FIFA - Bilişim ve Yaşam Dergisi

Transkript

FIFA - Bilişim ve Yaşam Dergisi
bookmarkeditorial
Bitter Medya Ltd. Şti. Adına
İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Levent ÇELİKAY
Yayın Koordinatörü
(Sorumlu Yazı İşleri Müdürü)
Fırat TUR
Haber Müdürü
Damla İPLİKCİOĞLU
Editör
Sema AKBAŞ
Grafik Tasarım
Erkan EŞME/Nilay GÜNAY
Haber Merkezi
Özgür ÖZCAN/Hüseyin DURMUŞ
Dış Haberler
Ferhat YÜKSEL
İdari Koordinatör
Murat POLAT
Reklam Koordinatörü
Demet ÖZGÜMÜŞ
Reklam Müdürü
Melis EROL
Reklam Temsilcileri
Deniz TAPKIN/Ece GÜROL/Begüm ÇETİNTARAKCI
Mali İşler Koordinatörü
Lale SELVİ
Hukuk Danışmanları
Av. Özgür ERALP
Av. Özge EVCİ ERALP
Sektör Danışmanları
Nezih KULEYİN
Fatma GÜRER
Satı KELKİT
Bookmark Dergisi’nin imtiyaz ve yayın hakkı Bitter Medya
Ltd. Şti.’ne aittir. Yazı ve fotoğrafların tüm hakları Bookmark
Dergisi’ne, yayımlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine,
köşe yazılarının sorumluluğu ise yazarlarına aittir.
Bilişim Dünyası
Hız Kesmiyor
S
ıcak yaz günlerinde dahi dur durak bilmeyen bilişim dünyası, yine renkli ve dop doplu gündemiyle teknoloji severlerin
ilgisini çekmeyi sürdürüyor. Yeni ürünler piyasaya sürülürken,
firmalar arasındaki ‘daha iyi’ olma yarışı, sektörde de canlanmayı arttırıyor. Yaz dönemi olmasına karşın hız kesmeyen
teknoloji seminerleri ise BT temsilcilerini ve üst düzey yöneticileri bir araya
getirmeye devam ediyor.
İki ayda bir yayınlanan dergimizin Temmuz/Ağustos sayısında sizler için çok
özel röportajlar ve haberler hazırladık. Gündemi takip eden ve özel haberlerin yer aldığını ikinci sayımızı keyifle okumanız dileğiyle...
Bilişim ve yaşam dergisi Bookmark’ın basın sponsorluğunda gerçekleştirilen ve Semor Seminer, Organizasyon, Danışmanlık ve Turizm A.Ş.’nin
organize ettiği Dijital Araştırmalar Semineri, bilişim hukukçularını ve BT yöneticilerini Rixos Grant Ankara Otel’de biraraya getirdi. Bilişim suçlarıyla nasıl mücadele edileceğinin tartışıldığı seminerde, bilişim suçlarına karşı etkin
yöntemler, yapılması gereken yasal düzenlemeler, masaya yatırıldı.
İnternetten tatil paketi satın alanların nelere dikkat etmesi gerektiği, yasal
haklarının ne olduğu dair konuyla ilgili merak edilen tüm soruların cevaplarını
Avukat Özgür Eralp’in yazısında bulabilirsiniz.
Yönetim Yeri
Turan Emeksiz Sokak Kent Sitesi No:5
A Blok Daire:3 Gaziosmanpaşa/ANKARA
Tel: 0312 465 05 23
Faks: 0312 465 05 24
www.bookmark.com.tr
[email protected]
Baskı
AJANS-TÜRK Basın ve Basım A.Ş.
İstanbul Yolu 7. Km. Necdet EVLİYAGİL Caddesi
No:24 ANKARA Tel: 0312 278 08 24
Basım Tarihi
01.09.2014
Yayının Türü
Yaygın Süreli
Bu dergi, basın meslek ilkelerine
uymayı taahhüt eder.
Türkiye’nin ilk kriminal üniversitesinin kurulması için çalışmalar yapan Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hamit Hancı ile
Türkiye’nin siber savaşla mücadelede başarılı olabilmesinin yollarını sizler
konuştuk.
Son yıllarda sosyal medya sitelerinin yaygın olarak kullanılması ve etkili bir
iletişim aracı olması, sosyal medya butikleri adı altında yeni bir pazar oluşturdu. Bu sayımızda biz de en çok kullanılan sosyal medya ağı Instagram’da
satış yapan butikleri araştırdık.
Geleceğin teknolojilerini araştıran ve yazılımlar geliştiren Global Future Designs &Solutions A.Ş.’nin CEO’su Mert Oğuzata, son dönemde merak edilen yeni teknolojileri anlattı.
Brezilya’nın evsahipliğinde gerçekleşen FIFA 2014 Dünya Kupası, dijital ortamda da yankı uyandırdı. Kupa heyecanı boyunca paylaşılan video, görsel, ileti, beğeni ve yorumların sayılarını sayfalarımıza taşıdık.
Sema Akbaş
2
King Corner Suit
DEĞİŞEN YENİ YÜZÜMÜZÜ
GÖRMELİSİNİZ!
WOW Istanbul Hotels & Convention Center kusursuz hizmet anlayışıyla sizler için yenilendi.
facebook.com/wowistanbul
facebook.com/wowistanbul
twitter.com/Wow_Istanbul
twitter.com/Wow_Istanbul
bookmarkindex
10
Bilişim hukukçuları ve BT yöneticileri
Dijital Araştırmalar Semineri’nde
biraraya geldi.
22
İnternetten tatil paketi satın alanların
nelere dikkat etmesi gerektiğini
Avukat Özgür Eralp yazdı.
28
GFDS CEO’su Mert Oğuzata ile
geleceğin teknolojileri üzerine söyleşi.
34
En çok kullanılan sosyal ağlardan biri
olan Instagram’da satış yapan
butikler...
44
Prof. Dr. Hamit Hancı ile Türkiye’de
kurulması planlanan kriminal
üniversitesi üzerine hoş bir sohbet.
68
Evsahipliğini Brezilya’nın yaptığı
ve milyonların takip ettiği Dünya
Kupası’nın dijital ortamdaki yankıları...
4
bookmarknostalgia
FIFA Serisinin Evrimi
İlk çıktığından beri büyük kitleler tarafından oynanan,
ciddi rekabetlere yol açan, başında onlarca saat
geçirilen bir seri oldu FIFA. FIFA’nın bu serüveni, 1994
yılı ile başladı. 2000'li yılların başında oyun, biraz
krize girdi ve Pro Evolution Soccer karşısında oldukça
prestij kaybetti. Ancak özellikle konsollar için çıkan
FIFA 09’dan itibaren FIFA serisi prestijini tekrar artırdı
ve şu an ‘FIFA'nın yeni serisi nasıl olacak?' sorusu
yirminci senesinde de önemini koruyor.
Hazırlayan: Uğurcan EVCİ
6
7
FIFA 94
Orijinal adıyla FIFA International Soccer. Efsane serimizin ilk oyunu 15 Temmuz 1993 piyasaya sürüldü.
Bu oyun, 16 bit grafiklerden oluşmaktaydı, dolayısıyla animasyonlar, oyuncular ve saha çok da düzgün
bir şekilde tasarlanamamıştı. Hatta oyunda 'lag' adı
verilen gecikmeler bile vardı. Ancak oyun, bunlara
rağmen oyun endüstrisini değiştirmeyi başardı ve 6
ay boyunca Birleşik Krallık’da birinci sıradaki yerini
korudu.
FIFA 95
FIFA 95, serinin ikinci oyunu olarak görüntülere çok
bir şey katmamış olsa da kulüp takımlarının ilk olarak oynanabilir hale geldiği seri oldu. 8 farklı ligden
kulüp takımını bulunduran FIFA 95, oyunların çıktıkları sezonun yılıyla anılması geleneğini de başlatan
seri olmasıyla akıllarda kaldı.
FIFA 96
FIFA 96 ise seride önemli bir yenilikle birlikte
geldi. FIFA serisi artık
üç boyutluydu. Kapağında Türkiye’de de bir
zaman oynamış Frank
de Boer’un bulunduğu oyun, FIFA serisinin
önemli sıçrama noktalarından birisiydi. Üç boyut yeniliğinin yanında, FIFA serisi artık gerçek takım
ve oyuncu isimlerini kullanmaya başladı. Pro Evolution Soccer serisinin bu konuda hala sıkıntı çektiğini düşünürsek önemli bir yenilik olmalı. Bu yenilik
transfer, takımlarda değişiklik yapma gibi özelliklerle birlikte gelmişti.
FIFA 97
FIFA 97 de serinin görsel olarak büyük atılım yapan
oyunlarındandı. Bunun yanında ayrıca seride 32 bit
yapay zeka kullanılan ilk oyundu. Başka bir yenilikse
seride ilk defa kullanılan maç anlatıcısıydı. İlk defa
sesli olarak maçlar anlatılıyordu. Ancak oyun o kadar
çok bug (hata) içeriyordu ki, oynanabilirlik açısından
büyük ölçüde sınıfta kalmıştı.
FIFA 98 Road to World Cup
98 Dünya Kupası zamanında çıkan bu oyun, 172 lisanslı ulusal takımı içeriyordu. Gerek görsel, gerekse
oynanabilirlik olarak oldukça geliştirilmiş bu oyun,
FIFA serisinde büyük bir patlama yarattı. Bunun yanında oyun pek çoğumuzun duyduğunda eşlik ettiği
'Song 2' adlı şarkıyı da içermekteydi. Belki de bu oyunun başarısı Türkiye’deki bir neslin efsanesi olmuş
FIFA 99’un adım sesleriydi.
FIFA 99
Belki de FIFA serisinin gelmiş geçmiş en efsane oyu8
nu. Herkesin Fat Boy Slim-The Rockafeller Skank
şarkısını bilmesinin ve bu şarkıyı duyduğunda hüzünlü anlar yaşamasının en önemli faktörlerinden
bir tanesi. Kapağında da ayrı bir efsane olan Denis
Bergkamp’ı bulunduran efsane oyun. FIFA 99, bu sefer hem ulusal takımları hem kulüp takımlarını içeriyordu ve oyuncuların kendi takımlarını, turnuvalarını
yaratmalarına izin veriyordu. Bunun yanında oyunda, Türkiye’den Ali Sami Yen Stadyumu da oynanabilir bir şekilde bulunmaktaydı.
FIFA 2000
Uzaylıların sahaya indiği FIFA oyunu olarak da bilinen, 99 serisinden sonra o kadar da efsane olamamış
milenyum oyunudur. Çizgi film grafik motoru ile FIFA
99 sonrası yeterli etkiyi yaratamayan bir oyun olarak
hafızalarda yerini aldı. FIFA 2000’in en önemli özelliklerinden biri de Türkiye Ligi’nin tüm takımlarıyla
oynanabilir olmasıydı.
FIFA 2001
FIFA serisinin 2000'li yılların başındaki çöküşünün iyice belli olmaya başladığı oyundu belki de FIFA 2001.
Yeni gelen oyun motoru oynanabilirliği kötü yönde
etkilemiş ve oyundan alınan
zevk büyük ölçüde azalmıştı. Bu
seriden sonrada Fifa serisi gitgide daha da kötüleşmeye devam
etti.
FIFA 2002
FIFA 2001’deki yeni oyun motorunun artık daha da fazla kullanılmaya başlandığı ve dolayısıy-
la oynanışın da daha da kötüye gittiği oyundu FIFA
2002. Oyunseverlerde pek de bir iz bırakmadı.
FIFA 2003-2007
Bu 5 oyunu tek bir başlık altında toplayabiliriz. Çünkü FIFA serisi 5 sene boyunca birbirine benzer, oynanabilirlik konusunda hantal; ancak şekil ve biçim
olarak ilerlemeye çalışan, dolayısıyla Pro Evolution
Soccer serisi karşısında oldukça kan kaybeden bir
yapıya bürünmüştü. Bu yılları FIFA serisinin karanlık
yılları olarak da adlandırabiliriz.
FIFA 08
FIFA serisinin başladığı köklü değişikliklerin ilk oyunudur. Bir önceki yıldan itibaren adının başındaki
“20”yi atan FIFA serisi, 08’den itibaren konsollarda
önemli oynanabilirlik değişikliklerine giderek, oyun
motorunu baştan aşağı değiştirdiği yıl oldu. Bunun
yanında bilgisayarlarda FIFA serisi hala eski motorla
devam etmeyi sürdürken, Be a Pro modu ile artık
kullanıcılar, 90 dakika boyunca tek bir oyuncuyu yönetebiliyordu.
FIFA 09
Belki de sonu “9” ile biten FIFA oyunlarının kaderi
efsane olmak. FIFA 09 da uzun süren bir suskunluk
sonrası serisinin tam anlamıyla geri dönüş yapıp,
oyun dünyasına damga vurduğu yıl oldu. Yapılan bir
röportajda serinin yapımcıları oyunda 250'den fazla
yenilik yapıldığını belirtmiş ve bu yeniliklerin büyük
bölümü oynanabilirlik üzerine olduğunu söylemişlerdi. Bunun yanında Adidas Live Season ile oyuncuların
gerçek hayatlarındaki performanslarının oyunda da
aynı şekilde olması sağlanmıştı.
FIFA 11
FIFA 11, yılın spor oyunu ödülünü iki milyondan fazla
oy ile kazanmıştı. Üstüne eklemeler yapılarak, piyasaya sürülen FIFA 11, kötüye gitmiş olan ününü iyiden
iyiye toplayarak yoluna devam etmeyi sürdürdü.
FIFA 12
FIFA 12 serisinde ise devrin niteliğinde değişikliklere
imza atıldı. Yapay zekada yapılan geliştirmelerin yanında oyun artık “impact engine”, “tactical defending” gibi oynanabilirliği zorlaştırmasıyla birlikte çok
daha gerçekçi hale getiren yeni motorlarla birleştirilmişti.
FIFA 13
Görsellik yönünde son yıllarda pek gelişme göstermeyen FIFA serisi, bu oyunuyla da görsellikten çok
oynanabilirliğe önem verip, ilk dokunuş kontrollerini çok daha gerçekçi bir hale getirilmişti. FIFA 13,
mayıs 2013 itibariyle toplam 14.5 milyonluk satış
rakamına ulaşmıştı. Oyun, EA’nın açıklamasına göre
gelmiş geçmiş en çok satan spor oyunu unvanını ele
geçirmişti.
FIFA 14
FIFA 14 ile birlikte seri, yeni nesile de geçiş yapmıştı. PS4
ve Xbox One için de piyasaya sürülen oyun, oynanabilirlik geliştirmelerinin yanında uzun süredir pek ilerleme
kaydetmeyen görselleri yeni konsollarla birlikte oldukça
ilerletmişti. Yeni nesille birlikte stadyumlar, taraftarlar
ve futbolcular daha gerçekçi bir görünüme kavuştu.
FIFA 10
“Let’s FIFA 10” (Hadi FIFA 10 oynayalım) sloganıyla
piyasaya sürülen seride, oynanabilirlik daha da geliştirilmiş ve 360 derece kontrol sistemi getirilmişti.
Bu değişiklik, dijital yön tuşlarıyla oynamaya alışkın
Türk oyuncusunun biraz zamanını almış olsa da uzun
vadede çok daha gerçekçi ve eğlenceli bir oynanış
sunuyordu. Oyun artık efsane olmayı başarmış bir
oyun motorunun üstüne eklemeye başlamış ve FIFA
10 ile bunun meyvelerini toplamaya başlamıştı. FIFA
10, 10 milyonun üzerinde satarak o yıllarda en karlı
spor oyunu haline gelmişti.
9
bookmarkevent
Dijital Araştırmalar Semineri
En Fazla Bilişim Suçunu
Eski Sevgililer İşliyor
Türkiye'de bilişim suçları konusundaki eksikliklerin masaya yatırıldığı Dijital Araştırmalar
Semineri, hukukçuları ve BT yöneticilerini bir araya getirdi. Etkinlikte bilişim hukuku
alanında eksiklikler olduğunu vurgulayan Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Sedat Bakıcı,
Türkiye'de en fazla bilişim suçunu eski sevgililerin işlediğini, ikinci sırada ise işinden
kovulanların eski iş yerlerine yaptığı siber saldırıların yer aldığına dikkat çekti.
HABER:Sema AKBAŞ
B
ilişim
ve
yaşam
dergisi
Bookmark'ın basın sponsorluğunda gerçekleştirilen ve Semor Seminer, Organizasyon,
Danışmanlık ve Turizm A.Ş.'nin
organize ettiği Dijital Araştırmalar Semineri, bilişim hukukçularını ve BT yöneticilerini Rixos Grand Ankara Otel'de bir araya getirdi. Bilişim suçlarıyla
nasıl mücadele edileceğinin tartışıldığı seminerde, bilişim suçlarına karşı etkin yöntemler,
yapılması gereken yasal düzenlemeler, çözüm
önerileri ile bu konuda farkındalığın nasıl artırılması gerektiği masaya yatırıldı. Etkinliğin
açılış konuşmasını yapan Semor Genel Müdürü Nezih Kuleyin, “Etkinliklerde önemli olan
sürekliliği sağlamak, bu etkinliğin de sektörümüzde süreklilik kazanmasını istiyoruz” dedi.
Sedat Bakıcı
HABER: Sema AKBAŞ
FOTOĞRAFLAR: Hüseyin DURMUŞ
10
Eralp Danışmanlık, Organizasyon İçerik Koordinatörü
Avukat Özgür Eralp de özellikle hukuk ve bilişim kaynaşmasında sorun olduğunun altını çizerek, seminerde çok iyi bir içerik oluşturmaya gayret ettiklerini
dile getirdi. Konuşmacılar arasında yer alan Yargıtay
8. Ceza Dairesi Başkanı Sedat Bakıcı da Türkiye'de en
fazla bilişim suçunu eski sevgililerin işlediğini, ikinci
sırada ise işinden kovulan kişilerin eski iş yerlerine
yaptığı siber saldıların yer aldığına dikkat çekti.
BİLİŞİM SUÇLARI ZOR TESPİT EDİLİYOR
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Sedat Bakıcı, “İnternet her şeydir; bu yüzden olumlu kullanılması gerekir” yorumunu yaparak, “Bilişim suçları zor
tespit ediliyor; küresel anlamda da büyük zararlara
sebep oluyor. Bu nedenle ülkeler birlikte çalışmalı.
Türkiye'de en fazla bilişim suçunu ise eski sevgililer
işliyor. Eski nişanlısının şifresini biliyor. Sayfasına
girip manzaralı fotoğraf koyuyor. Sayfaya 'her türlü
ilişkiye açığım' yazıyor. Bir de telefon numarası koyunca, mağdur 24 saat rahatsız ediliyor. Bu kişiler
şifreyi de değiştirdiği için mağdur, hesabına girip
bunları silemiyor. O ifadeler, sayfasında günlerce kalıyor. En fazla işlenen ikinci bilişim suçu ise işine son
verilen kişilerin eski işyerine yaptığı saldırılar olarak
karşımıza çıkıyor” dedi.
“BİLGİSAYARLAR ANTİ MANYETİK
TORBADA TAŞINMALI”
Bilişim alanında delil toplamada da hatalar yapıldığına dikkat çeken Bakıcı, "Delil toplarken el konulacak
bilgisayarı fişten çekmek en büyük hata. Çalışan bilgisayarı kapatmak bir diğer vahim hata. Operasyon haberlerinde görülüyor, el konulan bilgisayarlar çuvalla
taşınıyor. Anti manyetik torbada taşınmalı" diyerek
bilişim suçlarına bakan emniyet güçlerini uyardı. Siber Suç Sözleşmesi'nin onaylandığını da hatırlatan
Bakıcı, sözleşmede olup da mevzuatta bulunmayan
suçlar olduğuna, bu suçlara yaptırım uygulayacak
yasanın olmadığına dikkat çekerek, mevzuatta bir
an önce değişilikler yapılması gerektiğinin önemini
vurguladı.
“BULUTLARA ÇIKMAYAN KALMASIN”
Seminerin diğer bir konuşmacısı olan Microsoft Türkiye Kamu ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Ahmet Atay,
artık bulutlara çıkmayan kurum ve kuruluş kalmayacağını belirterek, interneti herkes için daha güvenli
11
Dale Waterman
Ahmet Atay
bir hale getirmek amacıyla Microsoft Siber Suçlarla
Mücadele Merkezi kurduklarını kaydetti. Atay, siber
güvenlikle adli bilişimin en önem verdikleri konuların
arasında yer aldığını söyledi. Microsoft Dijital Suçlar
Birimi yetkilisi Dale Waterman da seminere 'Daha
Güvenli Bir Dijital Dünya Yaratmak İçin Kamu-Özel
Ortaklığı' adlı sunumuyla katıldı. Adalet Bakanlığı
Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Hakim Cengiz Tanrıkulu da ‘Bilişim Sistemlerinde
Cengiz Tanrıkulu
25
yıl
İlk bilgisayar virüsü ile
25 yıl önce karşılaşıldı
Arama ve Elkoyma’ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Tanrıkulu, 2 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye’nin ‘Siber
Suç Sözleşmesi’ni imzaladığını da hatırlatarak, konuyla ilgili bilgi verdi.
RİSKLERİNİZE GÖRE ÖNLEM ALIN
Symturk Kurucusu ve Genel Müdürü Burak Dayıoğlu da
seminere 'Siber Olaylara Müdahale Ekipleri İçin Tekno12
Mehmet Karnak
Sertan Selçuk
Nezih Kuleyin
loji' adlı sunumuyla katıldı. Günümüzde siber olaylarda çok ciddi bir artış yaşandığını vurgulayan Dayıoğlu,
kurumların bu saldırılara karşı nasıl mücadele etmesi
gerektiği konusunda ayrıntılı bir sunum yaptı. İstatistiklere göre her üç güvenlik ihlalinden ikisinin savcı ya
da polis gibi farklı kişilerin fark etmesiyle ortaya çıktığına dikkat çeken Dayıoğlu, “Malesef ki, kendi altyapılarımızla saldırıları keşfedemiyoruz. Kurumunuzu
ilgilendiren bir siber saldırı olduğu zaman bundan
haberdar olmanız istatistiklere göre 223 gün sürüyor.
Servet Yetim
Bizim bu konuda daha hızlı davranmaya ihtiyacımız
var. Bir sızma oldu, bunun tespit ettiniz, olaya savcıyı
dahil ettiniz, hangi sistemler etkilendi onu buldunuz.
Bu saldırının verdiği zararları düzeltmek 4 ay sürüyor.
Şunu da bilmemiz gerekiyor ki, ne yaparsak yapalım
sızma kaçınılmaz olacaktır. Bir gün mutlaka güvenlik
ihlaliyle karşı karşıya kalacağız. Bunun için kurumunuzun altyapısını güçlendirmeniz ve risklerinizi bilip ona
göre önlemler almanız gerekiyor” diye konuştu.
Burak Dayıoğlu
13
Serdar Zeybek
Evren Bilğiç
SİBER SAVAŞLAR DÜNYAYI ETKİLİYOR
'Siber Suçlar ve Uluslararası Yetki' adlı sunumuyla
seminerde söz alan Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Servet Yetim ise sınıflandırılamayan siber
suçların ülkemizdeki mevcut yasal düzenlemeleri,
siber suçlarla nasıl mücadele edilebileceği ve neler
yapılması gerektiği konusunda bilgi verdi. Dünyada
olduğu gibi Türkiye'de de siber savaşların hayatımıza yön verdiğini söyleyen Yetim, “Siber savaşlar, hiç
kimsenin fark edemediği ancak özellikle büyük devletler arasında devam eden bir mücadele şeklinde
bütün dünyayı etkiliyor. Ne yazık ki, bu savaşın etkilerini ortadan kaldırmak için uluslararası bir tedbir alınmış değil” diyerek
günümüzde siber savaşların ülkeleri
nasıl etkilediğini katılımcılarla paylaştı. Kaspersky Lab Türkiye Genel
Müdürü Sertan Selçuk ve Kaspersky
Lap Türkiye Kurumsal Satış Müdürü
Mehmet Karnak da birer sunumla seminere katıldı.
SALDIRILAR ÇOK GELİŞTİ
4S Bilgi Teknolojileri Güvenlik Grup
Yöneticisi Evren Bilgiç ve 4S Bilgi Teknolojileri Yazılım Teknolojileri Grup
Yöneticisi Serdar Zeybek ise siber
saldırıların geçmişten bugüne olan
gelişimleri ve akıllı cihazların hayatımıza getirdiği tehlikeleri dile getirdi.
Evren Bilgiç, ilk bilgisayar virüsünün
duyulmasından bu güne 25 yıl geçtiğini hatırlatarak, bu süre içinde siber
tehditlerin inanılmaz bir şekilde geliştiğini, sosyal medya kullanımının
çoğalmasıyla birlikte saldırıların sayısının da her geçen arttığını vurguladı.
14
AKILLI CİHAZLARLA GELEN TEHLİKELER
Hayatımızın her anında yanımızdan ayırmadığımız
akıllı cihazlarla birlikte gelen tehlikeleri anlatan
Serdar Zeybek, şunları söyledi:
“Akıllı arabalarda bluetooth ve 3G erişimi gibi birçok teknoloji kullanılıyor. Bir kişi, kullanığınız bluetooth ya da GPS üzerinden arabanızın kontrolünü
eline geçirirse, hız göstergenizi, sinyallerinizi kontrol edebilir ya da çok daha ciddi zararlar verebilir.
