I. Sigorta Sözleşmesinin Tanımı ve Unsurları TTK`nın 1263`ncü

Transkript

I. Sigorta Sözleşmesinin Tanımı ve Unsurları TTK`nın 1263`ncü
I. Sigorta Sözleşmesinin Tanımı ve Unsurları
TTK’nın 1263’ncü maddesine göre “Sigorta bir akittir ki, bununla sigortacı bir prim karşılığında diğer
bir kimsenin parayla ölçülebilir bir menfaatini halele uğratan bir tehlikenin (rizikonun) meydana
gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya
hayatlarında meydana gelen belli bir takım hadiseler dolayısıyla bir para ödemeyi veya sair edalarda
bulunmayı üzerine alır”.
6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun altıncı kitabı Sigorta hukuku başlığını taşımaktadır.
Yeni kanunun 1401’inci maddesinde sigorta sözleşmesinin tanımına yer verilmiştir. Buna göre
“Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara
uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç
kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para
ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir.”
Her iki maddede yer alan tanımlardan yola çıkarak sigorta sözleşmesini zorunlu unsurlarını aşağıdaki
şekilde açıklayabiliriz:
1- Sigortacı
2- Sigorta ettiren
3- Sigorta menfaati
4- Tehlike
5- Sigorta bedeli
6- Prim
1- Sigortacı: Sigortacılık Kanunu’na göre, Sigorta şirketi: Türkiye’de kurulmuş sigorta şirketi ile yurt
dışında kurulmuş sigorta şirketinin Türkiye’deki teşkilâtını ifade eder
2- Sigorta ettiren: Sigorta ettiren sigorta sözleşmesini yapan kimsedir. Sigortalı ise şey üzerindeki
menfaati sigortayla güvence altına alınan kimsedir.
3- Sigorta menfaati: Sigorta sözleşmesinin konusu para ile ölçülebilir menfaat oluşturmaktadır.
4- Tehlike: Tehlike, şahsımızı ve malvarlığımızı tehdit eden bir olaydır.
Tehlike, kural olarak ileride meydana gelecek bir olaydır.
Meydana gelmesi imkan dahilinde olmayan olaylar tehlike niteliğini taşımaz.
Tehlikenin ahlaka ve adaba aykırı olmaması gerekir.
Buradan yola çıkarak bir menfaatin sigortalanabilmesi için aşağıdaki unsurları taşımasının gerektiği
söylenebilir:
-
İleride meydana gelmesi muhtemel bir olay olması,
-
Rizikonun meydana gelmesi durumunda ortaya çıkan kayıp veya zararın parayla ölçülebilir bir
nitelik taşıması
-
Rizikonun meydana gelmesi durumunda ortaya çıkan zararın öngörülebilir olması,
-
Rizikonun meşru olması,
-
Rizikonun ahlaka ve adaba uygun olması
5- Sigorta Bedeli: Sigorta bedeli, sigorta poliçesinde gösterilen ve tehlikenin gerçekleşmesi halinde
sigorta değerini geçmemek kaydıyla sigortalıya ödenecek olan azami meblağı ifade eder.
6- Prim : Sigorta ücretidir. Prim iki kısımdan ibarettir. Safi prim ve sigorta yükü (şarjman). Safi prim,
teorik olarak sigorta ettirene verilecek olan sigorta bedeli veya tazminatının karşılığını teşkil eder.
Sigorta yükü ise, sigortacı tarafından yapılan çeşitli giderleri karşılamak üzere üzere safi prime ek
olarak sigorta ettirenden alınan paradır. Buna ticari prim de denir. Sigorta ettirenin ödediği prime de
brüt prim denir
II. Sigortanın Genel Prensipleri
1. Sigortalanabilir Menfaat Prensibi
2. Azami İyi Niyet Prensibi
3. Tazminat Prensibi
4. Halefiyet ve Hakların Devri Prensibi
5. Hasara Katılım Prensibi
6. Yakın Neden Prensibi
1. Sigortalanabilir Menfaat Prensibi: Sigortalanabilir menfaat, poliçe sahibi ile sigorta konusu
arasındaki yasal (meşru) bir mali ilişkiden doğan sigorta ettirme hakkı olarak tanımlanabilir.
2. Azami İyi Niyet Prensibi: Sigorta sözleşmesindeki taraflardan her birinin, diğerine, sözleşmeyi
kabul edip etmemesinde etkili olabilecek bütün bilgileri, talep edilmemiş olsalar bile,
verilmesini ifade eder.
3. Tazminat Prensibi: Sigortanın bölümlendirilmesinde esas alınan yaklaşımlardan biri de
Meblağ
Sigortaları/Tazminat
Sigortaları
biçiminde
bir
ayırıma
gitmektir.
Meblağ
sigortalarında, sigortaya konu olayın gerçekleşmesi halinde ödenecek tutar önceden belli
iken, Tazminat sigortalarında bu tutarı, sigorta sözleşmesinin koşulları çerçevesinde,
sigortalının uğradığı zarar belirler. Bu ayırıma göre de, hayat ve ferdi kaza sigortaları dışında
kalan bütün mal ve sorumluluk sigortaları Tazminat sözleşmeleridir. Bu sözleşmelerin amacı,
sigortalıyı olabildiğince, hasardan hemen önceki mali konumuna getirmektir. Tazminat
prensibi, sigortalının, rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle kar sağlamasına engel olur.
4. Halefiyet ve Hakların Devri: Bir kimsenin bir başkasına karşı sahip olduğu hakların, üçüncü bir
kişiye devredilip bu üçüncü kişi tarafından kullanılmasına hukuk dilinde halefiyet adı
verilmektedir. Sigortacılıkta da, bir hasar ya da zıya ile ilgili olarak sigortalıya ödediği tazminat
oranında, hukuken sigortalının yerine geçer ve sigortalının söz konusu zarardan ötürü üçüncü
kişilere karşı bir dava hakkı var ise, bu hak, tazmin edilen zarar oranında sigortacıya
devredilmiş olur. Sigortacılıkta zenginleşme yasağı prensibinin bir sonucudur. Bu prensip
tazminat sigortalarında geçerli iken, meblağ sigortası niteliğini taşıyan Hayat ve Ferdi Kaza
sigortalarında uygulama alanı bulamaz. Halefiyet hakkının kazanılabilmesi için,
-
Geçerli bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti
-
Tazminatın ödenmiş olması,
-
Ödenen tazminatın sigorta poliçesinde teminat altına alınan bir rizikodan kaynaklanmış
olması (ex-gratia ödemeler kapsam dışında)
Şartları aranmaktadır.
5. Hasara Katılım Prensibi:Tazminat prensibinin bir uzantısı Halefiyet ve Hakların Devri prensibi
ise, diğeri de Hasara Katılım prensibidir. Hareket noktası, sigortalının gerçek zararından
fazlasını sigorta yoluyla elde etmemesi ve sigortayı bir kar aracı yapmaması olduğuna göre,
sigorta konusunun birden çok sigortacıya sigorta ettirilmiş olması halinde de, zararın bu
sigortacılar tarafından ortaklaşa karşılanması doğaldır. Hasara katılım prensibi, aynı değerin,
aynı tehlikelere karşı, aynı anda, aynı sigortalı menfaate ilişkin olarak sigorta ettirilmiş olması
halinde devreye girer ve sigortalının, zararı için birden çok sigortacıdan tazminat almasını
