Özet Kitabı - Uluslararası Yükseköğretim Sempozyumu

Transkript

Özet Kitabı - Uluslararası Yükseköğretim Sempozyumu
ÖNSÖZ
Değerli Katılımcılar,
Kamu ve Vakıf olmak üzere 180 civarındaki üniversiteden oluşan Yüksek Öğretim Sistemimiz hızla değişen ve gelişen küresel ölçekte kendisini değerlendirmek üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde ve Yüksek Öğretim Kurulumuzun nezaretinde ilk kez 2011 yılında İstanbul’da “UYK2011 Uluslararası Yüksek Öğretim Kongresi” düzenledi. Bu kongre vasıtasıyla Yüksek
Öğretim Sistemimiz yapısal, işleyiş, finansal, Bologna süreci vb. yeni eğitim vizyonu açısından
kapsamlı bir değerlendirme ortamı ve fırsatı bulmuş oldu. İlkini Yüksek Öğretim Kurulumuzun
gerçekleştirdiği bu ilk değerlendirme çalışmasını, daha sonra Üniversitelerimiz kendi ölçek ve
ikliminde hazırlayıp icra ettiği program ve etkinliklerle devam ettirmiş ve ettirmektedir.
Kuruluşu 2006 yılında dayanan genç Aksaray Üniversitesi olarak kolları sıvayıp, giriştiğimiz
“IHES2012 Uluslararası Yükseköğretim Sempozyumu” Yüksek Öğretim Kurulumuzun İstanbul’da
gerçekleştirdiği Kongreden sonra konu muhtevası ve işlenişi açısından en kapsamlı ve bir o kadar da renkli bir Yüksek Öğretim etkiliği olacaktır. Bu sempozyumda öne çıkardığımız ve büyük
ilgi gören ana temamız; öğrenci, öğretim elemanı ve yönetici olarak “Kadının Yükseköğretimdeki Yeri” başlığımız olmuştur. Bunun yanı sıra diğer konu başlıklarımıza olan ilgiyle Uluslararası
düzeyde katılımın olduğu sempozyuma, Avrupa Konseyinden (OECD ve UNESCO Eğitim Koordinatörleri), British Council Türkiye Koordinatörlüğünden, Avrupa ve ülkemizdeki üniversite rektörlerinden, sözlü bildiri ve dinleyici olarak katılımın ve yoğun ilginin olması bizleri ziyadesiyle
sevindirmiştir.
Başarılı ve sonuçları itibarıyla Türk Yüksek Öğretimine katkı bir sempozyum olmasını dileyerek, teşriflerinden ve ilgilerinden dolayı tüm katılımcılarımıza üniversitemiz ve icra heyetimiz
adına şükranlarımı sunarım.
Prof. Dr. Süleyman YILMAZ
Sempozyum Düzenleme Komitesi Başkanı
FOREWORD
Dear Participants,
In order to assess itself on a rapidly changing and evolving global scale, our Higher Education system, consisting of around 180 universities including the public and the foundation
universities, organized “UYK2011 International Congress on Higher Education” for the first time
in Istanbul in 2011, under the auspices of our President, and under the supervision of the Board
of Higher Education. Through this congress, the Higher Education system took the opportunity
to make a comprehensive assessment in terms of the new vision of education such as structural,
operational, and the Bologna process etc. Then, our universities have continued this first evaluation study which was carried out by the Board of Higher Education, with programs and activities
prepared and performed on their own scale , in their own ways.
Organized by us, as the young Aksaray University founded in 2006, “IHES2012 International Symposium on Higher Education” will be among the most comprehensive and colorful
higher education activities in terms of its content and processing, after the congress which was
held by the Board of Higher Education in Istanbul. In this symposium, “Women’s Place in Higher Education “ as a student, an administrator or a member of teaching staff , a theme we put
forward, has attracted the greatest interest. In addition , there has been great interest also in
other topics at an International level; and we are so pleased that Council of Europe (OECD and
UNESCO Education Coordinators) British Council Turkey, and rectors of the universities in Turkey
and Europe, are participating in the symposium as speakers or listeners.
I would like to express my sincere gratitude to all participants on behalf of our university,
and organizing committee, hoping that the symposium will be a successful one with contributing results for Turkish Higher Education.
Prof. Dr. Süleyman YILMAZ
Chairman of the Organizing Committee
TEŞEKKÜRLER
IHES2012 Uluslararası Yükseköğretim Sempozyumuna;
Fikri oluşumun başlangıç anından bu yana büyük destek ve motivasyon veren Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Mustafa ACAR’a, Sempozyuma işbirliği teklifimizi tereddütsüz
kabul eden üniversitelerimizin değerli Rektörlerine, Sempozyum altyapısında ve icrasında her
türlü desteğini esirgemeyen Aksaray Valiliğimize, Aksaray Belediye Başkanımıza, İlçe ve Belde
Belediye Başkanlarımıza, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Kültür Merkezi Müdürlüğümüze, Aksaray’ın Sivil Toplum Örgütlerimize, Aksaray’dan ve il dışından destek veren firmalarımıza, Sempozyumu onurlandıran ve davetimize icabet eden Kalkınma Bakanımız Sayın Cevdet Yılmaz,
YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Gökhan Çetinsaya, Aksaray Valimiz Sayın Selami Altınok, Aksaray
Milletvekillerimiz, TÜBİTAK Başkanımız Prof. Dr. Sayın Yücel Altunbaşak, Üniversite Rektörlerimiz
ve Aksaray İl Heyetimize, Sempozyumda görev alan Danışma ve Bilim Kurulu Üyelerimize, Sempozyuma sunumlarıyla katkı sağlayan çağrılı konuşmacı, moderatör, oturum başkanı ve sözlü
sunum yapan katılımcılarımıza, Sempozyuma renk katan müzik dinletisini sunan ve görsel eserleriyle katkı veren sanatçılarımıza, böylesine zor bir görevi üstlendiğimiz andan itibaren tüm
aşamada heyecanla yardımcı olan Yürütme Kurulu Üyelerimize, ve katılımlarından dolayı tüm
misafirlerimize teşekkürlerimizi sunarız…
ACKNOWLEDGEMENTS
I would like to extend my sincerest thanks and appreciation to;
Prof Dr. Mr. Mustafa Acar, Rector of Aksaray University, for his great support and encouragement since the time of the initial formation of the idea of IHES2012 International Symposium of
Higher Education, The Distinguished Rectors of our universities, who accepted our cooperation
offers without hesitation, Aksaray Municipal President, District and County Municipal Presidents,
Provincial Culture and Tourism Directorate with Cultural Center Directorate , Non-governmental
organizations of Aksaray, supporting companies in or out of the province of Aksaray, who have
supported all kinds of infrastructure and the performance of the symposium,Mr. Cevdet Yilmaz,
Minister of Development; Prof. Dr. Mr. Gökhan Çetinsaya, HEC Chairman ; Mr Selami Altınok,
Aksaray Governor; Aksaray Deputies; Mr. Yücel Altunbaşak, President of TÜBİTAK; Rectors of our
universities and Aksaray Province Delegation; who responded to our invitation and honored
us. Members of Scientific Commitee and Advisory Commitee taking part in the symposium,
Keynote speakers, moderators, chairpersons of the sessions, and oral presentation participants
contributing to the symposium with their presentations, Musicians and artists who adorned
the symposium with their music and visual works, Members of the organizing commitee who
helped with enthusiasm at all the stages from the moment we undertake such a difficult task, all
the guests for their participation.
ONUR HEYETI / HONOUR COMITTEE
Dr. Cevdet Yılmaz, Kalkınma Bakanı
Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK Başkanı
Prof. Dr. Mustafa Acar, Aksaray Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, TÜBİTAK Başkanı
DANIŞMA KURULU / ADVISORY COMITTEE
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Rector of The Islamic University of Rotterdam
Prof. Dr. H. Tahsin Fendoğlu, İstanbul Üniversitesi, RTÜK Üyesi,
Prof. Dr. Hakkı Gökbel, Selçuk Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. M. Zafer Gül, Marmara Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Metin Doğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Metin Toprak, İstanbul Üniversitesi, Rekabet Kurulu Üyesi
Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Sakarya Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ömer Demir, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü
Doç. Dr. Ömer Açıkgöz, MEB, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü
Yrd. Doç. Dr. Armağan Erdoğan, Rekabet Kurumu
Bülent Akarcalı, Parlamenter, Turizm Eski Bakan
Mehmet Emin Kortak, Uluslararası Üniversiteler Birliği Koordinatörü
BİLİM KURULU / SCIENTIFIC COMITTEE
Prof. Dr. Ahmet Battal, Turgut Özal Üniversitesi
Prof. Dr. Ahmet Hamdi Aydın, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Prof. Dr. Amirullah M. Mamedov, Bilkent Üniversitesi, NANOTAM
Prof. Dr. Aykut Gül, Osmaniye Korkutata Üniversitesi
Prof. Dr. Bahattin Adam, Mevlana Üniversitesi
Prof. Dr. Beytullah Afşin, Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Prof. Dr. Bünyamin Kaptanoğlu, Nigerian Turkish Nile University
Prof. Dr. Cevdet Meriç, Fatih Üniversitesi
Prof. Dr. Ertuğrul Taçgin, Marmara Üniversitesi
Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Düzce Üniversitesi
Prof. Dr. Gülfettin Çelik, İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Prof. Dr. Hasan Kaplan, Pamukkale Üniversitesi
Prof. Dr. Hasan Pekmezci, Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Hilmi Bahadır Akın, YÖK Denetleme Kurulu
Prof. Dr. İbrahim Bakırtaş, Aksaray Üniversitesi
Prof. Dr. İsmail Güvenç, Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Prof. Dr. Kadir Yıldız, Aksaray Üniversitesi
Prof. Dr. M. Hanifi Aslan, Gazikent Üniversitesi
Prof. Dr. Mahmut Doğru, Bitlis Eren Üniversitesi
Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet Karataş, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi
Prof. Dr. Musa Hakan Asyalı, Abdullah Gül Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa Safran, Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi
Prof. Dr. Nurettin Abut, Kocaeli Üniversitesi
Prof. Dr. Orhan Torkul, Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Osman Serindağ, Abdullah Gül Üniversitesi
Prof. Dr. Ömer Torlak, Karatay Üniversitesi
Prof. Dr. Ömer Varol, Aksaray Üniversitesi
Prof. Dr. Recep Bircan, Sinop Üniversitesi
Prof. Dr. Reşit Özkanca, Melikşah Üniversitesi
Prof. Dr. Sevgi Bayarı, Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Uğur Çevik, Karadeniz Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Doç. Dr. Ahmet Yıldız, TBMM Meclis Araştırma Merkezi Müdürü
Doç. Dr. Erşan Sever, Aksaray Üniversitesi
ORGANIZASYON HEYETI / ORGANIZING COMITTEE
Prof. Dr. Süleyman Yılmaz, Aksaray Üniversitesi (Başkan)
Doç. Dr. Naim Uzun, Aksaray Üniversitesi (Başkan Yardımcısı)
Yrd. Doç. Dr. Arzu Uysal, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Ayhan Erciyes, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Didem Kılıç, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Hacı Özışık, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Hatice Gedik, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Kamil Yıldırım, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kışoğlu, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Tuncay Tunç, Aksaray Üniversitesi
Öğr. Gör. Bilge Yıldıran, Aksaray Üniversitesi
Öğr. Gör. Emin İbili, Aksaray Üniversitesi
Öğr. Gör. Pınar Mıhçı, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Ali Kerim Öner, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Eda Yalçın, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Gülbahar Karabulut, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Hasan Mustan, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Hülya Ertaş, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Mehmet Özkaya, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Özlem Eryılmaz, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Raziye Nil Aksoy, Aksaray Üniversitesi
Remziye Açıkgöz, Aksaray Üniversitesi
Mahmut Açıkgöz, Aksaray Üniversitesi
Rukiye Ateş, Aksaray Üniversitesi
KATILIMCILAR / PARTICIPANTS
Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ, Islamitische Universiteit Roterdam
Prof. Dr. Ahmet BATTAL, Turgut Özal Üniversitesi
Prof. Dr. Ahmet Özer, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi
Prof. Dr. Amirullah M. MAMEDOV, Bilkent Üniversitesi
Prof. Dr. Bahattin ADAM, Mevlana Üniversitesi
Prof. Dr. Enar Tunç, Okan Üniversitesi
Prof. Dr. Fahri Yavuz, Atatürk Üniversitesi
Prof. Dr. Funda S. ŞERİFOĞLU, Düzce Üniversitesi
Prof. Dr. Gülfettin ÇELİK, İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Prof. Dr. Günhan ERDEM, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Prof. Dr. Hakkı GÖKBEL, Selçuk Üniversitesi
Prof. Dr. Hasan PEKMEZCİ, Hacettepe Üniversitesi
Prof. Dr. Hüseyin Gül, Süleyman Demirel Üniversitesi
Prof. Dr. İbrahim BEKTAŞ, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Prof. Dr. İlyas DOĞAN, Yüksek Öğretim Denetleme Kurulu
Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ, Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Prof. Dr. Mazhar BAĞLI, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Prof. Dr. Mahmut DOĞRU, Bitlis Eren Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet ALTINAY, Doğu Akdeniz Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa ACAR, Aksaray Üniversitesi
Prof. Dr. Mustafa Özcan, Rhode Island College
Prof. Dr. Mustafa SAFRAN, Gazi Üniversitesi
Prof. Dr. Muzaffer ELMAS, Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Nesrin ÖZSOY, Adnan Menderes Üniversitesi
Prof. Dr. Orhan TORKUL, Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Osman SERİNDAĞ, Abdullah Gül Üniversitesi
Prof. Dr. Öktem VARDAR, TED Üniversitesi
Prof. Dr. Ömer TORLAK, Karatay Üniversitesi
Prof. Dr. Payman Rezvani, İslamic Azad University
Prof. Dr. Piet KOMMERS, University of Twente, The Netharland
Prof. Dr. Waleed Ahmed, Arap Open University
Prof. Dr. Yusuf Ziya ERDİL, Muğla Üniversitesi
Prof. Dr. Zafer GÜL, Marmara Üniversitesi
Prof.Dr. İbrahim ÖZDEMİR, Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Prof.Dr. Zeynep Fidan KOÇAK, Muğla Üniversitesi
Doç. Dr. Abdurrahman BORAN, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN, Kocaeli Üniversitesi
Doç. Dr. Cemalettin İpek, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
Doç. Dr. Mustafa Zülküf ALTAN, Erciyes Üniversitesi
Doç. Dr. Nurdan KALAYCI, Gazi Üniversitesi
Doç. Dr. Nurdan KARASU GÖKÇE, Erciyes Üniversitesi
Doç.Dr. Hasan Kürşat GÜLEŞ, Selçuk Üniversitesi
Dr. Alev Elçi, Eastern Mediterranean University
Yrd. Doç. Dr. Aygül AYKUT, Erciyes Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Celal Gülşen, Fatih Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Esin ACAR, Adnan Menderes Universitesi
Yrd. Doç. Dr. Hatice YALÇIN, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. İsmail YILDIZ, Dicle Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. M. Emin ALTUNDEMİR, Sakarya Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mahmut BOZAN, Bartın Üniversitesi
Yrd. Doç. Metin ŞEN, Mersin Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Meltem YALIN UÇAR, Adnan Menderes Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mutlu UYGUN, Aksaray Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Müge ADNEN, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Reyhan DEMİR BAGATIR, Adnan Menderes Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Sami ACAR, Gazi Üniversitesi
Assoc. Prof. Dr. Shihab A. Hameed, IIUM University Malaysia
Assist. Prof. Dr. Armağan Erdoğan, Rekabet Kurumu
Assist. Prof. Dr. William PEACHY, Düzce Üniversitesi
Assist. Prof. Dr. Yusuf ŞEN, Düzce Üniversitesi
Öğr. Gör. Ahmet Yusuf CEVHER, Ardahan Üniversitesi
Öğr. Gör. Ayşegül ÇIVGIN, Uludağ Üniversitesi
Öğr. Gör. Celal KARACA, Aksaray Üniversitesi
Öğr. Gör. Emrah UYSAL, Mersin Üniversitesi
Öğr. Gör. Göksel ERDEM, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Öğr. Gör. Gülcan ŞENYUVALI, Mersin Üniversitesi
Öğr. Gör. Handan ÖZCAN, Ardahan Üniversitesi
Öğr. Gör. Mehmet BALCI, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi
Öğr. Gör. Ömür Hakan Kuzu, Selçuk Üniversitesi
Öğr. Gör. Sevgi Sezer, Uludağ Üniversitesi
Öğr. Gör. Şenol SANCAK, Giresun Üniversitesi
Lecturer Dr. Meltem ARAT, Dokuz Eylül University
Margaret Jack, British Council Turkey
Mustafa Şaban KESER, Aksaray İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Mutlu ÖNER, Abdullah Gül Üniversitesi
Res. Assist. Dr. Selim TÜZÜNTÜRK, Uludağ University
Uzman Murat DEBBAĞ, Bartın Üniversitesi
Arş. Gör. Didem DOĞAN, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Enes GÖK, University of Pittsburgh
Arş. Gör. Funda AYDIN GÜÇ, Giresun Üniversitesi
Arş. Gör. Hatice Altunok, Gazi Üniversitesi
Arş. Gör. Pınar MEMİŞ, Sakarya Üniversitesi
Arş. Gör. Sedef Canbazoğlu, Aksaray Üniversitesi
Arş. Gör. Ümit ÖZTÜRK, Uludağ Üniversitesi
Abdul Hannan WAHEED, Queenslan University of Technology
Aslı Sezgin, Osmaniye Korkutata Üniversitesi
Ayşegül Nihan Erol, Gazi Üniversitesi
Behçet ELBİSTANLIOĞLU, Manavgat Başarı Eğitim Vakfı
Damla MUŞTU, Anadolu Üniversitesi
DİNLEYİCİLER / LISTENERS
Prof. Dr. Galip AKHAN, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Prof. Dr. Hüsnü Salih GÜDER, Mustafa Kemal Üniversitesi
Prof. Dr. Murat BARKAN, Yaşar Üniversitesi
Prof. Dr. Recep BİRCAN, Sinop Üniversitesi
Prof. Dr. Rıdvan KARLUK, Anadalu Üniversitesi
Prof. Dr. Yurtsever SOYSAL, Mustafa Kemal Üniversitesi
Doç. Dr. Muharrem KESKİN, Mustafa Kemal Üniversitesi
Öğr. Gör. Işıl KIROĞLU, Ardahan Üniversitesi
Prof. Dr. D. Tayyar ŞEN, Toros Üniversitesi
Prof. Dr. Sait ÇELİK, Uşak Üniversitesi
Öğr. Gör. Tülay ATAY AVŞAR, Mustafa Kemal Üniversitesi
Arş. Gör. Mikail YALÇIN, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Nuriye PEACHY, Qassim University, Saudi Arabia
Osman TOPAN, Abdullah Gül Üniversitesi
Yavuz YILMAZOĞLU, Education Projects Manager, British Council Turkey
Abdullah Gül Üniversitesi
Bitlis Eren Üniversitesi
Düzce Üniversitesi
Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Karatay Üniversitesi
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi
Mardin Artuklu Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Melikşah Üniversitesi
Mevlana Üniversitesi
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Rotterdam İslam Üniversitesi
Sakarya Üniversitesi
Selçuk Üniversitesi
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Kamu Kurum ve
Kuruluşlar
Aksaray Valiliği
Aksaray İl Kültür Müdürlüğü
Belediyeler
Aksaray Belediyesi
Akçakent Belediyesi
Altınkaya Belediyesi
Ağaçören Belediyesi
Eskil Belediyesi
Güzelyurt Belediyesi
Gülağaç Belediyesi
Ortaköy Belediyesi
Acıpınar Belediyesi
Sivil Toplum
Örgütleri
Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası
Aksaray Ticaret Borsası
Aksaray MÜSİAD
Aksaray TÜMSİAD
Aksaray Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve
Kefalet Kooperatifi
Aksaray Girişimci İşadamları Derneği
Aksaray Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği
Aksaray Yüksek Öğrenim Vakfı
Firmalar
Sütaş – AKSARAY
Pegem Akademi Yayıncılık
Aksaray Birlik
UFO Network
EFOR AVM
İÇİNDEKİLER
SÖZLÜ SUNUM ÖZETLERİ
Davetli Konuşmacılar Key-Note Speakers
Margaret JACK .............................................................................................................................................................. 1
Securing A Prosperous Future Together: How Uk - Turkish Collaboration In Higher Education
Can Help Drive The Knowledge And Innovation Based Economies Both Desire
Margaret JACK .............................................................................................................................................................. 2
Learning In The Networked Society
Piet KOMMERS .............................................................................................................................................................. 3
The Role Of Higher Education For Muslim Communities In Europe
Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ ...................................................................................................................................... 5
Türkiye’de Vakıf Üniversitelerinin Rolü ve İşleyişi
Dr. Öktem VARDAR ...................................................................................................................................................... 6
Yüksek Öğretimde Üniversal Özerklik ve Hesap Verebilirlik
Prof. Dr. Serdar Bedli OMAY ....................................................................................................................................... 7
Çağrılı Konuşmalar
Invited Speakers
2547 Sayılı Yasa Çerçevesinde Türkiye’de Üniversitelerin Denetimi
Prof. Dr. İlyas DOĞAN ................................................................................................................................................10
New Dynamics And Trends In Higher Education
Prof. Dr. İbrahim ÖZDEMİR ......................................................................................................................................11
Dünya Üniversitesi Olma Yolunda: Dijital Öğrenme
Orhan TORKUL............................................................................................................................................................12
Yüksek Öğrenimin Temel Özellikleri Ve Problemleri: AB ve Türkiye
Prof. Dr. Amirullah M. MAMEDOV .........................................................................................................................13
Dünya Çapında Üniversitelerin Özellikleri
Prof. Dr. Hakkı GÖKBEL .............................................................................................................................................14
Yüksek Öğretimde Sanata/Sanat Alanına Bakış
Prof. Hasan PEKMEZCİ ..............................................................................................................................................15
Yükseköğretimde Öğretmen Yetiştirme
Prof. Dr. Mustafa SAFRAN ........................................................................................................................................16
Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması Hakkında Düşünceler
Prof. Dr. M. Zafer GÜL ................................................................................................................................................17
Yükseköğretimde Kadının Yeri
Prof. Dr. Funda SİVRİKAYA ŞERİFOĞLU..................................................................................................................19
Yükseköğretimde Öğrenci Ve Araştırma Odaklılıktan Ne Anlıyoruz?
Prof. Dr. Ömer TORLAK .............................................................................................................................................20
xvi
Bildiri Özetleri
Free Market, Budget And Competition: The Need For A Market-Oriented Restructuring In
The Universities
Prof. Dr. Mustafa ACAR .............................................................................................................................................21
Araştırma ve Eğitim - Öğretimde Süreklilik
Prof. Dr. Mahmut DOĞRU, Yrd. Doç. Dr. Tuncay SEVİNDİK .............................................................................22
Problems Of Foundation Unıversities And Their Solutions
Prof. Dr. Bahattin ADAM...........................................................................................................................................23
Üniversite Sanayi İşbirliğinin Önemi ve Örnek Uygulamalar
Reşit ÖZKANCA ...........................................................................................................................................................24
Mesleki Eğitimde Üniversite - Sanayi İşbirliği Sütaş Modeli
Prof. Dr. İbrahim AK ...................................................................................................................................................25
Sözlü Sunumlar Oral Presentations ...................................................................................................................27
T01-AB Ülkeleri ve Türkiye’de Yükseköğretim Yapılanması
Avrupa Yüksek Öğretim Alanı’nın Yeni Hedefleri, Küresel Eğilimler ve Türk Yükseköğretimi
Dr. Armağan ERDOĞAN ...........................................................................................................................................28
An Investigation Of The Vocational Training In European Council
Y. CELİK,M. BALCİ, A. PALALİ, H. SOY, H. ELDEM, A. ELDEM, Y. DİLAY.......................................................29
AB Sürecindeki 21. Yüzyıl Türkiyesinde Üniversitelerin İşlevleri ve Özellikleri Nasıl Olmalı?
Prof. Dr. Ahmet ÖZER ................................................................................................................................................30
The Common European Framework Of Reference For Languages (Cefr) And English
Language Teaching In Higher Education In Turkey
Assist. Prof. Dr. Yusuf ŞEN & Assist. Prof. Dr. William PEACHY ........................................................................31
Türkiye ve Avrupa Birliği Üniversitelerinin Özerklik Açısından Değerlendirilerek,
Üniversitelerimiz İçin Yeni Bir Yönetim Modeli Önerisi
Behçet ELBİSTANLIOĞLU, Günhan ERDEM..........................................................................................................32
Doktora Eğitimi İle İlgili Yaşanan Zorluklar ve Baş Etme Stratejileri: Bir Özel Durum Çalışması ...33
Türk Dili Ve Edebiyatı Lisans Programlarındaki Türk Dili Alan Derslerine İlişkin
Bir Profil Çalışması
Arş. Gör. Zeynep Medine ÖZMEN, Arş. Gör. Funda AYDIN GÜÇ .....................................................................34
Mesleki ve Teknik Eğitim Perspektifinden Meslek Yüksekokullarının Sorunları ve
Çözüm Önerileri
Öğr. Gör. Celal KARACA ............................................................................................................................................35
Türk ve Alman Üniversiteleri Hiyerarşik Ve Akademik Yapılarının Karşılaştırılması: Orman
Fakülteleri Örneği
Prof. Dr. İbrahim BEKTAŞ, Doç. Dr. Abdullah Emin AKAY, Doç. Dr. Hakan DOYGUN ................................36
İçindekiler xvii
T02-Yükseköğretim Ağında
Hareketlilik ve İstihdam
Akademisyenlerin Ders Yükü Sorunu ve Çözüm Önerileri
Arş. Gör. Didem DOĞAN ...........................................................................................................................................38
Raphael’onun “Atina Okulu” Tablosu Bağlamında Üniversite
Mazhar BAĞLI .............................................................................................................................................................39
T03-Yükseköğretim Felsefesi
İnsan Merkezli Üniversite ve Akademisyenin Yeni Üniversitedeki Yeri
Prof. Dr. Osman SERİNDAĞ......................................................................................................................................42
Future Plan For Improving Higher Education In Developing Countries
Shihab A. HAMEED ....................................................................................................................................................43
Yükseköğretimde Değişen İletişim Felsefesi: Yeni Medyada Yeni Üniversite
Uzm. Aslı SEZGİN, Prof.Dr. Aykut GÜL ...................................................................................................................44
Yüksek Sanat Öğretiminde Sosyal Bir Perspektif: Görsel Kültür Kuramı
Yrd. Doç. Dr. Aygül AYKUT ........................................................................................................................................45
Teacher Education Models
Asst. Prof. Dr. Meltem YALIN UCAR, Asst. Prof. Dr. Esin ACAR .........................................................................46
T04-Girişimci Eğitim, İnovasyon ve Ar-Ge Stratejileri
Field Qualifications: A Framework Suggestion
Dr.Metin TOPRAK, Dr. Armağan ERDOĞAN, Dr. Ömer AÇIKGÖZ ..................................................................48
Akademik Performans Artırımında Bilimsel Teşviklerin Önemi: Kilis 7 Aralık Üniversitesi
Örneği
Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ, Öğr. Gör. Mehmet ŞENTÜRK .....................................................................................49
A Gateway To Professıonal Development Of Faculty Members: Interrogating Beliefs
Alev ELÇİ, Hüseyin YARATAN....................................................................................................................................50
Eğitimde İnovasyonun Rolu ve Ar-Ge Köyleri Önerisi
Doç. Dr. C. Gazi UÇKUN, Öğr. Gör. Asiye YÜKSEL, Öğr. Gör. Barış DEMİR ....................................................51
Her Alanda Yeni Steve Jobs’lar Yaratmak İçin Girişimci Öğretim ve Girişimci Öğretim Üyeliği
Doç. Dr. Mustafa Zülküf ALTAN ..............................................................................................................................52
Educatıon And Democracy
Damla MUŞTU, Derya ŞAHİN, Sinem HIZLI .........................................................................................................53
Yeni Yükseköğretim Olgusunda Girişimci Üniversitelerin Yeri: Türkiye Örneği
Öğr. Gör. Sevgi SEZER................................................................................................................................................54
xviii Bildiri Özetleri
T05-Üniversite Toplum, Endüstri ve İş Dünyası İlişkileri
Role For Higher Education In Economic Development Efforts Through Dissemination Of
Knowledge
Prof. Dr. Fahri Yavuz...................................................................................................................................................56
Meslek Eğitiminin Yeniden Yapılandırılması İçin Bir Model Önerisi:
İşyerinde Yüksek Okul-Fakülte
Prof. Dr. Mustafa ÖZCAN..........................................................................................................................................57
The Effect Of Higher Education In Arab Societies – Arab Spring Case Study
Prof. Dr. Waleed K . Ahmed ALZAND .....................................................................................................................58
Üniversite-İlköğretim-Toplum İlişkine Örnek Bir Uygulama: Ab Comenius Projesi
Prof. Dr. Hamza KELEŞ, Yrd. Doç. Dr. Ayten KİRİŞ, Okt. A. Nihan EROL ........................................................59
21. Yüzyıl Üniversiteciliğinde Yeni Bir İmkan: Sosyopark
Prof.Dr. Gülfettin ÇELİK, Doç.Dr. Yaşar Bülbül ....................................................................................................60
T06-Ortaöğretimden Yükseköğretime Geçiş
Orta Öğretimden Yüksek Öğretime Geçişte Değerler Yönetimi
Yrd. Doç. Dr. Celal GÜLŞEN ......................................................................................................................................62
T07-Devlet ve Vakıf Üniversitelerinin İşleyişi
Vakıf Üniversitelerinde Personel Rejimi Nasıl Olmalı?
Prof. Dr. Ahmet BATTAL ............................................................................................................................................64
Devlet ve Özel Üniversitelerde Öğrenci Kulüplerinin İşleyişi
Uzm. Yusuf DUMAN, Mutlu ÖNER, Doğan DOĞAN, F. Sevinç GÜMÜŞSOY ................................................65
Vakıf Üniversiteleri: Eğitim Kurumu Mu? Ticari Şirket Mi?
Yrd. Doç. Dr. Naim DENİZ .........................................................................................................................................66
T08-Kültürel Çeşitlilik ve Küresel Sorumluluk
Sustainable Intercultural Competence Acquisition In Transnational Placements
Prof. Dr. Yusuf Ziya ERDİL, Prof. Dr. Gabriele ABERMANN, Rosalyn EDER ...................................................68
Çok Kültürlü Ortamda Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Beslenme Alışkanlıklarının Araştırılması
Mutlu ÖNER, Mete Sipahioğlu, Uzm. Yusuf Duman, Okt. Fatih Yalçın, Melek Sönmez, Raziye Bayrak .......69
Kültürel Çeşitlilik ve Küresel Sorumluluk
Doç. Dr. Abdurrahman BORAN ..............................................................................................................................69
Aydınlanma Düşüncesi Işığında Küresel Sorumluluk ve Dünya Yurttaşlığı
Arş. Gör. Ümit ÖZTÜRK .............................................................................................................................................71
Kültürel Çeşitlilik Üzerine Felsefi Bir Çözümleme
Öğr. Gör. Ayşe Gül ÇIVGIN ........................................................................................................................................72
Role Of Unıversities In Promoting Dialogue Among People And Cultures In A Global
Environment
Prof. Dr. Hüseyin GÜL, Prof. Dr. Metin Lütfi BAYDAR, Prof. Dr. Songül Sallan GÜL....................................73
İçindekiler
xix
T09-Yükseköğretimde Yönetim,
Finansman ve Kalite Güvencesi
Yükseköğretimde Performans Değerlendirme ve Sürdürülebilir Kalite Yönetimi ............................76
Yükseköğretimde Paydaş Görüşlerinin Değerlendirilmesinde Öğrenci Odaklı Bir Yaklaşım:
Selçuk Üniversitesi Örneği
Prof. Dr. Hakkı GÖKBEL, Prof. Dr. Hasan Kürşat GÜLEŞ, Öğr. Gör. Ömür Hakan KUZU ...........................77
Üniversitelerde Bilgi Üretimi Yolları ve Çıkmazları: Akademik Ürün Olarak (Doğmamış) Projeler
Arş. Gör. Pınar MEMİŞ, Yrd. Doç. Dr. Umut Sanem ÇİTÇİ .................................................................................78
Defining Quality In Higher Education: A Conceptual Approach
Enes GÖK ......................................................................................................................................................................79
A Model To Improve Higher Education Using The Supply Chain Management Concept
Prof. Dr. Enar TUNÇ ....................................................................................................................................................80
Yönetim Bilimindeki Gelişmeler Bağlamında Eğitim Yönetimi ve Üniversitelerimiz
Doç. Dr. Cemalettin İPEK ..........................................................................................................................................81
Quality Assurance In Higher Education: Challenges For Small States
Abdul Hannan WAHEED ..........................................................................................................................................82
Üniversitelerde Bologna Süreci Bağlamında İç Kontrol Sistemi Uygulamaları
Yrd. Doç. Dr. İsmail YILDIZ .......................................................................................................................................83
Bedava Yükseköğretim Adil Yükseköğretim Midir?
İsmail TATLIOĞLU, Metin MERİÇ, Mehmet Emin ALTUNDEMİR .....................................................................84
Bologna Sürecinde Kalite Güvence Sistemi: KKTC Yükseköğretim Akreditasyon ve
Koordinasyon Kurulu’nun Çalışmaları
Prof. Dr. Hasan Ali BIÇAK, Prof. Dr. Mehmet ALTINAY .......................................................................................85
Service Quality Measurement In Higher Education: An Empirical Examınation Of
Undergraduate Students .......................................................................................................................................86
Üniversiteye Hazırlık Harcamaları ve Üniversite Harçları Hakkında Anket Çalışması Sonuçları
Ph. D. Selim TÜZÜNTÜRK .........................................................................................................................................87
Üniversite Öğrencilerinin Finansal Durumu
Prof. Dr. Ahmet AYPAY, Arş. Gör. Mikail YALÇIN, Arş. Gör. Ayşe DÖNMEZ ....................................................88
Üniversitede Kalite Güvencesi ve Eğitim - Öğretimde Kalite Çevrimi
Prof. Dr. Hasan KAPLAN............................................................................................................................................89
Yükseköğretimde Finansman Modelleri
Yrd.Doç.Dr. Naim DENİZ...........................................................................................................................................90
Yeni Bir Uzmanlık Alanı: Yükseköğretimin Yönetimi
Prof. Dr. Ahmet AYPAY ...............................................................................................................................................91
xx
Bildiri Özetleri
T10-Yükseköğretimde Teknoloji Kullanımı,
Dijital Öğrenme ve Yöntem Arayışı
From Trials And Tribulations To The Creation Of A Distance Education Centre At Muğla Sıtkı
Koçman University: A Managers’ View
Assist. Prof. Müge ADNAN, Prof. Dr. Yusuf Ziya ERDİL ......................................................................................94
Yükseköğretimde Fatih Projesi ve Dijital Öğrenmede Eğitim Bilişim Ağı
Mustafa Şaban KESER, Muharrem AKKOÇ..........................................................................................................95
Teknolojik Alt Yapının Akran Eğitimine Uygun Olarak Hazırlanmasının Yükseköğretimdeki
Başarıya Etkisi
Günhan ERDEM, Göksel ERDEM ............................................................................................................................96
Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarını Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisine Sahip Öğretmenler
Olarak Nasıl Yetiştirebiliriz?
