E - Vitamini

Transkript

E - Vitamini
29.01.2010
E vitamini - Vikipedi
E vitamini
Vikipedi, özgür ansiklopedi
E vitamininin yapısı
E vitamini, kimyasal yapı itibarı ile bir tokol olup antisterilite vitamin olarak da bilinir. E vitamini yağda çözünen
önemli bir antioksidandır ve özellikle hücre zarları ve lipoproteinlerde önemli antioksidan işlevler görmektedir.
Epidemiyolojik ve sınırlı ara çalışmalar, E vitamininin kardiyovasküler hastalıkların, bazı kanserlerin ve öteki kronik
hastalıkların riskini azalttığını belirlemektedir. Bazı büyük klinik deneylerle E vitamininin sağlığa yararları daha
derinlemesine değerlendirilmektedir. Tokollerin (tokoferol ve tokotrienol) farklı bileşikleri E vitamini aktivitesi
gösterir. En aktifi alfa-tokoferoldür. Geçmişte asıl olarak α-tokoferol üzerinde yoğunlaşılmışken, bugün öteki
tokoferoller ve tokotrienoller daha fazla ilgi çekmektedir. İlk sonuçlara göre bunlar, α-tokoferolden farklı antioksidan
ve diğer fonksiyonlara sahiptir.
Konu başlıkları
[gizle]
1 E vitaminlerini nasıl ayırabiliriz
2 Tarihi
3 İşlevleri
3.1 Antioksidan fonksiyonları
3.2 Tıpta ve endüstride kullanımı
4 Fiziksel ve kimyasal özellikleri
5 Biyolojik etkileri
5.1 Emilim ve taşınma
5.2 Vitamin E ve insan sağlığı
http://tr.wikipedia.org/wiki/E_vitamini
1/7
29.01.2010
E vitamini - Vikipedi
5.3 Vitamin E gerekliliği
5.4 E vitamini eksikliği
5.5 E vitamini fazlalığı
6 Benzerleri ve türevleri
7 E vitamini kaynakları
8 Ayrıca bakınız
9 Referanslar
10 Kaynaklar
E vitaminlerini nasıl ayırabiliriz [değiştir]
E1 vitamini tokoferol, yani esas E vitamini iken, tokotrienol ise E2 vitaminidir. Tokoli de E3 vitaminidir fakat çok
nadir rastlanır.
Tokokabas (E4) ise artık görülmemektedir. Mısır yağında bulunurdu fakat besin değerleri tablolarında günümüzde
pek rastlanmamaktadır.
Artık görülmeyen E vitaminleri de şunlardır:
Tokozet (E7) hayvansal yağlarda bulunur iken, Tokor-B (tokorebo) ise (E13) dur. Yağlarda bulunmaz. Kozmetik
ürünleri, sebzeler ve kırmızı ette bulunur. Bu Tokokabas,Tokozet ve Tokor-B 1800'lü yıllarda bir tesadüfken,şimdi
de tesadüf yani görülmemekte.
Tarihi [değiştir]
E vitamini 1922'de, beslenme ile doğurganlık arasındaki ilişkiyi araştıran Evans ve Bishop tarafından bulundu.
Aylarca E vitamininin olmadığı bir beslenmeye tabi tutulan dişi fareler, fetus emiliminden dolayı doğurganlık
kaybına uğradı. Bu, beslenmelerine az miktarda taze hıyar, beyaz tohum ya da kurutulmuş alfalfa yaprakları
eklenerek önlendi. Başlangıçta E vitamini terimi, doğurganlığı sürdürmek için gerekli olan ve bitkilerden elde edilen
bir lipid ekstraktını tarif ediyordu. Sonraları, E vitamini aktivitesi gösteren 4 tokoferol ve 4 tokotrienolden ibaret 8
bileşik bulundu. Tokoferoller izole edildi ve ilk kez 1930'ların sonlarında tanımlandı; tokotrienoller de yaklaşık 25 yıl
sonra tanımlandı.
Tokoferol ve tokotrienollerin formülleri
Tokoferoller ve tokotrienoller aynı kroman halkaya sahiptir fakat tokotrienollerin fitil zinciri üç çifte bağ içerir. αTokoferol E vitaminiyle eş anlamlı hale gelmiştir ve insan ve hayvan dokularındaki predominant şekli olduğundan
asıl araştırma konusu olmuştur. Ancak diğer tokoferol ve tokotrienoller de beslenmede önemli ve özel bir
http://tr.wikipedia.org/wiki/E_vitamini
2/7
29.01.2010
E vitamini - Vikipedi
antioksidan ve biyolojik etkiye sahiptir ve artık daha fazla ilgi çekmektedir.
