Binali Yıldırım - Ankara Lojistik ss

Transkript

Binali Yıldırım - Ankara Lojistik ss
Mayıs’16/sayı 17
Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı
Binali Yıldırım
UND İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener
Erkunt Traktör Sanayii A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Zeynep Erkunt Armağan
Ankara Yurti̇çi̇
Nakli̇ye Loji̇sti̇k Merkezi Ankara
Lojistik Üssüne Taşındı
İSMET BEYAZKILIÇ
“Taşımacılığa doğru yaklaşım”
Merkez
Eyüp Sultan Mah. Mehmet Akif Cad. No: 8 Pk: 34885 Sancaktepe / İstanbul
Tel : 0216 561 64 10 Ex-Fax : 0216 311 61 15 Im-Fax : 0216 311 61 14
e-mail : [email protected][email protected]
Şubelerimiz
Adana: 0322 441 07 48/49/50 • Gaziantep: 0342 215 16 24 /25
İzmir: 0232 328 28 91 /92/93/94
www.unkar.com
1
DERİN BİR NEFES ALIN, BAHAR GELDİ
Baharın geldiği, güneşli, kuşların cıvıldadığı bu ayda yeni bir Logitrend ile
karşınızdayız. Bu güzel taptaze bahar havasını derin bir nefes alınki içinize
enerji, mutluluk dolsun. Bu yoğun gündemin olduğu dönemde sizleri biraz
gülümsetmek, biraz düşündürmek, birazda umutlandırmak için Logitrend ailesi
olarak harika bir dergi hazırladık bu sayımızda.
Ankara Lojistik Üssü’nede geçen üç ay, yoğun ve çok hareketliydi. Bu dinamik ve
bir o kadar tempolu üç ayın ziyaret ve bu ziyarete dair detaylar yer alıyor.
Tabi her zaman olduğu gibi Logitren’de birbirinden keyifli, sıcak röportajlarımız
var. Ankara Sanayi Odası Başkanı Sayın Nurettin Özdebir Ankara Lojistik Üssü
ziyareti... T.C Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım ‘la
keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Erkunt Traktör Sayın Zeynep Erkunt Armağan’ın
yürüttüğü çalışmaları yakından görme fırsatına sahip olduk ve projeleri hakkında
bilgi aldık. Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın
İsmet Beyazkılıç’la gerçekleştirdiğimiz röportajda Ankara Lojistik Üssüne taşınma
hikayeleri ve oluşumları hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye
Bilişim Derneği Sayın İlker Tabak ile yürüttükleri çalışmaları ve yaşanan gelişmeler
hakkında uzun uzun bilgi alma şansımız oldu
Bu sayımızda UND İcra Kurulu Başkanı Sayın Fatih Şener’in “Güçlü Lojistik Güçlü
Türkiye” Hedefine Doğru Türkiye Lojistik Sektörü makalesini sizlerle paylaştık.
Gençlerin idolü, Milli Basketbolcumuz Hüseyin Beşok ile sıcak, içten ve bir o
kadar keyifli röportaj gerçekleştirdik.
Son olarak, sizleri temiz nefes alacağınız, şehrin gürültüsünden uzak, sakin,
yeşilin her tonunu görebileceğiniz eşsiz güzelliğiyle Ayder Yaylasına doğru bir
yolculuğa çıkarmak istedik.
2
04
06
"Ankara İhracatında
Lojistiğin Önemi"
Paneli Ankara
Lojistik Üssünde
Gerçekleşti…
ANKARA SANAYİ ODASI
ÜSSÜMÜZÜ ZİYARET ETTİ…
14
Kazan Siad
Ankara Lojistik Üssü
Ziyareti
42
RÖPORTAJ:
ANKARA YURTİÇİ
NAKLİYE LOJİSTİK
MERKEZİ
İSMET BEYAZKILIÇ
18
I. ULUSLARARASI BİLİŞİM
VE LOJİSTİK KONFERNASI
ANKARADA YAPILDI.
48
"GÜÇLÜ LOJİSTİK GÜÇLÜ
TÜRKİYE" HEDEFİNE
DOĞRU TÜRKİYE'DE
LOJİSTİK SEKTÖRÜ
12
Sürdürülebilir Ulaşım İçin
Yol ve Trafik Güvenliği 2015
(ROTRASA) Ulusal Kongre,
Fuar ve Sergisi Ankara’da
gerçekleştirildi.
24
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK
ve HABERLEŞME
BAKANI
BİNALİ YILDIRIM
62
PORTRE
HÜSEYİN BEŞOK
YIL 4 : SAYI 17
Yapım
baskı:
Dora Reklam Ltd. Şti.
Aydili Reklam Ajansı Matbaacılık Promosyon
Organizasyon Basım ve Tasarım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.
Turgut Reis Cad. 16/1 Mebusevleri-Tandoğan/ANKARA
Tel: 0312 221 06 38 Fax: 0312 221 06 99
Sanat Yönetmeni
Murtaza ÇİĞDEM
Elif BAYSAL
Tanıtım ve Reklam Müdürü
Elif BAYSAL
Yayın Türü
Süreli / 3 ayda bir
Tempo Lojistik
www. tempolojistik. com
Yazışma Adresi
Ankara Lojistik Üssü
Fethiye Mahallesi Yönetim Merkezi A Blok
145/11 Kazan/ANKARA
Tel: 0312 812 12 00 / Faks: 0312 812 12 06
e-posta: info@ankaralojistikussu. com
ISSN 2146-2623
Yazı İşleri
3
ANKARA SANAYİ ODASI ÜSSÜMÜZÜ ZİYARET ETTİ…
Ankara Sanayi Odası Başkanı Sayın Nurettin Özdebir 01. 12. 2015 tarihinde Ankara
Lojistik Üssü ve Ankara Yurtiçi Nakliye ve Lojistik Merkezini ziyaret etti.
4
Ankara Sanayi Odası Başkanı Sn.
Nurettin Özdebir faaliyetlerimizi
yerinde incelemek üzere beraberinde
Ankaranın önemli ihracat firmalarından
olan Hidromek Yönetim Kurulu
Başkanı Sn. Hasan Basri Bozkurt,
Diktaş Yönetim Kurulu Başkanı Sn.
Ertuğrul Baştaş olmak üzere Ankara
Lojistik Üssünü ve üssümüzde
yer alan Ankara Yurtiçi Nakliye ve
Lojistik Merkezini gezdi, gelişmeler
hakkında bilgi aldı. Sayın Özdebir ve
misafirlerimize, Ankara Lojistik Üssü
Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Erhan
Gündüz, Başkan Vekili Sn. Hakan
Bezginli, Yönetim Kurulu Üyesi Sn.
Mahmut Hilmi Doğan, Ankara Yurtiçi
Nakliye ve Lojistik Merkezi Yönetim
Kurulu Başkanı Sn. İsmet Beyazkılıç
eşlik ettiler. Saha incelemelerinden
sonra yapılan değerlendirme
toplantısında Sn. Özdebir “Ankara
Lojistik Üssü gibi yapıların sektöre
çok önemli katma değer yarattığını ve
bu sayede Türkiyenin lojistik alanında
daha hızlı düşünmeye ve yapılanmaya
ihtiyacı olduğunu belirterek, ayrıca
Türkiyenin ilk ve tek uluslararası lojistik
üssünün Ankarada olmasına dikkat
çekerek yatırımcılara teşekkürlerini ve
memnuniyetini ifade etti. ” Sn. Özdebir,
yurtiçi nakliyecilerin ankara lojistik
üssü içinde yer alan yurtiçi nakliye ve
lojistik merkezinin çağdaş teknolojinin
kullanıldığı modern tesislerinin daha
verimli kullanılması adına Şaşmazda
bulunan yurtiçi nakliyecilerinin bir an
önce şehir dışında bu tür çağdaş
ve modern tesislere taşınarak daha
insani şartlarda organize olmaları ve
şehir trafiğini rahatlatmaları için çaba
göstereceğini ifade etmiştir.
5
"Ankara İhracatında Lojistiğin
Önemi" Paneli Ankara Lojistik
Üssünde Gerçekleşti…
Ankara Lojistik Üssü ve Atılım Üniversitesi
Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü
işbirliği ile ‘Lojistik Buluşmaları’nın
ikinci paneli düzenlendi. 14 Aralık 2015
tarihinde 10. 00-13. 00 saatleri arasında
gerçekleşen
“Ankara
İhracatında
Lojistiğin Önemi” adlı panelde lojistik
sektörünün, kamunun ve üniversitelerin
6
bu konu ile ilgili temsilcileri bir araya
getirilerek İhracatta Ankara’nın yeri
ve lojistik faaliyetlerin önemi tartışıldı.
Kazan Kaymakamımız Sayın Murat
Duru’nun onurlandırdığı Panelimizin
Açılış konuşmalarını Ankara Lojistik Üssü
Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Gündüz,
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Başkanlar
Kurulu Başkanı Ahmet Kahraman,
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin
Özdebir, Atılım Üniversitesi Rektörü
Yıldırım Üçtuğ ve Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Talat Aydın’ın panelde yaptığı
konuşmalarda Ankara ihracatının 6
milyar doları bulduğu, Türkiye’nin toplam
ihracat payının yaklaşık %5ini oluşturan
bu pay ile Ankara’nın en çok ihracat
yapan iller arasında 5. Sırada yer aldığı
belirtildi.
Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü
Veysel Parlak, panelde talep yoğun
coğrafyalarda Türk ihracatçıları için
depo ve showroom benzeri altyapının
oluşturululmasının hedeflendiği Türkiye
ticaret merkezleri projesini açıkladı.
Proje kapsamında, ihracatçıdan gelen
talep üzerine ilk etapta ABD’de otomotiv
sanayinin merkezi olan Detroit’te Türk
Ticaret Merkezi açılacağı ve 2016
yılında 5 adet benzer merkez açılması
planlandığını belirtti. Gümrükler Genel
Müdür Yardımcısı Önder Göçmen
ise, E-tır, İpekyolu Girişimi, Ortak Kapı
Projesi, Tek pencere ve tek durak
projeleri ile Türk ihracatının önünü
açmaya çalıştıklarını ifade etti. Panele
katılan Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2023 ihracat
hedefi olan 500 milyar $’ın, 150 milyar $
tutarındaki kısmının başta lojistik sektörü
olmak üzere hizmet sektörü tarafından
gerçekleştirilmesinin hedeflendiği dile
getirdi. Söz konusu hedefe ulaşmak
için 5 milyon taşımacılık seferine ihtiyaç
olduğunu ve altyapı ve insan kaynağı
olarak bu hedefe uygun uzun vadeli
planlamanın şimdiden başlatılması
gerektiğini ifade etti. Özel sektör
temsilcilerinden bir diğeri olan Erkunt
Traktör Sanayi İhracat Müdürü, Tarık
Özerler, global dünyada şirketlerin ancak
ihracatla büyüyebileceğini ve bunun da
demiryolu taşımacılığını da içeren multi-
modal (kombine) taşımacılık ile mümkün
olduğunu açıkladı.
Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu
Başkan Vekili Av. Hakan Bezginli,
Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası lojistik
üssünün yapılanmasından bahsederek,
Lojistik Üslerin, İhracatın gelişmesindeki
önemini vurguladığı konuşmasında,
Ankara Lojistik Üssünün daha etkin
ve verimli çalışabilmesi için Kamusal
Hizmetlerinin daha geniş ve kapsamlı
sunulmasının sağlanması olacağını
ifade etmiş, bundan sonraki en önemli
beklentinin lojistik üs yapılanmasına
ilişkin mevzuatın oluşturulmasından
geçtiğini belirtmiştir.
Panel, katılımcılara verilen plaket
töreninden sonra tamamlanmıştır.
7
“2015 UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı
Çalıştayı” Ankara Lojistik Üssünde…
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığımız ve UND işbirliğinde 28. 11.
2015 tarihinde Ankara Lojistik Üssünde
gerçekleştirilen ve 2015 yılı içinde 8 ayrı
bölgede yapılan UBAK Bilinçlendirme
Seminerlerinin finali niteliğindeki “2015
UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme
Yılı Çalıştayı” ile sektör temsilcileri bir
araya gelirken, Bakanlığımızın üst düzey
bürokratlarının ve TOBB, UTİKAD, UKAT
ve sektörün önde gelen firmalarının
katıldığı çalıştayda UBAK sistemi tüm
detayları ile ele alındı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın
8
Talat Aydın, UND Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Çetin Nuhoğlu ve Ankara Lojistik
Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Erhan
Gündüz'ün açılış konuşmaları ile Ankara
Lojistik Üssü ev sahipliğinde başlayan
Çalıştay’da; Sayın Aydın tarafından
sektörün yaşadığı sorunların giderilmesi
ve özellikle rekabet gücünün arttırılması
adına Bakanlık olarak girişimlere ve
faaliyetlere devam edileceği hususu
paylaşıldı.
Toplantıda konuşan Sayın Nuhoğlu ise;
uluslararası karayolu taşımacılığının
ülkemizin en önemli hizmet ihracatı
kaleminden
birini
oluşturduğuna
dikkat
çekerken,
bu
faaliyetin
engellenmesinden sadece ülkemizin
değil aynı zamanda AB’nin de çok önemli
bir gelir kaybettiğini, Avrupa Komisyonu
tarafından yayınlanan son raporda
transit kotaların AB ile Türkiye arasındaki
ticarete 3, 5 Milyar Euro kaybettirdiğini ve
bu kotaların kaldırılması halinde AB’nin 1,
6 Milyar Euro, Türkiye’nin ise 1, 9 Milyar
Euro’luk kazanç elde edeceğini dile
getirdi. Avrupa Komisyonu tarafından
yayınlanan son raporda dayatılan bu
yasaklamaların AB’ye zararının 1. 6
Milyar Euro, ülkemize zararının ise 1.
9 Milyar Euro olduğunu ve transit kota
kısıtlamalarının kaldırılması halinde
AB ile Türkiye arasındaki ticaretin
toplamda 3, 5 Milyar Euro artacağı
bilgisini paylaşan Sayın Nuhoğlu,
yabancı araçlar lehine uygulanan
korumacı tutumlara karşı sektör olarak
uluslararası arenada açılan davalar
çerçevesinde sektör haklarının takipçisi
olunacağı ve Bali kararlarında yer alan
transit serbestliğinin doğuracağı olumlu
sonuçların ise sektörümüzün geleceği
için temel oluşturduğu ifade edildi.
Karayolu Düzenleme Genel Müdürümüz
Sayın Mustafa Kaya’nın katılım sağladığı
Çalıştay’da, Karayolu Düzenleme Genel
Müdürlüğü Daire Başkanı Sayın Nurhan
Tüfekçioğlu tarafından UBAK sisteminin
tüm detaylarının ele alındığı bir sunum
gerçekleştirildi. UBAK Sisteminin asıl
amacının aşamalı liberilizasyon ve çevre
dostu uluslararası karayolu taşımacılığı
sistemi olduğunu dile getiren Sayın
Tüfekçioğlu, liberilizasyon konusunda
herhangi bir ilerlemenin olmadığını ve
yıllar içinde kısıtlamaların arttığı bilgisini
paylaştı. Ayrıca, toplantıda 2018 yılı itibari
ile yürürlüğe girecek olan “Kalite Şartı Quality Chart” hakkında bilgilendirme
yapılırken, sistemin ülkemiz aleyhine
yaratabileceği konular tartışıldı.
UND İcra Kurulu Başkanı Sayın Fatih
Şener tarafından, UBAK sisteminin
kapsamında yabancı araçların Türk
taşımacılarından aldığı taşıma paylarını
ve UBAK sisteminin sektörümüze olan
fayda ve zararlarını içeren bir sunum
gerçekleştirdi. 2014 yılında ülkemiz
taşımacılarının UBAK Belgesi ile 156.
276 adet taşıma gerçekleştirdiğini
dile getirirken bu taşımaların sadece
%11’inin 3. Ülke taşıması olarak
gerçekleştirdiğini bilgisini paylaşan
Sayın Şener, ülkemizin ihracat ülkesi
olduğunu ve sektörümüzde faaliyet
gösteren firmalarında ülkemizin bu
ihracat yükünü taşımaya konsantre
olduğunu
belitti.
İhracat
ülkesi
olmayan UBAK üyesi ülkelerden başta
Makedonya, Bulgaristan, Moldova,
Gürcistan araçlarının UBAK sisteminden
elde ettikleri belgeler ile maliyet
avantajları sayesinde ülkemiz ihracat
yükünden önemli bir pay aldığına
değinen Sayın Şener, ülkemiz dışında
UBAK Sisteminde yer alan diğer
ülkelerin 3. Ülke taşıma payının %70
oranında olduğu dile getirdi.
9
Kapanışı Müsteşar Yardımcısı Sayın
Aydın tarafından yapılan Çalıştay’da,
UBAK sisteminin sektöre olan fayda ve
zararlarının analiz edilmesine devam
edileceği ve yapılacak analizler ile
2017 yılı için sektöre en fazla katkıyı
sağlayacak şekilde sisteme ilişkin karar
verileceği ifade edilmiş ve UBAK Sistemi
uygulamalarına yönelik sektör talepleri
kapsamında Genel Müdürlük olarak
aşağıda yer alan hususlarda karara
vardıklarını açıklamıştır.
Buna göre yapılan iyileştirmeler şu
şekilde olmuştur;
• Firmaların 2015 yılında karşı karşıya
kaldığı UBAK Ceza Puanlarının yarısı
silinecektir.
• UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi
çerçevesince UBAK İzin Belgesinin
bir sene içerisinde hiç kullanmaması
10
halinde karşı karşıya kalınan 25 Ceza
puanının 15’e indirilmiştir.
• UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi
çerçevesince UBAK İzin Belgesinin
bir sene içerisinde 6 seferden az
kullanılması halinde verilen 15 Ceza
puanı 10’a indirilmiştir.
• UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi
çerçevesince UBAK Belgesi ile çıkış
yapan araçların Geçiş Belgesi Dağıtım
Ofislerinden aldığı her Geçiş Belgesi
için kesilen 0. 2 Ceza Puanı uygulaması,
Bulgaristan (3. Ülke hariç), Almanya,
Romanya (Ücretli), Sırbistan (Ücretli) ve
Yunanistan (Ücretli) Geçiş Belgeleri için
kaldırılmış ve UBAK Belgeleri ile yapılan
taşımalarda söz konusu belgeleri alan
firmalara cezai yaptırım uygulanmaması
kararlaştırılmıştır.
• 2016 yılı itibari ile firmaların
gerçekleştirmiş
olduğu
3.
Ülke
taşımalarının kanıtlayıcı evraklarını sene
başından itibaren 30 Eylül tarihine kadar
dilediği zaman Bakanlığa iletebilecektir.
2015 yılı boyunca 8 farklı Bölgede
gerçekleştirilen UBAK Bilinçlendirme
Çalıştayları süresince verilen destekler,
sektörümüz tarafından dile getirilen
sorunların çözümü adına sarf edilen
gayretler adına başta Müsteşar
Yardımcımız Sayın Talat Aydın’a,
Genel Müdürümüz Sayın Mustafa
Kaya’ya, Daire Başkanımız Nurhan
Tüfekçioğlu’na, katkılarınız esirmeyen
Genel Müdürlüğümüz bürokratlarına ve
bu önemli çalıştaya evsahipliği yapan
Ankara Lojistik Üssü Yöneticilerine
Derneğimiz ve sektörümüz adına
şükranlarımızı sunarız.
11
Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve
Trafik Güvenliği 2015 (ROTRASA)
Ulusal Kongre, Fuar ve Sergisi
Ankara’da gerçekleştirildi.
12
Gazi Üniversitesi ve Ankara Ticaret
Odası tarafından düzenlenen
Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve
Trafik Güvenliği 2015 (ROTRASA)
Ulusal Kongre, Fuar ve Sergisi 0708 Aralık 2015 tarihinde Ankara'da
gerçekleştirildi. Kongreye Ankara
Lojistik Üsü ve Ankara Yurtiçi Nakliye
ve Lojistik Merkezi birer stand kurarak
destek verdiler. Ulaşım ana planları,
kent içi ulaşım türleri arası entegrasyon,
bisiklet kullanımı ve engelsiz mekan
düzenlemeleri konularında yapılan
sunumlara Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı ile Aile ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri
İstanbul, Ankara, Konya ve Eskişehir
Büyükşehir Belediyesi ve bağlı
kuruluşlarının temsilcileri, Gazi
Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Selçuk
Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi,
Orta Doğu Teknik Üniversitesi,
Pamukkale Üniversitesi ve Hacettepe
Üniversitesinden öğretim üyeleri ile
konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileri katıldı.
