dosyayı indir - filmyapim.net

Transkript

dosyayı indir - filmyapim.net
T.C.
Mİ
LLÎ EĞİ
Tİ
M BAKANLIĞI
MEGEP
(MESLEKİEĞİ
Tİ
M VE ÖĞRETİ
M Sİ
STEMİ
Nİ
N
GÜÇLENDİ
Rİ
LMESİPROJESİ
)
RADYO TELEVİ
ZYON ALANI
Sİ
NEMANIN DOĞUŞU
ANKARA 2007
Milli Eğitim Bakanlı
ğ
ıtarafı
ndan geliş
tirilen modüller;
 Talim ve Terbiye Kurulu Baş
kanlı
ğ
ı
nı
n 02.06.2006 tarih ve 269 sayı
lıKararıile
onaylanan, Mesleki ve Teknik Eğ
itim Okul ve Kurumları
nda kademeli olarak
yaygı
nlaş
tı
rı
lan 42 alan ve 192 dala ait çerçeve öğretim programları
nda
amaçlanan mesleki yeterlikleri kazandı
rmaya yönelik geliş
tirilmişöğretim
materyalleridir (Ders Notları
dı
r).
 Modüller, bireylere mesleki yeterlik kazandı
rmak ve bireysel öğ
renmeye
rehberlik etmek amacı
yla öğrenme materyali olarak hazı
rlanmı
ş
, denenmek ve
geliş
tirilmek üzere Mesleki ve Teknik Eğ
itim Okul ve Kurumları
nda
uygulanmaya baş
lanmı
ş
tı
r.
 Modüller teknolojik geliş
melere paralel olarak, amaçlanan yeterliği
kazandı
rmak koş
ulu ile eğ
itim öğ
retim sı
rası
nda geliş
tirilebilir ve yapı
lması
önerilen değiş
iklikler Bakanlı
kta ilgili birime bildirilir.
 Örgün ve yaygı
n eğitim kurumları
, iş
letmeler ve kendi kendine mesleki yeterlik
kazanmak isteyen bireyler modüllere internet üzerinden ulaş
abilirler.
 Bası
lmı
şmodüller, eğitim kurumları
nda öğ
rencilere ücretsiz olarak dağı
tı
lı
r.
 Modüller hiçbir ş
ekilde ticari amaçla kullanı
lamaz ve ücret karş
ı
lı
ğ
ı
nda
satı
lamaz.
İ
Çİ
NDEKİ
LER
İ
Çİ
NDEKİ
LER
İ
Çİ
NDEKİ
LER..............................................................................................................i
AÇIKLAMALAR ........................................................................................................ii
Gİ
Rİ
Ş...........................................................................................................................1
ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–1 ........................................................................................3
1. Sİ
NEMADAN ÖNCE DÜNYA...............................................................................3
1.1. Dünyada Gölge Oyunu ......................................................................................3
1.2. Türkiye’de Gölge Oyunu ve Halk Tiyatrosu.....................................................5
1.3. SinemayıHazı
rlayan İ
cat ve Keş
ifler..............................................................11
1.3.1. AğTabaka İ
zleniminin Keş
fi ...................................................................11
1.3.2. Camera Obscura’nı
nİ
cadı
........................................................................12
1.3.3 Fotoğraf Filminin İ
cadı.............................................................................13
1.4. Diğer İ
cat ve Keş
ifler ......................................................................................14
1.5. Sinema ve Tiyatro ...........................................................................................16
UYGULAMA FAALİ
YETİ
...................................................................................18
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME.........................................................................19
ÖĞRENM ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–2 ....................................................................20
2. Sİ
NEMANIN DOĞUŞU ........................................................................................20
2.1. Fransa’da Sinemanı
n Doğuş
u..........................................................................20
2.1.1 Sinemanı
n Babası
: Lumiere Kardeş
ler ......................................................20
2.1.2. Öykülü Filmlerin Babası
: George Melies ................................................22
2.1.3. Canlandı
rma Sineması
nı
n Babası
: Emile Cohl ........................................23
2.2. ABD’de Sinemanı
n Doğuş
u............................................................................25
2.2.1. Thomas Edison .........................................................................................25
2.3. Diğer Ülkelerdeki İ
catlar ve İ
lk Gösterimler ..................................................26
2.3.1. Almanya ...................................................................................................26
2.3.2.İ
ngiltere .....................................................................................................27
2.4.Diğer Dünya Ülkeleri .......................................................................................27
UYGULAMA FAALİ
YETİ
...................................................................................28
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME.........................................................................29
ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–3 ......................................................................................30
3. DÜNYADA SESSİ
Z Sİ
NEMA DÖNEMİ............................................................30
3.1.
Sessiz Sinemanı
n Temel Özellikleri ..........................................................30
3.2.
Ses Dezavantajı
na Karş
ıDenenen Yöntemler ...........................................31
3.3. Sessiz Sinema Döneminin Ortaya Çı
kan Yönetmen ve Oyuncuları
...............32
UYGULAMA FAALİ
YETİ
...................................................................................35
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME.........................................................................36
MODÜL DEĞERLENDİ
RME ..................................................................................37
CEVAP ANAHTARLARI .........................................................................................38
ÖNERİ
LEN KAYNAKLAR......................................................................................39
KAYNAKÇA .............................................................................................................40
i
AÇIKLAMALAR
AÇIKLAMALAR
KOD
ALAN
DAL/MESLEK
MODÜLÜN ADI
MODÜLÜN TANIMI
SÜRE
ÖN KOŞUL
YETERLİ
K
MODÜLÜN AMACI
213GIM136
Radyo- Televizyon
Alan Ortak
Sinemanı
n Doğuş
u
Sinemayı hazı
rlayan sanat ve icatlar ile dünya
sineması
nı
n doğuş
unu ve sesli film dönemine kadar olan
geliş
meleri analiz ederek ilgili bilgi ve becerileri
kazandı
ran öğ
renme materyalidir..
40/16
Ön koş
ulu yoktur.
Dünyada ve Türkiye’de sinemayıhazı
rlayan icatlarıve
keş
ifleri analiz etmek; sessiz sinema döneminin
özelliklerini öğ
renmek.
Genel Amaç
Gerekli ortam sağ
landı
ğ
ı
nda sinemayıhazı
rlayan sanat
ve icatlar ile dünya sineması
nı
n doğ
uş
unu ve sesli film
dönemine kadarki geliş
meleri analiz edebileceksiniz.
Amaçlar
1.
2.
3.
Dünyada ve Türkiye’de sinema öncesi görsel sanatlar ile
sinemayıhazı
rlayan icatlarıanaliz edebileceksiniz.
İ
lk sinema cihazları
nı ve ilk gösterimleri analiz
edebileceksiniz.
Dünyada sessiz sinema döneminin genel özelliklerini
analiz edebileceksiniz.
EĞİ
Tİ
M
ÖĞRETİ
M
ORTAMLARI
VE
DONANIMLARI
Bilgisayar ve projeksiyon cihazıbulunan tam donanı
mlı
atölye ve laboratuvar ortamı
, çekim platoları
.
Kaynak yayı
nlar,
DVD ve VCD filmler, örnek
programlar, tepegöz, projeksiyon, bilgisayar ve
donanı
mları
, senaryo metin örnekleri vb. sağ
lanmalı
dı
r.
ÖLÇME
VE
DEĞERLENDİ
RME
Her faaliyet sonrası
nda o faaliyetle ilgili değ
erlendirme
soruları ile kendi kendinizi değ
erlendireceksiniz.
Öğ
retmen modül sonunda size ölçme aracı(uygulama,
soru-cevap) uygulayarak modül uygulamaları ile
kazandı
ğı
nı
z
bilgi
ve
becerileri
ölçerek
değerlendirecektir.
ii
Gİ
Rİ
Ş
Sevgili Öğrenci,
Gİ
Rİ
Ş
Bu modül sonunda edineceğ
iniz bilgi ve becerinizle çağ
ı
mı
zı
n en popüler ve yaygı
n
sanatıolan sinemanı
n doğ
uşve geliş
imini öğ
renmeniz sizler için çok yararlıolacaktı
r.
Hareket anlamı
na gelen Yunanca “kinema” ile yazmak anlamı
ndaki “graphein”
sözcüklerinden üretilen Fransı
zca cinematographie’nin (sinematografi) kı
saltı
lmı
ş
ıolan
sinema, 1895’Ten itibaren sürekli buluş
larla geliş
tirilerek yüzyı
lı
mı
zda bütün diğ
er
sanatları
n bileş
imi niteliğ
indeki çok genişve popüler bir konuma eriş
en sanat ve endüstri
dalı
dı
r.
Lumiere kardeş
lerin sinematograf adı
nıverdikleri aygı
tla, bir takı
m kı
sa filmleri
peş
peş
e beyaz perdeye yansı
tarak, para karş
ı
lı
ğı
nda halka gösteri yapmaları
yla baş
layan
sinemaı
nn geliş
imi ve yaygı
nlaş
masıumulmadı
k bir hı
zla gerçekleş
ti.
Bu teknolojik baş
döndürücü geliş
me, sinemanı
n hem eğ
lence ve dinlenme aracıhem
de bir sanat dalıolması
nda etkisi olmuş
tur. Hatta bir adı
m öteye giderek sinemaya tüm
sanatları
n mirasçı
sıgözüyle bakabiliriz.
Sinemada, görüntüler yoluyla kendine özgü duygular ve düş
ünceler anlatı
labilir.
Bunlar aracı
lı
ğ
ı
yla biz söylenenleri kavrarı
z.
Sinema diğ
er dallardan farklıolarak fen ve teknolojiye bağlıolarak doğ
an ve geliş
en
bir nitelik gösterir. Geliş
mesinde her teknik buluşönemli bir aş
ama sağlamı
ş
tı
r. Sinema bir
anlamda anlatı
mıhareket hâlindeki görüntüler aracı
lı
ğı
yla sağ
lama sanatı
dı
r denilebilir.
Bu sanatıanlamak için sinemanı
n doğ
uş
unu, geliş
me evrelerini, sesli sinema dönemine
kadar alan çalı
ş
malarıve bunlarla ilgili bütün soruları
nı
zı
n cevabı
nıbu kitapçı
kta
bulabileceksiniz.
1
2
ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–1
AMAÇ
ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–1
Dünyada ve Türkiye’de sinema öncesi görsel sanatlar ile sinemayıhazı
rlayan icatları
analiz edebileceksiniz.
ARAŞTIRMA
Bu faaliyet öncesinde yapmanı
z gereken öncelikli araş
tı
rmalar ş
unlardı
r:

Gölge oyunu ilk nerede ortaya çı
kmı
ş
tı
r? Araş
tı
rı
nı
z.

Gölge oyununun Türkiye’ye geliş
i nası
l olmuş
tur? Araş
tı
rı
nı
z.

Gölge oyunu tiplerini ve özelliklerini araş
tı
rı
nı
z.

Ağtabaka izlenimi nedir? Araş
tı
rı
nı
z.

Camera Obscura’nı
n iş
leyişsistemini öğreniniz.
Araş
tı
rma iş
lemleri için İ
nternet ortamı
, fakültelerin sinema bölümlerini, kitabevlerini
geziniz. Üniversitelerde bu konularla ilgili tez hazı
rlayan, çalı
ş
ma yapan kiş
ilerden ön bilgi
edininiz.

1. Sİ
NEMADAN ÖNCE DÜNYA
1.1. Dünyada Gölge Oyunu




Gölge oyununun nereden çı
kmı
şolabileceğ
i konusunda iki ana görüşvardı
r. İ
lk
görüş
e göre gölge oyunu Asya'dan çı
kı
p Batı
'ya doğru yönelmişve yayı
lmı
ş
tı
r.
İ
kinci görüş
e göre ise Batı
'dan Doğu'ya geçmiş
tir. Asya'nı
n çok zengin bir gölge
oyunu geleneği olduğ
una göre ister Hindistan'dan, ister Cava'dan, isterse
Çin'den çı
kmı
şolsun, gölge oyununun Asya'dan Batı
'ya yayı
ldı
ğıgörüş
ü daha
güçlüdür.
İ
slam ülkelerinde görülen gölge oyununun Cava'dan gelebileceğ
i görüş
ü kabul
edilebilir. Şöyle ki 1300 ile 1750 yı
llarıarası
nda, Malaya ve Bali dı
ş
ı
nda
Endonezya İ
slamlı
ğıkabul etmiş
ti. Bundan önce de Arap gezginlerinin
Kı
zı
ldeniz, Çin kı
yı
ları
nda dolaş
tı
kları
nı
ve Güneydoğ
u Asya kı
yı
ları
nda da
küçük yerleş
meler olduğunu biliyoruz.
VII. ve X. yüzyı
llarda Arap tacir ve gezginler, buraları
n yerlilerine İ
slam’ı
kabul ettirmiş
lerdir. İ
slamiyet daha çok Hintliler yoluyla gelmiş
tir. İ
slam
etkisinden önce Arapları
n bu bölge ile tanı
ş
ı
klı
ğ
ıbulunduğ
una göre,
muhtemelen Araplar, Cava gölge oyununu da öğ
renmiş
lerdir.
Doğ
u ülkelerine özgü bir sanat olduğu anlaş
ı
lan gölge oyununun ilk defa Çin'de
çı
ktı
ğ
ısöylenir. Rivayete göre, İ
mparator Wu ( M.Ö 140–87 ) çok sevdiği
karı
sı
nı
n ölümü üzerine derin bir üzüntüye kapı
lı
r; Şav-Wöng adlı
bir Çinli,
3





