gazete - EDAK ECZA KOOP.

Transkript

gazete - EDAK ECZA KOOP.
EDAK 33. Olağan Genel Kurulu
9 Haziran 2012 Cumartesi günü
saat 11.00’de E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi
Konak/ İzmir’de. Katılımınızı bekliyoruz!
19 Haziran kuruluş yıldönümümüz
EDAK 33 yaşında
genç bir çınar!
27 Haziran’da
MEDAK Kurucusu
Ecz. Neş’e Gülersoy’u
anıyoruz!
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
www.edak.org.tr • [email protected]
www.dalumpapir.dk
Haziran 2012 • Sayı 68
Büyük sermayelerle
rekabet etmek için
işletmenin sermayesi mi,
yoksa kooperatif
ortaklarının sermayesi mi
büyütülmelidir?
“...Tabi ki, kooperatifin amaçlarına uygun olarak ortaklarının sermayesi büyütülmelidir ancak sermayesi büyüyen ortaklar kapitalist egolarla kooperatiften uzaklaşmaktadırlar. Ya da kazanımlarını kişisel yatırımlarına
kaydırarak toplam gücü azaltmaktadırlar. Bu durumda
da eğilim işletmeye ve işletmenin sermayesinin büyütülmesiyle rekabet etmeye yönelir. İşletme sermayesinin
büyütülmesi ise yönetim hiyerarşisinin de dikey büyümesine neden olur. Hâlbuki kooperatiflerde büyüme
kooperatif ortağı sayısı ve bu ortakların ekonomisinin
büyümesi ile ölçülür. (Buradaki ortak sayısı gerçek
kooperatif ortaklarının sayısı anlamına gelmektedir.
Sadece tabelada ismi olan ortak sayısının hiçbir değeri
yoktur.) Yani kooperatiflerde yönetim hiyerarşisi yatay
büyümelidir.” Devamı sf: 13’de
Eczacı
Hayati Yalçın
16. Çocuk
Resimleri
Yarışması
Ödül Töreni
Sayfa 2
EGElişim
Günleri
İzmir Milletvekili
Ecz. Nesrin Ulema
Sayfa 5
Farmavizyon
2012
Sayfa 8
Eczacı Emre Bacanak
EDAK Yönetim Kurulu Başkanı
Kooperatif
Eşittir Kötü
Ecz. Hüsnü Kaya
SECOF YÖNETİM ve GENEL KURUL TOPLANTISI İLK KEZ
İZMİR’DE YAPILDI!
Ecz. Serdar Karaağaç
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi
Editörden
Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu SECOF Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Toplantısı
ilk kez İzmir’de EDAK Işıkkent’teki Merkez Binası’nda yapıldı. SECOF Genel Kurul Toplantısında SECOF’un “Network” çalışmalarını destekleme karar alması, örgütlü yapıda
büyük bir adım olarak açıklandı. Toplantıda alınan bu kararı ve ardından gelen değişimi
ve mesleğin eczacılık ve depoculuk faaliyetleri açısından geleceğini EDAK Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda SECOF İcra Komitesi Üyesi de olan Eczacı Serdar Karaağaç ile
konuştuk.
Devamı sf: 20’de
Merhaba,
Gazeteedak 68. sayısına hoş geldiniz. Dünya ve ülke gündemimizden birkaç satır başı; Suriye’de rejim karşıtı olaylar sonucu Mart ayından bu yana 13 bin kişinin ölmesi,
küresel iklim değişikliğinin neden olduğu seller, İMF tarafından Yunanistan’a borç uyarısının yapılması, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, Türkiye’de 20022011 döneminde kredi kartı başına düşen işlem tutarının 3,5 kat artması ve Eurovision’da Can Bonomo ile yedinci olmamız…
İlaç, eczacılık sektörümüzde Mayıs ayı ise yine hızlı değişimlere sahne oldu. Yerli ilaç sanayinin dışa bağımlılığı artarken eczacılık alanında; uzun zamandır beklenen 6197
sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’ da değişiklik yapan teklif, 17 Mayıs 2012 tarihinde TBMM Genel Kurulu’ nda kabul edildi. Yasa’da mesleki güncel sorunlara
dair bir çözüm henüz yer almazken, eczane açma da planlama ve muvazaa’ya karşı etkili bir çözüm görülüyor. Ardından Antalya’da TEB Bölgelerarası toplantısı gerçekleşti…
Ve Gazeteedak’ın 68. Sayısının gündemin de ise “Kooperatifçilik” var. SECOF Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli Eczacının Sesi Haber Portalında yayınlanan “Ecza Kooperatifleri” başlıklı makalesinde şöyle yazıyor; “Her zaman söylerim eğer kendinize ait bir dağıtım kanalınız yoksa kendinizi çıplak hissedin. Bugün tüm Avrupa coğrafyasında
serbest eczanelerin tek varlık nedeni ecza kooperatifleridir. Bugün eğer serbest eczacıların mücadelesi hala devam ediyorsa, tek nedeni ecza kooperatiflerinin ortakları
ile gösterdiği karşı duruş mücadelesidir.” Biz de bu karşı duruş mücadelesini meslek örgütlerimize ve ortaklarımıza sorduk ve “Kooperatifçilik Özel” başlığı altında gazetemizde yer verdik. Ayrıca; “2012 Uluslararası Kooperatifçilik Yılı” nedeniyle E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrencileri ile işbirliği içinde gerçekleştirdiğimiz “Eczacılıkta ve Kooperatifçilikte EGElişim Günleri Öğrenci Sempozyumu”, Farmavizyon Eczacılık Fuarı, Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül Töreni ile dopdolu gazeteedak’ı
beğeneceğinizi umuyoruz. Önümüzdeki ay tekrar görüşmek dileğimizle, hoşçakalın…
Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü
Sayfa 19
Atık
İlaçlar
Sevk
Edildi
Sayfa 22
Bilimsel
Eczacılığın
173. Yılı
Kutlu Olsun!
E.Ü. Rektörü
Prof. Dr.
Candeğer Yılmaz
Sayfa 30
gazeteedak
2
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczacı Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül Töreni…
Çocuklar Gelecek Hayallerini Çizdi!
EDAK Ecza Kooperatifi’nin çocukların hayal gücünü ve sanata olan ilgisini geliştirmek amacıyla gerçekleştirdiği “İçimdeki Mutluluk ve Gelecek Hayallerim” temalı resim yarışmasının ödül
töreni 11 Mayıs 2012 Cuma günü 19.00’da Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
uğraşan, sorgulayan ve algıları yüksek bireyler olarak
yetiştirebilmek en büyük amacımız. Yarışmaya katılım
gösteren tüm çocuklarımıza teşekkür ediyoruz. Onların
hayal dünyalarına biraz olsun katkıda bulunabildiysek
ne mutlu bize” diye konuştu. Uçar’ın konuşmasının ardından ödül törenine geçildi.
Kardelen’in barış ve dostluk temalı resmi ödül aldı
ile yarışmada 11-14 yaş kategorisinde ikincilik ödülünü alan İzmir Bayraklı Süleyman Eczacıbaşı İlköğretim
Okulu öğrencisi 11 yaşındaki Huriye Kızkurt yarışma
için teşekkür etti. Resim yapmaya devam edeceğini
belirterek, “Doktor, mühendis, eczacı, avukat, tiyatrocu mesleğiniz ne olursa olsun mutlaka sizi bir öğretmen
yetiştiriyor. Ben de bu nedenle öğretmen olmayı çok istiyorum.” dedi.
Eczacı Hayati Yalçın Özel Ödülü Kardelen Bilgin’in oldu.
Çocukların gelecek hayallerinde “Barış ve
Dostluk” temaları ağır bastı.
4-14 yaş grubu arasındaki çocukların katılımına açık
olan yarışma kapsamında İzmir Merkez ve ilçeleri başta olmak üzere yurdun dört bir yanından gelen 1500’ü
aşkın resim, ressam eczacılarımızdan ve EDAK yetkilisi
olan 3 kişilik seçici kurulumuz tarafından değerlendirildi. Sergilenmeye hak kazanan 87 resim ile ödül kazanan
13 resmin sahibi çocuklara, 11 Mayıs 2011 Cuma günü
saat 19.00’da Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi
(AKM)’nde yapılan tören ile sertifika ve ödülleri verildi.
Bu sene 16. sı gerçekleşen ödül töreninde EDAK yönetimi ve yöneticileri, yarışmaya katılan çocuklar, aileleri, öğretmenleri ve okul müdürleri ile biraraya geldi.
Törende; EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Uğur Uçar
açış konuşmasını yaptı. Uçar konuşmasında, yarışmanın
öneminden ve öyküsünden söz etti. Etkinliğin iki yönden
anlamlı olduğunu söyleyen Uçar, öncelikle 1999 yılında
vefat eden EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Hayati
Yalçın’ın anısını böylesine güzel bir etkinlikle sürdürüyor olmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade ederek,
“Çocuklar geleceğimizin aynası, onları sanat ve bilimle
Yarışma seçici kurulu tarafından Eczacı Hayati Yalçın
Özel Ödülüne 11-14 yaş kategorisinden yarışmaya katılan Piyale İlköğretim Okulu öğrencisi Kardelen Bilgin layık bulundu. Tüm dünya halkları arasındaki eşitlik, barış
ve dostluğu hayal ederek bu temayı resminde yansıtan
Bilgin’e ödülünü ve sertifikasını EDAK Yönetim Kurulu
üyesi Eczacı Uğur Uçar takdim etti.
Törenimizin Özel Konukları Kiraz Solaklar İlköğretim
Okulu Öğrencileri
Yarışmada 7-10 yaş kategorisinde 3.lük Ödülünü kazanan İzmir’in Kiraz ilçesi Solaklar Köyü İlköğretim Okulu
öğrencisi Sinem Efe ve resimleri sergilenmeye hak kazanan arkadaşları öğretmenleri ile birlikte bu seneki ödül
törenimizin özel konukları oldular. Okul Müdürü Gündüz
Eren’den gelen mesajı sizler ile paylaşıyoruz. “EDAK
Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması nedeniyle sizlerle tanıştık. Her türlü yoksunluk ve de yoksulluğun yaşandığı bir yöreden çocuklarımızın yaptığı resimlerle sizlere ulaştık. Sergi açılışına bizleri davet ettiğiniz
ve de öğrencilerimizi ağırladığınız için teşekkür ederiz.
EDAK’ tan okulumuza uzanan aydınlığın ve yürek dolusu
sıcaklığın sürekli olmasını dileriz.”
Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül
Töreni Fotoğraflarına EDAK Ecza Koop. / facebook sayfasından ulaşabilirsiniz.
Huriye’nin hayali öğretmenlik
Gelecekte öğretmen olma hayalini yansıttığı resmi
gazeteedak
3
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Yarışma hakkında...
EDAK Ecza Koop. bir mesleki kuruluş olarak ortakları
ve diğer paydaşlarının ekonomik kazanımlarına yönelik projelerin yanı sıra sosyal anlamdaki beklentilerini
de karşılamak, çocuklarının ilgi duyduğu alanları teşvik
edebilmek ve hayatın her alanında ortak paylaşımlar
yaratabilmek adına 1997 yılında EDAK ortaklarının ve
çalışanlarının çocuklarına yönelik çocuk resimleri yarışmasını başlatmıştır.
Yarışma, eczacı Hayati Yalçın’ın 1999 yılında vefatının
ardından 2000 yılından itibaren Ecz. Hayati Yalçın Çocuk
Resimleri Yarışması adını almıştır. EDAK Üye Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü etkinlikleri kapsamında yarışma
giderek İzmir geneline ve ardından yarışma duyurularının www.edak.org.tr kurumsal internet sitesinde duyurulması ile yurdumuzun her bölgesine yayılmıştır.
4 ile 14 yaş arasındaki çocukların 3 farklı yaş kategorisinde yarıştığı yarışmada, ödüle layık görülen resimler,
Hayati Yalçın Çocuk Resimleri Takvimi’nde sergilenmeye
hak kazanmaktadır.
Eczacı Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması
Sonuçları
HAYATİ YALÇIN ÖZEL ÖDÜLÜ:
KARDELEN BİLGİN
7-10 YAŞ KATEGORİSİ
1.ÖDÜLÜ AYŞEGÜL ORUÇ
2.ÖDÜLÜ ECEM AKKOYUNLU
3.ÖDÜLÜ SİNEM EFE
MANSİYON DİLARA KURNAZ
11-14 YAŞ KATEGORİSİ
1.ÖDÜLÜ ZEYNEP EROK
2.ÖDÜLÜ HURİYE KIZKURT
3.ÖDÜLÜ MERVE SULTAN POYRAZ
MANSİYON ESRA GÜL TUNDAR
4-6 YAŞ KATEGORİSİ
1.ÖDÜLÜ SENA ERBİÇER
2.ÖDÜLÜ AYTEN SU TOPAY
3.ÖDÜLÜ BARKIN KIRAN
MANSİYON IRMAK SARI
1500’ü Aşkın Resim Arasından Seçim Yapmak Zor Oldu
Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması seçici kurulu Ressam Ecz. Nazan Abacıoğlu, Ressam Eczacı Yılmaz Umar ve EDAK Üye Halkla İlişkiler Böl. Md. Sevgi Elibüyük’den
oluştu. Yarışma için İzmir merkez ve ilçeleri ağırlıklı olmak üzere EDAK faaliyet alanlarındaki ortaklarımızdan ve Okullarımızdan gelen 1500’ü aşkın resim arasında değerlendirme yapan seçici kurulumuz seçim yaparken oldukça zorlandı. Birbirinden ilginç resimler
arasından değerlendirme yaparken çocukların hayallerini resimle anlatma yeteneklerine hayran kaldıklarını ifade eden Ressam Ecz. Nazan Abacıoğlu ve Ressam Eczacı Yılmaz Umar ile Üye Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Müdürü Sevgi Elibüyük ve Üye İlişkileri Şefi Burcu Yaylacık yarışmaya katılan tüm çocuklara teşekkür ettiklerini belirttiler.
Pazarlama Müdürü Şenin Şen
Yarışmaya katılan tüm çocuklarımıza teşekkür ederiz!
4
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk 11-14 yaş kategorisindeki
çocuklara ödül ve sertifikalarını teslim etti
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Bülent Ergin 7-10 yaş kategorisindeki
çocuklara ödül ve sertifikalarını teslim etti
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Uğur Uçar 4-6 yaş kategorisindeki
çocuklara ödül ve sertifikalarını teslim etti
EDAK Üye, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürü Sevgi Elibüyük
gazeteedak
5
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EGElişim Günleri ile Türkiye’deki 12 Üniversite’den 250’i Aşkın
Eczacılık Fakültesi Öğrencisi Kuşadası’nda Buluştu!
EDAK Ecza Kooperatifi’nin E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrencileri ile işbirliği içinde 04-06 Mayıs
2012 tarihleri arasında Kuşadası’nda düzenlediği “Eczacılıkta ve Kooperatifçilikte EGElişim
Günleri - Öğrenci Sempozyumu” Türkiye’deki
12 Üniversite’ye bağlı Eczacılık Fakülte’lerinden 250’i aşkın katılımcı ve 26 konuşmacıyı bir
araya getirdi!
3 gün süren sempozyum boyunca Eczacılık mesleğinin
geleceği ve mesleki örgütler ile kooperatif çatısı altında
bir arada olmanın önemi vurgulandı. Sempozyumda,
E. Ü. Eczacılık Fakültesi’nin akademisyenlerinin, kooperatif üst birlikleri yöneticilerinin, meslekte deneyimli konuşmacıların gerçekleştirdiği sunumların yanı sıra iletişimden, ekonomiye, görsel tasarımdan, fütürizme kadar
farklı disiplinlerden alanlarında uzman konuşmacıların
yer aldığı oturumlar yoğun ilgi çekti. Ayrıca sempozyumun ikinci günü gala gecesinde coşkulu anlar yaşayan
öğrenciler, son gün gerçekleşen Şirince gezisi ile de moral depoladılar.
lararası Kooperatifler Yılı” ilan edilmesi
nedeniyle düzenlenen sempozyumda,
genç meslektaşlarına kooperatifçilik ve
gelecekteki iş modellerine göre üstlenilecek yeni rolleri hakkında da bilgiler verildiğini söyleyen Bacanak, “Eczacılık güvenilir ve katma değeri yüksek meslekler
arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu güvenin devamı için mesleki bilgi donanımı,
teknolojik yeterliliğin yanı sıra bu bilginin
doğru mesajla aktarımı için iletişimin
de önemli olduğunun bilinci ile kendini
yetiştiren ve kooperatifçiliğin önemini
bilen bir nesille mesleğin örgütlülüğü ve
özgürlüğünü devam ettirebiliriz. Kooperatifler sığınabileceğiniz bir liman” diye
konuştu..
Eczacı Nesrin Ulema/ Ak Parti İzmir il Milletvekili
EGElişim Günleri Öğrenci sempozyumunun davetlileri arasında yer alan Ak Parti İzmir il Milletvekili Eczacı
Nesrin Ulema yaptığı konuşmada, Mayıs Ayında mecliste görüşülmesi planlanan 6197 sayılı yasa ile eczacılık
mesleğinin şartlarının yeniden düzenlendiğini açıkladı.
Yasada eczacılık ve eczane tanımının yeniden yapıldığını altını çizerek belirten Ulema, bu düzenlemeler ile
“zincir eczanelerin” de önüne geçileceğini söyledi.
Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu “Gelecekte eczacıya daha çok ihtiyaç olacak” dedi. Sempozyumda E.Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Varol
Pabuççuoğlu eczacıların birey, toplum ve sağlık finans sistemi açısından öneminin her geçen gün arttığını belirterek, “geleceğin sağlıklı
olması için eczacıya çok ihtiyaç olacak” diye konuştu.
Sempozyumu, Yeni Asır Gazetesi Sağlık Muhabiri Erkan Doğan da
izledi.
TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit
EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak
“Kooperatifler sığınabileceğimiz
liman”
Sempozyum’un adına yakışır bilgi içeriği ile dolu dolu
geçtiğini vurgulayan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, “Mesleğin geçmişte olduğu gibi
bugün ve yarınlarda da değerli olduğunun altını çizdi.”
2012 yılının Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından “Ulus-
Tüm Eczacı kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Ecz. Abdullah Özyiğit de yaptığı konuşmada; eczacılık
fakültesi öğrencilerinin kooperatifçilik bayrağını daha
yükseklere taşıyacaklarını vurguladı.
Sempozyumda, eczacılıkta yeni dönem açıklandı
Bu ay mecliste görüşülerek onaylanan 6197 sayılı yasa
ile eczacılık mesleğinin tanımından çalışma şartlarına
kadar her alanda değişiklikler yapılıyor
6
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EGELişim Günleri’nden
E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Zeybek
Fitoterapi’nin gelişimini anlattığı sunumunda endüstrileşmiş ülkelerde
tıbbi bitkiler ve bitkisel ilaçlar ( fitoterapotikler)’a daha çok önem verildiğine değindi.
E.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr.
Bijen Kıvçak da rasyonel fitoterapi uygulamanın yollarını anlatarak;
geleneksel fitoterapiden modern fitoterapiye geçildiğini söyledi.
Bilkent Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Erinç Yeldan’da Küresel Ekonominin Türkiye’ye ve Sağlık
Sektörüne Etkileri’ni anlattığı sunumunda; Küresel ekonomide yaşanan gelişmelerin her sektörü olduğu gibi ilaç sektörünü de etkilediğini
ve İlaç Firmalarının Ar-Ge çalışmalarına yapılan yatırımı azaltma yoluna gittiklerine dikkat çekti.
Fütüristler Derneği Başkanı Ufuk Tarhan “Gelecek sizin, Siz geleceğinizi şekillendirin” başlıklı sunumu ile öğrencilere teknolojik gelişmelerden uzak durmamalarını ve her sektörün bu değişimden payını
aldığına dikkat çekti. Geleceğin dünyası teknoloji ile iç içe olacak diye
konuşan Tarhan, “Dijitalleşin, dijital dünyayı kabul edin. Ve son teknolojiyi kullanın” mesajını verdi.
E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrenci Temsilcisi Ümit Cömert EDAK
Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır’a teşekkür plaketi takdim etti
E.Ü. İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ayşen Temel Eğinli “Ne
Kadar Doğru İletişim Kuruyoruz?” başlıklı sunumu ile katılımcılara iletişimin engin dünyasında interaktif bir yolculuk yaptırdı.
Sempozyumu E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrencisi Deniz Büyükçıkrıkçı sundu
Öğrenciler EGElişim Günleri’nin 3. Günü yapılan Kuşadası/ Şirince gezisi ile moral depoladılar.
gazeteedak
7
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Vitamin 2012
İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu tarafından 21-23 Nisan 2012 tarihleri arasında İzmir Çeşme Altınyunus
Otel’inde gerçekleştirilen “Vitamin 2012” sempozyumuna yurdun dört bir yanından gelen 700 eczacı katıldı.
Ecz. Tuncay Sayılkan / 3. Bölge İzmir Eczacı Odası Başkanı
İzmir Eczacı Odası Başkanı Eczacı
Tuncay Sayılkan “Vitamin 2012”yi
değerlendirdi
Eczaneler için önemli bir dönem olan 2005 yılı başında,
önce yeşil kartlıların sonrasında ise SSK’lı vatandaşlarımızın, devamında ise vatandaşlarımızın neredeyse
tamamının eczanelerden ilaç alabilmesine olanak sağlayan gelişmelerin devamında kurumların birleşmesi ile
oluşan SGK, ülkemizdeki ilacın tek satın alıcısı konumuna geldi.
Siyasi otorite tarafından sağlık hizmetlerini önceden belirlenen kısıtlı bir bütçeyle sürdürmek için geliştirilen ve
ısrarla tasarrufu önceleyen politikalar ise sadece ilacın
maliyetini azaltmaya yönelik boyutlarda sürdürüldü.
Tüm bu gelişmelerin ışığında; daralan ilaç pazarı, her yıl
biraz daha düşen ilaç fiyatları ile cirosu ve buna bağlı
olarak oransal karlılığı sürekli azalan ancak
buna karşılık işletme giderleri hızla artan eczaneler içine düştükleri ekonomik sıkıntıları
aşabilmek için çıkış yolları aramaya başladılar.
Farklı bölgelerden gelerek misafirimiz olan 700’e yakın
meslektaşımız, hocalarımız ve aileleri ile birlikte hem
çok keyifli üç günü birlikte geçirdik, hem de konuklarımız evlerine yepyeni bilgilerle donatılmış olarak dönüş
yoluna çıktılar.
Ülkemizde en fazla meslek içi eğitimi gerçekleştiren İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu bu
sıkıntılı dönemden çıkış yolu olarak eczacının
danışman kimliğini öne çıkaracak, eczanelerin en kolay ulaşılan sağlık merkezleri vurgusunu güçlendirecek çözüm olarak; doğru
yerde, doğru zamanda ve doğru kaynaktan
bilgi edinmeyi sağlayacak etkinliklerle, mesleki donanımı artırarak danışmanlık hizmetinin kalitesini yükseltmeyi benimsedi.
Son yıllarda ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayan eczanelerin bu zorlu dönemi aşabilmesi, sürekli yeni mesleki
