Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu

Transkript

Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Türkiye Şirket
Birleşme ve
Satın Alma
Raporu
Değişen Pazar Koşullarında
Fırsatların Belirlenmesi
2
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
İçindekiler
Önsöz 4
Metodoloji5
Anket Sonuçları
Bölüm 1: Şirket satın alma ve birleşmelerine genel bakış
6
Bölüm 2: Strateji ve finansman
12
Bölüm 3: Zorluklar, fırsatlar ve tetikleyici faktörler
18
Bölüm 4: Yasal değişiklikler
19
Genel Bilgiler
Şirket satın alma ve birleşmelerinde pazar trendleri
22
Özelleştirme programı / şirket satın alma ve birleşmeleri
24
Sektörlere bakış 25
Girişim Sermayesi şirketleri 28
Türkiye’de yabancı sermaye hareketleri
30
Yatırım Danışmanlığı ve Yeniden Yapılandırma Hakkında 32
KPMG Hakkında
33
Mergermarket Hakkında34
3
4
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Önsöz
“Türkiye Birleşme ve Satın Alma Raporu:
Değişen Pazarda Fırsatların Belirlenmesi”
başlıklı bu rapor, araştırma kuruluşu
Mergermarket’ın katkılarıyla KPMG Türkiye
tarafından hazırlanmıştır. Türkiye’deki 50
şirket yöneticisi, girişim sermayesi şirketi
uzmanı, mali müşavir ve hukuk danışmanının
görüşleri alınarak hazırlanan raporda, günümüz
ortamında bu alanda faaliyette bulunmak
isteyenlerin karşılarındaki fırsat ve zorluklar
hakkında yararlı bilgiler sunulmakta ve
önümüzdeki 1 yıl için ayrıntılı tahminlerde
bulunulmaktadır.
Ankete katılanlar nezdinde, Türkiye’de satın alma ve
birleşme piyasası çok olumlu bir resim çizmektedir. Çok
sayıda özelleştirme ihalesi, Türk Ticaret Kanunu’ndaki
değişiklikleri de içeren ve yatırımcılara yarar sağlayan
yasa değişiklikleri ile cazip hedef şirketlerin çokluğu
nedeniyle, katılımcıların çarpıcı bir çoğunluğu (%86),
önümüzdeki 1 yıl içinde satın alma ve birleşme
faaliyetlerinin hız kazanacağı görüşündedir. 2010 yılında
özelleştirme programı kapsamında kayda değer satışlar
gerçekleştirilmiş; en büyük 10 işlemin 6’sı özelleştirme
ihaleleri kapsamında sonuçlanmıştır. Geleceğe
bakarsak, ankete katılanların önemli bir çoğunluğu
(%70), önümüzdeki 1 yıl içinde de Türkiye’deki
satın alma ve birleşme faaliyetlerinin esas olarak
özelleştirme kaynaklı gerçekleşmeye devam edeceğini
öngörmektedir.
Öte yandan, önemli özelleştirme projelerini ve büyük
aile şirketlerini dışarıda tutarsak, Türkiye ekonomisinde
genel olarak küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ)
ağırlıklı olmaları nedeniyle, fırsatlar da orta ölçeklidir.
Satış fiyatına yönelik tahminler de bunu yansıtmaktadır;
katılımcıların yüzde 43’ü fiyatın ortalama 51–100 milyon
€ aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmektedir.
Dolayısı ile büyük ölçekli özelleştirme ihalelerinin
‘kaideden ziyade istisna’ teşkil edeceği söylenebilir.
Avrupa ve Kuzey Amerika’da küçük ve orta ölçekli
işletmeler fon sağlamada zorluk çekebileceklerini
düşünürlerken, Türkiye’de aksine bir görüş ortaya
çıkmıştır: Katılımcıların yalnızca yüzde 12’si finansman
teminini önemli bir sorun olarak görmektedir. 2001
yılında yaşanan finans krizinden alınan dersler
sonucunda, riskli kredi verilmesini engelleme ve
bankaların sermaye yapılarını güçlendirme hedefiyle bir
dizi mali reform yürürlüğe konmuş ve bu sayede Türk
bankacılık sektörü birçok ülkedekinden çok daha güçlü
bir yapıya kavuşmuştur.
İlginç olan, finans krizi ertesinde diğer Avrupa
ülkelerinde Solvency II ve Basel III düzenlemeleri
uyarınca uygulanmaya başlanan mali reformların ana
öğelerini Türkiye’nin bu yöndeki yasal düzenlemeleri
oluşturmaktadır. Sonuçta, dünya geneline bakıldığında,
Türk bankacılık sisteminin gücü gün yüzüne
çıkmaktadır.
Türkiye’deki satın alma ve birleşme faaliyetlerinin bir
diğer önemli özelliği de, girişim sermayesi şirketlerinin
uzun bir bekleme döneminden sonra yeniden piyasaya
girmeleridir. Mey İçki Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin (ABD
merkezli girişim sermayesi şirketi TPG Capital ve
Türkiye merkezli Actera Group’un portföy şirketi)
2011’in başlarında Diageo’ya 1,5 milyar € bedelle satışı,
yatırımcıların ilgisinin ve cazip şirket değerlerinin önemli
bir göstergesidir. Ankete katılanların önümüzdeki 1 yıl
için beklentileri de benzer doğrultudadır: Katılımcıların
en yüksek oranı (%39), en yaygın çıkış rotasının ilk
halka arz, diğerleri ise stratejik alıcılara satış (%29) ve
girişim sermayesi şirketlerine satış (%33) olacağını
öngörmektedir. Türkiye’de girişim sermayesi
yatırımlarının modeli – genelde daha küçük ölçekli,
büyüme odaklı ve borç yükü hafif şirketlere yatırım
yapılan risk sermayesi modelini andırmaktadır ve birçok
hedef şirket uzun yıllardan gelen ağır bir kaldıraçlı satın
alma borç yükünü taşımamaktadır.
Bu bulguların yanı sıra, raporda yatırımcıların önemli
kaygılarının altı çizilmekte ve finansman yöntemleri,
işlem türleri ve çıkış stratejileri hakkında bilgi ve
görüşler yer almaktadır. Raporun sizler için yararlı
olacağını umarak, görüş ve önerilerinizi almaktan
mutluluk duyacağımızı belirtmek isteriz.
Jared Irving
Ortak,
Yatırım Danışmanlığı Hizmetleri
KPMG Türkiye
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Metodoloji
2010 yılının son çeyreğinde, araştırma kuruluşu
Mergermarket 50 şirket yöneticisi, girişim sermayesi
şirketi uzmanı, mali müşavir ve hukuk danışmanının
Türkiye’deki satın alma ve birleşme faaliyetleri
hakkındaki görüşlerini almıştır. Ankete katılanlar Türk
Ticaret Kanunu’ndaki değişiklikler, mevcut özelleştirme
programı ve girişim sermayesi şirketlerinin yeniden
piyasaya girmeleri de dâhil olmak üzere kayda değer
gelişmelere dair bilgi ve görüşlerini açıklamışlardır.
Katılımcıların isimleri verilmemekte ve bulgular toplu
olarak sunulmaktadır. Bu raporda, yalnızca ilan edilen
işlemlerin sayısı ve değerleri kapsama alınmıştır.
5
6
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Anket Sonuçları
Bölüm 1: Şirket satın alma ve birleşme faaliyetlerine genel bakış
Önümüzdeki 1 yıl içinde Türkiye’deki satın alma
ve birleşme faaliyetlerinde toplam işlem sayısı ve
değerinin nasıl seyredeceğini düşünüyorsunuz?
%14
%21
Çok artacak
Artacak
Aynı kalacak
%65
Katılımcıların büyük bir çoğunluğu (%86), önümüzdeki
1 yıl içinde toplam işlem sayısının ve değerinin
yükseleceğini öngörmektedir; nitekim Mergermarket
verilerine göre de, 2009 - 2010 döneminde işlem
sayısı 65’den 100’e, işlem değeri ise 2,2 milyar €’dan
16,7 milyar €’ya yükselmiştir. Bu sıçramaya yol açan
faktörlerin öngörülebilir bir gelecekte de varlığını
koruyacağını söyleyebiliriz. Geniş kapsamlı özelleştirme
programı, genç nüfus ve Doğu ile Batı’yı birleştiren
avantajlı bir lokasyon, Türkiye’nin yabancı yatırımcıları
cezbeden birçok özelliğinden sadece üç tanesidir.
Buna ek olarak, finans piyasalarında da genel bir
iyileşme söz konusudur; girişim sermayesi şirketleri
piyasaya geri dönmekte ve gerek Doğulu, gerekse
Batılı çok uluslu şirketler Türkiye’ye akın etmektedir.
Aslına bakılırsa, yurt dışında büyümek için Türkiye’yi
bir üs olarak kullanan Doğulu yatırımcılar ve Türkiye’nin
hızla gelişen endüstrilerine ve cazip nüfus yapısına
yatırım yapmak isteyen Batılılar satın alma ve birleşme
faaliyetlerine 2011 yılında da hız kazandıracaklardır.
İşlem değerine bakarsak, en büyük işlemler büyük
bir olasılıkla T.C. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın
(ÖİB) düzenlediği geniş kapsamlı özelleştirme ihaleleri
kapsamında gerçekleşecektir; zaten 2010 yılındaki en
büyük 10 işlemin 6’sı da ÖİB’nin ihaleye açtığı varlık
satışlarından kaynaklanmıştır.
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
7
Önümüzdeki 1 yıl içinde satın alma ve birleşme
işlemlerinin çoğunlukla hangi fiyat aralığında
gerçekleşeceğini düşünüyorsunuz?
%10
%2
%15
%12
%6
%12
<5m€
5m€ - 25m€
26m€ - 50m€
51m€ - 100m€
101m€ - 250m€
251m€ - 500m€
>500m€
%43
Satın alma ve birleşme işlemlerinde gerçekleşecek
ortalama fiyat tahminlerine bakıldığında, birkaç milyar
dolarlık özelleştirmelerin ‘kaideden ziyade istisna’
olabileceği görülmektedir. Katılımcıların en büyük
bölümü (%43), fiyatın 51–100 milyon Euro; yaklaşık
yüzde 25’i ise çoğunlukla 101–500 milyon Euro
aralığında gerçekleşeceğini tahmin etmektedir.
Örneğin, İspanyol bankası Banco Bilbao Vizcaya
Argentaria (BBVA), Türkiye Garanti Bankası hisselerinin
yüzde 24,9’luk bölümünü Doğuş Grubu ve GE
Araştırma ve Müşavirlik A.Ş.’den (General Electric
Company’nin Türkiye’deki iştiraki) satın almıştır. Fortis
Bank ise 1,2 milyar € bedelle Türk Ekonomi Bankası’na
(TEB) devredilmiştir.
Türkiye ekonomisine önde gelen büyük aile şirketlerinin
yanı sıra, çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmenin
hâkim oluşu, küçük ölçekli hedeflere yönelmenin
önemli bir nedenidir. Pazar yapısı Türkiye’dekine
benzeyen ülkelerde de, işlem değeri konusunda benzer
tahminlerde bulunulmaktadır.
“2005 - 2008 arasında satın alma
ve birleşme faaliyetleri çok parlak
bir dönemden geçti, oysa şimdi
ancak 50 milyon √ değerindeki
işlem sayısının arttığını görüyoruz.
Ama özelleştirmeleri satın alma ve
birleşme işlemlerine katarsak, bu
yıl daha büyük işlemlere tanıklık
edeceğiz ve bu işlemlerin çok
önemli bir bölümünde fiyat
50 milyon √’yu aşacaktır.”
Bununla birlikte, daha büyük işlemler de yeniden
gündeme gelecektir; 2009 yılındaki tüm işlemler 500
milyon €’nun altında tamamlanmakla birlikte, 2010’da
toplam 7 işlem daha yüksek bir bedelle sonuçlanmıştır.
Elbette, Türkiye’de bu rakamların tırmanmasında
özelleştirmeler önemli rol oynamıştır, ancak ÖİB’nin
büyük hacimli varlık satışları dışında, bir dizi büyük
ölçekli işlem de gerçekleşmiştir.
8
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Önümüzdeki 1 yıl içinde yabancı alıcıların en aktif
olacakları sektörler sizce hangileri olacaktır?
(İlk üç tercihin belirtilmesi istenmiştir.)
