Untitled

Transkript

Untitled
SUDO'DA BU AY
Y ı l : 2 - S a y ı : 13
Kasım-2009
UBUNTU ONE : HAKAN TÜRÜT
GNOME SHELL : AYHAN AKTAŞ
TREMULOS : AYHAN AKTAŞ
Sahibi: Ubuntu Türkiye
Adres: www.sudo.ubuntu-tr.org
İletişim: [email protected]
DJANGO : LEVENT ALTUNÖZ
Kapak: Mus'ab
OPENSUSE 11.2 : ÖMER KIRMIZI
Mizanpaj: Yusuff
DELUGE : UTKU DEMIR
Tasarım: Ertan Erbek
KARMIC RÖPORTAJI : AYHAN AKTAŞ
GÜLDÜRÜ : LEVENT ALTUNÖZ - YUSUF SANSARKAN
Not: SUDO, Creative Commons
(CC) by-nc-nd ile lisanslanmıştır.
S U DO , G i m p v e S c r i b u s g i b i
ö z g ü r ta s a r ı m a r a ç l a r ı
kullanılarak hazırlanmıştır.
Kullanılan içerikten yazarları
sorumludur. SUDO, GNU/Linux
d a ğ ı tı m l a r ı a l tı n d a s o r u n s u z
olarak görüntülenir.
E Dİ T Ö R DE N
Ubuntu Türkiye E-dergisi Sudo'nun 2. yılının birinci
sayısından herkese merhaba.
Özgür yazılım dünyasının hızla genişlediğini
farkedebiliyoruz. Özellikle Ubuntu Karmic Koala'nın
yayımlanmasıyla birlikte sunucuların talebi karşılayaması
bu durumu açıkça, dost-düşman herkese gösterdi. Artık
Linux'un hızlı yükselişinin önlenemez olduğu ortaya çıktı.
Gelecek özgür yazılımındır; bunu görebiliyoruz.
Yalnız her gelişmede olduğu gibi bu gelişmede de bazı
olumsuz durumlarla karşılaşıyoruz. Özellikle Linux'u yeni
keşfeden bazı arkadaşlarımız bir anda eskiden kullandıkları
sisteme düşman kesilebiliyorlar. Onların tekelcilik
anlayışını kalp kırmadan eleştirebilecekken, düşmanca
saldırıp, acımasızca hakaretlerde bulunabiliyorlar. Tabi
böyle bir şeyin hiçkimseye bir faydasının olmadığını
biliyoruz. Hatta bize zararı bile dokunabiliyor. Linux'u
bilmeyen insanlar bizi gerçeği saklamakla suçlayabiliyor.
Linux'un diğer sistemlerden daha iyi olmadığını, hiç
denemeden, bilmeden iddia edebiliyorlar.
Bizim kimseye sataşmaya ihtiyacımız yoktur. Herkes kendi
yolunu çiziyor. Yazılım tekelciliğinin devri artık bitiyor.
Devir; açık kaynak kodlu, özgür yazılımların devridir.
***
Geçtiğimiz ay Linux dünyasında büyük olaylar oldu.
Ubuntu dışındaki diğer büyük dağıtımlardan bazılarının
yeni sürümleri çıktı.
Dünyanın en çok kullanılan dağıtımlarından Ubuntu'nun
yeni sürümü Karmic Koala, Ubuntu'nun güzelliğine güzellik
kattı. Geliştirilen görselliği göz doldururken 9.04'e göre
daha hızlı olduğu gözlerden kaçmadı. Özellikle açılış ekranı
Ubuntu'yu daha bir tatlılaştırdı.
Açılış hızının biraz uzadığı farkedilirken kapanış hızı çok
kısaldığı görülüyor. Gelişen Linux çekirdeği sayesinde
Karmic Koala, birçok donanımı sorunsuz tanıdı. Geçmişten
beri hep daha iyiye giden Ubuntu, bizlere çok daha güzel
günler yaşatacak gibi...
Bu ay Sudo ailesi olarak sizin için Opensuse 11.2
dağıtımını inceledik. Ubuntu 9.10'da hazır gelen,
Canonical'ın yeni servisi Ubuntu One'ı detaylarıyla anlattık.
Ubuntu-tr forumlarındaki arkadaşlarımızla, Ubuntu 9.10
hakkında röportaj yaptık.
Özgür yazılım gönüllerinin emekleriyle ayakta duran Sudo,
bir yılı geride bırakmış ve ikinci yılının sayısını
yayımlamıştır. Nice yılları birlikte geride bırakmak
dileğiyle, herkese özgür günler dilerim.
1
U BU N T U O N E
CLOUD COMPUTING YOLUNDA ILK ADIMLAR
Ubuntu one uygulaması, kullanıcılar için cloud computing
yolunda atılmış önemli bir adımdır. Kabaca bahsetmemiz
gerekirse; Ubuntu one ile dosya paylaşımı yapabilirsiniz.
Günümüzde çeşitli paylaşım siteleri var ancak ücretli
oldukarını söylemeye gerek yok. Canonical firması ise bu
işi biz kullanıcılar için ücretsiz yapıyor. İsterseniz
hesabınızı, ücret ödemeyerek 2 GB kapasiteyle, ücret
ödeyerek 50 GB'a kadar çıkabilen bir kapasiteyle
kullanabilirsiniz. 2 GB, evden ofise; ofisten eve dosya
taşımak için oldukça iyi bir değer.
Bu uygulamayı kullanabilmek için bir hesabımızın olması
gerekiyor. Bu hesabı https://one.ubuntu.com/ adresinden
veya ubuntu one simgesinin üzerine sağ tıklayıp “Go to
Web” dedikten sonra açılan internet sayfasından
“Subscribe” butonuna tıklayıp ilgili yerleri doldurup
hesabınızı onayladıktan sonra kullanmaya başlayabilirsiniz.
Eğer zaten bir hesabınız varsa “Sign in” butonuna basıp
ilgili yerleri doldurduktan sonra hesabınıza girebilirsiniz.
Ubuntu one henüz beta aşamasında olduğu için eksikleri
mevcut. Bu yazıda eksileriyle, artılarıyla Ubuntu one
uygulamasını ele alacağız. Ubuntu one 9.04 veya daha
üstü versiyonlarda çalışıyor. Bildiğiniz üzere 9.10 ile
Ubuntu one zaten sisteme dahil edilmiş ama pek sağlıklı
değil. Bu yüzden denerken hata almanız bazı şeylerin
yolunda gitmemesi normal. Ubuntu 9.04 kullanıcıları, bu
linkten yararlanarak çok rahat bir biçimde kurulum
yapabilirler.
https://one.ubuntu.com/support/installation/
GENEL BAKIŞ - UYGULAMAYI ÇALIŞTIRMA
İlk olarak ubuntu one programını çalıştıralım. Uygulamalarİnternet-Ubuntu One yolunu takip ederek çalıştırabilirsiniz.
Yazının başındayken belirtmekte fayda var bu uygulamayı
Ubuntu one programıyla kullanmak gibi bir zorunlulık yok;
Web arayüzünü kullanarak da işlerinizi halledebilirsiniz.
Uygulamayı ilk açtığımızda bulut içinde bir ünlem işaretiyle
karşılaşıyoruz bu bağlı olmadığını gösteriyor.
Şimdi geldik bilgisayar ekle kısmına. Bu iş için ilk önce
sisteme bir paket yüklememiz lazım. Eğer yüklü ise sorun
yok ama ne olur ne olmaz aşağıdaki kodu çalıştırın.
sudo apt-get install ubuntuone-client-tools
u1sync --authorize
2
“u1sync --authorize” komutu ile açılan internet sayfasında
bilgisayarınızın adı gözüküyor olacak. Oradan ekle kısmına
tıklayarak bilgisayarınızı ekleyebilirsiniz.
Görüldüğü gibi Ubuntu one hesabınıza bağlı olunca
ünlem işareti olmuyor tam bir bulut halini alıyor.
HESABINIZA DOSYA EKLEME
Bilgisayarınızı ekledikten sonra Ubuntu one simgesine sol tıklayıp
bağlan diyerek veya Ubuntu one'a ait /home/xxxxx/Ubuntu One
dizininde daima bulunan bağlan kısayoluna tıklayabilirsiniz.
Bağlantıyı kesmek için de aynı yolu kullanıp bağlantıyı kes
demeniz yeterli olacaktır ama benden söylemesi şu anda
uygulama beta olduğu için eksiklerinden bir tanesi de
kapanamaması... Kapanırken hata veriyor ve oturumu yeniden
açana kadar düzelmiyor. Önümüzdeki zaman dilimi içerisinde
güncellemeler ile düzelir. O kadar da kafaya takmaya gerek yok.
Hesabınıza dosya eklemek çok kolay; yapmanız
gereken sadece /home/kullanıcı_adınız/Ubuntu One
klasörüne hesabınız program vasıtasıyla bağlıyken
istediğiniz belgeyi, dosyayı koymak. Koyduğunuz
anda şöyle bir bildiri:
3
Dosya gönderme işlemi bittiğinde ise şöyle bir bildiri:
EKLEDİĞİNİZ BİLGİSAYARI LİSTEDEN ÇIKARMA
Paylaşım yapmak için eklediğiniz bir bilgisayarı web
arayüzünü kullanarak “account” sekmesinden silebilirsiniz.
Account sekmesinden “View the machines connected to
this account"a tıklayarak silebilirsiniz.
sizi durumun sonucundan haberdar edecek. Ubuntu one
klasörü altında oluşturduğunuz yeni klasörler ve
içerikleri, aynen karşıya kopyalanır. Çok şükür burda bir
sıkıntı yok. Web arayüzünden dosya eklemek de
kolaydır sadece “upload file” demeniz yeter.
EKLENMİŞ DOSYAYI SİLME
Eklemiş olduğunuz dosyayı web arayüzünden çöp
ikonuna tıklayarak silebilirsiniz. Aslında bu kadar
yorulmanıza gerek yok. Ubuntu one klasöründen silince
zaten silinmiş oluyor, tabi hesabınıza bağlıysanız.
4
UBUNTU ONE MENÜSÜ - TERCİHLER
Simgeyi göster: Simgenin, sizin istediğiniz zamanlarda
gözükmesini sağlayabilirsiniz.
