ilköğretim matematik öğretmen adaylarının görüşleri

Transkript

ilköğretim matematik öğretmen adaylarının görüşleri
GEOMETRİ DERSLERİNE NASIL GİRİŞ YAPARDIK?
İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ GÖRÜŞLERİ
Uzm. Melih TURGUT
Yrd. Doç.Dr. Süha YILMAZ
Dokuz Eylül Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
[email protected]
Dokuz Eylül Üniversitesi
Buca Eğitim Fakültesi
[email protected]
ÖZET
Bu çalışmada, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının geometri derslerini
öğrencilere nasıl anlatmaya başlayacakları hakkındaki görüşleri sunulacaktır. Araştırma
betimsel bir çalışmadır. Veriler İzmir ilinde yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim
Fakültesi ilköğretim matematik öğretmenliği bölümü son sınıf öğrencileri arasında dağıtılan
görüşme formları ve daha sonra yapılan röportajlardan elde edilmiştir. Bu araştırma için 100
öğrenciye görüşme formu uygulanmıştır. Verilerin analizinde frekans ve yüzde tabloları
kullanılmıştır. Yapılan analizler değerlendirildiğinde değişik yöntemlerin ortaya çıktığı
gözlenmiştir. Öğretmen adaylarının çoğu geometrik kavramlar tanıtırken somut düşünceyi
geliştirmeye yönelik günlük hayattan örnekler vermeyi planlarken, az bir kısmı da bu
kavramların sadece tanımını vermeyi uygun bulmuştur. Öğretmen adaylarının diğer giriş
yöntemleri de ayrı ayrı açıklanmıştır. Gözlenen eksiklikleri gidermek ve farklılıkları homojen
hale getirebilmek amacıyla öneriler sunulmuştur.
1.GİRİŞ
Matematik eğitiminin en önemli dallarından olan geometrinin eğitimdeki yeri oldukça
büyüktür. Çevremizde karşılaştığımız ve sık sık kullandığımız eşya ve varlıkların çoğu
geometrik şekil ve cisimlerden oluşmaktadır. Bu şekillerden en etkili şekilde yararlanmak
aralarındaki ilişkileri kavramaya dayanır. Ayrıca işimizi veya mesleğimizi yürütmede uzayı
tanımada, günlük yaşamımızdaki basit problemlerimizi (Boya yapma,duvar kaplama,resim
yapma model oluşturma vb)çözmede geometrik düşüncelerden yararlanırız. Ayrıca insan işini
ya da mesleğini yürütürken geometrik şekil ve cisimler kullanır. Bu varlıklardan en etkili
şekilde yararlanmak, bunları tanımaya, eşyanın şekli ile görevi arasındaki ilişkiyi kavramaya
dayanır (Altun, 2004:217).
Geometri konuları insanların ilk kez dikkatini çeken konulardır. Bir yüzey parçasını
doğru olarak bölmek gereksinimi, cisim ve biçimleri ölçme ve sayı ile anlatma bilgisi olan
geometriyi doğurmuştur. Bu nedenle bu dersin, insanların günlük yaşamlarıyla ilgili bir yeri
vardır (Fidan, 1986).
Matematik olgusunun ilk esin kaynakları doğa ve yaşamdır. Geometri yanını doğa ile
ilişkilendirmek daha kolay ve gereklidir. İnsanın geometri adına yaptığı, doğada var ve
yadsınamaz gerçekleri görmek, bunlar arasındaki ilişkileri keşfederek soyut alanda (zihinde)
bu ilişkileri yeni gerçek ve yeni ilişkilere götürmek olmuştur (Develi ve Orbay, 2003).