Konferansa katılan Büyükşehir
Belediyelerinin hayata geçirmiş
olduğu projeler ve faaliyetler hakkında
Eskişehir Hafif Raylı Sistem İşletmesi
(Estram) Yönetim Kurulu Başkanı Erhan
Enbatan sunum yaptı. Enbatan, trafik
ve ulaştırma konusundaki gelişmeler
ile kent içi ulaşımdaki sorunların
mümkün olduğu ölçüde azaltılması
için ulaştırma planlarının, bilimsel,
ekonomik, yöneticilerin, halkın ve
sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin
görüşlerine ağırlık verilerek hazırlanıp
uygulandığını ifade etti. Enbatan
ayrıca, Eskişehir'in SUMP (Sustainable
Urban Mobility Planning) Sürdürülebilir
Kentsel Hareketlilik Planlamasına uygun
plan yapan ilk Büyükşehir Belediyesi
olduğunu ve bunun gururunu yaşadığını
söyledi.
Ulaşım ana planları ve kent içi ulaşım
türleri arası entegrasyon sunumları
ardından konuşan kongrenin
Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Hülagü Kaplan, "Eskişehir, her konuda
olduğu gibi kent içi ulaşımda da örnek
bir kent olduğunu gösteriyor. Kent içi
örnek şehircilik planlarından dolayı
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz
Büyükerşen'i tebrik ediyorum" dedi.
Sürdürülebilir Ulaşım İçin Yol ve
Trafik Güvenliği 2015 Kongre, Fuar
ve Sergisi'nde açılan ve Büyükşehir
Belediyesi'nin faaliyetlerini anlatan stant
katılımcıların yoğun ilgisini gördü.
13
Kazan Siad
Ankara Lojistik Üssü Ziyareti
Kazan Sanayici ve İş Adamları Derneğinin 22 Ocak 2016 Tarihinde yapılan 7.
Olağan Genel Kurul Toplantısında seçilen yeni Yönetim Kurulu 02. 02. 2016
tarihinde Ankara Lojistik Üssünü Ziyaret etti.
14
Kazan Siad Yönetim Kurulu Başkanı
Ökkeş SULTANOĞLU, Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Nurettin YILMAZ,
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Zafer KORKMAZ, Yönetim Kurulu Üyesi
(Kurucu Başkan) Seyit ARDIÇ, Yönetim
Kurulu Üyesi Hande SEVİNDİK ve Genel
Sekreter Ayhan GÖKTAŞ’ın katıldığı
ziyaret heyetine Ankara Lojistik Üssü
Başkanı Erhan GÜNDÜZ, Başkan Vekili
Av. Hakan BEZGİNLİ, Yönetim Kurulu
Üyesi Mahmut Hilmi DOĞAN ve Genel
Koordinatör Metin Perk ev sahipliği
yaptılar.
Ziyarette Bölgenin yaşadığı özellikle
yetersiz alt yapı nedeniyle işletmeleri
zor durumlara düşüren verimsiz enerji
dağıtımı, KDV iadelerinde yaşanan
zorluklar gibi temel sorunlar gündeme
getirilerek karşılıklı görüş alış verişinde
bulunuldu.
Dernek Yönetimi olarak yaşanan
sorunların muhatapları ile görüşmeler
yapılacağı ve sorunların çözümü
için azami gayret gösterileceği
ifade edilirken Ankara Lojistik Üssü
Yönetimide sorunların çözülmesinde
Dernek Yönetim Kuruluna her türlü
katkıyı ve desteği seve seve yapacağını
ifade etmişlerdir.
Ankara Lojistik Üssü olarak Kazan
Siad’ın yeni yönetimine yürekten
başarılar diliyor, ziyaretlerinden
duyduğumuz memnuniyet ve
mutluluğumuzu bir kez daha belirtmek
isteriz.
15
TETNAK TAŞIMACILIK TURİZM
VE TİC. A. Ş. “Yetkilendirilmiş
Yükümlü Sertifikası” alarak hizmet
standardını yükseltti.
TETNAK TAŞIMACILIK TURİZM VE TİC. A. Ş., 21. 05. 2014 tarih ve 29006 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği kapsamında Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası almak üzere
başvuruda bulunmuş ve yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda başvurumuz Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı’nca uygun bulunarak, Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası almaya hak kazanmıştır.
16
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikamız,
10. 02. 2016 tarihinde Orta Anadolu
Bölge Müdürü Sn. Serkan IŞIK
tarafından Yönetim Kurulu Başkanı Erhan
GÜNDÜZ'e teslim edilmiştir.
TETNAK ARACI YOLA HAZIR
Yetkilendirilmiş Yükümlü Belgesi
kapsamında prosedürün işleyişi ilk kez
02. 03. 2016 tarihinde Gümrük Bakanlığı
Uzmanları ve Ankara Tır Müdürlüğü
Yetkililerince, Tetnak A. Ş depolama
alanında yerinde uygulanmış ve Tetnak
A. Ş. ’ye ait tır yola çıkmak üzere hazır
hale getirilmiştir.
Yetkilendirilmiş Yükümlü konusunda
bilgi veren Tetnak A. Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Erhan GÜNDÜZ “Yetkilendirilmiş
Yükümlü, gümrük yükümlülüklerini yerine
getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir
olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik
standartlarına sahip bulunan, kendi oto
kontrolünü yapabilen güvenilir firmalara
gümrük işlemlerinde birtakım kolaylık
ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir
statüdür.
Serbest Bölgeler dâhil Türkiye Gümrük
Bölgesinde yerleşik, en az üç yıldır
faaliyette bulunan gerçek ve tüzel
kişiler ile kamu kurum ve kuruluşları
yetkilendirilmiş yükümlü olabilmektedir.
Üç yıldan az süredir faaliyette bulunan
kişilerin durumu ise T. C. Gümrük
ve Ticaret Bakanlığınca ayrıca
değerlendirilmektedir. ” Şeklinde ifade
etti.
Sayın GÜNDÜZ Yetkilendirilmiş Yükümlü
statüsünün ihracat ve ithalat işlemlerinde
müşterilerine ve kendilerine getirdiği
kolaylıkları ve avantajları başlıklar altında
sıralayarak;
“Basitleştirilmiş Usullere İlişkin
Kolaylıklar:
•İhracatta Yerinde Gümrükleme (ihracat
eşyasını ihracat gümrük idaresine
sunmadan işlemlerini kendi tesislerinden
yapabilme),
•İzinli gönderici (transit eşyasını hareket
gümrük idaresine sunmadan kendi
tesislerinden sevk edebilme),
•İzinli alıcı (İthalat eşyasını varış gümrük
idaresine getirmeden doğrudan kendi
tesislerine ya da ithalatta yerinde
gümrükleme izni sahibinin tesislerine
getirebilme ve transit işlemlerini bu
tesislerde sonlandırabilme),
•İthalatta yerinde gümrükleme (İthalat
eşyanın ithalat gümrük idaresine
götürülmeksizin kendi tesislerine sevk
edilmesi ve ithalat işlemlerini burada
yapabilme),
•Teminatlı işlemlerinde her bir işlem
için ayrı teminat yerine götürü teminat
uygulaması kapsamında tutarı önceden
belirlenmiş süresiz ve düşümsüz teminat
verebilme),
•Eksik belge ile beyanda bulunabilme,
Beyanın Kontrolüne İlişkin Kolaylıklar:
•İthalatta ve ihracatta gümrük
işlemlerinin eşyanın tesliminden önce
fiziki muayene ve belge kontrolünün
olmadığı hat olan yeşil hatta işlem
görebilme
•Taşıt üstü işlemlerde de yeşil hattan
yararlanabilme
•Taşıt üstü işlemlerde de eksik belgeyle
beyanda bulunabilme
•Dha az belge kontrolü veya muayeneye
tabi tutulabilme
•Belge kontrolü veya muayenenin
yapılacak olması halinde bu işlemleri
öncelikle gerçekleştirebilme
Emniyet ve Güvenliğe İlişkin Kolaylıklar:
•Azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan
özet beyan verebilme,
•Özet beyana ya da özet beyan yerine
geçen belgelere veya özet beyan olarak
kullanılan bilgilere dayalı emniyet ve
güvenliğe ilişkin gümrük kontrollerinin
azaltılması ve bu kontrollerin öncelikle
yapılması,
•Sınır kapılarından öncelikli geçiş hakkı
tanınması, ”
•Teminatlı işlemlerinde kısmi oranda
teminat verebilme,
Şeklinde müşterilerine sundukları hizmet
kalitesini yükselttiklerini ifade etmiştir.
•Odalarca onay ve gümrük
müdürlüklerince vize işlemlerine gerek
kalmaksızın A. TR dolaşım belgesi
düzenleyebilme,
Logitrend dergisi olarak bizlerde TETNAK
A. Ş. yi gönülden kutluyor başarılarının
devamı diliyoruz.
17
I. ULUSLARARASI BİLİŞİM VE
LOJİSTİK KONFERNASI ANKARADA
YAPILDI.
Türkiye Bilişim Derneği öncülüğünde Ankara Şubesi, Atılım Üniversitesi, Ankara Lojistik
Üssü ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği tarafından organize edilen “Bilişimle Güçlü
Lojistik” temalı 1. Uluslararası Bilişim ve Lojistik Konferansı Ankara Swissotel’de iki gün
süreli olarak 25-26 Şubat 2016 tarihlerinde yapılmıştır.
18
Açılış oturumunun
ilk bölümünde
konferansı
düzenleyen kuruluş
temsilcilerinin
konuşmaları yer
almıştır.
Toplantıya bilişim ve lojistik sektöründen
akademisyenler, uygulayıcılar,
planlayıcılar, hizmet geliştiriciler ve
sağlayıcılar olmak üzere toplam 400
ün üzerinde kişi ile yoğun bir katılım
sağlamıştır. Her iki gündeki katılımcı
sayıları, konferansa olan ihtiyacının ve
ilginin yüksek olduğunu göstermektedir.
Açılış oturumunun ilk bölümünde
konferansı düzenleyen kuruluş
temsilcilerinin konuşmaları yer almıştır.
Bu kapsamda ilk bölümde, TBD
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İlker
TABAK, Ankara Lojistik Üssü Yönetim
Kurulu Başkanı Sayın Erhan GÜNDÜZ,
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Başkanı Sayın Çetin NUHOĞLU, Atılım
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sayın
Yıldırım ÜÇTUĞ ve konferansın ana
sponsoru olan EKOL Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Sayın Ahmet MUSUL
tarafından konuşmalar yapılmıştır.
Bilişim ve lojistik sektörlerinin önemi
ve yakın ilişkisi üzerine odaklanan
konuşmalarda icra edilmekte olan 1.
Bilişim ve Lojistik Konferansı’nın bu ilişki
ile ilgili ne kadar önemli bir boşluğu
doldurduğu üzerinde uzlaşılmıştır. Bu
kapsamda özetle;
• Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Sayın İlker TABAK, lojistiğin
yaşamın ayrılmaz parçası olduğuna
değinerek ülkelerin kalkınmışlıklarının
ölçüsü olan dış ticarette taşımacılığın
oynadığı role dikkat çekmiş, bu
kapsamda bilişimin üstlenmiş olduğu
önemli görevleri dile getirmiştir.
• Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu
Başkanı Sayın Erhan GÜNDÜZ,
teknolojiyi kullanmadıkları dönemde
firmaların sevkiyat ve seferlerini takip
etmek için yaşadıkları zorlukları örnekleri
ile anlatmış, lojistik sektöründe bilişim
teknolojilerinin kullanımının önemini
vurgulamıştır.
• Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Başkanı Sayın Çetin NUHOĞLU, Türkiye
Bilişim Derneği’nin tarihçesi ve önemini
vurgulayarak, taşımacılıktan lojistiğe
öncelikli dönüşüm programı, lojistik
performans endeksinde ülkemizin
durumu ve uluslararası taşımacılıkta
sınır geçişlerinde yaşanan sorunlardan
bahsetmiş ve bu sorunların ancak
teknoloji kullanımı ile üstesinden
gelinebileceğini ifade etmiştir.
• Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Sayın Yıldırım ÜÇTUĞ, üçüncü nesil
üniversitelerin hızla gelişen global
dünyada bilginin ve ekonominin
gelişmesine doğrudan katkı sağlama
yükümlülüğü bulunduğunu, Atılım
Üniversite’sinin de her iki sektörün
önde gelen sivil toplum kuruluşları ile
gerçekleştirmekte olduğu bu birlikteliğin,
hem bu sorumluluğa hem de üniversite
ve sanayi ve ihtiyaç sahibinin bir araya
gelmesi ve ortak çalışma kültürü
oluşturulması süreci içinde güzel bir
örnek olacağını ifade etmiştir.
• EKOL Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Ahmet MUSUL, lojistik sektörünün
özellikle lojistik ve bilişimi bütünleşik
kullanma konusunda önemli lojistik
firmalarından biri olan EKOL Lojistik
faaliyetleri konusunda ayrıntılı bir şekilde
katılımcıları bilgilendirmiştir.
Açılış Oturumu’nun ikinci bölümünde,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı
Sayın Cenap AŞÇI, Konya Milletvekili
ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Başkanı Sayın Ziya ALTUNYALDIZ ve
konferansın davetli konuşmacısı Pegasus
19
Hava Taşımacılığı A. Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Sayın Ali SABANCI tarafından
konuşmalar yapılmıştır. Anılan
konuşmalarda özetle;
• Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Müsteşarı Sayın Cenap AŞÇI
bilişim, otomasyon ve gümrük
kavramlarının birbirinden bağımsız
düşünülemeyeceğini vurgulamış,
Bakanlık olarak arz zinciri güvenliğini
sağlamak adına farklı yenilikleri hayata
geçirdiklerini, Tek Pencere Sistemi'nin
Haziran 2016 itibarıyla başvuru
aşamasının tamamlanacağını, ifade
etmiştir.
• Konya Milletvekili ve TBMM Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya
ALTUNYALDIZ tarafından “bilişimin
lojistiğe güç verdiği” ifade edilmiş ve
2023 vizyonuna ulaşımda lojistiğin
önemi vurgulanmıştır.
20
• Konferansın davetli konuşmacısı
Pegasus Hava Taşımacılığı A. Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali
SABANCI, bilişim ve lojistik ilişkisini,
içinde bulunduğu hava ve deniz
taşımacılığı açısından ele almış, her
iki sektörün büyümesi için fiyatın
ve operasyonun önemine vurgu
yaparak fiyatı satış ve pazarlamanın ve
operasyonu da maliyetin belirlediğini
ve bu iki konuyu aşmada lojistik ve
bilişimin vazgeçilmez olduğunu keyifli
bir üslupla dile getirmiş ve sonunda da
günümüz ticaretinin artık mobil telefona
taşındığını ifade ederek mobilitenin
önemini vurgulamıştır.
Konferansın ilk günü gerçekleştirilen
“BİLİŞİM VE LOJİSTİK İLİŞKİSİ
ÜZERİNE” konulu ilk paneli Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sayın
Cenap AŞÇI’nın moderatörlüğünde
icra edilmiştir. Anılan panele Atılım
Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve
Ticaret Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın
Nevzat SAYGILIOĞLU, Demiryolu
Taşımacılık Derneği’nden Sayın
Hakan TUNA, EKOL Lojistik Danışma
Kurulu Üyesi Sayın Semih İNCEDAYI,
Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra
Kurulu Başkanı Sayın Fatih ŞENER ve
Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Sayın Hakan
BEZGİNLİ katılım sağlamıştır.
Anılan panelde;
• Prof. Dr. Sayın Nevzat SAYGILIOĞLU
tarafından Atılım Üniversite’sinde
konuya ilişkin yürütülen çalışmalar,
lojistiğin önemi, lojistik ile bilişimin bir
puzzle’ın parçaları olduğu,
• Sayın Hakan TUNA tarafından,
demiryolu taşımacılığında bilişim
teknolojilerinin önemi ve son yıllarda
TCDD tarafından kullanılmakta olan
bilgi sistemlerinin neler olduğu,
• Sayın Semih İNCEDAYI tarafından
EKOL Lojistik’te bilişim teknolojilerinin
lojistik kavramlarla nasıl birleştiği
hususları,
• Sayın Fatih Şener tarafından, bilişim
teknolojilerinin geldiği nokta itibarı
ile lojistiğin önemini arttırdığı, karlılık,
rekabet gücü ve verimliliği nasıl
yükselttiği,
• Sayın Hakan BEZGİNLİ tarafından,
Ankara Lojistik Üssünün Türkiye’nin
ilk uluslararası lojistik üssü olduğu,
Ankara Bölgesi’nin ve ülkemizin dış
ticaretini dünya pazarlarına açtığını
ve Türkiye’nin dünyada lojistik üssü
olması yolunda önemli bir adım olduğu,
hususları ifade edilmiştir.
Konferansın ilk günü öğleden sonra
gerçekleştirilen “ULUSLARARASI
TAŞIMACILIKTA BİLGİ TEKNOLOJİLERİ
UYGULAMALARI “ konulu panel
Ekonomi Bakanlığı Serbest Bölgeler,
Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel
Müdürü Sayın Uğur ÖZTÜRK’ün
modaratörlüğünde icra edilmiştir. Anılan
panele Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Gümrükler Genel Müdürü Sayın
Mustafa GÜMÜŞ, TOBB-UND’den
Sayın Ayça TÜRKCAN, TOBB – TIR ve
ATA Karnesi Müdürlüğü’nden Sayın
Ersin Yaşar ÇAKMAK, Ankara Gümrük
Müşavirliği Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Sayın Aslıhan ÇELEBİ ve DOA
Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı Özkan
DOĞANER katılım sağlamıştır.
Anılan panelde;
• Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Gümrükler Genel Müdürü Sayın
Mustafa GÜMÜŞ tarafından lojistiğin
önemi, bilgi teknolojilerinin uluslararası
taşımacılıkta oynadığı rol, Ortak Transit
ve NCTS uygulamaları ile “Tek Pencere”
ve “Tek Durak” projelerimiz başta olmak
üzere, Bakanlık tarafından yürütülen
projelerin sağlayacağı faydalar,
• TOBB-UND’den Sayın Ayça
TÜRKCAN tarafından TOBB–UND’nin
kullanmakta oldukları bilgi sistemleri,
• TOBB – TIR ve ATA Karnesi
Müdürlüğü’nden Sayın Ersin Yaşar
ÇAKMAK tarafından, BM bünyesinde
IRU ile birlikte yürütülen elektronik TIR
Karnesi çalışmaları,
• Ankara Gümrük Müşavirliği Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Aslıhan
ÇELEBİ tarafından, Gümrük İdareleri ile
gümrük idarelerine beyan veren dolaylı
temsilciler arasında yapılan elektronik
bilgi alışverişinin önemi,
• DOA Yazılım Yönetim Kurulu
Başkanı Özkan DOĞANER tarafından,
firmalarının lojistik sektöründe
maliyetleri azaltmak üzere geliştirdikleri
akıllı çözümlerden bahsetmiş ve
özellikle de LOJİSOFT adlı yazılımın
lojistik sektörüne getirdiği kolaylıklar,
hususları ifade edilmiştir.
21
Konferansın ikinci günü sabah
gerçekleştirilen “LOJİSTİK
ALANLARINDA BİLGİ TEKNOLOJİLERİ
UYGULAMA ÖRNEKLERİ “ konulu
panel Atılım Üniversitesi Sivil Havacılık
Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Dr.
Sayın Altan ÖZKİL moderatörlüğünde
icra edilmiştir. Dr. Altan ÖZKİL panelin
başlangıcında Lojistik ile ilgili bilgi
teknolojilerinin; işlemciler, sunucular ve
veri depolama sistemlerinden oluşan
bilgisayar sistemleri, bilgisayar ağları,
bulut sistemler, RFd, barkod, OCR,
ses tanıma gibi sistemlerden oluşan
otomatik tanıma ve veri toplama
sistemlerinden oluştuğunu ifade ederek
konuşmacıların bu büyük resime ne
şekilde katkıda bulunduklarını ifade
etmelerini talep etmiştir. Anılana panele
İzmir 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik
Fakültesi Lojistik Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Sayın Okan TUNA, IRU İstanbul
Ofisi’nden Sayın Mehmet UYLUKÇU,
SAP’dan Sayın Elif KURULAY, EKOL
Lojistik ARGE Merkezi Direktörü
Sayın Erdem ÖZSALİH, Evrim Yazılım
Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hakkı
BULUTOĞLU ve MDSap’den Sayın
Fatih BİLGİN katılım sağlamıştır.
