Türk Deniz Havacılığının 100.Yılı Özel Sayısı için
Transkript
Türk Deniz Havacılığının 100.Yılı Özel Sayısı için
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı Özel Sayı Haziran 2014 MÖNCH PUBLISHING GROUP MÖNCH TÜRKİYE YAYINCILIK Başkan ve Eş-Yönetici: Manfred SADLOWSKI Yay›n Yönetmeni ve Sahibi: Hakk› ARIS Yaz› ‹şleri Müdürü: Bora KUTLUHAN Yazarlar: Prof. Dr. Hasan KÖN‹ [TR], Bora KUTLUHAN [TR], ‹brahim SÜNNETC‹ [TR], Bülent YILMAZER [TR], Marvin LEIBSTONE [US] Reklam ve Teknik Koordinatör: Mehmet DEM‹RKOL Grafik Tasar›m: Osman ŞAH‹NYAVUZ Da¤›t›m Sorumlusu: U¤ur ÇARDAKLI MÖNCH YAYIN GRUBU: Heilsbachstrasse 26, D-53123 Bonn, Germany Tel: [228] 6483-0 Fax: [228] 6483-109 [email protected] • www.MPGBonn.de Başkan: Manfred SADLOWSKI CEO: Volker SCHWICHTENBERG Genel Yay›n Yönetmeni: Dennis P MERKLINGHAUS Pazarlama Yönetmeni: Christa ANDRÉ MÖNCH OFFICES MÖNCH BÜROLARI Arabic Countries Khaled ZAHALAN 36, P.O.Box 55034, Dubai, U.A.E. Tel: [+4] 2941441 • Fax: [+4] 2941035 Mobile: [+971-50] 5520964 • [email protected] l USA/Canada Offices Helena HOOGTERP 4125 Venetia Way Palm Beach Gardens, FL 33418 Tel: [+1-203] 445-8466 • Fax: [+1-203] 445-8406 Cell: [+1-203] 543 7469 • [email protected] l France Georges FRANCE 6, impasse de la Grande, F-91510 Janville-sur-Juine Tel: [+33-1] 60 82 98 88• Fax: [+33-1] 60 82 98 89 [email protected] l Italy Franco LAZZARI RID, Via Martiri della Liberazione, 79/3 I-16043 Chiavari [GE] Tel: [+39-0185] 30 8606 • Fax: [+39-0185] 30 9063 [email protected] l Spain/Portugal Antonio TEROL GARCIA Mönch España Editorial S.A. c/Miguel Angel 6, escalera dcha. puerta 9, PISO 6° E-28010 Madrid Tel: [+34-91] 3 10 29 98 • Fax: [+34-91] 3 10 24 54 [email protected] l Germany Christian LAUTERER Scandinavia and the Baltic States Stephen ELLIOTT Mönch Publishing Group Heilsbachstrasse 26, D-53123 Bonn, Germany Tel: [228] 6483-0 Fax: [228] 6483-109 [email protected] • www.MPGBonn.de MÖNCH Yay›n Grubunun Di¤er Dergileri: MILITARY TECHNOLOGY [‹ng. 12 Say›/Y›l] NAVAL FORCES [‹ng. 6 Say›/Y›l] WEHRTECHNIK [Alm. 6 Say›/Y›l] TECNOLOGIA MILITAR [‹sp. 6 Say›/Y›l] ARAB DEFENCE & AEROSPACE BUSINESS [Arapça 6 Say›/Y›l] CTP: REPROTEK • Bask›: ANKARA OFSET Da¤›t›m: DOĞAN DA⁄ITIM A.Ş. Yaz› ve foto¤raflar›n tüm haklar› Mönch Yay›nc›l›k’a aittir. İzinsiz al›ntı yapılamaz. Yay›nlanan yaz›lar tamamen yazarlar›n görüşlerini yans›t›r. “Hudutlarının mühim ve büyük aksamı deniz olan Türk Devleti’nin Donanması da mühim ve büyük olmak gerektirir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti daha müsterih ve emin olacaktır. Mükemmel ve kaadir bir Türk Donanmasına malik olmak gayedir...” Eylül, 1924 Hamidiye Kruvazörü, Hatıra Defterine Mesajı İÇİNDEKİLER 3 4 6 30 Önsöz, ‘İki Mavi’de Bir Asır’ ________________________Bora KUTLUHAN Deniz Kuvvetleri Komutanı Mesajı ___________________________Ora. Bülent BOSTANOĞLU Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı __________________________________________Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Mevcut Deniz Hava Vasıtalarımız _________________________________________________________________Mönch TR MÖNCH TÜRKİYE YAYINCILIK Halit Ziya Sk. No: 26/9 Çankaya 06540 Ankara - TÜRK‹YE Tel: +90[312] 441 93 54 • Fax: +90[312] 439 57 24 www.monch.com.tr • [email protected] Fotoğraflar: Deniz Hava Komutanlığı, Savunma ve Havacılık Dergisi 1 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı İKİ MAVİ’DE BİR ASIR Türk Ulusu tarih boyunca daima yeniliklerin peşinde olmuş, yönü batıya dönük yaşamıştır. Dünya havacılıkla tanıştıktan çok kısa bir zaman sonra, deniz havacılığı ile ilgili gelişmelerde ise eş zamanlı olarak atılımlarını gerçekleştirmiştir. Havacılık ülkemizde askeri gereksinimler sonucunda oluşmuştur. Deniz havacılığımızın da gene böyle bir gereksinimden kaynaklı olarak 1914 yılının bir Haziran gününde meydana çıktığını görüyoruz. Son elli yıldır teknolojinin ortaya koyduğu baş döndürücü gelişmeler muharebe alanını çok boyutlu hale getirmiştir. Bu husus özellikle Deniz Kuvvetleri için böyledir. Bir hedefi imha etmek için onu gözle görmenin gerektirmediği gelişmeler dizini sonrasında ‘ufuk ötesi’ ni kontrol edebilme gereksinimi ortaya çıkmıştır. Harekat alanının gerçek zamanlı resmini alabilmek için Deniz Hava Vasıtalarına dünden daha çok ihtiyaç duyulmaya başlanılmıştır. Aradan tam bir asır geçmiş. Bu alanda okullar açılmış, pilotlar, teknisyenler yetiştirilmiş ve ülke savunmasında görevler alınmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında da mevcut imkanlarla görevini yapan Deniz Havacılığı, Cumhuriyetin ilk yıllarında verilen önem ile varlığını sürdürmüş ancak kırklı yıllardan itibaren biraz da II. Dünya Savaşının etkileri ile durağan bir döneme girmiştir. Deniz harekat alanının sadece su üstü tehdidinden ibaret olmaması, denizaltı tehdidinin hiç azalmadan hatta artarak devam etmesi de ihtiyacı giderek artırmıştır. 70’li yılların başlarından itibaren adeta küllerinden yeniden doğan Deniz Havacılığı, aynı yıllarda Türk Deniz Kuvvetlerinde başlatılan tüm modernizasyon faaliyetlerinden aynı oranda faydalanarak bugün en önemli kuvvet çarpanlarından biri haline gelmiştir. Bu gereksinimin giderilmesi için Türk Ulusu her zaman olduğu gibi kısıtlı öz kaynaklarına rağmen hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış ve bugün Deniz Hava Komutanlığımızda yer alan platformları kazandırmıştır. Bunlardan DK/DSH uçağı olarak seçilmiş bulunan CN-235-600 uçağı, yapılan görev teçhizatı entegrasyonu sonrasında kendi alanında bir örnek teşkil etmiş, özel bir çözüm olarak Türk Sa- vunma Sanayii tarafından dünya literatürüne kazandırılmıştır. Ve bugün Deniz Hava Komutanlığı, günümüzdeki yapısı, ileri teknoloji silah ve sistemlerle donatılan uçak ve helikopterleri ile Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de önemi ve etkinliği göz ardı edilemeyecek, güçlü bir deniz hava gücüne dönüşmüştür. Türk Deniz Kuvvetleri üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin deniz alaka ve menfaatlerini en iyi şekilde koruyacak bir güce kavuşması ile Büyük ATATÜRK’ün “Mükemmel ve kadir bir Türk donanmasına malik olmak gayedir” hedefine erişmiş olmanın gururunu yaşarken sadece üç boyutta değil, Denizaltısı, ve karada harekat yapabilen Deniz Piyadesi, SAT ve SAS’ları ile hem su üstü, hem su altı, hem hava, hem de karada harekat yapabilen dört boyutlu tek Kuvvet olma özelliğini taşımaktadır. Türk Deniz Havacılarının ‘İki Mavi’de Bir Asır’ ını kutlar, daha nice yüzyıllar dileklerimizle ‘Mavi Vatan’ savunmasında sonsuz başarılar diler, bu uğurda hayatını kaybetmiş olan aziz şehitlerimizi saygıyla anarız Bora KUTLUHAN Yazı İşleri Müdürü 3 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 4 Oramiral Bülent BOSTANOĞLU Deniz Kuvvetleri Komutanı 5 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı TÜRK DENİZ HAVACILIĞININ 100 YILI 8333 km kıyı şeridine sahip olan ülkemizin, kara yüzölçümünün yarısına yakın bir “Mavi Vatan” ı bulunmaktadır. Bu Mavi Vatan’ın savunulmasından sorumlu olan Türk Deniz Kuvvetleri gelişen teknoloji sonucunda tehdidi artık Ufuk ötesinden beklemek durumundadır. Bunun için de 90’lı yılların başında “Uzun Ufuk’ projesini başlatmış ve bunu hayata geçirmişti. Denizlerimizi özellikle Ege harekat alanını bir adalar denizi olması nedeni ile Ufuk ötesinden kontrolünü amaçlayan bu projenin bir ayağını da Deniz Havacılığı oluşturmaktaydı. Türk Deniz Havacılığı, Türkiye’de havacılığın başlaması ile birlikte gelişmiş 1914 yılından itibaren faaliyetlerine başlamıştır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 denizaltı silahının etkinliği savaşın kaderini etkiler boyutta olması ve özellikle Japonya’nın 7 Aralık 1941 tarihinde gerçekleştirdiği Pearl Harbor baskını denizde muharebe hattı konseptini sona erdirmiş ve modern bahriyeleri üç boyutlu harp gerçeğine çekmiştir. Türk Deniz Kuvvetleri de bu gerçekten hareketle özellikle 70’li yıllardan itibaren Deniz Havacılığını geliştirmiş ve “İki Mavi” de yerini sağlamlaştıracak tedbirleri alarak 100’üncü yılına Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün hedefleri doğrultusunda hem “kadir bir Donanma’ya” sahip olmanın ve hem de “İstikbal Göklerdedir” işaretinin gereklerini yerine getirmenin gururu yaşamıştır. Bu yazımızda bu gelişmenin kısa bir hikayesini bulacaksınız. 6 7 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı Büyük Önder ATATÜRK’ün havacılığa verdiği önemi gösteren bir ziyaret. Iran Şahı Pehlevi ile birlikte Müstakil 5. Deniz Tayyare Taburunu ziyareti, arkada hangar içindeki Southampton deniz uçağı görülüyor. Tarihin derinliklerine bakıldığında, deniz havacılığının başlangıcının ilk motorlu uçuşun gerçekleştiği 17 Aralık 1903 tarihinden çok da uzak olmadığı görülmektedir. Havadan ağır motorlu bir aracın uçması, Amerika ve Avrupa kıtalarında askerî ve sivil çevrelerce oldukça büyük ilgi uyandırmış, savaş alanlarında böyle bir vasıtanın etkin bir güç olarak kullanılabilecek olması, tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. İngiltere, Almanya ve Fransa gibi dönemin silah ve sanayi sektöründe söz sahibi olan ülkelerin yaptıkları yatırım ve denemeler, diğer ülkeler gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun da dikkatini çekmiştir. Tüm bu gelişmeler neticesinde 1911 yılında, Harbiye Nazırlığı tarafından Türk askerî havacılığının kuruluş çalışmaları başlatılmış, müttefik ülkelerde görevli askerî ataşelere tayyarecilik hakkında bilgi toplanması emri verilmiştir. Zamanın Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından tayyare alımına ve bu uçakları kullanacak pilotlar ile bakımlarını yapacak bakımcı personelin yurt dışında eğitim almasına karar verilmiştir. İleri görüşlü Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 yöneticilerin katkısı ile muadil ülke yapılanmalarından farklı olarak, kuruluş aşamasında Mehmet Fethi, İbrahim Savmi (UÇAN), Sadık Ali, Mehmet Yahya gibi Deniz Kuvvetleri personeli de yer almış ve 100’üncü yılını kutlamaktan büyük bir kıvanç duyduğumuz Türk Deniz Ha- vacılığımızın temelleri böylece Osmanlı İmparatorluğu döneminde atılmıştır. 