İnsanlar mesleklerinde geometrik şekillerle ve cisimlerle ilgili bildiklerine dayanarak sıklıkla
karar almaktadırlar. Marangozlar ev inşa etmek için açıları ölçmektedirler. Mühendisler hangi
açıların bir otobanın eğimini şekillendireceğine karar verirler. Bahçıvanlar çiçeklerin yetiştiği
yerlerin şekillerini ve pozisyonlarını planlarlar. (MEB,1999:1-3)
İlköğretim geometri konularının öğretimi matematiğin diğer konularının öğretimi kadar
önemlidir. İlköğretimdeki matematik öğretiminde geometri konularına da yer verilmesinin
bazı sebepleri aşağıdakiler olabilir (Baykul, 2005:363).
1.İlköğretimde matematik çalışmaları arasında eleştirici düşünme ve problem çözme
önemli bir yer tutar. Geometri çalışmaları, öğrencilerin eleştirici düşünme ve problem çözme
becerilerinin gelişmesinde önemli katkı getirir.
2.Geometri konuları, matematiğin diğer konularının öğretiminde yardımcı olur. Örneğin
kesir sayıları ve ondalık sayılarla ilgili kavramların kazandırılmasında ve işlemlerin
tekniklerinin öğretiminde dikdörtgensel, karesel, bölgelerden ve daireden büyük ölçüde
yararlanılır.
3.Geometri, matematiğin günlük hayatta kullanılan önemli parçalarından biridir.
Örneğin odaların şekli, binalar, süslemelerde kullanılan şekiller geometriktir.
4.Geometri, bilim ve sanatta da çok kullanılan bir araçtır. Örnek olarak mimarların,
mühendislerin geometrik şekilleri çok kullandıkları; fizikte, kimyada ve diğer bilim dallarında
geometrik özelliklerin fazlaca kullanıldığı gösterilebilir.
5.Geometri öğrencilerin içinde yaşadıkları dünyayı daha yakından tanımalarına ve
değerini takdir etmelerine yardım eder. Örneğin kristallerin, gök cisimlerinin şekil ve
yörüngeleri birer geometrik şekildir.
6.Geometri, öğrencilerin hoş vakit geçirmelerinin hatta matematiği sevmelerinin bir
aracıdır. Örneğin geometrik şekiller, bunlarla yırtma yapıştırma, döndürme, öteleme ve
simetri yardımıyla eğlenceli oyunlar oynanabilir.
Bu sebepler geometri öğrenme ve öğretmenin önemliliğini ortaya koymaktadır. Bu
doğrultuda İlköğretim II. kademeye matematik dolayısıyla da geometri öğretecek olan, yeni
yaklaşımlarıyla eğitim almış öğretmen adaylarının öğrendiklerini yansıtabilecekleri etkin bir
ders bir girişi yapabilme becerisinin çok önemli olduğu düşünülmektedir. Araştırma bu
noktada ortaya çıkmıştır.
1.1 Problem Durumu
Çocuklara yönelik eğitim ve öğretim alanında görev alacak kişinin öğreteceği konuya
son derece hakim olması ve insanın büyüme ve gelişmesini de yakından bilmesi şarttır. Artık
günümüzde çok bilmek konuya hakim olmak önemli olmaktan yer yer çıkmıştır. Bilmek değil
anlatabilmek hedef alınarak birçok çalışma yapılmaktadır, bu çalışmaların doğrultuları temel
referans tuttukları şeyler artık pedagojik yaklaşımlardır. Alana özel pedagojik bilgi(APB) de
şunları kapsar: konuların öğrenilmesini nelerin zorlaştırdığı veya kolaylaştırdığını bilme,
müfredattaki konuların sırasını birbiri ile ilgilerini, bu konulara nasıl giriş yapılacağı. Bu
nedenle, geometri dersini anlatmaya nasıl başlanacağı da APB içinde yer alır. Fakat yapılan
çalışmalara baktığımızda ülkemizin geometri başarısının oldukça düşük seviyede olduğu ve
şu anki eğitim sistemimizde öğretmen ve öğrencilerin yaşadığı sıkıntıların başında
öğrencilerin güdülenememesinin geldiği görülmektedir. Elde edilemeyen bu başarının en
büyük nedenlerinden biri de öğrencilerin geometrik düşünme düzeylerinin beklenilenin
altında olmasıdır. Bu nedenle bu düzeylerin geliştirilebilmesi ve öğrenmenin verimli bir hale
getirilmesi için farklı öğretim yöntemlerine başvurulmalıdır, bu ise geometri öğretecek
öğretmenlerin güdüleme basamağında etkin giriş yapmasına da bağlıdır. Bu noktada
önümüzdeki dönem matematik öğretmeye başlayacak öğretmen adaylarının görüşlerinin
önemli olduğu düşünülmektedir.
