iftar sahur ve birliğimize katkısı

Transkript

iftar sahur ve birliğimize katkısı
İL
: SİNOP
TARİH: 04.07.2014
‫صيَا ُم َك َما ُكتِ َب َعلَى الَّ ِذينَ ِمنْ قَ ْبلِ ُك ْم‬
ِّ ‫يَاأَيُّ َها الَّ ِذينَ آ َمنُوا ُكتِ َب َعلَ ْي ُك ُم ال‬
1
َ‫لَ َعلَّ ُك ْم تَتَّقُون‬
‫س ْع ِد ْب ِن َمالِك‬
َ ْ‫عَن‬
َ
َ ‫ َوأَ َك َل‬، َ‫صائِ ُمون‬
‫صلَّتْ َعلَ ْي ُك ُم‬
َّ ‫أَ ْفطَ َر ِع ْن َد ُك ُم ال‬
َ ‫ َو‬، ‫ط َعا َم ُك ُم األ ْب َرا ُر‬
ُ ‫ا ْل َمالئِ َكة‬
İFTAR, SAHUR VE BİRLİĞİMİZE KATKISI
Muhterem Müslümanlar!
Gecenin son üçte biri anlamındaki seher kökünden gelen
sahur, oruç tutmak üzere fecrin doğuşundan önce yenilen
yemeğe verilen isimdir. Gündüz oruç tutabilmek için gece
sahur yapılmasını tavsiye eden Peygamberimiz “sahur
yemeği yiyin. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.”2
Buyurarak bir yudum su ile 3 de olsa Müslümanların sahur
yapmasını tavsiye etmiştir. İftar vakti de müminler için
sevinç ve huzur vaktidir. Allah rızası için açlığa, susuzluğa
sabreden ve orucun sıhhatine zarar verecek tutum
davranışlardan uzak duran mümin için rahmet, bağışlanma
dilimidir. “Müminin iki sevinci vardır: birisi iftar
vaktinde orucunu açtığı andaki sevinci, diğeri rabbine
kavuştuğu zaman orucunun mükafatını aldığı zamanki
sevincidir.” Buyuran peygamberimiz, yine iftar vaktinin
önemini “her oruçlunun iftarını açtığında reddedilmeyen
bir duası vardır” 4 sözleri ile bu vakitte müminlerin dua
etmelerini salık vermiştir. İftar ve sahura büyük önem veren
ve bu vakitlerde müminleri paylaşmaya davet eden
peygamberimiz “Bir oruçluya iftar veren kimseye, o
oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Ancak o oruçlunun
sevabından da bir şey eksilmez.” 5 Buyurmuşlardır.
Kendisi de iftar davetlerine icabet etmiş olan Peygamberimiz
misafir olduğu evelerde “yanınızda oruçlular iftar etsin,
yemeğinizi iyiler yesin ve melekler size rahmet etsin” 6
cümleleri ile dua etmiş, sade ve gösterişsiz sofralarda yemek
yemiştir.
Muhterem Müslümanlar!
İftar ve sahur coşkusunun hayatımıza birlik beraberlik olarak
dönmesi için Kuran ayı ramazan kapımızı bir kez daha çaldı.
Birlikte bir sofrada oturmak aramızdaki birlik ve beraberliği
ve muhabbeti güçlendirir. Ramazan ayında eş ve
çocuklarımıza, çevremizde bulunan insanlara karşı daha
hoşgörülü olmalı, bu ayın manevi havasını hissetmeli ve
hissettirmeliyiz. Sahur ve iftar sofralarını misafirlerimizle
bereketlendirmeli, bu ayı fırsat bilip küskünlüklere son
vermeli, birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendirmeliyiz.
Zira gelişen ve ilerleyen(!) dünyada insan en yakınına bile
yabancı konumuna düşmüş, aynı çatı altında bile sosyal ve
psikolojik yalnızlıklar sıradan hale gelmiş, teknoloji adeta
insanı robotlaştırmış, kendisine bağımlı hale getirmiştir.
İnsan sevinçli ve kederli anlarını artık yakınları ile değil- ki
zaten yakınında kimsecikler kalmamış- sosyal medya
üzerinden sahte ve yapmacık tavırlar ile ortaya koyar hale
gelmiştir. Yine bütün hayatını gösterişe çeviren bizler
ekranlarda paylaştığımız yiyecek vs. fotoğrafları kadar en az
çevremizde meydana gelen hadiselerde mağdur olanlara el
uzatmamız gerekirdi.
Aile yuvalarının dağıldığı, en yakını ile bile kavgalı olunan
günümüzde maalesef en büyük problem kişinin kendini
gerçekleştirme, kendi kendini yeterli görme ve çıkarlarıdır.
Gittikçe yalnızlaştığımız geleneksel ve özlenilen nerede o
eski ramazanlar diye hayıflandığımız ramazanlar daima
hayalde kalacak gibidir. Her ramazan aynı sözü işitiriz ancak
bizi biz yapan Kur’an ve Sünnet’e sarılmadan, tefrika
illetinden kurtulmadan, sadece ramazanı değil ömrümüzü bu
istikamete odaklamadan bırakın insanlığa huzur sunmayı
müminler olarak bile bir araya gelememekteyiz.
Muhterem Müslümanlar!
Yaşanabilir bir dünya, huzur ve saadetini, önce sağlıklı
bireylere, daha sonra sağlıklı ailelere ve sağlıklı
komşuluklara borçludur. Ramazan ayının en önemli
hususiyetlerinden biri, bireysel arınmanın yanı sıra,
insanlarla olan ilişkilerimizin tazelenmesi ve tamiratına
vesile olmasıdır. Zaten bireysel arınmanın bir parçası da
topluma karşı sorumluluk hissetmektir, toplum içerisinde
güzel ahlak sahibi olmaktır. Ramazanda sahurlar, iftarlar,
teravihler için bir araya gelinerek aile, akraba, arkadaşlar ve
tanıdıklar ile mevcut sevgi bağları daha da güçlenir ve
derinleşir. 7 Bu anlamda iftar sofraları akrabaların,
komşuların kaynaşmalarına vesile olduğu ve olması gerektiği
gibi özellikle ihtiyaç sahiplerine kol kanat germenin
incitmeden ikramda bulunmanın fırsatı olmalıdır. İftar
sofraları belli zümrelerin bir araya gelerek belli mekânlarda
israf ve gösteriş içinde yerine getirilen şatafatlı davetler
yerine yetimler, yaşlılar ve kimsesiz çocukların katılımıyla
Halil İbrahim bereketinin arandığı sofralar olmalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in, “Allah’a ve ahiret gününe
iman eden kimse misafirine ikram etsin.”8 Emrine uyarak
evlerimizde,
camimizde
ve
iftar
çadırlarımızda
misafirlerimizi ağırlayalım ve bizler de Müslüman
kardeşlerimizin sofralarına misafir olalım. Ramazan hem
bireyler için, hem de toplumun bütünü için bereketle dolu bir
aydır. Bu şerefli ayı kıymetine göre idrak etmeyi rabbim
bizlere nasip etsin.
Muhterem Müminler! Hutbemi bir hadis meali ile
bitiriyorum: “Şüphesiz her iftar vaktinde cehennem
ateşinden azat edilenler vardır. Bu azat etme işi
ramazanın her gecesi gerçekleşir.”9
Hazırlayan: İsa ONAY (Gerze İlçe Vaizi)
1
Bakara, 2/183
Müslim, Sıyam 45
3
İbn Hibban, sahih, VIII, 253
4
İbn Mâce, Siyam, 48
5
Tirmizî, Savm, 82
6
Ebu Davud, Etime 54
7
http://www.igmg.org/tr
8
Buhârî, Edeb, 29-31
2
9
İbn Mace, Sıyam 2

