Number:1 - TINI-SOS

Transkript

Number:1 - TINI-SOS
T
he
I
nternational
N
ew
I
SO S
ssues
in
cial
ciences
Year 2015 Summer
Volume: 1
Number:1
ISSN:2149-4266.
1
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Year 2015 Summer
Volume: 1
Number:1
Editör: Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Öğr. Gör. Av. Nurten KÜÇÜK
Hakem Kurulu
Assoc. Prof. Binali MAMOEV (Yabancı Diller ve Mesleki Kariyer Üniversitesi/
Kırgızistan)
Prof. Dr. Birdoğan BAKİ (Karadeniz Teknik Üniversitesi/TÜRKİYE)
Prof. Dr. Dilaver DÜZGÜN (Atatürk Üniversitesi/TÜRKİYE)
Assoc. Prof. Ercan EKMEKÇİOĞLU (Kırgızistan İktisat ve Girişimcilik
Üniversitesi/Kırgızistan)
Prof. Dr. Hilmi YÜKSEL (Dokuz Eylül Üniversitesi/TÜRKİYE)
Prof. Dr. Mahmut TEKİN (Selçuk Üniversitesi/TÜRKİYE)
Prof. Dr. Mehmetgali SARIBEKOV (Dulati Taraz Devlet Üniversitesi/Kazakistan)
Assoc. Prof. Metin BAYRAK (Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi/Kırgızistan)
Prof. Dr. Muhsin HALİS (Kastamonu Üniversitesi/TÜRKİYE)
Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN (Atatürk Üniversitesi/TÜRKİYE)
Doç. Dr. Selami ŞİMŞEK (Gümüşhane Üniversitesi/TÜRKİYE)
Assoc. Prof. Zafer AĞDELEN (Girne Amerikan Üniversitesi/Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti)
İletişim:
Editor: [email protected]
Journal: [email protected]
Matbaa: Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık Reklam San Tic. Ltd.Şti.
İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı 48/48 İskitler - Ankara
Tlf: 0312 341 36 67
E-Posta: [email protected]
2
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
TINI Yazı Yayın Koşulları
1. The International New Issues in Social Sciences (TINI) dergisi, uluslararası hakemli bir
dergi olup yıllık olarak yayınlanmaktadır. Makaleler Türkçe, İngilizce veya Rusça
dillerinde gönderilebilir.
2. TINI dergisine gönderilen yazılar, daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış ve
yayımlanmak üzere başka bir basılı/elektronik mecraya sunulmamış olmalıdır. Böyle bir
durumun tespiti halinde süreç iptal edilir. Makale sunum ücreti iade edilmez.
3. Makaleler mail adresine ([email protected] veya [email protected])
gönderilmeli, dergi editörlüğü ile makale sunum ve değerlendirme süreçlerine ilişkin
tüm iletişim mail üzerinden gerçekleştirilmelidir. Telefonla bilgi verilmez.
4. TINI dergisine sunulan makaleler öncelikle şekil ve içerik yönünden ön incelemeye
tabi tutulmakta, uygun bulunan makaleler en az 2 hakeme sunulmaktadır.
5. TINI'ya gönderilen makalelerin hakemlik sürecine girip girmeyeceği iki hafta içinde
sonuçlandırılır. Ön İnceleme sonucunda iade edilmesine karar verilen makalelere ait
makale sunum bedeli iade edilir
6. Yayın Kurulu tarafından incelenen makalelere uygun bulunduğu takdirde hakem/ler
tayin edilmektedir. Hakem/ler'den gelen raporlar doğrultusunda, makalenin
yayınlanmasına, rapor çerçevesinde yazar/lar'dan düzeltme, ek bilgi ve kısaltma
istenmesine veya yayınlanmamasına karar verilmekte ve bu karar yazar/lar'a
bildirilmektedir.
7. Gönderilen yazılar 1 satır aralıklı, paragraf aralığı önce 0 nk sonra 6 nk, tablo ve
şekillerle birlikte en çok 25 sayfa, A4 veya A5 olmayıp Özel Boyut 16x24 cm sayfası
boyutunda, üst ve soldan 2 cm., alt ve sağdan 1,5 cm. boşluk olmalıdır. Yazı 11
puntoda, Calibri, sola yaslı, Türkçe font kullanılarak hazırlanmalıdır. Şekil şartlarına veya
dergi içeriğine uymayan yazılar ön inceleme sonrasında TINI Dergisince hakemlere
gönderilmeden yazar/lar'a iade edilir.
8. TINI'ya gönderilen makalelerin şekil, grafik ve tabloların derginin belirttiği formata
uygun olması gereklidir. Dipnotlar, grafikler ve tablolar olabildiğince atıf yapılan
sayfada veya hemen devamında yer almalıdır. Metne konan tablolar yazılım programı
çıktısı olarak konmamalı, sonuçları yazar/lar kendileri tablo haline getirmelidir. Grafik,
şekil ve tablolar dergi yazım boyutunda olmalıdır.
9. Tablo ve makale isimleri üstte, şekil ve grafik isimleri altta yer almalıdır. Yazı
büyüklüğü ve girintiler yazım kuralları ile aynıdır.
10. Gönderilen bütün makalelerin başında, Türkçe başlık, Türkçe özet, İngilizce başlık,
İngilizce özet yer almalıdır. Özet kısımları 120-150 kelime arasında olmalıdır. Özetlerde;
amaç, yöntem, bulgular ve sonuç bilgilerinin yer almasına özen gösterilmelidir. Özet
kısımlarının altında anahtar kelimeler (keywords) İngilizce ve Türkçe olarak yazılmalıdır.
Özetlerde kısaltma kullanılmamalıdır.
11. TINI’ya gönderilecek makaleler, yazar isimli ve isimsiz olmak üzere iki Word dosyası
ile gönderilmelidir.
3
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
12. Yazar isimleri makale başlığının hemen altında yer almalı, kariyer, kurum, adres ve
mail bilgileri dipnotta bu sırayla verilmelidir.
13. Gönderilen makalelerde mutlaka, iki rakamlı düzeyde (örneğin; Q11) en az bir, en
fazla üç adet jel (journal of economic literature) sınıflaması yapılmalıdır. Makalenin
konu başlığına göre seçilmesi gereken jel sınıflamaları için
http://www.aeaweb.org/journal/jel_class_system.html adresinden yararlanılabilir.
14. Tüm yazılar; Amerikan Psikologlar Birliği (American Psychological Association, APA)
tarafından yayınlanan "The publication manual of the American Psychological
Association (5th edition), 2001" isimli kaynakta belirtilen yazım ilkelerine uygun olarak
yazılmalıdır. Bu kaynak genelde üniversite kütüphanelerinde kolaylıkla bulunabilen bir
materyaldir ve yazım kuralları ile ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır.
15. Makalelerde Türk Dil Kurumu'nun (TDK yazım kılavuzu ve yazım kuralları örnek
alınmalıdır. Detaylı bilgi için TDK'nın web sayfasına bakınız: www.tdk.gov.tr . Yabancı
sözcükler yerine olabildiğince Türkçe sözlükler kullanılmalıdır. Türkçe'de alışılmamış
sözcükler kullanılırken ilk geçtiği yerde yabancı dildeki karşılığı parantez içinde
verilebilir.
16. Metinde kaynaklara atıfta bulunurken isim (tarih) biçimine, kaynak gösterirken
(isim, tarih: sayfa no) (Küçük, 2015: 327) biçimine uyulmalıdır. Birden fazla esere atıfta
bulunuluyorsa aynı parantez içinde virgülle ayırmak suretiyle bütün kaynaklar peş peşe
yazılmalıdır. Ayna yazarın aynı yıldaki ikinci ve üçüncü eseri için (2010a) ve (2010b)
biçiminde harfler konmalıdır.
17. Ayrıca makalenin sonunda Soy isim, isim, tarih, çalışma adı, yayınlandığı eser ve yer
bilgilerinin bu sırayla yer aldığı bir KAYNAKÇA hazırlanmalıdır.
Küçük, Orhan (2014) Lojistik İlkeleri ve Yönetimi, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Demirdöğen, Osman ve Küçük, Orhan (2011), Üretim Yönetimi, 2. Baskı, Ankara: Detay
Yayınevi.
Fidan, Yılmaz ve diğerleri (2009), Sorulu Cevaplı Temel Dini Bilgiler, İstanbul: Mart
Matbaacılık Yayınları.
Bayram, Güngör ve Şentürk, Suat Hayri (2003), “Hazar Enerji Kaynakları ve Bölge
Ekonomileri Açısından Önemi”, Yakın Dönem Güç Mücadeleleri Işığında Orta Asya
Gerçeği, (67-90), Ankara: Gündoğan Yayınları. (Kitapta bölüm)
Karancı, Ahmet (Ed.) (1997), Farklılıkla Yaşamak Aile ve Toplumun Farklı
Gereksinimleri Olan Bireylerle Birlikteliği, Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.
Müellif: Saîd b. Ali el-Kahtânî (2009), Kitap ve Sünnet’ten Şifa Duaları (Çev.: M. Rahmi
Telkenaroğlu), Tercüme ve Tahric Çalışması, Konya: Hüner Yayınları.
Türkiye İstatistik Kurumu (1996), Küçük Ölçekli İmalat Sanayi İstatistikleri, Ankara:
TÜİK Matbaası.
4
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Dumlu, Emrullah, (2010), “İslam’ın İlk Dönemlerindeki Uygulamalar Ekseninde
Kamusal Bir Gelir Olarak Zekât”, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 33, 91116.
Cengiz, Ekrem ve diğerleri (2006), “Bütünleşik Kalite-Çevre Yönetim Sistemi”, Atatürk
Üniversitesi İİBF Dergisi, 20(1), 247-265.
Şimşek, Selami (2005), “Keşanlı Süleyman Zâtî ve XVIII. Asırda Celvetîlik”,
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Güllüpunar, Hasan (2010), “Halkla İlişkiler Sosyal Sorumluluk İlkesi: Kamu Kuruluşları
Yaklaşımı Bakımından Konya Büyükşehir Belediyesi Örnekleri”, Gümüşhane
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Elektronik Dergisi, 1(1),
http://sbedergi.gumushane.edu.tr/sayi1ocakk.html, (12.12.2011).
Yayla, Yıldızhan (1991), “Anayasa” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi içinde, 3,
(164-194), İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı.
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun (2011), T.C. Resmi Gazete, 6111, 25 Şubat 2011.
Kılıç, Adem - Şafak, Burhan Asaf (Yapımcı), Kılıç, Adem (Yönetmen) (2011), Sümela’nın
Şifresi Temel, Türkiye: Üçgen Yapım Evi.
18. Makale sunum bedeli 2015 yılı için 100 TL olup makalenin dergiye gönderildiği anda
hesaba aktarılması gerekmektedir. TINI’ya gönderilen ve hakemlik sürecine giren
makalelerin sunum ücreti, makale yayımlansın-yayımlanmasın iade edilmez.
19. Makalelerde dile getirilen düşüncelerden yazarları sorumludur.
20. Dergide yayımlanması kabul edilen ve yayımlanan yazıların yazılı ve elektronik
ortamda tüm yayın hakları TINI’ya aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
5
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
CONTENTS
Year 2015 Summer
Volume: 1
Number:1
Prof. Dr. Orhan Küçük
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma
Öğr. Gör. Murat Kurnuç, Öğr. Gör. Selçuk Korucuk ve
Prof. Dr. Orhan Küçük
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnuniyeti ve
Müşteri Sadakatine Etkisi
Yrd. Doç. Dr. Dilşad Güzel ve Prof. Dr. Osman Demirdöğen
Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi
Öğr. Gör. Selçuk Korucuk, Öğr. Gör. Murat Kurnuç ve
Prof. Dr. Orhan Küçük
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel
Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin Keleş, Öğr. Gör. Murat Dilmaç ve
Arş. Gör. Arzu Tural Dikmen
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi:
Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma
Fatma Zanco ve Akif Kaya
Üniversite Öğrencilerinin Gsm Operatörü Tercih Nedenlerinin
Araştırılması: Bir Uygulama
Öğr. Gör. Murat Dilmaç, Arş. Gör. Arzu Tural Dikmen ve Yrd.
Doç. Dr. Şerafettin Keleş
Bankaların Finansal Yapılarının Kârlılıkları Üzerine Etkileri: Türk
Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (1998-2015)
6
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
….. 7
….. 21
….. 45
….. 71
….. 91
….. 117
..… 143
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
,
The International New Issues In SOcial Sciences
Number: 1
pp: 7-20
Summer 2015
HALK KÜLTÜRÜNDE GİRİŞİMCİLİK: ATASÖZLERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
Orhan KÜÇÜK*
ÖZET
Bireylerin davranışları yaşadıkları toplum içinde şekillenmekte, değer
yargılarının oluşmasında toplumun referansları esas alınmaktadır. Bu nedenle
toplumu oluşturan bireylerin kabulleri, bakış açıları ve uygulama biçimleri,
toplumsal uzlaşının çerçevesini çizdiği alanda belirlenmektedir. Dolayısıyla
bireyin davranışlarında, düşüncelerini harekete geçirmesinde ve dış çevre ile
ilişkilerinde toplumsal dinamikler etkili olmaktadır.
Edebiyat, sanat ve hukuk kurallarında olduğu gibi, ekonomide de toplumsal
yargılar bireyin davranışlarını etkilemektedir. Bu durum tasarruf veya satın
alma davranışları için geçerli olduğu gibi, yatırım ve üretim kararları için de
geçerlidir.
Atasözleri ve deyimler, toplumun değer yargılarını ortaya koyan metinlerdir.
Geçmişten günümüze halk kültürünü yansıtan atasözleri, girişimcilik konusunda
da toplumun tarihsel bakışını ortaya koyma bakımından esas alınabilecek temel
referanslardır.
Girişimcilik kültürünün yerleşmesi, geleceğin toplumunda daha fazla girişimci
yetişmesi toplumun sosyo-ekonomik açıdan gelişmesine önemli ölçüde katkı
sağlayacaktır. Bu yüzden bir toplumda girişimciliğin yapısı ile ilgili fikir
yürütebilmek ve öneriler getirebilmek için topumun tarihsel köklerinin
incelenmesi önem arz etmektedir.
Bu çalışmanın amacı halk kültürümüzde girişimcilik anlayışının yerini ve
önemini, kültürün girişimcilik üzerine etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla
atasözü ve deyimlerimiz incelenmiş, girişimcilikle ilgili atasözleri genel olarak
*
Prof. Dr., Kastamonu Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü, [email protected].
7
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
girişimcilik, girişimcinin taşıması gereken özellikler ve girişimcilikte başarı
faktörleri başlıkları altında değerlendirilmiştir.
Bunun sonucunda, halk kültürünü yansıtan temel metinler olarak atasözü ve
deyimlerimizde girişimcilik ve genel olarak ticaret konusuna önemli ölçüde yer
verildiği, atasözü ve deyimlerimizin çalışma, iş yapma ve genel olarak ticareti
tedbiri elden bırakmadan özendirdiği, bunun yanında, literatürde tanımlanan
temel girişimci özellikleri ve girişimcilikte başarı faktörlerine vurgu yaparak
günümüze ışık tuttuğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Atasözü, Deyim, Halk Kültürü
Entrepreneurship in Folk Culture: A Research on Proverbs
ABSTRACT
Behaviour of individuals is shaped in the society in which they live and, the
formation of value judgements is based on the references of the society.
Therefore, the assumptions, perspectives and application forms of the
individuals that make up the society are determined in the field that outlines
the social consensus. Thus, social dynamics are effective in an individual's
behaviour, in the actuation of his/her thoughts and in the relations with the
external environment.
As in rules of literature, art and the law; in economy, too, social judgments
affect an individual’s behaviour. This situation applies to savings or purchasing
behaviour, as is also true for investment and production decisions.
Proverbs and idioms are texts that reveal society's values. Proverbs, which
reflect the folk culture from past to present, are the basic references that can
be taken as basis in terms of revealing the society's historical overview of
entrepreneurship.
The establishment of entrepreneurial culture and more entrepreneurs getting
raised in the society of the future will remarkably contribute to the
development of the society in terms of socio-economics. So, the examination
of the historical roots of the society is important in order to state opinions and
make suggestions about the nature of entrepreneurship in a society.
The aim of this study is to set forth the place and importance of the
understanding of entrepreneurship in our folk culture and the impact of
culture on entrepreneurship. For this purpose, our proverbs and idioms were
analyzed, and the proverbs regarding entrepreneurship were generally
evaluated under the titles of entrepreneurship, the qualities an entrepreneur
should have, and the success / accomplishment factors in entrepreneurship.
8
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
As the result of this, entrepreneurship and trade issues generally has been
found to be significantly in our proverbs and idioms as basic texts that reflect
the folk culture, it has been determined that our proverbs and idioms
encourage studying / working, transacting business and trade, generally by
being on the safe side, and besides this, they provide an insight into the
modern- day by laying emphasis on the fundamental qualities of an
entrepreneur and accomplishment factors in entrepreneurship defined in the
literature.
Key Words: Entrepreneurship, Proverb, Idium, Folk culture
JELL: M19
Giriş
Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar Anadolu topraklarında asli unsur olan nüfusun
ticaretle fazla iştigal etmediği, bu alanı azınlık tebaaya bıraktığı, hatta meslek
alanlarına göre uzmanlaşmanın olduğu yönünde bir kabul sözkonusudur. Bu
durum da sebepleriyle birlikte ayrıca ortaya konabilir fakat bu çalışma
bakımından değerlendirildiğinde, sosyo kültürel faktörlerin iş veya meslek
üzerinde etkili olabildiği veya bireylerin bakış açısını etkilediği yönünde bir fikir
verebilir.
Birtakım uygulamaların veya yeniliklerin toplumda yer bulabilmesi, sosyal doku
ile yakından ilişkilidir. Bireylerin özellikleri, konuları ele alış biçimleri, belli
durumlara bakışları ile düşünme ve eylem biçimleri içinde yaşadıkları toplumun
değer yargılarının bir uzantısıdır.
Girişimcilik de, sanat, edebiyat ve spor gibi toplumun referansları ile şekillenen
bir olgudur. Bu bakımdan pek çok alanda olduğu gibi bireylerin girişimciliğe
yönlendirilebilmesinde, girişimci özelliklerle donatılmasında ve bu girişimci
karakterini günü geldiğinde dışa vurmasında toplum yapısı ve bakışı önemlidir.
Bir yerde toplum, toplumsal değer yargıları ve kültür, insanın düşünce ve
hareket kabiliyetinin sınırlarını, hareket alanının çizgilerini belirleyebilmektedir.
O bakımdan bir toplumun girişimcilik nitelikleri, bakış açısı ve hatta
yeteneklerin geliştirilmesi veya eksik yönlerinin iyileştirilmesi araştırılırken
kültürel alt yapının bilinmesi gerekmektedir.
Kültürel değerlerin bir kısmı söze ve yazıya dönüşerek tarih boyunca yeni
kuşaklara taşınmaktadır.
Sözcüklerin ve terimlerin yanı sıra atasözlerimiz ve deyimlerimiz, Türkçenin söz
varlığını oluşturan önemli ögelerdendir. Atasözleri, uzun deneme ve gözlemlere
dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş, öğüt verici nitelikteki sözlerdir.
Deyimler ise genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, ilgi çekici bir anlam
9
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
taşıyan kalıplaşmış söz öbekleridir. Atasözlerimiz ve deyimlerimiz hayata
bakışımızın, değerlerimizin, geleneklerimizin, inançlarımızın söze dönüşmüş
biçimleridir. Her atasözü her deyim aslında bir kültür. Binlerce yıllık tarihimiz
içerisinde atalarımızın dilimizin söz varlığına kazandırdığı değerimizdir
(www.tdk.gov.tr).
Atasözleri ve deyimler, toplumun değer yargılarını ortaya koyan metinlerdir.
Geçmişten günümüze halk kültürünü yansıtan atasözleri, girişimcilik konusunda
da toplumun tarihsel bakışını ortaya koyma bakımından esas alınabilecek temel
referanslardır.
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü
öğütler veren, toplum tarafından benimsenip ortak olarak kullanılan
kalıplaşmış sözler olan atasözleri; bir kültürün düşünme tarzını ve olaylar
karşısındaki algı ve davranış biçimlerini açıklaması bakımından önemli bir
göstergedir. Toplum içindeki bireyin, davranışları, düşünceleri ve duyguları;
içinde doğup yetiştiği kültürün bu öğesinden etkilenecektir (Tanrıkulu, 2011, s.
86).
Bu çalışmada Türk atasözleri incelenerek, girişimciliğin atasözlerinde ne ölçüde
işlendiği, girişimcilik, girişimcinin taşıması gereken özellikler ve girişimcilikte
başarı faktörleri bakımından toplumun bakış açısı değerlendirilecektir.
Literatür Taraması
Literatürde halk kültürü ile iktisadi konular arasındaki ilişkileri inceleyen ve halk
kültüründe atasözleri konusunda önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu
çalışmalardan birinde (Başfırıncı, 2011), Türk tüketicilerin tüketim kültürünün
değerlerini ne derecede benimsedikleri, benimseme sürecinde hangi psikolojik
ve davranışsal meşrulaştırma süreçlerine başvurdukları ve tüketim kültürünü
kendi kültürel altyapımızla nasıl uyumlaştırdıkları incelenmiştir. Çalışma
sonucunda tüketim kültürü ve tüketim kalıpları büyük ölçüde benimsenmiş olsa
da paylaşmak gibi geleneksel değerlerin ve pazarlık etmek gibi satın alma
alışkanlıklarının da terk edilmediği ve sisteme uygun biçimde dönüştürüldüğü
belirlenmiştir.
Özdemir (2011), edebiyat-ekonomi ilişkisini kültürel ekonomik yaklaşımlar ve
özellikle içerik endüstrileri temelinde incelemiştir. Bu çalışmada edebiyatekonomi ilişkisinin veya edebiyatın ekonomik boyutunun varlığı, içeriği ve
işleyişi kültür destekçiliği, kayıt teknolojileri, basılı medya ve yayıncılık, kent
kültürü ekonomisi, kültür endüstrileri/ sektörleri, reklam, moda, kitap fuarları,
fikri mülkiyet ve telif hakları, kitap ticareti, ikinci el kitap piyasası alt başlıkları
altında sunulan veri ve yorumlarla incelenmiş ve kanıtlanmıştır.
10
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Özdemir (2010), Türkiye’deki reklâmlarda toplumsal cinsiyet ve sunumu
incelediği çalışmasında, toplumsal cinsiyetin tanımı, toplumsal cinsiyet ve
medya ilişkisi göz önünde bulundurarak toplumsal cinsiyetin Türkiye’de, 2005–
2009 yılları arasında yayınlanan seçilmiş reklâm örneklerinden hareketle
reklâmlarda işlenişini değerlendirmiştir.
Atasözlerini farklı yönlerden ele alan çok sayıda çalışma yapılmış, Tanrıkulu
(2011) Türk atasözlerinde gerçeklik terapisi üzerinde çalışmış, Aranyosi (2010),
20. ve 21. yüzyılın enformatik araçlarıyla, sözlü kültürün muhafaza edildiği
kollektif birikime erişme şeklinin değiştiği, dolayısıyla atasözünün bir form
değişimi geçirmekte olduğunu öne sürmüştür.
Erdem (2010), “seçme” ve “yer değiştirme” işlemi olarak tanımlanan ve anlamı
örten metaforların, iletinin karşıdakine hemen ve etkili bir şekilde aktarılmasını
amaçlayan atasözlerinde kullanım nedenlerini, onların bu söz formlarında nasıl
işlediklerini ortaya koymuştur. Dik (2010) ise; Türkiye Türkçesinde kullanılan
atasözleri ve dinî inanç temaları üzerinde yoğunlaşan çalışmasında,
atasözlerinin anlamsal karşılıkları ile dinî inanç arasındaki ilişkiyi, sosyal
psikolojinin önemli kavramlarından biri olan adil dünya inancı açısından
değerlendirmiştir.
Atasözlerinde girişimciliğin incelendiği çalışma ise ulaşılabildiği kadarıyla sadece
bir tanedir. Esen ve Ensar’ın (2011) yaptıkları bu çalışmada atasözlerinde
girişimcilikle ilgili, olumlu, olumsuz veya yansız (tarafsız) kavramlar taranmıştır.
Çalışma sonucunda, girişimciliğe olumlu vurgu yapan atasözlerinin daha fazla
olduğu tespit edilmiştir.
Girişimcilik ve Girişimcilikte Başarı Faktörleri
Girişimci veya müteşebbis, mal veya hizmet üretmek/pazarlamak üzere
kâr/zarar riskini göze alarak, sahip olduğu sermayeyi yatırıma dönüştüren
kişidir (Küçük, 2013, s. 26). Girişimcilik ise; bir işletmenin kurulması, yönetsel
süreçlerin işletilmesi, üretim ve pazarlamaya yönelik tüm risklerin üstlenilmesi
gibi, bir işin kurulması ve yürütülmesine ilişkin faaliyetler bütünü olarak
tanımlanmaktadır (Küçük, 2013, s. 27).
Girişimciyi başarılı kılan ve rekabette öne geçiren bir takım girişimcilik
özellikleri literatürde verilmektedir. Bu özellikler (Tekin, 2005, s. 3 ve 47,
www.kosgeb.gov.tr, Öz-Alp, 1971, s. 47):
* İşletmeyi başarıyla yönetme,
* İşin gerektirdiği teknik ve sosyal beceriye sahip olma,
* Kaynakları bir araya getirerek etkin kullanma,
11
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
* Hesaplı riskler almak konusunda istekli olma,
* Sorumluluk üstlenebilme,
* Yenilikçilik ve azim,
* Öğrenmeye açık olma ve kendini geliştirme,
* Dinamik bir kişilik,
* Uzun süre yorulmadan çalışabilme,
* Zorluklara kolaylıkla karşı koyabilme,
* Zihinsel Fiziksel dayanıklılık,
* Mali gücünü kuvvetlendirinceye kadar az kârla yetinme,
* Özgüven,
* Kararlı olma,
* Güvenilirlik ve
* Sebat
biçiminde sıralanabilir.
Bunun yanında bir işe başlarken dikkat edilmesi gereken hususlar anlamında
girişimcilikte başarı faktörleri de tanımlanmıştır. Bu faktörlerin başlıcaları da
aşağıda sıralanmıştır (Öz-Alp, 1971, s. 3 ve Küçük, 2013, ss. 76-78).
* Uygun işin bulunması,
* Uygun zamanın seçilmesi
* Yönetim yeteneği
* Sermaye olanakları ve
* Risklere karşı güvence
Bir girişimcinin temel özelliklere sahip olması ve işe başlarken başarı
faktörlerini göz önünde bulundurarak hareket etmesi halinde başarılı olması
beklenmektedir.
Araştırmanın Amacı ve Beklenen Yararlar
Bu çalışmanın amacı halk kültürümüzde girişimcilik anlayışının yerini ve
önemini, kültürün girişimcilik üzerine etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla
atasözü ve deyimlerimiz incelenmiş, girişimcilikle ilgili atasözleri genel olarak
girişimcilik, girişimcinin taşıması gereken özellikler ve girişimcilikte başarı
faktörleri başlıkları altında değerlendirilmiştir. Atasözlerinin, toplumun genel
girişimcilik karakteri ile ilgili olarak fikir vereceği beklentisiyle, içinde
12
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
yaşadığımız toplumunun girişimcilik özellikleri ve bakış açısı, atasözleri
üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır.
Yapılan çalışma sonucunda, atasözlerimizin girişimciliği özendiren, değerli
olduğunu ifade eden, çalışmayı ve sebat etmeyi teşvik eden fakat bunun yanı
sıra sıklıkla ihtiyatlı olmayı, fazla güvenmemeyi öneren yönlendirmeleri
doğrultusunda, toplumun girişimcilik vizyonunun geliştirilebilmesi veya var
olanın güçlendirilebilmesi adına bilimsel bir değerlendirme sunulmuş olması,
ilgili kesimlerin bu doğrultuda birtakım girişimlerde bulunmasına ve ülkemizin
sosyo ekonomik gelişimine belli ölçüde katkı sağlanmış olması beklenmektedir.
Araştırmanın Kapsamı ve Yöntemi
Bu çalışmada Türk Dil Kurumu (TDK) web sayfasında yer alan Atasözleri ve
Deyimler Sözlüğü esas alınmıştır. Veri tabanında 2.396 atasözü, 11.209 deyimin
bulunduğu yazılımda atasözü ve deyimler yazım veya anlam bakımından
taranabilmektedir (www.tdk.gov.tr). Dolayısıyla araştırmanın kapsamını bu
atasözü ve deyimler oluşturmaktadır.
Yine sözlükte bazı atasözleri gerçek anlamlarıyla bazıları da mecazi anlamlarıyla
yer almaktadır.
Çalışma kapsamında TDK web sayfasındaki Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde
yer alan toplam 13.605 atasözü ve deyim içerisinde girişimcilikle ilgili ve temel
girişimci özellikleri olarak literatürde yer alan kavramlar ile girişimcilikte başarı
faktörlerine ilişkin ifadeler yazım ve anlam bakımından taranmıştır.
Atasözü/deyimlerin bu üç konu başlığına göre dağılımı ortaya konmuş, ilgili
konulardaki atasözlerinden bazı örnekler paylaşılmıştır. Çalışma sonucunda
atasözlerinin girişimciliğe bakışı tespit edilmiş ve son olarak bu doğrultuda
öneriler paylaşılmıştır.
Sınırlı olmakla birlikte, baş tarafta paylaşılan benzer konularda yapılmış olan
çalışma sonuçları ve bilinen atasözü/deyimler doğrultusunda araştırmanın
hipotezleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir.
H1: Girişimcilik veya genel olarak ticaret konusu Türk atasözlerinde önemli yer
tutmaktadır.
H2: Girişimcilik Türk atasözlerinde özendirilmektedir.
Bulgular
Girişimcilikte temel kavramları içinde bulunduran atasözü ve deyimlerin sayısı
Tablo 1.’de verilmiştir.
13
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 1. Girişimcilikle İlgili Kavramlar Bakımından Atasözlerinin Dağılımı
Girişimcilikle İlgili
Kavramlar
İş
İşletme(k)
Hesap
Dükkân
Almak
Satmak
Para
Sermaye
Toplam
Kavramla İlgili Atasözü/Deyim
Sayısı
324
1
43
5
440
30
107
6
956
Tablo 1.’den görüleceği üzere girişimcilikte temel kavramlar olarak iş, işletme,
hesap, dükkân, almak, satmak ve para kelimelerini içinde bulunduran atasözü
ve deyimlerde en fazla (440 adet) almak, iş (324 adet) ve para (107) ifadeleri
yer almaktadır.
Girişimcilik ile ilgili genel atasözlerinden bazı örnekler aşağıda paylaşılmıştır.
* İşin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol
* paranın gittiğine bakma, işinin bittiğine bak
* Al malın iyisini, çekme kaygısını
* Almadığın hayvanın kuyruğunu tutma
* Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
* Dostluk kantarla, alışveriş (hesap) miskalle
* Evdeki pazar (hesap) çarşıya uymaz
Bir girişimcinin sahip olması gereken özellikleri ifade eden atasözlerinin
dağılımına ilişkin bulgular Tablo 2.’de paylaşılmıştır.
Tablo 2. Girişimci Özellikleri İle İlgili Kavramlar Bakımından Atasözlerinin Dağılımı
Girişimci Özellikleri İle İlgili Kavramlar
Azim
Dayanıklılık
Öğrenme
Kanaat
Çalışmak
Marifet
Sabır
Birlik veya ortaklık
Cesaret/Korku
Akıl(lı olma veya akılcı davranma)
Başarı (Anlam bakımından ve mükerrer
olanlar çıkarıldıktan sonra)
Toplam
Kavramla İlgili Atasözü/Deyim
Sayısı
2
1
22
3
8
3
7
10
14
14
112
196
14
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Buna göre temel girişimcilik özellikleri arasında sayılan azim, dayanıklılık,
öğrenme, kanaat, çalışmak, marifet, sabır, birlik veya ortaklık, cesaret, korku ve
akıl(lı olma veya akılcı davranma) kelimelerini içinde bulunduran atasözü ve
deyim sayısı 196’dır.
İş kurma becerisini ve rekabete karşı koyabilmeyi ifade edebileceği
düşünülerek, “başarı” kelimesi anlam bakımından taratılmış ve diğer
kavramlarda da çıkan mükerrer iki atasözü dışlandığında 112 atasözü/deyim
belirlenmiştir.
Bu kavramlardan atasözü ve deyimlerde en çok geçenler sırasıyla öğrenme (22
adet), akıl (14 adet), cesaret (14 adet) ve birliktir (10 adet).
Girişimcilik özellikleri ile ilgili bazı atasözü örnekleri şunlardır:
* Adamın iyisi işbaşında (alışverişte) belli olur
* Az el aş kotarır, çok el iş kotarır
* Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
* Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
* Erkek koyun kasap dükkânına yakışır
* Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas
* Sabrın sonu selamettir
* Marifet iltifata tabidir
* Hesabını bilmeyen kasap, ne satır bırakır ne masat
* Sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez
* Birlikten kuvvet doğar
* Nerede birlik, orda dirlik
* Ortaklık öküzden, başlı başına buzağı yeğdir
* Yalnız taş, duvar olmaz
* Akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (oğlunu) everir
* Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
* Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını
* Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur
* Araba ile tavşan avlanmaz
* Bir koltuğa iki karpuz sığmaz
15
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
* Meyve veren ağaç taşlanır
* Sen işten korkma, iş senden korksun
* Ya devlet başa ya kuzgun leşe
* Yatan (yatar) aslandan (kurttan), gezen (yeler) tilki yeğdir (iyidir)
* Yuvarlanan taş yosun tutmaz
* Er olan ekmeğini taştan çıkarır
Burada akılcı davranma ve ortaklık konusunda hem olumlu hem olumsuz
ifadelerin kullanıldığı görülmektedir. Bakıldığında, bir takım olumsuz tecrübeler
ışığında ortaklık konusunda tedbirli davranılmasının tavsiye edildiği anlaşılabilir.
Akıl konusunda olumsuz anlam içeren atasözünde ise belli ölçüde risk
alınmasına vurgu yapılmaktadır. Bu da temel girişimci özelliklerindendir.
Bu atasözü/deyimlerin toplam içindeki payı da Tablo 3.’de gösterilmiştir.
Tablo 3. Girişimcilik Konusundaki Atasözü/Deyimlerin Toplam İçindeki Payı
Atasözü/Deyim
Sayı
Girişimcilik İle İlgili
Atasözü/Deyim
Girişimci Özellikleri İle İlgili
Atasözü/Deyim
Girişimcilik Konusunda
Toplam Atasözü/Deyim
956
196
Toplam Atasözü/
Deyim Sayısı
Oran (%)
7
13.605
1152
1
8
Tablo 3.’den görüleceği üzere toplam atasözü/deyimlerin yaklaşık %10’u
girişimcilik konuları ile veya genel olarak ticaretle ilgilidir.
Çalışma kapsamında ayrıca, girişimcilikte başarılı olunabilmesi için dikkate
alınması gereken başarı faktörlerine ilişkin atasözleri de değerlendirilmiştir.
* Uygun işin bulunması,
Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır
* Uygun zamanın seçilmesi
Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
Acele işe şeytan karışır
* Yönetim yeteneği
Kuru gayret çarık eskitir
Eşek (eşkin) eve gelmiş, yorga yolda kalmış
* Sermaye olanakları
Mayasız yoğurt tutmaz
Sermayen bir yumurtaysa taşa çal
* Risklere karşı güvence
16
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Ak akçe kara gün içindir
Bulgular genel olarak değerlendirildiğinde, girişimcilik konusunun Türk
atasözlerinde işlendiği, bireyin çalışmaya teşvik edildiği, risk almadan başarılı
olunamayacağı fakat tedbirin de elden bırakılmaması gerektiğinin temel öğreti
olduğu anlaşılmaktadır. Bu bulgular doğrultusunda;
H1: Girişimcilik veya genel olarak ticaret konusu Türk atasözlerinde önemli yer
tutmaktadır.
H2: Girişimcilik Türk atasözlerinde özendirilmektedir.
biçiminde kurulan araştırma hipotezleri kabul edilmiştir.
Sonuç ve Öneriler
Halk kültüründe Türkçenin temel ögelerinden olan atasözleri incelendiğinde,
Türk atasözü ve deyimlerinde girişimciliğin, yukarıda yüzdelik değerleriyle de
ifade edildiği üzere belli bir yer tuttuğu ve girişimciliğin özendirildiği sonucuna
ulaşılmıştır.
Araştırmanın alt başlıkları olarak; genel girişimcilik konuları, girişimcinin sahip
olması gereken özellikler ve girişimcilikte başarı faktörleri bakımından ulaşılan
sonuçlar, başlıklar itibariyle paylaşılmıştır.
Atasözlerinde girişimcilik genel konuları bakımından; çalışmanın değerli,
paranın önemli olduğu, o yüzden kazancın kıymetinin iyi bilinmesi, aynı
zamanda paranın yüzünün sıcak yani çekici olduğu ve dikkatli olunması
gerektiği, enerji ve diğer kaynaklara sahipken harekete geçilmesi, borç ve
alacakların iyi planlanarak vadeye dikkat edilmesi, müşteri istekleri
doğrultusunda ve bilinen işin yapılması, elde olmayan şeyler hakkında da
müşterilerde beklenti oluşturulmaması gerektiğine vurgu yapıldığı sonucuna
ulaşılmıştır.
Girişimci özellikleri açısından; insanları ve diğer kaynakları bir araya getirerek
koordine etme, hedefe giderken doğru yöntem ve araçları kullanma,
kazandığının ve sahip olduğu değerlerin kıymetini bilme, yetenekler
doğrultusunda ve uzmanı olunan işlere yönelme, çalışkan olma ve tembelliği
bırakma, yaptığı işte sebat etme, zorluklara karşı sabırlı olma, özgüven sahibi
olma ve girişimciliğe yönlendirirken taltif etme, iş yaparken belli riskleri alma,
beceremeyeceği işlerden uzak durma, eleştirilerden yılmama ve işin üzerine
cesaretle gitme gibi hususlarda, atasözlerinin yönlendirici ifadeler içerdiği
tespit edilmiştir.
Girişimcilikte başarı faktörleri itibariyle de; acele etmeden, tam zamanında
yatırım kararı alıp, adımların sırasıyla, dikkatli ve düşünerek atılması, iş için
17
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
gerekli sermayeye sahip olunması, sadece başka kaynaklara güvenerek hareket
edilmemesi, yapılacak iş konusunda gerekli beceri ve yeteneklere sahip
olunması, birlik veya ortaklığın değerli olduğu fakat ihtiyatlı yaklaşılması
gerektiği, olabilecek her türlü olumsuzluğa karşı bir B planının olması ya da zor
günler için kaynak ayrılması konusunda atasözlerinde yönlendirmelere yer
verildiği belirlenmiştir.
Atasözlerinin tarihsel birikiminden ayrıca; çalışmak ve kazanmak önemli
olmakla birlikte, “kiminin parası kiminin duası” gibi atasözlerinden hareketle
paranın her şey demek olmadığı, toplumun beklentilerinin de dikkate alınarak
çalışılması, sosyal yarar projelerinin de hatırdan çıkarılmaması gerektiği
sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda ifade edilebilecek bir diğer husus da; “çok
söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz” atasözünden hareketle, fazla
paranın bir takım olumsuzlukların göstergesi olabileceğine dikkat çekiliyor
olmasıdır.
Belirtilmesi gereken son bir bulgu da şudur: Atasözlerinde, ortaklık, akılcı
hareket etme, risk alma gibi hususlarda, hem olumlu hem de olumsuz ifadelere
rastlanmıştır. Bazı atasözlerinin riski övdüğü gibi bazılarının da riskten
kaçınılması gerektiğine vurgu yaptığı, yine bazı atasözlerinde ortaklığa
bazılarında ise kendi başına hareket etmenin daha doğru olacağına parmak
basıldığı belirlenmiştir. Buradan anlaşılan duruma göre (işletme
terminolojisinde durumsallık yaklaşımı) hareket edilmesi, belli risklerin alınıp
bazı risklerden kaçınılması, uygun kişilerle birlikte çalışılabileceği fakat öbür
türlü kendi işini kurmanın daha yararlı sonuçlar doğuracağıdır.
Bu bulgular doğrultusunda, eğitim çalışmalarında, girişimcilere yönelik devlet
desteklerinde toplumun temel dinamiklerinin ve kültürel değerlerinin dikkate
alınmasının yararlı olacağı paylaşılabilir.
İncelenen atasözleri ışığında girişimcilere yönelik olarak şu öneriler
paylaşılabilir:
* Uzmanı olunan iş yapılmalı
* Sermaye yapılacak iş için yeterli olmalı,
* Dikkat ve enerji farklı iş kollarına fazla dağıtılmamalı,
* Azimli olunmalı,
* Yapılan işte sebat edilmeli
* Atılan adımlarda kararlı olunmalı,
* Eleştirilere kapılıp doğru bildiğinden çabuk vazgeçilmemeli,
* Bir işe girişilmeden önce en ince ayrıntısına kadar hesap yapılmalı,
18
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
* İşi yürütürken hesaplar iyi izlenmeli ve denetim elden bırakılmamalı,
* Duruma göre risk alınmalı,
* İhtiyatlı bir iyimserlik kaydıyla birlik olmanın sinerjisine başvurulmalı ve
* Öngörülemeyen risklere karşı farklı planlar oluşturulmalı ve kaynak
ayrılmalıdır.
Bu çalışmada atasözü ve deyimler girişimcilik bakımından incelenmiş, halk
kültüründe girişimciliğin yeri ve bu atasözü/deyimlerin toplam
atasözü/deyimler içindeki payı ortaya konmuştur. Başka çalışmalarda atasözleri
farklı konulara göre tasnif edilebilir, farklı konulardaki atasözü ve deyimlerin
toplam içindeki oransal dağılımı ortaya konabilir. Böyle bir çalışma ile toplumun
yönünü veya hangi konulara daha fazla değer verdiği ya da hangi konuların
toplumun zihninde daha fazla yer tuttuğu ortaya konabilir.
19
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Halk Kültüründe Girişimcilik: Atasözleri Üzerinde Bir Araştırma (pp. 7-20)
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
KAYNAKLAR
Aranyosi, Ulusoy. E. (2010). Atasözü Neydi, Ne Oldu?, Millî Folklor, 88, 5-15.
Başfırıncı, Ç. (2011). Modern Türk Tüketim Kültürüne Yönelik Bir Araştırma, Millî Folklor 91, 115129.
Dik, T. (2010) Atasözlerinde Adil Dünya İnancı, Millî Folklor, 88, 28-32.
Erdem, S. (2010). “Atasözlerinde Metaforların İşleyişi, Millî Folklor, 88, 33-37.
Esen, Ş. Ve E. Yılmaz. (2011). Türk Atasözleri Ve Deyimlerinde Girişimcilik Olgusu: SosyoEkonomik Açıdan Bir Bakış, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 30.
Küçük, O. (2008).Türk Eğitim Sisteminde Girişimcilik Ve Girişimcilik Eğitiminde Avrupa Birliği (AB)
Hibe Projelerinden Yararlanma Düzeyi: Bir Uygulama”, 2. Uluslararası Girişimcilik Kongresi,
Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, Bişkek-Kırgızistan, 7-10
Mayıs.
Küçük, O. Ve E. Ekmekcioğlu. (2008). “Türkiye’de Girişimcilik Eğilimi Ve Gelişmişlik Düzeyi Farklı
Yörelere İlişkin Bir Alan Araştırması: Kırgızistan İçin SWOT Analizi Ve Girişimcilik Önerileri”, 2.
Uluslar Arası Ekonomi Konferansı, Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler
Fakültesi, 256-264, Bişkek-Kırgızistan, 9-11 Eylül.
Küçük, O. (2013). Girişimcilik Ve Küçük İşletme Yönetimi. Geliştirilmiş Ve Gözden Geçirilmiş 6.
Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Öz-Alp, Ş. (1971). Küçük İşletmeler, Eskişehir: İTİA Yayıncılık.
Özdemir, M. (2010). Türkiye’deki Reklamlarda Toplumsal Cinsiyet Ve Sunumu. Millî Folklor, 88,
101-111.
Özdemir, N. (2011). Edebiyat Ve Ekonomi Kültürel Ekonomik Bir Alan Olarak Edebiyat, Millî
Folklor, 91, 101-114.
Tanrıkulu, T. (2011). Türk Atasözlerinde Gerçeklik Terapisi, Millî Folklor 90, 86-92.
Tekin, M. (2005). Hayallerin Gerçeğe Dönüşümü Girişimcilik, Yenilenmiş 4. Baskı, Konya: Günay
Ofset.
www.Tdk.Gov.Tr, (Erişim Tarihi: Kasım-Aralık 2013).
20
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
The International New Issues In SOcial Sciences
Number: 1
pp: 21-44
Summer 2015
KALİTE İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARININ MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE MÜŞTERİ
SADAKATİNE ETKİSİ
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ*
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK**
Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK***
ÖZET
Günümüz işletmeleri, artan rekabet nedeniyle kalite iyileştirme çalışmalarına
daha fazla önem vermek durumundadır. Kalite iyileştirme çalışmaları müşteri
memnuniyetini, müşteri memnuniyeti de müşteri sadakatini sağlayarak mevcut
pazar paylarının korunması ve zamanla geliştirilmesi üzerinde belirleyici
olmaktadır.
Bu çalışmanın ana amacı kalite iyileştirme çalışmalarının müşteri memnuniyeti
üzerinde, oluşan memnuniyet düzeyinin ise müşteri sadakati üzerinde ne
derece belirleyici olduğunu ortaya koymaktır. Çalışmamızda bu temel amacın
yanı sıra müşterilerin demografik özellikleri ile kalite algısı, müşteri
memnuniyeti ve müşteri sadakati arasındaki ilişki, müşteri memnuniyeti ve
müşteri sadakati faktörleri ile bunların önem düzeyleri incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, müşteri sadakati.
ABSTRACT
Today’s companies must give more importance in quality improvement
activities due to increasing competition. Quality improvement studies are the
decisive factor on the development and protection of existing market share by
providing customer loyalty with customer satisfaction, customer satisfaction.
The main purpose of this study is to prove that determining what degree on
customer loyalty of the satisfaction level on customer satisfaction of quality
*
Atatürk Üniversitesi, Pasinler M.Y.O., [email protected]
Gümüşhane Üniversitesi, Köse İrfan Can M.Y.O., [email protected]
***
Kastamonu Üniversitesi, İ.İ.B.F., [email protected]
**
21
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
improvement activities. In our studies, besides this basic purpose will be
examined customer satisfaction and customer loyalty factors with their
importance levels, relationship between customer satisfaction and customer
loyalty, demographic characteristics of customer with the perception of
quality.
Key words: Quality of service, customer satisfaction, customer loyalty
JELL: M10
I. GİRİŞ
Günümüz işletmeleri, artan rekabet nedeniyle kalite iyileştirme çalışmalarına
daha fazla önem vermek durumundadır. Günümüz ekonomilerinde
işletmelerin, taleplerin sürekli değiştiği zorlu rekabet ortamına adapte olup
ömürlerini devam ettirebilmeleri için kalite kaçınılmaz bir etkendir. Kalite
iyileştirme çalışmaları müşteri memnuniyetini, müşteri memnuniyeti de
müşteri sadakatini sağlayarak mevcut pazar paylarının korunması ve zamanla
geliştirilmesi üzerinde belirleyici olmaktadır.
Kalite iyileştirme çalışmalarını önemseyen bazı işletmeler ise müşteri
beklentilerini net olarak belirleyemedikleri için müşterinin beklentilerini
karşılamayan çalışmalar yapmakta ve bu nedenle müşteri memnuniyetini
sağlayamamaktadır.
Bu zorlu rekabet ortamında işletmeleri güçlü kılacak bir unsur da müşteri
sadakatidir. Müşteri sadakati piyasada birçok güçlü rakip olmasına rağmen
satışlara katkı yaparak rekabet üstünlüğü sağlamaktadır. Müşteri sadakati
sağlayamayan işletmelerin pazar payları daralacak, talep esnekliği artacaktır.
Bu da işletmeler için istenmeyen bir durumdur. Bunun sonucunda kâr ve
rekabet gücü azalacaktır.
Birbirleri ile zincir ilişki içerisinde olan kalite iyileştirme çalışmaları, müşteri
memnuniyeti ve müşteri sadakatinin incelenmesi bu yüzden önem arz
etmektedir. Yapılan çalışmada bu üç husus birlikte incelenmiştir ve birbirleri
arasındaki etkileşimden doğan sonuçlar paylaşılmıştır.
Hizmet Kavramı ve Hizmet Kalitesi
Kotler (1997), hizmeti bir tarafın diğer tarafa sunduğu, temel olarak
dokunulamayan ve herhangi bir şeyin sahipliğiyle sonuçlanmayan bir faaliyet ya
da fayda olarak tanımlamıştır (Kotler, 1997: 467). Grönroos’a (1990) göre
hizmet, mutlaka olmasa da doğal olarak az ya da çok dokunulmaz bir yapıya
sahip olan, müşteri ve hizmet personelinin fiziksel kaynakları veya malları
arasındaki etkileşim anında oluşan ve müşteri problemlerine çözüm olarak
sağlanan bir faaliyet veya faaliyet dizisidir (Grönroos, 1990: 27). Berry (1980)
22
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
ise hizmeti, fiziksel olarak sahip olunamayan bir iş, bir hareket veya bir çabayı
içeren soyut mamüller olarak tanımlamaktadır (Berry ,1980: 24).
Demirdöğen (1994), kalite, özellikle tüketicinin ihtiyaç ve beklentilerinin
bilinmesi, bunlara uygun tasarım yapılması, bunların hatasız bir şekilde teşkil
edilmesi, satış işlemleri ile ilgili bileşenlerin ve alt bileşenlerin güvenilir bir
şekilde sağlanması, performansın ve güvenliğin belgelendirilmesi, kullanımla
ilgili bir takım özelliklerin açık bir şekilde ortaya konulması, ambalajlamanın
uygun bir şekilde ve teslimatın dakik olarak yapılması, satış sonrası hizmetlerin
verimli olması ve bu konuyla ilgili deneyimlerin hepsi şeklinde sıralamıştır
(Demirdöğen, 1994: 40).
İçinde bulunduğumuz yüzyılda ortaya çıkmış olan değişik kalite tanımları,
kalitenin çok boyutlu olmasından kaynaklanmaktadır. Zira kalite, mutlak
anlamda ‘‘en iyi’’ demek değildir ve çok boyutluluğu kaliteyi bir bileşim olarak
karşımıza çıkarmaktadır. 1984 yılında D. Garvin kalitenin sekiz boyutunu
aşağıdaki gibi sıralanmıştır (Şimşek, 2000: 35).
*Performans: Üründe bulunan birincil özellikler.
*Uygunluk: Spesifikasyonlara, belgelere ve standartlara uygunluk.
*Güvenilirlik: Ürünün kullanım ömrü içinde performans özelliklerinin
sürekliliği.
*Dayanıklılık: Ürünün kullanılabilirlik özelliği.
*Hizmet görürlük: Ürüne ilişkin sorun ve şikayetlerin kolay çözülebilirliği.
*Estetik: Ürünün albenisi ve duyulara seslenebilme yeteneği.
*İtibar: Ürünün ya da diğer üretim kalemlerinin geçmiş performansı.
*Diğer unsurlar: Ürünün çekiciliğini sağlayan diğer karakteristikler.
Başta çok gelişmiş, sanayileşmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyada hizmet
sektöründe görülen hızlı büyüme ve gelişmeler göz önünde tutulduğunda son
yıllarda hizmet pazarlamasına yönelik ilginin gitgide artması doğal
karşılanmalıdır. Geleneksel olarak fiziksel mal esasına dayanarak geliştirilmiş
olan pazarlamanın, hizmetlerin pazarlanmasında ortaya çıkan bazı problemler
ve bunların çözümünde yetersiz kalınması, ‘hizmet pazarlaması’ olarak anılan
pazarlamanın özel şeklini veya alt disiplininin gelişmesine yol açmıştır (Mucuk,
2010). Dolayısıyla ‘kalite’ kavramı da hizmetler açısından farklılık arz
etmektedir. Hizmetlerin kalitesi ile ilgili olarak belli bir tanımın ve ölçümün
yapılması oldukça güç bir iştir. Ürünler için yapılan bir kalite tanımını, hizmetler
için düşünmenin doğru bir yaklaşım olmayacağı da bir gerçektir. Hizmet kalitesi
bir hizmet hakkındaki uzun dönemi kapsayan tümden bir değerlemeyi temsil
eden bir tutumdur (Eser,Korkmaz ve Öztürk 2011: 590). Hizmet işletmelerinde
üretilen hizmetlerin kalitesinin nasıl olduğu, üreticilerden çok o hizmeti alan
tüketiciler tarafından belirlenir ve üretilen hizmet, tüketicilerin beklentilerine
cevap verdiği ölçüde beğeni kazanır. Beğeni kazandığı sürece de tüketicisi olur.
23
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
O halde burada önemli olan şey, hizmet kalitesinin tüketiciler tarafından
tanımlanmasıdır. Bu tanımın, tatmin edici olan mükemmel hizmet ve tatmin
edici olmayan kötü hizmet şeklinde iki boyutu vardır (Karahan,2006).
Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri Sadakati
Memnuniyet, müşterilerin bir mal veya hizmeti kendi ihtiyaç ve beklentilerini
karşılayıp karşılayamamasına göre değerlendirmesidir (Kotler, 1997: 467).
Müşteri memnuniyeti ise, bir işletmenin sunduğu ürün ya da hizmetleri
kullanması sonucunda müşterinin, mal ya da hizmetin değeri hakkındaki
olumlu ya da olumsuz duygularıdır (Acuner, 2001).
Müşteri memnuniyeti bir diğer tanımla; müşterinin talep ve isteklerinin
karşılanması, uygun koşullar sunulması, ürüne ilişkin kalite algısının
beklentilerine eşit veya beklentilerinin üzerinde olması halinde yaşayacağı
mutluluk veya haz durumudur, şeklinde ifade edilmektedir (Küçük,2012: 238).
Müşteri memnuniyeti ile hizmet kalitesi farklı şeyler olmakla birlikte birçok
çalışma, müşteri tatmininin birincil belirleyicisi olarak hizmet kalitesi üzerinde
odaklanmıştır (McDougall ve Levesque 2000: 392). Müşteri memnuniyeti
hizmet kalitesinden farklı olarak beklenen ve algılanan hizmet arasındaki
kıyaslamadan ortaya çıkan düşüncedir. Oysa hizmet kalitesi arzulanan ve alınan
hizmet arasındaki kıyaslamayı ortaya koyar. Diğer fark ise, memnuniyet
işlemlerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılan pozitif duyguları, alınan hizmet
kalitesi ise hizmet işletmelerinin ortaya koydukları ürünün güvenilirlik,
sorumluluk ve nezaket gibi özelliklerini ifade eder. Bununla birlikte arzu ve
alınan hizmet müşteri memnuniyetinin doğrudan ve güçlü bir belirleyicisi
olarak görülebilir (Halsted, Bromley ve Cochran, 2000: 82).
Kotler’e (2013) göre çoğu şirket, pazar paylarına, müşterilerinin
memnuniyetinden daha fazla önem vermektedir. Bu bir hatadır. Pazar payı
geriye dönük bir ölçüdür; müşteri memnuniyeti ise ileriye dönük bir ölçüdür.
Eğer müşteri memnuniyeti azalmaya başlarsa, ardından pazar payı erozyonu
gelecek demektir. Şirketler, müşteri memnuniyeti seviyesini izlemeli ve
geliştirmelidir. Müşteri memnuniyeti ne kadar çok olursa, müşteriyi elde tutma
oranı o kadar yüksek olur (Kotler, 2013: 90).
Müşteri sadakati, müşterilerin tercihlerinde herhangi bir değişikliğe sebep
olabilecek durumlarda ve pazarlama çabalarına rağmen, sürekli olarak tercihte
bulundukları mal ve hizmetleri tekrar satın alması, tekrar tekrar o işletmenin
hizmetinin müşterisi olma konusunda kendisini adamasıdır (Oliver, 1999: 34).
Müşteri sadakatinin oluşturulmasında etkili olan bazı temel değişkenler vardır.
Bunlar (Öztürk,2007:128);
24
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
* İmaj
* Müşteri alışkanlığı
* Karar verme kolaylığı
* Pazar ve rekabet koşulları
* Müşterilerin risk almaktan kaçınma isteği
* Uyma eğilimi ve
* Müşteri tatminidir.
Müşteri memnuniyeti, müşteriyi elde tutmanın ve müşteri sadakatinin önemli
bir belirleyicisidir (Hee-Su ve Choong-Han, 2004: 765). Shoemaker ve Lewis
(1999)’e göre, müşteri memnuniyetinde, işletme-müşteri ilişkisi kapsamında
müşteri beklentilerinin ne oranda karşılandığı ölçülürken, müşteri sadakatinde
müşterinin tekrar satın almaya ve işletme ile işbirliği yapmaya ne kadar istekli
olduğu belirlenmektedir. Bu yazarların görüşleri, memnuniyetin, müşterinin bir
ürün ya da hizmet ile ilgili deneyimlerine, sadakatin ise alternatifler arasından
ürün yada hizmet seçimi ile ilgili müşterilerin eğilimlerine odaklandığını belirten
Auh ve Johnson (2005)’un görüsleri ile benzerdir (Ercan, 2006: 43).
Tatmin olmuş müşteriler şirkete güvenmektedirler ve şirketin
ürünlerinden/hizmetlerinden memnun kalmışlardır. Tatmin olmuş müşteri dış
faktörlerden etkilenmediği ve şirket ürün/hizmet kalitesini bozmadığı sürece,
şirketin sattığı ürünlerden/hizmetlerden tekrar satın alacaktır. Şirketin yapması
gereken çalışma müşteri ilişkileri yönetimi uygulamaları ile tatmin olmuş
müşterileri elinde tutmak için gerekli faaliyetleri yaparak rakiplerin müşteri
üzerinde yaptığı baskıyı azaltmak ve müşterinin sürekli kendi ürünlerini
kullanmasını sağlamaktır (Odabaşı, 2000: 17).
Bu açıklamalardan, işletmelerin yaptığı kalite iyileştirme çalışmaları müşteri
memnuniyetini, artan müşteri memnuniyetinin müşteri sadakatini, oluşan
müşteri sadakatinin de satışları artıracağı anlaşılmaktadır.
Hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakatini inceleyen çeşitli
çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan; Alkoç (2004), cevaplayıcıların gelir
düzeyi, eğitim düzeyi, uçuş sıklığı ile yolcuların algıladıkları hizmet kalitesi
arasındaki ilişkiyi incelemiş ve negatif yönde bir ilişki bulmuştur. Genel olarak
da bu çalışmada yolcuların algıladıkları hizmet kalitesi ile memnuniyet düzeyleri
arasında doğru yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir (Alkoç, 2004). Gürses
(2006) ise, yaptığı çalışmada havayolu işletmeciliğinde müşterilerin tercihlerini
etkileyen faktörleri önem sırasına göre güvenlik, fiyat ve dakiklik olarak
bulmuştur. Bunları sırası ile yer hizmetleri, firma imajı, firma büyüklüğü ve
konfor gibi faktörler izlemiştir. Müşteri istek ve beklentilerine yönelik yaptığı
araştırmada ise müşterilerin talepleri şu şekilde sıralanmıştır; havaalanına
ulaşımda kolaylık, refakatsiz çocuk yolcu güvenliği, acil durumlar için kabin
25
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
içerisinde kadrolu doktor, hasta ve özürlü yolcular için refakatçi, olarak
sıralanmıştır (Gürses, 2006).
Aslan (2007) , Müşteri memnuniyeti sağlanmasında en önemli etkenin bilet
fiyatları olduğu ve bunu takiben dakiklik, uçuş hattının uygunluğu, uçak tipi,
uçak konfor ve dizaynı, ikram hizmetleri ve personelin tutumu olduğu
sonucuna ulaşmıştır (Aslan, 2007).
Karaahmetoğlu (2008) yaptığı çalışmada, sosyo-demografik özellikler ile
algılanan hizmet kalitesi arasında negatif yönlü bir ilişki bulmuştur. THY ve
diğer havayolu yolcularının algıladıkları hizmet kalitesi ile genel memnuniyet
düzeyleri arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu da tespit edilmiştir ayrıca
hizmetlere yönelik beklentiler ve algılamalar arasında da anlamlı fark olduğu
sonucu ortaya çıkmıştır (Karaahmetoğlu, 2008).
IV. ARAŞTIRMANIN AMACI VE HİPOTEZLERİ
Araştırmanın temel amacı hizmet kalitesinin müşteri memnuniyeti ve müşteri
sadakati üzerindeki etkisini belirlemek ayrıca oluşan memnuniyet düzeyinin
müşteri sadakati üzerinde ne derece belirleyici olduğunu ortaya koymaktır.
Araştırmanın hipotezleri aşağıda sıralanmıştır;
H1 : Hizmet kalitesi ile müşteri memnuniyeti arasında ilişki vardır.
H2 : Hizmet kalitesi ve müşteri sadakati arasında ilişki vardır.
H3 : Müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati arasında doğrusal bir ilişki
vardır.
V. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE YÖNTEMİ
Erzurum ilinde bulunan havayolu kullanıcıları araştırmaya evren olarak
belirlenmiştir.
Araştırmanın ana kütlesini Erzurum Havalimanından seyahat eden kişiler
oluşturmaktadır. Kişi sayısına DHMİ resmi internet sitesinden erişilmiştir
(http://www.dhmi.gov.tr/istatistik.aspx, Erişim tarihi: 10.10.2014).
Ana kütlenin tamamına ulaşmanın zorluğu, zaman faktörü gibi kısıtlar göz
önünde bulundurularak oluşturulan bu ana kütleyi temsil eden bir örnek kütle
belirlenmiştir. Anket uygulanan örnek büyüklüğü ise;
formülünden faydalanılarak hesaplanmıştır (İdil, 1989: 242). Bu formülde;
26
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
n : Örnek kütle büyüklüğü
N : Anakütle büyüklüğü
P : Havayolu ile seyahat etme olasılığı
1-P : Havayolu ile seyahat etmeme olasılığı
a
: Önem düzeyi
Z : Test değeri
d : Hata payıdır.
%5 önem düzeyinde ve %5 hata payı ile ana kütleyi temsil eden örnek
büyüklüğü,
n = [(809.818)(0.5)0.5) (1.96)2] / [(809.818-1) (0.05)2 + (0.5) (0.5) (1.96)2] = 384
olarak hesaplanmıştır. Bu doğrultuda 384 kişi ile anket çalışması yapılmış ve
sonuçlar ana kütlenin tamamına genellenmiştir (Yaylalı ve Dilek, 2011:6).
Araştırmada veri toplama aracı olarak anket uygulaması yapılmıştır. Daha önce
yapılmış çalışmalardan (Geçen, 2011) yararlanılarak dört bölüm, toplam 52
sorudan oluşan bir veri toplama aracı geliştirilmiştir.
Veri toplama aracının birinci bölümü hizmet alıcıların hizmet kalitesi, müşteri
memnuniyeti ve müşteri sadakati faktörleri üzerinde demografik özelliklerin ne
derece belirleyici olduğunu ölçmek amacıyla demografik bilgilerin ortaya
konulmasına yönelik 4 sorudan oluşmaktadır. Bu bölümdeki sorular nominal
ölçekle düzenlenmiştir.
Veri toplama aracındaki sorular 5’li Likert ölçeğine göre kesinlikle katılıyorum 5,
katılıyorum 4, kararsızım 3, katılmıyorum 2 ve kesinlikle katılmıyorum 1 olacak
şekilde hazırlanmıştır.
İkinci bölüm Parasuraman, Zeithaml ve Berry’ nin geliştirdikleri hizmet kalitesi
boyutlarına göre hazırlanan ondokuz sorudan oluşmuştur (Zeynep, 2011:39).
Üçüncü bölümde hizmet pazarlamasında müşteri memnuniyetini etkileyen
faktörler dikkate alınarak geliştirilmişondört soru ve dördüncü bölümde ise
müşteri sadakatinin sağlanmasında etkili olan temel değişkenlere göre
oluşturulan oniki soru yer almaktadır (Öztürk, 2002:2).
Araştırma kapsamında öncelikle kalite iyileştirme, müşteri memnuniyeti ve
müşteri sadakati faktörlerinin önem düzeyleri belirlenmiştir.
Yapılan araştırma için uygulanan anket sorularının ilk bölümünde yer alan 4
soruluk demografik bilgilerin yüzde olarak dağılımı ortaya konulmuştur.
27
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Cevaplayıcıların hangi yaş grubu aralığında olduğunun, cinsiyet bilgilerinin,
eğitim düzeylerinin ve meslek bilgilerinin, toplam cevaplayıcılar arasındaki
yüzdelik oranları analiz edilmiştir.
Anket çalışmasının ikinci bölümünde yer alan hizmet kalitesine ilişkin ifadelere,
üçüncü bölümde yer alan müşteri memnuniyetine ilişkin ifadelere ve dördüncü
bölümde yer alan müşteri sadakatine ilişkin ifadelere verilen yanıtların yüzdelik
oranları analiz edilerek yorumlanmıştır.
Cevapların verdiği yanıtlarda ‘‘Kesinlikle Katılıyorum’’ yanıtına 5, ‘‘Kesinlikle
Katılmıyorum’’ yanıtına ise 1 puan verilmiş, buna göre anket çalışmasında yer
alan 3 ölçeğin ortalamaları ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır.
Tutum ölçeği alt boyutları güvenirlik dereceleri analiz edilmiştir. Bu bölümde
1951 yılında Cronbach tarafından geliştirilen, ölçekte yer alan maddelerin
varyansları toplamının genel varyansa oranlanması ile bulunan, Cronbach Alfa
güvenilirlik katsayısından faydalanılmıştır.
Ölçekler bakımından demografik değişkenlere göre farklılık olup olmadığı
incelenmiştir. Bu farklılıkların derecelerinin anlamlı olup olmadığı
yorumlanmıştır.
Son olarak ölçekler arasındaki ilişki incelenerek hizmet kalitesi ile müşteri
memnuniyeti arasında, hizmet kalitesi ile müşteri sadakati arasında ve müşteri
memnuniyeti ile müşteri sadakati arasında ne derece bir ilişki olduğu ortaya
konmuştur.
Demografik faktörler ile bu üç değişkene ilişkin faktörler arasında ilişkiyi
belirlemek üzere korelasyon analizi yapılmıştır.
Veriler SPSS 20.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir.
VI. BULGULAR
A.Demografik Bulgular
Tablo 1. Yolcuların yaşlarına göre dağılımını vermektedir.
Tablo 1. Yolcuların Yaşlarına Göre Dağılımı
Yaş
16-25
26-35
36-45
46-55
55 ve Üstü
Toplam
Kişi Sayısı
160
126
49
36
13
Yüzde
41,8
32,8
12,7
9,3
3,4
384
100
Tablo 1’de görüldüğü üzere yolcuların %41,8’i 15-25 yaşında iken, %32,8’i 2635, %12,7’si 36-45, %9,3’ü 46-55 ve %3,4’ü ise 55 yaş ve üstündedir.
28
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 2’de yolcuların cinsiyetine göre dağılımını göstermektedir.
Tablo 2. Yolcuların Cinsiyetine Göre Dağılımı
Cinsiyet
Erkek
Kadın
Toplam
Kişi Sayısı
230
154
384
Yüzde
60,0
40,0
100
Tablo 2’den görüleceği üzere yolcuların %60’ını erkek, %40 oranındaki kısmını
ise kadınlar oluşturmuştur.
Tablo 3. Yolcuların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı
Eğitim Düzeyi
İlkokul
Ortaöğretim
Ön Lisans
Lisans
Lisans Üstü
Toplam
Kişi Sayısı
7
45
78
220
34
384
Yüzde
1,7
11,8
20,3
57,4
8,8
100
Yolcuların eğitim düzeyleri Tablo 3’de gösterilmiş olup, yolcuların %1,7’si
ilkokul, %11,8’i ortaöğretim, %20,3’ü ön lisans, %57,4’ü lisans ve %8,8’i ise
lisans üstü mezunudur.
Tablo 4’de ise yolcuların mesleklerine göre dağılımı sunulmuştur.
Tablo 4. Yolcuların Mesleklerine Göre Dağılım
Meslek
Emekli
Kamu Personeli
Özel Sektör
Esnaf
Öğrenci
Toplam
Kişi Sayısı
15
144
118
13
94
384
Yüzde
4,0
37,6
30,6
3,3
24,6
100
Tablo 4’de görüldüğü gibi yolcuların %4’ü emekli iken, %37,6’sı kamu personeli,
%30,6’sı özel sektör çalışanı, %3,3’ü esnaf ve %24,6’sı ise öğrencidir.
B.Hizmet Kalitesi, Müşteri Memnuniyeti ve Sadakati (KMS) Bulguları
Sunulan hizmetlerin yolcular tarafından algılanan kalitesini ölçmeye yönelik
sorulara verilen yanıtların dağılımı ise Tablo 5’de paylaşılmıştır.
29
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Ulaşılabilirlik
Karşılık
Verme
Bilet satın alma, rezervasyon,
erteleme vb. işlemlerin
yapılabileceği kanallara kolay
ve hızlı bir şekilde
ulaşılabilmektedir.
İşletme havaalanına ulaşım
için servis imkanı sunmaktadır
Uçuş öncesi gerçekleştirilen
check-in, bagaj alma gibi
işlemler ilgili personel
tarafından hızlı ve istekli bir
şekilde yerine getirilmektedir.
N
195
145
25
Kesinlikle
Katılmıyorum
Ortalama
Katılmıyorum
Kararsızım
Katılıyorum
Kesinlikle
Katılıyorum
Tablo 5. Algılanan Hizmet Kalitesi Ölçeği
17
2
4,34
%
50,9
37,7
6,6
4,4
0,5
N
131
157
43
38
15
3,91
%
34,1
40,7
11,2
10,0
3,9
N
124
156
66
30
8
3,94
%
32,4
40,5
17,2
7,9
2,0
101
143
74
45
21
%
26,2
37,2
19,3
1,7
5,6
N
157
168
36
17
6
İletişim
Gerekli duyurular müşterilerin
anlayabileceği, mesleki
terimlerden arındırılmış bir dil
ile yapılır.
Nezaket
Güvenilirlik
3,67
Uçuş tam saatinde
gerçekleşmektedir.
Personel güler yüzlü ve nazik
davranmaktadır.
N
4,18
%
41,0
43,7
9,3
4,4
1,5
N
145
160
53
23
3
4,10
%
37,7
41,8
13,9
5,9
0,7
N
161
163
36
21
3
%
41,8
42,5
9,3
5,4
1,0
N
173
163
30
14
4
Hizmet Tasarımı
4,19
Personelin kıyafeti günün
koşullarına uyum sağlayacak
şekilde tasarlanmıştır.
Personelin saç, sakal, makyaj
gibi görsel unsurları çağdaş bir
imaj yansıtmaktadır.
4,27
%
45,1
42,4
7,7
30
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
3,7
1,0
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Hizmetler planlı bir iş bölümü
doğrultusunda ekip çalışması ile
sunulmaktadır.
Müşterilerin özel ihtiyaçları önceden
tahmin edilip bu doğrultuda hizmet
sunulmaktadır.
Dürüstlük
Hizmet taahhüt edildiği şekilde yerine
getirilmektedir.
Dinlemek
Güvenlik
Telafi Etme
Rötar, uçuş iptali v.b. durumlarda
müşterinin mağduriyetinin giderilmesi
için tüm imkanları kullanmaktadır.
Hizmetler müşterilerden gelen talepler
doğrultusunda revize edilmektedir.
Müşteriyi
Şaşırtmak
Uçaklar fiziksel olarak modern bir
görüntüye sahiptir.
Sunulan hizmetin kalitesi beklentileri
fazlasıyla karşılamaktadır.
Fiziksel
Kanıt
Uçak filosu belirli aralıklarla
yenilenmektedir.
Belge ve formlar açık ve anlaşılır
niteliktedir.
N
142
164
61
13
4
%
37,0
42,7
15,8
3,5
1,0
N
121
188
58
14
3
%
31,4
48,9
15,2
3,7
0,7
N
86
115
125
43
15
%
22,3
30,0
32,7
11,1
4,0
N
79
118
121
47
19
%
20,6
30,7
31,4
12,3
4,9
N
73
119
146
34
12
4,11
4,07
3,55
Müşteri menfaatleri konusunda titizlik
gösterilmektedir.
Fiziksel
Varlıklar
İtibar
Ekip
Çalışması
Uçuş esnasında hizmetleri
gerçekleştiren personel yeterli beceri ve
bilgiye sahiptir.
Müşteriyi
Anlamak
Yetkinlik
Tablo 5 (Devam). Algılanan Hizmet Kalitesi Ölçeği
3,50
3,54
%
18,9
31,0
38,1
8,8
3,2
N
89
175
76
37
7
%
23,1
45,7
19,7
9,6
2,0
N
70
107
109
60
38
3,78
3,29
%
18,2
28,0
28,5
15,5
9,8
N
83
173
83
33
12
%
21,6
45,0
21,6
8,6
3,2
N
70
141
97
58
18
%
18,1
36,8
25,2
15,2
4,7
N
75
114
115
62
18
%
19,6
29,7
29,9
16,2
4,7
N
108
159
74
30
13
%
28,0
41,5
19,2
7,9
3,4
3,73
3,49
3,43
3,83
Faktörlerin önem düzeyleri incelendiğinde 4,34 ortalama ile ulaşılabilirlik ve
4,27 ve 4,19 ortalama ile hizmet tasarımı faktörlerinin önem düzeyleri göreli
olarak yüksek çıkmıştır.
31
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Ekip çalışması (4,07), yetkinlik (4,11) ve nezaket (4,10) faktörlerinin önem
düzeyleri orta, 3,29 ortalama ile telafi etme ve 3,43 ortalama ile müşteriyi
şaşırtma faktörlerinin önem düzeyleri ise düşük çıkmıştır.
Tablo 6’da müşteri memnuniyetini ölçmek üzere geliştirilen ölçek verilmiştir.
Tutundurma olgusu
İşletmenin kişiye özel mil/puan
biriktirme programı vardır.
Servis Olgusu
İşletmeye ulaşım kolaydır.(Satış
acentası, internet, çağrı
merkezi v.b.)
Havaalanına ulaşım imkanları
memnuniyet vericidir.
Hız Olgusu
Uçuş öncesi işlemler kolay ve
hızlı gerçekleşir.
Bagaj alım işlemleri kolay ve
hızlı gerçekleşir.
Katılmıyorum
Kesinlikle
Katılmıyorum
132
172
48
20
12
Ortalama
Kararsızım
N
Katılıyorum
İşletme yaptığı promosyonları
reklam v.b. çalışmalar ile
duyurur.
Kesinlikle
Katılıyorum
Tablo 6. Müşteri Memnuniyeti Ölçeği
4,02
%
34,3
44,9
12,5
5,1
3,2
N
114
169
59
30
12
3,89
%
29,7
43,9
15,4
7,8
3,2
N
155
157
45
13
14
4,11
%
40,3
40,8
11,7
3,4
3,7
N
101
140
63
48
32
%
26,4
36,4
16,5
12,5
8,2
N
109
170
70
23
12
%
28,3
44,3
18,2
5,9
3,2
N
86
171
72
40
15
%
22,5
44,6
18,6
10,4
4,0
3,60
3,89
3,71
32
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 6 (Devam). Müşteri Memnuniyeti Ölçeği
Ücretsiz bagaj limiti yeterlidir.
N
58
93
79
70
84
Fiyat Olgusu
2,93
Bilet fiyatları uygundur.
%
15,3
24,3
20,5
18,3
21,8
N
40
109
98
73
64
2,97
Koltuklar rahat ve temizdir.
%
10,4
28,4
25,4
19,0
16,8
N
76
142
86
51
29
%
19,8
37,3
22,3
13,3
7,5
N
74
139
97
51
23
Ürün Olgusu
3,49
Sunulan hizmetler ihtiyaçları
karşılamaktadır.
İletişim Olgusu
Personelin yaklaşımı iyidir.
Güven Olgusu
İşletme yasal prosedürleri
yerine getirir.
Kalite Olgusu
İkramlar ve sunum tatmin
edicidir.
Genel olarak sunulan hizmet
kalitelidir.
3,50
%
19,4
36,2
25,3
13,2
6,0
N
62
104
104
72
42
3,19
%
16,1
27,0
27,0
18,9
10,9
N
114
170
61
28
11
%
29,6
44,2
16,0
7,2
3,0
N
124
179
55
13
13
%
32,0
46,7
14,4
3,5
3,5
N
84
155
89
34
22
3,90
4,00
3,63
%
21,9
40,3
23,1
33
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
8,8
5,9
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Servis olgusu ölçeğinde yer alan işletmeye ulaşım kolaydır faktörü (4,11) ve
tutundurma olgusu ölçeğinde yer alan işletme yaptığı promosyonları reklam
vb. çalışmalar ile duyurur faktörünün (4,02) önem düzeyleri yüksek çıkmıştır.
Fiyat olgusu ölçeğinde yer alan ücretsiz bagaj limiti yeterlidir (2,93) ve bilet
fiyatları uygundur (2,97) faktörlerinin önem düzeyleri düşük çıkmıştır.
Tablo 7 ise müşteri sadakati ölçeğini göstermektedir.
78
28
Ortalama
Kesinlikle
Katılmıyorum
159
Katılmıyorum
110
Kararsızım
Katılıyorum
N
9
3,87
%
28,7
41,3
20,3
7,4
2,2
N
91
165
86
29
13
İmaj
Tercih ettiğim işletme, diğer
havayolu işletmelerinden
üstündür.
Kesinlikle
Katılıyorum
Tablo 7. Müşteri Sadakati Ölçeği
Müşteri
Alışkanlığı
Bilet araştırırken ilk önce
sürekli uçuş yaptığım
işletmenin uçuşlarını kontrol
ederim.
Karar Verme
Kolaylığı
Uçuş için alternatif işletmeler
sunulursa tercihim sürekli
uçuş yaptığım işletmeden
yana olur.
Pazar ve Rekabet Koşulları
Tercih ettiğim işletmenin imajı
benim sosyal statüm ile
uyumludur.
Uçuş yapacağım şehre başka
işletmeler hizmet verse de
sürekli aynı işletmeyi tercih
ederim.
Sürekli uçuş yaptığım işletme,
rekabet koşullarına göre
kendini iyileştirir.
3,76
%
23,6
42,9
22,4
7,6
3,4
N
124
174
52
22
12
3,98
%
32,4
45,3
13,4
5,7
3,2
N
117
156
66
28
17
3,85
%
30,5
40,5
17,2
7,4
4,4
N
90
126
90
65
13
%
23,5
32,8
23,5
16,8
3,5
N
89
149
109
21
15
3,56
3,72
%
23,3
38,9
28,5
34
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
5,4
4,0
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Risk Faktörü
Olumsuz durumlarla
karşılaşmamak için sürekli
aynı işletmeyi tercih ederim.
Uyma Eğilimi
Tablo 7 (Devam). Müşteri Sadakati Ölçeği
Çevremdeki kişilerin uçuş
yaptığı işletmeyi tercih
ederim.
Sürekli uçuş yaptığım
işletmenin sunduğu hizmetten
memnunum.
Müşteri Tatmini
Sürekli uçuş yaptığım
işletmenin fiyatları uygundur.
Sürekli uçuş yaptığım
işletmenin uçuş saatleri
uygundur.
Sürekli uçuş yaptığım
işletmenin varış noktaları
uygundur.
N
90
153
74
51
16
3,65
%
23,5
40,0
19,0
13,3
4,2
N
62
109
83
98
31
3,19
%
16,2
28,5
21,6
25,6
8,1
N
96
168
80
30
10
%
25,0
43,8
21,0
7,7
2,5
N
75
137
86
57
29
%
19,5
35,8
22,5
14,8
7,4
N
79
161
79
48
17
%
20,6
42,0
20,4
12,5
4,4
N
93
174
61
39
17
%
24,3
45,2
16,0
10,1
4,4
3,81
3,45
3,62
3,75
Müşteri alışkanlığı ölçeği (3,98) ve imaj ölçeğinde yer alan tercih ettiğim
işletme, diğer havayolu işletmelerinden üstündür faktörünün (3,87) önem
düzeyleri yüksek çıkmıştır.
Uyma eğilimi ölçeği (3,19) ve müşteri tatmini ölçeğinde yer alan sürekli uçuş
yaptığım işletmenin fiyatları uygundur faktörü (3,45) önem düzeyleri ise düşük
çıkmıştır.
Tablo 8. Ölçeklerin Ortalama ve Standart Sapma Değerleri
Ölçek
Hizmet Kalitesi
Müşteri Memnuniyeti
Müşteri Sadakati
Ortalama
3,84
3,64
3,68
Standart Sapma
0,644
0,741
0,796
35
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Hizmet Kalitesi ölçeğinin ortalaması 3,84, Müşteri Memnuniyeti ölçeğinin
ortalaması 3,64 ve müşteri Sadakati ölçeğinin ortalaması 3,68 olarak
hesaplanmıştır. Ortalamalar, “Kesinlikle Katılıyorum” yanıtına 5, “Kesinlikle
Katılmıyorum” yanıtına 1 puan verilerek hesaplanmıştır.
Tablo 9. Tutum Ölçeği Alt Boyutları Güvenilirlik Analizi
Ölçekler
Madde
Sayısı
Cronbach
Alfa
Hizmet Kalitesi
Müşteri
Memnuniyeti
Müşteri
Sadakati
19
0,921
14
0,902
12
0,927
Güvenilirlik Düzeyi
Yüksek Derecede
Güvenilir
Yüksek Derecede
Güvenilir
Yüksek Derecede
Güvenilir
C.KMS Ölçeği ve Demografik Bulgular
Müşteri Sadakati
Müşteri Memnuniyeti
Hizmet Kalitesi
Tablo 10. Yolcuların Yaş Grupları ve KMS Ölçeği
Yaş
Grupları
16-25
Kişi
Sayısı
160
Ortalama
3,86
Standart
Sapma
0,628
26-35
126
3,78
36-45
49
46-55
F
p
Fark
-
-
-
0,669
-
-
-
3,80
0,560
1,244
0,292
-
36
4,04
0,692
-
-
-
55 ve Üstü
13
3,78
0,733
-
-
-
16-25
160
3,67
0,669
-
-
-
26-35
126
3,56
0,809
-
-
-
36-45
49
3,57
0,686
2,188
0,070
-
46-55
36
3,93
0,767
-
-
-
55 ve Üstü
13
3,52
0,808
-
-
-
16-25
160
3,81
0,713
-
-
-
26-35
126
3,52
0,829
-
-
-
36-45
49
3,58
0,759
5,386
0,000*
1-5 4-2,35
46-55
36
3,99
0,828
-
-
-
55 ve Üstü
13
3,24
1,028
-
-
-
36
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Hizmet Kalitesi ölçeği için 16-25 yaşındakilerin düzeyi 3,86 iken, 26-35
yaşındakilerin düzeyi 3,78, 36-45 yaşındakilerin düzeyi 3,8, 46-55 yaşındakilerin
düzeyi 4,04 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyi ise 3,78'dir. Uygulanan tek yönlü
varyans analizi sonucunda, farklı yaş grubundaki kişiler arasında Hizmet Kalitesi
ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:1,244, p>0,05).
Müşteri Memnuniyeti ölçeği için 16-25 yaşındakilerin düzeyi 3,67 iken, 26-35
yaşındakilerin düzeyi 3,56, 36-45 yaşındakilerin düzeyi 3,57, 46-55
yaşındakilerin düzeyi 3,93 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyi ise 3,52'dir.
Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı yaş grubundaki kişiler
arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği bakımından anlamlı farklılık
bulunmamaktadır (F:2,188, p>0,05).
Müşteri Sadakati ölçeği için 16-25 yaşındakilerin düzeyi 3,81 iken, 26-35
yaşındakilerin düzeyi 3,52, 36-45 yaşındakilerin düzeyi 3,58, 46-55
yaşındakilerin düzeyi 3,99 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyi ise 3,24'dir.
Uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda, farklı yaş grubundaki kişiler
arasında Müşteri Sadakati ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmaktadır
(F:5,386, p<0,05). Buna göre, 46-55 yaşındakilerin Müşteri Sadakati düzeyi, 2635, 36-45 ve 55 yaş ve üstündekilerin düzeyinden anlamlı derecede daha
yüksektir. Ayrıca 16-25 yaşındaki kişilerin Müşteri Sadakati düzeyi anlamlı
derecede daha yüksektir
Tablo 11. Yolcuların Cinsiyetleri ve KMS Ölçeği
Cinsiyet
Hizmet Kalitesi
Erkek
Kadın
Kişi
Sayısı
230
154
Müşteri
Memnuniyeti
Müşteri
Sadakati
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
230
154
230
154
Ortalama
3,84
3,84
Standart
Sapma
0,636
0,657
3,60
3,68
3,71
3,63
0,723
0,757
0,795
0,798
t
p
0,036
0,972
-1,075
0,283
1,018
0,310
Hizmet Kalitesi ölçeği için erkeklerin düzeyi 3,84 iken, kadınların düzeyi
3,84'dir. Uygulanan bağımsız örneklem t testi sonucunda, erkekler ile kadınlar
arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır
(t:0,036, p>0,05).
Müşteri Memnuniyeti ölçeği için erkeklerin düzeyi 3,6 iken, kadınların düzeyi
3,68'dir. Uygulanan bağımsız örneklem t testi sonucunda, erkekler ile kadınlar
arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği bakımından anlamlı farklılık
bulunmamaktadır (t:-1,075, p>0,05).
Müşteri Sadakati ölçeği için erkeklerin düzeyi 3,71 iken, kadınların düzeyi
3,63'dir. Uygulanan bağımsız örneklem t testi sonucunda, erkekler ile kadınlar
37
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
arasında Müşteri Sadakati ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır
(t:1,018, p>0,05).
Tablo 12. Yolcuların Eğitim Düzeyleri ve KMS Ölçeği
Müşteri
Sadakati
Müşteri
Memnuniyeti
Hizmet
Kalitesi
Eğitim
Düzeyi
Kişi
Sayısı
Ortalama
Standart
Sapma
Ortaöğretim
Ön Lisans
Lisans
Lisans Üstü
52
78
220
34
3,83
3,91
3,84
3,65
0,560
0,614
0,674
0,626
Ortaöğretim
Ön Lisans
Lisans
Lisans Üstü
52
78
220
34
3,67
3,73
3,63
3,40
0,750
0,743
0,723
0,784
Ortaöğretim
Ön Lisans
Lisans
Lisans Üstü
52
78
220
34
3,55
3,74
3,74
3,39
0,838
0,721
0,791
0,886
F
p
Fark
1,426
0,235
-
1,776
0,151
-
2,788
0,040*
5 - 3,4
Hizmet Kalitesi alt boyutu için ortaöğretim mezunlarının düzeyi 3,83 iken, ön
lisans mezunlarının düzeyi 3,91, lisans mezunlarının düzeyi 3,84 ve yüksek
lisans mezunlarının düzeyi ise 3,65'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi
sonucunda, farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Hizmet Kalitesi alt
boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:1,426, p>0,05).
Müşteri Memnuniyeti alt boyutu için ortaöğretim mezunlarının düzeyi 3,67
iken, ön lisans mezunlarının düzeyi 3,73, lisans mezunlarının düzeyi 3,63 ve
yüksek lisans mezunlarının düzeyi ise 3,4'dir. Uygulanan tek yönlü varyans
analizi sonucunda, farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Müşteri
Memnuniyeti alt boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır
(F:1,776, p>0,05).
Müşteri Sadakati alt boyutu için ortaöğretim mezunlarının düzeyi 3,55 iken, ön
lisans mezunlarının düzeyi 3,74, lisans mezunlarının düzeyi 3,74 ve yüksek
lisans mezunlarının düzeyi ise 3,39'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi
sonucunda, farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Müşteri Sadakati alt
boyutu bakımından anlamlı farklılık bulunmaktadır (F:2,788, p<0,05). Buna
göre, yüksek lisans mezunlarının Müşteri Sadakati düzeyi, ön lisans ve lisans
mezunlarının düzeyinden anlamlı derecede daha düşüktür.
38
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 13. Yolcuların Meslek Grupları ve KMS Ölçeği
Müşteri
Sadakati
Müşteri
Memnuni
yeti
Hizmet
Kalitesi
Meslek
Emekli
Kamu Personeli
Özel Sektör
Esnaf
Öğrenci
Emekli
Kamu Personeli
Özel Sektör
Esnaf
Öğrenci
Kişi
Sayısı
14
144
118
13
94
14
144
118
13
94
Emekli
Kamu Personeli
Özel Sektör
Esnaf
Öğrenci
14
144
118
13
94
Ortalama
3,66
3,83
3,83
3,63
3,96
3,58
3,57
3,65
3,63
3,75
Standart
Sapma
0,820
0,637
0,693
0,441
0,569
0,840
0,782
0,779
0,613
0,601
3,38
3,58
3,66
3,70
3,92
1,090
0,838
0,818
0,414
0,665
F
p
Fark
1,460
0,214
-
0,893
0,468
-
3,327 0,011* 5-1,2,3
Hizmet Kalitesi ölçeği için emeklilerin düzeyi 3,66 iken, kamu personellilerini
düzeyi 3,83, özel sektör çalışanlarının düzeyi 3,83, esnafların düzeyi 3,63 ve
öğrencilerin düzeyi ise 3,96'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi
sonucunda, farklı meslek sahipleri arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından
anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:1,46, p>0,05).
Müşteri Memnuniyeti ölçeği için emeklilerin düzeyi 3,58 iken, kamu
personellilerini düzeyi 3,57, özel sektör çalışanlarının düzeyi 3,65, esnafların
düzeyi 3,63 ve öğrencilerin düzeyi ise 3,75'dir. Uygulanan tek yönlü varyans
analizi sonucunda, farklı meslek sahipleri arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği
bakımından anlamlı farklılık bulunmamaktadır (F:0,893, p>0,05).
Tablo 14. KMS Ölçeklerinin İçsel Analizi
Hizmet Kalitesi
Müşteri Memnuniyeti
Müşteri Sadakati
r
P
N
r
P
N
r
P
N
Hizmet
Kalitesi
1
384
0,769
0,000**
384
0,659
0,000**
384
Müşteri
Memnuniyeti
0,769
0,000**
384
1
384
0,689
0,000**
384
Müşteri
Sadakati
0,659
0,000**
384
0,689
0,000**
384
1
384
Müşteri Sadakati ölçeği için emeklilerin düzeyi 3,38 iken, kamu personellilerini
düzeyi 3,58, özel sektör çalışanlarının düzeyi 3,66, esnafların düzeyi 3,7 ve
öğrencilerin düzeyi ise 3,92'dir. Uygulanan tek yönlü varyans analizi
sonucunda, farklı meslek sahipleri arasında Müşteri Sadakati ölçeği bakımından
anlamlı farklılık bulunmaktadır (F:3,327, p<0,05). Buna göre, öğrencilerin
39
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Müşteri Sadakati düzeyi emeklilerin, kamu personelleri ve özel sektör
çalışanlarının düzeylerinden anlamlı derecede daha yüksektir.
Ölçekler arası ilişki incelendiğinde; Hizmet Kalitesi ile Müşteri Memnuniyeti
arasında r = 0,769 ve p<0,05 olup doğru yönlü güçlü bir ilişki tespit edilmiştir.
Böylece H1 hipotezi kabul edilmiştir.
Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakati arasında r=0,659 ve p<0,05 olup doğru
yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Bunun sonucunda H2 Hipotezi kabul
edilmiştir.
Nihayet Müşteri Memnuniyeti ile Müşteri Sadakati arasında da doğru yönlü ve
güçlü bir ilişki tespit edilmiş (r=0,689 ve p<0,05) ve bunun sonucunda da H3
hipotezi kabul edilmiştir.
SONUÇ ve ÖNERİLER
Faktörlerin önem düzeyleri incelendiğinde 4,34 ortalama ile ulaşılabilirlik ve
4,27 ve 4,19 ortalama ile hizmet tasarımı faktörlerinin önem düzeyleri göreli
olarak yüksek çıkmıştır.
Ekip çalışması (4,07), yetkinlik (4,11) ve nezaket (4,10) faktörlerinin önem
düzeyleri orta, 3,29 ortalama ile telafi etme ve 3,43 ortalama ile müşteriyi
şaşırtma faktörlerinin önem düzeyleri ise düşük çıkmıştır.
Servis olgusu ölçeğinde yer alan işletmeye ulaşım kolaydır faktörü (4,11) ve
tutundurma olgusu ölçeğinde yer alan işletme yaptığı promosyonları reklam
vb. çalışmalar ile duyurur faktörünün (4,02) önem düzeyleri yüksek çıkmıştır.
Fiyat olgusu ölçeğinde yer alan ücretsiz bagaj limiti yeterlidir (2,93) ve bilet
fiyatları uygundur (2,97) faktörlerinin önem düzeyleri düşük çıkmıştır.
Müşteri alışkanlığı ölçeği (3,98) ve imaj ölçeğinde yer alan tercih ettiğim
işletme, diğer havayolu işletmelerinden üstündür faktörünün (3,87) önem
düzeyleri yüksek çıkmıştır.
Uyma eğilimi ölçeği (3,19) ve müşteri tatmini ölçeğinde yer alan sürekli uçuş
yaptığım işletmenin fiyatları uygundur faktörü (3,45) önem düzeyleri ise düşük
çıkmıştır.
Müşteri alışkanlığı ölçeği (3,98) ve imaj ölçeğinde yer alan tercih ettiğim
işletme, diğer havayolu işletmelerinden üstündür faktörünün (3,87) önem
düzeyleri yüksek çıkmıştır.
Uyma eğilimi ölçeği (3,19) ve müşteri tatmini ölçeğinde yer alan sürekli uçuş
yaptığım işletmenin fiyatları uygundur faktörü (3,45) önem düzeyleri ise düşük
çıkmıştır.
40
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Demografik faktörler incelendiğinde farklı yaş grubundaki kişiler arasında
Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı farklılık bulunmadığı (F:1,244,
p>0,05), farklı yaş grubundaki kişiler arasında Müşteri Memnuniyeti ölçeği
bakımından da anlamlı farklılık bulunmadığı (F:2,188, p>0,05) fakat 46-55
yaşındakilerin Müşteri Sadakati düzeyi, 26-35, 36-45 ve 55 yaş ve
üstündekilerin düzeyinden anlamlı derecede daha yüksek olduğu ayrıca 16-25
yaşındaki kişilerin Müşteri Sadakati düzeyi anlamlı derecede daha yüksek
olduğu belirlenmiştir.
Farklı eğitim düzeylerindeki kişiler arasında Hizmet Kalitesi alt boyutu
bakımından anlamlı farklılık bulunmadığı (F:1,426, p>0,05), farklı eğitim
düzeylerindeki kişiler arasında Müşteri Memnuniyeti alt boyutu bakımından da
anlamlı farklılık bulunmadığı (F:1,776, p>0,05) ve farklı eğitim düzeylerindeki
kişiler arasında Müşteri Sadakati alt boyutu bakımından anlamlı farklılık
bulunduğu (F:2,788, p<0,05) tespit edilmiştir. Buna göre, yüksek lisans
mezunlarının Müşteri Sadakati düzeyi, ön lisans ve lisans mezunlarının
düzeyinden anlamlı derecede daha düşüktür.
Farklı meslek sahipleri arasında Hizmet Kalitesi ölçeği bakımından anlamlı
farklılık bulunmadığı (F:1,46, p>0,05), farklı meslek sahipleri arasında Müşteri
Memnuniyeti ölçeği bakımından da anlamlı farklılık bulunmadığı (F:0,893,
p>0,05) ancak farklı meslek sahipleri arasında Müşteri Sadakati ölçeği
bakımından anlamlı farklılık bulunmuştur (F:3,327, p<0,05). Buna göre,
öğrencilerin Müşteri Sadakati düzeyi emeklilerin, kamu personelleri ve özel
sektör çalışanlarının düzeylerinden anlamlı derecede daha yüksektir.
Ölçekler arası ilişki incelendiğinde; Hizmet Kalitesi ile Müşteri Memnuniyeti
arasında r = 0,769 ve p<0,05 olup doğru yönlü güçlü bir ilişki tespit edilmiştir.
Böylece H1 hipotezi kabul edilmiştir.
Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakati arasında r=0,659 ve p<0,05 olup doğru
yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Bunun sonucunda H2 Hipotezi kabul
edilmiştir.
Nihayet Müşteri Memnuniyeti ile Müşteri Sadakati arasında da doğru yönlü ve
güçlü bir ilişki tespit edilmiş (r=0,689 ve p<0,05) ve bunun sonucunda da H3
hipotezi kabul edilmiştir.
Günümüz ekonomilerinde çok önemli bir yere sahip olan hizmet işletmeleri
ülkelerin gelişmesinde, istihdamın arttırılmasında büyük bir paya sahiptir.
İşletmecilerin yatırımlarının hizmet sektörüne olan yatırımlarının gün geçtikçe
artmasının sebebi de hizmet sektörünün sürekli gelişmesi ve karlılığıdır. Hizmet
sektöründe yer alan işletmeler sürekli gelişme sağlayarak rekabet koşullarına
ayak uydurmak zorundadırlar. Bu gelişimi ise müşterilerinin hızla değişen
41
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
isteklerini karşılayabilme gücü ile sağlayabilmektedirler. Teknolojide yaşanan
sürekli gelişme, işletmelerin globalleşmesi, rakip sayısının hızla artması müşteri
istek ve beklentilerinin de hızla değişmesine neden olmaktadır. Bu koşullarda
işletmelerin ömürlerini sürdürebilmesi için müşteri isteklerine kulak vermesi ve
bu yöndeki hizmet kalitelerini artırması gerekmektedir. Artırılan kalite
müşterilerde memnuniyete yol açarak işletme karlılığına katkı sağlayacaktır.
Ayrıca oluşan müşteri memnuniyeti müşteri sadakatine dönüşerek işletmenin
müşteri potansiyelini elinde tutmasına ve gün geçtikçe bu potansiyelin
artmasına olumlu yönde katkı sağlayacaktır.
42
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
KAYNAKLAR
Acuner, Şebnem A. (2001), Müşteri Memnuniyeti ve Ölçümü, 2. Basım, Ankara: Milli Prodüktivite
Merkezi Yayınları.
Alkoç, Hilal (2004), ‘‘Havayolu İşletmelerinin Hizmet Kalitesi Açısından Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Pilot Araştırma: Türk Hava Yolları Uygulaması’’,İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Aslan, Melike (2007), ‘‘Havayolu İşletmelerinde Müşteri Değeri ve İç Hatlarda Hizmet Sunan
Havayolu İşletmelerinde Müşteri Değerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma’’, Anadolu
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Berry Leonard L.( 1980). Service Marketing Is Different, Business Vol:30, s.24.
Demirdöğen, Osman (1994), ‘‘Kalite Yönetimi Açısından TS-ISO 9000 Serisi ile Deming Felsefesi
Arasındaki İlişkilerin Belirlenmesi’’, Verimlilik Dergisi, Sayı: 1994/4, s.40.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, http://www.dhmi.gov.tr/istatistik.aspx
Ercan, Fatih(2006), ‘‘Otel İşletmelerinde Müşteri Sadakati Oluşturma: İstanbul’daki Beş Yıldızlı
Otel İşletmelerinde Bir Uygulama’’, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Abant İzzet Baysal
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s.43
Eser, Z., Korkmaz, S., Öztürk, S. A. (2011), Pazarlama, 2. Baskı, Ankara, Siyasal Kitapevi, s.590.
Geçen, Emre (2011), Düşük Maliyetli Havayolu İşletmelerinde Hizmet Kalitesinin Marka Tercihi
ve Müşteri Sadakati Üzerine Etkisi,İstanbul: Marmara Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi.
Grönroos Christian (1990) Service Management and Marketing, Massachusetts, Lexington Books.
Gürses, Fikrer (2006), ‘‘Havayolu İşletmeciliğinde Müşteri Tercihlerini Etkileyen Faktörler ve Yerli
Yolculara Yönelik Bir Araştırma’’, Balıkesir: Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Halsted, Amy J., Bromley, Max L. ve Cochran John K. (2000), ‘’The Effects of Work Orientations
on Job Satisfactioan Among Sheriff’s Deputies Practicing Community-Oriented Policing’’,
Policing: an International Journal of Police Strategies & Management, 23. (1), 82-104.
İdil, Orhan (1989), İşletmeler İçin Genel İstatistik, İstanbul: İşletme Fakültesi Yayınları, s.242.
Karaahmetoğlu, Hakan (2008), ‘‘Havayolu İşletmelerinin Hizmet Kalitesi Açısından
Karşılaştırılması’’, İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Karahan, Kasım (2006). Hizmet Pazarlaması, 2.Baskı, İstanbul: Beta Yayınları
Kim Hee-Su ve Yoon Choong-Han(2004), “Determinant of Subscriber Churn and Customer
Loyalty In The Korean Mobile Telephony Market’’, Telecommunications Policy, Vol.28, No:9-10,
s.765.
Kotler Philip (1997), Marketing Management: Analysis, Planning, Implementation and Control,
New Jersey, Prentice Hall International,Inc.
Kotler, Philip (2013), A’dan Z’ye Pazarlama, (Çeviri: Aslı K. Bakkal), 8. Baskı, İstanbul: Kapital
Medya Hizmetleri.
Küçük, Orhan (2012), Toplam Kalite Yönetimi, Ankara: Seçkin Yayıncılık
43
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite İyileştirme Çalışmalarının Müşteri Memnunüyeti ve Müşteri Sadakatine Etkisi (pp.21-44)
Öğr. Gör. Murat KURNUÇ , Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
McDougall, Gordon H.G., Levesque, (2000) ‘’Terrence, Customer Satisfaction With Services:
Putting Perceived Value Into the Equation’’, Journal Of Sevices Marketing, 14,(5), 392-410.
Mucuk, İsmet (2010), Pazarlama İlkeleri, 18. Baskı, İstanbul, Türkmen Kitapevi, s. 303-304.
Odabaşı, Yavuz (2000), Satışta ve Pazarlamada Müşteri İlişkileri Yönetimi, İstanbul: Sistem
Yayıncılık
Oliver, Richard L. (1999), ‘‘Whence Customer Loyalty?’’, Journal of Marketing, Vol.63, Special
Issue, s.34.
Öztürk, Gülçin (2007), ‘‘Sigorta Sektöründe Müşteri Sadakati ve Nedenleri’’, Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s.128.
Öztürk, Sevgi A. (2002), Hizmet Pazarlaması, Eskişehir: Ekin Kitapevi
Şimşek, Muhittin (2000), ‘‘Kalite Kavramının Tanımı ve Tarihsel Gelişimi’’, Sayı:465, s.35.
Yaylalı, Muammer ve Dilek Önder (2009), Erzurum’da Yolcuların Havayolu Ulaşım Tercihlerini
Etkileyen Faktörlerin Tespiti, İstanbul: Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi , Cilt xxvı sayı1, sayfa 6.
Zeynep, Filiz (2011). Servqual Yöntemiyle Yurt İşletmesinde Hizmet Kalitesinin Ölçülmesi,
International Journal of Research and Development, Vol.3, No.1, sayfa 39.
44
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
The International New Issues In SOcial Sciences
Number: 1
pp: 45- 70
Summer 2015
YEŞİL TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ*
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL**
Prof. Dr. Osman DEMIRDÖĞEN***
ÖZET
Son yıllarda çok popüler olan “çevreye duyarlılık” konusu birçok işletmenin
aktivitelerini gerçekleştirirken dikkat ettikleri bir konu haline gelmiştir. Bu
anlamda işletmeler tedarik zinciri faaliyetlerini gerçekleştirirken de çevreye en
az zarar verecek ve yeni kazanımlar elde edecek şekilde davranmaktadırlar. Bu
çalışmanın amacı, Türkiye için yeni bir yaklaşım olan Yeşil tedarik zinciri
kavramını açıklamak ve işletmelere yol göstermektir.
Anahtar kelimeler: Yeşil tedarik zinciri
GREEN SUPPLY CHAIN MANAGEMENT
ABSTRACT
Very popular in recent years, the “environmental sensitivity”issue has become
an issue that many business pay attention while they perform their
functions.In this sense during the execution of supply chain activities.They
behave in such a way that they damage the environment minimally obtain new
gains.The purpose of this study is to explain a new approach to Turkey .The
concept of green supply chain and guide businesses.
Key words:Green supply chain
Jel : M11
*
Bu çalışma, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından kabul edilen “Tedarik
zinciri bütünleşmesi, Yeşil tedarik zinciri uygulamaları ve işletme performansı arasında ki ilişki
üzerine bir araştırma” isimli doktora tezinden faydalanılarak oluşturulmuştur.
**
Atatürk Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme bölümü, [email protected]
***
Atatürk Üniversitesi, İ.İ.B.F., işletme bölümü, [email protected]
45
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
1.Yeşil Tedarik Zinciri
Yeşil tedarik zinciri yönetimi, işletmeler ve ortaklarının ekolojik etkinliğini
geliştirirken çevresel riskleri ve etkileri azaltan, karlılığı ve pazar payında
işbirliğini amaçlayan örgütsel bir felsefe olarak ortaya çıkmıştır (Zhu, Sarkis ve
Lai, 2007:181).
Yeşil tedarik zinciri yönetimi, dünyada giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Bunun sebebi gelecekte yeşil ya da çevrenin tedarik zinciri yönetim
sistemlerinde önemli bir rekabet unsuru;(Shang, Lu ve Li,2010:1218) azalan
hammadde kaynakları, atık sahaların dolması, artan kirlilik gibi çevresel
bozulmalar yer almaktadır. Yeşil tedarik zinciri yönetimi,(Srivastava,2007: 5354) işletmelerin ürün ve hizmetlerinin dağıtımı, kullanımı, yeniden kullanımı,
üretim ile ilgili dizaynı (Mintcheva,2005: 718), atık azaltımı, yeniden çalıştırma,
yenileştirme, geri dönüşüm, yeniden üretim, tersine lojistik gibi çeşitli konular
ile bu konulardan daha proaktif uygulamaları (Srivastava,2007: 53-54) ve daha
kapsamlı olarak tamir envanterlerini, yeniden üretim için üretim planlama ve
kontrolü, yeşil üretim konularını ve lojistik ağ dizaynına kadar uzanan bir yapıyı
içermektedir(Somogyi, Nagy ve Török, 2009:394).
Yeşil tedarik zinciri, ürün geri dönüşümü ya da kullanımı zararlı maddelerin
azaltımı, kaynak tasarrufu, yeşil dizayn gibi ürünün tüm yaşamı boyunca,
çevresel etkisini minimize etmeyi amaçlayan hareketleri içeren geleneksel
tedarik zincirinin genişletilmiş şeklidir.
Yeşil tedarik zincirinin amacı, uzun dönemli alıcı-satıcı ilişkilerini oluşturarak
(Zhu ve Cote,2004:1026) kullanılmış maddelerin kazanımı ve ürünlerin
imhasından kaynaklanan (enerji, malzeme, ürün) atıkları ve olumsuz çevresel
etkileri azaltarak ya da yok ederek (Eltayeb, Zailani ve Ramayah,2010:2) zincir
boyunca kendiliğinden hem çevresel hem de ekonomik performansı
geliştirmektir (Zhu ve Cote,2004:1026). Sürdürülebilir ekonomi ve ekolojik
rekabet avantajı sağlamak için işletmeler tedarik zincirindeki ilişkilerini
geliştirerek yukarıda sözü edilen amaçlara ulaşabilirler (Ebinger, Goldbach ve
Schneidewind, 2006:257).
Hervani, yeşil tedarik zinciri yönetiminin tanımının, tedarik zinciri yönetiminin
tanımında mevcut olduğunu ifade eder (Hervani,Helms ve Sarkis, 2005: 334).
Yeşil tedarik zinciri, zincir içinde herhangi bir süreçten kaynaklanan atıklar,
enerji etkinliği, sera gazlarının emisyonu, resmi çevresel gereklilikler gibi
faktörler düşünülerek geleneksel tedarik zinciri tanımından
türetilmiştir(Paksoy, Bektaş ve Özceylan,2011: 1-2).
Yeşil tedarik zinciri yönetimi, ifade edildiği gibi, tedarik zincirine çevresel
konuların bütünleştirilmesidir. Yeşil tedarik zinciri yönetimi çevresel yönetim
46
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
sürecine bütünleştirilmiş tedarikçileri (Zhu, Sarkis, Lai ve Geng ,2008: 324),
işletme planlarını ve faaliyetlerini ifade eder (Bowen, Cousins, Lamming ve
Faruk, 2001: ?). Tedarik zinciri yönetimine yeşil bileşenleri eklemek çevre
bilinçli bir zihniyetten ya da rekabetten kaynaklanır. Hervani’ye göre yeşil
tedarik zinciri yönetimi aşağıdaki unsurlardan oluşmaktadır.
Yeşil tedarik zinciri yönetimi = Yeşil Satın alma + Yeşil Üretim / Malzeme
Yönetimi + Yeşil Dağıtım / Yeşil Pazarlama + Tersine Lojistik (Hervani, Helms,
Sarkis, 2005: 334).
Belirtilen bu hatta tedarikçiler, üreticiler ve müşteriler ürünlerin ve üretim
sürecinin çevresel etkisini azaltmak için birlikte çalışmalıdırlar (Olugu, Wong ve
Shaharoun, 2010: ?).
Nunes, Junior ve Ramos (2004) ; yeşil tedarik zinciri yönetiminde üç boyuttan
söz eder. Yeşil tedarik zinciri yönetimi tedarik, malzeme temini, dağıtım,
depolama, geri dönüştürme gibi yaklaşımları içerdiğinden dolayı lojistikle
ilişkilendirilmiştir. Ayrıca yeşil tedarik zinciri uygulamalarının uzun dönemli asıl
amacı çevreyi korumak olduğundan dolayı strateji, çevre ve lojistiğin arayüzü
şeklinde ifade edilmiştir.
Yeşil tedarik zinciri üç boyutludur,

Tedarik Zinciri, içsel değişim materyalleri, veri vb. geliştirmek için
tedarikçilerle müşterileri bağlayan bir dizayn ağıdır.

