önemli gelişmeler
Transkript
önemli gelişmeler
PİYASA GELİŞMELERİNİ İLK SİZ TAKİP EDİN döviz dergisi 10 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ - SAYI NO: 21 DOĞRU ANALİZLER DOĞRU YATIRIMLAR.. İÇİNDEKİLER SAYFA 4 • EUR / USD ANALİZİ • GBP / USD ANALİZİ SAYFA 5 • USD / TRY ANALİZİ • USD INDEX ANALİZİ SAYFA 6 SAYFA 20 • ÇİN İLE FED EL ELE DOLARI YÜKSELTİYOR SAYFA 21 • ÇİN’DEN AB’NİN ANTİ-DAMPİNG VERGİSİNE ŞARAP MİSİLLEMESİ SAYFA 22 • 20.SAYI’DA YAYINLANAN ANALİZLERİMİZ • DRAGHİ; TOPARLANMANIN BAŞLAMASI İÇİN ZAMAN GEREKİYOR SAYFA 7 SAYFA 23 SAYFA 9 SAYFA 24 • 18.SAYI’DA YAYINLANAN ANALİZLERİMİZ • ABD TÜRK KAYNAKLI BORU İTHALATÇILARI İÇİN DAMPİNG MARJLARINI AÇIKLADI • ABD’DE TÜKETİCİ KREDİLERİ HIZLANDI SAYFA 10 • ABD’NİN ÖZEL BİLGİLERİ TAKİBİ AB’Yİ ENDİŞELENDİRDİ • ABD’NİN SIRLARINI AÇIKLAYAN ŞAHIS ESKİ CIA AJANI ÇIKTI SAYFA 11 • ABD’NİN EN BÜYÜK PAZARI ÇİN OLACAK SAYFA 12 • ALMANYA, ECB’NIN “AĞIR SİLAHINI” MERCEK ALTINA ALIYOR • ALMANYA’DAN GÜNEY AVRUPA’DAKİ İŞLETMELERE YARDIM ELİ SAYFA 13 • AMERİKA’DA iPHONE 4 VE iPAD İTHALATINA YASAK GETİRİLDİ • AMERİKA’DA İŞSİZLİK ARTTI SAYFA 14 • ABD, ÇİN ZİRVESİNDEN BİRLİKTE ÇALIŞMA SÖZÜ ÇIKTI SAYFA 15 • ALMANYA AB İLE ÇİN ARASINDAKİ TİCARİ GERGİNLİK SONA ERMELİ • AMERİKA’DA ÇALIŞAN ANNELERİN SAYISI ARTIYOR SAYFA 16 • FACEBOOK, JAPONYA’DA KAN KAYBEDİYOR • ÇİN’DE ENFLASYON YİNE YÜKSELDİ SAYFA 17 • ECONOMİST’İN PATRONU “GEZİ GELİR GEÇER” DEDİ • HER 35 SANİYEDE BİR SATIŞ YAPILIYOR SAYFA 18 • GOOGLE; “VERİLERİ DEVLETE AÇMADIK” • “TÜRK VARLIKLARI İÇİN POZİSYON ARTIRMA ZAMANI DEĞİL” SAYFA 19 • AVRUPA PROJESİNE NAZAR MI DEĞDİ ? • EKONOMİ İÇİN HENÜZ UMUT YOK • EKONOMİSTLERDE BALON KORKUSU YOK • EV AL, SERBEST DOLAŞ SAYFA 26 • FİTCH, “TÜRK BANKALARI GÜVENİLİR OLMAYA DEVAM EDİYOR” • HEDEFTEKİ 4 PATRON SAYFA 27 • HOLLANDE; “EURO KRİZİ BİTTİ” SAYFA 28 • FİTCH’TEN TÜRKİYE’YE NOT AÇIKLAMASI SAYFA 29 • İKİ TÜRK ŞİRKETİ KUZEY IRAK’A ELEKTRİK SATACAK SAYFA 30 • KALAŞNİKOV KENDİ ŞİRKETİNİ KURACAK SAYFA 31 • KİŞİYE ÖZEL FİNANS ÜRÜNLERİ GELİYOR • PHOROV ÇEŞME’DE 200 MİLYON DOLARLIK YATIRIM İÇİN BEKLEMEDE SAYFA 32 • RUSYA’DA HAM PETROL PAZARININ YÜZDE 70’İ BEŞ ŞİRKETİN ELİNDE SAYFA 33 • RUSYA’DA YABANCI YATIRIMCILARIN BAŞVURULARINA KOLAYLIKLAR GELİYOR • S&P ABD’NİN GÖRÜNÜMÜNÜ YÜKSELTTİ SAYFA 34 • SEL UMUTLARI ALDI GÖTÜRDÜ SAYFA 35 • SICAK PARA YÖNÜNÜ BREZİLYA’YA ÇEVİRDİ SAYFA 36 • TAHVİL VE HİSSE SENEDİ FONLARINDAN 7 MİLYAR DOLAR ÇEKTİLER • OTOMOBİL KAYITLARI DÖVİZ DERGİSİ NEDEN DÖVİZ DERGİSİ ? Dünyanın en büyük piyasasında işlem yapmak ve yaptığınız işlemler için bilgi almak istiyorsunuz. Döviz dergisini okuyorsunuz çünkü yurt dışı piyasalardaki gelişmelerin hayatımızı daha çok etkilediği bugünlerde, başta ekonomik olmak üzere, politik, sosyal, çevresel ve teknolojik oluşumları daha yakından takip etmek ve yurt dışı spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasaları aracılığıyla yatırım portföyünüzü çeşitlendirmek istiyorsunuz. 2001 ve 2007 yılında yaşanan ekonomik krizler sonrasında, ülkemizde önce döviz dalgalanmalarının serbest bırakılması, ardından faizlerin hızla gerileyerek cazibesini kaybetmesi, yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden olmuştur. Yatırımcıların kaldıraçlı yatırım enstrümanlarına olan talebi, uzun bir süredir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası A.Ş’nin faaliyete geçmesini sağlamış, zamanla aynı şekilde çalışan yurt dışı piyasalara ilgi daha da artmıştır. DÖVİZ DERGİSİ İLETİŞİM Telefon : 0(212) 505 37 69 E-Posta : [email protected] Bu ilgi, yatırımcıların tek bir borsa ve geleneksel enstrümanlar yanında, farklı yatırım alternatiflerine duydukları ihtiyacı işaret etmektedir; bu durum aynı zamanda ülkemizdeki yatırımcıların daha nitelikli ve bilinçli olmaları yolunda güzel bir trendin başladığının da işaretidir. Döviz Dergisi bu trende paralel olarak, yatırımcıların yurt dışı piyasalara güvenilir ve etkin bir kaynaktan erişimlerini sağlamak üzere kurulmuştur. Sitemizde zengin kapsamlı strateji bültenlerimize erişebileceksiniz. Döviz Dergisi ile edindiğimiz tecrübelerimizi ve bilgilerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Günlük yazılı ve görüntülü bültenlerimiz yanında, şirketimizin tecrübesinden birebir komünikasyonla faydalanabilme ayrıcalığının size katma değer olacağına inanıyoruz. Spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasalarında onlarca parite, metal, emtia, hisse senedi, hazine bonosu yatırımları yaparken profesyonel desteğe ihtiyaç duyacağınızı düşünüyorsanız, gelin birlikte çalışalım. Kişiye özgün ve 7/24 hizmetlerimizden faydalanma imkânına gerçek anlamda ilk defa ulaşma fırsatını yakalayın. Adres : Galataderesi Cd. 27/6 Şişli - İstanbul ANALİZ Paritede geçtiğimiz hafta belirttiğimiz gibi yükseliş dinamiğini baskın gördük. EUR / USD ANALİZİ 1.328 seviyesinden fiyatlanan paritede bizler yükselişin devam edeceğine inanıyoruz. GBP / AUD Parite 1.335 ve 1.347 seviyelerine doğru yükselişine devam edecektir ANALİZİ .1.319 destek seviyesi alımlar için stop olarak kullanılabilir. EUR / USD Parite 1.555’ den fiyatlanıyor.1.547 destek noktamızdır. Bizler sterlinin yükseliş GBP / USD ANALİZİ dinamiğinin korunduğuna inanıyoruz. Geçmiş sayılarımızda sterlinin yükselişe devam edeceğini belirtmiştik. Sterlin 1.57 seviyesini kısa sürede görmek isteyecektir. Hafta içi 1.547 destek seviyesinin altında fiyatlanma oluşur ise ortalama maliyet ile 1.57 hedefli desteklerden alım yapmak üzere pozisyona girilebilir. GBP / USD 4 Kur 1.9 seviyesine yükselince TCMB müdahele ediyor. Bir süre daha kur 1.9 hatta 1.92’leri test etmek için dinamik oluşturmaya devam edecektir. Bizler inaniyoruz ki bir USD / TRY ANALİZİ süre sonra 1.92 test dinamiği güç kaybedecektir. Ve uzun bir süre gerileme dinamiğine girecek kurda yükselişler satış fırsatı olmaya başlayacaktır. Haftaya ki analizimize kadar kurda yükseliş dinamiğinin devamını beklerken bizler kurun 1.7 hatta 1.5’lilere kadar gerilemesini tahmin ederken beklemeye devam edeceğiz USD / TRY Dünyada USD değerlenmeye devam ediyor. 84 seviyesinden başlayan satışlar ile 81.4’da gerileyen Dolar indexde 79 seviyeleri hedeflenerek satış pozisyonları tutulmaktadır. Dolar index bu hafta geriler fakat bu gerilemesini kısa sürede telafi USD INDEX ANALİZİ eder. 80.75’e kadar düşeceğini tahmin ettiğimiz endeksde kalıcı bir satış beklemiyoruz. Bu nedenle geçtiğimiz haftalarda yayınladığımız USDSGD, USDCAD, USDCNH, USDBRL analizlerimizi tekrar okumanızı ve bu yatırım araçlarında pozisyon alınmasını öneriyoruz. USD INDEX 5 20.SAYI’DA YAYINLANAN ANALİZLERİMİZ EUR / USD ANALİZ Parite geçen hafta belirtiğimiz şekilde 11.285’den 1.30’un üzerine doğru yükseldi. 1.31 seviyesine yakın seyir eden paritede bu hafta 1.32 seviyesi test edilebilir. Bunun kalıcı yükseliş olması için hafta içi 1.30’un altında saatlik bile olsa ortalama yapmaması gerekiyor. 1.299 destek nokta olurken 1.322 hedefli alım yapılabilir yada geçen hafta önerdiğimiz şekilde alım yapanlar yatırımlarda kar noktasını 1.322’e çekebilirler. GBP / USD ANALİZ Paritede hedefimiz gerçekleşti. 1.528 hedefli alım önerdiğimiz Sterlin 1.528 destek yaparak 1.56’a kadar yükselişine devam edebilir. 1.555 direnç noktası hedeflenerek 1.528 ve 1.5215 destek seviyelerinden alım yapmak üzere plan yapılabilir. USD / TRY ANALİZ Kur 1.90’a yükseldi. Bu yükselişin sebebi Türkiye’de yaşanan gelişmelerdir. Siyasi sistemi tehdit eden unsur meydana çıkınca faizlerin yükselişi hızlandı. Hisse senedi piyasalarından kaçış hızlandı. 1.89 seviyesinden fiyatlanan kurda kısa sürede MB müdahelesi bile etkili olmayabilir. 1.92 seviyesini hedefleyen kurda kısa sürede siyasi güven geri gelmez ise Türkiye ekonomisi daha çok değer kaybeder. S&Pnn Türkiyede yapmayı plandığı konferansı iptal etmesi ve Fitch’in açıklamaları hisse senedi piyasalarından kaçışı biraz daha tetikledi.Borsa Istanbul p.tesi günü %10 değer kaybederken yaklaşık 10 milyar Tl Türkiye’den çıkış yaptı.Şirketler 63 milyar eridi. Borsa istanbul vadeli endeks 95500’e gerilerken 89000 seviyeleri test etmek için hamlede bulunmuş oldu. Bu saatten sonra hisse senedi piyasalari değer kaybederken Türk lirasının değerlenmesi beklenilmemelidir. 1.92 ihtimali ortadan kalkmadan dolar tlde satış yönünde kalmak marjinlerimizi zorlayabilir. EURTRY de bizler yükselişi bekliyorduk. Bunu geçmiş sayılarımızdan okuyabiliriz. 2.47’den fiyatlanan kurda 2.54’ler test edilebilir. Döviz cinsi borcu olan şirkelerin çoğunlukta olması ve ödeme gücü kaybedecek seviyeye çıkması, Türkiye’yi tehdit ediyor. Bizler Çarşamba günü www.dovizdergisi.com sitemizde bu görüşlerimize ekleme yapacağız. Sitemizden takip edebilirsiniz. 6 18.SAYI’DA YAYINLANAN ANALİZLERİMİZ GBP / AUD ANALİZ 1.46 Seviyesinden başlayan alımlar ile parite 1.533 direnç seviyesini geçerek 1.564’dan fiyatlanmıştı. Asya’dan gelen kötümser ve kaos ortamı oluşturacak datalar ile AUD değer kaybetmeye devam etmektedir. Sterlin ise diğer para birimlerine nazaran yatay gerilemeler ile devam etmektedir. GBPAUD paritesi yükselişe devam edecektir. Bizler 1.6 seviyesini hedefliyoruz. 1.547 önemli destek noktamızdır. GBP / CHF ANALİZ 1.47 hedefli işlem önerdiğimiz paritede hedefe ulaşmıştık. GBP/CHF raporumuza 13.sayımızda yer vermiştik. Parite 1.47’in hemen üzerinde fiyatlanmaya devam ediyorken ilerleyen sürede 1.49’a yakın seviyelerde bulunacağımızı tahmin ediyoruz. 1.486 önemli direnç noktasıdır. Şu anda paritede işlem önermiyoruz. Fakat ticari ilişkilerinde her iki para cinsinide portföyünde bulunan işletmelere dikkat çekmek istiyoruz. http://dovizdergisi.com/gbpchf-analizi-13-sayi.html USD / CNH ANALİZ (DOLAR/ÇİN YUANI) Yuan değer kazanmaya devam ediyor. 6.14 seviyesinden işlem gören paritede 6 seviyesine kadar geri çekilme görebiliriz. Çin MB rahatsız olsa bile piyasa yapıcıları bu fiyatlanmadan memnun olmaktadır. Çin MB arada bir küçük hamle yaparak pariteyi yukarı çekebilir. Fakat şu an kalıcı bir yükseliş beklemiyoruz. Bu nedenle yuan yatırımları dolara karşın daha iyi kazanç getireceğini söyleyebiliriz. USD / RUB ANALİZ (DOLAR/RUS RUBLESİ) 31.3 seviyesinden işlem gören paritede 30.9-32 arası yatay hareketin devam etmesini beklemekteyiz. 1.0465 önemli direnç noktası olurken paritede hedef 1.06 görünmektedir. USD / BRL ANALİZ (DOLAR/BREZİLYA REALİ) 2.02 seviyesinden işlem gören paritede yükseliş dinamiği devam etmektedir. 2.007 destek seviyesi büyük önem arz etmektedir. 2.12 seviyeler hedeflenmiş gibi görünsede 2.09 seviyesinin üzeri şu an zor görünmektedir. Paritede gerilemeler alım fırsatıdır.2.09 hedefli alım yapılması iyi kazanç getirecektir. 7 USD / SGD ANALİZ (DOLAR/SİNGAPUR DOLARI) Singapur dolayı yaklaşık 2 yıldır yatay hareket etmektedir. 1.256 seviyesinden işlem gören paritede 1.33 hedefli makul hacimde yatırım yapılmasının ilerleyen sürede kazanç getireceğini tahmin ediyoruz. Singapurda kur savaşlarına katılabilir. USD / CAD ANALİZ (DOLAR/KANADA DOLARI) Kanada doları değer kaybetmeye devam ediyor. Traderler mayıs ayı itibariyle Amerikan Doları yatırımlarını artırmaya başladılar. 