Dergi Sayı No: 19 - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı

Transkript

Dergi Sayı No: 19 - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ SAYI: 19 / 2015
YTÜ, En Girişimci
5. Devlet
Üniversitesi
oldu
Türkiye’nin
Biyometrik
Güvenliği
YTÜ’ye Emanet
Mesleki
Eğitimin Yıldızı
Gaziosmanpaşa’da
Parlayacak
Yıldız, Sporda
Kupalara
Ambargo
Koydu
Her Projemizde
Çevre ve Enerji Verimliliği Adına
Duyarlılığımızı Koruyoruz!
Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde No: 3
Ümraniye 34776 İSTANBUL, TÜRKİYE
Tel: (0216) 499 49 59 - Fax: (0216) 499 49 60
[email protected] - www.birlesimgrup.com
2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ
DAVUTPAŞA
KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DAVUTPAŞA KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ ulusal ve uluslararası
kongre, konferans, seminer organizasyonlarına, kültürel ve sanatsal etkinliklere, canlı ve bant yayın
programlarına ev sahipliği yapmaktadır.
,JǵJMJL"EFU4BMPO
,JǵJMJL"EFU4BMPO
,JǵJMJL5PQMBOU‘4BMPOV
'VBZF"MBO‘
,VMJTWF5PQMBOU‘0EBMBS‘
4BOBUΑ0EBMBS‘
3FTUPSBOWF5FSBT
,BQBM‘WF"ΑL0UPQBSL
Doğru yerdesiniz
1000 KİŞİLİK
SALON ÖZELLİKLERİ
,JǵJMJL4BMPO
5JZBUSP,POHSFWF,POTFS4BIOFTJ
4PO5FLOPMPKJ4FT4JTUFNJ
4JNàMUFOF4JTUFNJWF"EFU,VMBLM‘L
"EFU:BLB.JLSPGPOV
"EFU5FMTJ[5FMFGPO
"EFU%FMFHF.JLSPGPOV
150 KİŞİLİK
SALON ÖZELLİKLERİ
,JǵJMJL4BMPO
"NöƵFLMJOEF%à[FOJ
4FTWF#BSLPWJ[ZPO4JTUFNJ
40 KİŞİLİK
SALON ÖZELLİKLERİ
,JǵJMJL5PQMBOU‘4BMPOV
4FTWF#BSLPWJ[ZPO4JTUFNJ
DAVUTPAŞA KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ, YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DAVUTPAŞA KAMPÜSÜ’nde
bulunmaktadır. Kongre merkezimize toplu taşıma ile ulaşım metro ve otobüs ile mümkündür.
Tel::0212238334000
Fax::0212238334008
Mail::[email protected]
yıldızlar sayı / 19
3
içindekiler
Sayı: 19 / 2015
[email protected]
Yıldız Teknik Üniversitesi
Adına İmtiyaz Sahibi
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK
Rektör
Yayın Direktörü
Doç. Dr. Zehra YUMURTACI
YTÜ İletişim Koordinatörü
Genel Yayın Yönetmeni
Cihat DEMİR
Rektör Danışmanı
Yazı İşleri Sorumlusu
Uzm. S. Gürkan TUZLU
Yazı İşleri
Uzm.Dr. Neşe ATACI
Uzm. Nagehan Bilge OK
Uzm. Habibe AKÇAY
Merve KARATAŞ
Gülşen KURULAY
Görsel Yönetmen
Mehtap KUL
Kapak Fotoğrafı
İsa CANGİR
Fotoğraf
Sabri BAKIŞ
Tuncay ATEŞ
6
Mesleki Eğitimin Yıldızı Gaziosmanpaşa’da Parlayacak
8
Türkiye’nin Biyometrik Güvenliği YTÜ’ye Emanet
10
YTÜ, En Girişimci 5. Devlet Üniversitesi Oldu
11
Ölümünün 427.Yılında Mimar Sinan
12
Dünyanın En İyi Üniversitelerinden
Türk Akademisyenler Yıldız’da buluştu
14
Hem Sahaya Hem Masaya Hakim Fakülte; YTÜ İnşaat Fakültesi
17
Güzel Sanatlar ve Sanatın Önemi
18
Geçmişten bu güne Fotoğraflarla YTÜ
20
YTÜ Racing Türkiye’ye Kupayla Döndü
22
Taş Plağın Kimyası Tez Oldu
24
Teknoloji Bağımlılığına Karşı Üç Boyutlu Çığlık ‘Teknofark’
26
“Yıldızlı Projeler” de Ödüller Sahiplerini Buldu
29
Makine Mühendisliği’ nin Kalbi Yıldız’ da Attı
30
YTÜ Vakfı “Ankara” dan Haberler
32
Ae2 Projecting İngiltere’ yi Feth Etti
İletişim - Koordinasyon
Seyma OKUYUCU
Beyza GÜLSEZER
Gamze PINARBAŞI
Harun AKDAĞ
34
Bugünün Gençleri Daha Güçlü Türkiye için
3. Kez Geleceği Zirve’ye Taşıdı
37
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası
38
YTÜ EkibiTübitak’ın Yarışlarında Kupaları Topladı
Teknik Ekip
Uğur MERCAN
Vedat ÇOLAK
Mustafa YILGIN
Volkan AZMAN
40
19 Mayıs, “Gazi Günü”nden,“Atatürk’ü Anma
Gençlik ve SporBayramı”na
42
Göçün Yenilik Transferine Etkisi
Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeTartışıldı
44
Unesco 2005-2015 “Hayat İçin Su” 10 Yıllık Eylemi
45
YTÜ’de Öğrenciden Öğrenciye Eğitim
46
Raylı Sistemlerin Geleceği Yıldız’da Masaya Yatırıldı
48
İlk İşim Girişim Ödülleri Sahiplerini Buldu
50
Öğrenciler Geleceğe Mentorluk Desteği İle Hazırlanıyor
Baskı ve Cilt
Mega Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş
Cihangir Mah. Güvercin Cad.
No:3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat:2
34310 Haramidere/ İstanbul
Tel: 0212 41217 00
Sertifika No: 12026
Bu derginin içeriği Yıldız
Teknik Üniversitesi İletişim
Koordinatörlüğü tarafından
hazırlanır. Ücretsiz dağıtılır. Para
ile satılamaz. Yayınlanan yazıların
sorumluluğu yazarına aittir.
Reklamların sorumluluğu ise
reklam verene aittir. Dergide
yayınlanan yazı ve resimler
kaynak gösterilmek sureti ile
kullanılabilir.
10
14
66
6
10
8
32
64
Tarihi Çevrede Çağdaş TasarımlarYeniden Değerlendirildi
52
YTÜ Tanıtım Fuarları’nınYıldızı Oldu
54
GeleceğinYıldızlarıYTÜ’ye Akın Etti
56
Yıldız Teknik Üniversitesi’n de Diploma Heyecanı
58
Mezuniyet Töreninde Sürpriz Evlilik Teklifi
62
İş adamı Öztiryaki Diplomasına 43 Sene Sonra Kavuştu
63
YTÜ Davutpaşa Kampüsü Camii Açıldı
64
5 Haziran Dünya Çevre Günü Üzerine
66
Robotlar Yıldız Savaşlarında Mücadele Etti
68
6 Nisan: Uluslararası Spor ve Fiziksel Aktivite Günü
70
Reklam ve Pazarlamanın Trendleri İle Admark’15
72
Yıldızlı Spor Haberleri
75
Bu Panayırın Kapıları ‘Kariyer’e Açılıyor
76
Sigara Doğal Afetlerden Daha Çok Can Alıyor!
78
Kulüpler Birliğinden Sosyal Sorumluluk Seferberliği
80
YTÜ Makedonyalı Çocuklarla Çocuk Oldu
81
Yıldızlı Öğrencilerden Manisalı Çocuklara Destek
82
Yıldız Teknik Üniversitesi Kulüpler
Birliği Zaferin 100. Yılında Çanakkale’de !
84
Yıldız Ailesi İftarda Buluştu
86
Okurdan Şiir
88
Kitap
90
Bulmaca
92
Basında Yıldız
93
Sezginman Hocamız İçin Son Görev
94
İstanbul’un merkezinde
bir asırlık üniversite...
6
yıldızlar sayı / 19
6
Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memleket sevgisini, şerefi, bağımsızlığı
öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilecek en uygun,
en güvenli yolu öğretir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda
mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmaları lazımdır. Bunu sağlayan okuldur.
Değerli Yıldızlar Dergisi Okuyucuları,
2015-2016 eğitim-öğretim yılının tüm Üniversiteler ve ülkemiz için
hayırlı olması dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunarım.
Bu yeni eğitim-öğretim yılında Üniversitemizi kazanan tüm
öğrencilerimizi tebrik ediyor, en kalbi duygularımla tebrik ediyor,
başarılarınızın sürekli olmasını temenni ediyorum. Öğrencilerimiz
hayallerine cevap verileceği, ihtiyaçlarının karşılanacağı,
kendilerini ait hissedecekleri ve her şeyden önemlisi huzur
ortamında öğrenim fırsatı yakalayabilecekleri bir yüksek öğrenim
yuvasına geldiler. Üniversitemiz, seçkin ve dinamik öğretim
kadrosu ve disiplinlerarası lisans ve lisansüstü programları,
ar-ge ve inovasyon odaklı bilimsel vizyonu ile öğrencilerimizi
kucaklamaktadır. Eğitim-öğretimde dünya standartlarını
yakalayan akademik programları, yaşamboyu eğitimi ve bilimi
hayat felsefesi olarak yaşayan akademik kadrosu, sanayi ile
işbirliği içinde ülkenin Ar-Ge faaliyetlerine katkıda bulunan 21.
yüzyılın girişimci üniversite modeli, öğrencilerimizin bir parçası
olmaktan onur duyacağı kurumsal gücü ve öğrencilerine sunduğu
eşsiz sosyal imkanlarıyla değerli öğrencimizi YTÜ Ailesinin en
önemli parçası olarak görüyoruz.
Üniversitelerden beklentiler ülkenin ve toplumun değişik kesimlerinde oldukça farklılıklar göstermektedir. Bu beklenti eğitim,
araştırma ve geliştirmenin yanı sıra çok geniş bir yelpazede değişik ürün ve hizmetleri kapsamakta, üniversiteler de bu beklentileri
yerine getirerek fark edilmeye ve tercih listelerinin ön sıralarında yer almaya çalışmaktadır. Mezunlarımızın kalitesi ve sanayi
ve iş alanlarında tercih edilmeleri öğrenciler arasında Üniversitemizin de tercih edilme nedenlerinden birisidir. Bir üniversiteyi
üniversite yapanın, öğretim üyelerinin yaptığı bilimsel çalışmalar, derslik ve laboratuarlarının çağdaşlığı ve mezunlarının ülkede kabul
edilebilirliği gerçeğinden yola çıkıldığında Üniversitemizin bu nitelikleri taşıdığı görülmektedir.
Özgün bilgi ve teknoloji üretiminin yanı sıra, toplumun değişik kesim ve kurumlarına araştırma-geliştirme projeleri yapması,
danışmanlık ve bilgilendirme gibi konularda hizmet sunması da Üniversitemizin dış paydaşlarıyla işbirliğini güçlendirmiş ve saygın
üniversiteler arasındaki yerini almıştır. Davutpaşa Kampusunda yapılanma sürecine giren Üniversitemiz, çağdaş ve günümüz
ihtiyaçlarına uygun binaları, laboratuarları, derslikleri, geniş kampus mekanı ve tüm üniversitelere örnek ve model olan Teknopark
projesi ile araştırma ve eğitim kalitesi açısından sadece yerel değil aynı zamanda uluslar arası üniversitelerle rekabet edebilecek
seviyeye gelmeyi hedeflediğinden geleceğe umutla bakmaktadır.
Dergimizin bu sayısının hazırlanmasında emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür eder, yükseköğrenim alanında katkı
sağlayan tüm mesai arkadaşlarıma çalışmalarında başarılar ve kolaylıklar dilerim.
MESLEKİ EĞİTİMİN YILDIZI
GAZİOSMANPAŞA’DA PARLAYACAK
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi Arasında İmzalanan Protokolle, Belediye
Tarafından İnşaa Edilen 6 Bin Metrekre Kapalı Alana Sahip Eğitim Binası Yıldız Teknik Üniversitesi’ne
Tahsis Edildi. 25 Yıllığına Tahsisi Yapılan Binada Lisansüstü Eğitim Faaliyetleri, İstihdama Dönük
Yaygın Eğitimler, Mesleki Eğitimler, Sürekli Eğitim Kapsamında Sertifika Programları, Sosyal
Sorumluluk Projeleri Olmak Üzere Geniş Yelpazede Hizmet Verilecek.
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi arasında imzalanan protokolle, üniversiteye 25 yıllığına bir okul
binası tahsis edildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Gaziosmanpaşa’da Sürekli Eğitim
Merkezi ve Uygulamalı Mühendislik eğitiminin de verileceği “Yaşam Boyu Eğitim Kampüsü” olarak hizmet verecek.
Yeni teknolojik gelişmeler ve hızlı değişim, toplumların bilgi toplumu hâline gelmesine ihtiyaç gösteriyor ve herkes için
yaşam boyu öğrenmenin gerekliliği bir
kez daha ortaya çıkıyor. Bilgi toplumları,
yaşam boyu öğrenme becerilerine sahip
bireylere ve nitelikli iş gücüne ihtiyaç
duyuyor. Yaşam boyu öğrenme gereksiniminde; meslekî çeşitlilik ve gelişim,
kişisel gelişim ve toplumsal gelişim yer
8
yıldızlar sayı / 19
alıyor. Bu hızlı değişimlere ayak uydurmayı ve çağı yakalamayı hedefleyen kişi
ve kurumlar kalite ve verimliliğe ulaşmak
için gelişim fırsatları arıyor. Bu yeni bilgi
ve teknolojileri eğitim fırsatlarına dönüştürerek topluma farklı öğrenme seçenekleri sunmada bilginin kaynağı üniversitelere ve belediyelere önemli görevler
düşüyor.
GAZİOMSANPAŞA’NIN YENİ EĞİTİM MERKEZİ YTÜ YAŞAM BOYU
EĞİTİM MERKEZİ OLACAK
Bu hedeflere yönelik, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi
güçlerini birleştirerek “YAŞAM BOYU
EĞİTİM KAMPÜSÜ” projesine imza
attı. KAMPÜS projesi, Gaziosmanpa-
şa Belediyesi tarafından Yıldız Teknik
Üniversitesi’ne tahsis edilecek olan 6 bin
630 m2 lik binada hayata geçecek.
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından yürütülen ortak çalışma sonucu imzalanacak
protokolle üniversiteye bir okul binası
tahsis edilmesine yönelik imza töreni
27 Temmuz 2015 Pazartesi günü Beşyol
Mevkii’ndeki okul binasında gerçekleştirildi. İmza törenine Rektörümüz Prof. Dr.
İsmail Yüksek, Gaziosmanpaşa Belediye
Başkanı Hasan Tahsin Usta, Kaymakam
Yaşar Karadeniz, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Faruk Yiğit, Prof. Dr. Yusuf
Ayvaz, Prof. Dr. Mesut Güner ile bazı fakültelerin dekanları, öğretim üyeleri ve
davetliler katıldı.
nada halka yönelik olarak Sürekli Eğitim
Merkezi’nin kurslarının verileceğini ve
bunun ilçenin yetişmiş eleman ihtiyacını
karşılayacağını söyledi. Rektör Yüksek
ayrıca binada Yüksek Lisans ve Doktora
öğrencilerinin de eğitim alacağını, 2-3
yıllık bir zaman diliminde ise ‘Uygulamalı
Mühendislik’ eğitimi verecek bir fakültenin hizmet vermesini planladıklarını sözlerine ekledi.
BAŞKAN USTA: İSTANBUL’UN
YILDIZI GAZİOSMANPAŞA’DA
PARLAYACAK
REKTÖR YÜKSEK: 5-10 SENE
İÇİNDE GAZİOSMANPAŞA’YI YENİ
ÜNİVERSİTESİNE KAVUŞTURURUZ
Törende konuşan Rektörümüz Prof. Dr.
İsmail Yüksek, “Belediye Başkanımız,
büyük emeklerle oluşturduğu bu binayı
sorgusuz bir şekilde YTÜ’nün kullanımına
tahsis etmek için bize müracaat ettiğinde, biz dedik ki biz bunu kısa bir süre alalım, olgunlaştıralım ve Gaziosmanpaşa’ya
bir üniversite olarak yeniden devredelim.
Bu süre 25 sene gibi görünüyor ama biz
bunu 5-10 yıl içinde inşallah yaparız. Değişik fakültelerle, birimlerle bir üniversite haline getiririz.” diye konuştu.
Rektör Yüksek, hizmete girecek olan bi-
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan
Tahsin Usta da, ilçe halkına verdikleri
sözü tutarak Gaziosmanpaşa’da bir üniversitenin eğitime başlamasını sağladıklarını ve bundan büyük memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Gaziosmanpaşa’ya
yeni bir üniversite kazandırmanın vatandaşlara olumlu yansımaları olacağına
dikkat çeken Usta, “YTÜ’nün bir biriminin Gaziosmanpaşa’da sizlere hizmet
vermesi için bu imza merasimindeyiz.
İnşallah ilçemizde bir ilk adım olarak
bunu başlatıyoruz. Bundan sonra başka
fakültelerimizi, başka üniversitelerimizi
de ilçemize getirmek üzere bu çalışmaları bütün gücümüzle devam ettirmiş
olalım. Bu binamız eğitim amaçlı yapılmış
bir binaydı. Biz ilçemizde bir üniversite
olması, özellikle de Yıldız Teknik Üniversitesi gibi İstanbul’un yıldızının burada parlaması bizim için anlam doluydu.
Tabi ki burada verilecek dersler önemli
çünkü sadece üniversite eğitimi vermek
maksadıyla burası faaliyete geçmiyor.
Üniversitemizle özellikle istihdam konusunda olmak üzere birçok işbirliği yapacağız” ifadelerini kullandı.
Gaziosmanpaşa Belediye sınırları içerisinde bulunan YTÜ Yaşam Boyu Eğitim
Kampüsü lisansüstü eğitim faaliyetleri,
istihdama dönük yaygın eğitimler, mesleki eğitimler, sürekli eğitim kapsamında
sertifika programları, sosyal sorumluluk
projeleri olmak üzere geniş yelpazede
hizmet verecek. Ayrıca, KAMPÜS bünyesinde “Eğitim Planlama ve Öğretmen
Yetiştirmeye Yönelik” danışmanlık hizmeti verecek yeni bir yapının kurulması
planlanıyor.
Merkez, bilgi toplumuna geçiş sürecinde;
eğitim alanlarının çeşitliliği ve yüksek
hizmet kalitesiyle, kişi ve kurumlara yaşam boyu eğitim, araştırma ve danışmanlık desteği vermek, bölgenin ve toplumun
gelişmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla, ihtiyaç duyulan alanlarda,
eğitim, bilim, teknoloji ve sanat birikiminden yararlanarak gelişen teknolojiyi kullanan, kaliteli, güncel ve yenilikçi, yaşam
boyu eğitim programları hazırlayarak
ve geliştirerek üniversitedeki akademik
bilgiyi gerçek hayata ve ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde yapılandırmayı
amaçlıyor. Üretim faktörlerinin en değerlisi olan İNSAN’ı eğitmek ve geliştirmeye
yönelik faaliyetlerde bulunarak projeler
üretmek KAMPÜS’ün öncelikleri arasında olacak.
yıldızlar sayı / 19
9
TÜRKİYE’NİN BİYOMETRİK GÜVENLİĞİ
YTÜ’YE EMANET
Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteği ile kurulan Siber Güvenlik
ve Biyometrik Araştırmalar Danışmanlık ve Test Merkezi siber güvenlik ve biyometrik sistemlerle ilgili
standartların ve yerli çözüm önerilerinin geliştirilmesini sağlayacak. 1 milyon 300 bin TL’lik bir yatırımla
hayata geçirilen merkezde, güvenli biyometrik ürünlerin üretimi için gerekli Ar-Ge altyapı çalışmaları,
biyometrik sistemlerle ilgili veri tabanlarının oluşturulması ve protokollerin geliştirilmesinin yanı sıra, siber
güvenlik ve biyometrik sistemlerle ilgili sektörel danışmanlık hizmetleri de verilecek.
Yıldız Teknik Üniversitesi ElektrikElektronik Fakültesi, Elektronik ve
Haberleşme Mühendisliği Bölümü bünyesinde kurulan, “Siber Güvenlik ve Biyometrik Araştırmalar Danışmanlık ve
Test Merkezi”nin açılışı gerçekleştirildi.
Açılış törenine Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail YÜKSEK, TSE
Bilişim Belgelendirme Daire Başkanı
Mariye Umay AKKAYA, Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nizamettin
AYDIN ve Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Proje
Yürütücüsü Prof. Dr. Tülay YILDIRIM’ın
10
yıldızlar sayı / 19
yanı sıra sektörden ve akademik camiadan da çok sayıda davetli katıldı.
“TÜRKİYE’NİN İLK SİBER GÜVENLİK
VE BİYOMETRİK ARAŞTIRMALAR
MERKEZİ”
İSTKA 2014 Yılı Yenilikçi İstanbul Mali
Destek Programı kapsamında, Türk Standartları Enstitüsü iştiraki ile kurulan merkezin hedefi, güvenli biyometrik ürünlerin üretimi için gerekli Ar-Ge altyapısını
oluşturmak, biyometrik sistemlerle ilgili
veri tabanlarının oluşturulmasını ve protokollerin geliştirilmesini, siber güvenlik
ve biyometrik sistemlerle ilgili standartların ve yerli çözüm önerilerinin geliştirilmesini sağlamak olarak belirlendi.
Türkiye’de bir ilk olan bu merkez bünyesinde, biyometri konusunda en son teknolojik ürünleri içeren bir Ar-Ge ve Test
laboratuarı, sektörel işbirliklerini sağlama ve danışmanlık amaçlı bir uygulama
salonu ve eğitim hizmetlerinin verileceği
bir konferans salonu yer alıyor.
Merkezin açılışında konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail
Yüksek, günümüz dünyasında en değerli
şeyin bilgi olduğunu belirterek, bilginin
korunması ile ilgili Ar-Ge çalışmalarının
desteklenmesinin son derece önemli olduğunu ifade etti. 21. Yüzyıl dünyasının
‘siber güvenlik’ ve ‘biyometrik teknoloji’
çerçevesinde müthiş bir devrime sahne
olduğunu aktaran Yüksek, bu sistemlerin
hayata geçirilmesinde veri güvenliğinin
hayati önem arz ettiğini kaydetti. Açılışı
yapılan merkezin, uluslararası standartlara dayalı, güvenli biyometrik sistemleri
oluşturma ve değerlendirme görevini yerine getireceğini aktaran Rektör Yüksek,
bu tür teknolojilerin yerli hale getirilmesinin Türkiye’nin gelecek stratejileri açısından son derece önemli olduğunu aktardı.
1 MİLYON 300 BİN TL’LİK YATIRIM
YTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Proje
Yürütücüsü Prof. Dr. Tülay YILDIRIM da
merkezi tanıttıktan sonra, siber güvenlik
ve biyometrinin önemi hakkında bilgi verdi. Yıldırım, 1 milyon 300 bin TL bütçe ile
hayata geçirilen merkezin asıl amacının
güvenli biyometrik ürünlerin üretimi için,
günümüzde yaygın olarak kullanılan parmak izi tanıma, yüz tanıma gibi biyometrik sistemlere yapılabilecek saldırıları
belirlemeye yönelik çalışmalar ile biyometrik sistem tasarımı yapan akademik
camiaya ve ulusal sanayiye danışmanlık
ve test merkezi olarak hizmet vermek olduğunu ifade etti.
Bilgi ve iletişim sistemlerinin her geçen
gün daha yoğun kullanılması ve bilişim
alanındaki gelişmelerle siber suçların
artması ile bu sistemlerin güvenliğinin
sağlanmasının ulusal güvenliğin önemli bir boyutunu oluşturduğunu söyleyen
Yıldırım şöyle konuştu: “Biyometrik kimlik doğrulama sistemlerine yapılabilecek
siber saldırılarla kişisel bilgilerinin kullanıldığı tüm yerlerde bireysel ve değişmeyen özelliklerin çoğaltılabilmesi ve kötü
amaçlarda kullanılabilmesi riskleri ortaya
çıkmaktadır. Bu risklerin ulus bazındaki
etkileri ise sistemlerin hizmet dışı kalarak kamu düzeninin bozulmasına ve ciddi
boyutta maddi ve manevi kayıplara sebep
olabilmesidir. Biyometrik sistemlere yapılabilecek saldırıların kaynağının tespiti
çoğu zaman zor olduğundan bu saldırılara
çözüm olarak güvenli referans noktalarının oluşturulması gerekmektedir. Bu merkezin ana hedeflerinden biri bu olacaktır.”
Etkinliklerin ikinci bölümünde “Biyometrik Teknolojilerde Dünyada ve Türkiye’de
Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” konulu bir panelinde yer aldığı “Siber Güvenlik
ve Biyometri” konulu çalıştay düzenlendi.
yıldızlar sayı / 19
11
YTÜ, EN GİRİŞİMCİ
5. DEVLET ÜNİVERSİTESİ OLDU
Tübitak Girişimcilik ve Yenilikçilik Performanslarına Göre Girişimci Ve Yenilikçi Üniversite Endeksi’nde
YTÜ Genelde 10., Devlet Üniversiteleri Arasında İse 5. Oldu.
TÜBİTAK tarafından her yıl hazırlanan girişimcilik ve yenilikçilik endeksi bu yıl da
açıklandı. Son yıllarda ar-ge, inovasyon ve
bilimsel çalışmalara yaptığı yatırımlarla
dikkatleri çeken Yıldız Teknik Ünivesitesi,
‘Girişimci ve Yenilikçi Üniversite’ sıralamasındaki yükselişini bu yıl da sürdürdü. Girişimci ve Yenelikçi Üniversite Endeksi’nin
ilk kez yapıldığı 2012 yılında tüm üniversiteler arasında 19. sırada yer alan Yıldız
Teknik Üniversitesi, 2013 yılında 15. sıraya,
geçtiğimiz yıl ise 11. sıraya kadar yükselmişti. Yıldız Teknik Ünversitesi, TÜBİTAK
tarafından bu yıl yapılan değerlendirmede
63.93 puan alarak tüm üniversiteler arasında 10. devlet üniversiteleri arasında ise
5. olmayı başardı.
Üniversite olarak son yıllarda büyük bir
aşama kat ettiklerini dile getiren Yıldız
Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, ‘Yıldız’ın tüm üniversiteler
arasında 10. Devlet üniversiteleri arasında
da 5. olmasında katkı sağlayan tüm akademik personele teşekkür etti.
21. yüzyılın eğitim-öğretim sisteminde
ürün odaklı öğrenci yetiştirme olduğunu
ifade eden Rektör Yüksek, üniversitenin
stratejisini ürün odaklı, ürün üretebilecek
kabiliyete sahip öğrenciler yetiştirmek
üzerine kurduklarını söyledi. Yüksek, bunu
sağlamak için son 5 yılda üniversite-sanayi işbirliği, teknopark, teknoloji transfer
ofisi, kuluçka merkezi gibi girişimciliği
ve yenilikçiliği destekleyecek çok sayıda
adım attıklarını dile getirdi.
TÜBİTAK’ın sıralandığı Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 2015 yılı sıralamasında tüm üniversiteler arasında 10.,
devlet üniversiteleri arasında da 5. olmalarının önemli olduğuna işaret eden Yüksek,
Yıldız gibi köklü ve beklentileri yüksek bir
üniversite için asla yeterli olmayacağını
belirterek, tüm akademisyenler olarak
Yıldız’a hak ettikleri yere taşıyabilmek için
daha fazla çalışmaları gerektiğini dile getirdi.
12
yıldızlar sayı / 19
2015 Yılı İlk 10 Sıra
1. Sabancı Üniversitesi
2. Orta Doğu Teknik Üniversitesi
3. Boğaziçi Üniversitesi
4. Bilkent Üniversitesi
5. Koç Üniversitesi
6. İstanbul Teknik Üniversitesi
7. Özyeğin Üniversitesi
8. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
9. TOBB ETÜ
10. Yıldız Teknik Üniversitesi
Listenin tamamına ulaşmak aşağıdaki linten ulaşabilirsiniz…
http://www.tubitak.gov.tr/sites/default/
files/gyue2015_siralama_0.pdf
ÖLÜMÜNÜN 427.YILINDA
MİMAR SİNAN
2015 yılı 9 Nisan’ında, ölümünün 427.
Yılında anılan Mimar Sinan; Osmanlı
İmparatorluğu’nun İstanbul’un Fethi ile
1453’de başlayan Klasik Dönemine damga vuran kişilerden biridir. Osmanlı’nın en
büyük sınırlara ulaştığı dönemde, üç padişaha (Kanuni Sultan Süleyman, II.Selim ve
III.Murad) başmimarlık yapmış, imparatorluğun dört bir yanındaki imar etkinliklerini
düzenlemiş ve tasarlamıştır.
Henüz 17 yaşındayken devşirildiği
Kayseri’nin Ağırnas beldesinden saraya
getirilerek Yeniçeri ocağına katılmış, bu
ocakla birçok sefere katılıp köprüden kadırgaya/gemiye kadar çeşitli yapı üretimleri ile yararlılıklar göstererek göze girmiş
ve 1539 yılında başmimarlığa yükseltilmiştir. Çağdaşları tarafından birçok güzel isim
ve sıfatla anılan Koca Sinan ve yapıları ile
ilgili yedi adet yazma eser bulunmaktadır:
1) Risaletü’l -Mimariye(Bitmemiş bir deneme),
2) Dayızade Mustafa Efendi’nin “Selimiye”
adlı Edirne Selimiye Camii’ni anlatan monografi,
3) Şair Eyyubi’nin “Padişahname”si. Kanuni
zamanındaki su yolları ve su yapıları anlatılır.
4)Yazarı saptanamayan Adsız Risale.
Sinan’ın hamamları tanıtılır.
5) Tezkiretü’l -Bünyan
6) Tezkiretü’l -Ebniye
7) Tuhfetü’l -Mimarin.
Son üç yazma, Mimar Sinan’ın hayatı ve
eserleri ile ilgili önemli belgelerdir. Bu belgelerde kayıtlı Sinan yapılarının toplam
Prof. Dr. Nur URFALIOĞLU
YTÜ Mimarlık Fakültesi
Öğretim Üyesi
sayısı 477 olarak verilmiştir.
Mimar Sinan, eserlerinde, eserin yapıldığı
yer, süsleme, minare sayısı vb detayları,
eseri yaptıran kişinin statüsüne, ekonomik
durumuna ve cinsiyetine göre de belirlemiştir. Örneğin, Osmanlı sultanı Muhteşem Süleyman için yaptığı Süleymaniye
Camii’nde hem Haliç’e bakan güzel bir tepe
seçmiş hem de Süleyman’ın 10. Padişah
olduğunu vurgulamak için minarelerde 10
adet şerefe yapmıştır. Sadrazam ve aynı
zamanda Kanuni’nin damadı ve imparatorluğun en zengin kişilerinden olan Rüstem
Paşa’nın zenginliğini ise kubbe eteğinden
duvarların en alt kotuna, sütunlara kadar
her yerde devrin en pahalı süsleme malzemesi olan çiniyi kullanarak vurgulamıştır.
Sinan, çağdaşları rönesansın ünlü sanatçıları gibi, hem iyi bir mimar, hem de iyi bir
şehirci, matematikçi ve mühendistir. 50
yıl gibi bir sure başmimar olarak hizmet Tarih-i Sultan Süleyman’da Kanuni’nin Türbe
eden Sinan’ın yeteneğinin yanında, orduda inşaatını ve Solda Mimar Sinan’ı elinde mimar
bulunduğu dönemlerde İran, Suriye, Araarşını ile gösteren minyatür
bistan, Kırım, Macaristan, Orta Avrupa,
Balkanlar ve Anadolu topraklarını görmesi, bu bölgelerdeki uygarlıkların eserlerini
incelemesi ve bu eserlerin üstün yönleri ile
eksik ve zayıf yönlerini çok iyi analiz etmesi, O’nun neredeyse kusursuz eserler ortaya çıkarmasını sağlamıştır.
Koca Sinan, Sai Çelebi’ye yazdırdığı
Tezkiretü’l-Ebniye kitabında Şehzade
Camii’ni Çıraklık, Süleymaniye Camii’ni
Kalfalık ve Edirne Selimiye Camii’ni Ustalık eseri olarak belirtir ve eserin sonunda
mimarlık santının ve bu alanda gösterdiği
başarının yeterince anlaşılmadığını şöyle
dile getirir: “Tasarlayıp uyguladığım birçok
cami, mescit ve diğer anıtsal yapıları bir
kitapta topladım. Dünya durdukça eserlerimi gören sağduyu sahiplerinin çabamın
ciddiyetini anlayacaklarını umarım. O zaman eserlerime insaf ile bakarak, beni hayırlı dualar ile anacaklardır inşallah.”.
Minyatürden detay, sol atta Mimar Sinan
KAYNAKLAR:
. Saatçi, Suphi; “Osmanlı Mimarisi Klasik Çağının Simgesi Sinan”, Mimar Sinan, Ed: Nur Urfalıoğlu, Erdal Z.Başer, TMMOB Mimarlar Odası Sakarya Temsilciliği, 2012, s.7-22.