önleyerek Tazminat prensibinin zedelenmesine engel olur.
Müşterek Sigorta: Sigorta konusu menfaatin, aynı zamanda, aynı rizikolara karşı, aynı süre için
birden fazla sigortacı tarafından güvence altına alınmasına denir.
Kısmi Sigorta: Sigorta konusu menfaatin, ayrı ayrı tarihlerde, aynı rizikolara karşı, aynı süre için
birden fazla sigortacı tarafından güvence altına alınmasına
Çifte Sigorta: Değerinin tamamı sigorta ettirilen bir malın aynı sürede aynı kimse tarafından aynı
risklere karşı sigortalanmasına
6. Yakın Neden Prensibi: Bir hasarın tazmin edilebilmesi için, o hasarın poliçede alınmış ve genel
/ özel şartlarda belirtilen teminat kapsamına en yakın nedenden ileri gelmesi gerekir.
Örneğin; hırsızlık teminatı verilmiş bir yerde hırsızın kapıyı kırması ve hiçbir şey çalamadan
kaçması halinde, kapının hasarı da bu poliçe ile ödenecektir. Çünkü hasarın yakın nedeni
çalma durumu gerçekleşmemiş olmasına rağmen, hırsızlık olayıdır.
III. Reasüransın Tanımı
Reasürans, Direkt sigortacının üstlenmiş olduğu riskleri tek tek yada bir portföy halinde reasürörler ile
paylaşarak üzerinde tuttuğu risk miktarını azaltmasıdır. Diğer bir ifade ile sigorta şirketinin üzerinde
tuttuğu riskleri tekrar sigortalamasıdır.
Reasürans, sigorta şirketi için bir nevi teminat veya korunma vasıtası olarak ortaya çıkmaktadır. İki
tarafa borç yükleyen bir hukuki muamele olan reasürans, sedan ve reasürör adını alan iki taraf
arasında yapılan bir anlaşmadır. Bu anlaşma ile, sedan rizikonun belirli bir parçasını reasüröre
devretmeyi, reasürör de sedanın kendisine devrettiği o riziko parçasını kabul etmeği taahhüt eder.
Devir ve kabulün şartları, reasürans anlaşmasında yer alır
Sigortalı ve reasürör arasında hukuki bir bağ bulunmamakta, sigorta sözleşmesi ile reasürans
sözleşmesi birbirinden bağımsız iki ayrı sözleşme olmaktadır.
Reasüransın ilk şartı bir sigorta mukavelesinin mevcudiyetidir. Ancak sigortalının, sigortacı ile
reasürör arasındaki sözleşme ile hiçbir doğrudan ilişkisi yoktur ve bu anlaşmaya hiç bir şekilde taraf ve
muhatap değildir. Reasürörün sorumluluğu sadece sigorta şirketine karşı olup, sigortalıyla muhatap
olan yalnızca sigortacıdır
Sigortacının sorumlu olmadığı bir sigorta sözleşmesi dolayısıyla reasürörün sorumluluğu söz konusu
olmaz.
Sigorta konusunun mevcudiyeti, reasürans bakımından temel şarttır.
IV. Reasürans Terimleri
Reasürör: Sedana reasürans teminatı veren reasürans şirketine Reasürör denir. Diğer bir deyimle
reasürans işi kabul eden sigorta şirketidir.
Direk Sigortacı: Bu ilişkide sigorta teminatını sigortalıya veren ve sigortalıya karşı rizikonun
tamamından sorumlu olan sigorta şirketine ise Direk Sigortacı denir.
Sedan: Sigortalıya karşı vermiş olduğu teminat dolayısıyla üzerine almış olduğu riski reasüröre
devreden yani reasürans işin veren şirkettir
Reasürans Tretesi: Reasürör ile sedan arasındaki ilişkilerin hukuki şeklini düzenleyen sözleşmedir.
Konservasyon (Saklama Payı) : Direkt sigortacının üzerine almış olduğu rizikodan bizzat kendi
bünyesinde tuttuğu ve kendi hesabından karşılayacağı miktardır
Sesyon: Reasürans yoluyla devredilen ve dolayısıyla reasürör tarafından kabul edilen iş miktarıdır
Plen (Dilim, Lines): Direkt sigortacının konservasyonuna eşit miktardır. Reasürör (Surplus tretesinde)
kabulünü bunun bir nispetiyle ifade eder. Diğer bir ifadeyle, saklama payının hangi miktarda
anlaşmaya devredileceğinin gösteren sayısal ifade (10plen-20plen ve benzeri)
Slip: Anlaşma şartlarını içeren ve taraflar tarafından imzaya konu dökümler.
Retrosesyon: Reasürörün üzerinde tuttuğu riskleri tekrar sigortalaması
Reasürans Metodları:İhtiyari Reasürans ; Otomatik (Trete) Reasürans
İhtiyari Reasürans Metodu: Her bir riskin “seçimlik” olarak reasüröre teklif edildiği, kabul ve ret
yetkisinin reasürörde olduğu reasürans metodu
Trete Reasürans Metodu: Direkt sigortacı ile reasürör arasında yapılan sözleşme gereği, bu
anlaşmada belirtilen şartlar dahilinde sedanın tüm işleri devre ve reasürörün de bunları kabul etmeye
mecbur olduğu reasürans türüdür.
Orantılı (Bölüşmeli) Reasürans Metodları:
Kot-Par, Eksedan (Surplus) reasürans tipleri
Kot-Par (Quotashare) Anlaşmaları: Sigortacı önceden kararlaştırılmış belli bir oranı üzerinde tutar,
yine önceden kararlaştırılmış tutarı reasüröre devreder.
Orantısız(Bölüşmesiz) Reasürans Metodları:
Reasürör, önceden belirlenmiş bir miktarı aşan hasarları, yine önceden belirlenmiş ikinci bir miktara
kadar sigortacıya tazmin eder(Excess of Loss veya Stop Loss) reasürans anlaşmaları
Excess of Loss: Hasar fazlası reasüransı (Excess of Loss-XL), sigorta şirketinin belli bir sürede
(genellikle 1 yıl) yazmış olduğu işler için düzenlenen ve yine bu süre içerisinde meydana gelen bir
hasarın önceden belirlenmiş bir miktarı aşması halinde reasürörün sorumluluğunun söz konusu
olduğu reasürans tipidir. Reasürörün yükümlülüğü ancak bir hasarın meydana gelmesi ve sigorta
şirketinin taşıyacağını söylediği tutarın aşılması halinde ve anında söz konusu olur.
Stop Loss: Reasürör, sigorta şirketinin hasar oranının primlere göre anlaşmada kararlaştırılmış bir
yüzdeyi aşması halinde, ilgili işlerdeki hasar prim oranı fazlasını karşılar.
Eksedan (Surplus) anlaşması: Sigortacı riskin özelliklerine göre, poliçede yazılı sigortalı miktarlar
üzerinden değişik oranlarda üzerinde tutar, reasürör payı ise sigortacının üstünde tuttuğu orana göre
değişiklik gösterir.
V. Reasüransın Amacı, Reasüransa Olan İhtiyaç ve Reasüransın Fonksiyonları
Sigortacılığın hemen her branşında mevcut olan büyük rizikoların bir tek sigortacı tarafından teminat
altına alınması mümkün olmadığından bu sorumluluğun reasürans yolu ile başka şirketlere dağıtılması
reasüransa olan ihtiyacın başlıca nedenidir. Bu büyük rizikolara teminat altına alınabilir bir nitelik
kazandırmak da aslında reasüransın amacını oluşturmaktadır.
Reasüransın temelde aşağıda yer alan fonksiyonlara sahiptir:
-
