1 1 Amerikan Üniversitesi Küresel Barış Merkezi liderliğindeki

Transkript

1 1 Amerikan Üniversitesi Küresel Barış Merkezi liderliğindeki
Amerikan Üniversitesi Küresel Barış Merkezi liderliğindeki
Bölgesel Ekonomik Çalışma Grubu
TÜRKİYE
Ülke Sunumu
Ermeni-Azeri-Gürcü-Türk
İş atmosferi araştırma grupları rehberine göre hazırlanmıştır
Türk-Ermeni İş Konseyi (TABDC) tarafından hazırlanmıştır
www.tabdc.org
BÖLGESEL EKONOMİK ÇALIŞMA GRUBU
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
TÜRKİYE
1
TURKEY
İÇİNDEKİLER
İçindekiler
Genel
Coğrafya
Nüfus
Nüfus dağılımı
Etnik yapı
Diller
Dinler
Devlet yapısı
Anayasa
Yasama
Yürütme
Genel Ekonomik Durum
Ekonomik gelişmeler
Açık ekonomi politikaları
Mali sektör
Sosyal göstergeler
Ekonomik Reformlar ve Kurumsal Gelişmeler
Liberalizasyon
Özelleştirme
Vergilendirme ve Gümrük Tarifeleri
Mali Yapı ve Ödeme Mekanizmaları
Sigortacılık Sektörü
Ekonomik Geçmiş
Enerji
Ulaştırma ve Haberleşme Sektörü
Kara Ulaşımı
Deniz Ulaşımı
Hava Ulaşımı
Demiryolları
Boru hatları
Haberleşme
Reel Sektör
Sanayi sektörü
Gıda sanayii
Tekstil sanayii
Deri ve Deri Mamulleri sanayii
Kimya sanayii
Otomativ sanayii
Elektronik sanayii
Kuyumculuk
Tarım Sektörü
Hayvancılık
İnşaat Sektörü
Turizm
Dış Ticaret
İhracaatın ithalatı karşılama oranı
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
2
TURKEY
İhracaatı
İthalatı
Türkiye’de İş Yapma ile ilgili Önemli Bilgiler
İki ve çok taraflı anlaşmalar listesi
Gümrük mevzuatı
Armonize Mal Sistemine göre İthalat Tarife Oranları
İthalat Kısıtlamaları
Ticarette teknik engeller
Döviz durumu
Ana Ulaştırma Güzergahları
Bankacılık Sistemi
Ticaret Fuarları
Ek-I
Ek-II
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
3
TURKEY
GENEL
Coğrafya
Türkiye Cumhuriyeti; Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi ile çevrili iki kıta üzerinde
kurulmuş kıtalararası bir ülkedir. Komşuları arasında; doğuda ( sınır uzunlukları ile)
Gürcistan (252 km), Ermenistan (268 km), Nahcivan (9 km) ve İran (499 km), batıda
Bulgaristan (240 km) ve Yunanistan (206 km) ile güneyde Irak (352 km) ve Suriye
(822 km) bulunmaktadır. Türkiye önemli stratejik konumu ve uzun kıyı şeridini ile
önemli ticaret ve göç yollarını bünyesinde toplayan yegane kıtalararası köprüdür.
Marmara Denizi ve Boğazlar, Karadeniz’i dış denizlere bağlayan önemli bir geçittir.
Bir çok adayı barındıran ve Türkiye toprakları ile çevrili Marmara Denizi İstanbul
Boğazı ile Karadeniz’i ve Çanakkale Boğazı ile de Ege ve Akdeniz’i birbirine
bağlamaktadır.
Türkiye 814,578 km kare alanı ile, komşuları arasında İran’dan sonra bölgenin en
büyük ülkesidir. Türkiye topraklarının % 3’ü (Trakya) Avrupa’da, % 97’si (Anadolu)
Asya kıtasındadır.Kara sınırlarının uzunluğu 2875 km ve kıyı uzunluğu ise toplam
8333 km.dir. Ülkenin genişliği 550 km. uzunluğu ise 1500 km.dir.
Türkiye Güneydoğu Avrupa, Ortadoğu, Karadeniz ve Orta Asya ülkeleri ile iletişim
açısından merkezi konumda olan yegane ülkedir. Bu durum Türkiye’ye, bir çok
uluslararası şirketin bölge ofislerinin bu ülkede konuşlanması gibi bir özellik
yüklemektedir. Bundan da öte Türkiye Hazar petrolünü dünya pazarlarına ulaştıran
ayrıcalıklı bir konumda bulunmaktadır.
Türkiye, Birleşmiş Milletlerin kurucu üyelerinden biri ve aynı zamanda NATO üyesidir.
Türkiye Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın da üyesidir. İslam ülkeleriyle
ekonomik işbirliği ve kalkınma misyonunu da yüklenmiş bulunmakta ve Avrupa
Birliği’ne dahil olma arzusundadır.
Nufüs
Türkiye, Rusya Federasyonu ve Almanya’dan sonra Avrupa’nın en kalabalık
ülkesidir. Ortadoğu’da nüfus yoğunluğu en fazla olan ülke de Türkiye’dir. Ekim 2000
nüfus sayımına göre nüfusu 67.8 milyondur. Bu miktar 2003 yılı sonu itibariyle 69.9’a
ulaşmıştır. Nüfusun 33.6 milyonunu kadınlar, 34.2 milyonunu erkekler
oluşturmaktadır. 1980-1985 yılında nüfus artış oranı % 2.49, 1985-1990 yılında %
2.17 ve 1990-2000 yıllarında da 5 1.83’tür. Bu oranın 2000-2005 yılları için % 1.45
olması beklenmektedir.
Nüfus Dağılımı :Türkiye 1960 yılından beri hızla kentleşmektedir. 2000 yılı
verilerine göre 44 milyon kişi kentlerde ( il) ve kazalarda (ilçelerde); 23.7 milyon kişi
kırsal kesimde yaşamaktadır. 81 il arasında 10 milyon nüfusuyla İstanbul en
kalabalık kenttir.Onu Ankara ( 4 milyon) ve İzmir (3.4 milyon) izlemektedir.
Türkiye’nin genç bir nüfusu vardır. 0-14 yaş arası, nüfusun % 30’unu, 15-64 yaş arası
% 64.4’ünü, 65 yaşın üzerindekiler de % 5.6’sını oluşturmaktadır. Bu istatistik AB
ülkeleriyle karşılaştırıldığında, 0-14 yaş arası nüfus, toplam nüfusun % 17.2’sini, 65
yaşın üzerindekiler ise toplam nüfusun % 15.7’sini oluşturur.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
4
TURKEY
Etnik Yapı :Türkler toplam nüfusun % 80’i, Kürtler % 12’si, Arap, Rum ve Yahudiler
ise % 3’ünü oluşturmaktadır.
Diller : Türkiye nüfusunun %90’ının ana dili Türkçedir. Kafkasya ve Kürt diyalekti ve
Ermenice ise, Anadolu’da konuşulan 70 değişik dil ve diyalekt arasındaki diğer
dillerdendir. Ural-Altay dil grubuna dahil olan Türkçe, 20. yüzyıldan itibaren Arapça ve
Farsçadan büyük ölçüde etkilenmiş olup, Osmanlıcanın modernleşmiş halidir.
Din :Türkiye nüfusunun % 99’u müslümandır, bu oranın % 20’sini şiiler oluşturur.
Devlet
Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923’te kurulmuştur. Anayasa devletin şeklinin
cumhuriyet olduğunu ve egemenliğin Türk ulusuna ait olduğunu belirtmektedir.
Devlet önemli ölçüde merkezileştirilmiştir ve 81 il merkezi mevcuttur. Bu iller, merkezi
idare tarafından atanan valilerce yönetilir.
Anayasa : Halen yürürlükte olan Anayasa 1982 yılında kabul edilmiştir. Anayasaya
göre devletin ana yapısı yasama, yürütme ve yargı erklerinden oluşmakta ve
kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanmaktadır.
Anayasa doğal ve çağdaş hukukun bir parçası olan temel hak ve özgürlükleri
içermektedir. Devletin rejimi, kuruluş ilkeleri, üniter yapısı, bayrağının şekli ve milli
marşı ile ilgili maddeler sorgulanamaz. İstiklal Marşı ve başkentinin Ankara oluşu
değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. Tüm diğer maddeler ise Türkiye Büyük
Millet Meclisi (TBMM) mevcudunun asgari 2/3’ünün yazılı önerisi, ve Genel Kurul’da
iki oturum görüşülerek değiştirilebilir (kanunlaştırılabilir). Anayasa değişiklikleri ile ilgili
oylamalar gizlidir ve TBMM
üye tam sayısının 3/5’inin kabulüyle olur.
Cumhurbaşkanı’nın, tasarıyı Meclise iade etme ve anayasa değişikliklerinin yeniden
değerlendirilmesini talep etme ve değişiklikleri referanduma sunma yetkisi
bulunmaktadır.
Yasama : Türkiye’de yasama yetkisi TBMM’ne aittir. TBMM, 5 yılda bir seçilen 550
üyeden oluşur. Türkiye’de 50’nin üzerinde siyasi parti mevcuttur. 3 Kasım 2002
tarihinde yapılan genel seçimlerde, bu 50 partiden 19’u seçime katılmıştır. Recep
Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) oyların % 34.28’ini
Ve Parlamentoda 363 sandalye kazanmıştır. AK Partiyi takiben Cumhuriyet Halk
Partisi (CHP) oyların % 19.39’unu kazanarak 178 üye ile Parlamentonun ikinci partisi
olmuş, ayrıca 9 bağımsız milletvekili seçilmiştir.
Yürütme : Yürütme erkine Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu sahiptir. Ayrıca
yüksek öğrenim kurumları, meslek kurumları, Türkiye Radyo ve TV Kurumu, Atatürk
Dil ve Tarih Yüksel Kurumu ve Diyanet İşleri Başkanlığı da yürütme organlarındandır.
Cumhurbaşkanı:
Cumhurbaşkanı
Türkiye
devletinin
başıdır.
Türkiye
Cumhuriyetini, ve Türk milletinin birliğini temsil eder. 40 yaşını aşmış, yüksek
öğrenimi olan ve Türk vatandaşlığının gerektirdiği vasıflara sahip olan TBMM üyeleri,
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
5
TURKEY
TBMM’nin 2/3’ünün gizli oyuyla Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanının görev
süresi 7 yıldır.
Cumhurbaşkanı Anayasanın yürütülmesi, devlet organlarının kurallara uygun görev
yapması, TBMM’nin göreve çağırılması, kanunların yayınlanması ve gerektiğinde
Parlamento’ya geri gönderilmesi, Anayasa değişiklikleri için referanduma gidilmesi,
TBMM iç tüzük ve kararnameleri ile Anayasaya uygun
olmayan kanun ve
uygulamalar hakkında dava açmaya, gerekli şartlar ortaya çıktığında TBMM
seçimlerinin yenilenmesine karar verme ve yargı alanındaki diğer görevleri yerine
getirme yetkisisine sahiptir.
Cumhurbaşkanının yürütme yetkisi dahilinde Başbakan ve Bakanları atama,
Büyükelçi, Konsolos ve diğer dış temsilcileri yurt dışı görevlerine atama, yabancı
temsilcileri kabul etme, tüm uluslararası anlaşmaları onaylama ve yayınlama,
gerektiğinde Milli Güvenlik Kuruluna ve Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık
etme, kanun ve kararnameleri imzalama, belirli şartlar dahilinde af ilan etme, Yüksek
Öğrenim Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu üyelerini atama ve Üniversite Rektörlerini
seçme yetkilerine da sahiptir. Cumhurbaşkanının adli sorumluluğu ise Yüksek Yargı
organlarının üyelerini seçmektir.
Bakanlar Kurulu : Başbakan ve Bakanlardan müteşekkildir. Başbakan
Cumhurbaşkanı tarafından TBMM üyeleri arasından Bakanlar Kurulunun başı olarak
atanır. Bütün bakanlar gerekli şartları haiz TBMM üyeleri arasından Başbakan
tarafından seçilir. Başbakan herhangi bir bakanının görevine son vermeyi
Cumhurbaşkanı’na önerebilir.
Bakanlar Kurulu genel politikanın yürütülmesinden sorumludur. Bu süreç
Parlamentoya hükümet programının sunulması ve güven oyu alınması ile başlar.
Anayasal bir kuruluş olan Milli Güvenlik Kurulu (MGK); Cumhurbaşkanı, Başbakan,
Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz, Hava
Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlarından oluşur. 3 Ekim 2001 tarihinde
yapılan Anayasa değişikliği ile Kurul üyelerinden sivillerin sayısı, üç Başbakan
Yardımcısı ve Adalet Bakanı’nın katılımı ile artırılmıştır. Kurulun, ulusal güvenlik
politikaları, bunların uygulanmaları ile Bakanlar Kurulu’na tavsiyede bulunulması gibi
önemli güvenlik sorumlulukları vardır. Bakanlar Kurulu, MGK’nun tavsiyelerini
dikkatle değerlendirir.
Yargı : Türkiye’de yargı erki bağımsız mahkemeler ve yüksek yargı organları
tarafından kullanılır. Hukukun üstünlüğü, yargıç bağımsızlığı, yargı ve yargıç
garantisi yargının temel direkleridir. Parlamento yetkilerinin kullanılması Anayasa
Mahkemesi tarafından, yürütme organlarının icaatları ise İdare Mahkemeleri
tarafından denetlenir. Uygulamalarda AB standartları doğrultusunda bazı reformlar
hala yürütülmektedir.
