M. Selcen Çürük - Modern Türklük Araştırmaları Dergisi

Transkript

M. Selcen Çürük - Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Modern Türklük
Araştırmaları Dergisi
Cilt 7, Sayı 2 (Haziran 2010), 57-72
DOI: 10.5001/MTAD.7.2010.2.21
Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki:
Bakış ve Yaklaşımlar ∗
M. Selcen Çürük
Çukurova Üniversitesi, SBE (Adana) ÖZET
Yapılan araştırmalar ve incelemeler olumsuzluğun ilgi çekici olduğu kadar karmaşık ve
hacimli bir konu olduğunu da ortaya çıkarmıştır. Geçen süre içerisinde olumsuzluğun
özellikle kiplikle ilişkisi hatta birçok araştırmacının bunu kipliğin bir alt türü olarak kabul
etmesi dikkat çekicidir. Bu çalışmada doğal dillerin evrensel özelliklerinden biri olan
olumsuzluğun anlam biliminin başka bir ulamı olan ve dillerde çeşitli biçim, sözlük, söz
dizimi işaretleyicileri hatta parçalar üstü ses birimlerle ifadesini bulan kiplikle etkileşimi
üzerinde durulmaya çalışılmıştır. Kip, kiplik türleri, olumsuzluğun farklı kiplik anlamların
ortaya çıkışındaki rolü etrafında şekillenen eldeki çalışmada amaç kiplik-olumsuzluk
ilişkisine dair bakış ve yaklaşımları ortaya koyarak konuyla ilgili kuramsal çerçeve
oluşturulmasına katkıda bulunmak böylece gelecekteki çalışmalarda kullanmak üzere
ortak bir terminoloji belirlenmesine çalışmaktır.
ANAHTAR SÖZCÜKLER
olumsuzluk, kiplik, kiplik türleri, gerçeklik-gerçekdışılık kipliği
ABSTRACT
The research and studies undertaken have shown that negation is a complicated
and comprehensive subject as well as attractive. In the course of time, the relation of
negation especially with modality and moreover that many researchers have
∗
Bu makale, 2005 yılında Çukurova Üniversitesi’nde başladığım doktora öğrenimimin ders
dönemi sırasında “Türk dilinde olumsuzluk” konusunu art süremli ve işlevsel olarak ele alıp
bütün yönleriyle incelememi öneren hocam Prof. Dr. Sema Barutcu Özönder’in teşvikiyle
başladığım doktora tezimden yararlanılarak hazırlanmıştır. Hocam Prof. Dr. Deniz Abik’in
danışmanlığında hazırladığım doktora tezimde, Harezm Türkçesinin önemli eserlerinden olan
Ķıÿaÿu’l‐enbiyā, Türk dilinde olumsuzluğun araştırılmasında bir karşılaştırma noktası olarak
alınıp incelenmektedir.
58
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
accepted this as subcategory of modality are interesting. In this study we tried to
underline the reaction of negation, one of the common characteristics of natural
languages, with mood, a different category of semantics, which finds its expression
with different styles, lexicon, syntax markers, suprasegmental phonemes. This paper
dealing with mood, types of modality and role of negation for different meaning of
modality, aims to lay down views and approaches for modality-negation relation
and to contribute to establishing a corporate frame and to standardize a common
terminology to be used in future studies.
KEY WORDS
negation, modality, types of modality, realis-irrealis modality
1. Giriş
Bütün dillerin ortak ulamlarından biri olan ve disiplinler arası bir kavram olarak
karşımıza çıkan olumsuzluk, her dilde, söz konusu dillerin kendilerine özgü ifade
sistemleri ile dile getirilir. Olumsuzluk üzerinde Aristo’dan beri farklı bilim dalları
tarafından farklı bakış açılarıyla durulmuş, olumsuzluğun biçimsel ve anlamsal
yönleri çok boyutlu olarak anlaşılmaya çalışılmış, hâlâ da çalışılmaktadır.
Olumsuzluk, bir dil bilgisi ulamı olarak dil bilgisi kitaplarında yer almazken
anlam biliminin -genellikle kiplikle birlikte- başlı başına bir ulamını teşkil eder.
Olumsuzluğun dillerde ifade edilişi öteden beri araştırmacıların ilgisini çekmiş,
söz konusu ifade edişleri farklı biçimsel ve söz dizimsel kurallara dayandıran
araştırmacılar olmuştur. Özellikle olumsuzluğun tipolojisi üzerinde duran
araştırmacılardan Jespersen (1917), Dahl (1979), Payne (1985) olumsuz biçimbirimlerin
fiile ulanan eklerle, bağımsız biçimbirimler ya da fiil yapıları şeklinde görüldüğünü
ileri sürmüşlerdir. Bütün bu görüşler hiç şüphesiz dilin yüzey yapısının çeşitli
yönlerini ortaya koymada önem taşır.
Olumsuz yapılar yukarıda da ifade edildiği üzere birçok dilde çoğunlukla
biçimbirim, söz dizimi (Progovac 1994; Heageman 1995; Zanuttini 2001, Zeijlstra 2004)
ve anlam bilimi (Horn 1989; Carston 1996/2002) açısından incelenmiştir. Sözlü ve yazılı
metinlerde son zamanlarda edim bilimi ve söylem bilimi açısından incelendiği de
görülmektedir. Horn (1985/1989), Hidalgo Downing (2000), Givon (2001) gibi
araştırmacılar söz konusu yapıların metin içerisindeki işlevlerine odaklanarak dildeki
bu yapıların metin (text) ve özellikle de söylem (discourse) deki bağdaşıklığı ve
tutarlılığı nasıl sağladıkları üzerinde durmaya başlamışlardır. Türkiye’de ise anlam
bilimi ve edim bilimi gibi olumsuzluğun metin içerisindeki işlevlerine ağırlık vererek
kavramın anlaşılmasında farklı yöntemler ileri süren çalışmaların aksine konu ile ilgili
çalışmalarda daha çok olumsuzluğun yapısal boyutları üzerinde durulmuştur.
Karmaşık bir dizge olan dil, sadece biçimsel açıdan bakılarak anlaşılmaz;
tümcenin söylenilen şekli olan “yüzey yapı” (surface structure) dan daha önemli olan
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki
M. Selcen Çürük
tümcenin anlamını taşıyan “derin yapı” (deep structure)dır.
“Dil birimlerinin yalnızca yapısal yönden incelenmeleri, kendi içlerinde son
bulan birimler olarak algılanmaları yetmez, bunların dilsel değerlerinin
anlaşılması içerdikleri söz eylemin (speech act), konuşmacı ya da dinleyicinin
dil olayı karşısındaki tavrının, sözcenin kullanıldığı bağlamın, kısacası ilgili dil
içi ve dil dışı etmenlerin göz önüne alınmasını gerektirir.” (Kocaman 1981: 81).