Artık arabalar için adli bilişimden bahsetmeye başlayacağız. Özellikle navigasyon cihazlarının radyo
frekansı yoluyla aldığı trafik bilgileri var. Türkiye'de
satılan navigasyon cihazları bu tür teknolojileri kullanmanıza olanak sağlıyor. Bir devlet büyüğü konvoyunu düşünün. Bu konvoy, bu teknolojilerle çalışan
navigasyon cihazlarından bilgi alıyor. Bu navigasyon
cihazına FM bandından verilen bilgiyi değiştirdiğinizi düşünün. Yanlış bilgi yükleyerek, konvoyu trafiği
yoğun olan bir bölgeye yönlendirebilirsiniz. Bu tip
durumlar pek fazla akla gelmese de çok tehlikeli
durumlar oluşturabilir. Artık teknoloji, bizim üzerimizde taşıdığımız bir cihazdan başka bir teknolojiyi
takip etmeye gidiyor. Bunların incelemesinin yapılması bambaşka yeni teknikler ve çözümler bulunmasını gerektiriyor.”
SUÇLULAR İYİ BİRER AR-GE'Cİ OLDU
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Adli Bilişim Uzmanı Yunus Balı da sunumunda dijital deliller ve
bunların incelenmesi konusunda bilgi verdi. Adli Bilişim laboratuvarının nasıl bir yer olduğunu ve ne
gibi işlemler yapıldığına değinen Balı, “Laboratuvarlarımıza, veriyi dijital olarak tutan ve suçun aydın-
Nezih Kuleyin
Yunus Balı
Bookmark’ın basın
sponsorluğunda
gerçekleştirilen Dijital
Araştırmalar Semineri’ne
BT yöneticilerinin yanı
sıra adli bilişimciler de
ilgi gösterdi.
Oğuzhan Orak
latılmasında kullanılan her şey gelir. En çok bilgisayalar, cep telefonları, hafıza kartları, kimi zaman
farklı düzenekler incelenmek üzere bize getiriliyor.
Çünkü günümüzün suçluları artık iyi birer Ar-Ge'ci
oldu. Hatta bizden daha ilerdeler. Çünkü kendi yaptıkları ve fabrikasyon üretimi olmayan birçok farklı cihaz üretebiliyorlar. 2000'li yıllarda adli bilişim
laboratuarlarımız harddisklerin inceleneceği yerler
olarak düşünülüyordu, ama artık geldiğimiz noktada
daha çok mobil cihazlar ve akıllı telefonlar yoğun-
luklu olarak inceleniyor. Suçla mücadele eden tüm
birimlerin, artık bu trendi mutlaka gözetmesi gerekecek” dedi. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Bilişim ve Adli Görüntü İncelemeleri Uzmanı Oğuzhan
Orak da adli görüntü incelemenin ne olduğunu ve
bunların nasıl ispatlanması gerektiği konusunda bilgi verdi. Orak, sunumunda adli görüntü incelemenin
akademik yöntemlere bağlı kalmak koşuluyla sonuçlara nasıl ulaşıldığını örnekler vererek katılımcılarla
paylaştı.
Etkinlik sonunda ise iPad
çekilişi yapıldı. Katılımcılar
arasında gerçekleştirilen
çekilişte kazananlara
iPad’leri teslim edildi.
15
bookmarkinterview
Elektronik Para Devri
Başlıyor
Günümüz teknolojisinde giderek önemi ve hacmi artan nakit dışı ödeme sistemleri devri
Türkiye’de de başladı. Elektronik Para, dünya genelinde yükselen bir trend ve ödeme
araçları içerisinde en yeni olanı. Tüm dünyada metal ve banknot para kullanımı giderek
azalıyor. Bizde bu yeni trend ile ilgili Türkiye’nin ilk elektronik para şirketi olan Turk
Elektronik Para ve Ödeme Sistemleri A. Ş.’nin Genel Müdürü Betül Özer’e elektronik
paranın avantajlarını ve konuyla ilgili merak edilenleri sorduk.
Türkiye’nin ilk elektronik para
şirketi kuruldu. Bize genel olaBetül Özer
rak sektör ve işleyişler ile ilgili
bilgi verir misiniz?
Günümüz teknolojisinde giderek önemi ve hacmi artan
nakit dışı ödeme sistemleri
6493 sayılı kanun ve BDDK’nın
yayınladığı alt mevzuatlar ile
hukuksal ve uluslararası standartlar boyutunda bir sistematiğe oturtulmuş oluyor. İlgili
mevzuat gereği 27 Haziran 2015 tarihinde son bulacak
olan uyum sürecinin gerekliliklerini yerine getiriyoruz.
Bu kapsamda da Türkiye’nin ilk elektronik para şirketi
olan Turk Elektronik Para ve Ödeme Sistemleri A.Ş.’yi
05/08/2014 tarihinde kurduk. 27 Haziran 2015’de son
bulacak uyum süreci dahilinde lisans başvurusu hazırlık çalışmalarımız halen devam ediyor.
Elektronik paraya ilişkin çalışmalarınız grup şirketiniz
üzerinden yürütülüyordu sanırım...
Evet.Turk A.Ş.’nin yüzde 100 sermayedarı Turuncu
Holding A.Ş. olarak mevcut yapımızda bakanlıklar ve
üst meslek kuruluşları ile çalışan ön ödemeli kartlı sistem elektronik para kuruluşuyuz. Ön ödemeli kartlı
sistemler kullanımı ülkemizde giderek yaygınlaşıyor.
Bizim kart adet büyüklüğümüz şu an için yaklaşık olarak 500 bin adet seviyelerinde. Lisans almamızın ardından tüm kartlı sistem elektronik para projelerimiz
Turk A.Ş. üzerinden yürütülecek ve kart adetlerimiz
yeni projelerle yaygınlaşacak.
Ön ödemeli kartlarınızın kullanımı hakkında bilgi verir
misiniz?
Tarafımızdan arz edilen kartlar, kullanıcıya ait kimlik
bilgisini ve parasal değer taşıyabilme imkanını veren
çipli akıllı kartlardır. Bu kartlara para yükleme işlemi
EFT, havale veya ATM, Web Sitesi ve mobil cihazlar
aracılığı ile yapılabilmektedir. Daha sonra kullanıcılarımız karta yükledikleri parayı kartın geçerli olduğu
üye iş yerlerinde değişik oranlardaki avantaj ve indirimlerle kullanabilmektedir.
16
Yeni kurulan elektronik para
şirketinizle ilgili nasıl planlarınız var?
Şirketimizin kurumsal yönetimi olarak ana hedefimiz,
işimizi, belirlenen kanun ve
mevzuatlara uygun olarak yapmak ve sektörün öncü firmalarından biri haline gelmek. Ana
sermayedar şirketimiz olan
Turuncu Holding’in kurucuları Emin Can Yılmaz ve Serhan
Yılmaz eğitimci bir ailenin çocukları.Yani herhangi bir
variyetin devamı niteliğindeki ikincikuşak temsilcileri
değil, tüm yapının sıfırdan kurulmasını sağlayıp, gece
gündüz çalışarak, bugünlere adım adım gelmesini sağlayan gencecik insanlar. Yeni şirketimiz hepimizin göz
bebeği. Hiçbir şekilde isminin kötü anılmasını sağlayacak bir durumun olmasına izin vermeyiz. Her hizmetimiz bu ana fikre uygun olarak yönetilecektir.
Son olarak sektörün genel yapısı ile ilgili neler söylersiniz?
Bilişim sektöründeki olağanüstü gelişmeler her şeyi
etkilediği gibi para üzerinde de etkisini göstererek
elektronik paranın ortaya çıkmasını sağladı. Elektronik para, dünya genelinde yükselen bir trend ve
ödeme araçları içerisinde en yeni olanı. Tüm dünyada metal ve banknot para kullanımı giderek azalıyor.
Kart kullanımının sağladığı kolaylık ve güvenlikli kullanım aşamaları insanlarda daha az para taşıma güdüsü oluşturuyor. Elektronik paranın yaygınlaşması
ile gelişimini tamamlamış ülkelerin üzerinde özellikle
durduğu kayıt dışı nakit para akışının da önüne geçilecektir. Maalesef Türkiye’de kayıt dışılık oranı gelişmiş
ülkelere göre çok yüksek. Kartlı ödeme sistemleri ile
gerçekleşen işlemlerin takip edilebilmesi, işlemlerin
belgeye dayanması kayıt dışı ekonomiyi de doğal olarak daraltmaktadır. Elektronik para, BDDK’nın sektöre
ilişkin uygulamalarının ardından ülkemizde de ekonomiye katkısı olan başlı başına ciddi bir sektör haline
dönüşecektir.
bookmarkinterview
Türkiye Bizim İçin
Önemli Bir Pazar
Özellikle oyun ve 3 boyutlu
tasarımlar için kullanılan
GeForce ekran kartının
yaratıcısı NVIDIA'nın Türkiye
Kurumsal Çözümler Grubu
Ülke Müdürü Oğuzhan
Oğuz ile markanın yeni
ürünlerini konuştuk.
RÖPORTAJ: Sema AKBAŞ
B
ilgisayar oyunlarına yüksek kaliteli
grafikler getiren ekran kartı GeForce serisiyle tanınan NVIDIA'nın
Türkiye Kurumsal Çözümler Grubu
Ülke Müdürü Oğuzhan Oğuz, bir
buçuk yıl önce Türkiye'de danışmanlık hizmet ofisi açtıklarını belirterek, “Kendi bünyemizde dört büyük ana ürün
grubu bulunuyor. Bunların başında en popüler
olan GeForce oyun kartları var. İkinci en büyük
işimiz Quatro, Tesla ve Grid ürünlerinin içinde
bulunduğu profesyonel ürün grubu. Üçüncüsü ise
Tegra dediğimiz daha çok tablet ve cep telefonu gibi cihazlara giren ürün grubumuz. Türkiye,
bizim için önemli bir pazar oluşturuyor. Biz de
burada satış değil, danışmanlık hizmeti vermek
için bulunuyoruz” diye konuştu.
Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
NVIDIA Türkiye’nin Kurumsal Çözümler Grubu
Ülke Müdürü olarak görev yapıyorum. Türkiye’de
Profesyonel Çözümler Grubu olarak yaklaşık bir
buçuk senedir hizmet veriyoruz. Daha önce de
NVIDIA’nın merkezinde, Silikon Vadisi'nde, 6 sene
Quadro Profesyonel Ürün Grubu’nun Ürün Müdürü olarak çalıştım.
18
Oğuzhan Oğuz
NVIDIA’nın ürünlerinden bahsedebilir misiniz?
NVIDIA, Türkiye'de daha çok GeForce oyun kartları alanında tanınıyordu. Şu anda NVIDIA olarak
Türkiye’de son kullanıcı tarafında oyun pazarına ve
kurumsal pazara odaklanan iki ayrı grubumuz var.
Türkiye'nin GeForce oyun kartları ile uzun bir geçmişi var. Hatta GeForce marka olarak NVIDIA’dan daha
çok biliniyor diyebilirim. Bir buçuk yıldır Türkiye'de
ekibimiz ile birlikte Quadro, Tesla ve Grid’den oluşan
profesyonel ürünlerimiz için satış öncesi ve sonrası
danışmanlık desteği veriyoruz. NVIDIA 90’lı yıllarda
hızla büyüyeceği tahmin edilen bilgisayar oyun pazarına yönelik GeForce ürün grubunu piyasaya çıkarttı.
2000’li yıllara gelindiğinde ise Solidworks, Autocad
gibi yazılımların gittikçe artan grafik gücü gereksinimlerine özellikle performans sürücüleri ile cevap
veren Quadro ürün ailesi çıktı. Diğer popüler bir ürün
grubumuz olan Tegra da çok amaçlı bir ürün. Birçok
cep telefonu ve tablet içerisinde yer almakla beraber aynı zamanda otomotive de giriyor. Türkiye büyüyen bir pazar ve bu alana karşı ilgi büyük. Özellikle iş istasyonlarını sanal ortama taşıma teknolojisini
pazara sunduk. Şu anda bu ürün çok popüler.
NVIDIA'nın Grid ürünü hakkında da kısa bir bilgi verebilir misiniz?
Quadro, iş istasyonları veya PC’lerde profesyonel
grafik uygulamalarını hızlandırıyor, Grid de sunu-
cular üzerinde aynı işi yapıyor. Grid grafik kartı ile
uygulamalar çok daha hızlı bir şekilde çalışıyor ve
ağ kullanıcılarıyla paylaşılıyor. Yani artık bilgi işlem
sorumlusu, PC veya iş istasyonu kullanan Solidworks
kullanıcılarının ağa bağlanarak aynı performansı
alabilmelerini sağlıyor. Sanallaştırmayı genel olarak
düşünürseniz; grafik kartları dışında sunucu üzerinde
CPU’sunu RAM’ini hardisk gibi her şeyini sanallaştırabiliyorduk. Artık Grid kartlarıyla birlikte 3D grafik
gücü gerektiren yazılımları da rahatlıkla sanallaştırabiliyoruz.
Türkiye'de hangi iş ortaklarıyla birlikte çalışıyorsunuz?
Bizim iş ortaklarımız aynı zamanda müşterilerimiz.
Global Future Designs&Solutions firması da bizim iş
ortaklarımızdan biri. Gelecek teknolojilerine ilgi duyan, vizyoner ve ürünlerimizi bilerek, doğru ürünü
doğru yerde kullananan bir firma. Burada NVIDIA'nın
profesyonel ürünlerini çok iyi kullanılıyor. Bizim çözümlerimizi kendi kullanıcılarına verebilen bir iş ortağımız. Globalde iş ortaklarımız çoğunlukla Dell,
HP, Lenovo, Fujitsu gibi büyük şirketlerle, global
bazda olduğu gibi Türkiye'de de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kısaca, alanlarında lider tüm global yazılım ve donanım firmaları ile çalışıyoruz diyebilirim.
Firmamızın direkt satışı olmadığı için ürünlerimiz bu
firmalar aracılığıyla son kullanıcıya ulaşıyor.
19
Google’ın Yeni İşletim
Sistemi Android L
Apple’ın iOS 8 duyurusundan sonra Google da
I/O 2014 etkinliğinde ‘Android L’ adıyla yeni bir
işletim sistemi sundu. Android sürümlerinin
genel olarak şekerleme isimlerinden geldiğini
düşünürsek, bu isimdeki L’nin de ‘lolipop’u
çağrıştırdığı yönünde yapılan yorumları
anlayabilir ve isme biraz daha anlam verebiliriz.
Ancak isim yine de şu an için resmi olarak
onaylamış değil. Peki nedir bu yeni Android
sürümünün yenilikleri?
HAZIRLAYAN: Uğurcan Evci
G
oogle’ın üzerinde en çok durduğu nokta,
yeni işletim sisteminin sabit 60 fps ile
çalışacağıydı. Bu şu demek oluyor; insan
gözü 30 fps’den daha yukarısını algılayamadığından işletim sistemi hiçbir şekilde
menü geçişlerinde ya da telefonun normal kullanımı esnasında yavaşlama veya kasılma yapmayacak,
yapsa bile bu hissedilmeyecek bir seviyede olacak.
Google Chrome tarayıcısının bile bu hızda çalışacağı
söylendiğinden, oldukça önemli bir gelişme diyebiliriz. Akıllı telefon kullanıcılarının en çok önem
verdiği noktalardan birisinin akıcılık olduğunu düşünürsek, bu konunun üzerinde bu kadar durulmasını
da gayet rahat anlayabiliriz. Google’ın bu vaadine
göre, Android artık çok daha stabil ve akıcı bir işletim sistemi olarak karşımıza çıkacak.
YENİ BİR GÖRÜNÜM
Google’ın üzerinde durduğu ikinci nokta ise yeni
‘Material Design’. 64 bit işletim sistemini destekleyen bu dizaynda yeni bir görünüme sahip olacağız
ve işletim sistemi birden fazla katman üzerinden
çalışacak. Bu dizayn, yeni animasyonlara, daha iyi
3 boyutlu görünümlere sahip olmamızı sağlamasının
yanında, farklı çözünürlüklerdeki pek çok Android
cihaz arasındaki bütünlüğü de artıracak. Bu da uygulama yapımcılarının işini çok daha kolaylaştıracak.
20
Böylece
Android
telefonlar arasında
daha standart bir
görünüme kavuşacağız. Bunun yanında çok daha çabuk
tepki veren, çok
daha yumuşak animasyonlarla geçişler yapan bir işletim sistemi olacak.
İKLER:
DİĞER YENİL
Sistemi:
-Yeni Bildirim
kilit ekranında
Bildirimler artık
k daha rahat
da görülüp, ço
rol edilip,
sıralanıp, kont
k
Dolayısıyla ço
silinebilecek.
m
iri
ld
bir bi
daha düzenli
p olacaksınız.
hi
sa
ekranına
1 ve uzun
-Bluetooth 4.
lu
enen tam uyum
zamandır bekl
i geldi.
64 bit desteğ
.
i güçlendirildi
liğ
el
-Arama öz
nın
cı
nı
lla
elliği ku
Artık arama öz
e
gl
ptığı Goo
daha önce ya
ıyor.
n da destek al
da
aramaların
GÜÇ
TASARRUFU
Android’in yeni bir özelliği ise ‘Project Volta’ adındaki yenilenmiş güç tasarrufu modu. Bu projeye
göre artık cihazların içinde kullanılan her element
farklı dallara ayrılacak ve bu farklı dallardan kullanmadığımız her biri kapatılacak. Yani telefonun
bir özelliğini kullandığımızda, diğer pek çok özelliği
kapalı tutulduğundan daha az şarj gidecek. Bunun
yanında, yeni güç tasarrufu modu kullanım alışkanlıklarınızı izleyip, buna göre yeni güç tasarrufu programı planlayacak. Dolayısıyla, gerçekten akıllı telefonların adının hakkını verecek bir sistem olduğunu
söyleyebilirim. Bu yeni özelliğin 90-120 dakika arası
daha uzun bir kullanım sunacağı vadediliyor.
Özgür ERALP
Avukat
İnternetten Tatil Paketi Satın
Alan Tüketicilerin
Hakları Nelerdir?
İ
nternet ve kredi kartı kullanımının yaygınlaşması, uçak
seferlerinin çoğalması ve bilet
fiyatlarının ucuzlamasıyla internet üzerinden tatil paketi
uygulamalarının kullanımı artmış ve dolayısıyla bu sözleşmeler nedeniyle açılan davalarda da
bir artış gözlemlenmiştir. Çoğu kez internet sitesinde belirtilen ve vadedilen
hizmetler sağlanmadığı, fotoğraflarda
belirtilen mekanların olmadığı, kalınan
otelin standartlarının düşük olduğu,
transfer hizmetlerinin yetersizliği gibi
şikayetlerle karşılaşılmaktadır.
Tüketiciler genel olarak internet üzerinden bu paket turları almakta, sözleşme şartlarını okumamakta hatta
çoğu kez sözleşmenin bir örneğini almamakta ve saklamamakta ve kredi
kartıyla ödemelerini gerçekleştirmektedirler. İnternet üzerinden satın alınan “tatil paketi tur”larla ilgili olarak
hem mesafeli sözleşmelere uygulanacak mevzuat hem de paket turlara
uygulanacak mevzuatın birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yürürlükten kalkan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un
Paket Tur başlıklı Madde 6/C- (Ek:
6/3/2003-4822/10 md.) maddesine
göre, “Paket tur sözleşmeleri; ulaştırma, konaklama ve bunlara yardımcı
sayılmayan diğer turistik hizmetlerin
en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil
22
olduğu fiyatla satılan veya satış taahhüdü yapılan ve hizmeti yirmi dört
saatten uzun bir süreyi kapsayan veya
gecelik konaklamayı içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu,
önceden düzenlenmiş yazılı sözleşmelerdir.”
28 Kasım 2013 tarihli Resmi Gazete'de
yayınlanan ve yayınlandıktan 6 ay
sonra yürürlüğe girmiş olan yeni Tüketici Yasası olarak bilinen yani 6502
Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun’un Paket Tur Sözleşmeleri başlıklı 51.maddesine göre; “Paket Tur
Sözleşmesi, paket tur düzenleyicileri
veya aracıları tarafından Ulaştırma,
Konaklama ve bunlara bağlı olmayan
başka turizm hizmetleri hizmetlerden
en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil
olduğu fiyatla satıldığı veya satımının
vaat edildiği ve hizmetin yirmi dört
saatten uzun bir süreyi kapsadığı veya
gecelik konaklamayı içerdiği sözleşmelerdir.
Paket tur düzenleyicisinin Türkiye’de
temsilcisinin bulunmadığı hallerde paket tur aracısı paket tur düzenleyicisi
gibi sorumlu olur. Paket tur sözleşmesinin kurulmasından önce tüketiciye ön
bilgilendirme amaçlı broşür verilmesi
zorunludur. Paket tur düzenleyicileri
veya aracıları, yazılı veya mesafeli olarak kurulan paket tur sözleşmelerinin
bir nüshasını kağıt üzerinde veya kalıcı
veri saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye
vermek zorundadır.
Tüketici, kendisinden kaynaklanmayan
nedenlerle paket tur sözleşmesinin
esaslı unsurlarından birisinin değişmesi veya turun başlamadan önce iptal
edilmesi hallerinde bu değişikliği veya
paket tur düzenleyicisi tarafından sunulan alternatif bir turu kabul edebileceği gibi sözleşmeden dönme hakkına
da sahiptir. Sözleşmeden dönülmesi
halinde paket tur düzenleyicisi veya
aracısının, dönme bildiriminin kendisine ulaştığı tarihten itibaren tüketicinin
ödemiş olduğu tüm bedeli herhangi bir
kesinti yapmaksızın derhal iade etmesi
zorunludur.
Tüketicinin, sözleşmenin ifası sürecinde ortaya çıkan her türlü eksiklik
nedeniyle bedelin indirilmesini talep
etme hakkı vardır. Paket tur düzenleyicisinin, tur başladıktan sonra önemli
bir yükümlülüğünü yerine getirmediği
veya getiremeyeceği tespit edildiğinde tüketici sözleşmeden dönebilir. Bu
hallerde paket tur düzenleyicisi veya
aracısının ücret talep etme hakkı sona
erer. Yapılmış olan ödemelerin sözleşmeden dönüldüğü tarihten itibaren
tüketiciye derhal iade edilmesi zorunludur. Ancak paket tur düzenleyicisi o
ana kadar ifa etmiş olduğu edimler için
tüketiciden hizmetten faydalandığı
oranda uygun bir karşılık talep edebilir.
Paket tur düzenleyicisi sözleşmenin
hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi
nedeniyle tüketicinin uğradığı her türlü zarardan sorumludur. Tüketici boşa
harcanan tatil zamanı için de uygun
bir tazminat talep edebilir. Ticari veya
mesleki faaliyetleri çerçevesinde paket tur hizmetinden faydalanan kişiler de tüketici olarak kabul edilir. Ön
bilgilendirme, sözleşmenin içeriği, paket turun devri, sözleşmede değişiklik
yapılmasının koşulları ve bu hallerde
tüketicinin hakları, paket turun iptal
edilmesinin sonuçları, paket tur düzenleyicisinin ve aracısının sorumlulukları,
tüketicinin hangi hallerde tazminat talep edebileceği, sözleşmeden dönme
ve sonuçları ile diğer uygulama usul ve
esasları yönetmelikle belirlenir.”
T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E.
2006/7789 K. 2006/12275 T. 25.9.2006
tarihli kararında “Somut olayda,
paket-tur sözleşmesinin genel işlem
şartlarını da içerir şekilde davalı tarafından düzenlenen ve standart nitelikte sözleşmede tahkim şartına ilişkin
maddenin davacı tüketici ile müzakere
edilerek karşılıklı mutabakatla hüküm
altına alındığına ilişkin bir delilin varlığı iddia ve ispat edilemesi gerektiğine
işaret edilmiştir.
T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURUL E. 2013/11-338 K. 2013/1516 T.
30.10.2013 tarihli kararında “Davacı taraf, 4077 Sayılı Kanunu’nun 3.
maddesinde belirlenen anlamda bir
'tüketici' olmadığı Zira davacı şirket
vekili tarafından dava dilekçesinde
açıklandığı üzere; davaya konu paket
tur sözleşmesini ticari bir amaçla düzenlemiş olup, şirket müdürü ve ortağı
olan mühendis A. K.’nın yurtdışında yapılacak olan 'Frankfurt 2010 Işıklandırma ve Mimarlık' fuarına müşterileri ve
meslektaşları ile birlikte katılması için
davalılar ile paket tur anlaşması yapılmıştır.” hususu beliritlmiştir.
T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E.
2009/9084 K. 2010/235 T. 20.1.2010
tarihli kararının ilgili bölümü aşağıdaki gibidir: Taraflar arasındaki 8.7.2003
tarihli sözleşmenin 11. maddesinde
acentenin sözleşmeye uymaması halinde TÜRSAB Kütahya Çizelgesi’nin
uygulanacağı belirtilmiş olup ilgili çizelgede de yazılı belge ile ispat zorunluluğu getirilmekle ve ayrıca ayıplı hizmet yerine sunulan hizmetin tüketici
tarafından kabulü halinde tüketicinin
ayıplı hizmet iddiasından feragat etmiş
sayılacağına ilişkin düzenleme tüketici
davacının aleyhine olan ve tüketiciyi külfete sokan sözleşme hükmünün
tüketici ile ayrıca müzakere edilerek
kararlaştırılmadığı için açıklanan yasa
ve yönetmelik hükümleri karşısında
haksız şart olduğu kabul edilmelidir.
Bu sebeple TÜRSAB Kütahya Çizelgesi
hükümleri esas alınarak sonuca gidilemez. Davalı cevap dilekçesinde kabullendiği üzere sözleşmeye konu edilen
otelin ayıplı hizmet verdiği iddiası üzerine talebi kabul ederek davacıyı başka
bir otele de yerleştirmiştir. Hal böyle
olunca davacı sözleşmede belirlenen
otelde konaklama imkanı verilmemesinden doğan zararını isteme hakkına
sahip olacaktır. Mahkemece, davacının
talepleri değerlendirilerek sonucuna
uygun bir karar verilmesi gerekirken,
davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı
gerektirir.