İşlevleri [değiştir]
E vitamini sinir sisteminin, kasların, hipofiz ve sürrenaller gibi endokrin bezlerin ve üreme organlarının fonksiyonları
için önemlidir. E vitamini, biyolojik bir antioksidan olup, atardamar hastalıklarının ve kanserin önlenmesi için
gereklidir.
Ayrıca nükleik asit metabolizması, askorbik asit sentezi, ve kükürtlü aminoasit metabolizmasında rol oynar.
Mitokondrilerdeki lipidin oksidatif parçalanmasını önleyen Vitamin E keratin fosfat, adenozin trifosfat gibi yüksek
enerjili fosfat bileşiklerinde fosforilasyon işlevini düzenler.
Sekiz farklı fakat birbirleriyle bağlantılı molekül ailesinden oluşur. Kan dolaşımını ve normal kan pıhtılaşmasını
güçlendirir. Dokuların onarımı için gereklidir, bazı yaraların etrafında iz oluşma ihtimalini azaltır. Yüksek kan
basıncını azaltır, kataraktı önler, atletik performansı geliştirir, bacaklardaki krampları açar, kılcal damar duvarlarını
güçlendirirken sağlıklı sinirler ve kaslar oluşturur. Ayrıca sağlıklı bir deri ve cilt için gereklidir. Anemi ve prematüre
(erken-doğum) bebeklerde oluşan göz bozukluluklarına karşı vücudu korur, yaşlanmayı geciktirir ve yaşlılık
lekelerini önleyebilir. Ayrıca, yaşlanmaya bağlı hafıza kayıplarını önlemede etkilidir.
Birbiriyle ilgili birçok bileşik, E vitamini etkisi gösterir. Hemen hemen tüm vitaminler gibi E vitamini eksikliği de
normal büyümeyi engeller ve bazen böbrek hücrelerinin bozulmasına neden olur. E vitamini yokluğunda hücrelerde
doymamış yağ asitleri azalır ve mitokondrilerde, lizozomlarda ve hatta hücre zarı gibi organellerde anormal yapısal
ve işlevsel değişiklikler görülür.
Antioksidan fonksiyonları [değiştir]
E vitaminin insanlardaki ana antioksidan fonksiyonu çoğunlukla α-tokoferollerle birlikte incelenir ve bu, lipid
peroksidasyonunun engellenmesidir. Lipid peroksidasyonu hücre ve organel zarlarında, lipoproteinlerde, yağlı
dokuda, beyinde ve PUFA'nın (poly unsaturated fatty acids = çoklu doymamış yağ asitleri) bol olduğu diğer
dokularda özellikle yaygındır.
α-Tokoferol, zarlarda yaklaşık 1 moleküle 1000 lipid molekülü oranında bulunur. Fitil kuyruğu sayesinde, yüzeye
yakın olan aktif kroman halkasıyla birlikte zar alt tabakasında konumlanmak gibi eşsiz bir yeteneğe sahiptir. Bu
hem lipid antioksidanı olarak iş görmesine hem de diğer antioksidanlarla etkileşime geçerek oksitlenmiş halinden
kendi haline yeniden dönüşmesine imkân sağlar. Diğer antioksidanlarla, özellikle de suda çözünenlerle sinerjisi,
antioksidan sistemin önemli bir özelliğidir.
E vitamini aynı zamanda lipoproteinlerdeki lipid oksidasyonunu önlemede belirleyici rol oynar. α-Tokoferol LDL'deki
bu etkiden sorumlu esas vitamin E formudur çünkü peroksil radikallerinin en yaygın ve en iyi temizleyicisidir.
Fakat şilomikronlar da beslenmeye bağlı olarak diğer tokoferolleri ve tokotrienolleri α-tokoferole benzer ya da daha
yüksek konsantrasyonda sürükleyebilir ve lipid antioksidanı olarak önemli bir rol oynayabilir. Bunlar aynı zamanda
yağlı doku ve karaciğerde önemli bir lipid antioksidanı olarak iş görebilir. Bazı in vitro çalışmalarda tokotrienollerin
LDL oksidasyonunu engellemede tokoferollerden çok daha etkili olduğu belirtilmektedir; öte yandan tokotrienol
bakımından zengin bir beslenmeye tabi tutulmuş farelerden elde edilen plazmayla yapılan çalışmalar α-tokoferol ve
α-tokotrienolün yaklaşık olarak aynı ölçüde engelleyici olduğuna işaret etmektedir; γ-tokoferol ve γ-tokotrienol aynı
etkide bulunmasına rağmen bu α formlarında daha azdır. Bu bulgulardan yola çıkarak insanlara ilişkin direkt
tahminlerde bulunmak zordur çünkü dinamik çevre farklıdır.
