Erdal DAĞTAŞ DAĞTAŞ - Eğitim Bilim Toplum
Transkript
Erdal DAĞTAŞ DAĞTAŞ - Eğitim Bilim Toplum
Erdal DAĞTAŞ DAĞTAŞ Özet Bu çalışmada, kapitalizmin temel kültürel formlarından biri olan tüketim talizmin ortaya çıkışından günümüze kadar olan dönemlerde, ne tür yaşam tarzlarıyla örtüştüğü, boş zamanlan nasıl yeniden ve tüm bunların kapitalizmi kültürel olarak nasıl literatür ve tüketimle dönemle Bu amaçla, kapitalizmin başlangıç dönemi görüşleri özetlenmiştir. dönemini kapsayan taylorizm ve kitlesel tüketim dinamikleri sonrasını eden post-fordist dönemle post-fordist üretim tarzı, yeni kültür aracıları, birikim kaynağı olarak boş zaman kavramları medyanın tüketimi teşvik edici rolü dönemlerde tüketim kültürünün, kapitalizmin kültürel olarak yeniden üretimine katkısının yanı sıra, fordist ve post-fordist dönemlerde kapitalizmin krizlerini aşmasına yardımcı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Abstract study reviewed the about the consumer culture as a cultural form of cap type of lifestyles are presented by the consumer culture and how consumer culture affects the use of free capitalism culturally beginning era of capitalism the of fordism, taylorism and this purpose, for the of VVeber and For the fordist era of capitalism vvhich and how this fact reproduces the the beginning of on consumption are covers the years of the consumption are discussed. For the era of post-fordism the concepts of production new cultural mediators, free time as a new source of accumulation and the role of * Üniversitesi. * Anadolu Fakültesi. İletişim Bilimleri Fakültesi. Basın ve, Bölümü, Doç. Dr. Bölümü. Doç. Dr. A on the consumption are discussed. reached the conclusion that addition to the effect of consumer culture on the cultural reproduction of capitalism, consumer culture to overcome the crisis of capitalism the era of fordism and Giriş Kapitalizmin, yirminci yüzyılın yarısından girmiş olduğu küresel yapılanma siyasal, ekonomik ve kültürel alanda önemli dönüşümlere yol açmıştır. Özellikle kültürel yapıyı oluşturan farklı kaynaklardan biri olan tüketim olgusu, kültürel yeniden yapılanma sürecinde giderek önem Bu çalışmada, olarak nitelendirilen merkezinde umlanan kapitalizmin geçirmiş olduğu değişim gözardı edilmeyerek; kültürel alanda yaşanan dönüşümler, kapitalizmin çelişkileri ve buhranlarını ortadan kaldırma yönünde girişilmiş faaliyetler olarak değerlendirilmektedir. Vurgulanan dönemde, bir yandan tüketim endüstrisi toplumun her kesitinde kendi mekanizmalarını yerleştirmeye başlarken, diğer yandan tüketim endüstrisi ele geçirmenin görülmektedir. Sözü edilen boş zaman olgusunun tüketim endüstrisi tarafından ele geçirilmesi, kapital izmin ve onun yaklaşımıyla bağdaşır bir nitelik taşımaktadır. Çünkü fordist topluma geçişi başlatan süreç, sadece kültürel bir değil; beraberinde kapitalizmin düştüğü krizden çıkmak amacıyla yapılandırdığı ve kendi bünyesinde oluşturduğu ekonomik dinamiklerle açıklanabilecek bir dönüşümdür. Kapitalizm, "boş z a m a n " süreçlerini paraya/sermayeye dönüştürebilir hale geldikçe, "çalışma dışı zamanı" da değerli bir yaşam alanı olarak görmeye başlamıştır. Bu anlamda, tüketim olgusunun bir yaşam biçimine dönüşmesi ve yeni yaşam tarzlarının bireylere sunularak, boş zamanların ele geçirilmesinde kitle araçlarının merkezi bir rol oynaması çalışmanın sorunsalını oluşturmaktadır. Günümüzde medya, göstergelerin tüketilmesine yönelik öncü rolü tüketime sunulan ürünlerin gerçek çok, toplumsal bir taşıyor gibi gözükmesine ve bir gösterilmesine yol Üretilen lerin çok çeşitliliği ve bireye yönelik farklılığı getirmeleri karşısında, seçim yapmanın hale gelmesi de söz konusudur. Medya tarafından ürünlerin seçimi bir yaşam tarzı haline getirilmekte, böylece seçkin bir yaşam tarzı sürekli Türkiye gibi sanayileşmesini gerçekleştirememiş ve beraberinde Batılı anlamda burjuva tanışık olmayan ülkelerde, reklam yoluyla geniş kitleler mümkün tüketici olmaya edilmekte ve tüketim alışkanlıkları kazandırılmaktadır. Medyanın buradaki temel amacı, temel gereksinimlerini karşılayacak ürünleri sağlamak tan öte; onlara tüketim ürünleriyle birlikte verilen değerlerle özdeşleşecekleri kimlikler sun mak ve bu yapay kimliklerin satın alınmasını sağlamaktır. Kitle araçlarıyla dolayımlanan tüketim kültürü ve yaşam tarzlarının toplumsallaşma sürecine etkisi, (hazcı) ve bencil bireyselliğin" katkıda bulunarak gerçekleşmektedir. Bu katkı, geleneksel toplumun çözülmeye başladığı kapitalizmin başlangıcından, bugüne değin Ancak, kapitalizmin fordist ve özellikle post-fordist evrelerinde, kitle araçlarıyla sunulan tüketim kültürü ve yaşam tar zlarının toplumsallaşma sürecine katkıları, kapitalizmin krizlerini aşmaya yardımcı nitelikte dir. Bu bağlamda, çalışmada, sırasıyla tüketim kültürünün tarihsel evrelerine değinilerek, post-fordist dönemde başat bir konuma yükselen tüketim ve yaşam tarzlarına, medya ve boş zamanlar ekseninde vurgu 2. Tüketim Kültürü Kavramı ve Tarihsel Evreleri Tüketim toplumu ya da tüketim kültürü olguları, özellikle yıllardan başlayarak adından sıkça söz edilen kavramlar olmuştur. Tüketici, tüketen birey anlamına gelir ve tüketmek yemek, giymek, nesneleri kullanmak ve ayrıca gereksinimlerin ya da arzu ların herhangi bir biçimde tatmin edilmesini sağlamaktır (Zeldin, 1998: 289; 39). Bocock'un (1997) toplumsal olarak oluşturulan, tarihsel bir değişim sürecidir" tezini destekler şekilde, David Chaney (1999: 24) Yaşam Tarzları adlı çalışmasında, timi, para kazanmak ve harcamak neler yapabiliyor olabileceklerinden çok, özelliklerini sıralarken ya da kendilerini konumlandırırken yararlandığı her türlü toplumsal etkinlik" olarak tanımlamaktadır. Tüketim kültürü kimi araştırmacılara göre, orta sınıflar açısından on sekizinci yüzyıla; sınıfı açısından da reklamın, büyük mağazaların, tatil gezintilerin, kitlesel boş zamanın on dokuzuncu yüzyıla değin götürülebileceği edilmektedir Kimi araştırmacılara göre tüketim kültürünün başlangıç aşamasının, post-modern döneme ait olduğu vurgulanmaktadır ve Jacques, 1995; Baudrillard, 1997), Lyon (1994: 56), "tüketimin ve yaşam tarzlarının, gündelik yaşam pratiklerinde egemen hale bir dönemi post-modern olarak Baudrillard (1997) da, modernden geçişi, tüketim talebinin üretimin merkezi haline dönüşmesi Slater (1997) son yıllarda tüketim ve kültür olgularının toplumsal yaşamda merkezi bir rol oynamasını kabul etmekle birlikte, tüketim kültürünü Aydınlanma döneminden bugüne özgü bir olgu olarak Bu bağlamda tüketim kültürünün, kapitalizmin hangi evresinden başlayarak analiz edilmesi konusunda görüş uzak bir tablo ortaya çıkmaktadır, Ne var ki, tim kültürünün, kapitalist toplumların kültürü olduğu gerçeği de tartışmasız onaylanan bir olgudur. yıllarla birlikte tüketim ve kültürün sanayileşmesini tamamlamış hatta, sanayi sonrası dönemi yaşayan toplumlarda merkezileşmesi genel kabul gören bir tespit tir ve Featherstone, Baudrillard, On dokuzuncu yüzyılın bulvarlarını, galerilerini, kafelerini, salonlarını gezen (Benjamin, yirmi birinci yüzyılın tüketim dev alışveriş merkezlerine, eğlence komplekslerine, türü yiyecek salonlarına uğrayan galeri yürüyüşçüleri (Fiske, ve 2000), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa'da kendilerini sürekli bir tüketim ortamı ve pratiği bulmuşlardır, Tüketim kültürüne kapitalizmin gelişim aşamalarında atfedilen anlamın, yirmi birinci yüzyılda dönüşerek yeni bürünmesini kapitalizmin tar- evreler olarak sınıflandırılması gerekmektedir. Dolayısıyla, kapitalist ekonominin temel özelliği olan üretim-tüketim tarihsel gelişim sürecinde yapılacak vurguyla ve "yaşam tarzları" başlıca üç dönem çerçevesinde ele alınmıştır. 3. Birinci Dönem: Kapitalizmin Gelişim Sürecinde Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları Bu evrede, burjuvaların Kalvenizm ve Püriten etik anlayışıyla şekillenen sermaye birikimini arttırmaya yönelik mütavazi ve çileci yaşam tarzları, sanayileşme, kent leşme, reklam, moda ve kitlesel gelişmeleri tüketim devri miyle değişim sürecine girmiştir. Özellikle ABD'de, ve ticaret yoluyla zenginleşen yeni orta sınıf, Avrupa'daki aristokrat kesimlerin yaşam tarzını taklit eden bir tüketim sürecine yönelmiştir (Bocock, (1997: Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu adlı eserinin başlangıcında, sahiplerinin, burjuvazinin, eğitimli sınıfının, özellikle de mo dern dönemin kapitalist düzeninin teknik ve ticari düzeylerde eğitim almış, çalışan toplumsal katmanların Protestanlık özellikleri taşıdığını belirtmekte kapitalizmin kökenleri ya da VVeber'in ve Calvin'in öğretilerine özellikle Kalvenizm hatta lemesine Max VVeber yapmıştır." gibi "kapitalizmin ruhu", Luther (1997: 34) göre de, "Hıristiyanlık, kapitalizmin gelişimi arasındaki derin Çalışmayı bir ödev sayarak meslek haline getiren Protestan bir yandan kapital izm gereken üretkenlik artışını öte yandan burjuva sınıfının para kazan masını da meslek olarak göstererek kazancın ve sermaye birikiminin yasallaşmasını sağlamıştır (Weber, 1997: Ayrıca, zenginliğin üzerinde güç kazanmasını sağlayan bu ahlak anlayışı, burjuva sınıfının kazancını arttırabilmek çalışan, çalışmaya tek yaşam tarzı olarak bakan geleceğin sınıfını da hazırlamıştır. Protestan ahlakı daha da giderek, ve zanaatkarların yoksul kalarak, hizmet ettiklerini sıkça vurgulamıştır (Aydoğan, 2000a: 74). VVeber'in modern kapitalizmin gelişiminde kültürel değerlerin önemi ekonomik analizlerine eklenebilecek bir çalışma olarak görülebilir. Bununla birlik te, VVeber, Marx gibi kapitalizmle olsa da, kapitalizmi Batı'ya özgü çeşitli gelişmelerden yalnızca biri olarak değerlendirmiştir. kapitalizmin çok sayıda toplumsal yarattığına gibi, de olduğu kurum ların olumlu katkılarını belirtmiştir 2000: 88). Batı'da teknolojinin sağladığı yenilikler bir yandan üretimde arttırmış; yan dan da verimliliğin yaratacağı refahtan