Trigliseritler (triaçilgliseroller) - WebSitem

Transkript

Trigliseritler (triaçilgliseroller) - WebSitem
12.03.2013
FARMAKOGNOZİ-II
LİPİTLER
Prof. Dr. Nurgün KÜÇÜKBOYACI
Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Farmakognozi Anabilim Dalı
LİPİTLER
LİPİTLER
 Lipitler; “Uzun zincirli yağ asitlerinin alkollerle
oluşturduğu doğal esterlerdir.”
 Alkolün tipine göre lipitler arasında farklılıklar
ortaya çıkar.
 Bitkiler ve hayvanlarda hücre yapısında yer
alan bileşiklerdir (Membran fosfolipitleri ve
glikolipitler gibi)
 Bitkilerde mum ve kütin gibi yapıların
bileşiminde yer alarak hücre koruyucu özellik
gösterirler.
 Yüksek enerjili bileşiklerdir. Hücre için enerji
kaynağıdırlar.
1
12.03.2013
LİPİTLER
Sabit yağlar, mumlar, prostaglandinler lipit
yapısında maddelerdir.
 Sabit yağlar: Yağ asiti + gliserol
 Mumlar: Yağ asiti + yüksek moleküllü bir alkol
 Prostaglandinler: Hayvansal organizmalarda
doymamış yağ asitlerinden hareketle
sentezlenir.
LİPİTLER
 Yapılarında C,H,O,N ve P ihtiva ederler.
 Kimyasal yapılarına göre sekiz temel sınıf altında
toplanabilirler:
1) Yağ Asitleri
2) Triaçilgliseroller (nötral yağlar, trigliseritler)
3) Gliserofosfolipitler (fosfoaçilgliseroller,
fosfogliseritler)
4) Sfingofosfolipitler (sfingomiyelinler)
5) Sterol Lipitleri
6) Prenol Lipitleri
7) Glikolipitler (serebrozitler)
8) Poliketitler
LİPİTLER
 Doğada genellikle hidrofobik bazen de
amfipatik (hidrofobik ve hidrofilik bölgelere
sahip) özellikte bulunurlar.
 Nonpolar organik solvanlarda çözünür.
 Uçucu değillerdir. Bu özelliklerinden dolayı,
“sabit yağlar” adı verilir.
 Sabit yağlar bitkilerin değişik kısımlarında
bulunmakla birlikte en çok tohumlarda
birikirler.
1. YAĞ ASİTLERİ
 Terminal karboksil grubu bulunan bir hidrokarbon
zincirinin diğer ucunda metil grubu bulunur.
 Yağ asitlerindeki açil gruplar ve konjuge sınıflar
metilen grup serilerinin tekrarlanması ile oluşur ve
bu kısımlar hidrofobik karakter verir.
 Yağ asitleri beş alt grup altında incelenmektedir:
1) Doymuş yağ asitleri
2) Doymamış yağ asitleri
3) Okside yağ asitleri
Palmitik asit
4) Siklik yağ asitleri
5) Asetilenik yağ asitleri
2
12.03.2013
1. YAĞ ASİTLERİ
 Bitkisel yağ asitlerinin büyük bir çoğunluğu
doymuş yağ asitleri ve bunların doymamış
homologlarını içerir.
 Her iki grupta da en yaygın bulunan yağ
asitleri 18 ya da 16 karbon atomlu olanlardır.
 Genellikle doymamış yağ asitlerinin
trigliseritleri sıvı, doymuş yağ asitlerinin
trigliseritleri ise katıdır.
DOYMUŞ YAĞ ASİTLERİ (Cn H2n O2 )
(Saturated Fatty Acids: SFA)
 Cn H2n O2 genel formülü ile ifade edilirler.
 Doğal olarak bulunan yağ asitlerinde“n” sayısı
çifttir.
 12’den az sayıda karbon taşıyanlar ile 20 ve daha
fazla sayıda karbon atomu taşıyan doymuş yağ
asitlerine daha seyrek rastlanmaktadır.
 Palmitik asit bitkisel yağlarda en çok bulunan
doymamış yağ asididir.
1. YAĞ ASİTLERİ
 Yağ asitleri suda çözünmez, organik
solvanlarda çözünürler.
 Tuz oluşturabilir, esterleşebilir ve metil
esterleri uçucu olduğu için gaz kromatografisi
ile teşhisleri yapılabilir.
DOYMUŞ YAĞ ASİTLERİ
İSİM
SİSTEMATİK İSİM
YAPI
SEMBOL
Kaprilik asit
Oktanoik asit
CH3(CH2)6COOH
8:0
Kaprik asit
Dekanoik asit
CH3(CH2)8COOH
10:0
Laurik asit
Dodekanoik asit
CH3(CH2)10COOH
12:0
Miristik asit
Tetradekanoik asit
CH3(CH2)12COOH
14:0
Palmitik asit
Hekzadekanoik asit
CH3(CH2)14COOH
16:0
Stearik asit
Oktadekanoik asit
CH3(CH2)16COOH
18:0
Araşidik asit
Eikozanoik asit
CH3(CH2)18COOH
20:0
Behenik asit
Dokozanoik asit
CH3(CH2)20COOH
22:0
Palmitik Asit
3
12.03.2013
DOYMUŞ YAĞ ASİTLERİ (Cn H2n O2 )
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
n=8
n=10
n=12
n=14
n=16
n=18
n=20
n=22
n=24
n=26
Kaprilik asit n=8 ve 10 suda
n=8-12, su
buharı ile
Kaprik asit çözünürler
sürüklenirler
Laurik asit
Miristik asit
Palmitik asit
n=12 den büyük
Stearik asit
olanlar suda
çözünmezler
Araşidik asit
Behenik asit
Lignoserik asit
Serotik asit
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ (CnH2(n-a)O2)
 CnH2(n-a)O2 genel formülü ile gösterilirler.