imparatorun üzüntüsünü hafifletmek için, ölen kadı
nı
n hayalini bir perde
arkası
ndan gösterebileceğ
ini söyler; sarayı
n bir odası
na gerdiğ
i bir perdenin
üzerine karı
sı
na benzeyen bir kadı
nı
n gölgesini düş
ürür ve bu gölgeyi ölen
kadı
nı
n hayali olarak imparatora sunar (M.Ö 121).
Bazıtarihçilerse gölge oyununun, IV. Yüzyı
lda Hindistan’dan çı
ktı
ğıve V.
yüzyı
lda Cava'ya geçtiğ
ini söyler. Cava'da “Wayang” adıverilen ve gerek
ş
ekilleri, gerek konularıbugüne değin korunan bu oyunlarda Hint efsanelerinin
etkisi açı
kça görülmektedir. Cava edebiyatı
nda, evren bir Wang sahnesine,
insanlar ve doğ
a da Wayang tasvirlerine benzetilmiş
tir.
İ
slam dünyası
nda bu oyuna “hayâl-i-zı
ll” (gölge hayali), “zı
ll-i hayal” (hayal
gölgesi), “hayal-i sitare” (perde hayal) vb. adlar verilmiş
tir. İ
slam dünyası
nda
çeş
itli düş
ünür ve tasavvufçuları
n eserlerinde hayal sahnesi evrene, insanlar ve
tüm varlı
klar, perdedeki geçici hayallere benzetilmiş
, oyundaki hayaller nası
l
perde arkası
ndaki görülmeyen bir sanatçı
tarafı
ndan oynatı
lı
yorsa, evrendeki
varlı
kları
n da görünmeyen bir yaratı
cıtarafı
ndan hareket ettirildiği anlatı
lmı
ş
tı
r.
İ
bni Batuta 1345'te Cava'ya uğ
ramı
şve Cava gölge oyununu birçok
bakı
mlardan Arap ve Türk gölge oyununa benzetmiş
tir. Her ikisinde de beyaz
bir perde vardı
r, oynatanla perde arası
na yağkandili konulur. Görüntüler
deridendir; Cava kuklası
nda, kuklalara destek olarak muz dalları
ndan
"Gedeborg pisang", bizdeki “hayal ağ
acı
” denen çatal desteklere benzer; tı
pkı
Karagöz'deki göstermelikler gibi perdenin ortası
na yaprak biçiminde bir
görüntü konulur. Bunun adı"Gunungan”dı
r; bu toprak, deniz, hayvan gibi
evreni canlandı
rı
r. Oyundaki görevi bakı
mı
ndan da bizim göstermeliklere
benzer. Her iki gölge oyununda da müzik vardı
r ve görüntüler yandandı
r.
Ayrı
ca elimizdeki kaynaklardan Mı
sı
r'da XI. XII. ve XII. yüzyı
llarda gölge
oyunu bulunduğ
unu biliyoruz. Bunlardan birisinin adı“Tayf-ül-hayaldir”. Baş
ı
tı
pkıKaragöz'de olduğ
u gibi ş
arkı
, seyircilere teş
ekkür, Tanrı
'ya yakarı
şve
hükümdar için dua bölümlerini içine alı
r. Oyunun konusu Şinasi'nin "Şair
Evlenmesi"ni çağrı
ş
tı
rdı
ğ
ıgibi, Karagöz dağarcı
ğı
nı
n çok tanı
nmı
ş
oyunları
ndan "Büyük Evlenme"ye de yakı
nlı
ğ
ıvardı
r. Oyunun baş
kiş
ileri Garib
ile Acib'dir. Garib kurnaz, yoksul; Acib ise Allah'a ş
arabıyarattı
ğ
ıiçin dua
eden, dilencileri isteklendiren bir sözendir. Bunlar tı
pkıKaragöz ve Hacivat gibi
karş
ı
t kiş
ilerdir.
Mı
sı
r gölge oyununda belirli kalı
plaş
mı
şkiş
ilere, tiplere pek rastlanmaz.
Nitekim XVI. yüzyı
lda Karagöz ve Hacivat'ı
n adı
nıduymayı
z. Böylece,
Mı
sı
r'dan alı
nmı
şolan bu yeni oyuna zamanla Türk yaratı
cı
lı
ğı
katı
lmı
ş
; çok
renkli, hareketli, özgün bir biçim verilmiş
, kesin biçimini aldı
ktan sonra da
Osmanlıİ
mparatorluğu'nun etki alanıve çevresinde yayı
lmı
ş
tı
r. Böylece "Gölge
Oyunu" Mı
sı
r'a yani geldiğ
i yere bu yeni ve geliş
mişbiçimiyle dönüp
yerleş
miş
tir. Birçok gezgin, XIX yüzyı
lda Mı
sı
r'daki gölge oyununu anlatı
rken,
bunun Karagöz olduğ
unu, Mı
sı
r'a Türkler tarafı
ndan sokulduğ
unu ve
çoğ
unlukla Türkçe oynatı
ldı
ğ
ı
nıbelirtmiş
lerdir.
Gölge oyununu en genişve ayrı
ntı
lıbir biçimde anlatan belgelerden biri 1582 ş
enliğ
ini
anlatan “Surname-i hümayun”dur. Bu eserin birçok yerinde "hayalbazan" deyimi geçer. Bu
deyim, belki kukla, belki de bir baş
ka oyunun adı
ydı
. Profesör Jakob bu kaynağ
ı
bilmemekle birlikte aynış
enliğin görgü tanı
kları
ndan bir yabancı
nı
n anlatı
mları
na yer
4
vermiş
tir. “Biri altıtekerlek üzerinde tahtadan bir küçük baraka veya sahneyi ortaya getirdi.
Bunun önünde keten bezinden bir perde, içinde ise birkaç ı
ş
ı
k vardı
, birisi görüntüleri
ı
ş
ı
klarla perdeye yansı
tarak bunlarıoynatı
yordu. Bunlardan baş
ka, iki kiş
i parmakları
yla
dilsiz gibi iş
aretleş
ip konuş
uyorlar, buna yakı
n ş
eyler yapı
yorlardı
. Biri kovalı
yor ve
koş
uyordu vb. Bunları
n tümünü seyretmek, bu görüntüleri oraya buraya çeken ipler
gözükmese, çok hoş
a gidecekti." diyerek anlatmı
ş
tı
r. Metinden anladı
ğı
mı
z, görüntülerin
iple oynatı
ldı
ğ
ış
eklindedir.
1.2. Türkiye’de Gölge Oyunu ve Halk Tiyatrosu








Türkler’de tiyatro sanatı
nı
n baş
langı
cı
, Orta Asya’da yaş
adı
klarıdönemlerin
birtakı
m törenleri ile ilkel taklit gösterilerine kadar uzanmaktadı
r. Ancak bu
sanatı
n geliş
mesi Türklerin Anadolu’ya gelmeleri özellikle de 1453’de
İ
stanbul’u fethetmeleri ve burayı
baş
kent yapmaları
ile daha da hı
zlanmı
ş
tı
r. Bu
dönemden sonraki Türk tiyatrosu geleneksel tiyatro ve batıetkisi altı
nda geliş
en
tiyatro olarak incelenmektedir.
Geleneksel tiyatro baş
lı
ğı
altı
nda seyirlik köy oyunları
, kukla, meddah, Karagöz
ve ortaoyunu gibi gösteri türleri incelenir. Şarkıdans ve söz oyunları
na dayanan
geleneksel tiyatro, yazı
lıbir metne dayanmaz. Güldürü ögesi ön plandadı
r. Türk
köylüsünün geleneğ
ini devam ettirdiği seyirlik köy oyunları
nı
n baş
lı
caları
ş
unlardı
r: Ölüp dirilme, kı
z kaçı
rma, esnaf oyunları
, hayvan benzetmeleri,
ş
akalar, efsane ve masallardan oyunlar (Keloğ
lan, Köroğ
lu vb.)
Kukla ise Türklerin Anadolu’ya geldiklerinde birlikte getirdikleri bir gösteri
sanatı
dı
r. İ
stanbul’da Osmanlıdöneminde el kuklası
, ipli kukla, sopalıkukla,
yer kuklası
vs. gibi değ
iş
ik türde kukla gösterileri 19. yüzyı
la kadar
geliş
tirilerek sürdürülmüş
tür. Kukla sanatı
, belki ondan da eski bir gösteri türü
olan meddahlı
k ve İ
stanbul’a 16. yüzyı
lda geldiğ
i sanı
lan Karagöz kadar yaygı
n
olmamı
ş
tı
r.
Meddahlı
k bir konuyu oynayarak anlatma sanatı
dı
r. Diğ
er gösteri türlerinde
güldürüye ağı
rlı
k verilmesine karş
ı
n meddahlı
kta acı
klı
, duygusal, dinî ve
kahramanlı
kla ilgili konulara yer veriliyordu. Aynızamanda “kı
ssahan” diye
anı
lan meddahlar sarayda olduğ
u gibi halk arası
nda da büyük ilgi görmüş
,
özellikle kahvehanelerde İ
stanbulluları
n eğlence gereksinimini yüzyı
llar
boyunca karş
ı
lamı
ş
tı
r.
Türklerin toplumsal hayatı
nda önemli bir yeri olan bir baş
ka geleneksel gösteri
türü de bir çeş
it gölge oyunu olan Karagöz’dür. Gölge oyununun kökeni
konusunda değ
iş
ik görüş
ler ileri sürülmektedir.
Gölge oyununun Türkiye'ye XVI. yüzyı
ldan çok önce Orta Asya'dan İ
ran
yoluyla geldiğ
i söylenir. Bazıaraş
tı
rmacı
lar da Evliya Çelebi’nin
yazdı
kları
ndan yola çı
karak Selçuklu dönemine kadar iner.
Bir görüş
e göre de gölge oyununun XVI. yüzyı
lda Mı
sı
r'dan gelmiş
olduğ
unudur. Örneğ
in, Sultan Melikü’n Nasirüddin Muhammed'in gölge
oyuncusu Ebul-Şer'in gösterisiyle eğ
lendiği belirtilmektedir.
1571'de Mı
sı
r'ıele geçiren Yavuz Sultan Selim, Memluk SultanıII. Tumanbay'ı
15 Nisan 1517'de astı
rmı
ş
tı
r. Nil üzerinde, Roda Adası
'ndaki sarayda bir gölge
oyuncusu, Tumanbay'ı
n, Züveyle kapı
sı
nda ası
lı
ş
ı
nıve ipin iki kez kopuş
unu
canlandı
rmı
ş
, sultan bu gösteriyi çok beğ
enmiş
, oyuncuya 80 altı
n ve iş
lemeli
5





kaftan armağan ettikten sonra İ
stanbul'a dönerken “sen de bizimle gel, bu oyunu
oğ
lum da görsün, eğlensin." demiş
tir.
VII. yüzyı
lda, Evliya Çelebi gölge oyunu üzerine kesin bilgi verdiği gibi,
Türkiye'ye gelen gezginler de Karagöz oyununu anlatmaktadı
rlar. İ
talyan bir
gezgin, Ramazan'da kahvelerde, çeş
itli soytarıve oyuncuları
n yanı
sı
ra, geriden
aydı
nlatı
lmı
şbir perde veya boyanmı
şbir kâğ
ı
t üzerinde gölgelerin
oynatı
ldı
ğı
nı
, bunları
n kendi ülkesi İ
talya'dakilerden değ
iş
ik olarak sözlü
oldukları
nı
, oynatı
cı
nı
n sesini değiş
tirerek çeş
itli dilleri ve ağ
ı
zlarıtaklit
ettiğini, kadı
n-erkek iliş
kilerinin büyük bir açı
k seçiklikle gösterildiğini, bu
konuları
n böyle bir dinî bayramda ve genel yerler için aş
ı
rıutanması
z olduğunu
belirtir.
Bu yüzyı
lda Evliya Çelebi'nin kitabı
nda ilk kez Karagöz ve Hacivat'ı
n adları
anı
ldı
ğıgibi, oyun konuları
, oyunun özellikleri, perde gazelleri, çağı
n ünlü
oyuncularıüzerine bilgiler de veriliyor.
Karagöz ve arkadaş
ıHacivat'ı
n yaş
amı
şgerçek kiş
iler olup olmadı
ğı
, tartı
ş
ma
konusudur. Gölge oyununun bu iki kahramanıhalkı
n gönlünde yüzyı
llarca öyle
yerleş
miş
lerdir ki, halk onlarıgerçekten yaş
amı
şkiş
iler olarak görmek
istemiş
tir. Bu bakı
mdan bir takı
m söylentilerde onları
n gerçekten yaş
adı
kları
ileri sürülmüş
tür.
Bu söylentilerden birine göre, hükümdar Sultan Orhan (1239–1254) devrinde
Bursa'da bir cami yapı
mı
nda Karagöz demirci, Hacivat da duvarcıolarak
çalı
ş
ı
yormuş
.İ
kisi arası
nda her gün sürüp giden nükteli konuş
malarıdinlemek
isteyen iş
çiler, iş
lerini güçlerini bı
rakı
p onları
n çevresinde toplanı
r, bu yüzden
de yapı
m iş
leri ilerlemezmiş
. Bunu öğ
renen Sultan Orhan, Karagöz ile Hacivat'ı
öldürtmüş
se de, bir süre sonra vicdan acı
sıçekmeye baş
lamı
ş
; padiş
ahı
n acı
sı
nı
dindirmek isteyen Şeyh Küş
teri bir perde kurdurmuş
, Hacivat'la Karagöz'ün
deriden yapı
lmı
ştasvirlerini perde arkası
nda oynatı
p onları
nş
akaları
nı
tekrarlayarak padiş
ahı
avutmuş
. (Çin söylentisinde, ölen karı
sı
na üzülen
imparator Wu'yu avutmak için perde arkası
ndan bir kadı
n geçirme olayıile bu
Türk söylentisi arası
ndaki benzerlik, ayrı
ca dikkate değ
er.)
İ
kinci söylentiyi Evliya Çelebi'de buluyoruz: Ona göre, Efelioğ
lu HacıEyvad,
Selçuklular çağ
ı
nda Mekke'den Bursa'ya gidip gelen Yorkça Halil diye tanı
nmı
ş
biridir. Bu yolculuklardan birinde kendisini eş
kı
yalar öldürmüş
tür. Karagöz ise
İ
stanbul Tekfuru Konstantin'in seyisi olup Edirne dolayları
nda Kı
rk Kilise'den
Kı
pti Sofyozlu Bali Çelebi'ydi, yı
lda bir kez Tekfur, kendisini Alâeddin
Selçuki’ye gönderdiğinde Hacivat ile buluş
up konuş
urlardı
; “Hayal-ı
zı
ll”
sanatçı
larıonları
n söyleş
melerini gölge oyunu olarak oynatı
rlardı
.
Günümüze dek Karagöz'ün gerçek veya hayal ürünü birkiş
i olup olmadı
ğı
na
dair bası
nda uzunca tartı
ş
malar olmuş
tur.
6
Resim 1.1: Karagöz-Hacivat