. Urfalıoğlu Nur; “Mimar Sinan’ın Su Yapıları”, Mimar Sinan, Ed: Nur Urfalıoğlu, Erdal Z.Başer, TMMOB Mimarlar Odası Sakarya Temsilciliği, 2012, s.45-74.
yıldızlar sayı / 19
13
Dünyanın En İyi Üniversitelerinden
Türk Akademisyenler Yıldız’da buluştu
Dünyanın En İyi Üniversitelerinde Bilimsel Araştırmalarına Devam Eden Türk Bilim İnsanları Yıldızda Buluştu.
Taf Network Tarafından ‘Beyin Göçü Değil Beyin Gücü’ Sloganıyla Yapılan Organizasyonda Mıt, Stanford,
Oxford ve Cambridge Gibi Dünyanın En İyi Üniversitelerinden Tük Bilim İnsanları
Tecrübelerini Öğrencilerle Paylaştı.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde TAF
Network’ün (Tukish Academik Fellowship) düzenlediği programda, dünyanın en
saygın üniversitelerinde görev yapan Türk
akademisyenleri bir araya getirdi. Stanford, MIT, Waterloo, Oxford ve Cambridge
gibi dünyanın saygın üniversitelerinden
gelen akademisyenler, bulundukları üniversitelerin şartlarını, kabul alma koşullarını, avantaj ve dezavantajlarını anlattılar.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TAF Network
Mezuniyet Programı’nın açılış konuşmasına katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, yurtdışı kariyerin çok önemli olduğunu vurgulayarak ülkemiz için daha faydalı işler yapılacaksa yurtdışı tecrübenin
yaşanması gerektiğini aktardı. Eğitimde
yaşanan sıkıntılara değinen Kavranoğlu:
“Yurtdışı kariyer yapmayı çok zor görmeyin. Ben de bir köylü çocuğu olarak lisans14
yıldızlar sayı / 19
etkinlik
STK’ların desteğiyle rahat bir şekilde yurtdışı tecrübesi kazanılabilir. Buraya TAF
Network aracılığıyla yurtdışından gelen
değerli hocalarım kıymetli bilgileri paylaştığında eminim ki birçok öğrenci daha fazla cesaretlenecek ve hedeflerini ona göre
belirleyecektir.” İfadelerini kullandı.
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi ve
TAF Network Genel Koordinatörü Cemal
Alçık, projenin nasıl doğduğunu, bugüne
kadar neler yapıldığını ve bundan sonraki
hedeflerini anlattı. Alçık şunları söyledi:
“Türkiye’de devlet eliyle yurtdışındaki akademisyenler ile ilgili çalışmalar yapılsa da
çoğunluğu tersine beyin göçü amaçlı yapılmaktadır. TAF Network ise ‘beyin göçü
değil beyin gücü’ sloganıyla yola çıkmış
ve dünyada ne kadar Türk Akademisyen
varsa bir ağ’da bir araya getirerek hem gidecek öğrencilere ön ayak olacak hem de
ilerleyen yıllarda ülkemiz adına çalıştaylar
düzenleyerek bilginin ülkemize aktarılmasını sağlayacaktır.”
Programda Webometrics tarafından 6
ay’da bir yayınlanan Türkiye’nin En İyi Bilim
İnsanları ödüllendirildi.
Bu yıl yurtdışından kabul alan öğrencileri
temsilen 3 öğrenciye onur belgesi takdim
edildi.
Öğleden sonra başlayan oturumlarda
yurtdışından gelen akademisyenler tecrübe paylaşımı yaptılar.
tan sonra nasıl yurtdışına giderim hayalleri kurdum ve araştırma yaparak ABD’de bir
üniversitenin ücretsiz öğrenci kabul ettiğini gördüm. Başvurdum ve kabul gördüm.
O tecrübe beni hem ilim yönünden ilerletti
hem de ülkem için faydalı konumlara getirerek daha fazla ülkem için çalışmamı
sağladı. Bizim zamanımızda TAF Network
gibi gideceğiniz üniversitede size bağlantı
sağlayacak projeler yoktu, zorlanmıştık.
Ama şimdi böyle bir boşluğu doldurmak
için yola çıkan bu gençleri tebrik ediyorum
ve çok güzel bir işe imza attıklarını vurgulamak istiyorum.” diye konuştu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. İsmail Yüksek, kendi yurtdışı tecrübesini aktararak bu şekilde bir bilgi ağının
kurulmasının çok faydalı olduğunu vurguladı. Yüksek, “Bizim zamanımızda bir yandan maddi sıkıntılar bir yandan ülkemizin
vizyonundan kaynaklanan durumlardan
dolayı yurtdışı tecrübesi bir hayaldi. Ama
bugün hem devlet desteğiyle hem de
TAF Network tarafından organize edilen
bu programa Stanford Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Utkan Demirci, Waterloo
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Yavuz, Osaka Üniversitesi’nden Doç. Dr.
Sadi Vural, Groningen Üniversitesi’nden
Doç. Dr. Armağan Koçer, California Institute Of Technology’den Doç. Dr. Umut
Yıldız, Massachusetts Institute of
Technology’den Dr. Yusuf Aytar ve Dr. Yılmaz Uygun, Cambridge Üniversitesi’nden
Dr. Mecit Can Emre Şimşekler, New York
Üniversitesi’nden Doç. Dr. Selçuk Şirin,
Korea Advanced Institute of Science
and Technology’den Doç. Dr. Cafer Yavuz,
Stockholm Üniversitesi’nden Dr. Diğdem
Soyaltın , Oxford Üniversitesi’nden Dr.
Selçuk Topal, Suffolk Üniversitesi’nden
Dr. Ömer Gökalp katıldı. TAF Network projesi: Yüksek lisans, doktora, post doktora gibi lisans sonrası eğitim ve akademik çalışmalarına yurtdışında
devam edecek üniversitelilere/akademisyenlere yönelik bilgi paylaşımı ve iletişim
için öğrenciler tarafından geliştirilen bir
projedir.
yıldızlar sayı / 19
15
röportaj
HEM SAHAYA HEM MASAYA HAKİM
FAKÜLTE; YTÜ İNŞAAT FAKÜLTESİ
Röportaj: Uzm. S. Gürkan TUZLU
İnşaat Fakültesi’nin tarihi, Yıldız Teknik
Üniversitesi’nin tarihi ile özdeş. Üniversite kurulduğu 1911’den itibaren çeşitli adlarda eğitim veren fakülte son kurumsal
yapılanmada; klasik mühendislik dallarından İnşaat Mühendisliği Bölümünü, geçen yüzyılın başlarından itibaren ayrı bir
mühendislik dalı olarak gelişen ve 1949
yılından itibaren 56 eğitim ve öğretim
yılını başarı ile tamamlamış olan Harita
(Eski adıyla Jeodezi ve Fotogrametri) Mühendisliği Bölümünü ve çevre sorunlarının
büyük boyutlara ulaşması ile geçen yüzyılın son çeyreğinde önem kazanmış ve gelişmiş olan Çevre Mühendisliği Bölümünü
bünyesinde toplayan “İnşaat Fakültesi”
oluşturuldu.
Çalışmalarını YTÜ’nün misyon ve vizyon
hedefleri doğrultusunda gerçekleştiren
İnşaat Fakültesi, mühendislik lisans programlarında, uluslararası düzeyde yarışabilecek mezunlar yetiştiriyor.
Türkiye’nin en köklü birkaç İnşaat
Fakültesi arasında yer alan Yıldız İnşaat
16
yıldızlar sayı / 19
İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr Ahmet DEMİR
bunlarla projeler çerçevesinde sürekli iç
içe olan hocalarımız mevcut. Bu hocalarımız teknolojiyi sürekli takip ediyor. Yurt
dışındaki konferanslara, sempozyumlara
katılarak, gerek özel sektörle kontakları
sürekli sıcak tutarak yeni teknolojilerin
üniversitemize getirilmesi ve öğrencilerle
buluşmasını sağlıyorlar.
Yıldız’dan mezun olmuş ve özel sektör ve
kamuda üst düzey görevlerde olan mezunlar var. Onların varlığı da bir avantaj
mı ?
Fakültesi, Mühendislik Eğitim Programları
Değerlendirme
ve
Akreditasyon
Derneği (MÜDEK), Mühendislik Eğitim
Programları Akreditasyon Kurulu (MAK)
tarafından tüm programları ile akredite
olan bir fakülte.
Gerek akademik kadrosu gerek fiziki
şartları ve tamamı öğrencilere açık uluslararası akreditasyona sahip laboratuvarları ile üniversitemizin parlayan Yıldız’ı
olan İnşaat Fakültesi’nin dekanımız Prof.
Dr. Ahmet Demir Hoca ile konuştuk.
Yıldız İnşaat Türkiye’nin önde gelen İnşaat Fakültesi arasında yer alıyor… Hem
çok eski bir üniversite hem de çok interaktif bir yapısı var Yıldız İnşaat’ın. Bu
başarı nasıl sağlanıyor?
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde köklü üniversite kültürü, geleneği ve tecrübe var.
Özellikle Cumhuriyet döneminin başlangıcından itibaren bütün imkânlar, kısıtlı olsa
da, buralara verilmiş ve o zamanki hocaların özverili çalışmaları ile ciddi bir temel
atılmış ve o temel üzerinden bu günkü
noktaya gelinmiş.
İnşaat Fakültesi olarak siz kendinizi
Türkiye’de nerede görüyorsunuz ?
Harita Mühendisliği bölümü olarak başarı
sıralamasına göre öğrencilerin tercihine
bakıldığında 2. Durumdayız. İnşaat Mühendislikleri arasında Türkiye’de 4. Sıradayız. Çevre Mühendisliği bölümünde ise
5. Sıradayız. Hedefimiz en azından ilk 3 de
olmak.
Verimlilikte şöyle bir kural var. Siz yüzde
50 başarıdan yüzde 60’a çok az bir gayret-
le çıkabilirsiniz. Ama 90’dan 91’e çıkmak
için sarf ettiğiniz, güç enerji, imkan belki
50’den 60’a çıkıncaya kadar harcadığınız
enerji ve süre kadar oluyor.
Spor müsabakalarında da ligler kurulduğunda bütün takımların hedefi 1. olmaktır.
Kimse ikinci, üçüncü olacağım diye yola
çıkmaz. Bizim hedefimiz birinci olmak.
Hedefimiz inşallah isminde olduğu gibi
‘Yıldız’ olmak.
Futboldan örnek verdiniz, amacınızın
şampiyonluk olduğunu ifade ettiniz. Peki
elinizdeki kadroyu şampiyon olmak için
yeterli görüyor musunuz?
Kesinlikle yeterli olduğunu düşünüyorum.
Öğretim elemanlarımızın çok da özverili olduğunu düşünüyorum. Üniversite
olarak biz özellikle Teknopark gibi bazı
imkânlara yeni kavuştuk. Bunlar son 3-5
senelik mazisi olan kurumlar. Biz bunları
değerlendirerek inşallah birincilik hedefine doğru ilerliyoruz.
2015 LYS yapıldı. Öğrencilerin önünde
pek çok tercih var. Öğrenci Yıldız İnşaat’ı
neden tercih etsin ?
Burası İnşaat Fakültesi olarak gerek İnşaat Mühendisliği, gerek Harita Mühendisliği, gerekse Çevre Mühendisliği bölümlerinde diğer üniversitelerin bölümlerine
göre tarihi geçmişi ile öne geçiyor. Öğretim elemanının kalitesi, bulundurduğu
anabilim dalları, branşları, laboratuvarları
açısından hem geçmişi gerçekten güçlü köklü bir geleneği olan bölümlerimiz
bunlar. Şu andaki İnşaat, Harita ve Çevre Mühendisliği bölümünde piyasayla iç
içe olan, piyasa derken kamu kurum ve
kuruluşları olabilir, özel sektör olabilir,
Herhalde insanın doğasında var bu. Herhangi bir takımı tutuyorsanız eğer karşınızdaki kişide o takımın rozetini taşıyorsa, o insanı tanımasanız bile duygusal bir
bağ oluşuyor. Yıldız Teknik Üniversitesi
köklü tarihi itibariyle ülke sathında kamu
ve özel sektörde üst düzey çok sayıda
Yıldızlı var. Bunların varlığı mezun öğrencilerimiz için bir avantaja dönüşür diye
düşünüyorum.
Sürekli söylenen bir söz var, “İTÜ masaya
Yıldız sahaya adam yetiştirir” diye… Bu
anlattıklarınız Yıldız İnşaat’ın bu çerçeveyi kırdığını ortaya koyuyor…
Eskiden böyle bir şey vardı. Yıldız öğrencileri özgüvenleri çok yüksek bir şekilde
mezun olur ve genellikle direkt piyasaya
atılırmış. Bizim öğrencilerimiz o zaman
da hızlı bir şekilde piyasaya adapte olup
gidip hemen işini kurup hızlı bir şekilde
projelerini gerçekleştirebiliyordu.
Ancak son yıllarda özellikle devlet ve özel
sektörde üst düzey yönetici ve bürokrat
yetiştirdi Yıldız İnşaat… Yani hem sahaya
hem masaya hakim mezunlarımız var.
Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk bizim Çevre Mühendisliği bölümümüzün bir
İnşaat Fakültesi’nin tarihi, Yıldız Teknik
Üniversitesi’nin tarihi ile özdeş. Üniversite kurulduğu 1911’den itibaren çeşitli adlarda eğitim veren fakülte Son kurumsal
yapılanmada; klasik mühendislik dallarından İnşaat Mühendisliği Bölümünü, geçen yüzyılın başlarından itibaren ayrı bir
mühendislik dalı olarak gelişen ve 1949
yılından itibaren 56 eğitim ve öğretim
yıldızlar sayı / 19
17
olarak akademik hayata başlayan Demir;
1985 senesinde Y.Lisans, 1990 senesinde
de Doktora derecelerini (Su-Çevre) Programından aldı. 1988-1989 yılları arasında
Hollanda’nın Delft şehrinde I.H.E.(MS.
Sanitary Engineering) kursuna katıldı.
1989 senesinde Çevre Mühendisliği Bölümünün kurulması ile bu bölüme nakil
oldu. 1990 da Yardımcı Doçent, 1995 ‘te
Doçent, 2002 senesinde de Profesör ünvanı aldı.
yılını başarı ile tamamlamış olan Harita
(Eski adıyla Jeodezi ve Fotogrametri) Mühendisliği Bölümünü ve çevre sorunlarının
büyük boyutlara ulaşması ile geçen yüzyılın son çeyreğinde önem kazanmış ve gelişmiş olan Çevre Mühendisliği Bölümünü
bünyesinde toplayan “İnşaat Fakültesi”
oluşturuldu.
Tübitak, diğer devlet kurumları ve özel
sektör ile Yıldız İnşaat hocalarımızın yürüttüğü projeler ne durumda ?
Fakültemizde yürütülen Devlet Planlama
Teşkilatı Projesi var. 20 tane Tübitak, 2
tane AB projesi var şu anda fakültemizde
yürüyen. 25 tane Bilimsel Araştırma Projesi var. Toplam 51 tane proje yürüyor şu
anda. Bunun haricinde yüzlerce piyasaya
yönelik döner sermaye çerçevesinde yürütülen danışmanlık ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla da ayrıca proje var. Bu rakamları eski yıllarla kıyas ettiğimizde bırakın
fakülte bazında bu rakamları vermeyi belki üniversite bazında bile 1’i 2’yi geçmezdi.
Hocam sanırım bu üniversite, devlet ve
özel sektörün birbirine bakış açısının değişmesiyle gerçekleşti…
Son yıllarda devletimiz bu konuda çok
ciddi teşvikler verdi. Bütün üniversite elemanlarını mümkünse proje almaya teşvik
eden hatta proje yazmaya bile para veren
bir noktaya geldi, bırakın proje almayı…
Devletimiz burada şunu söyledi: “Burada
öğretilen, anlatılan, öğrencilere aktarılan
bilgiler daha da geliştirilerek bilimsel manada patent alabilecek düzeye çıkartılsın.”
İnşaat Fakültesindeki laboratuvarların
durumu nedir? Bu laboratuvarlarda ne
18
yıldızlar sayı / 19
tür çalışmalar yapılıyor?
Bizim fiziki kapasitemize baktığımız
zaman 40 bin metrekarenin üzerinde
kapalı alanımız var. 26 tane laboratuvarımız var. Şu anda burada sadece Çevre
Mühendisliği’nde 12 laboratuvarımız var.
12 tane 100 kişilik amfimiz var. 15 tane
100-150 kişi alacak sınıfımız. 5 tane bilgisayar laboratuvarı 50 kişilik ve 26 tane
laboratuvar var. 4 tane toplantı salonu,
1 konferans salonumuz ve 153 adet akademisyen çalışma odası, 33 tane idari
personel hizmet alanımız var. Laboratuvarlar sadece dört duvardan ibaret değil.
Gerek Çevre, gerek İnşaat ve gerekse
Harita Mühendisliğimizin eğitim-öğretim
ve araştırmasında kullandığı son sistem
cihazlarla donatılmış durumdalar.
Öğrenciler de bu imkanlardan faydalanabiliyor mu ?
Tabii ki… Biz zaten birebir uygulamayı
öğrencilerimizle laboratuvarlarda yaptırtıyoruz. Yıldız Teknik Üniversitesinin
diğer üniversitelere göre en büyük avantajı da belki bu. Maalesef duyuyoruz bazı
üniversitelerde belki de resim üzerinden
anlatıyorlar. Bizim öğrencilerimiz birebir
aktif bir şekilde deneylerini yapıyorlar.
PROF. DR. AHMET DEMİR:
Prof. Dr. Ahmet Demir, 1959 senesinde
Uşak Ulubey’de doğdu. İTÜ İnşaat Fakültesinden 1981 senesinde İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu.
Askerlik görevini ifa ettikten sonra 1983
senesinde Yıldız Teknik Üniversitesi
(YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi
2006-2008 seneleri arasında YTÜ Çevre
Mühendisliği Bölümü Bölüm Başkanlığı
yapan Prof. Dr. Ahmet Demir; 2008 tarihinde atandığı YTÜ İnşaat Fakültesi Dekanlığı görevini İSKİ Genel Müdürü olarak göreve başladığı 04.01.2010 tarihine
kadar sürdürdü. İSKİ Genel Müdürlüğü
görevinin ardından 25.09.2014 tarihi itibariyle yeniden İnşaat Fakültesi Dekanlığı görevine atanan Prof. Dr. Ahmet Demir,
evli ve 2 çocuk babasıdır.
İSTATİSTİKLER:
İNŞAAT FAKÜLTESİ
AKADEMİK PERSONEL
Profesör: 29
Doçent: 40
Yrd. Doç. 45
Öğretim Görevlisi: 4
Araştırma Görevlisi: 60
Uzman: 3
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ:
Profesör: 16
Doçent: 20
Yard. Doç: 27
Araş. Gör: 29
Öğretim Görevlisi: 4
HARİTA MÜHENDİSLİĞİ:
Profesör: 7
Doçent: 10
Yard. Doç: 9
Araş. Gör: 16
Uzman: 2
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ
Profesör: 6
Doçent: 10
Yard. Doç: 9
Araş. Gör: 15
Uzman: 1
GÜZEL SANATLAR
ve
SANATIN ÖNEMİ
Prof. Dr. Turan SAĞER
Yıldız Teknik Üniversitesi
Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan V.
Güzel sanatlar terimi ilk defa
Fransızca’da “Beaux Arts” olarak resim,
heykel, baskı gibi görsel sanatları tanımlamak için kullanılmıştır. Zanaat dallarından farklı olarak güzel sanatlar, zaman
içerisinde resim, müzik, heykel, tiyatro,
sinema, edebiyat vb. sanat dallarını da
içine almıştır. Güzel sanatlar bir eserin
niteliğinden çok, disiplinin estetik ile birleşmesini vurgulama olarak ifade edilebilir. Çeşitli sanat dallarında güzel olanı
estetik bir anlayış ile sunabilmek güzel
sanatların asıl hedefleri arasındadır.
17.yy’dan itibaren Avrupa’da başlayan
güzel sanatların yaygınlaşması ve tüm
dünyada bir kurumlaşma halini alması
günümüze kadar gelen bir süreçtir. Güzel
sanatlar okullarında yetişen güzel sanatlar eğitimi gören öğrenciler bu okullardan mezun olmuş, yaşadıkları dönemde birçok akıma öncülük etmiş, sanata
yön vermişlerdir.
Ülkemizde ilk güzel sanatlar okulu
19.yy’ın ikinci yarısında kurulan Sanayi-i
Nefise Mektebi’dir. Sanayi-i Nefise Mektebi ile başlayan süreç daha sonra Konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar Fakülteleri olarak yapılanmıştır. Özellikle 20.yy
ile birlikte güzel sanatların yapılanması
içerisinde sanat, resim, müzik, edebiyat,
sinema, tiyatro, fotoğraf, tasarım mevcut sanat dallarına ek olarak alt dallar
da eklenmiştir. Örneğin, Tasarım dalı içerisinde Moda Tasarım, Endüstriyel Tasarım, Ürün Tasarım, Tasarım Yönetimi;
Geleneksel Sanatlar çatısı altında Hatt,
Tezhib, Tezyinat, Oyma; Müzik dalı içerisinde Klasik Batı Müziği, Klasik Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Din Musikisi;
Seramik içerisinde ise Cam sanat dalları
yer almaktadır.
Toplumsal ve kültürel bir varlık olarak
insan, kendine has özelliklere sahip
olup yaşamı boyunca sahip olduğu potansiyelini geliştirme çabası içerisinde
olmalıdır. Sanat, insanın yeteneklerini
keşfedebilme ve güzel olanı kendi özgün
anlayışı içerisinde sunabilmek için en
etkili şekilde kendini ifade edebilme yoludur (gücüdür). İnsan, uygun multidisipliner bir çalışma ortamı yaratabildiğinde
ise Sanat; bilim ve teknik ile bütünleşip
kendi içerisinde zengin bir yapıya dönüşebilir. Çocukluktan yetişkinliğe kadarki
süreçte sanat ve güzel sanatlar eğitimi,
bireyi sadece mental (bilişsel) olarak
değil, aynı zamanda ruhsal olarak da tam
bir geliştirme görevi üstlenir. Bu açıdan
bakıldığında şüphesizdir ki insan yaşamında sanatın bir dalının yokluğu ya da
yetersizliği, insan yaşamında önemli
çarpıklıklar ve boşluklar oluşturur. Yaşamı algılayabilme, betimleyebilme, anlayabilme ve yorumlayabilme özelliklerine
sahip olan insan ancak ve ancak bu özelliklerini sanat ve güzel sanatlar aracılığı
ile ifade edebilir.
Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat, İletişim Tasarım,
Müzik ve Sahne sanatları olarak üç temel dalda güzel sanatlar eğitimi vermektedir. Sanat dalı içerisinde Bileşik Sanatlar, Sanat Yönetimi ve Fotoğraf ve Video
alt sanat dallarını, İletişim Tasarımı İnteraktif Medya Tasarımı Anabilim Dalı
ve Müzik ve Sahne Sanatları ise Müzik
Toplulukları Anasanat Dalı, Duysal Tasarım Anabilim Dalı ve Dans Anasanat Dalı
adı altında sanatın birçok dalında eğitim
vermektedir.
Her yıl Nisan ayının 15. günü Dünya Sanat
Günü olarak kutlanmaktadır. Sanata yön
veren bir sanatçı aynı zamanda bir bilim insanı olan Leonardo da Vinci’nin de
doğum günü olarak bilinen Dünya Sanat
Günü, güzel sanatların her alanında çalışan, emek veren herkes için anlamlı bir
gün olup, dünya’nın her yerinde sergiler,
bienaller, konserler, tiyatro gösterileri
ve çeşitli etkinlikler ile coşkuyla kutlanmaktadır.
yıldızlar sayı / 19
19
Geçmişten bu güne
Fotoğraflarla YTÜ
20
yıldızlar sayı / 19
Değerli Yıldız ailesi üyeleri, üniversitemiz ile ilgili
anılarınız ve okulumuzun tarihini ifade edebilecek
fotograflarınızı [email protected] adresine
göndererek dergimize destek olabilirsiniz.
yıldızlar sayı / 19
21
YTÜ RACİNG TÜRKİYE’YE
KUPAYLA DÖNDÜ
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin öğrenci projelerinden YTU Racing, dünyanın en prestijli mühendislik yarışması
olan Formula Student’da Türkiye’nin göğsünü kabarttı. Tamamen kendi üretimleri olan araçlarıyla yarışmaya
katılan Yıldızlı ekip, 28 ülkeden gelen 135 üniversiteyi geride bırakarak
‘En Efektif Medya ve İletişim’ kupasını aldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi YTU Racing ekibi, İngiltere’nin Silverstone pistinde 8-12
Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen
Formula Student yarışmasına damgasını
vurdu. Farklı bölümlerden 21 lisans öğrencisinin bir araya gelmesiyle oluşan YTÜ
Racing ekibi, bir yıllık çalışma sonucunda
2 danışman hocalarının da desteği ile, Formula Student yarışmasının konsepti olan,
tek kişilik açık tekerli bir formula aracının
tasarımını ve üretimini gerçekleştirdi.
Yaklaşık 100 bin lira maliyetle ürettikleri
ikinci formula araçları ‘YTR02’ ile yarışmalara katılan YTÜ Racing ekibi, 4 gün
boyunca devam eden yarışmada 5 zorlu
testi başarıyla geçti.
Dünyanın en prestijli mühendislik yarışmasında Türkiye’yi başarıyla temsil eden
22
yıldızlar sayı / 19
Yıldızlı öğrenciler, ‘En Efektif Medya ve
İletişim Ödülü’ ile başarısını kupa ile taçlandırdı.
FORMULA STUDENT HAKKINDA:
Formula Student Formula SAE™ adıyla
1981 yılında ABD’de otomotiv mühendisleri derneği tarafından kurulan yarışmanın İngiltere ayağıdır. 1999 yılından beri
İngiltere’de yapılan yarışma diğer FSAE
serileri ile çok benzer kurallar içermekte
ve FSAE serileri arasında en çok kuralı barındıran yarışmadır. Institution Of
Mechanical Engineers (İngiltere Makine
Mühendisleri Odası - IMechE) tarafından
düzenlenmektedir.
Yarışma konseptinde üniversite öğrencilerinin oluşturduğu takım bir yıl içerisinde, her yıl belirlenen kurallara uygun
edilmek şartıyla, formula tipi tek kişilik
bir yarış aracının tasarımını, imalatını ve
testini gerçekleştiriyor.
Takımlar yarışma zamanında aracını denetleyici jüri önünde sergileyip çeşitli
performans testlerine katılıyor.
Bir yarış aracının yanında öğrenciler, bir
firma gibi aracının maliyet analizlerini,
pazar analizlerini, satış tahminlerini, firma yönetimini, organizasyon yapısını yine
bir denetleyici jüri önünde sunuyor.
Yarışma sayesinde öğrenciler, üniversitede aldıkları teorik eğitimi pratiğe dökme
imkanı kazanmakla beraber, yapılan tasarımlarda maliyet, üretilebilirlik, sürdürülebilirlik ve performans kriterlerini beraber değerlendirme imkanı yakalıyor.
• http://yturacing.com/
• https://www.facebook.com/YtuRacing
• https://twitter.com/YtuRacing
• https://www.youtube.com/user/YTURACING
• http://instagram.com/yturacing/
yıldızlar sayı / 19
23
TAŞ PLAĞIN KİMYASI TEZ OLDU
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde İnterdisipliner Bir Lisansüstü Tezi ve Kahramanları:
Taş Plaklar/Ses Kalitesi/Kimya. Deniz Seltuğ, Kültür Aktarım Hazinelerinden Olan Taş Plakların Keşfi ve Plağa
Ses Aktarılmasını Değerlendirdi.
Kimya bölümü mezunu, ses sanatçısı ve
müzik tutkunu bir isim olan Deniz Seltuğ
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, danışman hocası Nesibe Özgül Turgay ile sıra
dışı bir tez çalışmasına imza attı. Seltuğ,
“Türk Makam Müziğinin Günümüze Aktarımında Gramofon Kayıtlarının Rolü,
Disklerin Kimyasal ve Fiziksel Analizleri ve Tayin Sonuçlarının Ses Kalitesiyle
İlişkisi” konu başlıklı tezinde, taş plakların keşfi ve plağa ses aktarılmasındaki
püf noktalarına değindi, taş plakların
sosyokültürel açıdan önemi ve gündelik
yaşantıyla etkileşimini değerlendirdi. Bu
değerlendirmeyi yaparken, tonmaister,
plak araştırmacı ve arşivcileri, müzisyenlerle olduğu kadar fizik, kimya, metalurji
ve ses mühendisleriyle de ortak bir çalışma yürüttü.
24
yıldızlar sayı / 19
Bu tez dillere destan, olaylı bir çalışma
aslında, bakmayın başlığının öyle sakin
durduğuna. Taş plağın kimyası olur mu
demeyin, oluyormuş…
Bu yüksek lisans tezinin başkahramanı Deniz Seltuğ Hacettepe Üniversitesi
Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nden mezun
oluşunu fırsat bilerek zaman kaybetmeksizin Türk Müziği alanında eğitim alma
idealini gerçekleştirmek üzere İstanbul’a
taşınmış. Nihayetinde önceki dönemlerde bu alanda edindiği birikimlerine dayanarak lisans eğitimi almadan doğrudan
Haliç Üniversitesi Türk Musiki yüksek
lisans programına kaydolmuş ve böylelikle akademik çalışmalar için ilk adımını
atmış.
Tez konusunu taslak olarak kafasında
oluşturan tezin sahibi, fikrin oluşma ve
geliştirilme aşamalarında pek çok kapıyı çalarak aldığı farklı görüşler doğrultusunda konuyu şekillendirmiş. Elbette
çizilen yolda en başta hedeflendiği şekilden bir miktar farklılaşmalarla takip
edilen rota netlik kazanmış. Gerek çalışmanın araştırma projesi niteliğinde
olmasına rağmen destek alınamaması,
gerekse disiplinler arası olmasından
dolayı eş danışman gözetiminde yürütülme zorunluluğu sırasında danışman
atanmasında baş gösteren birtakım
bürokratik engeller motivasyon anlamında çalışmayı negatif yönde etkileyip
verimliliğini düşürmüş Deniz Seltuğ’un.
Aradığın türden taş plakları bulamazsın
sözleriyle tersleyen dükkan sahipleri, ko-
nuyu anlamsız bulanlar, doğum gününde
Unkapanı’nın yollarına düşme maceraları
raları, yaz sezonunu İTÜ Miam Stüdyoları
ile Bodrum arasında mekik dokuyarak geçirme sorunsalı, yazın 40 derece sıcağında Bodrum sahillerinde olmak yerine sarf
edilen plak parçalama gayretleri, gariban
plakların İstanbul- Yozgat- Bodrum üçgeninde defalarca kez kargolandığı yolculuk
serüvenleri diye uzayıp gidecek olaylar
silsilesi…
Tez Çalışması Neler İçeriyor:
Deniz
Seltuğ,
Yıldız
Teknik
Üniversitesi’nde hazırladığı tezi ve içeriğini şu cümlelerle ifade etti:
“Türk Makam Müziğinin Günümüze Aktarımında Gramofon Kayıtlarının Rolü, Disklerin Kimyasal ve Fiziksel Analizleri ve
Tayin Sonuçlarının Ses Kalitesiyle İlişkisi”
konu başlıklı tezde, tarihsel açıdan önem
arz eden en önemli kültür aktarım hazinelerinden olan taş plakların keşfi ve plağa
ses aktarılmasındaki püf noktalarına değinilmiş. Ayrıca taş plakların sosyokültürel açıdan önemi ve gündelik yaşantıyla
etkileşimi farklı açılardan ele alınırken,
plakların zaman içerisinde uğradığı tahribata bağlı olarak ses kalitesinde meydana gelen değişiklikler somutlaştırılarak
muhatabına sunulmaya çalışılmıştır. Bu
çalışmanın kapsamında farklı disiplinlerin
bir araya gelerek sentez oluşturması ve
ortak neticeye varılması söz konusudur.
Dolayısıyla çalışmanın yürütüldüğü bir
yıllık süreç kapsamında tonmaister, plak
araştırmacı ve arşivcileri, müzisyenlerle olduğu kadar fizik, kimya, metalurji ve
ses mühendisleriyle de ortak bir çalışma
yürütülmüştür. Geniş bir ekip tarafından
sağlanan taş plak analiz olanakları sayesinde plakların hem yapısal özellikleri
incelenmiş hem de yüzeysel bakımdan
uğradığı hasar düzeyinin tayin edilmesine yönelik olarak çalışılmıştır. Taş plak
üretiminde kullanılan malzemenin karakteristik özelliklerinin ortaya konularak
yapının tanınması hedeflenmiştir. Plağın
çalınmasına dayalı olarak meydana gelen
yıpranma bir yana, üretimde kullanılan
hammadde farklılıklarının da ses kalitesinde duyum farkına yol açtığı belirlenerek farklı plak etiketleri ile ses kalitesi
ilişkilendirilmeye çalışılmıştır.