 “a” çifte bağ sayısını gösterir.
 Doymamış yağ asitlerinden 16 dan daha az
sayıda ve 20 den daha fazla sayıda karbon
atomu taşıyanlara daha az rastlanır.
DOYMUŞ YAĞ ASİTLERİ
 Doymuş yağ asitlerinin eczacılıkta
tuzlarından yararlanılır.
 Örn. Magnesyum stearat; tablet ve
kapsüllerde yapışmayı önleyici, kaydırıcı
olarak kullanılır.
Yağ asitlerinin isimlendirilmesi
• Her bir yağ asidinin trivial adlandırmaya göre
genel isimleri vardır. Oleik asit, stearik asit vb.
• Yağ asitleri aynı sayıda karbon atomu taşıyan
hidrokarbonlara göre adlandırılabilir.
Hidrokarbon adının sonuna "-oik" eki alır.
• Doymuş yağ asitleri ;
10 karbonlu doymuş bir yağ asidi olan;
dekanoik asit = kaprik asit
18 karbonlu doymuş bir yağ asidi olan;
oktadekanoik asit = stearik asit gibi
4
12.03.2013
Yağ asitlerinin isimlendirilmesi
• Doymamış yağ asitleri "-enoik" eki alır.
18 karbonlu, doymamış, bir çift bağlı ve çift
bağın yeri zincirde 9 ve 10. karbonlar arasında
olan; 9-oktadekenoik = oleik asit
18 karbonlu, 3 çift bağı bulunan ve çift bağların
yeri 9, 12 ve 15. karbonlarda olan;
9,12,15- oktadekatrienoik = α-linolenik asit
Yağ asitlerinin numaralandırılması
• Yağ asitlerindeki karbon atomları, karboksil
grubundan (karboksil grubunda bulunan karbon
atomu 1 nolu karbondur) başlayarak
numaralandırılır.
• Karboksil grubuna bitişik karbon atomu 2 nolu
karbon atomudur ve bu karbon atomu aynı
zamanda α karbon diye de bilinir.
• Üç nolu karbon atomu β karbondur.
• Son metil grubundaki karbon atomu ise omega
(w ) veya n-karbon atomu olarak bilinir.
GLA (C18: 3 n-6)
Yağ asitlerinin gösterilmesi
• Yağ asitlerinin kısaca gösterilmesi mümkündür.
• Doymuş bir yağ asiti ise; yağ asitinin karbon sayısı
yazılır, üst üste iki nokta konduktan sonra zincirde
çift bağ bulunmadığını göstermek için sıfır sayısı
yazılır.
• Örneğin palmitik asit 16 karbonlu doymuş bir yağ
asitidir, 16:0 şeklinde gösterilir.
• Doymamış yağ asitlerinde hem çift bağların
sayısının ve hem de konumlarının gösterilmesi
gerekir. Bunun için çeşitli düzenlemeler
kullanılmaktadır.
Doymamış yağ asitlerinin gösterilmesi
1) ∆ (delta) sistemi ile gösterilmesi:
 Yağ asitleri sadece karbon atomu sayısı ve
doymamışlık sayısı verilerek belirtilir. Bu durumda
doymamışlık konumu da belirtilmelidir.
Örn. C18’lu bir çift bağlı oleik asit; 18: 1 ∆9
5
12.03.2013
Doymamış
yağ asitlerinin
gösterilmesi
DOYMAMIŞ
YAĞ ASİTLERİ
2) ω (omega) veya n sistemi ile gösterilmesi:
 Yağ asitlerini tanımlarken kullanılan ilk rakam
içerdikleri karbon atomu sayısını, ikinci rakam
çifte bağ sayısını, “n” harfinden sonra gelen rakam
ise yağ asitinin metil ucundan başlanınca ilk çifte
bağın kaçıncı karbonda olduğunu gösterir.

Örneğin; C20’lu beş çift bağlı EPA; 20:5 n-3
n-3 ve n-6 yağ asitleri
GLA (C18: 3 n-6)
Doymamış yağ asitlerinin gösterilmesi
 Yağ asiti zincirinin sonundaki metil grubu ile
metil grubundan itibaren sayıldığında ilk çifte
bağın yer aldığı karbon atomunun sayısına
göre; doymamış yağ asitleri “n-3”, “n-6” ya da
“n-9” (ω-3, ω-6 veya ω-9) yağ asitleri olarak
sınıflandırılır.
 n-3 yağ asitlerinde metil grubundan itibaren
sayıldığında ilk çifte bağ üçüncü karbonda,
 n-6 yağ asitlerinde ise altıncı karbondadır.
n-3 ve n-6 yağ asitleri
 n-3 yağ asitlerine örnek: α-linolenik asit (ALA),
eikozapentaenoik asit (EPA), dokozahekzaenoik
asit (DHA)
 n-6 yağ asitlerine örnek: linoleik asit (LA),
γ-linolenik asit (GLA) ve araşidonik asit (AA)
EPA (C20:5 n-3)
6
12.03.2013
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ (CnH2(n-a)O2)
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ (CnH2(n-a)O2)
 Tekli doymamış yağ asitleri (monounsaturated
fatty acids- MUFA)
 Çoklu doymamış yağ asitleri (polyunsaturated
fatty acids-PUFA) olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır.