Anayasada yargı sistemi üç ayaklı bir yapıdan oluşmaktadır; adli, idari ve özel (
Askeri Yargı ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri) mahemeler. 1999 yılında yapılan bir
değişiklikle Anayasanın 143. maddesine göre Devlet Güvenlik Mahkemeleri
değiştirilmiş ve sivil yargıç ve savcılardan oluşan tamamen sivil mahkemelere
dönüştürülmüştür. Aynı zamanda 125. maddeye göre, kamu sal anlaşmalarda ihtilaf
halinde uluslararası tahkime gitme kolaylaştırılmıştır.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
6
TURKEY
Yüksek mahkemeler; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Askeri Yargıtay, Yüksek Askeri
İdare Mahkemesi ve Danıştaydır. Ayrıca Hakimler Yüksek Kurulu ve Sayıştay da
vardır.
GENEL EKONOMİK DURUM
Ekonomik Gelişmeler: Dünya Bankası 1997 raporundaki Dünya Gelişme
Göstergelerine göre Türkiye; yüksek gelişme kapasiteli Çin, Brezilya, Rusya
Federasyonu, Hindistan, Meksika, Arjantin, Tayland ve Pakistanla birlikte dünyanın
hızla gelişen devleri arasında sayılmıştır. Son 20 yılda geçirdiği ekonomik krizler ve
küçülmelere rağmen Türkiye hala dünyanın 20 en büyük ekonomisine ülkeden biridir.
Gayrısafi Milli Hasıla (GSMH) 1990-95 yıllarında ortalama %3.2 ve 1995-1997
yıllarında %7.9 oranında artış ile inanılmaz bir büyüme performansı göstermiştir ki bu
dünya ortalamasının çok üzerindedir. 1998 Rusya Krizinin zıt etkileri (kötü
yansımaları) tüm sektörleri – özelliklle ihracatı- vurmuş ve Türk ekonomisi sıkı mali
politikalar ve vergilendirme reformuna bağlı olarak küçülmeden etkilenmiştir. 1999
ortalarında deprem ve hükümet krizi ekonomide ikinci bir kriz dalgasına yol açmıştır.
2001’de % 9.4 küçülme ile karşı karşıya bulunan Türkiye ekonomisi için 2002 yılı,
imalat sektöründe gözlenen % 18.7’ lik büyüme ile bir nekahat döneminin müjdecisi
olmuştur. 1980-2001 yılları arasında GSMH yılda ortalama % 3.65 oranında artış
göstermiştir. 1980’de kişi başına düşen milli gelir 1570 dolardır. Bu rakam, yıllık %
1.5 oranında artarak 2001 yılında 2143 dolara yükselmiştir. Satınalma Gücü
Paritesi’ne göre ise kişi başına düşen milli gelir 1980’de 2299 dolarken, 2001 yılında
6082 dolar olmuştur.
Yıllık GSMH artışı (%)
(Annual GNP growth (%)
Yıllık enflasyon oranları (%)
(Annual inflation rates -%)
180
15
160
10
140
120
5
100
80
0
1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003
-5
60
40
20
-10
-15
19
92
19
93
19
94
19
95
19
96
19
97
19
98
19
99
20
00
20
01
20
02
20
03
0
1980 sonrasında fiat istikrarı Türkiye ekonomisi için en önemli sorunu oluşturmuştur.
1980-1989 yıllarında ülke % 51.3, 1990-1999 yılları arasında da yıllık 5 78 enflasyon
oranı ile boğuşmuştur. 2000-2002 yılları arasında yıllık enflasyon 5 44.8’e
gerilemiştir. 2003 yılında enflasyon oranı ise % 18.4 olmuştur. Türkiye’de ayık fiyat
artış düzeyi, neredeyse OECD ülkelerinin yıllık fiyat artış düzeyindeoir.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
7
TURKEY
Pembe : kişi başına GSMH (cari fiyatlarla)
Mavi: Büyüme oranı, 1988-2002
( Blue : Growth performance)
(Pink : GDP per capita (current prices)
%
$
3300
15
3100
10
2900
2700
5
2500
0
1991
2300
1999
-5
2100
1994
1900
-10
1700
2001
-15
1500
1988
1989
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
Fert Başına GSMH
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Büyüme Oranı
Açık Ekonomi Politikaları
1923-1980 yılları arasında Türkiye ekonomisi, ülke içinde talepten kaynaklanan
mal üretimine dayalı ithal ikamesine dayalı olmuştur. 1980 sonrasının ekonomik
reformları ile ithalat ikamesine dayalı sanayi politikaları, ihracat orijinli ekonomik
poltikalar ve modlleri ile yer değiştirmiştir. 1990-2002 yılları arasında Dünya Bankası
ve IMF tarafından denetlenen ekonomik program vasıtasıyla Türkiye,dünyanın en
liberal ekonomilerinden biri haline gelmiştir. 3 Ocak 1986’da İstanbul Menkul
Kıymetler Borsası (İMKB) kurulmuştur.
1 Ocak 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasıyla, Avrupa ülkeleri ve
Türkiye arasındaki sanayi ürünleri ticaretindeki tüm koruma uygulamaları son
bulmuştur. Bundan da öte Gümrük Birliği tarifleri, Avrupa ülkeleri dışındaki ülkelerle
ticarette kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum 1996 yılıda ve 1997 sonuna kadar
ticaret dengesini bozmuş, ihracat % 13 artarak 26.2 milyar dolara, ithalat ise % 11.3
artarak 48.6 milyar dolara ulaşmıştır.
2000 yılında Türkiye, 1998 yılında yüksek enflasyon eğilimlerine karşı başlatılan
ekonomik istikrar programının bir devamı olarak geniş bir makro ekonomik
programa geçmiştir. Bilahare IMF ile yapılan bir dizi toplantıyı takiben, ekonomik
programın olumlu sonuçları görülmeye başlanmış; faiz oranları ve enflasyon oranı
düşmeye başlamıştır. 2001 krizini takiben Türkiye ekonomisi 2002 yılından itibaren
düzelmeye başlamıştır. 2003 yılı sonu itibariyle ihracat 50 milyar dolar, ithalat ise 68
milyar dolardır.
1991-1999 yıllarında dış borç 50 milyar dolardan 111.2 milyar dolara yükselmiştir.
Aynı dönemde faiz ödemeleri toplam 37.5 milyar dolar olmuştur. 1999’da, dış borcun
GSMH’ya oranı % 59.5 iken, 2001 yılı sonunda 115.1 milyar dolarlık borç stoku ile bu
oran yaklaşık % 70 olmuştur. Borcun % 85.8’i orta ve uzun vadeli olup, % 14.2’si
kısa vadelidir. Son yıllarda net dış borca bağlı olarak, kamu sektörü açığı iç mali
kaynaklarla finanse edilmiştir.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
8
TURKEY
Dış borç stoğu (milyon dolar)
(Foreign Dept Stock-in million $)
160000
140000
120000
100000
80000
60000
40000
20000
0
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
1993 verilerine göre, Türkiye’nin dış borcu 67.3 milyar dolardır. 2003 yılında bu
miktar 142 milyar dolar olmuştur
1954 yılında kabul edilen Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununa rağmen, sosyal,
siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle, direkt yabancı yatırımlardan bir kazanç
sağlanması mümkün olamamıştır.
Direkt yabancı yatırımlar (milyon dolar)
(Foreign direct investment in Turkey-in million $)
3500
3000
2500
2000
1500
1000
500
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
2002
2001
2000
1999
1998
1997
1996
1995
0
9
TURKEY
1980-2001 yılları arasındaki direkt yabancı yatırımların toplamı 31.254 milyon
dolardır. 2001 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki yabancı firmaların sayısı 5350’dir. 19802001 yılları arasında izin verilen dış yatırım yapan muhtelif ülkeler arasındaki
sıralama şöyledir: Fransa, Hollanda, Almanya ve ABD. 2001 yılı sonu itibariyle
Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımların % 86.5’ini OECD ülkeleri oluşturmaktadır.
Ayrıca yabancı firmaların % 65.6’sını OECD ülkeleri oluşturmakta, bu ülkelerin
başında ise AB ülkeleri gelmektedir.
Mali Sektör
Türkiye’deki temel finansal makam TC Merkez Bankasıdır. Mali politikaların
uygulanması, para arzının düzenlenmesi ve bankalara kredi verilmesi gibi
görevlerinin yanı sıra banknot basılması sorumluluğu da bu kuruma aittir. Bu görevler
para politikalarının aletleridir. Mayıs 2001 yılında kabul edilen Merkez Bankası
Kanunua göre, Bankanın sorumluluklarından bir diğerini de fiyat istikrarını korumak
oluşturmaktadır.
Yıllar itibariyle TL/ABD doları oranı
Ortalama faiz oranları (%)
(TL/USD ratio in years)
Average interest rates (%)
1600000
120
1400000
100
1200000
1000000
800000
80
60
600000
40
400000
19
92
19
93
19
94
19
95
19
96
19
97
19
98
19
99
20
00
20
01
20
02
20
03
0
20
0
19
92
19
93
19
94
19
95
19
96
19
97
19
98
19
99
20
00
20
01
20
02
20
03
200000
Son 10 yıl içinde Türkiye ekonomisi, artan kamu sektörü açığı, yüksek enflasyon
oranı ve döngüsel büyüme eğilimi ile oldukça yüksek bir istikrarsızlık örneği
göstermiştir. Kamu sektörü açıkları iç para piyasası üzerinde baskılar yapmış ve reel
faiz oranlarını yükseltici bir etkisi olmuştur. Yüksek reel faizler kamu sektörü
açıklarını artırmış, böylece borç-faiz oranları döngüsü ekonominin istikrarsızlığını
artırmıştır. 1999’da kamu sektörü finansmanı hedefine ulaşmamış, iç borç artmış,
fiyat artış oranı zıplamış ve ekonomik faaliyetler azalmıştır.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
10
TURKEY
Y üzde
1 8 0 .0
1 6 0 .0
1 4 0 .0
1 2 0 .0
1 0 0 .0
80 .0
60 .0
40 .0
20 .0
0 .0
19 88
1989
1990
1991
19 92
1993
19 94
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Y ıl
T L /A B D $
T ÜFE
TEFE
Sarı: TL / ABD doları oranı
Mavi: TÜFE
Mor : TEFE
( Yellow: TL / USD ratio
Bleu : CPI
Purple : WPI )
2001 yılı sonunda enflasyon oranı % 80, 2002 yılında % 30 civarında ve Ağustos
2003’de ise % 24’e gerilemiştir. Bu gelişmeye katkıda bulunan başlıca faktör açıkça
etkin mali politikalar olmuştur. 2002 yılı başlarında Merkez Bankası, para arzındaki
artışı nominal dayanak noktası haline getiren bir mali programı uygulamaya
geçirmiştir. Bu program çerçevesinde Merkez Bankası, 2002’de para arzını sadece
%35 oranında artırarak kısıtlamış ve enflasyon oranını % 30’lara geriletmeyi
başarmıştır. Ekonomi 2003 yılında, para arzı artışını % 25’lerde tutan Merkez
Bankası uygulamalarıyla daha da rahatlamış ve enflasyon oranı % 18’lere
gerilemiştir. Bu yeni düşük enflasyon trendine paralel olarak, nominal ve reel faiz
oranları da düşmüştür. Bu düşüşün bir diğer nedeni de Türkiye siyasetindeki istikrar
ve yaratılan kredibilite olmuştur.
Sosyal Göstergeler
Demografik açıdan Türkiye genç bir nüfusa sahiptir. Yeterli iş olanaklarının kısıtlı
oluşu, tekrarlayan krizler ve ekonominin kılıganlığı nedenleriyle Türkiye yapısal bir
istihdam sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. OECD ülkeleri içinde Türkiye 2003 yılında
% 10.5 işsizlik oranı ile Polonya, Slovakya ve İspanya’nın arkasından dördüncü
sırada bulunmaktadır.
İstihdam (2000-2003)
1999
Sivil işgücü (1000 kişi) 22925
Sivil istihdam (1000 kişi) 21236
Tarım
8595
Sanayı
3664
Hizmetler
8976
İşsizlik oranı (%)
7.4
Yurtdışı çalışan nüfus
1206067
2000
22031
20579
7103
3738
9738
2001
22269
20367
7217
3734
9416
2002
24347
21658
7618
3953
10086
2003
23206
20811
6799
3836
10176
6.6
8.5
11.0
10.5
1170226
1178412
1200725
1197968
Türkiye tekrarlanan ekonomik krizlerden çok çekmiştir. 2000 yılında % 6.6 olan
işsizlik oranı, 2001’de % 8.5’e, 2002’de % 11’e yükselmiştir. Aynı yıl eğitimli gençler
arasındaki işsizlik oranı % 30 olmuştur.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
11
TURKEY
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre son kriz sırasında 120 000’den fazla iş
yeri kapanmıştır. Bundan da öte Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yaptığı aile halkı
istihdam araştırmasına göre,itibari olmayan istihdam oranı 2003 yılında % 53’tür.
Ekonomik Reformlar ve Kurumsal Gelişmeler
Liberalizasyon
1980 öncesinde, mali piyasalar, uluslararası ticaret ve bazı özel malların piyasası
kontrol altında idi. 1979’a kadar, ithalat ikamesine dayalı sinai politikalar öncesinde
devlet, gerek yatırımcı gerekse girişimci olarak haraket ederek sinai hedeflerini
gerçekleştirmek arzusunda idi. Bu politikalar, 1970’lerdeki petrol krizi sonrasında
1976 yılında terkedildi. 1977-80 yılları arasındaki döviz krizi sonrasında, 1980 yılında
IMF ve Dünya Bankası denetiminde, yapısal uyum programları vasıtasıyla serbest
ekonomiye geçiş programı başlatıldı.
