöndeki yayılıĢ
alanı 400-2000
metreler arasında
değiĢen
R. luteum, ağaç
sınırına yakın
alanlara nadiren
eriĢen bir
ormangülüdür
Rhododendron luteum
Karadeniz bölgesindeki yayılıĢ alanı
oldukça geniĢ olan sarı çiçekli ormangülü, batıya
doğru Balıkesir ve Çanakkale çevresine
kadar sokulur.
Diğer Toksik Ericaceae’ler
Rhododendronun diğer türleri
ve Rhododendronun dahil
olduğu Ericaceae familyasının
diğer üyeleri toksin üretebilir
fakat çoğunlukla hastalık
oluĢturmazlar.
Amerika’nın batısındaki toksik
rhododendronlar batı açelyası
(R. occidentale), Kaliforniya
gülü (R. macrophyllum) ve R.
albiflorum’dur.
Kuzey Amerika’nın doğusunda
dağ defnesi (Kalmia latifolia)
ve koyun defnesi (Kalmia
angustifolia) de grayanotoksin
icerirler.
Kalmia latifolia
KARADENĠZ BÖLGESĠNDE
ARICILIK
Arıcılık, ülkemiz Doğu
Karadeniz Bölgesi’nde yöre
halkı arasında yaygın olarak
yapılan bir iĢtir.
Geleneksel üretim yönteminde
kullanılan Kafkas arıları
sadece 5 km 2’lik bir alanda
uçabilirler.
Bu nedenle, burada üretilen
her bal sadece vadi florasına
ait bitki kaynaklıdır.
Rhododendronlar uzun
yaĢayan bitkiler olduğundan,
arıcılar hangi balın toksik
madde içerdiğini bilmektedir .
BALIN ÖZELLĠĞĠ
Zehirli bal kahverengi renkte ve geç kristallenme
özelliğine sahiptir.
Kaynatılırsa ve uzun süre bekletilirse toksisitesi
kaybolur.
Bu nedenle zehirlenmeler taze balla ortaya
çıkmaktadır.
Rhododendron balı Karadeniz Bölge’sinde
tüketiciler tarafından medikal amaçlar için
kullanıldığından dolayı, yüksek fiyatlarda
pazarlanmaktadır.
BALIN ÖZELLĠĞĠ
Silici ve arkadaĢları 12 Rhododendron
balını analiz etmiĢler ve Rhododendron
ballarının çiçek balından daha fazla
oranda Cu, Co, Cr, Ni, Se, Zn, Ca, ve Mg
içerdiğini tespit etmiĢlerdir.
Bu kompozisyonun Rhododendron balını
karakterize edebileceğini bildirmiĢlerdir.
BALIN ÖZELLĠĞĠ
Halk arasında bu tür
balların sütle
kaynatılıp köpüğü
alınmak suretiyle
zehirsiz hale geleceği
yaygın bir inanıĢtır .
Bu bal ülkemizde,
halk arasında deli bal,
tutar bal veya acı bal
olarak bilinir.
ALTERNATĠF TIPTA KULLANIMI
Deli bal mide ağrıları, bağırsak bozuklukları ve
hipertansiyon tedavisinde alternatif tıpta
Karadeniz Bölgesinde kullanılmaktadır.
Aynı zamanda cinsel uyarıcı olduğu da
bilinmektedir.
Deli bal Doğu Anadolu’da diabet mellitus’un
geleneksel tedavisinde kullanılmaktadır.
Diyabetik insanların kan Ģekerleri düĢtüğünde bu
balı kullanması tavsiye edilmektedir.
Ġnsanlara zararlı bal kaynakları (Adler, 2000)
Agauria spp.
Andromeda spp.
Adromeda polifolia
Rhododendron flavum
Paullinia australis
Azalea pontica
Kalmia latifolia
GRAYANOTOKSĠN NEDĠR?
Kan et al., 1994
GRAYANOTOKSĠN NEDĠR?
Grayanotoksin bir diterpen olup, azotsuz
polihidroksil siklik hidrokarbonlardan
oluĢur .
Grayanatoksinin 18 formu bulunmaktadır.
Grayanotoksin I-IV gibi grayanotoksinler
azot içermeyen siklik hidrokarbonların
polihidroksillenmiĢ toksik diterpenlerin tek
sınıfıdır.
GRAYANOTOKSĠN NEDĠR?
Balda bulunan grayanotoksinler
Rhododendronların nektarından
üretilmektedir .
Grayanotoksinler bitki türlerine bağlı
olarak değiĢmektedirler.
