Mart 2008 - Binfikir

Transkript

Mart 2008 - Binfikir
13.03.2008
00:39
Seite 1
Hadise kültür elçisi seçildi
Belçika gündemini
en sýk güncellenen
Türkçe haber sitesi
Türk kökenli þarkýcý Hadise,
Flaman Kültür Bakaný Bert Anciaux tarafýndan kültür elçisi
olarak atandý. Hadise, “Konserlerimde, þarký aralarýnda kýsa
kýsa konuþmalarla kültürel çeþitliliðin önemini vurgulayacaðým” derken, Anciaux da Binfi-
www.binfikir.be
ile takip edin
kir’e çokkültürlülük projelerini
anlattý: “Ben entegrasyona inanmýyorum. Ben toplumsal
yaþama katýlmaya ve kültürel
çeþitliliðe inanýyorum. Ýnsanlar
kültürel özlerini koruyarak toplumda yerlerini alabilir.”
8’de
5. sayfaya
EDN×Q×]
connecting the world
www.binfikir.be
Meþhur gazeteci
gizli sanatçý
Okuyun, bir fikir edinin
Sayý 27 - Mart 2008
Avrupa Birliði haberleriyle tanýnan Hürriyet gazetesi Brüksel
temsilcisi Zeynel Lüle, aslýnda
müzisyen olup da gazeteciliðe
nasýl geçtiðini kültür-sanat söyleþimizde açýkladý.
14’te
Hükümet sancýlý doðacak
Ö
zellikle SP.a ve Yeþiller’den eleþtiri alan geçici
hükümetin Liberal kanadý, bir yandan nihai hükümet müzakereleriyle uðraþýrken, diðer yandan da eleþtirilere cevap vermeyi ihmal etmiyor. Caroline
Gennez’nin (SP.a) geçen ay Binfikir’e verdiði sert demeçlere Didier Reynders’ten (MR) yanýt gecikmedi. Gennez
için “Onlarýn durumu da zor, Flaman Sosyalistler önemli
bir seçim bozgununun ardýndan yeniden çýkýþa geçmek
istiyor” diyen Reynders, ekonomik göç projesine karþý çýkan PS Baþkaný Elio Di Rupo’ya Binfikir ile yaptýðý söyleþi aracýlýðýyla, “Zamanýnda babalarýmýz ekonomik göçe
karþý çýksaydý sayýn Di Rupo bugün Ýtalya’da yaþýyor olacaktý” diye çýkýþtý.
Sosyalistlerin bir bölümünün iktidarda (PS), bir bölümünün muhalefette bulunmasý da tartýþmalarý büyütüyor.
Liberaller SP.a’nýn eleþtirilerini yok etmek kadar PS’i de
hükümet programý konusunda ikna etmek zorunda. Leterme yönetimindeki müzakerelerde son anlaþmazlýk
noktasý alým gücü ve vergi indirimi konusunda yaþandý.
VLD ve MR, bu kadar tartýþmadan sonra nihai hükümet
anlaþmasýnýn genel kalmasý gerektiði kanýsýnda.
FOTO: Linkse Sosyalistische Partij sitesi
Sayfa 1.qxp
7 ve 12-13’te
Ýlkokulda Türkçe dersi
Derneklerin kadýn kollarý
Gent’teki iki ilkokul, Belçika’da bir ilki gerçekleþtirerek
resmi müfredata deneme olarak Türkçe dersi ekleyecek.
Birinci ve ikinci sýnýflarda Türkçe dersi verilerek, evde Flamanca konuþulmayan ailelerin çocuklarýnýn eðitimde geri
kalmamasý ve daha iyi Flamanca öðrenmesi hedefleniyor
ama proje destek aldýðý kadar eleþtiri de gördü.
6’da
Köþe yazarlarýmýz
Özgür BALCI
Leyla ERTORUN
Adnan Yýldýz
6
7
10
Mustafa KÖR
11
Ýlknur CENGÝZ
14
Mehmet AYDOÐDU
15
Haydar ABÝ
18
Erdinç Utku
19
Nihat DURSUN
22
editör’den
Yeni doðan bebek ve doðacak olan hükümet gibi, Binfikir de her ay kendinden yenilenerek doðuyor. Büyütmesi
biraz da sizlere kalýyor. Bize
iyi bakýn.
3’te
8 Mart Dünya
Kadýnlar Günü
bu yýl da çeþitli
törenlerle
ve
gösterilerle kutlandý. Her yýl
çeþitli haberler
yapýlýyor, ayný
kutlamalar tekrarlanýyor fakat kadýnýn toplumdaki yerine dair somut deðiþiklik
olup olmadýðý bilinmiyor. Kuþkusuz bu konuda sivil topluma
büyük görevler düþüyor. Sivil
Toplum Örgütleri köþesinde bu
ay iki farklý derneðin kadýnlara
yönelik projelerini ve kadýn kollarý oluþumlarýný irdeledik
10’da
Asimetrik komedi: Frankofon Sosyalistler (PS) iktidarda,
Flaman Sosyalistler (SP.a) muhalefette
Hİ
ZMETİAYAĞI
NI
ZA GETİ
RDİ
K
İ
Kİ
NCİŞUBEMİ
ZPLACE LI
EDTS’
DE AÇI
LDI
“HERKESE,HER KESEYE UYGUN ÇÖZÜMLER”
KAYNAK KREDİ’
DE
ŞenolAbı
z(
GSM)
:0476/440160
Rahmi
yeKutl
u(
GSM)
:0476/992691
Merkez:RueMari
eChri
sti
ne,
2201020Laeken
Tel
:02/4265119Faks:02/4257926
Şube:Pl
aceLi
edts18B,1030Schaerbeek
Tel
:02/2417760GSM:0486/901382
.
.
.
.
.
Pr
ot
est
ol
uevsahi
pl
er
i
ne
evkr
edi
siveşahsikr
edii
mkanı
Mevcutkr
edi
l
er
i
ni
z
it
ekkr
edi
de
t
opl
ayı
pyükünüz
ühaf
i
f
l
et
i
yor
uz
Tür
ki
ye’
denevveyaar
saal
mak
i
st
eyenl
er
ekr
edikol
ayl
ı
ğı
Uygunf
ai
zor
anl
ar
ıi
l
et
ami
r
at
vear
abakr
edi
l
er
i
Bat
i
bouw t
ar
i
f
el
er
i
mi
z
denyar
ar
l
anmak
i
çi
nacel
eedi
n
Sayfa 3x.qxp
13.03.2008
00:43
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
3
editör’den
‘Flaman Bölgesi ayýrýmcý
düzenlemeleri gözden geçirmeli’
Haber Merkezi
u gözlem, Birleþmiþ
Milletler Irkçý Ayýrýmcýlýkla Mucadele Komistesi (CERD) tarafýndan Belçika’ya gönderildi. Komitenin yayýnladýðý son raporda Belçika
Devleti’nin, Flaman Bölgesinde
geçerli olan bazý yasa ve düzenlemeleri incelemesi gerektiðine
dikkat çekiliyor. Vlaams Belang’ýn tehlike gibi görüldüðü
ve yabancý uyruklu kiþilerin
adalet önünde aðýr cezalar almalarýnýn hatýrlatýldýðý raporda
Komitenin en büyük uyarýsý,
Flaman Sosyal Konut yasasýna
yönelik oldu: “sosyal konut hakkýný dil bilme þartýna dayandýran
bir genelge olduðu saptanmýþ
ve bunun ayýrýmcýlýða yol açmasýndan endiþe duyuluyor.” Raporda ayný baðlamda Zaventem
belediyesinin, arsa satmak için
ayný þartlarý talep etmesi de
eleþtiriliyor.
CERD, bu konudaki muhattabý olan Belçika Hükümeti’nin,
Nöbet tutmanýn sancýsý
B
dil þartýnýn lojman edinmede
ayýrýmcýlýða yol açmamasý; Vlaams Belang gibi ayýrýmcý oluþumlarý gerekirse cezalandýracak yasalarýn olmasý; ve kaçak
statüsündeki insanlarýn kapalý
merkezlerde hapis muamelesi
görmemesi için çalýþma baþlatmasýný istedi.
Flaman Lojman Bakaný Marino Keulen, Komitenin Lojman
yasasýyla ilgili eleþtirilerine sert
tepki gösterdi. Lojman yasasýnýn
“hiç kimsenin temel özgürlüðüne dokunmadýðýnýn” Anayasa
Mahkemesi ve Danýþtay tarafýndan kabul edildiðini hatýrlatan
Keulen, “hiçbir dil sýnavý veya
sonuç elde etmeye yönelik uygulama yok, sadece insanlarýn
uyuma niyetli olmalarý isteniliyor” dedi.
Irkçýlara yeni baþkan
Parti yönetiminin yüzde 94.6’sýnýn desteðini alan Bruno Valkeniers ýrkçý Vlaams Belang partisi baþkanlýðýna seçildi.
Haber Merkezi
ek aday olan 52 yaþýndaki
Valkeniers, Frank Vanhecke’den devraldýðý parti baþkanlýðýný 4 yýl boyunca yürütecek.
Bir diðer ilginç seçim ise milliyetçi N-VA partisinde yaþandý. Oylarýn
yaklaþýk %99’unu alarak Baþkanlýk
görevinde güvenoyu niteliðinde bir
sonuç elde eden Bart De Wever,
öbetçi editör olarak gazetemizin bu sayýsýný da
sizlere ulaþtýrmayý baþardýðýmýzdan dolayý son derece mutluyum. Usta-çýrak hikayesi gibidir gazete iþleri,
nöbetçi olarak baþlar, daimi olur çýkarsýnýz. Güzellikle
olmazsa zorla editörlüðe el koyarsýnýz olur biter.
Aslýnda bu durumlara alýþýyorum. Binfikir’in Radyo
Anatolya için hazýrladýðý Artfikir programýna da danýþman olmam yetmedi, “konuk sunucu” olarak programa
davet edildim. Bu durumun üç program boyunca sürmesiyle artýk “konuk sunucu”luktan kurtuldum, bana yapýlan tüm engellemelere raðmen (ne hikmetse çalýþmayan
tek mikrofon hep benimkisiydi) “asil sunucu” oldum.
Nöbetçi editör dedik de,
asýl editörümüz Serpil Aygün
nöbet tuttuðu için bu durumlara düþtük. Ýki buçuk yýldýr
habercilikle topluma hizmet
eden arkadaþýmýz, bu kez 9
aylýk güzel bir serüvenin ardýndan insanlýða bir soluk
daha kazandýrma nöbetine
girmiþti. Onun doðum sancýlarýný biz de hissettik bir Binfikir daha doðurarak.
Laf lafý açsýn dedik, hükümetin doðum sancýsýný manþet yaptýk. Onun da kuruluþu 9 ay 10 sürmüþ olacak,
eðer Leterme zamanýnda yetiþirse. Ne tesadüf, deðil mi?
Her ay bu köþeden gazetemizin içeriði hakkýnda bilgi
vermekle kalmayýp, Binfikir’in iç yüzünü de sizlere açýyoruz. Çok sesliliði, katýlýma açýklýðý dile getirdik. Bu ay
yeni bir özelliðimizi biz de keþfediyoruz aslýnda: Binfikir de özgün bir kiþilik oldu. Ýnsanlarýn yenilendiði ve
ürettiði gibi Binfikir de sürekli yenileniyor, üretiyor.
Yeni doðan bebek ve doðacak olan hükümet gibi,
Binfikir de her ay kendinden yenilenerek doðuyor. Büyütmesi biraz da sizlere kalýyor.
Bize iyi bakýn.
N
T
Bruno Valkeniers
Bart De Wever
ce %69’unu alan Bart Somers, tekrar baþkanlýða seçildi. Liberal partiye yakýn olan bazý siyasi gözlemciler, zayýf rakiplere karþý göreceli
olarak az oy alan Somers’in kendisini partiye henüz kabul ettiremediði yönünde yorum yaptýlar. Somers ise en büyük galibin partinin
olduðunu, modernleþme yönünde
çalýþmaya devam edeceðini açýkladý.
bu sonuçla CD&V’yi de hayli zorlayacaða benziyor. Yeterince devlet
reformu olmayacaðý gerekçesiyle
seçim ortaðý CD&V’ye hükümet
desteði vermeyen De Wever, kendisine olaðanüstü destek veren militanlarýnýn isteði doðrultusunda tutumunu sertleþtirebilir.
Open VLD’de ise oylarýn “sade-
Bart Somers
Verhofstadt
ara veriyor
Baþbakan Guy Verhofstadt’ýn görevi Yves
Leterme’ye devrettikten
sonra senatoya da dönmeyeceði, bir süre politikaya ara vereceði öðrenildi. Verhofstadt’ýn yerine Roland Duchatelet geçecek.
Didier Reynders
sosyalist partilere yüklendi
ERDEM RESNE
FOTO POLÝTÝKA
Sayfa 4xx.qxp
13.03.2008
00:16
Seite 1
Sönmez yeniden baþkan
Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði (BADD), gerçekleþtirdiði
eçtiðimiz dönem BADD olaðan Genel Kurul sonucu yeni yönetimini belirledi.
Haber Merkezi
G
baþkaný olan Ýsmail Sönmez, tekrar baþkanlýða
getirilirken, yeni yönetim kurulu
da oluþturuldu.
Baþkanlýða Ýsmail Sönmez, Baþkan Yardýmcýlýðýna Adnan Kotaoðlu, Sekreterliðe Semiha Yoðurtçu(Erdemir), Saymanlýða Ulaþ Sarýtaþ, Sayman Yardýmcýlýðýna Musta-
fa Tanrýkulu ve üyeliklere Türkay
Avcý ve Fevzi Bursalý getirildi.
Baþkan Sönmez yaptýðý açýklamada, genel kurulun çok baþarýlý
geçtiðini ifade ederken, “geçen yýl
33 kiþinin katýlýmýyla yapýlan genel kurul bu yýl 100 kiþinin katýlýmý ve 82 üyenin oy kullanmasýyla
gerçekleþti. Bu bizim
için bir baþarýdýr” dedi.
Sönmez, “Atatürkçülüðe karþý toplumda bir
duyarlýlýk gözlemliyoruz. Türkiye’de türbanla ilgili geliþmeler buradaki Atatürkçüleri duyarlý kýlýyor ve örgütlenmeye sahip çýkýyor-
lar. Tabii ki bu ilgide bizim yönetimimizin bir yýldýr yapmýþ olduðu
olumlu çalýþmalarýn da katkýsý var.
Bu da bizi memnun ediyor. BADD
olarak kurumsallaþmýþ bir yapýmýz
var. Bundan sonraki dönemde de
bir okul gibi vermiþ olduðumuz
hizmetleri geniþleterek devam ettireceðiz” dedi.
Avrupalý Türkler tartýþýldý
Haber Merkezi
nvers’te, Belediye ile
Türk Dernekler Birliði ve
Erciyes Üniversitesi’nin
ortaklaþa düzenlediði “1. Uluslararasý Eðitim ve Kültür Baðlamýnda Avrupalý Türkler”
kongresi Türkiye ve Avrupa’dan 80 bilim insanýnýn
sunduðu bildirilerle Avrupalý Türkleri masaya yatýrdý.
Kongrenin açýlýþýna Türk
kökenli politikacýlarýn yanýnda büyükelçilik ve konsolosluk düzeyinde Türkiye
resmi temsilcileri de katýldý.
Açýlýþta Türkiye Cumhuriyeti Brüksel Büyükelçisi Fuat
Tanlay, Erciyes Üniversitesi
Rektör Vekili Faik Bilgili, organizatörlerden Türk Dernekler Birliði
Baþkan Vekili Reþat Aydýn, Kongre düzenleme Kurulu Baþkaný Faruk Yaylacý, Bilim Kurulu Baþkaný
Prof. Ali Balcý ve T.C. Büyükelçilik Eðitim Müþaviri Tolga Yaðýzat-
A
Fuat
Tanlay
KONSOLOS EVCÝT:
lý birer konuþma yaptýlar.
Türkiye Cumhuriyeti Brüksel
Büyükelçisi Fuat Tanlay konuþmasýnda Avrupa’da yaþayan Türkler açýsýndan böylesi bir kongrenin ilk defa yapýldýðýný ve bu an-
lamda konferansta, Türklerin anadil ve eðitim baðlamýnda uyum
sorunlarýnýn çözümüne katkýda
bulunacaðýný ifade etti. Erciyes
Üniversitesi Rektör Vekili Faik Bilgili ise konuþmasýnda Erciyes Üniversitesi’ni ve çalýþmalarýný tanýttý
ve bu tür kongrelerin Avrupa’daki
Türkler açýsýndan önemini vurguladý.
Federal milletvekilleri Meyrem
Almacý ve Hilal Yalçýn, Brüksel
Bölge Hükümeti Bakaný Emir Kýr,
Gent Belediye Baþkan Yardýmcýsý Fatma Pehlivan,
Schaerbeek Belediye Baþkan
Yardýmcýsý Sait Köse ve
Schaerbeek Belediye Meclisi
Üyesi Mahinur Özdemir’in
de farklý zamanlarda katýldýðý
kongrede Anvers Baþkonsolosu Ahmet Arda da hazýr
bulundu.
Kongrede çokkültürlülük
ve uyum, psiko-sosyal uyum
ve çokkültürlülük, Avrupalý
Türkler ve uyum konularýna
Avrupa’dan bakýþ alt baþlýklarý ele
alýndý. Kongrede sunulan bildirilerin kitap haline getirileceði öðrenildi. Kongrenin önümüzdeki yýllarda farklý Avrupa kentlerine taþýnarak yeni konularýn ele alýnacaðý
ifade edildi.
Dil öðrenin, kurslara devam edin
iege Merkez Camii Kadýn
Kollarý tarafýndan düzenlenen “Kahvaltýlý Söyleþi”ye
konuþmacý olarak Brüksel Konso-
L
Mart 2008
GÜNDEM
4
losu Selen Evcit katýldý. Konsolos
Evcit etkinlikte Liegeli Türk kadýnlarýnýn sorularýný yanýtladý. Liege Merkez Camii Kadýn Kollarý
Baþkaný Birgül
Can yaptýðý açýlýþ
konuþmasýnda
kadýn kollarýnýn
faaliyetlerini anlattý ve kadýnlarý
biraraya getirmenin zorluðunu
vurguladý. Can,
bu ve benzeri
bilgilendirme
günleri düzenlemeye devam edeceklerini söyledi ve “kadýnlarýn
her platformda sesini çýkarmasý ve
haklarýný aramasý konusunda her
türlü yardýmý yapacaklarýný” ifade
etti.
Konsolos Selen Evcit ise kadýnlarýn her alanda kendilerini geliþtirmelerini istedi. Evcit çaðdaþ
toplumlara ayak uydurmalarý için
Türk kadýnlarýnýn bulunduklarý
ülkenin dilini öðrenmelerini ve
hangi yaþta olurlarsa olsunlar
kendilerini geliþtirici kurslara gitmelerini önerdi.
Liege Türk Günü’ne
hazýrlanýyor
erstal Türk Kütür Merkezi’nde düzenlenen
ve Liege Türk Dernekleri Federasyonu(FLAT) Baþkaný Ýbrahim KAYA, Sekreter
Mustafa BAÐCI, Muhasip Ayhan AKTÜRK, Yönetici
Cihan COL, Yönetici Ernur ÇOLAK ve Belediye Meclisi Üyesi-ressam Mehmet AYDOÐDU’nun katýldýðý
Türk Günü hazýrlýk toplantýsýnda, Türk Günü adý altýnda Liege Bölgesi’nde bir festival düzenlenerek bunun geleneksel hale getirilmesi yönünde görüþ belirdi. Bu festivalin Belçika toplumu ile Türk toplumunu bir araya getirerek kültür alýþ-veriþini saðlayacaðý ve kültüler arasý diyaloðu geliþtireceði vurgulandý. Festival’in BLEGNY Maden ocaðýnýn bulunduðu
yerde “Blegny Çiçek Günü” olan 2 Mayýs 2008 Cuma günü yapýlmasý kararlaþtýrýldý. Türk Günü Festivali organizasyonunda T.C. Brüksel Baþkonsolosluðu, Blegny Belediyesi ve FLAT yer alýyor.
Festival kapsamýnda; Mehteran grubu gösterileri,
Türkiye’den gelecek olan bir ses sanatçýsýnýn sunacaðý müzik programý, futbol turnuvalarý, halk oyunlarý gösterileri, tiyatro gösterileri, Liege’de bulunan
dernekler tarafýndan kurulucak olan yiyecek standlarý, sinevizyon gösterileri, çocuklar için animasyon
gösterileri, havai fiþek gösterileri düzenlenmesi kararlaþtýrýldý.
H
Gönül, Ýzmir’e
destek istedi
Türk
Özel
Sektör Derneði
(TÖSED) tarafýndan T. C.
Brüksel Büyükelçiliðiyle iþbirliði ile EXPO
2015’te Ýzmir’e
destek için düzenlenen resepsiyona katýlan
Milli Savunma
Bakaný Vecdi
Gönül, ´EXPO
2015
ÝZMÝR´
için Belçikalýlardan ve Belçika´da yaþayan Türk iþadamlarýndan
destek istedi. Ýzmir’in bu mücadeledeki en güçlü
rakibi Ýtalya’nýn Milan kenti.
Resepsiyona Sefire Yelda Tanlay ve çok sayýda
Büyükelçilik çalýþaný, TÖSED Baþkaný Vakur Daðdeviren ve TÖSED üyeleri ve Türk Dernek Temsilcileri katýldý.