Bugün Türkiye dünyanın en liberal rejimlerine sahip ükelerinden biridir. Bugün
yabancı kişi ve kurumların İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) üretici ve
yatırımcı olarak girişimleri bakımından hiç bir kısıtlama ve sınırlama
bulunmamaktadır. Türk bono ve hisseleri , sermaye ve karın yurtdışına çıkarılması
kısıtı olmaksızın yabancı yatırımcıya açıktır.
İMKB; Dünya Borsa Federasyonu ( The World Federation of Exchange-WFE),
Avrupa-Asya Menkul Kıymet Borsası Federasyonu (Federation of Euro-Asian Stock
Exchanges-FEAS), Uluslararsı Güvenlik Servisleri Birliği ( International Securities
Services Association-ISSA), Uluslararası Güvenlik Piyasaları Birliği (International
Securities Market Association-ISMA), Avrupa Sermaye Piyasaları Enstitüsü
(European Capital Markets Institute-ECMI, Dünya Ekonomik Forumu (World
Economic Forum-WEF), İsviçre Gelecekler ve Fırsatlar Birliği (Swiss Futures and
Options Association-SFOA) gibi çeşitli birliklerin üyesi bulunmaktadır.
Giderek uluslararası bir finans merkezi olan İMKB liderliğinde, İstanbul’da AvrupaAsya Menkul Kıymet Borsası Federasyonu kurulmuştur. Federasyon kar amacı
gütmeyen bölgesel bir kuruluştur. Federasyonun amaçları arasında; üye menkul
kıymet borsaları arasında işbirliğini sürdürmek, üye borsaları üye olmayan
piyasalarda ve federasyonlarda temsil etmek ve bölgesel menkul kıymet borsalarının
entegrasyonunu desteklemek bulunmaktadır.
Açık ekonomiye sahip olma ve ihracat orijinli sanayileşme hedefleri doğrultusunda,
özellikle dış ticaret ve döviz alanlarında bazı kanunlar yürürlüğe konmuştur. Türk
Lirasının realist bir değişim mekanizmasına kavuşması ve para piyasalarındaki
sınırlamaları terketmek
amacıyla bazı poliitikalar benimsenmiştir. 1981’den
itibaren,dış ve iç fiyat seviyelerindeki gelişmeleri değerlendirmek,dış ödemeler
dengesi ve uluslararası kambiyo piyasaları, Türkiye’deki döviz kurlarının değişimi
gibi konular Merkez Bankası tarafından hergün değerlendirilmektedir. Ağustos
1988’den sonra bu konular döviz piyasalarınca kararlaştırılmaktadır. Döviz
piyasasına ilaveten Nisan 1989’da İMKB bünyesinde altın borsası da kurulmuştur.
Özelleştirme
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
12
TURKEY
Türkiye’de özelleştirme süreci devam etmektedir. 1984’den beri süren bazı sorunların
üstesinden gelebilmek amacıyla çeşitli yasal düzenlemeler yapılmaktadır. 1984
yılından itibaren özelleştirilen şirketlerin toplam değeri 8.1 milyar dolardır. 1985-2003
döneminde 240 firmadaki kamu hisseleri, 22 yarım kalmış şirket, 5 gayrı menkul, 4
elektrik üretim istasyonu, 6 otoyol, 2 köprü, 48 kuruluş ve 1 hizmet birimi özelleştirme
programına dahil edilmiş ancak hedefler henüz gerçekleşmemiştir. 41 kamu
kurumunun dahaözelleştirilmesi öngörülmektedir. Bunların 29’unda kamu hisselerinin
payı % 50’dir. 2004 yılında gerçekleşen PETKİM ve TÜPRAŞ özelleştirme ihalesinde
4 milyar dolar gelir hedeflenmiştir. Kısa ve orta vadede özelleştirme sürecinin
hızlanması ümidedilmektedir.
IMF’ye verilen niyet mekttupları dolayısıyla Türkiye’de kamu sektörünün hacmi ile
ilgili önemli istatistiki çalışma yapılmıştır. Aşağıdaki tablo konsolide bütçe içersindeki
2002 verilerini göstermektedir.
Konsolide bütçe harcamaları / GSMH
KİT Harcamaları / GSMH
Yerel Yönetim harcamaları / GSMH
Sosyal Güvenlik Kurumları ? GSMH
Muhtelif Fonlar / GSMH
Döner sermaye harcamaları / GSMH
TOPLAM
% 42,6
% 13,8
% 13,97
% 10,4
% 0.7
% 2,18
% 73,65
Türkiye ekonomisinin yaklaşık % 70’inin kamu sektör, sadece % 30’unun özel sektör
hakimiyetinde olduğu tablodan açıkça izlenmektedir.
Vergi ve Gümrük Mevzuatı
1998 yılında gerçekleştirilen kapsamlı vergi reformu ile bir çok vergi kanunu ve
kurumlarında önemli değişiklikler yapılmıştır. Yeni Vergi Kanununun yürürlüğe
girmesinin hemen akabinde Rusya Krizinin ortaya çıkmasıyla, para piyasaları
dalgalanmış ve krizin önemli bazı etkilerini elemine etmiştir. (?) 1999’da yeni
yürürlüğe giren bazı kanun ve kararnameler geçici olarak ertelenmiş veya
terkedilmiştir. Aynı yıl deprem zararlarının telafisi amacıyla yeni bazı vergilerle geçici
vergiler getirilmiştir. Türkiye’de ihtiyati tedbirler çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararı
ile geçici vergiler konulması mümkündür.
Türkiye’de toplam vergi gelirlerinin GSMH’ya oranı giderek OECD ortalamalarına
yaklaşmaktadır. OECD ortalaması detaylı incelendiğinde, sürekli bir artışın
bulunduğu anlaşılabilir. Mamafih bazı geçiş ekonomilerinde (hatta bazı olgun
ekonomilerde de) vergi yükünün hafiflemesi trendi son erebilir. Doğu Avrupa ülkeleri
ve İrlanda gibi ekonomisi hızla gelişen bazı ülkelerde vergi yükünün, 1995 yılına
oranla 2000 yılında azaldığı görülmüştür. % 10 oranıyla Türkiye, vergi yükünün
inanılmaz hızlı bir oranda artışına sahne olmuştur. Bu durum kamu sektöründeki
mali dengesizliğin, bütçede vergi oranlarındaki
artışlar ile finanse edilmesi
gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de GSMH’daki borç stoğu oranı % 100’den
küçük değildir ve tüm vergiler neredeyse sadece faiz ödemelerine gitmektedir. Bu
nedenle Türkiye’de kamu sektörünün yenilenmesi girişimleri devam etmektedir.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
13
TURKEY
GSMH’nın %
Vergi gelirleri
Vergi dışı gelirler
Diğer gelir ve fonlar
TOPLAM
GSMH’nın %
Cari harcamalar
İç ve dış faiz
ödemeleri
Transfer
harcamaları
Yatırımlar
TOPLAM
Konsolide
bütçe
açığı
1995
13.8
1.1
2.6
17.5
1996
15.0
1.1
1.8
17.9
1997
16.1
1.4
1.8
19.3
1998
17.2
2.3
2.1
21.6
1999
18.9
2.4
2.3
23.6
2000
21.1
2.8
2.2
26.1
2001
22.5
4.2
1.9
28.1
2002
21.8
4.0
1.0
26.8
1995 1996
21.95 26.45
7.33 10.00
1997
27.39
7.75
1998
29.18
11.54
1999
35.88
13.69
2000
37.19
16.27
2001 2002
45.66 42.30
23.27 18.97
12.42 16.16
15.72
17.62
22.19
24.38
31.72 28.41
1.31 1.70
43.01 54.31
- 4.0 - 8.3
2.18
53.04
- 11.4
1.87
60.00
- 10.5
1.97
73.73
- 16.4
1.97
80.00
-14.7
2.35 2.52
103.0 92.00
-11.4 -11.3
Türk bütçe sisteminde, reel harcamalar cari ve yatırım harcamalardır. Toplam kamu
sektörü harcamalarının GSMH’ya oranı 2001 yılı sonu itibariyle % 47.6’dır. Aynı yıl
transfer ödemelerinin tüm kamu sektörü içindeki oranı % 52.4’den % 58.9’a
yükselmiş ve GSMH’ya oranı % 22.3’ten % 28’e yükselmiştir. Bu artışın başlıca
nedeni, özellikle 1998’den sonra faiz ödemelerinin kamu sektörü gelirlerinden daha
hızla artmasıdır. 2001’de bütçede faiz ödemeleri % 50’nin üzerinde ve GSMH’ya
oranı ise % 23 olmuştur. Bu oran 2002’de % 18’dir.
Vergi gelirleri hükümetin işlerini yürütmesi için gerekli harcamalara yetmeyince kamu
sektörü açısından yeni vergiler vazedilmesi hükümet için geçerli bir mekanizma
haline gelmiştir. Aynı zamanda KİK harcamaları, sosyal güvenlik kurumları, yerel
yönetimler ve özel fonlar da bunların üzerine eklenince bu açıkğı artmakta ve
özellikle iç borçlanma toplam borç stoğunun hızla yükselmesine yol açmaktadır.
2001 yılı sonunda borç stoğu yaklaşık 80 milyar dolar olmuştur. Bunun % 14.5’ini
sabit faizler, % 49.9’unu değişken faizler ve % 35.6’sını da kur farkı güvencesi
oluşturmaktadır.
Mali Yapı ve Ödeme Mekanizması
Türkiye’de ana mali otorite , bir şirket gibi çalışan Merkez Bankasıdır.
Mali
politikaların uygulanması, para arzının düzenlenmesi ve bankalara kredi verilmesi
gibi görevlerinin yanı sıra banknot basılması sorumluluğu da bu kuruma aittir. Bu
görevler para politikalarının aletleridir. Mayıs 2001 yılında kabul edilen Merkez
Bankası Kanunua göre, Bankanın sorumluluklarından bir diğerini de fiyat istikrarını
korumak oluşturmaktadır.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
14
TURKEY
24 Ocak 1980 sonrasında Yapısal Uyum Programı doğrultusunda, Türk ekonomi ve
bankacılık sektörü kapsamlı değişikliklere konu olmuştur. Uygulanan ekonomik
politikalarla mevcut kısıtlayıcı hükümler kaldırılmış ve rekabetçi bir ekonomik ortam
yaratılması başarılmıştır. Türk ve yabancı bankaların Türk mali piyasalarına giriş
çıkışlarının serbest hale getirilmesi ve faiz oranlarının liberizasyonu bankacılık
sektörünü kamçılamıştır. Liberizasyon sürecinin sonucunda yeni bankaların sektörde
ortaya çıkması kamu sektörünün ekonomi üzerindeki yükünü azaltmıştır. Tüm
bankalar sundukları hizmetler ve teknolojik açıdan rekabet içinde olmuşlar ve
elekronik bankacılığa geçerek kalitelerini yükseltmişlerdir.
2000 yılına kadar bankaların denetimi Hazine ve Merkez Bankası tarafından
yapılmaktaydı. 2000 yılında bu görev için otonom bir organ oluşturuldu. Oluşturulan
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)’na, Bakanlar Kurulunca kabul
edilen 4389 no.lu kararname ile mali ve idari özerk verilmiştir. Kurulun bağımsız
karar alma yetkisi ve yüksek denetleme yetkisi vardır. Uluslararası bankacılık
standartlarına ulaşılması için Kuru, sermaye ehliyeti , risk yönetimi, döviz durumu,
bağımsız denetleme ve konsolide mali tablolar açısından tamamen yeni
uygulamalarda bulunmaktadır.
Bunlara ilave olarak, bankacılık sektöründeki kamu sektörü etkisini giderek azaltmak,
özelleştirme ve bankaların ticarileştirilmesi hedefi doğrultusunda önemli gelişmeler
sağlanmıştır. Bu dönemde bir kamu bankası olan ve emlak sektöründe faaliyette
bulunan Emlak Bank, özelleştirilmiştir.
Aralık 2001
Banka
Şubeler
46
6.889
Ticaret bankaları
3
2.725
Kamu bankaları
22
3.523
Özel bankalar
6
408
Fondaki bankalar
15
233
Yabancı bankalar
19
Mevduat
Kabul 15
Aralık 2002
Banka
Şubeler
40
6.087
3
2.019
20
3.659
2
203
15
206
14
19
Aralık 2003
Banka
Şube
36
5.946
3
1.971
18
3.591
2
175
13
209
14
17
3
8
3
54
3
3
3
50
Etmeyen Bankalar
™ Kamu Bank.
™ Özel Bank.
™ Yabancı B.
TOPLAM
3
9
3
61
4
12
3
6.908
4
12
3
6.016
4
4
3
5.963
Türkiye uluslararası piyasalar ve AB ile mali entegrasyonu arzulamaktadır, bu
nedenle hala bankacılık sektöründe reform uygulamalarına devam etmektedir. 2003
yılı itibariyle sektörde aktif değerlerin toplamı 120 milyar dolardır.