Arş. Gör. Sedef Canbazoğlu Bilici, Doç.Dr. Havva YAMAK, Yrd. Doç.Dr. Nusret KAVAK ...........................97
The Use Of Ict To Improve The Productive And Receptive Skills Of Language Teaching In
The Higher Education Institutes
Lecturer Murat DEMİREKİN......................................................................................................................................98
The Effect Of Genre-Based Teaching Upon Efl Writing Achievement
Payman REZVANİ .......................................................................................................................................................99
Web Destekli Programlama Öğretiminde İşbirliğine Dayalı Öğrenmenin Öğrencilerin Derse
Karşı Tutumlarına Etkisini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma
Yrd.Doç. Dr. Sami ACAR, Arş.Gör. Dilek KAYMAK USLU ................................................................................. 100
Yenilikçi Bir Yaklaşımla Sosyal Medyanın Öğretmen Adaylarının Eğitimine Destek Amacıyla
Kullanılması
Begüm ÇUBUKÇUOĞLU, Alev ELÇİ...................................................................................................................... 101
İnternet Tabanlı Öğretim Elemanı ve Ders Değerlendirme Yöntemine İlişkin Öğrenci
Algılarının İncelenmesi
Doç. Dr. Nurdan KALAYCI, Uzm. Murat DEBBAĞ ............................................................................................ 102
Yüksek Öğrenimde Öğretim Elemanlarının Teknoloji Kullanımı
Mustafa Şaban KESER, Muharrem AKKOÇ....................................................................................................... 103
T11-Cinsiyet Açısından Yükseköğretimde
Kadının Yeri
Lisans Eğitimi Alan Öğrencilerin Kadın Akademisyenlerin Çalışma Yaşamındaki
Durumlarına Yönelik Algıları
Yrd. Doç. Dr. Hatice YALÇIN, Öğr. Gör. Murat DEMİREKİN ............................................................................ 106
Women In Stem Education: Factors Cultivating Stem Interest
Prof. Dr. Nesrin ÖZSOY, Dr Esin ACAR, Dr Alpaslan ŞAHİN, Tuğba ÖNER,
Prof. Dr. Zeynep Fidan KOÇAK ............................................................................................................................. 107
İçindekiler
xxi
Yükseköğretim Kurumlarındaki Kadın Çalışanların Kurumdaki İçsel Pazarlama
Uygulamalarına Ve Cinsiyet Ayrımcılığına Yönelik Algıları
Yrd.Doç.Dr. Mutlu UYGUN, Yrd.Doç.Dr. Sinan METE, Arş.Gör. Ebru GÜNER ............................................ 108
Transformatıon In Turkısh Hıgher Educatıon: Could Knowledge Economy Favor Gender
Equity In Academia?
Ayşe KIZILDAĞ .......................................................................................................................................................... 109
The Effect Of Motherhood On Career Of Female Academicians
Dr. Meltem ARAT...................................................................................................................................................... 110
Sanat Tarihi Araştırmalarında Sanatçı ve Eğitimci Olarak Kadının Yeri
Doç. Nurdan Karasu GÖKÇE................................................................................................................................. 111
Üniversitelerdeki Kadın Araştırma Merkezlerinin Nicel Ve Nitel Görünümü
Doç. Dr. Gonca Bayraktar DURGUN, Arş. Gör. Hatice ALTUNOK ................................................................ 112
Kadının Akademik Hayattaki Yeri
Yrd. Doç. Dr. Mahmut BOZAN, Arş.Gör. Leyla ÇÜRÜK, Öğr. Gör. Deniz ACARAY .................................... 113
Yüksek Öğretimde Kadına Uygulanan Cam Tavan Etkisi
Arş.Gör. Leyla ÇÜRÜK, Öğr. Gör. Deniz ACARAY, Arş.Gör. Leyla ÇÜRÜK, Öğr. Gör. Deniz ACARAY..... 114
DAVETLİ KONUŞMACILAR
KEY-NOTE SPEAKERS
2
Bildiri Özetleri
SECURING A PROSPEROUS FUTURE TOGETHER: HOW UK TURKISH COLLABORATION IN HIGHER EDUCATION CAN HELP
DRIVE THE KNOWLEDGE AND INNOVATION BASED ECONOMIES
BOTH DESIRE
Margaret Jack
British Council, Director Turkey, 06680, Ankara, Turkey
In England, the government recently set out some of its ambitions for Higher Education,
stating “We rightly value critical enquiry and the generation and preservation of knowledge; we
also recognise the value of entrepreneurialism, the practical application of research, and graduates who are not only well informed and educated, but are also well-rounded and employable”1.
Similarly, Turkey’s Ministry of Science, Industry and Technology has set out its ambition for Turkey to become “one of the ten most developed countries in the world with a competitive economy based on entrepreneurship, innovation, scientific development and technological production with high added value”2.
This paper briefly outlines major policy initiatives in the UK and Turkey and how important
these are to future economic growth. It stresses the importance of measures to bolster links
between higher education and industry, to strengthen innovation, to help ensure young people
have the skills industry needs to grow and to help inculcate the enterprising mindset to develop
industries of the future. It also stresses the importance of internationalisation, building co-operation with other countries in research and teaching to promote growth and international competitiveness and the imperative that academics, researchers and students have the necessary
skills to do that. Further, it outlines how the UK and Turkey are working together to address
these issues and highlights the British Council’s role in facilitating this.
Under the auspices of the wider Knowledge Partnership Initiative, the bilateral agreement
to promote co-operation in research and innovation, higher education, entrepreneurship and
investment between UK and Turkey, the paper concludes by providing solid examples of successful co-operation brought about through the British Council’s work and by asking what more
can be done to increase co-operation and develop yet stronger partnerships.
Keywords: Higher Education, UK, Higher Education – Industry Collaborations, Innovation Entrepreneurship, Knowledge Partnership, UK – Turkey Relations in Education
1
2
“Following up Wilson business university collaboration, next steps”, report, DBIS June 2012,
Ministry of Science Industry and Technology web-site
Bildiri Özetleri
3
LEARNING IN THE NETWORKED SOCIETY
Piet Kommers
University of Twente, The Netherlands
Social Media
Western cultures have relied heavily on institutional government the last two centuries.
Sociology recently made us aware that corporate autonomies need to be questioned and revisited; Kaplan, 2005). The notion of the Network Society offers new opportunities but threats as
well. Social Media have the recent reputation to make management models volatile en subject
to rather quick evolutions nowadays. One of the reasons is that communication patterns change
due to mediated communities like shown in marketing, education and health care; Eyrich, Padman & Sweetser). The other reason is that the new social media may help enterprises to conquer
a positive presence and reputation by means of networking platforms like Yelp and Foursquare.
This lecture provides you with the recent findings in social media effects and the way management can accommodate or even anticipate to it. The tools will be provided like network analysis
and sociometric representations.
Education and Shared Knowledge
This lecture demonstrates the new options for social dynamics between learners, differently from the traditional method called “collaborative learning” where students are encouraged
to learn together but still facing an individual assessment. The essential pivot for educational
reform is not so much the didactic or instructional design; it is the question whether we allow
learners to be sensitive to the agenda of those who already master the topic, or to become fundamentally open to one’s personal cognitive needs at that very moment. In terms of “learning
as an existential need” it is clear that learners have only a limited view on what is needed to
accommodate future demands.
Teachers at least can extrapolate the disciplines built before. In this sense there is not necessarily a polarity between instructivism and constructivism; both need each other. However
from a pedagogical perspective it is vital that the learner is seen as a person with a growing
awareness on the final goals in life, and should thus be taken seriously if it comes to the question: Who is the owner of the learning process? Beyond the paradigmatic issues this workshop
opens the question we expect mobility and virtuality to land in real learning settings soon?
Social media prompt youngsters need for “social presence” even when there is a lack of time
and even if there is a need for convergence in terms of attention and mental focus. In recent
projects we have observed how learners, teachers and parents struggled with the rather drastic
reorientation that mobile learning may trigger; Learners were quite happy with “learning by
heart”. It allows them to keep their mind in a most versatile position; no fixations to the limited
span of working memory. Learners typically choose dynamic situations with diverse modalities
and information channels: TV, telephone, books and …. Food. An easy way to label such situations is that learners want to keep their mind in an “everyday-life” condition. Instead of reducing
cognitive overload by limiting social “noise”, young learners tend to build upon routine mentality: watching many kind of social signs and keep free to express any kind of feelings as long as
possible. For many of the teachers it was much more the issue how to keep learners tightened to
the prescribed topic. Mobile phone were not seen as counterproductive to learning, as long as
they were programmed to narrow the learners’ attention and increase feedback for right/wrong
answers. Parents were typically concerned on maximizing the “time on task”; as they observed
their children often on the borderline of what they called “learning” versus “playing”, it was their
prime worry that the mobile phone would distract learners’ attention to functional strands like
MSN, twittering and Facebook. These tools were seen as “opposite” to learning, by the parents. In
this lecture and workshop we will open the examples given by recent projects and try to derive
the best rules of thumb on how to combine the alternative cognitive load theory and the more
4
Bildiri Özetleri
pragmatic tactics that teachers already have. The final goal is to formulate policy rules on how
to make both teachers and students more creative in finding out how social media help various
stages of learning best at various ages.
Learning at the Scale of ICT and International Endeavour
This lecture challenges both your memory and your imagination, by asking who of you
had estimated the web to become so vital? Interesting enough we also need to admit that as
now information access is that immense; Which direction do we take in order to make learning
even better and more efficient? Indeed, we hardly mention the long debates from the years ’70
and ’80 on student modeling, programmed instruction and mixed initiative dialogues. What are
the key discussions at the moment?
Fortunately the essence of PBL (Problem-based Learning) is back on the agenda: Working,
playing and learning at a distance. In order to mitigate skeptic feelings, we carefully mention
“serious” gaming in order to avoid connotations of “playing”.
Through openness for PBL we also meet an open mind for students’ problem solving and
creative design. Are authentic solutions by the student more welcome than the anticipated
once by the teacher? Have we squeezed out the juice of improvisation by the teacher as we now
have saturated curricula, tuned to the test to be expected?
TRIZ as materialized Altshuller’s Theory of Inventive Problem Solving is being (re)discovered by Secondary- and Higher Education to make students aware of how to remove built-in
contradictions
Teams for collaborative problem solving via synchronous media have been accepted recently when solutions by expert teams became even better when few novices became member
of such team
Social media so far have helped to articulate awareness on relational networks among students. The question now is if and how social media can help teachers to learn from each other
and build upon each other work and experience?
The question on if and how international student exchange is going to contribute to students’ learning attitude? So far we see that universities start having international campuses,
with only very tiny interactions between the international- and the local students. This is an
unsatisfactory situation, as it prevents the real synergy among guests and the local population.
This keynote lecture will highlight the new plans for a teacher Master Degree on the integration of ICT in didactic contexts. UNESCO’s IITE institute in Moscow is working out the plans for
such an extra degree in the hope that it will stimulate school leaders and national authorities to
reward extra efforts for innovation more vigorously.
Biographical Note
Piet Kommers specialized during his master degree in education in ICT for adapting to learners’ cognitive style and mental repertoire in the late 70ties. His PhD was in conceptual representations for navigating in hypertext systems. Since 1990 he specialized in 3D virtual reality and
surgical training. As editor of the International Journal of Continuous Engineering Education and
Life-Long Learning he has coordinated more than 12 special issues. He then started the International Journal of Web-based Communities. Since 2004 he became chairman of the IADIS conferences. As associate professor of the University of Twente he teaches Media for Communication and
Education. Since his work together with the Kiev UNESCO Institute for Educational Technology he
received the honorary professor title. His work now for International Student Exchange makes him
keen on educational policies and capacity building. His publications can be found here.
References
Kaplan, R. S. (2005). How the balanced scorecard complements the McKinsey 7-S Model. Strategy and Leadership, 33 (3), 41-46. DOI: 10.1108/10878570510594442
Eyrich, N., Padman, M. L. en Sweetser, K. D. (2008). PR practitioners’ use of social media tools and
communication technology. Public Relations Review 34, 412-414
Bildiri Özetleri
5
THE ROLE OF HIGHER EDUCATION FOR MUSLIM COMMUNITIES IN
EUROPE
Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ
Islamitische Universiteit Rotterdam, Bergsingel 135, 3037 GC Rotterdam
Since the last fifty years, immigrant Muslim minorities, along with other immigrant minority communities, have played a paramount role in the building up of the modern State Nations
of Europe. Muslims have been, particularly in recent years, associated with the label of the “Muslim minority”. Demographically, there are more than 20 million living in the Europe, and holding
the Western nationality as well. Members of the Muslim communities, in addition to their economic and social contributions, are participating, though in limited degrees, in the political life of
the hosting countries, through parliamentary membership. The presence of the Muslims and Islam in Europe is a not only a socio-demographic, but a historical fact as well. Muslims have been
allowed to establish their own mosques, foundations, and organizations. At a more concrete
level, the Higher Education has been more and more viewed as “a socio-intellectual necessity for
Muslims and non-Muslims in the Western society”. Through academic education and research,
the Higher Education can do something at contributing to the concretization of the following
anthological synthesis: “Live as a Muslim and as a responsible citizen of the Western society.”
To eradicate all misconceptions and misunderstandings about Islam and Muslims is Possible only via Higher Education. There is only one way for mutual understanding; that is education. Muslim Elite can be created only via Higher Education to eradicate all generalizations.
Keywords: Higher Education, Muslim minority, Accreditation
6
Bildiri Özetleri
TÜRKİYE’DE VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİN ROLÜ VE İŞLEYİŞİ
Dr. Öktem VARDAR
TED Üniversitesi, 06420, Çankaya, ANKARA
Dünyadaki ve Kuzey Amerika’daki kar amacı gütmeyen özel üniversitelerin konumu ve
bunların diğer iki büyük kategori olan devlet üniversiteleri ile kar amacı güden özel üniversiteler arasındaki farklılıları iyi irdelenmelidir. Vakıf Üniversitelerinin Türk Yükseköğrenim sistemine
çok önemli katkılar yapma potansiyeli vardır. Kapasite talebinin bir kısmını karşılaması yanında
sisteme getirdiği rekabet, dinamizm ve öğrenci tercihlerine duyarlılık çok daha çarpıcıdır. Ancak
genelde sistemin tek tip anlayışı vakıf üniversitelerine de sirayet etmiştir; çoğu vakıf üniversitesi devlet üniversiteleri gibi davranmakta, davranmaya çalışmaktadır. Çeşitliliği özendirmek her
şeyden daha acildir. Tabii bu farklılığı kontrol etmenin tasarımı beraberce yapılmalıdır. Şeffaflık
ve hesap verme mekanizmalarına işlerlik kazandırmak önceliklidir. Bunun için sadece yasal düzenleme yetmez, sosyal farkındalık- medya desteği sağlanmalıdır.
Ülkemizde yükseköğrenim sistemi genelde, ama vakıf üniversiteleri özellikle, kamuoyu
nezdinde bir güven ve beğeni eksikliği yaşamaktadır. Sadece diploma veren kuruluşlar olmaktan
kurtulmaları için ciddi reformlara ihtiyaç vardır. Geleneği ve karakteri ile uyumlu, kendine özgü
misyonu olan, iç kalite mekanizmaları yerleşik, değişen dünyanın tehdit ve fırsatlarını dikkate
alan ve öğrenen vakıf üniversiteleri Türkiye için bir şans olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Vakıf Üniversiteleri, Rekabet, Sosyal Farkındalık.
Bildiri Özetleri
7
YÜKSEK ÖĞRETİMDE ÜNİVERSAL ÖZERKLİK VE HESAP
VEREBİLİRLİK
Prof. Dr. Serdar Bedii OMAY
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü, Mardin - Türkiye
Yüksek öğretim, bir ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli bireylerin yetiştirilmesi, bilginin üretilmesi, yaygınlaştırılması ve ekonomiye dönüştürülmesinde önemli bir işleve sahiptir. Yüksek
öğretim kurumları, yerel ve toplumsal sorumlulukları yanında evrensel bir bakış açısına sahip
olmalıdır. Ancak, evrensel düzeyde söz sahibi olabilme önemli ölçüde özerk ve hesap verebilir
bir niteliğe sahip olma ile doğrudan ilişkilidir. Özellikle küreselleşme süreci ile birlikte oluşan katı
rekabet koşulları, iletişim ve bilişim alanındaki baş döndürücü gelişmeler ve bunun sonucunda
bilginin üretimi ve yayılmasında gerçekleşen artış daha dinamik ve şeffaf bir yükseköğretim talebini beraberinde getirmiştir. Üniversitelerin özerkliği genel anlamda ilgili kararların üniversitede
oluşturulan kurul ve komisyonlarca alındığı ve üniversite dışından herhangi bir kontrol mekanizmasının etkisinde kalınmadığı bir yönetim sürecini ifade eder. Genel çerçevede mali, idari ve
akademik özerklik olarak sınıflanan üniversite özerkliği evrensel düzeyde bilginin üretimi, aktarılması ve yayılması sürecini işlevsel kılan en önemli husustur. Bir diğer unsur ise özerkliği dengede tutarak sorumluluk almayı sağlayan hesap verebilirliktir. Hesap verebilirlik, üniversitelerin
sorumluluklarına dair ilgili birimlere, paydaşlara ve genel anlamda topluma karşı sorumluluk
duygusu içerisinde, yaptıkları çalışmaları iç ve dış aktörlerin değerlendirmelerine sunmayı içermektedir. Üniversiteler, bu ilkenin uygulanmasını mümkün kılacak bilgi üretme ve bilgi yayma
süreç ve yöntemlerini kurmak ve işletmekle yükümlüdür. Bu çalışmada üniversiteler açısından
özerklik ve hesap verebilirlik kavramları üzerinde durulmuş ve birbiriyle ilişkili olan söz konusu
kavramlar Türkiye yüksek öğretim sistemi bağlamında tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: üniversal özerklik, hesap verebilirlik, yüksek öğretim
ÇAĞRILI KONUŞMALAR
INVITED SPEAKERS
10
Bildiri Özetleri
2547 SAYILI YASA ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERİN
DENETİMİ
Prof. Dr. İlyas DOĞAN
Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanı
Türkiye’de bilgi üreten kurumlar durumundaki üniversiteler ile devlet yöneticileri arasında
her zaman bir etkileşim olmuştur. Bu etkileşim çoğu zaman hükmet siyasaları alanında yönetenler ile üniversite arasında bir gerilim ilişkisine de dönüşebilmiştir. Tarihsel hafızada bu gerilim
ilişkisini somutlaştıran çok sayıda örnek olay mevcuttur.
Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde medrese ve üniversitenin son derece önemli bir iktidar alanı/aracı olarak görülmesi siyasal hayatımızda üniversitelere daha farklı bir bakış açısından
yaklaşılmasına yol açmıştır. Bu farklı bakış açısı üniversitelerin daha sıkı kontrol edilmesi, sürekli
gözetim altında tutulması gereken kurumlar gibi görülmesine yol açmıştır.
2547 Sayılı Yasa da iktidarın üniversiteleri sürekli kontrol altında tutma politikasını somut
olarak yansıtmaktadır. Ancak yeni bir yasal düzenleme yapmanın gündemde olduğu bir ortamda konu sadece üniversitenin daha özerk hale getirilmesi ile sınırlı bir şekilde ele alınmamalıdır.
Konuyu aynı zamanda akademik kalite, verimlilik ve akademisyenlerin daha özgür bir şekilde
bilime katkı sağlamalarına imkan verecek bir ortamın sağlanması boyutları ile de iredelemek
gerekir. Böyle bir yaklaşım doğal olarak üniversitelerin bilime katkıları, toplumsal alana yaptıkları
katkıların gözlemlenmesi ve değerlendirilmesini gerektirir. Böylece üniversitelerin insan kaynaklarının niteliğine yaptığı olumlu katkının daha yakından izlenmesine olanak verecektir.
2547 sayılı yasada yer alan aşırı buyurgan modelin alternatiflerini düşünürken bu yasanın
uygulanması sırasında edinilen olumlu/olumsuz deneyimlerin ve söz konusu yasadan daha
önce başlayan üniversitelerin denetimi mantığının sorgulanması, daha iyi bir gelecek için olumlu kazanımlar sağlayacaktır.
Bildiri Özetleri
11
NEW DYNAMICS AND TRENDS IN HIGHER EDUCATION
Prof. Dr. İbrahim ÖZDEMİR
Rector, Hasan Kalyoncu University, [email protected]
This paper will focus on the New Dynamics and Trends in Global Higher Education and will
manly rely on findings of UNESCO’s “2009 The World Conference on Higher Education” which held
at UNESCO headquarters in Paris on the theme of“The New Dynamics of Higher Education”.
The conference identified important and emerging trends in Higher Education in the
world. Therefore, I will discuss the findings of the conference and compare and contrast it with
the other relevant studies.
During four days conference, which I participated in person to the discussions, many new
trends and issues in higher education identified and underlined. However, I shall focus on just
eight major dynamics and trends in Higher Education.
12
Bildiri Özetleri
DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMA YOLUNDA: DİJİTAL ÖĞRENME
Orhan TORKUL
Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü,
Esentepe Kampüs, 54100 Serdivan/SAKARYA
Hızla değişen çağımızda teknolojik gelişmeler sayesinde bilginin paylaşımı ve saklanması
“dijital” hale dönüşmüştür. Bu dönüşüm eğitim materyallerinin hazırlanması, sunulması ve paylaşımından eğitim verme yöntemlerine kadar farklı alanlarda kendini göstermektedir. Uzaktan
eğitim faaliyetlerinde dijital eğitim materyallerin kullanılmasıyla özellikle yükseköğrenim kurumlarında çeşitli seviyelerde çeşitli modeller ortaya çıkmıştır. Dünyada ve ülkemizde üniversitelerin ön lisans, lisans ve lisansüstü programlarında dijital çağa uyum her geçen gün artmaktadır.
Bu çalışmada dünyadaki ve Türkiye’deki belirli üniversitelerde uzaktan eğitim ve e – öğrenmenin
geçmiş ve günümüzdeki durumu analiz edilmiş özellikle gelecekteki uzaktan öğretimve e–öğrenme eğilimi tartışılmıştır.
Bütün dünya nitelikli bilgiye erişimde bütünleşmeye gitmektedir. Bu yarışa ayak uyduramayanlar sanayi devrimini yakalayamayanlar gibi bu yarışta geri kalacaklardır. Bu durum akıllara
“Geleceğin üniversiteleri dijital üniversiteler mi?” sorusunu getirmektedir.
Anahtar Kelimeler: Uzaktan eğitim, e–öğrenme, dijital öğrenme, karma öğretim
Bildiri Özetleri
13
YÜKSEK ÖĞRENİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE PROBLEMLERİ:
AB VE TÜRKİYE
Prof. Dr. Amirullah M. Mamedov
Bilkent Üniversitesi, Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM), 06800, Ankara, Türkiye
Bolonya süreci ile başlayan ve tüm Avrupa ülkelerini kapsayan yüksek öğrenim reformu
son yılların en önemli ve kapsamlı eğitim reformu olarak kabul edilmektedir. Bu reform sayesinde yüksek öğrenimi cazip kılacak enstrümanları hayata geçirmek ve eğitim kalitesini artırmak
hedefleniyordu. Bu süreçte tespit edilen en önemli problemleri:
1.
2.
3.
4.
Çalışma hayatına (Emek Pazarı’na) Hazırlık
Yeni Nesli Demokratik ve Açık bir toplumunun faal fertleri olarak yetiştirmek
Fertlerin Kişisel Gelişimini temin etmek
Yenilikçi ve Bilim Temelli Eğitime Devlet ve STK Desteği
olarak sıralayabiliriz.
Diğer taraftan, ister AB’de isterse de Türkiye’de yüksek öğrenimin anahtar özellikleri aşağıdakilerdir:
•
•
•
•
•
•
•
•
Bolonya süreci
Toplumun istekleri doğrultusunda eğitim politikaları
Devlet Finansmanının Yetersizliği ve Esneksizliği
Yüksek öğretimin temel öğeleri: eğitim, bilim ve topluma hizmet
Yüksek öğretim kurumları arasında eğitim ve emek paylaşımı
Yüksek öğretimde kalite vurgusu
Yüksek öğretimin, hayatın ender bir olayı olarak görülmemesi ve topluma yansıması
Sosyal dayanışma, kaynaşma ve eşit fırsat ve imkânlar.
Konuşma bu problemlerin çözümü, genel olarak eğitim sistemindeki özelliklerin araştırılması ve yüksek öğretime yansımasına, en önemlisi yüksek öğretimin gelişim gösteren ve kararlı
toplumun yetiştirilmesi konularına hasredilmiştir. Bunun dışında Türkiye Yüksek öğretiminde
Bolonya sürecinin yeri ve ülkemizdeki yüksek öğretime olumlu ve olumsuz yansımaları tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Öğrenimin Temel Öğeleri, Eğitim ve Emek Paylaşımı, Toplumun İstekleri.
14
Bildiri Özetleri
DÜNYA ÇAPINDA ÜNİVERSİTELERİN ÖZELLİKLERİ
Prof.Dr. Hakkı GÖKBEL
Selçuk Üniversitesi Rektörü, Konya/Türkiye
Üniversitelerin temel işlevi; eğitim-öğretim, araştırma ve topluma hizmettir. Küresel paradigmaların yön vermesiyle üniversitelerdeki bu geleneksel konum gelişim göstermiş; böylelikle
üniversiteler, günümüzde dünyadaki başarılı ekonomilerin merkezinde yer alan dinamiklerin en
önemlisi haline gelmiştir. Amerika ve Avrupa’nın büyük üniversitelerinin bilimsel bilgi üretme,
büyük buluşlar gerçekleştirme, yenilikler yaratma, yeni firma oluşumlarını destekleme, yeni iş
imkânları sağlama gibi alanlarda ciddi roller üstlenmesi bu dönüşümün göstergesidir. Bu anlamda üniversiteler; toplumun refah düzeyine ve yaşam kalitesine ekonomik, sosyal ve kültürel
açıdan daha fazla katkıda bulunmaya başlamışlardır. Gelişmiş ülkelerin ekonomik ve sosyal kalkınmasında üniversitelerin artan rolü, yükseköğretimin bilgi toplumu ve küreselleşme sürecinde değişimini ve öğrenme ve araştırma kalitesinin iyileştirilerek küresel rekabet ortamına uyum
sağlanması konusunu gündeme getirmiştir. Gelişmekte olan ülkelerin üniversiteleri için de söz
konusu olan bu değişim, küresel pazarlardaki rekabet yeteneği ve yenilikçi bilgi üretimindeki
gücü simgeleyen bir içerikle “dünya çapında üniversite” terimiyle ifade edilmiştir. “Dünya çapında
üniversite”, yükseköğretim kurumlarının uluslararası düzeyde tanınırlık ve tercih edilirlik düzeyi
için bir anlam ifade etse de konunun daha çok küresel değişimle ilgili olduğu açıktır. Bu değişimin içinde yer alan çoklu ve dengesel dinamikler; üniversiteleri, değişen koşullara uyum sağlayabilen, yeni değerler üretebilen, yenilikçi ve girişimci yapıda yeniden tasarlamaya başlamıştır.
Bu tasarım, birbirinin nedeni ve sonuçları şeklinde ilerleyen girift ve karmaşık bir süreçtir. Birçok
üniversitenin dünya çapında üniversite olma isteği karşısında başarılı olma/olamama serüvenlerinin temelinde yatan da bu sürecin analiziyle yakından ilişkilidir. Konuşmanın konusu, değişen
yükseköğretim değerlerinin kavramsal ve tarihsel analizi paralelinde “dünya çapında üniversite
olma” kavramının incelenmesidir. Sunumun amacı, “dünya çapında üniversite” kriterlerini ele alarak başarılı üniversite uygulamaları ile dönüşen yükseköğretim değerlerinin birbiriyle örtüşen
unsurlarını analiz etmektir. Dünya çapında üniversite olmanın temel etmenlerinin, yirmi birinci
yüzyıl üniversite anlayışını şekillendiren temel bileşenlerle olan etkileşimini açıklamaya yönelik
bir model çerçevesinde üniversitelerin yeniden yapılanma sürecine bir bakış açısı geliştirilmeye
çalışılacaktır. Ayrıca, ülkemiz üniversitelerinin bu süreçteki konumunu tespit etmeye yönelik değerlendirmelerde de bulunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretim, Dünya çapında üniversite, 21. yüzyıl üniversite anlayışı
Bildiri Özetleri
15
YÜKSEK ÖĞRETİMDE SANATA/SANAT ALANINA BAKIŞ
Prof. Hasan PEKMEZCİ
Hacettepe Üniversitesi, Ankara
Bugün ülkemizde sayıları 200’e yaklaşan üniversiteleşme sistemi pek çok sorunun halledilmesi için böylesi etkinliklerle organize olmak ve temelden sistematikleşme çabalarını aralıksız sürdürmek zorundadır. Bunu yaparken geleneksel uygulamaların saplantılarının da ortadan
kaldırılması öncelikle akademik disiplinin zorunlu bir gereği olarak görülmektedir. Yüksek Öğretimde Sanat başlığı kapsamında ele alınması gereken konuların her biri başlı başına tartışma ve
irdelemeyi gerektiren sorunları içermektedir. Türkiye’de 2012 itibariyle 104’ü devlet üniversitesi,
65’i vakıf üniversitesi olmak üzere 169 üniversite vardır. Ayrıca 7 de vakıf meslek yüksekokulu
bulunmaktadır. Bu üniversitemizde güzel sanatlar ve sanat eğitimini içine alan fakülte sayısı da
yüze yaklaşmaktadır. Üniversiteleşme sistemimizde amaçlar, ilkeler, uygulamalar, beklentiler konusunda böylesi akademik örgütlenmelerle tartışılması gereken pek çok sorunların bulunduğu
bilinmektedir. Konumuz olan Güzel Sanatlar alanı üniversiteleşme çabalarında yer alırken kendi
karakterine uygun bir yapılaşma içinde olup olamadığı da bugüne kadar tartışıla gelen konulardan biridir. Bu konu birkaç başlık altında özetlenebilir:
Üniversitel yapı içinde güzel sanatlar alanının durumu-sistem içindeki yeri,
Güzel Sanatlar alanının yerleşke-kadrolaşma-öğrenci ve öğretim elemanı seçme-atamaakademik yükseltilme ve görevlendirilme sorunları,
Sistemin üst ve alt yönetim kadrolarının sanata ve sanat eğitimine bakış açıları,
Güzel sanatlar eğitiminin kurumsal ve toplumsal dinamizme etki ve katkıları bildiride ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Ancak bu özette birkaç temel soruna değinmekte yarar görülmektedir.
•
Yaşam merkezlerinden çok uzaklarda kurulan kampus anlayışı, akademik sistemde
başka alanlarda gerekli ve yararlı olabilir; ancak sürekli toplumla iletişim-etkileşim
içinde bulunması ve toplumsal dinamizme katkıda devamlılık açısından güzel sanatlar alanında kampus sisteminin yararları-zararları,
•
Bugüne kadar pek çok üniversitede güzel sanatlar alanına salt bir kısım öğrenci alma
ya da merkezi sistemin açıkta kalacak öğrenci sayısını bir nebze de olsa aza indirme
isteğini karşılama açısından bakılıp-bakılmaması,
•
Alanın karakterine uygun mekan, gerekli alt yapı, nitelikli kadro kaygıları yeterince
yerine getirilmeden fakülte ve bölümlerin açılıp-açılmaması,
•
Öğretim elemanı yetiştirme politikalarındaki yaz-bozlar nedeniyle gerekli randımanın
alınamaması, ÖZEL YETENEK-LES-ALES gibi sınavların Güzel sanatlar alanının karakterine göre düzenlenip-düzenlenmemesi,
•
Güzel sanatlar alanındaki ‘’Doçentlik’’ ‘’Profesörlük’’ için yükseltilme ve atanma kriterlerinin bir öğretim üyesinin eğitimci kimliğini, alan birikimini, insani değer ölçütlerini
değerlendirecek nitelikte olup-olmaması,
•
Öğretim elemanı istihdamında Sanatta Yeterlik/Sanatta Doktora gibi ayrımların
öğretim elemanları arasında yarattığı sorunların çözümü-çözümsüz bırakılması,
•
Öğrencilerin doğaya, topluma-insana karşı sosyal duyarlığını artıracak müze bilinci,
sanat-müzik-tiyatro gibi alanların öğrencinin vazgeçilmezleri arasına alınacak projelerin uygulanması; gibi konular çözüm önerileriyle birlikte ele alınacaktır.
Anahtar Sözcükler: Güzel Sanatlar, Eğitsel nitelik, Sanatsal birikim, Özel Yetenek, Sanatta
Yeterlik, ALES
16
Bildiri Özetleri
YÜKSEKÖĞRETİMDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME
Prof. Dr. Mustafa SAFRAN
Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Tarih Eğitim ABD
21. yüzyılda küreselleşme ve bilişim teknolojileriyle birlikte ortaya çıkan değişim eğilimlerinden eğitim sektörü de etkilenmiş olup, öğretmenlerin stratejik öğretim liderleri olarak yeni
rollerine uygun yetiştirilmesi gündeme gelmiştir.
Araştırmalar; öğrenci başarısının % 30’unun öğretmen niteliğine, %50 genetik donanımına
ve %20 lik dilim ise diğer faktörler bağlı olduğunu göstermektedir (Hattie, 2009).
Yükseköğretim bunun için yeni ve yaratıcı yollar bularak, en yetkin ve başarılı gençleri öğretmenlik mesleğine çekmek durumundadır.
Yükseköğretimde öğretmen adayları, inovasyon, sürdürülebilirlik, hesap verebilirlik ve kültürel farkındalık gibi kavram ve süreçlerin bilgisi ve değişimi okuyabilmek, sürekli gelişmek, empatik olmak, etkili iletişim kurabilmek, problem çözmek ve uzmanlık yoluyla sosyal kabul almak
gibi liderlik becerileri ile donatılmalıdır.
Yükseköğretimde öğretmen adayları, yeterlik temelli, sürece dayalı ve çoklu değerlendirmeyi merkeze alan bir değerlendirme sistemini öğrenmelidir. Çocuklarımızın ulusal (ÖBBS, SBS,
ÖSS) ve uluslararası (PISA, TIMSS, PIRLS) gibi sınavlarda da başarılı olabilmeleri bu yeni öğretmen
tipini yetiştirmeye bağlıdır.
Öte yandan eğitim fakültelerinin akreditasyon sürecinden geçmemiş olması yaşanan bir
sorundur. Eğitim fakültelerindeki sayıca artış ve öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının
fazla olması kaliteyi olumsuz olarak etkilemektedir. KPSS sınavı nedeniyle özellikle fakültelerin
son sınıflarında öğretmen adayları, liselerde olduğu gibi sınava hazırlanmakta ve dersler amaca
uygun olarak yapılamamaktadır. Fakültelerde okul deneyimi ve okul uygulaması kağıt üzerinde
kalmakta, istenilen verin alınamamaktadır. Üstelik atanma şansını yakalamış olan stajyer öğretmenlerin de yetkin ve ilgili rehberlerin (mentör) desteğine ihtiyacı vardır.
Bildiri Özetleri
17
YÜKSEKÖĞRETİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI HAKKINDA
DÜŞÜNCELER
Prof. Dr. M. Zafer GÜL
Marmara Üniversitesi Rektörü
Malum olduğu üzere Anayasa’daki 130-132.maddeler, Yüksek Öğretimi ve YÖK’ü düzenlemektedir. Bu maddeler ve ilgili kanun, 1980 askeri ihtilalinin getirdiği ortam içinde, üniversiteleri
sıkı bir kontrol altında tutmak amacı ile hazırlanmıştır.
Her ne kadar zaman içerisinde yasalarda değişiklikler yapılmışsa da çıkarıldığı dönemin
ruhunu içinde barındırmaya devam etmektedirler. Hatta bu merkeziyetçi yapı 82’den bugüne,
dönem dönem üniversiteler üzerinde çok ciddi baskılar oluşturmuştur.
Hâlbuki çağdaş dünyada ihtiyacımız olan yasalar, üniversitelerin birbirleri ile ve dünyadaki
diğer üniversitelerle rahatça rekabet edebileceği bir ortamın oluşturulmasından geçmektedir.