Açılışta bağlan: Açılışta bağlanıp bağlanmayacağınız gibi
isteğinize kalmış bu seçeneği buradan ayarlayabilirsiniz.
Limit Bandwidth Usage:Ubuntu one programının indirme ve
gönderme değerlerini buradan isterseniz ayarlayabilirsiniz.
Sonuç olarak ubuntu one uygulaması şimdilik pek düzgün
çalışmasa da bu durum yakın zamanda düzelecektir ve
popüler bir hale gelecektir.
Bir sorun bildir: Geliştiricilere hata raporu gönderebilirsiniz.
Klasör aç: /home/kullanıcı_adı/Ubuntu One klasörünü açar.
Go to Web: Hesabınıza web arayüzü ile bağlanırsınız.
TERCİHLER:
Hakan Türüt
G NO M E S H E L L
Gnome shell, açık kaynak
kodlu masaüstü birimidir. Gnome,
gün geçtikçe kendini hızlı bir
şekilde geliştirmekte olan bu
masaüstü ile gerçekten solukları
kesecek gibi gözüküyor. Gnome
shell, bu masaüstünü, resmi
olarak gnome 3.0 olarak
yayınlamayı planlıyor. Şu anda
test aşamalarında olan bu
masaüstü bu haliyle bile göz
doldurmakta, yeni tasarımı, zengin
görsel efektleri ve yeni yönetici
penceresi ile çok güzel bir tasarım
gibi gözükmektedir.
5
6
7
Gnome shell kurulumu için;
Konsola girip ilk kodumuzu yazıyoruz.
sudo apt-get install curl
Kurulumu yaptıktan sonra gnome
shell kurulum dosyasını çekiyoruz.
curl -O
http://git.gnome.org/cgit/gnomeshell/plain/tools/build/gnome-shellbuild-setup.sh
Kurulum yapmadan önce şu dosyaları
da kurmamız gerekebilir.
Kurulum bittikten sonra aşağıdaki komutları sırası ile uygulayınız.
/bin/bash gnome-shell-build-setup.sh
sudo apt-get install jhbuild
jhbuild build
jhbuild build -f -a -c
Kurulum bitti. Geriye masaüstümüzü çalıştırmak kaldı.
sudo apt-get install libcroco3-dev
xserver-xephyr xulrunner-dev pythondev mesa-common-dev libreadline5dev libgl1-mesa-dev libwnck-dev
librsvg2-dev libgnome-desktop-dev
libgnome-menu-dev libffi-dev
libgtk2.0-dev libgconf2-dev libdbusglib-1-dev gtk-doc-tools gnomecommon git-core flex bison
Konsola gelip şu komutları uyguladıktan sonra masaüstümüz aktif
olacaktır.
cd ~/gnome-shell/source/gnome-shell/src
./gnome-shell --replace
Eğer kurulumda takıldığınız noktalar olursa www.forum.ubuntu-tr.org
sitemizde sorununuzu belirtebilirsiniz.
Ayhan Aktaş
8
TREMULOS
Herkese tekrardan merhaba, bu
sayımızda sizlerle birlikte Tremulous
oyununu inceleyeceğiz.
Oyun, Windows ve Linux tabanlı
işletim sistemlerinde çalışan, online ve lan
bağlantıları ile oynanan bir oyundur.
Oyunda iki seçim hakkınız var, ya
örümceklere katılacaksınız, insan
öldürdükçe evrim geçirip devasa
büyüklükte örümcekler olacaksınız ya da
insan olup örümceklere karşı koyacaksınız.
İnsanlar son teknoloji silahlar ile
kuşatılmış, örümcekler ise son derece hızlı
ve ölümcüller.
Meraklandığınızı hissetmekteyim oyun ile
ilgili birkaç resim görmek sizin hakkınızdır.
Oyun Kurulumu;
Oyunun boyutu 110 mb civarındadır.
Kurulumu 3 şekilde gerçekleştirebilirsiniz:
1. Kendi sitesinden “.run” kurulum
dosyasını indirerek.
2. Yazılım Yüklem Merkezinden
Tremulous diye aratıp kurarak.
3. Konsoldan kurulum yapabilirsiniz,
depolarımızda mevcut olan bir oyundur.
Konsol kurulumu ise şöyledir;
sudo apt-get install tremulous
Kullanımı:
Kurulum bittikten sonra oyunu,
Uygulamalar > Oyunlar > Tremulous
sekmesinden açabilirsiniz.
Oyunu açtığımızda sağ tarafta play butonu
bulunmaktadır ona bastıktan sonra bizi oyun serverlarına gönderecektir. Oradan
istediğiniz herhangi bir server'e çift tıklayarak server'a bağlanabilirsiniz.
Oyun için gerekli yüklemeleri yaptıktan sonra, oyun bize hangi kullanıcı ile oyuna
başlamak istediğimizi sorucaktır. Siz de seçiminizi yaparak oyuna
başlayabilirsiniz.
İnsanlarda silah alımını “Armoury” adındaki kutunun yanına gelip “E” tuşuna
gerçekleştirebilirsiniz. Sağlık doldurmayı “medistation” adındaki kırmızı kutunun
içine girerek doldurabilirsiniz.
9
Örümceklerde ise sağlık dolumu
otomatik olmaktadır. Örümceklerde
evrim geçirme işlemi yapmak için sağ
alt tarafta ilk oyuna başladığımızda
“0” olarak gözüken bir bölüm vardır
insan öldürdükçe bu sayı artar ve “E”
tuşu ile evrim geçireceğiniz örümceği
seçerek evrim geçirebilirsiniz.
Örümceklerde diğer bir özellik ise
insanlar yaklaştığında ekranda kırmızı
bir nokta belirmektedir. Bu sayede
insanların geldiğini farkedebilirsiniz.
Bu özellik insanlarda da mevcuttur
ama özel bir silah ile bu özelliği
kullanabilirsiniz.
Oyuncuları ve kaç kişi öldürdüğünüzü
“Tab” tuşuna basarak öğrenebilirsiniz.
İnsanlarda ve örümceklerde kendi
bölgesini silahlandırıp onaran başka
bir oyuncu seçme hakkı vardır.
İnsanda bunun adı “Construction kit”
örümceklerde ise “Granger” dir.
Oyunu kazanmak için rakip
oyuncuların bölgesindeki herşeyi yok
etmek gerekir. Herşeyi yok ettikten
sonra oyunu siz kazanmış olursunuz.
Ayhan Aktaş
10
DJANGO
Django Macerası
Django ile iki haftalık bir macera yaşadım bu macerayı
ilerletmeye de niyetliyim. Siz de çok hızlı şekilde uygulama
geliştirme imkanı sağlayan bu teknolojiyi yakından
tanırsanız beğeneceğinize eminim. Bu mütevazi yazı
pedagojik olarak eksik olacak ama yapmaya giriştiğim blog
uygulaması konusunda size bir fikir verecektir.
Django klasik MVC (model,view,controller) mantığını
benimsese de isimlendirmede farklılık var. MVT (model,
view, template) burada modeller, diğer web çatılarındaki
gibi veritabanıyla köprü vazifesi kuran sınıflardır. Views ise
diğer web çatılarının aksine görünümle ilgili değildir.
Mesela Codeigniter'daki controller sınıfının yerine geçiyor.
Yani modellerle templateler arasındaki bağı kurup
denetliyor. Template ise diğer çatılardaki görünüm (views)
işiyle ilgili kullanılıyor.
Gelin şimdi djngo macerasına başlayalım. Önceden
belirtmeliyim ki bu yazıda bir an önce konuya girmek, yani
blog uygulamasını tamamlamak için hızlı bir anlatım tarzı
uyguladım. Açıkçası django macerasının en azından blog
uygulamasının tek yazıda bitmesini istiyordum ama
sanırım gidişattan yazıyı ikiye bölmek gibi bir sonuca
vardım. Bu yazıda yönetim paneline kadar gelip diğer
yazıda kalanı vereceğim. Djangonun gücü hakkında bir
örnek vermek için Pardus kullanıcılarının uğrak yeri olan
özgürlük için sitesinin Django ile yazıldığını hatırlatayım.
Django kurulumu.
Djangoproject.com/download adresinden indirdiğimiz
pakete şu komutları vererek kurabiliriz:
tar xzvf Django-1.1.1.tar.gz
cd Django-1.1.1
sudo python setup.py install
Aç, dizin değiştir ve kur. Diğer bir yol ise
sudo aptitute install django
komutuyla veya synapticten gerekli paketi seçerek
kurmaktır. Bu durumda ;
sudo ln -s /usr/lib/python-django/bin/django-admin.py
/usr/local/bin/django-admin.py
komutu ile django-admin.py için bir bağ oluşturmamız
gerekiyor. Bunu da yaptıktan sonra ilk projemizi
oluşturalım. Bunu da yaptıktan sonra artık istediğiniz
alanda Django projelerine başlayabilirsiniz. Ev dizininde
Django diye bir dizin açalım ki karışıklık olmasın. Şimdi şu
komutla ilk projemizi oluşturalım:
cd django ile django dizini içine girelim ve:
django-admin.py startproject ilksitem
Böylece ev dizininizde Django dizinini oluşturduysanız
(veya kendi belirlediğiniz bir dizinde) onun içinde “ilksitem”
adında bir dizin oluşmuş olmalıdır. Öyleyse işler yolunda
demektir. Sorun var ise Django dökümanlarına göz
atmanızda fayda var.
“İlksitem” içinde 4 tane dosya oluşmuş olmalı. __init__.py
ve manage.py sistem dosyaları olup içeriğine müdahale