• IRU İstanbul Ofisi’nden Sayın
Mehmet UYLUKÇU tarafından, TIR
Sisteminde uluslararası kefil kuruluş
olan IRU nun taşımacılık alanında
geliştirdiği ve birçok gümrük idaresinde
kullanılarak iş dünyası ile kamu
arasında veri alışveriş teknolojiler,
Anılan panelde;
Konferansın ikinci günü öğleden
sonra gerçekleştirilen “LOJİSTİK
SEKTÖRÜNÜN BİLİŞİM SORUNLARI
“ konulu panel Türkye Bilişim Derneği
İstişare Kurulu Başkanı Sayın Rahmi
AKTEPE moderatörlüğünde icra
edilmiştir. Anılan panele, ODTÜ EDMER
Başkanı Sayın Ali ARİFOĞLU, Kalkınma
Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi Bşk.
Sayın Özhan YILMAZ, TCDD Bilgi İşlem
Dairesi Bşk. Sayın Mesut KÜÇÜKİBA
• İzmir 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik
Fakültesi Lojistik Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Sayın Okan TUNA tarafından,
girişimcilik ve startup şirketlerin önemi,
bu kapsamda önemli startup şirketlerin
lojistik sektöründen çıkacağı, yeni
teknolojik gelişmelerle doğrultusunda
kurmuş oldukları firmaları tarafından
geliştirilen Konteyner Takip sistemi ve
uygulamaları,
22
• SAP’dan Sayın Elif KURULAY
tarafından, SAP tarafından geliştirilmiş
lojsitik uygulamalar,
• EKOL Lojistik ARGE Merkezi
Direktörü Sayın Erdem ÖZSALİH
tarafınan, AR-GE çalışma alanlarının
neler olduğu ve taşımacılıkta
optimizasyon konusunda geliştirdikleri
uygulamalar,
• Evrim Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Hakkı BULUTOĞLU tarafıdan,
Evrim Yazılım tarafından geliştirilmiş
olan dış ticaret ve lojistik sektöründeki
kullanımı, bu kapsamdaki gelmiş
oldukları seviye ve beklentileri,
• MDSap’den Sayın Fatih BİLGİN
tarfından, iş zekasının lojsitik alanında
nasıl kullanılabileceği ve bu kapsamda
geliştirmiş oldukları uygulama örnekleri,
hususları ifade edilmiştir.
ve TBD Ankara Şubesi 2. Başkanı Sayın
Nurcan SUNAY katılım sağlanmıştır.
Anılan panelde;
• ODTÜ EDMER Başkanı Sayın Ali
ARİFOĞLU tarafından, sorunları
teknolojik, sosyal, iş ve yasal
düzenleme olarak ayırmış ve bu
çerçevede sektörün bilişimle ilgi
sorunlarını gözden geçirmesi ve
tartışmasının uygun olacağı,
• Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu
Dairesi Bşk. Sayın Özhan YILMAZ
tarafından, Türkiye’de Lojistik
Sektörü’nün durumu, Kalkınma
Planı’nda lojistik sektörden beklentiler
ve bilişimin bu sektöre neler vadettiği,
• TCDD Bilgi İşlem Dairesi Bşk. Sayın
Mesut KÜÇÜKİBA tarafından, bilişim
teknolojilerinin demiryolu taşımacılığına
olumlu etkileri ve yapılması gerekenlerin
neler olduğu,
• TBD Ankara Şubesi 2. Başkanı
Sayın Nurcan SUNAY tarafından
sorunların genelde yeniliğe direnç,
farkındalık eksikliği ve kamunun sektör
firmalarıyla bilgi alışverişinde isteksizliği
başlıklarında toplandığı, hususları ifade
edilmiştir.
Konferans, TBD Ankara Şubesi Başkanı
Sayın Selçuk KAVASOĞLU’nun
katılımcılar ve tüm düzenleyen kurum
ve kuruluşlara hitaben yaptığı teşekkür
konuşması ile sona ermiştir.
23
24
ULAŞTIRMA,
DENİZCİLİK ve
HABERLEŞME
BAKANI
BİNALİ
YILDIRIM
2023’e kadar 8. 000 km otoyol ağına ulaşılması planlanmaktadır. Yurt sathına
yayılan otoyol çalışmalarımızın önemli ayakları olan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu
(433 km) ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda çalışmalarımız yoğun şekilde sürmektedir.
Sayın Bakanım öncelikle yeni dönem
Bakanlığınız hayırlı olsun.
Dergimizin ilk sayısında sizi konuk
etmiştik. Bugün 17. sayımızı ve
2106’nın ilk sayısına da sizinle
merhaba demek bizim için çok güzel.
Bu geçen süreçte birçok güzel işe ve
projeye imza attınız, bize bu süreçten
bahseder misiniz?
Ülkemizin ulaşım ve iletişim alanındaki
ihtiyacını karşılamak ve ülkemizi
gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak
için 2003 yılından bu yana 253.
3 milyar TL yatırım yapılmıştır. 13
yıl önce sadece 6 ilimiz birbirine
bölünmüş yol ağı ile bağlıyken,
bugün 75 ilimiz bölünmüş yollarla
birbirine bağlanmıştır. Bölünmüş yol
uzunluğumuz 6. 101 km’den 24. 263
km’ye ulaşmıştır.
1. 714 km olan otoyol ağımızın
uzunluğu ise 2. 289 km’ye ulaşmıştır.
2023’e kadar 8. 000 km otoyol ağına
ulaşılması planlanmaktadır. Yurt
sathına yayılan otoyol çalışmalarımızın
önemli ayakları olan GebzeOrhangazi-İzmir Otoyolu (433 km)
ve Kuzey Marmara Otoyolu’nda
çalışmalarımız yoğun şekilde
sürmektedir. Trafik güvenliği ve
konforlu seyahat için önem taşıyan
bir başka konu da iyileştirme
çalışmalarıdır. 2003 yılında 8. 652 km
olan BSK kaplamalı yol uzunluğumuz
19. 256 km’ye çıkmıştır. Tünel, köprü
ve viyadük çalışmalarımız, Doğu- Batı
ve Kuzey-Güney akslarımızın sağlıklı
bir şekilde birbirine bağlanması için
önem arz etmektedir. 2003 yılında
50 km olan tünel uzunluğumuz 250
km’ye yükselmiştir. 2003 yılında 83
adet tünelimiz varken, bugün bu sayı
bugün 261’e çıkmıştır.
Demiryolu sektöründe de
çalışmalarımız son 13 yılda büyük
ivme kazanmıştır. Bugün toplam
12. 485 km demiryolu ağımız
bulunmaktadır. 2023 yılına kadar
25. 000 km’lik bir ağa ulaşma ve
bütün ağı elektrikli ve sinyalli hale
getirme hedefleri belirlenmiştir. 2009
yılında Yüksek Hızlı Tren ile tanışan
ülkemizde Yüksek Hızlı ve Hızlı Hat
uzunluğu 1. 213 km’ye ulaşmıştır.
2023 hedefimiz bu uzunluğu 12. 000
km’ye çıkarmaktır. Türkiye; dünyanın
8., Avrupa’nın 6. Yüksek Hızlı Tren
İşletmecisi unvanına sahiptir. Şu anda
Ankara, Eskişehir, Konya ve İstanbul
illerimiz Yüksek Hızlı Tren ağımızın en
önemli bileşenleridir. Yüksek Hızlı ve
Hızlı Tren ağımızı, Afyon, Uşak İzmir,
Bursa, Yozgat, Sivas ve Erzincan’a
kadar genişletmek için çalışmalarımız
sürmektedir.
25
Denizcilik faaliyetleri
de üç tarafı denizlerle
çevrili ülkemiz
açısından büyük
önem taşımaktadır.
Dünyanın en büyük
on ekonomisi arasına
girme hedefi açısından
denizcilik alanında
önemli çalışmalar
yürütülmektedir.
Havacılık sektörümüzde adeta
devrim gerçekleşmiştir. Birçok
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede
havacılık sektöründe kriz yaşanırken,
Türkiye’de havacılık sektörü büyümeyi
sürdürmüştür. Yurtiçinde sivil hava
ulaşımına açık havalimanı sayısı
26’dan 55’e çıkarılmıştır. 2 merkezden
yapılan uçuşlar, bugün 6 havayolu
şirketi ile 7 merkezden yapılmaktadır.
2003 yılında yurt dışında 60 noktaya
uçuluyorken, bu sayı 2015 yılı itibarıyla
258 olmuştur. Nokta sayısı itibarıyla
Türkiye, dünyada ilk 10 ülke içindedir.
Denizcilik faaliyetleri de üç tarafı
denizlerle çevrili ülkemiz açısından
büyük önem taşımaktadır. Dünyanın
en büyük on ekonomisi arasına girme
hedefi açısından denizcilik alanında
önemli çalışmalar yürütülmektedir.
Türk Sahipli Deniz Ticaret Filomuz,
2003 yılında 19. Sırada iken bugün
13. sıradır. 2023 hedefimiz; Türk
Sahipli Deniz Ticaret Filosunu 50
milyon DWT’e ulaştırarak, bu konuda
dünyada ilk 10 ülke arasında yer
almaktır. Tersane sayımız 37’den 77’ye
yükselmiştir. 13 yıl önce 8. 500 olan
yat bağlama kapasitemiz 2015 yılında
17. 816’ya ulaşmıştır.
Bilgi toplumuna uzanan yolda da
çalışmalarımız tüm hızıyla sürmektedir.
2003 yılında 13. 8 milyar dolar olan
bilişim sektörü gelirleri 31 milyar doları
26
aşmıştır. Bunda sektörün rekabete
açılmasının rolü büyüktür. 13 yıl önce
20 bin olan genişbant abone sayısı
bugün 47 milyona yaklaşmıştır. Fiber
hat uzunluğumuz 256. 829km’ye
ulaşmış, fiber abone sayısı 1. 6
milyonu geçmiştir. 2003 yılında 27. 8
milyon olan mobil abone sayısı bugün
73. 5 milyondur. 2003 yılında %14
olan mobil ses trafiğinin toplam ses
trafiğine oranı %94’e çıkmıştır. Yapılan
düzenlemelerle tarifelerin vatandaşın
bütçesine uygun olması konuşma
sürelerinin artışında etkili olmuştur.
404 dk/ay ile Türkiye aylık mobil cep
telefonu konuşma süresi ile 248dk/
ay olan Avrupa ortalamasının çok
üzerindedir.
Yeni dönemde Dijital Devrim
olarak ifade ettiğiniz yatırımlardan,
gelişmelerden bahseder misiniz?
Küreselleşen dünyanın hiç şüphesiz
en hızlı gelişen sektörü, bilişim
sektörüdür. Bugün etkileri ve
katkıları itibariyle, eğitimden sağlığa,
ulaşımdan alışverişe özetle hayatın
her alanında bilişimden daha etkin bir
tetikleyici göremiyoruz
Bu bağlamda haberleşme ve bilişim
sektörü Bakanlığımızın birbirinden
önemli çalışmalar yaptığı bir sektör.
2003-2015 döneminde gerçekleşen
253, 3 Milyar TL’lik ulaştırma ve
haberleşme yatırımlarının sektörel
dağılımına baktığımızda haberleşme
sektörüne %10’nun üstünde bir pay
ile 26 Milyar TL’lik yatırım yapıldığını
görüyoruz.
13 yılda sektörün önünü açmak hem
de bilişim teknolojilerinin ülkemize
gelmesini, ülkemizde gelişmesini
sağlamak amacıyla birçok önemli
adım attık. İlk olarak ses tekelini
kaldırdık ve telekomünikasyon
sektöründe serbestleşmeyi 2004
yılında başlattık. Sektörün önünü
açacak yasal düzenlemeleri yaptık,
her eve genişbant internet götürdük.
Genişbant internet hizmetlerine
baktığımızda, sektördeki sabit
genişbant internet abonesinin 9, 2
milyon olduğunu mobil genişbant
abone sayısının ise, 37. 5 milyonu
geçtiğini görüyoruz. Bu sayı daha
2008 yılında sadece 6 milyon
civarındaydı. Şimdi sabit ve mobil
abone sayısıyla 47 milyon civarında.
Sabit ve mobil genişbant abone
sayılarındaki artışa paralel olarak
abone başına internet kullanımındaki
artış trendi de devam etmekte.
Sonra ülkemizde mobil Kapsama
Alanı neredeyse yüzde 100’e çıktı.
Nüfusu 500’ün altında olan ve mobil
kapsaması olmayan 1799 yerleşim
yerinin Evrensel Hizmet Projesi ile
kapsanması çerçevesinde Ekim
sonu itibariyle 1792 yerleşim yeri
kapsama alanına alındı. Kalan diğer
sahaların çalışmaları 2016 yılı içinde
tamamlanacak.
Biliyorsunuz Türkiye’yi 3G hizmetleri
ile tanıştırdık. 4, 5G yetkilendirmelerini
de 2015 yılı içinde gerçekleştirdik.
2016 yılı içinde artık Türkiye 4, 5 G
hızı ile tanışacak. 4. 5G ile kırsal
alanları da gözeterek, bu bölgelerde
yaşayan vatandaşların da yeni nesil
teknolojilerin getirdiği imkânlardan
daha kolay faydalanabileceği bir
planlama yapıyoruz. Zaten, 4, 5G,
3G ile ulaştığımız veri hızını ilerleyen
süreçte onlarca kata varan bir oranda
artırıyor. Bu teknoloji ile video izlemek,
veri indirmek, akıllı mobil uygulamaları
kullanmak 3G’ye oranla çok daha
kolay ve hızlı olacak. Bu nedenle
kullanıcılar her geçen gün daha fazla
veri talep edecek.
Ayrıca, 4G teknolojilerinin daha basit
ve kolay kurulum sağlayan yapısı
nedeniyle işletmecilerin yatırım
maliyetlerinin de düşmesini bekliyoruz.
Diğer taraftan, 4G ile birlikte
makineler arası iletişim (M2M)’in
de hızlı bir şekilde yaygınlaşması
ve farklı birçok iş modelinin ortaya
çıkmasını bekliyoruz. M2M sayesinde
insan müdahalesine minimum
ihtiyaç duyan makinalar sayesinde
çok büyük değişimler yaşanacak.
Örneğin ray sistemine yerleştirilen
sensörler trenlerin konumlarını
düzenler ve bu sayede olası trafiğin
önüne geçerek hem karlılık sağlar
hem de milyonlarca kentlinin
sorunu olan trafikteki vakit kaybını
azaltır. Aynı işlemin trafik ışıklarında
uygulanması benzer bir çözümün
araç trafiği için yaşanmasında
da etkili olabilir. Zaman kaybını
minimuma indirme kapasitesine sahip
endüstriyel internet alışkanlıklarımızı
da derinden etkileyebilir. Örneğin
sensörler ile donatılmış akıllı
buzdolapları online süpermarketler
ile doğrudan bağlantı kurarak evin
yiyecek ihtiyaçlarını insan yardımı
olmaksızın sağlayabilir. Bu örneklere
sayısız nicelerini ekleyebiliriz. İnsan
ihtiyaçlarının ve hayal gücünün bir
sonu yok neticede. Ancak burada
şunu belirtmek istiyorum ki söz
konusu teknoloji ile birlikte sayıları
sürekli artan yerli girişimcilerimizle
birlikte ülke ekonomimiz muhakkak
olumlu etkilenecek ve 2023 yılındaki
160 milyar dolarlık bilişim sektörü
büyüklüğü hedefimize ulaşmak çok
daha kolay olacaktır.
Sayın Bakanım Siber Güvenlikle ilgili
bizi bilgilendir misiniz?
Bildiğiniz üzere siber güvenlikle ilgili
olarak alınacak önlemleri belirlemek,
hazırlanan plan, program, rapor, usul,
esas ve standartları onaylamak ve
bunların uygulanmasını
ve koordinasyonunu sağlamak
amacıyla Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Başkanlığında 11
üyeden oluşan Siber Güvenlik Kurulu
kurulmuştur.
Bu çerçevede, 2014 yılı Eylül ayı
sonuna kadar Siber Güvenlik Kurulu
“Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve
2013-2014 Eylem Planı”nı onaylamış,
ayrıca, siber güvenliğe yönelik kararlar
almıştır. Eylem Planı, 29 adet ana
eylem maddesi ve 86 adet alt eylem
maddesinden oluşmaktadır. Eylem
Planı kapsamında kurulan Ulusal
Siber Olaylara Müdahale Merkezi
(USOM), 27 Mayıs 2013 tarihinde TİB
bünyesinde faaliyetlerine başlamıştır.
Ülke genelinde siber tehditlere karşı
alarm, uyarı ve duyuru faaliyetleri
yürüten USOM, siber olaylara
müdahalede ulusal koordinasyonu
sağlamaktadır. İnternet aktörleri,
uluslararası kuruluşlar, adli makamlar,
araştırma merkezleri ve üniversiteler,
özel sektör gibi paydaşlarla
koordinasyon içerisinde hareket eden
USOM, aynı zamanda Siber Güvenlik
İnisiyatifi ile de işbirliği içerisinde
faaliyetlerini yürütmektedir. Siber ihbar
kaynaklarının artırılması amacı ile
Olay Müdahale ve Güvenlik Ekipleri
Forumu (Forum of Incident Response
and Security Teams (FIRST)) ve
Bilgisayar Güvenliği Olay Müdahale
Ekipleri Görev Gücü – Güvenilir
Paydaşlar (Task Force-Computer
Security Incident Response TeamsTrusted Introducer (TF-CSIRT/TI))
organizasyonlarına üye olunmuştur.
Eylem planı kapsamında “Siber
Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME)”
nin oluşturulmasına ilişkin “SOME
Çalışma Usul ve Esasları Hakkında
Tebliğ” 11 Kasım 2013 tarih ve 28818
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
Bu kapsamda USOM’un
koordinasyonunda 7/24 müdahale
esasına göre çalışacak SOME’ler
için, ilgili kurum temsilcileri ile
birlikte “Kurumsal SOME Kurulum
ve Yönetim Rehberi Dokümanı”
hazırlanmıştır. Siber Güvenlik Kurulu
üyesi kurumlarca imza altına alınan
rehber kamu kurum ve kuruluşlarına
gönderilmiştir. Bakanlığımızca yapılan
çalışmalar sonucunda, TÜBİTAK
bünyesinde analiz sonucunda tespit
edilen zararlı yazılımları önleme
amaçlı Zararlı Yazılım ve Mücadele
Analiz Laboratuvarı kurulmuştur.
Ayrıca, Siber Güvenlik Kurulu
kararına istinaden kamu kurumları
arasındaki daha güvenli veri iletişimini
sağlamak üzere yapılan çalışmalar
tamamlanarak, Türk Telekom ile
imzalanmak üzere Kamu Sanal Ağı
(Kamu-Net) Protokolü hazırlanmıştır.
Gelişen bilgi ve iletişim teknolojileri
ve edinilen tecrübeler doğrultusunda
Bakanlığımızca gerek ulusal siber
güvenlik stratejimizin güncellenmesi
gerekse de 2013-2014 eylem
planımızın sona ermesi nedeniyle
2016-2018 dönemini kapsayan bir
eylem planı hazırlanması ihtiyacı
doğmuştur. Bu amaçla kamu, özel
sektör, akademi ve STK’lardan oluşan
paydaşların geniş katılımlı katkıları
ile hazırlanan “2016-2018 Ulusal
Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem
Planı” yayımlanma aşamasındadır.
1. Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı,
Bakanlığımızın da içinde olduğu
41 kamu kurumunun, özel sektör
kuruluşunun ve STK’ların katılımıyla
25-28 Ocak 2011 tarihlerinde
gerçekleştirilmiştir. Bakanlığımızın
koordinasyonunda, BTK ile TÜBİTAK
tarafından 25 Aralık 2012 -11 Ocak
2013 tarihleri arasında 61 kamu
kurumunun, özel sektör kuruluşunun
ve sivil toplum kuruluşunun (STK)
katılımıyla 2. Ulusal Siber Güvenlik
Tatbikatı gerçekleştirilmiştir.
Bakanlığımız koordinasyonunda, BTK
ve ITU-IMPACT işbirliği içerisinde 1.
Uluslararası Siber Kalkan Tatbikatı
2014, 15-16 Mayıs 2014 tarihlerinde
İstanbul’da 19 ülkenin katılımı
ile başarıyla tamamlanmıştır. Bu
tatbikatların en önemli sonucu,
erişim sağlayıcıların siber olaylara
müdahale yeteneklerinin tespit edilmiş
olması, diğer taraftan tatbikata katılan
kurumların siber güvenliklerinin
test edilmiş olması ve ilgili taraflar
arasındaki koordinasyon yeteneğinin
geliştirilmiş olmasıdır. Ayrıca tatbikat
sonucunda önemli bir bilgi ve
tecrübe paylaşımı gerçekleşmiştir.