Sevim Murat
Open VLD’ye geçti
Heusden-Zolder’da yýllardýr SPA’da (Flaman
Sosyalist Partisi) aktif siyaset yapan Sevim Murat
Open VLD’ye (Flaman Liberalleri) geçti. Böylece
Belediye Meclisi’nde koalisyonun sandalye sayýsý
16’dan 17’ye çýktý. Sevim Murat geçen yýl kasým
ayýnda partisinden istifa ederek baðýmsýz olarak
meclis üyeliðini sürdürmeye baþlamýþtý. HeusdenZolder’da Belediyeyi Open VLD, CD&V-Plus ve
N-VA koalisyonu yönetiyor.
Türk kökenli politikacý Sevim Murat 28 Aralýk’ta
Binfikir’e Open VLD’ye geçeceðini söylemiþti.
18:00 – 06:00 SAATLERİ
ARASINDA BÜTÜN ULUSLARARASI
ARAMALARDA %50 İNDİRİM
FAS
0,22
ARAMANIN
DAKİKASI
POLONYA
ARAMANIN
DAKİKASI
'YI
ARTIK
'YI
0,18
TÜRKİYE
ARAMANIN
DAKİKASI
YERİNE
'Yİ
ARTIK
0,09
0,08
ARTIK
YERİNE
ARAMANIN
DAKİKASI
KONGTİO'Nİ
0,40
Sent
0,07
0,20
Sent
ARTIK
CUMHURİYE
YERİNE
ARAMANIN
DAKİKASI
ARAMANIN
DAKİKASI
Sent
ARTIK
YERİNE
ARTIK
YERİNE
ARAMANIN
DAKİKASI
ARAMANIN
DAKİKASI
0,12
ARTIK
0,26
0,29
ÇİN 'İ
0,12
ARAMANIN
DAKİKASI
ARTIK
YERİNE
ARTIK
YERİNE
Sent
0,13
Sent
YERİNE
TUNUS 'U
Sent
Sent
YERİNE
0,25
0,06
0,09
ARTIK
0,19
CEZAYİR 'İ
ARTIK
YERİNE
0,12
FİLİPİNLERİ 'İ
Sent
0,17
RUSYA 'YI
0,15
ARAMANIN
DAKİKASI
0,06
ARAMANIN
DAKİKASI
'YI
NİJERYA 'YI
Sent
YERİNE
ROMANYA
AVRUPA
Sent
YERİNE
0,12
ARAMANIN
DAKİKASI
0,11
ARTIK
'I
0,14
Sent
0,06
Sent
BU İNDİRİM 1 MART 2008 – 1 HAZİRAN 2008 TARİHLERİ ARASINDA GEÇERLİDİR
TARİFELER 1 MART 2008’DEN İTİBAREN GEÇERLİDİR
BAĞLANTI ÜCRETİ ARAMA BAŞINA 7 SENT'TİR • ÜCRETLERE KDV DAHİLDİR • KONTÖR ARTIŞ PERİYODU BİR DAKİKADIR
TARİFELERİN TAM LİSTESİNİ VE EK BİLGİLERİ GÖRMEK İÇİN WWW.ORTELMOBILE.BE ADRESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ
www.ortelmobile.be
BINFIKIR.indd 1
7-3-2008 11:42:27
Sayfa 6.qxp
12.03.2008
20:05
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
6
u yazý Binfikir gazetesine yazdýðým son yazý olacak. Belki arada
bir yine Speakers Corner’a bir makale
yazar gönderirim, ama her ay yazabilmek için maalesef fýrsat bulamýyorum.
Zaten bundan altý ay önce baþladýðýmda,
makalelere deney olarak baþlamýþtým.
Zira iþ hayatýnda yaþadýðým yoðunluk
nedeniyle her ay yazabilme fýrsatý bulamýyorum. Oysa yazýlacak o kadar çok
konu var ki. Gent’te son haftalarda yaþanan saçmalýklar gibi. Gent Belediyesi’nin
eðitim encümeni Rudy Coddens, iki tane ilkokulda 1. sýnýfta Türkçe derslerinin
verilmesini kararlaþtýrmýþ. Türk okulunda falan deðil, devlet okulunda. Önce
kendi anadilini öðrenen çocuklar, baþka
bir dili, yani Flamanca’yý daha çabuk öðrenirlermiþ. Çok saçma buluyorum.
Okullarda Türkçe öðretmekle, Flamanca
konuþamama problemi nasýl çözülebilir,
hiç anlamýyorum. Zaten asýl problem çocuklarýn fazla Flamanca konuþabilmek
için fýrsat bulamadýklarýndan kaynaklanmýyor mu? Yani problemi çözmek için,
tam tersi, yani daha fazla Flamanca konuþulan fýrsatlar ve ortamlar yaratmak
gerekmiyor mu?
Gelin sizinle bir deney yapalým. Örnek olarak Gent’te Wondelgemstraat’ta
yaþayan 6 yaþýndaki ortalama bir Türk
çocuðunun hayatýna bir göz atalým. Ev-
B
[email protected]
Ýlkokullarda Türkçe
Türkçe’yi çocuklar zaten konuþuyor. Daha iyi konuþmak isterlerse, ilerde öðrenebilirler. Zaten temelleri var. Oysa Flamanca’ya
daha fazla yatýrým yapmak gerekir.
de annesi babasý ve kardeþleriyle Türkçe konuþur. Televizyonu genellikle
Türkçe izler. Okula gidince, onun da
Fenerbahçe eþofmaný olduðu için, öncellikle Türk arkadaþýnýn yanýna sokulur. Yine Türkçe konuþulur. Belki bilmediði kelimeler için Flamanca kelimeler kullanýr, ama bu da Türkçesinin zayýf olduðu anlamýna gelir. Derse girilince, sessiz kalýnýr. Ancak öðretmen soru
sorduðunda çocuk Flamanca cevap
vermeyi dener. Bir hafta boyunca kul-
lanýlan Türkçe kelimeleri sayarsak, atýyorum, 100’e ya ulaþýrýz, ya ulaþmayýz.
Flamanca’da kullanýlan kelimeleri sayarsak ya 10’a, ya da 20’ye ulaþýrýz.
Eðitim encümeni diyor ki: Çocuk önce Türkçe’yi iyi öðrenecek ki, Flamanca’yý daha iyi kavrayabilsin. Yani çocuk önce ‘Mantar’ kelimesinin ne anlama geldiðini öðrenecek ve daha sonra
bunu Flamanca’ya, yani Paddestoel’a
çevirecek. O zaman mantarýn ne demek olduðunu Flamanca da daha iyi
anlayacakmýþ. Bu ne saçmalýk? Türk
veliler çocuklarýmýz daha iyi Flamanca
öðrensin diye Flamanlarýn çok olduðu
yerlere taþýnýrken ve bunun çocuklarýn
Flamancasýnda ne gibi pozitif etki yaptýðýný anlarken, Ruddy Coddens okullara Türkçe dersleri getiriyor.
Çocuklarýn iyi Flamanca konuþabilmesi için, daha fazla Flamanca konuþulan ortamlar yaratmak gerekir. Okulda
hem Türkçe öðrenmek, hem Flamanca
öðrenmek, iki engel anlamýna gelir.
Neden doðrudan Flamanca öðretilmesin ki? Çocuklara bir kilometrelik yolu
neden beþ kilometre yürütelim ki?
Türkçe’yi çocuklar zaten konuþuyor.
Daha iyi konuþmak isterlerse, ilerde
öðrenebilirler. Zaten temelleri var. Oysa Flamanca’ya daha fazla yatýrým yapmak gerekir. Daha fazla Flamanca konuþulan ortamlar yaratmak gerekir.
Eðitim encümeni bu projeye ve Türkçe
öðretmenlerine vereceði maaþ yerine,
o çocuklarý örneðin bir dönem Flamanca kampýna gönderse, devlet yatýrýmlarý çok daha isabetli olacaktýr. Bizler de
çocuklarla zaman zaman Flamanca konuþursak, çocuklar Flamanca’nýn yabancý bir dil olmadýðýný, günlük hayatýmýzýn bir parçasý olduðunu anlar ve o
dili de hem güzel konuþmaya hem de
iyi kullanmaya gayret gösterirler.
Müslüman Temsil Kurulu feshedildi
Geçen seneden beri bazý
yöneticileri yolsuzluk ve
kötü yönetim gerekçesiyle
mahkemeye sevkedilen
Müslüman Temsil Kurulu,
Baþkan Coþkun Beyazgül’ün de soruþturma kapsamýna alýnmasý ve istifa
etmesinin ardýndan yeni
yönetim oluþturulamamasý
üzerine feshedildi.
Haber Merkezi
urul, Adalet Bakaný Jo
Vandeurzen’in (CD&V)
ödenekleri kesme kararý almasýyla zaten iyice meþruiyet
K
kaybetmiþti. Belçika Müslümanlarýný devlete karþý temsil
eden yeni bir oluþum kurmak
da kolay gözükmüyor, zira deðiþik ülke ve mezhepler arasýnda görüþ farklýlýklarý var.
Yýllardýr bir türlü iþlevsel hale getirilemeyen, eski Adalet
Bakaný Laurette Onkelinx’in
(PS) “darbe”siyle tekrar düzenlenen yeni Müslüman Temsil
Kurulu artýk yok. Daha önce
patlak veren ve Baþkan Yardýmcýsý Benjelloul Kissi’nin
sahte evrak düzenleme, görevi
kötüye kullanma suçlarýndan
mahkemeye sevkedilmesiyle
baþlayan serüvenin sonunda
Baþkan Coþkun Beyazgül de
mahkemelik oldu. Brüksel
Baþsavcýsý Michel Claise, Beyazgül’ü evrakta sahtecilik,
sahte evrak kullanma ve kurumun mallarý üzerinde yetkiyi
kötüye kullanma ile suçladý.
Beyazgül’ün Temsil Kurulu’nun mali iþlerini yürüten
derneðin baþkaný olarak bu
suçlamalara maruz kaldýðý bildirildi. Ayný dernekte sayman
olan Atilla Aydoðdu ve eski
baþkan yardýmcýsý Benjeloul
Kissi de yapýlanlardan sorumlu
tutuluyor.
Vandeurzen ödeneði kesti
Tüm bu kargaþa içinde istifa
kararý alan Coþkun Beyazgül,
baþkanlýðý vekaleten oy rekortmeni olarak bilinen Limburg’lu Hacer Düzgün’e devretti fakat Din Ýþlerinden sorumlu Adalet Bakaný Jo Van-
Ýlkokulda Türkçe okuma-yazma
eneme olarak baþlatýlan uygulama kapsamýnda gelecek öðrenim yýlýndan itibaren Gent’teki 2 ilkokulda (Mandala-Rabot ve Mozaïek-Sint-Margrietstraat) Türk
kökenli çocuklar birinci ve
ikinci sýnýflarda okuma yazmayý Türkçe olarak öðrenecekler. Türk kökenli öðrencilere haftada 4-8 saat arasýnda
Türkçe okuma yazma dersi
verilecek. Öðrenciler diðer za-
D
manlarda ise Flamanca öðrenecekler.
Gent Eðitim Encümeni
Rudy Coddens evlerinde Flamanca konuþulmayan çocuklarýn ilkokul birinci ve ikinci
sýnýflarda yaþýtlarýna göre geri kaldýklarýný, yeterli Flamanca bilmedikleri için okuma
yazmayý da kolay sökemediklerini söyledi. Coddens
asýl eðitimin Flamanca kalacaðýnýn altýný çizerek, amaç-
larýnýn anadili kullanarak daha iyi Flamanca öðretmek olduðunu ifade etti.
Flaman Eðitim Bakaný Frank
Vandenbroucke bu deneysel
uygulamayý eleþtirdi. Bakan
Gent Eðitim Encümeni Rudy
Coddens ile proje hakkýnda
bir görüþme yapacak.
Dil uzmanlarý uzun süredir
baþlangýçta okuma yazmanýn
anadilde öðrenilmesine olumlu bakýyorlar.
deurzen, Müslüman Temsil
Kurulu’nun bu durumda devletten ödenek alamayacaðýný
ve deðiþmesi gerektiðini savundu. Bakan, temsilcilerle
görüþerek kurulun yeniden
temsil gücüne kavuþmasý için
seçimler düzenlenmesini istedi, fakat özellikle de Frankofon Faslý üyelerin diretmesi
sonucu Müslümanlarýn hepsini temsil etmediði ileri sürü-
len Temsil Kurulu’nun sona
erdirilmesine karar verildi. Süregelen mali problemlerin de
kararda etkili olduðu öðrenildi. Adalet Bakaný Jo Vandeurzen’in Belçika’daki Müslümanlarýn temsilcileri ile görüþmeler yapacaðý ve yeni bir
temsil organý kurulacaðý bildirildi. Vandeurzen Müslümanlarýn bir temsil organýna ihtiyacý olduðunu söyledi.
Sayfa 7xx.qxp
13.03.2008
00:45
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
7
Liberaller detaylý anlaþma istemiyor
Haber Merkezi
aþbakan Verhofstadt’ýn
görevi býrakmasý yaklaþýrken, Yves Leterme
yönetimindeki nihai hükümet
kurma müzakereleri sancýlý sürüyor.
Open VLD ve MR partileri,
hükümet anlaþmasý konusunda
detaylý bir bildiri gerekmediði
konusunda görüþ bildirdiler. Ýki
parti de hükümet anlaþmasýnýn
“genel amaçlar sýralamasý” þeklinde hazýrlanmasýný ve somut
önlemlerin hükümet çalýþtýkça
belirlenmesini tercih ediyor. Liberallerin bu çýkýþýnýn, PS ve
bilhassa CDH ile vergi indirimi
B
konusunda yaþanan anlaþmazlýktan sonra belirdiði tahmin
ediliyor.
Nihai hükümet kurma çalýþmalarý için iktidardaki beþ parti
baþkanýyla toplantýlar düzenleyen Yves Leterme’nin iþi hiç de
kolay görünmüyor. Son olarak
alým gücünün yükseltilmesi ve
orta gelirli hanelere vergi indirimi getirilmesi konularýný görüþen müzakereciler, yine anlaþmaya varamadýlar. Bir tarafta
VLD ile MR, diðer tarafta PS ve
CDH cephe almýþ durumda.
Liberal partiler VLD ve MR,
her konuda detaylý bir anlaþmanýn hayal olacaðýný savunuyor
ve artýk sadece ortak amaçlara
yönelmek gerektiðini belirtiyorlar. PS, CDH ve CD&V cephesinde ise her konunun detaylý
bir biçimde irdelenmesinin hala
mümkün olduðuna inanýlýyor.
Ekonomi göçüne yeþil ýþýk
Haber Merkezi
oncentra gazetelerinde yayýnlanan
söyleþilerde Ýçiþleri
Bakaný Patrick Dewael (Open Vld) 1 Ocak 2009’dan
itibaren ihtiyaç duyulan
alanlarda Belçika sýnýrlarýnýn AB ülkeleri dýþýndan
çalýþanlara açýlmasýný istedi.
Bakan’ýn Bölge bakanlarýyla birlikte “ekonomi göçü”nü görüþeceði açýklandý.
Patrick Dewael çok daha
önce ekonomi göçü konusunda görüþlerini açýkla-
C
mýþtý ancak son açýklamasýyla uygulamanýn baþlatýlmasý için somut tarih önerisinde de bulundu. 1 Mayýs
2008’den itibaren 2004 yýlýnda üye olan AB ülkelerinden çalýþanlara kapýlarýn
açýlmasýný isteyen bakan,
2009 yýlýndan itibaren de
Bulgaristan ve Romanya ile
birlikte ihtiyaç duyulan
alanlarda AB dýþýndan çalýþanlara da kapýlarýn açýlmasýný istedi. Dewael bu
amaçla Belçika yasalarýnýn
da uyarlanmasý gerektiðini
söyledi.
Kadýna biçilen rol
her yerde ayný
Valonlar Flamanlardan
daha temiz
Federal Hükümet Ekonomi Dairesi’nin Uluslararasý Kadýnlar Günü nedeniyle açýkladýðý verilere göre kadýnlarýn çoðunlukla part-time çalýþtýðý ya da tamamen evde kaldýðý ortaya çýktý. Belçika’da kadýnlarýn yüzde 40’ý yarým zamanlý (part-time) çalýþýrken
erkeklerin sadece yüzde 8’i part-time çalýþýyor. Kadýnlar genellikle daha az kazanýyor ve yoksullar.
2005 yýlýnda kadýnlarýn erkeklerden yüzde 15 daha az kazandýðý belirtildi.
Araþtýrmada çocuklu kadýnlarýn çocuksuz kadýnlardan daha fazla kazandýðý tespit edildi. Erkeklerde ise çocuk sahibi olmak maaþý etkilemiyor. Ýþ piyasasýnda diðer bir eðilim ise mesleklerin kadýnlaþtýrýlmasý oldu. Belçika’da artýk kadýn polis ve kadýn
postacýya daha sýk rastlanýyor.
Kruidvat maðazalarý tarafýndan Belçikalýlarýn banyo ve güzellik alýþkanlýklarýný saptamak üzere yaptýrýlan kamuoyu yoklamasýnda Valonlarla Flamanlar arasýnda önemli
farklýlýklar ortaya çýktý. Valonlarýn yüzde
67’si haftada en az bir kere yýkanýrken Flamanlarýn sadece yüzde 47’sinin duþun altýna
geçtiði anlaþýldý. Valonlarýn yüzde 20’si günde en az bir kez küvette banyo yaparken,
Flamanlarda bu oran sadece yüzde 6. Valonlarýn yüzde 81’i, Flamanlarýn ise sadece
yüzde 56’sý günde en az bir kez ayaklarýný
yýkýyor. Araþtýrma Belçikalýlarýn makyaj ve
güzellik anlayýþlarý konusunda da farklýlýklar
olduðunu ortaya çýkardý.
Engelliler için eðlendiler
Altý yýldýr Limburg Bölgesi’nde engelliler yararýna çalýþmalar yapan Doðuþ Engelliler Derneði “Kadýnlar Eðlencesi” ile engelliler için gelir saðladý. Kadýnlarýn kendi yaptýklarý yiyecekler gecede satýþa sunuldu. Giriþ biletleri ve
gecede yapýlan satýþlardan elde edilen kaynakla Türkiye’de Zonguldak ve çevresine engelli aracý gönderileceði bildirildi. Tombala da
düzenlenen gecede kadýnlar engelliler yararýna doya doya eðlendi.
[email protected]
Çilek Ýþçileri
ya da Gazap Çilekleri
ya da Çilek Irgatlarý
eçen gün Türk bakkalýndan çilek aldým. 1,5
Euro’ya küçük paketlere koymuþlar. Mevsime raðmen güzel görünüyorlardý. Aman bu mevsimde hormonlu þeyler yemeyelim diye bakarken,
bakkal “Ýspanya’dan geliyor, oralar sýcak, niye hormonlu olsun” dedi. Çilekleri yýkarken baktým üzerinde Freshuelva yazýyor, ‘Huelva çilekleri.’
Bir yerden hatýrlýyordum burayý. Evet, tabii yaa.
Göçmen iþçilerle ilgili okumuþtum. Amerika’dan
sonra dünyada ikinci çilek üreticileri. Öncelikle
Fransýzlar ve Almanlar, sonra diðer Avrupalýlar çilek yiyebilsinler diye tarým alanýnda geçici mevsim
iþçisi olma imkaný vardý.
John Steinbeck’in «Gazap Üzümleri-Les Raisins
de la Colère»ini, Yaþar Kemal’in «Ýnce Memed»ini,
«Orta Direk»ini okudunuz mu? Bu romanlar ve diðerleri geçen yüzyýlýn tarým iþçilerinin sömürülüþlerini, eziliþlerini anlattýlar bize. Steinbeck geçen yüzyýlýn ortalarýna kadar Amerika’da köleliði ve irgatçýlýðý anlatýrken Yaþar Kemal de geçen yüzyýlýn ortalarýndan sonra, Çukurova insanýnýn ýrgatçýlýðýný anlatmaktadýr. Kendilerine yetecek kadar bile topraðý
olmayan bu insanlar karýn tokluðuna bir bölgeden
bir bölgeye göç ederler. Ýtilirler, kakýlýrlar, kavurucu güneþe direnirler rekolte toparlanana kadar.
Modern ýrgatçýlýðý ülkelerin kurumlarý, aynen
‘60’lý yýllarda Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu aracýlýðýyla
Avrupa ülkelerine iþçi olarak giden Türkler gibi,
planlý bir þekilde örgütlemekteler. Romanya ve Ukranya’dan umduðunu bulamayan Güney-batýlý Ýspanyol tarým üreticileri Fas’ýn ulusal kurumu ANAPEC (Agence nationale de promotion et de l’emploi et des compétences) aracýlýðýyla gereken tarým
iþçilerini temin etmektedirler.
Þubat ayýnda, seçilerek alýnmýþ 12 bin tarým iþçisi Fas’ýn Tanje limanýndan Ýspanya’nýn Huelva bölgesine çilek toplamak üzere yola çýkmýþlardý. 2002
senesinde sayýsý 200 olan iþçilerin sayýsý, 2008’de 12
bine ulaþmýþtý. Ancak hasatý kurtarmak için 600 iþçiye daha ihtiyaç olduðu duyuruldu.