Bu fikirlerin hayata geçirilebilmesi için
öncelikle takip edilecek çalışma yöntemi belirlenmiştir. Aynı materyalden,
birbirine yakın dönemlerde üretilmiş,
benzer koşullarda saklanmış az sıklıkta,
orta sıklıkta ve çokça çalınmış taş plak
örnekleri temin edilerek plak yüzeyinde
meydana gelen tahribatın tespitine yönelik çalışmalar yapılması hedeflenmiştir.
İstenilen niteliklerde taş plakların temin
edilememesi çalışma için yöntem değişikliğine gidilmesini kaçınılmaz kılmıştır.
Bu durumda, ses farklılıklarının da ortaya
konulabileceği kıyaslamaların yapılabilmesi için temiz ve hasarlı olmak kaydıyla
mükerrer plak çiftleri temin edilmiştir.
Plakların temiz yahut hasarlı oluşu, sıkça
çalınmasından bağımsız faktörlerden de
kaynaklanabileceğinden her bir çiftten
seçilen temiz durumdaki tek plakların
belirli periyotlarla çalınıp aşındırılması
yöntemiyle yüzey aşınması ve ses kalitesi
tayinleri tekrarlanmıştır.
Netice itibariyle kimyasının incelenmesi
açısından farklı analiz basamaklarına tâbi
tutulan plaklar için yüzey karakterizasyonu, fourier infrared spektroskopi, atomik
absorpsiyon spektroskopisi yöntemleri
ve mekanik testler yapı tayinine yardımcı
olarak plak yüzeyindeki yıpranma miktarı
somutlaştırılmıştır. Ses kalitesi açısından
yapılan incelemelerde yıpranmaya dayalı
olarak tiz frekanslı seslerin kaybolduğuna, hışırtılar olarak bilinen dip gürültüsü
miktarının arttığına ve sesin duyulmasının
güçleştiğine tanık olunmuş; farklı frekans
değerlerindeki sesleri görselleştirip ortaya koyan bir program sayesinde çalışma
kapsamında sunulmuştur.
Bu çalışmada emeği geçen sayısız kıymetli insana ve tezin yürümesinde destek
veren YTÜ mensubu danışman hocalar
Doç. N. Özgül Turgay’a ve Doç. Dr. Sezgin
Bakırdere’ye teşekkürlerle ve interdisipliner anlamda bu alanda ilk kez gerçekleştirilen çalışmanın artarak geliştirilmesi
dilekleriyle…
yıldızlar sayı / 19
25
etkinlik
TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINA KARŞI
ÜÇ BOYUTLU ÇIĞLIK
‘TEKNOFARK’
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin ortaklaşa düzenlediği “Üç Boyutlu Farkındalık” projesi
kapsamında düzenlenen karma afiş sergisinde, teknoloji bağımlığına dikkat çekti.
Yeşilay’ın Gençlik Mali Destek Programı
ile desteklediği, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen Üç Boyutlu Farkındalık
Projesi’nin ilk karma afiş sergisi “TEKNOFARK” Yıldız Teknik Üniversitesi Yüksel
Sabancı Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Toplumsal bir problem haline gelen teknolojinin sınırsız kullanımı konusunda
farkındalık oluşturmayı amaçlayan ve
Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip
sergide; Teknoloji, İnternet ve Sosyal
Medya Bağımlılığı üzerine 3 boyutlu tasarımları içeren 30’u aşkın özel tasarım afiş
yer aldı.
26
yıldızlar sayı / 19
Eserlerin bir yarışma sonucunda belirlendiği, YTÜ ve Türkiye’nin dört bir yanından
17 sanatçının 30 farklı dijital afişinden
oluşan sergi; Teknoloji Bağımlılığı, İnternet Bağımlılığı ve Sosyal Medya Bağımlılığı konularındaki eserlere yer verdi.
Bunun yanında proje önümüzdeki dönemde 3B Projecting Mapping yöntemini de
kullanarak Türkiye’de ilk kez bağımlılıkla
mücadeleyi 3. boyuta taşıyacak.
“TEKNOFARK” TÜRKİYE’DE BİR İLK!
“TEKNOFARK sergisi, ülkemizde bu alanda ilk olma özelliği taşıyor. Proje aynı zamanda sonraki faaliyetlerinde 3D Mapping uygulamalarını kullanarak özgün
içerikler ile başta teknoloji bağımlılığı olmak üzere bağımlılık türlerinde toplumu
bilgilendirmeyi amaçlıyor. Yıldız Teknik
Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesinden Prof. Dr. İlhan Özkeçeci, “Bu proje
sanat yoluyla doğru mesajı vermenin en
iyi yolu oldu. Teknoloji gibi çağımızın en
önemli problemine karşı yapılan bu eserlerle insanlarımızda bir nebze olsun farkındalık oluşturabilmişsek ne mutlu bize.”
ifadelerinde bulundu.
Proje’nin temel amacı; üniversite gençliği
arasında günümüzün en popüler ve etkili
iletişim yollarını kullanarak teknoloji bağımlılığı konusunda bir farkındalık oluşturmak ve üniversite çağı gençliğinin bu
toplumsal problem konusunda bilgi düzeyini artırmak.
TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI:
Teknoloji Bağımlılığı; yapılan bilimsel ça
lışmalar neticesinde gelecek yıllarda toplumların en büyük problemlerinin başında
gösterilmektedir. Günümüzde özellikle
gençler arasında etkisini her geçen gün
biraz daha arttıran teknoloji kullanımı
sağladığı kolaylıklar yanında, bir çok alanda da problemler oluşturmaya başlamıştır.
Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gittikçe hızlandığı ve teknolojinin aynı hızla
günlük yaşamımıza girdiği düşünüldüğünde cep telefonları, bilgisayarlar ve
internet teknolojilerinin yaşamımızdaki
vazgeçilmez yeri ve önemi bir kez daha
açıkça görülmektedir. Bununla birlikte
teknolojinin sorunlu kullanımının eğitim
ve meslek hayatını, özel hayatı olumsuz
etkilediğini gözlemliyor, sizlerin de dikkatini buraya çekmek istiyoruz.
İnternet ve teknoloji bağımlılığı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin bağımlısı
olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında
yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımlanmaktadır. Üniversite öğrencileri
arasında yapılan bir araştırmaya göre;
• Yoksunluk durumu; bağımlı öğrencilerin
% 74,5’inde saptanırken bağımlı olmayanların % 10,5’inde saptanmıştır.
• İnternette geçirdiği zamanı gizlemek
için yalan söyleme; bağımlı öğrencilerin %
38’inde saptanırken, bağımlı olmayanların
% 4’ünde saptanmıştır.
• İnternette geçirdiği zamandan suçluluk
duyma, bağımlı öğrencilerin % 33’ünde
saptanırken, bağımlı olmayanların %
4,3’ünde saptanmıştır.
3B PROJECTİNG MAPPİNG NEDİR?
3B Projecting Mapping uygulaması geniş
bir yüzeye sahip bir dış mekân gerektiren
bir açık hava çalışması. Binaların büyük
projeksiyonlarla yapısal özelliklerine uygun bir görsel-işitsel filmle giydirilmesi
olarak adlandırılabilecek bu çalışma, teknoloji bağımlılığının yol açtığı bireysel ve
toplumsal sorunlar ile sağlıklı bir yaşamın
özendirilmesi içeriğini vurguluyor.
Yeşilay’ın Gençlik Mali Destek Programı
ile desteklediği, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) işbirliğiyle düzenlenen Üç Boyutlu Farkındalık Projesi’nin ilk karma afiş
sergisi “TEKNOFARK” 10 Hazirana kadar
Yıldız Teknik Üniversitesi Yüksel Sabancı
Sanat Merkezi’nde görülebilecek.
yıldızlar sayı / 19
27
“YILDIZLI PROJELER” DE ÖDÜLLER
SAHİPLERİNİ BULDU
YTÜ IEEE Kulübü Tarafından Düzenlenen Yıldızlı Projeler 2015 Proje Yarışmasını Kazananlar Belli Oldu.
Bilim ve Sanayi Kurullarının Değerlendirmesinden Sonra Dereceye Giren Projelere Ödülleri Verildi.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) IEEE Öğrenci Kulübü’nün ‘Fikrini Geleceğe Taşı’
sloganıyla düzenlediği ‘Yıldızlı Projeler
Yarışması 2015’de ödüller sahiplerini buldu. 4 ayrı kategoride 73 farklı üniversiteden 262 projenin mücadele ettiği Proje
Yarışması’nda 4 kategoride dereceye girenler ödüllerini aldı.
YTÜ Davutpaşa Kampüsü Kongre ve
Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül
törenine YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail
Yüksek’in yanısıra HAVELSAN Genel
Müdürü Sadık Yamaç, Elginkan Vakfı
Genel Müdürü İlhan Üttü, YTÜ Teknopark
Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Bektaş,
YTÜ Teknopark Genel Müdürü Mustafa
Albayrak ve çok sayıda akademisyen ve
öğrenci katıldı.
Törende konuşan YTÜ Elektrik Elektronik
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Galip
Cansever, bu güne kadar dünyada üç
ekonomik sistemin kendini gösterdiğini
belirterek, bunların tarım, sanayi ve bilgi
28
yıldızlar sayı / 19
ekonomisi olduğunu söyledi. ABD, Avrupa
Birliği, Japonya, Almanya gibi ekonomik
yönden gelişmiş ülkelerin bir yandan
sanayi ekonomisinin içerisinde yer alırken
öbür yandan bilgi ekonomisine adım
atmış ve onu geliştirmeye çalıştıklarını
ifade etti.
“BİLGİ EKONOMİSİNE
GEÇEMEYENLER
EKONOMİK HAYATTAN SİLİNECEK”
Ar-Ge’ye yapılan yatırımların fazla olduğu ülkelerde patent başvurularının diğer
ülkelere oranla çok daha yüksek olduğunu aktaran Cansever, “Bilgi ekonomisi 21.
Yüzyılın bir ekonomik sistemi olacaktır.
Sanayi devrimini kaçırıp, geçmeyen ülkeler, tarım ekonomisinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Ancak bilgi ekonomisine
geçemeyen ülkelerin ekonomik hayattan
silinme tehlikeleri bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.
Sanayi ürünleri ihracatının ucuz işgücüne
dayalı bir rekabet unsuru ile yapıldığını
belirten Cansever, sanayi üretiminin yüzde 75’inin orta ve düşük teknoloji ile yapıldığını, sadece yüzde 3’ünün ileri teknoloji
ile yapıldığını aktardı.
İmalat sanayinin Gayri Safi Milli Hasıladaki payının yüzde 15’ler civarında olduğunu ve bu rakamın çok düşük olduğunu
belirtti. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’deki 3 işçinin 1 Alman işçinin üret-
tiğiyle eşit üretim gerçekleştirdiğini aktaran Cansever şunları söyledi: “Bir Türk
dünyaya bedel diyoruz ama iş gücüne geldiğimizde 3 Türk bir Alman ediyoruz. İşçilerin verimsiz çalıştığı yönünde eleştiriler
var fakat işçiler ne yapsın. Onu çalıştıran
işveren, sanayici, yönetici hangi nitelikte
ve beceride ve en önemlisi hangi üretim
teknolojisi bunu sorgulamak gerekir. Bu
olumsuzluğun sebebi ileri üretim teknolojisinin yeterli olmamasıdır.”
“YA AR-GE YA SÖMÜRGE”
Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Erdem
Bektaş, Teknopark olarak öğrencilerle sanayicileri bir araya getiren bu tür organizasyonları çok önemsediklerini ve destek
verdiklerini belirtti. Bu tür çalışmaların etkinlikte kalmaması gerektiğini belirterek,
sanayi ile birlikte ürüne ve üretime dönüşmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin belli bir gelir düzeyine ulaştığını ancak bundan sonra gelir düzeyini
artırmak için Yıldızlı Projeler yarışmasına
katılan gençler gibi gençlerin sanayinin taleplerine uygun projeler üretmesi ve daha
ileri düzeyde teknolojik ürünler üretmek
ve ihracat yapması gerektiğini dile getirdi.
Bektaş, bir süre önce katıldığı bir öğrenci
kulübü etkinliğinde öğrencilerin ürettiği
‘Ya Ar-ge, Ya Sömürge’ sloganından çok
etkilendiğini aktardı.
Bektaş, konuşmasında YTÜ Teknopark’ın
sanayi-üniversite işbirliği gibi pek çok
alanda yaptıkları çalışmalar hakkında sunum eşliğinde geniş bilgi verdi.
Ödül almaya hak kazanan projeler ve
kategorileri ise şöyle;
Konuşmaların ardından YTÜ Rektörü Prof.
Dr. İsmail Yüksek, etkinliğe sponsor olarak destek veren firmaların temsilcilerine
teşekkür plaketi verdi.
MAKİNE, MEKATRONİK, ROBOTİK VE
OTOMASYON KATEGORİSİ
PROJELERE “BİLİM” ve “SANAYİ”
KURULU AYRI DEĞERLENDİRDİ
Projelerin değerlendirmesini, üniversitelerin gözde akademisyenlerinden oluşan
“Bilim Kurulu” ile başarılı sanayicilerden
oluşan “Sanayi Kurulu” birlikte yaptı. Bu
sayede üniversite-sanayi işbirliği Yıldız
Teknik Üniversitesi’nde bir kez daha hayat
buldu. Final gününde melek yatırımcıların
proje sahiplerini yakından takip etti. Yapılan değerlendirmede
Dereceye giren projeler; Silikon Vadisinden, Kuluçka Sistemine; İngiltere Warwick
Üniversitesinden, Prototip atölyesine;
çeşitli eğitim ve networking gibi kişiye ve
projesine yarar sağlayacak birçok ödüllendirildi.
Yapılan değerlendirmede Makine, Mekatronik, Robotik ve Otomasyon, Bilişim,
Elektronik, Telekominikasyon ve Yazılım
Uygulamaları, Elektrik, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji Verimliliği ve Kalitesi
ve Sağlık, Gıda, Biyoteknoloji, Kimya ve
Malzeme Uygulamaları kategorilerinde
ilk üçe giren projeler belirlendi.
1.KÜMES HAYVANLARI TARIMI VE
SAĞLIĞI
Savaş KOLTUK FIRAT ÜNİVERSİTESİ
MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ
Emre ÇAĞ FIRAT ÜNİVERSİTESİ
MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ
Burak ZEYREK FIRAT ÜNİVERSİTESİ
MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ
2.ULTRASONİK DERİNLİK ALGILAYICILI
LAZER DESTEKLİ TAM OTOMATİK
ASFALT YAMA MAKİNESİ
Ahmet ERSOY ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ
Atıf Can ÖZDEMİR ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ
3.ATEŞ BÖCEĞİ
Ramazan Taner ALKAN HİTİT
ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU
OTOMATİV BÖLÜMÜ
Emre KAYA HİTİT ÜNİVERSİTESİ
MESLEK YÜKSEKOKULU
yıldızlar sayı / 19
29
Emre KAYA HİTİT ÜNİVERSİTESİ
MESLEK YÜKSEKOKULU
OTOMATİV BÖLÜMÜ
Sezgin TÜRK HİTİT ÜNİVERSİTESİ
MESLEK YÜKSEKOKULU
OTOMATİV BÖLÜMÜ
Buğra KOÇAK HİTİT ÜNİVERSİTESİ
MESLEK YÜKSEKOKULU
OTOMATİV BÖLÜMÜ
Bilişim, Elektronik, Telekominikasyon ve
Yazılım Uygulamaları
1.BİYOMETRİK SİSTEM AKRABALIK
BAĞI TESPİTİ
Eyüp Burak CEYLAN GAZİ
ÜNİVERSİTESİBİLGİSAYAR
MÜHENDİSLİĞİ
Büşra YILMAZ ANKARA ÜNİVERSİTESİ
BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ
Kübra Cihangir ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ
Seda KURT ANKARA ÜNİVERSİTESİ
BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ
2.HİPERSPEKTRAL KAMERA İLE OTOMATİK BELGE SAHTECİLİĞİ TESPİTİ
KARDİYOTOKOGRAFİ) CİHAZI
GELİŞTİRİLMESİ
Ozan BÜYÜK İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü Elektronik ve
Haberleşme Mühendisliği
Ahmet ATILGAN DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ
BÖLÜMÜ
Elektrik, Yenilenebilir Enerji Kaynakları,
Enerji Verimliliği ve Kalitesi
Sağlık, Gıda, Biyoteknoloji, Kimya ve
Malzeme Uygulamaları
1.SU TASARRUFU CİHAZI
Enver Çağrı YILDIRIM -ZİRVE ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ
1.THE ENERGY OF FOOD
Evrim ÜNAL İSTANBUL TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ GIDA MÜHENDİSLİĞİ
2. RÜZGAR TÜRBİNİ UYGULAMALARINDA DAİMİ MIKNATISLI SENKRON
GENERATÖR TASARIMI
Furkan Burak KANTAR YILDIZ TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK
MÜHENDİSLİĞİ
Hacı DEDECAN - YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ
Yunus DENİZHAN YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ
3.SMART BİN(AKILLI ÇÖP KUTUSU)
Sezer GÜNGÖR DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ
BÖLÜMÜ
3.FETAL KALP ATIŞLARININ KABLOSUZ
GÖRÜNTÜLENMESİ VE TAKİBİ (NST –
Mustafa İRİŞİK DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ
yıldızlar sayı / 19
Süleyman USLUER DÜZCE
ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK
MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
Anıl Eker İzmir Yüksek Teknoloji
Enstitüsü
Burak KELGİNOĞLU YILDIZ TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ ELEKTRONİK VE
HABERLEŞME MÜHENDİSLİĞİ
30
BÖLÜMÜ
2.SIVI ZIRH TEKNOLOJİSİ
Seda KOL İSTANBUL TEKNİK ÜNİVESİTESİ METALURJİ VE MALZEME
MÜHENDİSLİĞİ
Buket TAŞPINAR İSTANBUL TEKNİK
ÜNİVESİTESİ METALURJİ VE
MALZEME MÜHENDİSLİĞİ
Cihan ERARSLAN İSTANBUL TEKNİK
ÜNİVESİTESİ METALURJİ VE MALZEME
MÜHENDİSLİĞİ
3.GÖMÜLÜ FİBEROPTİK SENSÖRLER
İLE KOMPOZİT MALZEMELERİN ÖMÜR
ANALİZİ
Çağatay YILMAZ SABANCI ÜNİVERSİTESİ MALZEME BİLİMİ VE MÜHENDİSLİĞİ
Erdem AKAY İSTANBUL TEKNİK
ÜNİVERSİTESİ UZAY MÜHENDİSLİĞİ
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ’ NİN
KALBİ YILDIZ’ DA ATTI
Düzenlenen “Icame 2015 “ Konferansı Dünyanın Dört Bir Yanından Yüzlerce Akademisyeni
Bir Araya Getirdi
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü tarafından düzenlenen
International Conference of Mechanical
Engineering ‘2015 (ICAME’15), dünyanın
dört bir yanından kariyer sahibi akademisyenleri bir araya getirdi. Üç gün boyunca devam eden konferansta yaklaşık
100 sözlü, 100’ de poster sunum yapıldı.
International Conference of Mechanical
Engineering ‘2015 (ICAME’15) konferansı
Makine Mühendisliği Bölümü tarafından
Yıldız Teknik Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü Oditoryum’un da
gerçekleştirildi. Başkanlığını YTÜ Makine Fakültesi
Öğretim Üyesi Doç. Dr. A. Selim Dalkılıç
ve Başkan Yardımcılığını YTÜ Makine
Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zehra
Yumurtacı’nın gerçekleştirdiği Konferansa YTÜ Rektör Yardımcısı ve YTÜ Makine
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Yiğit’in
yanı sıra yerli-yabancı çok sayıda akademisyen ve davetli katıldı.
Konferansın açılışında konuşan YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit, Makine Mühendisliğinin mühendislik faaliyetleri içinde en eski ve en geniş mühendislik
alanı olduğunu belirtti. Dünyada yaşanan
teknolojik devrimlerin temelinde makine
teknolojisi olduğunun altını çizen Yiğit,
Makine Mühendisliği’nin günlük hayatta
ve üretimde ihtiyaç duyulan alet, cihaz,
makine, sistem ve süreçlerin tasarımı ve
üretiminin yanı sıra modern makina mühendisliğinin, mekanik, termodinamikenerji ve malzemenin temel konuları ve
büyük oranda, karmaşık bilgisayar destekli tasarım, modelleme ve analizi de içine aldığını söyledi.
Yiğit bu anlamda makine mühendislerinin
sanayinin teknik, idari ve ar-ge çalışmalarında görev alabilecek bilgi ve deneyimle
donanmış, sürekli öğrenme alışkanlığına
sahip, girişimci, ekip çalışmasına yatkın,
çözüm üretebilen, araştıran, analiz ve
sentez becerisi kazanmış, teknolojik gelişmelere açık, çevre ve kültür değerlerine
duyarlı, ülkesine ve insanlığa yararlı olan,
toplumun yaşam kalitesini arttırmaya yönelik bilimsel araştırma yapan ve teknoloji üretebilen, evrensel düşünme yetisine
sahip olması gerektiğini dile getirdi.
Dünyanın 22 ülkesinden konusunda uzman
çok sayıda akademisyenin katıldığı yaklaşık 100 sözlü 100 de poster sunum yapıldı. Konferansta Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yunus Çengel
“Enerji Teknolojilerinde Yeni Gelişmeler”,
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof.
Dr. Mete Şen “ Hidrolik Enerjideki Son Gelişmeler”, ABD Universitiy Of Kansas’tan
Prof. Karan Surana “Termodinamik yasalarına farklı bir açıdan bakış” başlıklı sunum gerçekleştirdi.
yıldızlar sayı / 19
31
YTÜ VAKFI
“ANKARA” DAN HABERLER
ANKARA’DAKİ SOSYAL TESİSİMİZDE
“TANZANYA’DA SAFARİ”KONULU
KONFERANS DÜZENLENDİ
YTÜ Vakfı Ankara Şubesi kültürel faaliyetleri çerçevesinde “ANKARA’LI GEZGİNLER GRUBU” ile Tanzanya’da Safari
konulu bir sunum gerçekleştirildi.
Şube Başkanı Ahmet Sarıgül’ün yaptığı
YTÜ Vakfını tanıtan kısa konuşmasından
sonra ünlü fotoğrafçı Sıtkı Fırat’ın oğlu
Aykut Fırat’ın Tanzanya gezi anılarını içeren konferans gerçekleşti.
İlginin oldukça yoğun olduğu konferansta
Aykut Fırat yaşadıklarını nefis bir fotoğ-
raf sunumu ile aktardı. Birbirinden güzel
fotoğraflardan oluşan sunum, katılımcıları
adeta büyüledi.
Merakla dinlenen sunum sonundaki soru
cevap bölümünü takiben Şube Başkanı
Ahmet Sarıgül Fırat’a teşekkür plaketi
sundu.
Katılımcılar bu tür konferansların devamını beklediklerini ifade ettiler.
YTÜ VAKFI ANKARA ŞUBESİ İLE YTÜ MED ANKARA ŞUBESİ
ORTAKLAŞA YEMEKLİ TOPLANTI DÜZENLEDİLER
YTÜ Vakfı Ankara Şubesi ve YTÜ Mezunları Derneği , Ankara’daki Yıldızlıları bir
araya getirmek, tanışmayanların birbirlerini tanımaları ve arkadaşlar arası özlem
gidermek amacıyla; 10 Nisan tarihinde ortaklaşa yemekli toplantı düzenledi.
İlginin oldukça yoğun olduğu Vakıf sosyal tesisindeki gecede doyasıya eğlenildi. Katılan Yıldızlılar; en kısa sürede yine
buluşma toplantısı düzenlenmesini arzu
ettiklerini ifade ettiler.
YTÜ
ANKARA VAKFI MEZUNLARI
İFTARDA BULUŞTURDU
YTÜ Vakfı Ankara Şubesi, geleneksel
hale gelen iftar programında YTÜ mezunlarını bir araya getirdi. Rektörümüz
Prof. Dr. Sayın İsmail Yüksek’in de katıldığı yemeğe Bayındırlık ve İskan Eski
Bakanlarından Cengiz Altınkaya, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Dr.
Celal Sami Tüfekçi, Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı M. Şükrü Doğan,
Prof. Dr. Alaybey Karaoğlu ve Ankara’da
yaşayan mezun Yıldızlılar katıldı.
YTÜ Vakfı Ankara Şubesi’nde gerçekleşen iftar yemeğinde konuşan Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, 7 yıldır
Ankara’daki iftar yemeklerine katıldığını, gelecek yıl da Rektör olarak son bir
defa katılmayı arzu ettiğini söyledi.
Şube Başkanı Ahmet Sarıgül, yaptığı
kısa konuşmada; İftar yemeğinin amacının senede bir defa Üniversite, Vakıf
ve Yıldızlıların bir araya gelmelerini
sağlamanın yanında düzenlenen organizasyon ile Üniversitemizde okuyan
ihtiyaç sahibi öğrencilere burs temini
için kampanya başlatmak olduğunu ifade etti.
Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen iftar buluşması katılanların kendilerini tanıtmasıyla sona erdi.
yarışma
AE2 PROJECTİNG
İNGİLTERE’ Yİ FETH ETTİ
Yıldız Teknik Üniversitesi lisans öğrencilerinden oluşan Ae2 Proje Ekibi, 21-24 Mayıs tarihleri arasında
Hollanda’nın Rotterdam şehrinde gerçekleşen Shell Eco-marathon (SEM) Europe yarışlarına katıldı. “En
az enerji ile en uzun mesafe” sloganı ile her yıl düzenlenen Eco-marathon Europe, bu yıl 30. Yaşını kutladı.
Yarışmada, 26 farklı ülkeden 198 takım ve 3 bin genç mühendis adayı kıyasıya ter düktü.
SAFETY AWARD YTÜ Ae2 PROJECT’İN
Üniversitemiz bünyesinde kurulan Ae2
Proje Ekibi, bu yılki yarışlarda hedeflediği
derecenin yanında Off-Track ödüllerinden
İletişim(Communication) ve Güvenlik (Safety) Ödülleri için bir yıl boyunca büyük bir
azim ve istikrar ile çalıştı.
Ae2 Project Safety Ödülü için Türkiye’de
oldukça yoğun bir çalışma gerçekleştirdi. Bu ödül için Yıldız ekibi, İstanbul’da ilk
olarak tüm ekip bireylerine Türk Kızılayı
tarafından sertifikalı ilk yardım eğitimi
aldırdı. Ardından İstanbul İtfaiyesi’nden
alınan eğitim ile ekipte 3 kişilik yangın
söndürme ekibi oluşturuldu. Hollanda’ya
yarışlarda herkes için taşınabilir bireysel
ilkyardım çantası temin edildi.
Yarış, paddock ve kamp alanlarındaki “Güvenlik” görevlendirmelerini Hollanda’ya
gelmeden planlayan YTÜ Ae2 Project,
iş planını ve düzenini kusursuz işledi. Bu
güvenlik yeniliklerinin yanında, İstanbul
34
yıldızlar sayı / 19
aracındaki dikkat çekici yenilikler yapıldı.
Araç sürüş emniyetinin arttırılması için
bir çok akıllı kontrol sistemleri oluşturuldu. Bunlardan başlıcaları; yarış sırasında
araçtan anlık veri çekmeyi ve depolamayi
sağlayan telemetri sistemi ve pilota 360°
görüş açısı sunmayı amaçlayan dikiz uyarı
sistemidir. Mekanik anlamda da araç şasinin iyileştirilmesi ve ağırlık merkezinin
aşağıya çekilerek aracın yol tutuşunun
arttırılması, araç üzerindeki başlıca yeniliklerdendir.
YTÜ Ekibi Safety jürilerine sunumunu 22
Mayıs Cuma günü yaptı. Sunumumuza ve
özellikle de kişisel ilkyardım çantalarımıza ve sunum raporumuza hayran kalan
jürinin ilk izlenimdeki memnuniyeti bizi oldukça mutlu etti. Raporumuzun diğer takımların raporuna kıyasla oldukça başarılı
ve realisttik olduğunu söyleyen jüri, bize
ilk üç takım arasında olduğumuzu söylemeden de edemedi.
ülkemizi layıkıyla temsil edip, ülkemize
kupa ile dönmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Londra için Hedef, Communication
Award’ın da Sahibi Olmak!
Ae2 Project, lise ve ortaokul düzeyindeki öğrencilere “Enerji, Su ve Gıda” temalı
sunumlar yaptı ve genç mucitlerimiz için
uygulamalı projeler geliştirdi. Ekip, “Gelecek Nesiller, Yeni Umutlar” sloganıyla sürdürdüğü bu çalışmalarını, SolarTR ve Genç
Türkiye Zirvesi gibi büyük çaplı etkinliklerde üniversiteli gençler ile paylaştı. Tüm
yıl gerçekleştirilen bu çalışmaların devamı
olan Eco-Marathon yarışları sürecinde de
çalışmalarına hız kesmeden devam eden
ekip, Hollanda’daki ilkokul çocukları için
hazırlamış olduğu elektronik bir düzenek
ile çocuklara LED yakmasını eğlenceli bir
şekilde öğrettiler. Bu yılki tüm çalışmalarının neticesinde Ae2 Project, jürilere bu
ödül için olan azmini yeniden göstermiş
oldu. Gelecek yıl Londra’daki yarışlar için
hedef İletişim Ödülü’nün de sahibi olmak.
Ae2 Project’in aracı İstanbul’un
Europe 2015’teki Skorları
353 - AE2 PROJECT TEAM |
Yildiz Technical University
Prototype Battery-electric
1. 185.1 km/kWh
2. 184.4 km/kWh
3. 200.1 km/kWh
4. 217.1 km/kWh
Proje Akademik Danışmanı:
Dr. Engin AYÇİÇEK
YTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi
Elektrik Mühendisliği Bölümü
Ekibimiz, 24 Mayıs Pazar günü gerçekleşen olan Ödül Seremonisi için Türk bayrakları ile diğer tüm takımların içerisinde
off-track ödüllerinin sonuçlarının açıklanmasını heyecanla bekledi.
1985’ten bu güne, tam 30 yıldır gerçekleşen Shell Eco-Marathon Europe yarışlarında Off-Track ödüllerinden olan Safety
Award’ı kazanan ilk Türk takımı YTÜ Ae2
Project oldu.
İşte O An! ‘Safety Award’ ı kazanan YTÜ
Ae2 Proje Ekibi Oldu!
Jüri yaptığı değerlendirmede 2015 Shell
Eco-maraton yarışlarında güvenlik kategorisindeki ‘Safety Awards’ ödülüne Yıldız
Teknik Üniversitesi takımını layık gördü.
Kupa için sahneye davet edilen YTÜ Ekibi
Ae2 Project, ödülünü aldıktan sonra Türk
Bayrağı’nı Hollanda’da dalgalandırdı. Shell
Eco-marathon’un 30. Yılında YTÜ Ae2
Proje Ekibi olarak Avrupa’nın verimlilik
üzerine düzenlenen en büyük etkinliğinde
Proje Üyeleri:
Burhan IŞIK
Eren ULUSOY
Fatih AÇIL
Ramazan ÖZDEMİR
Sedat Yusuf ERGÜNEŞ
Tuğçe ELBİR
Edip Sercan BALKAY
Ömer Faruk ERCAN
Çağatay ÖZÇELİK
Emrecan GÜNEŞ
Murat NURYEV
Halit ÇELİK
Oğuz Safa UYSAL
Melih İSKEÇELİ
Furkan Sedat MEKİK
Murat KOŞAR
Muhammed Salih ANNAÇ
Hasan DESTİCİOĞLU
yıldızlar sayı / 19
35
BUGÜNÜN GENÇLERİ
DAHA GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN 3. KEZ
GELECEĞİ ZİRVE’YE TAŞIDI
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öncülüğünde, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlenen “Genç Türkiye Zirvesi”
165 ülkeden ve Türkiye’nin 81 ilinden 3000’den fazla üniversite öğrencisinin ve genç profesyonelin katılımıyla
gerçekleştirildi.
36
yıldızlar sayı / 19
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında stratejik
hedeflerine ulaşacak “Lider Ülke Türkiye”
vizyonu için çalışan Türkiye gençliğinin
temsilcilerini buluşturacak bir platform
niteliğindeki Genç Türkiye Zirvesi’nin 3’üncüsü, 10 – 12 Nisan 2015 tarihlerinde “Girişimci Genç, Güçlü Türkiye” ana teması ile
İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde
hayat buldu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. İsmail Yüksek, bir ülkede teknoloji
politikalarının ne kadar isabetli olursa
olsun, belirlenen politikaları uygulayacak, teknolojik ürünü pazara ulaştıracak
ve markalaştıracak girişimcilerin mevcut
olmaması halinde, yeni yatırımların ve doğal olarak kalkınmanın gerçekleşmesinin
imkânsız olduğunu belirtti.
Zirve’ye katılan Bakanlar, akademisyenler, üst düzey özel sektör ve sivil toplum
kuruluşu temsilcileri gençlere Türkiye’nin
hedeflerine ulaşmasında girişimcilik anlayışının öneminden ve etkisinden bahsetti.
Genç Türkiye Zirvesi oturumlarında değinilen önemli konulardan bazıları şöyle:
Türkiye’de istihdamın büyük bir kısmının
KOBİ’ler tarafından karşılandığı düşünüldüğünde, girişimciliğin öneminin hem
istihdam hem de üretim açısından karşımıza çıkmakta olduğunu aktaran Prof. Dr.
