14 - KadıköyŞifa Sağlık Grubu
Transkript
14 - KadıköyŞifa Sağlık Grubu
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 İçindekiler 06 04 IVF Üreme sağlığınızın değerlendirilmesi... 20 GENEL CERRAHİ Fazla kilolarınızdan kurtularak... 32 KLİNİK PSİKOLOJİ Engelli bir çocuğa sahip olmak... 40 GÖĞÜS HASTALIKLARI Bahar alerjisi ile ilgili en önemli sorular... KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM Geç de olsa anne olmak 08 BİZDEN HABERLER KadıköyŞifa blog anneleri ile... 24 26 PEDAGIJİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI Çocuğunuz çok mu kaygılı? Anne sütü bebekleri ishalden koruyor. 34 36 NÖROLOJİ DERMATOLOJİ MS’te bilgi kirliliği korkutuyor Güneş koruyucusu nasıl seçilmeli? 42 48 BESLENME VE DİYET KİTAP Çocuğunuzun ne kadar sıvı ihtiyacı... Kurucumuz DR. AHMET EMİNOĞLU Bülteni Hazırlayanlar AYŞEN ÖZKUL Pazarlama Müdürü Yönetim Kurulu Başkanı LEVENT EMİNOĞLU FARUK GÜR Görsel İletişim Sorumlusu İcra Kurulu Başkanı BUKET PİLAVCI SEDA EVRAN Kurumsal İletişim Sorumlusu Yeni çıkanlar, en çok okunanlar İletişim Bilgileri Işıklar Cad. No: 31 Ataşehir, İstanbul 444 2 574 www.kadikoysifa.com [email protected] 2 14 KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM Doğum yöntemini belirlerken... 30 ÜROLOJİ HPV Virüsünden korunmanın en etkin... 38 PSİKİYATRİ Masum görünen takıntılarınız hastalık... 50 İNSAN KAYNAKLARI Yangın Eğitimi Baskı Form-Ar Matbaacılık ve Ambalaj San. Tel: 0212 512 16 31 Canından daha öte gördüğü bir varlığı; koşulsuz sevebilmek gerçekten olağanüstü bir duygu. Anne olmayı isteyen her kadın; bu güzel beklentiyle hareket eder kuşkusuz. Ancak bu süreç bazı zorunluluklar nedeniyle ertenebiliyor ve sırf bu yüzden de çocuk sahibi olamama riski ile karşı karşıya kalınabiliyor. Çünkü doğurganlık, kişiden kişiye değişkenlik gösteren bir oran. Yeni yasal zemin ve yeni metodlarla çok daha geç veya düşük olasılıklarda dahi bu oranı yükseltebilen uzmanlar; bu konuda artık anne adaylarının daha çok pozitif sonuçlara ulaşmasını sağlayabiliyor. Bizler ise; her zaman olduğu gibi, tüm tıbbi gelişmeleri, bilimsellik ve sosyal fayda çerçevesinde kalarak hastalarımıza yansıtma amacında olacağız. Buket Pilavcı İcra Kurulu Başkanı 3 IVF BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 ÜREME SAĞLIĞINIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ SİZE DOĞURGANLIĞINIZI ZAMANLAMA ŞANSI SAĞLAYACAKTIR. İnsanoğlunun en önemli içgüdüsü üreme ve nesillerinin devamını sağlamaktır. Modern toplumlarda uzayan hayat süresi, bireylerin kariyer planlamaları ve evlenme yaşının ileriye alınmasına neden olmuştur. Erkeklerde ergenlik dönemi ile başlayan üreme yetisi ölünceye kadar sürebilmekte oysa kadınlarda bu süre ergenlik ve menapoz arasındaki 25-30 sene ile sınırlanmaktadır. Özellikle tüp bebek tedavilerinin tanım ve uygulamaları sonrası üreme sağlığı ile ilgili farkındalık artmaya başlamıştır. Üreme sağlığının zamanında değerlendirilmesi; Kişilere özel doğum kontrol yöntemlerinin belki de gereksiz kullanılması ya da, üremeyi sağlayan erkek ve dişi üreme hücrelerinin doğurganlık planına uygun ileri zamanlarda kullanılmasına yönelik saklanması anlamına gelmektedir. Bireylerin 25-30 sene ile sınırlı bu dönem ise bu şekilde sağlıklı biçimde kendi kontrollerinde olmasını sağlamaktadır. Tüm dünyada uygulanan ve kadınların üreme şansının ileri yaşlara taşınmasını sağlayan “oosit (yumurta) dondurma” yöntemi sayesinde şimdi ileri yaşlarda da sağlıklı doğurganlık dönemi başlıyor. Bu güne kadar sadece yumurtalıkların alınması ya da kanser ve benzeri hastalıklarda kullanılan tedavilerin hem erkek hem de kadın üreme hücrelerinin yok olmasına neden olduğu durumlarda saklanabilen yumurta hücreleri artık yumurta sayısının azalacağı durumlarda da saklanabilmektedir. 10 Eylül 2014 tarihinde yayınlanan son tüp bebek yönetmeliği ile oosit dondurma yöntemi, hücrelerin canlılığına zarar vermeden yumurta hücrelerinin sağlıklı şekilde saklanabilmesini sağlamaktadır. Sağlıklı üreme konusundaki gelişmeleri değerlendiren KadıköyŞifa Hastanesi Yardımcı Üreme Teknikleri Direktörü Dr. Engin Enginsu “Kadın ve erkeklerde üremeye yönelik fonksiyonların ölçülebilir olması ve tıbbi olarak bu konuda karşılaşılabilecek sorunların çözülebilir hale gelmesi ile önem kazanmaya başlayan üreme sağlığı konusunda tüm dünya gibi Türkiye’de de önemli adımlar atılıyor. Son yıllarda üreme hücreleri ya da embriyolarda uygulanmaya başlanan hızlı dondurma (vitrifikasyon) yöntemi ile artık yumurta hücrelerinin üreme fonksiyonlarını koruyarak dondurulması ve çözüldüğünde sağlıklı embriyoların gelişmesi mümkün olmuştur. Azalmış yumurta rezervi (yumurtalıklarındaki 4 Tüp Bebek Ünitesi Direktörü Dr. Engin Enginsu yumurta sayısının yaşa göre daha az sayıda olması / azalması) ya da ailesinde erken menopoz hikayesi olan kadınların yumurtalarının evlilik öncesinde dondurulabilmesinin ülkemizde de yasallaşmasının ardından, artık ileri yaşta da sağlıklı doğurganlık mümkün,” dedi. Yumurta saklama işlemi nasıl yapılıyor? Yumurtalıklardaki yumurta hücrelerinin öncelikle olgunlaştırılması gerekiyor. Bu işlem ise tüp bebek uygulamalarındaki gibi yumurtalıkların ilaçlar ile uyarılmasıyla sağlanıyor. Olgunlaştırılan yumurta hücreleri vajinal yoldan yapılan, yumurta toplama işlemi adı verilen hafif anestezi altında ortalama 10 dakika süren bir işlem sonrasında laboratuvara ulaştırılıyor. Yumurta hücreleri daha sonra vitrifikasyon yöntemi ile dondurularak özel saklama tanklarında saklanıyor. TÜP BEBEK MERKEZİ 1997 yılında Anadolu yakasının ilk Tüp Bebek Merkezi olarak açılan KadıköyŞifa Tüp Bebek Merkezi, uzman kadrosu ile hizmet vermektedir. Amacımız çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere gerek tanı gerekse tedavi aşamalarında hasta bazında yaklaşım sağlamaktır. Dr. M. Engin Enginsu 5 KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 35 yaşından sonraki gebelikler için kullanılan bu tanım günümüzde çocuk sahibi olmayı erteleyen kadınların modern zaman hayatında başka önceliklere yer verip sonrasında çocuk sahibi olmak için gayret sarf ettiği bir dönemdir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Op. Dr. Yasemin Yakut KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr Yasemin Yakut, ileri yaş gebeliğini kimlerin tercih ettiğini açıklarken ideal biyolojik doğum yaşının 18-28 arası olduğunu belirterek, 35 yaşından sonra yumurtalık fonksiyonlarının azaldığını ve gebe kalmanın güçleştiğini önemle vurguluyor. Kulağa hoş gelen ama birazda huzursuz eden bir başlık. Yüzyılın getirdikleri ile birlikte, biz kadınların iş hayatında başarılı olması ve bu yolda ilerlemeleri ile başladı her şey…. Üniversite bitsin, bir işe gireyim, ekonomik özgürlüğümü kazanayım, kariyer planlarım derken ……. aaa yıllar çabucak geçmiş. Aile kurmak, bu kutsal kurumun meyvesi olan çocuk sahibi olmak için geç mi kalmışım ? Şu cümleleri de duyar gibiyim ; “Ben çok şanslıyım eşimle üniversite yıllarında tanıştım. 6 Evliliğimiz çok iyi gidiyor. Yıllar akıp gitti. Ancak bugün ailelerin baskısı ile bebek sahibi olmaya karar verdik. Geç mi kalmışız?” Günümüzde çocuk sahibi olmayı erteleyen kadınların ortak nedenleri: *Uzun süren eğitim *Eğitim sonrası iş sahibi olma arayışı *Kariyer planları *Ekonomik kaygılar *Çiftlerden birinin doğacak çocuğun sorumluluğu için kendini hazır hissetmemesi Geç genç anne adaylarının üstesinden gelebiliyoruz hatta bebek sahibi olmak için çiftlere gebeliklerinin zorluklarını bahsederken karamsar bir yardım ediyoruz. tablo ile karşılaşmış olsak ta bu dönemde tıbbi olarak Kadının adetlerinin düzenli olması bebek sahibi olmak için yapabileceklerimizin farkında olmak elbette bizi mutlu ediyor. yeterli değil. Hiçbir şey için geç değildir Erkeğin ejekülatının olması ………..Çünkü ; yeterli ve düzgün spermlerin olduğunun göstergesi değildir. İleri yaş gebeliklerinde anneler yaşam telaşını geride bırakmış Biz bu duruma üreme yetisi oldukları için çocuklarının diyoruz. Bebek sahibi olmak İleri yaş annelerin gebelikgelişimi esnasında , çocukluk için baş vuran infertil çiftlerde lerinde sıkça karşılaştığımız döneminde onunla daha (çocuğu olmayan çiftlerde) sorunlar: dolu dolu ve kaliteli zaman öncelikle yumurtlama • Yaş ilerledikçe görülen Tip geçiriyorlar. İş ve maddi telaş kapasitesi ve spermogram 2Diabet, Gestasyonel Diabet yaparak kadın ve erkeğin üreme olmadan çocuklarına daha • Yüksek tansiyon fazla vakit ayırarak , onların • Ödem , tansiyon yükselmesi fonksiyonlarına bakıyoruz. büyümesini bakıcılara kendi ve idrarda albümin çıkması ebeveynlerine bırakmadan Aslında üreme sağlığında • Düşük yapma olasılığının farkındalığın kırılma noktası tüp birebir üstlenerek topluma yüksek olması • Dış gebelik olasılığının yüksek bebek. Modern yüzyılımızda tüp mutlu nesiller yetiştirmek için sonsuz katkıda bulunuyorlar. bebek ünitelerinde uygulanan olması • Başta Down Sendomu olmak tedavi protokolleri ile infertil üzere anomalili bebek doğurma çiftlerin çocuk sahibi olmasında İleri yaş gebeliklerinde anneler büyük başarılar elde edilmiştir. çocuklarının gelişimi esnasında riskinin artması , çocukluk döneminde onunla • Gebelik sırasında plasenta daha dolu dolu ve kaliteli zaman 10 Eylül 2014 tarihide dediğimiz bebeğin eşine ait geçiriyorlar. İş ve maddi telaşı tüp bebek yönetmeliğinde problemler aşmış oldukları için çocukları ile yapılan değişiklik ile geç • Çoğul gebelik riski birlikte oldukları vakitler çalışan anne adaylarına büyük bir • Bebekte gelişme geriliği ve annelere göre daha fazla oluyor. fırsat verilmiştir. Yumurtlama erken doğum riski kapasitesi düşük olan ve hiç İleri yaş gebeliklerinde doğum, doğurmamış, aile öyküsün de erken menopoz olan, kanser anne , bebek ile ilgili riskler öncüsü hücre tespit edilip artarken doğum hekiminin de yumurtalıkları cerrahi olarak sorumlulukları artıyor elbette. çıkarılacak adaylar, yine meme kanseri gibi kemoterapi İleri yaş gebeliklerin zorluklarından bahsettik ancak ve radyoterapi gerekli olan durumlarda toplanan günümüzde modern tıbbın yumurtaların saklanması bize kattıklarından dolayı biz bahsedilen medikal sorunların ülkemizde yasallaştırılmıştır. Bir kadının gebelik için en ideali 18-28 yaş sınırıdır. 35 yaşından sonra yumurtalık fonksiyonlarının azaldığını ve gebe kalmanın güçleştiğini biliyoruz. İleri yaşlarda gebe kalmak sorun olabileceği gibi , ileri yaş anne gebeliklerinde bebeklerde de doğum anomalileri görülme olasılığı artıyor. 7 BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 8 9 BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 10 11 BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 12 13 KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 DOĞUM YÖNTEMİNİ BELİRLERKEN SEÇME HAKKI ANNENİN... Doğumun, anne-baba adayları ve hatta yakın çevreleri için çok özel ve yaşamlarında ki en güzel deneyimlerden biri olduğunu vurgulayan KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Birgül Karakoç günümüzde gebelik ve doğuma temel yaklaşımın, doğumun fizyolojik bir olay olduğu ve çok az tıbbi girişim gerektirdiği yönünde olduğunu belirtiyor. Doğal doğum, “mümkün olduğu kadar” müdahale edilmeden, kendiliğinden başlayarak yapılan, doğum sonunda anne-bebeğin kesintisiz ten tene temasının sağlandığı doğumlardır. Gereksiz yapılan her türlü müdahalenin doğumun işleyişi ve hormonların salınımı üzerine negatif etkiler yapmaktadır. Doğal Doğum Felsefesi: Doğum, normal, doğal ve sağlıklıdır. Kendi doğum şekline karar vermek her kadının hakkıdır. Müdahaleler sadece gerektiğinde uygulanmalıdır. Doğum tecrübesi anne, baba ve aileyi derinden etkiler. Anne ve bebek arasındaki güven ve bağlanma ilişkisi doğum tecrübesi ile yakından ilgilidir. Kadının doğal dürtüleri doğumu yönlendirir. Kadın ve bebek bunun için gerekli içsel zekaya sahiptir. Doğal doğumun avantajları nelerdir? Vücudunuzun kontrolünü mümkün olduğu kadar fazla elinizde tutmak, doğum sürecine aktif şekilde katılmak ve minimum müdahale olsun istiyorsanız, doğuma doğal, ilaçsız bir yaklaşım Kadın Hastalıkları ve Doğum Op. Dr. Birgül Karakoç •Bebeğin TTN (yenidoğan bebeğin akciğerlerinden su atılamaması) dahil belli bazı solunum problemleri olma olasılığı daha azdır. TTN ciddi bir sorun değildir ve tedaviyle 2 ile 7 gün arasında temizlenir. Prematüre bebeklerde ve sezaryen ile normal zamanında doğan bebeklerde daha çok görülür. •Doğum kanalından geçerken oluşan basınç bebeğin akciğerlerindeki bu •Bu doğum yapmanın daha doğal ekstra sıvının sıkışarak dışarı çıkmasıyoludur. Vücudunuz herhangi bir tıbbi müdahale olmadan vajinal yolla na yardımcı olur. Ayrıca doğal doğum doğum yapmak üzere programlanmış- akciğerlerden sıvıları temizleyen epinefrin hormonunun salgılanmasını tır. Doğum rahim ağzının açılmasıyla başlar ve yeni doğan bebekle biter. tetikler. •Birçok kadın, doğum sırasında yoğun •Vajinal olarak doğan bebeklerde ilerbir güçlenme hissi ve sonrasında da leyen yaşlarda astım, yiyecek alerjileri önemli bir iş başarmış olma hissi du- ve laktoz intoleransı görülme ihtimayar. Acı çekmelerine rağmen çoğu bir linin daha az olduğu bildirilmektedir. Bunun nedeni doğum kanalından sonraki doğumda da ilaçsız doğumu geçerken bebeğin yararlı bakterilere seçeceklerini söyler. maruz kalması olabilir. •Çocuk doğurma deneyimine aktif olarak katılırlar. •İkinci ve sonraki hamileliklerde, do•Vajinal doğum sonrası hastane ğum daha kısa sürebilir ve daha hızlı yatışının daha kısa olmaktadır (Doğum ilerleyebilir. •Vajinal olarak doğum yapan anneler sonrası 24 ile 48 saat hastanede sezaryen yapanlara göre daha çabuk kalırsınız). •Vajinal doğum ile daha hızlı iyileşir ve daha etkili şekilde emzirebilirler. ve daha az doğum sonrası ağrı olur. •Vajinal doğum sonrası hemen besize en iyi uyan yaklaşım olacaktır. Bu yolu seçerseniz, acı ve rahatsızlık olasılığını doğum yapmanın bir parçası olarak kabul etmiş olursunuz. Ancak doğru hazırlık ve destek ile kadınlar doğal doğum yaptıklarında çoğunlukla kendilerini güçlenmiş ve son derece tatmin olmuş hissederler. 