Kimdi bu iþçiler? 12 bin tarým iþçisinin hemen hemen hepsi kadýnlardan oluþuyor. Saðlýklý, 18 ile 40
yaþ arasý bu kadýn iþçiler, kýrsal kesimden ve bakmakla yükümlü olduklarý çocuklarý olanlardan seçiliyor. Kim bilir, sosyal amaçlý düþünerek yükü
aðýr olanlara mý þans veriliyor, yoksa üç aylýk kontrat sonrasý çocuðu olanlarýn memlekete dönmesini garantilemek için mi? Zira kimsenin bir Avrupa
ülkesine tarým iþçisi olarak gitmek istemediðini,
ama kapaðý atmak için bir fýrsat olduðu için bu yolu seçtiklerini ve sonra ülkelerine dönmeyip kaçak
iþçi olarak kalmayý tercih ettiklerini biliyoruz.
Biz kýþýn çilek yiyebiliyorken, Onlar da yemesi
konaklamasý iþverene ait olmak üzere gündeliði 35
Euro’ya 6,5 saat çilek topluyorlardý. Eðer düzgün
çalýþýrlarsa geri gelme hakkýný kazanarak.
G
Sayfa 8xx.qxp
12.03.2008
10:11
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
8
BERT ANCIAUX
‘Entegrasyona deðil kültürel
çeþitliliðe inanýyorum’
Çokkültürlülüðü yaygýnlaþtýrma konusundaki çabalarýyla dikkat çeken Flaman Kültür, Spor ve Gençlik Bakaný Bert Anciaux 2008 Avrupa
kültürler arasý diyalog yýlýnda "koltuklu kampanyasý" ve kültür elçisi yaptýðý Hadise ile kültürlerarasý diyaloðu geliþtirmeye çalýþýyor.
Erdinç Utku
S
iz Hadise’yi Flaman Kültürler Arasý Diyalog Elçisi seçtiniz. Avrupa Birliði
de Fazýl Say’ý Avrupa Kültürlerarasý Diyalog Elçisi seçti.
2008 yýlýnda bu çerçevede bir
Fazýl Say–Hadise müzik etkinliði planýnýz var mý? Ýkisi de Türk
kökenli. Klasik müzik ile pop
yan yana.
Kültürler arasý diyalog yýlýnda
birçok etkinlik planlandý ama
böyle bir þey düþünmemiþtik.
Bakýn bu iyi bir fikir.
Flaman Hükümeti’nde Yurttaþlaþtýrma Bakanlýðý ve Eþit
Haklar Bakanlýðý ile kültürler
arasý diyalog ve çeþitlilik konusunda iþbirliði yapýyor musunuz? Federal düzeyde bu konuya yeterince önem veriliyor mu?
Yurttaþlaþtýrma Bakanlýðý kiþilerin Belçika’nýn kurallarýný tanýmasý ve onlara uymasý ile ilgileniyor. Biz bütünsel bir anlayýþ deðiþimi için çaba harcýyoruz. Kültürler arasý diyaloðu yaþam biçimi haline getirmeye çalýþýyoruz. Flaman Eþit Haklar
Bakaný Kathleen Van Brempt
‘Herkes katýlabilir’
kampanyasý
Flaman Kültür Gençlik ve
Spor Bakaný Bert Anciaux
Flaman hükümeti organlarýnda temsilde daha fazla çeþitlilik saðlamak için bir
kampanya baþlattý. Bakana
göre “Þu anda Kültür, Gençlik ve Spor alanlarýndaki danýþma ve uygulama organlarýnda farklý gruplar yeterince
temsil edilmiyor ve geniþleme ve çeþitliliðe ihtiyaç var.”
Anciaux kampanya ile insanlarýn politikalarý yönlendirmeye katýlýmýný saðlamak
istiyor. Bu kampanya için
açýlan www.iedereenkanzetelen.be sitesinde ise kampanyanýn amaçlarý anlatýlýyor. Ýlgilenenler bu site aracýlýðýyla aday olabilecekler.
Kampanyaya ilgi çekebilmek için, kampanyanýn simgesi olan boþ bir koltuk önümüzdeki ay kültürevleri,
gençlik merkezleri, sinema
salonlarý ve spor merkezlerinde dolaþtýrýlacak.
ile düzenli olarak biraraya geliyor, eþgüdüm yapýyoruz.
“Çeþitlilik bir gerçeklik” diyorsunuz ama “ayrýmcýlýk da bir
gerçeklik”. Bunun üstesinden
gelinmesi için yeterince çaba
harcanýyor mu?
Evet, ayrýmcýlýk da bir gerçeklik. Yeterince çaba harcandýðýna inanmýyorum. Buradaki politik atmosferde çýkýþ noktasý
her zaman entegrasyon. Diðerlerinin Flaman ya da Belçika
toplumuna uyum saðlamasý
þeklinde bir anlayýþ var. Ben
entegrasyona inanmýyorum.
Ben toplumsal yaþama katýlmaya ve kültürel çeþitliliðe inanýyorum. Ýnsanlar kendi kimliklerini ve kültürel özlerini koruyarak toplumda yerlerini alabilir.
Kültürel zenginliðimiz içerisinde kendi kültürlerini, kendilerini de görürlerse toplumsal yaþama daha fazla katýlýrlar. Þu
anda uygulanmak istenen “burada bizim kültürümüz geçerli,
diðerleri bize uysun” politikasý.
Kendi kültürlerinden kopup,
özünü unutup toplumsal yaþama katýlmak bu zamanýmýzýn
gerçekliði deðil. Gelecekte de
olmayacak.
Arkadaþýmýz Erdinç Utku BERT ANCIAUX ile kampanya koltuðunda
Belçika’ya bir Ýslam Kültür
Merkezi kurma projeniz var.
Brüksel’e...
Anvers’te de olabilir. Flaman
Bölgesi’ndeki herhangi bir
yerde.
Ýslam kendi gerçekleri ile mi
temsil edilecek. Bu Kültür Merkezi’nde kimler görev yapacak?
Önyargýlar ve korku ile yaþýyoruz. Ben Hristiyaným. Ýncil’i
ezberledim. Eðer harfiyen okursanýz çok tehlikeli. Doðru yorumlamak gerek. Tüm dinler
özünde ayný þeyleri söylüyor.
Ýslam Kültür Merkezi’nde de Ýs-
lam’ý Belçika’daki müslümanlara ve diðer Belçikalýlara doðru
þekilde tanýtacak uzmanlar görev yapacak.
Kota ve pozitif ayrýmcýlýða
inanýyor musunuz?
Ben toplumun aynasý olunmasýný istiyorum. Etnik kültürel
çeþitlilik her alana yansýtýlmalý.
Çokkültürlülüðü tüm düzeylere
taþýmak istiyoruz. Biz bakanlýkta yüzde 10’u hedef olarak koyduk. Eminim Belçika’da farklý
kültürel kökenlerden gelen daha çok insan var. Ancak biz nüfus verilerine göre yüzde 10’u
Hadise kültürler arasý diyalog elçisi
Avrupa Komisyonu tarafýndan
ilan edilen “2008 Avrupa
Kültürler arasý Diyalog Yýlý” çerçevesinde Türk kökenli Belçikalý þarkýcý Hadise Flaman Kültür
Bakanlýðý tarafýndan Kongo kökenli sanatçý Ronny Mosuse ile
birlikte Flaman Bölgesi Kültürler
arasý Diyalog Elçisi yapýldý. Hadise 2008 yýlý boyunca ýrkçý parti
Vlaams Belang’ýn güçlü olduðu
Flaman Bölgesi’nde kültürler
arasý diyaloðun geliþtirilmesi için
çaba harcayacak, kültürler arasý
diyaloðun yüzü olacak.
Gent’te düzenlenen “Ýkinci
Kültürler arasý Diyalog Günü”nde Flaman Kültür Bakaný
Bert Anciaux 2006 yýlýnda baþlattýðý çalýþmalarý anlattý. Bakanlýðý ile ilgili organlarda etnik kültürel çeþitliliði teþvik ettiklerini
söyleyen bakan “toplumda yüzde 10 farklý kökenlerden insan
var. Bu oran her alana yansýtýlmalý, biz bakanlýk olarak kültürler arasý diyaloðu geliþtirici projelere destek oluyor, gerekirse
kendimiz proje üretiyoruz” dedi.
Bakan daha sonra “Idereen kan
zetelen” (Herkes katýlabilir)
Arkadaþýmýz Erdinç Utku, Hadise
ve Ronny Mosuse ile kampanya
koltuðunda
kampanyasý ve kültürler arasý diyalog elçilerini tanýttý.
Flaman Bölgesi Kültürler arasý
Diyalog Elçisi yapýlan Hadise
yaptýðý konuþmada “FlamanTürk kýzý olarak zaman zaman
ben de önyargýlarla karþýlaþtým
ama bunlarý cesaretle aþtým. Karþýlýklý önyargýlarýn kýrýlmasý ve
kültürler arasý diyaloðun geliþmesi için çaba harcayacaðým”
dedi.
“2008 Avrupa Kültürler arasý
Diyalog Yýlý” çerçevesinde Fazýl
Say da AB tarafýndan Avrupa
Kültürler Arasý Diyalog Elçisi seçilmiþti.
HADÝSE:
belirledik. Eðer ayrýmcýlýk karþýtý bir politika uyguluyorsanýz
komisyon ve danýþma kurullarýnda en az yüzde 10 farklý kökenlerden gelenlere yer vermelisiniz.
Yani pozitif ayrýmcýlýðý destekliyorsunuz.
Evet. Ama çýkýþ noktasý pozitif ayrýmcýlýk deðil. Çýkýþ noktamýz çokkültürlülük, kültürler
arasý diyalog. Çýkýþ noktamýz
herkese fýrsat vermek, herkesin
kendisini kendi olarak hissetmesi ve böylece toplumsal yaþama katýlmasý. Bu yönde pozitif ayrýmcýlýk bir araç olabilir.
Ben kiþisel olarak pozitif ayrýmcýlýða inanýyorum.
Türk toplumundan yeterince
katýlým var mý?
Daha fazla olabileceðini düþünüyorum. Türk dernekleriyle
çok yakýn iþbirliði yapýyoruz.
Birkaç kez Limburg’da derneklerin genel kurulunda bulundum. Türkler resmi komisyon
ve danýþma kurullarýnda daha
fazla temsil edilmeli. Türk toplumunu sorumluluk almaya ve
daha fazla ve aktif olarak katýlmaya çaðýrýyorum.
Küçük hayranlarýmý
etkileyebilirsem yeter
Eurovision’da
Türkiye’nin müzik elçisi olmak
varken, Flaman Kültürler
Arasý Diyalog Elçisi oldunuz!
Bu sene Mor ve Ötesi gidecek. Türkiye’yi iyi temsil
ederler. Belki bu sene zamaný deðildi benim için.
Rock’u da severim. Çok geniþ yelpazede müzik dinliyorum. Belli olmaz belki seneye de ben temsil ederim.
Fazýl Say–Hadise konseri
nasýl olur?
Çok güzel olur. Ben buna
hazýrým. Seve seve sahneye
çýkarým.
Kültürler arasý diyoloðu
arttýrmak için neler yapacaksýnýz?
Irkçýlýða karþýyým. Ben
sanatçý olarak küçük hayranlarýmý etkileyebilsem yeter. Her kökenden hayranlarým benim þarkýlarýmla
büyüyor. Bir ablalarý olarak
ýrkçýlýða karþý olduðumu
anlatabilirim. Konserlerimde, þarký aralarýnda kýsa ký-
sa konuþmalarla kültürel
çeþitliliðin önemini vurgulayacaðým. Web sitemde de
bu konuyla ilgili yazýlar yayýnlanacak. Çýkacak olan
albümümde “Who am I?”
parçamda hem Türk hem
Belçikalý olduðumu ve zorluklarýný, kolaylýklarýný anlatýyorum.
Türk kültürü Belçika’da
yeterince tanýnýyor mu?
Maalesef Türk kültürü
Belçika’da kendi gerçeklerine uygun bir þekilde tanýnmýyor. Örneðin Türk
mutfaðý denince döner/dürüm akla geliyor. Buna
üzülüyorum. Diðer alanlarda da durum farklý deðil.
Tanýtým yapýlmalý, gerçekler anlatýlmalý.
Belçika’da mý yoksa Türkiye’de mi yaþamayý tercih
edersiniz?
Ýkisi birden. Türkiye’de
insanlar daha sýcak kanlý,
beni çabuk seviyor, kabulleniyorlar. Flamanlar mesafeli. %50-%50!
Sayfa 9.qxp
12.03.2008
20:59
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
Avrupalý Türk kadýn gazeteciler
medyada erkek egemenliðini eleþtirdi
Eðitim dergisinin yeni
sayýsý çýktý
Brüksel Eðitim Müþavirliði bünyesinde yayýnlanan, Türkçe ve
Türk Kültürü Öðretmeni Mustafa Özcan’ýn Genel Yayýn
Yönetmenliði'ni yaptýðý “Eðitim” dergisinin yeni sayýsý çýktý.
Özcan derginin derneklerden ve Eðitim
Müþavirliði’nden edinilebileceði bildirildi.
TÜMSÝAD Belçika’da
2005 yýlýnda kurulan ve Türkiye’de
küçük ve orta ölçekli iþletmeleri bünyesinde toplayan Tüm Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (TÜMSÝAD) Beringen’de Belçika þubesi açýlýþ toplantýsýný
gerçekleþtirdi.
TÜMSÝAD Belçika Baþkaný Basir Hamarat Belçika TÜMSÝAD’ýn yapacaðý
faaliyetleri anlattý.
Toplantý sonunda Binfikir’e bir açýk-
9
lama yapan Genel Baþkan Mehmet Yýldýrým “Belçika’daki yerel Türk iþadamý
örgütlenmeleri anlamýnda bir dernek
olmadýklarýný, TÜMSÝAD’ýn genel hedeflerine ulaþmak için bizzat TÜMSÝAD
olarak Belçika’da bulunmalarý gerektiðini” belirtti. Yýldýrým ayrýca uç ve bölücü gruplar hariç, siyasi yelpazedeki
herkese kapýlarýnýn açýk olduðunu söyledi.
Haber Merkezi
vrupa Türk Gazeteciler Birliði ATGB’nin üyesi kadýn gazeteciler Kadýnlar Günü dolayýsýyla ortak bir bildiri yayýnlayarak
kadýn gazetecilerin erkek meslektaþlarýna göre daha aðýr bedeller ödediklerini dile getirdiler ve önyargýlarý ve
medyadaki erkek egemenliðini eleþtirdiler. Bildiride ayrýca medyada kadýnlarýn da çalýþmasýna karþýn rotayý
erkeklerin belirlediði ifade edildi. Genel Yayýn Yönetmenimiz Serpil Aygün’ün de imzaladýðý bildiri “her türlü
ayrýmcýlýða hayýr” çaðrýsý ile sona eriyor. Ýþte bildiriden bazý geçitler:
A
Kadýnýn yaptýðý gazetecilik
“memurluk“, erkeðin ise
“habercilik“!
RSF’nin ürkütücü raporuna göre
2006 yýlýnda öldürülen 102 gazetecinin 9'u kadýn (yüzde 11). 2005 yýlýnda ise bu oranýn hiç olmadýðý kadar
yüksek ve yüzde 13 olduðunu anýmsatan örgüt, 2004 yýlýnda bu oranýn
7,5, 2003'te de yüzde 2,5 olduðunu
belirtiyor.
Projektörleri Avrupa’ya ve özellikle
de Türk kadýn gazetecilere çeviriyoruz:
Avrupa’daki Türk kadýn gazetecileri
ne yazýk ki birçok cephede olduðu
gibi önyargýlarla mücadele etmeye bu
yýl da devam ediyorlar.
En can acýtaný ise sýklýkla karþýlaþýlmasa da kendi insanýmýzýn Türk kadýn gazetecilere yönelik önyargýlarý.
“Gazeteciyim” diyen bazý meslektaþlarýmýza “pek de erdemli olmadýklarý” bundan yirmi yýl önce kendi has
be has vatandaþlarýmýz tarafýndan zaman zaman hissettirilse de, son dönemde kanýksanmaya baþlandý.
Bununla birlikte kadýnýn yaptýðý gazetecilik “memurluk”, “sekreterlik”
bazýnda algýlanýrken, erkek meslektaþlarýnýn yaptýðý habercilik halen daha saygýn ve araþtýrmaya dayalý olarak
kabul görüyor” ifadelerine geçen yýlki
bildirimizde yer vermiþtik. Yine yer
veriyoruz.
Medyada kadýn çalýþýyor ama erkekler rotayý belirliyor.
Kadýn gazeteciler iþleriyle ön plana
çýkmaktan çok dýþ görünümleriyle algýlanýyorlar. Yaptýklarý iþ “ek iþ” olarak deðerlendiriliyor.
Sayfa 10.qxp
12.03.2008
13:00
Seite 1
Mart 2008
Sivil Toplum
10
Liège’de sýcak bir kýþ sabahý
[email protected]
Herkes inandýðýný
savunsun
emokratlarý demokratik olmaya, Sosyalistleri
sosyal olmaya, Ýnsan haklarý savunucularýný Ýnsan haklarýný savunmaya, Plüralistleri hoþgörüye, Muhafazakârlarý din hürriyetine, doðrusu her kiþiyi, bir
baþkasý nasýlsa onu öyle kabullenmeye çaðýrýyorum.
Bir kiþinin yaþamýnda en önemli þeylerden biri kimliði ve dinidir. Baþörtüsünü dininden dolayý takan biri
için baþörtüsü, kimliðinin bir parçasý olur. Bu nedenle
yukarýda saydýklarýmý, sebebi ne olursa olsun baþörtüsü takan birine saygýlý olmaya çaðýrýyorum, eðer yukarýda saydýklarýma kendileri inanýyorlarsa. Demokratým,
sosyalim, insan haklarý, din
hürriyeti diyen biri nasýl olur
Bazýlarý, “Kuda bir baþörtüsüne karþý gelir?
ran’da yokmuþ,
Bu ne demokratlýða, ne sosyal
yanlýþ anlýyorlar- olmaya, ne de insan haklarýna
sýðar. Baþörtü yasaðý ile hem
mýþ” diyor. Mildin hürriyetini hem kimliðini
yonlarca baþörelinden almýþ olursun.
tüsü takan yanlýþ
Benim en zoruma giden de
Müslümaným diyen birinin de
anlýyor da doðbaþörtüsüne karþý olmasý. Kuruyu anlayan
ran’da sabit, hadislerde sabit;
sensin. Hem ben nasýl yok denebilir? Takmayaöyle anlýyor ve
bilirsin ama Müslümansan hiçbir zaman baþörtüsüne karþý
onun için de taolamazsýn. Çünkü Kuran’a, hakýyorsam, sana
dise karþý gelmiþ olursun. Müsda buna saygýlý
lümanlar kardeþtir, kardeþinin
olmak düþer.
taktýðý bir þeyi nasýl kabullenmezsin, nasýl engellemeye çalýþýrsýn? Bazýlarý, “Kuran’da yokmuþ, yanlýþ anlýyorlarmýþ” diyor. Milyonlarca baþörtüsü
takan yanlýþ anlýyor da doðruyu anlayan sensin. Hem
ben öyle anlýyor ve onun için de takýyorsam, sana da
buna saygýlý olmak düþer. Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede baþörtüsü tartýþmasý ne kadar
üzüntü verici bir þey.
Gelelim bulunduðumuz ülkeye. Belediye seçimlerinde birçok parti, çokkültürlülüðe saygýlýyýz deyip yabancý kökenlileri listelerine aldý. Kampanya boyunca camilerden derneklere gezip vaatler verdiler ama Müslüman
oylarýyla seçilince ilk icraatlarý baþörtüsü yasaðý oldu.
Anvers’te SP.a misali gibi. Bu kararý SP.a yalnýz almadý,
bunu CD&V, VLD ve NVA da desteklediler. Sadece
Groen! (ve kýsmen Spirit) karþý çýktýlar. Ardýndan Gent,
Lier ve diðer belediyeler de halkla temasta olan memurlara baþörtüsü yasaðý getirdiler veya bu yönde öneriler sundular.
Bizim oy verdiðimiz Müslüman seçilenler neredeler?
Nasýl bu kararý geçirdiler? Þimdi ne yapýyorlar?
Bizi temsil eden dernekler nerede? Halen seslerini
neden duyurmuyorlar?
Camiler neden sessiz kalýyorlar?
Herkesi kiþinin kimliðine, dinine ve baþörtüsüne saygýlý olmaya davet ediyorum.