Olumsuzluk ulamının, üzerinde durulmaya muhtaç birçok cephesi olmakla
birlikte bu çalışmada olumsuzluğun bir anlam bilimi ulamı olan kiplikle ilişkisi
üzerinde durulmaya çalışılacaktır.
Anlam biliminin çok tartışılan fakat tanımlanmasında ve sınırlarının çizilmesinde
tam bir fikir birliğine varılamayan kiplik (modality) ulamı üzerinde çok şey söylenmiş,
farklı görüşler ileri sürülmüştür. En genel ifadeyle kiplik konuşurun ifade edilen
önermeye karşı ne yaptığını; önerme hakkındaki bilgi durumunu, öznel bakışını,
görüş ve duygularını içeren anlam bilimsel bir ulamdır.1 Kip, anlam biliminde
kipliğin muhtelif işaretlerle eylemde çekim eki olarak biçimlenişini sağlayan bir dil
bilgisi ulamı olarak tanımlanırken kipin geleneksel tanımları, onu kiplikle eş değer
tutar.2 Kiplik, fiil ulamlarından biri olarak değerlendirilmesine karşın sadece fiilin
morfolojik işaretleyici3leri ile değil, çeşitli sözlük, söz dizimi işaretleyicileri ile hatta
parçalar üstü birimlerle bağlama bağlı olarak da ortaya konulabilmektedir. Dolayısı ile
Türkçede kipliği ifade etmek için sadece belirli morfolojik işaretleyicilerin varlığından
söz etmek yanıltıcı olacaktır. Nitekim kip/kiplik konusunda bir başucu kitabı
niteliğinde olan eserinde Palmer kipliğin anlam bilimsel olarak sadece fiille ilgili
olmadığını cümlenin bütünüyle ilgili olduğunu ifade eder (1986: 2).
Kiplikler genellikle -dillerdeki farklı ifade şekilleri ve olası alt sınıflandırmalar
istisna olarak- izin ya da zorunluluk bildiren yükümlülük kipliği (deontic modality)
ve olabilirlik, varsayım ya da kesinlik bildiren bilgi kipliği (epistemic modality) olmak
üzere ikiye ayrılmaktadır.4 Yükümlülük kipliğinde ifade edilen önerme zorunluluk,
1 Kipliğin türlü tanım ve sınıflandırmaları ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Lyons 1977, Coates
1983, Frawley 1992 ve 2006, Bybee vd. 1994, Papafraguo 2000, Palmer 2001, Givon 2001, Narrog
2005, De Haan 2005, Boland 2006, Hogeweg 2009.
2 Kiple kiplik kavramını eşdeğer tutan araştırmacılar yanında kiple fiil zamanını eşdeğer tutan
araştırmacılar da vardır. Bununla ilgili bkz. Dilaçar (1971:106 vd.),Vardar (2002:235), Gencan
(2001:304 vd.) Ediskun ( 2007: 171-173 vd.) vb.
İşaretleyici terimi bildiğimiz kadarı ile ilk kez Filiz Kılıç tarafından Kırgız Türkçesinde Bilgi Kipliği: Delile Dayananların Diğer Bilgi Kiplikleriyle İlişkisi başlıklı doktora tezinde kullanılmıştır
(2004). Biz de söz konusu terimi bu ve bundan sonraki çalışmalarımızda hem sözlüksel hem de
bağımlı biçimbirimsel unsurlar için kullanacağız.
3
4 Typological Approaches to Modality adlı yazısında De Haan kiplik kavramının mantıkçılarla
birlikte (von Wright’la 1951’de) kullanılmaya başlandığını ve kiplik için yaygın tasnifin epistemic
59
60
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
gereklilik, izin, tercih etme gibi kavramlar etrafında dile getirilirken bilgi kipliğinde
ifade edilen önermenin doğruluğu, olabilirliği ya da kesinliği söz konusudur. Buna
göre “Bu akşam sinemaya gidebilirsiniz.” cümlesi bağlama göre olasılık ifade ederse
bilgi, izin ifade ederse yükümlülük kipliği olur.
Kip ve kiplik konusunu detaylı bir şekilde ele alan ve bu olgunun tanımı,
sınırlarının çizilmesi, diğer anlam ulamlarıyla ilişkisinin araştırılması gibi sorunların
ortaya atılıp çözülmesinde tartışmasız en önemli isimlerden biri olan Palmer Mood and Modality adlı eserinin ilk baskısında (1986) kipliği deontic ve epistemic olarak ikiye
ayırırken 2001’de bu iki temel kavram yerine önerme kipliği (propositional modality)
ve olay kipliği (event modality) başlıklarını kullanmıştır. Bilgi kipliğini delile dayalı
kiplik (evidential modality)5 ile birlikte önerme kipliğinin alt başlığına yerleştirirken
yükümlülük kipliğini de hareket kipliği (dynamic modality) ile birlikte olay kipliğinin
alt başlığına yerleştirmiştir (2001: 6-22 vd.). Palmer’a göre olay kipliği henüz
gerçekleşmeyen fakat gerçekleşmesi muhtemel olan olaylara işaret ederken, önerme
kipliği ise konuşurun ifade edilen bilginin gerçekliğine dair takındığı tutumdur (2001:
7).
Ferdinand de Haan Typological Approaches to Modality adlı yazısında bilgi
kipliğinin konuşurun söylediğinin doğruluk derecesiyle ilgili olduğunu, yükümlülük
kipliğinin ise bir hareketin yapılmasında cümlenin öznesine uygulanan itici gücün6
derecesiyle ilgili olduğunu ifade eder; ancak o, kiplik için yapılan bu ayrımı
(bilgi/yükümlülük kipliği) yeterli bulmaz, bu ayrımın başka bir kiplik gerektirdiğini
belirtir ve bu kipliğin de yeteneği kodlayan (yazara göre buna irade de eklenebilir),
hareket kipliği (dynamic modality) olduğunu ifade eder. Bunun için John can swim (John
yüzebilir) örneğini verir ve buradaki kiplik gösteren yardımcı fiil can’in öznenin
yüzmeye yetenekli olduğunu gösterdiğini ifade eder (2005: 6). Bilgi kipliğinin
statüsünde herhangi bir şüphenin olmadığını vurgulayan De Haan, aynı şeyin
ve deontic şeklinde yapılan ikili ayrım olduğunu belirtir ve bu ayrımı benimseyen araştırmacıları
şöyle sıralar: Lyons (1977), Palmer (1979 [1990], 1986 [2001]), Frawley (1992), De Haan (1997),
Van der Auwera and Plungian (1998) (2005:6).