Çevresel risk, çıktı atıkları, enerji ve çevreyle ilgili riskleri içerir.

Yönetim, işletme hareketlerinin organizasyonudur (Naini, Aliahmadi ve
Jafari-Eskandari, 2010: 3).
Strateji
i
Lojistik
YTZ
Çevre
Şekil 1.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Boyutları
Yeşil tedarik zinciri yönetimi, satıcılar, üreticiler, tedarikçiler ve kullanıcıları
içeren teknolojilerin yeşil üretimi ve tedarik zinciri yönetimine dayanır. Amaç,
47
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
çevresel etkiyi en aza indirmek ve kaynakları en etkili şekilde kullanmaktır
(Mingqiang ve Yabo, 2009: 1006).
Bowen’e göre yeşil tedariğin üç türü bulunmaktadır.
1-)Geri dönüşüm girişimleri; ambalajlamayı elimine etmek için tedarikçilerle
işbirliğini içeren, tedarikçilerin yönetim aktivitelerine adaptasyonunu temsil
eden yeşil tedarik sürecidir.
2-)Ambalajlama gibi tedarikçi girdilerinin, ürünlerinin yönetilmesidir.
3-)Tedarikçilerin temiz teknoloji programlarına katılımı ve alıcıların performans
değerlemesi ve risk paylaşımında çevresel kriterleri kullanması gibi proaktif
yaklaşımları içeren ileri yeşil tedariktir (Hsu ve Hu, 2008: 208).
Yeşil tedarik zinciri, işletmenin dış işlem süreçlerini kontrol eder ve lojistik
işlemler ile ambalajlama üzerine yoğunlaşır. Yeşil tedarik zincirinde üretim için
gerekli malzemeler alınırken çevreye en az zarar veren malzemeler tercih
edilmeli, alınan malzemelerin işletme içinde yer değiştirmeleri veya işletme
dışından getirilip götürülmeleri belli bir plan dahilinde yapılmalı ve çevresel
etkiler en aza indirilmelidir. Ürünler ambalajlanırken az miktarda ambalaj
hammaddesi kullanılmalı ve ambalaj malzemelerinden doğada kalma süresi az
olanı tercih edilmelidir (Kadyrova, 2009: 41)
Yeşil tedarik zinciri yönetimi, sistemlerdeki atıkların maliyetlerini
değerlendirmek ve ürünlerin çevresel kalitelerini sağlayan ölçümleri üstlenmek
için gerekli tedarikçileri ve onların tedarikçilerinin çevresel performansını
değerlendiren organizasyonları kapsamaktadır. Ancak yeşil tedarik zinciri
yönetimi uygulamaları doğal çevreye etkiyi azaltmak için her bir işletmenin
nihai ürününün çevresel etkisini doğrudan ya da dolaylı olarak azaltma
potansiyeline sahiptir (Darnall, Jolley ve Handfield, 2008: 33).
Şekil 1.2. de yeşil tedarik zinciri yönetimine bağlı olarak genişletilmiş tedarik
zinciri yapısı verilmektedir (Beamon, 1999: 11). Görüldüğü gibi yeşil tedarik
zinciri, hammaddenin yeryüzüne çıkarılmasıyla başlayıp, sırasıyla imalatçı,
toptancı, perakendeci ve müşteri ile sona ermektedir. Zincir, ürünün yeniden
kullanımı veya geri dönüşümünü de kapsamaktadır. Şekilde “A” süreçler
sonunda ortaya çıkan atık maddeleri simgelemektedir (Büyüksaatçi, 2009: 1314). Yeşil tedarik zinciri, süreçteki hurdalar için kullanım, taşıma, depolama,
ambalajlama malzeme kazanımında kaynak etkinliğini maksimize eden ve
hurdanın çevreye negatif etkisini minimize etmeyi amaçlayan satıcı, üretici,
tedarikçi ve kullanıcıları içerir. Temel olarak tedarik zinciri teorisini ve yeşil
üretimi ele alan, tedarik zinciri boyunca kapsamlı bir şekilde kaynak etkinliğini
artırıp, çevresel etkiyi düşüren modern bir yönetim modelidir (Xue, 2010: 1).
48
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Geri
dönüşüm
A
A
A
dağıtım
müşteri
A
A
Satış
üretim
tedari
k
A
Yeniden
üretim
A
Toplama
üretimK
A
Şekil 2. Genişletilmiş Tedarik Zinciri (Beamon, 1999: 11).
Tedarik zinciri yönetiminin literatürde genel olarak yeşil dizayn ve yeşil işlemler
başlığı altında ele alındığı söylenebilir (Şekil 3). Yeşil dizayn, ürün ya da sürecin
yaşam döngüsü değerlendirmesini hesaba katarak, çevreye duyarlı dizaynı
ifade ederken; yeşil işlemler de benzer şekilde tersine lojistik ve ağ dizaynı
(toplama, muayene/ayıklama, ön işleme), yeşil üretim ve yeniden üretim
(azaltma, geri dönüşüm, üretim planlama ve çizelgeleme, stok yönetimi,
yeniden üretim, yeniden kullanım, ürün ve malzeme geri kazanımı) ve atık
yönetimi (kaynak azaltma, kirlilik önleme, imha etme) ile ilgili tüm işlemsel
durumları içermektedir (Srivastava, 2007: 56).
Çevre bilinçli uygulamaların birçoğu, yeşil dizayn (pazarlama ve mühendislik),
yeşil tedarik uygulamaları (örneğin: tedarikçilerin sertifikaları, ürün ve
malzemeleri çevresel satın almaları gibi), toplam kalite çevresel yönetimi (içsel
performans ölçümleri, kirliliği önleme), çevreye dost ambalaj ve taşıma,
azaltım, yeniden kullanım, yeniden üretim, geri dönüşüm ile ifade edilir.
Örgütsel ilişkilerin birçoğu bu şekil ile genişletilebilir. Tedarikçilerin ve
zincirlerinin yanı sıra müşteriler ve onların zincirlerini de içeren bu modelin
çeşitli aşamaları da bulunabilir (Hervani, Helms ve Sarkis,2005: 334).
49
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
YEŞİL TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
YEġĠL DİZAYN
YEġĠL TEDARĠK ZĠNCĠRĠ
YÖNETĠMĠNĠN ÖNEMĠ
YAġAM DÖNGÜSÜ
DEĞERLENDĠRMESĠ
YEġĠL İŞLEMLER
ÇEVREYE DUYARLI
TASARIM
TERSĠNE LOJĠSTĠK VE ġEBEKE
TASARIMI
YEġĠL ÜRETĠM VE YENĠDEN ÜRETĠM
ATIK YÖNETĠMĠ
Yeniden
Üretim
Tamir
Parçalara Ayırma
SÖKME DÜZENLEME
SÖKME SÜREÇ PLANLAMA
Şekil 3. Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Sınıflandırılması (Srivastava, 2007: 57).
50
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Dış
taşımacılık
seçim
Tedarikçi
İç Taşımacılık,
Ham,
İşlenmemis
Malzeme
Malzeme
Hareketi
Fabrikasyon
Yeni
Bileşenler ve
Parçalar
Depolam
a
Stok Yönetimi
Geri
Dönüştürülmüş
Yeniden
Kullanılan
Malzeme ve
Kapalı döngü
imalat,
Kaynak Azaltma
Yeniden İmalat
Satın Alma,
Malzeme
Yönetimi,
Gelen Lojistik
Yer Analizi, Stok Yönetimi,
Depoculuk, Taşımacılık,
Paketleme
Dağıtım
lojistiği
Depola
ma
Kullanım
Montaj
üretim
Giden lojistik
Yeniden
Kullanılabilir,
Yeniden üretilebilir
Geri
Dönüştürülebilen
Malzeme ve
Bileşenler
Parçalar
Ürün/süreç tasarımı
Mühendislik
Ġmha
etme
Pazarlama
Tersine lojistik
Şekil 4. Yeşil Tedarik Zinciri İçsel Süreci (Hervani, Helms, Sarkis, 2005: 335).
51
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Şekil 4 tersine lojistik ve tedarik zinciri döngüsünün, tekrar kullanılan, yeniden
üretilen ve/veya yeniden dönüştürülen malzemelerin yeni malzemelere ya da
pazardaki değerler ile diğer ürünleri içeren yeşil tedarik zinciri yönetimi ağını
grafiksel olarak göstermektedir. Burada ki amaç atıkları (enerji, emisyon,
kimyasal/tehlikeli katı atıklar) azaltmak ya da yok etmektir. Bu şekil tek bir
işletmenin içsel tedarik zincirini, onun önemli işlevsel elemanlarını ve dışsal
kuruluşlarla bağlantısını temsil etmektedir.
1.2.Yeşil Tedarik Zincirinin Gelişimi
1900’lü yıllardan başlayarak 1960’lı yıllara kadar devam eden dönemde, lojistik,
işletmeler için rekabet avantajı olarak değil, depolama ve taşıma gibi temel
fiziksel dağıtım fonksiyonları olarak görülmektedir. Bu dönemde işletmeler
lojistiğe, pazarlama, satış ve üretim fonksiyonlarına göre daha az önem
vermekte ve temel olarak da; envanter, taşıma, depolama, sipariş işleme gibi
faaliyetleri yürüten taktiksel bir faaliyet olarak görmektedirler(Ross,2000:79).
Bilgisayarların gelişmemiş ve yaygınlaşmamış olması ve piyasalardaki iktisadi
durgunluk da lojistiğin gelişmemesinin sebepleri olarak sayılabilmektedir.
İşletmeler bu dönemde dikey örgüt yapılarına sahiptirler ve faaliyetlerin
optimizasyonu tamamen fonksiyonlar üzerine odaklanmıştır. Üretim sistemleri
de daha çok Malzeme İhtiyaç Planlaması (MRP) üzerinde
durmaktadır(Aydın,2005: 16).
1970’lerde Malzeme İhtiyaç Planlaması (MRP) sisteminin tanıtılmasından sonra
yöneticiler; süreç içi çalışmaların, üretim maliyeti, kalite, yeni ürün geliştirme
ve dağıtım da tedarik zamanlarının öneminin farkına varmışlardır. Bu dönemde,
işletmeler kendi içlerinde pazarlama, üretim ve finansman ile ilgili dağıtım
faaliyetlerini yürütecek merkezi bir fiziksel dağıtım bölümü oluşturmuşlar ve
her bir faaliyetin lojistiğini ayrı ayrı en iyi seviyeye getirmek yerine bütün
sistemin lojistik yönetimini birleştirmek gerekliliğini anlamışlardır. Böylece, her
bir sürecin maliyetini azaltmak yerine bütün sistemin maliyetini bir bütün
olarak ele alan tüm lojistik hizmetler maliyeti yaklaşımı geliştirilmiştir. Bu
yaklaşım sonucunda depolama, taşıma ve müşteri hizmet seviyeleri
bütünleştirilmiş ve tedarik zinciri yönetimi gelişiminin ilk basamağı olarak
adlandırılan fiziksel dağıtım yönetimi aşamasına geçilmiştir (Karasu, 2006: 9).
1980’li yıllarda iş dünyasında özellikle rekabet ve kalite geliştirme kavramları
önem kazanmıştır. Bu dönemde işletmeler özellikle iki önemli yönetim felsefesi
olan Tam Zamanında üretim (JIT) ve Toplam Kalite Yönetimi(TQM)
uygulamalarına yönelmişlerdir (Aydın,2005:16). Tam zamanında üretim ve
52
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
tedarik zinciri yönetimi, atık azaltma ve işlemsel etkinliği artırmaya
odaklanmaktadır (Sarkis, Zhu ve Lai,2010:3).
Bu dönemde, işletmeler, yüksek kalite, düşük fiyat, ürün geliştirme ve pazara
sunma zamanının kısalığı, daha esnek ve yalın üretim süreçleri geliştirebilmek,
iş güçlerinin yaratıcı ve katılımcı olması gibi rekabet avantajı olarak
kullanılabilecek yeni kavramlar peşinde koşmaktadırlar. Bu yeni küresel rekabet
çevresinde işletmeler daha önce çok fazla önem vermedikleri ancak bu
dönemde rekabet avantajı olarak kullanabileceklerini anladıkları lojistik
fonksiyonlarının entegrasyonuna önem vermektedirler (Aydın,2005: 17-18).
1990’lı yılların başından itibaren ise işletmeler; pazarlarda meydana gelen
değişikliklere, tedarik kanalında işbirliği kuran işletmelerin geliştirdikleri yeni
üretim yeteneklerini kullanarak ve bütünleşik lojistik fonksiyonlarını
genişleterek cevap vermektedir. Küreselleşmenin etkisi, hizmet kalitesinde
beklentilerin artması, ortaklıklar, işletmelerin yeniden yapılanması ve bilgi
iletişim teknolojilerinin gelişim göstermesi işletmeleri önemli değişiklikler
yapmaya itmiştir. Lojistik yönetiminin üçüncü dönemi; müşteri hizmetlerini en
düşük maliyet ile artırabilmek amacıyla iç lojistik faaliyetleri ve stratejileri ile
kanaldaki iş ortaklarının stratejilerinin birleşmesine dayanmaktadır. Yeni bir
rekabet avantajı olarak ifade edilebilecek olan dördüncü dönemde ise, kanal
ortakları arasında sadece bir lojistik birleşmeden ziyade, ortaklar ile yakın
ilişkilerin geliştirilmesi söz konusudur.
1960’lara kadar
Depolama ve
taşıma
Yönetim odak
noktası
Operasyonlar ve
performans
Örgüt Dizaynı
Merkezileşmemi
ş fonksiyonlar
1970-1980
Toplam maliyet
yönetimi
Yönetim odak
noktası
Operasyon
maliyetleri ve
müşteri
hizmetlerinin
optimizasyonu
Örgüt Dizaynı
Merkezileştirilmiş
fonksiyonlar
1980-1990
Entegre lojistik
yönetimi
Yönetim odak
noktası
Taktik ve
stratejiler
Lojistik
planlama
Örgüt dizaynı
Lojistik
Fonksiyonlarının
entegrasyonu
1990-2000
Tedarik zinciri
yönetimi
Yönetim odak
noktası
Tedarik zinciri
vizyonu,amaçla
rı ve hedefleri
Örgüt dizaynı
Ortaklık,sanal
örgütler ve
pazarın ortak
değerlendirilme
si
Şekil 5. Tedarik Zinciri Yönetiminin Gelişiminde Dört Yönetim Dönemi (Ross, 2000: 78).
Tedarik zinciri yönetiminin gelişimindeki diğer dönemler lojistiği, pazarlama ve
satış amaçlarına ulaşmak amacıyla ihtiyaç duyulan kaynakları sağlamak için
başvurulacak en iyi işletme içi stratejik kaynak olarak görürken; tedarik zinciri
yönetimi döneminde, lojistik birleşme faaliyetleri, rekabet avantajı
53
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
sağlayabilecek olan yetenekleri birbirlerine bağlamaktadır (Ross,2000:98).
Metz bu dönemi, bütünleştirilmiş tedarik zinciri yönetimi dönemi olarak
adlandırmıştır (Özdemir, 2004: 91).
Yeşil tedarik zinciri başlangıçta daha yönetimsel, daha az teknik kapsama sahip,
lojistik, satın alma gibi konularla başlamıştır. Daha sonra çevresel odaklılık
içerisinde ki tersine lojistik, lojistik, pazarlama, işlemler ve satın alma ile
bütünleşmiştir (Sarkis, Zhu ve Lai,2010: 3).
1.2.1.Yeşil Tedarik Zinciri İle İlgili Kavramlar
1.2.1.1.Yeşil Satın Alma
Yeşil satın alma, satın alma sürecine çevresel konuların bütünleştirilmesidir
(Handfield, Walton, Sroufe ve Melnyk,2002:7).Yeşil satın alma faaliyeti, yeşil
tedarik zinciri yönetimindeki en önemli faaliyettir (Zu, Sarkis ve Lai,2007:181).
Yeşil satın alma, satın alınan malzemenin geri dönüşümlü, yeniden kullanılabilir
ve çevreye duyarlı malzemelerden seçilmesi olarak tanımlanmaktadır
(Sarkis,2003: 399).
1.2.2.2.Yeşil Üretim
Çevre bilinçli üretim olarak da bilinen yeşil üretim, atık ya da kirliliğin olmadığı
ya da çok az olduğu, etkinliği fazla olan, düşük çevresel etki ile girdileri kullanan
bir süreçtir (Ninlawan, Seksan, Tossapol ve Pilada,2010:1565 ).Yeşil üretim
maliyeti azaltma, kalite, sürekli artan verimlilik, teknolojik yenilikler, karlılık,
çevresel gelişme, gelişen üretim işlemleri (Lai,2008:15) yeniden yatırım için
fırsatlar sağlamada ve işletme performansında olumlu etkiye sahiptir
(Kim,2010: 22).
1.2.1.2.Geri Dönüşüm
Kağıt-karton, metal, plastik, cam gibi değerlendirilebilir atıkların fiziksel ve/veya
kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra ikincil hammadde olarak üretim
sürecine
sokulmasına geri dönüşüm denir (Dalyancı,2006:6).Geri dönüşüm
uygulamasının temel amacı ise, atık alanı ihtiyacını ve kirliliği azaltmak, enerji
maliyetinden tasarruf etmektir (Özesen, 2009:34).
1.2.1.3.Yeniden Üretim
Yeniden üretim, geri toplanan ürünlerin satışı ya da iç kullanımı amacıyla
parçaların veya cihazın onarımı, yeniden şekillendirilmesi ya da yeniden tamir
54
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
edilmesi anlamına gelmektedir. Yeniden üretim süreci temel olarak;
bileşenlerin sökülmesini, yenileştirilebilir bileşenlerin denetimini ve test
edilmesini, herhangi yeni bir gelişme ile kaynaşmayı, yeni sistemlerle
bileşenlerin yeniden montajını içermektedir. Ürün montaj edildikten sonra test
edilerek ambalajlanmakta ve yeni üründe olduğu gibi dağıtılmaktadır (Sarkis ve
ve Rasheed,1995:18). Yeniden üretimin tek avantajı, yeniden kullanım ve geri
dönüşümün aksine kullanılan malzemelerin genel değerinin azalmamasıdır
(Beamon ,1999:12).
1.2.1.4.Yeniden Kullanım
Yeniden kullanma, atıkların toplama ve temizleme dışında hiçbir işleme tabi
tutulmadan aynı şekli ile ekonomik ömrü doluncaya kadar defalarca
kullanılmasıdır (Şengül,2010:78). Yeniden kullanma; malzemelerin, ürünlerin ve
bileşenlerin üretim alanından toplanarak kullanılmış olarak dağıtılması ve
satılması sürecidir. Bu esnada
ürünün asıl değerinde azalma meydana gelmekle birlikte ek bir işleme gerek
duyulmamaktadır (Büyüközkan ve Vardaloğlu, 2008: 8).
1.2.1.5.Azaltma
İşletmeler tarafından proaktif bir süreç olarak görülen azaltma (Sarkis,
2003:399), üretim ve işlemler boyunca ortaya çıkan veya sonrasında işlenen,
biriktirilen ve bertaraf edilen tehlikeli atıkların miktarının azaltılması olarak
açıklanmaktadır (Büyüksaatçi,2009: 17).
1.2.1.6.Sökme
Sökme, elden çıkarılan atık miktarını minimize etmek ve ürünlerde ki bileşenleri
ve değerli hammaddeleri tekrar kullanmak için sistemlerden zararlı maddeleri
çıkarmaya hizmet eder (Tang, Zhou, Zussman ve Caudill,2002: 200).Sökmede
temel amaç, daha etkili ve daha hızlı geri dönüşüm sürecine imkan veren ürün
spesifikasyonlarının ayrılmasıdır (Duflou vd.,200: 585).
1.2.1.7.Eko-Dizayn
Eko dizayn çevre bilinçli dizayn olarak da isimlendirilir. Maliyet ve performans
gibi temel ürün kriterlerini karşılaştırmaksızın üretim için malzeme
kullanımından son imha aşamasına kadar tüm yaşam döngüsü esnasında
ürünün çevresel etkisini minimize etmeyi amaçlayan ürün geliştirme esnasında
yapılan çalışmaları ifade eder.
55
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
1.2.1.8.Yeşil Pazarlama
Yeşil pazarlama, tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerini yerine getirirken
işletmeninde hedeflerine ulaşmasını sağlayacak doğa ile dost ürünlerin
üretilmesini, fiyatlandırılmasını, dağıtımını ve tutundurulmasını içeren ve
ürünün kullanım sonrasını da kapsayan pazarlama faaliyetleri olarak ifade
edilebilir (Çabuk, Nakiboğlu ve Keleş,2008: 87).
1.2.1.9.Yeşil Lojistik
Yeşil lojistik, lojistik faaliyetlerin çevreye en az zarar verecek şekilde
gerçekleştirerek, tüm faaliyetlerin çevre üzerindeki olumsuz etkisini ölçer ve en
aza indirgemeye çalışır (http://www.lht.com.tr).
1.2.1.10.Tersine Lojistik
Tersine lojistik, imha geri dönüşüm, yeniden üretim, yeniden satış, yeniden
kullanım ya da imha için ürünleri ve atıkları işletmelerde geri kazanma süreci
olarak da ifade edilir (Johnson, 1998:217). Tersine lojistik, geleneksel lojistiğin
taşıma ve stok yönetim sürecini içerir. Ancak müşteriler için ürün hareketinden
ziyade müşterilerden ürünün geri dönüşümüne odaklanır (Eltayeb, Zailani ve
Ramayah,2010: 4).
1.2.1.11.Atık Yönetimi
Atık yönetimi; tasarım, üretim veya kullanım amacına ulaşmış bir ürünün veya
malzemenin elden çıkartılması (Bolat ve Gözlü,2003: 41) ve atıkların kontrolü
ile atıkların çevreye verdiği zararın azaltılması yolunda alınan önlemlerden
oluşmaktadır (Özgen, 2005: 31).
1.2.1.12.Eko-Etiketleme
Eko etiket ya da yeşil etiket , bir ürünün çevreye karşı duyarlı ve çevre dostu
olduğunu gösteren belgedir. Eko-etiketleme, üretim yöntemlerinin ve
süreçlerinin çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirirken, çevre kalitesini
artıran (Kaya ve Kozak,2008:360), çevreyi, tüketicileri ve aynı zamanda
çalışanları da koruyan (Yemişçi,2009:30) ürün içeriğinin müşterilerce
anlaşılması için çalışan bir araçtır (Karacan,2002:6).
1.2.1.13.Ambalajlama
Ambalajlama; ürünleri koruyan, ürünlerin taşımasını, depolanmasını, satışını ve
kullanılmasını kolaylaştıran, kısmen veya tamamen atılabilecek bir malzeme ile
ürünlerin kaplanmasıdır. Yöneticilerin büyük bir çoğunluğu tedarik zinciri için
56
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
çevresel konuların ve paketlemenin endüstri koluna ve işletme büyüklüğüne
bağlı olarak farklılık göstermesine rağmen önemli bir konu olduğunu ifade
ederler (Preuss,2005: 132).
1.2.1.14.Çevresel Yönetim Sistemleri
Yeşil tedarik zinciri yönetimi ve çevresel yönetim sistemleri arasında ki ilişki,
işletmenin çevresel performansı için önemli uygulamalara sahiptir. Çünkü
bunlar beraber uygulandığı zaman (sinerjik bir yolla) işletmeler arasında ki
sürdürebilirliği oluştururken (Iraldo, Testa ve Frey, 2009:1446) uygulanan
çevresel yönetimin türü çevresel performans ve ekonomik performansın
arasında ki farklılığı yaratır (Schaltegger ve Synnestvedt, 2002:344).
1.2.2.Yeşil Tedarik Zincirinin Ortaya Çıkmasında Etkili Faktörler
1.2.2.1.Çevre Kirliliğinin Önlenmesi
Yeşil tedarik zincirinin amacı da tedarik zincirinin çeşitli aşamalarında, hem
üretim esnasında hem de üretimden sonra meydana getirilen ürünlerin
oluşturmuş olduğu çeşitli kirlilikleri önlemektir (New ve Westbrook,2004: 236).
1.2.2.2.Geri Kazanım
İşletmeler geri kazanım yolu ile gelen ürünlerin içerisindeki malzemeleri tekrar
kullanarak maliyetlerini azaltmaktadırlar. İkinci olarak çevre kirliliği ile
gelebilecek gerek yasal gerekse sosyal yükümlülükleri üzerlerinden
atmaktadırlar. Malzeme geri kazanımı yeşil tedarik zinciri yönetiminin temelini
oluştururken kendi içerisinde atık yönetimini ve çevresel duyarlılığı
barındırmaktadır (Özesen, 2009: 15).
1.2.2.3.Doğal Kaynakların Korunması
Yeşil tedarik zinciri yönetiminin asıl amacı, çevreye en az zarar vermek ve doğal
kaynakları en verimli şekilde kullanmaktır. Buda işletmeler için iyi bir fırsat
teşkil etmektedir.
1.2.2.4.Sürdürülebilir Kalkınma
Sürdürülebilir kalkınma, çevre değerlerinin ve doğal kaynakların savurganlığa
yol açmayacak biçimde akılcı yöntemlerle, bugünkü ve gelecek kuşakların hak
ve çıkarları da göz önünde bulundurularak kullanılması ilkesinden özveride
bulunulmaksızın ekonomik gelişmenin sağlanmasını amaçlayan çevreci dünya
görüşüdür (Mengi ve Algan,2003:1). Sürdürülebilirlik, atıkları, enerji ve doğal
kaynak kullanımını minimize etmektedir. Sürdürülebilir kalkınmayı kendilerine
57
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
amaç edinen işletmeler, dolaylı olarak yeşil tedarik zinciri yönetimini de
kullanmaktadırlar.
1.2.2.5.Tüketici Tercihleri
Günümüzde küreselleşme, artan rekabet ortamı, iş etiği, çevrecilik, kanunlar
vb. faktörler işletmelerdeki mevcut pazarlama yöneticilerini, tüketicilerin,
işletmelerin ve toplumun isteklerini birlikte karşılayabilecek çözümler bulmaya
yöneltmiştir (Berkowitz, Kerin, Hartley ve Rudelius, 2000:21).Yeşil tedarik
zinciri yönetimi de bu kapsam içinde düşünülebilir.
1.2.2.6.Eko-Verimlilik
Avrupa Komisyonu tarafından “Çevre dostu üretim yapma” olarak belirtilen
eko-verimlilik (Özen, 2008: 76), kaynak azaltımı, yeniden kullanım, geri kazanım
gibi faaliyetleri ile çevre yönetimi konusunda önemli bir yer tutması
bakımından (MPM,2009:8) yeşil tedarik zinciri yönetiminin amaçları ile
paralellik göstermektedir.
1.2.2.7.Değişen Rekabet Koşulları
Bazı işletmeler, ürün ve hizmetlerin çevresel etkilerini azaltmak ve müşterilerin
çevresel endişelerini önlemek için çevresel düzenlemeler ile, çevresel
performanslarını artırıp rekabet üstünlüğü sağlamaktadırlar (Kushwaha,2011:
8).
1.2.2.8.Eko Harcamaların Azaltılması, Çevresel Maliyetlerin ve Yasal
Yükümlülüklerin Yükünün Hafifletilmesi
İşletme yönetimlerinin atık imhası ve kirliliği kontrol etmek için harcadıkları
paraların yanı sıra çevre ile ilgili konuların yanlış yönetilmesi durumunda ortaya
çıkabilen para cezalarını ve yasal yükümlülüklerin koyduğu engelleri aşmaya
çalışırken işlerin yavaşlamasını da hesaba katmaları gerekir. Yasal
yükümlülüklerden sakınmak için bir işletmenin yapabileceği büyük küçük her
şey maliyetlerin azalmasına sebep olacaktır. Çevre harcamaları dikkate alınırsa
işletmeler iş yapmanın yeni, düşük maliyetli ve hızlı yollarını kolayca bulabilirler
(Esty ve Winston,2007: 153-154). Yeşil tedarik zinciri kavramının ortaya çıkması
ile birlikte atık ve kirliliğin oluşumunun azaltılabileceği işletmeler tarafından
kabul görmüştür.
1.2.2.9. Çevre Merkezli Kurumsal Risk Yönetimi
Yeşil tedarik zinciri yönetimi programları, tedarikçilerin artırılması ve azaltılması
finansal ve çevresel riskin tedarik zincirinde geriye tedarikçilere atılacağı
58
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
anlamına gelmektedir. Yaratıcı yeşil tedarik zinciri programları tedarikçilerin
kendi risklerini azaltmalarına yardımcı olacaktır (Uysal, Hepsağ, Güneş ve
Karakaya,2004: 142).
1.2.2.10.Toplum İle İlişkiler
Günümüzde tüketiciler giderek daha çok çevre koruma bilinci ile hareket
etmektedirler. Tüketiciler çevre ile daha çok ilgili yeşil tüketiciler haline gelen
işletme sahibi ve yöneticileri de toplumla olan ilişkilerini geliştirebilmek
amacıyla artan oranlarda çevreci olmaktadırlar.
1.2.2.11.İşletme Dışı Baskılar
Bir işletmeyi yeşil politikalar uygulamaya teşvik eden ya da zorlayan çeşitli
güçler olabilir. Kurumları yeşil uygulamalara iten güçlerden en önemlisi devlet
ve onunla paralel giden yasalardır (Büyüközkan ve Vardaloğlu, 2008:66).
1.2.2.12.Müşterilerin Çevresel İhtiyaçları
Günümüzde müşteriler artan bir oranda ürünlerin ve ürünlerini piyasaya sunan
işletmelerin çevresel sorumluluklarını yerine getirip getirmediğine bakarak
satın alma kararı verirler (Miller ve Szekely, 1995: 324). Bundan dolayı
işletmeler yeşil ürünlerle daha fazla müşteri çekmek için çevre dostu imajını
güçlendirebilirler (Han, Hsu, Lee ve Sheu,2010: 2).
1.2.3.Yeşil Tedarik Zinciri Faktörleri
Yeşil tedarik zinciri yönetiminin belirleyicileri, genel olarak, paydaşların
baskısıyla bağlantılı olan dış faktörler ve stratejik süreçte işletmeye yol
gösteren içsel faktörler olmak üzere iki grupta ele alınır (Testa ve Iraldo,
2010:2).
1.2.3.1.İçsel Faktörler
Örgütsel Faktörler
İşletmenin kurucuları ve sahipleri de dahil olmak üzere bireylerin kişisel görüşü
orta yönetim, girişimci politikası ve yatırımcılarının görüşleri yeşil tedarik zinciri
yönetimiyle pozitif ilişkili bulunmuştur. İçsel örgütsel faktörler çoğunlukla kalite
geliştirme öncülüğünde, maliyet azaltmaya odaklanarak atık ve kirliliği
azaltmayı hedefler (Walker, Sisto ve Bain, 2008:70).
1.2.3.2.Dışsal Faktörler
Dışsal faktörler genel olarak; kuralcı, zorlayıcı ve taklitçi olmak üzere üç şekilde
uygulanabilmektedir (Testa ve Iraldo,2010:2). Müşteri ihtiyaçları gibi kuralcı
59
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
baskılar, daha yasal algılanan kurallardır. Buna ek olarak, birkaç dış paydaş
gücünün mevcut olduğu işletmelerde zorlayıcı baskılar yürürlüğe koyulabilir.
Ör: Hükümet zorlayıcı çevresel düzenlemeler vasıtasıyla işletmelere çevresel
uygulamalar yaptırtabilir (Testa,Iraldo,2010: 2).
Hükümet Desteği
Hükümet desteği, teknolojik yenilik için önemli bir çevresel karakteristiktir.
Hükümet vasıtası ile düzenlemeler yenilik için hem cesaretlendirici hem de
cesaret kırıcı olabilmektedir. Hükümet, hizmet tedarikçileri için teknolojik
yenilikleri harekete geçiren, vergi indirimleri, finansal teşvikler ve pilot projeler
sağlayabilmektedir. Bundan dolayı çevresel belirsizlik ve hükümet desteğinin
yeşil tedarik zinciri uygulamalarını etkileyeceği umulmaktadır (Lin ,2007: 9293).
Rakipler
Rakipler, çevresel teknoloji liderleri olarak, endüstri kurallarını veya yasal
talimatları oluşturabilir ve sonuçta çevre yeniliği yürütme özelliğine sahip
olabilirler. Çevre stratejileri, tedarik zinciri yönetimi yeteneklerinin gelişmesi
sayesinde, rekabete dayalı avantajlar kazanması için bir işletmeye yardımcı
olabilmektedir (Walker, Sisto ve Bain, 2008: 72). Çevre dostu olmak işletmenin
rakiplerinden farklılaşmasının bir yoludur. Rakipleri yeşil tedarik zincirini
benimsemeyen işletme baskı altına girecektir. Bu nedenle, rakipleri
benimsemiş olsun ya da olmasın yeşil tedarik zincirini benimsemek ve
uygulamak iyi bir fikirdir (Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009:17).
Düzenlemeler (Yönetmelikler)
Kanunlar yenilik sürecinde pazar baskılarını takip eden maliyet baskıları ve ürün
yeniliği için hem ürün hem de çevresel yenilik sürecini etkilemede, (Hall,
2000:457) ürünün yaşamı sonunda geri dönüştürülmesinde güçlü bir rol
oynamaktadır (Crotty,2006: 220).
Toplum
Toplum, satın alma kararı verirken, işletmenin itibarı ile çevreye duyduğu
saygıdan artan şekilde etkilenmektedir. Daha fazla çevre dostu ürünler ve daha
fazla sosyal bilinç talep edilmektedir (Walker, Sisto ve Bain,2008:73). Bir
işletmenin toplumda algılanmasını etkileme yeteneğine sahip olan medya,
çevresel gruplar (Hall,2006:236), toplum baskısı ve paydaşlar, sivil toplum
örgütleri ya da yeşil baskı grupları işletmelerin yeşil tedarik uygulamalarını
gözden geçirmelerine sebep olur (Walker, Sisto ve Bain,2008: 73).
60
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Tüketiciler ve Pazar
Günümüzde işletmeler arasında şiddetli bir rekabet yaşanmaktadır. İşletmeler
pazar payı ve müşteri sadakatini kazanmak için, rakiplerinin önüne geçmelidir.
Yeşil tedarik zincirini uygulamaları ise bunun için bir araç olabilir
(Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 17).
Tedarikçiler
İşletmeler, tedarikçilerine bağlı olarak farklı çevresel uygulamalardan
yararlanabilirler ve tedarikçi yönetimi için farklı stratejiler geliştirebilirler.
Müşterilerin büyüklüğü tedarikçilerin çevresel uygulamaları benimsemesi için
çok önemlidir (Kirkwood ve Walton, 2010:203).
1.2.4.Yeşil Tedarik Zincirinin Uygulanması
Yeşil bir tedarik zincirinin gerçekleşmesi için Çevre Koruma Ajansı (EPA) dört
temel sürecin olduğunu belirtmiştir. Bu aşamalar şöyle sıralanabilir (Diabat ve
Govindan,2010: 1).
1-) Maliyet Belirleme: Bir tesis veya sürecin sistematik olarak incelenmesi,
önemli çevresel maliyetlerin oluşup oluşmayacağını, oluşursa nerede
oluşacağını belirlemek için yapılır (Nunes, Junior ve Ramos,2004: 6).
2-) Fırsat Belirleme: Bu aşamada belirlenmiş fonksiyonel bölgeler ve süreçlerin,
çevresel etkileri azaltıcı ve önemli maliyet tasarrufu sağlayıcı değişimleri göz
önünde bulundurulur. Potansiyel değişimler; çevresel engellerin türü, değişim
için engeller ve oluşan potansiyel maliyetlerin miktarını içeren kriterlerle
değerlendirilir.
3-) Faydaları Hesaplama: Seçilen proje gruplarının fayda ve maliyetlerinin, nitel
ve nicel analizleri sonucunda faydalarının hesaplanmasıdır.
4-) Uygulama ve Kontrol Kararı: Takımların başlangıçtan uygulamaya kadar
değerlendirilmesidir (EPA, 2000: 12).
İdeal olan, işletmenin kendi ihtiyaç ve kültürüne en uygun olacak şekilde yeşil
tedarik zincirini uyarlamak ve uygulamaktır (Nunes, Junior ve Ramos,2004: 6)
1.2.5.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamalarının Önündeki Engeller
61
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
1.2.5.1.İçsel Engeller
Uygulama Maliyetleri
Tüketicinin düşük fiyat isteği, yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulanmasını
engelleyebilir (Walker, Sisto ve Bain,2008:73). Yeşil tedarik zinciri
uygulamalarının en önemli engelleri arasında, yeşil satın alma, maliyetler ve
ekonomik sebepler yeralır (Zhu ve Sarkis, 2004: 269). Özellikle işlemsel
maliyetlerde artış, işletmenin finansal performansında negatif etkiye
dönüşebilir (Zhu ve Sarkis, 2004: 269-270).
Mevcut Tesis, Yatırım ve Bilgi Sistemleri
Mevcut yatırımların, bilgi sistemlerinin ve eski alışkanlıkların değiştirilmesi zor
ve maliyetlidir (Wycherley,1999:123). Üretim yapan işletmeler için sürecin
yeniden tasarımı gerekebilir. Mevcut tesis, makine ve sistemler yeni üretim ve
süreç için uygun olmayabilir. Sadece yatırım açısından değil yeni sistemlerin
kurulması, tesise uyarlanması, yeni ekipmanların kurulumu ya da ayarlanması
ve yeni sistemin kurulumu uzun zaman almaktadır. Aynı zamanda işletmeler
yeni bir çevreye uyum sağlayacak eleman da yetiştirmelidirler
(Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009: 19).
Bilgilendirme ve İletişim
Yeşil tedarik zinciri yönetimi, bir işletmede sadece bir departmanda
gerçekleştirilen bir uygulama olmadığı için, diğer departmanlarla ve
işletmelerle iletişim halinde olmayı gerektirmektedir (Khiewnavawongsa ve
Schmidt, 2009: 19).
Yönetimden Kaynaklanan Eksiklikler
Yeşil tedarik zinciri yönetiminin benimsemesi için, üst yönetimin desteği şarttır.
Belirlenmiş bir kurumsal amaç, işletmeler için önemlidir. Her seviyedeki
yönetim, stratejilerini açıkça ortaya koymalıdır. Üst yöneticilerden alınan
destek yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulanmasını kolaylaştırır
(Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009: 19).
Hükümet Politikaları ve Kanunlardaki Eksiklikler
Çevresel etkiler ülkedeki kanun rejimine bağlı olarak farklılık gösterebilir
(Schaltegger ve Synnestvedt,2002: 340). Yeni hükümet politikaları ve
düzenlemeler periyodik olarak yayımlanmaktadır. Uzun yıllar kuralları takip
eden işletmeler yeşil tedarik zinciri yönetimini benimsemekte daha az sorun
yaşamaktadırlar (Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 19).
62
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
1.2.5.2.Dışsal Engeller
Güven Eksikliği
Tedarikçiler, fazla yatırım gerektirdiği için değişiklik yapmak istemeyebilirler.
Dahası bilgi paylaşımı uygulamanın önemli bir parçası olduğu ve müşteri
bilgilerini paylaşmak istemedikleri için işletmelerle işbirliği yapmayı terci
etmeyebilirler. Tedarikçiler, rakiplerinin kendi müşterilerinin özel bilgilerini
almasını istemezler (Khiewnavawongsa ve Schmidt,2009:19-20). Yine, ilk
yatırım masrafı fazla olan faaliyetler, yatırımcıların karlarını kısa vadede
düşüreceği için bir tehdit olarak algılanabilir. Bundan dolayı işletme yönetimi ve
yatırım gruplarının iknası çok önemlidir (Türker, 2003:100).
Düzenlemeler
Yeşil tedarik zinciri yönetimi faktörlerinden biri olan düzenlemeler bazen
engelde teşkil edebilir. Çevre kanunları ve düzenlemeler mantıksız oluşturulan
zaman sınırlamalarını, ulaşılabilecek en iyi teknikleri ve yenilikleri engelleyebilir
(Walker, Sisto ve Bain,2008: 74).
Ürün ve Müşteri Perspektifi
Çevre dostu ürünler, her zaman kullanılan hammaddelerle
üretilemeyeceğinden müşteriler ürünlerin performansından şüphe edebilirler.
Yeşil ürünlerde kullanılan yeni hammadde ya da kimyasal maddeler zararlı
maddelerden daha az verimli olabilir. Ayrıca yeşil ürünlerle ilgilenmeyen
müşteriler yeşil olmayan ürünleri tercih edebilirler (Khiewnavawongsa ve
Schmidt,2009: 20).
Tedarikçiler ile İlişkiler
İşletmeler özellikle çevresel performanslarını geliştirmek için bazı hammadde
girdilerinde kısıntı yapabilir veya bunların ikamesi olan yeşil üretime yönelik
mamulleri tercih edebilir. Bu durum, işletmenin yıllarca çalışmış olduğu
tedarikçileri ile anlaşmazlıkların doğmasına sebep olacaktır. Çünkü belli bir
sistemde çalışan tedarikçiler, bazı durumlarda işletmenin talep ettiği ürünü
bulmak ya da üretmek için yeniden bir strateji geliştirmek zorunda kalabilirler
(Roberts,1995: 185). Bundan dolayı bir işletmenin ilişkide bulunduğu
tedarikçiler hem yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulanmasını destekleyebilir
hem de buna direnebilirler. Yeşil tedarik zinciri yönetimi uygulanmasında
yatırım ve insan kaynakları kullanımı gerekli olduğu için yakın ilişkide olmayan
tedarikçileri de bir işletmenin yeşil tedarik zinciri isteğini geri çevirebilirler
(Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 19).
63
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Endüstriye Özel Engeller
Farklı endüstrideki işletmelerin farklı faktörleri, engelleri ve uygulamaları
olduğu tespit edilmiştir. Bunlar belirli bir sektörde çevresel tedarikçi olan
işletmelerin reaktif ve proaktif olduğunu etkiler (Walker, Sisto,Bain,2008: 74).
Bilgi, Kaynak ve Deneyim Eksikliği
Her tedarikçi, yeşil tedarik zincirini uygulama yeteneğine sahip değildir. Birçok
tedarikçide, özellikle küçük olanlarda sermaye ve kaynak eksikliği
bulunmaktadır. Bu tedarikçiler yeterli bilgi, kaynak ve deneyime sahip
olmadıkları için yeşil tedarik zinciri yönetiminin uygulamasına isteksiz
olabilmektedirler (Khiewnavawongsa ve Schmidt, 2009: 19). Bearing Point
Yönetim ve Teknoloji Danışmanlığı şirketinin 2008 yılında yapmış olduğu yeşil
tedarik zinciri ile alakalı anketin sonuçlarına göre, bilgi eksikliği yeşil tedarik
zinciri uygulamalarının önündeki en büyük engeldir (Bearıngpoınt: 2008).
1.2.6.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Avantajları ve Dezavantajları
Yeşil tedarik zinciri yönetimi’nin avantajları ve dezavantajları etkilerine göre
tablo 1 de gösterilmektedir.
Tablo 1. Yeşil Tedarik Zinciri Yönetiminin Avantajları ve Dezavantajları (Çapan,2008: 10-11).
Avantajları
İşlem maliyetlerinde azalma
Malzeme maliyetlerinde azalma
Pazarlara ulaşımın artması
Ürün kalitesinde artış
Çevre yasalarına daha kolay uyum
Hizmet kalitesinde artış
Çevresel performansta gelişme
Atık üretiminde azalma
Müşteri güven ve memnuniyetinde artış
Emisyonda azalma
İşletme imajında ve güvenirliğinde
gelişme
Enerji tüketiminde azalma
Çevresel olayların risklerinde azalma
Ses ve radyasyonda azalma
Hammadde tüketiminde azalma
Tehlikeli, zararlı madde kullanımında
azalma
Rekabette artış
Teknoloji gelişiminde artış
Çalışan ve toplum sağlığında iyileşme
Depolama maliyetlerinde azalma
İmha maliyetlerinde azalma
İşlemsel performansta artış
Pazar payında artış
Dezavantajları
Hammadde maliyetlerinde artış
Deneme maliyetlerinde artış
Yatırım miktarında artış
64
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
1.2.7.Yeşil Tedarik Zinciri Yönetim Stratejilerinin İşletmelerce Uygulanması
İşletmelerin yeşil tedarik zinciri uygulamalarını nasıl karşıladıkları ve
uyguladıkları konusunda literatürde henüz bir görüş birliği yoktur ve farklı
düşünceler mevcuttur.
Lee, Klassen (2008), yeşil tedarik zincirini kontrol tabanlı yeşil tedarik zinciri
yönetimi ve destek ya da işbirliği tabanlı yeşil tedarik zinciri yönetimi olmak
üzere iki farklı boyutta sınıflandırmıştır. Kontrol tabanlı yeşil tedarik zinciri
yönetimi, tedarikçi ile ilgili bilgi toplama ve bu bilgiyi işleme, tedarikçi
değerlendirme kriteri geliştirme ve gelen malların ve tedarikçilerin çevresel
performanslarının değerlendirilmesini kapsamaktadır. Destek tabanlı yeşil
tedarik zinciri yönetimi ise, tedarikçinin çevresel performansını artırmasını veya
ortak çevresel çözümler geliştirmesini mümkün kılacak, alıcı firma ile tedarikçi
firma arasındaki doğrudan etkileşimi içermektedir.
Vachon (2003), yeşil tedarik zinciri uygulamalarını çevresel denetim ve çevresel
işbirliği uygulamalarıyla bütünleştirmiş ve yeşil tedarik zinciri uygulamalarının
kirlilik önleme, kirlilik kontrol ve yönetim sistemleriyle bağlantılı olduğunu ifade
etmiştir.
Srivastava (2007), Yeşil işlemlerin tersine lojistik yeşil üretim ve yeniden üretim
(azaltma, geri dönüşüm, üretim planlama ve çizelgeleme, stok yönetimi,
yeniden üretim, yeniden kullanım, ürün ve malzeme geri kazanımı) ve atık
yönetimi (kaynak azaltma, kirlilik önleme, imha etme) ile ilgili tüm işlemsel
durumları içerdiğini ifade etmiştir.
Hervani, Helms ve Sarkis (2005), Çevre bilinçli uygulamaların birçoğunu, yeşil
dizayn (pazarlama ve mühendislik), yeşil tedarik uygulamaları (örneğin:
tedarikçilerin sertifikaları, ürün ve malzemeleri çevresel satın almaları gibi),
toplam kalite çevresel yönetimi (içsel performans ölçümleri, kirliliği önleme),
çevreye dost ambalajlama ve taşıma, azaltım, yeniden kullanım, yeniden
üretim, geri dönüşüm şeklinde ifade etmiştir.
Hart ve Ahuja (1996), emisyon azaltımının iki şekilde gerçekleşebileceğini ifade
etmişlerdir. Birincisi kontrol; emisyonlar ve atık suların kirlilik kontol
ekipmanları ile toplanıp, depolanıp, kimyasal işleme tabi tutularak imha
edilmesidir. İkincisi ise, önleme; emisyonlar ve atık suların kullanılan
malzemelerin değiştirilmesi, yeniden işlenip kullanılır hale getirilmesi veya
süreç yeniliği ile azaltılarak önlenebilmesidir.
65
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Kirliliği önlemenin mantığı, hataları henüz oluşmadan önlemenin, daha üstün
kabul edildiği kalite yönetimi anlayışıyla paraleldir. Bu mantık, kirliliğin üretim
süreci içerisinde bir verimsizlik yarattığı ve atıkların geri dönüstürülemez
maliyetler olduğu temeline dayanır (Hart ve Ahuja,1996:31). Kirliliğin ortaya
çıkmadan önlenmesi ile kirlilik kontrol ekipmanlarının oluşturulması, yapılacak
olan masraflardan tasarruf sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda etkinlik ve
verimliliğin de artmasını sağlayacak ve daha az atık, daha az hammadde ve
girdilerin etkili şekilde kullanılması ve atıkları elden çıkarma maliyetlerinin
düşmesi anlamına gelecektir. Ayrıca kirlilik önleme stratejileri, yasalar
tarafından belirlenen seviyenin altında bir emisyon önerir (Hart ve Ahuja,
1996).
1.3. SON DEĞERLENDİRME
Globalleşme ve artan rekabet ortamı, bilinçli müşteriler ve yasalar gibi çeşitli
sebeplerden dolayı “yeşil” yaklaşımlar işletmelerin faaliyetlerinde yer almaya
başlamıştır. Yeşil tedarik zinciri yönetimi ile işletmeler tedarik zinciri
faaliyetlerinde çevresel yaklaşımları benimseyerek, verimliliklerini artırıp,
maliyetlerini azaltabilirler. Yine çevreye duyarlı müşterileri çekerek, pazar
paylarını artırabilirler. Bu amaçla, bu çalışmada yeşil tedarik zinciri yaklaşımı ve
faaliyetleri ile işletmelerin yeşil tedarik zinciri oluşturabilmek için yapmaları
gerekenler açıklanmaya çalışılmıştır.
66
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
KAYNAKLAR
Aydın, S. Z. (2005), Tedarik Zinciri Yönetiminde Stratejik İttifak Olarak Üçüncü Parti Lojistik.(Yayımlanmamış
Doktora Tezi). Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Beamon, B.(1999), “Designing the Gren Supply Chain”. Logistics Information Management, 4(12), 332-342.
Bearıngpoınt Management&Technology Consultants.(2008),Supply Chain Monitor,
Berkowitz, E.N., Kerin, R.A Hartley, S.W., Rudelius, W.(2000), Marketing, Irwın McGrawHill
Bolat, B ., Gözlü, S. (2003),“ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemi Uygulamasında Etken Olan Faktörler”. İTÜ
Dergisi/d Mühendislik, 2(2), 39-48
Bowen, F.E., Cousins, P.D., Lamming, R.C., Faruk, A.C. (2001),”The Role of Supply Management Capabilities in
Green Supply”. Production and Operations Management, Summer 2,(10), 174
Büyüközkan,G., Vardaloğlu, Z.(2008), “Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi”. Lojistik Dergisi, 8, 66-73
Büyüksaatçi, S. (2009), Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi ve Bir Uygulama, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
İstanbul: İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Çabuk,S., Nakiboğlu, B., Keleş,C. (2008), “Tüketicilerin Yeşil (Ürün) Satın Alma Davranışlarının SosyoDemografik Değişkenler Açısından İncelenmesi”. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 1(17), 85-102
Çapan, A. (2008),Analytic Model Proposal for Environmentally Conscious Supply Chain Management.
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Galatasaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Dalyancı, H.(2006), Türkiye’de Kağıt-Karton Sektöründe Geri Dönüşüm ve Geri Dönüşüm Yapan İşletmelerin
Ekonomik Yönden İncelenmesi.(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Darnall, N., Jolley, G. J., Handfield, R. (2008),”Environmental Management Systems And Green Supply Chain
Management: Complements for Sustainability”. Business Strategy and the Environment, 18, 30-45
Diabat, A., Govindan, K. (2010),”An Analysis of The Drivers Affecting The İmplementation of Green Supply
Chain Management”. Resources, Conservationand Recycling.
Duflou,J., Seliger, G., Kara,S., Umeda, Y., Ometto, A., Willems, B.(2008), “Efficiency and Feasibility of Product
Disassembly: A Case-Based Study”. CIRP Annals-Manufacturing Technology, 57, 583-600
Ebinger, F., Goldbach, M., Schneidewindz.(2006),”Greening Supply Chains: A Competence-Based
Perspective”. Greening The Supply Chain Part3, 251-269
Eltayeb,T.K., Zailani,S., Ramayah,T.(2010),”Green Supply Chain İnitiatives Among Certified Companies in
Malaysia and Environmental Sustainability:Investigating the Outcomes”. Resources, Conservation,
Recycling
EPA .(2000),”United States Environmental Protection Agency. The Lean and Green Supply Chain A practical
guide for materials managers and supply chain managers to reduce costs and improve
environmental performance”. Washington
Esty, D.C., Winston, A. S. (2007), Yeşilden Altına Akıllı Şirketler Çevreci Stratejiler ile Nasıl Avantaj
Yaratır?.(Çeviren: Göktem, L.). İstanbul: Media-Cat Yayınları
Hall, J. (2000), “Environmental Supply Chain Dynamics”. Journal of Cleaner Production. 8, 455-471
Hall, J.(2006).”Environmental Supply Chain Innovation”. Greening the Supply Chain, part3, 233-249
Han, H., Hsu, L., Lee, J., Sheu,C.(2010),“Are Lodging Customers Ready to Go Green? An Examination of
Attitudes, Demographics, and Eco-Friendly İntentions”. International Journal of Hospitality
Management, 1-11
67
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Handfield, R., Walton, S., Sroufe, R., Melnyk,S.(2002),”Applying Environmental Criteria to Supplier
Assessment: A Study in The Application of the Analytical Hierarchy Process”. European Journal of
Operational Research, 141, 70-87
Hervani, A., A., Helms, M., M., Sarkis, J. (2005), “Performance Measurement for Green Supply Chain
Management”. Bencmarking, 4(12), 330-352
Hsu, C.W., Hu, A.H. (2008),”Green Supply Chain Management in the Electronic Industry”. International
Journal of Environmental Science and Technology, 2(5), 205-216
Iraldo, F., Testa,F., Frey, M.(2009), “Is an Environmental Management System able to Influence
Environmental and Competitive Performance? The Case of the Eco-Management and Audit Scheme
(EMAS) in the European Union”. Journal of Cleaner Production, 17, 1444–1452
Johnson, P.(1998), “Managing Value in Reverse Logistics Systems”. Logistics and Transpn Rewiev, 34(3), 217227
Kadyrova, J. (2009), Tedarik Zinciri Yönetimi Çerçevesinde İşletme Performansının Belirlenmesi ve Bir
Uygulama. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Karacan, A. R. (2002),”İşletmelerde Çevre Koruma Bilinci ve Yükümlülükleri, Türkiye ve Avrupa Birliğinde
İşletmeler Yönünden Çevre Koruma Politikaları”. Ege Akademik Bakış Dergisi, 1(2) 1-11
Karasu, I.F. (2006), Tedarik Zincirinin Yapısı ve İşleyişi. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Eskişehir:
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kaya, F., Kozak, M.( 2008), “Çevresel Pazarlama: Tüketicilerin Eğilim ve Tutumları Üzerine bir
Araştırma”.*Bildiri+. 13.Ulusal Pazarlama Kongresi Pazarlamada Yeni Yaklaşımlar Bildirileri. (ss.358365). Nevşehir: Nevşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.
Khiewnavawongsa, S., Schmidt, E., K. (2009), “An Essay of Green Supply Chain Management in The
Electronics Industry”. Review of The Electronic & Industrial Distribution Industries, 8(1), 13-30
Kim, S.(2010), Implementation of Green Supply Chain Management: Impact on Performance Outcomes in
Small And Medium-Sized Electrical and Electronic Firm.The Graduate College at The University of
Nebraska in Partial Fulfillment of Requirements For the Degree of Doctor of Philosophy, Nebraska
Kirkwood, J., Walton,S. (2010),”How Ecopreneurs Green Values Affect Their İnternational Engagement in
Supply Chain Management”. Journal of International Entrepreneurship, 8(2), 200-217
Kushwaha, G.S.(2004-2010),“Sustaınable Development Through Strategıc Green Supply Chain Management”.
Internatıonal Journal of Engineering and Management Sciences,1(1),7-11
Lai, W. (2008), Effectiveness of Decision-Making in Green Justin Time Supply Chain in The Manufacturing
Industry: An Investigation and Comparison of Multiple Cases in Taiwan, Golden Gate University
Doctor of Business Administration Program
Lin, C.(2007), “Adoption of Green Supply Chain Practices in Taiwan’s Logistics Industry”. Journal of
International Management Studies, August, 90-98
Mengi, A., Algan, N.(2003), Küreselleşme ve Yerelleşme Çağında Bölgesel Sürdürülebilir Gelişme AB ve
Türkiye Örneği. Ankara: Siyasal Kitabevi.
Mıller, J., Szekely, F.(1995),“What is Green?”. European Management Journal. 13(3), 322-333.
Milli Prodüktivite Merkezi. (2009),” Kobi’lerde Eko-Verimlilik Kılavuzu”. Ankara
Mingqiang, Z., Yabo, H. (2009), “The Application Proposal of Green Supply Chain Management in
Construction Industry”. *Bildiri+. 2. International Conferance on Intelligent Computation
Technology and Automation, 1006-1009
Mintcheva, V. (2005), “Indicators for Environmental Policy İntegration in The Food Supply Chain the Case of
The Tomato Ketchup Supply Chain and the İntegrated Product Policy”. Journal of Cleaner
Production, 13, 717-731
68
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Naını , S. G. J.; Alıahmadı , A. R.; Jafarı-Eskandarı, M. (2011) Designing a mixed performance measurement
system for environmental supply chain management using evolutionary game theory and
balanced scorecard: A case study of an auto industry supply chain. Resources, Conservation and
Recycling, v. 55, n. 6, p. 593-603.
New, S., Westbrook, R. (2004),Understanding Supply Chains Concepts, Critiques and Futures. Oxford:
Oxford University Pres.
Ninlawan, C., Seksan, P., Tossapol, K., Pilada, W.(2010),”The Implementation of Green Supply Chain
Management Practices in Electronics Industry”.*Bildiri]. Proceeding of the International Multi
Conference of Engineers and Computer Scientist, 3, 1563-1568
Nunes, B.,T., S., Junior, M, S., Ramos, R., E.,B.(2004), “A Theoretical Approach for Green Supply Chain”.
2.World Conference on Production and Operation Management.(ss.1-17). Cancun – Mexico
Olugu, E.,U.,Wong,K.,Y., Shaharoun, A., M.(2010), “Development of Key Performance Measures for the
Automobile Green Supply Chain”. Resource, Conservation and Recycling.
Özdemir, A.İ. (2004),” Tedarik Zinciri Yönetiminin Gelişimi, Süreçleri ve Yararları”. Erciyes Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 23, 87-96.
Özen, G. (2008),Küresel Isınma Sürecinde Örgütsel Performansın Sürdürülebilir Kılınması Açısından
İşletmelerde Eko-Verimlilik Çalışmaları: Örnek Uygulamalar. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özesen, E. (2009), Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi ve Ambalaj Sanayinde Bir Uygulama. (Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özgen, I. (2005), Büyük Ölçekli Otel İşletmelerinde Atık Yönetimi ve İber Otel Sarıgerme Park Örneği.
(Yayımlanmamış Doktora Tezi). İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Paksoy, T., Bektaş,T., Özceylan,E.(2011),” Operational and Environmental Performance Measures in A MultiProduct Closed-Loop Supply Chain”.Transportation Research.
Preuss, L.(2005),“Rhetoric and Reality of Corporate Greening: A View From the Supply Chain Management
Function”. Business Strategy and Environment, 14(2), 123-139.
Roberts, P. (1995),”Environmentally Sustainable Business: A Local and Regional Perspective”. London: Paul
Chapman Publishing.
Ross, D. F. (2000),Competing Through Supply Chain Management; Creating Market – Winning Strategies
Through Supply Chain Partnerships. Norwell, Massacuchusetts: Kluwer Academic Publishers.
Sarkis, J.(2003),“ A Strategic Decision Framework for Green Supply Chain Management”. Journal of Cleaner
Production, 11, 397-409
Sarkis, J., Rasheed, A. (1995),”Greening the Manufacturing Function”.Business Horizons, 38(5), 17-27
Sarkis, J., Zhu, Q., Lai,K. (2010). “An Organizational Theoretic Review of Green Supply Chain Management
Literature”. Internatıonal Journal of Production Economic.
Schaltegger, S., Synnestvedt, T. (2002),”The Link Between “Green”And Economic Success: Environmental
Management as the Crucial Trigger Between Environmental and Economic Performance”. Journal of
Environmental Management, 65, 339-346
Shang, K., Lu,C., Li,S. (2010),”A Taxonomy of Green Supply Chain Management Capability Among ElectronicsRelated Manufacturing Firms in Taiwan”. Journal of Environmental Management ,91,1218-1226
Somogyi, R. M., Nagy, Z., Török, A. (2009), “Change Management for The Greening of Supply Chains”. Acta
Technica Jaurinensis Series Logistica, 2(3), 393-402
Srivastava, S. K. (2007), “Green Supply-Chain Management: A State-of-the-Art Literature Review”.
International Journal of Management Reviews, 9(1), 53-80
69
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Yeşil Tedarik Zinciri Yöntemi (pp. 45-70)
Yrd. Doç. Dr. Dilşad GÜZEL ve Prof. Dr. Osman DEMİRDÖĞEN
Şengül,Ü. (2010),“Atıkların Geri Dönüşümü ve Tersine Lojistik”. Paradoks Ekonomi, Sosyoloji ve Politika
Dergisi, 6(1), 73-86
Tang, Y., Zhou, M., Zussman, E., Caudill,R. (2002),
Journal of Manufacturing Systems, 21(3)
“Disassembly Modeling, Planning and Application”.
Testa, F, Iraldo, F.(2010). “Shadow and Lights of Green Supply Chain Management: Determinants and Effects
of These Practices Based on A Multi-National Study”. Journal of Cleaner Production, 1-10
Türker, D. (2003), Çevre Yönetim Stratejilerinin Mikro ve Makro Boyutta Etkileri Türk Sanayisinde Çevresel
Çalışmaların Değerlendirilmesi.(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Uysal, F., Hepsağ, E., Güneş, Y., Karakaya, N.(2004),“Çevresel Yönetim Araçları,Çevresel (Yeşil) Tedarik Zinciri
Yönetimi”. *Bildiri+. I.Ulusal Çevre kongresi Bildirileri.(ss.137-143). Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi
Çevre Mühendisliği Bölümü.
Vachon,S. (2003), Green Supply Chain Practices:An Examination of their Antecedents and Performance
Outcomes, London, Ontario, Canada: Doctor of Philosophy,the University of Western Ontario.
Walker, H.,Sisto,L., Mc Bain, D.(2008),”Drivers and Barriers to Environmental Supply Chain Management
Practices: Lessons from the Public and Private Sectors”. Journal of Purchasing&Supply
Management, 14, 69-85
Wycherley, J.(1999),”Greening Supply Chains: The Case of the Body Shop International”. Business Strategy
and Environmental, 8, 120-127
Xue, Y. (2010),”Performance Evaluation of Green Supply Chain, e-business and Information System Security
(EBISS)”. *Bildiri+. 2. International Conferance.(ss.1-4).
Yemişçi, D. A. (2009), “Sosyal Sorumluluğun Araçlarından Biri Olarak Sosyal Etiket”. Dokuz Eylül Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(2), 13-41
Zhu, Q, Sarkis, J,. ,Lai, K.(2007).” Initiatives and Outcomes of Green Supply Chain Management
İmplementation by Chinese Manufacturers”. Journal of Environmental Management, 85, 179189
Zhu, Q., Cote, R., P.(2004), “Integrating Green Supply Chain Management into An embryonic eco-industrial
development: A case study of the Guitang Group”. Journal of Cleaner Production, 12, 1025-1035
Zhu, Q., Sarkis, J., Lai, K., Geng, Y. (2008), “The Role of Organizational Size in the Adoption of Green Supply
Chain Management Practices in China”. Corporate Social Responsibility and Environmental
Management, 15, 322-337
Zhu, Q.; Sarkis, J., (2004). Relationships between operational practices and performance among early
adopters of green supply chain management practices in Chinese manufacturing enterprises, J.
Oper. Manage., 22, 265-289
Zhu,Q., Sarkis,J.,Lai,K.(2007),”Green Supply Chain Management: Pressures, Practices and Performance
Within the Chinese Automobile Industry”. Journal of Cleaner Production,15,1041-105
http://www.lht.com.tr/501 (Erişim: 12 Şubat 2011)
70
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
The International New Issues In SOcial Sciences
Number: 1
pp: 71- 90
Summer 2015
KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ UYGULAMALARININ İŞ SÜREÇLERİ VE ÖRGÜTSEL
PERFORMANS İLİŞKİSİNİN ÖLÇÜLMESİ: BİR UYGULAMA
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK1
Öğr.Gör. Murat KURNUÇ2
Prof.Dr. Orhan KÜÇÜK3
Özet: Kalite güvence sistemini uygulayan hizmet işletmelerinde, hizmet
kalitesinin artırılması, iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve örgütsel performans
düzeylerinin etkili ve verimli bir şekilde yükseltilmesi sistemin odak noktasını
oluşturmaktadır. Hizmeti kullananların en önemli araçlarından biride kalite
güvence sistemi uygulamalarıdır. Bu çalışmanın temel amacı, kalite güvence
sistemi uygulamalarının iş süreçleri üzerine olan ilişkinin belirlenmesi, iş
süreçlerinin de günümüz örgüt ve işletmelerinin başarısının temel göstergesi
olan, örgütsel performans üzerindeki bağlantının ortaya konmasıdır. Yapılan
çalışma sonucunda kalite güvence sistemi uygulamalarının, iş süreçleri ve
örgütsel performans ile ilişkili olduğu görülmüştür. Buna göre kalite güvence
sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasında ve iş süreçlerindeki iyileşme ile
örgütsel performans arasında pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Kalite, Kalite Güvence Sistemi, Süreç, İş Süreçleri, Örgütsel
Performans .
QUALITY ASSURANCE SYSTEM JOB APPLICATION PROCESS AND
ORGANIZATIONAL PERFORMANCE MEASUREMENT OF RELATIONSHIP: AN
APPLICATION
The quality assurance system that implements the service businesses, to
improve service quality, improve business processes and organizational
1
Gümüşhane Üniversitesi, Köse İrfan Can M.Y.O., [email protected]
Atatürk Üniversitesi, Pasinler M.Y.O., [email protected]
3
Kastamonu Üniversitesi, İ.İ.B.F., [email protected]
2
71
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
performance levels are the focal point of the system effectively and efficiently
increase. One of the most important tools of service users is the quality
assurance system applications. The main purpose of this study, the relevant on
the determination of the quality assurance system, applications, business
processes, business processes, which is the main indicator of the success of
today's organizations and businesses, to demonstrate the relevant on
organizational performance.
As a result of the study quality assurance system, applications, business
processes, and organizational performance is associated with. Accordingly, the
quality assurance system, applications and business processes and business
process improvement is a positive relation between organizational
performance have been identified.
Keywords: Quality, Quality Assurance System, Process, Business Process,
Organizational Performance.
JELL : L25, M54, M11
I. TEORİK ÇERÇEVE
Bilgi çağını yaşadığımız günümüzde fiyat, tek başına rekabet unsuru olmaktan
çıkmış, önemini büyük ölçüde yitirmiştir. Günümüzde rekabet ortamının
belirleyici unsuru kalite ön plana çıkmaya başlamıştır. Böylelikle fiyat ve kalite
politikalarının belirlenmesinde temel koşul olan ilk seferde kalite, kalite
güvence sistemleri, müşteri memnuniyeti, örgütsel performans gibi kavramlar
ortaya çıkmış ve hızla yaygınlaşmaya başlamıştır.
Kamu kurumlarında hizmet üretimi kapsamında kalite güvence sistemi
uygulamaları özellikle son zamanlarda hız kazanmıştır. Kamu- vatandaş
ilişkisinde sürekli gündemde olan “devlet mi vatandaş için vatandaş mı devlet
için?” ikilemi, devletin, kaliteli hizmet anlayışına ulaşmasıyla ortadan kalkmıştır.
Rekabetin neredeyse hiç yaşanmadığı kamu sektörleri, hizmet üretiminde
kaliteyi ön plana alarak vatandaşa karşı görev ve sorumluluklarını, çok daha
uygun koşullarda yerine getirmeye başlamıştır.
Ticaret ve Sanayi Odaları da bir kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu
olarak kalite güvence sistemi uygulamalarından uzak kalmamış ve yasaların
kendilerine verdiği görevleri yerine getirirken, kaliteli hizmet anlayışını
benimsemiştir.
Bu araştırmanın amacı; yönetim anlayışında ortaya çıkan gelişmelere paralel
olarak Ticaret ve Sanayi Odası’nda kalite kavramının öne çıkması sürecinde,
kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ve örgütsel performans
üzerindeki ilişkilerini saptamaktır.
72
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ VE İŞ SÜREÇLERİ KAVRAMLARI
Sözcük anlamıyla kalite “bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, niteliği” dir. Genel
anlamda kalite bir ürün veya hizmetin belirlenen gereksinimleri karşılaması,
müşteri beklentilerini yerine getirmesi, amaca, kullanıma ve ihtiyaçlara
uygunluğu şeklinde tanımlamaktadır.Kalite güvencesi, bir ürün ya da hizmetin
kalite konusunda belirlenen istekleri karşılamak amacıyla yeterli güveni
sağlaması için, gereken planlı ve sistematik faaliyetlerin bütünüdür (Vural vd.,
2006: 100).
İş süreci ise, bir ya da birkaç çeşit girdinin alınıp, bunlardan müşteri için değer
yaratacak bir çıktının oluşturulduğu faaliyetlerin bütünüdür. Örneğin ; bir
sipariş alınırken girdi olarak sipariş alınır ve sipariş edilen malların müşteriye
teslim edilmesi, sürecin yarattığı değerdir (Karapınar, 1998:31). Ayrıca iş süreci,
pazarın beklentilerini karşılamak üzere ve fonksiyonlar boyunca çalışan
birbiriyle alakalı etkinlikler serisidir (Varoğlu, 1998:31).
Başka bir tanımda iş süreçleri;
* Temel süreçler,
* Dış müşteriyi memnun etmeye odaklanan süreçler,
* Destek süreçler,
* İç müşteriyi memnun etmeye yönelik süreçler,
* Yönetim süreçleri,
* Temel ve destek süreçleri yönetmeye ve iş planlarını yapmaya yönelik
süreçler, olarak sınıflandırmıştır (Menadal,2008: 462).
ÖRGÜTSEL PERFORMANS KAVRAMI VE KAPSAMI
Örgütsel performans, örgütsel verimliliğin ölçülmesinde kullanılan ölçüm ve
denetim sistemlerinden oluşan bir bütündür. Başka bir tanıma göre ise örgütsel
performans, belirli bir dönem sonunda elde edilen çıktı / sonuca göre işletme
amacının ya da görevinin yerine getirilme derecisidir. Yani kavram, işletme
amaçlarının gerçekleştirilmesi için harcanan çabalar olarak anlaşılmaktadır.
Örgütsel performans, farklı faktörlerin belirlediği bir başarı göstergesi olarak bir
bütünü ifade eder. Örgütsel performans sadece organizasyonu değil, maddi ve
beşeri faktörlerden oluşan bütündür. Bir organizasyonu oluşturan insan
kaynakları hammadde, araç-gereç ve teçhizatlar, sermaye ile bunları amaçlar
doğrultusunda en uygun şekilde kullanarak yönetimin amaçlarına ulaşmak
örgütsel performansın temel göstergesidir.
73
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
KONUNUN ÖNEMİ
Müşteri, tüm işletme faaliyetlerinin odak noktasında yer almaktadır. Müşteriyi
memnun etmeyen bir işletme ayakta kalamaz. Bunun yanında iş süreçleri ve
hizmet kalitesi, müşteri memnuniyetinin belirleyicisi olduğundan, kalite
güvence sistemleri ile kalite iyileştirme çalışmaları ve hizmet kalitesinin
iyileştirilmesi önem arz etmektedir. Kalite güvence sistemi uygulamaları, iş
süreçleri ve örgütsel performans arasındaki ilişkinin belirlenmesi, örgüt
verimliliği ve kaynakların etkin kullanımı, iş süreçlerinin müşteri beklentilerine
uygun olarak tasarlanması, hizmet kalitesinin artırılması ve bunun sonucunda
müşteri memnuniyetinin sağlanması bakımından önemlidir.
Araştırma kapsamına giren hizmetlerde kalite güvence sistemi uygulamalarının
iş süreçleri ve örgütsel performans ilişkisinin belirlenmesinin hizmet
sunumundaki zayıflıklara ışık tutması ve bu zayıflıkların giderilmesine yol
gösterici olması beklenmektedir. Ayrıca söz konusu bulgular bu konuda
yapılabilecek yeni araştırmalara ışık tutacaktır.
Son olarak bu konuda yapılacak çalışmaların, iş piyasasına yol gösterici olması
konunun önemini bir kat daha artırmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalardan
birinde Dalbay ve Biçer (2002) kalite güvence sistemleri ile iş süreçleri ve
müşteri memnuniyetini incelemişlerdir. Bu çalışmada kalite güvence yönetimi
dokümantasyonunun yayınlanarak uygulamanın başlaması ile müşteri
memnuniyet algılamalarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu
ortaya çıkmıştır. Bu artışta, müşteri odaklılık, sürekli iyileştirme gibi toplam
kalite yönetimi ilkelerine göre yürütülen ISO–9000:2008 kalite güvence
yönetimi uygulamasının etkisi olduğu belirtilmektedir.
Özer ve diğerleri (2011), kalite güvencesinin, bir üniversitenin kendi
sorumluluğunda olduğunu, kalite güvencesinin, yükseköğretim kurumlarının
amaçları ve stratejilerine ulaşmak için ölçmeye dayalı bir iç denetim sistemi
sağlamadığını ifade etmişlerdir. Aysolmaz ve diğerleri (2011), bir kamu
kurumunda gerçekleştirilen iş süreci, modelleme çalışması, süreçlerin
modellenmesiyle ulaşılan süreç iyileştirme ve performans yönetimi altyapısı
oluşturma faaliyetlerini açıklamış, bu faaliyetlerden edinilen yararları
sunmuşlardır. Bu yararların sağlanabilmesi için kamu kurumlarında iş
süreçlerinin analiz edilerek iyileştirilmesi, tanımlı hale getirilmesi, iş süreçleriyle
uyumlu altyapıların ve süreçlerin değişen ihtiyaçlara uyumunu sağlamak için
kolay bakımının yapılabileceği bir yapının oluşturulması gerektiği belirlenmiştir.
Başka bir araştırmada ise Rosemann (2001), iş süreçlerinin iyileştirme
aşamasının, projenin en yaratıcı aşaması olduğunu ifade etmiştir. Erdil ve
diğerleri (2004) ise; örgütsel performansa etki eden faktörler dikkate aldıkları
çalışmada, iş zenginleştirme, personel seçim süreci, performans değerleme
74
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
süreci ve insan kaynakları yönetimi (İKY) performansının örgüt performansına
olumlu etkiler yaptığı ortaya koymuşlardır. Bunun yanında, yenilikçilik ve
kaliteli ürün üretme gibi niteliklerin de örgütsel performansı olumlu şekilde
etkilediği belirlenmiştir.
II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ
Bu araştırmanın temel amacı, kalite güvence sistemlerinin ile iş süreçleri ve
örgütsel performans arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Bunun için kalite güvence
sistemi uygulamalarının iş süreçleri ilişkisi incelenecek, örgütsel performans
faktörlerinin önem düzeyi belirlenerek, iş süreçlerindeki iyileşmenin ve örgütsel
performans ile ilişki ortaya konacaktır.
Araştırma Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasında gerçekleşmiştir. Araştırma
kapsamında kurumda görev yapan farklı kademelerdeki 48 çalışan ile yüzyüze
anket çalışması yapılmıştır. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı
işyerlerine yönelik hizmetler sunulmaktadır.
Müşteri memnuniyeti açısından hizmet kalitesi ve iş süreçleri önem arz
etmektedir. Bu araştırma kapsamında Ticaret ve Sanayi Odası çalışanları ile
görüşülerek, kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ve örgütsel
performans ilişkisi incelenmiştir.
Araştırmada veri toplama yöntemi olarak birinci elden veri toplama da en çok
başvurulan yöntem olan anket tekniği kullanılmıştır. Araştırmada kalite
güvence sistemi uygulamalarının iş süreçleri ilişkisini temsil eden olgusal veriler
örgütün insan kaynaklarından görüşme yoluyla toplanmıştır. Erzurum Ticaret
ve Sanayi Odasında üyelere sunulan 22 hizmetin Kalite Güvence Sitemine
uygun olarak yürütülmesinin iş süreçleri üzerine sonuçları araştırılmıştır.
Ayrıca, örgütsel performans konusunda literatürdeki veri toplama araçları
araştırmacı tarafından geliştirilerek, kapsamlı bir anket formu oluşturulmuştur.
Geliştirilen bu veri toplama aracı kullanılarak, Erzurum Ticaret ve Sanayi
Odasında 48 kişi ile yüz yüze anket çalışması yapılmıştır.
Verilerin analizinde SPSS 20 “Statistical PacketforSocialScience” paket
programı kullanılmış, araştırmadan elde edilen bilgilerin analizinde parametrik
ve parametrik olmayan testlerden yararlanılmıştır. Ayrıca Kalite Güvence
Sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için korelasyon
analizinden yararlanılmıştır.
Ölçeğin güvenirlilik testleri Cronbach Alpha, (İç Güvenirlik) katsayısı
hesaplanmış ve sonuçlar kalite güvence sistemi 0,984, örgütsel performans
0,888 olarak bulunmuştur. Sonucun sosyal bilimlerde kabul edilen 0,70
güvenilirlik oranından yüksek çıktığı, bu anlamda yapılan çalışmanın güvenilir
75
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
olduğu söylenebilir ve buna göre araştırmada kullanılan ölçeğin iç tutarlılık
oranı istatistiksel olarak kabul gören bir düzeydir (Büyüköztürk, 2010).
III. MODEL ve HİPOTEZLER
Araştırmaya ait hipotezler aşağıda belirtilmiştir.
H1: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile örgütsel performans arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.
H2: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki vardır.
H3: İş süreçleri ile örgütsel performans arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki vardır.
IV. BULGULAR
Araştırmaya konu olan kurumda çalışanlara ait birtakım özellikleri
tanımlayabilmek amacıyla çeşitli sorulara ilişkin frekans dağılımları
incelenmiştir. Öncelikli olarak örnek karakteristiklerini tanımlayabilmek
amacıyla demografik değişkenlere ilişkin frekans dağılımları incelenmiştir.
Tablo 1. Katılımcıların Yaş Gruplarına İlişkin Frekans Analizi
Yaş Dağılımı
16-25
26-35
F
8
17
%
16.7
35.4
36-45
17
35.4
46-55
6
12.5
Toplam
48
100
Tablo 1’den görüleceği araştırmada yer alan katılımcıların yaş gruplarına göre
dağılımı şu şekilde gerçekleşmiştir: Katılımcıların %16,7 si 16-25, %35,4 ün 2635, %35,4 ün 36-45 ve %12,5 in 46 ve üzeri yaş aralığındadır.
Tablo 2 ise katılımcıların cinsiyetleri bakımından dağılımını vermektedir.
Tablo 2. Katılımcıların Cinsiyet Gruplarına İlişkin Frekans Analizi
Cinsiyet Dağılımı
F
%
Erkek
34
70.8
Bayan
Toplam
14
48
29.2
100
Tablo 2’de görüldüğü üzere araştırmada cevaplayanlar cinsiyetleri açısından
incelendiğinde, erkeklerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Katılımcıların
%70,8’ i erkek %29,2 si bayandır.
76
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Araştırma kapsamında katılımcıların eğitim düzeyleride incelenmiştir. Tablo 3
ise katılımcıların eğitim düzeyleri bakımından dağılımını vermektedir.
Tablo 3. Katılımcıların Eğitim Düzeyine İlişkin Frekans Analizi
Eğitim Düzeyi
F
%
Ortaöğretim
Önlisans
11
26
22.9
54.2
Lisans
11
22.9
Toplam
48
100
Anket katılımcılarının eğitim düzeylerinin incelenmesinin sebebi, eğitim
düzeylerinin kalite güvence sistemleri ile iş süreçleri ve örgütsel performansa
dair hizmetlerin değerlendirilmesindeki etkisinin araştırılmasıdır.
Katılımcıların eğitim düzeylerini ölçmek amacıyla sorulmuş sorulara verdikleri
cevaplara göre gerçekleştirilmiş frekans analizi sonuçları incelendiğinde
çoğunluğunun ön lisans mezunu olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada yer alan
katılımcıların %22,9’ u ortaöğretim, %54,2’ si ön lisans ve %22,9’ u ise lisans
düzeyinde öğrenime sahiptir.
Tablo 4 ise katılımcıların hizmet süresi bakımından dağılımını vermektedir.
Tablo 4. Katılımcıların Hizmet Süresi Gruplarına İlişkin Frekans Analizi
Hizmet Süresi
Dağılımı
F
%
1-5
12
25
6-10
8
16.7
11-15
13
27.1
16-20
9
18.8
21 ve +
6
12.5
Toplam
48
100
Araştırmada katılımcıların toplam hizmet süresi dağılımı bakımından
incelendiğinde %27,1 ile 11–15 yıl arası hizmet süresine sahip olanların ilk
sırada yer aldıkları görülmektedir. %25 ile 1-5 yıl arası hizmet süresine sahip
olanlar ise ikinci sırada yer almaktadır.
Üçüncü sırada ise, % 18,7 ile 16–20 yıl hizmet süresine sahip olanlar izlemekte,
dördüncü sırayı % 17,4 ile 6–10 yıl hizmet süresine sahip olanlar, son sırayı ise
% 11,8 ile 21 ve üzeri hizmet süresine sahip olanlar oluşturmaktadır.
77
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 5. Kalite Güvence Sistemlerinin İş Süreçlerine Etkisi
Kalite Güvence Sisteminin Amaçları
Uygulamalar
Hizmet Sunumu
ve Dokümanları
Standartlaştırdı
OOrt.
SS
1. Rayiç Tespit İşlemleri
4.145
1.091
2. Tütün ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurulu İşlemleri
4.062
0.976
3. Sigorta Acenteliği İşlemleri
4.395
0.939
4. Ekspertiz Raporu İşlemleri
4.312
1.034
5. Dış Ticaret Servisi Belge Talebi
Hizmetleri
4.437
0.822
6. Belge Hizmetleri
4.361
0.791
7. Tek Kayıt Kuruluş İşlemleri
4.354
0.933
8. Şirket Kuruluş İşlemleri
4.354
0.933
İşleri
Basitleştirip,
Maliyetleri
Azalttı.
Ort.
4.08
3
4.04
1
4.16
6
4.12
5
4.27
0
4.12
7
4.25
0
4.06
2
Hizmet Kalitesi
Kalite Güvence Sistemlerinin
Yararları
İşlem Süresini
Kısalttı.
Erişebilirliği
(Hizmete
Ulaşmayı)
Kolaylaştırdı
Hizmette
Esnekliği
Yaygınlaştırdı.
İşgücü
Verimliliğini
Artırdı.
SS
Ort.
Ort.
SS
Ort.
Ort.
SS
0.82
0
0.79
7
0.80
7
0.93
6
0.89
2
0.94
6
0.66
8
0.83
5
4.45
8
4.45
8
4.45
8
4.39
5
4.25
0
4.29
1
4.29
1
4.34
0
4.50
0
4.29
1
4.36
1
4.31
9
4.40
4
4.27
0
4.45
8
4.29
7
0.74
3
0.84
9
0.76
4
0.86
2
0.79
8
0.91
6
0.65
0
0.95
3
4.41
6
4.33
3
4.33
3
4.22
9
4.18
7
4.08
3
4.18
7
4.16
6
4.39
5
4.18
7
4.14
5
4.08
3
3.97
9
4.14
5
4.29
1
4.14
5
0.96
1
1.04
4
1.05
1
1.02
7
1.12
0
1.01
0
1.03
0
1.03
1
SS
0.824
0.770
0.824
0.818
0.910
0.824
0.898
0.866
78
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
SS
0.871
0.877
0.833
0.950
0.981
1.107
0.959
0.907
İşgören
Memnuniyetini
ve Çalışanların
Motivasyonu
Artırdı.
Ort.
SS
4.303
0.883
4.229
0.950
4.187
0.937
4.229
0.881
4.270
0.791
4.145
0.798
4.208
0.874
4.083
0.963
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 5 (Devam). Kalite Güvence Sistemlerinin İş Süreçlerine Etkisi
4.10
4
4.16
6
4.27
0
4.35
4
4.25
5
0.83
1
0.88
3
0.93
9
0.63
5
0.67
4
4.25
0
4.25
0
4.14
5
4.35
5
4.29
1
0.742
4.229
0.904
4.312
4.541
0.682
4.229
0.881
4.595
0.648
4.250
0.862
9. Şube Tescili İşlemleri
4.416
0.871
10. Kooperatif İşlemleri
4.541
0.770
11. Çıraklık Kayıt İle İlgili İşlemler
4.625
0.815
4.708
0.581
4.145
0.618
4.458
12. Anonim Şirket ve Limited
Şirket Yetkili Değişikliği İşlemleri
13. Anonim Şirket ve Limited
Şirket Şube Kapanış İşlemleri
14. Borçlanma İşlemlerinden
Vazgeçme İşlemleri
15. Hisse Durum Belgesi
16. Gazete Mah. Belgesi
17. Faaliyet Belgesi ve İhale Durum
Belgesi
18. Resmi Yazışmalar İle İlgili
İşlemler
20. İş Makinesi Tescili İle İlgili
İşlemler
21. Anonim Şirket ve Limited
Şirket Adres Değişikliği Hizmetleri
22. Sicil Tasdiknamesi İle İlgili
İşlemler
4.35
4
4.29
1
4.20
8
4.45
8
4.41
6
0.75
7
0.71
3
1.00
9
0.71
3
0.64
6
4.00
0
3.97
9
4.10
4
4.68
7
4.50
0
0.803
4.291
0.713
4.500
4.270
0.892
4.125
0.936
4.375
0.761
4.270
0.892
0.910
0.887
1.071
0.837
0.713
4.16
6
4.04
2
4.00
0
4.62
5
4.45
8
1.01
7
1.06
2
1.08
34
0.70
3
0.82
4
0.618
4.479
4.404
0.798
4.354
0.837
0.945
0.933
1.036
0.589
0.652
4.000
0.967
4.083
0.895
4.125
1.064
4.604
0.676
4.541
0.650
0.714
4.460
0.654
4.208
0.742
4.312
0.803
4.187
0.816
4.166
0.907
4.270
4.520
0.683
4.229
0.721
4.291
0.849
4.104
1.015
4.312
0.803
4.187
0.816
4.361
0.735
4.312
0.719
4.145
0.945
4.083
1.007
4.083
0.871
4.166
0.907
4.166
0.833
4.229
0.972
4.208
0.849
3.979
0.956
4.062
1.118
4.062
1.060
4.041
1.009
4.229
0.881
4.250
1.000
4.145
0.824
4.041
0.944
4.145
1.129
4.104
0.972
4.083
0.963
4.291
4.437
0.987
4.125
0.936
4.020
1.081
4.166
1.098
4.083
1.007
4.144
0.967
4.333
79
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
0.818
0.824
0.907
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Araştırma kapsamında kalite güvence sistemi uygulamalarının iş süreçler ilişkisi
anket soruları ile ölçülmüş aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
Tablo 5.incelendiğinde,