14 15 KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 bekle ten tene temas kurulacağı için bebekle bağlantı kurmak daha kolay olmaktadır. •Problemsiz vajinal doğumda daha az kanama, kan pıhtısı ve iç organ hasarı riski vardır. •Doğal doğum tekniği girişimsel değildir o nedenle siz ya da bebeğiniz için zarar görme ya da yan etki potansiyeli azdır. •Bazı kadınlar için kontrolün kendilerinde olması acı/ağrı algısını azaltmaya yardımcı olur. •Serbestçe gezinebilir ve sancılar sırasında rahat olmanıza yardımcı olacak pozisyonlar bulabilirsiniz. Ve ıkınarak bebeğinizi doğurma zamanı geldiğinde doğum sürecini katılabilirsiniz. •Kasılmaları daha kuvvetlendirmek için oksitoksin (suni sancı) müdahalesine ihtiyaç duyma, mesane katererizasyonu ya da bebeğin vakum ya da forseps ile alınması olasılığınız epidural alan kadınlara göre daha azdır. •Sancıları yönetmeye çalışırken eşiniz sürece dahil olarak size yardımcı olabilir. kasyonlar oluşabilir. •Vajinal doğumda perinede yırtık riskiniz olur. Bu durum, hafif yırtıklardan kalın bağırsağa kadar giden dördüncü derece yırtıklara kadar değişebilir. Bu da iyileşme sürenizi uzatabilir. •Doğum sırasında kordon dolanması ya da başka problemler nedeniyle bebeğinizin oksijensiz kalma riski vardır. •Bebeğiniz doğum kanalından geçerken morarma, şişlik ve nadir durumlarda kemik kırıkları dahil fiziksel travma yaşayabilir. Fiziksel travma riski yardımlı vajinal doğumlarda artar (forseps ya da vakum kullanımı). •Vajinal doğumlar doğum sonrası rahim, idrar torbası sarkması, idrar kaçırma ihtimalini artırabilir. •Çok nadir durumlarda, rahim dönmesi oluşabilir. Bu rahminizi üst kısmının içinin dışına çıktığında görülen yaşamı tehdit edici bir komplikasyondur. Hemen tedavi edilmezse, ciddi kanamaya ve şoka ve annenin ölümüne yol açabilir. •Yırtığınız varsa ya da epizyotomi yapılmışsa, bebeğinizin doğumunu takip eden üç ay içinde cinsel ilişki sırasında acı hissedebilirsiniz. Öğrendiğiniz nefes alma egzersizlerini, •Bazen doğum sırasında kuyruk kemigöz önünde canlandırma tekniğini ve ğinizi incitebilirsiniz. Bu yaralanmalara kendi kendine hipnozu hem doğum sık rastlanılmaz ancak dar ya da farklı sırasında hem sonrasında kullanabilir- bir pelvisiniz varsa ve büyük bir bebek siniz. Birçok yeni anne emzirmenin ilk doğuruyorsanız zedelenme, kemik günlerinde, doğum sonrası rahatsızlık- çıkması ya da kırılması daha olasıdır. la başa çıkmaya çalışırken ya da yeni •Vajinal doğum yapan kadınlarda doğan bir bebeğe bakmanın özellikle üriner inkontinans (idrarını tutamastresli olduğu zamanlarda kendilerini ma) oranı sezaryen yapan kadınlara rahatlama tekniklerini kullanmalıdır. göre daha yüksektir. Yardımla vajinal doğum yapmak, uzun süren ıkınma Doğal doğum yapmanın dezavantaj- aşaması ve büyük bir bebek doğurları nelerdir? mak riskinizi artırır. Epiduralın aksine, doğal acı azaltma teknikleri acıyı yok etmez. O nedenle, Doğal Doğuma Yardımcı Teknikler acı/ağrıyı hissetme ve acıya katlanBire bir doğum desteği ; maya ilgi duymuyorsanız, epidural Size duygusal güvence vermek ve sizi ile daha mutlu olursuz. Ayrıca doğal mümkün olduğu kadar rahatlatmak yaklaşımlar özellikle de fazla uzun için yardım etme konusunda kararlı bisüren bir doğum ya da çok fazla mürinin yanınızda olması endişe ve stres dahale gerektiren komplike bir doğum seviyenizi önemli oradan azaltabilir. durumunda yeterli olmayabilir. Bu kendinizi daha kontrollü hissetmenize ve ilaç kullanmadan doğum sü•Doğum korkusu bazı kadınlar için recinin zorluklarını aşmanıza yardımcı anksiyete ve duygusal çalkantıya olabilir. neden olabilir. •Vajinal doğumların çoğu riskli Araştırmalar sürekli olarak profesyonel olmasa da doğum sırasında annede destek alan kadınların, almayanlara kanama dahil beklenmedik kompligöre sistematik ağrı ilaçlarına ya da 16 epidurale daha az ihtiyaç duyma olasılığı olduğunu, doğumlarının biraz daha kısa sürdüğünü ve forseps ya da vakum yardımıyla doğum ya da sezaryen olma ihtimallerinin daha az olduğunu göstermektedir. Bu durum, sizin yanınızda olan kişinin doğum sırasında size destek olmak ve sizi rahatlatmaktan başka bir sorumluluğu olmayan doğum koçu gibi bir uzman olması durumunda özelikle doğrudur. Nefes alma egzersizleri ve göz önünde canlandırma ; Birçok doğum öncesi sınıf odaklanarak nefes alma ve göz önünde canlandırma tekniklerini programa alır. Siz ve eşinize pratik yapmanız için özel nefes alma şekiller öğretilebilir ve eğitmeniniz göz önünde canlandırmayı (örneğin, sizi sakinleştiren bir yeri ya da bebeğinizin güvenli, kolay şekilde doğuşunu hayal etmek) kullanma konusunda size koçluk yapabilir. Ayrıca belirli bir kasa yoğunlaşıp onu iyice sıkıp sonrasında mümkün olduğu kadar gevşettiğiniz kademeli ya da kontrollü rahatlama gibi teknikleri de öğrenebilirsiniz. Yoga ya da meditasyon ile ilgilenmişseniz, doğum süreci boyunca gereken nefes tekniğinin önceden pratiğini yapmış olabilirsiniz. Bakabileceğiniz özel bir şeyi hastaneye getirmenin (örneğin çok sevdiğiniz bir fotoğraf) ya da rahatlatıcı bir müziğin de rahatlamanıza yardımcı olduğunu görebilirsiniz. Bu teknikler sancılarınızı yönetmenin yolu olarak rahatlama ve eş desteğin- den faydalanır. Rahatlama teknikleri ve yoganın ağrının azalması, daha az forseps ya da vakum yardımlı doğum ve doğum deneyiminden daha fazla mutluluk duyma ile ilişkilendirildiğini öneren bazı araştırmalar vardır. Pozisyonlar ve hareket; negatif kayıtların pozitif olanlarla yer değiştirmesi sağlanır. Bunun için kullanılan teknikler bilgi, gevşeme, karın nefesi, hipnoz ve kendi kendine hipnozdur. Temel felsefe bedenin korkulardan arınarak gevşemesidir. Hipnozla doğumda gevşeme tam olduğunda bebek doğum kanalından kolaylıkla çıkacaktır ve hatta ıkınmaya bile gerek kalmayacaktır. Epidural anestezi gibi bir ağrı kesici yöntem kullanmadığınız zaman, sancılar sırasında ayakta durmak ya da eşinize yaslanmak, oturmak ve diz çökmek - ister dik ister dört ayak üzerinde - dahil olduğu çeşitli pozisyonla- Hipnozla doğum eğitimi ve doğumun dili tıp dilinden farklıdır. Doğumda sanrı deneyebilirsiniz. cılar yoktur, dalgalar vardır. Olumluya Hareket etmenin sizi rahatlattığını da odaklanmaktadır. Negatif duyguya görebilirsiniz. Etrafta dolaşmayı ya da neden olacak sözcüklere yer verilmez. Çünkü sözcükler duyguları, duygular sallanan sandalyede ya da doğum pilates topu üzerinde sallanmayı dene- inançları, inançlar davranışları yaratır. yebilirsiniz. Hareket etmek kendinizi Olumlu davranış olumlu deneyim, daha fazla kontrollü hissetmenizi sağ- olumsuz davranışlar ise olumsuz layarak endişe ve ağrınızı hafifletebilir. deneyimler yaratır. Doğumun ilk evresindeki pozisyonlara ve hareketleri inceleyen araştırmaların Hipnobirthing Doğum Felsefeleri: bir meta analizi dik durumda olmanın Doğum, doğal, sağlıklı ve normal bir ya da yürümenin doğumu bir saat insan deneyimidir. Kadınların bedenlekadar kısaltabileceğini önermektedir. ri gebe kalmak, bebeklerini geliştirmek ve doğurmak üzere yaratılmıştır. Sürekli olarak monitöre bağlı olmayı Doğal, ilaçsız doğum yapmak isteyen gerektiren bir durumunuz olsa bile aileler kararlarında desteklenmeli, bayatakta farklı pozisyonlar deneyebikım ve bilgiyle doğumu olumlu, doğal lirsiniz. Ayrıca yatağınızın kenarında ve hatta keyifli bir deneyim olarak görayağa kalkıp, oturup ya da yatağınızın meleri için teşvik edilmelidir. Doğumlaetrafını adımlayabilirsiniz. rının, gereksiz kimyasal, kronolojik veya duygusal yönlendirme olmadan, Bazı hastanelerde serbestçe hareket kendi zamanları içinde doğal şekilde etmenize izin veren (ve telemetri gelişmesine olanak tanınmalıdır. olarak bilinen) kablosuz monitör sistemleri vardır. Su geçirmez bir cihaz Normal doğuma hazırlanan sağlıklı varsa, duş bile alabilirsiniz. kadınlar, anormallikler ve tehlikeIkınma evresinde, dik bir duruş bebe- lerle ilgili korku uyandırıcı ve yıldırıcı ğinizin aşağı inmesine yardımcı olabilir tartışmalardan korunmalıdır. Doğum ve çömelmek ya da diz çökmek pelvik ekibinin ayrılmaz parçası eşlerdir ve çıkışınızın açılmasına yardımcı olabilir. dinlenilmeyi ve kabul görmeyi hak Bununla beraber, en iyi pozisyon sizin ederler. için işe yarar olan pozisyondur. O nedenle çeşitli pozisyonları denemek- Doğmamış veya yeni doğmuş bebekler ten çekinmeyin ve sizi en rahat ettiren hamileliğe ve doğuma iştirak eden pozisyonları kullanın. uyanık, hassas ve hisseden varlıklardır. Bebeğin fiziksel ve duygusal HİPNOBİRTHİNG güvenlik-rahatlık ihtiyacını karşılamak ve aile ilişkisinin önemine saygı gös(Hipnozla Doğum) termek için çaba gösterilmelidir. ŞartMarry Mongan tarafından 1997 lar elverdiği sürece, ebeveynlerden yılında oluşturulmuş bir doğuma hazırlık yöntemidir. Eğitimin temelinde biri veya diğeri, doğumda bebeklerini korkuların giderilmesi vardır. Hipnozla karşılamaya katılmalıdır. Kadınların bedenlerine tıbbi aciliyet olmadan, rudoğum eğitimi, bilinç ve bilinçaltı tin ve gereksiz yere dokunulmasından korkularla çalışır. Geçmişte bulunan 17 kaçınılmalıdır. Normal doğum yapmayı arzu eden ailelere destek olan sağlık görevlileri, karşılıklı işbirliği ve güven duygusu içinde bir tavır görmeyi hak ederler. KALİTELİ YAŞAM POLİKLİNİĞİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 SELÜLİT OLUŞUMUNDA TEK SUÇLU KİLO DEĞİL KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi; Kaliteli Yaşam Koordinatörü Dr. Yasemin Savaş; selülitin bilinenin aksine sadece kilolu kişilerde değil, kilo sorunu olmayanlarda da gelişebildiğini vurguluyor ve güncel tedavi yöntemlerini anlatıyor. Selülit sadece kozmetik yada görsel bir sorun değildir. Aslında selülit bir dolaşım bozukluğudur ve tedavi edilmezse ciddi dolaşım problemlerine yol açabilir. Selülit oluşumunun nedenleri arasında; dolaşım bozukluğu, yağlanma, genetik faktörler, yaş, hormonal nedenler sayılabilmektedir. Selülit üç aşamada gelişir; Birinci aşama; dolaşım bozukluğu ile başlar. Bunun sonucu damar duvarlarından sızan serum, doku aralıklarında toplanarak doku ödemeni oluşturur. Ödem bir taraftan kan ile yağ hücreleri arasındaki iletişimin aksamasına ve yağ hücrelerinin metabolizmasının bozulmasına yol açarken, diğer taraftan bağ dokusunun yapısının bozularak sertleşmesine yol açar. Tıpta yaşanan gelişmelere paralel olarak selülit konusundaki teorilerin yenileri de keşfedilmektedir. Beslenmenin bu konuda anahtar rolü olduğu artık kabul edilmiş bir gerçektir. Selülit her zaman çok şişmanlık ve obezitenin sonucu olmamasına karşılık, yağ dokusundaki azalma selülit dokusunda bir iyileşme görülmesini sağlamıştır. Ve tabii ki beslenmedeki yapılan yanlışların ve özellikle bazı gıdaİkinci aşama; selülite özgü ların selülit oluşumuna hizmet portakal kabuğu görünümü ile ettiği bilinmektedir. Ya da bazı karakterizedir. Bunun sonucu gıdaların selüliti azaltma veya elastikiyetini kaybetmiş fibröz oluşumuna engel olmada katkısı bantlarla çevrili, aşırı büyümüş yağ olduğu. dokusu hücrelerinden meydana Örneğin; gelmiş nodüller oluşur. Basit şekeri ve rafine edilmiş karbonhidrat kaynaklarını tüketÜçüncü aşama ise patolojik memek, günde birkaç kere yeşil sürecin devam etmesi sonucu, çay tüketmek oluşumu engelleyen nodüllerin birbirine yapışarak faktörlendendir. daha büyük nodülleri oluşturması Selülitte kolajen yıkımını önlemek ve cildin kapitone bir görünüm ve kolajen yapımına destek olmak alması aşamasıdır. Bu aşamada da tedavide önemlidir. nodüllerin sinirler üzerine basısı Üzüm suyu, üzüm çekirdeği eksnedeniyle ağrı oluşabilir. tresi gibi gıdalar yıkımı önlerken, C 18 Medikal Estetik Dr. Yasemin Savaş vitamini içeren turunçgiller, çilek, brokoli, karnabahar, yeşilbiber, sebze meyveler de kolajen yapımını artırmaktadır. Kan dolaşımını artırmak da selülitin giderilmesinde etkili bir yöntemdir. Bunun için bol su içmek, sarımsak, soğan, kereviz, muz gibi gıdalardan faydalanmak mümkündür. Ve tabi ki egzersizden. Kliniğimizde selülit tedavilerinde selülitin her evresinde etkili olan tedavi yöntemlerinden de faydalanmaktayız. Mezoterapi, cryo lipoliz, radyo frekans, presso terapi, ozon tedavisi, ultrason tedavisi, akustik ses dalgaları ile yapılan tedaviler gibi birçok yöntem selülitin her üç aşamasında da en etkili tedavi yöntemlerindendir. Venöz ve lenfatik dolaşımı düzelterek, dokuda oluşan ödemi önlemekle kalmaz, yağları parçalayıp, ayrıştırarak oluşan nodülleri de küçültüp, zamanla kaybolmalarını sağlar. Bozulan bağ dokusunu yeniden yapılandırarak selülitik görüntüyü düzeltir. Aynı zamanda vücutta lokal yağlanmalarda, sarkmalarda ve vücut şekillendirmede de etkin tedavi yöntemleridir. Selülit oluşumunun nedenleri arasında; dolaşım bozukluğu, yağlanma, genetik faktörler, yaş, hormonal nedenler sayılabilmektedir. Selülitin yağ birikimindeki anormallikle ilgili bir sorun olması nedeniyle, tedavi programları buna uygun bir şekilde özenle yapılmalıdır. Bu yaklaşımla yapılan uygulamalar, kilo kaybını artırır ve tümüyle vücut sağlığında pozitif bir değişim etkisini de beraberinde getirirler. Konforlu ve ağrısız olan bu uygulamalar hekim kontrolünde kişiye özel programlanmalıdır. Tedavinin kalıcılığı konusunda destek tedavilerle birlikte yaşam şeklinin önemi de vurgulanmaktadır. Seans sayısı selülitin evresine ve kişinin durumuna göre değişmekle birlikte genellikle haftada bir yada iki yapılan 10-12 seanslık bir tedavi programı yeterli olmaktadır. Tekrar oluşumu önlemek açısından rapellerin büyük önemi vardır. 