Kiplik kavramı ve türleri etrafında şekillendirdiği çalışmasında Nuyts bu iki terime dynamic modality’yi de ekler ve söz konusu üç terimin adlandırmasında farklı araştırmacıların farklı
tercihleri olduğunu belirtir. Örneğin dynamic modality’yi kullanan Palmer ve Perkins’e karşın
Goossens’in facultative, Hengeveld’in inherent sözcüklerini kullandıklarını dile getirir. Kendisi
de bu terim için situational sözcüğünü tercih etmektedir. Ayrıca Nuyts deontic ve epistemic için
daha kapsamlı bir bakış sergileyerek bu kipliklerin kapsamına olumsuzluğu da alır. Geniş bilgi
için bkz. Nuyts (2005:2 vd).
5 Delile dayalı kiplik, delile dayalılık terimleri de ilk Kılıç tarafından kullanılmıştır. Tanımları ve
kullanımları hakkında daha geniş bilgi için bkz. Kılıç (2004, 2005)
6
De Haan söz konusu zorlayıcılığın konuşurdan gelebileceği gibi belirsiz bir kaynaktan da
gelebileceğini belirtir.
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki
M. Selcen Çürük
yükümlülük kipliği için geçerli olmadığını, araştırmacıların yükümlülük kipliği için
yeni bir terim önerdiklerine dikkati çeker. Bununla ilgili en geçerli önerinin kök kiplik
(root modality) olduğunu da ekler; zira kök terimi ona göre hem yükümlülük hem
hareket kipliğini kapsar.
De Haan bu terimin temel (root) cümlelere gönderimde bulunduğunu ve fakat
bu terim için bir yanlış adlandırmanın da söz konusu olduğunu belirtir; zira o sadece
temel cümlelerde görülmez. İngilizcedeki kiplikler üzerine bütünce çalışması yapan
ve kök kiplik kavramını kullanan Coates deontic teriminin öncelikli olarak zorunluluk ve
izin mantıksal kavramların ifadesi için kulanıldığını, fakat must ve may gibi kipliklerin
başka anlamlara da gelebileceğini ileri sürerek kabul etmez (2005:6). Ona göre kök
(root) terimi hem yükümlülük hem hareket kipliğini kapsar. Kipliklerin bir temel bir
de yan anlamları olduğunu düşünen Coates, deontic ve dynamic terimlerinin sadece
temel anlamları ifade ettiğini düşünür, dolayısıyla Coates, tarafsız bir terim olan kök kipliği terimini kullanır.7
Bybee, Perkins ve Paglucia The Evolution of Grammar adlı eserlerinin Mood and Modality başlıklı kısmında kipliği, bilgi kipliği (epistemic modality), kılıcı-odaklı kiplik
(agent-oriented modality), konuşucu-odaklı kiplik (speaker-oriented modality) ve
bağlı/bağımlı kiplik (subordinating) olmak üzere dörde ayırmışlardır (1994: 177 vd.).
Kılıcı-odaklı kiplikte olayın gerçekleşmesi kılıcının hem iç hem de dış şartlarına
bağlıyken konuşucu-odaklı kiplikte konuşucu, olayın gerçekleşmesinden -söz konusu
şartlar olmaksızın- yükümlüdür. (Bybee vd. 177-179).
Frawley kipliği, bilginin gerçekliğiyle ilişkilendirir; kipliğin ifadenin içeriğinin
inandırıcılığına, geçerliliğine, gerçekçiliğine işaret ettiğini ifade eder. Ona göre kiplik,
ifadenin bütünüyle hissettirilebilmesini etkiler ve bu yüzden kendi alanı içinde bütün
önermeyi kendi yürütür ve sadece gerçek durumların nesnel ölçütlerini değil, ayrıca,
ifadenin içeriğine karşı söyleyenin öznel tutumlarını da dile getirir. Frawley’in aşağıda
verdiği örnek kimi belirteçlerin de kiplik işlevi üstlenebildiğini gösterir:
“Apparently, Maria bought another cat. (Görünüşe bakılırsa Maria başka kedi
satın aldı.)
Bu cümle, olumlu bir gerçeği, basit bir şekilde öne sürmüyor. Cümlenin
olumsuz olmadığı veya gerçek dışı olmadığı kabul edilse bile yine de en
azından kabul edilebilirliği; değeri daha azdır: “Kesin olmamakla beraber,
Maria’nın başka bir kedi aldığını belirtiyorum.” Bu cümlenin gerçekçiliğinin
sınırlandırılması tamamiyle “apparently (görünüşe göre/galiba) belirtecinin
cümle içindeki işleviyle ilgilidir, zira bu belirteç olmadan ifade gayet
belirleyicidir.Apparently belirteci, epistemik tutumu veya konuşmacının bilgi
durumunu işaret eder (Biber ve Finegan 1988) McCawley (1978) ve
7
Bununla ilgili olarak bkz. Palmer (1986: 103 vd).
61
62
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
Fauconnier (1985)’ in ifadelerinde belirteç, dünya yaratan (world-creating) bir
kavramdır; yani önermenin içeriğine karşı yargılanmak zorunda olan
muhtemel bir dünya veya inanç bağlamı oluşturur. Daha klasik felsefî
tanımlarda belirteç, ifadenin içeriğine karşı konuşmacının yorumunun veya
uyumunun belirtisi demek olan önermesel tutumu aktarır” (Frawley 1992, 385386).
Kiplikle ilgili yakın zamanda çalışan araştırmacılardan biri olan Nordström
kendinden önceki kiplik tasniflerini de dikkate alarak yeni bir tasnif denemesi
yapmıştır. Nordström özellikle Palmer’in tasnifini temel almış ve fakat ondan farklı
olarak söz‐eylem kipliği (speech-act modality) adı ile yeni bir kiplik türü ortaya koymuş,
kiplik türlerini de farklı gruplara yerleştirmiştir. Nordström (2010:47) kiplik tasnifini
‘farklı kiplik türleri’ başlığı ile şöyle vermiştir:
Söz-eylem Kipliği
emir
Önerme kipliği
bilgi kipliği/bildirme
nasihat yüklü emir (hortative) delile dayalı kiplik/bildirme
yumuşatıcı kip/emir (jussive)8
bildirme-istek
yasaklayıcı
gerçeklik-gerçekdışılık
dilek-istek
şartlılar
Olay Kipliği
yükümlülük kipliği
hareket kipliği
Soru
↑
Genel yan tümce bağlayıcıları
Doğal dil, çok sayıda çeşitli kavramı kip olarak saymaktadır. Öyle ya da böyle, bir
varsayımda bulunma (hypotheticality), şüphelenme (doubt), tahminde bulunma
(supposition), yetenek (ability), koşulluluk (conditionality), gerçeklik karşıtlığı
(counterfactuality), alıntı (quotation), gerçeklik (actuality), fark edilebilirlik
(realizability), sorgulama (interrogation), olumsuzluk (negation), olasılık (possibility),
8
Jussive terimi sözveriler (promissives), emirler (imperatives) ve özendirmeler ( exhortatives)’in
bütününü kapsayan bir kiplik ve/veya tek bir tümce çeşidi olarak görülür. Mauck, Pak, Portner
ve Zanuttini jussive’i muhtelif yazılarında kullanan araştırmacılardandır. Ortak hazırladıkları
bir çalışmada (Mauck vd. 2005:146) söz konusu terim için şu açıklamayı yapmışlardır:
“It makes sense that promissives would be members of the same clause type as imperatives.
