1 KASTAMONU POLİS MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ
Transkript
1 KASTAMONU POLİS MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ
KASTAMONU POLİS MESLEK YÜKSEKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA BÜRO AMİRLİĞİ AYLIK BÜLTEN SAYI :1 EKİM 2014 1 Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü Yüksekokul Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amirliği (Ekim 2014) Sayı: 1 İçerik: Bitlis’te üç polis şehit…………………………………………………..2.syf. Sürücü kurslarına yeni ders programı…………. ……………………3.syf. Bayram Tatili Uzadı………………………….……………….…….…..4.syf. Mevsim Değişiklikleri ve İnsan.........................................................5.syf. Trafik Kuralları ne kadar önemli!.........................…….………….….7.syf. İdeal Polis……………………………………………………………..…8.syf. Sonbahar Depresyonu……………………………………..………...13.syf. Geçmişi bırakıp bugünde yaşamayı nasıl öğreniriz…………………………………………………………...…...17.syf. Polis ve Tatil temalı karikatürler……………………………………..20.syf. Fıkra……………………………………………………………………..22.syf . Doğum Günü Tebrikleri……………………………………………….23.syf. 2 Bitlis’te 3 Polis Şehit Bitlis-Diyarbakır karayolunda polis noktasına düzenlenen roketli saldırının ardından yardıma giden polis aracı kaza yaptı. Kazada 3 polis şehit oldu, 2 polis yaralandı. “5 ARKADAŞIMIZIN 3’Ü ŞEHİT OLDU” Bitlis Valisi Orhan Öztürk, olayla ilgili yaptığı açıklamada, trafik kontrol noktasına yapılan bir tacizden dolayı bölgeye intikal etmeye çalışan shortlandın kaza yaptığını ve 5 polisten 3’ünün şehit olduğunu belirtti. Öztürk, “Şuanda yaralıların tedavi devam ediyor. Herhangi bir çatışma, terörist unsurlarıyla bir karşılaşma söz konusu değil. Sadece bir taciz ateşi söz konusu. Yaralılarımızın tedavisiyle de hastanede şuanda ilgileniyoruz” dedi. Roketli saldırıda binaya herhangi bir isabet olmadığını belirten Vali Öztürk, “Roketin tellere çarparak parçalandığını söylüyorlar. Binaya herhangi bir isabet yok. Taciz ateşi yapıp unsurlar kaçıyorlar” dedi. 3 Sürücü Kurslarına Yeni Ders Programı Trafikte Görgü Kuralları Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sürücü kurslarında trafikte adabımuaşeretin anlatılacağı trafik adabı dersinin içeriğiyle ilgili çalışma başlattı. Kurslarda, trafik adabı dersini geçemeyenler, ehliyet alamayacak. Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, trafikte sürücülerden yayaya kadar herkesin trafik adabıyla ve genel görgü kurallarıyla ilgili problemler yaşadığına dikkati çekti. Hakkı olmadığı halde birbirinin önüne geçen, sinyal vermeden şerit değiştiren, emniyet şeridi ihlal eden, kavşakta sıra bekleyen aracın önüne geçen bir çok sürücü bulunduğunu dile getiren Yelkenci, "İnsanların birbirine saygı göstermedikleri, birbirlerinin haklarını çiğnedikleri, nezaket kurallarını hiçe saydıkları bir trafiğin içinde seyahat ediyoruz ve sürücü olan veya olmayan herkes evine zihinsel yorgunlukla dönüyor. Bunun sebebi insanların trafikte sürekli hakkını korumak için mücadele etmek zorunda kalması" dedi. Kaynak: AA (Anadolu Ajansı) 4 Kurban Bayramı tatil süresi kesinleşti Herkesin merakla beklediği Kurban Bayramı tatil süresi belli oldu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Kurban Bayramı tatil süresi 5 güne uzatıldı. Arefe günü de dahil edilerek Kurban Bayramı tatili 3 Ekim Cuma