Değerli Meslektaşlarım,
Transkript
Değerli Meslektaşlarım,
BÜLTEN • 2015 - 211 1 MESLEĞİMİZİN GELECEĞİ VE NİSBİ TEMSİL Değerli Meslektaşlarım: Nevzat AKKAYA ASMMMO Oda Sekreteri D eğerli Meslektaşlarım, Antalya Alanya Rixos Otelde bu yıl 9’uncusunu gerçekleştirdiğimiz odamızın organize ettiği Türmob’un öncülüğünde bir sempozyum gerçekleştirildi. Sempozyum, meslek mensuplarımızı, akademisyenleri ve paydaş kurumların yöneticilerini bir araya getirdi. Hem mesleğimize hem mesleki sorunlarımızın masaya yatırıldığı çok önemli bir buluşmaydı. Emeği geçenleri kutluyorum. KÜRESEL DÜNYADA TERÖRÜN KARANLIK YÜZÜ TERÖRLE BESLENENLERİ DE VURUYOR Dünyamız maalesef terörün kanlı yüzüyle Fransa’da bir kez daha karşılaştı. Yaşanan terör saldırısında yüzlerce masum insanın ölümünün faillerini esefle kınıyorum. Hem Ankara tren garında hem de Fransa’da yaşanan saldırılar terörün kanlı yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. İnsanlık tarihi bu hunharca saldırıyı acıyla kaydedecektir. Yarım asra yakın zamandır eli kanlı terör belasından kurtulmaya çalışan Türkiye’nin ortak mücadele çağrılarına kulak tıkayan, hatta bazen silah bazen de lojistik destek sağlayan batı ülkeleri tabiri caiz ise besledikleri yılan tarafından sokuluyor. Türkiye’yi her seferinde yalnız bırakan sözde demokrasinin beşiği bu ülkeler; dolaylı ya da doğrudan verdikleri desteklerin acısını şimdi kendileri yaşıyor. Hâlbuki daha yaşanılır bir ülke ve dünya için din, dil, ırk ve mezhepleri ne olursa olsun ‘insanlık’ ortak paydasında buluşabilir, dünyanın hem siyasal, hem ekonomik hem de insani değerler açısından büyük bir buhrandan geçtiğine inanıyoruz. Bunun üstesinden gelmenin yolu kavgalar, çıkar çatışmaları değil, empati ve birlikte bir dünya kurmaktan geçiyor. İnsanlık namına buna dur denmesi için en yakınımızdan başlayarak birlik ve beraberliğin gücüne inanmalı, gerekli çaba ve fedakârlığı sarf etmeliyiz. Aksi halde yaşanmaz bir dünya bir gün hepimizi huzursuz edecektir. Oda seçimlerine yaklaşık 6 ay gibi bir zaman kaldı. Serbest Muhasebeci ve Malî Müşavir Odaları’nın seçimlerinde 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren nisbi temsil esası getirilmiştir. Yeni uygulamayla seçime giren her grup aldığı oya göre yönetimde söz sahibi olmaya başladı. 26 Temmuz 2008’de Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 5786 sayılı kanunun 15. maddesi şöyle: “Grupların oy sayıları, önce bire, sonra ikiye, sonra üçe... Şeklinde devam edilmek suretiyle, yedekler dâhil o kurulun çıkaracağı üye ve birlik genel kurul temsilcisi sayısına ulaşıncaya kadar bölünür. Elde edilen paylar ile bağımsız adayların aldıkları oylar ayrım yapılmaksızın en büyükten en küçüğe doğru sıralanır. Kurul asil ve yedek üyelikleri ile birlik genel kurul asil ve yedek temsilcilikleri, gruplara ve bağımsız adaylara rakamların büyüklük sırasına göre tahsis olunur’ denilmektedir. Yani oylar gruplara verilmekte, aslen gruplar yönetime gelmektedir. Kişiler asla grupların üstünde değildir. Zira oy veren meslektaşlarımız kişilere değil gruplara oy vermektedir. Ancak bu uygulama zamanla meslek odalarında yönetim güçlüğünü de beraberinde getiriyor. Birlik beraberliği, beraber yönetme kültürünü benimsemeyen arkadaşlar bu sistemi sabote etmek için her yolu deniyor. “TÜRMOB, bu konularda hiç bir odanın iç işine karışmamalı, taraf olmamalıdır. Zira TÜRMOB’un asli görevi odalar arası birlik ve beraberliği sağlamaktır. Odaların içerisindeki dengeyi ve icra yönetimini şekillendirme, baskı kurma makamı değildir.” Grup sorumluluğu olmadan sırf seçim öncesi çalışmalardan netice almak suretiyle oda yönetim kuruluna seçilenlerin, birlikte iş yapma, uyum içerisinde sorumluluk alma ehliyet ve liyakat seviyelerine bakmadan farklılık arz etmeleri, yeni proje ve yönetimde yeni uygulamaları geçirmeleri tam manasıyla mümkün olmamaktadır. Üyelerden her hangi birinin uyumsuzluğu diğer üyelerin de çalışma düzeninin bozmakta, şahsi beklentiler öne çekilerek, taşıması gereken görev ve sorumluluktan uzak davranışlar sergileyebilmektedir. Böyle olunca oda yönetiminden beklenen iş üretme, meslek mensubunun beklediği hizmetlerin yürütülmesi ve istenilen faydanın sağlanması mümkün olmamakta, gruplar arası adam devşirmenin önü açılmaktadır. Seçimlerde grup siyasetine oy veren meslek mensuplarımızın beklentilerine ters bir vaziyet oluşmaklardır. İcrada bu tür sıkıntıların yaşanması hem hizmet bekleyen meslektaşlarımıza hem de ilgili tüm kamuoyuna zarar vermektedir. Bu olumsuzlukların göz önüne alınarak seçilme yeterlilikleri ve seçim sonrası grup olarak sorumluluk almayı konu alan kanuni değişikliklerin yapılması önemli ve gereklidir. Unutmayalım ki siyaset uzun soluklu bir maratondur. Bu sayının hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyor; tüm meslek mensuplarımızı sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Nevzat AKKAYA ASMMMO Oda Sekreteri İÇİNDEKİLER YIL: 25 • SAYI: 211 - 2015 Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın düzenlediği IX. Muhasebe Uygulamaları ve Vergi Mevzuatı Sempozyumu Antalya’da yapıldı. ASMMMO BÜLTEN - YIL: 25 • SAYI: 211-2015 2 DEĞİŞİM DEVAM EDİYOR... 5 Ev sahipliğini Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (ASMMMO) yaptığı 9’uncusu Muhasebe Uygulamaları ve Vergi Mevzuatı Sempozyumu Antalya’da yapıldı. 9 Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın dönem başkanlığını yaptığı “20. Anadolu Odaları Platformu” toplantısı maden şehitleri anısına Karaman’ın Ermenek ilçesinde yapıldı. 10 Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavında başarılı olan 250 kişi düzenlenen törenle ruhsatlarını aldı. Törene katılan meslek mensupları ve aileleri büyük sevinç yaşadı. BÜLTEN Ankara SMMM Odası’nın yerel süreli iki aylık ücretsiz yayın organıdır. ISSN: 1307-7554 Sahibi Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Adına Mehmet OKKALI Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nevzat AKKAYA Editör Oğuz Nihat ALKAN Yayın Kurulu Mehmet OKKALI Oğuz Nihat ALKAN Nevzat AKKAYA Osman VURAL Arif ÇAĞLAR Mehmet KOÇ Necmettin KELEŞ Hasan YILDIRIM Naci ALKAN Yayın Danışmanları Yıldız ÖZERHAN (Prof.Dr./SMMM) Uygur TEMİZEL (Yrd.Doç.Dr./YMM) Hilmi ÜNSAL (Doç.Dr.) Ümmühan ASLAN (Doç.Dr.) Aykut EKİYÖR (Yrd.Doç.Dr.) Kazım YILMAZ (YMM) Garip AYAZ (YMM) A.Murat YILDIZ (YMM) Kemal ÖĞÜT (YMM) Namık ÖZYILMAZ (YMM) Ahmet BABUŞCU (SMMM) Erbil GÜZEL (SMMM) Ahmet UÇAR (SMMM) Mustafa ÖNDER (SMMM) Zübeyir ÜLGER (SMMM) 12 13 Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (ASMMMO) Örnek Uygulamalı Bilirkişilik eğitimi Kocatepe Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. ASMMMO, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 77. Yılında Anıtkabir’deydi. ASMMMO yönetim kurulu ve meslek mensupları Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine ulaşarak karanfil bıraktılar. Günün anısına toplu fotoğrafı çektirildi. 5 9 (PLATFORM Haber Yönetmeni: Aydın HIZLICA Görsel Yönetmen: Uğur MERMER Yönetim Yeri: Kumrular Caddesi No: 26 06440 Kızılay / Ankara Tel: (0850) 770 0 312 Fax: (0312) 231 71 17 Web Adresi: www.asmmmo.org.tr E-posta: [email protected] Baskı: Salmat Basım Yayıncılık Ambalaj Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. (312) 341 10 20 Sebze Bahçeleri Cad. (Büyük Sanayi 1. Cad.) Arpacıoğlu İş Hanı No: 95/1 Baskı Tarihi: Aralık 2015 (Bültenimize gönderilen yazılar yayınlansın, yayınlanmasın geri verilmez, yazılardaki düşün ve görüşler yazarlarına aittir. Yazılar kaynak gösterilerek aktarılabilir.) ANADOLU 12 13 ASMMMO Futbol Ligi başladı. Futbol şöleninin yaşanacağı 25 haftalık maratonda 20 takımın lig usulü mücadele edecek. Turnuvanın açılışında konuşan ASMMMO Oda Sekreteri Nevzat Akkaya, tüm takımlara başarı dileğinde bulundu. Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) tarafından Kocatepe Kültür Merkezi’nde, e-defter, e-fatura, e-tebligat, e-arşiv fatura semineri yapıldı. ASMMMO Kadın Meslektaş Sorunları Komisyonu’nun her ayın 5’inde düzenlediği “5 Çayı”nın bu ayki konuğu Ankara Girişimci Kadınlar Derneği üyeleri oldu. DUAYENLERİMİZ: Bekir KOCAÖZ ile söyleşi. ÇANKAYA’yı tanıyalım. AOP 15 18 20 22 İLÇELERİMİZ: U ODALARI PLATFORMU 14 10 M OF ANATOLIA CHAMBERS) 14 • 2015 - 210 3 24 BÜLTEN KÜLTÜR - SANAT 26 SAĞLIK KÖŞESİ: DİABETES MELLİTUS 28 HUKUK KÖŞESİ: AR ABULUCULUK 30 ŞİİR-EDEBİYAT: ORHAN ŞAİK GÖKYAY 27 ŞİİR-EDEBİYAT: NECMETTİN HALİL ONAN 31 VEFAT EDEN ÜYELERİMİZ 32 BASINDA ODA MIZ 34 ÖTV: İSTİSNAL AR VE İADELER KEM AL OKTAR 40 TAŞITL ARDA YENİ ÖTV UYGUL A M A GENEL TEBLİĞ ÇERÇEVESİNDE YAPIL AN K APSA M,M ATR AH VE OR AN DÜZENLEMELERİ FERHAT CEYL AN 44 YURT DIŞI HİZMET K AZANCI VE GİRİŞİM SER M AYESİ FONU İNDİRİMLERİ FERİT ÖZ 49 MESLEK MENSUPL ARI AÇISINDAN E-FATUR A / E-DEFTER UYGUL A M AL ARI SELÇUK GÜLTEN 53 mevzuatta yapılan önemli değişiklikler 55 yargı kararları 65 ÖZELGELER 77 PR ATİK BİLGİLER 4 BÜLTEN • 2015 - 211 DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE TERÖR Mehmet OKKALI ASMMMO Başkanı D eğerli Meslektaşlarım, Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Seçmen iradesini ortaya koydu. Anadolu deyimiyle ‘Artık seçim değil geçim zamanı” başladı. Kurulacak hükümetin önünde çok önemli meseleler var. Özgürlükler ve demokratik kazanımların artırılması, yeni anayasa, basın ve ifade hürriyetiyle ilgili uygulamaların dünyada oluşturduğu olumsuz algının değiştirilmesi ve ekonomik vaatler. Kurulacak hükümetin önceliği bunlar olmalı. Seçim meydanlarında çalışan, emekli, işsiz ve öğrenciler olmak üzere çeşitli kesimlere verilen vaatlerin yerine getirilmesi heyecanla bekleniyor. Ülkemizin yıllardır kapısında beklediği AB’ye giriş vizesinin en önemli ayaklarını da zaten bu konular oluşturuyor. Son dönemde basın özgürlüğüne yönelik uygulamalar, demokratikleşme ve özgürlükler önündeki en önemli sorunlar. 15 bin üyesi bulunan Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler odası olarak siyasetten beklentimiz ivedilikle yukarıda zikrettiğim alanlarda herkesimin kaygılarını azaltacak adımları atmasıdır. Özgürlüklerin olmadığı, baskının olduğu yerlerde yatırımcıdan ve kalkınmadan söz edilemez. Bütün bunlara bir de dünyadaki ekonomik çalkantıları eklersek gelişmekte olan ülkeler kategorisindeki ülkemizi zor bir dönem bekliyor. Hükümetin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel adımları hızla artarken ülkemizin kendi içindeki sorunların çözümü için bir uzlaşı kültürünü hayata geçirmesi şarttır. Tüm kesimleri kucaklayan, ötekileştirmeyen, yapıcı bir üslup ile sanayici, yatırımcı, girişimci başta olmak üzere yeni bir sayfa açarak ‘yeni dönem’e hızlı bir adım atmalıdır. Türkiye’nin yaklaşık yarım asırdır başına bela olan terör can yakmaya devam ediyor. Seçim öncesi başkentimizde patlatılan bomba ve birkaç gün önce Avrupa’nın özgürlükler şehri olarak anılan Fransa’da meydana gelen terör saldırısı. Terör kimden gelirse gelsin hangi amaç için yapılırsa yapılsın lanetliyoruz. Terörün hedefi tüm insanlıktır. Terörün dini ve ırkı olmaz. Huzurlu ve yaşanılır bir dünya için herkesin terörü ‘amasız, fakatsız’ lanetlemesi bir zarurettir. Masum insanların canını yakan teröre karşı insanlığın bir araya gelmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Kimsenin teröre göz yumma, lojistik ya da psikolojik destek vermeye hakkı yoktur. Çünkü bir gün o terör kendisini de vuracağı aşikârdır. Maalesef Fransa bugün bu acı gerçeği yaşamaktadır. Dünyanın dört bir yanında insanlığa yapılan her türlü terörü lanetliyoruz. 2016 YILI MESLEĞİMİZ İÇİN GÜZELLİKLERİN YAŞANACAĞI BİR YIL OLSUN Yeni kurulacak hükümetin en önemli adımlarından birisi de hiç şüphesiz meslek odaları, Sivil Toplum Kuruluşları ve işveren kuruluşları olmalıdır. Tüm tarafları ön yargısız bir şekilde dinlemeli yaşadıkları sorunların çözümü için gerek bürokratik gerekse de yasal adımları acilen atması katma değer üretme adına büyük önem taşımaktadır. Türkiye genelinde yaklaşık 100 bin kişilik bir meslek mensubu ailesiyiz. Yıllardır biriken sorunlarımız var. Devletin para tahsilinde en önemli görev ve yükümlülükler meslektaşlarımızın omzunda olmasına rağmen devletten hak ettiği değeri görmüyoruz. Biriken sorunlarımızın çözüme kavuşması için hiçbir siyasi bakış açısı gözetmeden çözüm üretilmesini bekliyoruz. Hükümet olma sorumluluğu içerisinde siyasilerimizden bu desteği esirgemeyeceklerini düşünüyoruz. İki seçimin ve global ekonomik çalkantıların yaşandığı 2015 yılını geride bırakmak üzereyiz. Umudumuz 2016 yılının hem mesleğimiz, hem ekonomimiz hem de ülkemiz açısından daha güzel geçmesidir. Bu vesileyle seçimlerin ülkemize ve demokrasimize hayırlı olmasını diliyor, ekonomik göstergelerin üretimle birlikte hızla yükseldiği güzel günlerin yaşanması temennisinde bulunuyorum. Mehmet OKKALI ASMMMO Başkanı SEMPOZYUM BÜLTEN • 2015 - 211 5 IX. MUHASEBE UYGULAMALARI VE VERGİ MEVZUATI SEMPOZYUMU MESLEK MENSUPLARINI BULUŞTURDU Ev sahipliğini Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (ASMMMO) yaptığı 9’uncusu Muhasebe Uygulamaları ve Vergi Mevzuatı Sempozyumu Antalya’da yapıldı. 11-15 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen sempozyum meslek mensuplarını, akademisyenleri ve Maliye Bakanlığı yetkililerini buluşturdu. Mesleki sorunların masaya yatırıldığı 4 günlük sempozyumda çok sayıda akademik panel ve oturum yapıldı. Meslek mensuplarının yaşadıkları sorunlar ve çözüm yolları tartışıldı. Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) Başkanı Mehmet Okkalı, açılış konuşmasına Ankara’da yaşanan terör olayını protesto ederek başladı. Terörün her türlüsünü lanetlediklerini ifade eden Okkalı, “Ankara’daki hain terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmete diliyorum. Terör kimden gelirse gelsin lanetliyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz sempozyum tarihini önceden belirlediği için iptal etme imkanımız olmadı.”dedi. Ankara Odası olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Başkan Okkalı, “Bu sempozyum meslek camiamız açısında çok büyük önem taşıyor. Çünkü bir yandan meslektaşlarımız bir yanda sorun yaşadığımız kurumların temsilcileri ve akademisyenler oluyor. Böylelikle hem devletin işleyişi hem de mesleğimizin sorunlarına çözüm üretmek için önemli bir buluşma. 4 gün sürecek olan sempozyumda mesleğimizin geleceği ve yaşadığımız sorunların çözümüne geniş bir perspektiften SEMPOZYUM 6 BÜLTEN • 2015 - 211 bakacağımız paneller, söyleşiler, açık oturumlar ve soru-cevap bölümleri ile dolu dolu bir sempozyum olacak. Türkiye’nin dört bir yanından gelen meslektaşlarımız, üniversitelerimizin çok değerli akademisyenleri ve paydaş kuruluşların yetkilileri ile son derece verimli bir çalışma yapmış olacağız” dedi. 2016 yılının ilk ayından itibaren yürürlüğe girecek olan elektronik tebligatla ilgili eksiklikleri tespit ettiklerini belirten Başkan Okkalı özellikle 2,5 milyon vergi mükellefinin ciddi sıkıntılar yaşabileceğini söyledi. Maliye Bakanlığı tarafından gönderilecek elektronik tebligatı henüz alabilecek alt yapıya sahip olamayan küçük mükellefin mağdur olacağını ve ciddi cezalarla karşı karşıya kalabileceğini savunan Okkalı, “Elektronik tebligat 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş olacak. Bu tarihten itibaren bütün mükelleflere gönderilecek tebligatlar bir tuşla gönderilecek. Fakat mükellefler bunu nasıl alacak? Bütün sıkıntı orada. Sıkıntı çok büyük, 2,5 milyonluk mükellef bunu nasıl alacak? Düşünün mahallenizdeki bakkal, bunun bilgisayarı tableti var mı? İnterneti, mail adresi nasıl olacak? Tebligat yapılınca haberi nasıl olacak? Bu yüzden biz diyoruz ki elektronik sistem kademe kademe olsun” dedi. Elektronik sistemin geçilmesi gereken çağdaş bir uygulama olduğunu ifade eden Okkalı, aksayan noktaların olduğunu ve mali müşavirlere bazı ek işler çıkarttığını,onay beratının her ay gönderilmesinin yılda ek 12 iş çıkarttığını da kaydeden Okkalı, “e-fatura ve e-defter geçilmesi gereken bir sistem. Aksayan noktalar var. Mali müşavirler açısından her faturanın bir kayıt bir muhasebe fişinin yapılması iş yükünü çok fazla artırıyor. Bunun düzenlenmesi lazım. Kayda geçtiğimiz elektronik defterlerin onay beratı her ay maliye bakanlığına iletiliyor. Bu da bize yılda 12 ek iş çıkartmış oldu. Bunu bakanlığın her ay kullanmasına gerek yok. Geçiçi vergi dönemlerinde kullanıyor bakanlık, bunu da anlatarak sorunları çözeceğiz.” diye konuştu. Maliye Bakanı Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur da sempozyum sayesinde mali müşavirlerin bakanlık yetkileri ile bir araya gelerek istedikleri her soruyu sorabilme imkanını bulduklarını söyledi. Mevzuatın çok hızlı değiştiğini ve meslek mensuplarının bunu takip etmekte zorlandığını da ifade eden Bakan Yardımcısı Cantimur, “Mevzuat çok hızlı değişiyor ve meslek mensuplarının bunu çok sık takip etmeleri gerekiyor. Bu şekilde güncelleme imkânları oluyor. Maliye Bakanlığı personelimize istedikleri soruları yöneltebiliyorlar. Yeni bir düzenleme yapılacağı zaman görüşmeler oluyor” ifadelerini kullandı. Sempozyumda ayrıca TÜRMOB Başkanı Nail Sanlı, TÜRMOB eski Başkanı Masum Türker de birer konuşma yaparak başarılı geçmesi temennisinde bulundular. Protokol konuşmalarının ardından sempozyumun açılış oturumunu Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nalan Akdoğan yaptı. Vergi ve Muhasebe Uygulamalarında SEMPOZYUM BÜLTEN • 2015 - 211 Uyum Sorunları, Karşılaştırmalı Analiz ve VUK İçin Değişiklik Önerisi konulu bir konuşma yapan Akdoğan, muhasebe uygulamaları ile vergi uygulamaları arasındaki farkların normal olduğunu söyledi. Vergi uygulamalarının temel amacının vergi matrahının doğru tespiti ve vergi gelirinin artırılması olduğunun altını çizen Akdoğan, muhasebe uygulamalarında amacın ise işletmenin mali durumunun fotoğrafının çekilmesi olduğunu kaydetti. Sempozyumun birinci Oturumunda Ar-Ge ve Teknokent Teşviklerinin Vergisel Boyutu ve Muhasebe Uygulamaları konusu tartışıldı. Konuyla ilgili bir sunum yapan YMM Hüseyin Karslıoğlu, “Globalleşme ve uluslar arası rekabet koşulları son yıllarda tüm dünyada yeni teknoloji arayışlarını hızlandırmış ve bunun bir sonucu olarak da bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde önemli gelişmeler kaydetmiştir.Artık günümüzde Ar-Ge yoluyla sağlanan bilgi birikimi teknolojik gelişmelerin itici gücünü oluşturmakta, gelişmiş ülkelerin ekonomik stratejileri yeni teknolojilerin etkin kullanımı ve Ar-Ge faaliyetleri ile 7 ekonomik potansiyelin harekete geçirilmesi noktasında yoğunlaşmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. YMM İrfan Vural da Kat karşılığı ve h asılat paylaşımı esaslı inşaat sözleşmelerinin vergisel boyutu ve muhasebe uygulamaları konularına değindi. İrfan Vural, arsa karşılığı inşaat işlerinin mahiyeti, arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim olduğu, arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi doğrun olay, arsa karşılığı inşaat işlerinde maliyet hesabı, arsa sahibinin vergi karşısındaki durumu, hâsılat paylaşımı yönteminde vergilendirme konularında bilgiler verdi. Sempozyumun ikinci oturumunda ise Vergi incelemelerinde mükellef ve meslek mensuplarının hakları konusunda Mustafa Akpınar, Vergi incelemelerinde mükellef ve meslek mensuplarının hakları konusunda Mücahit Şirin, Vergi ihtilaflarının idari aşamada çözüm yolları konusunda ise Doç. Dr. Hilmi Ünsal katılımcıları bilgilendirdi. Sempozyumun üçüncü oturumunda ise vergi incelemelerinde mükellef ve mensuplarının hakları konusunda Mutlu Akın, vergi SEMPOZYUM 8 BÜLTEN • 2015 - 211 teknolojilerinin meslek mensuplarına etkileri konusunda Uğur Doğan, Elektronik ortamda vergi denetiminin muhasebe mesleğine etkileri konusunda ise SMMM Zübeyir Ülger sunumlarını gerçekleştirdiler. Sempozyumun Dördüncü oturumunda ise Prof. Dr. Mustafa Akkaya tarafından Vergi ve TTK uygulamaları açısından kar dağıtımı, tartışmalı konular, YMM A. Murat Yıldız ise Serbest meslek kazançlarının tespitinde temel vergilendirme ilkelerine aykırı uygulamalar konularında bilgilendirme yaptılar. Sempozyumun son günü ise Mali Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur başkanlığında bir panel gerçekleştirildi. Panelde Gelir İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı Faruk Gözüyük, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Şirketler Dairesi Başkanı Mustafa Umut özgül, KGK Daire Başkanı Derviş Altınok, TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel Akdemir ve SMMM Mehmet Ertürk konuşmacı olarak katıldı. ETKİNLİK BÜLTEN • 2015 - 211 9 AOP ANADOLU ODALARI PLATFORMU (PLATFORM OF ANATOLIA CHAMBERS) 20. ANADOLU ODALARI PLATFORMU ERMENEK’TE TOPLANDI Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın dönem başkanlığını yaptığı “20. Anadolu Odaları Platformu” toplantısı maden şehitleri anısına Karaman’ın Ermenek ilçesinde yapıldı. Toplantıya katılan başkanlar ve oda yöneticileri, Ermenek şehitliği, kaymakamlık ve belediyeyi ziyaret etti. Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde yapılan toplantı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Karaman’ın tanıtım videosunun izlenmesinin ardından konuşan Karaman SMMM Odası Başkan Yardımcısı Umut Aydın, Ermenek’in maden ocağı faciasıyla Türkiye gündemine geldiğini belirtti. Bu feci olayın tüm ülkede derin bir üzdüğünü ifade eden Aydın, maden şehitlerini rahmetle andıklarının altını çizdi. “Karaman Odası Başkanı Rıfat Karaulu, toplantının Karaman’da özellikle de Ermenek’te yaplmış olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Karaulu; “Dönem başkanlığını yürüten Ankara Odası’nın değerli yöneticileri başta olmak üzere tüm katılımcı oda başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu toplantının Ermenek’te yapılması bizim için büyük önem taşıyor. İyi ki geldiniz. Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarının masaya yatırılacağı bu toplantının hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi. Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Oda Sekreteri Nevzat Akkaya ise Platformun her geçen gün daha güçlü hale getirmek için çalıştıklarını ifade etti. Akkaya, “Platformumuza ait bir internet sitesi yayına girdi. Yine bir bülten hazırlığı içerisindeyiz. Tüm başkanlarımıza ve katkısı olan oda yöneticilerine teşekkür ediyorum” dedi. Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve Platform dönem Başkanı Mehmet Okkalı da konuşmasında son dönemde yaşanan terör olaylarını kınayarak başladı. Okkalı, “Son günlerde yine şehit cenazeleri gelmeye başladı. Canımız, ciğerimiz yanıyor. Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Şehit ailelerine ve ülkemize sabır diliyorum. Hangi amaç için olursa olsun cana kıymak, terördür. Kim terör eylemlerine bulaşıyorsa en ağır cezayla cezalandırılmalı. Bizim kanaatimiz terör yoluyla cinayet işleyen, insan öldürenler için idamın tekrar düşünülmesi lazım. Ülkemiz güçlüdür. Bin yıldır beraber yaşayan bizleri kimse bölemez” dedi. Okkalı ayrıca Ermenek’te yaşanan maden faciasında hayatını kaybedenlere rahmet, ailelerine taziye temennisinde bulundu. Başkan Okkalı, meslek mensuplarının biriken sorunları ile ilgili gerek odalara gerekse TÜRMOB’a iş düştüğünün altını çizerek; “Çok önemli bir mesleği yerine getirmemize rağmen yıllardır biriken sorunlarımız var. Bu sorunların çözümü için el birliği yapmamız gerekiyor. Platform üyesi başkanlarımıza katılımları için teşekkür ediyorum. Her geçen gün gücümüze güç katıyoruz. Mesleğimizin geleceği için hepimiz elimizi taşın altına koymak zorundayız” dedi. Toplantıda tüm oda başkanları mesleki konularda sorunlar ve çözüm yolları üzerine görüş bildirdi. Toplantıda alınan kararlar önümüzdeki günlerde TÜRMOB ve kamuoyu ile paylaşılacak. Toplantıya Ankara Odası Başkan Yardımcısı Oğuz Nihat Alkan, Karaman, Kırşehir, Kırıkkale, Yozgat, Konya, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Ankara, Bilecik, Çankırı, Erzurum ve Kayseri Mali Müşavirler Oda Başkanları, sekreterleri ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. RUHSAT TÖRENİ 10 BÜLTEN • 2015 - 211 250 MESLEK MENSUBU RUHSATLARINI ALDI Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavında başarılı olan 250 kişi düzenlenen törenle ruhsatlarını aldı. Törene katılan meslek mensupları ve aileleri büyük sevinç yaşadı. Kocatepe Kültür Merkezi’nde yapılan ruhsat töreninin sunuş konuşmasını yapan Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) oda Sekreteri Nevzat Akkaya, meslek mensuplarının zorlu süreçlerden geçerek ruhsatlarını almaya hak kazandıklarını söyledi. Akkaya, tüm ruhsat alan meslek mensuplarına bol kazanç ve aileleriyle mutlu bir hayat temennisinde bulundu. Oda Başkanı Mehmet Okkalı ise mali müşavirlik mesleğinin zorluklarına dikkat çekti. Mali müşavir olmak için dört yıllık fakülte eğitiminin ardından zorlu sınavlar, staj ve tekrar yeterlilik sınavına girildiğini hatırlatan Okkalı, “Bugün emeğin ve zahmetin karşılığını alma günü. Bugün tüm meslektaşlarımızın ve ailelerinin gurur günü. 3 yıl boyunca zorlu sınavlar ve staj sürecini tamamlayan 250 meslektaşımız ruhsatlarını alıyorlar. Ne mutlu sizlere ve ailelerinize. Her türlü fedakârlığı yaptınız. Türkiye’de en zor sınavlardan biri olan serbest muhasebeci mali müşavirlik sınavlarını geçtiniz. Bol ve helalinden kazanç diliyorum. Ailelerinize RUHSAT TÖRENİ BÜLTEN • 2015 - 211 11 sizlere olan desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hepinize sağlık ve bol kazançlı günler diliyorum” dedi. alamıyorsunuz, yeri geliyor hafta sonları dahil Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur ise kendisinin de yıllarca serbest muhasebeci mali müşavirlik yaptığını ifade ederek, “ Yıllarca bu mesleği yapmış biri olarak söylüyorum, zor ama çok önemli bir görevi yerine getiriyorsunuz. Birçok fedakârlık ve zorluğa katlanıyorsunuz. Yeri geliyor paranızı Bugün ruhsat alan tüm meslek mensuplarımızı gece geç saatlere kadar çalışıyorsunuz. Devletin kasasına giren her kuruşta katkınız var. tebrik ediyorum. Bol kazanç diliyorum.” dedi. Konuşmaların ardından 250 meslek mensubuna Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ruhsatları verildi. Program kokteyl ile sona erdi. EĞİTİM 12 BÜLTEN • 2015 - 211 UYGULAMALI BİLİRKİŞİLİK EĞİTİMİ YAPILDI Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (ASMMMO) Örnek Uygulamalı Bilirkişilik eğitimi Kocatepe Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. meslektaşlarımız. Eğer sizler odanıza sahip çıkarsanız daha nice güzel projeleri beraber başaracağız. Eğitimimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Programın açılış konuşmasını yapan ASMMMO Başkanı Mehmet Okkalı, Ankara’da yaşanan terör olayına değinerek, terörün her türlüsünü lanetlediklerini ifade etti. Okkalı, “Ankara’daki hain terör saldırısında hayatını kaybeden Vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Terör kimden gelirse gelsin lanetliyoruz. Hiçbir güç bu ülkede bizim bin yıllık kardeşliğimizi bozamaz, bozamayacaktır. Bugün birlik ve beraberlik günüdür. Tüm acımıza rağmen, yapılan tüm tahriklere rağmen bu aziz millet oyunu bozacaktır. Terör ve destekçileri ne kadar canımızı yakarlarsa yaksınlar bu milleti bölmeye, ayırmaya, kardeşi kardeşe kırdırmaya muvaffak olamayacaklardır” diye konuştu. Örnek Uygulamalı Bilirkişilik Eğitiminde, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı Hakim İlker Koçyiğit, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rıza Ayhan, SMMM Ahmet Babuşçu, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Eski Başkanı Sincan Batı Hakimi Hayrettin Türe ve SMMM Gültekin Çağrı Karapınar tarafından bilirkişiliğin mevzuattaki yeri, bilirkişi yönetmelikleri, asliye ticaret mahkemeleri görev ve yetkileri, ticari defterlere ilişkin tebliğ ve uygulaması E-defter uygulaması, ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görev ve yetkileri, ceza muhakemeleri kanonun açısından bilirkişilik, bilirkişi incelemesi ve raporlamadan beklentiler ve örnek uygulamalar konularında sunum yaptı. Eğitim soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. Mesleki eğitimlerin yanı sıra, oda bünyesinde sosyal ve kültürel etkinliklere önem verdiklerini kaydeden Okkalı, “Sizlerin talep ve istekleri doğrultusunda yapmış olduğumuz eğitimlerin bir yenisini daha gerçekleştiriyoruz. Uygulamalı bilirkişilik eğitiminin meslek mensuplarımıza fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Eğitimlerimizin yoğun olacağı bir yıla daha giriyoruz. Biz odayı siyasete alet etmedik, etmeyeceğiz. Yine satranç, tiyatro gibi kültürel kurslarımıza kayıtlar sürüyor. Tüm ilgi duyan meslek mensuplarımızın katılımını bekliyoruz. Antalya’da çok güzel bir sempozyum gerçekleştirdik. Mesleğimiz ve meslektaşlarımız için faydalı olduğunu düşünüyorum. Bizim tek derdimiz var mesleğimiz ve ETKİNLİK BÜLTEN • 2015 - 211 13 ASMMMO 10 KASIM’DA ATA’NIN HUZURUNDA ASMMMO, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 77. Yılında Anıtkabir’deydi. ASMMMO yönetim kurulu ve meslek mensupları Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine ulaşarak karanfil bıraktılar. Günün anısına toplu fotoğrafı çektirildi. GELENEKSEL 3. AŞURE ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) tarafından geleneksel hale getirilen 3. Aşure etkinliği oda binası önünde yapıldı. Aşure etkinliğinde konuşan Başkan Mehmet Okkalı, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Okkalı, “Muharrem ayının ve Aşure’nin dinler tarihinde önemli bir yeri vardır.. Bu ay içerisinde inanlar için manevi müjdelerle dolu olmakla birlikte, tarihe derin izler bırakan acı olayların da yaşandığı zamanlara sahne olmuştur. Bu kutsal ayın 10. günü, Aşure Günü’dür. Hem kendine has kutsiyeti, hem de İslam tarihinin en acı olaylarından biri olan Hz. Hüseyin Efendimizin şahadeti ile sona eren ve bütün Müslümanları üzen Kerbela olayının gerçekleşmiş olması nedeniyle, her yıl buruk bir şekilde yaşanmaktadır. Terör saldırıları ve şehit haberleriyle zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde ‘aşure günü’ bize birlikte yaşama kültürünü öğütleyen güzel bir örnektir. Hepimiz, tüm farklılıklarımız ve renklerimize inat aynı topraklarda, bin yıldır ortak değerlerimizi öne çıkartarak birlikte yaşamayı başardık. Bundan sonra da hangi ayrılık tohumu ekilirse ekilsin biz millet olarak, kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Bundan sonra da hangi ayrılık tohumu ekilirse ekilsin biz millet olarak, kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Muharrem ayının ve Aşure Günü’nün meslektaşlarımıza, milletimize ve ülkemize güzellikler ve hayırlar getirmesini temenni ediyorum.” dedi. Program yapılan dua ve meslek mensupları ile vatandaşlara aşure dağıtımı ile sona erdi. SOSYAL FAALİYET 14 BÜLTEN • 2015 - 211 ASMMMO FUTBOL LİGİ ŞÖLEN HAVASINDA BAŞLADI ASMMMO Futbol Ligi başladı. Futbol şöleninin yaşanacağı 25 haftalık maratonda 20 takımın lig usulü mücadele edecek. Turnuvanın açılışında konuşan ASMMMO Oda Sekreteri Nevzat Akkaya, tüm takımlara başarı dileğinde bulundu. Akkaya, “ASMMMO Futbol Ligi hayırlı olsun. Tüm meslektaşlarımız sporun ruhuna yakışır bir şekilde mücadele ediyorlar. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ciddi bir teveccüh var. Şuan 280 meslek mensubumuz 25 hafta boyunca mücadele edecek. Mühim olan çeşitli vesilelerle bir araya gelmek, birlik ve beraberlik ruhu içinde olup kaynaşmak. ASMMMO olarak meslek mensuplarımız ve mesleğimiz için hem eğitim hem sosyal ve sportif etkinlikler hem de mesleki angaryalardan kurtulmak için büyük özveriyle çalışıyoruz. Her şey meslektaşlarımız için. Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. ASMMMO Başkan Yardımcısı Oğuz Nihat Alkan da meslektaşlar arası dayanışma ve kaynaşmaya büyük katkı sağlayan turnuvanın centilmenlik içinde geçmesi temennisinde bulundu. Alkan, “ASMMMO Futbol turnuvası artık gelenekselleşti. Hem takımlardaki arka- daşlarımız hem maçları takip eden meslektaşlarımız ve aileleri büyük keyif alıyor. Bu kadar zor ve yorucu bir işi yapan bizler kendimize ve ailemize de zaman ayırmak zorundayız. Oda olarak meslek mensuplarımızın iş dışında zaman geçirebilecekleri bir çok etkinliğe imza atıyoruz. Bunlardan birisi de futbol ligi. 25 Hafta sürecek bu tatlı rekabetin camiamıza ve mesleğimize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. ASMMMMO futbol ligi yapılan protokol konuşmalarının ardından başladı. SATRANÇ KURSİYERLERİ SERTİFİKALARINI ALDI ASMMMO bünyesinde açılan satranç kursunu başarıyla tamamlayan meslek mensupları sertifikalarını aldı. Oda Başkanı Mehmet Okkalı, “Satranç kursuna katılan meslek mensuplarımızı tebrik ediyorum. Tüm yoğunluklarına rağmen kursa katılmaları takdire şayan bir davranıştır. Tüm meslek mensuplarımızın iş dışında kendilerine zaman ayırabilmelerini önemsiyoruz. Bu nedenle bir çok sosyal ve kültürel faaliyetimiz devam ediyor. Satranç kursu da bunlardan birisi. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. EĞİTİM BÜLTEN • 2015 - 211 15 e-DEFTER, e-FATURA, e-ARŞİV ve e-TEBLİGAT SEMİNERİ’NE YOĞUN İLGİ Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) tarafından Kocatepe Kültür Merkezi’nde, e-defter, e-fatura, e-tebligat, e-arşiv fatura semineri yapıldı. Oda Başkanı Mehmet Okkalı, milletvekilliği seçiminin hayırlı olmasını diledi. Okkalı, biran önce hükümetin kurularak ekonomik gündeme dönülmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi; “Mali müşavirlik mesleği zor ve sürekli yenilenme isteyen bir meslek. Meslektaşlarımız sürekli değişen kanun, tüzük, yönetmelik, genelge ve yönergeleri takip ediyor. Meslektaşlarımızın üzerine her gün yeni yükler biniyor. Devletin her kuruş vergisinde pay sahibiyiz. Meslek yasamızla ilgili bir yasal düzenleme mecliste bekliyor. Yeni hükümetle birlikte bu yasanın bu yıl geçmesini bekliyoruz. Kendi hayatlarından fedakârlık ederek çalışan meslektaşlarımız hak ettikleri itibarı ve maddi değeri alabilmeleri için çalışıyoruz. Oda olarak eğitime büyük önem veriyoruz. Teknolojiyi yakından takip ediyoruz. Teknolojik gelişmeler bizlerin işlerini daha da kolaylaştırıyor. E-defter, e-fatura, e-arşiv gibi konulardaki eğitimlerle meslektaşlarımızın omzundaki yükü azaltmak istiyoruz. Bu konuda eğitimlerimiz devam edecek. Bildiğiniz gibi 2016 yılından itibaren e-defter –e-fatura hayatımızda olacak. Tüm meslektaşlarımız buna hazırlıklı olmak zorunda.” dedi. Odanın sosyal faaliyetleri hakkında da bilgiler veren Başkan Mehmet Okkalı, “Meslektaşlarımızın yoğun iş temposundan bir nebze uzaklaşmaları için bazı sosyal-kültürel ve sportif etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Odamızın futbol ligi başlıyor, satranç kursumuz, fotoğrafçılık kursumuz, tiyatro ve Türk Halk Müziği koromuz çalışmalarına başladı. Katılmak isteyen meslek mensuplarımızı ve ailelerini bekliyoruz. Biz meslektaş için çalışıyoruz. Çünkü meslek odaları üyelerinin hak ve menfaatleri doğrultusunda çalışma yapma yeridir. Siyaset yeri değildir. Biz göreve geldiğimiz günden itibaren hep bu düşünceyle hareket ettik. Hiçbir partinin arka bahçesi olmadık, olmayacağız. Tüm siyasi partilere eşit yakınlıktayız. Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın geleceği için tüm siyasi partilere projelerimi- EĞİTİM 16 BÜLTEN • 2015 - 211 zi ve sorunlarımızı aktarıyoruz. Olumlu sonuçlar almaya başladık almaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Protokol konuşmalarının sonunda SMMM Selçuk Gülten, Logo Yazılım firması temsilcileri Ercan Kuru ve Ümit Yazan tarafından e-defter, e-fatura, e-tebligat, e-arşiv fatura konularında eğitim verdi. SİNCAN Sincan’da faaliyet gösteren meslek mensuplarına yönelik, e-defter, e-fatura, e-tebligat, e-arşiv fatura semineri yapıldı. Oda Başkanı Mehmet Okkalı ve Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir katıldı. Çok sayıda meslek mensubunun katıldığı seminerin sunuş konuşmasını Oda Başkan Yardımcısı Oğuz Nihat Alkan yaptı. Alkan, düzenlenen eğitimin başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Oda Başkanı Mehmet Okkalı ise, Türkiye genelinde 2016 yılından itibaren yaklaşık 30 bin vergi mükellefinin e-defter –e-fatura sistemine geçeceğini mali müşavirlerin de bu sisteme ayak uydurmak zorunda olduğunu söyledi. Başkan Okkalı, “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte mesleğimiz de bu gelişmelere ayak uydurmak zorunda. Bu konuda oda olarak meslek mensuplarımızı yeni uygulamaya hazırlamak zorundayız. Bugüne kadar Polatlı, Siteler, Ostim ve Kocatepe Kültür Merkezi’nde bu konuda eğitimler düzenledik. Eğitimlerin yanı sıra sosyal ve kültürel faaliyetlerimiz de hız kesmeden devem edecek. Bu eğitimler konusunda Ankara Sanayi Odamızın değerli başkanı Nurettin Özdebir ve yönetimine teşekkür ediyorum. Kendileriyle yakın çalışmalarımız devam edecek” dedi. Odanın sosyal faaliyetleri hakkında da bilgiler veren Başkan Okkalı, “Meslektaşlarımızın yoğun iş temposundan bir nebze uzaklaşmaları için bazı sosyal-kültürel ve sportif etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Odamızın futbol ligi önümüzdeki hafta başlıyor, satranç kursumuz, fotoğrafçılık kursumuz, tiyatro ve Türk Halk Müziği koromuz çalışmalarına başladı. Katılmak isteyen meslek mensuplarımızı ve ailelerini bekliyoruz. Biz meslektaş için çalışıyoruz. Çünkü meslek odaları üyelerinin hak ve menfaatleri doğrultusunda çalışma yapma yeridir.” şeklinde konuştu. ASO Başkanı Nurettin Özdebir de kendisinin de bir yatırımcı olarak serbest muhasebeci mali müşavirler ile çalıştığını belirterek şunları dile getirdi, “Sizler zor ve çok önemli bir görevi ifa ediyorsunuz. Sizler bizim mali konulardaki en büyük yardımcılarımızsınız. Sizlerin hak ettiği değeri ve emeklerinizin karşılığını almanız en büyük arzumuz.” dedi. Protokol konuşmalarının sonunda SMMM Alper Erdem ve Gelir İdaresi Başkanlığı e-Defter ve Belge Yönetimi Müdürü Engin Uysal tarafından e-defter, e-fatura, e-tebligat, e-arşiv fatura konularında eğitim verdi. EĞİTİM BÜLTEN • 2015 - 211 17 ÇUBUK ASMMMO Çubuk Temsilcilik binasında yapılan eğitimin sunuş konuşmasını Abdulhamit Ateş yaptı. Ateş, hem oda yönetimine hem de eğitime katılan meslek mensuplarına teşekkür ettiği konuşmasında, “Bugünkü eğitimimiz mesleğimiz açısından önemli. Odamız bugüne kadar tüm taleplerimize destek verdi. Eğitimin başarılı geçmesini diliyorum” dedi. ASMMMO Başkanı Mehmet Okkalı da konuşmasına “Terörü, yapanı, yaptıranı, destek vereni esefle kınıyor, lanetliyoruz. Bir an önce barış, huzur ve kardeşliğin yeniden tesis edildiği, bir ortak yaşama bilincinin hakim kılındığı bir ülke istiyoruz.” dedi. Eğitimlere önem verdiklerinin altını çizen Okkalı, meslektaşlardan gelecek her türlü eğitim talebine açık olduklarını kaydetti. Yapılan konuşmaların ardından SMMM Alper Erdem seminerle ilgili sunumunu yaptı. Program soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. Bölge eğitimlerinin bir diğeri ise Polatlı oda Temsilcilik binasında yapıldı. Sunuş konuşmasını Serpil Oğuzlar’ın yaptığı eğitimde konuşan oda Başkanı Mehmet Okkalı, 2016 yılının meslek mensupları açısından önemli olduğunu söyledi. Yaklaşık 30 bin mükellefin e- defter, e-fatura’ya geçeceğini ifade eden Okkalı, teknoloji hayatımıza her geçen gün daha çok giriyor. Hepimiz ayak uydurmak durumundayız. Bu eğitimlere tüm meslek mensuplarımızın katılmasını arzu ediyoruz. Bugüne kadar bölgelerde ve merkezde yaptığımız eğitimlere büyük katılım oldu. Sadece eğitim değil sosyal ve kültürel etkinliklerimiz de artarak devam ediyor” ifadelerini kullandı. Eğitim SMMM Selçuk Gülten’in yaptığı sunumun ardından soru cevap bölümüyle sona erdi. Diğer bir eğitim ise Ostim OSB salonunda yapıldı. Açış konuşmasını SMMM Alper Erdem yaptı. Erdem eğitimin başarılı geçmesini diledi. Oda Başkanı Mehmet Okkalı da eğitimin önemine vurgu yaptı. Başkan Okkalı, odanın sosyal ve sportif faaliyetlerine dikkat çekerek meslek mensuplarından katılmasını istedi. Konuşmaların ardından SMMM Selçuk Gülten konuyla ilgili sunumunu yaptı. YENİMAHALLE Seminerin açılış konuşmasını yapan ASMMMO Başkanı Mehmet Okkalı, konuşmasına “Terörü, yapanı, yaptıranı, destek vereni esefle kınıyor, lanetliyoruz. Bir an önce barış, huzur ve kardeşliğin yeniden tesis edildiği, bir ortak yaşama bilincinin hakim kılındığı bir ülke istiyoruz.” dedi. Başkan Okkalı, yeni bir seçim dönemine daha girerken bir birine hakaret eden siyasetçileri eleştirerek şunları kaydetti; 2015 yılını ekonomik anlamda kaybettik. 2016 yılını da siyasi çekişmeler ve istikrarsızlık nedeniyle kaybetmeye tahammülümüz kalmadı. Oda olarak hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değiliz. Tüm siyasi partilere eşit yakınlıktayız. Ama mesleğimiz için gerekli siyaseti yapacağız. Mesleki siyaseti yapacağız. Bizim partilerle hiçbir ilgimiz yok. Her partinin milletvekilini odamıza davet ediyoruz. Kendileriyle toplantılar yapıyoruz. Siyasete bulaşmadan mesleğimizin sıkıntılarını, sorunlarını anlatıyoruz. Mali müşavirin işletmenin onuru olduğunu vurguluyoruz. Mesleki sorunlarımızın çözümü için el birliği yapmamız şart”dedi. Oda çalışmalarla ilgili bilgiler veren Okkalı, “Bu yıl Antalya’da bir sempozyum yapıyoruz. TÜRMOB ile birlikte yapılan sempozyumun amacı ihtilaflı ve karmaşık konulara çözüm üretmek. Maliye Bakanlığı temsilcilerinden de bu güne kadar olgunlaştırdığımız, Ba,Bs cezalarının kaldırılması ve ya dü- EĞİTİM 18 BÜLTEN • 2015 - 211 şürülmesi, KDV’, muhtasar, damga vergisi, SGK bildirimi gibi beyanların birleştirilmesi konusunu, serbest meslekte KDV tevkifatını, haksız rekabet ve tahsilat sorunlarını masaya yatıracağız. Yine bilirkişilik duyurusunu yaptık 30.Ekim son gün 17 Ekimde eğitime bekliyoruz. E- tebligat ve cezalar yılbaşında yola çıkıyor. Sanayi ve Ticaret odası dahil 22 oda ya bilgilendirme yaptık. Bilgisayarlı muhasebe kursumuz eğitime başladı. Gazi Üniversitesi ile yüksek lisans eğitimi başlıyor. Aralık ayında kayıtları alıyoruz. Yeni dönem tiyatro, halk müziği, halk oyunları, satranç, fotoğrafçılık kulüplerimiz yeni dönem çalışmalarına başlamıştır. Bütün meslektaş stajyer ve ailelerini ücretsiz olarak katılmaya davet ediyoruz. Ayrıca tiyatro hocamıza ve kulüpteki meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bizim göğsümüzü kabarttılar Cumartesi günü kayseri odasına yaptıkları turnede 600 kişiye Türkmen düğünü adlı oyunlarını sergilediler. Bu günkü seminerimizin konusu e-fatura, e-defter, e-arşiv, seminerinin başarılı olmasını diliyorum. Herkes bizi taklit etmeye, belli olan programımızın önüne program koyarak rekabet etmeye çalışsalar da biz onları da hoşgörü ile kucaklıyoruz.” dedi. Konuşmaların ardından Zirve Yazılım Firması yetkilileri e- Defter, e-Fatura, e-Tebligat ve e-Arşiv Fatura konularında sunum yaptılar. Program soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. KADIN GİRİŞİMCİLER 5 ÇAYINDA BULUŞTU toplumdan soyutlanmak yerine kendi ayaklarının üzerinde durmayı başarmalıdır. Bugün hem meslektaşlarımız hem de davetimizi kırmayarak aramızda bulunan girişimci kadınlar derneği üyeleri önemli bir iş birliğinin de temellerini atmış oluyoruz” dedi. ASMMMO Kadın Meslektaş Sorunları Komisyonu’nun her ayın 5’inde düzenlediği “5 Çayı”nın bu ayki konuğu Ankara Girişimci Kadınlar Derneği üyeleri oldu. İş hayatında kadın olmanın ve kadın girişimciliğin konuşulduğu programda Kadın Meslektaş Sorunları Komisyonu ile Girişimci Kadınlar Derneği arasında yakın iş birliği kararı alındı. Programın açılışında konuşan Kadın Meslektaş Sorunları Komisyonu Başkanı Zeynep Yağmur Coşkundeniz, meslek mensupları olarak girişimci kadınlar derneği ile daha yakın iş birliği içinde olmak istediklerini söyledi. Coşkundeniz, “İş hayatında kadın olmak çok zor. Hele hele serbest muhasebeci mali müşavir olmak ise birkaç kat daha zor. Ama mesleğin içinde o kadar fazla kadın meslektaşımız var ki. Bu aslında bizim açımızdan büyük onur vesilesi. Kadınlar Oda Başkanı Mehmet Okkalı ise kadın girişimciliğin teşvik edilmesinin önemli olduğunun altını çizdi. Okkalı, “Toplumun en önemli yapı taşlarından biri hiç kuşkusuz kadınlarımızdır. Evde, işte, sokakta kısacası hayatın her alanında kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmalı. Ankara odası olarak kadın meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Son dönemde ruhsat alan meslektaşlarımızın önemli bir miktarı bayanlardan oluşuyor. Bu hem mesleğimiz hem de ülkemiz açısından son derece sevindirici.” ifadelerini kullandı. Ankara Girişimci Kadınlar Derneği Başkan Yardımcısı Avukat Şükran Kitiş ise kadın meslek mensuplarını tebrik etti. Kitiş, “Bugün burada erkeklerin bile yapmakta zorlandığı çok zor ama bir o kadarda önemli bir mesleği yapan hemcinslerimle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Mali müşavirlik mesleği hakkında edindiğim bilgiler beni çok mutlu etti. Bu mesleği yapan kadın sayısının artması son derece önemli. Çünkü, biz biliyoruz ki kadınların toplumdaki yeri güçlendikçe o toplum daha da güçlenir” şeklinde konuştu. ETKİNLİK BÜLTEN • 2015 - 211 19 ASMMMO FOTO⁄RAF TOPLULU⁄U ‹leri Düzey Foto¤raf Atölyesi ASMMMO Fotoğraf Topluluğu’nun kurulma çalışmaları, 2009 yılı başında, Oda üyesi ve fotoğrafçı Erol Bektaş tarafından başlatıldı ve Topluluk, 2010 yılında kuruldu. ASMMMO Fotoğraf Topluluğu’nda iki türlü çalışma yapılmaktadır. Birincisi fotoğraf temel eğitimi , ikincisi ise ileri düzey fotoğraf çalışmalarıdır. Fotoğraf temel eğitimi çalışmaları, yılda üç dönem; Sonbahar, Kış ve İlkbahar dönemlerinde yapılmaktadır. 2015 yılında, Fotoğraf Topluluğunun düzenlediği Kış, İlkbahar ve Sonbahar Fotoğraf Temel Eğitimi çalışmaları tamamlanmıştır. Bu çalışmaları bitiren arkadaşlarımızdan dileyenler, İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi’nin çalışmalarına katılmaktadır. 2016 yılında da Fotoğraf Temel Eğitimi çalışmalarının devam etmesi planlanmaktadır. Fotoğraf temel eğitimini bitiren arkadaşlarımızdan isteyenlerle İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi çalışmaları yürütülmektedir. SMMMO Fotoğraf Topluluğu İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi; bir yandan fotoğraf tekniği, sanat, estetik ve ilgili diğer konularda teorik eğitim çalışmaları yapmakta, aynı zamanda belirlenen özel konularda fotoğraf çalışmaları ve projeleri yürütmektedir. Topluluk ilk sergisini, 2010-2012 döneminde ürettiği Hüseyin Aslan fotoğraflardan oluşturdu ve 2012 yılında, Ankara Barosu Sergi salonunda açtı. 2012-2013 döneminde; her fotoğrafçı arkadaşımız “üretim ve hareket” temasına uygun olarak belirlediği bir konuda, bir yıl süre ile fotoğraf çalışmaları yürüttü. Bu çalışmalar süresince üretilen fotoğraflarla, 2014 yılında Ulucanlar Cezaevi Sergi Salonunda sergi açıldı. Topluluk, 2013-2014 döneminde Ankara tarihini gündemine aldı. Ankara’da, ayakta kalabilmiş en eski tarihi eserler olan Roma Dönemi eserleri konu olarak belirlendi. Bir yıl süre ile Ankara’daki Roma dönemi eserlerinin fotoğrafları üretildi ve bu fotoğraflarla TMMM Mustafa Necati Kültür Evi’nde, “Tarihin Eşsiz Emaneti: Ankyra” ismiyle sergi açıldı. Topluluğun Ankara tarihine ilişkin çalışmaları devam etmektedir. 2015-2016 döneminde “Ankara’nın Bin Yılı” konulu fotoğraf projesini yürütmektedir. Bu proje çalışması sonucunda, 2016 yılında fotoğraf sergisi açılması ve başka etkinlikler planlanmaktadır. Asmmmo Fotoğraf Topluluğu İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi Eğitmeni Erol Bektaş Eda Dural Perksoy Atilla Çalık Erol Bektaş RÖPORTAJ 20 BÜLTEN • 2015 - 211 DUAYENLERİMİZ... BEKİR KOCAGÖZ oda bültenimize yaptığı değerlendirmeler şöyle: Mesleğe girdiğiniz günden bu güne neler değişti değerlendirirmisiniz? BEKİR KOCAGÖZ: MESLEKTAŞLARIMIZ BUGÜNÜ DÜŞÜNÜP BİNDİKLERİ DALI KESMEMELİLER 1979 yılından bu yana mesleğin içinde olan Bekir Kocagöz, mesleğin geleceğinin bilgili, donanımlı ve hizmeti esas alan meslektaşların tavrının belirleyeceğini söyledi. Kocagöz; ‘Ben bu mesleğe girdiğimden beri şunu gördüm, kendini yenilemeyen hiçbir meslek mensubu tutunamaz. Piyasadan duyuyoruz, bazı meslektaşlarımız günü kurtarmak için haksız rekabet yapıyormuş. Bugünü düşünüp bindiğimiz dalı kesersek herkes zarar görür” dedi. 21 yıl özel sektörde muhasebe birimlerinin çeşitli kademelerinde bağımlı çalışan ve bir süre kendi ofisini açarak bağımsız olarak mesleği yapan duayen isimlerden Bekir Kocagöz, mesleğin dünü, bugünü ve geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Mesleğe girişin çok fazla olduğunu ifade eden Kocagöz’ün Biz mesleğe başladığımızda bu kadar ne kanun ve mevzuat vardı ne de meslektaş. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir aslında çok önemli bir görevi ifa ediyor. Devlet ile mükellef arasındaki en önemli bağ meslek mensubudur. Ancak bugün gelinen noktada mesleğimize ve meslektaşımıza hak ettiği değer verilmiyor. Bunda bizim de sorumluluklarımız var. Yine her gün artan iş yüküne rağmen meslek mensuplarımız hak ettikleri ücreti alamıyorlar. Geçmişten günümüze değişen teknoloji ile birlikte meslektaşlarımızın fiziki yükü hafifledi. Ancak sık sık değişen mevzuat,kanun ve yasalar iş yükünün üzerine ayrıca yük bindiriyor. Biz daha zor şartlarda çalıştık, teknoloji bu kadar gelişmiş değildi. Haksız Rekabet ve Tahsilât Sorunu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz? Odamız 2015 yılını haksız rekabetle mücadele yılı ilan etti. Bu ilk defa yapılan ve çok önemli bir karar. Ayrıca meslektaşlarımız için bir ihbar hattı oluşturulmuş. Haksız rekabet mesleğimizin altına dinamit koymak gibidir. Hiçbir meslek mensubumuz haksız rekabete müsamaha göstermemelidir. Odamıza bu ko- RÖPORTAJ BÜLTEN • 2015 - 211 nuda yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum ve destekliyorum. Tahsilât sorunu da tıpkı haksız rekabet gibi önümüzdeki en önemli sorun. Tahsilât problemi çoğunluğu meslektaşın kendisiyle ilgili olan bir konu. Mükellef ile ilişkiler tahsilâtı da etkiliyor. Bu konuda da oda yönetimi tarafından bazı girişimler yapıldı ancak bir netice alınamadı sanıyorum. Bu mesleği yaşatmak ve hak ettiğimizi almak olmalı. Meslek Mensuplarının Sosyal Hakları Yeterli mi? Bildiğiniz gibi hepimiz yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Gece geç saatlere kadar çalışmak yetmiyor, bazen hafta sonunda bile iş yerinde oluyoruz. Bunca yoğunluğun arasında ne kendimize, ne ailemize ne de sosyal faaliyetlere vakit ayırabiliyoruz. Her geçen gün artan iş yükü meslektaşlarımızı eziyor. Birçoğumuz çocuklarımızın büyüdüklerini bile fark edemiyoruz. O yüzden odamızın sosyal ve kültürel faaliyetleri büyük önem taşıyor. Katılan meslektaşlarımızı tebrik ediyorum. Mali tatil var ancak o dönemde bile iş yoğunluğu çok fazla. Yine kadın meslektaşlarımız için doğum izni bir sorun. Bu konuda bir adım atılmalı. Meslektaş üzerindeki angaryalar ne kadar azaltılırsa, o kadar sosyal ve kültürel faaliyetlere katılım o kadar artar. Meslek Mensupları Hak Ettikleri Değir Görüyor Mu? Başka bir meslekle mesleğimizi kıyaslamak doğru olmaya bilir. Ancak bir avukat, bir doktor kadar önemli görevleri yerine getiriyoruz. Meslektaşlarımız olmasa dev- 21 letin vergi tahsilâtı yapması mümkün değil. Bu kadar iş yüküne rağmen maalesef ne maddi ne de manevi olarak emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Bu üzücü bir durum. Tüm meslek mensuplarının bu konuda el birliği yapması lazım. Birlik ve beraberlik içinde olunmadığı zaman bu mesleği yapmak çok daha zor olacaktır. Bir birimizle uğraşacak vaktimiz yok, fikri ayrılıklarımızı bir yana bırakıp mesleğe odaklanmalı, sorunlarımızın çözümü için gerek oda yönetimi gerekse diğer ilgili kuruluşlara sorunlarımızı anlatmalıyız. Genç Meslek Mensuplarına Ne Söylemek İstersiniz? Biz zor şartlardan bugünlere geldik. Mesleğe yeni başlayacaklara ve mesleğinin daha başındaki arkadaşlarımıza tavsiyem kendilerini çok iyi yetiştirmeleridir. Aranan kişi olmaları, hele de her geçen gün artan meslek mensubu sayısıyla birlikte daha büyük önem kazanıyor. Okul eğitimlerinin yanı sıra işi öğrenmek ve sürekli mesleki gelişmeleri takip etmek onlara yeni ufuklar açacaktır. Benim kendilerine âcizane söyleyebileceklerim bu kadar. Ayrıca oda yönetimine bu fırsatı verdiği için teşekkür ederim. TANITIM 22 BÜLTEN • 2015 - 211 ÇANKAYA Çankaya, Başkent Ankara’nın en büyük ilçelerinden biridir. Ankara’nın başkent olması ile birlikte Türkiye’nin yönetim merkezi durumuna gelmiştir. Çankaya, yerleşik nüfusu 913.715 kişi itibariyle Ankara’nın ve Türkiye’nin nüfus bakımından en büyük ilçesi konumundadır. Türkiye’nin en kalabalık ilçesi olarak pek çok ilden nüfusu daha fazladır. Gün içinde nüfusu iki milyona kadar çıkabilmektedir. 102 lise ve on üniversitesi ile ilçe önemli bir eğitim kentidir. Çankaya sırasıyla Hatti, Hititler, Frigyalılar Lidyalılar, Pers İmparatorluğu, Makedonya Krallığı, Galatlar, R Roma İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu, Büyük Çamlıdere Kızılcahamam Nallıhan Çubuk Beypazarı Güdül Kalecik Akyurt Ayaş Sincan Altındağ Etimesgut Yenimahalle Mamak Elmadağ Gölbaşı Polatlı Bala Haymana Evren Sultan Koçhisar Selçuklu İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Ahiler ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerini yaşamıştır. 19. yüzyılda önemini kaybeden yerleşim, 20. yüzyılın başlarındaBağdat Demiryolu’nun yapılması, daha sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı buradan yönetmesi ile gelişti. Ankara’nın 13 Ekim 1923 tarihinde yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmasının ardından gelişen Çankaya, 1936 yılında ilçe statüsüne erişmiştir. Çankaya, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzey batısındaki Y Yukarı Sakarya Bölümü’nde yer alır. Çankaya’nın doğu ve kuzey doğusunda yine Ankara ili’ne bağlı Mamak ve Altındağ, güneyinde Gölbaşı, batısında ise Etimesgut ilçeleri bulunur. Çankaya, Orta TANITIM BÜLTEN • 2015 - 211 Anadolu’nun düzlükleri ortasında kayalık bir alanda kurulmuştur. Bu kayalık alan, artık kentin merkezinde küçük bir ada niteliğindedir. Bu adayı yükseltiler çevreler, ortada bir çanak bırakırlar. Eskiden bataklık olan bu çanak, Cumhuriyet döneminde kurutularak yerleşime açılmıştır. Ankara ilinin en yüksek nüfusa sahip ilçesi olan Çankaya’nın nüfusu 2014 sayımlarına göre 913.715 kişidir. İlçe ayrıca Türkiye›nin de nüfus bakımından en büyük ilçesi konumundadır. 2000 nüfus sayımında 758,490 olan nüfus 14 yılda yaklaşık 155.225 kişi artmıştır. Bir milyona yaklaşan nüfusun 442.058’i erkek; 472.443’ü kadındır. Nüfusun tamamı kentte yaşa 23 24 BÜLTEN • 2015 - 211 Kültür-Sanat Sinema Japonya ile Türkiye arasındaki dostluğun pekişmesinde büyük rol oynayan iki tarihi olay; Japon-Türk ortak yapımı “Ertuğrul 1890” filmiyle beyazperdeye yansıyor! 1890 yılında Japon sularında batan Osmanlı fırkateyni Ertuğrul’un hazin hikayesi ve Japonlar’ın gemi mürettebatını kurtarma çabaları ile 1985’te Tahran’da Saddam Hüseyin tehdidiyle mahsur kalan 215 Japon vatandaşının, İran-Irak savaşından kurtarılmasının çarpıcı öyküsünü kurgusal bir senaryoyla anlatıyor. Tiyatro En kutsal günlerimizde onun sesi hepbizimledir; düğünlerimizde, aşık olduğumuzda, kederlendiğimizde, toprağımızda, hasretimizde, gönlümüzde… “Neşe dert aşk yazılır Neşet Ertaş okunur!” Oyun, Neşet Ertaş’ın ailesinin ve editor Hasan Saltık’ın izinleri ve katkılarıyla; Neşet Ertaş’ın gerçek hayat hikayesinden ve kendi türkülerinden yola çıkılarak, yazar tarafından yeni bir kurguyla kaleme alınmıştır. Hayatının en önemli unsurlarından biri olan “aşk” teması seçilmiştir. Bu oyun Neşet Ertaş’a yakılmış bir ağıttır, bir saygı duruşudur. Konser Ayhan Uştuk (tenor), Demet Kıyıcı (viyolonsel) ve Kağan Korad’ın (gitar) biraraya gelerek oluşturduğu Trio Anka, ilk kez 2012 yılında özgün bir repertuvuar oluşturmak üzere çalışmalarına başladı. Akdeniz ve Latin tınılarının çello, şan ve klasik gitarda eşsiz buluşması bu konserde... Trio Anka tenor, viyolonsel, gitarın özgün ve sıcak tınısını, Falla, Massenet, Falvo’dan Rodrigo ve Cardoso’ya birçok besteciyi kapsayan geniş bir repertuarla müzik severlere sunuyor. RUHSAT TÖRENİ BÜLTEN • 2015 - 210 25 ere özel Muhasebecilere özel Hızlı Kurulum yerine 1.690 TL yerine 9 15 Yıl MaliTL Veri Saklama Kapasitesi 3 Milyon Satırlık Ekü Hafızası 99 TL 1.299 TL Mobil 1.499 TL 50 Nakit Puan Kazandırır KDV DAHİL Tüm Bankalarla Uyumlu Sabit 50 Nakit Puan Kazandırır 100 Nakit Puan 100 Nakit Puan Kazandırır Kazandırır çevirebilir, Ücretsiz GSM Hattı t Paraya irsiniz. isterseniz Nakit puanlarınızı ister Nakit Paraya çevirebilir, isterseniz karşılığı olan hediyeyi alabilirsiniz. 81 İlde Teknik Servis İçin Gelir İdaresi Başkanlığı ve Tübitak'tan Onaylı atış Hattı: 34 39 Detaylar İçin Yazarkasapos Satış Hattı: 0530 233 34 39 26 BÜLTEN • 2015 - 211 Sa¤l›k Köesi Op.Dr. Osman POLAT DİABETES MELLİTUS (ŞEKER HASTALIĞI) İlk kez 2000 yıl önce tarif edildi. - Diabetes = İdrar, Mellitus = Şeker Bu hastalığın özellikleri: Sinsi başlangıç Ömür boyu sürme Ömür boyu tedavi gerektirme İlerleyici organ bozuklukları Yaşam süresini kısaltma. İnsülin hormonunun salgılanmasında veya etkinliğinde bir bozulma olursa, İnsülin az salgılanırsa, veya, hiç salgılanmazsa şeker hastalığı oluşur Besinlerle alınan şeker Kan şekeri Bozulmuş pankreas insülin eksikliği Hücreler şekeri kullanamaz Kan şekeri yüksek kalır şeker hastalığı Şeker hastalığında aç kalan hücreler enerji üretemez ve YORGUNLUK, HALSiZLiK, KiLO KAYBI görülür. Şeker hastalığında kan şekeri çok yükseldiğinden bir miktar şeker idrara da geçer. Yoğunluğu artan idrarın miktarı da artar ve ÇOK iDRARA ÇIKMA, ÇOK SU iÇME, AĞIZ KURUMASI görülür. Şeker Hastalığında kanda biriken şeker sinir hücrelerinin ve damarların içine oturarak bunların fonksiyonlarını bozar. AÇILAN YARALARIN KAPANMAMASI, AYAKLARDA YANMA , AŞIRI TERLEME, SICAK-SOĞUK DUYUSUNUN KAYBI GÖRÜLÜR. TANI: Açlık Kan Şekeri >126 mg/dl, Tokluk Kan Şekeri >200 mg/ dl olmasıdır. GİZLİ ŞEKER: Açlık kan Şekeri 100-126 mg/dl arasında ise “Şeker Yükleme Testi” yapılır. Gizli şeker ilerde şeker hastalığına dönüşebilir. Diyet ve tedavi ile bu önlenebilir. DİYABETİN ÇEŞİTLERİ: Tip 1 Diyabet (Gençlik çağı diyabeti, İnsüline bağımlı diyabet) Tip 2 Diyabet (Erişkin tipi diya- bet) Gebelikte gelişen diyabet İlaçlar ve bazı hastalıklar gibi sebeplerle ikincil gelişen diyabet TİP 1 DİYABET: Genellikle çocukluk ve gençlik çağında ortaya çıkar. Vücutta insülin hiç yoktur. Bu nedenle dışardan insülin verilmesine gerek vardır. Genellikle ailede başka kimsede yoktur. Tanı genellikle Şeker koması esnasında konur. Zayıf, çelimsiz hastalardır. TİP 2 DİYABET: Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. İnsülin salgılanmasında bozulma veya eksiklik vardır. Bu nedenle vücutta bulunan insülinin etkinliğini ve miktarını arttırabilen ağız yoluyla alınan ilaçlardan fayda görebilirler. Bir kısmında insülin kullanmaya gerek vardır. Genellikle ailede bir veya birkaç kişinin daha şeker hastalığı vardır. Tanı çoğunlukla hastanın şikayetlerine göre konur. Şişman, yemek yemeyi seven hareketsiz hastalardır. GEBELİĞE BAĞLI DİYABET: Genellikle gebeliğin 5. Ayında ortaya çıkar. Şeker yükleme testi ile tanı konur. Gebelik risklidir. Bebek sorunlu doğar. Tosuncuk doğururlar. Bu insanlarda ilerde gerçek Şeker hastalığı gelişebilir. DİĞER SEBEPLERE İKİNCİL GELİŞEN DİYABET: Kortizon, bazı kanser ilaçları, bazı mikrobik hastalıklar ve bazı kanser türleri şeker hastalığına neden olabilirler. Alttaki sebep ortadan kaldırıldığında şeker hastalığı da düzelir. Diyabette kanda yüksek miktarlarda bulunan şeker zamanla kan damarlarında daralma ve damar tıkanık- BÜLTEN • 2015 - 211 lığına sebep olur. Bu durum tüm damarlarda ortaya çıkabilir. DİYABETİN İSTENMEYEN ETKİLERİ: 1- SİNSİ GELİŞEN SORUNLAR Büyük damarlarla ilgili: Kalp damar hastalıkları, Beyin damarları, felçler, Ayak yaraları. Küçük damarlarla ilgili: Göz(körlük), Böbrekler (diyaliz), Sinirler (aşırı terleme, el-ayakta yanma, iktidarsızlık, barsak düzensizliği) 2- ANİ GELİŞEN SORUNLAR Halsizlik, sık idrara çıkma, hafif ateş, karın ağrısı, bulantı, kusma ,bilinçte bozulma ŞEKER KOMASI ŞEKER DÜŞÜKLÜĞÜ KOMASI (HİPOGLİSEMİ): Baş ağrısı, halsizlik, çarpıntı, soğuk terleme, aşırı açlık hissi, titreme, bilinç bulanıklığı. DİYABETİK AYAK: Şeker hastalarında ayaklarda kan dolaşımı bozulduğundan sıcak-soğuk ve ağrı duyusu ortadan kalktığından ayaklarda kolay kapanmayan ve iltihaplanarak gangrene kadar ilerleyen yaralar oluşabilir. Buna “Diyabetik Ayak” denir. Diyabetik ayağı engellemek için: 1- Ayaklar hergün bir ayna yardımıyla gözden geçirilmeli 2- Çıplak ayakla kesinlikle dolaşılmamalı 3- Vazelin ve yumuşatıcılarla yumuşatılmalı 4- Dar ayakkabılar giyilmemeli 5- Tırnaklar derin kesilmemeli 6- Nasırlarla oynanmamalıdır. Şeker hastaları mutlaka doktor takibinde olmalıdır. Takipte; Düzenli açlık ve tokluk kan şekeri 2-Hemoglobin A1C (3-6 ayda bir) 3-Göz dibi incelemesi (Yılda bir) 4-Böbrek fonksiyonları (Yılda bir) 5-Kalp için tarama (Yılda bir) 6-Kolesterol ve diğer yağ düzeyleri (Yılda bir) 7-Düzenli tansiyon takibi yapılır. 27 EGZERSİZ: Haftada en az dört gün ve günde en az yarım saat tempolu yürüyüş hem kilo vermenizi ve bu sayede kan şekerinizi ayarda tutmanızı sağlar, hem de kandaki yağ düzensizliğini düzeltir. AĞIZDAN ALINAN İLAÇLAR: Bu ilaçlar ancak vücutta insülin varlığında etkilidirler. Bu nedenle Tip 1 diyabetlilerde kullanılamaz. Etkinlikleri zamanla azalabilir. Doz yükseltme, ek ilaç veya insüline geçilebilir. PANKREAS DOKUSUNDAN İNSÜLİN SALGILANMASINI ARTTIRANLAR: Novanorm, Starlix, Diamicron, Betanorm, Efikas, Amaryl, Diameprid, Gliben, Glutril, Glucotrol, Minidiab, Glimax. Bu ilaçlar aç alınır. BARSAKLARDAN KANA ŞEKER GEÇİŞİNİ AZALTANLAR: Glucobay. Bu ilaç her yemek öğününün ilk lokmasıyla birlikte alınır. DOKULARDA İNSÜLİN DİRENCİNİ AZALTIP KARACĠĞERDE ŞEKER OLUŞUMUNU ÖNLEYENLER: Glucophage, Glukofen, Glifor, Matofin, Diaformin. Bu ilaçlar tok karnına alınırlar. İNSÜLİN ETKİNLİĞİNİ ARTTIRANLAR: Dropia, Glifix, Piogtan, Avandia, Avandamet, Rosvel, Rosenda. Bu ilaçlar günde 1-2 kez aç alınırlar. İNSÜLİN: Kimler Kullanmalı ? – Tip 1 Diyabetli hastalar – Diyabetli gebeler – Böbrek ya da karaciğer yetmezliği gelişmiş Tip 2 Diyabetli hastalar – Ağızdan alınan şeker düşürücülerle yeterli etki sağlanamayan Tip 2 diyabetliler, – Ameliyat öncesi ve sonrası tüm diyabetli hastalar – Diyabetik ayak ya da ağır iltihabi olay yaşayan Tip 2 diyabetliler – şeker yüksekliği komasına girenler. İNSÜLİN BAĞIMLILIK YAPMAZ VE VÜCUTA ZARARLI ETKİ GÖSTERMEZ!!! İNSÜLİN ÇEŞİTLERİ: 1- Kısa etkili insülin 2- Orta ve Uzun etki süreli insülin 3- Karışım insülinler Hedef kan şekeri: Açlıkta 90-130 mg/dl ,Toklukta < 140 mg/dl olmalıdır. İnsülin çeşidine göre günde 1-4 kez yapılmalıdır. İdeale yakın uygulama günde dört kez yapılan yoğun insülin uygulamasıdır. Hedef tansiyon değeri: 130/80 mm Hg Altında olmalıdır. İnsülin Uygulama Bölgeleri: Kolların dış yüzeyi, bacakların ön dış yüzeyi, göbek çevresi. En yüksek LDL kolesterol değeri 100 mg/dl En düşük HDL kolesterol değeri erkekte 40 mg /dl, kadında 50 mg /dl olmalıdır. TEDAVİ: Eğitim, Tıbbi beslenme tedavisi, Egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği, ilaç tedavisi Tıbbi beslenme tedavisi asla geçici bir süre için uygulanan diyet değildir. Yaşam boyu devam edecek olan ve her hastaya göre hesap edilip ayarlanan beslenme tarzı değişikliğidir. Tıbbi beslenme tedavisi için hastanın ihtiyacı olan günlük kalori miktarı hesaplanır. Kalori hesabı yaşa, cinsiyete, boya ve ideal kiloya göre yapılır. İnsülin her defasında farklı bir bölgeye uygulanır. DiKKAT !! İnsülin buzdolabında yumurta gözünde muhafaza edilir. Açıldıktan sonra en fazla bir ay kullanılır. Her seferinde enjektör ya da kalem kullananlarda iğne ucu değiştirilir. Başka birinin kullandığı enjektör yada kalem kullanılmaz. Yapay Tatlandırıcılar: Dulcaryl, Diyet Tat, Sanpa, Candarel vb., yapay tatlandırıcıların şeker düşürücü etkileri yoktur. İnsan üzerinde kemik erimesi ve kanser yaptığı gösterilememiştir. UNUTMAYIN ! EN İYİ TEDAVİ KAN ŞEKERİNİ NORMAL SEVİLYELERDE TUTAN TEDAVİDİR. 28 BÜLTEN • 2015 - 211 Hukuk Köesi ARB&Av. Sevilay ASLAN DİRLİKTUTAN Mahkemesiz Çözüm Sistemi: ARABULUCULUK HEPİMİZ DERİN BİR ANLAŞABİLME İHTİYACI İÇİNDEYİZ (W.URY) ESKİDEN BÜYÜKLER ARAYA GİRİYORDU ŞİMDİ ARABULUCULAR! Türk hukuk sisteminin en çıkmaz sokaklarından biridir; mahkemelerin iş yükünün çokluğu nedeniyle davaların uzun sürmesi… Bu yüzden de 2013 yılında Türkiye, yepyeni bir adalet mekanizması ile tanıştı. ‘Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi’ denilebilecek ‘arabuluculuk’, son 1 yıldır, fiilen uygulanıyor. Yılda 6 milyon dava dosyasının açıldığı bir dönemde yürürlüğe giren Arabuluculuk Sistemi, henüz yolun başında ama, ele alınan uyuşmazlıkların yüzde 98’i anlaşmayla sonuçlandı. Arabuluculuk eğitimi alan ve mesleğine bu şekilde de devam etmeyi planlayan, Avukat Sevilay Aslan Dirliktutan ile ‘mahkemesiz çözüm sistemini’ konuştuk: Ne zaman arabulucu talep edilebilir ? Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesi sürecinde ‘arabuluculuk’ yoluyla çözüm talep edilebilir. Arabuluculuk; Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Arabulucu seçimi taraflarca yapılır. Arabulucu tarafların isteklerini ve çözüme yönelik en hızlı usul ve esası gözeterek faaliyetini yürütür. Arabuluculuk faaliyetinde süreç nasıl işliyor ? Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Taraflarca seçilen arabulucu taraflarla müzakere etmek suretiyle bir anlamda tarafların kendi çözümlerini üretmelerini sağlar. Bir örnekle açıklanacak olursa; Basit yaralamalı kavgalarda mesela... Mahkemeye hiç çıkmıyorsunuz. Bir taraf diyor ki “Ben yaralandım”, diğer taraf da diyor ki “Gururum rencide oldu” Karşılıklı nasıl anlaşılabilinir? Yaralanma sebebiyle diyelim kişi 500 lira harcamış; masrafının karşılanmasını isteyebilir. Diğeri de babasının önünde küçük düşmüş, özür dilenmesini isteyebilir. Bu şekilde bir uzlaşmayla işlem tamamlanmış oluyor. Yani serbest tasarruf hakkını kullanıyor. Arabulucular nasıl ikna ediyor tarafları, ne söylüyor? BÜLTEN • 2015 - 211 Tarafların göremedikleri şeyleri gösteriyor aslında. Onları yönlendirmiyor, kendi çözümlerini kendilerinin üretmelerini sağlıyor. “Yargılama sürecine girerseniz bu dava beş yıl sürer” demiyor sözlü ifadeyle. Tarafa soruyor, “Yargılama süreci ne kadar sürer biliyor musunuz?” Taraf, kendisi düşünüyor buluyor. İki yıl yerel mahkeme, iki yıl Yargıtay sürse, bir yıl kesinleşmesi sürse, ortalama beş yıl. Ben ne kadar para alacağım? 1 milyar lira diyelim. Beş yıl içerisindeki kaybın hesaplaması sağlanıyor ama yönlendirmemek için şahsın bu süreci kendisinin çözmesi sağlanıyor. Her iki tarafında kazanması esasına dayanıyor arabuluculuk; kazan kazan kuralı. “Bir taraf portakallı kek yapmak istiyor, bir taraf da portakal suyunu istiyor. Böyle bir durumda o portakalı nasıl kullanırsınız? Suyunu sıkıp karşı tarafa verirsiniz, posasını da kek için kullanabilirsiniz!… İşte arabuluculuk buna benziyor!” Arabuluculuk sisteminin Türkiye’nin sosyolojisine uygun olduğunu düşünüyor musunuz? Çok uygun olduğunu düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz sosyal yaşantıda aslında bu çözüm yoluna hep başvuruyoruz. Biliyorsunuz, herhangi bir uyuşmazlık yaşadığımızda bir büyüğün araya girmesini isteriz. Mesela aile içi geçimsizlikler. Eğer arabulucuya bir güven oluşmuşsa, çıkacak olan sonuca da güvenilir diye düşünüyorum. Onun için son derece kaliteli, bana göre insani duyguları yüksek, her şeyden arınmış bir arabulucu profilinin olması lazım. Bugüne kadar arabuluculuk sisteminin, ‘mahkemelerin yükünü azaltma’ amacına ne kadar hizmet ettiğini düşünüyorsunuz? Bunun için uzun yıllar mı gerekiyor? Arabuluculuk, Dünyanın bir çok ülkesinde yıllardır başarıyla uygulandığı gözlenen bir sistemdir aslında. Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Slovakya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de ayrı bir kanunla düzenlenmiştir. Bence tam olarak hayata geçtikten sonra mahkemelerin iş yükünü önemli öl- çüde azaltacağını düşünüyorum. Türkiye’de itibar, her alanda çok önemli. Daha gizli, daha kısa sürede ve daha ekonomik çözüm sunuyor arabuluculuk; itibarınızı koruyor. Bir de arabuluculuk sistemi toplumsal psikolojimize oldukça uygun. Mahkemelerin yükünü düşünelim… Günde 60-70 davaya bakıyor hâ- kimler. Sabah 9 ila öğlen 1 arasındaki zamanda. Sizi ne kadar dinleyip anlayabilir. Dosyayı ne 29 kadar inceleyebilir. Belki de anlatmak istediğiniz çok şey var. Karşı taraf sizden tam olarak dinlediğinde, aslında hak da verebiliyor bazen. İletişim sıkıntısını da büyük ölçüde ortadan kaldıran bir sistem arabuluculuk. Arabuluculuk için güzel bir örnek veriliyor; bir taraf portakallı kek yapmak istiyor, bir taraf da portakal suyunu istiyor. Böyle bir durumda o portakalı nasıl kullanırsınız? Suyunu sıkıp karşı tarafa verirsiniz, posasını da kek için kullanabilirsiniz! Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın verilerine göre arabulucuya başvuru ve netice alma oranının hızla yükseldiği gözlenmektedir. Bu somut veri de Arabuluculuk yoluyla çözüme ne kadar çok ihtiyaç olduğunun bir göstergesidir. Ne kadar bir fatura ile karşılaşıyor taraflar? Çok düşük. Arabuluculuk asgari ücret tarifesi var. İki taraf ayrı ayrı ödüyor bu parayı. Mesela aile hukuku ile ilgili bir uyuşmazlık için taraf başına bir saati 80 TL. Hele ilk toplantıda çözüme ulaşırsanız, inanılmaz ucuz bir yöntem. Bunu mahkemeye taşısanız, hem zaman kaybı hem para kaybı. Üstelik mahkeme salonundaki herkes özelinizi dinliyor, bu sistemde öyle değil… Şirketlerin bu arabuluculuk konusundaki avantajları neler olabilir? İşçi ve işveren arasında birbirlerini anlayamamaktan kaynaklanan sorunların çözümü noktasında arabuluculuğun çok başarılı olacağına inanıyorum. Şirketler arasında da aynı şekilde. Şirket evliliklerinde, şirket ortaklıklarındaki iletişim sıkıntısında da çok önemli bir çözüm unsuru. Aile şirketlerinin yaşadığı sıkıntılarda da. Bir örnek vereyim. Yönetim kurulunda bulunan iki aile üyesinden biri, diyelim bir alacak için mahkemeye gitmek istiyor. Bir diğeri ise itibarını düşünüp gitmek istemiyor. Bu noktada da arabulucu devreye girip, niye gidilip gidilmemesini açabilir. Problemi netleştirebilir, dolayısıyla çözüm kolaylaşır. İş adamlarına arabuluculuk konusuna giren uyuşmazlıklarda bir arabulucuya gitmelerini mutlaka tavsiye ediyorum. Hem ekonomik hem de gizlilik süreci açısından bu çok önemli onlar için. Medyatik bir iş adamıysanız! 50 işçi ile sıkıntınız var. Bir mahkeme sürecine girip, bunun basın yoluyla takibi mi sizi daha çok üzer, yoksa gizlilik esasına dayanan arabuluculuk yöntemi mi? Arabuluculukta kesinlikle kendinizi daha rahat ifade edebiliyorsunuz. Çünkü gizlilik temeli üzerinde işliyor. Karşılıklı söylemek istediklerinizi rahatça söyleyebiliyorsunuz. 30 BÜLTEN • 2015 - 211 iir - Edebiyat Orhan aik GÖKYAY (1902-1994) 6 Temmuz 1902´de Kastamonu İnebolu’da doğdu. 2 Aralık 1994´te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Ortaöğrenimini Aydın ve Kastamonu´da tamamladı. 1922´de Ankara Muallim Mektebi´ni bitirdi. Bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı. Ardından 1927´de Kastamonu Lisesi´nden, 1930´da İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü´nden diploma aldı. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1939´da Ankara Musiki Muallim Mektebi´ne müdür olarak atandı. 1947-1951 arasında Galatasaray Lisesi´nde öğretmenlik, 1951-1954 arasında İngiltere´de öğrenci müfettişliği ve kültür ateşeliği yaptı. 1960-1962´de Londra Üniversitesi´nde Türk dili okutmanı olarak çalıştı. 1969´da İstanbul Eğitim Enstitüsü´ndeki edebiyat öğretmenliği görevinden emekliye ayrıldı. 1984´ten sonra Marmara ve Mimar Sinan üniversitelerinde divan edebiyatı dersleri verdi. Aruzla yazdığı ilk şiirleri Kastamonu’da yayınlanan “Açıksöz” dergisi ile Balıkesir’de kendisinin yayınladığı “Çağlayan” dergisinde çıktı. Ardından hece veznine döndü. Önceleri âşık tarzına uygun, çoğunlukla ulusal konuları işleyen lirik şiirler yazdı. 1940´lardan sonra edebiyat tarihi, folklor ve halk edebiyatı araştırmalarına yöneldi. Eski metinleri inceledi, eklediği notlarla birlikte sadeleştirilmiş basımlarını hazırladı. Kendi şiirlerini kitap olarak yayınlamadı. Yalnızca 5 şiirini İngilizce çevirileriyle birlikte Birkaç Şiir-Poems kitabında topladı. BU VATAN KİMİN? Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca onun uğrunda Kendini tarihe verenlerindir. İleri atılıp sellercesine Göğsünden vurulup tam ercesine, Bir gül bahçesine girercesine, Şu kara toprağa girenlerindir. Tutuşup kül olan ocaklarından, Şahlanıp köpüren ırmaklarından, Hudutta gaza bayraklarından Alnına ışıklar vuranlarındır. Tarihin dilinden düşmez bu destan, Nehirler gazidir, dağlar kahraman, Her taşı yakut olan bu vatan, Can verme sırrına erenlerindir. Ardına bakmadan yollara düşen Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan Huduttan hududa yol bulup koşan, Cepheden cepheyi soranlarındır. Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil Bu sevgi bir kuru ifade değil, Sencileyin hasmı rüyada değil Topun namlusundan görenlerindir BÜLTEN • 2015 - 211 Vefat Eden Üyelerimiz HAYRİ GÜLER 30/08/2015 İZZET FİDAN 21/12/2015 31 32 BÜLTEN • 2015 - 211 Bas›nda Odam›z TÜRKYE ANKARA BASKISI DÜZENSZ BÖLGESEL ... ANKARA SYAS Tarih : 16.10.2015 Sayfa : Tiraj : StxCm : 19 149441 41 1/1 HABERTÜRK ANKARA GÜNLÜK BÖLGESEL ANKARA SYAS YENMER AM GÜNLÜK YEREL GA ZETE KONYA SYAS Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 08.08.20 15 2 1000 30 U ANADOL HAFTADA ANKARA SYAS NEHR YERE... HAFTADA 6 GÜN ANTALYA SYAS Tarih : GA... Sayfa : Tiraj : StxCm : RE... Sayfa : Tiraj : StxCm : 14.10.2015 6 354 252 Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 11.11.2015 11 3121 201 2/2 1/1 27.10.2015 5 178294 27 HABERTÜRK ANKARA GÜNLÜK BÖLGESEL ANKARA SYAS 1/1 18.10.2015 Tarih : 5 173923 38 GA... Sayfa : Tiraj : StxCm : 1/1 1/1 Tarih : 6 GÜN YE Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : ZAFER HAFTADA 6 GÜN YE RE... ANKARA SYAS 19.10.2015 5 3190 37 STAR ANKARA HAFTALIK BÖLGESEL ... ANKARA SYAS 1/1 Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 04.07.2015 1/1 3 102451 48 HABER VAKTM HAFTADA 6 GÜN YERE... ANKARA SYAS Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 29.07.2015 2 3093 284 2/2 BÜLTEN • 2015 - 211 HABER VAKTM HAFTADA 6 GÜN ANKARA SYAS YERE... Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 1/1 1/2 29.07.2015 SPRES ANTALYA EK GAZETE ÜK YEREL 1 3093 284 GÜNL ANTALYA SYAS HABERTÜRK ANKARA Tarih : GÜNLÜK BÖLGESEL GA... Sayfa : ANKARA Tiraj : SYAS StxCm : ZAFER HAFTADA 6 GÜN YERE... ANKARA SYAS Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 14.10.2015 Tarih : 6 646 58 Sayfa : Tiraj : StxCm : 06.11.2015 1/1 5 178822 43 04.09.2015 11 3121 187 1/1 1/1 15 Tarih : KARA yfa : ... Sa YET AN HÜRR BÖLGESEL GA Tiraj : : GÜNLÜK StxCm 08.10.20 5 342084 41 ANKARA SYAS HABERTÜRK ANKARA Tarih : GÜNLÜK BÖLGESEL GA... Sayfa : ANKARA Tiraj : SYAS StxCm : ZAFER 03.07.2015 ZAFER Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 03.07.201 5 4 3121 123 1/1 1/1 4 181229 15 HAFTADA 6 GÜN ANKARA SYAS HAFTADA 6 GÜN YE RE... ANKARA SYAS 33 YERE... Tarih : Sayfa : Tiraj : StxCm : 06.11.2015 4 3121 137 1/1 MESLEKİ YAZILAR 34 BÜLTEN • 2015 - 211 ÖTV: İSTİSNALAR VE İADELER Kemal OKTAR - Emekli GİB ÖTV Şube Müdürü Dergimizin geçen sayılarında, ÖTV kapsamına giren mallar,vergiyi doğuran olay, verginin mükellefi, hesaplanması, beyanı ve ödenmesine ilişkin açıklamalar yapılmıştı. Dizi makalelerimizin sonuncusunu teşkil edenbu sayımızda, ÖTV istisnaları ile ÖTV iadesi doğuran işlemler ele alınmıştır. ÖTV İSTİSNALARI ÖTV Kanununun 5,6 ve7. maddeleri ile geçici 4. maddesinde istisna hükümleri yer almaktadır. ÖTV istisnalarını, tüm listelerdeki mallar için uygulanması öngörülen genel istisnalar ile her bir liste itibariyle düzenlenen özel istisnalar olarak iki gruba ayırabiliriz. A) GENEL İSTİSNALAR 1- İhracat istisnası ÖTV Kanununun 5. maddesi ile ÖTV kapsamına giren malların ihracı vergiden istisna edilmiştir. ÖTV kapsamına giren mallarda ihracat istisnası uygulanabilmesi için; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkmış olması gerekmektedir. Serbest bölgeye yapılan teslimler, yurt dışında ikamet eden yolculara yurt içinde yapılan teslimler ile gümrüksüz satış mağazalarına (free-shop) yapılan teslimlerde ÖTV yönünden ihracat istisnası uygulanmamaktadır. Öte yandan ÖTV mükellefinden satın alınarak, üzerinde herhangi bir işlem yapılmaksızın olduğu gibi ihraç edilen mallar için ihracatçının ÖTV mükellefine ödediği ÖTV, ihracatın gerçekleşmesi üzerine ihracatçıya iade edilebilmektedir. Ayrıca yine olduğu gibi ihraç edecek olmak şartıyla, ihracatçının ihraç kaydıyla ÖTV mükellefinden satın alacağı mallar için, tecilterkin uygulaması kapsamında işlem yapılabilmektedir. 2- Diplomatik istisna ÖTV Kanununun 6. maddesi ile[Kanuna ekli (IV) sayılı listedeki mallar hariç olmak üzere] karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları, uluslararası anlaşmalarla vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve bu kuruluşların diplomatik haklara sahip mensuplarının kendi ihtiyaçları için yapacağı alımlar ve ithalatlar ÖTV’den müstesna tutulmuştur. Dışişleri Bakanlığınca diplomatik istisnadan yararlanan kuruluşlara, ÖTV istisnasından yararlanılacak mallar ile istisnadan yararlanılacak miktar veya tutarların gösterildiği belge verilmektedir. MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 35 3- Gümrük vergisinden muaf malların ithali lunanlara yakıt, L.P.G., doğalgaz ve yağların teslimi, ÖTV Kanununun 7/6. maddesi ile Gümrük Kanununun 167. maddesi (5/a ve 7 numaralı bentleri hariç olmak üzere) kapsamında gümrük vergisinden muaf olan malların ithali ÖTV’den de istisna edilmiştir. Aynı madde uyarınca geçici ithalatta gümrük vergisi uygulamasına paralel olarak tam veya kısmi istisna uygulanmakta, hariçte işleme rejimi veya geri gelen eşya kapsamında yurda giren mallarınana bedeli ÖTV’den müstesna tutulmakta, sadece bu malların yurt dışında kazandığı değer farkı üzerinden vergileme yapılmaktadır. - Tasfiyelik hale gelen (I) sayılı listedeki malların tabii afetler, bulaşıcı hastalıklar ve benzeri olağanüstü durumlarda genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi, 4- Millileşmemiş malların teslimi ÖTV Kanununun 7/7. maddesi ile Gümrük Kanununun transit, gümrük antreposu, dahilde işleme, gümrük kontrolü altında işleme rejimlerine tabi olan mallar ile serbest bölge ve geçici depolama yerleri hükümlerinin uygulandığı mallar ÖTV’den istisna edilmiştir. Ancak (I) sayılı listedeki malların ithali ÖTV’nin konusuna girmediğinden, bu rejimler kapsamına giren malların ithalinde ÖTV uygulanması söz konusu olmayacak, rejimi sona erdiren satış veya kullanımlarda ÖTV doğacaktır. B) LİSTELERE ÖZEL İSTİSNALAR a) (I) sayılı listedeki mallarla ilgili istisnalar - Güvenlik kuruluşları (Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı) ile bunların akaryakıt ikmalini yapan kuruluşlara yakıt, L.P.G., doğalgaz ve yağların teslimi, - Petrol arama ve istihsal faaliyetinde bu- - 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 16/A maddesi uyarınca tasfiyelik hale gelen (I) sayılı listedeki malların bu bentte sayılanlara bedelsiz teslimi, - Bakanlar Kurulunca belirlenen sınır kapılarında, ihracat rejimi kapsamında yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan kamyon, çekici ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorklara, yurt dışına çıkışlarında motorin teslimi, - Fuel oil ile çalışan elektrik santrallarına kalorifer yakıtı, 4, 5, 6 numaralı fuel oil teslimi, - Birincil yakıtı doğalgaz ikincil yakıtı akaryakıt olan elektrik santrallarına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı talimatı veya onayı ile motorin teslimi. b) (II) sayılı listedeki mallarla ilgili istisnalar - Ambulans, cenaze taşıma aracı, mahkum taşıma aracı ve itfaiye araçlarının ilk iktisabı, - Kayıt ve tescile tabi olmayan ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren yük taşımaya mahsus araçlar (kamyon, kamyonet gibi) ile özel amaçlı taşıtların (kurtarıcı, vinç, mikser, arazöz, yol süpürme araçları gibi) ithali veya imalatçısı tarafından teslimi, - Malul ve engellilerin 5 yılda bir defaya mahsus olmak üzere: · Engellilik oranı % 90 veya daha fazla olanlar ile engellilik oranına bakılmaksızın bizzat kullanmak üzere engelliliğine uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıranlar tarafın- MESLEKİ YAZILAR 36 BÜLTEN • 2015 - 211 dan motor silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyen binek otomobili veya motor silindir hacmi 2800 cm³’ü geçmeyen kamyonet ya da motor silindir hacmine bakılmaksızın motosikletlerin ilk iktisabı, · Engellilik durumlarının araçları bizzat kullanamayacak ve sürekli olarak tekerlekli sandalye veya sedye kullanmalarını gerektirecek nitelikte olduğunu engelli sağlık kurulu raporuyla tevsik edenler ile engellilik derecesi % 90 veya daha fazla olup tekerlekli sandalye veya sedye ile binilmesine ve seyahat edilmesine uygun tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından motor silindir hacmi 2800 cm³’ü geçmeyen çift sıra koltuklu kapalı kasalı kamyonet veya panelvan ya da sürücü dahil 9 koltuğu bulunan araçlarıilk iktisabı, · Yukarıdaki paragrafta belirtilen araçların ilk iktisabını yapan malûl ve engelliler tarafından, bu araçların deprem, heyelan, sel, yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hâle gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılarak, sayılan özellikteki araçların ilk iktisabı, - (II) sayılı listede yer alan kara, hava veya deniz araçlarının Başbakanlık merkez teşkilatı tarafından ilk iktisabı, - Uçak ve helikopterlerin Türk Hava Kurumu tarafından ilk iktisabı, - TIR çekicisi, kamyon, kamyonet, yük taşıma araçları, özel amaçlı araçlar ile kısa mesafeli yük taşıyıcıların, münhasıran petrol arama faaliyetinde bulunanlar tarafından bu amaçla ilk iktisabı. c) (IV) sayılı listedeki mallarla ilgili istisnalar - (IV) sayılı listede yer alan malların genel ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithali, - Tüfek ve tabancaların Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilâtı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğüne teslimi veya bunlar tarafından ithali. ÖTV İADELERİ ÖTV Kanununa göre ÖTV iadesi doğuran dört farklı işlem vardır. 1- ÖTV ödenerek satın alınan malların ihracında ödenen verginin iadesi, 2- Kullanım yerine göre vergisi indirilen mallar için indirimin iade yöntemiyle yapılması, 3- Fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi, 4- Uluslararası anlaşmalarda yer alan hükümler gereği ÖTV iadesi yapılması. 1- ÖTV ödenen malların ihracı ÖTV Kanununun 5/2. maddesi, ihraç edilen malların alış faturası ve benzeri belgeler üzerinde gösterilen ve beyan edilen ÖTV’nin ihracatçıya iade edilmesini öngörmüştür.Bu maddenin Maliye Bakanlığına verdiği yetki uyarınca ihraç edilen mallara ait verginin iadesine ilişkin usul ve esaslar ÖTV genel tebliğleriyle belirlenmektedir. Nitekim ÖTV (I) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin (II-A/2.) bölümünde, ÖTV uygulanan malların ihraç edilmesi halinde bu verginin iadesinin, sadece ÖTV mükelleflerinden satın alınan mallar için söz konusu olduğu, ÖTV uygulanan safhadan sonraki satıcılardan alınan malların ihraç edilmesi halinde, alış belgelerinde görünmeyen ve malın fiyatına dâhil edilmiş olan ÖTV’nin iade edilemeyeceği belirtilmiştir. Aynı şekilde ithalde ödenen ÖTV’nin de, ithal edilen malların MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 ithalatçısı tarafından ihraç edilmesi halindeithalatçı-ihracatçıya iade edilebileceği, ÖTV’yi gümrüğe ödeyen ithalatçıdan satın alınan malların ihraç edilmesi halinde ÖTV’nin iade edilmeyeceği açıklanmıştır. Öte yandan, ÖTV ödenerek satın alınan malların herhangi bir işlem görmeden, olduğu gibi (aynen) ihraç edilmesi halinde, bu mallar için yüklenilen ÖTV iade edilebilecektir. ÖTV ödenerek satın alınan maldan ÖTV’ye tabi olan veya olmayan bir mal üretilerek bu malın ihraç edilmesi halinde, imalatta kullanılan mal için ödenen ÖTV’nin iadesi mümkün değildir. İhraç edilen mallara ait ÖTV’nin iadesinde aşağıdaki belgeler aranmaktadır: - İhracatçı adına düzenlenen ve üzerinde ÖTV’nin gösterildiği fatura veya benzeri belgelerin listesi, - İhraç edilen malların ithal edilmiş olması ve vergilendirmenin ithal aşamasında gümrük idaresine yaptırılması halinde ithalatta düzenlenen gümrük beyannamesi ile verginin ödendiğini gösteren gümrük makbuzu, - İhraç edilen mala ait gümrük beyannamesi veya listesi, - İhraç edilen mala ilişkin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturaların listesi. Bu belgelerin vergi dairesine ibrazı üzerine, ihraç edilen mala ait ÖTV’nin mükellefi tarafından bağlı olduğu vergi dairesine (ithalde gümrük idaresine) ödendiği tespit edilerek, ihraç edilen mallara ait ÖTV, ihracat istisnasından doğan KDV iadeleri ile ilgili genel esaslar çerçevesinde nakden veya mahsuben iade edilmektedir. 2- Kullanım yerine göre vergisi indirilen mallar ÖTV Kanununun 12/4. maddesine göre, (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu 37 vergi tutarlarının,bu malların cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekli itibariyle Bakanlar Kurulu tarafından farklı tespit edilmesi halinde, Maliye Bakanlığı vergi farklılaştırmasını, verginin mükellefe veya vergiye tâbi işlemlere taraf olanlara iadesi yöntemi ile uygulamaya yetkilidir. Maliye Bakanlığının bu yetkisini kullanarak, vergi farklılaştırmasını ÖTV iadesi yöntemiyle yaptığı işlemler aşağıdadır. a) 2013/3792 sayılı Kararname kapsamındaki kullanımlar la: 2013/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıy- - (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları ithal ederekveya satın alarak, 12 ay içinde, sahip olduğu sanayi sicil belgesine konu olan (I) sayılı liste (ve EPDK tarafından madeni yağ olarak tanımlanan mallar) dışındaki malların imalatında kullananlara, - (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları (solventler) ithal ederek veya satın alarak, 12 ay içinde, sahip olduğu sanayi sicil belgesine konu olan (B) cetvelindeki vergisi daha düşük malların (tiner) imalatında kullananlara, - (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki bazyağları ithal ederek veya satın alarak, 3 ay içinde, sahip olduğu sanayi sicil belgesine konu olan ve ihraç edeceği veya ihraç kaydıyla satacağı madeni yağ veya yağlama müstahzarı imalatında kullananlara, Kararnamede belirlenen oranlardaki vergi tutarını ödemesi öngörülmüştür. Maliye Bakanlığı bu uygulamayı, sanayi sicil belgeli imalatçıların önce ÖTV’yi tam olarak ödemeleri, daha sonra yapılacak inceleme sonucu Kararnamede belirlenen tutarı aşan kısmı kendilerine nakden veya mahsuben iade etme şeklinde sürdürmektedir. Bu konudaki açıklamalar ÖTV (I) Sayılı Liste MESLEKİ YAZILAR 38 BÜLTEN • 2015 - 211 Uygulama Genel Tebliğinin (III-C) bölümünde yer almaktadır. b) 2014/6881 sayılı Kararname kapsamındaki kullanımlar 2014/6881 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, sanayi sicil belgeli aerosol imalatçılarının, aeresol üretiminde kullanmak üzere ithal edeceği veya satın alacağı sıvılaştırılmış petrol gazı (L.P.G.) için ödeyecekleri ÖTV tutarı sıfıra indirilmiştir. Ancak Maliye Bakanlığı, söz konusu Kararnamede düzenlenen indirimli vergi uygulamasından kaynaklanan vergi farklılaştırmasının aerosol üreticilerine iade yöntemi ile uygulanmasını öngörmüştür. Bu konuyla ilgili olarak ÖTV (I) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin (III-B/6.) bölümünde, sanayi sicil belgeli aerosol üreticilerinin bu imalatında kullanacağı aerosolü alımında önce tam olarak ÖTV ödeyecekleri, 12 ay içinde imalatta kullanıldığının tespiti üzerine de ödedikleri ÖTV’nin nakden veya mahsuben iade edileceği açıklanmıştır. c) 2013/5595 sayılı Kararname kapsamındaki kullanımlar 2013/5595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki kararın 3. maddesiyle, Türkiye’de üretilen tarım ürünlerinden veya Türkiye’de toplanan kullanılmış kızartmalık bitkisel yağlar ile kullanım süresi geçmiş bitkisel yağlardan elde edilen “oto biodizel” ile harmanlanan motorinlerin tesliminde ÖTV tutarının, oto biodizel miktarının toplam harmanlanmış mal miktarına oranı kadar eksik uygulanması, ancak bu orana göre belirlenen vergi tutarının, motorinin vergi tutarlarının %98’inden az olmaması kararlaştırılmıştır. Maliye Bakanlığı, oto biodizelli motorin tesliminde önce motorin için belirlenmiş olan ÖTV tutarının tam olarak ödenmesi, ödemeyi takip eden 12 ay içinde ödenen verginin oto biodizel miktarının toplam harmanlanmış mal miktarına oranı kadarlık kısmının (motorinin vergisinin %2’sini aşmamak üzere) oto biodizelli motorin teslim eden firmaya iade edilmesini öngörmüştür. 3- Fazla veya yersiz ödenen vergi ÖTV Kanununun 15/1. maddesine göre,malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya diğer nedenlerle matrahta değişiklik vuku bulduğu ya da yersiz veya fazla vergi hesaplandığı hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış olan mükelleflerin bunlarla ilgili borçlandığı veya ödediği vergiler için değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin meydana geldiği dönem içinde düzeltme yapabilecekleri, bu vergiden mahsup edebilecekleri veya iade talebinde bulunabilecekleri hükme bağlanmıştır. Ancak bu şekilde işlem yapılabilmesi için, iade olunan malların işletmeye girmiş olması, yersiz veya fazla ödenen verginin alıcıya iade edilmesi ve bu işlemlerin defter kayıtları, belgeler ve beyannamede gösterilmesi gerekmektedir. İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan ÖTV ise, Gümrük Kanununun düzeltme hükümlerinegöre iade edilmektedir. Kanuna ekli (II) sayılı listedeki araçlardan kayıt ve tescile tabi olanların kayıt ve tescil edildikten sonra iade edilmesi halinde beyan edilen ÖTV›nin düzeltilebilmesi için, bu iadenin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılmış olması gerekmektedir. Buna göre,trafiğe kayıt ve tescil ettirilen aracın 4077 sayılı Kanun kapsamında iade edilmesi konusunda satıcı ile alıcının kendi aralarında sulh olmaları halinde, bu durum taraflar arasında düzenlenecek bir tutanak veya sözleşme ile tevsik edil- MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 mek şartıyla düzeltme işlemi yapılabilecektir. Söz konusu tutanak veya sözleşmede iade gerekçesinin açıkça belirtilmesi, iadenin garanti süresi içinde meydana gelen arıza veya arızalar nedeniyle veya tamir için gereken iş gününün aşılması ya da aracın tamir edilemez olduğunun tespitinden dolayı istenmesi halinde, buna ilişkin teknik raporların da söz konusu tutanak veya sözleşmeye eklenmesi gerekmektedir. Taraflar arasında sulh olmaması ve iadenin «Tüketici Mahkemeleri» veya «Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri»nin verdiği karar üzerine gerçekleşmesi halinde de beyan edilen ÖTV düzeltilebilecektir. İlk iktisabı yapılmış, ancak henüz kayıt ve tescil ettirilmemiş olan araçların iade edilmesi halinde, iadenin 4077 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılması şartı bulunmamaktadır. Vergi dairesi tarafından, düzeltilmesi ve iadesi talep edilen verginin ödendiğinin kayıtlardan tespit edilmek suretiyle, düzeltme ve iade talebi, miktarına bakılmaksızın inceleme veya teminat aranılmadan yerine getirilmektedir. 4- Uluslararası anlaşmalarda yer alan iadehükümleri ÖTV Kanununun 10/1. maddesi,ÖTV’ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak ÖTV Kanununa hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği, diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümlerininbu vergi bakımından geçersiz olduğunu hükme bağlamıştır. Ancak 39 uluslararası anlaşma hükümleri saklı tutulmuştur. Buna göre Türkiye’nin taraf olduğu ve Anayasanın 90. maddesi gereği vergi kanunları açısından yüklenim getirmesi nedeniyle T.B.M.M. tarafından bir kanunla onaylanmış olan uluslararası anlaşmalarda ÖTV’nin iade edilmesini gerektiren bir hüküm bulunması halinde, anlaşmada belirtilen kişi veya kuruluşlara ÖTV iadesi yapılabilecektir. Bu konuda “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Toplulukları Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) ile Temin Edilen Yardımın Uygulanması Çerçevesinde Türkiye Cumhuriyetine Sağlanan Avrupa Topluluğu Mali Yardımlarıyla İlgili İşbirliği Kuralları Hakkında Çerçeve Anlaşma” örnek gösterilebilir. 5824 sayılı Kanunla onaylanan, 2008/14450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yayımlanan ve 2009/14614 sayılı Kararname uyarınca 24.12.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olan bu anlaşmanın 26/2-d maddesinde, AT yüklenicilerinin harcamalarının ÖTV’den muaf tutulacağına, bu muafiyetin yalnızca AT sözleşmesi kapsamında AT yüklenicisi tarafından tedarik edilen mallar veya yapılan işler ile bağlantılı harcamalara uygulanacağına dair hüküm ihdas edilmiştir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak yayımlanan 1 Sıra No.lu Türkiye - Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) Çerçeve Anlaşması Genel Tebliğinin (4.3.3.) bölümünde, “KDV İstisna Sertifikası” almış bulunan AT yüklenicilerinin, AT sözleşmesi kapsamındaki harcamaları dolayısıyla ödediği ÖTV’ninne şekilde iade edileceğine dair açıklamalar yer almaktadır. MESLEKİ YAZILAR 40 BÜLTEN • 2015 - 211 TAŞITLARDA YENİ ÖTV UYGULAMA GENEL TEBLİĞ ÇERÇEVESİNDE YAPILAN KAPSAM, MATRAH VE ORAN DÜZENLEMELERİ Ferhat CEYLAN - Devlet Gelir Uzmanı 1. Giriş 1/5/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği1 ile taşıtlara ilişkin ikincil mevzuat revize edilerek tek tebliğ haline getirilmiştir. Bu kapsamda, uygulamaya yönelik olarak birçok konuya açıklık getirilmeye çalışılmış; bunun yanı sıra yeni düzenlemelere de yer verilmiştir. Ayrıca, daha önce mevzuatta yapılan değişikler ile Tebliğ açıklamaları uyumlu hale getirilerek Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından özelge olarak verilen görüşler ile yayımlanan sirküler açıklamalarına Tebliğde yer verilmiştir. Bu yazıda, taşıtlara ilişkin kapsam, matrah ve oran konusunda yapılan açıklamalar ve yeni düzenlemeler çerçevesinde değerlendirmelere yer verilerek konuya açıklık getirilmeye ve ortaya çıkabilecek olası sorun ve çözüm önerilerine değinilmeye çalışılmıştır. 2. Taşıtlarda ÖTV Kapsamına İlişkin Yapılan Düzenlemeler Yeni Tebliğ ile 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun eki (II) sayılı listede yer alan taşıtların hangileri olduğu, hangilerinin kapsam dışında olduğu, taşıtlar için hangi tanımların dikkate alınacağı, taşıt kiralamaları ile deniz taşıtlarının kayıt ve tescili gibi hususlara açıklık getirilmeye çalışılmıştır. 2.1. ÖTV Kanunu Kapsamında Yer Alan Taşıtların Tanımı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan taşıtlar, GTİP numaralarına göre sınıflandırılmış olup GTİP numaraları altında yer alan tanım ve açıklamalarla farklı 1 18/04/2015 tarihli ve 29330 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. oranlarda vergiye tabi tutulmuştur. Yeni Tebliğde, • Türk Gümrük Tarife Cetveli ve izahnamesinde tanımlama veya açıklamanın olmadığı durumlarda, Gelir İdaresi Başkanlığınca yapılan belirleme ve açıklamalar doğrultusunda işlem tesis edileceği, • ÖTV’ye tabi bir malın sınıflandırıldığı GTİP numarasının veya tanımının değişmesinin ÖTV uygulamasında hüküm ifade etmeyeceği, •Diğer mevzuatta (Karayolları Trafik Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği, Motorlu Araçlar ve Römorkları Tip Onay Yönetmeliği gibi) yer alan araç tanımlarının ÖTV uygulamasında dikkate alınmayacağı ifade edilmektedir. Yukarıdaki açıklamalara yeni Tebliğde yer verilerek, (II) sayılı listede yer alan taşıtlar ile ilgili başka mevzuatta yer alan tanımlama ile açıklamaların ÖTV uygulamasına esas alınmadığı ve bir aracın (II) sayılı listede yer alıp almadığı hususunda tek yetkili kurumun Gelir İdaresi Başkanlığı olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, Kanuna ekli (II) sayılı liste gereğince, ÖTV’nin kapsamına giren mallar genel olarak, kapsamda değerlendirilmeyen mallar detaylı bir şekilde Tebliğde açıklanmıştır. Tebliğde detaylı olarak hangi taşıtların kapsamda olmadığının ifade edilmesi, diğer tüm taşıtların Kanuna ekli (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulduğu anlamının çıkartılmasına neden olmaktadır. Konuyla ilgili detaylı açıklamalara aşağıda değinilecektir. Aşağıda ÖTV’ye tabi olan ve olmayan araçlara detaylı olarak yer verilmiştir. MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 2.1.1. ÖTV kapsamına giren taşıtlar Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede, yarı römorklar için çekiciler, binek otomobilleri ve esas itibarıyla insan taşımak üzere imal edilmiş motorlu taşıtlar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, özel amaçlı motorlu taşıtlar, motosiklet, helikopter, uçak, gemi, yat, eğlence ve spor tekneleri gibi taşıtlar yer almaktadır. Tebliğde, taşıtların genel tanımlarına yer verilerek bağlayacı ifadelerden kaçınılmıştır. Ancak bazı araçların hangi GTİP numarasında yer aldığı ile ÖTV’ye tabi olup olmadıkları yukarıda yer alan genel ifadeden anlaşılamamaktadır. Buna örnek olarak ATV (All Terrain Vehicle) ile UTV (Utility Vehicle) gösterilebilir. Bu araçlar, kapsam kısmında doğrudan ifade edilmese de insan taşımaya mahsus motorlu taşıt olarak ÖTV’ye tabi olacaktır. Ayrıca, ATV olarak adlandırılan taşıtlar için Gelir İdaresinin görüşü; “Türk Gümrük Tarife Tarife Cetveline göre, ATV (All Terrain Vehicle) olarak adlandırılan 3 ve 4 tekerlekli araçlar 8703.21 (Silindir hacmi 1000 cm³’ü geçmeyenler) tarife pozisyonunun 8703.21.10.90.19 numaralı “Diğerleri” alt bölümünde yer aldığından, bu araçlar özel tüketim vergisi uygulamasında Kanuna ekli (II) sayılı listenin 87.03 tarife pozisyonu sırasının “Diğerleri” grubunda motor silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyenler kategorisi kapsamında vergilendirilmektedir.”2 şeklindedir. 2.1.2. ÖTV kapsamına girmeyen taşıtlar Yeni Tebliğde genel olarak, • Ambulanslar, mahkûm taşımaya mahsus arabalar, cenaze arabaları, itfaiye taşıtları, itfaiye öncü arabaları, motosiklet sepetleri gibi kara taşıtları, • Hava taşıtlarından uzay araçları (uydular dâhil), uzay araçlarını fırlatıcı araçlar ve yörünge-altı araçları ile askeri, zirai, yangınla mücadelede kullanılan özel yapıdaki helikopterler ve uçaklar, • Deniz taşıtlarından 89.03 tarife pozisyonunda sınıflandırılan taşıtlardan şişirilebilir olanlar, birim ağırlığı 100 kilogramı geçmeyenler, kürekli kayıklar ve kanoların 2 İstanbul VDB’nin 02/09/2013 tarihli ve 1395 sayılı özelgesi 41 (II) sayılı liste kapsamında olmadığı ifade edilmiş olup teknik ve detaylı açıklamalara Tebliğden bakılabilir. Bununla birlikte, parantez içi hükümlerle (II) sayılı liste kapsamı dışında bırakılan taşıtların, ÖTV’ye tabi diğer taşıtlar gibi kullanıldıklarının tespit edilmesi halinde genel hükümler çerçevesinde vergilendirileceği bildirilmiştir. Hizmetler ÖTV Kanunu kapsamında olmadığından, yurt dışından kiralanmak suretiyle geçici ithalat kapsamında yurt içine kullanılmak üzere getirilen taşıtların kesin ithalatı gerçekleşmedikçe ÖTV’ye tabi olmadığı açıklanmıştır. Tebliğde kapsam konusunda yeni bir düzenleme yapılamayacağı gibi (II) sayılı liste kapsamı sadece Kanunla düzenlenebilir. Ancak, Tebliğ açıklamaları göz önüne alındığında sanki liste kapsamında yeni bir düzenleme yapılması gibi yanlış bir algı oluşabilir. Bu geniş kapsam tanımlamalarının Gelir İdaresinin mevcut görüş ve özelgelerinden yola çıkarak hazırlandığı değerlendirilmektedir. 2.2. Deniz Taşıtlarının Kapsamı Tebliğin “Kayıt ve Tescile Tabi Olanlar” başlıklı (I/B/3.1.) bölümüne, mülga 1 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinden3 farklı olarak “Deniz taşıtları bakımından, bağlama kütüğüne kaydı zorunlu olanlar da bu kapsamda değerlendirilir.” cümlesi eklenmiştir. Söz konusu düzenleme ile birlikte, deniz taşıtlarında ÖTV uygulaması bakımından kayıt ve tescile tabi olanların kapsamı netleştirilmiştir. Bağlama kütüğüne kaydı zorunlu olan deniz taşıtları da kayıt ve tescile tabi olan taşıtlar kapsamında değerlendirilmiştir. Böylece, Milli Gemi Sicili veya Türk Uluslararası Gemi Siciline tescili zorunlu olanlar ile bağlama kütüğüne kaydı zorunlu olanlar kayıt ve tescile tabi deniz araçları olarak kabul edilmiştir. 3. Taşıtlarda ÖTV Matrah ve Oranına Yönelik Yapılan Düzenlemeler Yeni Tebliğin matrah ve oran kısmı incelendiğinde, ÖTV’nin matrahına ve oran tespitine yönelik uygulamada tereddüt oluşturan ve özel 3 30/07/2002 tarihli ve 24831 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. MESLEKİ YAZILAR 42 BÜLTEN • 2015 - 211 ge konusu haline gelmiş bazı görüşlere Tebliğde detaylı yer verildiği görülmektedir. 3.1. Yurt İçi Teslimlerde ve İthalatta Matrahın Unsurları 3.1.1. Yurt içi teslimlerde matrah Tebliğde yurt içi matraha ilişkin yeni bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, konu katma değer vergisi mevzuatına atıfta bulunularak detaylı şekilde açıklanmıştır. Burada matrahın tespitinde, mülga 14 Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinde4 de yer alan, “taşıtın, ilk iktisap kapsamında satışı tarihine kadar mükellefe satış yapan tarafından iskonto yapılmadığı halde mükellef tarafından, alış bedelinin herhangi bir oranına tekabül eden bir tutarda indirim yapılmak suretiyle alış bedelinden daha düşük bir bedelle satılması durumunda da ÖTV matrahı, taşıtın alış bedeli ile imalatçının satış bedelinden/ithalatta hesaplanan KDV matrahından düşük olamaz” şeklindeki ibareye aynen yer verilmiştir. Mükellefler arasında hala bazı sıkıntılara yol açan ibarenin anlamını, “ÖTV matrahı, taşıtın alış bedeli (%10’luk iskonto yapılmış hali), imalatçının satış bedeli ile ithalatta hesaplanan KDV matrahından hangisi en yüksekse odur” şeklinde tekrar ifade etmekte fayda vardır. 