1.2 Problem Cümlesi
Aday ilköğretim matematik öğretmenleri geometri konularını anlatmaya nasıl
başlayacaklardır?
2.YÖNTEM
Araştırmanın verileri, İzmir ilinde yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi İlköğretim
Matematik Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencileri arasında dağıtılan görüşme formları ve
sonrasında yapılan röportajlardan elde edilmiştir. Bu araştırma için 100 kişiye görüşme formu
uygulanmıştır. Görüşme formunda öğretmen adaylarından geometri dersini öğrencilere nasıl
anlatmaya başlayacaklarını yazmaları istenmiştir. Görüşme formları değerlendirilerek alınan
cevaplar aralarındaki farklılıklara göre kategorilere ayrılmıştır. Formların analizleri bittikten
sonra 3 kişi görüşme formunda verdikleri cevaba göre rasgele seçilmiştir ve röportaj
yapılmıştır. Röportajlarda da aynı soru sorulmuştur.
3.BULGULAR
Bu bölümde araştırma sonucunda elde edilen bulgular frekans dağılımları biçiminde ve
araştırmaya katılanların görüşlerinden doğrudan alıntılar yapılarak desteklenmiştir.
Tablo 1
İlköğretim matematik öğretmen adaylarının geometri öğretimine nasıl
başlayacaklarına ilişkin görüşleri
Kategori
Şekil
Sayı
Yüzdelik
Görsel şekiller
40
30.8
Bilgisayar Destekli Eğitim
3
2.3
Temel
Doğrudan Anlatım
17
13.1
Kavramlar
Kavramsal Açıklama
4
3.1
Günlük Hayattan Örnekler
34
26.2
Dersin Tarihçesi
12
9.2
Soru Cevap Yöntemi
9
6.9
Etkinlikler
7
5.3
Bilgi Düzeyinin Ölçülmesi
4
3.1
Tablo 1’de görüldüğü gibi görüşme formları değerlendirildiğinde öğretmen adaylarının
fikirleri 7 grupta toplanmıştır. Bu gruplar şekil, günlük hayattan örnekler, temel kavramlar,
dersin tarihçesi, soru- cevap yöntemi, etkinlikler, bilgi düzeyinin ölçülmesi şeklinde
adlandırılmıştır.
Öğretmen adaylarının çoğu dersi öğrencilere ‘’şekil’’lerle tanıştırabileceklerini
yazmışlardır. Bu gruptaki cevapları veren öğretmen adayları 2 gruba ayrılmıştır. İlk gruptaki
cevapları veren öğretmen adayları, sınıfa üçgen, çember… gibi görsel şekilleri getirip
öğrencilere bu cisimleri tanıtabileceklerini yazmışlardır. Örneğin aşağıdaki cevaplarda olduğu
gibi:
‘’Önce geometrik şekilleri belirten nesneler getiririm sınıfa, ya da kartondan şekilleri
yapıp getiririm. ‘’
‘’Özellikle geometri dersi materyal geliştirmeye çok uygun bir alandır. Çocuklara
ilgilerini çekecek renkli kartonlardan ya da elişi kâğıtlarından birçok materyal
hazırlanabilir.’’
‘’Örneğin sınıfa yelpaze şeklinde bir cisim getiririm. Bu cismi en açık hale
getirdiğimizde yani daire haline getirdiğimizde aradaki katlanmış parçaların sayısı 360 tane
olan yelpaze seçerim. Bu cismin iki ucu arasındaki katlanmış parçaların sayısına cismin iki
ucu arasındaki açı deriz, cisim kapalıyken aradaki katları göremeyiz, bu durumda açı sıfırdır,
ama uçları yavaş yavaş birbirinden ayırdığımızda açılan her parça cismin uçları arasındaki
açının artmasına sebep olur.’’