1900’lü yılların başlarında, kuruluş tarihinden beri en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu, silah alımı maksadıyla Osmanlı Donan- 1925 yılında Başbakan İsmet İNÖNÜ, Deniz Tayyare Bölüğünü ziyaret etmiş, Savoia S16 uçaklarıyla da uçuşa katılmıştı. 8 Deniz Tayyare Mektebi’nde deniz havacılarımız; pilotlar Ahmet Ali (ÇELİKTEN), Savmi (UÇAN), Ihsan ve rasıt Hüseyin Kamil Bey’ler. ması Millî Yardım Cemiyeti (Donanma-i Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyeti) marifetiyle halktan yardım topluyordu. Başlardaki amacı gemi alımı olan bu cemiyet, zamanla uçak alımına da öncülük etmiş, 1912 yılında dört adet Fransız yapımı uçak alımına vesile olmuştur. DENİZ HAVACILIK DÜŞÜNCESİNİN DOĞUŞU Ulaşılabilen kaynaklara göre Türk Deniz Havacılığını başlatma düşüncesi, askeri havacılığa ilişkin ilk girişimlerle hemen hemen eş zamanlı olarak gündeme gelmiştir. Deniz havacılığıyla ilgili ilk raporlardan biri 25 Ocak 1912 tarihini taşımaktadır. Bu raporun ‘ikinci rapor’ olarak anılması, daha erken düzenlenmiş bir ilk raporun var olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla deniz havacılığına ilişkin ilk çalışmaların 1911 yılına dek gittiğini varsaymak yanlış olmaz. Osmanlı Ordusu Kıtaat-ı Fenniye Müfettişliğinde askeri danışman olarak görevli olan Prusyalı Yarbay MUTH tarafından kaleme alınan bu raporda en göze çarpan öneriler aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir: ‘Osmanlı Hükümeti yakın zamanda bir tayyareci mektebine karar Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 verirse, bu çabasında yalnızca kara subaylarının eğitimi ile yetinmeyerek, aynı zamanda bahriye subaylarından da yeteri kadarının bu mektepte eğitim almak için görevlendirilmesini tavsiye ederim...... Tayyarecilik Osmanlı Ordusu ile beraber Osmanlı Bahriyesinde de aynı zamanda kurulmalı ve bahriye subayları için en kısa zamanda, aşağıda bahsedilen tayyareler tedarik edilmelidir.’ Osmanlı askeri havacılığının gelişim çizgisine bakıldığında, Yarbay MUTH’un deniz subaylarından tayyareci yetiştirilmesi ve kara tayyare mektebinin yanı sıra bir bahriye tayyare mektebi açılması önerilerinin başlangıçta yaşama geçirilemediği görülmektedir. Ancak; havacılık alanında ilk adımların atılmaya başlandığı günlerden itibaren donanma ve donanmaya bağlı müesseseler Türk havacılığına önemli katkılarda bulunmuştur. Mahmut Şevket Paşa’nın 1911 yılında ordu bünyesinde hava gücü kurma çalışmalarına başladığı günlerden beri Osmanlı Ordusu için uçak alımı mali sorunlarla karşılaşmıştı. Devlet hazinesinde para kalmadığı için uçak alımı için kaynak bulunamıyordu. Avrupa’da ordulara uçak alımı için halktan bağış toplanması örneğinde olduğu gibi bir yardım kampanyası başlatılması düşünüldü. Böyle bir girişimden elde edilecek gelirin suistimale uğramaması ve başarıya ulaşabilmesi için ise ciddi bir teşkilatlanmaya ihtiyaç vardı. Diğer yandan, Trablusgarp’ta İtalya’nın saldırısına uğramış olan ve Balkan devletleri arasında Osmanlıya karşı gizli ittifakların yeşermeye başladığı bir ortamda Osmanlı Devleti’nin kaybedecek zamanı yoktu. Osmanlı donanmasını kalkındırmak amacıyla halkın manevi ve maddi desteğini temin etmek üzere 1909 yılında Makinistlik eğitimi almak üzere gönderilen denizci subaylardan Üsteğmen Fethi, pilotluğa çok hevesli olduğu gibi bu konuda büyük kabiliyete de sahipti; bu nedenle Bristol Tayyare Okulu’nda makinist kursuna ilave olarak pilotluk öğrenimine katıldı. 10 Fethi Bey uçağının kokpitinde. kurulmuş olan ‘Donanma-i Osmânî Muâvenet-i Milliyye Cemiyeti’nin’ (kısaca ‘Donanma Cemiyeti’) teşkilatı ve birikimleri ise bu iş için yeterliydi. Harbiye Nezâreti, cemiyetin uçak alımı için ‘tayyare ianesi’ adıyla bağış toplamasını, acil ihtiyacı sağlamak üzere cemiyetin kasasındaki paranın bir kısmının uçak alımlarının finansmanında kullanılmasını önerdi. Mahmut Şevket Paşa’nın şahsen öncülük ettiği, her ay maaşından belli bir miktarın uçak alımına bağış olarak kesilmesiyle desteklediği kam- Fethi Bey Bahriye Mektebinde. panya halktan büyük ilgi gördü Trakya’dan Anadolu’nun doğu illerine, Orta Doğu topraklarından Kafkas’lara, Trablusgarp’tan Güney Afrika’daki İslam ahalisine kadar ‘ümera, zabitân, memurîn, mesayih ve arabinin’ yaptıkları bağışlarla Osmanlı Ordusu’nun ilk uçakları satın alınabildi. PİLOTLARIMIZ YETİŞİYOR Süreyya Bey başkanlığındaki Tayyare Komisyonu 1912 yılında Avrupa’da çe- şitli ülkelerde uçak üreticilerini gezerek Osmanlı Ordusu için hava araçları ve gerekli teçhizatları almaya başladılar. Uçak alımı için yapılan görüşmelerde subaylarımızın pilot eğitimi almaları için de sözleşmeler imzaladılar. Fransa’da imzaladıkları sözleşme ile sekiz subayın pilot eğitimi almasını sağlamışlardı. İngiltere’de beş subayın pilot, iki subayın da uçak makinisti olarak eğitilmeleri için sözleşme imzalandı. Uçak makinisti eğitimi için gönderilen subaylardan biri Çarkçı Ameliyat Mektebi mezunu Deniz Çarkçı Üsteğmen Mehmet Fethi idi. Günümüzde olduğu gibi, geride bıraktığımız yüzyılın başlarında teknolojinin en uç noktasının temsil eden havacılık alanında teknik eğitim almak üzere yurtdışına gönderilen subaylarımız arasında bir mühendis donanma subayının yer alması tesadüf değildi. 18’inci yüzyılın sonlarında Haliç’teki ‘Tersane-i Âmire’ bünyesinde ‘Mühendishâne-i Bahrî Hümayun’ okulu kuruldu. Osmanlı Devleti’nin iç bunalımlar geçirdiği dönemde ihmal edilen okul 1825 yılındaki yeni düzenleme ile matematik, harita, seyrüsefer ve gemi inşaatı konularında eğitim vermeye başladı. Derslikleri, basımevi, kütüphanesi ve modern ders aletleriyle bir bilim yuvası haline gelen okul II. Abdülhamid’in baskıcı yö- İstanbul - İskenderiye seferine çıkacak olan pilot ve rasıtlarımız, Yeşilköy Tayyare Mektebi’nden uğurlanırken, Fethi Bey sağdan ikinci. 11 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı 27 Şubat 2014 tarihinde, Çarkçı Yüzbaşı Mehmet Fethi Bey’in İstanbul-İskenderiye seyri esnasında şehit oluşunun 100’üncü yılı anma töreni Topel Üssü’nde icra edilmiş ve şehit olduğu “Muavenet-i Milliye” isimli uçağın replikasını taşıyan anıt Donanma Komutanı Koramiral Veysel KÖSELE tarafından açılmıştır. netim döneminde dahi varlığını korumayı basardı. Okulda yetişenlerin aldığı Fransızca ve İngilizce yabancı dil eğitimi onların meslek hayatında başarılı olmalarında da çok etkili oluyordu. Mühendis subaylar uygulamalı eğitim sistemi izleyen Çarkçı Ameliyat Mektebi’nde yetişmekteydi. DENİZ ÇARKÇI ÜSTEĞMEN MEHMET FETHİ 1887 (Rûmî 1303) yılında İstanbul Ayazpaşa’da doğan Mehmet Fethi 6 Haziran 1904 tarihinde pekiyi derece ve üsteğmen rütbesi ile Çarkçı Ameliyat Mektebi’nden mezun oldu. Başta Hamidiye Kruvazörü olmak üzere, Musul Torpidobotu, Samsun Torpido Muhribi gibi Osmanlı donanmasının önemli gemilerinde çarkçı olarak vazife yaptı. Spora meraklı olan Mehmet Fethi, gemilerde görevli olmadığı İstanbul’da bulunduğu günlerde Donanma-i Osmânî Muâvenet-i Milliyye Cemiyeti yararına yapılan bisiklet yarışlarına katılıyordu. Tersane-i Âmire Silah Tamir Fabrikası’na tayin olan Mehmet Fethi burada makine ve motorların çalıştırılmasındaki başarısı ile kendini gösterdi. Temmuz 1911’de gemi ile İstanbul’dan İşkodra’ya sevk edilen otomobillerin işletilmesi görevi ile maaşını Kara Ordusu’ndan almak üzere tayin edildi. Bu görevinden sonra 3 Ağustos 1911’de tekrar Silah Tamir Fabrikası’na Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 tayin edilen Mehmet Fethi çalışkanlığı, görgüsü ve bilgisi ile amirlerinin dikkatini çekmekteydi. Mehmet Fethi, orduda havacılık alanındaki çalışmalardan haberdar olunca ‘tayyareciliğe’ kabulü için dilekçe verdi. Bahriye Nezâreti 29 Haziran 1912 tarihinde Harbiye Nezâreti’ne yazdığı yazıyla; Mehmet Fethi’nin çalışkanlığı, bilgisi ve cesareti ile havacılık alanında parlak bir gelecek vadettiğini bildirerek havacılık eğitimi almasına olur verdi. 20 Temmuz 1912 tarihinde uçak makinisti eğitimi almak üzere İngiltere’ye gönderilen Deniz Çarkçı Üsteğmen Mehmet Fethi uçuş dersleri de almayı arzu ediyordu. İyi derecedeki İngilizce bilgisi, sempatik kişiliği ve entellektüel karakteri ile okulun yöneticisi Collyns Price PIZEY’in samimi arİstanbul - İskenderiye seferini tamamlayan Salim Bey ve rasıtı Kemal Bey. 12 kadaşlığını kazandı. PIZEY, makinist eğitimi yanında Mehmet Fethi’nin ücretsiz olarak uçuş eğitimi almasına müsaade etti. Bu gelişmeden cesaret alan Mehmet Fethi makinist eğitimi almakta olan arkadaşı Üsteğmen Aziz’in de uçuş eğitimi almasını sağladı. Mehmet Fethi’nin bu girişimi Balkan Savaşları’nda pilot sıkıntısı çeken Osmanlı Ordusu için büyük fayda sağladı. Kuzey Afrika’da Osmanlı Devleti yönetimindeki toprakları 1911 yılında işgal etmiş bulunan İtalya ile barış görüşmeleri devam ederken, Balkanlardaki azınlık devletleri kendi aralarında Osmanlı Devleti’ne karşı ittifak kurmuşlardı. Balkanlarda savaş çıkması nedeniyle Osmanlı Ordusu 1 Ekim 1912’de seferberlik ilan etti. İngiltere’de eğitim gören subayla- 27 Şubat 1914 günü Şam’dan havalandıktan kısa bir süre sonra Taberiye Gölü civarında Küfrühar Kayalıkları üzerinde uçak düşmüş, Yüzbaşı Mehmet Fethi Bey ile Üsteğmen Sadık Bey Şehit olmuşlardır. Türk Havacılığının ilk şehitleri Şam’da Emeviye Camisinde bulunan Selahaddin-i Eyyubi Türbesinin yanına defnedilmişlerdir. Şehit oldukları Teberiye Gölü doğusunda ‘Ayn Gev’ yakınında bir anıt yaptırılmıştır. İlk deniz uçağımız Curtiss F2. rımız pilot brövelerini alacak eğitimleri bile tamamlayamadan acilen İstanbul’a döndüler. İSTANBUL - İSKENDERIYE HAVA SEFERİ Mehmet Fethi Bey, Çatalca’dan Edirne’ye kadar Trakya’nın çeşitli yörelerinde başarılı kesif görevleri yaparak Çatalca Muharebesi’nin kazanılmasında önemli rol oynadı. Birkaç defa kırım geçirip yaralanmasına rağmen büyük özverilerle uçuşlarına devam etti. Mehmet Fethi, havacılık tarihimizdeki ilk gece uçuşunu 1913 Şubat ayında gerçekleştirdi. Tayyarecilikteki