İsmail Yüksek, girişimin toplumun yapısında başlatacağı değişimin anahtarının
ise ‘inovasyon’ olduğunu bildirdi.
İnovasyonun eskiden bir dâhinin bir buluş
yapması ya da akıllı birinin bir fikri alıp ticari bir faydaya dönüştürmesi olarak görüldüğünü, bu günün iş dünyasında ise bir
kerelik değil tekrarlanabilir ve sistemleştirilebilir olmasının beklendiğini dile getiren Yüksek,” inovasyonun tetikleyicisinin
ise ‘girişimcilik ruhu’ olduğunu söyledi.
ve bütün Türkiye’ye örnek olacak Genç
Türkiye Zirvesi; “Girişimcilik Politikaları
ve Yeni Türkiye, 21.Yüzyıl Eğitim Stratejileri ve Üreten Türkiye, Yenilenebilir
Enerji Kaynakları ve Yeşil Türkiye, Kadın
Girişimci ve Mutlu Türkiye, Uluslararası
Girişimcilik ve Büyük Türkiye” ana başlıklarında olmak üzere 5 farklı oturum ile
gerçekleştirildi.
“Gençlerin girişimcilik çerçevesi içinde
sektörlere dahil olması, üniversite-sanayi işbirliği kavramına yeni bir boyut kazandıracaktır.” diyen Rektör Yüksek “Üniversiteler, araştırma yapacak girişimciler
yetiştirerek, kendi projelerine destek
olabilecek sanayi ortakları yetiştirmiş
olacaktır. Böylelikle, öğrencilerin kariyer
planlaması yaptığı bir dönemde, alışılagelmiş alternatifler dışında, girişimciliği
önlerine bir seçenek olarak sunmayı ve
üniversitelerde girişimcilik kültürünün
yaygınlaşmasını sağlamayı amaçlamaktayız.” şeklinde konuştu.
Gençlik ve Spor Bakanı
Akif Çağatay KILIÇ,
Gençlerimiz ülkemiz için her zaman en
değerli insan kaynağı oldu. Çağımızda
insan kaynaklarının niteliği küresel rekabetin de odak noktası haline geldi. Türkiye genç ve dinamik nüfus gücünü, kalkınmada itici bir güce dönüştürmek zorunda.
Türkiye’nin önündeki “zihinsel eşik” insan
kaynağının niteliğini artırmak ve girişimcilik ekosistemi kurmak zorunluluğunda.
Bu misyonun başarılması sonrasında,
teknoloji ile refah ve medeniyet üreten
bir Türkiye ortaya çıkacak. “Genç Türkiye
Zirvesi” bu bağlamda Cumhuriyet tarihinin en dinamik gençlik projesi olarak
önem kazanıyor.
Ülkesini seven ve bir adım daha ileriye
gidebilmesi için çabalayan üniversite öğrencilerinin eğitim, araştırma ve sosyal
sorumluluk alanlarında çok ciddi çalışmalar yaptığını ve Türkiye’nin geleceğine
daha umutla bakmayı sağladıklarını vurgulayan Rektör Yüksek şöyle konuştu:
“Gençlerimizin muhatap alınmaya, kendilerini anlatmaya, başkalarını anlamaya ve böylelikle yaşadıkları hayata
anlam vermeye ihtiyaçları var. Bizim en
önemli sorumluluğumuz onlara bu ortamı sağlamak, yanlarında olduğumuzu
hissettirmek ve destek olmaktır.”
Bütün farklılıkları kabul ederek çok güçlü arkadaşlıklar ve dostluklar kuracak
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK,
Bütün dünyanın kabul ettiği gibi 21. Yüzyılın yapılanmasında ‘Girişimcilik’, ‘ArGe’ ve ‘İnovasyon’un vazgeçilmez başarı
faktörleri haline geldiğine dikkat çeken
YTÜ Rektörü İsmail Yüksek, “Günümüzde bu faktörleri zekice kullanan, hızla ve
esneklikle şekillendirebilen ülkeler, oyunun kurallarını ve gelecekteki politikaları
belirleme hakkına sahip olmaktadırlar.”
diye konuştu. Günümüzde girişimciliğin
öneminin çok yüksek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yüksek, Türkiye’nin gelecek
hedefleri doğrultusunda gençlerin öne-
mini bir kez daha belirtti ve sözlerini ‘’Bu
ülkenin birbiriyle konuşmaya, kucaklaşmaya, birbirini anlamaya ihtiyacı var.’’
ifadesiyle bitirdi.
Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKCİ, dünyanın çok farklı dönüşümler geçirdiğine
dikkati çekerek, Türkiye’nin bu yapılanmaların en canlısını geçirdiğini ifade etti.
Nihat Zeybekci, Türkiye’nin ekonomik
anlamda AB’nin pek çok ülkesinden daha
iyi durumda olduğunu vurgulayarak, dünyada ticaret düşerken Türkiye’nin 2014
yılında cari açığını yüzde 30 iyileştirdiğini
anlattı. Türkiye’nin 2015 yılında cari açık
problemi olmadığını belirten Zeybekci,
konuşmasından sonra katılımcılardan
gelen soruları cevapladı.
Kur ile ilgili bir soru üzerine, 2014 Ocak’ta
dalgalanma ile TL’nin dolar karşısında çok
fazla değer kaybettiğini anımsatarak,
“Herkesin hop oturup hop kalktığı bir gündü. O gün şunu söylemiştik; dokunmamak
lazım, müdahale etmemek lazım. Piyasa
kendi içinde doğrusunu bulacaktır” dedi.
Bilginin şeffaf hale geldiğini ve artık istense de bazı şeylerin saklanamayacağını belirten Zeybekci, Türkiye’nin 171 milyar dolarlık ihracat, 241,2 milyar dolarlık
da ithalat yaptığını dile getirdi.
Zeybekci, Türkiye’nin 50,5 milyar dolarlık da hizmet gelirleri sağladığı bilgisini
vererek, hizmet giderlerinin ise 25 milyar dolar olduğunu, Türkiye’nin bu alanda
yüzde 50 cari fazla verdiğini ifade etti.
Bakan Zeybekci, konuşmasından sonra
zirvedeki konuşmacılara günün anısına
plaketlerini verdi. Zeybekci’ye de bir plaket verilen Zirvede, Bakan, öğrencilerle
özçekim yaptı.
yıldızlar sayı / 19
37
etkinlik
YILDIZ, dünya büyümesini karşılamak
için yıllık 2 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiğini belirterek, dünya
GSYH’sinin 77 trilyon dolar civarında
olduğu düşünüldüğünde enerji sektörüne yapılan yatırımların öneminin bir kez
daha ortaya çıktığını ifade etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner YILDIZ,
“Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Yeşil
Türkiye” oturumunda, gençlere şu ankinden daha güzel bir Türkiye bırakmak
için uğraştıklarını dile getirdi. Gelişen
Türkiye’nin küçülen enerji sektörü olamayacağını vurgulayan Yıldız, bulunulan konumda enerji sektöründe daha hızlı büyüyen bir Türkiye oluşturulması gerektiğini
söyledi.
Yıldız, ham petrol ve doğalgazın yer altında savaşın yer üstünde barışın bir gerekçesi olduğunu vurgulayarak, dünyanın
hala kömür, petrol ve doğalgazdan yüzde
85 yararlandığını aktardı. Dünyanın bir
bütün olduğunu, çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi konularda ülkelerin birbirine
kayıtsız kalamayacağının anlaşıldığını
vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti:
“Bütün enerji politikalarımızın çevreye
rağmen değil çevreyle beraber yürütülmesini istiyoruz. Dünyanın ısınmasına toplam iki derecelik bir marj verildi.
Dünya büyüme rakamları, herhangi bir
müdahale yapılmazsa önümüzdeki 25
yıl içinde ikinci dereceyi de tüketeceğini
söylüyor. Dünya bir dengesizlik üzerine
kurulu. Güney Afrikayı hariç tutarsak
Afrika Sahrası’nda kullanılan enerji,
890 milyon nüfusun kullandığı enerjinin toplamı, 19,5 milyon nüfuslu New
York’un kullandığı enerjiye denk. Bu
çok ciddi bir yanlış. Dünyada 1,3 milyar
insan hala enerjiyle tanışmamış durumda.”
Enerji yatırımlarının yüzde 70’inin fosil
yakıtlara kaymaya çalıştığını belirten
YILDIZ, 2000 yılında 65 milyar dolarlık
fosil dışı yakıtlara yapılan yatırımın 2011
yılında 310 milyar dolarlar seviyesine
ulaştığını anlattı.
38
yıldızlar sayı / 19
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı
Mehmet
BÜYÜKEKŞİ,
gençlere
önerilerde bulunurken ‘’Girişimci ruhu
olmasaydı, bugün ihracat, Türkiye
ekonomisinin bu kadar önemli bir
parçası olmayacaktı.” diyerek gençlere
girişimciliğin önemini belirtti.
Huawei Türkiye Genel Müdürü Zhao
GANG, Türkiye’yi seçmelerindeki sebeplerden birtanesinin, bir milletin gelişmesinde yadsınamayacak olan genç nüfusu
olduğunu belitten Gang, gençlerin önemine vurgu yaptı.
Dalgakıran Yönetim Kurulu Başkanı
Adnan DALGAKIRAN, ‘’Gençlerle beraber
Genç Türkiye’ye mesajım “Kendi hikayeni
yaz!” Haydi gençler ezberi bozalım,
başkalarının hatalarını değil kendi
hatalarımızı yapalım’’ diyerek gençlere
tavsiyede bulunan Dalgakıran, sizlere
paket halinde verilen değer yargılarını
gözden
geçirmeden
uygulamaya
sokmayın diyerek sözlerine devam etti.
İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri BARAÇLI,
gençlere alınacak tüm riskleri almaları
gerektiğini belirterek sözlerine başladı ve gençleri geleceğe taşıyabilmenin
Türkiye’nin geleceği ve istikrarı için öneminden bahsetti.
2. GENÇ TÜRKİYE ÖDÜLLERİ
SAHİPLERİNİ BULDU
Bu yıl “Girişimci Genç, Güçlü Türkiye”
teması ile 3.’sü gerçekleştirilen Genç
Türkiye Zirvesi’nde 2. kez Genç Türkiye
Ödülleri sahiplerini buldu. 16 – 30 Mart
2015 tarihleri arasında yapılan oylamada,
11 farklı kategoride yer alan 50 aday için
toplam 17 binin üzerinde oy kullanıldı.
Genel katılıma açık oylamanın bu sene de
yoğun bir katılımla gerçekleşmesinden
dolayı büyük memnuniyet duyduklarını
belirten ve oylama ile birlikte, Genç Türkiye Zirvesi’nin takipçilerinin beğenilerini
duyurabilecekleri bir platform yaratarak,
bu heyecanı geniş kitlelere taşıdıklarını ifade eden Yıldız Teknik Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Genç
Türkiye Zirvesi’nin Yürütme ve Danışma
Kurulunun 10 kategoride belirlediği 50
aday için halkın oyuna sunulduğunu ve jüri
değerlendirmelerinden bağımsız olarak
“Zirve Takipçilerinin Favorileri”nin belirlendiğini özellikle belirtti.
Genç Türkiye Ödül Töreni’ne katılan
Beşiktaş Belediye Başkanı Av. Murat
HAZİNEDAR, ödül töreninde yaptığı
konuşmada daha önce konuşmacı olarak
da katıldığı Genç Türkiye zirvesinde ödül
takdim etmekten ve genç girişimciler
ve girişimci adayları ile düşüncelerini
paylaşmaktan mutluluk duyduğunu
belirtti.
Ana kategoriler dışında 3 farklı Genç
Türkiye Özel Ödülünün kazananları, Genç
Türkiye Zirvesi’nin 2. Gününde gerçekleştirilen Genç Türkiye Ödül Töreni ile açıklandı.
Türkiye Ödülleri Finalistleri
• Genç Türkiye Kadın Girişimci Ödülü
/ BigChef’s Kurucusu Gamze Hatice
Cizreli
• Genç Türkiye Kültürel Zenginlikleri
Yaşatma Ödülü / Osmanlı Köyü: Cumalıkızık Restorasyonu projesi ile Bursa
Yıldırım Belediyesi
• Genç Türkiye Özgün Sanatçı Ödülü /
Hülya Koçyiğit
• Genç Türkiye Yenilikçi Teknoloji Ödülü
/ VESTEL
• Genç Türkiye Enerji Verimliliği Ödülü
/ Güneş Yeni Umutlarla Artık Daha Bir
Başka Doğacak Projesi ile KUDAKA ve
Atatürk Üniversitesi
• Genç Türkiye Girişimci Şirket Ödülü /
B – fit
• Genç Türkiye Girişimci Destekleme
Kurumu Ödülü / KOSGEB
• Genç Türkiye Yatırımcı Platformu
Ödülü / Arya Kadın Yatırım Platformu
• Genç Türkiye Özel Ödülü / Gençler
Uçuyor Programı
• Genç Türkiye Özel Ödülü / GAGOZ
• Genç Türkiye Özel Ödülü / ETİ – Sarı
Bisiklet Projesi ile Aktif Yaşam Derneği
Aktif Yaşam Derneği
İŞ SAĞLIĞI
ve
GÜVENLİĞİ HAFTASI
Yrd. Doç. Dr. Rüştü UÇAN
Üsküdar Üniversitesi İSG Koordinatörü
İş Sağlığı ve Güvenliğinin uygulanmasında insanların bilinçlendirilmesi eğitimle mümkün olacaktır. İlk aşama olarak
anaokullarından lise sona kadar her yıl
yaşam güvenliği dersi konulmalıdır. Teknik liseler ve Meslek Yüksek Okullarının
her bölümü için konularına, atölyelerine
göre bu ders içeriği düzenlenmelidir.
Mühendislik bölümlerine bu sene zorunlu iş güvenliği dersi konuldu. Yukarıda
belirttiğim bütün derslerde iş güvenliği
sertifikası olan konusunda mühendislik
eğitimi almış uzmanlar görevlendirilmelidir.
İş Sağlığı ve Güvenliğinin çalışma hayatında önemi ve önceliği düşünülerek
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından 1987 yılından itibaren her yıl
4 –10 mayıs tarihleri arasında ‘İş Sağlığı
ve Güvenliği Haftası ‘ düzenlenmektedir.
Bu sene 29 ‘uncusu gerçekleştirilmiştir.
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Üsküdar
Üniversitesi birlikteliğinde 9 mayıs 2015
tarihinde 2. ‘Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Yaşanılan Sorunlar ve
Çözüm Önerileri Sempozyumu ‘ YTÜ
Beşiktaş Yerleşkesi Oditoryumda düzenlendi.
İş sağlığı ve güvenliğinin en önemli amacı; çalışanların iş kazaları ve meslek hastalıklarından korunmalarının sağlanmasıdır. Türkiye’de yılda ortalama 74.000
civarında iş kazası olmaktadır. Bu sayıya
oluşan kazaların bir kısmının bildirilmemesi nedeniyle yaşanılan bütün iş
kazaları dahil değildir. Gelişmiş ülkeler-
de oluşan iş kazalarının % 20-30 kadar
fazla miktarda meslek hastalığı tespit
edilmektedir. Bu sayısının bizde 100.000
civarında olması gerekirken; geçen yıl
meslek hastalıklarından malulen sadece
3 kişi emekli olmuştur. Meslek hastalıklarının teşhisinde birçok eksiklikler bulunmaktadır.
İLO tarafından gelişmiş ülkelerde yapılmış bir araştırmaya göre sadece iş kazaları ve meslek hastalıkları dolayısıyla
oluşan kayıp GSMH ‘nın %2 ile %4’ü
arasındadır. Ülkemizde % 4 olduğunu
kabul edersek ( % 6 ya kadar çıkabilir.)
bir yıldaki kaybımız 87 milyar TL seviyesindedir.
Ayrıca iş yerlerinde iş güvenliği uzmanlarının alacağı önlemler içerisinde; acil
durum hazırlıkları, yangın güvenliği gibi
konularda bulunmaktadır. Bu çalışmalar
can ve mal kaybının en aza indirilmesinde faydalı olmaktadır.
İş Güvenliği uzmanlığı eğitimi; Mühendislik fakültesi mezunları ve 2 yıllık İş
Güvenliği mezunları,90 saat uzaktan,
90 saat özgün ve 45 saat staj yaptıktan
sonra Çalışma Bakanlığının yaptığı sınavda başarılı olurlarsa uzman olmaktadırlar. İş Güvenliği uzman sayısı 150.000
civarındadır.
İş güvenliğinin ülkemiz ihtiyaçlarına tam
olarak cevap verebilmesi ve bilimsel bir
yapısının kuvvetlendirilmesi ancak 4
yıllık iş güvenliği mühendisliği kurularak
sağlanabilir. YÖK tarafından ana bilim
dalı olarak kabul edilmelidir. Üniversitelerimize iş güvenliği konularında yapılacak deneysel tezler ve doktora çalışmaları için mali destek verilmelidir.
Devlet, çalışanlar ,işverenler ve üniversiteler iş sağlığı ve güvenliğine gereken
önemi vererek can ve mal kayıplarının en
aza indirilmesini sağlamalıdır. Amacımız
gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşmaktır.
Mezun olduğum üniversitenin dergisinde bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
yıldızlar sayı / 19
39
yarışma
YTÜ EKİBİ
TÜBİTAK’IN YARIŞLARINDA
KUPALARI TOPLADI
Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü Tübitak’ın Düzenlediği Alernatif
Enerji Sistemli Araçlar Yarışlarında İki Kupa Birden Kazanarak Tüm Yıldızıların Göğsünü Kabarttı.
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Alternatif Enerjili Sistemler
Kulübü (AESK), TÜBİTAK tarafından düzenlenen Alternatif Enerjili Araç yarışlarında iki kategoride birden kürsüyü
çıkmayı başardı. Yıldızlı öğrenciler Hidromobil kategorisinde ikinci, elektromobil
kategorisinde de üçüncü olarak iki kupa
birden kaldırmayı başardı.
TÜBİTAK tarafından 2005 yılından itibaren gerçekleştirilen Alternatif Enerjili Araç Yarışları bu yıl da Körfez Yarış
Pisti’nde gerçekleştirildi. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden çok sayıda ekibin
katıldığı yarışlar, Elektromobil ve Hidromobil kategorilerinde gerçekleştirildi.
40
yıldızlar sayı / 19
Verimlilik üzerine gerçekleştirilen yarışların ‘Hidromobil’ kategorisinde teknik kontrolleri geçen 9 takım piste çıkarak mücadele etti. Araçlar 45 dakikalık zamanda
pistte 10 tur attılar. 10 tur sonunda araçların harcadığı yakıt hesaplandı ve yarış sonucunda YTÜ Alternatif Enerjili Sistemler
Kulübüne ait Hyd-RS isimli araç en verimli
ikinci araç oldu.
“ELEKTRİKLİ ARAÇLA
28,9 KURUŞA 60 KİLOMETRE”
Elektromobil kategorisinde teknik kontrolleri geçen 37 takım yarışmaya hak kazandı. Yine verimlilik esaslı yarışmada
ekiplerden 65 dakikalık sürede pistte 30
tur atması istendi. 30 turun sonunda yapılan hesaplamalara göre Yıldız Teknik
Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler
Kulübü’nün Electra isimli aracı teknik aksaklıklara rağmen 28,9 kuruşa 59 kilometrelik performansla üçüncü olmayı başardı.
YTÜ AESK Başkanı Mekatronik Mühendisliği öğrencisi Abdullah Kızıl, Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü olarak 2005 yılından bu yana bu
alanda çalışma gösterdiklerini belirterek,
bu seneki yarışlara mekanik,elektrikelektronik ve kompozit ekiplerinden oluşan 18 kişilik bir kadroyla bir senelik bir
sürede hazırlandıklarını ifade etti. Kızıl,
kulübümüzün sahip olduğu teknik alt yapı
ve bilgi birikimi sayesinde ortaya alternatif enerjiyi kullanarak geleceğe yön verecek iki araça çıkardık. Yarışlarda aynı kadroyla iki ayrı kategoride iki ayrı araç yapan
tek ekip olmamız ve bu iki aracın da dereceye girerek kupa alması bizi sevindirdi.
AESK olarak okulumuza son 3 yılda 5 kupa
kazandırdık. Artık bu bilgi ve tecrübemizle
okulumuzu uluslararası platformda en iyi
şekilde temsil etmek istiyoruz.” dedi.
TÜBİTAK ALTERNATİF ENERJİLİ
ARAÇ YARIŞLARI HAKKINDA
Alternatif enerji kaynakları konusunda
kamuoyunda farkındalığı yükseltmek,
alternatif enerji teknolojilerinin yaygın
kullanımı için gerekli beyin gücü ve bilgi
birikiminin oluşmasını sağlamak, üniversite öğrencilerini teorik bilgilerini takım
çalışmasıyla başta elektrik ve hidrojen
olmak üzere, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışacak ürünler ortaya
koymaya özendirmek amacıyla TÜBİTAK,
Elektromobil, Batarya Elektrik Enerjili
Araç Yarışları ve TÜBİTAK Hidromobil,
Hidrojen Enerjili Araç Yarışları düzenlemektedir.
yıldızlar sayı / 19
41
makale
Öğr. Gör. Eray Yılmaz
Atatürk İlkeleri İnkılap Tarihi Bölümü
19 MAYIS, “GAZİ GÜNÜ”NDEN,
“ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR
BAYRAMI”NA
19 Mayıs günü resmen 20 Haziran 1938’de
çıkarılan bir kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” kabul edilmiş, 1981 yılındaysa yeni
bir kanunla ismi, “Atatürk’ü Anma Gençlik
ve Spor Bayramı” biçiminde değiştirilmiştir.1 Bu makalede 19 Mayıs Atatürk’ü
Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın ortaya
çıkış süreci ve anlamı üzerinde durulmuştur.
19 Mayıs gününün kutlanması 1926 yılında Samsun’da başlamış, Atatürk’ün Milli
Mücadele’yi bu şehirde başlatmasının hatırasına Samsunlular bu günü, “Gazi Günü”
ilan etmiş, kutlamış ve bu günün resmi bir
bayram olması için uzun yıllar çalışmışlardır.1 20 Mayıs 1926 tarihli Cumhuriyet
gazetesinde Gazi Paşa’nın Samsun’a ilk
ayak bastığı gün “18 Mayıs” olarak ifade
edilmiş, bu günün önemli bir gün olduğu
belirtilmiştir. Samsun Belediye Reisi Hacı
Bey bu günü kutlamış, Gazi’nin Samsun’da
ilk girdiği binanın Samsunlularca tarihi bir
bina olarak kabul edildiğini ifade etmiştir. “18 Mayıs” bu münasebetle şehirde
kutlanmış ve halk sabaha kadar “Yaşasın
Gazi” nidalarıyla şehirde dolaşmıştır.1
1935 yılında Atatürk’ün yaveri Cevat
Abbas Gürer’in kurucusu olduğu Güneş
Spor Kulübü, 19 Mayıs’ın “Atatürk Günü”
olmasını teklif etmiş, bu teklife Türkiye
İdman Cemiyetleri Birliği de katılmış ve
teklif karara bağlanmıştır. Bu karar üzerine 1926’dan beri sadece Samsun’da
kutlanan 19 Mayıs günü, 1935 yılında tüm
ülkeye yayılmış Türkiye İdman Cemiyetleri Birliği’nin önerisiyle söz konu gün, “Spor
ve Gençlik Bayramı” adı ile kutlanmıştır.1
1 Hakan Uzun, “Milletin İradesiyle Oluşan Bir Bayram: Atatürk’ü
Anma 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve Atatürk Döneminde
Kutlanışı”, Karadeniz Araştırmaları, c. 6, s. 24 (2010): 110. Dursun Ali
Akbulut, “Samsun’un ‘Gazi Günü’ ya da 19 Mayıs Bayramı”, Atatürk
Araştırma Merkezi Dergisi, c. XI, s. 33 (Kasım 1995): 774.
2 age, 111. 20 Mayıs 1924 ve 1925 tarihli rejime yakın Cumhuriyet gazetesinde 19 Mayıs’ın anması ve kutlanmasına dair herhangi bir yazı
kaleme alınmamıştır. Dolayısıyla söz konusu kutlamaların 1926’da
başladığı bu yayınlardan da anlaşılmaktadır. Cumhuriyet, 20 Mayıs
1924 ve 20 Mayıs 1925.
3“Tarihi Gün”, Cumhuriyet, 20 Mayıs 1926, 1. Gazetede açık bir biçimde iki defa “18 Mayıs” tarihi Gazi’nin Samsun’a çıkış tarihi biçiminde
42
yıldızlar sayı / 19
verilmiştir. Bu tarihin neden “18 Mayıs” biçiminde verildiğine dair
sorulabilecek bir sorunun yanıtına ulaşılamamıştır; ancak bu kısa
makalede tarihe dikkat çekmekle yetinilmiştir. Atatürk Nutuk’ta
Samsun’a çıktığı günü 19 Mayıs 1919 biçiminde ifade etmiştir. Gazi
Mustafa Kemal, Nutuk/Söylev, c. 1, yay. haz. İsmail Arar, Uluğ İğdemir,
Sami N. Özerdim (Ankara: TTK, 1999), 2.
4 Uzun, age, 114.
19 Mayıs, Milli Mücadele’nin önemli bir
dönüm noktasını meydana getirmiştir.
Atatürk 19 Mayıs 1919’da İstanbul’dan
Samsun’a ulaşmış, Milli Mücadele’nin
temellerini atmıştır. Bununla birlikte 19 Mayıs günü Atatürk’ün doğum
günü olarak da kabul edilmiştir. Lozan
Konferansı’nda Türk delegeleri arasında
yer alan Reşit Saffet Atabinen, 19 Mayıs
1932’de Atatürk’e “doğum gününüz kutlu
olsun” biçiminde bir telgraf çekmiş, Atatürk ise kendisine doğum günü sorulduğunda bilmediğini söylemiştir. 1937’de
İngiltere Kralı VIII. Edward Atatürk’ün
doğum gününü kutlamak için İngiltere
Büyükelçiliği vasıtasıyla doğum gününü
öğrenmek istemiştir. Bu istek Atatürk’e
iletildiğinde Atatürk, 19 Mayıs yanıtını
vermiştir. Sonuç olarak 19 Mayıs, bir taraftan Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ve Milli
Mücadele’nin liderliğini üstlendiği bir gün
olmuş, diğer taraftan da doğum günü kabul edilmiştir.1
19 Mayıs ilk defa 1935 yılında tüm
Türkiye’de genellikle “Atatürk Günü” adıyla kutlanmıştır. Bu gün hakkında Halkevlerinde söylevler verilmiş, temsiller oynanmıştır. Kutlamaların birinci safhasında
Güneş Spor Kulübü üyeleri toplanarak
Taksim’de Cumhuriyet Anıtı’na yürümüşler, halkın da katılımıyla anıta bir çelenk
koymuşlardır. İkinci safhada, Fenerbahçe Stadı’nda bir tören düzenlenmiş, tüm
stadyum halkın yoğun ilgisiyle dolmuştur.
Güneş Spor Kulübü Başkanı Cevat Abbas
Gürer stadyumda yaptığı konuşmada 19
Mayıs’ın Milli Mücadele’nin başladığı gün
olduğunu ifade etmiş, Atatürk’ün Milli
Mücadele’deki liderliğini vurgulamıştır.
Konuşmaların ardından sahadaki tüm
sporcular bir ant içmişler, şöyle demişlerdir1:
“Ey varlığımızı yapan Sayın sevgili
Atatürk!
Açtığın yolda, kurduğun ülkede, gösterdiğin amaçta, hiç durmadan, irkilmeden yürüyeceğimize ve bu uğurda kanımızı güle
güle akıtacağımıza söz veririz.”
Kutlamalar bu andın ardından, spor gösterileriyle sürmüş, Beşiktaş-Güneş Spor
karmasıyla Fenerbahçe-Galatasaray karması arasında da bir karşılaşma yapılmıştır.
5 Uzun, age, 113-114.
6 Uzun, age, 114.
1936 yılında yapılan kutlamalar CHP tarafından organize edilmiştir. İlk defa ortaokul ve lise öğrencileri de bu kutlamalara katılmış, onların yanısıra çeşitli spor
kulüpleri de kutlamalarda yer almıştır.
Yapılan konuşmalarda 19 Mayıs tarihine
ve Atatürk’ün Milli Mücadele’de gerçekleştirdiği liderliğe dikkat çekilmiş, ardından içinde bisiklet ve kürek yarışlarının
da olduğu çeşitli müsabakalar düzenlenmiştir.1
1937 yılında da kutlamalar gerçekleştirilmiş, kutlamaları düzenleyen CHP yayınladığı genelgede bu günü “19 Mayıs Spor ve
Gençlik Bayramı” biçiminde ifade etmiştir. Bayram ilçeler ve köyler de dâhil tüm
ülkede kutlanmış, stadyumlarda günün
anlam ve önemini ifade eden konuşmalar
yapılmış, ardından spor gösterileri gerçekleştirilmiştir. Stadyumlardaki kutlamalarla birlikte çeşitli temsiller verilmiş,
gece eğlenceleri, fener alayları düzenlenmiştir. Ulus gazetesi, 18 ve 19 Mayıs
tarihlerinde çıkan sayılarında Atatürk’ün
bir fotoğrafıyla birlikte, onun “Yavuz ve
gürbüz evlatlar isterim”, “Bir Türk dünyaya bedeldir” gibi sözlerine yer vermiştir.
1938 yılında da kutlamalar benzer bir biçimde gerçekleşmiş, geçen yıllardan farklı olarak bu yıl gerçekleşen kutlamalara
ilk defa Atatürk de katılmıştır. Ankara’da
Atatürk’ün huzurunda yapılan kutlamalarda
19 Mayıs’ın resmi bayram ilan edilmesi talep
edilmiş ve kutlamaların yapıldığı stadyuma
19 Mayıs isminin verilmesi önerilmiştir. Sahadaki törenlerde her yıl olduğu gibi bu yıl da
spor müsabakaları gerçekleştirilmiş, bununla
birlikte Türkkuşu’na ait uçaklar bu törenlerde
bir de gösteri yapmış, günün anlamına dair
çeşitli duyurular da atmışlardır.1
Ek-2. 19 Mayıs 1927 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, 19 Mayıs anması ve kutlamasına bir sene öncesine
göre daha geniş bir yer veirlmiş, bu gün, Gazi’nin Milli Mücadele’ye başlamak üzere Samsuna’a çıktığı gün
biçiminde ifade edilmiştir.
19 Mayıs’ın, 19 Mayıs 1919 yılında Atatürk’ün
Samsun’a çıktığı tarihe ve Milli Mücadele’ye
atıfla kutlanması Samsun’da 1926’da mahalli bir biçimde başlamış, ardından ilk defa
1935’te Güneş Spor Kulübü’nün önerisiyle
söz konusu kutlamalar tüm ülkeye yayılmıştır. 1935’ten sonra kutlamalar, daha organize
bir biçimde gerçekleştirilmiş, 1938’de resmi
bayram ilan edilmiştir. Sonuç olarak, 19 Mayıs
kutlamalarının iki önemli unsuru olduğu ifade
edilebilir:
1. Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919
tarihi Milli Mücadele’nin başlangıcı kabul
edilmiş ve Atatürk’ün liderliği vurgulanmıştır.
Ek 3. 20 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 19 Mayıs günü “19 Mayıs Bayramı” biçiminde ifade
edilmiş, bu gün, Atatürk’ün Samsuna’a ayak bastığı ilk gün olarak vurgulanmıştır.
2. Rejim ile spor arasındaki güçlü ilişki öne
çıkarılmış, Atatürk ve Cumhuriyet değerleri
sporcu gençliğe, onun gücüne emanet edilmiş, rejimin istikrarı ve enerjisi spor vasıtasıyla vurgulanmıştır.
KAYNAKÇA
1.Gazeteler:
Cumhuriyet
Ulus
7 Kutlamalar için bkz. Cumhuriyet, 20 Mayıs 1936 ve
Ulus, 20 Mayıs 1936. CHP ve spor ilişkisi için bkz. Cem
Atabeyoğlu, “Cumhuriyet Döneminde Spor Politikası”,
Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, c. 8, yay. haz.
Murat Belge, Murat Özüakın (İstanbul: İletişim Yayınları),
2187-2197.
8 Uzun, age, 117-123.
Ek-4. 20 Mayıs 1936 tarihli Ulus gazetesinin ilk sayfasında 19 Mayıs Cumhuriyet gazetesinde de görüldüğü gibi, Atatürk’ün “yurdu kurtarmak için” Samsun’a çıktığı ilk gün biçiminde ifade edilmiştir.
2. Makale ve Kitaplar:
Uzun, Hakan. “Milletin İradesiyle Oluşan Bir Bayram:
Atatürk’ü Anma 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve
Atatürk Döneminde Kutlanışı”. Karadeniz Araştırmaları,
c. 6, s. 24 (2010): 109-125.
Akbulut, Dursun A. “Samsun’un ‘Gazi Günü’ ya da 19 Mayıs Bayramı”. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. XI, s.
33 (Kasım 1995): 771-779.