Tokoferoller ve tokotrienoller, peroksi radikallerinin yanı sıra, singlet oksijen ve diğer reaktif türleri ve serbest
radikalleri de yakalar. E vitamininin azotlu reaktif türleri üzerindeki antioksidan etkisi gitgide daha fazla dikkat
çekmektedir. Biyolojik sistemlerde, azotmonoksidin (NO) oksijenle reaksiyonundan azotdioksit (NO2) elde edilir.
α-Tokoferol NO2 ile reaksiyona girer fakat bu γ-tokoferolle olmaz. Aksine, γ-tokoferol NO2'yi NO'ya dönüştürür.
http://tr.wikipedia.org/wiki/E_vitamini
3/7
29.01.2010
E vitamini - Vikipedi
Tıpta ve endüstride kullanımı [değiştir]
Erken doğan bebeklerde görülen hemolitik anemiyi düzeltmek en yaygın kullanım alanıdır. Orak hücreli anemide E
vitamininin oraklaşma oranını azalttığı ve hastalığın prognozunu önemli ölçüde düzelttiği gösterilmiştir. Kistik
pankreas fibrozu olan çocuklara E vitamini vermek faydalıdır. Yeni doğanın solunum sıkıntısını gidermekte
kullanılır. Akdeniz tipi glikoz-6-fosfatdehidrogenaz eksikliği Akdeniz'e kıysı olan ülkelerde çok sık görülmektedir.
Bu hastalara günde 800 IU E vitamini verildiğinde üç ay içinde hemolizin azaldığı ve eritrositlerin yaşama
müddetinin uzadığı kati olarak gösterilmiştir. Bir yıllık tedavi ise bu hastaların kansızlıklarını önemli ölçüde
gidermiş ve krizleri hafif atlatmasını sağlamıştır. Bazı kaynaklar, E vitamininin vücuttaki serbest köklerin
birikmesine mani olduğunu ve böylece yaşlanmayı geciktirdiğini iddia etmektedir. Fakat demir ve C vitamini ise bu
serbest kökleri meydana getirerek iltihaplanma ile mücadeleyi kolaylaştırmaktadır.
E vitamini şeker hastalığındaki dejeneratif değişiklikleri önlemek, devamlı düşükleri tedavi etmek, sporcuları
kuvvetlendirmek, erkek kısırlığını düzeltmek, prostat büyümelerini kontrol altında tutmak , katarakt meydana
gelmesini önlemek, bazı deri hastalıklarını tedavi etmek için kullanılmıştır. Kozmetik sektöründe krem ve losyon
formülasyonlarında kullanılır. Mampuan vb. ürünlerde de E vitamini kullanılabilmektedir.
Fiziksel ve kimyasal özellikleri [değiştir]
E vitamini yağda çözünen vitaminlerdendir. Bu yüzden hücre zarında bol miktarda bulunur. E vitamininin etkilerini
gösteren 8 tokoferol ve tokotrienol vardır. α-tokoferol diğer tokoferoller içinde en etkili olanıdır. α-tokoferol ve daha
çok kullanılan α-tokoferil asetat; hafif sarı, kokusuz, yağımsı berrak ve oldukça yapışkan maddelerdir. Doğada
bulunan dekstro şekli fizyolojik olarak en etkili izomeridir. Suni rasemik α-tokoferol (DL-α-tokoferol) ve esteri,
tekabül eden dekstro izomerinin p-75 etkisine sahiptir. β ve γ tokoferoller, α izomerinin yarısı kadar, δ izomeriyse
ancak % 1'i kadar etkilidir. Tokoferoller billuri şekilde elde edilemez. Oksijensiz ortamda 200 °C'ye kadar dayanır.
Organik asitlerden 100 °C'ye kadar müteessir olmaz. Alkaliler etki eder. Oksidasyonla biyolojik etkisini hızla
kaybeder. Acılaşmış yağda E vitamini bulunmaz. Işık ve bilhassa ultraviyole (morötesi) ışınlara karşı dayanıksızdır.