üstün başarısından dolayı 8 Nisan 1913’te Gümüş Liyakat Madalyası ile ödüllendirildi. Balkan Savaşı’nın yarattığı acıları unutturmak ve Osmanlı İmparatorluğu’nun dünya devletleri arasında saygınlığını artırmak amacıyla İstanbul-İskenderiye arasında bir uçuş planlandı. Bu göreve 19 Temmuz 1909’da kurulan ‘Donanma-yı Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyeti’nin halktan topladığı paralarla alınan ve bu nedenle adı ‘Muavenet-i Milliye’ olan Bleriot-11B tipindeki çift kişilik keşif uçağı ile Pilot Yüzbaşı Mehmet Fethi ve Rasıd Üsteğmen Sadık [1’inci Uçuş Ekibi] ve Deperdussin modeli ‘Prens Celâleddin’ isimli uçakla Pilot olarak Topçu Üsteğmen Mehmet Nuri ve Râsıd olarak görev yapacak Yüzbaşı İs- mail Hakkı uçacaklardı. Hava seferinin yerden desteklenmesinden, uçakların bakım ve ikmal işlerinden başmakinist Deniz Yüzbaşı Murat ve öğretmen makinist Çarkçı Üsteğmen Ahmed Cemal sorumluydu. Uçuş 8 Şubat 1914 günü iki uçuş ekibinin Yeşilköy/İstanbul’dan havalanmalarıyla başlamıştır. Uçuşun amacı; İstanbul-Adapazarı-Eskisehir-KonyaAdana-Halep-Humus-Beyrut-Şam-KudüsEl Aris-Port Said-Kahire-İskenderiye rotası ile İstanbul’dan yaklaşık 2.000 km uzaktaki İskenderiye’ye ulaşmaktı. Yüzbaşı Mehmet Fethi ve Rasıd Üsteğmen Sadık [1’inci Uçuş Ekibi] uçuşun beşinci etabında 11 Şubat 1914 günü 4.000m irtifadan Toros Dağlarını asarak Türk Havacılığında ilk yüksek irtifa rekorunu elde etmişlerdir. İlk Türk Deniz Havacısı olan Mehmet Fethi Bey kısa sayılabilecek hayatında gerçekleştirdiği görevler ve başarısı ile sadece Bahriyelilerin değil tüm Türk Halkının gururu olmuştur. Şehadetiyle beraber hakkında türküler bestelenmiş, şiirler yazılmıştır. Şehit Mehmet Fethi’nin aziz hatırasına armağan olarak Muğla’nın Meğri kasabasına ‘Fethiye’ ismi verilmiş ve Mehmet Fethi’nin adı ölümsüzleştirilmiştir. DENİZ HAVACILIĞIN TEŞKİLATLANMASI 21 Mayıs 1914’de Osmanlı Ordusu havacılığının başına getirilen ve Tayyare Mektebi Müdürü olan Fransız Yüzbaşı Louis de GOŸS, havacılık teşkilatını toparlamaya başlamıştı. Bu sıralarda Bahriye Nezâreti’nde donanmanın korunması, deniz keşiflerinin yapılması ve sahillerin kontrolü amacıyla deniz uçağı kullanmak için çalışmalar yapılıyordu. Deniz harekâtına yakın olması ve daha esnek harekât yapabilmesi gibi avantajları nedeniyle, denize inip kalkabilecek kabiliyette bir uçağın gerekliliği kabul görmüştü. Türk havacılığının ye- Savoia 16 uçağı kalkışa hazırlanıyor. 13 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı uçağı getirdi. Uçağı incelemek üzere Deniz Yüzbaşı Necmettin başkanlığında; Deniz Yüzbaşı Savmi, Deniz Yüzbaşı Hüseyin ve Deniz Yüzbaşı Ihsan ile karacı pilot subaylardan oluşan bir komisyon kuruldu. İLK DENİZ UÇAĞIMIZ Deniz havacılarımız Curtiss F2’nin önünde; ayaktakiler soldan itibaren Makinist Murat, pilotlar İsmail Hüseyin (GÖKGEZEN), Kamil Mehmet, Abdürrahim, Mehmet Yahya, Ahmet Ali (Arap Ahmet), Tahsin (Kara subayı), Ahmet Cemal, Mehmet Ali (Kara subayı); oturanlar, Savmi (Uçan), Deniz Tayyare Mektebi Müdürü Necmettin (Erol) ve Sami (ÖNUÇAN) Bey’ler. niden şekillenmesi kapsamında Fransa’ya verilen uçak siparişleri arasında donanmamız için düşünülen Nieuport 6H deniz uçakları da vardı. 15 adet deniz uçağının sipariş edilmesiyle birlikte Bahriye Nezâreti’ne bağlı olarak ayrı bir havacılık teşkilatı kurulması ihtiyacı ortaya çıktı. Deniz uçaklarında görev yapacak pilot ve rasıtları yetiştirmek üzere, Yeşilköy’deki Tayyare Mektebi’ne yakın bir yerde, kıyıdaki deniz fenerinin (Yeşilköy feneri) doğusundaki koyun kenarına ayrı bir Deniz Tayyare Mektebi kurulması kararlaştırıldı. Ancak Bahriye Nezâreti’nce tefrik edilecek bahriye subaylarını yetiştirecek denizci uçuş öğretmeni bulunmadığından, önce bu subayların Yeşilköy Tayyare Mektebi’nde yetiştirilmelerine, diplomalarını aldıktan sonra Deniz Havacılığının çekirdeğini oluşturmalarına karar verildi. yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı elde kalan kaynaktan ilk kez bir deniz tayyaresi alımını önermiş, ancak bu proje I. Dünya Savaşı başlayınca Fransız Hükümeti’nin sipariş edilen deniz uçaklarından tamamlanmış olan üç adedine el koymasıyla başarılı olamamıştır. Aynı yıllarda diğer ülkelerden de, Osmanlı Hükümeti’ne deniz uçağı satış teklifleri gelmekteydi. 9 Eylül 1913’te Amerikalı havacı ve uçak yapımcısı Glen L. CURTISS Harbiye Nezâreti’ne bir mektup yollayarak, deniz uçağı satma isteğini bildirmişti. 1914 yılı Nisan ayı başlarında, Amerikalı Pilot John Dale COOPER, satmak amacıyla, İstanbul’a bir Curtiss F'2 tipi deniz DENİZ TAYYARE MEKTEBİ’NİN KURULMASI İlk deniz uçağının alınmasından hemen sonra, Yeşilköy’de kurulması kararlaştırılan Deniz Tayyare Mektebi’nin kuruluşu ile ilgili atama emri 25 Haziran 1914 tarihinde Bahriye Nezâreti 2’nci Dairesi tarafından yayınlandı. Bu emir ile Deniz Tayyare Mektebi Müdür Yardımcılığı’na Güverte Yüzbaşı Üsküdarlı Necmettin getirilmiş okulun pilot, râsıd ve diğer personel ataması da gerçekleştirilmişti. Flotör altına tekerlek takılmış Gotha WD2 deniz uçağı. DENİZ UÇAĞI ALIMI Deniz uçağı alımı yönünde ilk girişim 1913 yılı sonbaharında yapılmıştır. Türk askeri havacılığının gelişmesinde büyük emeği olan Kurmay Albay Süreyya (İLMEN) 3 Kasım 1913 tarih ve 4916 sayılı yazısında; Bristol Uçak Fabrikası’nın Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 16 Haziran Pazar günü uçağı denemek ve Donanma Cemiyeti yararına bağış toplamak maksadıyla Bahriye Nâzırı Cemal Paşa’nın himayesinde bir gösteri uçuşu yapıldı. Büyük bir halk topluluğu sabahın erken saatlerinden itibaren, Kadıköy kordon boyunu doldurmuş uçuşu beklemekteydi. Uçak, Kadıköy’e uçarak gelecek ve iskele önünde denize inecekti. İstanbul halkı o güne kadar denize inen ve denizden kalkan bir uçak görmemişlerdi. Uçak saat 15:00’te Kücükçekmece önünden havalandı ve Marmara Denizi’ni aşarak Kadıköy rıhtımı önünde denize indi. Râsıd koltuğunda Deniz Yüzbaşı Savmi uçmaktaydı. Uçak beğenilerek 2190 liraya satın alındı, böylece deniz havacılığımız ilk uçağına kavuşmuş oldu. 14 Mevki Komutanlığı, Başkomutanlık Vekâlet’inden buraya uçak gönderilmesini istedi. Bu istek olumlu bulunarak 17 Ağustos 1914 günü Üsteğmen Mehmet Fazıl’ın idaresinde tek kişilik Nieuport deniz uçağı Çanakkale’ye gönderildi. Yeşilköy Deniz Tayyare Mektebinde bir tören. Nara’da konuşlanan uçağın bakım ve onarımı için bir hangar yapıldı. Diğer düzenlemelerle birlikte Râsıd Deniz Yüzbaşı Hüseyin Sedat’ın komutanlığına getirildiği müfrezenin yapılanması tamamlanmış oldu. Deniz Havacılık Tarihimizin dönüm noktası olan, ilk birliğimiz Deniz Tayyare Mektebi’nin kuruluşunun onaylandığı 25 Haziran 1914 tarihi Türk Deniz Havacılığının kuruluş günüdür.’ Haziran 1914’te Yeşilköy’deki Kara Tayyare Mektebi güneyinde, günümüzde Hava Harp Okulu’nun bulunduğu sahilde ‘Deniz Tayyare Mektebi’ kurulmuştur. Deniz Tayyare Mektebi, kuruluşundan İstanbul’un işgali sonrası 18 Ekim 1920 tarihinde personelinin büyük bir kısmının Merkez’e atanarak faaliyetine son verilişine kadar, birçok pilot, rasıt ve makinist yetiştirdi. I. DÜNYA SAVAŞI’NDA DENİZ HAVACILIĞIMIZ I. Dünya Savaşı başında Türk askeri havacılığı, on kişiyi bulmayan pilot sayısı ve eldeki sağlam birkaç uçakla Balkan Savaşları’nda olduğundan daha kötü durumdaydı. Fakat pilotların Balkan Savaşları’nda deneyim kazanmış, cesaretli ve yetenekli kişiler olması ümidimizin canlı kalmasını sağlıyordu. Deniz havacılığımızın harekâtta faydalanabileceği; birisi tek diğeri iki kişilik Nieuport deniz uçağı vardı. Çift kişilik olan deniz uçağına, Türk havacılığının kurulmasında öncü rolü olan Harbiye Nazırının hatırasına ‘Mahmud Şevket Paşa’ ismi verilmişti. Türk havacılığının savaşın kazanılmasına katkı sağlayabilmesi için acele uçak ve pilot takviyesi gerekiyordu. 1914 yılı Ağustos ayı başlarında Avrupa cephelerinde savaşın başlaması nedeniyle, Yeşilköy Tayyare Mektebi Müdürü Louis De GOŸS kendi ülkesinde savaşa katılmak üzere Fransa’ya geri döndü. De GOŸS’un döneminde başlayan derlenip toparlanma safhası I. Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla sekteye uğramıştı. Osmanlı Devleti’nin Almanya yanında I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine, Almanya’dan Üsteğmen Erich SERNO savaşa hazırlanan Osmanlı Ordusu hava gücünün başına geçmek üzere Ocak 1915’te İstanbul’a geldi. ÇANAKKALE DENİZ HAVA MÜFREZESİ I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla beraber Çanakkale Boğazı’nda konuşlanan donanmamıza ait bir torpidobot filotillası Boğaz dışına devamlı olarak gemi çıkarıyor, keşif ve karakol görevi yapıyordu. Fakat gemilerin yaptığı keşif faaliyeti saha kaplaması bakımından yeterli bulunmadığından Boğaz Müstahkem Mehmet Fazıl, 5 Eylül 1914’te 1 saat 10 dakika süren, deniz havacılık tarihimizde cephe üzerinde ilk kesif uçuşunu gerçekleştirdi. Bu uçuştan sonra da Çanakkale Boğazı girişi ve Boğaz önü adaları civarında başarılı keşif uçuşları devam etti. Uçağın tek kişilik olması nedeniyle, Yüzbaşı Hüseyin Sedat râsıd olarak uçamamakta, düşman donanmasının artan gemi sayısı ve buna bağlı olarak artan deniz faaliyetleri ise Üsteğmen Fazıl’ın işini giderek zorlaştırmaktaydı. Dolayısıyla iki kişilik olan diğer Nieuport deniz uçağının Çanakkale’ye getirilerek, müfrezenin emrine verilmesi kararlaştırıldı. ‘Mahmut Şevket Paşa’ isimli Nieuport deniz uçağını, Çanakkale’ye götürme görevi pilot eğitimini yeni tamamlanmış olan Deniz Yüzbaşı Savmi’ye verildi. Toplam uçuşu 15 saat olan Savmi Nieuport deniz uçağıyla İstanbul’daki gösteri uçuşlarında sadece bir sorti arka koltukta uçmuş, hiç kumanda almamıştı. Fakat harp şartlarında komutanlarından aldığı emir 1926 yılında iki adet satın alınan Roharbach Ro 111A Rodra Deniz Uçağı. 15 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı Rasıt Deniz Yüzbaşı Hüseyin Kamil. 