Hizmet Sunumu ve Dokümanların Standartlaşması,
İşleri Basitleştirip Maliyetlerin Azalması,
İşlem süresinin Kısalması,
Erişilebilirliği (Hizmete Ulaşmayı) Kolaylaştırması,
İşgören Memnuniyetini ve Çalışanların Motivasyonunu Artırması,
İşgücü Verimliliğini Artırması,
Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırması ile ilgili verilere incelendiğinde,
yargılarda 4,21 in üzerinde yüksek düzey katılım göstererek “tamamen
katılıyorum” seçeneğinde yoğunlaşan yanıtlar vermişlerdir. Kalite Güvence
Sistemi uygulamaları yukarıda verilen iş ve işlemler de yüksek düzeyde
etkili olmuştur.
Tablo 6’ da ise iş süreçleri ile örgütsel performans arasındaki ilişkinin dağılımını
vermektedir.
Tablo 6. Kalite Güvence Sistemlerinin İş Süreçlerine Etkisini İçeren KMO
and Bartlett's Test Tablosu
Kaiser-Meyer-Olkin Measure of
Sampling Adequacy.
Bartlett's Test
Approx. Chiof Sphericity
Square
df
Sig.
,691
884,267
231
,000
Yapılan analiz sonucuna göre tabloda da gösterildiği gibi KMO 0,691 olarak
bulunmuştur. KMO’nın 0,50’den büyük olması örneklem büyüklüğünün uygun
veya yeterli olduğunu göstermektedir. Tabloda görüldüğü üzere BartlettSig.
değeri 0,05’de küçük olduğu için yapılan çalışmaya faktör analizi uygulanabilir.
Tablo 7. Kalite Güvence Sistemlerine Göre Yürütülen İş Süreçlerinin Faktör Yükleri
I. Kalite Güvence Sisteminin Amaçları
Rayiç Tespit İşlemleri
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme İşlemeleri
Sigorta Acenteliği İşlemleri
Ekspertiz Raporu İşlemleri
Dış Ticaret Servisi Belge Talebi Hizmetleri
Belge Hizmetleri
Tek Kayıt Kuruluş İşlemleri
Şirket Kuruluş İşlemleri
Şube Tescil İşlemleri
Kooperatif İşlemleri
Çıraklık Kayıt İle İlgili İşlemler
1
0,689
0,711
0,756
0,842
0,791
0,713
0,689
0,697
0,755
0,796
0,763
2
80
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
3
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 7 (Devam). Kalite Güvence Sistemlerine Göre Yürütülen İş Süreçlerinin Faktör Yükleri
II. Hizmet Kalitesi
A.ş. ve Ltd. Şirket Şube Kapanış İşlemleri
Borçlanma İşlemlerinden Vazgeçme İşlemleri
Hisse Durum Belgesi
Fatura Ödeme İle İlgili İşlemler
İş Makinesi Tescili İle İlgili İşlemler
A.ş. ve Ltd. Şirket Adres Değişikliği İşlemleri
Sicil Tasdiknamesi İle İlgili İşlemler
III. Kalite Güvence Sisteminin Yararları
A.Ş. ve Ltd. Şirket Yetkili Değişikliği İşlemleri
Gazete Mah. Belgesi
Faaliyet Belgesi ve İhale Durum Belgesi
Resmi Yazışmalar İle İlgili İşlemler
0,452
0,512
0,610
0,647
0,810
0,906
0,675
0,401
0,727
0,861
0,851
Analize tabi tutulan 22 maddenin her biri kendi aralarında ve ölçek toplam
puanları ile tutarlı bir sonuç ortaya koyması nedeni ile tüm maddelere faktör
analizi yapılmıştır. Faktör analizinin uygunluğunun sınanması için Bartlett
Sınaması ve Kaisler-Mayer-Olkin (KMO) ölçütüne bakılmıştır.
Bartlett Sınama Değeri 884,264,p (Sig.) 0,000 olarak hesaplanmıştır. KMO
değeri 0,691 olarak tespit edilmiştir. Bu değerin 0,60’ dan büyük olması
örneklem büyüklüğünün yeterli olduğunu göstermektedir. Açıklayıcı faktör
analizi sonucunda 3 faktör elde edilmiştir. Faktörler, içerdiği ifadelerin faktör
yüklerinin büyüklüğü ve anlamları dikkate alınarak isimlendirilmiştir.
Tablo 8. Kalite Güvence Sistemleri Ölçeği
Kalite Güvence Sistemi Uygulamaları
Ortalama
Hizmet sunumu ve dokümanları standartlaştırmaktadır.
İşleri basitleştirip, maliyetleri azaltmaktadır.
İşlem süresini kısaltmaktadır.
Erişebilirliği (hizmete ulaşmayı) kolaylaştırmaktadır.
Hizmette esnekliği yaygınlaştırmaktadır.
İşgücü verimliliğini artırmaktadır.
İş gören memnuniyetini ve çalışanların motivasyonunu
artırmaktadır.
4.70
4.37
4.45
4.50
4.68
4.62
4.60
Standart
Sapma
0.9133
0.7098
0.8785
0.8861
0.8910
0.9242
0.8528
İşlemlerin kalite güvence sistemine göre yürütülmesi “Hizmet Sunumu ve
Dokümanları Standartlaştırdığı” ifadesinin önem düzeyi 4,70 ile yüksek
çıkmıştır.
“İşleri Basitleştirip, Maliyetleri Azalttığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması ( 4.37),
“İşlem Süresini Kısalttığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.45), “Erişilebilirliği
(Hizmete Ulaşmayı) ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.50 ), “Hizmette Esnekliği
Yaygınlaştırdığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.68), “İşgücü Verimliliğini
Artırdığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.62 ), “İş Gören Memnuniyetini ve
81
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Çalışanların Motivasyonunu Artırdığı” ifadesinin ağırlıklı ortalaması (4.60 )
yüksek çıkmıştır.
Bu verilerden hareketle kalite güvence sistemi uygulamalarının hizmet
sunumunu standartlaştırma, iş süreçlerini basitleştirme ve işlem süresini
kısaltma gibi konularda iyileştirme sağladığı söylenebilir.
Tablo 9. Örgütsel Performans Ölçeğine İlişkin İstatistikler
Yargılar
Min
Maksi.
Ort.
SS.
1. Müşteri İlişkileri Sayısı Artmaktadır.
3.00
5.00
4.6875
0.55183
2. Hizmet Süresi Kısalmıştır.
2.00
5.00
4.3750
0.73296
3. Hizmet İyileştirilmiştir.
3.00
5.00
4.4583
0.71335
4.Müşteri Taleplerine Göre Alternatif
Hizmetler Sunulmaktadır.
5. İçsel Süreçlerimizde Maliyetlerin
Düşürülmesi Önemli Bir Hedeftir.
6. Müşteri Memnuniyet Oranı Artar.
7. Müşteri Sayısında Olumlu Bir Artış
Görülmüştür.
8. Maliyetler Azalmıştır.
9. İş Gücü Etkinliğine Katkı Sağlamıştır.
10. Uygun Olmayan Hizmetin
Düzeltilmesine Olanak Tanımıştır.
11. Öneri-Ödül Sistemi Geliştirilmiştir.
2.00
5.00
4.3404
0.75977
2.00
5.00
4.2917
0.87418
2.00
2.00
5.00
5.00
4.1458
4.3333
1.01036
0.83369
2.00
2.00
1.00
5.00
5.00
5.00
4.3333
4.2917
4.2917
0.90703
0.89819
1.03056
1.00
5.00
3.9167
1.30194
12.İşgören Performans Ölçme Sistemi
Sağlanmıştır.
13. Örgütsel Yenilikler Artmıştır.
14. Hizmet Performans ve
Güvenilirliğinde Artış Olmuştur.
15. Prosedürler ve Standartlar Bir arada
Değerlendirilmiştir.
16. Etkin Hizmet Sunumuna Katkı
Sağlamıştır.
17. Yeni Hizmet Geliştirme Sıklığı
Artmıştır.
18. İhtiyaç Duyulan Malzemenin
Maliyetleri Azalmıştır.
19. Kapasite Kullanım Oranı Artmıştır.
1.00
5.00
3.5625
1.38235
1.00
1.00
5.00
5.00
3.6458
3.9167
1.22890
0.98571
1.00
5.00
3.9792
0.91068
3.00
5.00
4.2500
0.83793
3.00
5.00
4.3333
0.80776
2.00
5.00
4.1250
0.98121
2.00
5.00
4.0625
0.93185
20. Hizmet Sunma Hızı Artmıştır.
2.00
5.00
4.1042
0.92804
Ölçeğe ilişkin betimleyici istatistikler tablosu incelendiğinde katılımcıların
yargılar içerisinde en yüksek katılım gösterdikleri yargının 4,168 yanıt
ortalaması ile “Müşteri İlişkileri Sayısı Artmaktadır.” olarak şekillendiği
görülürken, en düşük katılım düzeyine sahip yargı ise 3,56 yanıt ortalaması ile
“İş Gören Performans Ölçme Sistemi Sağlanmıştır.” biçiminde şekillenmiştir.
Bunun yanında katılımcıların verdiği yanıtlar incelendiğinde:
82
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
* Hizmet süresi kısalmıştır.
* Hizmet iyileşmiştir.
* Müşteri taleplerine göre alternatif hizmetler sunar.
* İçsel süreçlerimizde maliyetlerin düşürülmesi önemli bir hedeftir.
* Müşteri sayısında olumlu bir artış görülmüştür.
* Maliyetler azalmıştır.
* İş gücü etkinliğine katkı sağlamıştır.
* Uygun olmayan hizmetin düzeltilmesine olanak tanımıştır.
* Etkin hizmet sunumuna katkı sağlanmıştır.
* Yeni hizmet geliştirme sıklığı artmıştır.
Yargılarına da 4,21 in üzerinde yüksek düzey katılım göstererek “tamamen
katılıyorum” seçeneğinde yoğunlaşan yanıtlar vermişlerdir. Söz konusu yargılar
hakkında yüksek düzey olumlu görüşe sahiptirler.
Tablo 10. Ölçeklerle Genel Değerlendirme Tablosu
Min.
Örgütsel performans
2.95
Hizmet Sunumunu ve Dokümanları
3.00
Standartlaştırdı.
İşleri Basitleştirip Maliyetleri Azalttı.
3.00
İşlem Süresini Kısalttı.
2.68
Erişilebilirliği (Hizmete Ulaşmayı Kolaylaştırdı.3.00
İş gören Memnuniyetini ve Çalışanların
3.00
Motivasyonunu Artırdı.
İşgücü Verimliliğini Artırdı.
2.00
Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırdı.
3.09
Maks.
5.00
5.00
Ort.
4.1726
4.3923
SS.
53996
51896
5.00
5.00
5.00
5.00
4.1995
4.2632
4.2670
4.2513
54826
54628
56519
53776
5.00
5.00
4.1902
4.2298
64366
49345
Tablodaki bilgilere göre örgütsel performans düzeyinin 4,17 yanıt ortalaması ile
yüksek sayılabilecek bir seviyede olduğu söylenebilir. Kalite güvence sistemi
uygulamaları incelendiğinde ise “Hizmet Sunumunu ve Dokümanları
Standartlaştırması” en etkili süreç olarak ortaya çıkmıştır. 4,19 yanıt ortalaması
ile “işgücü verimliliğinin artması” ise en az etkili olan süreç olarak
belirlenmiştir.
83
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Tablo 11.Çoklu Korelasyon Tablosu
Hizmet Sunumunu ve Dokümanları
Standartlaştırma
İşleri Basitleştirip Maliyetleri
Azaltma
İşlem Süresini Kısaltma ve Zaman
Kaybını Önleme
Erişilebilirliği (Hizmete Ulaşmayı)
Kolaylaştırma
İş gören Memnuniyetini ve
Çalışanların
Motivasyonunu Artırma
İşgücü Verimliliğini Artırma
Hizmette Esnekliği Yaygınlaştırma
Örgütsel
Performans
0.529**
0.000
48
0.333*
0.021
48
0.345*
0.016
48
0.390**
0.006
48
0.446**
0.001
48
0.352*
0.014
48
0.419**
0.003
48
Korelasyon
P
N
Korelasyon
P
N
Korelasyon
p
N
Korelasyon
p
N
Korelasyon
p
N
Korelasyon
p
N
Korelasyon
p
N
Kalite güvence sistemlerinin alt boyutları ile iş süreçleri ve örgütsel performans
arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek amacıyla geliştirilen alt
hipotezlere ilişkin veriler korelasyon analiz tekniği yardımıyla test edilmiştir.
Tablo 1.Ölçekler Arası İlişki Tablosu
Kalite Güvence
Sistemleri
Örgütsel
Performans
İş Süreçleri
Kalite Güvence
Sistemleri
r =1
p < 0,05
Örgütsel
Performans
r = 0,898
p < 0,05
r = 0,898
p < 0,05
r = 0,912
p < 0,05
r =1
p < 0,05
r = 0,743
p < 0,05
İş Süreçleri
r = 0,912
p < 0,05
r = 0,743
p < 0,05
r =1
p < 0,05
Kalite güvence sistemi ve örgütsel performansa ilişkisi r = 0,898 ile 1’ e yakın
çıkmıştır. Güçlü ve doğru yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca p < 0,05 olup istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki vardır. Böylece;
“H1: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile örgütsel performans arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır.” hipotezi kabul edilir.
84
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Kalite güvence sistemi ve iş süreçleri arasındaki ilişki r = 0,912 ile 1’ e yakın
çıkmıştır. Güçlü ve doğru yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca p < 0,05 olup istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki vardır. Böylece;
“H2: Kalite güvence sistemi uygulamaları ile iş süreçleri arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki vardır.” hipotezi kabul edilir.
Örgütsel performans ve iş süreçleri ilişkisi de r = 0,743 ile 1’ e yakın çıkmıştır.
Güçlü ve doğru yönlü bir ilişki vardır. Ayrıca p < 0,05 olup istatistiksel olarak
anlamlı bir ilişki vardır. Böylece;
“H3: İş süreçleri ile örgütsel performans arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
ilişki vardır.” hipotezi kabul edilir.
V. TARTIŞMA
Tsekouras ve diğerleri (2010), araştırmalarında 143 şirket tespit etmiş ve ISO
9000 uygulamalarının Yunan imalat ve hizmet işletmeleri üzerine etkisini
incelemiştir. ISO 9000 kalite güvence sistemi uygulayan bu işletmelerde,
süreçlerde iyileşme sağlanmış, uzun vadede yararlı bir yönetim modeli olduğu
ortaya konmuştur(Tsekouras ve diğerleri, 2010). Kalite güvence sistemi
uygulamaları ile işletme performansı doğru yönlü olup, yapılan araştırma ile
paraleldir.
Semiz ve Bozdemir (2009), da araştırmalarında otomotiv yetkili servislerinde
ISO 9001:2000 KGS uygulamaların etkilerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. İş
süreçlerini tanımlama, servislerde verimliliği artırma, personelin görev
alanlarını belirleme ve müşteri memnuniyeti gibi temel hedeflerde
iyileşmelerin gözlemlenmesi, belgenin geçerliliği açısından önemli bir
sonuçtur(Semiz ve Bozdemir,2009). Söz konusu araştırmacıların, araştırma
raporları ile yaptığımız çalışmada elde ettiğimiz değerler paralellik arz
etmektedir.
Naktiyok ve Küçük (2003), yaptıkları araştırmada, toplam kalite yönetimi kritik
faktörlerinin örgütsel performans üzerine etkilerini ölçmüştür(Naktiyok ve
Küçük,2003). Çalışma sonucunda toplam kalite yönetimine ilişkin tüm
kriterlerle işletmelerin performans göstergeleri arasında anlamlı bir ilişki
gözlenmiştir. Özellikle liderlik ve insan kaynakları yönetimi kriterleri açısından
bu etkinin gücü daha fazladır.
Beutler (2011), de yaptığı çalışmasında klinikler de hizmet sunumunun kalitesi
ve etkinliğini değerlendirmek için kalite güvence sistemi uygulamalarına
başvurmuştur. Kalite güvence sistemi uygulamaları ile kliniklerdeki problem
durumları tespit edilmiş, kurumlara sorunları çözmede kalite güvence sistemi
85
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
uygulamaları araştırılmıştır (Beutler,2011). Sonuç olarak hizmet sunumunun
kalitesini ve etkinliğini artırdığı söylenmiştir.
Yapılan çalışma ile bulgular paraleldir. Yine prosedürler azaltılmalı, etkin kaynak
kullanımına önem verilmelidir. Araştırma sonucu yaptığımız araştırma ile
uyumluluk göstermiştir.
VI. SONUÇ VE ÖNERİLER
Yukarıda belirtilen tablolarda ankete katılımcıların kalite güvence sistemleri, iş
süreçleri ve örgütsel performans arasındaki ilişki incelenmiştir. Ticaret ve
Sanayi Odası bünyesinde yapılan işlemlerin kalite güvence sistemi çerçevesinde
yapılmasının, hizmet sunumu ve dokümanları standartlaştırdığı, işleri
basitleştirip maliyeti azalttığı, işlem süresini kısaltıp, zaman kaybını önlediği,
erişilebilirliği kolaylaştırdığı, hizmette esnekliği yaygınlaştırdığı, iş gücü
verimliliğini artırdığı ve iş gören memnuniyeti ile çalışanların motivasyonunu
artırdığı belirlenmiştir. Yani kalite güvence sistemi uygulamaları iş süreçlerinde
iyileşme sağlamıştır.
İş süreçlerindeki iyileşme ile örgütsel performans ilişkisi de incelenmiştir. İş
süreçlerindeki iyileşmeler başlıklar halinde değerlendirilmiştir.
Hizmet sunumunu ve dokümanları standartlaştırma ile örgütsel performans
arasında r = 0,529 ve ( p < 0,05) olup anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Söz
konusu ilişki pozitif yönlü ve orta şiddettedir. Hizmet sunumunu ve
dokümanları standartlaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi de
artmaktadır. Benzer biçimde hizmet sunumunu ve dokümanları
standartlaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana
gelmektedir.
İşleri basitleştirip maliyeti azaltma ile örgütsel performans arasında r= 0,333 ve
( p < 0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
İşleri basitleştirip maliyeti azaltma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi
de artmaktadır. Benzer biçimde işleri basitleştirip maliyeti azaltma düzeyi
arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir.
İşlem süresini kısaltma ve zaman kaybını önleme ile örgütsel performans
arasında r= 0,345 ve (p < 0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki
olduğu belirlenmiştir. İşlem süresini kısaltma düzeyi arttıkça örgütsel
performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde işlem süresini kısaltma
düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir.
Erişilebilirliği kolaylaştırma ile örgütsel performans arasında r= 0,390 ve ( p <
0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
Erişilebilirliği kolaylaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyi de
86
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
artmaktadır. Benzer biçimde erişilebilirliği kolaylaştırma düzeyi arttıkça
örgütsel performans düzeyinde artış meydana gelmektedir.
Hizmette esnekliği yaygınlaştırma ile örgütsel performans arasında r= 0,419 ve
( p < 0,05) olup anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Söz konusu ilişki pozitif
yönlü ve orta şiddettedir. Hizmette esnekliği yaygınlaştırma düzeyi arttıkça
örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde hizmette esnekliği
yaygınlaştırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış meydana
gelmektedir.
İşgücü verimliliğini artırma ile örgütsel performans arasında r= 0,352 ve ( p <
0,05) olup doğru yönlü fakat düşük düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
İşgücü verimliliği arttıkça örgütsel performans düzeyi de artmaktadır. Benzer
biçimde işgücü verimliliği arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış
meydana gelmektedir.
İş gören memnuniyetini ve çalışanların motivasyonunu artırma ile örgütsel
performans arasında r= 0,446 ve ( p < 0,05) olup anlamlı bir ilişki olduğu
belirlenmiştir. Söz konusu ilişki pozitif yönlü ve orta şiddettedir.İş gören
memnuniyetini ve çalışanların motivasyonunu arttıkça örgütsel performans
düzeyi de artmaktadır. Benzer biçimde iş gören memnuniyetini ve çalışanların
motivasyonunu artırma düzeyi arttıkça örgütsel performans düzeyinde artış
meydana gelmektedir.
Bu analiz sonucunda iş süreçlerindeki iyileşme ile örgüt performansı arasında
ilişki vardır biçiminde kurulan hipotezimiz kabul edilmiştir.
Araştırmanın esas konusu olan, kalite güvence sistemi uygulamalarının, iş
süreçleri ve örgütsel performans üzerinde etkisi olup olmadığının belirlenmesi
amacıyla yapılan korelasyon analizi sonucunda tüm değişkenlerin anlamlı ve
etkili oldukları belirlenmiş olmakla birlikte en fazla etkili olan değişkenin hizmet
sunumu ve dokümanları standartlaştırması olduğu görülmüştür.
Bu bulgular ışığında aşağıdaki öneriler paylaşılabilir.
Kalite güvence sistemi uygulamaları ile örgütsel performansı artırmaya yönelik
alınacak önlemler, uygulamalar, oluşturulacak standartlar ile işgören ve
müşteri memnuniyeti yükseltilebilecek, sonuç olarak örgütsel performans ve
verimlilik düzeyi artırılabilecektir.
Yine kalite güvence sistemi uygulamaları ile süreçler ve hizmetler
iyileştirilebilecek, kusur, hata, israf en aza indirilebilecek, zamanı iyi kullanma
ve etkinlik sağlanabilecek, buda kurumdaki örgütsel performansın artırılmasını
sağlayacaktır. Böylece kalite güvence sistemi uygulamaları ile gelecekte ortaya
çıkabilecek olumsuz davranışların da önüne geçilerek, ihtiyaç duyulan rekabet
87
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
gücü elde edilmiş olacaktır. Tüm bunların sonucunda da müşteri memnuniyeti
sağlanacaktır.
Kalite güvence sistemi uygulamalarının işleri basitleştirip maliyetleri azaltması
arasında olumlu etkileri saptanmıştır.Ancak bu noktada daha fazla verimlilik
için kurumun gelişimine ve etkinliğine katkı sağlanması noktasında kurum
yöneticilerine çok fazla görev düşmektedir. Ayrıca kalite güvence sistemi
uygulamaları ile işlem süresinin kısalması ile ilişkili olduğu görülmüştür.
Uygulamaların işlem süresinin kısalmasına olumlu katkılar yaptığı
gözlemlenmiştir. İç denetim, düzeltici faaliyetler, çalışan şikâyet ve isteklerine
daha fazla önem verilmelidir.
Bu bağlamda erişebilirliğin kolaylaştırılması ile kalite güvence sistemi
uygulamaları arasında ilişkinin olduğu görülmüştür. Erişilebilirliğe olumlu
katkılar sağlamasında kalite güvence sistemi uygulamaları beklenen sonucu
vermiştir. Ancak tüm çalışanlar standart süreçlerin kalite güvence sistemi
uygulamaları ile uyumlaştırılmasında eğitilmelidir.
Yönetimin etkili olabilmesi için şeffaflık ilkesi dâhilinde hareket etmesi
gerekmektedir. Kalite güvence sistemi uygulamalarının, işgücü verimliliği ile
ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Bu ilişki olumlu bir ilişki olup, daha etkili bir
yönetim için sosyal ve psikolojik odaklı girişimlerde bulunulması
gerekmektedir.
Hizmette esnekliğin yaygınlaştırılması ile kalite güvence sistemi uygulamaları
arasında ilişki vardır. Bu ilişki beklendiği gibi olumludur. Ancak kurum içerisinde
yapılan değişikliklerin çalışanların tümüne statü ayrımı yapmaksızın bilgiler
verilmesi ile daha yapıcı sonuçlar verecektir.
88
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
KAYNAKLAR
Akal, Z. (2003), Performans Kavramları ve Performans Yönetimi, Ankara: MPM Yayınları.
Baş, M. (1991), İşletmelerde Verimlilik Denetimi, Ölçümü ve Değerlendirme Modelleri, Ankara:
MPM Yayınları.
Bozkurt, R. (1995), Süreç İyileştirme, Ankara: MPM Yayınları.
Büyüköztürk, Ş. (2010), Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi Kitabı, Ankara: Pegem Akademi
Yayınları.
Cordero, R.(1990), “TheMeasurement of İnnovationPerformance in Firm: An Overview”,
Research Policy”, 19 (2), 185-192.
Dizgah, R. M. vd. (2012), “TheRelationshipbetween TQM Practices and Organizational
Performance in the İnsuarance of GuilanProvince”, Journal of Basic and Applied
Scientific Research, 2(4), 3397-3402.
Doğan, Ö, (2000),”Kalite Uygulamalarının İşletmelerin Rekabet Gücü Üzerine Etkisi” Dokuz
Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2(1),22.42.
Elenkov, D. (2002), “Effects of Leadership on OrganizationalPerformance in Russian
Companies” , Journal of Business Research, 55 (2), 467-480.
Erdem , B. (2011), “Yenilik ve İşletme Performans İlişkisi : Antalya’ da Etkinlik Gösteren 5
Yıldızlı Otel İşletmeleri Örneği”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 26 (2), 77-112.
Ho, L. (2008), “What effects organizationa lperformance?” thelinking of learning and knowledge
management, Industrial Management and Data Systems, 108 (9), 1234-1254.İmamoğlu,
Z.İ. (2013), “ Hatalardan Öğrenme ve Krize Hazırlıklı Olma Arasındaki İlişki : Örgütsel
Değişimin Belirleyicileri”, Amme İdaresi Dergisi, 46 (3), 167-189.
Kaya, Ü.E. (2003), “Süreç Yenileme Tekniğinin Kıyaslama ve TKY Yaklaşımlarıyla İlişkisi”, Doğu
Anadolu Bölgesi Araştırmaları, 3, 56-63.
Karapınar,S,(2006),”İş Akışı Analizi Yoluyla Bir Hastane İşletmesinde Süreç İyileştirme
Çalışması, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi.
Lary Beutler.(2001), “Quality Assurance Systems and Their Effects on Quality of Service “,
Journal of Consulting and Clinical Psychology, Vol 69, s. 197-204.
Menadal, J. (2008), “Process Performance Measuremen t in ManufacturingOrganizations” ,
International Journal of Productivty and Performance Management, 57 (6), 460-467.
Naktiyok, A,ve Küçük,A,(2003), “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerde Toplam Kalite
Yönetimi Kritik Faktörlerinin Örgütsel Performans Üzerine Etkileri”, Erciyes Üniversitesi
İİBF Dergisi, Temmuz-Aralık, s. 43-65.
Rahman, S. ve Bullock, P. (2002), “Relationship Between Soft TQM, Hard TQM, and
Organizational Performance”, Working Paper ITS-WP-2(10), 3-16.
Süleyman Semiz ve Mustafa Bozdemir,(2009), “Otomotiv Yetkili Servislerinde ISO 9001:2000
Kalite Güvence Sistemlerinin Etkileri: Bir Alan Araştırması”, 5. Uluslar arası İler
Teknolojileri Sempozyumu 13–15 Mayıs 2009, s. 4-5.
89
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Kalite Güvence Sistemi Uygulamalarının İş Süreçleri ve Örgütsel Performans İlişkisinin Ölçülmesi: Bir Uygulama (pp. 71-90)
Öğr. Gör. Selçuk KORUCUK, Öğr. Gör. Murat KURNUÇ ve Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK
Toprak, K.D. (2013), “ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemlerinin Kamu Hastanelerinin Üzerine
Etkisi”, Amme İdaresi Dergisi, 46 (3), 113-140.
Tsekouras, George ve Diğerleri (2010), “Adoption of a Quality Assurance Scheme and its Effect
on Firm Performance: A Study of Greek Firms Implementing ISO 9000”, Total Quality
anagement,13(6), 421-435.
Varoğlu, D,(1998),”Yöneticiler İçin İnsan Kaynakları Yönetimi Seminer Notları”, Türkiye
Bankalar Birliği, İstanbul.
Vural, T. (2006), “ Tekstil Endüstrisinde TKY Oluşturma Sürecinde Kalite Güvencesi ve ISO
9001’e Örnek Uygulama” , I. Ulusal Üretim Araştırmaları Sempozyumu Kitabı, (2006).
(109-111). İstanbul.
90
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
The International New Issues In SOcial Sciences
Number: 1
pp: 91- 116
Summer 2015
SOSYAL SERMAYENİN KIRSAL ALANDA YAŞAMA İSTEĞİ ÜZERİNDE ETKİSİ:
ERZURUM KIRSAL ALANINDA BİR ARAŞTIRMA
Şerafettin KELEŞ1
Murat DİLMAÇ2
Arzu TURAL DİKMEN3
ÖZET
Sosyal sermaye birçok çalışmada ifade edildiği gibi diğer sermaye türleri ile
birlikte ekonomik ve sosyal kalkınmanın vazgeçilmez halkalarından biridir.
Çalışmanın konusu, sosyal sermaye ve diğer etkenlerin kırsal alanda yaşama
isteği üzerine etkisini tespit etmektir.
Çalışmanın ana materyalini Erzurum kırsal alanında, tesadüfî örnekleme
yöntemine göre yapılan anketlerden elde edilen 2014 yılı yatay kesit verileri
oluşturmaktadır. Araştırma bölgesinde hane reisleri ile 324 adet anket
çalışması yapılmıştır. Yapısal Eşitlik Modelinin kullanıldığı çalışmada yazılım
materyali olarak LISREL 8.72 ve SPSS 13 programı kullanılmıştır.
Araştırma sonuçları, kırsal alanda yaşama isteği üzerine Yapısal Sosyal
Sermayenin (0.22), İlişkisel Sosyal Sermayenin (0.46), Bilişsel Sosyal
Sermayenin (0.74) pozitif yönde etkisi olduğunu göstermiştir. Kırsal yaşamı
ifade eden Fiziksel Etken de (0.86) pozitif yönde etkiye sahiptir. Ekonomik ve
demografik etkenler kırsal yaşamı tercihte bir etkiye sahip değildir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal Sermaye, Kırsal alan, Yapısal Eşitlik Modeli, Erzurum
1
2
Erzincan Üniversitesi, [email protected]
Atatürk Üniversitesi, [email protected]
3
Atatürk Üniversitesi, [email protected]
91
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
THE EFFECT ON THE DESİRE TO LİVE İN A RURAL AREA OF SOCİAL CAPİTAL: A
STUDY İN ERZURUM RURAL AREAS
ABSTRACT
Social capital as expressed in many studies in conjunction with other types of
capital the economic and social development is one of the in dispensable rings.
The subject of this study is to determine the effect of social capital and other
factors on the desire to live in rural areas.
The main material of the study is composed of cross-sectional data obtained
from surveys based on random sampling method in rural areas of Erzurum in
2014. It was made a survey of 324 units with household heads. In this study
used Structural Equation Modeling was used LISREL8.72 and SPSS13 as
software material.
The research results showed a positive effect on the desire to live in rural areas
Structural Social Capital (0.22), Relational Social Capital (0.46), Cognitive Social
Capital (0.74) and Rural life in expressing Physical Factors (0.86) has a positive
impact. Economic and demographic factors are not having an impact on the
choice of rural life.
Keywords: Social Capital, Rural Area, Structural Equation Modelling, Erzurum
JELL: Z13, R0, O18
GİRİŞ
Yerleşme birimleri nüfus, iktisadi etkinlik, kültür ve doğa ile olan ilişkiler
açısından iki yaşayış biçimini ortaya koymaktadır. Söz konusu bu iki yaşayış
biçimi yerleşim birimlerini “kırsal” ve “kentsel” şeklinde ayırmaktadır (Tütengil,
1983: 4). Kırsal alanların farklı kültürel, sosyal, demografik, ekonomik, çevresel
ve mekânsal yapısı ve değişen koşullarla birlikte yeni anlamlar kazanmakta ve
kent yaşamının sunduğu olanakların tümünü karşılamasa da yaşama yeri olarak
tercih edilmektedir. Kentlerin dışında kalan alanlarla yerleşim yerlerini dile
getiren kır sözcüğü, köyleri, mezraları ve nüfusu iki binden az olan yerleşim
yerlerini kapsamaktadır (Tütengil 1983:4). Tolunay ve Akyol (2006) kırsal alanı;
“piyasa mekanizmasının hemen hemen hiç çalışmadığı, üretim ve tüketim
piyasalarını birleştiren mübadele mekanizmasının yeterince gelişmediği ve
92
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
yapılan üretimin büyük ölçüde kırsal toplulukların ya da ailelerin kendi iç
tüketim ihtiyaçlarında kullanıldığı yapı” olarak ifade etmektedir.
Sosyal ilişkilerin oluşturduğu üretim yapısı ve insan ilişkileri, topluluk
(Gemeinschaft, communitiy, cemeat) ve toplumu (Gesellschaft, , cemiyet)
birbirinden ayırmaktadır. Topluluk sıcak, samimi, sosyal münasebetlere
dayanan “organik irade” ye sahipken, toplum “mekanik- rasyonel irade”
göstermektedir. Topluluk üyeleri günün büyük kısmında bir arada bulunmakta,
aynı örf, adet ve gelenekleri paylaşmakta, doğa ve sosyal çevrelerin baskısı
veya tesiri altında birbirine daha çok kaynaşmış, aidiyet bilinci, “biz” bilinci ile
dayanışma içinde bulunan fertlerden oluşmaktadır (Tönnies, 2012: 8).
Topluluğun belli bir arazi parçası bulunmaktadır. Toplum ise “biz” bilincini
yitirmiş, “ben” bilincine sahip soğuk ve menfaate dayanan ilişkilerin şekillendiği
yerdir. Toplumlarda sanayileşme ve şehirleşme ile işbölümü artmış, doğal
iradenin yerini mekanik irade almıştır. Kırsal alanda şehirleşme ve sanayileşme
yoktur ve topluluk ilişkisi hüküm sürmektedir (Eröz 1982: 42).
Kentsel alanla kırsal arasında birçok farklı özellik vardır. Yaşam koşullarını
etkileyen bu özellikler fiziksel, ekonomik ve sosyal içerik taşımaktadır. Şehirleri
kır sal yerleşmelerden ayıran özellikler içerinde sıkışık bina ve sokaklar, nüfus
yoğunluklarının yüksekliği ve tarım dışı faaliyetlerin fazlalığıdır. Şehirlerin
heterojen nüfus yapısı, bireysel ilişkileri zayıf ve çıkar üstüne oturturken
kırsalda nispeten homojen olan nüfus yapısı bireysel ilişkileri ve bağları güçlü
yapmaktadır. Bu güçlü ilişki ağları kırsal alanda sosyal sermayenin oluşmasını
sağlamaktadır.
Sosyal sermaye, insanlara ortak hareket alanı sağlayan normlar ve ağlar olarak
ta ifade edilmektedir (Woolcock and Narayan, 2000: 226). Lin (2001) sosyal
sermayeyi sosyal ilişkilerin oluşturduğu sosyal ağlarda yer alan aktörlerin, bu
ağlara erişimi ve kullanımından doğan bir sermaye şekli olarak
tanımlamaktadır. Whiteley (2000) sosyal sermayeyi ekonomik büyümeye
katkısı açısından ele almakta ve insanların kendi aile üyelerine, akrabaları,
komşuları ve genel olarak da diğer bireylere güvenme istekliliği olarak
tanımlamaktadır.
Son zamanlarda sosyal sermaye kavramı ile ilgili birçok teorik ve ampirik
çalışma söz konusudur. Ortak kabul gören bir tanıma göre sosyal sermaye,
ortak hedeflerin elde edilmesi için birlikte çalışabilme ve işbirliği yapabilme
kapasitesi olarak ifade edilmektedir (Carroll, 2001: 5). Sosyal sermaye,
insanlara ortak hareket alanı sağlayan normlar ve ağlar olarak ta ifade
edilmektedir (Woolcock and Narayan, 2000: 227). Lin (2001) sosyal sermayeyi
sosyal ilişkilerin oluşturduğu sosyal ağlarda yer alan aktörlerin, bu ağlara
erişimi ve kullanımından doğan bir sermaye şekli olarak tanımlamaktadır.
93
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Whiteley (2000) sosyal sermayeyi ekonomik büyümeye katkısı açısından ele
almakta ve insanların kendi aile üyelerine, akrabaları, komşuları ve genel olarak
da diğer bireylere güvenme istekliliği olarak tanımlamaktadır. Putnam (1993),
sosyal sermayenin sivil ve dini gruplar, gayri resmi topluluk ağları, akrabalık ve
dostluk bağları, fedakârlık, güven ve değerler şeklinde toplumsal örgütlenme
biçimlerinde somutlaşan bir değer olduğunu belirtmektedir. Putnam (1995),
sivil katılım ve bir sivil erdem olarak ifade ettiği gönüllü kuruluşların önemini
vurgulamaktadır. Ayrıca sosyal sermaye taahhütleri yerine getirme ve
dürüstlük gibi geleneksel erdemlerle de ilişkilendirilmektedir.
I. TEORİK ÇERÇEVE
Sosyal Sermaye
Sosyal sermayenin kavramını ilk kullananın Hanifan (1916) olduğu
bilinmektedir. Hanifan, kırsal okulların aile birliklerini konu alan çalışmasında;
sosyal sermayeyi bireyler ve aileler arasındaki iyi niyet, arkadaşlık, sempati ve
sosyal münasebetler olarak tanımlamaktadır. Hanifan’a göre, bireyler kendi
aralarında ve diğer komşuları ile işbirliği içerisinde bulunurlarsa, sosyal
sermaye oluşacaktır. Oluşacak olan sosyal sermaye, bireyin sosyal ihtiyaçlarını
tatmin edebilecek ve tüm toplumun yaşam standartlarında önemli iyileşmeler
için yeterli bir sosyal imkân sağlayabilecektir.
Bourdieu (1986), sermaye türleri konulu çalışmasında, sermaye kavramını,
ekonomik, kültürel ve sosyal sermaye şeklinde üçe ayırarak ele almaktadır. İlk
olarak kültürel sermaye kavramını farklı sosyal sınıflardan ve sosyal sınıflar
içindeki farklı gruplardan gelen çocukların eşit olmayan akademik başarılarını
açıklamak için kullanmıştır. Bourdieu, kültürel sermayenin oluşumu ve
iletiminin kalıtsal yolla etkili biçimde devam ettiğini belirtmiştir. Çünkü kültürel
sermaye iletimi büyük ölçüde göz önünde sürmekte ve bu yüzden kontrole
daha az tabi olmaktadır. Oysa ekonomik varlığın mirası vergiyle
dizginlenebilmektedir.
Coleman (1988), beşeri sermayenin yaratılmasında sosyal sermaye konulu
çalışmasında, gençlerin okuldan ayrılma problemlerinin nedenleri üzerinde
durmuştur. Okuldan ayrılma nedenlerini değerlendirirken aile geçmişi ile alakalı
üç bileşen; finansal sermaye, beşeri sermaye ve sosyal sermaye arasında ayrım
yapmıştır. Çocuğun eğitimi için gerekli finansal olanağı finansal sermaye
gösterir. Beşeri sermaye ailenin eğitim düzeyinin etkisini, sosyal sermaye ise
Coleman’ın tanımı ile aile arasındaki yakın ilişki yanında evin ve okulun ait
olduğu toplumun sürekliliğini, bağların sağlamlığını gösterir. Coleman’ın
deneysel araştırmasına göre finansal ve beşeri sermaye yanında sosyal
sermaye de okuldan ayrılma eğilimi üzerinde etkilidir. Sosyal uyum, okuldan
ayrılma oranının düşmesinde olumlu bir etkiye sahiptir. Coleman’a göre; sosyal
94
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
sermaye kavramı, insanların nasıl bir arada çalışmayı başarabildiğini açıklayan
bir kavramdır. Sosyal sermaye karşılıklılık beklentileri de içermektedir. İlişkiler
yüksek derecede güvenle ve ortak değerlerle yönetildiğinde, daha geniş iletişim
ağlarını kapsamakta ve herhangi bir bireyin ötesine geçmektedir. Genellikle
mülkiyeti ve kazancı bireylere ait olan insani ve fiziksel sermayeden faklı olarak,
Coloman sosyal sermayeyi, yalnızca onu gerçekleştirmek için çaba
gösterenlerin yarattığı ve onların faydalanabileceği bir kaynak değil, yapının
bütün parçaları tarafından kullanılabilecek mükemmel bir kamusal mal olarak
tanımlamaktadır.
Putnam (1993), sosyal sermaye kavramının Kuzey ve Güney İtalya
Bölgelerindeki mevcut sosyo-ekonomik farklılığın nedenlerini sorgulandığı
“Making Democracy Work” adlı çalışmasında, Güney İtalya’ya karşı, Kuzey
İtalya’nın başarısının daha fazla sosyal sermaye stokuna sahip olmasına
bağlamaktadır. Sosyal sermayenin mikro seviyede analizi ile İtalya’daki sivil
örgütlere yönelik çalışmasında Putnam, sosyal sermayeyi bireylerin ya da hane
halkının ağları ve bir bütün halinde toplum için dışsallıklar sağlayan normlar ve
değerler şeklinde sosyal örgütlenme özellikleri ile tanımlamakta ve bu
dışsallıkların sadece pozitif bir doğaya sahip olduğunu öne sürmektedir.
Tocqueville (1994), sosyal sermayeyi bir kavram olarak kullanılmasa da
muhtevasına ilişkin temel referansları sunmaktadır. “Amerika’da Demokrasi”
isimli çalınmasında, Amerikan toplumunu kendi kendini sivil düzeyde
örgütleyebilme konusunda sergilediği üstün performansla anlatmaktadır.
Amerika’da çeşitli boyutlarda gönüllü sivil örgütlenmelerin mevcudiyeti göze
çarpmaktadır. Toplumsal dinamiklerin bir düzen yaratmada kullanılmasına
vurgu yapan Tocqueville, demokrasinin işlerliğinin önkoşullarını da Avrupa ve
Amerika örneklerinde karşılaştırmalı olarak ortaya koymaktadır. Tocqueville;
yüksek örgütlenebilme düzeyi ve paylaşılan ortak değerlerin oldukça fazla
olması, Amerika’da gelişmiş bir demokrasi olmasa bile demokrasinin temel
vasıflarına sahip olduğu vurgulamaktadır.
Putnam (1995), Amerika’da sosyal sermayenin düşüşünün sebeplerini
araştırdığı çalışmasına göre(tek başına bowling oynama), sosyal sermayenin
azalmasında belli başlı dört faktör rol oynamaktadır. Birincisi, anne ve babanın
yoğun meşguliyetidir. İkincisi, büyük metropollerin yoğun temposu beşeri
ilişkileri zayıflatma eğilimindedir. Üçüncü temel suçlu, ev temelli elektronik
eğlencelerdir. Dördüncüsü ise, 20. yüzyılın ortasındaki savaş ve yeniden
yapılanmanın ortaya koyduğu büyük küresel yıkımların etkisinde yetişen politik
neslin yerine daha az politik olan bir neslin yetişiyor olmasıdır. Özellikle oy
kullanma oranlarındaki düşüş bunu göstermektedir. Putnam’a göre sosyal
sermaye, iletişim ağları, normlar ve güven gibi katılımcıların paylaşılmış
nesneleri sürdürebilmek için bir arada hareket etmelerini sağlayan sosyal
95
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
yaşamın özellikleridir. Yine güven ve sosyal ağlar geliştiği takdirde, bireyler,
şirketler, komşuluklar ve hatta bütün millet başarılı olacak, kalkınacaktır
Fukuyama (2001), ekonomik gelişme ve kültür: kültürel sorunlar konulu
çalışmasında, aile bağları ve sosyal sermaye arasındaki ilişkiyi incelemektedir.
Aile bağlarının çok güçlü olması, birbiriyle bağlantısı olmayan kişiler arasındaki
bağlar açısından olumsuz etkiler içerdiğini savunmuştur. Aşırı miktarda
bağlayıcı sosyal sermaye, eğer birleştirici olan sosyal sermaye ile
tamamlanmazsa, bağlayıcı sosyal sermaye sahibi grubun kendi içine
kapanması, bir anlamda çok kısıtlı bir ekonomik alana “hapsolması” söz konusu
olabilecektir. Böylesi bir ortamda ise grup içinde yeniliklerin önü kapanacak,
etkin bir kaynak dağılımından söz etmek imkânsız hale gelecektir. Öte yandan,
aşırı düzeyde bağlayıcı sosyal sermaye, herhangi bir gruba dâhil olmayan veya
daha düşük etkiye sahip diğer grupları ‘ötekileri’ sosyal sermaye oluşumundan
dışlayabilmektedir.
Lin (2001), Sosyal sermaye: sosyal yapı ve aksiyon üzerine bir teori konulu
çalışmasında, sosyal sermayenin ağ-düzenekleri yoluyla kişiye sunulan bir
kaynak olduğunu ileri sürmektedir. Sosyal sermayeyi piyasada getiri elde etme
beklentisi ile sosyal ilişkilere yapılan yatırım olarak tanımlamaktadır. Lin’e göre
sosyal sermaye aktörlerin eylemleri için ulaşıp kullandığı, sosyal ağlar içinde yer
alan kaynaklardır ve bireylerde değil sosyal ilişkiler içinde gizlidir; ancak bu
kaynaklara ulaşım ve kullanım aktörlere/bireylere aittir. Bireyin, ilişkilerinde ve
ağ düzeneklerinde yer alan bu kaynakların farkında olması ve kaynakları
harekete geçirmek için seçim yapması gerekir. Birey sadece varlığından
haberdar olduğu ve hangi kaynaklara ulaşmasını sağlayacağı bilgisine sahip
olduğu sürece, bu bağlara sermaye özelliği kazandırabilir. Bu kaynakları
harekete geçirmese bile bunlar kendisine sembolik fayda sağlayabilirler. Lin’e
göre, kimi zaman, sadece önemli kişilerle önemli bağlantılara sahip olduğunun
bilinmesi dahi kişinin sosyal çevresinde itibarını artırabilir.
Sharp and Smith (2002), sosyal sermaye ve kır-kent arası ara bölge çiftçilik,
çiftçi olmayanlarla çiftçilerin ilişkilerinin önemi konulu çalışmalarında, tarım
alanlarında büyüme ve gelişmenin, kır ile kent arasında yeni bağların ve
sorunların doğmasına neden olduğu tespit edilmektedir. Çiftçilerin kentsel
pazarlara ulaşmadaki sorunları ve çiftçi olmayanların duydukları endişeler
nedeniyle oluşturulan sosyal kısıtlamaları azaltmak için tarım dışı komşuları ile
komşuluk ilişkileri geliştirme yolları araştırılmaktadır. Araştırmanın alanı büyük
bir metropol alanı içinde bir tarım bölgesidir. Araştırmada, Ohio’da iç içe olan
kırsal alan ve kent alanından elde edilen veriler test edilmektedir. Tarım dışı
kesimlerle çiftçilerin hangi sıklıkta görüştüğü ve çiftlik ziyaretleri sıklığı ortaya
konulmaktadır. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre çiftçiler ve çiftçi
olmayanlar arasında sosyal sermaye, iki şekilde yerel tarıma fayda
96
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
sağlamaktadır. Birincisi, sosyal sermaye tarım arazilerinin korunması için destek
ile ilişkilidir. İkincisi ise çiftçi pazarları veya diğer yerel işletmeler, sosyal
sermaye ile daha çok müşteri ve pazar payı elde edeceğidir. Çalışmada, sosyal
sermayenin kırsal alanla kentin adaptasyonunu desteklediği göstermektedir.
Bununla birlikte sosyal sermayenin “toplulukçu” ve “bireyci” ikili bir doğası
olduğu yapılan çalışmalarda ortaya konulmaktadır (Esser, 2007: 312). Sosyal
sermayeyi bireyci bakış açısından ilk defa sistematik olarak ele alan Bourdieu
(1986) olmuştur. Bourdieu, insan ilişkilerinin yapısında somutlaşan sosyal
sermayenin soyut karakterini vurgulamakta ve sosyal sermayeyi karşılıklı
tanışma ve tanımadan doğan kurumsallaşmış ilişkilerin, kalıcı bir ağa sahip
olmaya bağlı gerçek ya da potansiyel kaynakların toplamı şeklinde
tanımlamaktadır. Bu yaklaşım sosyal sermayenin kaynağının kolektif olduğunu
ancak birikimi ve kullanımının doğal olarak bireylerin sınıfsal konumu, gücü ve
sosyal ağlara erişime bağlı olarak değiştiğini savunmaktadır.
Toplulukçu bakış açısıyla sosyal sermaye; özünde iletişim ağları olmak üzere,
ortak değerler, normlar ve güven gibi toplumda herkesin sahip olduğu kolektif
bir değer olarak görülmektedir (Coleman, 1988; Putnam, 1993; Portes, 1998;
Fukuyama, 2001). Fukuyama (1997) işbirliği, değerlerler ve normların
kurumsallaşmış bütünü olarak sosyal sermayeyi tanımlamakta ve sosyal
sermayenin güven üzerine inşa edildiğini vurgulayarak; güvenin resmi
kuruluşlar ve bireyler arasında bilgi alışverişini hızlandırarak verimliliği ve refahı
artırdığını savunmaktadır. Putnam (1993), sosyal sermayenin sivil ve dini
gruplar, gayri resmi topluluk ağları, akrabalık ve dostluk bağları, fedakârlık,
güven ve değerler şeklinde toplumsal örgütlenme biçimlerinde somutlaşan bir
değer olduğunu belirtmektedir. Putnam (1995), sivil katılım ve bir sivil erdem
olarak ifade ettiği gönüllü kuruluşların önemini vurgulamaktadır. Ayrıca sosyal
sermaye taahhütleri yerine getirme ve dürüstlük gibi geleneksel erdemlerle de
ilişkilendirilmektedir. Sosyal sermaye oluşturmak için işbirliğinin teşvik edilmesi
ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesinin, işletmelerin ekonomik performansını ve
hükümetin etkinliğini artacağı önemle vurgulanmaktadır.
Yapısal Sosyal Sermaye
Kırsal alanda ilişkiler çıkar üzerine kurulmasa da ortak eylemlerin karşılıklı
olarak bireylere sağladığı fayda göz ardı edilemez. Yapısal Sosyal Sermaye,
karşılıklı yarar sağlayan kolektif eylemlerin gerçekleştirilebilmesi için
oluşturulmuş roller, kurallar, değerler bütünüdür (Hittet al., 2002: 354).
Topluluktaki iyi ilişkiler, bilgiye ulaşmada, işlerin çabuk ve birlikte
görülmesinde, karşılıklı dayanışma ve işbirliğinde önemli bir etkendir. Kırsal
alanda hayat müşterek olmaktadır. Köylerde birçok iş, aile üyeleri, dostlar,
akrabalar ve komşularla birlikte yapılmaktadır.
97
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Sosyal sermayenin yapısal türü, sosyal etkileşimlerden oluşmaktadır. Bu tür
bireylerin etkileşimlerinin sosyal yapı içinde bireysel ilişkilerini kullanarak, bir
takım avantajları nasıl elde edeceğini göstermektedir. Bireyler iş bulmak, bilgi
almak, kaynaklara ulaşmak ve danışmak için bu sosyal ağlara ihtiyaç
duymaktadırlar. İlişkilerin oluşturduğu bu düzlem ağ olarak ifade edilmektedir
(Narayan-Parker, 1999: 6; Putnam,2001: 43) Bağlayıcı sosyal sermaye
(bonding) daha çok aile ve yakın çevrede oluşan ilişkileri ve aile bağlarını ifade
etmektedir. Köprü kuran (bridging) sosyal sermaye, komşular, köy halkı ve
diğer bireylerle olan ilişkiyi göstermektedir (Eşki,2010:21). Birleştirici (linking)
sosyal sermaye birey ve STK’lar arasındaki ilişki düzlemini oluşturmaktadır. Yine
sosyal ilişkilerden doğan bağların, grupları bir siyasi veya ekonomik faaliyette
etkili bir seviyeye ulaştırarak, mikro düzey sosyal sermaye oluşumunu ve
örgütlenerek seslerini iktidar güçlerine duyurma olanağı sağladığını
vurgulamaktadır (Evans, 1996: 1121).
İlişkisel Sosyal Sermaye
İlişkisel Sosyal Sermayenin en önemli özelliği kişilerarası güvene dayanmasıdır.
Bu sosyal sermaye türü, işbirliğini kolaylaştırmakta, işlem maliyetlerini
azaltmakta ve bir yönetişim mekanizması olarak işlemektedir(Williams et
al.,2006: 2).Sosyal sermayenin ilişkisel türü; bireylerin karşılıklı etkileşimleri
(Burt, 2000: 349), güven ve güvenilirlik (Putnam,1993: 68; Fukuyama, 2005:
75), normlar ve sosyal yaptırımlar (Coleman, 1990; Putnam, 1995) ve
karşılıklılıktan (Coleman, 1990: 12; Granovetter, 2005: 37; Jones and Woolcock,
2007: 65) oluşmaktadır.
Güven bir ilişkinin niteliği iken, güvenilirlik ilişkideki aktörün niteliğidir (Barney
and Hansen, 1994: 182). Bireyler ortak çaba göstererek karşılıklı güveni
geliştirebilir ve toplumsal kontrol mekanizmalarıyla güven eksikliğini
giderebilirler (Uzzi, 1996: 673).Diğer aktörler tarafından güvenilir bir aktör
güven eksikliği durumunda kişisel çabalarıyla diğer aktörlerin güvenini kazanıp,
hedeflerine ulaşmak için diğer aktörlerin desteğini alabilir.
Bilişsel Sosyal Sermaye
Sosyal sermayenin bilişsel türü, toplumsal hedeflerin ve ortak gayelerin elde
edilmesi için zihinsel süreçlerden oluşmakta, kültür ve inanışlardan
beslenmekte, birlikteliği öne çıkaran normlar, değerler, tutumlar ve
düşüncelerle varlık bulmaktadır. Bilişsel Sosyal Sermaye soyut içeriklidir ve
davranış normları, ortak değerler, karşılıklılık ve güven gibi öğeleri ifade eder.
Bilişsel Sosyal Sermaye toplumsal rolleri içselleştiren, topluluk üyeleri
arasındaki bağları güçlendiren kural, inanç ve yöntemleri göstermektedir.
Yurttaşlık, bireyin kamu hizmetlerinden faydalanması ve yurttaşlık görevlerini
98
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
yerine getirmesiyle gerçekleşmektedir. Coleman (1990) bilişsel sosyal
sermayeyi, bireyler tarafından topluma yaralı işlerde bütünleşme ve birlikte
gerçekleştirme işlemi olarak görmektedir.
Kırsal Alan
Genel olarak ekonomik hayatın daha çok tarıma dayandığı, nüfus yoğunluğu
düşük olan, doğa koşulları ve geleneksel değerlerin hayatın şekillendirilmesinde
etkin olduğu, eğitim, sağlık, haberleşme ve sosyal güvenlik gibi sosyal ve
kültürel olanakların yeterince gelişmemiş olduğu yerleşimler kırsal alan
tanımlaması içinde yer almaktadır (Çekiç, 2009: 3).
Kırsal alanların farklı kültürel, sosyal, demografik, ekonomik, çevresel ve
mekânsal yapısı ve değişen koşullarla birlikte yeni anlamlar kazanması, kırsal
alan tanımlamasını güçleştirmektedir. Ülkeler kendi idari yapılarını da dikkate
alarak kendilerine özgü kırsal alan tanımı yapmakta, hatta farklı amaçlarla
gerçekleştirilen çalışmalarda farklı kırsal alan tanımları kullanabilmektedir.
Kentlerin dışında kalan alanlarla yerleşim yerlerini dile getiren kır sözcüğü,
köyleri, mezraları ve nüfusu iki binden az olan yerleşim yerlerini kapsamaktadır
(Tütengil, 1983:2).Türk Dil Kurumu (1998) kırsal kavramını “az insanın barındığı,