 Tekli doymamış yağ asitlerine oleik, gadoleik,
palmitoleik ve eruzik asit
 Çoklu doymamış yağ asitlerine linoleik (LA),
α-linolenik (ALA), γ-linolenik (GLA), araşidonik
(AA) ve dokozahekzaenoik asit (DHA) örnek
verilebilir.
• Bitkisel yağlarda yer alan doymamış yağlar, yağ
asitlerinin cis izomerlerinden oluşur.
• Trans yağ asitleri ise sıvı bitki yağlarının
hidrojenizasyonu sırasında oluşan izomerlerdir.
• Doğal bitkisel yağlar cis yağ asitleri taşıdıkları
halde, yağların işlem görmeleri sırasında trans
yağ asitleri oluşabilir.
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ
En önemlileri C18 serisi yağ asitleridir.
C18 serisine örnekler;
C18:1 : 9-oktadekenoik Asit: Oleik asit
C18:2 : 9,12-oktadekadienoik Asit: Linoleik asit
C18:3 : 9,12,15-oktadekatrienoik Asit: α-Linolenik asit
C18:4 : 6,9,12,15-oktadekatetraenoik asit: Stearidonik
asit
 Karbon sayısı 16’dan az ve 20’den çok olan
doymamış yağ asitleri daha az yaygındır;
C16:1 : 9-hekzadekenoik asit: Palmitoleik Asit
C22:1 : 13-dokosenoik asit: Eruzik Asit
 Bunların pozisyon izomerleri de nadirdir;
C18:1 : 6-oktadekenoik Asit: Petroselinik Asit
C18:3 : 6,9,12-oktadekatrienoik Asit: γ- Linolenik asit
 Daha az bulunan yağ asitleri;
C20:4 : 5,8,11,14-oktadekatetraenoik Asit
:Araşidonik Asit
7
12.03.2013
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ
 Klasik yağ asitleri dışında bazı yağ asitleri bir cins,
bir familya veya bir grup familya için karakteristiktir.
 Örneğin, Petroselinik asit; Apiacea familyası,
γ-linolenik asit Boraginaceae familyası bitkilerinin
yağlarında bulunan karakteristik doymamış yağ
asitleri’dir.
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ
• Sıvı yağ kullanmayan toplumlarda linolenik asit eksikliği
görülür. Bu eksiklik büyümede yavaşlama, deride
kabuklanma, akne ve saç dökülmesi şeklinde seyreder.
• Diyetle çoklu çifte bağlı doymamış yağ asidi oranı yüksek
olan sıvı yağ verilince bu belirtiler ortadan kalkar. Buna
benzer belirtiler vitaminlerde de görüldüğü için eskiden
çoklu çifte bağlı doymamış yağ asitlerine F vitamini
denmiştir.
• Fakat artık bu terim kullanılmamakta ve bu asitlere
“esansiyel yağ asitleri” denmektedir.
DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİ
 Doymamış yağ asitleri ve bunların gliseritleri Ni
katalizör karşısında hidrojenlenirse katılaşır. Bu
işleme margarine etme denir.
 Hidrojenlendikten sonra yağın doymamışlık
derecesi düşer ve acılaşma azalır.
 Hidrojenlendirme işlemi % 50 oranında yapılırsa
yarı katı yağlar elde edilir
Esansiyel Yağ Asitleri
• Hayvansal organizmada ancak bir tek çift bağlı yağ
asitleri sentezlenebilmektedir.
• Birden fazla doymamış bağa sahip olan linoleik ve
linolenik asitler hayvansal organizmada sentez edilemez
ve mutlaka dışarıdan alınması gereklidir.
• Organizmada sentezlenemeyen ve diyetle alınması
gerekli olan linoleik ve linolenik asitler esansiyel yağ
asitleri olarak bilinir.
• Bu yağ asitlerinin organizmaya yeterli miktarlarda
alınamaması sonucunda büyüme durur, dermatitis
oluşur.
8
12.03.2013
Esansiyel Yağ Asitleri
 Esansiyel yağ asitleri hücre membran
fosfolipitlerinin yapısında yer alırlar, hücre
membranları için önemli bir bileşen oluşturup,
membran akışkanlığı, membran zincir enzimi ve
reseptörlerinin davranışını etkilerler.
 Eikozanoitlerin (prostaglandinler, lökotrienler ve
tromboksanlar) prekürsörüdürler.
 Derinin su geçirmezliğinin kontrolü
 Kolesterol taşıyıcı olarak rol oynarlar.