Kamuoyunda Kütahya Çizelgesi olarak
tanımlanan ve genellikle paket turlarda tahkim şartı olarak öngörülen
TÜRSAB Turizm Tüketici Taleplerini
Değerlendirme Çizelgesi'nin de ilgilileri
tarafından bilinmesinde fayda vardır.
TÜRSAB Turizm Tüketicileri Talepleri Değerlendirme Çizelgesi (Çizelge),
seyahat acentalarının tüketicilere sundukları seyahat acentalığı hizmetlerinde taahhüt edilen ya da olması gereken hizmetlerin aksaması ya da eksik
yerine getirilmesi hallerinde tüketicilerin bedel iade taleplerinin değerlendirilmesinde yararlanılacak bir kaynak
niteliğindedir.
Paket Tur: Ulaşım, konaklama, şehir
ya da çevre turu, ağırlama, refakat,
karşılama ve rent a car hizmetlerinden
en az ikisini içeren seyahat acentası
ürünün tek bir fiyat altında tüketiciye
sunulan tur.
Panoramik Tur:Şehirlerin tanıtımı için
otobüs ile yapılan ve genellikle müze
ve ören yerine girilmeden yapılan gezilerdir.
Ekstra Tur:Yarım gün, tam gün veya
gece turu şeklinde, rehberlik, ulaşım
ve verilen hizmetler dahil edilerek hazırlanan ve belirli sayıda katılımcının
varlığı halinde düzenlenen ayrı bir ücrete tabi olan turdur.
Yürüyüş Mesafesi:Normal bir insanın
yorulmadan yürüyebileceği yaklaşık
500 metrelik mesafedir.
Charter Uçuş:Belirli sezonlarda, bayram dönemlerinde, tatillerde, özel
olarak sefere konmuş, hareket saati
havaalanı trafiğinin yoğunluğuna göre
değişkenlik gösteren uçuştur.
Tarifeli Uçuş: Önceden belirlenen gün
ve saatlerde bir program doğrultusunda gerçekleşen uçuşlardır.
No Show: Müşterinin rezervasyon yaptırdığı veya satın almış olduğu hizmetleri belirlenen süreden sonra iptal
etmesi veya haber vermeksizin rezervasyon yaptırdığı veya satın almış olduğu hizmetlerden yararlanmamasından
dolayı ödemesi gereken tutardır.
23
Bunları
Biliyor muydunuz?
İlginç ve
eğlenceli olduğunu
düşündüğümüz birçok bilgiyi
sayfalarımıza taşıdık. İnsan
gözünün kaç megapiksel olduğu,
ilk mouse’un kaç yılında yapıldığı
ve dünyanın en çok satan cep
telefonunun hangisi olduğuna
dair sizi şaşırtacak birçok
konuyu araştırdık...
STEVE JOBS İLK
STARBUCKS’I ARADI
Steve Jobs, ilk iPhone
konuşmasında Starbucks’ı arayıp
4 bin adet Latte hazırlanmasını
istemiş.
25
Yıllar önce oyun
sektörünün en ilgi
çekici oyunu olan
Game Boy 25 yaşında!
24
576
Bir insanın gözü tam
576 megapikseldir.
Dubai Polis Teşkilatı’nda Ferrari FF, Lamborghini
Aventador, Aston Martin One-77, Bentley Continental
GT, Bugatti Veyron ve Mercedes SLS AMG kullanılıyor.
680
Ebay’de saniyede 680 dolar değerinde işlem yapılıyor.
238
Apple için bir iPhone 5’in
maliyeti 238 dolar.
ŞİMDİ AKVARYUM
YAPMAYA YARIYOR
Eski Macintosh’unuzdan
akvaryum yapabilirsiniz.
Marc Zuckerberg, kırmızı-yeşil renk
körü olduğu için dünya çapında
en çok kullanılan sosyal ağ olan
Facebook, mavi renk olmuştur.
İlk mouse, 1964 yılında
tahtadan yapılmıştı.
ABD Merkez Bankası’ndan
'gerçektir' onayı alan ilk sahte
Amerikan doları, Türkiye’de
üretilmiştir.
1964
25
%57
İnsanların yüzde 57’si internetin olup olmadığını anlamak için Google’ı ziyaret ediyor.
250
milyon
Dünyanın en
çok satan telefonu 2003 yılında satışa çıkan
ve 250 milyon
satan Nokia
1100’dır.
Rick Hansen, tekerlekli sandalyesi
ile dünyayı dolaşan ilk engelli kişi
olma ünvanını aldı.
20.000
Sıradan bir çocuk yılda ortalama 20 bin
tane 30 saniyelik reklam seyreder.
Google’da
“241543903”
sayısını yazınca
görseller kısmında
buzdolabına kafasını sokan insanları, “4636228756”
sayısını yazdığınızda ise kafasını
çamaşır makinasına sokan insanları
göreceksiniz.
26
bookmarkinterview
Global Future Designs&Solutions
Sanal Dünya Artık
Çok Daha Gerçekçi
Mert Oğuzata
Kullanıcılarına farklı bir görsel dünya açan
Artırılmış Gerçeklik ile sadece el, kol ve bacak
hareketleriyle oyun oynayabilme imkanı
sağlayan Kinect teknolojileri gören herkesi
kenidine hayran bırakıyor. Peki, bu teknolojiler
nasıl çalışıyor ve ne fayda sağlıyor. Geleceğin
teknolojilerini araştıran ve yazılımlar geliştiren
Global Future Designs&Solutions A.Ş.’nin CEO’su
Mert Oğuzata ile merak edilen yeni teknolojileri
sizler için konuştuk.
RÖPORTAJ: Sema AKBAŞ
28
Artırılmış Gerçeklik, tıpta ameliyat için
kullanılabiliyor. MRI, CT ve ultrason
verileri hastanın üzerinde doğrudan
gösterilebiliyor ve böylece cerrahların
hata yapma olasılığını düşürülebiliyor.
G
lobal Future Designs&Solutions
A.Ş.'nin CEO'su Mert Oğuzata ile Eskişehir Yolu üzerinde bulunan Tepe
Prime'daki ofislerinde bir araya
geldik. Geleceğin teknolojilerine 3
boyutlu çözümler sunmak amacıyla
kurulan GFDS'nin hedeflerini, geliştirdikleri teknolojileri ve son günlerde herkesin
merak ettiği Artırılmış Gerçeklik ve Google Glass'ın
da içine dahil olduğu Kinect teknolojileri hakkında
merak edilenleri hoş bir sohbet eşliğinde sizler için
sorduk.
Öncelikle firmanızdan biraz bahseder misiniz?
Ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?
Firmamız 2013 yılında kuruldu. Tamamıyla geleceğin sistemlerine 3 boyutlu görsel çözümler sunmak
amacıyla hizmet veriyoruz. Türkiye'de maximus
teknolojisini kullanan ilk firma olduk. Global Future Designs&Solutions A.Ş. olarak ürün ve projeleri-
ni en profesyonel şekilde tanıtmak ve pazarlamak
isteyen müşterilerimiz için en üst düzey kalite ve
gerçeklikte 3D Görsel çözüm hizmeti veriyoruz. 3D
Görselleme'de kurumsal hizmet anlayışını sektöre
kazandıran firmamız, sahip olduğu sistem parkı ve
tasarım ekibi ile köprü, havalimanı, marina, baraj
gibi altyapı projelerinin, toplu konut, residence,
AVM gibi mimari projelerin, kara, hava, deniz araçları ve sistemleri ile ilgili savunma projelerinin çoklu,
bağımsız, dinamik karakterler ile mimari ve endüstriyel alanlarda Ultra HD 8K animasyonunu gerçekleştirebilecek yeterlilikte bulunuyor. 736 çekirdekli
farm server yatırımımız, darboğaz yaşayan mimarlık
ofislerine farm server olarak da hizmet verebilecek
seviyede. 3D boyutlu modellemede tek kare görsel
ve animasyon film çözümleri sunan firmamız, müşterilerimize Hologram ya da Augmented Reality gibi
sunum teknikleri konusunda da yüksek kalite hizmet
vermektedir. Şirket olarak simülasyon yazılımı ve
simülasyon alt yapı modellemelerini yapmaktayız.
Çeşitli firmalarla AR-GE'lerimiz var. Değişik ürünler
üzerinde yazılım geliştiriyoruz. En büyük özelliğimiz
siz hayallerinizi söylüyorsunuz biz bunları gerçekleştiriyoruz.
Şu anda öne çıkan teknolojiler arasında en ilgi çeken ürünler Artırılmış Gerçeklik yer alıyor. Bu teknolojiden biraz bahsedebilir misiniz?
Artırılmış gerçeklik, (Augmented Reality, AR) sanal
gerçekliğin (Virtual Reality, VE) türevi sayılabilecek
nispeten yeni bir teknolojidir. Ve kullanıcıyı tamamen yapay bir ortama sokmakta ve çevresindeki
29
gerçek dünyayı görmesini engellemektedir. Bunun
aksine AR, gerçek dünya cisimleri üzerine etkileşimli
sanal görüntüleri gerçek zamanda ekleyip kullanıcının gerçek dünyayı görmesine izin vermektedir. Sonuç olarak AR gerçek dünyanın yerine geçmemekte,
onu desteklemektedir.
Gerçek cisimler üzerine eklenen sanal görüntüler,
kullanıcıya duyularıyla algılayamadığı bilgileri doğrudan gösterebilir. AR, tıbbi görüntüleme, tamirat
ve bakım, eğlence ve spor, askeri navigasyon ve hedef takip için kullanılmaktadır. Yukarıda belirtilenlerin dışında AR, şehir planlama, trafik görüntüleme,
inşaat, haberleşme, emlak ve turizm sektörlerinde
kullanılma potansiyeli vardır.
HAREKET ÖZGÜRLÜĞÜ SUNAN TEKNOLOJİ
zSpace de yeni bir teknoloji olarak karşımıza çıkan
ürünlerden. zSpace hakkında biraz bilgi verebilir
misiniz?
zSpace’in amiral gemisi olan ürünü, zSpace® ile öğrenmeye yeni bir yol sunan öncü teknoloji sağlayıcısıdır. Zspace, özellikle bilim, teknoloji, mühendislik, matematik, sağlık, kurumsal eğitim ve araştırma
30
odaklı eğitim alanlarında,
ilham ve sürükleyici keşif yoluyla anlayışı hızlandırır. Kafa
ve el hareketleriyle bütünleşmiş bir şekilde çalışarak,
kullanıcı ve nesneler arasında
mükemmel bir etkileşim sağlar. Stereo görüntüler sayesinde görülen tüm nesneler, derinlik hissi yaratır. Kullanıcıya
daha önce başka hiç bir yerde
görmediği bu deneyimi sağlamak amacıyla baş hareketlerine göre stereo görüntülerde
de hareket eder. Holografik
görüntü sağlayan ekranda çalışmanın kazancının ne kadar
fazla olduğunu kullandıktan
sonra göreceksiniz. Zspace
ürününü Türkiye'de ilk kullanan ve yazılımını yapan GFDS
firması olarak özellikle eğitimde çok faydası olduğunu düşünüyorum. Biz de ilk olarak eğitime özel bir yazılım
yaptık. Önümüzdeki ay ürünümüzü piyasaya sunacağız.
GFDS'de Kinect teknolojileri de geliştiriliyor. Bu
teknolojinin getirdiği kolaylıklar nelerdir?
Kinect, bilgisayar ortamında çevre birimleri kullanmadan (kol,silah, konsol araçları vs.) sadece el, kol
ve bacak hareketleriyle oyun oynayabilme teknolojisine denir. Bu teknoloji, el kol ve bacak hareketlerini
algılayarak kızılötesi ışın yayan kaynaklarla gerçekleştirilir. Bu ışınlar, insan gözünün algılayamayacağı
frekanstadır. Işınlardan elde ettiği verileri CMOS algılayıcılarla komuta çevirip, bu sayede komut olarak
algılanılmasını sağlanır. Komutlar işletim sisteminin
kalitesine bağlı olarak bir saniyeden çok daha az kısa
bir zaman içinde, CMOS algılayıcılara ulaşmaktadır.
3 boyut grafiklerde gerçekleşmesi gereken hızlı komutları ise bilgisayara ait olan yazılım sağlar. Yani
'kinect' sadece komutları ulaştırmakla sorumlu oluyor. Microsoft'un sunduğu bu eşsiz Kinect teknolojisi, oyuna başlama komutu verilince kızılötesi ışın
yaymaya başlıyor, çok kısa bir süre sonra
oyuncunun baş gövde kol el bacak, ayak
gibi kısımlarını oynattığında algılayabilme yeteneğine sahip olur. GFDS firması
olarak Kinect for Windows kullanarak,
özellikle savunma sanayinde ve tekstilde bir sürü proje gerçekleştirdik. Ayrıca
Kinect'i günümüzdeki diğer yüksek teknolojilerle birleştirmeyi başardık (Leap
motion, Hologram sistemleri gibi). Kinect üzerine Ar-Ge çalışmalarımızda devam etmektedir.
hologram illüzyonlar daha çok reklam tanıtımı ya da fuarlarda kullanılıyor. Bir havalanının dış hatlarında
sanal hostes projesi gerçekleştirdik.
Dış hatlara gelen yabancı misafirlere
yardımcı olan danışma masasını sanal olarak yaptık. Sanal hostes her
dilde konuşabildiği için oldukça yararlı bir proje oldu.
Google Glass ile yaptığınız projeler var mı?
Şu anda Google Glass için özel yazılımlar hazırlıyoruz. Google Glass, üzerinde optik bir ekran bulunan
gözlük şeklindeki giyilebilir bir bilgisayardır. Google
firmasının Project Glass (Gözlük Projesi) isimli bir
araştırma ve geliştirme projesi olarak doğdu. Google
Glass, ses ile kontrol edilebilmektedir. Ayrıca cihaz
kenarında bulunan dokunmatik pad aracılığı ile de
kontrol sağlanabiliyor. Cihaz ile internete bağlanabilmek, üzerindeki kamera ile yüksek çözünürlüklü
fotoğraf çekmek ve video kaydetmek mümkündür.
Firmamız Amerika'daki Google firmasıyla direk görüşerek, Google Glass'ı getirdi. Şu an Google Glass'a
Ankara ofisimizde özel bir yazılım yapıyoruz. Bu yazılım daha çok üretim hatları ve kalite kontrol için
geliştiriliyor. Google Glass, daha önce hiç bu alanlarda kullanılmamıştı. Google Glass ile çalışan bir demo
oyun geliştirdik. Google Glass'ın sensörlerinden yararlanarak, klavye ve mouse yerine baş hareketleriyle etrafa bakmak, touchpad dokunuşları ile ilerlemek
ve ateş etmeyi sağladık. Google Glass'ın sınırlarını
ölçtük ve gerekli performans ayarlarını yaptık.
Google Glass'ta şu an gördüğünüz eksiklikleri nelerdir?
Yaptığımız incelemelerde Google Glass, pil ömrü olarak biraz daha iyi olabilir. Bir de belki ekranı daha
büyüyebilir. Şu an çok güzel çalışıyor. Bulduğumuz
eksiklilerin hepsini Google'a bildiriyoruz.
HAYATIMIZA GİREN İLLÜZYON:HOLOGRAM
Hologram da yapan bir firmasınız. Hologramı hangi
alanlarda daha çok kullanıyoruz?
Hologramı ikiye ayırıyoruz. Gerçek hologram ve
hologram illüzyon. İllüzyon dediğimiz özel bir perde veya cama yansıtılan holografik uygulamalarıdır.
Gerçek hologram dediğimiz aynaları çarptıraraktan
havada çıplak gözle görüntü oluşturma olayı. Asıl
odak noktamızda gerçek hologram diyebilirim. Diğer
3 boyutlu animasyon ürünleri hangi
sektörler de daha çok kullanılıyor?
3 boyutlu animasyonları 3 sektörde
daha çok kullanıyoruz. Bu sektörlerden biri mimari alanlar. Şu anda
çok yüksek kalitede animasyonlar
yapabiliyoruz. Türkiye'de ilk grafik
kartından animasyon yapan firma
olduğumuzu söyleyebilirim. Diğer
alanlarımızda savunma sanayi ve endüstriyel alan.
Savunma sanayisinde Aselsan, Roketsan, Milsoft, Havelsan, MİKES gibi firmalar ile çalışıyoruz. Hepsine
ürün, proje veya firma bazında animasyonlar yapabiliyoruz. Firmamız, yeni teknlolojileri takip edip,
insanlara çözüm sunmayı hedefliyor. Bizim burada
önem verdiğimiz diğer konulardan biri de artırılmış
gerçeklik (Augmented Reality). Biz kendi kabiliyetimizle bir şeyler yapıyoruz. Tabi bunun daha büyük
alanlara ve özellikle yurtdışında işler geliştirmek ve
dünyada daha çıkmamış, başkaları tarafından yapılmamış şeyleri denemek bizim için önemli. Türkiye'de
çoğu firma var olan bir şeyi millileştirmeye çalışıyor.
Ama dünyada aynı anda çıkan bir ürünü geliştirmeye
ve farklılaştırmaya çalışan çok fazla firma yok. Görüntü işlemede de çok ilerlediğimizi ve AR ile birleştirdiğimizi söyleyebilirim.
3 boyutlu sistemler için firmalardan gelen talepler
ne doğrultuda?
3 boyutlu görsel çözümler oluşturulurken, müşterilere maliyetleri en düşük ama en kaliteli şekilde
işi yapmak bizim çok önem verdiğimiz bir şey. Bizim
önerdiğimiz çözümler, çok yüksek maliyetli olmuyor.
Amacımız insanların da Amazon'dan bile alabileceği
sistemleri entegre ederek, özel yazılımlar ile çözüm
sunmak. Bu alanda tabi ki talepler de oldukça iyi.
Bu ileri teknolojiler artık evimizdeki cihazlarda da
rahatlıkla kullanılabilecek mi?
Halkın istediği zaman istediği şekilde kullanabilmesi, üretim haklarınının uygun fiyatlarla bu sistemleri
sağlabilmesi çok önemli. Zaten birileri bu teknolojileri geliştiriyor. Bizim görevimiz o teknolojileri birleştirip, yeni bir mantık oluşturmak ve farklı kullanım
alanları yaratmak. Farklı teknolojileri birleştirmekte
yeni bir pazar oluşturduğu için bu pazar da artık çok
önemli. Bizim amacımız farklı olmak, herkesin yaptığı şeyi aynı tarzda değil de onu baştan yaratmak.
31
Özge Evci ERALP
Avukat
Freelance Bilişim
Hizmetlerinin
Vergilendirilmesi
F
reelance
olarak
tabir edilen, bir
kuruma ya da işverene bağlı olmaksızın
çoğunlukla
evden, kendi kişisel imkanları ile
çalışma sisteminin yaygınlaşmasıyla
en merak edilenlerin başında vergilendirme gelmeye başladı. Grafik
tasarım, web tasarımı, yazılım gibi
hizmetlerde, müşteri ile freelancer
genellikle fiziki olarak bir araya gelmeden internet üzerinden iletişime
32
geçtiğinden işyeri giderlerinden de
tasarruf sağlanıyor. Evinizden freelancer hizmetleri veriyorsanız,
bunun için vergi ödeyecek misiniz?
Müşterilerinizin vergi yükümlülüğü
doğacak mı? Fatura ve belge düzenleyecek misiniz? Bu soruların cevabı
için freelance çalışma sisteminin
vergilendirme uygulamasında öncelikle, bu faaliyetin serbest meslek
kazancı mı yoksa arızi kazanç mı
olduğu ayrımının yapılması gerekir.
Gelir Vergisi Kanunu’na göre bir
faaliyetin serbest meslek faaliyeti
olup olmadığı, faaliyetin; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi
veya mesleki bilgiye veya ihtisasa
dayanması; bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında
kendi nam ve hesabına yapılması;
devamlı olması, unsurlarını taşıyıp
taşımadığına bağlıdır. Bu nitelikteki
faaliyetlerin devamlı olarak yapılması durumunda tutarı ne olursa
olsun elde edilen kazancın serbest
meslek kazancı olarak beyan edilmesi gerekir.
Freelance çalışma, devamlı olmayacak şekilde birkaç kez yapılmaktaysa arızi kazanç olarak kabulü ile
vergilendirilecektir. Gelir Vergisi
Kanunu’na göre, arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri
dolayısıyla tahsil edilen gelir, arızi
kazanç niteliğindedir. Arızi serbest
meslek kazançlarının 2014 yılı itibariyle 21.000 TL’si gelir vergisinden istisnadır. Bu tutarın altındaki
kazançlar için beyanname verilmemektedir.
Arızi kazanç ile serbest meslek
kazancı ayrımı ne yasalarda ne de
uygulamada kesin sınırlarla çizilmiş değildir. Ancak, kişinin geçimini freelancer olarak yaptığı işten
sağlaması durumunda serbest
meslek kazancı, diğer türlü olursa
arızi kazanç olarak örneklenebilir.
Vergi Usul Kanunu’na göre, serbest meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için serbest meslek makbuzu
tanzim etmek mecburiyetindedir.
Arızi kazanç kapsamında olanlara yapılan ödemeler de, müşteri
tarafından düzenlenecek gider
pusulası ile belgelendirilir. Hem
serbest meslek kazancında, hem de
arızi kazançta ödemelerden stopaj
yapılması gerekir, yani gider pusulası düzenlenmesi ile hizmet bedeli
arızi kazanç kapsamında olsa bile
müşteri stopaj ödeyecektir.
Türkiye’de serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV’ye de tabidir. Serbest
meslek faaliyeti ile uğraşan kişi
yapmış olduğu bu hizmet dolayısıyla KDV mükellefidir. Arızi nitelik
taşıyan serbest meslek faaliyetleri
ise KDV’ye tabi olmayacaktır. Gelir
Vergisi Kanunu’na göre; bilgisayar
programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının bilgisa-
yar yazılımı gibi eserlerini gazete,
dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda
yayınlamak veya kitap, CD, disket,
resim, heykel ve nota halindeki
eserleri ile ihtira beratlarını satmak
veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya
kiralamak suretiyle elde ettikleri
hasılat gelir vergisinden müstesnadır. Eserlerin neşir, temsil, icra ve
teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve
ücretler istisnaya dahildir.
Belirtilen maddenin uygulanabilmesi için bilgisayar programının
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser niteliği taşıması ve bu durumun İl Kültür
Müdürlüğü’nden alınacak bir belge ile tevsik ve ispat edilmesi gerekmektedir. Vergi Dairesi uygulamalarında, arızi kazanç nedeniyle
sık sık gider pusulası düzenlendiği
ve sürekli sayılabilecek durumlarda, kazancın serbest meslek
kazancı sayılarak vergi tahakkuk
ettirildiği görülmektedir. Bu nedenle ilgili ayrıma dikkat edilmesinde fayda vardır.
33
bookmarkinsta
Alışverişte Yeni Trend
Instagram
Butikleri
2000’li yıllarla birlikte adım attığımız ve hızla
gelişmeye devam eden teknoloji çağı, her geçen gün
yaşam alışkanlıklarımızı değiştirmeye devam ediyor.
E-ticaret kavramının hayatımıza girmesiyle beraber
giyimden, gıdaya kadar çok geniş ürün bir yelpazesine
bilgisayarlarımızdan bir tık ile ulaşabilir olduk. Önceleri
birçoğumuzun önyargılı yaklaştığı sanal alışverişlerin işlem
hacminin artması, sektörde başka gelişmelerin de kapısını
araladı. Özellikle Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal
medya sitelerinin yaygın kullanımı ve etkili bir iletişim aracı
haline gelmesi, satıcıları bu mecralar üzerinden de satış
yapmaya yönlendirdi. Bugün gelinen aşamada ‘Instagram
Butikleri’ olarak adlandırabileceğimiz yepyeni bir anlayış
çıktı. Peki nedir bu Instagram Butikleri?
HAZIRLAYAN:Beren ŞENTÜRK
I
nstagram butikleri, genellikle giyim, kişisel aksesuar, dekorasyon, ev tekstil ürünleri
gibi alanlarda daha yaygın olarak kullanılan
ve kimi zaman genç tasarımcıların kendilerini ispatlama ve adını duyurma aracı olarak
kullandığı, kimi zaman ise ‘second hand’ adı
altında ikinci el satışlara imkan tanıyan sanal
butiklerdir. Bu butiklerin Instagram sayfalarının mevcut olması ve bu alanda birçok kullanıcıya ulaşmaya
çalışmalarının en büyük sebebi ise tanıtımdır.
Instagram butiklerinin bir kısmının tüketicilere ayrıca
hizmet verdikleri mağazaları da bulunmakla birlikte
bir kısmının ise sanal mağazaları mevcuttur. Instag-
34
ram butikleri, sosyal medyanın yaygın kullanıcı ağı
ve etkili gücünden faydalanarak, her yaş grubundan
geniş kitlelere ulaşabiliyor. Hatta bu günlerde yükselen tanıtım trendi, ünlü isimlere hediyeler göndererek, onların bu ürünleri sayfalarında paylaşmasını
sağlamak. Kısaca Instagram, hem satış hem reklam
işlerini bünyesinde tek başına çok güzel barındırıyor
hem de maliyeti düşürüyor. Sitelerde satıcılar, genelde tüketici ile Instagram hesabından ya da verdikleri telefon numarası ile WhatsApp üzerinden iletişim
kuruyor. İşte size son dönemde öne çıkan Instagram
butiklerinden birkaçı...
www.butikconcept.com
takipçi
30678
butikconcept
takipçi
11000
K
ullanıcı adı butikconseptcom’un
Instagram hesabında 30 bin 678
takipçi bulunuyor. Giyimden ev
dekorasyonuna, aksesuardan kişiye
özel tasarımlara kadar geniş yelpazedeki ürünleri ile hizmet veren
butikconsept’in en önemli özelliği,
birçok genç girişimci ve tasarımcının
ürünlerine yer vermesi ve her birini
ayrı ayrı belirterek satışa sunması.