Just as an imperative is canonically used to place a requirement on the addressee, a
promissive is canonically used to place a requirement on oneself, the speaker. An
exhortative canonically places a requirement on both speaker and hearer. A promissive can
be thought of as a first person singular jussive, an exhortative as a first person plural jussive,
and an imperative as a second or third person jussive.”
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki
M. Selcen Çürük
zorunluluk (obligation), yargılama (judgement) ve gereklilik (necessity) kipliğin birer
parçası olarak sunulmaktadır. Ayrıca bunlara üslup (honestly-dürüstçe söylemek
gerekirse), gerçekçi tutum (actually- gerçekçi olmak gerekirse), gerçekçi olmayan
tutum (allegedly-iddia ediyorum ki), bilgi alanı (biologically speaking- biyolojiden
yola çıkarsak) ve bunun gibi devam eden belirteç cümleleriyle kodlanmış, uzun bir
epistemik tutum listesi de ekleyebiliriz (Frawley 1992: 386).
De Haan Typological Approaches to Modality adlı yazısının Modality and
Negation başlıklı kısmında, tipolojik yazında son zamanlarda yöneltilen iki soruya kip anlamlarının mantıksal olasılıklar üzerinde nasıl (şekille) gösterileceği ve dillerin
olası kapsam belirsizliklerini nasıl gidereceği- dikkat çeker. Dilbilimsel konularla
kiplik mantığı (modal logic)9 konuları arasında tam bir benzerlik olmasa da kolaylık
sağlaması için De Haan temel kiplik mantığı simgelerini İngilizceden aldığı örnek
cümleler üzerinde şöyle göstermiştir:
a. John must be a bachelor. □p
John bir bekâr olmalı.
b. John may be a bachelor. ◊p
John bir bekâr olabilir.
c. John must not be a bachelor. □⌐p
John bir bekâr olmamalı.
d. John need not be a bachelor. ⌐□p
John’un bekâr olması gerekmez.
e. John may not be a bachelor. ◊⌐p (or ⌐◊p)
John bir bekâr olmayabilir. (2004 : 41)
Kiplik ve olumsuzluk arasında bir ilişki olduğu gerçeği en azından 2500 yıldır
bilinmektedir. Aristo’dan beri filozoflar ve mantıkçılar konuyla ilgilenmişler ve fakat
konu, ancak son zamanlarda nispeten dilbilimcilerin de dikkatini çekmiştir (De Haan
2004, 40).
Olumsuzluk, bazı bilim adamları tarafından kipliğin bir parçası olarak kabul
edilmektedir.10 Bu noktada gerçeklik/gerçekdışılık (realis/irrealis)11 terimlerinden
9
Kiplik mantığı zorunlu ve mümkün önermeleri kapsayan mantıktır. Zorunlu eklemi "□"
sembolüyle, mümkün önerme "◊" sembolüyle gösterilir. Bu sembollere kiplik değişmezleri adı
verilir. Kiplik mantığında ◊ p önermesinin doğru olması gerçek dünyada ya da diğer olası
dünyaların sadece birinde doğru olmasına bağlıyken □ p önermesinin doğru olması, yalnız
gerçek dünyada değil, diğer tüm olası dünyalarda da doğru olmasına bağlıdır.
“Bazı dilbilimcilere göre olumsuzluk bildirim kipliğinin üç ulamından biridir, diğer iki ulam
ise soruşturma ve tumturaktır (Pottier, 1985), ya da sözceleme bir seri kiplikle sözce çeşitlerine
yol açar: bunlar bildirim (olumlu ya da olumsuz), soruşturma, ünlem, emir, tumturak, bitmemiş
sözce vb. (Perrot, 1983). Bir başka dilbilimciye göre olumsuzluk, olumluluğun reddedilmiş
10
63
64
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
bahsetmek yerinde olacaktır. Konuşurun, olay ve durumların nesnel gerçeklikle ne
derece bağdaştığına (gerçeklikle bağdaşıp bağdaşmadığına) dair aldığı tutumu
ifadesine yansıtması gerçeklik-gerçekdışılığın odağını oluşturur.
Gerçeklik-gerçekdışılık terimlerinin kullanımı çok eskilere gitmez; söz konusu
terimler birçok araştırmacı tarafından betimleyici dil bilgisi geleneğine bağlı olarak
bildirme kipi-dilek kipi olarak kullanılmaktadır.12 bildirme-dilek kipi terimlerini
kullananlardan biri olan Palmer bu yeni terimlerle ilgili olarak şunları kaydeder:
It might have seemed wise, in the interest of consistency, to use only one set of
terms, either ‘indicative’ or ‘subjunctive’ or ‘realis’ and ‘irrealis’ for both sets of
data, preferably the former. However this is probably impractical now that
both traditions are firmly established (2001:148).
Gönderim yapılan dünya ile ifade edilen dünya birbiriyle uyuştuğunda gerçeklik (kipliği) (realis) ortaya çıkarken bu iki dünya örtüşmediğinde ise gerçekdışılık (kipliği) (irrealis) söz konusu olur. Gerçeklik kipliği geçmişte ya da şu anda olan olaylarla
ilgiliyken gerçekdışılık kipliği karşıtlıklar, hayaller ya da gelecekle ilgilidir. Gerçeklik
kipliği ile gerçekdışılık kipliği ayrımının temelini gerçek olaylar ile gerçekdışı olayları
birbirinden ayırma gereksinimi oluşturur. Dolayısı ile gerçekleşmiş olayların
karşısında henüz gerçekleşmemiş, fakat gerçekleşme olasılığı bulunan olaylar yer alır.
Geleceğe yönelen eylemler, hayaller, tasarılar, niyetler ve bir dizi varsayıma dayalı
istek ve planlar gerçekdışılık kipliğinin kavram alanını oluşturur; zira bütün bu
varsayımsal niyetlerin gerçekleşebilirliğinin bilinmezliği olayın gerçekleşme anına
kadar korunur (Frawley 1992, 387 vd.).
Chafe (1995), Mithun (1995), Van den Berg (1989), Bybee (1998) gibi araştırmacılar
biçimi değil özgün bir kipselleştirmedir, olumsuzluk düzeltme yapar ve önemli bir konuşma içi
işlev gerçekleştirir. Ayrıca olumsuzlukla soruşturma arasındaki ilişki olumlulukla olumsuzluk
arasındaki ilişkiden çok daha fazladır (Hagège).” Alango (2000: 74).