Saldırılara karşı zafiyetlerin tespiti ve
savunma önlemlerinin geliştirilmesi
konusunda karşılıklı deneyimler
paylaşılmıştır. Ülkemizin siber
güvenliğine katkı sağlamak amacıyla
Bakanlığımız koordinasyonunda,
kamu kurumlarının bilgi sistemlerinden
ve siber güvenliğinden sorumlu
personele zararlı yazılım ve analiz
eğitimleri verilmektedir. Diğer taraftan,
Ülkemizdeki veri merkezlerinin mevcut
durumu ve yapılması gerekenleri
ortaya koyan bir rapor hazırlanmakta
olup, veri merkezlerinin özellikle siber
güvenlik boyutuyla düzenlenmesi ve
denetlenmesine yönelik bir mevzuat
oluşturulması planlanmaktadır.
27
Karayolları dışında
demiryolu, denizcilik ve
havacılık sektörlerimizin
gelişmesi için 66 milyar
TL’nin üstünde yatırım
yapılmıştır.
14
28
Ayrıca, ülkemizde siber güvenlikle
ilgili farkındalığın artırılması, muhtemel
zafiyetlerin tespit edilerek gerekli
önlenmelerin alınması amacıyla
bu yılın ilk çeyreğinde Ulusal Siber
Güvenlik tatbikatı düzenlenmesi
planlanmaktadır.
Türkiye’nin tüm ulaşımını göz önüne
aldığınız da en büyük yükün kara
ulaşımında olduğunu söylememiz
sanırım yanlış olmaz. Bu yükü
hafifletmek için ne gibi yatırımlar
olduğundan bahseder misiniz?
Sizinde belirttiğiniz gibi ülkemizde
yolcu ve yük taşımacılığında en fazla
tercih edilen ulaşım türü karayolu
olup, 2014 yılı itibarıyla yurtiçi yolcu
taşımacılığının %89, 8’i ve yük
taşımacılığının %89, 5’i karayolu ile
yapılmaktadır.
Bu yükün karayollarından alınması
daha doğrusu ülkemiz adına
daha akılcı bir ulaşım ve iletişim
sisteminin kurulması adına 2005
yılında Ulaştırma Ana Planı Stratejisi
oluşturulmuştur. 2009 ve 2013’te
gerçekleştirilen uluslararası nitelikteki
iki büyük Şûra ile konunun tüm
detayları irdelenmiş ve sağlıklı bir
zemin elde edilmiştir.
Bu doğrultuda ulaşım ve iletişim
yatırımlarına 2003 yılından bu yana
253. 3 milyar TL harcanmıştır.
Karayolları dışında demiryolu,
denizcilik ve havacılık sektörlerimizin
gelişmesi için 66 milyar TL’nin
üstünde yatırım yapılmıştır.
Bugün toplam 12. 485 km demiryolu
ağımız bulunmaktadır. 2023 yılına
kadar 25. 000 km’lik bir ağa ulaşma
ve bütün ağı elektrikli ve sinyalli
hale getirme hedefleri belirlenmiştir.
Bu yöndeki titiz çalışmalarımız
sürmektedir. 2009 yılında Yüksek
Hızlı Tren ile tanışan ülkemizde
Yüksek Hızlı ve Hızlı Hat uzunluğu
1. 213 km’ye ulaşmıştır. 2023
hedefimiz bu uzunluğu 12. 000 km’ye
çıkarmaktır. Yine yük taşımacılığında
demiryolunun payını arttırmak için de
çalışmalar sürmektedir. Bu kapsamda
planlanan 20 Lojistik Merkezden 7’si
hizmete açılmıştır. Bu merkezlerin
tamamı hizmete verildiğinde lojistik
sektörümüze 12 milyon 435 bin
metrekare alan ve 34 milyon 233 bin
ton yük kapasitesi kazandırılacaktır.
Söz konusu projeyle ülkemiz ile
Gürcistan, Azerbaycan ve Orta
Asya Türk Cumhuriyetleri arasındaki
kesintisiz demiryolu bağlantısını
sağlayarak tarihi İpek Yolu’nun
canlandırılmayı ve ülkeler arası
ekonomik ve kültürel iş birliğinin
geliştirilmesi amaçlıyoruz.
Havacılık alanında yapılan yatırımlar
ülkemizin dünyada söz sahibi
olmasına önemli katkılar sağlamıştır.
Yurtiçinde sivil hava ulaşımına
açık havalimanı sayısı 26’dan 55’e
çıkarılmıştır. 2 merkezden yapılan
uçuşlar, bugün 6 havayolu şirketi ile
7 merkezden yapılmaktadır. Son 13
yıl içinde iç ve dış hatlardaki toplam
yolcu sayısı ise 34 milyondan 181
milyona ulaşmıştır.
Bildiğiniz üzere bu hattın, ülkemizdeki
uzunluğu 73 km, Gürcistan tarafındaki
uzunluğu ise 28 km’dir. TürkiyeGürcistan (Kars-Ahılkelek) arasındaki
demiryolu hattının yapımına 2008
yılında başladık. İnşaat faaliyetleri
sürüyor. Ahılkelek-Bakü arasındaki
kesimin yenilenme çalışmaları da
eş zamanlı olarak devam ediyor.
Ayrıca Türkiye-Gürcistan (Kars-Tiflis)
Demiryolu Alt ve Üst Yapı İkmal İnşaatı
İhalesi 26. 03. 2012 tarihinde yapılan
söz konusu işin sözleşmesi 08. 04.
2013 tarihinde imzalanmış ve 10. 04.
2013 tarihinde yer teslimi yapılarak işe
başlanılmıştır. Kamu İhale Kurumu’nun
kararı ile mevcut firma tarafından
kalan işlerin tamamlanması hükmüne
istinaden, işe yeniden başlanmış bu
yılsonunda test sürüşlerine başlamayı
hedefliyoruz. Hat, işletmeye
alındığında; 1 milyon yolcu ve 6, 5
milyon ton yük taşıma kapasitesine
sahip olacak. 2034 yılı sonunda ise;
3 milyon yolcu ve 17 milyon ton yük
taşıma kapasitesine ulaşılacak.
Dünyanın en büyük on ekonomisi
arasına girme hedefi açısından
denizcilik alanında önemli çalışmalar
yürütülmektedir. 2003 yılında 57
milyar dolar olan denizyolu ile yapılan
dış ticaret taşımaları 2014 yılı sonu
itibarıyla 227 milyar doların üstüne
çıkmıştır.
Bu sektörün geliştirilmesi,
ekonomimizin dünya ekonomisiyle
bütünleşmesi ve diğer ekonomik
hedeflerimizin gerçekleşmesi
açısından son derece önem arz
etmektedir. Bu doğrultuda son
13 yıldır denizcilik sektörünü
geliştirme etkinlikleri hız kazanmıştır.
Denizcilerimize verdiğimiz KDV’siz
yakıt desteği ile kabotajda taşınan
yolcu sayısı 99. 8 milyondan 129. 3
milyona, araç sayısı 6. 2 milyondan
11. 6 milyona çıkmıştır. Limanlarımızda
elleçlenen yük miktarı 189. 9
milyon tondan 377. 1 milyon tona
yükselmiştir. Ayrıca ülkemiz, Beyaz
Liste’deki konumunu her geçen gün
kuvvetlendirmektedir.
Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye'nin
ortaklaşa yürüttüğü en önemli ulaşım
projelerinden biri olan Bakü-KarsTiflis Demiryolu Projesi'nden ve
hedeflerinden bahseder misiniz?
Bu projemizi bu yıl sonuna kadar
tamamlanacak ve Kars’tan 2017 yılı
içerisin ilk seferimiz başlayacak.
Ankara Lojistik Üssü gibi bir
yapılanmanın başta Ankara olmak
üzere genel olarak yansımaları sizce
ne yönde olmuştur?
Böylesi önemli bir konu sadece
Ankara düzleminde ele alınamaz.
Ayrıca lojistik sektörünün taşıma
modları arasındaki işbirliği ve kombine
taşımacılık ile birlikte ele alınması
gerekir.
29
taşıma modları
arasındaki işbirliğinin
geliştirilmesi ve
kombine taşımacılık
faaliyetlerinin tek
taşıma moduna
dayanan ve genelde
karayolu ağırlıklı
taşımacılık hizmetleriyle
rekabet edilebilir bir
düzeye getirilmesi
amacıyla yasal
zemin çalışmaları
Bakanlığımızın yeniden
yapılanması ile daha
da etkin hale gelmiştir.
Ülkemizde, yurtiçi yük taşımacılığının
%89, 5’i karayoluyla, % 5, 9’u
denizyolu ile, %4, 6’sı ise demiryolu
ile yapılmakta. Ulaştırma sisteminin
tek bir mod üzerine bu oranda
yoğunlaşması modlar arasında
uygun bir denge olmadığını göz
önüne sermektedir. Bu durum; taşıma
maliyetlerinin ürün maliyetlerine
olan olumsuz etkisi, yatırımların belli
alanlara yoğunlaşması ve yoğun
enerji maliyeti oluşturması gibi makro
düzeyde ülke ekonomisine verdiği
zararların yanı sıra, diğer taşıma
modlarına yapılacak yeni yatırımları
olumsuz etkilerken, çevre ve insan
sağlığını da tehdit eder düzeye
ulaşmıştır.
Bu noktada ülkemiz, enerji ve
hammadde kaynaklarının yolları
üzerindeki stratejik konumu nedeniyle
alternatif ulaşım yollarına ihtiyac
duymaktadır.
Bu noktada taşıma modları arasındaki
işbirliğinin geliştirilmesi ve kombine
30
taşımacılık faaliyetlerinin tek taşıma
moduna dayanan ve genelde karayolu
ağırlıklı taşımacılık hizmetleriyle
rekabet edilebilir bir düzeye
getirilmesi amacıyla yasal zemin
çalışmaları Bakanlığımızın yeniden
yapılanması ile daha da etkin hale
gelmiştir. Bakanlığımız, tüm ulaştırma
modlarının birbiriyle karşılaştırmalı
üstünlüklerini verimli olarak kullanma
olanağını sağlayan, enerji verimliliği
yüksek, çevreyle dost ve karayolu
taşımacılığının yol açtığı negatif
dışsallıkları (trafik sıkışıklıkları, teslimat
sürelerinde aksama, çevre-gürültü
kirliliği, kazalar vb. ) asgari seviyeye
indirecek kombine taşımacılık
olanaklarının geliştirilmesi üzerinde
yoğunlaşmıştır.
Avrupa ile kesintisiz ve uyumlu
demiryolu ulaşımının sağlanmasına
yönelik teknik ve idari karşılıklı
işletilebilirlik düzenlemelerine uyum
sağlanacaktır. Limanların demiryolu ve
karayolu bağlantıları tamamlanacaktır.
Demiryollarında yapımı planlanan 20
adet lojistik merkez tamamlanacaktır.
Lojistik alanda çalışan tüm
kurumlararası eş güdümü sağlamak
üzere ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’
kurulacak ve Türkiye’de ilk defa bir
lojistik master planı hazırlanacaktır.
Bütüncül bir lojistik mevzuatı
hazırlanarak yürürlüğe konulacaktır
Lojistik sektörümüz hızla
gelişmektedir. Diğer ulaşım sistemleri
ile entegre bir demiryolu hizmeti
sunmak ve kombine taşımacılığı
geliştirmek için lojistik merkez
yapımı ile önemli sanayi ve üretim
merkezlerinin demiryolu ağımıza
bağlantılarının yapılmasına devam
edilecektir.
10. Kalkınma planında yer alan
ve 25 adet Öncelikli Dönüşüm
Programlarından biri olan bu
programla, Türkiye’nin ihracat,
büyüme ve sürdürülebilir kalkınma
hedeflerine ulaşmasında, son yıllarda
hızlı bir gelişme gösteren lojistiğin
büyüme potansiyelimize katkısının
arttırılması ve lojistik performans
endeksinde 160 ülke arasında 30.
sırada yer alan ülkemizin ilk 15 ülke
arasına girmesi amaçlanmaktadır.
Lojistik Merkez, Köy ve Üslerin
Kurulumu ve Kapasitesi ile İlgili 4 adet
Yönetmelik yürürlüğe konulacaktır.
Lojistik Merkezler Kurulması Projesi
ile etkin karayolu ulaşımı olan ve
müşteriler tarafından tercih edilebilir
kent merkezlerinin dışındaki alanlarda,
ihtiyaçlara cevap verebilecek özellikte
alanlar oluşturulması, teknolojik ve
ekonomik gelişmelere uygun olarak,
özellikle organize sanayi bölgelerine
yakın ve yük potansiyeli yüksek olan
bölgelerin yeniden yapılandırılmaları
amaçlanmıştır
Lojistik merkezlerin, öncelikle organize
sanayi bölgeleriyle bağlantılı olarak
yük taşıma potansiyelinin yoğun
olduğu İstanbul (Halkalı), Kocaeli
(Köseköy), Eskişehir (Hasanbey),
Balıkesir (Gökköy), Kayseri
(Boğazköprü), Samsun (Gelemen),
Denizli (Kaklık), Mersin (Yenice),
Erzurum (Palandöken), Uşak, Konya
(Kayacık), İstanbul (Yeşilbayır),
Bilecik (Bozüyük), Kahramanmaraş
(Türkoğlu), Mardin, Sivas, Kars,
İzmir (Kemalpaşa), Şırnak (Habur)
ve Bitlis (Tatvan) olmak üzere toplam
20 yerde inşa edilmesi planlanmıştır.
Bunlardan ; Samsun, Uşak, Denizli
(Kaklık), Köseköy, Halkalı, Eskişehir
(Hasanbey) ve Balıkesir (Gökköy)
işletmeye açılmıştır. Bozüyük,
Mardin, Erzurum, Mersin (Yenice),
Kahramanmaraş (Türkoğlu), İzmir
(Kemalpaşa) lojistik merkezlerinde
inşaat işleri devam etmektedir. Diğer
lojistik merkezlerle ilgili ihale, proje
ve kamulaştırma çalışmaları da
sürdürülmektedir.
31
ERKUNT TRAKTÖR
ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN
Dünyanın ilk kadın traktör üreticisiyim. Bu sıfatı gururla taşıyorum.
32
33
Zeynep Hanım size daha yakından
tanıyabilir miyiz?
Ankara doğumluyum. İlk, orta ve
lise eğitimimi TED Ankara Koleji’nde
tamamladıktan sonra, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler
Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun
oldum. Okul biter bitmez Erkunt Sanayi
A. Ş. Döküm ve Makine Fabrikalarında
çalışmaya başladım. Uzun yıllar
farklı bölümlerin kuruculuğunu ve
yöneticiliğini yaptım.
34
2006 yılından bu yana, Erkunt Traktör
Sanayii A. Ş. ’nin Genel Müdürü
olarak görev yapmaktayım. Dünyanın
ilk kadın traktör üreticisiyim. Bu
sıfatı gururla taşıyorum. Ayrıca;
OAİB Makine ve Aksamları İhracatçı
Birliğinin, OAİB Türkiye’nin Makinecileri
Grubunun, Tarım Makineleri İmalatçıları
Birliğinin Yönetim Kurullarında üyelik
görevini devam ettirmekteyim, TOBB
Otomotiv Sektör Meclisinin üyesiyim.
Bu sektörel görevlerin yanı sıra,
kadının iş hayatında güçlenmesini
esas ve hedef olarak alan
platformların, TOBB Kadın Girişimciler
Kurulunun İcra Kurulu, TOBB Kadın
Sanayici Kurulunun da üyesiyim.
Bunların dışında bir sosyal görev
olarak addettiğim Kolejli İşadamları
Derneğinin (KİD) ve TED Ankara Koleji
Mezunlar Derneğinin üyesiyim.
Evliyim, başarılı her insanın arkasında
bir destek vardır sözünün en büyük
kanıtı herhalde benim kocamdır, bana
bugüne kadar yaptığım işlerde büyük
destek vermiştir ve birlikte büyümekten
çok mutlu olduğum 2 güzel insanın da
annesiyim.
Dünyada traktör alanında fabrika
yöneticiliği yapan tek kadın
olduğunuzu belirtiyorsunuz. Ağırlıkla
erkek egemen bir sektörde faaliyet
gösteren bir kadın yönetici olarak
sektörde kadın olmanın sizce ne
gibi artıları ve eksileri bulunuyor?
Kadınların aktif olduğu bir sektörde
çalışmadığım doğru fakat benim
için traktör sektörü tekstil, moda
veya gıda sektörlerinden pek farklı
değil. Bu nedenle bir kadın yönetici
olarak sektörün erkek egemen
olmasını önemsemiyorum. Yöneticinin
cinsiyeti olmamalıdır. Eğer gerekli
vasıflara sahipseniz kadın veya erkek
olmanın hiçbir önemi yok. Yaptığımız
iş sanayicilik ve işimize bu açıdan
yaklaşarak sektörümüzü büyütmeye
çalışıyoruz. Buna ek olarak kadın
yönetici olmanın ticarete ve markaya
pozitif etkilerini göz ardı edemeyiz.
Kadının erkeğe göre daha detaycı,
daha sakin ve daha sabırlı oluşu,
aslında iş hayatında kadın yönetici
için önemli bir pozitif fark. Bu yönetim
şekli, markamıza ve işimize önemli
katkılar sağlıyor. Ayrıca yıllar içerisinde
çiftçilerimiz beni marka ile öylesine
özdeşleştirdiler ki, onların karşısında
bir an bile “erkek olsaydım beni daha
iyi benimserler miydi” demedim.
Ablaları oldum, kardeşleri oldum,
üzüntülerini ve sevinçlerini paylaştılar
benimle. Bunları başka bir traktör
firmasının erkek genel müdürü ile
paylaştıklarından emin değilim ama
bana gelen mektuplardan onlar için
önemli olan bir abla figürü olduğumu
anlıyor, bundan büyük mutluluk
duyuyorum. Belki de sınırlar bizim
kendi zihinlerimizde. Bu nedenle farklı
sektörlerde de kadın yöneticilerin
sayısal artışını büyük bir sevinç ile
izliyorum.
Erkunt Traktör sektörde kaç yıldır
faaliyet gösteriyor?
Erkunt Traktör’ü 2003 yılında, bir yerli
tasarım traktör markamız olması
gerektiğine olan inancımızla ve
yüzde yüz yerli sermaye ile kurduk.
Kurulduktan sonra prototip çalışmaları
ve üretim izinlerinin tamamlanması
yaklaşık 1 yıl sürdü ve ilk traktörümüzü
2004 yılının Eylül ayında çiftçi ile
buluşturduk. Yani 13 yıldır faaliyette
Erkunt Traktör.
Üretim merkezinin kapasitesi ve
diğer özellikleri nelerdir?
Yılda 18. 000 adet üretim kapasitesi
ile Ankara Sincan Organize Sanayi
Bölgesi'nde bulunan 14. 500 m²'si
kapalı olmak üzere toplam 45. 000
m²’lik alanda, 350 çalışanımız ile
sadece traktör üretimi değil aynı
zamanda ön aks, hidrolik kaldırıcı ve
kabin üretimi de gerçekleştiriyoruz.
Türkiye’nin toprak özellikleri ve Türk
çiftçisinin ihtiyaçlarını iyi dinleyerek
ve çok dikkatle ilerleyerek, ürün
gamını 12 yıl içinde 2 modelden 90’ın
üzerinde modele çıkardık. Bu dikkatli
tasarımın yanı sıra, kalite ile satış
sonrası konularına titizlikle eğilerek
kuruluşumuzun 6. yılında pazarın ilk 3
oyuncusundan biri olduk.
Her yıl ciromuzun en az %2’sini ARGE çalışmalarına ayırarak ürettiğimiz
traktörlerin verimli, tasarruflu, çiftçi
dostu, üstün teknolojik özelliklerle
donatılmış ve ağır şartlara dayanıklı
olması için çalıştık. Bu çabalarımız
Sanayi Bakanlığı tarafından da
desteklendi ve AR-GE Merkezi kabul
edildik. Bu yıl Ar-Ge çalışmalarına
ayırdığımız kaynağı %8’e yükselttik.
Sektörde ilk ‘Müşteri Memnuniyeti ve
Şikâyet Yönetim Sistemi Belgesine’
sahip olmamız ve ürünlerimize
verdiğimiz 3 yıl garanti desteğiyle
sektörde çok ayrıcalıklı bir yere
oturduk. Mümkün olan her imkânı
değerlendirerek çiftçilerimize yakın
olmayı, çabuk ulaşılabilir olmayı bir
düstur edindik, bu sebeple Türkiye
genelinde 167 satış noktası, 450 yetkili
servisi ve 5 bölgede oluşturulan yedek
parça bölge ve tali bayilikleri ile geniş
bir hizmet ağına sahibiz.
Ve tabii bence en kayda değer
özelliğimiz, Erkunt Traktör deyince
artık akla sadece sektördeki ilk kadın
yöneticinin değil, sektördeki İlk mavi
yaka kadın çalışanın da gelmesi oldu
bence. Traktör sektöründe bir ilktir kadın
mavi yakanın üretime dâhil olması. Son
derece hassas ve titiz çalışmaları ile
kabin üretim tesisimizin pırlantalarıdır
kadın çalışanlarımız.
