Untitled

Transkript

Untitled
Gerçek olaylara dayanan FOXCATCHER, eksantrik bir milyoner ve iki şampiyon güreşçi arasındaki trajik
ilişkinin karanlık ve büyüleyici hikayesini anlatıyor. Altın Madalyalı güreşçi Mark Schultz (Channing Tatum)
1988 Seul Olimpiyatları için bir ekip oluşturmak için zengin varis John du Pont (Steve Carell) tarafından Pont
mülküne davet edilir. Shultz nihayet saygın kardeşi, Dave’in (Mark Ruffalo) gölgesinde dışarı adım atabilmek
umuduyla, fırsatta atlar. Gizli ihtiyaçları doğrultusunda motivasyon bulan DuPont, dünya standardında bir güreş
takımını çalıştırarak onu onaylamayan annesi (Vanessa Redgrave) ve etrafındakilerin saygısını
kazanmayı hedefler.
DuPont’un dünyası ve yoğun ilgisinden etkilenen Mark, onu bir baba figürü olarak kabul eder ve beğenisini
kazanmak için çabalar. Başlangıçta destekleyici olan DuPont’un değişken karakteri ilerleyen dönemlerde
Mark’a oyun-psikolojisi uygular ve eğitimini olumsuz etkiler. DuPont’un Mark ve Dave kardeşlere azalan ilgisi
ve artan paranoyası üçlü arasında beklenmeyen bir trajediye yol açar.
Foxcatcher, kardeş sevgisi, yönlendirici bir ihanet, yozlaşma ve duygusal çöküşün güç ve para ile
bütünleşmesinin hikayesidir. Akademi ödüllerine aday yönetmen Bennet Miller’ın önceki filmleri CAPTONE
ve MONEYBALL gibi geniş sosyal temalar ve zorlu karakterleri işliyor.
Prodüksiyon
Miller hikayeyi ilk defa filmin yapımcıları Micheal Coleman ve Tom Heller’ın ona gazete makalesini
göstermesiyle öğrendi. Daha sonra DuPont ailesi ile ilgili araştırmalarına başladı ve bir kaç sene boyunca hikaye
hakkında bilgi topladı.
Miller “Ben uzun bir süre hikayenin kimsenin bilmediği yanlarını araştırdım. Böyle bir araştırma derin merak ve
ilgi gerektirir. Bu hikayede herkesin koruduğu ve konuşamadığı bir açı vardı, rahat konuşulamayan bir gerçek.”
Miller araştırmaları için Iowa, California, Colorado, Missouri ve Pennsylvania’ya giderek, film için materyal
topladı. Mark Schultz, Dave’in dul eşi Nancy, ailenin arkadaşları, eski çalışanları ve eski güreşçilerle konuştu.
Channing Tatum: “Mark her zaman abisinin gölgesinden çıkamayan, kendi yolunu bulamayan biriydi. Bu onu
kendi hayallerini gerçekleştirmesinden alı koydu. Halbuki en çok istediği insanların saygısını kazanabilmekti.
Kimsenin Mark’ı bu yüzden kendinden fazla cezalandırabileceğini düşünmüyorum. Kendini cezalandırarak
dünyanın tepkisine karşı koruyor. ”
DuPont Mark’a yeterince değerinin bilinmediğini söylerken sadece Mark’tan değil ayni zamanda ailesinin
jenerasyonlarca eskiye dayanan ihtişamlı isminin gölgesinde yasayan kendinden de söz ediyor.
Steve Carell: “Mark’ın başarıları için beklentiler yüksek olsa da, neredeyse bu başarıların hiç bir kutlaması
yoktu. Annesi, bütün belgelere göre, soğuk bir kadındı. Güreş sporunun barbarca olduğuna inanıyordu, bu
açıdan DuPont’un ailesinin gölgesinden çıktığını söyleyebiliriz.”
Steve Carell: “Ben DuPont’u bir canavar olarak görmüyorum. Ben onu yaşadığı psikolojik sorunlar yüzünden
çok kötü bir şey yapmış biri olarak görüyorum. Genel olarak çok mutsuz ve yaralı bir insan.”
Steve Carell’in hayranlarının onu bu karanlık rolde izlerken çok şaşıracağına hiç şüphe yok.