daha çok kır durumunda olan yer” olarak tanımlarken; Tolunay ve Akyol (2006)
kırsal alanı; “piyasa mekanizmasının hemen hemen hiç çalışmadığı, üretim ve
tüketim piyasalarını birleştiren mübadele mekanizmasının yeterince
gelişmediği ve yapılan üretimin büyük ölçüde kırsal toplulukların ya da ailelerin
kendi iç tüketim ihtiyaçlarında kullanıldığı yapı” olarak ifade etmektedir.
Kırsal Alanda Yaşama İsteği ve Aidiyet Duygusu
Topluluklar homojen bir bütün değil, çok çeşitli şekillerde bölünme ve
çatışmayı içinde barındıran heterojen bir bütünlük olarak kabul edilmektedir.
Bu kategoride yer alan anket soruları bu farklılıkların niteliğini ve kapsamını
tespit etmeye yöneliktir. Komşuluk ilişkileri ve kaynaşma boyutu ile sosyal
birliğin genel algıları sorgulanmakta ve toplumsal beraberlik veya ayrışma
araştırılmaktadır. Cinsiyet, mezhepsel veya etnik nedenlerden dolayı, kamu
hizmetlerinden alıkoyma olup olmadığı saptanmaya çalışılmaktadır. Bu
bilgilerin, ayrıca toplumda sosyal stresin kaynaklarını tanımada teşhise yönelik
bir değerde bulunmaktadır(Grootaertet al., 2002: 5). Kırsal alanda yaşayan
aileler, köy ve mahallelerindeki diğer ailelerle hayatın bütün sıkıntılarını
paylaşma yoluna gitmektedirler. Çocuklarını emanet etme, birlikte yemek
yeme, borç ve ödünç alma ve verme, hastalık anında destek olma gibi birçok
iyilik durumu komşuluk ilişkilerinin çatısını oluşturmaktadır.
Hofstede (1980) belli başlı kültürel değerlerden hareket ederek toplumları
bireyci ve toplulukçu kültür ekseninde değerlendirmektedir. Toplulukçu
99
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
kültürleri bireyci kültürlerden ayıran temel özellik toplulukçu kültürlerde kişinin
kendisini bağımsız bir birey olarak değil bir grubun ( aile, kavim, ulus vb.)
parçası olarak görmesi, bunun sonucunda da bireysel amaç ve davranışlarının
grubunun norm ve beklentileri ile uyumlu olmasını sağlamak kaygısıdır
(Triandis,1995: 24; Wasti ve Erdil, 2007: 3-4). Bireyci kültürlerde ise kişinin
amaçları ait olduğu grupla ortak olmayabilir; kişinin amaçları çoğu kez
önceliklidir. Toplulukçu kültürde birey kişilerarası bağlarla topluluğa duygusal
bir bağlılık oluşturmaktadır. Topluluk duygusu olarak da ifade edilen bu bağlılık
bireyi topluluk içinde rahat etme, emniyette olma ve kabul görme hissi
vermektedir. Ortak bir amaç etrafında bir arada çalışan veya herkesin
işbirliğine dayalı olarak gerçekleşen bir aktivitede ya da bir olayda yer alan her
bir bireyin ortak bir topluluk duygusuna yaslandığı söylenebilir (Sarason, 1974:
12-13). Topluluğun ortak ilgiler, özellikler ve kimlikler etrafında bir araya gelen
insanlardan oluşan bir yapı olduğu ifade edilmektedir (Crow, 2007: 618).
Bir bölgeye atıfla ele alındığında kırsal alan, kent alanı gibi mekân temelli
topluluklar, mekânın yanında zamanla ürettikleri ortak ilgiler, değerler,
davranış, kültür ve ortak inandıkları din, ortak konuştukları dil gibi sosyal
etkileşimle ilişkisel düzeyde toplulukları oluştururlar. Hemşerilik bağı mekân
değişse de bu ilişkiler sayesinde devam eder. Mekânı aşan değer, duygu, inanç,
kültür, birliktelik ruhu gibi sosyal bileşenler topluluğun kurulmasını sağlayabilir.
Asıl olan karşılıklı ilişki düzeyinin topluluk üyelerince sürdürülmesidir. Topluluk
sürekli etkileşim alanları olarak işlev görür ve üyelerini belirli eksenlerde bir
araya getirir. Ortak bir var oluş alanı yaratır. Özel ilişki biçimleri üretir. Bazı
ritüeller ve semboller aracılığıyla üyelerini ortak değerler alanına çeker ve
aidiyet duygusu yaratır (Aydemir, 2011: 29). Bu kapsamda bireylerin aidiyet
duygusu, birbirlerini ve ait oldukları topluluğu önemseme hissi ve ihtiyaçlarının
birbirlerine bağlılık yoluyla karşılanabileceği inancını paylaşmalarıyla
oluşmaktadır(Mc Millan, 1996: 316).
II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ
Kırsal alanda sosyal sermayenin varlığı ve kırsal sakinlerin hayatlarını kırsal
alanda sürdürme isteklerinde sosyal sermayenin diğer etkenlerle birlikte etkisi
araştırmanın genel amacını oluşturmaktadır.
Bu kapsamda araştırmanın özel amacı ise Grooteart (1998) tarafından kırsal
alanda ekonomik ve sosyal kalkınmanın “kayıp halkası” olarak ifade edilen
sosyal sermayenin kırsal yerleşmelerde yaşama isteği üzerindeki etkisinin
tespitidir. Böylelikle araştırma bölgesi itibariyle kırsal göçün önlenmesinde
kayıp halkanın önemi ve nispi değeri ölçülmüş olacaktır.
Araştırma kapsamı olarak Erzurum ili kırsal alanı olarak belirlenmiştir.
Araştırmada anket yapılacak hane reisi sayısının belirlenmesinde %5 hata payı
100
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
ve %95 güvenirlik sınırları içerisinde çalışılmıştır. Çalışmada karşılaştırma
yapılabilmesi için kuzey ve güney ilçeler için örnek büyüklüğü ayrı ayrı
hesaplanmış olup, hedef kitlenin benzer özellikler taşıyabileceği yani örnek
hacminin homojen olduğu varsayılmıştır. Tesadüfî Örnekleme Yöntemine göre
yapılan hesaplamalar sonucunda anket sayısı aşağıdaki formülle belirlenmiştir
(Çiçek ve Erkan 1996: 68).
n= (
)
n= Örnek hacmi
N= Örnekleme çerçevesine ait toplam birim sayısı
x = Ortalama (Geometrik)
S= Standart sapma
d= x * 0.10
t= Güven sınırı
Güney ilçeler için örnek hacmi;
N= 40955
x = 2457,51
S= 1582.96
d= ̅ * 0.10 = 245,75
t= 1.96
n= (
=(
)
=
)
Araştırma kapsamında yapılan anketlerin bir bölümünün gerçekleri
yansıtmayacağı ve popülasyonu temsil etmeyeceği düşünülerek güney ilçeler
için anket sayısı %10 artırılmış ve 175 adet (159*1.10) olarak belirlenmiştir.
Kuzey ilçeler için örnek hacmi;
N= 13272
x = 1656
S= 985,1
d= x * 0.10 = 165,6
t= 1.96
n=(
)
=
Aynı şekilde kuzey ilçeler için de anket sayısı %10 artırılmış ve 149 adet
(135*1.10) olarak belirlenmiştir. Toplamda 324 adet anket ilçelerin hane
sayısına göre oransal olarak dağıtılmış ve uygulanmıştır.
Anket formunun hazırlanmasında Narayan and Cassidy’nin (2001)
çalışmalarında kullandıkları anket formu dikkate alınmıştır. Yine Onyx and
101
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Bullen’nin (2000) beş farklı toplulukta sosyal sermayeyi ölçmek için yaptıkları
çalışma referans alınmıştır. Araştırma modeli oluşturulurken sosyal sermayeyi
İspanya’nın kırsal Endülüs bölgesinde tespite yönelik bir çalışma olan Gómez‐
Limón et al (2013) çalışmaları incelenmiş ve orijinal model ve anket soru formu
oluşturulmuştur.
Verilerin analizinde Yapısal Eşitlik Modellemesi kullanılmıştır. Yapısal Eşitlik
Modellemesinde en yaygın kullanılan bilgisayar programları, AMOS, EQS,
LISREL ve MxGraph’dır. Bu çalışmada en yaygın kullanılan yazılım programı
olan LISREL 8.72 Bilgisayar Programı kullanılmıştır.
Veriler analiz edilirken öncelikle gözlenen değişkenler belirlenmiş ve Path
analizi yapılmıştır. Daha sonra gizil değişkenlerin veya varsayımsal yapıların
gözlenen değişkenler tarafından nasıl tanımlandığını ve gözlenen değişkenlerin
ölçüm özelliklerini (güvenilirlik ve geçerlilik) gösteren ölçüm modeli
tanımlanmıştır (Jöreskog and Sörbom 1996:348). Bu model gözlenen ve gizil
değişkenler arasındaki bağlantıların bir kümesini oluşturmaktadır.
Ölçüm modelinin tanımlanmasından sonra yapısal model oluşturulmuştur.
Yapısal model gizil değişkenler arasında nedensel ilişkileri belirlemekte,
nedensel etkileri tanımlamakta ve açıklanan ve açıklanmayan varyansı
göstermektedir. Diğer bir ifade ile gizil değişkenler arasındaki bağlantılar
yapısal model olarak tanımlanmaktadır ve bu modelde gizil değişkenler ve bir
gizil değişkenin göstergesi olmayan değişkenler arasındaki ilişkilerin yönü
tanımlanır ve bazı parametreler sabitlenir (Bayram, 2010:6). Daha sonra yapısal
modelin uygunluk ölçütleri hesaplanmıştır. Son olarak model tahmini yapılmış
ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda yorumlanmıştır.
III. MODEL ve HİPOTEZLER
Üç sosyal sermaye türünün yani yapısal sosyal sermaye, ilişkisel sosyal sermaye
ve bilişsel sosyal sermayenin kırsal halkın yaşamlarının kırsal yerleşkede
sürdürmelerin etkisinin pozitif yönlü olması beklenmektedir. Yine ekonomik,
demografik ve fiziki koşulların kırsal alanda yaşama tercihinde pozitif etkiye
sahip olduğu varsayılmaktadır. Çalışmada üç sermaye türünün ve fiziksel,
ekonomik ve demografik etkenlerin kırsal alanda yaşama isteği üzerindeki
etkisinin tespiti hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda değişkenleri ve bu
değişkenleri tanımlayan boyutları gösteren araştırmanın modeli Şekil 1’de
gösterilmiştir.
102
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
SOSYAL SERMAYE
Fiziksel (Coğrafi) Etken(FE)
F1 Köyümün fiziki koşulları iyidir
F2 Köyüm güzeldir
F3 Köyde yaşam koşulları iyidir
Yapısal Sosyal Sermaye (YSS)
Y1 Aile ile bir araya gelme sıklığı
Y2 Akrabalarla olan ilişkimden
memnuniyet
Y3 Gönüllülük
Y4 Köy halkıyla işbirliği
Y5 Aile dışı yardımlaşma
Ekonomik Etken(EE)
E1 Gelir
E2 Mülkiyet
Demografik Etken (DE)
YS Yaş
EG Eğitim
HB Hane büyüklüğü
HT Hane tipi
İlişkisel Sosyal Sermaye (ISS)
I1 Aileme güven
I2 Köylüye güven
I3 Hükümete güven
I4 Polise ve jandarmaya güven
I5 Adalet sistemine güven
I6 Ulaşım hizmetlerinin yeterliliği ve güven
I7 Haberleşme güvenlidir.
Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS)
B1 Köyde sınıfsal sorun yoktur
B2 Etnik farklılıklar sorun oluşturmuyor
KIRSAL ALANDA YAŞAMA
İSTEĞİ (KAYI)
Kırsal Yaşamı Tercih (S)
S1 Uzun yıllar bu köyde yaşamayı
düşünüyorum.
S2 Bana göre bu köy yaşamak için iyi bir
yerdir.
S3 Köyümden ayrılmayı düşünmüyorum
Şekil 1. Araştırmanın Modeli
IV. ARAŞTIRMA BULGULARI
Demografik ve Sosyo-Ekonomik Bulgular
Alan çalışmasının yürütüldüğü Erzurum, denizden 1895 metre yükseklikte,
Doğu Anadolu bölgesinin en kalabalık ve büyük şehirlerinden biridir. Erzurum
25.066 km² alanıyla bölgenin en büyük, Türkiye’nin ise dördüncü büyük ilidir.
103
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Erzurum’un yükseltiye bağlı olarak oluşan sert iklim şartları ve bitki çeşitliliği,
farklı turizm tipleri ve hayvancılık açısından önemli fırsatlar sunmaktadır.
Bu kapsamda güney ve kuzey ilçelerde hane reisleriyle yapılan anket
çalışmasından elde edilen bulgular sırasıyla verilmektedir.
Hane reisi yaşı: Sosyal ilişkilerde ve sosyal ağlara katılımda hane reisinin yaşı
önemli bir faktördür. Popülasyonda her yaş grubundan hane reisi
bulunmaktadır. Çizelge 4.1’de hane reislerin yaş gruplarına göre yüzde dağılımı
verilmiştir.
Tablo 1. Hane reislerinin yaş dağılımı
Yaş Aralığı
24 ve altı
25–34
35–44
45–54
55 ve üzeri
Toplam
Frekans
20
107
94
67
36
324
Onanı %
0.06
0.33
0.29
0.21
0.11
100
Erzurum kırsal alanında örneklem içinde yer alan hane reislerinin %33’ü 25–34
yaş grubunda yer almaktadır ve diğer yaş gruplarına göre daha yüksek bir
orana sahiptir. 24 yaş altındaki hane reisi oranı %6 ile en düşük düzeydedir.
Hane reisi eğitim durumu: Sosyal sermaye araştırmalarında eğitime atfedilen
önem, eğitimin sosyal ilişkilerde gösterdiği pozitif etki dolayısıyladır. Eğitim
sosyal ağlara katılım, çevrenin imkânlarından faydalanma, örgütlenme, birlik
ruhu ve sosyal kaynaşmada önemli bir faktör durumundadır. Hane reislerinin
eğitim düzeyleri Çizelge 4.2’de gösterilmektedir. Buna göre hane reislerinin
%43’ü ilkokul, %29’u ortaokul, %15’i lise, %13’ü yüksekokul mezunudur.
Tablo 2. Hane reislerinin eğitim düzeyi
Mezun olunan okul
İlkokul
Ortaokul
Lise
Üniversite
Toplam
Frekans
140
94
49
41
324
Onanı %
0.43
0.29
0.15
0.13
100
Hane büyüklüğü ve tipi: Çizelge 3’de hane büyüklükleri verilmiştir. Hane
büyüklüğü bulguları bölgesinin genel yapısına uygun olarak doğurganlık
oranının yüksek olduğunu ve çok çocuklu ailelerin çoğunluğu oluşturduğu
göstermektedir. Ortalama hane büyüklüğü 6.35 olarak tespit edilmiştir.
Erzurum kırsal alanında 1–4 arası çocuk sahibi hane oranı %23’tür. 5–8 kişilik
hane oranı %66 iken, 9–12 kişilik hane oranı %8, 12 kişiden daha fazla nüfusa
sahip hane oranı ise %3’tür.
Tablo 3. Hane büyüklüğü
Hanedeki kişi sayısı
Frekans
Onanı %
1–4
75
0.23
5–8
211
0.66
9–12
28
0.08
12’den fazla
10
0.03
104
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Toplam
324
100
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Çizelge 4’de hane tipi verilmiştir. Çok çocuklu çekirdek aile oranı en çok görülen
hane tipidir. Hanelerin %44’ü çok çocuklu çekirdek ailelerden oluşmaktadır.
Erzurum kırsalında evlenen erkek çocuğun haneden ayrılmadan eşiyle birlikte
baba evinde oturmaya devam etmesinin yaygın olması nedeniyle kırsal
hanelerin %24’ü bu şekilde anne ve babalarıyla birlikte oturan ailelerden
oluşmaktadır. Birkaç kuşağın birlikte yaşadığı soy tipide %25 oranla yaygın
görülmüştür. Erzurum kırsalında bir aile büyüğü ile yaşayan veya iç güveysi
olarak tanımlanan hane reislerinin bulunduğu hane tipi oranı ise %7 olarak
belirlenmiştir.
Tablo 4. Hane tipi
Hane tipi
Çekirdek aile
Frekans
Onanı %
142
0.44
Anne ve baba
ile beraber
79
0.24
Soy aile
İç güveysi
Toplam
80
0.25
23
0.07
324
100
A. Analiz Bulguları
Ölçüm modeli oluşturulmadan önce ölçeklerin güvenirlilik testleri yapılmıştır.
En yaygın kullanılan yöntem olarak Cronbach’s Alpha1 katsayısı hesaplanmıştır
(Kalaycı 2006). Çizelge 3.4’temodel ve ölçeklere ilişkin güvenirlilik sonuçları
verilmiştir. Ölçeklerin güvenirlilik testinde ölçekler oldukça güvenilir
bulunmuştur.
Tablo 5.Ölçeklere İlişkin Güvenirlilik Bulguları
Ölçek
Cronbach’s Alpha
Değeri
Y1 Ailem ile sıksıkbir araya geliriz
,708
Y2 Akrabalarla olan ilişkimden
memnunum
Y3 Köy işlerinde gönüllü çalışırım
,690
Y4 Köy halkıyla işbirliği içindeyim
Y5 Ailem dışında köy halkıyla
yardımlaşırım
I1 Aileme güvenirim
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
,690
Oldukça Güvenilir
,691
Oldukça Güvenilir
,707
,678
,677
,689
I2 Köylüye güvenirim
I3 Hükümete güvenirim
Sonuç
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
1
Cronbach’s Alpha Katsayısının değerlendirilmesinde kullanılan kriterler; 0.00 ≤ α <
0.40 ölçek güvenilir değil, 0.40 ≤ α < 0.60 ölçek düşük güvenilir, 0.60 ≤ α < 0.80 oldukça
güvenilir, 0.80 ≤ α < 1.00 yüksek derecede güvenilir olarak değerlendirilmektedir.
105
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Tablo 5 (Devam). Ölçeklere İlişkin Güvenirlilik Bulguları
I4 Polise ve jandarmaya güvenirim
,692
Oldukça Güvenilir
I5 Adalet sistemine güvenirim
,680
Oldukça Güvenilir
I6 Ulaşım hizmetlerinin yeterliliği ve
güvenlidir
B1 Köyde sınıfsal sorun yoktur
,694
,692
B2 Etnik farklılıklar sorun oluşturmuyor
,677
S1 Uzun yıllar bu köyde yaşamayı
düşünüyorum.
S2 Bana göre bu köy yaşamak için iyi bir
yerdir.
S3 Köyümden ayrılmayı düşünmüyorum
a.
,682
,705
,707
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
Oldukça Güvenilir
F1 Köyümün fiziki koşulları iyidir
,688
Oldukça Güvenilir
F2 Köyüm güzeldir
,678
Oldukça Güvenilir
F3 Köyde yaşam koşulları iyidir
,676
Oldukça Güvenilir
E1 Gelir
,717
Oldukça Güvenilir
E2 Mülkiyet
,741
Oldukça Güvenilir
YS Yaş
,711
Oldukça Güvenilir
EG Eğitim
,715
Oldukça Güvenilir
HB Hane büyüklüğü
,712
Oldukça Güvenilir
HT Hane tipi
,719
Oldukça Güvenilir
Ölçüm modeli bulguları
Bu kısımda standardize edilmiş faktör yük değerleri ve ölçüm modeli t değerleri
verilmektedir. Şekil 4.1’de standardize edilmiş faktör yük değerleri
gösterilmektedir. Model gizil değişkenler; Yapısal Sosyal Sermaye (YSS), İlişkisel
Sosyal Sermaye (ISS), Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS), Fiziksel Etken (FE),
Ekonomik Etken (EE) ve Demografik Etken (E) değişkenlerinden oluşmaktadır.
106
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
0.77
Y1
0.43
Y2
0.39
Y3
0.48
Y4
0.71
Y5
0.57
I1
0.55
I2
0.53
I3
0.55
I4
0.55
I5
0.79
I6
0.59
B1
0.27
B2
0.99
S1
0.37
S2
0.47
S3
0.65
F1
0.32
F2
0.17
F3
0.48
0.75
0.78
0.72
0.54
0.65
0.67
0.69
YSS
1.00
0.46
ISS
1.000.10
0.64
BSS
0.15
1.000.04
0.67
0.67
0.06
0.41
-0.22
0.00
-0.22
0.36
0.85
KAYI
-0.29
0.04
0.00
-0.08
-0.79
FE
1.00
-0.03
-0.00
EE
1.00
-0.04
DE
1.00
0.08
0.09
-0.73
0.94
0.59
0.83
0.05
-0.04
1.000.63
0.91
0.91
0.03
0.25
-0.18
0.17
E1
1.00
E2
0.94
YS
0.97
EG
0.38
HB
0.93
HT
-0.79
0.27
Chi-Square=754.71, df=254, P-value=0.00000, RMSEA=0.079
Şekil 1. Kırsal alanda yaşama isteği modeli standardize edilmiş faktör yük değerleri
Model için X2/DF değeri 2.97 olarak hesaplanmıştır (754.71/254). Bu değer
kabul edilebilir değer olan beş ve beşten küçük değerler içerisinde yer
almaktadır. Aynı şekilde RMSEA değeri yine kabul edilebilir değer olan 0.10’dan
daha düşük değerdedir (0.079). Model p<0,0000 değerini aldığı için %5 önem
seviyesinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Çizelge 4.6’da ölçüm modelinin
gözlenen değişken parametreleri verilmektedir.
107
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Tablo 6. Gözlenen değişken parametreleri
Gizil değişkenler
Yapısal Sosyal Sermaye (YSS)
İlişkisel Sosyal sermaye (ISS)
Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS)
Kırsal Alanda Yaşama İsteği (KAYI)
Gözlenen
Değişkenler
Y1
5.11
Standart edilmiş
yük değerleri
0.45
Y2
14.12
0.75
Y3
14.82
0.75
Y4
13.35
0.72
Y5
I1
9.39
11.81
0.54
0.65
I2
12.16
0.67
I3
12.65
0.69
I4
12.25
0.67
I5
12.25
0.67
I6
7.80
0.46
B1
10.62
0.64
B2
13.55
0.85
S1
1.23
-0.05
9.10
-0.79
8.83
10.85
-0.73
0.59
16.58
0.83
18.21
1.10
0.91
0.91
0.50
4.14
0.03
0.25
-2.55
-0.15
-11.2
-0.79
4.41
0.27
S2
S3
Fiziksel Etken
F1
F2
F3
Ekonomik Etken
E1
E2
Demografik Etken
YS
EG
HB
HT
t değeri
Kırsal alanda yaşama isteği ölçeğinde “Uzun yıllar bu köyde yaşamak istiyorum
(S1)” faktörü ve Ekonomik Etken ölçeği içindeki “Gelir (E1)” ve “Mülkiyet (E2)”
anlamsız bulunmuş diğerbütün gözlenen bağımsız değişkenler anlamlı ve %5
önem seviyesinde istatistikî olarak önemli bulunmuştur.
b. Yapısal model bulguları
Yapısal modelin temel amacı içsel ve dışsal gizil değişkenler arasındaki ilişkiyi
tanımlamak ve test etmektir. Ölçüm modeli ile tanımlanan yapısal modelin
uyum istatistikleri ölçüm modeliyle aynıdır. Bu kısımda ölçüm modelinden farklı
108
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
olarak gizil değişkenler arasındaki yapısal katsayılar incelenmektedir (Sümer ve
Bek 2012: 4).
Şekil 4.2’de Kırsal Alanda Yaşama İsteği Yapısal Modeli ve standart değerleri
verilmektedir. Buna göre Model’de sosyal sermayenin üç türü Yapısal Sosyal
sermaye (YSS), İlişkisel Sosyal Sermaye (ISS), Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS) ve
köy sevgisini ve kırsal yaşamı ifade eden Fiziksel Etken (FE) Kırsal Alanda
Yaşama İsteği’ne olumlu ve anlamlı bir katkı Sağlarken Ekonomik Etken (EE) ve
Demografik Etken (DE) anlamlı bir katkı oluşturmamaktadır.
Y1
0.78
Y2
0.44
Y3
0.39
Y4
0.48
Y5
0.70
I1
0.58
0.54
I2
0.56
0.65
I3
0.52
I4
0.56
I5
0.54
I6
0.78
0.47
0.75
0.78
0.72
0.66
YSS
0.69
0.66
0.79
S1
0.22
0.46
0.94
S2
0.25
S3
KAYI
0.74
0.08
0.68
0.47
BSS
0.83
0.26
0.93
ISS
0.46
0.64
FE
0.86
B1
0.59
EE
0.60
B2
0.26
0.91
F1
0.64
0.79
F2
0.33
F3
0.17
E1
1.02
E2
1.04
YS
0.89
EG
0.89
HB
0.75
HT
0.85
-0.12
0.82
DE
-1.17
0.34
-0.32
-0.50
0.38
Chi-Square=1030.77, df=269, P-value=0.00000, RMSEA=0.095
Şekil 2. Kırsal alanda yaşama isteği yapısal modeli
109
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Kırsal Alanda yaşama İsteği üzerinde etkili olan en önemli etkenler sırasıyla
yaşadığı köyden memnuniyetini bildiren Fiziksel Etken (0.83), Bilişsel Sosyal
Sermaye (0.74), İlişkisel Sosyal Sermaye (0.46) ve Yapısal Sosyal sermaye (0.22)
olarak tespit edilmiştir.
Fiziksel (coğrafik) Etken içinde en önemli iki faktör “köyde yaşam koşulları(F3)”
ve “köyün güzelliği (F2)”, Bilişsel Sosyal Sermaye içinde “etnik farklılıklar sorun
oluşturmuyor(B2)” ve “köyde sınıfsal sorun yoktur (B1)”, İlişkisel Sosyal
Sermaye içinde “hükümete güven(I3)” ve “adalet sistemine güven(I5)”, Yapısal
Sosyal Sermaye içinde ise “ailem dışında köy halkıyla yardımlaşırım (Y5)” ve
“köy halkıyla işbirliği içindeyim (Y4)” olarak tespit edilmiştir.
Şekil 3. Kırsal alanda yaşama isteği yapısal model t değerleri
110
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Şekil 4.3’de Kırsal Alanda Yaşama İsteği yapısal modeli t değerleri verilmiştir.
Buna göre Ekonomik etken (0.92) ve Demografik Etken (-1.19) ile %5 önem
seviyesinde istatistikî olarak önemsiz bulunmamıştır. Diğer etkenler %5 önem
seviyesinde istatistikî olarak önemli bulunmuştur.
Model için X2/DF değeri 3.83 olarak hesaplanmıştır (1030.77/269). Bu değer
kabul edilebilir değer olan beş ve beşten küçük değerler içerisinde yer
almaktadır. Aynı şekilde RMSEA değeri yine kabul edilebilir değer olan 0.10’dan
daha düşük değerdedir (0.095). Model p<0,0000 değerini aldığı için %5 önem
seviyesinde istatistiksel olarak anlamlıdır. Model’in veri setine ne kadar
uyduğunu değerlendirmede kullanılan kriterler Çizelge 4.7’de verilmiştir. Söz
konusu değerlerin 1’e yakın olması veri ile model arasındaki uyumun
mükemmel olduğunu göstermekte, sıfır ise uyumsuzluğu temsil etmektedir
(Çelik ve Yılmaz, 2014: 78).
Tablo 7. Model II’e ait uyum indeksleri
Uyum indeksleri
Uyum indeksleri
sembolleri
Uyum iyiliği indeksi
GFI
Düzeltilmiş uyum iyiliği indeksi
AGFI
Normlaştırılmış uyum indeksi
NFI
Model II değeri
0,90
0.86
0.87
Tucker-Lewis indeksi
NNFI
0.87
0.84
Göreceli uyum indeksi
RFI
Karşılaştırmalı uyum indeksi
CFI
Artırmalı uyum indeksi
IFI
0.90
0.90
IV. SONUÇ
Kırsal alandan şehirlere göç olgusu son zamanların en önemli sorunlarından biri
olarak görülmektedir. Bu sorunun çözümü için kırsal alanda yaşama isteği
üzerinde etkili olan faktörlerin bilinmesi gerekmektedir. Bu araştırmayla kırsal
alanda yaşama isteği üzerinde etkili olan faktörler analiz edilmeye çalışılmıştır.
Sosyal sermayenin üç türü, fiziksel etken, ekonomik etken ve demografik etken
çalışmanın bağımsız değişkenlerini oluşturmaktadır. Sosyal sermaye genel
olarak bireyler ve gruplar arasındaki ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkı
sağlayan ilişkiler ve bu ilişkileri düzenleyen davranışlar, değerler ve kurumlar
olarak algılanmış ve tanımlanmaktadır. Yine sosyal sermaye, karşılıklı güvenine
dayalı olarak yerel ağlara katılımı, birlikte karar alma ve alınan kararların
uygulamasını kolaylaştırırken karşılıklı güvenin işbirliği ortamı yaratacağı ve bu
111
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
işbirliğinin güçlü kurumsal harekete dönüşeceği ve böylelikle kırsal alanda
yaşama tercihinde önemli bir etkiye sahip olacağı öngörülmüştür.
Çalışmada sosyal sermayenin üç türü ve fiziksel, ekonomik ve demografik
yapının kırsal alanda yaşama isteği üzerinde etkisi araştırılmıştır. Yapılan analiz
neticesinde; Yapısal Sosyal Sermaye (YSS), İlişkisel Sosyal sermaye (ISS), Bilişsel
Sosyal Sermaye (BSS) ve Fiziksel Etki’nin (FE) kırsal alnda yaşama isteği üzerinde
pozitif bir katkıya sahip olduğu görülmüştür. Ekonomik Etki (EE) ve Demografik
Etki (DE) kırsal alanda yaşama isteği üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmadığı
tespit edilmiştir.
Kırsal alanda yaşama isteği üzerinde en etkin unsur köye karşı duyulan sevgi ve
kırsal yaşam biçimi tercihini gösteren Fiziksel Etken değişkenidir. Fiziksel Etken
(FE) kırsak alanda yaşama isteğini pozitif yönde ve yüksek düzeyde
etkilemektedir (0.83). Kırsal alanda fiziksel koşullar yeterli olmasa da köye karşı
duyulan sevgi bireyleri köylerinde tutmaya yetmektedir.
İkinci önemli etken Bilişsel Sosyal Sermaye (BSS) değişkenidir. Bilişsel Sosyal
Sermaye kırsal alanda yaşama isteği üzerinde (0.74) pozitif yönde önemli bir
etkiye sahiptir. Bu bulgu kırsal alanda sınıfsal ve etnik bir ayrımın olmadığı ve
kırsal halkın akrabalık ve din kardeşliğini her şeyin üstünde tuttuğunu
göstermektedir. Yardımlaşma ve dayanışma, komşuluk ilişkileri ve bağlılık kırsal
alanda güçlü ve yapıcı dostluklara dönüşmekte ve kırsal halkı birbirine
kenetlemektedir.
İlişkisel Sosyal Sermaye (ISS) kırsal alanda yaşama isteği üzerinde pozitif ve
önemli bir etkide bulunmaktadır (0.46). Güven sosyal sermayenin önemli bir
belirleyicisidir. Bireylerin ailelerine, komşularına, devlete ve kurumlarına
güveni sadakat ve işbirliğini geliştirmektedir.
Yapısal sosyal sermaye kırsal alanda yaşama isteği üzerinde (0.22) pozitif yönde
bir etkiye sahiptir. Aile içi ve köy halkıyla birlikte karar alma, hayatın yükünü
bölüşme ve dayanışma duygusu kırsal hayatın gereğidir. Köylerde birçok iş
imece usulü yapılmakta kararlar aile meclislerinde veya köy odalarında
alınmaktadır. Bu durum hayatın yükünü bir nebze hafifletmektedir.
Araştırma modelinde yer alan Ekonomik Etken (EE) ve Demografik Etken (DE)
kırsal alanda yaşama isteği üzerinde bir etkiye sahip değildir. Kırsal yaşamı
tercihte ekonomik nedenler etkili değildir. Yani kırsal alanda yaşamanın külfeti
fakirliktir. Kırsal alan ekonomik açıdan cazip olmadığı gibi, kırsal halkın
ekonomik bir beklentisi de bulunmamaktadır. Kırsal alanda yaşama isteği
üzerinde demografik etkenlerin de etkisi bulunmamaktadır. Yaş, eğitim, hane
büyüklüğü ve hane tipi kırsal alanda yaşama isteği üzerinde etkili değildir.
112
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Kırsal alanda yaşama isteğini gösteren gözlenen değişkenlerden (faktörlerden)
“uzun yıllar bu köyde yaşamayı düşünüyorum (S1)” (046), “köyümden ayrılmayı
düşünmüyorum (S3)” (0.26) ve “bana göre bu köy yaşamak için iyi bir yerdir
(S3)” (0.25) standardize edilmiş faktör yüküne sahiptir. Kırsal halk köyünde
yaşama eğiliminde ve kararındadır.
Erzurum kırsal alanındaki çiftçilerin köyüne ve köy halkına karşı derin bir
hissiyat duyduğu bir vakıadır. Erzurum kırsalında yaşayan köylü, köyüne derin
duygularla bağlıdır. Köyünü bırakmamak ve köyünde yaşamak istemektedir.
Ancak ekonomik ve sosyal koşullar köyden kopmasına ve göç etmesine neden
olmaktadır. Tarımsal getirinin azlığı, kırsal alanda eğitim ve sağlık hizmetlerinin
yetersizliği, kentin sunduğu iş olanakları ve yoksulluk göç olgusunu
tetiklemektedir. Kırsal alanda köye ve köy halkına olan bu bağlılık hissi bireyi
dışa kapamakta, kente göç etse dahi hemşeri grupları içerisinde hareket
etmesine neden olmaktadır.
Yapılan çalışmada elde edilen bulgular genel olarak değerlendirildiğinde kırsal
göçün önlenmesinde ve kırsal alanda yaşama isteği üzerinde köye duyulan
sevginin yanında sosyal sermayenin önemli olduğu görülmektedir. Kırsal alanda
yaşama isteği üzerinde ekonomik etken yetersizdir ve genelde göçlerin genel
nedenlerinden biridir. Kırsal yaşamın tercih edilmesi ve göçlerin önlenmesi için
kırsal alanda ekonomik koşulların iyileştirilmesi önemlidir.
113
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
KAYNAKLAR
Aydemir, M. A.,& Tecim, E., 2012. Türk Toplumunda Aile ve Dinin Sosyal Sermaye
Potansiyeli. Selçuk University Socia lSciences Institute Journal, (28).
Barney, J. &Hansen, M. H., 1994. Trust worthiness as a source of competitive
advantage. Strategic Management Journal, 15, 175–190.
Bayram, N., 2010. Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş Amos Uygulamaları, Ezgi Kitapevi,
Bursa
Bourdıeu, P., 1986. Theforms of capital/ Richardson, J. G. (Ed.), Handbook of Theory
and Research for the Sociology of Education. Greenwood, New York. USA.
241-258.
Burt, R. S., 2000. The network structure of social capital. Research in organizational
behavior, 22, 345-423.
Carroll, T.F., 2001. Social Capital, Local Capacity Building, and Poverty Reduction. Asian
Development Bank. Manila.
Coleman, J. S., 1990. Foundations of social theory. Cambridge: Harvard
UniversityPress.
Coleman, J., 1988. Social capital in the creation of human capital. The American Journal
of Sociology. 94: 95-120.
Crow, G., 2007. Community. The Blackwell Encyclopedia of Sociology (Ed: George
Ritzer). Oxford: Blackwell Publishing, 617-620.
Çekiç, T. İ. (2012). Türkiye’de Sosyal Sermaye ve Sivil Toplumun Bölgesel Yapısı.
Çelik,H. E. ve Yılmaz, V., 2014. Lısrel 9.1 ile Yapısal Eşitlik Modellemesi. Arı Yayınları,
İstanbul.
Çiçek, A., ve Erkan, O., 1996. Tarım Ekonomisinde Araştırma ve Örnekleme Yöntemleri.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 12, Ders Notları
Serisi No: 6, Tokat.
Eröz, M.,1982. İktisat Sosyolojisine Başlangıç. Filiz Kitapevi, İstanbul
Esser, H., 2007. Doesthe New Immigration Require a New Theory of Intergenerational
Integration?. Rethinking Migration: New The oreticaland Empirical
Perspectives. Oxford: Berghahn Books, 308-341.
Eşki, H., 2010. Sosyal Sermaye, Kişisel ve Kurumsal Gelişmeye Farklı Bir Yaklaşım. Orion
Kitapevi. İstanbul.
Evans, P.,1996. Governmentaction, social capita landd evelopment: review
ingtheevidence on synergy. World development, 24(6), 1119-1132.
Fukuyama, F., 1997. Social capital and the modern capitalist economy: creating a high
trust work place. Stern Business Magazine, 4 (1).
114
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Fukuyama, F., 2001. Social capital, civic society and development. Third Word
Quarterly, 22 (1), 7-20.
Fukuyama, F., 2005. Trust: social virtues and the creation of prosperity. Hamish
Hamilton.London.
Fukuyama, F., 2011 Büyük Çözülme: İnsan Doğası ve Toplumun Yeniden Oluşturulması.
(Çeviren: Hasan Kaya). 1. Baskı, Profil Yayıncılık. İstanbul.
Gómez‐Limón, J. A.,Vera‐Toscano, E., &Garrido‐Fernández, F. E., 2013. Farmers'
Contribution to Agricultural Social Capital: Evidence from Southern Spain.
Rural Sociology.
Granovetter, M., 2005. Theimpact of social structure on economic outcomes. The
Journal of Economic Perspectives, 19(1), 33-50.
Grootaert, C., Oh, G. T., &Swamy, A., 2002. Socia lcapital, household welfare and
poverty in Burkina Faso. Journal of African Economies, 11(1), 4-38.
Grooteart, C., 1998. Social Capital: The Missing Link, Social Development Department
Publications, Washington.
Hanıfan, L. J., 1916. The Rural School Community Center. Annalsof the American
Academy of Political and Social Science, Vol: 67.
Hitt, M. A., Lee, H. U., &Yucel, E.,2002. The importance of social capital to the
management of multinational enterprises: Relationa lnetworks among
Asianand Western firms. Asia Pacific Journal of Management, 19(2-3), 353372.
Hofstede, G.J., 1980. Culture’s consequences: international differences in work related
values. Sage Publications, London.
Jones, V. N.,&Woolcock, M., 2007. Using mixed methods to assess social capital in low
income countries: A practical guide (No. 1207). BWPI, The University of
Manchester.
Jöreskog, K.G. &Sörbom, D., 1996. Factor analysis of ordinal variables: A Comparison of
three approaches, Multivariate Behaviroal Research,36(3)347-387.
Lin, N.(2001).Social capital: A theory of social structure and action. Cambridge
University Press. Cambridge. UK.
McMillan, D. W., 1996. Sense of community. Journal of community psychology, 24(4),
315-325.
Narayan, D.,&Cassidy, M. F., 2001. A dimensional approach to measuring social capital:
development and validation of a social capital inventory. Current sociology,
49(2), 59-102.
Narayan-Parker, D. 1999. Bonds and bridges: social capital and poverty (Vol. 2167).
World Bank Publications.
115
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Sosyal Sermayenin Kırsal Alanda Yaşama İsteği Üzerinde Etkisi: Erzurum Kırsal Alanında Bir Araştırma (pp. 91-116)
Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ, Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ ve Arş. Gör. Arzu Tural DİKMEN
Onyx, J.,&Bullen, P. (2000). Measuring social capital in five communities. The Journal of
Applied Behavioral Science, 36(1), 23-42.
Putnam, R. D. 1993. Making democracy work: Civic traditions in modern Italy.
Princeton University Press. New Jersey, USA.
Putnam, R. D., 1995. Bowling alone: America’s declining social capital. Journal of
Democracy, 6 (1): 65-78.
Putnam, R. D., 2001. Social capital: Measurement and consequences. Canadian Journal
of Policy Research, 2(1), 41-51.
Sarason, S. B., 1974. The psychological sense of community: Prospects for a community
psychology. Jossey-Bass.
Sharp, J.S.& Smith, M.B., 2003. Social capital and farming at therural-urban interface:
the importance of non-farmer and farmer relations. Agricultural Systems 76,
913-927.
Sümer, N. & Bek, Y., 2012. Yapısal Eşitlik Modelleri ve LISREL Uygulamaları, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Fen Edebiyat Fakültesi, Samsun.
Tocqueville, A., 1994. Amerika’da Demokrasi. (Çeviren: İhsan Sezal, Fatoş Dilber).
İstanbul Yetkin Yayınları.
Tolunay, A. & A. Akyol, 2006, “Kalkınma ve Kırsal Kalkınma: Temel Kavramlar ve
Tanımlar”, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri A,
Sayı. 2: 116‐127.
Tönnies, F. (2012). Gemeinschaft und gesellschaft (pp. 27-58). VS Verlagfür Sozial
wissenschaften. Press
Triandis, H.C., 1995. Individualism and collectivism. West view Press. Colorado USA
Türk Dil Kurumu (TDK), 1998. Türkçe Sözlük. TDK Yayınları, Ankara.
Tütengil, O.C., 1983, Kırsal Türkiye’nin Yapısı ve Sorunları, Gerçek Yayınları, İstanbul.
Uzzi, B.,1996. The sources and consequences of embeddedness for the economic
performance of organizations: The network effect. American sociological
review, 674-698.
Wasti, A.,& Erdil, S., 2007. Bireycilik ve toplulukçuluk değerlerinin ölçülmesi: benlik
kurgusu ve INDCOL ölçeklerinin Türkçe Geçerlemesi. Yönetim Araştırmaları
Dergisi, 7 (1-2), 5-38.
Whiteley, P., 2000 “Economic Growth and Social Capital”, Political Studies, Vol. 48,
443-466.
Williams, D.,Ducheneaut, N., Xiong, L., Zhang, Y., Yee, N., &Nickell, E., 2006. From Tree
House to Barracks The Social Life of Guilds in World of Warcraft. Games and
culture, 1(4), 338-361.
116
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
The International New Issues In SOcial Sciences
Number: 1
pp: 117- 142
Summer 2015
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN GSM OPERATÖRÜ TERCİH NEDENLERİNİN
ARAŞTIRILMASI: BİR UYGULAMA
Fatma ZANCO1
Akif KAYA2
Özet
GSM operatörleri arasındaki rekabet günden güne artmakta, teknolojinin
gelişmesi ile farklı boyutlar kazanmaktadır.
Bu rekabette var olmak isteyen operatörlerin müşteriyi anlamaları, hizmet
kalitesi, fiyat, reklam, kapsama alanı ile iş ve arkadaş çevresi gibi değişkenlerin
müşteri tercihinde ne ölçüde etkili olduğu, demografik faktörler ile birlikte bu
değişkenlerin operatör tercihinde ne ölçüde etkili olduğunun bilinmesi önem
arzetmektedir.
Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin operatör tercihleri incelenmiş, operatör
tercih değişkenlerinin önem düzeyi ve bunun operatör türü, cinsiyet ve hattın
faturalı olup olmaması bakımından istatistiki olarak farklılık gösterip
göstermediği incelenmiştir. Araştırma sonucunda; hizmet kalitesi, fiyat ve
kapsama alanı bakımından GSM operatörü kullanıcı grupları arasında anlamlı
bir farklılık olduğu, bununla birlikte reklam ve yakın çevre açısından GSM
operatörü kullanıcıları arasında bir fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: GSM operatörü, tüketici tercihi, müşteri memnuniyeti,
JELL : M30, L96
I. TEORİK ÇERÇEVE
1
2
Gümüşhane Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yükseklisans Öğrencisi
Gümüşhane Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yükseklisans Öğrencisi
117
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Telekomünikasyon sektörünün hızla büyüyen ve en önemli sektörlerinden biri
mobil iletişim sektörüdür. Günümüzün küresel dünyasında insanlar nerede
olurlarsa olsunlar ailesi, arkadaşları ve iş arkadaşlarıyla iletişim kurmak
istemektedirler. Bu ortak ihtiyaç içinde, insanların farklı iletişim gereksinimleri
vardır. Bazıları e-maillerine sürekli ve hızlı bir şekilde erişebilmeyi isterlerken,
bazıları müzik ve oyun yüklemek isteyebilirler, bazıları da sadece konuşmak
isteyebilirler. Bu durum insanlar arasında mobil telekomünikasyon hizmeti
kullanımını arttırır ve mobil iletişim operatörlerini gerekli kılar (Hemmati,
Shapouri ve Keremati, 2012). İşletmeler ise hedeflerine ulaşabilmek amacıyla
bilgi teknolojilerinden yaralanmaktadırlar. Özellikle, internet desteği ile
kablosuz iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, mobil iletişim operatörlerinin
şirketleri için önemli bir araç olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır (Özer, Tokay
Argan ve Argan, 2013).Bu durum, rekabetçi bir piyasada ağ operatörlerinin
sayısının artmasına ve teknolojinin ilerlemesine neden olmuştur (Shin, Kim ve
Lee, 2011).
Hizmet kalitesi ve hizmet pazarlaması, müşterilerin bir ağ operatöründe
kalmayı tercih etmelerinin sebeplerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır (Liang,
Ma ve Qi, 2013). GSM sektörü teknoloji ağırlıklı, yoğun rekabete sahip ve son
derece dinamik bir sektördür. Sektörde rekabet edebilmek oldukça zordur ve
yüksek riskler içermektedir. Dolayısıyla, bu sektörde tüketici tercihlerinin
tespiti ve karşılanması, firmaların rekabet edebilmeleri açısından son derece
önemlidir. Bu konuya önem vermeyen işletmeler teknolojik ve finansal gücü ne
olursa olsun hızla rekabet dışında kalmaktadır (Maksüdünov, 2014).
Küreselleşme ve liberalleşme konusunda hükümet politikası uygulamalarından
sonra, tüketiciler operatör seçiminde çok daha hassas bir duruma gelmişlerdir.
Tüketiciler artık mevcut alternatiflerin çok daha farkındadırlar. Tüketicilerin
beklentileri artmıştır ve operatör şirketleri bu beklentilerin farkında
olmalıdır(Gautam ve Kumar, 2011).
Türkiye’de GSM sektörünün liberalleştirilmesi rekabetin yoğunlaşmasına neden
olmuştur. 2001 yılında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle sektörün büyüme
hızının düşmesi, yeni abone kazanmak için operatörler arasındaki rekabeti
arttırmıştır. Özellikle, sektöre yeni giren operatörlerin abone sayılarını hızlı bir
şekilde arttırabilmek amacıyla diğer operatörlerin abonelerini cazip kampanya
seçenekleri ile çekmeye çalıştıkları da görülmektedir. Ayrıca, GSM sektöründe
operatör firmalarının sahip oldukları abone sayıları, yeni abonelerin operatör
tercihlerini etkileyen önemli bir faktördür. Bundan dolayı, GSM sektöründe
operatör firmalarının rekabet edebilmesi ve uzun dönemde varlığını
sürdürebilmesi için bir yandan pazarın büyümesine paralel olarak yeni aboneler
kazanması, diğer yandan da mevcut abone portföyünü koruması
gerekmektedir (Aydın, Özcan ve Yücel, 2007). Bunun için müşteriyi anlamak,
118
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
müşterinin kararında etkili olan faktörleri önem düzeyleri ile bilmek önem
arzetmektedir.
II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ
İletişim ve telekomünikasyon sektörü gerek insanların günlük yaşamında
gerekse ülke ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Günümüzde teknolojik
gelişmelerin ivme kazanması iletişim ve telekomünikasyon sektörünün de
gelişmesini ve önemini artırmıştır. Dolayısıyla, teknolojik gelişmelere paralel
olarak hızla gelişen sektörde rekabet de artmıştır. Rekabetçi piyasalarda, GSM
operatörleri tüketicilerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak şekilde fiyat
ve hizmet kalitesiyle rekabet etmektedir. Bu bağlamda, şirketlerin böyle bir
ortamda başarıya ulaşmaları için gerekli olan koşulların belirlenmesinde
müşterilerin, GSM operatörlerini tercih etme sebeplerinin açıklanması önem
arz etmektedir.
Bu çalışmanın amacı, mevcut rekabet ortamında müşterilerin herhangi bir GSM
operatörünü tercih etme nedenlerinin önem düzeyinin belirlenmesidir. Bu
kapsamda ayrıca, GSM operatörü tercih nedenlerinin cinsiyet, GSM Operatörü
ve hattın faturalı ya da faturasız olması bakımından istatistiki olarak farklılık
gösterip göstermediği değerlendirilecektir.
Araştırmanın, Türkiye’de faaliyet gösteren GSM operatörleri olan Turkcell,
Vodafone ve AVEA şirketlerinin Bayburt ilinde bulunan aboneleri ile
gerçekleştirilmesi düşünülmüştür. Bu amaçla, araştırma Bayburt ilinde bulunan
Bayburt Üniversitesi’nin Dede Korkut Kampüsü’nde yer alan İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi’nde 2014-2015 öğretim dönemi güz yarıyılında öğrenim
görmekte olan öğrencilere uygulanmıştır. Fakültede iktisat ve işletme bölümleri
mevcut olup, toplam 1457 öğrenciden 757’si iktisat bölümünde, 700’ü işletme
bölümünde öğrenim görmektedirler.
Örnekleme yöntemleri tesadüfi olmayan örnekleme ve tesadüfi örnekleme
olarak iki kısımda incelenmektedir. Tesadüfi olmayan örnekleme,
araştırmacının kişisel yargıları ve karar mekanizmaları ile örnek kütleyi
belirlemesidir. Burada araştırmacının bilgi alt yapısı, konuya ve araştırma
metodolojisine hakimiyeti, örneklemenin başarısında belirleyici olacaktır.
Tesadüfi olmayan örnekleme başlıca dört başlıkta incelenmektedir. Bunlar;
kolayda örnekleme, yargısal örnekleme, kota örnekleme ve kartopu
örneklemesidir (Küçük, 2014: 85). Anket çalışması tesadüfi olmayan örnekleme
yöntemi kullanılarak ve %5 güvenilirlik düzeyinde ana kütleyi temsil edeceği
literatürde öngörülen 277 kişilik örnek kütle belirlenmiş ve anket yüz yüze
uygulanmıştır (Küçük, 2014: 85).
119
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Araştırmada veri toplama yöntemi olarak birincil verileri toplamak amacıyla
anket yöntemi kullanılmıştır. Konuyla ilgili literatürdeki çalışmalar
değerlendirilerek, kapsamlı bir anket formu oluşturulmuştur.
Çalışmada kullanılan anket soruları, Woo ve Fock (2006), Rahman, Haque ve
Ahmad (2010), Haque, Rahman ve Rahman (2010), Gautam ve Kumar (2011),
Hasan, Yeasmin ve Dey (2013), Okeke (2014) makalelerinden yararlanılarak
geliştirilmiş ve Esma Canhasi (2010), Ayşe Berceste Meral (2013) yüksek lisans
tezleri ile Anıl Değermen’in (2004) doktora tezi gözönünde bulundurulmuştur.
Anket 5 bölümden oluşmaktadır. Her bir bölüm çalışmanın farklı bölümleriyle
ilgili sorulardan oluşmaktadır. Birinci bölümde hizmet kalitesi, ikinci bölümde
fiyat, üçüncü bölümde reklam, dördüncü bölümde kapsama alanı ve internet
hizmeti ve beşinci bölümde yakın çevrenin GSM operatörü seçimi üzerindeki
etkilerine yönelik sorulardan oluşmaktadır.
Araştırmada, GSM operatörü seçiminde etkili olan faktörlerin belirlenmesi
amacıyla Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde 2014-2015
öğrenim yılı güz yarıyılında öğrenim görmekte olan öğrencilerden örnekleme
yoluyla seçilen öğrencilerle gerçekleştirilen anket uygulamasından
yararlanılmıştır. Anketler yüz yüze görüşme ile uygulanmıştır. Ankette Likert
Ölçeğinden yararlanılarak 1’den 5’e kadar bir ölçeklendirme (1: Kesinlikle
katılmıyorum, …, 5: Kesinlikle katılıyorum) kullanılmıştır. Araştırmadaki
veriler%95 önem düzeyinde istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Ankette
güvenilirlik analizi Alfa (α) Modeli (Cronbach Alpha Coefficient) ile
gerçekleştirilmiştir.
III. MODEL ve HİPOTEZLER
Araştırma tarama modellidir. Anket çalışması ile müşterilerin GSM
operatörlerini tercih etme sebepleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma
modeli Şekil 1’de gösterilmiştir.
120
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
GSM Operatörü
Tercih Nedenleri
GSM
Operatörü
H1
Hizmet Kalitesi
Fiyat
H2
Reklamlar
Faturalı/
Faturasız hat
Kapsama Alanı
H3
Aile, iş ve
arkadaş çevresi
Cinsiyet
Şekil 1. Araştırmanın Modeli
Lovelock (1996) müşteri odaklı kalitenin ürün ve süreçlere dayalı geleneksel
pazarlama felsefelerinin yerini aldığını ifade etmiştir (Rahman, Haque ve
Ahmad , 2010). Leisen ve Vance (2001)’e göre hizmet kalitesi rekabet
avantajının sağlanmasında ayırt edici bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Johnson ve Sirikit (2002: 696), günümüz rekabet ortamında hizmet kalitesinin
önemli bir strateji olarak kabul edildiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca, onlara göre
yüksek düzeydeki tüketici tatmini müşteri sadakatinin artmasını sağlamaktadır.
Fiyat ve diğer maliyet unsurları sabitken, tüketiciler daha yüksek bir hizmet
kalitesini tercih etmektedirler (Boyer ve Hult, 2005:570).
H1: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi GSM operatörü türü
bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir.
Trebing (2001) giriş fiyatlandırmasının sınırlandırılması ve yeni girenler için
yüksek erişim ücretleri olmak üzere iki fiyatlandırma davranışı stratejisinden
bahsetmiş ve giriş fiyatlandırması sınırlamasının yüksek esnekliğe sahip
piyasalarda monopolistik satın alma gücüne sahip çok sayıdaki tüketiciyi
çekmek veya kaybetmemek için düşük fiyatların oluşmasına yol açtığını
belirtmiştir. Munnukka (2005) tüketicilerin fiyat algılamaları ile satın alma
121
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
niyetleri arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki olduğunu ve fiyat algılamaları
oluşumunun önemli ölçüde fiyatlama ve hizmet memnuniyetinden etkilendiğini
göstermiştir. Munnukka (2008) aynı zamanda mobil hizmet sektöründe
firmaların fiyatlama kararı problemleriyle karşılaştıklarını belirtmiş, mobil servis
müşterilerinin fiyat duyarlılık düzeylerinde önemli ölçüde farklılık gösterdiğini
bulmuştur.
H2: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi hattın Faturalı/Faturasız
olması bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir.
Bangladeşli tüketiciler üzerinde gerçekleştirdikleri anket sonuçlarına göre
telekomünikasyon servis sağlayıcılarının seçiminde rol oynayan en önemli
faktörler olarak demografik özellikler, fiyat, hizmet kalitesi, ürün kalitesi ve
kullanılabilirliği ile reklam olarak belirlenmiştir. Benzer şekilde, Rahman, Haque
ve Ahmad (2010) Malezyalı tüketiciler üzerine gerçekleştirdikleri diğer bir
çalışmalarında da demografik özelliklerin, hizmet kalitesinin, hizmet
kullanılabilirliğinin ve reklamın cep telefonu operatörü seçiminde etkili olan
faktörler olarak tespit edilmiştir. Woo ve Fock (1999), Hong Kong’da
gerçekleştirdikleri çalışmalarında cep telefonu kullanıcılarının GSM operatörü
tercihinde etkili olan faktörleri belirlenmeye çalışmışlardır. Bu amaçla yapısal
eşitlik modeli kullanılmış ve iletişim kalitesi ve ağ kapsamı, fiyat politikası,
personel yeterliliği ve müşteri hizmetleri olmak üzere dört boyut tasarlanmıştır.
Sonuç olarak, GSM operatörlerinin iletişim kalitesi ve ağ kapsaması ile uygun
fiyat politikasının oluşturulmasına daha çok odaklandıkları bulunmuştur.
H3: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi müşterilerin cinsiyeti
bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir
IV. BULGULAR