Karagöz, meddahlı
k gibi bir kiş
inin yaratı
cı
lı
ğı
na dayanan bir gösteri türüdür.
Hayalî ya da hayalbaz denilen Karagözcü’nün bir de yardakçıadıverilen
yardı
mcı
sı
vardı
r. Karagöz oyunları
nı
n konularıçoğunlukla, gerçek hayattan
alı
nmı
şsahnelerden oluş
ur; Mahalle yaş
ayı
ş
ı
, esnaf ve evlenme törenleri,
toplumsal ve siyasal taş
lamaya elveriş
li olaylar gibi. Bunun dı
ş
ı
nda Ferhat ile
Şirin, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber gibi halk hikâyelerinden olağ
an dı
ş
ı
ögelere yer veren masallardan da yararlanı
ldı
ğ
ıgörülür.
Karagöz oyunu, ortalama 1x1.20 metre boyutları
nda beyaz bir perde arkası
ndan
oynatı
lı
r. Yarısaydamlaş
tı
rı
lı
p boyanmı
ş35-40 cm boyundaki tasvirler
oynatı
cı
nı
n elindeki sopalara takı
lı
p, perdeye değ
dirilerek konuş
malara göre
hareket ettirilir. Tasvirler, tiplerin özelliklerine göre kol, bacak, başdiz gibi
eklem yerleri oynatı
larak yapı
lı
r ve perde arkada yakı
lan bir ı
ş
ı
kla aydı
nlatı
lı
r.
Karagöz'de kiş
ilerin en büyük özelliği tip olmaları
dı
r. Bunlar değiş
mez,
kalı
plaş
mı
şgenellemelerdir. Her kiş
i belli davranı
ş
ları
sürekli yinelediğ
i gibi
birbirleriyle sürekli karş
ı
tlı
klar da yaratı
rlar. Bir kiş
inin tanı
mlanmasıve
belirtilmesi dört yoldan olur.
Kiş
ilerin dı
şgörünüş
leri, fizik özellikleri çok önemlidir. Oyunlarda belli kiş
iler
hep belirli biçimlerde giyinirler. Bu kı
lı
k, kuş
am, kiş
inin geldiği yerin,
toplumsal sı
nı
fı
nı
n, çı
ktı
ğ
ıyerin yöresel özelliklerini taş
ı
r, ayrı
ca o kiş
inin
alı
ş
kanlı
kları
nı
, uğraş
ı
sı
nı
, özelliklerini de belirtir.
Her kiş
inin kendine özgü müziğ
i, türküsü ve dansıvardı
r. Kiş
iler daha perdeye
çı
karken çalı
nan ezgiden kimin geleceğ
i anlaş
ı
lı
r. İ
mparatorluğ
u oluş
turan
çeş
itli etnik gruplar arası
ndaki anlaş
ma güçlüğ
ü ve bunun yarattı
ğ
ıgerilim de
7


bir güldürme yöntemidir. Seslendirmelerin hepsini tek bir kiş
i, Karagözcü
yapar. Otuz kı
rk kadar kiş
iyi konuş
turan hep odur.
Kiş
ileri bir de, baş
kaları
nı
n onlar için düş
üncelerinden tanı
rı
z. Piş
ekâr, Kavuklu
üzerine; Hacivat, Karagöz üzerine konuş
ur. Bu bilgi kimi kez bilerek ya da
bilmeyerek yanlı
şolabilir, ama gene yanlı
şbilginin ı
ş
ı
ğ
ı
nda doğ
ru bilgiyi baş
ka
yollardan öğ
reniriz.
Örnek: Karagöz oyunundan kı
sa bir giriş
KARAGÖZ:
(Def vuruş
u ile gelir, öksürür.) Öhö öhhö öhü ühöö...
HACİ
VAT:
(Söylenir.) Hiç böyle öksürme de duymamı
ş
tı
m.
(Karagöze) Efendim hoşgeldin!
KARAGÖZ:
Ühü ühhü ühö höhhö...
HACİ
VAT:
Aman Karagözüm ne oldu, gı
cı
k mıgeldi?
KARAGÖZ:
Hayı
r, boğ
azı
ma kı
lçı
k gelmedi de burnuma balı
ğ
ı
n
kuyruğu battı
.
HACİ
VAT:
Efendim, perdeye gelir-gelmez sen yine ağ
zı
na geleni
söylemeye baş
ladı
n!
KARAGÖZ:
Ağ
zı
ma geleni söylemedim.
HACİ
VAT:
Pekâla, ne söyledin?...
KARAGÖZ:
Dilime geleni söyledim.
HACİ
VAT:
İ
kisi de aynış
ey... Konuş
urken biraz dikkatli ol!
KARAGÖZ:
Olur, dikkatli olurum! Artı
k ağ
zı
ma geleni de söylemem.
HACİ
VAT:
Aferin!...
KARAGÖZ:
O zaman daha iyi, her aklı
ma geleni söylerim.
HACİ
VAT:
Tüh Allah iyiliğini versin! Yine baş
ladı
n!...
KARAGÖZ:
Neyi haş
ladı
m?...
…………………..

Karagöz oyunu, gazete, TV, radyo gibi iletiş
im araçları
nı
n olmadı
ğ
ızamanlarda
toplumu hem eğ
lendirmişhem de zaman zaman siyasal içeriğ
iyle kamuoyunu
temsil ederek toplumun sesi olmuş
tur. Öyle ki,
Osmanlı
’nı
n son dönemlerinde Karagöz sanatçı
ları
devlet ileri gelenlerinden bazı
ları
nı
n hı
rsı
zlı
ğ
ı
nı
,
rüş
vetçiliğ
ini vs. perdede canlandı
rdı
klarıiçin bu
taş
lamalar çok keskin bulunmuş
, oyunlar
yasaklanmı
ş
, devlet ileri gelenlerinin perdeye
yansı
tı
lmalarıağ
ı
r cezalara bağ
lanmı
ş
tı
r.

Geleneksel Türk gölge oyunu Karagöz, doğaçlama
özelliği dolayı
sı
yla tam anlamı
yla açı
k tarz bir
gösteri sanatı
dı
r. Batıtiyatrosu ise kapalıtarzdı
r;
batı
tiyatrosunda oyun yazı
ldı
ktan sonra baş
ka bir
ş
ey eklenmez. Karagöz sanatı
mı
z ise açı
k tarz
olmasıdolayı
sı
yla her tür konunun iş
lenmesine
müsaittir.
Resim 1.2: Beberuhi
8


Karagöz oyununun ası
l tipleri Karagöz ile Hacivat’tı
r. En çok perdede gözükeni
ise Karagöz’dür. Diğer tipler genellikle Karagöz’le bazen de Hacivat’la
konuş
mak için perdeye gelir ve çoğunlukla konuş
malarıbittikten sonra bir daha
görünmezler; mesleklerine göre, Anadolu ve Rumeli’nin çeş
itli bölgelerini;
giyimleri ve İ
stanbul ağzı
ndan farklıkonuş
maları
yla temsil ederler. Rum,
Ermeni Yahudi gibi azı
nlı
klarla Frenk gibi tipler de oyunlarda yer alı
r. Bunları
n
dı
ş
ı
nda birçok oyunun sonunda ortaya çı
kan sarhoş
, Tuzsuz Deli Bekir, Bekri
Mustafa, Matiz, Efe gibi adlarla Tiryaki, Beberuhi, Kekeme, Deli, Aptal gibi
hastalı
klıtipler hemen her oyunda vardı
r. Kadı
n tipler, Zenne, Köçek ve Arap
bacı
dı
r.
Resim 1.3: Karagöz oyunu tiplemelerinden Tiryaki, Arap ve Zenne
Resim 1.4: Acem
Resim 1.5: Çelebi
9
Resim 1.6: Tuzsuz Deli Bekir




Karagöz oyunu mukaddime (giriş
), muhavere (karş
ı
lı
klıkonuş
ma), fası
l ve bitiş
olarak dört bölümden oluş
ur.
Karagöz tiyatro, sinema gibi modern gösteri sanatları
nı
n bulunmadı
ğıbir
ortamda kukla, meddah, ortaoyunu gibi geleneksel gösteri sanatları
yla toplumda
etkili olmuşancak, oyun konuları
nı
n sı
nı
rlı
lı
ğı
, tekniğin yetersizliğ
i gibi
sebeplerle çağdaşgösteri sanatları
yla başedememiş
tir.
Geleneksel Türk tiyatrosunun birçok bakı
mdan Karagöz’e benzeyen ama canlı
oyuncularla oynanan bir türü de orta oyunudur. 16.ve 17. yüzyı
llardaki kol
oyunu, meydan oyunu ve zuhuri gibi oyuncu kolları
geliş
erek 19. yüzyı
lda orta
oyunu adı
nıalmı
ş
tı
r.
Karagöz ve orta oyununda yazı
lı
bir oyun metni yoktur. Ama çizgileri bilinen
bir konu ele alı
narak oyuncuları
n doğ
açlama yani tuluat yoluyla geliş
tirdikleri
olaylar dizisi, gene Karagöz’dekine benzer konular ve oyun kiş
ileriyle sahneye
getirilir. Oyun yeri seyircilerin çevrelediği hemen hemen boşbir alandı
r. 15x25
metrelik yuvarlakça bir alanı
n çevresinde erkek seyircilerle kadı
n seyirciler ayrı
ayrıyerlerde otururlar.
10
Resim 1.7: Orta oyunu tiplemeleri Kavuklu (solda) ile Piş
ekâr
1.3. SinemayıHazı
rlayan İ
cat ve Keş
ifler
1.3.1. AğTabaka İ
zleniminin Keş
fi



Gözün dı
şkı
smı
, yani mercek kı
smıbir anlamda fotoğ
raf makinesinin merceği
gibi düş
ünülebilir. Baktı
ğı
mı
z cisimlerden yansı
yan ı
ş
ı
nlar, önce gözün
önündeki saydam tabaka (kornea) ve içindeki mercek (lens ) tarafı
ndan kı
rı
larak
gözün en arkası
nda yer alan ve sinir liflerinden oluş
an ‘retina’ tabakasıüzerine
odaklanı
r. Retinada oluş
an cismin görüntüsü optik sinir vası
tası
yla beyindeki
görme merkezine taş
ı
nı
r ve görme oluş
ur
Sinemanı
n temelinde yatan yanı
lsama; beynin, gözün ağtabakasıüzerine düş
en
görüntüyü, kaybolması
ndan sonra da kı
sa bir süre algı
lamayısürdürmesi ve
ardı
ş
ı
k ağtabaka görüntülerini, hareket eder biçimde algı
lamasıolguları
na
dayanı
r. Bu yüzden insan gözü, bir perde üzerinde belirli bir hı
zla (genellikle
sessiz sinemada saniyede 16, sesli sinemada saniyede 24 kare) ard arda
yansı
tı
lan film karelerindeki görüntüleri kesintisiz bir hareket içinde görür.
Gözün sinemaya temel oluş
turan bu özelliğ
i fotoğ
rafı
n bulunması
ndan çok önce
biliniyordu, örneğin her sayfası
na bir resim çizilmişkitapları
n hı
zla
çevrilmesiyle hareket izlenimi yaratı
labiliyordu.
Sinema sanatı
nıoluş
turan en büyük etken, insan gözündeki retina tabakası
nı
n
saniyede 10’dan fazla resmin ardarda gösterildi ğ
inde hareket ediyor izlenimini yaratması
dı
r.
Bilimsel adı"AğTabaka İ
zlenimi" olan insan gözünün bu kusuru sinemayıdoğ
urmuş
tur.
11
Sanatı
n doğ
uş
undan bu yana insanoğlu, algı
ladı
ğıdı
şdünyanı
n görüntülerini resim ve
heykel yoluyla saptamaya ve kalı
cı
laş
tı
rmaya çalı
ş
mı
ş
tı
r
1.3.2. Camera Obscura’nı
nİ
cadı

Camera Obscura fotoğraf makinaları
nı
n atası
dı
r. En basit ş
ekliyle bir duvarı
nda
küçük bir delik bulunan karartı
lmı
şbir odadı
r. Bu delikten geçen ı
ş
ı
k karş
ı
duvarda, dı
ş
arı
daki görüntünün başaş
ağıgelmişbiçimini oluş
turmaktadı
r. Bu
olaya ilk kez M.Ö. 4. yüzyı
lda Aristo tarafı
ndan değ
inilmiş
, daha sonra
geliş
tirilerek resim yapı
mı
nda kullanı
lmı
ş
tı
r.
Resim 1.8: Camera Obscura’nı
n çizimi


Gerek teknik, gerekse tanı
mıçok basittir: Karanlı
k oda (kutu fotografı
),
objektifsiz fotograftı
r. Bilinen fotograf makinelerindeki objektiflerin yerini,
0,25-1 mm çapı
ndaki bir delik alı
r. Iş
ı
k bu delikten geçer ve karanlı
k ortam
sağlayan kameranı
n içinde bulunan ı
ş
ı
ğ
a duyarlıyüzey üzerinde bir görüntü
oluş
turur.
Bu teknik için kullanı
lan kameralar küçük ya da büyük olabilir. Deniz
kabukları
ndan, ş
ekerleme, kola hatta kibrit kutuları
ndan ya da eski buzdolabı
,
karavan gibi iri hacimli nesnelerden ya da ı
ş
ı
k geçirmezliği sağ
lanmı
şbir
odadan kamera olarak yararlanmak mümkündür. Basit bir ilke olarak, ı
ş
ı
k
geçirmeyen her kapalıortam, bir iğ
ne deliğ
inden sı
zan ı
ş
ı
kla camera obscura'ya
dönüsebilir.
12
Resim 1.9 : Karanlı
k kutu