11 Gerçeklik-gerçekdışılık terimi son zamanlarda kendisinden sıkça söz ettirmekle beraber söz
konusu terimlerle aynı anlama gelen muhtelif terimlerin araştırmacılar tarafından kullandıkları
da görülmektedir: Chafe real‐irreal; Mithun actualized‐nonactualized; Palmer ve Noonan factual‐
nonfactual, Elliott reality status vb. Nuyts, kiplik için kullanılan ancak yaygınlığı olmayan alethic modality, volition, intention, boulomaic modality gibi terimlere de yer verir çalışmasında. Bu
terimler ve bunlar etrafında gerçekleştirilen tartışmalarla gerçeklik-gerçekdışılık’a dair geniş
bilgi için bkz. (Nuyts 2005: 1-27; De Haan 2005: 41-48 vd.).
12 Palmer kiplik tasnifinde realis‐irrealis’e yer vermez zira o haber-dilek kiplerinin bu iki terimin
karşılayacağı anlamları zaten karşıladığını ifade eder ve gerçeklik-gerçekdışılığın esasen
Avstronezya, Papuan, Tibet-Burman ve Amerindia dillerinde görüldüğünü, dolayısı ile özelde
İngilizce genelde Avrupa dilleri için değilse bile, diller arası (cross linguistic) çalışmalarda bu
terimlerden bahsedilebileğini belirtir. Nitekim Palmer’in tasnifindeki önermesel kiplik olayların
gerçeklere dayanan statüsüyle ilgilenirken, olay kipliği gerçekleşmemiş (non-actualized)
olaylara gönderim yapar. De Haan da (2005) Yeni Gine ile Kuzey Amerika dillerinde görülen
gerçeklik-gerçekdışılığın biçimbilimsel olarak kodlandığına işaret eder.
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki
M. Selcen Çürük
muhtelif dillerde, konuşurların, ifade edilen durum ve/veya olaylarla ilgili bilginin
gerçekliğine dair tutumlarını, inanışlarını sözceye yansıttıklarını belirterek gerçeklikgerçekdışılık’ı konuşurlar tarafından tercih edilen birtakım dil birlikleri ile sistematik
olarak birbirinden ayıran birtakım dillerin varlığından bahsederler.
Chafe ve Palmer geçmiş ve şimdiki zamanlı tümcelerin umumiyetle gerçeklik
kipliğini ihtiva ettiğini, gerçekdışılığın ise olması muhtemel olayları gösterdiğini
belirtirler. Bununla birlikte olumsuzluğun, gelecek zamanın, olay kipliğinin,
dilek/isteğin, zorunluluğun, evet-hayır sorularının, emrin, yasaklamanın ve şartlıların
tipik birer gerçekdışılık kipliği gösterdiklerini en azından bunların olumsuzluğa izin
veren yapılar olduğuna işaret ederler (1995: 350; 2001: 22,149, 168 vd.).
Olumsuzluğun, kipliğin bir parçası gibi görülmesinin nedeni, var olmayan
olaylar ve durumlar hakkında konuşarak aslında gerçek olmayan olaylar ve
durumlar hakkında konuşuyor olmamızdır. Frawley’e göre (1992: 384 vd.)
olumsuzluk, yanlışlık/sahtelik ve yadsıma üzerinden doğrudan gerçeklik ile
bağlantılıdır; dolayısı ile kipliğin alt bölümleri arasında yer alır.
Frawley kipliği 1. olumsuzluk ya da gerçeğe aykırı bilgi, 2. epistemik kiplik ya da
olası gerçek bilgi, 3. deontik kiplik ya da zorunlu gerçek bilgi olarak üçe ayırmıştır (1992,
384 vd.).13
Kiplik Frawley’e göre bir çeşit bilgi merkezli gösterim (epistemic deixis) dir ve bu
yapı, bütün kip sistemleri için asıl bağlamsal parametreleri oluşturur (1992:387).
Bilgi merkezli gösterim açısından olumsuz kiplik, ifade edilen/tanımlanan dünya
(expressed world) ile gönderim yapılan dünya (reference world) arasındaki
ayrışmayla ortaya çıkar. Kiplik, gönderim yapılan dünya ile ifade edilen dünyaya ve
bu ikisi arasındaki yön ve uzaklık kavramlarına ihtiyaç duyar. Birçok dilde bu
gösterim yapısı, realis (gerçek) ve irrealis (gerçekdışı) ayrımında yüzeysel olarak
bulunurken, diğer dillerde bu parametreler, fiil zamanı, kişi ve özgüllükle iç içe
girmiştir.
Bilgi merkezli gösterim olarak kiplikten yola çıkarak, olumsuzluk için, ifade
edilen dünya ile gönderim yapılan dünyanın uyuşmamasıdır diyebiliriz.
De Haan dillerin kiplik ve olumsuzluk alanındaki kapsam belirsizliğini nasıl
çözdüğü üzerinde durduğu yazısında şu iki örneği verir:
a) John must not go to school
□⌐p
(John okula gitmemelisin:okula gitmen yasak)
Kipliği, ifadenin gerçeklik statüsü olarak tanımlayan ve kiplikle ifade edilen dünya ile
gönderim yapılan dünya arasındaki ilişkinin kodlandığını ileri süren başka araştırmacılar da
olmuştur: bkz. Chung ve Timberlake 1985, Chafe 1995, Mithun 1995, Givon 2001, Palmer 2001,
Narrog 2005.
13
65
66
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
b) John need not go to school ⌐□p
(John okula gitmek mecburiyetinde değilsin:okula gitmene gerek yok.)
Bu örneklerde must dar kapsamda (narrow scope) kullanılırken need geniş
kapsamda (wide scope) kullanılmıştır. De Haan (1997) belirsizliğin giderilmesine
yönelik olarak bu durumu kipin farklı biçimleniş stratejisi (modal suppletion strategy)
olarak adlandırır. Birinci tümcede olumsuzluk, kipliğin kapsamında iken ikinci
tümcede kiplik, olumsuzluğun kapsamındadır. Örneklerde açıkça görüldüğü gibi
İngilizcede kapsamdaki farklılığı ifade etmek için iki farklı kiplik gösteren yardımı fiil
(modal verb) kullanılır.
Olumsuzluk-kiplik ilişkisine dair bir başka stratejiyi Rusçadan örnekler vererek
dile getiren De Haan (1997) kiplik gösteren yardımcı fiil moč “-Abil-”in ne olumsuzluk
işaretleyicisi ile olan ilgisini şu şekilde göstermiştir:
Ivan ne možet rabotat
Ivan
olms. -Abil- 3tk
⌐◊p
çalış-
(Ivan çalışabilir =çalışmasına izin var)
Ivan možet ne rabotat ◊ ⌐ p
Ivan -Abil- 3tk olms.