Bugün Türk bankacılık sektörü mali ve kurumsal yapıları itibariyle önemli bir
seviyeye yükselmişlerdir. Geçmiş yıllarda, yüksek teknolojik üretim ve hizmetleri artış
safhasında iken, bankalar bazı yeni uygulamalar başlatmıştır; “çağrı merkezleri”,
“internet bankacılığı” ve Müşteri Temsilcilikleri gibi. 2003 yılı sonu itibariyle, sektörde
toplam 50 banka faaliyet göstermektedir, bunların şube sayısı 5963, personel miktarı
ise ülke çapında 123,243’tür.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
15
TURKEY
Sigortacılık Sektörü
Yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin Türk piyasasına giriş izni 1990 yılında çıkartılmış
yeni bir kanunla düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, eski sistem yerine elastıki, liberal
bir sigorta prim sistemi ( uzun dönemli sağlık sigortaları, hayat ve zorunlu sigortalar
hariç) getirilmiştir. Bu, geçen yıllara kıyasla sektörü harekete geçirmiş ve yüksek bir
gelişme performansına ulaştırmıştır. 2001’de Türk sigortacılık sektörü 2,052 milyon
dolar değerinde prim yaratmıştır (bunun 378 milyon doları hayat sigortasıdır). Öte
yandan sektör, ödenen 1,232 milyon dolar tutarındaki tazminatlar vasıtasıyla
ekonomiye katkı sağlamıştır.
2001 yılı itibariyle Türkiye’de 64 sigorta şirketi ve 11 değişik branşta faaliyet gösteren
4 reasürans firması mevcuttur. Sigorta sektöründe 15 000 sigortacı çalışmaktadır.
EKONOMİK ARKA PLAN
Enerji
Türkiye’nin başlıca enerji kaynakları; kömür, linyit, petrol ve
doğal gazdır.
Hidroelektrik ve jeotermal kaynaklar, odun, hayvan/bitki artıkları, güneş ve rüzgar
enerjisi de alternatif kaynaklar olarak ayrıca kullanılmaktadır. Elektrik enerjisi ikincil
enerji kaynağıdır.
Ekonomik gelişmeler, gelişen ve çeşitlenen sinai faaliyetler ve değişen demografik
yapıya paralel olarak son 40 yıl içinde birincil ve ikincil enerji kaynakları tüketim
miktarlarında önemli değişimler gözlenmektedir. Bu dönemde birincil elektrik tüketimi
yıllık % 4.5 oranında ve elektrik tüketimi ise % 10 oranında artış göstermiştir. 2000
yılında birincil elektrik tüketimi bir önceki yıla kıyasla % 4.7 oranında artarak 82.2
milyon tona ulaşmıştır. Bu kişi başına elektrik tüketiminde 1259 kilogram petrole eş
değerdir. Birincil enerji kaynaklarının azalması hızlandıkça, kömür ve doğal gaz
tüketiminde artış, ancak petrol ürünleri, linyit ve hidroelektrik enerji kaynakları
tüketiminde azalış gözlenmektedir.
1996-2000 döneminde, birincil enerji üretimindeki artış % 1.3 düzeyinde sürmektedir.
Enerji arzında azalma meydana geldiğinde yetersiz enerji kaynakları ithalat yolu ile
karşılanmaktadır. Bugün enerji talebi % 66 oranında dış kaynaklardan
karşılanmaktadır. Dışarıdan sağlanan enerji kaynaklarının önemli bir oranını petrol
oluşturmaktadır. Son yıllarda doğal gaz tüketiminde
inanılmaz bir sıçrama
göstermiştir.
2000 yılında elektrik enerji üretimi toplamı 27,264 MW ve ortalama üretim kapasitesi
125 milyar kolavat-saattir. Elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerin oranı % 24.7,
linyit santrallerinin oranı % 27.5 ve doğal gaz santrallerinin oranı ise % 37’dir. 2000
yılında elektrik tüketimi % 8.3 oranında artarak 128.3 milyar kilovat-saate ulaşmıştır.
Kişi başına tüketim miktarı 1,963 kilovattır.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
16
TURKEY
2005’te birincil enerji ihtiyacının 115.2 milyon ton ve 2010 yılında ise 153 milyon ton
petrole eşdeğer olması beklenmektedir. Aynı şekilde elektrik ihtiyacının da 2005’te
195.5 milyar kilovat-saat ve 2010’da 286.6 milyar kilovat-saat olması beklenmektedir.
Türkiye çok çeşitli enerji kaynaklarına sahiptir. Kömür, linyit, asfaltit, ham petrol,
doğal gaz kaynakları ve uranyum ve toryum gibi bazı fosil rezervleri ile hidroelektrik,
jeotermal, güneş, dalga ve biomass gibi yenilenebilir ve tükenmez enerji kaynakları
vardır. Fosil kaynakları ülke için yetersiz olmakla birlikte kömür, jeotermal ve
hidroelektrik enerji potansiyeli, dünya kaynaklarının % 1’ini oluşturmaktadır.
Ulaştırma ve Haberleşme Sektörü
Ulaştırma ve haberleşme sektörü % 27.2 oranı ile kamu sektörünün en büyük yatırım
payına sahiptir. Sektörün GSMH içindeki payı ise % 16’dır.
Mal ve hizmet ulaşımının % 90’ı karayolu ile yapılmaktadır. Demiryollarının oranı %
3.5, denizyollarının oranı % 4.5 ve boru hatlarının oranı ise % 2’dir. Yurt içi ulaşımın
% 95’i kara taşımacılığı oluşturmakta, yurtdışı yolcu taşımacılığı hava taşımacılığı
vasıtasıyla yapılmaktadır. Kargo taşımacılığı deniz taşımacılığının önemli bir oranını
kapsamaktadır.
Kara Taşımacılığı
Türkiye’de karayollarının toplam uzunluğu 63,167 kilometredir. Son yıllarda otoyol
ağı etkileyici bir biçimde genişlemiştir. 2001 yılı sonunda Türkiye’de otoyol uzunluğu
1851 kilometreye ulaşmıştır. 31,376 km. uzunluğunda karayolu, 29,940 km.
uzunluğunda tali yol bulunmaktadır. Son yıllarda uluslararası kara taşımacılığına
bağlı olarak Türkiye önemli döviz kazanmaktadır. Bu tali sektörden sağlanan toplam
gelir yıllık 15.2 milyon dolar civarındadır.
Uluslararası ticaretin büyük çoğunluğu kara taşımacılığı vasıtasıyla yapılmaktadır.
((toplam ihracat değerinin %46’sı ile ithalat değerinin % 39’u , 1999 yılında kara
taşımacılığından elde edilmiştir) Buna paralel olarak Avrupa’daki taşıma filosu içinde
en büyüğü Türkiye’ye aittir. Yüksek değerde malların çoğu kara ve hava taşımacılığı
ile yapılmakta, ancak düşük değerdeki mallar ve ham madde taşımacılığı ise deniz
yolu ile gerçekleşmektedir. Demiryolu taşımacığı ise sınırlıdır.
Deniz Taşımacılığı
Uluslararası kargo taşımacılığında deniz taşımacılığı hakim durumdadır. Anadolu’da
6480 km. Trakya’da 786 km ve adalarında ise 8333 km sahil uzunluğuna sahip
bulunan Türkiye, ihracatının % 72’sini ve ithilatının % 95’ini deniz taşımacılığı
vasıtasıyla yapmaktadır. Şehirlerarası taşımacılğın% 3’ü de deniz yolu ile
yapılmaktadır. Türk Deniz Taşımacılık Filosunda 3157 gemi mevcuttur, bu miktarın
87’si kamu sektörüne aittir. Türk filosunun ortalama yaşı 18.86’dır.
Hava Taşımacılığı
Uzun süre bir tekel durumunda bulunmuş olan Türk Hava Yolları (THY) 1933’te kamu
sektörünce kurulmuştur fakat 1956 yılından beri yabancı ve yerli sermayeye sahip bir
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
17
TURKEY
şirket durumundadır. 1990’da özel sektörün de girmesine izin verilmesinden sonra
THY tekel durumundan çıkmış ve başka havayolu firmaları da sektöre dahil
olmuştur. Özel havayolu firmalarının gelişimi Türkiye turizminin gelişimine paralel bir
seyir izlemiştir. THY, dünyanın en genç hava filolarından biridir. 2001 yılı itibariyle 70
yolcu ve 1 kargo uçağı dünyada 103 merkeze uçmakta ve 11 000 personele sahip
bulunmaktadır.
Demiryolları
Devlet Demiryolları (TCDDY) Genel Müdürlüğü 10,940 km uzunluğundaki demiryolu
ağı vasıtasıyla yolcu ve yük taşımacılığını yürütmlektedir. Bu ağın % 97’si tek
hatlıdır. Demiryollarının 2122 km.si elektronik, 2550 km.si işaretle çalışmaktadır.
2000 yılı itibariyle demiryollarının % 2’si yolcu, % 6’sı ise kargo taşımacılığı payına
sahiptir. Ayrıca bu hatlar en kısa uluslararası koridoru oluşturmaktadır. IV no.lu PanAvrupa taşımacılık koridoru Türk demiryollarına karşılık gelmektedir.
Boru Hatları
Türkiye’de ilk boru hattı 1966 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO)
tarafından Batman-Dörtyol (İskenderun Körfezi) arasında yapılmıştır. Bu hat aynı
zamanda Diyarbakır’daki Shell ve Mobil üretim alanları ile de ikincil boru hattı olarak
irtibatlandırılmıştır.
Irak ham petrolünü İskenderun Körfezine ulaştırmak amacıyla 1974 yılında kurulan
BOTAŞ, 1987 yılında doğal gaz ihracatı, pazarlaması,satış ve taşımacılığı amacıyla
da kullanılmaya başlanmıştır. 2 Mayıs 2001 tarihinde çıkartılan Doğal Gaz Piyasası
Kanunu BOTAŞ’ın tekeline son vermiştir. Böylece doğal gaz piyasası rekabete ve
üçüncü tarafların katılımına da açık hale getirilmiştir.
Irak-Türkiye ham petrol boru hattı, Türkiye’nin en önemli boru hattı olup, Kerkük gibi
üretim alanlarını İskenderun Körfezindeki Ceyhan Deniz Terminaline bağlamaktadır.
Bu arada Orta Asya ve Kafkasya petrolünü Türkiye üzerinden Avrupa’ya bağlamayı
amaçlayan petrol boru hatları yapımı projeleri mevcttur. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı’nın 18 Kasım 1999’da İstanbul’da yapılan zirvesi sırasında, Türkiye,
Türkmenistan, Gürcistan ve Azerbeycan arasında, Hazar petrolünü taşıyacak
Türkmenistan-Türkiye- Avrupa boru hattı projesinin gerçekleştirilmesi için bir
“Hükümetlerarası Deklerasyon” imzalanmıştır. Bunun yanısıra Azerbeycan ham
petrolünü Gürcistan üzerinden Ceyhan’a taşımayı amaçlayan Bakü-Tifllis-Ceyhan
boru hattı projesine de başlanmıştır. Bu boru hattının kapasitesi 50 milyon ton olup
toplam uzunluğu 1730 km.’dir. Ayrıca Azerbeycan-Türkiye doğal gaz boru hattı
projesi de planlama aşamasındadır.
Doğal gaz ikmal kaynaklarını çeşitlendirme politikası doğrultusunda, 8 Ağustas
1996’da Doğal Gaz Alım Satımı Anlaşması imzalanmıştır. Buna göre 22 yıl süresince
İran’dan Türkiye’ye yıllık 10 milyar metre küp doğal gaz taşınacaktır. 2007’de 10
milyar metre küplük bir miktara ulaşılacağı beklenmektedir. Öte yandan 1997’de
Rusya ile Mavi Akım Projesi adı altında bir alım satım anlaşması imzalanmıştır.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
18
TURKEY
Buna göre Karadeniz’in 2150 metre altından geçecek 390 km.lik ikili boru hatları ile
16 milyar metre küp doğal gaz taşınacaktır.
Haberleşme
Türkiye’ye daha etkin bir haberleşme hizmetine ulaştırmak amacıyla Türkiye posta
ve telekomünikasyon hizmetleri ayrılmıştır.
Türkiye Posta Hizmetleri Genel
Müdürlüğü ve Türk Telekomünikasyon Şirketi kurulmuştur. Türk Telekomünikasyon
Şirketinin özelleştirilmesi son yıllarda hızlandırılmıştır.
Türkiye’de en yüksek teknolojiyi kullanarak mobil haberleşme hizmetini yerine
getiren 3 özel GSM operatörü faaliyette bulunmaktadır. Türkiye, 1994 yılında Fransız
Aerospatiale Firmasınca üretilen
Türksat 1 B haberleşme uydusunu uzaya
göndermek suretiyle uydu haberleşme sistemini geliştirmiştir. Bunu 1996 yılında
Türksat 1 C uydusu izlemiş ve Ankara yakınlarında 2 kontrol istasyonu kurulmuştur.
Şubat 2001’de faaliyete geçmiş bulunan üçüncü uyduyu kontrol etmek üzere, % 75’i
Türk Telekomünikasyon Şirketine % 25’i Alcatel Spacecom’a ait Eurasiasat Şirketi
kurulmuştur.
2001 yılı itabariyle Türk kablo TV’nin 1 milyon abonesi mevcuttur. 15 milyon
civarındada cep telefonu abonesi vardır. Ayrıca değişik tipteki bilgisayar ve terminal
arasındaki haberleşmeyi geliştirmek üzere Turpak Network kurulmuştur.
Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki haberleşmeyi yoğunlaştırmak üzere
Avrasya Postalar Birliği kurulmuştur. Birliğin ilk kongresi 5-7 Haziran 2001’de
İstanbul’da toplanmıştır.