günü başlıyor. Tüm kamu personeli, Kurban Bayramı arifesi olan 3 Ekim Cuma günü yarım gün idari izinli sayılacak. Başbakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla kamu kurumlarına yazı gönderildi. Buna göre, gerekli tedbirlerin alınarak hizmetlerin aksatılmaması, zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede eleman bulundurulması kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar, Kurban Bayramı’nın arifesi 3 Ekim 2014 Cuma günü yarım gün idari izinli sayılacak. Böylece, Kurban Bayramı izni kamu personeli için toplamda 5 gün olacak. 5 3 Ekim Cuma – Kurban Bayramı arifesi (Kamuda çalışanlara yarım gün idari izin) 4 Ekim Cumartesi – 1. Gün 5 Ekim Pazar- 2. Gün 6 Ekim Pazartesi – 3. Gün 7 Ekim Salı – 4. Gün Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/kurban-bayrami-tatil-suresi-gundem1946584/ Mevsim Değişikleri ve İnsan Ülkemiz, bulunduğu coğrafi konum ve fiziki coğrafya koşulları nedeniyle iklim çeşitliliği açısından son derece elverişli ve bir o kadar da hassas olan bir durumdadır. Bu nedenle iklimi ve iklim değişiklini anlamak, gelecekte yaşanabilecek değişiklikleri öngörebilmek özel bir önem arz etmektedir. Şöyle ki; Mevsimsel geçiş süresi gerek bedenen gerekse ruhen bazı problemlere neden olmaktadır. Yaz ayının o rengarenk günlerinden içinde bulunduğumuz sonbahar ayına geçiş ruhsal çöküntülere yada vücudumuzun kısmen savunmasız kalmasına neden olabilmektedir. Örneğin grip yada soğuk algınlıkları, ateşli hastalıklar bunlardan bazıları. Peki, Ne yapmalıyız? Mevsime uygun, termal konforu göz önünde tutacak giysiler giyilmelidir. 6 Bolca su içmeliyiz ve çevremizdekilere de içirmeliyiz. En yakın çevremizin (konutumuzun ve çalışma ortamımızın) koşullarının mevsimsel geçiş dönemine uygunluğunu kontrol etmeliyiz. Odalar pasif ve aktif havalandırılmalı, ısı ve nemi kontrol edilmelidir. Oda ısısın 17-21ºC olması uygundur. Bulaşıcı hastalıklar açısından, özellikle hava, su ve gıdalar ile bulaşan hastalıklara yönelik kişisel önlemler (el yıkama, kalabalık ortamlardan kaçınma, özellikle hastalık salgın dönemlerinde kişiler arası karşılaşma-selamlaşma yöntemleri, tokalaşma öpüşmeden kaçınma, ev ve çalışma ortamının havalandırılması, besin ve su hijyeninin sağlanması vb. önlemler) alınmalıdır. Duygu durum değişikliği öyküsü olanların bu dönemde hastalık belirtilerine, şikayetlerine dikkat etmeleri, takip etmeleri, gerekirse hekim tavsiyesi ile ilaç kullanmaları gerekmektedir. Kaynak: http://www.doktoramcam.com/Makale/Detay/mevsimdegisiklikleri-ve-insan/1029 7 Trafik Kuralları Ne Kadar Önemli Trafik hayattır, hayatınızı riske atmayın! Trafikte araç kullanırken trafik kurallarına uymak çok önemlidir. Çünkü trafik kuralları sadece sizin hayatınızı kurtarmaz. Aynı zamanda sevdiklerinizin ve hatta hiç tanımadığınız insanların hayatını kurtarır. Bu kadar yoğun trafikte trafik kuralları olmasaydı diye hiç düşündünüz mü? Her araç sahibihttp://www.trafikkurallari.net/arac_sahibi_nedir.php kendine göre hareket etseydi, şerit isimli bölümler olmasaydı, her sürücü kendi istediği yönde gitseydi sizce neler olurdu? Her gün 600 kaza… Ortalama 20 ölü… Ülkemizdeki trafik kazalarının sayısını düşündüğünüzde üzücü bir sonuçla karşılaşmaktayız. Çünkü her gün yaklaşık olarak 600 trafik kazası meydana gelmektedir. Bu 