Enerji
%84
%44
Sağlık
Altyapı
%40
Tüketim
%40
Finansal Hizmetler
%28
Teknoloji, Medya ve
Telekomünikasyon
%28
Sanayi Ürünleri, Kimya ve
Mühendislik
%12
Eğlence, Konaklama
ve Turizm
İş Hizmetleri
%0
%8
%4
%10
%20
%30
%40
%50
%60
%70
%80
%90
Katılımcıların Oranı
Katılımcıların büyük bir çoğunluğuna göre (%84),
önümüzdeki 1 yıl içinde yabancı yatırımcılar en çok
enerji sektörünü hedefleyeceklerdir. Katılımcıların
yaklaşık yüzde 40’ına göre ise sağlık, altyapı ve tüketim
sektörlerine de yabancıların ilgisi artacaktır.
Türkiye dışındaki bazı ülkelerde de yatırım trendleri
bu doğrultuda olup, enerji ve sağlık sektörleri başı
çekmektedir. EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika,
Hindistan) bölgesinde enerji ve sağlık sektörlerinin
toplam işlem sayısındaki payları sırasıyla yüzde 9 ve
6,8’e; enerji sektörünün tek başına işlem değerindeki
payı ise toplamın yüzde 24,5’una ulaşmaktadır.
2010 yılında gerçekleşen işlemler de katılımcıların
tahminlerini yansıtmaktadır; 2011’de bugüne kadar
yabancıların en büyük alımları enerji sektöründe
gerçekleşmiştir ve stratejik niteliktedir. Örneğin,
Avusturyalı OMV AG şirketi Petrol Ofisi A.Ş.’deki
bakiye hisseleri 539 milyon €, Kanadalı TransAtlantic
Petroleum Corporation ise Türkiye’deki Amity Oil
International Ltd. şirketini 77 milyon € bedelle satın
almıştır. Satın alma ve birleşme faaliyetlerine daha
yakından bakıldığında, tüketim sektörünün de genelde
yabancı alıcılara ve özelde girişim sermayesi şirketlerine
giderek daha cazip geldiği görülmektedir. Gıda ve
içecekten perakendeye kadar geniş bir yelpazeye
yayılan tüketim sektörüne gösterilen ilginin çarpıcı
bir örneği de, Britanya merkezli Diageo şirketinin
Türkiye’de alkollü içecek üreticisi Mey İçki’yi 1,5 milyar
€ bedelle satın almasıdır. Mey İçki’yi 2006 yılında ABD
merkezli girişim sermayesi şirketi TPG ve Türkiye
merkezli Actera Group yaklaşık 669 milyon €’ya satın
almıştı.
“Sağlık sektörü, yatırımcıların
hata yapmanın imkânsız olduğunu
düşündükleri ve talebin her zaman
mevcut olduğu hızlı büyüyen bir
sektördür. Yabancı stratejik alıcılar
için sanayi ürünleri sektörü de
çok caziptir, çünkü yeni fabrika
kurmalarına gerek kalmamaktadır.”
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Önümüzdeki 1 yıl içinde yerli alıcıların en aktif
olacakları sektörler sizce hangileri olacaktır?
(İlk üç tercihin belirtilmesi istenmiştir.)
Tüketim
%84
Altyapı
%56
Eğlence, Konaklama ve
Turizm
%34
Enerji
%32
%20
Sağlık
Teknoloji, Medya ve
Telekomünikasyon
%18
Sanayi Ürünleri, Kimya ve
Mühendislik
%16
%12
Finansal Hizmetler
İş Hizmetleri
%0
%8
%10
%20
%30
%40
%50
%60
%70
%80
%90
Katılımcıların Oranı
Yerli oyuncuların da Türkiye’de tüketim sektörünü
hedefleyecekleri tahmin edilmektedir; katılımcıların
büyük bir çoğunluğunun (%84) tahminlerine göre,
önümüzdeki 1 yıl içinde yerli alıcıların en aktif olacakları
sektör tüketim ürünleri olacaktır. Perakende, gıda ve
içecek sektörlerinde zaten bazı satışlar gerçekleşmiştir:
CARREFOURSA Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi
Anonim Şirketi, İpek Giyim Mağazaları Ticaret ve
Sanayi A.Ş.’yi 24 milyon €; İhlas Holding ise Kristal Kola
ve Meşrubat Sanayi Ticaret A.Ş.’yi 13 milyon € bedelle
satın almıştır.
Katılımcıların yarısından çoğunun (%56) tahminlerine
göre, yerli alıcıların tüketimden sonra en aktif olacakları
ikinci sektör altyapı olacaktır. Devletin satışa çıkardığı
altyapı varlıklarının devasa boyutları göz önüne alınırsa,
bu beklenen bir tahmindir. Bir önceki soruya cevaben,
altyapı sektöründe yabancı alıcıların aktif olacaklarını
tahmin eden katılımcı oranının yüzde 40’da kalması,
son özelleştirme ihalelerinde yerli oyuncuların sürekli
olarak yabancılardan daha yüksek fiyat teklif ettiklerini
göstermektedir.
“Hızlı tüketim malları sektörüne
hem yerli, hem de yabancı alıcıların
ilgisi yoğun olacaktır. Birçok hızlı
tüketim malı şirketi çeşitli organik
ürünlerle Türkiye pazarına zaten
girmektedir.”
9
10
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Önümüzdeki 1 yıl içinde Türkiye’deki satın alma
ve birleşme işlemlerinin hacmi sizce aşağıdaki
bölgelerdekinden daha mı az, yoksa daha mı çok
olacaktır?
%73
Asya - Pasifik
Lower
%27
Higher
Orta ve Doğu Avrupa
%67
%65
Kuzey Amerika
%35
%57
Ortadoğu
Güney ve Batı Avrupa
(Türkiye hariç)
%0
%33
%43
%54
%10
%20
%30
46%
%40
%50
%60
%70
%80
%90
%100
Katılımcıların Oranı
Daha çok
Türkiye’deki satın alma ve birleşme faaliyetlerinin,
diğer bölgelere kıyasla, daha yoğun olacağı tahmin
edilmektedir. En yakın rakip Güney ve Batı Avrupa
olarak görülmektedir, yine de katılımcıların yarısından
çoğu bu bölgedeki işlem hacminin Türkiye’dekinden
daha düşük olacağını düşünmektedir.
Bu noktada, birçok katılımcı Türkiye’de endüstrilerin
hâlâ büyük ölçüde dağınık yapıda olmaları nedeniyle,
pazarın konsolidasyona açık olduğunu ifade etmiştir.
Türkiye’deki bir girişim sermayesi şirketi uzmanının
ifadesiyle: “Türkiye ekonomisi hâlâ gelişme yolundadır
ve özel mülkiyet Avrupa’nın diğer ülkelerindekinin
gerisindedir.” Türkiye’nin nüfus yapısı da satın alma
ve birleşme faaliyetlerini tetikleyen bir faktördür.
Batılıların zevklerine ve harcama biçimlerine özenen
genç nüfus, perakende ve telekomünikasyon gibi
tüketiciye doğrudan hitap eden birçok sektörde ürün
ve hizmetlerin geliştirilmeye çalışılmasına ve sonuçta
rekabetin yoğunlaşmasına yol açmıştır.
Daha az
“Türkiye, satın alma ve birleşme
işlemleri için genel olarak Ortadoğu
ülkelerinden daha avantajlı bir
konumdadır. Uygulamaya alınan
bir dizi mali ve hukuki reform ise
yerel ve yasal ortamın yatırımcılara
daha çok avantaj yaratmasını
sağlamaktadır.”
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Önümüzdeki 1 yıl içinde en çok hangi bölgeden
Türkiye’ye yabancıların şirket satın almak ve
birleşmek için geleceğini düşünüyorsunuz?
11
Önümüzdeki 1 yıl içinde Türk alıcıların en çok
hangi bölgeyi hedefleyeceğini düşünüyorsunuz?
%10
%10
%12
%36
Orta ve Doğu
Avrupa
Güney ve
Batı Avrupa
(Türkiye hariç)
%34
%26
Asya-Pasifik
Ortadoğu
Kuzey Amerika
%16
%26
Satın alma ve birleşme hedefiyle Türkiye’ye en
çok Avrupa’nın diğer ülkelerinden gelineceği
öngörülmektedir; katılımcıların yüzde 36’sı en çok
Orta ve Doğu Avrupalı, yüzde 26’sı ise Güney ve Batı
Avrupalı alıcıların geleceğini tahmin etmektedir.
İlginç bir nokta, Asyalı alıcılar dünya genelinde agresif
bir yaklaşım sergilerlerken, yabancı alıcıların en
çok Asya-Pasifik bölgesinden geleceğini öngören
katılımcıların oranının ancak yüzde 16 olmasıdır.
Asyalı alıcıların daha çok Britanya ve Almanya’da aktif
oldukları ifade edilmiştir.
Son birkaç yıldır, Orta ve Doğu Avrupalı yatırımcılar
Türkiye’de çok sayıda işleme imza atmışlardır; özellikle
Rusya Türkiye’de telekomünikasyon, enerji ve tüketim
sektörlerinde varlık göstermek için agresif bir tutum
izlemiştir. Daha yakın tarihlerde, Çek Cumhuriyeti
merkezli Energy - PRO grubu Turkon Holding ile MNG
Holding’e ait santralleri satın alarak enerji sektörüne
girmiştir. Energy - PRO Nisan ayında hidroelektrik ve
inşaat şirketi TURKON-MNG Elektrik Üretimi ve Ticaret
A.Ş.’yi 288 milyon € ve Kar-En Karadeniz Elektrik
Üretim ve Ticaret A.Ş.’yi 20 milyon € bedelle satın
alabileceğini duyurmuştur.
Orta ve Doğu
Avrupa
Ortadoğu
Asya-Pasifik
Güney ve
Batı Avrupa
(Türkiye hariç)
%30
“Batı Avrupa, yabancı yatırımlarının
merkezi olmaya devam edecektir,
ancak karşılıklı ticaret hacminin
giderek artması nedeniyle, Rusya da
göz ardı edilmemelidir.”
Türkiye ile Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki
yatırımların karşılıklı olacağı tahmin edilmektedir.
Katılımcıların yüzde 34’ü, Türk alıcıların en çok bu
bölgede ve ardından Ortadoğu ve Asya-Pasifik
ülkelerinde aktif olacaklarını öngörmektedir.
Yurt dışındaki aktiviteyi tetikleyen faktörlere ilişkin
görüşlere bakarsak, birçok katılımcı esas itibariyle
Türkiye ile Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri arasındaki
köklü ilişkilerin Türk alıcıları bu pazara çektiğine işaret
etmiştir. Bölgede yer alan Polonya, Çek Cumhuriyeti
ve Rusya gibi ülkelerdeki özelleştirmelerin de
yabancı yatırımcılara cazip yatırım fırsatları sunduğu
unutulmamalıdır.
12
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Bölüm 2: Strateji ve Finansman
Sizce önümüzdeki 1 yıl içinde yatırımcılar için
en cazip hedefler hangileri olacaktır?
Sizce önümüzdeki 1 yıl içinde en yaygın çıkış
stratejisi hangisi olacaktır?
%16
%32
Aile şirketleri
%29
%39
Kamu şirketleri
Girişim sermayesi
şirketlerinin
portföy şirketleri
%24
İlk halka arz
Stratejik alıcılara
satış
Girişim sermayesi
şirketlerine satış
Halka açık
şirketler
%28
Bu yıl en cazip hedeflerin hangisi olacağı konusunda
net bir ortak görüş ortaya çıkmamakla birlikte, ilk iki
sırada aile ve kamu şirketleri yer almaktadır; Türkiye’de
aile şirketlerinin çokluğu önemli bir faktördür, birçok
katılımcı aile şirketlerinin Türkiye ekonomisinin temel
taşı olduğunu ifade etmiştir.
Bu arada, çok sayıda özelleştirme ihalesi nedeniyle,
katılımcıların yüzde 28’i kamu şirketlerinin en cazip
hedefler arasında yer alacağını öngörmektedir.
Türkiye’deki özelleştirme programı kapsamında elektrik
üretim tesislerinden, deniz limanlarına ve paralı yollara
kadar çeşitli kıymetlerin satışı gündemdedir.
Girişim sermayesi yatırımcılarının güçlü alıcılar
olarak piyasaya dönmeleri, borçlanma piyasasının iyi
çalıştığını ve gerçekten düzelme yolunda ilerlediğini
göstermektedir; bu sayede girişim sermayesi fonları
kaldıraçlı satın alma işlemleri için kredi kaynaklarına
erişebilmektedir.
%33
Bu yıl yatırımcıların en çok tercih edeceği çıkış rotası
konusunda da net bir ortak görüş ortaya çıkmamıştır.
Katılımcıların en yüksek oranı (%39), ilk halka arzın
en yaygın rota olacağını öngörmekle birlikte, stratejik
alıcılara veya girişim sermayesi şirketlerine satışı
öngören katılımcıların oranı da benzer seviyelerdedir
(sırasıyla %33 ve %29).