Güvenirlik ve Geçerlik
Geçerlik, ölçüm aracının ölçülen olguyu veya nesneyi ne ölçüde doğru
ölçebileceğini ortaya koymaktadır. Alt boyutların geliştirilmesinde elde edilen
verilerin faktör çözümlemesine uygun olup olmadığını test etmek için KaiserMeyer Olkin (KMO) ve Küresellik testi yapılabilir (Küçük, 2014: 191).
Güvenilirlik analizinde en çok kullanılan modellerden biri Alfa modelidir
(Cronbach Alpha katsayısı). Bu yöntem, ölçekte yer alan k sorunun homojen bir
yapı gösteren bir bütünü ifade edip etmediğini araştırır. Ağırlıklı standart
değişim ortalamasıdır ve bir ölçekteki k sorunun varyansları toplamının genel
varyansa oranlanması ile elde edilir. Bu katsayı 0 ile 1 arasında değer
almaktadır. Alfa katsayısı 0.00 ile 0.40 arasında ise ölçek güvenilir değildir. 0.40
ile 0.60 arasında ise ölçeğin güvenilirliği düşüktür. 0.60 ile 0.80 arasında ise
122
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
ölçek oldukça güvenilirdir. 0.80 ile 1.00 arasında ise ölçek yüksek derecede
güvenilir bir ölçektir (Kalaycı,2010:403-405).
Bartlett testi, korelasyon matrisinde değişkenlerin en azından bir kısmı
arasında yüksek oranlı korelasyonlar olduğu olasılığını test etmektedir. Analize
devam edilebilmesi için, “korelasyon matrisi birim matristir” sıfır hipotezinin
reddedilmesi gerekir. Eğer sıfır hipotezi reddedilirse, değişkenler arasında
yüksek korelasyonlar olduğunu, diğer bir deyişle veri setinin faktör analizi için
uygun olduğunu gösterir (Kalaycı,2010: 322). Bartlett testi sonuçları
incelendiğinde, tüm faktörler için Bartlett test değerinin anlamlı olduğu (0.000)
görülmektedir. Değişkenler arasında yüksek korelasyon mevcuttur, diğer bir
deyişle veri seti faktör analizi için uygundur.
GSM operatörü tercih faktörlerinin güvenilirlik analizi çerçevesinde elde edilen
Cronbach Alpha değerleri Tablo 1’de gösterilmiştir.
Tablo 1. Güvenilirlik Analizi Sonuçları
Soru sayısı
Hizmet kalitesi
Fiyat
Reklam
Kapsama alanı
Yakın çevre
17
8
7
7
3
Çıkarılan
sayısı
1
1
0
1
0
soru
Cronbach Alpha
değeri
0.925
0.879
0.878
0.897
0.887
Cronbach Alpha değeri hizmet kalitesi için 0.925, fiyat için 0.879, reklam için
0.878, kapsama alanı için 0.897 ve yakın çevre için 0.887 olarak bulunmuştur.
Hizmet kalitesine yönelik sorulardan 16. sorunun değeri alpha değerinden
yüksek olduğu için analizden çıkarılmıştır. Benzer şekilde, fiyata yönelik
oluşturulan sorulardan 1. sorunun değeri ve kapsama alanına yönelik
sorulardan 3.sorunun değeri alpha değerinden yüksek olduğu için analizden
çıkarılmıştır.
GSM operatörünü etkileyen faktörler olan hizmet kalitesi (0.925), fiyat (0.879),
reklam (0.878), kapsama alanı (0.897) ve yakın çevre (0.887) ölçekleri 0.80 ile
1.00 arasında yer aldıkları için yüksek derecede güvenilirdir.
Yapılacak bir faktör analizi ile ifadelerin/önermelerin faktör yükleri bulunabilir,
öz değeri hesaplanır ve böylece ifadelerin analizde kullanılacak şekilde güvenilir
olup olmadığı belirlenebilir.
Faktör Yük Değeri; maddelerin faktörlerle olan ilişkisini açıklayan bir katsayıdır.
Maddelerin yer aldıkları faktördeki yük değerlerinin yüksek olması beklenir. Bir
faktörle yüksek düzeyde ilişki veren maddelerin oluşturduğu bir küme var ise
bu bulgu, o maddelerin birlikte bir kavramı-yapıyı-faktörü ölçtüğü anlamına
gelir (Küçük, 2014: 193).
123
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Tablo 2’de GSM operatörü tercih faktörlerinin faktör yükleri verilmektedir.
Tablo 2. Faktör Analizi Sonuçları
FİYAT
HİZMET KALİTESİ
Anket Soruları
Verilen hizmetler söz verildiği zamanda
yerine getirilir.
Verilen hizmetler ilk seferde doğru bir
şekilde yerine getirilir.
Hizmet
merkezlerinin
çalışanları
müşterilere sundukları hizmetleri hızlı bir
şekilde yerine getirir.
Hizmet
merkezinin
çalışanları
müşterilerinin sorunlarıyla yakından ve
samimi bir şekilde ilgilenir.
Hizmet
merkezinin
çalışanları
müşterilerine güven duygusu verir.
Hizmet merkezinin çalışanları ürün ve
hizmetler konusunda yeterli bilgi ve
donanıma sahiptir.
Hizmet
merkezinin
çalışanları
müşterilerine yardımcı olmak için her
zaman istekli ve gönüllüdür.
Hizmet
merkezinin
çalışanları
müşterileriyle tek tek ilgilenir.
Hizmet merkezinin çalışanları verdikleri
sözleri zamanında yerine getirir.
Hizmet
merkezinin
çalışanları
müşterilerine karşı her zaman saygı
çerçevesinde hizmet verir.
Sunulan tüm hizmet merkezleri modern
donanıma sahiptir.
Hizmet merkezleri müşterileri için uygun
çalışma saatlerine sahiptir.
Hizmetlerde meydana gelen değişiklikleri
müşterilerine zamanında bildirir.
Tüm hizmet merkezleri görsel açıdan
çekicidir.
Hizmet merkezinin çalışanları temiz ve iyi
görünümlüdür.
Müşterilerin çıkarları ön planda tutulur.
İnternet servis paket fiyatları uygundur.
Yurtdışında kullanım paket fiyatları
uygundur.
Yurtdışımı
arama
paket
fiyatları
uygundur.
Çağrı/SMS/MMS fiyatları uygundur.
Uygun tarife avantajlarına sahiptir.
Hat fiyatları uygundur.
Hizmet fiyatlarında meydana gelen
değişiklikleri müşterilerine zamanında
bildirir.
Faktör
Yükü
0,790
KMO
Barttlet’t
Test
Sig.
0,940
2759,520
0,000
0,857
1304,323
0,000
0,772
0,756
0,720
0,719
0,718
0,714
0,703
0,686
0,675
0,646
0,643
0,624
0,608
0,603
0,601
0,836
0,812
0,794
0,782
0,770
0,755
0,574
124
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
YAKIN ÇEVRE
KAPSAMA ALANI
REKLAM
Tablo 2 (Devam). Faktör Analizi Sonuçları
Bilgi verici ve aydınlatıcıdır.
Reklamlar tüm müşteri kitlesine hitap
edecek kadar zengindir.
Yaratıcı reklamlara sahiptir.
Açık ve anlaşılırdır.
Her kesime hitap etmektedir.
Etkileyici reklam tekliflerine sahiptir.
Reklam sayısı yeterlidir.
İnternet hizmeti hızlıdır.
Ses kalitesi iyidir.
3G hizmetinin ses ve görüntü kalitesi
iyidir.
Kesintisiz konuşma sağlamaktadır.
Geniş bir kapsama alanına sahiptir.
En son teknolojiyi takip eder ve bu
teknolojik yenilikleri hizmetlerine yansıtır.
Arkadaşlarım tarafından kullanılması
önemlidir.
Aile
ve
akrabalarım
tarafından
kullanılması önemlidir.
İş arkadaşlarım tarafından kullanılması
önemlidir.
0,808
0,799
0,799
0,787
0,756
0,698
0,673
0,852
0,832
0,813
0,868
1279,359
0,000
0,857
1301,998
0,000
0,725
670,685
0,000
0,807
0,793
0,777
0,932
0,896
0,885
Tablo 2’de tüm maddelerin faktör yüklerinin 0,50’nin üzerinde olduğu
görülmüştür.
Örneklemin büyüklüğü açısından faktör analizi için veri yapısının uygunluğunu
değerlendirmek amacıyla KMO değerlerine bakılmıştır. Bu değer, hizmet
kalitesi için 0.940, fiyat için 0.857, reklam için 0.868, kapsama alanı için 0.857
ve yakın çevre için 0.725 olarak bulunmuştur. Dolayısıyla, veri yapısının faktör
analizi yapabilmek için yeterli olduğu söylenebilir.

