Çeviri metnini indirmek için tıklayınız.

Transkript

Çeviri metnini indirmek için tıklayınız.
OUR FIRST WORDS
Is language, like food, a basic human need without which a child can
be starved and damaged at a critical period of life?
Language::: Dil
Food: Yemek, gıda
Basic: Temel
Human: İnsan
Need: İhtiyaç
Without: -siz/sız
Child: Çocuk
Starve: Açlık
Damage: Zarar
Critical: Hayati, önemli
Period: Dönem
Life: Yaşam
Dil, var olmadığında, bir çocuğun hayatın kritik döneminde aç kalmasına
ve zarar görmesine neden olacak, besin gibi temel bir insani ihtiyaç mıdır?
In the thirteenth century, Frederic II made a frightening experiment
to find an answer to this question.
Thirteenth: 13.
Century: Yüzyıl
Made (make’in 2.
Hal): Yapmak
Frigtening: Korkutucu, dehşet verici
Experiment: Deney
Find: Bulmak
Answer: Cevap
Question: Soru
13. yüzyılda 2. Frederic bu soruya cevap bulmak için korkutucu bir deney
yaptı.
He was hoping to discover what language a child would speak if he
heard no language at all
Hope: Umut etmek, ummak
Discover: Keşfetmek
Speak:
Konuşmak
Heard: (Hear’ın 2. Hali): Duymak
Hiçbir dil duymadığında bir çocuğun hangi dili konuşacağını keşfetmeyi
umuyordu.
so he told the mothers in the experiment to keep silent.
Told: (Tell’in 2. Hali): Anlatmak
Mother: Anne
Keep silent: Sessiz kalmak
Bu nedenle deneydeki annelere sessiz kalmalarını söyledi.
The results of the experiment show that hearing no language at all can
be very harmful for a child.
Result: Sonuç
Show: Ortaya koymak, göstermek
Hear: Duymak
Harmful: Yıkıcı, zararlı
Deney sonuçları hiç/herhangi bir dil duymamanın bir çocuk için çok zararlı
olabileceğini gösterir.
All the babies in the experiment died before the first year.
Baby: Bebek
Die: Ölmek
Before: Önce
1
First: İlk
All: Hepsi
Year: Yıl
Deneydeki tüm bebekler birinci yıldan önce öldüler.
Was the deprivation of language the only reason for their death?
Deprivation: Yoksunluk
Only: Tek, sadece
Reason: Neden, gerekçe
Death: Ölüm
Dil yoksunluğu onların ölümlerinin tek gerekçesi miydi?
Obviously, there was more than language deprivation here.
Obviously: Açıkça, görünür biçimde
More: Daha fazla
Here: Burada
There was/were: Vardır
Açıkça, burada dil yoksunluğundan daha fazlası vardır.
What was missing was good mothering.
Miss: Eksik, kayıp
Good: İyi
Eksik olan iyi anneliktir.
Mothering: Annelik
Without good mothering, in the first year of life especially, the
capacity to survive is seriously affected.
Especially: Özellikle
Capacity: Kapasite, beceri
Survive: Hayatta kalmak
Seriously: Ciddi biçimde
Affect: Etkilenmek
Özellikle yaşamın ilk yılında iyi annelik olmadan hayatta kalma becerisi
ciddi biçimde etkilenmektedir.
Today no such extreme language deprivation exists as that in Frederic
II's experiment.
Today: Bugün
Such: gibi, benzeri
Extreme: Aşırı
Exist: Var olmak, ortaya çıkmak
Bugün 2. Frederik’in deneyindeki gibi aşırı dil yoksunluğu mevcut
değildir.
However, some children are still backward in speaking.
However: Buna rağmen
Some: Bazı
Still: Hala
Bacward: Geride
Buna rağmen bazı çocuklar konuşmada hala geridedirler.
Most often the reason for this is that the mother can't understand or
doesn't notice the cues and signals of the baby, whose brain is
programmed to absorb language rapidly.
2
Often: Sıklıkla
Understand: Anlamak
Notice: Fark etmek
Cue: İpucu
Sign: İşaret
Brain: Beyin
Programme: Programlamak
Absorb: Emmek
Rapidly: Hızlıca
En sık olarak, bunun nedeni annenin, beyni dili hızlıca emmek üzere
programlandığı bebekten gelen ipuçlarını ve işaretlerini anlayamaması ya
da fark edememesidir.
There are critical times, it seems, when children learn more easily.
Times: Zamanlar, dönem
Seem: Görünmek
Learn: Öğrenmek
Easily: kolayca
Görünen o ki, çocukların daha kolay öğrendiği önemli dönemler vardır.
If the mother can't deal with these important periods properly, the
ideal time for learning skills passes and they might never be learned so
easily again.
If: Eğer
Deal: Üstesinden gelmek, uğraşmak
Important: Önemli
Period: Dönem
Properly: Uygunca,
uygun biçimde
Ideal: İdeal
Time: Zaman
Skill: Beceri
Pass: Geçmek
Never: Hiçbir zaman
Again: Tekrar,
bir daha
Eğer anneler bu önemli zamanlarla uygun biçimde baş edemezlerse,
öğrenme becerileri için en ideal zaman geçer ve bir daha hiçbir zaman o
kadar kolayca öğrenemeyebilirler.
A bird learns to sing and to fly rapidly at the right time,