1.03 seviyesinden fiyatlanan paritede 1.04 seviyesini hedeflenmiş durumdadır. Trend izleyen yatırımcıların takip ettiği paritede 1.046 hedefli makul hacimde yatırım yapılmasını tavsiye ediyoruz. Döviz Dergisi Ekibi’ni twitter.com/dovizfx’den takip edebilirsiniz. Hergün piyasada gelişmeleri ve birçok üründe destek-direnç noktalarımızı paylaşıyoruz. Günlük işlem önerisi almak için www.dovizgazetesi.com’a üye olabilirsiniz. 8 ÖNEMLİ GELİŞMELER ABD Uluslararası Ticaret Birimi Türkiye’den ithal kaynaklı çelik boruya uygulanan antidamping vergisine ilişkin ABD TÜRK KAYNAKLI BORU İTHALATÇILARI İÇİN DAMPİNG MARJLARINI AÇIKLADI idari incelemenin ön sonuçlarını açıkladı. Söz konusu inceleme, Borusan Holding bünyesinde faaliyet gösteren Borusan Mannesmann Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş., Borusan İstikbal Ticaret T.A.Ş., Borusan Holding A.Ş., Borusan Lojistik Dağıtım Depolama Taşımacılık ve Tic A.Ş., Tosçelik Profil ve Sac Endüstrisi A.Ş., Tosçelik Metal Ticaret A.Ş., Tosyalı Dış Ticaret A.Ş.; Erbosan Ercıyas Boru Sanayi ve Ticaret, ve Yücel Holding bünyesinde faaliyet gösteren Yücel Boru ve Profil Endüstrisi A.Ş., Yücel Boru İhracat İthalat ve Pazarlama A.Ş. ve Çayırova Boru Sanayi ve Ticaret A.Ş. şirketlerinin 1 Mayıs 2011-30 Nisan 2012 dönemindeki faaliyetlerini kapsıyor. Ağırlıklı damping marjı Borusan için %3,67, Erbosan için ise %0 olarak hesaplanırken, Tosçelik ve Yücel Boru’nun söz konusu dönemde ABD’ye kaynaklı boru ihracatının bulunmadığı tespit edildi.İncelemeye konu olan ürünler Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları cetvelinde 7306.30.10.00, 7306.30.50.25, 7306.30.50.32, 7306.30.50.40, 7306.30.50.55, 7306.30.50.85 ve 7306.30.50.90 kodları altında kayıtlı bulunuyor. Amerikalılar’ın daha fazla eğitim ve otomobil kredisi almasıyla, ABD’de tüketici kredileri Nisan’da hızlandı. ABD’DE TÜKETİCİ KREDİLERİ HIZLANDI ABD’de tüketici kredileri, Amerikalılar’ın daha fazla eğitim ve otomobil kredisi almasıyla Nisan’da hızlandı. Fed’in verilerine göre ABD’de önceki aydaki tüketici kredileri8.37 milyar dolardan 11.1 milyar dolara revize edildi. Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin medyan tahmini Nisan’da 12.9 milyar dolarlık artış olacağı yönündeydi. Yüksek hisse senedi ve emlak değerleri, hanehalkını, düşük otomobil gibi daha büyük alımlar için düşük faiz avantajını kullanmaya itti. Amerikalılar’ın kredi kartı kullanımı da yüksek istihdam vergileri ve sınırlı gelir büyümesine rağmen arttı. Tüketici kredilerindeki artışın büyük oranda rotatif olmayan kredilerden kaynaklandığına dikkat çeken Jefferies LLC’nin ekonomistlerinden Tom Simons, insanar kazandıklarından daha çok rahatça harcama yapabilmeleri için işsizlik oranını düşmek ve kazançların da artmak zorunda olduğunu söyledi. ABD’de dün açıklanan tarımdışı istihdam verisi, ücret kazançlarında toparlanma olmadığına işaret etti. Ortalama saatlik kazançlar Nisan’daki 23.88 dolardan Mayıs’ta 23.89’a çıkarken, yıllık bazda yüzde 2 artışa işaret etti. Bloombrg anketine katılan 32 ekonomist, tüketici kredilerinin 8.5 milyar dolardan 17.5 milyar dolara çıkacağını öngörmüştü. 9 ÖNEMLİ GELİŞMELER ABD hükümetinin, pek çok internet devinin sunucularına sızarak pek çok özel bilgi elde ettiğinin ortaya çıkmasının ardından Avrupa Komisyonu, konunun kendilerini ABD’NİN ÖZEL BİLGİLERİ TAKİBİ AB’Yİ ENDİŞELENDİRDİ endişelendirdiğini söyledi. Avrupa Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström, ‘Basında bununla ilgili haberler gördük. Elbette olası etkileri ve AB vatandaşlarının mahremiyetiyle ilgili endişelerimiz bulunuyor, ancak bir sonuca varmak için henüz çok erken’ dedi. Malmström, ABD’li mevkidaşlarıyla temasa geçeceklerini ve konuyla ilgili daha çok bilgi alacaklarını söyledi. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın, (NSA) PRISM kod adlı program aracılığıyla aralarında Apple, Facebook, Microsoft, YouToube ve Google da dahil olmak üzere internet devi şirketlerinin sunucularına sızdığı, büyük bir internet ve telefon takip ağı kurduğu ortaya çıkmıştı. İngiliz the Guardian gazetesi, gündeme bomba gibi düşen bu bilgileri daha önce NSA’de teknik asistan olarak çalışan 29 yaşındaki Edward Snowden olduğunu yazdı. Bilgiyi sızdırmasının ardından Hong Kong’a kaçan Snowden, Guardian’a yaptığı açıklamalarda ‘Bu tür şeylerin meydana geldiği bir toplumda yaşamak istiemiyorum. Yaptığım her şeyin ve söylediğim her şeyin kayıt altına alındığı bir dünyada yaşamak istemiyorum’ dedi. İngiliz Guardian gazetesi, ABD istihbarat servislerinin telefon kayıtlarını ve internet faaliyetlerini izlediği yolundaki haberinin ABD’NİN SIRLARINI AÇIKLAYAN ŞAHIS ESKİ CIA AJANI ÇIKTI kaynağını açıkladı. İngiltere’de yayımlanan Guardian gazetesi, geçen hafta ortaya çıkardığı ve Amerika Birleşik Devletleri istihbarat servislerinin telefon kayıtlarını ve internet faaliyetleriniizlediği yolundaki haberinin kaynağını açıkladı. HaberiGuardian ve Washington Post gazetelerine sızdıran kişinin 29 yaşındaki Edward Snowden olduğu belirtilirken, Guardian Snowden’ı eski bir CIA çalışanı olarak tanımladı ve halen savunma sanayii sektöründe faaliyet gösteren Booz Allen Hamilton adlı şirkette çalıştığını açıkladı. ABD istihbaratı telefon takibatını savunduABD’de gizli emirle milyonlarca telefon takip altındaİlgili Konularİngiltere, Amerika Birleşik DevletleriGazete, Edward Snowden’ın talebi üzerine haberin kaynağını açıkladıklarını belirtti. 10 ÖNEMLİ GELİŞMELER Guardian, Snowden’ın kendi ifadesine göre 20 Mayıs’ta Hong Kong’a giderek bir otele gizlendiğini ve “Bu tür şeylerin yaşandığı bir toplumda yaşamak istemiyorum. Yaptığım ve söylediğim herşeyin kayıt altına alındığı bir dünyada yaşamak da istemiyorum” dediğini yazdı. Guardian’ın “Peki bundan sonra başınıza ne geleceğini düşünüyorsunuz?” sorusuna ise Snowden “İyi şeyler değil” yanıtını verdi. Guardian gazetesi geçen hafta ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA), on milyonlarca Amerikalının telefon kayıtlarını izlediğini duyurmuştu. Gazetenin haberine göre, gizli bir mahkeme kararıyla Verizon adlı telekomünikasyon şirketine bütün abonelerinin elektronik bilgilerini ve yapılan bütün yurt içi ve uluslararası aramaların kayıtlarını iletmesi emredildi. Guardian gazetesi bu belgelerin ‘Obama yönetimi altında ilk kez, şüpheli olduklarına dair hiçbir veri olmaksızın milyonlarca Amerikan vatandaşının iletişim bilgilerinin toplu bir şekilde izlendiğini’ gösterdiğini yazdı. Haberin duyulması ardından ABD Ulusal İstihbarat Başkanı James Clapper uygulamayı savunmuş ve telefon kayıtlarının izlenmesi ile ilgili gizli mahkeme kararının deşifre edilmesinin ‘tamiri mümkün olmayan zarara’ neden olduğunu söylemişti. Bu haberin hemen ardından ise yine Guardian gazetesi Washington Post ile birlikte Amerikan istihbarat örgütlerinin Prizma adı verilen bir program çerçevesinde dokuz internet şirketinin veri tabanlarına girdiği haberini yayınlamıştı. Prizma programının, internet üzerinden gönderilen tüm postalara, yapılan sohbetlere, internet telefonu aracılığıyla yapılan görüşmelere, görüşmeyi yapan kişilerin isimlerine, bulundukları yere ve diğer ayrıntılara ulaşım sağladığı iddia ediliyor. Washington Post, programda adı geçen şirketlerin Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, PalTalk, AOL, Skype, YouTube ve Apple olduğunu duyurdu. ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’nun sızdırılan bilgilerle ilgili olarak Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunduğu açıklandı. Kaynak : BBC ABD’nin Çin’e ihracatı 3 kat artarak 530 milyar dolara çıkacak. ABD’NİN EN BÜYÜK PAZARI ÇİN OLACAK Şinhua ajansının Çin-ABD Değişim Kuruluşu, Çin Uluslararası Ekonomik Değişim Merkezi, Çin Ticaret Bakanlığı ve ABD merkezli Uluslararası Stratejik Çalışmalar Merkezinin derlediği rapora dayandırarak verdiği haberde, ABD’nin Çin’e mevcut ihracatının en az 3 katına çıkarak 530 milyar dolara çıkacağı ifade edildi. Raporda ayrıca ABD’nin özellikle yüksek teknoloji ve enerji ürünlerindeki ihracat sınırlamalarını gevşetmesi halinde ihracat rakamlarının çok daha yüksek olacağı belirtildi. 11 ÖNEMLİ GELİŞMELER ALMANYA’DAN GÜNEY AVRUPA’DAKİ İŞLETMELERE YARDIM ELİ İspanya ile Almanya arasında, İspanyol KOBİ’lere ALMANYA, ECB’NIN “AĞIR SİLAHINI” MERCEK ALTINA ALIYOR Almanya Anayasa Mahkemesi, Euro krizinin geçtiğimiz yıldan bu yana nispeten dizginlenmesinde büyük etkisi bulunan bir tahvil alım programının anayasa uygun olup olmadığını görüşmeye başlıyor. mali destek sağlanması için varılan anlaşmanın benzerlerini Portekiz ve Yunanistan da istiyor. Ancak Almanya Maliye Bakanlığı, bunun için bu ülkelerin de İspanya’daki gibi bir devlet kalkınma kurumu tesis etmesi gerektiğini söylüyor. Almanya, Euro Bölgesi’nde büyümeyi teşvik etmek ve işsizlikle mücadele için İspanyol KOBİ’lere yaklaşık 1 milyar Euro destek sağlama sözü verdi. Alman basını, hükümetin Almanya Anayasa Mahkemesi bu hafta, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’nin, ‘son zamanlardaki en başarılı para politikası’ olarak nitelediği, ECB’nin sıkıntılı Euro Bölgesi ülkelerinin tahvillerinin alım sistemini merkcek altına alacak. bu sistemi krizle boğuşan, güneydeki diğer Euro Bölgesi ülkelerine de genişletmek istediğini yazdı. Almanya Maliye Bakanlığı, haberlerle ilgili yaptığı açıklamada ‘Sağlam bir iş modeli ve büyüme beklentilerine sahip şirketlerin yaşadığı akut finansal problemlerini çözmemiz gerekiyor. Portekiz ve Yunanistan da benzer önemlerle ilgileniyor’ ECB’nin geçtiğimiz yaz, ‘Euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapılacak’ diyerek bu sistemi açıklamasının ardından ortak para biriminin dağılacağına yönelik endişeler de zamanla ortadan kalkmıştı. dedi. İspanya için oluşturulan sistem çerçevesinde Alman devlet kalkınma bankası KfW, İspanyol Instituto de Credito Oficial’e (ICO) kredi sağlayacak ve ICO da bu krediyi küçük işletmelere dağıtacak. Almanya Maliye Bakanlığı sözcüsü, Portekiz ve Yunanistan’ın da kredi alabilmek Ancak ‘Doğrudan Para Transferi’ (OMT) olarak adlandırılan sisteme karşı çıkan ve hatta anayasaya aykırı olduğunu iddia eden pek çok kişi de bulunuyor. için benzer kuruluşlar tesis etmesi gerektiğini söyledi. WirtschaftsWoche dergisinin aktardığına göre Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, ‘Portekizli meslektaşlarıma, ‘Bunlardan siz de faydalanabilirsiniz’ dedim’ açıklamasında Draghi, ‘Mahkemenin tam bir bağımsızlık içinde karar vereceğini ve tüm taraflardan gelecek görüşleri detaylı, adil ve ustaca analiz edeceğini ve değerlendireceğini düşünüyorum’ dedi. bulundu. Fransa, İspanya, Almanya ve İtalya maliye ve çalışma bakanları Cuma günü Roma’da bir araya gelerek Avrupa’da rekor düzeye ulaşan genç işsizliğini görüşecek. Bir yandan Güney Avrupa’da kurtarma paketleri karşılığında ısrar ettiği harcama kesintileri ve eko- Mahkemenin kararını, Almanya’da sonbaharda yapılacak genel seçimlerden önce açıklaması beklenmiyor. nomik reformlar sebebiyle Almanya’ya yönelik tepki artarken Berlin, bu huzursuzluk karşında imajını tazelemeye çalışıyor. 