600 trafik kazasında yaklaşık 20 kişi hayatını kaybediyor. Yine yaklaşık 200 kişi de yaralanıyor. Eğer ki trafik kuralları olmasaydı bu sayılar kat kat fazlası olacaktı. Peki trafik kazalarının sebebi ve sorumlusu kim? Trafik kazalarında en büyük sorumlu insandır. Yüzde 94'lük bir oranla insan yani sürücü, yolcu ve yayalar trafik kazalarının en büyük sorumlularıdır. İnsan faktöründen sonra ise yüzde 5'lik bir oranla araçtan kaynaklanan sebepler trafik kazasına neden oluyor. Son yüzde 1'lik oran da yoldaki bozukluklara aittir. 8 "Bunca trafik kazasını önlemek mümkün müdür?" diye düşünecek olursak cevabı da kendimiz bulabiliriz aslında.. "Evet mümkündür." Gerekli kurallar konulursa, ki trafik kuralları konulmuş zaten, ve bu kurallara uyulup uyulmadığı denetim altında tutulup gerektiğinde trafik cezaları ile gerekli önlemler alınırsa bu sayı biraz daha azalacaktır. Aynı zamanda yolların ve trafik işaretlerinin de kontrol edilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki en büyük cezayı Azrail keser.! İdeal Polis Günümüzde polis, toplumun aydın bir sınıfını oluşturma konusunda gözle görülür bir gayret içerisindedir. Polis artık, yenilikçi olmadıkça, işini profesyonelce yapmadıkça, en önemlisi iyi imaj sahibi olmadıkça belli yerlere gelemeyeceğinin bilincindedir. Yine polis, kişilere ve olaylara tarafsız bir yaklaşımla ve şeffaf olarak baktığında bir yığın problemin kendiliğinden çözüleceğini görecektir. Kapalı kapılar ardındaki polise, halkın yaklaşması düşünülemez. Hiçbir polis, çalışma odasında otururken, güvenlik konusunda, vatandaşa hizmet götürdüğünü zannetmemelidir. Ya sıcak bir ortamdaki sohbet sırasında ya da kendisi vatandaşa bu amaçla gittiğinde gerçek anlamda şeffaflık sağlanmış olacaktır. Polis, bilimselliği de hiçbir zaman göz ardı 9 etmemelidir. Zira bilimselliği sınanmış varsayımlara dayanılarak karar verildiğinde mutlu sona ulaşmak daha kolay olacaktır. Yenilikçi Polis Polis teşkilatı mensupları, ideal bir güvenlik ortamı yaratabilmek için, eskiden beri uygulana gelen zararlı davranışları, yararlı olanlarıyla değiştirme gayreti içinde olmalıdırlar. Toplumun öteki katmanları, yenilikçilik konusunda hızla ilerleme kaydederken, polisin yerinde durması düşünülemez. Pasaport tanzim hizmetinden hırsızın yakalanmasına kadar, aracın tescilinden gençliği uyuşturucudan uzak tutmaya kadar varan bütün hizmetlerde artık yenilikçiler prim görmelidirler. Bir hizmeti yerine getirmek yetmez. Bu hizmetin yerine getirilişinde öyle yenilikler yapılmış olmalı ki, mensubumuz, işi yapmanın ötesinde yenilikçiliği ile de anılsın. Profesyonel Polis Profesyonellik, bir işin ücret karşılığında yapılmasıdır. Ancak burada biz profesyonelliği, bir işin, bir uğraşın tüm inceliklerini kavramış olmak anlamında düşünmeliyiz. Polis teşkilatı mensupları çağın teknolojik gelişmelerine paralel olarak sürekli kendilerini yenileme süreci içerisindedirler. İnsanların temel hak ve özgürlükleri gibi hassas bir konuda görev sahibi olan polis, işini profesyonelce yapmadığı sürece bireylere, sonuçta da topluma zarar verebileceğinin bilincinde olmalıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde gerek yurt içinde, gerek yurt dışında birçok alanda kurslar düzenlenmekte, hizmet içi eğitimler verilmektedir. Bu nedenle yapılacak 10 iş, tüm