OKSİDE YAĞ ASİTLERİ
 Bitkilerde bu asitlerin esterlerine rastlanır. Ozlarla
birleşerek glikorezinleri oluştururlar.
 Ayrıca, bazı ozlarla oluşturdukları bileşenler makrolit
antibiyotikleri meydana getirir (eritromisin,
oleandomisin).
 Hidroksi yağ asitlerinin polimerizasyonu ile süberin
oluşabilir ki, bu yapılar mantar dokuyu oluşturur.
 Hidroksi yağ asitleri pürgatif etki göstermektedir
(Hint yağı-risinoleik asit).
OKSİDE YAĞ ASİTLERİ
Yağ asitleri oksitlenerek hidroksi, epoksi ve ketonik
yağ asitlerini meydana getirirler.
 Ketonik yağ asitleri (likanik asit)
 Hidroksi yağ asitleri (risinoleik, konvolvulik ve
jalapik asit)
12-Hidroksi oleik asit………Risinoleik asit
11-hidroksi palmitik asit………..Konvolvulik asit
3,12-dihidroksi palmitik asit…..Jalapik asit
 Epoksi yağ asitleri (vernolik asit)
ASETİLENİK YAĞ ASİTLERİ
 -C≡C- yapısındadırlar.
 Monoasetilenik yağ asitlerine stearolik asit,
santalbik, krepeninik ve pirulik asit örnek verilebilir.
 Poliasetilenik yağ asitlerine canlı organizmalarda
pek rastlanmamaktadır:
 En iyi bilinenlerden birisi, insanda M. tuberculosis’e
karşı etkili mikomisin’dir.
 Entamoeba histolytica’ya etkili fumagillin,
 Diğer bir örnek ise, kuvvetli antimikrobiyal etkiye
sahip olan diynoik asit’tir.
9
12.03.2013
SİKLOPENTENİK YAĞ ASİTLERİ
SİKLOPENTENİK YAĞ ASİTLERİ
 Karbon zincirinin kısmen siklik olduğu yapılardır.
 Şolmogrik asit, hidnokarpik asit ve gorlik asit örnek
olarak verilebilir.
 Asite dayanıklıdırlar. Mikroorganizmaların cidarını
erittiklerinden lepra tedavisinde kullanılırlar.
 Hidroksilli siklopentenik yapılar hayvansal
prostaglandinleri anımsatmaktadır.
Örn.(-)-jasmonik asit. Bu moleküllerin bazıları
hormonal özellikleri ile bitki büyüme
düzenleyicileridir.
 n=10
 n=12
Hidnokarpik asit
Şolmogrik asit
lepraya karşı kullanılır.
Trigliseritler (triaçilgliseroller)
2. Trigliseritler (triaçilgliseroller)
Gerek hayvansal yağlar gerekse bitkisel yağlar, yağ
asitlerinin gliserol ile oluşturdukları oldukça kompleks
esterlerdir. Bu esterlere trigliserit adı verilir.
 Gliserolün üç hidroksil grubu da aynı yağ asidi
esterleşmişse, örn. oleik asit ile, meydana gelen
homojen trigliserit, trioleoilgliserol, gliserol
trioleat ya da triolein adını alır.
 Farklı yağ asitleri ile esterleşmiş ise heterojen
trigliserit yapısı oluşur. Yağ asitleri gliserol
üzerinde bulundukları
karbonlar belirtilerek verilir.
Örn. 1,2-dipalmitoil-3stearilgliserol.
39
10
12.03.2013
Trigliseritler (triaçilgliseroller)
Trigliseritler (triaçilgliseroller)
 Genellikle trigliseritler heterojendir ve
bitkisel yağlar triesterlerin kompleks karışımı
halindedir.
 Trigliseritler alkali hidroksit ile muamale
edildiklerinde 1 molekül gliserol ve 3 molekül
yağ asidi açığa çıkar.
Trigliseritler (triaçilgliseroller)
3. GLİSEROFOSFOLİPİTLER
 Doymamış yağ asidi taşıyan trigliseritlerin
bulunduğu yağlar açıkta kaldığında;
doymamış yağ asitlerinin peroksidasyonu ve
oluşan peroksitlerin polimerleşmesi
neticesinde yağ acılaşır ve kötü kokar, ya da
parçalanarak hoşa gitmeyen kokuda aldehit,
keton ve asitleri verirler.
 Gliserolün hidroksil grupları ile ester oluşturmuş
bir fosfat grubu içeren yapılara denir.
 Gliserofosfolipitlere doğada sıklıkla rastlanmakta
olup, bunlar hücrelerin lipit bariyerleri için kilit
bileşenlerdir.
 Hücresel membranın primer bileşeni ile hücre içi
ve hücrelerarası proteinlerin bağlanma yeri
olmalarının yanında, bazı gliserofosfolipitler
ökaryot hücrelerde hem kendilerinin hem de
membrandan türeyen ikincil mesajcıların
prekürsörüdür
Örn. Lesitinler, sefalinler
11
12.03.2013
4. SFİNGOLİPİTLER
 Sfingolipitler kompleks bir grup olup, bir
aminoasit olan serin ve uzun zincirli yağ asiti
açil-CoA tarafından sentezlenen sfingoit
temelli ana yapının seramit, fosfosfingolipit,
glikosfingolipit vb. dönüşmesi ile oluşurlar.