etmeyeceksiniz. Birincisi projenizin python tarafından bir
paket gibi algılanmasını sağlıyor, ikincisi ise Django ile
gelen web sunucusunu çalıştırmak, veritabanı işleri gibi
bazı ağır işleri görmeniz için hazır bekliyor. Diğer iki dosya
ise settings.py ve urls.py. İlki sitenizle ilgili konfigürasyon
ayarlarını, diğeri ise sitenizin url yönetimini sağlıyor. Yeri
geldiği zaman bu dosyaları düzenleyecek ve ne işe
yaradığını göreceğiz.
Django ile gelen web sunucusunu çalıştırmak için “cd
django” ile django dizinine girelim ve şu komutu yazalım:
python manage.py runserver
Ekranda sunucunun çalıştığına dair bir mesaj almamız
gerekiyor. Sunucu 8000 portunu kullanıyor. Bunu
11
değiştirmek gerekirse (ki gereksiz bir çaba olurdu bence)
komutu yazarken port numarasını da belirtmeliyiz. Şimdi
tarayıcınızda localhost:8000 yazarsanız Django Hoş geldin
mesajıyla karşılaşabilirsiniz. Bunun yerine kendi yazdığımız
mesajın görüntülenmesini isteyebiliriz. Bu bizim en doğal
ve insani hakkımız olduğu içindir ki ilk views'imizi
oluşturalım. Diğer 3 dosyanın oluşturulduğu dizin içinde
views.py isminde (bu isim keyfinize kalmış ama views.py
olarak adlandırmak örf ve ananelerimizden kaynaklı olarak
yerleşmiştir.:)) bir dosya oluşturalım ve içine şunları
yazalım:
from django.http import HttpResponse
def merhaba(request):
return HttpResponse(“Merhaba Dünya”)
Burada Django http paketi içindeki HttpResponse sınıfını
çağırıyoruz ve sayesinde mesajımızı ekrana basıyoruz.
Bunu yapmak için tanımladığımız merhaba fonksiyonu, her
fonksiyonun alması gereken asgari “request” parametresini
alıyor. Bunun haricinde bir görevi yok burada.
Bu fonksiyonu tanımladık ama henüz tarayıcınızda
mesajınızı göremediniz. Bunun için urls.py dosyasına
tarayıcıdaki adreslerin yönleneceği fonksiyonları belirten
kodları yazalım. Hali hazırda bazı hatırlatmaların yer aldığı
kısımları tümden silebilirsiniz. Silmeyebilirsiniz de; ama
sonuçta şu satırlar olursa faydalı olur:
from django.conf.urls.defaults import *
from ilksitem.views import merhaba
urlpatterns = patterns('',
('^anasayfa/$', merhaba),
)
Burada ilk iki satırda gerekli paketleri aldık. İkinci satırda
views dosyamızdaki merhaba isimli fonksiyonu aldığımıza
dikkat edelim. Bu fonksiyonu kullanacağımızı gösterir.
Urlpatterns ifadesi bir tüp içinde tanımlanan url
yönlendirmelerinden ibaret. Tarayıcıda /anasayfa yazınca
merhaba fonksiyonu çalıştırılıyor. Şapka (^) ve dolar ($)
işaretleri python ile gelen düzenli ifadeler sınıfına ait
simgeler. ^ işareti desenin başındaki ifadeyle uyuşmayı,
dolar işareti ise sonundaki uyuşmayı gösteriyor. “^”
olmasaydı /herhangi/anasayfa ifadesi de merhaba
fonksiyonunu çağırırdı. Ya da “$” işareti olmasaydı
/merhaba/dostum/nehaber ifadesi de merhaba
fonksiyonuna yönlenecekti. Düzenli ifadeler ile ilgili olarak
python dökümanlarına bakabilirsiniz. Şimdi;
python manage.py runserver
Komutuyla web sunucusunu çalıştırın ve
localhost:8000/anasayfa adresini ziyaret edin. “Merhaba
Dünya” mesajını görüyorsanız ne mutlu size!
Şimdi daha önce codeigniter yazımızda yaptığımız gibi yine
basit bir blog ile Djangoyu daha yakından tanımaya
çalışalım. Açıkçası biraz çok bilgiyi az yere sığdırmış
olacağız. Atladığım onca şeyi ise djangoproject.com
adresindeki belgelerden edinebilirsiniz. Türkçe django
siteleri olduğunu da biliyorum ama henüz tam olarak
inceleme fırsatı bulamadığım için adres gösteremiyorum.
Bir blog için bize bir veritabanı gerekli. Django'da mysql,
postgresql, oracle, sqlite gibi veritabanları çalışır. Bu
veritabanları arasında geçiş yapmak için tek yapmamız
gereken settings.py dosyasında Birkaç satırlık kodu
değiştirmektir. Bu demektir ki mysql için yazdığınız bir
uygulamayı 5 dakika içinde bir başka veritabanına uyumlu
hale getirebilirsiniz. Php dünyasından gelenler için delice
bir fikir gibi! Burada python ile hazır gelen ve geliştirme
aşamasında oldukça pratik olan sqlite veritabanı ile
çalışacağız. Settings.py dosyasında şu ayarlamaları
yapalım:
DATABASE_ENGINE = 'sqlite3'
#
'postgresql_psycopg2', 'postgresql', 'mysql', 'sqlite3' or
'oracle'.
DATABASE_NAME = 'veritabanim'
# Or path to
database file if using sqlite3.
DATABASE_USER = ''
# Not used with sqlite3.
DATABASE_PASSWORD = ''
# Not used with sqlite3.
DATABASE_HOST = ''
# Set to empty string for
localhost. Not used with sqlite3.
DATABASE_PORT = ''
# Set to empty string for
12
default. Not used with sqlite3.
# Create your models here.
Burada tek eklediğimiz şeyler database_engine için
'sqlite3' ve database_name için “veritabanim” ifadeleri.
Diğer değerler diğer veritabanları için gerekli sqlite için
değil. Ubuntu kullanıyorsanız;
class Kategori(models.Model):
ad = models.CharField(max_length=50)
def __unicode__(self):
return self.ad
TIME_ZONE = 'Europe/Istanbul' yapabilirsiniz. Varsayılan
olarak Amerika geliyor. Yine;
LANGUAGE_CODE = 'tr' İngilizce değerini Türkçe ile
değiştirebilirsiniz. Pardus kullanıcıları bu konuda şanslı; Söz
konusu ayarlar Türkiye'ye özel geliyor.
class Posts(models.Model):
baslik = models.CharField(max_length=50)
mesaj = models.TextField()
yazi_tarih = models.DateTimeField()
kategori = models.ForeignKey(Kategori)
def __unicode__(self):
return self.baslik
Kurulu uygulamalar varsayılan olarak dört tanedir, bunlara
ek olarak iki tane ekleyeceğiz. Biri djangonun bize
sağladığı muhteşem admin paneli ve diğeri yapacağımız
blog uygulaması.
INSTALLED_APPS = (
'django.contrib.admin',
'ilksitem.blog',
'django.contrib.auth',
'django.contrib.contenttypes',
'django.contrib.sessions',
'django.contrib.sites',
)
Şimdilik settings.py ayarları bu kadar. İlerde şablonları
oluştururken şablon dizinini de bu dosyada belirteceğiz.
Şimdi blog uygulamamızı oluşturalım:
cd ilksitem
python manage.py startapp blog
Bu şekilde blog isimli uygulamayı içindeki dosyalarla
birlikte oluşturuyor. Burada models.py isminde bir dosya
oluşturalım ve içine modellerimizi yazalım.
from django.db import models
class Yorumlar(models.Model):
ad = models.CharField(max_length=50)
mail = models.EmailField()
yorum = models.CharField(max_length=550)
post_id = models.CharField(max_length=3)
yorum_tarih = models.DateTimeField()
def __unicode__(self):
return self.ad
İlk satırda models sınıfını ithal ettik. Daha sonra ise
modellerimizi oluşturuk. Her bir model, veritabanında bir
tabloya denk geliyor. Mesela Posts sınıfı veritabanında
blog_posts isminde bir tablo oluşturacak. İçinde ise
otomatik eklenen id ile birlikte bizim belirlediğimiz alanlar
oluşacak. Burada oluşacak alanlar ise; id, baslik, mesaj,
yazi_tarih, kategori. Burada; CharField(max_lenght=50)
ifadesi ile oluşturulacak alanın sql olarak varchar tipinde
olacağı ve 50 değerine kadar karakterde değer alacağı
belirtiliyor. DateTime ise yine datetime tipinde değerler
alıyor.
Bu tabloların oluşması için konsolda biraz komut vermemiz
lazım. Komut satırında ilksitem dizinine girdikten sonra şu
komutu verelim:
python manage.py sqlall blog
13
Bu komutla, yazılacak sql ifadesini görürsünüz. Çıktı şuna
benzer olmalı:
lev@goni:~/Djangolev/ilksitem$ python manage.py sqlall
blog
BEGIN;
CREATE TABLE "blog_kategori" (
"id" integer NOT NULL PRIMARY KEY,
"ad" varchar(50) NOT NULL
)
;
CREATE TABLE "blog_posts" (
"id" integer NOT NULL PRIMARY KEY,