ayrıntılarıyla öğrenilip uygulamaya konulmalı, böylelikle hizmette verimin artırılması sağlanmalıdır. İyi İmaj Sahibi Polis İnsanlar yaptıklarıyla anılırlar. Örgütlerde de bu böyledir. Ancak örgütlerin iyi ya da kötü anılması o örgütte çalışanlarla doğrudan ilgilidir. Polis örgütü, güvenlik gibi önemli bir görevle donatılmıştır. Toplumsal statüsü itibarıyla her zaman olması gereken yerde bulunmalıdır. Olması gereken yeri ise halkın içinden gelen iş görenlerin çalışma biçimleri ve davranışları belirleyecektir. Yer olarak hangi kertede olduğunu da yine içinden geldiği kamuoyu belirleyecektir. Şeffaf Polis Polis örgütü mensupları, bazı suç kanıtlarının ortadan kalkması olasılığı dışında tüm çalışmalarını şeffaf bir ortamda gerçekleştirmelidirler. Yapacakları davranışın, gazetelerin 11 birinci sayfasında yer alması durumunda bile hâlâ kendilerini rahat hissedebilmelidirler. Kapalı kapılar ardında çalışma, polis örgütü çalışanlarını içinden geldiği halktan uzaklaştırmaktadır. Halkın polise doğrudan ulaşma yerine nüfuzu fazla olanlar aracılığıyla yaklaşım göstermesi polis halk bütünlüğüne ters düşmekte, böylece gerekli iletişim kurulamamaktadır. Yanlış davranış içinde olmayanların gizli saklı işleri de olmaz. Günümüz polis teşkilatı, kamuoyunun güvenliği için gizliliği gerektirecek bir kısım davranış dışında tümüyle şeffaf olabilecek eğitim seviyesine ulaşmış durumdadır. Polis, halkla ilişkilerinde şeffaf olmanın suç ve suçlularla mücadelede fayda getireceği, ayrıca hizmette verimi artıracağı bilincine erişmiş düzeydedir. Tarafsız polis Hizmette verimin artırılması için önem verilecek konuların başında tarafsız olma ilkesi gelmektedir. Polis, hem birlikte çalıştığı iş arkadaşları arasında, hem de hizmet götürdüğü kesimde tarafsız olmalıdır. 12 Polis teşkilatı, güvenlik hizmetini iki yüz binlerle ifade edilen personeliyle yerine getirmektedir. Aynı koşullarda çalışan bir personelin, sözgelimi, on pasaport tanzim ederken, bir diğerinin bu sayının yarısı kadar tanzim etmesi iş adaleti açısından uygun bir durum değildir. Yine önleyici kolluk hizmetlerinde bir yaya devriyenin iki saat görev ifa ederken, ötekinin bu göreve katılmayışı da tarafsızlık ilkesiyle bağdaşan bir durum değildir. Bu konuyla ilgili olarak özellikle amir ve yönetici sınıfına görev düşmektedir. Amirler her bir personelin, görevi sırasında eşit ve tarafsız davranmalarını mutlaka sağlamalıdırlar. Hizmette Tarafsızlık Tarafsızlık, insan onuruyla doğrudan ilgili bir kavramdır. Polis, iş arkadaşları arasında tarafsız olacağı gibi görev sırasında da tarafsız olmalıdır. Anayasamız, herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğunu vurgulamıştır. Yasama organınca çıkarılan kanunların uygulayıcılarından olan polisimiz, hizmet götürdüğü kesime bir bütün olarak bakmalı ve tam tarafsızlık içerisinde görevini yapmalıdır. Kaynak: http://erolozdemir28.blogspot.com.tr/2011/07/ideal-polisanlayisi.html 13 Yazdan vazgeçemeyenlerin sorunu: Sonbahar depresyonu Yazın bitmesiyle birlikte güneşli günler yerini bulutlu ve yağmurlu günlere bırakmaya başladı. Güneşi daha az görmek, okulların başlaması, sorumlulukların artması, havaların serinlemesi kişilerde birtakım ruhsal sorunlar yaratabiliyor. Çağın hastalığı depresyon en çok sonbaharda görülüyor. Sonbahar depresyonu var mı? Yoksa