12 ÖNEMLİ GELİŞMELER AMERİKA’DA iPHONE 4 VE iPAD İTHALATINA YASAK GETİRİLDİ Amerika’da Amerikan şirketi Apple üretimi akıllı telefon iPhone 4 ve tablet bilgisayarı iPad 2 ithalatına yasak getirildi. Salı günü Uluslararası Federal Ticaret Komisyonu’nun açıklamasına göre, böyle bir karar bu mobil cihazların geliştirilmesinde Apple şirketinin başlıca rakibi Güney Kore şirketi Samsung Electronics’e ait olan icad hakkını ihlal etmesi nedeniyle alındı. AMERİKA’DA İŞSİZLİK ARTTI Amerika’da işsizlik oranı binde birlik artışla %7,6’ya yükseldi. Amerika Çalışma Bakanlığı’nın son verilerine göre Mayıs ayı içinde 175 bin kişilik yeni istihdam yaratıldı. Apple akıllı telefon ve tablet bilgisayarları Çin’de üretildiği için Uluslararası Federal Ticaret h kararı şirketin o ürünleri Amerikan pazarında satma imkanını yasaklıyor. İşsizliğin krizden önce ortalama %5,8 olduğu Amerika’da bu oran, emlak piyasasının çöküşü sonrasında patlak veren mali krizden bu yana eski Bu durum teorik olarak Apple şirketini milyarlık zarar düzeyine inmedi. ile karşı karşıya bırakırken, ancak ABD Başkanı Barack Obama’nın 60 gün içerisinde kendi yetkileriyle bu kararı iptal etme imkanı bulunuyor. Çalışma Bakanlığı’nın son raporuna göre, geçen ay yaratılan iş alanları daha çok hizmet sektöründeydi. Yine bu verilere göre, Mayıs ayında iş arayanların sayısı Apple konu ile ilgili açıklamasında Uluslararası Federal 12 milyona yakın. Ticaret Komisyonu’nun kararından dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını ve bunun tekrar gözden geçirilmesi için çaba göstereceklerini belirtti. Uzmanlar Amerika Merkez Bankası’nın ekonomiyi desteklemek amacıyla tahvil alımına son vermesi durumunda, işsizlik oranının yeniden yükselmesinden kaygı duyuyor. Amerika’da borsalar yüksekken, şirketler hala büyük ölçekli işe alım yapmıyor. Konut piyasasında son aylarda düzelme görülürken tüketici güven endeksi de yükseldi. 1100 yönetici arasında yapılan bir anket, işverenlerin iyimser düşündüklerini ve yeni yatırımlar yapmayı planladıklarını bildirdi. 13 ÖNEMLİ GELİŞMELER ABD Başkanı Barack Obama ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping arasında Cumartesi günü sona eren iki günlük toplantı ardından her iki ülkenin yetkilileri Kuzey Kore’den iklim değişikliğine kadar birçok konuda iki liderin ortak noktada ABD, ÇİN ZİRVESİNDEN BİRLİKTE ÇALIŞMA SÖZÜ ÇIKTI buluştuklarını söyledi. ABD ve Çinli yetkililer toplantı sonucundan memnun kalırken bir Çinli yetkili iki lider arasındaki görüşmenin “yapıcı, stratejik ve tarihi” olduğunu ifade etti. ABD’nin California eyaletinde yapılan görüşmeler toplamda sekiz saat sürerken ikili arasındaki 50 dakikalık görüşmeye ise sadece tercümanlar katıldı. İki hükümet soğutucular ve klimalardan kaynaklanan sera gazı salınımını ortadan kaldırma ve Kuzey Kore’yi nükleer silahsızlanma görüşmelerine katılmaya zorlama konularında iş birliği sözü verdi. Cumartesi günkü toplantıda ise odak ekonomik konular oldu. Obama yönetimi Çin’in para biriminin dolar karşısında yükselmesine izin vermesini istiyor. Döviz kurları üzerinde kontrolünü devam ettireceğini belirten Çin ise bununla birlikte yuanın “makul değerine” yaklaştığını savundu. Çin para birimi yuan ABD doları karşısında son üç yılda yavaşta olsa değer kazandı. Çin ise ABD’den bu ülkeye yatırım yapacak Çinli şirketlere eşit şartlar sunmasını istedi. Çin’in telekom donanımları üreticisi Huawei Technologies’in ABD piyasalarına girmesi ABD Kongresi’nde ülkenin iletişim ağlarında güvenlik zaafiyetine neden olacağı endişelerini doğurmuştu. ABD’nin en büyük domuz eti üreticisi Smithfield Foods Ticker’un Çin’in Shuanghui International Holdings şirketi tarafından alınmak istenmesi de Kongre’de karşı seslerin yükselmesine neden olmuştu. Hafta sonu yapılan toplantıda ayrıca ABD’nin Çin’den ABD’li şirketlerin gizli bilgilerine ulaşmak için sanal saldırılarına son vermesini istediği de kaydedildi. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Tom Donilon, Çinli meslektaşına sanal saldırılar ile ilgili bazı örnekler gösteren Obama’nın bu sorunun çözümünün ABD ile Çin arasındaki ilişkilerin gelişmesi için kilit önemde olduğunu söylediğini aktardı. Bu konuda ABD ile işbirliği yapma sözü veren Çin ise kendilerinin de sanal saldırı kurbanı olduklarını iddia etti. İki ülke ayrıca güvenliğe yönelik tehditler konusunda da birlikte çalışma sözü verdi. ABD, Çin’in bölgede son zamanlarda gerginliği artıran müttefiki Kuzey Kore’yi dizginlemesini isterken Çinli liderin Kuzey Kore’nin hareketlerine daha az tolerans gösterdiği dikkatleri çekti. Örneğin Çin hükümeti son günlerde devletin en büyük bankasının Kuzey Kore ile iş yapmasını durdurmuştu. Ancak bu adımların devam edip etmeyeceği belirsizliğini koruyor. Cumartesi günkü toplantıda Çinli yetkililer ayrıca Kuzey Kore’nin nükleer silahsızlanma görüşmelerine geri dönmesinin kendi çıkarlarına olacağını da vurguladı. 14 ÖNEMLİ GELİŞMELER Almanya, Avrupa Birliği ile Çin arasındaki ticari gerginliğe bir an önce çözüm bulunması çağrısında bulundu. ALMANYA AB İLE ÇİN ARASINDAKİ TİCARİ GERGİNLİK SONA ERMELİ Almanya Ekonomi Bakanlığı’ndan bir sözcü, Berlin’in her zaman ‘empati yaptığını’ söyledi ve Avrupa Komisyonu ile Çin’e, ticaret analnında yaşanan tartışmaların müzakereler aracılığıyla ‘dostça’ çözülmesi çağrısında bulundu. Bakanlık sözcüsü, Avrupa Komisyonu ile Çin arasında müzakerelerin başlamış olmasını ‘ilk başarı’ olarak değerlendirdi. Brüksel, Almanya’dan gelen muhalefete rağmen Çin malı güneş panellerine yüzde 11.8 oranında anti-damping vergisi getirme kararı almıştı. AB ile Çin arasında bir anlaşmaya varılamaması halinde bu veri iki ay içinde yüzde 47.6’ya çıkacak. Pekin de geçtiğimiz hafta AB’ye misilleme olarak Avrupa malı şaraplara anti-damping soruşturması açtıklarını duyurmuştu. Fransız Les Echos gazetesi, Çin’in Avrupa’dan gelen lüks araçlara da vergi getirmeyi planladığını yazdı. Almanya Ekonomi Bakanlığı sözcüsü, ‘Bildiğimiz kadarıyla Çin tarafının lüks araçlarla ilgili resmi bir onayı yok’ dedi. 1970’lerde %50’nin altında olan oran bugün %75’e yaklaştı. Ülkede çalışan anneleri destekleyen istihdam politikaları önemli ilerlemeler kaydetti. AMERİKA’DA ÇALIŞAN ANNELERİN SAYISI ARTIYOR Barnes-Cohen evinde tipik bir iş günü sabahı. Alison Barnes bir yandan çocukları okula hazırlarken diğer yandan işe gitmek için hazırlanıyor. Üç çocuk annesi Barnes ailesinin ihtiyaçlarıyla işi arasındaki dengeyi sağlamakta zorlandığını söylüyor: “Sekiz yıl önce ilk kez anne olduğumdan bu yana, iyi bir denge sağladığım dönemler de oldu bunu beceremediğim zamanlar da.” Barnes Washington’da bir hukuk bürosunun ortağı. Bu konumu ona işinde biraz esneklik sağlamış. Uzun doğum izinleri alabilmiş ve haftanın sadece dört günü çalışıyor. Barnes: “Cumaları çocuklarımla geçiriyorum ve bu sayede ailem ve işim arasından biraz denge kurabilmiş gibi hissediyorum.” Vicki Shabo, Washington’daki Kadın ve Aile Ulusal Ortaklığı kurumunda iş ve aile programları müdürü. Shabo Barnes’ın şanslı kadınlar arasında olduğunu söylüyor: “Yüksek maaşlı beyaz yakalı çalışanlar eskiye göre daha fazla esnekliğe sahip. Evden çalışma imkanı tanıyan veya iş saatleri konusunda esneklik gösteren şirket politikaları giderek artıyor.” 15 ÖNEMLİ GELİŞMELER Shabo Barnes, “Ancak Amerikalı kadınların çoğunun iş ve çalışma saatlerini seçme şansı yok. Çocuk bakımı konusunda yardım alamıyorlar. Çoğunun kendileri veya bir aile üyeleri hasta olduğunda işten izin alma hakkı da yok” diyor. Shabo doğum izni konusunun da kadınlar için büyük bir sorun olduğunu ekliyor: “Amerika annelere ücretli doğum izni sunmayan birkaç ülkeden biri. Ayrıca babalara ücretli izin imkanı vermeyen ülkeler arasında.” Shabo Barnes, “Amerika’da temel iş politikası 1993 Aile ve Sağlık İzni Kanunu’na dayanıyor. Bu kanun yeni ebeveynlere veya ciddi sağlık sorunu yaşayan çalışanlara 12 hafta boyunca ücretsiz izne ayrılma hakkı tanıyor” diyor. Shabo bunun sadece başlangıç olduğunu söylüyor: “En büyük umudum, ulusal çapta ücretli aile ve sağlık izni programı uygulanması ve bu şekilde diğer ülkelerin seviyesinin yakalanması.” Ünlü sosyal paylaşım sitesi Facebook, Japonya’da kan kaybetmeye başladı. 2012 yılında 17 milyon civarında Japon siteyi kullanırken bu sayı şimdi 13 milyona geriledi. FACEBOOK, JAPONYA’DA KAN KAYBEDİYOR Japon piyasasına 2008’de giren ve hızlı bir yükseliş gösteren sosyal paylaşım sitesi Facebook düşüşe geçti. 2012 yılı sonu itibariyle 17.12 milyon Japon kullanıcıya sahip olan siteye şimdi üye olan kişi sayısı 13.78 milyona geriledi. Japon kullanıcıların, Facebook’un “demode” olmasından şikayetçi olduğuna işaret edildi. Bir kullanıcı, “Son zamanlarda, belli bazı arkadaşlarım kendileri hakkında bir şeyler yazıp duruyor. Facebook’a bakmayı artık pek istemiyorum.” diye konuştu. 2008 yılında Japon sayfasını açan Facebook, yerel rakiplerini zaman içinde geride bırakmayı başarmıştı. Japon firmaların, reklam için Facebook’u kullanmalarının da ilginin artmasına neden olduğu ifade edildi. Ancak Japon kullanıcılarının artık başka mecralara yönelmeye başladığı kaydedildi. Bunların başında da Japonya’da 41 milyon kullanıcıya hitap eden ‘Line’ adlı programın geldiği belirtildi. ÇİN’DE ENFLASYON YİNE YÜKSELDİ Çin’de enflasyonun belirleyici unsuru tüketici fiyat endeksinin mayıs ayında yüzde 2,1 oranında arttığı bildirildi. Çin Ulusal İstatistik İdaresi, enflasyonun nisan ayında yüzde 2,4 olduğunu, mayıs ayında sebze fiyatlarındaki düşüşün enflasyonu bir önceki aya oranla 0,3 oranında düşürdüğünü açıkladı. Mayıs ayında enflasyon artışının yüzde 2,5 olan piyasa beklentilerinin altında olduğu kaydedilirken, mayıs ayında gıda fiyatlarında ise yüzde 3,2’lik bir artışın görüldüğü kaydedildi. Diğer yandan ülkede üretici fiyat endeksinin ise mayıs ayında yüzde 2,9 oranında düştüğü belirtilirken, perakende satışların geçen ay yüzde 12,9 oranında büyüyerek, 1,89 trilyon yuana (yaklaşık 306,8 milyon ABD doları) ulaştığı ifade edildi. 16 ÖNEMLİ GELİŞMELER Erdoğan için ‘Demokrat mı Sultan mı?’ yazan İngiliz dergisi The Economist’in sahibi, ‘Gezi protestoları 2-3 hafta içinde kendiliğinden tükenir’ dedi. ECONOMİST’İN PATRONU “GEZİ GELİR GEÇER” DEDİ Gezi Parkı protestolarını ve Başbakan Erdoğan’ı ‘Democrat or Sultan?’ başlığıyla kapağına taşıyan İngiliz ekonomi dergisi The Economist’i bünyesinde barındıranPearson adlı yayın kuruluşu, yöneticilerine gönderdiği e-postada ‘Türkiye’de varlık ve yatırımlarınız için acil bir risk yok” dedi. Türkiye’deki bazı uluslararası şirketlere de gönderilen e-postada, “Bu protestolar ne bir devrimin başlangıcına ne de Arap Baharı’na benziyor. Eğer polis şiddeti artmazsa, protestolar gelecek 2-3 hafta içinde kendi kendine tükenecektir” denildi. Protestoların Türkiye’deki yatırım ortamını etkilemeyeceği görüşüne yer verilen e-posta’da, yaşanan olayların olası sonuçları da tek tek sıralandı. Pearson’a göre bazı yatırımcılar, Türkiye’yi öncesine göre daha riskli görüp, yatırımlarını erteleyebilir veya azaltabilir. Türk Lirası, durum normale döndükten sonra (stabilize olduktan sonra) kayıplarını geri toplayacak. PEARSON 169 YILLIK BİR KURUM 1844 yılında Samuel Pearson tarafından kurulan Pearson, 1950’lerde İngiliz finans gazetesi Financial Times’ı bünyesine kattıktan sonra ekonomi dergisi The Economist’in de yüzde 50’lik hissesini satın aldı. 1960’ların sonunda yayıncılık şirketi Longman’ı ve 1970’de Penguin Books’u satın alan Pearson, New York ve Londra Borsa’larında da işlem görüyor. Yönetim Kurulu Başkanlığını Glen Moreno’nun yaptığı Pearson, 2012 yılında 6.1 milyar sterlinlik (18 milyar TL) satış geliri ve 936 milyon sterlinlik (2.7 milyar TL) faaliyet karı açıkladı. İŞTE ŞİRKETLERE VERİLEN 4 MESAJ - Şu an için Türkiye’deki varlık veya yatırımlarınız için acil bir risk bulunmuyor. - Ülke çekici yatırım ortamı olmaya ve yabancı şirketlere çok açık olmaya devam edecek. - Hükümetin popülerliği devam edecek ve bunun azalması pek olası görünmüyor. - Eğer ciddi bir müdahale olmazsa Gezi’deki protestolar yavaş yavaş bitecek. (Star) HER 35 SANİYEDE BİR SATIŞ YAPILIYOR E-ticaret Türkiye’de henüz emekleme aşamasında, ancak dünyadaki e-ticaret devleri ayda milyonlarca ürün satıyor. Bunlardan biri olan ABD’li girişimci Jeff Bezos, evin garajında kitapçı olarak başladığı macerasına bugün dünyanın en büyük e-ticaret şirketi haline geldi. Günde milyonlarca ürün sipariş alan ve teslim eden şirketin devasa büyüklükte deposu ve binlerce çalışanı bulunuyor. 