Şirketlere kapasite sağlamak. Reasürans sayesinde sigorta şirketleri kapasitelerini artırarak
daha büyük rizikolara teminat verebilmektedirler. Eğer reasürans olmasaydı, sigorta
şirketlerinin verebilecekleri teminat tutarı kendi mali güçleri ve sermaye düzeyleri ile sınırlı
olacaktı.
-
Sigorta şirketine mali bakımdan destek sağlamak. Sigorta şirketleri tarafından teminat altına
alınan büyük risklerin aynı anda gerçekleşmesi durumunda hasar ödemelerinde sıkıntı
yaşanması önlenir. Bu ise sadece reasürörün sorumluluğu oranında hasar iştirak etmesi ile
değil, aynı zamanda peşin hasar klozu ile hasarın gerçekleşmesinin hemen akabinde yani
sedan daha sigortalıya ödeme yapmadan reasürans şirketinin sedana ödeme yapması
şeklinde de olmaktadır. Burada yine sedanın reasüröre devrettiği işler nedeniyle reasürörden
reasürans komisyonu ve tretenin karlı sonuçlanması halinde kar komisyonu alması da sedana
mali bakımdan destek sağlamaktadır.
-
Hasar sonuçlarını dengelemek ve finansal istikrarı sağlamak
-
Sermayeyi korumak ve finansal gücü arttırmak
-
Reasürörün bilgi birikiminden faydalanma. Bu sayede Sedan, müşterilerin ihtiyacı olan özel
teminat ve fiyatları sağlayabilir
-
Pazarlık gücünü arttırmak
-
Büyük hasarlarda ülke ekonomisine destek olmak.
VI. Saklama Payını Belirleyen Unsurlar
Bir sigorta şirketi saklama payını belirlerken bir çok unsuru göz önünde bulundurmak zorundadır.
Bunlar,
-
Aktif büyüklüğü, Sermaye tutarı, serbest rezervler ve Sermaye yeterlilik düzeyi
-
Portföyün büyüklüğü, toplam prim tutarı ve karlılık düzeyi
-
Risklerin türü ve dağılımı.
Sigorta şirketlerinin risk saklama kapasitesini (her bir risk başına) finansal olarak analiz ederken üç
finansal faktör esas alınmaktadır.
1- Likidite
2- Mali Güç
3- Karlılık
Bununla birlikte, bu yöntem tek başına bir sigorta şirketinin risk saklama kapsaitesini belirlemek için
yeterli değildir. Şirketin kendi finansal hedefleri, risk alma kültürü, reasürans maliyeti ve reasürans
teminatının bulunabilirliği gibi hususlar da bu değerlendirme yapılırken dikkate alınmak
durumundadır. Bir sigorta şirketinin finansal performansına göre risk saklama kapasitesinin analiz
edilebilmesi için ilgili şirketin son beş yıllık verilerinin kullanılması uygun bulunmaktadır.
1- Likidite: Bilançoda yer alan kısa süreli nakit değerleri (kasa ve banka) ifade etmektedir.
Hasarları derhal karşılamaya yetecek likit varlıkların düzeyini göstermesi açısından önemli bir
kriterdir. Bununla birlikte, şirketin kurumsal politikası gereği yıldan yıla çok dalgalanma
gösterebildiğinden analizlerde dikkatli olunmalıdır.
2. Finansal Güç: Özkaynaklar ve varlıklar finansal güç göstergesi olarak kullanılmaktadır.
Likiditenin düşük olduğu şirketlerde bile borçlanma yoluyla yada aktif satışı yoluyla gelir yaratılabilir
ve hasarlar karşılanabilir.
3. Karlılık: Net kazanılmış primler ve vergi öncesi kar karlılık göstergesi olarak
kullanılmaktadır.
Aşağıdaki tabloda yer alan oranlar, bir çok sigorta şirketi için saklama payının belirlenmesinde
kullanılabilecek ”benchmark” ölçütü olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu oranların belirli bir
aralık içerisinde dalgalanmasının nedeni sigorta şirketleri arasında finansal performans farklılıklarını,
aktif-yükümlülük yapısındaki değişkenliği ve farklı risk taşıma alışkanlıklarını yansıtmanın amaçlanmış
olmasıdır. Bir başka ifade ile, bir sigorta şirketinin risk başına optimal saklama payı tutarı nakit
varlıklarının
%5
ile
%15’i
arasında
değişebilmektedir.
Bu
tutar,
özkaynaklar
açısından
değerlendirildiğinde %1 ile %3 arasında değişmektedir. Toplam aktifler kriter olarak alındığında bu
oran 0.5% ile 2% arasında seyretmektedir. Karlılık kriterlerinde ise optimum risk başına saklama tutarı
net kazanılmış primin %0.75 ile %2.5’i arasında seyretmektedir. Vergi öncesi karın %6.5-%10’u
arasındaki bir saklama tutarı da uygun olarak değerlendirilmektedir.
Risk Saklama Kapasitesi Rasyoları
Minimum
Maksimum
Kasa ve Bankalar
5%
15%
Özkaynaklar
1%
3%
Toplam Aktifler
0.5%
2%
Net Kazanılmış Prim
0.75%
2.5%
Vergi Öncesi Kar
6.5%
10%
Likidite
Finansal Güç
Karlılık
I. Reasürans Türleri – İhtiyari- Otomatik (Trete) –Bölüşmeli-Bölüşmesiz
Temelde Reasürans anlaşmalarını İhtiyari ve Otomatik (Trete) Reasürans anlaşmaları olarak ikiye
ayırabiliriz.
Bu reasürans anlaşmalarını da kendi içerisinde bölüşmeli ve bölüşmesiz olarak ikiye ayırmak
mümkündür.
A. İhtiyari Reasürans
1. Kavram
İhtiyari reasürans, reasürans türlerinin en eski olanıdır. Bireysel bir riskin bir sigortacının teminat
veremeyeceği kadar büyük olduğu durumlarda sigortacının, riskin bir bölümünü bir başka sigortacı ile
ya da reasürör ile paylaşmasını ifade eder.
İhtiyari reasürans türünün özellikleri;
-
Sigortacı riski teklif etmek reasürör de bu riski kabul etmek zorunda değildir
-
İhtiyari, opsiyonel bir ilişkiyi ifade etmektedir. Her iki taraf da sözleşmeyi yapmak ya da
yapmamak konusunda bir opsiyona sahiptir.
-
Her risk ayrı ayrı değerlendirilir. Sigortacı riski plase edip etmeyeceğine reasürör de bu
plasmanı kabul edip etmeyeceğine karar verir.
-
Burada her bir risk ayrı bir reasürans sözleşmesidir. Bu aslında ihtiyari reasürans ile otomatik
(trete) reasürans türü arasındaki önemli bir farklılıktır.
Bugün artık risklerin büyük bir bölümü trete reasüransı ile plase edilmesine rağmen özellikle
büyüklüğü ve yapısı gereği her bir riskin ayrı olarak ele alınmasının gerekli olduğu durumlarda ihtiyari
reasürans önemli bir kullanım alanına sahiptir. Örneğin, BOTAŞ’ın petrol boru hatları sigortası ihtiyari
reasüransın söz konusu olabileceği bir teminat türüdür. Burada yaklaşık 6 milyar dolarlık bir teminat
verilmesi söz konusudur. Diğer taraftan özellikli bir sigorta türüdür. Hem büyüklük hem de riskin
özelliği gereği bu teminatın trete reasüransı kapsamına alınması mümkün değildir.
2. İhtiyari Reasüransa Başvurulma Sebepleri
İhtiyari reasüransa aşağıdaki durumlarda başvurulabilir:
-