16 yy’da bu araçlara da dı
ş
bükey mercekler yerleş
tirilmiş
tir. Kamera
Obscura'ya ı
ş
ı
ğa karş
ıduyarlıbir malzeme yerleş
tirilmesini ilk düş
ünen kiş
i
1800’lerde Thomas Wedgwood olmuş
, daha sonralarıFransı
z Niepce bunu
gerçekleş
tirmişve ilk "fotografı
" 1826'da çekmeyi baş
armı
ş
tı
r
Şekil 1.1: Camera Obscura
1.3.3 Fotoğ
raf Filminin İ
cadı

Fotoğraf makinesinin icat edilmesi, optik ile kimyanı
n bileş
imi sonucunda
gerçekleş
tirildi. Güneş
in görüntüsünün bir perdeye düş
en izdüş
ümü Arap
gökbilimciler tarafı
ndan onlardan önce de Çinliler tarafı
ndan incelenmiş
tir.
13






16. yüzyı
lda İ
talyan ressamlarıdüzgün çizim yapmaları
na yardı
m eden
mercekler ve Camera Obscura (karanlı
k kutu) gibi araçlar kullanı
yordu.
Fotoğrafı
n icadı
, Camera Obscura içerisinde ı
ş
ı
ğ
a duyarlıkimyasalları
nı
ş
ı
ğ
ı
kaydetmeye uygun olduğ
unun anlaş
ı
ldı
ğızamana dayanı
r. İ
lk olarak uzunca bir
süre fotoğ
raf filimlerinde taban olarak cam kullanı
lmı
ş
tı
r.
1870’li yı
lları
n ortaları
na doğ
ru gümüşbileş
iklerinin jelatin taban üzerinde
kullanı
mı
yla, cam negatiflerde olan problemlerin çoğu çözüldü.
1879’da Amerika’da George Eastman, taban olarak cam yerine selüloit (selüloz
nitrat) bir taban kullandı
. Böylece rulo hâlindeki filmi makineye takma imkânı
buldu. Günümüzde yanan bir madde olan selüloit yerine yanmayan bir madde
olan selüloz asetat ve bazıdurumlarda ise plastik kullanı
lmaktadı
r.
Filmler, görüntüyü sağlamak için ı
ş
ı
ğ
a duyarlıhâle getirilmişmalzemelerdir.
Bu malzemeler objektiften geçen görüntünün kalı
cı
lı
ğ
ı
nı
sağ
lamak amacı
yla
saydam bir taş
ı
yı
cıüzerine sürülmüşı
ş
ı
ğ
a karş
ıduyarlı(jelatin içerisine
emdirilmişgümüşbileş
iklerinden) maddeden oluş
ur.
Filme ulaş
an ı
ş
ı
ğ
ı
n taş
ı
dı
ğıenerji, gümüşbromür (AgBr), gümüşklorür (AgCl),
gümüşiyodür (AgI) tuzları
na aktarı
lı
r. Böylece ı
ş
ı
k düş
en bölgelerdeki gümüş
tuzu molekülleri arası
ndaki bağ
lar koparken, ı
ş
ı
k görmemişbölgelerdeki
bileş
ikler aynen kalı
r. Bu aş
amada duyarkatta oluş
an gözle görülmeyen bir tür
elektrokimyasal görüntüye hayalî görüntü adıverilir. Bu hayalî görüntü daha
sonra geliş
tirici (geliş
tirme banyosu) aracı
lı
ğ
ıile görünen görüntü hâline
dönüş
ür.
1.4. Diğ
er İ
cat ve Keş
ifler




İ
lk ortaya çı
ktı
ğ
ı
nda, içinde bulunulan çağ
a adı
nıverebilecek kadar büyük
değ
erde bir icat olan ve Latince hareket anlamı
na gelen "kinema" sözcüğ
ünden
türeyen sinemanı
n mucidinin kim olduğu çok tartı
ş
ı
lan bir konudur. Her ne
kadar sinemanı
n doğuş
u Lumiere Kardeş
ler'e atfedilse de sinema, birçok
çalı
ş
maları
n sonucu meydana gelen çeş
itli alanlardaki değ
iş
ik buluş
ları
n
toplamı
dı
r denilebilir.
Sinematograf icat edilinceye kadar bu alanda yapı
lmı
şolan birçok araş
tı
rma ve
buluş
lar ancak meraklıbirer fizik denemesiydi; yapı
lan aletler de birtakı
m
oyuncaklardan baş
ka birş
ey değildi ve ş
unu belirtelim ki, baş
langı
çtaki bu
araş
tı
rmalar sinematograf yapı
lması
nıhedeflememiş
ti.
Hareket hâlindeki objelerin optik görünüş
ünün bilimsel araş
tı
rması
,İ
ngiltere'de
Peter Mark Roget'in 1824'te Kraliyet Ailesi'ne sunduğ
u bir inceleme ile baş
lar.
"Hareket Eden Cisimlere Nazaran Görme Kuvvetinin Devamı
" baş
lı
klıbu
inceleme birçok araş
tı
rma ve icatları
n ortaya çı
kması
nısağ
lar.
Bunlardan en önemlileri, birbirinden ayrıolarak hareketin aş
amaları
nı
tesbit
eden ve resimlerin seri hâlinde görülmesini sağ
layan bir aygı
ttı
r (1826).
"Phenakistoscope" adlı
bu aygı
tta, bir disk üzerindeki özel deliklere para ile
yerleş
tirilen resimler, bu diski çeviren ş
altı
n eksenine monte edilen baş
ka bir
diskte oluş
turulan deliklerden seyrediliyordu. O zaman henüz fotoğ
raf icad
edilmediğ
inden, bu işiçin ancak el ile çizilen resimler kullanı
lmaktaydı
.
14



Fotoğraf daha önceden icad edilmişolsa bile henüz yaygı
nlaş
mamı
ş
tıve çekilen
fotoğ
raflar bu aygı
tta kullanı
lmaya pek elveriş
li değ
ildi.
Emile Reynaud adı
ndaki Fransı
z bilim adamı
, bunu biraz daha geliş
tirerek
"praksinoskop" adı
nıverdiğ
i aygı
tıicat etti (1877). Bu aygı
tta, ortadaki
silindirde bulunan yarı
kları
n yerini küçük aynalar almı
ş
tı
. Resimler dı
ş
silindirde aynalara karş
ıyerleş
tiriliyor ve cihaz çalı
ş
tı
rı
ldı
ğ
ızaman ş
ekiller bir
aynadan diğerine akı
yormuşgibi görünüyordu. Reynaud, bu aygı
t üzerinde
çalı
ş
maya devam etti ve 1892'de “Theatre Optique” (Optik Tiyatro) adı
nı
verdiğ
i bir salon açtı
. Burada kendi çizdiği resimlerin yüzlercesini birleş
tirerek
15–20 dakika uzunluğunda konulu filmleri halka sunmaya baş
ladı
. Bu gösteriler
sinematografı
n yayı
lmaya baş
ladı
ğ
ı1900'lü yı
llara kadar devam etti.
Bununla birlikte, Avrupa'nı
n birçok yerinde "görüntü" sanayisi üzerine
çalı
ş
malar devam ediyordu. Thomas Alva Edison fonograf üzerindeki
çalı
ş
malarıbitmek üzereyken, fonografı
n kulak için yaptı
ğ
ı
nıgöz için yapmayı
düş
ündü. Edison, önce bir silindirin üzerine bir sı
ra küçük resimler dizdi.
Silindir döndürülürken, makinenin bir yanı
na konmuşolan bir büyüteçten bu
resimlere bakı
lı
yordu. Fakat o dönemde kullanı
lan fotoğ
raf filmlerinin yapı
sal
özelliklerinden dolayıbu çalı
ş
ma tam anlamı
yla baş
arı
lıolmadı(1887).Edison
araş
tı
rmaları
na devam ettiğ
i sı
rada, George Eastman mitoselüz esası
na dayanan
fotoğ
raf camlarıyerine, selüloit kayı
t ortamlıesnek fotoğ
raf filmleri yapmayı
baş
ardı(1889). Eastman'ı
n bu buluş
u, sinema tarihi açı
sı
ndan çok önemliydi
çünkü bu filmler olmadan sinemanı
n ortaya çı
kmasıdüş
ünülemezdi. Edison bu
filmlerden yararlanarak, önce seri fotoğ
raflar çeken "kinetograph" adı
nda bir
alı
cımakine; sonra da çekilen seri hâlindeki fotoğrafları
göstermek için
"kinetoscape" adıverdiğ
i baş
ka bir aygı
t yaptı(1890).
Resim 1.10: Kinetoskop (kinotescape)
Kinetoskopu basit bir ş
ekilde tanı
mlamak gerekirse, bir yanı
nda bir mercek
bulunan bir kutu vardı
r. Bu kutunun içinde, merceğin önünden filmler geçirilir.
Filmin arkası
nda da bir ı
ş
ı
k yanar. İ
lk makineler saniyede 48 resim geçirirdi.
Ancak, kinetoskop tam bir “gösterici" değildi. Yansı
tı
lan resimler sadece bir
seyircinin bakabildiği özel bir izleme aygı
tı
ndan izlenebiliyordu.
15
Resim 1.11: İ
lk film kamerası

Edison'un çalı
ş
maları
nı
n sonucunda elde ettiği en önemli baş
arı
sı
, üzerine çok
kı
sa aralı
klarla fotoğ
raf çekilebilen bir fotoğ
raf filmi kullanması
dı
r. Bunu
baş
arabilmesinde en önemli pay sahibi de selüloit kayı
t ortamlıfotoğ
raf
filmlerini bulan George Eastman'dir. 1894 yı
lı
nı
n Nisan ayı
nda Broadway'de ilk
defa bir kinetoskop salonu açı
ldı
. Bir makinede sadece bir kiş
i film izleyebildiğ
i
için, bu salona yan yana birçok kinetoskop makineleri yerleş
tirildi ve para ile
halka film gösterilmeye baş
landı
. Aynıyı
lı
n sonları
na doğru Edison'un yaptı
ğ
ı
bu makineler satı
ş
a sunuldu ve birçok Avrupa ülkesine de ihraç edildi.
Avrupa’da da benzer cihazlar üretildi.
1.5. Sinema ve Tiyatro



Sinema tarihini inceleyecek olursak, sinemanı
n edebiyat ve tiyatro dalları
nı
n
mirasçı
sıolduğunu görürüz. Sinema, bir anlamda tiyatro kadar eski değ
il, genç
bir sanattı
r. Çok kı
sa bir sürede de popüler hâle gelmiş
tir. Buna karş
ı
n tiyatro,
toplumsal bir sanat olarak ayrı
calı
klıbir kültürel azı
nlı
ğa hitap etmektedir.
Sinemanı
n, tiyatronun alanı
na girmesi, sahip olduğu oluş
umlarıiyi
kullanabilmesindendir. Tabii ki tiyatronun günümüzde de geçerliliğ
ini inkâr
edemeyiz ve sinemanı
n bu sanat dalı
na olan olumlu katkı
ları
nı
da kabul etmek
zorundayı
z.
Sinema daha genişkitlelere ulaş
ma imkânı
na sahiptir. Bu açı
dan bakı
ldı
ğ
ı
nda,
tiyatronun sinema karş
ı
sı
ndaki dezavantajı
, sinema kadar genişkitlelere
ulaş
amaması
dı
r. Örneğ
in bir filmi, bir günde bin kiş
ilik bir salonda beşkere
göstermemiz beşbin kiş
inin seyrettiğ
i anlamı
na gelir. Oysaki bir tiyatro
salonunda böyle bir ş
ansı
mı
z yok. Haftanı
n bir günü dı
ş
ı
nda, bir oyun her gün
oynansa bile dört yüz kiş
ilik bir salonda ancak iki bin kiş
iye ulaş
abilmesi
mümkün olur. Şunu belirtelim ki tiyatro izleyiciyle birebir, göz göze yapı
lan
bir sanattı
r. Bu bakı
mdan etkileme gücü sinema ile karş
ı
laş
tı
rı
lamaz. Böyle
olunca da tiyatro etkisini sürdürmeye devam edecektir.
16




Görüntüden yararlanan sanat dalları
nı
n en eskisi olan tiyatronun sağ
lam bir
geleneğ
i vardı
r. Tiyatro, gece ateş
in çevresinde otururken o gün yaptı
ğ
ı
avlanmayıanlatmak ya da ertesi gün çı
kacağ
ıavı
n bereketli geçmesini
sağlamak amacı
yla kalkı
p avlayacağ
ıhayvanlarıtaklit eden, ilkel insanı
n
davranı
ş
ı
yla baş
lamı
şsayı
lı
r.
Tiyatroda dramatik yapıoluş
turulurken, gerçek yaş
antı
nı
n bütünü değ
il,
seçilmişgerçeklerin seçilmişdurumları
n bir araya getirilmesi zorunluluğ
u
vardı
r. Bu durum, tiyatro geleneğ
inin esası
dı
r. Seçilmişdurumları
n bir araya
gelmesi sonucu bir bütün ortaya çı
kar. Bu bütüne varmada seyircinin hayal
gücüne genişyer ayrı
lı
r. Tiyatrodan sinemaya geçiş
, fiziksel gerçeklikten
soyutlamaya geçiş
tir.
Tiyatroda seyirci ile oyuncu arası
nda psikolojik bir bağvardı
r. Sinemada bu
psikolojik bağbir dereceye kadar kaybolmaktadı
r. Ancak sinemada birden çok
kamera ve filmsel anlatı
mı
n yardı
mı
yla izleyici olaylarıdeğiş
ik açı
dan
izleyebilir. Sinemada değ
iş
ik çekim ölçekleri kullanma yöntemiyle olayları
n
ayrı
ntı
ları
nıgöstermek mümkün olmaktadı
r. Tiyatroda olaylar hep genişaçı
dan
ve belirli bir tek bakı
şnoktası
ndan izlenir.
Sinemada zaman yer ve hareket bakı
mı
ndan rahat olan bir sanat dalı
dı
r.
Tiyatroda olayı
n geçtiği yer kolay değ
iş
tirilemez; olayları
n akı
ş
ıve hareket
doğal bir sı
ra içinde ve gerçek zamanda oluş
ur.
17
UYGULAMA
FAALİ
YETİ
UYGULAMA
FAALİ
YETİ
İ
ş
lem Basamakları
 Dünyada
gölge
oyununun
Öneriler
doğ
uş
unu  Karagöz oyununun nası
l oynandı
ğı
na
inceleyiniz.
dikkat ediniz.
 Türkiye’de gölge oyununun ve halk  Karagöz
tiyatrosunun doğ
uş
unu inceleyiniz.
oyunundaki
tiplemelerin
özelliklerini tanı
yı
nı
z.
 Ağtabaka izlenimini analiz ediniz.
 Ağtabaka izlenimi ile görüntünün nası
l
 Kamera Obscura’nı
n ş
eklini ve iş
leyiş
oluş
tuğ
una dikkat ediniz.
 Fotoğraf filmlerini özelliklerine göre
sistemini analiz ediniz.
kullanı
nı
z.
 Fotoğraf filminin icadı
nıaraş
tı
rı
nı
z.
 Sinema ve tiyatroyu birbirinden ayı
ran
 Sinema ve tiyatroyu karş
ı
laş
tı
rı
nı
z.
özelliklere dikkat ediniz.
18
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME
A- OBJEKTİ
F TESTLER (ÖLÇME SORULARI)
1)