1. Deniz Tayyare Bölüğü, Güzelyalı; bölük personeli Gotha WD15 ve Gotha WD12 önünde gereği büyük bir risk taşıyan bu görevi cesaretle üstlendi. ALMANYA’DAN UÇAK ALIM GİRİŞİMİ Eldeki kısıtlı imkânlara rağmen Çanakkale Deniz Hava Müfrezesinin yaptığı keşif uçuşları, deniz havacılığının ülkemizin savunulmasındaki önemini ortaya koydu ve Türk deniz havacılığının gelişimi için temel oluşturdu. İki Nieuport deniz uçağının da elden çıkması nedeniyle deniz havacılığına ait görev yapabilecek uçak kalmamış ve bölük teşkilatı atıl duruma düşmüştü. Deniz karakol ve keşif ihtiyacını karşılamak üzere, Almanya’daki Luft-VerkehrsGesellschaft mbH (LVG) uçak fabrikasına denize iniş-kalkış yapma özelliğine sahip 3 adet uçak sipariş edildi. Bu uçakların maliyeti Donanma Cemiyeti tarafından karşılanacaktı. yımız ülkeye geri dönmeyerek, önce Alman Kara Tayyare Okulu’nda, sonra da Warnemünde’de bulunan Alman Deniz Hava Üssü’ndeki Deniz Tayyare Okulu’nda Gotha uçaklarıyla pilotluk eğitimi aldı ve başarıyla mezun oldular. YENİ UÇAKLARIMIZ GOTHA’LAR Bu pilotlar, Türk topraklarında müttefikimiz olarak görev yapan Alman müfrezelerinin kullanacağı Gotha WD1 tipi uçakları Türkiye’ye getirme görevinde yer aldılar. Toplam 5 adet uçak Balkanlar üzerinden iki parti halinde, flotör al- tına tekerlekli iniş takımı takılmış halde uçarak Yeşilköy Tayyare Mektebi’ne getirilecekti. İkinci partide yer alan iki uçak 28 Eylül günü Yüzbaşı Savmi ve arkadaşları tarafından İstanbul’a ulaştırıldı. Bu beş uçak, Alman Bahriyesi tarafından Türkiye’deki Alman Deniz Hava Birliği’ne tahsis edilmiş olduğundan Osmanlı Deniz Havacılığında görev yapmadılar. Pilot yetiştirilmek üzere ikinci kafile olarak deniz subayları Yüzbaşılar İbrahim Murat, Kamil Mehmet, Ahmet Cemal, Mehmet Yahya ile Üsteğmen Ali Mehmet, Nisan 1916’da Almanya’ya gönderildi. Üsteğmen Ali Mehmet, 23 Eylül 1916 günü eğitim Karadaki pistlere iniş-kalkış yapabilen tayyareler imal eden fabrikanın ilk defa üreteceği bu deniz uçaklarını almak üzere Yüzbaşı Savmi (UÇAN), Yüzbaşı Sami (ÖNUÇAN) ile Üsteğmen İsmail Hüseyin (GÖKGEZEN)’den oluşan bir heyet 18 Şubat 1915 tarihinde Almanya’ya gönderildi. Fabrikada incelemelerde bulunan heyetin, ilk defa üretilen bu deniz uçaklarını yetersiz bulması üzerine alımdan vazgeçildi. Bahriye Nezâreti’nin girişimleri sonucu Almanya’da bulunan bu üc deniz suba- Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 Pilot İsmail Hüseyin (GÖKGEZEN) Bey, 1. Deniz Tayyare Bölügü’nün Gotha WD12 tipi uçağı önünde. 16 uçuşu sırasında düşerek Türk Deniz Havacılığının I. Dünya Savaşı yıllarında verdiği tek şehit olmuştur. Almanya’ya yeni tip Gotha uçağı sipariş edilmiş ancak savaş nedeniyle gecikme olunca, Alman Deniz Kuvvetleri tarafından donanmamıza üç adet Gotha WD2 tipi deniz uçağı verilmişti. İlk uçak 27 Nisan 1916 tarihinde Deniz Tayyare Mektebi’nde faal hale getirilmiş diğer iki uçağın da hazır hale getirilmesiyle Deniz Tayyare Bölüğü’müz İstanbul’da kurulmuştu. DENİZ TAYYARE MEKTEBİ Türk deniz havacılığının kuruluşu kabul edilen Deniz Tayyare Mektebi, 25 Haziran 1914 tarihinde Yeşilköy’de kurulmuş, ancak İstanbul’un işgaliyle beraber Deniz Tayyare Mektebinin faaliyetine geçici olarak son verilmiştir. Deniz Tayyare Mektebi, bu kısa süre içerisinde birçok pilot, rasıt ve makinist yetiştirmiştir. Birinci Dünya Harbi’nin başlaması ile beraber sayıca yetersiz uçak ve teknik personele rağmen birçok cephede özverili personelin gayretleri ile başarılı görevler icra edilmiştir. Uçakların ne kadar büyük bir etken güç olduğunu fark etmekte gecikmeyen Osmanlı İmparatorluğu, uçağın para karşılığı her zaman alınabileceği, ancak pilotların ve teknik 1917 yılı. Deniz Havacı subaylarımız Yeşilköy Deniz Tayyare Mektebinde. Oturan sırada en soldaki şahıs, dünya havacılık tarihinde ilk siyahi pilot İzmir’li Ahmet Ali ÇELİKTEN (Arap Ali)’dir. personelin yetişmesinin daha öncelikli olduğu gerçeği ile personelin eğitimlerine öncelik vermiştir. İlk eğitimleri, zamanın müttefik ülkelerindeki uçuş okulları vasıtasıyla gerçekleştirmiştir. O dönemde tayyare alımlarında ise çoğunlukla Almanya ve Fransa tercih edilmiştir. Diğer önemli bir husus da yabancı ülkelerden alınan hava araçlarına, denizcilik kültürünün bir yansıması olarak tıpkı gemilerdeki gibi Türkçe isim verilmesi geleneğidir. Fethi Bey’in İstanbul-İskenderiye seyrüseferi boyunca Amasra’da bölgenin ileri gelenlerinin Yüzbaşı Savmi (UÇAN) (uçağa yaslanmış olan soldan üçüncü kişi) ve deniz tayyaresi ile çektirdikleri fotoğraf; beyaz üniformalı subay ise Şahin vapuru komutanlığı yapmış olan Yüzbaşı Cevat (ÜLMEN). 17 uçurduğu uçak “Muavanet-i Milliye” ismini taşımaktadır. DENİZ TAYYARE BÖLÜKLERİ Birinci Dünya Savaşı esnasında muhtemel düşman çıkarma bölgesi olan İzmir civarında herhangi bir deniz hava unsuru bulunmamaktaydı. Bu nedenle İstanbul Tayyare Mektebine yeni gelen üç adet Gotha WD2 tipi deniz uçağıyla 1’inci Deniz Tayyare Bölüğü, 21 Mayıs 1916’da 5’inci Ordu emrinde şu anki Güllük mevkisinde konuşlandırıldı. Eldeki üç uçaktan birinin kırım geçirmesi, birinin de arıza yaparak İngiliz askerlerinin eline geçmesiyle Deniz Tayyare Bölüğünün elinde tek uçak kaldı. Bu tek uçakla yapılan başarılı keşif uçuşları sayesinde savaşın seyrinde önemli değişikler meydana geldi. Ocak 1917’de harekât kabiliyeti daha iyi olan bir adet Gotha WD12 deniz uçağı satın alınarak 1’inci Deniz Tayyare Bölüğüne tahsis edildi. 4 Aralık 1917’de Gotha WD12 tipi uçağın kırım geçirmesi ile bölük tekrar tek uçağa kaldı. Ereğli’de konuşlu 2’nci Deniz Tayyare Bölüğüne tahsisli “Ereğli-1” adlı Hansa Brandenburg NW tipi uçak ile beraber Pilot İsmail Hüseyin (GÖKGEZEN), rasıt Fahrettin Naci ve Yusuf Kenan (GÖYER) Beyler 11 Şubat 1918 tarihinde 1’inci Deniz Tayyare Bö- 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı Amasra’da çekilmiş, tarihe tanıklık eden bu fotoğrafın arkasına düşülen Osmanlıca notta şu ifadeler yer almaktadır; ‘‘18 Aralık 1922 Pazartesi öğleden sonra, tecrübe uçuşundan dönüşte-Amasra’’. lüğüne atandı. 27 Mart 1918 tarihindeki fırtına neticesinde uçaklarda meydana gelen büyük hasarlar sebebiyle bölük harekât kabiliyetini yitirdi. Bunun neticesinde 1’inci Deniz Tayyare Bölüğü, 22 Haziran 1918’de “Fırka-i Bahriye”ye (Deniz Tümenine) bağlandı. Ağustos 1918’de iki yeni Gotha WD13 uçağının envantere girmesi ile beraber bölük, harekât faaliyetlerini 15 Mayıs 1919’a, İzmir’in işgaline kadar başarı ile sürdürdü. Zamanın vazgeçilmez enerji kaynağı olan kömür, Zonguldak ve Karadeniz Ereğli Limanlarından yurdun dört bir yanına sevk ediliyordu. Kömür taşımacılığı ise Birinci Dünya Savaşı’nın devam etmesi sebebiyle Rus tehdidi altındaydı. Bahse konu tehditleri en aza indirgemek için Ocak 1917’de Karadeniz Ereğli’de 2’nci Deniz Tayyare Bölüğünün teşkil edilmesine karar verildi. Bölüğün elinde Almanya’dan gelen birer adet Hansa Brandendurg NW ve Gotha WD12 tipi uçaklar ile “Ereğli-1” ve “Ereğli-2” isimli uçaklar mevcuttu. Ahmet Cemal Bey, “Ereğli-1” ve “Ereğli2” uçakları ile Ruslara karşı başarılı hücum ve keşif/gözetleme faaliyetleri icra etti. 1’inci Deniz Tayyare Bölüğündekine benzer şekilde doğanın azizliğine uğrayan 2’nci Deniz Tayyare Bölüğünün hangarı, çıkan kar fırtınası neticesinde büyük hasar gördü ve Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 “Ereğli-2” isimli uçak hangarda hasar görerek kullanılamaz hâle geldi. 1917 yılında Ruslarla yapılan ateşkes görüşmeleri neticesinde 2’nci Deniz Tayyare Bölüğünün faaliyetlerine son verildi ve “Ereğli-1” isimli uçak, 1’inci Deniz Tayyare Bölüğüne sevk edildi. 27 Şubat 1918’de “Umur-u Havaiye-i Bahriye Müfettişliği” kurulmuş ve Deniz Tayyare Mektebi, Deniz Tayyare Bölük- leri kara tayyareciliğinden ayrılarak donanma emrine verilmiştir. Bu yapılanma ile bugünkü Deniz Hava Komutanlığının temelleri atılmıştır. İngiliz kuvvetlerinin Kafkasya bölgesinde çıkardığı ayaklanma ve isyanları bastırmak maksadıyla 3’üncü Ordu talebiyle 16’ncı Tayyare Bölüğü ve 3’üncü Deniz Tayyare Bölüğü kuruldu. Ruslardan ele geçirilen üç adet deniz uçağın- İlk makinist grubunun eğitime gönderilmesinden sonra, dokuz deniz subayı Nisan 1969 tarihinde pilotaj eğitimi almak üzere Kara Havacılık Okulu’na gönderildi. Bu dokuz subaydan altısı L'18C, L'21B ve U'17B uçaklarında uçuş eğitimlerini tamamlayarak pilot brövelerini taktılar. Daha sonra OH'13, TH'13 ve UH'1 helikopterlerine intibak ederek Mart 1970’de Türk Deniz Havacılığının ilk helikopter pilotları oldular. 18 manevi yardımları, gerekse halkın uçuş ekiplerine olan hayranlık ve sevgisi hiçbir zaman azalmamıştır. Bir diğer kıstas da şehit olan pilot ve rasıtların cenazelerine katılanların sayılarıdır. Bu hususun diğer bir sebebi de Türk toplumunda askerî personelin halkın her kesiminden insan barındırmasıdır. KURTULUŞ SAVAŞI VE CUMHURİYET’İN İLANI 70’li yıllarda bir S2-E uçağı önünde Deniz Havacılarımız. dan onarılabilecek durumda olan tamir edilerek 3’üncü Deniz Tayyare Bölüğüne tahsis edildi. Kâğıt üzerinde üç deniz tayyare bölüğü görünmesine rağmen üçü birden hiçbir zaman görev yapmadı. 1’inci ve 2’nci Deniz Tayyare Bölükleri 1917 yılında, 1’inci ve 3’üncü Deniz Tayyare Bölükleri 1918 yılında faaliyet göstermiştir. İcra edilen faaliyetler ve diğer ülke donanmaları incelendiğinde, eldeki im- kânsızlıklara rağmen Osmanlının deniz hava gücüne ne kadar fazla önem verdiği görülmektedir. Uzun yıllar süren iç ayaklanmalar, emperyalist ülke baskıları, ekonomik yetersizlikler, teknik personel eksikliklerine rağmen birçok personel yabancı ülkelerde eğitimlere gönderilmiş ve zamanın en pahalı savaş araçlarından biri olan tayyareler alınmıştır. Bu alımlar yapılırken halkın desteği hiçbir zaman eksik olmamıştır. Gerek Donanma Cemiyetinin maddi ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasıyla deniz havacılar, Anadolu’ya intikal etme ve uçak/silah kaçırma yönünde faaliyet göstermiştir. Ancak, işgalci ülke yandaşlarının şikâyetleri ve başarısız birkaç denemenin neticesinde, İstanbul’da konuşlu uçakların çoğu ya kırıma uğramış ya da İngiliz askerleri tarafından kullanılamaz hâle getirilmiştir. İstiklal Harbi’nin ilerleyen safhalarında pilot ve rasıtlarımız, tüm havacıların toplandığı Konya Tayyare İstasyonu’na gönüllü olarak katılmıştır. Harbin sona ermesiyle beraber Havacılık Teşkilatı yeniden yapılanmış ve tek merkezden yönetilmeye başlanmıştır. Cumhuriyet’in ilanından sonra da uçak alımlarına ve personel eğitimlerine ağırlık verilmiştir. 