Onun için E vitamini ihtiva eden gıdalar güneşe maruz bırakılmamalıdır. E vitaminininin bazı oksidasyon ürünleri K
vitamini etkisi gösterir. Kızartmalarda E vitamininin P-90'ı kayıp olur. Suni olarak ağartılmış unlarda E vitaminin bir
kısmı harap olmaktadır. E vitamini antioksidan olduğundan yağlara katılarak yağın dayanıklılığı artırılır.
Biyolojik etkileri [değiştir]
Sinyal iletimi
α-Tokoferol, sinyal iletiminde önemli bir izoenzim olan Protein Kinaz C'nin (PKC) inhibisyonunda β, γ ve δtokoferollerle α-tokotrienolden daha güçlüdür.
Trombosit yapışması
Çözülebilir fibrinojenin çözülemez fibrine dönüştüğü ve kanın pıhtılaştığı akıştaki ilk olay budur. Trombosit
yapışması ve toplanması, kanamadan ölümün engellenmesi için kesinlikle gereklidir.
3-hidrok si-3-metilglutaril-k oenzim A (HMG-CoA) redük tazın transk ripsiyon sonrası bastırılması
Bu enzim, kolesterol sentezi için önemlidir.
Hücre dışı sıvıların k ontrolü
Emilim ve taşınma [değiştir]
E vitamini trigliserid ve kolesterol gibi diğer nonpolar lipidlerle aynı şekilde emilir. Karaciğerin ürettiği safra,
tokoferolleri diğer yağda çözünebilen bileşiklerle birlikte misellere katarak emülsiyon haline getirir ve böylelikle
emilimi kolaylaştırır. Asetat ve süksinat gibi α-tokoferol esterleri lipazlar tarafından hidroliz edilir (lipazı pankreas
http://tr.wikipedia.org/wiki/E_vitamini
4/7
29.01.2010
E vitamini - Vikipedi
üretir) ve serbest α-tokoferol olarak emilir. Lipaz ve safra üretimini destekleyen yemek yağlarının alınması E
vitamininin emilimi için zorunludur. E vitamininin suda çözünen bir biçimi olan TPGS, kendi misellerini oluşturur ve
lipaz veya safra tuzlarının yardımı olmaksızın emilir.
Tokoferoller ince bağırsaktan emilip bağırsak duvarında üretilen şilomikronlardaki lenf içine salgılanır. Lipoprotein
lipazları şilomikronları hızla katabolize eder ve küçük bir miktar tokoferol, şilomikron kalıntılarından diğer
lipoproteinlere veya dokulara transfer edilebilir. Bu sırada E apolipoproteini, şilomikron kalıntılarına bağlanır.
Karaciğerin spesifik E apolipoprotein reseptörleri bulunduğundan, şilomikron kalıntılarının çoğunu tutar ve temizler.
Kalıntılardaki tokoferoller çok düşük yoğunluklu lipoproteinlere (VLDL) salgılanır ve plazma yoluyla sirkülasyonu
sağlanır. VLDL, lipoprotein lipaz tarafından, plazma tokoferollerinin büyük bölümünü taşıyan ve onları kolayca
yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) ile değiştiren düşük yoğunluklu lipoproteinlere (LDL) hidroliz edilir. HDL'deki
tokoferoller plazma tokoferolünü karaciğere geri getiren sirkülasyon esnasında şilomikron kalıntılarına kolayca geri
transfer olur.
Tokoferollerin dokulardan alımı değişkenlik gösterir ve iyi bilinmemektedir. Tokoferoller şilomikronların ve VLDL'nin
hidrolizi sırasında dokulara dağıtılabilir. Yine de, tokoferollerin LDL'den dokulara büyük oranda transferinin
temelinde, doku hücrelerinin yüzeyindeki LDL reseptörlerinin hareketinin yanı sıra tokoferolün zarlardan geçerken
çok yoğun bölgeden az yoğun bölgeye direkt geçişi yatmaktadır. Bu geçiş lipoproteinlerden dokulara veya
dokulardan lipoproteinlere olabilir. Tokoferolün dokulardan alımı hem hızlı (plazma, alyuvarlar, dalak ve karaciğer)
hem de yavaş (kalp, testis, kas, beyin ve omurilik) olarak tanımlanmıştır.