Önem Düzeyi Ortalamaları
Tablo 3’de GSM operatörü tercihinde önem düzeyi ortalamaları
gösterilmektedir.
Hizmet Kalitesi
Tablo 3: GSM Operatörü Tercihinde Önem Düzeyi Ortalamaları
Tercih Faktörleri
N
Min
Maks
Ortalama
Boyut Ort
Sunulan tüm hizmet
merkezleri modern donanıma
sahiptir.
Tüm hizmet merkezleri görsel
açıdan çekicidir.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları temiz ve iyi
görünümlüdür
381
1,00
5,00
3,2808
Standart
Sapma
1,16184
382
1,00
5,00
3,3691
1,17605
380
1,00
5,00
3,3947
1,17896
3,1627
125
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Fiyat
Tablo 3 (Devam): GSM Operatörü Tercihinde Önem Düzeyi Ortalamaları
Hizmet merkezlerinin
çalışanları verdikleri sözleri
zamanında yerine getirir.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları müşterilerinin
sorunlarıyla yakından ve
samimi bir şekilde ilgilenir
Verilen hizmetler ilk seferde
doğru bir şekilde yerine
getirilir
Verilen hizmetler söz verdiği
zamanda yerine getirilir.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları müşterilere
sundukları hizmetleri hızlı bir
şekilde yerine getirir.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları müşterilerine
güven duygusu verir.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları müşterilerine karşı
her zaman saygı çerçevesinde
hizmet verir.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları ürün ve hizmetler
konusunda yeterli bilgi ve
donanıma sahiptir.
Hizmetlerde meydana gelen
değişiklikleri müşterilerine
zamanında bildirir.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları müşterilerine
yardımcı olmak için her
zaman istekli ve gönüllüdür.
Hizmet merkezlerinin
çalışanları müşterileriyle tek
tek ilgilenir.
Hizmet merkezleri müşterileri
için uygun çalışma saatlerine
sahiptir.
Müşterilerinin çıkarlarını ön
planda tutulur.
Hizmet fiyatlarında meydana
gelen değişiklikleri
müşterilerine zamanında
bildirir.
Çağrı/SMS/MMS fiyatları
uygundur.
Hat fiyatları uygundur.
381
1,00
5,00
2,9764
1,28840
382
1,00
5,00
3,1257
1,22739
381
1,00
5,00
3,1076
1,23180
380
1,00
5,00
3,1553
1,18682
380
1,00
5,00
3,2368
1,17660
374
1,00
5,00
3,0588
1,16553
381
1,00
5,00
3,5197
1,18666
380
1,00
5,00
3,2526
1,14830
381
1,00
5,00
2,9816
1,24485
378
1,00
5,00
3,0291
1,13385
375
1,00
5,00
3,1360
1,18825
381
1,00
5,00
3,3097
1,18705
382
1,00
5,00
2,6754
1,27745
381
1,00
5,00
3,0289
1,34231
381
1,00
5,00
2,7297
380
1,00
5,00
2,4316
126
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
2,7001
1,46283
1,38330
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Yakın Çevre
Kapsama Alanı
Reklam
Tablo 3 (Devam): GSM Operatörü Tercihinde Önem Düzeyi Ortalamaları

