Binali Yıldırım - Ankara Lojistik ss
Transkript
Binali Yıldırım - Ankara Lojistik ss
Mayıs’16/sayı 17 Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Erkunt Traktör Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Erkunt Armağan Ankara Yurti̇çi̇ Nakli̇ye Loji̇sti̇k Merkezi Ankara Lojistik Üssüne Taşındı İSMET BEYAZKILIÇ “Taşımacılığa doğru yaklaşım” Merkez Eyüp Sultan Mah. Mehmet Akif Cad. No: 8 Pk: 34885 Sancaktepe / İstanbul Tel : 0216 561 64 10 Ex-Fax : 0216 311 61 15 Im-Fax : 0216 311 61 14 e-mail : [email protected] • [email protected] Şubelerimiz Adana: 0322 441 07 48/49/50 • Gaziantep: 0342 215 16 24 /25 İzmir: 0232 328 28 91 /92/93/94 www.unkar.com 1 DERİN BİR NEFES ALIN, BAHAR GELDİ Baharın geldiği, güneşli, kuşların cıvıldadığı bu ayda yeni bir Logitrend ile karşınızdayız. Bu güzel taptaze bahar havasını derin bir nefes alınki içinize enerji, mutluluk dolsun. Bu yoğun gündemin olduğu dönemde sizleri biraz gülümsetmek, biraz düşündürmek, birazda umutlandırmak için Logitrend ailesi olarak harika bir dergi hazırladık bu sayımızda. Ankara Lojistik Üssü’nede geçen üç ay, yoğun ve çok hareketliydi. Bu dinamik ve bir o kadar tempolu üç ayın ziyaret ve bu ziyarete dair detaylar yer alıyor. Tabi her zaman olduğu gibi Logitren’de birbirinden keyifli, sıcak röportajlarımız var. Ankara Sanayi Odası Başkanı Sayın Nurettin Özdebir Ankara Lojistik Üssü ziyareti... T.C Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım ‘la keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Erkunt Traktör Sayın Zeynep Erkunt Armağan’ın yürüttüğü çalışmaları yakından görme fırsatına sahip olduk ve projeleri hakkında bilgi aldık. Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İsmet Beyazkılıç’la gerçekleştirdiğimiz röportajda Ankara Lojistik Üssüne taşınma hikayeleri ve oluşumları hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye Bilişim Derneği Sayın İlker Tabak ile yürüttükleri çalışmaları ve yaşanan gelişmeler hakkında uzun uzun bilgi alma şansımız oldu Bu sayımızda UND İcra Kurulu Başkanı Sayın Fatih Şener’in “Güçlü Lojistik Güçlü Türkiye” Hedefine Doğru Türkiye Lojistik Sektörü makalesini sizlerle paylaştık. Gençlerin idolü, Milli Basketbolcumuz Hüseyin Beşok ile sıcak, içten ve bir o kadar keyifli röportaj gerçekleştirdik. Son olarak, sizleri temiz nefes alacağınız, şehrin gürültüsünden uzak, sakin, yeşilin her tonunu görebileceğiniz eşsiz güzelliğiyle Ayder Yaylasına doğru bir yolculuğa çıkarmak istedik. 2 04 06 "Ankara İhracatında Lojistiğin Önemi" Paneli Ankara Lojistik Üssünde Gerçekleşti… ANKARA SANAYİ ODASI ÜSSÜMÜZÜ ZİYARET ETTİ… 14 Kazan Siad Ankara Lojistik Üssü Ziyareti 42 RÖPORTAJ: ANKARA YURTİÇİ NAKLİYE LOJİSTİK MERKEZİ İSMET BEYAZKILIÇ 18 I. ULUSLARARASI BİLİŞİM VE LOJİSTİK KONFERNASI ANKARADA YAPILDI. 48 "GÜÇLÜ LOJİSTİK GÜÇLÜ TÜRKİYE" HEDEFİNE DOĞRU TÜRKİYE'DE LOJİSTİK SEKTÖRÜ 12 Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve Trafik Güvenliği 2015 (ROTRASA) Ulusal Kongre, Fuar ve Sergisi Ankara’da gerçekleştirildi. 24 ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK ve HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM 62 PORTRE HÜSEYİN BEŞOK YIL 4 : SAYI 17 Yapım baskı: Dora Reklam Ltd. Şti. Aydili Reklam Ajansı Matbaacılık Promosyon Organizasyon Basım ve Tasarım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Turgut Reis Cad. 16/1 Mebusevleri-Tandoğan/ANKARA Tel: 0312 221 06 38 Fax: 0312 221 06 99 Sanat Yönetmeni Murtaza ÇİĞDEM Elif BAYSAL Tanıtım ve Reklam Müdürü Elif BAYSAL Yayın Türü Süreli / 3 ayda bir Tempo Lojistik www. tempolojistik. com Yazışma Adresi Ankara Lojistik Üssü Fethiye Mahallesi Yönetim Merkezi A Blok 145/11 Kazan/ANKARA Tel: 0312 812 12 00 / Faks: 0312 812 12 06 e-posta: info@ankaralojistikussu. com ISSN 2146-2623 Yazı İşleri 3 ANKARA SANAYİ ODASI ÜSSÜMÜZÜ ZİYARET ETTİ… Ankara Sanayi Odası Başkanı Sayın Nurettin Özdebir 01. 12. 2015 tarihinde Ankara Lojistik Üssü ve Ankara Yurtiçi Nakliye ve Lojistik Merkezini ziyaret etti. 4 Ankara Sanayi Odası Başkanı Sn. Nurettin Özdebir faaliyetlerimizi yerinde incelemek üzere beraberinde Ankaranın önemli ihracat firmalarından olan Hidromek Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Hasan Basri Bozkurt, Diktaş Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ertuğrul Baştaş olmak üzere Ankara Lojistik Üssünü ve üssümüzde yer alan Ankara Yurtiçi Nakliye ve Lojistik Merkezini gezdi, gelişmeler hakkında bilgi aldı. Sayın Özdebir ve misafirlerimize, Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Erhan Gündüz, Başkan Vekili Sn. Hakan Bezginli, Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Mahmut Hilmi Doğan, Ankara Yurtiçi Nakliye ve Lojistik Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Sn. İsmet Beyazkılıç eşlik ettiler. Saha incelemelerinden sonra yapılan değerlendirme toplantısında Sn. Özdebir “Ankara Lojistik Üssü gibi yapıların sektöre çok önemli katma değer yarattığını ve bu sayede Türkiyenin lojistik alanında daha hızlı düşünmeye ve yapılanmaya ihtiyacı olduğunu belirterek, ayrıca Türkiyenin ilk ve tek uluslararası lojistik üssünün Ankarada olmasına dikkat çekerek yatırımcılara teşekkürlerini ve memnuniyetini ifade etti. ” Sn. Özdebir, yurtiçi nakliyecilerin ankara lojistik üssü içinde yer alan yurtiçi nakliye ve lojistik merkezinin çağdaş teknolojinin kullanıldığı modern tesislerinin daha verimli kullanılması adına Şaşmazda bulunan yurtiçi nakliyecilerinin bir an önce şehir dışında bu tür çağdaş ve modern tesislere taşınarak daha insani şartlarda organize olmaları ve şehir trafiğini rahatlatmaları için çaba göstereceğini ifade etmiştir. 5 "Ankara İhracatında Lojistiğin Önemi" Paneli Ankara Lojistik Üssünde Gerçekleşti… Ankara Lojistik Üssü ve Atılım Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü işbirliği ile ‘Lojistik Buluşmaları’nın ikinci paneli düzenlendi. 14 Aralık 2015 tarihinde 10. 00-13. 00 saatleri arasında gerçekleşen “Ankara İhracatında Lojistiğin Önemi” adlı panelde lojistik sektörünün, kamunun ve üniversitelerin 6 bu konu ile ilgili temsilcileri bir araya getirilerek İhracatta Ankara’nın yeri ve lojistik faaliyetlerin önemi tartışıldı. Kazan Kaymakamımız Sayın Murat Duru’nun onurlandırdığı Panelimizin Açılış konuşmalarını Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Gündüz, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu Başkanı Ahmet Kahraman, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Atılım Üniversitesi Rektörü Yıldırım Üçtuğ ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın’ın panelde yaptığı konuşmalarda Ankara ihracatının 6 milyar doları bulduğu, Türkiye’nin toplam ihracat payının yaklaşık %5ini oluşturan bu pay ile Ankara’nın en çok ihracat yapan iller arasında 5. Sırada yer aldığı belirtildi. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel Parlak, panelde talep yoğun coğrafyalarda Türk ihracatçıları için depo ve showroom benzeri altyapının oluşturululmasının hedeflendiği Türkiye ticaret merkezleri projesini açıkladı. Proje kapsamında, ihracatçıdan gelen talep üzerine ilk etapta ABD’de otomotiv sanayinin merkezi olan Detroit’te Türk Ticaret Merkezi açılacağı ve 2016 yılında 5 adet benzer merkez açılması planlandığını belirtti. Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Önder Göçmen ise, E-tır, İpekyolu Girişimi, Ortak Kapı Projesi, Tek pencere ve tek durak projeleri ile Türk ihracatının önünü açmaya çalıştıklarını ifade etti. Panele katılan Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2023 ihracat hedefi olan 500 milyar $’ın, 150 milyar $ tutarındaki kısmının başta lojistik sektörü olmak üzere hizmet sektörü tarafından gerçekleştirilmesinin hedeflendiği dile getirdi. Söz konusu hedefe ulaşmak için 5 milyon taşımacılık seferine ihtiyaç olduğunu ve altyapı ve insan kaynağı olarak bu hedefe uygun uzun vadeli planlamanın şimdiden başlatılması gerektiğini ifade etti. Özel sektör temsilcilerinden bir diğeri olan Erkunt Traktör Sanayi İhracat Müdürü, Tarık Özerler, global dünyada şirketlerin ancak ihracatla büyüyebileceğini ve bunun da demiryolu taşımacılığını da içeren multi- modal (kombine) taşımacılık ile mümkün olduğunu açıkladı. Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkan Vekili Av. Hakan Bezginli, Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası lojistik üssünün yapılanmasından bahsederek, Lojistik Üslerin, İhracatın gelişmesindeki önemini vurguladığı konuşmasında, Ankara Lojistik Üssünün daha etkin ve verimli çalışabilmesi için Kamusal Hizmetlerinin daha geniş ve kapsamlı sunulmasının sağlanması olacağını ifade etmiş, bundan sonraki en önemli beklentinin lojistik üs yapılanmasına ilişkin mevzuatın oluşturulmasından geçtiğini belirtmiştir. Panel, katılımcılara verilen plaket töreninden sonra tamamlanmıştır. 7 “2015 UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı Çalıştayı” Ankara Lojistik Üssünde… Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız ve UND işbirliğinde 28. 11. 2015 tarihinde Ankara Lojistik Üssünde gerçekleştirilen ve 2015 yılı içinde 8 ayrı bölgede yapılan UBAK Bilinçlendirme Seminerlerinin finali niteliğindeki “2015 UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı Çalıştayı” ile sektör temsilcileri bir araya gelirken, Bakanlığımızın üst düzey bürokratlarının ve TOBB, UTİKAD, UKAT ve sektörün önde gelen firmalarının katıldığı çalıştayda UBAK sistemi tüm detayları ile ele alındı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın 8 Talat Aydın, UND Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Çetin Nuhoğlu ve Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Gündüz'ün açılış konuşmaları ile Ankara Lojistik Üssü ev sahipliğinde başlayan Çalıştay’da; Sayın Aydın tarafından sektörün yaşadığı sorunların giderilmesi ve özellikle rekabet gücünün arttırılması adına Bakanlık olarak girişimlere ve faaliyetlere devam edileceği hususu paylaşıldı. Toplantıda konuşan Sayın Nuhoğlu ise; uluslararası karayolu taşımacılığının ülkemizin en önemli hizmet ihracatı kaleminden birini oluşturduğuna dikkat çekerken, bu faaliyetin engellenmesinden sadece ülkemizin değil aynı zamanda AB’nin de çok önemli bir gelir kaybettiğini, Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan son raporda transit kotaların AB ile Türkiye arasındaki ticarete 3, 5 Milyar Euro kaybettirdiğini ve bu kotaların kaldırılması halinde AB’nin 1, 6 Milyar Euro, Türkiye’nin ise 1, 9 Milyar Euro’luk kazanç elde edeceğini dile getirdi. Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan son raporda dayatılan bu yasaklamaların AB’ye zararının 1. 6 Milyar Euro, ülkemize zararının ise 1. 9 Milyar Euro olduğunu ve transit kota kısıtlamalarının kaldırılması halinde AB ile Türkiye arasındaki ticaretin toplamda 3, 5 Milyar Euro artacağı bilgisini paylaşan Sayın Nuhoğlu, yabancı araçlar lehine uygulanan korumacı tutumlara karşı sektör olarak uluslararası arenada açılan davalar çerçevesinde sektör haklarının takipçisi olunacağı ve Bali kararlarında yer alan transit serbestliğinin doğuracağı olumlu sonuçların ise sektörümüzün geleceği için temel oluşturduğu ifade edildi. Karayolu Düzenleme Genel Müdürümüz Sayın Mustafa Kaya’nın katılım sağladığı Çalıştay’da, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Sayın Nurhan Tüfekçioğlu tarafından UBAK sisteminin tüm detaylarının ele alındığı bir sunum gerçekleştirildi. UBAK Sisteminin asıl amacının aşamalı liberilizasyon ve çevre dostu uluslararası karayolu taşımacılığı sistemi olduğunu dile getiren Sayın Tüfekçioğlu, liberilizasyon konusunda herhangi bir ilerlemenin olmadığını ve yıllar içinde kısıtlamaların arttığı bilgisini paylaştı. Ayrıca, toplantıda 2018 yılı itibari ile yürürlüğe girecek olan “Kalite Şartı Quality Chart” hakkında bilgilendirme yapılırken, sistemin ülkemiz aleyhine yaratabileceği konular tartışıldı. UND İcra Kurulu Başkanı Sayın Fatih Şener tarafından, UBAK sisteminin kapsamında yabancı araçların Türk taşımacılarından aldığı taşıma paylarını ve UBAK sisteminin sektörümüze olan fayda ve zararlarını içeren bir sunum gerçekleştirdi. 2014 yılında ülkemiz taşımacılarının UBAK Belgesi ile 156. 276 adet taşıma gerçekleştirdiğini dile getirirken bu taşımaların sadece %11’inin 3. Ülke taşıması olarak gerçekleştirdiğini bilgisini paylaşan Sayın Şener, ülkemizin ihracat ülkesi olduğunu ve sektörümüzde faaliyet gösteren firmalarında ülkemizin bu ihracat yükünü taşımaya konsantre olduğunu belitti. İhracat ülkesi olmayan UBAK üyesi ülkelerden başta Makedonya, Bulgaristan, Moldova, Gürcistan araçlarının UBAK sisteminden elde ettikleri belgeler ile maliyet avantajları sayesinde ülkemiz ihracat yükünden önemli bir pay aldığına değinen Sayın Şener, ülkemiz dışında UBAK Sisteminde yer alan diğer ülkelerin 3. Ülke taşıma payının %70 oranında olduğu dile getirdi. 9 Kapanışı Müsteşar Yardımcısı Sayın Aydın tarafından yapılan Çalıştay’da, UBAK sisteminin sektöre olan fayda ve zararlarının analiz edilmesine devam edileceği ve yapılacak analizler ile 2017 yılı için sektöre en fazla katkıyı sağlayacak şekilde sisteme ilişkin karar verileceği ifade edilmiş ve UBAK Sistemi uygulamalarına yönelik sektör talepleri kapsamında Genel Müdürlük olarak aşağıda yer alan hususlarda karara vardıklarını açıklamıştır. Buna göre yapılan iyileştirmeler şu şekilde olmuştur; • Firmaların 2015 yılında karşı karşıya kaldığı UBAK Ceza Puanlarının yarısı silinecektir. • UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi çerçevesince UBAK İzin Belgesinin bir sene içerisinde hiç kullanmaması 10 halinde karşı karşıya kalınan 25 Ceza puanının 15’e indirilmiştir. • UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi çerçevesince UBAK İzin Belgesinin bir sene içerisinde 6 seferden az kullanılması halinde verilen 15 Ceza puanı 10’a indirilmiştir. • UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi çerçevesince UBAK Belgesi ile çıkış yapan araçların Geçiş Belgesi Dağıtım Ofislerinden aldığı her Geçiş Belgesi için kesilen 0. 2 Ceza Puanı uygulaması, Bulgaristan (3. Ülke hariç), Almanya, Romanya (Ücretli), Sırbistan (Ücretli) ve Yunanistan (Ücretli) Geçiş Belgeleri için kaldırılmış ve UBAK Belgeleri ile yapılan taşımalarda söz konusu belgeleri alan firmalara cezai yaptırım uygulanmaması kararlaştırılmıştır. • 2016 yılı itibari ile firmaların gerçekleştirmiş olduğu 3. Ülke taşımalarının kanıtlayıcı evraklarını sene başından itibaren 30 Eylül tarihine kadar dilediği zaman Bakanlığa iletebilecektir. 2015 yılı boyunca 8 farklı Bölgede gerçekleştirilen UBAK Bilinçlendirme Çalıştayları süresince verilen destekler, sektörümüz tarafından dile getirilen sorunların çözümü adına sarf edilen gayretler adına başta Müsteşar Yardımcımız Sayın Talat Aydın’a, Genel Müdürümüz Sayın Mustafa Kaya’ya, Daire Başkanımız Nurhan Tüfekçioğlu’na, katkılarınız esirmeyen Genel Müdürlüğümüz bürokratlarına ve bu önemli çalıştaya evsahipliği yapan Ankara Lojistik Üssü Yöneticilerine Derneğimiz ve sektörümüz adına şükranlarımızı sunarız. 11 Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve Trafik Güvenliği 2015 (ROTRASA) Ulusal Kongre, Fuar ve Sergisi Ankara’da gerçekleştirildi. 