Bu noktada, her çıkış stratejisinin farklı avantajları
olduğu belirtilmiştir. En tartışmalı rota ilk halka
arz olarak gündeme gelmektedir; bazı katılımcılar
yeni kotasyonlar için değerleme seviyesinin cazip
olduğuna, bazıları ise cazip fiyatların oluşması için
zaman gerektiğine inanmaktadır. En cazip yöntemin
stratejik alıcılara satış olduğu da ifade edilmiştir, çünkü
ticari satış kanalıyla özellikle pazar payını artırarak
ve maliyetleri düşürerek sinerji yaratılabileceği
düşünülmektedir.
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Rapor
2011 yılında Türkiye’deki şirket birleşmelerinin çoğunlukla hisse mi,
yoksa varlık devri yoluyla mı gerçekleşeceğini düşünüyorsunuz?
%14
Hisse devri
Varlık devri
%86
Katılımcıların yüzde 86’sına göre hisse devri en uygun
yöntemdir, çünkü vergi ve riskler daha düşüktür.
Türkiye’deki bir yatırım bankacısı görüşünü şöyle
özetlemiştir:
“Yerli yatırımcılar varlık devri
yoluyla satışı tercih
etmemektedir, çünkü bu
işlemlerde ek vergi yükü
doğmaktadır.”
13
14
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Hisse Devri ve Varlık Devri
“Hisse devri işlemlerinde önemli vergi muafiyetleri
(örneğin, sermaye kazançlarında ve KDV’de)
tanınması nedeniyle, Türkiye’deki satıcı taraflar
hisse devrini çok daha cazip bir çıkış rotası olarak
tercih etmektedirler. Finansal açıdan iki yöntem
arasında başka farklar da vardır; örneğin hisse devri
işlemlerinde satıcı taraf derhal nakit parayı alabilir,
oysa varlık devirlerinde satıcı taraf nakit parayı
işletmeden çıkarabilmek için bazı ek faktörleri dikkate
almak zorundadır ve bu durum yeni vergi konularını
gündeme getirebilmektedir. Bazı vergi konuları
(satış sırasında ödenen hisse ve şerefiye bedelinin
amortismanı, devir alınan işletmelerin geçmiş
yıllardan gelen vergi yükümlülüklerine karşı korunma
imkânı, vb.) nedeniyle alıcı taraflar varlık devri yoluyla
satın almayı tercih edebilirler. Ancak varlık devri
yöntemiyle yapılacak satışlarda satıcı tarafların fiyat
beklentileri de yükselecektir. Çünkü satıcı taraflar
varlık devrinden doğacak ek vergileri, varlıkların ve
personel iş sözleşmelerinin devrinde üstlenilecek
ilave idari yükü, vb. giderleri satış fiyatına yansıtmayı
hedefleyeceklerdir.”
Ayhan Üstün
Ortak,
Vergi Hizmetleri Kurumsal Birleşme ve Devir
Alma Bölüm Başkanı,
KPMG Türkiye
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
15
Önümüzdeki 1 yıl içinde Türkiye’deki satın alma
ve birleşme işlemlerinde en çok hangi finansman
kaynağının kullanılacağını öngörüyorsunuz?
%6
%4
%20
%50
%20
Kredi
İlk halka arz
Girişim sermayesi
şirketi
Risk sermayesi
şirketi
Özsermaye
Ankete katılanlara göre, finansman kaynağı olarak
en çok krediler kullanılacaktır; birçok katılımcı Türk
bankalarının güvenli, istikrarlı ve likiditelerinin bol
olduğunu ifade etmiştir. 2001 yılındaki finans krizinin
ertesinde bankaları güçlendirmek için uygulamaya
alınan bir dizi reform sayesinde, Türk bankacılık
sektörü diğer ülkelerdekilerden çok daha güçlü bir
yapıya kavuşmuştur. Bu reformlar çerçevesinde
bankaların sermaye yeterliliklerinin yükseltilmesi de
zorunlu kılınmıştır. İlginçtir ki, global finans krizinden
sonra ABD ve Avrupa’da uygulanan reformların ana
öğelerini Türkiye’de yürürlüğe konan bu düzenlemeler
oluşturmaktadır.
Gerek kurumsal, gerekse yatırım bankacıları banka
kredilerini en güvenli ve en az riskli finansman kaynağı
olarak görmektedirler. Bir yönetici bankaların diğer
finans kurumlarından daha güvenli ve güçlü olduklarına
inanıldığını belirtmiştir.
Öte yandan, girişim sermayesi şirketi uzmanlarının
görüşlerine göre, bankalar daha geleneksel bir
finans kaynağı olmakla birlikte, girişim sermayesi
şirketlerinin geniş fon kaynakları işlem boyutlarını
hızla yukarı çekebilecektir. Bir katılımcı önümüzdeki
1 yıl içinde “girişim sermayesi fonlarına istendiği
zaman ulaşılabileceğini”, bir diğeri de daha detaya
inerek, “satın alma ve birleşme işlemleri için en yaygın
finansman kaynağı girişim sermayesi şirketleri olacaktır,
çünkü önümüzdeki 1–3 yıllık dönemde çok daha agresif
bir biçimde yeni hedef arayışına gireceklerdir” demiştir.
“Türk bankalarının mali yapıları çok
güçlüdür ve kredi olarak sundukları
geniş nakit kaynakları vardır. Kredi
oranı da çok düşüktür, bu nedenle
yerli ve yabancı şirketler satın alma
işlemlerinde Türk bankalarından
kolayca finansman sağlayabilirler.”
16
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Halen Türkiye’de tespit edilen şirket değerlerinin
ilk halka arzlar için ne derece uygun olduğunu
düşünüyorsunuz?
Değerler yeni
ihraçlar için
avantajlı
%38
%58
Değerler yeni
ihraçlar için
avantajlı değil
Emin değilim
%4
Ankete katılanların çoğunluğu (%58), ilk halka arz
koşullarının halen yeni ihraççıların lehine olduğunu
ve sadece çok düşük bir oranı aksini düşünmektedir.
Oysa birçok katılımcının da belirttiği gibi, diğer ülkelerin
borsalarında girişim sermayesi şirketlerinin çıkışları da
dâhil olmak üzere çok sayıda kotasyon yatırımcıların
hassasiyeti ve ekonomik belirsizlik nedeniyle iptal
edilmiş veya ertelenmiştir. Bir katılımcının ifadesiyle, “
Türkiye piyasasının performansı Batı Avrupa’nınkinden
çok daha üstündür. Yatırımcılar ilk halka arzlara ilgi
göstermektedir.”
2011’de izlenmesi gereken önemli bir gelişme de,
hükümetin İMKB’ye kayıtlı olan şirket sayısını artırma
hedefiyle attığı adımlardır. 2011’in ilk çeyreğinde
Mergermarket’ın yayınladığı bilgilere göre, Sermaye
Piyasası Kurulu (SPK), süpermarket zincirlerinden
Yimpaş’ın İMKB’den halka açılmasını teşvik etmektedir.
Yüzlerce ve potansiyel olarak binlerce ortağı olan
Yimpaş bir halk şirketi olmakla birlikte, borsaya kayıtlı
değildir. Hükümetin Yimpaş’ı stratejik bir alıcıya satmak
yerine halka arza yönlendirmesi, iş dünyasında şeffaflığı
artırmak ve birçok Türk şirketinin muğlâk mülkiyet
yapısını aydınlatma hedefi doğrultusundadır.
“Halen sermaye piyasalarında
krizden önce yaşanan hareketliliğe
şahit olmuyoruz ve sanırım ilk
halka arzlarda büyük bir sıçrama
yaşanacağını söylemek için
henüz erkendir. Yabancı borsalara
bakarsak, halen New York
Borsası’nda (NYSE) kayıtlı olan
sadece tek bir Türk şirketi vardır.”
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Önümüzdeki 1 yıl içinde Türkiye’de borçlanma
ortamının makroekonomik gelişmelerden
(ülke borcu krizleri, ekonomik göstergeler, vb.)
etkileneceğini düşünüyor musunuz?
%10
%8
Evet, etkilenir
Evet, çok etkilenir
Hayır
%82
Ankete katılanların yüzde 82’si Türkiye’deki
borçlanma ortamının dış gelişmelerden etkileneceğini
düşünmektedir, ancak bu katılımcıların çoğunluğu
etkinin güçlü olmayacağını öngörmektedir. Borçlanma
ortamının makroekonomik gelişmelerden hiç
etkilenmeyeceğini öngören yüzde 10’luk kesim ise
global finans krizi başladığı zaman Türk bankalarının
Avrupa bankalarından çok daha güçlü olduklarını
vurgulamıştır. Bir katılımcının ifadesiyle: “Türkiye
kendi finans krizini 2001’de yaşadı. Ardından bankalar
yeniden yapılandı ve şimdi sermaye yeterlilik rasyoları
yüksek ve yatırımlar için likiditeleri bulunuyor.”
“Türk bankaları etkin çalışıyorlar;
gerek ülke içindeki, gerekse
ülke dışındaki değişimi kolayca
hissedebiliyor ve öngörülemeyen
gelişmeler karşısında alternatif
çözüm geliştirebiliyorlar.”
17
18
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Bölüm 3: Zorluklar, fırsatlar ve tetikleyici faktörler
Sizce önümüzdeki 1 yıl içinde Türkiye’deki satın
alma ve birleşme işlemlerinin hacmini en çok
etkileyecek faktör aşağıdakilerden hangisidir?
Sizce önümüzdeki 1 yıl içinde Türkiye’deki
satın alma ve birleşme faaliyetlerini en çok
engelleyebilecek faktör aşağıdakilerden hangisidir?
%8
%12
Temel sektörlerde
özelleştirme
ihaleleri (enerji,
altyapı, vb.)
%22
Büyümekte olan
sektörlerin
gelişmesi
(yenilenebilir
enerji, turizm, vb.)
%70
Yasal değişiklikler
%2
%27
%16
%20
%23
Mevzuat
şartları
Değerleme
farkları konusu
Cazip hedeflerin
bulunması
Yasal veya
vergi konuları
Finansman
temini
Durum tespitinin
yapılması
Ankete katılanların büyük bir çoğunluğu (%70),
işlem hacmini en çok geniş kapsamlı özelleştirme
programının etkileyeceği görüşündedir. Sektörel
büyümenin ve yasal değişikliklerin etkisinin ise sınırlı
kalacağı öngörülmektedir (sırasıyla %22 ve %8).
finansman temini hâlâ önemli bir engeldir. Oysa
Türkiye’deki işletmelerin ağırlıklı olarak küçük ve orta
boy olmalarına rağmen, katılımcıların yalnızca yüzde
12’si finansman temininin önemli bir engel olacağını
öngörmektedir.
Yasal değişiklikler en önemli faktör olarak kabul
edilmemekle birlikte, birçok katılımcı yasal reformlar
ile yatırım ortamının yabancı yatırımcılara daha çok
açılması nedeniyle, uzun vadede yabancı girişinin
artacağını düşünmektedir. Bir yatırım bankacısı, “daha
fazla yabancı yatırım çekmek için yasa hükümleri
yumuşatılmıştır” şeklinde görüşünü dile getirmiştir.
Katılımcıların yüzde 20’sinin cazip hedef bulmanın
zor olduğunu düşünmesi, Türk şirketlerinin mali
performansları, kurumsal yönetim ilkeleri ve
mülkiyet yapıları hakkında şeffaf bilgilerin yeterli
olmadığına işaret ediyor diyebiliriz. Türk Ticaret
Kanunu’ndaki değişiklikler ile bu sorunlara kısmen
çözüm getirilebilecektir ve önümüzdeki yıllarda
ankete katılanların bu konudaki hissiyatlarının değişip
değişmediğini görmek ilginç olacaktır.
Satın alma ve birleşme faaliyetlerini engelleyebilecek
faktörler konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
Katılımcıların en büyük oranı (%27), en çok mevzuat
şartlarının, yüzde 23’ü ise değerleme farklarının engel
oluşturacağını öngörmektedir. Katılımcıların yüzde
20’sine göre ise işin en zor tarafı, her şeyden önce
cazip hedefleri bulmak olacaktır. Yüzde 16’sı ise en
çok yasal veya vergi konularının sorun oluşturabileceği
görüşündedir.
Türkiye’de faaliyetlere engel teşkil edebileceği
düşünülen faktörler, diğer birçok bölgede yatırımcıların
elini kolunu bağlayan engellerden çok farklıdır.