Atabeyoğlu, Cem. “Cumhuriyet Döneminde Spor Politikası”. Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, c. 8,
yay. haz. Murat Belge, Murat Özüakın. İstanbul: İletişim
Yayınları, 2187-2197.
Gazi Mustafa Kemal. Nutuk/Söylev. c. 1, yay. haz. İsmail
Arar, Uluğ İğdemir, Sami N. Özerdim. Ankara: TTK, 1999.
Ek-1. 20 Mayıs 1926 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 19
Mayıs, aşağıda görüldüğü gibi, küçük bir çerçeve içinde
“Tarihi Gün” başlığı altında “Gazi Paşa’nın” Samsun’a ilk
ayak bastığı gün olarak anılmış, Samsun’daki kutlamalardan söz edilmiştir.
yıldızlar sayı / 19
43
GÖÇÜN YENİLİK TRANSFERİNE ETKİSİ
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE
TARTIŞILDI
Türk-Alman Bilim Yılı Etkinlikleri Kapsamında Eğitim Fakültesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda
Düzenlenen Konferansta, Almanya’da Eğitim Aldıktan Sonra Türkiye’ye Dönen (Re-Migrant)
Kalifiye İnsanların Göçü, Nedenleri ve Sonuçları ele Alındı
‘Türk-Alman Bilim Yılı’ etkinlikleri kapsamında Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara
Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Almanya
Osnabrück ve Jena Üniversiteleri ortaklığında Almanya Eğitim ve Araştırma
Projeleri Bakanlığı desteğiyle düzenlenen “Türk-Alman Yenilik Networkünde
Göçmenler: Bilim ve Ekonomi için Potansiyellerin Belirlenmesi ve İletişim
-(Re-)Migrants in the German-Turkish
Innovation Network: Identification and
Communication of Potentials for Science
and Economy (MIDETI)” konferansı, YTÜ
Eğitim Fakültesi Yunus Emre Konferans
Salonu’nda gerçekleştirildi.
Konferansın açılışına YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit’ın yanı sıra
Almanya ve Türkiye’nin çok sayıda üniversitesinden akademisyen katıldı.
Konferansın açılışında konuşan Yıldız
Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı
44
yıldızlar sayı / 19
Prof. Dr. Faruk Yiğit, konferansın
Türkiye ve Almanya arasında tarihten
gelen önemli ilişkileri ve göç olgusunu
anlamak açısından önemli olacağını
söyledi. Programa katılan çok sayıda
üniversiteden akademisyenlerin hem
Türkiye hem de Almanya gözüyle konuyu
masaya yatıracağına dikkat çeken Yiğit,
konferanstan çıkan sonucun iki ülke
arasında 40 yılı aşkın süredir devam
eden göçün ortaya çıkardığı sosyal
ve ekonomik sorunların kalıcı ve etkin
çözümü için önemli olacağını aktardı.
göçen nitelikli Türkler yada Alman Türkler,
Almanya için kayıp değil , her iki ülke için
yeni fırsatlar doğurmaktadır. Üç milyona
yakın Türk’ün yaşadığı Almanya, gelecekte de ilişkilerimizin yoğun olacağı bir ülke
olmaya devam edecektir.” şeklinde konuştu.
YTÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve
MIDETI proje yürütücülerinden Prof. Dr.
Meryem Hayır Kanat ise, “Zaman zaman
politik nedenlerle gerilebilen Türk- Alman
İlişkileri, iki ülkenin karşılıklı insan köprüleri nedeniyle kopamaz. Almanya’da eğitim görmüş insanlar aracılığıyla Almanya,
Türkiye’nin çoğu alandaki gelişimine katkıda bulunmuştur. Almanya’dan Türkiye’ye
Türkiye’nin artık kalifiye göç alan bir ülke
olduğu, yeniden göçmenler aracılığı ile
bilgi taşınmasının çalıştıkları kurumlara
etkilerinin olduğu bizzat Re-Migrant olan
kişiler tarafından ortaya kondu. Toplantıya iş dünyasını temsilen katılan Liebherr
Makine Ticaret Servis Ltd. Şti. Müdürü
Danyel Temizkan, Almanya’da yetişmiş
ve Alman vatandaşlığına da sahip bir Türk
Çok sayıda Alman ve Türk bilim insanının
katıldığı
konferansta
Almanya’da
eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye dönen
(Re-Migrant) kalifiye insanların göçü,
nedenleri ve sonuçları ile alındı.
olarak daha önce Almanya’da bankacı olarak çalıştığını, sonrasında iyi derecede
İngilizce ve Almancaya sahip Türk olmasının kendisine Liebherr gibi bir markanın
Türkiye’deki yöneticisi Alman imkanını
sağladığını ifade etmiştir. Temizkan daha
çok Alman mantalitesine sahip olduğunu,
bununda iş ilişkilerine olumlu etki ettiğini
ifade belirtti.
Orient Enstitüsü adına toplantıya katılan
Barbara Pusch, uzun yıllardır Türkiye’de
yaşadığını, 2013 yılında çıkartılan yasa ile
iyileştirmeler olmasına rağmen, göçmenlerin statüsünde (oturum izni vs) sorunlar
olduğunu ifade ederek, “…pek çok Alman
sırf bu nedenle geriye dönmektedir” ifadelerini kullandı.
Alman Havacılık ve Uzay Merkezinin Projeler ve Uluslararası anlaşmalardan sorumlusu olarak toplantıya katılan Oliver
Dilly “projenin çok önemli bir konuyu ele
aldığını, Almanya’dan Türkiye’ye gelerek
çalışan yüksek eğitimli kişilerin, yenilik
transferi yaparak her iki ülke ekonomilerine önemli katkılar sapladığını ifade etti.
Türk Alman Üniversitesini temsilen toplantıya katılan ve kendisi de Almanya’da
master ve doktorasını yapmış olan Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Ramiz Mustafa Öksüzoğlu üniversitenin yapılanması ve işleyişini anlattı. Öksuzoğlu, derslerin daha çok
Almanya’dan gelen hocalar tarafından modüler sistem ile yapıldığını ifade etti.
MIDETI PROJESİ HAKKINDA
“Türk- Alman Bilim Yılı 2014” kapsamında
kabul edilen ve Alman Eğitim ve Bilim
Bakanlığı tarafından finanse edilmekte
olan Türk-Alman Yenilik Networkünde
Göçmenler: Bilim ve Ekonomi için
Potansiyellerin Belirlenmesi ve İletişimi
“(Re-)Migrants in the German-Turkish
Innovation
Network:
Identification
and Communication of Potentials for
Science and Economy (MIDETI)” konulu
proje Osnabrück Üniversitesinden Prof.
Dr. Martin Franz, Jena Üniversitesinden
Prof. Dr. Sebastian Henn, Yıldız Teknik
Üniversitesinden Doç. Dr. Meryem Hayır
Kanat, Ankara Üniversitesinden Doç. Dr.
Nuri Yavan, Ege Üniversitesinden Yrd.
Doç. Dr. İlkay Südaş ve proje asistanı
olarak Doktora öğrencisi Philip Müller
tarafından gerçekleştiriliyor.
yıldızlar sayı / 19
45
UNESCO 2005-2015
“Hayat İçin Su” 10 Yıllık Eylemi
Prof. Dr. Güleda ENGİN
YTÜ İnşaat Fakültesi,
Çevre Mühendisliği Bölümü
şikliğinin ve artan nüfusun su kaynakları
üzerindeki baskısı sebebiyle, Türkiye’de
görece kısıtlı su kaynaklarının korumakullanma dengesini gözetecek havza bazlı etkin izleme ve yönetim sistemlerinin
oluşturmasının öneminin de burada vurgulanması gerekmektedir.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütü, kısa adıyla UNESCO, 2004 yılında
gerçekleştirdiği 58. Genel Kurulu’nda uluslararası 10 yıllık eylemlerden birini 20052015 yılları arası için “Hayat için Su” olarak
belirlemiştir. Birleşmiş Milletler’in “İnsan
için Su, Hayat için Su” başlıklı ilk Dünya
Su Kalkınma Raporu’ndan esinlenerek hayata geçirilen söz konusu eylem, Dünya
Su Günü olarak belirlenmiş olan 22 Mart
2005 tarihinde başlatılmıştır. 10 yıllık eylem planının en temel amacı olarak su ile
ilgili konulara daha fazla odaklanılması ve
bunun her kademenin katkılarıyla çözüme
ulaştırılması gerektiği bildirilmiştir. Ajanda 21 ve Birleşmiş Milletler Binyıllık Kalkınma Hedefleri kapsamında belirlenmiş
olan uluslararası mutabakata varılmış su
ile ilgili hedeflerin bu 10 yıllık eylem planı
ile gerçekleştirilmesi ve sonuçlandırılması
beklenmektedir.
UNESCO Su Kalkınma Raporu 2006 verilerine göre dünyada 1 milyar kişi yeterli miktarda suya erişememektedir. 2,6
milyar kişi ise en basit hijyen şartlarına
sahip değildir. Aynı raporda günde 6000
çocuğun içme suyu kıtlığına veya yetersiz
hijyen şartlarına bağlı olarak öldüğü, bazı
Afrika ve Asya ülkelerinde, özellikle kadın
ve kızların temiz ve içilebilir suya erişmek
için günde ortalama 8 km yol kat etmek
46
yıldızlar sayı / 19
zorunda kaldıkları da bildirilmiştir.
Bilindiği gibi gelişmiş ülkelerde bir kişinin
günlük su tüketimi yaklaşık 150 ilâ 300
litre arasında değişirken, bu değer bazı
Afrika ülkelerinde 20 litrelere kadar düşmektedir. Türkiye’deki durum Afrika’nın
su kıtlığı çeken ülkelerindeki kadar vahim
olmamakla birlikte yerine başka bir madde ikame edilemeyen ve sınırlı bir doğal
kaynak olan su ile ilgili bazı verileri paylaşmakta fayda olduğu aşikârdır. Türkiye’de
kişi başına yıllık tatlı su kaynağı miktarı
1600 m3 civarındadır. Bu miktar ile Türkiye
“Su Yoksulluk Endeksi”ne göre “orta sınıf”
grubunda yer almaktadır. Hâlbuki dünyada kişi başına düşen yıllık tatlı su kaynağı
miktarı ortalama 5000 m3’tür. Bu değer
“su zengini” olarak adlandırılan Brezilya,
Rusya, Kanada, Endonezya ve Çin gibi
ülkelerde 10000 m3 civarındadır. Bütün
bunlar göz önüne alındığında, su kaynaklarımızın miktar ve kalite bakımından korunması gerektiği ve su kıtlığı ve kirliliği
ile ilgili problemlerin çözümünde ulusal su
yönetim stratejilerinin belirlenmesinin ne
derece önemli olduğu açıktır. Su yönetim
stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanmasında iklim değişikliğinin etkilerinin ve
değişen su ihtiyacının göz önünde bulundurulması da gerekmektedir. Bu kapsamda, Avrupa Birliği’nin Su Çerçeve Direktifi
ile ilgili hükümlerinin yanı sıra iklim deği-
UNESCO 2005-2015 “Hayat için Su” 10
Yıllık Eylemi içinde bulunduğumuz bu yıl
sonlanıyor. Bu kapsamda geçtiğimiz 10 yıl
içerisinde dünyanın pek çok ülkesinde konuyla ilgili ciddi faaliyetlerin gerçekleştirildiği bilinmekle beraber problemlerin henüz tam olarak çözülemediği aşikâr. Böyle
ciddi bir meselenin 10 yıllık eylem planları
ile öneminin vurgulanması, konuyla ilgili
faaliyetler gerçekleştirilmesi ve hükümetler nezdinde yaptırımlar getirilmesi oldukça önemli olmakla birlikte hayatın vazgeçilmez bir unsuru olduğu bilinciyle her bir
bireyden üst düzey yönetimlere kadar her
kademede suyun ilk ve öncelikli bir konu
olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hepimizin üzerine düşen en önemli sorumluluklardan biri de hayatın sürdürülebilmesi için gerekli en temel ihtiyaçlardan
biri olan suyun gündemimizden hiç düşürülmemesi gerekliliğidir.
YTÜ’DE ÖĞRENCİDEN
ÖĞRENCİYE EĞİTİM
YTÜ EBİLTEK Öğrenci Kulübü Tarafından Gerçekleştirilen Adobe Flash Eğitimi İle Üniversite Öğrencileri
Birbirlerine Adobe Flash Programını Öğretti. Eğitim Sonunda Katılımcılara Sertifika Verildi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim ve Bilişim Teknolojileri Kulübünün düzenlediği
Adobe Flash eğitimi, 5 hafta boyunca
Yıldız Teknik Üniversitesi ve diğer üniversite öğrencileri tarafından büyük ilgi
gördü. Yıldız Teknik üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü (BÖTE) 3. sınıf öğrencilerinin tarafından verilen derslerde öğrenciler, yine
kendileri gibi öğrenci olan arkadaşlarına
grafik canlandırma programı olan Adobe
Flash programını öğretti. 5 haftalık eğitim süreci sonunda, başarılı olan öğrencilere sertifikaları teslim edildi.
Eğitime katılan öğrenciler, çalışma sonunda, öğrenciden öğrenciye verilen
derslerle ilgili olarak görüşlerini “Bizim
gibi öğrenci olan arkadaşlarımızdan aldığımız bu eğitimde, daha farklı bir ortamda, hem keyifli hem de öğretici bir
5 hafta geçirdik. Projeyi hayata geçiren
YTÜ EBİLTEK öğrenci kulübü ve eğitimi
veren (YTÜ BÖTE)’den öğrenci arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.” Şeklinde ifade
ettiler. Eğitimi veren YTÜ BÖTE öğren-
cileri ise eğitimi başlatma amaçlarının,
bu alanla ilgilenen öğrencilere tasarım
odaklı düşünerek, yaratıcılıklarını bilgisayar ortamına taşıma imkanı vermek
olduğunu söylediler.
yıldızlar sayı / 19
47
RAYLI SİSTEMLERİN GELECEĞİ
YILDIZ’DA MASAYA YATIRILDI
YTÜ ‘Raylı Sistemler Kulübü’nün Bu Yıl 2.’Sini Düzenlediği ‘Raylı Sistemler Zirvesi’nde Türkiye’deki Ulaşım
Probleminin Röntgeni Çekildi. Hızlı, Ekonomik ve Çevreci Ulaşım Sistemi Olarak Ön Plana Çıkan Raylı
Sistemlerin Mercek Altına Alındığı Etkinlikte, Sektör Profesyonelleri, Devlet Kurumlarının Üst Düzey
Temsilcileri ve Akademisyenler Öğrencilerle Buluştu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Raylı Sistemler Kulübü tarafından düzenlenen Raylı
Sistemler Zirvesi, sektör profesyonelleri,
devlet kurumlarının üst düzey yöneticileri, akademisyen ve öğrencileri bir araya
getirdi.
29 Nisan tarihinde YTÜ Davutpaşa Kampüsü Kongre ve Kültür Merkezi’nde bu
yıl ikincisi düzenlenen ‘Raylı Sistemler
Zirvesi’nde gerçekleştirildi. ‘Fikirlerinizi
Rayına Koyun’ ana temasıyla düzenlenen
etkinlik, akademisyen, öğrenci ve sektör
profesyonellerini buluşturdu.
Etkinliğin açılışında konuşan Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yahya Baş, günümüz koşullarında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ulaşımın önemli bir gösterge olduğunu söyledi.
Ulaşımda yaşanan sorunların çözümü için
özellikle raylı sisteme ağırlık verilmesi
gerektiğini belirten Baş, “Raylı sistemler, hızlı, ekonomik ve güvenilir bir ulaşım
şekli olduğu için gelişmiş ülkelerde hep
tercih edilmiş ve desteklenmiştir. Ama
maalesef ülkemizde Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir hamle yapılmış ve ondan sonra
raylı sistemler kaderine terk edilmiştir.
Hatta bir dönem, ‘gerek kalmadı, kaldıralım bunu’ deme noktasına gelinmiş.” diye
konuştu. 48
yıldızlar sayı / 19
Türkiye’de belirli dönemlerde raylı sistemlerle ilgili projeler geliştirildiğini ancak bazı lobilerin baskısı ile projelerin
rafa kalktığını aktaran Baş, son yıllarda
raylı sistemlere yapılan yatırımların da
aynı dirençle karşılaştığını ifade etti. Baş,
istikrar ve raylı sistemlerde ısrar edilmesi sayesinde karşı çıkan grupların bundan
vazgeçerek raylı sistemlerden pay alma
mücadelesine girdiğini söyledi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ayvaz da, ekonomik ve
sosyal yaşamın en önemli unsurlarından
olan ulaşımın gerek ülke gerekse şehir boyutunda pek çok faktörle yoğun bir etkileşim içinde bulunduğunu söyledi. Teknolojide meydana gelen gelişmeler, ekonomik
ve sosyal alanda insanların daha rahat,
güvenli yaşama ve zamanını daha verimli
kullanma isteğini ön plâna çıkardığınıvurgulayan Ayvaz, “Raylı sistem ulaşımı;
güvenli, hızlı ve ekonomik olması yanında
şehirleşmenin getirdiği yoğun trafik ve
çevre kirliliği gibi sorunların çözümü için
de önemli bir alternatiftir. Raylı tasıma
sistemleri, bugün hızlı ve plansız gelişen
kentlerimizde ulaştırma sorununun çözülmesinde en önemli planlama aracı olarak
kabul edilmektedir. Birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi raylı tasıma sistemlerine
geçiş kaçınılmazdır. Önemli olan bunu zamanında planlayıp uygulamaktır. Bugün ve
gelecekte, kentlerimizde raylı sistemlere
ciddi anlamda ihtiyaç olduğu yadsınamaz
bir gerçektir.” şeklinde konuştu.
Ayvaz, bu nedenle raylı sistemlere ilişkin
çalışmaları desteklemek, bu bilinci geliştirmek ve sisteme hizmet edecek nitelikli
insanları yetiştirmenin üniversitelerin
görevleri arasında olması gerektiğini dile
getirdi.
Makine Teorisi Sistem Dinamiği Kontrol
Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rahmi
Güçlü ise, raylı sistemlerin Türkiye’de hak
ettiği noktaya gelebilmesi için sadece
devlet değil, özel sektöre ve üniversitelere de büyük görevler düştüğünü belirtti.
Son dönemde raylı sistemlere yapılan
yatırımlara değinen Prof. Dr. Güçlü,
şehirler arası ulaşımda raylı sistemlerin
yaygınlaşıp hızlı tren hatlarının devreye
girmesiyle hem hız açısından hem konfor
açısından daha tercih edilebilir ve karlı bir
ulaşım haline geleceğini sözlerine ekledi.
Gün boyu devam eden zirvede raylı
sistemler konusunda uzman isimler
sunum yaptı. Danışma Kurulu’nu Yıldız
Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
İsmail Yüksek Makine Teorisi Sistem
Dinamiği Kontrol Ana bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Rahmi Güçlü, Bahçeşehir
Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı,
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma Ana
bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa
Karaşahin ve Demiryolu Taşımacılığı
Derneği Genel Müdürü Yaşar Rota’nın
yaptığı zirvede, İzmir Metro A.Ş. Genel
Müdürü Sönmez Alev, Burulaş Genel
Müdürü Levent Fidansoy, Kayseray Genel
Müdürü Feyzullah Gündoğdu, Demiryolu
Taşımacılığı Derneği Genel Sekreteri Jan
Berslen Devrim, Samulaş Genel Müdürü
Kadir Gürkan’ın da aralarında bulunduğu
çok sayıda önemli isim mühendis adayı
öğrencilerle bir araya geldi.
yıldızlar sayı / 19
49
yarışma
İLK İŞİM GİRİŞİM ÖDÜLLERİ
SAHİPLERİNİ BULDU
Yıldız Teknik Üniversitesi ve Çalık Holding İşbirliği İle Bu Yıl İkincisi Düzenlenen İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen
Teknolojiler Proje Pazarı’nda 42 Şehir, 62 Üniversite, 2 Kurum Ve 30 Firmadan 261 Girişimci Mücadele Etti.
Seçkin Üyelerden Oluşan Jürinin Değerlendirmesi Sonucu Dereceye Giren İlk Üç Girişimci 1 Milyon Tl’ye Kadar
Yatırım Desteği Almaya Hak Kazandı.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve Çalık Holding işbirliği ile düzenlenen ‘İlk İşim Girişim
Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı’nda
dereceye girenler belli oldu. 42 şehir, 67 üniversite, 2 kurum ve 30 firma olmak üzere toplam 261 projenin mücadele ettiği ‘İlk İşim Girişim’ de dereceye giren projeler 1 milyon liraya
kadar destek almaya hak kazandı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer
Ofisi (TTO) ve Çalık Holding işbirliği ile bu yıl
2.’si düzenlenen ‘İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı’ etkinliğinin final
programı ve ödül töreni YTÜ Davutpaşa Kampüsü tarihi Otağ-ı Hümayun binası ve Kongre
ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
50
yıldızlar sayı / 19
kadar bireysel girişimciliğin önünü açmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Tözge, İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı yarışmasıyla yeni
fikri olan gençleri gerekli maddi ve manevi
kaynaklarla buluşturmak, girişimcilik eko
sisteminin gelişmesine katkıda bulunmak
istediklerini belirtti.
“67 ÜNİVERSİTE, 2 KURUM VE 30
FİRMADAN 262 GİRİŞİMCİ
MÜCADELE ETTİ”
Konuşmaların ardından finale kalan projelerin sahipleri jüri üyelerinin önünde
sunumlarını gerçekleştirdi. Jürinin değerlendirmesi sonucu ilk üçe giren projeler
düzenlenen tören ile ödüllerini aldı.
“AR-GE ÜNİVERSİTESİ
SIRALAMASINDA İLK 10’A
GİRMEK YENİ HEDEFİMİZ”
Final programının açılışında konuşan YTÜ
Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, üniversite
olarak Ar-Ge üniversitesi olma noktasında
bir arama konferansı düzenlediklerini ve
hedeflerini bu yönde belirlediklerini söyledi. Rektör Yüksek, bugün düzenlenen ‘İlk
İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler
Proje Pazarı’ ile birlikte YTÜ’nün Ar-Ge ve
İnovasyon üniversitesi olma noktasında
geldiği aşamayı gösterdiğini vurguladı.
YTÜ’nün ‘Girişimci Üniversite’ sıralamasında 23.’lükten son yıllarda yaptığı çalışmalarla 11.’liğe kadar yükseldiğini dile getiren Rektör Yüksek, önümüzdeki yıl için ilk
10 hedefinin belirlendiğini belirtti.
21. yüzyılın üniversite anlayışında Ar-Ge,
inovasyon ve ürün odaklı çalışma olduğunu söyleyen Rektör Yüksek, “Türkiye bu
anlayışa son 15 yılda girdi. Daha önce eğitim-öğretim ve daha sonra gider piyasada
öğrenir şeklinde bir anlayış varken, artık
dünya üniversitelerinde olduğu gibi, proje
odaklı, projelerin ürüne dönüşmesi odaklı
bir çalışma sistemi mevcut.” dedi.
“SANAYİNİN GÜÇLENMESİ AR-GE VE
İNOVASYONA YAPTIĞI
YATIRIMA BAĞLI”
Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk 10
ekonomisine girme hedefi olduğunu söyleyen Rektör Yüksek şöyle konuştu: “Bu
hedefe ulaşmak için gerekli olan, temel
bilgi birikime, Ar-Ge ve inovasyon anlayışına sahip, finans kaynaklarını iyi yöneten
bir ekip olması gerekiyor.”
İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı etkinliğinin üniversite, sanayi, devlet işbirliği adına önemli bir örnek
olduğunu kaydeden Rektör Yüksek, uzun
vadede sanayinin güçlenmesi ve dünyada
etkin olmasının bu ve benzeri etkinliğe
vereceği destekten geçtiğini sözlerine
ekledi.
“GÜÇLÜ EKONOMİ, GİRİŞİMCİLİK
EKOSİSTEMİNİN OLUŞTURULMASINA
BAĞLI”
YTÜ TTO Koordinatörü Prof. Dr. Cengiz
Kaya, dünyada girişimcilik eko sisteminin
oluşturulmasının güçlü bir ekonomiye sahip olmak için önemli olduğunu dile getirdi. İnovasyonla desteklenen girişimcilerin
yarattığı firmaların değerinin bazı zaman
ülkelerin ortaya koyduğu GSMH’dan bile
fazla olabildiğini vurgulayan Kaya şunları
söyledi: “Girişimci ruhuna sahip gençlerin önünü açmak ve gerekli olan yatırım
imkânlarına kavuşturulması güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik güce sahip olmak
çok kritik öneme sahiptir. Bu doğrultuda
ülkemizin daha rekabetçi bir yapıya sahip
olması için YTÜ olarak biz de üzerimize
düşeni yapıyor ve girişimci öğrenci ve akademisyenlere her türlü imkânı sağlıyoruz.”
Çalık Holding Finansal Hizmetler Grup
Başkanı Galip Tözge ise, Türkiye’de önemli
bir girişimcilik potansiyeli olduğunu ve bu
potansiyelin kalkınmak, bilgi ve refah toplumu olabilmek adına mutlaka değerlendirilmesi, desteklenmesi ve teşvik edilmesi
gerektiğini söyledi.
Bu yıl ikinci kez düzenlenen ‘İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje
Pazarı’na katılımı artırmak için bu sene 5
şehir, 6 kampüste tanıtım toplantıları ve
seminerler düzenlendi. Geçtiğimiz yıl 220
projenin katıldığı İlk İşim Girişim’e bu sene
42 farklı şehirden, 67 farklı üniversiteden,
2 kurum, 30 firma olmak üzere toplam 261
proje yarıştı. İlk aşamada seçkin bir jüri
tarafından ilk 20 proje, ikinci aşamada ise
ilk 10 proje seçildi. Final programında son
sunumların yapılmasının ardından jürinin
değerlendirmesi sonucunda dereceye giren projelere Aktif Bank aracılığıyla Çalık
Holding tarafından 1 milyon TL’ye kadar
yatırım imkanı sağlanabilecek. Ayrıca 1.
olan girişimciye YTÜ Teknopark Kuluçka
Merkezi’nde 1 yıl boyunca ücretsiz ofis,
altyapı imkanları ve mentörlük sağlanacak.
Jürinin değerlendirmesi sonucu
dereceye giren projeler ise şöyle;
1 – “Akıllı Grafen Biyosensör”
– YTÜ - Miray Tayfun
2 – Taşınabilir Fosfatemi ve Üremi Tanı
ve Takip Cihazı - YTÜ – Özlem Tavukçoğlu
3- Hemen Görüş – Türkiye’nin Online Hastanesi – Imona Tech LTD – Bahadır Ödevci
Girişimciliğin toplumsal refahın oluşturulmasında ve tabana yayılmasında en
etkin rol oynayacak mekanizmalardan bir
tanesi olduğunu aktaran Tözge, “21. Yüzyıl
bilgi çağı olduğu kadar aynı zamanda artık
bir girişimcilik çağıdır. Aslında bu iki olgu
da birbirini destekliyor ve besliyor. Bilişim
teknolojilerinin gelişmesi ve dünyada yaşanan dijital dönüşüm bilginin tabana yaygın hale gelmesi hiçbir dönemde olmadığı
yıldızlar sayı / 19
51
ÖĞRENCİLER GELECEĞE MENTORLUK
DESTEĞİ İLE HAZIRLANIYOR
YTÜ Örkam Tarfafından Yürütülen Mentorluk Projesi İle Endüstri Mühendisilği Bölümü Öğrencileri Türkiye’nin
Önde Gelen Şirketleri İle Ortak Noktada Buluşuyor. Endüstri Mühendisliği Bölümü İle Başlayan Mentorluk
Projesinin İlerleyen Süreçte Örkam Vasıtasıyla Tüm Bölümlerde Uygulanması Hedefleniyor.
YAPRAK METİN
YILDIZLILARLA BULUŞTU
MATRIX International Consultancy –
Partner olarak başta Microsoft olmak
üzere farklı uluslu şirketlerde öncelikle
yetenek yönetimi, Reorganizasyon ve Yönetim Araştırma konularında aktif olarak
çalışan Yaprak Metin, mentorluk projesi
kapsamında Yıldızlı öğrencilerle bir araya
geldi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’nün
teşviki ile Endüstri Mühendisliği bölümü
tarafından başlatılan ve daha sonra ÖRKAM (Öğrenci Kariyer Geliştirme Merkezi) tarafından yürütülen Mentorluk Projesi, Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri
Mühendisliği bölümü mezunlarının bilgi
ve deneyimlerini öğrencilerin kariyer
gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla;
rektörlük, öğretim üyeleri, mezunlar ve
öğrencilerin iş birliği içerisinde olduğu bir
gönüllülük projesi olarak hayata geçti.
MENTORLAR, KARİYER
İPUÇLARINI PAYLAŞIYOR
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. İsmail Yüksek’in desteği ile devam
eden projede, öğrenciler YTÜ mezunu
gönüllü iş adamlarıyla buluşuyor ve yıl
boyunca iş adamının çeşitli organizasyonlarında eşlik ederek profesyonel yaşamla
ilgili bilgi sahibi oluyor. 2012 yılından beri
başarıyla devam eden Mentorluk projesi,
her yıl Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri ve çeşitli alanlarda çalışan YTÜ mezunlarının katılımıyla büyüyor.
Proje; ile kariyerinde başarılı, yeterli iş
deneyimi olan, mentorluk konusunda
tecrübeli mentorlarımız (mezunlarımız),
öğrenci ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlayarak , üniversite yaşamlarının verimli
geçmesini, kişisel gelişimlerine katkı sağlamayı ve gelecekteki kariyerleri için farkındalık yaratmayı hedefleniyor.
52
yıldızlar sayı / 19
Proje kapsamında, Türkiye’deki üniversiteler arasında mezun birlikteliği en gelişmiş, üniversitenin tüm bölümlerinde aktif
olarak işleyişini gerçekleştiren, köklü
yapıya sahip olan sürekli olarak fark ve
değer yaratan, diğer üniversitelerin örnek
aldığı, her aşamasıyla bir projeden daha
fazlasını vaat eden bir yapıya sahip olmak
vizyon edinildi. Bu kapsamda; öğrenci ve
mezun birlikteliği ile uzun vadede iş hayatında Yıldız birlikteliği oluşturulması
amaçlanıyor. Diğer yandan ise; mezunlar
arasındaki iletişim ağının gelişimini sağlanması amaçlanıyor. Yıl içerisinde gerçekleştirilen çeşitli etkinlik ve organizasyonlarla bu birliktelik pekiştiriliyor.
İBB GENEL SEKRETERİ DOÇ.
DR. HAYRİ BARAÇLI KONUK OLDU
YTÜ Endüstri Mühendisliği öğrencileri
tarafından sürdürülen proje kapsamında
İBB Genel Sekreteri ve YTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayri Baraçlı, konuk oldu.
“Yıldız’da Mentorluk” başlıklı bir konuşma
yapan Baraçlı, ardından öğrencilere kamu
ve özel sektör işleyişi hakkında ipuçları
verdi. Etkinliğin devamında Profesyonel
Koç Azer Erdem’in ,proje katılımcılarına
yol gösteren “Mentor-Mentee İletişim”
konulu eğitimi ardından mentor ve menteeler birbirleriyle tanıştı.
Yıldız Kampüsü Oditoryum’da gerçekleştirilen söyleşide Metin, işe alım süreçleri,
şirketlerin insan kaynakları politikaları ve
işe alım yöntemleri hakkında detaylı bilgiler vererek öğrencilerin kariyer yollarına
ışık tuttu. Geleneksel mülakat anlayışının
dışında günümüzün modern mülakat tek
niklerini anlatıp katılımcılar arasından seçilen adaylara teoriyi pratiğe dönüştüren
mülakat simülasyonu yapıldı.
http://www.ytumentorluk.com
https://www.facebook.com
TARİHİ ÇEVREDE ÇAĞDAŞ TASARIMLAR
YENİDEN DEĞERLENDİRİLDİ
Yıldız Teknik Üniversitesi Tarihi Mirası
Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi
(TA-MİR) Mimarlık Vakfı’nın (MIV) birlikte düzenledikleri Tarihi Çevrede Çağdaş
Tasarımların Tekrar Değerlendirilmesi
(RE-ConD’15. Re-Evaluating Contemporary Designs in Historical Context) konulu
uluslararası sempozyum 22-24 Temmuz
2015 günlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi
Oditoryumu’nda gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılışına YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ayvaz’ın yanı sıra,
YTÜ Mimarlık Fakültesi Emekli Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Görün Arun, YTÜ Mimarlık
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Urfalıoğlu ve çok sayıda yerli yabancı akademisyen katıldı.
Türkiye için de hayati önem taşıyan “tarihi
çevrelerde yeni yapılar” konusu tarihi çev-
54
yıldızlar sayı / 19
re ile yeni yapı ilişkisi; tarihi çevrede yeni
tasarımları etkileyen faktörler; tarihi çevrelerde inşa edilen yeni yapıların yapım
yöntemleri ve malzemeleri; “yasal, idari,
etik ve mesleki sorumluluklar” gibi çeşitli
açılardan değerlendirildi. Sunulan 7 davetli, 31 bildiri, akademisyenler tarafından ilgi
ile izlendi.