GRAYANOTOKSĠN
Grayanotoksinler,
Ericaceae familyası
üyelerinden
Rhododendron
genusuna ait bazı
bitkilerin
yapraklarında,
çiçeklerinde, nektar
ve poleninde
görülebilir.
Rhododendron ponticum
GRAYANOTOKSĠN
Rhododendronda ana toksik izomer
grayanotoksin III olmasına rağmen,
grayanotoksin I ve grayanotoksin II az
miktarlarda bulunmaktadır.
GI toksik olmasına karĢın ve GII daha az
toksiktir.
Rhododendronların diğer varyeteleri, Azaleas ve
Ericaceae’nin üyeleri aynı zamanda bu toksinleri
içermektedir (örneğin Kalmia spp.).
GRAYANOTOKSĠN
Grayanotoksinler genellikle metanol veya
kloroform ile izole edilirler fakat bu
çözücülerin bir kısmı da çözülür.
Bu nedenle kristalleĢtirilmeden ya da
detaylı analiz edilmeden önce saflaĢtırılma
iĢlemi gerekmektedir.
Grayanotoksinin kristal iğneleri 228-229
°C’de erimektedir.
GRAYANOTOKSĠN ĠZOLE
YÖNTEMLERĠ
Grayanotoksinler, doğal olarak bulunan terpenleri ayırma
yöntemleri ile izole edilebilirler.
Toksinler kağıt elektroforezi ya da ince tabaka
kromatografisi ile ayrıĢtırılmıĢtır.
Grayanotoksinler Rhododendron örneklerinde gaz
kromatografi (GC) kullanılarak tespit edilmiĢtir.
Grayanotoksinler, sıcaklığa ve düĢük buhar basıcına
duyarlıdırlar, bu nedenle GC analizinden önce
türevlendirmek gerekmektedir.
Aynı zamanda, biyolojik örneklerdeki toksinler liquidchromatography–mass spectrometry/mass spectrometry
(LC–MS/MS) ile tayin edilebilmektedir.
GRAYANOTOKSĠN
Grayanotoksinler, hücre zarlarında sodyum
kanallarını bloke ederek aksiyon potansiyelinin
iletimine zarar veren nörotoksinlerdir .
Grayanotoksinler sodyumun geçirgenliğini artırır
ve kalsiyumun hücre içine giriĢini kolaylaĢtırır.
Uyarılabilir hücreler (sinir ve kas) depolarize
durumda kalırlar.
GRAYANOTOKSĠN
ZEHĠRLENME BELĠRTĠLERĠ
Ġskelet, kalp kası sinirler ve merkezi sinir
sisteminin tüm tepkileri membran etkileri
ile ilgilidir .
Bal zehirlenmesinin toksik etkileri nadiren
ölümcüldür ve genellikle 24 saatten fazla
sürmez .
ZEHĠRLENME BELĠRTĠLERĠ
Yılmaz ve ark. 5 ve 30 gr arası balın
zehirlenmeye neden olduğunu bildirmiĢtir.
Genellikle, zehirlenme Ģiddeti tüketilen bal
miktarına bağlıdır.
Tüketilen grayanotoksin miktarı olaydan olaya
önemli farklılıklar göstermektedir.
Grayanotoksin hızla metabolize olduğundan ve
vücuttan atıldığından, hastalar genellikle 2-9
saat içerisinde kendilerine gelirler ve iyi
hissederler, kalp hızları ve kan basınçları
normale döner.
ZEHĠRLENME BELĠRTĠLERĠ
Deli bal zehirlenme semptomları dozla alakalıdır.
Hafif formda, baĢ dönmesi, halsizlik aĢırı
terleme, kusma gözlenir ve yakın takip yeterlidir.
Ancak çeĢitli zehirlenmelerde, intravenöz olarak
tedavi edilebilen tam kalp bloğu gibi hayatı tehdit
edici zehirlenmeler de bulunmaktadır .
Zehirlenme semptomları, doza bağımlı latent
periyodu birkaç dakikadan, iki ya da daha fazla
saatte görülür .
HAYVANLARDA RHODODENDRON
ZEHĠRLENMELERĠ
Toksik maddeyi taĢıyan Rhododendron ailesi üyelerinde
bitkinin tüm parçaları toksiktir.
Rhododendron nektarı, çiçekler ve yapraklarda insan için
toksik olmakla beraber, zehirlenme çoğunlukla
grayanotoksin ile kontamine balın yenmesiyle ortaya
çıkar.