Traktör sektöründe bir ilke imza
attınız ve Limited Edition olarak
adlandırdığınız projenizi hayata
geçirdiniz. Bize bu projeyi anlatır
mısınız?
Bugüne kadar otomobil markalarının
yaptığı “sınırlı sayıda özel üretim”
konseptini neden bir traktör markası
da yapmasın diye düşündük ve ortaya
çok özel bir traktör tasarımı çıkardık.
Siyah Haşmet 110 Lüks modelimiz,
Türkiye’nin sınırlı sayıda üretilen ilk
traktörü olarak tarihe geçti. Bu traktörü
diğerlerinden ayrı kılan tek özelliği
siyah oluşu değildi; kabinindeki lüks
detaylar ve pek çok elektronik eklenti
de çiftçilerin beğenisini kazandı. Ne
yazık ki çok isteyeni olduysa da bu
güzel traktöre sadece 1 şanslı kişi sahip
olabildi.
Sektöre yenilik, taze kan, heyecan
getirmek güzel oldu bence. Çiftçimiz
çok değerli, bunu onlara göstermenin
bir yolu da bu oldu bizim için.
Müşteri memnuniyetine bakış açınız
nedir?
Kesinlikle hayati bir mesele; üretim
süreçlerimizi en az hata olacak şekilde
her geçen gün iyileştirmeye ve kalite
kontrolünü aşamalandırarak çok sıkı
tutmaya özen gösteriyoruz. Fakat ne
olursa olsun, traktör çok zor şartlar
altında kullanılan bir iş makinası ve
ister istemez çiftçinin yardımımıza
25
35
ihtiyacı olan durumlar doğabiliyor.
İşte tam bu noktada hızlı ve etkili
iletişim çok önemli; çünkü tarladaki
çiftçi doğa ile mücadele halinde ve
zarara uğramaması için saatler, hatta
dakikalar bile çok önemli olabiliyor.
Bunun için Türkiye’nin dört bir yanına
yayılan servis ağımız var. Almış
olduğumuz TS-ISO 10002 Müşteri
Memnuniyeti ve Şikâyet Yönetim
Sistemi Belgesi, sektörümüz için
Türkiye’de bir ilktir.
Sadece satış sonrası hizmetlerde hızlı
servis sağlamak değil, aynı zamanda
çiftçinin taleplerini ve ihtiyaçlarını da
anlayabilmek ve ürünlerimizi onlardan
gelen geri bildirimlerle her geçen gün
daha iyi hale getirmek de gerekiyor. Bu
noktada, devreye AR-GE merkezimiz
giriyor. Bildirdikleri ihtiyaçlarına göre
tasarlanmış bir traktörden daha fazla
ne mutlu edebilir ki bir çiftçiyi?
Bütün bunların yanı sıra, süreli bir
yayınımız var, Erkunt ve Tarım adında.
6 ayda bir çıkan bir gazetededir bu. Bu
gazetemizde tarımla ilgili her konuda
çiftçilerimizi bilgilendirip, gelişimlerine
katkıda bulunmaya çalıştığımız gibi,
değerli kadınlarımıza ve geleceğimiz
olan çocuklara yönelik bilgilendirme
ve eğitim sayfalarımız da var. Biz
ürünümüzün ötesinde, çiftçinin tarımla,
hatta hayatla ilgili her meselesinde
yanında olmaya çalışıyoruz.
12 yıl sonra amblem ve logonuzu
değiştirdiniz, buna niye gereksinim
duydunuz ve nasıl karşılandı?
Logomuzu uzun yıllar çok severek
kullanmıştık. Ama her gelişen, büyüyen
firmanın ara sıra imaj yenilemesi
gerekiyor; özellikle de bizim gibi,
hızla kendisini yenilemeyi ve önerileri
dikkate almayı ilke edinmiş markaların.
. . Bizim durumuz da bu oldu; biz
inatçı, hızla yükseklere tırmanan ve
Ankaralı bir markayız. Yeni logomuz,
şirketimizin ardındaki bu ruhu
36
yansıtmak için tasarlandı ve çiftçiden
çok olumlu yorumlar aldı. .
İhracat yaptığınız ülkeler ve
ihracattaki son durumunuz nedir?
İhracata, 2007 yılında başladık. İhracat
markamız ArmaTrac. Çok büyük bir
rekabetti bizim için ihracat, çünkü hiç
bilinmeyen bir isimdik dünya çiftçisi
için. Zor oldu, hala da zor, ama sağlam
adımlarla ilerliyoruz. Üretimimizin
%5’ini ihraç ediyoruz. Bu sene için
hedefimiz %8. Rakamlar çok büyük
olmayabilir ama gerçekleştirilmesi
büyük bir başarıdır bu ihracatın.
Düşünsenize, Türkiye gibi bir tarım
ülkesinden çıkmış 1 tane yerli traktör
markası olmamıştı biz “biz varız
“diye dünyaya açılmaya çalışana
kadar. İnanın hala “Türkiye’de traktör
üretiliyor mu?” diye soruluyor bana.
Son örneğini Mart ayı başında New
Orleans’ta katıldığım Commodity
Classic tarım fuarında yaşadım.
Hayretler içinde dinlediler beni
markamızın hikâyesini anlatırken.
İşte biz böyle bir ortamda yılda
500-600 traktörü ihraç etmeyi dahi
bir başarı olarak görüyoruz. Giderek
artacak bu sayı. Bunu hem kalitemizi,
hem ihracat departmanımızın ne
kadar azimle çalıştığını bildiğim için
söylüyorum.
2007 yılında Bulgaristan’la başlayan
ihracatımız Almanya, İngiltere, Güney
Afrika, Filipinler’e kadar yayıldı. 19
ülkede bayimiz var, 3 ülkede de
distribütörümüz.
Kısa bir süre önce dünyada Türkiye'de
tasarlanmış ve üretilen bir traktörün
adı geçmezken, şu an büyük traktör
satıcıları yurt dışı markamız olan
ArmaTrac'ın distribütörlüğünü talep
ediyorsa, demek ki iyi bir şeyler
yapabilmişiz diye düşünüyorum.
Dünya markası olma yolunda
olduğunuzu sık sık belirtiyorsunuz.
Niye yola bir dünya markası ile değil
de yalnız çıktınız?
Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin çok
uzun yıllar önce kendi markasını
yaratmış olması gerekiyordu.
Nasıl ki Avrupalı çiftçiler kendi
ülkelerinde tasarlanıp üretilen
makinaları kullanırken bununla
gurur duyabiliyor ise, Türk çiftçilerin
de aynı gururu yaşaya hakkı
olduğunu düşündük. Dünya markası
olma yolunda ilerlerken, başka
bir marka ile yola çıkmamamızın
nedeni bu idealimiz oldu; öncelikle
kendimiz bunu başarmalıydık ve
bağımsız olabileceğimizi herkese
göstermeliydik.
Sanayi Bakanlığı tarafından Türkiye’de
232’nci, Ankara’da 27’nci ARGE Merkezi olarak kabul edildik.
Kurulduğumuz günden bu yana
kültürümüzde var olan AR-GE kavramı
ile hiçbir lisansa bağlı kalmadan
kendi tasarladığımız traktörleri hem
Türkiye hem de Dünya çiftçisi ile
buluşturuyoruz. Bundan büyük
mutluluk olabilir mi?
Türk çiftçilerinin yerli üretime bakış
açısı nasıl?
Yerli traktörlerin yedek parça ve servisi,
yabancı markalara göre daha ucuz.
Bir ayrı önemli nokta ise ithalat yolu ile
ülkemize gelen markaların, pazarda ne
kadar süre kalacaklarının bir garantisi
yok. Markanın olası bir Türkiye’den
çıkma kararı ile Türk çiftçisinin yedek
parça bulması ve servis-bakım hizmeti
alması güçleşir. Bu nedenle Türk
çiftçisi de yerli tasarım traktörü yedek
parça ve servis garantisi, kalitesi
ve performansı için tercih ediyor.
Pek çok çiftçimiz, milli duygularla
ve yerli malının desteklenmesi
konusundaki düşünceleri nedeniyle
de bize gönülden destek oluyor ki bu
gerçekten çok yüce bir neden.
Sosyal sorumluluk projelerine bakış
açınızı öğrene bilir miyiz?
Bence bu devirde artış tartışılmaması
dahi gereken 2 önemli konu, maalesef
dünyada olduğu gibi bizde de desteğe
muhtaç: Kadın ve Eğitim. Ben de bir
sanayici, hem de bir kadın sanayici
olarak sosyal sorumluluk çalışmalarımı
bu 2 kavram üzerinde derinleştirme
kararı aldım.
Eğitimi rahmetli babam zamanından
beri çok önemseyen bir aileyiz.
Bu sebeple, alt yapısı kötü olan ve
eğitimin çok zor şartlar altında verildiği
köy okullarına ulaşıyoruz. Bunlar
tuvaletlerinde su olmayan, merkezi
ısınma sistemi olmayan ve bu nedenle
bir soba ile 3 ayrı sınıfın ısıtılmaya
çalışıldığı eğitim yuvaları. Anaokulları
yok, kütüphaneleri yok, bilgisayarları
yok demiyorum, hayati ihtiyaçlara
cevap vermeyen okullar diyorum.
Her yıl bu ve buna benzer sorunların
olduğu okullarda yenileme çalışmaları
gerçekleştiriyor, okulları çocukların
severek, koşarak gidecekleri sıcacık
yerler haline getirmeyi hedefliyoruz.
11 adet Erkunt Traktör İlköğretim Okulu
var şu anda Türkiye’nin çeşitli illerinde
ve buralarda 3. 000’in üzerinde
çocuğumuz son derece medeni
şartlarda eğitim görüyor. Ankara
Sincan Organize Sanayi Bölgesinde
eğitime devam eden bir de Meslek
Edindirme Merkezi var. Oradan mezun
çocuklarımız da sanayiye bir meslek
öğrenerek katılıyorlar ve kariyerlerinde
daha hızlı ilerleyebiliyorlar.
Kadının güçlendirilmesi konusu ise
engin bir deniz. Her şeyden önce
eğitim alabilmesi, meslek sahibi
olabilmesi, bir birey olduğunu kendi
kararını verebileceğini öğrenmesi,
sosyal hayatta, iş hayatında
güçlendirilmesi, yeteneklerinin,
olumlu özelliklerinin farkına
varması bunlar çok önemli. Konuyu
daha da öteye taşıyarak, kadının
finansmana ulaşması, kendi kararı
ile işini kurabilmesi ve yönetebilmesi
Türkiye’de hassasiyetle üzerinde
durulması gereken konular.
Bu konularda TOBB KGK icra
kurulunun içindeyim ve elimden gelen
desteği vermeye çalışıyorum. Ayrıca,
cinsiyet eşitliği meselesi artık dünyada
çok değerli yöneticiler ve iş liderleri
tarafından telaffuz edilen bir noktaya
geldi. Bunu büyük bir memnuniyetle
izliyorum. Biz de Birleşmiş Milletler
Kadını Güçlendirme Prensiplerini
(WEPs) imzalayarak kadının iş
dünyasında ve toplumdaki yerinin
güçlendirilmesini destekleyeceğimizi
taahhüt ettik. WEP CEO Bildirgesini
Türkiye’de imzalayan az sayıda
şirketten bir tanesiyiz. Ne kadar çok
kadını toplum hayatına katabilirsek,
toplum o kadar yarım olmaktan
kurtulacak, sağlıklı ve dengeli
büyüyecektir.
37
ANKARA YURTİÇİ NAKLİYE LOJİSTİK MERKEZİ
İSMET BEYAZKILIÇ
38
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezi
Yönetim Kurulu başkanıyım, kendi
nakliye lojistik firmam var. Babam
1955 yılında ilk kamyonu alıyor, altmışlı
yıllarda Türkiye Postaları mütayitliğine
başlıyor. Babadan sonra bizde bayrağı
alıp devam ettirdik. Ben ikinci nesilim,
aile şirketiyiz bununla birlikte 17
yaşını bitirince aile şirketinin başına
geçtim. Aileyi hiç dağıtmadan, anamın
babamın vasiyeti üzerine bir çatı
altında götürüyoruz. Şimdi üçüncü
kuşaklar geliyor, onları yetiştiriyoruz,
bayrağı inşallah onlara vericez. İki
kızım var, birisi evli diğeri uluslararası
ticaret okuyor. Ama daha bayrağı
teslim edeceğimiz birisi çıkmadı.
Küçük kızım biraz meraklı. Aslen
Giresunluyuz, elli küsür yıldır ankarada
yaşıyoruz, iyi bir Ankarılı’dan daha iyi
bir Ankaralı hissediyorum kendimi.
Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik
Merkezinin oluşum hikayesini bizimle
paylaşır mısınız?
Türkiye'nin ilk ve en büyük lojistik
Üssü, Sayın Başkan, abim Erhan
Gündüz ve tüm yönetim kurulu bir
aileyiz biz. Oranında ortaklarındanım,
o vesileyle oldu. Bir saç ayağının bir
tarafı Ankara Lojistik Üssü, bir tarafı
biziz.
Burası biteli iki buçuk yıl oldu fakat
direnenler, mualefet yapanlar, zaten
bizi yoran kısım burası. 2, 5 yıl
boyunca çok uğraştık, gitmediğimiz,
çalmadığımız kapı kalmadı. Yani bir
Cumhurbaşkanımıza çıkamadık,
onun içinde en son dilekçe yazıp
göndermiştik. Allaha şükürler olsunki
oraya intikal etmeden çözdük.
Biz buranın kuruluşunda dört, beş
arkadaş yola çıktık, Uluslararası
bölüm başlayınca bizimde gitmemiz
gerektiğini anladık. Ümitköy köprüsü
yapıldıktan sonra Şaşmazda
kalmamız olanaksızdı. Zaten şehir
içi keşmekeşlikti bizim içinde, trafik
içinde çok zordu. Beş arkadaş alt
zeminleri oluşturduk, üyemiz olan
120 tane esnafımız vardı Şaşmazda,
onlarla toplantı yaptık, anlattık.
Çok kargaşaya sürükleyen, çomak
sokmaya çalışan oldu, 108 ortakla
başladık fakat bağzıları vaz geçti.
On sekiz deli adam yola çıktık, bu on
sekiz kişi büyük nakliye firmalarının
sahipleri. Ankara Yurtiçi Nakliye
Lojistik Merkezin'ni hiç bir devlet
katkısı olmadan, resmi kurumların
katkısı olmadan tamamen kendi
imkan ve öz verilerimizle, kredi
kullanarak yaptık. Temeli attiktan
sora duralım dedik, buranın
açılışına sayın Cumhurbaşkanımız
geldiğinde biz buranın kaba inşatını
yapıp bırakacaktık ve belli bir
süre bekliyecektik . Açılışta Sayın
Cumhurbaşkanımız Ankara Lojistik
Üssünü ziyaret ettiğinde çok şaşırdı
2007-2008 krizinin başladığı dönemde
bu tesis yapıldı. Bu sefer çok mutlu
olmuştu Ankara Lojistik Üssünü
görünce, hep teyet geçti diyorum
ya size, siz inanmıyorsunuz dedi.
Kürsüden Ankara Lojistik Üssüne
nasıl yardımcı olurum? Bir şey isteyin
benden diyince yonca köprüyü
söyliyeceğiz fakat ben zaten ilk defa
karşılaşıyorum, çok etkilendim.
39
O zaman burayı çabuk bitirmemizi,
açılışı kendisinin yapıcağını söyledi.
Burda sistem hep çalıştı, burası
300 tane iş yerinin olduğu bir AVM.
Kısmet bugüneymiş, mutluluğumuz
üyelerden gelen görüşle doğru orantılı.
Onların mutluluğuyla geçmişi unuttuk,
geleceğe bakıyoruz.
Sayın İsmet Bey, bu süreçte
yaşadığınız sorunlardan bahseder
misiniz?
Şimdi şaşmaz nakliyeciler sitesini
biliyorsunuz, burda şu vardı hani
100m relik evde oturursunuz 200
metrelik bir yer alırsınız ama 6 ay
gitmez ayak sürürsünüz. işte bizim
insanlarımızda Şaşmaz şehrin içinde
oluşundan, birde çok zor hareket eden
bir camiyayız. Sitelerden Şaşmaza
gelirken toplum polisi en sonunda
jopla gönderdi bizi. Ve bu şekilde
yaşadık, bunla birlikte çok uğraştık
ordaki birkaç rantiyecinin kışkırtması
sonucu, bununla birlikte Ankara Büyük
Şehir Belediye Başkanı Sayın Melih
Gökçeyin, Kazan belediye Başkanımız
Lokman bey, Ankara milletvekillerimize
çok teşekkür ediyoruz, Cumhur
başkanımıza o vesile oldu
40
buranın yapılmasına teşvik etti ve
destekledi. O zaman Başbakandı,
buranın açılışını ben yapıcam dedi.
Ülkemizin tüm sıkıntıları biter Sayın
Cumhurbaşkanımız müsait olduğunda
buranın açılışını yaptıracağız.
Bir tesis yaptık tabi bu tesis önce
Türkiyeye sonra Ankaraya hizmet
ediyor. bütün Tırlar 2000-2500 tane
şehrin içinde dolaşıyordu. Bayan
şöförlerimiz zorluklar yaşıyordu.
değişik yanlış yerlere park ediyorlardı.
Gec gidecekleri bir tuvalet yoktu,
yemek yiyecekleri hiç bir yer yoktu.
en önemlisi can güvenlikleri yoktu.
tamamen nakliyeciler başı boş
şekildeyaşıyorlardı. Alıp götürülüyor,
soyuluyorlar dı, dövülüyordu, şikayet
edicek gidicek hiçbir mercileri yoktu.
Onların bütün evi, arabsı, yazlığı,
yaşam alanı kabinin içi o çekicinin içi.
Bende bir kamyoncu çocuğu olarak
hep özlemim de bu insanların en iyiye
en güzele layıklar. Onlar olmadan
biz üreticinin olmıyacağını, çok iyi
bilenlerden biriyiz. Bu sektörün içinde
çok mutluyuz. Buraya tşındıktansonra
inanın her kez üçgün sonrası tektek
bütün dükkanları heryeri dolaştık.
Çukulatayaptırdık hoş geldiz dedik.
Herkez çok mutlu.
Buraya gelmemek için çok
mücadeleverenlerde mutlu ve hakkınızı
helal edin dediler aklıma geldikçe
duygulanıyorum.
Burda insan olduğumuzu nakliyeci
olduğumuz değerimizi birkez daha
anladık, allah siz den razı olsun
dediler.
Sekiz yılın yorgunluğu sitresi
burdaki tabloyu, çıkan doğru işi
görünce bitti, herkez çok mutlu. Tüm
muhalefet yapan direnen isanlar gelip
memnuniyetlerini ilettiler.
Yönetim kurulu arkadaşlarıma hepsine
teşekkür ediyorum.
Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezin
‘den kısaca bahseder misiniz?
Çok hızlı şekilde yerleştik, 100. 000 lik
garajımız bitti, 50. 000 daha büyüme
alanımız var. ihtiyaç olduğunda
devreye girecek şekilde, hemen ertesi
gün 3000 kişilik yemek servisine
başladık, 10 gün boyunca sabahtan
yatıncaya kadar ücretsiz yemek verdik,
3000 kişiye.
Garajları bir ay ücretsiz yaptık,
şaşmazdaki esnafı mağdur etmemeye
çalıştık. Ordaki havlucuyuyu
çamaşırcıyı getirdik ordaki berberi,
telefoncuyu getirdik, herkeze
nelazımsa getirdikki orda olışık
oldukları hayatları devam ettirebilsinler.
Banyo hamamımız var, ızgara
ocakbaşı yaptırıyoruz şimdi. Fırınımızı
devreye sokuyoruz, gelen talepleri
karşılamaya çalışıyoruz.
70 m2 dükkanlarımız, kiraları üçte
birine düşürdük bu çok önemli,
KDV kestik, dört ay boyunca buraya
adapte olma süresince kira alınmadı,
artık burda bir aileyiz, toplumuz,
burda kimse kafasına göre fiyat
belirlemiyecek, pastanede, berberde
hepsi bizim kontrolümüzde olucak
kimsenin rantiyecikliğine müsade
etmiyeceğiz. Her dükkanda bir
nakliyecimiz var bunla birlikte
garajların fiyatları belirlenecek.
Ankaranın içinden ulusal olarak
5000 aracı çektik, çok büyük başarı
bakın galericilerde bizimle beraber
taşınacaktı taşınamadılar. Birileri var
kaşıyor, mualefet yapıyorlar, söyledik
arkadaş gelin dedik. Biz elimizi taşın
altına koyduk fiyatları üçte birine çektik
onlarda ellerini taşın altına koysunlar,
bir geçiş süresi versinler üç, beş
ay neyse bilemiyorum haddim yok
onlara bir şey söylemeye.