Miller: “Steve’in değişik ve karanlık bir rol oynayabileceğine emindim. Onunla tanıştığım zaman onun bir kaç
farkı boyutu olduğunu fark ettim. O da kişisel ve sosyal iki değişik hayatı olan aktörlerden. Ve onun kişisel
dünyasını biz hiç bilmiyoruz. Bende Steve’in koruyup sakladığı kişisel yanını DuPont’a yansıtabileceğini
düşündüm.”
Carell: “ Onun ritmini, konuşma şeklini dinledim. Sadece konuşurken ki fiziksel hareketlerini değil, seçtiği
kelimeleri ve kendini ifade etme şeklini de. Bennet bazen bizden doğaçlama yapmamızı istiyordu, bu yüzden
yeterince bilgim olması adına inceledim bütün bunları.”
Ruffalo: “ Steve’i ilk DuPont olarak gördüğümde, tüylerim diken diken oldu. Hazırlanmak için binlerce saat
DuPont’un videolarını izleyerek geçirdim. Kendimi ona çok yakın hissediyordum. Steve’in DuPont’a bu kadar
benzemesi, onun gibi konuşup onun gibi yürümesin beni çok etkiledi.”
Nancy, Dave’in dul eşi: “Steve’in DuPont halinin yanında olmak gergin bir histi. Çoğu zaman karakterine
kaptırıyordu kendini. Onu gözümün kenarıyla gördüğüm an irkiliyordum.”
Filmdeki oyuncuların turnuva sahnelerine iyi hazırlanabilmeleri için filmin bu sahneleri Aralık ortası çekildi.
Channing Tatum: “ Kendi sporunun güreş sporundan daha zorlayıcı olduğunu düşünen herkesi gelip güreşi
denemeye davet ediyorum. Hayatımda yaptığım en zorlayıcı filmdi. Bir daha güreşmek istemiyorum.”
Tatum, başrolleri paylaşan üç kişinin arasından canlandırdığı kişinin önünde oynayan tek kişiydi.
Tatum: “Mark’ın yaşanan olaylar üzerinde gerçekçi bir perspektifi olduğu için çekimleri izlemek onun adına
zorlayıcıydı. Mark’ın sette olması bana inanılmaz yardımcı oldu ama bazen onun gerçek duyguları ile
oynadığım karakterin duygularını ayırmam zorlayıcıydı.” (Gerçek Mark Schultz filmde Mark’ın kilo verdikten
sonra Dünya Şampiyonasında tartıldığı sahnede gizlice oynuyor. )
Sienna Miller filmde Dave’in karısı Nancy’i canlandırıyor. O da sette gerçek Nancy Schultz tarafından ziyaret
edildi.
Miller: “Nancy’le film çekimlerinin ilk gününde tanıştım. Onun etrafında olmak ve onu izlemek çok güzel bir
duyguydu. Öbür yandan da gerçek dışıydı. Onun gibi giyinmiştim, gerçek birini oynuyordum, ve tam
yanımdaydı! Değişik bir dinamik bu ama Nancy çok açık bir kadındı, kendi düşüncelerini ve anılarını filme
katmaktan çekinmedi. Çok büyük bir sorumluluk, gerçek birini oynamak hele de hala hayatta olan birini.
Miller: “Nancy’ye çok hayranım. Çok güçlü bir kadın, çok zeki, çok sıcak ve kendinden çok emin. Travmatik
bir olay yasadığı ortada, ama gözlerine baktığınızda kotu olayları daha güçlü bir kadın olarak atlattığını
görebiliyorsunuz. Hikayenin güzel kısmi Nancy ve Dave’in aile bağları. Onlar için du Pont ve Mark Schultz’un
antitezi olduğunu söylemek mümkün.”
FOXCATCHER
The du Pont Family
DuPont ailesi Amerikan tarihinin en eski ve ihtişamlı ailelerindendir. Amerika’ya yerleştikten sonra oradaki
barutun kalitesinin düşük olduğunu fark ettiler. Bu alanda bir fırsat gören aile kendi barut fabrikalarını kurdular
ve iki yüz yıl boyunca Amerikan tarihini değiştirdiler.