Sedanın otomatik teminat sağlayan trete reasürans anlaşmasının limitlerinin ötesinde bir
kapasiteye ihtiyaç duyması halinde. Sedan iyi bir riski sadece çok büyük olduğu gerekçesi ile
reddetmek istemeyebilir. Bu durumda trete limitinin üzerindeki kapasiteye teminat sağlamak
için sedan ihtiyari reasüransa başvurabilir.
-
Teminat altına alınmak istenen riskin sedanın trete reasürasında istisna edilmiş bir rizko
olması. Trete reasürans anlaşmaları genellikle teminat dışı kalan risklerin bir listesini de içerir.
Bunlar bazen katastrofik riskler olabilir bazen de trete reasürörünün geçmişte kötü
tecrübelere sahip olduğu iş kolları olabilir. Diğer bir istisna ise coğrafi bölgeler kapsamında
ele alınabilir. Örneğin trete reasüransı ile Amerika kıtasından kaynaklanan riskler istisna
edilmiş olabilir. Sigortacı trete reasüransı kullanamayacağı böyle durumlarda ihtiyari
reasürans yolu ile teminat sağlamak isteyebilir.
-
Bazı durumlarda sedan belirli bir riski, bu risk trete reasüransı ile teminat altına alınmış
olmasına rağmen treteye devretmek istemeyebilir. Bu da çoğunlukla bu riskin gerçekleşmesi
durumunda ortaya çıkabilecek bir hasarın tüm trete sonuçlarını olumsuz etkilemesinin olası
olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır (Trete dengesini korumak istemesi). Bu riskin treteye
devredilmesi ve hasarın meydana gelmesi durumunda sedanın bir sonraki yılki yenilemede
daha yüksek bir reasürans fiyatı ödemesi sonucunu doğurabilir.
-
Orijinal riskin katastrofik olduğu durumlarda. Belirli riskler sonuçları itibariyle katastrofik bir
nitelik taşımaktadır. Özellikle yerel piyasalarda, sedan bu tür riskler konusunda yeterli
deneyime sahip olmayabilir. Reasürör ise daha global bir bakış açısına sahip olup, diğer
piyasalarda sahip olduğu deneyim sayesinde riskin fiyatlaması, analizi, alınması gereken
güvenlik tedbirleri ve poliçede yer alması gereken muafiyetler gibi konularda sedana yardımcı
olabilir.
-
Bazen ticari, finansal veya stratejik nedenlerle de ihtiyari reasüransa başvurulabilir. Örneğin
bir sigorta şirketi politik veya ticari nedenlerle bir teminatı vermek zorunda kalabilir. Örneğin
büyük bir barajın sigortasının lokal bir şirkete yaptırılması zorunlu hale getirilebilir. Lokal bir
şirket bu teminatı verebilecek durumda olsa bile bu riski tretesine koymak istemeyebilir.
Bunun gerisinde yatan temel neden ise meydana gelebilecek bir hasarın bütün bir sigortacılık
sektörünün reasürans fiyatlarını etkileyerek yerel sigortacılığın gelişmesine engel olabilecek
bir nitelik taşımasıdır. İhtiyari reasürans ile sedan bir bölge ya da ülke itibariyle riziko
birikimini hafifletmiş olacaktır.
3. İhtiyari Reasüransın Avantajları ve Dezavantajları
Avantajları;
-
Her bir risk ihtiyari reasüransta ayrı ayrı ele alınır. Bu da reasüröre her bir riski portföyün
bütünü içerisinde ele almak yerine teminat altına alınacak riski ayrı olarak ele alarak riske
uygun bir prim talep etme imkanı verecektir.
-
İhtiyari reasürans sedanın iş kabul politikasını etkileyerek piyasadaki rekabet gücünü
artıracaktır.
-
İhtiyari reasürans sedana riski teklif etmek reasüröre ise riski kabul etmek veyahut
reddetmek konusunda bir özgürlük sağlamaktadır. Her bir riskin ayrı ayrı kabul veya
reddetme opsiyonu ile birlikte ele alınması reasüröre kabul politikasına (underwriting
politikası) uygun olan risklerden meydana gelecek bir portföy yapısı oluşturma imkanı
verecektir.
-
Sedanın trete reasüransı belirli risklerin ihtiyari reasürans yolu ile teminat altına alınması
sayesinde korunmuş olacaktır. Bu ise tretenin daha iyi sonuç vermesini sağlayarak sedanın
uzun dönemde daha düşük bir fiyatla reasürans teminatı almasını sağlayabilecektir.
-
Sedan riskin yapısı ve olası sonuçları konusunda ihtiyari reasürörün bilgi birikiminden fayda
sağlayabilir.
-
İhtiyari reasüransta her iki taraf için de profesyonel ve başarılı bir ilişki kurma imkanı
bulunmaktadır. Reasürör sedanın iş kabul politikası (underwriting politikası) kapasitesi ve
yöntemleri hakkında bilgi sahibi olurken, sedan reasürörün yardımı ile hangi alanlarda
gelişme sağlayabileceğini ortaya çıkarabilir.
Dezavantajları
-
Her bir risk ayrı ayrı değerlendirildiği için sedan ihtiyari reasüransa plasman yapıp
yapamayacağı konusunda kesin bir kanaate sahip değildir. Bu da aslında sedanın riski
poliçeleştirmesini zorlaştırmaktadır.
-
Her bir risk ayrı ayrı değerlendirildiği için idari masrafları yüksek ve pahalı bir reasürans
türüdür. Aynı zamanda riskin poliçeleştirilmesinde gecikmelere yol açtığı için hem acente
hem de müşteri için problemler doğurabilir.
-
Bu reasürans türünde sedan teminat altına alınmak istenen riskle ilgili bütün bilgileri
açıklamak zorundadır. Bu ise reasürörün aynı zamanda rakip bir firma olarak görüldüğü
alanlarda problemler doğurabilir.
-
Yine bu reasürans türünde reasürör sedanın iş kabul politikasına müdahalede bulunabilir. Bu
da genellikle rizikonun daha iyileştirilmesini ya da reasürörün kendi risk değerlemesine göre
orijinal prim düzeyinin revize edilmesini talep etmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
-
Bu reasürans türünde sedan riski kontrol etme yeteneğini tamamen kaybedebilir. Örneğin,
poliçe koşullarında reasürörün ön onayı olmaksızın herhangi bir değişiklik yapılmaması gibi
bir hüküm bulunabilir. Ya da reasürör anlaşmaya koyduğu hasar kontrol ya da hasar işbirliği
klozu ile hasarların tasfiye sürecini de kendi kontrolüne alabilir. Bu da sedanın iş kabulünde
tam bir özgürlük içerisinde hareket etme olanağını kısıtlar.
-
İhtiyari reasüransta sedanın aldığı komisyon, trete reasüransına göre daha düşüktür. Aynı
şekilde kar komisyonu ve prim deposu uygulamasının olmaması da sedan açısından bir diğer
finansal sakıncadır.
B. Otomatik (Trete) Reasürans
1. Kavram
Her bir riskin kabul edilme veya reddedilme olasılığı ile reasüröre ayrı ayrı plasmanını yapmak yerine,
çözüme sedanın portföyünün belirli bir tutarını plase etmek reasürörün de bu plasmanı kabul etmek