Bizi değişime sürükleyen temel süreçler:
1.
2.
3.
4.
Küreselleşmenin tüm ülkeler üzerindeki etkisi ve aynı zamanda tekrar yerelleşme
baskısı (ki bazen Glocalization diye ifade ediliyor)
Bir “Bilgi toplumunun” hızla gelişiyor olması
Etik değerlerin öneminin gittikçe artması
Kamu ve özel arasındaki dengenin kayması (Türkiye özelinde kamu ve vakıf üniversiteleri arasındaki dengenin kayması)
Türkiye’nin sosyo-ekonomik ve politik açıdan yakalamış olduğu rüzgârdır.
Tüm bu süreçlerin bizi “Magna Carta Observatory”de belirtilen
e.
f.
Akademik Özerklik ile
Kurumsal Özerkliğe götürdüğünü düşünüyorum.
Her ne kadar bu iki özerklik birbiri ile zaman zaman çelişiyor gözükse de bu dezavantaja
katlanarak, sadece akademik özerklik ile iktifa etmememiz gerekiyor. Einstein’nın ifadesi ile “Gerçek bir akademik özgürlüğe kavuşmamız için toplumun tüm kesimlerinde
Tolerans Ruhunun oluşması gerekir”. Bu ruh henüz bizde oluşmamış olsa da bu yönde
adım atmamız için bir engel teşkil etmemeli.
Peki yeni yasada vizyon ne olmalı, yasa hangi prensipler üzerine inşa edilmeli? Kanaatimce
üç temel prensip aşağıdaki şekilde verilebilir.
1.
Bilimsel ve akademik özgürlük
Mesela, gerek tarihi eleştirirken gerek toplum üzerine araştırmalar yaparken bilim insanları siyasi otoriteden çekinmeden araştırmalarını yürütebilmelidir. Tabii bu, uydurma data/bilgi
üretilmesi, intihal gibi durumlarda önem kazanan etik kodların olmasını da gerektirir. Ancak bu
kodlar siyasi avukatlığa dönüşmemeli.
2.
Kurumsal Özerklik ki bu,
a.
Öğretim üyesi seçimi,
b. Öğrenci seçimi,
c.
Birim idarecilerinin seçimi,
d. Kendi programlarını kendilerinin yapabilmesi,
18
Bildiri Özetleri
1.
b.
c.
e.
Mali özerklik,
f.
Şirket kurabilme,
g. Borç alıp verebilme,
h. … gibi birçok konuyu bünyesinde barındırır.
Prensip iki hususu içeriyor
Hesap verebilir olmak
Akreditasyon ve Kalite Güvence Sistemlerinin kurulmuş olması.
İlkinde Maliye Bakanlığının üzerinde çalışılması gereken bir “input kontrolü” var. İkincisindeki temel saik ise üniversitelerin paydaşlarına karşı sorumlulukları olması ve bunların kontrol
edilmesi gerekliliğidir. Ancak bu İkinci prensipteki mali özerklikle çelişmez. Nitekim 3708 sayılı
KHK ile Özal döneminde böyle bir teşebbüste bulunuluyordu. Bu kanun içinde i. Torba Bütçe,
ii. Mütevelli Heyeti, iii. Sözleşmeli statü imkanı… gibi hususları içeriyordu ve özerk yönetilecek
seçilmiş bazı üniversiteler için hazırlanmıştı. Ama Erdal İnönü tarafından Anayasa mahkemesine
götürülerek iptal ettirildi çünkü 80 anayasasının ruhuna uygun değildi.
Anayasadan YÖK’ün çıkarılması meselesine gelince ortaya iki alternatif kalır. Bunlardan ilkinde Yükseköğretim MEB içerisinde bir genel müdürlük veya benzeri bir seviyede yönetilir. İkinci alternatif ise örnekleri çeşitli Avrupa ülkelerinde de bulunan ayrı bir Yüksek Öğretim Bakanlığının kurulmasıdır. Kurul yerine Bakanlığa bağlanması halinde üniversite ile iktidar ilişkilerinin aşırı
politize olma riski bulunmaktadır.
Bağımsız bir üst kuruluş özerkliği sağlama açısından daha uygun olmakla birlikte üst kuruluşun politize olmasını engelleyecek mekanizmalar da düşünülmelidir.
Bu takdirde kurulacak bir “Yüksek Öğretim Üst Kurulu” esnek planlama, politika yapıcılara yön gösterici raporlama, politika önerileri geliştirme ve yükseköğrenime ilişkin standartları
belirleme gibi görevleri yerine getiren bir yapıda kurgulanmalı, icracı bir kurum olmaktan çok
düzenleyici bir kurum olmalıdır.
Bu mevcut yapıdaki genel kurul yerine belirli sayıdaki kalıcı yürütme kurulu üyeleri ile sağlanabilir. Dolayısıyla kanun yeni anayasadan sonra ele alınmalıdır.
Mevcut ÜAK’ın görevlerinin çoğu aslıda yeni kurulun görevleri arasında olmalı alan bazında akademik kurullar güçlendirilmelidir. ÜAK yerine sadece Rektörlerden oluşan bir “Rektörler
Konferansı” oluşturulabilir.
Tabii şu hususa da dikkat çekmek gerekir. Bütün bunlar üniversiteleri sınıflandırmadan her
birine isabetli bir misyon belirlemeden kolayca becerilemez. Üniversitelerimizin
a.
b.
c.
İhtisas üniversitesi mi kapsamlı üniversite mi?
Araştırma üniversitesi mi eğitim/öğretim üniversitesi mi?
Global bir üniversite mi yerel bir üniversite mi?
Olarak planlanacağı önceden belirlenmeli, politikalar statüsüne göre oluşturulmalıdır.
Bildiri Özetleri
19
YÜKSEKÖĞRETİMDE KADININ YERİ
Prof. Dr. Funda SİVRİKAYA ŞERİFOĞLU
Düzce Üniversitesi, Düzce, Türkiye
Türk yükseköğretim dünyasında kadın öğrenci oranı (yüzde 45) ve kadın akademisyen oranı (yüzde 40,8) oldukça yüksektir. Yardımcı doçent, doçent ve profesör unvanlı akademisyenler
içinde kadın akademisyen oranları da birçok gelişmiş batı ülkesine ve Avrupa Birliği ülkelerinin
AB-15, AB-25 ve AB-27 ortalamalarına kıyasla daha yüksektir. Hatta doğa bilimleri, mühendislik
ve teknoloji ile tıbbi bilimler alanlarında kadın akademisyen oranları, anılan ortalamaların iki
katına varan büyüklüklere ulaşabilmektedir. Avrupa Birliği’nde bilimde kadın istatistikleri arasında yer alan cam tavan endeksi; yardımcı doçent, doçent ve profesörler içindeki kadın oranının
profesörler içindeki kadın oranına bölünmesiyle elde edilmektedir. Bu endeksin 1’e yakınlığı;
ilgili ülkede kadın akademisyenlerin yardımcı doçentlikten profesörlüğe yükselen kariyer basamaklarını tırmanırken cam tavan sorunuyla daha az karşılaştığını ifade etmektedir. Cam tavan
endeksi AB ortalamaları, 2007 yılı itibariyle, 1,8 ile 2,0 arasında değerler alırken Türkiye için bu
oran 1,2’dir ve bütün Avrupa Birliği ülkeleri arasında en iyi orandır. Yükseköğretim dünyamızda kadının yeri ile ilgili ikilem tam da burada ortaya çıkmaktadır: Türkiye’de kadınlar öğrenci ve
akademisyenler içinde yüksek oranlarda yer almakta ve profesörlüğe yükselirken cam tavan ile
karşılaşmamakta, fakat yükseköğretim kurumlarının yönetim ve liderlik pozisyonlarında yeterince temsil edilememektedirler. Bunun en çarpıcı göstergesi, kadın rektörlerin oranının yüzde
6,6 civarında değer almasıdır. Diğer bir deyişle, kadın akademisyenlerimiz için cam tavan etkisi
akademik kariyer basamaklarını tırmanırken değil liderlik pozisyonlarına yükselirken söz konusudur. Bu sunumda, sözü edilenikilemi ortaya çıkaran faktörler ile kadın lider oranının artmasına
yönelik öneriler tartışılmaktadır.
20
Bildiri Özetleri
YÜKSEKÖĞRETİMDE ÖĞRENCİ VE ARAŞTIRMA ODAKLILIKTAN NE
ANLIYORUZ?
Prof. Dr. Ömer TORLAK
KTO Karatay Üniversitesi
Üniversitelerin üç temel sorumluluk alanı olarak, öğretim ve öğrenciler, araştırma ve bilimsel yayın ile toplumsal katkı sayılır. Aslında ilk iki alana yapılacak katkı ile üçüncü alana da
dolaylı da olsa katkı sağlanmış olur. Bu iki alandaki katkıların hem üniversite hem de genel olarak
bir ülkenin yükseköğretim sistemi düzeyinde ele alınmasında yarar vardır. Üniversite düzeyinde
bakıldığında, öğretimin kalitesinin en önemli ölçümü olarak, mezun öğrencilerinin uluslararası
arenada istihdam edilebilirlikleridir. Bunun yanında, üniversite öğrenimi süresince öğrencilere
evrensel bir bakış açısının kazandırılması, bilgiye erişim ve onu yerli yerinde kullanma becerilerinin geliştirilmesi, sorun tespit ve çözüm odaklı düşünebilmeleri gibi yetenekler açısından da
öğretimin kalitesi değerlendirilebilir. Bütün bunlar gerçekleştirilirken, öğrencilerin yetkinlik ve
yeteneklerini göz ardı etmemek ve öğrencilerinin bu yetkinlik ve becerilerini geliştirmeye odaklı
bir yapı da üniversiteler açısından önemlidir. Üniversitelerin öğrenci odaklı olmaları bu şekilde
söylem düzeyinin ötesine geçirilmiş olur. Üniversitelerde araştırma odaklı olmaktan ise, rastgele
ve tamamen tesadüflere dayalı bir araştırma bilinci yerine, üniversitenin misyon ve vizyonu doğrultusunda, odaklı, disiplinler arası çalışmaları teşvik eden, uygulama ile teoriyi buluşturmaya
çalışan, ancak soyut araştırmaya da değer veren bir yapıyı ifade ediyoruz. Bu çerçeveden bakıldığında, maalesef üniversitelerimizin öğrenci ve araştırma odaklı olduklarına ilişkin çok sağlıklı
cevap veremiyoruz. Oldukça kalıplaşmış ve sıradanlaşmış bir üniversite yapı ve anlayışıyla, söylemde öğrenci ve araştırma odaklı ancak eylemde kendine odaklı bir üniversite sistemi ile karşı
karşıya olduğumuz da bir gerçek.
Yükseköğretim düzeyinde olması gereken ise üniversitelerin farklılaşmasının önünün açılması, odaklanmaları konusunda rehberlik edilmesi ve akreditasyon konularında üniversitelere
destek verilmesidir. Bu katkılar verildiğinde yükseköğretim sistemi kendi içinde odaklanmış,
farklılaşmış ve zenginleşmiş üniversiteleri ortaya çıkarır. Yükseköğretimde öğrenci ve araştırma
odaklılık da bu şekilde daha anlamlı hale gelmiş olur.
Bu çalışma, üniversitelerimizde ve yükseköğretimde öğrenci ve araştırma odaklılığın söylemden eyleme getirilmesine katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Bildiri Özetleri
21
FREE MARKET, BUDGET AND COMPETITION:
THE NEED FOR A MARKET-ORIENTED RESTRUCTURING IN
THE UNIVERSITIES
Prof. Dr. Mustafa ACAR
Aksaray Üniversitesi ve Kırıkkale Üniversitesi
Globalization process has been tearing down the walls, hence flattening the world. Improved transportation and communication possibilities have enabled easier and faster cross-border
flow of people, money, capital, goods and services. Parallel to this, international competitiveness
has become ever more important in the globalized world. Universities, be it public or private, are
critical institutions in the development, change and transformation of nations. They can contribute to a nation’s competitiveness primarily in two ways: raising skilled labor and developing
new technologies and innovation.
This study stresses 3 interrelated issues in order for the universities to make their expected contribution to a nation’s competitiveness: market-oriented operation of the universities,
minimization of their dependency on public funding, and promotion of competition among
universities. A university where its graduates cannot find job and there is no contribution to
technology and innovation is nothing more than waste of resources.
Keywords: competition, budget, free market, universities.
22
Bildiri Özetleri
ARAŞTIRMA VE EĞİTİM - ÖĞRETİMDE SÜREKLİLİK
Prof. Dr. Mahmut DOĞRU
Bitlis Eren Üniversitesi, BİTLİS
Yrd. Doç. Dr. Tuncay SEVİNDİK
Yıldız Teknik Üniversitesi, İSTANBUL
Eğitim: Bireyi, doğrudan, güzelden yana değiştirme, yenileştirme ve geliştirme sürecidir.
Eğitimin doğasında “Gelecek” vardır ve sürekli olarak “Hedef” niteliğindedir. Bu nedenle de,
eğitimin işlevi çok yönlüdür. Başka bir deyişle, Eğitim: Geçmişin çürüklerini ve eskilerini atıp,
kalıntılarını ayıklamaya çalışırken, yerine çağdaş anlamda, daha insani bir yapılanma koymayı
denemektedir. Eğitim ve öğretimin özünü oluşturan araştırma kavramı üzerinde durulması ve
çalışılması gereken bir boyuttur. Bilimsel araştırmaların doğasında süreklilik ve daha önce yapılan araştırmalardan haberdar olunması gerçeği vardır. Her bilimsel araştırma daha önce yapılmış
araştırmalar üzerine geliştirilir. Bilimsel hafıza olarak tanımlanan bu olgu bilimsel gelişme sürecinde önemli bir yer tutar. Bilimsel Araştırma: Belli bir metot izlenerek objektif gözleme ve/veya
deneye dayalı elde edilen verilerin değerlendirilerek ortaya konulma biçimidir. Bir bütün olarak
ele alındığında Eğitim-Öğretim, çerçevesinde araştırmada sürekliliği sağlamak, geçmişten geleceğe önemli görevler sağlayan bir köprü kurmaktır.
Öğrenme dinamiğini destekleyen dünün geleneksel eğitim yapılanmasında, merkez olan
“Okul” örgün eğitim kurumlarını öne çıkartılmıştı. Bunların sunduğu diploma ile çoğu sorunun
çözülebildiğine inanılmaktaydı. Sanayileşme sürecini aşıp, bilgi toplumuna girişte, klasik eğitimin yetmezliği anlaşılmaya başlanmış toplumsal koşulların ve değerlerin baş döndürücü değişimine okullar ayak uyduramaz olmuştur. Dünün seçkinlerinin bugünün sıradanları konumuna
girmesiyle dünün geleneksel okulu kendi kendini sorgulamaya başlamış ve belli bir çevreye
uyup kalan insan tipi yerine, içinde bulunacağı her yeni ortama uyum gösterebilecek yeteneklerle donanmış insan profili oluşturulmaya başlanmıştır. Formal eğitim, yerini daha özgür ve sürekli
bir eğitime bırakmakla karşı karşıya kalmış, çağdaş eğitim ise okul duvarları arasından kurtulup,
insan yaşamını tümüyle kucaklamaya başlamıştır. Halk Üniversiteleri’nin başını çektiği bu yaklaşımda, daha önce meslek edinmiş olan yetişkinlere de ulaşmak hedeflenmiş, yeni diplomalar
vermek kadar eski diplomalara da katkı sağlamak üzere yola çıkılmıştır.
Eğitimde Süreklilik adı verilen bu süreçte, doğumdan ölüme, insan yaşamının her aşamasına katkı getirmek amaçlanmıştır. Çağdaş eğitim, artık belli yaşlarda, kurumlarda, sürelerde, belli kimselere götürülen hizmetler olmaktan çıkmış “Eğitimde Demokrasi” ve “Eğitimde Süreklilik”
kaçınılmaz olmuştur. Bireyin ve toplumun sağlıklı yaşayabilmesi buna bağlı olduğu gibi, eğitimin
iç ve dış verimliliğinin de aynı düzlemde sağlanabildiği gözlenmektedir.
Ülkemizde eğitimin çocukluk ve gençlik gibi belli yaş diliminde meşgul olunan bir uğraş
olarak kabul edilmesi, öğrenme olayının da belli yaş dönemiyle sınırlanmasına neden olmuş,
“İlim Beşikten Mezara Kadardır” sözü gerçek anlamdaki işlevine kavuşamamıştır. Bilginin hızlı
bir şekilde değiştiğinin bilincinde olan gelişmiş ülke toplumları, eğitim durumu ve meslekteki
kariyeri ne olursa olsun (üniversite diplomalı, hatta doktoralı bile olsalar) çağdaş eğitimin “Eğitimde Süreklilik” ilkesi gereği yetişkinlerinin eğitilmesine büyük önem vermektedirler.
Bildiri Özetleri
23
PROBLEMS OF FOUNDATION UNIVERSITIES AND THEIR SOLUTIONS
Prof. Dr. Bahattin Adam
Mevlana University, Konya, TR
Parallel to the developments on the world there are important improvements in Turkish
higher education system as well. The process of extending higher education to serve more levels
of society has been one of the basic policies of higher education beginning from 2000. Opening
a university in every city of Turkey and the increase in the number of foundation universities has
been seen as a reflection of this policy. While increase in the capacity of higher education is seen
as an important development, this development has brought some anxieties about developing
the quality in higher education too. From total quality point of view we see that private foundation universities have the problems of infrastructure, academic human resources, quotas and
finance of the enterprise.
To solve these problems it is necessary to make some legal regulations, being higher education law first, and shareholders should come together and develop new policies. After developing necessary legal regulations and policies, infrastructural problems of the universities which
wish to go on as foundation universities can be solved through their establishing foundations.
But for the solutions of the rest problems it is necessary that state institutions of higher education and other related organs should work together in coordination with foundation universities
and produce solutions together.
Training qualified academicians and filling the quotas are two important problems of all
universities in general and of foundation universities in private and these can be overwhelmed
if only the solution becomes a state policy. National and international programs of academician
training should comprise foundation universities as well and bringing students from abroad
should be seen as a national matter.
Keywords: Higher Education, Foundation Universities, Infrastructure
24
Bildiri Özetleri
ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ VE ÖRNEK
UYGULAMALAR
Reşit ÖZKANCA
Melikşah Üniversitesi
Türkiye’nin Bilim Teknoloji ve Yenilik vizyonu “ürettiği bilgi ve geliştirdiği teknolojileri ülke
ve insanlığın yararına yenilikçi ürün, süreç ve hizmetlere dönüştürebilen Türkiye“ şeklinde 2010
yılında Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu tarafından yeniden tanımlanmıştır. Bu vizyonun uygulanabilmesi için ülkemizde yeni devlet ve vakıf üniversiteleri kurulmuş ve sayıları 167’ye ulaşmış
bulunmaktadır. Bu üniversitelerimizin eğitim-öğretim yanında, araştırma ve geliştirmede de
sanayicilerimize yol göstermeleri, problemlerine çözüm üretmeleri, onları yeniliklerle buluşturmaları esas görevleridir. Fakat halen bu konuda başarılı olduğumuz, üniversite-sanayi işbirliği
sayesinde yeni teknolojiler geliştirdiğimiz söylenemez. Son yıllarda özel sektörün Ar-Gedeki
payının %41’lercivarında olması ümit vericidir. Fakat Gayrisafi Milli Hasıla’dan Ar-Ge’ye ayrılan
bütçe OECD ve gelişmiş diğer ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Ülkemizde üniversite-sanayi işbirliğinin başarılı bir şekilde uygulanmamasının sebepleri araştırıldığında benzer
sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Öncelikle üniversite ve sanayi arasındaki güvensizlik ve tereddütler
halen devam etmektedir. Yapılan anketlere göre, sanayicilerimizin Ar-Ge’ye olan inançları zayıf,
kendilerine ait olan bilgi ve sırların ifşası endişesi, öğretim üyelerinin kendini beğenmişliği algısı, kısa periyotta kar elde edememe endişesi, finansman yetersizliği gibi gerekçelerle işbirliğine
soğuk bakmaktadır. Bunun yanında üniversite öğretim üyelerinin projelerde elde edeceği gelirin düşük olması, sanayicilerin isteksizliği, üniversitelerimizin bu tip proje tekliflerine yeterince
önem vermemesi ve zorunluluğu olmaması, öğretim üyelerinin sanayicileri üniversitede beklemesi, birbirlerini ve potansiyellerinin iyi tanınmaması işbirliği imkanlarını zorlamaktadır. Hepsinden önemlisi böyle bir kültürün gelişmemiş olmasının önemli faktör olduğu anlaşılmaktadır.
Ülkemizin bilim ve teknoloji bakımından gelişmesi, innovasyon yapabilmesi üniversitelerin
katkısı olmadan gerçek anlamda gerçekleştirilemez. Yani akademik anlayış ile pratik uygulamaların birbirini tamamlaması gerekmektedir. Özellikle 1950’li yıllardan sonra Amerika, Avrupa ve
Japonya’da üniversite sanayi işbirliği modelleri üniversitelerin öncülüğünde başarılı olmuştur.
Ufuk sahibi işadamları bu işbirliğini destekleyerek büyük markalar oluşturmuş ve ön almışlardır.
Yine bunlara en iyi örnek Güney Kore’nin Hundai firmasıdır. Bütün bunları başarılı olabilmesi
için ise devletin özel destekleri ve gayretleri şarttır. Hundai, Samsung gibi Güney Kore şirketleri
devletin özel destekleri ile dünya çapında marka olmuşlardır.
Son zamanlarda Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlığımız bu konuda ciddi adımlar atmıştır.
Fakat unutmamak gerekir ki bu tip çalışmaları en az 30 yıl geriden takip ettiğimiz bir gerçektir.
Şu anda konu ile ilgili olarak yeni kurulmuş devlet üniversitelerinde üniversite sanayi işbirliği
modelini esas alan bir planlama söz konusu değildir. Üniversite sayılarının artışı ve spesifik alanları belirlenerek kontrollü bir şekilde yapılmalıdır. Son olarak bu problemin aşılması devletin özel
desteği üniversitelerin çalışma şartlarının yeniden düzenlenmesi ve sanayicilerimizin konu ile
ilgili yoğun bilgilendirme yapılması ile aşılabilecektir.
Bildiri Özetleri
25
MESLEKİ EĞİTİMDE ÜNİVERSİTE - SANAYİ İŞBİRLİĞİ SÜTAŞ MODELİ
Prof. Dr. İbrahim AK
Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Yüksekokulu Müdürü
(Sütaş Eğitim Koordinatörü)
Karacabey, Bursa, Türkiye
Meslek Yüksek Okullarının kuruluş amacı, sanayinin gereksinim duyduğu dallarda uzmanlaşmış teknik elemanlar yetiştirmektir. Ders uygulamaları ve stajlar nitelikli bir mesleki eğitimin
ayrılmaz birer parçası olduğu için, eğitimde sanayi ile işbirliği büyük önem taşımaktadır. Sütaş, ülke düzeyinde süt üretim miktarını ve kalitesini artırmak, tüketiciye daha sağlıklı süt ve süt
ürünleri sunmak için, Sütaş’ın “Ottan Sofraya Süt Değer Zinciri” modelinin en önemli halkası olan
mesleki eğitime büyük önem ve destek vermektedir. 1996 yılında Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Yüksekokulunun kuruluşu ile başlayan mesleki eğitimde üniversite-sanayi işbirliğinin kapsamı, 2000 yılında Tarım Bakanlığı ile eğitimde işbirliğine gidilerek üretici eğitimlerini de
içerecek şekilde genişletilmiş, 2010 yılında ise Sütaş Orta Anadolu Sütçülük Projesi kapsamında
Aksaray Üniversitesi ile gerçekleştirilen işbirliği sonucu yeni bir boyut kazanmıştır. Sütaş, Uludağ ve Aksaray Üniversiteleri ile mesleki eğitimde örnek niteliği taşıyan işbirliklerinin yanı sıra,
Karacabey ve Aksaray Süt Hayvancılığı Eğitim Merkezleri’nde de üniversitelerin ve Tarım Bakanlığı’nın katkıları ile Türkiye’nin her bölgesindeki üreticilere ücretsiz olarak, uygulamalı süt hayvancılığı eğitimleri vermektedir. Sütaş Süt Hayvancılığı Eğitim Merkezleri’nde 2000 yılından bu yana
14.000 üreticiye “Uygulamalı Süt Hayvancılığı Eğitimi” verilmiştir. Bu bildiride, SÜTAŞ’ın mesleki
eğitimde Üniversite ile örnek niteliğindeki işbirliği konusunda bilgiler yer almaktadır.
Anahtar Sözcükler: Mesleki eğitim, Eğitimde İşbirliği, Üniversite-Sanayi işbirliği
SÖZLÜ SUNUMLAR
ORAL PRESENTATIONS
T01-AB Ülkeleri ve Türkiye’de
Yükseköğretim Yapılanması
T01-The Structure of Higher Education
in EU Countries and in Turkey
28
Bildiri Özetleri
AVRUPA YÜKSEK ÖĞRETİM ALANI’NIN YENİ HEDEFLERİ, KÜRESEL
EĞİLİMLER VE TÜRK YÜKSEKÖĞRETİMİ
Dr. Armağan ERDOĞAN
Yüksek Öğretim Kurumu, Bilkent, Ankara
Yükseköğretim, tanımı, kapsamı, alanı, sorumlulukları ve toplumsal görünümü bakımından
en büyük ve hızlı değişimini 21. Yüzyılda yaşamaktadır. Bu döneme tanıklık ediyor olmak yükseköğretimin içinde yer alan öğrenciden idari personele, akademisyenden üniversite yönetimine
kadar bütün iç paydaşlar için olduğu kadar toplum, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları gibi dış
paydaşlar bakımından da birçok yönüyle önemli bir deneyim. Bu süreç küresel dünyanın yansımalarının belki de en yoğun bir şekilde görüldüğü bir alan olarak yükseköğretimi de sürekli
gündemde tutuyor.
Birçok uluslararası örgüt, temel görev alanları eğitim olmasa dahi yükseköğretime dair çalışmalar yapıyor, fikir üretiyor, raporlar hazırlıyor. Tüm dünyada etkili olan ve asıl amacı ekonomik
işbirliği olan OECD ile Birleşmiş Milletlerin Eğitim ve Kültür Kuruluşu olan UNESCO son 30 yılda
giderek artan bir şekilde yükseköğretime ilgi gösteriyor, hedefler belirliyor. Bunların yanında,
içerik ve katılımcıları itibariyle en kapsamlı bölgesel yükseköğretim yapılanması olan “Avrupa
Yükseköğretim Alanı” (AYA) ise Avrupa alanındaki diğer kurumlarla birlikte Avrupa özelinden
başlayarak küresel nitelikte ürünler ortaya koymaya çaba gösteriyor.
Bu çalışmanın temel amacı, dünyada gerçekleşen küresel ve bölgesel gelişmeler ve mekanizmalar doğrultusunda,Türk yüksek öğretimine yön vermeye ve bu çerçevede temel vizyon
hedeflerinin belirlenmesine katkı sağlamak olarak tanımlanabilir. Küresel bir aktör olma politikası uygulayan, 3 milyondan fazla üniversite öğrencisi potansiyeli ile genç bir nüfusa sahip, ekonomisi sayılı ülkelerle rekabet edebilen bir ülke olarak, genç kuşaklarının dünyadaki akranlarıyla
rekabet edebilecek, üniversitelerinin eğitim, araştırma ve sosyal sorumluluk olarak tanımlanan
sorumluluklarını yerine getirebilecek, araştırma ve teknoloji üretkenliğiyle ekonominin sürdürülebilir gelişmesini sağlayacak bir ülke olmasında yükseköğretime önemli sorumluluklar düşmektedir. Makalede yükseköğretimimize düşen sorumluluklar OECD, UNESCO ve AYA’nın güncel
hedefleri ve bunlara ulaşmak için oluşturduğu araçlar üzerinden tartışılacak ve yükseköğretimimizin geleceğinde ülkemizin mevcut durumunu karşılaştırmalı olarak değerlendirmeye çalışılacaktır.
Anahtar Sözcükler: Yükseköğretim, Uluslararasılaşma, Avrupa Yükseköğretim Alanı/Bologna Süreci, OECD, UNESCO
Bildiri Özetleri
29
AN INVESTIGATION OF THE VOCATIONAL TRAINING IN
EUROPEAN COUNCIL
Y. CELİK,M. BALCİ, A. PALALİ, H. SOY, H. ELDEM, A. ELDEM, Y. DİLAY
[email protected], [email protected], [email protected], [email protected], [email protected], [email protected], [email protected]
Karamanoglu Mehmetbey University (TURKEY)
The European Union requires certain standards in all areas. Today training of qualified
individuals holding an important place in the development of the countries, also in the field of
vocational and technical education by creating common European Union tools, certain standards adopted. In this study, vocational education and training policies systems and standards
adopted by the European Union are discussed. Furthermore, in this study the results obtained
from studies conducted in the framework of the Leonardo Da Vinci EU project accepted by EU
in 2010, carried out during 2010-2012, called “Web Based Basic Vocational Training” under the
Lifelong Learning are included. Due to the project partners been in Turkey, Spain and Germany,
each of these three countries, structure of vocational training, public and private vocational training institutions and diplomas and certificates of individuals which they are entitled as a result
of these trainings are included. With the obtained information, vocational education in Turkey
that on the path of being a EU member is discussed according to the EU’s target standards
and a set of recommendations are given.
The aim of preparing this study, to be a guide about where and how to take educational opportunities to younger individuals who wish to take vocational training in members and
candidate countries of the European Union, as well as allow examining applications in different
countries and making a comparison between their countries and other countries in the union to
the educators and training managers who take a position as a service transmitter in vocational
education. This study also is important to provide an opportunity to the training managers to
see how their countries are approaching to the vocational training desired by European Union.
Keywords: Vocational Education, Technical Education, Education in the European Union,
Turkey, Germany and Spain Vocational Training Systems, Leonardo da Vinci
**This work is supported by National Agancy under EU Project No: 210-1-TR1-LEO04-15875-3
30
Bildiri Özetleri
AB SÜRECİNDEKİ 21. YÜZYIL TÜRKİYESİNDE ÜNİVERSİTELERİN
İŞLEVLERİ VE ÖZELLİKLERİ NASIL OLMALI?
Prof. Dr. Ahmet ÖZER
Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Sosyoloji Bölümü,
33140, Mersin, Türkiye
Türkiye’de, resmi ideoloji, sadece, siyaset hayatında önemli olan bir kurum değil aynı zamanda üniversite ve hukuk hayatında da önemli bir kurumdur. Resmi ideolojiyi eleştirmeden
bilimi geliştirmek, üniversiteye saygınlık kazandırmak mümkün değildir. O nedenledir ki bilim
üretmenin en önemli koşulu, özgür düşünce ortamıdır. Böyle bir ortam yoksa bilimi üretenler
riskleri göğüsleyip bu ortamı yaratmak durumundadırlar. Çünkü nerden gelirse gelsin direktiflerle, emirlerle, yasaklamalarla bilimsel çalışma sürdürmek mümkün değildir. Bunlarla ancak
resmi ideoloji üretilir, bilim üretilemez. O halde ne yapmak gerekir? Burada işin temel felsefesini
özetleyen iki önemli anahtar kavram devreye giriyor: Özerk yönetim, özgür bilim. Bu bildirinin
ana amacı, bir yandan üniversitenin temel fonksiyonları olan araştırma ve bilimsel çalışma yaparken ya da nitelikli öğrenci yetiştirirken veya üniversite toplum-üniversite sanayi işbirliği geliştirilirken kullanılan yöntem ve yaklaşımları ortaya koyarken öte yandan ne olursa olsun, özgür
düşüncenin ve özerk yönetimin önemini ve özgürlük ve yaratıcılık arasındaki fonksiyonel ilişkiyi
ortaya koymaktır. Ne ki özgür insan yaratıcı insandır; yaratıcılık üretimi, üretim zenginliği, zenginlik ise refahı yaratır. Buna rağmen bilim insanı yaratıcılığı engelleyen üç temel bariyer (otorite,
gelenek ve kişinin kendisi) ile karşı karşıya kalabilir. Bu çalışmada yukarıda belirtilen bu üç ana
nokta ile bilimsel yaratıcılık arasındaki bağlar dünyadan ve Türkiye’den örneklerle ortaya konulacak, bilimsel çalışma yapan kurumların kurumsallaşarak kişilik kazanmasının önemi üzerinde durulacaktır. Nitel bir araştırma olarak literatür taramasına dayanan bu bildiri öncelikle çağdaş bir
üniversitenin zorunlu olarak sahip olması gereken özelliklerine dikkat çekerken, üniversitenin
gerçek fonksiyonları üzerinde duracak, bu anlamda Türkiye’deki mevcut paradigma ve kurumsal
yapı irdelenip sorun alanları ortaya konulduktan sonra dünyadaki yeni yönelişler de dikkate alınarak yeni bir model üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Üniversite, özgür bilim, özerk yönetim, özgürlük; yaratıcılık; Türkiye’de
yaratıcılığın bariyerleri, YÖK, yeni bir model ihtiyacı
Bildiri Özetleri
31
THE COMMON EUROPEAN FRAMEWORK OF REFERENCE FOR
LANGUAGES (CEFR) AND ENGLISH LANGUAGE TEACHING IN
HIGHER EDUCATION IN TURKEY
Assist. Prof. Dr. Yusuf Şen & Assist. Prof. Dr. William Peachy
Hakime Erciyas School of Foreign Languages, Düzce University, Turkey
First introduced in 2001, the Common European Framework of Reference for Languages
(CEFR) “provides a common basis for the elaboration of language syllabuses, curriculum guidelines, examinations, textbooks, etc. across Europe” (2001, p. 1). Since its introduction, the CEFR has
been instrumental in the curriculum design and the review processes of several higher education institutions in Turkey. More recently and significantly, the CEFR proficiency levels have been
used in the National Qualifications Framework for Higher Education in Turkey (NQF-HETR) as
foreign language competencies. In this study, the authors review how the CEFR has been used
in European and Turkish curriculum design and review in Turkey and abroad. The effects of the
importation and application of the CEFF are evaluated on the bases of the authors’ own experience at Düzce University and the experience of other colleagues at other universities. Based on
the experience of the “Common Core” controversy in the United States, a projection of a potential backwash on primary and secondary education in Turkey is also provided. In conclusion, the
authors discuss how the CEFR can best be put to use as a guide in foreign language teaching in
higher education institutions in Turkey and what universities may face by way of positive and
negative reactions.
Keywords: higher education, CEFR, curriculum design and review, testing and evaluation,
common core, NQF-HETR, foreign language teaching
Common European Framework of Reference for Languages (2001).
Retrieved from http://www.coe.int/t/dg4/linguistic/Source/Framework_EN.pdf
32
Bildiri Özetleri
TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ ÜNİVERSİTELERİNİN ÖZERKLİK
AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLEREK, ÜNİVERSİTELERİMİZ İÇİN YENİ
BİR YÖNETİM MODELİ ÖNERİSİ
Behçet ELBİSTANLIOĞLU
Manavgat Başarı Eğitim Vakfı, Antalya, Türkiye
Günhan ERDEM
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Acil
Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü, Çanakkale, Türkiye
Üniversitelerin ilk kurulduğu orta çağdan günümüze kadar gelen süreçte üniversitelerin
arzu edilen başarıyı yakalayabilme amacına dogrudan katkı sağlayan en karakteristik özelliği
olarak “özerklik” ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde, Avrupa Birliği ülkelerinde ve Amerika Birleşik
Devletleri’nde faaliyet gösteren yerleşik üniversiteler incelendiğinde Dünya’nın en başarılı üniversitelerinin özerk yönetim modelleri uygulayan üniversiteler olduğu görülmektedir. Dünya’da
birçok bilimsel kurum ve kuruluş, üniversite başarısı ve üniversite yönetim sistemi arasındaki
ilişkiyi değerlendirebilmek amacıyla farklı araştırmalar yapmaktadır. Bunlardan bir olan ve OECD
tarafından 2003 yılında yapılan çalışmada üniversite özerkliği;
•
•
•
•
•
•
•
Kendi binalarına sahip olma,
Kredi kuruluşlarından kredi temin etme,
Bütçesini hedeflerine göre kullanabilme,
Akademik yapı ve ders içeriklerini oluşturabilme,
Personeli işe alma ve işten çıkarabilme hakkı,
Personel maaşlarını belirleyebilme,
Öğrenci kontenjanlarını belirleme,
•
Öğrenci harçlarını belirleme şeklinde tanımlanan sekiz temel ölçüt üzerinden değerlendirilmiştir.
Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) tarafından yapılmış olan diğer bir çalışma sonucunda ise
üniversite özerkliği;
•
•
•
•
Örgütsel yapı,
Finansal yapı,
Personel alımı politikası,
Akademik-bilimsel yapı olarak belirlenmiş olan dört temel başlık altında incelenmiştir.
Bu değerlendirmede Türkiye de dahil olmak üzere 34 Avrupa ülkesindeki durum
ele alınmıştır. Her iki kuruluş tarafından yapılmış olan bu çalışmalar sonucunda,
Türkiye’de üniversite özerkliğinin arzu edilen düzeyde olmadığı tespit edilmiştir. Bu
sonucun en önemli nedenlerinden başta gelenini, ülkemizdeki mevcut üniversite
yönetim sistemi oluşturmaktadır. Bu bildiride, yukarıda belirtilmiş olan çalışmalarla
elde edilmiş olan sonuçlar doğrultusunda, Türkiye ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerde
faaliyet gösteren üniversiteler karşılaştırılmış ve Türkiye için yeni bir üniversite yönetim modeli önerilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Üniversite yönetimi, üniversite özerkliği, özerk yönetim.
Bildiri Özetleri
33
DOKTORA EĞİTİMİ İLE İLGİLİ YAŞANAN ZORLUKLAR VE BAŞ ETME
STRATEJİLERİ: BİR ÖZEL DURUM ÇALIŞMASI
Arş. Gör. Zeynep Medine ÖZMEN
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Ortaöğretim Fen ve
Matematik Alanları Eğitimi, Matematik Eğitimi, Trabzon, TÜRKİYE. [email protected]
Arş. Gör. Funda AYDIN GÜÇ
Giresun Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Matematik Eğitimi, Giresun, TÜRKİYE.
[email protected]
Bilimin gelişmesi ile birlikte gün geçtikçe akademisyenlere olan ihtiyaç da artmaktadır. Ülkelerde akademisyenlik eğitimi için doktora öğrenimi ön şartlardan biri olarak kabul edilmektedir. Bundan dolayı doktora öğrenimi bilimin ilerlemesi ve yükseköğretimdeki kaliteli eğitim
açısından çok önemlidir. Dolayısıyla doktora öğrenimi süresince yaşanan zorlukların, sürecin
içinde olan, geleceğin akademisyenleri olacak doktora öğrencilerinin görüşleri doğrultusunda
belirlenip giderilmesi de oldukça önem arz etmektedir. Bu bağlamda, bu çalışma ile doktora
öğrencilerinin öğrenimleri sırasında yaşadıkları zorluklar ve bu zorluklarla baş etme stratejilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Karadeniz Teknik Üniversitesinde
Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi ve İlköğretim anabilim dallarında öğrenim gören
10 doktora öğrencisi ile yarı yapılandırılmış mülakatlar yapılmıştır. Nitel veri analizleriyle katılımcıların doktora eğitimleri ile ilgili yaşadıkları zorluklar resmedilmeye çalışılmıştır. Bir araştırmacının tematik kodlamalar yardımıyla analiz ettiği veriler, bir diğer araştırmacı tarafından da analiz
edilmiş ve analiz güvenilirliği sağlanmıştır. Çalışma verileri doktora eğitiminde yaşanılan zorluklar, bu zorluklarla baş etme stratejileri ve doktora öğrenimi yapmak isteyenlere öneriler şeklinde
kategoriler halinde sunulmuştur. Veri seti incelendiğinde öğrencilerin en çok danışmanları ile
ilgili zorluklara yaşadıkları, yaşadıkları zorlukların çözümü için de en çok fedakârlık stratejisine
başvurdukları ve bu doğrultuda alana yönelik çeşitli önerilerde bulundukları görülmüştür. Çalışma sonucunda, doktora öğrenimi görenlerin karşılaştıkları zorluklar, bu zorluklarla baş etme
stratejileri ve alana yaptıkları öneriler doğrultusunda, Türkiye’deki doktora eğitimi ile ilgili geliştirici çözüm önerilerinde bulunulmuştur.
Keywords: Yüksek Öğretimde Kalite, Doktora Öğrenimi, Zorluklar, Başa Çıkma Stratejileri
34
Bildiri Özetleri
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI LİSANS PROGRAMLARINDAKİ TÜRK DİLİ
ALAN DERSLERİNE İLİŞKİN BİR PROFİL ÇALIŞMASI
Prof. Dr. Asiye Mevhibe COŞAR, Öğr. Gör. Şenol SANCAK
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Giresun Üniversitesi, Türkçe Eğitimi Bölümü
Yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren gelişmiş ülkelerde bilgi toplumuna (knowledge
society) geçiş süreci başlamış ve bilgi ekonomisi (knowledge economy) adı verilen yeni bir küresel ekonomik yapı ihdas edilmiştir. Oluşturulan yeni yapıda bireylerin ekonomik gücü, bilgi
ve öğrenim düzeyleriyle; ülkelerin rekabet gücü ise beşeri ve sosyal sermayeleri ile ölçülür hâle
gelmiştir. Bu gelişmeler bilginin üretilmesi ve paylaşılmasından birinci derecede sorumlu olan
üniversitelerden beklentileri artırmış ve özellikle gelişmiş ülkelerde yükseköğretim toplumların
ilgi odağı hâline gelmiştir. Eski usûl ve kalıplaşmış anlayışların günümüz gelişmeleri karşısında
yetersiz kalması, birçok ülkede eğitim sistemlerinin sorgulanmasına zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda ileri ülkeler seviyesine erişmeye çalışan Türkiye’de de yükseköğretim programları, hem
AB’ye uyum ve yeniden yapılanma hem de “Bologna Süreci” çalışmaları çerçevesinde, yoğun bir
gelişim ve değişim yaşamakta ve üniversitelerin bütün bölümlerine çeşitli şekillerde yansımaktadır. Bu süreçten etkilenen bölümlerden biri de Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleridir.
Bu çalışmada ülkemizde eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmekte olan Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinin öğretim programları ve bu programlarda yer alan Türk dili dersleri çeşitli yönlerden karşılaştırılmış, böylece programlardaki benzerlik ve farklılıklar gözler önüne serilmeye
çalışılmıştır. Araştırma nitel bir araştırma olup belirlenen amaçlara ulaşmak için öncelikli olarak
devlet ve vakıf üniversitesi ayrımı yapılmadan Türk Dili ve Edebiyatı programı bulunan üniversiteler kuruluş yılları göz önünde bulundurularak üç gruba ayrılmış, her gruptan öğretim üyesi
en çok olan 5 üniversite örneklem olarak alınmıştır. Ders içeriklerindeki benzerlik ve farklılıklara
vurgu yapmak amacıyla da örneklem üniversitelerin öğretim programlarında zorunlu dersler
kapsamında ele alınan “Çağdaş Türk Lehçeleri” dersleri içerik analizi tekniğiyle karşılaştırılmıştır.
Üniversitelerin öğretim programlarındaki zorunlu derslerin kredileri, teorik ve uygulama
ders saatleri ve bu programlardaki Türk Dili alan derslerinin dağılımında önemli benzerlik ve
farklılıklar olduğu görülmekle birlikte “Çağdaş Türk Lehçeleri” derslerinin içeriklerinde de çeşitli
benzerlik ve farklılıkların olduğu anlaşılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Türk Dili ve Edebiyatı, Lisans Programı, Ders Saati, Dersin Kredisi, Çağdaş Türk Lehçeleri Ders İçeriği
Bildiri Özetleri
35
MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM PERSPEKTİFİNDEN MESLEK
YÜKSEKOKULLARININ SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Öğr. Gör. Celal KARACA
Aksaray Üniversitesi, Aksaray Teknik Bilimler MYO, 68100, Aksaray- Türkiye
Ülkemizin eğitim konusundaki en önemli sorunlarından biri Mesleki ve Teknik eğitimdir.
Liseden sonra ön lisans düzeyinde eğitim veren meslek yüksekokulları, belirli mesleklere yönelik
ara insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan dört yarıyıllık eğitim-öğretim sürdüren bir yükseköğretim
kurumu olarak tanımlanmıştır. Türkiye’nin çok büyük bir oranda genç ve dinamik nüfusa sahip
olduğu aşikardır. Çoğunlukla meslek liselerinden sınavsız geçiş ile meslek yüksekokullarına kayıt
yaptıran bu genç nüfus iyi bir eğitimle ülkemiz için büyük bir fırsata dönüştürülebilir. Bu çalışmada ilk olarak ortaöğretimden meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş sistemi incelenmiş ve
sınavsız geçişin avantaj ve dezavantajları tartışılmıştır. İkinci olarak endüstrideki muazzam kalifiye eleman açığına rağmen, piyasadaki talep ile arzın örtüşmemesi sorunu incelenmiştir. Bu
noktada meslek yüksekokullarının mevcut fiziki şartları, uygulamalı eğitim ve staj olanakları, öğretim elemanı yeterlilikleri, öğrenci yeterlilikleri gibi konular üzerinde durulmuştur. Ülkemizin
en ciddi problemlerinden biri işsizliktir. Bu bağlamda meslek yüksekokullarından mezun olan
teknikerlerin piyasanın taleplerine cevap verebilecek yeterlilikte olması, hem istihdam sorununun çözümüne katkı sağlayacak hem de endüstri, tarım, ticaret ve hizmet sektörü gibi pek çok
alanda verimliliği artıracaktır.
Anahtar Kelimeler: Mesleki ve Teknik Eğitim, Yükseköğretime Sınavsız Geçiş Sistemi, Meslek Yüksekokulu Sorunları, Kalifiye Eleman Yetiştirme, İşsizlik
36
Bildiri Özetleri
TÜRK VE ALMAN ÜNİVERSİTELERİ HİYERARŞİK VE AKADEMİK
YAPILARININ KARŞILAŞTIRILMASI: ORMAN FAKÜLTELERİ ÖRNEĞİ
Prof. Dr. İbrahim BEKTAŞ
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü,
46100, Kahramanmaraş, Türkiye
Doç. Dr. Abdullah Emin AKAY
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, 46100,
Kahramanmaraş, Türkiye
Doç. Dr. Hakan DOYGUN
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Orman Fakültesi , Peyzaj Mimarlığı Bölümü, 46100,
Kahramanmaraş, Türkiye
21. yüzyılın ilk çeyreğinde Türk üniversitelerinin mevcut durumlarının analizi, sorunlarının
belirlenmesi ve çözümü ile gelişmeleri yönündeki çabalar gittikçe yoğunlaşmakta ve önemini
korumaktadır. Bu amaçla, mevcut durumları ve başarı düzeyleri gelişmiş ülkelerin üniversiteleri
ile Türk üniversiteleri kıyaslanarak konu üzerinde bir takım analiz ve değerlendirmeler yapılmaktadır. Kurulduğundan bugüne kadar köklü ve önemli değişimler yapılamayan üniversite sistemimizde hızlı bir yenileşmeye gidilmesi kaçınılmazdır. Bu reform ve reorganizasyon çalışmalarında,
Türk üniversitelerinin mevcut durumlarının sağlıklı bir şekilde analiz edilmesi ve gelişmiş ülke
üniversiteleri yapılarının dikkate alınması kaçınılmazdır. Bu değerlendirmeler ışığında, bu bildiride, Türk ve Alman üniversitelerinden birer örnek seçilerek, Orman Fakülteleri örneğinde ve
Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ile Peyzaj Mimarlığı Bölümleri’ni kapsayacak
şekilde, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) ile Dresden Teknik Üniversitesi (TUD)
hiyerarşik ve akademik yapıları karşılaştırılmıştır. İki sistem arasındaki temel benzerlikler ve farklılıklardan hareket edilerek, ülkemiz üniversiteleri bakımından başarıya ulaşmada eksik yönler
belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan değerlendirmelere dayanılarak, Türk üniversite sistemindeki
sorunların nasıl çözülebileceği konusu üzerinde durulmuş ve Alman üniversite sitemi paralelinde Türk üniversite sisteminde yapılacak yenileşme ve değişimlerin ne yönde olması gerektiği
üzerinde durulmuştur. Kuruluş sistemleri oldukça benzer olan Türk ve Alman üniversite sisteminin karşılaştırılmasından elde edilen veriler, Türk üniversitelerinin gelişim ve değişim sürecini
gerçekleştiremediğini, kurulduğu hiyerarşik ve akademik yapı ile varlığını sürdürmeye çalıştığını
göstermektedir. Bu çalışma kapsamında, mevcut durumu ile devam edilemeyeceği anlaşılan
Türk üniversite sisteminin, branşlaşmaya ve disiplinler arası dayanışmaya yönelerek, idari ve bürokratik yapısını günün şartlarına uygun biçimde pratikleştirmesi ve daha rekabetçi bir yapıya
kavuşturulması gerektiğinin altı çizilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Dresden Teknik Üniversitesi, Hiyerarşik Yapı, Akademik Yapı, Orman Fakülteleri
T02-Yükseköğretim Ağında
Hareketlilik ve İstihdam
T02- Mobility And Employment In The
Higher Education Network
38
Bildiri Özetleri
AKADEMİSYENLERİN DERS YÜKÜ SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Arş. Gör. Didem DOĞAN
Aksaray Üniversitesi
Bilgi toplumuna geçiş, hızlı teknolojik değişimler, artan rekabet ve küreselleşme ile asıl işlevi eğitim öğretim olan üniversitelere talep ve beklentiler hızla artmakta bu durum üniversitelerde köklü değişimleri kaçınılmaz hale getirmektedir. Üniversitelerde yaşan bu hızlı büyüme,
değişim ve gelişim süreciyle birlikte öğretim elemanları eğitim-öğretim dışındaki işlere ne kadar
zaman ayırabiliyorlar sorusunu gündeme getirmiştir. Bu çalışmanın amacı, akademisyenlerin sorunlarını belirleyerek ders yüklerinin bu sorunlar arasındaki yerini ortaya koymak ve bu soruna
çözüm önerileri getirmektir.
Araştırmada kırk akademisyene meslekleri ile ilgili varsayılan sorunların yer aldığı, araştırmacı tarafından geliştirilen, üç öğretim üyesi tarafından içerik ve kapsam geçerliliği yapılan bir
anket uygulanmıştır. Ayrıca çözüm önerileri geliştirmek adına sekiz öğretim üyesiyle görüşme
yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre; öğretim elemanlarının tamamı ekonomik problemler
ve zaman yetersizliği sorunu yaşamaktadırlar. Katılımcıların %91,2’si akademisyenler arasındaki
işbirliğinin azalmasını, akademik çalışmaların unvan almak için yapılmasını sorun olarak algılamaktadırlar. Akademisyenlerin %77,5’i üniversitedeki ders yüklerini sorun olarak belirtmişlerdir.
Diğer taraftan, istatistik bilgisi yetersizliği, literatüre ulaşma sorunu, yabancı dil yetersizliği, araçgereç yetersizliği, akademik yükselmenin uluslar arası indekslerde yayın yapma zorunluluğuna
bağlı olması akademisyenlerin yarısından fazlasının belirttiği diğer sorunlardır.
Teorik ve uygulamalı dersler, laboratuar, seminer, bitirme ödevleri, diploma projeleri, staj
raporu, lisansüstü tez danışmanlığı gibi işlerin ders yüklerini oluşturduğunu belirten akademisyenler fazla ders yükü yüzünden araştırmaya ve kendilerini geliştirmeye yeterli zaman bulamadıklarını belirtmişlerdir.
Öğretim elemanlarının ders yükü sorununa getirdiği çözüm yolları kısaca şöyledir. Mezun
öğrenci sayısı fazla olan ve öğrenci sayısı az olan fakültelerin tamamen bazılarının da ikinci öğretimlerinin kapatılması ders yükü sorununu kısmen çözebilir. Akademisyen başına 30 saat ders
yüküne göre üniversitelerin akademisyen eksikliği/fazlalığı giderilmelidir. Ayrıca lisansüstü eğitime ve akademisyen yetiştirme programına (ÖYP) daha çok ehemmiyet verilmeli ve geleceğin
akademisyenleri daha kaliteli eğitim almaları sağlanmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Akademisyenlerin Sorunları, Ders Yükü
Bildiri Özetleri
39
RAPHAEL’ONUN “ATINA OKULU” TABLOSU BAĞLAMINDA
ÜNIVERSITE
Mazhar BAĞLI
Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Ankara.
Bu makalede ünlü ressam Raphaello’nun “Atina Okulu” adlı tablosunda resmettiği karakterler üzerinden bir felsefe tarihi ve üniversite kurumu okunmaya çalışılacaktır. Üniversitelerin
evreni okumaya ilişkin bireye kazandırdığı bilimsel tekniğin, sanatsal bir perspektifle desteklenmesinin imkanlarının bir örneği olarak bu tablo analiz edilecektir.
Tablo, 1509- 1510 yıllarında Rönesans’ın usta ressamlarından Raphaello’ya dönemin Papa’sı
II. Julius’un o dönem özel apartmanının kütüphane odası olarak kullanılan iki ana duvarın birinde (diğerinde ise kutsal tartışma var) felsefe ve düşünce tarihine yön veren tüm kişileri resmeder.
Yirmiye yakın düşünür ve filozof özgün düşüncesini çağrıştıracak bir tasvirle çizilmiştir.
Sanatın altın anahtarı olan resim üzerinden felsefenin okunması kuşkusuz farklı bir okuma
biçimidir.
Bu çerçevede evrene ilişkin okumalarımızda iki yönlü bir tekniği geliştirmemize giden yolda bilimsel yöntem ve teknik gibi sanat da hep var olması gereken bir alan olmalıdır ki kalıcı bir
bilgilendirme ve kişisel perspektif tesis edilebilimiş olsun.
Evreni ve doğayı teknik bilginin yanında diğer bilgi türleri ile de zenginleştirme alanı olarak
da görülmesi gereken üniversitelerde bu yönde de bir çalışmanın içinde oldukları oranda asıl
işlevini yerine getirmiş olurlar.
T03-Yükseköğretim Felsefesi
T03-Philosophy of Higher Education
42
Bildiri Özetleri
İNSAN MERKEZLİ ÜNİVERSİTE VE AKADEMİSYENİN YENİ
ÜNİVERSİTEDEKİ YERİ
Prof. Dr. Osman SERİNDAĞ
Abdullah GÜL Üniversitesi, Rektör Yardımcısı, 38039 KAYSERİ
İnsan tarafından üretilen her sosyal yapı gibi üniversiteler de bünyesindeki bireylerin ve alt
grupların birbirleri arasındaki iş bölümü ve etkileşimi ile şekillenmektedir. Bilgi üretme görevini
üstlenmiş olan bu soyut kuruluşların en önemli unsuru doğal olarak insan, yani akademisyenlerdir. Bu konuda öncelikli olan akademisyenlerin de 21. Yüzyılda ortaya çıkan yeni paradigmalar
bakımından rol, işlev ve ilişkiler seviyesinde yeniden ele alınarak, tanımlanmasına ihtiyaç vardır.
Bu çalışmanın amacı akademisyen kimliğini, günlük siyasi yaklaşımlarla değil genel ve uluslararası tanım ve beklentilerle tartışmaktır. Aksi halde, bir siyasi görüşün parçası niteliğindeki tartışmalar sorunu çözmek yerine anlamsız tartışmalara açabilir, bu durum ülkemizin bugüne kadar yaşadığı akademik sıkıntıların başında gelmiştir. O halde ne yapmak gerekir? Artık evrensel
tanımlar üzerinden gidip akademisyen kavramının içini doldurmamız gerekmektedir. Değişen
dünyada gelişmenin bilim esaslı olduğu dikkate alındığında, bilim insanlarının önemi her geçen
gün daha da anlam ve önem kazandığı görülmektedir.
Bu çalışmada, aşağıdaki sorular çerçevesinde, ülkemizde sayıları son yıllarda artan üniversitelerimizin şiddetle ihtiyaç duyduğu nitelikli akademisyen sorunu tartışılmaya çalışılmıştır.
Üniversite ve Akademisyen ilişkisi nedir?
Akademik ortam nasıl olmalıdır? (hiyerarşi mi, özgürlük mü?)
Akademisyenlerin genel kültür seviyesi önemli midir?
Akademisyenlerin uluslararası standartlarda olması zorunlu mudur?
Akademisyenin eğitim ve araştırma kalitesi nasıl ölçülür? (Performans ve kalitenin objektif
hale nasıl getirilir?)
Bildiri Özetleri
43
FUTURE PLAN FOR IMPROVING HIGHER EDUCATION IN
DEVELOPING COUNTRIES
Shihab A. HAMEED
Faculty of Engineering, International Islamic University Malaysia, 50728 KL, Malaysia;
[email protected]
Education and knowledge seeking is a leading factor in life improvement of societies. Efficient and effective education is an essential path for developing and Islamic countries to bridge
the gap with developed countries. Enhancing higher education requires understanding moral,
ethical and social principles (especially Islamic based principles) and its great role and effect in
all aspects of life (politics, economy, health, and education) to drive change toward better life.
Higher education in developing and Islamic world suffers from set of weaknesses and challenges include: No comprehensive strategic plan, less cooperation between universities, no unified
and standard rules and regulations, no unified programs and courses, lack of lecturer and researcher, lack of funds, less integration between Islamic ethical principles and education process
phases, poor cooperation with industry and other stakeholders, weak employability skill for graduations, and less confidence in local graduations. This paper works toward fill-in this gap and
offering better understanding of higher education role in leading development.
This paper presents an integrated time-based (short, medium, and long) plan for enhancing future of higher education in developing and Islamic countries. This strategic plan includes
integrating moral, ethical, and social principles in all education phases and contents (curriculum,
education tools, campus life, and administration); and enhancing organizations such as UNESCO, ISESCO, UNDP, and OIC, to have leading and effective role to improve higher education and
offering standards for all parts of education process. The plan supports: cooperation between
universities and individuals in all aspects, cooperate with industry and other stakeholders, producing educational material and text books, supporting creative thinking and problem solving.
Index Terms—Higher Education, Future Plan, Developing Countries.
44
Bildiri Özetleri
YÜKSEKÖĞRETİMDE DEĞİŞEN İLETİŞİM FELSEFESİ: YENİ MEDYADA
YENİ ÜNİVERSİTE
Uzm. Aslı SEZGİN
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Basın Halkla İlişkiler Birimi
Karacaoğlan Yerleşkesi 80000 Osmaniye
Prof.Dr. Aykut GÜL
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Karacaoğlan Yerleşkesi 80000 Osmaniye
Yirminci yüzyılın son on yılına damgasını vuran küreselleşme süreci, kaçınılmaz olarak iletişim teknolojilerini etkilemiş, iletişim politikaları da yeni dünya düzenine uyum sağlayacak şekilde oluşturulmuştur (Özgen, 2011: 88). Taşınabilir ve kolay ulaşılabilir olma özellikleri ile yeni
medya etkili bir iletişim aracı olarak kullanılmaktadır.
Yeni medyanın gün geçtikçe artan etkisi, kurumların da bu alanda profesyonel girişimlerde
bulunmalarını sağlamıştır. Bu kurumlar içerisinde eğitim kurumları ve üniversiteler de önemli
bir yere sahiptir. Ülkemizde son yıllarda sayıları giderek artan devlet ve vakıf üniversitelerinin,
yükseköğretim alanında doğan rekabetinde yeni medya önemli bir görev üstlenmiştir. Üniversiteler kurumsal imajları ile yeni medyada etkin şekilde yer almak için her türlü imkânı kullanarak
öğrencilerine, akademik ve idari personeline, kısacası iç ve dış hedef kitlelerine ulaşma çabasındadırlar.
Yükseköğretimde değişen iletişim felsefesini yeni medya ekseninde değerlendirecek olan
bu çalışmada, 2007 yılı sonrasında kurulan devlet Üniversitelerinin en kısa yoldan kendilerini
tanıtma imkânı buldukları internet ana sayfaları göstergebilimsel analiz yöntemi vasıtası ile karşılaştırılmalı olarak incelenecektir.
Yeni Üniversitelerin ana sayfasında yer alan göstergeler, ana sayfanın oluşturulma yöntemi, dikkat çeken noktaları, bölgelere göre yaşanan farklılıklar, öne çıkarılan konular, duyurularda
ve etkinliklerde kullanılan yöntemler, tercih edilen renkler, ana sayfa yöneticileri karşılaştırılmalı
olarak ele alınacaktır.
Çalışmada, kişilerarası iletişimde olduğu kadar kitle iletişim sürecinde de aktarılan dilsel
veya görsel göstergeleri çözümlemek için kullanılan göstergebilim yöntemi (Çulha, 2011: 412)
ile “yeni Üniversitelerin”, “yeni medyayı” kullanma süreci hakkındaki bilgilere ulaşmak amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İletişim Süreci, Yeni Medya, Yeni Üniversite, Yükseköğretimde İletişim
Kaynakça
•
•
ÇULHA, Osman; Gösterge Bilim Tekniği Kullanılarak Kanada Fotoğraflarının
İncelenmesi, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, sayı 13, 2011, s. 409–424.
ÖZGEN, Ebru; Halkla İlişkiler ve Yeni Medyanın İşaret Ettiği Sorunlar Üzerine Bir
Tartışma, Global Media Journal, Bahar 2011, s. 81–102.
Bildiri Özetleri
45
YÜKSEK SANAT ÖĞRETİMİNDE SOSYAL BİR PERSPEKTİF:
GÖRSEL KÜLTÜR KURAMI
Yrd. Doç. Dr. Aygül AYKUT
Erciyes Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Dekan Yardımcısı, Kayseri, Türkiye
Küresel kültür, yazılı iletişimden görsel doyuma doğru hızla değişen bir süreçtir. Görsel
kültür, alışveriş merkezleri, magazinler, tiyatrolar, reklam bilboardları, bilgisayarlar ve televizyon
yoluyla etkisini arttırmaktadır. Görsel kültür zorunlu değişimlerin yaşandığı sanat ve eğitim kavramlarını daha da önemli hale getirmektedir.
Eğitimle sanatı bir araya getirmek zordur, çünkü birbiriyle sıklıkla çelişen iki uygulama biçimini kapsar. Eğitim beklenen öğrenme çıktılarını almayı, sanat ise beklenmeyeni başarmayı
amaçlar. Bu nedenle sanat eğitim felsefesinde kuramı meşrulaştıran potansiyel katkıları incelemek oldukça önemlidir. Tarihsel olarak kuramlar, sanat hakkında konuşmak ve düşünmek için
hayati önem taşır. Geçen yüzyılda uygulanan deneysel temelli eğitim kuramı uygulama üzerindeki etkisini yeni göstermiştir.
Türkiye yüksek sanat öğretimi sanat ve eğitim gibi oldukça zengin iki temel araştırma alanını kavramsal bir çerçeveye oturtmak yerine, yetenek temelli uygulamalara önem vererek alanları başarıyla birbirinden yalıtmış görünmektedir. Bu durumda güncel sistemin analizi, bireysel
tutumlar ve toplumsal ihtiyaçları göz ardı etmeden ele alan görsel kültür kuramını mercek altına
almalıyız.
Bu amaçla araştırmada günümüzü anlamlandırmada görsel kültür kuramı ve kültür çalışmalarının sanat eğitimine katkıları incelenerek yükseköğretimde sanat eğitiminden beklentiler
tartışılmaktadır. Araştırma verileri tarama yoluyla elde edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Görsel Kültür Kuramı, Sanat Eğitimi, Yükseköğretimde Yeni Felsefeler.
46
Bildiri Özetleri
TEACHER EDUCATION MODELS
Asst. Prof. Dr. Meltem YALIN UCAR
Adnan Menderes University
Asst. Prof. Dr. Esin ACAR
Faculty of Education, Aydın, Turkey
Paradigms adopted by nations determine teacher education approaches and hence the
teacher education models. On the condition that teaching training models show parallelism
with philosophical approaches taken into consideration in education, it seems more realistic
that achieving desirable goal. For this reason, in the study, the models adopted in teaching education are aimed to be explained through literature review.
In universal platform, teacher training is based on three different approaches. These approaches considered in teaching education complete each other even they are different from one
another. Among different teacher education models, the model based on proficiency includes
sub-models developed as cognition and performance-based. Performance model is designed for
the purpose of acquiring a series of behavioral skills.
Cognitive model, in case, is designed on the idea that knowledge deprivation cause not understanding of the events and therefore it is not possible to act in a logical way. By Neo- conservative model-second model- it is aimed to improve quality of teaching education in the light of
properties demanded by market. Third model is reflective model in which teacher’s role focuses
on reflection defined as individual’s inquisition about his and other people’s actions and using
them for students’ understandings about their actions.
The aforementioned three approaches have pros and cons in itself. It is figured out that
even if consistency and coordination is provided in the applications of teacher education, the
same situation is not observed when results are analysed. Especially it is probable to make
reference to many research which support and at the same time questioning proficiency based
teacher education model’s having a place among national aims.
Sözü edilen üç yaklaşımın da kendi içinde güçlü ve sınırlı yanları vardır. Öğretmen eğitimindeki uygulamalarda bir düzen, tutarlılık sağlansa da, elde edilen sonuçlarda aynı durumun
gözlemlenmediği anlaşılmaktadır. Özellikle Türkiye de uygulanmakta olan yeterliliğe dayalı öğretmen eğitimi modelinin ulusal hedeflere ulaştırabilirliğini destekleyen ve aynı zamanda sorgulayan bir çok araştırmadan söz etmek mümkündür.
Keywords: yeterliliğe dayalı model, neo-conservative model, reflektif model
Keywords: Proficiency based model, neo-conservative model, reflective model
FURLONG, J; MAYNARD,T. (1995). Mentoring Student Teachers (The Growth of Prefessional Knowledge). London : First published by Roudledge 11 New Fetter Lane, EC4P 4EE.
YÖK (1998). Fakülte-Okul İşbirliği Kitapçığı. Ankara: YÖK Yayınları.
Sykes,G; Bird,T and Kennedy,M., (2010). Teacher Education: Its Problems and Some Prospects.
Journal of Teacher Education. 61 (5), 464-476
T04-Girişimci Eğitim, İnovasyon ve
Ar-Ge Stratejileri
T04-Strategies in Innovation, R&D and
Entrepreneurial Training
48
Bildiri Özetleri
FIELD QUALIFICATIONS: A FRAMEWORK SUGGESTION
Dr. Metin TOPRAK
İstanbul University, Bologna Expert, İstanbul, TR
Dr. Armağan ERDOĞAN
Dr. Ömer AÇIKGÖZ
Advisor to the President of the Council of the Higher Education, Bologna Expert, TR
Within the last decade the most significant development of European Union in the education field has been the Bologna Process. The reference point of the Process is European Qualifications Framework on an international level, and national qualifications framework on a national
level. In this work, while the field/sectoral qualifications have been developed in Turkey, international standard classifications of education, occupations and industries have been taken into
account; and moreover, qualifications have been developed from the vertically and horizontally
hierarchical point of view, and chronological perspective. In this work, it is suggested that EQFLLL and NQF can also be applied to all types of field/sectoral qualifications.
Keywords: Bologna Process, Narrow Field Qualifications, Field/Sectoral Qualifications,
Knowledge, Skills, Competences.
Bildiri Özetleri
49
AKADEMİK PERFORMANS ARTIRIMINDA BİLİMSEL TEŞVİKLERİN
ÖNEMİ: KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
Prof. Dr. İsmail GÜVENÇ
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü, 79000, Kilis
Öğr. Gör. Mehmet ŞENTÜRK
Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Meslek Yüksek Okulu, Dış Ticaret Bölümü, Kilis
Kilis 7 Aralık Üniversitesi; Fen-Edebiyat Fakültesi, Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi, İktisadî
ve İdarî Bilimler Fakültesi, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Yusuf Şerefoğlu
Sağlık Yüksekokulu, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Meslek Yüksekokulu, Sağlık Hizmetleri
Meslek Yüksekokulu ile Sosyal, Fen ve Sağlık Bilimleri Enstitülerinden oluşmakta olup toplam 5
fakülte, 2 yüksek okul, 2 meslek yüksek okulu ve 3 enstitüye sahiptir.
Bu çalışma, 2007-2011 döneminde Kilis 7 Aralık Üniversitesi’ndeki akademik gelişimi özetlemektedir. Bu bağlamda; Kilis 7 Aralık Üniversitesi’nde 2009 yılında uygulamaya konulan Bilimsel Etkinlikleri Teşvik Programının (BETEK) akademik personelin yayın sayılarındaki katkısı ortaya
konulmaya çalışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kilis 7 Aralık, BETEK, Akademik Performans Ölçümü.
50
Bildiri Özetleri
A GATEWAY TO PROFESSIONAL DEVELOPMENT OF FACULTY
MEMBERS: INTERROGATING BELIEFS
Alev ELÇİ
Eastern Mediterranean University, SCT, Department of Information Technology
Famagusta, via Mersin 10, Turkey
Hüseyin YARATAN
Eastern Mediterranean University, Faculty of Education, Department of Educational Sciences,
Famagusta, via Mersin 10, Turkey
In higher education there is increasing efforts for faculty professional development. A
holistic approach for planning and designing professional development programs is expected
to satisfy the goals, needs, and beliefs of faculty members, as adults. The beliefs that faculty
members hold before professional development programs may effect the efficacy of their professional development. Since the beliefs can hinder awareness of the need for professional development it can make faculty reluctant to attend such activities and form barriers to their learning. Identification of faculty professional development beliefs may be needed for being alert
for such consequences. If the beliefs are known by institutions, these may be utilized to make
faculty aware of them in order to drive change. In this quantitative study a sufficiently reliable
beliefs inventory instrument is introduced. And further analysis of data explored the level of
beliefs of faculty for professional development in teaching and learning in the context of an
international university. The results of this study may be used for orientation, a kickoff for the
professional development program.
Keywords: Faculty development, Professional development, beliefs, needs, higher education.
Bildiri Özetleri
51
EĞİTİMDE İNOVASYONUN ROLÜ VE AR-GE KÖYLERİ ÖNERİSİ
Doç.Dr. C. Gazi UÇKUN
Öğr.Gör. Asiye YÜKSEL
Öğr.Gör. Barış DEMİR
Kocaeli Üniversitesi, Hereke Ö. İ. Uzunyol Meslek Yüksek Okulu, Hereke, Kocaeli
Ülkemizin kalkınma gündeminde yeni yeni oluşmaya başlayan ancak ekonomimizin ve
toplumsal refah seviyemizin gelişmesini yakından ilgilendiren “Eğitimde Ulusal ve Uluslararası İnovasyon” kavramı sektöre eleman hazırlayan yüksek öğretim kurumlarının yakından takip
etmeleri gereken önemli bir konudur. Türkiye; hızla gelişen dünyaya yetişebilmek, Avrupa Birliği kapılarını açtırmak amacıyla başladığı yolculuğunu kolaylaştırmak için; iyi eğitilmiş, sadece
bilgiyi uygulayabilen değil, aynı zamanda bilgiye dayalı analiz ve karar verme yeteneğine sahip
bilgi takipçisi işçilerinden oluşan genç işgücüne yatırım yapmak zorundadır.