17 ÖNEMLİ GELİŞMELER Google, ABD hükümetine bağlı PRISM adlı gizli bir hükümet programına dahil oldukları iddiasını yalanladı. GOOGLE; “VERİLERİ DEVLETE AÇMADIK” Google tarafından yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen, Google’ın Üst Yöneticisi (CEO) ve Baş Hukuk Direktörü David Drummond, “ABD hükümetine veya herhangi başka bir hükümete sunucularımıza doğrudan erişim verecek herhangi bir programa katılmadık” ifadelerini kullandı. Drummond, ABD hükümetinin Google’ın veri merkezlerindeki bilgilere doğrudan veya herhangi bir ‘arka kapı’dan erişiminin kesinlikle söz konusu olmadığını ve PRISM adlı programı ilk kez 6 Haziran’da duyduklarını kaydetti. David Drummond, Google’ın hükümetlerle bilgi paylaşımını çok kısıtlı kapsamda ve yalnızca geçerli yasal çerçevelerde göz önünde bulundurarak gerçekleştirdiğini belirterek, şu görüşlere yer verdi; “Hukuk ekibimiz bize ulaşan her bir talebi tek tek incelemekte, kapsamı geniş tutulmuş veya doğru süreçleri takip etmeyen talepler sıklıkla geri çevrilmektedir. Google’ın kullanıcılarımızın verilerine sonuna kadar erişim sağladığını öne süren haberler tek kelimeyle asılsızdır. Bu hafta basında haberler çıkıncaya kadar Verizon’a ulaşan kadar geniş kapsamlı (milyonlarca kullanıcının görüşme kayıtlarını teslim etmelerini isteyen) türde bir talep olduğunu asla duymadık ve bunu öğrenmek bizi çok şaşırttı. Google’ın kullanıcılarının internetteki aktivitelerine ilişkin bu ölçekte bilgiyi paylaştığı hakkındaki tüm iddialar kesinlikle asılsızdır.” Mevcut yasaların sınırları içinde, kendilerine ulaşan bilgi talepleri konusunda açık olmak için çalıştıklarını ifade eden Drummond, yasal otoritelerden gelen söz konusu taleplerle ilgili bilgiyi, endüstride ilk uygulayıcısı oldukları ‘Şeffaflık Raporu’ ile kamuoyuyla paylaştıklarını belirtti. Drummond, vatandaşların güvenliğinin korumak adına aksiyon alan ABD ve diğer hükümetleri de anladıklarının altını çizerek, mevcut yasal prosedürleri çevreleyen gizlilik düzeyinin, herkesin sahip olduğu özgürlükleri olumsuz yönde etkilediğini kaydetti. “TÜRK VARLIKLARI İÇİN POZİSYON ARTIRMA ZAMANI DEĞİL” RBS, raporunda, Türk varlıkları için değerlendirmelerde bulundu. Royal Bank of Scotland (RBS) raporunda protestolar devam ettiği sürece Türk varlıklarının baskı altında kalmaya devam edeceği belirtildi. Raporda şu değerlendirmelere yer verildi: ‘’Her ne kadar giriş için seviyeler cazip görünse de politik risk nedeniyle Türk varlıklarında pozisyon artırmanın zamanı değil diye düşünüyoruz.Karşılıklı imtiyazlar gelecek birkaç günde gerçekleşecek gibi görünmüyor. Protestoların hafta sonu da sürmesi ve gelecek haftaya taşınması riski var.’’ 18 ÖNEMLİ GELİŞMELER AVRUPA PROJESİNE NAZAR MI DEĞDİ ? Güncel bir ankete göre Avrupalıların yarısı Avrupa Birliği’ne güvenmiyor. Krizin Avrupalılık isteğini kırdığı tezi ise uzmanların onayını bulmuyor. Borç krizi Avrupa Birliği’ne (AB) duyulan güveni sarsıyor. Washington’daki Pew Research Center’in sekiz AB ülkesinde yaptığı araştırmadan bu sonuç çıkıyor. Raporda, yarım yüzyıldır devam eden Avrupa’yı birleştirme gayretlerinin Euro krizine kurban gittiği ve krizin ‘Tek Avrupa olma’ tutkusunu zayıflattığı dile getiriliyor. Oysa kriz sadece Avrupalıların derinde yatan farklılıklarını ortaya çıkardı. Kriz patlak verdiğinden ve ortak ülkeler arasındaki sürtüşmelere paralel olarak, para birliğinin zaten kötü olduğunu söyleyenler artmaya başladı. Ortaya atılan tez, Euro’ya geçişin ekonomik değil de siyasi bir karar olduğu. Ortak para birimi kimine göre, yeniden birleşen Almanya’nın dizginlenmesi, kimine göre ise Almanya’nın ortakları üzerinde tahakküm kurabilmesi için düşünülmüş. AVRUPA İSTİKRAR İSTİYORDU Euro’ya geçiş sürecini yakından izleyen Princeton Üniversitesi öğretim üyesi tarihçi Howard James, iki tezin de doğru olmadığını ve Avrupa ortak biriminin, 1970’li yılların döviz kurlarındaki şiddetli dalgalanmalarından korunma amacıyla ihdas edildiğini söylüyor. James’e göre, ‘Avrupalılar, dünya istikrara kavuşmayacaksa hiç olmazsa Avrupa kendi merkez bankasıyla istikrar bulsun’, dediler. Euro ülkelerine bütçe açığı ve borç yüküyle ilgili üst sınır getiren Maastricht kriterleri istikrar arzusunun ifadesiydi. Ancak aralarında Almanya ve Fransa’nın da bulunduğu birçok ülke bu kriterlere uymadı. AB Komisyonu da üyeler arasındaki ekonomik bütünleşmeyi daha ilerliye götürmek için çalışıyordu. İktisat tarihçisi Werner Abelshauser, “Amaç bütün Euro ülkelerinde aynı kuralları geçerli kılmaktı”, diyor ve ekliyor: “Kuralların herkes için geçerli olması iç pazar açısından çok önemli. Ancak şartların eşitlenmesi Avrupa’daki ekonomi kültürü çeşitliliğine uymuyor. Bunun anlamı, birinin işine gelenin, bir diğerinin işine gelmemesidir.” KÜLTÜR FARKI Werner Abelshauser farklı ekonomi kültürünün, çalışkanlık ya da dakiklik gibi vasıflarla ölçülemeyeceğini ve çok uzun bir sürede meydana gelen sosyoekonomik yapılanmanın neticesi olduğunu belirtiyor. Örneğin, milli ekonominin omurgasını dev tröstler mi yoksa orta ölçekli işletmeler mi oluşturuyor? Ya da emeklilik ve sağlık sigortaları özelleştirilmiş mi yoksa devlet eliyle mi yönetiliyor? Werner Abelshauser ekonomik anlayış farkına şunu örnek gösteriyor: “ABD’de sosyal devlet yok. Emeklilik sigortası tamamen sermaye piyasası tarafından belirleniyor. Emeklilik fonundaki 35 trilyon euro sürekli olarak kârlı yatırım imkânı arıyor. Kurumsal yatırımcı, diğerleriyle rekabet halinde olduğundan kısa vadeli yatırım yapıyor. Müşteri her üç ayda bir parlak rakamlar görmek istiyor. Böyle olunca da sermaye piyasası İngiliz İktisat Tarihçisi Harold James kısa vadeli kurallarla işleyebiliyor.” 19 19 ÖNEMLİ GELİŞMELER Alman emeklilik sigortasındaki birikmiş hak talebi ise 7 milyar euroyu buluyor. Profesör Abelshauser bu fonun sermaye piyasasında aktif olarak işletilmemesinin ve Alman özel sektörünün sermaye piyasasına alışamamasının nedenini şöyle izah ediyor: “Sermaye piyasasının ilerisini düşünen Alman ekonomi kültürünü hesaba katıp, uzun vadeli perspektif sunabilmesi lazım. Yani üç aylık değil de, on yıllık. Sermaye piyasası bunu yapmıyor. Bu nedenle de küçük ve orta ölçekli Alman işletmeleri Amerikalı yatırımcıya göre çalışan sermaye piyasasının kurallarına yabancı kalıyor.” HEP AYNI KAVGA Alman iktisat tarihçisi Euro’nun sonunun trajedi olmayacağı ve dar bir koridor içinde dalgalanan sabit para kurlarının Avrupa’ya daha uygun olduğu görüşünde. İngiliz meslektaşı Harold James ise ortak para birimine büyük yatırım yapıldığı için Euro’nun yaşatılması gerektiğini savunuyor. James aynı zamanda, çoğu güncel tartışmanın aslında çok eski sözlerin tekrarı olması bakımından, kulak tırmalamakla birlikte yeni olmadığını vurguluyor. “1960 ve 70’li yıllarda söylenenlerden kelimesi kelimesine alıntı yapılıyor” diyen James sözlerini şöyle tamamlıyor: “Fransızlar ve İtalyanlar o yıllarda da Avrupa ekonomisini peşinden sürükleyen Almanya’nın genişlemeci politikalar uygulaması gerektiğini savunuyorlardı. Tarih ölçeğinde tartışmaların özü değişmiyor.” İngiliz iktisatçı Walter Bagehot 1869 yılında yayınlanan makalesinde Avrupa’nın birleşmesinin muhtemel sonuçlarını analiz ederken, tek bir para biriminin gerçekçi olmayacağını ve Kuzey Avrupa’nın sağlam parasıyla, Güney Avrupa’nın zayıf para birimi arasındaki rekabeti Kuzey’in kazanacağını yazmıştı. İktisat Tarihçisi Werner Abelshauser Kaynak : Deutsche Welle Türkçe ABD Merkez Bankası Fed’den gelen açıklamalar hala doların performansını belirleyen kilit etkenlerden birisi. Ancak artık Çin Merkez Bankası PBOC’nin kararları da bir o kadar önem kazanabilir. ÇİN İLE FED EL ELE DOLARI YÜKSELTİYOR Yatırımcılar haftalardır Fed’in tahvil alımını ne zaman azaltabileceğinin ipuçlarını yakalamaya çalışıyor. Şimdi de PBOC’nin Çin’in yavaşlayan ekonomisine politika değişikliği ile yanıt verip vermeyeceğini görmeyi bekliyorlar. Eğer POBC’den bir yanıt gelmez ise global ekonominin zayıflamasına yönelik endişeler artarak doların güvenli liman rolünü artıracaktır. Diğer bir deyişle dolar yalnızca ABD’nin iyileşen ekonomisinden fayda görmeyecek aynı zamanda diğer ülkelerin zayıf performans sergileyeceği korkularından da destek görecektir. Morgan Stanley’den döviz stratejisti Hans Redeker konuyla ilgili yorumunda, “Yıllardır ABD dışındaki ülkelerin büyüme dinamikleri daha iyi seviyedeydi. Şimdi ise ABD cazip bir duruma gelerek uzun vadeli sermaye akışlarını dolar cinsinden varlıklara çekiyor.” dedi. 20 ÖNEMLİ GELİŞMELER Washington ve Pekin’in politika kararları son birkaç gündür daha fazla odaklara oturdu. İlki, ABD’den gelen tarım dışı istihdam verilerinin beklentilerden yüksek olsa da işsizlik oranının hafif arttığı yönündeki haberlerdi. Karışık gelen bu veriler ABD hazine kağıtlarının getiri oranlarının yükselmesine ya da doların güçlenmesine engel olmadı ancak finansal piyasaları Fed’in ne zaman yıllardır pompaladığı para miktarını azaltmaya başlayacağı konusunda daha da belirsiz bir duruma soktu. Fed’in tahvil programı ile ilgili tartışmalar bankanın yetkililerinden gelecek açıklamalar ile daha da artacaktır. Fed’den gelen likiditenin azalması tehdidinin büyük dalgalanmalara neden olması nedeniyle bu tartışmalar yalnız başına dahi doları yükseltmeye yetecektir. Çin’in ekonomik performansının zayıflamaya devam ettiği yönünde hafta sonunda gelen haberler durumu daha da kötüleştirecektir. Dış ticaret, perakende satışlar, enflasyon ve sanayi üretimi verilerinin de dahil olduğu bir dizi veri bir zamanlar global iyileşmenin motoru olarak görülen dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin beklenenden daha fazla zayıflamakta olduğunu kanıtlıyor. Finansal piyasalar ve dolar için ana unsur bu duruma Çinli yetkililerden yeterince yanıt gelmemesi. Çin’in enflasyonu düştüğünden büyüme ile ilgili bir endişeye kapılması durumunda Pekin’in vereceği en net yanıt para politikasını gevşetmek olacaktır. Ancak şu an durum bu değil. Redeker durumu şöyle açıklıyor: “Çinli yetkililer büyümeyi diğer hedeflerin önüne almaktan uzaklaşıyor. Artık finansal istikrar ve sürdürülebilirliğe önem veriyorlar.” Eğer durum buysa Çin’in yavaşlaması sürecek, global ekonomik iyileşmeyle ilgili endişeler artmaya devam edecek, piyasadaki algı zarar görecek ve dolar bu durumdan daha fazla yarar görecek. Bu da yatırımcıların sadece Fed’in tahvil alımlarını ne zaman azaltacağına değil PBOC’nin bir politika değişikliğine gidip gitmeyeceğine de artık odaklanmaları anlamına geliyor. Avrupa Komisyonu’nun Çin malı güneş panellerine, bazı AB ülkelerinde ticari savaş endişeleri yaratan bir anti-damping vergisi getireceğini resmen açıklamasının ardından Çin’den misilleme geldi. Çin, Avrupa şarapları hakkında damping ÇİN’DEN AB’NİN ANTİ-DAMPİNG VERGİSİNE ŞARAP MİSİLLEMESİ ve sübvansiyon soruşturması açacağını duyurdu. Çin’den misilleme tehdidine yönelik endişelerini dile getiren ülkelerin başında Almanya ve İngiltere geliyor. Avrupa Komisyonu, ilk olarak yüzde 47 oranında olması planlanan vergiyi kademeli hale getirdi ve başlangıcını yüzde 11.8 olarak belirledi. 