bilgilerin kazanılması, eczacı kimliğinin, ilaçtaki bilirkişiliğini ve sağlık danışmanı kimliğinin öne çıkarılması ile
sağlanacaktır. İzmir Eczacı Odası’nın doğru bulduğu,
inandığı ve benimsediği çözüm yolu budur…
İlk kez yapılacak olması, aracı firma olmaması ve zamanın kısıtlı olması gibi önemli zorluklarına karşın, VİTAMİN
2012 sempozyumunu düzenlemek üzere harekete geçtik. Bu sempozyumda, vitaminlerin
ve özellikle son dönemlerde bilgi kirliliği yaşanan bitkisel kökenli ilaçların
doğru kullanılmasını hedefleyen bir
program hazırladık.
21-23 Nisan tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz “Vitamin 2012” sempozyumu ilk kez gerçekleşen bir organizasyon olmasına karşın, ülkemizin
dört bir yanından gelen 700’e yakın
meslektaşımızın katıldığı, konularında uzman hocalarımızın oturumlarına ilginin ve katılımın inanılmaz
yüksek olduğu bir sempozyum olarak
gerçekleşti.
8
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczacılık Fuarı, etkinlikleriyle de gündem yarattı!
Eczacılık sektörüne yönelik tüm gelişmelerin sektörle paylaşıldığı Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 06-08 Nisan 2012 tarihleri arasında CNR EXPO İstanbul’da düzenlendi. Bu yılki
ana teması “Hep birlikte geleceğe” olarak belirlenen fuar, ilaç ve eczacılık sektöründen yoğun ilgi gördü. Toplamda 8.356 ziyaretçinin gezdiği fuar, çalıştayları, Bilgi Platformu kapsamında düzenlenen etkinlikleri, Mezunlar Buluşması ve Öğrenci Platformu
içeriği ile gündem oluşturdu.
İlaç ve eczacılık konularındaki yeni ürün ve projelerin sergilendiği Farmavizyon, CNR
Expo Fuarcılık ile TEKB (Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği) işbirliğinde TEB (Türk Eczacıları Birliği) ve KOSGEB desteklerinde gerçekleştirildi.
Bir öncekine oranla %30 büyüme gösteren organizasyona, ilaç sektörünün devlerinin
de aralarında bulunduğu 200 firma katıldı. Almanya, Hollanda, Çin, ABD ve Yunanistan
fuarın katılımcı ülkeleri arasında yer aldı.
Sektör, yasa değişikliğinin Meclis’ten kısa zamanda geçmesini bekliyor
Fuarda konuşan sektör temsilcileri çağdaş bir yasanın eczacıların hakkı olduğunu belirterek, Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’da yapılan değişikliklerin bir an önce
meclisten geçmesini istediler. Fuara katılan AKP ve CHP’li milletvekilleri de yasada
önemli değişikliklerin yapıldığını ve TBMM Başkanlığı’na sunulduğunu ifade ettiler.
Bilgi Platformu’na yoğun ilgi
Farmavizyon Eczacılık Fuarı’nda gerçekleştirilen Bilgi Platformu’nda, 3 gün boyunca
eczacıların eğitimlerine yönelik seminerler, paneller ve çalıştaylar düzenlendi. Prof.
Dr.Haydar Dümen, Gazeteci Ayşe Arman, Şair-Yazar Sunay Akın, Doktor Ender Saraç,
Mustafa Kartal ve İsmet Topaloğlu etkinliklerde konuşan önemli isimler arasında yer
aldılar. Fuarda, BM Genel Kurulu’nun 2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan
etmesi de duyurulurken, “Dünyada Ekonomik Gelişmeler, Ekonomide Kooperatifçiliğin
Yeri” konulu panel de düzenlendi.
Farmavizyon kapsamında yapılan çalıştaylar ise eczacıların ilaç dışı ürünler için yapabilecekleri uygulamalara yönelik konuları kapsadı. “Dermokozmetik ürünleri ve eczanelerdeki yeri”, “Cilt analiz cihazları”, “Tıbbi çaylar çalıştayı” “Doğal yağlar” “Probiyotikler”, “Doğal Besin Destekleri” ve “Pastiller” çalıştayların konu başlıkları arasında
yer aldı. Farmavizyon 2012’de yedincisi gerçekleştirilen “Öğrenci Platformu”nda da
“Fitoterapi Eczacıya “AKTAR”ılsın Bitkiler Masum Kalsın” konusu ele alındı. Ayrıca aynı
eczacılık fakültesinde öğrenim görerek mezun olan eczacılar, fuar kapsamında görüşme fırsatı buldular.
gazeteedak
9
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit, SECOF Başkanı Ecz.
Vecihi Özerdemli’ye teşekkür plaketi takdim etti
Büyük Usta Aydın Boysan İSKOOP standında kitaplarını imzaladı
Oturumlar interaktif katılımla geçti
Gazeteci Ayşe Arman TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit
ile röportaj yaptı
Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı San. Tic. A.Ş.
Sunay Akın anlattı, düşündürdü
Ecz. Emine Akgün
BEK’in Farmasyon maskotu dikkat çekti
10
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ne Dediler?
Egemen Hintlioğlu / EDAK Ecza Kooperatifi Saha Yönetmeni
Ziyaretçilerimize EDAK’ın tanıtımını yaptık
7 senedir ilaç eczacılık sektöründeyim. Yaklaşık 1 senedir de EDAK’ta Saha Yönetmeni olarak görev alıyorum. İlk kez Farmavizyon Eczacılık Fuarı’na katılıyorum.
EDAK standında fuar süresince eczacılarımıza ve eczacılık fakültesi öğrencilerine kooperatifimizi tanıtarak,
kooperatif ile çalışmanın önemini aktardık.
FARMAVİZYON’DA ÇEKOOP KARBON AZALTIMINA DİKKAT ÇEKTİ
“Sizin karbon ayak iziniz kaç numara?”
Mesleğimiz sosyal sorumluluğu içeriyor
Öğrencilik yıllarımda da mesleki oluşumlara katılan bir
öğrenciydim. Üniversite yıllarımda da TEMA vakfına
üyeydim. Ve çalışmalarına aktif olarak katılıyordum.
Eczanemi açınca da hem mesleğimi hem çevreciliği birleştirerek, Çevreci Eczacılar Kooperatifi ( ÇEKOOP) bünyesinde “Karbon Ayak İzi” başlıklı sunumu gerçekleştirdim. Toplumu bilinçlendirmek için mesleğimizin sosyal
sorumluluk çalışmalarına ve bu bilincini aşılamaya çok
yatkın olduğunu düşünüyorum.
EDAK Standında Saha yönetmenleri; Bahadır Güz (İzmir), Egemen Hintlioğlu (İzmir), İdris Gezek (Manisa),
Fırat Ergür (Denizli) görev aldı.
Ecz. Cemaleddin Saraç / ÇEKOOP
Farmavizyona ve diğer mesleki etkinliklere kesinlikle katılmalı, örgütlü
olmalıyız!
17 yıllık eczacıyım. Eczanem Eskişehir’de. Farmavizyon’a
ilk kez geliyorum. Gazi Üniversitesi mezunuyum. İzmir’de
İLAYDA eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olan Ecz.
Sibel Gerdan ile aynı dönem arkadaşıyız. Farmavizyon
Eczacılık Fuarı’na ve diğer mesleki organizasyonlara
meslektaşlarım kesinlikle gelsinler. Örgütlü olalım. Eczanelerimiz içinde çok kapalı kalıpta görmediğimiz bilmediğimiz birçok şeyi buralarda görüyoruz. Benim ufkum
açıldı. İlaç dışı ürünlere eczanemde daha önce yer vermiyordum. Ama bu fuarlara geldikçe artık eczanemde
başka neler bulundurmalıyım diye düşünüyorum. Sosyal
sorumluluk çalışmalarına ve bu bilincini aşılamaya çok
yatkın olduğunu düşünüyorum.
Ecz. Zehra Gültaş / Eskişehir – Sunay Eczanesi’nin
Sahibi ve Mesul Müdürü
Ecz. Musa Aydoğan /Bursa Aydoğan Eczanesi’nin
Sahibi ve Mesul Müdürü ( BEK üyesi)
Gelişmeleri takip etmeliyiz
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum, 31 yıllık
eczacıyım. Varol Pabuççuoğlu, Bülent Ergin hepsi sınıf
arkadaşım. Daha önce SSK’da çalışıyordum. Zamanımın
%99,9’unu eczanemde geçiririm. Hastalarıma sağlık
danışmanlığımı yapmaya çalışıyorum. Farmavizyon’a
geçen sene katılmıştım. Özellikle bilgi platformu oturumlarına katılıyorum. Sektördeki gelişmeleri takip etmemiz için Farmavizyon’un devam etmesi gerektiğini
düşünüyorum.
gazeteedak
11
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Farmavizyon’da bizim için çok değerli bir ismin
yeğeni ile karşılaştık. BEK kurucusu Ecz. Naci
Doğan ile aynı adı taşıyan ve amcasının yolunda ilereleyerek Eczacılık Fakültesi’nde okuyan
yeğeni Naci Sarp Doğan ile EDAK Denetleme
Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya ile birlikte Etkin
Eczacılık Derneği’ni, Farmavizyonu ve geleceği
konuştuk…
Ecz. Ayşe Candan Günay
Denizli Candan Eczanesi’nin Sahibi ve Mesul Müdürü
Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 4. Sınıf Öğrencisi Sevda Makineci
Farmavizyona ilk kez geliyorum
2004 Ege Üniversitesi mezunuyum. Bir sene sonra hastane karşısında bir eczane açtım. İlaç dışı ürünlere fazla
yer veremiyorum. Medikal ürünlerle ilgili eğitim alt yapımız yok. Hemen yanımızda medikal mağaza var. Medikal ürünleri satabilmemiz için 50-55 m²’lik bir mağazada hem kendimiz hem personelin medikal bilgisinin
sahip olması gerekiyor. Ya da mağazamızın buna göre
şekillenmesi gerekiyor. En azından bir dış cephe kaplaması olması gerek. Hem çeşitlilik hem de ne işe yaradığı hakkında eğitimli, bilgili olmalıyız. Doğru ürünü
verebilmek için… Ama bu ürünler eczanemizde olmalı.
Farmavizyon’a ilk kez katılıyorum. Ama beklentilerimi
pek karşılamadı. Konuşmacılar keyifliydi. Ben sürekli
EDAK’ın içindeyim zaten. Ve EDAK’tan çok memnunum.
EDAK ile tek fatura çalışıyorum. Arkadaşlarımız her talebimi, beklentimi sağolsunlar yerine getiriyorlar. Teşekkür ederim.
Egemen Hintlioğlu (EDAK Saha Yönetmeni): Eczacı Ayşe
Hanım, “EDAK’ın içindeyim zaten” dedi. biraz önce çok
doğru söylüyor. Eczacımız fuarın ilk günü EDAK standında idi. O sırada kalabalık bir Eczacılık Fakültesi öğrenci
grubu standımızı ziyaret ettiler ve Eczacı Ayşe Hanım bir
EDAK gönüllüsü gibi bir EDAK çalışanı gibi bizimle birlikte EDAK’ı ve kooperatif işleyişini anlattı. Çok teşekkür
ediyoruz.
EDAK çalışanının EDAK’ı anlatmasının yanı sıra EDAK
ortağı bir eczacının EDAK’ı meslektaşlarına anlatması
daha da güzel. Çok memnun olduk…
Ecz. Ayşe Candan Günay:Erciyes Üniversitesinden geliyordu öğrenciler, “bize kooperatiften kimse gelmiyor”
dediler. Mesleğe sahip çıkmalarını söyledim. Fakülteniz
dekanlığından kooperatif hakkında bilgi istiyoruz diye
talep etmelerini, bu dört senelik eğitim boyunca hiçbir
anlarını boş harcamamalarını, Eczacı Odası’na, EDAK’a
gitmelerini, hiçbir şey yapamasalar illerinde varsa EDAK
şubelerindeki işleyişi görmelerini önerdim. Biz ailecek
eczacıyız. Biz bu kooperatifçilik duygusunu yaygınlaştıralım ki ticari depoların yanında nefes alabilelim. Ayrıca
Eczacılık Fakültelerimizdeki eğitim bizim mezun olduğumuz yıllara göre daha güncellenmiş ama yine de eczacı
sürekli kendini geliştirmeli. Bu nedenle eğitimlere önem
vermemiz de gerekiyor. Ben de eğitimlere çok önem veriyorum. EDAK’ın düzenlediği EDAK Akademi eğitimlerine odanın düzenlediği eğitimlere mutlaka katılıyorum.
Yeni ürünleri araştırıyorum. Eczacı sürekli kendini yenilemeli sağlık danışmanlığını sürdürebilmeli…
Farmavizyon öğrenci çalıştayında “fitoterapinin önemi ve eczacı fitoterapi ilişkisini” ele aldık. Bu anlamda Farmavizyon bizlere mesleğimize sahip çıkmak için iyi bir platform hazırladı
Naci Sarp Doğan / Yeditepe Üniversitesi 5. Sınıf Öğrencisi
Kendimi bildim bileli eczacı olmak istiyordum
Yeditepe Üniversitesinde 5. Sınıf öğrencisiyim. Ecz. Ayşegül Yıldız’ın stajyeriyim. Etkin Eczacılık Derneği ile tanışmam Ecz. Ayşegül Hanım aracılığı ile oldu. Ayşegül
Hanım, bana yarar sağlayabileceğini düşündüğü birçok
eğitime beni de yanında götürdü. Belki diğer eczacılardan Ayşegül Hanımı ayıran nokta bu… Stajyerlerine,
gençlere, mesleki örgütlere çok değer veriyor. Ve bu nedenle çok şanslıyım. Etkin eczacılar derneği ile birlikte
farklılaşmanın bize neler sağlayacağını gördüm. Sıradan bir eczacı yerine halkımıza bilgi verirken bir şekilde
farklılaşmamız gerekiyor. Etkin Eczacılık Derneği bize
bu bakış açısını yani farklılaşmayı da veriyor.
Farmavizyon’a dört senedir katılıyorum. Burada her
ürün hakkında bilgi edinme şansımız var. Ayrıca çeşitli
öğrenci çalıştayları var. Oturumlar var. Buradan her konuda bilgi edinmek isteyen bir eczacı iseniz çok yararlanarak çıkabilirsiniz. Ama buraya geliş amacınız önemli.
Gelecek hayalin nedir?
Bursa’ya dönüp eczane açmak istiyorum. Hayallerim
arasında meslek örgütlerimizin içinde olma Oda ve Kooperatiflerimizin yönetiminde görev alma yani örgütlü
yapıda nefes almayı istiyorum… Belki 10 sene sonra belki daha sonra örgütlü yapının başında olmayı gerçekten
çok hayal ederim ve isterim. Biz eczacılar, ne kadar örgütlü isek o kadar başarılıyız diye düşünüyorum…
Fitoterapi’nin önemi ve eczacılığın fitoterapi ile ilişkisini
bu yıl ele aldık. Ve sloganımızı, “Fitoterapi eczacıya AKTAR’ılmalı bitkiler masum kalmalı” olarak belirledik. Biz
tıbbi bitkiler ile ilgili fitoterapi eğitimini toplamda 3 yıl
alıyoruz. Aslında yapmamız gereken bir şeye sahip çıkıyoruz. Amacımız halkımızı doğru bilgilendirmek. Çünkü
ilaç etkileşimleri ve hastalıklar varken bitkilerin kullanımı
çeşitli yan etkilere yol açabilir. Ve bunları bilgilendirmede bulunacak tek kişi eczacıdır. Kendi mesleğimize sahip çıkmak istiyoruz. Ve Farmavizyon’da bize bu yönde
iyi bir platform hazırladı. O yüzden mutluyuz ekip olarak
bir şeyler yapabildiğimiz için, ayrıca diğer fakültelerden
arkadaşlarımızla bir araya geldik. Meslekteki sorunları
dile getirdik, çözüm yollarını tartıştık. Meslek adına bir
şeyler yapabiliyor olmak bizi çok mutlu etti.
Gelecek planın nedir?
Daha 1,5 yılım var mezun olmaya. Şu an fikirlerim sürekli
değişiyor. Benim için en doğrusu neyse onu gerçekleştirmeye çalışacağım. Ama eğer serbest eczane açacak
olursam kooperatifim ile çalışmayı isterim.
Farmavizyon Öğrenci Çalıştayı toplu halde
Teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
Teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.
Naci Sarp Doğan ve Ecz. Ayşegül Yıldız
EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya ve kızı Mimar Sevi Kaya
, Naci Sarp Doğan İle birlikte
12
Kooperatif Özel
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Kooperatifçilik
Çünkü sistem aslında son derece basit bir
temel üzerine oturuyor; toplumdaki bireylerin bencillikleri. Başka kişi haklarının
bireyleri ilgilendirmediği her noktada
kaybedilen o küçük değerler toplanarak
yukarıya çıkıyor. Buna da sermaye birikimi deniyor. Küçük sermayelerden tırtıklanan her değer bir büyüğünü besliyor.
Böylece büyük sermayeler daha da
büyüyor. Sonuç olarak da toplumdaki
sınıflar arası ekonomik farklılık giderek
büyüyor. Rekabet olgusuyla bireylerin
bencillikleri pompalandıkça ve insanlar
daha da bireyselleştikçe bunun durdurulması imkânsız hale geliyor.
Ancak dünyada sermayenin yukarıda birikmesi öyle bir noktaya geldi ki, artık
sınıflar arasındaki bu
fark açık
EDAK Başkanı Emre Bacanak’ın kooperatifçiliği değerlendirdiği makalesinde;
“Büyük sermayelerle rekabet etmek için
işletmenin sermayesi mi, yoksa kooperatif ortaklarının sermayesi mi büyütülmelidir?” Sorusunu kooperatifçilik hakkında
hazırlanan yeni yasa tasarısından kooperatif yeni projelerine adım adım yer
vererek yanıtladı. Bacanak; “Kooperatifçilik ortak havuzunda farklı iş modelleri
üretmeliyiz” dedi.
Değerli meslektaşlarım,
2012 yılı Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak ilan edildi. Bizler toplum olarak
henüz bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu algılamış
değiliz. Hatta daha ileri giderek ifade edeyim Türkiye’de
bu durum Babalar Günü’nden daha değerli değil. Çünkü
yeterli algı henüz oluşturulamadı. Hâlbuki Birleşmiş Milletler gibi bir kurumun böyle bir yaklaşımı olması dünya
çapında büyük bir sosyo-ekonomik kaygının ifadesidir.
Dünya ekonomisindeki küreselleşme dalgası ve hükümetlerin bu dalgayı destekleyen liberal ekonomi politikaları artık neredeyse durdurulamaz bir noktaya geldi.
bir ekonomik kölelik algısını oluşturmaya başladı. Bu
durum dünyadaki tüm toplumların toplumsal huzurunu
tehdit eder bir noktaya doğru ilerlemektedir. Dünya çapında domino etkisiyle yayılabilecek olan büyük çaplı
bir toplumsal tepkinin önüne geçmek de neredeyse
imkânsız olacaktır.
Bu nedenle Birleşmiş Milletler henüz yol yakınken toplumsal huzurun korunabilmesi için küresel sermayenin
karşısına birleştirilmiş ulusal sermayeyi yani kooperatifleri bir diyalektik olarak koymak istemektedir. Kooperatiflerin çalışma şekli küçük sermayeli toplum bireyleri için yaşamsal bir amacı ve umudu tesis etmektedir.
Bu nedenledir ki; “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı”
toplumlar için son derece önemli bir sosyo-ekonomik
yaklaşımın ifadesidir, aynı zamanda çok önemli de bir
fırsattır.
Yeni kooperatifler kanunu hazırlanıyor
T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu yaklaşımdan hareketle kooperatifler strateji belgesi, bununla beraber
çeşitli kooperatif destek programları hazırlamaktadır.
Aynı zamanda da yenilenen Türk Ticaret Kanun’unun
hemen arkasından yeni kooperatifler kanunu hazırlanacaktır. Tüm bunlar gösteriyor ki; Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi daha da liberalleşirken toplum huzurunun
sağlanabilmesi için küçük sermayelerin hayat bulduğu
kooperatiflere şiddetle ihtiyaç vardır. Ve siyasi irade bu
diyalektiğin kurulması gerektiğinin farkındadır.
Ancak aynı zamanda bürokrasinin çeşitli kademelerinde bazı çelişkiler mevcuttur. Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi bizlerin sahibi olduğu ecza kooperatiflerinin vergi muafiyetinin kaldırılmasına yönelik oluşturulan
baskılardır. Her ne kadar yapılan vergi inceleme raporları teknik temellere dayandırılmaya çalışılsa da aslında
açık bir biçimde ecza kooperatiflerinin statüsü sorgulanmaktadır. Çünkü ecza kooperatifleri artık rakiplerinin lobi faaliyetlerine konu olacak kadar ciddi bir ekonomik hacme ulaşmıştır.
Daha yalın bir ifadeyle ecza kooperatifleri sermaye depolarının eczacının küçük sermayesini
sömürmesini engellemek için kurulmuştur. Bunu
engellemenin yolu ise vergi muafiyetinden elde
edilen değerin eczacı ortaklar lehine büyük
sermayeye karşı küçükte olsa sürekli bir avantaj olarak kullanılabilmesidir.
Yapılan lobi faaliyetlerinin konusu ise ecza kooperatiflerinin kurumlar vergisi ödemiyor olması nedeniyle
ekonomik bir avantaj elde etmesidir. Bu durum bürokrasi mercilerine rekabete aykırı bir durum olarak lanse
edilmektedir. Hali hazırda diğer şirket modellerinin hukukunu düzenleyen Türk Ticaret Kanunu Türkiye’deki
ekonomik hayatın ağırlığını teşkil etmektedir. Doğal
olarak da bürokrasimizin çeşitli mercilerinde görev yapan bürokratlar ekonomik hayata anonim şirketlerin
penceresinden bakmaktalar yani konuyu rekabet anlayışıyla değerlendirmekteler. İşte çelişki tam olarak buradadır. Çünkü kooperatifler küçük sermayeyi rekabetin
ezici çarklarından korumak için kurulur. Daha yalın bir
ifadeyle ecza kooperatifleri sermaye depolarının eczacının küçük sermayesini sömürmesini engellemek için
kurulmuştur. Bunu engellemenin yolu ise vergi muafiyetinden elde edilen değerin eczacı ortaklar lehine büyük
sermayeye karşı küçükte olsa sürekli bir avantaj olarak
kullanılabilmesidir. Şu sıralarda bürokratik mercilerin bu
avantajı ortadan kaldırma çabaları ile siyasi iradenin
kooperatifleri destekleme yaklaşımı çelişmektedir. Zira
kooperatiflere rekabet ortamında sürekli avantajlı bir
noktaya konumlandırmayacaksanız kooperatifler için
akut destek programları hazırlamanın çok fazla bir anlamı olmayacaktır. İşin özü aslında Kooperatifleşmenin
stratejisidir. Yani küçük sermayeyi rekabet ortamının bir
adım önünde tutarak ona yaşama hakkı tanımaktır.
Dünyada ve Türkiye’de ekonomik göstergeler her ne kadar bizler için karamsar görünse de bazen krizlerden fırsatlar yaratılabilir. Türkiye’de de esmekte olan kooperatiflerin ve kooperatifçiliğin desteklenmesi rüzgârı bizim
için önemli bir fırsattır. Peki, ne yapabiliriz?
Eczanelerimizin içine düştüğü ekonomik darboğaz ve küresel sistemin yarattığı meslekleri
değersizleştirme olgusu hepimizin bildiği ve
yaşadığı süreçlerdir. Böyle bir dünyada mesleğimizi değerli kılabilmek ancak kendi hayatımızı kendimizin yönetebilmesi ile mümkündür. Bu
da ancak ekonomik özgürlüğümüzün devamı
ile sağlanabilir.
Değerli EDAK Ortakları,
Biliyoruz ki biz eczacılar tüm meslek grupları içinde en
örgütlü meslek grubuyuz. Örgütlenme kültürü öylesine
içimize yerleşmiştir ki; şu anda eczacılık fakültelerinde
henüz öğrenci olan müstakbel meslektaşlarımız bile