D
Bu sayýmýzda Liège bölgesinde bulunan iki ayrý dernek yönetimini ve kadýnlara yönelik projelerini tanýtarak, ocak ayýndaki yazýmýzýn devamýný getireceðiz. Herstal Türk Kültür Merkezi
Kadýn Kollarý Baþkaný Nermin Çetin ile Visé Cheratte Mimar Sinan Camii Baþkaný Kamuran
Toksoy’a söz verdik. Cheratte Camii Kadýn Kollarý, birçok faaliyete imza attýðý halde bir türlü
baþkan bulamadýðý gibi kadýn kollarý idaresi de yokmuþ. Onun için «göreve çaðrý» yapan bu
ilginç camii baþkanýnýn sözlerine yer vereceðiz.
lara tam hizmete açýk
olarak tutmak isteriz. Onlara atölye, konferans,
Binfikir: Derneðinizin
spor, gezi ve çeþitli soskadýn kollarý faaliyetleriyal ve kültürel faaliyetler
ni çeþitli vesilelerle duydüzenlemek, daha baþka
muþtuk. Gidelim bir göderneklerle iþbirliði yarüþme yapalým diyerek
pabilecekleri olanaklarý
buralara geldik. Ama ilda vermek istiyoruz. Saginç bir durumla karþýnýrým faaliyetlerimize kalaþtýk. Derneðiniz kadýntýlým olduðu halde, balara hizmet verdiði halde
yanlarýn dil sorunu onlaVisé Cheratte Mimar Sinan Camii Baþkaný
kadýn kollarý olmamasýný Kamuran Toksoy ile Nuh Gürel
rý görevden mahrum ediþaþkýnlýkla öðrendik. Bizi
yor. Visé Cheratte Mimar
biraz bilgilendirir misiniz?
nýn getirdiði sorumluluklarý aðýr Sinan Camii yönetimi olarak babastýðý için hiçbiri bu görevi üst- yanlarý ve genç kýzlarýmýzý göreKamuran Toksoy: Ýlk önce lenemiyor. Bu konuda kadýnlarý- ve çaðýrarak, kendileri için ve
Binfikir gazetesine hoþgeldiniz mýzý birlikteliðe getiremiyoruz. toplumumuzun olumlu imaji için
derim. Bundan bir buçuk yýl ön- Ama yine de onlara yönelik fa- faal olmaya davet ediyorum. Bilce arkadaþlarýmla göreve geldik. aliyetlerimiz hiç eksik olmuyor. diðiniz gibi bu mart ayýnda DünÇeþitli tarihlerde dört veya beþ Tabii bizlerin düzenlediði faali- ya Kadýnlar Günü kutlandý. Ýþte
sefer kadýn kollarý kurmak için yetler onlarý tatmin etmiyor ola- bu vesile ile kendilerine seslenigiriþimlerde bulunduk. Maalesef bilir. Ama bizden bu kadar. Böl- yorum. Benim yönetimimin en
bir türlü sonuca varamadýk. Bu gemizde yaþayan bayanlarý göre- büyük baþarýlarýndan biri kadýn
göreve istekli birkaç bayan bulu- ve çaðýrýyorum. Bakýn, her pa- kolunu kurma baþarýsý olacaktýr.
nuyor. Ama anne ve kadýn olma- zartesi lokalimizi özellikle kadýnMehmet Aydoðdu
Binfikir: Derneðinizi kýsaca
tanýtýr mýsýnýz?
Nermin Çetin: Derneðimizin
kadýn kollarý 2006’da kuruldu.
Ýlk seçim Mart 2007’de yapýldý
ve ben de baþkan seçildim.
Kadýn kollarý kurulmasýnda
geç kalýndýðý inancýndayým.
Dernekçiliðin ve sosyal hizmetin ne kadar zor olduðunu bilmekteyim. Ama topluma
hizmet etmenin de
baþka bir ayrýcalýk
olduðu inancýndayým.
Binfikir: Kuruluþunuzdan bu güne
kadar olan zaman
diliminde derneðinizin gerçekleþtirdiði faaliyetlerden
bahseder misiniz?
Yalnýz veya daha baþka derneklerle ortak olarak sosyal,
kültürel ve dini konulu çeþitli
faaliyetler düzenlemekteyiz.
Binfikir: Hem kadýn, hem
dernek baþkaný olarak ne gibi
zorluklar yaþadýnýz ve nasýl
üstesinden geldiniz
bölgede köklü ve geniþ bir aileye ait olmam iþimi kolaylaþtýrdý diyebilirim. Ayrýca, ana
dernek baþkanýmýz olan Ayhan Bey’in sürekli desteði de
bana kuvvet veriyor. Biz hem
derneðimizde, hem de kadýn
kollarýmýzda erkek, kadýn,
genç, yaþlý ayýrýmý yapmadan,
birliðimizi ve bütünlüðumüzü korumak
istiyoruz. Kadýn kollarýnýn verdiði hizmetler herkese açýktýr, yani yaþ, cinsiyet,
gelir gibi herhangi
bir ayýrým yapmadan
herkese açýðýz.
Binfikir: Gelecekte
yapmayý düþündüðünüz faaliyetler nelerdir?
Nermin Çetin: Bugüne kadar çok güNermin Çetin: Gö- Herstal Türk Kültür Merkezi Kadýn Kolu Baþkaný zel ve baþarýlý çalýþmaNermin Çetin ile Liège Belediye Meclisi Üyesi resreve gelir gelmez ilk
lar yaptýðýmýz halde,
sam Mehmet Aydoðdu
iþimiz bir üyelik seyine de tek isteðim
ferberliði operasyoana dernek baþkanýNermin Çetin: Zorluklar mýzdan olacak. Kadýn kollarýnu yapmak oldu. Ondan sonra hep birlikte bir faaliyet herkes için var olduðu halde, nýn normal þartlar altýnda çaprogramý hazýrladýk. Bunlar- kadýnlar erkeklere göre daha lýþmaya devam edebilmesi
dan örnek olarak þunlarý vere- zorlarý baþarmaya yatkýndýr için bizlere tahsis edilecek
bilirim; her ay bir kahvaltý et- derim. Ben de 34 yaþýnda bir özel bir büro gerekiyor. Burafýnda bir psikolog’la sohbet bayan olarak, çeþitli yaþ grup- nun dýþýnda çevremizdeki karsaatimiz, çeþitli konferans ve larýndan gelen kadýnlardan deþ derneklerle dýþa açýlýmýsöyleþilerimiz vardýr. Anneler oluþan kadýn kollarý baþkaný mýzý saðlayacak çeþitli faaligünü, babalar günü gibi kutla- olarak hizmet vermem hiç ko- yetler düzenlemek ve iþbirliðimalarýmýz da bulunmaktadýr. lay bir þey deðil. Oturduðum ne gitmektir.
Sayfa 11.qxp
12.03.2008
13:33
Seite 1
Mart 2008
SÝZbize
11
AB yolunda Avrupalý Türkler
Belçika’nýn çeþitli kentlerinde yaþayan vatandaþlarýmýz, Türkiye’nin AB’ye
giriþ sürecinde Avrupa Türklerinin rolünü gazetemiz Binfikir için yorumladý. Müzakerelerdeki farklý görüþler vatandaþlarýmýza da yansýmýþ.
[email protected]
Baðdat
ANVERS
Serdar Güler
Levent Güngör
Buradaki Türkler
kýsman Avrupa’ya
entegre oldular ama
Türkiye’deki Türkler
ile AB kültürel, tarihsel, dini birçok
konuda farklýlýklar
taþýyor. Sadece ekonomik alanda ortak
çýkarlarýmýz var. Avrupalý Türklerin AB
sürecinde kýsmi katkýsý olsa bile çok fazla
etkili olabileceðini düþünmüyorum.
Avrupa’daki Türklerin AB ile Türkiye arasýnda köprü
olabileceði görüþüne katýlmýyorum, çünkü Avrupa’ya geleli uzun
yýllar olmasýna
karþýn hala Avrupa sistemini
özümseyip, Avrupa deðerlerine uygun hareket ettiklerini
düþünmüyorum.
LIEGE
HERSTAL
Vedat Gümüboða
Ömer Þener
Türkiye’nin AB’ye
girmesi konusunda Avrupalýlara
hiç güvenmiyorum, çünkü bu
konuda hiç ciddi
deðiller. Evet, bizler de hatalýyýz.
Kiþisel olarak yetersiz kalýyoruz,
diyebiliriz. Ama,
þu derneklerimizin, þu temsilcilerimizin hallerine bakar mýsýnýz! Kendi içlerine dönük. Yanlýzca kendimizle kavrulup
gitmeyi düþünmekteyiz. AB’yi istiyorsak gereken neyse onu yapmayý bilmeliyiz, deðilse
nafile.
Bildiðim kadarýyla
Türklerin Avrupa’nýn merkezi olan
Belçika’da yaþamalarý Türkiye’nin
AB’ye üyelik çabalarýnýn en kuvvetli
malzemesidir, çünkü siyasette vazgeçilmez nesne insandýr. Kültürümüzle,
örf ve adetlerimizle
AB’ye çeþitlik getirerek, onlarý daha zengin
kýlacaðýmýzdan eminim. Yine de daha fazla,
daha çok çaba vererek Türkleri en iyi þekilde tanýtmak hepimizin bir görevi olmalýdýr.
AB’ye üyelik yolu ince ve uzun bir taþra yoluna benziyor bence.
CHARLEROI
Adem Bayram
Osman Yerli
Evvela Türkiye’nin
AB’ye girmesi bizler
için bir fayda getirmez.
Ancak Türkiye’deki iþadamlarýna yardýmý olur.
Türkiye’nin AB’ye girmesinde elbette ki Avrupa’daki Türklerin
önemli rolü olabilir.
Bu da Avrupa Türklerinin kendilerini iyi tanýtmalarýna baðlýdýr.
Toplum olarak toplumsal deðerlere önem
verme yerine, bu deðerleri göz ardý edersek
dýþarýya iyi bir imaj vermemiþ oluruz. Çünkü
Avrupa’daki Türkler Türkiye’nin AB ülkelerindeki temsilcileri diyebiliriz. Bu temsilciler
gerekeni en uygun þekilde yaparlarsa Türkiye’nin AB’ye girmesinde katkýlarý olur.
Belçika’daki Türklerin
Türkiye’nin AB’ye girmesinde katkýlarý olabilir ancak ellerinden bir
þey gelmiyor. Bu olay
Belçika’daki Türklerin
yapabileceði bir þey deðil. Bu olay Türkiye’nin
iþidir, Türkiye’nin giriþimde bulunmasý gerekir. Bize düþen yürüyüþ yapmak, kültürümüzü tanýtmak, Türkiye’yi tanýtmaktýr. Türkiye’deki politik yetkililerin giriþimleri ve
Türkiye’nin sosyal, ekonomik geliþimi
önemlidir. Ayrýca AB de Türkiye’ye bakýþýný
deðiþtirmelidir.
N.Dursun/M.Aydoðdu/Erdinç Utku
ilmem bir Allah’ýn kulu biliyor mu ama, 1825
gün oluyor. Beþ yýl. Dile kolay. Önümüzdeki
19 Mart, onca gün gelip geçmiþ olacak. Evet, Baðdat’a ilk (ilk mi?) Amerikan bombalarý düþeli beþ yýl.
Akla gelen ilk soru: Deðiþen ne oldu? Garip bir þekilde alýþtýk sanki. Günlük haberlerde bazen günlerce bile bir haber alýnmýyor, halbuki dünyanýn göbeðinde kanlý bir savaþ sürmekte. Hani þu Arap ülkesi
vardý ya? Ýþte Saddam, petrol, Babil, insanlýðýn doðduðu beþik falan. Orasý. Yanýyor. Kan aðlýyor. Hala.
Diyelim ki orada bir kadýn var. Bir ana. Altý çocuk
anasý. Önceleri kocasý vardý, belki bir evi, kurak olsa
da bir bahçesi, okula giden kýzlarý, ve belki yarým tok
özgürlüðü. Ama en deðerlisi, gururu. Bilanço aðýr. Ne
ev, ne eþ, ne sen kaldý. Harap oldu o ana, onun kalbinin tek atma sebebi gururu. Feryat ediyor olsa gerek, çamurdan duvarlardaki dünyanýn bekçi köpeði
kýrmýzý beyaz bayraðýn renklerindeki kanlý lekeler,
yavrularýnýn. Kurtuluþ adýna gelen askerlerin adým attýklarý sokaklarda artýk top sektiren çocuk, týklayan at
arabasý, seyyar satýcýnýn
mobileti deðil, kendi yattýðý topraðýn altýndan gelen
Eðer bu beþinci
benzini içen cip ve tanyil dönümünde
kerlerin gürültüsü.
sesimizi duyurNe diye yazýyorum ki
bunlarý?
Bilinen þeyler demazsak; bu hakðil mi? Hepimizde “üzüsýzlýða, çirkin
mü ye baðýný sorma” zihoyuna, bu kirli,
niyeti yok mu? Dünya büyük bir köy haline gelmiþ
bu kahpece ayak
olsa da o kadar uzak yaþýüstü tutulan sisteyoruz ki birbirimizden,
me; kalbe, þerefe, hala kasap ve koyun gibi
bacaktan asýlýyoruz. Ne
kýsaca yaþama
pahasýna olursa olsun döyakýþýr bir cevap
nüyor çarklar, farkýnda
olmadan hangi mayýnlar
vermezsek, vay
yatýyor kapitalizm hayathalimize.
larýmýzýn altýnda. Bilmem
ben mi eski kafayým ama
eðer bu insanlýða aykýrý krize bir dur demezsek; eðer
bu beþinci yýldönümünde sesimizi duyurmazsak; bu
haksýzlýða, çirkin oyuna, bu kirli, bu kahpece ayak
üstü tutulan sisteme; kalbe, þerefe, kýsaca yaþama
yakýþýr bir cevap vermezsek, vay halimize. Eðer gerçekten eðri oturup doðru konuþacaksak, eðer bu düzeni sadece kýnayýp iki dakika sonra koþturmacaya
devam etmekten býktýysak; o zaman üçüncü dünya
ülkelerini yavaþ yavaþ açlýktan, hastalýktan da aðýr ve
uzun bir ölümle ortadan kaldýrmak yerine hemen
yarýn, hatta bugün, þimdi atom bombasýný atýp kurtulalým. Hiç olmazsa utancýmýzdan kývrýlmayýz, 500
Euro’luk cep telefonumuzla, espresso makinamýzla,
duplex dairemizle, magazin dergilerinden örnek aldýðýmýz hayatlarýmýzla, kruz kontrollu arabamýzla yolumuza keyifli keyifli devam ederiz.
Yargýlamak kolay. Uzaktan lafý çöp ile uzatmak,
bilgisayar ardýnda yazar sýfatýnda dört-beþ satýr yazýp, ardýndan sigara yakýp günün iþine bakmak basit, hatta alçaklýðýn ta kendisi.
Tek düþüncem: O kadýn, beni doðuran ana olabilirdi.
B
Sayfa 12xx.qxp
12.03.2008
23:36
Seite 1
12
SÖYLEÞTÝK
Mart 2008
‘Türbaný serbest býrakýrsak Türkiye’deki
laiklere kötü örnek oluruz’
Erdinç Utku
1958 Liège doðumlu Reynders, politikaya hukuk okuduðu üniversite
döneminde atýlmýþ. Hiç aklýnda
yokken bakanlýða gelen Jean Gol
ile tanýþmasý ve onun kabinesinde
anayasa hukuku danýþmaný olarak
iþe girmesi (1981), Demiryollarý
Dairesi Baþkanlýðý’yla (1986) baþlayan siyasi kariyerinin ilk atýlýmý
olmuþ. Yerel siyasetten (Liège Belediye Meclis üyeliði, 1988) yükselen
Reynders, 1992’de girdiði Federal
Meclis’te 1999’da Baþbakan Yardýmcýlýðý ve Maliye Bakanlýðýna
geldi ve halen bu görevi yürütüyor.
Uzun yýllar sonra Frankofon bir
Baþbakan olma ihtimali onun seçim galibiyetiyle doruða çýktý.
iyasi yelpazeyi dolaþtýðýmýz orta sayfa röportajlarýmýzda bu ay MR baþkaný Didier Reynders var. Flaman-Frankofon, Sað-Sol dengelerini düþünürsek, geçen ay
SP.a baþkaný Caroline Gennez
ile röportajdan sonra en uygun
kiþilik Reynders’ti. Gennez’nin
hükümete yönelik aðýr eleþtirilerinin ardýndan, iktidarýn
önemli ismi Reynders’in yanýtlarý tartýþmayý alevlendirecek
nitelikte.
S
Son federal genel seçimlerdeki baþarýnýzla baþlamak istiyorum. Seçimin galibi MR diyebiliriz. Yýllar sonra MR en
büyük Frankofon parti oldu. Bu baþarýyý kendi çalýþmalarýnýza mý borçlusunuz yoksa PS’in baþarýsýzlýðýna mý?
Sadece Brüksel’de deðil Valon Bölgesi’nde de oylarýmýzý bir önceki seçime göre yüzde 10 arttýrdýk. 80 bin daha fazla oy aldýk. Ýkinci Dünya Savaþý’ndan sonra ilk kez Valon Bölgesi’nde birinci parti olduk. Bunun birçok
nedeni var. Son yirmi yýlda Valon Bölgesi’nde sadece bölge düzeyinde deðil
belediye ve eyaletler de PS yönetimdeydi. Ayrýca parti içinde de yenilikler,
açýlýmlar yaptýk. Ülkenin tümüne yönelik yeni önerilerle geldik. Ecolo ile birlikte devlet reformlarýnýn gerekliliðini
dillendiren bir partiyiz. Bir örnek verecek olursak, son rakamlara göre Valon
Bölgesi’nde iþsizlik oraný yüzde 15, fakat bu oran Flaman Bölgesi’nde yüzde
6’dan daha az. Baþarýmýzda Sosyalist
Parti’ye gösterilen tepki etkili oldu ancak bizim projelerimizin ve çalýþmalarýmýzýn da büyük katkýlarý var.
Caroline Gennez geçen sayýmýzda
geçici hükümetin hükümet etmediði,
rol yaptýðýný söyledi. Hükümeti gerçek
alýmgücü düþüþü gibi sorunlarý çözmeye çaðýrdý. Siz geçici hükümeti nasýl
deðerlendiriyorsunuz?
Flaman Sosyalistler çok zor bir durumda. Seçimlerde 9 sandalye birden
kaybettiler. Yirmi yýllýk iktidardan sonra
böylesi büyük bir yenilgiyi açýklamak
zor olsa gerek. Yeni baþkan Gennez ile
SP.A bu durumdan çýkmanýn yollarýný
arýyor. Güçlü muhalefet yapmaya çalýþýyor. Ama bizim hükümet etmediðimiz
doðru deðil. Belçika’da iki sorun var.
Devlet reformlarý konusunda özellikle
Flaman kesiminden güçlü bir istek var.
Flaman liberaller ve bizim öncülüðümüzde bu konuda tüm partilerle birara-
ya gelerek bir metin üzerinde anlaþmaya vardýk. Þu anda bir devlet reform paketi var, bunda SP.A’nýn da katkýsý oldu. Hükümetimizin ilk ayýný buna ayýrmýþtýk. Diðer taraftan bütçe için çalýþtýk.
Dünyanýn neresinde olursanýz olun iktidarýn yapmasý gereken ilk siyasi iþ
bütçe. 2008 yýlý bütçesi düþük ve orta
gelirlilerin alým güçlerini arttýrýyor. Düþük gelirlilere yeni vergi indirimleri konusunda hükümete önerimiz var.
Alým gücü düþüþünü dikkate aldýnýz
o zaman!
Tabii ki. Enerji ve gýda fiyatlarýnda
önemli artýþlar oldu. Ayrýca saðlýk konusunda genel saðlýk sigortasý dýþýnda
aðýr hastalýklara özel yaklaþým getiriyoruz. Halkýmýz için yeni mali kaynaklar,
saðlýk hizmetleri için yeni araçlar ve istihdam yaratýlmasý için yeni olanaklar
saðlýyoruz. Þirketlere vergi indirimleri
ve teþviklerle yeni iþ olanaklarý yaratýlmasýný saðlýyoruz. Araþtýrma ve geliþtirme projelerine de özel kaynak ayýrdýk.
Belçika gibi bir ülkenin geleceði için
araþtýrmaya-geliþtirmeye önem vermesi
gerektiðini düþünüyoruz. Bu konuda
partimiz bu yaptýklarýný gazetelere ilan
vererek duyurdu. Gennez’yi çok iyi anlýyorum. Tüm Yeþiller muhalefette. Aþýrý saðcýlar da hem Flaman Bölgesi’nde
hem Valon Bölgesi’nde muhalefetteler.
Ama sosyalistlerin durumu çok zor.
Partilerden biri iktidarda (PS) diðeri
muhalefette (SP.A).
Siz yine de koalisyonu, yeni bir Flaman partisini, Groen! veya SP.A’yý katarak geniþletmek istemiþtiniz?
Daha çok Yeþiller. Biz liberaller için
Yeþillerle anlaþmak Sosyalistlerle anlaþmaktan daha kolay. Eðer SP.A’ya bakacak olursak iþleri çok zor. Ýçinde sosyalistlerin olduðu bir iktidara muhalefet
yapacaklar. Caroline Gennez hükümeti
eleþtirecek, hiçbir þey yapmadýðýmýzý
söyleyecek. PS de çýkýp SP.A’nýn eleþtirdiði hükümetin icraatlarýný savunacak.
NVA hükümete girmeyeceðini açýklayýnca bakanlýklarýn yeniden daðýtýlmasýný istediniz ve baþbakanlýða adaylýðýnýz gündeme geldi.
Otuz yýldan sonra bir gün bir Frankofonun baþbakanlýðý mümkün olmalý.
Ancak iki Frankofon sol partinin PS ve
CDH’ýn tepkileri nedeniyle baþbakanlýða aday deðilim. Frankofon bir Belçika
baþbakaný istemiyorlar.
Ama Elio Di Rupo da artýk kýrk yýl
sonra Frankofon bir Belçika baþbakaný
olabilmeli diye açýklamalar yapmýþtý.
Bunu seçimlerden önce, kendisi için
söyledi. Seçimi kaybetti. Seçimlerden
sonra Di Rupo da Milquet de Frankofon bir Belçika baþbakaný istemiyorlar,
tehlikeli buluyorlar. Leterme’yi tercih
ediyorlar. Hükümetteki partilerin milletvekili sayýsýna bakarsak 53 Frankofon ve sadece 42 Flaman milletvekili
var. Bu nedenle de dengeli bir bakanlýk daðýlýmý istedim. Bu konu kapandý.
Þimdi hükümet programýný tartýþýyoruz.