19 BESLENME VE DİYET BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 BEBEĞİNİZ İÇİN DOĞRU BESLENİN Bir hamilenin ne kadar yediğinden çok daha fazla ne yediğinin önemli olduğunu vurgulayan KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Beslenme Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay, hem anne adayı hem de bebek için doğru beslenmeyi anlatıyor. Günlük enerji ihtiyacı kişisel olarak değişmekle beraber hamilelikte artması gerekir. Ama bu sınırsız yemek veya iki kişilik yemek anlamına gelmez. Hamileler için günlük 2500- 2700 arası kalori önerilmektedir. Bunun çeşitli yiyecek kaynaklarında gelmesi gerekliliğini unutmamak gerekir. 0-3 AYLAR maya yetmezler. Bu yüzden hamile kalmayı planlayan anne adaylarına 3 ay önceden folik asit kullanımı ve hamileliğin ilk 3 ayına kadar devamı önerilir. Mide bulantılarını engellemek için soğuk ve kokusuz yiyecekler tercih edilmelidir. Özelikle zencefil çayı bu dönemde ki bulantı şikâyetlerinin giderilmesine yardımcı olur. Mide yanması gibi durumların önüne geçebilmek için bir oturuşta aşırı büyük porsiyon yemekten ve gece yatmaya yakın (en azından yatmadan 2 saat önce yeme olayı bitirilmelidir) yemek yemekten kaçınılmalıdır. Fazla baharatlı ve acılı ve asitli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Ayrıca kafein alımının da kontrol altına alınması mide yanmalarını kontrol altına almaya yardımcı olacaktır. 0 - 3 ay arası günlük 100 kalorilik bir artış bu ihtiyacı karşılamaya yeter. Birçok önemli vitamin, mineral ve nutrientler hamilelik öncesine göre bu dönemde daha fazla önem kazanır. Bunları tamamlayabilmek için temel besin gruplarını günlük beslenme düzenine katmak ve prenatal multivitaminlerin kullanılması önerilir. Bazı mineraller vardır ki hamilelik döneminde özellikle büyük önem taşırlar. Bu dönemde uzak durulması gereken Özellikle besin değeri yüksek yiyecekler gıdalar tüketmek, proteinden ve kalsiyumdan zenginden beslen• Ton balığı, kılıç balığı gibi ağır mek gerekliliği artar. metal içeren büyük balık ve dip balık türleri, suşi gibi çiğ yenen Folik asit annenin kan volümübalıklar, şarküteri etleri gibi az nü artırmak ve bebeği nöral tüp pişmiş etler ve çiğ yumurta tüketildeformasyonlarına karşı korumak memelidir. için gereklidir. Sadece besinler bu • Yumuşak ve pastörize edildönemde ki artmış ihtiyacı karşıla- memiş peynir türleri ve sütler, 20 Beslenme ve Diyet Dyt. Seda Bahtiyar Tatay saklama koşulları güvenli olmayan dondurmalar ve süt ürünleri tüketilmemelidir. • Alkol ve kafein tüketimine özellikle özen gösterilmeli ve hamilelik haberi alınır alınmaz alkol tüketimi tamamen kesilmeli, kafein alımı ise mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır. • Kaynağı belirsiz karışık bitki çayları ve kafein, sinameki ve mate içeren bitki çayları tüketilmemelidir. 3-6 AYLAR Bu dönemde doktorunuzun izin verdiği oranda düzenli egzersiz yapmaya, sağlıklı beslenme programınızı uygulamaya devam . Bu dönemde doktorunuzun önerdiği pre-natal multi vitamininizi, folik asitinizi ve demir desteğinizi almaya devam etmelisiniz. Kansızlık hamilelikte görülen en yaygın problemlerden biridir. Dolayısıyla bu dönemde demirden zengin beslenmek eğer gerekiyor ise doktorunuz tarafından demir desteği almak önerilebilir. Beslenmenizi 3 Ana öğün ve 2-3 ara öğün olacak şekilde düzenlemeye çalışın. Bu dönemde günlük toplam kalori ihtiyacındaki artış 100 kaloriden 300 kaloriye çıkarılmalıdır. Yani günlük ortalama 2500 kalori tüketen bir hamilenin ihtiyacı bu dönemde 2800 kaloriye çıkar. Düşük kaloriden kaçınılmalıdır unutmayın annenin yağ depoları bebek için çok büyük önem taşır. Düşük kalorili beslenmeler kanda keton oranın artmasına ve bebekte zekâ geriliklerine yol açabilmektedir. bir beslenme uzmanına danışabilirsiniz. Pastorize edilmemiş gıdalardan, çiğ veya az pişmiş et, tavuk veya balığa özellikle dikkat edilmelidir. Evde pişirme tekniklerinde çiğ yenecek sebzelerin özellikle bu tür besinlerle temas etmemesine, farklı kesme tahtası ve bıçak kullanmaya özen gösterilmelidir. Nişastalı ve protein içeren gıdaların oda sıcaklığında 2 saatten fazla kalması gıda zehirlenmelerine yol açabilir. Doktorunuzun izin verdiği oranda hafif zorlanmadan yapabileceğiniz egzersizler (yavaş yürüyüşler, yüzme gibi) sizin ve bebeğinizin sağlığına çok şey katacaktır. Bunların yanında hamilelik yogası, Diğer dönemlerde olduğu gibi sağpilates gibi egzersizler de önerilen lıklı beslenme kuralları içerisinde egzersizler içerisinde yer alır. beslenmeye devam edilmelidir. 6-9 AYLAR Proteinden, liften, kalsiyumdan ve kompleks karbonhidratlardan zengin besin değeri yüksek gıdalardan oluşan beslenmeniz bu dönemde bebeğin gelişimi üzerine büyük etkilere sahiptir. Bu konuda size uygun beslenme programı için Sebze ve Meyveler— Günlük 7 porsiyon civarında bu 2 besin grubunda tüketilmesi önerilir. (örneğin 3 porsiyon meyve ve 4 porsiyon sebze gibi) Sebze ve meyveler lif, vitamin ve mineral depolarıdır. C vitaminin- 21 Hamileler için günlük 25002700 arası kalori önerilmektedir. den zengin olup bebeğinizin ve sizin diş ve diğer dokularınızın daha sağlıklı olmasına destek olur. C vitamini aynı zamanda yara iyileşmesini hızlandıracağı gibi demirinde emilimini de artırır. C vitamininden zengin sebze ve meyvelere örnek olarak çilek, kavun, portakal, domates, biber, yeşillikler, lahana ve brokoli sayılabilir. Sebze ve meyveler ayrıca beslenmenize lif ve mineral desteği sağlayarak daha enerjik olmanızı sağlar Buna ek olarak koyu yeşil sebzeler A vitamininden, demirden ve folik asit gibi hamilelik dönemi için çok önemli nutrientleri içerir. GENEL CERRAHİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 FAZLA KİLOLARINIZDAN KURTULARAK KANSERDEN KORUNUN 2007 yılında ABD de yapılan çalışmaların; erkeklerde 34.000 kadınlarda ise 50.500 kanser vakasının obeziteden kaynaklandığını ortaya koyduğunu söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Levent Eminoğlu; obezite ve kanser ilişkisinin ispatlandığını belirtiyor ve uyarıyor. Obezite günümüzün en önemli sağlık sorunu. Son yirmi yıldır özellikle gelişmiş ülkelerde çok hızlı bir artış izleniyor. Obezite yani aşırı kilonun kalp hastalığı, inme , yüksek tansiyon, şeker hastalığı , eklem hastalıkları ve diğer bazı kronik hastalıklara yol açtığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Ancak çok iyi bilinmeyen bir diğer risk de obezite ile artan kanser riski. Aşırı kilo yemek borusu , meme (menopoz sonrası), rahim, kalın bağırsak ve rektum, böbrek, pankreas, tiroid, safra kesesi riskinde belirgin artışa neden oluyor. ABD de yapılan çalışmalar 2007 yılında erkeklerde 34.000 (% 4) kadınlarda ise 50.500 (% 7) kanser vakasının obeziteden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Obeziteye atfedilen kanser oranları organlar açısından değişmekle birlikte rahim iç yüzeyi ve yemek borusunda % 40 a kadar yükseliyor. 2030 yılı için yapılan öngörülerde ABD de obezitenin 500.000 kanser vakasına yol açacağını gösteriyor. Eğer her erişkin vücut kitle endeksinde % 1 azalmayı sağlarsa ki bu normal boylu bir erişkinde yaklaşık 1 kiloya denk, bunun yılda 100.000 kanseri engelleyebileceği hesaplanıyor. Dolayısı ile obezite; diğer tüm sorunların ve neden olduğu hastalıkların yanı sıra kanser riskinde neden olduğu artış nedeni ile de günümüzün en önemli sağlık sorunu. Obezite neden kanser riskini artırıyor ? Artmış yağ dokusu fazla miktarda östrojen üretiyor. Yüksek 22 Genel Cerrahi Op. Dr. Levent Eminoğlu östrojenin özellikle meme ve rahim kanserinde artışa yol açtığı biliniyor. Obez kişilerin kanında yüksek düzeyde insülin ve insüline benzer büyüme faktorü 1 (IGF 1) bulunuyor. Bu durum halk arasında insülin direnci olarak biliniyor ve bunun bazı kanserlerin gelişiminin artırdığı düşünülüyor. Yağ hücreleri adipokin adı verilen ve hücre büyümesini artıran yada engelleyen hormonlar üretiyor. Örneğin kilolularda yüksek olan Leptin hücre artışını uyarırken, adiponektin hücre çoğalmasını engelliyor. Yağ hücrelerinin diğer bazı büyüme düzenleyici faktörler (mammalian target of rapamycin m TOR ve AMP activated protein kinase ) üzerinde etkili olduğu biliniyor. Meme Kanser ve obezite bağlantısında ne biliniyor? Yapılan birçok çalışmada meme kanseri ve obezite arasında bağlantı olduğu gösterildi. Obezite özelikle menopoz sonrası görülen meme kanserinde artışa yol açıyor. Bu artışın yüksek düzey östrojene bağlı olduğu düşünülüyor. Menopoz sonrası yumurtalıklar hormon üretmeyi kestiğinde kadın vücudunda en önemli östrojen kaynağı yağ dokusu oluyor. Obez kadınlarda yağ dokusu fazlalığı östrojen düzeyinin de yüksek kalmasına yol açıyor.Böylelikle östrojene duyarlı tümörler tetikleniyor Meme kanseri ve Endometrium (rahim iç yüzeyi) bağlantısında ne biliniyor? Aşırı kilolu kadınlarda endometrium kanseri, menopoza bağlı olmaksızın dört kat fazla görülüyor. Çalışmalar özellikle menopoz sonrası ilaç kullanmayan ve kilo artışı gösteren kadınların riskine işaret ediyor. Bu artmış risk için net bir neden ortaya konmazken olası mekanizmalar olarak diyabet, aşırı östrojen ve azalmış hareket düzeyi öne çıkıyor. Yemek Borusu Banseri ve Obezite Kilolu ve obez kişilerde ösofageal adenokarsinom olarak adlandırılan kanser türü normal kilolu insanlara göre iki kat daha fazla görülüyor. Bu artışta ise en çok suçlanan obezite ile reflüde görülen artış. Kronik reflü yemek borusu hücrelerinde hasara yol açıp uzun dönemde hücresel değişime yol açıyor. Bu durumda yaklaşık 150 kat kanser riski artışına neden olduğundan obezitede reflü artışına bağlı olduğu düşünülen bir yemek borusu kanseri riski söz konusu (Barrett ösofagus) Kalın Barğısak Kanser i ve Obezite Özellikle erkeklerde kilo artışı barsak kanser riskini belirgin artırıyor. Bu durumda aşırı kilonun vücutta dağılımı da önemli. Göbek etrafında kilo artışı olarak tanımlanan abdominal obezite en yüksek riski oluşturuyor.Barsak kanseri riskinin artışı ile ilgili öngörülen mekanizmalardan en önemlisi insülin ve insüline bağlı büyüme faktörlerinin bağırsak kanserini tetikleyebileceği. 2007 yılında ABD de yapılan çalışmalarda 34.000 50.500 Erkeklerde görülen Kadınlarda görülen obezite kaynaklı kanser vakası obezite kaynaklı kanser vakası 23 PEDAGOJİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 Çocuk yaşta başlayan kaygıların bireylerin tüm yaşamlarını olumsuz etkileyebilecek bir tehdit olduğu konusunda uyaran KadıköyŞifa Sağlık Grubu Pedagoji Uzmanı Psk. Yaprak Veziroğlu, anne babaların çocuklarına yardımcı olabilmek için yapmaları gerekenleri anlatıyor. Başlıca Nedenleri Kalıtım; Diğer insanlardan daha duygusal ya da hassas olmak gibi bir kişilik özelliği ebeveynden çocuğa geçebilir. Ancak korkular genlerle geçmez. Kalıtımsal özellikler kişiyi sadece daha kaygılı olmaya yatkın yapar. Pedagoji Psk. Yaprak Veziroğlu soyguna/saldırıya maruz kalma, yangın, köpek ısırması, vb. kişiyi sonrasında daha kaygılı yapabilir. korktukları şeyin belki de hiç meydana gelmeyeceğini öğrenemezler. Kaygı çocuğu nasıl etkiler? • Daha bağımlı çocuklar olurlar. Kendilerine güvenleri düşüktür. • Fobi geliştirebilirler. Belirli nesne veya durumlardan korkarlar. • Fiziksel rahatsızlıklardan şikayet ederler. Model alma; Anne babanın kay• Kaygılı çocuklar sosyal ortamlara gılı olması durumunda, çocuk da girmekten kaçınırlar. Yaşıtlarına endişeli yapıdaysa, korkularla baş Anne babanın çocuğa teslim göre daha az arkadaş edinme ederken anne babasının davranış- olması; Onları korktukları şeyden eğilimindedirler. Çoğu utangaç uzak tutarak, çocuğun yapması larını örnek alabilir. gerekeni kendileri yaparak, onların olduğundan, yeni çocuklarla tanışmaktan ve sosyal etkinliklerden Geçmişte yaşanmış üzücü, korku- korkularıyla yüzleşmelerine fırsat kaçınırlarlar. Derste öğretmene tucu, travmatik olaylar; örn. sevdiği vermezler. Korkularla başa çıkma yolu olarak soru soramazlar, notları düşebilir. birinin ölümü, boşanma, okulda kaçma veya kaçınmayı seçerlerse • Kaygılı çocuklar titizlikleri ve başarısızlık, kazalar, hastalıklar, Çocuğun düşünme biçimi; Kaygılı kişiler dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılarlar. Bu nedenle basit bir gürültü, veya gülünç duruma düşmek, yaralanmak gibi düşünceler onları korkutur. 