Reel Sektör
Sanayi Sektörü
1963’ten itibaren uygulanagelmekte olan beş yıllık kalkınma planları doğrultusunda,
Türk ekonomisinin ana hedefi “ yüksek büyüme oranı” ve “ sanayi sektöründe yapısal
değişiklikler” gerçekleştirmektir.Benimsenen bu politikalar 1980 öncesi ve sonrası
değişik sonuçlar doğurmuştur. 24 Ocak 1980’de devreye sokulan Ekonomik İstikrar
Programı ve başka tedbirler ekonomi politikalarında reform sürecini başlatmıştır. Bu
program ile, mali alanda, uluslararası ticarette ve döviz politikalarında devrim
niteliğinde reformlar gerçekleştirilmiştir. “İç talebi karşılayacak ithalat”ın yerine
“ihracat yoluyla açık ekonomi” anlayışı geçmiş ve değişim başlatılmıştır.
Türk sanayiinin gelişmesi ve dünya piyasaları ile entegrasyonu için serbest bölgeler
ve uluslararası fuarlar etkin kılınmıştır. Sanayiinin iyileştirilmesi girişimlerinin sonucu
olarak toplam ihracat içinde sinai ürünlerin oranı 1980’de % 36 iken 2003’de %
92.7’ye yükselmiştir.
Endüstriyel büyümeminin güdüsü muhakkakki özel sektörün rolünün ve dinamizminin
artması olmuştur. Son yıllarda özelleştirme girişimlerinin hızlanması, hiç şühesiz Türk
sanayiinde yapısal islahat açısından direk olumlu etkiler yaratmıştır. Bunun da
ötesinde kamu sektörünün sinai yatırımlarında da azalma meydana gelmiştir.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
19
TURKEY
Bütün bunlara ilave olarak verimlilik artışı, uluslararası rekabet gücü ve küçük ve orta
ölçekli sanayiin katma değeri alanlarında da gelişmeler sağlanmıştır.
Türk sanayiinin yıllık büyüme oranı
(The annual growth rate of Turkish endustry)
12%
10%
8%
6%
4%
2%
0%
-2%
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
-4%
-6%
-8%
-10%
Son yıllarda organize sanayi bölgeleri yapımı ve geliştirilmesi ile küçük sanayi siteleri
yapımı ve yurt sathına yaygınlaştırılması ağırlık kazanan girişimlerden olmuştur. 349
küçük sanayi sitesindeki işyerlerinin toplam sayısı 2001 yılında 81,453’e ulaşmıştır.
16,139 hektar’da inşa edilen organize sanayi bölgelerinin sayısı 65 olmuştur.
2001 yılı GSMH kompozisyonu incelendiğinde, sınai üretimin oranının % 25.6’ya
ulaştığı göze çarpmaktadır. 2000 ve 2001 yılında meydana gelen ekonomik krizler,
faiz oranlarının ve enflasyonun yükselmesi, döviz kurunda dalgalanmalar ve
ekonomik ortamda kaos gibi sonuçlar doğurmuştur. Bu durum sanayi üzerinde önemli
etkiler yaratmıştır. Bu gelişmeleri takiben Mayıs 2001’de “Güçlü Ekonomiye Geçiş
Programı” devreye sokulmuştur. Bu çerçevede reel sektörde, dolayısıyla sanayide
bir çok tedbir öngörülmüştür. 2000 yılında sınai üretim % 8.8 oranında artmış, 2001
krizini müteakip üretim % 8.6’’ya düşmüştür. 2000 yılında kapasite kullanım oranı %
75.9 iken 2001 yılında bu oran % 71.1 olmuştur. Üretimde azalmanın gerçekleşmesi
ve 2001 devalüasyonu sonrasında toplam ithalat içinde sanayiinin payı 39 milyar
dolar ile % 96.4’ten % 25.3’e düşmüştür. Aynı yıl sınai üretim ihracatı % 12,1
oranında artarak 28.9 milyar dolara yükselmiştir. AB ülkelerinin payı, toplam ihracatın
% 51.6’sı ve toplam ithalatın % 44.6’sıdır.
Türkiye’nin dünya piyasalarına entegrasyonu çabaları bütün hızıyla sürmektedir.
Türk sanayii, yatırımları ve özellikle Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile ortaklıkları ile
öncelik elde etmiş bulunmaktadır. Gümrük Birliği Anlaşması da ekonomiye yüksek bir
rekabet gücü sağlamıştır. Gıda sanayii ürünlerinin serbest dolaşımı alanında AB
teknik kodifikasyonları ve Ortak Ticaret ve Rekabet Politikaları doğrultusunda birçok
yapısal değişim gerçekleştirilmiştir.
Gıda Sanayi
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
20
TURKEY
Toplam sanayi üretimi içinde gıda sanayinin payı % 20’dir. Katma değerin en büyük
bölümü özel sektör tarafından üretilmektedir.
Tekstil Sanayi
Tekstil sanayii, Türk ekonomisinin gelişmesinde ana direktir. Tekstil ve konfeksyonda
Türkiye, dünya piyasasında önde gelen ülkelerden biridir. Türkiye dünya pamuk
üretiminde % 85’lik pay ile 6. sırada yer almaktadır. Ülke tekstil ihracatının % 85’i
pamuk ürünlerinden oluşmaktadır. Tekstil ürünlerinin % 35-$=’ı ihraç edilmektedir. %
60 ile kumaş üretimi tekstil sektöründe en büyük paya sahiptir. Türkiye tüm ülkeler
içinde tekstil ihracatında 15. ve kumaş ihracatında 7. sırada bulunmaktadır. AB
ülkeleri içinde de aynı konuda 6. ve 2. konumdadır. Türk tekstilinin en önemli
müşterileri; Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Rusya Federasyonu’dur.
Tekstil sektöründe özel sektörün payı % 95’e varmaktadır. Sektörde toplam 2.5
milyon kişi istihdam edilmektedir.
Deri ve Deri Ürünleri Sanayii
Üretim ve ihracat bakımından deri ve deri ürünleri Türkiye’nin en önemli
sektörlerinden biridir.
Özellikle İstanbul-Tuzla, Tekirdağ-Çorlu Organize Deri
Bölgelerinin ve İzmir-Menemen Deri Serbest Bölgesi’nin faaliyete geçmesi ham deri
işleme kapasitesinin artmasına yol açmıştır. Bu bölgeler ve özellikle İzmir-Menemen
Bölgesi’ yerli ve yabancı yatırımcılara cazip fırsatlar sunmaktadır.
Deri ve deri ürünleri sektörü imalat sektöründe % 1.1 paya sahiptir ve toplam sanayi
içindeki istihdam oranı da % 1.5’tir. 210 milyon dolar değerindeki ihracat hacmiyle bu
sektör ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir.
Kimya Sanayii
Sanayi sektöründe kimya sanayii % 5.5’lik bir paya sahiptir. Giderek gelişmekte olan
sektör diğer bir çok sektöre de girdi sağlamaktadır. 2000 yılı ihracat değeri 1,382
milyon dolardır. Türkiye’de 270’i büyük boyutta olmak üzere toplam 970kimyasal
firma mevcuttur.
Otomotiv Endüstrisi
Türk otomotiv endüstrisinin başlangıcı 1950’lere kadar uzanmaktadır. 1954 yılında
askeri jip ve van üretimi başlamış ve ticari kamyon ve otobüs üretimine geçilmiştir. İlk
otobüs üretimi 1966 yılında olmuştur. Otobüs üretimi OTOSAN tarafından başlatılmış
ve TOFAŞ ve RENAULT yatırımları ile giderek gelişmiştir.
Türkiye’de f
aaliyet
gösteren 15 otomativ firmasının 10’u Avrupa’ya aittir. 2001 yılında 270,685 araç
üretilmiştir, bunun 175,000’i otomobil, 95,000’i ticari araçtır. Aynı yıl 195,715 araç
satılmış ve 9000’i ihraç edilmiştir. 2001 yılında otomativ sektörünün birincil ve ikincil
üretimi ihracat değeri 2.7 milyon dolar değerindedir. Birincil ihracat pazarları
Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Romanya, Mısır ve Rusya Federasyonu’dur.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
21
TURKEY
Sektör açısından en önemli olgu iyi kalifiye insan gücüne sahip olmasıdır. Sektörde
doğrudan ve dolaylı çalışanların sayısı 500 000’dir.
Elektronik Sanayii
Enformasyon ve haberleşme teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de
en çok gelişen ve inkişaf eden sanayilerden biri de elektronik sanayiidir. Son yıllarda,
bilgisayar, telekomünikasyon ve tüketimi yan sektörlerinde önemli gelişmeler
yaşanmıştır.
Türk Elektronik Sanayyi Birliği verilerine göre, sektörün 2000 yılı üretimi 2.9 milyon
dolar değerinde üretim yapmış ve toplam 1.4 milyar dolar değerinde ihracata
ulaşmıştır. İhracatın % 62’sini tüketim araçları oluşturmaktadır. Bu tali sektörde renkli
TV önemli bir kategoriyi oluşturmaktadır. 2000 yılında 844.4 milyon dolar değerinde
renkli TV ihracatı gerçekleştirilmiştir.
Dayanıklı Sanayi Malları Endüstrisi
Yerli talebin giderek artmasının bir sonucu olarak beyaz eşya sektörü canlı bir
döneme girmiştir. 2000 yılı sektörün zirve yıllarından biridir; buzdolabı ve çamaşır
makinesi talebi 1.5 milyon ve bulaşık makinesi ile fırın talebi 500.000 olmuştur.
Sektör önemli bir teknolojik gelişme yaşamaktadır ve gerek pazarlama gerekse
hizmet gücü açısından dünya pazarlarında rekabetçi bir güce kavuşmuş
bulunmaktadır.
Sektör 1999 yılından beri net ihracatçıdır ve 2001 yılında 600milyon dolar değerinde
ihracat gerçekleşmiştir.
Kuyumculuk
Türkiye’nin köklü bir kuyumculuk-mücevherat geleneği vardır. Kanuni Sultan
Süleyman devrinde İstanbul dünyanın mücevher merkezidir. Bugün de mücevher
alanında Türkiye haklı bir şöhret edinmiştir. Telkari, Savat ve Hasır gibi bazı özel
Türk motiflerine ilgi büyüktür. Türk ihracat pazarından yeni olmasına karşın mücevher
sektörü son yıllarda iyi bir duruma gelmiştir. 1995 yılında mücevher üretimi 60 milyon
dolar iken 2000 yılında 394 milyon dolara yükselmiştir. Mücevher üretiminin büyük bir
bölümü gümüş ürünleridir. En önemli ihracat pazarları ABD, Almanya, Birleşik Arap
Emirlikleri, İsrail, İtalya ve İsviçre’dir. Bu ülkelere yapılan ihracat Türk mücevher
üretiminin % 80’ini oluşturmaktadır.
Tarım Sektörü
Türkiye tarım ve hayvancılık alanında komşu ülkelere kıyasla üstün bir konuma
sahiptir ve tarımsal üretim bakımından kendi kendine yeten nadir ülkelerden biridir.
Toprak büyüklüğü bakımından Türkiye dünyanın en geniş ülkelerinden biridir.
Toprakların % 16’sı çayır ve mera, % 26’sı orman ve % 25’i de tarım arazisidir. Tarım
topraklarının toplamı 1940 yılında 14.8 milyon hektar iken 2000 yılında 26.5 milyon
hektar olmuştur. Tarımsal arazinin % 83.5’inde kuru tarım, geri kalanında ise
sulamalı tarım yapılmaktadır. 2000 yılı verilerine göre toplam tarımsal üretimin %
68.3’ü bitki üretimi, % 25.7’’si hayvancılık, % 2.7’si ormancılık ve % 3.3’ü ise su
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
22
TURKEY
ürünleri üretimi (aquaculture)’ne hasredilmiştir. Bitki üretimi hasadını oluşturan
meyve, sebze üretiminin oranı ¾ olup tahıllar, tüm bitki üretiminin başında
gelmektedir. 2000 yılı itibariyle Türkiye; fındık, incir ve kaysı üretiminde birinci sırada,
sebze, üzüm ve tütün üretiminde dördüncü, buğday ve pamuk üretiminde ise yedinci
sırada bulunmaktadır.
Son yıllarda, sulamalı ekim ve buna ilişkin altyapı gelişimine olan devlet desteği, Türk
tarımının gelişmesi üzerinde olumlu bir etki yapmıştır. Bunlardan en önemlisi
şüphesiz Güneydoğu Anadolu Projesi (SAP)’dir. Bu proje ile tarımsal üretimde ,özellikle pamuk, baharat, pirinç, yağlı tohumlar ve pamuk üretiminde- korkunç bir
çeşitlenme ve artış beklenmektedir.
1980’de GSMH içinde tarım sektörünün payı % 26.1’dir. Bu oran azalmış ve 2001 yılı
sonunda % 14’e gerilemiştir. İstihdam açısından tarım sektörünün payı % 42’dir.
GSMH içinde tarım sektörünün payının azalması, tarımsal üretimin düştüğü anlamına
gelmemekte fakat, sanayileşmeye yönelik politikaların benimsenmesiyle milli hasıla
içinde sanayi sektörü payının arttığını göstermektedir.
Gerçekten de sanayi
sektöründeki gelişmelere paralel olarak, tarım sektöründe de modern teknolojiler ve
yeni tarımsal yönetim teknikleri geliştirilmektedir. 2001 yılı içinde tarımsal ürünler
ihracatı 4.5 milyar dolardır. 2001 yılında GSMH’nın % 12.9’unu tarım ve % 25.3’’ünü
sanayi sektörü oluşturmaktadır. 2001 yılında tarımın payı % 6.1 ve sanayinin payı da
% 7.5 oranında azalmıştır.