çalış-
(Ivan çalışamaz =çalışmasına izin yok)
Haan Rusçada kiplik gösteren yardımcı fiil aynı kaldığı hâlde olumsuzluğun
yerinin değiştiğini belirterek bu stratejiye olumsuzluk(un) yerleşim stratejisi (negation
placement strategy) adını verir: Olumsuzluk, kiplik gösteren yardımcı fiilden önce
gelirse geniş kapsama (açıya), doğrudan doğruya ana fiilden önce gelirse dar kapsama
sahiptir.
Güven, Türkçede yeterlik, izin ve olasılık gibi farklı kiplik ifadelerini
karşılayabilen çok işlevli kiplik işaretleyicisi -Abil’in -mA olumsuzluk işaretleyicisinin
konumuna göre farklı kiplik anlamları yüklenebileceğini, dolayısı ile söz konusu
işaretleyicinin konumuna göre hem yapım eki hem çekim eki olabileceğini ifade eder.
Bunun için şu örnekleri verir:
- gel-e-mem (yükümlülük+olumsuzluk)
- gel-me-yebil-ir-im (olumsuzluk+bilgisellik)
- gel-e-me-yebil-ir-im (yükümlülük+olumsuzluk+bilgisellik)
Güven, birinci ve üçüncü tümcelerde -mA olumsuzluk işaretleyicisinden önce
gelen -Abil’in yapım eki olduğunu, ikinci tümcede ‐mA’den sonra gelen ve sadece
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki
M. Selcen Çürük
olasılık gösteren -Abil’in ise çekim eki olduğunu14 ve melez bir zaman/görünüş/kiplik
öbeğinde yer aldığını ileri sürmüştür (2001:84).15
Palmer, olay kipliğini oluşturan hareket kipliği (dynamic modality) ve
yükümlülük kipliğinin olması muhtemel olan ve fakat gerçekleşmemiş olaylarla ilgili
olduğunu belirtir (2001:8).
“Gönderim yapılan dünya ve ifade edilen dünyanın bütün ayrışmasını
kodlayan yapıları düşünelim: not, never, nobody, no one, none ve diğerleri. Bu
yapılar ayrıca, önermesel olumsuzluk için tanılayıcı testleri (diagnostic tests)
de başlatırlar. Bütün tanılayıcıları karşılamayan yapılar seldom (nadiren), hardly
(neredeyse hiç), few (birkaç) ve bunun gibi diğerleridir. Bu yapıların
anlamlarını betimleyen tek şey, gönderim yapılan dünya ile ifade edilen
dünyanın kısmî uyuşmazlığı (partial mismatch) dır. Örneğin, eğer “Bob
nadiren eve gitti.” dersem “Bob’un eve gittiği ve gitmediği zamanlar
olmuştur.” demek istemişimdir. Seldom kısmen gerçekdışılıka neden olur; yani
semantik olarak never gibi bir yapının çağrışımından daha az gerçekdışıdır.
Aynı iddialar, scarcely (hemen hemen hiç, pek az, neredeyse hiç) ve barely
(hemen hemen hiç, pek az, neredeyse hiç) gibi bütün tanılayıcıları
karşılamayan diğer yapılar için de geçerli olabilir. Dolayısıyla gerçekdışılık
kipliğinin neden olduğu boyut ne kadar büyükse, tam bir önermesel
olumsuzluk olasılığı da o kadar büyük olur diyebiliriz.” (Frawley 1992, 395396 vd.).
Olumsuzluğu kiplikle ilişkilendiren araştırmacılardan biri de Ahmet
Kocaman’dır. “Türkçede Kip Olgusu Üzerine Görüşler” adlı makalesinde verdiği şu
örnekler olumsuzluğun kiplik değerini ortaya koymada dikkat çekicidir:
- Arkadaşınız bu işi yapabilirdi.
- Arkadaşlarınız bu işi yapmayabilirdi.
-Arkadaşınız bu işi yapamayabilirdi.
Yukarıdaki üç tümce de 'yeterlilik/yetersizlik' anlattığı hâlde 1. ve 2. tümceler
öznesinin istemine bağlı bir yetersizliği 3. tümce ise nesnel bir yetersizliği ön plana
14 Güven, söz konusu ekin çekim eki olduğunu ifade etmekle birlikte Sweetser’in kök kipliğin
(izin, yeterlik vb.) artsüremde bilgi kipliğine doğru değişim gösterdiğini, yine Cinque’nin de
izin ve yeterlik gösteren işlevleri tek bir baş altında toplama olasılığından bahsettiğini dile
getirir ve bu noktadan hareketle de Türkçede -Abil’in aynı zamanda hem izin, hem yeterlik hem
de olasılık ifade ettiğinin düşünülebileceğini ve bu durumda söz konusu ekin esasen çekim
değil yapım eki olma olasılığının güçlendiğini belirtir (2001:84).
15 ‐Abil‐‘i bir yazım tasarrufu ile asıl fiile bitişik yazmak suretiyle, ek saymak dikkat çekidir;
ancak Türkiye Türkçesindeki bu tür bir yazım tasarrufunun, bu kuruluşun dilbilgiselleşmedeki
biçimbilgiselleşmenin daha ileri basamaklarına taşıyabileceğini ön görebiliriz, tıpkı -AmAyapısında olduğu gibi. Modern Türkiye Türkçesindeki bu kuruluşların fiil birleşmeleri yolu ile
ortaya çıktığını ve art süremli olarak izlendiğinde dilbilgiselleşmenin aşamalarını
belirleyebileceğimizi söyleyebiliriz. Konu ayrıntılı olarak doktora tezimizde de ele alınmıştır.
67
68
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
çıkarmaktadır. - Dün orada olamadı.
- Dün orada olamazdı.
Yukarıdaki 1. tümce kipte olumsuzlaşmayı anlatırken, 2. tümce tüm önermeyi
olumsuzlamaktadır.
- Çocuk gelebilir. (isterse ya da isterseniz)
- Çocuk gelmeyebilir. (istemezse gelmez)
Kocaman, ayraç içindeki açıklamaya bakarak Türkçe -sA, -mAlI biçimbirimlerin
söylem yönelimli bir kiplemeyi anlatmakta olduğunu, yani özne dışı bir etmenin
ağırlığı ya da etkisinin söz konusu olduğunu; sözcükleşmiş kiplemede de (gerekmek,
zorunda vb.) bu kuralın geçerli göründüğünü, ancak yeterlilik kipi için aynı şeyin
söylenemeyeceğini ifade eder. Ona göre birinci tümcede iki yorum da geçerli olabilir,
fakat 2. tümce özne yönelimli bir örneği sergiler (1981: 84).