"baslik" varchar(50) NOT NULL,
"mesaj" text NOT NULL,
"yazi_tarih" datetime NOT NULL,
"kategori_id" integer NOT NULL REFERENCES
"blog_kategori" ("id")
)
;
CREATE TABLE "blog_yorumlar" (
"id" integer NOT NULL PRIMARY KEY,
"ad" varchar(50) NOT NULL,
"mail" varchar(75) NOT NULL,
"yorum" varchar(550) NOT NULL,
"post_id" varchar(3) NOT NULL,
"yorum_tarih" datetime NOT NULL
)
;
CREATE INDEX "blog_posts_kategori_id" ON "blog_posts"
("kategori_id");
COMMIT;
lev@goni:~/Djangolev/ilksitem$
python manage.py validate komutu ile hata olup
olmadığına bakabilirsiniz. Hiçbir hata yoksa veritabanında
tabloları oluşturmak için şu komutu verelim:
python manage.py syncdb
Bu komutla asıl iş başlıyor. Önce veritabanı tablolarının
oluştuğunu belirtiyor. Sonra ise settings dosyasında admin
uygulamasını eklediğimiz için bize bir admin oluşturmak
isteyip istemediğimizi soruyor. Elbette deyip enter tuşlayın.
Admin ismini sorunca boş bırakırsanız Ubuntu, kullanıcı
adınızı admin olarak kaydeder. Email ve şifrenizi de yazınca
admin uygulaması da hazır sayılır.
Şimdi admin sayfasına nasıl ulaşacağımıza bakalım:
İlk önce ilksitem dizini içindeki urls.py dosyasını şu hale
getirelim:
from django.conf.urls.defaults import *
from ilksitem.views import merhaba
from django.contrib import admin
admin.autodiscover()
urlpatterns = patterns('',
('^anasayfa/$', merhaba),
('^admin/(.*)', admin.site.root),
)
Bu şekilde tarayıcıdan admin paneline girebilirsiniz .
Localhost:8000/admin yazınca olduğu gibi... Ama nerede
bizim blog uygulamamız?
Onu görmek için Blog dizini içinde admin.py isminde bir
dosya oluşturalım ve içini şu kodlarla dolduralım:
# -*- coding: utf-8 -*from django.contrib import admin
from ilksitem.blog.models import Posts, Yorumlar, Kategori
admin.site.register(Posts)
admin.site.register(Yorumlar)
admin.site.register(Kategori)
admin sınıfını ve modellerimizi dahil edip her bir sınıf için
admin panelinde bağlantı kurduk. Şimdi; ctrl-c ile sunucuyu
kapatıp
python manage.py runserver
ile tekrar sunucuyu başlatalım.
Tarayıcıda localhost:8000/admin yazınca size işler
14
yolundaysa kullanıcı adı ve şifre
soracak. Buraya konsolda daha
önce belirlediğiniz değerleri
girince harika bir admin paneli ile
karşılaşacaksınız. Bu panelde
kategori, yazı ve yorum
ekleyebilirsiniz. Yazıda panelden iki
ekran görüntüsü veriyorum. Baya
hızlı ilerlememize rağmen
bloğumuza eklediğimiz mesajları
kullanıcılara nasıl sunacağımız
konusuna yer kalmadı. Bunu da
diğer sayıya saklayalım o zaman.
Levent Altunöz
15
O PE N S U S E 1 1 . 2
SUDO 13. Sayımızdan
herkese merhaba.
Bu sayımızdan itibaren
her ay bir Linux
dağıtımını mercek altına
almayı planlıyoruz.
Planlıyoruz diyorum
çünkü bazen
beklemediğimiz anda bir
yerlerde kopukluk oluyor
ve yazılarımız bazen
istediğimiz zamanda
yetişmiyor. Bu sebeple aksilik olmadığı sürece Linux
inceleme yazılarımızı yazmayı düşünüyoruz.
İlk inceleme yazımıza da openSUSE 11.2
sürümünden başlamak istedim. Bu ay da yeni bir
sürüm yayınlayınca tercihim openSUSE oldu. Aslında
Mandriva 2010 da listemde vardı; nedense
openSUSE'yi seçtim. Düşüncelerimi fazla yazıya
dökmeden openSUSE 11.2 yazımıza bir giriş
yapalım. Bu yazımızda kurulum anlatımı olmayacak,
yazı ne çok derin ne de çok yüzeysel olacak. Bu
şekilde iyi birşeyler yazmaya çalışacağım.
İlk önce openSUSE 11.2 kullanıcılarına neleri sunuyor
buna bir göz atalım. Bu yeni sürümde;
.
.
.
.
.
.
.
Kernel 2.6.31-5
KDE 4.3
Gnome sürümü 2.28
OpenOffice 3.1.1
Firefox 3.5.4
Ext4 ve Btrfs Dosya sistemlerine destek.
WebYaST
Bu versiyonda öne çıkan yenilikler bunlar. Kernel
sürümü gün geçtikçe büyüyerek donanım desteğini
devam ettiriyor. Bu sürümde bir çok donanıma
destek geldiği gibi bazı yerlerde iyileştirmeler de
yapılmış. Mesela USB
disklerde oluşan problemler
çözülmüs, Serverlarda
kullanılan yeni ethernet
kartlarına destek gelmiş ve
bunların dışında benim en
önemli gördügüm gelişme, openSUSE ekibi bu kernel
sürümünde Btrfs dosya sistemine destek vermiş
bulunmakta.
Btrfs dosya sistemi ext4 gibi disklerin biçimlendirilmesinde
kullanılan ve Oracle firması tarafından geliştirilen yeni bir
16
Sistem Ayarları uygulamalarında
değişiklikler yapılmış. Bunun yanında
openSUSE KDE'yi en iyi kullanan
dağıtımlardan birisi. SUSE'yi 2004'ten bu
yana hiç kullanmasam da, her yeni
sürümde kurar bir deneme yaparım.
Linux`e ilk adım attığım göz ağrım
kendisi... Çökme raporunu çok nadir
görürsünüz.
proje. Kernel 2.6.29
sürümünden bu yana
kernelde barındırılan
bu dosya sistemini ilk
defa seçmeli olarak
Linux dağıtımları
içinde openSUSE 11.2
versiyonunda sunmuş
oluyor.
OpenSUSE 11.2 ile
gelen KDE 4.3
versiyonunda yapılan
son düzeltmelere
baktığımda KDE4'ün
artık yavaş yavaş
oturmaya başladığını
görmüş oldüm. Bu
sürümde 10.000 hata
düzeltilmiş. Bu pek
azımsanacak bir sayı
değil.
Hata düzeltmeleri
dışında Kwin, The
Plasma Desktop Shell,
Dolphin# Krunner ve
OpenSUSE ekibi KDE`yi hemen hemen her
kullanıcının program kurmadan kullanacağı
bir şekilde hazırlıyor. Bütün menüler dolu
capcanlı :) Sade menü sevenlerin hoşuna
17
gitmeyecek bir KDE
var SUSE'de. Tek
eksiği, içinde bazı
kısımlarda Türkçe
desteğinin eksikliğini
görmeniz muhtemel.
Bu eksiklik
openSUSE`nin Türkçe
desteğinin az
olduğundan mı yoksa
KDE Türkiye`nin
yetiştiremediği
çevirilerden mi
kaynaklanıyor
bilmiyorum. Kısacası
%100 diyebileceğim
bir Türkçe yok
openSUSE'de.
Gnome 2.28 sürümü
var demiştik.
OpenSUSE her ne
kadar KDE'yi ön planda
18
tutsada Gnome için de desteğini sürdürüyor. KDE'deki dolu
menü yapısının aksine Gnome o kadar sade bir menüye
sahip ki KDE'den sonra sanki Gnome sürümü boş gibi
görünüyor. OpenSUSE'deki Gnome, bir Ubuntu kadar
sağlam. Türkçe desteği KDE`ye göre biraz daha iyi gibi
görünüyor.
ayarları yapabileceğiniz tek bir denetim masası olarak
düşünün. Mail Server, LDAP gibi ayarları grafik arayüzden
çok rahat bir şekilde yapabilirsiniz. YaST ile Samba
ayarlamak çok basit. Bu gibi ayarları, terminalde komut
uygulamak istemeyen kullanıcılar için cazip bir seçenek
openSUSE.
Kurulum
SUDO ekibi olarak, bu köklü dağıtımın da bir an önce güzel
Türkçemize kazandırılmasını temenni ediyoruz.
Kurulum kısmı görsel olarak bilgilendirici... ilk defa Linux
kuracak kişiler de sorun yaşamadan disk yapılandırması
yapabilir. Bilgisayarınıza sadece openSUSE kurmak
istiyorsanız disk bölümlemesini kendisi otomatik olarak
yapıyor. Ubuntu'ya göre karşılaştırma yaparsak disk
bölümü, swap, / , ve /home bölümünden oluşuyor.
OpenSUSE, ev dizini için diskte ayrı bir bölüm oluşturuyor.
Ubuntu'da bu bölüm / için ayrı bir disk bölümü
oluşturulmadan kullanılıyor. Elle disk yapılandırması da
kafa karıştıracak türden değil. Biraz dikkatle bu bölümüde
rahatlıkla yapabilirsiniz. Kurulum aşaması İngilizce olduğu
için İngilizce bilgisi olmayan okuyucularımıza SUSE
tavsiyesi yapamıyorum. Bu SUSE için bir eksi midir tartışılır
ama şu aşamada bildiğim kadarı ile Türkiye'den SUSE için
bir çeviri ekibi yok.
Teknik Destek: Yerel Site
10/8
Teknik Destek: Türkiye Sitesi: 10/3
Sağlamlık:
10/8
Kullanılabilirlik:
10/8
Dil Desteği:
10/6
OpenSUSE bu incelememizde, bizden ortalama 6,6 puan
alarak Türkiye'deki Linux kullanıcılarının ilgisini çekmek
istiyor.
Bütün kısımlar ayarlandıktan sonra kurulum çok uzun
sürmüyor. Virtualbox üzerine kurdum ve 1.5 GB ram ile