24 mükemmelliyetçilikleri sayesinde okulda başarılı olabilirler, ancak yeteneklerinin gerektirdiği başarıyı gösteremezler. Endişe yüzünden güvenle çalışamazlar, ödevi bitirememe kaygısı, ödevin kötü olacağı ve beğenilmeyeceği kaygısı, başarısız olma kaygısı gibi nedenler onların tüm düşüncelerini kaplar ve derslere yeterince odaklanamazlar. Sınavlarda başarısızlık endişesi yüzünden odaklanamayıp notları kapasitelerinin çok altına düşebilir. • Utangaçlık nedeniyle meslek seçerken göz önünde olmayı gerektirecek mesleklerden; gazetecilik, satıcılık, siyaset, hukuk, vb. uzak durmayı seçerler. • Yetişkin olduklarında depresyona, hastalıklara, madde bağımlılığına daha eğilimlidirler. Ebeveynlerin Hataları Çocuğa fazlaca güvence vermek: “Her şey iyi olacak, korkacak bir şey yok” demek yanlış olmasa da tek başına yeterli değildir. Çocuğun yanında olduğumuzu, bize güvenebileceğini bilmesi güzeldir. Ancak kaygılı çocuklar kendilerine zaten güvenemez ve yalnız hissederler. Korkularıyla başa çıkmak yerine hep sizden yardım bekleyecekler, kendilerine güvenleri gelişmeyecektir. Yardımı aşamalı olarak azaltabilirsiniz. Düşüncelerindeki gerçekçi olmayan noktaları bulup bunları sakin düşünceyle değiştirmesine yardım edebilirsiniz. Aşırı müdahaleci olmak: Pek çok ebeveyn, müdahaleci doğaları nedeniyle kaygıyı körükleyen durumlarda çocuğa ne yapacağını söylemez. Bunun yerine çocuğun yapması gerekenleri kendisi yapar. Bu yöntem kısa vadede çocuğun kaygısının azalmasına ve anne babanın istediği şeyi elde etmesine yardımcı olabilir, ancak uzun vadede çocuğu anne babanın yönlendirmesine bağımlı yapar. Kaçınmasına cesaret vermek: Ara sıra çocuğun korktuğu şeylerden kaçınmasına izin verseniz de, bilinmelidir ki çocuk kaçınmaya devam ettiği sürece kaygının üstesinden gelemez. Kaçmayı engellemek: Çocuğu yapamayacağı şeyleri yapmaya zorlamayın. Sadece çok zor olmayan şeyleri yapması için çocuğu teşvik edin ve zorluk derecesini giderek artırın. Çocuğu anlamaya çalışmak: Çocuklar dinlenilmek ve anlaşılmak ister. En az bunun kadar önemli olan bir nokta da, kaygıya odaklanmak yerine bunu çözmeye teşvik Çocuğa karşı sabırsız olmak: Çocu- etmektir. ğa kızmak, onu daha çok korkmaktan ve bağımlı hale getirmekten Çocuğu yapıcı olmaya teşvik başka bir işe yaramaz. Sabrınızın etmek: “Okulda tartışmalara tükenmeye başladığı an, başka katılmaktan, söz almaktan korkbirinden yardım isteyin ya da olay- tuğunu biliyorum. Ancak kendi dan bir süre uzaklaşarak kendinizi kendine olumsuz şeyler söylemek toparlamaya çalışın. kendini kötü hissetmene neden olur. Bunun yerine kendine olumlu mesajlar ver, bunları yapabildiğini Çocuğun Kaygısını Giderhayat et, yapabileceğini söyle.” mek için Yararlı Yöntemler Cesur ve Kaygısız davranışları ödüllendirmek: Herhangi bir cesaret örneği arayın ve bunu bol bol övün. Sonraları çocuğun kaygısı azaldıkça daha belirgin örnekleri ödüllendirin. Beklentinizi yüksek tutmayın. Size çok basit gelen bir şeyin çocuğunuza çok zor gelebileceğini unutmayın. İstemediğiniz davranışları görmezden gelmek: Amaç, istemediğiniz bir davranışı gördüğünüz anda, çocuk bu davranışı sürdürdüğü sürece ona olan ilginizi kesmektir. Çocuğun ilginin kesilme nedenini ve ilginin yeniden kazanılması için ne yapması gerektiğini tamamen anlaması gerekir. Bu yöntemin hemen ardından, çocuğun gösterdiği olumlu davranış özel bir övgüyle ödüllendirilmelidir. 25 Cesur ve kaygısız davranış modeli göstermek: En iyi model, zorluklarla karşılaştığında bunlarla yapıcı bir şekilde başa çıkabilen bir modeldir. Bu model tipi, hiçbir zorluk yaşamayan bir modelden daha etkilidir. Gerçekçi düşünme, endişe ve korkuyla baş etmek için önemlidir ancak yeterli değildir. Korkulardan kaçınmak yarar sağlamaz. Çocuğun korkuyla yüzleşmesi ve kendi kendini ikna etmesi zorunludur. Korkuları yenmek için aşamalı bir yöntem uygulamak gerekir. En kolaydan başlayarak en fazla endişe veren durumla yüzleşmeye doğru ilerlemek gerekmektedir. Devam etmeyi teşvik etmek için her başarılan aşamada çocuğu ödüllendirmek önemlidir. ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 ANNE SÜTÜ BEBEKLERİ İSHALDEN KORUYOR. 2 yaşına kadar bebeklerde ishal gelişiminin ileri yaşlara kıyasla daha kolay oluştuğunu söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim EKER, anne sütünün ishali önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemi olduğunu vurguluyor. İshal; bağırsakta hareketliliğin artması sonucu dışkı miktarının fazlalaşması ile günlük dışkı sayısının artması ve kıvamının bozularak yumuşak, sulu bir görünüm almasıdır. Büyük çocuklarda günden 3 kereden fazla sayıda sulu dışkılama ishal olarak kabul edilir. Yalnızca sık dışkılama, kıvam bozuk değilse ishal sayılmaz. Özellikle küçük bebeklerde beslenme şekline göre dışkılama sayısı değişir. gelişimini önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemidir. Anne sütü ile beslenen bebeğin, ishal yapıcı etken ile temas riski çok azdır. Ayrıca, anne sütünün bebeğin bağışıklık yanıtını artırma, bağırsağı koruyan ve uygun bağırsak florasının devamını sağlayan faktörler içerme gibi önemli koruyucu özellikleri vardır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde genellikle ağır ishal görülmez. Bağırsak sistemi enfeksiyonlarında ishalin yanı sıra ateş, karın ağrısı, kusma, iştahsızlık, halsizlik (ağır vakalarda uykuya meyil, bilinç değişiklikleri) görülebilecek bulgulardır. Dışkının cıvık veya sulu olmasının yanı sıra dışkıda sümüksü yapıdaki mukus veya kan görülebilir. Dışkının cıvık ve bol miktarda olması nedeniyle vücudumuz için önem arz eden su, besin ve minerallerin kaybı oluşur. Beslenmesi iyi olmaİlk 2 yaşta, ileri yaşa kıyasla ishal yan veya kusan çocuklarda bu daha kolaylıkla oluşur. Bu durum, maddelerin kaybı ağızdan beslenilk aylardaki çocukların besi bileşi- me yolu ile yerine konulamayabilir. mindeki değişikliklere kolay uyum Çocuklarda sıvı kaybı fazlaysa gösterememeleri, ayrıca ishal gözyaşı azalır, dil ve ağız içi kuru yapabilen birçok etkene karşı heolur, hastanın cildi esnekliğini yitirir, nüz bağışıklık kazanmamış olmaları idrar çıkışı azalır, ağır vakalarda ile açıklanır. bilinç değişiklikleri görülebilir. Yeni doğan döneminde anne sütü alan bebeklerde sulu, altın sarısı renginde, günde 6 kereyi bulabilen dışkılama normal sayılır. Bundan sonraki dönemde dışkı sayısı genellikle 2-3 tür. Ancak özellikle anne sütü ile beslenen sağlıklı bebekler, bazen her emzirme sonrası az miktarda yumuşak kıvamda dışkılayabilir. Anne sütü ile beslenme, ishal Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Yeşim Eker dışkı tahlili, ishalin vücudumuzu ne kadar etkilediğini belirlemek için kan tetkikleri istenebilir. Çocuğa damar yolu açılarak kaybedilen sıvı serum olarak verilebilir. Ağır vakalarda çocuk hastaneye yatırılarak tedaviye devam edilebilir. Mevsim geçişlerinde çocuklarda ishal olma sıklığı artar. Çünkü mevsim geçişlerinde allerjik şikayetler daha fazla görülür ve allerji de enfeksiyon oluşması için gerekli ortamı hazırlar. Ayrıca yine mevsim geçişlerinde kapalı ortamlarda daha fazla kalınması, solunum yolu enfeksiyonu riskini artırır. Solunum yolu ile hastalık yapan bazı etkenler bağırsak enfeksiyonuna da yol açarak ishale sebep olabilirler. İshale neden olan enfeksiyon etkenleri bakteriler, virüsler ve bunların ürettiği toksinler olabileceği için her ishalin tedavisinde mutlaka antibiyotik kullanılması gerekmez ve hatta bakterilerin sebep olmadığı ishallerde antibiyotik kullanmak vücudumuz için yararlı bakterileri de öldürerek zararlı bile olabilir. Enfeksiyonun nedenini bulmak için Çocuğun dışkıyla çok su kaybetme- 26 Çocuklarda sıvı kaybı fazlaysa gözyaşı azalır, dil ve ağız içi kuru olur, hastanın cildi esnekliğini yitirir, idrar çıkışı azalır, ağır vakalarda bilinç değişiklikleri görülebilir. diği, dışkıda mukus ve kan görülmediği, yüksek ateşinin olmadığı, şiddetli karın ağrısının ve kusmasının olmadığı, beslenmesinin iyi olduğu vakalarda tedavide sadece ishal diyeti uygulamak ve ağızdan sıvı alımını sağlamak yeterlidir. Şekerli ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı; yoğurt, ayran, patates püresi, pirinç lapası, yoğurtlu çorbalar, şeftali, muz gibi yiyeceklerden zengin bir diyet uygulanmalıdır. kayıplarını karşılamak için verilebilir. Ateşli, mukuslu ve kanlı ishal olgularında bakteriler ve parazitler için antibiyotik kullanılması gerekebilir. •İshalli bir bebekte emme iyice azaldıysa, •ishali olan çocukta sıvı kaybı fazlaysa •ateş yüksekliği, •dışkıda kan veya mukus gözleniyorsa, •şiddetli karın ağrısı varsa, •beslenme ve sıvı alımı yetersizse •şiddetli kusmalar varsa, mutlaka bir doktora müracaat etmelisiniz. Ateş varsa, ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Vücudumuz için yararlı olan bakterileri içeren probiyotik veya prebiyotik olarak adlandırılan besin takviyeleri kullanılabilir. Eczanelerde hazır olarak satılan ve vücudumuz için gerekli mineralleri Korunmak için; çiğ meyve ve sebiçeren “oral rehidratasyon sıvısı-ORS” hafif ishali olan çocukların zelerin iyice yıkanması, sıcak yaz 27 aylarında uygun koşullarda saklanmamış yiyeceklerin tüketilmemesi ve tuvaletleri kullanırken hijyen koşullarına uyulması yeterlidir. 0-2 yaş arası ishallerin %50’sinden sorumlu olan ve 10 gün süreyle günde 10 kez ve daha fazla dışkılamaya sebep olabilen rotavirüse karşı ağız yoluyla uygulanan aşının uygulanması büyük oranda koruyuculuk sağlayacaktır. Özellikle 1 yaş altında, 2 haftadan uzun süren ve kilo kaybına yol açan ishallerde altta yatan besin emilim bozuklukları, gıda allerjileri, mide, bağırsak sisteminin yapısal sorunları gibi enfeksiyon dışı nedenlerin de akılda tutulması ve ileri tetkiki gerekir. KARDİYOLOJİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 KOLESTEROL,TEK BAŞINA İNME NEDENİ DEĞİL! Tüm dünyada ölüm nedenleri içinde ikinci, sakatlıklarda üçüncü sırada inmenin (felç) olduğunu belirten KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Zeynep Tartan, sağlıklı beslenme, fazla kilolardan kurtulma ve hareketli yaşam ile bu riski azaltabileceğimiz konusunda uyarıyor. İnme; halk arasında felç olarak da bilinen kalıcı sakatlık, ölüm gibi çok ağır sonuçlarla sonlanabilen bir damar hastalığıdır. nedeniyle gelişir. Bu risk faktörlerinin her biri çok önemli olmakla beraber son zamanlarda kolesterol ile ilgili çok kafa karıştırıcı yazılar olmasından dolayı daha çok kolesAslında inmeler, kalp ve damar terol yüksekliği ve inme arasındaki hastalıkları denilen damar sertliği ilişkiye değinmek isterim. Aslında kolesterol, tek başına inmeye sehastalıklarının bir üyesidir. Kalp bep olmaz, ancak inmeye neden damar hastalıkları bir grup risk faktörlerinin birlikte damarların iç olacak damar sertliği yada damar içindeki plakların oluşumunu sağyüzünde plak denilen birikimler lar. Ayrıca yine aynı sebepten kalp oluşturmasına ve bu plakların üzerinde pıhtı oluşmasıyla gelişen krizi ve buna bağlı ritim bozukluğuhastalıklardır. Bu plaklar ve damarı na sebep olur ve bunun sonucunda beyne pıhtı atma riskini arttırır. tıkayan pıhtı, kalp damarlarında Birçok kalp ve damar hastalıklarınoluştuğunda kalp krizine, beyni besleyen damarlarda oluştuğunda dan korunma ve tedavisini araştıinmelere neden olur. Daha küçük ran klinik çalışmalarda, kolesterol bir oranda inmeler, beyin kanama- ilacı kullanan hastalarda inmelerin de ortalama %18 oranında tedaları neticesinde olur ve bunun da viyle azaldığı gözlenmiştir. Bunun en sık nedeni kontrolsüz yüksek yanı sıra, daha önce inme geçiren tansiyondur. Beyne pıhtı atması kişilerde, başlangıç kan kolesterol veya damar içinde pıhtı oluşması neticesinde oluşan ve daha sık bu düzeylerinden bağımsız olarak uygulanan statinlerle kolesterol sebeple oluşan inmeler, iskemik düşürücü tedavinin, kolesterol inmeler olarak bilinir. düşürücü etkisinden bağımsız inmeden koruyucu olduğu gözlenmişİskemik inmeler; sigara, yüktir. Aynı etkinin statin dışı kolesterol sek kolesterol, hipertansiyon ve diyabet gibi kalp ve damar hastalık düşürücü tedavilerle izlenmediği risk faktörlerinin bir arada olması bilinmektedir. 28 Kardiyoloji Doç. Dr. Zeynep Tartan Sonuç olarak kalp ve damar sağlığı için yüksek kolesterol düzeyleri zararlıdır. Bu grup hastalarda diğer risk faktörleriyle birlikte kolesterol, damar duvarında birikerek, plak denilen damar içi yüzeyini bozan oluşumlara neden olur. Bu plaklar kan akımını engelleyerek, kalp ve beyin gibi organların beslenmesini bozar. Bu plaklar üzerinde oluşan veya buralardan koparak dolaşıma karışan kan pıhtısı damarı tıkayarak beyinde beslenmeyen alanlar oluşturur ve kalıcı veya geçici felçlere sebep olur. Sağlıklı beslenerek, fazla kiloları vererek ve hareketli yaşayarak kalp ve damar hastalıkları riskini azaltabiliriz. Ancak tüm ideal koşullara rağmen yüksek seyreden kan kolesterol düzeyi olanlar veya bir kalp damar hastalığı olanlar hekimin önerdiği dozda statin denilen kan yağlarını düşüren ilaçlardan kullanması kalp ve damar sağlığı açısından önemlidir. Böylece tekrar edici kalp krizi ve inme riskini de azaltmış olurlar. 