21 21 ÖNEMLİ GELİŞMELER Avrupa Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Karel De Gucht, aldıkları önlemlerin Avrupa’nın can çekişen bir sektörüne hayat vermek için olduğunu savundu. De Gucht, ‘Bu ticari korumacılık değil. Daha ziyade uluslararası ticaret kurallarının tıpkı bize uygulandığı gibi Çinli firmalara da uygulanmasını sağlamaya yönelik’ dedi. Çinli firmalar güneş paneli sektöründe Avrupa’daki pazar paylarını birkaç yıl içinde sıfırdan yüzde 80’lere çıkardı. Avrupa Komisyonu, Çin’in güneş paneli üretiminin tüm dünyadaki talepten daha yüksek olduğunu tahmin ediyor. Çin Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ilk aşamadaki vergi oranının düşüklüğünün not edildiği belirtildi, ancak AB’ye ‘iki tarafın da anlaşmaya varabilmesi için daha fazla samimiyet ve esneklik göstermesi’ çağrısında bulundu. 6 Ağustos’a kadar bir anlaşmaya varılamaması halinde vergi oranı yüzde 47.6’ya ulaşacak, yani Çinli güneş paneli üreticilerinin dünyanın en büyük güneş enerjisi pazarına girişi pratikte engellenmiş olacak. Aralık ayında ise geçici vergi beş yıl süreli hale gelecek. AB BÖLÜNMÜŞ DURUMDA Avrupa Komisyonu’nun girişimine Avrupa Birliği’nden gelen tepkiler de birbirinden farklı oldu. Almanya ve İngiltere, Brüksel’in girişimiyle birlikte kendi şirketlerinin Çin’de dezavantajlı konuma düşeceğini söylüyor. Fransa ve İtalya ise Çinli firmaların, devletin sağladığı haksız sübvansiyonlardan faydalandığını ve Avrupa’yı ucuz mala boğduğu görüşünde. ÇİN’DEN MİSİLLEME Avrupa Birliği’nin Çin malı güneş panellerine anti-damping vergisi getireceğini açıklamasının ardından Çin de Avrupalı şarap üreticileri hakkında damping ve sübvansiyon soruşturması başlatacağını açıkladı. Bu soruşturmadan en çok da Fransa ve İtalya’nın etkilenmesi bekleniyor. Çin Ticaret Bakanlığı, yerel şarap üreticilerinden şikayet aldıklarını ve şarap üreticilerinin Avrupa malı şarapların Çin pazarına damping ve sübvansiyon gibi yöntemlerle girdiğini iddia ettiklerini aktardı. Bakanlıktan yapılan açıklamada ‘Bu durum şarapçılık sektörümüzü etkiliyor ve [şarap üreticileri] Ticaret Bakanlığı’ndan bir damping ve sübvansiyon soruşturması açmasını istedi. Son yıllarda AB’den şarap ithalatında hızlı bir yükseliş tespit ettik ve soruşturmayı hukuk çerçevesinde yürüteceğiz’ dedi. Çin’in geçtiğimiz yıl ithal ettiği 430 milyon litre şarabın üçte ikisinden fazlası AB’den geldi. Yalnızca Fransa’dan yapılan ithalat 170 milyon litreyi vurdu. Avrupa Merkez Bankası, verilerin aylarca hayal kırıklığı yaratmasının ardından Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin tahminlerini aşağı çekti. Veriler nedeniyle, toparlanmanın en DRAGHİ; TOPARLANMANIN BAŞLAMASI İÇİN ZAMAN GEREKİYOR erken 2013 sonlarında başlaması bekleniyor. AMB’nin politika belirleme toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Başkan Mario Draghi, AB’de bankacılık birliğinin bir an önce oluşturulması için önceden yaptığı çağrıları tekrarlamadı. Basın toplantısında yeni konuların ele alındığını söylemek zor. Toplantıda; Euro Bölgesi ekonomilerinin bütçe açıklarını azaltmada kaydettiği yol, finans piyasalarının adım adım iyileştirilmesi ve AMB’nin benimsediği genişlemeci para politikalarının yardımı ile toparlanmanın yılın sonlarına doğru başlayacağı yinelendi. 22 ÖNEMLİ GELİŞMELER Draghi bir kez daha, toparlanmayı garanti altına almak amacıyla “genişlemeci para politikalarının gerektiği sürece muhafaza edileceğini” söyledi. Draghi, ekonominin bu yıl yüzde 0,6 oranında daralmasının beklendiğini açıkladı. Merkez bankasının bir önceki tahmini ise yüzde 0,5 daralma olacağı yönündeydi. Ancak 2014 yılına ilişkin büyüme tahmini ise yüzde 1’den yüzde 1,1’e yükseltildi. AMB, bu yıl için yaptığı enflasyon tahminini ise yüzde 1,6’dan yüzde 1,4’e düşürdü. Bu değişimin arkasındaki en büyük nedenin petrol fiyatlarındaki gerileme olduğu düşünülüyor. Gelecek yıla ilişkin enflasyon tahmini ise değiştirilmeden yüzde 1,3’te bırakıldı. AMB Başkanı Draghi, tüm alternatifler şimdilik “rafa kaldırılmakla” beraber merkez bankasının ekonomiyi canlandırmak için tedbirleri artırmaya “hazır” olduğunu yineledi. Draghi’nin basın toplantısının ardından euroda hafif bir yükseliş görülürken kısa vadeli faiz oranları geriledi. QE’lerin ne zaman azaltılacağı konuşulurken ünlü yatırımcı Faber hiç umut olmadığına dikkat çekti. EKONOMİ İÇİN HENÜZ UMUT YOK FED’in tahvil alımlarını ne zaman keseceği yönünde spekülasyonlar dün beklentilerin üzerinde gelen tarım dışı istihdam rakamı ile arttı. FED’in tahvil alımlarını sınırlandırması için uygun zaman noktasında piyasa uzmanları farklı görüşler dile getirirken, ünlü yatırımcı TheGloo Boo&Doom raporunun yayıncısı Marc Faber’den ilginç bir açıklama geldi.Piyasaların parasal genişlemeye (QE) tutku ile bağlı olduğunu belirten Faber, FED’in adımlarının sadece vatandaşın ekonomisinde kayda değer bir etkisi olmadığına vurgu yaptı. Ayı piyasasının önemli temsilcilerinden biri olarak görülen Faber, FED’in tahvil alım programı ile piyasalara verilen paranın 1970’lerde ve 80’lerde sokaktaki adım hayatında etkili olmadığını kaydetti. 2009’da başlayan QE serisinin QE 99’a kadar gidebileceğini savunan Marc Faber QE’lerin ve para basımına piyasaların duyarsızlaştığına dikkat çekti.Parasal genişlemenin istihdam piyasası üzerinde istenilen etkiyi göstermeyeceğini savunan ünlü yatırımcı piyasalara verilen paranın çok sınırlı bir kesimin işine yaradığını dile getirdi. Yatırım tarafında Hindistan’ı işaret eden “korkunç yönetime rağmen büyük büyüme potansiyeli” olduğunu kaydeden Faber, ülkenin bir iki sene içinde Çin’e yaklaşacağını belirtti.FED’in efsanevi Başkanı Alan Greenspan ise “ekonomi buna hazır olmasa da varlık alımları sone ermeli” derken, çok hassas konunun bulunduğu bir ortamda olunduğunu, piyasaların, faiz oranlarından beklenenden daha hızlı artışa hazır olması gerektiğini belirtti.Greenspan, “eğer FED çok hızlı hareket ederse, piyasaları şok edebilir” derken piyasalarda çok fazla miktarda belirsizlik olduğunu söyledi. 23 23 ÖNEMLİ GELİŞMELER Ekonomistlerin dörtte üçü hisse senedi piyasalarında balon olmadığını belirtti. EKONOMİSTLERDE BALON KORKUSU YOK AP’nin anketine katılan ekonomislerin dörtte üçü hisse senedi piyasalarında balon olmadığını, şirket karlarının güçlü geldiğini savundu.ABD hisse senedi piyasalarında son dönemde meydana gelen hızlı yükseliş balon endişelerini de beraberinde getirmişti. Konu ile ilgili yetkin ağızlardan gelen farklı açıklamalar kafaların iyice karışmasına neden olmuştu.AP’nin ekonomistlerle yaptığı ankette piyasalarda balon endişelerinin yersiz olduğu sonucuna ulaşıldı.Ankete katılan ekonomistlerin büyük bir bölümü ABD’de şirket karlarının oldukça güçlü gelmesi nedeniyle hisse senetlerinde balon olmasının mümkün olmadığını dile getirdiler. Yılbaşından bu yana S&P 500 endeksi yüzde 14 oranında değer kazanırken, Dow Jones Sınai endeksi yüzde 15 oranında yükseldi.FED’in üçüncü parasal genişleme adımından destek bulan hisse senedi piyasaları hızla yükselirken, FED’in tahvil alımının azaltılmasının tartışıldığı bugünlerde piyasaların çöküş dönemine girip girmeyeceği en çok konuşulan konulardan biri haline geldi.Konuya ilişkin en son değerlendirme Goldman Sachs’dan geldi. Goldman Sachs, temel bir geri çekilme hareketinin başlangıcının olmadığını bildirdi.Goldman Sachs Şef Stratejisti Peter Oppenheimer CNBC’ye yaptığı açıklamada, piyasaların düz bir çizgide ilerlemediğini, riskli varlıkların riskli olduğunu, volatilitenin sürdüğünü belirtti. Oppenheimer, ‘’Üç aylık hedefimiz piyasaların daha yatay bir süreçten geçeceğini gösteriyor. Fakat 12 ay ve sonrasına bakıldığında görünüm çok iyi’’ dedi.Bloomberg anketine katılan ekonomistler, Fed’in aylık tahvil alımlarının ne kadarlık kısmını azaltacağına yönelik miktar tahminlerini aşağı çekti.Bloomberg’in bu haftaki anketine katılan 59 ekonomistin medyan tahminine göre, Ben S. Bernanke başkanlığındaki politika yapıcılar, Fed Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 29-30 Ekim’deki toplantısında parasal genişleme programını aylık 85 milyar dolardan 65 milyar dolara indireceğini savundu. Avrupa Komisyonu ve AMB, AB’nin iki milyon nüfuslu genç üyesi Letonya’nın 1 Ocak 2014 tarihinde Euro Bölgesi’ne alınmasını tavsiye etti. Ancak ülkenin Euro Bölgesi’ne üye olmasına kuşkuyla bakanlar da EV AL, SERBEST DOLAŞ 24 var. ÖNEMLİ GELİŞMELER Krizle boğuşan Euro Bölgesi bir yandan da genişleme yönünde adımlar atıyor. Letonya’nın Maastricht Kriterleri’ni yerine getirdiğine dikkat çeken Avrupa Komisyonu’nun Parasal İşlerden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, Letonya’nın Euro Bölgesi’ne üye olma arzusunun, para birliğine duyulan güvenin bir işareti olduğunu dile getirdi. İnşaat firması Amberpines’te yoğun bir gün. Halı ve fayans örneklerinin yan yana dizildiği işyerinde Tamara Raine de bilgisayarının önünde müşterilerinin sorularına yanıt veriyor. Raine, hükümetin 2010 yılında yabancılara emlak satın almaları karşılığında beş yıllık süreli oturma izni sağlamasının ardından firmasının iflastan kurtulduğunu belirtiyor. Raine “Kriz baş gösterdiğinde emlak satışı konusunda hepimiz sıkıntı yaşıyorduk. Yabancılara yatırım olanağı tanıyan yasanın bize büyük faydası dokundu. Letonyalıların da kriz döneminde yüksek oranlarda borcu vardı ve bu nedenle korkuyorlardı. Herhangi bir şey satın alma şansları yoktu. Bu nedenle biz de satışlarımızda yabancılara yoğunlaştık” şeklinde konuşuyor. Tamara Raine yabancılar derken özellikle Rusları kastediyor. Eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Letonya’da çok sayıda Rus kökenli yaşıyor. Baltık Denizi kıyısında yazlık almak isteyen zengin Ruslar için de Letonya bir cazibe merkezi. 140 BİN EUROYA SERBEST DOLAŞIM Moskovalı doktor çift Yelena ve Sergey, Amberpines firmasının tatil belgesi Yurmala’daki emlak projesinden bir ev satın almış. Sergey bu kararı neden verdiklerini “Bu bölgede karar kıldık. Burada herkes Rusça konuşuyor. 