Tarım sektöründe yıllık büyüme
12%
10%
8%
6%
4%
2%
0%
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
-2%
-4%
-6%
-8%
1999 Helsinki Zirvesi ile başlayah süreç ile Türk tarım sektörü Avrupa Birliğig
müktesebatı doğrultusunda yenilenmiştir. Bu çerçevede 2001 yılında Müstahsil
(Yetiştirici) Kayıt Sistemi getirilmiş ve 2.3 milyon müstahsil kayıt yaptırmış, bunlara
1.2 katrilyon TL karşılığı kredi Gelir Desteği fonundan sağlanmıştır. Ayrıca Tarımsal
Destek ve Rehberlik Kurulu kurulmuştur. Yetkililer tarımsal faaliyetlerin, Kurul
tarafından yaratılan gelirler vasıtasıyla tek bir organ tarafından düzenlenmesini,
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
23
TURKEY
Tarım Bakanlığı’nın bazı görevlerinin birlikler, bazı firmalar ve diğer legal özel
kuruluşlara devredilmesini amaçlamaktadır.
Hayvancılık
Toplam tarımsal üretimi içinde hayvancılığın oranı % 20 ile % 25 arasında değişiklik
göstermektedir. Bu oranın orta vadede, Tarımsal Reform Programı çerçevesinde %
70’lere yükseltilmesi hedeflenmektedir. 2000 yılında sığır miktarı 11 milyon ve koyun
miktarı ise 28.4 milyondur.
İnşaat Sektörü
Türkiye’de inşaat sektörü, diğer sektörleri harekete geçiren ve motive eden lokomotif
sektör durumundadır. Diğer sektörler inşaat sektörüne girdi sağladığında gelişen
inşaat sektörünün GSMH içindeki payı % 33’e ulaşmaktadır. İstihdama katkısı % 15
civarındadır. Türk inşaat şirketlerinin yurt dışındaki faaliyetleri, diğer sektörlerle
bağlantılar, döviz ve istihdam potansiyeli bakımından önemli bir yan sektör
durumundadır. Bu faaliyetler Türkiye’de, GSMH’nın ve istihdam oranının % 6’sını
oluşturmaktadır.
Yurtdışındaki Türk inşaat sektörü, uluslararası iş hacminde % 2-3 oranında bir
büyüklüğe sahiptir. Bu sektör, 50 ülkede 1300 proje ile özellikle Orta Asya ve Rusya
piyasalarına odaklanmıştır. Türk firmalarının bugün toplam inşaat hacmi içindeki
ihale değeri 50 milyon dolar civarındadır.
1972-19999 döneminde Türk firmalarının uluslararası inşaat faaliyetleri içindeki
kompozisyonu şu şekildedir: Libya % 34, Rusya Federasyonu % 21, Suudi Arabistan
% 11, Kazakistan % 5, Pakistan % 4, Irak % 4, Türkmenistan % 3 ve diğerleri % 18.
1990 sonlarına doğru Libya’nın payı giderek büyüyerek % 34’e ulaşmıştır.
1998 Rusya krizi dolayısıyla Rusya ve diğer Orta Asya ülkelerinin bundan
etkilenmesiyle Türk firmaları piyasada önemli sorunlarla karşılaşmışlardır. Buna bağlı
olarak yeni inşaat değerleri 1990-1998 döneminde 3 milyar dolardan, 1999-2002
döneminde 1 milyar dolara düşmüştür.
Sektörün gsmh içindeki net payı 2000 yılında % 6 iken, ekonomik krizin etkileri
dolayısıyla 2002 yılında bu oran sabit fiyatlarla % 4.6 olmuştur.
İnşaat sektörünün, üç aylık dönemlerle yıllık GSMH içindeki payında artış
Sarı: İnşaat sektörü
Mavi: GSMH
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
24
TURKEY
15
11,1
10
4,2 4,34,9
5
11,5
10,4
7,9
7,2 6,77,6
7,4
3,7
2,7
-8,3
-9,1
2003-II
2003-I
-3,3
2002-IV
2002-III
2002-II
-3,6
2002-I
2001-IV
-3,3
-5,2
-5,8
-10
-15
2001-III
2001-II
2001-I
2000-IV
-1,3
2000-III
-5
2000-II
0
2000-I
0,4
-9,6
-11,8
-12,3
-12,3
-14,5
-17
-20
İnşaat
GSMH
2002 yılı içindeki % 2.7’lik artış dışında, 2001 yılı başından itibaren inşaat sektörü
azalmaktadır. Yine yukarıdaki tablodan görüldüğü gibi, 2003 yılının ilk üç ayında,
sektör % 17 oranıyla ve ikinci üç ayda % 14.5 ile daha küçülmüştür. Sektördeki bu
olumsuz gelişmelere rağmen, 2003 yılı itibariyledünyadaki toplam inşaat
faaliyetlerinin % 10’u Türk firmalarınca yürütülmektedir.
SIS istatistiklerine göre inşaat sektörü, inşaat malzemeleri üretimi dolayısıyla hizmet
sektörü içinde sayılmaktadır. Türkiye’de tekstil ve gıda sektörlerinden sonra inşaat
malzemeleri nin üretim kapasitesi, % 10 oranıyla 3. sırada bulunmaktadır. Ayrıca
sektör Türkiye ihracatının % 10’unu oluşturmaktadır. Yıllık ihracat geliri 2.5-3 milyar
dolar civarındadır.
Türkiye, inşaat malzemeleri üretiminde dünya çapında en büyük ülkelerden biridir.
Seramikte Avrupa’da 3. ve dünyada 5.’dir.Avrupa’daki rakipleri İtalya ve İspanya’dır.
Dünyadaki rakipleri ise Çin ve Brezilya’dır. Çin’in yıllık seramik üretimi 1.4 milyar
metre kare iken, Türkiye’nin üretimi 200 milyon metre karedir.
Çimento üretiminde Türkiye Avrupa’da 3. ve dünyada ilk 10 içindedir.
Demir-çelik üretiminde ilk 20 ülke içinde bulunmakta ve cam üretiminin % 35’ini ihraç
etmektedir.
Turizm
Türkiye; tarih, kültür ve tabii güzelleklere sahip nadir ülkelerden biridir. Yılın dört
mevsimini yaşayan bölgeleri, yeşil ormanları, kış sporlarına uygun yüksek karlı
dağları, temiz sahil ve plajları, termal tesis ve ılıcaları, misafirperver insanları ve leziz
mutfağı ile Türkiye şüphesiz turizm bakımından ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
Son yıllarda dış ticaret gelirlerinin artamsında turizm gelrlerinin artışı büyük bir paya
sahiptir. 2003 yılında turizm gelirleri 11 milyar dolar olmuştur.
Yıllık turist sayısı
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
25
TURKEY
16000000
14000000
12000000
10000000
8000000
6000000
4000000
2000000
0
1998
1999
2000
2001
2002
2003
Turist sayısında ve turizm gelirlerindeki sürekli artış, sektörde önemli gelişmeler
olduğunun göstergesidir. 2001 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı 11.6 milyonun
üzerindedir. 2003 yılında bu rakam14 milyona ulaşmış ve net turizm geliri 11 milyar
doları bulmuştur. Dünya Turizm Kurumu’nun hazırladığı “Turizm: 2020 Avrupa
Vizyonu” raporuna göre, 2020 yılında Türkiye bölgenin 4. büyük ülkesi olacak ve 40
milyar dolarlık turizm gelirine sahip olacaktır. Türkiye’nin 2020 hedefi ise; 60 milyon
ziyaretçi ile yıllık 50 milyar dolar gelirdir.
Dış Ticaret
24 Ocak 1980’de yürürlüğe giren Ekonomik İstikrar Tedbirleri, Türk ekonomisi için bir
dönüm noktasıdır. Vergi iadeleri, düşük faizler, ve aynı zamanda üretici olan
ihracatçılara gümrük muafiyetleri gibi desteklerle ilk defa olarak ihracata büyük önem
verilmiştir. 1984’ten sonra liberalizasyon ile de iç piyasa rekabete açılmış, ithalatta
büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Gerçi bu dönemde ihracattaki gelişme daha büyük
bir değere sahiptir: sinai üretimin gelişmesiyle tarımsal ihracat artış göstermiştir.
1980 yılında 11 milyar dolar olan dış ticaret hacmı, 2000 yılında 82.3 milyar dolara,
2001 yılında 91 milyar dolara, 2002’de 71.7 milyar dolara, ve nihayet 2003’de 118
milyar dolara yükselmiştir. GSMH içersinde dış ticaretin payı, küreselleşme açısından
iyi bir gösterge olarak, 1980’de % 16 iken 2003’de % 40’a çıkmıştır.
Gümrük Birliği’ne girilen 1996 yılı sonunda Türk ekonomisinin dış ticaret açığı 20
milyar dolardı. 1997’de ihracat % 13 oranında artarak 26.2 milyar dolar olmuştur, bu
arada ithalat da % 11.3 oranında artmış ve 48.6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Dünya Ticaret Örgütü’nün hazırladığı “Dünya Ticaretinde Gelişmeler” raporuna göre
Türkiye, dünyanın en tepedeki ekonomileri arasında yer almaktadır.
Türkiye’de yıllık dış ticaret göstergeleri
(Annual international trade indicators of Turkey)
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
TURKEY
26
Dış ticaret
hacmi
(milyon $)
İthalat
(milyon $)
İhracat
(m. $)
Tic.dengesi
(milyon$)
GSMH
dengesi
(%)
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
57.345
75.694
80.669
76.584
69.513
85.224
75.772
91.678
117.099
35.709
43.627
48.559
45.921
40.671
54.503
40.410
50.146
64.741
21.636
23.225
26.261
26.973
26.588
27.775
31.334
36.059
45.884
-14.073
-20.402
-21.586
-18.948
-14.083
-26.728
-9.076
-14.087
-18.857
7.7
5.7
7.9
6.9
5.6
11.1
3.1
4.6
5.6
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı
Bu oran 1990’larda % 50 civarında idi, ancak 1994 krizi sırasında % 77.8 olmuştur.
1995 yılında % 53.5 oranında artan ithalat, oranı % 60.6’ya indirmiştir. İhracatın
ithalatı karşılama oranı 1997, 1998, 1999 yıllarında giderek artarak % 54.1, % 58.7,
% 65.3 olmuştur. 2000 yılında önemli bir düşüş gerçekleşmesine karşın 2001 yılında
yine artarak % 70’e varmıştır.
Öte yandan AB ile entegrasyon sürecinde Avrupa ticaretinde daha yüksek paylara
yükselip, üçüncü dünya ülkeleri piyasalarında daha rekabetçi bir güce ulaşılması
beklenmektedir. Gelecek 20 yıl içersinde ekonominin % 5-6’lar düzeyinde büyüyeceği
varsayılarak, ithalatın 560 milyon dolar seviyelerinde gerçekleşeceği tahmin
edilmektedir.
1995-2003 döneminde ithalat ve ihracat (milyon dolar)
Mavi : ihracat
Pembe: ithalat
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
27
TURKEY
İhracat
Özellikle 1998 ikinci yarısından itibaren artan ekonomik sorunlar etkilerini göstermiş
ve GSMH’da, verimlilik ve kapasite kullanımı alanlarında olumsuz gelişmeler
meydana gelmiştir. Öte yandan 1997 küresel ekonomik kriz ve 1998’deki Rusya
krizinin olumsuz etkilerinden Türk ekonomisi kendini kurtaramamıştır. Bunlara ilave
olarak deprem ve buna bağlı tabii afetlerin de etkisiyle ekonomi % 6.1 oranında
küçülmüş bu da tabiatıyla ihracata yansımış ve ihracat - 1989’dan beri ilk kez 1999’da % 1.4 oranında azalmıştır.
İhracat açısından 2000 zor bir yıl olmuştur. Zira enflasyon oranı , Ekonomik Program
tarafından öngörülen döviz değişim kuru artış oranından daha yüksek olmuştur.
