DUYGU UYSAL 0852051

Transkript

DUYGU UYSAL 0852051
DUYGU UYSAL
0852051
19 ARALIK 2011 PAZARTESİ
Bugün sabah 9’dan akşam 10’a kadar dışarıda kalacaktım. Bu yüzden evden
çıkmadan çok fazla parfüm sıkmıştım. Evden çıkarken ablam bütün evin benim
parfümüm koktuğunu söyledi. Belliydi kokumu çok beğenmişti. Daha sonra
kokunun hafif olduğunu ama çok güzel bir koku olduğunu söyledi. Neredeyse
bütün yol parfümlerden bahsettik. Ablamın parfümü Versace. Çok ağır bir
kokuydu ve beni çok rahatsız etmişti. Çünkü ben ağır kokulardan hiç
hoşlanmam. Ablamda ağır kokuların kalıcı olduğunu düşündüğünden böyle
ağır bir koku almış kendine. Ben o kadar beğenmedim ki ablama “bu ne ya
böcek ilacı gibi kokuyorsun” dedim ve güldük. Ablam aslında kokusundan çok
memnundu ama sanırım ben ablamın fikrini değiştirdim. Uzun süren parfüm
muhabbetinden sonra ablam bana parfümü bittiğinde benim parfümünden
(BULGARY ROSE) alacağını söyledi. Daha sonra ben ablama parfümümle
ilgili yaşadığım bir olayı anlattım. Bir gün erkek arkadaşımın annesiyle
tanışacaktım çok heyecanlıydım. Her şey çok güzel olmalıydı. Yine çok parfüm
sıkmıştım o gün. Sonuçta ilk izlenim önemlidir. Sanırım o gün parfümü sıkarak
çok mantıklı bir şey yaptım. Erkek arkadaşımın annesi kokumu çok beğenmiş
ve parfümümün adını sormuş. Bunu duyduğumda çok mutlu olmuştum ve onu
kesinlikle değiştirmeme kararı aldım.
20 ARALIK 2011 SALI
Bugün erkek arkadaşımla ortak dersimiz vardı. Ve bütün gün yan yana
olacaktık. Bu yüzden sabah yaklaşık yarım saat makyajımla uğraştım. Göz
makyajına çok önem veririm. İl önce gözümün üstüne Flormar’ın diplinerını
sürdüm. Sürmesi biraz zor ama gün boyu gözümde ve akması gibi bir sorun
yaşamıyorum. Diplinerımı sürdükten sonra rimeli sürdüm ve günlük makyajımı
(allık ve ruj) tamamladıktan sonra evden çıktım. Okula girdiğimde her zaman ki
gibi ellerimi yıkamak için lavaboya gittim. Orda akan göz kalemini temizlemeye
çalışan bir kız gördüm. Sanırım biraz fazla baktım ki kızda bana baktı. Daha
sonra bana göz kaleminin aktığını söyledi. Bende ona “neden göz kalemi
kullanıyorsun, dipliner daha rahat bence dipliner kullanmalısın” dedim. Kız
bana diplinerı süremediğini söyledi. Evet, ilk başta bende süremiyordum ama
alışmıştım ve artık kolay sürebiliyordum. Daha sonra makyaj çantamda dipliner
olduğunu hatırladım ve denemesi için kıza uzattım. Kız diplinerı kullandı. Biraz
yamuk sürmüştü ama akan göz kaleminden çok daha iyi görünüyordu.
Bilmiyorum ama sanırım bundan sonra dipliner alıcak.
21 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA
Bugün hava çok soğuktu. Ve maalesef ki ellerim hemen çatlayan bir yapıya
sahip. Bu yüzden çok dikkatli olmalıyım ve her zaman el kremi kullanmalıyım.
Havanın bugün aşırı soğuk olmasının etkisiyle daha çok nemlendiren bir krem
kullanmak istedim. Ve NEUTROGENA’nın el kremini kullandım. Ama
inanılmaz pişman oldum. Reklamlarında da izlediğim gibi inanılmaz
nemlendirici bir krem fakat elimi vıcık vıcık hissetim ve bu krem beni çok
rahatsız etti. 2 kere ellerimi yıkamama rağmen beni rahatsız eden bu his
geçmedi. Evet, belki ele çok nem veren bir krem fakat beni çok rahatsız
etmişti. Hiçbir yere dokunamıyordum. Daha sonra evden çıkmadan çantama
her zaman kullandığım MAVALA’nın el kremini aldım. Bu kremi bütün gün
özellikle de ellerimi her yıkamamdan sonra kullandım. Daha sonra arkadaşıma
da kullanması için kremimi uzattım. Aslında Mavala kremi bana manikür yapan
kadın çok övmüştü ve ben onun tavsiyesi üzerine almıştım ama arkadaşıma
kremi beğenip beğenmediğini sorduğumda normal bir tepki verdi. Yani diğer
kremlerden bir farkı yoktu onun için. Sonra arkadaşımla el kremleri hakkında
konuşmaya başladık ben ona Mavala’yı anlattım arkadaşımda bana Nivea’dan
bahsetti. Nivea’nın el kreminin de iyi olduğunu hem de Mavala’dan daha ucuz
olduğunu söyledi. Ona hak vermeye başlamıştım. El kremim de bitmek
üzereydi. Eve girmeden markete uğradım ve Nivea el kremi aldım ve çok
beğendim. Elimi nemlendiriyordu ve rahatsızlık hissettirmiyordu.
22 ARALIK 2011 PERŞEMBE
Bugün Stategic Market Management dersinde ürünlerden, markalardan ve