12 Gazi Üniversitesi ve Ankara Ticaret Odası tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve Trafik Güvenliği 2015 (ROTRASA) Ulusal Kongre, Fuar ve Sergisi 0708 Aralık 2015 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi. Kongreye Ankara Lojistik Üsü ve Ankara Yurtiçi Nakliye ve Lojistik Merkezi birer stand kurarak destek verdiler. Ulaşım ana planları, kent içi ulaşım türleri arası entegrasyon, bisiklet kullanımı ve engelsiz mekan düzenlemeleri konularında yapılan sunumlara Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri İstanbul, Ankara, Konya ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlarının temsilcileri, Gazi Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesinden öğretim üyeleri ile konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Konferansa katılan Büyükşehir Belediyelerinin hayata geçirmiş olduğu projeler ve faaliyetler hakkında Eskişehir Hafif Raylı Sistem İşletmesi (Estram) Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Enbatan sunum yaptı. Enbatan, trafik ve ulaştırma konusundaki gelişmeler ile kent içi ulaşımdaki sorunların mümkün olduğu ölçüde azaltılması için ulaştırma planlarının, bilimsel, ekonomik, yöneticilerin, halkın ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin görüşlerine ağırlık verilerek hazırlanıp uygulandığını ifade etti. Enbatan ayrıca, Eskişehir'in SUMP (Sustainable Urban Mobility Planning) Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planlamasına uygun plan yapan ilk Büyükşehir Belediyesi olduğunu ve bunun gururunu yaşadığını söyledi. Ulaşım ana planları ve kent içi ulaşım türleri arası entegrasyon sunumları ardından konuşan kongrenin Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hülagü Kaplan, "Eskişehir, her konuda olduğu gibi kent içi ulaşımda da örnek bir kent olduğunu gösteriyor. Kent içi örnek şehircilik planlarından dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i tebrik ediyorum" dedi. Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve Trafik Güvenliği 2015 Kongre, Fuar ve Sergisi'nde açılan ve Büyükşehir Belediyesi'nin faaliyetlerini anlatan stant katılımcıların yoğun ilgisini gördü. 13 Kazan Siad Ankara Lojistik Üssü Ziyareti Kazan Sanayici ve İş Adamları Derneğinin 22 Ocak 2016 Tarihinde yapılan 7. Olağan Genel Kurul Toplantısında seçilen yeni Yönetim Kurulu 02. 02. 2016 tarihinde Ankara Lojistik Üssünü Ziyaret etti. 14 Kazan Siad Yönetim Kurulu Başkanı Ökkeş SULTANOĞLU, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin YILMAZ, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zafer KORKMAZ, Yönetim Kurulu Üyesi (Kurucu Başkan) Seyit ARDIÇ, Yönetim Kurulu Üyesi Hande SEVİNDİK ve Genel Sekreter Ayhan GÖKTAŞ’ın katıldığı ziyaret heyetine Ankara Lojistik Üssü Başkanı Erhan GÜNDÜZ, Başkan Vekili Av. Hakan BEZGİNLİ, Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Hilmi DOĞAN ve Genel Koordinatör Metin Perk ev sahipliği yaptılar. Ziyarette Bölgenin yaşadığı özellikle yetersiz alt yapı nedeniyle işletmeleri zor durumlara düşüren verimsiz enerji dağıtımı, KDV iadelerinde yaşanan zorluklar gibi temel sorunlar gündeme getirilerek karşılıklı görüş alış verişinde bulunuldu. Dernek Yönetimi olarak yaşanan sorunların muhatapları ile görüşmeler yapılacağı ve sorunların çözümü için azami gayret gösterileceği ifade edilirken Ankara Lojistik Üssü Yönetimide sorunların çözülmesinde Dernek Yönetim Kuruluna her türlü katkıyı ve desteği seve seve yapacağını ifade etmişlerdir. Ankara Lojistik Üssü olarak Kazan Siad’ın yeni yönetimine yürekten başarılar diliyor, ziyaretlerinden duyduğumuz memnuniyet ve mutluluğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz. 15 TETNAK TAŞIMACILIK TURİZM VE TİC. A. Ş. “Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası” alarak hizmet standardını yükseltti. TETNAK TAŞIMACILIK TURİZM VE TİC. A. Ş., 21. 05. 2014 tarih ve 29006 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği kapsamında Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası almak üzere başvuruda bulunmuş ve yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda başvurumuz Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca uygun bulunarak, Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası almaya hak kazanmıştır. 16 Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikamız, 10. 02. 2016 tarihinde Orta Anadolu Bölge Müdürü Sn. Serkan IŞIK tarafından Yönetim Kurulu Başkanı Erhan GÜNDÜZ'e teslim edilmiştir. TETNAK ARACI YOLA HAZIR Yetkilendirilmiş Yükümlü Belgesi kapsamında prosedürün işleyişi ilk kez 02. 03. 2016 tarihinde Gümrük Bakanlığı Uzmanları ve Ankara Tır Müdürlüğü Yetkililerince, Tetnak A. Ş depolama alanında yerinde uygulanmış ve Tetnak A. Ş. ’ye ait tır yola çıkmak üzere hazır hale getirilmiştir. Yetkilendirilmiş Yükümlü konusunda bilgi veren Tetnak A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erhan GÜNDÜZ “Yetkilendirilmiş Yükümlü, gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartlarına sahip bulunan, kendi oto kontrolünü yapabilen güvenilir firmalara gümrük işlemlerinde birtakım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statüdür. Serbest Bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik, en az üç yıldır faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşları yetkilendirilmiş yükümlü olabilmektedir. Üç yıldan az süredir faaliyette bulunan kişilerin durumu ise T. C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca ayrıca değerlendirilmektedir. ” Şeklinde ifade etti. Sayın GÜNDÜZ Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsünün ihracat ve ithalat işlemlerinde müşterilerine ve kendilerine getirdiği kolaylıkları ve avantajları başlıklar altında sıralayarak; “Basitleştirilmiş Usullere İlişkin Kolaylıklar: •İhracatta Yerinde Gümrükleme (ihracat eşyasını ihracat gümrük idaresine sunmadan işlemlerini kendi tesislerinden yapabilme), •İzinli gönderici (transit eşyasını hareket gümrük idaresine sunmadan kendi tesislerinden sevk edebilme), •İzinli alıcı (İthalat eşyasını varış gümrük idaresine getirmeden doğrudan kendi tesislerine ya da ithalatta yerinde gümrükleme izni sahibinin tesislerine getirebilme ve transit işlemlerini bu tesislerde sonlandırabilme), •İthalatta yerinde gümrükleme (İthalat eşyanın ithalat gümrük idaresine götürülmeksizin kendi tesislerine sevk edilmesi ve ithalat işlemlerini burada yapabilme), •Teminatlı işlemlerinde her bir işlem için ayrı teminat yerine götürü teminat uygulaması kapsamında tutarı önceden belirlenmiş süresiz ve düşümsüz teminat verebilme), •Eksik belge ile beyanda bulunabilme, Beyanın Kontrolüne İlişkin Kolaylıklar: •İthalatta ve ihracatta gümrük işlemlerinin eşyanın tesliminden önce fiziki muayene ve belge kontrolünün olmadığı hat olan yeşil hatta işlem görebilme •Taşıt üstü işlemlerde de yeşil hattan yararlanabilme •Taşıt üstü işlemlerde de eksik belgeyle beyanda bulunabilme •Dha az belge kontrolü veya muayeneye tabi tutulabilme •Belge kontrolü veya muayenenin yapılacak olması halinde bu işlemleri öncelikle gerçekleştirebilme Emniyet ve Güvenliğe İlişkin Kolaylıklar: •Azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verebilme, •Özet beyana ya da özet beyan yerine geçen belgelere veya özet beyan olarak kullanılan bilgilere dayalı emniyet ve güvenliğe ilişkin gümrük kontrollerinin azaltılması ve bu kontrollerin öncelikle yapılması, •Sınır kapılarından öncelikli geçiş hakkı tanınması, ” •Teminatlı işlemlerinde kısmi oranda teminat verebilme, Şeklinde müşterilerine sundukları hizmet kalitesini yükselttiklerini ifade etmiştir. •Odalarca onay ve gümrük müdürlüklerince vize işlemlerine gerek kalmaksızın A. TR dolaşım belgesi düzenleyebilme, Logitrend dergisi olarak bizlerde TETNAK A. Ş. yi gönülden kutluyor başarılarının devamı diliyoruz. 17 I. ULUSLARARASI BİLİŞİM VE LOJİSTİK KONFERNASI ANKARADA YAPILDI. Türkiye Bilişim Derneği öncülüğünde Ankara Şubesi, Atılım Üniversitesi, Ankara Lojistik Üssü ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği tarafından organize edilen “Bilişimle Güçlü Lojistik” temalı 1. Uluslararası Bilişim ve Lojistik Konferansı Ankara Swissotel’de iki gün süreli olarak 25-26 Şubat 2016 tarihlerinde yapılmıştır. 18 Açılış oturumunun ilk bölümünde konferansı düzenleyen kuruluş temsilcilerinin konuşmaları yer almıştır. Toplantıya bilişim ve lojistik sektöründen akademisyenler, uygulayıcılar, planlayıcılar, hizmet geliştiriciler ve sağlayıcılar olmak üzere toplam 400 ün üzerinde kişi ile yoğun bir katılım sağlamıştır. Her iki gündeki katılımcı sayıları, konferansa olan ihtiyacının ve ilginin yüksek olduğunu göstermektedir. Açılış oturumunun ilk bölümünde konferansı düzenleyen kuruluş temsilcilerinin konuşmaları yer almıştır. Bu kapsamda ilk bölümde, TBD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İlker TABAK, Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erhan GÜNDÜZ, Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Sayın Çetin NUHOĞLU, Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Yıldırım ÜÇTUĞ ve konferansın ana sponsoru olan EKOL Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet MUSUL tarafından konuşmalar yapılmıştır. Bilişim ve lojistik sektörlerinin önemi ve yakın ilişkisi üzerine odaklanan konuşmalarda icra edilmekte olan 1. Bilişim ve Lojistik Konferansı’nın bu ilişki ile ilgili ne kadar önemli bir boşluğu doldurduğu üzerinde uzlaşılmıştır. Bu kapsamda özetle; • Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İlker TABAK, lojistiğin yaşamın ayrılmaz parçası olduğuna değinerek ülkelerin kalkınmışlıklarının ölçüsü olan dış ticarette taşımacılığın oynadığı role dikkat çekmiş, bu kapsamda bilişimin üstlenmiş olduğu önemli görevleri dile getirmiştir. • Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erhan GÜNDÜZ, teknolojiyi kullanmadıkları dönemde firmaların sevkiyat ve seferlerini takip etmek için yaşadıkları zorlukları örnekleri ile anlatmış, lojistik sektöründe bilişim teknolojilerinin kullanımının önemini vurgulamıştır. • Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Sayın Çetin NUHOĞLU, Türkiye Bilişim Derneği’nin tarihçesi ve önemini vurgulayarak, taşımacılıktan lojistiğe öncelikli dönüşüm programı, lojistik performans endeksinde ülkemizin durumu ve uluslararası taşımacılıkta sınır geçişlerinde yaşanan sorunlardan bahsetmiş ve bu sorunların ancak teknoloji kullanımı ile üstesinden gelinebileceğini ifade etmiştir. • Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın Yıldırım ÜÇTUĞ, üçüncü nesil üniversitelerin hızla gelişen global dünyada bilginin ve ekonominin gelişmesine doğrudan katkı sağlama yükümlülüğü bulunduğunu, Atılım Üniversite’sinin de her iki sektörün önde gelen sivil toplum kuruluşları ile gerçekleştirmekte olduğu bu birlikteliğin, hem bu sorumluluğa hem de üniversite ve sanayi ve ihtiyaç sahibinin bir araya gelmesi ve ortak çalışma kültürü oluşturulması süreci içinde güzel bir örnek olacağını ifade etmiştir. • EKOL Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet MUSUL, lojistik sektörünün özellikle lojistik ve bilişimi bütünleşik kullanma konusunda önemli lojistik firmalarından biri olan EKOL Lojistik faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir şekilde katılımcıları bilgilendirmiştir. Açılış Oturumu’nun ikinci bölümünde, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sayın Cenap AŞÇI, Konya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Sayın Ziya ALTUNYALDIZ ve konferansın davetli konuşmacısı Pegasus 19 Hava Taşımacılığı A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali SABANCI tarafından konuşmalar yapılmıştır. Anılan konuşmalarda özetle; • Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sayın Cenap AŞÇI bilişim, otomasyon ve gümrük kavramlarının birbirinden bağımsız düşünülemeyeceğini vurgulamış, Bakanlık olarak arz zinciri güvenliğini sağlamak adına farklı yenilikleri hayata geçirdiklerini, Tek Pencere Sistemi'nin Haziran 2016 itibarıyla başvuru aşamasının tamamlanacağını, ifade etmiştir. • Konya Milletvekili ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya ALTUNYALDIZ tarafından “bilişimin lojistiğe güç verdiği” ifade edilmiş ve 2023 vizyonuna ulaşımda lojistiğin önemi vurgulanmıştır. 20 • Konferansın davetli konuşmacısı Pegasus Hava Taşımacılığı A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali SABANCI, bilişim ve lojistik ilişkisini, içinde bulunduğu hava ve deniz taşımacılığı açısından ele almış, her iki sektörün büyümesi için fiyatın ve operasyonun önemine vurgu yaparak fiyatı satış ve pazarlamanın ve operasyonu da maliyetin belirlediğini ve bu iki konuyu aşmada lojistik ve bilişimin vazgeçilmez olduğunu keyifli bir üslupla dile getirmiş ve sonunda da günümüz ticaretinin artık mobil telefona taşındığını ifade ederek mobilitenin önemini vurgulamıştır. Konferansın ilk günü gerçekleştirilen “BİLİŞİM VE LOJİSTİK İLİŞKİSİ ÜZERİNE” konulu ilk paneli Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sayın Cenap AŞÇI’nın moderatörlüğünde icra edilmiştir. Anılan panele Atılım Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Ticaret Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın Nevzat SAYGILIOĞLU, Demiryolu Taşımacılık Derneği’nden Sayın Hakan TUNA, EKOL Lojistik Danışma Kurulu Üyesi Sayın Semih İNCEDAYI, Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Başkanı Sayın Fatih ŞENER ve Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Hakan BEZGİNLİ katılım sağlamıştır. Anılan panelde; • Prof. Dr. Sayın Nevzat SAYGILIOĞLU tarafından Atılım Üniversite’sinde konuya ilişkin yürütülen çalışmalar, lojistiğin önemi, lojistik ile bilişimin bir puzzle’ın parçaları olduğu, • Sayın Hakan TUNA tarafından, demiryolu taşımacılığında bilişim teknolojilerinin önemi ve son yıllarda TCDD tarafından kullanılmakta olan bilgi sistemlerinin neler olduğu, • Sayın Semih İNCEDAYI tarafından EKOL Lojistik’te bilişim teknolojilerinin lojistik kavramlarla nasıl birleştiği hususları, • Sayın Fatih Şener tarafından, bilişim teknolojilerinin geldiği nokta itibarı ile lojistiğin önemini arttırdığı, karlılık, rekabet gücü ve verimliliği nasıl yükselttiği, • Sayın Hakan BEZGİNLİ tarafından, Ankara Lojistik Üssünün Türkiye’nin ilk uluslararası lojistik üssü olduğu, Ankara Bölgesi’nin ve ülkemizin dış ticaretini dünya pazarlarına açtığını ve Türkiye’nin dünyada lojistik üssü olması yolunda önemli bir adım olduğu, hususları ifade edilmiştir. Konferansın ilk günü öğleden sonra gerçekleştirilen “ULUSLARARASI TAŞIMACILIKTA BİLGİ TEKNOLOJİLERİ UYGULAMALARI “ konulu panel Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürü Sayın Uğur ÖZTÜRK’ün modaratörlüğünde icra edilmiştir. Anılan panele Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürü Sayın Mustafa GÜMÜŞ, TOBB-UND’den Sayın Ayça TÜRKCAN, TOBB – TIR ve ATA Karnesi Müdürlüğü’nden Sayın Ersin Yaşar ÇAKMAK, Ankara Gümrük Müşavirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Aslıhan ÇELEBİ ve DOA Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Özkan DOĞANER katılım sağlamıştır. Anılan panelde; • Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürü Sayın Mustafa GÜMÜŞ tarafından lojistiğin önemi, bilgi teknolojilerinin uluslararası taşımacılıkta oynadığı rol, Ortak Transit ve NCTS uygulamaları ile “Tek Pencere” ve “Tek Durak” projelerimiz başta olmak üzere, Bakanlık tarafından yürütülen projelerin sağlayacağı faydalar, • TOBB-UND’den Sayın Ayça TÜRKCAN tarafından TOBB–UND’nin kullanmakta oldukları bilgi sistemleri, • TOBB – TIR ve ATA Karnesi Müdürlüğü’nden Sayın Ersin Yaşar ÇAKMAK tarafından, BM bünyesinde IRU ile birlikte yürütülen elektronik TIR Karnesi çalışmaları, • Ankara Gümrük Müşavirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Aslıhan ÇELEBİ tarafından, Gümrük İdareleri ile gümrük idarelerine beyan veren dolaylı temsilciler arasında yapılan elektronik bilgi alışverişinin önemi, • DOA Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Özkan DOĞANER tarafından, firmalarının lojistik sektöründe maliyetleri azaltmak üzere geliştirdikleri akıllı çözümlerden bahsetmiş ve özellikle de LOJİSOFT adlı yazılımın lojistik sektörüne getirdiği kolaylıklar, hususları ifade edilmiştir. 