Gerekli insan kaynağını yetiştiren öğretim politikaları; bilim ve teknolojiye dayalı yenileyici,
üretici ve bunu toplumsal faydaya dönüştürücü olmalıdır. İnovasyon ve onu destekleyen bilim
ve teknoloji yeteneği, merak eden; merak ettiğini hiçbir doğmaya bağlı kalmaksızın sorgulayan;
üretmekte ve yeni bir şey yaratmakta hevesli genç nesiller ile gelişecektir.
Bu ekonomik ve toplumsal doku içinde önemli bir misyon üstlenen, sektöre eleman yetiştiren eğitim kalitesinin inovasyon- ar-ge yönetimi ve girişimcilik odaklı yeniden gözden geçirilmesi gereklidir. Çok konuşulan ama hala üretime yönelik çıktıları gün ışığına çıkmayan “Üniversite– Kamu- Sanayi” işbirliğinin eğitim gündemine alınması sağlanmalıdır. Öğretim elemanlarının
uygulama alanı içine çekilmesi, çağa ayak uydurmasını sağlayıcı tedbirlerin alınması, gelişimine
yönelik ek kazançlar yaratıcı yasal düzenlemelerin yapılması, öğrencilerin zorunlu iş başı eğitimine tabi tutulması, üretim atölyeleri oluşturulması, eğitimde inovasyon senaryosunun baş aktörleri olarak kaçınılmaz görülmelidir.
Bu araştırmada üniversitelerin ve teknoparkların “eğitim-inovasyon-ar-ge ihtiyacı” kavramının önemi sorgulanmış sektörlerde “eğitimde inovasyon” yaratacak faaliyetlerin oluşmasında ne
gibi modeller ve uygulamalar yapılmasına dair öneriler sunulmuştur.
Bu noktada; eğitim-öğretim sistemimiz, bir yandan yenilik-ar-ge ve teknoloji odaklı bir kültürü aşılarken, diğer yandan özellikle lise ve üniversitelerin bu konularda donatılmaları sağlanmalıdır. Yüksek Öğrenim Kurumlarının gereksinim duyduğu kaynağı, devlete yük olmadan elde
etmesine yönelik ekonomiye katkı sağlayıcı tedbirlerin düzenlenmesi “eğitimde ulusal/uluslararası inovasyon” politikasının gereği olmalıdır.
Anahtar Kelimeler: İnovasyon, Eğitim, Ar-Ge ve Yenilik, Üniversite- Kamu- Sanayi İşbirliği
52
Bildiri Özetleri
HER ALANDA YENİ STEVE JOBS’LAR YARATMAK İÇİN GİRİŞİMCİ
ÖĞRETİM VE GİRİŞİMCİ ÖĞRETİM ÜYELİĞİ
Doç.Dr. Mustafa Zülküf ALTAN
Erciyes Üniversitesi, [email protected]
Eğitim bir ülke için en önemli unsurdur. Bu süreç içerisinde yüksek öğretim basamağı da bir
ülkenin geleceğinin belirlenmesindeki en belirleyici basamaktır. Bir ülkenin gittikçe artan bilgitabanlı küresel toplum ve ekonomiler içinde gelişimini sağlaması, sürdürmesi ve yaşaması, iyi
eğitilmiş nüfusa sahip olmasına bağlıdır.
Son birkaç on yıldır ekonomideki ve iş hayatındaki şaşırtıcı derecedeki hızlı değişim ve
sonucunda çalışanlardan istenen temel beceriler, asli görevleri öğrencileri iş ve normal hayatlarında karışılacakları zorluklara hazırlamak olan yüksek öğretim kurumları üzerine çok büyük
sorumluluk yükledi.
Küreselleşme, acımasız yarışma koşulları, sık iş değiştirmeler, giderek artan kendi işini kurma veya bulunduğu il, bölge veya ülke dışında çalışma isteği, işe uygun tavır ve tutum sergileme,
yeni teknolojileri kullanma, bu tür bilgilere sahip olma, iyi bir seviyede uluslar arası iletişim dili
olan İngilizce bilgisi ve/veya bir ya da bir den fazla yabancı dil bilgisine sahip olma gibi gerçekler
eğitim kurumları ve öğrenciler için artık göz ardı edilemeyecek birer olmazsa olmazdır.
Bütün bu değişimin sonucu olarak ortaya çıkan ekonomi ve iş eğitimi arasındaki yakın ilişki
girişimcilik ruhuna ve girişimci kültürüne çok daha fazla önem verilmesine ve bunların eğitim
sistemleri içinde vazgeçilmez değerler haline gelmesine sebep olmuştur.
Ülkemizdeki mevcut “silo” tarzı öğretim ve yetiştirme göz önüne alınırsa günümüz gereksinimlerinden ne kadar uzak olunduğu bariz bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Bu sunu da girişimciliğin neden önemli olduğu, girişimciliğin öğretilebileceği, girişimci öğretim üyelerine neden ihtiyaç duyulduğu ve girişimci bir öğretim üyesi neler yapar gibi temel
konularına değinilecektir.
Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, girişimci öğretim, girişimci öğretim üyeliliği
Bildiri Özetleri
53
EDUCATION AND DEMOCRACY
Damla MUŞTU, Derya ŞAHİN, Sinem HIZLI
Anadolu University Education Faculty Secondary School Mathematics Teaching Department
Higher education has a great deal of importance and impact on the process of construction of society, which has to be empower the base of democratic society.
As John Dewey says: “If we want to talk about democracy, education environments must
be democratic”. It is possible to vary example and to look from other perspectives in that point.
The awareness of the strong relation between democracy and education will be developing through this project which finds the democracy initially in higher education. This Project
aims at creating an atmosphere in which they can discuss about the democracy perception,
make brain storming about the democratic learning environments in the intercultural groups;
figure out the close relation between education and democracy.
This relation will be framed with the help of Constructivism. Constructivist approach is an
educational theory which is based on individuals. It supports the idea that information is constructed by individuals. This Project aims at reaching its goals by using this theory which enables
active participation of students in the class where they have equal rights and teachers are seen
as inspiration.
The only way that we can provide entrepreneurial training on higher education is providing free democratic environments, since make people can put their own thoughts, senses,
creativeness and entrepreneurship in a free democratic environment.
To achieve this goal, “working in groups, cooperative learning and some kinds of art workings “which are subtitles of constructivist education techniques are going to be used during
the activity process of the project. The relation between education and democracy is going to
be handed with non-formal education methods, therefore participants can share their observations and experiences, which are in their background.
Keywords: democracy, education, creativity, entrepreneurial training, intercultural learning, democratic education environment
54
Bildiri Özetleri
YENİ YÜKSEKÖĞRETİM OLGUSUNDA GİRİŞİMCİ
ÜNİVERSİTELERİN YERİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Öğr. Gör. Sevgi SEZER
Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Yüksekokulu, 16700 Karacabey – Bursa, Türkiye
[email protected], [email protected]
Telif Deklerasyonu : Ben bu bildirinin yazarı olarak sunulan fikirlerin tamamen bana ait
olduğunu beyan ederim.
Sorumlu Yazar : Öğr.Gör.Sevgi Sezer
Yükseköğretim bir ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, bilginin üretilmesinde ve topluma hizmette önemli bir unsurdur. Yükseköğretimde kalıcı ve derin
değişiklikler yapan bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşümün yaşanmasında küreselleşmenin
etkisi çok büyüktür. Küreselleşmeyle birlikte bölgesel işbirliği hız kazanmıştır. Bölgesel işbirlikleri,
ekonomi başta olmak üzere eğitim ve özellikle yükseköğretimde değişmelere neden olmuştur.
Üniversitelerin yükseköğretim hizmeti sunan bir eğitim kurumu olarak, ulusal ve uluslar
arası eğitsel, sosyal, ekonomik, siyasal ve teknolojik değişmelere ayak uydurması artık bir zorunluluktur. Üniversitelerin değişimi yönetmesi ve öncelikle kendisinden beklenen değişimi başlatabilmesi için bugünden geleceği görüp buna göre kararlar alıp, planlama yapması ve uygulaması gerekmektedir.
Son yıllarda dünyada ortaya çıkan gelişmelerin yüksek öğretimin bugünü ve geleceği üzerine etkileri incelenmiştir. Son çeyrek yüzyılda dünyada ortaya çıkan değişmelerin yüksek öğretim kurumlarındaki yansımaları ve buna ilişkin uygulamalar yüksek öğretimin yapısının değişmesine yol açmıştır. Özellikle üniversitelerin girişimci bir yapıya bürünmesi, çok uluslu eğitimsel
oluşumlar ve uzaktan öğretim gibi uygulamalar yüksek öğretimde yapısal değişikliklere örnektir.
Bu gelişmeler bir dizi etik ve politik tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bu değişmelerin Türk
Yüksek Öğretimine etkileri ve girişimci üniversitelerin yüksek öğretim yapımız içindeki yeri bu
çalışmada ele alınmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yüksek Öğretim, Girişimci Üniversite, Yüksek Öğretim Stratejisi.
T05-Üniversite Toplum, Endüstri ve İş
Dünyası İlişkileri
T05-The University, Society, Industry and
Business Relations
56
Bildiri Özetleri
ROLE FOR HIGHER EDUCATION
IN ECONOMIC DEVELOPMENT EFFORTS
THROUGH DISSEMINATION OF KNOWLEDGE
Prof. Dr. Fahri Yavuz
Chair, Dept. of Agricultural Economics, College of Agriculture, Ataturk University
25240 Erzurum, Turkey
Turkey’s 2023 Vision is to take place among the top 10 economies. Turkey’s higher education system needs to reshape its structure in order to take effective role in this mission as well as
other sectors of the economy. Although economic development through innovation starts with
research and new knowledge, it is at least as important to also strengthen the ability of enterprises to take advantage of new products, services and processes. Thus, holding universities to
have an obligation to serve the province and the region they are located through dissemination
of knowledge is important.
A new paradigm for economic development is giving importance to the distribution of
knowledge that is at least as important as more traditional incentive programs. Higher education institutions and systems that are successful in this arena, appear to rely on a combination of
four key factors: (1) innovation — that is, using their research power to create knowledge that
can have economic impact, and then actively working to help move new ideas into the marketplace; (2) knowledge transfer - that helps businesses grow and prosper, through programs such
as job training, technical and other consulting assistance, and assistance to startups; an (3) activist role in revitalizing the communities in which they are located, such as efforts to help local
elementary and secondary schools; and finally (4) their core mission of producing the educated
populace that’s needed to build, run and work in the innovation economy.
In the economies of the future, the businesses that will have staying power, and growth
potential, will be those most dependent on knowledge — on research, new ideas, new technologies, new processes, upgraded skills for their workers. In line with this statement and the key
factors mentioned, the objective of this study is to analyze Turkey’s higher education system and
universities with respect to how they function to take their role in the development of Turkish
economy.
Keywords: economic development, 2023 vision, dissemination of knowledge, higher education, universities
Bildiri Özetleri
57
MESLEK EĞİTİMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İÇİN BİR MODEL
ÖNERİSİ: İŞYERİNDE YÜKSEK OKUL-FAKÜLTE
Prof. Dr. Mustafa ÖZCAN
Rhode Island College, Providence, RI 02806, USA, [email protected]
Geleneksel modelde her hangi bir mesleği öğrenmek isteyen gençler o mesleği icra eden
ustalardan birinin yanında “çırak” olur, bir kaç yıl kalfa ve ustasını gözler, onların rehberliğiyle
mesleğe ilişkin bilgi, beceri ve değerleri öğrenirdi. Çıraklar mesleği ustalarının gözetimi altında
icra edecek duruma gelince “kalfa” olurlar, mesleği bağımsız olarak icra edecek kadar öğrenince
de “usta” unvanını alırlardı. Sanayileşmeyle birlikte meslek eğitimi veren okullar, yüksek okullar
ve fakülteler açıldı ve yeni bir model doğdu. Okulların daha kaliteli meslek eğitimi vereceği düşünülmüştü ama sonuçlar beklendiği gibi olmadı. Geleneksel modelde bilimsel bilgi girişi yoktu,
örgün meslek eğitimi modelinde ise uygulama yapay ortamlarda yapıldı ve yetersiz kaldı. Artık
yeni bir model kurmanın zamanı gelmiştir. Bu çalışmada İşyerinde Üniversite kavramı meslek
eğitimine uygulanarak “İşyerinde Yüksek Okul-Fakülte” modeli geliştirilmiştir. Bu yeni modelde,
yüksek okul veya fakültelerde atölye veya laboratuvarlar açılmayacak ve işyeri okula taşınmayacaktır. Tam tersine, meslek eğitimi veren yüksek okul veya fakülte söz konusu mesleğin icra edildiği fabrikalara taşınacaktır. Söz gelimi, bilgisayar teknisyeni yetiştirmek için kurulan bir yüksek
okul veya fakülte, geleneksel modelde olduğu gibi üniversite yerleşkesi içinde değil, bir bilgisayar fabrikası bünyesinde olacaktır. Öğrenciler fabrikada bulunan dersliklerinde teorik derslerini
alacaklar, fabrikanın üretim alanlarını ise uygulama yeri olarak kullanacaklardır. Dersleri yüksek
okul veya fakültenin akademisyenleri olduğu kadar fabrikanın mühendisleri de verecektir. İlk
yılını başarıyla tamamlayan öğrenciler “Mühendis Yardımcısı” olarak görevlendirilecektir. İki yıl
“yardımcı” olarak çalışan öğrenciler son sınıfa geçtiklerinde “Mühendis Adayı” olacak ve usta
mühendisler gözetiminde mesleğini bağımsız olarak icra etmeyi öğrenecektir. “İşyerinde Yüksek
Okul-Fakülte” modeliyle mesleğe ilişkin teori, pratik ve değerleri yaparak ve yaşayarak öğrenmiş,
uluslararası standartlarda meslek elemanı yetiştirmek ve meslek eğitiminde bir Türkiye markası
yaratmak mümkün olacaktır.
Anahtar kelimeler: İşyerinde üniversite, meslek eğitimi, işyerinde fakülte, işyerinde yüksek okul.
58
Bildiri Özetleri
THE EFFECT OF HIGHER EDUCATION IN ARAB SOCIETIES – ARAB
SPRING CASE STUDY
Prof. Dr. Waleed K . Ahmed ALZAND
Arab open University-Kuwait
The paper aims to clarify the roll of HE in Arab societies changes and development. With
major hypothesis that HE must interact with the internal and external security. Historically two
security factors had effected social changes, internal factors which includes many variables such
as “economic development, culture and life style, Spiritual believing social homogenous, and
political system. The external security refers to the issues related with outside societies relation-ship. Any conflict or changes happen in external or internal variables effected somehow on
HE. In past years there was a slogan in western universities ‘Publish or perish’; that motivated
university staff to be more concerned with research and publication. Today Western Universities
are changing to a slogan ‘Develop or die’: what does this mean? And where are our HE from
that? Know that west spend less than 5% of its GPA on Higher education but it involves in all
social development even in security issues and decisions making. In Arab World HE cost more
than 15% of GPA, but the percentage of involvement in social ,economical security benefit are
so limited. Arabic spring gave important indicators that Arab HE work out-side there societies
and the questions why? Qualitative descriptive procedures will be used by analyze documents,
experts interview and historical comparison.
The HE quality effected by internal social security, comprehensible philosophy, enough
experts, standardize performance, a financial satisfaction . Four stages characterize Arab HE,
in modern history, In each stage there were a specific roles of HE according to the changes in
internal and external factors. In this paper all stages will be discuss with more analysis on the
future roles of HE after Arab spring stage.
Bildiri Özetleri
59
ÜNİVERSİTE-İLKÖĞRETİM-TOPLUM İLİŞKİNE ÖRNEK BİR
UYGULAMA: AB COMENİUS PROJESİ
Prof. Dr. Hamza KELEŞ
Gazi Üniversitesi, [email protected]
Yrd. Doç.Dr. Ayten KİRİŞ
Muğla Üniversitesi, [email protected]
Okt. A.Nihan EROL
Gazi Üniversitesi, [email protected]
Hayatboyu Öğrenme Programı içersinde olan Comenius Programı genel anlamıyla, okul
eğitimindeki kaliteyi artırmak ve Avrupa boyutunu güçlendirmek amacıyla okullar ve öğretmen
yetiştiren kurumlar arasında uluslararası işbirliği ve değişimi teşvik eden,pedagojik metodlar ve
materyaller geliştiren, eğitime yönelik güzel çalışmaların yeniliklerin uluslararası boyutta yaygınlaştırılmasını destekleyen bir programdır.
Çalışmamızın amacı, üniversite-ilköğretim-toplum ilişkisine bir örnek olarak İngiltere,İzlanda,
İspanya ve Türkiye ortaklığında hazırlanmış Avrupa Birliği Hayat Boyu Öğrenme Programı Comenius çerçevesinde yürütülen “Teaching and Learning Children Litarature in Europa” adlı projeyi tanıtmak, proje gelişim süreci ve çıktıları ile ilgili bilgi vermektir.
Bu bağlamda çalışma içinde iki yıllık süreçte yapılan çalışmalar ele alınmış, projenin istatistiksel sonuçları, projeden çıkan ürünler tanıtılmıştır. Çalışmada 4 farklı ülkeden katılımcı üniversiteler bulundukları şehirlerdeki belirli okullardaki 8-11 yaşları arasında öğrenciler ve birinci
kademe öğretmenleri ile bu çalışmayı gerçekleştirmiştir. Ayrıca çalışma içersinde anket soruları
katılımcı öğrencilerin aileleri ile ilgili de veriler içermektedir.
Çalışma sonunda ülkelerden toplanan veriler yorumlanmış, öğrencilerin okuma alışkanlıkları ile ilgili istatistiksel değerler ülkeler bazında karşılaştırılmış, proje çıktısı olarak öğretmenlere
yönelik hazırlanmış ürünler ve proje raporu tanıtılmıştır.
Anahtar kelimeler: Comenius Programı, AB Projesi, Üniversite-Toplum İlişkisi.
60
Bildiri Özetleri
21. YÜZYIL ÜNİVERSİTECİLİĞİNDE YENİ BİR İMKAN: SOSYOPARK
Prof.Dr. Gülfettin Çelik
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Doç.Dr. Yaşar Bülbül
İstanbul Üniversitesi
Tebliğ, üniversitede oluşturulacak ortamda, kamu kesimi (yerel-merkezi idare) birimleri, sivil toplum kuruluşları ile özel teşebbüs kuruluşlarının örgütlenme ve faaliyetlerine ilişkin ihtiyaç
duydukları bilginin üretim, paylaşım ve kullanım süreçleri üzerine tasarlanmış bir teşebbüs olarak tanımlanabilecek olan sosyoparkı, Türkiye üniversitelerinin imkanlarını artırıcı yeni bir imkan
olarak, kurumsal örgütlenme, faaliyetler ve işleyiş süreci ile ortaya koymaya çalışmaktadır.
T06-Ortaöğretimden Yükseköğretime Geçiş
T06-Transition from Secondary to Higher
Education
62
Bildiri Özetleri
ORTA ÖĞRETİMDEN YÜKSEK ÖĞRETİME GEÇİŞTE DEĞERLER
YÖNETİMİ
Yrd. Doç. Dr. Celal GÜLŞEN
Nevşehir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı-50300-NEVŞEHİR
[email protected]
1-Problem Durumu
Eğitim kurumlarının belirlenen amaçlara ulaşmasında, ortak norm ve değer yargılarının nasıl
algılandığı ve benimsenme düzeylerinin derecesi önemli rol oynamaktadır. Okullardaki değerler
yönetiminin kurum içi çalışanları kadar kurum dışındakilerce de benimsenmesi, bu norm ve değerlerin kurumsallaşmasını etkilemektedir. Kurumsal kültürlerin değer odaklı şekillenebilmesinde,
kurumdaki değerler yönetimi biçiminin algılanması da önemlidir. Yüksek öğretime geçiş aşamasında bulunan öğrencilerin öğrenim gördükleri liselerdeki değerler yönetimi bu aşamada daha da
büyük önem arz etmektedir. Öğrencilerin yüksek öğretim kurumlarının değerler bütününe uyum
sağlayabilmesinde, yüksek öğretim öncesi sahip oldukları değer anlayışları etkili olmaktadır. Yüksek öğretime geçiş yapacak öğrencilerin toplumsal değerlere yabancı kalmamasını sağlayabilmek
için de liselerdeki değerler yönetimi anlayışı büyük önem arz etmektedir. Bu öneme binaen de
böyle bir araştırma yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
2) Amaç:
Bu araştırma, “Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Uygulaması Yaptıkları Liselere İlişkin Değerler
Yönetimi Hakkındaki Görüşleri”ni belirlemek amacıyla yapılmıştır.
3) Yöntem:
3.1) Araştırma Modeli: Bu araştırma genel tarama modeli ile yürütülmüştür. Görüşlerin belirlenmesi amacıyla da “Değerler Yönetimi Ölçeği” kullanılmıştır.
3.2) Evren ve Örneklem: Araştırmanın evrenini, 2011-2012 öğretim yılında Nevşehir Üniversitesi’nde pedagojik formasyon eğitimi alarak Nevşehir’deki liselerde öğretmenlik uygulaması yapan
öğretmen adayı öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmada evreni oluşturan formasyon eğitimi alan
öğretmen adayı öğrencilerin tamamına ulaşıldığı için ayrıca örneklem alınmamıştır. Evrenin tamamı örneklem grubu olarak kabul edilmiştir.
3.3) Verilerin Toplanması, Çözümlenmesi: Öncelikle araştırmanın belirlenen amaçlara ulaşabilmesi için ilgili literatür taraması yapılmıştır. Görüşlerin belirlenmesi amacıyla da Yılmaz (2006)
tarafından beşli likert derecelendirme yöntemiyle geliştirilen, Cronbach Alpha Güvenirlik Katsayısı
α=.94 olarak hesaplanan ve Nevşehir Üniversitesi’ne uyarlanan 25 maddelik “Değerler Yönetimi
Ölçeği” ölçeği kullanılmıştır. “Ölçekle elde edilen verilerin yorumlanmasında, evrenin tamamına
ulaşıldığı için, sadece yüzde (%), aritmetik ortalama ( × ) ve frekans (f)’lara yer verilmiştir.
4) Bulgular ve Sonuçlar
Nevşehir Üniversitesi Pedagojik Formasyon Eğitimi programına 2011-2012 öğretim yılında
devam eden öğretmen adaylarının uygulama yaptıkları okullardaki değerler yönetim konusundaki
önermelere “orta” düzeyinde, genel aritmetik ortalama olarak ( × =3,24) derecesiyle katıldıkları görülmüştür. Öğretmen adayları, uygulama yaptıkları okullarda, “değerler yönetimi ilkelerinin yeterince açık olmadığı, buna bağlı olarak ta değer yargılarının tamamen benimsemediği ve değerlere
dayalı yönetim anlayışının okul kültürünün bir parçası haline gelmediği, yüksek öğretim öncesi
öğrencilerin değerler konusunda duyarlı yetiştirilemediği” konusunda görüş belirtmişlerdir. Elde
edilen sonuçlara göre, okul çalışanlarının değerlere dayalı yönetim kültürünü örgütsel kültür haline getirebilmeleri için, değer ilkelerinin yönetişim felsefesiyle benimsenerek eğitimlerin kurumsallaştırılması gerektiği önerilmektedir.
Anahtar Kelimeler:Eğitim, Değer Eğitimi, Ahlak, Öğrenci, Öğretmen, Yönetim, Okul.
T07-Devlet ve Vakıf Üniversitelerinin İşleyişi
T07-Functioning of the Foundation and
Private Universities
64
Bildiri Özetleri
VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE PERSONEL REJİMİ NASIL OLMALI?
Prof. Dr. Ahmet BATTAL
Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ülkemize henüz özel üniversite statüsünde üniversite yoktur. Vakıf üniversiteleri devlet üniversiteleri ile özel sektör üniversitelerinin arasında bir yerde duran ve “üçüncü tür” denilebilecek
üniversitelerdir.
Devlet üniversitelerinin ana mali kaynağı devlet bütçesi ve döner sermaye iken vakıf üniversitelerinde ana mali kaynak kurucu vakfın artık geriye dönmemek üzere üniversiteye tahsis
ettiği malvarlığıdır.
Devlet üniversitelerinde mali yönetim ve denetim “kamu kurumunun yönetimi ve
denetimi”ne benzer biçimde yürümekte iken, vakıf üniversitelerinde özel işletmecilik anlayışına
daha yakın bir mali yönetim vardır.
Bu farkların da sonucu olarak, vakıf üniversiteleri, kanunla kurulan, “memur” değil “işçi” istihdam eden, personeline maaş değil ücret ödeyen kamu tüzel kişileridir.
Vakıf üniversitelerinde çalışan idari personelin hukuki statüsünün “işçi” olması, gördüğümüz kadarıyla özel bir önem taşımamaktadır. Ancak akademik personel için aynı durum geçerli
değildir. Zira vakıf üniversitelerindeki akademik personel, akademik unvan sahibi ve mesleki ve
akademik uzmanlığa sahip kişilerdir.
Akademik personelin bilimsel ve eğitsel kalitesi yönünden devlet üniversiteleri ile vakıf
üniversiteleri arasında vakıf üniversiteleri aleyhine bir fark olmaması beklenir ve istenir. Buna
karşılık bilhassa vakıf üniversiteleri lehine bazı farklar olabilir.
Rekabete açıklık ve ücret politikası bu farkların ana kaynağını oluşturur. Bu farkların hukuki
temeli ve uygulamadaki sonuçları hususunda ciddi problemler vardır. Mesela, vakıf üniversitesi,
ilan ettiği kadroya başvuran ve akademik başarı sınavını geçen her adayı kadroya almak zorunda
mıdır? Ücret farklılaştırması yapabilir mi? Ölçüsü ve sınırı ne olacaktır?
Mesela, vakıf üniversitelerinin, personel seçim politikalarında sübjektif değer yargılarına
yer vermeleri mümkün olabilir mi? Evet ise ölçüsü ve sınırları ne olacaktır?
Vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personel hangi yönlerden devlet üniversitelerinin
akademik personel rejimine, hangi yönlerden İş Kanununa tabi tutulacaktır?
Bu ve benzeri soruların uygulamadaki cevaplarında, zaman zaman, görünüşte kurala uymak ya da kural ihlali yapmamak amacıyla, muvazaa ve hatta kanuna karşı hile oluşturan işlemler yapılabilmektedir.
Bu da göstermektedir ki konu akademik ortamlarda tartışılmalı ve ortak doğrular bulunmalıdır. Hukuk düzeni de bu gözlemler doğrultusunda oluşturulmalı veya gözden geçirilmelidir.
Ayrıca bu tartışma özel üniversite uygulamasına hazırlık da oluşturmalıdır.
Bu amaçla, tebliğimizde, vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personel ile ilgili tüm basamaklar gözden geçirilerek “olan” ve “olması gereken” personel rejimi hakkında bilgi verilecek
ve tekliflerde bulunulacaktır.
Bu kapsamda bilhassa şu başlıklarda, mukayeseli bir çalışma yapılması planlanmaktadır:
Akademik personel için kadro tahsisi, boş kadronun duyurulması, başvuruların alınması,
kadroya kabul kriterlerinin belirlenmesi, başvuruların değerlendirilmesi, göreve kabul ve atama,
görev ve ek görev kabulü standartları, personelin özlük hakları, disiplin işleri, görevden ayrılma,
devlet ve vakıf üniversiteleri arasında geçişler, iki statü arasında anlamlı ve anlamsız farklılıklar…
Çalışmamızın mevzuatın gözden geçirilmesine ve bazı ilkeler doğrultusunda geliştirilip
netleştirilmesine sebep olacağını umuyor, bunun da vakıf üniversitelerinin “iyi yönetimi”ne katkı
yapacağını düşünüyoruz.
Bildiri Özetleri
65
DEVLET VE ÖZEL ÜNİVERSİTELERDE ÖĞRENCİ KULÜPLERİNİN
İŞLEYİŞİ
Uzm. Yusuf DUMAN, Mutlu ÖNER, Doğan DOĞAN, F.Sevinç GÜMÜŞSOY
Abdullah Gül Üniversitesi, Uzman, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, 38030, Kayseri, Türkiye
Günümüz toplumunda gençlerin kendilerini ifade edemeyip sosyal hayattan kendilerini
soyutlamaları, kendilerini gerçekleştiremeyip sanal ortama hapsetmeleri ve milli değerlerden
giderek uzaklaşarak zararlı faaliyetler içerisine girmeleri, kötü alışkanlıklar edinerek sağlıksız bir
yaşam sürmeleri özelde üniversitelerin genelde ise ülkemiz için büyük bir tehlike arz etmektedir.
Yaratıcı ve kültürel faaliyetler bireyin, zamanını iyi değerlendirmesini, zihnini sürekli tazelemesini
ve biriken arzularını açığa çıkarmasını sağlayacaktır. Kişinin mesleksel ve toplumsal ödevlerini
yerine getirdikten sonra özgür iradesi ile girişebileceği dinlenme, eğlence, bilgi ya da becerilerini geliştirmesinde, toplum yaşamına gönüllü olarak katılmasında, gençlerde yaratıcı fikirlerin
sağlıklı ve düzenli etkinliklerle ortaya çıkarılmasında öğrenci kulüp ve topluluklarına çok büyük
görevler düşmektedir. Öğrenci kulüp ve topluluklarının etkinlikleri ile gençlerin, kendini ifade
edebilen, insanlarla iyi iletişim kurabilen, sosyal dayanışma bilincini kazanmış, organizasyonel
becerileri gelişmiş, zamanını iyi kullanan, özgür, üretken, milli değerlere bağlı, sağlıklı ve kaliteli yaşayan, sağlıklı düşünebilen ve ülkemizi güçlü kılan bireyler yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.
Bu çalışmanın amacı ise; gençlerin sosyalleşerek zamanlarını daha iyi değerlendirmesi, liderlik,
sosyal sorumluluk ve birliktelik gibi önemli değerlerin kazanılmasında yeri olan öğrenci kulüp ve
topluluklarına aktif katılımın, çeşitli değişkenlere göre özel ve devlet üniversitelerinde araştırılmasıdır. Özel ve Devlet üniversitelerindeki öğrenci kulüp sayıları, bu kulüplere katılan erkek, kız
ve toplam öğrenci sayıları ile kulüp danışmanlarının unvanlarının sayısal değerlere göre analiz
edilmesi, özel ve devlet üniversiteleri arasında değişen farklı uygulamaların incelenmesi üniversite öğrenci kulüp ve topluluklarına aktif katılımın sağlanmasında kulüp etkinliklerinin işleyiş ve
kalitesinin artırılmasında son derece önemlidir.
Anahtar Kelimeler: Yüksek Öğretim, Özel ve Devlet Üniversiteleri, Öğrenci Kulüpleri, Katılımcılık, Sosyalleşme.
66
Bildiri Özetleri
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ: EĞİTİM KURUMU MU? TİCARİ ŞİRKET Mİ?
Yrd. Doç. Dr. Naim DENİZ
Üsküdar Üniversitesi, İstanbul, Türkiye
Bu çalışmada, ülkemizde sayısı 70’i geçen vakıf ve özel üniversitelerin amacını, yönetim
şeklini, finans yapısını, eğitim kalitesi ve fiziki mekan durumlarını ele alarak gelecekleri ile ilgili
bir tahmine bulunmayı amaçladık.
Kar amacı gütmeme` şartıyla kurulan vakıf üniversitelerinin ana gelir kaleminin ne olması
gerektiği konusundaki tartışmalar devam ederken, eğitim kalitesi konusunda da ciddi eleştiriler
yapılmaktadır.
Dünyada özel üniversitelerin başarı kriterlerinin en başında gelen ücret-harcama dengesinde Türk üniversiteleri yetersiz kalıyor.
Finansman yapılarının büyük kısmını öğrenci gelirleri üzerine kuran üniversitelerin bu bütçeden öğrencilere yönelik ayırdığı kaynak eleştirilerin başında geliyor. Çünkü `kar amacı gütmeme` misyonuyla kurulan vakıf üniversitelerinin birçoğu öğrenciden aldıkları ücretin yarısını bile
öğrenciye harcamıyor.
Dünyadaki başarılı örnekler incelendiğinde, finansman yapısını güçlü vakıf fonları üzerine
oturtan üniversiteler öne çıkıyor. İşletme giderlerinin bir kısmı öğrenci gelirlerinden karşılanırken, ortaya çıkan finansman açığı ise bu vakıf fonlarının getirileriyle kapanıyor.
Kimi üniversiteler öğrenciden aldıkları ücretin çok daha üzerinde bir miktarı öğrencilere
harcarken, bir kısmı da aldığı ücretin yarısını bile öğrencilere harcamıyor.
ABD`deki benzerlerinin bile üzerinde bir ücretle eğitim verdiği belirtilirken Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği`nin 17`nci maddesine göre, cari harcamaların en az yüzde 20`sinin
kurucu vakıf tarafından karşılanması gerekiyor. Buna karşın bu oran bazı üniversitelerde yüzde
80`leri bulurken bazılarında yüzde 20`yi bile zor yakalıyor.
Vakıf üniversitelerinde yanlış finansman politikaları üniversiteleri batma noktasına getirebiliyor. Öğrencilere uyguladıkları yüksek öğrenim ücretleri nedeniyle eleştirilen vakıf üniversitelerinde, ücretleri maliyetlerin altında tutmak da üniversiteyi mali krizin içine çekebiliyor
Üniversitelerin içine düştüğü en büyük hata, daha fazla öğrenci çekebilmek için ücretleri
maliyetlerin altında tutmaları ve iyi öğretim üyelerini çok yüksek ücretlerle transfer etmeleri.
Birçok üniversitede akademik eleman niteliğinin düşük olması eğitim kalitesini oldukça düşürmektedir. Kurumsal yapının oluşturulamaması, yanıltıcı reklamlar, denetimin yetersizliği de
bir çok vakıf üniversitesinin ömrünü kısaltmaktadır.
Bütün bu konuları topladığımız verilerle analiz ettik ve bir gelecek tahmini yapmaya çalıştık.
Anahtar kelimeler: Vakıf üniversitesi, eğitim,kalite,veri analizi, ekonometrik tahmin
T08-Kültürel Çeşitlilik ve Küresel
Sorumluluk
T08-Cultural Diversity and Global
Responsibility
68
Bildiri Özetleri
SUSTAINABLE INTERCULTURAL COMPETENCE ACQUISITION IN
TRANSNATIONAL PLACEMENTS
Prof. Dr. Yusuf Ziya Erdil
Mugla Sitki Kocman University, Vice Rector, LLP Institutional Coordinator
Prof. Dr. Gabriele Abermann
Salzburg University of Applied Sciences, Vice Rector
Rosalyn Eder
Salzburg University of Applied Sciences, Project Coordination SKILL 2E
This manuscript outlines theory, purpose and outcomes of an Erasmus Multilateral Network Project, entitled SKILL2E. The project’s main goal is to address the need for preparing
higher education graduates for their future work environments with respect to multi-cultural,
cross-organisational and cross-sectoral collaboration. In addition to field-specific skills and
competences, today’s work environment requires social competences, such as intercultural
competence which has been identified as one of the Key Competences for Lifelong Learning
in the 21st century. A consortium from both universities and enterprises was established in an
interdisciplinary and cross-sectoral manner.
The project aimes to introduce and experiment a series of coherent intervention measures that would ensure sustainable acquisition and enhancement of intercultural competences
through transnational student placements in enterprises and how these can be integrated into
regular placement procedures, optimized and evaluated. The concept includes a) pre-departure
training model; b) pre- and post-placement test on cultural orientation; c) a prototypical implementation of the SKILL2E communication scenario for intercultural reflection in an online environment; d) the SKILL2E enterprise handbook that provides guidelines and concrete examples
for sensitising enterprises towards intercultural issues; enterprises are thus given an instrument
to eliminate culturally induced barriers to fully utilize the potential of international interns in the
short term, but also international employees, cooperation partners and clients from a long-term
perspective; e) a holistic evaluation model using qualitative and quantitative methods.