Kuzey Amerika ve Avrupa’da –özellikle küçük ve
orta büyüklükteki işlemlerin gerçekleştirilmesinde
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
19
Bölüm 4: Yasal değişiklikler
Önümüzdeki 1–3 yıl içinde sizce hangi yasalarda
kapsamlı değişiklikler yapılacaktır?
Türk Ticaret Kanunu
73%
%20
Bankacılık Kanunu
Kurumlar Vergisi Kanunu
%14
Rekabet Kanunu
%14
Sermaye Piyasası Kanunu
%0
%8
%10
%20
%30
%40
%50
%60
%70
%80
Katılımcıların oranı
(Not: Birden fazla şık seçilebilmiştir).
Türkiye’de iş ortamını etkileyen yasal reformların
başında Türk Ticaret Kanunu’ndaki (TTK), 2012 yılının
Temmuz ayında yürürlüğe girecek köklü değişiklikler
yer almaktadır. Şeffaflık ilkelerinden, finansal raporlama
standartlarına ve kurumsal yönetim uygulamalarına
kadar her konudaki yasal değişiklikler iş hayatını
derinden etkileyecektir. Bu nedenle, ankete katılanların
yaklaşık dörtte üçü de önümüzdeki 1–3 yıl içinde en
büyük yasa değişikliklerinin Türk Ticaret Kanunu’nda
yapılacağını öngörmektedir.
“Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik
yapılmasının esas nedeni, Türk
şirketlerinin stratejik ortaklıklar
kurarak ve dış ekonomik ilişkileri
geliştirerek dünya ekonomosindeki
ve iş dünyasındaki değişikliklere
uyum sağlamış olmalarıdır. Değişen
başlıklar arasında UFRS’ye uyum,
yasal denetim ve Yönetim Kurulu
ile Genel Kurul toplantılarının
elektronik ortam üzerinden
yapılması yer almaktadır.”
Murat Alsan
Ortak, Denetim Bölümü Başkanı
KPMG Türkiye
20
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Türkiye’deki mevcut yasal çerçeveyi yabancıların
satın alma ve birleşme faaliyetleri açısından nasıl
değerlendiriyorsunuz?
%2
Yabancı yatırımcılara
daha çok avantaj
sağlanıyor
%38
Somut bir
değişiklik yok
%60
Yabancı yatırımcılara
daha az avantaj
sağlanıyor
Sizce Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan değişiklikler
Türkiye’de satın alma ve birleşme faaliyetlerini
veya yatırımcıların görüşlerini etkileyecek midir?
%6 %2
Evet
Hayır
Emin değilim
%92
Ankete katılanların çarpıcı bir çoğunluğunun (%92),
Türk Ticaret Kanunu’ndaki değişikliklerin genelde
yatırımcıların görüşlerini ve özelde satın alma
ve birleşme faaliyetlerini doğrudan etkileyeceği
doğrultusundaki öngörüleri, bu reformların nasıl büyük
bir dönüşüme yol açabileceğine işaret etmektedir.
Faaliyetlerin ivme kazanacağı yönündeki beklentilerin
bir nedeni de, Türkiye’de faaliyette bulunmanın şekil
ve şartlarını Batı standartlarına taşımak amacıyla Türk
Ticaret Kanunu’nun revize edilmesidir. Yeni Türk Ticaret
Kanunu’nda yer alan en önemli maddelerden biri
uyarınca, Türk şirketleri uluslararası finansal raporlama
standartlarına (UFRS) uyum sağlayacak ve Uluslararası
Denetim Standartları (UDS) ilkelerine uygun olarak
periyodik denetimden geçeceklerdir. Ayrıca bir
şirketin türü ve yapısı hakkında daha net bilgilere
ulaşılabilecektir. Yeni yasa uyarınca şirketin statüsü
“anonim” veya “limited” olarak açıklanacak, şirketlerin
kayıtlı açık adresleri olacak ve aile şirketlerinin de yasal
statüleri belirlenecektir.
TTK’da yapılan diğer değişiklikler de yabancı ve yerli
yatırımcılar için şeffaflığı artıracaktır. Yeni TTK uyarınca,
pay senetleri borsada işlem gören tüm şirketler
risklerin daha erken bir aşamada teşhis edilebilmesi
için ‘Riskleri Erken Teşhis Komitesi’ kuracaklardır. Bu
şekilde, potansiyel yatırımcılar daha güvenli hareket
edebileceklerdir. Yeni yasa ile tüm sermaye şirketlerine
getirilen ve hissedarları ilgilendiren tüm mali bilgilerin
(dönem sonu ve ara dönem mali tablolar ve denetim
raporları dâhil) yer aldığı bir web sitesi kurma
zorunluluğu da şeffaflığı artıracaktır.
Yeni yasada şirketlerin teknik ve mali yapılarının yanı
sıra, kurumsal yönetim ve dürüstlük ilkeleriyle bağlantılı
hükümler de yer almaktadır. Örneğin, yanlış sicil bilgisi
verilmesi ağır cezalara tabi olmaktadır. Ayrıca, Yönetim
Kurulu üyelerinin en az yarısının üniversite mezunu
olması gerekmektedir.
TTK’da yapılan geniş kapsamlı değişiklikler Türkiye’nin
yabancı yatırımcılar nezdinde giderek daha cazip
bir ülke olmasını sağlayabilecek ve satın alma ve
birleşmefaaliyetlerine ivme kazandırabilecektir.
Çoğunluğun (%60), yasal çerçevenin yabancı
yatırımcılar lehine değiştiğine inanması, gerek TTK’daki
değişikliklerden, gerekse yurt dışında uygulanan bir dizi
reformdan kaynaklanmaktadır. Bunların arasında Avrupa
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Birliği (AB) ülkelerinde sigorta ve bankacılık sektörlerini
düzenleyen Solvency II ve Basel III yer almaktadır.
Sektörel bazda bakıldığında, özellikle enerji ve sağlık
sektörlerini etkileyen yasa değişikliklerinin yatırım
faaliyetlerine hız kazandırabileceği görülmektedir.
Örneğin, ‘Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ ile yenilenebilir
enerji üreticilerine sağlanan destek büyük bir olasılıkla
yatırımları hızlandıracaktır. Bu kanun ile daha önce
muğlak olan teşvikler açıklığa kavuşturulmuştur. Bu
kapsamda kilowat/saat başına rüzgar ve hidroelektrik
için 7,3 $, jeotermal için 10,5 $ ve güneş, gaz (çöp
gazı dâhil) ve biyokütle için 13,3 $ destek verilmesi
karara bağlanmıştır. Yatırımcılar artık potansiyel hedefi
ve yenilenebilir enerji varlıklarını daha doğru analiz
edebilecekleri için, şirket değerleri de daha net bir
şekilde belirlenebilecektir.
Sağlık sektöründe ise, çok farklı nedenlerden dolayı
konsolidasyon gündeme gelebilecektir. Kamu kesiminin
sağlık giderlerini kısmayı hedefleyen devletin baskısıyla
ilaç fiyatlarının düşürülmesi, Türkiye ilaç pazarına
hâkim olan jenerik ilaç üreticileri üzerinde maliyet
baskısı yaratacaktır. Satış gelirlerinin düşmesi kârlılığı
olumsuz etkilemiş ve maliyetlerin azaltılması yönünde
baskı yaratmıştır. Öte yandan, bazı ilaç firmaları yapısal
değişiklikler gerçekleştirerek bu dönemde kârlarını
artırabilmişlerdir. 2011 yılında Bilim İlaç, Biofarma ve
Dr. F. Frik İlaç A.Ş.’yi de kapsayan bazı satış duyuruları
yapılmıştır.
Tüm bu yasa değişikliklerinin ardında, Türkiye
ekonomisini devlet kontrolünden uzaklaştırarak
serbestleştirmeyi hedefleyen ve bu amaçla geniş
kapsamlı bir özelleştirme programı uygulayarak iş
ortamını geliştirmeye çalışan hükümet politikası
yatmaktadır. Hükümet aynı zamanda proaktif bir
yaklaşımla İMKB’de kayıtlı şirket sayısını artırmak için
adımlar atmaktadır. Türkiye Sermaye Piyasası Kurulu
ise yetkili aracı kurumlar için çıtayı yükseltmekte
(Türkiye’de kayıt ve faaliyette bulunma yeterlilikleri
açısından) ve bir finansal okuryazarlık programı
kapsamında finansal ürünlere ilişkin bir eğitim
programını yürütmektedir. Bu gelişmeler tam olarak
dönüşümcü veya yapısal nitelikte olmasa da, pazarın
daha ulaşılabilir, şeffaf ve kontrol altında olduğunu
göstermektedir.
21
“Yeni Türk Ticaret Kanunu uyarınca,
1 Ocak 2013 tarihinden itibaren tüm
anonim ve sınırlı sorumlu limited
şirketlerin mali tabloları UFRS’nin
Türkçe versiyonu olan Türkiye
Muhasebe Standartları’na (TMS)
göre düzenlenecek ve UFRS’de
yapılan değişiklikler doğrultusunda
güncellenecektir. Bu uygulama,
dünyanın diğer şirketleriyle aynı dili
konuşacak olan Türk işletmelerinin
rekabet gücünü ve mali tablolarının
uluslararası piyasalardaki
güvenilirliğini artıracaktır.”
Murat Alsan,
Ortak,Denetim Bölümü Başkanı
KPMG Türkiye
22
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Genel Bilgiler
Şirket Satın Alma ve Birleşmlerinde Trend Analizleri
Genel Bakış
45
14,000
40
12,000
10,000
İşlem sayısı
30
25
8,000
20
6,000
İşlem değeri (m€)
35
15
4,000
10
2,000
5
0
20
05
20 -1
05
20 -2
05
20 -3
05
20 -4
06
20 -1
06
20 -2
06
20 -3
06
20 -4
07
20 -1
07
20 -2
07
20 -3
07
20 -4
08
20 -1
08
20 -2
08
20 -3
08
20 -4
09
20 -1
09
20 -2
09
20 -3
09
20 -4
10
20 -1
10
20 -2
10
20 -3
10
20 -4
11
*
0
İşlem sayısı
İşlem değeri
*1 Ocak–14 Şubat 2011 dönemi
İşlem sayısı / İşlem değeri
140
5
7
120
12
İşlem sayısı
100
80
7
4
6
9
5
11
60
33
32
4
7
6
7
4
6
29
21
2
4
40
9
17
21
20
2005
2006
33
46
15m€ - 100m€
<15m€
16
24
20
251m€ - 500m€
101m€ - 250m€
26
17
>500m€
13
Açıklanmayan
47
34
37
2009
2010
0
2007
2008
Tex
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Türkiye’de En Büyük 10 Birleşme ve Satın Alma İşlemi - 2010
İlan tarihi
Son
Hedef şirket
Durum
Hedef sektör
Hedef
ülke
Teklif veren şirket
Teklif
veren
ülke
Satıcı taraf
Satıcı ülke
İşlem
değeri
(m€)
Kasım 2010
T
Türkiye Garanti
Bankası A.Ş.
(%24,9 pay)
Finansal
hizmetler
Türkiye
Banco Bilbao Vizcaya İspanya
Argentaria S.A
Doğuş Grubu - GE
Araştırma ve Müşavirlik
Ltd. Şti.
ABD
4.200
Ağustos
2010
B
Boğaziçi Elektrik
Dağıtım A.Ş.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
İşkaya İnşaat Sanayi
ve Ticaret Ltd. Şti.
Türkiye
T.C. Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı (ÖİB)
Türkiye
2.261
Aralık 2010
T
Toroslar Elektrik
Dağıtım A.Ş.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
Yıldızlar SSS Holding Türkiye
T.C. Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı (ÖİB)
Türkiye
1.565
Ağustos
2010
B
Gediz Elektrik
Dağıtım A.Ş.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
İşkaya İnşaat Sanayi
ve Ticaret Ltd. Şti.;
MMEKA Makine
İthalat Pazarlama ve
Tic. A.Ş.
Türkiye
T.C. Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı (ÖİB)
Türkiye
1.452
Aralık 2010
B
Fortis Bank A.Ş.
Finansal
hizmetler
Türkiye
Türk Ekonomi
Bankası (TEB)
Türkiye
Türkiye
1.219
Ağustos
2010
B
Başkent
Doğalgaz
Dağıtım A.Ş.
(%80 pay)
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
MMEKA Makine
İthalat Pazarlama ve
Tic. A.Ş.
Türkiye
T.C. Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı (ÖİB)
Türkiye
944
Şubat 2010
T
Uludağ Elektrik
Dağıtım A.Ş.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
Limak Holding A.Ş.
Türkiye
T.C. Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı (ÖİB)
Türkiye
695
Ekim 2010
B
Petrol Ofisi A.Ş.