Butikconsept, ürünlerin ödemesinde
de oldukça kolaylıklar sağlıyor. Ürünü
teslim alırken kapıda ödeme yapabileceğiniz gibi kredi kartı ya da Paypal
ile de ödeme yapabiliyorsunuz.
www.karpuztasarim.com
K
arpuz tasarım, Instagram’da Karpuztasarım kullanıcı adı ile
yer almakla birlikte aynı zamanda www.karpuztasarım.com
web sitesiyle de hizmet veriyor. Ürün kitlesi ağırlıklı olarak
0-12 yaş olan butiğin halihazırda 8 bin 394 takipçisi mevcut. Karpuz tasarım, özel sipariş bebek kıyafetleri, doğum günü, baby shower, doğum odası süsü gibi bebeklere yönelik ürünlere yer veren
eğlenceli ve renkli bir butik. Zaten kendilerini de ‘Kanlı, canlı, çok
tatlı şeyler var burada’ sloganı ile özetlemişler. Ürünlerinin üzerine istediğiniz her şeyi yazabiliyorlar ve özellikle çocukların çok
seveceği, renkli ve kimsede olmayan tasarımlar yapıyorlar.
karpuztasarım
takipçi
1128
takipçi
Ohmybyasya
2068
sanspartiatolyesi
takipçi
40000
neseliurunler
takipçi
10000
pasta canavarı
35
www.zet.com/tasarımcı/ohmybyyasya
K
ullanıcı adı Ohmybyyasya olan ve www.
zet.com/tasarımcı/ohmybyyasya web
sitesinden de ulaşılabilen bu butikte
daha çok kolye, bileklik gibi aksesuar tasarımına yönelik ürünler satışa sunuyor. Renk
renk tasarlanmış çeşitli desenlerde küpe,
broş, bileklik gibi birçok aksesuar edinebileceğiniz bu butikten yapacağınız alışverişlerde
ödeme kapıdan olabileceği gibi Paypal ile de
yapılabiliyor, ancak kargo ücreti alıcıya ait.
Instagram’da yeni olan butik, şimdiden bin
128 takipçi edinmiş durumda.
sanspartiatolyesi
S
anspartiatolyesi kullanıcı adına sahip olan ve
www.sanspartiatolyesi.com web sitesi ile de
hizmet veren butik, kısa sürede 3 bin 268 takipçi edinmiş. Birgül Tavşan Kayıran tarafından
kurulan Şans, özel günleriniz için hayal ettiğiniz
ürünleri tasarlıyor. Kendi deyimleri ile “Kutlamaya
değer bulduğunuz her an”, doğum, baby shower,
diş buğdayı, doğum günü, bekarlığa veda, düğün
gibi her türlü etkinlik için misafirlerinize vereceğiniz hediyelerden süslemelere, dekorasyona kadar
her şeyi tam da hayal ettiğiniz gibi tasarlayıp sizin
için üretiyor.
36
www.neseliurunler.com
K
ullanıcı adı Zdozkan olan ve www.neseliurunler.com adlı internet sitesiyle
de hizmet veren butikte, giysi, ofis,
ev eşyaları gibi çok yönlü ürünler bulunuyor. Bu ürünlerin hepsinin ortak noktası
ise süslü, neşeli ve renkli olması. Butiğin
sloganı da ‘Eğlenceli bir yer burası, içeride
sizi mutlu edecek bir şeyler mutlaka vardır.’ 40 bin takipçisi olan Neşeli Ürünler’de
taşlı hesap makinelerinden, rengarenk
direksiyon kılıflarına kadar birçok ürün
bulmak mümkün. Butik ile MessageMe ve
e-posta ile iletişim kuruluyor, kredi kartı
ile alışveriş yapılıyor.
Pasta Canavarı
P
astacanavarı kullanıcı adı ve hali hazırda 10 bin takipçisi
ile Instagram’da yer alan butik, hem sipariş üzerine pastaları hazırlıyor hem de bu işin eğitimine yönelik hizmetler de sunuyor. Pasta canavarı, zaman zaman tarifini veya yapım sürecini paylaştığı birbirinden farklı pastalarla klasik usul
pastacılık anlayışını yıkmış durumda. Bu durumu da tanıtımında ‘Yenilebilir Sanat’ olarak özetlemiş. Şeker hamurundan yapılan ‘Süpergirl’ ya da ‘Afrikalı Kız’ ile çeşitli temalarda kenar
süsü ile süslenmiş pastalar da ürünlerden sadece birkaçı.
37
Çığır İlbaş
Bilişim Teknolojileri Uzmanı
Rumuz Goncagül’den
Çevrimiçi Flörte
İ
nternet ve mobil telefonların yaşantımızda olmadığı
dönemlerde yeni insanlarla
tanışmanın tek yöntemi gazetelerdeki arkadaş köşeleriydi. Rumuzlarla gazetelere gönderilen mektuplar,
editörler tarafından eşleştirilir ve
sabır zorlayan mektuplaşmaların
sonunda yakalarda kırmızı karanfillerle şehir meydanlarında tanışma
heyecanı yaşanırdı. 70’li yıllarda
38
gençliğini yaşayanların tebessümle
hatırlayacağı bu furya, oyun yazarı Oktay Arayıcı tarafından 1977
yılında kaleme alınan “Rumuz Goncagül” adlı iki perdelik bir oyuna
konu olmuştu. 1988 yılında ise aynı
eser, İrfan Tözüm yönetmenliğinde
usta oyuncular Türkan Şoray, Hakan
Balamir ve Müşfik Kenter tarafından
beyaz perdeye taşınmıştı.
Gazete köşelerinde arkadaş bulma-
ya çalışan gençlerin kardeşleri heyecan verici bir teknolojiyle tanıştılar. 80’li yıllarda “Halk bandı telsiz”
adıyla piyasaya çıkan CB radyo alıcı
verici cihazların kullanımı, 1983 yılında 2813 sayılı Telsiz Kanunu’nun
yürürlüğe girmesiyle yaygınlaştı ve
“Arkadaş arıyorum bayan arkadaş”
anonsları tüm ülkeye yayıldı.
Gençliğini 90’lı yıllarda yaşayanlar
için ise yeni sosyal ilişkiler kurmak
ve geliştirmek eskisinden çok daha
kolaydı. Önce mobil telefonlar,
daha sonra internet günlük yaşantımıza girdi ve topluma artık hiçbir
şeyin eskisi gibi olmayacağının sinyallerini vermeye başladı. Aynı dönemde 900’lü telefon hatları üzerinde çalışan arkadaşlık sistemleri
geliştirildi. Şaşırtıcı bir taleple karşılaşan servisler ilginç bir sosyolojik
gerçeği de ortaya çıkardı. Gençler
yeni arkadaşlar edinmek için yüksek
faturalar ödemeye razıydı. Daha
sonra SMS servisleri üzerine kurulan arkadaşlık sistemleri Türkiye’de
çok yaygınlaşmasa da Avrupa’da ve
özellikle Fransa’da halen yoğun bir
talep görüyor.
İnternetin ilk yıllarında, özellikle
Türk kullanıcılar için, kimlik saklamak çok doğal bir davranıştı.
IRC sohbet odalarında ve ICQ, MSN
gibi mesajlaşma uygulamalarında
herkes kendisine bir nickname seç-
ti. Artık Rumuz Goncagül’ler yerini
CrazyAngel’lara bırakmıştı. Web
teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte arkadaşlık sitesi kavramıyla
tanıştık. 900’lü hatlara yüksek ücret ödemeye razı olan geniş kitle
arkadaşlık sitelerine yöneldi ve bu
noktada başka bir sosyolojik gerçek
karşımıza çıktı. Ülkemizde arkadaş
arayan bir kadına karşılık onlarca
erkek bulunuyordu. 1990’larda karşılaşılan bu durum, aradan geçen
20 yıla rağmen fazla değişmedi.
Her ne kadar arkadaşlık siteleri üye
istatistiklerini bir kadına karşılık iki
üç erkek şeklinde açıklıyorlarsa da
pek çok arkadaşlık sitesinde sahte
kadın profillerinin sisteme eklendiğini ve eskortların müşteri bulmak
için bu tür siteleri tercih ettiği biliniyor. Ülkemizde normal karşılanan
bu durum, Rusya’da ve Uzakdoğu
ülkelerinde ise tam tersi. Flört sitelerine kayıtlı kadın üyeler, erkek
üyelerden dört beş kat daha fazla.
Dünyanın en büyük sosyal ağlarından biri olan Facebook, flört siteleri arasından sıyrılıp kullanıcıları
yalnızca tanıdıkları insanlarla bir
araya getirmek için yoğun bir mü-
cadele verdi. Özellikle erkek kullanıcıların çoğunlukta olduğu Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri nedeniyle
özel algoritmalar geliştirerek, flört
amaçlı hesapları tamamen kapattı.
Tanımadığı kişileri arkadaş olarak
ekleme konusunda Türk erkeklerinin ısrarcı davranışlarının nedeni
Google ve Yahoo’da yanıtı en çok
aranan sorular arasındaki yerini
koruyor. Hatta 2012 yılında Google arama kutusuna yalnızca “why”
yazıldığında “Why do Turkish guys
add me on Facebook?” sorusu arama önerileri listesinin başında yer
alıyordu.
Günümüzde ise mobil uygulamalar,
flört servislerinin gözde platformu
haline geldi. Kültürlere ve coğrafyalara göre farklılık gösteren kullanım oranlarında kayda değer bir
değişim yok. Kullanım oranları ise
hızla artıyor. Bu ay yayınlanan Reuters, Herald News, PC World ve
Washington Post kaynaklı bir araştırmaya göre ABD’de flört arayan
54.250.000 bekar var ve bu kitleden 41.250.000 kişi çevrimiçi flört
sitelerine üye. Erkek üyelerin oranı yüzde 52. ABD vatandaşlarının
çevrimiçi flört için harcadığı para
ise yıllık 1.249.000.000 dolar civarında. Daha detaylı istatistiklere
www.statisticbrain.com adresinden
ulaşabilirsiniz.
Modern dünyada, özellikle büyük
şehirlerde, yalnızlığın ciddi bir sorun olduğu düşünüldüğünde çevrimiçi arkadaşlık sitelerinin önemli
bir ihtiyacı karşıladığını söyleyebiliriz. Ancak boşanmalardaki etkisini
de dikkate almak gerekiyor. ABD’de
geçen yıl yapılan bir başka araştırmada her dokuz boşanma dilekçesinden birinde “Facebook” kelimesinin geçtiği belirlenmiş. Ayrıca
flört siteleri kaynaklı istismar, şiddet, dolandırıcılık ve şantaj suçları
hakkında da kayda değer istatistikler mevcut. Arkadaş edinmek için
çevrimiçi siteleri kullanan kişilerin
bu olasılıkları da göz önünde bulundurmaları gerekiyor.
39
Seyahatinizi
İnternetten
Nasıl
Planlarsınız?
Pek çoğumuz için yurt dışı
tatilleri, yurt içi tatillerine
nazaran daha cazip hale
gelmeye başladı. Çalışan
insanlar, uzun süre izin
kullanamadığı için kısa süreli
tatillerinde otelde konaklayıp,
tüm gün güneşlenmek yerine,
yeni yerler görüp, o şehrin
sokaklarında kaybolmak, farklı
kültür ve mutfakları denemeyi
tercih etmeye başladı.
HAZIRLAYAN: Gökçe Karakaya Gül
www.gokceninseyirdefteri.com
B
enim en büyük tutkularımdan birisi de
seyahat edip, yeni ülkeler keşfetmek.
Farklı kültürleri tanımayı ve farklı milletlerden insanlarla tanışmayı da seviyorum. Tabi yurt dışı tatiline gitmeden
birkaç ay önce hazırlıklara başlamak
gerek. Vize konusuna hiç girmiyorum
bile ama gitmeden önce konaklamamı ve ulaşımımı
ayarlıyorum. Yurt dışında müzeleri gezmek, sanatsal
etkinlikleri de kaçırmak istemiyorsam mutlaka daha
yurt dışına çıkmadan önce internet üzerinden müzelerin biletlerini veya o sanatsal etkinliğin biletlerini alıyorum. Hatta gideceğim lokantanın en güzel
masası için bile gitmeden rezervasyon yapıyorum.
Böylece oraya gittiğimde herhangi bir kötü sürprizle
karşılaşmıyorum.
Daha gitmeden internet üzerinden biletleri satın aldığım için hem ekonomik açıdan hem de zaman açısından tasarruf yapmış oluyorum. Böylece yurt dışın-
40
da son ana kadar gezme imkanım oluyor ve biletler
zaten elimde hazır olduğundan etkinlik başlamadan
5 dakika önce orada olmak yeterli oluyor. Bu yazımda
size yurt dışı tatillerine gitmeden önce sıklıkla kullandığım web sayfalarından bahsetmek istiyorum.
KONAKLAMA SİTELERİ
www.booking.com
Bu site, seyahat severlerin sıklıkla kullandığı bir sayfa. Gideceğiniz ülkeden vize almadan önce bu siteden yapacağınız otel rezervasyonu, vize almak için
adeta bir hayat kurtarıcı. Ben yurt dışı seyahatlerimde otel seçimlerimi genelde bu sayfadan yapıyorum.
Bütçenize, merkeze uzaklığına, yıldız sayısına göre
otelleri kategorize edip, gideceğiniz tarihe uygun
otelleri seçebiliyorsunuz. Otel hakkındaki yorumlar
ve fotoğraflar da oteli değerlendirmeniz için birebir. Ben şimdiye kadar yorumlara güvenip gittiğim
bir otelden hiç pişman olmadım. Rezervasyon sıra-
sında anında ödeme yapabileceğiniz gibi, kredi kartı
numaranızı bildirip içinden herhangi bir bedel çektirtmeden gideceğiniz güne kadar rezervasyonunuzu
ücretsiz iptal gibi opsiyonlarda bulunmakta. Rezervasyonlarımı booking hesabımdan yaptığım ve “genius” statüsüne ulaştığım için şu anda bana yaptığım
rezervasyonumlarımda ekstra indirimler sağlanıyor
ve kampanyalardan da öncelikli olarak haberdar
oluyorum. Otele giderken herhangi bir sorunla karşılaşmamak için rezervasyon yaptırdığınızı gösteren
çıktıyı almakta fayda var. Çoğu otele bu sayfadan
ulaşabiliyorsunuz.
www.hrs.com
Booking sitesi ile bu sitenin işleyişi aynı. Ancak
Booking’de bulamadığınız
otelleri, bu web sayfasında
bulmanız mümkün. Bazen
de aynı oteller olmasına
rağmen iki site arasında fiyat farkları bulunabiliyor. Dolayısıyla bir otele karar
kıldıktan sonra bu siteye de bakıyorum ona göre otel
rezervasyonumu oluşturuyorum.
www.airbnb.com
Gittiğiniz yerde otel yerine ev sıcaklığı arıyorsanız
bu site tam size göre. Bu sitede hangi şehre gitmek
istiyorsanız o şehri ve o şehirde kalacağınız tarihleri yazıyorsunuz. Böylelikle semtlere göre o tarih-
te evlerini kiralayan kişilerle karşılaşıyorsunuz. Arkadaşlarınızla gittiğinizde ev kirasını böldüğünüzde
otellere göre daha uygun fiyatlı konaklama sağlamış
oluyorsunuz. Böylelikle hayalinizdeki evde kalabildiğiniz gibi gittiğiniz ülkenin kültürüyle daha iç içe
oluyorsunuz. İsterseniz ev isterseniz de oda kiralamanız mümkün. Evde kendi yemeğinizi de yapmanız
mümkün ve böylece yurt dışı tatillerinizde maliyeti
de azaltabilirsiniz. Siteden evini kiralayan kişiyle irtibata geçip evin anahtarını nerede alabileceğinizi
kararlaştırabilir ve evini kiralayan kişi ve o ev hakkında yazılan yorumları okuyabilirsiniz. Böylelikle istediğiniz semtte konaklamanızı daha ekonomik hale
getirebilirsiniz.
ULAŞIM SİTELERİ
www.skyscanner.com
Bu web sitesi ucuz uçak bileti bulma arama motorudur. Yolculuğunuzun başlangıç ve bitiş noktalarını
girdiğinizde, bu site en iyi seyahat tekliflerini bulmak için havayollarının web siteleri arasından arama
yapmaktadır. Siz de böylelikle en uygun fiyatlı uçak
bileti alarak uçma imkanına erişiyorsunuz. Genelde
aktarmalı uçuşların daha uygun fiyatlı olduğu bilgisini de not edelim.
www.bahn.de
Bu web sayfası Almanya kökenli olmasına rağmen
benim en çok kullandığım web sayfasından biri.
Zaten yurt dışında en çok sevdiğim şeylerden birisi
tren yolculuğu. Bu web sayfasında başlangıç ve bitiş
noktalarını yazıyorsunuz, site size trenleri önünüze
sıralıyor. Pek çok tren biletini anında buradan alabileceğiniz gibi bazı ülkelerin biletlerini alabilmek için
o ülkenin yerel tren bileti sitesine bağlanmanız gerekebiliyor. Trende aktarma, gecikme olup olmadığını
da buradan görüntüleyebiliyorsunuz.
41
GEZME-YEME VE İÇME SİTELERİ
Yurt dışına gitmeden önce hangi şehre gideceksem
genelde o şehir hakkında yazılan bloglara bakıyorum.
Bir şehri en güzel bloglar anlatıyor bence. Herkes
kendisine göre o şehirde güzel olan yerleri, beğendiği mekanları, tavsiyeleri ve uzak durulması gereken
yerleri yazıyor. Gezmeden önce pek çok web sayfasını incelememe rağmen aşağıda belirttiklerim benim
temel aldığım web sayfaları.
www.gezicigunluk.com
Benim zevkle takip ettiğim gezi bloglarından birisi
gezicigünlük. Kendisi de benim gibi seyahat delisi.
Kendisinin yapmış olduğu seyahatleri, deneyimleri,
fotoğrafları, bu web sitesinden takip edebilirsiniz.
Şehrin alfabesi, şehirdeki sanatsal etkinlikleri, alışveriş tüyolarını ve o şehirde mutlaka yapılması gerekenleri kendisinden öğrenebiliyoruz. Ben bu web
sayfasını Berlin seyahatimden önce keşfetmiştim.
Web sayfasını gezerken kahvenizi yudumlamayı da
unutmayın.
www.cizenbayan.com
Kendisiyle Londra seyahatimizde tanışmıştım, sosyal
medyada binlerce takipçisi bulunmakta. Kendisinin
samimi oluşu, sempatikliği göz önüne alındığında sosyal medyada niye
bu kadar popüler
olduğunu anlamakda hiç zor
değil. Kendisi mimar olduğundan
dolayı bu isim
kendisine takılmış. Seyahatlerini ve gezilerini
ise ‘gezenbayan’
adı altında paylaşıyor. Sitesinden
kendisinin anlık
seyahat anlarına
ve paylaşımlarına
rastlayabilirsiniz.
42
Genç yaşına rağmen gezi konusunda göstermiş olduğu azmi kıskanmamak elde değil. Avrupa, Amerika,
Afrika, Uzakdoğu seyahat planlarınız arasındaysa
bu web sayfasını kaçırmayın derim. Ben kendisinin
Güney Amerika seyahatini büyük bir heyecanla takip
ettim.
www.geziko.com
Bu site, bizler herhangi bir zahmete girmeden bizim
için pek çok havayolu şirketini ve araç kiralama firmalarını araştırıp, bize fiyatları karşılaştırma olanağı
sunuyor. Böylece farklı web sayfalarını incelemeden
doğrudan uçak biletimi alabiliyorum ve havalimanında da aracım beni hazır olarak bekliyor. Ayrıca havayolu şirketlerinin bu siteye özel kampanyalarından
da faydalanabiliyorum.
www.cokgezenlerkulubu.com
Çok Gezenler Kulübü (ÇGK), o şehri turist gibi değil
de yerlisi gibi yaşayanların kendi objektiflerinden,
şehri anlatan farklı bloggerların yer aldığı bir web
sayfası. Gitmek istediğiniz şehirler, şayet daha önce
ÇGK tarafından gezilen bir yerse, barda, konserde, yemekte, sokakta, sanatta, gezintide, dükkanda, alışverişte, ipucu sekmelerini tıklayarak o şehir
hakkında fotoğraflarıyla birlikte ayrıntılarıyla bilgi
edinebilirsiniz. Şehri o bloggerların gözünden keşfedebilirsiniz. Bloggerlar, bizim için video hazırlayıp,
fotoğraf çekiyor, yazılar yazarak, bizler için muazzam bir rehber hazırlıyor.
www.gezginanne.com
Bebek sahibi olduktan sonra eve kapanma dönemi bitti
artık. Gezgin Annenin mottosu “Bebeklerimizle ailecek
geziyoruz”. Bebeklerle ve çocuklarla seyahat etmek
genelde biraz zor oluyor ve bu yüzden çoğu insan bebeklerle tatil yapmaktan uzak duruyor. Benim de yeni
anne olmam sebebiyle yakından takip ettiğim bir web
sayfası bu. Bu sitede bebeklerle tatilde rahat etmenin
püf noktaları, bebeklerle yolculuk, bebeklerle nerelerde rahat edilebileceği, nerelerin çocuk dostu otel
veya restoran olduğu hakkında bilgi edinebiliyorsunuz.
Gezgin annenin tavsiyelerini, bebeğiyle yapmış olduğu
yurt dışı-yurt içi tatillerini de büyük bir zevkle takip
etmekteyim. Ayrıca gezgin anneye sor sekmesi altında
bebeklerle tatil hakkındaki sorularımızı kendisine sorabiliyor olmamız çok büyük bir avantaj.
www.sirtcantalilar.com
Bu site, seyahat tutkunlarının buluşma noktası. Sırtçantalılar, kendilerini üzerinde güneş batmayan topluluk
olarak tanımlıyor. Bu web sayfasında gezi blogger’ların
gezi yazılarına, seyahat ipuçlarına, hava yolu şirketlerinin kampanyalarına da ulaşmak mümkün. Hatta üşenmemişler bize gitmek istediğimiz ülkelerin vizelerinin
nasıl alınacağını da anlatmışlar. Avrupa, Kuzey-OrtaGüney Amerika, Asya, Avustralya, Afrika hakkında yazılan yazılara, gezi rehberine ve yazarların tavsiyelerine
de göz atmadan tatilinizi planlamayın derim.
www.wingscard.com.tr
Eğer bir şehirde kısa süreli olarak konaklayacaksam
ve o şehrin önemli yerlerini görmek istiyorsam bu
site oldukça faydalı bir site. Wings Travel başlığına
tıkladığınızda önemli kozmopolit şehirlerde yürüyüş
rotası eşliğinde 1 gün içerisinde nereleri görmeniz
gerektiği, hatta nerede yemek yemeniz gerektiği hususu size belirtiliyor. Eğer o şehrin önemli yerlerini
görmek istiyorsanız, bu siteyi tavsiye ederim.
www.turkishairlines.com.tr
Hangi şehre uçuyorsanız Türk Hava Yolları’nın
şehir rehberinde o şehir
hakkında bilgilere ulaşabiliyorsunuz. Hatta o
şehir hakkında Skylife
dergisinde yer alan haberlere de göz atabiliyorsunuz. Şehir rehberi
sekmesi altında o şehirde
gezilebilecek, eğlenebilecek yerler, sanatsal faaliyetler, yeme-içme ve
alışveriş hakkında bilgilere sahip olabiliyorum.
Böylece o şehre henüz uçmadan önce kafamda nerelere gitmem gerektiği hususunda bir bilgim oluyor.
43
bookmarkinterview
“Siber Savunma
Teknolojilerimizi Üretmeliyiz”
Kamu kurumlarına sızıldığı, devlet sırrı
niteliğindeki toplantıların dinlendiği, üst düzey
yetkililerin telefon görüşmelerinin yasa dışı
kayıt altına aldığı bu günlerde, siber saldırılar
ayrı bir önem kazanmaya başladı. Türkiye'nin ilk
kriminal üniversitesinin kurulması için çalışmalar
yapan Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü
Müdürü Prof. Dr. Hamit Hancı, Türkiye'nin siber
savaşla mücadelede başarılı olabilmesinin tek
yolunun kendi siber savunmasını üretmekten
geçtiğini söyledi.
RÖPORTAJ: Sema AKBAŞ
A
dli tıp alanında birçok ilke imza atarak laboratuarlar kuran, ilk kitapları yazan ve
birçok başarılı çalışmaya imza atan Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü
Müdürü ve Adli Bilimciler Derneği Başkanı
Prof. Dr. Hamit Hancı ile son yıllara damgasını vuran siber saldırıları ve siber savaşın tehlikelerini konuştuk. Türkiye'nin ilk kriminal üniversitesi olma özelliği taşıyan ANKA Teknoloji Üniversitesi'nin
kurulması yönünde çalışmalar da yapan Prof. Dr. Hancı,
Türkiye'nin siber savunmasının 10 yıl önceki teknolojilerle
yapılmaya çalışıldığını savunarak, “Eski teknolojilerle bugünün savaşını yapmaya çalışıyorsunuz. O yüzden kendi ArGe'nizi ve yazılımlarınızı oluşturmak zorundasınız. Zamanı
yakalayabilmek ve güçlü olabilmek için kendi siber savunmanızı yapmanız gerek. Bu nedenle kendi yazılımlarımızı
ve teknolojimizi üretebileceğimiz bir kriminal üniversitenin kurulması için mücadele veriyoruz, ama önümüze hep
büroktratik engeller çıkartılıyor” diye konuştu.