90’lı yıllarda Letonya’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra Rusların Letonyalılara duyduğu kızgınlık artık geçti. Eskiden birçok Letonyalı, bildiği halde kasıtlı olarak Rusça konuşmuyordu. Ama oradan ev satın almamızın bir başka nedeni daha var. Burada emlak satın aldığınız zaman oturma iznine de sahip oluyorsunuz. Böylece Avrupa’ya seyahat etmek istediğimiz zaman vize sorunu ile uğraşmamıza gerek kalmıyor” sözleriyle anlatıyor. Gayrımenkule yaklaşık 140 bin euro yatıran yabancılar, böylece Avrupa’daki serbest dolaşım hakkından faydalanabiliyor. Ancak işte bu noktada yabancılara tanınan bu haktan kuşku duyanlar da var. Yeni gayrimenkul yasasının Letonya’daki emlak piyasasında Rus etkisini artırmasından korkanlar, bunu Letonya açısından bir tehlike olarak görüyor. Letonya’da ikinci bir Kıbrıs olayının yaşanmasından endişe ediliyor. KRİTERLERİ YERİNE GETİRİYOR Avrupa Komisyonu’nun Letonya’daki temsilcisi Inna Steinbuka ise bu korkuları anlayamadığını ifade ediyor. Letonya’da liberal ekonomi kurallarının geçerli olduğunu ve Rusların emlak satın almaları ya da Letonya’da yatırım yapmaları yönünde bir engel bulunmadığını belirten Steinbuka, ülkenin milli gelirinde yabancıların payının Avrupa ortalamasına göre düşük olduğuna dikkat çekiyor. Vergi kaçakçılığı, yolsuzluk ve kara para aklama ise son aylarda ülke ekonomisinde büyük yük oluşturuyordu. Ancak Letonya bununla birlikte önümüzdeki yıl Euro Bölgesi’ne üye olmak için gerekli olan Maastricht Kriterleri’ni de yerine getirmiş durumda. Kamu borçlanma oranı yüzde 40 civarında olan Letonya’da enflasyon oranı yüzde 2’nin altında. Dört yıl önce alıcı bulamayan devlet tahvilleri de yeniden alıcı bulmaya başladı. Son iki yıldır yüzde 5’in üzerinde büyüme kaydeden Letonya ekonomisinde büyüme trendinin de devam edeceği tahmin ediliyor. Letonya’daki Bank Nordea’nın baş iktisatçısı Andris Strazds da ülkenin Euro Bölgesi’ne girmesinin fayda getireceğini savunarak, “Yapılan araştırmalar, Euro Bölgesi’ne üye olmanın dış ticaret hacmini birkaç yıl içinde yüzde 10 ila 15 artıracağını gösteriyor” diyor. Kaynak : Deutsche Welle Türkçe 25 25 ÖNEMLİ GELİŞMELER Fitch, Türk bankalarının kredi ölçütlerini korumakla birlikte takipteki alacaklarda ılımlı bir artış beklediğini kaydetti. FİTCH, “TÜRK BANKALARI GÜVENİLİR OLMAYA DEVAM EDİYOR” Fitch, Gelişmekte Olan Ülkelerin bankacılık sistemine ilişkin olarak bugün yayınladığı bir raporun Türkiye ile ilgili bölümünde Türk bankalarının kredi ölçütlerinin güvenilir şekilde devam ettiğini kaydetti. “Ekonomik büyüme kredi kalitesini destekliyor ve sadece takipteki alacaklarda ılımlı bir artış bekliyoruz” denilen raporda, kredi büyümesinin yüzde 15-20 olarak göz önünde bulundurulduğunda, güçlü fon ve sermaye rasyolarındaki olası aşınmanın sınırlı olacağı ifadelerine yer verildi. Taksim eylemleri sebebiyle Erdoğan’ın işaret ettiği Koç, Sabancı, Doğan ve Doğuş’a kimin ceza keseceği tartışılırken, HEDEFTEKİ 4 PATRON devlet iddiayı yalanladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Gezi Parkı eylemlerikonusunda, Türkiye’nin önde gelen dört işadamını işaret etmesinin ardından ekonomide, “Cezayı hangi kurum kesecek” tartışması başladı. Taraf gazetesinin haberine göre ekonomi kulislerinde, Maliye Bakanlığı, BDDK, EPDKile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ismi cezayı kesecek kurumların başında sayılıyor. Ancak, söz konusu dört kurum da, dört grupla ilgili “özel bir incelemenin” bulunmadığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Gül’ün, “Cadı avı olmayacak” şeklindeki açıklamasına rağmen Başbakan Erdoğan’ın, Afrika gezisi sonrasında yaptığı konuşmalarda, Koç, Sabancı, Doğan ve Doğuş gruplarını işaret etmesi “iş dünyasını” endişelendirdi. Hükümet kanadından gelen açıklamaların ardından, iş dünyasında endişeli bir bekleyiş başladı. Geçmişte Erdoğan’ın eleştirilerinin hemen ardından patronlara ceza gelmesi nedeniyle, son konuşmanın ardından da iş dünyasında, “Cezayı kim kesecek” tartışması başladı. Bu çerçevede, cezayı kimin keseceği konusunda, dört kamu kurumunun ise ismi ön plana çıktı. Cezayı kesmesi beklenen kurumlar ise şöyle: VERGİ İNCELEMELERİ AFFA GİRDİ Maliye Bakanlığı: Doğan Grubu’na kestiği cezalarla büyük tartışmalara neden olan Maliye Bakanlığı’nın ismi, yeniden gündemde... Maliye Bakanlığı da, kurumun siyasi inceleme yapan bir kurum olarak nitelendirilmesinden rahatsız. Söz konusu dört grupla ilgili özel bir inceleme bulunmuyor. Ayrıca, iki yıl önce çıkarılan vergi affı yasası ile birlikte, grupların geçmişe dönük hesapları affa girdi. Bir anlamda, inceleme yapılması şu aşamada mümkün görünmüyor. 26 ÖNEMLİ GELİŞMELER EPDK: Dört grubun enerji alanında faaliyet gösteren şirketlerinin bulunması gözlerin EPDK’ya çevrilmesine yol açtı. Lisans iptal etme yetkisi bulunan EPDK’nın, devreye girmesi halinde dört gruba ağır fatura çıkarabileceği konuşuluyor. EPDK kaynakları da, dört gruba yönelik özel bir incelemelerinin olmadığını ve olamayacağını bildirdiler. BANKACILIK SEKTÖRÜ DE PANİKTE BDDK: Erdoğan’ın, Doğuş Grubu’na ait Garanti Bankası’nın Genel Müdürü’ne yönelik eleştirileri, BDDK’nın da isminin ceza kesecek kurumlar arasında yer almasına yol açtı. BDDK ise, bu tür söylentilerin bile bankacılık sektörüne büyük darbe vuracağı görüşünü savunuyor. BDDK da, hiçbir bankayla ilgili özel bir incelemenin ve cezanın söz konusu olmadığını bildirdi. Orman Bakanlığı: Erdoğan’ın, Koç Üniversitesi ve Hilton arazisi ile ilgili açıklamaları, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bu gruplara yönelik özel bir incelemesi olup olmadığının tartışılmasına yol açtı. Ancak, bakanlık kaynakları da, bu tür iddiaların kuruma gölge düşüreceğine inanıyor. Kaynak : Hüseyin Özay/Taraf Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Euro bölgesinde dört yıldır devam eden borç krizinin sona erdiğini öne sürdü. HOLLANDE; “EURO KRİZİ BİTTİ” Uzak Doğu ziyaretinde Japon işadamlarıyla bir araya gelen Hollande, “Japonya’da şunun bilinmesi gerekiyor ki Avrupa’daki kriz sona erdi” dedi. Avrupa’nın büyük bir bölümünde resesyon var ve işsizlik artıyor. Daha Nisan ayına kadar Kıbrıs’taki kriz nedeniyle Euro’nun geleceğiyle ilgili kaygılar ifade ediliyordu. Uluslararası Para Fonu IMF ve Avrupa Birliği Kıbrıs’a 10 milyar Euro’luk kredi sağlamıştı. Kıbrıs bankalarındaki tüm mevduatlardan vergi alınmasına ilişkin öneri, Avrupa genelinde panik yaratınca geri çekilmişti. Bunun yerine, büyük mevduatlardan vergi alınması ve bankacılık reformu aracılığıyla 13 milyar Euro toplanmasına ilişkin bir öneri benimsenmişti. Euro krizi sırasında İrlanda ve Portekiz’e bir, Yunanistan’a da iki kez kurtarma paketi verilmişti. Ayrıca İspanya bankaları kurtarılmıştı. Euro bölgesinde işsizlik rekor seviyede. İşsiz sayısı 20 milyona yaklaşmış durumda ve 1999’da oluşturulan Euro bölgesi en uzun süreli resesyonla karşı karşıya. Bölgede ekonomi son altı çeyrektir küçülüyor. 27 27 ÖNEMLİ GELİŞMELER Uluslararası Kredi Derecelendirme kuruluşu Fitch, son dönemdeki olaylarla ilgili bir açıklama yaptı ve Türkiye’deki protestoların mevcut halinin kredi notu açısından tehdit olmadığını açıkladı. FİTCH’TEN TÜRKİYE’YE NOT AÇIKLAMASI Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch RatingsTürkiye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Fitch Tükiye’deki hükümet karşıtı protestoların mevcut hali ile BBB- notuna tehdit olmadığını belirtti. Fitch yaşanan huzursuzluğun mevcut not yapısı içinde tolere edilebilecek düzeyde olduğunu ve bu durumun mevcut ekonomik durum üzerinde düşük etkide bulunduğunu söyledi. Fitch’in açıklamasında Türkiye ekonomisinin güçlü yönleri şöyle sıralandı: “Türkiye ekonomisi iyi performans sergiliyor. Enflasyon iniyor ve 2012’de işsizlik yüzde 9,2 ile son 7 yılın en düşük seviyesine geldi. Bununla birlikte cari işlemler açığı ve kısa vadeli borçlarda Euro Bölgesi krizinde Türkiye dayanıklılık sergiledi. Küresel düzeyde yüksek likidite bulunması da cari açığın finansmanını kolaylaştırıldı.” OLUMSUZ ORTAM UZUN SÜRERSE NOTA BASKI YAPABİLİR Fitch yine de pek çok şeyin otoritelerin protestoculara nasıl karşılık vereceğine bağlı olduğunun altını çizdi. Fitch’in açıklammasında “Durum gereği gibi ele alınmazsa bunun ekonomi üzerindeki etkileri ters olabilir. Israrcı bir siyasi ve sosyal huzursuluk turizmi olumsuz etkileyebilir. Kısa vadeli sermaye akışı olumsuz etkilenebilir, enflasyon yukarı çıkabilir ve ekonomik büyümeye hasar verebilir. Daha uzun vadede doğrudan sermaye çekme çabaları sonuçsuz kalabilir. Gelişmeler bu yönde olur ve ekonomi üzerinde olumsuz etkiler görülmeye başlarsa bu huzursuzluk o zaman kredi notu üstünde baskı yapabilir” denildi. FİTCH NOTU KASIM 2012’DE ARTIRMIŞTI Fitch Ratings, Türkiye’nin notunu en son 5 Kasım 2012’de artırmıştı. Fitch, Türkiye’nin notunu BB+’dan BBB-’ye yükseltirken yabancı para cinsinden notunu yatırım yapılabilir düzeye yükseltmiş oldu. Fitch not artırımının gerekçesi olarak ılımlı ve azalan bir kamu borç yükünü, güçlü bankacılık sistemini, olumlu orta vadeli büyüme beklentilerini göstermişti. Fitch o dönem Türkiye’yi görece varlıklı ve çeşitlilik sahibi bir ekonomi olarak görmüş ısa vadeli makro finansal risklerdeki rahatlamanın bileşiminin not artırımında etkili olduğunu açıklamıştı. ÖNEMLİ GELİŞMELER Irak’ın Musul bölgesine elektrik ihracatı için başvuru yapan Kartet ve Aksa şirketlerine Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) onay çıktı. İKİ TÜRK ŞİRKETİ KUZEY IRAK’A ELEKTRİK SATACAK Kurul, maksimum kurulu gücü 150’şer megavat olmak kaydıyla 2 şirketin elektrik ihracatı yapabilmesine izin verdi. Böylece, Irak’a yıllık 2 milyar kilovatsaatlik elektrik satışının önü açıldı. Bu ihracatın parasal değeri yaklaşık 400 milyon lirayı buluyor. EPDK Başkanı Hasan Köktaş, İran’dan elektrik ithalatı için de başvuru olduğunu, konunun kısa süre içinde karara bağlanacağını söyledi. Trabzon’da gazetecilerle sohbet toplantısında gündemdeki konuları değerlendiren EPDK Başkanı Köktaş, bu yılın sonunda Gürcistan ile yaklaşık 700 MW’lık iletim kapasiteli yatırımın tamamlanacağını kaydetti. Köktaş, “Türkiye’nin elektrik piyasasının gelişmesi, tüm komşu ülkelerle enerji ticareti imkanını artırıyor. Enterkoneksiyon yatırımları tamamlandıkça ülkemiz arz güvenliği ve enerji ticaret kapasitesi açısından hızlı bir gelişme yaşanacak.” dedi. Hasan Köktaş, Türkiye’de artık herkesin kendi elektriğini üreterek ihtiyaç fazlasını sisteme satmak üzerine proje geliştirdiğini ifade etti. Köktaş, şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar sayısı 1.000’e yaklaşan başvuru var. Bunların kurulu gücü 230 megavata ulaştı ve başvurulardan 630 kadarına olumlu görüş verildi. Büyük bir bölümü evlerin ve kamu binalarının çatılarına güneş panellerinden oluşan bu yatırımların tamamlanarak sisteme verildiği bir döneme girildi.” Bu konuda kamuoyunda bir yanlış algı oluştuğunu kaydeden EPDK Başkanı Köktaş, kurum olarak lisanssız elektrik üretimine yönelik süreci durdurmadıklarını söyledi. Köktaş, “6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile lisanssız elektrik üretimine yönelik bazı yeni düzenlemeler yapıldı. Yeni tanımlar geldi ve 500 kW olan sınır da 1 MW’a çıktı. Bu konularda da uygulamaya yönelik bir ikincil mevzuat hazırlanması hükmü getirildi. Biz de kurum olarak bu konuda ilgili mevzuatımız yürürlüğe girene kadar hukuki bir işlem olmaması için şirketlerden geçici olarak yeni başvuruların alınmamasını istedik. Biz yapılmış bu başvurularda sürecin tamamlanması ve geçici kabullerin yapılması konusunda herhangi bir sınırlama getirmedik.” dedi. 10-14 Haziran tarihleri arasında güneşten elektrik üretimi için özel sektörün başvurularını kabul edeceklerini kaydeden Hasan Köktaş, “Bu konuda çok heyecanlıyız. Tüm hazırlıklarımızı yaptık. Sektörü bilgilendirdik.” şeklinde konuştu. Bu yıl için 600 MW’lık ve yaklaşık yatırım tutarı 1,2 milyar lira olan başvuru alacaklarını kaydeden Köktaş, özellikle lisanssız elektrik üretimi sayesinde bu kapasitenin birkaç kat daha artacağını tahmin ettiklerini kaydetti. 