ürünlerin satış yerlerinden bahsediyorduk. Hoca, öğrencilere kullandıkları
şampuan markalarını ve nereden aldıklarını soruyordu. Sonra bana döndü ve
“sen hangi şampuanı kullanıyorsun” dedi. Bende “Sebastian” diye cevap
verdim. Daha sonra hoca bu markayı ilk kez duyduğunu söyleyip yeni çıkıp
çıkmadığını ve nerden aldığımı sordu. Bende kuaförlerde satıldığını ve
yaklaşık 3 yıldır kullandığımı söyledim. Daha sonra arkamdaki kıza hangi
şampuanı kullandığını sordu. Kız benimle aynı şampuanı kullandığını söyledi.
Daha sonra hoca dersi anlatmaya devam etti bizde arkamdaki kızla gizlice
kullandığımız şampuanlar hakkında konuşmaya başladık. Çok memnun
olduğunu ve saçının bu şampuan sayesinde sağlıklı uzadığını söyledi. Bende
çok memnun olduğumu saçıma her gün fön çekmeme rağmen sağlıklı
olduğunu söyledim. Daha sonrada bitkisel şampuanlar arasında en iyi
şampuanın Sebastian olduğunu söyledi. Bunu bilmiyordum.
23 ARALIK 2011 CUMA
Bugün saçımı yapmak için fön makinemle odama geçiyordum. Kuzenimde
bizdeydi. Kuzenim 90 doğumlu ve saçına özen gösteren bir kız. Ben saçlarıma
şekil verirken kuzenimde beni izliyordu. Saçlarımın uzun oluşu kuzenimin
dikkatini çekmişti. Ve bana saçlarımı uzatmak için bir şey yapıp yapmadığımı
sordu. Bende kuzenime her duştan sonra saçıma uyguladığım Sebastian
Potion 9’dan bahsetmeye başladım. Potion 9’un içinde 9 tane ayrı kapsül
olduğunu ve bu 9 kapsülün saça hacimle nem verdiğinden bahsettim. Bu krem
saçın sağlıklı uzamasına yardımcı oluyor ve ben bu yüzden senelerce bu
kremi kullanıyorum. Daha sonra kuzenim kremi görmek istedi. Kremin 500 ml
oluşu kuzenimin dikkatini çekti ve bana “sanırım bu kremi uzun süre
kullanmayı düşünüyorsun” dedi. Bende ona “uzun süredir kullanıyorum ve
bırakmayı da hiç düşünmüyorum” dedim. Benim bu kremi bu kadar
anlatmamın üstüne demesi için kuzenime küçük bir kutuya krem koyarak
verdim. Beğenecek mi çok merak ediyorum.
24 ARALIK 2011 CUMARTESİ
Bugün yılbaşının da yaklaşmasının etkisi ile arkadaşımla kuaföre gitmeye
karar verdik. Saçlarımızı kestirmek istiyorduk ama hafta sonu olduğu için
kuaför çok kalabalıktı. Sıramızın gelmesini beklerken oradaki dergileri
karıştırdık ve kuafördeki bir reklamda dikkatimizi çekmişti. Kalıcı oje
reklamıydı. Daha önce kalıcı oje hiç kullanmamıştık ama merak ediyorduk.
Daha sonra arkadaşımla bu oje üstüne konuşmaya başladık. Ojenin
reklamında “dünyanın ilk çıkmayan ojesi” yazıyordu. Bu daha önce
duymadığım bir oje markasıydı (Shellac). Daha önce kullanmadığım için biraz
ön yargılıydım bu ojeye karşı. Ve bu ojenin çok zararlı olduğunu düşünmeye
başladım. Aslında düşününce her gün oje sürme derdi olmayacaktı ve
tırnaklarım her zaman bakımlı görünecekti ama bir yandan da tırnaklarımız hiç
hava almayacağı için sararır ve güçsüzleşir diye düşündüm. Benim fikrim
arkadaşıma da mantıklı geldi. Arkadaşımın da kafasına kalıcı oje olan tırnağa
nasıl manikür yapılır sorusu takılmış. Ve buna bir cevap bulamadık. Son olarak
zararlı olduğuna karar verdik ve almadık.
25 ARALIK 2011 PAZAR
Bugün ablamla uzun zamandır gitmeyi düşündüğümüz el-ayak bakım
merkezine gittik. Orada el ayak bakımı üzerine bilmediğim birkaç markayı
kullanmış oldum. Ve podiatri uzmanı ile ayağıma uyguladığı bazı ürünler
hakkında konuşmaya başladık. Ben ayak bakımı için hangi markayı
kullandığını ve neden o markayı tercih ettiğini sordum. Bu konuda hiç bilgim
yoktu ve ayaklarımla ilgilenmek istiyordum. Podiatri uzamanı alman bir marka
olan Baehr den bahsetmeye başladı. Bu ürün tıbbi ayak bakım ürünü olarak
geçiyordu. Bu ürünün ayaktaki sertleşen hatta nasırlaşan deriyi yok ederek
ayağa ihtiyacı olan nemi kazandırdığını öğrendim. Daha sonra bu ürünü benim
ayağımda da kullandık ve ayağımın inanılmaz derecede yumuşadığını fark
ettim. Ayrıca ayaklarım şuan çok daha sağlıklı görünüyor.

Benzer belgeler

19 Aralık Pazartesi. Bugün bizim çok önemli bir

19 Aralık Pazartesi. Bugün bizim çok önemli bir tane fondaten uyguladılar ve biz en güzel olanı seçtik.Arkadaşımın çok beğendiği ve almak istediği Givenchy parfümü vardı.Yılbaşına özel indirimlerle parfüm 50% düşüyordu ve arkadaşım onu almaya ka...

Detaylı