3.1.2. İthalatta matrah (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi taşıtların kullanılmak üzere ithali ile aynı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi olmayan taşıtların ithalinde ÖTV’nin matrahının; • İthal edilen taşıtın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya taşıtın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedelleri dâhil (CIF) değeri, bunun belli olmadığı hallerde taşıtın gümrükçe tespit edilecek değeri, • İthalat sırasında ödenen her türlü vergi (ÖTV ve KDV hariç), resim, harç ve paylar, • Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile taşıt bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerden 4 08/07/2008 tarihli ve 26930 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. oluştuğu açık bir şekilde ifade edilmiştir. 3.1.3. Matrahta özel düzenlemeler Teslimi veya ilk iktisabı yapılan taşıta ilişkin vade farkı, fiyat farkı, prim gibi çeşitli gelirlerin, banka kredisi temin edemeyen müşteriler için ÖTV mükellefleri tarafından bankalardan sağlanan krediler için nihai tüketiciye yansıtılan kredi faiz tutarlarının, ÖTV mükellefleri tarafından yapılan ve taşıtın teslimi veya ilk iktisabında alıcıdan ayrıca alınan aksesuar, boya koruma, kuaför, ek garanti ve benzeri teslim ve hizmetlerin, ÖTV matrahına dahil olduğuna yönelik düzenleme yapılmıştır. Yine Tebliğde, aksam, parça veya mütemmim cüzü ile birlikte ithali/imalatçılar tarafından teslim edilen taşıtların satışında ÖTV matrahının, söz konusu aksam, parça veya mütemmim cüz bedeli dahil ithalattaki KDV matrahından veya imalatçı satış bedelinden düşük olamayacağı öngörülmüştür. Taşıtın ilk iktisabı aşamasında, müşterinin vekalet vererek satıcıya yaptırdığı trafik kayıt ve tescil işlemleri ile plaka çıkarılmasına ilişkin hizmet bedelinin ÖTV matrahına dahil edilmeyeceği ancak söz konusu hizmet tutarlarının rayicine göre yüksek gösterilmesinin ÖTV matrahını azaltıcı işlem olarak değerlendirilerek buna göre işlem tesis edileceği de Tebliğde ayrıca ifade edilmiştir. Bu özel düzenlemelerden en çok tereddüte neden olabilecek husus, alıcıdan ayrıca alınan aksesuar, boya koruma, kuaför, ek garanti ve benzeri teslim ve hizmetlerin, ÖTV matrahına dahil olduğuna yönelik olarak düzenlemedir. Bu teslim ve hizmetlere araç üzerinde yapılan her türlü işlem girmektedir. Örneğin, alıcıdan ayrıca alınan oto gaz ve montaj bedeli de matraha dahildir. Tereddüte neden olabilecek husus ise, söz konusu hizmetlerin satış öncesi ve satış sonrası yapılması arasında doğan matrah farkıdır. Satış öncesi yapılan hizmetler matraha dahil edilip tüketiciye yansıtılmaktadır. Satış sonrası hizmetler ise ÖTV’nin konusuna girmemektedir. Bazı bayilerin ÖTV matrahını azaltmak adına yukarıdaki hizmetleri hemen satış sonrası gerçekleştirdiği yönünde bilgiler mevcuttur. MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 Gelir İdaresinin bu konudaki görüşü; “Taşıtın ilk iktisap kapsamında tesliminden sonra taşıta ilişkin yapılan teslim ve verilen hizmetler ÖTV matrahına dahil olmamakla birlikte; alıcının vekâlet vermek suretiyle yaptıracağı trafik kayıt ve tescil işlemlerine ilişkin hizmet bedellerinin rayicine göre yüksek bedelle gösterilmesi veya başka suretlerle araç bedelinin, dolayısıyla ÖTV matrahının azaltılmasını sağlayacak doğrultuda işlem tesis edilmesi halinde, bu durumun Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi gereğince, işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olması prensibinden hareketle muvazaa olarak değerlendirileceği ve buna göre işlem tesis edileceği” yönündedir. Burada da zaman hususun nasıl değerlendirileceği meçhuldür. Satış günü yapılan işlemler matrah azaltıcı işlem olarak değerlendirilebilir ancak alıcının bir hafta sonra karar vererek satışı yapan aynı bayiden boya koruma hizmeti almasının ÖTV’ye tabi olmaması gerektiği kanaatindeyim. 3.2. Oran Düzenlemeleri ÖTV Kanununa göre, (II) sayılı listedeki değişikliklerin ancak Kanunla yapılması mümkün bulunmakta; bu mallar için Kanunla belirlenen oranlar ise, belli sınırlar dahilinde Bakanlar Kurulunca değiştirilebilmektedir. Tebliğ ile uygulamada öteden beri tereddüt oluşturan ve mükelleflerce beyan aşamasında sorun meydana getiren özellikli bazı araç kategorilerinin vergi oranının tespitine yönelik açıklamalara yer verilmiş olup herhangi bir oran belirlenmesi söz konusu değildir. Tebliğde, koltuk sayısı, insan/yük taşımaya mahsus olup olmaması, ağırlık, istiap haddi, kapalı/açık kasa olup olmaması, elektrik veya akaryakıttan hareket kazanıp kazanmadığı gibi kriterler göz önünde bulundurulmak suretiyle, ÖTV’ye tabi araç cinslerine ilişkin detaylı değerlendirmeler yapılmıştır. Örneğin, taşıtın mevcut koltuk sayısının belirlenmesinde, söz konusu taşıtların engellilerin tekerlekli sandalye ile seyahatine imkân verecek şekilde üretimine/tadilatına yönelik olarak, koltuk montajına ilişkin sabit tertibatların korunup korunmadığına bakılmaksızın, tekerlekli sandalyelerin taşıt içerisinde koltuk olarak kul- 43 lanılmasını sağlayacak şekilde yapılacak her bir sabit tertibatın ayrı birer koltuk olarak değerlendirileceği şeklinde Tebliğde yer alan özelgelerden5 derç edilmiş eklemelerin yanında; doğrudan GTİP numarası ve oran belirtilen örneğin, “8704.31.91.00.00 G.T.İ.P. numarasından ithalat işlemlerinin yapıldığı anlaşılan, yük taşımaya mahsus, kasalı, üç tekerlekli söz konusu aracın ilk iktisabı, Özel Tüketim Vergisi Kanunu eki (II) sayılı liste uyarınca %4 oranında ÖTV’ye tabi olacaktır” şeklindeki ifadelerin yer aldığı özelgelere6 Tebliğde yer verilmemiştir. 4. Sonuç Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği ile taşıtlara ilişkin kapsam, matrah ve oran konusunda çok kapsamlı açıklamalar yapılmış ve yeni düzenlemeler getirilmiştir. Ancak yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için belirtilmelidir ki mükelleflere getirilen yeni bir vergi yükü yoktur. Yaklaşık on üç yıldır yürürlükte olan ÖTV Kanununa ilişkin uygulamada yaşanan sıkıntılar ve uygulama boşlukları tek, basit ve açık bir Tebliğ ile giderilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, konuyla ilgili tebliğ, sirküler ile genel yazılar konsolide edilmiş; özelge olarak verilen birçok görüş Tebliğe derç edilmiştir. Yukarıda ayrıntılı değerlendirmelerin yer aldığı yeni Tebliğ ile taşıtlara ilişkin getirilen kapsam, matrah ve oran konusundaki açıklamalar ile düzenlemeleri şu şekilde özetlemek mümkündür: Taşıtlarda ÖTV’nin kapsamı konusu çok detaylı yer almış, tanımlamalara yer verilmiş, birçok taşıttan ÖTV alınıp alınmadığı hususunda tereddütler giderilmiştir. Matrah ve oran konusunda da tereddüt edilen hususlara açıklık getirilmiş, birçok görüş ve özelge Tebliğe derç edilmiş, taşıtların matrahına dahil edilen ve edilmeyen unsurlar açıklanmış, oran ve taşıt sınıflandırılması çok kapsamlı bir şekilde yapılmıştır. Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin, taşıtlara ilişkin ÖTV uygulamasına yönelik bilgilerin bulunabileceği açıklayıcı ve anlaşılır bir düzenleyici belge olduğu değerlendirilebilir. 5 Adana VDB’nin 10/04/2015 tarihli ve 17 sayılı özelgesi 6 İstanbul VDB’nin 28/01/2015 tarihli ve 149 sayılı özelgesi MESLEKİ YAZILAR 44 BÜLTEN • 2015 - 211 YURT DIŞI HİZMET KAZANCI VE GİRİŞİM SERMAYESİ FONU İNDİRİMLERİ Ferit ÖZ - Devlet Gelir Uzmanı 1. GİRİŞ Kurumların bağış ve yardımları ile bazı indirim ve istisnalarını, e-beyannamede yer alan “Kazancın bulunması halinde indirilecek istisna ve indirimler” bölümüne eklemeleri ve matrahın tespitinde dikkate almaları gerekir. Ne olursa olsun, kurum kazancı (İndirime esas tutar) bulunmaması durumunda istisna, bağış ve indirimlerin beyanname üzerinden düşülmesi mümkün değildir. 6322 sayılı Kanunla1 2012 yılında sisteme dahil edilen “Türkiye’den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler” ve “Girişim sermayesi fonu” uygulaması bu yazıda açıklanacaktır. 2. TÜRKİYE’DEN YURTDIŞI MUKİMİ KİŞİ VE KURUMLARA VERİLEN HİZMETLER Yurt dışında mukim kişi ve kurumlara, Türkiye’de verilen bazı hizmetler “indirim” kapsamına alınmıştır. 6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa (KVK) eklenen 10/1-(ğ) bendinde; - 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, - Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran (sadece) yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merke 1 31.05.2012 tarih yayımlanmıştır ve 28324 sayılı Resmi Gazetede zi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleriyle, - İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin - münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebileceği belirtilmiştir. Örneğin; Eylül A.Ş.’nin Ankara’daki özel hastanesinde yabancı kişilere de hizmet verilmektedir. Şirketin bilgileri aşağıdaki gibidir: Yabancı kişilere verilen sağlık hizmetinden elde edilen kazanç Şirketin bu faaliyet dolayısıyla normalde ödemesi gereken kurumlar vergisi 500.000 TL 100.000 TL (500.000 x %20) Bu indirim uygulaması nedeniyle ödenecek kurumlar vergisi (100.000 / 2) 50.000 TL Şirketin bu indirim dolayısıyla kazancı (100.000 – 50.000) 50.000 TL Sonuç olarak bu indirimden yararlanacak olan şirket, 100.000 TL yerine 50.000 TL kurumlar vergisi ödeyecektir. İndirimden faydalanacak kurumlarla ilgili olarak da e-beyannamede aşağıdaki satırlar açılmıştır; - Sağlık hizmetlerine ilişkin indirim (KVK Mad. 10/1-ğ) - Eğitim hizmetlerine ilişkin indirim (KVK Mad. 10/1-ğ) - Diğer hizmetlere ilişkin indirim (KVK Mad. MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 10/1-ğ) 2.1. İndirimden Faydalanma Şartları İndirim imkanından faydalanmak için aşağıda belirtilen şartların sağlanması gerekir. 2.1.1. İndirimden Faydalanacak Şirketlerin Ana Sözleşmelerinde Yazılı Esas Faaliyet Konusu İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında; - Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir. Yukarıda sayılan hizmetleri veren işletmelerin, Türkiye’de yerleşmiş olan kişilere de hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil etmez. Öte yandan, sadece yabancı kişi ve kurumlara verilen hizmetlerden elde edilen kazancın %50’sine indirim uygulanır. Sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin elde ettiği kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık Bakanlığından alınan ruhsat çerçevesinde; Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekir. Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış olmak şartıyla sağlık turizmi ile uğraşan işletmelerin de (termal turizm vb.) indirimden faydalanması mümkündür. 2.1.2. Hizmetin, Türkiye’den Münhasıran Yurt Dışı Mukimi Kişi ve/veya Kurum İçin Yapılmış Olması Bu kapsamdaki hizmetlerin Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere, başka bir deyişle dar mükellef kişi ve kurumlara verilmesi gerekir. Ayrıca, hizmetlerin fiilen verilmesi gerek- 45 mekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık, danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir. 2.1.3. Faturanın Yurt Dışı Mukimi Kişi ve/veya Kurum Adına Düzenlenmesi Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum adına düzenlenmesi gerekir. Sağlık alanında faaliyette bulunan şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması bulunan ülkelerde yerleşik olanlara verdikleri hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili ülke kurumlarından tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli karşılığı faturanın SGK’ya düzenlenmesi durumunda da indirimden faydalanılacaktır. 2.1.4. Türkiye’den Verilen, Mimarlık, Mühendislik, Tasarım, Yazılım, Tıbbi Raporlama, Muhasebe Kaydı Tutma, Çağrı Merkezi ve Veri Saklama Hizmetlerinden Yurt Dışında Yararlanılması Verilen hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir. 2.2. İndirim Tutarının Tespiti İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın %50’si, beyannamede gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılacaktır. Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere devredilemeyecektir. Faaliyet sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz konusu olmayacaktır. 2.3. Kazançların Kayıtlarda İzlenmesi Kurumlar vergisi matrahının tespiti açı- MESLEKİ YAZILAR 46 BÜLTEN • 2015 - 211 sından, indirim kapsamında olan faaliyetlere ilişkin kazanç, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı sağlayacak şekilde tutulması gerekir. İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurlarının ayrı olarak tespit edilmesi esastır. Gider ve maliyet unsurlarının ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olmadığı hallerde ise müşterek (ortak) genel giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan hasılatın toplam hasılata oranı esas alınarak dağıtılır. Yukarıdaki açıklamaya göre dağıtım yapılırken; Ortak Genel Giderler X İndirim kapsamındaki faaliyetten elde edilen hasılat Toplam hasılat formülü uygulanacaktır. İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler ile bu kapsamda değerlendirilmeyen faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanlarının ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması gerekmektedir. Hangi işte ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar ise, ortak genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulur. 2.4. Eğitim ve Sağlık Hizmetlerine İlişkin Geçici Vergi Beyannamesi Ekinde Verilecek Form ve Yapılacak Bildirim Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde ettikleri kazançlarının %50’sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad-soyad, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli bilgilerini içeren formu, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak vermesi gerekir. İlgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki formla bildirilmesi mümkündür. Bu bilgiler ayrıca yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde de istenilmektedir. Bunun yanı sıra, sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelere Sağlık Bakanlığınca verilen ruhsatın; eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelere de Milli Eğitim Bakanlığınca verilen izin belgesi veya ruhsatın bir örneğinin, istisnadan faydalanılacak ilk yıl, yıllık kurumlar vergisi beyanname verme süresi içerisinde bağlı bulunan vergi dairesine verilmesi gerekir. 2.5. Esas Faaliyet Konusu Dışındaki Gelirler İlgili şirketlerin esas faaliyet konusu dışındaki işlemlerinden elde ettikleri gelirleri ile olağandışı gelirlerinin indirim kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, kasadaki dövizlerin değerlemesinden kaynaklanan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler bu kapsamda değerlendirilmez. 3. GİRİŞİM SERMAYESİ FONU 6322 sayılı Kanunla 2012 yılında Vergi Usul Kanununa eklenen 325/A maddesiyle, kurumlar vergisi mükelleflerine; - Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması - veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından girişim sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir. MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 KVK’ya eklenen 10/1-(g) maddesi ile de, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından indirilecektir. 47 alınarak “kurum kazancı/beyan edilen gelir” bulunacak bu tutarın da %10’u girişim sermayesi fonu olarak ayrılabilecektir. Girişim sermayesi fonunun indirim konusu yapılabilmesi için; VUK’un 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu, ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekir. a) İlgili yılda ayrılan fon tutarının, kurum kazancının/beyan edilen gelirin %10’unu; toplam fon tutarının ise öz sermayenin %20’sini aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir.) Bu şekilde indirim konusu yapılacak olan kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir. Buna göre, girişim sermayesi yatırım fon ve ortaklıklarına yatırım yapan mükelleflere teşvik düzenlemesi ihdas edilmiştir. 3.1. İndirim Şartları b) Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan ve SPK’nın düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması, c) Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi gerekir. 3.2. İndirim Tutarının Hesaplanması Girişim sermayesi fonu ayrılabilmesi için öncelikle şirketlerin “kurum kazancı”nın bulunması gerekir. Kurumlar vergisi beyannamesinde “mali zararı” olan şirketler bu imkandan faydalanamazlar. Girişim sermayesi fonu ayrılmasına esas kurum kazancı aşağıdaki şekilde hesaplanır. İndirim tutarının tespitinde kurum kazancı/beyan edilen gelir olarak; [Ticari bilanço kârı (zararı) + KKEG - Geçmiş yıl zararları - Tüm indirim ve istisnalar] formülü esas alınacaktır. Buradan da görüleceği üzere, girişim sermayesi fonuna esas tutar belirlenirken, beyannamenin “Kazanç ve ilaveler” bölümündeki tüm kalemler dikkate Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir. Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların, pasifte geçici bir hesapta tutulması, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar da girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekir. Örneğin; (X) A.Ş.’nin 2015 yılı bilanço ve beyanname bilgileri aşağıdaki gibidir: 2015 yılı dönem sonu öz sermayesi 1.000.000 TL 2015 yılı ticari bilanço karı 400.000 TL KKEG 100.000 TL İştirak kazancı istisnası 60.000 TL Geçmiş yıl zararı 70.000 TL Ar-Ge indirimi 30.000 TL Yatırım indirimi 40.000 TL Bu durumda şirket, girişim sermayesi fonu hesaplamasına esas kazancını ve ayırabileceği yatırım fonu tutarını aşağıdaki şekilde hesaplayacaktır: MESLEKİ YAZILAR 48 BÜLTEN • 2015 - 211 Ticari bilanço karı 400.000 TL 3.3. Fon Tutarının Vergilendirilmesi KKEG (+) 100.000 TL İştirak kazancı istisnası (-) 60.000 TL Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim Geçmiş yıl zararı (-) 70.000 TL Ar-Ge indirimi (-) 30.000 TL Yatırım indirimi (-) 40.000 TL Girişim sermayesi fonu hesaplamasına esas kazanç (400.000 + 100.000 – 60.000 – 70.000 – 30.000 – 40.000) 300.000 TL Ayrılabilecek girişim sermayesi fonu tutarı (300.000 x %10) 30.000 TL Şirket, 2015 yılına ilişkin beyan edilen gelirin %10’u olan 30.000 TL’yi, 25.04.2016 tarihine kadar girişim sermayesi fonu olarak özel bir fon hesabına aşağıdaki şekilde alacaktır. -------------------- 01/01/2013 -------------------590 DÖNEM NET KARI 549 ÖZEL FONLAR 01 Girişim sermayesi fonu 30.000 30.000 30.000 Dönem karından girişim sermayesi fonu ayrılması ------------------------- / / ---------------------------- Böylece (X) A.Ş., beyan edilen gelirin %10’unu ve dönem sonu öz sermayesinin %20’sini aşmayacak şekilde ayırdığı (30.000 TL) girişim sermayesi fonunu, 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir. Şirketin, 2016 yılı sonuna kadar, ayırmış olduğu 30.000 TL fon tutarıyla girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapmaması halinde, indirim konusu yaptığı 30.000 TL fon tutarı nedeniyle eksik tahakkuk ettirilen (30.000 x %20) 6.000 TL vergi, gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir. İndirim konusu yapılacak tutarın tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate alınacak, önceki yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim uygulanmayacaktır. Ayrıca, ayrılan toplam fon tutarı hiçbir suretle öz sermayenin %20’sini aşamayacaktır. sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların; - Amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi - İşletmeden çekilmesi, ortaklara dağıtılması - Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması - Mükelleflerce işin terki, işletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya bölünmesi - Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla yeniden kullanılmaması hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde diğer kazançlarla ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulması gerekir. Dolayısıyla bu fon tutarları, beyan edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş yıl zararları, indirim ve istisnalar ile ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir. Buradan da görüleceği üzere sağlanan teşvik, vergi erte- lemesi niteliğindedir. Yukarıda sayılan hallerde sadece girişim sermayesi fonu hesabında tutulan ve önceki yıllarda indirim konusu yapılan tutarlar vergiye tabi tutulacak olup daha önce beyannamede indirim konusu yapılan tutarlar bakımından ise herhangi bir işlem yapılmayacaktır. Söz konusu yatırımın hiç yapılmaması halinde ise, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi, gecikme faizi ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir. MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 49 MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN E-FATURA / E-DEFTER UYGULAMALARI Selçuk GÜLTEN - SMMM Bilindiği üzere 2014 yılı ciroları 10.000.000,00 TL ve üzeri olan firmalar 01.01.2016 tarihi itibarıyla e-defter ve e-fatura uygulamalarına geçmek zorunda kalacaktır. E-arşiv uygulaması ise 2014 yılı 5.000.000,00 TL cirosu olan ve internetten nihai tüketiciye satış yapan tüm firmalar için zorunludur. Günümüzde 5.000.000,00 TL, 10.000.000,00 TL gibi ciro rakamlarının KOBİ’ler için ulaşılması zor olmayacak rakamlar olduğu düşünüldüğünde yoğun bir mükellef sayısının 2016 yılında e-fatura, e-defter kullanmaya başlayacağını söylemek çok zor olmayacaktır. Muhasebe bürolarına defterini tutturan ve bu ciroları rahatlıkla geçen pek çok mükellef bulunmaktadır. 1.GİRİŞ Meslek mensuplarının mükelleflerin Maliye İdaresi ile olan bağlarını sağladıkları, esasen uygulamada temel görev olarak bu hususlarda danışmanlık, yol göstericilik faaliyetleri yürüttükleri kolaylıkla söylenebilir. Ancak e-defter, e-fatura, e-arşiv gibi uygulamalar nispeten yeni uygulamalardır. Bu sebeple meslek mensuplarımızın bu alanda kendilerini geliştirebilmeleri için yeterli sayıda kaynak yoktur. Yayınlanan üç adet kitap ve birkaç makale dışında bu alandaki literatürün çok sığ olduğunu söylemek elbette ki yanlış olmaz. Son zamanlarda meslek odalarımız bu alanda seminerler düzenleyerek açığı kapatmaya çalışmaktadırlar. Ancak tüm bu çabalara rağmen meslek mensuplarımız gerek başvurularda gerekse uygulamada hatalar yapmaktadırlar. Üstelik bu konulardaki cezaların yüksekliği mükellef meslek mensubu vergi idaresi arasındaki ilişkileri de germektedir. Özellikle bu alanda çok ciddi çalışmaları olan ASMMMO’yu tebrik etmek gerekir. Meslek mensuplarımızın bürolarında e-defter, e-fatura kapsamındaki firmaların işlemlerini takip edebilmeleri çok zordur. Ancak bu firmalarda ciddi bir e-fatura, e-defter birimi oluşturarak geri kalan vergisel süreçleri takip etmeleri elbette mümkündür. İç muhasebe, ön muhasebe olarak adlandırabileceğimiz bu birimleri oluşturabilmek içinde ciddi bir yetişmiş-nitelikli personel sıkıntısı bulunmaktadır. Henüz bu kısır döngüyü aşabilecek ciddi kurslar veya eğitim programları da mevcut değildir. Bu alandaki eğitim ihtiyacının karşılanabilmesi için 1 yıllık bir uzatmanın çok daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Maliye yetkilileri ise geçen yılın zaten bir geçiş yılı olduğu bu sebeple uzatmanın mümkün olmadığını ifade etmektedirler. 2.E-FATURA, E-DEFTER NEDİR? Kağıt fatura ile aynı nitelikleri ve hukuki özellikleri taşıyan ancak elektronik ortamda oluşturulan, saklanan ve ibraz edilen,değişmezliğini sağlamak için mali mühürle imzalanan belgeye e-fatura denir. Kağıt ortamında tutulan defterlerde yer alan bilgileri içeren aynı nitelikleri ve hukuki özellikleri taşıyan ancak elektronik ortamda oluşturulan, saklanan ve ibraz edilen değişmezliğini sağlamak için beratlar kullanılan deftere ise MESLEKİ YAZILAR 50 BÜLTEN • 2015 - 211 e-defter denir. Kağıt fatura ve kağıt defter yerine e-fatura ve e-deftere geçilmesinde amaçlar esasen şunlardır: a) Kağıt tasarrufu sağlamak, b) Sahtecilikleri azaltmak, c) Kayıt dışı ekonomi ile mücadele edebilmek, d) Modern dünya uygulamalarına ve uluslar arası standartlara uyum sağlamak, e) E-Denetim alt yapısını oluşturmak, f) Uzaktan denetim yapılabilmesi için uzak masa üstü bağlantısı gibi yöntemler kullanabilmek, g) Hata ve yanlışlıkları en aza indirmek, h) Denetim tabanını genişletmek, i) Meslek mensuplarının iş yükünü hafifletmek (Uygulamada tam tersi sonuçlar görülmektedir.) Bütün bu vergisel ve mali amaçlar çok olumlu gözükmektedir. Uygulamaların bu sonuçları meydana getirebilmesi için çok ciddi planlama gerekmektedir. 3.E-FATURA’YA NASIL GEÇİLEBİLİR? E-Faturaya geçişte mükellefler üç yöntemden birisini seçmek ve başvurularında da bu yöntemi belirtmek zorundadırlar. Bu yöntemleri sırasıyla ve kısaca inceleyelim. Yöntemi: Gelir İdaresi a) Portal Başkanlığı’nın oluşturduğu site üzerinden e-fatura düzenlenmesi mümkündür. Tamamen ücretsiz olan bu yöntemde sistem üzerinden gönderilen ve alınan faturalar en fazla 6 ay saklanılmaktadır. İbraz ve muhafaza yükümlülükleri açısından e-faturaların indirilerek elektronik ortamda saklanılması esastır. Ayrıca portal uygulamasında aynı anda bir kullanıcı çalışabilir. Birden çok mali mührün (örneğin merkez ve şubelerin bulunması) olması bu anlamda önemli değildir. Genelde ayda 500 kadar e-fatura kesen mükelleflerin portal sistemini kullanması önerilir. b) Özel Entegratör Yöntemi: Bu yöntemde Maliye Bakanlığı’ndan izin ve yetki almış yazılım firmaları ile anlaşılarak e-fatura düzenlenir ve alınır. Özel entegratörler kendi yazdıkları arayüz programları ile e-fatura kesilmesi, alınması ve iade edilmesi süreçlerini çok hızlandırdıkları görülmektedir. Ayrıca kendi mali mühür cihazlarını mükelleflerin kullanımına açtıkları, aynı anda birden çok kullanıcının sistemde çalışmasına olanak verdikleri ve çoğu zaman e-fatura saklama hizmetini de sundukları bilinmektedir. Özel entegratörler ücret mukabili bu hizmetleri sunmaktadırlar. Genelde ayda 500-5000 arası e-fatura kesen mükelleflerin özel entegratör sistemini kullanması önerilir. Mükellefiyete ilişkin özel sözleşmeler vergi idaresini bağlamadığına ilişkin VUK hükmü bulunduğundan özel entegratörle de anlaşılsa muhafaza, ibraz ve benzeri konularda esas sorumluluk mükellefe aittir. c) Doğrudan Entegrasyon Yöntemi: Bu yöntemde mükellefler, çok fazla fatura düzenlediği için kendi bilgi işlem servislerini doğrudan doğruya Maliye Bakanlığı’nın sistemine bağlarlar. Böylece özel entegratör gibi aracıları devreden çıkarmış olurlar. Ancak Maliye Bakanlığı bu bilgi işlem sistemlerini bir test sürecine tabi tutmakta ve testler başarılırsa entegrasyon yönteminin kullanılmasına izin vermektedirler. Sistemin 7 gün 24 saat açık olması herhangi bir arızanın hemen giderilebilmesi, bilgi işlem sisteminin özelliklerini anlatan BİS raporu gibi detay şartlarda mevcuttur. Genelde ayda 5000’den fazla e-fatura kesen mükelleflerin entegrasyon yöntemini kullanması önerilir. Bu yöntemlerden herhangi birisinden bir MESLEKİ YAZILAR BÜLTEN • 2015 - 211 diğerine bir dilekçe vererek geçmek mümkündür. Esasen mükelleflerin iş hacimleri ekonomik gelişmelere ve piyasa şartlarına bağlı olarak değişmektedir. Hangi yöntem seçilirse seçilsin kesilen veya alınan e-fatura aynıdır. 4.E-DEFTERE NASIL GEÇİLEBİLİR? E-deftere geçişte iki yöntem mevcuttur. E-defter başvurularında yöntem belirtilmez, sadece e-defter başlangıç tarihi (01.01.2016 tarihinde e-defter kullanmaya başlamak istiyorum) seçilir. E-defter kullanma yöntemlerini kısaca inceleyelim. a) Doğrudan Entegrasyon Yöntemi: Bu yöntemde mükellefler, çok fazla sayfası olan e-defter tuttuğu için kendi bilgi işlem servislerini doğrudan doğruya Maliye Bakanlığı’nın sistemine bağlarlar. Böylece özel entegratör gibi aracıları devreden çıkarmış olurlar. Ancak Maliye Bakanlığı bu bilgi işlem sistemlerini bir test sürecine tabi tutmakta ve testler başarılırsa entegrasyon yönteminin kullanılmasına izin vermektedirler. Sistemin 7 gün 24 saat açık olması herhangi bir arızanın hemen giderilebilmesi, bilgi işlem sisteminin özelliklerini anlatan BİS raporu gibi detay şartlarda mevcuttur. b) Uyumlu bir E-Defter Yazılımı Kullanmak (Özel Entegratör Yöntemi) : Bu yöntemde Maliye Bakanlığı’ndan izin ve yetki almış yazılım firmaları ile anlaşılarak e-defter oluşturulur. Özel entegratörler genelde muhasebe yazılımları üreten firmalar olduklarından muhasebe yazılımları ile tutulan defterleri Maliye Bakanlığı’nın istediği standartlara çok daha kolay getirebilmektedirler. Özel entegratörler ücret mukabili bu hizmetleri sunmaktadırlar. Mükellefiyete ilişkin özel sözleşmeler vergi idaresini bağlamadığına ilişkin VUK hükmü bulunduğundan özel entegratörle de anlaşılsa muhafaza, ibraz ve benzeri konularda esas sorumluluk mükellefe aittir. 51 Yöntemlerin her birinde tutulan veya oluşturulan e-defter içeriği aynıdır. E-defterle ilgili olarak dikkat edilmesi gerekenler şunlardır. a) Öncelikle her belge tek bir yevmiye kaydında muhasebeleştirilmelidir. Genelde muhasebe yazılımları “fiş böl” gibi uygulamalarla bunu otomatik gerçekleştirmektedir. b) Her yevmiye maddesinde «ödeme yöntemi» mutlaka yazılmalıdır. 1- Nakit, 2- Banka 3- Çek 4- Senet c) 5-Kredi Kartı gibi serbestçe bu alan doldurulabilir.Genelde muhasebe yazılımları “ödeme tipi tanımla” gibi uygulamalarla bunu otomatik gerçekleştirmektedir. d) Bir defterin boyutu en fazla 200Mb olabilir. Fazlası halinde defter bölünmelidir. 01.01.2016-20.01.2016 bir defter kalan 21.01.2016-31.01.2016 ayrı bir defter olarak gönderilmelidir. Genelde muhasebe yazılımları “defter böl” gibi uygulamalarla bunu otomatik gerçekleştirmektedir. e) Her belgenin aşağıda belirtilen belge tipi mutlaka yazılmalıdır.Gelir İdaresi Başkanlığının yayımlandığı Yevmiye Defteri kılavuzundaaşağıdaki sekiz belge tipi tanımlanmıştır. 1- Çek 2- Fatura 3- Müşteri Sipariş Belgesi 4- Satıcı Sipariş Belgesi 5- Senet 6- Navlun 7- Makbuz 8-Diğer (Belge açıklaması kısmına, Ser- MESLEKİ YAZILAR 52 BÜLTEN • 2015 - 211 best Meslek Makbuzu, Gider Pusulası, Sigorta Poliçesi, Ücret Bodrosu, Teminat Mektubu, Perakende Satış Fişi gibi belge türü ayrıca yazılır.) 5. E-FATURA SENARYOLARI E-fatura uygulaması mükelleflerin esasen iki adet e-fatura düzenlenmesine olanak verir. Bunlar, satış faturası ve iade faturasıdır. Satış faturasının düzenlenmesinde ise yine temel e-fatura, ticari e-fatura olmak üzere iki seçenek bulunmaktadır. a) Temel Fatura Senaryosu:Temel Fatura Senaryosu, sadece e-faturanın gönderen sistemden alıcı sisteme ulaşma durumunu ele alan senaryodur. Mükellef tarafından düzenlenen e-fatura alıcının gelen kutusuna düşer ve alıcının bu faturaya sistem üzerinden itiraz etme hakkı bulunmamaktadır.Bu senaryoda kurum kendisine gönderilen e-faturada teknik (zorunlu alan eksikliği, veri bozulması, imza geçersizliği gibi) bir sorun yoksa e-faturayı kabul etmek zorundadır. Faturanın alıcısına kayıtlı ve güvenli bir biçimde ulaştırılması ile işlemin tamamlandığı varsayılmakla birlikte alıcılar fatura ile ilgili itirazlarını harici yollarla gerçekleştirebileceklerdir. b) Ticari Fatura Senaryosu :Temel Fatura Senaryosu’na ek olarak Ticari Fatura’da Posta Kutusu gelen faturayı mükellef, KABUL, RET veya İADE etme hakkına sahiptir. Diğer bir ifadeyle; ticari e-fatura uygulaması, kurumdan, kendisine gönderilen e-faturayı kabul edip etmeyeceğini sistem üzerinden bildirmesini beklemektedir. Kabul, ret veya iade bildirimi yeni bir e-fatura gönderilmesinde olduğu gibi imzalanarak iletilmeli ve arşivlenmelidir. Bu senaryo kapsamında düzenlenen fatura, temel fatura senaryosunda düzenlenen faturadan farklı değildir. Temel fatura senaryosundan farklı olarak, Ticari Fatura Senaryosunda uygulama yanıtı kullanımına imkan verilmiştir. Ticari Fatura Senar- yosu kapsamında faturalaşma, tarafların bu konuda gösterecekleri açık rızaya bağlıdır. Temel ve ticari fatura düzenlenmesi konusunda alıcı ve satıcı kendi arasında serbestçe anlaşabilir. Tarafların anlaşarak ileri tarihli fatura kesmesi mümkün değilken geriye dönük fatura kesmeleri mümkündür. Kesilen e-faturaların 8 gün içerisinde verilmesi gereken ret yanıtları tarafların rızaları ile bu süreler aşılsa bile verilebilir. E-fatura düzenleyebilmek için alıcının ve satıcının sistemde kayıtlı olması gerekir. 6.SONUÇ Elektronik uygulamalar insanların hayatını kolaylaştırmak, onların işlemlerini hızlandırmak ve hata yapmalarını engellemek için vardırlar. Meslek mensuplarımız belirli düzeyde bilgisayar bilgisine sahip nitelikli kişiler olmalarına rağmen gerekli eğitimler verilmediği için e-uygulamalarda hatalar yapabilmektedirler. Etkin işleyen bir danışma mekanizmasının olmaması, e-uygulamalara çok hızlı geçilmek istenmesi bir de ağır cezalar getirilmesi meslektaşlarımızı bu konularda sıkıntıya sokmaktadır. Bunun yerine idare ve uygulamacıların belirli süreler içerisinde gerekli eğitimler verilerek etkin bir danışma mekanizması ile sisteme geçmesi yararlı olacaktır. Örneğin a-fatura ve e-defter uygulamalarını test etmek isteyen meslek mensuplarına özel şifreler verilerek kendilerini denemeleri, gerekli eğitimleri almaları kolaylıkla sağlanabilir. Amaç “üzüm yemek” ise pek çok seçenek bulunabilir. Herhangi bir eğitim vermeden, sistem kullanımının demosuna olanak tanınmadan sistemi anlatan videolar oluşturulmadan, detaylı ekran görüntülerini de içeren klavuzlar sunulmadan e-defter, e-fatura gibi uygulamalara geçilmesi sonucunda etkin bir sonuç almak mümkün olmamaktadır. MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ BÜLTEN • 2015 - 211 53 MEVZUATTA YAPILAN ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER AĞUSTOS-KASIM 2015 SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI (04.08.2015 / 29435 R.G.) Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları Yönetmeliği’nde; -Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ibareleri yürürlükten kaldırılmış, -Bütçe başlıklı 15. Maddeye “Odanın bir yıllık tahmini gelir ve gider bütçesi; Yönetim Kurulunca mevzuata uygun olarak Nisan ayı içinde hazırlanır ve gerekçesiyle birlikte Genel Kurula sunulur.” cümlesi eklenmiş, -Odanın Gelirleri başlıklı 16. Maddede yer alan Nispi Aidat tanımı yeniden düzenlenmiş, -Yönetmeliğin Tabela Asılması Zorunluluğu başlıklı 39 uncu maddesi başlığı ile birlikte değiştirilmiştir. - Müşterilerin Odaya Bildirimi başlıklı 41. nci madde de yer alan Meslek mensupları hizmet verdikleri müşterilerini, kayıtlı oldukları Odalara 6 ayda bir bildirme zorunluluğu “Meslek mensupları, hizmet verdikleri müşterilerle düzenleyecekleri sözleşmelerin bilgilerini, Birliğin belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde bağlı oldukları odalara iletmek zorundadırlar.” şeklinde değiştirilmiştir. SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU DİSİPLİN YÖNETMELİĞİDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI (04.08.2015 / 29435 R.G.) Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği’nde; -Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebecilik ibareleri yürürlükten kaldırılmış, -Meslekte Çıkarma Cezası başlıklı 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (b), (f) ve (g) bentleri ile Kararların Kesinleşmesi başlıklı 29 uncu maddenin ikinci fıkrasında yer alan “Şu kadar ki; uyarma ve kınama cezasına ilişkin kararlar kesin olup Maliye Bakanlığının onayına tabi değildir.” İbaresi yürürlükten kaldırılmıştır. YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI (04.08.2015 / 29435 R.G.) Yeminli Mali Müşavirler Odaları Yönetmeliği’nde; -Odanın Gelirleri başlıklı 16. Maddede yer alan Nispi Aidat tanımı yeniden düzenlenmiş, -Yönetmeliğin Tabela Asılması Zorunluluğu başlıklı 40 ıncı maddesi başlığı ile birlikte değiştirilmiştir. - Müşterilerin Odaya Bildirimi başlıklı 42 nci madde de yer alan Meslek mensupları hizmet verdikleri müşterilerini, kayıtlı oldukları Odalara 6 ayda bir bildirme zorunluluğu “Meslek mensupları, hizmet verdikleri müşterilerle düzenleyecekleri sözleşmelerin bilgilerini, Birliğin belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde bağlı oldukları odalara iletmek zorundadırlar.” şeklinde değiştirilmiştir. ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (III) SAYILI LİSTE UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI (08.08.2015 / 29439 R.G.) Tebliğin konusunu, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listede yer alan mallara ilişkin hükümler ile bu hükümlerle ilgili olmak üzere adı geçen Kanunun uygulanmasına dair usul ve esaslara yönelik açıklamalar oluşturmaktadır. Tebliğin yayımından önce yürürlükte bulunan Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğlerinin, Kanuna ekli (III) sayılı liste uygulamasına ilişkin bölümleri, bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Tebliğ 01.09.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ 54 BÜLTEN • 2015 - 211 ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (IV) SAYILI LİSTE UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI (20.08.2015 / 29451 R.G.) Tebliğin konusunu, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı listede yer alan mallara ilişkin hükümler ile bu hükümlerle ilgili olmak üzere adı geçen Kanunun uygulanmasına dair usul ve esaslara yönelik açıklamalar oluşturmaktadır. 1 ila 36 Seri Numaralı Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğleri, bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlükten kaldırılan Genel Tebliğlerin (IV) sayılı liste uygulamasına ilişkin bölümlerine yapılan atıflar, bu Tebliğin ilgili bölümüne veya bölümlerine yapılmış sayılır. Tebliğ 01.09.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. ELEKTRONİK TİCARETTE HİZMET SAĞLAYICI VE ARACI HİZMET SAĞLAYICILAR HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI (26.08.2015 / 2945 R.G.) Yönetmelik; hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların elektronik ticaret işlemlerinin yapıldığı ağ üzerinde bulundurmakla yükümlü oldukları genel bilgiler ile sözleşme öncesinde ve sipariş sürecinde alıcılara sunmaları gereken bilgilere ve elektronik ticaret ile ilgili diğer uygulamalara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Yönetmelik 26.08.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 456) YAYIMLANDI (27.08.2015 / 26458 R.G.) Tebliğ ile vergi dairelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esaslar belirlenmiştir. Kağıt ortamında ve el ile yapılan tebligat gönderme işlemi 01.01.2016 tarihinden itibaren internet vergi dairesi e-tebligat sistemi üzerinden yapılmaya başlanacaktır. Elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olan bütün mükelleflerin, 01.01.2016 tarihine kadar “Elektronik Tebligat Talep Bildirimi (EK:1), (EK:2) bildirim formunu; kanuni temsilcileri, kendileri veya elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri ve internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresini almaları gerekmektedir. 01.01.2016 tarihine kadar başvuru işlemlerini süresinde yapmayan kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlara VUK’nun Mükerrer 355 inci maddesi gereğince özel usulsüzlük cezası uygulanacak olup e-tebligat işlemleri idarece resen gerçekleştirilerek sisteme dahil olmaları sağlanacaktır Tebliğ 27.08.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. ANONİM ŞİRKETLERİN GENEL KURUL TOPLANTILARININ USUL VE ESASLARI İLE BU TOPLANTILARDA BULUNACAK GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI TEMSİLCİLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI (27.10.2015 / 29515 R.G.) Yönetmeliğin 14 üncü maddesine; “(3) Belirlenen toplantı başkanı öncelikle toplantıya katılım hakkı veren belgelerin mevzuata uygunluğunun yönetim organınca kontrol edilip edilmediğini tespit ederek, hazır bulunanlar listesini imzalar.” fıkrası eklenmiştir. Yönetmelik 27.10.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 457) YAYIMLANDI (10.11.2015 / 29528 R.G.) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasında “Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dâhil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumunun Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilan edilir.” Hükmü doğrultusunda; Yeniden değerleme oranı 2015 yılı için % 5,58 (beş virgül elli sekiz) olarak tespit edilmiştir. Bu oran, aynı zamanda 2015 yılına ait son geçici vergi dönemi için de uygulanacaktır. YARGI KARARLARI BÜLTEN • 2015 - 211 55 YARGI KARARLARI T.C. DANIŞTAY DÖRDÜNCÜ DAİRE Esas No : 2011/1133 Karar No : 2014/3373 Özet: Dönem içerisinde aynı kişiye üç kez borç para vermenin faaliyetin devamlı olduğunun kabulü için yeterli olmadığı, dolayısıyla davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunmadığı hk. 193/md.37,75 İstemin Özeti: İkrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Edirne Vergi Mahkemesinin 16/09/2010 günlü ve E:2009/858, K:2010/940 sayılı kararıyla; davacı tarafından her ne kadar, ... adlı kişi ile aralarında taşınmaz mal satımına ilişkin bir sözleşme olduğu, adı geçen şahsın davacıya taşınmazı satmayı vaat ettiği, paranın da bu sebeple avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, bir borç verme işinin olmadığı ileri sürülmüş olsa da, davacı hakkında tanzim olunan vergi inceleme raporu ve tutanağın incelenmesinden, davacının ...’e Temmuz 2005’de 100.000- TL, Ağustos 2005’de 100.000- TL ve Eylül 2005’de 108.000- TL olmak üzere toplam 308.000- TL nakit borç verdiği, karşılığında ise alacağını teminen farklı keşide tarihli 8 adet çek aldığı, aralarında herhangi bir satış sözleşmesi veya taahhütname yapmadıkları, taşınmaz mal satım ve taahhüde ilişkin olarak tevsik edici bir belgenin bulunmadığı, sözleşme düzenlenmediği halde verilen paralar için çek alınmış olmasının borçların faiz karşılığı verildiğini gösterdiği, borç verme işinin bir yılda üç kez aynı şahsa yapıldığı, yani mutad meslek haline gelmiş sayılacağı, davacının mutad olan durumun aksini ispat edemediği, aralarında yakın akrabalık veya iş ilişkisi bulunmayan bir kişiye bir takvim yılında birden fazla kere borç para verdiği ortaya konu- lan davacının, söz konusu borç verme işlemini bizzat kendi ifadeleri ile devamlı ve mutad meslek halinde, belli bir ivaz karşılığında yaptığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir. Tetkik Hakimi’nin Düşüncesi: Davacının ... adlı şahsa verdiği para karşılığında faiz geliri elde ettiği ve elde edilen faiz gelirini beyan etmediği ileri sürülerek cezalı tarhiyat yapılmıştır. Davacı tarafından anılan şahsa verilen paranın borç olmadığı, taşınmaz satışı vaat edilmesine karşılık avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, herhangi bir tahsilat yapılmadığı, dolayısıyla elde edilen bir gelirin bulunmadığı, aksine verdiği paranın kaybedildiği ileri sürülmüştür. Davacının ileri sürdüğü iddialar ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından toplamda verilen 308.000 TL karşılığında aynı tutarda çek alındığı ve yapılan herhangi bir tahsilat da olmadığı dikkate alındığında elde edilen bir faiz geliri de bulunmamaktadır. Ayrıca, verilen paranın faiz karşılığı borç olarak verildiğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmamaktadır. ... tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına verilen şikayet dilekçesinde, davacıdan faiz karşılığı borç aldığı ve davacının tefecilik yaptığına ilişkin olarak şikayette bulunulmadığı, başka şahıslar tarafından dolandırılarak çeklerinin piyasaya dağıtıldığı, çeklerini ellerinde bulunduran şahısların çekleri ne karşılığında ve kimlerden aldıklarının araştırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borç aldığı iddia edilen ... adlı şahsın da davacıdan faiz karşılığı borç aldığı yönünde bir beyanı bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının faiz karşılığı borç para verdiğine ilişkin olarak hiç bir tespit bulunmaması nedeniyle ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, ikrazatçılık faaliyetin- YARGI KARARLARI 56 BÜLTEN • 2015 - 211 den dolayı elde ettiği ileri sürülen geliri beyan etmemesi nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü: İkrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa ait olduğu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesinde ise, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, aynı Kanun’un 75’nci maddesinde, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu, 6’ncı bendinde, kaynağı ne olursa olsun her nevi alacak faizlerinin menkul sermaye iradı sayılacağı hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından,... adlı şahsa Temmuz 2005’de 100.000TL, Ağustos 2005, 100.000- TL ve Eylül 2005’de 108.000- TL olmak üzere toplam 308.000- TL para verildiği, adı geçen şahsın davacıya taşınmazı satmayı vaat ettiği, paranın da bu sebeple avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, bir borç verme işinin olmadığının ileri sürüldüğü, ... adlı şahsın Gelir idaresi Başkanlığına verdiği şikayet dilekçesin- de davacının da isminin yer aldığı, davacı tarafından anılan şahsa verilen toplam 308.000 TL paraya karşılık aynı tutarda çek alındığı ve herhangi bir tahsilatın yapılmadığı, ... tarafından çeklerin tefeciler tarafından %15 veya % 20 düşüğüne kırıldığının beyan edildiği, buradan hareketle çek tutarının iç yüzde ile alınan %15’lik kısmına isabet eden kısmının faiz geliri olduğu, geriye kalan kısmının ise ana para olduğu belirtilerek davacının elde ettiği ileri sürülen faiz gelirinin hesaplandığı ve beyan edilmeyen faiz geliri üzerinden cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tarhiyatın dayanağı inceleme raporunda yer alan tespitlere göre davacının ... adlı kişiye uyuşmazlık döneminde üç defa borç para verdiği sabit ise de, dönem içinde aynı kişiye üç kez borç para vermenin faaliyetin devamlı olduğunun kabulü için yeterli değildir. Bu bakımdan, belirtilen tespitlere göre davacının ikrazatçılık yaptığı sonucuna ulaşılamamaktadır. Bu nedenle, ikrazatçılık faaliyetinden faiz geliri elde ettiği ileri sürülerek davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne ve Edirne Vergi Mahkemesinin 16/09/2010 günlü ve E:2009/858, K:2010/940 sayılı kararının bozulmasına,15/05/2014 gününde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Davacının ... adlı şahsa verdiği para karşılığında faiz geliri elde ettiği ve elde edilen faiz gelirini beyan etmediği ileri sürülerek cezalı tarhiyat yapılmıştır. Davacı tarafından anılan şahsa verilen paranın borç olmadığı, taşınmaz satışı vaat edilmesine karşılık avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, herhangi bir tahsilat yapılmadığı, dolayısıyla elde edilen bir gelirin bulunmadığı, aksine verdiği paranın kaybedildiği ileri sürülmüştür. YARGI KARARLARI BÜLTEN • 2015 - 211 Davacının ileri sürdüğü iddialar ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından toplamda verilen 308.000 TL karşılığında aynı tutarda çek alındığı ve yapılan herhangi bir tahsilat da olmadığı dikkate alındığında elde edilen bir faiz geliri de bulunmamaktadır. Ayrıca, verilen paranın faiz karşılığı borç olarak verildiğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmamaktadır. ... tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına verilen şikayet dilekçesinde, davacıdan faiz karşılığı borç aldığı ve davacının tefecilik yaptığına ilişkin olarak şikayette bulunulmadığı, başka şahıslar tarafından dolandırılarak çeklerinin piyasaya dağıtıldığı, çeklerini ellerinde bulunduran şahısların çekleri ne karşılığında ve kimlerden aldıklarının araştırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borç aldığı iddia edilen ... adlı şahsın da davacıdan faiz karşılığı borç aldığı yönünde bir beyanı bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının faiz karşılığı borç para verdiğine ilişkin olarak hiç bir tespit bulunmaması nedeniyle ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, ikrazatçılık faaliyetinden dolayı elde ettiği ileri sürülen geliri beyan etmemesi nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle gerekçe yönünden çoğunluk kararına katılmıyorum. T.C. DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE Esas No : 2011/2359 Karar No : 2014/4525 Özet: İştirak hissesi satışlarından doğan kazançların kurumlar vergisinden, dolayısıyla da banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hk. 6802/md.29 5520/md.5 İstemin Özeti: Davacı Banka tarafından, iştirak hissesi satışından doğan kâr üzerinden beyan edilerek ödenen banka ve sigorta mu- 57 ameleleri vergisinin, lehe kalan paranın 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 29’uncu maddesinin (v) bendi uyarınca vergiden müstesna olduğu iddia edilerek iadesi istemiyle yapılan şikâyet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 122’nci ve 124’üncü maddelerine göre idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hatalarının, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, anılan Kanun’un 3’üncü maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıkları olduğu, mevcut düzenlemeler uyarınca ilgililerin düzeltme şikâyet yoluna başvurabilmeleri için 213 sayılı Kanunun 116 ve devamı maddelerinde belirtilen hesap ve vergilendirme hatalarına ilişkin bir uyuşmazlığın bulunması ve bu hataların tamamen açık, hiçbir yorum ve tartışmaya gerek olmayan türden yanlışlıklar olması gerektiği; uyuşmazlığın çözümünün, öncelikle, davacı tarafından yapılan iştirak hissesi satışından doğan kârın, 6802 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesinin (v) bendiyle göndermede bulunulan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun çözümlenmesine bağlı olduğu; Mahkemelerinin ara kararına cevaben, davacının, söz konusu kârın istisna kapsamında olduğu kabul edilerek bilançoya yansıtıldığını; davalı İdarenin ise satış işleminin mahiyeti gereği istisna kapsamında olmadığını öne sürdüğü; buna göre, istisnadan yararlanılıp yararlanılmayacağı hususunun ancak iştirak hissesi satış işleminin hukuki irdeleme ve değerlendirmesinin yapılması suretiyle tespit edilmesinin zorunlu bulunduğu; bunun için, iştirak hissesi satış işleminin 5520 sayılı Kanun’un anılan hükmünde öngörülen istisna kapsamında olup olmadığı hususunda bir hukuki ihtilaf yaratılarak bu hukuki ihtilafın çözümü neticesinde banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından vergi hatası bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi icap ettiği; dolayısıyla, 5520 ve 6802 sayılı Kanun’lar da öngörülen istisna hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunun, yani dava konusu olayda banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından vergi hatası bulunup bulunmadığı hususunun, işbu davada tespit YARGI KARARLARI 58 BÜLTEN • 2015 - 211 edilebilmesi mümkün olmadığından, davacının vergi hatası kapsamında yaptığı düzeltme-şikayet başvurusunun reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle reddeden İstanbul Birinci Vergi Mahkemesinin 30.09.2010 gün ve E:2008/723; K:2010/2760 sayılı kararının; yönetim kurulu kararı ile sermaye artırımında kullanılan iştirak hissesi satışına ilişkin kârın vergiden müstesna olduğu; olayda, hukuki yorumu gerektiren herhangi bir husus söz konusu olmadığından, açık hata bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti: istemin reddi gerektiği savunulmuştur. Tetkik Hakimi’nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dosyanın incelenmesinden; davacı Banka tarafından, iştirak hissesi satışından doğan kâr üzerinden beyan edilerek ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin, lehe kalan paranın 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 29’uncu maddesinin (v) bendi uyarınca vergiden müstesna olduğu iddia edilerek iadesi istemiyle yapılan şikâyet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davanın, Mahkemece istemin özeti bölümünde yazılı olan gerekçeyle reddedildiği anlaşılmıştır. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 29’uncu maddesinin 5281 sayılı Kanun’un 39’uncu maddesi ile eklenen (v) bendinde, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler dolayısıyla lehe alınan paraların vergiden müstesna olduğu hükme bağlanmış; geçici 1’inci maddesinin 5’inci fıkrasında, diğer kanunlarla 5422 sayılı Kanun’a yapılmış olan atıfların, ilgili olduğu maddeler itibarıyla bu Kanuna yapılmış sayılacağını öngören 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin (e) bendinde ise, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmının kurumlar vergisinden müstesna olduğu belirtilerek istisna ile ilgili düzenlemeye yer verilmiştir. 5520 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin sözü edilen bendinde, iştirak hissesi satışından doğan kazançlara ilişkin istisna için bazı koşullar öngörülmüş ise de; mahkeme kararında yer verilen gerekçesinde belirtilen, birbiriyle ilişkili kişi veya kurumlar ya da aynı gruba dahil şirketler arasında yapılan iştirak hissesi satışlarından elde edilen kazançlara istisna uygulanmayacağı yolunda herhangi bir koşul öngörülmüş değildir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116’ncı maddesinde, vergi hatası, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış; 118’inci maddesinde ise, açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasının mevzuunda hata olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükümlere göre, iştirak hissesi satışlarından doğan kazançların kurumlar vergisinden ve dolayısıyla banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna; vergiden müstesna bulunan işlemler üzerinden vergi alınmasının ise mevzuda hata olması karşısında, olayda, iştirak hissesi satışından doğan kazancın 5520 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen hükmünde öngörülen koşulları taşıması halinde, vergi istisnası, dolayısıyla vergi hatası bulunduğunun da kabulü zorunlu olduğundan, düzeltme ve şikâyet yolu izlenilerek açılan davada işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine, Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 21.10.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi. YARGI KARARLARI BÜLTEN • 2015 - 211 KARŞI OY Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyu ile Dairemizin kararına katılmıyoruz. T.C. DANIŞTAY DOKUZUNCU DAİRE Esas No : 2011/5681 Karar No : 2014/7135 Özet: Olayda her ne kadar davacının yasal defterlerine kayıt yapmamış olduğu sabit ise de, katma değer vergisi indirimi yasayla yükümlülere tanınmış bir hak olup alış belgelerinin mevcut olması ve kayıtların bilgisayar ortamında tutulduğu ve bunun ispatlanabildiği durumlarda katma değer vergisi indirimlerinin kabulü gerektiği hk. 213/md.30 3065/md.29,34 İstemin Özeti: Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2006/ Şubat, Mart ve Nisan dönemlerine ilişkin olarak adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan davayı reddeden İzmir 1. Vergi Mahkemesi’nin 21/04/2011 tarih ve E:2009/1575,K:2011/801 sayılı kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir. Cevabın Özeti: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. Tetkik Hakimi’nin Düşüncesi: İleri sürülen İddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü: Dosyanın ince- 59 lenmesinden, davacının 2006 yılına ait yasal defterlerinin kayıtsız yani boş olduğunun tespit edilmesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi yoluyla vergi inceleme raporuna dayanılarak aynı yılın Şubat, Mart ve Nisan tarihleri için salının bir kat vergi ziyaı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; indirim konusu yapılan yılda yasal defterlere kaydedilmeyen belgelere dayalı indirim yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle tutulması zorunlu olan yasal defterlerinin boş olduğu 22/10/2008 tarihli tutanakla sabit olan davacı adına katma değer vergisi indirimlerinin reddi yoluyla salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde “re’sen vergi tarhı” tanımlanmış, aynı maddenin 3. bendinde, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemiş olması halinde maddi delillerin var olmadığının kabul edileceği açıklanmıştır. Madde hükmüne göre, defter ve belgelerin her ne sebeple olursa olsun ibraz edilmeme halinin, re’sen takdir sebebi sayılacağı kuşkusuzdur. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinin 1/a bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı Kanunun 34. maddesinin 1. bendinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükümler karşısında katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca YARGI KARARLARI 60 BÜLTEN • 2015 - 211 gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda re’sen araştırma ilkesi benimsenmiş, aynı Kanunun 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. maddesinde, hakimin özel bilgi ve uzmanlık isteyen bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili olduğu belirtilmiştir. Olayda her ne kadar davacının 2006 yılına ait yasal defterlerine kayıt yapmamış olduğu sabit ise de, katma değer vergisi indirimi yasayla yükümlülere tanınmış bir hak olup alış belgelerinin mevcut olması ve kayıtların bilgisayar ortamında tutulduğu ve bunun ispatlanabildiği durumlarda katma değer vergisi indirimlerinin kabulü gerekir. Davacının temyiz dilekçesinde bilgisayarda ilgili dönem kayıtlarının tutulduğunu ileri sürdüğü görüldüğünden, davacıdan ilgili dönemi bilgisayar kayıtları ile alış belgeleri istenilerek, sunulacak defter ve belgelerden Vergi Dairesinin de haberdar edilmesi ve bunlar üzerinde yapılacak ve gerekirse yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacak duruma göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda yazılı gerekçeyle davayı reddeden vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, İzmir 1. Vergi Mahkemesi’nin 21/04/2011 tarih ve E:2009/1575, K:2011/801 sayılı kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/11/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Vergi Usul Kanununun mükerrer 242’nci maddesine 4731 sayılı Yasa ile eklenen ve 30.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren 2’nci fıkrada; elektronik defter, elektronik belge ve elektronik kayıt tanımlarının yapılmasından sonra 213 sayılı Yasanın ve diğer vergi kanunlarının defter, kayıt ve belgelere ilişkin kurallarının, elektronik defter, elektronik belge ve kayıtlar için de geçerli olduğu kurala bağlanmış; Maliye Bakanlığına, elektronik defter, belge ve kayıtlar için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirleme ve bu defter ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile def- ter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme ve elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter ve belgelerde yer alması gereken bilgileri, internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığına aktarma zorunluluğu getirme ve bu aktarımda uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etme yetkisi tanınmıştır. Maddeye eklenen ikinci fıkradaki düzenlemede açıkça, defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi, bu konuda izin verilmesine bağlı tutulduğu gibi elektronik defter, elektronik kayıt ve elektronik belgenin oluşturulması, kaydedilmesi, muhafaza ve ibrazı konusunda yetkili kılınan Maliye Bakanlığınca belirleme yapılmadan bu uygulamaya geçilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu konudaki ilk düzenleme, Resmi Gazetenin 11.7.2006 günlü ve 26225 sayılı nüshasında yayımlanan 361 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılmıştır. Sözü edilen Genel Tebliğde bu uygulamadan, kendilerine izin verilen mükelleflerin yararlanabileceği öngörülmüş ve bu iznin verilmesi; bilanço esasına göre defter tutanlardan, donanım, yazılım, personel ve diğer açılardan mükellefin elektronik ortamda tutulacak defter ve belge sistemine uygun görülmesine; uygulamaya, hazırlık dönemiyle başlanmasına ve bu dönemin, başarı ile geçilmesine bağlı kılınmıştır. Vergi Usul Kanununun mükerrer 242’nci maddesine 4731 sayılı Yasa ile eklenen 2’nci fıkranın niteliği ve 361 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde fıkranın tanıdığı yetki uyarınca yapılan düzenleme karşısında; davacı tarafından dosyaya sunulacağı belirtilen, 2006 yılında bilgisayarla tutulduğu iddia edilen ancak, hangi veri ortamında üretildiği, üretildiği koşullar, dayanakları ve güvenilirliğinin ne şekilde sağlandığı belirsiz kayıtların, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre kanıt değeri taşımasına olanak bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz. YARGI KARARLARI BÜLTEN • 2015 - 211 T.C. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No : 2014/26544 Karar No : 2015/1659 Özet: Davalı işverende sürekli olarak ev hizmetlisi olarak görev yapan davacının, tam zamanlı mı yarı zamanlı mı çalıştığının ve her türlü araştırmanın yapılması ve buna göre sigortalılığının belirlenmesi gereklidir. 5510/md.86,6 4857/md.4 Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, davalı işverene ait evde 20.10.200804.09.2012 tarihleri arasında, tüm ev işlerini yapmak suretiyle sigortasız olarak çalıştırıldığını, çalışmasının evde geçmesine karşın davalı işverene ait işyerinden 188 gün sigortalı gösterildiğini, talep ettiği tarihler arasında sigortalı çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiş, Mahkemece, davacının iddiasını ispatlayamadığı ve davacının çalışmalarının Kurum kayıtlarında bulunduğu şekilde kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava, 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleri uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. 61 Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2014 tarih ve 2013/10-2280,2014/65 sayılı ilamında, ev hizmetlerinde çalışma ile ilgili davaların hukuki niteliği ve ispat şekline ilişkin ilkeler şu şekilde belirtilmiştir. İş mevzuatı yönünden, ev hizmetlerinin, gerek mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinin 1. fıkrasında, gerekse 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında yer alan hükümler ile bu Kanunların uygulama alanı dışında bırakıldığı görülmektedir. Sosyal güvenlik mevzuatı açısından ise gerek mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sigortalı olabilmek üç temel koşula bağlanmıştır. Bu koşullar; hizmet akdi ile çalışma, işin işverene ait işyerinde yapılması ve mülga 506 sayılı Kanun’un 3. ve aynı yöndeki 5510 sayılı Kanun’un ise 6. maddesi kapsamında olmamak olarak sıralanabilir. 506 sayılı Kanun’un 3. maddesi sigortalı sayılmayanları; diğer bir ifade ile anılan Kanun kapsamına alınmayanları sıralamaktadır. Buna göre mülga 506 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesi uyarınca: “Aşağıda yazılı kimseler bu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar D) (Değişik: 11/8/1977 - 2100/1 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)’” Yine 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 6. maddesi uyarınca; “’Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında; ‘c) (Değişik: 17/4/2008-5754/4 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç)’4 üncü ve 5’inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.”. Buna göre ev hizmetleri, mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ilk halinde kanun kapsamı dışında bırakılmış iken, 24.08.1977 tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 24.11.1977 tarihinde yürürlüğe giren 11.08.1977 tarih ve 2100 sayılı Kanun’un 1. YARGI KARARLARI 62 BÜLTEN • 2015 - 211 maddesiyle yapılan değişiklik ile mülga 506 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (D) bendinde yapılan düzenleme uyarınca, ev hizmetlerinde “ücretle ve sürekli çalışanlar” anılan maddede yer alan istisnalar içinden çıkarılmış, 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile de aynı yöndeki uygulamaya devam edilmiştir. Görüldüğü üzere, anılan maddeler uyarınca, ev hizmetlerinde çalışanlar; ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç, bu Kanun’ların uygulanmasında sigortalı sayılamazlar. Sigortalı sayılmak için, ücret ve sürekli çalışma birlikte arandığından, her iki koşulun da gerçekleşmiş olması gerekir. Hizmet karşılığı ücret alınmıyorsa veya ücret alınmakla birlikte çalışmada süreklilik yoksa, bu tür çalışmayı sigortalı çalışma saymak mümkün değildir. Buna göre, diğer koşulları gerçekleştirmiş olanlar eğer anılan maddelerin kapsamına giriyorlarsa, sigortalı sayılamayacak ve 506 veya 5510 sayılı Kanun’larda düzenlenen haklardan yararlanamayacaklardır. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 5/1. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1. maddeleri uyarınca, iş kanunları hükümleri ev hizmetlerine ve ev hizmetleri çalışanlarına uygulanamayacak, bu işler ve bu işleri yapan kişiler Borçlar Kanunu’nun hizmet akdini düzenleyen hükümlerine tabi olacaklardır. Evde yapılan işle, ev hizmetleri arasında bazı farklılıkların da tanımlanması gerekir. Ev hizmeti evde yapılmakla birlikte, herhangi bir iş olmayıp doğrudan yaşanan mekana yönelik bir iştir. Yaşanan konutla doğrudan bağlantı içerisindedir. Doğrudan eve ve ev yaşamına yöneliktir. Dolaylı olarak ev yaşamına katkıda bulunan, onu kolaylaştıran hizmetlerdir. Ev hizmetinin doğrudan eve veya ev yaşamına yönelik olması gerekir. Ev hizmeti evden soyutlanamaz (Okur A. R., Ev Hizmetlerinde (İşlerinde) Çalışanların Sigortalılığı, Kamu-İş Dergisi, Cilt 7, Sayı 3, 2004, s. 10). Bir işin ev hizmeti sayılabilmesi için yapılan işin evde gündelik yaşamın gerektirdiği faaliyetler kapsamında ev yaşamının gündelik, olağan gereksinmelerini karşılayan işlerdir (Mollamahmutoğlu H., İş Hukuku, Turhan, Ankara, 2004, s. 179). Öğretide ev hizmetleri, evde gündelik yaşamın gerektirdiği; temizlik, yemek, çamaşır, ütü, çocuk bakımı, mürebbiyelik gibi işler olarak kabul görmektedir. Ev hizmetleri çalışanları ise uşak, kahya, hizmetçi, temizlikçi, aşçı, çocuk bakıcısı, bahçıvan, şoför, bekçi, hayvan bakıcısı vb evin gündelik işleyişine ilişkin faaliyetleri yürüten kişiler olarak kabul görmektedir ((N. Gökçek Karaca, F. Kocabaş, Ev Hizmetlerinde Çalışanların Karşılaştıkları Sorunların Türkiye Açısından Değerlendirilmesi, Kamu-İş Dergisi, 2009, cilt 10, sayı 4, sayfa 172’den atfen; Çenberci M., 1475 sayılı İş Kanunu Şerhi, 1986, s.190-191; Mollamahmutoğlu, a.g.e., s. 179; Çelik N., İş Hukuku Dersleri, B. 20, Beta, İstanbul, 2007, s. 70; Süzek S., İş Hukuku, B. 2, İstanbul, Beta 2005, s. 180; Okur A., a.g.e. s. 348-349; Erkul İ-Karaca N, 4857 sayılı İş Kanunu Uygulaması, Nisan Yayınları Eskişehir 2004, s. 67; Tunçomağ K., İş Hukuku, İstanbul 1988, s. 44-46; Akyiğit E., İçtihatlı ve Açıklamalı 4857 Sayılı İş Kanunu Şerhi, C. 1, B. 3, Ankara 2008, s. 285; Güven E., Aydın U., İş Hukuku (Yeni İş Yasaları) B. 3, Barış Yayınları, Ankara 2007, s. 32; Tunçomağ K-Centel T., İş Hukukunun Esasları, B. 4, İstanbul 2005, s. 38; Narmanlıoğlu Ü, İş Hukuku (Ferdi İş İlişkileri), B. 2, Ankara 1994, Barış Yayınları, s. 71; Eyrenci Ö- Taşkent SUlucan D, Bireysel İş Hukuku, Legal Yayınları, İstanbul 2004, s. 43). Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere, “ev hizmetleri” 506 sayılı Kanun ile tamamen sigortalılık dışında tutulmuş iken 2100 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle ev hizmetlerinde sadece “ücretle ve sürekli olarak çalışanlar” sigortalı sayıldıklarından, bu kişilerin sigortalı olarak kabul edilebilmesi için önemli olan, ev hizmetinde geçen çalışmanın ücretle yapılması ve sürekli olmasıdır. Sürekli çalışma kavramı yönünden uygulamada, haftanın çoğu ev işlerinde geçirilmiş ve çalışma bir süre devam etmişse, bu çalışma sigortalı çalışma olarak değerlendirilmekte, süreklilik için çalışmanın belli bir yoğunluğa ulaşması aranmaktadır. Mülga 506 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun uyarınca “iş” tanımı açık olup, burada “iş”; ev hizmetidir. Bu nedenle ölçü, işin niteliği değil KARGI KARARLARI BÜLTEN • 2015 - 211 ev işinde çalışanın, bu işte ne kadar süre çalıştığıdır. Ev işlerinde çalışma devamlı ise sürekli sayılacak, devamlılık yoksa, iş belirsiz aralıklarla geçici olarak ya da çağrı üzerine yapılıyorsa süreksiz sayılacaktır. Yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurul kararı doğrultusunda, somut olay değerlendirildiğinde; Eldeki dosyada, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de, bu konuda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Dosyadaki bilgi, belge ve kamu tanıklarının ve davacı tanığı Sultan Bektaş’ın anlatımlarına göre, davacının davalıya ait evde çalıştığını gördüklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece, re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda, tarafların gösterdiği tanıklar ile yetinilmeyerek, civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar (diğer apartmanların kapıcıları, komşu market ve bakkal işleten ve çalışanları) ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı veya azaları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmalı, dava konusu dönemlerdeki muhtarlıktan veya zabıtadan da sözü edilen eve ilişkin kapıcılıkla ilgili kayıt ve belgeler olup olmadığı sorulmalı, varlığının tespiti halinde dosya içerisine yöntemince celbi sağlanarak davacının iddialarını teyit edip etmediği yönünden değerlendirme yapılmalı, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alınarak davacının yaptığı işlerin gün içinde aldığı zaman dilimi belirlenmeli, ayrıca davacının davalıya ait işyerinden bildirilmiş çalışmaları olması karşısında, bu işyerine komşu tanıklar emniyet aracılığı ile tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, dinlenen bir kısım tanıklar davacının başka yerlerede temizliğe gittiğini belirtiğinden, başka yerlere temizlik vs. gibi işlere gidip gitmediği usulünce araştırılarak tespit edilmeli; buna göre, tam zamanlı mı, yarı zamanlı çalışma mı olup olmadığının tespiti ile, yarı zamanlı çalışmanın kabulü halinde günlük çalışma saatine göre, haftalık ve aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu açıkça belirlenmeli, buna ilişkin olarak gerektiğinde uzman bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle, kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde, davacının çalışmalarının davalıya ait evde mi yoksa davacının hizmet cetvelinde Kuruma 233 gün bildirimi yapılan davalıya ait işyerinde mi 63 çalıştığı açıklığa kavuşturularak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No : 2013/33004 Karar No : 2014/15754 Özet: İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. İşyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 1475/md.14 4857/md.6,20 Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına ait işyerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminat- KARGI KARARLARI 64 BÜLTEN • 2015 - 211 larının tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davalılar arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Sağlık Bakanlığının tüm, diğer davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti. aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur. İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun’un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. Değinilen Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. Somut olayda, davacının davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’ne bağlı gerçekleşen çalışma süresinin sona ermesinden sonra 01.04.200603.04.2006 tarihleri arasında bir başka alt işverene bağlı olarak çalıştığı, dolayısıyla davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin devralan son alt işveren olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda davalı alt işverenin kıdem tazminatı yönünden sorumlu olduğu miktar, davacı işçinin kendisine bağlı olarak 01.01.2006-31.03.2006 tarihleri arasında gerçekleşen hizmet süresi yönünden belirlenmelidir. Mahkemece bu hususun dikkate alınmaması ve davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu kıdem tazminatı miktarının 21.05.2002-31.03.2006 tarihleri arasında gerçekleşen çalışma süresi esas alınarak belirlenmesi isabetsizdir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ÖZELGELER BÜLTEN • 2015 - 211 65 ÖZELGELER T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü) Sayı : 11395140-105[Mük 257-2012/VUK1-...]-2361 10.10.2014 1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, 2. Serbest meslek erbabına, 3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, 4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, 5. Vergiden muaf esnafa Konu :İnternet sitesinden verilen hizmet karşılığında toplu fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hk. sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; müşterilerinize internet üzerinden sunduğunuz hizmet karşılığında abonelik bedeli aldığınız, ödemelerin kredi kartı, EFT/havale veya SMS yoluyla banka üzerinden yapıldığı ve şirketiniz tarafından tüm kullanıcılar için tek tek yazar kasa fişi düzenlendiği, iade işlemlerinin de yine yazar kasa fişi ile gerçekleştirildiği belirtilerek yapılan tahsilatlara ilişkin tek tek yazar kasa fişi oluşturulması yerine topluca ve günlük fatura düzenlenmesinin uygun olup olmayacağı ve yapılan iadeler için düzenlenen gider pusulalarının müşterilerinize imzalattırılmadan belgenin ekine koyacağınız banka evrakları ile geçerlilik kazanmasının mümkün olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin (1.1.2014 tarihinden itibaren) 800 TL’yi geçmesi veya bedeli (1.1.2014 tarihinden itibaren) 800 TL’den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.” hükmü yer almaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229’uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”, 232’nci maddesinde ise “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler: Öte yandan, 385 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “Kapıdan veya Mesafeli Sözleşme Düzenlenerek Yapılan Satışlarda İade İşlemlerinde Belge Düzeni” başlıklı 4’üncü bölümünde; “4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 8’inci maddesinde, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın tecrübe ve muayene koşullu satışlar kapıdan satış olarak tanımlanmıştır. Bu tür satışlarda tüketiciye yedi günlük tecrübe muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiç bir gerekçe göstermeden reddetme hakkı tanınmıştır. Kanunun 9/A maddesinde ise mesafeli sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları ÖZELGELER 66 BÜLTEN • 2015 - 211 kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmeler olarak tarif edilmiştir. Bu tür satışlarda meydana gelen iade işlemlerinde belge düzenine ilişkin ortaya çıkan sorunların giderilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. ... Bundan böyle, sadece kapıdan ve mesafeli sözleşmeler düzenlenerek yapılan satışlara ilişkin iade işlemleri için Vergi Usul Kanununun mükerrer 257’nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden iade bölümünün yer alacağı bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye malla beraber gönderilmesi uygun görülmüştür. Söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde; - Malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası, - İade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutar yer alacaktır. Bu şekilde düzenlenen fatura malla beraber müşteriye gönderildiğinde müşteri malı iade etmek isterse iadeye ilişkin bölümü dolduracak ve iki örnek olan faturanın bir örneğini mal ile birlikte malı satana geri gönderecek, bir örneği kendinde kalacaktır.” açıklamaları yer almaktadır. Buna göre; mesafeli sözleşmeler kapsamında nihai tüketicilere yapılan hizmet satışlarında mezkûr Genel Tebliğde tarif edilen ve iade bölümünü de ihtiva eden bir faturanın şirketinizce düzenlenerek en az iki örneğinin müşteriye gönderilmesi, müşterinin ise hizmet alımından vazgeçmesi veya hizmet alımını yarıda kesmesi halinde faturanın iadeye ilişkin bölümünü doldurarak iki örnek olan faturanın bir örneğini kurumunuza geri göndermesi gerekmektedir. Mesafeli sözleşmeler kapsamında yapılan hizmet satışlarında satışa konu hizmet alımından vazgeçilmesi veya hizmet alımının yarıda kesilmesi durumunda yukarıda açıklandığı üzere iade bölümünü ihtiva eden bir faturanın düzenlenmesi nedeniyle gider pusulası düzenlenmeyecektir. Diğer taraftan gün sonunda toplu fatura düzenlenip düzenlenemeyeceği hususunun Vergi Usul Kanununun mükerrer 257’nci maddesi uyarınca Maliye Bakanlığınca değerlendirilmesi gerektiğinden, doğrudan Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat etmeniz icap etmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü) Sayı : 39044742-KDV.10-18.02.2015 Konu :Avans fatura bedelinin hangi dönem KDV beyanında gösterileceği hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin uçak motorlarının bakımı ve onarımı işi ile iştigal ettiğini, istisna kapsamında olan bu hizmetlerinizde, hizmet ifa edilmeden zorunlu olmamak kaydıyla müşterileriniz tarafından önce avans ödemeleri yapıldığını ve bu ödemelere ilişkin olarak Şirketiniz tarafından KDV hesaplanmadan fatura düzenlenerek avansın alındığı dönemde Bs formuyla bildirildiğini, bu şekilde düzenlenen faturalarda yer alan istisna kapsamındaki işlem bedelinin hangi dönem KDV beyannamesinde beyan edilmesi gerektiği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır. Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun; - 1/1’inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçeve- ÖZELGELER BÜLTEN • 2015 - 211 sinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, - (10/a) maddesinde, malın teslimi veya hizmetin yapılmasıyla; (10/b) maddesinde, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle vergiyi doğuran olayın meydana geleceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda, fatura düzenlenmesi ödemeye bağlı olmayıp mal teslimine veya hizmet ifasına bağlı olduğundan, faturanın esas olarak malın teslimi veya hizmetin ifasından itibaren en geç yedi gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak, malın tesliminden veya hizmetin ifasından önce de fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi mümkün bulunmakta olup, bu durumda, fatura ve benzeri belgelerde gösterilen tutarla sınırlı olmak üzere KDV açısından vergiyi doğuran olay meydana gelse bile bu şekilde fatura düzenlenmiş olması ile iade hakkı doğmamaktadır. Malın teslimi veya hizmetin ifasından önce alınan avanslar, henüz teslim veya hizmet gerçekleşmediğinden işlemlerin karşılığını teşkil eden bir bedel olarak değerlendirilmeyecek ve avans tutarları üzerinden KDV hesaplanmayacaktır. Dolayısıyla, avans mahiyetindeki tahsilat tutarları için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Buna göre, istisna kapsamındaki işlemleriniz nedeniyle Şirketiniz tarafından kendisine yapılan avans ödemelerine ilişkin olarak fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi halinde, söz konusu avans bedellerine isabet eden tutarların istisna kapsamındaki hizmetin ifa edildiği vergilendirme dönemindeki KDV beyannamesinin ilgili satırlarında beyan edilmesi gerektiği tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim. 67 T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Sayı : 84098128-125[152012/8]- 05.06.2014 Konu :Derneğin kira ödemesi yaparken stopaj kesintisi mi yapacağı yoksa KDV mi ödeyeceği hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, işyerinizin xxx vergi kimlik numaralı xxx A.Ş.’nin aktifinde kayıtlı olduğu, söz konusu şirkete yapılacak kira ödemelerinde anılan şirketin fatura düzenlemediği gerekçesiyle kira ödemesinde bulunulmadığı, İstanbul 10’uncu İcra Müdürlüğü tarafından derneğinize gönderilen yazıda ise kira ödemelerinin 14.05.2012 tarihinden itibaren Müdürlüklerine yapılması gerektiğinin bildirildiği belirtilerek, derneğinizin kira ödemesi yaparken stopaj kesintisi mi yapacağı yoksa KDV mi ödeyeceği, KDV ödenecek ise nasıl ödeneceği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN: 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Verginin Konusu” başlıklı 1’inci maddesinin ikinci fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 6’ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinin birinci fıkrasında gayrimenkul sermaye iradının tarifi yapılmış, ikinci fıkrasında da birinci fıkrada yazılı mal ve hakların ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu ÖZELGELER 68 BÜLTEN • 2015 - 211 takdirde bunların iratlarının ticari veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanacağı; üçüncü fıkrasında ise tüccarlara ait olsa dahi işletmeye dahil bulunmayan gayrimenkullerle haklar hakkında gayrimenkul sermaye iradıyla ilgili hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi kesintisi” başlıklı 15’inci maddesinin birinci fıkrasında, kimlerin vergi kesintisi yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış; bunlar tarafından nakden veya hesaben yapılacak ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi ile oranlar bentler halinde sayılmıştır. Öte yandan, 1 Seri No lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Diğer Kurumlar Vergisi Mükelleflerine Ait Taşınmazların Kiralanması Karşılığında Yapılan Kira Ödemeleri” başlıklı (15.3.2.3.) bölümünde, Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde sayılan kurumlar vergisi mükelleflerine (kooperatifler hariç) ait taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden vergi kesintisi yapılmayacağı, bu kurumların elde ettikleri kira gelirlerinin ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesiyle beyan edileceği açıklanmıştır. Bu hüküm ve açıklamalara göre, xxx A.Ş.’nin aktifine kayıtlı olduğu belirtilen gayrimenkulün kiralanması karşılığında derneğiniz tarafından İstanbul 10’uncu İcra Müdürlüğüne yapılacak kira ödemelerinden gelir veya kurumlar vergisi kesintisi yapılmaması gerekmektedir. KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun; 1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisine tabi tutulduğu, 8/1-h maddesinde, Gelir Vergisi Kanu- nunun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve hakları kiraya verenlerin KDV’nin mükellefi olacağı, 29/1-a maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilecekleri, 34/1’inci maddesinde, yurt içinde sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği, 53’üncü maddesinde de bu Kanunda geçen fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği, hükümleri yer almıştır. Ayrıca, konu ile ilgili olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinde de gerekli açıklamalara yer verilmiş olup, iktisadi işletmelerin her türlü kiralama işlemlerinin KDV Kanununun 1/1’inci maddesine göre KDV’ye tabi olduğu belirtilmiştir. Buna göre, Derneğiniz tarafından ödenen kira bedeline ilişkin katma değer vergisinin mükellefi (kiralanan taşınmaz aktifine kayıtlı olan) xxx A.Ş. olup, söz konusu şirketin kira bedelinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın belirlenen kira bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplayarak aylık dönemler itibariyle beyan etmesi gerekmektedir. Derneğinizin kira bedelini icra müdürlüğüne ödemesi, bu kira bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin xxx A.Ş tarafından beyanını etkilememektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. ÖZELGELER BÜLTEN • 2015 - 211 T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No : 2013/33004 Karar No : 2014/15754 Özet: İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. İşyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 1475/md.14 4857/md.6,20 Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına ait işyerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davalılar arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeple- 69 re göre, davalı Sağlık Bakanlığının tüm, diğer davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti. aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur. İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun’un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. Değinilen Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. Somut olayda, davacının davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’ne bağlı gerçekleşen çalışma süresinin sona ermesinden sonra ÖZELGELER 70 BÜLTEN • 2015 - 211 01.04.2006- 03.04.2006 tarihleri arasında bir başka alt işverene bağlı olarak çalıştığı, dolayısıyla davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin devralan son alt işveren olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda davalı alt işverenin kıdem tazminatı yönünden sorumlu olduğu miktar, davacı işçinin kendisine bağlı olarak 01.01.2006-31.03.2006 tarihleri arasında gerçekleşen hizmet süresi yönünden belirlenmelidir. Mahkemece bu hususun dikkate alınmaması ve davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu kıdem tazminatı miktarının 21.05.2002-31.03.2006 tarihleri arasında gerçekleşen çalışma süresi esas alınarak belirlenmesi isabetsizdir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No : 2013/33004 Karar No : 2014/15754 Özet: İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. İşyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 1475/md.14 4857/md.6,20 Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacakla- rının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına ait işyerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davalılar arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Sağlık Bakanlığının tüm, diğer davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti. aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur. İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işve- ÖZELGELER BÜLTEN • 2015 - 211 renin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun’un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır. Değinilen Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. Somut olayda, davacının davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’ne bağlı gerçekleşen çalışma süresinin sona ermesinden sonra 01.04.2006- 03.04.2006 tarihleri arasında bir başka alt işverene bağlı olarak çalıştığı, dolayısıyla davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin devralan son alt işveren olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda davalı alt işverenin kıdem tazminatı yönünden sorumlu olduğu miktar, davacı işçinin kendisine bağlı olarak 01.01.2006-31.03.2006 tarihleri arasında gerçekleşen hizmet süresi yönünden belirlenmelidir. Mahkemece bu hususun dikkate alınmaması ve davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu kıdem tazminatı miktarının 21.05.2002-31.03.2006 tarihleri arasında gerçekleşen çalışma süresi esas 71 alınarak belirlenmesi isabetsizdir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü) Sayı : 67854564-1741-51 30.01.2015 Konu :Bedelsiz mal tesliminde belge düzeni ile Form Ba-Bs hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz belirtilerek; - Bedelsiz ihracat işlemlerinde faturanın sadece mal cinsi ve miktarını gösterecek şekilde sıfır bedelli mi yoksa emsal bedel üzerinden mi düzenleneceği, - Bedelsiz teslimlere ilişkin muhasebe kaydının nasıl olacağı, - Bedelsiz ihracat ve ithalatların Ba-Bs bildirim formlarında nasıl gösterileceği, - Yurt içi bedelsiz numune teslimlerinde teslimin sadece sevk irsaliyesi ile yapılabilmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227’nci maddesinde; bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, 229’uncu maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar ta- ÖZELGELER 72 BÜLTEN • 2015 - 211 rafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır. de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun “Faturanın Şekli” başlıklı 230’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (5) numaralı bendinde; “Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır. Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 350 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri konusunda yükümlülük getirilmiş, 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin verilecek Ba- Bs formlarında uyulacak usul ve esaslar yeniden belirlenmiştir. Malın, bir mükellefin birden çok iş yerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, bu madde hükmü ile 231’inci madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir. Şu kadar ki nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.)...” hükmü yer almaktadır. Anılan bent hükmünden de anlaşılacağı üzere, sevk irsaliyesi ticari mal hareketinin izlenmesi için düzenlenen bir belgedir. Öte yandan, Mezkur Kanunun 231’inci maddesinin (5) numaralı bendinde; faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232’nci maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin 1.2.1. bölümünde, “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın BaBs bildirim formlarına dahil edilecektir”, 1.2.2. bölümünde “Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” nun Tablo II alanında bildirilecektir”, 3.2.2. bölümünde ise, “İthalat işlemlerinin ÖZELGELER BÜLTEN • 2015 - 211 form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihi, ihracat işlemlerinin form Bs ile bildirilmesinde ise, fiili ihracatın gerçekleştiği tarih dikkate alınacaktır. Ayrıca, serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin yurt içiyle yaptıkları alışsatış işlemlerinin bildirilmesinde; gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmesi hallerinde bu beyannamelerin kapanma tarihleri ve tutarları, gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmemesi durumlarında ise serbest bölge işlem formu tarihi ve tutarı dikkate alınacaktır. İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde tutar alanına; 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 21’inci maddesi gereğince gümrük vergisi tarhına esas olan kıymet, malın gümrük vergisinden muaf olması durumunda ise katma değer vergisi matrahını oluşturan katma değer vergisi hariç bedel yazılacaktır. Ayrıca, malın gümrük sahasına getirildikten sonra kısım kısım ithalatın gerçekleşmesi durumunda, her bir işlemin gerçekleştiği tarih dikkate alınarak bu Tebliğde belirtilen haddi aşması halinde form Ba bildirimine dâhil edilecektir. Bildirim formlarında alıcı veya satıcının vergi kimlik numarası, ithalat işlemlerinde “1111111111”, ihracat işlemlerinde ise “2222222222” olarak kodlanacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalara göre; - Gerçekleştirilecek bedelsiz ihracat işlemlerinde mal bedelinin sıfır veya bedelsiz olduğunu gösterecek şekilde fatura düzenlenmesi gerekmektedir. - Faaliyetinizle ilgili olarak Türkiye sınırları dışındaki mal hareketlerinde katma değer vergisi hesaplanmamış olsa da 5.000 TL’yi aşan mal ve/veya hizmet alış/satışlarınızın 73 Ba-Bs formlarında beyan edilmesi gerekmektedir. Belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edileceğinden, bir kişi veya kuruma bir ay içindeki mal ve/ veya hizmet satışları toplamı KDV hariç 5000 TL ve üzeri olması durumunda aynı mükelefe düzenlenen bedelsiz faturaların da 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde Form Bs bildirimlerine dahil edilmesi gerekmektedir. - Yurtiçi bedelsiz numune ürünlerin tesliminde ticari teamüllere uygun nitelikte ve miktarda olması, satışa konu olmayacak şekilde yapılması ve ilgili firmanın unvanını taşıması ayrıca para ile satılamayacağının ürün üzerinde açıkça belirtilmesi şartıyla bu malların numune olduğuna dair şerh düşülmek suretiyle sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekmekte olup fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. - Tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer Tebliğlerde yapılmıştır. Bilgi edinilmesini rica ederim. T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : 18008620-130[ÖZG-2014-59]8 02.03.2015 Konu :Arsa, işyeri ve meskenin birlikte satışında KDV oranı hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ... , ... no.lu satış dosyasında, satışa konu ... adresinde bulunan bahçe vasfında kayıtlı taşınmaz üzerinde bilirkişi tarafından yapılan ÖZELGELER 74 BÜLTEN • 2015 - 211 inceleme sonucunda düzenlenen raporda, 514 m2 zemin üzerinde her biri 99,50 m2 iki dükkan, her biri 146 m2 iki adet daire bulunduğu, zemin değerinin 43.690,00 TL. bina değerinin 216.531,00 TL. toplam değerin 260.221,00 TL. olduğunun belirtildiği, Satış Memurluğu’nun 21/03/2014 tarihli “Taşınmazın Açık Artırma İlanı”nda, KDV oranının arsa için % 18, daire için % 1 olarak açıkça ve ayrıca yazıldığının belirtildiği, ancak satış sonrası satış bedelinden müvekkil hissesi düşüldükten sonra kalan bedel üzerinden % 18 oranında KDV tahsil edildiği belirtilerek, söz konusu taşınmaz satışında uygulanacak KDV oranı konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun; - 1/1’inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, - 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV’ye tabi olduğu, - 23/d maddesinde, bu satışlarda vergiyi doğuran olay, satışın yapıldığı tarihte vuku bulmakta olup, satılan malın kesin satış bedeli katma değer vergisinin matrahı olacağı, hüküm altına alınmıştır. KDV oranları KDV Kanununun 28’inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir. Söz konusu Kararname eki (I) sayılı listenin 11’inci sırasında “Net alanı 150 m2’ye kadar konut teslimleri” ibaresi yer almaktadır. Bu itibarla, KDV’ye tabi taşınmaz teslimlerin- de KDV oranı, net alanı 150 m2’yi aşmayan konutlar için %1, 150 m2’yi aşan konutlar ile m2 sınırlaması olmaksızın diğer bütün taşınmazlar için %18’dir. 01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “Konut Teslimleri ve İnşaat Taahhüt İşleri” başlıklı (III/B-2.1.) bölümünün “2.1.3.Net Alan” başlıklı alt bölümünde, net alan deyiminin “konut içerisinde duvarlar arasında kalan temiz alan” olarak tanımlanan faydalı alanı ifade ettiği, plan ve proje gereği konut dışında bir amaçla kullanılacak bölümleri de ihtiva eden inşaatlarda indirimli oranın sadece konut olarak kullanılacak bölümlere uygulanacağı belirtilerek, net alanının hesaplanmasına ilişkin açıklamalar yapılmıştır. 60 no.lu KDV Sirkülerinin (8.2.1.) bölümünde de, konutların 150 m2’ye kadar net alanın hesabında dikkate alınacak unsurlara ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre, satılan konutun bağımsız olarak kullanılmaya esas her bir bölümü tek başına dikkate alınacaktır. Konutu çevreleyen arsa ve arazi, bu konutla birlikte değerlendirilecek ve konutun tabi olduğu oranda KDV’ye tabi olacaktır. Konutla birlikte değerlendirilecek arsa ve arazinin büyüklüğü ise mahalli örf ve adete göre tespit edilecektir. Tapu sicilinde bahçeli ev, bahçeli konut gibi ibarelerle kayıtlı taşınmazların üzerinde fiilen ve kullanılabilir halde konut bulunmaması halinde, bu taşınmazların konut olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından, arsa ve arazi sayılmak suretiyle genel oranda (%18) KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir. Öte yandan, tapu sicilinde arsa ve arazi olarak kayıtlı bulunan taşınmazların üzerinde kullanılabilir halde konut olduğu takdirde de bu satışın yukarıdaki açıklamalara göre konut sayılacağı tabiidir. Buna göre, bilirkişi raporu ile 150 m2’nin ÖZELGELER BÜLTEN • 2015 - 211 altında olduğu ve konut olarak kullanıldığı tespit edilen 2 adet dairenin ve bu konutla birlikte değerlendirilecek arsa payının ayrıştırma yapılmaksızın %1 oranında; bunun haricindeki arsa bedeli ve 2 adet dükkanın ise genel oranda (%18) KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığı (Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü) Sayı : 16700543-120-21 07.04.2015 Konu :Evlenme yardımının gelir vergisine tabi olup olmadığı hk. İlgide kayıtlı talep formunda, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre çalışan işçilere verilen evlenme yardımının gelir vergisine tabi olup olmadığı ile her ay verilmesinde bir sakınca bulunup bulunmadığı hususunda özelge talep edildiği anlaşılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 25’inci maddesinin 5 numaralı bendinde ise; “Evlenme ve doğum münasebetiyle hizmet erbabına yapılan yardımlar 75 (Bu istisna hizmet erbabının iki aylığına veya buna tekabül eden gündeliklerinin tutarına kadar olan yardım kısmına uygulanır.)” gelir vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre, şirketiniz tarafından hizmet erbabına yapılacak evlenme yardımı ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 25’inci maddesinde belirtilen kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi, aşan kısmın ise vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu yardımın her ay verilmesi durumunda evlenme yardımından söz edilemeyeceğinden yapılan ödemelerin ücret ödemesi kabul edilerek Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uyarınca vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. T.C. UŞAK VALİLİĞİ Defterdarlık Gelir Müdürlüğü Sayı : 52796708-120-2 19.03.2015 Konu :İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin vergisel durumu hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunda; iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri adı altında serbest meslek erbabı olarak faaliyette bulunduğunuz, bünyenizde sigortalı işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırmak suretiyle hizmet vermeyi düşündüğünüz, verilen bu hizmetler karşılığında belge olarak serbest meslek makbuzu düzenlemek istediğiniz belirtilerek, konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. Bilindiği üzere; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinde, “Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır.” hükmü yer almaktadır. Ticari faaliyet, bir türlü emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup kazanç ÖZELGELER 76 BÜLTEN • 2015 - 211 sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin “ticari faaliyet” sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Aynı Kanunun 65’inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır...” hükümlerine yer verilmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun 66’ncı maddesinde ise serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılmasının serbest meslek erbabı vasfını değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır. Yukarıda yapılan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, bir işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması halinde, iş güvenliği uzmanlığı faaliyetinden elde edilen kazançlar serbest meslek kazancı olarak değerlendirilecek olup, bu faaliyetten dolayı tarafınıza yapılan ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilerce yapılması durumunda, bu ödemeler üzerinden aynı fıkranın (2/b) bendi uyarınca % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Ancak, iş güvenliği uzmanı olarak faaliyet gösterdiğiniz işyeriniz bünyesinde sigortalı olarak çalıştırmak istediğiniz işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları tarafından verilen hizmetlerden dolayı elde edilecek ka- zanç, şahsi mesleki faaliyet boyutlarını aşıp, ticari bir organizasyona dönüşmesi nedeniyle, elde edilen kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 176’ncı maddesinde tüccarların, defter tutmak bakımından iki sınıfa ayrıldığı, I’inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre; II’nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına göre defter tutacakları hükme bağlanmış, Kanunun 177 ve 178’inci maddelerinde tüccar sınıflarına ilişkin hükümlere, 179 ve 180’inci maddelerde de sınıf değiştirmeye ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Mezkûr Kanunun 227’nci maddesinde, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu, 229’uncu maddesinde faturanın; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231’inci maddesinin (5) numaralı bendinde faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içinde düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenememiş sayılacağı, 232’nci maddesinde ise tüccarların sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hükmü mevcuttur. Buna göre, elde ettiğiniz gelir ticari kazanç olarak vergilendirileceğinden, 213 sayılı Kanunun 177’nci maddesinde altı bent halinde sayılan şartlardan birini taşımanız halinde bilanço esasına göre, aksi takdirde işletme hesabı esasına göre defter tasdik ettirilerek yaptığınız iş karşılığında fatura düzenlemeniz gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. PRATİK BİLGİLER BÜLTEN • 2015 - 211 77 PRATİK BİLGİLER VERGİ BEYANNAME İMZALATMA ZORUNLULUĞU • İmzalatma Kapsamındaki Mükellefler: Tutar 2014 yılı faaliyet döneminde; Aktif toplamı 6.385.000 Net satışlar toplamı 12.766.000 TL’ nı aşmayan kurumlar vergisi veya ticari, zirai ve mesleki kazancı nedeniyle gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri 2015 yılı beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatmak zorundadırlar. • İmzalatma Kapsamı Dışında Kalan Mükellefler 1- 2014 yılı faaliyet döneminde; -Serbest meslek faaliyetinde bulunanlardan gayrisafi hasılatları 149.000 213.000 -II. sınıf tacirlerden Alım satım veya imalat faaliyetinde bulunanlardan satışları -II. sınıf tacirlerden yukarıda yazılı olanlar dışındaki işlerle uğraşanlardan gayrisafi iş hasılatları 108.000 -Zirai kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilen çiftçilerden hasılatları 213.000 TL’ nı aşmayan mükelleflerin, 2-Noterlerin, 3-Özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile bunların oluşturdukları birliklerin, 4-Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan mükelleflerin, beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmamaktadır. • İmzalatma Kapsamındaki Beyannameler 2014 yılı faaliyet döneminde; (b) bölümündeki hadleri aşan, ancak (a) bölümündeki hadlerin altında kalan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine ait 2015 yılı gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile muhtasar beyannameler ve katma değer vergisi beyannamelerinin 3568 sayılı yasaya göre yetki almış meslek mensuplarına imzalatılması zorunludur. Yıllık gelir vergisi beyannamesinde ticari, zirai veya mesleki kazanç yanında başka unsurlardan elde edilen gelir bulunması halinde imzalatma mecburiyeti ve buna ilişkin sorumluluk, bu gelir unsurlarıyla sınırlıdır. • İmzalatma Kapsamı Dışındaki Beyannameler Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile muhtasar beyannameler ve katma değer beyannameleri dışında kalan beyannamelerin meslek mensuplarına imzalatılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Keza gelirleri ücret, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ile sair kazanç ve iratlardan oluşan gelir vergisi mükelleflerine ait beyannamelerin imzalatılması zorunlu değildir. DAMGA VERGİSİ ORANLARI Ücretlerde Sözleşmeler, taahhütnameler ve temliknameler Kira mukavelenameleri (Mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden) Kefalet, teminat ve rehin senetleri Yıllık gelir vergisi beyannameleri Kurumlar vergisi beyannameleri Katma değer vergisi beyannameleri Muhtasar beyannameler Diğer vergi beyannameleri Damga vergisi beyannameleri hariç Gümrük idarelerine verilen beyannameler Belediye ve il özel idarelerine verilen beyannameler Sosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta prim bildirgeleri Elektronik ortamda birlikte verilen muhtasar beyanname ve sigorta prim bildirgesinden sadece muhtasar beyanname için Bilançolar Gelir tabloları İşletme hesabı özetleri 2014 Yılı 2015 Yılı (Binde 7,59) (Binde 9,48) (Binde 1,89 (Binde 9,48) 41,20 TL 55,00 TL 27,20 TL 27,20 TL 27,20 TL 55,00 TL 20,30 TL 20,30 TL (Binde 7,59) (Binde 9,48) (Binde 1,89 (Binde 9,48) 45,30 TL 60,50 TL 29,90 TL 29,90 TL 29,90 TL 60,50 TL 22,30 TL 22,30 TL 32,30 TL 31,80 TL 15,40 TL 15,40 TL 35,50 TL 35,00 TL 16,90 TL 16,90 TL DOĞRUDAN GİDER YAZILABİLECEK PEŞTEMALLIK, ALET, EDAVAT, MEFRUŞAT VE DEMİRBAŞ BEDELLERİNDE SINIR Yıl 2015 2014 2013 2012 2011 2010 Tutar 880 TL 800 TL 800 TL 770 TL 700 TL 680 TL PRATİK BİLGİLER 78 BÜLTEN • 2015 - 211 EK MALİ TABLOLARI DÜZENLEME ZORUNLULUĞU Dönemi 2014 yılına ait ek mali tablolar için - (2015 yılında verilmesi gereken) 2013 yılına ait ek mali tablolar için - (2014 yılında verilmesi gereken) 2012 yılına ait ek mali tablolar için - (2013 yılında verilmesi gereken) 2011 yılına ait ek mali tablolar için - (2012 yılında verilmesi gereken) 2010 yılına ait ek mali tablolar için - (2011 yılında verilmesi gereken) TL’nı (aktif toplamı veya net satışları toplamı) aşan mükellefler ek mali tabloları Aktif Toplamı Net Satışlar Toplamı 13.330.500.