29 ÜROLOJİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 HPV VİRÜSÜNDEN KORUNMANIN EN ETKİN YOLU TEK EŞLİLİK! Genital siğiller ile genital kanser arasında yakın ilişki olduğu konusunda uyaran KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr İbrahim Çevik ; en iyi korunma yönteminin tek eşlilik olduğunu belirtiyor. HPV, Genital Siğil veya Kondilom nedir? bağırsağın son kısmına da yayılabilmektedir. yol açabilmektedir. Bulaşma şekli daha çok ellerde (tırnak arasına) yerleşen HPV HPV (Human Papilloma Peniste Genital Siğiller virüsünun makat bölgesine Virüs) insanlara genellikle kolaylıkla bulaşmasıyla cinsel yolla bulaşan, genital Ne Boyutta Olur? bölgede siğil (diğer adı ile Erkeklerde cinsel bölgedeki oluşur. Hasta istem dışı daha önceden yerleşen kondilom) yapabilen bir lezyonlar genellikle 2-10 virüs hastalığıdır. mm çapındadır. HPV enfek- HPV enfeksiyonunu makat ve anüs bölgesi civarına siyonu klasik formu olan bulaştırabilir. Makat bölgesi kondiloma aküminata lezErkeklerde Genital Siğil, veya makat içine yerleşen yonlarında %70-95 oranında Kondilom En Çok Hangi HPV virüsünün tedavisi HPV tip 6 ve 11 olduğu ve Bölgede Görülür? mümkündür. Peniste Siğil Görülme Yerleri kanserojen tiplerin daha az olduğu bildirilirken, beNeresidir? Bu virüsün 70 Genital Bölgede Siğil lirti vermeyen lezyonda ise ‘in üzerinde tipi tanımlangenellikle kanserojen HPV Bulunmayan Fakat HPV mış olup bunların yaklaşık Virüsü Taşıyıcısı Olduğu 30 tanesi makat ve genital alt tiplerinin (tip 16 ve 18) bulunduğu bildirilmiştir. Şüphelenilen Erkeklerbölgeye yatkınlık göstermektedir. Erkekte en sık de Tanı Nasıl Konulur? Anüs Bölgesinde Oluşur Hangi Yol İzlenir? sünnet derisi, frenulum ve mu? Tedavisi Mümkün penisin uç-baş kısmındaTipik HPV enfeksiyonuna ki olukta yerleşir. Tek bir mü? bağlı karnıbahar benzeri lezlezyon görülebileceği gibi HPV sadece penis, kasık yonlar kolayca tanınırken betüm genital bölgeye yayılmış bölgesinde görülmez. İnsan lirti vermeyen lezyonlar aseçok sayıda lezyon da olabilir. papilloma virusu genital tik asit ve büyüteç altında Erkeklerde ayrıca makat, lezyonlara neden olabileceği inceleme ile belirlenebilir. anüs etrafında da sıklıkla gibi genital organlar dışında Asetik Asit Testi kullanılarak gözlenmekte olup buradan yerleşimlerde de siğillere görülmeyen lezyonların da 30 Üroloji Prof. Dr. İbrahim Çevik görünebilir hale getirilmesi başarıyı arttırır. Bu testte asetik asit solüsyonu sürüldükten sonra lezyonlarda renk beyaza döner. Beyazlaşan lezyonlar bu hastalığın bulaştığı yerlerdir. Bu bölgelerin de yok edilmesi etkin tedavi sağlar. Prezervatif siğillerden korunmada yetersizdir. Bu nedenle de tedavi altında çiftlerin ilk 1 ay prezervatifle dahi ilişkide bulunması önerilmez. Genital Siğiller, Peniste Siğil, HPV Virüsü Erkekte Kansere Yol açar Mı? Genital HPV enfeksiyonu ile genital kanser oluşumu arasında yakın ilişki vardır. Özellikle HPV tip 16 erkekte skrotal kanserlerde tespit edilmiştir. Ayrıca penis kanserine de sebep olduğu bilinmektedir. Erkek idrar kanalında da virüs bulunabildiğinden, mesane kanserlerinde sebep ajan HPV başka yollardan bulaşabilir mi? işlemi herhangi bir ağrı, acı ve hastaların günlük faaliEnfekte tuvalet oturağı, kapı yetlerine engel olmayacak yöntemlerle uygulanmakta kolu, havlu, sabun, yüzme olup gerekli durumlarda havuzları veya küvetten HPV’nin geçebileceğine ait histopatolojik inceleme için kanıt yoktur, klinik çalışma- parça da alınabilmektedir. larda bu tür bir geçiş olduğu HPV’yi ömür boyu taşıyagösterilememiştir. Ancak, açıklanamayan bazı HPV cak mıyım? lezyonlarının oluşumunda Bu sorunun cevabı açık cinsel olmayan yolların olası- değildir. HPV’ye hassas testlığını ekarte ettirmez. lerde pozitif olan kişilerin %70’i ilk yıl içinde, %90’ı ise 2 yıl içinde negatif oldukları Erkeklerde Genital görülmüştür. Bu durum Bölgede, Anüste Ve Penisteki Siğiller Nasıl HPV’ye karşı etkin immün cevaba bağlıdır. Bunun tam Tedavi Edilir? olarak ne anlama geldiği Erkekteki HPV lezyonun bilinmemektedir: virüs vüyaptığı genital siğillerin tedavi şekli lezyonların yerine, cuttan tamamen arındırıldı sayısına, büyüklüğüne, has- mı, yoksa bu hassas testGenital Siğiller, HPV lerde dahi saptanamayan tanın uyumuna, yaşına ve Virüsü Erkeklerde Ne ağrı eşiğine göre değişebilir. çok düşük sayılara kadar baskılandı mı? HPV’ye karşı Şekilde Bulaşır ve Virüs hastalıkları tedavietkili immün cevabı olan Yayılır? sinde antibiyotiklerin bir çoğu kişide lezyon gelişmeBu HPV enfeksiyonu en sık etkisi yoktur. Bu hastalığın cinsel ilişki sırasında bulaşır. tedavisinde amaç görünen diğinden HPV’nin tamamen yok edilmesi veya baskılanSon yıllarda özellikle bu ve görünmeyen lezyonları hastalığın görülme oranının tümüyle ortadan kaldırarak ması önemli değildir. Yaşamın geri kalan döneminde giderek arttığını gösteren tekrar oluşma riskini ve bağışıklık sisteminde ciddi bir çok rapor ve yayın vardır. bulaştırıcılığının azaltılmaHPV enfeksiyonu ile ilgili en sıdır. Yok edilme ise cerrahi zayıflama olduğunda, bazı kişilerde siğiller ve diğer önemli risk faktörleri yaş ve olarak çıkarılması, koter HPV lezyonları nüks edebilir. cinsel partner sayısıdır. Has- veya karbondioksit laser talık en çok aktif cinsel dö- uygulanması ile yakılması, nemde görülür. Çok bulaşıcı kriyoterapiyle dondurulması HPV Bulaşıcılığından bir virüstür, yalnızca genital veya bazı grup hastalarda Korunmaları İçin Prezerbölgelerin yakın teması ile krem, sıvı şeklinde ilaçlarla vatif Yeterli Midir? veya umumi tuvaletlerden Maalesef cinsel yolla bulayakılması ile mümkündür. bile bulaşabilir. Kuluçka Bu tedavi modelleri kombine şan HPV’den korunmak için süresi 3 hafta ile 7 ay gibi sadece prezervatif kullande edilebilir. uzun bir süredir. Bu nedenle mak yeterli olmamaktadır. de etkin tedavi zordur. Hele Bu tedavi yöntemlerinden Çünkü HPV virüsü, cinsel evli ya da cinsel beraberliği koterizasyon en pratik ve ilişki sırasında temas eden olan çiftlerde tedavi çok uygunudur. Çünkü, kriyote- bütün cilt bölgelerinden daha zordur. Bu hastalığı bulaşabilmektedir. Ayrıca rapi ve karbondioksit lazer diğer cinsel temasla bulapahalıdır, kotere üstünlüğü virüsün bulaşması için tam şan hastalıklardan ayıran yoktur. Krem ve solüsyonla- bir cinsel ilişki yaşamakta en önemli farkı günlük yarın etkisi hemen görülmez, gerekmemektedir. Genital şantısını etkileyen ŞİKAYET haftada birkaç kez hasta bölgeye yakın kasık araOLUŞTURMAZ. Çoğu kişi tarafından uygulanır. Lezyo- sında virüs taşıyan bir kişi bu siğilleri taşıdığını bilir başka bir kişinin dış genital nun dışına taşınca normal ama durumun ciddiyetindokuda da harabiyet oluşur. bölgesiyle sürtünme yolu den haberdar değildir. Bu ile temas etmesi halinde de Görülmeyen lezyonlar yok nedenle de doktora tedavi virüs ciltten cilde geçebiledilemez. Ciltte leke daha için başvurmaz. mektedir. Prezervatif etkili fazla kalır. Hastanemizde olmadığı için tek eşlilik dıasetik asit ve koterizasyon olarak araştırılmış ancak yapılan çalışmalarda HPV’nin mesane kanseri yapmadığı görülmüştür. Erkeklerde penis kanserine yol açabilen HPV ayrıca makat ve anüs bölgesi civarında yerleştiğinde de makat ve kalın bağırsağın son kısmı olan rektum bölgesinde kansere sebep olabilmektedir. Bunun dışında HPV, özellikle oral seks yoluyla erkeklerde damak, geniz, bademcik, dil, gırtlak kanseri ve bazı durumlarda yemek borusu kanserine de neden olduğu da bilinmektedir. Kısacası HPV virüsü bulaşabildiği tüm bölgelerde kanser oluşumu için ciddi bir risk faktörüdür. 31 şında korunma yolu yoktur. Genital Siğil, HPV Virüsünüz Var İse ; HPV lezyonu , genital siğil veya kondilom oluşumlarını tıraş etmeyiniz ve kesmeyiniz. HPV virüsü tespiti için bir kan testi yoktur, kanda HPV tespit edilemez. Kondilom tanısı konan kişilerin partnerleri de mutlaka muayene olmalı ve gerekirse tedavi edilmelidir. Çünkü tedavi edilmemiş bir partner enfeksiyonun sürekli yeniden bulaşmasına neden olabilir. Sigarayı Tamamen Bırakın: Sigara, sahip olunabilecek en tehlikeli alışkanlıklardan biridir. Genel sağlık üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Sigara bağışıklık sisteminizi kötü yönde etkilediğinden HPV tedavinizde nüks ihtimalini arttırır. HPV günümüzde çok sayıda kişide bulunan bir rahatsızlıktır. HPV ve benzeri herhangi bir oluşum ile karşılaştığınızda en yakın zamanda konu ile ilgili bir sağlık merkezine başvurun. Erkeklere HPV Aşısı Uygulanmakta Mıdır? Evet, son dönemde özellikle Avustralya, Kanada ve Amerika da bir çok risk altındaki erkeğe penis ve anüs kanserine koruyucu olabilmesi için HPV aşısı uygulayan merkezler vardır. Risk altındaki erkeklere uygulanması gerektiğine dair yapılmış bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Yakından takip ettiğimiz çalışmalar sonucu erkek hastalarımıza uygulanan tedavi ile beraber aşı tedavisini gerektiğinde önermekteyiz. KLİNİK PSİKOLOJİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 ENGELLİ BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK.. KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Uzm. Klinik Psikolog Merve Büyükkucak; engelli bir çocuğa sahip anne babaların, her çocuğun farklı olduğunu unutmadan kendi çocuklarının pozitif yönlerine odaklanmaya özen göstermeleri gerektiğini vurguluyor. Her anne baba birçok zahmete katlandıktan, dokuz ay boyunca heyecanla bekledikten sonra kucağına sağlıklı bir bebek almanın hayalini kurar. Nasıl bir çocuk yetiştireceklerini, ona nasıl bir hayat sunacaklarını, büyüdüğünde nasıl bir genç kız ya da delikanlı olacağını hayal ederler. Ne yazık ki bazen çocuklarının sağlıkları ile ilgili yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunun sinyalini, haberini alırlar ve bu hayallere bir dur demek zorunda kaldıkları bir durumla karşılaşırlar. Kuşkusuz, bir aile için en sarsıcı durumlardan biri çocuğunun hayatı boyunca birlikte yaşayacağı bir engelinin olduğunu öğrenmesidir. Bu durum fiziksel ya da gelişimsel bir engel olabileceği gibi doğumla birlikte, bir hastalık ya da bir kaza sonrası da ortaya çıkabilir. Böyle bir aile ani ve büyük bir kayıp sonrası yaşanabilecek tüm duyguları hissedebilir, büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilirler; zira bu durum söz konusu çocuk için olduğu kadar aile için de büyük bir “kayıp”tır. Ne de olsa bu haberle birlikte çocukları için kurdukları hayalleri de kaybederler ve daha da önemlisi çocuklarının hayatlarının geri kalanı için endişe duyacakları uzun bir süreç başlamış olur. ğunu öğrenen bir aile öncelikle kayıpla beraber gelen bir keder hisseder. Bunun içerisine şok, inkâr, öfke, suçluluk, üzüntü gibi duygular da dâhil edilebilirken tüm bunların beraberinde neden bunun kendi çocuklarının başına geldiğine dair bir sorgulama ve isyan söz konusu olabilir. Bu durumun kendi hataları ya da suçları olduğunu düşünebilirler. Herkes sağlıklı bebeklere sahipken bu aileler için engelli bir bebeğe sahip olmak bir başarısızlık gibi görünebilir. Çevredeki diğer sağlıklı bebekleri ve onların ailelerini kıskanabilirler. Geleceğe dair büyük bir belirsizlikle birlikte öyle yoğun bir çaresizlik hissi baş gösterebilir ki bazen bebeklerini bırakıp kaçma istekleri dahi oluşabilir.Mükemmel bir bebek beklerken bu bebeğin kendilerine ait olmadığına inanmak isteyebilirler. İnsanların tepkisinden, önyargılarından ve bu durumla nasıl başa çıkacaklarından korkabilirler. sahip olan bir aile için belki de en zor olanı yaşam boyu tekrarlayan kayıplarla yüzleşme durumudur. Bu süreçte anne ve babalar hüzünleri ve kederleri hiç bitmeyecek gibi hissedebilirler. ancak zaman içerisinde bu durumu anlamlandırabilmeye ve yaşamlarının, kendi gerçekliklerinin bir parçası olarak kabul edebilmeye başladıklarında yavaş yavaş rahatlayacaklardır. Aileler Bu Durumla Nasıl Baş ederler? Ailelerin bu durumla nasıl baş edecekleri elbette ki birçok faktöre bağlıdır. Ebeveynlerin böyle güç bir durumla nasıl başa çıktıkları stresli durumlara ve genel olarak sorunlara yaklaşım tarzlarıyla birebir ilintilidir. Çözüm odaklı bir başa çıkma mekanizmasına sahip olan ve davranışlarını sorunlu duruma göre modifiye edebilen kişilerin bu konuda daha başarılı olabildikleri görülmektedir. Engelliliğe dair bakış açısını esnek tutabilen ve çocuklarının özgürleşmesine destek olan, takım şeklinde hareket eden ebeveynlerin bu durumla çok daha rahat başa çıkmaları mümkündür. Tıpkı diğer zor yaşamsal durumlarla karşılaşıldığında olduğu gibi ebeveynlerin bu durumu nasıl anlamlandırdığı, bu konu hakkında kendilerine yaptıkları açıklamalar çok belirleyicidir. Bunların çoğu aslında çok tahrip edici bir olaya karşı verilen oldukça normal ve doğal tepkilerdir. Elbette zaman içerisinde bu duygular dalgalanma gösterecek, zaman zaman hafiflerken zaman zaman da yeni yaşamsal engellerle karşılaşıldığında (örneğin söz konusu çocuğun okula başlaması vb.) tıpkı ilk günkü sıcaklığında yaşanabilecektir. Aileler Ne Yaşar? Çocuklarının bir engeli oldu- Bu nedenle engelli bir çocuğa Örneğin anne babaların ken- 32 Klinik Psikoloji Psk. Merve Büyükkucak dilerine yönelik aldıkları suçlayıcı bir tutum yaşam boyu bu engeli kabullenmelerine ve bunu deneyimlerinin bir parçası haline getirmelerine engel olabilir. Sadece bir ebeveynin bu durumu nasıl anlamlandırdığı değil aynı zamanda diğer eşin de bu olaya verdiği tepki ve başa çıkma tarzı da ailenin baş etme şeklini etkileyecektir. Ailenin fiziksel ve ruhsal sağlığının, finansal koşullarının yerinde olması da önemli faktörlerdir. Özellikle annenin psikolojik anlamda kendini ne kadar iyi hissettiğinin anlamlı derecede önemli olduğu görülmektedir. Yakın akrabalardan ve yakın çevreden görülen destek, çocukla kurulan ilişki ve onun yaşam kalitesi, ebeveynlerin inanç sistemleri ve bu durumun iş ya da özel hayatlarına ne kadar etki ettiği de baş etme şeklini belirleyici diğer önemli faktörler olarak sıralanabilir. Aile içi İlişkiler Bu Durumdan Nasıl Etkilenir? Engelli bir çocuğa sahip olmak ailenin diğer bireyleri arasındaki ilişkiye büyük oranda etki edebilecek bir durumdur. Özellikle bütün enerji ve yatırımın engelli çocuğa yapılması riski diğer ilişkilerin zora girmesine ve diğer aile bireyleriyle ilişkilerin zorlanmasına sebep olabilir. Bu anlamda en çok zorlanan grupta engelli bir kardeşe sahip ailenin diğer çocukları sayılabilir. Araştırmalar, engelli bir kardeşe sahip çocuklarda depresif ve anksiyöz belirtiler görülme sıklığının sağlıklı kardeşleri oranlara göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu çocukların ev işlerinde daha fazla aktif rol aldıkları, kardeşler arasında daha fazla ayrımcılık ve özellikle annelerinden daha az sevgi ve ilgi gördüklerini hissettikleri de yine bilimsel bulgular arasındadır. Böyle bir durumda diğer çocukların da kendilerini ihmal edilmiş hissetmesine sebep olmamak için ebeveynlerin evin ve çocukların sorumluluklarını paylaşarak onlar sağlıklı çocuklarına da özel zamanlar ayırmaya çalışmaları yardımcı olacaktır. Eşler açısından bakıldığında ise, bu konuda yapılan birçok araştırma engelli bir çocuğa sahip olan çiftlerin boşanma ihtimallerinin sağlıklı çocuklara sahip ebeveynlere oranla daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Zira engelli bir çocuğa sahip olmak evlilik ilişkisinin sağlamlığını da bir nevi test edici nitelikte, er şekilde ilişki açısından süregelen bir stres faktörüdür. Elbette destekleyici bir ilişkiye sahip çiftler hem ilişkilerini koruyabilirler, hem de birbirilerinin depresif bir sürece girmesini büyük ölçüde engelleyebilirler. Ancak