Günter Radden ““Interaction of Modality with Negation/Kiplikle Olumsuzluğun
Etkileşimi” (2007) adlı makalesinde İngilizcedeki kiplik yapılarının olumsuzlukla
birlikte kullanıldığında kiplik fiillerinin tutumunun değişken olduğunu, özellikle must
kiplik gösteren yardımcı fiilinin olumsuzlukla kullanıldığındaki durumuna dikkat
çeker. Deontic olarak must olumlu tümcede kullanıldığında zorunluluk, olumsuz
tümcede kullanıldığında yasak anlamına gelmektedir. Fakat epistemik bağlamda
must sadece olumlu cümlelerde kullanılır ve gereklilik ifade eder. Olumsuz kiplerde
kullanılan kiplik fiilleri aynı zamanda “ imkânsızlık” anlamında kullanılan can’t ile
aynı bağlamda kullanılır:
(1)
a. You must switch off your mobile phone. Cep telefonunu
kapatmalısın. ( obligation- zorunluluk )
b. You mustn’t switch off your mobile phone. Cep telefonunu
kapatmamalısın. (prohibition-yasak )
(2)
a. Your mobile phone must be switched off . Cep telefonun kapalı
olmalı. (necessity- gereklilik )
b. Your mobile phone can’t be switched off . Cep telefonun kapalı
olamaz. (impossibility-imkansızlık )
Radden’e göre olumsuzluğun kapsamı, sadece olumsuz kip cümlelerinin farklı
şekilde ifadesinde görülebilir. Bu yüzden (1b) “cep telefonunu kapatmamalısın.”
cümlesi “it is necessary for you/it is required of you NOT to switch off your mobile
phone.” “Senden cep telefonunu kapatmaman isteniyor.” cümlesiyle farklı bir şekilde
söylendiğinde öneri ortadan kalkmış olur. (2b) “Cep telefonun kapalı olamaz.” cümlesi
“It is NOT possible that your mobile phone is switched off.” Cep telefonunun kapalı
olması mümkün değildir.” cümlesiyle farklı bir şekilde söylendiğinde kiplik ortadan
kalkmış olur (2007:224-225).
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki
M. Selcen Çürük
Sonuç
Bu çalışmada bir dil evrenseli (language universal) olan olumsuzluğun kiplikle olan
etkileşimine dair bakış ve yaklaşımlar ele alınmıştır. Olumsuzluğun kiplik potansiyeli
bazı biçimbirimsel kiplik işaretleyicilerinin olumsuzluk işaretleyicisi aldıklarında
ortaya çıkan anlamın işaretleyici ulanmadan önceki anlamın yadsınması şeklinde
olmayıp olumsuzluğun ona tamamen yeni bir kiplik anlam yüklemesinde açıkça
görülmektedir.
Birtakım sözlük birimlerin gerek bünyelerinde gerekse kullanıldıkları bağlama
bağlı olarak taşıdıkları anlamlar da tümcenin/sözcenin kiplik anlamına tesir
edebilmektedir. Konuşurun durum/olaylara ilişkin tutumu, durum ve olayların
gerçeklik statüsü de doğrudan olumsuzlukla ilişkilendirilmektedir. Öyle ki bazı
dillerde konuşurun olay/durumun gerçekliğine inanıp inanmaması konuşurken
tercih edeceği dilbilgisel birime de yansımaktadır. Gerçeklik-gerçekdışılık terimlerinin
dilbilimsel düzleme çıkararak birçok araştırmacı tarafından olumsuzlukla birlikte
düşünülmesinin sebebi, var olmayan olaylardan (dilek, istek, şart, hayal, tasarı vb.)
bahsetmenin gerçekleşmeyen olaylardan dolayısı ile olumsuzluktan -olumsuzluğun ‘bir şeyin oluş alanına çıkmaması, gerçekleşmemesi, olmaması’nı ihtiva eden anlamıyla örtüşmesi‐
bahsetmek demek olduğu anlayışıdır. Söz konusu ilişkilendirmede umumiyetle bir
birlik gösteren araştırmacıların ayrıştığı noktanın, onun türlü kiplik tasniflerindeki
konumudur denilebilir.
Genel bir bakışla dillerin sadece olumsuz unsurların biçimi (işaretlenmesi),
konumu hususunda değil, aynı zamanda, olumsuz unsurlar içeren tümce/sözcelerin
yorumunda da farklılaştıklarını ifade edebiliriz. Kipliğin sadece dilbigiselleşmiş biçimsözdizimsel (morphosyntactic) bir ulam olan kiple değil türlü sözlük, söz dizimi
araçları ile bağlama bağlı olarak da ifade edilebilirliği gerçeğinden yola çıkarak
olumsuzluğun da dilin hemen her düzeyinde -farklı dilbilgisel, anlamsal, söylemsel
boyutlarıyla- karşımıza çıkabileceğini ifade edebiliriz. Nitekim dil sadece tüz tümce
üreterek betimsel bir işlev üstlenmez; bireysel özelliğiyle birlikte toplumsal bir etkinlik
olmasının gereği, konuşurun, ifade edilen bilginin gerçekliğine, gerçekdışılığına dair
tutumlarını da aktarır; dolayısıyla dili yalnızca biçimsel açıdan icelemek dildeki iç ve
dış etmenlerin karşılıklı etkileşimini göz ardı etmek olur. Kiplik ulamına dair görüş
ileri süren hemen her araştırmacı farklı gerekçelerle farklı kiplik tanımı ve tasnifi
ortaya koymuştur. Üzerinde hemfikir oldukları belki de yegane noktanın, kipliğin,
durumun/olayın herhangi bir niteliğinden ziyade önermeye bütünüyle işaret
etmesidir diyebiliriz. Tümcesel olumsuzluğun (sentential negation) öne çıktığı
olumsuzluk-kiplik ilişkisine dair bakış ve yaklaşımlar derinleştikçe söz konusu
ilişkinin farklı boyutları da gözler önüne serilecektir.
69
70
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
Kaynaklar
ALANGO, Başak (2000) “Bir Tarama Çalışması: /-mI-/nın Sözcenin Düzenlenişindeki Rolü”,
XIV. Dilbilim Kurultayı 27‐28 Nisan 2000 Bildiriler, Çukurova Üniversitesi Yayınevi, 74-84.
ASLAN, Sema (2007) “İstek Kipliği, Gerçeklik ve Gerçekleştirilebilirlik”. VII. Uluslararası Dil, Yazın ve Deyis Bilim Sempozyumu Bildiri Kitabı, I, Konya: Selçuk Üniversitesi, 581-590.
BOLAND, Johanna H.G. (2006) Aspect, Tense and Modality: Theory, Typology, Acquisition, Utrecht:
Amsterdam University, PhD dissertation.
BYBEE, J- PERKINS, R- PAGLIUCA, W. (1994) The Evolution of Grammar: Tense, Aspect and Modality in the Languages of the World, Chicago: University of Chicago Press.