- TL 29.622.800.- TL 12.106.500.- TL 26.902.900.- TL 11.648.700.- TL 25.885.600.- TL 10.805.800.- TL 24.012.600.- TL 9.800.300.- TL 21.778.200.- TL düzenlemek zorundadır. EMLAK VERGİSİ DEĞERİ YILLIK ARTIŞ ORANLARI Yıl 2015 2014 2013 2012 2011 2010 Açıklama 2014 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı Genel Tarh ve Tahakkuk 2012 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı 2011 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı 2010 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı Genel Tarh ve Tahakkuk Artış Oranı % 5,055 % 7,80 % 10,26 % 3,85 - EMLAK VERGİSİ ORANLARI Mesken Binde 1 Binde 2 Normal yörelerde Büyükşehir belediye sınırları İçinde İşyeri Binde 2 Binde 4 Arazi Binde 1 Binde 2 Arsa Binde 3 Binde 6 GECİKME ZAMMI ORANLARI Dönemi Aylık % 1,40 % 1,95 % 2,5 % 3 19.10.2010 - Tarihinden itibaren 19.11.2009 - 18.10.2010 Tarihleri arası 21.04.2006 - 18.11.2009 Tarihleri arası 02.03.2005 - 20.04.2006 Tarihleri arası Yıllık % 16,80 % 23,40 % 30 % 36 GEÇİCİ VERGİ ORANLARI 01.01.2004 tarihinden itibaren % 20 01.01.2004 tarihinden itibaren % 33 Gelir Vergisi Mükelleflerinde 01.01.2005 tarihinden itibaren % 20 Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde 01.01.2005 tarihinden itibaren % 30 01.01.2006 tarihinden itibaren % 15 01.01.2006 tarihinden itibaren % 20 GELİR VERGİSİ TARİFESİ (2015 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere) Gelir vergisine tabi gelirler; 12.000 TL’ye kadar ......................................................................................... 29.000 TL’nin 12.000 TL’si için 1.800 TL, fazlası ....................................................... 66.000 TL’nin 29.000 TL’si için 5.200 TL (ücret gelirlerinde 106.000 TL’nin 29.000 TL’si için 5.200 TL), fazlası ...................................................................................................... 66.000 TL’den fazlasının 66.000 TL’si için 15.190 TL (ücret gelirlerinde 106.000 TL’den fazlasının 106.000 TL’si için 25.990 TL), fazlası ..................................................................... oranında vergilendirilir. (2014 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere) Gelir vergisine tabi gelirler; 11.000 TL’ye kadar ........................................................................................ 27.000 TL’nin 11.000 TL’si için 1.650 TL, fazlası ...................................................... 60.000 TL’nin 27.000 TL’si için 4.850 TL (ücret gelirlerinde 97.000 TL’nin 27.000 TL’si için 4.850 TL), fazlası ..................................................................................................... 60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.760 TL (ücret gelirlerinde 97.000 TL’den fazlasının 97.000 TL’si için 23.750 TL), fazlası ..................................................................... oranında vergilendirilir. (2013 takvim yılı gelirlerine uygulanacak tarife) Gelir vergisine tabi gelirler; 10.700 TL’ye kadar ........................................................................................ 26.000 TL’nin 10.700 TL’si için 1.605 TL, fazlası .................................................. 60.000 TL’nin 26.000 TL’si için 4.665 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL’nin 26.000 TL’si için 4.665 TL), fazlası ......................................................................................... 60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL’den fazlasının 94.000 TL’si için 23.025 TL), fazlası ...................................................................... oranında vergilendirilir. Oran % 15 % 20 % 27 % 35 Oran % 15 % 20 % 27 % 35 % 15 % 20 % 27 % 35 PRATİK BİLGİLER 79 BÜLTEN • 2015 - 211 KAZANÇLARDA BEYAN SINIRI Konut kira gelirlerinde Tevkif yoluyla vergilendirilmiş menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında Tevkif yoluyla vergilendirilmiş birden fazla işverenden elde edilen ücretlerde Değer artış kazançlarında GVK 82. Maddesinde belirtilen bazı arızi kazançlarda 2011 2.800 TL 2012 3.000 TL 2013 3.200 TL 2014 3.300 TL 2015 3.600 TL 23.000 TL 25.000 TL 26.000 TL 27.000 TL 29.000 TL 23.000 TL 8.000 TL 19.000 TL 25.000 TL 8.800 TL 20.000 TL 26.000 TL 9.400 TL 21.000 TL 27.000 TL 29.000 TL 9.700 TL 21.000 TL 10.600 TL 23.000 TL KATMA DEĞER VERGİSİ TEVKİFAT ORANLARI TAM TEVKİFAT UYGULANACAK İŞLEMLER 4 İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler 4 Serbest Meslek Faaliyeti Çerçevesinde Yapılan Teslim ve Hizmetler 4 Kiralama İşlemleri 4 Reklam Verme İşlemleri KISMİ TEVKİFAT UYGULANACAK İŞLEMLER Tevkifat Oranı Kısmi Tevkifat Uygulanacak Hizmetler 4 Yapım İşleri İle Bu İşlerle Birlikte İfa Edilen Mühendislik-Mimarlık ve Etüt-Proje Hizmetleri 2/10 4 Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler 9/10 4 Makine, Teçhizat, Demirbaş ve Taşıtlara Ait Tadil, Bakım ve Onarım Hizmetleri 5/10 4 Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetleri 5/10 4 İşgücü Temin Hizmetleri 9/10 4 9/10 4 Yapı Denetim Hizmetleri Fason Olarak Yaptırılan Tekstil ve Konfeksiyon İşleri, Çanta ve Ayakkabı Dikim İşleri ve Bu İşlere Aracılık Hizmetleri Turistik Mağazalara Verilen Müşteri Bulma / Götürme Hizmetleri 4 Spor Kulüplerinin Yayın, Reklâm ve İsim Hakkı Gelirlerine Konu İşlemleri 9/10 4 Temizlik, Çevre ve Bahçe Bakım Hizmetleri 7/10 4 Servis Taşımacılığı Hizmeti 5/10 4 Her Türlü Baskı ve Basım Hizmetleri 5/10 4 Yukarıda Belirlenenler Dışındaki Hizmetler 5/10 4 5/10 9/10 Kısmi Tevkifat Uygulanacak Teslimler 4 Külçe Metal Teslimleri 5/10 4 Bakır, Çinko Alüminyum ve Kurşun Ürünlerinin Teslimi 5/10 4 Hurda ve Atık Teslimi 5/10 4 Metal, Plastik, Lastik, Kauçuk, Kâğıt, Cam Hurda ve Atıklarından Elde Edilen Hammadde Teslimi 9/10 4 Pamuk, Tiftik, Yün ve Yapağı İle Ham Post ve Deri Teslimleri 9/10 4 Ağaç ve Orman Ürünleri Teslimi 5/10 Kısmi Tevkifat Uygulanmasında Sınır Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 1.000 TL’yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmayacaktır. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılacaktır. Tespit edilen tutarı aşan işlemlerde KDV tevkifatı zorunluluğundan kaçınmak amacıyla bedel parçalara ayrılamayacak, aynı işleme ait bedellerin toplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılması halinde tevkifat yapılacaktır. Tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden fazla fatura düzenlenmek suretiyle bedelin parçalara bölündüğünün tespiti halinde vergi dairelerince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının yukarıda belirtilen sınırı aşıp aşmadığına bakılarak gerekli işlemler yapılacaktır. Fiyat farkı, kur farkı ve benzeri nedenlerle tevkifata tabi işlemin bedelinde sonradan bir artış ortaya çıkması halinde, bu artış ile ilgili olarak fatura düzenlenerek KDV hesaplanacak ve hesaplanan KDV üzerinden (tevkifat alt sınırı dikkate alınmaksızın) tevkifat uygulanacaktır. Bu şekilde işlem yapılabilmesi için fiyat farkı, kur farkı ve benzerinin ait olduğu asıl işleme ait KDV dahil bedelin tevkifat alt sınırını geçmiş ve tevkifata tabi tutulmuş olması gerekmektedir. PRATİK BİLGİLER 80 BÜLTEN • 2015 - 211 PERAKENDE SATIŞ FİŞİ, YAZAR KASA FİŞİ, FATURA DÜZENLEME SINIRI Dönemi 01.01.2015 01.01.2014 01.01.2013 01.01.2012 01.01.2011 01.01.2010 - 31.12.2015 31.12.2014 31.12.2013 31.12.2012 31.12.2011 31.12.2010 Tutar 880 TL 800 TL 800 TL 770 TL 700 TL 680 TL Dönemi Dönemi Dönemi Dönemi Dönemi Dönemi REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANACAK FAİZ ORANLARI Dönemi 14.12.2014 – tarihinden itibaren 27.12.2013 – 13.12.2014 21.06.2013 – 26.12.2013 Tarihleri arası 20.12.2012 – 20.06.2013 Tarihleri arası 29.12.2011 – 19.12.2012 Tarihleri arası 30.12.2010 – 28.12.2011 Tarihleri arası 22.12.2009 – 29.12.2010 Tarihleri arası Reeskont 9 10,25 % 9,50 % 13,50 % 17 % 14 % 15 Avans 10,50 11,75 % 11,00 % 13,75 % 17,75 % 15 % 16 TECİL FAİZİ ORANLARI Dönemi 21.10.2010 21.11.2009 28.04.2006 04.03.2005 12.11.2003 02.02.2002 - Tarihinden itibaren - 20.10.2010 Tarihleri - 20.11.2009 Tarihleri - 27.04.2006 Tarihleri - 03.03.2005 Tarihleri - 11.11.2003 Tarihleri Aylık %1 % 1,583 % 2 % 2,5 %3 %5 arası arası arası arası arası Yıllık % 12 % 19 % 24 % 30 % 36 % 60 TİCARET SİCİLİ HARÇLARI Gerçek Kişilere ve kooperatiflere Ait İşletmelerde Şahıs Şirketlerine Ait İşletmelerde Sermaye Şirketlerine Ait İşletmelerde I- Kayıt ve Tescil Harçları; (Ticari İşletme Rehni Dahil) 1. Ticari işletmenin ve unvanının tescil ve ilanında: 206,00 TL 590,70 TL 1.331,10 TL 2. Temsile yetkili kılınan kişilerin tescil ve ilanında (her kişi 102,10 TL 146,30 TL 323,90 TL için): 3. Ticaret siciline tescil edilmiş olan vakalardaki değişikliklerin tescilinde: (Ticari işletme rehini ile ilgili 102,10 TL 146,30 TL 323,90 TL vakalar dahil) (muhteva ile ilgili bulunmayan düzeltmelerde harç alınmaz.) 4. Kayıt silinmesinde : (Ticari işletme rehni kaydının 39,80 TL 57,60 TL 102,10 TL silinmesi dahil) Şubelerin herbiri (Yabancı müesseselerin Türkiye’deki şubeleri dahil) ayrıca aynı harca tabidir. II- Kayıt ve Belge Suretleri ve Tasdikname Harçları 1. Bir ticari işletmeye ait sicil esas defterindeki kayıtların tamamının veya bir kısmının veya memurlukta saklanan bütün belgelerin örneğinin beher sayfasının (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde 11/1)……………….………..……………. 10,20 TL 2. Tasdiknamelerden (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde 11/2, 104, 105)……………………………....……………….. 34,00 TL YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI Yıl 2015 2014 2013 2012 2011 2010 Oran % 5,58 % 10,11 % 3,93 % 7,80 % 10,26 % 7,7 Yıl Oran 2009 2008 2007 2006 2005 % 2,2 % 12 % 7,2 % 7,8 % 9,8 PRATİK BİLGİLER 81 BÜLTEN • 2015 - 211 YURT İÇİ HARCIRAHLAR (Vergiden Muaf Yurt İçi Gündelikler) (01.07.2015 – 31.12.2015 dönemi için) Vergiden Muaf Gündelik (TL) 51,50 43,00 40,00 37,50 33,00 32,00 Brüt Aylık 2.089,84 2.074,88 1.892,10 1.659,46 1.376,56 1.376,55 - TL ve daha fazlası için gündelik 2.089,83 TL arasında olanlarda gündelik 2.074,87 TL arasında olanlarda gündelik 1.892,09 TL arasında olanlarda gündelik 1.659,45 TL arasında olanlarda gündelik TL’ ve daha aşağısı için gündelik TL.’dır. SOSYAL GÜVENLİK- ÇALIŞMA MEVZUATI ASGARİ ÜCRET TUTARLARI Dönemi 01.07.2015 - 31.12.2015 01.01.2015 - 30.06.2015 01.07.2014 - 31.12.2014 01.01.2014 - 30.06.2014 01.07.2013 01.01.2013 01.07.2012 01.01.2012 01.07.2011 01.01.2011 01.07.2010 01.01.2010 - Günlük Aylık 42,45 TL 40,05 TL 37,80 TL 35,70 TL 16 Yaşından Büyükler İçin Aylık Brüt 1.021,50 TL 978,60 TL 940,50 TL 886,50 TL 837,00 TL 796,50 TL 760,50 TL 729,00 TL 31.12.2013 30.06.2013 31.12.2012 30.06.2012 31.12.2011 30.06.2011 31.12.2010 30.06.2010 1.273,50 TL 1.201,50 TL 1.134,00 TL 1.071,00 TL 16 Yaşını Doldurmayanlar İçin Aylık Brüt 877,50 TL 839,10 TL 805,50 TL 760,50 TL 715,50 TL 679,50 TL 648,00 TL 621,00 TL BİLDİRİM SÜRELERİ VE İHBAR TAZMİNATI Hizmet Süresi Bildirim Süresi İhbar Tazminatı 6 aydan az sürmüş işçi için 2 hafta 2 haftalık ücret 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş olan işçi için 4 hafta 4 haftalık ücret 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş işçi için 6 hafta 6 haftalık ücret 3 yıldan fazla sürmüş işçi için 8 hafta 8 haftalık ücret sonra feshedilmiş olur. - Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. - Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. - İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. ÇIRAK VE ÖĞRENCİLERE ÖDENECEK ASGARİ ÜCRET • Çıraklara Ödenecek Ücret Dönemi 01/2015–6/2015 07/2015–12/2015 360,45 TL 382,05 TL • Meslek Eğitimi Gören Öğrencilere Ödenecek Ücret Yirmi ve Üzerinde Personel Çalıştıran İşyerlerinde......................... Yirmiden Az Personel Çalıştıran İşyerlerinde.................................. 257,69 TL 128,84 TL 273,13 TL 136,56 TL ENGELLİ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞTIRMA ORANLARI İşyeri İstihdamı Zorunlu Olan Engelli işçi Eski Hükümlü Özel %3 - Kamu %4 %2 PRATİK BİLGİLER 82 BÜLTEN • 2015 - 211 İŞSİZLİK ÖDENEĞİ VE SÜRESİ Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemez. İşsizlik Ödeneği Süresi 600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere…………..…..………. 180 gün 900 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere…………..…….…….. 240 gün 1080 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere……………………….. 300 gün süre ile İşsizlik ödeneği verilir. İşsizlik ödeneği almaya hak kazanılması için gerekli şartlar; -Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak prim ödenmiş olması, -İş akdinin feshedildiği tarihten geriye doğru sürekli 120 gün prim ödenmiş olması, -Hizmet akdinin, İşsizlik Sigortası Kanununun 51’inci maddesinde sayılan hallerden birisine dayalı olarak sona ermiş olması, -Sigortalı işsizin, İşten Ayrılma Bildirgesi ile birlikte; hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren 30 gün içinde İŞ-KUR’un ilgili birimine doğrudan veya elektronik ortamda başvurması, KIDEM TAZMİNATI TAVANI Dönemi 01/09/2015 - 31/12/2015 01/07/2015 - 31/08/2015 01/01/2015 - 30/06/2015 01/01/2014 - 31/12/2014 01/07/2013 - 31/12/2013 01/01/2013 - 30/06/2013 01/07/2012 - 31/12/2012 01/01/2012 - 30/06/2012 01/07/2011 - 31/12/2011 01/01/2011 - 30/06/2011 01/07/2010 - 31/12/2010 01/01/2010 - 30/06/2010 01/07/2009 - 31/12/2009 01/01/2009 - 30/06/2009 Tutar 3.828,37 TL 3.709,98 TL 3.541,37 TL 3.438,22 TL 3.254,44 TL 3.129,25 TL 3.033,98 TL 2.917,27 TL 2.731,85 TL 2.623,23 TL 2.517,01 TL 2.427,04 TL 2.365,16 TL 2.260,04 TL SİGORTA PRİMİ VE İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİNE ESAS KAZANÇLARIN ALT VE ÜST SINIRLARI Alt Sınır (Taban) Üst Sınır (Tavan) Dönemi Günlük Aylık Günlük Aylık 01.07.2015 - 31.12.2015 42,45 TL 1.273,50 TL 275,93 TL 8.277,90 TL 01.01.2015 - 30.06.2015 40,05 TL 1.201,50 TL 260,33 TL 7.809,90 TL 01.01.2014 - 30.06.2014 35,70 TL 1.071,00 TL 232,05 TL 6.961,50 TL 37,80 TL 1.134,00 TL 245,70 TL 7.371,00 TL 01.07.2014 - 31.12.2014 16 Yaşını Doldurmamış İşçiler İçin Dönemi 16 Yaşını Doldurmuş İşçiler İçin Alt Sınır (Taban) Üst Sınır (Tavan) Günlük Aylık Günlük Aylık Günlük Aylık 01.07.2013 - 31.12.2013 29,25 TL 877,50 TL 34,05 TL 1.021,50 TL 221,33 TL 6.639,75 TL 01.01.2013 - 30.06.2013 27,97 TL 839,10 TL 32,62 TL 978,60 TL 212,03 TL 6.360,90 TL 01.07.2012 - 31.12.2012 26,85 TL 805,50 TL 31,35 TL 940,50 TL 203,78 TL 6.113,25 TL 01.01.2012 - 30.06.2012 25,35 TL 760,50 TL 29,55 TL 886,50 TL 192,08 TL 5.762,25 TL 01.07.2011 - 31.12.2011 23,85 TL 715,50 TL 27,90 TL 837,00 TL 181,35 TL 5.440,50 TL 01.03.2011 - 30.06.2011 22,65 TL 679,50 TL 26,55 TL 796,50 TL 172,58 TL 5.177,40 TL 01.01.2011 - 28.02.2011 26,55 TL 796,50 TL 26,55 TL 796,50 TL 172,58 TL 5.177,40 TL PRATİK BİLGİLER 83 BÜLTEN • 2015 - 211 SOSYAL GÜVENLİK PRİMİ ORANLARI • Hizmet Akdi İle Tüm Sigorta Kollarına Tabi Çalışanlarda Prim Oranı İşçi Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi %9 Kısa vadeli sigorta kolları primi Genel sağlık sigortası primi %5 Toplam % 14 • Sosyal Güvenlik Destek Primi Oranı Hizmet Akdine Bağlı Çalışan Emekliler İçin (4/A) Prim Oranı İşçi 7,5 - Sosyal güvenlik destek primi % Kısa vadeli sigorta kolları primi % Toplam % 7,5 Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışan Emekliler İçin (4/b) Prim Oranı İşveren % 11 %2 % 7,5 Toplam % 20 %2 % 12,5 % 20,5 % 34,5 İşveren 22,5 2 Toplam 30 2 24,5 32 Prim Oranı % 10 % 15 % 14 % 13 % 12 01.07.2015 tarihinden itibaren 01.01.2011-30.06.2015 tarihleri arası 2010 yılı için 2009 yılı için 2008 yılı için • İsteğe Bağlı Sigorta Primi Oranı Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi……….…… Genel sağlık sigortası primi……………………………..… Toplam % • İşsizlik Sigortası Primi Oranları Prime Esas Aylık Brüt Kazanç Üzerinden 01.01.2002 Tarihin den İtibaren 01.06.2000-31.12.2001 Tarihleri arasında Prim Oranı % 20 % 12 % 32 İşçi Payı %1 %2 İşveren Payı %2 %3 Devlet Katkı Payı %1 %2 YILLIK ÜCRETLİ İZİN HAKKI VE İZİN SÜRELERİ İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Hizmet Süresi 1 yıldan 5 yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara 14 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 az olamaz. Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık yirmi günden az olamaz. İzin Süresi günden günden günden ücretli izin süresi SUÇ VE CEZALAR ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI 2015 • Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunun verilmemesi, alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması (2015 yılında her belge için 200 TL’den az, cezalar toplamı 106.000 TL’den fazla olamaz.) • Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, ve benzeri evrak verilmemesi ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması (2015 yılında her bir tespit için 10.600 TL’nı ve yıllık toplam 106.000 TL’nı aşamaz.) • VUK’un 232’nci maddesinin 1-5.bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, Perakende satış fişi, Ödeme kaydedici cihaz fişi ve yolcu taşıma bileti almadıklarının tespitinde • Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; bulundurulmaması, günü gününe kayıt yapılmaması, yetkililere ibraz edilmemesi ile levha bulundurma mecburiyetine uyulmaması • Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ilişkin kural ve standartlara uyulmaması • Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerde kullanılma zorunluluğu getirilen vergi numarasını kullanmaksızın işlem yapanlara, • Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine • 4358 sayılı Kanun uyarınca vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getiren kuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri, belirlenen standartlarda ve zamanda yerine getirmeyenlere • VUK.’nun127 nci maddenin (d) bendi uyarınca Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen durmayan aracın sahibi adına % 10 200 TL 40 TL 200 TL 4.800 TL 250 TL 770 TL 1.060 TL 770 TL PRATİK BİLGİLER 84 BÜLTEN • 2015 - 211 BİRİNCİ VE İKİNCİ DERECE USULSÜZLÜK CEZALARI 2014 Mükellef Grupları Sermaye Şirketleri 2015 Birinci Derece Usulsüzlükler İkinci Derece Usulsüzlükler Birinci Derece Usulsüzlükler İkinci Derece Usulsüzlükler 110,00 TL 60,00 TL 120,00 TL 66,00 TL Sermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıf tüccar ve serbest meslek erbabı 70,00 TL 35,00 TL 77,00 TL 39,00 TL İkinci sınıf tüccarlar 35,00 TL 17,00 TL 39,00 TL 18,00 TL Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi olanlar 17,00 TL 9,70 TL 18,00 TL 10,60 TL Kazancı basit usulde tespit edilenler 9,40 TL 4,40 TL 10,60 TL 4,80 TL Gelir vergisinden muaf esnaf 4,40 TL 2,40 TL 4,80 TL 2,60 TL 4 Bu cetvel de mükellef grubu: Gelir, Kurumlar Vergilerinden başka, Gider, İstihlak İşletme ve Dış Seyahat Harcamaları Vergilerine ait usulsüzlükler hakkında da esas tutulur. 4 Emlak Alım, Gayrimenkul Kıymet Artışı, Veraset ve İntikal Vergisi, Taşıt Alım ve Motorlu Taşıtlar Vergilerine ait usulsüzlükler ile Damga Vergisinin, beyanname verilmek suretiyle ödeneceği hallerde beyannamenin süresinde verilmemesine ilişkin usulsüzlükler bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasında göre cezalandırılır. 4 Emlak vergisine ait usulsüzlükler, bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasına göre cezalandırılır. 4 Kamu İdare ve müesseseleri ile dernek ve vakıfların yaptıkları usulsüzlükler (Bunların iktisadi işletmelerine ait usulsüzlükler hariç) bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasına göre cezalandırılır. 4 Yukarıdakiler dışında kalan diğer vergi, resim ve harçlara ait usulsüzlükler bu cetvelin mükellef grupları sütununun 4’üncü sırasına göre cezalandırılır. BİLGİ VERMEKTEN ÇEKİNENLER İLE 256, 257 VE MÜKERRER 257 NCİ MADDE HÜKMÜNE UYMAYANLARA UYGULANACAK ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI 1 - Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında ............................................... 1.300 TL 2 - İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında .... 660 TL 330 TL 3 - Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında....................................... özel usulsüzlük cezası kesilir. Kanuni Süresinden Sonra Elektronik Ortamda Verilen Beyannameler İçin Ceza Uygulaması; İlk 30 Gün İçinde verilmesi İkinci 30 Gün İçinde verilmesi -Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında ......... 130 TL 260 TL 1.300 TL -İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında................................................ 66 TL 132 TL 660 TL -Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında ............... 33 TL 66 TL 330 TL Beyannamenin kanuni verilme süresinin sonundan başlayarak Sonrası verilmesi özel usulsüzlük cezası uygulanır. Kanuni Süresinden Sonra Düzeltme Amacıyla Elektronik Ortamda Verilen Bildirim Veya Formlar İçin Ceza Uygulaması; Bildirim veya formun düzeltme amacıyla kanuni verilme süresinin sonundan başlayarak İlk 10 Gün İçinde verilmesi Takip Eden 15 Gün İçinde Verilmesi Sonrası verilmesi -Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında.. Ceza yok 260 TL 1.300 TL -İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında................................ Ceza yok 132 TL 660 TL -Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında....... Ceza yok 66 TL 330 TL özel usulsüzlük cezası uygulanır. PRATİK BİLGİLER BÜLTEN • 2015 - 211 85 İDARİ PARA CEZALARI (4857 sayılı İş Kanunu) Fiil Maddesi 3 Ceza Maddesi 98 5 99/a 7 99/a 8 99/b 14 99/b 28 99/c 29 100 30 101 32 102/a 32 102/a 37 102/b 38 102/b 39 102/a 41 102/c 52 102/b 56 103 57 103 59 103 Ceza Uygulanan Fiil İşyerinin Açılmasını, Devir alınmasını, Çalışma Konusunun Kısmen veya Tamamen Değiştirilmesini, Kapatılmasını Bir Ay İçinde Bölge Müdürlüğüne Bildirmemek Bildirme yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekiline 4 çalıştırılan her işçi için İşyerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine 4 ayrı ayrı Para cezasının kesinleşmesinden sonra bildirim yükümlülüğüne aykırılığın sürmesi halinde takip eden her ay için aynı miktar ceza uygulanır İşçilere Eşit Davranma İlkesine Aykırı Davranışta Bulunmak İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 4 Geçici İş İlişkisine İlişkin Yükümlülüklere Uymamak İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 4 Yazılı İş Sözleşmesi Yapılmayan Hallerde İki Ay İçinde Çalışma Koşullarına İlişkin Belgeyi İşçiye Vermemek İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 4 Çağrı Üzerine Çalışma Hükümlerine Aykırı Davranmak İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 4 İşten Ayrılan İşçiye Çalışma Belgesi Vermemek, Belgeye Gerçeğe Aykırı Bilgi Yazmak İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 4 Toplu İşçi Çıkarma Hükümlerine Aykırı Olarak İşçi Çıkartmak İşçi çıkaran işveren veya işveren vekiline işten çıkarılan her işçi için 4 Özürlü ve Eski Hükümlü Çalıştırma Yükümlülüğüne Uymamak İşveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve 4 çalıştırılmadığı her ay için Ücret, Prim, İkramiye Ve Bu Nitelikteki Her Çeşit İstihkakın Zorunlu Tutulduğu Halde Özel Olarak Açılan Banka Hesabına Ödememek İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay 4 için Ücret İle Kanundan, TİS’den Veya İş Sözleşmesinden Doğan Ücret Ödemelerini Süresi İçinde Kasten Ödememek Veya Eksik Ödemek İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay 4 için Ücret Hesap Pusulası Düzenlememek Ücrete ilişkin hesap pusulası düzenlemeyen işveren veya işveren vekiline 4 Yasaya Aykırı Ücret Kesme Cezası Vermek Veya Kesintinin Sebep ve Hesabını Bildirmemek Yasaya aykırı ücret kesme cezası veren veya yaptığı kesintinin sebebini ve 4 hesabını bildirmeyen işveren veya işveren vekiline Asgari Ücret Ödememek veya Eksik Ödemek, Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Çeşit İstihkakı Zorunlu Tutulduğu Halde Özel Olarak Açılan Banka Hesabına Ödememek İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay 4 için Fazla Çalışma Ücretini Ödememek, İşçiye Hak Ettiği Serbest Zamanı Altı Ay İçinde Kullandırmamak Veya İşçinin Onayını Almadan Fazla Çalışma Yaptırmak İşveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için 4 Yüzde İle İlgili Belgeyi Temsilciye Vermemek. Yüzde usulü uygulanan işyerlerinde her hesap pusulasının genel toplamını 4 gösteren belgeyi işçilerin seçtiği temsilciye vermeyen işveren veya işveren vekiline Yıllık Ücretli İzni Yasaya Aykırı Şekilde Bölmek Yıllık ücretli izni yasaya aykırı bölen işveren veya işveren vekiline bu 4 durumda olan her işçi için Yıllık İzin Ücretini Yasaya Aykırı Şekilde Ödemek Veya Eksik Ödemek Yıllık izin ücretini yasada belirtilen usule aykırı olarak ödeyen veya eksik 4 ödeyen işveren vekiline bu durumda olan her işçi için Sözleşmesi Herhangi Bir Nedenle Sona Eren İşçiye Hak Kazanıp da Kullanmadığı Yıllık İzin Sürelerine Ait Ücreti Ödememek 4 İş sözleşmesinin sona ermesinde işçiye kullanmadığı iznin ücretini ödemeyen işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için 2015 Ceza Tutarı 164 TL 16.765 TL 134 TL 134 TL 134 TL 134 TL 134 TL 554 TL 2.095 TL 153 TL 153 TL 554 TL 554 TL 153 TL 270 TL 554 TL 270 TL 270 TL 270 TL PRATİK BİLGİLER 86 BÜLTEN • 2015 - 211 60 103 63 104 64 104 68 104 69 104 71 104 72 104 73 104 74 104 75 104 76 104 90 106 92/2 107/a 96 107/b 107/2 Yıllık İzin Yönetmeliğinin Esas ve Usullerine Aykırı Olarak İzni Kullandırmamak Veya Eksik Kullandırmak 4 Yıllık ücretli izinleri yönetmelik hükümlerine uygun kullandırmayan veya eksik kullandıran işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için Çalışma Sürelerine ve Buna İlişkin Yönetmelik Hükümlerine Uymamak Yönetmelikle belirlenen çalışma sürelerine aykırı olarak işçilerin çalıştıran 4 işveren veya işveren vekiline Telafi Çalışması Usullerine Uymamak Telafi çalışması usullerine uymayan işveren veya işveren vekiline bu 4 durumda olan her işçi için Ara Dinlenmesini Yasa Hükümlerine Göre Uygulamamak Ara dinlenmelerini yasa hükümlerine göre uygulamayan işveren veya işveren 4 vekiline İşçileri Geceleri 7,5 Saatten Fazla Çalıştırmak, Gece ve Gündüz Postalarını Değiştirmemek Gece süresi ve gece çalışmaları konusunda kanun hükümlerine uymayan 4 işveren veya işveren vekiline Çalıştırma Yaşı ve Çocukları Çalıştırma Yasağına Aykırı Davranmak Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağına aykırı davranan işveren veya 4 işveren vekiline Yer ve Sualtında Çalıştırma Yasağına Uymamak Yer ve su altında onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınları 4 çalıştıran işveren veya işveren vekiline Çocuk ve Genç İşçileri Gece Çalıştırmak Veya İlgili Yönetmelik Hükümlerine Aykırı Hareket Etmek Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçileri 4 gece çalıştıran, kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin yönetmelik hükümlerine uymayan işveren veya işveren vekiline Doğum Öncesi - Sonrası Sürelerde Kadın İşçiyi Çalıştırmak, Ücretsiz İzin Veya Süt İzni Vermemek Yasa hükmüne aykırı olarak doğum öncesi ve sonrası kadın işçiyi çalıştıran 4 ücretsiz izin veya süt iznini vermeyen işveren veya vekiline İşçi Özlük Dosyasını Düzenlememek İşçi özlük dosyasını düzenlemeyen işveren veya işveren vekiline 4 Çalışma Sürelerine İlişkin Yönetmelik Hükümlerine Uymamak Çalışma sürelerine ilişkin yönetmelik hükümlerine uymayan işveren veya 4 işveren vekiline İş ve İşçi Bulmaya Aracılık Faaliyetini İş-Kur’dan İzin Almadan Yürütmek İş-Kur’dan izin almadan faaliyet gösteren işverene 4 İş Müfettişlerinin Davetine Gelmemek, İfade ve Bilgi Vermemek Gerekli Olan Belge ve Delilleri Göstermemek Veya Vermemek, Görevlerini Yapmaları İçin Gerekli Kolaylığı Göstermemek Teftiş ve denetleme sırasında çağırıldıkları zaman gelmek, ifade ve 4 bilgi vermek, gerekli belge ve delilleri göstermek yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren veya işveren vekillerine İş Müfettişleri tarafından İfade ve Bilgilerine Başvurulan İşçilere İşverenlerce Telkinlerde Veya Kötü Davranışlarda Bulunmak İfade ve bilgilerine başvurulan işçilere gerçeği saklama, değiştirme yönünde 4 telkinde bulunan, ilgili makamlara başvurmaları üzerine kötü davranan işveren veya işveren vekillerine İş Müfettişlerinin Kanunlardan Doğan Teftiş ve Denetim Görevlerini Yapmalarını ve Sonuçlandırmalarını Engellemek İş müfettişlerinin teftiş ve denetim görevlerini yapma ve sonuçlandırmaya 4 engel olan kimselere 270 TL 1.478 TL 270 TL 1.478 TL 1.478 TL 1.478 TL 1.478 TL 1.478 TL 1.478 TL 1.478 TL 1.478 TL 16.765 TL 13.412 TL 13.412 TL 12.181 TL Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 inci ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından; birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlere uygulanacak idari para cezaları ise işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır. (Madde:108) İdari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için VUK mükerrer 298 inci maddesi hükmü uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idari para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu hüküm nispi nitelikteki idari para cezaları açısından uygulanmaz. (5326 sayılı Kanun Madde:17) PRATİK BİLGİLER BÜLTEN • 2015 - 211 87 İDARİ PARA CEZALARI (5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu) Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle; • Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel Sağlık Sigortası Giriş Bildirgesinin Süresinde Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve Usule Uygun Verilmemesi (102/1-a-1) Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ile Genel Sağlık Sigortası Giriş Bildirgesini yasal süresi içinde ya da kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında her bir sigortalı için asgari ücret …................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel Sağlık Sigortası Giriş Bildirgesinin Yasal Süresi Geçtikten Sonra İlgililerce Kendiliğinden 30 Gün İçinde Verilmesi (102/2) Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel Sağlık Sigortası Bildirgesinin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde her bir sigortalı için ................ tutarında idari para cezası uygulanır. •Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Verilmediğinin Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-a-2) Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi’nin verilmediğinin, mahkeme kararından veya kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden ya da diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı .. tutarında idari para cezası uygulanır. • Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Verilmemesi Fiilinin Bir Yıl İçerisinde Yeniden Tekrarlanması (102/1-a-3) İşyeri esas alınmak suretiyle Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin verilmediğine ilişkin; mahkemenin karar tarihinden, kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının tespit tarihinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının rapor tarihinden, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi veya belgelerin kuruma intikal tarihinden itibaren bir yıl içinde yukarıdaki sayılan (102/a-2) durumlardan biriyle tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılması halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa her bir sigortalı için asgari ücretin beş katı ........................................................................................ tutarında idari para cezası uygulanır. • İşyeri Bildirgesinin Süresinde Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve Usule Uygun Verilmemesi (102/1-b) İşyeri Bildirgesini yasal süresi içinde ya da kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyen; Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin üç katı .......................................................................................... Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin iki katı .................. Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgari ücret ...................... tutarında idari para cezası uygulanır. • İşyeri Bildirgesinin Yasal Süresi Geçtikten Sonra İlgililerce Kendiliğinden 30 Gün İçinde Verilmesi (102/2) Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, işyeri bildirgesinin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde; Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için ........ Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için ............................................. Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için ................................................ tutarında idari para cezası uygulanır. • Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Süresinde Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve Usule Uygun Verilmemesi (102/1-c-1,2) Asıl veya ek Aylık Prim ve Hizmet Belgesini belirlenen süre içinde ya da kurumca belirlenen şekilde ve usulde vermeyenlere veya kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenlere her bir fiil için; Dönem / Ceza Tutarı 01-06/2015 07-12/2015 1.201,50 TL 1.273,50 TL 300,38 TL 318,38 TL 2.403,00 TL 2.547,00 TL 6.007,50 TL 6.367,50 TL 3.604,50 TL 2.403,00 TL 1.201,50 TL 3.820,50 TL 2.547,00 TL 1.273,50 TL 803,25 TL 600,75 TL 300,38 TL 955,13 TL 636,75 TL 318,38 TL PRATİK BİLGİLER 88 BÜLTEN • 2015 - 211 Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri .......................... Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri ................ tutarında idari para cezası uygulanır. • Sigortalıların Otuz Günden Az Çalıştığını Gösteren Bilgi ve Belgelerin Süresinde Verilmemesi, Verilen Belgelerin Kurumca Geçerli Sayılmaması, Ek Belgenin Kurumca Resen Düzenlenmesi (102/1-c-3) Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin kurumca geçerli sayılmaması ek belgenin kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı .................................................. tutarında idari para cezası uygulanır. • Sigortalılarla İlgili Hizmet Veya Kazançların Bildirilmediğinin Veya Eksik Bildirildiğinin Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-c-4) Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı ................................................................................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Eksik İşçilik Bildirildiğinin Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-d) Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından veya serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden, kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği her bir ay için, aylık asgari ücretin iki katı ....................... tutarında idari para cezası uygulanır. • İşyerine Ait Defter Belge Kayıt ve Belgelerin Süresinde İbraz Edilmemesi (102/1-e1,2,3) İşyeri defter, kayıt ve belgelerini Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın ibraz etmeyen; Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin oniki katı ................................................................................................ Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı kat ........ Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı .......................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Defter Kayıtlarının Geçersiz Sayılması (102/1-e-4) Tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre içinde ibraz etmekle birlikte; kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkân vermeyecek şekilde usulsüz veya noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin (sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, o aya ait defter kayıtları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin gerçekleştiği her bir takvim ayı için, aylık asgari ücretin yarısı ................................................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Defterlerin Tasdiksiz Olarak Tutulmuş Olması (102/1-e-4) Kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler geçerli sayılmaz ve tutmakla yükümlü bulunulan defter türü dikkate alınarak; Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin oniki katı….................................................................................... Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı ....... tutarında idari para cezası uygulanır. • Defterlerin Bilanço Esasına Göre Tutulması Gerekirken İşletme Hesabı Esasına Göre Tutulması (102/1-e-4) Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve tutmakla yükümlü bulunduğu defter türü dikkate alınarak aylık asgari ücretin oniki katı tutarında idari para cezası uygulanır. 240,30 TL 254,70 TL 150,19 TL 159,19 TL 600,75 TL 636,75 TL 2.403,00 TL 2.547,00 TL 2.403,00 TL 2.547,00 TL 14.418,00 TL 7.209,00 TL 3.604,50 TL 15.282,00 TL 7.641,00 TL 3.820,50 TL 600,75 TL 636,75 TL 14.418,00 TL 7.209,00 TL 15.282,00 TL 7.641,00 TL 14.418,00 TL 15.282,00 TL PRATİK BİLGİLER BÜLTEN • 2015 - 211 • Aylık Ücret Tediye Bordrosunun Geçersiz Sayılması (102/1-e-5) İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasının bulunması zorunludur. Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı ................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • İbraz Süresi Geçirildikten Sonra İncelemeye Sunulan Defter ve Belgelerin Geçersiz Sayılması (102/1-e-5) İbraz süresi geçirildikten sonra incelemeye sunulan ve tümünün veya bir bölümünün geçersiz olduğu tespit edilen defter ve belgeler yönünden, ayrıca geçersizlik fiilleri için idari para cezası uygulanmaz, sadece tutulan defter türü dikkate alınarak; Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin oniki katı ................................................................................................ Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı ....... Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı .......................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Asgari İşçilik Uygulaması Kapsamında Kamu İdareleri, Döner Sermayeli Kuruluşlar, Kanunla Kurulan Kurum ve Kuruluşlar İle Bankalardan Kurumca İstenecek Bilgi ve Belgelerin Süresinde Verilmemesi (102/1-f) Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ile bankalar, asgari işçilik uygulamasıyla ilgili kurumca istenilecek bilgi ve belgeleri yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur. Söz konusu bilgi ve belge verme yükümlülüğünü belirtilen sürede yerine getirmeyenlere aylık asgari ücretin iki katı ......... tutarında idari para cezası uygulanır. • İşe Başlama / Bırakma, Vazife Malullüğü ve İhaleli İşlere İlişkin Bildirim Yükümlülüğünün Kurum ve Kuruluşlarca Süresinde Yerine Getirilmemesi (102/1-g) 4/b kapsamında sigortalı sayılanlardan, gelir vergisi mükellefi olanlar ile şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten, sermaye şirketlerinden limited şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kuruluna seçildikleri tarihten, gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı oldukları tarihten itibaren onbeş gün içinde, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların meslek kuruluşuna kayıtlarının yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde, köy ve mahalle muhtarlarının seçildiklerine ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihten itibaren onbeş gün içinde, kendi mevzuatına göre kayıt veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş, birlikler, vergi daireleri ve Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek Kuruma vermekle yükümlüdür. Sigortalılığı (4/b) sona erenlerin durumları faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, (Vergi dairelerince vergi mükellefiyetinin sona erdiğine ilişkin yapılacak bildirimlerde bu süre vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere vergi mükellefinin işi bırakma işlemlerinin vergi dairelerince tekemmül ettirildiği tarihten başlar.) en geç on gün içinde Kuruma bildirilir. Kamu idareleri vazife malullüğüne (4/c kapsamındaki sigortalılara ilişkin) sebep olan olayı, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatına göre yetkili mercilere derhal, kuruma da en geç onbeş iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür. Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşlar, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar, ihale yolu ile yaptırdıkları her türlü işleri üstlenenleri ve bunların adreslerini onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Yukarıda yer alan yükümlülükleri süresinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilere aylık asgari ücret ...................................................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • İşe Başlama / Bırakma, Vazife Malullüğü ve İhaleli İşlere İlişkin Bildirim Yükümlüğünün Kurum ve Kuruluşlarca Yasal Süresi Geçtikten Sonra 30 Gün İçinde Yerine Getirilmesi (102/2) Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, kurum ve kuruluşlarca bildirimin veya belgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde .................................................. tutarında idari para cezası uygulanır. 89 600,75 TL 636,75 TL 14.418,00 TL 7.209,00 TL 3.604,50 TL 15.282,00 TL 7.641,00 TL 3.820,50 TL 2.403,00 TL 2.547,00 TL 1.201,50 TL 1.273,50 TL 300,38 TL 318,38 TL PRATİK BİLGİLER 90 BÜLTEN • 2015 - 211 • Sigortasız Kişilerle İlgili Kamu İdareleri ve Bankaların Bildirim Yükümlülüğünü Süresinde Yerine Getirmemesi (102/1-g) Kamu idareleri ile bankalar, kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğu tespit edilen kişileri, kuruma bildirmekle yükümlüdürler. Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kamu idareleri ile bankalara sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri ................................................................. tutarında idari para cezası uygulanır. • Sigortasız Kişilerle İlgili Bildirim Yükümlülüğünün Kamu İdareleri ve Bankalarca Yasal Süresi Geçtikten Sonra Kendiliğinden 30 Gün İçinde Yerine Getirilmesi (102/2) Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirimin veya belgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde her bir bildirim yükümlülüğü için .............................................. tutarında idari para cezası uygulanır. • Ticaret Sicil Memurluklarınca ve Yapı Ruhsatı ve Ruhsat Niteliği Taşıyan Bilgi ve Belgeleri Vermeye Yetkili Makamlarca Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi (102/1-h) Şirket kuruluşu aşamasında, çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihini, ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları, kendilerine yapılan bu bildirimi en geç on gün içinde Kuruma bildirmek zorundadır. Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler. Ticaret sicil memurlukları, Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince süresinde yerine getirilmeyen her bir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret ................................................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Ticaret Sicil Memurluklarınca ve Yapı Ruhsatı ve Ruhsat Niteliği Taşıyan Bilgi ve Belgeleri Vermeye Yetkili Makamlarca Bildirim Yükümlülüğünün Yasal Süresi Geçtikten Sonra 30 Gün İçinde Yerine Getirilmesi (102/2) Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin veya belgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde, her bir bildirim yükümlülüğü için ............................................. tutarında idari para cezası uygulanır. • İnceleme ve Soruşturma Görevlerini Yerine Getiren Kurum Elemanlarına Engel Olunması (102/1-ı-1) Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler görevlerini yapmasına engel olamazlar; engel olanlar hakkında eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, asgari ücretin beş katı .................................................................................................. tutarında idari para cezası uygulanır. • İnceleme ve Soruşturmayı Engellenmek Amacıyla Kurum Elemanlarına Cebir ve Tehdit Kullanılması (102/1-ı-2) Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının görevlerini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullanan işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre cezalandırılır. Bu suçu işleyenler hakkında ayrıca asgari ücretin on katı ............................................ tutarında idari para cezası uygulanır. • Bilgi ve Belgelerin Süresinde Verilmemesi (102/1-i) Kanunun 100 maddesi kapsamında Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri belirlenen süre içinde mücbir sebep olmaksızın vermeyen kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında aylık asgari ücretin beş katı .......................................................................... İstenen bilgi ve belgelerin geç verilmesi halinde aylık asgari ücretin iki katı..... tutarında idari para cezası uygulanır. 120,15 TL 127,35 TL 30,04 TL 31,84 TL 1.201,50 TL 1.273,50 TL 300,38 TL 318,38 TL 6.007,50 TL 6.367,50 TL 12.015,00 TL 12.735,00 TL 6.007,50 TL 2.403,00 TL 6.367,50 TL 2.547,00 TL PRATİK BİLGİLER BÜLTEN • 2015 - 211 Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100 üncü maddeye istinaden Kurumca işverenlerden istenilen bildirimlerin; Belirlenen süre içerisinde ve elektronik ortamda yapılmaması halinde sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri ................................................................. Hiç yapılmaması halinde ise sigortalı başına aylık asgari ücretin yarısı.. tutarında idari para cezası uygulanır. • Sigortalılığı Sona Eren 4/A Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Bildirim İle 506 Sayılı Kanunun Geçici 20 nci Maddesinde Yer Alan Sandıklara, Sandık İştirakçiliğinin Başlama ve Sona Ermesine İlişkin Bildirimin Süresinde Kuruma Verilmemesi 102/1-J) Sigortalılığı sona erenlere (4/a kapsamındaki sigortalılar) ilişkin bildirim ile 506 sayılı kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama ve sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, bir takvim ayında işlenen bu fiillerden dolayı (tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla) her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri ............................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Sigortalılığı Sona Eren 4/A Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Bildirim İle 506 Sayılı Kanunun Geçici 20 nci Maddesinde Yer Alan Sandıklara, Sandık İştirakçiliğinin Başlama ve Sona Ermesine İlişkin Bildirimin Yasal Süresi Geçtikten Sonra İlgililerce 30 Gün İçinde Verilmesi (102/2) Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirimin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için için ......................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Genel Sağlık Sigortalılarının Bakmakla Yükümlü Oldukları Kişilere Ait Bilgi Girişlerinin Süresinde Yapılmaması Veya Bakmakla Yükümlü Olunan Kişi Olmayanlara Ait Bilgi Girişi Yapılması (102/1-k) Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü oldukları kişilere ait bilgi girişlerini süresinde yapmayan, bakmakla yükümlü olunan kişi olmayanlara ait bilgi girişi yapan kamu idarelerine, işverenlere ve bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılara asgari ücretin yarısı .................................................... tutarında idari para cezası uygulanır. • Bildirim ve Kontrol Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmemesi (102/1-l) Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılanlar ile çalışanların üye olduğu meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlarca bildirim ve kontrol yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde her bir fiil için asgari ücret ..................................................................................................... tutarında idari para cezası uygulanır. 91 120,15 TL 600,75 TL 127,35 TL 636,75 TL 120,15 TL 127,35 TL 30,04 TL 31,84 TL 600,75 TL 636,75 TL 1.201,50 TL 1.273,50 TL 4 İdari para cezası uygulanmasında sanayi kesiminde çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için fiilin oluştuğu tarihte uygulanan asgari ücret esas alınır. 4 İdarî para cezası uygulanması İşyeri Bildirgesi, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ve Aylık Prim ve Hizmet belgelerinin kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz. 4 İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir. 4 İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir. 4 Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. 4 İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar. PRATİK BİLGİLER 92 BÜLTEN • 2015 - 211 İDARİ PARA CEZALARI (6331 sayılı iş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu) 26/1-b 6/1-a 26/1-b 6/1-b 26/1-b 6/1-c 26/1-b 6/1-ç 26/1-b 6/1-d Görevlendirilen kişileri, hizmet alınan kuruluşları, başka 26/1-b işyerlerinden gelen çalışanları ve bunların işverenlerini İSG riskleri konusunda bilgilendirmemek. 8/1 İş güvenliği uzmanlarının ve işyeri 26/1-c hekimlerinin hak ve yetkilerini kısıtlamak. 4 Uzman ve hekim için ayrı ayrı 8/6 10/1 İşyeri sağlık ve güvenlik birimini kurmamak. Risk değerlendirmesi yapmamak 26/1-ç veya yaptırmamak. Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için 26/1-c 01.01.2015 Tarihinden İtibaren 3.082 3.699 2.466 3.699 4.932 3.699 4.932 7.398 2.466 2.466 3.082 3.699 2.466 3.699 4.932 3.699 4.932 7.398 6.167 6.167 7.708 9.250 6.167 9.250 12.334 9.250 12.334 18.501 6.167 6.167 7.708 9.250 6.167 9.250 12.334 9.250 12.334 18.501 3.083 … … … … … 6.166 … … 1.849 1.849 2.311 2.773 1.849 2.773 3.698 2.773 3.698 5.547 1.849 1.849 2.311 2.773 1.849 2.773 3.698 2.773 3.698 5.547 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 1.849 1.849 2.311 2.773 1.849 2.773 3.698 2.773 3.698 5.547 1.849 1.849 2.311 2.773 1.849 2.773 3.698 2.773 3.698 5.547 1.849 … … … … … … 3.700 3.700 4.625 5.550 3.700 5.550 7.400 5.550 5.550 6.937 8.325 5.550 8.325 11.100 2.773 5.550 3.698 ÇOK TEHLİKELİ 2.466 ÇOK TEHLİKELİ 2.466 ÇOK TEHLİKELİ TEHLİKELİ 6/1-a AZ TEHLİKELİ 26/1-b TEHLİKELİ 6/1-a 50 – 49 Çalışanı Olan İşyerleri AZ TEHLİKELİ 26/1-a İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili tedbir almamak, organizasyonu yapmamak, gerekli araç ve gereçleri sağlamamak, sağlık ve güvenlik tedbirlerini değişen şartlara uygun hale getirmemek ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmamak. 4 Her yükümlülük için İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini izlememek, denetlememek ve uygunsuzlukları gidermemek. 4 Her yükümlülük için İş güvenliği uzmanı görevlendirmemek. Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için İşyeri hekimi görevlendirmemek. Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için On ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirmemek. Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için İSG hizmetleri için görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşların görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç-gereçmekân sağlamamak. İSG hizmetlerini yürütenler arasında koordinasyonu sağlamamak. Görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri yerine getirmemek. 4 Her tedbir için 10 – 49 Çalışanı Olan İşyerleri TEHLİKELİ 4/1-b 26/1-a Ceza Uygulanan Fiil 10 dan Az Çalışanı Olan İşyerleri AZ TEHLİKELİ 4/1-a Ceza Maddesi Fiil Maddesi 23.04.2015 tarihinden Geçerli Olmak Üzere (6645 sayılı Kanunla değişen şekli) 9.249 5.547 7.400 11.100 8.325 11.100 16.650 PRATİK BİLGİLER 93 BÜLTEN • 2015 - 211 10/4 11 12 14/1 14/2 14/4 15/1 15/2 16 17 18 20/1 Risklerin belirlenmesine yönelik 26/1-ç gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaları yapmamak. Acil durumları belirlememek, acil durumlar için tedbir almamak, acil durum planlarını hazırlamamak, destek elemanı görevlendirmemek, 26/1-d araç gereç sağlamamak, acil durumlarda işyeri dışındaki kuruluşla irtibatı sağlayacak düzenlemeyi yapmamak Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için Ciddi ve yakın tehlike durumunda; çalışanların işi bırakarak güvenli yere gitmelerini sağlamamak. Zorunluluk olmadıkça, gerekli donanıma sahip ve özel olarak 26/1-d görevlendirilenler dışındaki çalışanlardan işlerine devam etmelerini istemek. Müdahalede bulunan çalışanları yaptıkları müdahaleden dolayı sorumlu tutmak. 4 Her yükümlülük için Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için İş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutmamak, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenlememek. İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden 26/1-e olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da ekipmanı zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenlememek. 4 Her yükümlülük için İş kazalarını ve meslek hastalıklarını 26/1-e 3 iş günü içinde SGK’ya bildirmemek. Sağlık hizmeti sunucularının iş kazalarını, yetkili sağlık hizmet 26/1-e sunucularının meslek hastalıklarını en geç 10 gün içinde SGK’ya bildirmemesi. Çalışanlara sağlık gözetimi 26/1-f yaptırmamak. 4 Her çalışan için Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer 26/1-f alan işlerde çalışacaklar için sağlık raporu almamak. 4 Her çalışan için Çalışanları bilgilendirme 26/1-g yükümlülüğüne uymamak. 4 Her bir çalışan için Çalışanlara eğitim verme 26/1-ğ yükümlülüğüne uymamak. 4 Her bir çalışan için Çalışanların görüşlerini alma ve 26/1-h katılımlarını sağlama yükümlülüğüne uymamak. 4 Her aykırılık için İşyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarına 26/1-ı göre çalışan temsilcileri görevlendirmemek. 1.849 1.849 2.311 2.773 1.849 2.773 3.698 2.773 3.698 5.547 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 1.849 1.849 2.311 2.773 1.849 2.773 3.698 2.773 3.698 5.547 2.466 2.466 3.082 3.699 2.466 3.699 4.932 3.699 4.932 7.398 2.466 2.466 3.082 3.699 2.466 3.699 4.932 3.699 4.932 7.398 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 1.233 500 500 500 500 500 500 500 500 500 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 PRATİK BİLGİLER 94 BÜLTEN • 2015 - 211 20/3 26/1-ı 20/4 26/1-ı 22 22 26/1-i 26/1-i 23 26/1-j 24 26/1-k 25 26/1-l 25/6 26/1-l 29 30 30 26/1-m 26/1-n 26/1-o İşveren tarafından çalışan temsilcilerinin öneride bulunma ve tedbir alınmasını isteme hakkını ihlal etmek. Çalışan temsilcilerinin ve destek elemanlarının haklarını kısıtlamak ve gerekli imkanları sağlamamak. 4 Hakları kısıtlanan her birey için Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulunu oluşturmamak. 4 Her aykırılık için Alt işverenin bulunduğu hallerde uygun kurulu oluşturmamak, kurullar arasında koordinasyonu sağlamamak, aynı çalışma alanında birden fazla işverenin bulunması ve bu işverenlerce birden fazla kurulun oluşturulması halinde birbirlerinin çalışmalarını etkileyebilecek kurul kararları hakkında diğer işverenleri bilgilendirmemek. 4 Her aykırılık için Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri vb. yerlerde diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler konusunda işverenleri uyarmayan, uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirmeyen yönetimlere, Ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetiminin yapılmasına engel olmak. İşyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayarak durdurulan işe devam ettirmek. İşin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödememek veya uygun başka iş vermemek. 4 İhlale uğrayan her çalışan için Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için Büyük kaza önleme politika belgesini hazırlamamak. Güvenlik raporunu hazırlayarak Bakanlığa sunmadan işyerini faaliyete geçirmek. İşletilmesine Bakanlıkça izin verilmeyen işyerini faaliyete geçirmek. Durdurulan işyerinde faaliyete devam etmek. 30 uncu madde de öngörülen yönetmeliklerdeki hükümlere aykırı hareket etmek. 4 Her hüküm için Her ay (Aykırılığın devamı 4 halinde) için Çalışanlarına standartlara uygun ve CE belgele kişisel koruyucu donanım temin etmemek. 4 Her çalışan için 1.849 1.849 2.311 2.773 1.849 2.773 3.698 2.773 3.698 5.547 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 2.466 … … … … … … 3.699 4.932 7.398 2.466 2.466 3.082 3.699 2.466 3.699 4.932 3.699 4.932 7.398 6.167 6.167 7.708 9.250 6.167 9.250 12.334 9.250 12.334 18.501 6.167 6.167 7.708 9.250 6.167 9.250 12.334 9.250 12.334 18.501 … … … … … 12.335 … … … … 1.233 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.233 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 1.000 61.681 61.681 77.101 92.521 61.681 92.521 123.362 92.521 123.362 185.043 98.690 98.690 123.362 148.035 98.690 148.035 197.380 148.035 197.380 296.070 98.690 98.690 123.362 148.035 98.690 148.035 197.380 148.035 197.380 296.070 98.690 98.690 123.362 148.035 98.690 148.035 197.380 148.035 197.380 296.070 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 1.233 1.233 1.541 1.849 1.233 1.849 2.466 1.849 2.466 3.699 500 500 500 500 500 500 500 500 500 … PRATİK BİLGİLER 95 BÜLTEN • 2015 - 211 30 26/1-ö (*) Yer altı maden işletmelerinde çalışanların bulundukları yeri ve giriş çıkışlarını gösteren takip sistemini kurmamak. 4 Her çalışan için … 500 500 500 500 500 500 500 500 500 -İdari para cezaları (14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezası hariç) gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. Verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren 30 gün içinde ödenir. (6331 sayılı Kanun Madde: 26/2) -İşin durdurulması halinde, durdurmaya sebep olan fiilden dolayı ilgili idari para cezası uygulanmaz. (6331 sayılı Kanun Madde: 26/4) -Çalışan sayısıyla çarpılarak verilen idari para cezalarında üçüncü fıkra hükümler uygulanmaz. (6331 sayılı Kanun Madde: 26/5) -(*) 26/1-ö bendinde yer alan idari para cezası 01.01.2016 tarihinden itibaren uygulanır. (6331 Geçici Madde: 9) DİĞER ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİ Tutar - Otobüs, Kamyon, Çekici ve Tanker..…….……………………………………………………… 245,44 TL - Otomobil, Minübüs, Kamyonet, Özel Amaçlı Taşıt, Arazi Taşıtı, Römork, Yarı Römork .. 181,72 TL - Traktör (Römorklu - Römorksuz), Motosiklet, Motorlu Bisiklet………………………………. 93,22 TL KARŞILIKSIZ ÇIKAN ÇEKLERDE MUHATAP BANKANIN ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ Tutar (TL) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için; a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde, -Çek bedeli binikiyüz Türk Lirası veya üzerinde ise …………………..,…………………… 1.200 -Çek bedeli binikiyüz Türk Lirasının altında ise çek bedelini, b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde, -Çek bedeli binikiyüz Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı binikiyüz Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı, -Çek bedeli binikiyüz Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak binikiyüz Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. 20.10.2010 tarihinden önce yayımlanan Tebliğlere göre bastırılan çeklerden ötürü muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için yediyüz Türk Lirasına kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için yediyüz Türk Lirasına tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Endeks TÜKETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI (TÜFE) (2003 = 100) YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİR. TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM 2015 250,45 252,24 255,23 259,39 260,85 259,51 259,74 260,78 263,11 267,20 KASIM ARALIK 2014 233,54 234,54 237,18 240,37 241,32 242,07 243,17 243,40 243,74 248,37 248,82 247,72 2013 216,74 217,39 218,83 219,75 220,07 221,75 222,44 222,21 223,91 227,94 227,96 229,01 2012 201,98 203,12 203,96 207,05 206,61 204,76 204,29 205,43 207,55 211,62 212,42 213,23 2011 182,60 183,93 184,70 186,30 190,81 188,08 187,31 188,67 190,09 196,31 199,70 200,85 2010 174,07 176,59 177,62 178,68 178,04 177,04 176,19 176,90 179,07 182,35 182,40 181,85 2009 160,90 160,35 162,12 162,15 163,19 163,37 163,78 163,29 163,93 167,88 170,01 170,91 2008 146,94 148,84 150,27 152,79 155,07 154,51 155,40 155,02 155,72 159,77 161,10 160,44 2007 135,84 136,42 137,67 139,33 140,03 139,69 138,67 138,70 140,13 142,67 145,45 145,77 2006 123,57 123,84 124,18 125,84 128,20 128,63 129,72 129,15 130,81 132,47 134,18 134,49 2005 114,49 114,51 114,81 115,63 116,69 116,81 116,14 117,13 118,33 120,45 122,14 122,65 2004 104,81 105,35 106,36 106,89 107,35 107,21 107,72 108,54 109,57 112,03 113,50 113,86 2003 94,77 96,23 98,12 99,09 100,04 100,12 99,93 100,09 101,44 102,38 103,68 104,12 PRATİK BİLGİLER 96 BÜLTEN • 2015 - 211 YURTİÇİ ÜRETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANI – Yİ-ÜFE MAYIS 245,42 234,18 207,27 203,81 189,32 174,96 158,45 159,00 138,80 126,54 248,15 232,96 209,34 204,89 189,61 172,95 158,37 162,37 139,34 130,05 YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN 1,43 0,09 -0,51 0,08 0,61 2,35 0,65 4,50 0,80 1,94 Endeks NİSAN 241,97 233,98 208,33 203,64 188,17 170,94 157,43 152,16 137,70 124,14 Bir önceki aya göre Değişim % MART 239,46 232,27 206,65 202,91 185,90 167,68 156,97 147,48 136,37 123,83 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 Bir Önceki Yılın Aralık Ayına Göre Değişim % ŞUBAT 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 Yıllık Değişim (Bir Önceki Yılın Aynı Ayına Göre Değişim) % OCAK 236,61 229,10 206,91 203,10 182,75 164,94 155,16 143,80 135,09 123,51 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 Oniki Aylık Ortalamalara Göre Değişim % YIL 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 2015 2014 2013 2012 2011 2010 2009 2008 2007 2006 YIL YIL YIL 0,33 3,32 -0,18 0,38 2,36 0,58 0,23 0,42 -0,05 1,96 OCAK 0,33 3,32 -0,18 0,38 2,36 0,58 0,23 0,42 -0,05 1,96 OCAK 3,28 10,72 1,88 11,13 10,80 6,30 7,90 6,44 9,37 5,11 OCAK 9,59 5,22 5,33 11,11 8,89 1,14 12,81 6,08 9,68 5,45 1,20 1,38 -0,13 -0,09 1,72 1,66 1,17 2,56 0,95 0,26 ŞUBAT 1,53 4,75 -0,31 0,29 4,13 2,25 1,40 3,00 0,89 2,22 ŞUBAT 3,10 12,40 1,84 9,15 10,87 6,82 6,43 8,15 10,13 5,26 ŞUBAT 8,79 6,11 4,72 10,96 9,23 1,20 12,63 5,94 10,08 5,04 1,05 0,74 0,81 0,36 1,22 1,94 0,29 3,17 0,97 0,25 MART 2,60 5,52 0,50 0,65 5,40 4,24 1,70 6,26 1,88 2,48 MART 3,41 12,31 2,30 8,22 10,08 8,58 3,46 10,50 10,92 4,21 MART 8,03 6,95 4,23 10,79 9,36 1,63 11,99 5,95 10,63 4,49 NİSAN 4,06 5,61 -0,01 0,73 6,04 6,69 2,35 11,04 2,69 4,46 NİSAN 4,80 12,98 1,70 7,65 8,21 10,42 -0,35 14,56 9,68 4,96 NİSAN 7,36 7,89 3,74 10,72 9,17 2,52 10,65 6,39 11,01 4,09 HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK 248,78 233,09 212,39 201,83 189,62 172,08 159,86 162,90 139,19 135,28 247,99 234,79 214,50 201,20 189,57 171,81 158,74 164,93 139,28 136,45 250,43 235,78 214,59 201,71 192,91 173,79 159,40 161,07 140,47 135,43 254,25 237,79 216,48 203,79 195,89 174,67 160,38 159,63 141,90 135,11 253,74 239,97 217,97 204,15 199,03 176,78 160,84 160,54 141,71 135,73 237,65 219,31 207,54 200,32 176,23 162,92 160,49 142,98 135,33 235,84 221,74 207,29 202,33 178,54 163,98 154,80 143,19 135,16 MAYIS HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK 1,11 -0,52 1,00 0,53 0,15 -1,15 -0,05 2,12 0,39 2,77 0,25 0,06 1,46 -1,49 0,01 -0,50 0,94 0,32 -0,11 4,02 -0,32 0,73 0,99 -0,31 -0,03 -0,16 -0,71 1,25 0,06 0,86 0,98 0,42 0,04 0,26 1,76 1,15 0,42 -2,34 0,85 -0,75 1,53 0,85 0,88 1,03 1,55 0,51 0,62 -0,90 1,02 -0,23 -0,97 0,62 1,66 0,65 -0,31 1,29 -0,03 0,89 -0,29 -0,76 1,11 -0,12 1,00 1,31 0,66 -3,54 0,15 -0,12 HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL KASIM ARALIK 5,49 5,12 2,46 -0,24 6,21 4,93 3,27 13,76 2,98 11,68 5,15 5,89 3,48 -0,56 6,18 4,77 2,54 15,18 3,05 12,64 6,19 6,33 3,52 -0,30 8,05 5,98 2,97 12,49 3,93 11,80 7,81 7,24 4,43 0,72 9,72 6,52 3,60 11,48 4,98 11,54 7,18 5,80 2,58 12,20 7,47 5,24 12,08 5,78 11,72 6,36 6,97 2,45 13,33 8,87 5,93 8,11 5,94 11,58 HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL KASIM ARALIK 6,73 9,75 5,23 6,44 10,19 7,64 -1,86 17,03 2,89 12,52 5,62 9,46 6,61 6,13 10,34 8,24 -3,75 18,41 2,08 14,34 6,21 9,88 6,38 4,56 11,00 9,03 -1,04 14,67 3,72 12,32 6,92 9,84 6,23 4,03 12,15 8,91 0,47 12,49 5,02 11,19 8,36 5,67 3,60 13,67 8,17 1,51 12,25 5,65 11,67 6,36 6,97 2,45 13,33 8,87 5,93 8,11 5,94 11,58 HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL KASIM ARALIK 6,74 9,03 3,18 10,24 9,42 4,30 7,34 8,39 10,09 4,97 6,43 9,26 3,23 9,88 9,59 5,33 5,47 9,76 9,03 5,82 6,14 9,55 3,39 9,33 9,76 6,18 4,19 10,68 8,29 6,49 5,92 9,84 3,58 8,65 10,03 6,89 3,22 11,29 7,77 7,06 10,32 4,10 6,98 10,72 8,27 1,37 12,56 6,75 8,60 10,25 4,48 6,09 11,09 8,52 1,23 12,72 6,31 9,34 MAYIS 5,22 5,06 0,99 1,27 6,20 5,47 2,30 13,39 3,09 7,36 MAYIS 6,52 11,28 2,17 8,06 9,63 9,21 -2,46 16,53 7,14 7,66 MAYIS 6,98 8,66 3,27 10,57 9,21 3,50 8,96 7,20 10,95 4,27 -0,20 0,92 0,69 0,17 1,60 1,21 0,28 0,57 -0,13 0,45 EKİM 7,59 8,22 5,15 0,90 11,48 7,80 3,90 12,11 4,84 12,04 EKİM 5,74 10,10 6,77 2,57 12,58 9,92 0,19 13,29 4,41 10,94 EKİM 5,58 10,11 3,93 7,80 10,26 7,71 2,20 12,03 7,23 7,76 Muhtelif mevzuatta Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) ve Üretici Fiyat Endeksine (ÜFE) yapılmış olan atıflar, Kurumca hesaplanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksine (Yİ-ÜFE), tarım sektörü TEFE ve ÜFE’ye yapılan atıflar Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksine yapılmış sayılır. (TİK Madde: 58)