sonbaharı bahane mi ediyoruz? REEM Nöropsikiyatri’den Dr. Mehmet Yavuz mevsimlerin değişmesiyle birlikte ortaya çıkan duygusal değişiklikler hakkında bilgi verdi; Sonbahar gelince neden depresif oluyoruz? İlkbahar doğanın canlanmasını, kendimizi daha neşeli ve coşkulu hissetmemizi sağlar. Sonbahar ise güneşli güzel günlerin geride kaldığı ve kapalı, soğuk kış günlerinin gelmekte olduğunu hatırlatır. Havaların kötüleşmesi, günlerin kısalması, açık alanlardan tekrar güneşsiz kapalı alanlara girilecek olması bize keyifsizlik ve mutsuzluk verebilir. 14 Bu nedenle sonbahar biraz da hüzün mevsimi olarak anılır. Sonbaharda azalan güneş ışınları mutluluk hormonu seratonin salgılamasının azalmasına, beyin kimyasının değişmesine ve depresyona sebep oluyor. Aynı mevsimsel depresyon kışın da görülür. Ancak yaz mevsiminin hemen sonrasında olduğu için sonbahar depresyonuna kış depresyonundan daha sık rastlanır. Belirtilere dikkat edelim, Dr. Mehmet Yavuz depresyon belirtilerine dikkat edilmesi konusunda uyardı; “Hastalık başladığı zaman kişide enerji ve ilgi azalır veya kaybolur, suçluluk duyguları, konsantrasyon güçlüğü, iştah kaybı, mutsuzluk görülür. Duygusal olarak çökerler, her şeye üzülürler, hatta yaşama istekleri kaybolabilir. Ağlama sıklaşır, sıkıntı ve huzursuzluk vardır, hiç bir şeyden zevk alamaz olurlar, aktiviteleri azalır, işleri aksar, uykuları bozulur, cinsel istek azalır, kendilerini yorgun hissederler.” Kendinizi test edin; En az iki hafta boyunca aşağıdaki yakınmalardan beşini yaşıyorsanız depresyonda olabilirsiniz; 1. Kendini üzgün ve boş hissetme 2. İlginin azalması ve zevk alamama 3. Nedensiz kilo alma veya kaybetme 4. Uykusuzluk veya aşırı uyuma 5. Yersiz aşırı hareketlilik veya uyuşukluk 6. Sürekli, nedensiz yorgunluk, enerji kaybı 7. Değersizlik ve suçluluk duygusu 8. Düşünme, konsantre olma yetisinin azalması 9. Ölüm ve intihar düşünceleri. 15 Sonbahar depresyonu en çok kimlerde görünüyor? Depresif duygu durumu, kaygı ve endişe genellikle kadınlarda daha sık görülür. Bu nedenle sonbahar depresyonunun da kadınlarda daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz. Diğer taraftan daha önce depresyon tanısı almış kişilerde de bu dönemlerde depresyonun tekrarlama ihtimali artar. Özellikle karamsar, endişeli, özgüveni düşük kişiler bu dönemlerde daha fazla risk taşırlar. Önlem almak mümkün mü? Dr. Mehmet Yavuz, mevsim değişikliği ile birlikte ortaya çıkan depresyona karşı önlem alınabileceğini belirtti; ‘Bazı mevsimlerde kişinin performansı belirgin olarak düşüyor ve depresyon belirtileri ortaya çıkıyorsa mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurmalı ve normal yaşamlarını düzenli tutmaya çalışmalıdırlar.” • Ayrıca; Gün ışığından mümkün olduğunca faydalanın. Giderek kısalmaya başlayan günlerde mümkün olduğunca gün ışığına çıkın. Bulutlu günlerde bile Sabah veya öğlen arasında 20-30 dakika dışarıda geçirmek çok faydalı olur. • Spor yapın. Günde 30 dakikalık aktif, tempolu bir yürüyüş yeterli olabilir. • Sağlıklı beslenin. İştahınız artsa da, karbonhidrat ve basit şekerlere fazla yüklenmemeye çalışın. Bol bol su için. • Çok uyumayın. Zorla da olsa kendinizi sabah yataktan erken kalkmaya teşvik edin. • Yeni hedefler belirleyin, yeni planlar her zaman bir itiş gücü sağlar. • İşyerindeki isteksizliğini azaltmak için de sık ve kısa keyifli molalar verilmesi, kişinin sosyal yaşamını keyif alabileceği aktivitelere göre yeniden planlaması, depresif belirtilerin azalmasına yardımcı olacaktır. 