çalışan kitlelerin yararlandırılması "Tüketimin demokratikleştirilmesi" sayesinde, yüzyıllardır yalnızca egemen konumdaki kesimlerin sahip olduğu bir hak olan, alt kesimlere karşı bir ayrıcalık ve üstünlük gösterge si olarak kullanılan tüketimin bağımlı konumdaki kesimlerden esirgenmesi anlayışı değişmeye başlamıştır. Paul Tembellik Hakkında da vurguladığı gibi, yıllardan sanayi burjuvazisi, bu yeni kültürü toplumda yaygınlaştırmak düzenlemelere dayalı Protestan ahlakı öğretisi, yerini çalışmadan meye ya da çalışarak bir üst konuma geçmek, yerini çeşitli entrikalarla yükselmek gibi yeni bir anlayışa, hedonist/hazcı etik anlayışına bırakmıştır. "Tüketimin alt sınıflara açılmasıyla, bu kitlelerde ekonomik ve toplumsal konum bakımından üst konumdakilerin kimliğini kazanabilecekleri yanılsaması yaratılarak, gerçek yaşamda kendilerinden esirgenen doyumların acısının hafifletilmesi sağlanmış, böylelikle tüketim kültürü bir yaşam felsefesi haline getirilmiştir" (Oskay, 1983: 177-178). Marx bir üretim modeli olarak kapitalizmin en ayırt edici tüketimi değil, üretimi Bununla birlikte, Marx ve Engelsin ve topluma sorunların anlaşılmasında yaptıkları en önemli katkı, altyapı ile üstyapı arasında karşılıklı bir etkileşimin bulunduğunu ortaya koymaları olmuştur (Oskay, 1982: 304). çerçevesinde, konumdaki egemen konumdaki karşısındaki toplumsal konumunu giz, üretim süreci yerindeki değişimleri çalışmaları sonucunda meta fetişizminin açıklığa kavuşturulması anlaşılması olanaksız bir giz olmaktan çıkarılabilmiştir (Oskay, 305), Marx'ın yaşadığı dönemde, kapitalist üretimin önemli yanı üretim araçlarından Günümüzde bu durum, kesimlerin, üretime ve kendilerini türetme araçlarından yabancılaşması şekline bürünmüştür (Alemdar ve 270), ve Engels birlikte kaleme aldıkları Alman jisi adlı eserlerinde, üretim analizi kapsamında değinilen yabancılaşma, uzaklaşma ve nesneleşme (şeyleşme) kavramları, yabancılaşma analizini üretimden tüketim boyut larına kadar genişletme sağlayan kavramlar olarak değerlendirilebilir, Yabancılaşma kavramının birkaç tanımlayıcı öğesi Bunlar, (1) Nesneleşme, (2) Uzaklaşma ve (3) Türüne yabancılaşma (yaratıcı etkinliğin kaybı) olarak edilmektedir (Marx, Marx ve Engels, Çalışanlar üretim gücü ve genişliğini ne kadar çalışan kesimlerin de o kadar yok belirten 73-74), sınıfının meta miktarındaki artışın, bir meta olarak kendi eder. Dolayısıyla emek yalnızca meta üretmekle kalmayıp, birer meta olarak kendisini de üretmektedir, Böylece birey tarafından üretilen meta, karşısına yabancı birşey olarak Sözü edilen bu durum, çalışması sırasında ken dini gerçekleştirmesi ortaya çıkan nesnelerin meta niteliği taşıması, emeğin hangi alanda gerçekleştirilecek oluşu, bu meta ürünlerin toplumsal sınıflarca nasıl gibi konularda karar verme yetkisi dışında şekillenir. Bu yetki, emeğin dışında ve onun karşısındaki bir başka toplumsal sınıfın elinde bulunduğu emeğin şeklinde gerçekleşen çalışma etkinliği çalışan mutluluk vermemektedir (Oskay, olarak, Marx'ın yabancılaşma kavramına anlam üretim aşamasında yaşadıkları "uzaklaşma" duygusu olmuştur, Sanayi toplumuna geçişle birlik- AKA te bir gereksinimin doyurulmasından çok, çalışma dışındaki gereksinimlerin giderilmesi bir araç durumuna gelmiştir. Bu nedenle çalışma, kendisine ait bir etkinlik olmaktan çıkmıştır. Çalışma yalnızca bedensel enerjisini harcadığı, zihin ener jisini geliştirmesine vermeyen; kendisini bir etkinlik durumuna gelmiştir, Dolayısıyla, çalışmak gönüllü olarak zorla yapılan bir etkinliğe bürünmüştür. Ayrıca, çalışmanın ve başka bir toplumsal kesite ait olması ve çalışma çalışanın olmaktan çıkması, çalışanı çalışmaya yabancılaştırmıştır (Marx, 1986: 76-78), Yabancılaşmanın üçüncü bir türünün kendine yabancılaşması" ve "yaratıcı etkinliğini kaybetmesi" olarak tanımlanmaktadır, Nesneleşmenin sonuçlarından biri kendilerinin ya da diğer üretime katkıda bulundukları malları, ücret lerinden ayırdıkları paraları kullanarak satın almak zorunda Bu durum, dünya tarihinin kapitalist döneminde ortaya çıkan toplumsal ve tarihsel bir oluşumdur. Böylece tüketim de, yabancılaşmanın bir parçası haline gelir ve Yabancılaşma süreci, "tüketim kültürü" olarak adlandırılan ve hayatın anlamının, tüketilen şeylerde süren kapitalist tarafından desteklenmekte dir. Bu sayede, kapitalizmin kâr elde etme amacına yönelik (Storey, 2000: 137), Kısacası gerek sanayi kapitalizmi dönemine gerekse bulunulan yüzyıla damgasını vuran tüketici kapitalizmini yaşayan toplumların, çalışma süreçlerindeki yabancılaşma tüketim aşamasına da Çünkü tüketim artık, sürdüğü yeme, ve neslini sürdürmeden hayvansal fonksiyonların egemenliği altında değildir. Modern tüketim sembolik anlam sistemleri üzerinde kuruludur (Bourdieu, Baudrillard, Kellner, 1992), Bu sistemler modern tüketim mallarının tasarımlarında ve onlarla medya metinlerinde ve reklamlarda görülebileceği gibi, yaratıcılık olgusunun yabancılaşmış şekilleri üzerinde de kurulmuştur (Bocock, 66). Bir başka deyişle, tüke tim sürecinde yaşanan yabancılaşmanın en önemli etkenlerinden biri olarak, kitle araçları aracılığıyla sunulan sembolik anlam sistemleri gösterilmektedir. 4. İkinci Dönem: Fordist Dönemde Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları Fordist Üretim Tarzı ve Kitlesel Tüketim Fordist evresi, Taylor'un bilimsel temellerini attığı ve sanayi alanındaki gelişmenin yoğunlaşmasıyla seri üretim yöntemleri sonucu kitlesel üretime ulaşıldığı dönem olarak adlandırılmaktadır. etkisini gösteren fordizmde üretimin hedeflerinden biri de, standart tüketim kalıplarının oluşmasını, bir başka deyişle, benzer mallardan oluşan toplu tüketicilerini şekillendirmek olmuştur" (Harvey, 1997: 158). Fordizm kavramı genel olarak, ABD'de Henry Ford tarafından geliştirilen ve çoğunlukla kapitalist endüstriyel üretim sürecinde uygulanan tanımlamak kullanılmıştır. Amerikalı otomobil üreticisi Henry Ford, sıradan aile seri üretim yoluyla ürettiği oto mobiller aracılığıyla, Batı kapitalizminin gelişiminde önemli bir değişim olarak nite lendirilebilecek bir başarı kazanmıştır, Ford, çalışanlarına yüksek ücretler ödemiş ve üret otomobilleri çalışan kesimdeki ailelere satmayı amaçlamıştır, Bu durum, yirminci A yüzyılın on yılında ABD'de kitlesel üretim ve tüketim yönünde bir vermiştir. Sözü edilen süreci tanımlayan "fordizm" kavramı, Gramsci (1997) tarafından Amerikan endüstriyel yaşam biçimini belirtirken kullanılmış, daha sonra kapitalist endüstrileşmenin Dünya Savaşı sonrası başlayıp kadar süren dönemini tanımlamak literatürdeki yerini almıştır (Murray, 47; Harvey, Üretimin standartlaştırılması, fabrikalarda bu standartlaşmaya uygun olarak kitlesel üreti mi kolaylaştıran yeni bir mekanizasyona gidilmesi, önünde akan bir bant üzerinde çalışmaya başlayan gözetiminde giderek daha verimli hale getirilmesi fordist üretim teknolojisi ve mantığını oluşturmaktadır (Murray, 47; Öte yandan bu teknolojik sıçrama, ekonomik faaliyetin örgütlenme, pazarlama, tüketim aşamalarında ve özellikle ücretli emeğin neden değişikliklerle birlik te önemli sorunları da beraberinde getirmiştir. Kitlesel üretim, üretim fazlası tehlikesine karşı tüketim sürekli manipüle etmeyi gerektirmiş, sermaye şirketlerini devleştirmiş, zihinsel ve kol emeğinin birbirinden ayrılmasına, ücretli emeğin kalifiye olmaktan çıkmasına ve ucuzlamasına, yaklaşımına göre bir yandan diğer yandan da kârı fazlalaştırmak de çoklaşmasına neden olmuştur. Bu durum, beraberinde grevler dalgasıyla birlikte, bırak malarına direnişlerine yol açmıştır (Murray, Fordist üretim, aynı zamanda üretimin merkezi olarak planlanmasını ve ulusal düzeyde korumacı bir ekonomiyi savunmuştur. Bu arada modern dünya, bütünüyle fordizm ve karşısına çıkmaları gerekenlerin (eski Avrupa'nın sosyal demokrat partilerinin) bile etkilerle, siyasetten mimariye, sanattan kadar pek çok alanda bu yeni teknolojik sıçramanın taşımaya başlamıştır (Murray, 1995: 50; 1995: 75). Bu dönemde toplumsal farklılıklar, standart demografik bilgiler, farklı meslekler, cinsiyetler ve farklı coğrafik kesitler önem kazanmıştır (Slater, 1997: 191), Tüketicilerin farklı beğeni ve satın alma güçleri, klasik toplumsal yapıların açığa çıkarılmıştır. 4.2. Fordist Dönemde Yaşam Tarzları Fordist dönemde, toplam talebi arttırıcı Keynesci politikalara dayalı, sosyal demokrasinin yükselişiyle çakışan ve ücretleri yüksek tutan refah devleti anlayışıyla sonra "kitlesel tüketim" başlamıştır. temel olarak vasıfsız ölçekli temelinde bir endüstriyel örgütleniş olması, beraberinde gelişimi de olumlu bir zemin oluşturmuştur. Urry 96-98) bu nedenle, sözü edilen dönemi örgütlenmesi bağlamında "örgütlü kapitalizm" olarak nitelendirmiştir. Bu dönemde, yeni tüketici grupları türemiştir. Bu gruplar, satın aldıkları seçim yapmaya başlamıştır. Reklamlar tanınmamış sabun tozlarından otomobillere, sigara, giyim eşyaları ve mutfak araç gereçlerine kadar her şeyde marka önem kazanmıştır. Ayrıcalıklı hedef kitle henüz yaşamakta olup, oldukça yüksek ücretli çalışan genç kadın ve erkeklerdi. Onları takiben, yenilikleri deneyebilmek amacıyla ücretli çalışmaya başlamış kadınlar töründe ya da ağır sanayide çalışan evli kişilerden çok, genç olan bu gruplar arasında, daha ayrıcalıklı bir tüketici grubu doğmuştur, Bu yeni tip tüketiciler, sahibi sınıflar" olarak tanımlanmıştır, Dolayısıyla bu durum, fordist dönemi den çok, modern olarak belirleyen bir özellik olarak öne çıkmaktadır (Bocock, Meslek sahibi sınıfın açıdan tüketimi etkilediği görülmüştür, Birincisi, gelir düzeyinin önemi kabul edilmiştir. Öte yandan, sistemi sadece gelir seviyesi üzerine kurulu bir sistem Çünkü bazı mesleklerin, diğerlerine göre daha yüksek sosyal statüye sahip oldukları gözlenmiştir, Dolayısıyla düzeyleri, tüketim kalıplarını etkilemiştir (Bocock, Fordist dönemin etkisiyle tüketim geçişe paralel olarak (Aydoğan, 2000b: reklamcılık, kitle araçları ve genel olarak eğlence endüstrisi, tüketim pazarını geliştirme yolunda kullanılmaya Eğlence endüstrisi, fordist üretim siste minden esinlenerek ucuz ve geleneksel yöntemleri azaltacak şekilde üretmeye girişmiştir. Reklamcılar fordist dönemde, malların kitlesel üretiminin hızda satışını sağlamak amacıyla ve düşlerine seslenerek, satın alma etmişlerdir (Ewen, 1976: 33-34). Bu dönemden tıpkı reklamlar gibi, "malların sergilendiği dükkânlar ve vitrinler de, tüketicilerin düşlerinin yaşama geçirilmesi arzusunu kışkırtmak üstlenmiştir. Böylece kapitalist açık pazarda ortaya çıkan sergileme yöntemlerinin hemen hepsi, yerleştirilen metanın baştan çıkarmasını sağlayarak yeni gereksinimler yaratma amacını taşımaktadır" 104-105). yıllarla birlikte, radyo ve televizyonda gece yayınlarına geçilmiş, ticari reklamların sızmasına uygun olmayan zaman ve mekân kavramı ortadan kalkmıştır, Sözü edilen dönemde, televizyon programlarında ve yayınlanan reklamlarda tüketimle tanımlanan orta sınıf yaşam biçimleri öne yasallaşması bağlamında, yarışma programları birlikte pek çok televizyon programı, malların böl ve kolayca ulaşılabilir olduğu yanılsamasını Televizyonda bedava verilen mallar ve hizmetler, ev kadınları tarafından sevinç çığlıkları atılarak Tekelleşmiş bir kültür ortamını evlerin taşıyan televizyon, tüketim mallarını gündelik yaşamı tutan ve hayal nesneleri olarak sunmaya başlamıştır (Ewen, Kitle araçları aracılığıyla sunulan yaşam biçiminde, erkeklerden metalaşmış dünyanın emirlerini çalışarak yerine getirmeleri beklenirken; kadınlar ve çocuklar döneminin gözde müşterileri haline getirilmiştir. Tanımlanan bu dünyada, "ev yaşamı, erkekler çalışma dünyasından uzaklaşmayı gösterirken; kadınlar ve çocuklar ev, tüketim kurallarına göre yaşanması gereken bir yerdir, Toplumsal yaşamın tekelleşmiş çeşitlemesini dolayımlayan rekabet ve türünden unsurlar, kültür endüstrisine teslim bireyler arasında birer araç olarak kullanılmıştır" Özetle fordist dönemin tüketimi eğilimlerine bakıldığında, öncelikle tüketim kitleseldir ve otomobil, dayanıklı tüketim malları gibi oldukça maddi şeyler tüketilmektedir, Sosyolojik olarak fordist dönemin tüketim grupları sınıf, cinsiyet, yaş gibi geniş demografik değişken- edilmiş ve temel tüketim birimi aile olmuştur (Slater, 5. Üçüncü Dönem: Post-fordist Dönemde Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzları Post-fordist Üretim Tarzı ve Yeni Bir Toplum Modeli Savaş sonrası düzen, ekonomik yeniden yapılanmasıyla tam refah devletinin kurumlarını pekiştiren sosyal demokrat reformlara popüler yönelişin ortak etk isiyle yaratılmıştı, 1980'li yıllar fordist üretim tarzından, post-fordist üretime geçişle yeni gelişmeleri beraberinde getirmiştir" ve Jacques, 39). Savaş sonrası kapitalizmin büyük bir kesimi, sanayisinin merkezinde yatan seri temlerini Yeni dünya ekonominin sınai kalbi post-fordizm adı verilen üretim biçimini Bu durum seri üretimin yok anlamına gelmemektedir ve Jacques, 43). yıllarla beraber fordist üretim sisteminin özellikle yaygın olarak uygulandığı gelişmiş kapitalist ülkelerde kitlesel üretim ve dış pazarlarda meydana gelen ani değişikliklere yanıt verememiş, bu durumun petrol fiyatlarındaki dalgalanmalarla birleşmesiyle de sis tem tıkanıklıklar yaşanmaya başlamıştır (Piore ve aktaran Suğur, Kitlesel olarak üretilen mallara talebin doyması, taleplerde meydana gelen farklılaşma, kullanılan teknolojik donanımın farklı türden üretim yapabilecek bir esnekliğe sahip olmaması ve artan krize bağlı olarak endüstri bozulması gibi nedenlerin fordist sistemi olumsuz etkilediği kabul edilmektedir (Suğur, Post-fordizm, kapitalizmin ekonomik örgütlenme ve yapılanma sorunlarıyla bir değişime etmekle birlikte, daha geniş bir toplumsal, politik ve kültürel önemi sosyal devlet anlayışının düşüşü, aynı dönemde gerçekleşmiştir. Devletin düzenleyici güç olması düşüncesi yerini; piyasanın kendi kendini, sınır tanımadan ve denetlenmeden düzenlemesi görüşüne Ulus devletin küçülme s i , tüm dünyada bütünleşmiş tek pazar anlayışı ve bu pazarın kontrolünün artık, çokulus lu dev şirketlerin eline geçmesi, olarak tanımlanan dönemin en önemli ekonomik ve siyasal gelişmesidir, Şayian (1995: 130-136), ulus devletin küçülerek, çokuluslu şirketlerin öne çıkmasında sosyal refah devleti anlayışından vazgeçilmesinin yanı sıra, teknolojileri sayesinde artan de sermaye lehine eşitsiz bir biçimde dağıtımından" söz etmektedir. Dolayısıyla, post-fordist üretim tarzı, sosyal refah devleti çöküşü, piyasanın koşulsuz ve çokuluslu şirketlerin yükselişini bir bütün olarak değerlendirmek gerekmektedir, Post-fordist üretim sisteminin egemen olduğu ve post-modern olarak nitelendirilen döne min (Lyon, 1994; Baudrillard, Featherstone, temel özellikleri şöyledir: "a) Enformasyon ve sayısal ve bilgisayar teknolojisine dayalı yeni bir evreye girilmesi, b) Emek süreci ve yönetiminde merkezin gücünün zayıflatılması ve esnek bir uzmanlaşmaya gidilmesi, c) Üretimin sektörler arası ilecek şekilde düzenlenmesi ve hizmet sektörünün genişlemesi, d) Standart üretim yer ine, çok farklı tüketici kategorilerine göre çeşitlenmiş bir üretime geçilmesi, e) kalifiye nitelikli ve de erkek ağırlıklı hizmet sektörü ve de beyaz yakalı artmasına olarak değişmesi, f) Özellikle esnek zamanlı ve çalışma esasına dayalı sektörlerde büyük ölçüde olması ve (göçmen ya da yerli ancak sınıf etnik grup üyelerinden meydana gelmesi), g) Yeni piyasalarının küreselleşmesi, h) Tüketimin giderek artan bir biçimde özel gelmesi ve bireyselleştirilmesi, i) Kültürel alanda artması ve alanında düzenlemenin Morley ve 50-56; 94). Kısaca, vurgulanan bu yeni dönemin ekonomik karakteristikleri olarak Post-fordist örgütlenme biçimi, bu özellikleriyle ucuz, farklılaşmış ve bunun peşi sıra gelen aşırı bir tüketim olgusunu da beraberinde getirmektedir. Aşırı üretimin kaçınılmaz olarak aşırı tüketimi ve bunun da bir endüstri halini belirtmek yanlış olmayacaktır (Konyar, 2000: Post-fordist üretim birlikte aşırı boyutlara ulaşan üretim, aşırı bir tüketimi de zorunlu kılarken, bu aşırı tüketimin gerçekleşebilmesi belli bir mekaniz manın varlığı zorunlu hale gelmiştir (Konyar, 2000). Her ne kadar Ritzer Amerika Birleşik Devletleri'nden yola çıkarak kaleme aldığı Toplumun adlı çalışmasında, bu mekanizmayı oluşturan verimlilik, öngörülebilirlik, denetim olarak sıralasa da; bu özelliklerin edildiği gibi ya da post-fordist üretim sistemini nitelemediğini vurgulamaktadır. Ritzer'e (1998: göre günümüz post-modern toplumu, modern atasından büyük ölçüde farklı olmasına karşın, önemli bir sürekliliği de beraberinde taşımaktadır. Toplumun McDonaldlaştırılması, hiçbir şekilde yok olma ve yerini yeni, post-modern biçimlere bırakma belirtisi göstermemektedir. diğer şeylerin yanı sıra aşırı katı yapılar üreten, son derece akılcı, modern bir olgudur. Dolayısıyla McDonaldlaştırma, bu tür modern olguların hızla yok post-modern bir topluma geçildiği savının Bununla birlikte, sistemler modern öğelerin yanı sıra, çok postmodern özellik de sergilemektedir. Bir başka deyişle, dünya hem hem de post-moderniteyi göstermektedir Bu konuda, Ritzer arasında hiçbir ayrı dönem olmadığı yo lunda Fredric Jameson'un düşüncelerine başvurmaktadır. Jameson şimdi aşamasında olan kapitalizmin modern bir olgu olarak günümüz dünyasına egemen olduğunu sürmektedir. Marksist tavrını sürdüren Jameson, bir yandan da kapitalizmin yeni bir kültürel mantık geliştirdiğini vurgulamaktadır, Bir başka deyişle, kültürel mantığın değişmiş olmasına karşın, temel ekonomik yapı kapitalizmin erken biçimleriyle tutarlıdır, hâlâ moderndir. Kapitalizmin son aşaması, "sermayenin şimdiye kadar alanlara şaşılacak derecede yayılmasını" Jameson bu yayılmayı, Marksist kuramla tutarlı bulmakta ve daha da saf bir kapitalizm biçimi yaratan bir yayılma olarak görmektedir. Jameson'a göre modern kapitalizmin anahtarı, çokuluslu karakteri ve çokuluslu şirketlerin dönüştürülen ürün yelpazesi ni büyük oranda genişletmiş olmasıdır, kültürle estetik öğeler bile kapitalist pazarda alınıp satılabilecek metalara dönüştürülmüştür. Bu noktada Ritzer Jameson'un ortaya attığı düşüncelerle paralellikler kurarak modern dönemin özelliklerini sürerek, geç hakemli kültürel ortaya çıkan dönüşümlerin (post-modern özelliklerin) toplumun uygun belirtmektedir. Bununla birlikte, bürokrasiler, bilimsel yönetim ve montaj bandı gibi öncellerden oluşan seri üretim biçiminin özelliklerini oluşturan bu (verimlilik, öngörülebilirlik, hesapla ve denetim) günümüzde giderek toplumun her alanına yayılmakta; tüketimin bürokrasi, eğitim, ve özellikle dünyası gibi toplumun alanlarında da bu uygulanmaktadır (Ritzer, Jameson'un (1990) kapitalizmin kültürel mantığı" olarak nitelendirdiği sözü edilen dönemde, kapitalizmin krizi tüketimi merkeze alarak kabul gören bir tespittir. yıllardan Keynesci politikalar terk edilmiş, sağ" politikalara geçilmiştir. Urry bu süreci, örgütlü kapitalizmden örgütsüz kapitalizme geçiş olarak nitelendirmektedir. Aynı süreç, ve Jacques (1995) tarafından radikal bir dönüşüm olarak görülüp yeni zamanlar olarak Daha genel olarak, postfordist dönem, post-modern kültürle geçen bir olgu olarak düşünülmektedir. Enformasyonun, medya ve göstergelerin hâkim toplumsal yapının açıklan masında yaşam tarzlarının belirleyici hale ve yeni orta sınıfların günde lik yaşam pratiklerinde tüketimin üretim karşısında ayrıcalıklı hale geldiği post-modern kültür post-fordist üretim tarzı yakından (Slater, 5.2. Post-fordist Dönemde Yaşam Tarzları ve Yükselen Yeni Orta Sınıf Kapitalizm, dünyada egemen üretim ve tüketim modeli olmaya devam etmektedir. Kapitalizmin oluşan değişimlere bakılırsa, yirminci yüzyılın son yılında oluşmuş önemli değişiklikleri saptamak Bu değişimler, yeni bir evreye -postmodernizme- geçişi oluşturmak şeklinde özetlenmektedir. Jameson (1983: bu yeni