Ekonomik ve sosyal konularda ve saðlýk hizmetleri ve güvenlik gibi özel konularda iyi bir politikasý olmalý hükümetin. Ama Sosyalistlerle anlaþmamýz
ve geçinmemiz kolay olmayacak. Biz
küçük ve orta ölçekli iþletmelerden yanayýz. Biz yeni ekonomik aktiviteleri
teþvik ediyoruz. Sosyalistler daha çok
vergiden yanalar.
Ýþsizlik ödeneði konusunda ne düþünüyorsunuz? Belçika’da kaçak olarak
yaþayanlarýn konumu hakkýnda neler
diyeceksiniz? Patrick Dewael Belçika’daki kalifiye kaçaklarýn Belçika’da
çalýþabilmesine yeþil ýþýk yakmýþtý.
Öncelikle yeni iþ olanaklarý yaratmak için kaynak yaratmalýyýz, ek kapasite yaratmalýyýz. Þirketlere vergi indirimleri ve teþvik imkanlarý saðlayarak yabancý yatýrýmcýlarý çekerek yeni
iþ olanaklarý saðlamak istiyoruz. Bunu
yaptýk. Ýkinci olarak iþ pazarýndaki kaçak çalýþma ve sahteciliklerle mücadele etmek istiyoruz. Bu Valon Bölgesi’nde daha fazla. Üçüncü olarak Flaman liberalleri ile birlikte AB sýnýrlarý
içinde çalýþanlarýn serbest dolaþýmýna
olanak verilmesini istiyoruz. Belçika
sýnýrlarý yeni üyeler de dahil AB ülkelerinin insanlarýna açýlmalý. Ayrýca AB
dýþýndan kalifiye çalýþanlara Belçika’da
ihtiyaç duyulan alanlarda da kapýlar
açýlmalý. Ekonomik göçe olanak saðlanmalý.
Ancak ekonomik göç geçici hükümet
anlaþmasýnda yer almýyor.
PS ve CDH karþýlar. Ýþbirliði yapýyorlar. Dýþardan iþçi gelirse Belçika’daki
çalýþanlar zor durumda kalacak diye
düþünüyorlar. Ama bu doðru deðil. Ýhtiyaç duyduðumuz kalifiye elemanlar
Belçika’da yoksa...
Sayfa 13xx.qxp
12.03.2008
19:26
Seite 1
13
Mart 2008
Ama PS önce Belçika’daki iþsizlere
formasyon verilmeli, iþ pazarýna hazýrlanmalý diye önerdi.
Açýk konuþmak gerekirse, PS ülkenin
güneyinde yýllardýr eðitimden sorumlu.
Þimdi zaman mý istiyorlar? Ne için? Tabii ki Belçika’daki iþsizlere formasyon
vermeliyiz ama...
Ýþ pazarýnda ihtiyaç duyulan alanlarda mesleki formasyondan bahsediyorlar.
Tamam ama þimdiye kadar neredeydiler? Eðer iþ pazarýna uygun kalifiye
eleman yoksa bu Sosyalistlerin hatasý.
Biz ülkeye yeni yatýrýmlarý çekmek için
çaba harcýyoruz, bu ilk önceliðimiz.
Ýkinci olarak sýnýrlarý AB ülkeleri çalýþanlarýna açmalýyýz. AB dýþý ülkelerden
kalifiye elemanlar da “Mavi Kart” uygulamasý ile Belçika’ya gelebilmeli. Ayrýca
Belçika’da kaçak olarak yaþayanlardan
kalifiye olanlara da çalýþma ve oturma
izni verilmeli. Buradaki birine ‘ülkene
geri git ve mavi kart alýp gel’ demek
saçma olur.
Belçika’ya bir de siyasi sýðýnmacý olarak gelinebilir, ki bu bir insan hakkýdýr
ve korunmalýdýr.
Ancak prosedürlerin ve sürecin uzun
sürdüðünden yakýnýlýyor.
Bu konuyu düzenledik. Basitleþtirilmiþ bir prosedür var ve daha hýzlý cevap alýnacak. Ama birçok insan bunu
siyasi nedenlerle deðil ama ekonomik
nedenlerden dolayý kullanýyor. Biz Liberaller olarak iki ayrý prosedür öneriyoruz. Biri siyasi nedenlerle gelen sýðýnmacýlara, diðeri ekonomik göçe yönelik. Belçika’ya gelmek isteyenlere
açýkça ‘eðer kalifiyeyseniz ve Belçika’da size ihtiyaç varsa gelebilirsiniz’
diyebiliriz. Ayný ABD’de olduðu gibi.
ABD büyük bir göç ülkesi. Eðer bunu
yaparsak doðal olarak Belçika’daki kaçaklarýn da regülarizasyonunu siyasi sýðýnmacý kriterleri ile deðil, iþ pazarý ve
kalifiye eleman olup olmadýðýna göre
yapabiliriz. Ýnþaat sektöründe kaçak
olarak çalýþanlar da kayýt içine girer.
Sosyalistler bu konuda çok ilginç tavýr
sergiliyorlar. Sosyalistler her zaman enternasyonalizmden bahsediyorlar ama
çalýþanlar için sýnýrlardan yanalar. Ekonomik göçe karþýlar. Belçikalýlarý kime
karþý koruyorlar? Türklere, Polonyalýlara karþý mý? Burada eleman yoksa baþ-
ka ülkeden insanlar gelip çalýþabilmeli.
Avrupa’nýn en korumacýlarý Sosyalistler
oldu. AB içinde de sýnýrlarý korumak istiyorlar. Yeni üyelere de korumacý yaklaþýyorlar.
Oturmuþ bir sosyal güvenlik altyapýsý, iþsizlik ödeneði v.b. gibi kazanýmlarýn riske girmesi insanlarý ürkütebilir.
Bunu garantiye alabilmek için çözüm
öneriyoruz zaten. Belçika’da yaþlanma
problemi var. Yeni iþgücüne ihtiyacýmýz var. Týpký ‘50 ve ‘60larda olduðu
gibi. Ýtalya’dan, Ýspanya’dan, Polonya’dan iþçi getirdiðimiz gibi. Elio Di
Rupo... Eðer benim dedem ekonomik
göçe karþý olsaydý Elio Di Rupo þu anda Ýtalya’da yaþýyor olacaktý. Þimdi
ABD’ye gidin bakýn, insanlar size hangi dilde yanýt verecekler, Ýspanyolca
büyük bir olasýlýkla. Meksika’dan ya da
baþka bir ülkeden ekonomik göçle gelen insanlar. Bu gayet normal. Belçika’da ekonomik göç yeni deðil. Benim
dedem Limburg Bölgesi’nden çalýþmak
için Liege’e gelmiþ. Eðer benim þehrimde çalýþanlara bakarsanýz, örneðin çelik
endüstrisinde Ýtalya, Polonya ve Ýspanya’dan gelenlerin sayýsý Belçikalýlardan
daha fazla.
Sosyalistlerin tepkisini anlayamýyorum. Valon Bölgesi’nde yüzde 15 iþsizlik oraný var ama bazý iþlerde çalýþacak
eleman bulamýyoruz. Zor ve uzmanlýk
isteyen iþler için kapýlarý açmalýyýz.
Türkiye ve Belçika’da ortak bir sorun
var: Türban. Anvers, Gent ve Lier’de giþelerde çalýþan Belediye çalýþanlarýnýn
türban takmasý yasaklandý. Leuven’da
ise yasaklanamadý. SP.A baþta olmak
üzere Vlaams Belang dýþýndaki tüm
partiler yasaða karþý çýktý. Türkiye’de
ise üniversitelerde türban serbest býrakýlýyor. Siz bu konuda ne düþünüyorsunuz?
Din ile devlet iþlerinin birbirinden
ayrýlabilmesi için çok mücadele verdik.
Kiþiler özel yaþamlarýnda istediklerini
takarlar, buna kimse karýþamaz ama
kamusal alanda dinsel simgelere karþýyýz. CDH’ý anlýyorum, onlar Hristiyan
temelli ama Sosyalistleri anlamakta
güçlük çekiyorum. Oy kaygýsýyla Müslümanlara göz kýrpýyorlar ama bazý
sosyalist avukatlarýn mahkemelerdeki
dinsel simgelerin kaldýrýlmasý için uðraþtýðýný hatýrlýyorum.
Türkiye ve Tunus din ile devlet iþlerini ayýran ender ülkelerden. Dünya
Bankasý ve IMF’deki görevim nedeniyle bu ülkelere sýk gidiyorum. Eðer biz
Avrupa’da türbaný serbest býrakýrsak
Türkiye’dekiler zor durumda kalýr. Din
ve devlet iþlerinin birbirinden ayrýlmasýný savunmakta zorlanacaklar. Dinin
devlet içinde olduðu ülkeler de var.
Örneðin Ýran ve Körfez’deki ülkeler.
Tabii ki kamusal alanda türban takmak
ya da duvara haç asmak agresif deðil.
Ama ya sonrasý? Adým adým... Daha
sonra da kanunlara dini temele dayalý
maddeler konur. Ben bunu istemiyorum. Ancak okullarda türban takýlabilir,
resmi görevlilerin dinsel simge takmasý
ise kabul edilemez. Ýngiltere’de türbanlý polis bile var. Ama onlar kutu kutu
gettolar halinde yaþýyorlar, biz çokkültürlü bir toplumdan yanayýz.
Belçika’nýn entegrasyon politikasý iþliyor mu? Belçika’daki Türk dernekleri
entegrasyona engel mi? Türkiye Baþbakaný Erdoðan benzeri bir söylemde bulundu.
Örgütlenme gerekli. Ayný kökenden
gelen insanlarýn birarada bulunmasý
önemli ama Belçikalý dernekler ve Belçikalýlarla da faaliyetler yapmalý. Schaerbeek bunun için ideal bir yer. Entegrasyon için konut ve ikamet tekrar gözden
geçirilmeli. Renavasyona yatýrým yapýyoruz. Belçika’nýn konumu örneðin Paris’ten daha iyi. Tam gettolaþma olmadý.
Belçika’da yaþlanma problemi var. Yeni iþgücüne ihtiyacýmýz var. Týpký ‘50 ve
‘60larda olduðu gibi. Ýtalya’dan, Ýspanya’dan, Polonya’dan iþçi getirdiðimiz
gibi. Elio Di Rupo... Eðer
benim dedem ekonomik
göçe karþý olsaydý Elio Di
Rupo þu anda Ýtalya’da
yaþýyor olacaktý.
Partinizde yeterince yabancý kökenli
politikacý var mý? Türk politikacýlarý tanýyor musunuz? Türkler niye size oy
versin?
Biz adaylardan sadece kendi toplumlarý için deðil, tüm Belçika toplumu
için çalýþmasýný istiyoruz.
Liberal olmalarýný da istiyor musunuz? Bazen oy çekmek için parti ilkeleri gözardý ediliyor?
Biz kökenden daha ziyade liberal olmalarýný istiyoruz.
Vergi indirimleri ve vergi toplama
konusunda Flaman Sosyalistler ve Yeþiller sizi eleþtirdi ve yeteneksizlik ve
beceriksizlikle suçladýlar.
Þirketlere vergi indirimi yaptýk. Ýþ yaratmak için.
Sosyalistler bunun istihdam yaratmak
için kullanýlmadýðýný söylediler.
Belçika ve Fransa Sosyalistleri eski
kafalý. Almanya, Ýspanya ve Ýngiltere’dekiler gibi deðil. Hala neredeyse
Marx gibi düþünüyorlar. Þirketlerle çalýþanlarýn karþý karþýya olduðunu düþünüyorlar. Diðerleri MR’i ya destekliyorlar ya da saldýrýyorlar. Ayný Sarkozy’ye
yapýldýðý gibi. Ürettiðimiz ve önerdiðimiz için ya karþýmýzdalar ya da yanýmýzdalar. Bu da bizim baþarýmýzý gösteriyor. Eðer birinciyseniz, sürekli hedef
olursunuz. Bizim hedef seçilmemiz
normal.
Eðer devlet reformlarýnýn ikinci aþamasý konusunda anlaþma saðlanamazsa erken seçim hakkýnda ne düþünüyorsunuz?
Biz dengeli bir devlet reformlarýndan
yanayýz. Belçika’nýn bölünmesini organize etmeyiz. Ben yumuþak geçiþten
yanayým.
Ermeni sorunu Türkiye’nin ve buradaki Türklerin baþýný aðrýtýyor. Bir senatörünüzün “Ermeni soykýrýmýnýn reddedilmesinin suç sayýlmasý” yasa tasarýsý vardý. Bunu rafa mý kaldýrdýnýz? Konu donduruldu mu?
Sorun dýþarýdan çözülmez ancak bu
konu uluslararasý düzeyde tartýþýlmalý.
Bunu meslektaþým Babacan’a da söylemiþtim. Kimseye ders verecek halim
yok. Bu konu önce Türkiye’de tartýþýlmalý, sonra da Türkiye ile Ermanistan
arasýnda ele alýnmalý. Bu konuda siyasi vizyon belirlenmeli. Bu zaman alýr.
Belçika’da bazý Türkler bu konuyu tamamen inkar ediyorlar. Tarihte bir
þeyler oldu ve ne olduðu açýkça tartýþýlmalý.
Türkiye’deki ekonomik geliþmeyle ilgili olumlu sözler sarf ettiniz. AB’ye girme sürecine olumlu bakýyor musunuz?
IMF’deyken Arjantin ve Türkiye konusunda sürekli tartýþýyorduk. Þimdi
sadece Arjantin’i konuþuyoruz. Türkiye’nin ekonomik baþarýsý olaðanüstü.
Ancak iki Türkiye var. Siyasi konuda
daha yol alýnmasý gerek. Ýdam cezasý
kaldýrýldý. Türkiye’ye fýrsat verilmeli ve
kriterleri yerine getirmesi beklenmeli,
getirirse de üye yapýlmalý. Yolu kapanmamalý.
Sayfa 14x.qxp
12.03.2008
22:53
Seite 1
Mart 2008
ARTfikir
14
[email protected]
Ana dil
kullarda ‘ana dilde ders’ konusundaki tartýþmalar son günlerde aldý baþýný gidiyor.
Gent Eðitim Encümeni Rudy Coddens (sp.a) Türk
öðrencilerinin dil problemini en aza indirmek, hatta problemi ortadan kaldýrmak için ilkokul bir ve
ikinci sýnýflarda ders saatleri içerisinde Türkçe dersi uygulamasý getirmeyi öngördü. Fakat özellikle
sað kökenli partiler ders uygulamasýna karþý. Problemin derslerle çözülmeyeceðini iddia eden VB,
VLD ve Cd& V evlerde Türkçe yerine Flamanca
konuþulmasý kuralýnýn getirilmesini önerdiler. Genel görüþ þöyle: ”Anne babanýn da çocuklarýyla
Türkçe konuþmasý yasaklanmalý ki çocuklar Flamancayý iyi öðrensinler. Burda yaþadýklarýna göre
ana dilleri artýk Flamanca olmalý”. Yaþadýðýmýz ülkenin dilini en az ana dilimiz kadar iyi oðrenmeliyiz, buna katýlýyorum. Anaokulunun bu konudaki
önemini de destekliyorum.
Fakat ana dil tartýþmasý ne
Haklarýmýzý
yeni bir olay, ne de iki satýrsavunacak dili
la anlatýlabilecek kadar kolay bir konu.
öðrenmedikçe
Ana dili tanýmlayacak olurhaksýz duruma
sak: "Baþlangýçta anneden ve
düþmekten
yakýn aile çevresinden, daha
baþka bir alsonra iliþkili bulunduðu çevrelerden öðrenilen, insanýn
ternatifimiz
bilinçaltýna inen ve toplumla
olamaz.
en güçlü baðlarýný oluþturan
dil." Bu dil hangi dil olursa
olsun, yasaklarla yok edilmesi imkansýzdýr, çünkü
bu dili anne karnýndayken annemizden duymuþ,
geceleri ninemizden dinlediðimiz hikayelerle anlamýþ, zamanla o dilde sevinçlerimizi ve kaygýlarýmýzý yaþamayý öðrenmiþiz.
Bilinçaltýna inen ana dil kiþilerle toplum arasýndaki iliþkilerde en güçlü baðý oluþturan dildir. Konuþulan dilleri þöyle sýralayabiliriz:
Ana dil: Ýnsanýn doðuþtan itibaren ailesinden öðrendiði ve konustuðu dildir.
Ýkinci dil: Ýnsanýn çocukluktan itibaren ana dili ile
birlikte öðrendiði dil.
Yabanci dil ise: Ýnsanin ana dilinin haricinde olan
ve kiþinin sonradan öðrendiði bir dildir.
Eðer baþka bir ülkeye yerleþmiþ, orada yaþamayý
göze almýþsak, ana dilimiz kadar, o ülkenin dilini
de öðrenmeli, bunun önemini de çocuklarýmýza aktarmalýyýz. Haklarýmýzý savunacak dili öðrenmedikçe haksýz duruma düþmekten baþka bir alternatifimiz olamaz. Fakat ana dilimizi geliþtirmezsek, yabanci bir dili öðrenmemiz maalesef kolay olmaz.
Ana dilini düzgün þekilde kullanan öðrencilerin baþarýya daha yakýn olduðu bilim adamlarýnca da tespit edilmiþtir. Bir bilgisayar yalnýzca yüklü olduðu
programlar doðrultusunda çalýþýr. Uygun komutlarý
kabul eder, uygun olmayanlarý geçersiz sayar. Kimi
komutlar bilgisayarýn “kafasýný” karýþtýrabilir, varolan programlarýn yanlýþ çalýþmasýna ve hata vermesine neden olur. Düþüncelerin ilk olarak karþýlýk
bulduðu dilimize önem verelim ki, baþarýnýn da
karþýlýðý uzak kalmasýn.
O
‘Müzik, bunaldýðýmda
pencereyi açýp hava
aldýðým anlardýr’
Cüneyt Tamoðullarý
irmi beþ yýldýr baþarýyla
götürdüðü gazetecilik
mesleðinin yaný sýra aslýnda çoðumuzun bilmediði iyi
bir müzisyen Zeynel Lüle. Özellikle yaptýðý Avrupa Birliði (AB)
haberleriyle tanýdýðýmýz gazeteci,
TRT Türk Sanat Müziði solisti
bir anne ve yine TRT Türk Halk
Müziði saz üstadý, Malatya-Arguvanlý bir babanýn dört çocuðundan üçüncüsü. Hukuk Fakültesi
mezunu babasýnýn memuriyetinden ötürü Anadolu’nun birçok
yerini görme fýrsatý bulan Lüle,
Sivas Divriði’de dünyaya gelmiþ.
"Babam okulu bitirince TRT’den
ayrýldý ve Anadolu’nun çeþitli illerinde hakim, savcý olarak görev yaptý. Bu tayinlerden ötürü
annem dört çocuðunu da farklý
yerlerde dünyaya getirdi; büyük
ablam Malatya, diðer ablam Erzincan Çayýrlý, ben Sivas, küçük
erkek kardeþim ise Eskiþehir Sivrihisar doðumluyuz. Hepimiz bir
devlet memurunun kaderini
paylaþmýþýz."
Anne ve babasýndaki müzik
yeteneðini alan Lüle, küçük yaþta müziðe ilgi duymuþ. "Sekiz
yaþýndaydým, eve bir piyano
alýnmýþtý. O dönemlerde bir evde piyano olmasý pek sýk rastlanýlan bir durum deðildi, çok deðerli bir olguydu. Dün gibi hatýrlýyorum, piyano bir kamyonetin
arkasýnda getirilmiþti, tunçtan
oldukça aðýr bir piyanoydu, hatta kamyonetin damperi kýrýlmýþtý. Ne yalan söyleyim ben piyano için endiþelenmiþtim, kamyonet pek umurumda deðildi. Eve
piyanonun gelmesiyle müziðe
hevesim büsbütün arttý, fakat piyanoya olan tutkum maalesef
sazýn önüne geçti. Bu süreçten
sonra piyano hep hayatýmda oldu. Birkaç ders dýþýnda fazla
kurs görmedim. Ýlk zamanlar bilinen þarkýlarý çalýyordum. On
beþ yaþýma geldiðimde bestecilik yönüm belirdi, bunda babamý erken yaþta kaybetmiþ olmamýn etkisi büyüktür. Belki yaþanan üzüntüler yaratýcýlýðý perçinliyor, ilk bestemin babamýn ölümünden birkaç ay sonra yaptýðým bir aðýt olmasý da bu sebeptendir."
Zeynel Lüle gençliðinin ilk yýllarýný Ankara’da geçirmiþ. Bir
yandan Ankara Siyasal Bilgiler
Fakültesi’nde okurken ayný dö-
Y
Zeynel Lüle
nemde çeþitli mekanlarda piyano çalýp þarkýlar söylemiþ: "Restoran ve tavernalarda þarký söyledim. O yýllarda insanlarýn akýn
akýn geldiði güzel mekanlar vardý, þimdilerde bu tarz yerlerin
sayýsý yok denecek kadar az.
Ben bu akþamlarda piyano çalar
ve þarký söylerdim, saatler ilerleyince akordeonu alýp orkestra
arkadaþlarýmla beraber masa
masa gezer ve konuklarýn isteklerine yönelik müzikler yapardýk. Çok eðlenceli yýllardý."
Okulu bitirdikten sonra müziðe tutkusu büsbütün artmýþ.