Bizim bugün burda olmamızın en
büyük nedeni birebir konuşdum, izah
ettim. Allaha bin şükür olaysız taşındık.
Beş banka yerimiz kaldı tümdiyer
yerleri verdik. 3 tanede GSM firmasına
yer vereceğiz.
Buranın avantajı gümrüğümüz burda,
Ticaret odası, Sanayi odası, Halk
Bankası, 112 Acil, mescit ve camimiz
var büyük camimizi de yaptıracağız.
Bizim burda bir eksiğimiz 300 kişilik bir
toplantı salanu. Aşağıda yerimiz var
en kısa zamanda onu yaptıracağız.
Dışarıya da bir restaurant projemiz var
alakart usulü
Şu an kaç ortağınız var? Çok ortaklı
yapılarda yönetim ve organizasyon
sorun oluyor mu?
Şu anda küçüklü büyüklü 88 tane
ortağımız var. herkeze kucak açtık,
gelmek istemeyenlere hisseler verdik,
bütün imkanları sunduk, bütün bunları
sunarken tabiki, 30-40 tane işletme
alanı var. Bununla birlikte 300 tane
kiracımız, 270 tane belgesi herşeyi
hazır olan nakliyeci arkadşlarımıza
yerlerini verdik. 30 tane açıkta
olan, ticaretini yapıpta belgesini
almamış olan arkadaşlarımıza da
verdik yerlerini. Bir ay gibi bir süre
verdik, bu süre zarfında tüm belgeler
alınacak, kontrol altında olucaklar.
Burda en önemlisi kayıt dışı bitecek
artık nakliyecilikte. Bunla ilgili hem
Ulaştırma Bakanlığına, hem Maliye
Bakanlığına, bir kapıdan girip bir
kapıdan çıkacak. AVM’lere bakın
Türkiyedeki veye Ankaradaki hepsinde
değişik iş kollarından firmalar var
halbuki biz hepimiz 300 kişi aynı işi
yapan nakliyecileriz. Esnafız camiası
ile birlikte bir çatının altındayız. Bu
Türkiyede ilk . Burası nakliyeci ve
lojistikçilerin AVM si.
Sektörün yaşadığınız en önemli sorunu
nedir?
Çocuklarımız sorar dı baba siz ne iş
yapıyorsunuz? Sizin iş yeriniz yok mu?
Gelmek istediklerin de götürecek bir
yerimiz yoktu, daha doğrusu onların
gelebilecekleri bir ortam yoktu.
41
Buda beni gerçekten üzüyordu.
Kamyoncu arkadaşımızı, abilerimiz
açık alanlar da, karda yağmur da,
tipide, sıcakta hep dışardaydılar.
Bizim en kötü yazanemizin bile
içinde soba yanıyor, klima çalışıyordu.
Şim di bu arkadaşlarımızı bir çatı
altına aldık, AVM’ lerin çatı katındaki
konforu onlara burda sunduk. Büyük
bordlar kurduk, yazılımını yaptırdık,
arkadaşlarımız yazanesine de,
bürosun da bilgisayarında yazıyor ve
mega bordlarımıza yansıyor. Şöför
arkadaşlarım keyifle çayını, kahvesini
yudumlarken işinin takibini yapabiliyor,
işini alıyor gidiyor.
Çok güvenlikli 7/24 kameralar
çalışıyor, yazın rahatlıkla kapıları açık
güvenlik içinde uyuyacağını garanti
ediyorum. Asla bir tane hırsızlığın
olmayacağını garantilerim. Sağ
olsun kazan kaymakamımız, kazan
jandarma komutanımız, kazan emniyet
42
müdürümüz sağ olsunlarhepsi
çok yardımcı oluyorlar, devamlı
yanımızdalar.
Çok yeni olmasına rağmen sistem çok
güzel çalışıyor. Kullanım sistemimizde
çok kolay yerleşim de.
Eğitimlerine bakış açısı nedir ve
Ankara Yurtiçi Nakliye Lojistik Merkezin
de eğitimlere yer vermeyi düşünüyor
musunuz?
Kamyoncu arkadaşlarımızın,
meslektaşlarımız burda mutlular,
yürüyüş alanında gibi cadde
üzerinde yürüyor en büyük sevincimiz
idallerimize hedeflerimize ulaştık,
bundan sonra devletimizin verdiği
çok büyük teşvikler var önce biz
idareciler kendimizi eğiteceğiz, iş
verenleri eğiteceğiz, sonra nakliyeci
arkadaşlarımızı, sonrada kamyoncu
arkadaşlarımızı eğiteceğiz.
Çok değerli hocalarımız, dostlarımız
var ne zaman isterseni biz hazırız
diyorlar. Hiç bir ücret almadan gelir
severek eğitim veririz diyorlar. Zaman
içinde. Artık her önüne gelen nakliyeci
olmasın istiyoruz. Kayıt dışına dur
demek istiyoruz. Artık kamyoncu
arkadaşlarımızda para kazanacak,
esnaf arkadaşlarımızda, nakliyeci
arkadaşlarımızda. Bundansonra ona
göre daha iyi hizmet vericek.
Rahmetli Sabancının bir lafı vardı
üretmek, üretmek, üretmek, bizde
diyoruz ki, taşımak, taşımak, taşımak.
Türkiyeyi dünyaya taşıyacaz. Bunun
için de eğitim şart.
Türkiyenin her uç noktasına gidiyoruz
Ankara'dan. Daha iyi, daha güvenli
hizmet vericez. Kapıdan araçlar
girdiği anda plaka okuma sistemiyle,
Jandarmaya ve Emniyete düşecek
bunları burada gerçekleştireceğiz.
Ufak tefek şelerimiz kaldı, ama
bundansonra kamyoncu, nakliyeci
arkadaşlarımızla oturp neler yapa biliriz
bakıcaz. Buraya daha fazla bayan
eleman kazandırmayı amaçlıyoruz.
Bize anlata bileceğiniz bir anınız var mı?
Nakliyecilik gerçekten kutsal bir
meslektir. Ben küçük yaşta ticarete
başladığımda, biz 30-35 yıldır Alarko
holdingin işini yapıyoruz şirket
olarak. İstanbulda toplantı var on
yedi yaşındayım, bizide davet ettiler,
bana İsmet Bey diyorlar herkes kırk
kır beş yaşlarında kocaman bir adam
zannediyorlar, toplantıya gittim büyük
bir odada toplantı, irkildim zaten ilk defa
büyük bir yere gidiyorum, titriyordum,
çok sıcak karşıladılar ama beni bukadar
genç görünce afalladılar. Kıvırcık saçlı
biri girdi odaya herkez ayağa kalktı ben
de kalktım, Üzehir Garih geldi dediler.
Ben de üzei beyin uzağında tam ters bir
yerde oturuyorum, beni sordu beyfendi
kim diye, Adana Expresin sahhibi İsmet
Bey dediler. Şaşırdı hemen çağırdı ve
yanına oturttu. Bakın arkadaşlar dedi biz
üretim yapıyoruz, siz ne üretirseniz üretin,
ne yaparsanız yapın, eğer nakliye yoksa
hiç Bir şey siniz. ürettiğiniz mal değersiz
olur, onun için nakliyecilerinize sahip
çıkacaksınız. Kalbe kan gitmezse, beyne
oksijen gitmezse, nasıl yaşaya bilirsin?
İSMET BEYAZ KILIÇ YÖNETİM KURULU
BAŞKANI
Son olarak bizelere söylemek istediğiniz
birşey var mı?
TUGAY GEMALMAZ ÜYE
Belgesi olmayan nakliyecileri
kullanmıyalım, nakliyecinizi tanıyın. Kaç
milyonluk, tirilyonluk malınızı emanet
ediyosunuz, tanıyın
HALİT EKİCİ ÜYE
Ayrıca burdan tüm yönetim kurulu
arkadaşlarımın ismini vermek istiyorum
Bunların her biri Kahraman
ALİ İHSAN ÖZDEMİR YÖNETİM BAŞKAN
YARDIMCISI
SADIK MERMER YÖNETİM BAŞKAN
YARDIMCISI
BÜLENT KOCABAŞ ÜYE
ERSAN ERDOĞAN ÜYE
HALUK GİRGİN ÜYE
SERKAN BAHADIR ZENGİN ÜYE
Ankara Lojistik Üssü deki
arkadaşlarımıza ve çalışanlarada çok
teşekkür ediyoruz hep yanımız da oldular
bizi hiç yanlız bırakmadılar.
KURUCU BAŞKANIMIZ KAPLAN ERDEM
43
TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ
İLKER TABAK
44
Bize kısaca kendinizden bahseder
misiniz?
Ulusal Bilişim Politikalarından kısaca
bahseder misiniz?
İzmir Atatürk Lisesi’nin ardından
girdiğim Hacettepe Üniversitesi’nden
Bilgisayar Bilimleri Mühendisi olarak
1987 yılında mezun oldum. Meslek
yaşamımda yazılım sistemleri ve
projeleri üzerine çalışmalar yaptım.
Kamu ve Özel sektördeki çok sayıdaki
büyük projede proje yöneticiliği
görevinde bulundum. 1995 yılında
çalışmaya başladığım Bilişim Ltd’de
halen Pazarlama ve Satış Müdürü
olarak görevimi sürdürmekteyim.
Mezun olunca üyesi olduğum
Türkiye Bilişim Derneği’nde de 1995
yılından beri yönetim kurulu üyeliği,
şube başkanlığı, ikinci başkanlık
yaptım. 2015 yılı başından beri de
TBD Yönetim Kurulu Başkanı olarak
üyelerimizle birlikte çalışmalar
yapmaktayım.
Küreselleşen dünyada ulusal bilişim
politikalarımızı belirlerken tüm
gelişmeleri yakından izlemek gerektiği
ortadadır. Ülkemiz bu anlamda dün
olduğu gibi bugün de dünya ile birlikte
hareket etmektedir. 1970’lerin başında
kalkınmak için bilişim teknikbiliminden
yararlanmayı benimseyen ve
uygulayan politikalar uygulanmıştır.
Bugünlerde yayınlanan strateji
belgeleri ve eylem planları ile hedefe
ulaşmak için çabalar sürmektedir.
E-Devlet, Siber Güvenlik, Hızlı ve
Güvenilir İnternet, Mobil uygulamalar,
yerli yazılım endüstrisinin geliştirilmesi
ve desteklenmesi, Endüstri 4. 0 gibi
kavramlar çerçevesinde şekillenen
politikalar ile bilişim alanında yalnızca
tüketen değil, üreten de olmanın
yolu açılmaktadır. Üniversitelerimizde
yetişmekte olan yazılımcılarımızın
yanı sıra ilkokul düzeyindeki kodlama
eğitimleri de geleceğe daha umutla
bakmamızı sağlamaktadır.
Türkiye Bilişim Deneği ne zaman
kuruldu ve amaçları nelerdir?
Türkiye Bilişim Derneği (TBD) 22
Nisan 1971 tarihinde kuruldu.
Amacı, ülkemizin bilişim toplumuna
dönüşümünü sağlamak. Yani,
bilgiye dayalı ekonomik düzene
geçmek, bilişim teknolojilerini ulusal
bir kalkınma aracı olarak kullanmak
üzere toplumun her kesiminin bilişim
teknolojilerinden yararlanmasını
sağlayacak çalışmalarda bulunmak.
Bu çalışmalar, eğitim, sağlık, lojistik,
savunma sanayi, finans, turizm,
üretim, ulaşım, iletişim gibi alanlarda
yapılmakta. İçinde bilgi olan her alan
TBD’nin ilgi alanına girmekte. 7’den
77’ye tüm toplumu bilişim konusunda
bilinçlendirmek de amaçlarımız
arasında yer almaktadır. Bütün bu
amaçları gerçekleştirirken en önemli
varlığımız olan biz bilişimcilerin
mesleki yetkinliklerini artırmak ve özlük
haklarını da gözetmek en öncelikli
amacımızdır.
Dünyada etkili olan ekonomik krizin
Türkiye’ye etkisi aynı boyutta olmadı,
bu kriz bilişim sektörünü nasıl etkiledi?
Bilişim sektörü diğer tüm sektörlerin
içinde yer alan bir konumdadır. Sektör
büyüklüğümüz genel ekonomik
düzeyimiz içinde %3-4 arasındadır.
Ancak, bilişim uygulamaları ile
verimliliğini artıran diğer sektörler,
Bilişimsizlik Maliyeti adını verdiğimiz
bir yükten kurtulmuşlardır. Bu da
krizlerden etkilenme oranlarını
düşürmüştür. Alıcı konumundaki
sektörler, özellikle KOBİ’ler krizden
etkilenince bilişim yatırımlarını da
kısmaktalar. Bu da sektörümüzün
hakettiği büyümeyi yakalayamamasına
yol açmaktadır.
Uluslararası rekabet gücünü belirleyici
faktörler nelerdir ve bir değerlendirme
yapar mısınız?
Uluslararası rekabette kendi malınız ve
markanız ile piyasaya çıktığınız zaman
başarılı olursunuz. Bu konuda devletin
devletin izleyeceği
politikalarla yerli
bilişim firmalarının
ürünlerini de yurtdışına
satma konusunda
desteklenmesi önemlidir.
izleyeceği politikalarla yerli bilişim
firmalarının ürünlerini de yurtdışına
satma konusunda desteklenmesi
önemlidir. Eğitimin kalitesi de
artırılmalıdır. Yapabilme gücümüz var.
“Zoru başarırız, imkânsız zaman alır”
diye gençleri ve girişimcileri motive
etmekteyim. İşbirliği ve işbölümü
kavramlarına sahip çıkıp, birbirimizin
ayağına basmadan, başarıyı
kıskanmadan, rakibimizi bile alkışlayıp
başarısının dünya çapında olması için
çabaladığımızda uluslararası arenada
da başarılı olacağımıza inanıyorum.
Türkiye Bilişim Derneği’nin düzenlediği
Bilişim Ödüllerinden bahseder misiniz?
Ödüllerimiz başarıların taçlandırıldığı
mekanizmalar olarak yaşama
geçmiştir. TÜBİSAD ile birlikte TBDTÜBİSAD Yaşamboyu Hizmet Ödülü,
Bilimkurgu Öykü Yarışması, TBD-Halıcı
MİDİ Bilgisayarlı Beste Yarışması ve
diğer hizmet ödüllerimiz ile gündem
yaratmayı sürdürüyoruz.
Türkiye Ekonomisinin dünya
ekonomisindeki yeri sizce neresidir?
Türkiye ekonomisi, eğer doğru yönde
atılımlar yapılırsa ilk 10 ekonomi içinde
yer alabilecek güce ve kapasiteye
sahiptir. Özellikle yazılım alanında
yapılacak yerli yazılım endüstrisini
güçlendirecek atılımlar ile bu
sağlanabilir. 2023 hedefleri içinde
ilk 10 ekonomiyi yakalamak vardı.
Gerçekleşen büyüme rakamaları
bu hedefin 2023 yılında tutmasının
olanaklı olmadığını göstermektedir.
45
Bilişim teknolojilerini içermeyen, klasik
ekonomik yaklaşımlarla özlenen
konuma gelmemiz zaman alacaktır.
Gençlere bu küreselleşme sürecinde,
üniversitede hangi bölümü
seçmelerini önerirsiniz?
Ülkemizde üniversiteler meslek sahibi
olmak için önemli bir etken olarak
46
görülmekte. Yazılım mühendisliği,
bilgisayar mühendisliği başta olmak
üzere bilişimle ilgili bölümleriden
mezun olanların iş bulma olanakları
daha fazla. Hangi işi yaparlarsa
yapsınlar, gençler sevdikleri
işi yapmalı. Bu konuda bilişim
teknolojileri her zaman yanlarında
olacaktır. Okuma yazma bilmek gibi,
programlama (kodlama) bilmek
de yaşam kalitesini artırıcı bir etki
yaratacaktır.
Bu fırsatı verdiğiniz için ben de
teşekkür ederim.
47
48
“GÜÇLÜ LOJİSTİK GÜÇLÜ TÜRKİYE”
HEDEFİNE DOĞRU
TÜRKİYE LOJİSTİK
SEKTÖRÜ
FATİH ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
41
49
Lojistik sektörü, ticaretimizi hedef
pazarlara ulaştırmanın yanında
sağladığı ‘döviz geliri’ üzerinden,
cari açığın azaltılması ve milli gelirin
artırılmasını sağlayan bir “Hizmet
Ticareti” unsuru olarak, önemli bir
ekonomik değeri temsil etmektedir.
Ekonomi Bakanlığı verilerine göre,
50 milyar dolar tutarındaki 2014 yılı
hizmet ihracat gerçekleşmesinde
sektörün payı 14, 4 milyar dolardır.
2023 yılı için hedeflenen 150 Milyar
dolarlık hizmet ihracatında, ulaştırma
hizmetleri ihracatımızın potansiyel
değeri 60 Milyar dolar olarak
hedeflenmektedir. Bu 60 Milyar
doların içinde, Karayolu taşımacılık
hizmetlerinin payının en az 12 Milyar
dolara çıkarılacağı öngörülmektedir.
2015 yılında 144 Milyar dolarlık
ihracat gerçekleşmesinde Türk
taşımacılık firmalarının genel
performansı 1. 2 milyon sefer iken;
2023 yılı için hedeflenen 500 Milyar
dolarlık ihracatın hedef pazarlarına
ulaştırılması için sınır kapılarımızdan
50
gerçekleştirilmesi gereken
karayoluyla ihracat taşıma sayısı 5
Milyon Sefer’dir.
5 milyon seferlik bir performansa
erişmek için bazı müdahalelere gerek
olduğu açık
1, 2 milyon seferlik bir performansın
gün geçtikçe artan maliyetler ve
kısıtlamalar sebebiyle giderek
zayıfladığı bir ortamda, 5 milyon
seferlik bir performansa erişmek için
bazı müdahalelere gerek olduğu
açıktır. Artan maliyetler sektördeki
firma sayısının azalmasına yol
açmakta, sektördeki firma sayısının
azalması ülke ekonomisine ve ülke
istihdamına zarar vermekte, yaşanan
beklemeler sefer sayılarını azaltmakta
ve dolayısıyla ihracat ve ithalat
sipariş hacmini daraltmaktadır. Vize
sorunları, 6 aylık vize döneminde 90
gün ile sınırlandırılan kalış süresi ve
zorlu ve zaman alıcı Schengen vize
alım kuralları zaten az sayıda olan
profesyonel sürücülerin bu meslekten
soğumasına neden olmakta,
taşımacılarımızı zorlamaktadır. Bu
sıkıntılar ülkemizin dış ticaretinin
gelişimini engellemektedir.
Serbest taşıma olmadan, malların
serbest dolaşımı olmaz
Avrupa Komisyonu tarafından
2015 yılında yayınlanan “TürkiyeAB Karayolu Yük Taşımacılığı
Anlaşması’nın Etki Analizi” sonuçları
da, sadece taşıma kotaları
kısıtlamalarının Türkiye ve AB tarafı
için toplam 3, 5 milyar Euro ihracat
kaybını doğrulamaktadır. AB ülkeleri,
Schengen Sistemi kapsamında
Türkiye’de kayıtlı profesyonel
kamyon/TIR sürücülerinin AB’ye
giriş ve çıkışlarına “vize” kısıtlamaları
getirmektedir. Bu kısıtlamalar ise
Türkiye ile AB arasında 1963 yılında
Ankara Anlaşmasıyla tesis edilmiş
bulunan Ortaklık ilişkisi ve 1996’dan
beri yürürlükte olan Gümrük Birliği
ilişkisi hukuku kapsamında “miktar
kısıtlaması ile eş etkili önlem”
sonucunu doğurmaktadır. “Her
Schengen vizesinin ortalama 130-150
€ arasında bir maliyeti bulunmaktadır.