süre tutmadım ama 30 DK olmamıştır. Kurulum
aşamasında Türkçe dili seçtiğim halde kurulumdan sonra
sistemin Türkçe olmadığını gördüm. Biraz sancılı bir durum
gibi görünse de YaST'tan kde4-l10n-tr paketini yeniden
yüklememiz gerekiyor. Paket yüklendikten sonra KDE
Kontrol merkezinden Türkçe'yi ayarladığımızda KDE Türkçe
oluyor. Almanca ve İngilizce paketlerinde böyle bir sıkınyı
yok. Sanırım bu eksiklik Türkçe desteğinin olmamasından
kaynaklanıyor.
Yine YaST` tamamen Türkçe diyemiyorum.
Sonuca gelirsek, karşımızda Türkçe desteği yeterli olmayan
köklü bir openSUSE ve sağlam bir KDE4.3 var. Yaklaşık 5
saat kullandığım bu sürüm başarılı ve hızlı bir yapıya sahip.
YaST, eski versiyonlarına göre gayet hızlı... YaST'ı bütün
Ömer Kırmızı
19
DELUGE TORRENT İSTEMCİSİ
DELUGE
İnternet'teki en zengin
kaynaklardan biridir
torrent. Belki de açık
kaynak mantığına en
uygun yöntemlerden
biridir, çünkü indirdiğiniz
dosya tek bir konumdan
değil, o dosyaya sahip
belki binlerce bilgisayardan
indirilmektedir. Bu da
internette bulunabilecek
dosyaların torrent
ortamında paylaşılmış
olmasının ihtimalini
yükseltir. Çünkü torrent
ortamına giren bir
dosyanın kaybolma
ihtimali düşüktür.
Bulduğunuz bir torrenti
indirmek, bir dosya
indirmekten bir miktar
daha farklı bir işlemdir.
İnternetten bulduğumuz
torrentler, bu torrentleri
hangi bilgisayarlarda
bulabileceğinizi anlatan
basit metin dosyalarıdır.
Sadece web tarayıcımız ile
kullanılamazlar. (Bazı
tarayıcılardaki tümleşik
istemciler hariç, zaten onlar da çok kullanışlı değildir) Bir
torrent istemcisinin kullanılmasını gerektirirler. Bu
yazımızda Linux dünyasında Transmission, Ktorrent,
uTorrent gibi onlarca bulunan torrent istemcilerinden biri
olan Deluge Torrent İstemcisi'ni inceleyeceğiz.
Gnome Masaüstü'nün ve dolayısıyla Ubuntu'nun
sisteminizle birlikte gelen ve çoğu kabiliyete sahip olan
Transmission adında bir torrent istemcisi bulunmasına
rağmen, gerek kullanıcı arayüzü, gerekse kullanışlılık ve çok
işlevlilik açısından Deluge torrent istemcisi,
Transmission'dan daha iyi bir seçim olabilir. Deluge
libtorrent arayüzünü kullanır, Python ile yazılmıştır.
Deluge'nin sadece GTK arayüzünün Ubuntu'ya kurulumu
için Synaptic Paket Yöneticisinden "deluge" isimli program
aranarak kurulabilir, veya basitçe
sudo apt-get install deluge
komutu verilebilir. Ancak eğer Deluge'nin konsol ve web
arayüzü gibi fonksiyonlarını kullanmak isterseniz, "delugeconsole" ve "deluge-webui" paketlerini de kurabilirsiniz.
20
Bütün arayüzlere sahip deluge kurulumu konsoldan
basitçe,
sudo apt-get install deluge deluge-console deluge-webui
şeklindedir. Adından da anlaşılacağı gibi, "deluge-console"
konsoldan kullanım için gerekli arayüzü(SSH ile veya
scripting için kullanışlıdır), "deluge-webui" ise kullanışlı bir
web arayüzünü sağlar. Yazının devamında bahsedilecektir
bu arayüzler hakkında detaylı olarak.
Deluge'yi menüden veya sadece "deluge" komutu ile
çalıştırırsanız, varsayılan olarak GTK önyüzü
açılmaktadır("deluge -s console" gibi bir komut ile
varsayılan önyüzü değiştirebilirsiniz). Son derece kullanışlı
olan bu önyüzde, yapmak istediğiniz her işlemi
yapabilirsiniz.
Ayrıca Deluge'nin kullanışlı bir başka özelliği de, eklenti
desteğinin olmasıdır. Torrent istemcinizde olmayan
özellikleri kolayca kullanabilmenizi sağlayan bu eklentileri
Deluge'yi varsayılan torrent istemciniz yapıp istediğiniz
internetten indirip
"Tercihler >
Eklentiler" yolunu
izleyerek kolayca
istemcinize
ekleyebilirsiniz.
Deluge'yi
sisteminize
kurduktan sonra,
"Uygulamalar >
İnternet > Deluge
BitTorrent Client"
yolundan
ulaşabilirsiniz.
Ancak bu şekilde
başlatacağınız
sadece GTK önyüzü
olacaktır.
Konsoldan "deluge u console" komutu
ile konsol
önyüzünü, "deluge u webui" ile ise
web arayüzünü
başlatabilirsiniz.
GTK Önyüzü
torrentleri
açtığınızda,
indireceğiniz
dosyaları ayıklama,
özel bir konuma
indirme gibi ayarları
yapabileceğiniz bir
pencere gelir. Bu
pencerede
istediğiniz ayarları
belirledikten sonra
ekle tuşuna
basarak torrentlerin
indirilmeye
başlamasını veya
indirme kuyruğuna
gönderilmesini
sağlayabilirsiniz.
İndirme kuyruğu,
istediğiniz kadar
sayıdaki torrentin
sırayla indirilmesini
sağlar. Varsayılan
olarak eklenme
sırasına göre üçer
üçer indirilen
torrentlerin sırası
veya aynı anda
indirilen torrent
21
sayısı değiştirilebilir. Torrentlerin sırasını değiştirmek için
istediğimiz torrente tıklayıp yukarıdaki araç çubuğundaki
yukarı-aşağı tuşlarına basmamız yeterlidir. Bu şekilde bir
torrenti taşıyabileceğimiz gibi, birden çok torrentin de
sırasını değiştirmeyi sağlayabiliriz.
Deluge'nin ayarlarına "Düzenle > Tercihler" yolunu
kullanarak ulaşabiliriz. Burada en işe yarar seçenekler
olarak; "İndirilenler" sekmesinden dosyalarımızın ineceği
konumu ve dosyaların indirilmesi tamamlanınca taşınacağı
klasörü seçebiliriz. Bitmiş torrentlerin ayrı bir klasörde
olması, bunları kullanacağımızda inmiş ve inmekte olan
torrentlerin karışmasını engeller.
"Ağ" sekmesinde ise önemli olan kısım "Giriş Portları"
kısmında Deluge'nin kullanacağı portları
tanımlayabilmemizdir. Eğer bir router arkasındaysak,
verimli çalışmak için router'den port yönlendirme ayarlarını
yapmak lehimizedir.
"Kuyruk" sekmesi ise aynı anda indirilen ve paylaşılan
torrent sayılarının limitini ayarlar. Ayrıca bazen sadece biriki paylaşanın olduğu, yavaş inen torrentlerle
karşılaşabiliriz, "Yavaş torrentleri sayma" kutucuğunu
işaretleyerek de, bunların hızlı inen torrentleri sırada
bekletmelerini engelleyebiliriz.
Deluge'nin GTK önyüzünü köşedeki çarpı ile kapattığınızda,
varsayılan olarak sistem çekmecesine küçülüp
indirmelerinize devam eder. Eğer Deluge'den tamamen
çıkmak isterseniz, "Dosya > Çık" yolunu izlemeniz veya
sistem çekmecesindeki simgeye sağ tuş ile tıklayıp, "Çıkış"ı
kullanmanız gerekir.
Konsol önyüzü
Deluge'nin aynı zamanda terminallerden
çalıştırabileceğimiz bir komut arayüzü de bulunmaktadır.
Günlük kullanımda pek kullanışlı olmasa da, SSH erişimi
veya scripting ile kullanışlı olabilmektedir. Deluge'nin
konsol arayüzüne bir konsoldan
deluge -u console
komutu ile ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda,
deluge -u console -a komut
ile de doğrudan bir komut verebilirsiniz. Komutu uygularken
"ImportError: No module named console" gibi bir hata
alırsanız, bu konsol arayüzünün kurulmadığına işarettir,
sudo apt-get install deluge-console
ile konsol arayüzünü kurabilirsiniz. Sık kullanılan komutlar
ve açıklamaları şunlardır:
"pause" bir torrenti durdurur. "pause all" şeklinde bütün
torrentleri durdurabilirsiniz.
"resume" aynı şekilde torrenti devam ettirilir. "resume all"
şeklinde bütün torrentleri devam ettirebilirsiniz.
"info" ile torrentler hakkında bilgi alabilir, "info torrent_adi"
ile de belirli bir torrent hakkındaki bilgileri görebilirsiniz.
"help" kullanılabilecek komutların listesini gösterir.
Konsol önyüzü SSH ile kullanım haricinde zamanlama için
de kullanışlıdır. Örneğin, torrentlerinizin 3 saat sonra
başlamasını istiyorsanız, torrentlerinizi durdurduktan sonra
sleep 3h && deluge -u console -a "resuma all»
komutu işinizi görecektir. Hatta
sleep 3h && deluge -u console -a "resume all" && sleep 4h
&& deluge -u console -a "pause all"
gibi kombinasyonlarla istediğiniz zaman aralıklarında