2013 yılında bir CN-235 DK/DSH uçağı önünde Deniz Havacılarımız. 19 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı İkinci Dünya Savaşı sırasında o zamanki adı 5’inci Deniz Tayyare Taburu olan deniz hava unsuru, doğrudan Donanma Komutanlığına bağlanmıştır. Savaşın sona ermesi ve denize inip kalkan uçakların envanterden çıkarılmasıyla deniz havacılığı küçülme dönemine girmiştir. 1947 yılında faaliyetleri durdurulmuş ve deniz havacılar, deniz görevlerine tahsisli hava birliği kalmamasından dolayı gemilerde veya kıyı birliklerindeki çeşitli görevlere atanmıştır. Hellfire yüklü bir S70 SeaHawk helikopteri gemiden kalkış halinde. Havacılık tarihi ile çok yakın bir dönemde başlayan ve kendini tarihe altın harflerle yazdırılan Türk deniz havacılık tarihi, eldeki imkânsızlıklara rağmen özveri ve kahramanlıkları ile saygın bir konuma yükselmiştir. Ancak, deniz havacılığı, 1947’den 1970’li yılların başına kadar kayıp bir dönem yaşamıştır. YENİDEN DOĞUŞ 1960’lı yılların sonlarından itibaren güçlü ülkelerin donanma hava araçlarını suüstü keşfi, arama-kurtarma, denizaltı tehditlerine karşı etken güç olarak kullanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir NATO üye ülkesi olmasına rağmen deniz hava gücünün olmaması; deniz havacılığına önem verilmesini tekrar gündeme getirmiştir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı 1968 yılında, Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları ile protokoller yaparak havacılığın çekirdeği olan pilot, operatör, makinist ve bakımcı personel eğitimlerine tekrar başlamıştır. “Yeniden doğuş” olarak tabir edilen bu dönemde, alınması planlanan hava araçlarını donatacak çekirdek personel yetiştirilmiştir. Yurt savunmasında uzun süre hizmet edecek olan S-2A uçakları, 1971 yılında üç parti hâlinde Hollanda’dan satın alınmıştır. 18 Ekim 1971 tarihinde Deniz Hava Filosu Komutanlığı Etimesgut/ANKARA’da kurulmuştur. 1972 yılı Torpido yüklü bir AB-212 helikopteri. itibarıyla daha büyük ve gelişmiş bir model olan 12 adet S-2E uçağının alımına karar verilmiştir. Artan uçak ve personel sayısı ile buna bağlı büyüyen harekât ihtiyacı neticesinde mevcut birliğin, denize yakın daha gelişmiş bir üsse taşınması gerekmiştir. Bandırma’da konuşlu 6’ncı Ana Jet Üs Komutanlığı bünyesinde mevcut Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait iki filodan birinin faaliyetinin sona ermesiyle beraber Deniz Hava Filosu Komutanlığı, Bandırma’ya intikal etmiştir. Artan uçak sayısı neticesinde ortaya çıkan pilot ihtiyacını karşılamak maksadıyla Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile pilot yetiştirilmesine dair protokol yapılmış, 1972 yılı itibarıyla da Çiğli 2’nci Ana Jet Üs Uçuş Okul Komutanlığında eğitimlerini tamamlayan pilotlar filoya katılmıştır. Gelişen filo kadrosuyla beraber gemilerle müşterek görevler icra edilmeye başlanmıştır. Helikopterlerde ise; 1971 yılının başlarında İtalya’dan üç adet AB-204B alınmasına karar verilmiş olup, daha önceden eğitimlerini Kara Kuvvetleri Komutanlığından almış personelin teşkili ile 15 Ağustos 1972 tarihinde Deniz Helikopter Skadron Komutanlığı, Güvercinlik/ANKARA’da kurulmuştur. 23 Ocak 1973 tarihinde kendi helikopterleri ile ilk uçuşunu gerçekleştiren Skadron Komutanlığı, 15 Şubat 1973 Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 20 100’üncü yıl logolu bir ATR-72-600 uçağı apronda. tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanlığına bağlanarak adı Deniz Helikopter Birlik Komutanlığı olarak değiştirilmiştir. Artan harekât ihtiyacı ve helikopter sayısından dolayı birliğin denize yakın bir bölgeye taşınması ihtiyacı doğmuştur. Yapılan incelemeler neticesinde, günümüzde Deniz Hava Komutanlığının bulunduğu İzmit Cengiz Topel Meydanı uygun bulunarak Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile protokol imzalanmış ve bahse konu protokole istinaden 19 Mayıs 1973’te Deniz Helikopter Birlik Komutanlığı teşkil edilmiştir. Yeni teşkilatlanma neticesinde birliğin adı “Deniz Helikopter Filosu Komutanlığı” olarak değiştirilmiştir. Denize yakın bir meydana konuşlanmanın verdiği avantajla beraber helikopterlerin gemilerle yaptığı müşterek eğitimler artmıştır. Kıbrıs Barış Harekâtı öncesindeki gerginlik safhasında uçak ve helikopterler tarafından silahlı karakol, keşif gözetleme görevleri icra edilmiş; Deniz Hava Filosu Antalya Meydanı’na, Deniz Helikopter Filosu ise Çiğli Meydanı’na intikal ettirilmiştir. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile müşterek kullanımda olan Cengiz Topel Meydanı, Genelkurmay Başkanlığının 14 Temmuz 1976 tarihindeki emrine istinaden Deniz Kuvvetleri Komutanlığının kullanımına devredilmiştir. Bahse konu devir neticesinde Bandırma’da konuşlu bulunan Deniz Hava Filosu Komutanlığı, Topel Meydanı’na konuşlandırılmış; 4 Ağustos 1976 tarihinde Deniz Hava Üs Komutanlığı teşkil edilerek Deniz Hava Filosu ve Deniz Helikopter Filosu, Üs Komutanlığı emrine bağlanmıştır. 1977 yılının son aylarında daha önceden alınması planlanan 3 adet AB-212 helikopteri envantere katılmış, 1983 yılında İstanbul ve Çanakkale Helipedleri teşkil edilerek kullanıma açılmıştır. 1987 yılı itibarıyla siparişi verilen S-2E uçaklarının tamamı teslim alınmış ve kullanım TB-20 Trinidad uçağı pilot eğitimlerinde kullanılmaktadır. ömürleri sona eren S-2A uçakları hizmet dışına çıkarılmıştır. 1988 yılında 12 adet AB-212 helikopteri daha envantere girmiştir. Böylece deniz havacılığı, 1980’li yıllarda, artan bir ivme ile büyümeye devam etmiştir. 15 Ocak 1991 tarihinde “Körfez Krizi”nin patlak vermesiyle beraber dört uçak ve bir helikopter Antalya’da, birer helikopter ise iki adet fırkateynimizde görevlendirilmiştir. 1992 ve 1993 yıllarında ardı ardına yaşanan kaza/kırımlar neticesinde S-2E uçaklarının hizmetten çıkarılmasına karar verilmiştir. Hizmetten ayrılan S-2E uçakları neticesinde kadrosunda uçak kalmayan Deniz Hava Filosu Komutanlığı tarafından pilot statülerinin muhafazasında kullanılmak üzere TB-20 uçağının alımına karar verilmiş ve 1995 yılında uçaklar filoya katılmıştır. Aynı dönemde helikopter pilotlarının bir kısmı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde iç güvenlik harekâtına, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görevlendirilmiştir. 04 Ekim 199314 Ağustos 1995 tarihleri arasında üçer dörder aylık periyotlar hâlinde sekiz dönem boyunca 26 pilot, OHAL bölgesinde görevlerini başarıyla yerine getirmiştir. 27 Temmuz 1999 tarihinde Aksaz Heliped Komutanlığı teşkil edilmiş ve deniz hava harekât sahası giderek genişlemeye başlamıştır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 1993 yılından beri envanterinde bir deniz ka- 21 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı rakol uçağının olmaması nedeniyle “Meltem Projesi” başlatılmıştır. Bu kapsamda, 2001-2002 yılları arasında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına, altı adet CASA CN-235 uçağı alınmıştır. Boş olarak (sistemsiz) alınan bu uçaklar, 2004-2013 tarihleri arasında modern sistem ve cihazlar temin edilerek gelişmiş komuta kontrol ve modern keşif gözetleme sistemleri ile donatılmış deniz karakol uçağı hâline getirilmiştir. Böylece, denizdeki dost ve müttefik unsurlarla müşterek veya müstakil olarak, gece-gündüz her türlü şartta etkin olarak görev yapma kabiliyetine kavuşulmuştur. Çağın ilerleyen ihtiyaçlarının karşılanması ve ekonomik ömrünü dolduran eski helikopterlerin yerini alması maksadıyla satın alınmasına karar verilen ve dünyadaki en gelişmiş deniz muharebe helikopterinden biri kabul edilen Sikorsky S-70B Seahawk helikopterleri, 2002 yılından başlamak üzere ilk pakette 7 adet olacak şekilde envantere girmiştir. 2006 yılında Çanakkale Deniz Helikopter Grup Komutanlığı kurulmuş, 2010-2011 yılları arasında alımı yapılan ikinci paket Seahawk helikopterleri ile toplam Seahawk sayısı 24’e ulaşmıştır. Platformlu gemilerin sayısının artması, donanmanın görev alanının sadece çevre denizlerle sınırlı kalmaması, denizlerde yatan hak ve menfaatlerin önemi- S-70B SeaHawk helikopterleri bir arada. nin kavranması nedeniyle deniz hava gücümüzün de önemi artmış ve yapılan hamlelerle bugünkü düzeye gelinmiştir. Artan harekât ihtiyacı ve hava aracı sayısı nedeniyle 2010 yılında teşkilatlanma değiştirilerek Topel Deniz Hava Üs Komutanlığının adı, Deniz Hava Komutanlığı olarak değiştirilmiştir, Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığı kurulmuş ve İstanbul Heliped Komutanlığı Deniz Hava Komutanlığı bünyesine alınmıştır. 