birlikte ne yapabileceklerinin arayışı içinde örgütlenmektedirler. Böyle bir kültüre ve EDAK gibi çok ciddi bir
gazeteedak
Kooperatif Özel
13
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
deneyime sahip olan bizler bundan sonraki hayatımızı
nasıl kendimiz yönetiriz noktasında çözümler üretebiliriz. Eczanelerimizin içine düştüğü ekonomik darboğaz
ve küresel sistemin yarattığı meslekleri değersizleştirme
olgusu hepimizin bildiği ve yaşadığı süreçlerdir. Böyle
bir dünyada mesleğimizi değerli kılabilmek ancak kendi
hayatımızı kendimizin yönetebilmesi ile mümkündür. Bu
da ancak ekonomik özgürlüğümüzün devamı ile sağlanabilir.
Bu durumda biz kooperatifçi eczacıların ivedilikle kurtulması gereken bir algı mevcuttur.
ECZA KOOPERATİFÇİLİĞİ = ECZA DEPOCULUĞU
Oysaki kooperatifçilik demokrasi ve paylaşım esasına
dayalı sosyo-ekonomik bir yaşam biçimidir. Ecza depoculuğu ise bu yaşam biçimini benimseyen eczacıların
ortaya koyduğu ve yönettiği bir iştir. Dolayısıyla aynı yaşam biçimini benimseyen aynı kooperatifçi eczacıların
farklı operasyonlar veya farklı işler yaratmasının önünde hiçbir engel yoktur.
İşte bu yaklaşımla yeni bir ko-operasyonu hayata geçirebiliriz.
2012 Yılında Yeni Bir Kooperatifi Hayata Geçiriyoruz!
BİO- TORBA VE BİO-AMBALAJ ÜRETİMİ
Bu dosyada ana sözleşme metni ve üyelik koşullarının dışında Bio-torba üretimi konusunda aşağıdaki soruların
cevaplarını bulacaksınız.
1) Neden yeni bir kooperatif?
2) Neden Bio-torba?
3) Nasıl?
1) NEDEN YENİ BİR KOOPERATİF?
Neden bu işi EDAK bünyesinde yapmak varken yeni bir
kooperatif kurarak yapalım?
Kooperatifçiliğin sosyal ve toplumsal amaçlarını bir tarafa bırakacak olursak ekonomik anlamda kooperatifçilik
küçük sermayelerin bir araya getirilerek pazarda büyük
sermayeler ile rekabet edebilmesi için yapılır. Rekabet
ise sürekli büyümeyi gerektirir. Fakat piyasanın tüm aktörleri rekabet edebilmek için büyürken kooperatiflerin
ikili yapısının hangisinin büyümesi gerektiği konusunda
ciddi bir handikap vardır. O da şudur:
Büyük sermayelerle rekabet etmek için işletmenin sermayesi mi büyümelidir, yoksa kooperatif ortaklarının sermayesi mi büyütülmelidir? Tabi ki kooperatifin
amaçlarına uygun olarak ortaklarının sermayesi büyütülmelidir ancak sermayesi büyüyen ortaklar kapitalist
egolarla kooperatiften uzaklaşmaktadırlar. Ya da kazanımlarını kişisel yatırımlarına kaydırarak toplam gücü
azaltmaktadırlar.
Bu durumda da eğilim işletmeye ve işletmenin sermayesinin büyütülmesiyle rekabet etmeye yönelir. İşletme
sermayesinin büyütülmesi ise yönetim hiyerarşisinin de
dikey büyümesine neden olur. Hâlbuki kooperatiflerde
büyüme kooperatif ortağı sayısı ve bu ortakların ekonomisinin büyümesi ile ölçülür. (Buradaki ortak sayısı gerçek kooperatif ortaklarının sayısı anlamına gelmektedir.
Sadece tabelada ismi olan ortak sayısının hiçbir değeri
yoktur.) Yani kooperatiflerde yönetim hiyerarşisi yatay
büyümelidir.
Şu anda üç tane büyük ecza kooperatifimiz mevcuttur.
Bu üç kooperatifin her birinin dört bin civarında ortağı
ve seçilmiş üç ayrı yönetim kurulu vardır. Yani üç ayrı hiyerarşi mevcuttur. Bu üç kooperatifin yönetim kurulları
yakın geçmişte ölçek ekonomisi içinde daha fazla değer
yaratmak amacıyla kooperatiflerin güçlerini nasıl birleştiririz sorusuna cevap aramışlardır. 2004-2005 yıllarında
tartışılan konu “Kooperatiflerimizi birleştirip tek bir kooperatif mi olalım? Yoksa işlerimizi birleştirip bir ortak
satın alma organizasyonu mu kuralım?” Şeklinde olmuştur. Bu günden bakıldığında o günkü yönetim kurullarının büyük öngörüsüyle son derece doğru bir kararla Farmalojistik A.Ş. kurulmuştur.
O günkü kararın doğruluğunu bu gün şöyle açıklayabiliriz; Hepinizin bildiği gibi Avrupa’nın en büyük ecza
deposu Celesio Türkiye’de yapılanmak üzere harekete
geçmiş ve Hedef Grubu’nun zaten bir yabancı ortaklığı
bulunması nedeniyle öncelikle Selçuk Ecza Deposu’nu
satın almak veya ortak olmak teklifinde bulunmuştur.
Teklif Selçuk Ecza deposu tarafından kabul edilmeyince üçüncü büyük organizasyon olan Farmalojistik
A.Ş.’ye aynı teklif yapılmıştır. Bu teklifin Farmalojistik
A.Ş.’ye yapılmasının nedeni büyüklüğü olmakla beraber
o büyüklüğün tek merkezden yönetilebiliyor olmasıdır.
Eğer 2005 yılında tek kooperatif olarak birleşme kararı
alınsaydı sermayenin gözü o birleşik kooperatifin yönetiminde olurdu. Çünkü tek merkezden yönetilebilen
büyük bir ekonomiden bahsediyor olurduk. O nedenledir ki, Celesio üç ayrı kooperatife herhangi bir teklifte
bulunmamıştır. Çünkü bu durumda üç yönetim kurulunu
da ayrı ayrı ikna etmesi ve üç kooperatifi de ayrı ayrı ele
geçirmesi gerekmektedir.
Bu durum bize gösteriyor ki; sermaye dikey hiyerarşiye
sahip büyük ekonomileri sevmektedir. Çünkü uluslararası sermaye o kadar büyük ki yönetim sorununu ancak
dikey hiyerarşi ile çözebilir. Kooperatiflerin gücü ise işte
tam buradadır. Kooperatifler yatay hiyerarşi ile yönetilen dağınık organizasyonlardır. Büyük sermaye ise dağınık organizasyondan korkar çünkü yönetemez. O nedenle de yaklaşmaz. İşte tam burada yeni kooperatifle
ilgili şu sorunun cevabını verebiliriz. Bio-torba üretme
işini neden EDAK çatısı altında değil de farklı bir kooperatif kurarak üretiyoruz?
Eczanelerimizin ekonomisini büyütmek için farklı işlere
yatırım yapmaya karar verdiysek bunu EDAK çatısı altında da yapabiliriz. Ancak o zaman tek merkezden yönetilebilen birileri için iştah kabartan bir yapı haline geliriz.
Birçok işten değer yaratabilen dev bir ekonominin sadece en tepesini yani yönetimini ele geçirerek tüm sisteme sahip olmak çok kolay olabilir. Bugün üç kooperatif
birleşmiş olsaydı bu gün sermayenin gözü bu birleşik
kooperatifin yönetim kurullarında olurdu. Belki de sert
rekabet koşulları altında kooperatiflerimizi sermayeye
satmak zorunda kalabilirdik. Avrupa’da bazı kooperatiflerde olduğu gibi…
İşte bu nedenledir ki, biz kooperatifçi eczacılar yapacağımız yeni ko-operasyonlarda yönetim erkini dağıtmalı
hiç korkmadan sonuna kadar demokrasiye sığınmalıyız.
Aramızda her işin altından kalkabilecek nitelikli genç arkadaşlarımız var. Ve hepimiz eğitimli insanlarız. Geçmişte EDAK’ta olduğu gibi güçlerimizi, sermayelerimizi ve
akıllarımızı birleştirerek harikalar yaratabiliriz. Demokratik yollarla aramızdan seçeceğimiz başka arkadaşlarımızla yeni yönetim kurulları yaratıp EDAK eczacılarını
birbirlerine daha sıkı kenetleyebiliriz. Çünkü EDAK ortaklığı sadece ecza depoculuğunda bir iş ortaklığı değil hayata aynı açıdan bakan ve ortak paydası eczacılık
olan bizlerin bir ortaklık havuzudur.
EDAK Eczacıları olarak gelin başka işlerde de hayatı
paylaşalım. Ve bu paylaşım en iyi bildiğimiz şekliyle KOOPERATİF olsun.
Bu nedenle biz kooperatif ortakları farklı işlerden değer yaratacaksak yani holdingleşeceksek sermayenin birikimini işletmenin tepesindeki tek noktadan değil ortaklıklarımız için
demokratik yollarla seçtiğimiz farklı yönetim
kurulları ile dağınık bir biçimde yönetmeliyiz.
Aynı ortak havuzundan farklı iş modelleri türetmeliyiz. Bu bizi yani EDAK ortaklığını çok daha
güçlü kılacaktır.
Holdingleşmek bir sermayedarın ana işini yeterli bir büyüklüğe ulaştırdıktan sonra daha fazla büyümek için
birbirini destekleyen yan işletmeler kurarak toplam bir
fayda yaratmak üzere organize olmak demektir. Holding altında çalışan farklı işletmeler farklı işlerden değer yaratıyor olsalar da hem birbirleri için maliyet verimliliği yaratırlar hem de toplam faydayı arttırırlar. Ve
bu toplam faydanın nihai birikim noktası holding merkezidir, yani sermayedardır. Kooperatiflerde ise sermayedar tüm ortaklardır. Bu nedenle biz kooperatif ortakları
farklı işlerden değer yaratacaksak yani holdingleşeceksek sermayenin birikimini işletmenin tepesindeki tek
noktadan değil ortaklıklarımız için demokratik yollarla
seçtiğimiz farklı yönetim kurulları ile dağınık bir biçimde yönetmeliyiz. Aynı ortak havuzundan farklı iş modelleri türetmeliyiz. Bu bizi yani EDAK ortaklığını çok daha
güçlü kılacaktır. Çünkü EDAK’ın asıl gücü sermayesinde
değil bizi birleştiren maneviyatındadır.
2) NEDEN BİO-TORBA?
Bio-torba üretmenin ve bu konuda eczacılar olarak atılımda bulunmanın birden fazla avantajı bulunmaktadır.
a) Tüm dünyada müşteri memnuniyeti kavramının geldiği noktada artık sadece ürün ya da hizmetlerle farklılık
yaratmak yeterince doyurucu değildir. Artık beklenti
yapılan işlerde topluma ve dünyaya ne kadar fayda
sağladığınız yönündedir. Bu anlamda tüm dünyada büyük şirketler yaptıkları işlerle veya ürettikleri ürünlerle
toplumsal faydayı ve çevre bilincini ön plana çıkaracak
sosyal sorumluluk çalışmaları yapmaktadırlar. Son derece de doğru bir yaklaşımdır. Tabi ki burada asıl olan sadece reklam kokan projeler değil yapılan tüm işlerde bu
yaklaşımla hareket etmektir. Bu anlamda biz hem EDAK
olarak hem de birinci basamak sağlık kuruluşu diye tarif
ettiğimiz eczanelerimizde çevreci bir yaklaşımı ortaya
koymuyor olmamız abesle iştigaldir. Bu anlamda biz eczacıların bio-ambalaj konusunu işlemesi mesleğimizin
itibarı açısından son derece değerlidir.
b) Çevrecilik ve doğa bilincinin toplumdaki algısı bakımından bio-torba ürünü son derece tipik ve somut bir örnektir. Kuvvetle muhtemeldir ki çok yakın bir gelecekte
toplumun firma ve markaları değerlendirirken kullanacağı önemli bir değerlendirme kriteri olacaktır. O kadar
ki çok yakın bir gelecekte bio-çözünür nitelikte olmayan
ambalaj kullanan yapılar toplum tarafından ayıplanır
olacaktır. Özellikle de bizim serbest eczanelerimiz gibi
günde onlarca poşet sarf edilen bir sağlık kurumu olup
da hala doğada çözünmeyen ambalaj kullanmak toplumun gözündeki itibarımız açısından son derece olumsuz
olacaktır.
c) Türkiye de eczane başına günde ortalama 50 reçete
gelmektedir. Küçük büyük perakende satışlarla birlikte
her birimizin eczanesine günde yaklaşık 70 kişi girmektedir. Bu demek oluyor ki günde yaklaşık 70 adet ambalaj tüketiyoruz. Eczane başına aylık tüketim yaklaşık
1500 adettir. Bio-torba pazarının sadece 4500 EDAK
ortağının eczanesi ile sınırlı olduğunu varsaysak dahi
neredeyse 7 milyon adet/ay pazardan bahsediyoruz demektir. Ancak bu rakamlar böyle bir işe girmek için yeterli kriter değildir. Kaldı ki, eczacılarımızın bu konudaki
duyarlılığı bugün için yeterli değildir. Böyle bir kooperatifin ekonomik hedefi EDAK ortağı eczacılardan ibaret
olamaz. Ekonomik anlamda bizim için en kolay hedef
müşteri ilaç sanayii olmalıdır. Bunun dışında ambalaj
kullanan tüm sektörler bu kooperatifin hedef müşteri
kitlesi olmalıdır. Ancak ilaç sanayii ile olan yakın ilişkilerimiz ve poşet ilaç sanayii için hali hazırda kullanılmakta
olan bir promosyon malzemesi olması bizim için ciddi bir
14
Kooperatif Özel
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
avantajdır.
d) Eczacılık mesleğinin geldiği noktada geleceğimizin
hastaya ve son tüketiciye standartları belirlenmiş yüksek kalitede bir sağlık hizmeti sunmak ve bunu topluma,
kamuoyuna, siyasi iradeye ve iş yaptığımız tüm paydaşlara en iyi şekilde pazarlamaktan geçtiğini, üstelik bunu
bireysel eczaneler olarak değil hep birlikte yapmak
mecburiyetinde olduğumuzu hepimiz biliyoruz. EDAK
ortakları olarak Tek faturalı EDAK Eczaneleri çatısı altında EDAK RAFI kanalı ile ve gelecekte FARMAGELİŞİM
projesi ile standardize edilmiş eczanelerimizle bu küresel oyunda biz de bir oyuncuyuz iradesini hep birlikte
ortaya koyduk. EDAK bu konuda var gücüyle çalışmaktadır. Kısa bir süre sonra EDAK Eczacıları da durumu ve
stratejiyi daha iyi algılayıp bu doğrultuda çok daha ciddi bir performans göstereceklerdir. İşte tam bu noktada
bio-torba aslında harika bir pazarlama aracı olarak kullanılabilir.
Bio-torba üzerine istenilen her türlü ilan, reklam ve mesaj baskılanabilen bir üründür. 100
bin kişi aileleriyle birlikte günde 400 bin tiraj
anlamına gelmektedir.
Şöyle ki; yaklaşık 1500 adet tek faturalı EDAK eczanesi
mevcuttur. 1500 eczaneye günde yaklaşık 100 bin kişi
girmekte ve alış-veriş yapmaktadır. Bio-torba üzerine
istenilen her türlü ilan, reklam ve mesaj baskılanabilen
bir üründür. 100 bin kişi aileleriyle birlikte günde 400 bin
tiraj anlamına gelmektedir. Bu gün bildiğimiz en büyük
ulusal gazeteler bile günde 400 bin tirajı yakalayamamaktadırlar. Pazarlama kanalı mantığıyla bakıldığında
biz eczacılar nasıl bir hazinenin üzerinde öylece hareketsiz oturduğumuzun farkında bile değiliz. Hal bu ki
biz eczacılar organize hareket ettiğimizde televizyon ve
gazete dahil bilinen tüm pazarlama kanallarından daha
etkili bir pazarlama silahına sahibiz. Biz eczacılar dağınık şekilde yapılanmış ama tüketiciyle birebir etkileşen
bir iletişim kanalıyız. Tek sorunumuz organize olmayışımızdır.
Bio-torba’nın ekonomik faydaları
Bio-torba bir pazarlama kanalı olarak bize iki ekonomik
fayda sağlayacaktır. Birincisi EDAK Rafı ile birlikte EDAK
markasını son tüketicinin zihnine güvenilir bir imajla
kazıyacak tüm projelerimizde kullanacağımız mesajları son tüketiciye ulaştırmak için mükemmel bir görsel
materyal olacaktır. Bu anlamda bu kooperatif hizmet
satan, EDAK ise hizmeti satın alan olacaktır. İkinci faydası ise aynı pazarlama kanalını kullanmak isteyen ilaç
ve ilaç dışı ürün üreticilerinden sağlanacak olan reklam
geliridir. Bu anlamda elde edilecek pazarlama geliri
bio-torba satışından elde edilecek gelirin çok üstünde
olacaktır.
e) Raporun girişinde belirttiğimiz “Eczacı gözünde kooperatifçiliğin ecza depoculuğu ile özdeşleştirilmesi
nedeniyle kısır kalması” sorununun çözümü ancak ve
ancak yeni ve ekonomik getirisi olan başarılı bir kooperatif deneyiminin hayata geçmesiyle sağlanabilir. Bu
anlamda Bio-torba, üretimi yapılacak bir ürün olarak
son derece basit, ayrıntısız günümüz trendlerine uygun
fazla maliyet gerektirmeyen yaygın kullanımı olan/olabilecek, hatta hayal gücümüzle sınırlı bir pazara sahip,
başarısızlık şansı düşük olan bir üründür. Bu anlamda
33 yıllık geçmişi olan EDAK’ın ardından kurulacak olan
ekonomik kaygı taşıyan ilk kooperatif deneyiminin başarılı olması eczacıları bundan sonraki dönemde yeni
kooperatifler kurmak ya da iştirak etmek konusunda
cesaretlendirecektir. Bu nedenle bu kooperatife olması
gerekenden fazla görev ve misyon yüklenmemelidir.
3) NASIL?
Bu kooperatifin işleyiş şekli bildiğimiz kooperatif kültürümüzden farklı olamaz. EDAK’ın kooperatif kültürü
nasıl ise son derece doğal olarak bu kooperatifte aynı
teamüllerle işleyecektir. Çünkü burada asıl olan EDAK
ortaklık havuzunun kullanılmasıdır. Kurulan ve kurulacak olan kooperatifler arasında işleyiş ve yönetim bazında yasal mevzuat gereği hiçbir organik bağ bulunamaz.
Buradaki holding mantığında kooperatifler arasındaki
tek bağ EDAK kültürü ve EDAK maneviyatıdır. Bu nedenle ortaklığa kabulde bu sıkı sıkıya korunması gereken bir
özellik olmalıdır. Aksi halde yapılar zamanla birbirinden
ayrışmaya başlayacaktır.
Yeni kooperatif kurumlar vergisine tabi olacak
“Kooperatifçilik” Hakkında
Meslek Örgütlerimizin Başkanları ve Yönetim Kurulu
Üyelerimiz de Görüşlerini
Paylaştı.
Bu kooperatif EDAK’tan farklı olarak eczacının asli iştigal konusundaki yardımlaşma organizasyonu değil
tamamen farklı bir iş kolundaki faaliyetlerini konu almaktadır. Dolayısıyla bu kooperatifin kurumlar vergisi
vermesi kaçınılmazdır. Ayrıca yapısı itibariyle eczacı
ortaklarının reel sektördeki portföyünün değerlendirilmesi söz konusu olduğu için EDAK’tan farklı olarak sermaye yapısının daima cirosuna oranla güçlü kalması
gereklidir. Bu nedenle ortaklığa kabul sırasında ortak
başına ödemesi gereken sermaye payı, her sene şirket
değerinin ortak sayısına bölünmesi sonucu ortaya çıkan
“üye başına düşen şirket değeri” rakamı kadar olmalı ve
peşin tahsil edilmelidir.
Sene sonu bilançosu sonucu ortaya çıkan net kârın belli
bir oranı EDAK’ta olduğu gibi kooperatif işletmesine öz
sermaye olarak kaydedilmeli, bugün bizim EDAK’ta “risturn” olarak ortakların ticari alış-verişi oranında dağıttığımız kâr payı bu kooperatifte eşit olarak senelik hak
edişine göre dağıtılmalıdır. Ayrıca öz sermaye yapısı
güçlü olacağı için kâr payının belli bir süre işletmede tutulmasına da bu kooperatifte gerek olmayacaktır.
Bunun dışındaki hemen her şey genel kurullarımızca ve
genel kurullarımızda demokratik yollarla seçtiğimiz yönetim kurullarımızca karar verilecek olup işletme faaliyetleri için tayin edeceğimiz profesyonel kadrolar aracılığıyla yürütülecektir.
Bundan sonraki aşamada kurucu üyelere düşen en
önemli görev böyle bir kooperatifin ana sözleşmesini
hazırlayıp gerekli yasal başvuruları yaparak bio-torba
üretim kooperatifini kurmaktır. Sonraki örgütlenme ve
büyüme süreci ise tüm ortakların görevi olacaktır.
Kooperatiflerimize sadece sözde değil, sadece eczanelerimizde de değil, her yerde ve herkese karşı sahip çıkmalıyız.
Değerli EDAK Ortakları,
Eczanelerimizin ve eczacılığımızın başına gelenleri konuşmak ve sorunlarımızı birbirimizle paylaşmak hepimizi rahatlatıyor olabilir. Ancak ko-operasyon birlikte
çalışmayı gerektirir. Hem de bazı zamanlarda çok çalışmayı gerektirir. Artık birileri bizim için çok çalışsın diye
beklemeyi bırakıp hepimiz için yeni bir hayatı kurmak
için hep birlikte çok çalışmalıyız. Genel kurullarımız birlikte kuracağımız hayata irade ve katkı koymak için ve
hep birlikte çalışabilmek için senede bir kez karşımıza
çıkan bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Senede bir gün eczanelerimizde değil genel kurul salonunda
hep birlikte çalışmalıyız. Her şeyden önemlisi de kooperatiflerimize sahip çıkmalıyız. Kooperatiflerimize sadece sözde değil, sadece eczanelerimizde de değil, her
yerde ve herkese karşı sahip çıkmalıyız.
Bu duygular içinde hepinizin 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılını kutluyor, hepimize bu yoğun çalışma dönemimizde başarılar diliyorum.
Ecz. Salih Kozalı / 21. Bölge Aydın Eczacı Odası Başkanı
Kooperatifler neden önemli?
Birleşmiş Milletler 2012 yılını Uluslararası Kooperatif yılı
olarak ilan etmiştir. Buradan hareketle bu senenin, kooperatifleri halkımıza iyi tanıtmak ve bilinçlendirmek
adına panel, seminer ve eğitimlerle dopdolu geçmesini
temenni ediyorum.
Biz Eczacılar penceresinden baktığımız zaman bugün
için 13.000 eczaneye hizmet veren Ecza Kooperatiflerinin tüm Türkiye sathında 25.000 eczaneye hizmet
vermesini arzu etmekteyiz. Kooperatif çatısı altında
ne kadar çok eczane olursa o kadar güçlü oluruz diye
düşünüyorum. Büyük sermaye gruplarına karşı ayakta
kalabilmek için eczacıların maddi ve manevi güçlerini
birleştirerek dayanışma içerisinde örgütlenmelerinin
çok önemli olduğu açıktır.
Kooperatiflerin koruması altında bu örgütlü gücümüzü
kullanarak hareket etmemizin yıllardır korktuğumuz zincirin de, diğer tehditlerin de panzehiri olduğunu düşünüyorum.
Birlikten güç doğar inancıyla, tüm yurdu adeta kılcal damarlar gibi saran eczanelerimizle ve ecza kooperatiflerimizle elele vererek mesleğimizi zirveye taşıyacağımıza
inanıyorum.
Ayrıca TBMM’de kabul edilerek geçen 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Yasa’nın da beklenen
umutları yeşertmesi ve tüm meslektaşlarıma aydınlık ve
mutlu günler getirmesi dileğiyle…
gazeteedak
Kooperatif Özel
15
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Kooperatifler çölde vaha
gibi!
Değerli meslektaşlarım,
2012 Dünya Kooperatifler yılı…
Acımasız bir kapitalist düzende sermayesi insan olan bir
kuruluş olmak adeta çölde vaha gibi bir olgu...