evreye şu tespitlerde bulunmaktadır: kavramıdır, kere modernizasyon, postendüstriyel toplum, toplumu, medya toplumu, görüntü toplumu veya çoku luslu kapitalizm olarak adlandırılan toplumlarda görevi, yeni resmi kültür özelliklerinin ortaya çıkışını, yeni bir sosyal yaşam tarzı ve ekonomik düzenin ortaya çıkışı Bu yeni kapitalizm döneminin ABD'de sonu başında yaşanan, savaş sonrası patlama Post-modernite kavramı, kapitalizmin dönemselleştirilmesi bir evreyi çağrıştırmak Bu yeni evrenin en önemli ekonomik, toplumsal ve kültürel süreç olarak tüketime bir hareketlenmeyi kapsaması ve kapitalizmin etkisinin, çokuluslu şirketler aracılığıyla küreselleşme çerçevesinde giderek daha evrensel bir hale (Bocock, 84). Artık, endüstriyel ve ticari süreçler küresel bir boyutta maddi kültürün tüm sonuçları sınırlarını aşmaktadır. Böylece lüks tüketim malları çok uzaklara ulaşabilmekte ve tüketim küresel bir boyut kazanmaktadır. "Geç kapitalist dönem" ya da "yeni tüketici toplumu" gibi kavramlarla edilen zaman dilimindeki toplumlarda yaşam tarzları ön plandadır (Featherstone, 1996). Davidson'a 66) göre, yaşam tarzı bir meta haline gelmiştir. Chaney (1999: yaşam tarzı kavramını şu şekilde açıklamaktadır: tarzları, birbirinden farklı kılan davranış tarzları, neler yaptıklarını ve bunu yapmanın kendileri ve başkaları için ne anlama anlatmaya yardımcı yaşam tarzları kültürel yapılara olmakla birlikte, her biri bir biçim, bir tavır ve bir gruba ait bazı eşyaları, yerleri ve zamanları kullanış şeklidir." Öte yandan, Featherstone 41) yaşam tarzı kavramını, kimsenin bedeni, giysileri, konuşması, boş zamanı kullanma şekli, yiyecek-içecek tercihleri, ev, otomobil, tatil seçimleri vb. gibi tüketicinin beğeni üslubunun bireysel Yaşam tarzı, bireyselliğini ve tüketim tarzları olan gruplar, tarzı olarak temsil etmektedir. Ancak olarak da Bu gruplar- daki bireyler bazen bir toplumsal sınıfa aidiyet duyarken, bazen de başka bir toplumsal sınıfa aidiyet duyabilmektedir" (Leiss 304). Post-fordist dönemde sosyolojik anlamda belirlenmesinde sınıf, gibi fordist dönemdeki yapısal belirleyicilerin gerilediği öne sürülmektedir. Bu yeni dönemde, tim kitlesel değildir ve pazar Temel tüketim birimi bireydir. Sosyolojik olarak tüketim grupları sınıf, cinsiyet, yaş gibi demografik değişkenlerle değil, "yaşam tarzı" grup ları tarafından Post-fordizm edilmektedir (Slater, birlikte büyüyen hizmet sektörü -bugün dünyada çalışan nüfusun üçte oluşturmaktadır- (Zeldin, 289) özel sektöre bağlı hizmetliler sınıfı, le de çokuluslu şirketlerin bünyesinde çok büyük ücretlerle çalışan "yeni orta sınıfı" oluşturmuştur. Böylece, "beyaz yakalıların fordizmde ulusal kalkınmacı politikalarına hizmet eden kesimi alt orta sınıf haline gelirken, uluslararası sermaye hareket eden kesim yeni üst orta sınıf olarak belirmektedir" (Konyar, 2000: 22). Fordist ekonomik poli tikaların oluşturduğu orta sınıf, bu yeni politikalar hızla yoksullaşırken; yeni politikalar uyumlu olan yeni orta sınıf hızla yükselmekte ve kendi kültürünü de oluşturmaya başlamaktadır. Bourdieu, bu yeni üst orta sınıfa yeni kültür aracıları adını vermektedir. Bourdieu'ya 370) göre toplumda yeniliklerin yayılması, yeni kültür aracıları tarafından gerçekleşti rilmektedir. Yeni kültür aracıları, simgesel mallar ve hizmetlerin sağlanmasıyla Pazarlama, reklamcılık, halkla radyo ve televizyonlardaki program yapımcıları, sunucular, magazin muhabirleri, moda yazarları ve yardıma yönelik meslek ler (sosyal hizmet çalışanları, evlilik danışmanları, cinsel terapistler, diyetisyenler, oyun önderleri vb.) yaşam karşısında bilgilendirmeye yönelik tutum gösteren yeni tüellerdir. 63) yeni kültür aracılarını seyredilen avuç yıldız olarak nite lendirmektedir. Bu yıldızlar politika, spor, bilim ve şov dünyasından gelmekte ya da sadece ünlü enformasyon uzmanları olarak gözlemlenmektedir. Sözü edilen yıldızların tümü "yıldızların dünyası"nı, bir başka deyişle, dünyanın her bir köşesinde kitleler tarafından seyredilen dünyayı, seyrediliyor olma küresel olan dünyayı vit rine çıkarmaktadır. Onlar yayındayken ne söylerlerse söylesinler, bütüncül bir yaşam tarzının mesajını, kendi yaşamlarına, kendi yaşam tarzlarına dair mesajları vermektedir. es KA Yeni kültür aracıları ayrıca, arzulanan yaşam geniş kitlelere ulaşacak tarzda popülerleştirilmesini Bu gruplar spor, moda, müzik ve popüler kültür gibi yeni alanları, geçerli düşünsel analiz alanları olarak meşrulaştırmak konusunda entelekortaklık kurarlar. Bu kültür aracıları popüler kültür/yüksek kültür ekseni etrafında dönen eski ayırımların ve simgesel hiyerarşilerin ortadan kaldırılmasına etkin bir şekilde yardımcı olurlar, Ayrıca, post-modern toplumun getirdiği yeni kültürel yapılanmayı da meşrulaştırarak, birer kültür girişimcisi olarak hareket ederler (Featherstone, Öte yandan, bu üst orta sınıfın önemli biri de, tüketici olarak yeni politika ve değerlerin taşıyıcıları Entelektüellerin yaşam tarzıyla özdeşleşmiş olan toplumun bu kesiminin, çok az ya da kültürel sermayeye sahip olmasından ötürü bu sermayeyi edinmesi gerekir. Bundan dolayı da, yaşam karşısında açık bir pozisyonu vardır, Kendisini beğeni, üslup ve yaşam tarzı alanlarında bilinçli olarak eğitmektedir (Featherstone, 1996: 153), yandan, yeni dönemin bu üst orta sınıfı, tüketim kültürünün hem üreticisi ya da taşıyanı olarak hem de tüketicisi olarak kapita lizmin toplumsal yeniden üretimini ve yerine getirmektedir. Özet olarak, yükselmekte olan yeni orta sınıf, küresel bir eğitim seviyesinden geçmiş olarak küresel değerleri paylaşan, çokuluslu şirketlerin hizmet sektöründe çalışıp, bol kazanca sahip bir yapılanma oluştururlar. Kapitalist ekonomik temel meydana gelen aşırı üretimin bir yandan tüketilmesini sağlamak olurken, diğer yandan da bü tüketimin bir kültür olarak devam etmesini mümkün Tüketim kültürünün yaratıcısı ve uygulayıcısı olan bu kesim, kültürel değerlerin küreselleşmesinde başlıca rolü oynayan bir aktördür (Konyar, 2000: 23). Bu anlamda, yeni üst orta sınıfın tüketici olarak tüketim kültürünü teşvik etmesiyle ortaya çıkmaktadır (Betz, 5.3. Post-fordist Dönemde Tüketim Kültürü, Medya ve Boş Zamanlar Post-fordist dönemde, yeni teknolojilerinin sağladığı çokuluslu şirketler birbirinden farklı bölgelerde gerçekleşen üretim, yönetim pazarlamayı bütünleştirmek tedir. talepler karşısında teknolojinin de yardımıyla esnek üretim yapan uluslu şirketler, üretim sürecinde de birden fazla yerine getirebilen vasıflı tercih bu esneklik merkez, çevre ve ortaya çıkarmıştır (Suğur, 43), Vasıflarına göre merkezden çevreye, vasıflıdan vasıfsıza doğru sıralanan bu çevre az olması şirketlere, önemli bir esneklik sağlamak Sözü edilen hem ücretleri düşüktür hem de yoktur. Azgelişmiş ülkelerde özellikle ekonomik durgunluk dönemlerinde krizin faturası çevre bu şekilde sınıfını bölmekte ve sermayenin emek üzerindeki kontrolünü Bu kontrol doğrudan değil, göreceli özerklik stratejisine göre, arasında beceri kutuplaşması kurulmakta ve sınıfının atomizasyonunu hızlandırmaktadır (Argın, 1992a: 26), (1989: 89) çağdaş kapitalizmin emek süreçlerinden başlayıp hızla toplumsal alanlara yayılan, genelde kültürün ademî merkezileşmesi özelde de bireylerin yaşadıkları sosyal dünyaya deneyimlerinin parçalanması olarak tanımla nabilecek bu sürecine borçlu olduğunu söylemektedir, Bireyler kendilerini ve yaşadıkları sosyal dünyayı üretimdeki piyasadaki numlarından ve bu konumun atomize edici prizmasından algılamaktadırlar. Sonuçta hem sermayenin başlattığı yeni düzenlemeleriyle üretim sürecinde hem de tüketim kültürünün yeni ve baskın yüzüyle piyasada tahakküm altına alınmayı gönüllü bir şekilde kabul ederler. Bir başka deyişle, süreci toplumda özgürleşme süreci olarak yaşanmaktadır (Argın, Bir parçalanma ve yabancılaşma süreci olan özgürleşme süreci olarak yaşanması, tüketim kültürünün 1980'li yıllarda üstlendiği yeni oldukça betimle mektedir. Dolayısıyla bugün, boş zaman kapitalizm sadece kültürel bir hegemonya alanı olarak değil, aynı zamanda bir birikim kaynağı olarak da gereklidir. Öncelikle, günümüz ekonomilerinin her zaman olduğundan daha fazla tüketime vardır ve tüketimin artması de boş zamana vardır. olarak, gelişmiş toplumlarda bir sürecinden bahsetmeyi haklı çıkaracak oranda gelişen hizmet sektörünün önemli bir bölümü, giderek artan oranda boş zaman endüstrisi haline gelmektedir (Argın, 27), Kapitalizm günümüzde, gerçek yaşamın saatleri dışındaki boş zamanda olduğu gerçeğini topluma yayarak, emek süreci üzerindeki kontrolünü, boş zaman süreçleri üzerindeki kontrolüyle tamamlamaya Bu süreçte en önemli rolü de, Frankfurt Okulu düşünürlerinden Adorno'nun üzere endüstrisi üstlen mektedir, Ona göre, kültür endüstrisi gündelik yaşamın sorumluluk ve rutin lerinden geçici bir kurtuluş sunmakla birlikte, kurtulmaya çalıştıkları bu dünyanın yapısını aslında daha da güçlendirmektedir 1989: 91), ettiği gibi, artık, boş zaman tüketim toplumunda alma özdeş hale gelmiştir" ve "boş zamanlarında yöneten mekanizmalar, aynı çalışırken yöneten bir ve (Jay, 1989: 308-309), Dolayısıyla yabancılaşma süreci, günümüzde sadece emek süreçleri değil, aynı zamanda ve belki de daha yoğun olarak boş zaman süreçlerinde yaşanıyor denilebilir, Üstelik buralar da gerçekleşen yabancılaşma bireysel düzeyde, aksine "sıkıntılara" yol açan sıkıntıları gideren bir süreç olarak yaşanmaktadır Schiller, 1993), Frankfurt Okulu üyelerinden Marcuse (1990), tüketim kültürünün, bireyleri tüke time dayalı yaşam tarzlarını satın almaya zorlayan "yapay ürettiğini ve bun ların bir toplumsal kontrol şekli olarak sürmektedir. Kitle araçları tarafından sunulan tüketim kültürünün bireyselliği, demokrasiyi ve toplumu tehdit etmesi Frankfurt Okulu'na mensup eleştirel toplum kuramcılarının başlıca noktasını oluşturmaktadır, Frankfurt tarafından yapılan araştırmalarda; gerek reklamcılıkta gerekse medya