Bitkinin yapraklarını yiyen geviĢ getiren çiftlik
hayvanlarında ve kuĢlarda da toksik etkiler gözlenmiĢtir.
Bu nedenle bu bitkinin kuzu katili, dana katili gibi yerel
isimleri de mevcuttur.
Rhododendron zehirlenmesinin hayvanlarda klinik
bulgusu, gastrointestinal sistem irritasyonu, kardiyak
aritmiler ve nörolojik belirtilerdir.
HAYVANLARDA RHODODENDRON
ZEHĠRLENMELERĠ
Hayvancılıkta, özellikle bu türlerin genç
yapraklarıyla beslenen keçi ve koyunlarda ciddi
Rhododendron zehirlenmeleri yaygındır.
Puschner, 2001 yılında Güney Karolina zoolojik
parkında üç keçide R. idica yenmesine bağlı
intoksikasyon bildirmiĢtir.
Hayvanların idrar ve feçeslerinde
spektrofotometri yöntemiyle grayanotoksin
varlığını saptamıĢ ve semptomatik tedaviyle
keçilerin iyileĢtiğini bildirilmiĢtir.
Hastalığın TeĢhisi
Balda çiçek poleni
aranması bir metoddur.
SulandırılmıĢ 10 g bal
tüpe konarak santrifüj
edilir.
Üstte kalan ballı kısım
dökülür, çöküntüden lama
yayma yapılarak
mikroskopta
Rhododendron polenleri
aranır .
Rhododendron spp. poleni
Hastalığın TeĢhisi
Kimyasal muayenede ise bal önce kloroform ile
ekstre edilir, kloroform ekstratının
uçurulmasından sonra sarı-pembe renkli bir artık
kalır.
Bir miktar asit eklenerek ısıtılır.
Eğer bal zehirli ise koyu renk oluĢur ve otuz
dakika içinde koyu kahverengine dönüĢür.
Analiz yapılan bal nontoksik ise oluĢan renk,
sarı-kahverengidir.
OLGULAR
Günümüzde bal zehirlenmesine ait dokümante
edilmiĢ olgu sayısı sınırlıdır.
1991 yılında Onat ve arkadaĢları,iki olgu; 1992
yılında Geraulanos ve arkadaĢları, sekiz olgu;
1993 yılında Sütlüpınar ve arkadaĢları, onbir
olgu; 1996 yılında von Malottki ve arkadaĢları,
bir olgu bildirmiĢlerdir
Ancak ülkemizde, bal zehirlenmesi nedeniyle
baĢvuruların yayınlanandan çok daha fazla
olduğu düĢünülmektedir.
Zehirli bala bağlı aritmi bildirilen 12
çalıĢmadaki olguların özeti
Deli bal zehirlenmesi vakası tedavi edilmezse,
ölüme neden olabilmektedir, ancak 1983’de deli
bal zehirlenmesinin tıbbi tanımı yapıldığından
beri, ölümcül bir vaka yayınlanmamıĢtır .
Buna rağmen ciddi kardiovasküler ve respiratuar
etkilerinden dolayı grayanotoksin zehirlenmesi
önem arz etmektedir.
Son zamanlarda, vakaların büyük çoğunluğu
Türkiye’den bildirilmiĢtir .
KAYNAKÇA
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Adler, L.S., 2000. The ecological significance of toxic nectar. Oikos 91, 409–420
Çağlı E.K., Tüfekçioğlu O., ġen N., Aras D., Topaloğlu, S., BaĢar N., Pehlivan S., Atrioventricular Block Induced by
Mad-Honey Intoxication, Tex Heart Inst J 2009;36(4):342-4.
Çalangu S. Acil Dahiliye. Ġstanbul: Güzel Sanatlar Matbaası, 1995:613.
Demircan A.,KeleĢ A., Bildik F., Aygencel G., Doğan Ö.N., Gomez F.H., Mad Honey Sex: Therapeutic
Misadventures From an Ancient Biological Weapon, Toxicology, Brief Research Report, Vol 54, No:6, 2009
Ergun, K., Tufekcioglu, O., Aras, D., Korkmaz, S., Pehlivan, S., 2005. A rare cause of atrioventricular block: mad
honey intoxication. Int. J. Cardiol. 99, 347–348.
Gündüz A., Tatlı Ö., Türedi S., Mad honey poisoning from the past to the present, Türkiye Acil Tıp Dergisi, 8-1, 4649, 2008.
Gunduz A, Bostan H, Turedi S, et.al. Wild flowers and mad honey.Wilderness Environ Med 2007;18:69-71
Holstege, D.M., Puschner, B., Le, T., 2001. Determination of grayanotoxins in biological samples by LC–MS/MS. J.