21 Konferansın ikinci günü sabah gerçekleştirilen “LOJİSTİK ALANLARINDA BİLGİ TEKNOLOJİLERİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ “ konulu panel Atılım Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Dr. Sayın Altan ÖZKİL moderatörlüğünde icra edilmiştir. Dr. Altan ÖZKİL panelin başlangıcında Lojistik ile ilgili bilgi teknolojilerinin; işlemciler, sunucular ve veri depolama sistemlerinden oluşan bilgisayar sistemleri, bilgisayar ağları, bulut sistemler, RFd, barkod, OCR, ses tanıma gibi sistemlerden oluşan otomatik tanıma ve veri toplama sistemlerinden oluştuğunu ifade ederek konuşmacıların bu büyük resime ne şekilde katkıda bulunduklarını ifade etmelerini talep etmiştir. Anılana panele İzmir 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın Okan TUNA, IRU İstanbul Ofisi’nden Sayın Mehmet UYLUKÇU, SAP’dan Sayın Elif KURULAY, EKOL Lojistik ARGE Merkezi Direktörü Sayın Erdem ÖZSALİH, Evrim Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hakkı BULUTOĞLU ve MDSap’den Sayın Fatih BİLGİN katılım sağlamıştır. • IRU İstanbul Ofisi’nden Sayın Mehmet UYLUKÇU tarafından, TIR Sisteminde uluslararası kefil kuruluş olan IRU nun taşımacılık alanında geliştirdiği ve birçok gümrük idaresinde kullanılarak iş dünyası ile kamu arasında veri alışveriş teknolojiler, Anılan panelde; Konferansın ikinci günü öğleden sonra gerçekleştirilen “LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN BİLİŞİM SORUNLARI “ konulu panel Türkye Bilişim Derneği İstişare Kurulu Başkanı Sayın Rahmi AKTEPE moderatörlüğünde icra edilmiştir. Anılan panele, ODTÜ EDMER Başkanı Sayın Ali ARİFOĞLU, Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Bşk. Sayın Özhan YILMAZ, TCDD Bilgi İşlem Dairesi Bşk. Sayın Mesut KÜÇÜKİBA • İzmir 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın Okan TUNA tarafından, girişimcilik ve startup şirketlerin önemi, bu kapsamda önemli startup şirketlerin lojistik sektöründen çıkacağı, yeni teknolojik gelişmelerle doğrultusunda kurmuş oldukları firmaları tarafından geliştirilen Konteyner Takip sistemi ve uygulamaları, 22 • SAP’dan Sayın Elif KURULAY tarafından, SAP tarafından geliştirilmiş lojsitik uygulamalar, • EKOL Lojistik ARGE Merkezi Direktörü Sayın Erdem ÖZSALİH tarafınan, AR-GE çalışma alanlarının neler olduğu ve taşımacılıkta optimizasyon konusunda geliştirdikleri uygulamalar, • Evrim Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hakkı BULUTOĞLU tarafıdan, Evrim Yazılım tarafından geliştirilmiş olan dış ticaret ve lojistik sektöründeki kullanımı, bu kapsamdaki gelmiş oldukları seviye ve beklentileri, • MDSap’den Sayın Fatih BİLGİN tarfından, iş zekasının lojsitik alanında nasıl kullanılabileceği ve bu kapsamda geliştirmiş oldukları uygulama örnekleri, hususları ifade edilmiştir. ve TBD Ankara Şubesi 2. Başkanı Sayın Nurcan SUNAY katılım sağlanmıştır. Anılan panelde; • ODTÜ EDMER Başkanı Sayın Ali ARİFOĞLU tarafından, sorunları teknolojik, sosyal, iş ve yasal düzenleme olarak ayırmış ve bu çerçevede sektörün bilişimle ilgi sorunlarını gözden geçirmesi ve tartışmasının uygun olacağı, • Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Bşk. Sayın Özhan YILMAZ tarafından, Türkiye’de Lojistik Sektörü’nün durumu, Kalkınma Planı’nda lojistik sektörden beklentiler ve bilişimin bu sektöre neler vadettiği, • TCDD Bilgi İşlem Dairesi Bşk. Sayın Mesut KÜÇÜKİBA tarafından, bilişim teknolojilerinin demiryolu taşımacılığına olumlu etkileri ve yapılması gerekenlerin neler olduğu, • TBD Ankara Şubesi 2. Başkanı Sayın Nurcan SUNAY tarafından sorunların genelde yeniliğe direnç, farkındalık eksikliği ve kamunun sektör firmalarıyla bilgi alışverişinde isteksizliği başlıklarında toplandığı, hususları ifade edilmiştir. Konferans, TBD Ankara Şubesi Başkanı Sayın Selçuk KAVASOĞLU’nun katılımcılar ve tüm düzenleyen kurum ve kuruluşlara hitaben yaptığı teşekkür konuşması ile sona ermiştir. 23 24 ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK ve HABERLEŞME BAKANI BİNALİ YILDIRIM 2023’e kadar 8. 000 km otoyol ağına ulaşılması planlanmaktadır. Yurt sathına yayılan otoyol çalışmalarımızın önemli ayakları olan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu (433 km) ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda çalışmalarımız yoğun şekilde sürmektedir. Sayın Bakanım öncelikle yeni dönem Bakanlığınız hayırlı olsun. Dergimizin ilk sayısında sizi konuk etmiştik. Bugün 17. sayımızı ve 2106’nın ilk sayısına da sizinle merhaba demek bizim için çok güzel. Bu geçen süreçte birçok güzel işe ve projeye imza attınız, bize bu süreçten bahseder misiniz? Ülkemizin ulaşım ve iletişim alanındaki ihtiyacını karşılamak ve ülkemizi gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak için 2003 yılından bu yana 253. 3 milyar TL yatırım yapılmıştır. 13 yıl önce sadece 6 ilimiz birbirine bölünmüş yol ağı ile bağlıyken, bugün 75 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlanmıştır. Bölünmüş yol uzunluğumuz 6. 101 km’den 24. 263 km’ye ulaşmıştır. 1. 714 km olan otoyol ağımızın uzunluğu ise 2. 289 km’ye ulaşmıştır. 2023’e kadar 8. 000 km otoyol ağına ulaşılması planlanmaktadır. Yurt sathına yayılan otoyol çalışmalarımızın önemli ayakları olan GebzeOrhangazi-İzmir Otoyolu (433 km) ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda çalışmalarımız yoğun şekilde sürmektedir. Trafik güvenliği ve konforlu seyahat için önem taşıyan bir başka konu da iyileştirme çalışmalarıdır. 2003 yılında 8. 652 km olan BSK kaplamalı yol uzunluğumuz 19. 256 km’ye çıkmıştır. Tünel, köprü ve viyadük çalışmalarımız, Doğu- Batı ve Kuzey-Güney akslarımızın sağlıklı bir şekilde birbirine bağlanması için önem arz etmektedir. 2003 yılında 50 km olan tünel uzunluğumuz 250 km’ye yükselmiştir. 2003 yılında 83 adet tünelimiz varken, bugün bu sayı bugün 261’e çıkmıştır. Demiryolu sektöründe de çalışmalarımız son 13 yılda büyük ivme kazanmıştır. Bugün toplam 12. 485 km demiryolu ağımız bulunmaktadır. 2023 yılına kadar 25. 000 km’lik bir ağa ulaşma ve bütün ağı elektrikli ve sinyalli hale getirme hedefleri belirlenmiştir. 2009 yılında Yüksek Hızlı Tren ile tanışan ülkemizde Yüksek Hızlı ve Hızlı Hat uzunluğu 1. 213 km’ye ulaşmıştır. 2023 hedefimiz bu uzunluğu 12. 000 km’ye çıkarmaktır. Türkiye; dünyanın 8., Avrupa’nın 6. Yüksek Hızlı Tren İşletmecisi unvanına sahiptir. Şu anda Ankara, Eskişehir, Konya ve İstanbul illerimiz Yüksek Hızlı Tren ağımızın en önemli bileşenleridir. Yüksek Hızlı ve Hızlı Tren ağımızı, Afyon, Uşak İzmir, Bursa, Yozgat, Sivas ve Erzincan’a kadar genişletmek için çalışmalarımız sürmektedir. 25 Denizcilik faaliyetleri de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme hedefi açısından denizcilik alanında önemli çalışmalar yürütülmektedir. Havacılık sektörümüzde adeta devrim gerçekleşmiştir. Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede havacılık sektöründe kriz yaşanırken, Türkiye’de havacılık sektörü büyümeyi sürdürmüştür. Yurtiçinde sivil hava ulaşımına açık havalimanı sayısı 26’dan 55’e çıkarılmıştır. 2 merkezden yapılan uçuşlar, bugün 6 havayolu şirketi ile 7 merkezden yapılmaktadır. 2003 yılında yurt dışında 60 noktaya uçuluyorken, bu sayı 2015 yılı itibarıyla 258 olmuştur. Nokta sayısı itibarıyla Türkiye, dünyada ilk 10 ülke içindedir. Denizcilik faaliyetleri de üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme hedefi açısından denizcilik alanında önemli çalışmalar yürütülmektedir. Türk Sahipli Deniz Ticaret Filomuz, 2003 yılında 19. Sırada iken bugün 13. sıradır. 2023 hedefimiz; Türk Sahipli Deniz Ticaret Filosunu 50 milyon DWT’e ulaştırarak, bu konuda dünyada ilk 10 ülke arasında yer almaktır. Tersane sayımız 37’den 77’ye yükselmiştir. 13 yıl önce 8. 500 olan yat bağlama kapasitemiz 2015 yılında 17. 816’ya ulaşmıştır. Bilgi toplumuna uzanan yolda da çalışmalarımız tüm hızıyla sürmektedir. 2003 yılında 13. 8 milyar dolar olan bilişim sektörü gelirleri 31 milyar doları 26 aşmıştır. Bunda sektörün rekabete açılmasının rolü büyüktür. 13 yıl önce 20 bin olan genişbant abone sayısı bugün 47 milyona yaklaşmıştır. Fiber hat uzunluğumuz 256. 829km’ye ulaşmış, fiber abone sayısı 1. 6 milyonu geçmiştir. 2003 yılında 27. 8 milyon olan mobil abone sayısı bugün 73. 5 milyondur. 2003 yılında %14 olan mobil ses trafiğinin toplam ses trafiğine oranı %94’e çıkmıştır. Yapılan düzenlemelerle tarifelerin vatandaşın bütçesine uygun olması konuşma sürelerinin artışında etkili olmuştur. 404 dk/ay ile Türkiye aylık mobil cep telefonu konuşma süresi ile 248dk/ ay olan Avrupa ortalamasının çok üzerindedir. Yeni dönemde Dijital Devrim olarak ifade ettiğiniz yatırımlardan, gelişmelerden bahseder misiniz? Küreselleşen dünyanın hiç şüphesiz en hızlı gelişen sektörü, bilişim sektörüdür. Bugün etkileri ve katkıları itibariyle, eğitimden sağlığa, ulaşımdan alışverişe özetle hayatın her alanında bilişimden daha etkin bir tetikleyici göremiyoruz Bu bağlamda haberleşme ve bilişim sektörü Bakanlığımızın birbirinden önemli çalışmalar yaptığı bir sektör. 2003-2015 döneminde gerçekleşen 253, 3 Milyar TL’lik ulaştırma ve haberleşme yatırımlarının sektörel dağılımına baktığımızda haberleşme sektörüne %10’nun üstünde bir pay ile 26 Milyar TL’lik yatırım yapıldığını görüyoruz. 13 yılda sektörün önünü açmak hem de bilişim teknolojilerinin ülkemize gelmesini, ülkemizde gelişmesini sağlamak amacıyla birçok önemli adım attık. İlk olarak ses tekelini kaldırdık ve telekomünikasyon sektöründe serbestleşmeyi 2004 yılında başlattık. Sektörün önünü açacak yasal düzenlemeleri yaptık, her eve genişbant internet götürdük. Genişbant internet hizmetlerine baktığımızda, sektördeki sabit genişbant internet abonesinin 9, 2 milyon olduğunu mobil genişbant abone sayısının ise, 37. 5 milyonu geçtiğini görüyoruz. Bu sayı daha 2008 yılında sadece 6 milyon civarındaydı. Şimdi sabit ve mobil abone sayısıyla 47 milyon civarında. Sabit ve mobil genişbant abone sayılarındaki artışa paralel olarak abone başına internet kullanımındaki artış trendi de devam etmekte. Sonra ülkemizde mobil Kapsama Alanı neredeyse yüzde 100’e çıktı. Nüfusu 500’ün altında olan ve mobil kapsaması olmayan 1799 yerleşim yerinin Evrensel Hizmet Projesi ile kapsanması çerçevesinde Ekim sonu itibariyle 1792 yerleşim yeri kapsama alanına alındı. Kalan diğer sahaların çalışmaları 2016 yılı içinde tamamlanacak. Biliyorsunuz Türkiye’yi 3G hizmetleri ile tanıştırdık. 4, 5G yetkilendirmelerini de 2015 yılı içinde gerçekleştirdik. 2016 yılı içinde artık Türkiye 4, 5 G hızı ile tanışacak. 4. 5G ile kırsal alanları da gözeterek, bu bölgelerde yaşayan vatandaşların da yeni nesil teknolojilerin getirdiği imkânlardan daha kolay faydalanabileceği bir planlama yapıyoruz. Zaten, 4, 5G, 3G ile ulaştığımız veri hızını ilerleyen süreçte onlarca kata varan bir oranda artırıyor. Bu teknoloji ile video izlemek, veri indirmek, akıllı mobil uygulamaları kullanmak 3G’ye oranla çok daha kolay ve hızlı olacak. Bu nedenle kullanıcılar her geçen gün daha fazla veri talep edecek. Ayrıca, 4G teknolojilerinin daha basit ve kolay kurulum sağlayan yapısı nedeniyle işletmecilerin yatırım maliyetlerinin de düşmesini bekliyoruz. Diğer taraftan, 4G ile birlikte makineler arası iletişim (M2M)’in de hızlı bir şekilde yaygınlaşması ve farklı birçok iş modelinin ortaya çıkmasını bekliyoruz. M2M sayesinde insan müdahalesine minimum ihtiyaç duyan makinalar sayesinde çok büyük değişimler yaşanacak. Örneğin ray sistemine yerleştirilen sensörler trenlerin konumlarını düzenler ve bu sayede olası trafiğin önüne geçerek hem karlılık sağlar hem de milyonlarca kentlinin sorunu olan trafikteki vakit kaybını azaltır. Aynı işlemin trafik ışıklarında uygulanması benzer bir çözümün araç trafiği için yaşanmasında da etkili olabilir. Zaman kaybını minimuma indirme kapasitesine sahip endüstriyel internet alışkanlıklarımızı da derinden etkileyebilir. Örneğin sensörler ile donatılmış akıllı buzdolapları online süpermarketler ile doğrudan bağlantı kurarak evin yiyecek ihtiyaçlarını insan yardımı olmaksızın sağlayabilir. Bu örneklere sayısız nicelerini ekleyebiliriz. İnsan ihtiyaçlarının ve hayal gücünün bir sonu yok neticede. Ancak burada şunu belirtmek istiyorum ki söz konusu teknoloji ile birlikte sayıları sürekli artan yerli girişimcilerimizle birlikte ülke ekonomimiz muhakkak olumlu etkilenecek ve 2023 yılındaki 160 milyar dolarlık bilişim sektörü büyüklüğü hedefimize ulaşmak çok daha kolay olacaktır. Sayın Bakanım Siber Güvenlikle ilgili bizi bilgilendir misiniz? Bildiğiniz üzere siber güvenlikle ilgili olarak alınacak önlemleri belirlemek, hazırlanan plan, program, rapor, usul, esas ve standartları onaylamak ve bunların uygulanmasını ve koordinasyonunu sağlamak amacıyla Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Başkanlığında 11 üyeden oluşan Siber Güvenlik Kurulu kurulmuştur. Bu çerçevede, 2014 yılı Eylül ayı sonuna kadar Siber Güvenlik Kurulu “Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve 2013-2014 Eylem Planı”nı onaylamış, ayrıca, siber güvenliğe yönelik kararlar almıştır. Eylem Planı, 29 adet ana eylem maddesi ve 86 adet alt eylem maddesinden oluşmaktadır. Eylem Planı kapsamında kurulan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM), 27 Mayıs 2013 tarihinde TİB bünyesinde faaliyetlerine başlamıştır. Ülke genelinde siber tehditlere karşı alarm, uyarı ve duyuru faaliyetleri yürüten USOM, siber olaylara müdahalede ulusal koordinasyonu sağlamaktadır. İnternet aktörleri, uluslararası kuruluşlar, adli makamlar, araştırma merkezleri ve üniversiteler, özel sektör gibi paydaşlarla koordinasyon içerisinde hareket eden USOM, aynı zamanda Siber Güvenlik İnisiyatifi ile de işbirliği içerisinde faaliyetlerini yürütmektedir. Siber ihbar kaynaklarının artırılması amacı ile Olay Müdahale ve Güvenlik Ekipleri Forumu (Forum of Incident Response and Security Teams (FIRST)) ve Bilgisayar Güvenliği Olay Müdahale Ekipleri Görev Gücü – Güvenilir Paydaşlar (Task Force-Computer Security Incident Response TeamsTrusted Introducer (TF-CSIRT/TI)) organizasyonlarına üye olunmuştur. Eylem planı kapsamında “Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME)” nin oluşturulmasına ilişkin “SOME Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ” 11 Kasım 2013 tarih ve 28818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kapsamda USOM’un koordinasyonunda 7/24 müdahale esasına göre çalışacak SOME’ler için, ilgili kurum temsilcileri ile birlikte “Kurumsal SOME Kurulum ve Yönetim Rehberi Dokümanı” hazırlanmıştır. Siber Güvenlik Kurulu üyesi kurumlarca imza altına alınan rehber kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmiştir. Bakanlığımızca yapılan çalışmalar sonucunda, TÜBİTAK bünyesinde analiz sonucunda tespit edilen zararlı yazılımları önleme amaçlı Zararlı Yazılım ve Mücadele Analiz Laboratuvarı kurulmuştur. Ayrıca, Siber Güvenlik Kurulu kararına istinaden kamu kurumları arasındaki daha güvenli veri iletişimini sağlamak üzere yapılan çalışmalar tamamlanarak, Türk Telekom ile imzalanmak üzere Kamu Sanal Ağı (Kamu-Net) Protokolü hazırlanmıştır. Gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri ve edinilen tecrübeler doğrultusunda Bakanlığımızca gerek ulusal siber güvenlik stratejimizin güncellenmesi gerekse de 2013-2014 eylem planımızın sona ermesi nedeniyle 2016-2018 dönemini kapsayan bir eylem planı hazırlanması ihtiyacı doğmuştur. Bu amaçla kamu, özel sektör, akademi ve STK’lardan oluşan paydaşların geniş katılımlı katkıları ile hazırlanan “2016-2018 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı” yayımlanma aşamasındadır. 1. Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı, Bakanlığımızın da içinde olduğu 41 kamu kurumunun, özel sektör kuruluşunun ve STK’ların katılımıyla 25-28 Ocak 2011 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Bakanlığımızın koordinasyonunda, BTK ile TÜBİTAK tarafından 25 Aralık 2012 -11 Ocak 2013 tarihleri arasında 61 kamu kurumunun, özel sektör kuruluşunun ve sivil toplum kuruluşunun (STK) katılımıyla 2. Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı gerçekleştirilmiştir. Bakanlığımız koordinasyonunda, BTK ve ITU-IMPACT işbirliği içerisinde 1. Uluslararası Siber Kalkan Tatbikatı 2014, 15-16 Mayıs 2014 tarihlerinde İstanbul’da 19 ülkenin katılımı ile başarıyla tamamlanmıştır. Bu tatbikatların en önemli sonucu, erişim sağlayıcıların siber olaylara müdahale yeteneklerinin tespit edilmiş olması, diğer taraftan tatbikata katılan kurumların siber güvenliklerinin test edilmiş olması ve ilgili taraflar arasındaki koordinasyon yeteneğinin geliştirilmiş olmasıdır. Ayrıca tatbikat sonucunda önemli bir bilgi ve tecrübe paylaşımı gerçekleşmiştir. Saldırılara karşı zafiyetlerin tespiti ve savunma önlemlerinin geliştirilmesi konusunda karşılıklı deneyimler paylaşılmıştır. Ülkemizin siber güvenliğine katkı sağlamak amacıyla Bakanlığımız koordinasyonunda, kamu kurumlarının bilgi sistemlerinden ve siber güvenliğinden sorumlu personele zararlı yazılım ve analiz eğitimleri verilmektedir. Diğer taraftan, Ülkemizdeki veri merkezlerinin mevcut durumu ve yapılması gerekenleri ortaya koyan bir rapor hazırlanmakta olup, veri merkezlerinin özellikle siber güvenlik boyutuyla düzenlenmesi ve denetlenmesine yönelik bir mevzuat oluşturulması planlanmaktadır. 27 Karayolları dışında demiryolu, denizcilik ve havacılık sektörlerimizin gelişmesi için 66 milyar TL’nin üstünde yatırım yapılmıştır. 14 28 Ayrıca, ülkemizde siber güvenlikle ilgili farkındalığın artırılması, muhtemel zafiyetlerin tespit edilerek gerekli önlenmelerin alınması amacıyla bu yılın ilk çeyreğinde Ulusal Siber Güvenlik tatbikatı düzenlenmesi planlanmaktadır. Türkiye’nin tüm ulaşımını göz önüne aldığınız da en büyük yükün kara ulaşımında olduğunu söylememiz sanırım yanlış olmaz. Bu yükü hafifletmek için ne gibi yatırımlar olduğundan bahseder misiniz? Sizinde belirttiğiniz gibi ülkemizde yolcu ve yük taşımacılığında en fazla tercih edilen ulaşım türü karayolu olup, 2014 yılı itibarıyla yurtiçi yolcu taşımacılığının %89, 8’i ve yük taşımacılığının %89, 5’i karayolu ile yapılmaktadır. Bu yükün karayollarından alınması daha doğrusu ülkemiz adına daha akılcı bir ulaşım ve iletişim sisteminin kurulması adına 2005 yılında Ulaştırma Ana Planı Stratejisi oluşturulmuştur. 2009 ve 2013’te gerçekleştirilen uluslararası nitelikteki iki büyük Şûra ile konunun tüm detayları irdelenmiş ve sağlıklı bir zemin elde edilmiştir. Bu doğrultuda ulaşım ve iletişim yatırımlarına 2003 yılından bu yana 253. 3 milyar TL harcanmıştır. Karayolları dışında demiryolu, denizcilik ve havacılık sektörlerimizin gelişmesi için 66 milyar TL’nin üstünde yatırım yapılmıştır. Bugün toplam 12. 485 km demiryolu ağımız bulunmaktadır. 2023 yılına kadar 25. 000 km’lik bir ağa ulaşma ve bütün ağı elektrikli ve sinyalli hale getirme hedefleri belirlenmiştir. Bu yöndeki titiz çalışmalarımız sürmektedir. 2009 yılında Yüksek Hızlı Tren ile tanışan ülkemizde Yüksek Hızlı ve Hızlı Hat uzunluğu 1. 213 km’ye ulaşmıştır. 2023 hedefimiz bu uzunluğu 12. 000 km’ye çıkarmaktır. Yine yük taşımacılığında demiryolunun payını arttırmak için de çalışmalar sürmektedir. Bu kapsamda planlanan 20 Lojistik Merkezden 7’si hizmete açılmıştır. Bu merkezlerin tamamı hizmete verildiğinde lojistik sektörümüze 12 milyon 435 bin metrekare alan ve 34 milyon 233 bin ton yük kapasitesi kazandırılacaktır. Söz konusu projeyle ülkemiz ile Gürcistan, Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki kesintisiz demiryolu bağlantısını sağlayarak tarihi İpek Yolu’nun canlandırılmayı ve ülkeler arası ekonomik ve kültürel iş birliğinin geliştirilmesi amaçlıyoruz. Havacılık alanında yapılan yatırımlar ülkemizin dünyada söz sahibi olmasına önemli katkılar sağlamıştır. Yurtiçinde sivil hava ulaşımına açık havalimanı sayısı 26’dan 55’e çıkarılmıştır. 2 merkezden yapılan uçuşlar, bugün 6 havayolu şirketi ile 7 merkezden yapılmaktadır. Son 13 yıl içinde iç ve dış hatlardaki toplam yolcu sayısı ise 34 milyondan 181 milyona ulaşmıştır. Bildiğiniz üzere bu hattın, ülkemizdeki uzunluğu 73 km, Gürcistan tarafındaki uzunluğu ise 28 km’dir. TürkiyeGürcistan (Kars-Ahılkelek) arasındaki demiryolu hattının yapımına 2008 yılında başladık. İnşaat faaliyetleri sürüyor. Ahılkelek-Bakü arasındaki kesimin yenilenme çalışmaları da eş zamanlı olarak devam ediyor. Ayrıca Türkiye-Gürcistan (Kars-Tiflis) Demiryolu Alt ve Üst Yapı İkmal İnşaatı İhalesi 26. 03. 2012 tarihinde yapılan söz konusu işin sözleşmesi 08. 04. 2013 tarihinde imzalanmış ve 10. 04. 2013 tarihinde yer teslimi yapılarak işe başlanılmıştır. Kamu İhale Kurumu’nun kararı ile mevcut firma tarafından kalan işlerin tamamlanması hükmüne istinaden, işe yeniden başlanmış bu yılsonunda test sürüşlerine başlamayı hedefliyoruz. Hat, işletmeye alındığında; 1 milyon yolcu ve 6, 5 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. 2034 yılı sonunda ise; 3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yük taşıma kapasitesine ulaşılacak. Dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girme hedefi açısından denizcilik alanında önemli çalışmalar yürütülmektedir. 2003 yılında 57 milyar dolar olan denizyolu ile yapılan dış ticaret taşımaları 2014 yılı sonu itibarıyla 227 milyar doların üstüne çıkmıştır. Bu sektörün geliştirilmesi, ekonomimizin dünya ekonomisiyle bütünleşmesi ve diğer ekonomik hedeflerimizin gerçekleşmesi açısından son derece önem arz etmektedir. Bu doğrultuda son 13 yıldır denizcilik sektörünü geliştirme etkinlikleri hız kazanmıştır. Denizcilerimize verdiğimiz KDV’siz yakıt desteği ile kabotajda taşınan yolcu sayısı 99. 8 milyondan 129. 3 milyona, araç sayısı 6. 2 milyondan 11. 6 milyona çıkmıştır. Limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 189. 9 milyon tondan 377. 1 milyon tona yükselmiştir. Ayrıca ülkemiz, Beyaz Liste’deki konumunu her geçen gün kuvvetlendirmektedir. Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'nin ortaklaşa yürüttüğü en önemli ulaşım projelerinden biri olan Bakü-KarsTiflis Demiryolu Projesi'nden ve hedeflerinden bahseder misiniz? Bu projemizi bu yıl sonuna kadar tamamlanacak ve Kars’tan 2017 yılı içerisin ilk seferimiz başlayacak. Ankara Lojistik Üssü gibi bir yapılanmanın başta Ankara olmak üzere genel olarak yansımaları sizce ne yönde olmuştur? Böylesi önemli bir konu sadece Ankara düzleminde ele alınamaz. Ayrıca lojistik sektörünün taşıma modları arasındaki işbirliği ve kombine taşımacılık ile birlikte ele alınması gerekir. 29 taşıma modları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi ve kombine taşımacılık faaliyetlerinin tek taşıma moduna dayanan ve genelde karayolu ağırlıklı taşımacılık hizmetleriyle rekabet edilebilir bir düzeye getirilmesi amacıyla yasal zemin çalışmaları Bakanlığımızın yeniden yapılanması ile daha da etkin hale gelmiştir. Ülkemizde, yurtiçi yük taşımacılığının %89, 5’i karayoluyla, % 5, 9’u denizyolu ile, %4, 6’sı ise demiryolu ile yapılmakta. Ulaştırma sisteminin tek bir mod üzerine bu oranda yoğunlaşması modlar arasında uygun bir denge olmadığını göz önüne sermektedir. Bu durum; taşıma maliyetlerinin ürün maliyetlerine olan olumsuz etkisi, yatırımların belli alanlara yoğunlaşması ve yoğun enerji maliyeti oluşturması gibi makro düzeyde ülke ekonomisine verdiği zararların yanı sıra, diğer taşıma modlarına yapılacak yeni yatırımları olumsuz etkilerken, çevre ve insan sağlığını da tehdit eder düzeye ulaşmıştır. Bu noktada ülkemiz, enerji ve hammadde kaynaklarının yolları üzerindeki stratejik konumu nedeniyle alternatif ulaşım yollarına ihtiyac duymaktadır. Bu noktada taşıma modları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi ve kombine 30 taşımacılık faaliyetlerinin tek taşıma moduna dayanan ve genelde karayolu ağırlıklı taşımacılık hizmetleriyle rekabet edilebilir bir düzeye getirilmesi amacıyla yasal zemin çalışmaları Bakanlığımızın yeniden yapılanması ile daha da etkin hale gelmiştir. Bakanlığımız, tüm ulaştırma modlarının birbiriyle karşılaştırmalı üstünlüklerini verimli olarak kullanma olanağını sağlayan, enerji verimliliği yüksek, çevreyle dost ve karayolu taşımacılığının yol açtığı negatif dışsallıkları (trafik sıkışıklıkları, teslimat sürelerinde aksama, çevre-gürültü kirliliği, kazalar vb. ) asgari seviyeye indirecek kombine taşımacılık olanaklarının geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşmıştır. Avrupa ile kesintisiz ve uyumlu demiryolu ulaşımının sağlanmasına yönelik teknik ve idari karşılıklı işletilebilirlik düzenlemelerine uyum sağlanacaktır. Limanların demiryolu ve karayolu bağlantıları tamamlanacaktır. Demiryollarında yapımı planlanan 20 adet lojistik merkez tamamlanacaktır. Lojistik alanda çalışan tüm kurumlararası eş güdümü sağlamak üzere ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ kurulacak ve Türkiye’de ilk defa bir lojistik master planı hazırlanacaktır. Bütüncül bir lojistik mevzuatı hazırlanarak yürürlüğe konulacaktır Lojistik sektörümüz hızla gelişmektedir. Diğer ulaşım sistemleri ile entegre bir demiryolu hizmeti sunmak ve kombine taşımacılığı geliştirmek için lojistik merkez yapımı ile önemli sanayi ve üretim merkezlerinin demiryolu ağımıza bağlantılarının yapılmasına devam edilecektir. 10. Kalkınma planında yer alan ve 25 adet Öncelikli Dönüşüm Programlarından biri olan bu programla, Türkiye’nin ihracat, büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında, son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren lojistiğin büyüme potansiyelimize katkısının arttırılması ve lojistik performans endeksinde 160 ülke arasında 30. sırada yer alan ülkemizin ilk 15 ülke arasına girmesi amaçlanmaktadır. Lojistik Merkez, Köy ve Üslerin Kurulumu ve Kapasitesi ile İlgili 4 adet Yönetmelik yürürlüğe konulacaktır. Lojistik Merkezler Kurulması Projesi ile etkin karayolu ulaşımı olan ve müşteriler tarafından tercih edilebilir kent merkezlerinin dışındaki alanlarda, ihtiyaçlara cevap verebilecek özellikte alanlar oluşturulması, teknolojik ve ekonomik gelişmelere uygun olarak, özellikle organize sanayi bölgelerine yakın ve yük potansiyeli yüksek olan bölgelerin yeniden yapılandırılmaları amaçlanmıştır Lojistik merkezlerin, öncelikle organize sanayi bölgeleriyle bağlantılı olarak yük taşıma potansiyelinin yoğun olduğu İstanbul (Halkalı), Kocaeli (Köseköy), Eskişehir (Hasanbey), Balıkesir (Gökköy), Kayseri (Boğazköprü), Samsun (Gelemen), Denizli (Kaklık), Mersin (Yenice), Erzurum (Palandöken), Uşak, Konya (Kayacık), İstanbul (Yeşilbayır), Bilecik (Bozüyük), Kahramanmaraş (Türkoğlu), Mardin, Sivas, Kars, İzmir (Kemalpaşa), Şırnak (Habur) ve Bitlis (Tatvan) olmak üzere toplam 20 yerde inşa edilmesi planlanmıştır. Bunlardan ; Samsun, Uşak, Denizli (Kaklık), Köseköy, Halkalı, Eskişehir (Hasanbey) ve Balıkesir (Gökköy) işletmeye açılmıştır. Bozüyük, Mardin, Erzurum, Mersin (Yenice), Kahramanmaraş (Türkoğlu), İzmir (Kemalpaşa) lojistik merkezlerinde inşaat işleri devam etmektedir. Diğer lojistik merkezlerle ilgili ihale, proje ve kamulaştırma çalışmaları da sürdürülmektedir. 31 ERKUNT TRAKTÖR ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN Dünyanın ilk kadın traktör üreticisiyim. Bu sıfatı gururla taşıyorum. 32 33 Zeynep Hanım size daha yakından tanıyabilir miyiz? Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun oldum. Okul biter bitmez Erkunt Sanayi A. Ş. Döküm ve Makine Fabrikalarında çalışmaya başladım. Uzun yıllar farklı bölümlerin kuruculuğunu ve yöneticiliğini yaptım. 34 2006 yılından bu yana, Erkunt Traktör Sanayii A. Ş. ’nin Genel Müdürü olarak görev yapmaktayım. Dünyanın ilk kadın traktör üreticisiyim. Bu sıfatı gururla taşıyorum. Ayrıca; OAİB Makine ve Aksamları İhracatçı Birliğinin, OAİB Türkiye’nin Makinecileri Grubunun, Tarım Makineleri İmalatçıları Birliğinin Yönetim Kurullarında üyelik görevini devam ettirmekteyim, TOBB Otomotiv Sektör Meclisinin üyesiyim. Bu sektörel görevlerin yanı sıra, kadının iş hayatında güçlenmesini esas ve hedef olarak alan platformların, TOBB Kadın Girişimciler Kurulunun İcra Kurulu, TOBB Kadın Sanayici Kurulunun da üyesiyim. Bunların dışında bir sosyal görev olarak addettiğim Kolejli İşadamları Derneğinin (KİD) ve TED Ankara Koleji Mezunlar Derneğinin üyesiyim. Evliyim, başarılı her insanın arkasında bir destek vardır sözünün en büyük kanıtı herhalde benim kocamdır, bana bugüne kadar yaptığım işlerde büyük destek vermiştir ve birlikte büyümekten çok mutlu olduğum 2 güzel insanın da annesiyim. Dünyada traktör alanında fabrika yöneticiliği yapan tek kadın olduğunuzu belirtiyorsunuz. Ağırlıkla erkek egemen bir sektörde faaliyet gösteren bir kadın yönetici olarak sektörde kadın olmanın sizce ne gibi artıları ve eksileri bulunuyor? Kadınların aktif olduğu bir sektörde çalışmadığım doğru fakat benim için traktör sektörü tekstil, moda veya gıda sektörlerinden pek farklı değil. Bu nedenle bir kadın yönetici olarak sektörün erkek egemen olmasını önemsemiyorum. Yöneticinin cinsiyeti olmamalıdır. Eğer gerekli vasıflara sahipseniz kadın veya erkek olmanın hiçbir önemi yok. Yaptığımız iş sanayicilik ve işimize bu açıdan yaklaşarak sektörümüzü büyütmeye çalışıyoruz. Buna ek olarak kadın yönetici olmanın ticarete ve markaya pozitif etkilerini göz ardı edemeyiz. Kadının erkeğe göre daha detaycı, daha sakin ve daha sabırlı oluşu, aslında iş hayatında kadın yönetici için önemli bir pozitif fark. Bu yönetim şekli, markamıza ve işimize önemli katkılar sağlıyor. Ayrıca yıllar içerisinde çiftçilerimiz beni marka ile öylesine özdeşleştirdiler ki, onların karşısında bir an bile “erkek olsaydım beni daha iyi benimserler miydi” demedim. Ablaları oldum, kardeşleri oldum, üzüntülerini ve sevinçlerini paylaştılar benimle. Bunları başka bir traktör firmasının erkek genel müdürü ile paylaştıklarından emin değilim ama bana gelen mektuplardan onlar için önemli olan bir abla figürü olduğumu anlıyor, bundan büyük mutluluk duyuyorum. Belki de sınırlar bizim kendi zihinlerimizde. Bu nedenle farklı sektörlerde de kadın yöneticilerin sayısal artışını büyük bir sevinç ile izliyorum. Erkunt Traktör sektörde kaç yıldır faaliyet gösteriyor? Erkunt Traktör’ü 2003 yılında, bir yerli tasarım traktör markamız olması gerektiğine olan inancımızla ve yüzde yüz yerli sermaye ile kurduk. Kurulduktan sonra prototip çalışmaları ve üretim izinlerinin tamamlanması yaklaşık 1 yıl sürdü ve ilk traktörümüzü 2004 yılının Eylül ayında çiftçi ile buluşturduk. Yani 13 yıldır faaliyette Erkunt Traktör. Üretim merkezinin kapasitesi ve diğer özellikleri nelerdir? Yılda 18. 000 adet üretim kapasitesi ile Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan 14. 500 m²'si kapalı olmak üzere toplam 45. 