Ecz. Vecihi Özerdemli /Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu
SECOF Yönetim Kurulu Başkanı
Sanayi devrimi sonunda oluşan sanayileşmiş toplum, sosyal düzenini kuramadan, ürün çıkmazına girmiş, bu ekonomiyi
kısır bir döngü içine sokmuş, parayı da bir
meta olarak gören finans çevreleri yepyeni bir oyunu piyasaya sürmüş ve bu büyük oyun bir büyük kriz olarak dünyanın
üzerine kâbus gibi çökmüştür. Bu kriz kimin eli kimin cebinde olduğu bilinmeyen
karmaşık finansal ilişkileri sebebiyle tüm
dünyayı etkiledi.
Şu bir gerçek ki, dünya devletleri ekonomik entegrasyonlar kurarak yenidünya düzeninde pozisyon alırken
[Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması (Nafta)-, Avrupa Birliği (AB), Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği
Örgütü (APEC) gibi] uluslararası şirketler de buna paralel olarak büyük evliliklerle dünya işlerini paylaşım yönünde hareket ettiler. Sanayi devrimi sonunda oluşan
sanayileşmiş toplum, sosyal düzenini kuramadan, ürün
çıkmazına girmiş, bu ekonomiyi kısır bir döngü içine sokmuş, parayı da bir meta olarak gören finans çevreleri
yepyeni bir oyunu piyasaya sürmüş ve bu büyük oyun bir
büyük kriz olarak dünyanın üzerine kâbus gibi çökmüştür. Bu kriz kimin eli kimin cebinde olduğu bilinmeyen
karmaşık finansal ilişkileri sebebiyle tüm dünyayı etkiledi.
Çevrilebilir borç anlayışı ile yürüyen ekonomimiz Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’ndan aldığı
özelleştirme talimatları ile devleti küçültmeyi yeğlemiş
ama öngörüldüğü gibi özel sektörde istenilen gelişme
oluşmayınca, ülkemiz büyük bir işsizlik sorunuyla karşı
karşıya gelmiştir. Bir zamanlar, Amerika Birleşik Devli girişimlerde bulunmak, ortaklarının hak ve çıkarlarını
korumak amacıyla başladı. Eczacıyı ilaç simsarlarının
kapısında bekleşmekten, bugünkü konumuna taşıyan
kooperatifleşme hareketidir. Unutulmamalıdır ki kooperatiflerimiz ilaç piyasasının en önemli denge unsurudur.
Bu anlamda, kooperatifler sadece üyesi olan meslektaşlarımıza değil, olmayanlara da önemli katkılar sağladı
ve sağlamaya da devam ediyor.
Ecz. Meliha Nalân Can / 29. Bölge Manisa Eczacı Odası Yönetim Kurulu
Başkanı
“…güçlü olan örgütlü olandır. Bu örgütlenmenin adı
KOOPERATİF’ tir…”
Kooperatif, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını
karşılıklı yardım, dayanışma içinde sağlayıp, korumak
amacıyla bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk
teşkilatlardır. Kooperatiflerde temel amaç kâr değil, işbirliği ve dayanışmadır. İnsanların karşılanmasında zorluk çektiği ihtiyaçlarını temin etmek için maddi, manevi
güçlerini birleştiren mükemmel bir dayanışma aracıdır.
Türkiye’de Ecza Kooperatifçiliği 1978 yılında, ekonomik
koşulların çok kötü olduğu bir dönemde, eczacı ortaklarının ihtiyaçlarını karşılamak, onların temin, dağıtım ve
gerektiğinde üretim çalışmalarını düzenlemek için çeşit-
O yıllardaki koşullarda ilaç temini ve tevzii amacıyla kurulan kooperatiflerimiz, bu misyonunu yerine getirmiştir.
Bugünün koşullarıyla kooperatiflerimizin sorumluluğu
değişmiştir. Depoculuk hizmeti sürdürülürken, eczacının bağımsız eczacı sermayesiyle varlığını sürdürmesine
destek olacağı yeni sorumluluklar üstlenilmiş, kurulan
şirketler aracılığıyla eczacının mesleğini icra ederken
kooperatif dışında hiçbir kuruma gereksinim duymadan
çalışabilmesi sağlanmış, network ağı, eczane eğitimi,
eczane işletmesiyle ilgili gerekli bilgilerin aktarılması
gibi eczaneye verdiği artı hizmetler verilmiş, “Çağdaş
Eczacılar Labaratuvarı” gibi bir yapı kurularak, üretim
alanındaki, Eczacı eksikliği giderilmeye çalışılmıştır.
Eczacı kooperatifleri, kuruluşlarından bu yana, mesleki
dayanışmasının mesleki geleceğe nedenli olumlu katkılarda bulunabileceğini gösteren kuruluşlar olmuş ve
ortaklarından aldıkları destekle her geçen yıl daha da
büyüyen bir güç haline gelmeyi başarmışlardır.
Kooperatifçilik yılı olan 2012 yılında, ecza kooperatiflerinin 34 yıllık geçmişi ve üyelerinin aidiyeti ile kooperatifçiliğin en başarılı örneklerinden biri olduğunu görüyoruz.
Serbest eczacılığın korunmasıyla ilgili noktada, gelecek adına önemli bir görev yapan ecza kooperatifi hareketinin mutlaka yanında olmak, o yapıyla beraber
yürümekle ilgili zorunluluğumuz söz konusudur. Çünkü
yurtdışındaki gelişmelere bakıldığında, o süreçte ancak
kooperatif üyesi olan ve kooperatif desteği alabilen,
kooperatif çalışmalarının içinde olmuş eczacıların bu
letleri (ABD) Başkanı Clinton’un Ekonomi Danışmanı
ve Dünya Bankası 2. Başkanı olan ünlü ekonomist Prof.
Stiglitz’e kulak vermeliyiz:
“Dünya Bankası baş ekonomistliğine geçiş yaptığımda
farkına vardığım en tehlikeli durum IMF ve ABD hazinesinin yurt dışında, yurt içinde uğruna savaştıklarımızın
tam tersini dayatıyor olmalarıydı. İçeride sosyal güvenliğin özelleştirilmemesi için savaşırken dışarıda özelleştirilmesini aşılıyorduk...”
Bu anlamda ulusal program çerçevesinde IMF ve Dünya
Bankası’nın da öngördüğü adımların atıldığı bu ortamda eczacılık mesleği de artık yeni bir dünyaya yelken
açmak üzeredir. Anlaşılır bir biçimde çıkışı ekonomik entegrasyonlarda arayan devletler ve şirketler gibi büyük
bir öngörü ile kurulmuş olan ecza kooperatifleri de eczacı için bir ekonomik entegrasyon platformudur ve bugünden yarına yepyeni bir strateji içinde ortaklarını yeni
dünyaya hazırlama görevini üstlenmiştir. Bugün tüm
Avrupa coğrafyasında eczacıların kooperatif biçiminde
örgütlenmeleri bir rastlantı değildir. İnsan öğesinin iş
gücünü ekonomik bir büyüklüğe taşıyan kooperatifler,
bugün serbest düzende daha da aranan limanlar olacaklardır. Son gelişmeler kooperatiflerimizin varlığının
eczanelerimizin geleceği için ne kadar hayati olduğunu
ortaya koymuştur. Bu anlamda tüm kooperatif ortaklarının kooperatifçilik yılını kutluyor, gelecekte öngörülen
verimli ve etkin eczanelerin kooperatif eczaneleri olacağından hiç kuşku duymuyorum...
Sağlıkta elele ve özgür...
düzen değişikliği noktasında geleceğe kendilerini sağlıklı taşıyabildiğini görebiliyoruz.
Kooperatiflere sahip çıkmak da
önemli bir görev
Türkiye’de 1978 yılından bugüne kadar toplam 28 tane
eczacı kooperatifi kurulmuş ancak günümüzde beş tanesi varlığını sürdürmektedir. Bu da gösteriyor ki, kooperatifin kurulması yanında, kooperatiflerimize sahip
çıkma sorumluluğu da önemli bir görev, görevden de öte
bir zorunluluktur. Kooperatifçilik ruhunun temeli olan
“dayanışma duygusu”, sürekli güncel tutulması ve geliştirilmesi gereken bir kavramdır. Özellikle biz Manisa‘lı
eczacılar, Türkiye de ilk kurulan ve ne yazık ki kapanan
ecza kooperatifinin üyeleri olarak, kooperatife sahip
olmanın ne kadar önemli olduğunun bilinciyle bugün
kooperatife en büyük katılım ve aidiyetle sahip çıkıyoruz… Olabildiğince şeffaf, tüm ortakların dâhil olduğu
bir tartışma zemininde kooperatiflerimizin büyümesini,
gelişmesini ve hayatımızın yönlendiricisi olmasını sağlamalıyız.. Ama hepsinden önce küresel sermayenin hakim olduğu ilaç piyasasında daha çok söz söylemek ve
bu sektöre yön verebilmek için kooperatiflerimizle daha
sıkı çalışmalı, kooperatiften kaçan her liranın, geleceğimizden çalınan bir tuğla olduğunu unutmamalıyız.
Günümüzde ekonomik örgütlerin önemi gittikçe artmaktadır. TEB ve Ecza Odaları olarak, ekonomik birlikteliğimiz olan Kooperatiflerimize sahip çıkmalı ve tüm
gücümüzle desteklemeliyiz.
Gelecekteki eczacılık modelinin nasıl olacağını kurgularken, birlikte, bir arada durabilmek gerektiğinin altını
çiziyor; bunun yolunun da eczacılarımızın kooperatiflere
üye olmasından, üye olanların aidiyetlerini arttırmasından geçtiğini bir kez daha vurgulamakta yarar görüyor,
yazımı Işık BOYACIGİLLER ‘i anarak, onun ünlü sözüyle
bitirmek istiyorum;” ...güçlü olan örgütlü olandır. Bu örgütlenmenin adı KOOPERATİF tir.”
16
Kooperatif Özel
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Şirket değil de, kooperatif oluşumuna karar veren, Neş’e
Gülersoy, Nur Işık Boyacıgiller, Naci Doğan ve kooperatif
kuruluşunda yer alan çalışma arkadaşlarının, ne kadar
ileri görüşlü olduklarının açık göstergesidir. Eğer onlar o
gün kooperatif değil de, şirket kurma kararı vermiş olsalardı, bu şirketler mutlaka belli bir sermaye grubuna
teslim olacaklardı. Ancak, kooperatifler ortakları ve çalışanları istediği sürece var olurlar ve sermaye grupları
tarafından ele geçirilemezler.
6197 sayılı eczacılık kanunundaki değişim
Ecz. Abdullah Özyiğit /TEKB Yönetim Kurulu Başkanı
Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği
(TEKB) Yönetim Kurulu Başkanı
Eczacı Abdullah Özyiğit; gazeteedak için 3 ana başlıkta derlediği yazısını kaleme aldı.
• Birincisi; 2012 yılı BM Genel Kurulu tarafından Uluslar
arası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi,
• İkincisi; 6197 sayılı eczacılık kanunundaki değişim,
• Üçüncüsü; sektördeki son gelişmeler doğrultusunda
eczane ekonomisinin değerlendirilmesi…
2012 yılı BM Genel Kurulu tarafından Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edildi
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, kooperatiflerin sosyoekonomik kalkınmaya, özellikle yoksulluğun azaltılmasına, istihdam yaratılmasına ve sosyal bütünleşmeye olan
katkılarını vurgulayarak, 2012 yılını Uluslararası Kooperatif Yılı olarak ilan etmiştir. Bu yılın ilanı, “Kooperatif
İşletmeleri Daha İyi Dünya Kurar” ana temasıyla, tüm
dünyada kooperatiflerin kurulması ve gelişmesini teşvik
etmeyi amaçlamaktadır.
Dünya üzerinde, büyük bir hakimiyet kuran sermaye grupları, küçük sermaye sahiplerine yaşama şansı
vermemektedir. Küçük sermaye sahiplerinin, varlığını
sürdürebilmelerinin tek yolu, kooperatif çatısı altında
güçlerini birleştirerek, maddi-manevi bir dayanışma
sergilemeleri gerekir. Kooperatif modeli, kişilerin küçük
sermayelerini birleştirdikleri, sermaye yoğunlaşmasının
gerçekleşmesine, yani; bir veya birkaç kişinin eline geçmesine olanak sağlamayan tek ticari yapılanma şeklidir.
Kooperatifler; ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaç
ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak
kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılanmak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk
yapılanmalardır.
Bunun yanında, ortakların sahipliği, ortaklarına hizmet
etme, ortaklarınca yönetilme, kendi kendine yetme, demokrasi, eşitlik, adalet, dayanışma ve birlik olma özelliklerini barındırır. Ecza Kooperatifleri, ülkemizde 33 yıllık
geçmişe sahip kooperatifçiliğin en başarılı örneklerinden biridir. Dünyanın tamamen sermaye gruplarının
eline geçmeden BM’nin kooperatifçiliğe dikkat çekmesi
ve 2012 yılını Uluslararası Kooperatifçilik Yılı ilan etmesi
memnuniyet vericidir.
6197 sayılı Eczacılık Kanunundaki değişiklik, eczacılık
için ekonomik anlamda kısa vadede büyük değişiklikler
getirmeyecek olsa da orta vadede eczanelerdeki verimliliği arttıracak ve eczacılık hizmetinin daha kaliteli
yapılabilmesine olanak sağlayacaktır. Yıllardır, eczacılık fakültelerinden mezun olan meslektaşlarımızın %90’ı
eczane eczacılığını tercih ederek, mesleği bu alanda ifa
etmeye karar verdiler. Adeta eczacılık, serbest eczane
eczacılığından ibaretmiş gibi bir algı oluştu ve zaman
içerisinde gelişigüzel açılan eczaneler, birbirlerini ekonomik anlamda aşağıya çekmek suretiyle, eczanelerde bir verimsizliğin ortaya çıkmasına neden oldular.
Yasanın hayata geçmesinden sonra ise, hastanelerde,
üretimde, klinikte, eczanelerde ikinci eczacı olarak eczacılar faaliyet gösterecek ve mesleğin kalitesinde artışı
sağlanacaktır.
Yeni yasa ile Sağlık Bakanlığı’nın ruhsat verdiği ürünlerin, münhasıran eczanede satılması iyi bir gelişme, ancak diğer bakanlıkların ruhsat verdiği ilaç formundaki
ürünlerin bu kategoride de değerlendirilmemesi ise
hala insan sağlığını tehdit eden çok önemli bir eksikliktir. Bundan sonraki dönemde, Sağlık Bakanlığı ruhsat almasa da, ilaç formundaki ürünlerin, besin desteklerinin,
mamaların, sadece eczaneden temini ile ilgili alanda
mücadele verilip, insan sağlığı ile daha fazla oynanması
engellenmelidir.
Sektördeki son gelişmeler doğrultusunda eczane ekonomisinin
değerlendirilmesi
Eczane ekonomisine gelince; eczacılar, SSK, Emekli Sandığı ve Bağkur’un, tek çatı altında toplanması ile birlikte resmi kurumlara yaptığı iskontonun yanında yeni bir
iskonto ile karşılaştılar. Bu iskontonun adı, kamu kurum
iskontosu idi ve aslında eczacıyı hiç ilgilendirmeyip, üreticinin SGK’ya yaptığı bir iskontoyu ifade etmekte idi.
Ancak; bunun tahsili, direkt olarak eczanenin kurumdan
olan tahsilatından çekilerek gerçekleştirilmeye başlandı. Böylelikle; ülkemizde, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği
ilaç fiyatları dışında, yeni bir fiyat oluştu: SGK FİYATI
Eczacı , depocu fiyatından tahsil ettiği kamu kurum iskontosunun perakende satış fiyatından kuruma ödemeye başladı. Bu, başlangıçta makul oranlardaki iskontolar nedeniyle, eczaneler tarafından tolere edilebilir
nitelikte idi. Ancak, ilerleyen zamanda, KKİ’ler öyle bir
seviyeye ulaştı ki, artık eczane ekonomisi üzerinde telafisi imkansız tahribatlar oluşturmaya başladı. Özellikle
2009 yılında yaşanan global kriz nedeniyle, ülkemizdeki
ilaç harcamaları gayrisafi yurt içi hasılanın %1,3’ü olarak planlanmışken, ülkede yaşanan %4,8’lik ekomomik
küçülme nedeniyle, bu oran %1,65 seviyesine çıktı ve
oluşturulan ekonomi koordinasyon kurulu tarafından,
bugüne kadar hiç olmayan oranda KKİ’ler yükseltildi
ve bu işlemin eczane üzerinden yürümesinde eczane
ekonomisine büyük zarar verdi. 3 yıllık bir plan yapıldı
ve 2011 yılının Kasım ayında ise KKİ’leri bir kere daha
önemli oranda yükseltildi.
Peki, ne yapmalı?
Öncelikle belirtmek gerekir ki; SGK’nın, KKİ’yi başlattığı dönemde bunu direkt olarak ilaç firmalarından tahsil
etmeye, teknolojik alt yapısı yeterli değildi. Ancak, günümüzde gerek İTS (İlaç Takip Sistemi), gerekse de MEDULA sistemi kanalıyla hangi firmanın kaç kutu ilacının
satın alındığı kayıt altındadır. Avrupa’daki örneklerinde olduğu gibi bu bilgiler kullanılarak, ilaç firmasından
tahsilât yapılabilir, hatta firmaların pazardaki büyüme
oranlarına göre de esnek iskonto oranları uygulanarak
gerçekleştirilebilir. Böylelikle, Türkiye’de ilaç fiyatları
yeniden Sağlık Bakanlığının belirlediği fiyatlar ile halka
ulaşır, kurumlarla arasındaki muhasebe ayrıca görülür.
Bunun eczane cirolarını %25-30 seviyesinde arttırması
sonucunda eczacılar göreceli bir nefes alabilirler. Bunun
yanı sıra ilaç endüstrisinin gerçekleştirdiği iskontoları
eczane ekonomisine katmakla ilgili keyfiyete meydan
bırakmayacak bir uygulamaya ihtiyaç vardır. Çünkü
eczane bilançolarını incelediğinizde, ortalama ciroya
sahip bir eczanede, eczane işletme giderleri %20’lerin
üzerine çıkmıştır.
Tabiri caiz ise; eczacılar ekonomik anlamda en büyük
krizini yaşamaktadır. Ancak; her kriz, fırsatı da beraberinde getirir. Bugüne kadar, eczanelerimiz büyük
oranda doktordan gelen reçeteleri karşılamaktan ibaret
bir işlem gerçekleştirmekte idi. Bu alandaki reçete yoğunluğu, bizim, kişilerin genel sağlığıyla ilgili tespitleri
yapıp onlarla paylaşma noktasından bizleri geri tutuyordu. Şimdi ise; kooperatiflerimizde çeşitli çalışmalar
bulunmaktadır, bunlar; eczanelere yeni ürün kazandırma noktasından tutun da, eczane dizaynına, eczane yönetimine kadar eğitimler ve uygulamalardan oluşuyor.
Artık hepimiz biliyoruz ki, sadece SGK’ya ait reçeteleri
karşılayarak eczanelerin ayakta durması ve geleceğe
taşıması mümkün olamamaktadır.
Ancak bu dönemde, her şeyden daha çok dikkat etmemiz gereken konu ise örgütlülüğümüzle ilgilidir. Eğer, kooperatif çatısı altında güçlerini her zamankinden daha
büyük bir bilinçle birleştirir isek, bu kriz döneminden birlikte el ele çıkmayı başarırız. Çünkü kooperatiflerde üretilen artı değer direkt olarak eczane ekonomisine yansıtılır ve eczanenin daha karlı çalışmasına katkı sağlar.
Yeni projelerin gelişmesi de; kooperatif ortağı eczacıların projeyi sahiplenmesi ile mümkün olacaktır. Hepimiz,
şartların hızla aleyhte değiştiği bir ortamda alışkanlıklarını ve davranışlarını değiştirmeden, hiçbir şey olmamış
gibi yaparak geleceğe kalamayız.
2012 yılı, mesleğimiz adına önemli değişmelerin yaşandığı bir yıl, bir yandan 60 yıllık eczacılık kanunu, eczacı
örgütlerinin isteği doğrultusunda değişiyor; öte yandan
33 yıldır emek verdiği kooperatifçilik, BM tarafından
tüm dünyadaki ülkelere öneriliyor ancak ilaç fiyatlarının
referans alınan ülkelerinde de %52’nin altında satılması
nedeni ile sektörel anlamda büyük bir darboğaz yaşıyor.
Bunun için, 2012’de ekonomimiz, gelir-gider dengemize
her zamankinden çok daha fazla dikkat edip, örgütlülüğü en üst seviyeye çıkartıp, geleceğe umutla bakmalıyız.
Sevgi ve Saygılarımla
gazeteedak
Kooperatif Özel
17
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Tabii ki bu önemli girişim birçok etkinliği de beraberinde getirecek. “Kooperatif Girişimleri Daha İyi Bir Dünya
İnşa Eder” temasının işleneceği bu yıl süresince, tüm
dünyada kooperatiflerin kurulumu ve gelişimini teşvik
etmek için çalışmalar yapılacak olması hepimizi heyecanlandırıyor. Tüm bu özellikleriyle 2012, dünyanın dört
bir yanındaki kooperatifler için büyük bir anlam taşıyor.
Sektörümüzün yaşadığı zor günleri paylaşarak, birlikte
hareket edip, problemlere birlikte çözüm arayarak en
kısa zamanda aşacağımıza inanıyor, ecza kooperatifçiliğine gönül veren tüm meslektaşlarımızın “Kooperatifçilik Yılı’nı kutluyorum.
Ecz. Tuncay Sayılkan / 3. Bölge İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Ecz. Ebubekir Beyri
Bursa Ecza Kooperatifi (BEK) Yönetim Kurulu Başkanı
Birlikten kuvvet doğar…
Kooperatifçilik
Kooperatifler özetle, küçük sermayelerin örgütlü bir yapıyla birleştirilmesi ile oluşan, ortaklarının haklarını koruyan ve onlara sunulan hizmet kalitesini arttırmak için
çaba gösteren kuruluşlardır.
1978 yılından itibaren kurulmaya başlayan ve kısa sürede ülke geneline yayılarak bugün en güçlü mesleki birliklerden biri haline gelen eczacı kooperatifleri, ülkemizde
kooperatifçilik hareketini en güzel temsil eden yapılardan biri. Bu başarıda en büyük pay şüphesiz kooperatif
ortaklarının inanç ve aidiyetinden geliyor.
Eczacı kooperatifleri ise; 70’li yılların sonunda eczanelerin ilaca ulaşmadığı, ticari depoların eczaneleri ayırarak segmente ettiği dönemde, önemli bir karşı duruş
ve devrimci bir ruhla kurulmuş, eşitlik ve dayanışma
esasına dayanan, sıklıkla vurguladığımız gibi birlikteliğin güce dönüştüğü, gerçek sahibi eczacıların olduğu ve
ilaç satış koşullarının belirlenmesinde çok önemli misyona sahip yapılardır.
Sevgili ağabeyim N.Işık Boyacıgiller ile aynı yönetim kurulunda çalışma olanağı bulmuş, daha da önemlisi onu
yakından tanıma şansını yakalamış bir eczacı olarak benim için kooperatif demek;
* Çok uluslu küresel sermayelere karşı güçlerini birleştiren,
* Dayanışma duygusunu öne çıkartan,
* Birlikteliği güce dönüştürebilen,
* Ortakların eşit haklara sahip olduğu bir birliktelik,
* Ortaklarını koruyan ve onlara artı değer sağlayan yapılardır.
Eczacı kooperatiflerimizi daha güçlü kılmak ve geleceğe güvenle bakabilmek için; son dönemlerde değişik
gerekçelerle biraz uzaklaşılmış bir görüntü verilse de,
ortakların tamamını önemseyen, oyuna katan ve sürekli
iletişim ile memnuniyet testleri yapabilen bir yaklaşım
kaçınılmazdır.