Aş
ağı
daki soruları
n cevapları
nıdoğ
ru ve yanlı
şolarak belirtiniz.
Şarkı
, dans ve söz oyunları
na dayanan geleneksel tiyatro yazı
lıbir metne dayanmaz.
2)
Karagöz oyunları
nı
n konularıçoğ
unlukla gerçek hayattan alı
nmı
şsahnelerden oluş
ur.
3)
Karagöz doğaçlama özelliği olmayan bir gösteri sanatı
dı
r.
4)
Tiryaki, Beberuhi, Kekeme gibi tipler orta oyununda görülür.
5)
Karagöz oyununun ası
l tipleri Tuzsuz Deli Bekir ve Bekri Mustafa’dı
r.
6)
Camera Obscura en basit ş
ekliyle duvarı
nda küçük bir delik bulunan karartı
lmı
şbir
odadı
r.
7)
Iş
ı
k geçirmeyen her kapalıortam, her iğ
ne deliğinden sı
zan ı
ş
ı
kla Camera Obscura’ya
dönüş
ebilir.
8)
Emile Reynaund, seri hâlindeki fotoğ
rafıgöstermek için kinetoscape adı
nıverdiği bir
aygı
t yaptı
.
9)
1814 yı
lı
nı
n nisan ayı
nda Broadway’de ilk defa bir kinetoskop salonu açı
ldı
.
DEĞERLENDİ
RME


Cevapları
nı
zıcevap anahtarıile karş
ı
laş
tı
rı
nı
z. Doğru cevap sayı
nı
zı
belirleyerek kendinizi değ
erlendiriniz. Yanlı
şcevap verdiğ
iniz ya da cevap
verirken tereddüt yaş
adı
ğ
ı
nı
z sorularla ilgili konuları
faaliyete geri dönerek
tekrar inceleyiniz
Tüm sorulara doğ
ru cevap verdiyseniz diğ
er faaliyete geçiniz.
19
ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–2
ÖĞRENM ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–2
E FAALİ
–2
AMAÇ YETİ
Lumiere Kardeş
ler’in ilk sinema makinesinden itibaren sinemanı
n doğ
uş
u, fotoğ
raf
filminin geliş
imi ve ilk filmlerin nası
l çekildiğini öğ
renebileceksiniz.
ARAŞTIRMA

Bu faaliyet öncesinde yapmanı
z gereken öncelikli araş
tı
rmalar ş
unlar olmalı
dı
r:

Lumiere Kardeş
ler kimdir? Araş
tı
rı
nı
z.

George Melies hakkı
nda bilgi toplayı
nı
z.

“ Şarlo” tiplemesini ve özelliğ
ini öğreniniz.

Tanı
ma iş
lemleri için İ
nternet ortamıve iletiş
im fakültelerinin sinema
bölümlerini ve sinema ile ilgili bilgileri bulabileceğiniz kitapçı
ları
gezmeniz
gerekmektedir.
Bulduğ
unuz bilgileri arkadaşgrubunuzla paylaş
ı
nı
z.

2. Sİ
NEMANIN DOĞUŞU
2.1. Fransa’da Sinemanı
n Doğ
uş
u
2.1.1 Sinemanı
n Babası
: Lumiere Kardeş
ler

Amerika'da ve baş
ka ülkelerde
sinema üzerine araş
tı
rmalar
ilerlerken, Fransa bu alanda öncü
olarak ortaya çı
kmaya
hazı
rlanı
yordu. XIX. yüzyı
lı
n
ikinci yarı
sıboyunca yoğunlaş
an
çalı
ş
maları
n meydana getirdiğ
i
birikimi iyi kullanan Louis ve
Auguste Lumiere kardeş
ler,
"cinematographe" (sinematograf)
adı
nıverdikleri ilk sinema
makinesini tamamladı
lar ve 13
Şubat 1895'te Fransa için
patentini aldı
lar.

Bugünkü sinema makinelerinin
ilk örneği sayı
lan Lumiere
Resim 2.1: Lumiere Kardeş
ler
Kardeş
ler'in sinematografı
nda,
filmler makinenin merceğ
ine dayalıbir izleme aygı
tı
ndan değ
il,
duvara gerilmişbeyaz bir perdede izleniyordu. Bu makinenin en önemli
özelliğ
i, üzerine fotoğ
rafı
n çekildiği filmin objektifin arkası
ndan sürekli olarak
20

geçmesiydi. Objektifin önünden geçen bir görüntü, yerini kendini izleyen bir
görüntüye bı
rakı
rken, “obtüratör’’ adı
ndaki bir örtücü ı
ş
ı
nları
n araya girmesini
engelliyordu.
22 Mart 1895’de Paris'te, 10 Haziran'da da Lyon'da sinematograf makinesini
halka gösterdiler. 28 Aralı
k 1895 tarihinde ise Paris'te “Grand Cafe”
bodrumunda bulunan 120 kiş
ilik bir salonda ilk sinema salonu açı
larak, halka
gösterim yapı
ldı
. Ücretli bu gösteriyi 25 kiş
i izledi.
Resim 2.2: İ
lk gösterimler

İ
lk programda üç dakikadan fazla sürmeyen 10 film birden gösterilmiş
ti.
Özellikle, "Arrivee du Train en Gare de La Ciotat" (Trenin La Ciotat Garı
na
Geliş
i) filmi büyük ilgi görmüş
tü. Bu gösterilerde, üstlerine doğru gelen treni
görünce izleyicilerin sandalyelerin altı
na saklanmaya çalı
ş
tı
klarısöylenir.
Resim 2.3: Sinematograf
21

Burada ş
unu belirtmekte fayda var ki bazıkaynaklarda, gösterinin yapı
ldı
ğ
ıyer
olarak "Cafe de Paris" olduğ
u bilgisi vardı
r. Fakat, gerek sinema tarihi
konusunda önemli bir eser olan, “Histoire du Cinema Mondial” (Dünya Sinema
Tarihi) adlıeserden gerekse Louis Lumiere'nin makalesinden gösterinin Grand
Cafe'de yapı
ldı
ğ
ı
nı
öğ
reniyoruz.

İ
lk filmler açı
k havada çekildi. Bu filmlerin ne senaryolarıne de yöneticileri
vardı
. Bunlar belgesel türde röportaj filmleri “Lumiere Fabrikası
ndan Çı
kan
İ
ş
ciler”, “Trenin Ciotat İ
stasyonu’na Giriş
i”, “Bahçesini Sulayan Bahçı
van”,
“Deniz Kı
yı
sı
nda Bir Banyo Sahnesi” gibi belgeseller ile günlük hayattan
sahneler saptayan filmler “Bebeğ
in Öğ
le Yemeğ
i”, “Piguet Partisi” vb. aktüalite
filmleriydi.
Fransa’da ancak onun yanısı
ra Almanya’da, İ
ngiltere’de ve Amerika Birleş
ik
Devletleri’nde sinema kı
sa sürede panayı
rları
n en çekici yanları
ndan biri oldu.
Bu geliş
melerden kı
sa bir süre sonra, film yapı
mcı
larıdaha uzun metrajlıve konulu
filmler çevirmeye baş
ladı
lar. J. Rector, Carson City'deki bir boks maçı
nı
n 3.500 metrelik
filmini çekti. Bu film, spora ve özellikle de boks’a düş
kün olan Amerikan halkıtarafı
ndan
büyük bir ilgiyle karş
ı
landı
. Ayrı
ca, Edison Şirketi'nin müdürlerinden olan Edwin S. Porter,
sinema tarihininin önemli filmlerinden “The Great Train Robbery” (Büyük Tren Soygunu)
filmini çevirdi. Bu film bugünkü anlamda sinemacı
lı
ğı
n baş
langı
cısayı
lı
r.
Diğ
er taraftan, Fransa'da maddi destek bulan Charles Pathe, 1900 yı
lı
nda Vincennes'te
bir film stüdyosu kurarak filmler çekmeye baş
ladı
. Pathe, adeta sinemanı
n her alanı
nı
tekeline almı
şgibiydi. Yönettiğ
i ş
irket büyük miktarda paralar kazandı
. Bu ş
irketin,
dünyanı
n birçok baş
kentlerinde temsilcileri ve New York'ta da fabrikalarıvardı
. 1910'larda
yaş
anan bir geliş
me de konulu filmlerin sayı
sı
nı
n ve kalitesinin artması
dı
r. “Queen
Elizabeth” (Kraliçe Elizabeth) ve İ
talyan yapı
mı“Que Vadis?” (Nereye? 1913) bu filmler
arası
nda gösterilebilir. Ancak, bu dönemde çekilen filmlerden en çok ilgi göreni, Amerikan
iç savaş
ı
nıkonu alan “The Birth of a Nation”dur (Bir Milletin Doğ
uş
u, 1914–1915) O
dönemde David Griffith'e bir film için çok yüksek bir rakam olan 100 bin dolara mal olan
"The Birth of a Nation", sonradan ona milyon dolarlar kazandı
rmı
ş
tı
.
2.1.2. Öykülü Filmlerin Babası
: George Melies




İ
llüzyonizme yönelen George Melies, Lumiere kardeş
lerin geliş
tirdiğ
i ticari
geleneğ
i olmayan sinemanı
n parlak geleceğini önceden gören tek kiş
i oldu.
1896’dan itibaren Montreul’daki arazisinde yaptı
rdı
ğ
ıStar Film Stüdyosu’nda
(Avrupa’da ilk film stüdyosu), film çekimlerine baş
ladı
. Bunlar kı
sa aktüalite
filmlerinin dı
ş
ı
nda tiyatrodan esinlenerek gerçekleş
tirdiğ
i kı
sa komik filmlerle,
illüzyonizm ve el çabukluğ
u hünerlerini yansı
tan filmlerdi.
Melies, Montreuil’deki stüdyosunda tiyatro sahnesi büyüklüğünde bir alana
dekorları
nıyerleş
tirerek, gerektiği zaman büyük ölçüde dekor kullanı
mı
nıda
yöntemleri arası
na sokmuş
tur. Melies stüdyo dı
ş
ı
nda da çekimler yapmı
ş
tı
r.
Sinemada Lumiere’lerle baş
layan ve Melies’le devam eden Fransa’nı
n
üstünlüğ
ü 1914’lere kadar sürdü. 1895-1915 arası
nda dönemine göre uzun
sayı
labilecek filmler çevirdi. En ünlü filmi “Aya Seyahat”, fantastik sinemanı
n
ilk örneklerindendir (1902).
22


Melies’in sinemada denediğ
i yöntemleri altıbaş
lı
k altı
nda sayabiliriz.
Gözden yitirme: Makinenin durdurulması
ile oluş
turulur.

İ
kâme: Bir kimse veya eş
yanı
n bir baş
ka kimse ya da bir baş
ka eş
yaya
dönüş
mesinden oluş
ur.
Maket kullanma: Gerçek boyutları
nda verilemeyen eş
yanı
n film hilesiyle büyük
izlenimi verecek ş
ekilde çevrimde kullanı
lması
ndan oluş
ur.
Üste bindirme: İ
ki çekimin aynıpelikül üzerinde üstüste bindirilmesiyle
sağlanı
r.
Çoklu çevirim: Aygı
tı
n merceği kapatı
larak, aynıkare içinde çeş
itli çevrimlerin
yer alması
sağ
lanı
r.
Karartma: Mevcut görüntüyü silerek ya da belirsiz hâle getirerek yeni bir
çekimle açı
lı
ş
ısağ
lamaktan oluş
ur.
Melies’in filmleri arası
nda, Christ Marchant Sur Les Eaux (Sular Üzerinde
Yürüyen İ
sa), Cendrillon (Kül Kedisi), Barbebleu (Mavi Sakal), Les voyages de
Gulliver (Gulliver’in Gezileri), Robinson Cruzoe, Le Barbier de Sevile (Sevil
Berberi) vb. sayı
labilir.
Melies, “Çağ
lar Boyunca Uygarlı
kta” Habil’le Kabil’den, yirminci yüzyı
lı
n
baş
ı
na kadar insanoğ
lunun hı
rslıtutumunu alaylıbir sinema diliyle vermiş
tir.