2013 yılı itibarıyla “Meltem Projesi”nin devamı olarak ATR-72/600 uçaklarının alımına başlanmış ve 2 adet uçak genel maksat amacıyla kullanılmak üzere teslim alınmıştır. Proje kapsamında 20172018 yıllarında 6 adet ATR-72 600 Deniz Karakol uçağına sahip olunması hedeflenmektedir. DENİZ HAVA KOMUTANLIĞI Başlangıçta sadece Cengiz Topel’de konuşlu bulunan deniz hava unsurları 4 Ağustos 2010 tarihinden itibaren aynı yıl İstanbul Heliped’in de Deniz Hava Komutanlığı’na bağlanmasıyla 5 ayrı coğrafyada bulunacak şekilde konuşlanmıştır. Deniz hava gücü Kocaeli, Çanakkale ve Dalaman’a konuşlanarak tüm denizlerimizde en kısa reaksiyon süresiyle faaliyetle icra edebilecek kabiliyete ulaşmıştır. Deniz Hava Komutanlığı, günümüzdeki yapısı, gerçekleşmekte olan projeleri, ileri teknoloji silah ve sistemlerle donatılan uçak-helikopterleri ile çevre denizlerdeki etki alanında ve diğer denizlerdeki ilgi alanında önemi ve etkinliği göz ardı edilemeyecek, güçlü bir deniz hava gücüne dönüşmüştür. Harekat alanında D/K uçakları ve deniz helikopterleri ile; Suüstü Görev Grubu ile koordineli olarak Denizaltı Savunma Harbi, Suüstü Harbi ve Elektronik Harp icra edebilecek, muhasım suüstü ve su- Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 22 Deniz Hava Komutanlığı personeli ve platformları ile bir arada görülüyor-2014. altı unsurlarını tespit, teşhis ve imha edebilecek, arama-kurtarma, personel/yaralı/malzeme nakledebilecek imkan ve kabiliyetine sahip olunmuştur. Donanmamızın suüstü unsurlarının sahip oldukları radar kaplama mesafeleri ve buna mukabil silah sistemlerinin ulaştığı uzun menzilleri dikkate alındığında, deniz hava vasıtaları yaklaşık 200 millik radar menzili sayesinde, harekat alanındaki tüm unsurların uzun menzillerden tespit/teşhis edilmesinde ve buna bağlı olarak taktik suüstü resminin oluşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır. Denizaltı Savunma Harbinde, denizaltıya karşı deniz hava vasıtalarının mutlak üstünlüğü bilinen bir gerçektir. Denizaltı, kendisine tehdit teşkil eden veya hedefi olan suüstü gemilerini, suüstü gemisine kıyasla çok uzak mesafelerden tespit etmekte ve her zaman bir adım önde olarak harekat sahasında hareket etmektedir. Bir deniz hava vasıtası gerek sürati ve gerekse harekat icra ortamının su dışında olması sebebiyle denizaltıya karşı büyük üstünlük sağlamaktadır. Sahip olduğumuz son derece gelişmiş, modern ve güçlü deniz hava gücü; ülkemizin güvenlik çıkarları ve milli menfaatlerimizin korunmasında, çok uluslu barışı koruma/destekleme harekâtları ile arama-kurtarma, insani yardım ve doğal afet yardım harekâtları kapsamında Deniz Kuvvetlerimize doğrudan yüksek katkı sağlayarak tevdi edilecek görevleri etkinlikle yerine getirebilecek önemli unsurlardan biri olmaktadır. Deniz Hava Komutanlığı gelecek yüzyılda da çağın gereksinimlerini karşılayacak şekilde büyümeye, Türk Deniz Kuvvetlerinin vazgeçilmez bir unsuru olmaya ve iki mavi arasında uçmaya devam edecektir. 301’İNCİ VE 302’NCİ DENİZ HAVA FİLOSU KOMUTANLIĞI 1960’lı yılların sonunda başlayan Deniz Karakol Uçağı Filosu teşkil çalışmaları; önce 4 adet S-2A, müteakiben 12 adet S-2E uçağının tedarik edilmesi ile Deniz Hava Filosu Komutanlığı Etimesgut/Ankara'da kurulmuş, 1976 yılında ise hâlihazırda konuşlu olduğu Cengiz Topel Meydanına intikal etmiştir. Filomuz kuruluşundan itibaren tüm milli ve NATO tatbikatları ile Deniz Kuvvetleri yüzer unsurları ve kara birliklerinin münferit eğitimlerine iştirak etmiş, Türkiye’nin çevre denizlerdeki hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla, zaman içerisinde meydana gelen Körfez Krizi gibi olaylarda görev almıştır. S-2E uçaklarının hizmet dışı bırakılmasından sonra ortaya çıkan ihtiyaç doğrultusunda yeni tip deniz karakol (D/K) uçağı tedarik çalışmalarına başlanmıştır. CN-235 DK/DHS uçağının görev konsolları. 23 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı Bu çalışmalar MELTEM-I, MELTEM-II ve MELTEM-III adı altında üç ayrı kapsamda projelendirilmiştir. Yeni tip D/K uçağı tedarik edilene kadar 7 adet TB20 TRINIDAD eğitim uçağı alınmış olup, hâlihazırda göreve devam etmektedir. MELTEM-I projesi kapsamında Deniz Karakol uçağı olarak modifiye edilmek üzere CN-235 uçakları seçilmiş ve 2002 yılında 6 adet uçak tedarik edilmiştir. MELTEM-II projesi ile de görev sistemleri entegrasyonu 2014 yılı içerisinde tamamlanan 6 adet CN-235 D/K uçağı teslim alınmıştır. Modernizasyon kapsamında gelişmiş keşif ve gözetleme sistemleri ile donatılan uçaklarımız Denizaltı Savunma Harbi ve Suüstü Harbinde etkinlikle rol almakta, gerektiğinde deniz üzerinde yapılan Arama Kurtarma faaliyetlerine havadan destek sağlamaktadır. Uçaklarımızın görevleri; deniz harekâtının deniz hava desteğini sağlamak, dost ve müttefik ülkelerle işbirliğini geliştirmek maksadıyla müşterek eğitim/tatbikatlara iştirak etmek, deniz ulaştırma yollarının güvenliğini sağlamak maksadıyla yapılan ulusal ve uluslararası görevlere iştirak etmek, deniz faaliyet sahalarımızda deniz trafiğinin kesintisiz takip ve kontrolüne destek sağlamak, denizdeki yaşa dışı faaliyetleri engellemek ve kontrol etmek maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca iştirak edilen görevlerin deniz hava desteğini sağlamaktır. MELTEM-III projesi kapsamında 2013 yılı içerisinde teslim alınan 2 adet ATR- AB-212 Helikopterleri Deniz Haydutluğu ile Mücadelede de yer aldılar. 72/600 Genel Maksat uçağı ve alınması planlanan 6 adet ATR-72/600 D/K uçağının hizmete girmesi ile Deniz Hava Filosu’nun etkinliği artacaktır. 351’İNCİ VE 352’NCİ DENİZ HELİKOPTER FİLOSU KOMUTANLIĞI 1972 yılında Güvercinlik/Ankara’da kurulan “Deniz Helikopter Skadron Komu- tanlığı”, 19 Mayıs 1973 yılında halihazırda konuşlu olduğu Cengiz Topel Meydanına intikal etmiş ve birliğin adı “Deniz Helikopter Filosu Komutanlığı” olarak değiştirilmiştir. Cengiz Topel Meydanına konuşlanması ile birlikte filomuz Donanma unsurları ile olan eğitimlerini artırmaya ve pekiştirmeye başlamıştır. 19 Eylül 1974 yılında gemiye yapılan ilk iniş/kalkış eğitimini müteakip helikopterlerimiz donanma gemilerine konuşlu olarak tatbikatlara iştirak etmeye başlamışlardır. Filomuz helikopterleri; Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kendi planlama, imkan ve kabiliyeti ile icra ettiği, modern anlamdaki ilk müşterek harekat olan Kıbrıs Barış Harekatına iştirak ederek, kendisine verilen keşif/gözetleme görevlerini başarıyla icra etmiştir. Helikopter filosunun güçlendirilmesi ve etkinliğinin artırılması maksadıyla 1977 yılında 3 adet AB-212 Denizaltı Savunma Harbi (DSH) helikopteri alınmış; 1987-1988 yıllarında ise 3 adedi Elektronik Harp (EH) ve 9 adedi DSH olmak Boarding harekatında Deniz Hava unsurları ve SAT Komandoları. Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 24 üzere toplam 12 adet AB-212 helikopterinin alımı tamamlanmıştır. S70-B SeaHawk Helikopteri Penguin G/M atışında. Gemilere konuşlu olarak helikopterler; 1991 yılında Körfez Krizi kapsamında, 1992 yılında ise Somali’de icra edilen müşterek güvenlik harekatına destek vermişler, 1993-1995 yılları arasında pilot ihtiyacının desteklenmesi maksadıyla helikopter pilotlarımız OHAL bölgesinde görevlendirilmişlerdir. Deniz Havacılığında meydana gelen gelişmeler paralelinde, yeni nesil deniz helikopterinin alımına karar verilmiş; Amerikan Skorsky firmasından 2002 yılında 8 adet, 2012 yılında ise 17 adet ileri teknoloji, yüksek imkan ve kabiliyete sahip S-70B Seahawk helikopteri tedarik edilmiştir. Böylelikle, sahip olunan S-70B Seahawk ve AB-212 helikopterleri ile donanmada helikopter platformu bulunan tüm gemileri donatabilecek bir yapıya kavuşulmuştur. sistemleri ve taşıdıkları güdümlü mermileri ile Suüstü Harbinde etkin olarak kullanılmaktadırlar. Deniz Hava Komutanlığı bünyesinde bulunan S-70B Seahawk helikopterleri çağın gerektirdiği modern uçuş ve görev sistemleri ile donatılmıştır. Helikopterler entegre görev sistemlerine ilave olarak sahip oldukları sonar ve torpido silahı ile denizaltı tespit ve imhasında önemli bir rol almakta, ayrıca; radar, Elektronik Destek (ED) sistemi ve kızılötesi görüntüleme Envanterimizde mevcut AB-212 Suüstü Harbi helikopterleri ile görev ve eğitim uçuşlarına devam edilmektedir. AB-212 Suüstü Harbi helikopterlerine uygulanan modernizasyon faaliyetleri kapsamında; aviyonik ve telsiz sistemleri yenilenmiş, tamamı yerli üretim olan Helikopter İz Aktarım Sistemi [HELİS] entegre edilmiştir. Modern ve gelişmiş hava araçları ile teşkil edilen Deniz Helikopter Filosu, çevre denizlerdeki etki alanında ve diğer denizlerdeki ilgi alanında önemi ve etkinliği göz ardı edilemeyecek, Donanmamızın diğer unsurları ile uyumlu, ülkemizin menfaatlerinin korunmasında doğrudan katkıda bulunacak, çok uluslu barışı destekleme harekatı ile arama-kurtarma, insani yardım ve doğal afet yardım harekatı kapsamında tevdi edilecek görevleri etkinlikle icra edebilecek bir yapıya kavuşmuştur. DENİZ HAVA EĞİTİM MERKEZİ KOMUTANLIĞI Dikey ikmalde TCG Burakreis ile bir çalışma. Uçucu personelin intibak ve görev başı eğitimleri ile Uçak Komutanı, öğretmen pilot ve tecrübeci yetiştirme eğitimlerinin verilmesi, aynı zamanda uçucu personelin yerde ve uçuşta sınavlara alınarak ölçme-değerlendirmeye tabi tutulması amacıyla 10 Temmuz 1990 tarihinde Topel’de Standardizasyon ve Eğitim Filo Komutanlığı teşkil edilmiştir. Gelişen teknolojiye paralel olarak, dünya havacılık sektörünün, maliyetleri azaltmak ve eğitim etkinliğini artırmak maksadıyla uçucu personel eğitimlerinde hava aracı simülatörü kullanmaya başlamasıyla, Deniz Kuvvetleri envanterindeki hava araçları için simülatör temin çalışmalarına başlanmıştır. 25 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı HAVELSAN firması tarafından, bünyesinde Tam Uçuş Simülatörü (TUS), Kısmi Uçuş Simülatörü (KUS) ve Sensör Operatör Eğitici ünitesi (SOE) bulunduran HELSİM (Helikopter Simülatörü) geliştirilmiş ve 17 Aralık 2010 tarihinde hizmete girmiştir. Helikopter Simülatöründe yapılan eğitimler fiili uçuşlar ile mukayese edildiğinde oldukça düşük maliyetli ve her türlü eğitimin risksiz olarak yapılabildiği etkinliği yüksek eğitimlerdir. Bahse konu eğitimlerde; gerçek uçuş şartlarında yapılmasına imkan olmayan eğitimler uçucu personel tarafından yapılabilmekte, tüm eğitimler meteorolojik şartlara bağlı kalmaksızın planlanabilmekte, harekat alanında karşılaşılabilecek tüm şartlar simüle edilebilmektedir. Yapılan eğitimler; Seahawk helikopterine intibak eğitimi, Seahawk helikopterinde bulunan tüm aviyonik cihazların, görev ve silah sistemlerinin simülasyonu, Denizaltı Savunma Harbi ve Suüstü Harbi harekâtı, Güdümlü Mermi ve torpido taarruzları, gece görüş gözlüğü ile uçuş, gemilere iniş/kalkış, alet şartlarında ve her türlü hava şartlarında uçuş eğitimi olarak sıralanabilir. 