 Memelilerdeki majör fosfosfingolipitler ise
sfingomyelinlerdir.
SABİT YAĞLAR
 Gliserol ile yağ asitlerinin esterleşmesi sonucu
meydana gelmiş trigliseritler, serbest yağ asitleri ve
sabunlaşmayan kısımların karışımlarından oluşan
ürünlerdir.
 Sıvı veya katı halde olup suda çözünmez, nonpolar
organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler.
 Bitki ve hayvanlarda bulunurlar. Bitkide bulunan sabit
yağlar genellikle tohum ve meyvede toplanmıştır.
 Birçok bitkinin tohumlarında depolanarak enerji
kaynağı ve biyosentez öncülü olarak görev yaparlar.
LİPİTLER
5) Sterol Lipitleri
6) Prenol Lipitleri
7) Glikolipitler (serebrozitler)
Serebrozitler (yağ asidi +oz (glu/gal) + N’lu
bileşik)
8) Poliketitler
SABİT YAĞLAR
• Sabunlaşmayan kısım; 100-150 °C’de uçucu
olmayan, eter, hekzan gibi organik solvanlar ile
ekstre edilebilen, sabunlaşmadan sonra kalan
kısımdır.
• Bileşiminde, steroller (sitosterol, stigmasterol),
karotenoitler, tokoferoller (E vitamini),
hidrokarbonlar, yüksek molekül ağırlıklı alifatik
alkoller, terpenoit alkoller, vitaminler (A, D ve E
vitamini), uçucu yağ, reçine ve acı maddeler yer
alır.
12
12.03.2013
SABİT YAĞLAR
 Sabit yağlardaki gliseritler genellikle
trigliseritlerdir.
 Trigliseritler, gliserol ile yağ asitlerinin
esterleridir. Yağ asitleri genellikle değişik
uzunlukta alifatik karboksilik asitlerdir.
 Tohumların trigliserit oranları, olgunlaşma
süresince artar.
SABİT YAĞLAR
 Bitkisel yağlar büyük oranda doymamış yağ
asitleri içerdiği için oda ısısında sıvı haldedir.
 Yağın katı veya sıvı olması içerdiği doymuş ve
doymamış yağ asitleri miktarına bağlıdır.
Doymuşluk arttıkça yağ katılaşır. Doymamışlık
arttıkça yağ sıvılaşır.
 Bitkisel yağ olan kakao yağı oda sıcaklığında
katıdır, ancak tropikal bölgelerde sıvıdır.
 Hayvansal yağların çoğu ise katıdır. Ancak balık
yağı, doymamış yağ asidi miktarı fazla olduğu
için sıvıdır.
SABİT YAĞLAR
 Sabit yağlar ester yapısında olduklarından
kolaylıkla alkaliyle hidroliz olarak suda
çözünebilen bileşikler olan sabunları
meydana getirirler.
SABİT YAĞLAR
 Sabit yağlar hava, ışık, rutubet, ısı ve bakteri
etkisiyle kendilerine özgü koku ve tatlarını
kaybederek acılaşırlar.
 Yağların acılaşması, çeşitli oksidasyon olaylarından
ileri gelebilir.
 Oksijenin ortadan kaldırılması veya kinon, fenol,
bilirubin, vitamin E gibi antioksidanların eklenmesi
yağlarda oksidasyondan ileri gelen acılaşmayı
geciktirir.
52
13
12.03.2013
Sabit Yağları Elde Etme Yöntemleri
1. Ekspresyon
 Materyalin (yağ taşıyan tohum ve meyve gibi)
preslerde sıkıştırılması yoluyla sabit yağ elde edilmesi
yöntemidir.
Sıcakta; Pres uygulamadan önce protein bakımından
zengin olan tohumlar, 90 °C civarında ısıtılarak hücre
yapılarından yağın açığa çıkması sağlanır, aynı
zamanda da proteinler koagüle olur. Bu işlemden
sonra materyal hızlıca kurutulur, ardından sabit yağ
elde etmek üzere preslenir.
Soğukta; presyon. Örn. Zeytinyağı elde edilmesi.
Sabit Yağları Elde Etme Yöntemleri
2. Ekstraksiyon
 Ayrıca Süperkritik Akışkan Ekstraksiyonu
(Supercritical Fluid Extraction: SFE) yöntemi ile
de tohumlardan sabit yağ elde etmek
mümkündür.
 Bu yöntemde, sabit basınç ve sıcaklıkta sıvı CO2
ile materyal ekstre edilerek sabit yağ elde
edilmektedir.
Sabit Yağları Elde Etme Yöntemleri
2. Ekstraksiyon
 Sabit yağı elde edilecek
numune öncelikle toz edilir
ve ardından nonpolar bir
organik çözücü (n-hekzan,
petrol eteri, eter gibi) ile
ekstraksiyona tabi tutulur.
 SOXHLET Apareyi
(Miktar Tayini)
Sabit Yağları Elde Etme Yöntemleri
Süperkritik Akışkan Ekstraksiyonu ;
 SFE ısıya dayanıksız ve oksidasyona uğrayan
doğal ürünlerin elde edilmesi için uygundur.