İlaveten Türk Lirasının Euro karşısındaki gerçek değerine ve iç pazardaki talebe bağlı
olarak, ihracattaki artış gerilemiştir. 2000 yılında ihracat artışı sadece % 5.5 ile 27.8
milyar dolar olmuştur.(bu miktar 46 milyar dolardı)
Yılık ihracat miktarları ( milyon dolar)
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
28
TURKEY
50000
45000
40000
35000
30000
25000
20000
15000
10000
5000
0
1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003
Sektoral Structure of Exports
İhracat
Milyon $
1. Tarım ürünleri
i- Gıda
Hayvan ve gıda
Hayvan
Tahıl, tahıl ürünleri
Meyve-sebze
Bal, şeker
Hayvan yemi
Diğer gıda
İçki,tütün,sigara
- alkollü,alkolsüz içki
- tütün ve tütün ürünleri
Hayvansal ve bitkisel yağ
Yağlı tohumlar, bitkiler
ii. Tarımsal hammadde
Deri, ham deri
Doğal, sentetik kauçuk
Doğal mantar, ağaç
Odun ve kağıt hamuru
Dokuma ipliği
Diğer tarımsal ve ham
madde
2. Maden ürünleri
i. maden cevheri
ii. madeni yağ
Kömür
Petrol ve türevleri
Doğal gaz
Elektrik
ii. Metal (demir hariç)
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
4.949
4.556
5.470
5.133
5.053
4.688
4.442
4.084
3.855
3.543
4.349
3.997
4.052
3.668
3.559
85
507
2.219
211
15
522
742
105
638
232
23
392
4
14
18
0
4.078
83
637
2.466
270
8
616
754
71
683
271
30
337
3
9
31
0
3.711
48
581
2.357
232
5
548
645
55
590
239
33
365
22
8
30
1
3.189
12
379
2.132
217
6
444
603
41
562
256
36
358
10
9
24
0
2.891
2
406
1.817
239
10
416
529
37
491
100
23
313
26
10
16
1
3.316
44
327
2.142
343
25
435
471
36
435
180
29
352
31
5
40
0
3.118
31
299
2.062
183
13
530
426
41
385
98
27
384
34
5
36
1
78
82
84
82
64
56
76
991
418
275
1
250
9
15
298
992
462
192
1
169
11
11
338
1.034
409
259
2
233
9
15
365
1.078
423
337
1
308
13
14
319
1.157
454
329
2
292
15
20
374
1.236
406
445
4
399
21
20
386
1.497
455
691
2
651
23
16
351
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
29
TURKEY
3. Sanayi
i. Demir-çelik
ii. Kimyasallar
Plastikler
Ecza mamulleri
Diğer kimyasallar
iii. Diğer ara mamuller
Hazır deri, hayvan postu
Kauçuk ürünleri
Orman ürünleri, mantar
Kağıt, karton
Metal dışı mineraller
Çimento, alçı, inşaat mlz
Cam ve cam mamulleri
Diğerleri
Metal mallar
iv. Taşıt &nakliye araçları
Otomativ sanayii ürünleri
Ofis ve haberleşme maki.
Diğer taşıt ve nakil
araçları
Elektrik üreten makineler
Elektriksiz makineler
Diğer nakil araçları
Elektrikli makine ve araç
v. Tekstil sanayii
vi. Hazır giyim
Deri ve kürk giyim
Diğer giyim
vii. Diğer tüketim maddeleri
Isıtma,aydınlatma
ve
kimyasal aletler
Mobilya
Seyahat malzemeleri
Ayakkabı
Bilimsel ölçü ve kontrol
aletleri
Diğer tüketim malları
4. Diğer ürünler
TOPLAM
17.256
1.926
999
196
97
705
1.602
44
251
52
127
693
221
254
218
434
3.012
806
331
1.876
19.769
2.248
1.169
235
114
820
1.875
62
278
44
156
838
279
323
236
497
3.364
665
492
2.206
20.866
1.824
1.152
245
120
787
2.035
60
327
41
154
845
273
328
244
607
4.092
800
896
2.395
21.023
1.737
1.121
248
127
746
2.054
49
339
45
150
857
287
306
264
614
5.037
1.438
8197
2.780
22.699
1.865
1.243
299
148
796
2.280
48
373
48
166
1.015
371
363
281
629
5.740
1.531
1.017
3.192
25.661
2.500
1.367
383
153
831
2.625
52
453
69
242
1.097
437
381
279
711
7.153
2.336
1.045
3.771
30.288
2.831
1.523
405
164
954
3.140
47
509
82
307
1.311
558
413
339
883
8.632
3.174
1.606
3.852
92
505
320
960
2.724
6.076
347
5.729
918
134
111
612
516
967
3.352
6.697
407
6.289
1.065
137
158
677
558
1.002
3.557
7.074
357
6.717
1.132
158
138
737
937
968
3.478
6.516
308
6.208
1.080
155
149
844
1.094
1.106
3.706
6.586
343
6.243
1.279
167
195
964
1.250
1.362
3.943
6.661
374
6.287
1.413
185
183
1.109
947
1.613
4.268
8.094
389
7.705
1.800
270
87
38
151
39
91
40
209
42
111
36
186
56
140
31
110
48
178
34
114
53
197
40
126
59
288
43
132
65
468
28
23.224
545
30
26.261
585
22
26.974
596
45
26.587
734
63
27.775
807
89
31.334
1.002
222
36.059
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
30
TURKEY
Türkiye’nin Ülkeler Bazında İhracatı
(milyon dolar)
Toplam İhracat
OECD Ülkeleri
- ABD
AB Ülkeleri
- Almanya
- İtalya
- İngiltere
- Fransa
- Hollanda
- İspanya
- Belçika
- Yunanistan
EFTA Ülkeleri
Diğer Avrupa Ülkeleri
Ortadoğu Ülkeleri
- Suudi Arabistan
Afrika Ülkeleri
Bağımsız Devletler Topluluğu
1999
2000
2001
2002
2003
26587
18056
2437
14348
5470
1685
1830
1570
932
751
623
407
362
1202
2205
367
1659
1531
27775
19006
3135
14510
5180
1789
2037
1657
874
714
647
438
324
2278
2553
387
1373
1649
31334
20615
3126
16118
5367
2342
2175
1895
892
950
688
476
316
2658
3582
501
1521
1978
36059
23533
3356
18459
5869
2376
3025
2134
1055
1125
693
590
409
3447
3576
555
1697
2279
46878
30263
3736
24350
7453
3167
3659
2818
1520
1781
871
903
533
4687
5037
739
2111
2937
Kaynak: SIS
İthalat
1984 yılına kadar Türkiye ithal ikamesine dayanan bir dış ticaret politikası izlemiştir.
Ancak iç talebi karşılamayan malların ithalatına izin verilmiştir. Bunun sonucu olarak
ithalat, enerji ham maddeleri, makine ve nakliye araçları ile kimyasal ürünlerle sınırlı
kalmıştır. Diğer alanlarda piyasa, prensipte yabancı üreticilerin rekabetine kapalı
tutulmakta ve yerli sanayi korunmaktaydı.
1984’te rekabetçi, ihracata dayalı ekonomik politikalar benimsenmiştir. 1980’lerde
başlayıp 1990’larda hızlandırılan gümrük indirimleri, bürokratik işlemlerden
kaynaklanan engellerin azaltılması, şeffaflık ve sadelik gibi yapısal ve kurumsal bazı
değişimlerin hayata geçmesiyle ithalat, çeşitlilik, kompozisyon, değer ve miktar
bakımından artmıştır.
Bazı bölgesel ve küresel değişimler, Dünya Ticaret Örgütü’nün kurulması ve
Türkiye’nin Gümrük Birliği çerçevesinde bu örgütle entegrasyonu, uluslararası
dinamiklerin artması Türkiye ithalat politikasını şekillendiren faktörler olmuştur.
Son yıllarda, ekonomik krizlerden kaynaklanan GSMH değerindeki değişimler
nedeniyle ithalat dalgalanmalar göstermiştir. 1994 krizini takibeden 3 yıl süresince
büyüme oranı önemli ölçüde büyük olmuş ve Türk Lirasının değeri dominant
posizyonda kalmış, 1995-97 döneminde ithalat % 27.7 oranında artış göstermiştir.
Son 2-3 yılda, genel ekonomik eğilimlere bağlı olarak ithalat yılda % 4.1 oranında
azalmıştır. 2003 yılında ithalat 68.7 milyar dolar olmuştur.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
31
TURKEY
İTHALAT (milyon $)
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1. Tarım ürünleri
i. Gıda
Hayvanlar ve ürünler
Hayvanlar
Tahıl ve tahıl ürünleri
Meyve, sebze
Bal ve şeker
Hayvan yemi
Diğer gıda
İçki, tütün, tütün ürünl.
Alkollü-alkolsüz içki
4.866
2.831
1.776
167
788
101
294
150
277
296
19
277
509
250
2.035
677
242
183
4.926
2.649
1.426
19
719
176
44
184
285
393
10
383
507
260
2.278
589
205
167
4.321
2.311
1.165
26
480
183
14
158
304
319
12
307
521
305
2.010
373
167
186
3.398
2.038
1.075
24
418
159
17
176
281
308
15
293
436
219
1.360
102
135
157
4.156
2.133
1.159
33
408
193
16
207
302
365
15
351
375
233
2.023
225
161
183
3.079
1.487
736
23
193
118
12
136
254
296
13
283
321
134
1.593
275
130
99
3.995
1.912
1.055
16
392
142
20
144
341
218
10
208
415
223
2.083
453
183
121
127
732
74
144
1.089
83
153
1.022
108
164
703
99
238
1.117
99
149
866
73
192
1.031
104
8.079
1.350
5.914
624
3.998
1.280
12
815
30.526
1.970
5.777
1.381
636
3.759
2.512
278
258
72
711
430
27
8.417
1.389
0.063
626
3.716
1.636
84
965
34.996
2.334
6.476
1.657
811
4.008
2.523
284
277
76
698
416
44
6.589
1.187
4.506
521
2.575
1.295
114
896
34.739
2.230
6.579
1.647
1.019
3.912
2.546
199
311
99
707
457
64
7.134
942
5.375
345
3.482
1.467
81
816
29.917
1.565
6.288
1.536
1.159
3.593
2.251
125
282
75
736
377
53
11.682
1.048
9.529
676
5.643
3.079
132
1.105
38.482
2.422
7.415
1.872
1.345
4.198
2.802
230
369
148
927
394
60
9.859
709
8.339
348
4.675
3.154
162
811
27.153
1.803
6.243
1.482
1.345
3.416
2.108
249
227
71
636
287
32
11.656
1.362
9.204
749
5.411
2.915
128
1.090
34.023
2.198
7.909
2.064
1.721
4.123
2.681
296
330
112
831
380
29
170
234
763
15.806
2.847
2.067
10.892
552
6.758
2.052
166
206
772
18.642
4.322
2.733
11.587
947
6.872
1.970
187
205
773
18.232
4.030
3.295
10.907
1.080
6.285
1.536
153
171
656
15.378
3.303
4.272
7.803
685
4.159
1.221
157
177
733
20.509
5.854
5.468
9.187
656
4.905
1.701
118
138
638
12.701
2.126
2.709
7.865
1.408
3.776
1.340
151
200
730
15.609
2.794
3.180
9.636
1.277
5.472
1.202
Tütün ve tütün mamulü
Hayvani-bitkisel yağ
Yağlı tohum ve meyveler
ii.Tarımsal hammadde
Deri, ham deri, post
Doğal, sentetik kauçuk
Doğal mantar ve ağaç
Ağaç hamuru ve kağıt
Dokuma ipliği
Diğer tarımsal ve hayvani
hammadde
2. Maden ürünleri
i. maden cevheri
ii. Madeni yağ
Kömür
Petrol ve türevleri
Doğal gaz
Elektrik
iii.Demir dışı metaller
3. Sanayi
i. Demir ve çelik
ii. Kimyasallar
Plastikler
İlaç
Diğer kimyasallar
iii. Diğer ara ürünler
Hazır deri, ham deri,post
Kauçuk ürünler
Mantar ve orman ürünleri
Kağıt, karton
Metal dışı mineral ürünleri
Çimento, alçı ve diğer
inşaat ürünleri
Cam ve cam ürünleri
Diğerleri
Metal ürünler
iv. Makine ve taşıt araçları
Otomotiv sanayii ürünleri
Ofis ve haberleşme
Diğer makine ve nakil araçlar
Elektrik üreten makineler
Elektriksiz makineler
Diğer taşıt araçları
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
32
TURKEY
Elektrikli aletler
v. Tekstil sanayii
vı. Hazır giyim
Deri ve kürk
Diğer giyim
vii. Diğer tüketim malları
Isıtma, aydınlatma ve diğer
sağlık aletleri
Mobilya
Seyahat mazemeleri
Ayakkabı
Bilimsel ölçü ve kontrol araçl.
Diğer tüketim malları
4. Diğer ürünler
TOPLAM
1.530
2.111
171
17
154
2.179
144
1.796
2.324
233
16
217
2.465
155
2.005
2.317
243
21
222
2.592
208
1.738
1.907
208
12
196
2.319
193
1.925
2.136
264
12
252
2.935
207
1.341
1.921
239
25
214
2.138
113
1.685
2.844
283
25
258
2.498
131
127
19
99
650
1.139
155
43.627
161
21
135
732
1.260
218
48.559
179
31
128
753
1.292
273
45.921
148
29
80
675
1.194
222
40.671
186
34
116
836
1.555
182
54.503
115
28
84
625
1.172
1.308
41.399
126
37
116
750
1.339
1.880
51.554
Türkiye’de Ülkeler Bazında İthalat:
(Milyon dolar)
1998
45.921
33.473
4.043
2.045
24.091
7.311
4.249
3.033
2.681
1.446
1.202
1.168
Diğer Avrupa Ülkeleri
948
Ortadoğu Ülkeleri
2.214
- Suudi Arabistan
669
Afrika Ülkeleri
1.760
Bağmsız
Devletler 3.722
Toplam İthalat
OECD Ülkeleri
- ABD
- Japonya
AB Ülkeleri
- Almanya
- İtalya
- Fransa
- İngiltere
- Hollanda
- Belçika
EFTA Ülkeleri
Topluluğu
- Rusya Federasyonu
2.153
1999
40687
28326
3081
1393
21416
5881
3192
3128
2190
1316
1133
926
938
1987
579
1690
3732
2000
54503
35682
3911
1621
26610
7198
4333
3532
2748
1584
1661
1155
6319
4155
962
2714
5693
2001
41399
26007
3261
1307
18280
5335
3484
2284
1914
1042
985
1481
5269
3303
730
2819
4630
2002
51553
32984
3099
1466
23321
7042
4097
3053
2438
1311
1150
2512
6343
3682
794
2696
5555
2003
68734
43544
3420
1914
31495
9400
5446
4158
3471
1633
1521
3355
8818
4334
968
3244
7713
2372
3887
3436
3892
5420
Kaynak: SIS
Türkiye’de İş Yapmaya İlişkin Önemli Bilgiler
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
33
TURKEY
İki ve Çok Taraflı Anlaşmalar Listesi
Türkiye ile Azerbeycan arasında bir çok ikili anlaşma imzalanmıştır. Bunlardan en
önemli ikisi; Yatırımların Karşılıklı Olarak Geliştirilmesi ve Korunması Anlaşması ile
Duble Vergilendirilmenin Önlenmesi Anlaşması 9 Şubat 1994 tarihinde imzalanmıştır.