zorunda olduğu otomatik sözleşme türlerinin geliştirilmesi ile ulaşılmıştır
Trete ya da otomatik reasürans sözleşmeleri, riskin hangi oranda ve hangi koşullarda reasüröre plase
edileceğinin genel çerçevesini çizen sözleşmelerdir. Örneğin, kara araçları branşında faaliyet gösteren
bir sigorta şirketinin 100.000 sürücüye teminat verdiğini düşünelim. Bu poliçelerin reasüransının
ihtiyari reasürans yöntemi ile yapılması durumunda her biri ayrı ayrı reasürörle müzakere edilmesi ve
uzlaşılması gereken 100.000 adet reasürans sözleşmesinin imzalanması gerekirdi. Bunun yerine ise
tek bir reasürans sözleşmesi düzenlenerek bütün bir portföyün bu tek bir reasürans sözleşmesi ile
plase edilmesi mümkündür. Sözleşme koşulları üzerinde uzlaşarak, sedan aldığı her bir primin belirli
bir oranını reasüröre devretmeyi reasürör ise meydana gelen her bir hasarın belirli bir oranını
otomatik olarak üstlenmeyi kabul eder. Bu ise bölüşmeli reasürans türüdür. Diğer bir şekilde ise,
reasürör hasar tutarının önceden kararlaştırılmış belirli bir miktarı aşması durumunda aşan hasar
tutarını üstlenmeyi kabul eder. Bu ise bölüşmesiz reasürans türüdür.
2. Trete Reasüransının Avantajları ve Dezavantajları
Avantajları
-
Sedan otomatik bir reasürans teminatına sahip olur. Böylelikle, ihtiyari reasüransta
karşılaşılan örneğin reasürans sözleşmesi imzalanmadan önce her bir riskin tek tek
değerlendirilmesi gibi problemler ortadan kaldırılmış olur.
-
Bölüşmeli tretelerde sedanın istihsal masraflarına karşılık gelmek üzere reasürör tarafından
bir komisyon ödemesi yapılır (Reasürans komisyonu)
-
Yine bölüşmeli tretelerde sedan tretenin karlı sonuç verdiği dönemlerde ilave bir komisyona
hak kazanır (Kar komisyonu)
-
Özellikle de bölüşmeli tretelerin idari anlamda yönetimi ihtiyari reasüransa göre daha kolay
ve daha az masraflıdır.
-
Muhasebeleştirme işlemleri üçer aylık hesap ekstreleri ile yapılarak daha basit hale getirilir.
-
Trete çok sayıda homojen riskten oluştuğu için tretenin dengesinin korunması mümkün ve
tretede yer alan risklerin analizi imkan dahilindedir.
Dezavantajları
-
Sözleşme her iki taraf için de bağlayıcı bir nitelik taşıdığından ihtiyari reasüransta görülen
serbestlik burada ortadan kalkmaktadır. Tretenin dönem sonundan önce iptali mümkün
bulunmadığından aslında reasürörün kaderi sedanın iş kabul politikasındaki başarısına
(underwriting kabiliyeti) bırakılmaktadır.
-
Aslında sedanın rahatlıkla üzerinde tutabileceği çok sayıda küçük ve iyi riskin de reasüröre
devri söz konusu olduğundan sedan için önemli düzeyde bir prim ve iş kaybı ile
sonuçlanabilir. Bunun da eksedan anlaşmaları ile önüne geçilebilmektedir.
C. Reasürans Yöntemlerinin Bölüşmeli ve Bölüşmesiz Olarak Ayırımı
1. Kavram
Hem ihtiyari hem de trete reasüransının bölüşmeli ve bölüşmesiz olarak ayrılması mümkündür. Bu
konunun detayları daha sonra ele alınacak olmakla birlikte burada kısa bir bilgi verilecektir.
Bölüşmeli reasürans, sedanın her bir riskin belirli bir oranını devrettiği reasürans anlaşması türüdür.
Reasürör de üstlendiği riskin oranına göre primlere ve meydana gelen hasarlara aynı oranda iştirak
eder. Örneğin reasürör, sedanın kara araçları branşına %20 oranlı bir kot par anlaşması ile iştirak
etmiş ise bu reasürörün bu branşta alınan primlere ve meydana gelen hasarlara da %20 oranında
iştirak edeceği anlamına gelmektedir.
Bölüşmeli reasüransın ana özelliği reasürörün orijinal primi orantılı olarak paylaşması ve aynı oranda
anlaşma kapsamına giren bütün hasarlardan sorumlu olmasıdır. Bu mekanizmadan ötürü karlılık
büyük oranda orijinal fiyatlara bağlıdır.
Bölüşmesiz reasürans ise reasürörün risk içindeki payını değil hasar tutarını esas almaktadır.
Bölüşmesiz reasüransın temel özelliği, reasürörün hasardan ancak hasarın bellli bir miktarı (muafiyeti)
aşması halinde ve anlaşılmış azami miktarla sınırlı olarak sorumlu olmasıdır. Bölüşmesiz reasürans
anlaşmaları ise genellikle excess of loss yani hasar fazlası reasürans anlaşması olarak adlandırılır. Bu
ise, reasürörün sorumluluğunun başlayabilmesi için hasar tutarının önceden kararlaştırılmış bir oranı
ya da tutarı aşmasının gerekli olmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin sedanın kara araçları branşı
100.000 xs 50.000 şeklinde bir anlaşma ile koruma altına alınmış ise reasürörün sorumluluğun
başlayabilmesi için hasar rakamının 50.000 TL’yi aşması gerekmektedir. Bu durumda dahi reasürörün
sorumluluğu 100.000 TL ile de sınırlıdır. 25.000 TL tutarında bir hasar da yine 150.000 TL’yi aşan
hasarlar da sedanın üzerinde kalacaktır (160.000 TL tutarındaki bir hasarda reasürörün sorumluluğu
yine 100.000 TL’dir).
2. Bölüşmeli ve Bölüşmesiz Reasürans: Farklılıklar
Bölüşmeli Reasürans
-
Orijinal risk, prim, hasar ve istihsal masrafları sedan ile reasürör arasında önceden
kararlaştırılmış oran dahilinde paylaştırılır.
-
Sedan ve reasürör arasında tam bir kader birliği vardır.
-
Bölüşmeli reasürans sedan ile tam bir ortaklığı içerir.
-
Her bir poliçe, tutarı ve teminat kapsamı itibariyle tek tek ele alındığı ve trete koşullarına
uygunsa treteye devredildiğinden idaresi kısmen zordur.
-
Çok fazla prim geliri elde edilir ama genellikle kar marjı çok düşüktür.
-
Hasar frekansı yüksek seyredebilir ve reasürans dönemi içerisinde mali durum pozitif ya da
negatif yönde önemli dalgalanmalar gösterebilir.
-
Tutar olarak tahmin edilmesi çok zor olan Katastrofik hasarlar içerebilir.
-
Devredilen her bir risk, reasüre edilen tutarın tamamı kadar hasar potansiyeline sahip
olduğundan teknik olarak hasar tutarı limitsizdir.
Bölüşmesiz Reasürans
-
Reasürörün sorumluluğunun söz konusu olması için öncelikle belirlenen parasal bir limitin
aşılması gerekir.
-
Reasürör ve sedan arasındaki ilişki genellikle daha kısa süreli olma eğilimindedir. (Piyasadaki
diğer aktörlerin sunduğu opsiyonların değerlendirilmesi genellikle daha kolaydır)
-
Excess of loss primleri yazılan her bir poliçenin belirli bir oranı şeklinde değil tretenin bütünü