Kriminal üniversite kurma düşüncesi
nasıl çıktı?
Adli bilimler, adli bilişim teknolojileri ve adli mühendislik
konularında gelişmiş ülkelerde var olan ileri teknolojilerin
ülkemize adapte edilmesine katkı sağlayacak olan ANKA
Teknoloji Üniversitesi'nin kurma planlarımızın geçmişi,
8 yıl öncesine dayanıyor. Bu proje, İstanbul Adli Bilimler
Vakfı'nın önerisiyle gündeme geldi. Üniversite, özellikle
kriminal teknolojiler, siber güvenlik, savunma sanayi olarak üç ana bilimsel araştırma alanına hizmet verecek şekilde tasarlanıyor. Bu üç alanda da Türkiye'de gerek lisans
gerekse Ar-Ge düzeyinde yeterli fakülteler bulunmuyor. Bu
üniversitenin kurulması çok uzun süre aldı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce de kanunla kuruldu. Şimdi bir yer arayışı içindeyiz. Ankara'da inşa edilmesi planlanıyor. Kamu kurumları
44
Prof.Dr. Hamit HANCI
Ankara’da kurulması planlanan kriminal
üniversitesinde siber güvenlik ve savunma
teknolojisi üzerine çalışmalar yapılacak.
ve belediyeler yer tahsis ediyor, ama bürokrasi denilen engeli hala aşamadık. Ama şunu söylemeliyim
ki, burası Türkiye açısından son derece önemli bir
üniversite olacak.
MİLLİ BİR YAPILANMA
GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ
Üniversitede daha çok hangi alanlara yoğunlaşılacak?
Kurmayı istediğimiz üniversitede sadece adli bilimler değil, siber teknoloji, siber güvenlik, savunma
teknolojisi üzerine de çalışmalar yapılacak. Bunlar
Türkiye'nin ihtiyacı olan önemli alanlar. Amacımız bu
teknolojilerde milli bir yapılanma gerçekleştirmek.
Fakat işin acı tarafı, bu üniversitenin ne kadar önemli olduğunu yetkililer anlamıyor. Öneminin farkında
olsalar, bu üniversitenin açılması için bizim peşimizden koşarlar. Çünkü, üniversitede kendi alanında üst
düzey yetkili kişiler çalışacak. Vakıf üniversitesi olarak hizmet verecek ve dünyanın her yerinden öğrenci kabul edecek. Ancak bürokratik engelleri aşamadığımız için, şu an sadece bekliyoruz. Belediyelerin
ve devlet kurumlarının birçok boş arazisi olduğunu
biliyoruz. Onlar da bu arazileri bize vermek istiyor
ama önümüze o kadar çok formalite çıkartıyorlar ki,
elimizi ayağımızı bağlıyorlar. Ne yazık ki, bir buçuk
yıldır bu üniversiteyi kuracak bir yer tahsisi sağlayamadık.
Siber saldırılar her geçen gün artıyor. Bu saldırıları
engelleyecek bir altyapı Türkiye'de mevcut mu?
Bu üniversitenin kurulmasının ne kadar önemli olduğunu geçtiğimiz aylarda gördük. Birçok devlet
kurumumuza siber saldırılar yapıldı, kurumlar felç
oldu. Biz bunlara karşı koyacak milli savunma sanayileri geliştirmeyi planlıyoruz. Kendi yazılımlarımızı
yapıp, bu alanda dışarıya bağımlı olmadan, tüm bu
teknolojileri geliştirmek istiyoruz. Kısaca, hedefimiz
Türkiye'nin silikon vadisini oluşturmak. Stratejik kurumlarımıza siber saldırılar oldu. Buralarda çok ciddi
saklanması gereken bilgiler var. Bu bilgilerin alınması, Türkiye Cumhuriyeti olarak elimizi güçsüz kılar.
Son derece tehlikeli. Örneğin soruşturmalar, suç örgütlerinin takip edilmesi, organize örgütlerin dinlenmesi gibi olayların bilgilerini bu saldırıyı gerçekleştirenler alıyor, takip edilen örgütler ile paylaşıyorlar.
Bu çok ciddi bir sorun. O nedenle kendi adli bilişim
temel yapımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Bu altyapıya sahibiz ama önümüzün açılması gerekiyor.
Peki, üniversite projesi dışında bu konularla ilgili
yapılan başka çalışmalar var mı?
Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü olarak bir
adım attık. Adli Bilişim lisans programı hazırladık. Bu
program, senatomuzdan geçti. Şimdi YÖK'e gidecek.
YÖK'ten de onay alırsa, eğitimlere başlayacağız. Bu
alanda çalışmak isteyenlerin daha kalifiye olmalarını
sağlayacağız. Şu anda adli bilişim alanına çok fazla
45
kimse bunun yapamaz. O nedenle kriminal üniversitesini açmak ve kendi teknolojilerimizi geliştirmemiz çok önemli. Türkiye'nin bir tanka olduğu kadar
siber alemdeki savunma teknolojilerine de ihtiyacı
var. Üzerimize bir elektronik ağ gererler, bu ağ ile
her şeyi durdurabilirler. Türkiye'nin tüm elektronik
cihazlarını kullanılmaz hale getirecek teknolojiye sahip ülkeler var. Bunu asla unutmamak gerekiyor.
SİBER TEKNOLOJİDE KİMSE
GÜVENDE DEĞİL
Bu tarz başka hangi tehlikelerle karşı karşıyayız?
Örnek vermek gerekirse, devlet büyüklerinin korunmalarında kullanılan jammer'lar da adli bilişim alanına giriyor. Mesela bir jammer, 1 ila 5 arasındaki sinyali kesiyor. Peki, size bunu satan firma, o sinyallerin
ötesinde bir düzenek hazırlatıyorsa ve diğer tarafa
satıyorsa ne olacak. Belli bir koruma sağlayan firmanın içinden bir köstebek, sizin düşman saydığınız
kesimlere “Siz sinyal ayarını 6 yaparsanız jammer'in
etkinliği ortadan kalkar” derse ne olacak. Ama kendi sinyallerinizi yaparsanız, güvenli bir şekilde dolaşırsınız. Devlet büyükleri jammer'larla dolaşıyor ve
kendilerini güvende sanıyor. Unutulmaması gereken
tek şey, siber teknolojide kimse güvende değil.
talep var, çünkü bu alan dipsiz bir kuyu gibi. O nedenle kendinizi ne kadar yetiştirirseniz yetiştirin, 6
ay sonra o bilgi eskiyecek. Bu nedenle sürekli kendinizi yenilemek zorundasınız. Biz de sürekli adli bilişim kursları düzenliyoruz. Bu kurslara da çok ciddi
bir katılım oluyor.
Türkiye'de kullanılan siber savunma teknolojileri
yeterli düzeyde mi?
Bilişimin olduğu her yer tehlikelidir. Bilişimde saklanacak yer yoktur. Bu nedenle altyapımızı geliştirmek zorundayız. Siber alanda yurt dışından savunma
teknolojileri alıyoruz ama bunlar mevcut teknolojilerin 10 yıl gerisinde. Çünkü bu teknolojileri yaratan devletler ve holdingler yeni olanı vermezler. Artık ortaya çıkmış, bilinirliği artmış bilgileri verirler.
Dolayısıyla siz 10 yıl önceki teknoloji ve silahlarla
bugünün savaşını yapmaya çalışıyorsunuz. O yüzden
kendi Ar-Ge'nizi ve yazılımlarınızı oluşturmak zorundasınız. Sonuçta bu yüksek teknoloji belli ülkelerin
ve grupların elinde. İşi biten, eskimiş teknolojileri
de yeniymiş gibi başka ülkelere satıyorlar. Zamanı
yakalayabilmek ve güçlü olabilmek için kendi siber
savunmanızı yapmanız gerek.
İnternetimiz de yurt dışı çıkışlı. Bu durumun getirdiği tehlikeler nelerdir?
İnterneti yurt dışından bir tuşla durdurarak, bir ülkenin bütün ileşim ağını çökertebilirsiniz. Uçakların
kalkmasına engel olabilir, silahların ateşlemesini
durdurabilirsiniz. Ama kendi internetiniz, yazılımınız
ve siber ağlarınız ile iyi bir altyapılanmanız olursa,
46
Türkiye'de bilişim suçlarının cezalandırılmasında
da sorunlar yaşanıyor. Bu konuda neler yapılmalı?
Bilişim suçlarına ne cezalar verileceği de maalesef
net değil. Hukuk daha statiktir ve durağan bir bilimdir. Hızlı değişimleri hukuk da kaldırılamaz. Hukuk,
bazı süzgeçlerden geçirilerek normları oluşturulur,
yasaları çıkartır ve uygular. Fakat bilişim o kadar
hızlı ilerliyor ki, her an yeni suçlar oluşuyor. Hukukun buna adapte olması çok uzun zaman alıyor. O
nedenle hukuk adapte olana kadar o eylemler suç
olarak tanımlanamıyor. Örnek vermek gerekirse,
e-mail'lerdeki hack'lemeler uzun yıllar suç olarak kabul edilmedi. Hakim ve savcıların da adalet akademilerinde ya da diğer kurslarda adli bilişim ile ilgili
eğitilmeleri, ya da bu alanla ilgili özel ihtisas mahkemelerinin kurulması gerekiyor. Biz kurmayı plandığımız üniversitede hukukçuları da yetiştireceğiz. Bu
alana adapte olmalarını sağlayacağız.
Türkiye, son yıllarda Redhack adlı siber saldırı grubuyla ilgili de sorunlar yaşıyor. Redhack'in gerçekleştirdiği saldırılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Redhack gibi grupların arkalarında kimler vardır bilmiyorum. Ama bu kişiler bize bir ders veriyor, çünkü
devlet kurumlarını ele geçirdiler. Bu saldırılar esasında bizim için bir eğitim oldu. Bize dediler ki, “Türkiye Cumhuriyeti ayağını denk al, kendi savunma
sistemini kur.” Bizim bu tarz hacker gruplarına müteşekkir olmamız lazım. Çünkü bizi dinamik tutuyorlar
ve açıkları gösteriyorlar. Bunu bir hacker grubu yapıyorsa, devletsel ya da organize olan bir örgüt neler
yapmaz. Tedbirlerimizi çok iyi almamız gerekiyor.
Ş. Nezih Kuleyin
Semor A.Ş. Genel Müdürü
VİZYON
T
oplumlar geleceğe olan
umutlarını siyasetçilerin, sanatçıların ve bilim
adamlarının vizyonlarına
göre
kurgulamaktadır.
Gelecek, geleceğin nelere gebe olduğunu bilen toplumlar tarafından
yönetilebilmektedir. Ben de size bu
sayıda tüm dünyaya bir zamanlar dudak ısırtan ama maalesef çok az kişi
tarafından bilinen vizyon olayından
söz etmek istiyorum.
VİZYON TANIMLANIYOR
Mustafa
Kemal
Atatürk,
Cumhuriyet’in ilanından bir yıl sonra
bir gemi satın alınmasını ve bunun
Türk mallarının dünyada tanıtımını yapacak bir biçimde bir “Seyyar
Sergi” gemisi olarak düzenlenmesini
ister.
48
Gemi, sadece Türk mallarını tanıtmayacak, Türk toplumunu da tanıtacaktır. Onun için gerektiğinde konser
bile verilebilecek bir salon da gemide
yer almalıdır. Gemi, Türk toplumunu
dünyaya sadece sergilerle değil, yeni
Türkiye Cumhuriyeti’nin insan niteliğini ortaya koyarak da anlatacaktır.
Geminin yolcuları her dalda yetkinliğini ispat etmiş sanatçılar, bilim
adamları ve bürokratlardan oluşmaktadır. Bunlara ek olarak bir de 46
kişilik Riyaseti Cumhur Musiki Heyeti
vardır. Orkestrayı İstiklal Marşı’mızın
bestecisi Osman Zeki Üngör yönetecektir. Gemi satın alınır, tüm istenen
değişiklikler yapıldıktan sonra 1926
yılının haziran ayında yola çıkmak
üzere hazır hale getirilir. Sergi salonunda o zaman ülkemizde üreti-
len her şey yer almaktadır. Beykoz
Kundura Fabrikası, Yıldız Porselen,
Tekel, Demiryolları, Pertev Kremleri, Hacı Bekir Şekerlemeleri, Sanayi
Nefise Mektebi ürünlerini sergileyen
kuruluşlar arasındadır. Satın almaları kolaylaştırmak için İş Bankası’nın
kambiyo yetkisine sahip bir şubeyi
gemide açması için gereken hazırlıklar yapılır.
Haziran’ın 12’sinde yola çıkmak üzere hazır olan gemide kimler yoktur
ki! Şair Orhan Veli’nin babası Veli
Kanık, Celal Bayar`ın oğlu Refii Bayar ve gelini, sanat tarihçisi ve yazar
Celal Esat Arseven ve kızı, gazeteci
Bedia Hanım (Gezi süresince Resimli Gazete’de geziyi anlatacaktır),
İstanbul Özbek Tekkesi şeyhi Şeyh
Mehmet Ata, Cumhuriyet’in ilk ka-
dın milletvekili olan Mebrure Gönenç
Hanım, ilk kadın öğretmenlerden
İclal Hanım, gazeteci Salah Cimcoz
(Fahri Korutürk’ün kayınpederi),
ünlü şairler Vâlâ Nurettin ve Kemalettin Kamu, Bal Mahmut gibi birçok
kültür ve sanat adamı yer almıştır.
Gemi 125’i personel olmak üzere
çok nitelikli 285 kişi ile İstanbul’dan
başlayarak, Cezayir’in Bona şehrine
gidecek; oradan Barselona, LeHavre,
Londra, Amsterdam, Hamburg, Danzig, Gdansk, Stockholm, Helsinki,
Leningrad, Kopenhag, Anvers, Marsilya, Napoli, Genova üzerinden 86
gün sonra Türkiye’ye geri dönecektir.
Celal Esat Arseven yolculuk süresindeki anılarını ‘Seyahat İntibaları’
adını verdiği kitabında toplar. Ben
Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekte
ne yapmak istediğini bu kitabı okuduktan sonra anladım. Atatürk’ün
amacı sadece Türk mallarını tanıtmak değildi; yüzünü batıya dönmüş
bir toplum ile batı ülkeleri arasında
bir köprü kurmaktı. Anıları okuyunca
bu amaca ulaşıldığını anlıyoruz. Nasıl
olduğu konusunda size örnekler vermek istiyorum.
Seyyar Sergi, dokuz ayrı dilde hazırlanmış olan broşürlerle tanıtılmıştır.
Gemi, her limana girerken orkestra
önce girilen ülkenin ulusal marşını
seslendirmektedir. Sonra izin verilmişse şehrin meydanında oldukça
kapsamlı bir konser verilmekte, gemidekiler ile gidilen ülkenin insanları
büyük bir coşku ile kaynaşmaktadırlar.
Gemi, Barselona limanına yanaştığında gemidekiler, sahilde toplanan kalabalığın büyüklüğüne inanamazlar. Gemi yönetimi sergiyi
gezmek isteyenleri, tehlike olmaması için gemiye dönüşümlü olarak
alır. Amsterdam’da şehir meydanında orkestranın çaldığı eserlerle
dans eden Hollandalı sayısı o kadar
büyük bir rakama ulaşır ki, Amsterdam Belediye Başkanı sokakta dans
etmeyi yasaklayan belediye kanununu değiştirmek zorunda kalır. Bu
olay Hollandalıları o kadar etkiler ki,
AB görüşmeleri sırasında Hollandalı parlamenterlerden biri ülkemizin
AB’ye girmeyi yıllar önce hak ettiğini
göstermek amacıyla Seyyar Sergi’nin
filmini gösterir.
Stockholm’de limana yaklaşıldığında
yolcular ilginç bir karşılama töreni
olduğunu fark ederler. İsveç’in tepeden tırnağa tüm protokolü tertemiz tören kıyafetleri ile hiç eksiksiz
olarak limanda yerlerini almışlardır.
Gemidekiler bunun nedeninin, geçmişte Türklerin Demirbaş Şarl’a gösterdikleri ev sahipliğinin bir yanıtı
olduğunu düşünürler, İsveçliler ahde
vefa örneği vermektedirler.
Helsinki’de oraya göç etmiş Tatarlar,
gemiyi ve gemi yolcularını büyük bir
coşku ile bağırlarına basarlar. Gemi
limanda mahşeri bir kalabalık tarafından karşılanır, büyük bir ilgi ile
Türkiye’den gelenler misafir edildikten sonra uğurlanırlar. Gemi seyahati
ile ilgili olarak o zamanın şartlarında
gerçekleşen tüm olaylar kamuoyuna,
günlük çıkan Resimli Gazete tarafından aktarılır.
Resimli Gazete, bu sayısının kapağını görüldüğü gibi “Seyyar Sergi”ye
ayırmıştır. Ortadaki iki resim, gemide ihraç etmek amacıyla sergilenen
ürünlerin bulunduğu bölümden çekilmiştir. Atatürk, bu seyahati sadece bizim kendimizi tanıttığımız bir
seyahat değil, yeni cumhuriyet kadrolarının da bakış açılarını zenginleştirici bir seyahat olarak görmektedir
ve bu konudaki etkilenme, kitapta
bütün açıklığı ile yer almaktadır.
Örneğin bir Etnografya Müzesi kurulması ya da Tivoli gibi büyük bir
lunapark kurulmasının önemi, seyahate katılanlar tarafından gezide
gördüklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Yolcuların en çok dikkatini
çeken uygulamalardan biri de yerel
yönetimlerin gerçekleştirdikleridir.
Savaştan yeni çıkmış bir ulusun nasıl
bir kalkınma hareketi başlatacağını
ve bu hareketi uluslararası platformlara nasıl taşıyacağını bize en iyi
anlatan bir vizyon örneği olarak bu
olayı sizlerle paylaşmak istedim.
KAYNAKÇA:
• Celal Esat Arseven, Seyahat İntibaları,
Kitabevi Yayınları
• Oktay Sönmez, Anılarda Gemiler, İş
Bankası Kültür Yayınları
• Melih Berk, Naviga, Eylül 2005
• Resimli Gazete, 14 Temmuz 1926
49
Robert Cornelius’un 1839 yılında çektiği selfie.
Bir
Selfie
Hikayesi
Oscar töreninde komedyen Ellen DeGeneres’ın paylaştığı fotoğrafta,
aynı karede bu kadar çok sayıda Hollywood yıldızının birden yer
alması insanları heyecanlandırdı. Belki biz de benzer şekilde fotoğraf
çekebiliriz algısı uyandırarak, kamerası olan, bir cihaza erişilebilen
herkes, karada, havada, suda ve hatta uzayda bile selfie çeker oldu.
HAZIRLAYAN: Ezgi IŞIK
50
Tüm dünyaya damgasını vuran
selfie’ye Papa Francis da ayak
uydurdu. Papa, yaptığı haftalık
konuşma sonrasında halkın
arasına karışarak fotoğraf
çektirmeyi de ihmal etmedi.
A
rtık uygulamalar bile bu akıma göre
değişiyor. Snapchat gibi saniyelik görüntü alışverişi ve telefona kaydedilmeyen görüntü paylaşımı sağlayan
uygulamalar, bu akımın katlanarak
adeta bir sektör haline gelmesine katkı sağlıyor. Yakında akıllı telefonların
ön kameralarının çözünürlüğünün ana kameradan da
iyi hale getirileceği konuşuluyor. Selfieler, herkesi bir
anda photoshop ustası haline de getirmeyi başardı.
Akıllı telefonlardaki fotoğraf uygulamaları ile artık
selfie çeken herkes, yüzünü pürüzsüzleştirebiliyor,
fiziğini inceltiyor, kusurlarını yok ediyor. Bu uygulamaların da en ünlüleri 'facetune' ve 'photowonder' ile
gözleri büyütmek, dişleri beyazlatmak bile mümkün.
NEREDE O İLK SELFIE’LER
Esasında selfie yeni keşfedilmiş bir icat değil. 19'uncu
yüzyıldan bu yana insanoğlu kendi fotoğrafını çekmeyi pek çok kez becerebilmiş görünüyor. 20'nci yüzyıl insanı ise bunu bir moda akımı haline getirmeyi
başardı. Selfie akımı Instagram, Retrica gibi fotoğraf
paylaşımına dayalı sitelerin popüler hale gelmesi ile
patlama yaşadı. Mobil cihazların, bilgisayar ve tabletlerdeki ön kamera özellikleri de bu akımın popüler hale gelmesine katkı sağladı.
MAKİNASINI BİLE YAPTILAR
Selfie’nin tek ve belki de en önemli dezavantajı ise
hepimizin bildiği gibi tek eliniz ile çekmek ve aynı
anda kolunuzun, elinizin ya da başparmağınızın kameraya denk gelmemesini sağlamak zorunda olmanız. Selfie duyarlılığının bir eseri olan 'S.E.L.F.I.E.',
açılımı 'The Self Enhancing Live Feed Image Engine'
isimli iki yönlü ayna ile selfie’niz profesyonelce çe-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin
gazetecilerle çektirdiği selfie
51
kiliyor ve otomatik olarak Twitter’a yükleniyor. Cihaz aslında son derece basit bir sistem ile çalışıyor.
Aynanın arka kısmında bir Mac, mini bir webcam ve
LED ışık sağlayan bir teçhizat bulunuyor. iStrategyLabs tarafından sunulan bu hizmet henüz deney
aşamasında olsa da gelecekte telefonların bile bu iş
için yetersiz kalacağı ve herkesin rutin işlerini fotoğraflayıp paylaşması için ayrı bir ürünün gerekeceği
sonucuna varmak mümkün.
RUHSAL BİR RAHATSIZLIĞA MI İŞARET EDİYOR?
Bu tür bir rahatsızlığın insan psikolojisi literatüründe
bir tanımı ya da karşılığı bulunmuyor. Amerikan Psikoloji Derneği'nin ise selfie çekmenin ‘selfisis’ diye
tabir edilen ruhsal bir bozukluğa işaret ettiğine ilişkin resmi herhangi bir açıklaması da bulunmuyor. Bununla birlikte uzmanlar bir müddet sonra selfie’nin
kişide yalnızlaştırıcı etki yapacağını, sürekli insanların beğenisini ve takdirini alma ihtiyacı yaratacağını,
insanoğlunun başkalarının gözünde nasıl göründüğünü sürekli merak edeceğini, ayrıca rutin hayatın selfie aracılığıyla sosyal medyada duyurulmasının sağlıklı bir davranış olmadığını belirtiyor.
52
bookmarkinterview
CeBIT Kabuk Değiştiriyor
11-14 Eylül 2014 tarihleri arasında bilişim sektörünü buluşturmaya hazırlanan CeBIT Bilişim
Eurasia’ hakkında bilgi veren Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdür Yardımcısı Murat
Özer, “15 yıldır İstanbul’da düzenlenen CeBIT bünyesinde, hem profesyonel iş dünyası
hemde nihai müşterileri hedefleyen bölümler yer alıyordu. İş dünyası katılımcılarımızdan
gelen talepler doğrultusunda 2014 yılında düzenleyeceğimiz etkinlik tamamen iş
dünyasına odaklı olacağı için ‘CeBIT Kabuk Değiştiriyor’ ile yola çıktık” dedi.
Türkiye’de bilişim ve teknoloji sektörüne yönelik
yatırımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eğitim ve akademik çalışmalarla sektör çalışanlarının
kalitesi yükseliyor. Bütün bunlara bağlı olarak önemli bir istihdam alanı doğuyor. Yaşam kalitesi artıyor..
Türkiye’de gerek kamu gerekse özel sektör artık bilişimin önemini çok iyi biliyor. Her iki sektörde de ürün
ve hizmet üretmeye yönelik ciddi yatırımlar yapılıyor.
Alt yapı çalışmaları tamamlanıyor, sektörde iş gücü
destekleniyor. Sonuç olarak tüm dinamikleriyle sektördeki bu hızlı gelişme
ekonomiye de olumlu yansıyor. Dolayısıyla da sektör,
2013’de çok başarılı bir yıl
geçirdi diyebilirim.
CeBIT Kabuk Değiştiyor’u
biraz açabilir miyiz?
Bilişim ve teknoloji sektörü
çok hızlı bir şekilde değişiyor ve CeBIT’te de değişim
devam ediyor ve CeBIT Bilişim Eurasia’da 2014 yılı
hedefimiz inovasyon ve
gelecek
teknolojilerinin
yer aldığı, CeBIT Global
Konferans etkinlikleri ile güçlendirilmiş İş Dünyası
Platformu’nu büyüterek devam ettirmek ve içinde bulunduğumuz coğrafyada liderliğimizi sürdürmek. CeBIT Bilişim Eurasia’da bu yıl köklü değişiklikler bizleri
bekliyor olacak. Bildiğiniz üzere 15 yıldır İstanbul’da
düzenlenen CeBIT bünyesinde hem profesyonel iş
dünyası hemde nihai müşterileri hedefleyen bölümler
yer alıyordu. İş dünyası katılımcılarımızdan gelen talepler doğrultusunda 2014 yılında düzenleyeceğimiz
etkinlik tamamen iş dünyasına odaklı olacağı için “CeBIT Kabuk Değiştiriyor” ile yola çıktık.
CeBIT ile eş zamanlı gerçekleşek olan CeBIT Global
Konferans etkinlikleri sektöre katkılerı neler olacaktır?