As a result of the study, it is concluded that, sustainable learning needs to be grounded in
sound theory that pays heed to a competence-based approach with clear, relevant and verifiable learning outcomes. In the case of “soft skills” such as intercultural competence, this requires
innovative assessment approaches and institutional support structures which will provide all
stakeholders – educational institutions, placements students, supervisors and enterprises - with
a new model for a sustainable and accountable intercultural competence gain.
Keywords: intercultural competence, student placement, enterprises
Bildiri Özetleri
69
ÇOK KÜLTÜRLÜ ORTAMDA YABANCI UYRUKLU ÖĞRENCİLERİN
BESLENME ALIŞKANLIKLARININ ARAŞTIRILMASI
Mutlu ÖNER
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bolu, Türkiye
Mete Sipahioğlu, Uzm. Yusuf Duman
Abdullah Gül Üniversitesi SKS Daire Başkanı, Kayseri, Türkiye
Okt. Fatih Yalçın, Melek Sönmez, Raziye Bayrak
Abdullah Gül Üniversitesi Yabancı Diller Y.O., Kayseri, Türkiye
Eğitim, bilim, teknoloji, ekonomi, sanayi ve ulaşım alanlarındaki hızlı gelişmeler dünyadaki
iç ve dış göçleri hızlandırmaktadır. Son yıllarda Türkiye’nin sergilemiş olduğu aktif dış politikasının doğal bir sonucu olarak özellikle dünyanın farklı ülkelerinden gelen yabancı uyruklu öğrencilerin olması dikkat çekmektedir. Bugün dünyada bir buçuk milyon yabancı öğrenci ülkesinin
dışında bir başka ülkede okumaktadır. Yabancı öğrenci sayıları da yıllara göre artış göstermektedir (Gürüz, 2008, 117 & Perkin, 2006, 54). OECD’nin 2008 yılı raporuna göre ise, dünya genelinde 1975 yılında 600.000 civarında olan yabancı uyruklu öğrenci sayısı 2006 yılında yaklaşık
beş kat artarak 3 milyona ulaşmıştır. ÖSYM’nin verilerine göre 2010-2011 öğretim yılı itibariyle Türkiye’de 25.545 yabancı uyruklu öğrenci eğitim almaktadır. Bu durumun doğal bir sonucu
olarak ülkelerinden uzakta, farklı kültürlerde yaşamak durumunda olan bu öğrenciler üzerinde
yapılan çalışmalarda bu öğrencilerin yalnızlık, uyumsuzluk, çekingenlik, kültürel şok, psikolojik,
sosyolojik, kültürel ve ekonomik sorunlar yaşadıkları bilinmektedir (Biggs, 1999). Uluslararasılaşma kavramının gündeme geldiği şu günlerde farklı kültürlere mensup öğrencilerin karşılaştıkları problemlerin başında dil, ikinci sırada ise kültürel alışkanlıklarının bir sonucu olarak yemek
yeme alışkanlıkları gelmektedir. Günümüzde özellikle Türkiye’de yabancı uyruklu öğrencilerin
bahsi geçen problemleri üzerine sınırlı araştırmalar yapılmakla birlikte bu problemlerin en göze
çarpanlarından birisi de beslenme sorunudur. Beslenme, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam
kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun
zamanlarda almak için en önemli gereksinimlerden biridir (Ongan ve diğerleri, 2010). BU araştırmanın amacı, çok kültürlü ortamda yabancı uyruklu öğrencilerin karşılaştıkları beslenme sorunlarına ilişkin yerli ve yabancı literatürdeki araştırmaları tarayarak, öğrencilerin yaşadıkları beslenme sorunlarına dikkat çekip; diğer ülkelerde yapılan araştırmalar ışığında yeterli ve dengeli
beslenmeye yönelik öneriler geliştirmektir. Sonuç olarak dünyanın farklı ülkelerinden öğrenim
görmek amacıyla gelen öğrencilerin sosyo-kültürel anlamda daha fazla sorun yaşayabilecekleri düşünüldüğünde, önemli problemlerden biri olan beslenme sorununa araştırmak ve çözüm
önerileri getirmek oldukça önem arz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yabancı Uyruklu Öğrenci, Beslenme Alışkanlığı.
70
Bildiri Özetleri
KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK VE KÜRESEL SORUMLULUK
Doç. Dr. Abdurrahman BORAN
KSU. Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı, [email protected]
Bir toplumda geçerli olan ve gelenek halinde devam eden, her türlü duygu, düşünce, dil,
sanat ve yaşayış unsurlarının tümüne kültür denilmektedir. Toplumların kültürel zenginliğini
oluşturan bu unsurlar, toplumdan topluma farklılık gösterir. Kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve
yaygın kullanımı, kültürlerin birbirlerini daha yakından tanımasını ve birbirlerinden etkilenmesini zorunlu hale getirmiştir. Günümüz toplumları kültürel farklılıklara karşı farklı yaklaşımlarda
bulunmaktadır. Kimileri, kültürel çeşitliliklerin varlığını kabul ederek hoşgörü ve saygı perspektifinden bakarken, kim toplumlar da bu çeşitliliklere daha farklı yaklaşarak, mutlak doğrulara yalnızca kendilerinin sahip olduğu düşüncesindedirler. Böyle toplumlarda kendi içlerine kapanma,
fanatik gruplara bölünme, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük, nefret söylemleri, etnik
köken, başka bir kimliğe dayalı ayrımcılık, klişe algılamalar, karşılıklı şüphe, gerilim ve endişe
ortamları oluşarak, azınlıklar günah keçileri haline gelmekte, aşırılık, terörizm ve “öteki”nden,
“yabancılar”dan ya da belirli dini kimliklerden nefreti telkin eden gruplar ve siyasi örgütler ortaya çıkarmaktadır. Giderek çeşitlenen ve daha az güvenli hale gelen böyle bir dünyada, sosyal
uyumu sağlamak, ayrımcılığı, yoksulluğu, sömürü,ve çatışmaları önlemek ve etnik, dini, dilsel
ve ulusal sınırları aşarak iletişim kurabilmemiz için, farklı kültürlerin birbirlerini tanıması günümüzde bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu nedenle farklı kültürlerin geçerliliğini kabul edip, diğer kültürlere mensup olan insanlarla barış içerisinde yaşamak sorumluluğundan hiçbir toplum
kaçınamaz. Kültürlerarası diyalogun ilerletilmesi için, kültürel çeşitliliğin demokratik bir şekilde
yönetilmesi, katılım ve demokratik vatandaşlık, kültürlerarası bilgi birikiminin kazanılması ve diyalog için açık alanlara gereksinim vardır. Çeşitlilik kültürü, çoğunluğun yönetimini azınlıklara
mensup kişilerin haklarıyla bağdaştırılmışsa gelişebilir. Hakların etkili bir şekilde korunmasını
sağlamaksızın, çoğunluğun iradesini azınlığa dayatmak, “kazanan her şeyi alır” düşüncesi yerine politik arena, eşitlik ve karşılıklı saygı ile doldurulursa, çatışmalar önlenebilir ve çatışmaların
çözümüne katkıda bulunulabilir. Ortak değerlerimiz olan insan haklarına, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne saygıyı ilerletmek, gelecekteki çalışmaları önlemek ve politika yönelimleri
geliştirmek için kültürlerarası diyaloğu güçlendirmek bütün toplumların ortak sorumluluğudur.
Anahtar Kelimeler: Kültür, Kültürel Çeşitlilik, Diyalog, Hoşgörü
Bildiri Özetleri
71
AYDINLANMA DÜŞÜNCESİ IŞIĞINDA KÜRESEL SORUMLULUK VE
DÜNYA YURTTAŞLIĞI
Arş. Gör. Ümit ÖZTÜRK
Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, Bursa, Türkiye
İçinde bulunulan zaman diliminde dünya giderek küçülmekte, mesafeler en aza inmekte, bilgi ve iletişim imkânlarında son derece yoğun gelişmeler yaşanmakta, hayat standartları
yükselmektedir. Bu gelişmelere paralel olarak, bir yandan toplumsal organizayonlar devletler
düzleminde ve bir devletin kendi iç bünyesinde hızlı bir dönüşüme uğramakta; diğer yandan ise
bu dönüşüm içerisinde yeni imkânlarla karşı karşıya kalan bireyler, daha önce hiç olmadığı kadar
farklı kültürlerden bireylerle iletişim ve etkileşim içinde bulunmaktadır. Böylece sık sık söylendiği
gibi, dünya küresel bir köye dönmektedir.
Bununla birlikte, hem sosyolojik bir olgu hem de felsefi bir problem olarak, özellikle bireyler açısından söz konusu sürecin son derece sancılı geçtiği görülmektedir. Yeni dünya düzenine
katılma konusunda istekli olan bireysel özneler, bu koşullara uygun olarak yeni eylem ve davranış biçimleriyle donanmakta, bu şekilde geleneksel davranış kalıpları ve değerler geride bırakılmakta; ancak ilgili sürecin hareketliliği ve sürekli bir yenilenme hamlesi içerisinde biçimlenmesi
nedeniyle, “katı olan herşeyin buharlaştığı” bir evrensel ilişkiler düzleminde, insanın yüzü giderek silinmekte ve unutulmaya başlanmaktadır. Bu durumda ise hiç kuşkusuz, bir dünya vatandaşı
kimliğine sahip kişi olarak öznenin –gerek kendisiyle gerekse de diğer öznelerle olan bağlantılarını inceleyecek– etik bir analizine gereksenim duyulmaktadır.
Bu çalışmanın hedefi, insana bir yandan “kendi aklını kullanma cesaretini göster”mesini
öğütleyen, ancak diğer yandan da insanın bir dünya yurttaşı olduğunu özellikle vurgulayan, bu
şekilde de kişilerin etik bir düzlemde hem kendilerine hem de diğer kişilere dair bir sorumluluk
taşımaları gerektiği hususunu öne çıkaran aydınlanma düşüncesinin temel savlarını, günümüz
küresel uygarlığı çerçevesindeki sözü edilen problemlere bir çözüm sunması açısından değerlendirmekten oluşmaktadır. Buna göre birey, yapıp etmeleriyle sadece kendisinin değil, aynı zamanda küresel kültürün tüm bireylerinin de yazgısında bir pay sahibi olarak ortaya çıkmalı; zira
artık, yalnızca kendisine ve yakın çevresindekilere değil, ancak daha da fazla olarak, küresel bir
sorumluluğa sahip olmalıdır.
Anahtar Kelimeler: Etik, Aydınlanma, Küresel Sorumluluk, Dünya Yurttaşlığı.
72
Bildiri Özetleri
KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK ÜZERİNE FELSEFİ BİR ÇÖZÜMLEME
Öğr. Gör. Ayşe Gül ÇIVGIN
Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, Bursa, Türkiye
[email protected]
Felsefi açıdan değerlendirildiğinde, insan varlıklarının, yalnızca böyle varlıklar olmalarından dolayı sahip olduğu olanaklarının gerçekleşmesi, bir diğer ifadeyle insani olanakların etkinlikler ve ürünler halinde ortaya çıkması “kültür”; söz konusu etkinlik ve ürünlerin tek tür olmayıp,
farklı türlerde ve şekillerde tezahür etmesi ise “kültürel çeşitlilik” olarak adlandırılır. Bu bakımdan,
bir kişinin veya bir topluluğun, örneğin sadece sanat alanıyla değil, aynı zamanda bilim, din ve
felsefe gibi birbirinden farklı alanlarda da etkinlikte bulunması ve ürün vermesi, kültürel çeşitliliğin somut bir göstergesi olmaktadır. Bilindiği üzere, insanın söz konusu olanaklarını gerçekleştirebilmesine yönelik geliştirici çabalar da, genel olarak “insan hakları” düşüncesinde anlamını
bulmakta; toplumlar düzleminde bu hakların devletin çeşitli kurumları yoluyla korunması, kişiler
düzleminde ise bu haklara saygı gösterilmesi beklenmektedir.
Bununla birlikte, günümüzün temel bir olgusu, gerek kişiler gerekse de toplumlar bağlamında, insanın olanaklarının değil, daha ziyade, insanın olanaklarına bağlı olarak gerçekleşen
her türdeki etkinliklerin ürünlerinin güvence altına alınmasına yönelik taleplerde kendini göstermektedir. Böylece kültürel çeşitlilik ve kültürel haklar adı altında, “her kültüre saygı gösterilmesi”,
“her kültür ürününün korunması”, “her türdeki kültürel etkinliğin aynı derecede gerçekleşmesi” gerektiği düşünceleri sıklıkla savunulmaktadır. Ancak hem sağduyusal hem de daha teknik
olarak felsefi bir zeminde yaklaşıldığında, kültürel çeşitlilikten anlaşılması gereken şeyin sadece
bu olamayacağı görülmektedir. Çünkü gerek insanın gerekse de toplumların kimi etkinliklerinin
neticeleri, –örneğin doğanın sadece bir araç olarak görülüp doğal yaşamın yıkıma uğratılması,
insan varlıklarının tümüne ait kaynakların belirli gruplar tarafından çıkar amaçlı olarak kullanılması, belirli türden insan etkinliklerine önem verilirken diğerlerinin gözden düşürülmeye çalışılması, insanların sırf dışsal özelliklerinden dolayı tecrit edilip dışlanması ve bunun gibi bir dizi
husus– şu ya da bu şekilde insanın temel olanaklarının gerçeklemesini engellemektedir. O halde
her türlü çeşitliliğin, doğrudan doğruya bir kültürel çeşitlilik olmaması gerekir. Aksi halde, kültürel çeşitlilik adı altında kimi talepler, kültürel çeşitliliğin bizatihi kendisini (ve dolayısıyla da insan
yaşamını ve insanın temel olanaklarını) ortadan kaldırmak durumunda kalacaktır.
Bu çalışma, ikili bir amaç taşımaktadır. İlk olarak, kültürel çeşitlilik kavramı, bu kavramın
ilgili olduğu temel kavramlar ile bağlantıları gösterilerek felsefi bir zeminde analiz edilecek; ikinci
olarak, bir talep olarak kültürel çeşitlilik, farklı kültürlere saygı düşüncesi çerçevesinde, birey ve
kişi eksenlerinde olmak üzere değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Kültür, Kültürel Çeşitlilik, Saygı, İnsan, İnsanın Olanakları.
Bildiri Özetleri
73
ROLE OF UNIVERSITIES IN PROMOTING DIALOGUE AMONG PEOPLE
AND CULTURES IN A GLOBAL ENVIRONMENT
Prof. Dr. Hüseyin GÜL
Süleyman Demirel University, Public Administration Department, Isparta, Turkey
Prof. Dr. Metin Lütfi BAYDAR
Parliamentarian from the RPP and Former Administrative Board Member, International Association
of Universities (IAU)
Prof. Dr. Songül Sallan GÜL
Süleyman Demirel University, Sociology Department, Isparta, Turkey
Today’s rapidly changing global world is characterized by diversity, mobility and international immigration, competition and increased need for cooperation with some important
consequences for higher education. In such a world, cultivating respect for cultural differences
and creating a milieu for dialogue and social integration are critical aims to be realized. For this
purpose, higher education institutions (HEIs) are expected to assume more social responsibility
and build up environments where trans-cultural dialogue, interaction and understanding are
cultivated and experienced. Thus, HEIs should invest in developing a culture of dialogue and
inclusiveness, and provide more opportunities for students to build their social, interactive and
collaborative skills. In this process, HEIs need the support of public agencies, global and regional
organizations and associations of HEIs in their efforts to device diversity and inclusion policies
and a culture of dialogue and understanding. In this respect, the organization of international
meetings or symposiums on the internationalization of higher education, diversity and dialogue in higher education and the development of related multilateral projects and academic
programs as well as course offerings on cultural diversity and multiculturalism in contemporary
world for students could be given as some policy examples. This study firstly presents the recent
developments and changes in a globalizing world and in the area of higher education. Secondly,
it defines and discusses the social responsibilities of universities in this new world, particularly
in a European context. Thirdly, it clarifies the role of universities, the associations of HEIs and
governments in building a culture of dialogue, respect and understanding on their campuses
and in their societies. In this respect, the paper discusses and analyzes some current approaches
and policies to build a culture of dialogue and understanding. Finally, the paper presents some
recommendations with some implications for Turkish universities.
Keywords: Higher Education, University, Internationalization, Multiculturalism, Diversity,
Culture of Dialogue
T09-Yükseköğretimde Yönetim, Finansman
ve Kalite Güvencesi
T09-Management, Finance and Quality
Assurance in Higher Education
76
Bildiri Özetleri
YÜKSEKÖĞRETİMDE PERFORMANS DEĞERLENDİRME VE
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALİTE YÖNETİMİ
Prof. Dr. Muzaffer ELMAS, Yrd. Doç. Dr. Mustafa TURAN
Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü, Esentepe Kampüsü 54187 Sakarya/Türkiye
Bilgi çağı ile birlikte üniversite yönetimlerinde önemli değişimler yaşanmaktadır. Dünyada meydana gelen değişimi kavrayıp uygulamak kadar, sürdürebilirliğini sağlayacak sistemler
kurmak önem kazanmaktadır. Eğitim öğretim konusunda dünyanın dört bir yanında yoğun çalışmalar yürütülmektedir. ABD, Japonya, Avustralya, Doğu Asya Ülkeleri ve Avrupa bu çalışmaları
farklı şekilde sürdürmekte ancak ana fikir değişmemektedir. Burada ana fikir eğitim öğretimin
girdilere göre değil öğrenme kazanımlarına göre planlanması, uygulanması, değerlendirilmesi
ve kalitesinin izlenmesidir. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak yürütülen çalışmalar Avrupa’da
Bologna Süreci kapsamında yapılmaktadır. Burada amaç mezunların dünyayı tanıyan değişime
açık bireyler olmalarını sağlamaktır. Son yıllarda ülkemizde dünyadaki gelişmelere paralel olarak özellikle Bologna süreci kapsamında yeterlikler, AKTS, kalite, değişim programları konuları
üzerinde yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca kurumsal değerlendirme ve program akreditasyonu da önem kazanmaktadır. Karşılaşılan zorluklar, sorunlar ve bürokrasi bu çalışmaların sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır. Yapılan çalışmaların sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla kalite
döngüsünü oluşturmak en önemli adım olmaktadır. Üniversite yönetimi ve değerlendirilmesi;
öğrenciler, akademisyenler, fiziki altyapı ve finans gibi kurumsal büyüklükler ile eğitim öğretim,
bilimsel araştırma ve toplumla paylaşma eylemleri ve buradan elde edilen sonuçlar ile yönetsel
aşamalardan meydana gelmektedir. Birey, bölüm, fakülte ve üniversite hedef ve faaliyetlerinin
belirlenmesi ve bunların belirli periyodlarda ölçülmesi önem kazanmaktadır. Oldukça bürokrasi
içeren bu çalışmalar üniversite yönetimlerini ve diğer paydaşları yormakta ve kalite süreçlerine
karşı dirençler oluşmaktadır. Bu süreci-değişimi yönetmede kullanılabilecek araçların web tabanlı geliştirilmesi yönetimi kolaylaştırmakta ve iş yükünü azaltmaktadır. Sistematik geliştirilmiş bir yönetişim platformu yöneticilere süreçler içinde boğulmadan tepeden bakış, sonuçları
izleme ve sonuca etkiyen faktörlere daha hızlı etki edebilme, kalite çevrimleri oluşturma imkânı
sağlamaktadır. Bu sayede eğitim öğretimin tüm aşamaları yakından izlenebilmekte, değişim ve
gelişime ayak uydurmak kolaylaşmaktadır. Bu bildiride bu konuda üniversitemizde yapılan çalışmalardan örnekler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretim, Kalite, Eğitim-Öğretim, Bologna Süreci
Bildiri Özetleri
77
YÜKSEKÖĞRETİMDE PAYDAŞ GÖRÜŞLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİNDE ÖĞRENCİ ODAKLI BİR YAKLAŞIM:
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
Prof. Dr. Hakkı GÖKBEL
Prof. Dr. Hasan Kürşat GÜLEŞ
Öğr. Gör. Ömür Hakan KUZU
Selçuk Üniversitesi, Konya, Türkiye
Yükseköğretim kurumlarının nitelikli insan gücü yetiştirme ve projeler aracılığıyla da toplumsal gelişmelerin öncüsü olma misyonu eğitim-öğretim, araştırma ve topluma hizmet fonksiyonlarının en yalın açıklaması olarak ele alınabilir. Bütün bu önemli görevlerin yerine getirilebilmesi ise kalite düzeylerinin sürekli iyileştirilerek uluslar arası kalite standartlarının temin
edilebilmesi ile yakından ilişkilidir. Ulaşılacak noktanın belirlenmesi, üniversitelerdeki stratejik
planlama süreçlerinin de ana eksenini oluşturmaktadır. Bu anlamda üniversitelerin stratejik
planlama çalışmalarına yön verecek vizyon, misyon ve hedeflerin saptanmasında iç ve dış paydaş görüşlerinin baz alınarak katılımcı yöntemlerin sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Öğrenci, akademik ve idari personel, mezun, aile, sivil toplum kuruluşları, işveren, toplum ve devlet
şeklinde çeşitlendirilebilecek bu paydaşların algı ve beklenti düzeylerinin odağında ise öğrenci
değerlendirmelerinin olması kaçınılmazdır. Bu bağlamda öğrenciler hem en önemli iç paydaş
hem de verilen öğretim hizmetinin en doğrudan yararlanıcıları olarak sistemin ana ekseninde
yer almaktadırlar. Öte yandan öğrencilerin üniversitenin mevcut fiziki, akademik, bilimsel, formasyonel, sosyal ve idari durumu, kalite düzeyi ve sorunları noktalarındaki algı ve beklentilerine yönelik değerlendirmelerinin diğer paydaş görüşleri ile de karşılaştırmalı olarak ele alınması
gerektiği unutulmamalıdır. Bu noktadan hareketle çalışmada Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri arasında yer alan Selçuk Üniversitesi öğrencilerinin memnuniyet ve beklenti düzeylerinin
araştırılması amaçlanmıştir. Bu amaçla 5’li likert ölçeğinde bir anket geliştirilmiş ve öğrencilerin
üniversitenin fiziksel koşulları, alt yapısı, sosyal alan ve koşulları, eğitim-öğretim düzeyi, kariyer
planlaması ve üniversite yönetimi konularında değerlendirmelerde bulunmaları istenmiştir. Ayrıca bu alanlarda yaşanan sorunlarla ilgili öğrencilere açık uçlu sorular da yöneltilmiştir. Veri setinin daha sağlıklı sonuçlar verebilmesi için uygulanan anketlerden 49.205 adeti analize tabi tutulmuştur. Anket verilerine göre; öğrenci memnuniyet durumlarına yön veren algı; “kıstaslarla ilgili
gelişmeye yönelik beklentilerin olduğu” şeklinde ifade edilebilir. Değerlendirmeler neticesinde
“öğrenci odaklılık ve üniversite-sanayi işbirliği” dolayısıyla öğrenci katılımı, mezunların istihdamı
ve kariyer planlaması olgularında öğrencilerin yüksek düzeyde iyileştirme taleplerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Son olarak öğrencilerde uluslararasılaşma ve küreselleşme paradigmalarına
vurgu yapan bir vizyonel bakış açısının olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretim, Paydaş, Öğrenci Odaklılık
78
Bildiri Özetleri
ÜNİVERSİTELERDE BİLGİ ÜRETİMİ YOLLARI VE ÇIKMAZLARI:
AKADEMİK ÜRÜN OLARAK (DOĞMAMIŞ) PROJELER
Arş. Gör. Pınar MEMİŞ
Yrd. Doç. Dr. Umut Sanem ÇİTÇİ
Sakarya Üniversitesi, Esentepe Kampusu, 54187 Sakarya, Türkiye
Bu çalışmanın konusu, akademik bilgi üretme yollarından biri olan “proje”lerdir. Bu konunun seçilme nedeni, hesapverebilirliğe dayalı yeni kamu politikaları sonucu fonları kısıtlanan
üniversitelerin finanse edecekleri projeleri hangi kriterlere dayalı olarak belirlediklerinin tespitinin araştırmaya değer bulunmasıdır. Aynı zamanda üniversitelerin piyasaya açıldığı bir faaliyet
alanı olan projeler, bu çalışma kapsamında tartışılması planlanan üniversite-ticarileşme ilişkisini
anlamaya yardımcı olacak bir veri seti sunmaktadır.
Bu çalışmanın ana hatlarını belirleyen unsur, projelerin değerlendirilmesinde projelerle ilgili yönlendirmelere de yer veren EFQM mükemmellik modeli çerçevesidir. 2010 yılında yenilenen modelle birlikte projelerin hangi kriterlere uygun olması gerektiğinin (2003 tarihli modele
göre) daha belirsiz hale gelmesi ve de giderek Türk üniversitelerinin bu modele olan yakınlığının
artması çalışmayı daha da anlamlı kılmaktadır. Buradan hareketle, projelerin kabul edilip edilmeyeceğini belirleyen kurumların, nasıl bir değerlendirme sürecinden geçerek proje kabulüne karar verdikleri çalışmanın araştırma sorusu olarak netleşmiştir. Çalışmada amaç, aşağıdaki iki sorunun
eleştirel bir gözle değerlendirilmesidir:
•
•
üniversitelerin özkaynaklarını kullandırdıkları projelerin seçiminde kabul kriterlerini
EFQM mükemmellik modeline nasıl dayandırdıkları
üniversitenin üstünlüğüne (ticarileşmesine) katkı sunacak alanlardaki projelerin kabulü
için nasıl meşru bir zemin sağladıkları
Eğitim-öğretimde kalite standartlarını yakalamayı misyon olarak benimseyen Sakarya Üniversitesi’nin, 2010 yılında aldığı kalite ödülü gerekçesiyle çalışmamız için uygun bir örnek olduğu
düşünülmüştür. İki aşamalı bir araştırma stratejisi izleyecek olan çalışmamızda, öncelikle içerik
analizi, sonrasında mülakat tekniği kullanılacaktır. Nitel yöntemin tercih edildiği bu araştırmada
içerik analizi, Sakarya Üniversitesi BAPK tarafından 2002-2011 yılları arasında verilen projelerin
incelenmesini kapsamaktadır. Analizin amacı, projelerin hangi disiplinlere, hangi uygulama alanı
kapsamında, ne zaman verildiğine ilişkin verilere ulaşmaktır. Bu incelemeler esnasında cevabı
aranacak bazı sorular şunlardır: Onaylanan projeler, mühendislik ve teknik bilimler ağırlıklı mı?
Projelerin onaylanmasında, bölüm üyelerinden bir ya da birkaçının yönetimden olması arasında bir ilişki var mı? Projelerin kabul edilip edilmemesinde, üniversiteye gelir getirmesi bir kriter
olarak benimsenmiş midir? Araştırmanın ikinci aşamasında, BAPK verilerine göre en çok proje
kabulü alan birim ile en az proje kabulü alan birimin yöneticileri ile mülakat gerçekleştirilecektir.
Burada amaç, kurumun proje kabulündeki gerçek kaygısını tespit etmeye çalışmaktır.
Anahtar Kelimeler: Proje, EFQM, BAPK, Ticarileşme
Bildiri Özetleri
79
DEFINING QUALITY IN HIGHER EDUCATION:
A CONCEPTUAL APPROACH
Enes GÖK, M.Ed.
University of Pittsburgh, IISE Program Coordinator & Doctoral Student, School of Education, 5708
Wesley W. Posvar Hall, Pittsburgh, PA 15217 USA
The term “quality” in general has a variety of meanings that differs from individual to individual and institution to institution. Specifically, the meaning of quality in higher education
may also have varying interpretations. While similar conceptualizations of quality are available
in different institutional settings, there is not any consensus on the meaning of quality, what it
includes and what it excludes in the field of higher education. While some researchers focus on
the conceptualization of the quality of higher education, others investigate how institutions and
stakeholders perceive the quality of higher education in general and the quality of the programs
and services they provide in an institutional setting. Thus, the meaning of the term “quality”
and its perceived value and meaning varies; its scope differs based on who defines quality, in
what context and from which perspective, experience and background. This ambiguity makes it
difficult when institutions and academic programs need to deal with quality-related issues and
mechanisms, such as quality assurance, assessment, enhancement and improvement. In an institutional setting, where the definition of quality is blurred, one needs to realize how impossible
it might be to assure, improve or assess something without knowing what it is.
In understanding how quality is defined and perceived at institutional, school or program
levels, the first step is to identify the approaches to the definition of quality in higher education
institutions. Thus, this paper reviews the current literature to identify varying approaches in defining quality in higher education in the United States and Europe, and proposes a conceptual
framework at the end.
Keywords: Defining quality, higher education, stakeholders’ perspectives
80
Bildiri Özetleri
A MODEL TO IMPROVE HIGHER EDUCATION USING THE SUPPLY
CHAIN MANAGEMENT CONCEPT
Prof. Dr. Enar TUNÇ
Okan University, Vice Rector, Tuzla Campus, Tuzla, Istanbul
It is a well known fact that the concept of Supply Chain Management became an important area for both manufacturing and service sectors because of the need to improve their operations and their outputs to be more competitive. Until 1990’s companies’ attempts to improve
operations focused on their own. However, this focus did not generate the required competitive
edge because in lieu of finding the global optimum, companies were concentrating on local
optima. This challenge began with Just-in-Time purchasing in order to increase effectiveness
and efficiency of material flow from supplier to customer. Wİth the advent of information technologies, this concept began to encompass all partners of the supply chain, thus creating the
Supply Chain Management concept.
Today, in most countries, universities are working on ways to improve both their operations and their educational offerings. European Higher Education Area is a very good example of
this latest trend. It is this author’s opinion that these attempts to improve higher education will
only create local optima. This article attempts to present a model that will ensure a global optimal solution to the higher education sector using the SCM concept. Coupled with reengineering
concepts, it is believed that this model will shed light to the improvement of higher education.
Bildiri Özetleri
81
YÖNETİM BİLİMİNDEKİ GELİŞMELER BAĞLAMINDA EĞİTİM
YÖNETİMİ VE ÜNİVERSİTELERİMİZ
Doç. Dr. Cemalettin İPEK
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Rize/Türkiye
[email protected]
Yönetim biliminde, sistem ve durumsallık kurmalarından sonra stratejik yönetim, toplam
kalite yönetimi, vizyon yönetimi ve yönetişim gibi yeni bakış açıları ortaya çıkmış, bu bakış açıları
kurumların yönetiminde dönüşümcü liderlik, stratejik liderlik, toplam kalite liderliği, vizyoner
liderlik, kültürel liderlik ve paylaşımcı liderlik gibi yeni yönetim anlayışlarını gündeme getirmiştir.
Yönetim bilimindeki bu gelişmeler hiç kuşkusuz eğitim yönetiminde de kabul görmüştür. Bu
gelişmeler sonucunda yöneticilik mesleği, “işleri mevzuata göre halletme” tanımının dışına çıkmıştır. Günümüzde yöneticilerin görevi, işlerini mevzuata göre yapmakla sınırlı görülmemekte,
yöneticilerden toplumlarda yaşanan hızlı gelişim ve değişim sürecini takip edip kurumlarını bu
sürece adapte etmeleri, çalışanlarla birlikte ortak bir vizyon geliştirip bu vizyona ulaşmada kurumun insan ve maddi kaynaklarını etkili şekilde kullanabilmeleri beklenmektedir. Bu bildiride
üniversitelerimizin, yönetim bilimi ve eğitim yönetiminde benimsenen yukarıda sözü edilen
yaklaşımlara uygun bir şekilde yönetilip yönetilemediği sorgulanmaktadır. Bu bağlamda, üniversitelerimizin mevcut durumu aşağıdaki hususlar açısından tartışılmaktadır:
•
•
•
•
Eğitim sistemimizde, okulöncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde
yönetici (okul müdürü ve müdür yardımcısı) olabilmek için belirli kriterler aranırken,
üniversitelerimizde, bölüm başkanlığı düzeyinden rektörlüğe kadar yönetim görevlerinde, akademik unvan dışında herhangi bir kriter aranmıyor olması,
Eğitim sistemimizde, hizmet içi eğitim kavramının okulöncesi eğitim, ilköğretim ve
ortaöğretim kurumları ile sınırlı algılanması ve yükseköğretim sistemimizde, özellikle
akademik personel için düzenli bir hizmet içi eğitim uygulamasının bulunmaması,
Üniversitelerimizde, insan kaynakları, stratejik planlama, yatırımlar, yapı işleri, akademik işler, öğrenci işleri, araştırma-geliştirme faaliyetleri ve halkla ilişkiler gibi birimlerin, farklı uzmanlık alanları gerektirdiği halde, akademisyenler arasından atanan
yöneticiler tarafından yönetilebiliyor olması,
Eğitimle ilgili belli başlı sorunların (yönetim sorunları, öğretim programları ve
ders kitapları, cinsiyet ayrımcılığı vb.) genellikle okulöncesi eğitim, ilköğretim ve
ortaöğretim düzeylerindeki araştırmalarla sınırlı kalması, yükseköğretim düzeyinde
bu tür araştırmaların yeterince yapılmaması.
Anahtar kelimeler: Yönetim bilimi, eğitim yönetimi, üniversite, üniversite yönetimi
82
Bildiri Özetleri
QUALITY ASSURANCE IN HIGHER EDUCATION: CHALLENGES FOR
SMALL STATES
Abdul Hannan WAHEED
Queensland University of Technology, Full-time PhD student, Centre for Learning and Innovation
Brisbane, Australia
This paper presents findings of a case study undertaken in Maldives which is considered a
small state by the World Bank definition. The case study adopts a systems approach to capture
a holistic perspective with the various key elements and their relationships to each other to
ensure the QA system is robust. Whilst the case study in situated in the Maldives it provides useful reference for policy makers, practitioners and professionals in other Small States. The study
investigates the systemic characteristics of quality assurance in higher education. The data collection adopted document analysis and interviews with four key stakeholder groups. The preliminary findings indicate that regulatory framework, standards and service delivery are critical
areas for a robust QA system in higher education for Small States. Some of the mechanisms
used by some large nations may not be appropriate for small states, adding weight to the ‘fit for
purpose’ definition of quality.
Keywords: Higher education accreditation, Higher education quality assurance, Standards
of higher education, higher education quality regulations, Programme accreditation, institutional accreditation, institutional audit.
Bildiri Özetleri
83
ÜNİVERSİTELERDE BOLOGNA SÜRECİ BAĞLAMINDA İÇ KONTROL
SİSTEMİ UYGULAMALARI
Yrd. Doç. Dr. İsmail YILDIZ
Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim ABD, Diyarbakir, Türkiye
Üniversitelerin Uluslararasılaştırılması, Rekabetçi ve dinamik bilgi tabanlı bir Avrupa ekonomisi hedefi doğrultusunda “Avrupa Yükseköğretim Alanı”nı oluşturmak ve bu kapsamda Avrupa boyutunda yükseköğretim kurumlarının yeniden yapılanması ve yükseköğretimde şeffaflık,
hareketlilik ve akademik derecelerin tanınmasını sağlamak için Avrupa düzeyinde 29 ülkenin
Eğitim Bakanlarının 19 Haziran 1999 tarihli ortak deklarasyonu ile Bologna’da başlatılan ve 2010
yılında tamamlanması öngörülen süreçtir.
Uluslararası düzeyde kabul gören iç kontrol, kurumun hedeflerine ulaşması için makul
güvence sağlamak üzere tasarlanmış olan bir sistemdir. Bu sistemin en iyi bilinen modeli olan
Committee of Sponsoring Organizations (COSO) çerçevesinde iç kontrol; kurumdaki iş ve eylemlerinin mevzuata uygunluğunu, mali ve yönetsel raporlamanın güvenilirliğini, faaliyetlerin
etkililiği ve etkinliği ile varlıkların korunmasını sağlamayı amaçlar. COSO tarafından oluşturulan
ve kontrol ortamı, risk yönetimi, kontrol faaliyetleri, bilgi ve iletişim ile izleme bileşenlerinden
oluşan iç kontrol sistemi, Uluslararası Sayıştaylar Birliği (INTOSAI), Avrupa Komisyonu ve benzer
uluslararası kuruluşlarca da referans olarak kabul edilen bir modeldir.