için belirlenir.
-
Her bir poliçe tek tek ele alınmadığı için idari açıdan excess of loss reasüransının yönetimi
kolaydır.
-
Üstlenilen sorumluluğa göre prim geliri düşük fakat kar marjı çok yüksek olabilmektedir.
-
Hasar frekansı konservasyon tutarına göre değişkenlik gösterecektir. Bununla birlikte hasar
tutarı sözleşmeye konulan yenileme klozları ya da istisnalar ile sınırlanabilmektedir.
Reasürans Anlaşmalarının İçeriği
Bölüşmeli Reasürans Anlaşmalarında Yer Alan bazı önemli hükümler şu şekilde sıralanabilir:
- Anlaşmanın Tarafları
- Anlaşmanın Süresi
- Anlaşmanın Kapsamı(Konusu ve sigorta branşı)
- Saklama Payı
- Trete Kapasitesi (Eksedanda ,Plen Adedi olarak, kot-par da miktar olarak)
- Reasürörün Hissesi
- Coğrafi kapsam
- İstisnalar (Genellikle mecburi ve ihtiyari reasürans işleri, harp ve nükleer rizikolar)
- Komisyon
- Kar Komisyonu
- Prim Deposu
- Depo Faizi
- Portföy Giriş ve Çıkışları
- Peşin Hasar
- Hesaplar-Bakiyelerin Ödenmesi
Reasürans Sözleşmelerinde Sıkça Yer Alan Bazı Terimler
Caps: Reasürörün toplam sorumluluğunu sınırlandırmak için kullanılır. Reasürörün
hasarlarda sorumluluk limiti toplam primlerin bir yüzdesi ya da ödenecek hasar miktarı olarak
belirlenebilir. Örnek: “Ödenen primlerin %150‟sini aşan hasarlar için reasürör sorumlu
olmayacaktır.”
Dual Triggers:Teminatın yürürlüğe girebilmesi için sigortalı olayın gerçekleşmesi ile birlikte
önceden tanımlanmış bir değişkende değişiklik olması gerekir. Örneğin deprem riskine karşı
25.000.000TL xs 25.000.000TL Cat XL koruması almış olan bir sigorta şirketinin bir deprem
olayının gerçekleşmesi halinde reasürör tarafından tazmin edilmesi bu olay dolayısıyla
sektörün tamamının ödeyeceği deprem hasarının 10 milyar TL‟yi aşması şartın konulmuş
olabilir. Bu durumda söz konusu şirketin bu deprem olayı sonucu uğradıgı net kayıp
50.000.000TL „yi aşmış olsa bile sektörün tümünün ödeyeceği tazminatın 10 milyar TL‟yi
aşmaması halinde reasürörün sorumluluğu başlamamaktadır.
Başka örnek ise, nakliyat sigortası portföyünde karayolu taşımacılığı yapan sigortalıların kar
yağışı nedeniyle rotasını değiştirmesi nedeniyle uğrayacağı zararların kar yağışı miktarının
önceden belirlenmiş bir miktarı aşması halinde reasürans teminatı kapsamında olduğu
sözleşmede belirlenebilir. Bu durumda sedan şirketin poliçe sahiplerine kar yağışının
doğurduğu rota değişikliği dolayısıyla tazminat ödemiş olması reasürans teminatının
yürürlüğe girmesi için yeterli olmayıp yağış miktarının da reasürans sözleşmesinde
belirlenmiş miktarı aşmış olması gerekmektedir.
Loss Corridor: Sedan şirketin nihai hasarlarda konservasyonunu aşan ve normal şartlarda
reasürans teminatı kapsamında olan hasarların sözleşmede belirlenen limitler dahilinde
konservasyonuna ilave olarak üstlenmesini ifade eder.Örneğin QS reasürans sözleşmesinde
reasürör primlerin (treteye devredilen) %80‟i tutarındaki hasarlardan sorumlu olurken
primlerin%80‟ini geçen hasarlardan primlerin %100‟üne kadar sorumlu olmaması ve primin
%100‟ünü aşan hasarladan ise sorumlu olacağı sözleşmede yer alabilir. Bu durumda %80-100
aralığı loss corridor olarak adlandırılır ve sedanın net konservasyonuna isabet eder
Sedan şirketin nihai hasarlarda konservasyonunu aşan ve normal şartlarda reasürans teminatı
kapsamında olan hasarların sözleşmede belirlenen limitler dahilinde konservasyonuna ilave
olarak üstlenmesini ifade eder.Örneğin QS reasürans sözleşmesinde reasürör primlerin
(treteye devredilen) %80‟i tutarındaki hasarlardan sorumlu olurken primlerin%80‟ini geçen
hasarlardan primlerin %100‟üne kadar sorumlu olmaması ve primin %100‟ünü aşan
hasarladan ise sorumlu olacağı sözleşmede yer alabilir. Bu durumda %80-100 aralığı loss
corridor olarak adlandırılır ve sedanın net konservasyonuna isabet eder
Excess ol Loss Anlaşmalarında yer alan ortak hükümler
1-Anlaşmanın Tarafları
Reasürans Teminatı alan yani reasüre edilen sedan ve bu teminatı veren reasürör anlaşmanın
taraflarını oluşturur.
2-Anlaşmanın Kapsamı, süresi
Anlaşmanın süresi;1 Ocak 2013 tarihinden başlayarak 12 aylık sürede meydana tüm hasarlar
şeklinde ifade edilir. Anlaşmanın kapsamı; reasüre edilen (sedanın) yangın branşında saklama
payında kalan tüm işler olarak ifade edilebilir.
3-İstisnalar
Teminat dışında kalan hallerin gösterildiği maddedir. Genellikle sedanın reasürans yoluyla
aldığı işlerin anlaşma kapsamında olmadığı kabul edilir. Ayrıca harp ve nükleer rizikolar
teminat dışında bırakılabilir.
4-Sedanın Konservasyonu
Sedanın üzerine almış olduğu risklerden diğer tüm reasürans yöntemleri ile yaptığı
devirlerden sonra üzerinde kalan sorumlulukların toplamıdır.
5-Anlaşmanın Limiti
Bu maddede anlaşmanın limitleri belirlenir. Anlaşmanın risk başına mı ,hadise başına mı
yoksa hem risk hem hadise başına mı olduğu bu madde de belirtilir.
Teminat Limitleri:
1.Layer:Herhangi bir olay veya olaydan kaynaklanan hasarlar serisinde,
300.000$xs 100.000$
2.Layer: Herhangi bir olay veya olaydan kaynaklanan hasarlar serisinde,
800.000$ xs 400.000 $
3.Layer: Herhangi bir olay veya olaydan kaynaklanan hasarlar serisinde,
900.000$xs 1.200.000$
6-Prim
X/L teminatı karşılığında sedan tarafından reasüröre ödenecek prim tutarı,teminat altına
alınan branşta sedanın ürettiği primlerden diğer reasürans anlaşmaları ile devredilen primler
düşüldükten sonra sedanın brüt konservasyonunda (Gross Net Premium Income) kalan
primlerin belli bir yüzdesi olarak ifade edilir. Buna fiyat denir.
Reasürans anlaşması yapılırken sedanın o yıl içinde ne kadar prim üretiminde bulunacağı
dolayısıyla bunun ne kadarının saklama payında kalacağı bilinmediğinden nihai prim
hesaplamaları yıl sonunda yapılır. Bu süre içerisinde sedan tarafından reasüröre geçici bir
prim ödenir. Buna genellikle asgari depo primi adı verilmektedir.Yıl sonunda gerçek prim ile
depo primi arasında fark olması durumunda fark primi hesaplanır.
1.Layer:En az depo primi 5.350.000 TL olup bu primin yarısı 1Ocak 2013 diğer yarısı 1