(%54.14 pay)
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
OMV AG
Avusturya
Doğan Şirketler Grubu
Holding A.Ş.
Türkiye
497
Ağustos
2010
B
Trakya Elektrik
Dağıtım A.Ş.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
Aksa Elektrik
Türkiye
Perakende Satış A.Ş.
T.C. Başbakanlık
Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı (ÖİB)
Türkiye
470
Nisan 2010
T
TURKON-MNG
Elektrik Üretimi
ve Ticaret A.Ş.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
Energ o- PRO a.s.
Turkon Holding A.Ş.;
MNG Holding A.Ş.
Türkiye
288
Çek
Cum.
T: Tamamlandı; B: Beklemede
Türkiye’de gerçekleştirilen kapsamlı yasa değişiklikleri,
zaten hareketli olan satın alma ve birleşme piyasasını
daha çok canlandıracaktır. 2008 yılının son çeyreğinden
başlayarak 2009 yılı boyunca işlem sayısının ve
bedellerin alaşağı gitmesini bir kenara bırakırsak, finans
krizinin en ağır koşullarında bile Türkiye’de piyasa
çabuk toparlanmıştır. 2008 yılında 114 olan işlem sayısı,
tahmin edileceği üzere 2009’da 65’e kadar düşmüş;
ancak 2010 yılında işlem sayısı yüzde 35 ve işlem
değeri çarpıcı bir oranda (%87) artarak, toplam 16,7
milyar € bedelli 100 işleme imza atılmıştır.
2010 yılında girişim sermayesi şirketleri de başarılı
bir performans göstermiş; bir önceki yıl 9 olan işlem
sayısı 11’e, toplam işlem değeri de 244 milyon €’dan
411 milyon €’ya yükselmiştir. Tespit edilen şirket
değerlerinin ve genel olarak yatırımcı hassasiyetinin
olumlu yönde geliştiğinin bir göstergesi de, 2008’in
son çeyreğiyle 2010’un ilk çeyreği arasında durma
noktasına gelen çıkışların 2010’un ikinci çeyreğinde
yeniden start almasıdır: Turkven Private Equity
ve Advent International, portföy şirketleri Roma
Plastik’teki yüzde 71,5 oranındaki paylarını Avusturya
merkezli FRITZ EGGER GmbH’a 47 milyon € bedelle
satmışlardır.
Türkiye, çeşitli faktörler nedeniyle diğer birçok
bölgeden daha güçlü bir konumdadır. En önemli
faktörlerden biri, 2001 yılında yaşanan finans krizi
ertesinde bankalara sermaye yeterliliği rasyolarını
yükseltme zorunluluğu getirilmesi ve kredi verilirken
çok temkinli davranılmasıdır. Birçok ülkede finans
krizine yol açan karmaşık finansal enstrünmanlar
Türkiye’de pek uygulanmamıştır. Ancak belki de
satın alma ve birleşme faaliyetlerindeki canlılığa
katkıda bulunan en önemli faktör, geniş kapsamlı bir
özelleştirme programının uygulanıyor olmasıdır. Bu
programın hedefi, enerji ve altyapı gibi ekonominin
belkemiğini oluşturan sektörlerden devletin
uzaklaşmasıdır.
23
24
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Özelleştirme Programı / Şirket
Satın Alma ve Birleşmeleri
Enerji ve altyapı dâhil olmak üzere ekonominin
belkemiğini oluşturan sektörlerde devletin varlığını
azaltma hedefiyle uygulamaya alınan özelleştirme
programı, toplam işlem hacminde 2006’da 8,4 milyar
€ ile kırılan rekoru, 2010’da neredeyse tek başına 10,2
milyar €’ya taşımıştır.
Aslına bakılırsa, son zamanlarda gerçekleştirilen
varlık satışlarında, başta büyük aile şirketleri olmak
üzere yerli alıcılar başı çekmiştir. Bu alanda çok iddialı
olan MMEKA Makine İthalat Pazarlama ve Ticaret
A.Ş. sadece Ağustos ve Eylül aylarında 4,7 milyar €
bedelli özelleştirme ihalesi kazanmıştır. 2010 yılının
en büyük özelleştirme ihalesini ise Ağustos ayında
MMEKA Makine İthalat Pazarlama ve Ticaret A.Ş. ile
inşaat firması İşkaya İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
kazanarak Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.’yi yaklaşık
2,3 milyar € bedelle ÖİB’den devir almışlardır. Temmuz
ayında ise aynı konsorsiyum en yüksek teklifi (yaklaşık
1,5 milyar €) vererek yine bir elektrik dağıtım işletmesi
olan Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin özelleştirme
ihalesini kazanmıştır.
İhalelelerde öne çıkan bir diğer Türk firması da
madencilik ve inşaat devi Yıldızlar SSS Holding A.Ş.’dir.
Yıl içinde kazandığı birçok ihaleye ek olarak, Yıldızlar
SSS Holding, ÖİB’nin satışa çıkardığı enerji dağıtım
şirketi Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.’yi 1,6 milyar €
bedelle satın almıştır.
İhale süreçlerinde yoğun rekabet yaşanması ve
alıcıların yüksek fiyat ödemeye hazır olmaları da
dikkat çekicidir. Örneğin, Toroslar Elektrik Dağıtım
A.Ş.’nin özelleştirme ihalesinde çok yüksek teklifler
verilmiştir: AYEN Energy ve Enerjisa (Sabancı Grubu ile
Avusturya merkezli Verbund ortaklığı) 2 milyar ABD$’ın
üzerinde teklif vermişlerdir. 1 milyar ABD$’ın* altında
sonuçlanan daha küçük ölçekli ihalelerde de yoğun
rekabet yaşanmıştır. Örneğin, 2010 yılının Eylül ayında
Türkiye’nin önde gelen topluluklarından Limak Holding,
İskenderun Limanı’nın özelleştirme ihalesini 372 milyon
ABD$ teklif vererek kazanmıştır; bu bedel, limanın
özelleştirilmesi için 2005’de açılan ihalede Akfen - PSA
(Port of Singapore Authority) ortaklığının verdiği 80
milyon ABD$’lık teklifin dört katını aşmaktadır.
Özelleştirme programı, gelecekte de Türkiye’de satın
alma ve birleşme faaliyetlerinin en önemli kaynağı
olmaya devam edecektir. Bu program kapsamında,
diğer birçok ihalenin yanı sıra, diğer elektrik üretim
santrallerinin, İstanbul Deniz Otobüsleri’nin, Milli
Piyango İdaresi’nin ve Türk Hava Yolları’ndaki kamu
payının özelleştirme ihaleleri de yer almaktadır.
Bu gelişmeler halka arz faaliyetlerine de ivme
kazandırabilecektir. 2011’in başlarında yayınlanan
raporlarda, Türk hükümetinin halen hisseleri borsada
işlem gören Türk Hava Yolları, Petkim, Halkbank ve
Türk Telekom’daki kamu hisselerini İMKB’de satışa
sunabileceği belirtilmektedir.
Özelleştirme programında yerli alıcıların ağırlığı her
yeni ihaleyle birlikte daha çok ortaya çıkmaktadır.
Ancak yabancı alıcılar da ihalelere katılabilmeyi giderek
daha çok istemektedirler. Örneğin, İstanbul Deniz
Otobüsleri’nin (İDO) özelleştirme ihalesinde, bu rapor
yayına hazırlandığı sırada teklif veren yabancıların sayısı
giderek artmaktaydı. Teklif sahipleri arasında İsveç
merkezli denizcilik şirketi Stena AB ile ABD merkezli
yatırım şirketi Kohlberg Kravis Robers & Co (KKR)
arasındaki ve Yunanistan merkezli Maritime Company
of Lesvosand ile Türkiye merkezli yatırım şirketi Rhea
Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. arasındaki
konsorsiyum da yer almaktadır.
Piyasaya giren firmaların kalibresi ve 2010’da ihalelerin
yüksek fiyatlarla sonuçlanması, Türkiye’de öngörülebilir
bir gelecekte büyük ölçekli satın alma işlemlerinin
gerçekleşeceğine dair sinyal vermektedir. Öte yandan,
bu boyutlarda işlem sayısının çok kabarık olacağını
söyleyemeyiz; genel olarak bakıldığında, büyük bir
ihtimalle, ağırlıklı olarak küçük ve orta boy işletme
satışları gündeme gelecektir. Anketin sonuçlarına
göre, katılımcıların yüzde 43’ü önümüzdeki 1 yıl içinde
işlemlerin çoğunlukla 51–100 milyon € fiyat aralığında
gerçekleşeceğini öngörmektedir. Nitekim Türkiye’de
çoğunlukla bu fiyat aralığında satış yapılmaktadır ve
2005’den itibaren işlemlerin yüzde 75’inden fazlası bu
fiyat aralığında sonuçlanmıştır. Benzer şekilde, 2009–
2010 döneminde 15–100 milyon € fiyat aralığında
sonuçlanan daha küçük ölçekli işlem sayısının iki kattan
fazla artmış olması da, ivme kazanan satın alma ve
birleşme işlemlerinin devasa özelleştirme ihaleleriyle
sınırlı kalmadığını göstermektedir.
*Orijinal teklifler ABD$ cinsinden verilmiştir.
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
25
Sektörlere bakış
Türkiye’de 2010 yılında gerçekleşen işlemlerin sektörel
dağılımına bakıldığında da, özelleştirme programının
büyüklüğü ve kapsamı görülmektedir. İşlemlerin
sayısal olarak yüzde 27’si, değer olarak ise yüzde
56’sı enerji sektöründe gerçekleşmiştir. İşlem değeri
açısından sektörlere bakıldığında, sınır ötesi işlemler
sayesinde aslan payının finansal hizmetler sektörüne
ait olduğu görülmektedir. Öte yandan, sayısal olarak
bakıldığında, tüketim, sanayi ürünleri, teknoloji-medyatelekomünikasyon ve eğlenceyi de kapsayan birçok
sektör arasında nispeten daha eşit bir dağılım söz
konusudur. Bu bölümde, sektörlere göre satın alma
ve birleşme faaliyetleri ile mevcut piyasa koşullarında
bu faaliyetleri tetikleyen faktörler hakkında bilgi
verilmektedir.
İşlem sayısının sektörel dağılımı
%4
%3%2
%5
%27
%6
%7
%7
%19
%8
%12
Enerji, Madencilik
ve Altyapı
Tüketim
Sanayi Ürünleri
ve Kimya
Teknoloji, Medya
ve Telekomünikasyon
Finansal Hizmetler
İş Hizmetleri
Eğlence
İlaç, Tıp ve
Biyoteknoloji
İnşaat
Ulaştırma
Emlak
İşlem değerinin sektörel dağılımı
%1 %1 %1%1 %1%1 %1
%2
%2
%35
%56
Enerji, Madencilik
ve Altyapı
Finansal Hizmetler
Tüketim
Sanayi Ürünleri
ve Kimya
Teknoloji, Medya
ve Telekomünikasyon
Eğlence
İş Hizmetleri
İnşaat
İlaç, Tıp ve
Biyoteknoloji
Emlak
Ulaştırma
26
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Enerji
2010 yılında enerji sektöründe gerçekleşen satışlardaki
yüksek bedeller büyük ölçüde son özelleştirme
ihalelerinden kaynaklanmakla birlikte, sektöre
yenilenebilir enerjiden petrole kadar geniş bir yelpazede
bakıldığında, yatırımların birçok alanda gerçekleştiği
görülmektedir.
2023 yılına kadar enerji ihtiyacının yüzde 30’unu
yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefleyen
Türkiye’de, bu alanda konsolidasyonların hız kazanacağı
beklenmelidir. Aslına bakılırsa, geniş kapsamlı
özelleştirme ihalelelerinin yanı sıra, yenilenebilir
enerji sektöründe de bazı önemli konsolidasyonlara
imza atılmıştır. Örneğin, 2010 Ağustos’unda
Türkiye’nin sanayi devlerinden Boydak Holding, Nisan
Elektromekanik Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin (Kuzey
Anadolu’da 11projesi olan hidroelektrik enerji santrali
inşaat ve işletme şirketi) yüzde 50 hissesini Ataç
İnşaat ve Sanayi A.Ş’den satın almıştır. Enerji ve altyapı
yatırımcısı Hamza Doğan ise hidroelektrik santral
işletme şirketlerinden Doğal Elektrik Üretim A.Ş.’nin
yüzde 80 hissesini Gama Enerji’den satın almıştır.
Diğer örnekler arasında ise, yenilenebilir enerji ve doğal
kaynaklar şirketi Essentium Grupo ile gaz üreticisi
Enerco Group’un birleşmesi yer almaktadır.