Kurumlar tarafından sunulan hizmetlerin ve faaliyetlerin çeşitliliği de dikkate alınarak; Hizmet sunulmasını engelleyecek veya hizmetin kalitesini düşürecek, Vatandaş, Öğrenci, Tedarikçi
ve Çalışan Güvenliğini sarsabilecek, Yolsuzluk yapılmasına meydan verecek, Mevzuata aykırılığa
imkan tanıyacak, kurum içinden ya da kurum dışından oluşan her türlü olay Risk olarak adlandırılabilir.
Çalışanların, Müşterilerin, Hissedarların ve Tedarikçilerin beklentilerini dengeli bir şekilde
karşılamak üzere, üniversitelerin bütün faaliyetlerinin sürekli olarak iyileştirmesini koordine
edip; dünya çapında kalite seviyesine ulaşmasını ve rekabet gücünün artması için uygun ortamlar oluşturması bağlamında; Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme, Stratejik Yönetim,
Kurumsal Değerlendirme, Periyodik İyileştirme ve İzleme, İnovasyon ve Akreditasyon konularında Üniversite içinde ve dışında koordinasyonu sağlamak amacıyla Üniversitelerde Bologna sürecine paralel olarak “5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol” kanunu kapsamında İç Kontrol
Sistemi kurulmalıdır.
Bu Çalışmada, Bologna sürecine paralel olarak Üniversitelerde İç Kontrol Sisteminin kurulmasının ve sürekliliğinin sağlanmasının detaylarıyla anlatılması amaçlandı.
Anahtar Kelimeler: Bologna Süreci, Risk Yönetimi, İç Kontrol, 5018 Sayılı Kanun
84
Bildiri Özetleri
BEDAVA YÜKSEKÖĞRETİM ADİL YÜKSEKÖĞRETİM MİDİR?
İsmail TATLIOĞLU
Uludağ Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü
Metin MERİÇ
Hacettepe Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü
Mehmet Emin ALTUNDEMİR
Sakarya Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü
Yükseköğretimin tam kamusal mal gibi düşünülerek vergilerle finansmanının sağlanması
olarak ifade edilen parasız eğitimin, eğitim kademelerinden yükseköğretimde uygulanmasının
uygun olmadığı yapılan birçok analizde ifade edilmektedir. Parasız yükseköğretim sisteminden
yana olanlar söz konusu harcamaların yararlananlar tarafından değil devlet tarafından yapılmasını savunmaktadırlar; ancak devletin bütçesi de vergi mükellefleri tarafından finanse edildiğinden, sorun yükseköğretimin mali külfetinin yükseköğretimden yararlananlar tarafından mı yoksa tüm vergi ödeyenler tarafından mı karşılanacağında odaklanmaktadır.
Paralı yükseköğretimin bütün dünyada eleştirilen en önemli yönü zeki çocukların paraları
olmadığı için okuyamayacağı tezidir. Bu soruya söz konusu seçim mekanizması zeki çocuklara
okuma imkanı veriyor diye cevap verebiliyorsak, ortada `bedava` yükseköğretimi savunmak için
büyük bir sorun kalmayacaktır. Türkiye`de üniversite sistemine sadece daha zeki ve daha çalışkan öğrencilerin girebildiğini söylemek çok büyük bir iddia olmaktadır.
Sosyal eşitsizlik sistemi doğuştan hatta doğmadan çok daha önceleri, mesela bir ya da iki
nesil önce işlemeye başlamaktadır. Üniversite sınavlarını kazanmanın yolu genel olarak iyi bir
liseyi bitirmekten, iyi bir liseye gitmenin yolu ise, ilkokul ve ortaokulun başarılı okullarda tamamlanması ile olabilmektedir. Aynı zamanda, üniversiteli olabilmek için yapılacak hazırlık harcamalarının finansmanını sağlayacak maddi imkânlara sahip olmak gerekmektedir.
OECD ve benzeri uluslararası kurumların bu konuda yaptığı çalışmalarda da yükseköğretime yapılan kamu harcamasının çoğu zaman gelir eşitsizliğini düzeltici etkisi olmayıp, birçok
ülkede gelir eşitsizliğini arttırdığı ve varlıklı kesimleri öne çıkardığı belirtilmektedir. Bu nedenle
yükseköğretim finansman yöntemleri ile adaletli olup olmadığı arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Bu çalışmada yükseköğretimde uygulanan finansman yöntemlerinin ne kadar adaletli olup olmadığı ülke örnekleri çerçevesinde incelenecektir. Üniversite öğrencilerinin bedava
eğitime bakışları, Sakarya Üniversitesinde yapılan anket çalışması sonuçları çerçevesinde analiz
edilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretimin finansmanı, kamu finansmanı, özel finansman, yükseköğretimde adalet
Bildiri Özetleri
85
BOLOGNA SÜRECİNDE KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ: KKTC
YÜKSEKÖĞRETİM AKREDİTASYON VE KOORDİNASYON
KURULU’NUN ÇALIŞMALARI
Prof. Dr. Hasan Ali BIÇAK
Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu Başkanı,
Tel: 0392 229 2347, [email protected]
Prof. Dr. Mehmet ALTINAY
Doğu Akdeniz Üniversitesi Kalite Güvence Kurulu Koordinatörü ve Turizm Fakültesi Dekanı
Tel: 0392 630 1269 [email protected]
1999 yılında başlayan Bologna Süreci, 2010 yılında Avrupa Yüksek Öğretim Alanı’nı (AYOA)
oluşturmayı hedeflemiş ve bu hedefe ulaşmak üzere 10 hareket alanı (action lines) belirlemiştir.
Söz konusu hareket alanlarının en önemlilerinden birisi “yükseköğretimde kalite güvence konusunda işbirliğinin yaygınlaştırmasını” öngörmektedir. Bologna Süreci Eğitim Bakanlarının 2003
Berlin toplantısında görevlendirdiği (Yükseköğretimde Avrupa Kalite Güvence Birliği) ENQA, üye
kuruluşları ve Avrupa Üniversiteleri Birliği (EUA), Avrupa Yükseköğretim Kurumları Birliği (EURASHE) ve (Avrupa Öğrenci Birliği) ESU işbirliğinde Avrupa Yükseköğretim Standartları ve Rehberi’ni
(ESG) 2005 yılında Bologna Süreci Eğitim Bakanlarına onaylatmıştır.
KKTC’nin Avrupa Kültür Konvensiyonu’na taraf olmaması nedeniyle ENQA’nın affiliye üyesi
olan YÖDAK, Bologna Sürecini ENQA yanında tam üyesi olduğu Doğu ve Orta Avrupa Ülkeleri
Kalite Güvence Birliği’nin (CEEN-QA) seminer, atölye çalışmaları ve diğer çeşitli toplantılarına katılarak yakından takip etmektedir. YÖDAK, KKTC’deki Yükseköğretim Kurumlarına, Bologna Süreci’nin gereklerini yerine getirmede (ECTS, DS) yardımcı olurken Ulusal Yeterlilik Çerçevesi ile
Kalite Güvence Sisteminin oluşturulmasında büyük uğraş vermektedir.
YÖDAK 2010 yılında British Council ve 2011 yılında da Fulbright Komisyonu’nun katkıları
ile en üst seviyedeki uzmanlardan almış olduğu danışmanlık hizmetleri ile Kalite Güvence Sistemini tamamlama aşamasına gelmiştir. Bu çalışmada, ESG çerçevesinde geliştirilen YÖDAK’ın
yükseköğretim kurumlarının dış kalite denetimi kriterleri, üniversitelerin uygulaması istenilen iç
kalite güvence kriterleri ile YÖDAK’ın ENQA tarafından denetlenmesi sürecinde uyması gerekli
koşullar anlatılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bologna Süreci, Yükseköğretimde Avrupa Standartları ve Rehberi
(ESG), Kalite Güvence Sistemi, YÖDAK.
86
Bildiri Özetleri
SERVICE QUALITY MEASUREMENT IN HIGHER EDUCATION:
AN EMPIRICAL EXAMINATION OF UNDERGRADUATE STUDENTS
Ph. D. Selim TÜZÜNTÜRK
Uludağ University, Department of Econometrics
Faculty of Economics and Administrative Sciences, 16059, Bursa, Turkey
This paper is about the measurement of service quality (SERVQUAL) in higher education. In
general, SERVQUAL scales are used in measuring the quality of services. In this study, an adapted
version of the SERVQUAL scale for higher education services was used to measure the service
quality for a higher education institution. Questions were asked in measuring the quality perceptions (P) and expectations (E), separately. By this way, the gap (G=P-E) between P and E were
calculated as a means of the measure of the service quality. Then, the main results were presented and interpreted through the analysis of the data.
Keywords: Higher Education, Service Quality Measurement, SERVQUAL Scale, Quality in
Education.
Bildiri Özetleri
87
ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK HARCAMALARI VE ÜNİVERSİTE HARÇLARI
HAKKINDA ANKET ÇALIŞMASI SONUÇLARI
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin ALTUNDEMİR
Sakarya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü, Sakarya, Türkiye
Türkiye’de üniversiteye giriş sistemi, adayların gireceği sınavlardaki başarı ve sıralama
durumuna göre gerçekleşmektedir. Adayın istediği üniversitede okuyabilmesinin yolu, yoğun
ve ciddi bir hazırlık sürecinden geçmesine bağlıdır. Bu yüzden başta ailelerin desteği ile dershanelere gidilmekte, özel dersler alınmakta ve destekleyici yayınlar ile materyaller kullanılarak
üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanılmaktadır. En az bir yıllık bir süreci kapsayan bu hazırlık
döneminde yapılan harcamalar, üniversiteye başlayabilmenin görünen maliyetini oluşturmaktadır. Dolayısıyla yükseköğretimin finansmanı kapsamında üniversiteye hazırlık harcamalarının
da dikkate alınması gerekmektedir. Bu çalışmada, Sakarya Üniversitesindeki çeşitli fakültelerden
toplam 820 öğrenci üzerinde yapılan anket çalışmasının sonuçları değerlendirilecektir. Gerçekleştirdiğimiz bu anket çalışmasında, çeşitli bölümlerde okuyan öğrencilerin üniversiteye hazırlık
harcamaları ve bu öğrencilerin üniversite harçları hakkındaki görüşleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ankete katılan öğrencilerin %56.8’i I.öğretim öğrencisi, %43.2’si II.öğretim öğrencisi olup
%27.2’si birinci sınıf, %22.4’ü ikinci sınıf, %25.2’si üçüncü sınıf, %20.5’i dördüncü sınıf ve %4.6’sı
eski öğrencilerdir. Öğrencilerin %44.6’sı bir yıl süre ile, %34.9’u iki yıl süre ile üniversiteye hazırlandıklarını belirtmişlerdir. Üniversiteye hazırlık harcamalarının finansmanı konusunda öğrencilerin %86.4’u ailelerinden destek alırken, %10.8’i kendisinin çalıştığını belirtmiştir. Üniversite
harçları konusunda ilginç sonuçlar ortaya çıkmıştır. Harç miktarı, öğrencilerin %17’sinin bölüm
tercihlerini etkilemiş. Öğrencilerin %80.9’u harç miktarından memnun değil, %82.9’u harçların
azaltılmasının eğitim kalitesini düşürmeyeceğini düşünürken, %83.9’u daha yüksek miktarda
harç ödeyecek mali gücünün olmadığını, %89.1’i harç miktarının daha yüksek olmamasını istiyor.
Diğer taraftan, anket soruları arasında yer alan yükseköğretim hizmetinin maliyetine hangi oranda katılmak istersiniz, öğrenciler yükseköğretim hizmetinin maliyetine katkı sağlamalı, harçlar
ders başarısına göre veya devletin öğrenci maliyetine göre olmalı şeklindeki ifadelerde öğrencilerin algılarının değiştiği görülmektedir. Üniversite harçları konusunda öğrencilerin görüşlerinin
belirlenmesini de hedefleyen bu anket çalışması önemli sonuçlar ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretimin finansmanı, Harçlar, Anket
88
Bildiri Özetleri
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN FİNANSAL DURUMU
Prof. Dr. Ahmet AYPAY
Arş. Gör. Mikail YALÇIN
Arş. Gör. Ayşe DÖNMEZ
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Meşelik Yerleşkesi,
26480 Eskişehir, Türkiye
Teknolojik gelişmelerin karşı konulamaz bir şekilde tüketim malları ve tüketici davranışlarında meydana getirdiği büyük değişim ve dönüşüm, 21. yüzyılda ailelerin ve bireylerin finansal
önceliklerinde ve finans kaynaklarının yönetiminde de radikal değişimler meydana getirmiştir.
İnsanların ekonomik faaliyetlerinin temeli, finansal hedeflere ulaşma, tasarruf ve yatırım, finansal
planlama, para ve borç yönetimi gibi konular etrafında şekillenen finansal yönetimdir. Kişisel
finans yönetimi, kazançlar, harcamalar (giderler, borçlar), tasarruf, yatırım gibi konu başlıkları
altında değerlendirilebilmektedir. Finansal yönetim konusu değişen programla birlikte “bilinçli tüketim aritmetiği” başlığı altında kendine ilköğretim matematik dersi müfredatında da yer
bulmuştur. Öğrencilerin ilk öğrencilik yılarından itibaren almaya başladıkları teorik finansman
yönetiminin pratikte ilk olarak uygulanmaya başlandığı dönem üniversite yıllarıdır. Öğrencilerin
büyük bir kısmı bu dönemde ailelerinden ayrılmakta ve bireysel olarak elde ettikleri gelirlerinin
yönetimini üstlenmektedirler. Yine bu dönemde öğrencilerin bir kısmı sınırlı bir gelirle yaşamını
devam ettirmeye çalışırken, bir kısmı da birden ellerine geçen büyük miktarlarda parayı yönetmekle karşı karşıya kalmaktadır. Her iki durumda da öğrenciler ekonomik kaynaklarının yönetiminde problemler yaşayabilmektedirler. Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinin kişisel
finans yönetimi konusunda tercihlerini ve özel ihtiyaçlarını tespit etmek ve olası problemlere
çözüm yolları önermektir. Bu amaçla nicel olarak desenlenen çalışmada tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeli, geçmişte ya da halen var olan durumu var olduğu şekilde betimlemeyi
amaçlayan bir araştırma modelidir. Yapılacak olan analizler sonucunda, bulgular yorumlanarak
üniversite öğrencilerinin kişisel finans yönetimiyle ilgili, uygulamaya ve araştırmaya yönelik öneriler sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Üniversite Öğrencisi, Finansman, Kişisel Finansman Yönetimi
Bildiri Özetleri
89
ÜNİVERSİTEDE KALİTE GÜVENCESİ
VE EĞİTİM - ÖĞRETİMDE KALİTE ÇEVRİMİ
Prof. Dr. Hasan KAPLAN
Pamukkale Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Denizli-Türkiye
[email protected], +902582962050
Bilgi toplumu olma yolunda ilerleyen dünyada hızlı bir dönüşüm yaşanmaktadır. Ülkeler,
dünya sıralamasında yerlerini alabilmek için bilgiye dayalı dinamik bir sosyal ve ekonomik yapıya kavuşmak zorundadırlar. Bu yüzden günümüz dünyasında bütün alanlarda bilgi merkezli
yeniden yapılanmalar yaşanmaktadır. Bilginin üretildiği ve topluma yayıldığı evrensel kurumlar
olan üniversiteler de bu değişimde öncü rol üstlenmişlerdir. Bu yönü ile toplumsal gelişmenin en
önemli aracı üniversitelerdir. Evrensel ölçekte bilgiyi üreten, paylaşan etkin ve yenilikçi bir eğitim
ve araştırma kurumu olan üniversiteler dünya üniversitesi statüsünü kazanabilmektedirler. Üniversitelerin en önemli görevi; bulundukları ülkenin ve dünyanın gerçeklerine duyarlı, donanımlı,
araştırmacı, üretken, mesleki etiğe sahip ve yetkin bireyler yetiştirmektir. Üniversiteler bilim ve
teknolojinin öğretimi ve bu alandaki çalışmaların desteklenmesi ile topluma hizmet ederler.
Üniversitelerde kalite ve başarının yükseltilmesi için; Toplam Kalite Yönetimi ve bilişim sistemine dayalı Yönetişim Bilgi Sistemi benimsenmelidir. Üniversiteler ancak, bu şekilde sürekli
gelişme içinde olabilirler. Kalite güvencesinin sürekliliği, bilgiye dayalı yönetişim ile sağlanabilir.
Üniversitelerin misyonlarını gerçekleştirmeleri için stratejik amaçları ve hedefleri olmalıdır. Üniversitedeki tüm faaliyetler bu hedeflere yönelik olarak planlanmalı, uygulanmalı, değerlendirilmeli ve kontrol edilmelidir. Kalite çevrimi içinde sürekli iyileştirme ile daha iyi aranmalıdır. Bu
ancak stratejik yönetim tarzı ile mümkündür. Üniversitelerde kalite için; stratejik yönetim esas
alınmalıdır. Toplum yararına faaliyet yürüten, üniversitelerdeki tüm süreçlerin şeffaf, denetlenebilir ve değerlendirilebilir bir biçimde olması ve rapor edilmesi gereklidir.
Üniversitelerde Kalite Güvencesi, üniversitenin ortaya koyduğu ürün veya hizmetlerin kalite konusunda belirtilmiş gerekleri yerine getirmesinde yeterli güveni sağlamak için uygulanan
planlı ve sistematik etkinlikler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Programda kalite güvencesi,
üniversitedeki eğitim programının tanımlanmış kalite/performans göstergelerini tam olarak yerine getirdiğine dair güvence sağlayabilmek için yapılan tüm planlı ve sistematik işlemleri şeklinde tanımlanabilir.
Bu makalede evrensel kurumlar olan üniversitelerin üzerine düşen görevler ele alınmıştır.
Üniversitede kalite için, sistem, kaynaklar ve ilişkiler bazında neler yapılacağı vurgulanmıştır.
Anahtar Kelimler: Üniversite, Yönetim, Kalite, Eğitim Öğretim
90
Bildiri Özetleri
YÜKSEKÖĞRETİMDE FİNANSMAN MODELLERİ
Yrd.Doç.Dr. Naim DENİZ
Üsküdar Üniversitesi,İstanbul,Türkiye
Eğitim, uzun süreli stratejilerin geçerli olduğu bir alandır. Değişen demografik ve siyasi
yapılar yüksek öğrenimin geçmişteki konumunu değiştirmiş ve önemli hale getirmiştir. Yüksek
öğrenim kurumları daha fazla öğrenciye yüksek kaliteli ve çeşitlendirilmiş alanlarda hizmet verebilmek için kaynaklarını geliştirebilme ve arttırma çabalarına girişmişlerdir.
Eğitim finansmanı çeşitli amaçlara ulaşmak için gerekli insan ve fiziki mekan için parasal
kaynağın bulunması ve bu kaynakların çeşitli kesimler arasında dağıtımı surecini amaçlamaktadır. Eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması, iyileştirilmesi ve en etkin şekilde yapılabilmesi için
devletin, öncelikle eğitim finansmanı konusuna önem vermesi beklenmektedir. Yüksek öğrenimin finansmanı konusunda geçmişte çoğu ülkede öğretim tamamen ücretsiz yapılmakta iken,
günümüzde öğrenci katkısı önemli bir etken haline gelmiştir. Ülkemizde öğrencilerden alınan
katkı paylarının kısmen kaldırılmış olması eğitimde fırsat eşitliği açısından önemlidir.
Yükseköğretimde süreklilik güçlü bir mali yapıya dayanır. Son yıllarda sayısı oldukça artan
devlet ve vakıf üniversitelerinin mali yapılarının incelendiği bu çalışmada, kamu finansman modelleri, performans kriterlerine göre finans formülleri, öğrenci ve akademisyenlerin verimlilik
ölçüleri değerlendirilmiştir.
Eğitimin finansman modellerini incelerken, eğitim ve kalkınma ilişkisi, eğitimin ekonomik
sonuçları, eğitimde verimlilik, eğitimin arz talep özellikleri, eğitimde insan gücü ve istihdam
gibi konuları baz alarak fayda-maliyet analizi ve istatistiksel teknikler kullanarak irdelemeye ve
politikalar geliştirmeye çalıştık.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretim, Finansman, eğitim, istatistiksel analiz
Bildiri Özetleri
91
YENI BIR UZMANLIK ALANI: YÜKSEKÖĞRETIMIN YÖNETIMI
Prof. Dr. Ahmet AYPAY
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Son yıllarda yükseköğretim alanında ortaya çıkan reform ihtiyacı, yükseköğretimde okullaşma oranı, yüksek nitelikli insan gücü eğitimi, yeni yükseköğretim kurumları açılması, bilgi ve
teknoloji üretimi, toplumsal sorunlara bilimsel çözümler getirilmesi, yeniden yapılanma, üniversitelerde özerklik gibi konular yükseköğretimle ilgili gündem maddeleri olarak sayılabilir. Bir
uzmanlık alanı ve bir öğretim kademesi olarak yükseköğretimin yapısı ve işleyişinin araştırılması,
iyileştirilmesi üzerinde durmaktadır. Yükseköğretim, yurtdışında üniversitelerde lisansüstü düzeyde çok önem verilen ve üzerinde çalışılan bir alan olarak ortaya çıkmaktadır. Ülkemizdeki
hızla artan üniversite sayısı, üniversitelerin yapılanmalarıyla ilgili yaşanan sorunlar, yükseköğretimi ayrı bir çalışma alanı olarak düşünmek gerektiği görüşünü desteklemektedir. Yurt dışındaki
örnekler incelendiğinde yükseköğretimin çoğunlukla ayrı bir ana bilim dalı olarak yapılandırıldığı görülmektedir. Türkiye’deki üniversitelerde yükseköğretim ayrı bir ana bilim dalı olarak
açılmamıştır ancak ilerleyen zamanlarda böyle bir yapılanma içerisine de girilebilir. Bu alanlarda
üniversiteler kapsamında araştırma merkezleri, birimler bulunmakta ve lisansüstü eğitim derecesi verilmektedir. Ülkemizde yükseköğretimle ilgili lisansüstü çalışma alanlarının yetersiz oluşu,
Yükseköğretim Yönetimi yüksek lisans programını açma gereksinimi doğurmuştur. Alandaki bu
ihtiyacı karşılamak için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim dalı kapsamında 2012-2013 öğretim yılında Yükseköğretimin Yönetimi yüksek lisans
programı açılarak, öğrenci kabul etmiştir. Yükseköğretimin Yönetimi yüksek lisans programı yükseköğretimde, yükseköğretimin yönetimi, eğitim yönetimi, eğitim politikaları, eğitim programları, insan kaynakları, eğitim finansmanı, eğitim planlaması gibi disiplinleri kapsamaktadır.
T10-Yükseköğretimde Teknoloji Kullanımı,
Dijital Öğrenme ve Yöntem Arayışı
T10-Technology Usage and Digital
Learning in Higher Education
and Search for Methods
94
Bildiri Özetleri
FROM TRIALS AND TRIBULATIONS TO THE CREATION OF A
DISTANCE EDUCATION CENTRE AT MUĞLA SITKI KOÇMAN
UNIVERSITY: A MANAGERS’ VIEW
Assist. Prof. Müge ADNAN
Muğla Sıtkı Koçman University, Deputy Director, Distance Education Centre, 48000, Muğla
Prof. Dr. Yusuf Ziya ERDİL
Muğla Sıtkı Koçman University, Vice Rector, 48000, Muğla
The unprecedented development of information and communication technologies has
encouraged their integration into learning and teaching environments, and in particular, the
internet technologies have had a remarkable impact on education at all levels. Today, the higher education institutions use these technologies more and more either to support on-campus
learning or to create fully online courses and programmes. Turkey, having only started its web
based learning journey right at the end of the 20th century, has now several online programmes
and courses at various levels of higher education. In 2011, Muğla Sıtkı Koçman University also
initiated preliminary studies for the establishment of a web based distance education system,
both to support on-campus courses/programmes in terms of improving the quality of learning
and to offer fully online courses/programmes to increase access to higher education. This paper
outlines the model that Muğla Sıtkı Koçman University has followed in the process of establishing and implementing its online learning initiative, which has tried to balance managerial
requirements and aspirations, technical infrastructure, human resources, and the design and
development of online materials based on the established principles of online pedagogy.
Keywords: Higher Education, Online Learning, e-Learning, Distance Learning, Distance
Education
Bildiri Özetleri
95
YÜKSEKÖĞRETİMDE FATİH PROJESİ
VE DİJİTAL ÖĞRENMEDE EĞİTİM BİLİŞİM AĞI
Mustafa Şaban KESER, Muharrem AKKOÇ
İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Eğitici Bilişim Teknolojileri Koordinatörlüğü, 68100, Aksaray, Türkiye
Çok değil bir asır önce, eğitim-öğretimde yeni bir teknoloji tanıtılırken; “Bu araç, göze ve
kulağa seslenir. Bunun için dikkati toplama alışkanlığını doğal yoldan geliştirir. Öğrenci, verilmek
isteneni anlamadığı zaman, öğretmene konuyu genişleterek anlatma ve daha anlaşılır hale getirme olanağı yaratabilir.” sözü edilen bu eğitim aracı, bildiğimiz karatahtadan başka şey değildir. Yükseköğretimde öğretim elemanlarının, Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi
(FATİH) Projesi’yle Eğitimde Teknoloji Kullanımı ve Dijital Öğrenmede Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA)
bakış açıları nasıldır? Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler hiç şüphesiz eğitim ve öğretim
hayatınıda etkilemektedir. Henüz yazı bulunmadan iletişim ve öğretimde, çağının eğitim teknolojisinin ilk ürünleri olan mağara resimleri ve taşlar kullanılırken, günümüzde teknoloji alanındaki gelişmeler insanların öğrenme yolarında değişikliklere yol açmıştır. Klasik öğretim yöntemi
yerini, Bilgisayar Destekli Öğrenme yöntemine bırakırken, artan nüfus, eğitim masrafı ve fırsat
eşitsizliğini kaldırmak için dijital öğrenme ve yöntem arayışları başlamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı,
ilköğretim ve ortaöğretimlerin tamamında, Bilişim Teknolojileri Araçlarının derslerde etkin kullanımı için, Fatih Projesi’ni başlatmış ve eğitim içerikleriyle ilgili her türlü bilgi ve belgelerin, dokümanların içinde bulunacağı, öğretmen ve öğrencilerin elektronik içeriklere kolayca ulaşabileceği
interaktif dijital eğitim portalı EBA’yı kullanıma açmıştır. İlköğretim ve ortaöğretimde bu gelişmeler yaşanırken yükseköğretim kurumlarından yeni mezunlar için beklentiler yüksek olacaktır.
Nitelikli mezunlar vermek amacıyla yükseköğretim kurumlarının ve öğretim elemanlarının da,
tüm dünyanın gözünü Türkiye’ye çevirten, Fatih Projesi’nin bir parçası olması bir zarurettir. Bu
çalışmada; Yükseköğretimde Fatih Projesi ve Dijital Öğrenmede EBA’ya öğretim elemanlarının
tutumlarının tespiti amaçlanmıştır. Çalışma verileri anket yoluyla toplanmıştır. Öğretim elemanlarına Fatih Projesi, EBA ve kişisel bilgilerini de içeren sorular yöneltilmiştir. Araştırma sonucunda,
öğretim elemanlarının Fatih Projesi ile ilgili algılarının farklılık gösterdiği görülmüş olup, bulgular Yükseköğretimde Fatih Projesi adına önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Fatih Projesi, EBA, Yükseköğretim, Anket çalışması.
96
Bildiri Özetleri
TEKNOLOJİK ALT YAPININ AKRAN EĞİTİMİNE UYGUN OLARAK
HAZIRLANMASININ YÜKSEKÖĞRETİMDEKİ BAŞARIYA ETKİSİ
Günhan ERDEM
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü
Göksel ERDEM
Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı, Çanakkale, Türkiye
Akran eğitimi, öğretim yöntemleri içinde giderek daha fazla yer bulan bir teknik haline
gelmektedir. Akran eğitimi dendiğinde ilk akla gelen, üniversite öğrencilerine dönük cinsel sağlık eğitimi ve özellikle yaşlılara dönük geriatrik özbakım konularında hazırlanan kısa süreli, kurs
programlarıdır. Bu tür akran eğitimlerinde esas olan, kişilerin kendi yaş grupları ile daha rahat
iletişim kurmaları, bir takım problemlerini kendi yaşıtlarıyla daha rahat konuşabilmeleri ve onların bilgi ve deneyimlerinden daha yoğun bir şekilde yararlanabilmeleridir. Bu açıdan ele alındığında, sınıf içi uygulamalarda da akran eğitimine yer verilmesi akılcı görülmektedir. Çoğunlukla
dersi veren öğretim elemanlarının en sık dile getirdikleri sorun, öğrencilerin etkin bir şekilde
derse katılımlarının sağlanmasında yaşanan zorluklardır. Öğrencilere yöneltilen sorular genellikle sınıftaki belli başlı öğrenciler tarafından yanıtlanmakta, birçok öğrenci yöneltilen sorulara
cevap vermekten kaçınmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri öğrencilerin hata yapma
konusundaki çekinceleridir. Öğrencileri bu konuda cesaretlendirerek derse etkili şekilde katılmalarını sağlamak için birçok farklı yöntem kullanılsa da çoğu kez bu yöntemler başarısız kalmaktadır. Belirli bir problemin çözümüne ilişkin sınıf içi tartışma yaratılmasını sağlamak, özellikle sınıf
ortalamasının üzerinde başarıya sahip öğrencilerin öğrenme stratejilerinin diğer öğrencilere
aktarılmasını mümkün kılarak, sınıfın başarı ortalamasına olumlu katkıda bulunması açısından
çok önemlidir. Ancak çoğunlukla, bunu yapabilmek için yeterli zaman ayırabilmek konusunda
da sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sorunları ortadan kaldırabilmek için uygun teknolojik alt yapının
sınıflara ve özellikle amfilere uygulanması büyük yarar sağlayacaktır. Buna dönük uygun alt yapının kurulması ile birlikte, üniversitelerimizde, bu alt yapının akran eğitimi yöntemine uygun
olarak kullanılabilmesine dönük uygulamalı hizmet içi eğitim sistemleri de verilmelidir. Bu bildiride, akran eğitimine uygun teknolojik alt yapı sistemi ile bu sistemin nasıl kullanılabileceğine
dair özgün bir eğitim modeli tanıtılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Akran eğitimi, öğretim stratejileri, teknoloji destekli eğitim.
Bildiri Özetleri
97
FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARINI TEKNOLOJİK PEDAGOJİK
ALAN BİLGİSİNE SAHİP ÖĞRETMENLER OLARAK NASIL
YETİŞTİREBİLİRİZ?
Arş. Gör. Sedef Canbazoğlu Bilici
Aksaray Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, 68100, Aksaray
Doç.Dr. Havva YAMAK
Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, 06500, Ankara
Yrd. Doç.Dr. Nusret KAVAK
Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, OFMA Eğitimi Bölümü, 06500, Ankara
Öğretmen adaylarının ulusal ve uluslararası öğretmen yeterliklerinde vurgulanan teknolojik pedagojik alan bilgisi (TPAB)’ne sahip olarak lisans programlarından mezun olmaları meslek
hayatlarında öğretim sürecine teknoloji entegresyonunu sağlamalarını etkileyen bir faktördür.
Ülkemizde uygulanan Fen Bilgisi Öğretmenliği lisans programında yer alan derslerin içeriği
gözden geçirildiğinde, programdaki derslerin çoğunun tekil ders modelinde olduğu ortaya
çıkmaktadır. Başka bir ifadeyle; öğretmen adaylarına teknoloji, konu alanı ve pedagoji bilgisi
kazandırmayı hedefleyen dersler birbirinden bağımsız olarak işlenmektedir. Ancak öğretim sürecine teknoloji entegresyonun etkili bir şekilde sağlanabilmesi için öğretmen adaylarının konu
alanlarına özgü teknolojiler ve bu teknolojilerin öğretim sürecinde kullanımı hakkında yeterlik
kazanmalarını sağlayacak ders içeriklerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Karma yöntemler araştırma yönteminin kullanıldığı bu araştırma, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında Türkiye’nin büyük şehirlerinden birinde yer alan bir üniversitenin Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dalı’nın son sınıfında öğrenim gören 27 fen bilgisi öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. Eğitim-öğretim yılının güz dönemi başlangıcında Özel Öğretim Yöntemleri II dersi
kapsamında öğretmen adaylarına beş hafta süresince TPAB temelli eğitim verilmiştir. TPAB’ın
bileşenleri doğrultusunda verilen eğitimlerden sonra öğretmen adayları teknoloji ile zenginleştirilmiş ders planları hazırlayarak öğretim uygulamaları gerçekleştirmişlerdir. Mikroöğretim yönteminin kullanıldığı bu basamakta, öğretmen adaylarının ders anlatım videoları blog ortamında
tartışılmıştır. Araştırma Öğretmenlik Uygulaması dersi kapsamında altı öğretmen adayı ile bahar
döneminde de yürütülerek, öğretmen adaylarının üniversite ve gerçek sınıf ortamındaki performanslarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Araştırma sonucunda; araştırmanın başlangıcında öğretmen adaylarına verilen eğitimin ve
mikroöğretim uygulamalarının öğretmen adaylarının TPAB düzeylerinin gelişimine katkı sağladığı sonucu ortaya çıkmıştır. Dört yıllık fen bilgisi öğretmenliği lisans programı düşünüldüğünde
bu araştırmada verilen eğitimin süresi sınırlı olmasına rağmen öğretmen adayları gerçekleştirilen uygulamaların TPAB ve temel öğretmenlik becerilerinin gelişimine sağladığı katkıları araştırmanın her aşamasında vurgulamışlardır. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda,
mevcut fen bilgisi öğretmenliği lisans programındaki derslerin içeriklerinde TPAB’ın beş bileşeni
ve öğretmen adaylarının sahip olmaları gereken diğer bilgi türleri göz önünde bulundurularak
değişiklikler yapılması önerilmektedir. Bu şekildeki bir program aracılığıyla öğretmen adaylarının hem TPAB ve ilişkili olduğu bilgi türleri arasındaki sınırları ve bilgi türlerini kavramaları hem
de bu bilgilere sahip olarak üniversiteden mezun olmaları sağlanacaktır.
Anahtar kelimeler: Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi, Fen Bilgisi Öğretmenliği Lisans Programı, Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi Temelli Eğitim Uygulamaları, Öğretmen Eğitimi
98
Bildiri Özetleri
THE USE OF ICT TO IMPROVE THE PRODUCTIVE AND RECEPTIVE
SKILLS OF LANGUAGE TEACHING IN THE HIGHER EDUCATION
INSTITUTES
Lecturer Murat DEMİREKİN
Aksaray University , the Faculty of Education, the Department of English Language Teaching,
Aksaray, Turkey
Although a student who is to start a higher education in Turkey is supposed to get at least
B1 level of English according to the Common European Framework of Reference for Languages,
a high school graduate starts university with an average A2 level and usually is unable to go further in terms of productive skills of speaking and writing due to circumstances arising from lack
of activities of reinforcement for linguistic skills. The fundamental sources of teaching languages have been widely based on teacher and course book assigned for the class. Today, variety of
upcoming sources of information technology, which have been transferred into the classroom
environment have assisted the essences of teaching considerably. The sources transferred are
mostly constituents of ICT (Information and communication technology) such as enterprise software, storage, and audio-visual systems such as podcasts or videos, which enable students to
access, store, transmit, and manipulate information they acquire at class as well as the chance
provided with the reinforcement after school.