Davetli konuşmacılar: Prof. Dr. Zeynep
Ahunbay, Prof. Dr. Maria Gravari-Barbas
(Fransa), Prof. Dr. Romuald Tarczewski
(Polonya), Dr. Cristiano Luchetti (BAE),
Dr. In-Souk Cho (G. Kore), Dr. William Pasuy Arciniegas (Kolombia), Y. Mimar Emre
Arolat adına …… sempozyumun farklı konularına dikkat çekti.
RE-ConD’15 Sempozyumu kapsamında
uluslararası mimarlık okulları öğrencileri arasında açılan tasarım yarışmasına 7
ülkeden 39 proje katıldı. Proje posterleri
sempozyum süresince Yıldız teknik Üniversitesi Oditoryum Sergi salonunda sergilendi.
Jüri tarafından değerlendirilen proje
yarışması sonuçları;
1. ödül: Stanislas Doin, Vincent Joyet, Clement Murigneux (National School of Architecture of Lyon, Fransa)
2. ödül: Camila Burgos Vargas
(Polytechnic University of Madrid UPM –
Architecture ETSAM, İspanya)
3. ödül: Manus Leung (University of New
South Wales, Australia)
Onur Mansiyonu: Engin Tayfun Bakış (Gediz Universitesi, Türkiye)
Onur Mansiyonu: Mariella Bianchin, Erika Gineys, Clement Murigneux (National
School of Architecture of Lyon, Fransa)
Onur Mansiyonu: Ezgi Uz, Betül Elif Maraş
(Yaşar Universitesi, Türkiye)
olarak sempozyum kapanış oturumunda
açıklandı.
Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi
ICOMOS’un Mimari Mirasın Analiz ve Restorasyonu Uluslararası Bilimsel Komitesi
ISCARSAH’ın yıllık toplantısıyla bütünleştirilen ve Düzenleme Komitesi başkanlığını Prof. Dr. Görün Arun’un yaptığı sempozyum, 27 farklı ülkeden disiplinlerarası
dinleyicilerin katılımıyla gerçekleşti. Tüm
bildiriler bir kitapta bir araya getirilerek
sempozyumun yaygın ve kalıcı olması sağlandı.
yıldızlar sayı / 19
55
YTÜ TANITIM FUARLARI’NIN
YILDIZI OLDU
Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Koordinatörlüğü, gelenek haline getirdiği tanıtım etkinliklerine her sene yenisini ekliyor. Birçok ilde gerçekleştirilen üniversite
56
yıldızlar sayı / 19
tanıtım fuarları aday öğrencilere Yıldız
Teknik Üniversitesi’ni tanıma imkânı sağlamakla birlikte akıllarındaki soru işaretlerini de yanıtladı.
İstanbul’a ve YTÜ kampüs gezisine gelemeyen aday öğrencilere, İletişim Koordinatörlüğü; fakülteler, bölümler, sosyal
yaşam ve öğrencilere sağlanan akademik
imkânları yüz yüze iletişim kurarak deneyimli kadrosuyla tanıttı. İletişim Koordinatörlüğü, verilen tanıtım katalogları, broşürler ve okul
taban puanlarıyla geleceğin yıldızlarına üniversitemizi tanıttı.
Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Koordinatörlüğü, 2014-2015
Eğitim – Öğretim döneminde, 14 üniversite tanıtım fuarına
katıldı:
14 Kasım 2014 İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları
20-21 Kasım 2014 Bursa Üniversite Tanıtım Fuarı
27-28 Kasım 2014 İzmir Üniversite Tanıtım Fuarı
16-17 Aralık 2014 İstanbul Üniversite Tanıtım Fuarı
25-26 Aralık 2014 Adana Üniversite Tanıtım Fuarı
18-19 Şubat 2015 Bağcılar Belediyesi Üniversite Tanıtım Fuarı
19-20-21 Mart 2015 Antalya Üniversite Tanıtım Fuarı
26-27 Mart Konya 2015 Üniversite Tanıtım Fuarı
31 Mart- 1-2 Nisan 2015 Eskişehir Üniversite Tanıtım Fuarı
2-3-4 Nisan 2015 Samsun Üniversite Tanıtım Fuarı
6-7 Nisan Mardin 2015 Üniversite Tanıtım Fuarı
7-8-9 Mayıs 2015 Tokat Anadolu Lisesi Tanıtım Fuarı
12-13 Mayıs 2015 Kartal Anadolu Lisesi
3 Haziran 2015 Özel Florya Anadolu Lisesi
İletişim Koordinatörlüğü olarak katıldığımız fuarlarda öğrencilere yardımcı olmak adına okulumuzla ilgili tanıtım kataloğu ve her
fakülteyi özellikli olarak tanıtan, görsel içerikli fakülte broşürleri
aday öğrencilere hediye edildi. Fuarlarda standımızı ziyaret eden
öğrencilere anı olarak “Yıldız Hatırası” adıyla çekilen fotoğrafları
,İletişim Koordinatörlüğünün (ytuiletisim) sosyal medya hesaplarında paylaşıldı.
yıldızlar sayı / 19
57
GELECEĞİN
YILDIZLARI
YTÜ’YE AKIN ETTİ
58
yıldızlar sayı / 19
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) tarafından düzenlenen ‘YTÜ Tanıtım Günleri’ Davutapaşa Kampüsü 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kongre ve Kültür
Merkezi’nde gerçekleşti. Tüm fakülte
ve bölümlerden görevli akademisyenler
tanıtım günleri için gelen Yıldız adaylarına eğitim, ders içerikleri, üniversite
yaşamı, meslek seçimi gibi konularda
detaylı bilgi verdi.
YTÜ Davutpaşa Kampüsü 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Kongre ve Kültür Merkezi Fuaye alanında gerçekleştirilen
‘YTÜ Tanıtım Günleri’ ne ilgi büyüktü. İki
gün boyunca devam eden etkinliğe aday
öğrenciler ve aileleri adeta akın etti. Fakülte ve bölümlerden akademisyenlerle birebir iletişim kurma imkanı bulan
öğrenciler, bölümlerin tanıtıldığı özel
oturumlarda tüm konularda bilgi sahibi
oldu. Öğrenciler, akademik imkânların
yanı sıra öğrenci topluluklarından sosyal tesislere, kütüphaneden burslara
kadar birçok alanda fikir sahibi oldu.
10 fakültede 41 bölümden uzman akademisyenler 2010 Avrupa Kültür Başkenti
Kongre ve Kültür Merkezi Fuaye alanında kurdukları bilgilendirme stantlarıyla
üniversite imkânları ve eğitim sistemi
konusunda öğrencileri ve aileleri bilgilendirdi.
yıldızlar sayı / 19
59
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE
DİPLOMA HEYECANI
Yıldız Teknik Üniversitesi Bir Hafta Boyunca Mezuniyet Sevincine Sahne Oldu. Üniversite Eğitimlerini
Tamamlyan 4 Bin 288 Yıldızlı Diplomalarını Alarak Profesyonel Hayata İlk Adımlarını Attı.
Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki (YTÜ)
eğitimlerini başarıyla tamamlayarak
mezun olamaya hak kazanan öğrenciler
diplomalarını aldı. Hep birlikte keplerini
havaya atan mezunlar, sevinçlerini aileleriyle paylaştı. Mezuniyet törenleri Yıldız
Teknik Tv’den canlı yayınlandı.
4 BİN 288 YILDIZLI
PROFESYONEL HAYATA
MERHABA DEDİ
Yıldız Teknik Üniversitesi 2014-2015 eğitim/öğretim yılı mezunları diplomalarını
aldı. YTÜ Davutpaşa Kampüsü 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kültür ve Kongre
Merkezi’nde düzenlenen mezuniyet törenlerinde 10 fakülte, 2 meslek yükseko
kulu ve 2 enstitüden mezun olan 4 bin 288
Yıldızlı diplomalarını alarak yeni hayatlarına ilk adımlarını attı. Mezuniyet törenlerine katılan aileler de çocuklarının yaşadıkları diploma sevinçlerine ortak oldu.
Fakülte Dekanları, Bölüm Başkanları ve
mezun öğrenciler adına dereceye giren
öğrencilerin yaptıkları konuşmaların ar60
yıldızlar sayı / 19
dından, eğitimleri boyunca gösterdikleri
başarı ile mezun olmaya hak kazanan öğrencilere diplomaları verildi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. İsmail Yüksek, eğitimlerini mezun
olan öğrencileri, öğrencilerin iyi bir eğitim
alabilmeleri için emek veren öğretim elemanlarını ve aileleri tebrik etti.
İnsana yapılacak yatırımların büyük bir
sabır ve özveri istediğini aktaran Rektör
Yüksek, “Eğitim zahmetli ve pahalı bir
iştir, ancak eğitilmemenin bedeli, kişiler
için de, ülkeler için de çok daha pahalıdır.
“ şeklinde konuştu.
“2015’İN
EN RENKLİ MEZUNİYETİ YTÜ’DEYDİ”
Yaklaşık 4 bin 300 öğrencinin profesyo-
nel hayata ilk adımlarını attığı mezuniyet
törenleri renkli olaylara da sahne oldu.
YTÜ’nün mezuniyet törenlerine binlerce
misafir önünde yapılan evlenme teklifi ve
ünlü iş adamının 43 yıl önce bırakmak zo-
runda kaldığı Yıldız’dan mezun olarak diplomasını alması damgasını vurdu.
Eğitim Fakültesi diploma töreni sonunda
sahneye çıkan YTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu Yunus Emşe
Şakar, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
bölümünden yeni mezun olan kız arkadaşı
Gözde Turan’a sahnede sürpriz evlenme
teklifinde bulundu. Büyük şaşkınlık yaşayan ve gözyaşlarını tutamayan Turan’ın
‘Evet’ cevabı salonda büyük alkış aldı.
Makine Fakültesi mezuniyetleri ise büyük bir azim ve kararlılık hikayesine sahne oldu. 1970’li yıllarda dönemin siyasi
atmosferi nedeniyle üniversitelerin 2 yıl
tatil olması sonucu okulundan uzaklaşan
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanvekili
ve Öztiryakiler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Öztiryaki 43 sene
sonra diplomasına kavuştu. 4 senelik eğitimini başarı ile tamamlayan Öztiryaki
diplomasını, törene beraberinde getirdiği
torunu ile birlikte aldı. Öztiryaki ayrıca
kendisi için hazırlanan metal alaşımlı kepi
de taktı.
61 yaşında mezun olduğunu söyleyen ünlü
iş adamı Öztiryaki, 4 sene boyunca elinden
geldiği kadar tüm derslere katılmaya çalıştığını belirterek, eğitimi boyunca özveri
ile destek olan tüm Yıldız ailesine teşekkür etti.
43 sene sonra mezun olmanın heyecanını
yaşadığını belirten Öztiryaki, eğitimi süresince öğrencilerin sorunlarına daha yakından tanık olduğunu belirterek, onlara yeni
iş olanakları oluşturmak için ekstra gayret
sarf edeceğini dile getirdi.
Mezuniyet törenleri, http://yildiztekniktv.
com/canli.html adresinden canlı verildi.
yıldızlar sayı / 19
61
62
yıldızlar sayı / 19
yıldızlar sayı / 19
63
MEZUNİYET TÖRENİNDE
SÜRPRİZ EVLİLİK TEKLİFİ
Yıldız Teknik Üniversitesi Mezuniyet Töreni Süpriz Evlilik Telifi İle Renklendi. Eğitim Fakültesi Mezuniyet
Töreninde Sahneye Çıkan YTÜ Mezunu Yunus Emre Şakar, Az Önce Diplomasını Alan Kız Arkadaşı Gözde
Turan’ı Sahneye Davet Ederek Tüm Misafirlerin Önüde Evlenme Teklifinde Bulundu.
Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezuniyet töreni, sürpriz evlenme
teklifi ile renklendi. Eğitim Fakültesi mezuniyet töreninde sahneye çıkan YTÜ
Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği
mezunu Yunus Emre Şakar, saniyeler önce
diplomasını alan Rehberlik ve Psikolojik
Danışmanlık bölümü mezunu kız arkadaşı
Gözde Turan’a sahnede sürpriz evlenme
teklifinde bulundu. Genç kızın şaşkına
döndüğü evlenme teklifi salondan büyük
alkış aldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrenciler mezuniyet sevincini yaşıyor. YTÜ Davutpaşa
Kampüsü Kongre ve Kültür Merkezi’nde
düzenlenen mezuniyet törenleri ailelerin
ve öğrencilerin sevincine sahne oluyor.
4 gün boyunca devam eden mezuniyet
törenlerinin ilk günü Eğitim Fakültesi,
64
yıldızlar sayı / 19
Elektrik, Elektronik Fakültesi ve İnşaat
Fakültesi’nin diploma heyecanı yaşandı.
Eğitim Fakültesi’nin diploma töreninde
evlilik teklifi heyecanı yaşandı. Diplomaların verilmesinin ardından YTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu
Yunus Emre Şakar sahneye çıktı ve kız
arkadaşı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden yeni mezun olan Gözde Turan’ı tekrar sahneye davet etti. Evlilik teklifine Kuran-ı Kerim’den bir ayetle
başlayan Yunus Emre Şakar, ardından “En
güzel duam, gözümün nuru, cennetim olur
musun? Benimle evlenir misin?” ifadelerini kullandı.
Dizlerinin üzerine çöken Şakar, cebindeki yüzüğü çıkararak kız arkadaşı Gözde
Turan’a uzattı. Teklif karşısında şoke olan
Gözde Turan, göz yaşlarına hakim olamadı. Evlilik teklifine, çocuklarının mezuni-
yet törenini izlemek için gelen aileler ve
genç çiftin arkadaşları alkış ve ıslıklarla
destek verdi. Sözlerine ‘Besmele’ çekerek
başlayan Gözde Turan ise teklife “Allah’ın
huzurunda bir ömür boyu seninle yaşamayı kabul ediyorum.” cevabını verdi.
Turan’ın cevabı salondan büyük alkış aldı.
İŞA DAMI ÖZTİRYAKİ DİPLOMASINA
43 SENE SONRA KAVUŞTU
Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi mezuniyet töreninde Türkiye’nin önemli iş adamlarından
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili ve Öztiryakiler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Tahsin Öztiryaki, mezuniyet diploması aldı. 43 sene önce bırakmak zorunda kaldığı okuldan mezun olan
Öztiryaki, 4 senelik eğitimi sonunda diplomasını torunuyla birlikte aldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi 2014-2015 eğitim dönemi mezuniyet törenleri İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Gemi
İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi ve Makine Fakültesi’nin diploma coşkusu ile devam etti.
Faruk Yiğit, Tahsin Öztiryakiler için özel
olarak yaptırılan metal alaşımlı mezuniyet kepini ünlü iş adamının başına taktı.
Diplomaların verilmesinin ardından Öztiryaki öğrencilerle birlikte mezuniyet kepini fırlattı.
“DİPLOMASINI TORUNLARIYLA
BİRLİKTE ALDI”
Makine Fakültesi mezuniyet töreni ilginç bir diploma heyecanına sahne oldu.
1972 senesinde kazandığı Yıldız Teknik
Üniversitesi’ndeki (İstanbul Mühendislik
ve Mimarlık Akademisi) eğitimini yarım
bırakmak zorunda kalan iş adamı Tahsin
Öztiryaki diplomasına 43 sene gecikmeli
olarak kavuştu. Yüksek Öğretim affıyla
fakültesine geri dönen Öztiryaki, YTÜ
Makine Mühendisliği’ndeki 4 senelik eğitimini tamamladı. 61 yaşında mezun olma
sevinci yaşayan ünlü iş adamı mezuniyet
törenine 3 torunu Selim, Alp ve Mehmet
ile birlikte geldi. Diplomasını YTÜ Rektör Yardımcısı ve Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Yiğit’in elinden alan
Öztiryaki’yi, torunu Mehmet Urfalılar’da
yalnız bırakmadı.
“EN KIDEMLİ MEZUN DİPLOMASINA
43 YIL SONRA KAVUŞTU”
Diplomanın tesliminin ardından Prof. Dr.
Bir öğrencinin diplomasını aldıktan sonra
en büyük hayalinin ve telaşının iş bulmak
olduğunu söyleyen Tahsin Öztiryaki, kendisinin bu aşamayı yıllar öncesinden aştığı
için böyle bir duygu içinde olmadığını ancak ders dönemi boyunca ve diplomasını
almadan hemen önce öğrencilerle yaptığı
görüşmede öğrencilerin heyecanına tanık
olduğunu ifade etti. Öztiryaki, diploma
alma sırasında beklerken kendisinin de
haliyle heyecanlandığını söyledi.
“ARTIK MEZUN OLDUN
İŞ BAŞVURUSUNDA BULUNABİLİRSİN”
Birçok iş adamı arkadaşından esprili mailler ve mesajlar aldığını belirten Öztiryaki,
“Arkadaşlar mesajlarında ve maillerinde
‘Abi artık diploma da tamamsa bana iş
müracaatında bulunabilirsin’ diyorlar. Hakikaten çok önemli bir an insan hayatında.
Ben de diğer öğrenci arkadaşlar gibi heyecanlandım. Bu heyecanı anlatabilmek
zor. Tabi ben bunu gençken de yaşamak isterdim. Ama gençken bunu yaşayamadım.
Ben bu heyecanı yaşamak ve gençlerle
tanışmak adına da bu okulda oldum. Dolayısıyla ben de onlar gibi heyecanlandım.”
şeklinde konuştu.
1973’lü yıllarda hatta 1972’li yıllarda o zaman Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi adını taşırken bu okulu kazandığını
aktaran Öztiryaki, o yıllarda Türkiye’de öğrenci olmanın çok zor olduğunu ifade etti.
Yaşanan atmosfer sebebiyle Türkiye’de
tüm üniversitelerin 2 yıl tatil edildiğini
hatırlatan Öztiryaki, “Bu zaman zarfında
çeşitli işler ortaya çıktı. Okullar da tatil
olunca ben okulu bırakmak mecburiyetinde kaldım ve iş hayatına girdim. O günden
bu güne kadar iş hayatındayım. O gün 100
-150 metrekare olan ve 15-20 kişinin çalıştığı bir işyerinden ailece şu anda 1200
kişi çalıştıran dünyanın bin 800 ülkesine
ihracat yapan, Türkiye’nin 200. İhracatçısı
olan bir firmanın yöneticisi ve ortaklarından birisiyim.”
“ÖNCE İŞE GİTMEK İÇİN OKULU, SONRA
DA OKULA GİTMEK İÇİN İŞİ BIRAKTIM”
“Ben plağa biraz tersten başladım. Önce
işe gitmek için okulu bıraktım, şimdi okula
gitmek için de işi bıraktım, 4 senedir işten okula zaman ayırdım.” diyen Öztiryaki
zaman zaman ‘Ben bu işi yapabilecek miyim?’ diye düşündüğünü belirterek şunları
söyledi: “Zorlandım. İki sene bu kampüsteydik temel dersler burada oldu. Ama
hakikaten bütün hocalar asistanlar bana
inançla ve özveriyle yaklaştılar. Hayatımı
kolaylaştırdılar ama ben onları hiçbir zaman zorda bırakacak bir konuma gelmedim. Her dönem 10 ders almış olsam, 4 senede 8 dönem var, 80 ders eder. 3’er tane
imtihana girdik 240 imtihan eder. 2’şer
sayfa yapsak 450 sayfalık kitap yazmışım gibi olmuş. Notlarıma tekrar baktım
en son 1 metre yüksekliğinde kitap defter
not birikmiş. Sabahları erken ben okula
gidiyorum, sınava gidiyorum diye çıktım.
Her sınav öncesi heyecanlandım. Çoğu
zaman sınava gittiğim zaman tansiyon
ilacımı kullandım. Yaşım 60 hatta 61. Bu
benim bir eğitim hakkı alacağımdı ve bu
hakkımı geri aldım. Mutluyum çünkü üniversiteye girerken hiçbir genç öğrencinin
hakkını gasp etmedim. Çünkü ben girdim
diye kontenjandan başka bir öğrenci girememezlik etmedi.”
yıldızlar sayı / 19
65
YTÜ DAVUTPAŞA KAMPÜSÜ
CAMİİ AÇILDI
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Camii, Kadir Gecesine
Özel Programla Açıldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa
Kampüsü Camii, Kadir Gecesi’ne özel
programla açıldı. Davutpaşa Kampüsü
Orta Bahçe’de gerçekleştirilen 1000 kişilik iftar yemeğinin ardından, caminin açılışı Kadir Gecesi’ne özel Mevlid-i Şerif’le
gerçekleştirdi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Cami Yaptırma,
Koruma ve Yaşatma Derneği tarafından
hayırsever vatandaşların katkılarıyla
YTÜ Davutpaşa Kampüsü Lojmanları’nın
hemen yanına yapılan YTÜ Davutpaşa
Kampüsü Camii’nin açılışı gerçekleştirildi.
Açılış öncesinde YTÜ Rektörü Prof. Dr.
İsmail Yüksek, Rektör Yardımcıları Prof.
Dr. Faruk Yiğit, Prof. Dr. Mesut Güner,
Prof. Dr. Yusuf Ayvaz, akademisyenler ve
çok sayıda davetli, iftar yemeğine katıldı.
İftarın ardından Rektör Yüksek ve beraberindekiler yapımı tamamlanan YTÜ
66
yıldızlar sayı / 19
açılış
Davutpaşa Kampüsü Camii’ne geçti. Kampüsün açılışı Kadir Gecesi’ne özel okutulan
Mevlid-i Şerif ile gerçekleştirildi.
YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Davutpaşa Kampüsü’nün son yıllarda hızla
geliştiğini ve kampüsün içerisindeki 499
lojman ve 102 bin metrekare kapalı alana
sahip 10 bloktan oluşan Teknopark ile tam
bir yaşam alanına dönüştüğünü söyledi.
Rektör Yükesk, 25 bin öğrenci, 3 bine
yakın akademik ve idari personel ve
Teknopark’ta çalışan 5 bine yakın Ar-Ge
mühendisi ile ibadethane ihtiyacının ciddi
bir şekilde arttığına dikkat çekti.
Cami Hakkında:
YTÜ Davutpaşa Kampüsü Camii yapımına
yaklaşık 1 sene önce başlandı. Özellikle
kampüs içindeki lojmanların faaliyete
geçmesi, Teknoloji Gelitirme Bölgesi’nde
çalışan 5 bine yakın Ar-Ge mühendisi ve 25
bine ulaşan öğrenci sayısı kampüs içinde
ibadethane ihtiyacının artmasına sebep
oldu.
Yaklaşık 1000 kişi kapasiteli YTÜ Davutpaşa Kampüsü Camii, çevreden ibadet için
gelecek vatandaşlara da açık olacak.
yıldızlar sayı / 19
67
Doç. Dr. Yaşar AVŞAR Arş. Gör. Harun Akif KABUK
YTÜ İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü
5 HAZİRAN DÜNYA
ÇEVRE GÜNÜ ÜZERİNE
aittir. Dünyadaki doğal dengenin diğer paçaları olan bitkiler ve hayvanlar dünyanın
yaratılışından bugüne, doğal dengenin
devamı için çalışırlarken biz insanoğlu bu
dengenin bozulması için çalışır hale geldik. Çevrenin dengesinin bozulmasına yol
açan temel sebepler ise insanoğlunun aşırı tüketme hastalığıdır. Aşırı tüketim hırsı
maalesef son 150 yıldır dünyadaki doğal
dengenin bozulmasına neden olmuştur.
Özellikle sanayileşmenin ilerlemesi daha
çok üretim sağlanması için gösterilen gayretin, üretim sırası ve sonrasında doğal
çevreye gösterilmemesi, dünyadaki doğal
dengenin hızla bozulmasına sebep olmuştur ve hala olmaktadır. İnsanoğlu, çevreye
gösterilen özeni bir mali külfet olarak gördüğünden, çevreye verdiği zararın telafisinin ise günümüzde daha büyük bir maliyet
gerektirdiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır.
Üstelik geri dönüşüm gayretleri sadece
maliyetli olmamakta aynı zamanda aşırı
bir çaba, iş gücü ve zaman gerektirmektedir. Bazen bunca çabalara rağmen istenen
sonuçlara ulaşamamak ta ayrı bir sorun
olarak karşımızda durmaktadır.
Çevreye zarar veren birçok insan kaynaklı
sebepler bulunmaktadır. Bu sebeplerin en
temel başlıklarını sıralayacak olursak;
hızlı nüfus artışı,
plansız kentleşme,
plansız endüstrileşme,
doğal kaynakların kullanılmasındaki
israf
Kirlilik, gerek fiziksel anlamda ve gerekse de soyut anlamda bakıldığında mevcut
dengenin bozulmaya başlaması durumudur. Bu dengenin bozulduğu fiziksel olarak tanımladığımız çevredeki karşılığı ise
esas anlamda Çevre Kirliliği olarak tarif
edilmektedir.
Çevre, tüm canlı ve cansız varlıkların karşılıklı ilişkilerini sürdürdükleri fiziki, biyolojik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik
ortamların tümüdür. Diğer bir ifade ile
çevre, canlı ve cansız varlıkların yaşadıkları ya da bulundukları ortam ve şartlardır.
Çevre kavramı dünyanın yaratıldığı andan
bu güne kadar var olagelmiştir. Dünyada
68
yıldızlar sayı / 19
sağlıklı, düzenli, kaliteli ve sürdürülebilir
bir yaşam ancak, çevrenin ve ona ait dengelerin korunması ile mümkündür. Kâinat
yaratılırken bir nizam ve intizam üzere
yaratılmıştır. Kâinatta yaşanan her bir süreç diğer süreçlerle ilişki halinde devam
etmektedir. Dünya için de bu durum aynıyla geçerlidir. Dünya üzerinde yaşanan,
fiziksel, kimyasal ve biyolojik faaliyetlerin
her biri birbiri ile binlerce yıldır karşılıklı
bir denge içinde gerçekleşmektedir. Ancak, bu düzen son yüzyılda çeşitli etkenler
dolayısıyla sekteye uğramakta ve dünyadaki yaratılmış olan doğal denge hızla bozulmaktadır. Bu dengenin bozulmasında
etken başrol ise maalesef biz insanlara
gibi başlıklar şeklinde ifade edilmesi
mümkün olabilmektedir. Sanayileşme ve
endüstrileşme esnasında altyapı çalışmalarına gereken önemin verilmemesi birçok
alanda çevre kirliliğine sebep olmaktadır.
Şehirlerde ve endüstrilerde oluşan atıksuların, atık gazların, katı atıkların gerekli
arıtım işlemlerine tabi tutulmadan doğal
alıcı ortamlara verilmesi, ciddi oranda su,
hava ve toprak kirliklerine sebep olmaktadır. Bununla birlikte, gelişen şehirleşmeyle birlikte kişi başına olması gereken yeşil
alanların dikkate alınmaması da sorun
oluşturmaktadır. Bu durum bir yandan doğal dengenin bozulmasına sebep olurken,
diğer yandan insanın kendisine de zarar
vermektedir. Ayrıca plansız kentleşme ve
şehirleşme sonucu gürültü kirliliği de çevreye verilen diğer bir zarardır.
[1]. Bu konudaki eksikliklerin temeli ise çocukların okulda aldığı yetersiz çevre bilinciyle birebir ilişkilidir
Üretilen malzemelerin geri dönüşümü
veya yeniden kullanımı için altyapıların
olmaması ya da yetersiz olması da doğal
kaynakların hızla tükenmesine sebep olmaktadır. Tarımda kullanılan suni gübreler
ve zirai ilaçlar, taşımacılıkta kullanılan kalitesiz yakıtlar, ucuz olması açısından kullanılan tehlikeli hammaddeler, bilinçsizce
tüketilen doğal kaynaklar gibi faaliyetler,
geldiğimiz süreç itibariyle hem doğanın
dengesini bozmakta (en basit kirlilik tanımı olarak) hem de günümüz ve gelecekteki
insan sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir.
[2]. Bu duruma karşılık yapılan tespitlere
bakıldığında; bilginin, yapay ortamlarda
öğretilmesinden ziyade doğal ortamlarda,
uygulamaya yönelik ve günlük yaşamda
kullanılabilir şekle dönüştürülmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Özellikle okullarda arzu edilen çevre eğitiminin etkin bir
şekilde verilebilmesi için her şeyden önce
bu okullardaki eğitimcilerin gerekli çevre
bilincine sahip olmaları gerekmektedir.
Bundan dolayı bu okullarda çalışan diğer
personelin de hizmet içi eğitimle veya seminerlerle çevre bilinçlerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Çevreye verilen bütün bu zararların oluşturduğu sıkıntılı durum karşısında birçok
kurum ve kuruluş çevreye karşı duyarlılığı
arttırmak ve doğal dengeye verilen zararı
azaltmak için birçok çalışmalar yapmaya
başlamışlardır. Bu çalışmalar neticesinde
çeşitli çalıştaylar, konferanslar ve eğitimler düzenlenmektedir. Bu faaliyetlerden biri olan 1972 yılında Stockholm’de
düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre
Konferansı’nda 5 Haziran günü Dünya
Çevre Günü olarak kabul edilmiştir. Bu
karar ile temel olarak insanlardaki çevre
bilincinin ve hassasiyetinin oluşturulması
amaçlanmaktadır. Bu kapsamda bu tarihten bugüne her yıl tüm dünyada çeşitli
etkinliklerle insanlar çevre konusunda
bilinçlendirilmeye ve çevreye karşı daha
duyarlı bireyler haline getirilmeye çalışılmaktadır. Zaten çevreye verilen zararın
önlenmesi ya da azaltılması, ancak kişilerin bilinçlenmesi ile olacaktır. Aksi takdirde çıkarılan yasal mevzuatlar, yapılan
etkinlikler, kişilerde çevre bilinci ve hassasiyeti oluşturulamadığı müddetçe çevre
konusunda sürdürülebilir bir ilerleme kaydedilmesi düşünülemez.
[1]. Çevre eğitiminin okullardaki önemine
dikkat çeken çalışmalarda şu gerçeklik
ortaya çıkmaktadır ki özellikle eğiticilerin,
çevresel eğitimleri sonucunda çevreye
yönelik çok yönlü bilgiler edindiklerini belirlenmiş olup ayrıca bu anlamda kişilerde
yeterlilik düzeylerinin arttığı, gerekse çevrenin korunması ile ilgili görüşlerin olumlu
yönde değiştiği anlaşılmıştır
[3]. Buradan da anlaşılacağı üzere toplum
olarak çevre bilinci ve hassasiyetini kazanmak için hemen her bireyin farklı seviyelerde de olsa çevre eğitimine ihtiyacı
bulunmaktadır. Bu gibi eğitimler neticesinde toplum olarak çevreye, doğal hayata
daha duyarlı bir düzeye çıkacağımızı söylemek yanlış olmasa gerek. Çevre eğitimlerinde uygulamalı doğal ortamda yapılan eğitimlerin ise çok daha etkili olduğu
çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur
[4-5]. ABD’de 1983-2004 yılları arasında
yapılan bir araştırmada, çevre eğitim ile
ilgili projelerin çocukların çevreye karşı
duyarlılıklarının, bilinçlerinin ve çevreye
karşı yaklaşımlarının %97 oranında olumlu manada değiştiği rapor edilmiştir.
[6]. Hayatın her alanında olduğu gibi çevre bilincinin kazanılmasında da eğitimin
önemli bir rolünün olduğu yapılan bilimsel araştırmalarda ortaya konulmaktadır.
Bizler birey olarak statü ve mesleğimiz
ne olursa olsun önce birey olarak çevre
bilincini edinmeli sonrasında da bu bilinç
ve kazanımlarımızı başta yakın çevremiz
olmak üzere tüm bireylere aktarmalıyız.
Böylece daha yaşanılabilir bir dünyayı hep
beraber inşa edebiliriz. Çevremize verdiğimiz zararların giderilmesi ve onun doğal
dengesine yeniden kavuşmasını sağlamak
hem uzun yıllar almakta hem de çok ciddi
ekonomik harcamalara sebep olmaktadır.
Çevremizin, doğal hayatın denge içinde
devamlılığını sağlamanın en kolay, ekonomik ve sürdürülebilir yolu çevremizi hiç
kirletmemektir.
KAYNAKLAR
[1] Erten,S. (2004): ‘’Çevre Eğitimi Ve Çevre Bilinci
Nedir, Çevre Eğitimi Nasıl Olmalıdır?’’, Çevre ve insan
Dergisi, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın Organı. Sayı
65/66. 2004/25 Ankara.
[2] Şimşekli, Y. (2004): ‘’Çevre Bilincinin Geliştirilmesine Yönelik Çevre Eğitimi Etkinliklerine İlköğretim
Okullarının Duyarlılığı’’, Eğitim Fakültesi Dergisi XVII
(1), 83-92.
[3] Güler, T. (2009): ‘’Ekoloji Temelli Bir Çevre Eğitiminin Öğretmenlerin Çevre Eğitimine Karşı Görüşlerine
Etkileri’’, Eğitim ve Bilim, Cilt 34, Sayı 151, 30-43.
[4] Farmer, J., Knapp, D., Benton, M. G. (2007): ‘’An elementary school environmental education field trip:
long-term effects on ecological and environmental
knowledge and attitude development”. The Journal
of Environmental Education Reports&Research,
Vol. 38, No.3, 33-42.