Bird: Kuş
Sing: Şarkı söylemek, cıvıldamak
Fly: Uçmak
Rapidly: Hızlıca
Right: Doğru
Bir kuş cıvıldamayı ve hızlıca uçmayı doğru zamanda öğrenir,
but the process is slow and hard if the critical stage has passed.
But: Fakat
Process: Süreç
Slow: Yavaş
Hard: Zor
Stage: Aşama
Fakat, eğer kritik aşama geçildiyse, süreç yavaş ve zordur.
Linguists suggest that certain stages in language development are
reached in a fixed sequence and at a constant age,
Linguist: Dilbilimci
Suggest: Önermek, belirtmek
Certain:
Belirli
Development: Gelişim
Reach: Erişmek
Fixed: Sabit
Sequence: Süreç
Constant: Sabit
3
Age: Yaş
Dilbilimciler dil gelişiminde belirli aşamalara sabit bir süreçte ve yaşta
erişildiğini belirtmektedirler.
but there are children who start speaking late and who, eventually,
become very intelligent.
Late: Geç
Eventually: Sonucunda, sonuç olarak
Become:
Olmak
Intelligent: Zeki
Start: Başlamak
Fakat konuşmaya geç başlayan ve sonuç olarak çok da zeki olan çocuklar
da vardır.
At twelve weeks, a baby smiles and produces some sounds;
Twelve: On iki
Week: Hafta
Smile: Gülmek
Produce: Üretmek
Sound: Ses
On iki haftrada, bir bebek güler ve bazı sesler çıkarır;
at twelve months, he can speak simple words and understand simple
commands;
Month: Ay
Simple: Basit
Word: Sözcük
Command: Emir
On iki ayda basit sözcükler konuşabilir ve basit emirleri anlayabilir;
at eighteen months he has a vocabulary of three to fifty words.
Eighteen: 18
Vocabulary: Kelime hazinesi
Fifty: 50
Have/has: Sahip olmak
18 ayda 3’ten 50 kelimeye kadar bir kelime hazinesine sahip olabilir.
At three he knows about 1000 words which he can put into sentences,
Know: Bilmek
Put into: İçine koymak/yerleştirmek
Sentence: Cümle
About: Hakkında
3 yaşında cümleler içinde kullanabildiği 1000 kelime bilir.
and at four his language differs from that of his parents in style rather
than
grammar.
Differ: Farklı olmak, farklılaşmak
Parent: Ebeveynler
Style: Tarz
Rather than: -den farklı olarak, ziyade
Grammar: Gramer
Ve 4 yaşında dili gramerden ziyade tarz açısından ebeveynlerinkinden
farklılaşır.
4
Recent evidence suggests that a baby is born with the capacity to
speak.
Recent: Yakın tarihli
Evidence: Kanıt
Born: Doğmak
Yakın tarihli kanıtlar gösteriyor ki bir bebek konuşma becerisiyle doğar.
What is special about man's brain is the complex system which
enables a child to connect the sight and feel of things with their sound
pattern.
Special: Özel
Complex: Karmaşık
Enable:
Olanaklı kılmak
Connect: Bağlamak
Sight:
Görüntü
Feel: Hissetmek, his
Thing: Şey
Sound: Ses
Pattern: Örüntü
İnsan beyninde özel olan, bir bebeğin şeylerin görüntü ve hislerini ses
örüntüleriyle birleştirmesini sağlayan karmaşık bir sistemdir.
The child's brain is also able to pick out an order in language from the
sounds around him, to analyse, to combine and recombine the parts of
a language in new ways.
Pick out: Seçip çıkarmak
Order: Düzen
Around: Çevre
Analyse: Analiz etmek
Combine: Biraraya
getirmek
Recombine: Yeniden biraraya getirmek
Part: Bölüm
New: Yeni
Way: Yol
Also: de/da
Able: …-ebilmek
Çocuğun beyni çevresindeki seslerden (yola çıkarak) dilde bir düzen
bulabilir/kurabilir, bunları analiz edebilir ve bir dilin parçalarını yeni
yollarla bir araya getirebilir ve yeniden birleştirebilir.
However, the child's language development depends on his
communication with his mother.
Depend on: -e dayanmak
Communication: İletişim
Buna rağmen, çocuğun dil gelişimi annesiyle kurduğu iletişime bağlıdır.
The mother should always understand and respond to the cues and
signals in the child's crying, smiling and his attempts to speak.
Shoud: -meli, malı
Always: Her zaman
Respond: Yanıt vermek
Cry: Ağlamak
Attempt: Girişim
5
Anne çocuğun ağlamasındaki, gülmesindeki ve konuşma
girişimlerindeki ipucu ve işaretleri her zaman anlamalı ve (onlara)
yanıt vermelidir.
If she fails to do that, the child will stop trying to speak.
Fail: Başarısız olak
Stop: Durmak
Try: Denemek
Eğer bunu yapmayı başaramazsa, çocuk konuşmayı denemeyi
bırakacaktır.
In other words, paying attention to the child's non-verbal cues is
very important for the development of language.
In other words: Diğer bir deyişle
to pay attention: Dikkat etmek
Non-verbal: Sözlü olmayan
Diğer bir deyişle, çocuğun sözlü olmayan işaretlerine dikkat etmek
dilin gelişimi için çok önemlidir.
6

Benzer belgeler