29 29 ÖNEMLİ GELİŞMELER Rusya’da Kalaşnikov markasını taşıyan bir şirket kurulacak. Bu şirket Rusya’nın ateşli silahlar üreten iki büyük şirketi olan İjmaş ve İjevskiy Mekanik Fabrikası’nı tek bir çatı altında toplayacak. KALAŞNİKOV KENDİ ŞİRKETİNİ KURACAK Ünlü konstrüksör Mihail Kalaşnikov bu düşünceyi destekledi ve genç konstrüktörlerin eğitimine katılacağını açıkladı. Mihail Kalaşnikov’un adının kullanılmasına müsaade eden belgeler imzalandı. Efsanevi konstrüktör adının kullanılması hakkını İjmaş’a bedelsiz olarak tahsis etti. Yeni şirket çatısı altında birkaç üretim hattı ve konstrüktörlük potansiyeli birleştirilecek, yeni ekipmanlar alınacak. Maddi ve entellektüel kaynakların bu şekilde biraraya gelmesi çok daha modern ateşli silahlar üretilmesini mümkün kılacak. Ateşli silah ve sivil amaçlı ateşli silahlar üretimi için tek bir şirket kurulması çok önemli diğer bir hedefe de ulaşılmasını sağlayacak. Rosinformbüro Haber Ajansı askeri yorumcusu Anatoliy Sokolov bu konuda şunları söyledi: Bu çok daha kaliteli mermi üretimini sağlayacak. Şirket kapsamında iki-üç şirket esas alınarak bir mermi klasteri kurulması planlanıyor. Bu kalitenin önemli ölçüde artırılmasını sağlayacak, özellikle de hassas mermi denilen mermiler alanında. Bu mermiler modern keskin nişancı tüfeklerinde kullanılıyor. İjmaş Fabrikası güvenlik teşkilatlarını 2020 yılına kadar Rus ordusunun silahlarının yenilenmesi programı çerçevesinde yeni silahlarla donatmak niyetinde. Şirkette perspektif komplekslerin yaratılması üzerinde çalışmalara başlandı. Bunlar arasında tabanca, tüfek-roket atar, tüfek ve makinalı tüfek bulunuyor. Vasiliy Lesnikov, bu sistemler şu anda dünyada mevcut ateşli silahlar geliştirme eğilimlerine cevap verecek diyor. Lesnikov sözlerine şöyle devam etti: Bu zamanın ruhuna uygun. Tüm önde gelen silah üreticileri genellikle bir sistemden diğerine geçişi mümkün kılan, birbirleri ile değiştirilebilen kompleksler yapmaya çalışıyorlar. Uzun namlulu bir silahtan, kısa namlulu bir silah ya da özel amaçlı bir silah yapılabilir. Bu son derece doğrudur ve ekonomik olarak da faydaları olan bir yaklaşımdır. Kalaşnikov Şirketi bu yıl temmuz ayında tescil ettirilebilir. Uzmanlar bu markanın dünya markaları ile başarılı bir şekilde rekabet yapabileceğine eminler. ÖNEMLİ GELİŞMELER Bankalar ve finans piyasaları finans krizinden bile kar etmeyi bilen türev enstrümanlar icat etmeye devam ediyor. Bunu finansın “skunkworks” ekipleriyle gerçekleştiriyor. KİŞİYE ÖZEL FİNANS ÜRÜNLERİ GELİYOR Skunkworks sözcüğünü çoğumuz Motorola ile hatırlarız. Aslen bir çizgi romandan esinlenen ve bir avuç yetenekten bir mucit takımı kurup, bu takımı bir odaya tıkıp inovasyon gerçekleştirmesini beklemek anlamına gelir. Motorola bu yöntemle -Apple telefon işine el atmadan önce- büyük bir sıçrama gerçekleştirmişti. Şimdilerde bu yöntemi bankalar ve borsalar uyguluyor. Finans piyasalarında krizle birlikte dalgalanma sertleşince bankaların telefonları sıklıkla çalmaya başladı. Her müşteri ayrı bir talebi dile getirir oldu. Bunun üzerine bankalar finans dehalarından oluşan ekipler kurmaya başladı. Goldman Sachs, SocGen gibi bankalarda şirket içi araştırma birimleri kuruldu. Bu birimlerin görevi gelen müşteri taleplerine göre yeni türev ürünleri inşa etmek. Bu sayede SocGen Volatility Index’teki hareketliliklere yönelik özellik değiştiren bir fon geliştirdi. Öte yandan Chicago Emtia Borsası’nda yıllık üretilen yeni türev ürün sayısı 400’e çıktı. Sırf bu örnek bile “kişiye özel finans ürünleri” ürün gamının ulaştığı boyutları gösteriyor Wall Street gözlemcilerine göre bu ekipler krize götüren hatalardan da ders alarak daha güvenli yeni ürünler icat ediyor. Kimbilir belki yeni finans düzenini Wall Street gökdelenlerinin izbe odalarına tıkılan araştırma ekipleri inşa edecek. Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, ünlü Rus oligark Mihail Prohorov’un ilçede büyük bir yatırım planının bürorkasi engeline takıldığını söyledi. PHOROV ÇEŞME’DE 200 MİLYON DOLARLIK YATIRIM İÇİN BEKLEMEDE Yıllardır yapılmayan planlarla ilçede yatırımcıların zarara uğratıldığını ileri süren Tütüncüoğlu, bunlardan birinin de 18 milyar dolar servete sahip Prohorov olduğunu kaydetti. Dünyanın en zenginleri arasında 32. sırada yer alan Rus milyarder Mihail Prohorov’un, Ege Bölgesi’nin turistik beldesi Çeşme’de yapacağı 200 milyon dolarlık yatırım için plan beklediği bildirildi. Başkan Tütüncüoğlu, “Prohorov, 6 yıl önce Altınkum bölgesinde turizm tesisi yapmak amacıyla bakanlıkların 15 yıl önce turizm tesisi kurulma sahası olarak kararlaştırdığı bir arsa satın aldı. 31 31 ÖNEMLİ GELİŞMELER Altınkum’da 21 yıldır imar planı olmayan 2 bin 761 dönüm alanın 170 dönümü Prohorov’a ait. Yaklaşık 200 milyon liralık turizm yatırımı yapacağı ve tesisin ağaç boyunda, çevreye duyarlı bir temada inşa edileceği bilgisini de aldık fakat hem para hem de proje hazır olmasına rağmen yatırım hayata geçemiyor.” dedi. Türkiye’nin turizm alanında doğru yatırımlara ihtiyacı olduğunu belirten Tütüncüoğlu, Çeşme’de bakanlıklar tarafından 21 yıldır yapılmayan imar planları yüzünden bekletilen yatırımlarla ilçeye ve yatırımcılara zaman kaybettirildiğini ileri sürdü. Türüncüoğlu, Prohorov’un bu yatırımın ardından Türkiye’de başka yatırımlar için de girişimde bulunacağı bilgisini aldıklarını aktardı. Çeşme’ye yaklaşık 2 milyar dolarlık turistik tesis yatırımının, çıkmayan planlar yüzünden beklemede olduğunu iddia eden Faik Tütüncüoğlu, “Çeşme’nin turizminin daha da gelişmesine katkı sağlayacağı öngörülen kişi ve çalışmaların önü açılmalı. Daha önce de izin verilebilirdi fakat çok geç kalınmış değil. Bu ve benzeri yatırımlar gerçekleşince diğer yatırımcılar da bunu görecek, yatırım yapmaktan korkmayacak; hem ülkeye gelir sağlanacak hem de binlerce kişiye iş sahası açılacak. Yatırımcıları nedensiz yere bekletmek ve kaçırmak, Çeşme’nin de Türkiye’nin de aleyhine olur.” diye konuştu. Rusya’da Federal Tekelleşmeyle Mücadele Dairesi, petrol pazarındaki tekelleşmenin boyutunu ortaya koyan verileri açıkladı. Buna göre, ülkedeki ham petrol pazarı beş şirketin elinde bulunuyor. RUSYA’DA HAM PETROL PAZARININ YÜZDE 70’İ BEŞ ŞİRKETİN ELİNDE İTAR-TASS ajansının aktardığı verilere göre, Rusya’da Gazprom Neft, Rosneft, Lukoil, TNK BP ve Surgutneftegaz şirketleri, ham petrol pazarının yüzde 70’ini kontrol ediyor. Rusya Federal Tekelleşmeyle Mücadele Dairesi, daha önce de ülkedeki petrol şirketlerinin bazılarının rekabeti düzenleyen yasayı ihlal ettiğini açıklamıştı. Rusya’da geçen sene petrol ürünleri vergisi, 95 dolar varil fiyatıından hesaplanırken, petrol varil fiyatının 111 dolara çıkması mazot ihracatının yüzde 5,3 artmasına yol açmıştı. Yüksek Ekonomi Okulu’nun verilerine göre, Rusya’da doğal kaynakların GSYH’ye katkısı son 10 yılda yüzde 5,9’dan yüzde 9,3’e yükseldi. Aynı dönemde imalat üretiminin ekonomideki payı yüzde 15,2’den yüzde 13’e geriledi. 32 ÖNEMLİ GELİŞMELER “Rusya’da yabancı yatırımcıların başvuru düzeninde hafifleme gelecek.” Bu açıklama Hükümet Başkanı Dmitriy Medvedev tarafından hükümet toplantısında yapıldı. RUSYA’DA YABANCI YATIRIMCILARIN BAŞVURULARINA KOLAYLIKLAR GELİYOR Medvedev’in sözlerine göre ‘idari engeller’ yabancıların Rus ekonomisine yatırım yapmalarına engel oluyor. Bu konu ile ilgili bir kanun tasarısı hazırlandı. Tasarıya göre devlet payı %50 olan federal anlamdaki yatakların işletilmesi için ön izin alınması zorunluluğu kaldırılıyor. Rusya ekonomisinin stratejik öneme sahip sektörlerinde çalışan şirketlerin kuruluş sermayelerinin %75’ne sahip yabancı yatırımcılar için de onay alınması gerekmeyecek. Medvedev bu konuda, “Yabancı iş çevrelerinin Rusya’ya gelmesini teşvik ediyoruz.” dedi. 2012 yılında Rus ekonomisine yapılan yabancı yatırımı 60 milyar dolar oldu. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, ABD’nin kredi notu görünümünü ‘negatif’ten ‘durağan’a yükseltti. S&P, ABD’nin uzun vadeli kredi notunu ise AA+, kısa vadeli notunu A-1+ olarak korudu. S&P ABD’NİN GÖRÜNÜMÜNÜ YÜKSELTTİ S&P, kredi notu görünümünün ‘durağan’a revize edilmesinin ABD ekonomisinin ve parasal sisteminin güçlendiği, ABD Doları’nın uluslararası rezerv para statüsünü koruduğu görüşünü yansıttığını belirtti. S&P ayrıca, kredi notlarının ABD’nin yüksek dış borçseviyesini, ABD’li politika yapıcıların istikrar ve öngörülebilirliklerinihesaba kattıklarını da ifade etti. S&P, ABD’nin para politikasının esnekliği ve etkinliği konusundaki olumlu görüşler için kayda değer risk görmediğine de işaret etti.S&P, görünümün ‘durağan’a yükseltilmesinin kredi notunun kısa vadede indirilmesi olasılığının üçte birden daha az olduğu görüşünü yansıttığını da vurguladı. 33 ÖNEMLİ GELİŞMELER Almanya’da Elbe Nehri ve kollarının kıyısındaki doğu eyaletlerinde selle mücadele devam ediyor. Uzmanlar selin bilançosunu değerlendirdi. “SEL UMUTLARI ALDI GÖTÜRDÜ” Almanya’nın Halle kentinde sel yüzünden zarar gören bent nedeniyle merkezî bölgeler de sular altında kalma tehdidiyle karşı karşıya. Yardım güçleri her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan bente müdahale edemez hale geldi. Yetkililer bölgede yaşayan 30 bin kişiye güvenli yerlere gitmelerini salık verirken, tehdidin yoğunlaştığı bölümde yaşayan yaklaşık bin kişiden evlerini derhal terk etmeleri istendi. Su seviyesi Dresden’de de en yüksek sınırına ulaştı. Ancak 8,25 metreyle korkulanın aksine su seviyesi 2002’deki yüz yılın sel felaketinde ulaşılan seviyenin altında kaldı. 2002’de seviye 9,40 metreye yükselmişti. Aşırı yağış ve taşkınlar Almanya’nın güney ve doğusundaki birçok kenti ve geniş alanları sular altında bıraktı. Seller muazzam maddi hasara yol açtı. Sular çekilmeye başladıktan sonra kollar sıvanacak ve yaralar sarılacak. Sel sonrası çalışmaların ekonomiye katkıda bulunduğu da malum. “SON DERECE TALİHSİZ AYLAR” Alman ekonomisi bu yılın ilk üç aylık döneminde sadece yüzde 0,1 oranında büyüdü. Gözler önümüzdeki aylara çevrildi ama sürekli yağış ve seller bütün umutları aldı götürdü. Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği baş iktisatçısı Alexander Schumann Almanya’nın meteorolojik açıdan son derece talihsiz aylar geçirdiğini söyledi. Schumann “Su seviyesi yükseldikçe işletmelerin ve ülke ekonomisinin problemleri de arttı. Bunu açıkça ifade etmek gerekir. İlkbahar çok soğuk ve yağışlı geçti. Yılın ilk aylarında hava şartlarının kötü olması yüzünden kış soğuğundaki durgunluğun kaybını kısmen telafi edebildik” şeklinde konuştu. “ETKİLERİNİ BEKLEYİP GÖRMEK GEREKECEK” Odalar Birliği baş iktisatçısı şartların normale dönmesiyle birlikte ekonomiyi tetikleyici etkilerin de görüleceğini belirtti: “Maddi kaybın telafisi mutlaka olumlu etki yapacaktır. Ama sel bölgelerinin durumuna baktığınızda bunun kolay olmayacağını görürsünüz. Afet bölgesindeki maddi hasarın boyutlarını ve bunun ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini bekleyip görmek gerekecek.” Almanya’daki sellerin tahrip edeci etkisi ekonomik branşlara ve bölgelere göre farklı oldu. İnşaatçılık tam kapasite ile çalışmasına rağmen bazı yerlerde temelleri su bastığı için çalışmalarına ara vermek zorunda. Kötü hava turizm, lokantacılık ve tarım üzerinde son derece olumsuz etki yaptı. Kuşkonmaz ve çilek mevsiminde ürün almak zorlaştı, mısır fidanları sulara kapılıp giderken buğday da kökten çürümeye başladı. 34 ÖNEMLİ GELİŞMELER ŞİRKETLERİ ZOR DURUMDA BIRAKTI Sular birçok şirketi de zor durumda bıraktı. Dolum tesisleri imal eden Krones şirketi, personelin taşkınlar yüzünden erişemediği Bavyera’daki iki fabrikasında üretimi durdurdu. Volkswagen tröstünün Saksonya eyaletindeki tesislerinde üretime ara verdiklerini açıklayan basın sözcüsü Gunter Sandmann lojistik faaliyetlerinin sellere teslim olduğunu söyledi: “Afet alarmını aldığımız pazar günü kriz masası kurduk. Ulaşım altyapısının bozulması yüzünden tedarikçi şirketlerden parça gelmeyeceğini gördük ve haftanın ilk sabah mesaisini iptal ettik. Gece yarısından itibaren tam kapasite çalışıyoruz. Seli ucuz atlattık, diyebiliriz.” Golf ve Passat modellerinin monte edildiği Zwickau’daki Volkswagen tesislerinde sekiz bin kişi çalışıyor. TAM BİLANÇO BELLİ DEĞİL Sel felaketinin maddi bilançosu henüz kestirilemiyor. Alman Sigortalar Birliği temsilcisi Kathrin Jarosch 2002 yılında Orta Almanya’da hayatı felç eden sel felaketiyle ilgili rakamları şöyle sıraladı: “On bir yıl önceki sel felaketinde 1,8 milyar euroluk maddi hasar meydana gelmişti. Son afetin zarar tespitini yapmak için henüz erken. İlk bilgileri en erken önümüzdeki haftanın sonlarında açıklayabiliriz.” Odalar Birliği baş iktisatçısı Alexander Schumann, sellerde yıkılanın yeniden yapılıp tamir edileceğini hatırlatarak bu gibi afetlerin ekonomiye itici güç de olabileceğini hatırlattı. Schumann “Seller büyük yıkım ve hasara yol açtı. Maddi yaraların sarılması yıl boyunca konjonktürü canlandırıp büyümeyi hızlandırabilir. Bir de bu ani ivmenin ilerdeki etkilerini görmek gerekir. 2002 selinde meydana gelen 11 ila 15 milyar euroluk hasar inşaatçılığa doping etkisi yapmıştı. Elan tam kapasite çalışmakta olan inşaatçılık şirketlerinin sel nedeniyle doğan ek talebi nasıl karşılayacağını kestirmek zor. Teorik olarak talep üzerinden canlanma bekliyoruz ama beklediğimiz gibi olacağını şimdiden garanti edemeyiz” açıklamasını yaptı. Kaynak : Deutsche Welle Türkçe Taksim Gezi Parkı protestolarının yarattığı siyasi risk algısı, Türkiye piyasasına park etmiş kısa vadeli yabancı sermayede SICAK PARA YÖNÜNÜ BREZİLYA’YA ÇEVİRDİ hareketliliğe yol açtı. Uzmanlara göre, not artırımı sonrasında Brezilya’dan çıkarak Türkiye’ye gelen fonların, bu ülkenin finansal işlem vergisini yüzde 6’dan sıfıra indirmesi ve 2003 yılında bu yana ilk kez fiyatlanan Türkiye’deki risk algısı nedeniyle dönüşe geçti. 35 ÖNEMLİ GELİŞMELER ABD Merkez Bankası FED’in likiditeyi frenleyeceği endişesiyle tahvil piyasalarında yaşanan çıkış neredeyse paniğe dönüştü. TAHVİL VE HİSSE SENEDİ FONLARINDAN 7 MİLYAR DOLAR ÇEKTİLER 5 Haziran’da sona eren haftada yatırımcılar gelişen ülke hisse senedi ve tahvil fonlarından yaklaşık 7 milyar dolar çekti. Aynı dönemde küresel borsa ve tahvil piyasasında yön değiştiren paranın büyüklüğü 12 milyar doları aştı. Yılbaşından bu bakıldığında gelişen ülke varlıklarına giriş hala artıda görünse de analistler söz konusu piyasalardan çıkışın önümüzdeki günlerde süreceği görüşünde. ÇIKIŞ SERTLEŞEREK ARTABİLİR Hisse senedi fonlarından çıkış ivme kazandı. Yatırımcılar gelişen ülke borsa fonlarından 5 milyar dolarını geri çekti. Araştırma şirketi EPFR’ye göre gelişmekte olan ülkelerin yerel para cinsinden tahvillerinden Temmuz 2012′den bu yana ilk çıkış yaşandı. Citigroup raporuna göre de tahvil piyasaları son 9 yılın en düşük kaybını verdi. Western Asset Management’ten Robert Abad’a göre “Çıkış buzdağının görünen yüzü, FED’in teşvikleri yavaşlatma argümanını güçlendirecek veriler geldikçe satışlar sertleşecek” dedi. OTOMOBİL KAYITLARI ABD ABD merkezli General Motors Co. tarafından yapılan açıklamaya göre, şirketin ABD’deki motorlu araç satışları mayıs ayında yıllık %3 artışla 252.894 adede yükseldi. Mayıs ayında General Motors’un perakende satışları %9 artarken, filo satışları %10 düştü. Şirketin toplam mayıs ayı satışlarının %26’sını filo satışları oluşturdu. Bununla beraber şirketin kamyon satışları yıllık %15 artarken, kamyonet satışları %23, SUV tipi araç satışları %30 arttı. Bununla beraber, mayıs ayında şirketin perakende binek araç satışları yıllık %2 artarken, şirketin toplam satışları %6 düştü. General Motors tarafından yapılan açıklamada şirketin düşük filo satışlarının sipariş teslimat zamanlamasından kaynaklandığı belirtildi. 36 ÖNEMLİ GELİŞMELER Ford Motor Company de mayıs ayında satışlarını geçtiğimiz yılın mayıs ayına göre %14 artırarak, 2006 yılından bu yana en yüksek mayıs ayı satışına ulaştı. Buna göre şirketin perakende satışları yılllık %17 arttı. Ford, 2013 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık %10 artışla 740.000 adet araç üretimi gerçekleştirmeyi planlıyor.2007 yılının mayıs ayından beri en yüksek satış seviyesine ulaşan Chrysler Group ise, satışlarını bir önceki yılın aynı ayına göre üst üste 38 ay boyunca artırmış oldu. Buna göre şirket bu yıl mayıs ayında 2012 yılının mayıs ayına göre %11 artışla 166.596 adet araç satışı gerçekleştirdi. KORE Kore Otomobil İthalatçıları ve Distribütörleri Birliği (KAIDA) tarafından yayımlanan rakamlara göre, Güney Kore’nin yeni binek otomobil kayıtları bu yılın nisan ayında önceki aya göre %10,4, 2012 yılı nisan ayına göre %24,9 artışla 13.320 araç olarak kaydedildi. 2013 yılının ilk dört ayında ülkenin yeni binek araç kayıtları 2012 yılının aynı dönemine göre %20,9 artışla 48.284 araç seviyesinde yer aldı. İTALYA İtalyan otomotiv üreticileri birliği Anfia tarafından açıklanan verilere göre, bu yıl mart ayında İtalya’nın toplam binek araç üretimi yıllık %4,1 artışla 35.229 adede yükseldi. Bununla beraber bu yıl birinci çeyrekte İtalya’nın binek araç üretimi yıllık %7,8 düşüş kaydetti.üretimi yıllık %4,1 artışla 35.229 adede yükseldi. Bununla beraber bu yıl birinci çeyrekte İtalya’nın binek araç üretimi yıllık %7,8 düşüş kaydetti. Anfia tarafından yapılan açıklamaya göre İtalya’dan yapılan binek araç ihracatı mart ayında %16,5, birinci çeyrekte ise %15,8 geriledi. 37 İtalya’da yeni binek araç kayıtları mart ayında %4,9, birinci çeyrekte ise %13 düşüş kaydetmişti. Bu yıl nisan ayında ülkenin yeni binek araç kayıtları %10,8, ocak-nisan döneminde ise %12,3 düşüş kaydetti. İtalyan otomobil üreticileri birliği Anfia tarafından yapılan açıklamaya göre, bu yıl mayıs ayında İtalya’da yeni araç kayıtları yıllık %8 düşüşle 136.109 adede geriledi. Yılın ilk beş ayında İtalya’da yeni araç kayıtları 2012 yılının aynı dönemine göre %11,3 düşüşle 608.579 adet olarak kaydedildi. 2012 yılının ocak-mayıs döneminde ülkede yeni araç kayıtları yıllık %20’nin üzerinde düşüş göstermişti.Bununla beraber mayıs ayında İtalya’da yeni araç siparişleri yıllık %3 artarken, nisan ayında da %6 oranında artış kaydedilmişti. Bununla beraber yılın ilk beş ayında İtalya’da yeni araç siparişleri yıllık %10’un üzerinde azalarak 591.000 adet oldu. ALMANYA Alman Otomotiv Endüstrisi Birliği (VDA) tarafından yayımlanan verilere göre, bu yılın nisan ayında Almanya’nın binek otomobil üretimi, 2012 yılının aynı ayına göre %17 ve bir önceki aya göre %5,5 artışla 500.800 adet seviyesinde gerçekleşti. Yılın ilk dört aylık döneminde ise Almanya’nın binek otomobil üretimi 2012 yılının aynı dönemine göre %5 düşerek 1.832.100 araç olarak kaydedildi. Söz konusu ayda, Almanya’da binek otomobil ihracatı önceki aya göre sabit kalıp geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %11 artışla 367.300 araç olurken, ilk dört aylık dönemde Almanya’nın binek otomobil ihracatı geçtiğimiz yıla göre %4 düşüşle, 1.402.600 araç seviyesinde yer aldı. Almanya ‘da yeni araç kayıtları ise nisan ayında aylık %1,2, yıllık %4 artışla 284.500 adet seviyesinde, ilk dört aylık dönemde yıllık %9 artışla 958.500 adet seviyesinde kaydedildi. 38 YASAL UYARI Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir. Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu’nun iznine tabidir. Bu nedenle, işlem yapmaya başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin yetkisinin olup olmadığını kontrol ediniz. Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org.tr internet sitelerinden öğrenebilirsiniz. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapor ABD’de dağıtılmak için hazırlanmamıştır. Döviz piyasasındaki ticaretin sabit vadeleri ve garantileri yoktur ve bu da likiditeyi ve her an hareket etme olanağını piyasanın ana karakteristiği yapmaktadır. Buna yüksek oynaklık ve özellikle de şeffaflık eklenebilir. Döviz veya yabancı para ticaretindeki temel unsur ise ”kaldıraç etkisi” ile işlem yapma olanağıdır. Başka bir deyişle çok az sermayeyle çok daha yüksek bir miktarı hareket ettirmek mümkündür. Döviz ticaretinde ki normal kaldıraç oranı 1:100’dür. Başka bir deyişle, işlem yapmak istediğiniz döviz miktarının %1’i kadar bir teminat ile işlem yapabilirsiniz. Örneğin; 1.000 Euro yatırarak 100.000 Euro değerinde işlem gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda satın aldığınız döviz sizin lehinizde sadece yüzde 0.5 oranında bir hareket gerçekleştirdiğinde pozisyonu kapatırsanız 500 Euro’luk bir gelir elde edersiniz. 1.000 Euroluk yatırımınızda göz önüne alındığında, bu yüzde 50 oranında bir gelir demektir. Döviz kurları genellikle gün içinde yüzde 1 oranında aşağı veya yukarı dalgalanma gösterirler. Döviz işlemlerinin çekiciliği, küçük fiyat hareketlerinde bile anında önemli kazançlar elde edebilme şansında yatmaktadır. Ancak bu kazanç şansının yanı sıra aynı oranda kaybetme riski de vardır ve bunu, daha önce de altını çizdiğimiz gibi, kesinlikle unutmamalısınız. Gerekli finansal koşullara sahip ”spekülatif kişiler” için döviz işlemleri; hızı, yüksek likiditesi ve özellikle de kaldıraç etkileriyle eşsiz bir ortam oluşturmaktadır. Şeffaflık ve günün 24 saati güncel koşullara cevap vermek de diğer avantajları arasındadır. Kaldıraçlı spot parite ve vadeli işlemler piyasaları doğaları gereği yatırımcıların hesaplarında bulunan teminatların ortalama 50 kattı büyüklüğünde pozisyonların açılmasına olanak verir. Yatırım yaparken kaybetmeyi göze alabileceğiniz büyüklükteki sermayelerle çalışmalısınız. Hiçbir suretle borç alarak bu piyasalarda işlem yapmamalı veya hayat standardınızı etkileyecek büyüklükte riskler almamalısınız Dergimizde Altın, Gümüş analizleri paylaşılmamaktadır. Bu analizlerimize www.dovizgazetesi.com’dan günlük olarak ulaşabilirsiniz. Kaynaklar : DW, VOA, Euractiv, turkish.ruvr.ru, Bloomberg, Reuters, SteelOrbis, WSJ, BBC Dergi içeriğinde Türkiye’de kurulu ajansların haber, resim ve diğer metaryelleri bulunmamaktadır.