 Örn. GLA’nın bitkisel materyalden elde
edilmesinde, ısı stabilitesinin düşük olması
nedeniyle, solvan olarak CO2’nin kullanıldığı
ekstraksiyon işlemi uygulanmaktadır.
14
12.03.2013
Sabit Yağın Rafine Edilmesi
Sabit Yağın Rafine Edilmesi
 Bu yöntemlerle elde edilen yağ, bileşiminde
su, serbest yağ asitleri, lesitin, reçine,
pigment, sterol, mum ve bazı kokulu
bileşikleri içerir.
 Bir yağın eczacılıkta kullanılabilmesi için rafine
edilmesi (temizlenmesi) gereklidir.
 Bu yöntemlerle elde edilen yağ, bileşiminde
su, serbest yağ asitleri, lesitin, reçine,
pigment, sterol, mum ve bazı kokulu
bileşikleri içerir.
 Bir yağın eczacılıkta kullanılabilmesi için rafine
edilmesi (temizlenmesi) gereklidir.
Sabit Yağın Rafine Edilmesi
Sabit Yağın Rafine Edilmesi
Bir yağın eczacılıkta kullanılabilmesi için;
1. Nötralize edilmeli
Sabit yağlar serbest yağ asitlerini de içerir. Asitlik
indeksi fazla ise bunlar NaOH veya KOH’in sulu
çözeltileriyle karıştırılarak soğukta nötralize edilir.
2. Deodorize edilmeli
Hoşa gitmeyen kokulardan kurtarmak için
vakumda ısıtılır. Hem kokuyu bozan uçucu
bileşiklerden hem de suyundan kurtarılmış olur,
böylece yağın dayanıklılığı da artar.
3. Dekolore edilmeli
Sabit yağ adsorbanlarla karıştırılarak rengi açılır.
4. Demargarine edilmeli
Yağ içinde serpantinler bulunan (soğuk su devri
olan) kazanlar içinde tutulur. Çöken maddeler
süzülerek ayrılır.
Örn. zeytin yağı 15C’nin altında çökelek verir.
Soğuk su geçen serpantinlerle soğutulan kazanda
bekletilerek çöken kısımlar süzülür.
15
12.03.2013
Sabit Yağların Teşhisi
Sabit Yağların Teşhisi
 Bitkisel bir dokunun yağ ihtiva edip etmediğini
anlamak için, materyalden kesit alınarak veya toz
halde preparat hazırlanarak sudan III ile boyanır.
Mikroskop altında incelendiğinde, yağ damlacıkları
sudan III’den dolayı turuncu renk alır.
 Yağ damlacıklarının uçucu yağ veya sabit yağ olup
olmadığını anlamak için preparat ısıtılır veya dilüe
alkolle muamele edilir. Bir damlalık yardımıyla lamelin
bir tarafından alkol damlatılır, diğer tarafından küçük
bir süzgeç kağıdıyla çekilerek mikroskopta incelenir.
Dilüe alkolde (70-80°) uçucu yağlar çözündükleri halde
sabit yağlar çözünmezler ve şekilleri bozulmaz.
 Bir filtre kağıdına damlatılır, etüvde bekletilir. Kalıcı
leke sabit yağdır.
 Sabit yağlar genelde gliserittir. Hidroliz edildikten
sonra ortama KHSO3 ilave edilerek ısıtıldığında,
gliserol karakteristik kokulu akrolein’e dönüşür..
Hoşa gitmeyen kötü bir koku oluşur.
Sabit Yağların Miktar Tayini
Sabit Yağların Miktar Tayini
 Tohumları tam olarak tartılıp, toz
haline getirilir. Susuz sodyum sülfat
ilave edilerek Soxhlet cihazının
kartuşuna aktarılır.
 Devamlı tüketme yapan Soxhlet
cihazında nonpolar bir solvanla (nhekzan/petrol eteri) mantolu ısıtıcı
üzerinde 4-6 saat tüketilir.
 Tüketme sonunda balonun içindeki
n-hekzanlı ekstre darası alınmış bir
rotavapor balonuna aktarılarak
evaporatörde alçak basınç altında
distillenerek çözücüsü uzaklaştırılır.
 Distilasyon işlemi sonunda balonda
kalan bakiye (yağlı kısım) tam
olarak tartılır ve balonun
ağırlığındaki artıştan sabit yağ
miktarı hesaplanır.
16
12.03.2013
Sabit Yağların Analizlari
1) GC ile analizleri
Gaz kromatografisi, yağ asitlerinin uçucu metil
esterleri için en uygun ve en çok kullanılan analiz
metodudur.
2) Ters faz HPLC ile analizleri
Bu yöntemde yağ asidinin zincir uzunluklarına ve
yağ asitinin içerdiği çifte bağlara göre alıkonma
sürelerinin değişmesi ile ayırım sağlanmaktadır.
65
Sabit Yağların Kalite Kontrolleri
•
•
•
•
•
•
Farmakopelerin de istediği fiziksel özellikler ve
bazı indisler tayin edilir:
Spesifik ağırlık (0.9 civarındadır. Fazla ise içerisine
madeni yağ katıldığı anlaşılır.)