Atilla Selçuk gibi iyi bir bestekar, düzenlemeci, orkestra þefi
olmakmýþ hayali. Her ne kadar
annesi bu iþe sýcak bakmasa da
bu hayalinden dolayý müzik eðitimi yapmaya karar vermiþ:
“On beþ yaþýma geldi ðimde bestecilik yö nüm belirdi, bunda
babamý erken yaþta
kaybetmiþ olmamýn etkisi büyüktür. Belki ya þanan üzüntüler yara týcýlýðý perçinliyor”
"Okul bittikten sonra aklýmda
hep yapmak istediðim müzik
eðitimi vardý. Müzisyen bir ailenin çocuðu olmama raðmen annem konservatuara gitmeme
karþý çýktý. Ýçinde, benim o tarz
okullarda esrarkeþ olacaðým, kötü yola düþeceðim endiþesi vardý. Ama benim müzikoloji eðitimi almam þarttý ve bu arzum beni Fransa’ya Strasburg’a getirdi;
önce iki yýl dil eðitimi aldým ve
ardýndan müzikoloji yýllarý baþladý."
Müzik tutkusunun kendisine
baþka kapýlar açacaðý aklýnýn
ucundan bile geçmiyordu genç
müzisyenin ama hayat rastlantýlardan ibaretti. Önce haber ol-
du, ardýndan da haberci. "Eðitim
gördüðüm sýrada bir iþ teklifi
geldi, Paris’te þýk bir mekanda
piyano çalýp þarký söyleyecektim. Kabul ettim. Çok güzel bir
yerdi. Müzisyenlerin, sanatçýlarýn sýklýkla uðradýðý, keyifli, lüks
bir mekandý. O dönemde Hürriyet gazetesinin Paris temsilcisi
Selçuk Bey ile tanýþtým, benim
bir Türk olarak böyle þýk bir mekanda müzik yapmam ilgisini
çekmiþ ve bu konuyu haber
yaptý. Ardýndan Strasburg’a döneceðimi bildiðinden, Strasburg’dan haberler yapmam konusunda bana ricada bulundu.
80’li yýllardý ve Türkiye ile AB
arasýndaki iliþkiler çok gergindi
ve Strasburg bu baðlamda
önemli bir yerdi. Bu þekilde hiç
aklýmda yokken, gazetecilik
baþladý ve yirmi beþ yýldýr da sürüyor. Eðer bu süreçte bir baþarý varsa bunda müzisyen olmamýn katkýsý çok büyük diye düþünüyorum. Çünkü müzik insanlarla iletiþimin en kolay yoludur. Özellikle dost edinme konusunda müziðin etkisi büyüktür. Gazetecilik, ya da sanat dýþý
diðer mesleklerde, iliþkilerde çýkar unsuru vardýr. Yaptýðým iki
meslek arasýnda þöyle bir iliþki
var; benim burcum terazi, yükselenim ise ikizler. Ýkizler yönüm, sanýrým gazeteciliðimi etkiliyor. Terazi ise duygusal ve sanatçý yönümü ortaya çýkartýyor.
Gazetecilik uygun bir eþle evlilik, müzik ise ölümsüz aþk duyulan bir sevgili, benim için.
Her ne kadar gazetecilik mesleðini sevsem de, müzik benim
için, bunaldýðýmda pencereyi
açýp hava aldýðým anlardýr; sýkýldýðým dönemlerde piyanonun
baþýna oturup bir þeyler çalýyorum veya sanatçý bir dostumu
arayýp onunla bir þeyler paylaþýyorum, böylece pencereden bakýp hayatý soluyorum."
Birçok beðenilen çalýþmasý
bulunan Zeynel Lüle özellikle
Yavuz Bingöl ile yaptýðý «Daðlar», «Orada kimse yok mu», ve
«Yanlýz Þarký» ile tanýnýyor.
Sayfa 15.qxp
12.03.2008
10:56
Seite 1
Mart 2008
ARTfikir
15
[email protected]
aKabi
Anvers'ten 0090
sanat festivali geçti
Ýnsan gölgesini
yitirdi mi?
u günlerde Dünya Kadýnlar Günü için birçok
sey yazýlýyor, yazýlmalý da zaten. Onlar yaþamýmýzýn vazgeçlimez ruh alevidir, güzelliðidir, fedakarlarýdýr, tanýðýdýr, saklý kalanýdýr. Ben de kadýnlarý konu alan yarý þiirsel, yarý felsefi deneme
yazýlarý hazýrlamaktayým ve bu vesile ile bazýlarýný
sizlerle paylaþmak isterim.
Þ
Anneme
Karaman’ýn kalýn gecelerinde bir mum yanýyor
masada. Annem için, çocuklari için... Gece boyu
beklerken aydýnlýða yaklaþmayý, göðüs kafesinde
yanýyor yüregi annemin... Yaþamýn nöbetini tutuyor, insanlar arasýnda çocuklarýnýn da büyük serüvenine tanýk olabilmek için... Gün bugün, ama o
günlerden kalan karli þafaklara saçtýðýn gülümsemelerin yüreðimde yanýyor annem...
Fotolar: Bram Monster
Taksim Trio
Kudsi Ergüner Ensemble
(solda)
Evridike’nin Çýðlýðý
Ýnsanlýk Hali
Boþ Oda
Kadýn rüzgara tutulan sonsuz dünyalarýn Ýnsan’ýdýr. Onun için de küçük dünyalara karþittir.
Küçük dünyalar insaný içinde eritir, insan eridikçe
kendisinden baþka insanlarla bir yaðmurlu baharý
paylaþmaz. Kendi içine dönük, nefesi içine hapsolur gider. Ýç göç baþladýðý andan itibaren de, kendisinin ne kadar yanlýz býrakýldýðýný anlar. Gecelerin sessizliðinde aðaç yapraklarýnýn gölgelerini aramak gibi kendi gölgesiyle iç içe geçmiþ bir dünya
yaratma gücüne sahiptir. Sizlere her bakýþýnda
“Merhaba, çiçekler solar, karlar erir ama benim yaþamým, ömrüm bir yangýn yeridir” der. Yanlýz býrakýlmýþ kadýn içinde sevgi hiç bitmeyen, kanatlarýna
tutsak bir kuþtur. Kendine doðru giden yolu bilen
kiþidir, Kadýn.
Kadýn’ýma
Her Temmuz gecesi gibi bütün gecelerde, Ay ýþýðýnda nöbet tutuyorsun hayatýma. Beni yaþam içinde savuran yýldýzlarla konusuyorsun hep. Kendini
deðil beni sordun o gülen mavi renkli gözlerinde.
Sesin her zaman yanýyor, gecenin kalýn karanlýðýna, yapraklarda ýþýldayan gün ýþýðýna, yaþama akýp
giden aydýnlýk ýrmaðýnda. Her gün hayatýmý taþýran
bir damla su oluyorsun, bir atardamar gibi kalbimi
alevlendiriyorsun. Ve ben önündeyim senin kapýnýn, ruhum bir kuþ gibi kanatlanýp uçuyor ve yavaþça atýyorum ilk adýmýmý Ebedi eve giden yolda.
Hatta sen de, ben de. Ki, mutluluðu iþiten bir çocuk oluyor kalbim ve Seni Haykýrýyorum…
Ýnsanlýk Hali
Kýzým’a
Bazen yaþamýn cansýz siluetleri bürünürler sise.
Onlarýn tanýðý bir özlemdir vurup duran dünyaya.
Ama sen tam tersine kendini sarmalamýþsýn yaþama. Ve bana senin gibi gülmeyi öðrettin. Ve bana
sözlü masmavi ilkyaz gökyüzünden sen bahsettin
o incecik sesinle. Artýk, çiçekler açýyor aðaçlar ve
dallardan yaþam kosusu yayýlýyor. Ve bir çiçek kopartýyorsun bana selam olsun diye... Sevgili yavrum benim için...
Sayfa 16x.qxp
12.03.2008
10:28
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
16
Anadolu müziðinin iki usta ismi ‘Çokkültürlü toplumda çocuðum ve
ben’ konferansýna yoðun ilgi
Brüksel ve Gent’e geliyor
Haber Merkezi
Haber Merkezi
stanbul’dan Erivan’a
konser
serilerinin
açýlýþýný oluþturan
Cengiz Özkan ve Ertan
Tekin konseri, 28 Mart
Cuma akþamý saat 20:00
de, Galarie de la Port De
Namur, Moliere salonunda konuklarýna Anadolu
müziðinden örnekler sunacak. Geceye sazý ve sözüyle katýlacak olan Cengiz Özkan’a meyiyle Ertan
Tekin eþlik ederken, ikiliye Belçika’da müzik ya-
Ý
Cengiz
Özkan
þamlarýný sürdüren Aykut
Durþen kontrbasýyla, Emre Gültekin ise baðlamasýyla eþlik edecek.
Ýkili Brüksel’deki dinle-
Ertan
Tekin
tiden sonra 29 Mart cumartesi akþamý, Gent þehrinde bulunan De Centrale Kültür Merkezi’nde saat
20:00’de ikinci bir dinleti
sunacak.
Selim Sesler & Trakya Roman
Grubu Gent’te
Keþan’ýn Ýbriktepe Köyü’nden klarnetiyle çýkarak
Trakyalý Romanlarýn müziðini dünyaya tanýtan, The
Guardian gazetesinin “Klarnetin Coltrane’i” diye nitelendirdiði Selim Sesler 23 Mart pazar akþamý saat
20:00’de sýradýþý etkinliklerle dikkat çeken Gent De
Centrale Kültür Merkezi’nin konuðu olacak.
Göçmen kökenli ailelerin karþýlaþtýðý aile içi eðitim sorunlarýný dile getirmek ve çözümler üzerinde tartýþmak
amacýyla, Charleroi Belediyesi “Médiation Interculturelle et Sociale”
Servisi’nin (“Kültürlerarasý Sosyal Ýliþkiler Servisi”) düzenlediði «çokkültürlü toplumlarda çocuðum ve
ben» konulu konferansa ilgi yoðundu.
Psikolog Serpil Özden Perin aile içi
iliþkilere (anne-baba ve çocuk arasýndaki diyaloðun önemi) deðinirken,
Psikolog Birsen Taþpýnar da çocuðun
okul (özellikle anaokulu) döneminde
karþýlaþýlan sorunlar ve anne-babaya
düþen görevler konusunda bilgi verdi.
Büyük ilgiyle dinlenen konferansta,
katýlýmcýlar özellikle çocuklarýnýn okul
öncesi ve okul dönemindeki sorunla-
rý, çocuklarýn ergenlik dönemindeki tutum ve davranýþlarý ve
farklý bir kültür içerisindeki yaþamýn
getirdiði "aðýr" sorunlarý dile getirdiler.
Etkinliðe katýlan kadýnlarýn bu tür çalýþmalarýn daha sýk yapýlmasýný istediði öðrenildi. Belediye Sorumlusu Nihat Dursun “Gösterilen yoðun ilgiden
dolayý her iki konferanstan alýnan notlar, yöneltilen sorular üzerinde deðerlendirmeler yapýp ileriki dönemlerde
bu tür çalýþmalarýmýza devam edeceðiz” dedi.
Herstal’da aile iliþkileri konferansý
Herstal Kültür Merkezi’nde Psikolog Birsen Taþpýnar kadýnlara “aile iliþkileri” konusunda bir konferans verdi. Konferansta aile baðlarý, aile içinde
paylaþým, daha iyi ve saðlýklý iletiþim, toplumsal etkileþim gibi konular ele
alýndý.
11.03.2008
20:43
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
17
Brüksel’in 13 fantastik günü
0090, amatör tiyatrocularý
Þahika Tekand ile buluþturdu
Serpil Aygün
0090 Türkiye Sanat Festivali,
Belçika’da tiyatro yapan amatör
gruplarla Stüdyo Oyuncularý Tiyatro grubunun yönetmeni ünlü oyuncu Þahika Tekand’ý bir
araya getirdi. Tekand, gençlere
tiyatro yapmanýn incelikleri
hakkýnda bilgiler verirken,
gençler de tiyatro yaparken yaþadýklarý sorunlarý paylaþtýlar.
Belçika’nýn Limburg bölgesinde faaliyet gösteren Türk Genç-
lik Tiyatrosu yönetmeni Veli
Arslan, Turkish Spotliht Tiyatro
Grubu yönetmeni Okay Kýzýl-
Zeynep Gizem Küçükaksoy
boða ve oyuncular Taner Yýldýz ile Kadir
Berk, Liege Bölgesi’nde
tiyatro çalýþmalarý yapan Cihan Çöl ve Anvers’te tiyatro çalýþmalarý yapan Neslihan Yapýcý Þahika Tekand gibi
bir oyuncu ve yönetmenle bir araya gelip
onunla tiyatro üzerine
sohbet etmekten çok mutlu olduklarýný dile getirdiler.
EXPOTURKEY’de kültür sanat da var
Anvers Expo fuar salonlarýnda 21-23 Mart tarihleri arasýnda
gerçekleþtirilecek olan EXPOTURKEY kapsamýnda müzik
dinletileri, dans gösterileri,
edebiyat-mizah ve resim sanatý
üzerine söyleþiler, resim ve karikatür sergileri yer alýyor. 21
Mart cuma günü “Ressam Olmanýn Ekonomi Politiði” konulu söyleþide Safak Eyüboðlu,
Mehmet Aydoðdu ve Sevim
Ünsal yer alýyor. Avrupa’da
Türk Medyasý forumunu ise
Avrupa Türk Gazeteciler Birliði
Baþkaný Gürsel Köksal açacak.
22 Mart cumartesi günü Murat Tuncel, Selma Ceylan ve
Yeþim Eyüboðlu edebiyatseverlerle söyleþip kitaplarýný imzalayacaklar.
23 Mart pazartesi günü Erdinç
Utku, Ýsmail Doðan ve Recep Cirik “Avrupalý Türkler ve Mizah”
konusunu ele alacaklar. Kenan
Görgün ve Mustafa Kör “Ýki dil-
Guy ve Georges Delmote
ile Freddy ve Annie Bozzo
kardeþlerin 1983 yýlýndan
bugüne kadar sürdürdükleri
“Festival des Films Fantastique de Bruxelles”
(BIFFF) bu sene
26. yaþýný Tours
&Taxis’de kutluyor. Avrupa’nýn,
türündeki en ünlüsü olma özelliðine sahip festivalin bu seneki
programý 13 gün
boyunca seyircileri korkuturken
ayný zamanda da eðlendirecek. Vücut ve yüz boyama
yarýþmalarýndan canlý film
çekim ve montajýna, fantastik dünyalardan esinlenerek
hayal dünyalarýný bizimle
paylaþan Artief ve Brux-hell
gibi kolektif artistlerden, sabahýn ilk güneþ ýþýklarýna
kadar dans edebileceðiniz
Vampirler Balosu’na kadar
her þey 27 Mart-8 Nisan tarihleri arasýnda sizleri bekliyor!
Edit. resp. : G. Delmote - Rue de la Comtesse de Flandre 8 - 1020 Bruxelles - © BIFFF / Marini
Sayfa 17xx.qxp
02 204 00 13
de yaþamak ve iki dilde yazar olmak” konusunda söyleþecekler.
Nihat Kemal Ateþ ise müzik eþliðinde þiirler okuyacak.
Fuar süresince ressamlar
Mehmet Aydoðdu, Sevim Ünsal ve Þafak Eyüboðlu kiþisel
resim sergileri, karikatüristler
Ýsmail Doðan ve Recep Cirik
da karikatür sergileri açacaklar.
Alpaslan Demirci Hat sanatý ve
Recep Cirik ise Ebru sanatý
atölyesi düzenleyecek.
Ayrýca dünyanýn her köþesinden birbirinden ünlü davetliler ile film sonrasý söyleþiye kalmak da mümkün. Bu
sene, diðer senelerden daha
yoðun bir film programýna
sahip festivalin gözde filmleri arasýnda Micheal Haneke’nin
Funny
Games
U.S.’i, Christina
Ricci’nin baþrolde olduðu modern ve romantik
bir masal olan
Penelope, farklý
bir bilim kurgu
olan Eden Log,
Holywood’un
gözde güzellerinden Lindsay
Lohan’ýn oynadýðý I Know
Who Killed Me, Yüzüklerin
Efendisi’nden tanýdýðýmýz
Frodo karakterini canlandýran Elijah Wood’un baþrolde
olduðu Oxford Murders sayýlabilir.
Alman Sinemasý ve Zombi
günü gösterimlerinin yanýnda, özellikle korku türünde
harikalar yaratan Japon
filmleri de tabii ki festivalin
vazgeçilmezleri arasýnda.
TICKETS
Iedereen
kan zetelen!
Herkes kültür, gençlik veya spor danışma konseyi, yönetim kurulu üyesi
olabilir. Bunun için gösterişli takım elbise ya da diplomaya ihtiyacınız yok.
Biz değişik sesleri duymak istiyoruz, çünkü tartışma ne kadar renkli olursa
çıkan sonuç da o kadar dengeli olur. Hemen www.iedereenkanzetelen.be
sitesinde adaylığınızı koyun veya 1700 numaralı
Flaman bilgi hattını arayın.
Sayfa 18x.qxp
12.03.2008
22:35
Seite 1
Mart 2008
18
Hayt Huyt
Park
Haydar Abi
“Delikanlý adamýn köþesi...
Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!”
MONA RIZA!
Radyo Anatolya’da yaptýðým haftalýk “Kültür Sanat Muhabbetleri”m
bazý denyolarý kýskandýrmýþ. Haydar Abi sanat eleþtirmeni oldu diye
Mona Lisa’yý photoshopla Haydar Abi þekline çevirmiþ, Mona Lisa’yý
Mona Rýza yapmýþlar. Ee bunu yapan yapýyor da alýp Binfikir sitesinde yayýnlayana ne demeli! Kardeþim, tamam anladýk herkese açýk bir
platformsunuz, iyi biliyoruz! Ama her photoshopa el atanýn yaptýðýný
siteye koymayýn lütfen. Sanat yeteneði olan gider sanat yapar, yeteneði olmayan da benim gibi kültür sanat muhabbetleri. Sanat eleþtirmeni olduk da senin tavuðuna kýþt mý dedik. Babanýn bostanýna mý girdik? Niye rahatsýz oluyorsun, yaran mý var da gocunuyorsun? Neyse
seni Yalkavuk’a havale ediyorum, o gerekeni yapacak. Photoshop
kursuna baþladý, yakýnda denyo fotomontajlarýn piyasaya sürülecek.
Delikanlý adama photoshop výz gelir. Biz imaj deðil harbilik peþindeyiz. Bu böyle biline!
ENTOÞLUK DELÝKANLIYI BOZAR
Birkaç haftadýr Radyo Anatolya’da kültür sanat mevzuna el attýk diye ortalýkta “Haydar Abi de entoþ-dantoþ kervanýna katýlýyor” dedikodusu dolaþmaya baþlamýþ. Entoþluk delikanlý adamý bozar, bizim bünyemiz kaldýrmaz. Kültür sanat olayýný bu entoþ dentoþlara býrakmayalým. Yoksa giderler kafalarýna göre festival falan düzenlerler. Nitekim
öyle de oluyor. Siz hiç þöyle delikanlý bir sanat olayý gördünüz mü
Belçika’da. Ýþte meydaný boþ býrakmayalým diye olaya el atýyoruz, elin
oðlu durmuyor hemen çamur atýyor: Neymiþ efendim “Haydar Abi entoþ oluyormuþ”. Yok deve. Dünyada en son akla gelebilecek þeydir
bu. Neyse nasýl algýlandýðýmýz da önemlidir bu delikanlýlýk aleminde.
Haliynen bu sayýda sanat-manat ayaklarýný býrakýp, harbi politik mevzulara dalýþ yapacaðýz. Biriken mektuplarýnýzdan bir bölümünü yayýnlayarak, Haydar Abi’nizin entoþ olamayacaðý konusunda biraz rahatlamanýzý saðlayayým. Geçen gün kahveye gittiðimde anlamalýydým.
“Haydar abi ne iþ artýk kahveye gelmez oldun” diye soranlar aslýnda
bu entoþluk mevzunu dile getiriyorlardý demek ki. Allahtan hemen
oracýkta bir OKEY çevirdik de Haydar ABi’nizin OKEY konusunun ordinaryüs profesörü olduðu bir kez daha tescil edildi. Oyun sonuna kadar sürekli okey atarak kimsaya göz açtýrmadan oyunun sonunu getiren abinizle gurur duyabilirsiniz. Tescil dedim de aklýma geldi. Yoksa
bu okey uzmanlýðýmý tescil mi ettirsem. Yoksa kötü iþadamý Adem gider bunu da üzerine tescil ettirir.
MEKTUPLARINIZ
Ali Baþ: Haydar Abi, bu Leterme sahiden mi hastalandý yoksa politik bir manevra mý? Durumun aslý nedir, sen bugüne bugün Karal Albert’in arkadaþýsýn. Lütfen bizi aydýnlat!
Sevgili Ali. Durumu iyi çakozlamýþsýn. Bu sindirim sisteminde kalýcý
bir hastalýk olan Belçika politik sistemindeki sorunlarý aþmak için yapýlan küçük bir operasyondur. Olay tamamen benim de bilgim dahilinde ve de onayýmla olmuþtur.
Sevgi Güzel: Caroline Gennez zeytin aðacý koalisyonu önerdi. Bu ne
iþtir Haydar Abiciðim?
Gene mi Gennez! Bu kýzýn yaptýðý piþmiþ aþa su katmaktan baþka
bir þey deðil. Liberallerin olmadýðý bir koalisyon istedi. Liberalsiz koalisyon delikanlýyý bozar. Ben þahsen rahmetli Özal’dan beri liberalim.
Celil Günaydýn: Sarkozy seçimlerde kaybetti. Bu iyi biþey mi Haydar Abi?