Kooperatifçilik ruhundan uzaklaşarak herhangi bir şirket veya sermaye kuruluşu gibi davranma yanlışına
düşmeden; eczacılık fakültelerinden başlayarak yeni
nesillere kooperatifçiliği bıkmadan anlatmalı, ortaklar
ile iletişimi artıracak olan bölge meclislerini yeniden hayata geçirmeliyiz.
Tek bir meslektaşımızın bile kooperatiften uzak kalmaması, uzak durmaması için çaba harcamak, en önemli
gücümüz olan birlikteliği sağlamak için üyelerin ve çalışanların kooperatifçilik bilincini yüksek tutmak zorundayız.
Devamında ise zor koşullarda sığınacağımız limanlar
olarak tanımladığımız eczacı kooperatiflerimizin var olması ve güçlenmesi için hep birlikte çaba harcamalıyız.
21 Aralık 1844’te günümüz anlayışına uygun ilk kooperatifin İngiltere’nin Rochdale Kasabası’nda kurulması
vesilesiyle bu tarihi her yıl “Kooperatifçilik Günü” olarak
kutluyoruz.
Ülkemizde 1863 yılında Mithat Paşa’nın kurduğu ve
“Memleket Sandığı” adını verdiği ilk kredi organizasyonu ile tanıştığımız kooperatifler Cumhuriyet sonrası
Atatürk’ün desteği ve öncülüğünde çıkarılan yasalar ile
gelişerek günümüze taşınmıştır. Atatürk bu desteğini
“Kooperatif yapmak; maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ
ve maharetleri birleştirmektir” vecizesi ile de vurgulamış, kooperatifçilik hareketine dikkatleri çekmiştir.
Ecz. Neşe Gülersoy, kurucumuz Ecz. Naci Doğan ve Ecz.
Işık Boyacıgiller olmak üzere öncü meslektaşlarımızın
vizyonu ile 1978 yılından itibaren kurulmaya başlanan
eczacı kooperatifleri de kısa sürede ülke geneline yayılarak bugün en güçlü mesleki birliklerden biri haline
geldi. Bugün TEKB çatısı altında yer alan 5 eczacı kooperatifi yürütülen başarılı çalışmalar ile mesleğimizi
onurlandırmaya devam etmekte. Bu başarıda en büyük
pay şüphesiz mesleki dayanışmayı bireysel ticari kazancın önüne koyan, birlikte hareket etmenin gücüne
inanan kooperatif ortağı meslektaşlarımızın inanç ve
aidiyetinden gelmektedir. BEK, ÇEKOOP, EDAK, GEK ve
İSKOOP bugün yaklaşık 13 bin eczacı ortağına sadece
ürün temini ve dağıtımı sağlamakla kalmayıp, gerek
eczanelerin gerekse ilaç sektörünün gelişimine katkıda
bulunacak, ortaklarının hak ve çıkarlarını koruyarak sektörde eczacıyı da söz sahibi yapacak çalışmalar yürütmektedirler.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği 2012 yılını; kooperatiflerin sosyo-ekonomik gelişime olan etkisini, özellikle
de yoksulluğun azaltılması, istihdam yaratılması ve sosyal entegrasyon alanlarındaki katkılarının önemini vurgulamak adına “Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak
ilan etti.
Uluslararası Kooperatif Birliği’nin (International Cooperative Alliance) verilerine göre dünyada 800 milyondan
fazla kişi kooperatif üyesi ve 2007 verilerine göre kooperatifler dünya genelinde 100 milyondan fazla kişiye iş
imkanı sağlamakta.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un da
söylediği gibi, “Kooperatifler, ekonomik canlılığın ve
sosyal sorumluluğun bir arada yürütülmesinin mümkün
olduğunu topluma hatırlatmaktadır”.
Ecz. Ayşem Jale İliş Kıhtır
EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi
Kooperatifler ve sosyal sorumluluk
Dünya tarihinde ilk kez dünya nüfusunun çoğunluğu;
demokrasi ile yönetilen ülkelerde ve pazar ekonomisine dayalı ekonomik bir sistem içinde yaşıyor. Ekonomik,
teknolojik ve politik gelişmeler dünyada herkesin birbirine olan bağımlığını artıyor. Refah düzeyinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir kılınması için bireylere olduğu kadar
kurumlara da önemli sorumluluklar düşüyor.
Başta BM, AB, OECD, Dünya Bankası gibi uluslararası örgütler, kurumsal sosyal sorumluluk kavramına önem veriyor çünkü sürdürülebilir ekonomik gelişme için şirketlerin yaşadıkları ve etkin oldukları topluma ilişkin bilgi ve
ilgileri geliştirmeleri gerekiyor.
Günümüzde işletme başarısından; sadece kalite, hizmet, fiyat, yarar gibi geleneksel faktörler değil, aynı zamanda işletme uygulamaları, çalışan davranışı, toplumsal sorumluluk, çevre gibi diğer değişkenler de etkilidir.
Kooperatifler vicdanlı kurumlardır. En önemli özelliklerinden biri de egoistliği önleyen kurumlar olmalarıdır.
Bireysel çıkarların yerini ortak amaç ve hedefler alır. Bu
yüzden sosyal sorumluluk; kooperatiflerin en önemli işlevlerinden biridir.
Yaşam sorumluluk ister
EDAK olarak bizler bu güne kadar yürüttüğümüz projelerle, toplum sağlığını korurken, çevrenin sürdürülebilirliğini sağlamak için yeni projelere imza attık. Yaptığımız
tüm bu işlerde toplumsal farkındalığı artırırken, kendi
üyelerimizin de farklılaşmasını sağladık. Bundan sonra
da ÇEKOOP ile birlikte sosyal sorumluluk projelerimize
devam edeceğiz. Yaşam sorumluluk ister. İçinde yaşadığımız toplumda, ülkemizde, ve dünyada, yaşam kalitesinin arzuladığımız düzeye gelmesi için kişisel ve kurumsal
olarak sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.
Biz EDAK olarak hazırız! Ya siz?
18
Kooperatif Özel
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Neden bir Kooperatif örgütlenmesini tercih ettik?
Sevgili Kooperatifçi Meslektaşlarım,
Bildiğiniz gibi, 2012 tüm dünyada kooperatifçilik yılı olarak ilan edildi. Temelinde yardımlaşma ve dayanışma
bulunan kooperatiflerin öneminin bir kez daha anımsandığı bu yılın, aynı zamanda kooperatiflerimizin daha
da büyümesi ve yeni kooperatif modelleri geliştirilmesi
için bir fırsat yaratmasını diliyoruz.
Ecz. Şule İlkkurşunlu /Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) Yönetim
Kurulu Başkanı
Tüketim için yaşayan bir toplum modelinden, geleceğe sağlıklı ortamlar sağlayan
bir toplum modeline geçişin önemini vurgulayarak bu anlamda dünyadaki gelişmelere uygun adımlar atıyoruz.
Mesleki, üretim, barınma gibi konularda
sorunların çözümü için mükemmel model
kooperatifçilik olarak kabul edilmektedir. O halde konu geleceğimiz ve dünyamız olduğunda da işbirliği, paylaşım,
dayanışmayı da içinde barındıran “Kooperatifçilik” elbette yine tercih edeceğimiz model olacaktır.
1978 yılından başlayarak kurulan ecza kooperatifleri,
eczacının tek başına çözemediği, meslek ile ilgili yaşanan sorunları, bir araya gelerek çözebilmek amacı ile
kuruldu. Zaten kooperatifçilik, bir ihtiyacın karşısında
örgütlenmek ve bu ihtiyacı birlikte karşılamak anlamına geliyor. Üretim, Temin, Dağıtım, Eğitim gibi konuların
yanı sıra geleceğe yatırım yapmak da kooperatiflerin
amaçları arasında. Bu anlamda günümüz eczacı kooperatiflerinin tek amacının eczacıya ilaç dağıtımı değil,
aynı zamanda geleceğin mesleğimize getireceklerini
önceden görüp, gereken yapılanmayı gerçekleştirebilmektir.
Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)’nin kurulması
döneminde ve daha sonra da en sık karşılaştığımız soru,
“Neden bir kooperatif örgütlenmesini tercih ettiğimiz?”
sorusu idi. Mesleki, üretim, barınma gibi konularda sorunların çözümü için mükemmel model kooperatifçilik
olarak kabul edilmektedir. O halde konu geleceğimiz
ve dünyamız olduğunda da işbirliği, paylaşım, dayanışmayı da içinde barındıran “Kooperatifçilik” elbette yine
tercih edeceğimiz model olacaktır.
*Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon “Kooperatifler, ekonomik bakımdan sürdürülebilirliğin ve
larının belirli ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek
ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla
kurulan teşekküllerdir. Kooperatifin bu tanımından çıkarılan bazı ortak noktalar şunlardır;
1- Kooperatifler ortaklarının mesleki sosyal ve ekonomik
çıkarlarını korur ve iyileştirirler.
2- Ortaklarına ucuz ve kaliteli mal sağlamayı amaç edinirler.
3- Küçük tasarrufları büyük yatırımlara dönüştürürler.
Ecz. İbrahim Ertürk / 32. Bölge Muğla Eczacı Odası Yönetim Kurulu
Başkanı
1970’li yıllarda tevzi ilaçları alabilmek için,
içinde hangi ilaçların olduğunu bilmediği kolileri almak zorunda kalan meslektaşlarımız ile
depoların büyük cirolu eczaneleri koruyarak,
küçük cirolu eczanelere ekonomik baskı uygulaması sonucu zor duruma düşen meslektaşlarımız eczacılık mesleğinde de kooperatifçiliğin
gerekliliğine inanmışlar, bu konuda atılan her
adıma ve yapılan her çalışmaya destek olmuşlardır.
Kooperatifçilik
Yazıma başlamadan önce tüm meslektaşlarıma ve Gazeteedak okuyucularına sevgi ve saygılarımı iletirim.
Bu yazımızın konusu kooperatifçilik... Kooperatif, ortak-
1970’li yıllarda serbest eczacılık yapan meslektaşlarımız
ve şu anda fiilen eczanesi olan meslektaşlarımız eczacılık mesleğinde de kooperatifçiliğin önemini daha iyi
bilirler. 1970’li yıllarda tevzi ilaçları alabilmek için, içinde hangi ilaçların olduğunu bilmediği kolileri almak zorunda kalan meslektaşlarımız ile depoların büyük cirolu
eczaneleri koruyarak, küçük cirolu eczanelere ekonomik
baskı uygulaması sonucu zor duruma düşen meslektaşlarımız eczacılık mesleğinde de kooperatifçiliğin gerekliliğine inanmışlar, bu konuda atılan her adıma ve yapılan her çalışmaya destek olmuşlardır. Bu sıkıntılar içinde
boğuşan meslektaşlarımız bugünde kendisini rahmet ve
şükranla andığımız değerli meslektaşımız Ecz. Nur Işık
Boyacıgiller’in 19 Haziran 1979 tarihinde kurmuş olduğu EDAK etrafında birleşerek, eczacılık mesleğinde bir
boşluğu doldurup, EDAK’ımızı güçlenerek günümüze
kadar getirmişlerdir. Yaşadığımız ekonomik yapı içinde güçlü olan örgütlü olandır, ilkesiyle bizlerde EDAK’a
destek olarak daha ileri götürmek zorundayız. Bu mesleğimiz için, geleceğimiz için bir gerekliliktir. Bunun için
tüm üyelerimizi ve tüm meslektaşlarımızı bilinçlendirmek EDAK kooperatifimize katılımı ve desteği arttırmak
birinci görevimizdir. Çünkü geleceğimiz birlik olmaktır,
geleceğimiz kooperatiftir, geleceğimiz EDAK’tır.
sosyal sorumluluğun bir arada yürütülmesinin mümkün
olduğunu toplumlara hatırlatan örgütlerdir” diyor.
Bu anlamda, kooperatifçiliğin temel ilkeleri ile
ÇEKOOP’un çalışma alanlarını karşılaştıracak olursak;
Kooperatifler,
- Sürdürebilir iş modelleridir: Bu anlamda “ÇEKOOP
Atık İlaç Hareketi” sürdürülebilirliğin en güzel örneğidir.
Bu proje ile toplumumuzdaki büyük bir eksikliğin farkındalığını yaratıp bunun çözümlenmesi konusunda ortak
bir proje oluşturduk.
- Yaşam şartlarını iyileştirir; ÇEKOOP olarak daha yaşanılası bir dünya yaratmak için başlattığımız çalışmaları
karbon ayak izi, engelsiz ilaç gibi projelerle sürdürüyoruz. Tüketim için yaşayan bir toplum modelinden, geleceğe sağlıklı ortamlar sağlayan bir toplum modeline
geçişin önemini vurgulayarak bu anlamda dünyadaki
gelişmelere uygun adımlar atıyoruz.
- İnsanlara sorumluluk kazandırır: Mesleğimiz zaten insan odaklı sorumlu davranmak gerektiren bir meslektir.
ÇEKOOP da insanımıza, mesleğimize ve çevreye sorumluluğumuzu ortaya koyacağımız projeleri çalışıyor.
- Katılımcıdır: Gerek düşünsel, gerek eylemsel, gerek sorumluluk ve gerekse yönetim konusunda eşitlik ve katılımcılık sağlayan yapılardır kooperatiflerimiz... Tüm yürüttüğümüz projelerde üyelerimiz aktif rol oynar.
İşte yukarıda saydığımız tüm bu nedenler; Neden ÇEKOOP? olduğunu açıklıyor sanırım. 2000’li yılların başında
atık ilaç ile başladığımız yürüyüşümüzü 2010 yılında kurduğumuz ÇEKOOP ile kurumsallaştırıyoruz. Tüm kooperatif paydaşlarının bu anlamlı yılını kutlarız...
Işık Boyacıgiller ile tanışma
Yazımı bitirmeden rahmetli meslektaşım Ecz. Nur Işık
Boyacıgiller ile ilgili bir anımı da yazmak isterim. Ben
15 Haziran 1982 tarihinde yedek subay olarak İzmir
Güzeyalı Hava Hastanesi’ne geldim. Bugün hastanelerde yaşanan etik dışı tüm olaylar o gün yaşanmaktaydı. Hasta yönlendirme, usulsüz reçete v.b. gibi. Göreve
başladıktan 1 ay sonra hastane eczanesinde görev dağılımını ve imza yetkilerini değiştirdim. Evim Güzelyalı
Oyak Sitesi’ndeydi. Bir gün mesai bitiminde, evime gitmek üzere hastaneden çıktığım sırada koşarak yanıma
beyaz önlüklü bir eczane kalfası geldi. “İbrahim Bey,
sizi Işık Bey, tanışmak ve bir çay içmek için eczanesine
davet ediyor” dedi. Işık Bey’in ismini ve Güzelyalı Hava
Hastanesi’nin karşısında bir eczanesi olduğunu daha
önce duymuştum fakat kendisiyle tanışmamıştık. Kalfasına “peki” dedim ve eczanesine gittim. İçeri girince
beni o güler yüzüyle karşıladı ve söylediği ilk söz şu oldu
“15 Hazirandan sonra hastanede bir şeylerin değiştiğini sezdim, biraz araştırınca eczaneye yeni bir yedek
subay eczacının geldiğini öğrendim ve tanışmak için iki
kez hastaneye geldim fakat başın çok kalabalık olduğu
için yanına giremedim” dedi. Sonra EDAK’tan bahsetti,
“terhis olunca seni de aramızda görmek isteriz” dedi,
ben de kendisine İzmir’de kalamayacağımı memleketim Fethiye’ye döneceğimi fakat bu oluşuma her zaman
destek vermeye hazır olduğumu söyledim. Kendilerini
bugün tekrar rahmetle anıyorum.
Gelecekte daha güçlü, daha güzel günlerde birlikte olmak dileğimle saygılar sunarım.
gazeteedak
Kooperatif Özel
19
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
(%25,9’u).
Bir yapı kooperatifine kolunu kaptıranların sayısı ile ilgili sayısal bir veri yok ama ciddi bir rakam olduğu kabul
edilmektedir. Yapı kooperatifinden dayak yemiş bunca
insan varken, doğaldır ki çevresine; kooperatif eşittir
“kötü” imajını yayacaktır. Ve bundan herkes etkilenecek, kooperatiflere karşı mesafeli duracaktır…
Nitekim öyle de olmuş, kooperatifçilik konusundaki bilgi
ve algı iklimi artık kirlenmiştir.
Gerçek kooperatifçiler de bunun böyle olmadığını anlatabilmek için çırpınmaktadır.
Dünyada kooperatiflere ortak olan insan sayısı 1 milyar
civarındadır. Aile nüfusu dikkate alınırsa, dünya nüfusunun yarısının geçiminde kooperatif girişimlerin katkısı
vardır. Küresel ekonomide kooperatifler üçüncü sektör
olarak bilinirler (Devlet, Özel Sektör, Kooperatif).
Ecz. Hüsnü Kaya / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi
Kooperatif Eşittir Kötü
Genellikle psikiyatristlerin kullandığı bir kelime oyunu
vardır. “Siyah” denildiğinde, karşı taraf aklına ilk geleni
söyler;
- “Gece”…
-“Mavi”…
-“Deniz”…
- “Ev”…
-“Barınak”…
Bu oyunda biz “kooperatif” desek, karşı taraf hemen
yapıştırır; “Batık” veya batık sözcüğüne yakın bir kelime. Bu cevabı veren haklıdır da...
Ülkemizde kooperatifçilik denince ilk akla gelen imaj
“kötü” şeklindedir, sonrasında ağız kötü imajın paralelinde sözcük düşürür yere. Ben de otuz beş yıl öncesinden bir yapı kooperatifizedeyim. Kooperatif tamamen
yok olmadı ama üzerine bir taş da konulamadı.
Türkiye’de seksen yedi binin üzerinde kooperatif varken bunun altmış bini yapı kooperatifidir (%67,7’si). Tüm
kooperatiflerde sekiz buçuk milyon ortak varken, yapı
kooperatiflerindeki ortak sayısı iki milyon iki yüz bindir
2008 finansal krizi süresince, pek çok geleneksel ve özel
banka girişimleri varlığını sürdüremezken, kooperatif
bankaları tüm dünyada tasarruf ve kredi hacmi olarak
büyüme göstermişlerdir. Küresel düzeyde tarım ürünlerinin % 50’sinden fazlasının kooperatifler tarafından
pazarlandığı kestirilmektedir. Dünyadaki en büyük 300
kooperatifin 2008 yılı cirosu, 1,6 trilyon dolar olup, dünyanın 9. büyük ekonomisinin eşdeğeridir.
Kooperatifçiliğin “kötü” değil de “iyi” olduğunu ispat eden daha birçok rakam verilebilir
ancak Albert EINSTEIN yine de haklı çıkar; “Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur”
Ecza kooperatifleri arasında da yok olanlar vardır.
1978’de başlayan ecza kooperatifçiliği hareketi 1999 yılına gelindiğinde kooperatif sayısı otuzu bulmuştu. Bunlardan yirmi altısı artık yok. Ancak iftiharla söylenebilir
ki; tek bir tanesi bile şaibe ile aramızdan ayrılmadı.
O dönemde ecza depoculuğu sektöründe dört yüz elli
depo vardı. Çoğu kapandı, on beş veya yirmi tanesi
ayakta kalabildi. Giden ecza kooperatiflerimiz 1999 yılındaki bu kıyım içerisinde yok oldular ama arkalarında
borç bırakmadılar.
1928 yılında Türkiye’nin ilk ecza kooperatifinin kuruluş
hazırlıkları başladığında adı; Türkiye Eczacıları Darülistihzarı Kooperatifi Şirketi’dir. Ancak sonradan adı Türkiye Eczacıları Darülistihzarı T.A.Ş. olarak değiştirilen yapı
kendisini tanıtırken şu iki cümle ile ifade eder;
- “Bu müessese kar amacıyla kurulmamıştır hatta zarar
da edebilir”.
- “Türkiye ilaç pazarı ecnebi hegomonyasından kurtarılmalıdır.”
Bu iki cümle tam anlamı ile kooperatifçiliği anlatmaktadır. Kaldı ki, EDAK dahil mevcut ecza kooperatiflerimiz
otuz üç yıldır hiç zarar bildirmemişlerdir. Ecza kooperatiflerinin varlığı ortak olmayan eczacılara bile fayda
sağlamaktadır. Şurası kesin ki; ecza kooperatifleri olmasaydı, bugünkü eczane sayısı çok daha az olurdu.
Türkiye’de ecza kooperatifçiliği güven anlamında rüştünü ispat etmiştir. Bu otuz üç yıldır yürünen uzun, ince
yoldaki önemli bir başarıdır.
Bu gün ülkemizde yirmi üç bin dört yüz altmış (23.462)
serbest eczacı vardır. Bunların ancak % 50’si kooperatif
ortağıdır. Hele aktif çalışan ortak sayısı daha da azdır.
4-5-6 Mayıs’ta EGELİŞİM Öğrenci Sempozyumu’ndaki oturumlardan biri “Kooperatif Bilinci” idi. Ve sonuç
“Maalesef” olarak ortaya çıktı.
Bilinç; genel olarak insanların deneyimleri sonucu ortaya çıkar ve çok uzun zaman alır. Oysa insanoğlu deneyimlerinin yanında, bilimsel düşünce ve akıl kullanarak
daha kısa sürede bilince varabilir.
Bunun için yapılması gereken Albert EINSTEIN’a inat kooperatifçilik konusundaki ön yargıyı tekrar akıl masasına yatırmaktır.
EDAK taze kan gibi geldi!
İlimizde 1. hizmet yılını dolduran EDAK Ecza Kooperatifi, alımlarını %90 kooperatiften karşılayan meslektaşlarımıza taze kan
olarak geldi. Her zaman yinelediğimiz bir şey var, o da ecza kooperatiflerinin eczacının sigortası olduğudur…
Kooperatiflere destek verilmesi gerektiğini her zaman söylüyoruz, çünkü sahibi eczacılar, eczacının kan damarı, piyasanın
denge unsuru… Sekiz yıldır Uşak Eczacı Odası’nda, bunun altı yılını Başkan olarak yürüttüğüm görevim süresince en fazla
istenen şey, Uşak’ta Edak Ecza
Kooperatifimizin cep depo
açması isteği idi. Sağ olsunlar
bizi kırmadılar, cep depo açarak piyasada denge oluşturdular. Bundan en fazla faydayı
yine eczacılarımız sağladılar.
Çünkü ecza kooperatiflerinde
eczacı mal sahibidir, söz sahibidir, kazanç sahibidir. Kooperatifler gözbebeğimizdir, bu
nedenle sahiplenmeliyiz diyorum. Ecza kooperatiflerimiz
olmazsa, bizler olmayız.
Ecz. Halime Özen / 46. Bölge Uşak Eczacı Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
EDAK Ecza Koop Uşak Şube, 3 Haziran 2011 Cuma günü düzenlenen bir törenle bölge eczacılarına tanıtıldı.
gazeteedak
20
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
SECOF Yönetim ve Genel Kurul Toplantısı İlk Kez İzmir’de Yapıldı
SECOF Network Çalışmalarını Destekleme Kararı Aldı!
Avrupa Eczacı Kooperatifleri
Topluluğu SECOF Yönetim Kurulu
ve Genel Kurul Toplantısı ilk kez
İzmir’de EDAK’ın Işıkkent’teki
merkez binasında yapıldı. SECOF
Genel Kurul Toplantısında SECOF’un
“Network” çalışmalarını destekleme
kararı alması örgütlü yapıda büyük
bir adım olarak açıklandı.
olan Eczacı Serdar Karaağaç ile konuştuk..
SECOF İcra Komitesi Üyesi Ecz. Serdar Karaağaç ile söyleşi
SECOF İcra Komitesi Üyesi olarak, toplantı hakkında
genel izlenimlerinizi alabilir miyiz? Avrupa’daki kooperatiflerin durumunu da bilen bir eczacısınız, bize neler
aktarırsınız? Neler konuşuldu?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: SECOF Avrupa Ecza Kooperatifleri Topluluğu’nun yapılanması Avrupa’daki kanuni
durum nedeniyle mecburen şirket statüsünde… Ama
zaten sadece eczacı kooperatiflerinin işbirliği ile yapılanmış olan bir yapı. Burası aslında bir bilgi paylaşım