yoğun bakım gerektiren b engelli bir çocuğa sahip olma durumu, yas ve hüzünle birleştiğinde ve tüm bunların üzerine çocuğun genel sağlığı ile ilgili süregelen kaygılar ve finansal güçlükler eşlik ettiğinde bir ilişkiyi stresten koruyabilmek büyük bir mücadele ve çaba gerektirebilir. Engelli bir çocuğa sahip olmanın finansal yükü oldukça fazla olduğundan sırf bu gerçeklik dahi ebeveynler açısından süregelen bir stres ve kaygı kaynağı olabilir. Araştırmalar, anne ve babası arasında destekleyici bir ilişki bulunan engelli çocukların genel fiziksel ve ruhsal sağlıklarının iyi anlaşamayan ebeveynlere sahip olanlara kıyasla çok daha iyi olduğunu göstermektedir. Özellikle eşleri tarafından desteklendiğini hisseden annelerin, eşlerinden aldıkları yardımdan bağımsız olarak, evliliklerinde daha mutlu ve tatmin olmuş hissettikleri görülmektedir. Ancak anne ve baba arasındaki ilişki yolunda gitmediğinde hem annenin hem de babanın engelli çocuğu ile ilişkisinin olumsuz yönde etkilendiği bilinmektedir. Engelli bir çocuğa sahip ailelerde genellikle geleneksel rollere paralel olarak temel bakımın anne tarafından verildiği, babanın da finansal desteği oluşturmak adına çalışan ve para kazanan taraf olduğu görülmektedir. En ideal şekli gibi görünse de bazen bu iş bölümünün sonucunda bakım veren annenin tükendiği, babanın da kendini dışarıda kalmış hissettiği durumlar mevcuttur. Bilimsel çalışmalar özellikle engelli bir çocuğa sahip annelerin sağlıklı çocuklara sahip annelere oranla daha fazla depresif belirtilere ve anksiyete gibi ruh sağlığı bozukluklarına sahip olduklarını göstermektedir. Aynı zamanda bu annelerin fiziksel sağlık problemlerinin de daha fazla olduğu, annelik becerileri konusunda ise kendilerini diğer annelere kıyasla daha az yetkin hissettikleri de ortaya konmaktadır. Tam da bu sebeplerden, belki de hepsinden önemlisi engelli çocuğa birincil bakım veren kişinin, yani annenin, kendine iyi gelecek, ona iyi hissettirebilecek zaman dilimleri oluşturmasının gerekliliğidir; zira engelli olsun olmasın her çocuğun hem ruhen hem de fiziken sağlıklı ve huzurlu ebeveynlere ihtiyacı vardır. Engelli bir çocuğa sahip olmak oldukça stresli ve yorucu bir durum olabilir. Her çocuk aynı olmadığı gibi, her engelli çocuk da aynı değildir ve hepsinin kendine göre becerileri, yetenekleri ve özellikleri vardır. Onlar da belirli bir hayat kalitesine sahip olarak hayattan keyif alma ve çevreleriyle mutlu bir ilişki kurabilme becerisine sahiptir. Hayat kalitesi yalnızca becerilerle belirlenemez; çocuğun ne kadar keyifli zamanlar geçirebildiği, kendini ne kadar güvende hissettiği ve her şeyden de öte herkes gibi ve en az herkes kadar sevilebilir bir varlık olduğunu hissetmesinden geçer. Bu nedenlerle, ebeveynler her çocuğun farklı olduğunu unutmadan kendi çocuklarının pozitif yönlerine odaklanmaya özen göstermelidir. 33 Elbette zaman zaman çocuklarına karşı olumsuz duygulara sahip olabilirler, bu çok anlaşılabilir bir durumdur, zira aynı durumda olan birçok ebeveyn bu duyguları taşıyabilir. Fakat yine de (örneğin 1 yıl sonra) üzüntü ve keder hislerinde bir azalma olmuyor ve bu durum giderek komplike bir hal almaya başlıyorsa, kişinin ruh sağlığında bozulmalar söz konusu olabilir, çocuğa verilen bakım ve diğer kişilerle kurulan ilişkiler bu durumdan olumsuz yönde etkilenebilir. Böyle bir durumda mutlaka profesyonel bir yardım alınmalıdır. Özellikle çocuklarını halen olduğu gibi kabullenmekte zorlanıyor, yaşananlarla ilgili halen tatmin edici bir açıklamaya ihtiyaç duyuyor, kızgınlık ve suçluluk gibi duygularla boğuşuyor ve durumu yoluna girmeyen bir kriz olarak görmekte ısrar ediyorlarsa mutlaka destek alınmalıdır. NÖROLOJİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 MS'TE (MULTİPL SKLEROZ) BİLGİ KİRLİLİĞİ KORKUTUYOR Basında üzerinde durulan hastalıklardan biri olan MS’in; biraz da ilgili hekimlerin yanlış yönlendirmesi ve kendisine atfedilen özelliklerle birlikte bir nevi efsanevi canavar olarak insanların korkulu rüyası haline geldiğini söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Bahar Erbaş, sadece sağlam ve bilimsel destekli yayınları takip etmemiz gerektiği konusunda uyarıyor. Bağışıklık sisteminin çarpık çalışması (otoimmünite) sonucu ortaya çıkan bu hastalık büyük oranda yirmili ve otuzlu yaşlarda başlamaktadır. Diğer otoimmün hastalıkların birçoğu gibi kadınlarda daha sık görülür. malar devam etmektedir. Ailesinde MS olan kişilerde bir miktar daha sık görülmekle birlikte çoğu MS hastasının ailesinde bu hastalık görülmez. Yani ailede bir kişide MS varsa diğer aile bireylerinde de olacak diye bir şart yoktur ve aileden birinin MS olduğu öğrenilBu hastalığın sıklığı ülkenin coğrafi diğinde paniğe kapılıp araştırmaya konumuna ve ırklara göre değişgitmenin de bir anlamı yoktur. mektedir. Kuzey ülkelerinde daha Sadece vakit ve para israfıdır. Ansık olan hastalık, güney Avrupa cak aşağıda bahsedeceğim klinik ülkelerinde yüz binde 15-60 sıklıbulgular sizde de ortaya çıkarsa ğında görülmektedir. doğal olarak bir nöroloğa başvurmanız gereklidir. MS nedir? Beyin ve omurilikteki sinir hücrele- MS’in sebepleri olarak tartışılan konular arasında çeşitli virüs ve rinin, emirleri iletmeye ve birbirbakteri infeksiyonları da vardır. Bu leriyle iletişim kurmaya yarayan konuda bazı deliller olsa da kesin uzantılarının etrafında “miyelin” kılıflar mevcuttur. MS’te bu kılıflara bir fikir birliği yoktur. karşı bağışıklık sisteminin saldırısı söz konusudur. Bu saldırılar Ne zaman şüphelenmeliyim? sonucu hasarlanan kılıflar tekrar Hastalıkta klinik belirti ve bulguları kendini yenileme yoluna gider. Bu beyin ve omurilikte hangi bölgenin dönemde hastanın klinik belirti tutulduğuna göre değişir. Genelve bulguları büyük oranda düzelir. likle başlangıç bulgusu kol ve/ Hasarlı bölgeler MR’da plak olarak veya bacakların birkaç günden ortaya çıkar ( MS’teki tek MR fazla (en az bir gün ve bu sürede bulgusu tipi plak değildir). Ancak belirgin düzelme olmamalıdır) tekrarlayan saldırılar sonucu kalıcı süren güçsüzlük ve/veya uyuşma hasar da olabilir. hissidir. Bazen karıncalanma hissi de olabilir. Gece yattığınızda veya sabah kalktığınızda ortaya çıkan Sebebi Nedir ? MS’e sebep olan ve onu başlatan ve dakikalar en fazla saatler içinde düzelen uyuşmalar her gün tekrarolayların ne olduğu konusu hala tartışmalıdır ve bu konudaki çalış- lasa dahi hemen hiçbir zaman MS 34 Nöroloji Dr. Bahar Erbaş değildir. MS’te hemen hiçbir zaman bu uyuşma ve güçsüzlüklere ağrı eşlik etmez. MS’te göz sinirinin tutulumu da sık bir başlangıç bulgusudur. Bu durum hemen her zaman tek gözde olur, ancak tekrarlayan ataklarda diğer gözde de olabilir. Bu arada optik nörit geçiren her hasta zaman içinde MS geliştirecek diye bir şart da yoktur ancak yine de takip edilmelidir. Optik nörit esnasında gözde buzlu camın arkasından bakıyormuş gibi bir görme bozukluğu gelişir. Bu algı yine öyle saniyelik veya saatlik değildir ve uzaklığa bağlı olarak değişmez (yani yakını iyi görüyorum ama uzağı göremiyorum, ya da tam tersi diyorsanız bu optik nörit değildir ). Ayrıca MS’te beyin ve omurilikte tutulan yere göre farklı belirtiler de olabilir. Tanı nasıl konur? MS’ten şüphelenildiğinde ilk yapılan inceleme ilaçlı beyin MR incelemesidir. Burada plak denen bulgular izlenir. MS’e ait plak görüntüsünün kendine has özellikleri olsa da bazen diğer bazı hastalıklar da bu görüntüyü taklit edebilir ve tanı konmasını zorlaştırabilir. Ayrıca doktorunuz beyin MR sonrasında (veya duruma göre onunla birlikte) boyun MR da isteyecektir. Beyin Ailesinde MS olan kişilerde bir miktar daha sık görülmekle birlikte çoğu MS hastasının ailesinde bu hastalık görülmez. Yani ailede bir kişide MS varsa diğer aile bireylerinde de olacak diye bir şart yoktur ve aileden birinin MS olduğu öğrenildiğinde paniğe kapılıp araştırmaya gitmenin de bir anlamı yoktur. tomografisi kesinlikle MS hastalığında alternatif bir tanı aracı değildir, MS plakları tomografide görülemez. MR dışında gözünüzde tutulum olup olmadığına dair VEP testi ve beyin omurilik sıvısı incelemesi istenecektir. Bunun dışında başka testler ve ek kan tetkikleri de istenebilir. tedavi olarak ikiye ayırmalıyız. Atak tedavisinde yüksek doz kortizon uygulaması yapılarak geride bırakacağı sakatlığı azaltmak ve atağın hızlı düzelmesini sağlamak amaçlanır. Birçok hastanın aklına uygulanan kortizonun bir zararı olup olmayacağı sorusu gelebilir, ki gerçekten kortizon birçok yan etkisi olabilecek bir ilaçtır, ancak olası yan etkiler çeşitli önlemlerle Seyir nasıldır? Düzelme sakatlık büyük oranda engellenebilir. Sonuç oranları nelerdir? Tedavisi var mı? olarak kararı siz vereceksiniz, hekiminiz önerisini yapar ve siz MS genellikle atak ve düzelme kortizon almayı onaylamazsanız şeklinde seyreder ( relaps-remisyonla giden tip). Atak sonrası hasta geride kalabilecek hasarın farkında hemen hemen tam olarak düzelir. ve ayırdında olmalısınız. Ayrıca çok hafif ve hızla düzelen ataklarda Ataklar sonrası kısmi düzelme ile ilerleyen veya ataksız sürekli bozul- kortizon gerekmeyebilir. Kortizon dışında çok ağır ve kortizona yanıt malarla giden tipleri de vardır. vermeyen ataklarda plazmafarez Sakatlık oranı sıfır değildir ancak yapılabilir, ancak nadiren bu işleme birçok hasta tedavisini uygun gerek duyulur. kullanması ve belirli hususlarİlerlemeyi yavaşlatacak tedavi da dikkatli olması durumunda enjeksiyon ve ağızdan tedavi dışarıdan diğer insanlardan ayırt edilemeyecek denli sağlıklı olarak olarak yapılabilir. Enjeksiyon tedavisi haftada bir günden- günyaşayabilir. lük tedaviye kadar değişebilir. Enjeksiyon tedavisi daha eski bir MS tedavisini atak tedavisi ve ilerlemeyi yavaşlatacak (koruyucu) tedavi olduğundan yan etkileri 35 ağızdan tedavilere göre çok daha iyi bilinmektedir. Ağızdan tedaviler her zaman enjeksiyon tedavisinden daha faydalı olacak diye bir şart yoktur. Nöroloğunuz size uygun tedavi önerilerini sunacaktır. Son olarak şunu söylemek isterim ki ; internetteki bilgi kirliliği ve olumsuz yazılar sebebiyle birçok MS hastası ve hatta MS olduğunu sanan sağlıklı insan gereksiz yere aşırı endişe ve üzüntüye kapılmaktadır. Çünkü çoğu internet haberi sansasyonel olması için abartılarak veya kötü tecrübe yaşamış insanlar tarafından yazılmaktadır. Sizlere naçizane önerim bu konuda sağlam ve bilimsel destekli kuruluşların haberlerini takip etmenizdir. DERMATOLOJİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 GÜNEŞ KORUYUCUSU NASIL SEÇİLMELİ? KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Rukiye Kaymaz güneşin cildimize etkileri ve güneş koruyucu seçimi ile ilgili en önemli soruları yanıtladı. Güneşin deri üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir? Güneşin D vitamini sentezindeki olumlu etkilerinin yanında akut ve kronik olmak üzere iki grup olumsuz etkisi vardır. Akut yan etkiler yanık ve alerji, kronik yan etkiler ise fotoyaşlanma ve deri kanser riskinde artıştır. Güneşten özellikle korunması gereken kişiler kimlerdir? Beyaz tenli, mavi gözlü ve çilli kişiler güneş hasarına daha yatkındır; ancak herkesin cilt yapısına uygun güneş koruyucularla güneşten çocukluk yaşlarından itibaren korunması gerekmektedir. Güneş koruyucu seçerken nelere dikkat edilmelidir? Güneş koruyucu seçiminde her türlü cilt bakım ürünü seçiminde olduğu gibi dermatolog görüşü almak gerekmektedir. Güneş koruyucunun hem UVB hem de UVA’ya karşı etkili olması, kişinin cilt yapısına uygun olması, aynı zamanda nemlendirme ve antioksidan faktörler içeren dermatozkozmetik bir ürün olması istenir. SPF nedir? SPF sun protective factor yani güneşten koruyucu faktör kelimelerinin kısaltmasıdır. UVB’ye karşı etkinliği yansıtır. Güneş koruyucun UVA’dan korumasına dikkat edilmelidir. Güneş ışığının yoğun olduğu aylarda açık renklilerin minimum SPF 30 güneş koruyucular kullanması önerilir. Kış aylarında kullanılan nemlendirici ve makyaj ürünlerinin içinde de güneşten koruyucu bulunmasına dikkat edilmelidir. Oluşmuş hasarı giderici cilt bakım ürünleri ve kimyasal soyma, lazerle cilt 36 Dermatoloji Uzm. Dr. Rukiye Kaymaz gençleştirme gibi dermatolojik tedavi seçenekleri açısından dermatolog yardımı alınması önerilmektedir. 37 PSİKİYATRİ BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 MASUM GÖRÜNEN TAKINTILARINIZ HASTALIK OLMASIN Her 100 kişiden 2-3ünde takıntıların hastalık boyutunda olduğunu belirten KadıköyŞifa Sağlık Grubu Psikiyatri Uzmanı Dr. Aysun Genç Dişçigil; hastaları, geç kalmadan uzman desteği almaları konusunda uyarıyor. Biz istemeden aklımıza tekrar tekrar gelen, sıkıntı veren ve aklımızdan çıkartmakta zorlandığımız düşüncelere saplantı, takıntı (obsesyon) denir. Temiz olduğunu bildiği herhangi bir şeye dokunduğunda elinin kirlendiğini düşünerek (takıntı) kişinin birçok kez el yıkama zorunluluğunu hissetmesi birçok kez elini yıkaması zorlantı örneğidir. Hastalığın her 100 kişiden 2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Erişkinlerde cinsiyet farkı hemen hemen görülmezken; ergenler arasında erkek hastalar biraz daha fazladır. Bir diğer örnek; Abdest alırken gelen Tanrı’ya küfür düşünceleri (takıntı) yüzünden kişinin abdestini bir çok kez yeni baştan almak zorunda kalması olabilir. Hastaların çoğunda belirtiler hafif olduğundan doktora gitmezler ve rahatsız oldukları belli olmaz. Bir kısmı hastalıklarını gizlerler, kimseye belli etmek istemezler. Fakat kendi evleri içinde açıkça bellidir. Bazıları da yıllarca süren hastalığı benimsemişlerdir. Kişi takıntıların aklına gelmemesi ya da zorlantılı hareketleri yapmamak için kendini zorlar. Fakat zorladıkça istenmeyen düşünceler gene gelir. İstenmeyen hareketler tekrar tekrar yapılır. Saplantı- zorlantı hastalığı (OKB) genellikle genç yaşta başlar. Büyük çoğunlukla ortalama başlama yaşı 18-25 yaşları arasındadır. Erken dönem çocukluk yaşlarında bile görülebilir. Zaman zaman orta yaşlarda, hatta yaşlılıkta başladığı görülmektedir. Saplantı- zorlantı bozukluğu gösteren hastalarda, majör depresyon sık görülmektedir. Çoğunlukla saplantı ve zorlantılar bir arada bulunmakla birlikte, bazı kişilerde sadece saplantı bazılarında sadece zorlantılar görülebilir. Hastalık insanların kendilerine sıkıntı vermesinin yanında çalışma, sosyal ve aile hayatlarında da ciddi sıkıntılar yaşamasına neden olabilmektedir. 