İkinci gruptaki cevapları veren öğretmen adayları’’bilgisayar destekli öğretimle’’
şekilleri öğrencilere tanıştırabileceklerini yazmışlardır. Örneğin:
‘’Özel ders verirken kullandığım matematikle ilgili ders cdlerini getirirdim. Onlarda bu
konular gerek görsel, gerek işitsel olarak ilköğretim düzeyinde bir öğrencinin ilgisini çekecek
şekilde hazırlanmıştır.’’
‘’Görsel olarak anlatarak, bilgisayarda slâyt gösterisi, tepegözde şekillerin çizilmesi
şeklinde şekilleri öğrencilere tanıtmaya çalışırdım’’
Tablo 1’de görüldüğü gibi diğer bir çoğunluğu oluşturan grup da ‘’günlük hayattan
örnekler’’ grubudur. Bu gruptaki cevapları veren öğretmen adayları, geometri öğretimine
başlarken
günlük
hayatta
geometrinin
kullanıldığı
alanlardan
bahsedebileceklerini
yazmışlardır. Böylece öğrenciler hem derse güdülenmiş, hem de çevrelerindeki cisimleri
geometrik şekillerle ilişkilendirmeyi öğrenmiş olacaklardır. Örneğin aşağıdaki cevaplarda
olduğu gibi:
‘’Geometri konusu biraz soyut bir konu olduğu için üçgen, daire, çember gibi
kavramları günlük hayattan örnek vererek anlatmayı düşünüyorum. Mesela yolda giderken
gördüğünüz trafik levhalarının birer geometrik şekil olduğunu, futbol veya basketbol
oynadığınız topun geometrik adının küre olduğunu anlatırdım.’’
‘’Somut zekadan soyut zekaya yeni geçmiş olan çocuklar geometriyle ilk kez
karşılaşınca bir karmaşa halini alabilir. Bu yüzden çevreyle iç içe yaşatarak öğretmeye
başlamak en yararlısı…’’
''Bilardo yardımıyla açıların öğretilmesi konusunu ilk duyduğumda biraz garip
gelmişti. Ancak bunu araştırdığımda gerçekten çok ilginç olaylarla karşılaştım. Eğer bunu
sınıflarda uygulayabilirsek hem öğrenciler bu dersten zevk alır, hem de küçük hesaplar ve
açılar yardımıyla neler yapılabileceğini somut olarak görmüş olur.’’
Öğretmen adaylarının yaklaşık dörtte birlik kısmı da ‘’temel kavramlar’’ grubundaki
cevapları vermişlerdir. Bu cevabı veren öğretmen adayları iki gruba ayrılmıştır. İlk gruptaki
cevabı veren öğretmen adayları konunun tanımını vererek doğrudan anlatım yöntemini
izleyeceklerini yazmışlardır.
‘’Örneğin üçgen konusuna başlar başlamaz üçgenin iç açıları toplamı şudur, çevresi
budur, diye anlatırım. Tabi ki ezberci eğitime karşı bir toplum gibi görünsek de bunu her
zaman yapıyoruz.’’
‘’Okul kitabı ya da diğer kitaplarda yazan tanımı verirdim, TÜBİTAK yayınlarından
falan faydalanırdım.’’
İkinci gruptaki cevapları veren öğretmen adayları öncelikle nokta, doğru gibi
kavramların tanımını yaparak derse başlayabileceklerini yazmışlardır. Örneğin:
‘’Öncelikle doğruları tanımlamakla derse başlarız, doğruların kesişimleri ve
birbirlerine göre konumlarına bakarız. Paralellik, diklik ve kesişme durumlarını açılarla
birlikte verip, açı kavramını uygulamaya dökmüş oluruz. Böylece kafalarında somut doğrular
ve bunlar açı ilişkileri kurgulanmış olur.’’