Agr. Food Chem. 49, 1648–1651.
Jordan, J., 2006. Research highlights from the literature. Clin. Auton. Res. 16, 198–201
Kan, T., Hosokawa, S., Nara, S., Oikawa, M., Ito, S., Matsuda, F., Shirahama, H., 1994. Total synthesis of ()Grayanotoxin III. J. Org. Chem. 59, 5532–5534
Karakaya A.E., Grayanotoxin Content of the Toxic Honey and Research on its Relation with the Rhodendron,J.
Fac. Pharm. , Ankara, 7.
Koca I, Koca AF. Poisoning by mad honey: a brief review.Food Chem Toxicol 2007;45(8):1315-8
Kurtoğlu S. Zehirlenmeler, TeĢhis ve Tedavi. Kayseri: Erciyes Ünv. Yayınları, No: 30, 1992:569-70.
Küçük, M., Kolaylı, S., Karaog˘lu, S., Ulusoy, E., Baltacı, C., Candan, F., 2007. Biological activities and chemical
composition of three honeys of different types from Anatolia. Food Chem. 100, 526–53
Leach DG. Ancient curse of the rhododendron. Am Horticulturist 1972;51:20-29
KAYNAKÇA
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Dilber, E., Kalyoncu, M., Yarıs, N., O¨ kten, A., 2002. A Case of mad honey poisoning presenting with convulsion:
intoxication instead of alternative therapy. Turk. J. Med. Sci. 32, 361–362.
Lampe KF. Rhododendrons, mountain laurel, and mad honey. JAMA 1988;259:2009.
Viccellio P. Systemic poisonous plant intoxication. Handbook of Medical Toxicology. Washington: Library of
Congress Cataloging, 1993:718.
White, J.W., Riethof, M.L., 1959. The composition of honey. III. Detection of acetylandromedol in toxic honeys.
Arch. Biochem Biophys. 79, 165–167.
Maejima H, Kinoshita E, Seyama I, Yamaoka K. Distinct sites regulatinggrayanotoxin binding and unbinding to
D4S6 of Na(v)1.4 sodium channel asrevealed by improved estimation of toxin sensitivity. J Biol Chem
2003;278:9464-71.
Matschullat, G., 1974. Rhododendron poisoning in sheep. Prakt. Tierarzt 55, 624–626.
Onat FY, Yegen BC, Lawrence R, Oktay A, Oktay S. Mad honey poisoning in man and rat. Rev Environ Health
1991; 9(1):3-9
Puschner B, Holstege DM, Lamberski N. Grayanotoksin poisoning in three goats. J Am Vet Med Assoc
2001;218:573-5.
Scott, P.M., Coldwell, B.B., Wiberg, G.S., 1971. Grayanotoxins. Occurrence and analysis in honey and a
comparison of toxicities in mice. Food Cosmet. Toxicol. 9, 179–184.
Sibel Silici , Ozgur Dogan Uluozlu , Mustafa Tuzen , M. Soylak , Assessment of trace element levels in
Rhododendron honeys of Black Sea Region, Turkey, Science Direct, 2008.
Stevens PF. Rhododendron L. In: Davis PF, editor. Flora of Turkey and theEast Aegean Islands. Edinburgh:
Edinburgh University Press; 1978. p. 90-4.
Tasdemir, D., Dönmez, A.A., C, Alis, I., Rüedi, P., 2004. Evaluation of biological activity of Turkish plants. Rapid
screening for the antimicrobial,antioxidant, and acetylcholinesterase inhibitory potential by TLC bioautographic
methods. Pharm. Biol. 42, 374–383.
Terzioğlu S, Merev N, Ans,in R. A study on Turkish Rhododendron L. (Ericaceae). Turk J Agric For. 2001;25:311–
317.
Wong, J., Youde, E., Dickinson, B., Hale, M., 2002. Report of the Rhododendron feasibility study. School of
Agricultural and Forest Sciences University of Wales, Bangor Bangor Gwynedd LL57 2UW UK, pp. 73.
TEġEKKÜR EDERĠM

Benzer belgeler

Evcil hayvanların terapötik yararları

Evcil hayvanların terapötik yararları Hayvan sahiplerinin, diğer insanlara göre stresli durumlarda daha düşük kan basıcına sahip oldukları Bir hayvanla oynamanın, seratonin ve dopamin seviyesini yükselterek sakinlik ve rahatlamaya yard...

Detaylı