Tokotrienollerin emilimi tokoferollerinkine benzemektedir. Fakat bunların taşınması ve dokulardan alımı, αtokoferolünkinden farklı görünmektedir. Tokotrienoller şilomikronun temizlenmesiyle plazmadan kaybolur ve
trigliseridlerle birlikte yağlı dokuda birikir.
Vitamin E ve insan sağlığı [değiştir]
E Vitamini alımı için geleneksel tavsiyeler vitaminin vücut fonksiyonlarına katkısı ve kronik hastalıkları önlemedeki
muhtemel rolleri göz önüne alınmadan belirlenmiştir. Klinik ve biokimyasal verilerce normal fertlerde E vitamininin
eksikliğini belirleyen deliller görülmemekte eksiklik yalnız yağ absorblamayan uzun süreli hastalarda
görülebilmektedir. [1] E vitamini aktivitesinin normal dietlerde kafi olduğu sanılmaktadır. Müsaadeler ABD
geleneksel gıdalarna göre belirlenmiştir. Yetişkin erkekler için 10 mg α-tokoferole eşdeğer, yetişkin kadınlar için
ise 8 mg kafi değerlerdir. [2] Araştırmalara göre bugün insanlar önerilen bu miktarlardan fazlasını almaktadır ki bu
fazlalıkların insan sağlığına birçok yönden olumlu etkileri vardır.
E vitamininin sağlığa yararları:
Hücrelerin oksidatif tahripten korunması
LDL'nin oksidasyondan korunması
Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi
Göz merceği, sinir dokusu, kan damarları, kıkırdak vb. özel dokuların oksidatif tahribinin azaltılması
HMG-CoA redüktaz enziminin inhibisyonu yoluyla kolesterol sentezinin azaltılması
Vitamin E gerekliliği [değiştir]
vitamininin birinci fizyolojik rolü biyolojik antioksidan olmasıdır. E vitamininin antioksidan fonksiyonu diyetteki
çoklu doymamış yağ asitlerinin (PUFA) oksidasyonunun önlenmesidir. Gerekli olan E vitamininin miktarı yağ
asidinin çifte bağ sayısı ile artan PUFA'nın otoksidasyon ihtimaline bağlıdır. İnsan ve hayvanlar üzerinde yapılan
çok sayıdaki çalışma raporuna göre alınan PUFA'nın gram başına gerekli E vitamini miktarı PUFA'nın oksidatif
zararlarından korunmak için 0,4-0,8 mg'dır. Uzun zincirli PUFA'ca zengin diyetlerde vitamin E gerekliliği çok daha
yüksek olmalıdır.
E vitamini eksikliği [değiştir]
http://tr.wikipedia.org/wiki/E_vitamini
5/7
29.01.2010
E vitamini - Vikipedi
1920'lerin başlarında yapılan bir gözlem, sonradan E vitamini diye adlandırılan bir beslenme faktörünün, farelerde
fetus emilimini önlemek için gerekli olduğunu ortaya koydu. Sonradan onun erkek hayvanlarda normal üretkenlik
için gerekli olduğu ortaya çıkarıldı. Son olarak E vitamini eksikliği birçok patolojik durumla ilişkilendirildi. E vitamini
eksikliği her hayvanda başka etki göstermektedir. Tavşan ve maymunların erkeklerinde kısırlık, hindilerde kanama,
maymunlarda hemolitik anemiye vs. sebep olmaktadır.
İnsanda E vitamini eksikliği:
Doğada ve besinlerde oldukça bol olan E vitamini eksikliği insanlarda çok az görülür. Çok az sayıda rapor
insanlarda E vitamini yetersizliğini bildirmektedir. Günde yalnız 2-3 mg tokoferol 1-2 yıl süre ile verilirse yetişkin
insanlarda E vitamini yetersizliği semptomları (eritrositlerde peroksidatif hemoliz) gözlenmektedir. Kalıtsal E
vitamini yetersizliği olan hastalarda yürümede zorluk, konuşamama, ilerleyen beden hareketleri bozukluğu (ataxia)
gibi şiddetli nörolojik semptomlar rapor edilmiştir. Yağla yetersiz beslenmelerde nöromuskular bozukluklar 10-20
yıl sonra, çocuklarda yetersiz beslenmelerde belirtiler çok daha kısa sürede görülür. Erken doğan bebeklerde E
vitamini eksikliğine bağlı olarak hemolitik anemi görülür. E vitamini yağda eriyen bir vitamin olduğu için sindirim
esnasında yeterince yağ alınamadığı zaman E vitamini eksikliği görülür ki, bu da kandaki eritrositlerin ömrünün
kısalmasına yol açar. E vitamini eksik olan kimselerin eritrositleri bazı oksidan maddelere karşı dayanıksızıdr.