[5] Ozaner, F. S. (2004). “Türkiye’de okul dışı çevre eğitimi ne durumda ve neler yapılmalı?” V.Ulusal Ekoloji
ve Çevre Kongresi 5-8 Ekim 2004 Taksim International Abant Palace, Abant İzzet Baysal Üniversitesi &
Biyologlar Derneği, Abant- Bolu. Bildiri Kitabı (Doğa
ve Çevre), 67-98, Biyologlar Derneği, İzmir.
[6] Council for Environmental Education (CEE).
(2004b). Project Wild K-12 Curriculum & Activity Guide U.S.A.
Çevresel eğitime en olumlu tepkinin alınacağı kitle şüphesiz çocuklardır. Küçük yaşta onlara kazandırılacak olan çevre bilinci
ve hassasiyeti gelecek adına ümitlerin yeşermesini sağlayacaktır. “Ağaç yaşken eğilir” atasözümüz ise bunu en güzel şekilde
ifade etmektedir. Çocuklarımızın temiz dimağlarına işlenecek bir çevre bilinci, sevgisi, hassasiyeti onların hayatları boyunca
bilinçli bireyler olmalarını sağlayacaktır.
Yetişkin bireyler için çevre bilincinin oluşturulması çocuklara göre daha zor ve zaman alıcı olmaktadır. Ayrıca ülkemizde
birçok yaş ve eğitim grubundan kişilerle
yapılan çalışmalarda çevre bilincinin tam
anlamıyla oturmadığını ortaya koymuştur
yıldızlar sayı / 19
69
haber
ROBOTLAR YILDIZ SAVAŞLARINDA
MÜCADELE ETTİ
YTÜ Robotik Otomasyon Kulübü’nün Düzenlediği Yıldız Savaşları Robot Yarışması Tam Bir Güç ve
Dayanıklılık Savaşına Sahne Oldu. Görsel Şölene Dönüşen Yarışmanın ‘Yıldız Savaşları’ Özel Kategorisinde
Ateş Fırlatan, Çekiçle Saldıran ve Testereli Robotlar Birbirlere Karşı Kıyasıya Mücadele Etti.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Robotik
ve Otomasyon Kulübü’nün düzenlediği
“Yıldız Savaşları” robot yarışmasında, geleceğin robot teknolojisi mücadele etti.
‘Yıldız Savaşları’ özel kategorisine katılacak savaşçı robotlar, ateş topu, testere
gibi silahlarla birbirine saldırdı.
“574 ROBOT MÜCADELE ETTİ
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Robotik
Otomasyon Kulübü tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Yıldız Savaşları 2015”
robot yarışması, 28-29 Mart 2015 tarihlerinde gerçekleştirildi.
Türkiye’nin dört bir yanından çok sayıda
üniversite ve liselerden 574 takım robotlarıyla ‘Yıldız Savaşları’nda yarıştı.
Yarışmanın açılışında konuşan Robotik
Otomasyon Kulübü Danışmanı ve Elektrik-Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Galip Cansever, “Teknolojinin çok
hızlı bir şekilde gelişme kaydettiği günümüzde, teknolojinin getirmiş olduğu yenilikler insan hayatının bir parçası olmuştur.
70
yıldızlar sayı / 19
Bu yeniliklerden insanları haberdar etme
ve yenilikleri insanlara sunma bir zorunluluk haline gelmiştir. Globalleşen Dünya’da
iletişimin teknolojik ve bilimsel olarak çok
artması insanları değişik dünya pazarlarına yöneltmiştir. Artık kaliteli ürünü daha
ucuza imal etmek rekabet piyasasında bir
zorunluluk olmuştur.” diye konuştu.
İnsanların fiziksel yapılarından dolayı
bedensel olarak bütün işleri yapma imkanına sahip olmadıkları için gücünün
yetmediği yerlerde kullanmak üzere tarih
boyunca değişik makineler geliştirdiğini
aktaran Cansever, “İlk çağlarda ilkel ve
fonksiyonel olmayan bu makineler, teknolojinin gelişme süreci içerisinde insanlar tarafından geliştirilmiş ve insan meziyetlerine yakın meziyetlere sahip olan
makineler üretilmiştir. İlk önceleri insan
yardımı ile çalışan bu makineler zamanla
geliştirilerek ve çeşitli çevre bilimlerini
de beraberinde kullanarak insana ihtiyaç
duymadan otomatik olarak çalışır hale
getirilmiştir. Sanayide kullanılmak için
tasarlanmış birçok robot bulunmaktadır.
Robotlar genellikle üretim maliyetini düşürme ve daha kaliteli üretim yapmak için
kullanılmaktadır.” şeklinde konuştu.
“GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÜRETİM
SİSTEMLERİ OTOMASYON
TEKNOLOJİLERİNE EMANET”
Ekonomik olarak gelişmiş olan ülkelerin
üretim sistemleri incelendiğinde otomasyon teknolojilerinin etkin bir şekilde
kullanıldığı ve günümüzde artık 4. Nesil
otomasyon kullanılmaya başlanması ve
güvenliğin ön planda olduğu yerlerde
Nükleer Santrallerde, Petrokimya tesislerinde, Sinyalizasyon sistemlerinde
güvenlik özelliği SIL4’lere çıkan büyük
ve modern fabrikaların ve işletmelerin
olduğu görüldüğünü aktaran Cansever
şunları söyledi: “Otomasyon sisteminin
önemli bir parçası olan endüstriyel robot
kolların önemi her geçen gün artmaktadır.
Üretim sistemlerini robot teknolojisi ile
donatan ülkeler diğer ülkelere rekabet
şansı tanımamaktadırlar. Ekonomik re-
kabet güzümüzü artırabilmek için, üretim
sistemlerimizi dünyada gelişmekte olan
teknoloji ile donatmamız gerekmektedir.
Son zamanlarda yaygınlaşmaya başlayan
robotların tanıtılıp ülkemizdeki sistemlere adapte edilmesi gerekir.”
Robotik Otomasyon Kulübü Başkanı
İsmail Güngör de, kulüp olarak 10 yıldır
YTÜ çatısı altında faaliyet gösterdiklerini
belirtti. Güngör, “Kulübümüzün vizyonu;
Sanayi-Üniversite-Öğrenci üçgenindeki
bağları güçlü kılarak teknolojiye ivme
kazandırmak,
teknolojiyi
herkesin
kullanımına açmayı hedefleyerek sosyal
sorumluluğun bilincinde olmak ve
mühendisliğin etiğine her zaman bağlı
kalmak, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin
Bilim ve Teknoloji alanındaki gelişmelerine
katkıda bulunmasına yardımcı olmak,
Ar-Ge çalışmaları ile yeni Ar-Ge
mühendislerinin yetişmesini sağlayarak
tüketen değil üreten bir toplum olmayı
sağlamaktır.” şeklinde konuştu.
ROBOTLAR 5 AYRI KATEGORİDE
YARIŞTI
5 ayrı kategoride gerçekleşecek olan yarışmanın ilk dört kategorisi; çizgi izleyen,
sumo, mini sumo ve serbest kategori gibi
geleneksel robot yarışması kategorisi
oldu. Müsabakalara eklenen “Yıldız Sa-
vaşları’’ kategorisi ise, yarışmayı görsel
bir şölen haline getirdi. ‘Yıldız Savaşları’
özel kategorisinde özgün tasarımlı ve
dayanıklı robotlar sahne aldı. Takımların
en iddialı robotları, ‘Yıldız Savaşları’nda
rakipleriyle mücadele etti.
Yıldız Savaşları Özel Kategorisi’nde uzaktan kumandalı robotlar 3m x 5m’lik kapalı
arenada kıyasıya mücadele etti. Testere,
çekiç, ateş gibi saldırı ekipmanları bulundurabilen robotlar, rakibini etkisiz hale
getirmeye çalıştı.
YILDIZ SAVAŞLARI ROBOT
YARIŞMALARINDA KATEGORİLER VE DERECEYE GİREN EKİPLER
Çizgi izleyen;
Robot Adı
3. İGÜ-8
2. Pendik-2
1. Pendik-1
Okul
İst Gelişim Üni
Pendik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Pendik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Minisumo;
3. Arslan
2. Kara-2
1. Albatros
Bilecik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Samandıra Endüstri Meslek Lisesi
Bilecik Mesleki veTeknik And Lisesi
Sumo:
3. Sasuke
2. Sakura
1. Senju
h-tech robot ekibi
h-tech robot ekibi
h-tech robot ekibi
Serbest Kategori:
3. Eldiven Güdümlü hareket robot
2. Tiercoid
1. Virtual checkers
Gaziantep Özel Deva Okulları
KOç Üni IEEE ras ekibi
Mufe Robotics
Özel kategori(robot savaşı)
3. Kültiğin
2. Müptezel
1. Bilge kağan
ASO Teknik Koleji
İst Gelişim Üni
ASO Teknik Koleji
yıldızlar sayı / 19
71
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Mehmet ÖZKAN
YTÜ Beden Eğitimi Bölüm Başkanı
6 NİSAN: ULUSLARARASI SPOR VE
FİZİKSEL AKTİVİTE GÜNÜ
Bilindiği üzere her yıl 6 NİSAN, “Uluslararası Spor ve Fiziksel Aktivite Günü” adı
altında kutlanmaktadır. UNESCO’nun 192.
Yürütme Kurulunun 14 Ağustos 2013 tarihindeki oturumunda aldığı karara istinaden, UNESCO’nun 5-20 Kasım 2013 tarihleri arasında Paris’te icra edilen 37. Genel
Konferansı kapsamında, 8 Kasım 2013
tarihinde Sosyal Bilimler Komisyonunda
ilan edilmiştir. Anılan gün, 23 Ağustos 2013
tarihinde icra edilen Birleşmiş Milletlerin
67. Genel Kurulunda “Kalkınma ve Barış
için Uluslararası Spor Günü” olarak ilan
edilmiştir.
Bu söylemlerden yola çıkarak Fiziksel Aktivite, Egzersiz ve Spordan kısaca bahsetmek gerekir.
Fiziksel Aktivite; en basit tanımı ile temel
vücut hareketlerinin tümünü ya da bir kısmını içeren çeşitli spor dallarını kullanarak
enerjiyi harcamak için vücudun hareket
etmesidir. Fiziksel aktivite günlük yaşam
içerisinde kas ve eklemlerimizi kullanarak
enerji tüketimi ile gerçekleşen, kalp ve solunum hızını arttıran ve farklı şiddetlerde
yorgunlukla sonuçlanan aktiviteler olarak
tanımlanabilir. Yürüme, koşma, sıçrama,
yüzme, bisiklete binme, çömelme, kalkma,
kol ve bacak hareketleri, baş ve gövde hareketleri gibi temel vücut hareketlerinin
tümünü ya da bir kısmını içeren çeşitli
spor dalları, dans, egzersiz, oyun ve gün
içerisindeki aktiviteler fiziksel aktivite
olarak kabul edilebilirler.
72
yıldızlar sayı / 19
Egzersiz; düzenli olarak yapılan fiziksel
aktivitedir. Egzersiz, düzenli ve tekrarlı
vücut hareketlerini içerir.
- Spor, gençlik güçlendirir sağlığı teşvik
ederek, eşitlik, karşılıklı saygı ve fair play
gibi BM değerlerini derinleştirir.
Spor; insanların ferdi veya toplu olarak fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine
ve bir rakibine karşı, önceden belirlenmiş
bir düzen içinde başarı kazanmaya yönelik
ve mücadele heyecanını yaşamak için yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen
genel isimdir. Spor; Sistem, Program, Organizasyon ve Rekor işlevlerini içermektedir. Futbol, hentbol, voleybol, binicilik,
kayak, avcılık, denizcilik, güreş, atletizm,
basketbol gibi branşlar sporun çeşitli kollarıdır.
- Spor, barış mesajları yayarak toplumsal
değişimin itici ve Binyıl Kalkınma Hedeflerin gelişmesine yardımcı olur.
Başka bir deyişle Spor, evrensel kültürün bir parçası dünyada dili ırkı dini farklı
insanları birleştiren önemli bir vasıtadır.
Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu;
fiziksel faydalarının yanı sıra insanların
ruhsal sağlığını da olumlu yönde etkilemek sosyal ve moral kazançlar sağlamak
amacı ile yapılan hareketler topluluğu
olarak da tanımlayabiliriz. Görüldüğü gibi
sporun belirli sözcükle kalıplaşmış klâsik
bir tanımı yoktur.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki
Moon; 6 Nisan 2014 Yılı Mesajında; 2014
yılında ilk kez kutlanacak olan; 1. Uluslararası Kalkınma ve Barış için Spor Günü’ne
ilişkin olarak; sporun evrensel bir dil olduğu, sporun gelişmesi ile farklı grupları ve
ulusları birleştirdiğini ifade ederek;
- Uluslararası Kalkınma ve Barış için Spor
Günü’, insan haklarını geliştirmek için spor
potansiyelini vurgulamak engelleri ortadan kaldırmak ve küresel dayanışmayı
teşvik eder.
Hükümetler, uluslararası organizasyonlar,
spor sektörü, sivil toplumu ve diğerleri;
hedeflerimize ulaşmak için, her sahada
oyunculara ihtiyaç bulunduğunu her yıl 6
Nisanda kutlanacak olan Uluslararası Kalkınma ve Barış için Spor Günü’ne katılmak
için tüm ülke vatandaşlarını davet ederek
ve herkes için daha iyi bir dünya inşa etmek için sporun gücünden yararlanılması
gerektiğini vurgulamıştır.
Birleşmiş Milletler tarafından, bugün
çatışmasız ve savunmasız olarak yapılan sporun daha yaygın olarak erişilebilir
hale gelmesini sağlamak, spor kullanarak
veya geri kalmış bölgelerde kalkınmayı
sağlamak, yoksulluk ve eşitsizliği ortadan
kaldırmak spor yapmayı ve sağlıklı yaşam
tarzlarını teşvik ederek, sporun toplumda
oynadığı rolü onurlandırmak için, BM Üye
Devletleri ve diğer ortak kuruluşlar tarafından her yıl kutlanacağı ifade edilmektedir.
yarışma
REKLAM VE PAZARLAMANIN
TRENDLERİ İLE ADMARK’15
Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü Reklam ve Pazarlama Sektörünün Önde Gelen İsimlerini
Öğrencilerle Buluşturdu. Yıldız’ın Yanı Sıra ODTÜ, Hacettepe, KTÜ Gibi Türkiye’nin Önde Gelen
Üniversitelerinden Öğrencilerin İlgi Gösterdiği Etkinlikte Sektörle İlgili Merak Edilen Sorular Cevaplandı,
Reklam ve Pazarlamanın Püf Noktaları İle İlgili Önemli Bilgiler Paylaşıldı.
74
yıldızlar sayı / 19
Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü
tarafından düzenlenen ‘AdMark’15’ etkinliğinde pazarlama ve reklam dünyası
YTÜ’de ağırlandı. Sektörün önde gelen
isimlerinin öğrencilerle buluştuğu etkinlikte, sektörle ilgili merak edilen soruların cevapları verildi.
reklamcılık sektörünün bilinmeyenlerinin masaya yatırıldığı etkinliğe Yıldız’lı
öğrencilerin yanı sıra, Karadeniz Teknik
Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul
Üniversitesi gibi pek çok üniversiteden
öğrenciler katıldı.
YTÜ İşletme Kulübü tarafından düzenlenen AdMark’15 etkinliği 17-18 Mayıs
tarihlerinde Elektrik-Elektronik Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Pazarlama trendleri, konvansiyonel
ve dijital pazarlama stratejileri, kreatif
düşüncenin reklama dönüşüm süreci ve
“DİGİTAL REKLAM, TV
REKLAMINI YOK ETMİYOR”
Etkinliğin ilk oturumunda Star Tv Satış
Başkan Yardımcısı Dafne Uluçınar
katılımcılarla buluştu. Uluçınar, televizyon
sektörünün son yıllarda geldiği noktadan,
Türkiye’de sektörün durumundan ve
öğrencilerle paylaşan Kumcuoğlu, pazarlamanın diğer disiplinlerle olan yadsınamaz bağından da bahsetti. Oturum
sonunda öğrencilerin sorularını yanıtlayan Kumcuoğlu, “Hayallerinizin peşinden
koşmayı asla bırakmayın.” tavsiyesinde
bulundu.
AdMark’15 ikinci gününde de sektörün
önde gelen isimleriyle devam etti. İlk
oturumda Hepsiburada.com Dijital Pazarlama Müdürü İbrahim Öztürkcan, Kıdemli Dijital Pazarlama Uzmanı Serhat
Dönmez, Dijital Pazarlama Uzmanı Barış
Kasap katılımcılarla buluştu. İbrahim
Öztürkcan sözlerine Hepsiburada.com
için 2015’in çok farklı bir olacağından ve
Hepsiburada.com’un artık dijital ajans
rolü üstleneceğinden bahsederek başladı. Öztürkcan, “Hepsiburada.com şu an
Türkiye’nin en büyük internet piyasası ve
Orta Doğu, Afrika, Rusya ve Orta Asya ile
Doğu Avrupa’nın en büyük internet girişimi.” olduğunu aktardı.
“JINGLE İLE GELEN BAŞARI”
“Reklamın İşitsel Gücü: Kulaktan Kulağa
Reklam” başlıklı oturuma katılan Jingle
Jackson Kurucusu Emre Irmak Jingle nedir?” sorusuna cevap vererek konuşmasına başladı. Bir süre profesyonel olarak
müzikle ilgilenen Irmak, çalışılan reklam
ajansındaki reklamcının jingle yapmada etkisini de belirtti. Jingle yapmak
için farklı tarzda müzikler hakkında fikir
sahibi olunmasının önemini vurguladı.
Oturum sonlarına doğru öğrencilerin sorularını yanıtlayan Emre Irmak, “Hürriyet
Benim” reklam müziği ile Altın Elma ödülünü aldıklarını belirtti.
müşterilerin beklentilerinden bahsetti.
Televizyonların izlenme oranları (Rating)
hakkında da önemli bilgiler de veren
Uluçınar, öğrencilerin sektörle ilgili
merak ettiği soruları cevapladı.
Türkiye’nin büyük çoğunluğunun televizyon izlediğini ve televizyonun hala reklam
verenler için güçlü bir platform olduğunu
aktaran Uluçay, televizyon reklamcılığının dijital reklamcılığın ortaya çıkmasıyla
yok olmadığını aksine iki mecranın birbirini desteklediğini ifade etti.
İkinci oturumunda ise Girişimcilikte Reklam Stratejileri oturumu ile
Saatchi&Saatchi Reklam Yazarı Gökhan
Akgündüz, Kreatif Direktör Hakan Seyrek, Blab Kreatif Direktörü Taylan Yapıcı,
Concept Kreatif Direktörü Kerem Özkut
AdMark’15’teydi.
Oturum, katılımcıların kendilerini, kariyerlerini ve ajansların kreatif departmanlarını tanıtmasıyla başladı. Reklamın
kreatif gücünü oluşturmanın yoğun bir
tempo gerektiğinden, yeni markaların bir
hafta sonrası için bile reklam isteyebildiğinden, kaliteli ve hızlı bir iş çıkarabilmek
için de oldukça yoğun bir çalışma süreci
geçirildiğinden bahsedildi.
AdMark’15’te ilk gününün oturumunda ise
Philips Dijital Pazarlama Müdürü Eren
Kumcuoğlu konuk oldu. Kumcuoğlu, üniversitede pazarlamaya olan ilgisini keşfettiğini, ardından açtığı blog ile sektöre
dair düşüncelerini paylaştığını ve bu sayede birçok yerden iş teklifi aldığını belirtti. Kariyerinde deneyimlediği olayları,
çalıştığı firmalarda kazandığı başarıları
Titrifikir Kreatif Direktörü Özgür Akpınar da ,“Düşün-Yarat-Uygula” başlıklı
oturuma katıldı. İyi bir reklamın olmazsa
olmazlarından bahseden Akpınar, güçlü
slogan, güçlü müzik ve güçlü hikayenin
çok önemli olduğunu vurguladı. Özellikle
etkili bir slogan bulmanın çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi. Türk reklamcılığında genellikle komedi tarzı reklamların tercih edildiğini, bunun sebebinin de
karşı tarafta etki yaratacak en doğru ve
etkili metodun komedi olmasının etkili
olduğunu aktardı. Bir markayı güzel lanse edebilmek için reklamın öneminden
bahseden Akpınar, “Sonuç olarak güçlü
bir müzik, hikaye ve sloganınız varsa tüketicinin kalbine dokunursunuz.” diyerek
devam etti.
Etkinlikte İşletme Kulübü Yöneticileri katılımcılara fidan bağış belgesi taktim etti.
yıldızlar sayı / 19
75
YILDIZLI
SPOR HABERLERİ
YTÜ ERKEK HENTBOL
TAKIMIMIZ DA NAMAĞLUP
ŞAMPİYON ….
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunun 2014-2015 faaliyet programında
yer alan, 30 Mart - 28 Nisan 2015 tarihleri
arasında Sabancı Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Hentbol Erkek 2. Lig müsabakaları sonucunda; Beden Eğitimi Bölümü Okutmanı Şener Günay idareciliğinde
ve Nejat Körpeli antrenörlüğünde; sporcu
öğrencilerimiz Burhan Yıldırım, Cankat
YTÜ KORFBOL TÜRKİYE 3.’SÜ
Türkiye Üniversite Sporları Federas-
Fuat Tugay Ergin, Halit Aydın, Mehmet
Yiğit Özçelik, Murat Alten, Murat Gürbüz, Onur Uslu, Osman Lütfullah Kahveci,
Saim Çek, Serhat Mert Kolaylı, Sinan Kızanlık, Şerafettin Reşid Sarıyer ve Tanju
Cezayir’den oluşan YTÜ HENTBOL ERKEK Takımımız müsabakalar sonucunda
namağlup olarak ŞAMPİYON olmuş ve
üniversitemizi 1. Ligde temsil etme hakkını kazanmıştır.
Gerik, Doğukan Tosun, Erkin Can Kılınç,
yonu tarafından 22 - 27 Mart 2015 tarihleri arasında Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi’nde gerçekleştirilen SÜPERLİG Korfbol Türkiye Şampiyonası müsabakaları sonucunda; Beden Eğitimi Okutmanları Çetin Erdem Sonal idareciliğinde
Milli Takım Antrenörlerimizden Gülsüm
Sonalı’ın antrenörlüğünde; Sporcu Öğrencilerimiz Edge Eren Varlı, İhsan Işık, Turgut Karatop, Çağlar Özkan, Uğur Akyıldız,
Halil İbrahim Yüce, Süleyman Çağrı Na-
YTÜ KIZ VE ERKEK
TAKIMLARIMIZ BAŞARILARINA
BİR YENİSİNİ EKLEDİ…
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu
tarafından Antalya’da gerçekleştirilen 2.
Lig Tenis Grup Birinciliği müsabakaları
sonucunda; Beden Eğitimi Okutmanları Gülsüm SONAL öncülüğünde; Sporcu
Öğrencilerimiz Beril Ertınmaz, Merve
Ünsal, Merve Dönmez, Ece Kibar ve Aysun Kangör’den oluşan YTÜ Bayan TENİS
Takımımız tüm maçlarında galip gelerek
grubunda ŞAMPİYON olup üniversitemizi 1. Ligde temsil etme hakkı kazandı.
BİR BAŞARI DA YTÜ BADMİNTON
TAKIMIMIZDAN…
Türkiye
Üniversite
Sporları
Federasyonu’nun 2014-2015
faaliyet
programında yer alan 2. Lig BAMİNTON
Grup Birinciliği müsabakaları sonucunda;
Beden Eğitimi Okutmanı A. Selim Akbıyık
idaresinde;
Tüm ekibe teşekkür eder, başarılarının
devamını dileriz.
kilcioğlu, Yunus Emre Bardız, Berkan Aydın, Tuğçe Öztürk, Dilara Şardoğan, İpek
Aydın, Eda Aslan, Dilara Başaran, Gülşah
Güngör, Ecem Şentürk, Özge Kortel ve
Melis Kement’ten oluşan YTÜ KORFBOL
Takımımız müsabakalar sonucunda SÜPERLİG Korfbol Türkiye 3.sü olmuştur.
Tüm ekibe teşekkür eder, başarılarının
devamını dileriz.
Aynı müsabakada Berkay Bezal, Okan Demirışık, Güneş Kolaşin, Kemal Kutay Furtun ve Ferhat İbrahimoğlu’ndan oluşan
YTÜ Erkek TENİS Takımımız ise turnuvayı 2. olarak tamamlayıp kupalarını aldı.
Yine aynı ekiplerden oluşan YTÜ Kız
ve Erkek takımlarımız Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından
Antalya’da yapılan Unilig Tenis Şampiyonas’ında müsabakalarda yer almış ve aynı
sonuçları elde etmiştir.
Sporcu Öğrencilerimiz Murat Saka, , Emre
Kayıhan, İsmail Altaş, Tahir Kürşat Yılmaz,
Arif Aslan Melike Seçilmiş, Büşra Çalışkan, Asel Kübra Hacıahmetoğlu ve Leyla
Yılmaz’dan oluşan YTÜ BADMİNTON
Takımımız tüm maçlarında galip gelerek
grubunda ŞAMPİYON olup üniversitemizi
1. Ligde temsil etme hakkı kazandı.
yıldızlar sayı / 19
77
BU PANAYIRIN KAPILARI
‘KARİYER’E AÇILIYOR
YTÜ Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün Düzenlediği Kariyer Panayırı, Gençlere Kariyer İmkanı, Ünlü İsimlerle
Buluşma ve Eğlenceyi Bir Arada Sundu. 3 Gün Devam Eden Panayırda, Genç ve Başarılı Oyuncu Selin Şekerci,
Güldür Güldür Şov’un Sevilen İsimleri İrem Sak, Onur Atilla ve Burak Topaloğlu Öğrencilerle Bir Araya Geldi.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kalite
ve Verimlilik Kulübü (KVK) tarafından
düzenlenen Türkiye’nin en büyük öğrenci
kariyer etkinliklerinden ‘Kariyer Panayırı’ öğrenciler ile iş dünyasını bir araya getirdi. Etinlikte sanatçılar da öğrencilerle
buluşarak kariyer çalışmaları ve hedefleri ile ilgili sohbet etti.
Yıldız
Teknik
Üniversitesi
KVK
tarafından
düzenlenen
Kariyer
Panayırı
Davutpaşa
Kampüsü’nde
gerçekleştirildi. Eski Fen Edebiyat
Fakültesi önünde bin 400 metrekarelik
alan da gerçekleşen etkinlikte, kurumsal
firmaların yanı sıra sponsor firmalar
ve sivil toplum kuruluşları öğrencilerle
buluştu.
78
yıldızlar sayı / 19
etkinlik
Her üniversiteden öğrencinin katılımına
açık olan organizasyon, öğrencilere yönelik iş ve staj imkânları ile birlikte öğrencilerin eğlenceli vakit geçirmelerini
sağlayan yarışmalar ve sosyal aktiviteler
ile keyifli bir hal aldı.
Sektörlerinde öncü 30’u aşkın firmanın
katılımıyla üç gün boyunca öğrenciler iş
ve staj başvurularında bulundular ve firmaları yakından tanıma şansını elde ettiler.
EKRANLARIN RENKLİ İSMİ SELİN
ŞEKERCİ İLE KEYİFLİ BİR SÖYLEŞİ
Genç ve başarılı bir oyuncu olan Selin
Şekerci, panayırın ilk gününde Yıldızlı öğrencilerle buluştu. Çadırda ayrılan renkli
köşede gerçekleşen söyleşide Şekerci,
soruları içtenlikle cevapladı. Kaçak Gelinler dizisi ile ekranlara hızlı bir dönüş
yapan ünlü oyuncu, oyunculuk hayatı ve
kariyeri ile ilgili ayrıntıları da paylaştı.
Bol kahkahalı söyleşi soru-cevap şeklinde ilerledi. Söyleşinin ardından kulübün
bandanası, fidan bağış belgesi, dergi ve
gazetesi oyuncuya takdim edildi. Selin
Şekerci ile bol bol fotoğraf çektiren öğrenciler sosyal medya hesaplarından
memnuniyetlerini duyurdular.
GÜLDÜR GÜLDÜR OYUNCULARI DA
KARİYER PANAYIRI’NDAYDI!
Kariyer Panayırı’nın üçüncü gününde Güldür Güldür’ün sevilen isimleri İrem Sak,
Onur Atilla ve Burak Topaloğlu ile keyifli
bir sohbet gerçekleştirildi. Soru-cevap
şeklinde ilerleyen sohbette öğrenciler,
ekibe dair merak ettiklerini sordular.
Oyunculuk, tiyatro ve ekip ruhunun da
sorular arasında olduğu söyleşi, bol kahkahalı geçerken ekibin hayranı olan bir
kız çocuğunun da sahneye davet edilmesi
herkesi gülümsetti. İrem Sak’ın “Benim kızımsın artık!” çıkışı söyleşi alanında keyifli dakikalar yaşanmasını sağladı. Söyleşi
bitiminde bol bol hatıra fotoğrafı çektiren ekip, sosyal medya hesaplarından İşletme Kulübü’ne teşekkürlerini sundular.
Ekibe kulüp bandanası, fidan bağış belgeleri, kulüp dergisi ve gazetesi ile birlikte
Redbull’un sponsorluğunda panayırda
bulunan Presstagram’dan da söyleşi boyunca çekilen fotoğraflar sunuldu.
TURNUVALAR VE YARIŞMALAR
Panayır boyunca düzenlenen turnuva ve
yarışmalar neticesinde tavla turnuvası
birincisine Enrique Iglesias konser bile-
ti, Presstagram’dan fotoğrafını bastıran
bir şanslı kişiye Jessie J konser bileti ve
son olarak da #KariyerPanayiri hashtagi ile tweet atan bir şanslı kişiye konser
bileti hediye edildi. Ayrıca katılımcıların
panayırda langırt, havalı hokey, mangala
oynayabilecekleri keyifli bir ortam oluşturuldu. Panayırın ana sponsorluğunu
üstlenen Decathlon, düzenlediği çeşitli
spor turnuvaları ile de bol ilgi gördü.
Ayrıca Yonca Baygın, organizasyonun
ikinci gününde Show Radyo’ya ait yayın
otobüsü ile gelerek programının canlı yayınını panayır alanından yaptı.
yıldızlar sayı / 19
79
31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü
SİGARA DOĞAL AFETLERDEN
DAHA ÇOK CAN ALIYOR!
Bağımlılıklar, kuşkusuz sağlığımızı hem
bireysel hem de toplum olarak en çok
tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor.
Bağımlılıkların depremden, doğal afetlerden daha fazla can kaybına yol açtığını
belirten Yeşilay; “Halen dünyada 1 milyar
300 milyon kişinin düzenli sigara içmesi,
her yıl binlerce kişinin alkolden veya sebep olduğu trafik kazalarından ölmesi
bağımlılığın ne kadar tehlikeli bir boyutta
olduğunu bizlere göstermektedir” açıklamasında bulundu.
Tütün tüketimi kanser ölümlerinin yüzde 22’sinden sorumlu
Ülkemizde her yıl 50 bin yeni akciğer
kanseri vakası ortaya çıkıyor. Bunların
80
yıldızlar sayı / 19
yüzde 80-90’ı tütün ürünlerinin tüketiminden kaynaklanıyor. Dünya Sağlık
Örgütü verilerine göre tütün, kanserden
ölümlerin yüzde 22’sinden sorumlu. Sigaranın yanında 1990’lı yıllardan itibaren
nargilenin popülaritesinin hızla artması
ve özellikle gençler arasında kullanımının yaygınlaşması, nargile salgınını halk
sağlığında yeni bir mücadele alanı olarak
ortaya çıkarıyor. Nargile dumanı akciğer
kanseri, mesane kanseri, oral kanserlere
yol açtığı bilinen toksik ajanları yüksek
oranda içeriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün
2005’te yaptığı bir araştırmaya göre bir
nargile seansında çekilen duman hacmi
50 sigaraya eşittir. Nargile içerken çok
daha uzun sürelere dumana maruz kalınır
ve bu da KOAH olma riskini arttırır. Aromatik tütünlerde bulunan şekerin yanmasıyla ortaya çıkan toksik maddeler ve
bunların nikotinle olan etkileşimi nargilenin bağımlılık yapıcı etkisini arttırır. Nar
Dünyanın en büyük
sağlık sorunu
Dünya Sağlık Örgütü (WHO/DSÖ) dünyada en büyük sağlık sorununun sigara
olarak gösteriyor. DSÖ’nün istatistiklerine göre ‘sigara içmek’ dünya çapında
bir problem olup, tahminen her 3 yetişkinden biri sigara kullanmaktadır. Sigara içme akciğer kanseri oluşumunda en
önemli faktördür. Sebep olduğu diğer
kanserler, kalp-damar ve solunum hastalıklarıyla birlikte her yıl yaklaşık 6 milyon
kişi sigara sebebiyle hayatını kaybetmektedir.
Sigara yasaklarının
destekçisiyiz
Sigara içmenin sadece kişinin kendisine
ve pasif içici olan çevresine değil, aynı
zamanda ülke bütçesine de zarar veriyor.