000 m²’lik alanda, 350 çalışanımız ile sadece traktör üretimi değil aynı zamanda ön aks, hidrolik kaldırıcı ve kabin üretimi de gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin toprak özellikleri ve Türk çiftçisinin ihtiyaçlarını iyi dinleyerek ve çok dikkatle ilerleyerek, ürün gamını 12 yıl içinde 2 modelden 90’ın üzerinde modele çıkardık. Bu dikkatli tasarımın yanı sıra, kalite ile satış sonrası konularına titizlikle eğilerek kuruluşumuzun 6. yılında pazarın ilk 3 oyuncusundan biri olduk. Her yıl ciromuzun en az %2’sini ARGE çalışmalarına ayırarak ürettiğimiz traktörlerin verimli, tasarruflu, çiftçi dostu, üstün teknolojik özelliklerle donatılmış ve ağır şartlara dayanıklı olması için çalıştık. Bu çabalarımız Sanayi Bakanlığı tarafından da desteklendi ve AR-GE Merkezi kabul edildik. Bu yıl Ar-Ge çalışmalarına ayırdığımız kaynağı %8’e yükselttik. Sektörde ilk ‘Müşteri Memnuniyeti ve Şikâyet Yönetim Sistemi Belgesine’ sahip olmamız ve ürünlerimize verdiğimiz 3 yıl garanti desteğiyle sektörde çok ayrıcalıklı bir yere oturduk. Mümkün olan her imkânı değerlendirerek çiftçilerimize yakın olmayı, çabuk ulaşılabilir olmayı bir düstur edindik, bu sebeple Türkiye genelinde 167 satış noktası, 450 yetkili servisi ve 5 bölgede oluşturulan yedek parça bölge ve tali bayilikleri ile geniş bir hizmet ağına sahibiz. Ve tabii bence en kayda değer özelliğimiz, Erkunt Traktör deyince artık akla sadece sektördeki ilk kadın yöneticinin değil, sektördeki İlk mavi yaka kadın çalışanın da gelmesi oldu bence. Traktör sektöründe bir ilktir kadın mavi yakanın üretime dâhil olması. Son derece hassas ve titiz çalışmaları ile kabin üretim tesisimizin pırlantalarıdır kadın çalışanlarımız. Traktör sektöründe bir ilke imza attınız ve Limited Edition olarak adlandırdığınız projenizi hayata geçirdiniz. Bize bu projeyi anlatır mısınız? Bugüne kadar otomobil markalarının yaptığı “sınırlı sayıda özel üretim” konseptini neden bir traktör markası da yapmasın diye düşündük ve ortaya çok özel bir traktör tasarımı çıkardık. Siyah Haşmet 110 Lüks modelimiz, Türkiye’nin sınırlı sayıda üretilen ilk traktörü olarak tarihe geçti. Bu traktörü diğerlerinden ayrı kılan tek özelliği siyah oluşu değildi; kabinindeki lüks detaylar ve pek çok elektronik eklenti de çiftçilerin beğenisini kazandı. Ne yazık ki çok isteyeni olduysa da bu güzel traktöre sadece 1 şanslı kişi sahip olabildi. Sektöre yenilik, taze kan, heyecan getirmek güzel oldu bence. Çiftçimiz çok değerli, bunu onlara göstermenin bir yolu da bu oldu bizim için. Müşteri memnuniyetine bakış açınız nedir? Kesinlikle hayati bir mesele; üretim süreçlerimizi en az hata olacak şekilde her geçen gün iyileştirmeye ve kalite kontrolünü aşamalandırarak çok sıkı tutmaya özen gösteriyoruz. Fakat ne olursa olsun, traktör çok zor şartlar altında kullanılan bir iş makinası ve ister istemez çiftçinin yardımımıza 25 35 ihtiyacı olan durumlar doğabiliyor. İşte tam bu noktada hızlı ve etkili iletişim çok önemli; çünkü tarladaki çiftçi doğa ile mücadele halinde ve zarara uğramaması için saatler, hatta dakikalar bile çok önemli olabiliyor. Bunun için Türkiye’nin dört bir yanına yayılan servis ağımız var. Almış olduğumuz TS-ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti ve Şikâyet Yönetim Sistemi Belgesi, sektörümüz için Türkiye’de bir ilktir. Sadece satış sonrası hizmetlerde hızlı servis sağlamak değil, aynı zamanda çiftçinin taleplerini ve ihtiyaçlarını da anlayabilmek ve ürünlerimizi onlardan gelen geri bildirimlerle her geçen gün daha iyi hale getirmek de gerekiyor. Bu noktada, devreye AR-GE merkezimiz giriyor. Bildirdikleri ihtiyaçlarına göre tasarlanmış bir traktörden daha fazla ne mutlu edebilir ki bir çiftçiyi? Bütün bunların yanı sıra, süreli bir yayınımız var, Erkunt ve Tarım adında. 6 ayda bir çıkan bir gazetededir bu. Bu gazetemizde tarımla ilgili her konuda çiftçilerimizi bilgilendirip, gelişimlerine katkıda bulunmaya çalıştığımız gibi, değerli kadınlarımıza ve geleceğimiz olan çocuklara yönelik bilgilendirme ve eğitim sayfalarımız da var. Biz ürünümüzün ötesinde, çiftçinin tarımla, hatta hayatla ilgili her meselesinde yanında olmaya çalışıyoruz. 12 yıl sonra amblem ve logonuzu değiştirdiniz, buna niye gereksinim duydunuz ve nasıl karşılandı? Logomuzu uzun yıllar çok severek kullanmıştık. Ama her gelişen, büyüyen firmanın ara sıra imaj yenilemesi gerekiyor; özellikle de bizim gibi, hızla kendisini yenilemeyi ve önerileri dikkate almayı ilke edinmiş markaların. . . Bizim durumuz da bu oldu; biz inatçı, hızla yükseklere tırmanan ve Ankaralı bir markayız. Yeni logomuz, şirketimizin ardındaki bu ruhu 36 yansıtmak için tasarlandı ve çiftçiden çok olumlu yorumlar aldı. . İhracat yaptığınız ülkeler ve ihracattaki son durumunuz nedir? İhracata, 2007 yılında başladık. İhracat markamız ArmaTrac. Çok büyük bir rekabetti bizim için ihracat, çünkü hiç bilinmeyen bir isimdik dünya çiftçisi için. Zor oldu, hala da zor, ama sağlam adımlarla ilerliyoruz. Üretimimizin %5’ini ihraç ediyoruz. Bu sene için hedefimiz %8. Rakamlar çok büyük olmayabilir ama gerçekleştirilmesi büyük bir başarıdır bu ihracatın. Düşünsenize, Türkiye gibi bir tarım ülkesinden çıkmış 1 tane yerli traktör markası olmamıştı biz “biz varız “diye dünyaya açılmaya çalışana kadar. İnanın hala “Türkiye’de traktör üretiliyor mu?” diye soruluyor bana. Son örneğini Mart ayı başında New Orleans’ta katıldığım Commodity Classic tarım fuarında yaşadım. Hayretler içinde dinlediler beni markamızın hikâyesini anlatırken. İşte biz böyle bir ortamda yılda 500-600 traktörü ihraç etmeyi dahi bir başarı olarak görüyoruz. Giderek artacak bu sayı. Bunu hem kalitemizi, hem ihracat departmanımızın ne kadar azimle çalıştığını bildiğim için söylüyorum. 2007 yılında Bulgaristan’la başlayan ihracatımız Almanya, İngiltere, Güney Afrika, Filipinler’e kadar yayıldı. 19 ülkede bayimiz var, 3 ülkede de distribütörümüz. Kısa bir süre önce dünyada Türkiye'de tasarlanmış ve üretilen bir traktörün adı geçmezken, şu an büyük traktör satıcıları yurt dışı markamız olan ArmaTrac'ın distribütörlüğünü talep ediyorsa, demek ki iyi bir şeyler yapabilmişiz diye düşünüyorum. Dünya markası olma yolunda olduğunuzu sık sık belirtiyorsunuz. Niye yola bir dünya markası ile değil de yalnız çıktınız? Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin çok uzun yıllar önce kendi markasını yaratmış olması gerekiyordu. Nasıl ki Avrupalı çiftçiler kendi ülkelerinde tasarlanıp üretilen makinaları kullanırken bununla gurur duyabiliyor ise, Türk çiftçilerin de aynı gururu yaşaya hakkı olduğunu düşündük. Dünya markası olma yolunda ilerlerken, başka bir marka ile yola çıkmamamızın nedeni bu idealimiz oldu; öncelikle kendimiz bunu başarmalıydık ve bağımsız olabileceğimizi herkese göstermeliydik. Sanayi Bakanlığı tarafından Türkiye’de 232’nci, Ankara’da 27’nci ARGE Merkezi olarak kabul edildik. Kurulduğumuz günden bu yana kültürümüzde var olan AR-GE kavramı ile hiçbir lisansa bağlı kalmadan kendi tasarladığımız traktörleri hem Türkiye hem de Dünya çiftçisi ile buluşturuyoruz. Bundan büyük mutluluk olabilir mi? Türk çiftçilerinin yerli üretime bakış açısı nasıl? Yerli traktörlerin yedek parça ve servisi, yabancı markalara göre daha ucuz. Bir ayrı önemli nokta ise ithalat yolu ile ülkemize gelen markaların, pazarda ne kadar süre kalacaklarının bir garantisi yok. Markanın olası bir Türkiye’den çıkma kararı ile Türk çiftçisinin yedek parça bulması ve servis-bakım hizmeti alması güçleşir. Bu nedenle Türk çiftçisi de yerli tasarım traktörü yedek parça ve servis garantisi, kalitesi ve performansı için tercih ediyor. Pek çok çiftçimiz, milli duygularla ve yerli malının desteklenmesi konusundaki düşünceleri nedeniyle de bize gönülden destek oluyor ki bu gerçekten çok yüce bir neden. Sosyal sorumluluk projelerine bakış açınızı öğrene bilir miyiz? Bence bu devirde artış tartışılmaması dahi gereken 2 önemli konu, maalesef dünyada olduğu gibi bizde de desteğe muhtaç: Kadın ve Eğitim. Ben de bir sanayici, hem de bir kadın sanayici olarak sosyal sorumluluk çalışmalarımı bu 2 kavram üzerinde derinleştirme kararı aldım. Eğitimi rahmetli babam zamanından beri çok önemseyen bir aileyiz. Bu sebeple, alt yapısı kötü olan ve eğitimin çok zor şartlar altında verildiği köy okullarına ulaşıyoruz. Bunlar tuvaletlerinde su olmayan, merkezi ısınma sistemi olmayan ve bu nedenle bir soba ile 3 ayrı sınıfın ısıtılmaya çalışıldığı eğitim yuvaları. Anaokulları yok, kütüphaneleri yok, bilgisayarları yok demiyorum, hayati ihtiyaçlara cevap vermeyen okullar diyorum. Her yıl bu ve buna benzer sorunların olduğu okullarda yenileme çalışmaları gerçekleştiriyor, okulları çocukların severek, koşarak gidecekleri sıcacık yerler haline getirmeyi hedefliyoruz. 11 adet Erkunt Traktör İlköğretim Okulu var şu anda Türkiye’nin çeşitli illerinde ve buralarda 3. 000’in üzerinde çocuğumuz son derece medeni şartlarda eğitim görüyor. Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesinde eğitime devam eden bir de Meslek Edindirme Merkezi var. Oradan mezun çocuklarımız da sanayiye bir meslek öğrenerek katılıyorlar ve kariyerlerinde daha hızlı ilerleyebiliyorlar. Kadının güçlendirilmesi konusu ise engin bir deniz. Her şeyden önce eğitim alabilmesi, meslek sahibi olabilmesi, bir birey olduğunu kendi kararını verebileceğini öğrenmesi, sosyal hayatta, iş hayatında güçlendirilmesi, yeteneklerinin, olumlu özelliklerinin farkına varması bunlar çok önemli. Konuyu daha da öteye taşıyarak, kadının finansmana ulaşması, kendi kararı ile işini kurabilmesi ve yönetebilmesi Türkiye’de hassasiyetle üzerinde durulması gereken konular. Bu konularda TOBB KGK icra kurulunun içindeyim ve elimden gelen desteği vermeye çalışıyorum. Ayrıca, cinsiyet eşitliği meselesi artık dünyada çok değerli yöneticiler ve iş liderleri tarafından telaffuz edilen bir noktaya geldi. Bunu büyük bir memnuniyetle izliyorum. Biz de Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme Prensiplerini (WEPs) imzalayarak kadının iş dünyasında ve toplumdaki yerinin güçlendirilmesini destekleyeceğimizi taahhüt ettik. WEP CEO Bildirgesini Türkiye’de imzalayan az sayıda şirketten bir tanesiyiz. Ne kadar çok kadını toplum hayatına katabilirsek, toplum o kadar yarım olmaktan kurtulacak, sağlıklı ve dengeli büyüyecektir. 37 ANKARA YURTİÇİ NAKLİYE LOJİSTİK MERKEZİ İSMET BEYAZKILIÇ 38 Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezi Yönetim Kurulu başkanıyım, kendi nakliye lojistik firmam var. Babam 1955 yılında ilk kamyonu alıyor, altmışlı yıllarda Türkiye Postaları mütayitliğine başlıyor. Babadan sonra bizde bayrağı alıp devam ettirdik. Ben ikinci nesilim, aile şirketiyiz bununla birlikte 17 yaşını bitirince aile şirketinin başına geçtim. Aileyi hiç dağıtmadan, anamın babamın vasiyeti üzerine bir çatı altında götürüyoruz. Şimdi üçüncü kuşaklar geliyor, onları yetiştiriyoruz, bayrağı inşallah onlara vericez. İki kızım var, birisi evli diğeri uluslararası ticaret okuyor. Ama daha bayrağı teslim edeceğimiz birisi çıkmadı. Küçük kızım biraz meraklı. Aslen Giresunluyuz, elli küsür yıldır ankarada yaşıyoruz, iyi bir Ankarılı’dan daha iyi bir Ankaralı hissediyorum kendimi. Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezinin oluşum hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Türkiye'nin ilk ve en büyük lojistik Üssü, Sayın Başkan, abim Erhan Gündüz ve tüm yönetim kurulu bir aileyiz biz. Oranında ortaklarındanım, o vesileyle oldu. Bir saç ayağının bir tarafı Ankara Lojistik Üssü, bir tarafı biziz. Burası biteli iki buçuk yıl oldu fakat direnenler, mualefet yapanlar, zaten bizi yoran kısım burası. 2, 5 yıl boyunca çok uğraştık, gitmediğimiz, çalmadığımız kapı kalmadı. Yani bir Cumhurbaşkanımıza çıkamadık, onun içinde en son dilekçe yazıp göndermiştik. Allaha şükürler olsunki oraya intikal etmeden çözdük. Biz buranın kuruluşunda dört, beş arkadaş yola çıktık, Uluslararası bölüm başlayınca bizimde gitmemiz gerektiğini anladık. Ümitköy köprüsü yapıldıktan sonra Şaşmazda kalmamız olanaksızdı. Zaten şehir içi keşmekeşlikti bizim içinde, trafik içinde çok zordu. Beş arkadaş alt zeminleri oluşturduk, üyemiz olan 120 tane esnafımız vardı Şaşmazda, onlarla toplantı yaptık, anlattık. Çok kargaşaya sürükleyen, çomak sokmaya çalışan oldu, 108 ortakla başladık fakat bağzıları vaz geçti. On sekiz deli adam yola çıktık, bu on sekiz kişi büyük nakliye firmalarının sahipleri. Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezin'ni hiç bir devlet katkısı olmadan, resmi kurumların katkısı olmadan tamamen kendi imkan ve öz verilerimizle, kredi kullanarak yaptık. Temeli attiktan sora duralım dedik, buranın açılışına sayın Cumhurbaşkanımız geldiğinde biz buranın kaba inşatını yapıp bırakacaktık ve belli bir süre bekliyecektik . Açılışta Sayın Cumhurbaşkanımız Ankara Lojistik Üssünü ziyaret ettiğinde çok şaşırdı 2007-2008 krizinin başladığı dönemde bu tesis yapıldı. Bu sefer çok mutlu olmuştu Ankara Lojistik Üssünü görünce, hep teyet geçti diyorum ya size, siz inanmıyorsunuz dedi. Kürsüden Ankara Lojistik Üssüne nasıl yardımcı olurum? Bir şey isteyin benden diyince yonca köprüyü söyliyeceğiz fakat ben zaten ilk defa karşılaşıyorum, çok etkilendim. 39 O zaman burayı çabuk bitirmemizi, açılışı kendisinin yapıcağını söyledi. Burda sistem hep çalıştı, burası 300 tane iş yerinin olduğu bir AVM. Kısmet bugüneymiş, mutluluğumuz üyelerden gelen görüşle doğru orantılı. Onların mutluluğuyla geçmişi unuttuk, geleceğe bakıyoruz. Sayın İsmet Bey, bu süreçte yaşadığınız sorunlardan bahseder misiniz? Şimdi şaşmaz nakliyeciler sitesini biliyorsunuz, burda şu vardı hani 100m relik evde oturursunuz 200 metrelik bir yer alırsınız ama 6 ay gitmez ayak sürürsünüz. işte bizim insanlarımızda Şaşmaz şehrin içinde oluşundan, birde çok zor hareket eden bir camiyayız. Sitelerden Şaşmaza gelirken toplum polisi en sonunda jopla gönderdi bizi. Ve bu şekilde yaşadık, bunla birlikte çok uğraştık ordaki birkaç rantiyecinin kışkırtması sonucu, bununla birlikte Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçeyin, Kazan belediye Başkanımız Lokman bey, Ankara milletvekillerimize çok teşekkür ediyoruz, Cumhur başkanımıza o vesile oldu 40 buranın yapılmasına teşvik etti ve destekledi. O zaman Başbakandı, buranın açılışını ben yapıcam dedi. Ülkemizin tüm sıkıntıları biter Sayın Cumhurbaşkanımız müsait olduğunda buranın açılışını yaptıracağız. Bir tesis yaptık tabi bu tesis önce Türkiyeye sonra Ankaraya hizmet ediyor. bütün Tırlar 2000-2500 tane şehrin içinde dolaşıyordu. Bayan şöförlerimiz zorluklar yaşıyordu. değişik yanlış yerlere park ediyorlardı. Gec gidecekleri bir tuvalet yoktu, yemek yiyecekleri hiç bir yer yoktu. en önemlisi can güvenlikleri yoktu. tamamen nakliyeciler başı boş şekildeyaşıyorlardı. Alıp götürülüyor, soyuluyorlar dı, dövülüyordu, şikayet edicek gidicek hiçbir mercileri yoktu. Onların bütün evi, arabsı, yazlığı, yaşam alanı kabinin içi o çekicinin içi. Bende bir kamyoncu çocuğu olarak hep özlemim de bu insanların en iyiye en güzele layıklar. Onlar olmadan biz üreticinin olmıyacağını, çok iyi bilenlerden biriyiz. Bu sektörün içinde çok mutluyuz. Buraya tşındıktansonra inanın her kez üçgün sonrası tektek bütün dükkanları heryeri dolaştık. Çukulatayaptırdık hoş geldiz dedik. Herkez çok mutlu. Buraya gelmemek için çok mücadeleverenlerde mutlu ve hakkınızı helal edin dediler aklıma geldikçe duygulanıyorum. Burda insan olduğumuzu nakliyeci olduğumuz değerimizi birkez daha anladık, allah siz den razı olsun dediler. Sekiz yılın yorgunluğu sitresi burdaki tabloyu, çıkan doğru işi görünce bitti, herkez çok mutlu. Tüm muhalefet yapan direnen isanlar gelip memnuniyetlerini ilettiler. Yönetim kurulu arkadaşlarıma hepsine teşekkür ediyorum. Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezin ‘den kısaca bahseder misiniz? Çok hızlı şekilde yerleştik, 100. 000 lik garajımız bitti, 50. 