İçinde bulunduğumuz çoğrafyada hem fuarı hem de
forum ve konferansları tek çatı altında toplayan sektöre bağımsız bir bilgi paylaşım platformu sağlayan
tek etkinlik CeBIT Bilişim Eurasia ve CeBIT Global Conferans etkinlikleridir. Dünyanın bir çok yerinde ulusla-
rarası büyük etkinlikler içinde bulundukları ülke, şehir
ve sektör kurum ve kuluşlarının bir araya gelmesi ile
oluşmuş ve büyümüşlerdir. CeBIT Global Konferans etkinliklerinin de sekötre olumlu yansımaları olacaktır.
CeBIT Global Konferans oturumlarında bu yıl öne çıkacak konular arasında Şehir İletişim, Ulaşım ve Teknoloji Zirvesi; Medya ve Mobil Ekonomi Zirvesi, Sağlık
Bilişim Kongresi, Data Center Konferansı; E-Devlet
Özel Bölümü yer almakta. Ama sizlerinde bildiği üzere CeBIT Global Konferans etkinlikleri bu konular ile
sınırlı kalmayıp önümüzdeki haftalarda yeni konu ve
içeriklerinde eklenmesi ile
büyümeye devam edecek.
CeBIT Global Konferans
etkinliklerinin en önemli
özelliği sektöre bağımsız
bağımsız
bir bilgi paylaşım platformu sağlamasıdır.
Bu yıl ki ziyaretçi ya da
sizin terimlerinizle potansiyel alıcı çalışmaları
hakkında biraz bilgi
bilgi verevereMurat
Murat Özer
Özer
bilir misiniz?
Nihai hedef, yüzde 100 iş
dünyasının katılımının gerçekleştiği etkinliğe yine iş dünyasından nitelikli ziyaretçi, nitelikli alıcı getirebilmek. Tabi hedefi doğru
belirlemek için katılımcılaımızla birlikte çalışıyor ve
onların beklentilerini analiz ettikten sonra aksiyon
alıyoruz. Bu sene ziyaretçi çalışmalarını özetleyecek
olursak Anadolu Alım Heyeti Programları ki burada Ticaret ve Sanayi Odaları ile iş birlikleri çerçevesinde
Meslek Komite üyelerinin fuara ve konferans daveti,
daveti,
Uluslararası Alım Heyetleri; hedef ülke ve pazarlarda
alım heyeti programları ki burada yurt dışındaki hedef
ülkelerdeki Türk ticaret ateşeler, federasyonlar, dernekler ile olan çalışmalar ve Deutsche Messe AG’nin
100’ü aşan ülkelerdeki ofisleri aracılığı ile gerçekleştirdiğimiz tanıtımlar. Özel Alım Heyetleri ki burada
yol ve konaklamaları tarafımızdan karşılanan karar
vericilerin getirilmesi, stratejik ve sektörel medya
çalışmaları tabi bir de alan içerinde her yıl gerçekleştirmekte olduğumuz B2B–İkili İş Görüşmeleri Bölümü
yer alıyor.
53
bookmarkevent
Kapasite Güçlendirme
Projesi’nde Sona Ulaşıldı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sanayi politikalarını tasarlama ve yürütme
kapasitesini güçlendirmek ve teknik destek vermek amacıyla hazırladığı ‘Sanayi Stratejisine
İlişkin İdari Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi’nin kapanış toplantısı, Ankara Sheraton
Otel’de düzenlenen geniş kapsamlı bir etkinlik ile gerçekleştirildi. Toplantıya strateji
faaliyetlerinde yer alan paydaşlar katıldı.
HABER: Sema AKBAŞ
B
ilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın sanayi politikalarını tasarlama ile yürütme
kapasitesini güçlendirmek ve
teknik destek vermek amacıyla hazırladığı projede sona
ulaşıldı. 22 Ocak 2013 tarihinde başlayan ve 18 ay süren ‘Sanayi Stratejisine İlişkin İdari Kapasitesinin Güçlendirilmesi
Projesi’nin kapanış toplantısı, strateji faaliyetlerinde yer alan paydaşların katılımlarıyla Ankara Sheraton Otel’de gerçekleştirildi.
ACE International Consultants liderliğindeki
ECORYS ve EXEMPLAS konsorsiyumu tarafından Avrupa Birliği desteği ile ulusal fonlar
aracılığıyla yürütülen projenin kapanış toplantısı iki bölüm halinde gerçekleşti.
ACE
ACE International
International Consultants
Consultants
Proje
Proje Direktörü
Direktörü
Jaime
Jaime Reneses
Reneses
AMAÇ KAPASİTEYİ YÜKSELTMEK
Oturumlarda konuşmacı olarak söz alan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı
Prof. Dr. Ersan Aslan, Sanayi Genel Müdürü
Prof. Dr. İbrahim Kılınçaslan, Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkan Yardımcısı Emine Döğer, AB Türkiye Delegasyonu Başkan
Yardımcısı Bela Szombati, ACE International
Consultants Proje Direktörü Jaime Reneses,
ACE International Consultants Takım Lideri
esi
üçlendirilm
asitesinin G
ap
K
i
l
ar
ye
ri
İd
st
in
endü
tejisine İlişk
uluslararası
ve
l
Sanayi Stra
se
re
i
kü
jil
olo
kli büyüyen
yüksek tekn
Projesi; süre
e’nin orta ve
iy
rk
u
ü
n
T
u
a
n
d
o
ın
ıs
a vizy
rekabet karş
m üssü olm
ayata
ya’nın üreti
as
vr
A
rmek için h
e
ve
rd
k
e
st
ın
e
d
ürünle
ik
kn
ji Bakanlığı’n
si yolunda te
i ve Teknolo
ay
n
Sa
benimseme
,
m
ili
B
ni
kapsamda,
e kapasitesi
geçirildi. Bu
a ve yürütm
am
rl
dı.
sa
an
ta
rl
ı
sa
si ta
ikalar
sanayi polit
destek proje
ik
kn
te
,
re
ek üze
güçlendirm
54
Proje Tercümanı Beyza Önal, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Bilal Tek, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ali Özen, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Kılıçaslan,
Proje Kilit Uzmanı Damla Taşkın, ACE International Consultants Ekip Lideri Richard Phillips
Richard Phillips ve Özyeğin Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale, Türkiye’nin sanayi ve
sektörel stratejileri hakkında bilgilendirme sunumu yaptı.
EN İYİ UYGULAMALAR
KILAVUZU HAZIRLANDI
Yaklaşık bir buçuk yıl devam eden proje boyunca AB üye ülkelerindeki sanayi politikalarını ve
stratejilerini konu alan ‘En İyi Uygulamalar Kılavuzu’ hazırlandı, Bakanlık personeline yönelik geniş kapsamlı eğitimler düzenlendi. Girişimci Bilgi
Sistemi ve Sanayi Sicil Sistemi kapsamında danışmanlık sağlanarak, tekstil ve makine sektörleri
için rekabet analizi modelleri oluşturuldu. Ayrıca, stratejilere yönelik uluslararası dokümantasyon çalışmaları da gerçekleştirilerek, paydaşların
kullanımına açık olacak interaktif bir web portalı
hazırlandı.
Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Ümit Özlale
55
bookmarkapp
Şimdi Kaydet
Sonra Offline Oku
İnternette, Twitter’da,
e-postanızda, akıllı telefonunuzda
o anda ilgilenemediğiniz
içeriği tek hareketle tek bir
yerde arşivlemek, sonra da
telefonunuzdan, bilgisayarınızdan
ya da tabletinizden offline olsanız
bile onlara ulaşmak ister misiniz?
Cevabınız evet ise, Android ve
iOS uyumlu ‘Şimdi kaydet sonra
oku’ POCKET uygulamasını
denemelisiniz.
POCKET
1
2 milyon kullanıcısı olan Pocket’a bilgisayarınızdan, e-postanızdan, telefonunuzdan ya
da tabletinizden içerik gönderebiliyorsunuz.
Gönderdiğiniz içerik, düz, okunması rahat ve
kayba uğramamış şekilde Pocket’ta arşivleniyor ve siz daha sonra hangi cihazınızdan girerseniz girin Pocket’ınızdaki içeriğe, offline olsanız
bile ulaşabiliyorsunuz.
BASİT AMA KULLANIŞLI
Pocket’ı kullanmaya başlamak için kısa kayıt sürecini tamamlamanız, ardından da telefonunuza ve
tabletinize application’ı indirmeniz gerekiyor. Bu
aşamadan sonra e-postadan, bilgisayarınızın tarayıcısından, clipboard’dan, mobil safari’den ve 300’den
fazla diğer uygulamadan pocket’ınıza ne şekilde içerik göndereceğinizi internet sitesi ya da uygulamanın
içindeki ‘help’ bölümünden öğrenebilirsiniz. Pocket,
56
bookmarket’lerini kurmak bir dakika bile sürmeyen
çok basit bir işlem. Örneğin, e-posta yolunu kullanmak isterseniz [email protected] adresine istediğiniz
içeriği gönderiyorsunuz. Telefonunuz veya bilgisayarınızın tarayıcısına kurduğunuz bookmarket’ler
aracılığıyla tek tıkla Pocket’ınıza içerik göndermeniz de
mümkün, ancak internet limitiniz kısıtlıysa bu işlemi kablosuz ağa bağlıyken yapmanızda fayda var. Bu uygulamanın
diğer bir güzel özelliği de Pocket’da bulunan içeriğinizi istediğiniz şekilde etiketleyerek, makale, video, görsel gibi
kategoriler halinde kaydedebilmeniz. Aynı zamanda favori
içeriklerinizi de ayırabiliyorsunuz.
İKİ FARKLI SEÇENEK
Pocket Premium servisini kullanırsanız aylık 10,49 TL ya da
aylık 94,99 TL ödemeniz gerekecek. Premium servisin sunacağı ekstralar arasında kalıcı kütüphane oluşturma, full
text arama, içeriği organize etmede kolaylık gibi özellikler var. Ancak, Pocket ücretsiz haliyle zaten oldukça işlev
gördüğünden, Premium versiyonunu satın almaya çok da
gerek yok. Pocket, özellikle de offline video görüntüleme
özelliğine de sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda,
arşivleme ve offline görüntüleme özelliği daha komplike
olan Google drive, dropbox gibi uygulamaların da tahtını
sallayacağı benziyor.
94.99
Pocket Premium servisini kullanırsanız
aylık 10,49 TL ya da yıllık 94,99 TL
ödemeniz gerekecek
57
bookmarknews
Retweet Devri Bitiyor
T
witter’da retweet devri bitiyor. Son güncellemeyle
birlikte artık kullanıcılar ‘retweet’ etmek yerine ‘Share
with followers’ yani ‘Takipçilerle paylaş’ butonunu
kullanacak. Herhangi bir tweet’i retweet etmek, kendi
takipçilerinizle paylaşmak istediğinizde ‘retweet’ ismini
görmek yerine ‘Takipçilerle paylaş’ butonunu göreceksiniz.
Twitter bir süredir bu özelliği sağlamak adına çalışmalar
yapıyordu. Burada da Facebook’ta başka bir kullanıcının
paylaştığı gönderiyi paylaşırken açılan ekranda olduğu gibi
düşüncelerimizi yazabileceğimiz bir alan açılacak. Bu kısmı
istediğimiz gibi değerlendirebilmemiz adına 140 karakter
kullanma imkanı sağlanmış. Şu an için bu uygulama belirli
sayıda kullanıcı tarafından test ediliyor. Eğer uygulama başarılı
olursa yaygınlaştırılacak ve kişilerin retweet'ledikleri tweetler
ile ilgili düşüncelerini paylaşma imkanı sağlayacak. Böylece
retweet’ler hakkında ne düşündüğümüzü de takipçilerimiz
öğrenmiş olacak.
E
Ülkelerin
Güzellik Anlayışı
sther Honig isimli Amerikalı gazeteci hiçbir
program kullanmadan çektiği bir fotoğrafı,
27 farklı ülkedeki photoshop uzmanlarına
göndererek, ülkelerindeki güzellik anlayışına
göre uyarlamalarını istedi. Bu işlemin sonunda
ise birbirinden farklı kareler ortaya çıktı. Ne yazık
ki Honig’in listesinde Türkiye yer almadı. Kimi
ülkelerden oldukça abartılı makyajların kullanıldığı
çalışmalar gönderilirken, kimisinden de tamamen
doğal çalışmalar geldi. Bunun yanında ülkeler
arasında bazı benzerlikler de ortaya çıktı; özellikle
renkli göz ve açık renk ten, çoğu ülkenin güzellik
anlayışında kendine yer buldu.
G
oogle her geçen gün kendini ileriye
taşımaya devam ediyor. Son olarak da
alan adı işine giren Google, şu an domain
kayıt servisini test ediyor. Eğer bu testlerden
başarıyla çıkarsa, alan adı işinde başarılı
şirketlere güçlü bir rakip geliyor demektir.
Google, bu alanla ilgili yaptığı araştırmada küçük
şirketlerin yüzde 55’inin bir internet sitesine
dahi sahip olmadığı sonucuna ulaştıklarını
açıkladı. Ana sayfa üzerinden domain araması
yapıldığında şu an için sadece 'davet iste' ekranı
karşımıza çıkıyor. Henüz hazırlık aşamasında
olan bu hizmetten yararlanabilmek için
kullanıcıların öncelikle Google tarafından
sisteme davet edilmesi gerekiyor. Google
bu hizmetini, e-posta ve telefon yoluyla da
sunacağını açıkladı.
58
Google Domain Servisini
Test Ediyor
Dikkat Takip Ediliyor Olabilirsiniz!
K
arspersky Lab ve Citizen Lab firmaları
tarafından
yapılan
araştırmalara
göre; 'Hacking Team' adındaki
şirket tarafından üretilen bir programın,
telefonlara uzaktan erişim sağlama imkanı
sunduğu ve çok sayıda devletin bu programı
kullanarak vatandaşlarını izlediği bilgisine
ulaşıldı. Hacking Team şirketi, müşterilerine
'şifreleme olsa bile tek bir ekran üzerinden
tüm cihazları kontrol altına alma' hizmeti
sunabiliyor.
Bu
program
sayesinde
bilgisayarlarımızda ve akıllı telefonlarımızda yaptığımız her hareket, e-postalarımız,
kısa mesajlarımız hatta GPS üzerinden konumumuzun dahi tespit edilebildiği
açıklandı. Bu işlemler için “Infector” adı verilen bir virüsleme sistemi kullanılıyor.
İşlemin ilk aşaması söz konusu programın hedef bilgisayara yüklenmesi, ikinci
aşaması ise bilgisayardaki mikrofonun ve kameranın kullanılması ile kişinin ses
kaydının yapılması ve resminin çekilmesi. Telefonlarda ise bu uygulama, dikkat
çekmemek adına sadece kablosuz ağlara bağlıyken çalışıyor.
Google'dan Kadın
Çalışan Girişimi
G
oogle, kendi bünyesinde çalıştırmak üzere kadın
yazılımcılar yetiştirmeye başladı ve bu çalışmaların
'Made With Code' adında bir program ile yürütülmesi
planlanıyor. Bu programın, genç kızlara program kodlamayı
öğretmek amacıyla 50 milyon dolar bütçe ile yapılması
hedefleniyor. Eğitimlerde Google’ın ilk olarak iki yıl önce
sunduğu görsel programlama dili olan Blockly kullanılacak.
Animasyonlu GIF, iki boyutlu semboller hazırlamak ve müzik
ile selfie fotoğrafı düzenlemek gibi çalışmalar yapılacağı
açıklanmış. Ayrıca, Google bu program için ABD’de yaz
kursları düzenleyen 'Girls Who Code' adında kar amacı
gütmeyen bir örgütle iş birliği yapacağını belirtti. YouTube
CEO'su Susan Wojcicki, “Kodlama günümüzde sadece bir
teknoloji şirketinde çalışmak için yeterli olan bir yetenek
değil. Aynı zamanda iç tasarım, mimari, tıp ve müzik gibi
alanlarda da geçerli. Bir kız, gelecek için nasıl hayaller kuruyor
olursa olsun, kodlama öğrenmesi hedeflerine ulaşmalarında
yardımcı olacak” ifadeleriyle 'Made with Code' programını
kısaca özetledi.
Duygular Artık
Gizli Kalmayacak
H
er geçen gün teknolojide çağ atlıyoruz. Akıllı
telefonlar, sesle açılan televizyonlardan
sonra şimdi de duygularımızı anlayabilen
bilgisayarlar üzerinde çalışılıyor. Intel firması,
kullanıcılarının duygularını anlayabilecek bilgisayarlar
için çalışmalarını başlattı. Bu bilgisayarların ön
yüzünde bulunacak olan 3 boyutlu kamera ile kişinin
yüz tipine ve mimiklerine göre o anki ruh halini
çıkarabilecek ve buna göre tavsiyeler sunabilecek
türde olması planlanıyor.
59
bookmarkinterview
Redhack Kamuyu da
Alarma Geçirdi
Özellikle 17 Aralık tarihinde ortaya çıkan yasa dışı telefon ve ortam dinleme kayıtları gibi
bilgi hırsızlığı, kamu kurumlarının da alarma geçmesine neden oldu. Bilişim güvenliği
alanında hizmet veren Symturk Genel Müdürü Burak Dayıoğlu, “Redhack gibi siber saldırı
yapan gruplara karşı kamu kuruluşları da alarma geçti. Artık kamu kurumlarında da yazılım
güvenliği ön plana tutulmaya başladı” dedi.
RÖPORTAJ: Sema AKBAŞ
T
eknolojinin son geldiği noktada akıllı
telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar
yaşamı büyük ölçüde kolaylaştırsa da
son dönemlerde sıkça duyduğumuz
siber saldıralar, bir o kadar da mağduriyet yaratıyor. Özellikle büyük firmaların bu saldırılara maruz kalması
ise milyon dolarlara ulaşan maddi zararları da beraberinde getiyor. Birçok şirket güvenlik duvarlarını
güçlendirerek, bu sorunu aşmaya çalışıyor. 20 yıldır
bilişim güvenliği sektöründe hizmet veren Symturk
Genel Müdürü Burak Dayıoğlu ile siber saldırıların
geldiği noktayı ve kullanıcıların hacker’lara karşı nasıl mücadele etmeleri gerektiğini konuştuk.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
2002 yılında iki ortağımla beraber bilişim güvenliği
firmasını kurduktan sonra 2007 yılında da Symturk'ü
faaliyete geçirdim. 20 yılı aşkın süredir de bilişim
güvenliği alanında çalışıyorum.
Symturk'te ne gibi hizmetler sunuyorsunuz?
Symturk, 3 alanda faaliyet gösteriyor. Bunlardan biri
teknolojiden, üründen, üreticiden bağımsız güvenlik
danışmanlığı ve denetim faaliyetleri. İnsanların sistemlerini bilişim güvenliği açısından test ediyoruz.
Banka sistemlerine sızmaya çalışıyoruz ve eğer bir
açık bulursak bu konuda ne yapılması gerektiğini belirten bir rapor hazırlıyoruz. Yani hem güvenlik hem
performans testleri yapıyoruz. İkinci bir iş kolumuz
da, kuruluşların bilgi işlem altyapısının kesintisizliği, sürekliliği ve veri kaybı olmaması konusunda
hizmet sağlamak. Bu kapsamda felaket kurtarma,
yedekleme ve arşivleme altyapıları kurarız. Üçüncü
bir alanımız da güvenlik ile ilgili teknolojik çözümler
sağlamak. 8 ya da 9 üreticinin güvenlik ürünlerini
Türkiye'de satıp, onların teknik destek ve danışmanlık hizmetini veririz. Yaklaşık 40 kişilik bir kadro ile
hem Ankara hem de İstanbul'da hizmet ağımız bulunuyor.
60
Burak Dayıoğlu
Türkiye'de bilgi güvenliği konusunda firmaların yaklaşımı nedir?
Parayla iş yapan, yani kaybedecek çok şeyi olan kuruluşlardan küçük işletmelere kadar bilgi güvenliği işi,
giderek önem kazanıyor. 20 yıldır bu sektördeyim ve o
zamanlar alanda lider diyebileceğiniz kuruluşlarda bile
çok fazla problem varken, bu sorunlar günümüzde giderek azalıyor. Son dönemlerde Redhack gibi siber saldırı
yapan gruplar sayesinde kamu kuruluşları da bu konuda
gelişmeye başladı. Redhack'in yaptıkları bu konuyu biraz
daha popüler kıldı. Yaptıkları yanlış bir şey, ama bu konunun kitlelere yayılmasına neden oldu. 17 Aralık tarihinde
çıkan tapeler nedeniyle kaydetme, bilgi kaçağı kontrolü,
dinleme gibi konular giderek önem kazanıyor. Bu kapsamda yazılım güvenliği konusu da ön planda tutulmaya
başladı. Son iki senedir herkes yazılım güvenliğini konuşuyor.
HACKER'LAR MUTLAKA BİR AÇIK YAKALIYOR
Siber saldırı yapanlar da kendini geliştiriyor. Hacker'larla nasıl mücadele ediyorsunuz?
Konunun eve girmeye çalışan hırsızdan farkı yok. Biz
daha zor açılan kilitler icat etmeye çalışıyoruz, onlar da
bunları nasıl bertaraf edeceklerinin yolunun bulmaya çalışıyor. Bu bir silahlanma savaşı. Ben bunu seminerlerde
şöyle anlatıyorum: 1994 yılında mesleğe adım attığımda
kuruluşlara güvenlik önlemi olarak 4 teknoloji anlatırdım. Şimdi olmazsa olmaz teknolojisi sayısı 15 oldu. Aldığınız önlemler artınca, yönetmesi ve işletmesi de karmaşıklaşmaya başlıyor. Bu sistemlerin de arasından birileri
sızıyor. Radara görünmeden bir şeyler yapmayı başarıyor
ve devamlı bir açık bulunuyor. Eskiden hiç güvenlik açığı
olmayacak şekilde altyapılar kurmaya çalışırdık. Şimdi
bir gün birisi sızacak düşüncesini kabul ederek işe başlıyoruz. Sızmanın engellenmesinin öneminin yanı sıra şimdi sızmayı ne kadar hızlı fark edeceğiniz, nasıl hızlı yanıt üreteceğiniz konusu da önem kazandı. Artık güvenli
61
mobil kullanımına da dikkat etmek gerekiyor. Her
şeyi mobil telefonlarda
ve tabletlerde yapmaya
başlayınca, bunların da
güvenlik riskleri ortaya
çıkıyor. Bundan 5 yıl önce
Android güvenliği ile ilgili bir konu yoktu. Şimdi
herkes bu konu üzerine
yoğunlaşıyor. Daha önceki yıllarda bize “Bir mobil
uygulamamız var, güvenliğini test eder misiniz?”
diye bir kişi bile gelmezdi. Şimdi ayda 5 mobil
uygulama testi gerçekleştiriyoruz.
Sizin
gözlemlediğiniz
kadarıyla şirketlerin saldırılara karşı savunmalarında ne gibi eksiklikler
var?
Özellikle güvenlik izlemesi noktasında firmaların büyüklüğünden beklenmeyecek
eksiklikler
olduğunu gözlemliyoruz.
Firmaların, güvenlik ihlali
olduğunda bunu hızlı keşfedip, hızlı önlem almalarını sağlayacak güvenlik
altyapılarına ihtiyaçları
var. Firmalar sadece güvenlik önlemlerini artırmaya çalışıyor. Evet, önlemleri arttırmaya devam
edilmeli ama ortada temel izleme altyapılarını
kurmak gibi bir ihtiyaç da
var. Çoğu kuruluşta temel
izleme altyapısı bulunmuyor.
GÖRÜNTÜLERİ KAYDEDİP
ŞANTAJ YAPABİLİRLER
Hacker'lar, evlerimizdeki bilgisayarları da tehdit
ediyor. Ev bilgisayarlarında karşılaşacağımız tehlikeler nelerdir?
10 yıl önce evdeki bir bilgisayarın hack'lenmesi ancak banka dolandırıcılığıyla sonuçlanırdı. Bugün
bir bakıyorsunuz, evde ele geçirilen bilgisayar birçok alanda işe yarıyor. Bilgisayarınızda oyunların
ve programların lisans anahtarları olabiliyor, oyuna
para yüklemişseniz hacker'lar bu parayı ve bilgileri çalabiliyor. Ele geçirilen bir bilgisayar üzerinden
spam dediğimiz reklam mailleri gönderebiliyorlar.
62
Sizin bilgisayarınızdan alınan bilgileri şantaj olarak
da kullanabiliyorlar. Aynı
zamanda bilgisayarınızı
kullanılmaz hale de getirebilirler. Bir milyon bilgisayarı ele geçirip, tek
bir siteye yönlendirerek,
o sitenin kullanılmaz hale
gelmesine neden olabilirler. Evdeki bilgisayarın
kamerasını uzaktan açıp,
görüntülerinizi kayıt edebilirler. Sonra bu görüntüler nedeniyle şantaja
maruz kalabilirsiniz ki, bu
son dönemde çok karşılaşılan bir sorun. Saldırganlar, artık en kolay hangi
bilgisayarı ele geçirebilirim diyerek düşünüyor.
Dolayısıyla ev kullanıcısı
en zayıf halka olmamalı
ve temel güvenlik önlemleri alarak, bilgisayarlarına girişi zorlaştırmalılar.
Evlerimizdeki bilgisayarlarımızın
savunmasını
güçlendirmek için neler
yapılmalı?
Bilgisayarınızın güncellemelerini sürekli yapmanız
gerekiyor. Maalesef ki,
kimse
güncellemelerine
önem vermiyor. Mesela,
Windows Explorer'da çok
fazla güvenlik yaması çıkıyor. Mümkünse onun yerine Google Chrome kullanın
diyoruz. Çünkü daha az güvenlik açığı var. Bilgisayarınıza güncel bir PC koruma programı da kurulması
gerekiyor. Bunların korsan
kopyasını ya da ücretsiz
olanını değil, lisanslı olanının tercih edilmesi önemli.