platformu, bir iş yapış yeri değil… Burada bizim temel
amacımız Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde eczacılık ve
ecza depoculuğu alanında yaşanan gelişmeleri, faaliyetleri, bilgileri ve edindiğimiz tecrübeleri birbirimize
aktarmalı.
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi ve SECOF İcra Komitesi Üyesi
Ecz. Serdar Karaağaç
13 Nisan 2012 Tarihinde gerçekleşen toplantıya SECOF
Yönetim Kurulu Başkanı Vecihi Özerdemli başta olmak
üzere SECOF Yönetim Kurulu Üyeleri Alain Bertheuil (Sanastera), Juan Pedro Cortes Jimenez (CECOFAR), Dr. Maurizio Pagnoncelli Folcieri (Farmintesa Logistica) ve Genel Müdür Alain Roudergues (Sanastera) yanı sıra TEKB
Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Abdullah Özyiğit, TEKB
Danışman Eczacı Ayşegül Yıldız ve EDAK Yönetim Kurulu
ve SECOF İcra Komitesi Üyesi Eczacı Serdar Karaağaç ve
yönetici kadroları katıldı. Tam gün süren toplantı sonrası
SECOF Yönetimi ile birlikte EDAK merkez binası tanıtıldı,
iletişim merkezinden sevkiyat alanına kadar bölümler
ve şubeler arasındaki işleyiş anlatıldı.
İlk kez İzmir’de gerçekleşen SECOF Yönetim Kurulu ve
Genel Kurul Toplantısı sonunda, SECOF’un “Network”
çalışmalarını destekleme kararı alması ile örgütlü yapıda büyük bir adıma atıldı. Toplantıda alınan bu kararı,
ardından gelen değişimi ve mesleğin eczacılık ve depoculuk faaliyetleri açısından geleceğini EDAK Yönetim
Kurulu Üyesi ve aynı zamanda SECOF İcra Komitesi Üyesi
SECOF’un üye kuruluşlarının cirosu 2010 yılı sonunda toplam 13 milyar Avro’nun üzerine ulaştı.
SECOF’un üyesi kooperatiflere bir yaptırımı var mıdır?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Hayır… Sadece şöyle bir yatırımı var: Eğer bu belirlediğimiz kriterler dışına çıkan bir
yapı olursa, hisselerini satmak ya da devretmek ve gruptan ayrılmak zorunda. Buna nasıl çok çarpıcı bir örnek
verebilirim; kooperatiflerden biri hisselerini özel bir şirkete satarsa / devrederse grubun dışına çıkartılır. Ama
burada temel amaç bilgileri paylaşmak ve “birlikte ne
yapabiliriz?”i sorgulamak… Bunun için İzmir’deki toplantı kuvvetli bir merdiven basamağı oldu.
İlk kez İzmir’de yapılıyor değil mi?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: İlk kez İzmir de yapıldı. Her
sene düzenli olarak toplantılardan bir tanesi Türkiye’de
yapılıyor ama bugüne kadar da İstanbul’da yapılıyordu.
İlk kez İzmir’de yapıldı. Bu toplantı SECOF için güzel bir
basamak oldu. İlk kez tam gün süren bir toplantı yapma
şansımız oldu. Ve buradaki hem Genel Kurul vasıtası ile
hem de Yönetim Kurulu toplantısı sırasında güzel bazı
adımlar attık. Bunlardan en önemlisi, her ülkenin network çalışması var. Bizde de “Farmagelişim” bunun en
iyi örneklerinden bir tanesi. Avrupa’daki meslektaşları-
mız yıllardır bu çalışmayı sürdürüyorlar ve biz de kendimize oradan çeşitli örnekler alıyor, kendi ülkemiz şartları
içinde revize ederek bunları uyguluyoruz. Onlarda bizden bazı şeyleri görüp öğrenerek kendilerine uyguluyorlar. Bu seneki toplantıda atılan en önemli adımlardan
bir tanesi SECOF’un strateji olarak network çalışmalarını
destekleme karardır. Bu karar artık hep gündemimizde
olacak bir karar. İcra kurulu da artık bu doğrultuda çalışmalarını yürütecek. Mayıs ayında Fransa’da İcra Kurulunun network toplantısını yapıldı. Avrupa’nın hemen
hemen her ülkesinden oraya meslektaşlarımız katıldı.
Farmagelişim eczanelerinden bir eczacı meslektaşımız
ve Farmagelişim Müdürümüz ile beraber katıldık. Avrupa’daki meslektaşlarımız network’te yaşadıkları sorunları veya kendilerine katılan artı değerleri toplantıda
ifade ettiler. Güzel bir bilgi konsolidasyonu oldu diye
düşünüyorum. Bize oldukça ışık tutacağına inandığım
bir toplantı oldu.
Asıl amaç kooperatifçiliğin Avrupa’da da devam etmesi ve tabi ki örgütlü yapının sürdürülebilirliği…
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Mutlaka öyle… Avrupa’daki
örgütlü çalışma ve Kooperatif şemsiyesi altında olan
eczacı sayısı bizim ülkemizden kat kat fazla… Daha
bilinçliler… Örneğin komşumuz Yunanistan’da 20’yi
aşkın eczacı kooperatifi var. Pazar’ın %80’ine hakimler. İspanya’da, Fransa’da yine aynı şekilde çok yüksek
pazar paylarına sahipler ve daha örgütlüler. O yüzden
oradaki eczacılar zincir eczane tehdidini ve eczanelerin
liberalleşme sürecini bizden çok daha önce yaşadıkları
için mecburen kendilerini örgütlü bir yapı altında görmenin ve bu örgütlü yapının önemini çok önce gördüler.
Ve başarıyla devam ettiriyorlar.
EDAK binamızı gezerken, Karekod İTS sistemimizle çok
ilgilendiler, orada henüz bu uygulanmıyor mu?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ : İTS ilk kez Türkiye’de uygulanan bir sistem. Ama Avrupa Ülkeleri de bu konu üzerinde
duruyor. Avrupa’da uygulama sistemleri bizden biraz
daha değişik olacak. Biz ilacın her hareketini takip ediyoruz. Ama onlarda sadece üretiminden satışına kadar
olacak. Yani İlaç firmalarında üretim aşamasında ve bir
de eczanelerden satışında İTS sistemine bir bildirim yapılacak. O nedenle arkadaşlarımız merak ettiler.
gazeteedak
21
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
dini büyüten ve genişleten bir proje. Eğer Avrupa’daki
serbest eczaneler hala ayaktaysalar ise bunu network
çalışmasına borçlular. Sanırım biz de aynı yolda yürüyeceğiz.
EDAKOM’un icadı makinemiz
Orada depo tarafında bir faaliyet olmayacak... yani...
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ : Evet, olmayacak. Bu nedenle
merak ettiler. Ben daha önce Lizbon’da yapılan bir toplantıda arkadaşlarımıza işleyişi anlatmıştım. İzmir’e geldikleri zamanda tekrar bir sunum yaptım. Akabinde de
EDAK’taki işleyişi tam tabiriyle “on the job” yani işbaşı
eğitimleri ile onlara gösterdik. Tabi, hayran kaldılar. Bir
kere bu kadar zorlu ve çılgınca yapılan bir işteki emeğegerçekten saygı duydular. Ve bu iş yoğunluğuna bulduğumuz çözümlere de hayret ettiler. EDAKOM tarafından
icat edilen makineye hayranlıklarını dile getirdiler. Altını
özellikle çiziyorum, “icat etmek” sözüne onlar da çok takıldılar ama makineyi görünce “Evet, hakikaten siz yeni
bir şey icat etmişsiniz” dediler. Hatta bu makineye sahip
olmak için de teklif verdiler.
Makinenin özelliği eğer karekod okunmazsa otomatik
uyarı verip geri göndermesi, öyle değil mi?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ : Evet.
Avrupa’daki eczacılar tehlikeyi daha önce gördüler
dediniz. Peki, oradaki projenin adı nedir? Onların network sistemi nasıl olacak? Banko önü, envanter sistemi ve stok takibi, eczanenin danışmanlık hizmeti gibi
adımların hangisinde yer alacak ya da hepsini kapsayıp daha geliştirecek mi?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Aslında hepimizin ulaşmak
istediği nokta aynı… Ama onlar henüz bunu sonuçlandırabilmiş değiller. Hepimiz hala yoldayız. Önemli olan
aynı yolda beraber yürümek isteyen özgür sermayesi ile
kendi eczanesinde bu işi yapmak isteyen eczacılar ile bir
arada aynı iş yapış modeli ile beraber yürümek. Yoksa
hiç kimse zincirleşelim derdinde değil. Zincire karşı biz
kendi zincirimizde neler yapabilirizin derdinde herkes
ve hala çabalamaya devam ediyor. Proje sürekli ken-
Tamamen birleştiğimiz nokta nedir? Meslek açısından
pazarlama mı önde olmalı, meslek hakkı olmalı mı olmamalı mı derken 25 kuruş reçete başı fiyat geldi. Bunun gibi çok şey konuşuluyor. Ama asıl mesleğe sahip
çıkmak için ne yapmak gerek sizce? Yani sadece eczanemizde pazarlama unsurlarını iyi yapmak ya da sadece meslek hakkını almak yeterli mi?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Son yıllarda bu gerek SGK gerekse İTS’ nin eczacıya dayattığı bir takım zorluklar var.
Eczacı şu anda bilgisayara kilitlenmiş tuşlara basmaktan öteye geçemiyor. Oysa eczacılık bu değil. Eczacıyı
buradan kurtarmak zorundayız. Ama eczacı tek başına
kaldığı zaman bu işi bu şekilde sürdürmeye mahkûm gibi
gözüküyor. Oysa bizim EDAK olarak yapmak istediğimiz
ve Avrupa’da da modellerini gördüğümüz şey; “Eczacıyı eczacılık yapar halde tutmak”… Bizim için bu önemli.
Arka tarafta işleyen bir takım işleri eczacının üstünden
alıp EDAK tarafından tek çatı altında yapılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunu fiziki olarak düşünecek olursak,
eczanede bankonun ön tarafını aktifleştirmek ki, bu
farmagelişim bölümümüz tarafından yapılan ve farmagelişim projesi kapsamında uyguladığımız bir yöntem.
İlaç dışı ürünlerde satışı artırmaya yönelik faaliyetler ile
özellikle büyük marketlerden bu ürünleri almak yerine
eczacıdan eczacı danışmanlığı ile almalarının yolunu
açmaya çalışıyoruz. Banko önü eczacının ilaç üzerindeki
sağlık danışmanlığını yaptığı yer. Eczacı burada istediği
gibi bilgisini aktaracak. Eczacıyı asıl yoran ve zamanını
alan kısım banko arkası stok takibi. İster istemez eczanenin hayatta kalabilmesi için gerekli olan karlı satın almayı eczacılarımız şu anda hep içgüdüleri ile yapıyorlar
veya en ihtimalle bilgisayar programlarıyla yapmaya
çalışıyorlar. Biz istiyoruz ki, eczacımız hiç bunlar ile vakit
harcamasın kafasını bunlara yormasın ve burada para
kaybetmesin. Bu işleri otomatik olarak EDAK yapsın.
Avrupa’daki meslektaşlarımızın da varmak istediği son
nokta burası. Bizim de, varmak istediğimiz nihai nokta
zaten burası. Onlar bizden biraz daha öndeler ancak
henüz tam anlamıyla başarmış değiller. Ama herkesin
gitmek istediği nokta bu… Çünkü eczaneyi yaşatacak
para kaynağı orada. Eczacı eczacılığını yapsın istiyoruz.
Bundan daha güzel eczacıyı mutlu edecek bir şey yoktur…
İlaçların reçetelendirme sisteminde de bazı yenilikler
geliyor örneğin; reçeteye etken maddenin yazılmasının
eczacıya getirisi ne olacak?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Avrupa’nın hemen hemen her
ülkesinde hali hazırda etken madde reçetelendiriliyor.
Bizim de Temmuz ayında beklediğimiz, reçeteye etken
madde yazılıması uygulaması Avrupa’da uzun yıllardır
var. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde çeşitli stratejiler izlenmiş, İzmir’de yaptığımız toplantıda bunu uzun uzun
konuşma şansı bulduk. Bunun bazı artıları ve eksileri olacak. Benim kişisel görüşüme göre, etken maddeye göre
ilaç yazımında eczacıya artı değer katma imkânımız
var. İlaç firmalarının pazarlama bütçeleri artık eczacılar
içinde harcanmaya başlanacak. Böylece eczacıya artı
değer yaratılacak. Bu artı değer; artı iskonto, artı mal
fazlası şeklinde yansıyabilecek.
Avrupa’daki meslektaşlarımızla görüştüğümde, burada
da gün geçtikçe aleyhimize dönebilecek bazı sıkıntılar
olduğunu belirttiler. Bunlarında altını çizmek gerek.
Ayrıca bununla ilgili bir rapor da yayınlamayı düşünüyorum. Örneğin İlaç fiyatlarında hala düşmeler olacak
gibi görünüyor. SGK’da “ben artık ilacın en ucuzunu
öderim” diyebilecek. Önemli olan EDAK şemsiyesi altında bir arada ortaklar olarak sağlam durmak; Artı değer
yaratılabilecek nokta asıl burası. EDAK ortakları adına
son derece karlı ve sağlam bütçeler yaratabilecek.
Avrupa’da SECOF bölgesindeki ecza kooperatiflerinde
ilaç lojistiği anlamında neler yapılıyor?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Lojistik faaliyet, ecza depoculuğunda giderlerin en büyük kısmını oluşturan bölüm…
Burada tasarruf yapmamız gerekiyor. SECOF yönetiminin en çok hayret ettiği şey bizim motokurye ile yaptığımız hizmet oldu. “Biz bunun masrafını kaldıramayız”
dediler. Avrupa’da normal araçla genellikle günde iki
sevkiyat var. Şehir merkezinde çok acil durumlarda günde üç sevkiyat var. Aslında bu başarılması zor bir olay, yapılamayacak bir şey değil. Bizim de varmak istediğimiz
nokta bu. Düzenli envanter takibi ile zaten acil motokurye ihtiyacı kalmıyor. Örneğin, periferde, Marmaris’te eczanesi olan bir eczacı olarak ben motokurye kullanmam,
şubem bana 60 kilometre uzaklıkta olduğu için kullanamam da. Ama bir sıkıntı yaşamıyorum, düzenli envanter
ile günde iki sevkiyat bana yetiyor da artıyor bile… Şehir
içindeki eczanelerimizin de EDAK olarak envanter yönetimi ve stokları planlanırsa motokurye kullanmalarına
gerek kalmayacak. Tüm toplantılarımızda üstüne basa
basa dediğimiz şey; “EDAK’ın bütçesi ortakları ile birlikte büyük bir bütçedir. Bu bütçeyi ortakları ile birlikte hep
beraber konsolide edip tasarruf etme imkanını hep birlikte yakalayabilmeliyiz.” Çünkü fazladan harcadığımız
her bir motokurye aslında hepimizin cebinden çıkan birkaç kuruş ama bu kuruşları yan yana getirdiğimizde çok
büyük paralar ediyor. Bunu hep beraber tasarruflu bir
şekilde optimum fayda sağlayarak yapmak zorundayız.
O nedenle yaptığımız tüm düzenleme çalışmalarında bu
amaca ulaşma gayreti var.
Eczacılık tüm dünyada kabuk değiştiriyor Önemli olan
bu süreçte kooperatif çatısı altında özgür ve elele hep
beraber bir şeyler yapma isteğimizin devam etmesi ve
bunun için de gerekli alt yapıyı hazırlayabilmektir.
Meslektaşlarınıza mesajınız nedir?
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Eczacılık mesleği sadece ülkemizde değil Avrupa’da da aynı sıkıntıları yaşıyor. Biz burada ne sıkıntılar yaşıyorsak aşağı yukarı Avrupa’da da
aynı sıkıntıları eczacılar ya bizimle aynı zamanda, ya da
bizden önce yaşıyorlar. Ve eczacılık tüm dünyada kabuk
değiştiriyor. Önemli olan eczacının kendi özgür sermayesi ile eczanesine sahip çıktığı, meslektaşlarımızın hep
beraber bir şeyler yapma isteğinin devam etmesidir.
Tabi ki, kooperatiflere düşen görevde, bu kabuk değiştirme süresince serbest eczaneyi ve özgür eczacıyı eczanesinde yaşatmak için gerekli alt yapıyı hazırlamaktır.
Teşekkür ederim.
Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Ben çok teşekkür ederim…
SECOF Hakkında
SECOF (Sociédad Europea de Cooperacion Farmaceutica/Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu) İspanyol kanunlarına bağlı olarak kurulan bir ortaklık gurubu olup,
Almanya, Belçika, Fransa, İtalya, İspanya ve Türkiye’de
faaliyet gösteren beş ana kooperatifi çatısı altında toplamaktadır. Bu beş ana birlik her gün üyelerinden 36.000
eczaneye ilaç hizmeti vermektedir.
• Astera (CERP Rouen SAS ve Cerp SA)
• CECOFAR (Centro Cooperativo Farmacéutico)
• Farmintesa Logistica İtalyan eczacı kooperatiflerinin oluşturduğu üst birliktir. COROFAR, COSAFACA, CTF
GROUP, FAP, FARMACENTRO SERVIZI E LOGISTICA, NORD
EST FARMA, SAFAR, UNIFARM ve UNIONE FARMACISTI LIGURI birliğin çatısı altında bulunan kooperatiflerdir.
• Sanacorp eG Pharmazeutische Großhandlung (Sanacorp Pharmahandel GmbH)
• TEKB (Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği), Türk ecza kooperatiflerinin üst birliğidir. İskoop, BEK, EDAK birliğin
çatısı altında hizmet veren ana kooperatiflerdir.
22
gazeteedak
ÇEKOOP Atık Yönetimi Sempozyumu’na Katıldı!
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün öncülüğünde, atık
yönetimi ile ilgili uygulamaların güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve ilgili paydaş gruplarla (üniversiteler, özel
sektör, STK’lar, oda ve birlikler, enstitüler, belediyeler)
bilgi alışverişinde bulunulması ve atık yönetimi alanındaki yeniliklerin değerlendirilmesi amacı ile 24-26 Nisan
2012 tarihleri arasında Sueno Otel Side/ANTALYA’da 3
gün süren “2. Atık Yönetimi Sempozyumu” düzenlendi.
Sempozyuma ÇEKOOP’u temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz.
Birsel Gültekin katıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “ 2. Atık Yönetimi Sempozyumu” Antalya’da gerçekleştirildi.
Sempozyuma ÇEKOOP da “ Sağlık Kuruluşları Atıkları Yönetimi ” oturumuna “Atık İlaçların
Yönetimi ” konusunda katılımcı oldu.
Oturum Yöneticisi Özlem Özsaraç, İzmir’de gerçekleştirilen Atık İlaç Projesi’nin; atık ilaç konusunu Türkiye’nin
gündemine getirdiğini söyleyerek, yönetmelik hazırlanması çalışmalarının devam ettiğini ve 2013 yılına kadar
tamamlanacağını düşündüklerini söyledi.
Daha sonra ÇEKOOP adına Ecz. Şule İlkkurşunlu söz ala-
rak, 2009 yılında gerçekleştirilen atık ilaç toplama çalışmasını, sonraki gelişmeleri, ÇEKOOP’un kuruluşunu ve
çalışmalarını, çevresel ve mesleki açıdan değerlendiren
bir sunum gerçekleştirdi.* www.çekoop.org.tr sayfasından 14 Mayıs 2012 tarihinde alınmıştır.
Eczacılar Buca’da 111 Ton Atık İlaç Topladı
Çevreci
Eczacılar
Kooperatifi
(ÇEKOOP)’nin, Buca Belediyesi ve
EDAK Ecza Kooperatifi’nin desteği
ile yürüttüğü atık ilaçların toplanması ve imhası projesinde daha önce
toplanan 100 ton atık ilaçtan sonra
11 ton daha atık ilaç toplandı. İlaçlar
imha için İzmit’e gönderildi.
Başkanı Eczacı Şule İlkkurşunlu, Denetleme Kurulu Üyesi
Eczacı Birsel Gültekin, Buca Belediyesi Çevre Müdürü Sakine Akyüz ile birlikte ilaçların yüklenmesini denetleyen
Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, projeye katkıda bulunanlara teşekkür etti.
‘Bu kampanya dünyaya ilaç gibi gelecek’ sloganıyla
başlatıldığını anımsatan Başkan Ercan Tatı, “İZKA’nın
desteğini alan projenin ilk bölümü tamamlandıktan sonra Belediyemiz ve Çevreci Eczacılar örnek bir çalışmaya
önderlik etti. Bu projenin devam etmesini sağladık. Çalışma sonucunda toplanan atık ilaçların envanteri yapılıyor. Hangi ilaçların kullanılmadan atıldığı ortaya çıkıyor.
Bu ilaçlar aynı zamanda toprağa karışmadan, havamızı,
suyumuzu kirletmeden imha ediliyor. “ dedi.
*http://haberekspres.com.tr/bucada-111-ton-atik-ilac-toplandi.
htm yararlanılmıştır, 26 Nisan 2012’de alınmıştır.
Çekoop Yönetim kurulu Üyesi Eczacı Birsel Gültekin, Başkan Eczacı Şule
İlkkurşunlu, Yönetici Asistanı Sevi Kaya ile birlikte…
Atık ilaçların imhası projesine destek veren OTOKENT
Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın ile birlikte ÇEKOOP
ÇEKOOP Başkanı Eczacı Şule İlkkurşunlu
Bakanlık dikkate aldı
ÇEKOP Başkanı Şule İlkkurşunlu ise, yapılan envanterlerin Sağlık Bakanlığı’na gönderildiğini belirtti. İlkkurşunlu, Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’ya proje nedeniyle
teşekkür ederken şunları söyledi:
Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, toplanan atık ilaç miktarına dikkat
çekerek, “biz gücümüz yettiğince destek olmaya çalışacağız ama devletten sürekli bir destek sağlanması gerek” diye konuştu.
malar sonucu kullanılmayan ilaçların hangileri olduğu
daha net olarak ortaya çıkıyor.” dedi.
“Sağlık Bakanlığı atılan ilaçları da dikkate alarak özellikle raporla verilen ilaçların kullanılmadan atılmasını
engelleyecek önlemler almaya başladı. Bu da önemli bir
tasarrufun sağlanacağına dair ilk işaret oldu. Bu çalış-
gazeteedak
23
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Atık İlaç Öykümüz
“Bu projeye katkı koymaktan mutluyuz”
EDAK Ecza Kooperatifi’nin ilk olarak 2008 yılında
başlattığı “Miadı Geçmiş Ürünlerin Toplanması ve
Bertarafı”projesi ile kamuoyunun dikkatini atık ilaç konusuna dikkat çeken eczacılar, 2009 yılında İzmir Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde evlerdeki atık ilaçların
toplanması ile atık ilaç hareketini başlattılar. Ve 2010 yılında Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)’un kurulması ile bu yönde kalıcı çözümler sağlanması yönünde
önemli bir adım atıldı. 2009 yılından beri,“Atık İlaç Ayrıştırma Merkezi” tahsisi ile Buca Belediyesi ve atık ilaçların eczanelerden merkeze toplanmasını sağlayan EDAK
Ecza Kooperatifi, çevreye karşı duyarlı eczacılarımızın
halkımızı yönlendirmesi ile projenin sürdürülebilirliğine
aralıksız destek oldu. Bu bağlamda, proje kapsamında
İzmir’de 100 ton atık ilacın kontrolsüz bir şekilde çevreye
ve insan sağlığına zarar vermeden toplanması sağlandı.