aracılığıyla üretilen kültür endüstrisinde saptanan standartlar çarpıcı ama bilinen, kolay ama çekici, belli bir beceri ve ustalığın ürünü ama sade özelliklere sahiptir. Hedef, aptal ve olarak nite lendirilen tüketiciye tahakküm edecek güce ulaşmak, onu dize getirmektir Sözü edilen dönemde, tüketim endüstrisi görülmektedir. Boş zamanın satın alınması, boş zamanı satın almanın alışverişten sonra popüler konu olmuştur, Spor tüketimlerinin görüntüleri Tüketim endüstrisi alışverişin farklı biçimlerinin görüntüleri de Postayla yapılan alışverişler, sanal marketler, elektronik alışverişler vb, alışveriş çok fazla söz edilebilir. Tüketimi arttırma yönünde olanak mekânlarda da vardır, Boş zaman geçirmek amacıyla konulu parklar Tüketim ürünlerinin satılmasını sağlayan reklamlar artmakta, ürünlerin biçiminin ve görün tülerinin düzenlenmesinde aşırı bir titizlik görülmektedir (Lury, 29-36; Ritzer, 165), Boş zaman olgusunun tüketim endüstrisi tarafından ele geçirilmesi, kapitalizmin ve onun kâr etme anlayışıyla bağdaşır bir nitelik Çünkü post-fordist topluma geçişi başlatan süreç sadece kültürel bir dönüşüm değil; bununla birlikte, kapitalizmin düştüğü krizden çıkmak amacıyla yapılandırdığı ve kendi bünyesinde oluşturduğu ekonomik dinamiklerle açıklanabilecek bir gelişmedir (Mattelart, 1993). Modern kapitalizm artık, süreçler yerine yabancılaşmış yaşantıların yeniden-üretim süreçlerine yönelmiştir. bireysel düzeyde bazı olumsuz yaşantılara yol açarken ve bu yüzden belli oranda aktif tepkinin ortaya çıkmasına neden olurken; cisi bunları olumlu yaşantılara çevirebilmekte ve bu yüzden de pasif bir bir yol açmaktadır, Böylece, kapitalizm Deleuze ve Guattari'nin vurguladığı gibi, çelişki ve bunalımları sayesinde kendini yenilemekte ve aşmaktadır (Argın, 1992a: 27; Argın, 1998: 89). Kısacası, her şeyi pazarlayan kapitalizm, şimdi artık kendi krizini de pazarlamaktadır, Bir başka deyişle, kapitalizm bir taraftan bunalım üretirken, taraftan da bunlara geçici çözümler Kapitalizm boş zaman süreçlerini sermayeye dönüştürülebilir hale getirdikçe, eşdeyişle, sermaye yeni bir birikim kaynağı haline geldikçe, kapitalizm ve onun kültürü zamanı da en azından çalışma kadar değerli bir yaşam alanı olarak görmeye başlamıştır (Argın, 1992b: 36), Kapitalizm, tüm toplumsal yaşam alanlarının yaygın bir biçimde birlikte ortaya çıkan yoğun birikim rejimi döneminde, emek süreçlerinden, emeğin yeniden üretim süreçlerine doğru Aslında bu durum, kapitalizmin başlatmış olduğu zamanın sürecinin yeni bir evresi olarak görülebilir, Bu evrede, boş zaman ekonomik perspektiften giderek artan oranda bir meta olarak görülmeye başlanmıştır, Günümüzde, donanımlar gerektiren birçok boş zaman etkinliği, tüketicilerin sadece parası aynı anda zamanı de rekabet halinde olan boş ve kültür endüstrileri tarafından (Goaverts, Bir başka deyişle, kapitalizm artık, şeyden önce kendi ekonomik çıkarları nedeniyle herkes daha fazla boş noktasındadır, Ancak yine aynı nedenlerle, bu zamanı boş bırakmaya da niyetli Bugün kapitalist sistemin temel hedeflerinden biri, toplumsal mücadeleler doğrudan teknolojik lemeler yoluyla yaratılmış olsun her türlü boş zamanı ele Günümüz boş zaman süreçlerinin altına alınmasının, ekonomik ve siyasal olmak üzere aslında geçmiş temel anlamı olduğunu vurgu layan Argın'a 36) göre ekonomik açıdan boş zaman, kapitalizmin kesinlikle bir zaman dilimidir. Birinci olarak, ekonomi günümüzde tüketime her zamankinden daha fazla duymakta ve tüketim de daha serbest zamana sahip olmasını gerektiren bir yaşam tarzı yaratmaktadır, Ya metaları satın almak ve tüketmek ya da sadece seyretmek boş zamana tadır. olarak yaratılan her toplumsal boş zaman, ekonominin özellikle hizmet ve sektörüne ve bunu kitle araçlarına yeni kazanç alanları Siyasal açıdan boş zaman süreçleri kitleleri her türlü toplumsal sorun karşısında kayıtsızlaştırmanın, apolitikleştirmenin ve süreçlerinin bir siyasal davranış modeli üretme yönünde en önemli ve etkili araçlardan biri olarak görülmekte dir (Argın, 36; Schiller, Bu anlamda, birçok boş zaman toplumsal katılımdan çok, bir kaçış yolu haline gelmektedir. Özetle, boş zamanın ekonomik ve siyasal anlamı, birbirlerini karşılıklı olarak üreten bir yapı ortaya çıkmaktadır. Öte yandan tüketici kapitalizmi, dünyevi (VVeber, öneren geçmişine karşı çıkarak, bugün artık, tüketimi bir yaşam tarzı olarak önermektedir. dünya nimetlerinden el etek çekip, gelecek kuşakların refahı çalışmayı en yüce erdem olarak sunan kapitalizmin bugünkü sloganı, zevkleri ve konfor"dur. Kapitalizm artık, yakalamayı", bir başka deyişle, piyasaya sunulan meta lar arzu duymayı ve elde etmeyi önermektedir (Argın, 36-37), Kapitalizmin erken dönemlerine ait olan katı "çalışma ahlakı" zorunlu onun tek ve alternatifsiz yaklaşımı olarak görülmemelidir. Bir başka deyişle, çalışmanın faydacı boş zamanın varoluşsal uzlaştırmaya çalışan, hatta giderek cileri daha fazla vurgulayan yeni bir esnek "çalışma kapitalizm bir düşünmek günümüz koşulları açısından yanıltıcıdır, Çünkü, mevcut kapitalizmin artık, eski "çalışma ahlakı" yaklaşımıyla egemenliğini sürdürme şansı kalmamıştır (Argın, 36), (1999a: 52) da zaten, fordizmden post-fordizme geçişi "çalışma "tüketim geçiş olarak yorumlamaktadır, (1999a: 133-134) göre, kapitalizmin yeni endüstriyel örgütlenmesi ve buna eşlik eden politikalar, "yeni ortaya çıkarmıştır, Endüstri alanında kullanılan teknolojiler sayesinde emek arzının düşmesinin yol açtığı emeğin örgütsüz olmasının ücretler üzerindeki olumsuz etkisi, gelişmiş ülke coğrafi sınırları aşarak yatırımlarını özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki ucuz yöneltmeleri, sosyal refah devleti uygulamalarının kaldırılarak sağlık, eğitim vb. hizmetlerin özelleştirilmesi gibi politikalar toplumlardaki sınıflararası uçu rumun büyümesine neden olmuştur. Bu durum tüketim kültürü tarafından sunulan ürünleri "(sadece) arzulayanla, arzularını doyuran arasındaki uçurumu derinleştirmekte dir. Arzularını doyuramayanlar da her gün, arzularını doyuranların göz kamaştırıcı manzaraya bırakılmaktadır" (Bauman, 60). Bugünün tüketim toplumlarında medya kanalları, oluşturulan tüketim kültürünün geniş aktarılmasında önemli unsurların başında gelmektedir, Tüketim kültürünün yayılmasını sağlayan pek çok yeni oluşum söz konusu olmakla birlikte, medya, tüketim en temel yaratıcısı konumundadır (Schiller, Konyar, 2000: 25). Baudrillard geç kapitalist toplumda, elektronik kitle araçlarının oynadıkları role dikkat çekmektedir. Televizyon, gerçeklik duygusunu tehdit eden bir ve enformasyon üretmektedir. Anlamlandırma kültürünün zaferi, göstergelerin ve dallanıp budaklanmasının gerçek ve hayali arasındaki ayırımı bir dünyasına yol açmaktadır. göre bu durum, her yerde, estetik bir gerçeklik sanrısında yaşamakta anlamına gelmektedir. "Toplumsalın ölümü, yitirilişi, duyulan bir nostaljiye neden olmaktadır: Gerçek gerçek gerçek seksten büyülenme ve vahim bir şekilde bunların peşinden koşma" (Featherstone, Benzer şekilde, Gianni Vattimo da günümüzde ve dünyasının, kitle araçlarının fantazmagoryasının hüküm sürdüğünü ve dünyanın çoğalmasının "gerçeklik duygumuzu" yitirmemize neden olduğunu söylemektedir. göre yitirilmesi ve gerçeklik erozyona uğraması post-modern dünyayı belir leyici özelliklerdir 195). Robins'e göre bu durum, modern dünyanın şok edici ve yıpratıcı kaçıp bir yerlere sığınma arzusunu yansıtmaktadır, Robins leştirilenin, "medya tüketimiyle ve özellikle televizyon program türleriyle gerçek açısından sanal bir gerçeklik olduğunu Sanal eğlence ve gerilimi, rahatlık ve güvenlik biraraya getirmesinden Bu zevk, tüketimle ortak yüzeyde olmanın, le karşılıklı etkileşim olmanın zevkidir. Bir anlamda, sınırsız tüketimin zevkidir. Günümüzde medya bu anlamda göstergelerin tüketilmesine yönelik öncü rolü üstlenirken; tüketime sunulan ürünlerin gerçek çok sosyal bir taşıyor gibi gözükmesine, bir simülasyon gösterilmesine yol açmaktadır. Artık, ürünler farklı bir zaman ve mekân boyutunu simgeler hale gelmiştir. Üretilen ürünlerin çok ve bi reye yönelik farklılığı getirmeleri karşısında, seçim yapmanın hale gelmesi de söz konusudur. Ürünlerin seçimi, bir yaşam tarzı haline getirilmekte ve seçkin bir yaşam tarzı sürekli vurgulanmaktadır (Lury, 29-36). Yapılan pek çok hemen hemen bütün toplumlarda, boş zaman etkinliklerinin artan bir biçimde "ev merkezli" hale ve başta televizyon olmak üzere medyanın güdümüne girdiğini göstermektedir. Kapitalizmin böylece boş zamanlarında evde oturup, ellerindeki alet kanalı seçme olanağı sunarak, "uzaktan kumandalı bir özgürlük alanı" yaratmış söz edilebilir. Bu nedenle, günümüzde kapitalizme karşı mücadele, emek süreçlerinin radikal eleştirisi kadar, belki de daha fazla "boş zaman" süreçlerinin ve tüketim kültürünün radikal eleştirisini de mek zorundadır. Dolayısıyla eleştirel kuram, kapitalizmin boşaltarak kendi kültürel hegemonyasını kurduğu ya da kurmaya çalıştığı süreçlerine, alternatif ola bilecek "serbest zaman" süreçleri tasarlamak (Argın, 1992a: 27-28). Öte yandan, medyanın güçlü bir örgütlenme topluma girdiği ve geleneksel kültüre göre çok daha etkin bir yapılanma bulunduğu düşünülürse, tüketim ve kabulünün kitleler tarafından denli kolay ve çabuk olacağı görülmektedir. Bu kültürün temelinde, bireysel yeteneklerin serbestçe gelişmesi, geliştir ilmesi, kişisel tercih ortamının yaratılması gibi sürekli bireyi yücelten söylemler vardır. Bu söylemlerin gerisinde yatan olgu kitlelerin satın aldıkları ürünlerin arkasında gösterilen sembollere, olduğu varsayılan değerlere ya da bu ürünle birlikte oluşturulan kimliklere bağımlı hale getirmektir 155). Tüketim sahip yaşamın olumlu yanlarından biri olmasına karşın, günümüz modern toplumlarında bu durum, tüketimde geri kalmamanın, ve başarının ölçütü olarak kullanılmaktadır. Böylece, yönlendirilmiş tüketime açılma daha mutlu, daha