Temmuz 2013 tarihlerinde reasürörlere ödenecektir. Saklama payına isabet eden net prim
toplamı üzerinden sene sonunda sözleşmenin fiyatı olan % 0,91‟e göre prim ayarlaması
yapılacaktır.
2.Layer: En az depo primi 1.910.000 TL olup bu primin yarısı 1Ocak 2013 diğer yarısı 1
Temmuz 2013 tarihlerinde reasürörlere ödenecektir. Saklama payına isabet eden net prim
toplamı üzerinden sene sonunda sözleşmenin fiyatı olan % 0,334‟e göre prim ayarlaması
yapılacaktır.
3.Layer: En az depo primi 1.070.000 TL olup bu primin yarısı 1Ocak 2013 diğer yarısı 1
Temmuz 2013 tarihlerinde reasürörlere ödenecektir. Saklama payına isabet eden net prim
toplamı üzerinden sene sonunda sözleşmenin fiyatı olan % 0,18‟e göre prim ayarlaması
yapılacaktır.
7-Yenileme (İkame=Reinstatement)
Reasürörün X/L anlaşması dolayısıyla sedana karşı sorumluluklarının azami tutarı bu
Yenileme maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre teminat limiti yanında bu limitin kaç
defa çalışacağı belirtilir. Bu “1 yenileme,2yenileme,3,4 ya da daha fazla yenileme” gibi
ifadelerle belirtilir.
Örnek:
1.Layer:2 Yenileme,
1.yenilemede gün esası dikkate alınmaksızın sözleşme altında ödenen tazminat miktarına
isabet eden primin % 50‟si
2.yenilemede gün esası dikkate alınmaksızın sözleşme altında ödenen tazminat miktarına
isabet eden primin % 100‟ü
2.Layer:2 yenileme
2 yenilemede de gün esası dikkate alınmaksızın sözleşme altında ödenen tazminat miktarına
isabet eden primin % 100‟ü
3.Layer:1 yenileme, gün esası dikkate alınmaksızın sözleşme altında ödenen tazminat
miktarına isabet eden primin % 100‟ü
1.milyon lira X/L teminatı bulunan sedana, 100 bin lira ödemede bulunulmuş ise; reasürörün
bundan sonra sedana ödeyeceği azami tutar 900 bin liraya düşmüştür. Yenileme maddesi
sayesinde, ilave prim ödeyerek teminat limitini tekrar 1 milyon liraya yükseltebiliriz. Aksi
takdirde,100 bin lira değerinde 9 hasarın daha anlaşmaya isabet etmesi durumunda X/L
teminatı sona ermektedir. Bu nedenle sedan anlaşmada yer alan yenileme sayısı kadar
teminatı yükseltmek olanağına kavuşmaktadır.Sedan bu amaçla hasar fazlası reasürans
anlaşmasına isabet eden tüm hasarlar için yenileme primi hesaplamak suretiyle teminatı
devamlı olarak orijinal reasürans anlaşması seviyesinde tutma imkanına sahip olmaktadır.
Ancak daha önce belirtildiği üzere bunun azami limiti anlaşmada belirtilen yenileme sayısıdır.
Yenileme Priminin Hesaplanması
Yenileme primi iki şekilde hesaplanmaktadır.
Yenileme Primi =(X/L‟ e isabet eden hasar/X/L Teminatı)*Asgari Depo Primi
Yenileme Primi=(X/L‟ e isabet eden hasar/X/L Teminatı)*(Hasar Tarihinden Sonra Kalan
Gün Sayısı /365)*Asgari Depo Primi
Yenileme primi anlaşma süresi içinde henüz treteye ödenecek gerçek prim tutarı
bilinmediğinden formülde asgari depo primi kullanılmaktadır. Yıl sonunda gerçek prim
rakamı tespit edildiğinde fark primi hesaplanacaktır.
REASÜRANS PROGRAMI VE REASÜRANS STRATEJİSİ
Reasürans stratejisi, şirketin sigorta portföyünün risk profilini iyileştirmek için kullanılan tüm
reasürans önlemlerini kapsar. Şirketin risk yönetim stratejisi ise şirketin karşı karşıya olduğu
riskleri ortaya koyar ve bu riskleri nasıl yöneteceğini ayrıntılı olarak açıklar.
Reasürans Planlaması
Bir sigorta şirketinin reasürans planlaması yaparken vermesi gereken kararlar:
–
–
–
–
Reasürans ihtiyacı olup olmadığı,
Varsa, ne tür bir reasüransa ihtiyacı olduğu,
Ne kadar reasüransa ihtiyacı olduğu,
Reasüransı korumasını kimden ve nasıl alacağı
Reasürans Planlaması ve Satın Alma Süreci
Karar matrisi
•
Exposure (risk) miktarının belirlenmesi
– Ne kadarlık bir koruma satın alınmasına karar vermeden önce toplam riskin ne
olduğunun hesaplanması
•
Saklama payının belirlenmesi
– Risk başına ve olay başına
•
Reasürans bütçesinin belirlenmesi
•
Teminatın hangi reasürörlerden alınacağının belirlenmesi
•
Reasürans programının yapılandırılması
1. Adım: Portföy Analizi
•
Sigortacı önceki kendi portföyünü çok iyi tanımalıdır:
– Çalışılan sigorta branşları
• Sorumluluk, Kaza, motor,...
– Branşların detayı
• Yangın, iş durması, hırsızlık, cam kırılması
– Hasarlar
• Olağandışı büyük hasarlar
• Büyük hasarların frekansında meydana gelen olağandışı gelişmeler
• Bir olaydan dolayı ortaya çıkabilecek hasar birikimi
2. Adım: Detaylı Portföy Analizi
–
–
–
Risk profili
Sigorta bedeli – EML, PML?
İş yazım politikası
3. Adım:Brüt Kapasite İhtiyacının Belirlenmesi,
4. Adım:Şirketin Finansal Durumunun Bilinmesi
• Sermaye ve serbest rezervler
• Sermaye yeterliliği
• Likidite durumu
5. Adım: Şirketin iş stratejisinin bilinmesi
•
•
•
Durağan
Büyüme stratejisi: net account, gross account, both?
Muhafazakar büyüme
• Agresif büyüme
6. Adım: Şirketin saklama payı stratejisinin bilinmesi
•
•
Risk başına
Olay başına
•
•
•
Analiz
Görüş oluşturma
Tartışma
– Dahili (yönetim)
– Harici (brokerlar, danışmanlar vb)
7. Adım:
BÖLÜŞMELİ REASÜRANS UYGULAMASI-KOMİSYONLAR
1. SABİT ORANLI KOMİSYONLAR (Flat Rate Commission)
a. Eğer karlılık oranları istikrarlı ise (yıldan yıla yüksek oranlı dalgalanma yoksa)
b. Komisyon reasürans tretesine devredilen primin bir oranı olarak ifade edilir.
c. Komisyon oranı her bir reasürans anlaşmasında aşağıdaki hususlara göre farklılık
gösterir, ancak komisyon oranının sigorta şirketinin üretim masraflarını (acente
komisyonu) ve genel giderlerini karşılayacak büyüklükte olması beklenir.
i. Sigorta türüne,
ii. Önceki yıl sonuçlarına göre
iii. Reasürans anlaşmasının coğrafi kapsamına göre,
iv. Piyasa koşullarına göre
2. KAR KOMİSYONU (Flat Rate Basis).
a. Sabit oranlı komisyon uygulandığı durumlarda, karlı sonuçların elde edildiği yıllarda
sedan şirketi mortive etmek üzere, reasürör elde edilen karın belirli bir oranını sedan
şirkete kar komisyonu olarak ödeyebilir.
b. Trete hükümleri arasında kar komisyonunun nasıl hesaplanacağı ve oranının ne olduğu
bilgisi açık bir şekilde yer almalıdır.
Bir tretenin kar mı zarar mı ettiğini nasıl tespit ederiz?
Gelirler