torrentlerin inmesini sağlayabilirsiniz.
Web önyüzü
Artık torrent istemcilerinde standart hale gelen
özelliklerden biri de web arayüzüdür. Web arayüzü
sayesinde internete bağlı olan veya yerel ağınızdaki
herhangi bir bilgisayardan kolayca evdeki bilgisayarınıza
bağlanıp torrentlerinizi yönetebilirsiniz. Hatta kullanılmayan
bir bilgisayarınızı kolayca bir indirme sunucusuna
22
İnternet'teki en zengin kaynaklardan biridir torrent. Belki de
açık kaynak mantığına en uygun yöntemlerden biridir, çünkü
indirdiğiniz dosya tek bir konumdan değil, o dosyaya sahip belki
binlerce bilgisayardan indirilmektedir. Bu da internette
bulunabilecek dosyaların torrent ortamında paylaşılmış
olmasının ihtimalini yükseltir. Çünkü torrent ortamına giren bir
dosyanın kaybolma ihtimali düşüktür.
23
çevirebilirsiniz.
Deluge web arayüzünü
deluge -u web
ile çalıştırabilirsiniz. Eğer sürekli kullanacaksanız, Gnome'a
başlangıç uygulaması olarak eklemeniz yararlı olacaktır.
Deluge web arayüzü varsayılan olarak 8112 numaralı portu
kullanır, bu yüzden de eğer bir router arkasından
bağlanmak istiyorsanız, modeminiz ile bilgisayarınız
arasında (program ayarlarından değiştirmezseniz) 8112
numaralı portu doğru biçimde yönlendirmiş olmanız
gerekmektedir.
Mac OS X ortamlarında da çalışabilmektedir, bu sayede
farklı sistemleri kullanırkan alışkanlıklarınızdan da
vazgeçmek zorunda kalmazsınız.
Deluge hakkında daha ayrıntılı bilgiyi
http://deluge-torrent.org/ adresinden ulaşabileceğiniz web
sitesinde bulabilirsiniz. Karşılaşabileceğiniz sorunlarda ise
Ubuntu Türkiye Forumu'nu veya http://forum.delugetorrent.org/ adresindeki resmi forumu kullanabilirsiniz.
İyi çalışmalar.
Çalıştırdıktan sonra denemek için web tarayıcınızdan
"localhost:8112" adresine gitmeniz yeterlidir. İlk olarak
karşınıza yetkisiz girişi engellemek için bir parola
sorgulama sayfası çıkacaktır. Varsayılan parola "deluge"dir,
ancak güvenliğiniz için ilk kullanımdan sonra parolayı
değiştirmeniz şiddetle önerilir.
Parolanızı girdikten sonra GTK arayüzüne benzeyen bir
görünüm ile karşılaşacaksınız. Torrentlerinizi başlatmak,
duraklatmak, silmek gibi işlemleri kolayca yapabilirsiniz.
Aynı zamanda kolayca yeni torrentler de ekleyebilirsiniz,
ekranın sol üstündeki "+" işaretine tıklayıp gelen menüde
torrentin bulunduğu linki vererek veya bilgisayarınızdan
torrenti göndererek. Eklediğiniz torrent otomatik olarak
sıraya eklenecek veya sıra boş ise hemen başlatılacaktır.
Web arayüzünün ve Deluge'nin genel ayarlarını web
arayüzünde login olduktan sonra yukarıdaki bölümde
"Yapılandırma" tuşu ile değiştirebilirsiniz. Gelen ilk ekranda
Deluge'nin temasını ayarlayabilirsiniz. Varsayılan olarak
sade bir tema ile gelen web arayüzündense, kullanışlı ve
daha interaktif Ajax tabanlı arayüzünü tercih edebiliriz
buradan. Aynı zamanda soldaki menüyü kullanarak web
arayüzünün kullanacağı portu veya giriş parolasını
ayarlayabilirsiniz.
Deluge torrent istemcisi Linux'un yanı sıra, Windows ve
Utku Demir
24
KARMİC RÖPORTAJI
Biliyorsunuz ki
Ubuntu 9.10 Karmic
Koala çıktı. Biz de
Ubuntu forumdan
birkaç arkadaşımız ile
röportaj yapalım
dedik. Kısa süremiz ve
uzun bir kullanıcı
kitlemiz olduğu için
kısıtlı sayıda arkadaş
ile röportaj yapabildik.
Röportaj teklifini kabul
eden arkadaşlarımıza
teşekkür ederiz.
Bakalım Ubuntu 9.10
Karmic Koala'yı
arkadaşlarımız nasıl
bulmuşlar.
Kuleyni;
Biz - Kendinizi
kısaca tanıtırmısınız.
Kuleyni - Üniversiteye hazırlanan, çalışmaktan vakit
buldukça bilgisayar başında yeni bişeyler öğrenmek için
vakit harcayan bir kişiyim. İlk Linux tecrübemi Pardusla
yaşadım fakat itraf etmeliyim ki hoşuma gitmemişti ve
silmiştim fakat Ubuntu ile tanışınca silinen Windows oldu.
2 yılı aşkın bir süredir Linux kullanıyorum; kullandırtmaya
çalışıyorum elimden geldiğince. Çok fazla dağıtım
denedim bugüne kadar, Ubuntu'da karar kıldım. Linux
sistemler insana çok şey katıyor. Kesinlikle bu yazıyı
okuyan bireyler, eğer hala Ubuntu kullanmamışsa live cd
denemelerini kesinlike öneriyorum. Hız + kararlılık +
destek + antivirüs yok + program arama derdi yok daha
ne olsun?
Biz - Ubuntu 9.10 Karmic Koala ile ilgili ne gibi
yenilikler ve eksiklikler keşfettiniz?
Kuleyni - Sistem açılış süresi artmış ancak kapanma
hızında hissedilir bir düşüş var. Ubuntuone uygulamasında
ne kadar eksik olsad a bence iyi iş çıkarmışlar. Bluetooth
programı çok daha kapsamlı bir hale gelmiş. Pidgin yerine
Emphaty kullanılmış, sesli ve görüntülü konuşmada
ilerleme kaydedilmekte bence fena olmamış ama hala
Pidgin kullanıyorum. Ekle/Kaldırın yerini Ubuntu yazılım
Merkezi almış daha şık ve iyi bir araç olduğunu söylemeye
gerek yok.
Disk aracı eklenmiş kesinlike çok iyi olmuş. Son olarak
değinmek istediğim grub2 ye geçiş. Grub2 daha farklı
olmuş şimdilik beta olması yüzünden sorunlar yaşatıyor
ama yakın zamanda güncellemeler ile çözülecektir.
Biz - Karmic koala'ya geçtiğinizde herhangi bir
donanım sorunu yaşadınız mı?
Kuleyni - Donanım sorunu yaşamadım. Eskiden elle
tanıttığım sn9c201 kameram vardı fakat şimdi otomatik
tanınmış durumda. Mutluyum, huzurluyum. Fakat tek bir
sorunum var alc888 ses kartımın kulaklık takılınca hala
hoparlöre ses vermesi sorunu halletmek için bir çok şey
denedim alsa derlemesi yaptım ama durum hala aynı ama
artık alıştım diyebilirim, sorun yok yani.
Biz - Karmic Koala beklentilerinizi karşıladı mı?
Kuleyni - Hmm bu soruya ne denir ki? Bu, Ubuntu
9.10'dan ne bekliyordunuz sorusuyla orantılı. Açıkcası
Ubuntu 9.10'dan ben fazla bir iyileştirme bekliyordum fakat
pek öyle olmamış aslında betasından böyle olacağını
anlamalydım ama çıkmayan sürümden umut kesilmiyor
işte. Benim için azıcık hayal kırıklığı oldu diyebilirim şunu
da söylemeden geçmeyelim güncellemeler ile birçok sorun
düzeliyor ve her geçen gün sistem iyiye gidiyor ve tabi ki
benim moralim de.
Xenophobia;
Biz - Kendinizi kısaca tanıtırmısınız.
Xenophobia - İsmim Erdal GÜÇLÜ. 28 yaşına yelken
açmış bir Linux kullanıcısıyım. Ubuntu Türkiye ailesi beni
Xenophobia veya NeSQuiK rumuzu ile tanır. Yaklaşık 1 sene
25
kadar önce kısa bir süre Ubuntu Türkiye Tayfası Yönetim
Kadrosu'nda yer aldıysam da daha sonra bu göreve devam
etmek istemeyerek görevimden ayrıldım. Şimdiler Linux ve
Özgür Yazılım'ın ülkemizde yaygınlaşması adına çeşitli
interaktif projeler yapmaktayım. Bunlardan en önemlisi,
kuşkusuz Habertux.com portalı... Linux'a ilgi duyan Türk
kullanıcıların gereksinim duyduğu bilgiyi, çoğunca birinci
elden olmasa da gerek çeviri gerekse inceleme yazıları ile
sunmak için çaba sarfetmekteyim.
Biz - Ubuntu 9.10 Karmic Koala ile ilgili ne gibi
yenilikler ve eksiklikler keşfettiniz?
Xenophobia - Öncelikle çekirdek (Kernel) gelişimi
beni oldukça memnun etmiş durumda. Linus Torvalds
çekirdeğin şiştiğini söylese de şişirmeden bu kadar verim
elde etmek maalesef henüz mümkün olmuyor. Ubuntu 9.10
ile kullanılan çekirdek sürümü, benim için çok keyif verici
bir rahatlık getirdi. Kullanmış olduğum cihazın yerel disk
sürücüsünde sürekli 'tık-tık' şeklinde sinir bozucu bir ses
olurdu. Bu sesin bozuk sektörlerden değil, bir enerji verip
otomatik kesme durumu ile alakalı olduğunu keşfetmiştik.
Çeşitli ayarlar yaparak susturuyordum bu sesi. Fakat bu
sürümde, hiç bir şekilde müdahale etmediğim halde en