4 Ağustos 2010 tarihinde “Deniz Hava Eğitim Merkezi” adını alan komutanlığımız, tüm deniz hava camiasının ana S70-B SeaHawk Tam Uçuş Simülatörü. eğitim kurumu olma hüviyetini devam ettirmektedir. Birleşik Arap Emirlikleri Hava Kuvvetleri Komutanlığında görev yapan 2 Taktik Koordine Subayı (TAKKO) ve 6 uçuş operatörü için 2013–2014 tarihleri arasında Deniz Hava Eğitim Merkezi’nde İngilizce olarak teorik eğitimler verilmiş ve simülatör uçuşları icra edilmiştir. Bu faaliyet, Deniz Hava Komutanlığı tarihinde yurt dışına verilen ilk eğitim olma özelliğini taşımaktadır. Deniz Hava Eğitim Merkezi bünyesindeki Teknik Eğitim Başkanlığı’nda yeni atanan pilotlara Uçak Teknik Eğitimi (UTE) verilmekte ve her eğitim yılı başlangıcında tüm pilotlara bahse konu eğitim tekrarlanmaktadır. Uçak bakım personelinin görevlendirildiği birlikteki ihtisası ile ilgili hizmet ve görevleri etkin olarak yapabilmesi maksadıyla ihtiyaç duyduğu tüm eğitimler verilmektedir. Deniz Hava Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda; bilgi çağında insan gücü kalitesini artırmak maksadıyla, barışta en önemli ve en öncelikli görevin eğitim olduğu dikkate alınarak tüm uçucu ve bakım personelinin önceden belirlenmiş niteliklere ulaşacak şekilde eğitilmesi ve deniz havacılığına yönelik ihtiyaç duyulan tüm eğitimlerin verilmesi amaçlanmaktadır. Deniz Hava Eğitim Merkezi; h 1 adet S-7oB SeaHawk Tam Uçuş Simülatörü [TUS], h 1 adet S-7oB Kısmi Uçuş Simülatörü [KUS], h 3 adet S-7oB Bilgisayar Tabanlı Eğitim Sistemi [BİTES] Dersanesi, S70-B SeaHawk Tam Uçuş Simülatörü öğretmen kontrol merkezi. h 1 adet Yer kontrol İstasyonu [YKİ], Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 26 h 1 takım EYBİS, h 1 takım Veri Tabanı Modelleme ve Geliştirme Sistemi, h 1 adet Sensör Operatör Eğiticisi [SOE, SeaHawk üzerinde bulunan AN/AAS-44 FLIR, AN/APS-143[V]3 deniz gözetleme radarı ve HeLRAS daldırma sonarının eğitimi için] ve bunlarla ilgili teçhizat ve donanımdan oluşmaktadır. Hizmete giren Deniz Hava Eğitim Merkezinde Bilgisayar Tabanlı Eğitim Sistemi [BİTES], Yer Kontrol İstasyonu [YKİ], Kısmi Uçuş Simülatörü [KUS], Tam Uçuş Simülatörü [TUS] ve Sensör Operatör Eğiticisi [SOE] olmak üzere beş temel eğitim safhası bulunmaktadır. Merkez’de; Temel Eğitim, Su Üstü Keşfi, Denizaltı Savunma Harbi [DSH], Gemiye İniş Kalkış, Gece Görüş Gözlüğü [GGG] ile Uçuş ve Aletli Uçuş gibi Harbe Hazırlık Eğitimlerinin yanı sıra İdame, İntibak ve Tecrübe Pilotu Eğitimleri de verilebilecektir. Merkezdeki simülatörlere Temel Uçuş senaryolarının yanı sıra, bilgisayar tarafından üretilen yüzlerce taktik unsurun oluşturduğu sentetik karmaşık muharebe ortamlarındaki senaryolar ve ağ entegrasyonu ile harekat ortamında, her görevin planlanıp icra edilebildiği bir kabiliyet de kazandırılmıştır. Mer- kezde gerçek bir muharebe sırasında karşılaşılması muhtemel zorlu hava koşulları ve elektronik harp ortamı gerçeğe çok yakın olarak simüle edilmektedir. YKİ’ndan sanal ortamda icra edilen harekat en ince detayına kadar izlenebilmekte, kayıt altına alınabilmekte ve harekat sonrası analizi yapılabilmekte ve bu sayede görev eğitimine büyük bir katkı sağlanmaktadır. BİTES’nin kullanıldığı dersanelerde de SeaHawk pilot adaylarının helikopterle ilgili temel teknik ve mekanik eğitimleri interaktif olarak gerçekleştirilebilmektedir. Deniz Hava Eğitim Merkezi’nde üretim, kurulum, test ve kabulleri başarı ile tamamlanan simülatörlerden Sikorsky S-7oB SeaHawk TUS, İngiltere Sivil Havacılık Otoritesi’nden simülatörlerdeki en yüksek seviye standardı olan Seviye D standardında kalifiye edilmiştir. DENİZ HAVA HAREKATI DESTEK MERKEZİ KOMUTANLIĞI Deniz Hava Harekâtı Destek Merkezi, Deniz karakol uçaklarında görev alacak Taktik Koordine Subayları (TAKKO) ve operatörlerin simülatör eğitimleri ile birlikte, icra edilecek görevlerin yer hazırlıkları ve uçuş sonrası analizlerinin yapılabilmesi maksadıyla kurulmuştur. MELTEM-2 projesi ile envantere giren Deniz Karakol uçaklarına görev desteğinin sağlanması maksadıyla, aynı proje kapsamında teslim alınan görev destek sistemleri ile Eylül 2013 ayı içerisinde operasyonel hale gelmiştir. D/K Uçaklarının göreve yönelik ihtiyaçlarını destekleyecek şekilde dizayn edilen ve 301’inci Deniz Hava Filosu Komutanlığı binası içinde yer alan Deniz Hava Harekatı Destek Merkezi’nin Görevleri; h DKU’larının görev hazırlıklarını icra etmek, h Deniz hava vasıtalarının görev takiplerini sağlamak, Deniz Hava Simülasyon sistemi. 27 h DKU’larının görevde elde ettikleri verilerin analiz ve değerlendirmesini icra etmek, 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı h DKU uçuş ekiplerine simülatör eğitim desteği sağlamak, h Harici meydanlara istinaden harekat icra eden DKU’larına mobil sistemler vasıtasıyla görev desteği sağlamak, şeklinde özetlenmiştir. DENİZ HAVA KOMUTANLIĞINDA UÇUŞ EĞİTİMİ Bir deniz hava vasıtasını kullanacak pilot, temel pilotaj eğitimini takiben Deniz Hava Komutanlığına katılmaktadır. Müteakiben uçacağı hava aracına yönelik tip intibak eğitimi ve icra edeceği görevlere yönelik temel eğitimleri tamamlamaktadır. Bu eğitimler sonunda göreve hazır olan pilotlar bir tecrübe kazanma süreci sonrasında sözlü ve yazılı sınavlar ile fiili uçuş kontrollerine tabi tutulur, başarılı olmaları durumunda, uçtuğu hava aracında Uçak Komutanı, diğer bir deyişle birinci pilot olabilmektedirler. Uçak Komutanlığı, bir pilotun ekibiyle birlikte kendi komutası altında uçuşa veya göreve gidebilme yetkisidir. Uçak Komutanı; hava aracının tüm emniyetinden, icra ettiği görevin başarı ile icra edilmesinden, görev esnasında komutası altında hava aracında görev yapan tüm ekibinin eğitim seviyesinin artırılmasından sorumludur. Bir pilot için Uçak Komutanlığı en onurlu ve önemli payedir. Deniz Hava Komutanlığında görevli uçucu personel, uçuşlarını bir ekip bütünlüğü içinde icra eder. Bir helikopte- Deniz Hava Harekatı Merkezi HF/UHF muhabere cihazları. rin uçuş ekibi 2 pilot ve 2 operatör olmak üzere toplam 4 kişiden oluşur. Deniz karakol uçağında ise 2 pilot, 1 Taktik Koordine Subayı, 5 operatör ve 1 uçuş teknisyeni olmak üzere toplam 9 kişiden oluşmaktadır. Bu görevler uçuş ekibinin çok yoğun dikkat göstermesi gereken ve hata affetmeyen görevlerdir. DUNKER EĞİTİMLERİ Uçuşun başarı ile icra edilmesi uçuş ekibinin, bir gemi gibi tim halinde tam bir uyum ile çalışmasına bağlıdır. İcra edilen Denizaltı Savunma Harbi ve Suüstü Harbi gibi temel harp nevileri ve ekibin uyum içinde beraberce görev yapmaları dikkate alındığında, deniz hava vasıtalarını ‘’Deniz Kuvvetlerinin uçan gemileri’’ olarak adlandırmak yanlış olmaz. Deniz hava vasıtalarının görevleri ağırlıklı olarak deniz üzerindedir. Deniz üzerinde özellikle alçak irtifada, alçak görüş şartlarında veya gece icra edilen uçuş- D/K Ucağı uçuş ekiplerine simülatör eğitim desteğinde kullanılan operatör konsolu simülatörü. Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 lar büyük dikkat gerektirmektedir. 28 Deniz hava vasıtaları uçuş faaliyetlerini deniz üzerinde icra ettiğinden, yaşanabilecek acil durumlar sonucunda, hava vasıtasının denize iniş yapmak zorunda kalması durumunda uçuş ekibinin uçak veya helikopteri terk etmesi gerekmektedir. Uçuş ekibinin bu zor şartlarda hava aracını terk edebilmesine yönelik olarak kapalı yüzme havuzunda eğitimler yapılmaktadır. Uçucu personel hava aracının birebir maketi içerisine oturarak bağlanır ve hava aracı maketinin su içerisine bırakılması ve ters döndürülmesi ile suya acil iniş yapmış bir hava aracı simüle edilir. İçerisinde yer alan uçucu personel sualtında bahse konu hava aracı maketinden, öncelikle uçuş teçhizatları arasında yer alan acil hava tüpündeki havayı solumaya başlar, müteakiben koltuğundan çözülerek maketi terk eder ve su yüzeyine çıkar. Bahse konu eğitimlerde, gece acil iniş ve gece hava aracının terk edilmesinin simüle edilebilmesi maksadıyla eğitimlerde maske takılarak personelin eğitilmesi sağlanmaktadır. Deniz Hava Komutanlığında görevli bir uçucunun deniz üzerinde uçuş yapabilmesi için “Dunker” eğitimleri başarıyla tamamlaması gerekmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığına ait AB412 helikopterlerine ilave olarak tedarik edilen 3 adet CN-235 uçağı görev sistemleri entegrasyonu için Thales firmasına teslim edilene kadar geçen süre zarfında 301’inci Filo tarafından kullanılmıştır. SG Hava Komutanlığı halen envanterinde dokuz AB 412 EP Helikopter ile Adnan Menderes, İzmir’e konuşlanmıştır. Ocak 2009’da SG Antalya Hava Grup Komutanlığı, Nisan 2009’da SG Samsun Hava Grup Komutanlığı ikişer helikopterin konuşlanmasıyla harekata hazır duruma geçmiştir. SG Helikopterleri konuşlu oldukları İzmir, Antalya ve Samsun’da SG görevleri icra etmektedirler. SAHİL GÜVENLİK HAVA KOMUTANLIĞININ KURULUŞU Deniz Havacılığın içinden çıkan Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığı, 24 Kasım 1992 tarihinde 2 adet OH-58 helikopteri ile Cengiz Topel Meydan’ında kurulmuştur. SG Hava Komutanlığının tüm uçucu ve bakım kurucu personeli Deniz Hava Üs Komutanlığı personelinden tefrik edilmiştir. Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığı, 24 Aralık 1999 tarihinde Genelkurmay Başkanlığınca onaylanan isim ve kuruluş değişikliği ile ‘Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı’ adını almış ve faaliyetlerini 2 Şubat 2001 tarihine kadar Topel’de sürdürmüştür. Sahil Güvenlik Hava Komutanlığının envanterindeki helikopter sayısının artması ve Meltem-1 projesi kapsamında Deniz Kuvvetleri ile paralel olarak tedarik edilen 3 adet CN-235 uçağının hizmete girmesi sonucu komutanlığın merkezi bir konumda bulunan kendine ait tesislere konuşlanma ihtiyacı ortaya çıkmış ve bu kapsamda İzmir/Adnan Menderes Havaalanında inşa edilen ana komutanlık tesislerine 2 Subat 2001 tarihinde intikal edilmiştir. Ayrıca SGK’nın emirlerine istinaden SG Marmara ve Boğazlar bölgesine sürekli, emredildiğinde Çanakkale ve Aksaz Helipedine kısa süreli, Mersin Heliped ile Amasra Helipedine SG faaliyetlerinin yoğunluk kazandığı dönemlerde kısa süre ile helikopter konuşlandırılarak intikal görevleri icra edilmektedir. AB 412 Helikopterleri, meteorolojik sınırlamaların elverdiği oranda ve belirlenmiş uçuş limitlerinde gündüz ve gece süresince etkin olarak görev icra etmektedirler. SGK envanterinde ayrıca üç CASA CN235 Uçağı bulunmaktadır. SG Uçakları, meteorolojik sınırlamaların elverdiği oranda ve belirlenmiş uçuş limitlerinde gündüz ve gece süresince etkin olarak görev icra etmektedirler SG CN-235 DG uçakları (altta) ve AB-412 Helikopterleri (üstte). 