Çünkü korsan kopya aldığınızda güncellemeleriyle ilgili bir sıkıntı çıkıyor. Her
sene zararlı program sayısında ciddi bir artış yaşanıyor
ve bunlardan korunmak için de devamlı güncel kalmak
zorundasınız. Güncel kalamadığınız takdirde oyunu
kaybediyorsunuz. Kullanıcalara banka işlemlerini veya
sosyal medya sitelerine girişlerini eşin dostun bilgisayarından ya da internet kafeden yapmamalarını da öneriyoruz.
63
bookmarkblog
loplopcular.com
Dünya Mutfaklarını
Keşfediyor
Her fırsatta seyahate çıkan, farklı kültürleri
ve mutfakları keşfetmeyi seven Semih Diken,
dünyayı dolaşmayı hedefleyen bir gezgin. Makine
Yüksek Mühendisi olan, tüm gezilerine eşiyle ve
iki oğluyla birlikte çıkan Diken, bugüne kadar 4
kıtada 47 ülkeyi gezmiş. Gittiği ülkelerde, gezdiği
yerleri ve keşfettiği lezzetleri, löplöpçüler adlı
blogunda takipçileriyle paylaşan Diken ile seyahat
tutkusunu konuştuk.
Ş
ubat ayından bu yana yaşadığı
Malezya'yı karış karış gezen Semih Diken, seyahat etmenin hiç
de sanıldığı kadar zor olmadığına dikkat çekerek, “Bu kadar
çok gezmenin püf noktaları ise ucuz bilet bulmak, firmaların kampanyalarını
takip etmek, lüks oteller yerine uygun
fiyatlı konaklamayı tercih etmek ve tatilleri hafta sonuyla birleştirmek” diyor.
Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
İstanbul'da yaşıyorum ve aslen yüksek
makine mühendisiyim. 15 yıldır özel
sektörde çalışıyorum. Eşim de Ziraat
Mühendisi. Biri 5 aylık diğeri 2 buçuk
yaşında iki oğlum var. En büyük zevkim
seyahat etmek. Eşimle birlikte çıktığım
gezilerde, farklı kültürleri, mutfakları
keşfetmek, yaşamımın bir parçası oldu.
Böyle bir gezi blogu hazırlamak nereden aklınıza
geldi?
Gezmeyi çok seviyoruz, gezip gördüğümüz yerleri
arkadaşlara anlatmaktan yorulduk. Nerede ne yenir,
nerede kalınır diye sorular gelmeye başlayınca blog
yazmaya karar verdik. Gittiğimiz yerleri, yemek yediğimiz lokantaları blogda paylaşarak, birçok kişiye
bir kerede faydalı olmasını amaçladık.
Ne sıklıkla seyahat ediyorsunuz?
Evlendikten sonra çok sık seyahat eder, her hafta
64
sonu yurt içinde bir yerlere kaçardık. 23 Nisan, 19
Mayıs gibi bir günlük tatilleri hafta sonu ile birleştirip, çok önceden bilet alarak yakın ülkere giderdik.
2012 yılında Ege doğduktan sonra hiç hız kesmeden
gezmeye devam ettik. Tabi yürümeye başlayıncaya
kadar. 2014'de Tuna doğduktan sonra gezilerimiz biraz azaldı.
Seyahatlerinize kimlerle gidiyorsunuz?
Löplöpçüler ekibinin daimi elemanlarıyla diyebilirim. Elbette başta eşim olmak üzere yakın arkadaşlarımızla. Kalacağımız yerlerde fazla lüks aramayan,
ama parayı ızgara ahtapota yatırmaya gönül veren
kişilerle seyahatlerimizi gerçekleştiriyoruz.
4 KITADA 47 ÜLKEYİ GEZDİ
Bugüne kadar kaç ülke gezdiniz?
Bugüne kadar 4 kıtada 47 ülkeyi gezme şansımız
oldu. Almanya, Slovenya, Avusturya, Malezya, Amerika, İsrail, İtalya, Fransa, İsviçre, İspanya, Hırvatistan, Hindistan, Makedonya, Rusya, Saraybosna, Sırbistan, Slovenya, Suriye, Filistin, Tayland, Vietnam,
Tanzanya, Yunanistan, Özbekistan ve Çek Cumhuriyeti gibi daha birçok ülkeye seyahat gerçekleştirdim. Gittiğim her ülkenin ve şehrin yemek kültürü
hakkında bilgi edindim ve tüm bu
öğrendiklerimi blogumda fotoğraflarıyla paylaşıyorum.
İnsanlar genelde bu kadar çok
gezmeye hem zaman hem de
para ayıramıyor. Bunun sırrı nedir, siz nasıl başarıyorsunuz?
Seyahat etmek öyle sanıldığı gibi
aslında zor bir şey değil. Yeter ki
isteyin. Mesela iş için Samsun'a
gitmeniz gerekiyorsa, mümkünse
onu pazartesi veya cuma günü yapın. Böylece cumartesi ve pazar
günleri o bölgeyi gezme şansınız
olur. Hatta dönüş uçağını da Sinop veya Trabzon'dan aldırırsanız
duble kaymaklı ekmek kadayıfı
olur. Özel gezilerinizde ise mutlaka aylar öncesinden uçak bileti
almaya bakın. Firmaların promosyonları çıktığında
illa kafanızdaki şehre bilet aramayın. Nereye ucuz
bilet bulursanız oraya gidin. Lüks konaklama yerine
daha uygun ücretli otelleri tercih edin.
“YEREL YEMEKLERİ TATMAYI SEVİYORUZ”
Gittiğiniz ülkelerde ve şehirlerde en çok gezmeyi
tercih ettiğiniz yerler nereler?
Gittiğimiz yerde sabah kalkınca oranın pazar veya
balık halini gezmeyi severiz. Kahvaltıyı asla kaldığımız otel veya pansiyonda değil, yerel insanların
gittiği yerlerde yaparız. Şehir turunu yapıp, tarihi
yerleri gezdikten sonra rezervazyonunu günler öncesinden yaptırdığımız öğlen ve akşam yemeğini yiyeceğimiz yerlere
gideriz. Gezilerimizde bizim için
önemli olan, lezzet duraklarını
öğrenmek ve bu lezzetlerin tadına bakabilmek.
Siz genelde gittiğiniz yerlerde
herkesin merak ettiği birçok konuyu yazılarınıza taşıyorsunuz.
Bu kadar çok gezmek ve yemek
bilgisi vermek zor olmuyor mu?
Fotoğraf makinası sağ olsun, gördüğümüz her şeyi 1 yıl sonra bile hatırlayabiliyorum. Tabi yaşadığımız
ilginç enstantaneleri, veya ustadan
aldığım ve çok beğendiğim yemeğin
tarifini mutlaka not alıyorum. İlgili
gezinin yazısını yayınlarken de elbette o notlardan faydalanıyorum.
65
Bugüne kadar gittiğiniz ülkelerden en çok hangisi
sizi etkiledi? Neden?
Vietnam'ı çok sevmiştik. İnsanlar fakir ama çok mutlular. Deniz ürünlerinin dibine vurabilirsiniz, üstelik Tayland veya Malezya mutfağı gibi acı değil. Ama yeme
içme derseniz Roma ve Barselona'yı tavsiye ederim.
Gece saat 23.00'te bile lokantaların önünde kuyruk
olabiliyor.
Okuyucularımız için bu mevsimde gidilebilecek bir
şehir ya da ülke tavsiye edebilir misiniz?
Yaz aylarında Kuzey Avrupa veya Rusya'yı tavsiye edebilirim. Baltık Denizi turu yapmıştık ve beyaz geceleri
doya doya yaşamıştık.
Bence bu ülkeler, bu
mevsimde gidilebilecek
en güzel yerlerden.
Önümüzdeki günlerdeki
gezi planınız nedir? Sırada hangi ülkeler var?
17 Şubat'tan bu yana
Malezya'da
yaşıyoruz. Şimdilik Malezya
Yarımadası'nın batısındaki adaları gezdim, sırada doğusundakiler var.
Seneye de Filipinler ve
Endonezya gibi civar ül66
kelere gitmeyi planlıyoruz. Fakat aklımızda, 1-2 sene
içinde en az 2 aylık Yeni Zellanda ve Avustralya turu
yapmak da var.
Yemek üzerine yazılarınız çok okunuyor ve insanlar
gerçekten bilgileniyor. Sizin de çok beğendiniz ve
okuyucularımıza tavsiye edeceğiniz lezzet durakları var mı?
Elbette var, bunları blogumuzda paylaşıyoruz. Gittiğim yerlerde ana yoldan çıkıp köylere girmeyi seviyorum. Turistlerden uzakta, gittiğimiz yerin yerlisi gibi
yaşamaya, onların yediklerini bulmaya uğraşıyoruz.
Hırvatistan’da ıstakozlu spagetti, Karadağ’da kabuklu midye, Estonya’da ayı
eti, Gürcistan’da mersin balığı, Vietnam’da
muz yaprağında mercan
balığı,
Kamboçya’da
timsah eti aklıma gelen
farklı yerel lezzetler.
Ayrıca Löplöpçüler'i Facebook, Foursquare ve
Twitter'dan takip edebilirsiniz. Sosyal medyada
gezdiğimiz yerlerde tattığımız lezzetler, restoranlar ve yapılabilecek
aktivitelere dair bilgi veriyorum.
Işıklı Yol Tabelalarında
Güvenlik Açığı
Geçtiğimiz günlerde ışıklı yol tabelalarını yöneten Darktronics Vanguard yazılımında
keşfedilen güvenlik açığı, ışıklı otoyol tabelalarının hack'lenebileceğini ve bu tabelalara
istenilen yazının yazılabilceğini mümkün hale getirdi. ABD İç Güvenlik Bakanlığı'na bağlı
Endüstriyel Kontrol Sistemleri Siber Acil Yanıt Timi (ICS-CERT) konu ile ilgili acil bir duyuru
yayınlayarak gerekli önlemlerin alınması için uyarıda bulundu.
I
şıklı yol tabelalarını yöneten Darktronics Vanguard yazılımında keşfedilen güvenlik açığı, bu
tabelaların hack'lenerek, istenilen yazının yazılabilceğini mümkün hale getirdi. Darktronics
Vanguard’ın uzaktan yönetilebilen ışıklı otoyol
tabelalarının DMS yönetim yazılımına, varsayılan kullanıcı adı ve şifre ile izinsiz giriş yapılabileceği keşfedildi. Bunu güvenlik açığı olarak kabul
etmeyen firma ise, hesabın şifresinin sadece yazılım
içerisinden değiştirilebileceğini ileri sürdü.
HACK'LEYEN LEVHALARA
İSTEDİĞİNİ YAZABİLİYOR
Firma bu şekilde bir açıklama yapsa da ABD İç Güvenlik Bakanlığı'na bağlı Endüstriyel Kontrol Sistemleri
Siber Acil Yanıt Timi (ICS-CERT) konu ile ilgili acil bir
duyuru yayınlayarak gerekli önlemlerin alınması için
uyarıda bulundu. Bu açık, varsayılan hesabı kullanan
saldırganın otoyol tabelalarına bağlanarak, izinsiz şekilde istediği yazıyı yazmasını mümkün kılarken, sürücülerin dikkatini dağıtabilecek riskler de içeriyor.
67
Dünya Kupası Sosyal
Medyayı da Salladı
Milyonlarca kişiyi ekranlara
kilitleyen, Brezilya'nın ev
sahipliğinde gerçekleşen FIFA
2014 Dünya Kupası, dijital
ortamda da büyük yankı
uyandırdı. Kupa heyecanı
boyunca Facebook, Twitter,
Instagram ve benzeri
platformlarda 3 milyardan fazla
video, görsel, ileti, beğeni ve
yorum paylaşıldı.
HABER:Sema AKBAŞ
F
IFA tarafından 4 yılda bir
düzenlenen ve 1930 yılından bu yana yapılan
FIFA Dünya Kupası, bu yıl
Brezilya'nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Milyonlarca insanı bir ay boyunca
ekranlara kitleyen Dünya Kupası maçları,
sosyal medyada da rekorların kırılmasına neden oldu. 12 Haziran-13 Temmuz
tarihleri arasında 350 milyon kişi Dünya
Kupası ile ilgili 3 milyardan fazla güncelleme, yorum, video, fotoğraf ve beğeni
paylaştı. Turnuva boyunca FIFA'nın resmi
sayfalarına ve uygulamalarına erişimde
bulunan kullanıcı sayısı 1 milyarı aşarken,
toplamda 672 milyon tweet atıldı.
68
32
milyon
Final maçında
atılan tweet sayısı
FIFA TAKİPÇİ SAYISINDA REKOR KIRDI
FIFA'nın Dünya Kupası uygulaması, mobil ortamda 28 milyondan fazla indirilerek, spor organizasyonları alanında
bir rekora imza attı. Facebook, Twitter ve Instagram gibi
sosyal medya sitelerinde de milyonlarca kişi, Dünya Kupası ile ilgili birçok paylaşımda bulundu. FIFA'nın Twitter'daki
takipçi sayısı 16 milyon barajını geride bıraktı. FIFA Dünya
Kupası'nın resmi Instagram hesabını kullananların sayısı,
turnuva sırasında 42 binden 1 milyona yaklaşarak rekor
oranda artış yakaladı.
69
EN SOSYAL
DÜNYA KUPASI MAÇLARI
280
milyon
FİNAL MAÇINDA 32 MİLYON TWEET ATILDI
Almanya-Arjantin final maçı, Facebook, Instagram
ve Twitter'da milyonlarca görsel, beğeni ve yorumun
paylaşılmasına da neden oldu. Almanya'nın kupayı
evine götürdüğü bu maç, Facebook'un yaptığı açıklamaya göre; sosyal medya açısından gerçekleşmiş
en büyük spor olayı olarak tarihe geçti. Twitter'dan
yapılan açıklamaya göre ise Almanya-Arjantin karşılaşması için 32.1 milyon tweet atılırken, dakikada
paylaşılan tweet sayısı 618 bin 725'i buldu.
EN ÇOK KONUŞULAN OLAYLAR
Dünya Kupası karşılaşmalarında çok konuşulan olaylar da yaşandı. Brezilya'nın kendi evinde Almanlara
1-7 skorla yenilmesi 2014 Dünya Kupası'nın en çok
konuşulan olayı olarak tarihe geçti. Bu karşılaşmayla ilgili atılan tweet sayısı 35.6 milyona ulaştı. En
çok konuşulan ikinci olay ise Hollandalı Futbolcu Arjer Robben'in deparıyla 37 km/s hıza çıkması oldu.
Robben'in bu hareketi 152 bin 48 mesaj aldı. Alman
Futbolcu Miroslav Klose'nin Dünya Kupası gol krallığında Ranoldo'yu geçmesi üzerine de 80 bin 767 mesaj atıldı.
70
Almanya-Arjantin final maçı
(88 milyon kişi,
280 milyon paylaşım)
Brezilya-Almanya
yarı final maçı
(66 milyon kişi,
200 milyon paylaşım)
140
milyon
milyon
milyon
Brezilya-Hırvatistan açılış
maçı (58 milyon kişi,
140 milyon paylaşım)
Arjantin-Hollanda yarı final
maçı (39 milyon kişi,
83 milyon paylaşım)
75
66
39
milyon
Brezilya-Şili (31 milyon kişi,
75 milyon paylaşım)
71
Instagram’da
Popüler Olmanın Yolları
Neredeyse sosyal medyanın
bir numaralı ağı haline gelen
Instagram’da tanınmak ve
paylaştığımız resimleri, videoları
daha çok kişinin beğenisine
sunmak adına uygulamamız
gereken bazı kurallar olduğu
şüphesiz. Eğer siz de Instagram’da
takipçi sayınız artsın istiyorsanız,
bu kurallar çerçevesinde
paylaşımlarda bulunmalısınız.
Hazırlayan: Şeyma KAYA
72
Hashtag’leri İyi Kullanın
Instagram hesabını yeni açan bir kullanıcının popülaritesini sağlamak adına izleyeceği yollardan en önemlisi
ve ilki hashtag’leri kullanmak olmalıdır. Hashtag’leri
kullanan ve tıklayan eski kullanıcılar ve ilgi alanı sizin
kullandığınız hashtag olan kullanıcılar, sizleri bu şekilde takip etmeye başlar.
Profilinizi Herkese Açın
Fotoğraflarınızın daha çok kişiye ulaşmasını istiyorsanız, Instagram profilinizi herkese açık olarak kullanmanızda yarar var. Çünkü yorumlarınız ve profil fotoğrafınız başkalarının ilgisini çekse de, kilitli profiliniz
nedeniyle takip edilmeyi kabul etmeyeceğinizin düşünülme ihtimali yüksek. Popüler olmanın en önemli
şartı, herkese açık olmaktan geçer.
Profil Bilgilerinizi Özenli Düzenleyin
Hesabınızın sahte olduğunun düşünülmesini istemiyorsanız, profil fotoğrafınız dikkat çekici ama doğal
olmalı. Eğer hesabınızın fotoğrafçılık, moda gibi bir
teması varsa profil fotoğrafınızı da bu yönde seçmeniz, kendinizi ifade etmeniz açısından oldukça fayda
sağlar. Ayrıca profilinizin kendiniz ile ilgili bilgiler kısmı da ilgi alanınızdan, Instagram hesabınızda paylaşacağınız tarzı yansıtacak ve kısaca sizi takipçilerinize
tanıtacak bilgilerden oluşmalıdır. Yabancı takipçiler
de istiyorsanız, İngilizce açıklamalar yazmanızın da
yararı olacaktır.
Kullanıcı Adınız İlgi Çekici Olsun
Instagram kullanıcı adınız, kimlik bilgilerinizle aynı
olmak zorunda değil. Hoşunuza giden, sizi tanımlayan
ve takipçilerinizin hatırlamakta zorlanmayacağı basit
ama ilgi çekici, kısa bir isim size ekstra kullanıcılar
kazandırabilir. Önemsiz görünen bu ayrıntı takipçilerinizin sayısını etkileyecektir.
Paylaşım Sıklığını İyi Ayarlayın
Sosyal medya hesaplarımızda en çok dikkat etmemiz
gereken şey, aynı anı anlatan fotoğrafları üst üste
paylaşmamamız gerektiği gerçeğidir. Çünkü art arda
paylaşılan benzer fotoğraf ve videolar takipçilerinizin
sıkılmasına sebep olur. En güzel fotoğraf uygulamalarından biri olan “Photo Collage” programlarını kullanarak daha çok resmi aynı karede paylaşabilirsiniz. Tabi
bunun da bir dozu var. Aynı kareye 10 fotoğraf sığdırmaya çalışmanız fotoğrafların kalitesini düşürecek ve
Instagram/cananulugol
73
takipçilerin karelerde yer alan fotoğrafları net olarak
göremedikleri için sıkılmalarına sebep olacaktır.
Instagram Ünlüleriyle Aranızı İyi Tutun
İlgi alanınız olan Instagram kullanıcılarından rüştünü
ispat etmiş, çok sayıda takipçisi olan kullanıcıları fotoğraflarınızda etiketlemenizde ya da onların adlarını
hashtag olarak kullanmanızda ayrıca önemli olan bir
husus. Bu paylaşımların size çok yararı olur. Çünkü söz
konusu popüler kullanıcıların dikkatlerini çekebilirseniz, kendi sayfalarında sizin paylaşımlarınıza da yer
verip, sizin tanınmanıza yardımcı olurlar.
Blog Açın
Instagram hesabınızı destekleyecek bir blogunuz olsun. Eğer iyi bir blogger olursanız ve düzenli olarak
paylaşımda bulunursanız takipçileriniz sizin yaptığınız
işe emek harcadığınızı ve önem verdiğinizi düşüneceklerdir. Ama aksine blogunuzda ya da Instagram hesabınızda düzenli olarak paylaşımda bulunmazsanız,
takipçileriniz sizi boşa takip ettiklerini düşünecekler
ve takipten vazgeçeceklerdir.
Yorum Yazmaktan Çekinmeyin
Beğendiğiniz kişileri takip edin, fotoğraflarına yorum
yapın ve fotoğraflarınıza yazılan yorumlara içten, samimi cevaplar yazın. Bu yazışmalar sizin takipçilerinize sadece sayı olarak değil birer birey olarak baktığınız izleniminin oluşmasını sağlar.
Yer Bildirimi Yapın
Paylaştığınız fotoğraf ve videolarda yer bildirimi yapmanız da dikkat çekmenizi sağlar. Aynı mekanda fotoğraf paylaşanlar elbette ki yer bildirimine tıklayacak ve diğer Instagram kullanıcılarının fotoğraflarını
görmek isteyeceklerdir.
74
40
milyon
Instagram’da paylaşılan günlük
ortalama fotoğraf sayısı
Kendinizi Yenileyin
Her gün aynı yerlerde ya da aynı poz ile fotoğraflar
paylaşmayın, yenilikçi ve dikkat çekici olun. Kendi
kendinizi yenilemeniz takipçilerinize yeni ufuklar açacağı için sizden ilham almak adına sizi takip edecek
insanlar olacak.
Zamanı İyi Ayarlayın
Paylaşımda bulunacağınız saatlere dikkat edin, çünkü Instagram kullanıcılarının belirli bir yaş ortalaması
yok. Hedef kitlerinizi belirleyip aktif saatlerinizi ona
göre ayarlayın ve kullanıcıların dikkatlerini çekebilecek saatlerde paylaşımlarda bulunun.
iOS 8 tanıtımı, San Francisco’da düzenlenen World
Wide Developers Conference 2014 kapsamında
gerçekleşti. Yeni ürün tanıtımını yapan Tim
Cook’un heyecanlı olduğu ise gözlerden kaçmadı.
iOS8
Neler Getiriyor?
76
Apple WWDC 2014 sunumunun
büyük bir kısmını iPhone, iPad
ve iPod Touch'ların işletim
sistemi olan iOS 8'e ayırdı. Yeni
işletim sisteminin getirdiği
yenilikler, iOS 7'nin aksine
görsele yönelik değil. Peki
değişimler ne yönde?
HAZIRLAYAN: Uğurcan Evci
SENKRONİZASYON
KOLAYLIĞI
Apple'ın bu sürüm ile en çok
önem verdiği yenilik iPhone,
iPad ve iMac arasındaki kusursuz
uyum olmuş. iOS 8'den itibaren
artık telefonunuza gelen bir çağrı ya da mesajı (iMessage ya da
Facetime olmasa bile) iPad ya
da iMac'ten cevaplayabilecek,
telefonda yazmaya başladığınız
bir e-postaya bilgisayarda devam
edebileceksiniz. Bu, birden fazla
Apple cihaz kullanan birisi için
mükemmel bir yenilik olmuş.
UYGULAMALARA
BİLDİRİM MERKEZİ ERİŞİMİ
Diğer bir yenilik ise bildirim
merkezinde. Apple bu güncellemesiyle kapalı kutu olan sistemini application yapımcılarına
biraz açma yoluna girmiş. iOS 8
ile birlikte artık bildirim merkezindeki bildirimlere direkt olarak, uygulamayı açmadan yanıt
verebileceğiz. Örnek olarak,
WhatsApp'tan yapılan bir gönderiyi uygulamayı açmadan rahatça
cevaplayabileceğiz.
SİRİ’YE YENİ DİLLER
Üçüncü yenilik ise Siri'de. Siri
artık pek çok yeni dil destekliyor. Bunların arasında maalesef hala Türkçe yok, ancak sesli
komut sistemi artık Türkçe’yi
destekliyor. Yani mesajlarımızı,
e-postalarımızı sadece telefona konuşarak yazabileceğiz. Yaptığım testlerde Türkçe'nin çok iyi bir
şekilde çalışıp her şeyi algıladığını gördüğümü söyleyebilirim.
turabileceğiz. Yine WhatsApp’ta
olduğu gibi anlık ses veya video
kaydedip gönderebileceğiz.
YAZILIMSAL AÇILIM
Daha önce bahsettiğimiz 'yazılımsal açılımın' detayına girmek
gerekirse, Apple artık sistemini
üçüncü parti yazılım geliştiricilerine açıyor. Yani application geliştiren yazılımcılar, artık sadece
kendi alanlarında değil, işletim
sistemiyle de bağlantı kurabilecek. Bunun ilk örneğini bildirim merkezi ile vermiştik. İkinci
bir örneği ise, Touch ID sistemi
üzerine. Yeni iOS ile kullanıcılar parmak izlerini artık sadece
kilit açmak için kullanmayacak.
Güvenlik sorunlarını engellemek
için Apple parmak izi bilgilerini
yazılımcılar ile paylaşmayacağını belirtiyor. Başka bir örnek ise
işletim sistemimizin klavyesinde.
Klavye Android'den tanıdığımız
swiftkey özelliğine kavuşuyor,
yani yazarken tahminlerini bize
gösterecek ve biz de aralarından
uygun kelimeyi seçebileceğiz.
Ancak bu özellik henüz Türkçe
desteklemiyor.
Yazılımcıların sisteme ekleyebileceği bir başka özellik ise 'widget' dediğimiz, sisteme entegre
edilen küçük ama oldukça fay-
iMessage YENİLİKLERİ
Bir başka yenilik ise iMessage uygulamasında. Artık
iMessage ile WhatsApp'ta yaptığımız gibi gruplar oluş-
77
dalı ve kolaylık sağlayan özellikler. Örneğin bildirim
merkezine bir uygulamanın widget'ı eklenerek o uygulamanın verdiği bilgiler uygulama açılmadan çok
daha rahat bir şekilde görülebilecek. Bunun yanında,
yazılımcılar açısından son yenilik, Apple’ın duyurduğu yeni programlama dili. Buna göre application’lar
artık Apple'in yeni programlama diliyle yazılacak. Kısacası gerek uygulama yazanların, gerekse kullanıcıların kullanımını kolaylaştıracak pek çok yeni özellik
geliyor.
iCloud DRIVE
Apple'ın yeni özellikleri
kolay kolay bitmeyecek
gibi duruyor. Bir başkası
da iCloud'daki gelişme.
iCloud artık dropbox gibi
bir sisteme geçiyor, yani
her şeyimizi depolayabileceğimiz tam bir dosya
yöneticisi olacak. Bu yeni
dosya yöneticisi sistemin
adı da iCloud Drive.