000 daha büyüme alanımız var. ihtiyaç olduğunda devreye girecek şekilde, hemen ertesi gün 3000 kişilik yemek servisine başladık, 10 gün boyunca sabahtan yatıncaya kadar ücretsiz yemek verdik, 3000 kişiye. Garajları bir ay ücretsiz yaptık, şaşmazdaki esnafı mağdur etmemeye çalıştık. Ordaki havlucuyuyu çamaşırcıyı getirdik ordaki berberi, telefoncuyu getirdik, herkeze nelazımsa getirdikki orda olışık oldukları hayatları devam ettirebilsinler. Banyo hamamımız var, ızgara ocakbaşı yaptırıyoruz şimdi. Fırınımızı devreye sokuyoruz, gelen talepleri karşılamaya çalışıyoruz. 70 m2 dükkanlarımız, kiraları üçte birine düşürdük bu çok önemli, KDV kestik, dört ay boyunca buraya adapte olma süresince kira alınmadı, artık burda bir aileyiz, toplumuz, burda kimse kafasına göre fiyat belirlemiyecek, pastanede, berberde hepsi bizim kontrolümüzde olucak kimsenin rantiyecikliğine müsade etmiyeceğiz. Her dükkanda bir nakliyecimiz var bunla birlikte garajların fiyatları belirlenecek. Ankaranın içinden ulusal olarak 5000 aracı çektik, çok büyük başarı bakın galericilerde bizimle beraber taşınacaktı taşınamadılar. Birileri var kaşıyor, mualefet yapıyorlar, söyledik arkadaş gelin dedik. Biz elimizi taşın altına koyduk fiyatları üçte birine çektik onlarda ellerini taşın altına koysunlar, bir geçiş süresi versinler üç, beş ay neyse bilemiyorum haddim yok onlara bir şey söylemeye. Bizim bugün burda olmamızın en büyük nedeni birebir konuşdum, izah ettim. Allaha bin şükür olaysız taşındık. Beş banka yerimiz kaldı tümdiyer yerleri verdik. 3 tanede GSM firmasına yer vereceğiz. Buranın avantajı gümrüğümüz burda, Ticaret odası, Sanayi odası, Halk Bankası, 112 Acil, mescit ve camimiz var büyük camimizi de yaptıracağız. Bizim burda bir eksiğimiz 300 kişilik bir toplantı salanu. Aşağıda yerimiz var en kısa zamanda onu yaptıracağız. Dışarıya da bir restaurant projemiz var alakart usulü Şu an kaç ortağınız var? Çok ortaklı yapılarda yönetim ve organizasyon sorun oluyor mu? Şu anda küçüklü büyüklü 88 tane ortağımız var. herkeze kucak açtık, gelmek istemeyenlere hisseler verdik, bütün imkanları sunduk, bütün bunları sunarken tabiki, 30-40 tane işletme alanı var. Bununla birlikte 300 tane kiracımız, 270 tane belgesi herşeyi hazır olan nakliyeci arkadşlarımıza yerlerini verdik. 30 tane açıkta olan, ticaretini yapıpta belgesini almamış olan arkadaşlarımıza da verdik yerlerini. Bir ay gibi bir süre verdik, bu süre zarfında tüm belgeler alınacak, kontrol altında olucaklar. Burda en önemlisi kayıt dışı bitecek artık nakliyecilikte. Bunla ilgili hem Ulaştırma Bakanlığına, hem Maliye Bakanlığına, bir kapıdan girip bir kapıdan çıkacak. AVM’lere bakın Türkiyedeki veye Ankaradaki hepsinde değişik iş kollarından firmalar var halbuki biz hepimiz 300 kişi aynı işi yapan nakliyecileriz. Esnafız camiası ile birlikte bir çatının altındayız. Bu Türkiyede ilk . Burası nakliyeci ve lojistikçilerin AVM si. Sektörün yaşadığınız en önemli sorunu nedir? Çocuklarımız sorar dı baba siz ne iş yapıyorsunuz? Sizin iş yeriniz yok mu? Gelmek istediklerin de götürecek bir yerimiz yoktu, daha doğrusu onların gelebilecekleri bir ortam yoktu. 41 Buda beni gerçekten üzüyordu. Kamyoncu arkadaşımızı, abilerimiz açık alanlar da, karda yağmur da, tipide, sıcakta hep dışardaydılar. Bizim en kötü yazanemizin bile içinde soba yanıyor, klima çalışıyordu. Şim di bu arkadaşlarımızı bir çatı altına aldık, AVM’ lerin çatı katındaki konforu onlara burda sunduk. Büyük bordlar kurduk, yazılımını yaptırdık, arkadaşlarımız yazanesine de, bürosun da bilgisayarında yazıyor ve mega bordlarımıza yansıyor. Şöför arkadaşlarım keyifle çayını, kahvesini yudumlarken işinin takibini yapabiliyor, işini alıyor gidiyor. Çok güvenlikli 7/24 kameralar çalışıyor, yazın rahatlıkla kapıları açık güvenlik içinde uyuyacağını garanti ediyorum. Asla bir tane hırsızlığın olmayacağını garantilerim. Sağ olsun kazan kaymakamımız, kazan jandarma komutanımız, kazan emniyet 42 müdürümüz sağ olsunlarhepsi çok yardımcı oluyorlar, devamlı yanımızdalar. Çok yeni olmasına rağmen sistem çok güzel çalışıyor. Kullanım sistemimizde çok kolay yerleşim de. Eğitimlerine bakış açısı nedir ve Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezin de eğitimlere yer vermeyi düşünüyor musunuz? Kamyoncu arkadaşlarımızın, meslektaşlarımız burda mutlular, yürüyüş alanında gibi cadde üzerinde yürüyor en büyük sevincimiz idallerimize hedeflerimize ulaştık, bundan sonra devletimizin verdiği çok büyük teşvikler var önce biz idareciler kendimizi eğiteceğiz, iş verenleri eğiteceğiz, sonra nakliyeci arkadaşlarımızı, sonrada kamyoncu arkadaşlarımızı eğiteceğiz. Çok değerli hocalarımız, dostlarımız var ne zaman isterseni biz hazırız diyorlar. Hiç bir ücret almadan gelir severek eğitim veririz diyorlar. Zaman içinde. Artık her önüne gelen nakliyeci olmasın istiyoruz. Kayıt dışına dur demek istiyoruz. Artık kamyoncu arkadaşlarımızda para kazanacak, esnaf arkadaşlarımızda, nakliyeci arkadaşlarımızda. Bundansonra ona göre daha iyi hizmet vericek. Rahmetli Sabancının bir lafı vardı üretmek, üretmek, üretmek, bizde diyoruz ki, taşımak, taşımak, taşımak. Türkiyeyi dünyaya taşıyacaz. Bunun için de eğitim şart. Türkiyenin her uç noktasına gidiyoruz Ankara'dan. Daha iyi, daha güvenli hizmet vericez. Kapıdan araçlar girdiği anda plaka okuma sistemiyle, Jandarmaya ve Emniyete düşecek bunları burada gerçekleştireceğiz. Ufak tefek şelerimiz kaldı, ama bundansonra kamyoncu, nakliyeci arkadaşlarımızla oturp neler yapa biliriz bakıcaz. Buraya daha fazla bayan eleman kazandırmayı amaçlıyoruz. Bize anlata bileceğiniz bir anınız var mı? Nakliyecilik gerçekten kutsal bir meslektir. Ben küçük yaşta ticarete başladığımda, biz 30-35 yıldır Alarko holdingin işini yapıyoruz şirket olarak. İstanbulda toplantı var on yedi yaşındayım, bizide davet ettiler, bana İsmet Bey diyorlar herkes kırk kır beş yaşlarında kocaman bir adam zannediyorlar, toplantıya gittim büyük bir odada toplantı, irkildim zaten ilk defa büyük bir yere gidiyorum, titriyordum, çok sıcak karşıladılar ama beni bukadar genç görünce afalladılar. Kıvırcık saçlı biri girdi odaya herkez ayağa kalktı ben de kalktım, Üzehir Garih geldi dediler. Ben de üzei beyin uzağında tam ters bir yerde oturuyorum, beni sordu beyfendi kim diye, Adana Expresin sahhibi İsmet Bey dediler. Şaşırdı hemen çağırdı ve yanına oturttu. Bakın arkadaşlar dedi biz üretim yapıyoruz, siz ne üretirseniz üretin, ne yaparsanız yapın, eğer nakliye yoksa hiç Bir şey siniz. ürettiğiniz mal değersiz olur, onun için nakliyecilerinize sahip çıkacaksınız. Kalbe kan gitmezse, beyne oksijen gitmezse, nasıl yaşaya bilirsin? İSMET BEYAZ KILIÇ YÖNETİM KURULU BAŞKANI Son olarak bizelere söylemek istediğiniz birşey var mı? TUGAY GEMALMAZ ÜYE Belgesi olmayan nakliyecileri kullanmıyalım, nakliyecinizi tanıyın. Kaç milyonluk, tirilyonluk malınızı emanet ediyosunuz, tanıyın HALİT EKİCİ ÜYE Ayrıca burdan tüm yönetim kurulu arkadaşlarımın ismini vermek istiyorum Bunların her biri Kahraman ALİ İHSAN ÖZDEMİR YÖNETİM BAŞKAN YARDIMCISI SADIK MERMER YÖNETİM BAŞKAN YARDIMCISI BÜLENT KOCABAŞ ÜYE ERSAN ERDOĞAN ÜYE HALUK GİRGİN ÜYE SERKAN BAHADIR ZENGİN ÜYE Ankara Lojistik Üssü deki arkadaşlarımıza ve çalışanlarada çok teşekkür ediyoruz hep yanımız da oldular bizi hiç yanlız bırakmadılar. KURUCU BAŞKANIMIZ KAPLAN ERDEM 43 TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ İLKER TABAK 44 Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? Ulusal Bilişim Politikalarından kısaca bahseder misiniz? İzmir Atatürk Lisesi’nin ardından girdiğim Hacettepe Üniversitesi’nden Bilgisayar Bilimleri Mühendisi olarak 1987 yılında mezun oldum. Meslek yaşamımda yazılım sistemleri ve projeleri üzerine çalışmalar yaptım. Kamu ve Özel sektördeki çok sayıdaki büyük projede proje yöneticiliği görevinde bulundum. 1995 yılında çalışmaya başladığım Bilişim Ltd’de halen Pazarlama ve Satış Müdürü olarak görevimi sürdürmekteyim. Mezun olunca üyesi olduğum Türkiye Bilişim Derneği’nde de 1995 yılından beri yönetim kurulu üyeliği, şube başkanlığı, ikinci başkanlık yaptım. 2015 yılı başından beri de TBD Yönetim Kurulu Başkanı olarak üyelerimizle birlikte çalışmalar yapmaktayım. Küreselleşen dünyada ulusal bilişim politikalarımızı belirlerken tüm gelişmeleri yakından izlemek gerektiği ortadadır. Ülkemiz bu anlamda dün olduğu gibi bugün de dünya ile birlikte hareket etmektedir. 1970’lerin başında kalkınmak için bilişim teknikbiliminden yararlanmayı benimseyen ve uygulayan politikalar uygulanmıştır. Bugünlerde yayınlanan strateji belgeleri ve eylem planları ile hedefe ulaşmak için çabalar sürmektedir. E-Devlet, Siber Güvenlik, Hızlı ve Güvenilir İnternet, Mobil uygulamalar, yerli yazılım endüstrisinin geliştirilmesi ve desteklenmesi, Endüstri 4. 0 gibi kavramlar çerçevesinde şekillenen politikalar ile bilişim alanında yalnızca tüketen değil, üreten de olmanın yolu açılmaktadır. Üniversitelerimizde yetişmekte olan yazılımcılarımızın yanı sıra ilkokul düzeyindeki kodlama eğitimleri de geleceğe daha umutla bakmamızı sağlamaktadır. Türkiye Bilişim Deneği ne zaman kuruldu ve amaçları nelerdir? Türkiye Bilişim Derneği (TBD) 22 Nisan 1971 tarihinde kuruldu. Amacı, ülkemizin bilişim toplumuna dönüşümünü sağlamak. Yani, bilgiye dayalı ekonomik düzene geçmek, bilişim teknolojilerini ulusal bir kalkınma aracı olarak kullanmak üzere toplumun her kesiminin bilişim teknolojilerinden yararlanmasını sağlayacak çalışmalarda bulunmak. Bu çalışmalar, eğitim, sağlık, lojistik, savunma sanayi, finans, turizm, üretim, ulaşım, iletişim gibi alanlarda yapılmakta. İçinde bilgi olan her alan TBD’nin ilgi alanına girmekte. 7’den 77’ye tüm toplumu bilişim konusunda bilinçlendirmek de amaçlarımız arasında yer almaktadır. Bütün bu amaçları gerçekleştirirken en önemli varlığımız olan biz bilişimcilerin mesleki yetkinliklerini artırmak ve özlük haklarını da gözetmek en öncelikli amacımızdır. Dünyada etkili olan ekonomik krizin Türkiye’ye etkisi aynı boyutta olmadı, bu kriz bilişim sektörünü nasıl etkiledi? Bilişim sektörü diğer tüm sektörlerin içinde yer alan bir konumdadır. Sektör büyüklüğümüz genel ekonomik düzeyimiz içinde %3-4 arasındadır. Ancak, bilişim uygulamaları ile verimliliğini artıran diğer sektörler, Bilişimsizlik Maliyeti adını verdiğimiz bir yükten kurtulmuşlardır. Bu da krizlerden etkilenme oranlarını düşürmüştür. Alıcı konumundaki sektörler, özellikle KOBİ’ler krizden etkilenince bilişim yatırımlarını da kısmaktalar. Bu da sektörümüzün hakettiği büyümeyi yakalayamamasına yol açmaktadır. Uluslararası rekabet gücünü belirleyici faktörler nelerdir ve bir değerlendirme yapar mısınız? Uluslararası rekabette kendi malınız ve markanız ile piyasaya çıktığınız zaman başarılı olursunuz. Bu konuda devletin devletin izleyeceği politikalarla yerli bilişim firmalarının ürünlerini de yurtdışına satma konusunda desteklenmesi önemlidir. izleyeceği politikalarla yerli bilişim firmalarının ürünlerini de yurtdışına satma konusunda desteklenmesi önemlidir. Eğitimin kalitesi de artırılmalıdır. Yapabilme gücümüz var. “Zoru başarırız, imkânsız zaman alır” diye gençleri ve girişimcileri motive etmekteyim. İşbirliği ve işbölümü kavramlarına sahip çıkıp, birbirimizin ayağına basmadan, başarıyı kıskanmadan, rakibimizi bile alkışlayıp başarısının dünya çapında olması için çabaladığımızda uluslararası arenada da başarılı olacağımıza inanıyorum. Türkiye Bilişim Derneği’nin düzenlediği Bilişim Ödüllerinden bahseder misiniz? Ödüllerimiz başarıların taçlandırıldığı mekanizmalar olarak yaşama geçmiştir. TÜBİSAD ile birlikte TBDTÜBİSAD Yaşamboyu Hizmet Ödülü, Bilimkurgu Öykü Yarışması, TBD-Halıcı MİDİ Bilgisayarlı Beste Yarışması ve diğer hizmet ödüllerimiz ile gündem yaratmayı sürdürüyoruz. Türkiye Ekonomisinin dünya ekonomisindeki yeri sizce neresidir? Türkiye ekonomisi, eğer doğru yönde atılımlar yapılırsa ilk 10 ekonomi içinde yer alabilecek güce ve kapasiteye sahiptir. Özellikle yazılım alanında yapılacak yerli yazılım endüstrisini güçlendirecek atılımlar ile bu sağlanabilir. 2023 hedefleri içinde ilk 10 ekonomiyi yakalamak vardı. Gerçekleşen büyüme rakamaları bu hedefin 2023 yılında tutmasının olanaklı olmadığını göstermektedir. 45 Bilişim teknolojilerini içermeyen, klasik ekonomik yaklaşımlarla özlenen konuma gelmemiz zaman alacaktır. Gençlere bu küreselleşme sürecinde, üniversitede hangi bölümü seçmelerini önerirsiniz? Ülkemizde üniversiteler meslek sahibi olmak için önemli bir etken olarak 46 görülmekte. Yazılım mühendisliği, bilgisayar mühendisliği başta olmak üzere bilişimle ilgili bölümleriden mezun olanların iş bulma olanakları daha fazla. Hangi işi yaparlarsa yapsınlar, gençler sevdikleri işi yapmalı. Bu konuda bilişim teknolojileri her zaman yanlarında olacaktır. Okuma yazma bilmek gibi, programlama (kodlama) bilmek de yaşam kalitesini artırıcı bir etki yaratacaktır. Bu fırsatı verdiğiniz için ben de teşekkür ederim. 47 48 “GÜÇLÜ LOJİSTİK GÜÇLÜ TÜRKİYE” HEDEFİNE DOĞRU TÜRKİYE LOJİSTİK SEKTÖRÜ FATİH ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı 41 49 Lojistik sektörü, ticaretimizi hedef pazarlara ulaştırmanın yanında sağladığı ‘döviz geliri’ üzerinden, cari açığın azaltılması ve milli gelirin artırılmasını sağlayan bir “Hizmet Ticareti” unsuru olarak, önemli bir ekonomik değeri temsil etmektedir. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, 50 milyar dolar tutarındaki 2014 yılı hizmet ihracat gerçekleşmesinde sektörün payı 14, 4 milyar dolardır. 2023 yılı için hedeflenen 150 Milyar dolarlık hizmet ihracatında, ulaştırma hizmetleri ihracatımızın potansiyel değeri 60 Milyar dolar olarak hedeflenmektedir. Bu 60 Milyar doların içinde, Karayolu taşımacılık hizmetlerinin payının en az 12 Milyar dolara çıkarılacağı öngörülmektedir. 2015 yılında 144 Milyar dolarlık ihracat gerçekleşmesinde Türk taşımacılık firmalarının genel performansı 1. 2 milyon sefer iken; 2023 yılı için hedeflenen 500 Milyar dolarlık ihracatın hedef pazarlarına ulaştırılması için sınır kapılarımızdan 50 gerçekleştirilmesi gereken karayoluyla ihracat taşıma sayısı 5 Milyon Sefer’dir. 5 milyon seferlik bir performansa erişmek için bazı müdahalelere gerek olduğu açık 1, 2 milyon seferlik bir performansın gün geçtikçe artan maliyetler ve kısıtlamalar sebebiyle giderek zayıfladığı bir ortamda, 5 milyon seferlik bir performansa erişmek için bazı müdahalelere gerek olduğu açıktır. Artan maliyetler sektördeki firma sayısının azalmasına yol açmakta, sektördeki firma sayısının azalması ülke ekonomisine ve ülke istihdamına zarar vermekte, yaşanan beklemeler sefer sayılarını azaltmakta ve dolayısıyla ihracat ve ithalat sipariş hacmini daraltmaktadır. Vize sorunları, 6 aylık vize döneminde 90 gün ile sınırlandırılan kalış süresi ve zorlu ve zaman alıcı Schengen vize alım kuralları zaten az sayıda olan profesyonel sürücülerin bu meslekten soğumasına neden olmakta, taşımacılarımızı zorlamaktadır. Bu sıkıntılar ülkemizin dış ticaretinin gelişimini engellemektedir. Serbest taşıma olmadan, malların serbest dolaşımı olmaz Avrupa Komisyonu tarafından 2015 yılında yayınlanan “TürkiyeAB Karayolu Yük Taşımacılığı Anlaşması’nın Etki Analizi” sonuçları da, sadece taşıma kotaları kısıtlamalarının Türkiye ve AB tarafı için toplam 3, 5 milyar Euro ihracat kaybını doğrulamaktadır. AB ülkeleri, Schengen Sistemi kapsamında Türkiye’de kayıtlı profesyonel kamyon/TIR sürücülerinin AB’ye giriş ve çıkışlarına “vize” kısıtlamaları getirmektedir. Bu kısıtlamalar ise Türkiye ile AB arasında 1963 yılında Ankara Anlaşmasıyla tesis edilmiş bulunan Ortaklık ilişkisi ve 1996’dan beri yürürlükte olan Gümrük Birliği ilişkisi hukuku kapsamında “miktar kısıtlaması ile eş etkili önlem” sonucunu doğurmaktadır. “Her Schengen vizesinin ortalama 130-150 € arasında bir maliyeti bulunmaktadır. Bu ücretler de, aynı hukuki temelde, AB tarafının Türkiye’ye uyguladığı “gümrük vergisi ile eş etkili vergi” olarak kabul edilmelidir. 