Uygun tarife avantajlarına
sahiptir.
İnternet servis paket fiyatları
uygundur
Yurtdışında kullanım paket
fiyatları uygundur
Yurtdışını arama paket
fiyatları uygundur
Etkileyici reklam tekliflerine
sahiptir
Reklam sayısı yeterlidir.
Yaratıcı reklamlara sahiptir.
Bilgi verici ve aydınlatıcıdır.
Açık ve anlaşılırdır.
Her kesime hitap etmektedir.
Reklamlar tüm müşteri
kitlesine hitap edecek kadar
zengindir.
Geniş bir kapsama alanına
sahiptir.
En son teknolojiyi takip eder
ve bu teknolojik yenilikleri
hizmetlerine yansıtır.
378
1,00
5,00
2,9841
1,37417
382
1,00
5,00
2,7461
1,39023
363
1,00
5,00
2,4848
1,32826
364
1,00
5,00
2,4451
1,34216
382
1,00
5,00
3,4738
1,22446
382
379
382
382
381
382
1,00
1,00
1,00
1,00
1,00
1,00
5,00
5,00
5,00
5,00
5,00
5,00
3,4843
3,3984
3,2618
3,3717
3,3963
3,2513
382
1,00
5,00
3,1754
1,33718
382
1,00
5,00
3,2618
1,19911
Kesintisiz konuşma
sağlamaktadır.
Ses kalitesi iyidir.
İnternet hizmeti hızlıdır.
3G Hizmetinin ses ve görüntü
kalitesi iyidir.
Aile ve akrabalarım
tarafından kullanılması
önemlidir.
Arkadaşlarım tarafından
kullanılması önemlidir.
İş arkadaşlarım tarafından
kullanılması önemlidir.
378
1,00
5,00
2,9868
381
380
382
1,00
1,00
1,00
5,00
5,00
5,00
3,2231
3,1026
3,0550
1,27531
1,35806
1,32990
382
1,00
5,00
3,4293
1,32965
382
1,00
5,00
3,4634
3,3758
3,1342
1,22892
1,20497
1,17924
1,24358
1,20869
1,25687
1,32406
1,23487
3,4049
382
1,00
5,00
3,3220
1,28732
Frekans Analizi
Tablo 5.4’de ankete katılanların cinsiyete göre dağılımı verilmiştir. Ankete 223
kadın, 159 erkek olmak üzere toplam 382 kişi katılmıştır ve ankete katılanların
%58.4’ü kadın, %41.6’sı erkektir.
Tablo 4. Ankete Katılanların Cinsiyete Göre Dağılımı
Kadın
Erkek
Toplam
Frekans
223
159
382
Yüzde
58.4
41.6
100
127
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Tablo 5’de ankete katılanların GSM operatörü tercihleri yer almaktadır. Buna
göre ankete katılanlar arasında en çok tercih edilen GSM operatörü Avea (144)
olduğu görülmektedir. Vodafone (143) ise bu orana çok yakın olmak üzere
ikinci sırada yer almaktadır. Turkcell (95) üçüncü olarak tercih edilen GSM
operatörü olmuştur. Yüzde olarak bakıldığında ise, ankete katılanların %37.7’si
Avea’yı, %37.4’ü Vodafone’u ve %24.9’u Turkcell’i tercih etmiştir.
Tablo 5. Ankete Katılanların GSM Operatörü Tercihinin Dağılımı
Turkcell
Avea
Vodadone
Toplam
Frekans
95
144
143
382
Yüzde
24.9
37.7
37.4
100
Tablo 6’da ise ankete katılanların hat türü tercihlerinin dağılımı yer almaktadır.
Buna göre, ankete katılanların %25.7’si faturalı hat tercih ederken, %74.3’ü
faturasız hat tercih ettiği görülmektedir.
Tablo 6. Ankete Katılanların Hat Türü Tercihinin Dağılımı
Faturalı
Faturasız
Toplam

Frekans
98
284
382
Yüzde
25.7
74.3
100
Korelasyon Analizi
Korelasyon analizi, iki değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi veya bir değişkenin
iki veya daha çok değişken ile olan ilişkisini test etmek, varsa bu ilişkinin
derecesini ölçmek için kullanılan istatistiksel bir yöntemdir. Korelasyon analizi
sonucunda, doğrusal ilişki olup olmadığı, ve varsa bu ilişkinin derecesi
korelasyon katsayısı ile hesaplanır. Korelasyon katsayısı -1 ile +1 arasında değer
almaktadır (Kalaycı,2010:115).
İki değişken arasında Pearson korelasyon katsayısı aşağıdaki gibi yorumlanabilir
(Kalaycı, 2010: 116).
R
0,00-0,25
0,26-0,49
0,50-0,69
0,70-0,89
0,90-1,00
İlişki
Çok zayıf
Zayıf
Orta
Yüksek
Çok yüksek
Tablo 7’de GSM operatörü tercihine etki eden faktörler ile kullanılan GSM
operatörü, kullanılan hattın faturalı/faturasız olması ve cinsiyet arasındaki
Pearson korelasyon katsayıları gösterilmektedir.
128
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Tablo 7. Korelasyon Analizi Sonuçları
GSM OPERATÖRÜ
TERCİHİNE ETKİ
EDEN FAKTÖRLER
R
GSM
OPERATÖRÜ
-0,074
(0,148)
FATURALI/
FATURASIZ HAT
CİNSİYET
-0,023
(0,649)
-0,070
(0,174)
Not: Parantez içindeki rakamlar olasılık değerini göstermektedir.
Tablo 7’deki korelasyon analizi sonuçları incelendiğinde, GSM operatörü
tercihine etki eden faktörler ile kullanılan GSM operatörü, hattın
faturalı/faturasız olması ve cinsiyet arasında negatif ve çok zayıf bir ilişki olduğu
görülmektedir. Ayrıca, bu ilişkinin anlamlı olmadığı da görülmektedir.

Regresyon Analizi
Tablo 8’de GSM operatörünü tercihine etki eden faktörlerin kullanılan GSM
operatörü üzerindeki etkisini araştırmak için uygulanan regresyon analizi
sonuçları yer almaktadır.
Tablo 8. GSM Operatörü Tercihine Etki Eden Faktörlerin GSM Operatörü Tercihine
Etkisine Yönelik Regresyon Analizi Sonucu
Model
R
R2
Düzeltilmiş
R2
1
0,230a
0,053
0,040
Change Statistics
Tahminin
Standart
R2
F
Hatası
Değişimi Change df1
df2
0,76445
0,053
4,190
5
376
Sig. F
Change
0,001
Tablo 8’deki sonuca göre, bağımsız değişkenin bağımlı değişkene etkisi
R=0,230’dur. Belirlilik katsayısı (0,053) oldukça düşük çıkmıştır. Katsayıların
topluca anlamlılığını gösteren F testinin olasılık değeri 0,001 olarak
bulunmuştur. Dolayısıyla, modelin tümüyle istatistiksel olarak anlamlı olduğu
sonucuna ulaşılabilir.
Tablo 9’da GSM operatörünü tercihine etki eden faktörlerin kullanılan hat türü
(faturalı/faturasız) üzerindeki etkisini araştırmak için uygulanan regresyon
analizi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 9. GSM Operatörü Tercihine Etki Eden Faktörlerin Kullanılan Hat Türü
(Faturalı/Faturasız) Tercihine İlişkin Regresyon Analizi Sonucu
Model
1
R
R2
,096a ,009
Düzeltilmiş
R2
Tahminin
Standart
Hatası
-,004
,43818
Change Statistics
R2
F
Değişimi Change df1
,009
,694
5
df2
Sig. F
Change
376
,628
Tablo 9’daki regresyon sonuçları incelendiğinde, F testi sonucunda katsayıların
topluca anlamsız olduğu görülmüş ve dolayısıyla modelin istatistiksel olarak
anlamlı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
129
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Tablo 10’da GSM operatörünü tercihine etki eden faktörler ile cinsiyet
etkileşimine yönelik regresyon analizi sonuçları yer almaktadır.
Tablo 10. GSM Operatörü Tercihine Etki Eden Faktörler ile Cinsiyet Etkileşimine Yönelik
Regresyon Analizi Sonucu
Model
1
Düzeltilmiş
R2
R2
R
,144a
,021
,008
Change Statistics
Tahminin
Standart
Hatası
R2
Değişimi
,49167
,021
F
Change
df1
1,592
df2
5
Sig. F
Change
376
,161
Tablo 10 incelendiğinde ise, F testinin istatistiksel olarak anlamsız olduğu
(olasılık değeri 0,161) ve bu nedenle modelin istatistiksel olarak anlamlı
olmadığı görülmektedir.

GSM Operatörü Tercih Nedenleri – Operatör Türü İlişkisi
Varyans analizi iki ya da daha fazla ortalama arasında fark olup olmadığı ile ilgili
hipotezi test etmek için kullanılmaktadır. Varyans analizi 1. tip hata oranını
yükseltmeden ikiden fazla ortalamanın karşılaştırılmasında kullanılan bir testtir
(Kalaycı,2010:131).
Post-hoc istatistiği gruplara arasındaki farklılığın hangi gruptan kaynaklandığını
belirlemektedir. Post-hoc’lara ait istatistik türlerinin seçiminde, gruplararası
varyansın eşit olup olmama özelliği önem taşımaktadır.
Varyansların eşit olması durumunda kullanılacak post-hoc istatistikleri “çoklu
karşılaştırma testleri” ve “çoklu aralık testleri” olmak üzere iki yöntemle ele
alınmaktadır. Varyansların eşit olması durumunda kullanılan çoklu karşılaştırma
testleri ise LSD (Least Significant Difference), Sidak, Bonferroni, Tukey,
Hochberg’s GT2, Gabriel ve Scheffe testleridir (Kayri,2009).
Tablo 11’de GSM operatörü tercih nedenleri için varyansların homojenliği testi
yer almaktadır. Tablo 4.9 incelendiğinde, Levene istatistiğinin olasılık değerinin
hizmet kalitesi için 0,052; fiyat için 0,429; reklam için 0,235; kapsama alanı için
0,054 ve yakın çevre için 0,703 olduğu görülmektedir. Bu değerler 0.05 önem
düzeyinden büyüktür. Bu nedenle varyansların homojen olduğu söylenebilir.
Tablo 11. Varyansların Homojenliği Testi
GSM Operatörü Tercih
Nedenleri
Hizmet Kalitesi
Fiyat
Reklam
Kapsama Alanı
Yakın Çevre
Levene istatistiği
Olasılık
2,984
0,848
1,453
2,972
0,353
0,052
0,429
0,235
0,054
0,703
H1: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi GSM operatörü türü
bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir.
130
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Tablo 12’da varyans analizi (ANOVA) sonuçları gösterilmektedir. Burada F
istatistiğinin olasılık değeri; hizmet kalitesi için 0,030, fiyat için 0,018 ve
kapsama alanı için 0,000 olarak bulunmuştur. Bu değerler 0.05 önem
seviyesinden küçük olduğundan dolayı hizmet kalitesi, fiyat ve kapsama alanı
bakımından gruplar (GSM operatörü kullanıcıları-Turkcell, Avea ve Vodafone)
arasında anlamlı bir farklılık vardır.
Bununla birlikte, reklam ve yakın çevre için olasılık değerleri, sırasıyla, 0,982 ve
0,195 olarak bulunmuştur. Bu değerler 0.05 önem düzeyinden büyüktür.
Dolayısıyla, reklam ve yakın çevre için Turkcell, Avea ve Vodafone operatör
kullanıcıları arasında anlamlı bir farklılık yoktur.
Bu veriler ışığında H1 hipotezi kabul edilmiştir.
Tablo 12. Varyans Analiz Tablosu (ANOVA)
Hizmet Kalitesi
Fiyat
Reklam
Kapsama Alanı
Yakın Çevre
Kareler
toplamı
4,587
8,702
0,032
21,465
4,410
Ortalama Kare
F
Olasılık
2,293
4,351
0,016
10,733
2,205
3,535
4,052
0,018
10,047
1,642
0,030
0,018
0,982
0,000
0,195
Tablo 13’de yer alan hizmet kalitesi için çoklu karşılaştırma tablosundaki
ortalama farkları (mean difference) sütununa bakıldığında, Turkcell ile
Vodafone’un ortalamaları arasında 0.05 önem düzeyinde anlamlı bir fark
olduğu görülmektedir. Turkcell operatörü kullanıcıları Vodafone operatörü
kullanıcılarına göre hizmet kalitesi daha önemlidir. Aralarındaki fark 0,27686’dır
ve anlamlılık düzeyi (0,026) 0.05 önem seviyesinin altındadır. Hizmet kalitesi
bakımından Vodafone ve Avea ile Turkcell ve Avea arasında anlamlı bir fark
bulunmamaktadır.
Tablo 13. Hizmet Kalitesi İçin Çoklu Karşılaştırma Tablosu
(I)
Kullandığınız
GSM
operatörü
Turkcell
(J)
Mean
Kullandığınız
Difference
GSM
(I-J)
operatörü
Tukey
Avea
0,11780
HSD
Vodafone
0,27686*
Avea
Turkcell
-0,11780
Vodafone
0,15906
Vodafone
Turkcell
-0,27686*
Avea
-0,15906
*. The mean difference is significant at the 0.05 level.
Std.
Error
Sig.
0,10647
0,10661
0,10647
0,09509
0,10661
0,09509
0,511
0,026
0,511
0,217
0,026
0,217
95% Confidence
Interval
Lower
Upper
Bound
Bound
-0,1327
0,3683
0,0260
0,5277
-0,3683
0,1327
-0,0647
0,3828
-0,5277
-0,0260
-0,3828
0,0647
Varyans analizi sonucunda gruplar arasında fark yoksa işlemler sona erer.
Ancak gruplar arasında fark varsa faklılığın hangi grup yada gruplardan
kaynaklandığı (ya da farklılığın hangi gruplar arasında olduğu) değişik
yöntemlerle araştırılabilir. Bu yöntemlere post-hoc testleri denir. Bu yöntemler
131
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
arasında en çok kullanılanları en küçük fark yöntemi, Duncan yöntemi ve Tukey
HSD yöntemi, Dunnett yöntemi, Student-Newman-Keuls yöntemidir (Alpar,
2010:183).
Bu bilgiler ışığında Tablo 4.14’de yer alan fiyat için çoklu karşılaştırma tablosu
incelendiğinde, Turkcell ile Avea’nın ortalamaları arasında 0.05 önem
düzeyinde anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Avea operatörü kullanıcıları
Turkcell operatörü kullanıcılarına göre fiyat bakımından daha önemlidir.
Aralarındaki fark 0,37707’dir ve anlamlılık düzeyi (0,017) 0.05 önem seviyesinin
altındadır. Fiyat bakımından Vodafone ve Avea ile Turkcell ve Vodafone
arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır.
Tablo 14. Fiyat İçin Çoklu Karşılaştırma Tablosu
Tukey HSD
(I)
Kullandığınız
GSM
operatörü
Turkcell
(J) Kullandığınız
GSM operatörü
Mean
Difference (I-J)
Avea
-0,37707*
Vodafone
-0,14779
Avea
Turkcell
0,37707*
Vodafone
0,22928
Vodafone
Turkcell
0,14779
Avea
-0,22928
*. The mean difference is significant at the 0.05 level.
Std.
Error
Sig.
0,13697
0,13716
0,13697
0,12234
0,13716
0,12234
0,017
0,529
0,017
0,148
0,529
0,148
95% Confidence
Interval
Lower
Upper
Bound
Bound
-0,6994
-0,0548
-0,4705
0,1750
0,0548
0,6994
-0,0586
0,5171
-0,1750
0,4705
-0,5171
0,0586
Tablo 4.15’de yer alan kapsama alanı için çoklu karşılaştırma tablosuna göre,
Turkcell ile Avea ve Vodafone’un ortalamaları arasında 0.05 önem düzeyinde
anlamlı bir fark olduğu görülmektedir. Kapsama alanı bakımından Turkcell’in
ortalaması Avea ve Vodafone’a göre daha yüksektir.
Tablo 15. Kapsama Alanı İçin Çoklu Karşılaştırma Tablosu
(I)
Kullandığınız
GSM
operatörü
Turkcell
(J)
Mean
Kullandığınız
Difference
GSM
(I-J)
operatörü
Tukey
Avea
0,61212*
HSD
Vodafone
0,38313*
Avea
Turkcell
-0,61212*
Vodafone
-0,22900
Vodafone
Turkcell
-0,38313*
Avea
0,22900
Tamhane
Turkcell
Avea
0,61212*
Vodafone
0,38313*
Avea
Turkcell
-0,61212*
Vodafone
-0,22900
Vodafone
Turkcell
-0,38313*
Avea
0,22900
*. The mean difference is significant at the 0.05 level.
Std.
Error
Sig.
0,13661
0,13680
0,13661
0,12202
0,13680
0,12202
0,13765
0,13009
0,13765
0,12366
0,13009
0,12366
0,000
0,015
0,000
0,147
0,015
0,147
0,000
0,011
0,000
0,183
0,011
0,183
132
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
95% Confidence
Interval
Lower
Upper
Bound
Bound
0,2907
0,9336
0,0612
0,7050
-0,9336 -0,2907
-0,5161
0,0581
-0,7050 -0,0612
-0,0581
0,5161
0,2809
0,9433
0,0699
0,6964
-0,9433 -0,2809
-0,5260
0,0680
-0,6964 -0,0699
-0,0680
0,5260
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA

GSM Operatörü Tercih Nedenleri – Faturalı/Faturasız Hat İlişkisi
Bu bölümde hipotez aşağıdaki gibi oluşturulmuştur.
H2: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi hattın Faturalı/Faturasız
olması bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir.
Tablo 14’de GSM operatörü tercih nedenleri ile faturalı/faturasız hat tercihi
ilişkisi için uygulanan bağımsız iki örnek t testi sonuçları yer almaktadır. Tablo
14’deki analiz sonuçlarına göre, hizmet kalitesi için faturalı hat kullanan 98
katılımcının ortalaması 3,2036 ve faturasız hat kullanan 284 katılımcının
ortalaması 3,1485’dir. t testi için olasılık değeri 0,563’dür ve 0,05 anlamlılık
düzeyinden büyüktür. Bu nedenle H0 hipotezi reddedilememektedir.
Dolayısıyla, katılanların hizmet kalitesi algıları faturalı ve faturasız hatlara göre
anlamlı bir farka sahip değildir.
Fiyat için faturalı hat kullananların ortalaması 2,6633 ve faturasız hat
kullananların ortalaması 2,7128’dir. t testi sonuçları incelendiğinde ise olasılık
değerinin 0,686 olduğu ve bu değerin 0.05 anlamlılık düzeyinden yüksek
olduğu görülmektedir. Dolayısıyla sıfır hipotezi reddedilememektedir.
Katılanların fiyat düzeyi algıları hattın faturalı/faturasız olmasına göre anlamlı
bir farklılık göstermemektedir. Benzer şekilde, katılımcıların reklam, kapsama
alanı ve yakın çevre algıları hattın faturalı veya faturasız olmasına göre anlamlı
bir farklılık göstermemektedir. Tüm bu veriler ışığında, H2 hipotezi
reddedilmiştir.
Tablo 16. GSM Operatörü Tercih Nedenleri ile Faturalı/Faturasız Hat Tercihi İçin
Uygulanan Bağımsız Örnek t Testi Sonuçları
Telefon hattı
Hizmet
Kalitesi
Fiyat
Reklam
Kapsama
Alanı
Yakın
Çevre

Faturalı
Faturasız
Faturalı
Faturasız
Faturalı
Faturasız
Faturalı
Faturasız
Faturalı
Faturasız
N
98
284
98
284
98
284
98
284
98
284
Ortalama
3,2036
3,1485
2,6633
2,7128
3,4708
3,3431
3,1105
3,1424
3,4558
3,3873
Levene’s Test
F
Sig.
0,002
0,965
0,579
t testi
Sig.
0,563
Ortl Fark
0,05504
t
3,534
0,061
-0,405
0,686
-0,04958
1,984
0,16
1,178
0,240
0,12779
0,032
0,857
-0,257
0,797
-0,03189
2,302
0,130
0,503
0,615
0,06846
GSM Operatörü Tercih Nedenleri – Cinsiyet İlişkisi
GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyinin ankete katılan müşterilerin
cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini analiz etmek
133
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
amacıyla bağımsız iki örnek t testi uygulanmıştır. Hipotez aşağıdaki şekilde
oluşturulmuştur.
H3: GSM operatörü tercih nedenlerinin etki düzeyi müşterilerin cinsiyeti
bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılığa sahiptir.
Tablo 17. GSM Operatörü Tercih Nedenleri ile Cinsiyet İçin Uygulanan Bağımsız Örnek t
Testi Sonuçları
Telefon hattı
Hizmet Kalitesi
Fiyat
Reklam
Kapsama Alanı
Yakın Çevre
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
N
223
159
223
159
223
159
223
159
223
159
Ortalama
3,1711
3,1508
2,7459
2,6360
3,4646
3,2514
3,1877
3,0592
3,4215
3,3816
Levene’s Test
F
Sig.
0,059 0,808
T
0,242
t testi
Sig.
Ortalama Fark
0,809 0,02037
0,576
0,448
1,014
0,311
0,10990
2,203
0,139
2,228
0,026
0,21313
0,390
0,533
1,171
0,242
0,12852
0,340
0,560
0,331
0,740
0,03997
Tablo 17’de GSM operatörü tercih nedenleri ile cinsiyet arasındaki ilişki için
uygulanan bağımsız iki örnek t testi sonuçları yer almaktadır. Tablo 4.15’deki
analiz sonuçlarına göre, hizmet kalitesi için 223 kadın katılımcının ortalaması
3,1711 ve 159 erkek katılımcının ortalaması 3,1508’dir. t testi sonuçlarına göre
olasılık değeri 0,809 olarak bulunmuştur. Bu değer 0,05 anlamlılık düzeyinden
büyük olduğu için sıfır hipotezi reddedilememektedir. Dolayısıyla, hizmet
kalitesi algıları cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir.
Fiyat için t test istatistiğinin olasılık değeri 0,311 olduğundan sıfır hipotezi
reddedilememektedir. Bu nedenle katılanların fiyat ile ilgili algıları
cinsiyetlerine göre bir farklılık göstermemektedir.
Reklam için 223 kadın katılımcının ortalaması 3,4646 ve 159 erkek katılımcının
ortalaması 3,2514’dür. Diğer bir deyişle, kadınlar reklamların GSM operatörü
seçiminde erkeklere göre daha etkili olduğunu düşünmektedir. Grupların
ortalamaları arasında önemli bir fark olduğu gözlenmektedir. t test istatistiğinin
olasılık değeri 0,026<0.05 olduğundan sıfır hipotezi reddedilmektedir.
Dolayısıyla katılımcıların reklam ile ilgili algıları cinsiyetlerine göre anlamlı bir
farklılık göstermektedir.
Kapsama alanı için kadınların ortalaması 3,1977 ve erkeklerin ortalaması
3,0592’dir. t testi sonuçlarına göre ise olasılık değeri 0,242 olarak bulunmuştur.
Bu değer 0,05 anlamlılık düzeyinden büyük olduğu için sıfır hipotezi
reddedilememektedir. Dolayısıyla, müşterilerin kapsama alanı ile ilgili algıları
cinsiyetlerine göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir.
134
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Son olarak, ankete katılan müşterilerin akraba ve yakın çevre algılarının
cinsiyetleri bakımından anlamlı bir farklılığa sahip olup olmadığını araştırmak
için gerçekleştirilen bağımsız iki örnek t testi sonucunda olasılık değeri (0,740)
0,05 anlamlılık düzeyinden yüksek olduğundan sıfır hipotezinin
reddedilemediği ve bu nedenle iki grup ortalaması arasında anlamlı bir farklılık
olmadığı görülmektedir.
Bu veriler ışığında H3 hipotezi kabul edilmiştir.