2.1.3. Canlandı
rma Sineması
nı
n Babası
: Emile Cohl






Canlandı
rma sinemasıdediğ
imizde, aklı
mı
za animasyon (çizgi ve kukla
filmleri) gelmektedir.
Çizgi film ya da canlandı
rma sineması
dediğimiz yöntem, elle çizilerek yapı
lan
resimlerin, canlandı
rma yöntemiyle hareketlendirilmesine dayanı
r.
Canlıresim sözcüğ
ü “resim”, “karikatür” anlamı
na gelen İ
ngilizce “cartoon”
teriminden türemiş
tir. Bu teknikle çevrilen filmler, daha önce film kuş
ağı
üzerine birer fotoğ
raf gibi baskı
sıyapı
lan bir dizi resimle oluş
ur. Bu kuş
ak
perdeye yansı
tı
lı
nca üzerindeki resimler de canlanı
r, hareketlilik kazanı
r. Bu
bakı
mdan çizgi film, hareket izlenimi veren, filme alı
nmı
şdesenler dizisidir.
Çizgi filmler, canlandı
rma sineması
nı
n yalnı
zca bir dalı
dı
r.
Çizgi film üretiminin temel ihtiyacı
, resimlerin tek kare pozlanabilmesi ve
saniyede 24 kare hı
zla yansı
tı
larak hareket izlenimi verebilecek araçları
n
yapı
lması
ydı
. Bu aş
amadan sonra çizgi film bireysellikten çı
kı
p kitlesel izleyici
toplulukları
na yöneldi.
İ
lk çizgi filmlerin yapı
mı1900’lü yı
llarda baş
lamı
ş
tı
r. Bu yapı
mları
n öncüsü
olarak kabul edeceğ
imiz Fransı
z sanatçıEmile Cohl, beyaz kâğı
tları
n üzerine
bir dizi siyah figür çizdi. Bu basit çöpten adamları
n kullanı
ldı
ğ
ıfilmi, perdede
negatif bir biçimde izleyiciye sundu. Siyah zemin üzerinde hareket eden beyaz
figürler izleyicinin çok ilgisini çekti.
Cohl, tek resimli çevirim iş
lemini uygulayarak ilk canlıresim filmlerini
gerçekleş
tirdi. Emile Cohl’nin 16 m’lik ilk filmi Fantasma Goriey’le (1908)
gerçekleş
tirmek istediğ
iş
ey, kahramanlara bağı
msı
z bir hareket kazandı
rmaktı
.
Daha sonraları
Pat Sullivan’ı
n yaratı
cı
sıolduğ
u “Felix The Cat” ile çizgi film
teknikleri hı
zlandı
. Çizilen resimler beyaz arka plan üzerinde siyah çizgiler
olarak filme alı
ndı
.
23



Yalı
n bir dekor ve çizgilerle yaratı
lan çizgi film tiplerinin çeş
itli serüvenleri ilgi
toplayarak, izleyiciler tarafı
ndan beğ
eni ile izlenen, güldürü ve eğlence olarak
benimsenen, bir film türü hâline gelmiş
tir. Çizgi filmler zamanla o kadar çok
beğ
eni kazanmı
ş
tı
r ki, sanatçıeliyle ortaya çı
karı
lan çizgi film kahramanı
, daha
sonra kalemden ayrı
larak, kendine özgü bağ
ı
msı
z bir hayat kazanmı
ş
tı
r.
Genellikle hayvan tiplemesi olan çizgi film kahramanları
, giderek yaş
ayan film
yı
ldı
zlarıkadar ünlenmiş
tir.
Çizgi filmlerden bahsedince akla gelen önemli isimlerden biri Walt Disney’dir.
Canlıresimlerle, canlı
oyuncularıbir araya getiren “Alice in Cartoonland”
(1924), serisiyle isim yapmı
ş
, bunu izleyerek 1926, 1927’de “Oswald the Lucky
Rabbit” adlı
film serisiyle ününü pekiş
tirmiş
tir. Ancak Walt Disney’e gerçek
ününü kazandı
ran “Mickey Mouse” filmleridir.
Resim 2.4: Mickey Mouse

Walt Disney’in Mickey Fare filmlerinin dı
ş
ı
nda masalı
msıöykülerden oluş
an öteki
filmleri arası
nda, “Üç Küçük Domuz” (1933), “Bremen Mı
zı
kacı
ları
” (1923), “Kı
rmı
zı
Baş
lı
klıKı
z” (1923), “Devi Öldüren Jack” (1923), “Üç Küçük Ayı
” (1923), “Tavş
anla
Kaplumbağa” (1934) sayı
labilir.
1930'lar siyah-beyaz sessiz çizgilere, sesin ve rengin geldiği yı
llardı
. Walt Disney'in
ilk uzun metrajlıçizgi filmi “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” (Snow White and The Seven
Dwarfs), gösterime girince büyük bir baş
arıkazandıve yavaşyavaşkurulan atölyeleriyle
Walt Disney, çizgi film sektörünün tek devi oldu.

Disney'in Mickey'sinin tek rakibi ise ı
spanakla pazuları
nış
iş
iren Fleischer
kardeş
lerin “Popeye” (Temel Reis)’siydi.

24


Miki Fare'den sonra Saul Bass, Chuck Jones, Ben Hardaway, Peter Foldes, Jan
Lenica, T. Avery, Ion Popesco-Gopo, Vatroslav Mimica ve Kuri Yoci gibi
çağ
daşçizgi film dünyası
nı
n pek çok ismi, Donald Duck'ı
, Bugs Bunny'yi,
Tweety ve Sylvester'ı
, Tom ve Jerry'yi kazandı
rdı
lar.
1980'lerde bilgisayar teknolojisinin de kullanı
mı
yla büyük geliş
melerin
kaydedildiğ
i bu alana her geçen gün yeni kahramanlar katı
lı
yor.
Resim 2.19: Temel Reis
2.2. ABD’de Sinemanı
n Doğ
uş
u
2.2.1. Thomas Edison



Amerika'da telefon, fonograf ve elektrik ampulünün geliş
tirilmesine katkı
da
bulunmuşolan Thomas Edison, William Dickson'ı
n da yardı
mı
yla bir fonograf
plağ
ı
yla eşzamanlıolarak film gösteren bir araç icat etmiş
tir. Edison bu araca
“Kinetofonograf” adı
nıvermiş
ti. Bununla birlikte 1889'da ilkel bir kamera ve
projeksiyon makinesi geliş
tirmişve fotoğraf filmlerinden yararlanarak, önce
seri fotoğ
raflar çeken "kinetograph" adı
nda bir alı
cımakine; sonra da çekilen
seri hâlindeki fotoğrafları
göstermek için "kinetoscope" adıverdiği baş
ka bir
aygı
t yapmı
ş
tı
r (1890).
Kinetoskopu basit bir ş
ekilde tanı
mlamak gerekirse, bir yanı
nda mercek
bulunan bir kutu vardı
r. Bu kutunun içinde, merceğin önünden filmler geçirilir.
Filmin arkası
nda da bir ı
ş
ı
k yanar. İ
lk makineler saniyede 48 resim geçirirdi.
Ancak, kinetoskop tam bir "gösterici" değ
ildi. Yansı
tı
lan resimler sadece bir
seyircinin bakabildiği özel bir izleme aygı
tı
ndan izlenebiliyordu.
Bu ilerlemelerin ı
ş
ı
ğı
nda geliş
en sinema, Yeni Dünya Amerika’da büyük ilgi
topluyordu. Gezici sinemaları
n yerini yerleş
ik sinemalara bı
raktı
ğı1905’ten
itibaren tüm büyük Amerikan kentlerinde binlerce sinema açı
ldı
. Geleceğin dev
ş
irketlerinden olan Paramount ve Fox’un ilk giriş
imleri baş
larken, yapı
mcı
larla
dağ
ı
tı
mcı
lar arası
nda mücadeleler, patent savaş
ları
, çekiş
meler sürdü gitti.
25



Sessiz sinema döneminde sinemaya silinmez damgası
nıvuran David Work
Griffith’tir. 5 yı
l içinde 456 kı
sa film yaptı
. 1910’da California’ya geçerek
Hollywood’un temellerini attı
.
Sinemanı
n dil yapı
sı
yla öykü anlatma kapasitesine yepyeni ufuklar açtı
.
Griffith’in 1915’te çevirdiğ
i “Bir Milletin Doğuş
u” adlıuzun film dev bir
eserdir. Ancak “Hoş
görüsüzlük” adlı
çı
lgı
n deneme ticari baş
arı
getirmedi.
Griffith’nin ortaklarıThomas Ince ile Mack Sennett sessiz film dönemi boyunca
ticari baş
arı
lıfilmler çevirdiler.
Zamanla Amerika, Griffith ve Mack Sennet’in gözden düş
üş
ü ile sarsı
lan
üstünlüğ
ünü korumak için yabancısinemacı
larıçağ
ı
rdı
. Amerika o dönemde
çevrilen değ
erli filmlerin çoğunu Avrupalı
lara borçludur. Yalnı
z iki alanda
Amerika Avrupa’dan üstündü: belgeselde ve komedi filminde.
2.3. Diğ
er Ülkelerdeki İ
catlar ve İ
lk Gösterimler
2.3.1. Almanya






Birinci Dünya Savaş
ısonrası
nda ve sessiz sinemanı
n klasik dönemi ya da altı
n
çağ
ıdediğimiz 1924- 1927 arası
nda Almanya’da “Dı
ş
avurumculuk”
(Ekpresyonizm) akı
mı
nı
n ilk önemli filminden birinin adı
nıalan Caligari’cilik
adı
verilen ve sinemada ruh hastaları
nı
n, katillerin, çı
lgı
n bilim adamları
nı
n
öykülerinin özellikle uyarlandı
ğ
ıbir tür ortaya çı
ktı
. Bu türde, dekorları
n
deforme edilmişş
ekilleri bir anlatı
m değ
eri kazanmakta, her ş
ey katıve özel bir
mantı
k içinde yerini bulmaktaydı
.
Alman dı
ş
avurumculuğu, dı
şdünya gerçeğ
inin değ
iş
tirilmesi ş
eklinde ortaya
çı
kar ve dı
şdünyayıyönetmenin gözüyle, onun gördüğ
üş
ekilde yansı
tı
r.
Robert Wiene’nin “Dr. Caligari’nin Muayenehanesi” adlıeseri, bu dönemin baş
eseridir. 1910’da empressionizm (izlenimcilik) ve natüralizme (doğ
acı
lı
k) bir
tepki olarak ortaya çı
kan ve dı
ş
avurumculuk adı
nı
alan bu öncü hareketin o
güne kadar bütün sanat dalları
nda (musiki, edebiyat, resim, mimarlı
k) etkisi
açı
k ve belirliydi. Savaşyenilgisini izleyen çalkantı
lıgünlerde, dı
ş
avurumculuk
Berlin sokakları
nı
, tiyatroları
, kahvelerin dekorları
nı
, mağ
aza vitrinlerini adeta
egemenliğ
i altı
na almı
ş
tı
r.
Bu dönemde verilen eserler arası
nda Karl-Heinz Martin’in, “Şafaktan
Geceyarı
sı
”na, Paul Wegener’in, “Golem”i Fgritz Lang’ı
n, “Dr. Mabuse” vb.
sayı
labilir. Bu filmler bugün de sinemanı
n klasikleri arası
nda yer almaktadı
r.
Yine Fritz Lang’ı
n “Üç Iş
ı
k”, Paul Leni’nin “Mumyalar Pavyonu”, Hans
Kobe’nin “Yitik Ahlak”, Arthur Robison’un “Gölgeler” adlı
eserleri önemlidir.
Zamanı
n geçmesiyle Alman sineması
nda temalar ve temsil tarzları
değ
iş
ti.Bütün bu geliş
melere karş
ı
n uzun bir çöküşdevresinin baş
langı
cısayı
lan
1924 yı
lı
nda bile kaliteli bazıfilimler çevrildi. Dupont’tan “Çeş
itlilikler”
(1925), Pabst’tan Greta Grabo’nun baş
rolünü oynadı
ğı“Neş
esiz Sokak” (1926),
Fritz Lang’dan “Metropolis” (1926), devasa dekorları
n kullanı
ldı
ğ
ıbu ş
aheser
Alman sessiz sineması
nı
n sonunu haber verdi.
26
2.3.2.İ
ngiltere



Sinemanı
n baş
langı
ç yı
lları
ndan bu yana belgesel çalı
ş
malara önem verilmiş
tir.
Fransa’da Lumiere’ler, Pathe ve Gaumont kuruluş
ları
nı
n ve İ
ngiltere’de Charles
Urban’ı
n dünyanı
n her yanı
na gönderdikleri film operatörleri, belge filmi çekip
getiriyorlardı
. Sonradan bu filmler Fransa ve İ
ngiltere’de çoğ
altı
larak dünyanı
n
her yanı
na dağı
tı
lı
yordu. “İ
ngiliz Belgesel Okulu”nun kurucusu olan John
Grierson bu konudaki görüş
lerini “Documentary and Reality” adlıkitabı
nda
açı
klamı
şve 1927 yı
lı
nda küçük bir grup oluş
turarak bir film çevirmiş
tir.
Grierson sonralarıPosta İ
daresi’nin bünyesindeki bir kuruluş
un baş
ı
na geçerek
bir seri, öğ
retici film çevirmiş
tir.
Grierson, tüm hükûmet kuruluş
ları
ndan bağ
ı
msı
z kendine ait bir film “Center”
kurdu. Belgesel film alanı
nda bir yenilik getirerek Protestan kökenli ve çağ
daş
İ
ngiliz dünyası
nı
n endüstriyel mirası
nıvurgulayan filmler yaptı
. Filmlerinde
belgeselin estetikten çok sosyal misyonu bulunduğunu, ası
l önemli iş
levin de bu
olduğ
unu vurguluyordu.
Grierson’un, büyük belgesel ustasıFlaherty ile yaptı
ğ
ıçalı
ş
ma sonucu ortaya
çı
kan “Aran Adası
”nda, iki çocuklu bir ailenin doğ
a ile iç içe balı
kçı
lı
k ve
patates yetiş
tirerek ne güçlüklerle hayatları
nısürdürdüklerini ş
iirsel bir
gerçeklikle anlatı
r.
2.4.Diğer Dünya Ülkeleri
Gittikçe uluslararasıbir endüstriye dönüş
en sinema bütün Avrupa ülkelerini sardı
.
Örneğ
in Danimarka’da, ülkenin tiyatro gelenekleriyle beslenen ve İ
skandinav ülkeleriyle
Orta Avrupa’da kendisine pazar bulan sinema hı
zla ilerledi. Danimarka sinemasıaz sayı
da
film yapan küçük ş
irketlerin bulunduğ
u Almanya’da pek rağ
betteydi.
İ
sveç’in en büyük firmasıSvenska film 1909’da Charles Magnussen tarafı
ndan
kuruldu. Magnussen’in en büyük özelliğ
i 1913’te çevrilen “İ
ngeborg Holm ”deki gibi, millî
konulara yönelmesiydi. Yönetmenliğ
i seçen iki eski oyuncu, Sjöström ve Stiller, 1912’de bir
topluluk kurdular ve baş
arı
lıoldular.
Rusya’da ise, din adamları
nca yasaklanan ve hükümet tarafı
ndan kuş
kuyla karş
ı
lanan
sinema büyük zorluklarla karş
ı
laş
tı
. Çevrilen filmlerin bir kı
smı
nda Danimarka temalarıele
alı
ndıveya nihilist etkide ölüm temasıiş
lendi, bir kı
smı
nda da millî gelenekler ve millî
edebiyat konu edildi. Daha o zamanlar tiyatrovari sahneye koyma anlayı
ş
ı
, Rus sineması
nı
etkilemiş
ti.
Bu dönemde sinema, en büyük hamleyi İ
talya’da yaptı
. Doğ
al dekorlar içinde çevrilen
ve millî geleneklerden ilham alan İ
talyan filmleri kı
sa zamanda kendine has bir biçim
kazandıve İ
talyan sinemasıbüyük sahne düzenlemelerinde uzmanlaş
tı
. “Pompei’nin Son
Günleri” filmi iki defa çevrildi.
27
UYGULAMA FAALİ
YETİ
UYGULAMA FAALİ
YETİ
İ
ş
lem Basamakları
 Fransa’da sinemanı
n doğuş
unu araş
tı
rı
nı
z.  Lumiere
 ABD’de sinemanı
n doğuş
unu inceleyiniz.
 Diğer ülkelerdeki sinema icatları
nıve ilk
Öneriler
kardeş
lerin
gösterimini
ilk
sinema
nası
l gerçekleş
tirdiğine
dikkat ediniz.
 Öykülü film çekiminin nası
l ortaya
gösterimleri inceleyiniz.
çı
ktı
ğ
ı
na dikkat ediniz.
 Fotoğraf filminin geliş
iminin sinemaya
katkı
sı
na dikkat ediniz.
28
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME
A- OBJEKTİ
F TESTLER (ÖLÇME SORULARI)
Aş
ağ
ı
daki soruları
n cevapları
nıdoğ
ru ve yanlı
şolarak belirtiniz.
1)
Lumiere Kardeş
ler, sinematograf adı
nıverdiği ilk sinema makinesinin 1895’te Fransa
için patentini aldı
.
2)
Edwin S.Porter’ı
n “Büyük Tren Soygunu” sinema tarihinin önemli filmlerinden biri
sayı
lı
r.
3)
Emile Cohl’ün en ünlü filmi “Aya Seyahat”, fantastik sinemanı
n ilk örneklerindendir.
4)
Canlandı
rma sinemasıdediğimizde aklı
mı
za Lumiere Kardeş
ler gelir.
5)
Sessiz sinemanı
n klasik dönemi ya da altı
n çağ
ıdediğ
imiz 1924–1927 arası
nda
Almanya’da gerçekçilik akı
mıönem kazandı
.
6)
İ
ngiltere sinemanı
n baş
langı
ç yı
lları
ndan beri belgesel film çalı
ş
malarıönem
kazanmı
ş
tı
r.
DEĞERLENDİ
RME