Benzer belgeler

bayram mesaji

bayram mesaji bütünleştiren, kardeşliği pekiştiren, kırgınlıkları tamir eden ilahi armağanlardır. Bayramlar milletçe iman kardeşliğinin tezahür sahneleridir. Bayramlar, inancı, ibadeti, tarihi ve kültürü bir sev...

Detaylı

elfaz-ı küfür

elfaz-ı küfür razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır.”(3) Sevgili Peygamberimiz ise bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. "Ashâbıma sövmeyiniz. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizd...

Detaylı

DİN ve SAMİMİYET

DİN ve SAMİMİYET Güzellerin güzeli Allah, ama kullar kusurlu... Kusuruyla seveceğiz, çünkü, kendimiz de kusurluyuz. Asıl müslümanlık bu... Din Nasihattir Samimiyet konusunda Hz.Peygamber (s.a.s.)’in tavsiye ve uyar...

Detaylı

18 YAŞINA KADAR KANUNEN HER BİREY `ÇOCUK`TUR.

18 YAŞINA KADAR KANUNEN HER BİREY `ÇOCUK`TUR. değil, hatta babacan bir tavırla dinlemek için de değil; neyi kaybettiğimizi hatırlamak için varalım çocukların yanına. Bir kez de öğrenmek, aydınlanmak, gerçek kayıplarımızın çetelesini tutmak içi...

Detaylı