Bugün DuPont teknolojik yenilikler üzerine lider global bir şirket. DuPont şirketi şuan yetmiş ülkede servis
vermekte ve elli milyar dolar değerinde.
STEVE CARELL (John du Pont)
Steve Carell’in ilk başrol oynadığı film THE 40-YEAR-OLD VIRGIN’ dir. Bu film Yılın En Öne Çıkan Filmi
ve En İyi Komedi Filmi ödüllerini kazandı. 2011 senesinde gişe rekorları kıran CRAZY, STUPID, LOVE
filminde oynadı. DESPICABLE ME ve DESPICABLE ME 2 filmlerinde Gru karakterini Steve Carell
seslendirdi. 2012 senesinde Carell, Keira Knightly ile SEEKİNG A FRIEND FOR THE END OF THE
WORLD OPPOSİTE filminde rol aldı. Aynı sene hit komedi drama filmi HOPE SPRINGS filminde Meryl
Streep ve Tommy Lee Jones ile rol aldı. Steve Carell’in ANCHORMAN: THE LEGEND OF RON
BURGUNDY, BRUCE ALMIGHTY, BEWITCHED ve DAN IN REAL LIFE filmleri de unutulmazlar
arasında.
CHANNING TATUM (Mark Schultz)
2014’te Channing Tatum üç filmde rol aldı: 22 JUMP STREET, JUPITER ASCENDING, BOOK OF LIFE.
Aynı zamanda MAGIC MIKE serisinin devam filmi MAGIC MIKE XXL çekimleri yapıldı. HAYWIRE, THE
VOW Tatum’un rol aldığı diğer filmler.
MARK RUFFALO (Dave Schultz)
Ruffalo’nun Adaylıkları: Oscar, SAG, BAFTA.
Bu yaz Ruffalo HBO filmi THE NORMAL HEART’ta rol aldı.
Rol aldığı diğer filmler: THE AVENGERS, THE KIDS ARE ALL RIGHT.THANKS FOR SHARING, NOW
YOU SEE ME, SHUTTER ISLAND, WE DON’T LIVE HERE ANYMORE, ZODIAC, THE BROTHERS
BLOOM, COLLATERAL, 13 GOING ON 30, ETERNAL SUNSHINE OF THE SPOTLESS MIND, IN THE
CUT, MARGARET, BLINDNESS, JUST LIKE HEAVEN, RESERVATION ROAD, ALL THE KING’S
MEN, WHAT DOESN’T KILL YOU, MY LIFE WITHOUT ME, THE LAST CASTLE, WINDTALKERS,
XX/XY, COMMITTED, RIDE WITH THE DEVIL, STUDIO 54, SAFE MEN, THE LAST BIG THING, FISH
IN THE BATHTUB, and LIFE/DRAWING.
VANESSA REDGRAVE: (Jean du Pont)
Günümüzün en büyük aktrisi olarak anılan Redgrave’ın rol aldığı film ve diziler: If These Walls Could Talk 2
(Altın Küre ve Emmy Kazandı), THE BOSTONIONS, HOWARDS END, THE SEA GULL, ISADORA,
LETTERS TO JULIET, CORIOLANUS, ANONYMOUS, UNFINISHED SONG, THE LAST WILL AND
TESTAMENT OF ROSALIND ve THE BUTLER.
SIENNA MILLER (Nancy Schultz)
LAYER CAKE. FACTORY GIRL, CASANOVA, THE EDGE OF LOVE, INTERVIEW, GI JOE: RISE OF
COBRA, THE EDGE OF LOVE (British Independent Film Award- En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Adaylığı),
INTERVIEW (BAFTA- Independent Spirit Award Adaylığı).
BENNETT MILLER (Yapımcı/ Yönetmen)
Akademi Ödülleri Adayı yönetmen MONEYBALL (2011) ve CAPOTE (2005) filmleriyle biliniyor.
MONEYBALL 2012 Oakland Athletics Baseball takımının menajeri Billy Beane’nin hikayesini anlatıyor. Film
çok iyi yorumlar aldı ve altı Oskar, dört Altın Küre ve iki SAG adaylığı kazandı. CAPOTE filmi ile En İyi
Yönetmen dalında Oscar adaylığı kazandı.
30 OCAK’TA SİNEMALARDA