Cevapları
nı
zıcevap anahtarıile karş
ı
laş
tı
rı
nı
z. Doğru cevap sayı
nı
zı
belirleyerek kendinizi değ
erlendiriniz. Yanlı
şcevap verdiğ
iniz ya da cevap
verirken tereddüt yaş
adı
ğ
ı
nı
z sorularla ilgili konuları
faaliyete geri dönerek
tekrar inceleyiniz
Tüm sorulara doğ
ru cevap verdiyseniz diğ
er faaliyete geçiniz.
29
ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–3
ÖĞRENME FAALİ
YETİ
–3
AMAÇ

Dünyada sessiz sinema döneminin genel özelliklerini analiz edebileceksiniz.
ARAŞTIRMA


Bu faaliyet öncesinde yapmanı
z gereken öncelikli araş
tı
rmalar ş
unlardı
r:
Sessiz sinema döneminin özelliklerini araş
tı
rı
nı
z.

Sinemanı
n sessiz olması
dezavantaj ı
na karş
ıalı
nan önlemleri araş
tı
rı
nı
z.

Sessiz sinema döneminin yönetmenlerini araş
tı
rı
nı
z.

Araş
tı
rma iş
lemleri için İ
nternet ortamı
, iletiş
im fakültelerinin sinema
bölümlerini ve sinema ile ilgili bilgileri bulabileceğiniz kitapçı
ları
gezmeniz
gerekmektedir.
Bulduğ
unuz bilgileri arkadaşgrubunuzla paylaş
ı
nı
z.

3. DÜNYADA SESSİ
Z Sİ
NEMA DÖNEMİ
3.1.
Sessiz Sinemanı
n Temel Özellikleri




Sessiz sinema, bir anlamda evrensel anlatı
mıiçeren ve kendine özgü kuralları
olan, belli ilkelere dayanan, kendi baş
ı
na bir anlatı
m sanatı
ydı
. Ses ögesinin
sinemada her ş
eyden önce sözlendirme için kullanı
lacağ
ı
, filmlere ara yazı
lar
konmaya baş
landı
ğ
ı
ndan beri anlaş
ı
lmı
ş
tı
.
İ
lk sessiz filmlerde ara yazıyoktu. Sonraları
bir çekimden öbürüne geçerken
zaman yönünden ilerlemeyi belirtmek, bulunulan yeri göstermek, kiş
ilerin
kimliğini ortaya koymak amacı
yla arayazı
lar kullanı
lmaya baş
landı
. Giderek
bunları
n yerini “söyleş
meler”i belirten yazı
lar aldı
.
1920 yı
lları
na doğru çekilen filmlerin geliş
mesi görüntüler kadar ara yazı
ları
n
da önceden ayrı
ntı
ları
yla hazı
rlanması
na yolaçtı
. Artı
k ara yazı
lar, çekimler
arası
ndaki açı
ğ
ıkapatmak isteyen kurgucuya göre değil, oyun yazarı
na göre
hazı
rlanı
yordu.
Sessiz sinemanı
n son birkaç yı
lı
nda “söyleş
me”yle ilgili sözler öylesine önem
kazandıki, herhangi bir oyuncu ağzı
nıaçı
p söz söylemeye baş
larken çekimi
kesip bir ara yazı
yla bu sözü vermek alı
ş
kanlı
k hâline geldi. Artı
k sinemada
sesin, saltanatıbaş
lamı
ş
tı
.
30
3.2.
Ses Dezavantajı
na Karş
ı
Denenen Yöntemler









Sesli filmin çı
kı
ş
ı
, sinemada o tarihe kadar kurulmuşolan sistemin altüst
olması
na neden oldu. Western Electric’le, RCA gibi bazıtekeller, Amerikan
sinema sisteminde tek söz sahibi oldular. Aslı
nda bu tekeller, Amerika’nı
n
büyük banka toplulukları
na bağlı
ydı
lar. Bu durum Amerikan sineması
nı
n
bankaları
n ve büyük sermayenin buyruğ
u altı
na girdiğ
inin göstergesiydi.
Sesli sinemaya geçişsesin kayı
t zorlukları
na bağ
lanan teknik sorunlar ve
özellikle oyuncuları
n karş
ı
laş
tı
klarıgüçlükler yüzünden sanat planı
nda bir
gerilemeye yol açtı
. Sesli sinema devrimiyle birlikte, yeni duruma ayak
uydurmayı
baş
aramayanlar acı
ması
zca elendiler.
Hollywood ya yok olacak ya da yeni duruma ayak uyduracaktı
. Tabii ki, ikinci
tercihi seçerek yoluna devam etti.
Sinema salonlarıda yeni baş
tan sesli sinemaya göre donatı
ldı
. Sessiz sinema
çağ
ı
nı
n birçok oyuncusu sesleri ve oyunları
elveriş
li olmadı
ğı
ndan dı
ş
lanı
p iş
siz
kaldı
lar.
Hollywood, bir yandan da aktörlerin, mikrofon karş
ı
sı
ndaki zorlukları
nıaş
mak
ve ses sorunları
na çözüm getirmek üzere stüdyo kapı
ları
nıtiyatro
yönetmenlerine ve müzikal ş
arkı
cı
ları
na açtı
. Ne var ki uzun süre, çevrilen yeni
filmler kendi baş
ı
na bir sanat olan sinemanı
n dilini, anlatı
mı
nıyakalayamadı
.
Sesli sinema ortaya birdenbire dil engelini çı
kardı
. Sessiz film, bir anlamda
evrensel dil niteliğ
i kazanarak her ülkenin izleyicisine seslenebiliyordu. Sesli
sinemanı
n özellikle sözlü film çı
kı
ş
ı
yla bu özellik ortadan kalktı
. Amerikan
sözlü filmleri hemen her ülkede izleyicinin tepkileriyle karş
ı
landı
.
Hollywood’un buna karş
ı
aldı
ğ
ıönlemden ilki, her sözlü filmin bir de kopyası
nı
hazı
rlamak oldu. Ayrı
ca bazıyabancıoyuncular, Hollywood’a getirilip kendi
dillerinde çevrilen filmlerde rol aldı
lar.
Sinema teknolojisinin yirminci yüzyı
lı
n ilk çeyreğinde hı
zla geliş
tiğini
söylemiş
tik. Ancak çekilen filmlerin konulu ve daha uzun olması
na ayrı
ca
teknik açı
dan da giderek daha elveriş
li hâle gelmesine rağmen, önemli bir öge
olan ses eksikti. Aslı
nda Amerika'da Edison, Fransa'da ise Leon, Gaumont
filmlerini seslendiriyorlardı
. Fakat bu yöntem, hareketli resimleri bir gramafonla
senkronize ederek seslendirmekten ibaretti.
Daha sonra bu yönde yapı
lan araş
tı
rmalar sonucunda, De Forest sesi doğ
rudan
doğruya film üzerine kaydetmeyi baş
ardı
. "Fonofilm" denilen bu sesli filmlerin
ilk gösterisi, 1923 yı
lı
nda yapı
ldı
.
Zamanla iyi sese sahip olmayan sessiz sinema oyuncuları
nı
, baş
kaları
nı
n
seslendirmesi (dublaj) yöntemi ortaya çı
ktı
. Dublaj uygulamasısesli sinemanı
n
getirdiğ
i teknik kı
sı
tlamalarıbüyük ölçüde ortadan kaldı
rdı
. King Vidor'ı
n
dublajı
ilk kez uyguladı
ğıHallelujah (1929) filminden sonra bu uygulama
yaygı
nlaş
tı
. 1933'e gelindiğinde sesli çekimin birçok sorunu çözülmüş
tü.
Sesli sinemayla birlikte yeni türler de ortaya çı
ktı
. Sesin sağladı
ğıgerçeklik duygusu,
katıtoplumsal gerçeklere değinen filmlerin yolunu açtı
. Bunları
n baş
ı
nda, kent argosunun ve
çatı
ş
ma sahnelerinin gerçeğe uygun biçimde kullanı
ldı
ğ
ıgangster filmleri geliyordu. Ünlü
kiş
ilerin hayatları
na dayanan biyografik filmler de yeni bir tür olarak ortaya çı
ktı
. Sessiz
31
sinemanı
n hareketi temel alan komedisinin yerini, Manc kardeş
lerin, W.C. Fields'ı
n ve Frank
Capra'nı
n söze dayanan komedileri almaya baş
ladı
.
Sesle birlikte etkili olan bir baş
ka tür de müzikaldi. Walt Disney, “Skeleton Dance'”
(1929; İ
skelet Dansı
) ile canlandı
rma müzikalleri türünü baş
lattı
.
Sesin gelmesiyle inandı
rı
cı
lı
k kazanan çizgi filmlerin üretimi de bu dönemde artmaya
baş
ladı
. Üstelik çizgi filmlerde iki ya da üç renk kullanı
labiliyordu. Renkli film sesli
sinemayla birlikte baş
ladı
.
Sesli sinemayla birlikte izleyici sayı
sı
ndaki artı
ş
, ABD'de büyük ş
irketlerin
egemenliğ
ini ve bu ş
irketlerin kitlesel olarak film çektikleri stüdyo sistemini güçlendirdi.
1930–1945 yı
llarıarası
nda 7.500 film stüdyo sistemi içinde çekilirken, ş
irketler de belli
tarzlarda uzmanlaş
tı
lar. Kendi mührünü taş
ı
mayan filmlerin dağ
ı
tı
mıile birlikte bebek
doğumundan tutkulu öpüş
melere kadar birçok olay ve konunun filmlerde gösterilmesini
yasaklayan Yapı
m Yönetmeliğ
i'nin çı
karı
lması
ndan (1934) sonra stüdyo sistemi daha
da güçlendi ve bu sistem dı
ş
ı
nda yenilikçi yapı
mlarıgerçekleş
tirmek imkânsı
zlaş
tı
.
Almanya'da sessiz sinema döneminin baş
arı
lıyönetmenleri 1930'ları
n baş
ları
nda sesi ustaca
kullandı
klarıfilmler çektiler, ancak Hitler'in iktidara gelmesi bu yönetmenlerin çalı
ş
ma
imkânları
nıyok etti. Alman sinemasıLeni Riefenstahl'ı
n çalı
ş
malarıgibi propaganda filmleri
üretmeye baş
ladı
. SSCB'de de sessiz dönemin önemli sinemacı
ları
nı
n çalı
ş
maları
bürokrasinin engellemeleriyle karş
ı
laş
ı
rken, toplumcu gerçekçilik adı
na millî kahramanları
n
hayatları
nıanlatan ajitatif filmler desteklendi.
Japonya ise sesli sinemaya oldukça geç baş
ladı
. Bunun önemli bir nedeni “benş
i”
uygulaması
ydı
. Benş
i, sessiz film gösterilirken, filmde olanlarıKabuki tiyatrosu üslubunda
izleyiciye aktaran bir yorumcuydu ve bu uygulama izleyiciler tarafı
ndan çok tutulmuş
tu.
Sesli filmlerle birlikte Japon sinema sanayisi tekelleş
meye ve kitlesel film üretmeye
baş
ladı
. Buna karş
ı
lı
k Yasujiro Ozu ve Kenzo Mizoguçi gibi yönetmenler toplumsal eleş
tiri
taş
ı
yan ilk filmlerini de bu dönemde çektiler. Hükûmet ise, savaşboyunca da yürürlükte
kalacak katıbir sansür uygulamaya baş
ladı
.
Sesle birlikte Hindistan'da da bir film patlamasıyaş
andı
. Yı
lda, çoğ
u mitolojik ve
tarihî konulan ele alan, sözlü, danslıve ş
arkı
lıortalama 230 film gösterime çı
kı
yordu.
3.3. Sessiz Sinema Döneminin Ortaya Çı
kan Yönetmen ve
Oyuncuları
Fransa’da dadacı
lı
ğı
n ve gerçeküstücülüğ
ün estetik teorilerinden ilham alan yeni bir
araş
tı
rma akı
mıdoğdu. Önce Avangard sinema kulüplerinin ve özel salonları
n üyelerince
desteklenen bu ekol, sinemada çok çeş
itli anlatı
m yollarıbulmak çabası
ndaydı
.