16 Depresyonun tedavisi nasıldır? Son derece açık belirtileri nedeniyle depresyon çok kolay teşhis edilir. Depresyonun tedavisinde ilaç ve psikoterapi yöntemleri kullanılabilir. Ayrıca TMS (Transkranial Manyetik Stimulasyon), depresyon tedavisinde önemli bir tedavi unsuru olarak yerini almıştır. Manyetik Stimülasyon tedavisi ile beyine şok manyetik uyarılar göndererek, beyinin hastalanmadan önceki sağlam durumuna dönmesini amaçlıyoruz. TMS İlaçlara cevap vermeyen ya da tam düzelmeyen hastalar için de çare olmuştur. Literatürde ilaçlara dirençli birçok hastanın manyetik stimülasyonla düzeldiğine dair sayısız örnek var TM, özellikle hamile ya da emzirme döneminde olan veya karaciğer, böbrek yetmezliği yaşayan, ilaç kullanması sakıncalı olan hastalarda de tercih ettiğimiz bir yöntem. Hastalığın şiddetine, kişinin yaşına, cinsiyetine, kilosuna göre var olan ilaçlar, ve diğer tedavi seçenekleriyle doğru bir kombinasyon oluşturarak çok başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/yazdan-vazgecemeyenlerin-sorunu-askiliskiler-1945553/ 17 Geçmişi bırakıp, bugünde yaşamayı nasıl öğreniriz ? Yaşamı hiç durmadan akan bir nehir olarak düşünebiliriz. Yaşam hızla akarken, geride, kalabalık bir deneyimler, anılar, kişiler ve olaylar ordusu bırakırız. Geçmişte yaşamayı seven bazı insanlar bu orduyu geride bırakamaz. İşte o zaman geride yaşanmış bitmiş her ne varsa, hayatlarını yönetmelerine izin vermiş olurlar. Geçmişte yaşayan insanlar sürekli geçmişten bahsederler ve geçmişten kendilerince güç aldıklarını zannederler. Eskiden yaşadıkları olayları tekrar tekrar hatırlayarak bugünü kendilerine zindan ederler. Birbirinden farklı bir çok insanla çalışıyorum. Geçmişin hipnozundan kurtulamayan, mutsuz insanlara, NLP tekniklerini kullanarak bir çıkış imkanı sağlamaya çalışırım. 18 Bunun öncesinde beynin işleyişinden bahsedelim biraz. Beynimiz 24 saat boyunca sürekli kayıt yapan bir mekanizmaya sahiptir. Geçmişte yaşanan olaylar bir dosya şeklinde beyinde depolanır. Özellikle kişilerde yoğun duygusal izler bırakan olaylar, kişiler tarafından çok daha net hatırlanır ve olaylar onları daha fazla yönetmeye başlar. Tam bu noktada NLP devreye girer ! NLP (Nöro Linguistik Program - Beyin dili programlama), zihin ekranımızdaki olayları mükemmel bir şekilde değiştirme imkanı verir. Yüzlerce NLP tekniği bu konuda bizlere yardımcı olur. NLP'ye göre insanlar üç şekilde düşünürler ; 1. Görerek 2. İşiterek 3. Dokunarak NLP'de "temsil sistemleri" adı verilen bu sistem her insanın ağırlıklı olarak bu üç temsil sisteminden birini kullandığını söyler. Bu ne demektir ? Duyularımızın üçünü de kullanabilmemize rağmen, beyin olayları kaydederken ve hatırlarken bunlardan sadece birini yoğun olarak kullanır. Bilgi depolama süreci sırasında, bazı insanlar olanları resimler ve imge olarak depolar. Bazıları duydukları seslerle (o sırada konuşan kişi her kimse) hatırlarlar. Bazıları ise olay sırasındaki hissettikleri duygularla hatırlarlar. 