BYBEE, J. (1998) “Irrealis as a Grammatical Category”, Symposium on Irrealis, Anthropological Linguistics, 40/2, Bloomington: Indiana University, 257- 271.
CARSTON, Robyn (1996) “Metalinguistic Negation and Echoic Use”, Dilbilim Araştırmaları 1996,149-175.
CARSTON, Robyn (2002) The Pragmatics of Negation, Thoughts and utterances: The Pragmatics of Explicit Communication, Oxford: Blackwell, 265-319.
CHAFE, Wallace (1995) “The Realis-Irrealis Distinction in Caddo, the Northern Iroquoian
Languages and English”, Modality in Grammar and Discourse, Amsterdam/Philadelphia:
John Benjamins Publishing Company, 347-365.
CHUNG, S.-TIMBERLAKE A. (1985) “Tense, Aspect and Mood” (ed.Timothy Shopen), Language Typology and Syntactic Description, Vol. III, Cambridge: Cambridge University Press, 202258.
COATES, Jennifer (1983) The Semantics of The Modal Auxiliaries. London: Croom Helm.
DAHL, Östen (1979) “Typology of Sentence Negation”, Linguistics 17: 79–106.
DE HAAN, Ferdinand (2005) “Typological Approaches To Modality”, (ed.: William Frawley),
The Expression of Modality, Berlin: Mouton de Gruyter, 27-71.
EDİSKUN, Haydar (2007) Türk Dilbilgisi, İstanbul: Remzi Kitabevi, 11. baskı.
ELLIOTT, J. R. (2000) ‘Realis and Irrealis: Forms and Concepts of the Grammaticalization of
Reality.’ Linguistic Typology 4: 55-90.
FRAWLEY, William (1992) Linguistic Semantics. Hillsdale, NJ, Hove/London: Lawrence Erlbaum.
FRAWLEY, William vd. (2006) The Expression of Modality, (The Expression of Cognitive
Categories) Berlin/New York: Walter de Gruyter.
GENCAN, Tahir Nejat (2001) Dilbilgisi, Ankara: Ayraç Yayınları.
GÜVEN, Mine (2001) “Türkçede -Abil- Eki ve Kiplik Belirteçleri Üzerine”, XV. Dilbilim Kurultayı 24‐25 Mayıs 2001 Bildiriler, İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı Yayınları.
GIVON, Talmy (2001) Syntax, An Introduction, Vol. 1-2, Amsterdam / Philadelphia: John
Benjamins Publishing Company.
HAEGEMAN, L., (1995) The Syntax Of Negation, Cambridge Studies in Linguistics 75.
Cambridge: Cambridge University Press.
HIDALGO DOWNING, Laura ( 2000) Negation, Text World, and Discourse: The Pragmatics of Fiction, Stamford, Connecticut: Ablex.
HORN, L. (1985) “Metalinguistic, Negation and Pragmatic Ambiguity”, Language 61, 121-174.
HORN, L. (1989) A Natural History of Negation, Chicago: University of Chicago Press.
JESPERSEN, O. (1917) Negation in English and Other Languages, A.F. Høst, Copenhagen.
KILIÇ, Filiz (2004) Kırgız Türkçesinde Bilgi Kipliği: Delile Dayananların Diğer Bilgi Kiplikleriyle İlişkisi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çağdaş Türk Lehçeleri ve
Edebiyatları Anabilim Dalı, Ankara. (Yayımlanmamış Doktora Tezi)
Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki
M. Selcen Çürük
KILIÇ, Filiz (2005) “Kırgız Türkçesinde Algısal Delile Dayalılık”, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, Mart 2005, 68-113.
KOCAMAN, Ahmet (1981) “Türkçede Kip Olgusu Üzerine Görüşler”, TDAY‐Belleten 1980-1981,
Ankara: TDK Yayınları, 81-85.
LYONS, J. (1997) Semantics, Volume I-II , Cambridge: Cambridge University Press.
MAUCK, S., PAK, M.- PORTNER, P.-ZANUTTINI, R. (2005) “Imperative subjects: A Crosslinguistic Perspective”, (eds.: C. Brandstetter-D. Rus), Georgetown University Working Papers in Theoretical Linguistics, Georgetown, 135-152.
MITHUN, Marianne (1995) “On the Relativity of Irreality”, Modality in Grammar and Discourse,
Amsterdam/Philadelphia: John Benjamins Publishing Company, 367- 388.
NARROG, Heiko (2005) “On Defining Modality Again”, Language Sciences, Vol. 27, 165-192.
NORDSTRÖM, Jackie (2010) Modality and Subordinators, Studies in Language Companian Series
116, John Benjamins Company.
NUYTS, Jan (2005) “Modality: Overview and Linguistic Issues” (ed.: William Frawley), The Expression of Modality, Berlin: Mouton de Gruyter, 1-27.
PALMER, F. R. (1986) Mood and Modality, Cambridge: Cambridge University Press, First Edition.
PALMER, F. R (2001) Mood and Modality, Cambridge: Cambridge University Press, Second
Edition.
PAPAFRAGOU, A. (2000) Modality: Issues in the Semantics‐Pragmatics Interface, Amsterdam:
Elsevier Publishing Company.
PAYNE, John, R. (1985) “Negation”, Language Typology and Syntactic Description: Clause Structure,
Vol. 1, (ed.: T. Shopen), Cambridge: Cambridge University Press, 197-242.
PROGOVAC, Ljiljana (1994) Negative and Positive Polarity, Cambridge: Cambridge University
Press.
RADDEN, Günter, (2007) “Interaction of Modality with Negation”, (eds.: Władysław Chłopicki,
Andrzej Pawelec, Agnieszka Pokojska), Cognition in Language: Volume in Honour of Professor Elżbieta Tabakowska, Kraków: Tertium, 224-254.
TÜRKYILMAZ, Fatma (1999) Tasarlama Kiplerinin İşlevleri, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
VAN DEN BERG, R. (1989) A Grammar of the Muna Language, Dordrecht: Foris.
VARDAR, Berke (2002) Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Multilingual Yayınları.
ZANUTTINI, R. (2001) "Sentential Negation'', (eds.: Mark Baltin and Chris Collins) The Handbook of Contemporary Syntactic Theory, Blackwell, 511-535.
ZEIJLSTRA, H. H. (2004) Sentential Negation and Negative Concord, PhD thesis, Utrecht: LOT
Dissertation Series.
71
72
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 7. Sayı 2. Haziran 2010
M. Selcen Çürük
Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
doktora öğrencisi, Adana.
E-posta: [email protected]
Yazı bilgisi:
Alındığı tarih: 11 Nisan 2010
Yayına kabul edildiği tarih: 5 Mayıs 2010
E-yayın tarihi: 15 Temmuz 2010
Çıktı sayfa sayısı: 16
Kaynak sayısı: 43

Benzer belgeler