Treteye Devredilen Primler

Önceki döneme ilişkin prim rezervi/prim portföy girişi

Önceki dönem hasar rezervi/ Hasar portföy girişi,
Giderler

Reasürans komisyonu

Diğer masraflar (vergi, harç vb)

Ödenen hasar ve hasar masrafları

Yıl Sonu Prim Rezervi/Prim portföy çıkışı

Yıl Sonu Hasar Rezervi/Hasar Portföy Çıkışı,

Reasürör masrafları için ayrılan tutar(devredilen primin bir oranı)

Zarar, (önceki yıldan devreden zarar, varsa)
Gelirler-Giderler>0 ise, fazla*% ?=kar komisyonu
3. Değişen Oranlı Komisyon (Sliding Scale Commission)

Treteye devredilen işlerin hasar prim oranına göre komisyon oranı
belirlenir.

Hasar oranı nasıl hesaplanır?

Gerçekleşmiş Hasar/Kazanılmış Prim

Gerçekleşmiş Hasar:Yıl İçinde Ödenen Hasar ve Masraflar+Yıl Sonu Muallak Hasar
Karşılıkları-Dönem Başı Muallak Hasar Rezervi

Kazanılmış Prim:Cari Yıl Primleri+Dönem Başı Kazanılmamış Prim Rezervi-Yıl Sonu
Kazanılmamış Prim Rezervi

Sliding scale komisyonu belirlenirken, öncelikle minimum ve maksimum komisyon
oranı belirlenir. Hasar oranına bağlı olarak hesaplanacak komisyon bu iki oran
arasında dalgalanır.

A 1% increase in the commission rate will be payable for every 1% reduction in the
loss ratio within the following limits. 30% comission will apply if the loss ratio is 60%
or more and a maximum 41% commission will apply if the loss ratio is 50% or less.
Komisyon Oranı
Hasar Oranı
30%
> 60% +
31%
59%
<60%
32%
58%
59%
33%
57%
58%
34%
56%
57%
35%
55%
56%
36%
54%
55%
37%
53%
54%
38%
52%
53%
39%
51%
52%
40%
50%
51%
41%
<50%
Komisyon Oranı+Hasar Oranı=%90

Benzer belgeler

reasürör - Milli Reasürans

reasürör - Milli Reasürans çalışmasında, gerek toplam prim üretimi, gerek kişi başına düşen sigorta primi, gerekse Gayri Safi Millî Hasıla içerisinde sigorta priminin payı bakımlarından dünyanın önde gelen 10 ülkesi içerisin...

Detaylı