Ki-Kare Analizi
Ki Kare testi, bir veri kümesinin alternatifler arasında dağılımının uygun olup
olmadığı veya olaylar arasında bağımsızlığın olup olmadığının test edilmesinde
kullanılan bir testtir (Küçük,2014:197).
Ki Kare bağımsızlık testinin esası, olaylar veya değişkenler arasında hiçbir
ilişkinin olmadığını varsayarak, bu varsayımın doğruluk derecesini araştırır.
Bağımsızlık testinde gözlenen frekanslar r x c boyutlu bir tablo olarak
düzenlenmektedir(Küçük,2014:199).
Tablo 18’da cinsiyet ile kullanılan GSM operatörü arasındaki ilişkiyi araştırmaya
yönelik olarak uygulanan çapraz tablo sonucu ve Tablo 17’de Ki-Kare analizi
sonucu yer almaktadır.
Tablo 18. Cinsiyet ile Kullanılan GSM Operatörü Arasındaki İlişkiye Yönelik Çapraz Tablo Sonucu
Kullandığınız GSM operatörü
Turkcell
Cinsiyet Kadın Count
Vodafone Total
95
% within cinsiyetiniz
21,1%
42,6%
36,3% 100,0%
% within Kullandığınız GSM operatörü
49,5%
66,0%
56,6% 58,4%
48
49
% within cinsiyetiniz
30,2%
30,8%
39,0% 100,0%
% within Kullandığınız GSM operatörü
50,5%
34,0%
43,4% 41,6%
95
144
24,9%
37,7%
37,4% 100,0%
% within Kullandığınız GSM operatörü 100,0% 100,0%
100,0% 100,0%
Erkek Count
Total
Avea
47
Count
% within cinsiyetiniz
81
62
143
223
159
382
Tablo 18 incelendiğinde, ankete katılan müşterilerden kadınların %21,1’i
Turkcell’i, %42,6’sı Avea’yı ve %36,3’ü Vodafone’u tercih etmiştir. Erkeklerin
%30,2’si Turkcell’i, %30,8’i Avea’yı ve %39’u Vodafone’u tercih etmiştir. Bu
sonuçlara göre, kadınlar en çok Avea operatörünü tercih ederken, erkekler
Vodafone operatörünü tercih etmiştir.
135
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Turkcell operatörünü kullananların %49,5’i kadın, %50,5’i erkek; Avea
operatörünü kullananların %66’sı kadın, %34’ü erkek; Vodafone operatörünü
kullananların %56,6’sı kadın ve %43,4’ü erkektir.
Tablo 19. Cinsiyet ile Kullanılan GSM Operatörü Arasındaki İlişkiye Yönelik Ki-Kare Analizi Sonucu
Value
Df
Asymp. Sig. (2-sided)
6,695a
2
,035
6,724
2
,035
Linear-by-Linear Association
,633
1
,426
N of Valid Cases
382
Pearson Chi-Square
Likelihood Ratio
Tablo 19’a göre, Pearson Chi-Square değeri 6,695 olarak bulunmuştur. 0.05
anlamlılık düzeyinde 2 serbestlik dereceli χ2 tablo değeri 5,99’dur. 6,695>5,99
olduğu için H0 hipotezi reddedilir. Dolayısıyla, cinsiyet ile GSM operatörü tercihi
arasında istatistiki olarak anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
V. TARTIŞMA
Gülmez (2005), üniversite öğrencilerinin cep telefonu kullanımı ve satın alma
davranışlarını etkileyen unsurların belirlendiği ve üniversite öğrencilerinin
hangi GSM operatörünü ve bu GSM operatörlerini niçin seçtiklerini tespit
etmeye yönelik çalışmasında, iletişimin rahat olması, çevrenin bu operatörü
kullanması, ekonomik olması ve reklamlara ağırlık verilmesi unsurlarının GSM
operatörü seçiminde etkili olduğu sonucuna ulaşmışlardır.
Kızgın (2008), Muğla Üniversitesinde öğrenim görmekte olan öğrencilere
yönelik yaptığı çalışmasında GSM operatörü tercihini etkileyen faktörleri ortaya
koymuştur. Bunu gerçekleştirmek için, üniversite öğrencilerinin yaş, cinsiyet,
gelir, kullanılan GSM operatörü sayısı, kullanılan GSM operatörü türü
(faturalı/faturasız), günlük ve aylık ortalama konuşma süresi gibi demografik,
sosyoekonomik ve GSM operatörlerinin kullanımına ilişkin sorulardan oluşan
bir anket hazırlamıştır. 17408 öğrencinin bulunduğu fakültede, %1 haya payıyla
641 kişiden oluşan bir örneklemin yeterli olduğu bulunmuştur. Ancak
güvenilirliği arttırmak için anket 800 kişiye uygulanmıştır. Ancak sorulara
yanıltıcı cevap veren veya bazı soruları boş bırakan anketler değerlendirilmemiş
ve sonuçta toplam 725 anket formu dikkate alınmıştır. Çalışmada GSM
operatörü tercihlerinin konumlandırması için diskriminant analizinden, isimsel
ölçekli değişkenlere ilişkin çarpraz tabloların yorumlanması için ise ki-kare
analizinden yararlanılmıştır. Analiz sonucunda hizmet kalitesi, kapsama alanı,
sunulan ek hizmetler açısından Turkcell’in Vodafone ve Avea’ya göre daha
üstün olduğu görülmüştür. Tarife uygunluğu açısından ise Avea, Turkcell ve
Vodafone’a göre daha üstündür. Yakın çevrenin ise GSM operatörü tercihinde
etkili olmadığı bulunmuştur.
136
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Dündar ve Ecer (2008), Afyon Kocatepe Üniversite İİBF’de öğrenim görmekte
olan üniversite öğrencilerinin GSM operatörü tercihlerini belirlemeye yönelik
yaptıkları çalışmalarında analitik hiyerarşi süreci yönteminden
yararlanmışlardır. Bu amaçla çalışmada fiyat, kapsama alanı, hizmet kalitesi,
hat ücreti, yakın çevre GSM operatörü tercihini etkileyen faktörler olarak
dikkate alınmıştır. Anket 2128 kişiye uygulanmıştır. Analiz sonucunda, karar
kriterlerinin önem düzeyine göre sırasıyla fiyat, kapsama alanı, yakın çevre,
hizmet kalitesi ve hat ücreti olduğu belirlenmiştir. Kapsama alanı, hizmet
kalitesi ve yakın çevre bakımından Turkcell, Avea ve Vodafone göre daha çok
tercih edilmektedir. Fiyat ve hat ücreti açısından ise Vodafone, Turkcell ve
Avea’ya göre daha üstündür. Avea ise kapsama alanı bakımından oldukça
düşük bir değere sahiptir.
Beyaz (2013), Tokat ilinde 386 GSM operatörü kullanıcısı üzerinde
gerçekleştirdiği anket ile kullanıcıların GSM operatöründen bekledikleri hizmet
kalitesini araştırmıştır. Çalışmada ilk olarak frekans analizi ve güvenilirlik analizi
yapılmıştır. Daha sonra algılanan değer ve hizmet kalitesinin demografik
özeliklere göre analizi için ANOVA e T testlerinden yararlanılmıştır. Yaş, meslek,
cinsiyet, gelir, eğitim seviyesi, kapsama alanı, fiyat, hizmet kalitesi, yakın çevre,
sunulan hizmetin çeşitliliği, reklam, çevrenin tavsiyesi kullanılan GSM
operatörü tercihini etkileyen faktörler olarak ele alınmıştır. Analiz sonucunda
tüm GSM operatörleri için tüketicilerin algıladıkları hizmet kalitesi negatif
çıkmıştır. Diğer bir ifadeyle tüketiciler kullandıkları GSM operatöründen
bekledikleri hizmeti alamamaktadırlar. Cinsiyet, meslek, eğitim, gelir GSM
operatörü tercihi üzerinde etkili değildir.
Haque, Rahman ve Rahman (2010) Bangladeş’te tüketicilerin GSM operatörü
tercihini etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla gerçekleştirdikleri
çalışmalarında cinsiyet, yaş gibi demografik özellikler ve fiyat, hizmet kalitesi,
ürün kalitesi, reklam gibi faktörleri dikkate almışlardır. Ele alınan faktörlerin
GSM operatörü tercihinde anlamlı bir etkiye sahip olduklarını ortaya
koymuşlardır.
Rahman, Haque ve Ahmad (2010), Malezya’da tüketiciler üzerine
gerçekleştirdikleri çalışmalarında yaş, gelir, eğitim, cinsiyet gibi demografik
özelliklerin, hizmet kalitesinin, hizmet kullanılabilirliğinin ve reklamın cep
telefonu operatörü seçiminde etkili olan faktörler olarak tespit edilmiştir.
Hasan, Yeasmin ve Dey (2013), tüketicilerin cep telefonu operatörü seçimini
etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla Bangladeşli tüketiciler üzerinde
gerçekleştirdikleri anket sonucunda, fiyat, kapsama alanının, daha hızlı internet
hizmetinin ve kampanya paketlerinin tüketicilerin cep telefonu operatörü
seçimini etkileyen temel özellikler olduğunu bulmuşlardır.
137
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Okeke (2014) Nijerya’da tüketicilerin GSM operatörü seçiminde etkili olan
faktörleri belirlediği çalışmasında en önemli faktörlerin kapsamsa alanı, ağ
kalitesi, fiyat ve hizmet kalitesi olarak belirlemiştir. Bununla birlikte, reklamın
GSM operatörü seçimi üzerinde büyük bir etkiye sahip olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
Sonuçlar çalışmamızla doğru orantılıdır.
VI. SONUÇ VE ÖNERİLER
Telekomünikasyon sektörü içinde en büyük paya sahip olan GSM sektörü,
yaşanan teknolojik gelişmeler ile birlikte büyük bir atılım gerçekleştirmiştir.
Gelişen teknoloji sayesinde, bu sektörde mevcut olan ürün çeşitliliği de
artmıştır. Bu durum, aynı zamanda sektörde rekabetin de yoğunlaşmasına
neden olmuştur. Artan rekabet ortamında GSM operatörü şirketleri
müşterilerine daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmek, müşterileri kendilerine
çekebilmek ve böylece sektördeki paylarını arttırabilmek amacıyla çeşitli
kampanyalar düzenlemektedir. Tüketiciler ise, bu ürün çeşitliliğinin ve
rekabetin yaşandığı ortamda, kendilerine en yüksek faydayı sağlayacak GSM
operatörünü tercih etmeye çalışmaktadır.
Yapılan analizler incelendiğinde, en fazla AVEA GSM operatörünün tercih
edildiği, bunu VODAFONE ve TURKCELL’in izlediği görülmektedir. Bu sonuç
yüzdelik olarak ifade edildiğinde, ankete katılanların %37.7’si Avea’yı, %37.4’ü
Vodafone’u ve %24.9’u Turkcell’i tercih ettiği söylenebilir. Ankete katılanların
%25.7’si faturalı hat kullanmayı, %74.3’ü faturasız hat kullanmayı tercih
etmiştir.
Gerçekleştirilen çapraz tablo ve ki-kare analizleri sonucunda, cinsiyet ile GSM
operatörü tercihi arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Buna göre, kadınların en çok Avea operatörünü ve erkeklerin ise
Vodafone operatörünü tercih ettiği söylenebilir. Benzer şekilde, cinsiyet ile
telefon hattı seçimi arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Faturalı hat
kullananların %49’u kadın ve %51’i erkek; faturasız hat kullananların %61,6’sı
kadın ve %38,4’ü erkektir. Faturalı hat kullanan müşteriler en çok Avea
operatörünü tercih ederken, faturasız hat kullanan müşteriler Vodafone
operatörünü tercih ettiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla, kullanılan GSM operatörü
ile bu operatöre ait telefon hattı arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
Analiz sonuçlarına bakıldığında, hizmet kalitesi, fiyat ve kapsama alanı
bakımından GSM operatörü kullanıcı grupları arasında anlamlı bir farklılık
olduğu, bununla birlikte reklam ve yakın çevre açısından GSM operatörü
kullanıcıları arasında bir fark olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Analiz sonuçlarına
göre hizmet kalitesi, fiyat, reklam, kapsama alanı ve yakın çevre faktörlerinin
138
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
faturalı/faturasız hat bakımından anlamlı bir farklılık göstermediği; bu
faktörlerden sadece müşterilerin reklam algılarının cinsiyete göre anlamlı bir
farklılık gösterdiği bulunmuştur.
GSM operatörü firmalar müşterilerine sağladıkları hizmet kalitesini arttırarak
daha fazla müşteri tatmini sağlayabilir. Aynı zamanda, kişinin yakın çevresi ile
daha fazla ve daha ucuza konuşmasını sağlayacak kampanyalar
düzenleyebilirler. Daha etkin bir reklam kampanyası uygulayarak tüketicilerin
algılarını değiştirebilirler. Böylece, GSM operatörü firmaları pazardaki paylarını
arttırabilirler.
Tüketiciler kendilerine en yüksek faydayı sağlayacak GSM operatörünü tercih
etmeye çalışmaktadırlar. Bu kapsamda GSM operatörü firmalarının
uyguladıkları kampanyaları en etkin şekilde değerlendirmeleri gerekmektedir.
Bu kapsamda tüketiciler GSM operatörü tercihinde bulunurlarken kapsama
alanı, fiyat gibi faktörleri göz önünde bulundurmalıdırlar. Ayrıca, firmalar
tarafından sağlanan hizmet kalitesinin de kapsamlı bir şekilde
değerlendirmeleri gerekmektedir.
Araştırmacılara yapılan öneriler ise şu şekildedir: Araştırma üniversite
öğrencileri üzerine yapılmıştır. Ancak, bu çalışma farklı tüketici gruplarına da
uygulanarak karşılaştırmalı bir analiz yapılabilir. Çalışmada gsm operatörü
tercihi, faturalı/faturasız hat, cinsiyet gibi faktörler ele alınmaktadır. Başka
faktörler de dikkate alınarak çalışma farklı açılardan ele alınabilir.
139
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
KAYNAKLAR
Haque, Ahasanul; Sabbir Rahman and Mahbubur Rahman; Factors Determinants the
Choice of Mobile Service Providers: Structural Equation Modelling Approach
on Bangledeshi Consumers, İşletme ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2010,
C.1, S. 3, s.17-34.
Anıl Değermen (2004); Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakatinin Sağlanması ve GSM
Sektöründe Bir Uygulama, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yayımlanmamış Doktora Tezi.
Aydın, S.; Özcan, M. ve Yücel, R.; “Türk GSM Sektöründe Abonelerin Sadakat Tutumu
ve Değiştirme Maliyetinin Rolü”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2007, C.12, S.2 , s. 219-234.
Berceste, Meral, Ayşe; Baş, Mehmet (2013). Türkiye’de Faaliyet Gösteren GSM
Operatörlerinin Hizmet Kalitesi Bakımından Karşılaştırılması ve Uygulanan
Rekabet Stratejileri. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi,
sayı: 15, Cilt: 2, 41-70.
Beyaz, Rafet (2013).. GSM Operatörlerinin Hizmet Kalitesi Açısından Servqual
Yöntemi Kullanılarak Değerlendirilmesi: Tokat İlinde Uygulama.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Üretim Yönetimi ve Pazarlama Anabilim Dalı,
yayınlanmamış yüksek lisans tezi.
Cenhasi, Esma (2010); Analitik Hiyerarşi Süreci, Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Fen Bilimler Enstitüsü Matematik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi;
Dapeng Liang; Zhenzhong Ma; Liyun Qi; “Service Quality and Customer Switching
Behavior in China’s Mobile Phone Service Sector”, Journal of Business
Research , 2013, 66, s. 1161-1167.
Decker, Christopher (2014). Modern Economic Regulation: An Introduction to Theory
and Practice. Cambridge University Press.
Değermen, Anıl (2004); Hizmet Kalitesi ile Müşteri Sadakatinin Sağlanması ve GSM
Sektöründe Bir Uygulama; İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Maliye Anabilim Dalı İşletme Bilim Dalı Doktora Tezi.
Dündar, Süleyman ve Ecer, Fatih. Öğrencilerin GSM Operatörü Tercihinin Analitik
Hiyerarşi Süreci Yöntemiyle Belirlenmesi. Yönetim ve Ekonomi dergisi, 15(1),
2008, s. 195-205.
Gautam, V. And Kumar, M. (2011); “An Empirical Investigation of Factors Determining
the Consumers” Choice of Mobile Service Providers”, İşletme Araştırmaları
Dergisi ¾ (2011) 3-17;
Gautam, V. And Kumar, M. ; “An Empirical Investigation of Factors Determining the
Consumers” Choice of Mobile Service Providers”, İşletme Araştırmaları
Dergisi ¾ , 2011, 3-17.
Grove, Stephen J.; Fisk, Raymond P.; Kangun, Norman (1996); “Going Green in the
Service Sector”, European Journal of Marketing, Vol 30, S.5.
Haque, Ahasanul; Rahman, Sabbir and Rahman, Mahbubur (2010); “Factors
Determinants the Choice of Mobile Service Providers: Structural Equation
Modelling Approach on Bangledeshi Consumers”, İşletme ve Ekonomi
Araştırmaları Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 3, s.17-34;
140
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Hemmati, S; Shapouri, F and Keremati, A , “Evaluating The Iran Mobile Communication
Operators by Analytiical Network Process (ANP)”, Telecommunications
System &Management 2012, 2:1
Johnson William C.; Annuchit Sirikit ; “Service Quality in the Thai Telecommunication
Industry: A Tool For Achieving a Sustainable Competitive Advantage”,
Management Decision, 2002, Vol.40, Iss: 7, pp. 693-701.
Kalaycı, Şeref (2010). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, 5. Baskı, Asil
Yayın Dağıtım
Kayri Murat (2009). Araştırmalarda Gruplar Arası Farkın Belirlenmesine Yönelik Çoklu
Karşılaştırma (Post-Hoc) Teknikleri. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
Cilt:19, Sayı:1, Sayfa: 51-64.
Kızgın, Yıldıray (2008). Genç GSM Abonelerinin Operatör Seçimlerini Etkileyen
Değişkenlerin Konumlandırılması Üzerine Bir Alan Araştırması: Muğla
Üniversitesi Öğrencileri Örneği, Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları dergisi,
10(1), s. 142-161.
Kulalı, ihsan ve Bilir, Hakan (2012). Yatırım ve Düzenleme İkilemi: Yeni Nesil
Telekomünikasyon Şebekelerine Erişim Fiyatının Belirlenmesinde Reel Opsiyon
Yaklaşımı. Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF dergisi 14(2): 275-294.
Küçük, Orhan; (2014) Bilimsel Araştırma Yöntemleri Araştırmacı El Kitabı, SAGE
Matbaacılık, Ankara.
Leisen, B; Vance, C.; “Cross-National Assessment of Service Quality in the
Telecommunication Industry: Evidence fom the USA and Germany”, Managing
Serviice Quality, 2001,c.11, s.5, p. 307-317.
Lovelock, Christopher H. (1983); “Classifying Services to Gain Strategic Marketing
Insights”, Journal of Marketing, Vol: 47 (Summer 1983), 9-20.
Maksüdünov Azamat; “Kırgızistan GSM Sektöründe Operatör Tercihini Etkileyen
Faktörlerin Belirlenmesi”, Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi, 2014, C.3, S.10,
s. 59-78.
Meral, Ayşe Berceste (2013); “Türkiye’de Faaliyet Gösteren GSM Operatörlerinin
Hizmet Kalitesi Bakımından Karşılaştırılması ve Uygulanan Rekabet
Stratejileri.” Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı
Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.
Munnukka, Juha; “Customers’ Purchase Intentions As a Reflection of Price Perception”,
Journal of Product&Brand Management, 2008, Vol.17, Iss.3, pp. 188-196.
Munnukka, Juha; “Dynamics of Price Sensitivity Among Mobile Service Customers”,
Journal of Product&Brand Management, 2005,Vol.14, Iss.1, pp. 65-73.
Okeke, Clement Ikenna (2014); “Major Factors Influencing The Choice of GSM Network
Among Oil and Gas Workers n Port Harcourt, Nigeria”, International Journal
of Emerging Knowledge, 2(1), p.8-22;
Özer, Alper; Mehpare Tokay Argan; Metin Argan; “The Effect of Mobile Service Quality
Dimensions on Customer Satisfaction”, Procedia-Social and Behavioral
Sciences, 2013, c.99, s. 428-438.
Parasuraman, A.; Zeithaml, V. ve Berry, L. (1985). A Conceptual Model of Service
Quality and Its Implications For Future. Journal of Marketing 49(4): 41-50
141
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Üniversite Öğrencilerinin GSM Operatörü Tercih Nedenlerinin Araştırılması: Bir Uygulama (pp. 117-142)
Fatma ZANCO ve Akif KAYA
Rahman, M., Khan, A. H. ve Haque, M. (2012). A Conceptual Study on the Relationship
Between Service Quality Towards Customer Satisfaction: Servqual and
Gronroos’s Service Quality Model Perspective. Asian Social Science 8(13): 201211
Rahman, Sabbir; Haque, Ahasanul and Ahmad, Mohd Ismail Sayyed (2010); “Exploring
Influencing Factors for the Selection of Mobile Phone Service Providers: A
Structural Equational Modelling (SEM) Approach on Malaysian Consumers”,
African Journal of Business Management, Vol. 4 (13), s. 2885-2898;
Shin, Ho Kyun; Kim, Andrey; Lee, Chang Won (2011); “Reletionship Between
Consumer’s Preference and Service Attributes in Mobile Telecommunication
Service”, Experts Systems With Applications, 2011, C.38, s.3522-3527.
Sözer, Nazım ve diğerleri (2002); “Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde
Lisansüstü Eğitim Kalitesinin Arttırılmasına Yönelik Bir Alan Araştırması”;
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 2, 2002.
Trebing, H.M.; Emerging market Structures and Options for Regulatory Reform in
Public Utility Industries, Telecom Reform: Principles, Policies and Regulatory
Practices, Editor William H. Melody, repirnt, 2001, Schultz DocuCenter,
Denmark.
Woo, Ka-Sing; Fock, Henry K.Y. (1999); “Customer Satisfaction in the Hong Kong Mobile
Phone Industry”, The Service Industries Journal, Volume 19, Issue 3, pp. 162174.
142
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
The International New Issues In SOcial Sciences
Number: 1
pp: 143-165
Summer 2015
BANKALARIN FİNANSAL YAPILARININ KÂRLILIKLARI ÜZERİNE ETKİLERİ: TÜRK
BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR UYGULAMA (1998-2015)
Murat DİLMAÇ
Öğ. Gör. Atatürk Üni.
[email protected]
Özet
Murat DİLMAÇ 1
Arzu TURAL DİKMEN
Arş. Gör. Atatürk Üni.
[email protected]
Şerafettin KELEŞ
Yrd. Doç. Dr. Erzincan Üni
[email protected]
Arzu TURAL DİKMEN2
Şerafettin KELEŞ 3
Özet
Bu çalışmada Türk Bankacılık Sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların
finansal performansları ile mali yapıları arasındaki ilişkinin incelenmesi
amaçlanmıştır. Bu amaçla 22 ticari bankanın 1998-2015 yılları arasında çeyrek
dönemlik mali tablolardan yararlanılarak, bankaların finansal performans
ölçütleri ile mali yapı bileşenleri arasındaki ilişki panel veri analizi ile
incelenmiştir. Çalışmada aktif kârlılığı, özkaynak kârlılığı ve net faiz marjı,
bağımlı değişken olarak kullanılmıştır. Mevduat oranı, mevduat dışı kaynaklar,
öz kaynak oranı, diğer pasifler, aktif büyüklüğü, Zskoru ve kriz ise bağımsız
değişken olarak kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre
özkaynakların banka karlılığını diğer bileşenlere göre daha fazla olumsuz
etkilediği tespit edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Finansal yapı, ticari bankalar, panel veri analizi.
JEL Sınıflaması: G21, G32
1
Atatürk Üniversitesi, [email protected]
Atatürk Üniversitesi, [email protected]
3
Erzincan Üniversitesi, [email protected]
2
143
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Abstract
The objective of the study is to investigate relationship between financial
performance and financial structure of commercial banks operating in Turkey.
In this context, using 1998-2015 period of trimester financial statement of 22
commercial banks, relationship between financial performance criteria of
banks and financial structure components is studied with panel data analysis.
In this study, return on assets, return on equity and net interest margin are
dependent variables. Deposits, non-deposit liabilities, equity, other liabilities,
size of assets, Z-Score and Crisis are independent variables. According to the
results, equity affects bank profitability more than others in a negative way.
Key Words: Capital structure, commercial banks, panel data analysis.
JEL Classification: G21, G32
I. TEORİK ÇERÇEVE
Ekonomilerinin gelişim sürecinde finansal sektör önemli bir role sahiptir.
Finansal kurumlar bir ülkede tasarruflar ve yatırımlar arasında ana aracı
kanallardır (Kablan, 2007). Gelişmekte olan bir ekonomiye sahip Türkiye’de
finansal aracılıkta en önemli aktör bankalardır. Hazar ve Babuşçu (2013)
bankaları; mevcut öz kaynaklarını, halktan topladıkları mevduatı ve diğer
kaynaklardan elde ettiği olanakları kullanarak fon talep eden ve topladığı
fonları kredi plasmanı ve diğer yollarla arz eden ticari işletmeler olarak
tanımlamaktadır (Hazar & Babuşçu, 2013). Bankalar, kullandıkları fonların
kaynağı olan mevduat gibi yükümlülükleri ihraç ederken fon toplarlar.
Yükümlülük ihraç edilerek elde edilen fonlar, gelir elde eden varlıkları satın
almada kullanılır (Mishkin, 2011).
Bankaların elde edebileceği bu fonlar diğer işletmelerden farklı olarak hem
vade yönünden hem de çeşitlilik yönünden maliyeti ve elde edilme kolaylığı da
göz önüne alınırsa daha geniş bir yelpazeye sahiptirler. Bankalar mevcut şartlar
ve faaliyet konusuna göre kaynak yapısını oluşturmaya çalışırlar. Ancak sahip
oldukları riskli yapıları, sermaye ile ilgili olarak yasal düzenlemeye maruz
kalmaları, yerel veya uluslararası alanda ki rekabet koşulları ve yurtiçi ve
yurtdışı ekonomik durum bankaların finansal yapı kararlarını veya oluşumunu
etkileyebilmektedir. Finansal varlıklarının fonlamasında kullanılan bu varlıkların
maliyetleri bankaların karlılığı üzerinde önemli bir etkiye sahip olmakla beraber
aynı zamanda yapısal oluşum bakımından bankaların finansal anlamda güçlü bir
144
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
yapıya sahip olmasında, risk almada ve rekabet edebilirlik üzerinde de önemli
bir etkiye sahiptir.
Akgüç, ticaret bankalarının kaynaklarının pasif tablosunda çok çeşitli kalemler
altında gösterilseler de üç ana alt grupta toplanabileceğini belirterek, bunları
mevduat, mevduat dışı kaynaklar ve öz kaynaklar olarak sınıflandırmıştır
(Akgüç, 2012). Bu gruba girmeyen pasif kalemleri ise diğer pasifler altında
toplayabiliriz. Bankaların ana fon kaynağı olan mevduat, 2015 Haziran Türkiye
Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre toplam kaynak yapısı içindeki payı
%55,76’dır. Alınan krediler, para piyasasına borçlar, ihraç edilen menkul
kıymetler ve sermaye benzeri kredilerden oluşan mevduat dışı kaynaklar TBB
2015 Haziran verilerine göre bankaların kaynaklarının yaklaşık %26,53’ünü
oluşturmaktadır. Yine TBB Haziran 2015 verilerine göre bankaların
özkaynaklarının toplam kaynaklar içindeki oranı %11,07 iken diğer pasiflerin
oranı ise %5,37 dir.
2001 krizi sonrası uygulamaya konulan yeniden yapılanma çalışmaları ve 2002
seçimleri sonrası siyasal istikrar bankacılık sektöründe de önemli gelişmelere
zemin sağlamıştır. Bankacılık sektörünün sıkı bir şekilde denetlenmesi ve
kontrolü, sisteme yeni girişlerin kısıtlanması ve etkili ekonomi yönetimi bu
gelişmelerin temellerinden olduğu söylenebilir. 2002 sonrası bankaların kaynak
yapısında iki önemli gelişim dikkat çekicidir. Bunlar mevduat dışı kaynaklardaki
artış ve mevduatlardaki azalıştır.
Grafik 1.’de görüleceği üzere, siyasi ve ekonomik istikrar sağlanması ile hızlı bir
toparlanma ve büyüme sürecine giren ekonomiye paralel olarak Türk bankacılık
sektöründe de kredi / mevduat oranında bir artış eğilimi ortaya çıkmıştır.
Bankalar mevcut kaynaklarının yanında gerek banka bazında gerekse ülke
bazında kredi derecelendirme kuruluşlarınca kredi notlarının arttırılması, ülke
kredi risk primi (CDS -Credit Default Swap)puanlarında yaşanan düşüş ve
kurlardaki dalgalanmaların azalışı ile kaynak maliyetleri makul seviyelere inen
dış yükümlülüklere yönelmiştir.
145
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Grafik 1. Dışvarlıklar, dış yükümlülükler ve kredi mevduat oranı
0,3
1,4
0,25
1,2
1
0,2
0,8
0,15
0,6
0,1
0,4
0,05
0,2
Oca.15
Oca.14
Oca.13
Oca.12
Oca.11
Oca.10
Oca.09
Oca.08
Oca.07
Oca.06
Oca.05
Oca.04
Oca.03
Oca.02
Oca.01
Oca.00
Oca.99
0
Oca.98
0
Dış Varlıklar / Toplam Aktifler
Dış Yükümlülükler / Toplam Yükümlülükler
Kredi / Mevduat Oranı ‐ Sağ Eksen
Kaynak: evds.tcmb.gov.tr
Bu duruma bağlı olarak bankalar daha çok kredi kullandırma imkânı sağlamış
aynı zamanda mevduat gibi diğer kaynakların maliyetini de düşürebilmişlerdir.
Grafik 2.’de görüleceği üzere kredi faiz oranları ile mevduat faiz oranları
arasındaki makas 2003 sonrası bankaların lehine olacak şekilde açılmıştır. Bu
durum küresel ekonomik krizin dünya ekonomisini ve Türkiye ekonomisini
etkilediği dönemler haricinde varlığını sürdürmüştür.
146
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Grafik 2. Kredi ve mevduat faiz oranları
80
70
60
50
40
30
20
10
0
kredi
mevduat
Kaynak: evds.tcmb.gov.tr
Mevduat faizlerinin düşüşü bankaların kaynak maliyetini azaltmasına karşılık
mevduatlarda azalışa neden olmuştur. Bankalar 2003’ten itibaren %68’den
%58’e kadar gerileyen mevduat oranı artan kredi talebini karşılayabilmek için
yeni kaynak arayışına yönelmişlerdir. Bu durum bankaların kaynak yapısında
dikkate değer bir değişime sebep olmuştur. Grafik 3’de bankaların 1998 – 2015
yılları arasında mevduat oranlarındaki bu değişim açık bir şekilde
görülmektedir.
147
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Grafik 3. Toplam Mevduat / Toplam Pasif oranı
.72
.68
.64
.60
.56
.52
1998
2000
2002
2004
2006
2008
2010
2012
2014
Kaynak: tbb.org.tr
II. ARAŞTIRMANIN AMACI, KAPSAMI VE YÖNTEMİ
Bu çalışmada Türk Bankacılık Sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların
finansal performansları ile mali yapıları arasındaki ilişkinin incelenmesi
amaçlanmıştır. Bu amaçla 22 ticari bankanın 1998-2015 yılları arasında çeyrek
dönemlik mali tablolardan yararlanılarak, bankaların finansal performans
ölçütleri ile mali yapı bileşenleri arasındaki ilişki panel veri analizi ile
incelenmiştir.
Çalışmada Türk bankacılık sektörü kapsamında yer alan 22 ticari bankanın mali
tablolarından elde edilen 1998:2-2015:1 dönemine ait üçer aylık veriler
kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan değişkenlerTablo 1.’de gösterilmiştir. Veriler
Türkiye Bankalar Birliği resmi internet sayfasından elde edilmiştir. Çalışmaya
dahil edilen bankalar ise Tablo 2.’de sunulmuştur.
Çalışmada bağımlı değişkenler olarak Aktif Karlılığı (ROA), Özkaynak Karlılığı
(ROE) ve Net Faiz Marjı (NIM) belirlenmiştir. ROA ile bir şirketin toplam
aktiflere bağlı olarak ne kadar karlı olduğunu ölçülmekte iken, ROE ile işletme
sermayesine yatırılan her bir birim kaynağın getirisini yüzde olarak
148
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
hesaplanabilmektedir. NIM ise bankaların faaliyetlerinin etkinliğinin
ölçülmesinde kullanılan önemli bir ölçüttür. Bağımsız değişkenler olarak banka
bilançosunun kaynak yapısını oluşturan unsurlar dört ana kısıma ayırılmıştır.
Bunlar mevduat (MVD), mevduat dışı kaynaklar (MDK), Özkaynaklar (OZK) ve
Diğer Pasifler (DGR). Kontrol değişkenleri olarak banka aktif büyüklüğünün
enflasyon etkisinden arındırılmış tutarlarının doğal logaritması (LNA) ve ZSkoru
kullanılmıştır. Z skoru (Z-score) bankaların finansal sağlamlığının bir göstergesi
olarak kabul edilmektedir. Turgutlu (2014), Z skorunu bankanın borcunu
ödeyememe riskine olan uzaklığı olarak ifade etmektedir. Yüksek bir oran
gelişmiş bir riske uyarlanmış performansı, düşük oran ise iflas riskini işaret
etmektedir (Turgutlu, 2014). Son olarak çalışmayı kapsayan dönem içinde ülke
ekonomisinde yaşanan bankacılık sektörünü de etkileyen krizler dikkate
alınmıştır. Krizler ve dönemleri 1998:3-1999:1 dönemleri arası etkin olan
Uzakdoğu ve Rusya Krizi, 2000:4-2001:4 dönemleri arası yaşanan 2000 ve 2001
krizlerini ve 2008:3 – 2009:3 dönemleri arasını kapsayan Küresel Ekonomik
Krizinden oluşmaktadır.
Tablo 1. Çalışmada kullanılan bağımlı ve bağımsız değişkenler
Bağımlı
Açıklama
Değişkenler
ROA
Aktif Karlılığı
(Dönem Net Karı / Toplam Aktifler)
ROE
Özkaynak Karlılığı (Dönem Net Karı / Özkaynaklar)
NIM
Net Faiz Marjı
(Net Faiz Geliri / Toplam Aktifler)
Bağımsız Değişkenler
OZK
Öz Kaynaklar / Toplam Pasif
MVD
Toplam Mevduat / Toplam Pasif
MDK
Toplam Mevduat Dışı Kaynaklar / Toplam Pasif
DGR
Diğer Pasifler
ZSKORU
Lna
KRIZ
Aktif büyüklüğünün doğal logaritması
Kriz kukla değişkeni
149
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Tablo 2. Çalışmaya dahil edilen ticari bankalar
Sıra Banka Adı
Sıra
Banka Adı
No
No
1
Adabank A.Ş.
12
Hsbc Bank A.Ş.
2
Akbank T.A.Ş.
13
Ing Bank A.Ş.
3
Alternatifbank A.Ş.
14
Türkiye İşbankası A.Ş.
4
Anadolubank A.Ş.
15
Şekerbank T.A.Ş.
5
Arap Türk Bankası A.Ş.
16
Türk Ekonomi Bankası A.Ş.
6
Citibank A.Ş.
17 Icbc Turkey Bank A.Ş.
7
Denizbank A.Ş.
18
Turkish Bank A.Ş.
8
Deutsche Bank A.Ş.
19
Turkland Bank A.Ş.
9
Finans Bank A.Ş.
20
Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.
Türkiye Garanti Bankası
10 A.Ş.
21
Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
11 Türkiye Halk Bankası A.Ş.
Türkiye
Cumhuriyeti
22 Bankası A.Ş.
Ziraat
Çalışmada üç model üzerinde durulmuştur. Modeller bankaların finansal
yapılarının performans kriterleri üzerinde etkilerini incelemek için aşağıdaki gibi
düzenlenmiştir.
Model 1:
Model 2:
Model 3:
150
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
III. MODEL ve HİPOTEZLER
Çalışmada kullanılan değişkenlere ait serilerin tamınlayıcı istatistikleri Tablo
3’te sunulmuştur. Tablo 3 Jarque-Bera olasılık değerlerine bakıldığında serilere
ait hata terimlerinin normal dağılım varsayımının sağlandığı söylenebilir.
Tablo 3.
ROA
ROE
Ortalama
0.013628 0.162983
Medyan
0.010455 0.084760
Maksimum 0.414770 17.27400
Minimum
-0.632390 -1.786370
Std. Sapma 0.035767 0.554187
Jarque-Bera 944994.9 24226923
Olasılık
0.000000 0.000000
Gözlem
sayısı
1496
1496
NIM
0.043929
0.032170
0.731920
-0.216990
0.051963
69411.33
0.000000
MVD
0.583760
0.617175
0.922430
0.000000
0.180247
668.1011
0.000000
MDK
0.208041
0.193865
0.882020
0.000000
0.146489
690.9725
0.000000
DGR
0.049115
0.041950
0.324330
0.003460
0.035040
6001.490
0.000000
1496
1496
1496
1496
OZK
ZSKORU
0.131838 7.580114
0.113050 7.233825
0.852200 44.29320
0.000100 -3.361010
0.143838 5.136119
16240.54 1729.016
0.000000 0.000000
1496
1496
Panel analizlerinin yapılabilmesi için kullanılan serilerin, durağan olması
oldukça önemlidir. Çünkü eğer bir seri durağan değilse, değişkenler arasında
sahte ilişkiler ortaya çıkmaktadır (Korkmaz & Karaca, 2013). Çınar birim kökün
varlığının test edilmesi için panel verileri kullanıldığında yatay kesit
bağımlılığının sınanması gerektiğini belirtmiştir. Panel veri setinde yatay kesit
bağımlılığı varlığının reddedilmesi durumunda 1. nesil birim kök testlerinin,
kabul edilmesi durumunda 2. nesil birim kök testlerinin kullanılmasının daha
tutarlı BİR tahminleme yapılmasına imkan vereceğini öne sürmüştür (Çınar,
2010).
IV. BULGULAR
Tablo 4’te sunulan Model 1, Model2 ve Model 3 e ait yatay kesit bağımlılıkları
test sonuçlarına göre, her üç modele ait değişkenlerde yatay kesit bağımlılığı
olduğu sonucuna varılmıştır.
Tablo 4. Pesaran Yatay Kesit Bağımlılığı (Cross-section Dependence) Testi
Model
Pesaran CD Test İstatistiği
Olasılık
MODEL1
28.209
0.000
***
MODEL2
28.585
0.000
***
MODEL3
53.274
0.000
***
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade
etmektedir.
151
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Yatay kesit bağımlılığının araştırılmasından sonraki aşamada çalışmada
kullanılan değişkenlerin durağanlığı ikinci nesil birim kök testi olan
Pesaran(2007) araştırılmıştır. Test sonuçları Tablo 5’te sunulmuştur.
Tablo 5.Pesaran Panel Veri Birim Kök Testi İle Durağanlığın Düzeyde I(0)
Araştırılması
Sabit I(0)
Trend ve Sabit
Z istatistiği
Olasılık
ROA
-13.274
0.0000
ROE
-10.478
0.0000
NIM
-11.884
0.0000
MVD
-4.063
0.0000
MDK
-5.499
0.0000
DGR
-9.868
0.0000
OZK
-6.610
0.0000
Zskoru
-6.955
0.0000
lna
-3.098
0.0000
I(0)
Z istatistiği
Olasılık
***
-12.584
0.0000
***
-10.219
0.0000
***
-10.204
0.0000
***
-4.823
0.0000
***
-7.195
0.0000
***
-9.396
0.0000
***
-4.824
0.0000
***
-6.509
0.0000
***
-4.320
0.0000
***
***
***
***
***
***
***
***
***
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade
etmektedir.
Tablo 5’te görüleceği üzere çalışmada ele alınan tüm seriler düzeyde sabit
olduğu görülmektedir. Durağanlık testlerinin ardından analizlerde hangi
yöntemin seçileceği araştırılmaktadır. Testler klasik, sabit etkiler ve tesadüfi
etkiler modellerinin geçerliliğini incelemektedir. Panel veri modellerinde klasik
modelin geçerliliğini sabit ekiler modeline karşı test etmek için F testi
kullanılmaktadır (Tatoğlu, 2012). Tablo 6’da çalışmada kullanılan her üç model
için yapılan F testi sonuçları görülmektedir. Tablo 6’daki verilere göre her üç
model için H0 hipotezi reddedildiğinden sabit etkilere karşı klasik modelin
geçerli olmadığı belirlenmiştir.
152
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Tablo 6. F Testi
Model
Olasılık
MODEL1
8.32
0.0000***
MODEL2
2.30
0.0007***
MODEL3
5.22
0.0000***
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.
Havuzlanmış en küçük kareler modelinin (Klasik modelin) uygun olup
olmadığını tesadüf etkiler modeline karşı sınamak için, havuzlanmış en küçük
kareler modelinin kalıntılarına dayanan, Lagrange Çarpanı (LM)
kullanılmaktadır (Tatoğlu, 2012). Tablo 7’de her üç modele ait LM testi
sonuçları sunulmuştur.
Tablo 7.Breusch and Pagan Lagrangian multiplier (LM) testi
Model
Olasılık
MODEL1
159.75
0.0000***
MODEL2
4.57
0.0163**
MODEL3
58.59
0.0000***
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.
Tablo 7’deki verilere göre her üç model için H0 hipotezi reddedildiğinden
tesadüfi etkilere karşı klasik modelin geçerli olmadığı belirlenmiştir.
Yapılan testler sonucunda birim ve /veya zaman etkilerinin olduğu anlaşılmışsa,
bu etkilerin sabit mi tesadüfi mi olduğuna karar verilmelidir. Bu bağlamda
tanımlama hatasını sınamak için geliştirilen Hausman(1978) spesifikasyon testi,
panel veri modellerinde tahminciler arasında seçim yapmak için
kullanılmaktadır (Uluyol & Türk, 2013).
Hausman testinde, tesadüfi etkiler modelinden elde edilen katsayılar ile sabit
etkiler modelinden elde edilen katsayıların aynı olduğunu gösteren boş
hipotezin reddedilmesi, sabit etkiler modelinin reddedilememesi ise tesadüfi
etkiler modelinin daha etkin sonuçlar verdiğini göstermektedir (BayrakTutan &
Demirtaş, 2011).Hausman Testi ile analizde kullanılacak modelin, Tesadüfi
Etkiler veya Sabit Etkili modellerinden hangisinin panel veri analizinde
153
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
kullanılacağı belirlenmektedir. Panel veri analizine konu olan üç panel
regresyon modeli için yapılan Hausman Testi sonuçları Tablo 9’da sunulmuştur.
Tablo 9. Hausman testi
Model
Olasılık
MODEL1
111.84
0.0000***
MODEL2
15.15
0.0341**
MODEL3
43.08
0.0000***
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.
Çalışmada kullanılacak olan üç model için yapılan Hausman Testi sonucun¬da
hesaplanan Hausman Test İstatistiklerini gösteren Tablo 9’a göre, MODEL1,
MODEL2 ve MODEL3 için H0 hipotezi reddedildiğinden sabit etkiler
tahmincisinin tutarlı olduğu belirlenmiştir.
Panel veri analizlinde yatay kesit birimler içinde hata süreci homoskedastik iken
varyansının birimlere göre değişebildiği durumla karşılaşılabildiği için, her üç
model için değişen varyans test edilmiştir. Değişen varyans testi için Birimlere
Göre Heteroskedasitenin Değiştirilmiş Wald Testi kullanılmış ve sonuçlar Tablo
10’da sunulmuştur.
Tablo 9.Heteroskedasite Testi (değiştirilmiş wald testi)
Model
Olasılık
MODEL1
22620.66
0.0000***
MODEL2
56107.06
0.0000***
MODEL3
1205.21
0.0000***
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.
Tablo 11’de sunulan Wald Testi sonuçlarına göre sonuçlara göre H0 hipotezi
reddedilmekte, varyansın birimlere göre değiştiği anlaşılmakta ve dolayısıyla
birimlere göre heteroskedasite olduğu yani her üç modelde de değişen varyans
olduğu sonucuna varılmıştır.
Panel veri analizinin önemli varsayımlarından olan, bağımsız değişkenler
arasında ilişkinin olmaması varsayımını test etmek amacıyla, modeller için
154
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
belirlenen sabit etkiler modellerinde otokorelasyonun varlığını sınamak
amacıyla, Bhargava, Franzini ve Narendranathan tarafından önerilen DurbinWatson testi gerçekleştirilmiştir. Her üç model için tespit edilen Durbin-Watson
Testi sonuçları Tablo 11’de verilmiştir.
Tablo 10.Otokorelasyon testleri
Model
Durbin-Watson
Baltagi-Wu LBI
MODEL1
1.0219436
1.0263153
MODEL2
1.6296454
1.6339665
MODEL3
1.2800984
1.2900111
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.
Durbin Watson testi sonuçları incelendiğinde,MODEL1, MODEL2 ve MODEL3’e
ait Durbin-Watson istatistiklerinin, 2 katsayısından uzak değerler aldığından, bu
modellerde otokorelasyonun var olduğu söylenebilir.
Değişen varyans ve otokorelasyonun dışında analiz sonuçlarının sapmalı ve
tutarsız olmasına neden olan bir başka problem de birimler arası
korelasyondur. Bu problemin varlığının sınanabilmesi için Pesaran’ın CD Testi,
Friedman Testi ve Frees Testi kullanılmıştır. Test sonuçları Tablo 12’de yer
almaktadır.
Tablo 11. Modellerin Birimler Arası Korelasyon testleri
ROA
ROE
NIM
Pesaran
23.993***
27.533***
54.488***
Friedman
448.510***
603.405***
837.418***
3.051***
4.530***
7.462***
Frees
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.
Panel Veri Analizi Tahmin Sonuçları
Çalışmada, MODEL 1, MODEL 2 ve MODEL 3 bağımlı değişkenlerini tahmin
etmekte kullanılacak her üç modelde de; yatay kesit bağımlılığı, otokorelasyon
ve değişen varyans sorunlarının bulunmaktadır. Panel veri analizinde, farklı
varyans, otokorelasyon veya birimler arası korelasyon sorunlarından en az
birinin varlığı modelin tutarsız olacağı anlamına gelir. Bu durumda dirençli
155
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
standart hatalar elde edilmeli ya da uygun yöntemlerle model tahmini
yapılmalıdır. (Korkmaz, 2013). Söz konusu problemlerin varlığından dolayı her
üç modelde de White cross-section düzeltmesi uygulanmıştır. Bu bağlamda
yapılan model tahminleri Tablo 12’de sunulmuştur.
Tablo 12.
Değişken
MVD
MDK
DGR
OZK
LNA
ZSKORU
KRIZ
C
R-Kare
F İstatistiği
Olasılık
Model 1
Model 2
Model 3
ROA
ROE
NIM
-0.10238
-0.33846***
(-5.33)
(-0.38)
(-4.54)
-0.20014***
-0.043012
-0.362926***
(-5.02)
(-0.16)
(-4.63)
-0.17985***
0.235094
-0.102802
(-4.29)
(0.61)
(-1.01)
-0.21465***
-0.617578*
-0.26472***
(-6.21)
(-1.85)
(-3.22)
-0.00096
-0.09204***
-0.00681*
(-0.49)
(-4.19)
(-1.76)
0.00153***
0.00837
0.00063
(3.99)
(1.60)
(1.02)
0.00212*
0.04340***
0.01387***
(1.78)
(3.00)
(6.08)
0.20135***
0.84244***
0.39481***
(7.21)
0.34643
27.7710
(3.71)
0.25062
17.5224
(6.91)
0.39570
34.3077
0.0000
0.0000
0.0000
-0.19633
***
*,** ve *** sırasıyla 0.10, 0.05 ve 0.01 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.
Parantez içindeki değerler t istatistiklerini göstermektedir.
156
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Tablo 12’de görüleceği üzere MODEL 1’deki bağımsız değişkenlerin, bağımlı
değişkeni tespit etmedeki gücü %34.64, MODEL 2’de %25.06 ve MODEL 3’te ise
%39.57 dir. Her üç model de ortak olarak anlamlı bulunan değişkenler ise OZK
ve KRIZ değişkenleridir.
Elde edilen bulgulara göre Mevduatlar (MVD), mevduat dışı kaynaklar (MDK),
özkaynaklar (OZK) ve diğer pasifler (DGR) ile aktif karlılığı (ROA)negatif ve
anlamlı bir ilişki, Zskoru ve Kriz ile ROA arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki
mevcut olduğu söylenebilir. Aktif büyüklüğü (LNA) ile ROA arasında anlamlı bir
ilişki bulunmadığı söylenebilir. ROA ile MVD ve OZK arasındaki ilişki ile ilgili
bulgular İskenderoğlu vd. (2012)’nin bulguları ile uyumludur. ROA ile MVD
arasındaki negatif ilişki Demirhan (2010)’ın pozitif ilişkisine dair bulgudan
farklılık göstermiştir. ROA ile Zskoru arasındaki pozitif ilişki Turgutlu (2014)’nun
bulguları ile uyumludur. ROA ile OZK arasındaki negatif ilişki Turgutlu
(2014)’nun bulguları ile uyumludur.
Elde edilen bulgulara göre OZK ve LNA ile aktif karlılığı (ROE) arasında negatif
ve anlamlı, Kriz ile ROE arasında ise pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu
söylenebilmektedir. MVD, MDK, DGR ve Zskoru ile ROE arasında anlamlı bir
ilişki bulunmamıştır. OZK ile ROE arasındaki negatif ilişki Turgutlu (2014),
Ayaydın ve Karakaya(2014), Hoffman (2011)’nın bulguları ile uyumlu olmakla
beraber Demirhan (2010), Kaya(2002) ve Turgutlu (2014)’nun pozitif ilişkisine
dair bulgularından farklılık göstermiştir. ROE ile OZK arasındaki negatif ilişki
Turgutlu (2014)’nun bulguları ile uyumludur.
Çalışmadan elde edilen bir diğer bulguya göre MVD, MDK, OZK ve LNA ile net
faiz marjı (NIM) arasında negatif ve anlamlı, Kriz ile NIM arasında pozitif ve
anlamlı bir ilişkinin mevcut olduğu söylenebilir. MVD ile NIM arasındaki negatif
ilişki Kaya(2002) ve Atasoy (2007)’un bulguları ile uyumlu olmakla beraber
Demirhan (2010)’nın pozitif ilişkisine dair bulgudan farklılık göstermiştir. OZK
ile NIM arasındaki negatif ilişki Ayaydın ve Karakaya(2014)’nun bulguları ile
uyumlu olmakla beraber Demirhan (2010), Kaya(2002) ve Atasoy (2007)’un
bulgularından farklılık göstermiştir.
Bir diğer bulguya göre KRIZ ile ROA, ROE ve NIM arasında pozitif bir ilişkinin
mevcut olduğu söylenebilir. Elde edilen bu bulgu Kaya(2001) ve Taşkın
(2011)’in NIM ve KRIZ ilişkisi ile uyumlu iken, Ayaydın ve Karakaya(2014)’nın
KRIZ ve ROA, ROE ve NIM ile negatif ilişkisine ait bulgudan farklılık
göstermektedir.
157
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Bir diğer bulguya göre Aktif büyüklüğü (LNA) ile ROE ve NIM arasında negatif
yönlü bir ilişkinin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Elde edilen bu bulguTaşkın
(2011)’in NIM ve LNA arasındaki negatif ilişki uyumludur.
V. TARTIŞMA
Kaya (2002), Türk bankacılık sektöründe karlılığın belirleyicilerini incelemek
amacıyla yaptığı çalışmasında, 1997-2000 dönemi için panel data kullanılarak
karlılık göstergelerinin (net faiz marjı, aktife göre getiri, özkaynağa göre getiri)
mikro ve makro belirleyicileri, Ho ve Saunders (1981) tarafından geliştirilen iki
aşamalı yaklaşım kullanılarak tespit etmeye çalışmıştır. Elde edilen bulgular
arasında karlılık göstergelerinin Özkaynak/Toplam Aktif oranı ile pozitif, Toplam
mevduatlar/toplam varlıklar oranı ile negatif yönlü bir ilişki olduğunu tespit
etmiştir (Kaya, 2002).
İskenderoğlu vd. , ticari bankalarda büyüklük, büyüme ve sermaye yapısı
kararlarının karlılığa etkisini analiz etmek için yaptıkları çalışmada, İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB) kote 13 bankanın 2004 – 2009 yılları
arasındaki çeyrek dönemlik finansal verileri üzerinde Arellano Bover / BlundellBond sistem Genelleştirilmiş Momentler Metodu (GMM) analizi
gerçekleştirmişlerdir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar banka karlılığının kalıcı
olduğunu, sermaye yapısı kararlarına ilişkin oranların bankaların karlılığı
üzerinde negatif etkisi olduğunu ancak büyüklük ve büyümenin karlılık
üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu göstermiştir. Ayrıca kurumlar vergisi
oranının karlılık üzerinde anlamlı bir etkisi tespit edilememiştir (İskenderoğlu,
Karadeniz, & Atioğlu, 2012)
Atasoy çalışmasında, panel veri regresyon tekniği kullanarak, 1990-2005 yılları
arasında, bankalara özgü, endüstriye ilişkin ve makroekonomik değişkenlerin
ticaret bankalarının Net Faiz Marjı ile Aktif Karlılıkları üzerindeki etkilerini
araştırmıştır. Elde edilen bulgular arasında Özkaynak/Toplam Aktif oranı ile ve
Aktif Karlılığı arasında pozitif, Toplam mevduatlar/toplam varlıklar oranı ile Net
Faiz Marjı arasında negatif yönlü bir ilişki olduğunu tespit etmiştir (Atasoy,
2007).
Ayaydın ve Karakaya, 23 banka üzerinde 2003 -2011 dönemini kapsayan karlılık
(aktiflerin karlılığı, sermayenin karlılığını ve net faiz marjı) ve risk başlığı altında
toplanan bağımlı değişkenler, bankaya özgü değişkenler (özkaynaklar/toplam
aktifler, kredi kayıpları rezervi oranı, borç oranı, likidite oranı ve yabancı
sahipliği) ve çevresel değişkenlerden oluşan bağımsız değişkenlerin iki aşamalı
158
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
GMM modeli ile panel veri analizi yapılmıştır. Ayaydın ve Karakaya, bulguları
arasında net faiz marjının aktif karlılığı ve özkaynak karlılıkları arasında negatif
yönlü bir ilişki olduğunu, aktif karlılığı ve özkaynak karlılıkları arasında ise pozitif
yönlü bir ilişki bulunmuştur. Bunun yanında araştırma kapsamındaki tüm
bankaların özkaynak karlılığı ile sermayesi arasında negatif yönde bir ilişki
olduğu ve yabancı sahipliği ile performans oranları arasında negatif bir ilişki
olduğu tespit edilmiştir (Ayaydın & Karakaya, 2014).
Demirhan çalışmasında, finansal yapı kararlarının bankaların karlılıkları
üzerindeki etkilerini saptamayı amaçlamıştır. 32 bankanın 2003:1-2008:2
arasındaki 3’er aylık 22 dönemi kapsayan, dört farklı regresyon modelini panel
veri analizi kullanarak Türkiye’deki ticari bankaların üzerinde test etmiştir.
Analizler için ticari bankaların sermaye yapılarına göre yerli ve yabancı olmak
üzere iki ayrı gruba ayrılmıştır. Bağımlı değişken olarak Net Kar/Toplam Aktifler,
Net Kar/Öz Kaynaklar, Net Faiz Geliri / Toplam Aktifler ve Faiz dışı gelirler /
Toplam Aktifler alınmış, bağımsız değişkenler olarak Toplam Mevduat / Toplam
Pasifler, Alınan Krediler/ Toplam Pasifler, Öz Kaynaklar/ Toplam Pasifler gibi
finansal yapı değişkenleri ve bankaya özgü değişkenler kullanılmıştır
(Demirhan, 2010).Demirhan’ın elde ettiği bulgulara göre yerli ve yabancı
bankaların finansal yapı oranları arasında önemli ölçüde farklılık olduğu
saptanmış olup, finansal yapı değişkenlerinin bankaların aktif ve özsermaye
karlılığı ile net faiz gelirleri ve faiz dışı gelirleri üzerindeki etkilerinin de yerli ve
yabancı bankalar için farklılık gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ancak, hem yerli hem
de yabancı bankalarda özsermayenin pasiflere oranının gerek aktif gerekse
özsermaye karlılığı ile pozitif ilişkili olduğu saptanmıştır (Demirhan, 2010).
Hofmann, 1995-2007 yılları arasında ABD bankalarının bankaya özgü
değişkenler ve makroekonomik değişkenler kullanarak karlılığının
belirleyicilerini GMM (genelleştirilmiş momentler metodu ) modeli ile analizi
yapılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre bankaların sermaye oranı ile öz
sermaye karlılığı arasında negatif bir ilişki tespit edilmiştir. Hofmann bu
durumun yüksek sermaye rasyosunun sebep olduğunu veya düşük karlılıktan
ortaya çıkabileceğini öne sürmektedir. Hofmann bunun bir nedeni olarak
bankaların likiditasyon, temerrüt riski, finansal sıkıntılara karşı bankaların
kısmen korunmak için karlılığı gözardı ederek daha düşük sermaye oranlarını
seçtiklerini öne sürmüştür (Hoffmann, 2011)
Kök ve Ay, 2007-2009 döneminde ülkemiz bankacılık sektörü ile ilgili olarak
sektörün krizden korunmakta başarılı olduğu yönünde olumlu algının sektör
159
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
etkinlik değerlerine hangi düzeyde yansıdığını belirlemek amacıyla, parametrik
olmayan yöntemlerden “Veri Zarflama Analizi” ile yaptıkları çalışmada, kamu,
özel ve yabancı sermayeli bankaları incelemişlerdir. Çalışma sonucunda 20072009 döneminde kamu sermayeli bankaların özel ve yabancı sermayeli
bankalara oranla daha etkin olduğu, yabancı sermayeli bankaların 2008
krizinden görece daha fazla etkilenmesi nedeniyle etkinlik düzeylerinin önemli
oranda düştüğü ve bu tespitin yabancı bankaların Toplam Faktör Verimliliği
Endeksi’ndeki değişim değerlerinden de aynı şekilde izlenebildiği belirlenmiştir.
Çalışma sonucunda, 2007-2009 döneminde, reel sektördeki kriz kaynaklı
olumsuz tablonun Türk bankacılık sektörüne görece daha az oranda olsa da
yansıdığı, banka grupları bağlamında bu yansımanın daha çok yabancı
sermayeli bankalarda gözlendiği belirlenmiştir. Kamu bankalarının, özel
sermayeli ve yabancı sermayeli bankalara oranla daha etkin olduğu, özellikle
yabancı sermayeli bankaların 2008 krizinden görece daha fazla etkilenerek,
etkinlik skorlarının önemli düzeyde düştüğü tespit edilmiştir (Kök & Ay, 2013).
VI. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmada Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren ticari bankaların
finansal yapılarının finansal performansları üzerine olan etkileri incelenmeye
çalışılmıştır. Bu bağlamda 22ticaret bankasının 1998-2015 yılları arasında
çeyrek dönemlik mali tablolarından elde edilen veriler üzerinde analizleri
gerçekleştirmek için üç ayrı model oluşturulmuş ve White cross-section
düzeltmesi ile panel veri analizi tahminleri yapılmıştır.
Elde edilen bulgulara göre kaynak yapısın önemli bir unsuru olan özkaynakların
aktif karlılığı ve öz kaynak karlılığı üzerindeki etkisi diğer unsurlara göre daha
fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bunun temelinde bankaların 2008 krizi sonrasında
sermaye yeterlilik oranlarında ki azalışla ilişkisi olabilir. Bunun temelinde
bankaların sermayeyi güçlendirme adına dönem karlarını dağıtmayıp öz
kaynaklara dahil etmesine rağmen riskli varlıklardaki artış eğilimi bu duruma
sebep olmuş olabilir. Bununla beraber mevduat dışı kaynakların aktif karlılığı ve
net faiz marjı üzerinde diğer mali yapı unsurlarına göre daha fazla etkisi olduğu
görülmektedir. Bankaların kaynak yapısının önemli bir kısmını oluşturan
mevduatlar ise öz kaynak ve mevduat dışı kaynaklara göre daha az bir etkiye
sahiptir. Yani mevduatlardaki bir birimlik artış aktif karlılığında -0.19 birimlik bir
azalışa neden olurken, mevduat dışı kaynaklardaki bir birimlik artış aktif
karlılığında -0.20 ve öz kaynaklarda 1 birimlik artışın aktif karlılığında -0.21
birimlik bir azalışa veya tersi duruma neden olduğunu söyleyebiliriz.
160
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Mevduatın kaynak maliyetinin düşük olması ve bankaların yoğun bir şekilde bu
kaynakları tercih etmesi bu durumun altında yatan bir sebep olabilir. Yani
banka karlılığı ve finansal performansı üzerinde öz kaynaklar ve mevduat dışı
kaynaklar, mevduata göre daha fazla olumsuz etkiye sahiptir denilebilir.
Öte yandan kriz dönemleri ile banka karlılık ve performansı arasındaki ilişkiye
bakıldığında ise kriz dönemlerinde banka karlılıklarının olumlu etkilendiğini
söyleyebiliriz.
161
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Kaynakça
Akgüç, Ö. (2012). Banka Finansal Tablolarının Analizi. İstanbul: Arayış Basım ve
Yayımcılık.
Atasoy, H. (2007). Türk Bankacılık Sektöründe Gelir-Gider Analizi Ve Karlılık
Performansının Belirleyiciler. Uzmanlık Yeterlilik Tezi . Ankara: Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası, Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü
.
Ayaydın, H., & Karakaya, A. (2014). The Effect of Bank Capital on Profitability and Risk
in Turkish Banking. International Journal of Business and Social Science, 5(1),
252-271.
BayrakTutan, Y., & Demirtaş, I. (2011). Gelişmekte Olan Ülkelerde Cari Açığın
Belirleyicileri: Panel Veri Analizi. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 1-28.
Çınar, S. (2010). OECD Ülkelerinde Kişi Başına GSYİH Durağan Mı? Panel Veri Analizi.
Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi, 24(2), 591-601.
Demirhan, D. (2010). Türkiye’deki Mevduat Bankalarının Finansal Yapıya İlişkin
Kararlarının Karlılık Üzerine Etkileri. Muhasebe ve Finansman Dergisi, 157-168.
Hazar, A., & Babuşçu, Ş. (2013). Banka Aktif Pasif Yönetimi. Ankara: Asil Yayınevi.
Hoffmann, P. S. (2011). Determinants of the Profitability of the US Banking Industry.
nternational Journal of Business and Social Science, 2(22), 255-269.
İskenderoğlu, Ö., Karadeniz, E., & Atioğlu, E. (2012). Türk Bankacılık Sektöründe
Büyüme, Büyüklük Ve Sermaye Yapısı Kararlarının Karlılığa Etkisinin Analizi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 7(1), 291-311.
Kablan, S. (2007). Measuring Bank Efficiency in Developing Countries: The Case Of
Waemu (West African Economic Monetary Union). African Economic Research
Consortium May.
Kaya, Y. T. (2002). Türk Bankacılık Sektöründe Karlılığın Belirleyicileri 1997-2000. BDDK,
MSPD Çalışma Raporları No:2002/1.
Korkmaz, Ö., & Karaca, S. S. (2013). Firma Performansını Etkileyen Faktörler ve Türkiye.
Ege Akademik Bakış, 13(2), 169-179.
Kök, D., & Ay, O. E. (2013). 2008 Küresel Finansal Krizinin Türk Bankacılık Sektörü
Etkinlik Düzeylerine Yansıması Üzerine Bir Araştırma: 2007-2009. Uluslararası
İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 5(10), 155-170.
Mishkin, F. S. (2011). Para, Bankacılık ve Finansal Piyasalar İktisadı, 8. Baskıdan Çeviri.
Ankara: Akademi Yayıncılık.
Tatoğlu, F. Y. (2012). Panel Veri Ekonometrisi. İstanbul: Beta.
162
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
Bankaların Finansal Yapılarının Karlılıkları Üzerine Etkileri: Türk Bankacılık Sektörü Üzerine Bir Uygulama (pp. 143-161)
Öğr. Gör. Murat DİLMAÇ, Arş. Gör. Arzu TURAL DİKMEN ve Yrd. Doç. Dr. Şerafettin KELEŞ
Turgutlu, E. (2014). Dynamics of Profitability in the Turkish Banking Industry/Türk
Bankacilik Sektöründe Karliligin Dinamikleri. Ege Akademik Bakis, 14(1), 43.
Uluyol, O., & Türk, V. E. (2013). Finansal Rasyoların Firma Değerine Etkisi: BORSA
İstanbul (Bist)’DA Bir Uygulama. Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi, 365384.
163
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
EKLER
Dependent Variable: ROA
Method: Panel EGLS (Cross-section weights)
Date: 12/15/15 Time: 16:50
Sample: 1998Q2 2015Q1
Periods included: 68
Cross-sections included: 22
Total panel (balanced) observations: 1496
Linear estimation after one-step weighting matrix
White cross-section standard errors & covariance (d.f. corrected)
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
MVD
MDK
DGR
OZK
LNA
ZSKORU
KRIZ
C
-0.196276
-0.200140
-0.179847
-0.214653
-0.000961
0.001533
0.002124
0.201347
0.041093
0.036703
0.037044
0.029242
0.001818
0.000314
0.003497
0.031945
-4.776413
-5.452915
-4.855001
-7.340575
-0.528988
4.879917
0.607243
6.302951
0.0000
0.0000
0.0000
0.0000
0.5969
0.0000
0.5438
0.0000
Effects Specification
Cross-section fixed (dummy variables)
Weighted Statistics
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
F-statistic
Prob(F-statistic)
0.346428
0.333953
0.030078
27.77099
0.000000
Mean dependent var
S.D. dependent var
Sum squared resid
Durbin-Watson stat
0.029785
0.039309
1.327178
1.353690
Unweighted Statistics
R-squared
Sum squared resid
0.240368
1.452778
Mean dependent var
Durbin-Watson stat
164
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
0.013628
1.048196
Dependent Variable: ROE
Method: Panel EGLS (Cross-section weights)
Date: 12/15/15 Time: 16:50
Sample: 1998Q2 2015Q1
Periods included: 68
Cross-sections included: 22
Total panel (balanced) observations: 1496
Linear estimation after one-step weighting matrix
White cross-section standard errors & covariance (d.f. corrected)
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
MVD
MDK
DGR
OZK
LNA
ZSKORU
KRIZ
C
-0.102376
-0.043012
0.235094
-0.617578
-0.092042
0.008373
0.043401
0.842436
0.248703
0.212401
0.336721
0.155967
0.024122
0.003909
0.043522
0.173734
-0.411638
-0.202505
0.698185
-3.959677
-3.815639
2.141880
0.997206
4.848989
0.6807
0.8396
0.4852
0.0001
0.0001
0.0324
0.3188
0.0000
Effects Specification
Cross-section fixed (dummy variables)
Weighted Statistics
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
F-statistic
Prob(F-statistic)
0.250623
0.236320
0.506951
17.52238
0.000000
Mean dependent var
S.D. dependent var
Sum squared resid
Durbin-Watson stat
0.372317
0.596516
377.0179
1.328572
Unweighted Statistics
R-squared
Sum squared resid
0.077507
423.5627
Mean dependent var
Durbin-Watson stat
165
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
0.162983
1.664612
Dependent Variable: NIM
Method: Panel EGLS (Cross-section weights)
Date: 12/15/15 Time: 16:51
Sample: 1998Q2 2015Q1
Periods included: 68
Cross-sections included: 22
Total panel (balanced) observations: 1496
Linear estimation after one-step weighting matrix
White cross-section standard errors & covariance (d.f. corrected)
Variable
Coefficient
Std. Error
t-Statistic
Prob.
MVD
MDK
DGR
OZK
LNA
ZSKORU
KRIZ
C
-0.338455
-0.362926
-0.102802
-0.264720
-0.006805
0.000632
0.013869
0.394810
0.061087
0.053667
0.089051
0.059183
0.004513
0.000468
0.008808
0.053778
-5.540502
-6.762605
-1.154425
-4.472896
-1.507887
1.351652
1.574695
7.341421
0.0000
0.0000
0.2485
0.0000
0.1318
0.1767
0.1155
0.0000
Effects Specification
Cross-section fixed (dummy variables)
Weighted Statistics
R-squared
Adjusted R-squared
S.E. of regression
F-statistic
Prob(F-statistic)
0.395703
0.384169
0.041074
34.30767
0.000000
Mean dependent var
S.D. dependent var
Sum squared resid
Durbin-Watson stat
0.055937
0.052546
2.474948
1.444428
Unweighted Statistics
R-squared
Sum squared resid
0.347576
2.633684
Mean dependent var
Durbin-Watson stat
166
The International New Issues In SOcial Sciences
Year 2015 Summer - Volume 1, Number 1
0.043929
1.232053

Benzer belgeler