Vitamin E yetersizliğinin immün sistemi üzerinde etkili olduğu rapor edilmiştir.
E vitamini fazlalığı [değiştir]
E vitamini fazlalığında, mide bulantısı ve sürekli kusma ya da nadiren mide ağrıları görülür.
Benzerleri ve türevleri [değiştir]
E vitaminin pek çok oksidasyon ürünü in vitro ve in vivo sistemlerde gözlemlenmiştir. Bunlar arasında kinonlar (αtokoferilkinon), dimerler ve kinon-epoksitler vardır.[3] Bazı hayvan dokuları tokoferilkinonu, hala etkili bir antioksidan
olan mukabil hidrokinona indirgeyen bir enzim içerir. [4] Yıllar boyunca E vitamininin bazı sıradışı özellikleri, bazı
koşullarda peroksidasyon reaksiyonlarını hızlandırma yeteneği açıklanamamıştır. Fakat 1993'te Ingold ve
meslektaşları, bu sonuçlara sebebiyet veren bir hipotez geliştirmişlerdir. Onlar E vitamini fenoksil radikalinin düşük
yoğunluklu lipoprotein dispersiyonları gibi ortamlarda lipid oksidasyonunu hızlandırabileceğini ileri sürmektedirler.
E vitamininin benzerleri de iyi antioksidanlardır. Osawa 1991'de, tokoferol ve sinnamik asidden türetilen yapısal
elementleri içeren A ve B prunusoller tanımlamıştır. Yapısal zeminde parçaların hiçbirinden güçlü antioksidan
aktivite beklenmemesine rağmen etanolde otookside olan linoleik asidle yapılan testlerde bileşikler BHA ve diğer
tokoferol türevleriyle karşılaştırılabilir özellikler göstermiştir.
E vitamini kaynakları [değiştir]
E vitamini, antioksidan özelliği gösteren tek vitamindir. Vitamin molekülleri içinde en büyüğü olan E vitamini, tahıl,
tahıl ürünleri, süt, süt ürünleri, kırmızı et, sebze ve yağlarda, tahıl embriyoları, küspeler ve yeşil yapraklı bitkilerde
bulunur. En önemli kaynak tohum yağlarıdır (nebati yağlar). Ekmek ne kadar esmer ise o kadar çok E vitamini
ihtiva eder. Et ve meyvede çok az vardır. Normal yeme ile günde 5-10 mg E vitamini alınır. ABD'de tavsiye edilen
miktar 15 mg/gün olduğu halde Kanada'da 9 mg/gün'dür. Bazı besinlerin 100 gramında bulunan α-tokoferolün gram
cinsinden miktarı şöyledir:
sebzelerde 90
sıvı yağlarda 50
tahılda 45
yumurtada 10,7
margarinde 10,2
fasulyede 9
http://tr.wikipedia.org/wiki/E_vitamini
6/7
29.01.2010
E vitamini - Vikipedi
koyun ve sığır etinde 1,7
tereyağında 1,6
tavukta 1,6
Ayrıca bakınız
[değiştir]
Antioksidan
Gıda katkısı
Tokol
Vitamin
Referanslar
1.
2.
3.
4.
^
^
^
^
[değiştir]
Recommended Dietary Allowances (RDA) 9. Baskı
Recommended Dietary Allowances (RDA) 10. Baskı
Schuler, 1990
Bindoli, 1985; Hayachi, 1992
Kaynaklar
[değiştir]
Prof. Dr. Halit Keskin; Besin Kimyası (I-II), İ.Ü. Yayınları, (İstanbul, 1987)
H.D. Belitz, W. Grosch; Food Chemistry, Springer Verlag (Berlin, Heidelberg, New York, Paris, London,
Tokyo, 1987)
Richard A. Larson; Naturally Occuring Antioxidants, Boca Raton (Lewis Publishers, 1997)
Fereidoon Shahidi; Natural Antioxidant: Chemistry, Health Effects and Applications, Champaigh, III (AOCS
Press, 1997)
Andreas M. Papas; Antioxidant STATUS, Diet, Nutrition and Health, Boca Raton (CRC Press, 1999)
http://tr.wikipedia.org/wiki/E_vitamini
7/7

Benzer belgeler