Kırılma indeksi
t ᵒC
Polarize ışığı çevirme derecesi
Viskozitesi
Değişik solvanlardaki çözünürlüğü
saat
Katılaşma noktası (karışım oldukları için erime
noktaları yoktur. Erimenin başladığı ve bittiği
nokta tayin edilir.)
Sabit Yağların Kalite Kontrolleri
• Lipit taşıyan drogların kalite kontrolünde diğer
drogların kalite kontrolünden farklı olarak sabit yağ
miktar tayini yapılır.
• Yağ içeren drogların kalite kontrolü için uygulanan
metotlar farmakopeler ve belirli kuruluşlarca
(International Standardization Organization: ISO,
American Oil Chemists Society: AOCS) standardize
edilmiştir.
• Sabit yağların kalite kontrolü için taşıdığı yağ
asitlerinin, gliseritlerin ve sabunlaşmayan
bileşiklerin belirlenmesi gerekir.
• Yağ asitleri metillenerek uçucu hale getirilip GC de
analiz edilir.
Sabit Yağların Kalite Kontrolleri
Kimyasal değerleri:
• Asitlik derecesi (100 g yağ- ml KOH)
• Asitlik indisi (1 g yağ- mg KOH)
• Sabunlaşma indisi
• Ester indisi (Sabunlaşma I. – Asitlik I.)
• İyot indisi
• Hidroksil indisi
• Hekzabromür indisi
• Peroksit indisi
• Sabunlaşmayan madde miktarı
• Yağlardaki Yabancı Yağlar (ITK veya GC)
17
12.03.2013
• Asitlik derecesi: 100 g yağdaki serbest asitleri
nötralleştirmek için sarfedilen KOH’in ml
cinsinden değeridir.
• Asitlik indeksi: 1 g yağdaki serbest yağ
asitlerini nötralleştirmek için sarfedilen
KOH’in mg cinsinden değeri.
• Sabunlaşma indeksi: 1 g yağdaki serbest
asitleri nötralleştirmek ve esterleri
sabunlaştırmak için sarfedilen KOH’in
mg cinsinden değeri.
• Ester indeksi: 1 g yağdaki esterleri
sabunlaştırmak için gereken KOH’in mg
cinsinden değeridir.
Eİ = Sİ – Aİ
• İyot indeksi: 100 g yağın çifte bağlarına
girebilecek iyotun gram cinsinden değeri.
• Peroksit sayısı: 1000 g yağın taşıdığı
miliekivalen O2 miktarı.
• Hekzabromür indeksi: 100 g yağın
bromlanmasıyla elde edilen
hekzabromstearatın gram cinsinden
değeri.
• Sabunlaşmayan maddelerin tayini:
100-105 ᵒC arasında uçucu olmayan, bir
organik solvan ile ekstre edilebilen,
sabunlaşmadan sonra kalan maddelerin
(sterol, karotenoit, vitamin) yüzdesidir.
18
12.03.2013
YAĞ ASİTLERİNİN BİYOSENTEZLERİ
Asetat yolağı (yağ asitleri ve poliketitler)
Yağ asitleri
Yağ asitleri
19
12.03.2013
YAĞ ASİTLERİNİN METABOLİZMALARI
YAĞ ASİTLERİNİN METABOLİZMALARI
AA, DGLA ve
EPA’dan türeyen
eikozanoitler
20
12.03.2013
AA, EPA ve DHA’dan türeyen eikozanoitler ve biyolojik
aktiviteleri
AA’den
Türeyen
Fiyolojik
Etkileri
Fizyolojik
Etkileri
EPA ve DHA’
dan Türeyen
PGD2
PGE2
PGF2
PGI2
Proaritmik
Proaritmik
Antiaritmik
Antiaritmik
PGD3
PGE3
PGF3
PGI3
Tromboksanlar
TXA2
TXB2
Platelet aktivatör
Vazokonstrüksiyon
Platelet inhibitör
Vazodilatasyon
TXA3
TXB3
Lökotrienler
LTA4
LTB4
LTC4
LTD4
LTE4
Proinflamatuvar
Antiinflamatuvar
LTA5
LTB5
LTC5
LTD5
LTE5
Epoksieikozatrienoik
asit türevleri
5,6 EET
8,9 EET
11,12 EET
14,15 EET
İnflamatuvar
Hidroksileikozatetraenoik asit türevleri
5-HETE
12-HETE
15-HETE
Lipoksinler
LXA4
Antiinflamatuvar
RVE1, RVD
Prostaglandinler
Resolvinler
İMMUN SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ
• n-3 PUFA’ların prekürsörü oldukları eikozanoitler
nedeniyle, antiinflamatuvar aktivitesi ve
inflamasyonu karşı koruyucu etkileri vardır.
YAĞ ASİTLERİNİN FİZYOLOJİK ETKİLERİ
•
•
•
•
•
•
•
İmmun Sistem Üzerindeki Etkileri
Atopik Dermatit Üzerindeki Etkileri
Kardiyovasküler Sistem Üzerine Etkileri
Kanser Üzerindeki Etkileri
Diyabet Üzerindeki Etkileri
Ülser Üzerindeki Etkileri
Santral Sinir Sistemi Üzerindeki Etkileri
ATOPİK DERMATİT ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
GLA bakımından zengin bitkisel yağlar;
 borage tohum yağı (Borago officinalis)
 evening primrose yağı (Oenothera biennis)
 black currant tohum yağı (Ribes nigrum)
atopik ekzemanın semptomatik tedavisinde
kullanılmaktadır.