Bu ücretler de, aynı hukuki temelde,
AB tarafının Türkiye’ye uyguladığı
“gümrük vergisi ile eş etkili vergi”
olarak kabul edilmelidir. 2013 yılı
sonunda uygulamaya konan yeni
Schengen Kalış Süresi Hesaplama
Sistemi sonucunda, 6 ay geçerli
vizesi bulunmasına rağmen AB
sınırlarından Türkiye’ye 90 gün
aşımı gerekçesiyle geri gönderilen
Türk sürücülerin sayısı 200’ü aşmış;
bu sürücülere uygulanan cezalar
500 Euro gibi yüksek ek maliyetler
yaratarak, taşıma süreçlerimizdeki
mevcut sıkıntıların artmasına yol
açmıştır. Schengen alanına giriş
ve/veya Schengen alanından
geçiş yapacak olan kamyon/
TIR şoförleri”nin Schengen vizesi
alabilmeleri için “AB’deki bir şirketten
davet mektubu ya da iş ortaklığı
belgesi” talep edilmektedir. Oysa,
Almanya, Hollanda ve Danimarka
yerel mahkemelerinde alınan
kararların Avrupa Adalet Divanı
tarafından da kabul edilmesi
sonucunda 2009 yılında Schengen
kurallarına dahil edildiği üzere, “AB
içinde hizmet sağlamak amacıyla
AB Üye Devletlerinin Sınırlarını
Geçen Türk Vatandaşlarının sınırlı
vize muafiyetine hak kazandıkları”
teyit edilmiştir. Bu kararların ve
“hizmet sağlayıcı statüsünün”
diğer Schengen ülkelerince de
uygulanmasını istiyoruz.
Ayrımcı kısıtlamalara karşı davalar
açıyoruz
Türkiye-AB Gümrük Birliği, 20.
yılında, düzgün işlemeyen bazı
unsurlar nedeniyle ve küresel
ekonomi/rekabet bakış açısıyla
“Güncellenmeli/İyileştirilmelidir”.
Türkiye’den çıkan (gümrük birliğine
tabi) malların varış noktasına
sorunsuz ulaşması, aynı şekilde
Avrupa’dan çıkan malların varış
noktasına sorunsuz ulaşması
sağlanamamaktadır. AB ülkeleri,
Türk taşımacılara uyguladıkları
“taşıma kotalarını”, artan ihracatımız
ve ithalatımıza paralel oranda
artırmamaktadır(Örn. İtalya transit
kotası 2008–2014 arasında
artırılmamıştır). Oysa, TürkiyeAB Gümrük Birliği, Türkiye-AB
arasındaki ihracat ve ithalatta miktar
kısıtlamalarını ve eş etkili tedbirleri;
gümrük vergilerini ve eş etkili vergileri
yasaklamıştır. Ayrıca, Dünya Ticaret
Örgütü, 1947 yılından beri GATT
Anlaşması ile, “transit geçişlere
miktar kısıtlaması ve ayrımcı
ücretleri” yasaklamış; Dünya Ticaret
Örgütü’nün 2013 yılında yayınladığı
yeni Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması
da transite daha fazla serbestlik
getirecek hükümler getirmiştir.
Ülkemizin Ocak 2016’da resmen
onayladığı DTÖ Anlaşmasını, 28
AB ülkesinin de parlamentosundan
geçirerek onaylamış olması, transitin
serbestleştirilmesi konusunda
AB tarafında bir iradenin mevcut
olduğuna işaret etmektedir.
AB ülkelerinin Türk taşımacılara
yönelik transit kısıtlamaları, hem
Türkiye’nin hem AB’nin rekabet
gücünü ve Türkiye’nin ihracatının
% 50’sini gerçekleştiren AB
sermayeli 30 bin şirketi olumsuz
51
52
etkilemektedir. AB ülkelerinin
ayrımcı kısıtlamalarına karşı ilgili
ülkelerin yerel mahkemelerinde
açtığımız davalarımız devam
etmektedir. İlk olarak Avusturya ve
Macaristan’da açılan davalardan
Macaristan’dakinde geçtiğimiz
haftalarda önemli bir başarı
kazanılarak, kota uygulamasının AB
hukukunu ihlal ettiği argümanlarımız
AB’nin en üst yargı organı olan
Avrupa Adalet Divanı’na nihai
değerlendirme için iletilmiştir.
2015 yılında ihraç taşımalarında
yüzde 4 civarında azalma oldu
Genel olarak tüm sınır kapılarımızdan
karayoluyla gerçekleştirilen
ihracatımıza baktığımızda; son 1
yılda ihracatımızdaki yaklaşık yüzde
9’luk düşüşe paralel olarak ihraç
taşımalarımızda yüzde 4 azalma
kaydedildi. 2015 yılında ülkemizden
dış pazarlara yaklaşık 1, 5 milyon
ihracat seferi gerçekleşirken, bunun
beşte biri yabancı ülke taşımacılarına
ait araçlarla gerçekleşti. İhracat
taşımalarında en büyük düşüşler,
BDT ve Orta Asya pazarına yönelik
taşımalarımızda yaşanırken; Rusya
ve Irak taşımalarımız siyasi gerginlik
ve çatışmalardan dolayı durma
noktasına geldi. Sınır kapılarımızdan
özellikle Kapıkule, İpsala ve Sarp
çıkışlı ihracat taşımalarında yabancı
araçlar karşısında pazar payı
kaybının devam ettiği görüldü.
144 milyar dolara gerileyen
ihracat performansımızın taşıma
performansımıza yansımaları, küresel
ekonomide artan risk faktörleri,
giderek tırmanan mülteci krizi,
küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi
çevreleyen siyasi gerginlik, çatışma
ve bloklaşmaların gölgesinde
girdiğimiz 2016 yılında da devam
ediyor. Bu engeller ile mücadelede
yine sektörümüzün yanındayız.
“Türkiye-AB arasında 20 yıl sonra
yeniden değerlendirmeye alınan
Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi
Müzakereleri’nin ana gündemleri
arasına girmesine vesile olan
UND, geçtiğimiz aylarda TBMM’de
onaylanan DTÖ Ticareti Kolaylaştırma
Anlaşması’nın ticaretimizi taşıyan
araçlara yurtdışında serbest transit
geçiş haklarının da takipçisi olacak.
Aynı şekilde, Türk vatandaşı
profesyonel TIR şoförlerine 2009
yılında AB Adalet Divanı tarafından
tanınmış olan “hizmet sağlayıcı”
statüsünün zorunlu kıldığı “vize
muafiyeti”hakkının geri verilmesinin
ve Avrupa Komisyonu’nun bağımsız
araştırmacılara yaptırdığı ve taşıma
kotaları nedeniyle Türkiye-AB
ticaretinin 3, 5 milyar Euro azaldığını
açık ve net olarak ortaya koyan
“Türkiye-AB Karayolu Taşımacılığı
Anlaşması Etki Analizi” sonuçlarının
da takipçisi olacağız.
Raporlar bizi doğruluyor
UND ve TİM tarafından Haziran
2015 tarihinde 7 AB ülkesi
aleyhine (Macaristan, Avusturya,
Bulgaristan, Slovenya, İtalya,
Romanya, Yunanistan) Avrupa
Komisyonu’na resmen iletilmiş
olan Şikayet Dosyası’nda
sunduğumuz argümanların teyidi
niteliğindeki “Türkiye-AB Karayolu
Yük Taşımacılığı Anlaşması Etki
Analizi” sonuçları Temmuz 2015’te
yayınlanmış ve 2014’te Dünya
Bankası tarafından çıkarılmış olan
raporu doğrulamakta ve ötesine
geçmektedir. ICF Etki Analizi
sonuçları “Karayolu Kotalarının
tamamen kaldırılması halinde
Türkiye’nin AB’ye ihracatı açısından
yılda toplam 1, 9 milyar Euro;
AB’nin Türkiye’ye ihracatı açısından
ise 1, 6 milyar Euro kazanım
sağlanacağını; bu sayede Türkiye’de
14 bin; AB ülkelerinde ise toplam
25 bin kişiye istihdam olanağının
açılacağını” ortaya koymaktadır.
Kotaların serbestleştirmesiyle birlikte,
Türkiye’de yerleşik olan yabancı
sermayenin yüzde 70’ini oluşturan ve
Türkiye’nin AB’ye ihracatının yüzde
50’sini gerçekleştiren AB sermayeli
şirketler de fayda sağlarken; AB’li
tüketiciler ucuzlayacak ürünlerle
yılda 145 milyon Euro tasarruf
edebilecektir. Söz konusu Etki Analizi
sonuçları ayrıca, “sadece Transit
taşımaların serbestleşmesi halinde
(2013 Bali Kararları doğrultusunda)
ihracat artışından sağlanacak toplam
3. 5 milyar Euro’luk kazancın %
90’unu sağlayacağını” belirtmektedir.
Sınır kapılarından giriş-çıkışlarda
uzun beklemeler ticarete zarar veriyor
UND olarak, sınır kapılarımızda ve
gümrük süreçlerimizde iyileştirmeleri
hızla hayata geçirmek için yaptığımız
girişimlerden de kısaca bahsederek
sözlerime son vermek isterim:
Türkiye’nin en büyük kara sınır
kapısı olan ve yılda yaklaşık 400
bin TIR kamyonunun giriş ve çıkış
yaptığı Kapıkule Sınır Kapısı’ndaki
yakın zamana kadar yaşanan
ve günler ile ölçülen bekleme
süreleri, gerek sektörümüze
gerek ise ülke ekonomimize ciddi
biçimde zarar vermiştir. Gümrükler
Genel Müdürlüğümüzün oluru ve
Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge
Müdürlüğümüzün destekleri ile
derneğimiz tarafından yapılan süreç
analizi çalışmalarında ihracat işlem
süreçlerinde sadece yüzde 8, 4
katma değerli işlem yapıldığı, yüzde
91, 6 oranında ise verimsizliklerden
kaynaklanan beklemelerin yaşandığı
görülmüştür. İthalat yönünde de
benzer süre kayıpları tespit edilmiş
ve bu süreçleri hızlandırıcı öneriler
geliştirilmiştir. UND-Sabancı
Üniversitesi Lojistik Laboratuvarı’nın
ilk projesi olarak yakında başlatılacak
olan daha kapsamlı “KapıkuleKapitan Andreevo Sınır Geçiş
Süreçlerinin Uyumlaştırılması” projesi
ve Birleşmiş Milletler Uluslararası
Göç İdaresi-Avrupa Komisyonu
işbirliğinde yürütülen “Sınır Yönetimi
Alanında Türkiye-YunanistanBulgaristan Arasında Bölgesel
İşbirliği” projesine UND’nin de
katılımı sonucunda bu verimsizliklerin
önüne geçip, örneğin Kapıkule’den
günlük araç çıkışını 3000’e ve
işlem süresini 1 saate indirmeyi
hedefliyoruz.
53
Türkiye
Gündem
54
Dijital reklam yatırımları 2015
yılında yüzde 19 arttı
Dijital reklam yatırımları, 2014 yılına oranla yüzde 18, 8 oranında artarak 1 milyar 673, 2 milyon
TL’ ye ulaştı.
2015 AdEx-TR Dijital Reklam
Yatırımları IAB Türkiye tarafından
açıklandı. Araştırma sonuçlarına
göre dijital reklam yatırımları, 2014
yılına oranla yüzde 18, 8 oranında
artarak 1 milyar 673, 2 milyon TL’ye
ulaştı. Bir önceki seneye oranla en
çok artış görülen kategoriler mobil
gösterim reklamları (yüzde 61, 0),
video reklamları (yüzde 33, 6) ve
oyun içi reklamlar (yüzde 30, 6)
oldu. Araştırmanın çıktıları arasında,
2015’in birinci yarısında araştırma
kapsamına ilk kez dahil edilen
sosyal medya ve programatik
yatırımları da yer aldı. Sonuçlara
göre, 2015 yılında programatik
yatırımlarının 78, 5 milyon TL olduğu
görülürken, sosyal medya yatırımları
208, 1 milyon TL olarak kaydedildi.
IAB Türkiye’nin yaptığı açıklamaya
göre, display reklam yatırımları
2015 yılında 611, 5 milyon TL oldu.
Display reklamlar kategorisinde
en büyük payı 399, 60 milyon TL
ile gösterim ya da tıklama bazlı
reklam yatırımları aldı. Video reklam
yatırımları 134, 6 milyon TL olarak
gerçekleşirken, sponsorluk reklam
yatırımları 45, 9 milyon TL’ye, gelir
paylaşımlı reklam yatırımları ise 31,
4 milyon TL’ye ulaştı. 2015 yılında
bir önceki senenin aynı dönemine
oranla en fazla artış görülen
kategoriler ise mobil gösterim
reklamları (yüzde 61, 0), video
reklamları (yüzde 33, 6) ve oyun içi
reklamlar (yüzde 30, 6) oldu. Arama
motoru reklam yatırımları 2015’te
892, 2 milyon TL‘ye ulaşırken,
arama motoru reklam yatırımlarının
alt kategorilerinde yer alan ücretli
sıralama 588, 5 milyon TL’ye; arama
motoru görüntülü reklam yatırımları
ise 303, 7 milyon TL’ye çıktı.
2015 yılında en büyük artışı 41, 6
milyon TL’ye ulaşan mobil gösterim
reklam yatırımları yaşarken, aynı
kategorideki mobil opt-in SMS/MMS
yatırımları ise yüzde 15 düşüşle 27,
5 milyon TL oldu. benzer bir şekilde
düşüş yaşayan bir başka kategori
e-posta oldu. E-posta yılı yüzde
3, 5 düşüşle 6, 2 milyon TL ile
kapattı. Bu iki kategorideki düşüşte
2015’in ilk yarısında yürürlüğe giren
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun’un etkisi olduğu
tahmin ediliyor. Öte yandan internet
ilan sayfası reklam yatırımları 85,
7 milyon TL’ye ulaşırken, Oyun
içi reklamlar ise bu dönemde 8, 5
milyon TL’ye yükseldi. 2015’te ilk
kez açıklanan programatik (78, 5
milyon TL) ve sosyal medya reklam
yatırımları sektör için önemli bir veri
oldu. 208, 1 milyon TL’lik sosyal
medya reklamları, hem mobil hem
de display toplamları içinde yer
alıyor.
Kurşun, 2015 yılı rakamları
değerlendirmesinde, “Ülke ve
sektör olarak zor bir dönemden
geçiyoruz. Ancak yine de dijital,
reklam endüstrisinin çekici gücü
oldu. Bu trendin devam edeceğini
düşünüyorum. Zaten veriler bunu
net biçimde ortaya koyuyor.
Örneğin, e-marketer 2015’te küresel
reklam sektörünün 513 milyar
dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını,
159 milyar dolarlık hacimle dijitalin,
toplamdan yüzde 31 pay aldığını
hesaplıyor. 2016’da ise dijitalin
toplamdaki payının yüzde 34’e
çıkacağını, sektör yüzde 6 büyürken
dijitalin yüzde 17’lik bir büyüme
oranı yakalayacağını öngörüyor.
Daha da ilgi çekici olanı 2017
yılında ABD'de dijitalin televizyonu
geçerek birinci sıraya yerleşeceğini
tahmin ediyor. Bu perspektiften
Türkiye’ye baktığımızda dijitalin, zor
bir yıl olsa da 2015’te de çift haneli
oranlarla büyümeyi sürdürdüğünü
görüyoruz. 2016 da zorlu bir yıl
olacak. Ekonomik konjonktürün
yanı sıra, küresel ölçekte sektörün
başını ağrıtan sorunlara hızla
çözüm bulunacağını umuyorum.
Bu bağlamda 2016’da dijitalin
toplamdan aldığı yüzde 24’lük
payı arttırarak televizyona biraz
daha yaklaşacağına inanıyorum”
ifadelerini kullandı.
IAB Türkiye Başkanı Dr. Mahmut
55
Dünya
Gündem
56
52
ABD 70 yıl sonra Hiroşima’da
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ülkesinin 70 yıl önce atom bombası attığı Japonya’nın Hiroşima
kentindeki anıtı ziyaret etti. Kerry, nükleer saldırının ardından kenti ziyaret eden en üst düzey
Amerikalı yetkili oldu
G7 ülkeleri dışişleri bakanları
toplantısı için Japonya’da bulunan
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry,
Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nı ziyaret
etti. Kerry, parkta bulunan müzedeki
deftere, tüm dünyanın bu anıtı
görmesi ve gücünü hissetmesi
gerektiğini yazdı.
Savaşa ancak son çare olarak
başvurulabileceğini belirten
Kerry, “Bu anıt, sadece nükleer
silah tehdidini sonlandırma
zorunluluğumuzu değil, aynı
zamanda tüm savaşlardan
kaçınmaya kendimizi adamamız
gerektiğini de acı bir şekilde
hatırlatıyor. Bu anıt, barışı sağlamak
ve geleceğin inşası için dünyayı
değiştirme çabalarımızı iki katına
çıkarmamızı zorunlu kılıyor”
ifadesini kullandı.
Kerry, ABD’nin 6 Ağustos 1945’te
Hiroşima’yı atom bombasıyla
vurmasının ardından kenti ziyaret
eden en üst düzey Amerikalı yetkili
oldu.
57
Anıtı, henüz hiçbir ABD Başkanı
ziyaret etmedi.
Hâlâ özür yok
ABD Hiroşima’ya atılan atom
bombası için Japonya’dan özür
dilemeyi reddediyor. Eski ABD
Başkanı George W. Bush, özrün
‘tarihin çarpıtılması olacağını’
söylemiş ve “Asla bunu yapmam”
demişti.
Hiroşima’da neler yaşandı?
- Atom bombasını taşıyan ‘B-29
Superfortress’ tipi bombardıman
uçağı, Pasifik Okyanusu’ndaki Iwo
Jima Adası’ndan yola çıktı ve 6
58
buçuk saat sonra 6 Ağustos 1945
sabahı bombayı Hiroşima üzerine
bıraktı.
- 9 bin 600 metre yükseklikten
bırakılan bomba 43 saniyelik
düşüşün ardından kentin 550 metre
üzerinde patladı.
- ‘Little Boy’ (Küçük çocuk) adı
verilen bomba 13 bin ton TNT
gücündeydi.
- 350 bin nüfuslu kentte 70 binden
fazla kişi aynı gün ölmüş, izleyen
aylarda bu rakam 140 bine
yükselmişti.
Firmamız 30 yıllık
bilgi birikimi, deneyimli
kadrosu, güçlü alt yapısı
ile taşıma hizmetini sanat haline
getiren Uluslararası bir taşımacılık şirketidir.
ANKARA-HQ:
Ankara Lojistik Üssü Yönetim Merkezi B Blok No: 145/50 Kazan/ANKARA Tel: 0312 812 10 60 Faks: 0312 812 10 70 e-mail:[email protected]
İSTANBUL:
Gazi Umur Paşa Sok. Balmumcu Plaza 3 No: 34 /5 P.K. 34349 Beşiktaş/İSTANBUL Tel: 0212 347 18 00 (pbx) Faks: 0212 347 18 04
GERMANY GND GmbH:
Elly-Staegmeyr-Str. 13 D-80999 München/GERMANY Tel: 0049 89 89 26 870 (pbx) Faks: 0049 89 89 26 8710 e-mail: [email protected]
ANKARA Tetnak Ltd. Şti.:
Ankara Lojistik Üssü Depo B No: 143/8 Kazan/ANKARA Tel: 0312 812 10 26 Faks: 0312 812 10 27
59
Eşsiz Güzelliğiyle
Ayder Yaylası
60
54
Ülkemizde hem sağlık, hem de doğa
turizminin en gözde yerlerinden birisi
Ayder Yaylası. Eşsiz güzelliğinin
yanında kaplıcaları ile yurtdışından
bile turist çeken yaylanın geçmişi 13.
Yüzyıla kadar dayanmakta. Yaylada
ilk yerleşimi göçebe olarak yaşayan
Halalılar başlatmış. Dinlenme amacı
ile kullanılmaya başlanan yayla 19.
Yüzyıldan itibaren birkaç ailenin kalıcı
yerleşim yeri olmaya başlamış. Son
olarak 1987 yılında turizm bölgesi
olarak ilan edilen yayla, 1994’te de
Milli Park unvanını almıştır.
Ayder yaylası kadar kaplıcaları
ilede çok ünlü. Kaplıcaların
geçmişinin 19. Yüzyıla kadar
dayandığı düşünülmektedir.
Yaklaşık 250 metre derinlikten gelen
50 derece sıcaklığındaki suyun
şifalı olduğuna inanılmaktadır.
Romatizmal rahatsızlıklar, egzama,
sindirim ve dolaşım sistemi
rahatsızlıkları, cilt problemleri ve kalp
rahatsızlıklarından muzdarip olan
binlerce kişi bu yüzden her sene
yaylaya geliyor. Kaplıcalarda ayrıca
bu konuda uzman doktorlar ve sağlık
ekibi de yıl boyu görev yaparak
misafirlerin daha iyi sonuç almaları
için çalışıyor.
Ayder Yaylası otellerin ve kaplıcanın
varlığı nedeniyle 12 ay boyunca
rahatlıkla gidilebilecek bir yer.
Aşırı kalabalıktan, gürültüden ve
şehir yaşantısından uzak bir tatil
istiyorsanız Ayder Yaylası size
fazlasıyla bunu sağlayacaktır.
Sadece dinlenip güzel manzaranın
tadına varmak yetmezse de tracking
ve rafting yapma imkanınız da var.