Sarkozy ile Kozy, þey yani kozu paylaþtý Fransýz halký. Türkiye’nin
AB üyeliðine taþ koymanýn bedeli iþte budur. Biz zaten seçimden önce bizim koçlarla birlikte Fransa’daydýk ve gerekli çalýþmalarý ve kampanyalarý yaptýk. Fena da olmadý.
Filiz Yýlmaz: Guy Verhofstadt siyasete bir yýl ara verdi. Nedir bu iþin
aslý Haydar Abi ?
Guy iyi çocuktur. Þahsen severim kendisini. Son geçici hükümet
olayý ve koalisyon görüþmeleri çocuðu yýprattý. Geçenlerde Gent’te
oturduk birlikte bir yemek yedik. Ben de “madem öyle, al þöyle bir yýl
izin, gez anasýný satayým” dedim. “Hem kafayý dinlersin, hem de 2009
seçimlerine hazýrlanýrsýn” dedim. Demek ki önerimi dikkate aldý. Iyi
de etti. Yazýk. Çocuk biraz dinlensin.
Sayfa 19xx.qxp
11.03.2008
20:46
Seite 1
Mart 2008
Speakers
Corner
19
Gettonun politikacýlarý
1963 yýlýndan beri 45 sene geçti. O günlerde burda vasýfsýz iþçi
olarak çalýþan insanlarýn çocuklarý, torunlarý büyüdü, kocaman
adam/kadýn oldu. O günden bugüne çok yol alýndý siyasi alanda.
Dil bilmeyen vasýfsýz iþçiden, birçok dil bilen belediye meclisi
üyesi, encümen, milletvekili konumuna gelindi. Baþlangýç noktasýndan gelinen noktaya bakýldýðýnda, Türk kökenli insanlar topluluk olarak siyasi alanda istedikleri konuma gelmiþ olabilirler. Sonuçta Belçika'da %2 oy potansiyeli olan bir topluluktan da fazlasýný beklemek gerçekçi olmaz. Fakat Türk kökenli insanlar birey
olarak –istisnalar dýþýnda- siyasi
alanda istedikleri yere gelebildiler
mi acaba?
Yabancý kökenli bireylerin Avrupa’da hangi noktalara gelebileceðini görüyoruz, Belçika içinde
ve de dýþýnda. Babasý Macar olan
Sarkozy Fransa’ya Cumhurbaþkaný
olabiliyor. Babasý Ýtalyan olan Di
Rupo Valon Bölgesi Baþbakaný
olabiliyor. Kenya kökenli Obama
belki ABD’ye Baþkan olacak. Bu
kiþilerin o noktalara gelmesi de
Macar, Ýtalyan, Kenya kökenli insanlarýn o ülkelerde siyasi bir aðýrlýðý olduðu için deðil. Bu baþarý, o
insanlarýn bireysel baþarýlarýndan
kaynaklanmakta. Bu baþarýnýn
anahtarý da, o ülkede herkesi kucaklamak, herkesin sorunlarýyla
hemhal olmak, herkese yönelik
çözümler üretmekten geçiyor.
Bazý belediyelerde ülke ortalamasýnýn çok üzerinde Türk kökenli insan yaþamakta. Bundan
dolayý da yerel seçimlerde Türk
kökenli adaylar o belediyede en
çok oy alan adaylar arasýna girmekte. Bunun sonucunda da demokrasi gereði o insanlar encümenlik görevine getirilmekte. Genel seçimlerde ise bunu gözlemleyemiyoruz, çünkü il bazýnda
Türk kökenli insanlarýn yüzdesi
yerel seçimler oranýnda deðil. Yani yerel seçimlerde kendi belediyelerinde oy anlamýnda tavan yapan kiþi, bunu genel seçimlerde
gerçekleþtiremiyor. Bundan dolayý da gettonun politikacýlarý kendi
partilerinde oy anlamýnda bir
aðýrlýða sahip olamýyorlar. Encümen olarak görebildiðimiz gettonun politikacýlarýný bakan olarak
göremiyoruz. Bu da çok doðal bir
sonuc olsa gerek. Inge Vervotte’nin 2004 yýlýnda Flaman seçimlerinde 134.540 oy almasý onun
sendikadaki gayretlerinden kaynaklanmakta. Ýnsanlarýn hemþehrilik baðýna bakmadan sorunlarýný
çözme giriþiminden.
Genel sorunlarla ilgilenip genel
çözümler ortaya koyduðunuz zaman, genel anlamda genel seçimlerde yüksek oy alabilirsiniz. Ama
siz bütün Belçikalýlarý ilgilendiren
genel sorunlarla ilgilenmek yerine, kendinizi gettoya hapsedip,
kýsýtlý bir topluluðun sorunlarýna
çözum bulmaya çalýþýr, diðer insanlarý ihmal ederseniz, %100 olmasa bile %90 oy alarak o kiþile-
re baðýmlý kalýrsýnýz. Kendi gettonuzda olan bazý yanlýþlarý da söylemekten korkarsýnýz, çünkü yarýn seçimlerde o kýsýtlý topluluktan
oy almak zorundasýnýz.
Gettonun oy ipoteðinden kurtulan ilk getto politikacýsý Selahattin Koçak olsa gerek. Beringen’deki Türk kökenli insanlarýn
þikayetlerinden Koçak’ýn yerel seçimlerde o topluluktan ayný desteði alamayacaðý belli olmuþtu.
Ama herkesi þaþýrtýp yine de çok
yüksek oy aldý. Þahsen ben seçimlerden önce yüksek oy alacaðýný tahmin edebiliyordum. Gaipten haber aldýðým için deðil, Koçak’ýn siyaset yapýþ tarzýndan dolayý. Belçika halkýna karþý açýlýmý
sebebiyle Türk kökenli insanlarýn
oylarýna baðýmlý deðildi, onlarýn
ipoteðinde deðildi. Bundan dolayý da Terzake adlý programda açýk
açýk ’askere gitmeyeceðim’ diyebiliyordu, çünkü getto kendisini
seçmese dahi genel siyaset yaptýðý için gettoya muhtaç deðildi.
Siyasi baþarýnýz hemþehri oyuna
deðil de parti içindeki bireysel baþarýnýza (getto politikasý yerine ülke politikasý yapmanýzla alakalý)
ve de popülaritenize baðlý ise parti içinde de bir anda kenara itilmezsiniz (belediye düzeyinde ör-
ilgilendiren konularla ilgili siyaset
gütmüþ. Getto politikacýsý ile genel siyaset yapan politikacýnýn farký bir baþka alanda da kendini
gösteriyor. Getto politikacýsý, ülke
sorunlarýný ilgilendiren konularla
ilgili araþtýrma yapýp Belçika basýnýnda manþet olmak yerine, kendi küçük gettosunda takip edilen
basýnla ilgilenmekte. Bu da Belçika’daki kahir çoðunluðun sizi tanýmamasý anlamýna gelmekte.
Bu konuyla ilgili somut bir örnek vermek gerekirse: Keþke
Türk kökenli bir politikacýmýz
E314 (Genk-Brüksel) otoyolunun
trafik sorununu çözmeye yönelik
bir teklifle ortaya çýksa ve de bu
çözümünü Belçika basýnýna anlatsa. Çünkü bu durumda o yolda
sabahlarý trafik çilesi çeken binlerce insanýn derdine derman olacak. Belki sorunu çözülen o sürücülerin oyunu alacak. O yolda her
sabah bu çileyi çeken biri olarak,
önümüzdeki seçimlerde oyumu
sorunumu çözmeye yönelik giriþimde bulunan Johan Sauwens’a
mý vermeliyim, yoksa -ýrkçý bir
mentaliteyle- Türklük siyaseti yapan gettocu politikacýya mi? Siz
söyleyin
Dünyada en iyi dostum
Ey kefen! Öyle üþüyorum ki
Giderken götürdüðün
yalnýzlýðým
Çünkü beni hiç yalnýz
býrakmadý.
Afedersiniz, aþk mý dediniz?
Ýyi tanýrým o sahtekarý
Bir zamanlar beni de
çarpmýþtý.
neðini gördüðümüz gibi). Senelerini partiye vermiþ ve de tabandan
destek alarak parti içinde yükselmiþ iseniz eðer, Meryem Almacý
örneðinde olduðu gibi, emeðinizden dolayý Anvers’te liste baþý
olursunuz. GROEN! partisi hükümet üyesi olsaydý Almacý’nýn bakan olmasý büyük bir olasýlýktý.
Çünkü gençliðine baktýðýnýzda
Greenpeace, GROEN! gençlik
kollarý sözcüsü, Nükleer enerjiyi
protesto yürüyüþü gibi duraklardan geçerek bu noktaya gelmiþ.
Yani getto siyaseti yerine herkesi
[email protected]
‘Maya’ tuttu,
sýra ‘haya’da!
þimizin zorluðunu gören görüyor, anlayan anlýyor. En zor koþullarda bile 27 sayýdýr sizlere gazetemizi zamanýnda ulaþtýrmak için uðraþýyoruz.
Çýktýðý ilk andan beri sürekli ve düzenli olarak 27
sayý çýkararak Binfikir’i ne kadar ciddiye aldýðýmýzý
gösterdik. Belçika’nýn her bölgesinden haber yapan,
Belçika çapýnda daðýtýlan ve düzenli bir þekilde çýkan (ulusal gazetelerin ekleri hariç) tek federal yerel gazete olmanýn tüm gereklerini ve sorumluluklarýný yerine getiriyoruz. Kafasýna estikce çýkan, en
küçük mazeretlere sýðýnýp ara veren, siyasi havaya
ve kiþisel zevklerine göre gazete çýkaran, gazetesini
diðer ticari faaliyetlerine bir basamak olarak kullanan anlayýþ uzun soluklu olamýyor. Her türlü tiraj
yalanlarýna, çýkmadýðý halde çýktýðýný iddia edenlere,
Brüksel’deki birkaç mahalle dýþýnda daðýtýlmadýðý
halde her yerde daðýtýlýyoruz diyenlere alýþtýk. “Yalancýnýn mumu yatsýya kadar yanar” demekten ve
beklemekten baþka çaremiz de yok. Zaten sürekli
bir balon uçurup ortalýkta dolaþanlarla Binfikir farkýný görmemek mümkün deðil. Düzenli gazete çýkardýðýný iddia edenlere hemen “Peki Ocak ve Þubat
sayýlarýnýzý görebilir miyim?” diye sormak balonu
söndürmenize yeter.
Çok zor koþullarda ve olanaksýzlýklarla çýktýðýmýzý
belki okuyucularýmýz farketmiyor. Bir ses kayýt aletini 3-4 kiþi, bir fotoðraf makinesini 2-3 kiþi kullandýk. Yeni fotoðraf makinesi alýndýðýnda eski modeli
bana kalmýþtý. Nihayet ancak 27. sayýda benim de
bir ses kayýt aletim oldu! Ee orta sayfa röportajý yapýyoruz ya, Belçika politikasýnýn aðýr toplarý karþýsýnda “durumu çaktýrmamak” gerekiyor!
Þimdi durup dururken bunlarý niye yazýyorum? Sahi niye? Biraz sevinçten diyebilirsiniz. Biraz emek ve
çabalarýmýzýn uzun sürede meyvesini vermesinden
diyebilirsiniz. Belki de “emeðe saygý duymayan”, bize karþý haksýz rekabet yapan, belaltýna vuran zihniyete tepki de diyebilirsiniz.
Her iþe el atýp, attýðý her iþ elinde kalan bir ekip
olmadýk. Bilinçli adým attýk ve attýðýmýz her adýmýn
devamýný emin adýmlarla getirdik. Þimdi geri dönüþü olmayan bir yola girdik. Binfikir artýk bizlerin olmaktan çýktý. Türk toplumunun düzeyli bir yayýn organý olarak topluma maloldu. Bu nedenle de kiþisel
isteklerimiz ve keyfimize göre Binfikir’i çýkarýp çýkarmamak gibi bir lüksümüz yok. Bu yazýmý her zamankinden daha erken yazýyorum, çünkü bu sayýnýn son hazýrlýklarýnda yer alamayacaðým. Binfikir
27. sayýsýnda Erdem Resne yönetimindeki “nöbetçi
yazý iþleri”miz tarafýndan hazýrlanacak. Baþlý baþýna
bu bile Binfikir’in kurumsallaþtýðýnýn önemli bir iþareti. Genel Yayýn Yönetmeni ve Genel Koordinatörü olmadýðý halde gazete yine planlandýðý gibi zamanýnda çýkacak ve sizlere ulaþtýrýlacak.
Nasrettin Hoca’nýn torunlarý olarak Belçika’ya attýðýmýz Binfikir mayasý tuttu. Hem de çoksesli Binfikir
de her yiðidin baþka bir yoðurt yeyiþi var! MAYA tuttu, þimdi sýra yalan dolandan arýndýrýlmýþ bir medyada, yani HAYA’da!
Ý
Meyrem Almaci
Selahattin Koçak
Getto politikacýlýðýný aþtýlar...
Ölümün sýcaklýðýyla ýsýt beni
Ama sevdiklerimi de yakma.
Gözyaþlarýmýn bir damlasý
bile seni boðmaya yeter
Ama ne yapayým, bu plajýn
cankurtaraný benim.
KAMÝL GÖZEN
bavulumdan çýkmadý mý
GÜLÜCÜKLERÝM?
Sen gittikten sonra inan ben
hiç gülmedim
ALÝ AKTAN- Brüksel
Sayfa 20.qxp
12.03.2008
16:21
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
20
Töre kurbaný Sadia’lar unutulmamalý
Nihat Dursun
harleroi Ýþ Üniversitesi (Üniversite du Travail) kongre salonu 5 Mart tarihinde namus
ve töre cinayetine, zorunlu evliliðe hayýr dedi. Ailesi tarafýndan seçilen eþi
kabul etmediði gerekçesiyle kardeþi tarafýndan Ekim 2007’de öldürülen Sadia’nýn anýsýna düzenlenen kongrede
öðrenciler, öðretmenler, sosyal çalýþan-
C
lar, politikacalar bir araya geldiler.
“Sadia’nýn karþýlaþtýðý bu kabul edilmez olaya duyarlýlýk gösteren öðrenciler, öðretmenler, polis, yargý organlarý,
herkes benzeri diðer olaylar üzerinde
de ayný duyarlýlýðý gösterip üzerine gitmelidirler. Namus cinayetleri kadýnýn
aþaðýlanmasýnýn, bir obje olarak kullanýlmasýnýn kaygý verici yansýmasýdýr. Bazen basit olaylar bile, örneðin kadýnýn
erkek komþusuyla konuþmasý, erkeðine
yemek hazýrlamamasý, erkeðinin cinsel hayallerine
cevap vermemesi, þiddete
maruz kalmasýna neden
olmaktadýr”
sözleriyle
kongrenin açýlýþ konuþmasýný yapan Senatör ve ayný
zamanda Belçika Fransýz
Topluluðu Meclisi Kadýnlar Komisyonu Baþkaný
Anne-Marie Lizin, bu kabul edilemez olayýn Senato’da ele alýndýðýný, bu tür
cinayetlerin üzerine daha
etkili gidilmesi amacýyla polis ve diðer
yetkililerle görüþüldüðünü belirtti.
“NAMUS CÝNAYETÝ TEK BÝR
KÜLTÜRE MAL EDÝLMEMELÝ”
Kongreye katýlan Liège Üniversitesi’nden Sosyolog Ada Garcia, namus
cinayetinin sadece belirli bir kültüre,
belirli bir dine mal edilmemesi gerektiðini, birkaç yýl önce Avrupa’da da yaþanan bu olayýn günümüzde Fas, Pakistan, Cezayir, Türkiye, hatta Ýtalya’nýn Sicilya bölgesinde yaþandýðýný
dile getirdi. “Okullarda hiçbir gerekçe
göstermeden kaybolan kýz öðrencilerin durumu bizleri harekete geçirdi ve
bu konu üzerindeki çalýþmalarýmýzý
2.
BÜYÜK AVRUPA TÜRK FUARI
tekstil,
turizm,
gýda,
iletiþim,
ve
iç dekorasyon
www.bakayfair.com
Tel: 0032 (0) 3 887 19 02
Fax: 0032 (0) 3 877 79 00
Antwerp Expo (Bouwcentrum hall 4)
Jan Van Rijswijcklaan 191
2020 ANTWERPEN
üniversite düzeyinde sürdürüyoruz”.
Ayný zamanda “Aile ve Sevgi Eðitim
Merkezi” (Centre d‘Education à la Famille et à l‘Amour) Müdürü olan Ada
Garcia bu tür olaylarýn üzerine her zamankinden daha kararlý gidilmesi gerektigini belirtti.
Diðer taraftan bu konuda daha köklü çalýþmalarý olan Hollanda ile kýyaslandýðýnda, Belçika’da somut istatistiklerin olmadýðý ve bu tür olaylarýn üzerine gidilebilecek somut çalýþmalarýn
olmasý gerektiði belirtildi. Belirtilen rakamlarýn “buz daðýnýn bir parçasý” olduðu ve namus cinayetlerinin, zorla
yapýlan evliliklerin gerçekte çok daha
yüksek rakamlara ulaþtýðý belirtildi.
Sayfa 21.qxp
12.03.2008
19:35
Seite 1
Mart 2008
GÜNDEM
21
Töre cinayetleri için somut önlem alýnmýyor
Charleroi Is Üniversitesi Eðitim
görevlisi Marie-France Toussaint,
töre cinayeti gerçeðiyle tanýþan
Belçika’nýn bu konudaki sorunlarýný Binfikir’e anlattý.
Nihat Dursun
Sadia’nýn öðretmeni olarak ne düþünüyorsunuz? Bu olaya duyarlýlýk nasýl?
Öðrencilerimin bu konudaki duyarlýlýðý, tepkisi beni sevindiriyor. Öðrenciler bu vahim durumu anlamak istiyor-
lardý. “Sadia boþuna ölmüþ olmasýn” diye tepki göstermek istediler ve ilk olarak Charleroi’daki sessiz yürüyüþü düzenledik. Daha sonra bir heyet eþliðinde Senato’ya gidip hazýrladýðýmýz kýnama mektubunu ve diðer belgeleri senatörlere ilettik. Politik yetkililere, polise,
yargýya, aile içi þiddet, namus cinayeti
konularý üzerinde çalýþmalar yapan üniversite görevlilerine söz vererek olayýn
ciddiyetini daha geniþ kitlelere duyurmak için bu kongreyi düzenledik.
Peki yetkililer bu konuda donanýmlý
mý?
Hayýr. Somut olarak hiçbir çalýþma
yok. Bu tür cinayetlerde polis, bu cinayetlerin arkasýnda hangi nedenler var,
neden bu cinayetler iþleniyor, nerelere
baþvurulmalý, … hiçbir fikirleri yok. Bu
tür olaylarýn üzerine gidebilecek emniyet görevlileri yetiþtirilmemiþ. Mesela
Hollanda’ya göre çok gerideyiz. Orada
polis içerisinde etnik gruplardan görevliler yetiþtirilmiþ, bu tür olaylarda önlem
almak için Fas, Pakistan, Hindistan,
Türkiye gibi ülkelerle diyalog içindeler.
Bu organize çalýþmalar sayesinde elbette ki olaya erken müdahale edip aile içi
cinayetleri önleyebiliyorlar.
Marie-France
Toussaint
Sadia olayýndan sonra önlem alýnýyor
mu?
Evet, maalesef geç olsa da olayýn ciddiyeti fark edildi. Bu tür olaylarda alýnacak önlemler konusundaki çalýþmalarda Hollanda’daki yetkililerle irtibat
kurulup, ayný tecrübeler Belçika’da uygulanmaya çalýþýlacak. Valon Bölgesi’nde entegrasyon politikasýný deðiþtirmek gerekiyor. Göç sonrasý göçmenler
yerleþtikleri ülkelerde kendi kimliklerini korumak amacýyla yýllar öncesinin
gelenek, göreneklerine baðlý kalarak
yaþýyorlar. Oysa geldikleri ülkelerde
zaman aþýmýyla yaþam, gelenek ve görenekler deðiþiyor. Göçmeni karþýlama
politikasýnda eksiklikler var ve bu eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.
Belçika’da töreye
17 kurban
Haber Merkezi
ederal Polis’in Senato’ya sunduðu töre raporuna göre Belçika’da her dört ayda bir namus
cinayeti iþleniyor. Geçen beþ yýl boyunca 17 namus cinayeti iþlendiði ortaya
çýktý. Kurbanlarýn genellikle Müslüman
kadýnlar olduðu bildirildi. Concentra
grubu gazetelerinde verilen habere göre namus cinayetlerinde genellikle kadýnlar yaþamýný yitiriyor. Cinayet nedeni, örneðin bir Belçikalý ile iliþkiye girip
ya da ondan hamile kalýp ailenin onurunu zedelemek olabiliyor. Cinayet öncesi kurbanlar bazen yýllarca dövülüyor
ya da tehdit ediliyor. Namus (ya da töre) cinayetlerinde çoðu zaman onlarca
kiþinin suç ortaðý olduðu gözleniyor.
Yabancý kökenliler ve düþük sosyo-ekonomik katmanlar çoðunlukla bu tür cinayetlerde ön plana çýkýyor.
17 namus (töre) cinayeti kurbanýnýn
15’inin Müslüman kadýnlar olduðu belirtildi. Kalan 2’sinin ise Suriyeli Hristiyan
olduðu ifade edildi.
Rapora göre namus cinayetleri çoðunlukla ýrkçýlýk (Belçikalýlara ya da siyahilere karþý) ya da cinsiyet ayrýmcýlýðýndan kaynaklanýyor. Kadýnlar cinayeti iþleyenler tarafýndan daha az deðerli görülüyor ve erkeklerle eþit tutulmuyor.