19 Bizler danışanlarımızın göz hareketleri ile temsil sistemini kolayca saptarız. Sonrasında NLP içindeki bir çok teknikten, danışan için uygun olanı seçerek uygularız. Sonuç genellikle şaşırtıcıdır ! Yaklaşık 5-6 en fazla 10 dakikalık bir uygulamanın sonrasında danışan artık geçmişte kendini esir alan olaydan kurtulmuştur ! Önemli olan doğru tekniklerle sorunun üzerine gidebilmektir burada. NLP teknikleri, kişileri fobilerden, geçmişte onları yöneten olaylardan ve duygulardan kolayca kurtararak geleceklerinin önünü açan sihirli bir araçtır. Mutlu ve huzur dolu yarınlar dilerim. Kaynak: A.Nilgün Aktaş / NLP Uzmanı & Profesyonel Yaşam ve İlişki Koçu Sonbahar ve Polis Temalı Karikatürler 20 21 22 Fıkra (kıssadan hisse) 4 Mevsim Bir zamanlar 4 Oğlu olan bir adam varmış. Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini uzak bir yerde duran Ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş. İlk oğlan Kışın gitmiş, İkincisi İlkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda. Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne gördüklerini sormuş. İlk Oğlan Ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söyledi. İkinci oğlan Hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı dedi. 23 Üçüncü oğlan başka fikirdeydi. Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Sonuncu Oğlan hepsinin haksız olduğunu ve ağacın meyvelerle dolu, canlı ve hayat dolu olduğunu belirtti. Yaşlı Adam Oğullarına hepsinin haklı olduğunu söyledi. Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmişti. Onlara bir Ağacı veya bir İnsanı kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra yargılayamayacaklarını anlatmaya çalıştı. Ya da neye sahip olup olmadıklarını ..... Gerçekleri ancak sonunda 4 mevsimi gördükten sonra görürsünüz . Eğer kışın vazgeçersen, İlkbaharın nimetinden olursun, Güzelliğinden ve Sonbaharın bütünlüğünden Yazın de... Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin. Hayatınızı bir mevsim yüzünden yargılamayın.... TEBRİKLER!! Polis Başmüfettişi 1. Sınıf Emniyet Müdürü Sayın Suat ÇAM Yüksekokulumuzda göreve başladı. Sayın Müdürümüze yeni görevinde başarılar diliyoruz. 2014 - 2015 Eğitim - Öğretim Yılında tüm öğrencilerimize başarılar diliyoruz. 24 Doğum Günü Tebrikleri… Yeni bir yaşın önce sağlık, sonra diledikleri tüm mutlulukları getirmesi dileğiyle; Ekim ayında doğan bütün personel ve öğrencilerimizin Doğum Günü Kutlu Olsun! NiCE YILLARA... ÖĞRENCİLERİMİZ: 01.10.1991-1/B Bekir Tolga ÇAKIR 01.10.1992-2/H Osman GÜLMEZ 01.10.1994-2/A Selim AKSU 02.10.1995-1/C Namık YÜCE 02.10.1994-2/D Emin Erdem AKÇA 03.10.1993-1/A Anıl YÜKSEL 04.10.1994-2/İ Serhat TOPUZOĞLU 07.10.1994-2/İ Mustafa Çağrı TOPUZ 07.10.1994-2/K Ali Doğan YILDIRIM 07.10.1994-2/M Erdi Enes ÇAKIR 08.10.1992-2/K Hakan CİHAN 10.10.1993-2/L Emre ÇAMLI 10.10.1994-2/İ Resul BAHADIR 12.10.1995-1/C Mustafa KILIÇ 12.10.1995-1/E Ahmet Can ORUÇ 12.10.1994-2/F Serhat KILIÇ 25 12.10.1994-2/H Ferhat KILIÇ 13.10.1994-2/E Yunus Emre YÜKSEL 15.10.1992-2/C Erdinç KIZILSU 15.10.1992-2/M Yunus DAĞ 15.10.1994-2/L Süleyman TÜZÜN 18.10.1995-1/A Ahmet Ufuk YILMAZ 18.10.1994-2/N Uğur KOBAR 20.10.1994-2/N İhsan HOŞ 21.10.1992-2/N Murat TEKİNDEMİR 22.10.1994-2/L Tayyip KAMALİ 24.10.1994-2/B İsmail ÖMEROĞLU 25.10.1994-2/B Hasan Hüseyin TUTAR 27.10.1994-2/İ Osman Akif ERTÜRK 27.10.1993-2/F Ömer BAĞSIZ 28.10.1994-2/C Emre TURAN 30.10.1994-1/D Müslüm KOÇAKLI Hazırlayan: Rehb. ve Psik.Dan.Br A. 26