Enerji teşvikleriyle ilgili mevzuatta üreticiler lehine
yapılan değişiklikler, yenilenebilir enerji sektöründe de
2011 ve sonrasında konsolidasyonların hız kazanmasını
sağlayabilecektir. ‘Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının
Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ ile kilowatsaat üretim başına verilecek destek primlerinin
açıklığa kavuşturulması ve cazip bir düzeye getirilmesi
yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik edecektir. Ayrıca,
şirket değerini, tahmini satış gelirini ve büyüme
potansiyelini daha net bir şekilde değerlendirme imkânı
da yatırım yapmayı kolaylaştıracaktır. Üretim tesislerinin
ve İGDAŞ’ın özelleştirilmesi de 2011’de işlem sayısını
ve değerini yükseltecektir.
Finansal Hizmetler
Finansal hizmetler sektörünün üç ana dalına –
bankacılık, sigorta ve brokerlik- bakıldığı zaman,
faaliyetlerin genelde büyük bankaların konsolidasyonu
ile yabancı alıcıların büyüyen Türkiye pazarına yatırım
yapma hedeflerinden kaynaklandığı görülmektedir.
2010’da sonuçlanan en büyük işlem, dev İspanyol
bankası Banco Bilbao Vizcaya Argentaria SA’nın (BBVA)
Türkiye Garanti Bankası A.Ş.’nin %24,9’luk hissesini
4,2 milyar € bedelle satın alması olmuştur. Fortis Bank
ise 1,2 milyar € bedelle Türk Ekonomi Bankası’na
(TEB) devredilmiş ve iki banka Türk Ekonomi Bankası
(TEB) adı altında birleşmiştir. BNP Paribas’nın Fortis
Bank Belçika’yı devir almasından sonra, BNP Paribas
yüzde 75 pay ile Fortis Bank Türkiye’nin ana hissedarı
olmuştur. TEB’in de yüzde 50’sine sahip olan BNP
Paribas, bu iki bankayı Türk Ekonomi Bankası (TEB) adı
altında birleştirmiştir. Aktif değeri açısından Türkiye’nin
dokuzuncu büyük bankası haline gelen TEB’in 630
şubesi, 3 milyon bireysel ve yaklaşık 500 bin esnaf
ve kurumsal müşterisi bulunmaktadır. Bankacılık
sektöründe başka işlemlere de imza atılabilecektir.
Sigortacılık sektöründe ise Asyalı yatırımcılar Türkiye
ile ilgilenmektedir. 2010’da NKSJ Holdings’in sigorta
iştiraki Sompo Japan Insurance, Fiba Sigorta A.Ş.’yi
kendi nakit kaynaklarını kullanarak 253,2 milyon €
bedelle satın almaya karar vermiştir.
Finansal hizmetler sektöründeki birleşme ve satın
almalar 2011 yılında da toplam işlem sayısı ve değerini
artırmaya devam edecektir. Deniz Emeklilik’in,
ana şirket Dexia’nın esas iştigal konusu dışındaki
işlerden çıkma stratejisi paralelinde satışı dâhil olmak
üzere, halen birçok sağlıklı projeyle ilgili çalışmalar
sürmektedir. 2008 yılında piyasada dalgalanmaların
başlaması nedeniyle satıştan çekilen Yapı Kredi Sigorta
ve Yapı Kredi Emeklilik A.Ş.’nin de 2011 yılında yeniden
satışa sunulması beklenmektedir.
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Tüketim
2010 yılında sonuçlanan toplam işlemlerin yaklaşık
beşte biri tüketim sektöründe gerçekleşmiştir (410
milyon € bedelli 9 işlem). Son işlemlere bakıldığında,
Türkiye’nin avantaj sağlayan nüfus yapısına dayalı
birçok endüstriye yatırımcıların ilgisinin arttığı
görülmektedir. Ülkenin genç nüfusu giyim ve kozmetik
gibi tüketim ürünü talebini sürekli artırmaktadır.
Sonuçta, tüketiciye doğrudan hitap eden işlere ve
şirketlere yatırımcıların ilgisi yoğunlaşmaktadır.
Örneğin, 2010’un üçüncü çeyreğinde Türk tekstil
şirketi Aydınlı Grup, 9 milyon € bedelle almış olduğu
Cacharel Homme’u (Fransız moda şirketi Cacharel’in
erkek giyim bölümü) sahibi olduğu ünlü markalara
katmıştır. Hintli Dabur International Limited ise sağlık
ve kişisel bakım ürünü şirketleri olan Hobi Kozmetik,
Zeki Plastik ve Ra Pazarlama’yı 53 milyon € bedelle
satın almıştır. Yerli yatırımcılar ise Türkiye, Balkanlar
ve Ortadoğu’ya hizmet veren kozmetik şirketi Hunca
Kozmetik Sanayi A.Ş’nin azınlık hisselerini satın
almışlardır. Bu sektörde satın alma ve birleşme
faaliyetlerinin sürmesi beklenmektedir.
2011 yılı başında Diageo, Mey İçki’yi 1,5 milyar €
bedelle satın almıştır. Yerli ve yabancı girişim sermayesi
şirketleri özellikle bu sektördeki yatırımlara ilgi
göstermektedirler.
27
TMT: Teknoloji-Medya-Telekomünikasyon
Tüketim sektöründe satın alma ve birleşme
faaliyetlerini hızlandıran nedenler TMT sektörü için de
geçerlidir. Diğer sektörler arasında öne çıkmamakla
birlikte, TMT sektörü Türkiye ekonomisinde
büyümenin röper noktasıdır. Türkiye’de büyüme,
teknolojiye meraklı genç kesimden gelen talebin sürekli
arttığı WiMAX, IPTV ve 3G gibi yeni teknolojilere bağlı
olacaktır.
En çarpıcı gelişmeler üç büyük rakip -Vodafone, Turkcell
ve Türk Telekom etrafında yaşanmaktadır. Britanya
merkezli telekomünikasyon devi Vodafone, 2010’un
son üç ayında Vodafone Türkiye’nin abone sayısının 1
milyon artarak 16,7 milyona yükseldiğini; veri trafiğinin
yüzde 155 ve ses trafiğinin de yüzde 21 oranında
arttığını açıklamıştır. Telefon, veri ve diğer hizmetlerden
elde edilen satış gelirinin de aynı dönemde yüzde 2,5
arttığı belirtilmiştir. Türk Telekom ise “Müşteri İçin
Teknoloji” misyonu doğrultusunda Ar-Ge projelerine
ağırlık vermektedir. Türk Telekom’un fikri haklar
ve yenilikçi ürün geliştirme hedefi, Batılı rakipleri
karşısında rekabet gücünü korumasını sağlayabilecektir.
Türk Telekom, aynı zamanda daha geleneksel sabit hat
operasyonlarının yurt dışında yaygınlaştırılması için de
çalışmalarına hızla devam etmektedir. Bu kapsamda,
2010 yılında Euroweb Romania SA’nın toptan işini
ve Invitel International Hungary Kft.’yi devir almıştır.
Turkcell ise İstanbul’u dünyanın en yeni internet
merkezi yapacak büyük Bölgesel Kablo Ağı Projesi’ni
yakınlarda duyurmuştur. Bu proje ile, Türkiye fiber optik
kablo hattıyla BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye’ye
bağlanacak ve internet trafiğinin daha kolay ve hızlı
akması sağlanacaktır.
Bu sektörde satın alma ve birleşmelerin hız
kazanabilmesi için teknoloji geliştiren firmalara önemli
düzeyde yatırım yapılması gerekecektir. Buna bir örnek,
ABD merkezli girişim sermayesi şirketi Invus Group’un
kablosuz iletişim cihazı üreticilerinden AirTies Kablosuz
İletişim Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş,’ye 7 milyon € yatırım
yapmasıdır. Bu meblağ web tabanlı teknoloji pazarında
lider olmayı hedefleyen şirketin Ar-Ge çalışmaları için
kullanılacaktır.
28
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Girişim Sermayesi Şirketleri
Gelişme
12
4,000
3,500
10
İşlem sayısı
2,500
6
2,000
1,500
4
İşlem değeri (m€)
3,000
8
1,000
2
500
0
20
0
20 5 0 1
20 5 0 2
20 5 0 3
20 5 0 4
20 6 0 1
20 6 0 2
20 6 0 3
20 6 0 4
20 7 0 1
20 7 0 2
20 7 0 3
20 7 0 4
20 8 0 1
20 8 0 2
20 8 0 3
20 8 0 4
20 9 0 1
20 9 0 2
20 9 0 3
20 9 1 4
20 0 1 1
20 0 1 2
20 0 10 3
20 - 4
11
*
0
İşlem sayısı
İşlem değeri (m€)
* 1 Ocak–14 Şubat 2011 dönemi
Türkiye’de satın alma ve birleşme faaliyetlerine sektörel
olarak bakıldığında, finansal amaçlı alıcıların önemi
ortaya çıkmaktadır. Girişim sermayesi şirketlerinin
global finans krizi süresince oldukça durgun seyreden
yatırımları 2010 yılında hızlanmıştır. Bu yatırımlar tek
bir sektörle sınırlı değildir; hedefler Türkiye’de hızlı
büyümenin temelini oluşturan sektörlerden seçilmekte
ve özellikle hızla büyüyen tüketim sektöründeki firmalar
hedeflenmektedir.
Örneğin, halen Türkiye’de turizm firması House
Hotel’in yüzde 50’sine ve şekerleme şirketi Elit
Çikolata’nın yüzde 30’una sahip olan İrlandalı yatırım
fonu Kerten, çocuk giyim firmalarından Bücürük Tekstil
San. ve Tic. A.Ş.’nin yüzde 50’sini de satın almaya
hazırlanmaktadır. Perakende sektöründen diğer bir
örnek de, Türkiye’deki Eurasia Capital Partners Fonu,
Hollanda Kalkınma Bankası (FMO) ve bölgesel yatırım
fonu BAF’nın (Balkan Accession Fund) bir araya gelerek
çocuk giyimi firmalarından Wenice Kids’in yüzde
50’sini yaklaşık 50 milyon € bedelle satın almalarıdır.
Bu konsorsiyum gelecek 2 yıl boyunca da şirkete
74 milyon € ek yatırım yapmayı taahhüt etmiştir.
Britanya merkezli girişim sermayesi fonu Ashmore
Investment Management Limited ise, Türkiye’de
kitapevi zinciri Nezih Kitap Kırtasiye San. ve Tic. A.Ş.’ye
yönetim ortağı olmuştur. Bu alanlardaki yatırımlar
diğer ülkelerde pek tercih edilmemektedir. Örneğin,
ABD’de mağaza zincirlerinin ve alışveriş merkezlerinin
hâlâ pazardaki dalgalanmalardan ve özellikle işsizlik
ve tüketim harcamalarındaki düşüşten çok etkilendiği
düşünülmektedir.
Çıkış faaliyetleri de ivme kazanmıştır. 2011 yılında
Britanya merkezli Diageo’nun, Türk alkollü içki üreticisi
Mey İçki’yi - daha önce 2006’da yaklaşık 669 milyon
€ bedelle almış olan ABD merkezli girişim sermayesi
şirketi TPG’den - 1,5 milyar €’a satın almasıyla
bugüne kadarki en büyük işlem gerçekleştirilmiştir.
Türkiye merkezli girişim sermayesi şirketi Esas
Holding A.Ş.’nin, film prodüksiyon şirketlerinden
AFM Uluslararası Film Prodüksiyon ve Ticaret
A.Ş.’deki yüzde 80’lik hissesini Actera Group’un sahip
olduğu Mars Entertainment Group’a (Türkiye’de
sinema salonu, restoran zinciri, spor merkezi ve kafe
işletmecisi) 93 milyon €’ya satması da daha küçük,
ancak önemli çıkış işlemlerinden biridir.
Satın alma ve çıkış faaliyetlerindeki yoğunluk 2011’de,
hem de daha büyük ölçekte devam edecektir.
Gündemdeki en büyük işlemlerden biri medya
sektöründedir: Yıldız Holding A.Ş.’nin, Türkiye’nin en
büyük medya grubu Doğan Yayın Holding (DYH) için
teklif vermek için ABD merkezli girişim sermayesi fonu
Kohlberg Kravis Roberts (KKR) & Co. L.P. ile görüştüğü
belirtilmiştir.
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Girişim Sermayesi Şirketlerinin En Büyük 10 Satın Alma ve Çıkış İşlemi - 2010
İlan tarihi
Son
Hedef şirket
Durum
Hedef
sektör
Hedef
ülke
Teklif veren
şirket
Teklif veren
ülke
Satıcı şirket Satıcı ülke
İşlem
türü
İşlem
Değeri
C
Nortel
TMT
Networks Netas
Telekomunikasyon
A.S.