38 Psikiyatri Uzm. Dr. Aysun Genç Dişçigil Nedenleri Nelerdir ? Beyin işlevlerinde bozulma; Beynimizin çalışmasında yer alan sinir hücrelerinin arasındaki iletişimi sağlayan kimyasallardan serotonin maddesinin işlevinde bozukluktan dolayı olabileceği gösterilmiştir. Kalıtım Faktörü; 1. Derece akrabalarında yüzde 20-25 sıklığında görülmesi, ailesel yatkınlığın olabileceğini düşündürmektedir. Hazırlayıcı etkenler; Hastaların yaklaşık yarısında belirtiler; bir yakının ölümü, gebelik gibi stresli bir olaydan sonra birden başlayabilmektedir. Ayrıca çocukluk çağı travmalarına maruz kalanlarda ileri yaşamlarında önemli bir stresle ardından OKB ortaya çıkabilmesi erken çocukluk dönemlerinin hastalık gelişiminde rol oynadığını göstermektedir. Tedavi; Günümüzde OKB’li hastaların çoğu ilaç ve davranış tedavilerinden yararlanmaktadır. Özellikle serotonin sistemi üzerine etkili ilaçlar tedavide faydalı olmaktadır. N O Y S E OBS - mak i sağla inr t e im iç es düzen enge v • Bir d aları belli bir şy üzere e ya çalışmak a m t de tu elli bir ların b ış n a r v a nmesi akım d a yinele • Bir t ıd y a s ve tarzda in ı, evler kaların k la p il b o a • otom rını vb. saym la a r a num • Kişinin kendini belli nesnelere dokunmak zorunda hissetmesi • Birçok şeyi gereksinim duymadığı halde satın alma, sahip olunan hiçbir şeyi atamama. • Bir şeyi ya pıp yapma dığıyla ilgili emin ola mama (kap ıyı kilitleyip kilitlemediğ inden, ütüy ü prizden çekip çekm ediğinden emin olamama) a, rzda el yıkam • Yineleyen ta yalaeş i, sürekli ev banyo yapma, şık la bu saatlerce rı temizleme, ma. ve çamaşır yıka ili ğlamakla ilişk • Güvenliği sa up ul ut n prizde un olarak (ütünü ntko a rc ı) defala unutulmadığın rol etmek • Cinsellik le ilgili sap lantılar (kişinin ço cuklarıyla, ebeveynleri cinsel ilişk yle iye ve imgeleri girdiği düşünceleri , eşcinsel o lmakla ilgil korkuları iç i eren düşün celer) tı z gibi haya IDS, kudu A nr, la e a s k n a a •K ğa y bir hastalı n e d e it d teh tısı ma saplan takıntılı çoğu kez e is ; tı n a in yaptığıZorl kovmak iç ri le e c n ü ş n hareketdü dışı yinele iz m e d a ir mız lerdir. 39 şey a pis bir y e v p o • Mikr rm gibi) ışkı spe ısı d r a r d (i t ası takın bulaşm ine veya in kend ermek• Kişin rv ına zara başkas kması ten kor rin belli e nesnele lması v n rı la a da o • Eşy ve konum bir düzen ı saplantıs rin düşüncele n a ıl y a s • Günah esi akla gelm GÖĞÜS HASTALIKLARI BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 BAHAR ALERJİSİ İLE İLGİLİ EN ÖNEMLİ SORULAR Bu hastalık ilk tanımlandığında yanlış bir isimlendirme ile “saman nezlesi” denmiştir. Daha sonra hastalığın polenlerle ilgili olduğu belirlenmiş ancak “saman nezlesi” terimi kullanılmaya devam edilmiştir. Polenler dışında besin maddeleri (çilek, fındık, yumurta, balık gibi), ev tozu, hayvan tüyleri veya mesleki ortamda karşılaşılan maddeler de alerji yapabilir. Alerjik rinit ya da saman nezlesi burun içi örtüsünün hapşırma ve akıntıyla birlikte şişmesi durumudur. KadıköyŞifa Kadıköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Solak, bahar alerjisi hakkında en çok merak edilen soruları yanıtladı. “Saman nezlesi” hangi durumlarda ortaya çıkar? Hastalık herhangi bir yaşta başlayabilir. Ancak genellikle genç yaşta (1 - 20 yaş) başlar. Çoğunlukla ailede aynı hastalık mevcuttur. Anne ya da babada alerji varsa %30, her ikisinde de alerji varsa %60, oranında çocukta alerji görülecektir. Diğer alerjik hastalıkların (egzama, astım ve alerjik konjuktivit-göz nezlesi-) görülmesi olasılığı fazladır. Alerjik rinit ağır bir hastalık olmamasına rağmen kişiyi son derece rahatsız edebilir; uykuyu, yemek yeme ve yaşam şeklini olumsuz etkiler; okul ve işgücü kaybına yol açar. Kent yaşamı alerjik hastalıkların görülme oranını arttırmıştır. Bunda çevre kirliliğinin rol oynadığı düşünülmektedir. Alerjik riniti olan kişilerde sinüs enfeksiyonları, kulakta sıvı birikimi ile ortaya çıkan işitme azalmaları ve burun polipleri görülebilir. Ayrıca alerjisi olmayan kişilere oranla astım gelişme riski 4 kez daha fazladır. Alerjiye yol açan diğer bir madde ise “mold” denen küflerdir. Moldlar ekmeği küflendirir, meyvelerin bozulmasına yol açar. Aynı zamanda kuru yapraklarda, çayırlarda, samanda, tohumlarda, diğer bitkilerde ve toprakta bulunur. Soğuğa dirençli olduklarından alerji sezonu uzundur ve karın toprağı kapattığı dönemler dışında sporları havada bulunur. Moldlar ev içindeki bitkiler ve topraklarda yaşar. Bodrum katları ve çamaşır odaları gibi nemli yerlerin yanı sıra, peynirde ve mayalanmış içkilerde de bulunur. Moldlardan korunmak için ev bitkilerinin sayısı azaltılmalıdır. Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Hakan Solak burun akıntısı, burun ve gözlerde kaşıntı (aynı zamanda konjuktivit), damakta ve gırtlakta kaşıntı, öksürük ve baş ağrısı görülebilir. Alerjiye yol açan polenlerin kaynağı çeşitli otlar ve ağaçlardır. Polenler havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak birikirler. İlkbaharda polenlerin kaynağı genellikle ağaçlar, yaz ve sonbaharda ise genellikle çayır otlarıdır. Bir bitkiye veya hayvana ait alerjen madde vücuda girerse bu istilayı önlemek için bağışıklık sistemi bir reaksiyon gösterir. Normal şartlar altında bu, yararlı ve doğal bir korumadır. Ancak bazı kişilerde bu reaksiyon aşırı boyutlarda olmaktadır. Bu kişiler alerjik olarak tanımlanmaktadır. Alerjen maddeler vücudu antikor yapmak üzere uyarırlar. Bunlar daha sonra Belirtileri nelerdir? alerjen maddelerle birleşip bazı Alerjik riniti olan hastalarda burun kimyasal maddeler salgılatırlar. Bu tıkanıklığı, hapşırma nöbetleri, sulu maddeler arasında en iyi bilineni 40 histamindir. Bu kimyasal maddeler burun içi örtüsünün şişmesine, kaşıntıya ve aşırı miktarda salgı oluşmasına neden olur. İlaç tedavisi Alerji tedavisinde birçok ilaçtan yararlanılmaktadır. Bunlar arasında antihistaminikler, dekonjestanlar, kromolin ve kortizonlu ilaçlar varTeşhis ve tedavi nasıl yapılır? dır. Bu ilaçlar tek tek veya kombine Alerji düşünülen durumlarda tanıyı olarak kullanılabilir. İlaç tedavisinin kesinleştirmek için bazı testlerin özelliği çok çabuk etki göstermeyapılması zorunludur. Bu testler sidir. Burun içerisine uygulanarak 4 gruba ayrılır: serolojik (kan) kullanılan kortizonlu spreylerin yan tetkik, prick-test (derideki spesifik etkileri son derece azdır. Ancak bu antikorların gösterilmesi), burun ilaçların etki gösterecek en düşük sekresyonunun kimyasal analizi dozda ve düzenli olarak kullanılmave burun içine alerjen maddelersı yararlı olmaktadır. le yapılan uyarı testi. Alerji tanısı doğrulandıktan sonra uygun tedavi Hiposensibilizasyon (aşı) tedavisi başlatılmalıdır. Tedavi 4 ayrı başlık Çevre kontrolü ve ilaç tedavisine rağmen şikayetlerin 2 yıldan fazla altında toplanabilir: devam etmesi durumunda önerilir. 1- Alerjen uyaranlarla temasın Bu yöntemle bağışıklık sisteminin kesilmesi, tepki mekanizması değiştirilmeye 2- İlaç tedavisi, 3- Hiposensibilizasyon (aşı tedavisi) çalışılmaktadır. Etkisi yavaş görülür ve sadece aşıda kullanılan mad4- Cerrahi Tedavi delere karşı iyileşme elde edilir. Uygulama, alerjen maddelerin belirli miktarda vücuda verilmesi ile yapılır. İşlem uzman gözetiminde yapılır. Tedavi 3-5 yıl süreyle uygulanır. İlk 3 yıl içinde yeterli iyileşme görülmezse tedavi sona erdirilir. Cerrahi tedavi Daha çok aşırı büyümüş burun etlerinin veya poliplerin tedavisine yönelik olarak yapılır. Bu yöntemler tek tek veya kombine olarak kullanılabilir. En etkili tedavi yöntemi uygulansa bile eğer alerjen maddelerle yoğun olarak karşılaşılıyorsa başarı şansı az olacaktır. İlkbaharda polenlerin kaynağı genellikle ağaçlar, yaz ve sonbaharda ise genellikle çayır otlarıdır. Bir bitkiye veya hayvana ait alerjen madde vücuda girerse bu istilayı önlemek için bağışıklık sistemi bir reaksiyon gösterir. 41 BESLENME VE DİYET BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 ÇOCUĞUNUZUN NE KADAR SIVI İHTİYACI OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ? KadıköyŞifa Sağlık Grubu Beslenme Uzmanı Rabia Yurdagül; Yaklaşan yaz mevsimi, ısınan havalar ile çocuklarda sıvı dengesinin sağlanmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor. Su başta olmak üzere, besinlerin içeriğinde bulunan, görünür görünmez su sıvı olarak tanımlanır. Bireyin günlük sıvı gereksinimi ise; içtiği su, diğer içecekler ile yediği besinlerin içindeki su ile karşılanır. Yaşam için elzem olan su; yediğimiz besinlerin sindirimi, emilimi, hücrelere taşınması, hücrelerde yaşam ve sağlık için gerekli biyokimyasal tepkilerin oluşması, hücrelerin, dokuların organ ve sistemlerin çalışması, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması, vücut ısısının denetiminin sağlanması, eklemlerin kayganlığının sağlanması gibi önemli görevlere sahiptir. ateşli hastalıklarda solunum yoluyla, ishalde ise barsak yoluyla sıvı kaybı artar. Böyle durumlarda vücudun sıvı gereksinmesinde de artış olur. Vücudun sıvı gereksinimi karşılanamadığında ise “dehidrasyon” durumu ortaya çıkar. Vücuttaki suyun dengede tutulmasının yaşamsal önemi vardır ve bu dengeyi korumak için kaybedilen suyun mutlaka yerine konması gerekir. Yaz aylarının yaklaşması ve sıcaklıkların artması ile birlikte, dehidrasyon çocuklar için önemli hale gelmektedir. Çocuklarda yeterli hidrasyonun sağlanması, sağlığın korunması ve tıbbi sorunları önlemek için en basit yollardan biridir. Beslenme ve Diyet Uzm. Dyt. Rabia Yurdagül metod Holiday-Segar Hesaplaması’dır. Bu metod çocuğun ağırlığına dayanır. Buna göre ağırlığın ilk 10 kg’ı için vücut ağırlığının kg’ı başına 100 ml, sonraki 10 kg için vücut ağırlığının kg’ı başına 50 ml ve 20 kg’ın üzerindeki her ağırlık için vücut ağırlığı kg’ı başına 20 ml’dir. Örneğin 10 kg bir çocuk için 1000 ml, 15 kg çocuk için 1250 ml, 25 kg çocuk için 1600 ml gibi. Toplam sıvı alımının %70-80’i içme suyu ve diğer içeceklerden, geri kalanı ise besinler aracılığıyla karşılanır. Çocuklar için temel sıvı kaynağı yetişkinlerde olduğu gibi öncelikle sudur. Suyla birlikte meyve ve sebze suları, süt, ayran, kefir gibi içecekler, ev yapımı limonatalar, meyve ve Çocuğunuzun ne kadar sıvı ihtiyacı bitki çayları, çorbalar, sebze ve meyveler Su, dünyada ve vücudumuzda en bol olduğunu nasıl anlayabilir siniz? sıvı alımı sağlanabilecek diğer önemli bulunan maddedir. Mesela 3.5 kg ağırlı- Özellikle de eğer çocuğunuz ağız yoluyla kaynaklardır. Su; karbonhidrat, protein, ğındaki yeni doğan bir bebeğin yaklaşık sıvıları yeterli miktarda tüketmiyorsa yağ, vitamin ve mineraller ile birlikte 2.5 kg’ı sudur. Vücudun su dengesinin veya susama hissinin yetersiz olmasına önemli bir besin öğesidir. Fakat birçok korunması “hidrasyon” olarak tanımbağlı olarak yine yeterli sıvıyı almıyorsa? çocuk, yaş veya aktivite düzeyine uygun lanır. Solunum yoluyla, idrarla, terle ve Bunun için en kolay yol çocuğun ne yeterli suyu içmemektedir. Özellikle okul dışkı ile kaybedilen su miktarı ile içilen kadar idrar çıkarttığını takip etmektir. günlerinde hafta sonuna göre daha az su, içecekler ve yiyecekler ile alınan su Bebekler günde en az 4-8 kez alt bezle- su içilebilmektedir. Burada okulda suya miktarı arasındaki denge ile sağlanır. rini ıslatırlar, çocuklar ise günde 4-8 kez ulaşamama veya okul tuvaletlerinin idrara çıkarlar. Bununla birlikte çocuğu- kullanılmak istenmemesi gibi nedenler Besin tüketimi ile vücutta oluşan zararlı nuzun ne kadar sıvı alması gerektiğini rol oynayabilmektedir. Gün boyunca ve maddeleri atmak, vücut ısı dengesihesaplayabilir ve gün içinde aldığı sıvıla- okulda çocuğun yeterli suya ulaşabilir ni sağlamak için günde yaklaşık 2.5 rın takibini yaparak hidrasyonunu sağolması önemlidir, bunun için beslenme litre sıvı kaybı olur. Sıcak havalarda, layabilirsiniz. Çocuğun yaşı, büyüklüğü, çantasına suyunda ilave edilmesi veya fazla fiziksel aktivite yapıldığında, fazla aktivite düzeyi ve tıbbi geçmişine dayalı okullardaki su sebillerinin kullanımının proteinli ve tuzlu besinler tüketildiğinde, olarak sıvı ihtiyacı değişkenlik gösterebi- aile ve öğretmenler tarafından teşviki, terleme ve idrarla, vücut ısısını arttıran lir. Sıvı ihtiyacını belirlemek için en basit ilgi çekici su mataralarının ve sulukların 42 Toplam sıvı alımının %70-80’i içme suyu ve diğer içeceklerden, geri kalanı ise besinler aracılığıyla karşılanır. Çocuklar için temel sıvı kaynağı yetişkinlerde olduğu gibi öncelikle sudur. 