Ülkemiz nüfusunun yaklaşık üçte birinin
sigara içicisi olduğu tahmin edilmektedir. Tütün endüstrisinin bilhassa gençlere
yönelik politikalarını engellemek, toplumu endüstrinin kirli oyunlarından uzak
tutmak elimizdedir. Yeşilay olarak, toplumu tehdit eden bu büyük felakete karşı
uygulanan ve uygulanacak olan güçlü ve
kararlı politikaları sonuna kadar destekliyoruz. Sigaranın zararlarını, bırakma
yollarını öğrenmek ve danışmanlık hizmeti almak isteyenler Sağlık Bakanlığı
Alo 171 Sigarayı Bırakma Hattını arayarak
gerekli desteği alabilirler. Gelin kendinize bir iyilik yapın ve sigarayı bırakın. Aynı
zamanda bu iyiliği çocuklarınıza ve çevrenizdeki sevdiklerinize de yaptığınızı
unutmayın.
gile ayrıca hepatit, tüberküloz, herpes
gibi çok çeşitli bulaşıcı hastalığın yayılmasına neden olur.
Ülkemizde ve dünyada görülen kanser
vakalarının her geçen yıl artması acı
bir gerçeği daha gün yüzüne çıkarıyor:
Bundan sadece yirmi yıl öncesine kadar
Türkiye’de dördüncü en sık ölüm nedeni
olan kanser, günümüzde nedeni bilinen
ölümler arasında yüzde 22’lik oranla
kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci
sıraya yükseldi. Yeşilay, kanserin önemli
bir toplum sağlığı sorunu olduğunu belirterek, “Kanser yapıcı etkileri bilinen
maddelerden korunmak, kanserden korunmada en önemli faktördür” açıklamasında bulundu.
Yapılan araştırmalar neticesinde, 2030
yılında 24 milyon kişinin kansere yakalanacağı, 17 milyon insanın kanser nedeniyle yaşamını yitireceği, 75 milyon insanın
ise kanserle yasayacağının öngörüldüğünü belirten Yeşilay,
“Kanser korunulabilir bir hastalıktır. Erken tanısı ve tedavisi mümkün bir hastalık grubudur. Doğru korunma stratejileri
ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilir.” açıklamasında bulundu. İçinde 4 bin
çeşitten fazla kanser yapıcı ve zehirli
madde bulunan sigara ve diğer tütün
ürünleri, akciğer, gırtlak, idrar torbası
gibi pek çok kanser türüne sebep olduğunu ve ülkemizde her yıl 50 bin yeni akciğer kanseri vakasını ortaya çıkarıyor.
yıldızlar sayı / 19
81
Kulüpler Birliğinden
Sosyal Sorumluluk
Seferberliği
82
yıldızlar sayı / 19
YTÜ MAKEDONYALI ÇOCUKLARLA
ÇOCUK OLDU
Yıldız Teknik Üniversitesi Kulüpler Birliği tarafından organize edilen sosyal sorumluluk ve farkındalık
projesinde üniversiteliler, Makedonyalı kardeşlerine, hem teknik, hem sosyal destek verdiler.
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kulüpler
Birliği, tarafından bu yıl 9.uncusu gerçekleşen “Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık
Projesi” Makedonya Radoviş Krste Petkov Misirkov İlköğretim Okulu, Radoviş’in
köylerinde ve Üsküp Tefeyyuz İlköğretim
okulunda gerçekleşti. Proje dahilinde okulun teknik aksaklıklarının giderilmesinin
yanı sıra, öğrencilerle bilimsel, kültürel,
sanatsal ve sportif faaliyetlerde bulunarak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramını
ve sosyal sorumluluk projesini aynı çatı altında birleştirilmesi hedeflendi.
Yıldız Teknik Üniversitesi öğrenci kulüplerinden Çevre, Çocuk ve Eğitim, Erasmus Student Network, Havacılık, Sosyal
Sorumluluk, Spor, Şehir ve İnsan, Tarih ve
Medeniyet, Robotik Otomasyon, Müzik,
İEEE ve Yapı kulüplerinin katılımıyla gerçekleşen projeyle ilgili açıklamada bulunan kulüp temsilcileri etkinliğin amacını
ve sonuçlarını değerlendirdiler.
YTÜ Kulüpler Birliği Başkanı Kaan
Berkay Esen:
“Bu yıl ilk kez yurtdışında düzenlenen sosyal sorumluluk ve farkındalık projemizle,
23 Nisan coşkusunu burada bulunan çocuklarımızla birlikte yaşamayı hedefledik.
Köy çocukları ve okulda okuyan öğrencilerle yaptığımız etkinliklerin yanı sıra asıl
hedefimiz, kalıcı izler bırakmak.”
Çocuk ve Eğitim Kulübünden
Rabia Şaki:
“Etkinliklerimizle çocuklara manevi açıdan
yalnız olmadıklarını” hissettirmek bizlere
büyük keyif verdi. Çocuklar dışında, kendi
deyimleriyle canlı mirasımızı koruyan yörük köylerindeki büyüklerimizle de tanıştık, hemhal olduk. Mazimizi zor şartlarda
sürdürdükleri için teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunduk.”
Şehir ve İnsan Kulübünden
Belida Önlü:
“Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen sosyal
sorumluluk ve farkındalık projemiz aracılığıyla, Makedonya’nın çeşitli bölgelerinde
okuyan öğrencilerimizle birlikte 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı
coşkuyla kutladık. Özellikle köy okullarına
yapılan ziyaretler ile hedeflediğimiz; burada yaşayan çocuklarımıza ve dolayısıyla
ailelerine manevi açıdan destek olmaktı.
Onlara, farklı coğrafyalarda yaşayan dostlarının varlığını ve ait oldukları ancak toplumsal dışlanma yaşadıkları topraklarda
unutulmadıklarını bildirmek adına oldukça
önemli olan bu projeyi, başarıyla gerçekleştirdik. Gerek bizlere en iyi şekilde ev
sahipliği yapan buradaki dostlarımıza, gerek projeye hayat verme adına emek veren
tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ederim.”
yıldızlar sayı / 19
83
YILDIZLI ÖĞRENCİLERDEN
MANİSALI ÇOCUKLARA DESTEK
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ)’lü öğrenciler sosyal sorumluluk projesi kapsamında Manisa’nın Salihli İlçesi
Gökeyüp Köyü İlköğretim Okulu’na yardım elini uzattı. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in de katıldığı
programda YTÜ Kulüpler Birliği üyesi öğrenciler okulun tüm sınıflarını boyayıp tadilattan geçirdi. Etkinlikte
Manisalı öğrencilere çeşitli hediyeler verildi.
Kulüpler Birliği bu yıl 3.sünü düzenlediği
Sosyal Sorumluluk Projesini Manisa’nın
Salihli ilçesinin Gökeyüp Köyü İ.Ö.O’nda
gerçekleştirdi. Okuldaki fiziki şartların
iyileştirilmesinin ve çatısı, elektrik
sistemi, okul içerisindeki tüm kapıların,
bilgisayar odasının ve anasınıfının
tamamen yenilenmesinin yanı sıra
çocuklarla çeşitli faaliyetler yapıldı.
Etkinliğe YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail
Yüksek’in yanı sıra, Genel Sekreter Bahar
Sivri, İletişim Koordinatörü Doç. Dr. Zehra
Yumurtacı ve beraberindeki heyetin
yanı sıra öğrenci kulüplerinden Çevre
Kulübü, Çocuk ve Eğitim Kulübü, Robotik
ve Otomasyon Kulübü, Müzik Kulübü,
Plastik Sanatlar Kulübü, Sinema Kulübü,
ve Havacılık Kulüplerinden 30 kişilik ekip
katıldı.
84
yıldızlar sayı / 19
“YÜZLERDE BOYA
GÖNÜLLERDE HUZUR”
Etkinlik kapsamında ellerine boya fırçalarını alan Yıldızlı öğrenciler işe okulun tüm
sınıflarını boyayarak başladı. Öğrenciler
ardından tamirat ekipmanlarını alarak sınıflarda gerekli tadilatları gerçekleştirdi.
Okulun eskimiş ve sorun çıkaran elektrik
tesisatını yenileyen Yıldızlılar, kış günlerinde akan ve sorun çıkaran çatıyı da
tamir etti. Etkinlik kapsamında okulun arızalı olan tüm kapılarını yenileriyle değiştirildi ve bahçe ağaçlandırıldı.
Ana sınıfının tamamen yenilendiği proje
kapsamında bilgisayar sınıfının eksikleri
giderildi ve son teknoloji bilgisayarlarla
donatılmış yeni sınıf oluşturuldu. Okuldaki tüm sınıflara projeksiyon cihazının
takıldığı etkinlik kapsamında, Gökeyüp
Köyü Manisalı çocuklara çeşitli hediyeler
de verildi.
MANİSALI ÇOCUKLARDAN REKTÖR
AMCALARINA PARMAK
BOYALI SÜPRİZ
Ayrıca etkinlik boyunca Yıldızlı öğrenciler
ve Manisalı çocuklar birlikte pek çok etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlikleri büyük bir
dikkatle izleyen Yıldız Teknik Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Manisalı
çocuklarla tek tek ilgilendi.
Çocukların sıkıntı ve sorunlarını dinleyen
Rektör Yüksek, sorunların giderilebilmesi noktasında Manisalı yetkililerle de görüştü. Rektör Yüksek’in ilgisine Manisalı
çocuklar sıcak bir şekilde karşılık verdi.
Rektör Yüksek’in gömleğini parmak boyası ile boyayan Manisalı çocuklar, hatıra
fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.
YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek,
eğitimde fırsat eşitliğinin önemine işaret ederek, bu yıl bu anlamda 3. Sosyal
sorumluluk projesini gerçekleştiren YTÜ
Kulüpler Birliği’ne teşekkür etti. Eğitimin sadece devletin desteği ile istenen
noktaya gelmesinin mümkün olmadığını
vurgulayan Rektör Yüksek, “Türkiye’mizin
geleceği eğitimli gençlerinin çağın gerekleri ve ihtiyaçlarına göre eğitilebilmesine
bağlı. Ülkemizin gençleri, iş dünyası, üniversiteleri ve tüm kurumlarıyla eğitimimizi Türkiye’nin hedeflerine uygun noktaya
getirilmesi noktasında gayret sarf etmesi
gerekiyor” dedi.
Kendisinin de bir köyde yetiştiğini belirten Rektör Yüksek, başarı için gerekli olanın fiziki şartların yanı sıra azim, kararlılık
ve cesaret olduğunu belirterek, asla vazgeçmemeleri gerektiğini vurguladı.
Kulüpler Birliği Başkanı Kaan Berkay Esen
projeyle ilgili şunları söyledi: “ Sosyal
Sorumluluk ve Farkındalık Projesi adını
verdiğimiz bu projeyi bu yıl 3. kez gerçekleştiriyoruz. Çocuklar bizim geleceğimiz,
onlara en ufak bir mutluluk yaşatabildiysek ne mutlu bizlere. Onlara rol model olmak ve kalıcı izler bırakmak için özveriyle
çalışan ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” dedi.
YTÜ Çocuk ve Eğitim Kulübünden Melike
Geçer “ Bu tarz sosyal sorumluluk projeleri ile birlikte avantajlı ve dezavantajlı
bölgeler de öğrenim gören öğrencilerin
arasında ki statü farkını en aza indirmeye
gayret gösterdik. Yaptığımız projede ekip
olarak oldukça özverili çalıştık ve hem
çocuklar hem de proje de emeği geçenler
olarak farkındalık kazandık. Çocukların
minicik kalplerine dokunabilmeyi basardıysak eğer, projemiz başarıya ulaşmış
ve emeğimizin karşılığını almışız demektir.” Çevre Kulübünden Tufan Üçüncü ise
“Çocuklar birer tohum, onları toprakta
unutmamak gerekir zira yıllar sonra hepsi birer çınar olacaklardır. Dileriz bu tarz
projelerin yapılacağı ne tek bir okul ne tek
bir öğrenci kalsın, ancak onlar var oldukça
bizler de elimizden gelenin en iyisiyle onlara yardıma koşmaya devam edeceğiz. “
dedi.
yıldızlar sayı / 19
85
etkinlik
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
KULÜPLER BİRLİĞİ
ZAFERİN 100. YILINDA ÇANAKKALE’DE !
Yıldız Teknik Üniversitesi Kulüpler Birliği Yurtiçi Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık adını verdiği proje
kapsamında Çanakkale Zaferi’nin 100. yılında Çanakkale Korubaşı Köyü’nde Korubaşı İlkokulu, Ortaokulu ve
Anaokulu’na sosyal sorumluluk projesi kapsamında yardım etti.
Proje, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrenci
kulüplerinden Çevre, Çocuk ve Eğitim,
Denizcilik, Eğitim ve Bilişim Teknolojileri,
Fotoğraf, Havacılık, Kültür ve Gezi, Müzik,
Plastik Sanatlar, Sinema, Sosyal Sorumluluk, Spor, Tiyatro ve Yapı kulüplerinin
katılımıyla gerçekleştirildi.
‘Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık Projesi’ ile Korubaşı İlkokulu, Ortaokulu ve
Anaokulu’nun teknik aksaklıklarının giderilmesinin yanı sıra, öğrencilerle bilimsel,
kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerde
bulunulup, sosyal sorumluluk konusunda
farkındalık oluşturulması hedeflenerek
bunlara yönelik sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlendi.
86
yıldızlar sayı / 19
Hedeflerinin kalıcı şeyler bırakmak olduğunu dile getiren Sosyal Sorumluluk Proje ekibi buna paralel olarak faaliyetlerde
bulunup işlevsiz durumdaki odaların güzelleştirilmesi, boş alanların da aktif ve
verimli hale gelmesi için bir hafta çalıştı.
Aynı bahçeyi paylaşan üç eğitim grubu da
projenin merkezinde olup faaliyetlere
ortak kullanim alanları olan geniş fakat
kullanıma uygun durumda bulunmayan
bahçenin donatılması, hobi bahçeleri
oluşturulması, spor alanlarının düzenlen-
mesi, ağaçlandırma çalışmaları, duvar
renklendirme destekleriyle faaliyete açık
aktif bir bahçe oluşturuldu.
Kullanıma kapalı olan kütüphane, gereksiz kitaplardan arındırılıp yeni raflarla donatıldı. Bilgisayar dersliği olarak okulda
yer tutan oda bilişim desteği ile gereksiz
ekipmanlardan arındırılarak, bilgisayarlar
nitelikli hale getirildi. Bilgisayar kullanım
Anaokulu grubu için geniş bir düzenlemeye gidilmiş olup. Yaş grubuna hitap etmeyen masa sandalye oyuncak grubu elenerek sağlık ve gelişim standartlarına uygun
etkinlik masa sandalye, eğitici oyuncak
desteği sağlandı.
Tüm bu fiziksel iyileştirme faaliyetlerinin
yanı sıra farkındalık uyandırma esaslı etkinliklerini yürüten Kulüpler Birliği Sosyal
Sorumluluk ve Farkındalık ekibi her yaş
grubuna özgü eğitici etkinlikleri ile ilgili
öğrenci kitlesi ile verimli bir hafta geçirdi.
Zaferin 100. yılında şüheda topraklarına
yardım eden ekip projesine ecdad ziyareti
ile son vererek dönüşünü gerçekleştirdi.
Projeyle ilgili açıklamada bulunan YTÜ Kulüpler Birliği Başkanı Kaan Berkay Esen,
projeleriyle ilgili şunları söyledi: “Sosyal
Sorumluluk ve Farkındalık Projesi adını
verdiğimiz bu projeyi bu yıl 8. kez gerçekleştiriyoruz. Köy çocukları ve okulda okuyan öğrencilerle yapacağımız çeşitli etkinliklerin yanı sıra hedefimiz, kalıcı şeyler
bırakmak.”
Proje koordinatörlerinden Narin Ata da
projedeki hedeflerle ilgili “Bu projede sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirmenin
yanı sıra farkındalığı hedefliyoruz. Çocukların daha önce yapmak istedikleri ancak
yapmak için fırsat bulamadıkları şeyleri
gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi.
Yahya Kaya ise “Çanakkale Zaferi’nin
100’üncü yılı sebebiyle çocuklarla bir arada olmanın yanı sıra, onlara verdiklerimiz
kadar bizler de buranın manevi ikliminden
istifade edeceğiz. 120 bin insanımızın yaşadığı bu şehirde 250 bin şehidimiz var. Bu
topraklar çok daha fazla şeyler hak ediyor” şeklinde konuştu.
Gerek okul yönetimi gerekse köy halkının
takdirini kazanan ekip bir hafta süresince
sosyal sorumluluk ve farkındalık adına
gösterdiği üstün başarı ile Yıldız Teknik
Üniversitesi’ni en iyi şekilde temsil etmiştir.
alanı ve kütüphane formatının birleştirilmesiyle araştırma sınıfı oluşturuldu.
Bu kapsamda verimsiz iki alan kullanıma
açılıp, öğrencilere fayda sağlayacak ekipmanlarla donatıldı.
motifli etkinlik sahnesine kavuştu.
Spor faaliyetleri kapsamında düzenlenen
turnuvaların yanı sıra depo olarak kullanıma açılan spor odası yenilerek, spor malzemeleri ile desteklendi.
Sanatsal faaliyet amacı ile boş bir oda
akustik düzen ve sahne ile birleştirildi. Duvarlarına dekorlarla hareket verilen oda
müzik aletleri ile zenginleştirildi. Sanat
odası için son olarak ekibin fırçaları konuştu ve sanat odası Kulüpler Birliği Logo
Sunum yetileri ve öz güven aşılamada yeri
büyük olan sahneleme olgusunu pekiştirme amaçlı konferans salonu oluşturuldu.
Bu kapsamda geriye perde dekoru ve boyamalarla aktif bir salon ve sahne bırakıldı.
yıldızlar sayı / 19
87
YILDIZ AİLESİ
İFTARDA BULUŞTU
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Tarafından Geleneksel
Olarak Yapılan İftar Organizasyonu, Yıldızlı Akademisyen,
leri İdari Personeli ve Öğrencileri Bir Araya Getirdi. Birlik
ve Bareberlik Havasının Hakim Olduğu İftarda Yıldız Ailesi
Mensupları Ailecek Hasret Giderdi.
88
yıldızlar sayı / 19
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü tarafından
düzenlenen geleneksel personel iftar yemeği, Yıldız
ailesini bir araya getirdi.
Akademik eğitim kadar sosyal aktiviteler ve
aidiyet duygusuna verdiği önemle bilinen Yıldız
Teknik Üniversitesi, hayatın her alanındaki sosyal
faaliyetlerine devam ediyor.
Yüksek, orucunu öğrencilerle birlikte açtı.
Yemeğini öğrencilerle birlikte sıraya girerek
alan Yüksek, öğrencilerle üniversite sorunları ve
Türkiye genel durumu hakkında sohbet ederken
tüm öğrencilerle tek tek ilgilendi. Rektör Yüksek
ardından akademik personelle bir araya gelerek
sohbet etti.
İftar sofrasının en önemli özelliğinin toplumun
her kesiminden insanlara ortak bir manevi amaç
için aynı sofra etrafında toplanma fırsatı verdiğini
belirterek, bu değerli fırsatın, insanların birbirine
daha yakınlaşmasına, paylaşımda bulunmasına
ve bugünlerde en fazla ihtiyacımız olan toplumsal
bütünleşmeye katkıda bulunduğunu vurguladı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, Ramazan
ayının manevi ortamına uygun bir etkinlik
düzenleyerek, tüm Yıldız ailesini iftar sofrasında bir
araya getirdi. Yıldız Kampüsü Mimarlık Fakültesi’nin
önünde kurulan iftar sofrasında Yıldız Teknik
Üniversitesi akademik ve idari kadro ile öğrenciler
birlikte iftar açtılar. Yıldız ailesinin fertlerinin iftara
aileleri ve çocuklarıyla birlikte gelmesi, Yıldız Akşam ezanının okunmasının ardından Yıldız ailesi
hep birlikte iftarlarını açtı. İftar yemeğinin ardından
kampüsünü adeta bayram yerine çevirdi.
hep birlikte çaylar içildi ve Yıldız ailesi mensupları
Yıldızlı öğrenci, akademik ve idari personelin samimi bir ortamda sohbet etme imkanı buldu.
aileleriyle birlikte katıldıkları iftarda Rektör İsmail
yıldızlar sayı / 19
89
OKUR’DAN ŞİİR
Sevgili ‘’yıldızlar ‘’ dergisi okuyucuları;
‘’BİR ŞİİRDİR YAŞAMAK
HER GÜN YENİ MISRALAR EKLEDİĞİMİZ ‘’
dizelerinden yola çıkarak ‘’OKURDAN ŞİİR’’ sayfamızı ilgilerinize sunuyoruz.
Hayata dair göndereceğiniz şiirlerle boy verecek, filizlenecek bu sayfa elbette.
Şiir tadında yaşayın, şiirle kalın sevgili dostlar.
Fakruşuara/KIZKULESİ
Yıldız ailesinin şiir tutkunu gönül dostları, şiirlerinizi [email protected] adresine bekliyoruz.
AŞKI OYUN SANANLAR
Dışarısı soğuk ve ayaz,
Kar yağıyordu İstanbul’da
Baktım penceremden kar sensiz
Estikçe akşam yeli saçlarına
Savururdu kar tanelerini
Denizin azgın dalgaları kabardıkça, ben sensiz.
Mevsimler hazana döndü, aylardan Eylül
Haykırmak istiyorum seni herkese, duysunlar
Görsünler sevgimizi göz göze el ele
Anlatamadığım çok şey var içimde
Ben hala sevdalıyım sana içim yanıyor
Utanıp da söyleyemediğim “Seni seviyorum”u
Şimdi haykırıyorum sahillerde sen olmadan
Karlar artık benim yüreğime yağıyor
Ayaz gecelerde sensiz sabah olmuyor
90
yıldızlar sayı / 19
Hatıralar dün gibi gözümün önünde
Plakçılar da bir şarkı çalıyor, delice, sevda yüklü
Uyumadım ki uyanayım yeşil gözlüme
Ne olur anlat bana beni sevdiğini gönlümce
Ömürler mevsim gibidir gelir de geçer
Ayrılıklar hüzün verir acısı bir ömür sürer
Artık vuslat olmaz, giden geriye dönmez
Ne olur anlat bahçemdeki çiçeklere sevgini
Yıllar çabuk geçse de unutulmaz anılar
Çalan her bir şarkıda senin adın var
Böyle mi olacaktı ömürdeki sonbahar
Vefasız kuşlar değil elbette
Aşkı oyun sananlar...
Eser KAÇKAROĞLU
GÖZLERİNDE GÖRDÜKLERİM
Sis bulutları ile kaplanmış hüzünlü gözlerin sahibiydi o
Gözlerine baktığımda hep duygular yakaladım
Yarım kalmışlıklar
Yıpranmış içtenlikler
Kullanılmış saflıklar
Kederin bakışını gördüm ta içten derinden
Bir gün gelir de o hüzün bulutlarının kapladığı gözler açılıverirse birden
Hüzne alışmış gözlerin mutluluğu yakalayacağını hiç zannetmem
Artık düşler gözlerle düet yapmaz
Gerçekler bu düşlere ters düşer
Asıl şimdi gözlerini kaybetmiştir
Gözler görür ama ne gördügünü henüz bilmez
Düşlerini arar kaybolan çocuğun annesini aradıgı gibi,
Artık düş değil herşey gerçektir.
Alegre
yıldızlar sayı / 19
91
ROMAN
KİTAP
TÜRKLERDE EZAN VE SALA
MUSİKİSİ UYGULAMALARI
Ugur ALKAN
Parafiks Yayınevi
Türklerde gerek bireyler nezdinde gerekse devlet düzeyinde İslamiyet ile buluşması elbette hayatın her aşamasında, doğal
olarak gelenekleri ve görenekleri etkisi altına almıştır. Bu etkilenmeden en güçlü payı müskinin aldığı söylenebilir. Türklerin
güçlü musikilerinin olduğu Çin, Moğol, Rus ve Türk kaynaklarında açıkça ifade edilmektedir.
Bu musiki içerisinde devlet ve halk tabanlı iki ayrı tür olduğu ,her
iki türünde kendi alt katmanlarını oluşturduğu bilinmektedir.
Devlet elinde gelişen Musikinin han ,Kağan yani Hun döneminden Osmanlı’ya nevbet tabıl ve mehter aracılığı ile aktarıldığı ve
bu aktarımın güçlü bir Mevlevi musikisi ile Türk Sanat/ Saray
musikisi ve Türk Din musikisini oluşturduğu, halk elindeki musikinin deyiş ve nefesler aracılığı ile dergahlarda da Halk musikisi
ve tasavvuf musikisini oluşturduğu anlaşılmaktadır.
ROMAN
Tüm bu gelişmeler içerisinde konumuz ile doğrudan bağlantısı
olan Türk Din musikisinin konuları arasında yer alan cami musikisinin yeri hem Türkler için, hem de İslam inancı için çok özel bir
konumda bulunmaktadır.
OSMANLI’NIN SIRRI
Murat ÇAVGA
Parafiks Yayınevi
Osmanlı’nın Sırrı Temmuz 2014’te 11. Baskısı Parafiks yayınevi tarafından gerçekleştirilen tarihi bir romandır. Hakikaten konuşulmaya ve
tartışılmaya layık bir eser.. Oğuz Atay’ın eseri gibi sarmal bir dokuya sahip. İlk bakışta onun gibi basit ama okudukça onun kadar zor algılanan
bir olaylar zinciri olduğu sanılıyor. Hiç sıkılmaksızın, büyük bir merak ve
hazla okunur bir roman.
2. Abdülhamid, Theodor Herzl, Üzeyir Garih gibi tarihi isimlerin de eserde yer alması özellikle yakın tarihe meraklı olanların esere ve yazara gösterdiği ilgiyi açıklamaya yeterli. Hele de Siyonist casuslar ve 2.
Abdülhamid’in jurnal mekanizması arasındaki müthiş çekişme, dedektif
ve casus romanları hayranlarını da listeye eklemeye yetiyordur. Öte
yandan gerek tasavvuf gerekse doğaüstü gizemcilerin ilgisine mazhar
olan gizli ilim sanatı; Kabala ya da İslam kültüründe yer alan adı ile Cifir
de bu alanlara meraklıları esere yönlendiriyor olabilir… Üzeyir Gafir’in
ölümü ile 2. Abdülhamid’in ölümden döndüğü suikast anı arasında ustaca ve takdire şayan bir bağlantı kuran yazarı, ilginç kurgu ve bu coğrafyanın gerçeği olan buluşundan dolayı kutlamak gerekiyor.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Anahtar kelimeyi bulan ve [email protected] adresine gönderen ilk okurumuza sürpriz hediye takdim edilecektir.
9
1
2
8
4
5
6
7
3
Hazırlayan: Mekin Gani Pehlivan
a
d
n
ı
Bas
z
ı
d
Yıl
94
yıldızlar sayı / 19
yıldızlar sayı / 19
95
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
İLETİŞİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ
96
Promosyon Malzemesi
Web Duyurusu
Fotoğraf Çekimleri
Sosyal Medya Paylaşımı
Basındaki TV Yansımaları
Basındaki Yazılı Yansımalar
Fuar
Mekan Kiralaması
Video Paylaşımı
Stand çalışmaları
Dizi-Film Çekimleri
LED Ekran
Kurgu
Video Çekimi
Ortaöğretim kurumlarına YTÜ’nün ve bölümlerinin tanıtımını yapmak
Üniversitemizin medya aracılığı ile tanıtımını yapmak
Öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetlerine destek olmak
Akademisyenlerimizin bilimsel ve sosyal etkinliklerine destek olmak
Üniversitemiz dergisinin yayına hazırlanması
Üniversitemiz salonlarının üniversite içi ve dışı kullanımlara organize etmek
Üniversitemiz mekanlarının (dizi film, reklam çekimi, stant, vs.) iç ve dış kullanımlara tahsisini organize etmek
Üniversitemizde yapılan etkinliklerin çekimi, web ortamında yayınlanması, arşivlenmesi
Üniversitemiz ile ilgili haberlerin internet ortamında duyurulması
Yıldız Kampüsü, 34349 Yıldız, Beşiktaş-İstanbul Tel: (0212) 260 08 00-01,Faks: (0212) 327 37 69
http//www.yildiz.edu.tr E-posta:[email protected]
yıldızlar sayı / 19
İstanbul’un
merkezinde
Oditoryum
Yıldız Teknik Üniversitesi, Beşiktaş Kampüsü, Barbaros BulvarıBeşiktaş / İstanbul
İletişim Koordinatörlüğü
yıldızlar sayı / 19
0212 383 www.yildizhisar.com
31 26-27
97
SEZGİNMAN HOCAMIZ
İÇİN SON GÖREV
Önceki Gün Vefat Eden Yıldız Teknik Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Sezginman için
Üniversitede Tören Düzenlendi. Törene Katılan İbrahim Sezginman’ın Öğrencileri ve Mesai Arkadaşları
Sezginman İçin Son Görevlerini Yerine Getirdi.
cenazesi Esentepe Nimet Abla Camii’ne
gönderildi.
Şilli’deki evinde önceki gün 86 yaşında
vefat eden Yıldız Teknik Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Matematik Bölümü
emekli Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Sezginman için Yıldız Teknik Üniversitesi YTÜ
Beşiktaş Kampüsü Oditoryum’da tören
düzenlendi. Törene Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in yanı
sıra Prof. Dr. İbrahim Sezginman’ın ailesi,
sevenleri, öğrencileri ve mesai arkadaşları
katıldı. Sezginman’ın Türk Bayrağı’na sarılı
cenazesi Oditoryum’a getirildi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek de bir dönem
kendi hocalığını da yapan Sezginman’ın
cenazesinin bulunduğu tabuta omuz verdi.
Törende konuşan Rektör Prof. Dr. İsmail
Yüksek, Prof. Dr. İbrahim Sezginman’ın Yıldız Teknik Üniversitesi’ne yıllarca hizmet
verdiğini belirterek, bu görevi esnasında
kendisinin de öğrencisi olma şerefini yakaladığını söyledi.
Merhum Sezginman’ın öğrenciye bakışı,
ders sırasındaki tahtayı kullanmasının
verdiği hizmet açısından önemine işaret
eden Yüksek, yazdığı kitaplarla da ölümsüzleştiğini ifade etti.
İnsanların hizmetleriyle anıldığını aktaran Rektör Yüksek, Prof. Dr. İbrahim
Sezginman’ın de bu anlamda hep güzel
ifadelerle anılacağını ifade etti. Yüksek
konuşmasının sonunda merhum Prof. Dr.
İbrahim Sezginman’a Allah’tan rahmet,
ailesine, yakınlarına ve dostlarına da başsağlığı diledi.
Yükseki’in ardından Sezginman’ın öğrencileri ve mesai arkadaşları kısa konuşmalar yaparak Sezginman’ı anlattı.
Önceki gün vefat eden Yıldız Teknik Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr.
İbrahim Sezginman için, Yıldız Teknik
98
yıldızlar sayı / 19
Üniversitesi’nde Sezginman’ın ailesi, yakınları, öğrencileri ve mesai arkadaşlarının
katıldığı törenin ardından Sezginman’ın
Edilen duaların ardından Sezginman’ın cenazesi, cenaze namazının kılınacağı Esentepe Nimet Abla Camii’ne uğurlandı.
A.Rumeli Hisarı Mah,Salih Bey Sk No:6 Hisarüstü-Sarıyer/İstanbul
T.0212 287 70 45 - 0212 257 11 10 - 0212 257 17 00 F.0212 257 11 10
www.yildizhisar.com
DEĞİŞEN İHTİYAÇLARA ÇOK HIZLI ADAPTE OLAN
DÜNYANIN İLK MERKEZ ANAHTARI
Huawei Agile Switch S12700: Daha esnek, daha hızlı...
Huawei Agile Switch, tam programlanabilir mimarisiyle yüksek hızlı bir
Hızlı Gelişim:
ENP çipine sahip. Bu sayede kendi modellerinizi ve davranışlarınızı
• Donanım tanımlı ağdan yazılım tanımlı ağa doğru gelişim
tanımlayabiliyorsunuz. Ayrıca algoritma yapabilme özelliği sayesinde 4
• Daha hızlı hayata geçen işler, daha az yatırım maliyeti
kata kadar daha hızlı ve size özel servis imkanına sahip oluyorsunuz.
Alışılagelmiş yöntemlerle kaybedilecek zaman yok.
Hızlı İşletme:
Şirketlerin yaşadığı problemlerin çoğu bağlantıyla ilgili ve
• İstikrarlı kullanıcı deneyimi için “kesintisiz hizmet”
artık bu sorunlar alışılagelmiş cevaplarla çözüme kavuşamıyor.
Hızlı Yönetim:
• Tüm ağda güvenlik işbirliğini destekleyen büyük veri analiz desteği
• Daha etkin ağ yönetimi için gözle görülür IP kalitesi
• Daha basit ağ yönetimi için kablolu ve kablosuz ağ uyumu
444 91 19
e.huawei.com/tr
[email protected]

Benzer belgeler

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı

Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı Öğrenciler Geleceğe Mentorluk Desteği İle Hazırlanıyor

Detaylı

Dergi Sayı No: 20 - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı

Dergi Sayı No: 20 - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı ,JǵJMJL4BMPO 5JZBUSP ,POHSFWF,POTFS4BIOFTJ 4PO5FLOPMPKJ4FT4JTUFNJ 4JNàMUFOF4JTUFNJWF"EFU,VMBLM‘L

Detaylı