Bütün bu güzelliklerin haricinde eğer
her sene sürekli olarak düzenlenen
festival zamanlarında buraya
gelirseniz, sizi sabahlara kadar ateş
başında horon tepilen çok eğlenceli
Ayder Yaylası şenlikleri ile birkaç gün
bekliyor.
Yayladan çıkayım biraz da çevreyi
dolaşayım isterseniz de gün
içinde Kavruk Yaylası, Polaçkur
Yaylası, Kaçkar Dağları Milli Parkı
ve Zil Kalesi’ne kısa bir gezi
düzenleyebilirsiniz.
Ayder Yaylası Nerede ve Nasıl Gidilir
Ayder Yaylası Rize’nin Çamlıhemşin
İlçesi’ne 19 km mesafede. Yaylaya
ulaşım asfalt bir yolla sağlanıyor. Bu
yüzden oldukça tepki alsa da ulaşım
bu sayede neredeyse 12 ay boyunca
mümkün olabiliyor. Otobüsle
gelecek olanlar direk Rize’ye bilet
bulabilirlerse, otogardan yaylaya
otobüs bulmaları mümkün. Uçakla
gelecek olanlarsa önce Trabzon’a
gelmeli, direk havaalanından kalkan
otobüslerle de Rize’ye geçmelidir
61
HÜSEYİN
BEŞOK
62
Bize kısaca kendinizden bahseder
misiniz?
2 Ağustos 1975 İzmir doğumluyum
2. 12 m boyunda, 115 kiloyum.
Basketbola 14 yaşında başladım, 39
yaşında bıraktım yaklaşık 25 senedir
basketbol oynamaktayım.
LOGİTREND: Bizlere basketbola
başlama hikayenizi anlatır mısınız?
Basketbola ben çok geç denilen
bir yaşta başladım. On dört, on
beş yaşlar o dönemde ablam
basketbol oynuyordu 6 yaş büyük
Sevgi Beşok, abim Faruk Beşok o
da basketbolcuydu, yeni başlamıştı
basketbola, o dönemler çok zayıftım,
boyumun birden uzaması dolayısıyla
ben de Manisa Vestel’de basketbola
ve basketbol hayatıma başlamış
oldum. Hemen bir sene sonra
fizik gelişimi ile beraber İzmir’in
en iyi takımlarından Karşıyaka’ya
geçtim. Orda iki sene oynadıktan
sonra daha güçlenip fiziğimin de
kuvvetlenmesiyle beraber Efes
Pilsen’e transfer oldum. Yedi, sekiz
sene Efes Pilsen’de oynadıktan sonra
İsrail Maccabi Tel-Aviv’de iki sene
oynadım, İsrail’de oynarken ciddi
bir sakatlık yaşadım ve bir sene ara
vermek zorunda kaldım. O dönemde
Hırvatistan’da tedavi gördüm,
Sunce Sibenik kulübü ile sözleşme
yaptım sakatlığımdan dolayı hiç
oynayamadım. Daha sonra Erman
Kunter’in takımı olan Fransa’da
Lyon’a Adecco Asvel’e transfer
oldum. Bir sene orda oynadıktan
sonra bir sene Le Mans, Fransa’da.,
Polonya’da Prokom Trefi’de bir sene
oynadıktan sonra Türkiye’ye döndüm
ve iki sene Galatasaray’da, bir sene
Türk Telekom, sonra Aliağa Petkim,
Beşiktaş, Hacettepe, ve en son Türk
Telekom’da oynayarak basketbolu
bıraktım.
Sahalar er meydanı. Yabancı
oyunculara ağırlık verilen bu
dönemde vaz geçilmez bir kaç
oyuncudansınız. Sizi bu kadar vaz
geçilmez yapan nedir?
Tabi bizim dönemimizde yabancı
sayısı daha azdı, üç yabancı, dört
yabancı, sahada iki tane Türk olmak
zorundaydı. Ama benim en büyük
şansım basketbolu sevmem, ne
olursa olsun, kim gelirse gelsin,
hangi yabancı gelirse gelsin onlarla
mücadele etmem, basketbolu
sevmem ve oynamak isteme
arzusuydu. Bu yüzdende tabi
dediğiniz gibi sahalar er meydanı,
kim gelirse gelsin o mücadeleye
girmezseniz, onların elinden formayı
almaya çalışmazsanız, kimse sizi
oynatmaya çalışmaz. Benim de en
büyük avantajım mücadeleci oluşum
oldu. Ben Türkiye’de de mücadeleyi
bırakmadığım için, çalışmayı
sevdiğim için, forma şansı yakaladım
keza yurtdışında da aynı. Altı sene
yurtdışında oynadım, oynadığım
bütün ülkelerde şampiyonluk
yaşadım. Türkiye’de bunlara dahil.
Yani çalıştığınız zaman her türlü
emeğin karşılığını alıyorsun.
Türkiye’de basketbol nereye gidiyor ?
Şuan Türkiye’deki basketbolun
hem oyuncu olarak içinde, hem de
biraz yaş itibari ile daha menajerler
kısmını, saha dışı kısmını gördüğüm
için, Türkiye’deki basketbolun
maddi anlamda çok büyüdüğünü,
bütçe anlamında çok büyüdüğünü
görebiliyorum ama gençler için,
yeni yetişen oyuncular için çok zor
bir döneme giriyor. Çünkü bizim
dönemimizden daha fazla yetenekli
oyuncular çıkabiliyor ve alt yapılar
da, milli takımlarda olsun, yıldızlarda
ve gençlerde Avrupa şampiyonluklar
yakaladık ama bu oyuncuların
hiçbiri kendi kulüplerinde oynama
şansı bulamıyor. Bununda sebebi
yabancı oyuncunun serbestliği,
tabi buna biraz antrenörler ve
kulüpler çanak tuttu. Şimdi bunun
sıkıntılarını antrenörler yaşıyor,
ben daha evvelden kendim analiz
yaptığımda bu kadar yabancı
oyuncuya izin verildiği taktirde bunun
sonunun yabancı antrenörlerle
devam edeceğini gördüm. Yabancı
oyuncuya izin veren bütün kulüp
ve antrenörler şimdi yavaş yavaş
yabancı menajerler gelmeye
başladı, bu şekilde sirayet etmeye
başladı. Gerçekten bizim ülkemiz
nüfus olarak sporcu yetiştirme,
çıkma kapasitesi çok yüksek olan
bir ülke ama bu hemen başarı elde
etme uğruna yabancı serbestliğini
bıraktığınız zaman, çıka bilecek,
oynaya bilecek A Takım seviyesindeki
genç oyuncuları elimine etmiş
oluyorsunuz. Bu yüzdende ben
inşallah önümüzdeki senelerde bu
kuralın değişmesini umuyorum Türk
Basketbolu adına.
Kariyerinizle ilgili yeni projeleriniz var
mı? Varsa bu projelerden bizlere
bahsedebilir misiniz?
Tabi benim üç tane çocuğum var,
Kağan 2005 Aralık doğumlu, Onur
ve Zeynep 2008 Eylül doğumlular.
Ben basketbol kariyerimin sonuna
geldiğim zaman, çok dolaştım,
Türkiye içinde ve dışında bütün
ülkeleri dolaştım. Çocuklar okul
çağına geldikleri için artık bir
yerde durmak istedim ve o yüzden
doğduğum yere, eşimin de doğduğu
yere İzmir- Urla’ya yerleştik.
Urla’da benimde projelerim var
tabi ki basketboldan hiçbir zaman
kopamam. Planda çocuklarımın
güzel bir eğitim almasını sağlamak
amacıyla hem okul, hem de spor
eğitimi. Burada Urla TED Kolejinde
okuyorlar, okul içinde Beşok Spor
okulları adı altıda bir spor okuluna
başladım. Urla ve çevresindeki tüm
çocuklara ve kendi çocuklarıma
verebileceğim basketbol eğitimi
olanağı sağladım. Ben bunu
organize edip, antrenörü koyup en
iyisini yapmayı amaçladım. Tabi
bununla kısıtlı kalmayacak, bende
basketbolun içinde olup, ilerleyen
günlerde yeni bir oluşum, bir takım
yaratıp, buraya bir heyecan vermek
istiyorum. Tabi zaman ne gösterecek
bilmiyorum ama şuan Urla’da
basketbolun tohumlarını atıyorum.
En keyif alarak oynadığınız oyuncular
kimlerdi?
En keyif alarak oynadığım oyuncular,
benim beraber büyüdüğüm,
aynı jenerasyon diye bileceğimiz
arkadaşlarım. Tabi benim yaşım
olarak 75, 76 jenerasyonu Mirsad
Türkcan, İbrahim Kutluay, Alper
Yılmaz sonra 79 jenerasyonu en iyi
jenerasyon diye bileceğimiz Türk
63
basketbolunda Ömer Onan, Kerem
Tunceri, Hidayet Türkoğlu, Mehmet
Okur, hep beraber aynı takımlarda
oynadık, karşı takımlarda da oynadık,
Milli takımda da oynadık ve çok güzel
maçlarımız oldu. Birde Efes Pilsen’de
Koraç Kupasını aldığımız dönemde
o kadro Tamer Uyguç, Volkan Aydın,
Ufuk Sarıca, Murat Evliyaoğlu, Peter
Naumoski, rahmetli Conrad McRae,
Mirsad Türkcan o kadromuz da
benim çok keyif alarak oynadığım bir
ekipti. Daha sonra yıllar içerisinde
çok takımla oynadığım için,
yurtdışında da çok büyük başarılar
elde ettiğim için çok büyük, çok
iyi oyuncularla oynadım, İsrail’de
oynadığım Maccabi dönemi de çok
keyifliydi benim için. En değerlisi
benim için Türk arkadaşlarımla, aynı
jenerasyonla mücadele ettiğim takım
arkadaşlarım.
Yaşadığınız şampiyonluklardan ve
hissettiklerinizden bahseder misiniz?
Çok uzun süren kariyerimin içinde
bana da çok büyük başarılar nasip
oldu. Efes Pilsen’de aldığımız Koraç
Kupası, Türkiye Ligi şampiyonluğu,
Cumhurbaşkanlığı Kupası, Efes
Pilsen’le iki kere Final Four’a
girdik, yurtdışına transfer olmamla
beraber İsrail’de iki sene üst üste
64
lig şampiyonluğu, Maccabi TelAviv den sonra bir sene sakatlığım
var ama benim için buda bir
şampiyonluk sayılır. Benim dizim çok
kötüydü, o zaman kıkırdak ameliyatı
olmuştum, o dönemde bir daha
basketbola dönemez deniyordu
benim için, gerçekten bende bir
ara umutsuzluğa kapılmıştım ama
yılmadım gittim Hırvatistan’da
Pula’da tedavi oldum ve orda
eşimle beraber yapayalnız sadece
odaklanıp zamanımı tedavime ve
antrenmanlarıma ayırdım. Benim
için en büyük şampiyonluk o sayılır,
çünkü ben orada tekrar basketbolla
geri döndüm . Daha sonra Fransa’da
Romans’da Fransa Şampiyonluğunu
ve Fransa kupasını aldık, Polonya’da
Prokom’da tekrar Polonya ligi
şampiyonluğunu kazandık. Bir
çok başarımız oldu, aldığımız
şampiyonluklar, kazandığımız
başarılar hepsi ayrı ayrı önemli benim
için. Hiçbirini ayrı tutamam, hepsinin
değeri ayrı ve özellikle yurtdışında
üç ülkede oynayıp, üç ülkede de
şampiyonluk yaşamam gerçekten
benim kariyerim açısından çok
önemli.
Boş vakitlerinizde yapmaktan zevk
aldığınız şeyler var mı? Varsa bunlar
nelerdir?
Çocuklarımın doğması ile beraber,
tüm boş vakitlerimizi çocuklarımızla
geçiriyoruz. Basketbol oynarken en
büyük yaptığımız şey maçlardan
sonra takım arkadaşlarımla ve
ailelerimizle beraber yemeklere
gitmek, onlarla kaybet sekte, kazan
sakta, maçın kritiğini yapıp, yada
unutup önümüzdeki maça konsantre
olma. Şuanda boş vakitlerimizde ben
daha çok çocuklarımın eğitimiyle,
onlara daha fazla imkanlar, olanaklar
sağlarım diye uğraşıyorum. Urla’da
daha sakin bir hayatımız var,
bahçeyle uğraşıyorum, şuan ki boş
vakitlerimiz bunlar. Biraz basketbolun,
yirmi beş senenin verdiği yorgunluk,
profesyonel sporculuk, gerçekten
onu bıraktığınız zaman insan kendini
hem bir boşlukta hissediyor, hem de
kendine ayıracak vakitti bulabiliyor,
bende bunun keyfini çıkarıyorum.
Burada ailemle geçirdiğim vakitler
çok güzel ama tabi ki bende bundan
sonra basketbolun içinde daha da
fazla olucam.
LOGİTREND: Sizin gibi olmak
isteyen, yolun başındaki gençlere
neler tavsiye etmek istersiniz?
Benim gençlere söylemek istediğim
yılmamaları, çalışmaları. Benim
yeğenimde var Efes Pilsen’de
basketbol oynuyor, on sekiz yaşında,
ona da söylediğim gibi önünüzde
nasıl bir engel olursa olsun, bu sene
yabancı sayısı çok arttı ama daha
fazla mücadele etmelisiniz, daha
fazla çalışmalısınız, yabancı gelecek,
oynayacak, beni oynatmayacaklar
diye bir psikolojiye girerseniz, zaten
baştan kaybetmişsiniz demektir.
O yüzden çalışmalı ve işinizi
sevmelisiniz. Basketbol oynamak,
sporcu olmak, ben bunu basketbolla
sınırlamayayım, sporun herhangi bir
dalıyla uğraşmak, hem bedensel
hem zihinsel gelişiminizi sağlıyor.
Zaten eğitiminizi alıyorsunuz, kötü
alışkanlıkların her birinden uzak
kalıyorsun, sporla uğraşabildiğiniz
kadar sporla uğraşın ve okulunuza,
eğitiminize devam edin. Sizin
etrafınızda olan, sizin kafanızı
çelmeye çalışan kötü alışkanlıkların
hepsinden uzak kalırsınız.
Mücadelenizi de sahada, eğer
hedefiniz oyuncu olmaksa, başarılı
bir oyuncu olmaksa yaşınız kaç
olursa olsun, kendinize bir hedef
koyup, hedefinize ilerlemek için
mümkün olan bütün çalışmayı,
bütün konsantreyi göstermek lazım.
Gerçekten gençler biraz, daha
doğrusu bu zamanın gençleri
biraz kırılgan çünkü şartlar çok
zor, ama şartlar ne kadar zor
olursa olsun benimde görevim,
konuştuğum genç arkadaşlarıma, bu
psikolojiyi gördüğüm zaman doğru
tavsiyelerde bulunmak. Onların
biraz daha moralini bozmadan, iyi
şekilde çalışmayı bırakmamalarını
ve mümkün olduğunca hedef
koymalarını kendilerine, çünkü hedef
koyduklarında muhakkak o hedefe
ulaşacaklarını anlata bilmek.
Son olarak eklemek istediğiniz bir
şey var mı?
Öncelikle size çok teşekkür ederim.
Ben her zaman bu tarz şeylere
hazırım. Gençlere, sporculara bir
faydam dokuna bilirse ben her türlü
sosyal organizasyonlar, bu tarz
şeylere yardım etmeye çalışırım.
Söyleyeceğim şey dediğim gibi
artık spor, Türkiye’de sporcu olmak,
sporla uğraşmak, maddi anlamda
çok büyük getirileri olabiliyor. Türkiye
bu yönden büyüdüğü kadarda bütün
yabancı ülkelerinde göz önünde
oluyor ve herkes burada oynamak
istiyor. Futbol, basketbol, voleybol,
paranın olduğu her yerde herkes
olmak istiyor, o yüzdende mücadele
bizim Türk çocuklarımız için daha
da önem kazanıyor, ne kadar
yabancı girerse o kadar zorlaşıyor
onların oynama şansı. Her zaman
dediğim gibi onların mücadeleden
bıkmamaları ve burada kendi
ülkelerinde gelen yabancı oyunculara
hayatın zor olduğunu göstermeleri
ve bunun içinde çok çalışmaları,
kendilerine inanmaları lazım. Tek
onlara vereceğim nasihat, hiçbir
zaman yılmayın ve mücadeleden vaz
geçmeyin.
65
Batman v Superman: Adaletin Şafağı
Yönetmen : Zack Snyder
Senaryo: David S. Goyer, Jerry Siegel
Oyuncular: Bill Finger, Gal Gadot, Jason Momoa, Amy Adams, Henry Cavill
Orijinal Adı: Batman v Superman: Dawn Of Justice
Yapım Yılı: 2015 (ABD)
Orijinal Dili : İngilizce
Vizyon Tarihi: 25.03.2016
Film Özeti
Beraberinde getirdiği umut ile dünyada tanrılaşan Superman neden
olduğu savaş ve yıkım ile birlikte insanlık için tehdit unsuru oluşturmaya
başlar. Dünya gerçekte ne tür bir kahramana ihitiyaç duyduğuna karar
vermek için çabalarken, kontrolsüz hareketleri süren Süper Kahraman’ın
insanlığın yanında mı karşısında mı olacağı merak edilirken Gotham Şehrinin
koruyucusu Batman'e karşı giriştiği mücadele yeni bir savaşa davetiye
çıkaracaktır. Zack Snyder imzalı Batman versus Superman: Adaletin Şafağı,
tarihte ilk kez iki DC karakterini beyaz perdede buluşturuyor. Başrollerinde
Oscar ödüllü Ben Affleck Batman/Bruce Wayne ve Man of Stell filminin yıldızı
Henry Cavill Superman/Clark Kent rolüyle karşı karşıya geliyor.
Küçük Esnaf
Vizyon tarihi 8 Nisan 2016 (1s 49dk)
Yönetmen Bedran Güzel
Oyuncular: İbrahim Büyükak, Gupse Özay, Cengiz Bozkurt devamı...
Tür Komedi, Romantik
Ülke Türkiye
Film Özeti
66
Kendi halinde yaşayan küçük esnaf mafyaya bulaşırsa ne
olur? Babasının mafyadan aldığı borç para vefatından sonra
miras olarak oğlu Berhudar'a kalır. Parayı toparlamaya
çalışırken hesaplanmayan olayların arkası kesilmez. Mafyadan
kurtulmaya çalışan mahallemizin çilingiri Berhudar’ın
peşine düşen film, aşktan, aileden, arkadaşlıktan bahseden
unutulmayacak bir komediye dönüşüyor. Film küçük hayatlar
yaşayan iki insanın büyük belalara bulaşıp yakınlaşmasını
konu almakta.
Senaryoya imza atan İbrahim Büyükak ve Zeynep Koçak’la
birlikte Gupse Özay ve Cengiz Bozkurt da filmin başrollerinde.
Yönetmenliğini Bedran Güzel’in yaptığı Küçük Esnaf
birbirinden eğlenceli karakterler ve komik hikayesiyle seyirciyle
buluşmaya hazırlanıyor.
İlber Ortaylı Seyahatnamesi
Yayın Tarihi: 2016-04-08
Baskı Sayısı: 9. Baskı
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 304
Cilt Tipi: Karton Kapak
Kağıt Cinsi Kitap Kağıdı
Boyut: 13.5 x 21 cm
“Seyahat etmek benim gençliğimden, hatta ta çocukluğumdan beri
heyecanlandığım bir uğraştır. Görmek, harita üzerinde tespit ettiğim yerlere
gitmek, coğrafya öğrenimimde benim için vazgeçilmezdir. Türkiye gibi önemli
bir coğrafyayı ve tarih alanını öğrenmek için onun kuzeyindeki Güney Rusya
ve Kafkasya, doğusundaki İran ve Hindistan, güneyindeki Suriye, Filistin
ve Mezopotamya’nın yanı sıra Balkanları ve Akdeniz ülkelerini anlamak da
kaçınılmazdır.”
İlber Ortaylı
Küçük Prens
Çevirmen:Tomris Uyar
Çevirmen:Cemal Süreya
Kapak: Gözde Bitir
Yayın Tarihi: 2016-03-04
Baskı Sayısı: 9. Baskı
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 112
Boyut: 13. 5 x 19. 5 cm
“Hoşça git, ” dedi tilki. “Vereceğim sır çok basit: İnsan
ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir.
Gerçeğin mayası gözle görülmez. ” Küçük Prens
unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle
görülmez. ”
67
68
Lojistik Yazılımda Lider
Kayışdağı Cd. Serdar Sk. No:1 Kat:4
Daire:13 34750
Ataşehir, İstanbul Türkiye
Tel:+90 216 466 85 32
Fax:+90 216 466 85 33
www.lojisoft.com

Benzer belgeler