29 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı MEVCUT DENİZ HAVA VASITALARIMIZ CN-235 DG/DSH uçakları ikili kol uçuşunda. CN235-100M D/K UÇAKLARI DzKK’na etkin bir deniz hava gücü kazandırılması çalışmaları kapsamında 2002’de uçakların alımı ile başlayan MELTEM Projeleri neticesinde, modern görev sistemleri ile donatılan CN235 D/K Uçakları 2013 itibarıyla aktif göreve başlamıştır. DzKK’nın Deniz Karakol Uçağı ihtiyacını karşılamak üzere TAI tesislerinde üretilen altı CN235-200 Uçağı, Thales Airborne Systems [TAS] Ana Yükleniciliğinde TAI ve Havelsan’ın da katkılarıyla DKU konfigürasyonuna dönüştürülmüştür. Yapısal modifikasyonları TAI sorumluluğunda bulunan altı CN235-200 DKU [TCB 651, 652, 653, 654, 655 ve 656] modernizasyonlarının tamamlanmasını müteakip DzKK’na teslim edilmişlerdir. zırda dört D/K Uçağı ile görev ve eğitimlere devam edilmekte olup, 2014 itibarıyla altı CN235 D/K Uçağı operasyonel hale gelecektir. Uçaklara yerleştirilen ve Radar Operatörü, Taktik Koordine Subayı [TacCo], Akustik Operatörü ve EH ve Muhabere Operatörü olmak üzere toplam dört Modernizasyon kapsamında gelişmiş keşif ve gözetleme sistemleri ile donatılan uçaklar Denizaltı Savunma Harbi ve Su Üstü Harbinde etkinlikle rol almakta, gerektiğinde deniz üzerinde yapılan Arama Kurtarma faaliyetlerine de havadan destek sağlamaktadırlar. Haliha- Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 operatör konsoluna sahip AMaSCoS300 Görev Sistemi; SAR/ISAR/SPOTSAR/STRIP-SAR/MMTI kabiliyetli 400W gücünde, 190nm menzile sahip OceanMaster 400 Radarı, 35nm menzile kadar su üstü temasları gündüz ve gece şartlarında tanımlama imkanı sunan AselFLIR 200T FLIR Sistemi, TMS200 Akustik İşlemci [sono şamandıraları için], TCAS II Hava Trafik Çarpışmadan Kaçınma Sistemi, 4.5m anten uzunluğuna sahip AN/ASQ-508[V] Manyetik Düzensizlik Detektörü [Magnetic Anomaly Detector/MAD], Link-11 Data Link, LN-100G INS/GPS, ARS-700 Havadan Kurtarma Sistemi ve APX-113 IFF Sorgulayıcı/Cevaplayıcı ile DR-3000 ESM/EDT [RWR olarak da görev yapmakta], AN/AAR-60 MILDS MWS ve dört AN/ALE-47 CMDS lançerini içeren ASES-235 EH Özsavunma Sisteminden oluşmaktadır. Kabin içerisinde çok fonksiyonlu dört operatör konsoluna ilave olarak iki ilave gözlemci istasyonu yer almaktadır. Uçağın uçuş ekibi; pilot, yardımcı pilot ve teknisyen olmak üzere üç kişiden oluşmakta. Görev ekibi ise toplam altı per- CN-235 DG/DSH uçağı ‘sonoboy’ bölümünden kabinin görüntüsü. 30 ATR-72/600 uçağı. sonelden oluşuyor. Uçuş ekibi her bir sisteme ait verileri kokpitteki geniş ekranlı MFD üzerinden takip edebilmektedir. Uçak üzerinde bulunan 400W gücündeki Ocean Master Su Üstü ve Hava Arama Radarı ve AselFLIR-200T FLIR Sistemi ile tespit ettiği su üstü temasları Link-11 üzerinden dost unsurlara aktarabilmektedir. Görüş hattında [LOS] ve HF bandında çalışan Link-11 Taktik Data Link Sistemi üzerinden 200km+ menzillere kadar veri haberleşmesi yapılabilmektedir. 20.000ft irtifada görev yapan bir CN235 D/K Uçağı, 200nm menzildeki su üstü temasları tespit ederek Link-11 üzerinden ilgili merkezlere aktarabilmekte, bu çerçevede örneğin Marmara Denizi üzerinde uçan bir uçak Marmara Denizindeki bütün temasları aktarabildiği gibi Romanya önlerine kadar Batı Karadeniz ve Selanik önlerine kadar Kuzey Ege’deki temasları tespit ederek onlara ait rota, sürat ve kimlik bilgilerinin denizde ve karada konuşlu [Gözetleme Koordinasyon Merkezleri (GKM) gibi, halen Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de toplam üç GKM bulunmakta] birliklere Link-11 üzerinden aktarabilmektedir. CN235 D/K Uçakları ile gündüz şartlarında 300ft ve gece şartlarında 500ft’in altında DSH görevleri icra edilmemektedir. kika süre ile] tekrar su yüzüne çıkarak geri alınmayı beklemektedir. CN235 D/K uçaklarında yer alan TMS2000 Aktif/Pasif Sonoboy İşleme Sistemi’nin aynı anda 64’e kadar Sonoboy verisini işleme kabiliyeti bulunmakta. Uçakları toplamda 48 Aktif [SSQ62B ve SSQ62D/E ile SSQ963C ve SSQ963D] ve Pasif [SSQ53D ve SSQ53E/F ile SSQ981B ve SSQ981E] Sonoboy taşıyabilmektedir. Kabin içerisinde arka tarafta yer alan altı lançerden Sonoboy, ayrı bir aparattan ise deniz suyu ile temas ettiğinde duman çıkaran Duman Kandili [Smoke Marker, 20 adet taşınmakta] atılabilmekte. ATR-72/600 UÇAKLARI Meltem III Projesi altında tedarik edilecek ikisi genel maksat, altısı deniz karakol konfigürasyonundaki sekiz ATR-72/600 Uçağından irtibat/genel maksat [Türk Deniz Genel Maksat Uçağı/TMUA] konfigürasyonundaki ilk ikisi Alenia Aermacchi tarafından Temmuz ve Ağustos 2013’te teslim edilerek DzKK hizmetine girmiştir. TCB-701 ve TCB-702 kuyruk numaralı ATR-72/600 Uçaklarının modifikasyonları Alenia Aermacchi’nin Napoli-Capodichino ve Torino-Caselle tesislerinde gerçekleştirilmiş olup, bu kapsamda Uçaklar yeni telsiz setleri ve IFF sistemi ile donatılmıştır. TAI tesislerinde yapısal modifikasyondan [uçakların AMASCOS 300 Havadan Deniz Durum Kontrol Sistemi görev teçhizatının entegrasyonu ile DSH kabiliyetli DKU’na dönüştürülmesi] geçirilerek DKU [Türk Deniz Karakol Uçağı/TMPA] konfigürasyonunda teslim edilecek altı ATR-72/600 DKU Uçağından ilkinin ise Şubat 2017’de teslim edilmesi ve teslimatların 2018’de tamamlanması planlanmıştır. Modifikasyondan geçirilecek ilk uçak Nisan 2013’te TAI tesislerine ulaşmıştır. Meltem III sözleşmesi 21 Aralık 2005’te imzalanmış ve 20 Nisan 2006’da yürürlüğe girmişti. Projede başlangıçta 1o turboprop motorlu ATR-72/500 uçağının DKU/DSH konfigürasyonuna dönüştürülerek sözleşmenin yürürlüğe girmesini müteakip ilki 54’üncü [Ekim 2010] ayda, 1o’uncusu ise 77’nci [Eylül 2012] ayda olmak üzere DzKK’na teslim edilmesi planlanmıştır. Ancak, daha sonra platform tercihi ATR-72/500 Uçaklarının üretiminin sona ermesi ile daha güçlü motorlara [%5 daha yüksek motor performansı] ve sayısal kokpit konfigürasyona sahip ATR-72/600 yönünde değiştirilmişti. SSM ile Ana Yüklenici Alenia Aermacchi arasında yürütülen müzakereler sonucunda plat- Mk-46 torpidosu CN-235 DG/DSH uçağının kanat altı mühimmat istasyonunda. D/K Uçaklarından atılan Mk46 Mod 5 ve Mk54 Hafif Torpidoları ‘at ve unut’ [homing] kabiliyetine sahip modern torpidolardır. Mk28 Mod 3 Dengeleyici [stabilizer] ile donatılan Mk46 Rextorp, uçaktan atıldıktan sonra paraşüt yardımıyla suya hasar almadan düşmekte ve uçuş öncesinde planlanan paternde hedef araması yaptıktan sonra [6-10 da- 31 1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı S70-B SeaHawk helikopteri Helras, operatörü ve konsolu. teslim edilmesi bekleniyor. SeaHawk DSH/SUH Helikopterleri Deniz Hava Komutanlığı’na bağlı 351’inci Deniz Helikopter Filo Komutanlığı tarafından uçurulmaktadır. form sayısı altısı DKU/DSH ve ikisi irtibat/genel maksat konfigürasyonunda toplam sekiz uçak olarak revize edilmiş ve buna yönelik anlaşma SSM ile Alenia Aermacchi arasında Mayıs 2013’de imzalanmıştı. AB-212 VE S-70B-28D SEAHAWK HELİKOPTERLERİ Deniz Hava Komutanlığı bağlısı 351’inci Deniz Helikopter Filo Komutanlığı envanterinde halen iki AB-212 Genel Maksat [TCB29 ve TCB30] ve dokuz AB-212 Su Üstü Harbi [SUH] Helikopterleri bulunmaktadır. Halen AB-212 Helikopterleri ile görev ve eğitim uçuşlarına devam edilmekte olup, 2017’den itibaren helikopterlerin hizmet dışına çıkarılmaları planlanmıştır. AB-212 Su Üstü Harbi Helikopterlerine uygulanan modernizasyon faaliyetleri kapsamında; aviyonik ve telsiz sistemleri yenilenmiş, tamamı yerli üretim olan ve UHF/HF üzerinden haberleşen Helikopter İz Aktarım Sistemi [HELİS] entegre edilmiştir. UHF haberleşmesi ile 30 deniz mili ve HF haberleşmesi ile 50 deniz mili menzile kadar iz aktarımı yapılabilmekte. AB212 Helikopterlerinden Mk44 ve Mk46 Hafif Torpidoları ile Mk54 Su Bombası atılabilmektedir. AB-212 Helikopterlerinde bulunan AN/ASQ-18A Daldırma Sonarları sökülerek Lot-II SeaHawk Helikopterlerine takıldığından helikopterler sadece taşıdıkları 100km menzile sahip SeaSpray MkIII Deniz Radarı ile su üstü hedef tespiti yapabilmekte ve tespit et- Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014 Türk Deniz Kuvvetleri için Birinci [Lot-I] ve İkinci Paket [Lot-II] SeaHawk Tedarik Projeleri altında 8+17 olmak üzere toplam 25 S-70B-28D SeaHawk Denizaltı Savunma Harbi/Su Üstü Harbi [DSH/SUH] Helikopteri temin edilmiştir. Dünyanın en etkili DSH/SUH Helikopterleri arasında gösterilen S-70B SeaHawk Helikopterleri, su üstü hedeflerine karşı 32km menzile sahip Penguin Gemisavar ve 8km menzile sahip AGM-114M HellFire II Güdümlü Mermileri ile su altı hedeflerine karşı Mk46 Mod5 veya Mk54 Hafif Torpidoları ile silahlandırılabilmektedir. Lot-II SeaHawk Helikopterlerinin [18] 10’u 1.38kHz frekansında çalışan DS-100 Helikopter Alçak Frekans Daldırma Sonarı [HeLRAS], sekizi ise envanterdeki AB-212 Helikopterlerinden sökülen AN/AQS-18A Daldırma Sonarları ile donatılmıştır. Helikopterlerde ayrıca Su Üstü Harbi [SUH] rolüne yönelik olarak AN/APS-143[V]3 Deniz Gözetleme Radarı ve AN/AAS-44 FLIR Sensörü gibi tespit-teşhis sensörleri yer almaktadır. Yüksek değere haiz S-70B-28D SeaHawk DSH/SUH Helikopterleri sayesinde, donanmanın denizaltı savunması ile su üstü tespit ve vuruş gücü önemli ölçüde artmış ve kuvvet çarpanı etkisi yaratılmıştır. Lot-II Projesi kapsamında gecikme cezası mukabili olarak Sikorsky Aircraft firmasından bedelsiz olarak bir [18’inci] SeaHawk Helikopteri tedarik edilecektir. Helikopterin 2014’ün ilk yarısı içinde SeaHawk Helikopterleri için GFE olarak sipariş edilen Alçak Frekans HeLRAS Uzun Menzilli Aktif Daldırma sonarları son iki yıldır neredeyse sorunsuz olarak görev yapmaktadırlar tiği hedefe ait izi HELİS üzerinden UHF/HF menzilinde ilgili gemiye aktarmaktadır. Helikopterlerde kullanılan SeaSkua Füzelerinin hizmet dışına çıkması ile birlikte AB-212 Helikopterlerinin su üstü hedeflere karşı kullanılabileceği herhangi bir silah yükü kalmamıştır. S70-B SeaHawk helikopteri Hellfire Güdümlü Füze atışında. 32