Birincisi Eylül 1997’de yürürlüğe girmiş ikincisi ise Ocak 2000 tarihinde yürürlüğe
girmiştir.
Türkiye ile Gürcistan arasındaki başlıca anlaşmalar aşağıdadır:
™ Serbest Ticaret ve Ekonomik Bölgelerin Oluşturulması Protokolü ( 31 Ağustos
1995)
™ Yatırımların Karşılıklı Olarak Geliştirilmesi ve Korunması Protokolü (30
Temmuz 1992)
™ Vize Kolaylığı Anlaşması (4 Nisan 1996)
™ Gümrük Geçiş Noktaları Anlaşması ( 4 Nisan 1996)
™ Haberleşme İşbirliği Anlaşması ( 4 Nisan 1996)
™ Duble Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (Müzakereleri hala sürmektedir)
Türkiye ile Ermenistan arasındaki hudut kapalı olup herhangi bir ilişki
bulunmamaktadır. Türkiye bütün katılımcı ülkelerle Karadeniz Ekonomik İşbirliği
doğrultusunda işbirliği yapmaktadır.
Türkiye’nin tüm uluslararası anlaşmalarına aşağıdaki adresten ulaşılabilir:
http://www.dpt.gov.tr
Gümrük Mevzuatı
Gümrük işlemleri ile ilgili bilgi almak üzere aşağıdaki web adresleri faydalı olabilir:
http://www.gumruk.gov tr
http://www.customs-edi.gov.tr
http://www.igmd.org
http://www.gumrukmevzuat.com
http://www.igeme.org.tr
Armonize Mallar Sistemine göre İthalat Vergi Oranları
Türkiye’nin 1996 yılında imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması doğrultusunda Türkiye
AB ülkeleriyle aynı gümrük verigi oranlarını benimsemiştir. AB ülkeleriyle ithalat
gümrük vergi ve standartları için lütfen aşağıdaki adresten bilgi alın:
http://mkaccdb.eu.int/
İthalat Kısıtlamaları
1996 Gümrük Birliği Anlaşması’ndan sonra Türkiye üçüncü ülkelerle muamelelerinde
Avrupa gümrük vergilerini uygulamaya başlamıştır. AB ve EFTA ülkelerinin tarımsal
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
34
TURKEY
olmayan ürünleri için bu uygulanmamaktadır. Birlik sonrasında üçüncü ülkelerleden
sanayi ithalatına yönelik olarak Türkiye’nin uyguladığı ortalama koruma azalmıştır.
Deri ve seramik gibi bazı yoğun sanayi ürünlerine ilişkin yüksek gümrük vergileri
giderek azalmaktadır. Bununla birlikte Türkiye iç piyasayı korumak amacıyla gıda ve
tarımsal ürünlere yüksek tarif uygulamaya devam etmektedir.
Ticarette Teknik Engeller
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Uluslararası ve Avrupa standartları olan SA 8000,
ISO 14000 ve CE gibi sosyal ve ekolojik standartlara uyum açısından büyük çaba
harcamaktadır. Daha fazla bilgi için bakınız:
http://www.tse.org.tr
http://www.foreigntrade.gov.tr
Döviz
1980 yılından itibaren devam eden liberizasyon süreci çerçevesinde döviz tamamen
konvertibl hale getirilmiştir.
Ana Ulaşım Yolları
Türkiye, önemli uluslararası merkezlerle, hammadde kaynaklarının bağlantı noktası
üzerinde yer almaktadır. Avrupa Otoyol Ağı (E Network), Türkiye’nin de imzaladığı
Başlıca Uluslararası Hava Güzergahları (Koridorları) Avrupa Anlaşması ile
başlamıştır. Bu anlaşmaya göre, Türkiye E Network’e 5947 km uzunluğunda karayolu
ağı sağlamıştır ki bu yollarda birçok güvenlik, teçhizat ve koruma standartlarına
uyulmaktadır.
21. yüzyılın başında Çin ve Orta Asya Cumhuriyetlerini Türkiye ve İran kara ve
otoyolları üzerinden Avrupa’ya bağlama projeleri yeniden ihya edilerek, ESCAP
“Trans-Asya Karayolları Ağı” için güzergahları ( koridorları) belirlemiştir. Bu ağın
Trans-Asya için Orta güzergahı İstanbul’u Almatı’ya bağlamaktadır. Bir yıl önce,
düzenli olmamakla birlikte, bu yol boyunca ticari taşıyıcı trenler işlemeye başlamıştır.
AB öncülüğünde, Orta ve Doğu Avrupa
(CEE) ülkelerinin ortak ulaştırma
politikalarına daha iyi uyum sağlamaları amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. Bu
çerçevede, ulaştırma politikaları belirlenmiş ve finansal kaynaklar bu projelere
yönlendirilmiştir. Bu aşamada, CEE ülkeleri bölgesinde 10 güzergah (koridor)
belirlenmiş ve PEN (Pan Europe Transportation Koridor) olarak adlandırılmıştır. PEN
güzergahları , 14 diğer Avrupa güzergahı ile Trans Avrupa Güzergah Ağı’nı (TEN)
oluşturmaktadır. Bu koridorlar arasında Türkiye açısından en önemlisi 4. koridor olup
bu güzergah Köstence, Selanik ve İstanbul’u Berlin-Prag-Budapeşte yolu ile birbirine
bağlamaktadır.Bu koridoru komşu ülkelerin katılıyla genişletme yönündeki Türkiye’nin
önerisi henüz destek görmemiştir.
4. Güzergahın bir diğer önemi de Sofya’daki 8. Güzergah ile kavşak oluşturmasından
kaynaklanmaktadır. 8. Güzergah Türkiye’yi, Makedonya, Arnavutluk ve Adriyatik
Denizi’ndeki İtalyan limanları ile bağlamakta ve bu yol üzerinde değişik bir seçenek
imkanı sunmaktadır.
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
35
TURKEY
Avrupa’yı Asya ile birleştiren Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Güzergahı
(TRACECA) üzerinde bir EU programı sürdürülektedir. Bu program kuzeydeki Rusya
ve güneydeki İran güzergahlarına alternatif yollar yaratma girişimleri ile başlamıştır ve
bağımsızlığını yeni kazanmış merkezi Asya ve Kafkasya ülkeleri ile ulaştırmayı
güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye’nin katılımı Helsinki Zirvesi ile onaylanmıştır.
“Uluslararası Ulaştırmayı ve İpek Yolunu Geliştirme Temel Anlaşması” Türkiye
tarafından da imzalanmıştır. TRACECA’ya gelecekte Türkiye’nin de katılmasıyla, Poti
ve Batum yolları ile biten karayolları vasıtasıyla, Orta Asya ve Kafkasya ülkeleri,
Türkiye üzerinden Avrupa ile birleşebilecektir.
Bankacılık Sistemi
Türkiye’de Bankacılık sistemi yüksek düzeyde lserbestleştirilmiştir. Türk döviz
değişim sistemi, vatandaşlıktan öte, ikamet kriterine bağlıdır.
2001 ve 2002 yıllarında, yasal düzenlemelerle, yerli ve yabancı yatırımcılara bazı hak
ve yükümlülükler getirilmiştir. Türk yatırımcılarına tüm ürünlerde sağlanan yatırım
teşviklerinden, pazarda tekeli hedeflememek ve imtiyaz yaratmamak koşuluyla,
yabancı yatırımcılar da faydalanmaktadır. İlgili düzenlemeye göre;
™ Ülkede ikamet eden yabancıların
sahip oldukları dövizler, bankadan
satınalmalar, ilgli kurumlar ve mali kurumlar, bunların yurt dışına döviz
transferleri ile bankalarda döviz mevduatı açılmasına izin verilmektedir.
™ Yabancı iş ortakları hisse oranları ilgili bir kısıtama yoktur.
™ Ybancı sermaye olarak ülkeye sokulan döviz, TL’na çevrilmeden banka
hesaplarına döviz olarak yatırılabilir.
™ Kar, hisse payı ve tazminatlar serbestçe yurt dışına transfer edilebilir.
™ Gerektiğinde yabancı yatırımcılar yabancı çalışan istihdam edebilirler. Yurt
dışnda konuşlanmış olan yabancı firmalar, Türkiye’de ticaret yapmama
koşuluyla, Türkiye’de irtibat büroları açabilirler.
™ Lisans, know-how, teknik destek ve işletme anlaşmalarının feshi için onay
gerekmemekte, sadece kayıt yeterli olmaktadır.
™ Dış kredi anlaşmaları için onay gerekmemektidir.
Ticaret Fuarları
Detaylı bilgi almak için aşağıdaki adresten yararlanılabilir:
www.dtm.gov.tr
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
36
TURKEY
EK-1
Türkiye Ana Ekonomik Göstergeler, 1999-2002
1999
2000
2001
2002
GSMH
Cari fiyatlarla (milyar TL)
78.282.967
Cari fiyatlarla (milyon $)
185.267
1978 fiyatlarıyla (milyar TL)
112.044
Kişi başına düşen GSMH
1.216.609
(bin TL)
Kişi başına düşen GSMH ($)
2.879
Deflatör
55,8
Kişi başına düşen GSMH (cari
5.966
fiyatlarla ve satınalma değeri ile $)
125.596.129 176.483.953 273.463.168
200.002
145.693
179.898
119.144
107.783
116.167
1.861.759
2.571.978
3.927.601
2.965
50,9
6.211
2.123
57,8
5.734
2.584
43,8
6.158
GSMH-Sektörel Artış Oranları (%)
Tarım
Sanayi
Hizmetler
GSMH
- 5,6
- 5,1
- 3,9
- 6,1
3,8
5,6
6,5
6,3
- 6,0
- 7,4
- 6,1
-9,5
7,6
7,9
5,8
7,8
16.0
19,0
64,9
15,4
20,0
64,6
12,8
21,1
66,1
13,0
21,5
65,5
15,426
15,962
14,994
15,978
31,814
33,738
31,194
34.142
95,9
102,1
92,4
102,5
72,4
75,9
70,9
75,4
GSMH- Sektörel Kompozisyon %
Tarım
Sanayi
Hizmetler
Üretim
Tarımsal katma değer
(1987 fiyatlarıyla – milyar TL)
Sınai katma değer
(1987 fiyatlarıyla – milyar TL)
İmalat Sanayi Üretim Endeksi
(1997=100)
Kapasite kullanım Oranı (ağırlıklı
averaj)
Elektrik Üretimi(Hidroelektrik, GWh
34,678
81,661
Jeotermal + Rüzgar enerjisi
101
Sabit Sermaye Yatırımları 16.863.755
(milyar TL)
Kamu Sektörü (Milyar TL)
4.435.215
Özel Sektör (Milyar TL)
12.428.540
İstihdam
Sivil iş gücü (1000 kişi)
22.925
Sivil istihdam (1000 kişi)
21.236
Tarım
8.595
Sanayi
3.664
Hizmetler
8.976
7.4
İşsizlik Oranı (%)
Yurtdışı çalışanlar
1.206.067
Elektrik üretimi (Termik GWh)
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
30,879
93.934
109
27.688.468
24,010
98.563
152
32.408.981
33,684
95.563
153
46.031.221
7.983.004
19.705.464
10.047.332
22.361.649
15.880.805
30.150.416
22.031
20.509
7.103
3.738
9.738
6.6
1.170.226
22.269
20.367
7.217
3.734
9.416
8.5
1.178.412
24.347
21.658
7.618
3.953
10.086
11.0
1.200.725
37
TURKEY
EK-2
Türkiye’nin İhracat ve İthalatı & Ülkeler
Milyon Dolars($)
2002
2003
İhracat
İthalat
İhracat
İthalat
Almanya
İngiltere
ABD
Fransa
5.869
3.025
3.356
2.135
7.042
2.438
3.099
3.053
7.453
3.659
3.736
2.818
9.400
3.471
3.420
4.158
İtalya
İspanya
Hollanda
Rusya
Romanya
Belçika
2.376
1.125
1.056
1.172
566
693
4.097
1.419
1.311
3.892
662
1.150
3.167
1.781
1.520
1.363
871
871
5.446
1.953
1.633
5.420
942
1.521
İsrail
Yunanistan
İran
Bulgaristan
Suudi Arabistan
Ukrayna
861
590
334
380
555
313
544
312
921
508
794
991
1.067
903
524
619
739
437
459
425
1.857
684
968
1.304
Danimarka
Çin
İsveç
Avusturya
Polonya
Suriye
365
268
296
367
343
267
293
1.368
535
588
245
506
454
492
454
472
483
408
343
2.596
820
823
411
413
İsviçre
Kanada
Finlandiya
Macaristan
Japonya
İrlanda
289
240
136
201
130
183
2.143
321
372
326
1.466
477
348
220
214
282
156
263
2.957
237
478
409
1.914
500
27.491
36.059
40.873
51.554
35.773
46.878
54.962
68.734
Liste Toplamı
Genel Toplam
REGIONAL ECONOMIC WORKING GROUP
38
TURKEY

Benzer belgeler