Son 2 ayda toplanan 11 ton atık ilacın imha edilmesi için
Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)’un sponsorluk
çağrısına duyarsız kalmayan Otokent Yönetimi, bertaraf için sponsor oldu.
Otokent Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın’da yaptığı konuşmada, “Bir sivil toplum kuruluşu olarak sosyal
projelere önem veriyoruz, daima sosyal projelere desteğimiz sürecek ve bu projeye de katkı koymaktan mutluyuz” diye konuştu.
Otokent Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın
BEK 33. Olağan Genel Kurulu Gerçekleştirildi
Bursa Ecza-Koop’un 2011 yılındaki çalışmalarını
ve 2012 hedeflerini ortaklarıyla paylaştığı 33.
Olağan Genel Kurul Toplantısı 5 Mayıs Cumartesi günü Bursa Altınceylan’da yapıldı.
233’ü ortağımız olmak üzere toplam 320 kişinin katılım
sağladığı toplantıya BEK Yönetimi ve ortaklarının yanı
sıra CHP Manisa Milletvekili Ecz. Özgür ÖZEL, TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Sertaç ÖZMEN, TEKB Yön. Kurulu
Üyesi Mustafa KUNDURACILAR, Çağdaş Ecz. Lab. Başkanı Ecz. Coşkun ÖZVARLIK, Farmalojistik A.Ş Yönetim
Kurulu Üyesi Ecz. Selim DÖNMEZ, TEB 5. Bölge Konya Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Tevfik GÖÇER ve
Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 7. Bölge Bursa Eczacı Odası
Başkanı Ecz. Kubilay AYDIN ve Yönetim Kurulu Üyeleri,
TEB 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Yücel YENİLMEZ, TEB 19. Bölge Tekirdağ Eczacı
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ufuk Bekir ERSÖZ ve
Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 20. Bölge Sakarya Eczacı
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Orhan YONTAR ve
Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 30. Bölge Balıkesir Eczacı
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Adil TOSUNER ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 31. Bölge Kocaeli Eczacı Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sinan USTA ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 35. Bölge Kütahya Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyeleri ile TEB 36. Bölge Çanakkale Eczacı
Odası Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.
BEK Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri açılış
konuşmasında, 2012 yılının Birleşmiş Milletler tarafından
“Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan edilmesinin anlamlı
bir başlangıç olduğunu ifade etti. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri, zor zamanlardan geçildiğini,
bu durumun sektörde bazı fırsatçı zihniyetlerin doğmasına neden olduğunu belirterek, ortakların her türlü
ihtiyacının giderilmesine yönelik hizmetleri Bursa Ecza
Kooperatifi’nin verdiğini ifade etti. BEK’in ortakları ile
var olduğunu, geleceğe de ortaklarıyla yürüyeceğini
söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri
“Kendi derdimizin çaresi yine kendimiz olacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
BEK’in 33. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda 2011 yılı
işletme faaliyetleri, bilanço ve gelir-gider hesapları değerlendirildi, yeni döneme ilişkin kararlar alındı. Gündem maddeleri görüşülerek oy birliğiyle karara bağlandı. Katılımcılar toplantı sonrası organize edilen kokteyl
prolonge’da sektör ve alınan kararlar ile ilgili görüş alışverişinde bulundular.
24
gazeteedak
BP - Farmayakıt
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Değerli Kooperatif Ortaklarımız,
Tüketimden gelen gücümüzü kullanarak, 4 yıldır uyguladığımız TEKB - BP Farmayakıt projemize, bir bankayı
daha ilave ederek, burada sağladığımız akaryakıt alımlarındaki indirimi %10’a çıkarttık. Projenin, en önemli
yanının; araçtan inmeye gerek kalmadan, yakıt alabilmemize olanak sağlaması olduğunu, özellikle bayan
ortaklarımızdan gelen teşekkür mesajlarından daha iyi
anladık.
Şimdi , projeye Finansbank’ı da dahil ederek, bu alanda, üç kurumun yan yana geldiği ilk projeyi gerçekleştiriyoruz. Bu projeyi uygularken BP Farmayakıt kartına,
birer kredi kartı tanımladık ve harcamalarımızı o kredi
kartından yapıyoruz. Düşündük ki; bu kredi kartlarını
da konsolide ederek, yani burada da birlikte davrana-
rak bir değer oluşturabiliriz.(fayda sağlayabiliriz). Bu
konuda bankalar ile yaptığımız görüşmeler sonucunda,
Finansbank ile bir uzlaşı sağladık ve böylelikle akaryakıt
alımlarında sağladığımız indirimi %10’a çıkarma fırsatını yakaladık.
2012 Uluslararası Kooperatifler Yılında, tüketimden gelen gücümüzü de değerlendirerek, dayanışmamızın ve
kooperatifçiliğin değerini yaşamış olacağız. Bu çalışmalar, siz değerli ortaklarımızın katılımı ile gerçekleşecek
ve anlam kazanacaktır.
Doğaldır ki; böyle bir projenin gerçekleşmesi için, projenin içinde yer alan kesimlerin tamamının memnuniyet duyması gerekmektedir. Bunu sağlamak adına,
Finansbank’ın da projeden beklediği faydayı elde edebilmesi için Finansbank kredi kartı olan VadeKart’a sahip olmamız gerekiyor. Bu da, eczanemize hiçbir ilave
maliyet yüklemeyecektir. Ayrıca bunun yanında; POS cihazlarını kullanmamız gerekecek veya , SGK alacağımızı
Finansbank üzerinden tahsil etmemiz gerekecektir. (Bu
işlemden dolayı bir kereye mahsus 1.000TL parapuan,
yılda da 12.000TL’ye kadar parapuan kazanılabiliyor.)
14 Mayıs Eczacılık Günümüzü ve 2012 Uluslararası Kooperatifler yılını kutlarken, desteğinizin artarak devam
etmesini diliyorum.
Saygılarımla,
Ecz. Abdullah Özyiğit
TEKB Yönetim Kurulu Başkanı
gazeteedak
GEK 25. Olağan Genel Kurulu Yapıldı
25
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
05 Mayıs 2012 tarihinde yapılan GEK 25.Olağan Genel Kurulumuz sonucunda seçilen Yetkili Kurullarımız ve Görev Dağılımı aşağıdaki
şekildedir.
YÖNETİM KURULU ASİL
1) Ecz.Tarkan BİR (MERSİN)
2) Ecz.Aytekin SARPKAYA
(TARSUS/MERSİN)
3) Ecz.Oğuzhan SÜRME
(ADANA)
4) Uzm.Ecz.Ercan MERT
(MERSİN)
5) Ecz.Mehmet KANSU
(MERSİN)
6) Ecz.Mustafa Bülent ALTUNAY (İSKENDERUN/HATAY)
(MERSİN)
7) Uzm.Ecz.Somer HELVACI
YÖNETİM KURULU YEDEK
1) Ecz.Tuğba BOZKURT
2) Ecz.Hacer DAYE
3) Ecz.Çağdaş DUTLU
4) Ecz.Ahmet Cemil YENMİŞ
5) Ecz.Eser PEKDAĞ
(MERSİN)
(MERSİN)
(MERSİN)
(İSKENDERUN/HATAY)
(TARSUS/MERSİN)
6) Ecz.Ahmet Gökhan ÖNAL
7) Ecz.Engin BİÇER
DENETİM KURULU ASİL
1) Ecz.Serdari DALSÜREN
2) Ecz.Hakan Ecevit GÜLMEZ
3) Ecz.Kurtuluş ZENGİN
DENETİM KURULU YEDEK
1) Ecz.Ali ERDEM
2) Ecz.Dilşad KÜÇÜKKEMAH
3) Ecz.Ahmet ALTUNBAŞ
(ADANA)
(GAZİANTEP)
(GAZİANTEP)
(KAYSERİ)
(TARSUS/MERSİN)
(ŞANLIURFA)
(KAYSERİ)
(MERSİN)
T.E.K.B. DELEGELERİ ASİL
1) Ecz.Abdullah ÖZYİĞİT
(MERSİN)
2) Ecz.Ercan ATASOY
(MERSİN)
3) Ecz.Mehmet İrfan DEMİRCİ
(GAZİANTEP)
4) Ecz.Çağatay ÇAKAR
(TARSUS/MERSİN)
5) Ecz.Mine YALÇIN (MERSİN)
T.E.K.B. DELEGELERİ YEDEK
1) Ecz.Çiğdem ZİYLAN
2) Ecz.Bilge KAYA
3) Ecz.Çağlar GÖK
4) Ecz.Bilgehan AKPINAR
5) Ecz.İlker Erdem MEYDANCI
(TARSUS/MERSİN)
(MERSİN)
(OSMANİYE)
(KAHRAMANMARAŞ)
(MERSİN)
BAŞKAN : Ecz. Tarkan BİR
II.BAŞKAN : Ecz. Aytekin SARPKAYA
KATİP ÜYE : Ecz. Oğuzhan SÜRME
ÜYE : Ecz. Ercan MERT
ÜYE : Ecz. Mehmet KANSU
ÜYE : Ecz. Mustafa Bülent ALTUNAY
ÜYE : Ecz. Somer HELVACI
Kitap Fuarında Eczacı Gülnur Güçlü
17 Nisan 2012 Tarihinde gerçekleşen İzmir
Kitap Fuarı’nda Eczacı Gülnur Güçlü “maviye
tutsak” şiir kitabını okurları için imzaladı.
Saha Yönetmeni Başar Yelken ile kendisini
ziyaret ettik.
Eczacı Gülnur Güçlü’den meslektaşlarına;
“Sanatla iç içe olalım…”
18 yıllık eczacıyım. Bergama doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden
mezun oldum. Mesleğimi çok seviyorum. Ve günümün büyük yoğunluğu eczanemde
geçiyor. Ancak, eczacılığımın yanı sıra edebiyat, resim ve şiir ile de ilgileniyorum. Edebiyatla yolculuğum, öncelikle çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığım yazılar ile başladı. Ama
bu sefer kısa yazı değil bir şiirle okurlarıma merhaba demek istedim. Ve“Maviye Tutsak”
şiir kitabım ile yazdıklarım yaşama geçsin, herkesin elinde olsun istedim. Bu arada resim
de yapıyorum yakında resim sergisi haberimi de alacaksınız. Meslektaşlarıma mutlaka
sanatla ilgilenmelerini öneriyorum.
Ecz. Gülnur Güçlü/ İzmir Karşıyaka Bostanlı- Güçlü Eczanesi ‘nin Sahibi ve Mesul Müdürü
26
gazeteedak
EDAK İnternet Şubesi Yenilikleri!
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK Ecza Koop. olarak ihtiyacınız olan bilgiye kaynağından en kısa zamanda ulaşabilmeniz ve böylelikle
faaliyetlerinizi daha doğru ve kısa zamanda gerçekleştirebilmeniz için internet şubemizi sizlerden gelen talep,
istek ve katkılar doğrultusunda sürekli geliştiriyoruz.
İşte sizlerden gelen taleplere göre şekillenen ve EDAK
internet şubesi menüsü ve alışveriş bölümünde sizlere
sunduğumuz yepyeni hizmetlerimiz;
Ürün
Fatura
Sorgu
Ürün
Fatura
Sorgu
Edak Ecza Kooperatifi’nden aldığınız ürünün fatura numarası, sevk bilgisi ve fatura tarihi bilgilerine bu
ekrandan ulaşabilirsiniz.
1. İnternet şubesinde yer alan ürün fatura sorgu ekranını seçiniz.
Varan 1
İade Kaydı:
EDAK İnternet şubesi ana sayfasındaki size özel menüye yerleştirilen “İade Kaydı” butonu ile artık ürünleri fiziksel olarak iade etmeden önce gerekli kayıtları online
olarak bildirebilir ve bildirdiğiniz iade kaydı doğrultusunda hazırladığımız iade faturası örneğine yine online
olarak ulaşabilirsiniz.
2. Fatura bilgisini öğrenmek istediğiniz ürünü okutunuz.
Varan 2
İnternet Alışverişlerinizde Sevkiyat
Türü Seçimi:
Artık internet şubesi üzerinden verdiğiniz siparişlerde
teslimat türünü de seçebilirsiniz!
EDAK Aidiyet Uygulaması kapsamındaki eczanelerimize
yönelik olarak EDAK İnternet şubesinde hayata geçirdiğimiz yeni hizmetimiz, “Alışveriş” bölümünde kullanılmaktadır. Yeni Hizmetimizle siparişinizi oluşturmadan
önce teslimat türünüzü seçerek ihtiyaç duyduğunuz an
siparişlerinizin acil olarak teslim edilmesini sağlayabilirsiniz.
3. Arama sonucunda ürünün nereden alındığı, fatura numarası, sevk numarası ve tarih bilgisini
görüntülenecektir.
PROBLEMLİ
KAREKODLAR
Problemli
Karekodlar
1. İnternet şubesine giriş yapınız.
2. Sol taraftaki işlemler menüsünden problemli karekodlar programını seçiniz.
İlk olarak EDAK Karşıyaka bölgeye bağlı rotalarda yer
alan eczanelerimizde hayata geçen bu uygulamamız
kısa süre içerisinde tüm bölgelerimizde uygulanmaya
başlayacaktır.
Varan 3
Problemli Karekod Bildirimi:
Eczanenizde stok giriş veya satış işlemlerinde karşılaşabileceğiniz olası karekod sorunlarıyla ilgili olarak bu
problemleri kayıt altına almak ve çözümü için gerekli
takipleri yapmak artık çok kolay!
EDAK İnternet şubesi ana sayfasındaki size özel menüye yerleştirilmiş olan “Problemli Karekodlar” butonu ile
artık karşılaştığınız karekod problemlerini, problem yaşadığınız ürünün karekodunu sisteme okutarak anında
kayıt altına alabilir ve problem hakkında şubenizin açıklamasını yine aynı alandan takip edebilirsiniz.
Böylelikle karşılaştığınız karekod sorunlarını satış elemanınız ya da bağlı olduğunuz şube ile iletişime geçmeye gerek kalmadan çok daha pratik, hızlı ve sağlıklı bir
şekilde çözebilirsiniz.
3. Açılan programda ürün karekodunu okutunuz.
4. Açıklama girişine ürünle ilgili problemi yazıp, “Kayıt Oluştur” butonunu seçiniz.
5. Problemle ilgili çözüm sağlandıktan sonra, problemli karekodlar menüsünün yanında
çözüldüğüne parantez içinde sorunu çözülen ürün miktarı görülecektir.
Varan 4
Ürün Fatura Sorgu:
EDAK İnternet şubesi ana sayfasındaki size özel menüye
yerleştirilmiş olan “Ürün Fatura Sorgu” butonu ile artık
kooperatifinizden almış olduğunuz tüm ürünlerle ilgili
fatura, sevk ve tarih bilgilerine erişebilirsiniz. Bilgilerine erişmek istediğiniz ürünün sadece karekodunu okutarak, ürünle ilgili bilgilere bu ekran üzerinden rahatça
ulaşmak mümkün!
Eczanenize özel ürün ve sipariş yönetimi için; www.
edak.org.tr internet şubesi
6. Problemli karekodlar programını tekrar seçerek, çözümle ilgili depo tarafından yapılan
açıklamayı görüntüleyebilirsiniz.
gazeteedak
Fotoğraf Sanatçısı Eczacı Metehan Özcan
27
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Manisa Eczacı Odası’nın 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında
gerçekleştirdiği Fotoğrafçı Eczacılar
Sergisine ilgi büyük oldu.
Kuşları fotoğraflamak merakı da biraz buradan geliyor
aslında, gitmesinler kalsınlar istediğimden.
Tek tek fotoğrafların hikayesine gelirsek;
Yortan deresi fotoğrafım, bir akşamüstü Demirci Yortan
deresinde bir tepenin üzerinde güneşin batmasının ardından ışık yavaş yavaş kaybolurken, meydana gelen
tonlamalar ve gölgeler ile güçlenen manzara ve renklerin öyküsüdür.
Tilki fotoğrafım ise; arı kuşlarını çekmek için yeni aldığım 400 mm objektifi denemeye gittiğim Baklacı köyünde, dere kenarında eğilip arı kuşlarını fotoğraflarken yanımdan fırlayan, çok yakın olduğu için en başta kadraja
bile giremeyen en son da bana bir güzellik yapıp çalıların içinden son bakışı ile poz veren kurnaz bir hayvanın
öyküsüdür.
Kukumavlar; zarafet ile sabır ile yol kenarlarında bana
poz veren centilmen baykuşların hikayesidir.
Arap Bülbülü
Hayallerin uçup gitmesi gibidir kuşların uçuşu ve gidişi.
Kuşlar uçar, yani çoğunluğu uçar ve uçup gittiklerinde
hep bir yerleri, birilerini geride bırakırlar en çok da beni.
İşte o yüzden, o kanatlar her uzun yolculuğa açıldığında
bir parça da keder ve hüzün katarlar onların ardından
bakanların hayatlarına…
Arap bülbülü; Her sene “EDAK merhaba yaz fuar” ında
otelin bahçesinde gördüğüm, en iyi bu sene kareleyebildiğim bahar göçmeni güzel ötüşlü kuşların hikayesidir.
Fotoğraf Sanatçısı Eczacı Metehan Özcan’ın kaleminden;
14 MAYIS MANİSA ECZACI ODASI
“FOTOĞRAFÇI ECZACILAR SERGİSİ”
14 Mayıs’ta eczacıların bir fotoğraf sergisi açacağı Manisa Eczacı Odası tarafından duyurulduğunda çok sevinmiştim. Artık son dönemde çektiğim fotoğrafları ve onların hikayelerini, yaşattıklarını ve yansıttıklarını daha
çok insan ile paylaşabilecektim. İnternet siteleri, sosyal
paylaşım ağları, çeşitli gazete ve dergilerin dışında sergiler de önemli bir şans fotoğraflarımı paylaşmak için.
Her fotoğrafçının kendine ait bir hikâyesi vardır aslında
ve bu hikâyeyi anlatırlar, fotoğrafların kendi hikâyeleri
aracılığı ile. Böylece düşlerini, hissettiklerini gördüklerini ve görmek istediklerini yansıtırlar.
Kontrbaslı yaşlı adam fotoğrafı ise belki bir öyküden
çok uzun soluklu bir sinema filmi senaryosu bile olabilir. Prag’da Yahudi mahallesinde karelediğim bu yaşlı
adam kimbilir daha neler anlatacaktı bizlere.
Baalbeck Antik kentinde bulunan Dionysos tapınağı;
Yeryüzünde bulunan en büyük Roma dönem Tapınağıdır, oraya gidenlere kendisi anlatır hikayeyi gidemeyenlere anlatma görevi de fotoğrafçılara düşer.
Kelebekler ise kısa ömürlerinin fotoğraflar ile ölümsüzleşmesinden bir hayli keyif alarak verirler, güneşli havalarda pozlarını.
İşte bu sergideki fotoğrafların bir parça öyküleri bu şekilde. Aslında her fotoğraf karesi kendisi anlatır hikayesini bu yüzden de sergileri gezip dinlememiz gerekir
anlatılanı…
Benim fotoğraflarımda ise genelde kuşların hikâyeleri,
kelebekler, doğa ve seyahatlerim var. Kendimi bildim
bileli, doğada olmayı, canlıları gözlemlemeyi çok sevdim, bu yüzden eczanemin adı bile DOĞA ECZANESİ…
Doğada gördüğüm binlerce güzelliği paylaşmak için
anlatmanın yetmediğinde imdadıma fotoğraflar yetişti.
Böylece gördüklerimi, başkaları da görebilecekti. Kuşlara gelince; kendimi bildim bileli gözlerim kuşları görebilmek için hep ağaçlarda, sularda, tellerde, en çok da
gökyüzünde oldu.
Tilki Yüzü
Fotoğraf çekmeye başladığımdan beri karelerim de
kuşlarla dolu. İzmir kuş cennetinde çektiğim bir fotoğraf “Gülkurusu Hüzün” Çok güzel bir gün batımında,
güneş ışınlarının en son renk oyunlarında, pilin bitmesi,
şarj problemleri gibi türlü aksiliklere rağmen çekebildiğim bir kare. Bu fotoğraf benim en çok sevdiğim fotoğraf. Çünkü içinde kuşlar var, hüzün var, en sevdiğim renk
olan gülkurusu var, kavuşma var AŞK var…
Gazeteedak ‘ta bu güzel etkinliği ve fotoğraflarının öyküsünü paylaştığı için Eczacı Metehan Özcan’a teşekkür
ediyoruz…
Kelebekler
Kukumavlar
Kontrabaslı Adam
Yontan Deresi
“Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
Ben ayrılıkların
Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
Ben hasretlerin”
diyor ya şair. İşte ben de kuşların adlarını ezberledim
hasretlerle, hüzünlerle beraber. Her kuş sesinde, kanat
sesinde isimleri döküldü dilimden.
Hayallerin uçup gitmesi gibidir kuşların uçuşu ve gidişi.
Kuşlar uçar, yani çoğunluğu uçar ve uçup gittiklerinde
hep bir yerleri, birilerini geride bırakırlar en çok da beni.
İşte o yüzden, o kanatlar her uzun yolculuğa açıldığında
bir parça da keder ve hüzün katarlar onların ardından
bakanların hayatlarına.
Gülkurusu Hüzün
Dionysos Tapınağı
28
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Sigortacınız diyor ki!
AXA SİGORTA VE TEK SİGORTA İŞBİRLİĞİ İLE SİZ DEĞERLİ ÜYELERİMİZE ÇOK ÖZEL FİYATLARLA KONUTLARINIZI SİGORTALAMA ŞANSI !!! ÜYELERİMİZE ÖZEL; BİNA;100.000 TL EŞYA; 20.000 TL TÜM TEMİNATLAR VERİLMİŞ GENİŞ KAPSAMLI KONUT POLİÇESİNİN PRİMİ 150 TL Aysun Uysal
Tek Sigorta Satış Pazarlama Bölge Temsilcisi
[email protected]
Tel: 0 232 472 25 00
OLUP BUNU K.KARTI İLE 9 EŞİT TAKSİT OLARAK ÖDEYEBİLİRSİNİZ. TEK Sigorta EGElişim Günleri’ne
250’yi aşkın katılımcıya “Ferdi Kaza
Sigortası” yaptırarak katkı verdi!
SİGORTA
2012 Yılının Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası
Kooperatifler Yılı ilan edilmesi nedeniyle EDAK Ecza Kooperatifi’mizin ana sponsorluğunda 4-6 Mayıs 2012 tarihleri arasında Kuşadası‘nda düzenlenen ‘’Eczacılıkta
ve Kooperatifçilikte EGElişim Günleri‘’ öğrenci sempozyumunun sponsorlarından biri de TEK Sigorta oldu.
Acenteliği Ltd. Şti.
Herkes için
Mutlu Emeklilik!
TEK Sigorta 250’yi aşkın katılımcıya Ferdi Kaza Poliçesi
hediye etti. Katılımcılar sempozyum süresince ‘’Ölüm
Hali, Sürekli Sakatlık Hali, Tedavi Masrafları‘’ teminatlarıyla korundular. Sempozyum süresince Marmara
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi‘nden iki öğrencimiz başlarından geçen üzücü bir olay sonucunda poliçelerini
kullanmak durumunda kaldı. Kendilerinin tedavi masrafları TEK Sigorta tarafından düzenlenen poliçeden
karşılanan öğrencilerimizin tarafımıza gönderdikleri
teşekkür mailini sizlerle paylaşıp kendilerine tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Bireysel Emeklilik Ürünleri Artık
Tek Sigorta’da!
Gelin, geleceğinizi beraber
planlayalım…
“… TEK Sigorta Yanımızdaydı…”
‘’Biz Marmara Üniversitesi Eczacılık son sınıf öğrencilerinden Canan Akarsu ve Seda Cosgun, Kusadasi’nda
katıldığımız EDAK sponsorluğunda düzenlenen EGElişim
Günleri etkinliğinde başımıza talihsiz bir olay geldi. Denize girdiğimiz esnada ayağımıza batan denizkestanesi
sebebiyle zor durumda kaldık. Neyse ki Tek Sigorta yanımızdaydı. Kongre kapsamında bizi sigortalamış olan
Tek Sigorta hastane masraflarımızı karşıladı. Bu talihsiz
durumda yanımızda olan Tek Sigorta’ya teşekkürü bir
borç biliriz. ‘’
Ayrıntılı Bilgi için;
0232 472 25 00
0232 475 25 02
[email protected]
www.teksigorta.com.tr
BİR
KURULUŞUDUR
gazeteedak
Okuyucu Köşesi
29
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ecz. Cemile Ergin (İzmir- Güzelyalı / Erginler
Eczanesi’nin Sahibi ve Mesul Müdürü)
Şimdiye kadar ülkenin gezdiğimiz değişik yerlerinde
karşılaştığımız en sıcakkanlı insanlar burada yaşıyor
dersem abartmış sayılmam. Bence sadece bu misafirperver, sıcak insanları görmek için bile Beypazarı’na