Turkey
OEP Rhea
Turkey Tech BV
Netherlands
Nortel
Networks
Corporation
Canada
IBI
157
(m€)
P
AFM Uluslararasi
Film Produksiyon
ve Ticaret A.S.
(88.01% Stake)
Turkey
Mars
Entertainment
Group
Turkey
Esas
Holding AS
Turkey
Exit
93
Ekim 2010
T
Nortel
TMT
Networks Netaş
Telekomünikasyon
A.Ş.
Türkiye
OEP Rhea
Turkey Tech BV
Hollanda
Nortel
Networks
Corporation
Kanada
Uluslararası
157
Türkiye
Mars
Entertainment
Group
Türkiye
Esas
Holding A.Ş.
Türkiye
Leisure
Kasım 2010
B
AFM Uluslararası
Film Prodüksiyon
ve Ticaret A.Ş.
(%88,01 pay)
Eğlence
Ağustos
2010
B
Memorial Sağlık
Grubu (%40 pay)
İlaç, Tıp ve
Türkiye
Biyoteknoloji
Argus Capital
Partners –
Qatar First
Investment
Bank
Birleşik Krallık
Temmuz
2010
T
AFM Uluslararası
Film Prodüksiyon
ve Ticaret A.Ş.
(%88,01 pay)
Eğlence
Esas Holding
A.Ş.
Türkiye
Ekim 2010
T
Türkiye
Wenice Kids (%50 Tüketim
pay)
Türkiye
Roma Plastik A.Ş.
(%71,5 pay)
İnşaat
Türkiye
FRITZ EGGER
GmbH & Co
Avusturya
Eylül 2010
T
Tiryaki Agro (Pay
oranı açıklanmadı)
Tüketim
Türkiye
Investcorp Gulf
Opportunity
Fund
Bahreyn
T
ITD-İletişim
Teknoloji
Danışmanlık
Ticaret A.Ş. – EST
Elektronik Sanal
Ticaret ve Bilişim
Hizmetleri A.Ş.
TMT
Türkiye
Asseco South
Eastern Europe
SA
Polonya
Kasım 2010
T
AirTies Kablosuz
İletişim Sanayi
ve Dış Ticaret
A.Ş. (Pay oranı
açıklanmadı)
TMT
Türkiye
Invus Group,
LLC
ABD
House Apart (%50
pay)
Eğlence
Kerten
İrlanda
T = Tamamlandı; B = Beklemede
93
Uluslararası
90
Rusya
Uluslararası
65
Satın Alma
Uluslararası
50
Satın Alma
Advent
International
Corporation
– Turkven
Private
Equity
ABD
Çıkış
47
Uluslararası
37
Satın Alma
Temmuz
2010
Türkiye
Eurasia
Cinemas BV
Eurasia Capital Hollanda
Partners, L.P.
– Hollanda
Kalkınma
Bankası
(FMO) –Balkan
Accession Fund
(BAF)
T
T
Çıkış
Satın Alma
Haziran
2010
Şubat 2010
Satın Alma
IS Private
Equity
Investment
Trust – ITD
Polska Sp.
z o.
Polonya
Çıkış
11
Uluslararası
7
Satın Alma
Turkon
Holding
A.Ş. – MNG
Holding A.Ş.
Çek
Cumhuriyeti
Uluslararası
Satın Alma
5
29
30
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Yabancıların Türkiye’de Satın
Alma ve Birleşme Faaliyetleri
Gerek stratejik, gerekse finansal amaçlı alıcıların son
zamanlarda Türkiye’ye akın etmesi, ülkeye yabancıların
gösterdiği ilginin bir işaretidir. 2005–2010 döneminde
Türkiye’de gerçekleşen toplam 84,2 milyar €
değerindeki 581 işlemin dörtte üçünü aşan bir kısmına
(53 milyar € değerinde 286 işlem) yabancı alıcılar imza
atmıştır. Halen yerli yatırımcılar çok yüksek teklifler
vererek özelleştirme ihalelerini kazanmakla birlikte,
stratejik ve finansal amaçlı yabancı yatırımcılar Türkiye
pazarından pay kapma arayışlarını sürdürmektedirler.
Yabancıların 2010 yılından bugüne kadarki en büyük
satın alma işlemlerinden bazıları - tahmin edileceği
üzere enerji ve finansal hizmetler sektörlerinde
gerçekleşmiştir. İspanyol bankası Banco Bilbao Vizcaya
Argentaria (BBVA), Türkiye Garanti Bankası hisselerinin
yüzde 24,9’luk bir bölümünü 4,2 milyar € bedelle
satın alarak en büyük işleme imza atmıştır. Anlaşmaya
göre, Türkiye Garanti Bankası’nin ana şirketleri Doğuş
Grubu’nun ve GE Araştırma ve Müşavirlik A.Ş.’nin
(General Electric Company’nin Türkiye’deki müşavirlik
şirketi) sırasıyla yüzde 24,2 ve yüzde 2,3 oranındaki
hisseleri korunmaktadır; ancak BBVA 5 yıl içinde tüm
kontrolü eline geçirebilir.
BBVA gibi, Asya-Pasifik merkezli yatırımcılar da
hızla büyüyen Türkiye pazarından yararlanmayı
hedeflemektedirler. Örneğin, Japon sigorta şirketi
Sompo Japan Insurance, Fiba Sigorta A.Ş.’yi (bankacılık,
portföy yönetimi, finansal kiralama ve sigortacılık gibi
çok çeşitli alanlarda hizmet veren finansal hizmetler
grubu) 253,2 milyon € bedelle satın almıştır. Ana
şirket NKSJ, özellikle hayat dışı sigorta segmentinde
olmak üzere sigortacılık faaliyetlerini yurt dışında
yaygınlaştırmayı hedeflemektedir.
Enerji sektöründen diğer bir örnek de, Avusturya
merkezli petrol devi OMV AG’nin, 2010 yılında Türkiye
Petrol Ofisi’ndeki bakiye yüzde 58,42 oranındaki
hisseyi 539 milyon € bedelle satın alarak bugüne kadar
gerçekleştirdiği en büyük beşinci işleme imza atmasıdır.
Kanadalı TransAtlantic Petroleum Corporation da, 2010
yılında Amity Oil International Pty Ltd. Şti.’yi 77 milyon
€ bedelle satın alarak Türkiye pazarına girmiştir.
Sağlık sektöründe de yabancıların çok aktif oldukları
görülmektedir. Örneğin tıp alanında 2010’da
sonuçlanan 5 işlemin tümünde de yabancılar teklif
vermişlerdir. Yabancı özel yatırım şirketleri de bazı
önemli işlemlerde aktif rol üstlenmişlerdir. Örneğin,
2010’da Britanya merkezli yatırım fonu Argus Capital
Partners, Türkiye merkezli Memorial Sağlık Grubu’nun
yüzde 40 hissesini minimum 90 milyon € bedelle satın
almak için Qatar First Investment Bank ile ortaklığa
gitmiştir. Girişim sermayesi şirketleri 2009 yılında da
bazı işlemlere imza atmışlardır. Örneğin, ABD merkezli
yatırım fonu Carlyle Group, Medical Park Hastaneler
Grubu’nun yüzde 40 hissesini 68 milyon € bedelle satın
almayı kabul etmiştir. 2011 yılında da ADM Capital,
Universal Hastaneler Grubu’na ortak olmuştur.
Son 1 yıl içinde, Türkiye’de hem yerli, hem de yabancı
yatırımcıların satın alma ve birleşme piyasasında
çok aktif oldukları görülmektedir. Yatırımcıları
cezbeden faktörler – özellikle Türk Ticaret Kanunu’nun
değişmesi – nedeniyle bu durum büyük bir olasılıkla
en azından bir süre daha böyle devam edecektir.
Türkiye’nin lokasyonu da yatırımcılar için caziptir;
Doğulu yatırımcılar Türkiye’yi diğer yabancı ülkelere
bir çıkış kapısı olarak kullanmaya devam edeceklerdir.
Batılılar ise Türkiye’nin müşteri tabanına ve giderek
Batılılaşan zevkleri ve harcama gücüne yatırım
yapmaktadır. Ayrıca, yıllarca dalgalanmaların yaşandığı
finans piyasaları da ılımlı ve sağlıklı bir şekilde
toparlanmaktadır. Aslına bakılırsa, nakit zengini şirketler
ve finansörler piyasaya tekrar girdikçe, işlem hacmi
ve değeri finans krizi öncesindeki parlak yıllarda şahit
olunan seviyelerin çok üstüne çıkabilecektir.
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Yabancıların Türkiye’de satın alma ve birleşme işlemleri
25
12,000
İşlem sayısı
8,000
15
6,000
10
İşlem değeri (m€)
10,000
20
4,000
5
2,000
0
20
0
20 5 0 1
20 5 0 2
20 5 0 3
20 5 0 4
20 6 0 1
20 6 0 2
20 6 0 3
20 6 0 4
20 7 0 1
20 7 0 2
20 7 0 3
20 7 0 4
20 8 0 1
20 8 0 2
20 8 0 3
20 8 0 4
20 9 0 1
20 9 0 2
20 9 0 3
20 9 1 4
20 0 1 1
20 0 1 2
20 0 10 3
20 - 4
11
*
0
İşlem sayısı
İşlem değeri (m€)
* 1 Ocak–14 Şubat 2011 dönemi
Top 10 Inbound M&A Deals, 2010
İlan tarihi
Son
Hedef şirket
Durum
Hedef
sektör
Hedef
ülke
Teklif veren
şirket
Teklif veren
ülke
Satıcı şirket
Satıcı ülke
İşlem
değeri
(m€)
Kasım 2010
T
Türkiye Garanti
Bankası A.Ş. (%24,9
pay)
Finansal
hizmetler
Türkiye
Banco Bilbao
İspanya
Vizcaya Argentaria
S.A
Doğuş Grubu GE Araştırma ve
Müşavirlik Ltd.
Şti.
ABD ve Türkiye 4.200
Ağustos
2010
B
Petrol Ofisi A.Ş.
(%54.14 pay)
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
OMV AG
Avusturya
Doğan Şirketler
Grubu Holding
A.Ş.
Türkiye
497
Aralık 2010
T
TURKON-MNG
Elektrik Üretimi ve
Ticaret A.Ş.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
Energo-PRO a.s.
Çek
Cumhuriyeti
Turkon Holding
A.Ş. - MNG
Holding A.Ş.
Türkiye
288
Haziran
2010
T
Fiba Sigorta A.Ş.
Finansal
hizmetler
Türkiye
Sompo Japan
Insurance Inc.
Japonya
Fiba Holding A.Ş.
Türkiye
253
Ekim 2010
T
Nortel Networks Netaş TMT
Telekomünikasyon A.Ş.
Türkiye
OEP Rhea Turkey
Tech BV
Hollanda
Nortel Networks
Corporation
Kanada
157
Aralık 2010
B
AES-Entek Elektrik
Üretim A.Ş. (%49,62
pay)
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
AES Corporation
ABD
Aygaz A.Ş.
Türkiye
104
Ağustos
2010
B
Memorial Sağlık Grubu İlaç, Tıp ve
Biyoteknoloji
(%40 pay)
Türkiye
Argus Capital
Partners – Qatar
First Investment
Bank
Birleşik Krallık Katar
Temmuz
2010
B
Amity Oil International
Pty Ltd.
Enerji,
Madencilik,
Altyapı
Türkiye
TransAtlantic
Petroleum
Corporation
Kanada
Zorlu Enerji
Türkiye
77
Mart 2010
T
Makine Kimya Nitro
Nobel Kimya San. A.Ş.
(%50 pay)
Sanayi
ğrğnleri ve
Kimya
Türkiye
İncitec Pivot Ltd.
Avustralya
Altay Corporation
– Murat Dural
(bireysel
yatırımcı)
Türkiye
68
Ekim 2010
T
Multinet Kurumsal
Hizmetler
İş Hizmetleri Türkiye
Groupe Cheque
Dejeuner
Fransa
Turkon Holding
A.Ş. – MNG
Holding A.Ş.
Çek
Cumhuriyeti
65
T = Tamamlandı; B = Beklemede
90
31
32
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Yatırım Danışmanlığı ve
Yeniden Yapılandırma Hakkında
Müşterilerin elde edecekleri değeri sürekli artırma
hedefiyle, kurumsal finansman ve yeniden yapılandırma
konularında geniş kapsamlı hizmetler sunuulmaktadır.