‘’Açı konusuna girmeden önce nokta, doğru, doğru parçası ve ışın kavramlarını verip,
açının tanımını yaparım. Daha sonra açılara ait özellikleri ifade ederim. Aynı şekilde üçgen,
çember gibi geometrik şekillerde önce tanım yoluyla kavratmaya çalışır, uzunluk, açı, alan ile
ilgili özelliklerini ifade ederim’’
Tabloda da görüldüğü gibi öğretmen adaylarını az bir kısmı ‘’dersin tarihçesi’’
grubundaki cevapları vermişlerdir. Bu cevabı veren öğretmen adayları derse geometrinin
kelime anlamı, geometrinin tarihçesi gibi öğrencileri öğrenmeye güdüleyecek şeylerden
bahsederek derse başlayacaklarını yazmışlardır. Örneğin:
‘’İnsanlara iyice kavratmak, istediğimiz bir konuyu güncel hayattaki herhangi bir
meseleyi, özellikle o konunun önemini anlatmamız gerekir. Eğer gerçekten biz o konuyu
sevdirirsek veya ilgisini çekebilirsek öğrenci zaten çok istekli olacağından artık o bizi
tetikleyecektir. Kastettiğim sıradan bir anlatma değil. Geometrinin ortaya çıkışı, kimlerin
uğraştığı, neden ortaya çıktığı, zevkli tarafları… Tabi bunların olması için bizim gerçekten
öğretme arzumuzun olması lazım.’’
‘’Geometrinin kelime anlamı ile öğrencileri güdülerim. Böylece derste ne işleyecekleri
hakkında bir fikre sahip olurlar.’’
Öğretmen adaylarının çok az bir kısmı ‘’soru-cevap yöntemi’’ grubuna dahil olan
cevapları vermişlerdir. Bu cevabı veren öğretmen adayları öğrencilerin derste aktif olmalarını,
konu
hakkındaki
genellemelere
kendilerinin
ulaşmaları
şeklinde
bir
yöntem
kullanabileceklerini yazmışlardır.
‘’Öğrencilere sorular yönelterek başlarım, gerekli ölçümleri yaparak, görerek
bulmalarını isterim. Başta ulaşacağımız noktayı söyler nasıl bir yol izleyeceğimizi sınıfta
tartışmalarını sağlarım.’’
''Geometri
konularını
anlatmaya
başlarken
çevremizdeki
nesneleri
nasıl
sınıflandıracağımızı sorarım, örnek veririm. Daha sonra nesneleri şekillerine göre
sınıflandırabileceğimizi söyleyip çevrelerine bakarak nesneleri sınıflandırmalarını isterim,
üçgen, dörtgen, çember gibi betimlemelere ulaşmaları için ufak yönlendirmeler yaparım.
Soru-cevap yöntemiyle dersi anlatmaya çalışırım.’’
Öğretmen adaylarının çok az bir kısmı da ‘’etkinlikler’’ grubundaki cevapları
vermişlerdir. Bu cevabı veren öğretmen adayları konuyla ilgili öğrencilere farklı etkinlikler
yaptırarak konuyu öğrencilere tanıştırabileceklerini yazmışlardır. Örneğin:
‘’Sınıfta öğrencileri gruplara ayırırdım. 3 kişilik gruba üçgen, 4 kişilik gruba dörtgen, 6
kişilik gruba altıgen ismini verirdim. Onlara kendilerini tanıtmalarını söylerdim ve
birbirleriyle piyesler düzenleyerek aradaki ilişkileri ortaya çıkarttırırdım. .Örneğin üçgen
grubundaki biri geniş açı, biri dar açı ve biri dik üçgen adını alırdı ve araştırma yapıp ilginç
piyesler hazırlatırdım. Böylece bu üçgenlerin tanımları, özellikleri araştırılırdı ve eğlenceli
bir şekilde öğrencilere sunulurdu. Böylece daha akılda kalıcı bir öğretme tekniği uygulanmış
olurdu.’’