ufak bir dengesizlik yaşamış değilim.
Açılış hızı bir adım ileri gitse de ben kapanış hızından çok
daha memnun kalmış durumdayım. İnanılmaz bir çıkış
süreci var. Beni göz açıp kapatana kadar kapanan bir
cihazdan daha fazla mutlu edecek olan şey, aynı sürede
açılan bir cihazdır. Ubuntu 9.10'un Gnome 2.28.1 ile
uyumu yine harkulade olmuş. Son dönemlerde sadece
Mandriva kullanıyordum. KDE masaüstü ortamını daha çok
tercih eden bir kullanıcı olsam da Gnome'da yer alan bu
yumuşaklık ve kararlılık karşısında şapka çıkarmamak
mümkün değil.
Ubuntu One teknolojisini kullanmak henüz kısmet olmadı.
Fakat vadettikleri, gerçekten de interaktif paylaşımların bir
adım daha ileri gidebilmesi için çok büyük kolaylıklar
taşıyor. Ayrıca dünyada en çok tercih edilen dağıtım
olmanın verdiği sorumluluk içerisinde depoların devamlı
güncel tutulması, ayrı bir keyif veriyor. Bir çok Özgür
Yazılım ile daha kararlı çalışır halde olduğunu görmek de
mümkün. Bunda programlarda yapılan düzeltme ve
güncellemelerin yanı sıra, Ubuntu ile etkileşiminin de ayrıca
düzenlendiği kanısı taşıdığım paketlemeler de mevcut.
Karmic'in bence tek eksiği, GRUB 2'yi beta olarak sistemin
içine dahil etmek olmuş. Hem yerli hem de yabancı
forumlarda takip edebildiğim kadarıyla GRUB 2 sorunu
yaşayan epey kullanıcı mevcut. Ayrıca alışılagelmişin
dışında farklı bir yapılandırmaya sahip olduğu için,
kullanıcıların da bildiklerini bir adım ileri götürmesine
sebebiyet vermiş durumda. Sanırım 9.10 ve daha ileriki
sürümler için açılış süresini kısaltmak adına GRUB 2 ve
benzersiz yapılandırması tercih edilmiş. Fakat bu süreçte,
güncelleme yapan bazı kullanıcılar da mağdur edilmiş oldu.
Biz - Karmic Koala'ya geçtiğinizde herhangi bir
donanım sorunu yaşadınız mı?
Xenophobia - Evet. Şu an yaşadığım bir iki sorun
mevcut. Öncelikle MMC kartlarımı görmüyor. Ayrıca
hoparlörlerden nadiren de olsa bir çızırtı sesi alıyorum.
Dizüstünün iç modemini aktif hale getirdiğimde ses
sürücülerinde çakışmalar oluyor ve ses alamıyorum. İç
modemi kullanmadığım için pasif tutarak bu sorunu
aşıyorum. Eminim çekirdek güncellemesinde bu sorunlar,
tarihe karışacak.
Biz - Karmic Koala beklentilerinizi karşıladı mı?
Xenophobia - Evet diyebilirim. 9.04 sürümünde
karşıma çıkan aksaklıklar ve gecikmelerden hiç birini henüz
9.10 ile yaşamış değilim. Zaten 9.04 ile sistemimden
kaldırdığım Ubuntu'ya, 9.10 ile yeniden dönmüş
durumdayım. Getirdiği yeniliklerle ilgili bir de küçük çeviri
yapmıştım. Link içeriği Karmic Koala ile ilgili genel bilgiler
içermektedir.
http://www.habertux.com/2009/10/28/ubuntu-9-10-karmickoala-genel-bilgiler/
26
Helluri;
Biz - Kendinizi kısaca tanıtırmısınız.
Helluri - Merhaba, ben Ahmet C. Ediz.
Ubuntu kullanmaya 7.10 ile başladım. Sıradan bir son
kullanıcıyım, bilgisayarla-bilişim sektörüyle bağlantım yok,
makine mühendisyim.
Biz – Ubuntu 9.10 Karmic Koala ile ilgili ne gibi
yenilikler ve eksiklikler keşfettiniz?
Helluri - Karmic koala çıktıktan sonra 1 hafta kadar
bekledim, ardından 9.04'ü yükseltmek suretiyle Karmic'e
geçtim. Yenilikler malum... Paketlerin, çekirdeğin ve
Gnome'nin güncellenmiş sürümleri, yeni bir tema ve ikon
seti, ubuntu one, grub 2(ki oldukça hoşuma gitti), ubuntu
software center ve açılış süresinin kısalması. Ufak tefek
sorunlar dışında, format atıp temiz bir kurulum yapmama
değecek sorunlar yaşamadım. Notificationların ekranın
aşağısında çıkması ve açılış süresinin kısalması gerekirken
uzaması benim de canımı sıkıyordu. Neyse ki
ubuntugeek.com sitesinde bu sorunlarımın pratik
çözümlerini gördüm. Hala ufak tefek sorunlarım var.
Ubuntu one doğru dürüst çalışmıyor (ki eski sürümde
oldukça sorunsuzdu). Laptopun ekranını makine çalışırken
kapattığımda sistem kilitleniyor.
Biz - Karmic Koala'ya geçtiğinizde herhangi bir
donanım sorunu yaşadınız mı?
Helluri - Yükseltmeden sonra herhangi bir donanım
sorunu yaşamadım.
Biz - Karmic Koala beklentilerinizi karşıladı mı. ?
Helluri - Sistemi her zamanki gibi oldukça kararlı
buldum. Sanırım bu konuda biraz da şanslıyım, çünkü
yükseltmeden sonra format atmak zorunda kalan
kullanıcılar baya çok. Kurulumla birlikte gelen programlar
oldukça başarılı. Ses konusunda iyileştirmelerin yapıldığı
belli. Sistemim gerçi baya iyi ama performanstan da
oldukça memnunum. Gelecekte ubuntuda görmek
istediğim birkaç minik şey var. İlki parmak iziyle-web cam
ile sorunsuz çalışan animasyonlu bir login ekranı, diğeri de
kurulumla birlikte gelen başarılı bir video düzenleme aracı.
Ve son olarak da daha kaliteli fontlar görmeyi çok isterim.
Bunların dışında Karmic Koala'dan oldukça memnunum.
Biz - Kendinizi kısaca tanıtırmısınız.
Adım Efe Can Erkul, 14 Yaşındayım Ubuntu'yu yaklaşık
10 ay önce keşfettim, ilk indirdiğim sürüm 8.10'du. O
zamandan beri bir sürü Linux dağıtımı denedim ama en
savdiğim Ubuntu oldu çünkü uğraşmanız gerekmiyordu;
sadece kuruyordunuz.
Biz – Ubuntu 9.10 Karmic Koala ile ilgili ne gibi
yenilikler ve eksiklikler keşfettiniz?
En güzel yenilik başlangıç ekranı olmuş. Önceki
Ubuntu sürümlerine göre çok güzel bir başlangıç ekranı var.
Human tamesı kahverengiye dönmüş. Açıkçası
kahverengiyi pek sevmedim ama kahverengiyi
sevmeyenler için Human Clearlooks'u turuncu bırakmışlar.
Birde Human temasındaki pencere menüsü iconunun
yuvarlak yapılması hoş olmuş. Eksiklikler ise sistemi 9.04'e
göre çok yoruyor. Pidgin gitmiş Empathy gelmiş. Depoya
Entlightment E17 eklenmemiş ve birkaç güzel tema daha
eklenebilirdi.
Biz - Karmic Koala'ya geçtiğinizde herhangi bir
donanım sorunu yaşadınız mı?
HP LazerJet 1020 yazıcımı çalıştıramadım. Onun
dışında hiçbir donanım sorunu yaşamadım.
Biz - Karmic Koala beklentilerinizi karşıladı mı. ?
Açıkçası evet, sorunlu driverları düzeltmişler. Depo
genişlemiş ve açılış ekranı çok güzel olmuş.
Aykan Aktaş
27
G Ü L DÜ R Ü
BEN UBUNTU KULLANMAM
Ben Ubuntu kullanmam.
Niye?
Dosyaları çöpe gönderirken “gönderilsin mi” diye sormuyor.
Niye?
Para vermediğim şeyi kullanmam.
***
***
Ben Ubuntu kullanmam.
Niye?
Program kurarkan şifre istiyor.
Bu senin güvenliğin için.
Ama bende balık hafızası var.
***
Ben Ubuntu kullanmam.
Niye?
Çok teması var.
E bunun ne zararı var.
Hangisini kullanacağıma karar veremiyorum.
***
Ben Ubuntu kullanmam.
Niye?
O kadar şeyi bir cdye sığdırmalarına sinir oluyorum.
***
Ben Ubuntu kullanmam.
Niye?
Bilgisayarım yok.
***
Ben Ubuntu kullanmam.
Bill Gates-Steve Ballmer telefon konuşması. Gates arıyor:
Alo Ballmer! Benim hemen bir Ubuntu cdsi almam lazım.
Ne yapacaksın Ubuntu'yu.
Kız arkadaşımın evinde gördüm, çok beğendim
kullanacağım. Görecektin, kız arkadaşım bir şeylere
basıyordu masaüstü küp olup dönüyordu. Ağzım bir karış
açık kaldı.
Tamam ben alırım bir tane.
Çok pahalı mıdır acaba?
Ah Bill! Dünyanın en zenginisin hala cimrilik yapıyorsun.
Tamam benden olsun.
Yarım saat sonra, Ballmer arar:
Bill, biz Ubuntu cdsini alamayız.
Neden, paramız mı yetmiyor?
Yok satılmıyor, bedava dağıtılıyor...
Tüh be! Ben de ne heves yapmıştım. Ben de Doom
oynarım artık.
28
Linus Torvalds'ı böyle göreceğinize inanır mıydınız?
29
Magazin dergileri için
soyunmadığı kesin.
Linus ve Stallman
(Linux ve Gnu)
Linus okulda eğitim alırken.
Linus sistemini yazdığı
günlerde...
Linus Chuck Norris'e özenirken
Yusuf Sansarkan-Levent Altunöz