2013 yılı sonunda uygulamaya konan yeni Schengen Kalış Süresi Hesaplama Sistemi sonucunda, 6 ay geçerli vizesi bulunmasına rağmen AB sınırlarından Türkiye’ye 90 gün aşımı gerekçesiyle geri gönderilen Türk sürücülerin sayısı 200’ü aşmış; bu sürücülere uygulanan cezalar 500 Euro gibi yüksek ek maliyetler yaratarak, taşıma süreçlerimizdeki mevcut sıkıntıların artmasına yol açmıştır. Schengen alanına giriş ve/veya Schengen alanından geçiş yapacak olan kamyon/ TIR şoförleri”nin Schengen vizesi alabilmeleri için “AB’deki bir şirketten davet mektubu ya da iş ortaklığı belgesi” talep edilmektedir. Oysa, Almanya, Hollanda ve Danimarka yerel mahkemelerinde alınan kararların Avrupa Adalet Divanı tarafından da kabul edilmesi sonucunda 2009 yılında Schengen kurallarına dahil edildiği üzere, “AB içinde hizmet sağlamak amacıyla AB Üye Devletlerinin Sınırlarını Geçen Türk Vatandaşlarının sınırlı vize muafiyetine hak kazandıkları” teyit edilmiştir. Bu kararların ve “hizmet sağlayıcı statüsünün” diğer Schengen ülkelerince de uygulanmasını istiyoruz. Ayrımcı kısıtlamalara karşı davalar açıyoruz Türkiye-AB Gümrük Birliği, 20. yılında, düzgün işlemeyen bazı unsurlar nedeniyle ve küresel ekonomi/rekabet bakış açısıyla “Güncellenmeli/İyileştirilmelidir”. Türkiye’den çıkan (gümrük birliğine tabi) malların varış noktasına sorunsuz ulaşması, aynı şekilde Avrupa’dan çıkan malların varış noktasına sorunsuz ulaşması sağlanamamaktadır. AB ülkeleri, Türk taşımacılara uyguladıkları “taşıma kotalarını”, artan ihracatımız ve ithalatımıza paralel oranda artırmamaktadır(Örn. İtalya transit kotası 2008–2014 arasında artırılmamıştır). Oysa, TürkiyeAB Gümrük Birliği, Türkiye-AB arasındaki ihracat ve ithalatta miktar kısıtlamalarını ve eş etkili tedbirleri; gümrük vergilerini ve eş etkili vergileri yasaklamıştır. Ayrıca, Dünya Ticaret Örgütü, 1947 yılından beri GATT Anlaşması ile, “transit geçişlere miktar kısıtlaması ve ayrımcı ücretleri” yasaklamış; Dünya Ticaret Örgütü’nün 2013 yılında yayınladığı yeni Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması da transite daha fazla serbestlik getirecek hükümler getirmiştir. Ülkemizin Ocak 2016’da resmen onayladığı DTÖ Anlaşmasını, 28 AB ülkesinin de parlamentosundan geçirerek onaylamış olması, transitin serbestleştirilmesi konusunda AB tarafında bir iradenin mevcut olduğuna işaret etmektedir. AB ülkelerinin Türk taşımacılara yönelik transit kısıtlamaları, hem Türkiye’nin hem AB’nin rekabet gücünü ve Türkiye’nin ihracatının % 50’sini gerçekleştiren AB sermayeli 30 bin şirketi olumsuz 51 52 etkilemektedir. AB ülkelerinin ayrımcı kısıtlamalarına karşı ilgili ülkelerin yerel mahkemelerinde açtığımız davalarımız devam etmektedir. İlk olarak Avusturya ve Macaristan’da açılan davalardan Macaristan’dakinde geçtiğimiz haftalarda önemli bir başarı kazanılarak, kota uygulamasının AB hukukunu ihlal ettiği argümanlarımız AB’nin en üst yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı’na nihai değerlendirme için iletilmiştir. 2015 yılında ihraç taşımalarında yüzde 4 civarında azalma oldu Genel olarak tüm sınır kapılarımızdan karayoluyla gerçekleştirilen ihracatımıza baktığımızda; son 1 yılda ihracatımızdaki yaklaşık yüzde 9’luk düşüşe paralel olarak ihraç taşımalarımızda yüzde 4 azalma kaydedildi. 2015 yılında ülkemizden dış pazarlara yaklaşık 1, 5 milyon ihracat seferi gerçekleşirken, bunun beşte biri yabancı ülke taşımacılarına ait araçlarla gerçekleşti. İhracat taşımalarında en büyük düşüşler, BDT ve Orta Asya pazarına yönelik taşımalarımızda yaşanırken; Rusya ve Irak taşımalarımız siyasi gerginlik ve çatışmalardan dolayı durma noktasına geldi. Sınır kapılarımızdan özellikle Kapıkule, İpsala ve Sarp çıkışlı ihracat taşımalarında yabancı araçlar karşısında pazar payı kaybının devam ettiği görüldü. 144 milyar dolara gerileyen ihracat performansımızın taşıma performansımıza yansımaları, küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek tırmanan mülteci krizi, küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların gölgesinde girdiğimiz 2016 yılında da devam ediyor. Bu engeller ile mücadelede yine sektörümüzün yanındayız. “Türkiye-AB arasında 20 yıl sonra yeniden değerlendirmeye alınan Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri’nin ana gündemleri arasına girmesine vesile olan UND, geçtiğimiz aylarda TBMM’de onaylanan DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nın ticaretimizi taşıyan araçlara yurtdışında serbest transit geçiş haklarının da takipçisi olacak. Aynı şekilde, Türk vatandaşı profesyonel TIR şoförlerine 2009 yılında AB Adalet Divanı tarafından tanınmış olan “hizmet sağlayıcı” statüsünün zorunlu kıldığı “vize muafiyeti”hakkının geri verilmesinin ve Avrupa Komisyonu’nun bağımsız araştırmacılara yaptırdığı ve taşıma kotaları nedeniyle Türkiye-AB ticaretinin 3, 5 milyar Euro azaldığını açık ve net olarak ortaya koyan “Türkiye-AB Karayolu Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” sonuçlarının da takipçisi olacağız. Raporlar bizi doğruluyor UND ve TİM tarafından Haziran 2015 tarihinde 7 AB ülkesi aleyhine (Macaristan, Avusturya, Bulgaristan, Slovenya, İtalya, Romanya, Yunanistan) Avrupa Komisyonu’na resmen iletilmiş olan Şikayet Dosyası’nda sunduğumuz argümanların teyidi niteliğindeki “Türkiye-AB Karayolu Yük Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” sonuçları Temmuz 2015’te yayınlanmış ve 2014’te Dünya Bankası tarafından çıkarılmış olan raporu doğrulamakta ve ötesine geçmektedir. ICF Etki Analizi sonuçları “Karayolu Kotalarının tamamen kaldırılması halinde Türkiye’nin AB’ye ihracatı açısından yılda toplam 1, 9 milyar Euro; AB’nin Türkiye’ye ihracatı açısından ise 1, 6 milyar Euro kazanım sağlanacağını; bu sayede Türkiye’de 14 bin; AB ülkelerinde ise toplam 25 bin kişiye istihdam olanağının açılacağını” ortaya koymaktadır. Kotaların serbestleştirmesiyle birlikte, Türkiye’de yerleşik olan yabancı sermayenin yüzde 70’ini oluşturan ve Türkiye’nin AB’ye ihracatının yüzde 50’sini gerçekleştiren AB sermayeli şirketler de fayda sağlarken; AB’li tüketiciler ucuzlayacak ürünlerle yılda 145 milyon Euro tasarruf edebilecektir. Söz konusu Etki Analizi sonuçları ayrıca, “sadece Transit taşımaların serbestleşmesi halinde (2013 Bali Kararları doğrultusunda) ihracat artışından sağlanacak toplam 3. 5 milyar Euro’luk kazancın % 90’unu sağlayacağını” belirtmektedir. Sınır kapılarından giriş-çıkışlarda uzun beklemeler ticarete zarar veriyor UND olarak, sınır kapılarımızda ve gümrük süreçlerimizde iyileştirmeleri hızla hayata geçirmek için yaptığımız girişimlerden de kısaca bahsederek sözlerime son vermek isterim: Türkiye’nin en büyük kara sınır kapısı olan ve yılda yaklaşık 400 bin TIR kamyonunun giriş ve çıkış yaptığı Kapıkule Sınır Kapısı’ndaki yakın zamana kadar yaşanan ve günler ile ölçülen bekleme süreleri, gerek sektörümüze gerek ise ülke ekonomimize ciddi biçimde zarar vermiştir. Gümrükler Genel Müdürlüğümüzün oluru ve Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğümüzün destekleri ile derneğimiz tarafından yapılan süreç analizi çalışmalarında ihracat işlem süreçlerinde sadece yüzde 8, 4 katma değerli işlem yapıldığı, yüzde 91, 6 oranında ise verimsizliklerden kaynaklanan beklemelerin yaşandığı görülmüştür. İthalat yönünde de benzer süre kayıpları tespit edilmiş ve bu süreçleri hızlandırıcı öneriler geliştirilmiştir. UND-Sabancı Üniversitesi Lojistik Laboratuvarı’nın ilk projesi olarak yakında başlatılacak olan daha kapsamlı “KapıkuleKapitan Andreevo Sınır Geçiş Süreçlerinin Uyumlaştırılması” projesi ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç İdaresi-Avrupa Komisyonu işbirliğinde yürütülen “Sınır Yönetimi Alanında Türkiye-YunanistanBulgaristan Arasında Bölgesel İşbirliği” projesine UND’nin de katılımı sonucunda bu verimsizliklerin önüne geçip, örneğin Kapıkule’den günlük araç çıkışını 3000’e ve işlem süresini 1 saate indirmeyi hedefliyoruz. 53 Türkiye Gündem 54 Dijital reklam yatırımları 2015 yılında yüzde 19 arttı Dijital reklam yatırımları, 2014 yılına oranla yüzde 18, 8 oranında artarak 1 milyar 673, 2 milyon TL’ ye ulaştı. 2015 AdEx-TR Dijital Reklam Yatırımları IAB Türkiye tarafından açıklandı. Araştırma sonuçlarına göre dijital reklam yatırımları, 2014 yılına oranla yüzde 18, 8 oranında artarak 1 milyar 673, 2 milyon TL’ye ulaştı. Bir önceki seneye oranla en çok artış görülen kategoriler mobil gösterim reklamları (yüzde 61, 0), video reklamları (yüzde 33, 6) ve oyun içi reklamlar (yüzde 30, 6) oldu. Araştırmanın çıktıları arasında, 2015’in birinci yarısında araştırma kapsamına ilk kez dahil edilen sosyal medya ve programatik yatırımları da yer aldı. Sonuçlara göre, 2015 yılında programatik yatırımlarının 78, 5 milyon TL olduğu görülürken, sosyal medya yatırımları 208, 1 milyon TL olarak kaydedildi. IAB Türkiye’nin yaptığı açıklamaya göre, display reklam yatırımları 2015 yılında 611, 5 milyon TL oldu. Display reklamlar kategorisinde en büyük payı 399, 60 milyon TL ile gösterim ya da tıklama bazlı reklam yatırımları aldı. Video reklam yatırımları 134, 6 milyon TL olarak gerçekleşirken, sponsorluk reklam yatırımları 45, 9 milyon TL’ye, gelir paylaşımlı reklam yatırımları ise 31, 4 milyon TL’ye ulaştı. 2015 yılında bir önceki senenin aynı dönemine oranla en fazla artış görülen kategoriler ise mobil gösterim reklamları (yüzde 61, 0), video reklamları (yüzde 33, 6) ve oyun içi reklamlar (yüzde 30, 6) oldu. Arama motoru reklam yatırımları 2015’te 892, 2 milyon TL‘ye ulaşırken, arama motoru reklam yatırımlarının alt kategorilerinde yer alan ücretli sıralama 588, 5 milyon TL’ye; arama motoru görüntülü reklam yatırımları ise 303, 7 milyon TL’ye çıktı. 2015 yılında en büyük artışı 41, 6 milyon TL’ye ulaşan mobil gösterim reklam yatırımları yaşarken, aynı kategorideki mobil opt-in SMS/MMS yatırımları ise yüzde 15 düşüşle 27, 5 milyon TL oldu. benzer bir şekilde düşüş yaşayan bir başka kategori e-posta oldu. E-posta yılı yüzde 3, 5 düşüşle 6, 2 milyon TL ile kapattı. Bu iki kategorideki düşüşte 2015’in ilk yarısında yürürlüğe giren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un etkisi olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan internet ilan sayfası reklam yatırımları 85, 7 milyon TL’ye ulaşırken, Oyun içi reklamlar ise bu dönemde 8, 5 milyon TL’ye yükseldi. 2015’te ilk kez açıklanan programatik (78, 5 milyon TL) ve sosyal medya reklam yatırımları sektör için önemli bir veri oldu. 208, 1 milyon TL’lik sosyal medya reklamları, hem mobil hem de display toplamları içinde yer alıyor. Kurşun, 2015 yılı rakamları değerlendirmesinde, “Ülke ve sektör olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Ancak yine de dijital, reklam endüstrisinin çekici gücü oldu. Bu trendin devam edeceğini düşünüyorum. Zaten veriler bunu net biçimde ortaya koyuyor. Örneğin, e-marketer 2015’te küresel reklam sektörünün 513 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını, 159 milyar dolarlık hacimle dijitalin, toplamdan yüzde 31 pay aldığını hesaplıyor. 2016’da ise dijitalin toplamdaki payının yüzde 34’e çıkacağını, sektör yüzde 6 büyürken dijitalin yüzde 17’lik bir büyüme oranı yakalayacağını öngörüyor. Daha da ilgi çekici olanı 2017 yılında ABD'de dijitalin televizyonu geçerek birinci sıraya yerleşeceğini tahmin ediyor. Bu perspektiften Türkiye’ye baktığımızda dijitalin, zor bir yıl olsa da 2015’te de çift haneli oranlarla büyümeyi sürdürdüğünü görüyoruz. 2016 da zorlu bir yıl olacak. Ekonomik konjonktürün yanı sıra, küresel ölçekte sektörün başını ağrıtan sorunlara hızla çözüm bulunacağını umuyorum. Bu bağlamda 2016’da dijitalin toplamdan aldığı yüzde 24’lük payı arttırarak televizyona biraz daha yaklaşacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı. IAB Türkiye Başkanı Dr. Mahmut 55 Dünya Gündem 56 52 ABD 70 yıl sonra Hiroşima’da ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ülkesinin 70 yıl önce atom bombası attığı Japonya’nın Hiroşima kentindeki anıtı ziyaret etti. Kerry, nükleer saldırının ardından kenti ziyaret eden en üst düzey Amerikalı yetkili oldu G7 ülkeleri dışişleri bakanları toplantısı için Japonya’da bulunan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nı ziyaret etti. Kerry, parkta bulunan müzedeki deftere, tüm dünyanın bu anıtı görmesi ve gücünü hissetmesi gerektiğini yazdı. Savaşa ancak son çare olarak başvurulabileceğini belirten Kerry, “Bu anıt, sadece nükleer silah tehdidini sonlandırma zorunluluğumuzu değil, aynı zamanda tüm savaşlardan kaçınmaya kendimizi adamamız gerektiğini de acı bir şekilde hatırlatıyor. Bu anıt, barışı sağlamak ve geleceğin inşası için dünyayı değiştirme çabalarımızı iki katına çıkarmamızı zorunlu kılıyor” ifadesini kullandı. Kerry, ABD’nin 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’yı atom bombasıyla vurmasının ardından kenti ziyaret eden en üst düzey Amerikalı yetkili oldu. 57 Anıtı, henüz hiçbir ABD Başkanı ziyaret etmedi. Hâlâ özür yok ABD Hiroşima’ya atılan atom bombası için Japonya’dan özür dilemeyi reddediyor. Eski ABD Başkanı George W. Bush, özrün ‘tarihin çarpıtılması olacağını’ söylemiş ve “Asla bunu yapmam” demişti. Hiroşima’da neler yaşandı? - Atom bombasını taşıyan ‘B-29 Superfortress’ tipi bombardıman uçağı, Pasifik Okyanusu’ndaki Iwo Jima Adası’ndan yola çıktı ve 6 58 buçuk saat sonra 6 Ağustos 1945 sabahı bombayı Hiroşima üzerine bıraktı. - 9 bin 600 metre yükseklikten bırakılan bomba 43 saniyelik düşüşün ardından kentin 550 metre üzerinde patladı. - ‘Little Boy’ (Küçük çocuk) adı verilen bomba 13 bin ton TNT gücündeydi. - 350 bin nüfuslu kentte 70 binden fazla kişi aynı gün ölmüş, izleyen aylarda bu rakam 140 bine yükselmişti. Firmamız 30 yıllık bilgi birikimi, deneyimli kadrosu, güçlü alt yapısı ile taşıma hizmetini sanat haline getiren Uluslararası bir taşımacılık şirketidir. ANKARA-HQ: Ankara Lojistik Üssü Yönetim Merkezi B Blok No: 145/50 Kazan/ANKARA Tel: 0312 812 10 60 Faks: 0312 812 10 70 e-mail:[email protected] İSTANBUL: Gazi Umur Paşa Sok. Balmumcu Plaza 3 No: 34 /5 P.K. 34349 Beşiktaş/İSTANBUL Tel: 0212 347 18 00 (pbx) Faks: 0212 347 18 04 GERMANY GND GmbH: Elly-Staegmeyr-Str. 13 D-80999 München/GERMANY Tel: 0049 89 89 26 870 (pbx) Faks: 0049 89 89 26 8710 e-mail: [email protected] ANKARA Tetnak Ltd. Şti.: Ankara Lojistik Üssü Depo B No: 143/8 Kazan/ANKARA Tel: 0312 812 10 26 Faks: 0312 812 10 27 59 Eşsiz Güzelliğiyle Ayder Yaylası 60 54 Ülkemizde hem sağlık, hem de doğa turizminin en gözde yerlerinden birisi Ayder Yaylası. Eşsiz güzelliğinin yanında kaplıcaları ile yurtdışından bile turist çeken yaylanın geçmişi 13. Yüzyıla kadar dayanmakta. Yaylada ilk yerleşimi göçebe olarak yaşayan Halalılar başlatmış. Dinlenme amacı ile kullanılmaya başlanan yayla 19. Yüzyıldan itibaren birkaç ailenin kalıcı yerleşim yeri olmaya başlamış. Son olarak 1987 yılında turizm bölgesi olarak ilan edilen yayla, 1994’te de Milli Park unvanını almıştır. Ayder yaylası kadar kaplıcaları ilede çok ünlü. Kaplıcaların geçmişinin 19. Yüzyıla kadar dayandığı düşünülmektedir. Yaklaşık 250 metre derinlikten gelen 50 derece sıcaklığındaki suyun şifalı olduğuna inanılmaktadır. Romatizmal rahatsızlıklar, egzama, sindirim ve dolaşım sistemi rahatsızlıkları, cilt problemleri ve kalp rahatsızlıklarından muzdarip olan binlerce kişi bu yüzden her sene yaylaya geliyor. Kaplıcalarda ayrıca bu konuda uzman doktorlar ve sağlık ekibi de yıl boyu görev yaparak misafirlerin daha iyi sonuç almaları için çalışıyor. Ayder Yaylası otellerin ve kaplıcanın varlığı nedeniyle 12 ay boyunca rahatlıkla gidilebilecek bir yer. Aşırı kalabalıktan, gürültüden ve şehir yaşantısından uzak bir tatil istiyorsanız Ayder Yaylası size fazlasıyla bunu sağlayacaktır. Sadece dinlenip güzel manzaranın tadına varmak yetmezse de tracking ve rafting yapma imkanınız da var. Bütün bu güzelliklerin haricinde eğer her sene sürekli olarak düzenlenen festival zamanlarında buraya gelirseniz, sizi sabahlara kadar ateş başında horon tepilen çok eğlenceli Ayder Yaylası şenlikleri ile birkaç gün bekliyor. Yayladan çıkayım biraz da çevreyi dolaşayım isterseniz de gün içinde Kavruk Yaylası, Polaçkur Yaylası, Kaçkar Dağları Milli Parkı ve Zil Kalesi’ne kısa bir gezi düzenleyebilirsiniz. Ayder Yaylası Nerede ve Nasıl Gidilir Ayder Yaylası Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi’ne 19 km mesafede. Yaylaya ulaşım asfalt bir yolla sağlanıyor. Bu yüzden oldukça tepki alsa da ulaşım bu sayede neredeyse 12 ay boyunca mümkün olabiliyor. Otobüsle gelecek olanlar direk Rize’ye bilet bulabilirlerse, otogardan yaylaya otobüs bulmaları mümkün. Uçakla gelecek olanlarsa önce Trabzon’a gelmeli, direk havaalanından kalkan otobüslerle de Rize’ye geçmelidir 61 HÜSEYİN BEŞOK 62 Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? 