‘’Mesela öğrencilere yuvarlak bir karton hazırlatırdım. Ortasına meyve suyu
pipetlerinden(L şeklinde) birini tam köşesi merkeze gelecek şekilde tuttururdum. Uçlardan
biride sabit olacak. Diğer ucu hareket ettirerek 90 dereceyi bulurum.(Tabi daha önceden bu
açıları bu kartonda gereken yerlere yazardım.) Önce onu kavratırdım ve kendilerinin de
yapmalarını isterdim. Sabit uca yaklaşırsa dar açı, 90 dereceyi de aşarak sabit uçtan iyice
uzaklaşırsa geniş açı olacağını anlatırdım.’’
Tabloya bakıldığında öğretmen adaylarının gerçekten çok az bir kısmı da derse
öğrencilerin bilgi düzeylerini ölçtükten sonra gerekli öğretim planları yaparak derse
başlayabileceklerini yazmışlardır.
‘’Öğrencilere dersin başında bilgilerinin ölçülmesi için bir test yapılıp öğrencinin
seviyesi ölçülebilir, çıkan seviyeye göre öğrencilere uygun öğretim planları yapılabilir.’’
‘’Geometri dersine başlamadan önce öğrencinin kapasitesinin ne durumda olduğuna
daha önce neyi ne kadar bildiğine ilişki ufak bir araştırma yaparım. Daha sonra bu bilgileri
göz önüne alarak onların anlayabilecekleri seviye düzeyinde konuyu anlatmaya başlarım’’
Görüşme formlarından elde edilen bulgular bunlarıdır. Daha sonra elde edilen bulguları
doğrulamak ve öğretmen adaylarının hangi yöntemi neden seçtiklerini öğrenmek için 3 kişiyle
röportaj yapılmıştır.
Örneğin A ‘’günlük hayattan örnekler grubuna dahil olan cevabı vermişti. Röportajda
bunun nedenini şöyle açıklamıştı:
A:Günlük hayatla örneklendirmek daha kolay ve tabi daha görsel, Bu nedenle ilk olarak
günlük hayattan örnekler vererek başlanması daha uygun olur, çünkü kişi gözünde
canlandırabildiği, somut olarak görebildiği şeyleri daha iyi anlar, geometri dersleri hayata
yöneldiği takdirde daha kalıcı olur.
B ise ‘etkinlikler grubuna dahil olan cevabı vermişti. Röportajda bunun nedenini şöyle
açıklamıştı:
B:Öğrenciler geometri derslerinden korkuyor ve başarısız oluyorlar. Bu nedenle farklı
etkinlikler yaptırarak öğrencilerin derse olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olurum.
Etkinlikler sayesinde öğrenciler hem eğlenmiş hem de akılda kalıcı bir öğrenme tekniği
uygulanmış olur. Etkinliklerde grup içi etkileşime de önem veririm, böylece öğrenciler grup
çalışmalarını da öğrenmiş olurlar.
C ise ‘’temel kavramlar’’grubuna dâhil olan cevabı vermişti. Röportajda bunun nedenini
şöyle açıklamıştır:
C:Önce nokta, doğru gibi temel kavramların tanımlarını öğrencilere tanıtırım, daha
sonra konuya geçerim. Çünkü temel kavramlar öğrenilmeden konu yapılandırılamaz.
4.SONUÇ VE YORUM
Bu çalışmada ilköğretim matematik öğretmen adaylarının geometri dersine nasıl
başlayacakları hakkındaki görüşleri incelenmiştir. Verilerin analizi sonucunda öğretmen
adaylarının çoğunun geometri dersine, görsel şekillerle ve günlük hayattan örneklerle,
yaklaşık dörtte birinin de temel kavramların öğretilmesiyle başlayacakları görülmektedir.
Öğretmen adaylarının az bir kısmının da dersin tarihçesi, soru-cevap yöntemi, etkinlikler,
bilgi düzeyinin ölçülmesi ve bilgisayar destekli öğretim gruplarında yer alan öğretim
modelleriyle derse başlayacakları görülmüştür.