eşit ve daha özgür bir toplum yaşamının oluşturulabilmesi amacıyla kullanılamamaktadır. Aksine modern toplumlarda tüketim, siyasal yaşama etkin bireyler olarak katılabilme kültürel alanda zenginleşmeyi engelleyen bir araç olarak olanı tüketimin bu yeni anlamının bireyin çalışma ve tüketim çemberinden kurtulamamasına, bir başka deyişle, tükettiği ölçüde yabancılaşmış çalışma koşullan altında çalışmasına yol açmasıdır (Aydoğan, 2000b: eskiden boş zamanlarında bile sorunlarını düşünürken; günümüzde özel likle gelişmiş kapitalist toplumlarda, çalışırken bile boş zamanlarında kendilerine sunulan olanakların hayalini kurar olmuşlardır (Argın, 27), Bununla birlikte, tüketim mallarına sahip olma durumu dayanışma kırıcı ve (Baudrillard, 1997: 96), Tüketim toplumunda bireycilik, kendi kendilerine yeterli olabilecekleri ve olmaları gerektiği mitini güçlendirmektedir, sadece kendine güvenmelidir, Bu durum her zaman koşulların dışında kalmaya zorlamaktadır (Leadbeater, Günümüzde üretim tüketim eylemi arasında dikkate değer bir farklılık bulunmaktadır, Üretim kolektif bir çaba olup, üreticilerin ve eylemcilerin koordiTüketim tamamen bireysel, her zaman özel ve hiç de ortak olmayan bir duyum olan arzuyu dindirerek ve tahrik ederek yerine getirilen bir faaliyettir 1999a: 49). Tüketim kültürü artık, boyu sürecekleri kolektif bir projenin parçası olma ya da peşinde koşmak yerine; kısa dönemli bir tür hesaplı hedonizm avan tajından yararlanma peşinde koştukları, görece sığ bir dünyanın verilmesi söz konusu olmaktadır" 1995: 102), biricik yaşam tarzı olarak önererek narsist bir kışkırtan tüketim kültürü, toplumsal sınıfların yapısal temellerini yok edememiştir. Ancak, gündelik yaşamlarını ve kendilerini algılayış biçimlerini önemli ölçüde değiştirmiştir, Doğal olarak bu durum, sorunlarını merkezli olmaktan çıkararak, çok daha geniş bir toplumsal alana Bu konuda, kitle araçları merkezi bir rol oyna maktadır, Günümüzde küreselleşen medya ve reklamcılık sektörleri, tüketim kültürünün en etkin aktarıcısı Medya kurumları küreselleştikçe ve medya mülkiyetinde artan yoğunlaşma küresel sermayeye dayandıkça, medya olarak çokuluslu ser mayenin çıkarlarını yeniden üreten bir yayıncılık anlayışına yönelmiştir. Morley ve Robins küresel medya şirketleri ulusal toplulukların eski sınırlarının ve engellerinin yıkılmasının zorunlu olduğunu belirterek; görsel-işitsel alanların, uluslararası tüketim kültürünün daha küresel temelinde yeniden düzenlendiğini belirtmektedir. Ne var ki, Morley ve göre, uluslararası şirketler bir ülkenin tama men yok edemeyeceklerini bildikleri yerel ve özgün olandan seslenir. Dolayısıyla, küreselleşme olgusu, tüketim kültürünün Batı dışı toplumlarda hızla yaygınlaşmasına ve "yerel" eklemlenerek benimsenmesine neden olmuştur. (2002) gelişmekte olan ülkelerde, tüketim kültürünün "Batılılaşma", "çağdaşlaşma" gibi değerlerle sunul duğunu ve bu şekilde etmektedir. Yoo (2003: da, Güney Kore'de tüketim kültürüyle gelen yaşam tarzlarının Konfüçyusculuk değerlerinden çok, yaşam tarzlarını sunduğunu belirtmektedir. Çin'de, kentlerde Batı tarzı lüks tüketiminin hızla artış vurgulamaktadır (Sklair, aktaran Erol, 2004: 48). Özetle, Batı dışı toplumlardaki tüketim kültürünün ve onun tarzlarının yaygınlaşmasında, daha önce gibi, küresel medya şirketleri ve küresel ser mayeye eklemlenmiş yerel sermayelerin sahip oldukları kitle araçlarının önemli bir yeniden üretim rolüne sahip olduğu düşünülmektedir. 6. Türkiye'de Tüketim Kültürü ve Yaşam Tarzlarının Medyadaki Yansımaları Türkiye'de bugünkü medya ortamı, magazinleşen söylemiyle ve sürekli olarak tüketime yönlendiren bir çerçeve sunmaktadır. Tüketimi kültürel dizgelere otur tan kitle araçları, kendi kültürünün de tüketime bağlı olarak kavranmasını mümkün kılmada önemli bir role sahiptir. Büyük çoğunluğunun, varlığını tüketim kültürü dizgelerine borçlu kitle araçları, ekonominin genel ekseninde hareket etmeyi tercih etmektedir. Medyanın bu anlamda misyon, magazinleşen program önplana çıkarılan reklamlar aracılığıyla ürün müşteriyi buluşturarak, sermaye sahibine satış sağlamaktır. Kitle alanında yaşanan mülkiyet yoğunlaşması, tekelleşme ve ticarileşme medyanın toplumdaki yeri açısından yeni sorgulamaları da beraberinde getirmiştir. Kaya'ya 28) göre, kitle alanında yaşanan ticarileşme süreci, bir taraftan "sansasyonalizm" olarak adlandırılan olguyu pekiştirirken; yandan da medya ortamında zaten varolan magazinleşme olgusunun yaygınlaşmasına neden olmuştur. Bu durum da doğal olarak, medyanın "kamusal yarar", "toplumsal sorumluluk" anlayışı ve "gazetecilik meslek önemli tartışmaların yol açmıştır. Kapitalizmin temel dinamikleri göz önünde ekonomik açıdan boş zaman, kapitalizmin kesinlikle vazgeçemeyeceği bir zaman dilimi haline gelmiştir. Siyasal açıdan boş zaman süreci, kitleleri her türlü toplumsal sorun karşısında ve süreçlerinin yaşandığı bir siyasal davranış modeli üretme yönünde en önemli ve etkili araçlardan biri olarak görülmektedir (Argın, 1992b: 36; 30-31). Bu çerçevede, birçok boş zaman toplumsal katılımdan çok, bir kaçış yolu haline Kısacası, boş zamanın ekonomik ve siyasal anlamı birbirlerini karşılıklı olarak üreten bir yapı ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda kapitalist sistem, kendi özendirme mekanizmalarını kullanarak, krize düşmeden gelişmesini sürdürebilmek ve belli zamanlarda yaşadığı çelişkilerden kurtula bilmek tüketim kalıplarını etkileyerek gündelik yaşam üzerinde sürekli bir değişim yaratmaya çalışmıştır (Tekeli, 2000: 56-57), Tüketim olgusunun bir yaşam tarzına dönüşmesinde ve yeni yaşam tarzlarının "geç ka pitalizmin kültürel mantığı" çerçevesinde bireylere sunulmasında kitle araçları merkezi bir rol Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde medya geniş kitleler mümkün olduğunca tüketici olmaya edilmekte ve tüketim alışkanlıkları kazandırılmaktadır. Medyanın buradaki temel amacı, temel gereksinimlerini karşılayacak ürünleri sağlamaktan öte; onlara tüketim ürünleri birlikte verilen le kimlikler sunmak ve bu yapay kimliklerin satın alınmasını sağlamaktır. Betz'e göre medya, özellikle orta ve yeni orta-üst sınıfa yönelik yayınlarında yer verdikleri yıldızların ya da yıldızlaşma yolunda çaba harcayan kişilerin (şarkıcılar, manken ler, artistler, futbolcular vb.) tüketime yönelik yaşam tarzlarının sunumuyla, tüketim kültürünü teşvik etmektedir. Kaldı ki, ticari medya, bir tüketici/müşteri gibi görme eğiliminde başka alanlarda tüketim değerlerini benimseme fırsatı bulamamış olan medya karşısında bu şansı Türkiye'deki bir yandan kültürel açıdan dünya uyum sağlarken; diğer yandan yaşadığı mekânlar, kazandığı para, çalıştığı ve tükete bildiği mallar açısından bu kadar esnek ve zengin bir dünyanın (Aksoy, 1993: 14). Türkiye'deki medya ortamına ve tüketim kültürüne yönelik motifler sadece reklamlar aracılığıyla değil, çapraz tekelleşme sonucunda birbirine benzeşen popüler televizyon yazılı basın yayıncılığı aracılığıyla da kitlelere aktarılmak tadır. Popüler yayıncılık anlayışını benimsemiş medya homojenleşme ve magazinleşmenin en önemli nedenlerinden biri, çapraz promosyona veren ve kâr maksimizasyonunu öncelikli hedef kılan medya mülkiyetine yeni sahiplik yapısıdır, Medya ortamını şekillendiren bu tablo, kapitalist kültürü toplumda etkin hale getirmekte ve medya yaşanan magazinleşme eğilimlerinin gösterenlerini de Bu durum hem toplumsal sorunlara olan kayıtsızlığını, bir başka deyişle, katılımının azalmasını gündeme getirmekte hem de toplumsal sorumluluk ve kamu yararı nosyonunu gereğince yerine getirip/getirmediği yönünde bir tartışmaya yol açmaktadır. Bu bağlamda haftalık ve aylık magazin dergileri, tirajı yüksek gazetelerin hafta sonlarında olarak yayımladıkları ücret satışa sunulan magazin ekleri, habere benzer özellikler taşıyan ve hatta haber kavramı bu tür dahil edilebilecek tartışma ve aktüalite programları, reality showlar ve paparazzi programları belli konuları gündemde tutmaları, tartışma biçimlerini kurma ve sınırlandırmaları, hangi tür davranışların suç ve kültürel olarak sorunlu davranışlar olduğuna getirdikleri tanımlama biçimleri siyasi kültür ele alınabilecek metinlere dönüşmektedir 14), Türkiye'de bürokratik mekanizmaların haberdan yansıdığı TRT'nin yayıncılık anlayışının karşısına yeni tür ve kanalları, kadar bütün programlara çıkan ticari televizyon edildiğinin aksine çoğulcu ve demokratik bir alterhatif yayıncılığı oluştura Pek çok Amerikan televizyonundan alınarak yerelleştirilen soap opera, real ity show, (durum komedileri) vb. formatlar kültürel çeşitlenmenin değil, egemen tüketim kültürünün ve yaşam tarzlarının yeniden üretilmesinin araçları olmuşlardır (Adaklı, Ayrıca, kavramı genişletilerek ve ekonomik çıkarlarla bütünleşen siyasal söylemler sorgulanmaya başlandığında reklamlardan magazin dergilerine, pembe ve polisiye dizilerden yarışmalardan paparazzi programlarına uzanan farklı medya toplumsal yeniden kurulduğu ve egemen söylemlerin önplana çıktığı gözlemlenmektedir. Sözü edilen bu programlar ve reklamlar, bir yandan tüketim kültürü alışkanlıkları konumlandırırken, diğer yandan tüm medya metinlerinde egemen söylemlerin temsili önplana çıkmaktadır. Bu söylemler, kimi zaman modern bir tüketim kültürünün söylemleri; kimi zaman da daha geleneksel ataerkil söylemler Medyanın çoğunlukta olanı temsil ettiği, bu farklılıkları törpüleyip, azınlıkta kalan görüşleri dışlayarak, medyası olmaktan Bir anlamda, medya azınlığın çıkarlarını çoğunluğun çıkarlarına dönüştürürken, çoğunluğu temsil yanılsaması yaratmaktadır 1999: Farklılıklara seslenmek, farklı beğenilere televizyon programlarıyla ya da gazete yönelmek yerine, her program türünde ya da gazete ortak payda mümkün olduğu kadar çok ekran başına çekmek ya da okura gazeteyi satın aldırtmak olmaktadır. Son aşamada belirleyici olan reklam gelirlerini düşürmeme kaygısı taşıyan ticari televizyon kanalları ve gazeteler, varolan tekelleşme ortamının da getirdiği avantajla reklam pastasından alınan payı arttırmaya yönelmektedir. Bu durum, bir yan dan kısa dönem kârlılığı korumak açısından yandan bu tarz bir yayın politikası, pazarda özel bir girişim olarak varlığını meşrulaştıran medyanın uzun dönem çıkarlarına da hizmet etmektedir. Bu sürecin sonunda, medya metinlerinde çeşitlilik ve farklılığın yerine bir benzeşme ve homojenleşme ortaya çıkmaktadır. Benzer programlar, farklı kanallarda hemen hemen aynı zaman diliminde yayınlanırken, benzer haberler de farklı gazetelerin sayfalarında kendilerine yer bulmaktadır. Özetle, 1980'li yıllarla birlikte Türkiye'de -küreselleşme sürecinin de etkisiyle- yaşanan dönüşüm ve yeni sağ politikaların kitle alanındaki yansımaları, medya ekonomi politiği ve medya şekillenmesi üzerinde önemli etkileri olmuştur. Türkiye'de artık, yarar" fikri edilmekte medya büyük bir hızla tüketim ekonomisinin kalıplarına göre küresel düzeyde Bu yeni düzende ciler birer yurttaştan çok, tüketici konumuna Bir başka deyişle, medya, pazar kurallarının gücüne teslim edilirken; kültürel ve birleştirici endişeler yerini, artık, sadi kaygılara bırakmaktadır. 