Bir şirketi satın alma sürecinin düşünce aşamasından
sonuçlandırılmasına kadar her adımında müşterilerine
destek veren KPMG’nin uzman ekibi, aynı zamanda zor
durumda kalan şirketlerin yeniden yapılandırılmalarına
yönelik görüş ve öneriler de sunmaktadır.
‘Şans cesurdan yanadır” deyişinden hareketle, inisiyatif
kullanmak ve fırsatları kovalamak gereklidir. KPMG’nin
kurumsal finansman ve yeniden yapılandırma
danışmanları bağımsız görüşlerini sunarak ve
deneyimlerini paylaşarak işletmelerin Türkiye’deki
yeni ekonomik koşullardan ve büyüme fırsatlarından
yararlanmalarına yardımcı olabilecektir.
Kurumsal Birleşme ve Devir Alma Danışmanlığı
Günümüz koşullarında ileriye dönük kurumsal birleşme
ve devir alma projelerini değerlendirmek büyük önem
kazanmıştır; çünkü yakın geçmiş, geleceğin doğru bir
göstergesi olmayabilmektedir. Birçok iş planı gerçekçi
varsayımlara dayalı değildir ve genellikle azami düzeyde
sinerji sağlamak için ilk üç yıl büyük değişiklikler
yapmak gerekmektedir.
İşlem Hizmetleri
KPMG’nin işlem hizmetleri ekibi KOBİ’lerden
büyük şirketlere ve finans kurumlarından kamu
kuruluşlarına kadar tüm işletme, kurum ve kuruluşlara
şirket satın alma, birleşme ve halka arz işlemlerinin
yapılandırılmasında ve uygulanmasında destek
sunmaktadır.
Yeniden Yapılandırma
Yeniden yapılandırma danışmanlığı alanında en büyük
pazar payına sahip olan KPMG’nin uzmanları zor
duruma düşen şirketlerin nakit akışlarının, kârlılıklarının
ve bilançolarının iyileştirilmesi amacıyla yeniden
yapılandırma konusunda görüş ve öneri sunmaktadır.
Sektörel Uzmanlık
Hizmette etkinliği artırmak ve daha yararlı görüşler
sunabilmek için, denetim, vergi ve danışmanlık
konularının yanı sıra, sektörler hakkında da
derinlemesine bilgi sahibi olmak gereklidir. Bu nedenle
KPMG ekipleri belli başlı sektörlerde uzmanlaşmışlardır.
KPMG’nin global ekiplerinin en güçlü yönlerinden
biri, disiplinlerarası bir yaklaşım çerçevesinde çeşitli
sektörlerde farklı konulara çözüm geliştirebilmeleridir.
Günümüz koşullarında, disiplinlerarası bilgi ve
deneyimden yararlanmak isteyen müşteri sayısı giderek
artmaktadır. KPMG uzmanları her konuda sorularınızı
cevaplamaktan mutluluk duyacaklardır. Hizmet verilen
sektörler:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Otomotiv
Kimya
İletişim ve Medya
Tüketim Ürünleri ve Perakende
Çeşitlendirilmiş Sanayi Ürünleri
Elektronik ve Yazılım
Enerji ve Doğal Kaynaklar
Finansal Hizmetler
Sağlık
İlaç
Girişim Sermayesi Yatırımları
Emlak ve Altyapı
Kamu Sektörü
Ulaştırma ve İş Hizmetleri
Gezi, Eğlence ve Turizm
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
33
KPMG Hakkında
KPMG, denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri
veren profesyonel firmaların oluşturduğu küresel
bir organizasyondur. 146 ülkede faaliyet gösteren
KPMG ’nin üye firmalarında 140.000 kişi görev
yapmaktadır.
Müşterilerin risklerini azaltmak ve fırsatları
yakalamalarına yardımcı olmak amacıyla, müşterilerle
birlikte çalışılmaktadır. Çeşitli şirketlerin sermaye
piyasalarında karşı karşıya kaldıkları sorunlara çözüm
geliştirmelerine, fırsatlardan yararlanmalarına,
performanslarını iyileştirmelerine ve değerlerini
artırmalarına yardımcı olunmaktadır. KPMG şirketler,
yatırımcılar, kamu kuruluşları ve vatandaşlar arasındaki
karşılıklı güven ve anlayışı güçlendirmek için de çaba
göstermektedir.
KPMG’nin temel hedefi, profesyonel kadrolarının
kalitesini korumak ve geliştirmektir. Dünyanın her
yerinde hizmet veren firmaların müşterilerin gerisinde
kalmamaları hedeflenmektedir.
Dünya genelinde daha iyi hizmet verebilmek amacıyla,
KPMG Avrupa’nın yapısı değiştirilmiştir. 2007 Ekim’inde
Almanya, Britanya ve İsviçre’deki KPMG firmalarının
birleşmesiyle KPMG Europe LLP kurulmuştur.
Almanya, Britanya ve İsviçre’deki KPMG firmalarına
ilaveten 2008 Ekim ayında da İspanya ve Belçika’daki
KPMG firmaları KPMG Europe LLP’ye katılmıştır.
Bu birleşmelerin sonucunda KPMG Avrupa 5 ülkede
80 ofis ile dev bir organizasyona dönüşmüştür. 1
Ekim 2009 tarihinde ise Türkiye, Rusya, Hollanda ve
Lüksemburg’daki KPMG firmalarının katılımlarıyla
KPMG Europe LLP’nin sınırları genişlemiştir. KPMG
Avrupa’nın hedefi müşterilere gerek uluslararası,
gerekse yerel kaynaklardan yararlanarak görüş ve öneri
sunmak ve deneyimleri paylaşmaktır.
Global bilgi ve uzman ağını aynı çatı altında
toplayan KPMG Avrupa’nın Türkiye’deki üye firması
KPMG Türkiye olarak, müşterilerimizin gerek
yurt içinde, gerekse yurt dışındaki faaliyetlerinde
yararlanabilecekleri bilgi ve deneyimlerimizi
paylaşmaktan mutluluk duyacağız.
1982 yılında kurulan KPMG Türkiye 500’ün üzerinde
çalışanıyla İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 3
ofiste faaliyet göstermektedir.
Çeşitli sektörlerdeki yurt içi ve çok uluslu müşterilerine
hizmet sunan KPMG Türkiye, müşterilerinin yanı sıra,
tüm toplumun da uzun vadeli ve sürdürülebilir bir
şekilde büyümesini ve yer aldığı çevrelerde gerçek
anlamda bir fark yaratarak, iyi bir ‘kurumsal vatandaş’
olmayı hedeflemektedir.
34
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
Mergermarket hakkında
Aşağıdaki notlar Mergermarket veri tabanında yer alan verilere ilişkindir:
• Bazı azınlık hissesi satışlarının dışında, 5 milyon € ve üzerindeki işlemler kapsama dâhil edilmiştir.
• İşlem değeri açıklanmamışsa, raporlanan veya tahmini değer 5 milyon € ve üzerinde ise kapsama dâhil
edilmiştir.
• İşlem değeri açıklanmamışsa ve 5 milyon € veya üzerinde olup olmadığı teyit edilemiyorsa, Mergermarket
aşağıdaki (ancak bunlarla sınırlı olmaksızın) göstergelere dayanarak, işlemi kapsama dâhil etmeye karar
vermektedir:
-Hedef şirketin personel sayısı: Ülkeye göre değişmekle birlikte, genelde 100 kişi
-Varlık yönetimi firmaları için yönetilen varlık değeri: En az 200 milyon €
-Bankalar için aktif/mevduat değeri: En az 50 milyon €
• Satın alınan hisse oranı yüzde 30’un, Asya-Pasifik’te yüzde 10’un altındaysa, değerin en az aşağıdaki düzeyde
olması halinde işlem kapsama dâhil edilmektedir:
-100 milyon € (yetki sözleşmesi varsa)
-500 milyon € (yetki sözleşmesi yoksa)
• Aşağıda sıralanan (ancak bunlarla sınırlı olmaksızın) işlemler kapsama dâhil edilmemektedir:
-Varlık olarak sadece nakit yatırılmış olan yabancı ortaklıklar (JV)
-Arazi, bina veya portföy ile sınırlı olan mal, mülk ve gayrimenkul satışları ile
satış veya geri kiralama sözleşmeleri
-Kontrol yapısındaki değişimin kapsama alma kriterlerini karşılamadığı kurum içi
yeniden yapılandırmalar
-İştirak hissesi satışları
Daha fazla bilgi için: http://www.mergermarket.com/pdf/deal_criteria.pdf
Mergermarket Group’un yayın, pazar araştırma ve etkinlik bölümü Remark, müşterilerin markalarını
güçlendirmelerine ve hedef kitlelerine yönelik yeni işler yaratmalarına imkân sağlayabilecek çeşitli hizmetler
sunmaktadır. Remark, Mergermarket Group’un istihbarat bilgilerinden ve bankalar ile şirketlerle bağlantılarından
yararlanmaktadır. Remark, her yıl 50 rapor yayınlamakta ve müşterilerin uzmanlıklarını gösterebilecekleri ve belli bir
pazar, sektör veya ürünle ilgili güçlü yönlerini vurgulayabilecekleri 70’in üzerinde toplantı düzenlemektedir.
Daha fazla bilgi için: www.mergermarket.com/remark/ veya www.mergermarket.com/events/
Türkiye Şirket Birleşme ve Satın Alma Raporu
35
Sorumluluk Beyanı
Bu raporun 2–5’inci bölümleri Mergermarket’in 2005–2010 döneminde ilan edilen işlemlere ait verileri kullanılarak hazırlanmıştır. İşlemler
hakkında yorumlar ve sektörlere göre sınıflandırma tarafımızca yapılmıştır ve dolayısı ile subjektif niteliktedir. Tüm verilerin doğruluğunu kontrol
etmek mümkün olmamıştır ve KPMG tüm verilerin tam ve doğru olmasından sorumlu tutulamaz. Farklı veri dizinlerinin ve kaynaklarının
analizleri farklı sonuçlar doğurabilir. İşlem değeri ile ilgili grafiklerde, sadece ilan edilen işlem değerleri yer almaktadır.
İletişim Detayları
Ferruh Tunç
Kıdemli Ortak,
KPMG Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı
T: +90 212 317 74 00 - 201
E: [email protected]
Gökhan Atılgan
Ortak,
Yatırım Danışmanlığı Hizmetleri
Bölüm Başkanı
T: +90 212 317 74 00 - 420
E: [email protected]
Murat Alsan
Ortak,
Denetim Bölümü Başkanı
T: +90 212 317 74 50 - 419
E: [email protected]
Jared Irving
Ortak,
Yatırım Danışmanlığı Hizmetleri
T: +90 212 317 74 00 - 465
E: [email protected]
Ayhan Üstün
Ortak,
Vergi Hizmetleri Kurumsal Birleşme
ve Devir Alma Bölüm Başkanı
T: +90 212 317 74 50 - 211
E: [email protected]
Hande Şenova
Ortak,
Yatırım Danışmanlığı Hizmetleri
T: +90 212 317 74 00 - 445
E: [email protected]
Mustafa Nerkis
İş Geliştirme ve Pazarlama Bölümü
Müdür Yardımcısı
T: +90 212 317 70 00 - 156
E: [email protected]
kpmg.com.tr
Bu rapor, herhangi bir şahıs veya kurumun özel durumuna atıfta bulunma niyeti
taşınmadan, sadece genel bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Bilgilerin güncel ve
doğru olması için tüm çaba gösterilmekle birlikte, herhangi bir bilginin alındığı tarihte
doğru olduğu veya sonraki tarihlerde de doğru olacağı garanti edilemez. Hiç kimse,
ilgili danışmandan profesyonel görüş almadan ve söz konusu durum tüm ayrıntılarıyla
incelenmeden, bu bilgilere dayanarak herhangi bir eylemde bulunmamalıdır. KPMG
International Cooperative bir İsviçre kuruluşudur ve KPMG bağımsız şirketler ağının üye
firmaları KPMG International Cooperative’e bağlıdır. KPMG International Cooperative
herhangi bir müşteri hizmeti sunmamaktadır. Hiçbir üye firmanın KPMG International
Cooperative’i veya başka bir üye firmayı üçüncü şahıslar ile karşı karşıya getirecek
zorlayıcı ya da bağlayıcı hiçbir yetkisi yoktur. Benzer şekilde, KPMG International
Cooperative’in de herhangi bir üye firmayı zorlayıcı ya da bağlayıcı hiçbir yetkisi yoktur.
© 2011 Akis Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş., KPMG
bağımsız şirketler ağında yer alan ve KPMG International Cooperative’in üye firması olan
bir Türk şirketidir. Tüm hakları saklıdır.