Öğretmen adaylarının görsel şekillerle anlatmaya yoğunlaşmasını sebebi onlara da aynı
şekilde anlatılması olarak düşünülebilir. Hâlbuki yeni yaklaşım metotları görsel örnekleri
desteklemekle birlikte tamamen kavramsal yapıları öğrenmeyi ön planda tutar. Bireyde
kavramların gelişimi, zihinsel bir süreç olan matematiksel düşünme açısından çok önemlidir.
Tabloya bakıldığında bilgisayar destekli öğretimi seçenlerin sayısının da çok az olduğu
görülmektedir. Bunun nedeni bilgisayar ve bilgisayar destekli geometri öğretimi dersinin
etkin olmaması olarak düşünülebilir.
Geometri konularının direk formül verilerek anlatılması öğrencileri ezbere yöneltmekte
ve bunun sonucunda bilgilerin kalıcılığı engellenmiş olmaktadır. Öğretmen adaylarının
öğrencileri ezbere yöneltecek şekilde dersi onlara tanıştırmaları ilginç bir araştırma olabilir.
Bilim tarihçileri, bilimin ve buna bağlı olarak teknolojinin gelişmesinin sebebini hep
ihtiyaca bağlamışlardır. Bir gereksinim doğrultusunda insanların yaptığı ataklar, bulma
çabaları- Edi Son’un yaptığı gibi- onları bir yerlere sürüklemiştir. Asıl sorunumuz olan
öğrencileri güdülemek ise tarihsel bir girişle bilim adamlarının buluşlarını yaparken yaşadığı
sıkıntıları, bulma çabaları ve günümüze getirdiği faydaları göstermek onları şüphesiz
güdüleyecektir.
Öğretmen adaylarının derse etkinliklerle derse başlamayı seçenlerin az olmasının
nedeni, öğretmen adaylarına derslerde bu konuyla ilgili fazla bilgi verilmemiş olması olabilir.
Halbuki etkinlik programlı bir öğretim problem çözme, akıl yürütme, iletişim ve
ilişkilendirme becerilerinin kazandırılmasına yardımcı olabilir.
Bilgi düzeyinin ölçülmesinin önemli bir davranış olduğu söylenebilir, çünkü bireyin
hangi seviyede olduğunu bilerek öğretim paketi hazırlamak onun dilinden konuşmakla
aynıdır.
5.ÖNERİLER
1. Etkinlik temelli öğretim modelinin sınıflarda gerçekleştirilmesi hem olanak hem de
zaman açısından zor olabilir. Bu güçlüğü aşmak için ve ilginç etkinlik tasarımları hakkında
öğretmen adaylarına bilgi verilebilir yada bu eksikliği gidermek amacıyla düzenlenen etkinlik
depolarına ulaşmaları sağlanabilir.
2. Geometri öğretiminde soru-cevap yönteminin her konuda çok uygun olmadığı, bu
şekilde geometrik kavramların oluşturulamayacağı belirtilebilir.
3. İlköğretim öğrencilerinin derslerde özgürce düşünmesine olanak bırakmadan ona
aktarılacak bilgi, görüş ve düşünce onun kendi adına düşünme yeteneğini azaltabilir. Bu
nedenle öğretmen adaylarına yaparak-yaşayarak öğretim modeli hakkında bilgi verilebilir.
4. Öğretmen adaylarına işbirlikli öğrenme gereği’’öğrencilerin öğrenmede işbirliği
yapacağı, gruplar halinde çalışacakları, gruplardaki öğrenci sayıları, öğretmenin değil,
öğrencinin yapacakları’’ hakkında bilgi verilebilir.