7. Sonuç Tüketim kültürünün kapitalizmin kültürü olduğu, bütün tartışmaların önkabulüdür. Kapitalist sistem, sermaye birikim modeline uygun olarak her dönemde farklı özellikleri barındıran bir tüketim kültürü yaratmıştır. Tüketim kültürünün aşaması olarak değerlendirilen çağdaş kapitalizmin kökenlerinin oluştuğu dönemde, sistem gerekli olan sermaye birikiminin tamamlanması üre timin artışına uygun olarak çerçevesinde bir tüketim, tasarruf ve bir yaşam hâkim olmuştur. Modern dönemin başında tüketim kültürü ve yaşam tarzlarının, temel gereksinimlerinin ötesinde; yaşamları önemli bir rol oynadığı, toplumsal kimlik ve sosyal grubu ayırt etme açısından bir gösterge olarak ortdya gözlemlenmekte dir. Bu dönemde fabrikalarda üretilen mallar orta sınıfın evlerine girmeye başlamış, üst sınıfların yaşam biçimi olan bazı göstergeler, kentli orta sınıfın kendisini göstergelere dönüşmüştür. yıllardaki kapitalist üretim modeli, üretimin standartlaşması, kitlesel üretim ve buna olarak kitlesel tüketimi fordist üretim tarzı olarak belirginlik kazanmıştır. Bu dönemde kitlesel üretim, üretim fazlası tehlikesine karşı sürekli tüketimi yüksek tutmuş ve böylece kitlesel tüketimi yönlendirmiştir. Fordist üretim modeli, zihinsel ve kol emeğini birbirinden ayırmıştır. Fordist dönemde sosyal devlet anlayışı uygulanıp ücretler yüksek tutularak, kitlesel tüke tim Bu dönem, aynı zamanda tüketim geçişe de tedir. Buna paralel olarak da reklamcılığın, kitle etmek araçlarının ve genel olarak endüstrisinin tüketim pazarını geliştirme yönünde kullanıldığı bir dönem olarak önem kazanmıştır. Yirminci yüzyılın birlikte tüketim yapmaktır. amacı gereksinimlerini gidermenin ötesinde kimlikleri, tüketicilik ve daha çok tüketmek üzerine kurul muştur. Reklamı yapılan her tüketim malzemesi alınmasa bile, ona sahip olabilmek çalışılmaktadır. Buradaki güdü gereksinim değil, anlık tatmindir. Bir başka deyişle, arzu ların tatminine yönelik geçici bir çözümdür. Tüketim gerçekleştikten sonra bu anlık/geçi ci tatmin ortadan kalkıp, yeni bir tatmin bu dönemde yeni bir tüketim yapmak, çalışmasının amacını oluşturmaktadır. Post-fordist dönem, eşdeyişle, finans piyasalarının özel hale tüketimin artan biçimde hizmet sektörünün genişlediği, farklı tüketici gruplarına yönelik üretimin gerçekleştirildiği bir evredir. Bu dönemde, küresel eğitim süzgecinden geçmiş, yüksek gelirli yeni orta sınıf şekillenmiş ve bunlar aşırı tüketimi hedefleyen kültürün küreselleşmesi ni sağlayan aktörler olmuştur. Bu dönemde temel gereksinim bir nesneye duyulan Tüketimin, koymak değil, farklılaşma belirlediği bu toplumsal yapıda; kendi farklılıklarını ortaya medya tarafından sunulan göstergeleri ve tüketme yolunu be nimsemektedir, Bir anlamda, tüketim yapma beklentisi, tüketimden daha önemli bir hale gelmiştir. Bu tespit, sadece gelişmiş Batı değil, Türkiye gibi azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki toplumsal yapı ve medya medyanın, tüketim kültürü ve yeni yaşam tarzlarının gin Bu de Türkiye'de sunulması yönünde zen sahip olduğundan söz edilebilir. kapitalist toplumlarda boş zamanın ni karşılıklı olarak üreten bir yapı ve siyasal anlamı, birbirleri ortaya çıkmaktadır diyebiliriz, Yaratılan her toplumsal boş zaman, ekonominin özellikle hizmet ve eğlence sektörüne ve bunu dolayımlayan kitle araçlarına yeni kazanç alanları Siyasal açıdan da, boş zaman süreçleri kitleleri her türlü toplumsal sorun karşısında ve süreçlerinin bir siyasal davranış modeli üretme yönünde önemli ve etkili araçlardan biri olarak görülmektedir. A A 1 Fransızca'da (düşünen gezgin) anlamını taşıyan sözcük, (1993: 81) temel bir kavram ve kalabalıklar yalnız dolaşırken, aynı zamanda çevre düşünce üreten kişi anlamındadır, Flâneur, ayrıca ve kentleşmeye dair eleştirel yazının anahtar figürüdür. Yazındc flâneur, hızla kamusal alanın ve büyüyen on dokuzuncu yüzyıl Avrupa kentlerini dolduranların tipik bir örneği olarak Hayatın gelişme olarak görülen tamamen yeni biçimlerinin temsilcisi olarak da görülebilir 5 5 ) . Kavram hakkında ayrıntılı bilgi bakınız 1993: (VVİlson, 1992: 54-65); (Oskay, 1982: 52-101). 2 Yeni tüketim araçları, Ritzer (2000: tarafından tüketim katedralleri olarak tanımlanmaktadır. Tüketim katedralleri fikri, bu ortamların tüketicileri çekmek büyüyle karakterize edildiği, ancak sürecinin sonucu olarak büyünün bozulmasının her z a m a n varolan bir olasılık vurgu 3 ortaya çıkan tarikatından olanlara adı verilmektedir, Bu bin düşünceye göre, bir Hıristiyan'ın sade ve bir yaşantısı olmalıdır, Öte yandan, Püriten, zenginleşmenin Tanrı Genellikle ve bu öğretinin esinlenen Püritanizm, burjuvazinin oluşmasına ve parlamentoya dayalı rejimlerin ve liberal Protestanlığın gelişmesine katkıda bulunmuştur (Gramsci, 36). 4 Protestan lüksün, tem ve aslında kapitalist girişim ruhunun bir aynasıdır. bu yaklaşım, servet birikimini ve taşımaktadır 1991: 190-191). ve savunulduğu; gerektiren kapitalist sis 5 Tüketim geçişi gösteren çarpıcı örneklerden biri de fuarlarıdır. Bu fuarların başlangıçtaki amacı, zamanın popüler amaçlarla kullanılması gerekli "şeyler"i öğretecek dersler vermekti, Bu der slerle amaçlanan benzeri görülmemiş bu maddi ve entelektüel gelişmenin toplumsal yararlarını kitlelere öğretmekti. başlayarak bu fuarlarda baskın olmaktan çıkmış modern bil imin ve teknolojinin eğlendiriciliğini gösterme çabasına dönüşmüştür. Üretken araçların sergilenmesi, yerini gittikçe artan bir biçimde özendirmeye yönelik bırakmıştır. Böylelikle tüketilecek meta lar, tüketicinin seslenmesi bağlamında onların hayal dünyalarının birer parçası/gösterisi haline gelmiştir 6 Meta fetişizmi, belirli nesnelerin doğa üstü özel güçler ve bu nesnelerin Kapitalist üretim süreci toplumsal nesneler arasındaki biçiminde ortaya çıkmasından ve nesneler olan metaların sanki duyumlar üstü, doğa üstü özellikleri varmış gibi bir bırakmasıdır (Buhr ve Kosing, Bir başka deyişle, emeğinin ürünü olan ların adeta özerk bir nitelik kazanarak bir güç haline gelmesi ve egemen olması; metanın etmesi gerekirken tersine, tanrısal bir nitelik kazanan kendi ürününe eder hale gelmesi; eşyaya kölelik, tapma durumudur (Demir ve Acar, 246). 7 Fordist üretim sürecini tanımlayan kitlesel üretim ve tüketim, ABD'de arasında ortaya çıkmış, Avrupa'da modern kapitalizm önem kazanması yirminci yüzyılın ortalarından önce gerçek leşmemiştir, Bu konuda ayrıntılı bilgi bakınız (Bocock, 30-36). Ayrıca fordist üretim sürecinin ve çevre ülkelerdeki gelişimi hakkında ayrıntılı bilgi bakınız 20-33). 8 Taylorizm ve fordizm, birbirleriyle yakından örgütlenmesi amacı, zanaat bilgisi ni sistematize edip, özgül görevlere dağıtarak emek gücünün en etkili kullanımını Taylorizm, üretim süreçlerini Fordizm Taylor'un kısmen yönetim aracılığıyla yapmak lerini mekanik araçlarla tamamlayarak, becerileri makinelere aktarmayı amaçlar. Dolayısıyla, taylorizm fordizmi öngerektirirken; fordizm de taylorizmi örgütlenmesi tarzlarıdır (Argın, 1992a: Bir başka deyişle, bilimsel organizasyonu olarak da tanımlanabilen veriminin arttırılması ve kâr maksimizasyonunun sağlanması çalışma ve dinlenme saatlerinin, düzeni ve bilimsel ölçütlere göre savunan görüştür (Demir ve Acar, 56). 9 Post-fordist ekonomik üretim sisteminin özellikle sonrasında netleşmeye başlayan önemli ve global ölçekli bazı siyasal ve kültürel sonuçları olmuştur, Bunlardan birisi, kapitalist dünyanın ABD tan çıkarak, çok merkezli bir hale gelmesidir. Bu merkezler; A B D , Avrupa üyeleri, Japonya ve Güney Pasifik ülkeleridir (Özkan, 1991: 24-30). Yeni dünya düzeninin şekillenmesinde önemli rol oynayan bu ülkelerin benimsedikleri bir nokta da şu olmuştur: Yeni dönemin ekonomik zorunlulukları mal ve hizmetler ile sermayenin serbestçe dolaşımını uluslararası kapitalizmin artık sınırlarına, dolayısıyla siyasal bir form olarak büyük ölçüde kalmamıştır 1995). Yeni dünya düzenine son bir özellik yirminci yüzyılın yarısıyla birlikte başlayan, sonra özellikle de "Sosyalist Blok" dağıldıktan sonra hızlanan süreç, dünyanın ekonomik, politik ve kültürel olarak küreselleşme sürecidir 78). 