21
12.03.2013
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
• Günlük 1g EPA+DHA bileşimi KVS
hastalıklarından korunmada.
• n-3 yağ asitleri;
– platelet agregasyonu ve vazokonstrüksiyonu
inhibe etmeleri nedeniyle, antitrombotik.
– kan viskozitesini ve vazokostrüksiyonu
azaltarak hipertansiyonda yararlı etki.
– vücutta kolesterol taşıyıcı görev yaparak,
serum trigliserit ve kolesterol düzeyi
düşürücü, serum HDL düzeyi artırıcı etki.
DİYABET ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
• Doymuş yağ alımı insülin duyarlılığını kötüleştirir
ve kilo alımına neden olur.
• ALA ve MUFA, kan glukoz düzeyinde iyileşme
sağlamaktadır.
KANSER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
• n-3/n-6 oranının arttırılması kolon tümör
sıklığını azaltmaktadır.
• n-3 PUFA’ların AA metabolizması inhibisyonu ile
kolon kanserinde yararlı etkileri bulunmaktadır.
En etkili n-3 PUFA’lar; SDA ve EPA.
ÜLSER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
• 5 ve 10 ml/kg dozunda evening primrose yağı
(EPO) in vivo çalışmalarda, içerdiği GLA
sayesinde;
– gastrik mukoza hasarını inhibe etmekte,
– antiülserojenik aktivite göstermektedir.
22
12.03.2013
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Kullanıldıkları yerler
• PUFA’lar nöronların membran fosfolipit yapılarında da
bulunmaktadır.
• Etkilerini nöron membranlarının stabilizasyonu ve
oksidatif hasarın azaltılmasına bağlı olabileceği
düşünülmüştür.
• DHA yetersizliğinde beyin fonksiyonlarında
anormallikler görülmüştür. Beyin gelişimi için gerekli.
• n-3 ve n-6 PUFA karışımı epilepside nöbet sıklığını
azaltmaktadır. Ancak, tekli kullanımları tavsiye
edilmemektedir.
• Depresyonlu hastalarda diyetle n-3 PUFA alımı, depresif
episod ve tekrarlayıcı episod riskini azaltmaktadır.
• Sabit yağlar dahilen alındıklarında laksatif etki
gösteriler.
• Hidroksi yağ asitlerini taşıyan yağlar ise pürgatiftir.
• Doymamış yağ asitleri bakımından zengin yağlar
aterosklerozda diyet olarak kullanılır.
• Bazı yağlar taşıdıkları vitaminlerden dolayı (A,D,E)
ilaç olarak kullanılırlar.
• Deri üzerinde emoliyan etkidedirler. Deriyi
yumuşatır ve esnek bir hale getirirler. Badem yağı
• GLA taşıyan yağlar ekzema tedavisinde kullanılırlar.
Kullanıldıkları yerler
• Yağlar sabun imalinde kullanılır.
• Eczacılık teniğinde çözücü (yağlı ampüller) ve
eksipiyan (suppozituvarlarda-kakao yağı) olarak
kullanılır.
• Boya sanayisinde, havadan oksijen absorbe etme
yeteneğine sahip olan yağlar (kuruyan yağlar)boya
sanayinde kullanılır. Lini oleum(bezir yağı)
• Sülfonlanmış yağlar yüzey aktiftirler:
Risinoleik asit + H2SO4
sülfonlanmış yağ
Sülfonlanmış yağ diş taşlarını eritici olarak kullanılır
ve şampuanların bileşimine girer (Türk kırmızı yağı)
Yağ asitlerinin eczacılıkta kullanılışları
• Stearik asit
Yağlar
su buharıyla hidroliz
stearik
ve palmitik asit
Emülgatör, sıvağ, enterik kaplama materyali,
tabletlerde kaydırıcı
• Magnezyum stearat (Eur.Ph.)
MgO,MgCO3,Mg(OH)2
Stearik asit
yüksek ısıda
Tablet ve kapsüllerde kaydırıcı, bebek pudrası
23
12.03.2013
Yağ asitlerinin eczacılıkta kullanılışları
• Çinko stearat
Pomat ve pudraların bileşimine girer, deriyi
kurutucu ve koruyucu özelliktedir.
• Sodyum stearat
Emülsiyon ajanı, deri hastalıklarında saç ve kıl
köklerindeki sikozise karşı
• Aluminyum stearat
Süspansiyon ajanı, boya sanayisinde, su
geçirmeyen kumaş imalinde
• Gliseril monostearat : Tablet dağıtıcı
• Propilen monostearat : Emülsiyon ajanı
• Etil oleat : Emoliyan, emülsiyon ajanı
Yağ asitlerinin eczacılıkta kullanılışları
• Undesilenik asit , Çinko undesilinat
Hint yağının hidrolizi risinoleik asit elde edilir.
Risinoleik asit
Pirolizi ile elde edilir.
CH2CH(CH2 )8COOH
• Mantar hastalıklarının tedavisinde kullanılır.
24

Benzer belgeler