5. Kâğıt katlama etkinlikleriyle ilgili öğretmen adaylarına bilgi verilebilir. Kağıt
katlanması yardımı ile kare, dikdörtgen, üçgen vb. çeşitli geometrik figürler oluşmakta ve bu
figürlerin oluşturulması esnasında bazı açı değerleri de ortaya çıkarılabilmektedir
(Kemankaşlı N. Gür H., 2006). Bu etkinlikler hem öğrencilerin derse olumlu tutum
geliştirmesine hem de onların geometrik düşünme, problem çözme, işbirlikli öğrenme,
yaratıcılığı geliştirme gibi becerileri kazanmalarına yardımcı olabilir. Çünkü geometri,
öğrencilerin problem çözme becerilerinin, muhakeme gücünün ve mantıksal düşünmesinin
gelişmesinde önemli bir yere sahiptir.
6. Öğretmen adaylarına buluş yoluyla öğrenme modeli hakkında yeniden bilgi
verilebilir. Bu öğrenme modelinin tek bir örnek değil, birden çok örnek üzerinde yorum
yapılarak bilgilerin keşfedildiği öğretim modeli olduğu anlatılabilir.
7.İlköğretim matematik öğretmenliği lisans programında bulunan Bilgisayar ve
Bilgisayar destekli geometri öğretimi derslerinin etkin hale getirilmesi için bilgisayar
laboratuar sayısı arttırılabilir. Ekranı 2 boyutlu olmasına rağmen içinde 3 boyutlu dünyayı
içeren ve günlük hayatlarında birçok işe yarayan bilgisayar sayesinde öğrenci daha fazla duyu
organını kullanmaktadır. Bu avantaj göz önünde tutulursa, bilgisayar destekli öğretim
geometri öğretimi için yüzey kaplama, boyama etkinlikleri için rahatlıkla kullanılabilir.
Örneğin dersin girişinde, BDE ile kendi odalarının duvarlarına desen verebilirler.
8. Öğretmen adaylarına, somut işlemler döneminden soyut işlemler dönemine geçişin
belirginleştiği ilköğretim II. kademede problem çözme becerisinin önemliliği tekrar
hatırlatılabilir. Bu doğrultuda dersin girişinde bir problem sunularak probleme dayalı öğrenme
yaklaşımı kullanılabilir. Bu öğretim yönteminde problemlerle ilgili daha fazla materyal
kullanılarak problemle ilgili şekilleri oluşturmaları daha kolay hale getirilebilir. Bu yaklaşım,
aynı zamanda, öğrencinin öğrendiklerini günlük yaşamlarında da kolayca görmesini
sağlayacaktır.
9. İlköğretim matematik öğretmen adaylarının son dönem aldıkları matematik semineri
derslerinde geometride kavram oluşturmaya yönelik etkinliklerin geliştirilmesi sağlanabilir ve
derslere başlama ve güdüleme şeklinde ders içinde bir ayrım yapılarak öğretmen adaylarına
özel planlamalar yaptırılabilir.
KAYNAKÇA
Altun M. (2004). Matematik Öğretimi, İstanbul: Alfa Yayıncılık
Baykul Y.(2005). İlköğretimde Matematik Öğretimi, Ankara: Pegema Yayıncılık
Develi H.M., Orbay, K. (2003). İlköğretimde Niçin ve Nasıl Bir Geometri Öğretimi,
Milli Eğitim Dergisi Kış 2003, Sayı:157.
Fidan N. (1986). Okulda Öğrenme Ve Öğretme, Ankara: Kadıoğlu Matbaası
MEB, (1999). İlköğretim Okulu Matematik Dersi Öğretim Programı, Ankara:
Kocaoluk Yayıncılık.
Kemankaşlı N., Gür H. (2006). Geometri Öğretiminde Açılar Konusunda Kâğıt
Katlama Etkinlikleri.7.Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, Ankara.

Benzer belgeler

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ SOMUT

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ SOMUT ÖZET Bu çalışmada, ilköğretim matematik öğretmen adaylarının geometri derslerini öğrencilere nasıl anlatmaya başlayacakları hakkındaki görüşleri sunulacaktır. Araştırma betimsel bir çalışmadır. Ver...

Detaylı