43 BESLENME VE DİYET BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 Holiday-Segar Hesaplaması: Bu metod çocuğun ağırlığına dayanır. Buna göre ağırlığın ilk 10 kg’ı için vücut ağırlığının kg’ı başına 100 ml, sonraki 10 kg için vücut ağırlığının kg’ı başına 50 ml ve 20 kg’ın üzerindeki her ağırlık için vücut ağırlığı kg’ı başına 20 ml’dir. Örneğin 10 kg bir çocuk için 1000 ml, 15 kg çocuk için 1250 ml, 25 kg çocuk için 1600 ml gibi. alınması gibi uygulamalar çocukların daha çok su içmelerine yardımcı olacaktır. azalmasına neden olur. Susuzluk hissedildiğinde hafıza, dikkat ve konsantrasyon gibi zihinsel performans faktörleri de %10 azalmıştır. Su içme alışkanlığı erken yaştan Susuzluk genellikle dehidrasyon ile itibaren kazandırılmalıdır. vücut ağırlığının %0.8-2’si kaybedildiÇünkü çocuklar yetişkinlerle kıyasğinde hissedilir. Bu oran 10 yaşındaki landığında vücut kütle oranına göre 30 kg ağırlığındaki bir çocuk için 1-2 daha büyük bir yüzey alanına sahip su bardağı (300ml) suya eşdeğerdir. oldukları için buharlaşma ile daha Bu esnada su içiminin acil bir uyarı ve çok su kaybederler. Terleme yetenek- yeniden canlandırma etkisi vardır. Su leri ve böbrek fonksiyonları daha az içimi ile ilgili yapılan pilot okul çalışgelişmiştir. Sıcak ortamlardaki oyun malarında, öğretmenler su ihtiyacının veya egzersizler sırasında yetişkinlere karşılanmasının verimli bir öğrenme göre sıcağı daha az tolere ederler, ortamına katkıda bulunduğunu ve ağırlıklarına göre daha fazla metabo- iyi alışkanlıklar aşılamaya yardım lik ısı üretirler, susama duyarlılıkları ettiğini rapor etmişlerdir. Çocuklarda daha düşüktür ve daha fazla suya dehidrasyon, idrar yolu enfeksiyonu, ihtiyaçları olduklarını anlamayabiliryatak ıslatma, kabızlık gibi sağlık ler. Bu alanda yapılan çalışmalarda problemlerine de neden olabilir. çocuklarda yetişkinlerle benzer bir Erkek çocukların %1’i ve kızların %3’ü hızda dehidrasyon geliştiği görülse yaşamlarının ilk 10 yılında idrar yolu de, çocukların vücut sıcaklıkları yetiş- enfeksiyonu ile karşılaşmaktadır. İyi kinlerden daha hızlı yükseldiği için, hidrasyon idrar yolu enfeksiyonlarının yeterli sıvıyı almaları yetişkinlerden önlenmesinde önemlidir. daha önemlidir. Çocukların sıvı gereksinimi yaşla Sıcak havada oynayan ve egzersiz birlikte değişir. Süt alımı azaldıkça yapan çocukların yalnızca su içmeye içeceklerle alınan su giderek daha teşvik edilmesi yeterli değildir, önemli hale gelir. 0-1 yaşta anne sütü izlenmeleri de gerekir. Sıcak havada en iyi sıvı kaynağıdır. 6. aydan itibaren fiziksel aktivitenin bir sonucu olarak su ve tamamlayıcı besinler (mama, çocuklarda kolayca dehidrasyon meyve, sebze suyu) anne sütüne gelişebilir ve bu durum yalnızca ciddi destek olarak sıvı kaynağını oluşturur. değildir, aynı zamanda yaşamı tehdit 1 yaş sonrası ise en iyi sıvı kaynağı edici özelliktedir. sudur. Genellikle hafif dehidrasyon sık susama ve sarı idrar gibi belirtilerle kendini gösterirken, daha ciddi dehidrasyon ciltte, ağız ve dilde kuruluk, gözlerde çöküklük, griye dönen deri rengi, deride kızarma, sıcaklık ve gevşeklik, gözyaşının olmaması, idrar çıkışında azalma gibi belirtilere neden olur. Hidrasyonun sağlanamaması çocuğun zihinsel performansını ve öğrenme yeteneğini olumsuz etkiler. Halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı ve yorgunluk oluşumunun yanı sıra dikkat ve konsantrasyon yeteneğini Hidrasyonun sağlanması için yaş gruplarına göre önerilen günlük sıvı alım düzeyleri şöyledir: 1-3 yaş için 0.9 litre, 4-8 yaş için 1.2 litre, 9-13 yaş kızlar için 1.6 litre, erkekler için 1.8 litre, 14-18 yaş kızlar için 1.8 litre ve erkekler için 2.6 litredir. Kusması, ishali, aşırı terlemesi olan , çok yüksek sıcaklıklara maruz kalan ve egzersiz yapan çocuklar için bu miktarlar artırılmalıdır. 44 Su dışında sıvı olarak tüketilecek süt, ayran, kefir gibi içecekler aynı zamanda kalsiyum içerikleri ile kemik sağlığını destekler. Taze sebze ve meyveler ile bunlardan elde edilen sebze ve meyve suları da iyi sıvı kaynaklarıdır. Ancak meyve sularında dikkat edilmesi gereken nokta, meyve sularının önemli vitamin ve mineralleri içermeleri yanında yüksek oranda da şeker içeriyor olmalarıdır. Meyvenin kendisini yemek yerine suyunu tüketmek hem daha fazla kalori almaya ve hem de daha az tatmin olmaya neden olur. Ayrıca bazı meyve suları asidiktir ve gazoz gibi şekerli içeceklerle birlikte tüketildiğinde dişlere zarar verir. Bu nedenle meyvelerin kendilerini yemekte sıvı alımına destek olacağından sularından ziyade kendileri tüketilmelidir. Tatlarından dolayı popüler olan asitli içecekler çocuklar için daha çekici gibi görünse de hiçbir zaman suyun yerine geçmezler. Kafein içerikleri yüksek olan bu grup içecekler, yüksek asit içerikleri ile dişler için de zararlıdır ve yüksek kalorileri nedeniyle çocukluk çağı obezitesine zemin hazırlarlar. Yapılan bir çalışmaya göre, okul öncesi çocukların %15’i önerilen günlük enerji alımlarının neredeyse yarısını şekerli içeceklerden karşılamaktadır. Bu içecekler besinsel açıdan yoksundur ve iştahı azalttığı için yemek zamanı çocukların besin öğesi alımına engel olur. Ayrıca şekerli içecekler su kadar susamaya neden olmadığı için çocukların daha az su içmesine neden olabilir. Ev yapımı limonatalar sıcak havalarda özellikle bu asitli içecekler yerine alternatif olarak kullanılabilir. Suyun tadını sevmeyen çocuklar için suyun içerisine limon sıkmak veya meyve, sebze eklemekte suyu daha cazip hale getirecek uygulamalardır. 45 GÖĞÜS HASTALIKLARI BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 DİKKAT! SICAK VE NEMLİ HAVALAR ASTIM NÖBETLERİNİ TETİKLİYOR . Astım hastaları için havadaki en uygun nem miktarının %30 ila %50 arasında söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Cengiz Şen yaz aylarında yaşanan yoğun nem miktarı sebebiyle astım nöbet sıklığının arttığını belirtiyor. Astım hastalığı; akciğerlerimizdeki hava yollarının tıkanmasıyla meydana gelen ve nefes darlığına yol açan bir rahatsızlıktır. Bu tıkanmaya infeksiyonlar, alerjik maddeler, bazı besin ve ilaçlar, reflu hastalığı gibi birçok etken neden olabileceği gibi, soluduğumuz havanın kirlilik derecesi, ısısı ve nem oranı da sebep olabilmektedir. Yaz aylarında maruz kaldığımız sıcak hava ve yüksek nem astım bulgularının ortaya çıkmasına neden olan tetikleyici faktörler arasında yer alır. Bu nedenle yaz aylarında; • Sıcaklığın ve nemin fazla olduğu saatlerde dışarıda olmamak ve bu saatlerde yorucu fiziksel aktivitelerden sakınmak • Klimalı ortamlarda kalarak sıcaklığın ve nemin uygun şart- Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Cengiz Şen larda olmasını sağlamak. Astımlı olgular için ortamdaki havanın en uygun nem miktarı yüzde 30–50 arasıdır.’’ • Klima kullanımında özellikle ortam sıcaklığının fazla soğutulmamasına , klimanın direkt kişin üzerine hava akımı vermemesine ve klima filtrelerinin düzenli olarak temizlenmesine dikkat edilmesi gerekir. Aksi halde klima zarar verebilir. • Yaz aylarında sıklıkla kullanılan • Küf sporları ve ev tozu akarları ve özellikle klor ile dezenfekte yüksek nemli ortamlarda artmak- edilen havuzlar, klor duyarlığı olan tadır. Bu konuda yüksek hassasi- astım hastalarında nefes darlığına yol açabilmektedir. yet gösterilmelidir. • Astım hastası olanların tatil için seçtiği konaklama yerlerinde halı kaplı olmayan odaları tercih etmesi gereklidir. Antialerjik yatak kılıfı kullanılması ev tozu akarı maruziyetini azaltacağı unutulmamalıdır. 46 • Mutlaka yeterince sıvı alınmalı ve düzenli olarak kullanılan astım ilaçlarına sizi takip eden doktorunuzun önerileri doğrultusunda devam edilmelidir. 47 KÜLTÜR SANAT BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 YENİ BİR KİŞİSEL GELİŞİM KİTABI: GEZGİNNAME, BİR FARKINDALIK YOLCULUĞU Sen de kendi farkındalık yolculuğuna hazır mısın? Çünkü bu kitap, seni sana senin pusulanla yaklaştıracak. Kaybedilmiş değerleri tekrar hatırlatarak, hayata geçirilmesine ışık tutacak. Hiçbirimiz doğduğumuz günkü saflıkta kalmayız. Büyüdükçe kalbimizin sesi, aklımızın sesine yenik düşer. Kendimizi dünyanın maddi girdabına kaptırırız. Zamanla girdabın içinden çıkma isteğiyle “Ben kimim?” sorusunu sormaya ve içimizdeki o saf çocuğun fısıltısını tekrar duymaya ihtiyaç hissederiz. Sen de kim olduğunu merak etmeye başladıysan ya da farklı bir bakış açısı arıyorsan, bu kitap o soruya, çocuksu saflığın ışığında cevap aradığın için yazıldı. İçindeki güzelliğe pusula olsun diye... * * * Şeftali Ağacı lafı hiç dolandırmadı, hemen sorusunu sordu: “Bu dünyaya hepimizin bir geliş nedeni olmalı değil mi?” Serçe “Hepimiz zaman zaman bu soruyu kendimize sorarız. Ancak bazılarımız cevabını bulabilir. Evet, dünyaya gelişimizin bir amacı vardır ve her birimizin nedeni farklıdır. Ayrıca tüm canlıların bir de ortak nedeni vardır,” dedi. “Nasıl yani, hem hepimizin dünyaya geliş nedeni aynı, hem de farklı mı?” diye sordu Şeftali Ağacı, “Benim geliş nedenimi de biliyor musun?” “Bunu ancak sen bulabilirsin. Senden başka kimse bilemez,” dedi Serçe. Yeni bir kişisel gelişim kitabı;Gezginname. Bir farkındalık yolculuğunu anlatıyor. İyiliğin, dostluğun, sevginin, doğayla uyumlu yaşamanın ve umudun, fantastik farkındalık öyküleriyle anlatıldığı bir kitap. Kitap, 9 yaş üstü herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir içeriğe sahip. Şeftali Ağacı, Yelkenli, Gezginname ve Lodosçu başlıklarıyla dört ayrı seriden oluşuyor. Her birinde kahramanlar, ayrı ayrı maceraların içinde, yaşama, insana, doğaya yönelik farkındalıklar yaşarken, okuyucuya da ince mesajlar veriyor. Kitap, Yitik Ülke Yayınları’ndan çıktı. Tüm kitapçılardan ve internet sitelerinden temin edilebilir. Ve son olarak önsözden satırlarla bitirelim; Dünya engin bir deniz, bizler de yolcuyuz. Görüp görebileceğimiz en geniş denizde, yelkenlerimizi açıp oradan oraya savruluyoruz. Bazılarımız güvenli denizlerde geziniyor, bazılarımız da pupa yelken yeni denizlere yol alıyor. Hepimizin yolculuğu kendine özgü, tıpkı bu kitapta okuyacağınız öyküler gibi... Bakmayın onların ağaç, kuş, yelkenli, sincap olduğuna. Hepsi içimizden birileri. Bizim halden hale geçişlerimizin yansımaları. Yelken açtığımız hayat yolundaki yol göstericilerimiz. Her yolcunun öyküsü ayrı. Benim yolumdakiler “Şeftali Ağacı” ile başlayıp, “Lodosçu” ile devam ediyor. Haydi yaslanın arkanıza, rüzgâr tam kıvamında, şimdi demir alma zamanı... Çimen Erengezgin 48 KİTAP TANITIM Yeni Hayat Aykut Karlı İkinci Adam Yayınları Filiz ve Alper dünden razıydı, diğerleri de heyecanlanmıştı. Belki on metre ileride biten küçük bir tünel, belki daha fazlası. Önce Özgür indi, teker teker malzemeleri verdiler. Sırasıyla aşağıya inmişlerdi. Delikten gelen ışık etkisini kaybediyordu. Tolga ve Aylin fenerleri çıkarıp yaktılar. Duvarlarda keskin bir aletle yapıldığı belli olan izler vardı. Şu ana kadar bir yol ayrımına gelmemiş olmaları iyi idi, yoksa labirent içinde dolanıp dururlardı. Özgür telefonlarını kontrol etmelerini istemişti. Telefonların çekim güçleri yerindeydi. Az ileride yolun genişlediğini fark ettiler. Isı azalmıştı, fakat oksijen hâlâ çok iyiydi. Fark edemedikleri bir yerden hava akımı vardı. Burada bir oda vardı. Kenarlarında oturacak yükseklikler mevcuttu. Bu bölümün duvarları daha bir itinayla oyulmuştu. llerindeki fenerleri yukarı kaldırdıklarında gördükleri şey hepsini şaşkına çevirmişti. Yavaş Ebeveynlik Hızla akıp giden hayatın sahibi sen misin? Birbirimize yabancılaştık. Aşırı kaygılıyız. Kendimizden de çocuklarımızdan da beklentilerimiz çok yüksek. Çocuklarımızın tatminsizliğinden şikâyet ediyor ne kadar yorgun ve tahammülsüz olduğumuzdan dem vuruyoruz. Peki böyle mi olmalı? Ebeveynlik daha farklı yapılamaz mı? Pınar Mermer Altın Kitaplar Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle Topla Rahatla Japon temizlik ve organizasyon uzmanı Marie Kondo, “derleyip toplama” konusunda size yardımcı olmaya hazır. Üstelik kalıcı sonuçlar elde edeceğinizin garantisini veriyor. Marie Kondo, bu kitapta anlattığı yöntemler ve paylaştığı sırlarla sayısını kendisinin bile hatırlamadığı müşterilerinin hayatını değiştirdi. Şimdi sıra okuyucularında! Marie Kondo Epsilon Yayınları Bir balıkçı yaka siyah kazağı diğerinden nasıl ayırt edeceğinizi bilmek, çorapları doğru şekilde katlamak, saklama kutularını en etkili şekilde kullanmak… hayatınızda mucizeler yaratabilir. Hele fazlalıklardan kurtulmak… Kendinizi eskisinden çok daha huzurlu, mutlu ve enerjik hissetmenizi sağlayabilir. Denemeye başlayın… Hemen, şimdi! Trendeki Kız Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi. “Büyüleyici, sürükleyici, üst seviye bir gerilim. Mutlaka okuyun!” -S.J. Watson“Hem karakter yaratımı hem olay örgüsü muhteşem, harika bir kitap! Yeni neslin Alfred Hitchcock’u.” -Terry HayesPaula Hawkins İthaki Yayınları “Zeki, gerilim dolu ve baştan aşağıya sürükleyici bir roman.” -Lisa Gardner- 49 ib İNSAN KAYNAKLARI BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2 Bizden Haberler Yangın Eğitim Sertifikalarımızı aldık.. Kadıköy Şifa Kadıköy Hastanesi ve Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi çalışanları için Özel 3g Eğitim Merkezi tarafından olası bir yangın tehlikesine karşı, yangına anında ve doğru bir şekilde müdahale etmesi için yangın söndürme eğitimi verildi. İstanbul İtfaiye Müdürlüğü tarafından yetkilendirilen Eğitim uzmanı Atınç Alaygüvenci kurum çalışanlarına yangın tehlikesine karşı ilk olarak yangın söndürmede kullanılan gaz maskesi, yanmayan kıyafetler, yangın söndürme tüpleri gibi teçhizatlar ayrıntılı olarak bilgiler verdi. Son olarak açık alanda kurum personellerine uygulamalı olarak yangın söndürme tatbikatı yaptırılarak tamamlandı. 50 insan kaynakları bizden haberler Sifalı Miniklerimiz Çocuklarınızla birlikte sağlıklı ve şifalı bir ömür dileriz Evlenenler... Çalışanlarımıza bir ömür boyu mutluluklar diliyoruz. SeMA ÇAyLAK ŞeRİF KARACA eCRİN DURU KARACA MUSTAFA KAPLAN eyMeN KAPLAN KADIKÖYŞİFA SAĞLIK GRUBU çalışanlarımıza yeni görevlerinde başarılar diliyoruz. MeLDA yASeMİN KÜÇÜK HASTA DANIŞMANI HASTA KABUL yeTKİLİSİ eSRA AKGÜL HASTA DANIŞMANI HASTA KABUL yeTKİLİSİ GÖKMeN AKÇAL BeLL BOy yATIŞ DANIŞMANI ABANT GEZİSİ - 08.02.2015 51 05.04.2015