2 Ağustos 1975 İzmir doğumluyum 2. 12 m boyunda, 115 kiloyum. Basketbola 14 yaşında başladım, 39 yaşında bıraktım yaklaşık 25 senedir basketbol oynamaktayım. LOGİTREND: Bizlere basketbola başlama hikayenizi anlatır mısınız? Basketbola ben çok geç denilen bir yaşta başladım. On dört, on beş yaşlar o dönemde ablam basketbol oynuyordu 6 yaş büyük Sevgi Beşok, abim Faruk Beşok o da basketbolcuydu, yeni başlamıştı basketbola, o dönemler çok zayıftım, boyumun birden uzaması dolayısıyla ben de Manisa Vestel’de basketbola ve basketbol hayatıma başlamış oldum. Hemen bir sene sonra fizik gelişimi ile beraber İzmir’in en iyi takımlarından Karşıyaka’ya geçtim. Orda iki sene oynadıktan sonra daha güçlenip fiziğimin de kuvvetlenmesiyle beraber Efes Pilsen’e transfer oldum. Yedi, sekiz sene Efes Pilsen’de oynadıktan sonra İsrail Maccabi Tel-Aviv’de iki sene oynadım, İsrail’de oynarken ciddi bir sakatlık yaşadım ve bir sene ara vermek zorunda kaldım. O dönemde Hırvatistan’da tedavi gördüm, Sunce Sibenik kulübü ile sözleşme yaptım sakatlığımdan dolayı hiç oynayamadım. Daha sonra Erman Kunter’in takımı olan Fransa’da Lyon’a Adecco Asvel’e transfer oldum. Bir sene orda oynadıktan sonra bir sene Le Mans, Fransa’da., Polonya’da Prokom Trefi’de bir sene oynadıktan sonra Türkiye’ye döndüm ve iki sene Galatasaray’da, bir sene Türk Telekom, sonra Aliağa Petkim, Beşiktaş, Hacettepe, ve en son Türk Telekom’da oynayarak basketbolu bıraktım. Sahalar er meydanı. Yabancı oyunculara ağırlık verilen bu dönemde vaz geçilmez bir kaç oyuncudansınız. Sizi bu kadar vaz geçilmez yapan nedir? Tabi bizim dönemimizde yabancı sayısı daha azdı, üç yabancı, dört yabancı, sahada iki tane Türk olmak zorundaydı. Ama benim en büyük şansım basketbolu sevmem, ne olursa olsun, kim gelirse gelsin, hangi yabancı gelirse gelsin onlarla mücadele etmem, basketbolu sevmem ve oynamak isteme arzusuydu. Bu yüzdende tabi dediğiniz gibi sahalar er meydanı, kim gelirse gelsin o mücadeleye girmezseniz, onların elinden formayı almaya çalışmazsanız, kimse sizi oynatmaya çalışmaz. Benim de en büyük avantajım mücadeleci oluşum oldu. Ben Türkiye’de de mücadeleyi bırakmadığım için, çalışmayı sevdiğim için, forma şansı yakaladım keza yurtdışında da aynı. Altı sene yurtdışında oynadım, oynadığım bütün ülkelerde şampiyonluk yaşadım. Türkiye’de bunlara dahil. Yani çalıştığınız zaman her türlü emeğin karşılığını alıyorsun. Türkiye’de basketbol nereye gidiyor ? Şuan Türkiye’deki basketbolun hem oyuncu olarak içinde, hem de biraz yaş itibari ile daha menajerler kısmını, saha dışı kısmını gördüğüm için, Türkiye’deki basketbolun maddi anlamda çok büyüdüğünü, bütçe anlamında çok büyüdüğünü görebiliyorum ama gençler için, yeni yetişen oyuncular için çok zor bir döneme giriyor. Çünkü bizim dönemimizden daha fazla yetenekli oyuncular çıkabiliyor ve alt yapılar da, milli takımlarda olsun, yıldızlarda ve gençlerde Avrupa şampiyonluklar yakaladık ama bu oyuncuların hiçbiri kendi kulüplerinde oynama şansı bulamıyor. Bununda sebebi yabancı oyuncunun serbestliği, tabi buna biraz antrenörler ve kulüpler çanak tuttu. Şimdi bunun sıkıntılarını antrenörler yaşıyor, ben daha evvelden kendim analiz yaptığımda bu kadar yabancı oyuncuya izin verildiği taktirde bunun sonunun yabancı antrenörlerle devam edeceğini gördüm. Yabancı oyuncuya izin veren bütün kulüp ve antrenörler şimdi yavaş yavaş yabancı menajerler gelmeye başladı, bu şekilde sirayet etmeye başladı. Gerçekten bizim ülkemiz nüfus olarak sporcu yetiştirme, çıkma kapasitesi çok yüksek olan bir ülke ama bu hemen başarı elde etme uğruna yabancı serbestliğini bıraktığınız zaman, çıka bilecek, oynaya bilecek A Takım seviyesindeki genç oyuncuları elimine etmiş oluyorsunuz. Bu yüzdende ben inşallah önümüzdeki senelerde bu kuralın değişmesini umuyorum Türk Basketbolu adına. Kariyerinizle ilgili yeni projeleriniz var mı? Varsa bu projelerden bizlere bahsedebilir misiniz? Tabi benim üç tane çocuğum var, Kağan 2005 Aralık doğumlu, Onur ve Zeynep 2008 Eylül doğumlular. Ben basketbol kariyerimin sonuna geldiğim zaman, çok dolaştım, Türkiye içinde ve dışında bütün ülkeleri dolaştım. Çocuklar okul çağına geldikleri için artık bir yerde durmak istedim ve o yüzden doğduğum yere, eşimin de doğduğu yere İzmir- Urla’ya yerleştik. Urla’da benimde projelerim var tabi ki basketboldan hiçbir zaman kopamam. Planda çocuklarımın güzel bir eğitim almasını sağlamak amacıyla hem okul, hem de spor eğitimi. Burada Urla TED Kolejinde okuyorlar, okul içinde Beşok Spor okulları adı altıda bir spor okuluna başladım. Urla ve çevresindeki tüm çocuklara ve kendi çocuklarıma verebileceğim basketbol eğitimi olanağı sağladım. Ben bunu organize edip, antrenörü koyup en iyisini yapmayı amaçladım. Tabi bununla kısıtlı kalmayacak, bende basketbolun içinde olup, ilerleyen günlerde yeni bir oluşum, bir takım yaratıp, buraya bir heyecan vermek istiyorum. Tabi zaman ne gösterecek bilmiyorum ama şuan Urla’da basketbolun tohumlarını atıyorum. En keyif alarak oynadığınız oyuncular kimlerdi? En keyif alarak oynadığım oyuncular, benim beraber büyüdüğüm, aynı jenerasyon diye bileceğimiz arkadaşlarım. Tabi benim yaşım olarak 75, 76 jenerasyonu Mirsad Türkcan, İbrahim Kutluay, Alper Yılmaz sonra 79 jenerasyonu en iyi jenerasyon diye bileceğimiz Türk 63 basketbolunda Ömer Onan, Kerem Tunceri, Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur, hep beraber aynı takımlarda oynadık, karşı takımlarda da oynadık, Milli takımda da oynadık ve çok güzel maçlarımız oldu. Birde Efes Pilsen’de Koraç Kupasını aldığımız dönemde o kadro Tamer Uyguç, Volkan Aydın, Ufuk Sarıca, Murat Evliyaoğlu, Peter Naumoski, rahmetli Conrad McRae, Mirsad Türkcan o kadromuz da benim çok keyif alarak oynadığım bir ekipti. Daha sonra yıllar içerisinde çok takımla oynadığım için, yurtdışında da çok büyük başarılar elde ettiğim için çok büyük, çok iyi oyuncularla oynadım, İsrail’de oynadığım Maccabi dönemi de çok keyifliydi benim için. En değerlisi benim için Türk arkadaşlarımla, aynı jenerasyonla mücadele ettiğim takım arkadaşlarım. Yaşadığınız şampiyonluklardan ve hissettiklerinizden bahseder misiniz? Çok uzun süren kariyerimin içinde bana da çok büyük başarılar nasip oldu. Efes Pilsen’de aldığımız Koraç Kupası, Türkiye Ligi şampiyonluğu, Cumhurbaşkanlığı Kupası, Efes Pilsen’le iki kere Final Four’a girdik, yurtdışına transfer olmamla beraber İsrail’de iki sene üst üste 64 lig şampiyonluğu, Maccabi TelAviv den sonra bir sene sakatlığım var ama benim için buda bir şampiyonluk sayılır. Benim dizim çok kötüydü, o zaman kıkırdak ameliyatı olmuştum, o dönemde bir daha basketbola dönemez deniyordu benim için, gerçekten bende bir ara umutsuzluğa kapılmıştım ama yılmadım gittim Hırvatistan’da Pula’da tedavi oldum ve orda eşimle beraber yapayalnız sadece odaklanıp zamanımı tedavime ve antrenmanlarıma ayırdım. Benim için en büyük şampiyonluk o sayılır, çünkü ben orada tekrar basketbolla geri döndüm . Daha sonra Fransa’da Romans’da Fransa Şampiyonluğunu ve Fransa kupasını aldık, Polonya’da Prokom’da tekrar Polonya ligi şampiyonluğunu kazandık. Bir çok başarımız oldu, aldığımız şampiyonluklar, kazandığımız başarılar hepsi ayrı ayrı önemli benim için. Hiçbirini ayrı tutamam, hepsinin değeri ayrı ve özellikle yurtdışında üç ülkede oynayıp, üç ülkede de şampiyonluk yaşamam gerçekten benim kariyerim açısından çok önemli. Boş vakitlerinizde yapmaktan zevk aldığınız şeyler var mı? Varsa bunlar nelerdir? Çocuklarımın doğması ile beraber, tüm boş vakitlerimizi çocuklarımızla geçiriyoruz. Basketbol oynarken en büyük yaptığımız şey maçlardan sonra takım arkadaşlarımla ve ailelerimizle beraber yemeklere gitmek, onlarla kaybet sekte, kazan sakta, maçın kritiğini yapıp, yada unutup önümüzdeki maça konsantre olma. Şuanda boş vakitlerimizde ben daha çok çocuklarımın eğitimiyle, onlara daha fazla imkanlar, olanaklar sağlarım diye uğraşıyorum. Urla’da daha sakin bir hayatımız var, bahçeyle uğraşıyorum, şuan ki boş vakitlerimiz bunlar. Biraz basketbolun, yirmi beş senenin verdiği yorgunluk, profesyonel sporculuk, gerçekten onu bıraktığınız zaman insan kendini hem bir boşlukta hissediyor, hem de kendine ayıracak vakitti bulabiliyor, bende bunun keyfini çıkarıyorum. Burada ailemle geçirdiğim vakitler çok güzel ama tabi ki bende bundan sonra basketbolun içinde daha da fazla olucam. LOGİTREND: Sizin gibi olmak isteyen, yolun başındaki gençlere neler tavsiye etmek istersiniz? Benim gençlere söylemek istediğim yılmamaları, çalışmaları. Benim yeğenimde var Efes Pilsen’de basketbol oynuyor, on sekiz yaşında, ona da söylediğim gibi önünüzde nasıl bir engel olursa olsun, bu sene yabancı sayısı çok arttı ama daha fazla mücadele etmelisiniz, daha fazla çalışmalısınız, yabancı gelecek, oynayacak, beni oynatmayacaklar diye bir psikolojiye girerseniz, zaten baştan kaybetmişsiniz demektir. O yüzden çalışmalı ve işinizi sevmelisiniz. Basketbol oynamak, sporcu olmak, ben bunu basketbolla sınırlamayayım, sporun herhangi bir dalıyla uğraşmak, hem bedensel hem zihinsel gelişiminizi sağlıyor. Zaten eğitiminizi alıyorsunuz, kötü alışkanlıkların her birinden uzak kalıyorsun, sporla uğraşabildiğiniz kadar sporla uğraşın ve okulunuza, eğitiminize devam edin. Sizin etrafınızda olan, sizin kafanızı çelmeye çalışan kötü alışkanlıkların hepsinden uzak kalırsınız. Mücadelenizi de sahada, eğer hedefiniz oyuncu olmaksa, başarılı bir oyuncu olmaksa yaşınız kaç olursa olsun, kendinize bir hedef koyup, hedefinize ilerlemek için mümkün olan bütün çalışmayı, bütün konsantreyi göstermek lazım. Gerçekten gençler biraz, daha doğrusu bu zamanın gençleri biraz kırılgan çünkü şartlar çok zor, ama şartlar ne kadar zor olursa olsun benimde görevim, konuştuğum genç arkadaşlarıma, bu psikolojiyi gördüğüm zaman doğru tavsiyelerde bulunmak. Onların biraz daha moralini bozmadan, iyi şekilde çalışmayı bırakmamalarını ve mümkün olduğunca hedef koymalarını kendilerine, çünkü hedef koyduklarında muhakkak o hedefe ulaşacaklarını anlata bilmek. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Öncelikle size çok teşekkür ederim. Ben her zaman bu tarz şeylere hazırım. Gençlere, sporculara bir faydam dokuna bilirse ben her türlü sosyal organizasyonlar, bu tarz şeylere yardım etmeye çalışırım. Söyleyeceğim şey dediğim gibi artık spor, Türkiye’de sporcu olmak, sporla uğraşmak, maddi anlamda çok büyük getirileri olabiliyor. Türkiye bu yönden büyüdüğü kadarda bütün yabancı ülkelerinde göz önünde oluyor ve herkes burada oynamak istiyor. Futbol, basketbol, voleybol, paranın olduğu her yerde herkes olmak istiyor, o yüzdende mücadele bizim Türk çocuklarımız için daha da önem kazanıyor, ne kadar yabancı girerse o kadar zorlaşıyor onların oynama şansı. Her zaman dediğim gibi onların mücadeleden bıkmamaları ve burada kendi ülkelerinde gelen yabancı oyunculara hayatın zor olduğunu göstermeleri ve bunun içinde çok çalışmaları, kendilerine inanmaları lazım. Tek onlara vereceğim nasihat, hiçbir zaman yılmayın ve mücadeleden vaz geçmeyin. 65 Batman v Superman: Adaletin Şafağı Yönetmen : Zack Snyder Senaryo: David S. Goyer, Jerry Siegel Oyuncular: Bill Finger, Gal Gadot, Jason Momoa, Amy Adams, Henry Cavill Orijinal Adı: Batman v Superman: Dawn Of Justice Yapım Yılı: 2015 (ABD) Orijinal Dili : İngilizce Vizyon Tarihi: 25.03.2016 Film Özeti Beraberinde getirdiği umut ile dünyada tanrılaşan Superman neden olduğu savaş ve yıkım ile birlikte insanlık için tehdit unsuru oluşturmaya başlar. Dünya gerçekte ne tür bir kahramana ihitiyaç duyduğuna karar vermek için çabalarken, kontrolsüz hareketleri süren Süper Kahraman’ın insanlığın yanında mı karşısında mı olacağı merak edilirken Gotham Şehrinin koruyucusu Batman'e karşı giriştiği mücadele yeni bir savaşa davetiye çıkaracaktır. Zack Snyder imzalı Batman versus Superman: Adaletin Şafağı, tarihte ilk kez iki DC karakterini beyaz perdede buluşturuyor. Başrollerinde Oscar ödüllü Ben Affleck Batman/Bruce Wayne ve Man of Stell filminin yıldızı Henry Cavill Superman/Clark Kent rolüyle karşı karşıya geliyor. Küçük Esnaf Vizyon tarihi 8 Nisan 2016 (1s 49dk) Yönetmen Bedran Güzel Oyuncular: İbrahim Büyükak, Gupse Özay, Cengiz Bozkurt devamı... Tür Komedi, Romantik Ülke Türkiye Film Özeti 66 Kendi halinde yaşayan küçük esnaf mafyaya bulaşırsa ne olur? Babasının mafyadan aldığı borç para vefatından sonra miras olarak oğlu Berhudar'a kalır. Parayı toparlamaya çalışırken hesaplanmayan olayların arkası kesilmez. Mafyadan kurtulmaya çalışan mahallemizin çilingiri Berhudar’ın peşine düşen film, aşktan, aileden, arkadaşlıktan bahseden unutulmayacak bir komediye dönüşüyor. Film küçük hayatlar yaşayan iki insanın büyük belalara bulaşıp yakınlaşmasını konu almakta. Senaryoya imza atan İbrahim Büyükak ve Zeynep Koçak’la birlikte Gupse Özay ve Cengiz Bozkurt da filmin başrollerinde. Yönetmenliğini Bedran Güzel’in yaptığı Küçük Esnaf birbirinden eğlenceli karakterler ve komik hikayesiyle seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. İlber Ortaylı Seyahatnamesi Yayın Tarihi: 2016-04-08 Baskı Sayısı: 9. Baskı Dil: TÜRKÇE Sayfa Sayısı: 304 Cilt Tipi: Karton Kapak Kağıt Cinsi Kitap Kağıdı Boyut: 13.5 x 21 cm “Seyahat etmek benim gençliğimden, hatta ta çocukluğumdan beri heyecanlandığım bir uğraştır. Görmek, harita üzerinde tespit ettiğim yerlere gitmek, coğrafya öğrenimimde benim için vazgeçilmezdir. Türkiye gibi önemli bir coğrafyayı ve tarih alanını öğrenmek için onun kuzeyindeki Güney Rusya ve Kafkasya, doğusundaki İran ve Hindistan, güneyindeki Suriye, Filistin ve Mezopotamya’nın yanı sıra Balkanları ve Akdeniz ülkelerini anlamak da kaçınılmazdır.” İlber Ortaylı Küçük Prens Çevirmen:Tomris Uyar Çevirmen:Cemal Süreya Kapak: Gözde Bitir Yayın Tarihi: 2016-03-04 Baskı Sayısı: 9. Baskı Dil: TÜRKÇE Sayfa Sayısı: 112 Boyut: 13. 5 x 19. 5 cm “Hoşça git, ” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez. ” Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez. ” 67 68 Lojistik Yazılımda Lider Kayışdağı Cd. Serdar Sk. No:1 Kat:4 Daire:13 34750 Ataşehir, İstanbul Türkiye Tel:+90 216 466 85 32 Fax:+90 216 466 85 33 www.lojisoft.com