10 Verimlilik, tüketiciye tüketmesi gereken ürünü elde etmenin "kendisine en söylenmesi; öngörülebilirlik, ürün ve hizmetlerin her zaman ve her yerde aynı A KA edilmesi tüketicinin elde ürünün uluslararası standardından emin olarak, güvenle o ürünü satın alabilmesi; ürünlerin miktarı ve sunulan kastedilmektedir. Eşdeyişle, tüketici elde ürüne ne kadar hızlı ve ne miktarda sahip olabilecektir. unsuru ine teknolojiyi geçirerek yapılan tüketimin eksiksiz yapılabilmesi uygulanan Bu konuda daha ayrıntılı bilgi bakınız (Ritzer, 1998: 69-178). Bu konudaki ortaklıklara daha ayrıntılı bilgi (Jameson, (Argın, bakınız (Ritzer, 1998: 226-232 ve 12 Post-fordist üretim tarzının temel özelliklerine ve gelişim çizgisine yönelik daha ayrıntılı bilgi 1997: (Murray, 1995: 46-62); (Argın, 1992a: 16-29), 2000); bakınız Kültür endüstrileri, esas olarak kültürel alan etkinlik gösteren kitap, gazete ve dergi film, müzik, televizyon, reklam endüstrileri veya ticari organizasyonlar çerçevesinde sponsorluklar gibi kurumlardan 14 Daha ayrıntılı bilgi bakınız (Goaverts, Serbest zaman (leisure time), zamanın boş kalışı ya da düzenli çalışmadan arta kalan zaman değil; çok çalışmanın ve geçirilen zamanın dışında kalan zamandır, Boş zaman (free time) kazanç getiren çalışma bağlamındaki diğer etkinlikler kadar, serbest zamanı da Serbest sadece bireyin kendisi kendisi adına etkinlikleri alan zamandır (Aydoğan, 2000a: 183). bilimsel literatürde daha çok zaman" kavramı bu araştırmada da serbest zaman kavramı zaman kavramı kullanılması uygun görülmüştür. Campbell (1989), VVeber'in kapitalizmin gelişiminde erken merkezi rolle temel argümanına karşı çıkmaz, ancak VVeber'in (1997) çözümlemesini yeterince sürer. Campbell'e göre, erken Kalvenistler kurtulup kurtulamayacaklarını belirlemelerine yardımcı olacak başarı (zengin olma) duysa da, geç Kalvenistler zevklerinin kanıtını aradılar, Geç Kalvenistler "modayı takip etme ve dolayısıyla lüks mallan heyecanla tüketmeye meraklı hale geldi" (Campbell, 1989: 153). Geç Protestan ahlakı, bilinçsizce olsa da, modern tüketicilik ruhuna yol Campbell bu ruhu, "özerk, kendi hedonizm" olarak tanımladı, Bu hazcı ruh, modern kapitalizm ruhunun yanı sıra; erken Protestanlar'ın de belirgin bir çelişki halindeydi. Ayrıca biryanılsamalar, gündüz düşleri ve akılcı kapitalizmde merkezi bir önem kazanmışken, romantik kapitalizmde öneme sahiptir. Campbell'e göre romantik kapitalizm merkezi önem taşıyan şey tüketimdir. Geç Protestan ahlakına ayrıntılı bilgi bakınız (Campbell, Burada "çapraz kastedilmek bir kültür endüstrisi ürününün yeniden tüketimini çok çeşitli yolların kullanılarak, kâr maksimizasyonunu ya da en fazla kârı elde etm eye dönük faaliyetler dizisidir. Büyük medya gruplarına ait televizyon kanallarının haber programlarında ya da reklam kuşaklarında, yine aynı gruba ait gazetelerin ya da dergilerin reklamları magazinleşen televizyon haber bültenlerinde sunulan bir haberin "detaylarının ertesi günkü gazete ya da magazin türünden anonslara yer verilmektedir. Böylece yeniden tüketim mekanizması, farklı kültürel meta biçimlerinin tüketiminin sağlanması sürekli hale getirilmektedir. A KAYNAKÇA — Adaklı, Gülseren "Yayıncılık Alanında Mülkiyet ve Çelenk ve Ankara: Adaklı, Medya D. Türkiye'de Televizyon Yayıncılığının Dinamikleri. Yayınevi, ss. — Aksoy, Asu (1993). "Türk medyasını anlamak. Bir çerçeve denemesi" — Birikim. 47 (Mart), ss. Sevda (1995). "Temsili Kamuoyu, Kamusal Alan, Kamusal Mekanlar". Yayımlanmamış Doçentlik — Alemdar, Korkmaz ve Fakültesi, Erdoğan (1998). Başlangıcından Günümüze Eleştirel Bir — Ankara: Kamular ve Kamusal Kuram ve Ankara: MY Alice (1991). "Üçüncü Dünyada Sanayileşme". Birikim. Selin Yılmaz-Volkan (28), s s . 20- 33. — Argın, Şükrü (1992a). "Kapitalist toplumda ve kaderi: Fordizmden Birikim. (41), ss. 16-29. — Argın, Şükrü (1992b). "Boş zamanın toplumsal anlamı üzerine notlar", Birikim, (43), ss, — Argın, Şükrü "Tüketicinin Üretimi ve Benlik Promosyonu". Birikim. — Aydoğan, Filiz (2000a), Medya ve Serbest Zaman. — Aydoğan, Filiz (2000b). "Tutumluluk ss. 87-95. Om Tüketim Maltepe Üniversitesi Fakültesi Dergisi. (1), ss. — Baudrillard, Jean Selected Writings. Press. — Baudrillard, Jean (1991), Sessiz Yığınların Gölgesinde ya da Toplumsalın Sonu. Ayrıntı — Baudrillard, Jean Amerika. Ayrıntı — Baudrillard, Jean (1997). Tüketim Toplumu. — Bauman, Keskin. (1999a), Çalışma, ve yeni yoksullar. — Bauman, Zygmunt (1999b). Küreselleşme, Toplumsal Çev. Ayrıntı Yayınları. Ümit Sarmal Abdullah Yılmaz, Ayrıntı Yayınları. — Bauman, Zygmunt (2000). — (1993). Pasajlar. — Betz, — — ve Türkmen. Ahmet Cemal. (1992). Bocock, Tüketim. — Bourdieu, Pierre (1984), Yapı Kredi and the Middle (1995). "Yeni Giysi, Aydınlatılmış Vitrin". Ayrıntı Olcay Culture and (5), ss. 103-105. Kutluk. Ankara: Dost A of the of Richard Nice, York: Routledge and Kegan Paul. — Buhr, Manfred ve Alfred Kosing (1999), Bilimsel Felsefe Veysi Bildik, (2. Baskı), Toplumsal Dönüşüm — Campbell, The — Chaney, David (1999). Yaşam — Davidson, (1992), The Ethic and the Spirit of Modern Oxford: Basil Blackwell. Kutluk. Ankara: Dost Yayınları. Manifesto Times. Routledge. Demir, Ömer ve Mustafa Acar (1976). Sosyal Bilimler Sözlüğü. of Ağaç Yayıncılık. USA: Featherstone, Mike (1996), ve Tüketim Kültürü. Fiske, John (1989), Mehmet Küçük. Ayrıntı the Popular, USA, Boston: Goaverts, France (1989). Trends, and (Der.) A. Antonio (1997), Hapishane Defterleri. ve Martin Jacques Zamanlar. ve K. A Comperative Analysis of Free Time. London: (1995). Adnan David (1997). (Der.) Ayrıntı Yayınları, ss, ve Martin Jacques, Yeni Abdullah Durumu. David Yeni Abdullah Yılmaz, (1995). "Yeni Zamanların Anlamı", Çehresi, Belge Zamanlar. Yeni Zamanlar Politikanın Değişen Çehresi, Politikanın (3, Ayrıntı Yayınları, ss. Sungur Metis Theory and the Modern State. Cambridge: Polity Press. David (1995). Çöküşü". Politikanın Değişen Çehresi. Huberman, Stuart Abdullah Ayrıntı Yayınları, ss, (1991). Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla, Ayşe (1999). "Medya, Dil, ve Martin Jacques. Yeni Zamanlar, Sorunu: Murat Belge. Çalışmalarında Medya ve Siyaset Nasıl (3), ss. 13-36. Jameson, Fredric (1983). and consumer Essays on Culture. (Der.) Hal Jameson, Fredric (1990). "Postmodernizm ya da Geç Kapitalizmin Kültürel Zeka, Postmodernizm. (Der.) Erksan. Jay, Martin (1989), Diyalektik Oskay. Kaya, Raşit (1999). "Medya, Toplum, Siyaset". Kurumlar. The Washington: Bay Press. Kıyı Yayınları, ss. 59- Ara (Der.) Korkmaz Alemdar. Medya Gücü ve Demokratik Afa Yayıncılık ve TÜSES Vakfı, ss. 23-32, Douglas (1991). "Reklam ve Tüketim Kültürü", Devrimi ve Efsanesi. (Der. ve Yusuf Kaplan. Enformasyon Rey Yayınları, ss, Kellner, Douglas (1992), "Popular Culture and the Construction of Lash and Jonathan Friedman. Modernity and Oxford and Cambridge: Basil Blackwell, s s . 141-177, Konyar, Hürriyet (2000). "Tüketim Kültürünün Lafargue, Paul (1992). Tembellik Hakkı. Leadbeater, Charlie (1995). 1990'larda Politikanın Willam, Stephen and of Lury, Yeni Toplumsal Kimlikler". Vedat Günyol. Kişiye", Çehresi. ve (Der.) Scott (6), ss. Yayınları. (Der.) Stuart Abdullah ve Martin Jacques. Yeni Zamanlar. Ayrıntı Yayınları, ss. Shally (1990). Social Advertising, Persons, Products London: Routledge. Consumer Culture. Cambridge: Polity Press. Lyon, David (1994). Marcuse, Herbert (2. London: Tek Boyutlu Press. Toplumunun Üzerine Aziz Marx, Felsefe Yazıları. (1993). Marx, Murat Belge. Ankara: V Yayınları. El Yazmaları, Kenan Ankara: Sol ve Friedrich Engels (1999). Alman (Feurbach). Sevim Belli. (4, Baskı), Ankara: Sol Yayınları, Marx, Kari (Der.) Barışta Kenan Somer, Ahmet Sevim Belli Ankara: Sol Multinational Corporations and the Control of Culture. Sussex: Harvester Press, Morley, David ve Kevin Robins (1995), Kimlik Ayrıntı Yayınları, Murray, Robin (1995), "Fordizm ve (Der.) Stuart Politikanın Değişen Çehresi. Oskay, Abdullah Yılmaz. ve Martin Jacques. Yeni Zamanlar, Ayrıntı Yayınları, ss. 46-62. (1982), XIX. Yüzyıldan Günümüze Kitle Kültürel Ankara: Siyasal Bilgiler Üniversitesi Yayınları, No: 495. Oskay, "Popüler Kültürün Toplumsal Ortamı ve Alemdar ve Kaya. Kitle Özkan, (1991). " K u z e y i n Yeni Düzeni". Birikim. (27 J. M. ve Üzerine". (Der.) Korkmaz Temel Yaklaşımlar. Ankara: Savaş Yayınları, ss. 163-206. Temmuz), ss. 24-30. (1984). The Second New York: Basic B o k s " , Nadir (1999). "Fordizm, Postfordizm ve Ötesi". Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1 (1): 134-153, s, Ritzer, George (1998). Toplumun McDonaldlaştırılması. ine Bir Şen Süer Kaya, Toplum Yaşamının Ayrıntı Ritzer, George (2000). Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek. Robins, Kevin Görmenin Kültür ve Şen Süer Kaya. Liberalizm, Devlet, Hegemonya. Schiller, (1993). Zihin Yönlendirenler, Sklair, Leslie Consumerism ve Türk Cevdet Cerit. Pınar John Hopkins University Press. of Consumerism Urban China". (Ed.) Washington, Ayrıntı Yayınları, Everest Yayınları. Sociology of the Global System. Baltimore: The "Sklair, Leslie (1997). "The R. Neva, Frank and the ve David P r e s " , Erol, Devrim Deniz (2004). Ekleriyle Sunulan Yaşam Ayrıntı Nurçay Sarıbay, Ali Yaşar (2002). "Postmodern Kapitalizm Olarak (Der.) Fuat Karakteri Üzer of The Consumer Türk Medyasında Yazılı Basın Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Slater, Don Storey, John Consumer Culture and (2000), Popüler Kültür Cambridge: Kuram ve Press, Koray Yayınları, (1999). "Fordizm, Postfordizm ve Ötesi". Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi. 1 (1), ss, 134-153. Şayian, Gencay Tekeli, Küreselleşme ve Devletin Yeni (2000). "Tarih Yazımında Gündelik Yaşam Ankara: Kavramsal Çerçevesi Nasıl (Der.) Zeynel Abidin Kızılyaprak. Tarih Yazımında Yeni Yaklaşımlar. Küreselleşme ve Yerelleşme. Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, ss. 42-60. John "Örgütlü Kapitalizmin Sonu", Politikanın Çehresi. (Der.) Stuart Abdullah Yılmaz. VVeber, Max (1997). Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu. (1991). Yoo, Dongju (2003). Kültür ve Zeldin, Theodore Yeni Zamanlar. Ayrıntı Yayınları, ss. Zeynep of Mass Consumption". Schudson. Rethinking Popular Culture. VVİlson, Elizabeth ve Martin Californla (Der.) Chandra Mukerji ve Press, ss. "Görünmez Flâneur". Birikim. (43), ss. 54-65. Confucianism to Consumerism: Food and Contemporary ss. 47-74. Mahrem Tarihi, Elif Ayrıntı Yayınları.