Benzer belgeler

Full Circle Magazine

Full Circle Magazine demeniz yeterli olacaktır ama benden söylemesi şu anda uygulama beta olduğu için eksiklerinden bir tanesi de kapanamaması... Kapanırken hata veriyor ve oturumu yeniden açana kadar düzelmiyor. Önümü...

Detaylı

Ayfer KAYA - Tilkinin Dilinden

Ayfer KAYA - Tilkinin Dilinden Yeniliklerin çok yoğun yaşandığı bir ayı geride bıraktık. Merakla beklenen Ubuntu'nun Lucid Lynx LTS sürümü nihayet huzurlarınızda. Bu arada LTS sürüm öncesi Ubuntu Çevirilerinde de oldukça hareket...

Detaylı

Vi ve Nano Alarm Clock Heartsma

Vi ve Nano Alarm Clock Heartsma biliyoruz. Hatta bize zararı bile dokunabiliyor. Linux'u bilmeyen insanlar bizi gerçeği saklamakla suçlayabiliyor. Linux'un diğer sistemlerden daha iyi olmadığını, hiç denemeden, bilmeden iddia ede...

Detaylı

TORRENT KULLANARAK SEVDİĞİNİZ FİLMLERİ, OYUNLARI

TORRENT KULLANARAK SEVDİĞİNİZ FİLMLERİ, OYUNLARI programlardan en ünlüleri Bittorrent ve Bittorrent’in amca oğlu µTorrent’tir.Ben daha hafif olduğu için µTorrent’i tavsiye ediyorum.Zaten görünüm filan her şeyleri aynıdır bu programların kullanım ...

Detaylı

Untitled - Tilkinin Dilinden

Untitled - Tilkinin Dilinden Ubuntu üzerinde php geliştirmek için php yanında bir web sunucusuna, bir veritabanı sunucusuna ve bu veritabanıyla görsel olarak işlem yapmak için bir grafik arabirime ihtiyaç vardır. Apache, mysql...

Detaylı