Within this perspective, the ICT usage in the language classes, which have been encouraged by setting up new ICT classes for each state universities by YOK (The Council of Higher
Education) in Turkey and the government, offer lots of interactive practice for the reinforcement
of both receptive and productive skills.
In this study it will be reflected on the situation of Foreign Language Teaching in the universities of Turkey and compared the circumstances with those counterparts of ICT applications
abroad. It will be suggested that the use of tools of ICT in the higher Education seems to be
quite promising in terms of reinforcing the receptive linguistic skills given in class as well as the
multimedia productive skills created outside the class environment.
Keywords: Higher Education, ICT, Language Teaching through ICT, productive and receptive skills
Bildiri Özetleri
99
THE EFFECT OF GENRE-BASED TEACHING UPON EFL WRITING
ACHIEVEMENT
Payman REZVANİ
Department of English Language, Sardasht Branch, Islamic Azad University, Sardasht, Iran
This study utilized as a semi-experimental research and a pre-test/post-test assessment
to investigate the instructional efficacy of a genre-based approach to writing achivement. Fifty
four EFL university students in Iran,Islamic Azad university,Mahabad branch were assessed before and after the instruction. The teaching materials, developed for teaching writing English
Description and Narration in a genre-based method in this study, were prepared in a way to
conform to the procedures carried out during class instruction . After five-week treatment, post
test was administered. After collecting the data and by analyzing the post-tests of control (NGB)
and experimental ( GB) groups, It was identified that the genre-based Methodology had the
great effect on task-based writing achievement in that setting.the finding will be very useful for
researchers , language teachers and syllabus designers . It was also concluded that ,after observing the results, using genres in classroom setting in EFL situation like Iran will be beneficial.the
learners are taught the construction of moves in any kind of social writing especially in writing
narration and description which are two important issues in improving the ability of learners
and English students to achieve higher scores in writing courses and a considerable increase in
construction of compositions and paragraphs in Iran in an EFL setting.
Key words: genre, writing, composition, GBT, genre analysis.
100 Bildiri Özetleri
WEB DESTEKLİ PROGRAMLAMA ÖĞRETİMİNDE İŞBİRLİĞİNE
DAYALI ÖĞRENMENİN ÖĞRENCİLERİN DERSE KARŞI TUTUMLARINA
ETKİSİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
Yrd.Doç. Dr. Sami ACAR
Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi, Bilgisayar Uygulamaları Eğitimi Bölümü
Bilgisayar Yazılımı Eğitimi Anabilim Dalı, 06830, Gölbaşı/ANKARA
Arş.Gör. Dilek KAYMAK USLU
Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi, Büro Yönetimi Eğitimi Bölümü, 06830
Gölbaşı/ANKARA
Bu araştırmanın amacı, işbirliğine dayalı öğrenmenin web destekli programlama öğretiminde öğrencilerin derse karşı tutumlarına etkisini belirlemektir. Araştırma problemine geçerli, nesnel, doğru ve ekonomik cevap bulmak için “deney ve kontrol gruplu sontest uygulamalı”
araştırma modeli kullanılmıştır. Araştırmada veriler öğretim programı sonunda uygulanan Keller
ve Subhiyah (1987) tarafından geliştirilen derse karşı tutum ölçeği ile elde edilmiştir.
Araştırma, Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Büro Yönetimi Eğitimi Bölümü’nde 3.sınıfta öğrenim gören ve İnternet Tabanlı Programlama I dersinde işbirliğine dayalı
web destekli programlama dersi uygulamasına katılan toplam 56 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir.
Araştırma kapsamında işbirliğine dayalı web destekli programlama öğretiminde deney ve
kontrol grubu öğrencilerinin derse karşı tutum puanlarının anlamlı bir farklılık gösterip göstermediği belirlenmeye çalışılmıştır.
Araştırma bulgularına göre; işbirliğine dayalı web destekli programlama öğretimi uygulamasına katılan her iki grubun derse karşı tutum puanlarının birbirine yakın olduğu bireysel öğrenme grubunda biraz daha yüksek olduğu görülmüştür. Her iki grubun derse karşı tutum puan
ortalamaları karşılaştırıldığında, bireysel öğrenme ve işbirlikli öğrenme gruplarının derse karşı
tutum puan ortalamaları arasında anlamlı bir farklılık olmadığı görülmüştür (p>0.05). Bu bulgular ışığında, işbirliğine dayalı öğrenmenin web destekli programlama öğretiminde öğrencilerin
derse karşı tutumlarına önemli bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İşbirliğine Dayalı Öğrenme, Web Destekli Öğretim, Tutum.
Bildiri Özetleri 101
YENİLİKÇİ BİR YAKLAŞIMLA SOSYAL MEDYANIN ÖĞRETMEN
ADAYLARININ EĞİTİMİNE DESTEK AMACIYLA KULLANILMASI
Begüm ÇUBUKÇUOĞLU
Doğu Akdeniz Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Mersin 10, Türkiye
Alev ELÇİ
Doğu Akdeniz Üniversitesi, BTYO, Bilgi Teknolojisi Bölümü, Mersin 10, Türkiye
Facebook üniversite öğrencileri arasında en yaygın olarak kullanılan sosyal paylaşım sitelerinden birisidir. Öğrenciler Facebook üzerinden arkadaşları ile iletişim ve paylaşım için oldukça
fazla zaman ayırıyor gibi gözükmektedirler. Bu kullanım alışkanlıklarını dersin bir uzantısı olarak destek amaçlı yönlendirmenin öğrencilere yararlı olabileceği düşünülebilir. Bu bağlamda,
çalışmanın amacı öğretmen adaylarının Bilgisayar Destekli Matematik Öğrenimi (BDMÖ) dersi
için açılan Facebook grubunu kullanım sıklığını saptamak, bu grubun etkililiği ve kullanışlılığı
ile ilgili öğretmen adayı öğrencilerin düşüncelerini belirlemektir. Bu nedenle ders için bir Facebook grubu oluşturulmuş ve bu guruba derse kayıt olan tüm öğrenciler üye edilmiştir. Dönem
boyunca öğrencilerden öğretim elemanının belirlediği konularda paylaşım yapmaları ve verilen
bazı sorulara yanıt vermeleri istenmiştir. Dönem boyunca öğrencilerin eleştirileri ve istekleri grubun verimliliğini artırmak amacı ile dikkate alınmış ve gereken değişiklikler yapılmıştır. Bunun
yanısıra, dönem sonunda öğrencilere grup üzerinden kısa bir facebook kullanımı değerlendirme
anketi verilmiştir. Bulgular derslerinde Facebook kullanmayı düşünen Matematik öğretmenleri
için örnek teşkil edeceği gibi bu tür kullanımların daha etkinleştirilmesi için yol gösterici olacağı
düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Matematik Öğretim Programı, Sosyal Medya, Öğretmen Eğitimi
102 Bildiri Özetleri
İNTERNET TABANLI ÖĞRETİM ELEMANI VE DERS DEĞERLENDİRME
YÖNTEMİNE İLİŞKİN ÖĞRENCİ ALGILARININ İNCELENMESİ
Doç. Dr. Nurdan KALAYCI
Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Ankara, Türkiye
Uzm. Murat DEBBAĞ
Bartın Üniversitesi, Uzaktan Eğitim Merkezi, Bartın, Türkiye
Giriş
Bir üniversitenin niteliğine ilişkin en önemli göstergelerden biri öğretim elemanları ve onların öğretim kalitesidir. Öğretim elemanı kalitesi, eğitimin kalitesini doğrudan etkileyen
faktörlerin başında gelmekte, öğretim elemanlarının performanslarının değerlendirilmesi
kalite kontrolünün güvencesi olarak görülmektedir(Marsh ve Roche, 1997; Hoyt ve Palet,
1999’dan aktaran: Çimen, 2010: 13). Ülkemizde öğretim elemanlarının öğretim performanslarını değerlendirmede kullanılan yöntemler incelendiğinde öğretim elemanlarının
öğrenciler tarafından yapılan değerlendirme yönteminin yaygın olduğu saptanmıştır. Öğretim elemanlarının öğretim performanslarını ölçmek üzere toplanan veriler biçimlendirici
(formatif ) ve yargısal (summatif ) değerlendirme amacıyla toplanmaktadır (Kalaycı, 2009).
Bu değerlendirmeler üniversitelerin çoğunda internet tabanlı yapılmaktadır.
Amaç
1.
2.
3.
Öğrencilerin internet tabanlı ÖEDD uygulaması hakkında görüşleri nelerdir?
Öğrenciler internet tabanlı ÖEDD anketlerini cevaplarken nasıl bir puanlama stratejisi
izlemektedirler?
“Öğrenciler ÖEDD uygulaması için nasıl bir uygulama modeli önermektedirler?
Nedenleri nelerdir?”
Yöntem
Araştırma betimsel bir çalışmadır. Nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini toplam altı ana bilim dalındaki 150 öğrenci oluştuştur. Veri toplama aracında açık uçlu
5 soru bulunmaktadır. Veriler içerik analizi kullanılmıştır.
Bulgular ve Yorum
Öğrencilerin internet tabanlı ÖEDD uygulaması hakkında % 79 oranında olumsuz bir görüş bildirmişlerdir. Özellikle internet ortamında öğretim elemanını değerlendirmenin kendileri açısından
risk oluşturduğunu kimliklerinin gizliliğine güvenemediklerini bildirmişlerdir. Değerlendirmelerin
sınav sonuçları öncesi konulmasını (Portal engelleme)eleştiren öğrenci oranı oldukça yüksektir.
%82 oranında öğrenci grubun anketleri beklenen şekilde cevaplamadıklarını öğrencilerin
% 18’i anketleri adil bir şekilde okuyarak cevap verdiklerini belirtmiştir. Öğrencilerin çoğunlukla
(%84) ÖEDD uygulamasının kâğıt kalem tabanlı olarak veya yüz yüze değerlendirme şeklinde
yapılmasını önermiştir. Bu öneriler içerisinde öğrencilerin çoğunlukla (%47) kâğıt kalem tabanlı
uygulama modelini önerdikleri tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretimde Kalite, Öğretim Elemanının Öğretim Performansının Değerlendirilmesi, Ders Değerlendirme, İnternet Tabanlı Değerlendirme, Elektronik Değerlendirme
Bildiri Özetleri 103
YÜKSEK ÖĞRENİMDE ÖĞRETİM ELEMANLARININ TEKNOLOJİ
KULLANIMI
Mustafa Şaban KESER
Muharrem AKKOÇ
İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatörlüğü, 68100, Aksaray, Türkiye
Günümüzde, ICT (Bilişim ve İletişim Teknolojileri) alanında yeni ve baş döndürücü gelişmeler hayatımızın her alanına yansıdığı gibi eğitimde de yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Teknolojideki hızlı gelişmelere paralel olarak insanlar tarafından da bilişim teknolojileri benimsenmiş, süratle kullanılmaya başlanmıştır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; dünyadaki 7 milyar
kişinin 2,2 milyarı interneti, 5,5 milyarı mobil haberleşmeyi etkin bir şekilde kullanmaktadır.
Öğretim elemanları bilişim ve iletişim teknolojilerini etkin bir şekilde neden kullanırlar?
Nitelikli öğrencilerin yetiştirilmesi noktasında, öğretim elemanlarının bilişim ve iletişim teknolojilerini etkin ve verimli bir şekilde neden kullanıp, kullanmadıklarının bilinmesiyle mümkün
olmaktadır. Yaşadığımız dünyanın son zamanlardaki en önemli olgusu küreselleşmedir. Teknolojilerin küresel düzeyde kullanılması ve küreselleşmeyle bilginin küresel düzeyde paylaşımı ve
yayılması sonucu aile biçimleri ve yaşam tarzları değişmiş, farklı ülkelerden insanlar deneyimlerinden yararlanarak ulus-devlet sınırlarını aşan yeni ilişki ve etkileşim biçimleri ortaya çıkmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitimde FATİH Projesi ile e-Dönüşüm Türkiye kapsamında BT destekli
öğretimin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla teknolojideki gelişmelere paralel olarak
yükseköğretim kurumlarından mezun olacak insan portresi de değişmiş, nitelikli mezunlar ve
dünya standartlarında diplomalar vermenin yanında engin bilgi birikimine sahip aynı zamanda
Eğitimde Bilişim Teknolojilerini Kullanabilen kaliteli insanlar yetiştirme konusunda yükseköğretim kurumlarını zorlamaktadır. Tüm bu beklentilere cevap verecek olan yükseköğretim kurumları ve öğretim elemanlarının nitelikli öğrencilerin yetiştirilmesinde öncelikle bilişim ve iletişim
teknolojilerini verimli ve etkin biçimde kullanmaları gerekmektedir.
Bu çalışmada; Bilgi Teknolojilerinin Yüksek Öğrenimde Kullanılmasını belirlemek ve nerede
görevli öğretim elemanlarının teknolojiyi kullanma sebeplerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.
Veriler anket yoluyla toplanmıştır. Öğretim elemanlarının teknolojiyi neden kullandıkları ve kişisel bilgilerini de içeren bazı sorular yöneltilmiştir. Araştırma sonucunda, öğretim elemanlarının
teknolojiyi neden kullandıkları algılarının farklılık gösterdiği görülmüş olup, bulgular Bilgi Teknolojilerinin Yüksek Öğrenimde Kullanılması adına önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Bilişim ve İletişim Teknolojileri, Yüksek öğretim, Anket çalışması.
T11-Cinsiyet Açısından Yükseköğretimde
Kadının Yeri
T11-Women’s Place in Higher Education in
Terms of Gender
106 Bildiri Özetleri
LİSANS EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN KADIN AKADEMİSYENLERİN
ÇALIŞMA YAŞAMINDAKİ DURUMLARINA YÖNELİK ALGILARI
Yrd. Doç. Dr. Hatice YALÇIN
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO 70200, Karaman, Türkiye
Öğr. Gör. Murat DEMİREKİN
Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi 68100, Aksaray, Türkiye
Ülkemizdeki akademisyenlerin yaklaşık % 41’ini kadınlar oluşturmaktadır. Bilimde kadının
bir bilim “adamı” olarak var olamayışı ve karşılaştığı güçlükler konusundaki tartışmalar 1960’lı
yıllarda başlamıştır. Toplumsal cinsiyet araştırmaları ise daha çok 1980’li yıllarda kullanılmaya
başlanmıştır. Kadın öğretim elemanlarının tüm öğretim elemanlarının içindeki payı çevre üniversitelerinden merkez üniversitelere doğru gidildikçe artmaktadır.
Bu çalışma lisans eğitimi alan öğrencilerin, kadın akademisyenlerin çalışma yaşamındaki
durumlarına yönelik algılarını ortaya çıkarmayı hedeflemektedir.
Sahip olunan süre ve olanaklar dahilinde Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinin araştırma evreni olarak alındığı çalışmada, öğrencilerin kadın akademisyenlerin durumlarıyla ilgili
bireysel algılarının ortaya konulması amaçlandığından, araştırma kapsamındaki üniversitenin
akademik birimlerinin hangisi olacağı değil, öğrencilerin lisans düzeyinde öğrenim görmeleri ön
planda tutulmuştur. Araştırma kapsamına alınan üniversitede fakültelerde ve yüksekokullarda
1. sınıf haricindeki lisans öğrenimi gören 157 kız öğrenciye ve 104 erkek öğrenciye (N=261) veri
formu uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı testler kullanılmıştır. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre ulaşmayı hedefledikleri eğitim derecesi ve akademisyen olma isteklerine
ilişkin bulgular x² testi ile değerlendirilmiştir.
Araştırma kapsamındaki öğrencilerin % 54’ü kadın akademisyenlerden “kısmen” memnun
olduğunu belirtmişlerdir. “Kadınlar akademisyen olarak çalışmalı mıdır?” sorusunda öğrencilerin
% 74.3’ü çalışması gerektiği yönünde fikir belirtirken, sadece % 2.2’i kadınların akademisyen
olarak çalışmaması gerektiğini belirtmiştir. % 47.8’i akademik hayatta kısmen kadın-erkek ayırımının olduğunu düşünmektedir. % 47.1’i ise akademisyen olmanın iyi bir anne ya da iyi bir eş
olmaya kısmen engel olduğunu belirtmiştir ve % 69.7’i akademisyenliğin kadın için zor olduğunu düşündüğünü belirtmiştir.
Öğrencilerin % 23.7’i akademisyen olmanın kadına en fazla kişisel gelişim açısından yararlı
olduğunu düşünmektedir. % 79.6’ı kadın akademisyenlerin en büyük zorluğunun anne ve eş
olarak iş yaşamını sürdürmek olduğunu belirtmektedir. Kadın akademisyen olmanın en önemli
avantajının eşi, ailesi ve çevresinin gözünde saygınlığının artması olduğunu ifade etmişlerdir.
Araştırmada elde edilen bulgular sonucunda, öğrencilerin, genel anlamda kadın akademisyenlerin çalışma yaşamındaki sorunlardan haberdar oldukları, bu konuda belirli düzeyde duyarlılık geliştirdikleri sonucuna varılabilmektedir.
Anahtar kelimeler: Kadın Akademisyen, Lisans Öğrenimi Gören Öğrenciler, Algılama.
Bildiri Özetleri 107
WOMEN IN STEM EDUCATION: FACTORS CULTIVATING
STEM INTEREST
Prof. Dr. Nesrin ÖZSOY, Dr Esin ACAR
Adnan Menderes University, Education Faculty, 09100, Aydın Turkey
Dr Alpaslan ŞAHİN, Tuğba ÖNER
bTexas A&M University, College of Education and Human Development,
TX, 77843
Prof. Dr. Zeynep Fidan KOÇAK
cMuğla University, Science Faculty, 48000, Muğla, Turkey
Science, Technology, Engineering, and Mathematics (STEM) education has emerged as a
life-saving component of education due to its critical role in maintaining countries’ economic
competitiveness. However, women’s attendance to this field looks limited. Although there is a
growing body of research that examines programs that are designed to attract more females
and underserved population, there is still the need to do more research to find reasons why
women don’t prefer STEM fields (Espinoza, 2011). We assume that the picture in Turkey is not as
good as in Western countries and the United States in terms of women presence in STEM-related
fields but changing for better (Gönel, Kaplan, Üçer, & Orhan, 2012). In this study, we aimed to
investigate how students of STEM fields in two major universities in Turkey varied in terms of
gender and socioeconomic status. In addition, the study plans to examine students’ demographics to see their academic backgrounds (types of high school they attended) in order to see
if there is any relationship between STEM majoring students and types of high schools they
graduated from. The study investigates further the factors helping female students in choosing
STEM majors by conducting semi-structured interviews with ten students from each university. We expect that the research will give us a fresh view about women’s attendance to STEM
education and their choices in Turkish colleges. Also, we will investigate the factors that would
encourage women thus creating better programs in the light of these findings to attract more
women to the STEM fields.
Keywords: STEM education, women attendance, women in higher education
108 Bildiri Özetleri
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDAKİ KADIN ÇALIŞANLARIN
KURUMDAKİ İÇSEL PAZARLAMA UYGULAMALARINA VE CİNSİYET
AYRIMCILIĞINA YÖNELİK ALGILARI
Yrd.Doç.Dr. Mutlu UYGUN, Yrd.Doç.Dr. Sinan METE, Arş.Gör. Ebru GÜNER
Aksaray Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü
Kurumların her kademesinde çalışan kadın sayısındaki artışla birlikte, “cinsiyet ayrımcılığı”
olgusu iş yaşamında önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Bu sorun, özellikle üst kademelere yükselmek isteyen kadın çalışanların önünde kırılması zor, yapay bir şekilde oluşmuş fakat
görülemeyen bir engel olarak açıklanan “cam tavan” olgusuyla daha da önemli bir soruna dönüşebilmektedir. Yapılan araştırmalar bu engelin oluşmasındaki etkenlerden birinin de örgüt
politikaları ve uygulamaları olduğunu göstermektedir. İşe alım, terfi, ücret ve performans değerlendirme gibi örgüt politika ve uygulamalarında kadınlara yönelik örtülü olumsuz uygulamalar,
bir işletmede cinsiyet ayrımcılığının varlığına dair olumsuz algılamaları güçlendirebilmektedir.
Çalışanlarının memnuniyetini önemseyen, onların ihtiyaçlarını tatmin etme arzusu içinde olan
örgütlerde, çeşitli ayrımcı uygulamalara daha az rastlanacağı söylenebilir. Bu olgu özellikle hizmet pazarlaması alanyazınında son yıllarda giderek önem kazanan “içsel pazarlama” kavramıyla
incelenmektedir. Çalışanların “iç müşteri” olarak kabul gördüğü içsel pazarlama uygulamalarında
temel amaç, çalışanlara yönetimin kendilerine duyarsız kalmadığını, ihtiyaçlarını dikkate aldığını
hissettirebilmektir. Dolayısıyla, bir örgütün içsel pazarlama anlayışıyla hareket ederek, performansı yüksek, gerekli nitelik ve yeterliğe sahip, işinde yükselme isteği olan kadın çalışanların
çalışma koşullarını ve terfi isteklerini dikkate alması, cinsiyet ayrımcılığı algısının olumluya evrilmesine katkı sağlayacağı söylenebilir.
İlgili alanyazın incelendiğinde cinsiyet ayrımcılığının özellikle kar amaçlı işletmeler bağlamında ele alındığı anlaşılmaktadır. Ayrıca konuya iç müşteri (içsel pazarlama) bakış açısıyla yaklaşılması gereği de kendini açıkça hissettirmektedir. Disiplinlerarası bir bakışı esas alan bu araştırmanın temel amacı, farklı disiplinlerde ele alınmış olan kuramları bir arada dikkate alarak, kar
amaçsız bir hizmet kuruluşu olan üniversitede, kadın çalışanların kurumdaki içsel pazarlama ve
cinsiyet ayrımcılığı algıları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmada, nicel araştırma yönteminden hareketle, bir üniversitenin her kademesindeki kadın çalışanlarından geçerlik ve güvenirlikleri sınanmış ölçeklerden oluşan bir anketle veri toplanacaktır. Uygulamalı bir araştırma olan çalışmanın tasarımı, “ilişkisel (bağıntısal) araştırma tasarımı” olarak ifade edilebilir. Toplanan veriler,
SPSS istatistik yazılım programıyla analiz edilecek ve raporlanacaktır. Sonuçların, kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı algısının giderilmesinde önemli ipuçları sağlayabileceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yükseköğretimde Kadın, Cinsiyet Ayrımcılığı, Cam Tavan Sendromu,
İçsel Pazarlama
Bildiri Özetleri 109
TRANSFORMATION IN TURKISH HIGHER EDUCATION: COULD
KNOWLEDGE ECONOMY FAVOR GENDER EQUITY IN ACADEMIA?
Ayşe KIZILDAĞ
Aksaray University, Faculty of Education, Foreign Languages Unit, English Language Teaching
Department 68100, Aksaray, Turkey
Current trends in Turkish Higher Education witness an immense internal and external expansion to compete with global markets. Replacement of traditional economies with global
and knowledge economies in current post-industrial period seems to be a gear for this particular enlargement process. Within this context, the national authorities have been engaged in
policy-making for the new praxis in higher education during the return of the century. Recently
reached political consensus on how restructuring Turkish Higher education is expected to be a
hopeful progress for the academia out of a decade’s reformation efforts; however, the question still remains; how much knowledge based-economy policies contribute to gender equity in
academic life? According to a very recent press release from the President of Higher Education
Council (HEC) Prof. Gökhan Çetinsaya, it is alarming that women disappear with considerable
rates in the higher stages of academic career, comparing the existence of 47% female research
assistants with only 31% associate professors and much fewer professors at universities. Are
the decreasing rates in the academic hierarchy a result of social patriarchy or policy-making?
The problem is certainly historical; yet how will the new restructuring processes address the
issue during this expansion epoch of transforming it into a knowledge-based economy? This
paper has the aim of evaluating the very recent higher education policies and practices with a
reference to relevant global discourse on gender equity in academia. Using a multi theoretical
framework with relevant statistics as critical screening tools, the issue at stake is explored to
argue how much local praxis differ from those of international to enhance equity.
Keywords: Expansion of Higher Education, Gender Equity in Academia, Restructuring Higher Education, Policy and Practice in Higher Education, Knowledge Economy
110 Bildiri Özetleri
THE EFFECT OF MOTHERHOOD ON CAREER OF FEMALE
ACADEMICIANS
Dr. Meltem ARAT
Dokuz Eylul University, Researcher and Lecturer, Izmir Multidisciplinary Vocational School, Buca
Egitim Fakultesi Campus, Buca, 35160 Izmir, Turkey
Female academicians who are childbearing or child rearing struggle with serious obstacles
when trying to combine an academic career with a family. Although increasing numbers of women have entered academia, their status has been slow to improve.
Academic jobs are oversized to break the boundary between work and family. An academic career seems as more flexible than the most –only a handful of classes a week, possibility
to work at home when not teaching. But the variety of demanding tasks like teaching, guiding
students, doing administrative and committee work and doing impressive researches all at a
time makes it difficult to do a full-time job and to be a full-time mom, if not impossible. Under
the burden of “ideal worker” perception as being a worker who is always available on full-time
job and therefore takes no time off for childbearing and child rearing, many female academicians face career penalties. Because of the interruption in mothers’ work and delaying or stopping
tenure time there occurs some penalties like; smaller raises in salary or fixed salary, less recognition and prestige, delaying having a child or being childless by choice -but a choice made
gradually over time, leaving job because of dissatisfing work environment and family reasons.
Some of the institutions manage these obstacles by introducing family-friendly work policies
like; reducing work load, stopping tenure clock for a determined time, but none of them support
taking a leave. Accordingly few women take a leave, because they fear for career penalties. In
this article, the effects of motherhood on career of female academicians are evaluated and the
present and possible approaches to the subject are discussed.
Keywords: Higher Education, Female Academician, Motherhood, Academic Career
Bildiri Özetleri 111
SANAT TARİHİ ARAŞTIRMALARINDA SANATÇI VE EĞİTİMCİ OLARAK
KADININ YERİ
Doç. Nurdan Karasu GÖKÇE
Erciyes Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Dekan Vekili, 38039, Kayseri, Türkiye
Sanat tarihi araştırmaları erkeklerin gösterdikleri başarılarla doludur. Hâlbuki kadın sanatçıların başarılarından söz edilmesi ancak yakın tarihlere rastlar. Kadın sanatçılar son elli yıl, kadın
sanat eğitimcileri ise 1980’lerden sonra sanat tarihçilerin ilgi alanına girer. Özellikle akademik
alanda kadınların sanat eğitiminde gösterdikleri çabalar genellikle sanat tarihçilerinin ilgilerini
tesadüfen çekmiştir. Örneğin, sanat tarihçisi Sounders Tarihsel Araştırmaların Kaprisleri Üzerine
Bir Deneme adlı incelemesinde kendisini bile şaşırtan kadın başarılarının fazlaca cüretkâr bulunduğu 1838’li yıllarda sanat eğitimcisi olarak çalışan Bayan Minot’un başarılarla dolu inanılmaz
hikâyesini anlatır. Bu durumda sanat tarihçelerin konu seçimlerinde, içinde bulundukları toplumun algısından etkilenebileceklerini söylemek yanlış olmaz.
Bu araştırmanın amacı kadının sanatta ve sanat eğitimdeki rolü konusunda yapılan sanat
tarihsel araştırmaları ele alarak günümüz yükseköğretiminde ona yüklenen yeni rolleri incelemektir. Araştırma verileri tarama yöntemiyle elde edilmiş olup bireysel gözlemler yoluyla bir durum tespiti yapılmıştır.
Araştırma kapsamında özellikle tarihsel açıdan ilk örneklerine Amerikan sanat eğitimi tarihinde rastlanan veriler ele alınarak diğer Avrupa ülkelerindeki süreç cinsiyet çerçevesinde incelenmiştir. Araştırmanın özellikle Türk sanat eğitim tarihinde yapılacak araştırmalara izlenecek yol
konusunda rehber olması beklenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sanat Eğitiminde Kadının Rolü, Yükseköğretimde Sanat Eğitimi, Sanatçı ve Eğitimci Olarak Kadın.
112 Bildiri Özetleri
ÜNİVERSİTELERDEKİ KADIN ARAŞTIRMA MERKEZLERİNİN NİCEL VE
NİTEL GÖRÜNÜMÜ
Doç. Dr. Gonca Bayraktar DURGUN, Arş. Gör. Hatice ALTUNOK
Gazi Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü, Ankara, Türkiye
“Kadın” konusunda yayınlanan kitaplar, dergiler; düzenlenen kongreler, sempozyumlar;
açılan lisansüstü eğitim programları gibi faaliyetler aracılığıyla akademik anlamda çalışmalar yapılmaktadır. Bu konuda özellikle üniversiteler çeşitli alanlarda çalışmalarını arttırmakta, konu her
geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Üniversitelerde, bahsedilen bu çalışmaları kurumsallaşmış düzeyde sürdürebilecek bazı aktörler de oluşturulmuştur. Bu kurumsal düzeyin özneleri
“Kadın Araştırma Merkezleri”dir. Bahsedilen merkezlerinin sayısı Türkiye’de 2000’li yıllar itibariyle
artış göstermiştir.
Bu bildiride üniversitelerde kadın konusunu kurumsallaşmış bir düzeyde inceleme nesnesi
yapan Kadın Araştırma Merkezleri nicel ve nitel bir analiz ile ele alınacaktır. Bu kapsamda sözü
edilen merkezlerin sayıları, örgütlenme şekilleri, faaliyetleri ve elde edilen çıktılar incelenerek bir
değerlendirme yapılacaktır.
Bildiri Özetleri 113
KADININ AKADEMİK HAYATTAKİ YERİ
Yrd. Doç. Dr. Mahmut BOZAN
Bartın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü 74100-Bartın
Arş.Gör. Leyla ÇÜRÜK, Öğr. Gör. Deniz ACARAY
Bartın Üniversitesi İİBF 74100-Bartın
Bu araştırma, kadınların cinsiyet algısı, ailevi sorumluluklar ve akademik camiada yöneticilik rolü gibi faktörler açısından değerlendirilerek akademik hayattaki yerini tespit etmeyi amaçlamaktadır.
Kadının akademik hayattaki yeri ve konumunu değişik açılardan incelemek araştırmanın
temel konusunu oluşturmaktadır. Akademik hayatta kadın algısı ve cinsiyet faktörü, kadın akademisyen kimliğinin aile yaşantısına ve yöneticilik hayatına etkileri de incelenmesi gereken diğer önemli konulardır.
Temel hak ve hürriyetlerin kullanımı açısından dezavantajlı guruplar içinde değerlendirilen
kadınların belki de en avantajlı olduğu akademik kimliğin Türkiye genelini temsil eden bir örneklem üzerinden ele alınması araştırmanın önemini arttırmaktadır. Batılı ittifaklar içinde yer alan
ve bir İslam ülkesi olan Türkiye, konumu itibariyle dünyada önemli bir kimliği temsil etmektedir.
Kadın hak ve hürriyetlerinin inanç değerleriyle ilişkilendirilerek ele alındığı, zaman zaman bu
kavram üzerinden olumsuz imajların çizildiği ve haksız eleştirilerin yapıldığı dikkate alındığında
bu alanda yapılacak çalışmaların önemi daha da anlaşılır olmaktadır.
Bu araştırma 2011-2012 Eğitim ve Öğretim yılında Türkiye’deki üniversitelerde görev yapan
öğretim elemanları ile sınırlıdır. Bu sebeple veri toplamada devlet ve vakıf üniversiteleri dışındaki diğer yüksek öğretim kurum ve kuruluşları kapsam dışında tutulmuştur. Konu açısından
da araştırma kadın akademisyenlerle sınırlandırılmıştır. Bu sebeple veri toplama aracı kadınların
akademik hayattaki yerini ve konumunu değerlendirmeye yönelik olarak hazırlanmış, kadınla
ilgili diğer alanlara girilmemiştir.
Betimsel modele göre yapılandırılan araştırma, Türkiye genelinde çeşitli üniversitelerde
görev alan ve her unvandan toplam 762 katılımcı üzerinden gerçekleştirilmiştir. Toplanan veriler Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paket Programının (SPSS) 18. versiyonu ile analiz edilmiştir. Her
bir soru için frekans ve uygun görülen bazı sorularda çapraz tablo analizinden yararlanılmıştır.
Analizlerde iki gruplu faktörlerde T testi, 3 ve daha fazla gruplu faktörlerde ANOVA kullanılmıştır.
Elde edilen bulgular çalışma hayatının tüm diğer sektörlerinden farklı olarak Türkiye’de
kadın akademisyenlerin pozitif ayırım taleplerine ihtiyaç göstermeyecek oranda erkeklerle eşit
hak, fırsat ve imkânlara sahip olduğunu, hatta bazı alanlarda gelişmiş ülke ortalamalarının üzerine çıktığını göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Kadın Akademisyen, Kadın Yönetici, Çalışan Kadın, Kadın ve Çalışma
Hayatı.
114 Bildiri Özetleri
YÜKSEK ÖĞRETİMDE KADINA UYGULANAN CAM TAVAN ETKİSİ
Öğr. Gör. Ahmet Yusuf CEVHER
Ardahan Üniversitesi, Ardahan Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, 75000, Ardahan, Türkiye
Öğr. Gör. Handan ÖZCAN
Ardahan Üniversitesi, Ardahan Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu, 75000, Ardahan, Türkiye
Cam Tavan Etkisi, yüzyıllardır çeşitli farklılıklara sahip bireylere, görünmeyen bir engel olmasının yanı sıra, örgütteki kalifiye elemanların hiyerarşide hak ettikleri noktalara gelmesinin
birtakım farklılıklardan dolayı engellenerek yönetimde üst düzeylere gelememesi durumu olarak değerlendirilmektedir. Cam Tavan, kadınların üst yönetim kademelerinde yer almalarını önleyen görünmeyen engeller olarak tanımlanabilir (Kooskora ve Bekker, 2007:73). Bu kavramın
çıkış noktası, kadınların üst pozisyonlara gelmesinde iş ile ilgili olmayan faktörlerdir.
Kadın erkek nüfusunun dengeye yakın olduğu günümüzde yüksek öğretimde kadının ne
oranda var olduğu sorgulanmaktadır. Kadınların, yüksek öğretime ve akademik hayata girişlerinde bu dengenin korunduğu görülürken, akademik personel olarak çalışan kadın sayısında,
pozisyon yükseldikçe ciddi düşüşler meydana gelmektedir. Kadınların yükselmelerindeki bu durum yüksek öğretimdeki “Cam Tavan Etkisi” olarak karşımıza çıkmaktadır. Acar (1983), Şenesen
(1996), Köker (1988) tarafından yapılan çalışmalarda kadınların akademik hayatta var oldukları
halde yükselmelerinin görünmeyen bir etkiyle engellendiği tespit edilmiştir.
Kadınların akademik hayattaki iş gücünde azınlıkta kalması ülkemizde olduğu gibi gelişmiş
ülkelerde dahil birçok ülkede karşılaşılan bir durumdur. Kadınlar, akademik hayatın gereği olan
bilimsel çalışmalarını iş hayatı - sosyal hayat - aile hayatı üçgeninde aktif olarak gerçekleştirmeye
çalışmaktadır. Burada karşımıza çıkan, cinsel eşitsizliğin ortaya çıkışının pozisyon yükselmelerinde belirginleştiğidir. Bu çerçevede çalışmanın temel amacı, yüksek öğretimde kadın akademisyenlerin pozisyon yükselmelerinin engellerini ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Birincil ve ikincil veri
kaynaklarından yararlanılan bu çalışmada, kadının yüksek öğretimdeki yeri teorik olarak irdelenmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Cam Tavan Etkisi, Yüksek Öğretimde Kadın

Benzer belgeler