Raporun ilginç bir sonucu ise “gençlerin
yaþlýlara göre çok daha çabuk cinayet
iþlediði, yaþlýlarýn kurbanlarý önce ikna
etmeyi denediði” olarak ortaya çýktý.
F
Sayfa 22.qxp
12.03.2008
14:22
Seite 1
22
Mart 2008
YAÞAM
La “REGULARISATION”
“REGULARISATIE”
15 Aralýk 1980 tarihli Yabancýlar Yasasý’nýn “9 bis” ve “9 ter”
maddeleri aracýlýðýyla oturum istemi ve istenilen resmi prosedür
isan 2007 sayýmýzda halk arasýnda 9/3’üncü madde diye
bilinen, üç aydan fazla oturum istemi ile ilgili müracaatlarýn iþleme konulduðu “Article 9 alinéa 3”
maddesi üzerinde, maddenin içeriði,
kimleri ilgilendirdiði ve müracaatlarda
istenilen belgeleri kapsayan açýklamalarda bulunmuþtum. Ancak 1 Haziran
2007 tarihinde yürürlüðe giren yeni
Yabancýlar Yasasý bu maddede deðiþiklikler yaparak ve bu maddenin iþlerliðinde yeni kýsýtlamalar getirerek,
maddenin iþlevini iki bölüme ayýrmýþtýr: “9 bis” ve “9 ter”.
N
1 Haziran 2007 tarihinden itibaren
özel þartlar çerçevesinde “insancýl nedenlerden” dolayý oturum istemi için
müracaat: “ARTICLE 9 BIS”
“9 bis” ne öngörüyor ve bu “özel
þartlar” nelerdir?
Ülkelerinde öldürülme riski, ölüm
cezasý, iþkence veya diðer insanlýk dýþý
cezalara maruz kalan; sýnýr içi ve sýnýr
ötesi savaþlardan dolayý veya özel yaþamý tehdit edici nedenlerden dolayý
ülkesini terk eden kiþilerin baþvurularý, “özel þartlar” olarak kabul edilmektedir.
Müracaatlarýn yurt dýþýndaki Belçika
temsilciliklerinde deðil, Belçika’da, kiþinin hüviyetini açýk olarak belirten
resmi dokümanla müracaat etmesi istenmektedir. Kimlik kartýna veya pasaporta (tarihi geçmiþ olabilir) ek olarak
ikamet (adresi belirten) belgesi, aile
toplum belgesi ve üç aydan fazla oturum isteminin nedenini açýk bir dilde
belirten mektup istenilmektedir.
Müracaat hangi mercilere yapýlýr?
Hangi iþlemler yapýlmalýdýr?
Belçika’daki oturumla ilgili yetkili
merci Ýçiþleri Bakanlýðý’dýr. Müracaatlar bu bakanlýða baðlý “Yabancýlar
Polisi”nde (Office des Etrangers–Vreemdelingenzaken) incelenip karar
alýnmaktadýr. Ancak, 9 bis maddesiyle
ilgili müracaatlarýn, müracaat eden kiþinin baðlý bulunduðu belediye baþkaný tarafýndan bakanlýða iletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, müracaatýn
veya dosya için gönderilecek yeni belgelerin, iadeli taahhütlü olarak (elden
de direk olarak verilebilinir) belediye
baþkanýna iletilmesi gerekmektedir.
Oturum istemiyle yapýlan bu müracaat
üzerinde hiçbir karar yetkisi olmayan
belediye baþkaný, Ýçiþleri Bakanlýðý tarafýndan istendiði takdirde, dosyayla
ilgili düþüncesini iletebilir.
Müracaatýn “dikkate alýnmasý” için
istenilen þartlar
Dosyanýn, yani müracaatýn dikkate
alýnmasý için istenilen belgelerin eksiksiz olarak iletilmesi, belirtilen adreste ikamet edilmesi gerekmektedir.
Adres deðiþikliði durumunda en kýsa
zamanda, yine belediye baþkaný aracýlýðýyla yeni adres bildirilmelidir. Müracaattan yaklaþýk iki hafta sonra mahalle polisinin anketi istenilmektedir. Ýstenilen bu anketin müracaatýn sonucu-
SOSYAL
REHBER
Nihat Dursun
[email protected]
na önemli ve direkt etkisi olduðundan, herhangi bir aksiliðe fýrsat vermemek amacýyla(*) ilgili kiþinin gerekli tedbirleri almasý önemlidir.
Anket sonucu olumlu karara baðlanýrsa müracaat sahibine “annexe3”
belgesi gönderilmektedir, ki bu belge,
müracaatýn 9 bis maddesi çerçevesinde iþleme alýndýðý anlamýna gelmektedir. Anket sonucu olumsuz ise “annxe
2” belgesiyle müracaat sahibine müracaatýn kabul görmediði bildirilmektedir.
1 Haziran 2007 tarihinden itibaren
“ciddi saðlýk sorunlarý” nedeniyle 3
aydan fazla oturum müsaadesi için
müracaat: “ARTICLE 9 TER”
Belçika sýnýrlarý içerisinde bulunan
kiþinin ciddi saðlýk sorunlarýndan dolayý ülkeyi terk edememesi, rahatsýzlýðýnýn kendi ülkesinde tedavi edilememesi ve bu rahatsýzlýðýn hayati tehlike
yaratmasý durumunda, yukarda belirtilen madde çerçevesinde Ýçiþleri Bakanlýðý’na müracaat edilip 3 aydan
fazla oturum istenebilir.
Müracaatýn direk olarak Ýçiþleri Bakanlýðý’na baðlý aþaðýdaki adrese iletilmesi gerekir:
Office des Etrangers-Vremdelingenzaken
Service Régularisation Humanitaire-article 9 ter
Chaussée d’Anvers, 59 B
1000 Bruxelles
Müracaatýn kabulü için kimlik kartý
veya pasaportun fotokopisi, hastalýkla
ilgili detaylý bilgiler, doktor tarafýndan
verilen belgeler ve müracaat sahibinin
Belçika’da ikamet ettiði adres istenilmektedir.
Müracaatýn cevabýyla ilgili herhangi
bir süre belirtilmezken, acil durumlarda “yabancýlar polisi”nin görevlendirdiði doktorun vereceði raporla acil kararlar alýnmaktadýr. Müracaat kabul
edildiðinde, müracaat sahibine üç ay
geçerli olan, üç defa üç ay, daha sonra aydan aya uzatýlan “A1” kartý verilmektedir.
Not: Yukarda belirtilen maddelerin
hukuksal anlamda teknik bilgiler kapsamasý ve ayný zamanda karmaþýk olmasý nedeniyle siz okurlar için iki
maddeyi özetlemeye çalýþtým. Diðer
taraftan, ilk baþvurunuzun reddi durumunda yeni müracaatlarýn kabul edilmemesi nedeniyle baþvurunuzun konuyla ilgili bir “uzman” avukat aracýlýðýyla yapýlmasýný tavsiye ederim.
(*) Mahalle polisi kiþiyi evde bulamadýðý takdirde (bazý görevliler kapýyý
bir defa çalmayla yetiniyor), kapý üzerinde isim görmediði takdirde geri
dönmektedir. Bu durumda müracaat
reddedilip, yeniden incelenme þansý
da verilmemektedir.
Ýmtiyaz Sahibi BÝNFÝKÝR VZW Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku
Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdinç Utku, Nihat Dursun, Mehmet Aydoðdu,
TASARIM Openwings REKLAM 0484 528 902 [email protected] ADRES Gustave Latinislaan 45, 1030 Bruxelles
TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be
Sayfa 23xx.qxp
12.03.2008
23:03
Seite 1
Mart 2008
23
GÜNDEM
Binfikir gazetesi daðýtým noktalarý
Siz neredeyseniz, Binfikir orada!
Gazetemiz her ay, dernekler, cami lokalleri ve kültür merkezlerine ulaþtýrýlýyor. Türklerin yoðun olduðu yerleþim birimlerinde kahvehaneler, supermarketler, fýrýnlar, lokantalar ve iþyerlerine de daðýtýlan Binfikir’i ay boyunca sürekli olarak bulabileceðiniz noktalarýn listesini yayýnlýyoruz.
VERVÝERS:
ÝSTANBUL MARKET
Rue de Hodimont 9
KARS FIRINI
Rue de Dison 9
LÝEGE:
MELEK FIRINI
Rue Leopold 31
AYHAN MARKET
Rue Saint-Nicolas 464,
GÜVEN FIRINI
Rue Saint Leonard 169,
MELÝH FIRINI
Rue Saint-Nicolas 295,
ÝÇEN FIRINI
Rue Saint-Nicolas 327,
GÜNEÞ FIRINI
Rue Saint-Nicolas 488,
ACER MARKET
Rue Saint Severin 75-81,
MARCHIENNEBOCHERIE
PASAS FIRIN
Rue Leon Dubois, 354
FARCÝENNES:
SHOP EXPRESS
Grande place 65,
6240 Farciennes
CHATELINEAU:
ANATOLIA MARKET
Rue Marechal Foch 9
ERMAN MARKET
Stalenstraat 67,
SAHARA KASABI
Andredumanttlaan 88,
EMRE FIRINI
Andredumanttlaan 94,
EURO MARKET
Onderwijslaan 39/2,
LA LOUVIERE:
DUDEMSA MARKET
Vennestraat 66,
MERAM MARKET
Rue Keramis 81,
BARAN MARKET
Rue Keramis 57,
BERÝNGEN-Mijn:
AVRASYA FIRINI
Stationstaraat 21
KAYA MARKET
Stationstaraat 31-33
HERSTAL
KOERSELBERINGEN
CHERATTE:
GÜLER FIRINI
Stalenstraat 67,
BÝRLÝK MARKET
Rue de Gilly 28
HASRET FIRINI
Rue Saint Severin 73,
DOÐAN IMPEX
Rue du Grand Puits 89
ERDAL MARKET
Stalenstraat 17,
MERÝÇ MARKET
Stationstaraat 86
MERVE FIRINI
Vennestraat 76,
YEÞÝL GÝRESUN FIRINI
Hoefstadstraat 23,
EYÜP MARKET
Sledderlo 54A
ÞENOVA FIRINI
Sledderlo 40
KOLDERBOS MARKET
VE FIRINI
Keinkesstraat 5
HASSELT:
MELÝSA MARKET VE
FIRINI
Rue De Vise 192
AVRASYA FIRINI
Koolmijnlaan 279
ÖMER BAÞ FIRINI
Abelenstraat 34
SERAING:
BÝZÝM FIRIN
Koolmijnlaan 279
ARZUM MARKET
Rue du Papillon 1
SELAM MARKET
Abelenstraat 34
HEUSDEN-ZOLDER:
EISDENMAASMECHELEN:
CHARLEROI:
ALÝMENTS INTER II
MARKET
Rue Turenne, 36
NEW ATLANTA FIRINI
Rue Turenne, 29
GÜNEÞ FIRINI
Rue de la regence 37
MARCHIENNE
AU PONT
EUROPEENNE FIRINI
Route De Mons, 30
TÝMPAÞ ANADOLU
Route De Mons, 7
ISTAN MARKET
Route De Mons, 29
REYHAN MARKET
Route De Mons, 40
HÝLAL MARKET
Waterleidingstraat ,6
ANADOLU BAKKERÝJ
Koolmijnlaan 61
ELÝF KASABI
Koolmijnlaan 74
HOUTHALEN:
KORENBLOEM FIRINI
Koolmijnlaan 6
(Houthalen-Helchteren)
ÖMER BAÞ FIRINI
Koolmijnlaan 135
(Houthalen-Helchteren)
AHÝ FIRINI
Oudebaan 14
OSMAN'IN YERÝ
Rue Paul Pasteur 97,
Quaregnon
NAMUR:
SÝBEL FIRINI
Rue St Nikolas 30
SEVÝMLER MARKET
Rue Priet Pauchet, 10
ANVERS
ANADOLU C.V.B.A
Van Kerckhovenstraat, 39
ÞAÞKINIM
SUPPERMARKET
Statiestraat 111-113
2600 Berchem
ALKA FIRINI
Brederodestraat 65
ÖZYILDIZ BVBA
Klamperstaraat 1
AHÝ PAZARI
Snt. Bernaardsesteenweg
544, 2660 Hoboken
ALGÜL MARKET-FIRIN
Sint-Bernardsesteenweg
338
TEVHÝD FIRINI
Boerhavesstaraat 2
ÝTÝMAT BVBA
Sint Gummarusstraat 21
BE
ALGÜL MARKET-FIRIN
Sint-Bernardsesteenweg
338, 2020 Anvers
MILENIUM BVBA
Gillisplaats, 6
2000 Anvers
KAAN FIRINI
Oudebaan 18
Nazar FIRINI
Statiestraat 42,
2600 Berchem
ÝÇEN MARKET
Oudebaan 62-64
BERCHEM BAKKERIJ
Statiestraat, 12
2600 Berchem
MOL:
BRÜKSEL
NAZAR MARKET
Markt 19
AU GOURMET SPRL
Place de la Reine 50,
LIER:
Cado Center TOPUZ
Place de la Reine, 28
GENK:
ZELAL FIRINI
Kartuizersvest 86-90
2500 Lier
BAÞAK MARKET
Noordlaan 20
MONS:
ELÝF MARKET
Stalenstraat 29,
GÜNEÞ FIRINI
Rue Paul Pasteur 16,
Quaregnon
B.A.V.S. SUPERMARCHE
Chaussée de Helmet, 222
GEMLÝK Patisserie
Avenue Rogier, 27
CHEZ TONTON NIGHT
Place Pogge 349μ
Gold Music
133, Rue Babant
LÝBRARÝE ERSAN
Place Liedts, 4
SEVÝM FIRINI
Rue Emile Feron 31
1060 Saint Gilles
LEUVEN
MEHTAP SPRL
Place Houwaert 19
1210 Saint-Josse
Zuidershuis
Diestsestraat 178
CANDAN MARKET
Rue Jeruselam, 36
BAKERIJ DEN TURKHAZAR BVBA
Tolhuislaan 129
KEZBAN FIRINI
Rue Gallait 6
BARIÞ FIRINI
Rue Joseph Brand 52
GÜNEYDÝ FIRINI
Rue Josaphat 198
SPRL ÖZ-MÝGROS
Rue Josaphat 68
EMÝRDAÐ SÝMÝT SARAYI
Rue Josaphat 138
SULTAN BAÞAK FIRINI
Rue Josaphat 85,
ÞEN KASAP
Rue Des Palais 132
ESRA FIRINI
Chaussee de Haecht 185
FRESH MARKET
Chaussee de Haecht 343
ÖZDÝLEK SPRL
Chaussée de Haecht 370,
BÜYÜK DÜKKAN
(TEO-SCRI)
Chaussee de Haecht 117
FERHAT KASABI
Chaussee de Haecht 213
NÝMET FIRINI
Avenue de la Reine 115
ÇETÝN SHOP
Place Colignon 6
ÝLKNUR FIRINI
Chausse de Anvers 349,
NÝMET FIRINI
Rue Marie -Christine, 70
1020 Laken
BOULANGERÝE EL'VAN
Rue Ribaucourt 70,
1080 Molenbeek
RABÝHA BOULANGERÝEPATÝSSERÝE
Chaussee de Merctem 2,
1080 Molenbeek
LÝBRARÝE LE PETÝT
BOTANIQUE SPRL
Rue Royal 178,
1210 Brüksel
GENT
DEN TURK 2- CEHA
BVBA
Bevrijdingslaan 202
EMRE KASABI
Wondelgemstraat 80-A
BUNDEGENOT FIRINI
Wondelgemstraat 20
CANTÜRK FIRINI
Wondelgemstraat 117
MEÞELÝK FIRINI
Dendermoondsesteenweg
129
ÞAHÝN FIRINI
Dendermoondsesteenweg
223
LEZZETLÝ BVBA
Phoenixstraat 119,
B-9000 Gent
YILDIZ FIRINI
Bevrijdingslaan, 30
BAYRAMPAÞA FIRINI
Bevrijdingslaan, 128
BAÞKENT FIRINI
Sint Salvadorstraat 2,
AALST
KONYALI MARKET
Molendries 25
ZELE
DURMAZ WINKEL
Roskotstraat 49
9240 Zele
SINT-NIKLAAS:
AYYILDIZ BAKKERÝJ
Hazewindstraat 63,
LOKEREN
YILDIZ FIRINI
ZAND 7
ÖZKUL FIRINI
ZAND 30
WILLEBROEK:
AYÞEN FIRINI
Louýs de Naeyerplein 2
TEMSE
ÜÇ GÜL FIRINI
Schoolstraat 42
Sayfa 24xx.qxp
11.03.2008
20:36
Seite 1
24
Mart 2008
SPOR
Anadolu 95’ten
3. þampiyonluk
Çapa eski takýmýnda
Haber Merkezi
Fuat Çapa ligde kalma mücadelesi
veren 2. lig takýmý Hamme ile tekrar
futbola döndü.
Antrenörü Rik Van de Velde ile
anlaþmasýný iptal eden Hamme, hemen çalýþtýrýcý olarak Türkiye’de
Gençlerbiliði takýmýnda kýsa bir deneyim yaþayan eski çalýþtýrýcýlarý Fuat çapa ile anlaþtý. Çapa Hamme’yý
geçen sezon çalýþtýrmýþtý. Binfikir’in
konuþtuðu Çapa “Aslýnda bu sezon
çalýþmayý düþünmüyordum. Takýmlarý izlemek istiyordum. Ancak Hamme baþkaný devreye girince kýramadým, görevi kabul ettim” dedi. Çapa
“Zor durumdaki Hamme’nýn ligde
kalabilmesi için çaba harcýyoruz.
Çok sayýda sakat ve cezalý oyuncu
var. Kadro kýsýtlý. 5 futbolcu eksiðimiz var ve transfer imkanýmýz da
yok” diyerek, Hamme’nýn kendisi
antrenörlüðe geldikten sonra yaptýðý ilk iki maçý kaybettiðini belirtti.
Hamme ile sezon sonuna kadar an-
laþma yaptýðýný ifade eden Çapa,
Binfikir’in sorusu üzerine “Önümüzdeki sezon için Hollanda, Türkiye ve
Belçika’dan gelen teklifleri deðerlendireceðini” söyledi.
Haber Merkezi
1995 yýlýnda Emir Kýr ve arkadaþlarý tarafýndan kurulan ve 2005 yýlýnda ABSSA Federasyonu'na yükselen Anadolu 95 Kulübü, son 3 sezonda 3 defa sampiyon olarak
dikkatleri üzerine çekmeyi baþardý. 20052006 sezonunda 5. lig sampiyonluðu, 20062007 sezonunda 4. ligde sampiyon olma
baþarýsýný gösteren ekip, 2007-2008 sezonunda da 3. ligde þampiyon oldu.
Yeni lokal ‘yeni
yönetimini’ bekliyor
Brüksel’de henüz resmi açýlýþý yapýlmayan
Avenue de la reine 25 adresindeki yeni lokaline taþýnan Brüksel Trabzonspor Derneði, yeni yönetimini bekliyor.
2 Mart’ta yapýlan Genel Kurul, çoðunluk
saðlanamadýðý için 16 Mart 2008 tarihine ertelendi. Genel Kurul'da aday olmayan þimdiki baþkan Hamdi Çalýþkan “30 yýldan beri
birbirimizi kucaklayan, örnek gösterilen bir
camiayýz. Brüksel’in belki de en güzel lokaline sahibiz. Herkesin bir kez daha düþünmesi lazým” þeklinde konuþarak dernek
üyelerini derneðin geleceði için kafa yormaya çaðýrdý. Çalýþkan “Herkesin elini kafasýna koyup düþünmesi lazým. Kiþilerin egolardan kurtulup derneðin geleceðine kafa
yormasý lazým” dedi.
Kýr’dan tekvandoya
destek istediler
Türk
tekv a n d o c u
Oðuz Gencoðlu’nun çalýþmalarýný sürdürdüðü Central Academy
Spor Kulübü’nün davetlisi olarak bir dizi
seminer vermek üzere Belçika’ya gelen
Dünya Kupasý Þampiyonu Türkiye Tekvando Milli Takýmý Antrenörü, Pamukkale Üniversitesi Ögretim Üyesi Þakir Bezci ile birlikte Brüksel Bölgesi Bakaný Emir Kýr’dan,
kurmayý düþündüðü Tekvando Derneði”ne
destek istedi. Bakan Kýr “her türlü desteðe
hazýr olduðunu” ifade etti.

Benzer belgeler

Nisan 2008

Nisan 2008 Hİ ZMETİAYAĞI NI ZA GETİ RDİ K İ Kİ NCİŞUBEMİ ZPLACE LI EDTS’ DE AÇI LDI

Detaylı

Eylül 2008

Eylül 2008 yoðun yaþadýðý Belçika’nýn çeþitli kentlerinde de(Brüksel, Anvers, Gent, Liege, Genk v.b.) sahnelenmesi düþünülüyor. Bu amaçla Türk Birlik ve Federasyonlarý ile iþbirliði yapmayý planlýyoruz.

Detaylı

Nisan 2006

Nisan 2006 bütün yetkilerini aldý. Daha önce de Michel De Herde FDF’den PRL’e geçmek isteyince gençlik ve spor yetkilerini alýp Sait Köse’ye vermiþti. Ancak yine de kamu saðlýðý yetkisini býrakarak Michel De ...

Detaylı