Yeni yetiş
enler arası
nda kendini hem seçkin kitleye, hem de halka beğ
endiren
ilk Rene Clair oldu.

Jacgues Feyder, “Atlantide” (1921), “Çocuk Yüzleri” (1923), sonra Zola’nı
n
“Therese Raguin”ini perdeye aktardı
.

Jean Renoir, “Su Kı
zı
”, (1924), sonra “ Nana” (1926), filmlerini yaptı
.
Andersen’in “Kibritçi Kı
z” hikâyesini sinemaya uyguladı(1928).
32











Amatör sinemacı
Marcel Carne, “ Nogent, Eldorado du Dimançhe “ adlıkı
sa
metrajlıfilmle dikkati çekti.
Bu dönemde kı
sa metrajlıkaliteli belgesel filmler yapı
lı
yordu. Lacombe’dan,
“La Zone”, Marc Allegret’den, “Le Congo” gibi filmler eğ
itici olduğ
u kadar bir
ş
iir havasıda taş
ı
yordu.
Bu dönemde Danimarkalı
Dreyer’in Fransa’da çevirdiğ
i ilgi çekici bir film olan
“Jeanne D’Arc’ı
n Tutkusu” (1928) ayrı
bir önem taş
ı
maktadı
r.
Ayrı
ca 1911’de sinema üstüne ilk denemeyi yazan Conudo’nun etkisiyle sinema
eleş
tirmenliği ortaya çı
kmı
ş
tı
r.
Ülkelerinde kalan bazıAlman yönetmenleri büyük baş
arıkazanan kaliteli
filmler çevirmeye devam ettiler.
Dupont’tan, “Çeş
itlilikler” (1925), Pabst’tan, Greta Garbo’nun baş
rolünü
oynadı
ğ
ı“Neş
esiz sokak” (1626), Fritz Lang’dan, “Metropolis” (1926), sessiz
sinemanı
n sonunu haber veriyordu.
Bir yandan da Hollywood, para getirecek filmlerle ticari hâkimiyetini
sürdürmeye çalı
ş
tı
. Bu arada bazıkaliteli eserler de yapı
ldı
. 1918’de sinemaya
katı
lan King Vidor, bir savaşfilmi olan “The Big Parade” ve natüralist bir film
olan “ The Crowd”da (1928) ustalı
ğı
nıkabul ettirdi.
Macar Paul Fejos, duygulu ve güzel bir film olan “ Lonesome” (1928), İ
sveçli
Sjöström, “The Wind”de (1928), eski değerini yeniden ortaya koydu.
John Ford, bir lokomotifin hikâyesini Western üslubunda iş
leyen ilk
filmlerinden biri olan “The Iron Horse”u (1924) yaptı
.
Robert Flaherty, “Moana” (1926) ve daha sonra “Tabu” (1931) ile belgesel
filmde ustalı
ğ
ı
nıispatladı
.
Charlie Chaplin, büyük bir titizlikle hazı
rlanmı
şeserlerde Amerikan komedisini
tek baş
ı
na yarattı
. Chaplin’in dünyaca tanı
nan tipi Şarlo, yeni sevimli sokak
serserisi tipi de daha ikinci filmi olan “Mabel’in Garip Açmazı
’nda” ortaya
çı
ktı
.İ
ki yı
l içinde resimleri milyonlarca elde dolaş
an Chaplin, 1917’de ilk
beyazperde milyoneri olmayıda baş
ardı
. "Altı
na Hücum" (1925), "Şarlo Sirkte"
(1927) önemli filmlerindendir.
 Amerika’da bir yandan da canlıresmin büyük ustaları
yetiş
meye baş
ladı
. “Kedi Felix’in” (1928), yaratı
cı
sı
Pat Sullivan, “Max Faeischer” ve “Miki Fare”nin
(1927), babasıünlü Walt Disney.
Sessiz sinema döneminin ikinci büyük güldürü sanatçı
sı
Buster Keaton’dur. Onun güldürüleri de Chaplin’inkiler
gibi büyük bir ustalı
kla iş
lenmiş
tir. Ama olaylar Keaton’un
tümden ifadesiz yüzünde değil, çevresinde durmadan
değiş
en, kurulup yı
kı
lan tehdit eden, koş
turan paranoyak
bir dünyada geçer. Keaton, kendi hayalini beyazperdede
seyreden sinema makinistini canlandı
rdı
ğ
ı“Küçük Şerlok”
(1924) ve oyuncuyla kamera arası
ndaki mesafeleri
olağanüstü bir teknikle değiş
tirip durduğ
u “General”
(1926) adlı muhteş
em filmleriyle sessiz sinema
komedyenlerinden biri olmuş
tur.
Resim 3.1: Charlie Chaplin
33




Öte yandan 1919’dan baş
layarak kendine bir yer edinen Haroid Lloyd,
Keaton’unkilerden daha az komik filmler çevirmesine karş
ı
n büyük kent çengeli
içinde, sille-tokat güldürüler içinde uğ
raş
an “kolej çocuğ
u” filmlerinden en iyi
sahneleri içeren iki derlemenin ardı
ndan baş
arı
lıbir iş
adamıolarak perdeden
çekildi.
Sessiz sinema yı
lları
nı
n en çarpı
cıolayları
ndan biri 1925’ten itibaren Sovyet
sineması
nı
n uyanı
ş
ı
dı
r. 1917 Devriminden 1922’ye kadar Rus yapı
mcı
lı
ğ
ı
geriydi. Fakat hükûmetin yardı
mı
yla, büyük sanatçı
lar yetiş
tirecek olan genç bir
sinema okulu kuruldu. Dziga Vertov, “sinema gerçek” veya “sinema göz” denen
yepyeni bir teoriyi ilk kez ortaya attı
. Bu teoriyle, montaja önem vererek gerçeğ
i
yalı
n ve çı
plak olarak yakalamayıtasarlı
yordu.Vertov’dan etkilenen Eisenstein
ilk filmi “Staçka’da” (1924), ustalı
ğı
nıgösterdi. Montaj ve düzenlemede
anlatı
m gücü bakı
mı
ndan “Potemkin Zı
rhlı
sı
’nda” (1925) değ
erini kabul ettirdi.
Eisenstein, insanlarıkalabalı
k hâlde perdeye aktarmakta baş
arıkazanı
rken
Pudovkin, Gorki’nin eserinden alı
nan “Ana” (1926), “Cengiz Han’ı
n oğ
lu”
(1928), adlıfilmlerinde özellikle her bireyin kendi kiş
iliğini ayrıayrıortaya
koymaya çalı
ş
tı
.
Nitelikli bir yönetmen olan Dovçenko ölümsüz temalar üstüne lirik ilahiler
düzenledi. “Arsenal” (1927), “Toprak” (1930) önemli filmleridir.
Toplumsal temaları
n ağı
rlı
k kazanması
, kendini ve çevresini değiş
tirmek
çabası
ndaki insanları
n, toplulukları
n anlatı
lması
, kurgunun baş
lıbaş
ı
na bir
kuram olarak geliş
tirilmesi, kurgunun izleyicileri belli bir sonuca doğ
ru
yönetme gücünü kazanması
, görüntü, görüntü içeriği ve kurgu arası
nda
ayrı
lmaz bir bağoluş
turmasıSovyet ekolünün dünya sineması
na baş
lı
ca
katkı
ları
dı
r.
34

UYGULAMA
FAALİ
YETİ
UYGULAMA
FAALİ
YETİ
İ
ş
lem Basamakları
Öneriler
 Dünyada sessiz sinema döneminin temel
 Sessiz sinema döneminin oyuncuları
nı
n
özelliklerini araş
tı
rı
nı
z.
özelliklerine dikkat ediniz.
 Ses dezavantajı
na karş
ıdenenen
 Sesin sinemaya getirdiğ
i dezavantajı
yöntemleri öğreniniz.
tesbit ediniz.
 Sessiz sinema döneminin öne çı
kan
 Sessiz filmleri izleyerek
yönetmen ve oyuncuları
nı
n özelliklerini
değerlendirmesini yapı
nı
z.
biliniz.
 Okulunuzda film arş
ivinizin
oluş
turulması
na özen gösteriniz.
 Araş
tı
rmacıolunuz.
35
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME
ÖLÇME VE DEĞERLENDİ
RME
A- OBJEKTİ
F TESTLER (ÖLÇME SORULARI)
Aş
ağ
ı
daki soruları
n cevapları
nıdoğ
ru ve yanlı
şolarak belirtiniz.
1)
Sessiz filmlerde zaman yönünden ilerlemeyi belirlemek, kiş
ilerin kimliğini ortaya
koymak amacı
yla ara yazı
lar kullanı
lı
rdı
.
2)
Sessiz film bir anlamda evrensel bir dil niteliği taş
ı
yordu.
3)
Sesi doğ
rudan film üzerine kaydeden fonofilm denilen sesli filmlerin ilk gösterimi
1930’da yapı
ldı
.
4)
Charlie Chaplin’in dünyaca tanı
nan tipi Şarlo’dur.
5)
Buster Keaton, sessiz sinema döneminin güldürü oyuncuları
ndandı
r.
6)
Sinema gerçek ya da sinema göz denen teoriyi ilk kez ortaya atan Haroid Lloyd’dur.
DEĞERLENDİ
RME


Cevapları
nı
zıcevap anahtarıile karş
ı
laş
tı
rı
nı
z. Doğru cevap sayı
nı
zı
belirleyerek kendinizi değ
erlendiriniz. Yanlı
şcevap verdiğ
iniz ya da cevap
verirken tereddüt yaş
adı
ğ
ı
nı
z sorularla ilgili konuları
faaliyete geri dönerek
tekrar inceleyiniz
Tüm sorulara doğ
ru cevap verdiyseniz diğ
er faaliyete geçiniz.
36
MODÜL DEĞERLENDİ
RME
MODÜL DEĞERLENDİ
RME
PERFORMANS TESTİ(YETERLİ
K ÖLÇME)
Modül ile kazandı
ğ
ı
nı
z yeterliğ
i aş
ağ
ı
daki ölçütlere göre değerlendiriniz.
Değerlendirme Ölçütleri
Evet
Hayı
r
Sinemadan önce dünya
A) Dünyada gölge oyununun ortaya çı
kı
ş
ı
nıve geliş
imini belirlediniz
mi?
B) Türkiye’de gölge oyununun geliş
imini, tiplemelerin özelliklerini
dikkate aldı
nı
z mı
?
C) Ağtabaka izlenimini dikkate aldı
nı
z mı
?
D) Camera Obscura’nı
n iş
leyiş
ini tespit ettiniz mi?
E) Fotoğraf filminin icadı
nıdikkate aldı
nı
z mı
?
F) Sinema ve tiyatroyu karş
ı
laş
tı
rdı
nı
z mı
?
Sinemanı
n Doğuş
u
A) Fransa’da Lumiere Kardeş
ler’in sinematografı
nı
n çalı
ş
ması
nıtesbit
ettiniz mi?
B) Amerika’da sinemanı
n doğ
uş
unu ve özelliklerini belirlediniz mi?
C) Diğ
er ülkelerdeki icat ve ilk gösterileri belirlediniz mi?
Sessiz sinema Dönemi
A) Sessiz sinema döneminin özelliklerini belirlediniz mi?
B) Sinemanı
n sessiz olmasıavantajı
na karş
ıalı
nan yöntemleri
belirlediniz mi?
C) Sessiz sinema döneminin yönetmen ve oyuncuları
nıbelirlediniz mi?
DEĞERLENDİ
RME


Yaptı
ğ
ı
nı
z değ
erlendirme sonucunda eksikleriniz varsa öğ
renme faaliyetlerini
tekrarlayı
nı
z.
Modülü tamamladı
nı
z, tebrik ederiz. Öğ
retmeniniz size çeş
itli ölçme araçları
uygulayacaktı
r. Öğ
retmeninizle iletiş
ime geçiniz.
37
CEVAP ANAHTARLARI
CEVAP ANAHTARLARI
ÖĞRENME FAALİ
YETİ1'İ
N CEVAP ANAHTARI
1
2
3
4
5
6
7
8
9
D
D
Y
Y
Y
D
D
Y
Y
ÖĞRENME FAALİ
YETİ2'Nİ
N CEVAP ANAHTARI
1
2
3
4
5
6
D
D
D
Y
Y
D
ÖĞRENME FAALİ
YETİ3'ÜN CEVAP ANAHTARI
1
2
3
4
5
6
D
D
Y
D
D
Y
38
ÖNERİ
LEN KAYNAKLAR
ÖNERİ
LEN KAYNAKLAR

www. kameraarkasi.org
39
KAYNAKÇA
KAYNAKÇA

BETTON Gerard, Sinema Tarihi, Çev. Şirin Tekeli, Cep Ünv, İ
letiş
im
Yayı
nları
.

ÇAPAN Sungu, Onat Kutlar, 105 Soruda Sinema, Sabah Yayı
nları
,1990.

KIVANÇ Oya, Yayı
mlanmamı
şDers Notları
.

Prof.Dr.ONARAN Şerif Alim, Sinemaya Giriş
,İ
STANBUL,1986.

www.karagoztiyatrosu.com

www.karagozoyunu.com

turkgolgeoyunu.com

www.dergibi.com

www.bizimsahife.net.

www.hurriyet.com.tr.

www.bulentozalp.net

www.acmi.net.au

www.ikindiyağ
muru.com
40

Benzer belgeler