mutlaka gitmeniz gerekiyor. Halise Teyze’nin yaprak
sarmasını, Fatma ana’nın katmerini, gözlemesini tatmak için, Semra Hanım’ın kendi tasarımı takılarını, Mutlu Bey’in gümüşlerini almak için Beypazarı’na gitmek
gerek.
Halise Teyze’nin yaprak sarmasını, Fatma ana’nın katmerini, gözlemesini tatmak için, Semra Hanım’ın kendi
tasarımı takılarını, Mutlu Bey’in gümüşlerini almak için
Beypazarı’na gitmek gerek…
Beypazarı’nı Gezmek
da Yaşayan Müze’de Osmanlı dönemindeki hayatı bir
nebze olsun yaşama imkânına sahip olursunuz. Ayrıca
etnoğrafik müzelerde ki dokunma, fotoğraf çekme, oraya basma gibi uyarılarla karşılaşmadan tarihi dokunarak, fotoğraf çekerek deneyimlersiniz...
Yaşayan Müze’nin içerisinde göreceğiniz bazı aktiviteler şunlardır: Ebru, Hat Sanatı, Ihlamur Baskı, Kurşun
Dökümü, Türk kültüründe kahve ve şerbet kültürü, Türk
Masalları Anlatımı, Hacivat-Karagöz Perde Oyunu, Çocuk oyunları, oyuncakları ve aktiviteler... Bu gerçekten
çocuklar ve yetişkinler için büyük bir eğlence.
Yaşayan Müze sürprizlerle dolu bir müze… Her hafta
farklı etkinlikler sahne alıyor. Dolayısıyla haftada bir
dahil gezdiğinizde farklı aktiviteler deneyimleyebileceğiniz tek müze...”
Beypazarı’nın güzel evlerini duymayanınız kalmamıştır.
Biz de bu evlerin güzelliğini, yöresel özelliklerini duyduğumuzdan beri hep bir fırsat yaratarak gitmek istedik.
Nihayet 23 Nisan’da bu isteğimiz gerçek oldu ve biz Beypazarı’ndaydık.
*http://www.beypazarliyiz.com/ sayfasından 21 Mayıs
Yöreye özgü yemekleri ise tatmaya değer güzellikte ve
lezzette; Testi (kebabı) Kapaması için İnözü Vadisine
gitmelisiniz. Yörede yetişen üzümlerin yapraklarından
hazırlanmış incecik yaprak sarması, 80 katlı baklavası,
Beypazarı Kurusu mutlaka tatmanız gereken lezzetler.
Beypazarı Kurusu demişken, sadece Beypazarı Kurusu
değil tüm sebzelerin kurusunu da burada bulabilirsiniz.
Sarımsağın bile kurusunu hazırlamışlar. Tatlı olarak Havuç Dönerini de yemenizi ayrıca tavsiye ederim.
Türkiye’de bir ilk olan Canlı / Yaşayan Müzeyi* de gezmeden dönmeyin.
Ankara’ya kadar uçakla gittikten sonra araç kiralayarak
Beypazarı’na ulaştık. Kentin mimarisiyle ünlü evlerinin
yer aldığı eski yerleşim bölgesi özenle korunmuş, belediyenin de desteği ile yenileme çalışmaları yapılmış, her
yer tertemiz, pırıl pırıldı. Belediye tarafından özellikle
eski yerleşim yerinde ev sahiplerine turizme yönelik ev
–otel pansiyonculuğu konusunda eğitimler gerçekleştirmiş ve sonucunda da her ev konuk ağırlama işlevini
yerine getirmek için ufak dokunuşlarla eski özelliklerine
zarar vermeden özenle hazırlanmış.
İşyerlerinde göze çarpan yöresel gıda maddelerinin
çeşitliliği ve çalışanlarının çoğunluğunun kadınlardan
oluşmasıydı. Esnafı güler yüzlü, konuksever, insana değer veren ve yaptıkları işin hakkını veren kişiler. Şimdiye
kadar ülkenin gezdiğimiz değişik yerlerinde karşılaştığımız en sıcakkanlı insanlar burada yaşıyor dersem abartmış sayılmam. Bence sadece bu misafirperver, sıcak insanları görmek için bile Beypazarı’na mutlaka gitmeniz
gerekiyor. Beypazarı halkını anlatmak için kelimeler yetersiz kalıyor, yaşamak gerek…
*Beypazarı Yaşayan Müze
“Zamana hükmetmek masal kahramanlarına özgü diye
düşünmeyin! Yaşayan Müze sizleri evin kadınının Osmanlı, beyinin beyefendi, komşuların akraba, evlerin ise
küçük birer fabrika gibi çalıştığı zamanlara küçük bir gezinti yapmak üzere bekliyor...”
Bu konak Beypazarı’nın ileri gelen tüccarlarından Katırcıoğlu Ali’nin torunu, Büyük Abbas Ahmet’in oğlu
Abbaszade Mustafa Efendi tarafından 19. yüzyılda yapımına başlanılan ve 2 yıl içerisinde tamamlanan yan
yana iki konaktan birisidir. Beypazarı’nın kuzeyinde,
bir tepenin yamacındaki kayalıklara sırtını veren konak;
Osmanlı döneminin mimari yapısını yansıtmaktadır. Şu
anda “Yaşayan Müze” olarak Türkiye’de yeni bir müzecilik anlayışının tek örneğidir.
Neden bir ilk? Yaşayan Müze bugüne kadar somut olanı
koruyan etnoğrafik müzecilik anlayışı yerine, geleneği
ve kültürü korumayı amaçlayan bir müzedir. Bu bağlam-
2012 tarihinde indirilmiştir.
OKUYUCU KÖŞESİ
Bu köşede, üyelerimizin görüş yazılarına yer vermeyi diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve sektörle ilgili görüş
yazılarınızı [email protected] e-mail adresine veya 0.232.472 15 91 faks numarasına iletebilirsiniz. Her ayın 25’ine kadar elimize ulaşan yazılar bir
sonraki ayın gazetesinde yer alacaktır.
30
gazeteedak
Bilimsel Eczacılığın 173. Yılı İzmir’de Kutlandı!
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Bilimsel Eczacılığın 173. Yılı törenlerinde , “eczanelerimizin birinci basamak sağlık sistemi içinde yer alması”
konusu damga vurdu.
Bilimsel eczacılığın 173. Yılı kutlamaları kapsamında
14 Mayıs 2012 Pazartesi günü İzmir’deki ilk tören saat
09.30’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtına
çelenk konulması ile başladı. Ardından E.Ü. Eczacılık
Fakültesi’nde yapılan tören ile eczacılık günü etkinliklerine devam edildi..
Pabuççuoğlu: Eczacının birinci basamak sağlık sistemi
içinde yer almasını sağlamalıyız
E.Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu Bilimsel eczacılığın 173. Yılı nedeniyle düzenlenen
etkinlikler kapsamında E.Ü. Eczacılık Fakültesi’nde gerçekleşen törende yaptığı konuşmada; eczacılık mesleğinin ülkemizin içinde bulunduğu koşullarına değinerek, eczacının farklı disiplinlerde de görev almasının
önemine vurgu yaptı. Bu bağlamda eczacının istihdam
sorunu olduğuna dikkat çeken Pabuççuoğlu, “Sağlık
sisteminde bugüne kadar eczacının sadece serbest eczanede hastaya ilacı nakleden bir aracı” olarak görüldüğüne dikkat çekti. Eczacıdan sağlık personeli olarak
yararlanmayı sağlık otoriteleri, yasa ve yönetmelikler
ile sağlamaya çalışmak kadar bu konuda eczacı meslek
örgütlerinin ve eczacının da birlikte bireysellikten uzak
çalışması gerektiğini konuşmasında vurgulayan Pabuççuoğlu, “Eczacının birinci basamak sağlık sistemi içinde
azami yarar sağlayacak bir modele adım atılması şarttır.” Dedi.
Sayılkan: Eczanelerdeki yangın artarak sürüyor
Pabuççuoğlu’nun ardından söz alan İzmir Eczacı Odası
Başkanı Eczacı Tuncay Sayılkan konuşmasına; geçen seneden bu yana sistemde nelerin değiştiğini irdeleyerek
başladı. 6197 sayılı yasadan, eczacının mesleki sorumluluğuna varıncaya kadar birçok konuda eczanedeki
yangın artarak sürüyor diyen Sayılkan, geçtiğimiz ay
İzmir Çeşme’de gerçekleşen Vitamin 2012 kongresine
değinerek, eczacıların sağlık danışmanlığını uygulayabilecekleri bu eğitimleri büyük bir kararlılıkla takip ettiklerini vurguladı. Mesleğe dair umutlarının bir arada
olduğumuz sürece devam edeceğini söyleyen Sayılkan,
tüm meslektaşlarının 14 Mayıs Eczacılık Gününü kutladı.
Yılmaz: Sağlıkta erozyon ciddi sonuçlar doğurur
E.Ü. Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’da yaptığı konuşmada; Hekimlik –Eczacılık- Hemşirelik mesleğinin aynı
kaygıları ve sorunları yaşadıklarını ifade etti. Sağlıkta
yaşanan dönüşümün meslekte ciddi anlamda erozyona yol açtığına dikkat çeken Yılmaz, “Genel anlamda
birçok meslekte değersizleştirme olabilir ama sağlık
alanında yaşanan değersizleştirme çok ciddi sonuçlar
doğurmaktadır. Eczacılığın Birinci basamak sağlık merkezi olarak algılanmasını sağlamak için daha çok çaba
sarfederek, daha çok bir arada olmalıyız” dedi.
Prof. Dr. Mekin Tanker (Emekli Öğretim üyesi Ankara
Üniversitesi Eczacılık Fak. Farmakonozi Anabilimdalı)
14 Mayıs Eczacılık günü etkinlikleri kapsamında E.Ü. Eczacılık Fakültesi’nde gerçekleşen törende Prof. Dr. Mekin Tanker de yer aldı. Prof. Dr. Mekin Tanker, eğitim öğ-
retimden, mesleğin ilk yıllarına ve mesleki örgütlenmeye
kadar mesleğin 50 yıllık geçmişini ilgi çekici anıları birlikte meslektaşlarıyla paylaştı.
MANİSA’DA ECZACILIK BAYRAMI MANİSA ECZACI ODASI
YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ İLE EDAK YÖNETİM KURULU ÜYESİ ECZACI UĞUR UÇAR’IN VE ORTAKLARIMIZIN DA KATILDIĞI GO-KART TURNUVASI İLE
KUTLANDI.
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında, E.Ü. Eczacılık Fakültesi
Bahçesinde EDAK Geleneksel Pilav Döner Etkinliğini gerçekleştirdi.
31
32
gazeteedak
Teşekkür ve Bir Aşk Hikayesi
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Gazeteedak’ta bizim için çok özel olan
bir mektubu paylaşıyoruz. Mektup sahibi Eczacı Kahraman Sarıhan’ın da iznini
alarak, bizi okurken bile alt üst eden bu
yazıyı, daha doğrusu yaşananları “Kooperatifçiliği” ele aldığımız bu sayımızda,
insani değerlerimizi ve “Biz” olma duygusunu bize çok güzel aktardığı için Eczacı
Kahraman Sarıhan’a derin teşekkürlerimizle sizinle paylaşıyoruz...
• “Virüsün neden olduğu bir vaka ancak tespiti zor, tespit etsek bile hastanemizde şu anda ilacı yok.”
Allah kimsenin başına vermesin deyip, kulağımızı çekiştirip tahtaya vurduğumuz anlardan birisi tam başıma
gelmişti. Yanımızda dostlarımız, içeride babam, henüz
teşhis edilmemiş hastalığı ve olası hastalığın olmayan
ilacıyla bir sarkaçta gelip gidiyor gibiydim. İnsanın çaresizliğine çare, içgüdüleri oluyor, hangi ilaç gerekli dedim. -“Zoviraks flakon” dediler.
Gece saat 21.20 gibi Saha Yönetmenim İmre Kundakçı’yı
aradım durumu anlattım.
Ama atı koşturan ayağındaki nal, nalı tutan mıh’dır.
Mıh küçük bir çividir sonuçta, ama olmazsa olmazıdır,
nalın atın, atın, binicinin. Bu sizin yaptığınız işler aşk olmadan yapılamaz, gönül işidir. Ortada böyle bir uyum,
meşk varsa aşk da vardır. Mıh gibi kenetlenmişlik vardır. O yüzden bu bir aşk hikâyesidir.
Bu bağlamda hastamızın kritik anında insiyatif alarak
gerekli ilacın gece demeden elimize ulaştırılmasını sağlayan
Sayın Erol Kızılgüneşler, İmre Kundakçı, Tuçenk Yarmaç,
Hakan Tosun’a Şükranlarımı sunuyorum. Bu kurumun
başında bulunan sizleri de yürekten kutluyorum.
Bundan sonra tam bir aşk hikayesi…
Depoda 4 kutu varmış. -“Olsun, bir başlayalım da, doktora 2 saate kadar alıp geliyorum ilacı” dedim, şaşırdı
“bu saatte nasıl buldunuz?” dedi. Telefonum çaldı.
İmre, “Eczacı Bey, durum acilse biz gönderelim ilacı”
dedi. “Haydi, gönder” diyemedim. “Olur mu?” Dedim.
Saat 22.15’i gösterdiğinde EDAK Aydın Şubeden Hakan
Tosun ve Tuçenk Yarmaç ellerinde Zoviraks flakonlarla acil servis kapısında belirdi. 22.20’de ilk doz babama verilmişti bile, o kargaşada tek hatırladığım, EDAK
arabası 2 takım elbiseli adam, soğuk, karanlık ve ip gibi
yağan yağmurdu. Sabah oldu bekleyişimiz sürüyordu.
Hastanenin koridorunda İmre belirdi. Elinde Zoviraks
flakonlarla, tam o sırada da hastamızın kendine geldiği
haberini aldık. Derin bir ohh çektik.
Ecz. Kahraman Sarıhan / Nisan Eczanesi- Kuşadası
8 Şubat sabahı babamı bilinç kaybıyla hastaneye kaldırdım. Gün boyu tetkikler yapıldı, akşam saatlerine kadar
henüz teşhis konulamamıştı. Gece saat 21 sularında yoğun bakım ünitesi önündeki bekleyişimiz hala sürüyordu. Doktorlar yapılan tetkiklerde herhangi bir bulguya
rastlanılmadığını ancak hastanın durumunun kötüye
gitmekte olduğunu söyleyip, eklediler:
İşte mıh,
İşte nal,
İşte at,
İşte binici,
İşte bayrak,
Bu ruh daime bizi/sizi diri ve taptaze tutacaktır.
Bir mıh orduyu, ordu ülkeyi kurtarır.
O yüzden Aşk olsun diyoruz,
Aşk’ınız daim olsun…
İmre gece EDAK Aydın Şubesindeki ilaçları bana göndermiş aynı anda Manisa Şubesinde bulunan ilaçları
gece EDAK İzmir’e çektirip sabaha kargo yaptırılmasını sağlamış ve kargo arabasını Kuşadası’nda karşılayıp
ilaçları hastaneye getirmişti.
Sevgili arkadaşlar, sizlere can borcum var. Büyütülecek
bir şey değil abartıyorsun diyebilirsiniz. İmre gibi “biz ne
yaptık ki?” de diyebilirsiniz.
Şifa Eczanesi E.Ü. Eczacılık Fakültesi’nde!
EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Eczacı Hüsnü Kaya E.Ü. Eczacılık Fakültesi’ndeki Şifa Eczanesi’ni gezdi.
İzmir’in en önemli tarihi değerlerinden biri olan ve Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın sahibi olduğu Şifa Eczanesi, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde “müze eczane” olarak
yeniden hayata geçirildi. Tamamına yakını orijinal malzeme ve ürünlerden oluşan Şifa Eczanesi, Eczacıbaşı Topluluğu tarafından Ege Üniversitesi’ne bağışlanarak, üniversite
bünyesindeki Eczacılık Fakültesi’ne nakledildi.Kaynak: http://www.eczacibasi.com.tr/
gazeteedak
Ubuntu ile Kooperatifçilik Arasındaki Benzerlik:
“Ben, Biz Olduğumuz için Ben’im”
33
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Afrika’da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.
Onlara “hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak” der. O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar.
Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU’ dur, nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki? Ve UBUNTU’ nun anlamını açıklarlar onların dilinde “Ben biz olduğumuz için “Ben’im” demektir*
* EDAK Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk’ten gelen bu iletiyi bizimle paylaştığı için teşekkür ediyoruz.
Cam Kenarı
Bırakın yapsınlar
Bırakın geçsinler
Dur demeyin kimseye
Açlığa bile
Ecz. Selami Şimşek
Burçak Eczanesi / Konak İzmir
Herkese iş
Herkese aş
Eşit olacak hayaller
Uykuda düş
Bir yol daha olmalı
Hannibal’ı aşan
Güvercin ile konuşan
Çırp kanatları çırp biraz
Nasıl verilecek yoksa
Herkese cam kenarı
Ecz. Selami Şimşek, SON GÖZYAŞI, Sf:58, Etki yayınları, Mart 2012, İzmir
Çizgili Köşe
Mert Çakmak
gazeteedak
34
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczane Rafı
Kod
Ürün Adı
Birim
MF
MF’li Birim
19579
Gilette Blue III 6’lı
11.79
4+1
9.43
Gillette Blue III’de Çifte Şans!!!
Dedorant hediyeli ürünlerimiz 4+1 satış şartları ile…
Bu fırsatı kaçırmayın!*
* Uygulama stoklar ile sınırlıdır. Ürün konsept ürün olup devamı gelmeyecektir.
* (Aidiyet anlaşması gereği 1 ile 2,00 arasındaki ıskonto oranları yukarıdaki fiyatlardan
ayrıca düşülecektir )
* (Bu ürünler Mavi kasa dan satın alındığında farmapara kazandırmaktadır.)
Kod
Ürün Adı
Birim
52910
Kraft Göğüs Pedi Jelli 50
4.66
Çok Özel Fiyat ile KRAFT GOGUS PEDİ JELLİ 50 ‘Lİ
Hem fiyat hem de adet olarak avantajlı!*
*Uygulama stoklar ile sınırlıdır.
* (Aidiyet anlaşması gereği 1 ile 2,00 arasındaki ıskonto oranları yukarıdaki fiyatlardan
ayrıca düşülecektir.)
*( Bu ürünler Mavi Kasa’dan satın alındığında farmapara kazandırmaktadır.)
Aramıza Yeni Katılan Ortaklarımız
KARABIYIK ECZANESİ
ECZ.RAZİYE KARABIYIK
MİLAS
MUĞLA
BULUT ECZANESİ
ECZ.BURHAN BULUT
NİZİP
GAZİANTEP
NEHİR ECZANESİ
ECZ. FEYZİ GÜLER
ŞAHİNBEY
GAZİANTEP
MERKEZ ECZANESİ
ECZ.İLKER AKIN SUBAŞI
ŞAHİNBEY
GAZİANTEP
DOĞAN ECZANESİ
ECZ.NURULLAH DOĞAN
ŞANLIURFA MERKEZ
ŞANLIURFA
SAFİR ECZANESİ
ECZ.MEHMET KABLAMA
ŞANLIURFA MERKEZ
ŞANLIURFA
KARŞIYAKA HÜLYA
ECZ. HÜLYA SEL
KARŞIYAKA
İZMİR
KÖMÜRCÜ ECZANESİ
ECZ.HALİL İBRAHİM BARUTÇU
MİLAS
MUĞLA
AL ECZANESİ
ECZ.ABİDİN BURAK ALICIGÜZEL
MANAVGAT
ANTALYA
YENİ YEŞİM ECZANESİ
ECZ.HAMİDE GİTAL
KONAK
İZMİR
Ayın ipucu
Dosyaların Uzantılarını Görüntülemek
Bilgisayarım’ı açıp üst menüde yer alan;
araçlar (Windows 7 için “düzenle”)
sekmesinden -> klasör seçenekleri ->
Görünüm-> Bilinen Dosya Türleri için
uzantıyı gizle işaretini kaldırarak işlem
adımlarını onaylayın.
Bu şekilde dosyaları uzantısı ile birlikte
görüntüleyebiliyor olacaksınız.
gazeteedak
35
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Kod
Ürün Adı
Fiyat
MF
Birim Fiyat
MEDİKOOP SARGI BEZLERİ
2432
MEDİKOOP SARGI BEZİ 7x150
0.79
10+10
0.40
2431
MEDİKOOP SARGI BEZİ 10x150
0.88
10+10
0.44
8493
MEDİKOOP SARGI BEZİ 15x150
1.07
10+8
0.60
2434
MEDİKOOP ELAS.SARGI 8X200
0.93
10+8
0.52
2433
MEDİKOOP ELAS.SARGI 10x200
0.98
10+7
0.58
20787
SARGI BEZİ 10 X 50 METRE (ÇAĞDAŞ)
8.76
5+2
6.26
MEDİKOOP BANDAJLAR
20781
MEDİKOOP BANDAJ 6x150 (TEN)
2.28
5+2
1.63
20782
MEDİKOOP BANDAJ 8x150 (TEN)
2.78
5+2
1.99
20783
MEDİKOOP BANDAJ 10x150 (TEN)
3.14
5+2
2.24
20784
MEDİKOOP BANDAJ 12x150 (TEN)
4.12
5+2
2.94
20785
MEDİKOOP BANDAJ 15x150 (TEN)
4.46
5+2
3.19
2425
MEDİKOOP BANDAJ 6x150 BEYAZ
2.08
5+2
1.49
2426
MEDİKOOP BANDAJ 8x150 BEYAZ
2.53
5+2
1.81
2427
MEDİKOOP BANDAJ 10x150 BEYAZ
2.70
5+2
1.93
2428
MEDİKOOP BANDAJ 12x150 BEYAZ
3.14
5+2
2.24
2429
MEDİKOOP BANDAJ 15x150 BEYAZ
4.41
5+2
3.15
MEDİKOOP GAZLI BEZLER
2411
MEDIKOOP GAZ KOMPREX 25.AD
2.46
5+2
1.85
2412
MEDIKOOP GAZ KOMPREX 50.AD
3.93
5+2
2.81
2413
MEDIKOOP GAZ KOMPREX 100.A
6.92
5+1
5.77
2414
MEDIKOOP GAZLI BEZ 30x80
1.41
5+3
0.89
52120
BEDEN DERECE DIJITAL- GENIALTEC
3.94
1+1
1.97
İletişim ve detaylı bilgi için;
Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı
Özben Erden: Tel: 0.232.488 18 98
EDAK Itriyat ve Dermokozmetik Grupları
Tel: 0.232.488 19 85 / 0.232.488 19 27 / 0.232.488 19 29
Kaliteli Sözler
“Peşinden gitmeye cesaretin varsa
tüm hayaller gerçek olabilir”
Che Guevara
gazeteedak
36
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Haziran Ayı Fırsat Kampanyası
LENOVO THINKCENTRE E71-SGLE2TX i5-2400S 4GB 500GB /W7HMP
İşlemci Cinsi
Intel Core i5-2400S Processor (6M Cache, 2.50 GHz)
İşlemci Hızı ( mhz)
2.50 GHz
Ön Bellek
6 MB
Bellek4096
Maksimum Bellek
8 GB
Bellek Slot Sayısı
2
Sabit Disk
500 GB
18
Optik Sürücü
DVD Recordable
$+%
Ekran Kartı
Integrated Intel Graphics
Speaker
Internal SPEAKER
Network Kartı
Realtek 8111E-?VB 10/100/1000
Slot Sayısı
1PCI Express x16 , 2 PCI Express x1
I/O Port
6 USB , 1 seri optional , 1 paralel optional , microphone ,
headphone , 3 sata
İşletim Sistemi
WINDOWS 7 HOME PREMIUM 64BIT TÜRKÇE OEM
Garanti ( Yıl, Açıklama) 3 Yıl Servis Merkezinde
689
KDV
APPLE IPAD 2 16GB Wi-Fi SİYAH
Ürün Kodu
MC769TU/A
İşletim Sistemi
iOS5
İşlemci
1 GHz dual-core Apple A5
I/O Port
30-pin dock bağlantı çıkışı 3.5-mm stereo kulaklık minijak Dahili hoparlör
Mikrofon
Dahili Hafıza
16 GB
Kapasite
16 GB
3GYok
BluetoothVar
Wi-Fi
802.11 a/b/g/n
DV
$+K
KameraVar
Ekran Boyutu
9.7”
Ekran Çözünürlüğü
1024 x 768
Pil
Dahili saatte 25-watt ile şarj edilebilen Li-polymer pil
Pil Ömrü
10 saat
Boyut (mm)
241.2 mm x 185.7 mm x 8.8 mm
Ağırlık (gr)
601 gr.
509
Edak Ecza Koop. adına Sahibi:
Ecz. Emre BACANAK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Ecz. Ayşem Jale KIHTIR
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Genel Yayın Koodinatörü ve Editör:
Ayşe Yeşim ERDEMİR
Yönetim Yeri ve İletişim:
EDAK Ecza Koop.
Karacaoğlan Mah. 6173 Sokak
No:4 Işıkkent - İzmir
Tel : 0 232 488 19 19
Faks : 0 232 472 15 75
[email protected]
http://www.edak.org.tr
Sektörel Gazete • Bölgesel Süreli Yayın • Aylık Yayınlanır
Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına,
Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz
gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR)
Uygulama ve Baskı: METRO Matbaacılık
Fatih Caddesi No:105/123 35090 Çamdibi / İzmir
Tel: 0.232 459 61 05
Baskı Tarihi : 04 Haziran 2012

Benzer belgeler

“25 Eylül Dünya Eczacılık Günü” Olarak kutlanacak!

“25 Eylül Dünya Eczacılık Günü” Olarak kutlanacak! E.Ü. İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ayşen Temel Eğinli “Ne Kadar Doğru İletişim Kuruyoruz?” başlıklı sunumu ile katılımcılara iletişimin engin dünyasında interaktif bir yolculuk yaptırdı.

Detaylı

Parafarmasötik Merchandising

Parafarmasötik Merchandising EDAK 33. Olağan Genel Kurulu

Detaylı

edak gazete - EDAK ECZA KOOP.

edak gazete - EDAK ECZA KOOP. Töreni Fotoğraflarına EDAK Ecza Koop. / facebook sayfasından ulaşabilirsiniz.

Detaylı

EDAK ECZA KOOP. KURUM HABERLERİ Ecz Vecihi Özerdemli

EDAK ECZA KOOP. KURUM HABERLERİ Ecz Vecihi Özerdemli E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ

Detaylı