KONTROL MERKEZİ YENİLİKLERİ
Bunların yanında benim
ayrıca dikkatimi çeken,
ancak Apple tarafından
üstünde pek durulmayan,
kontrol merkezine artık
kendi istediğimiz şeyleri
ekleyebilme özelliği var.
Yani alt kısımdan çektiğimizde gelen menüde,
78
Apple'in dayattığı açma kapama kontrollerini görmek zorunda değiliz, çok daha geniş bir yelpazemiz
olacak. Bunun da en önemli getirisi, 3G/EDGE açıp
kapatmak için ayarlar menüsüne girmemizin artık
gerekmeyecek olması.
AYNI ANDA İKİ UYGULAMA
Üzerinde çok durulmayan başka bir önemli özellik
ise iPadler için geliyor. Bu özellik, Windows Surface
tabletlerde olduğu gibi, aynı anda ekranda iki farklı
uygulamayı görüntülememizi sağlayacak. Örneğin
bir yandan Pages uygulamasından yazımızı yazarken öbür yandan alıntı
yaptığımız makalenin olduğu sayfayı açabileceğiz. Bu da multitasking
açısından oldukça önemli
bir gelişme gibi duruyor.
Ancak Apple'ın pek üstünde durmadığı bu özellik
sadece yayınlanan videolarda görüldü.
GÜLE GÜLE iPHONE 4
iOS, bu sonbaharda çıkıyor ve iPhone 4s, iPad
2, 5. nesil iPod Touch ve
bunlardan sonra çıkan
modeller tarafindan desteklenecek. Maalesef ki
Apple, efsanevi telefonu
iPhone 4'ü de tarihin tozlu sayfalarına gönderiyor.
bookmarkinterview
Türkiye’nin İlk ve Tek Web
Tabanlı Merkezi Muhasebe Sistemi
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği
(TÜRMOB) üyesi mali müşavirler ve müşterilerinin kullanımı için geliştirilen LUCA Projesi’ni
ve projenin nasıl bugünlere geldiğinin hikayesini LUCA Genel Koordinatörü Maviş İçöz’den
dinledik. İçöz, LUCA sisteminin yaklaşık 17 bin üye ve 160 bin kullanıcıya kesintisiz hizmet
verdiğini belirterek, LUCA’nın alanında ilk uygulama olduğunu dile getirirek, proje hakkında
şu bilgileri verdi.
LUCA projesinden bahseder misiniz?
Maviș İçöz
İçöz
LUCA Projesi, TÜRMOB tarafından Maviș
geliştirilen Türkiye’nin ilk internet
tabanlı merkezi muhasebe sistemidir. LUCA, ülkemizin çok başarılı ve
yaşayan nadir projelerinden biridir.
Üstelik hayata geçirdiğimiz döneme
bakılırsa 2004 yılı sonu, henüz bulut
mimari teknolojisinden bahsedilmiyordu bile. Anlayacağınız LUCA, çok
önemli bir öngörü beraberinde aldığımız risk ve sorumluluk. Projede
çıkış noktamız meslek mensuplarımızın işini kolaylaştırarak, mesleki
faaliyetlerine zaman ayırmalarını ve
de değişen dünya standartlarının gerisinde kalmamalarını sağlamak, tüm
meslek mensuplarını zamanın en ileri teknolojisiyle ortak bir platformda
buluşturarak, tek bir meslek dili yaratmaktı. Bu da ileri bir teknoloji ile
mümkün olabilirdi. Bu fikir 2004 öncesinde yaptığımız
bir yurt dışı gezisinde gördüğümüz ve uygulamaya karar verdiğimiz bir sistemdi. Ancak bizim Türkiye’deki
uygulamamız gördüğümüzden daha gelişmiş ve çok
daha fazla veriyi, korumak ve yönetmek üzere oluşturuldu. Özetle LUCA, çok önemli bir amaca hizmet
etmek için doğmuştu.
LUCA’nın bulut teknolojisi bilinmediği yıllarda Türkiye’deki ilk bulut teknolojisi olma özelliği taşıdığını
biliyoruz, projenin geliştirilmesinde altyapı sorunları
ile karşılaştınız mı?
Evet tabi ki sorunlar yaşandı. Türkiye’de o dönemler,
internet teknolojilerinin çok yaygın kullanılmadığı ve
internet altyapısının gerilerinde olduğu dönemlerdi.
İnternet kullanıcısı sayısı yüzbinlerle ifade ediliyordu.
Dolayısı ile LUCA ve devreye alınan e-devlet projeleri,
internet altyapısının iyileştirilmesini de bir anlamda
zorunlu kıldı ve bu gelişmeye önemli bir katkı sağladı. Zorluklarını yaşadık tabi ama her şeyi önceden
düşünerek ve planlayarak yaptığımız için zorlukları
nispeten daha rahat göğüsledik. LUCA, yepyeni bir iş
modeli sunarken aynı zamanda meslek mensuplarının iş yapış biçimini ve
alışkanlıklarını da değiştiren bir projeydi. Hem bizim için hem de meslek mensupları için zor bir dönemdi.
“İnternette muhasebe olmaz“ ya da
“Bilgilerimiz yeterince güvence altında mı?” söylemleri zamanla yerini farklı sorulara bıraktı. Bugün artık üyelerimizden projenin ve ürün
içeriğinin gelişimine katkı sağlayacak talepler ve sorular geliyor. Artık
LUCA’nın teknolojisi ve mesleğe katkılarındaki ayrıcalıkları konuşuluyor.
LUCA, sektöre nasıl bir katkı sağladı?
Hangi sorunlara çözüm oldu?
LUCA teknolojisi, teknolojinin başarıyla uygulanması ve saha yönetimindeki farklılıklarıyla ülkemizde örnek
bir proje olarak gösterilmiş ve model
alınmıştır. LUCA’dan önce meslek mensupları zaman
ve mekan sorunu yaşıyorlardı. Bu teknoloji ile internetin olduğu her yerden işlerini yürütebiliyorlar. Yazılım ve donanıma çok ciddi yatırımlar yapmaları gerekiyordu. Yedekleme başlı başına büyük bir sorundu.
Ve de her zaman mevzuata uygun güncel bir yazılımla
çalışabilmek için ciddi para ve zaman harcıyorlardı.
LUCA teknolojisi ile tüm bu sorunlar en düşük düzeye indirildi. LUCA projesi, hem meslek mensuplarına
hem de Türkiye ekonomisine çok önemli katma değer
yaratmıştır. LUCA yazılımına eklenen birçok özellik ve
esnek raporlama özelliği sayesinde taahhüt ettikleri
hizmetin çok üstünde hizmet sunulması imkanı sağlandı.
LUCA, bu yıl da CeBİT’te olacak mı?
Evet, bu yıl da CeBIT’te yerimizi alıyoruz. CeBIT, bizim için yüzlerce meslek mensubunu bir araya getirdiğimiz çok verimli bir ortam oluyor. Bu sene de “LUCA
e-Fatura, e-defter, Entegrasyon ve Arşivleme Çözümleri” konulu seminerlerimizle 12-13 Eylül’de farklı illerden katılan meslek mensuplarımızı ağarlayacağız.
79
bookmarkdigitalart
Dijital Sanat
Geleneksel Yöntemlere Karşı
Melis Basmacı
Grafik tasarımcılar için dijital hayata adapte olmak
artık bir zorunluluk halini aldı. Tasarım dünyası dijital
ve analog olarak farklı ekollere bölünse de her ikisini
birlikte uygulamaktan kaçınmak neredeyse imkansız.
Biz de analog eğitim alan bir grafik tasarımcının
dijitale geçişinde yaşadığı süreci anlatmasını istedik.
Melis Basmacı, 10 yıldır hem analog hem dijital sanat
alanında işler yapıyor. Grafik tasarım bölümünden
mezun. Şu an Visual Communication Desing (VCD)
bölümünde Yüksek lisans yapıyor. Analog tasarıma
gönülden bağlı olsa da yaratıcılığını kısıtladığını
düşündüğü dijital sanata kayıtsız kalamıyor.
Röportaj: Zeynep Burcu Girici
80
Dijital sanat senin için ne ifade ediyor?
İki kişi, iki bilgisayar karşısına oturunca her ikisi
de aynı kareyi çizer, öznelliği dijital sınırlar dahilinde kalır. Ancak bu kişilere iki ayrı kağıt verip, iki kare çizmelerini istesen çizdikleri kareler sadece onlara ait, farklı kareler olur. Çünkü
her bir el, beyin, birey birbirinden bağımsız ve
özgündür. Bu haliyle olan, yaratıma daha yakındır. Dijital dünyada kontrol daha fazla bizdeymiş gibi görünse de aslında o teknikle yapılan
işe daha az vakıf oluyoruz gibi geliyor bana.
Yani bilgisayarın ruhuna bıraktığımız bir iş mi?
Evet. Kendi bedenin ve ruhunla, ruhu bile olmayan başka bir şeyin bedenini kullanarak yaptırdığın bir şey. Özellikle çizimde yani resimde,
kullandığın alete baktığında günlük olayları
yansıtırkenki olasılıklar mucizevi ve beklentisiz
gelişiyor. Ve hatta kaza ile boya yere döküldüğünde bile çıkan şey daha ilham verici ve ilginç
olabiliyor. Dijitalde ise bu olasılıklar kısıtlanıyor hayatın tam olarak içimize akmasına ya da
içimizdekinin hayata akmasına ket vuruluyor,
başka bir enerji akışından devam ediyor. Çıplak
elle yapılanla plastik eldiven takarak yapılan
poğaça bile farklıyken, bu ayırım dijitalde elbette çok büyük fark yaratıyor.
İnsanlar aslında tekniği daha basit geldiği ve çok da fazla yetenek
gerektirmediğini düşünerek dijital
sanata yöneliyor olabilir mi?
Bu işlerle uğraşan insanların katetmesi gereken 10 seviye var
diyelim. 5. kademeye herkes eşit
hamleler, eğitimler alarak gelebiliyor. 5. seviyenin üstüne çıkabilmek için ise yetenek gibi farklı donanımlar gerekiyor. Dijital sanat
kusurları ortadan kaldırdığı için
samimi ve yapay geliyor. Yaşamın
bir parçası ama kurgulanmış bir
parçası. Yağlı boya tablodaki görsel dünya, beni daha çok çekiyor.
Ama tezatlar yaşamak da güzel,
belki bu yüzden dijital bir bölümde okuyorum.
Dijital sanatla uğraşanların daha
evvel karakalem veya boyama gibi
çizim tecrübesi oluyor mu yoksa
bu yönde kabiliyeti olmayanlar mı
dijitale yöneliyor?
Bu benim son zamanlarda aklıma
takılan bir konu. Şu an VCD bölümünde yüksek lisans yapıyorum.
Grafik tasarım bölümünden mezunum. Bauhaus ekolu ile iç içe
bir lisans eğitiminden sonra dijital
sanat disiplini ağır basan bir okul
için çok analog kaldım. Tamam,
o kadar da dijital özürlü değilim
ama teknolojinin bizi körleştirdiğini düşünüyorum. Elle yaptığım
çizimlerimi dijital platformlara
taşıyıp, başka işlerle birleştirebileceğimi düşünüyorum.
Dijital sanatta Türkiye’den takip
ettiğin kim var?
Candaş Şişman`ın 3D Mapping ve
Nerd Working işlerini seviyorum.
Kendisi en son Venedik Bienali’nde
yer aldı. Bence o gerçekten dijital
sanat yapıyor. Dijitalde, ögeleri
kullanarak yanılsamalar ve şaşırtıcı bir dünya yaratıyor.
Sosyal medyada paylaşılan eserler
ile ilgili kaygın var mı?
Takmıyorum milyonlarca şey var,
biz de alıp paylaşıyoruz. Oraya
koyduysan alınmasını da gözden
çıkaracaksın artık. Sadece müşteri için yapılan bir işse paylaşmamak faydalı.
Dijital ortamda yaratılan ve herkesin beğenebileceği bir dünya
olamaz mı?
Dijital dünya konusunda mükemmel işler var. Mesela herkesin bildiği bir örnek olan Avatar’da gerçeklik muazzamlık, tamam ama
her şey hiperreal surreal, sürreal
hiperreal. Bunu gerçek dünyaya
taşımaya kalkarsak. Peki ya bir
adım sonrası ne?
Sana dijital ortamdan nasıl ulaşabiliriz?
https://www.tumblr.com/blog/
megamikapika
https://www.facebook.com/
pensouls
http://www.myfirstartist.com/
mikapika.sopsy.com
Bir filme girip yaklaşık 3 saat mükemmeli yaşayıp gördükten sonra
salondan çıkıp karşılaştığın dünya
sana yeterince haz vermeyebilir.
Bu da dijital bağımlılığa dönüşebilir belki. Ne dersin?
Olabilir. Yine de oradaki görüntüler buradakilerin yansımasının
yansıması. Ağaç yine ağaç. Daha
farklı formlara sahip sadece. Gerçekten uzaklaştırıp bağımlılık yaratamasa da kaçış yaratıyor.
Dijital sanat alanındaki çalışmaların neler?
Kalem ve fırçayla çıkardığım hatları bilgisayarda çıkaramıyorum.
Mucizevi rastlantılar olmuyor,
kalemin ucu kırılmıyor, ruhsuz
gelmeye başlıyor. Dijital desteğini, daha çok çizdiğim desenlerin
renkleriyle oynamak belli bir yüzeye aktarmak yani post produksiyon için kullanıyorum. Dijital tekniği yogun olarak, daha farklı bir
disiplinde, stop motion yaparken
kullanmayı tercih ediyorum.
81
s
g
o
D
h
WBair tHc
bookmarkgame
Bir Haacckkeer’
rıın
n Macera
rası
sı
E3 Fuarı'nda Ubisoft open
world, bir oyun ile tüm fuarı
kasıp kavurmuştu. Bu oyundaki
görseller, çevreyle etkileşim,
yapılabilecek şeyler ve oyunla
ilgili daha pek çok şey izleyenlerin
ağzını açık bırakmıştı. Bu
oyunun adı Watch Dogs idi
ve oyun, geçtiğimiz günlerde
hem yeni nesil konsollara, hem
şimdiki nesile, hem de kişisel
bilgisayarlarımıza uygun bir
şekilde geldi.
HAZIRLAYAN: Uğurcan EVCİ
A
ssassin’s Creed serisinden de open world
oyunlar konusunda iyi
bir referansı olan Ubisoft, oyuncuları sabırsızlandırmayı başardı,
peki beklentileri bu kadar yükselten, bir devrim niteliğinde olması umulan ve GTA serisinin en büyük
rakiplerinden olacağı düşünülen Watch
Dogs, bu beklentileri karşılayabildi mi?
Oyunun konusu hakkında çok bilgi vermeyeceğim ancak kısaca bahsetmek
gerekirse oyun teknoloji çağında ki güvenlik sıkıntıları, hack, mobil yaşam gibi
konseptleri konu alıyor. Zaten oyundaki
en önemli araçlarımızdan birisi de gerek
senaryoyu daha iyi anlamamızı sağlayan,
gerek pek çok görevde işimize yarayan
gerekse de neredeyse her türlü elektronik aleti kontrol etmemizi sağlayan cep
telefonumuz. Oyun, senaryo olarak ilginç gözükse de stereotip denilen kalıp
ön yargıları da olabildiğince yansıtmış.
82
8.4
IMDB
Gizemli bir hacker, ilginç isimli bir çete lideri, piercingli bir kadın hacker… Bunun yanında hikaye genel
olarak tahmin edilebilir bir şekilde ilerliyor ve bazı
noktalarda garip diyebileceğimiz atlamalar gözlemlenebiliyor. Dolayısıyla ilgi çekici bir senaryo konusunun çok iyi işlenemediği söylenebilir.
İLGİNÇ GÖREVLER
Olumsuz eleştirinin yanından senaryodaki bazı yan
görevlerin oldukça ilgi çekici olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Görevlerde hacklediğimiz telefonlardan okuduğumuz kısa mesajlar ile cinayet
planlamalarını görebiliyoruz, şiddeti engelleyebiliyoruz. Ana hikayeyi bitirmek 20 saat civarında sürerken, bu biraz da size bağlı, yani yan görevlerle uzun
uzun ilgilenirseniz oyunu daha da uzatabilirsiniz.
Oyunun en önemli özelliklerinden birisi olan 'open
world' olmasından bahsetmek gerekirse, bu konuda
oyun, olumlu yorumlar almayı hak ediyor. Chicago’da
geçen oyunun güzel bir şehir hayatı yansıttığını düşünüyorum. Yaşayan bir şehir hissi başarıyla verilmiş.
Neredeyse herkesin telefonlarını hackleyerek, özel
hayatlarını görebilmemiz bu yaşayan şehir imajını
verme konusunda önemli bir faktör olmuş, zira bu
sayede her insana bir hikaye tanımlanmış. Bunun
yanında herhangi bir hack aktivitesinde bulunmasak
bile oyun içindeki karakterlerin üstüne geldiğimizde
'emekli polis', 'cinayet işledi ama kaçıyor' gibi pek
çok bilgi ibaresi çıkıyor. Şehrin yaşayan bir şehir olduğuna dair başka bir örnekse yarattığınız büyük bir
kaza sonrasında etraftaki insanların cep telefonlarını
çıkarıp videoya çekmeye başlamaları.
Oyunda bu karakterlere karşı iyi ya da kötü davran-
manıza göre değişen bir repütasyon barı var, ancak
bu barın iyi ya da kötü olması pek de bir şey fark
ettirmiyor maalesef. Şehrin canlılığını zedeleyen
tek şey ise polis kovalamacalarından kaçmanın çok
kolay olması. Haritayla ilgili başka bir eleştirimse
artık suyu çıkmış olan yüksek binalara çıkıp haritayı
keşfetme olayı. Bugüne kadar çıkmış tüm Assassin’s
Creed oyunlarında kullanılmış olan bu aktivite Watch
Dogs’ta da yer almış.
Oynanabilirlik yönünden ise oyun, karakterimizi
kontrol ederken sıkıntı çıkarmayan, başarılı bir oynanabilirlik hissi vermeyi başarmış.
ARAÇ KULLANIMI KÖTÜ
Oyunun ana görevleri pek çok açık dünya oyundakinin aksine daha çok gizlilik üzerine. Görevler genel
olarak başarılı bir saklanma sistemi üzerinden yürüyor. Oyun, araç kullanımı konusunda ise çok kötü.
Birden hızlanan araçlar, kötü direksiyon kontrolleri…
Oyunun pek çok noktasında araç kullanmamız gerektiğinden oyunun oynanabilirliğinin oldukça kötü
yönde etkilendiğini söyleyebilirim. Gelelim oyunun
en büyük beklentiyi yaratan noktasına, grafiklere.
Grafikler gerçekten de iyi gözüküyorlar; ancak bunun yanında E3 Fuarı'nda gösterilen etkileyicilik maalesef oyunda yok. Hatta yeni nesil Assassin’s Creed
oyununun grafiklerine çok da bir yenilik katmadığını
söyleyebilirim, dolayısıyla oyun bu konuda maalesef
o beklenen devrimi gerçekleştirememiş.
Sonuç olarak, oyun yükselttiği beklentilerin yanında
bir miktar hayal kırıklığı yaratmış olmasına rağmen
hala çok iyi bir oyun.
83
bookmarkbook
Steve Jobs
D
ünya teknoloji devi Apple şirketinin kurucusu Steve
Jobs’un hayatının bir bölümünü anlatan biyografi
kitabı Walter Isaacson tarafından yazıldı. Bir
biyografiden öte bu kitapta adeta genç yatırımcıların
çok ciddi dersler çıkarabileceği olaylar ustalıkla
anlatılmış. Steve Jobs’un Apple şirketinin kuruluşundan sonra
kovulması ile kitabın verdiği mesajlarda ciddi bir değişiklik
gözleniyor.
APPLE’I DEVLEŞTİREN İSİM
Kitabın Yazarı:
Çeviren: Yayınevi:
Kitap Türü:
Yayınlandığı Yıl: Sayfa Sayısı: Orijinal Adı: Walter Isaacson
Dost Körpe
Domingo Yayınevi
Biyografi
2010
540
Steve Jobs
İflasın eşiğindeki bir şirketi alıp, iPod, iPhone ve iPad gibi
ürünleri teknoloji dünyasına kazandırararak, Apple’ı dünyanın
en büyük teknoloji şirketi haline geldiğini okurken, zamanın
adeta durduğunu hissedeceksiniz. Maalesef bu yükseliş grafiği,
Steve Jobs’un kansere yakalanmasıyla bir anda duruyor. Kitabın
sonlarına doğru gün gittikçe nasıl ölüme doğru ilerlediğini
okumak insana oldukça acı veriyor. Bir kanser hastasının son
günlerini okumanın verdiği hüznü bir kenara bırakırsak bir
insanın son yüzyılın en önemli teknolojik cihazlarını üretiminde
başrol oynasa da kanser karşısında nasıl çaresiz kaldığını
görmek hayatın anlamını ve değerini bir kez daha derinden
sorgulamanıza yol açıyor. İşlerinin en kötü gittiği anda bile
nasıl bir anda iyiye döndüğünü, işler iyi giderken bir anda nasıl
kötüye dönebildiğini en çıplak haliyle sunan ve hayata dair
çok önemli mesajlar veren Steve Jobs’ın yaşamında muhakkak
kendinizden izler bulacaksınız.
"...Ama bu işi yapmak istememin tek sebebi
şu: dünyanın Apple'la daha güzel bir yer
olacağını düşünüyorum."
Steve Jobs, tekrar Apple'a dönmesi için
yapılan teklifi değerlendirirken...
Walter Isaacson
84
bookmarkmovie
THE NET (İNTERNETTE AV)
IMDB: 5.8
Türkiye'de internetin daha yeni
yeni kullanılmaya başlandığı 1995'li
yıllarda vizyona giren bu ABD
yapımı filmde Türk izleyicilerin
yakından tanıdığı Sandra Bullock,
Angela Bennett adında bir bilgisayar
uzmanını canlandırıyor. Genç ve
güzel Angela, adeta modemsiz
ve bilgisayarsız bir an bile
geçirmemiştir. Annesini görmek
dışında hemen hemen hiç sosyal
aktivitesi olmayan Angela'nın hayatı
internet üzerinden sohbet ettiği
arkadaşı Dale Hessman'dan (Ray
McKinnon) bir bilgisayar programı
almasıyla tamamen farklı bir
boyut kazanıyor. Şifre-kırıcı olarak
tasarlanmış bu yazılım nedeniyle
Hessman, bir uçak kazasında ölür.
Angela, elindeki diskte bazı önemli
ve gizli bilgiler olduğunu anlar. Film
de işte bu andan sonra 1995'lerin sanal
dünyasını izleyicinin gözler önüne
sererek, başka bir boyuta geçiyor.
Yapımı:1995 ABD
Tür:Aksiyon, Gerilim, macera
Süre:114 Dakika
Yönetmen:Irwin Winkler
Oyuncular:Sandra Bullock, Jeremy Northam,
Dennis Miller, L. Scott Caldwell, Ken Howard
Senaryo:Michael Ferris, John D. Brancato
Yapımcı:Irwin Winkler, Rob Cowan
THE NET 2.0. (İNTERNETTE AV 2)
Net filminin 2006 yılında çekilen bu ikinci bölümü
Türk izleyiciler için bazı süprizler içeriyor.
İstanbul’da geçen filme, Şebnem Dönmez gibi Türk
oyuncular eşlik ediyor. İş teklifi aldığı İstanbul’a
giden Hope, kendini büyük bir macera içinde bulur.
İlki kadar bulunduğu dönemin sanal dünyasını
başarıyla yansıtmasa da bu ikinci film İstanbul'da
Türk oyuncuların da katılımıyla sanal dünya severler
tarafından izlenmesinde fayda var.
Tür :Aksiyon, dram, gerilim
Yapım :2006, Amerika
IMDB Puanı :4.7/10
Yönetmen :Charles Winkler
Senaryo :John D. Brancato, Michael Ferris, Rob Cowan
Görüntü Yönetmeni :Steven Douglas Smith
Müzik :Stephen Endelman
Oyuncular :Cengiz Bozkurt, Charles Winkler, Courtney
Vye, Demet Akbağ, Ertan Saban, Ezel Akay, Güven Kıraç,
Keegan Connor Tracy, Mehmet Ergen, Michael Halphie, Neil
Hopkins, Nikki Deloach, Şebnem Dönmez, Selma Ergeç,
Veysel Diker
Süre :95 dakika
86
bookmarkquiz
Sizin Sosyal
Ağınız Hangisi?
Günümüzde büyük küçük demeden herkesin en az bir
sosyal ağ kullanıcısı olduğu tahmini çokta ütopik olmasa
gerek. Peki, sizin sosyal ağınız hangisi? En çok hangi alana
ilgi duyduğunuzu öğrenmek ve size uygun sosyal platformu keşfetmek için testimizi çözmeye ne dersiniz?
1 - Sabah uyanır uyanmaz ilk baktığınız application hangisidir?
A-Vine
D-Foursquare
B-Instagram
E-Twitter
C-Facebook
2 - Aşağıdakilerden hangisinin yokluğunu düşünemezsiniz?
A-Video izlemek B-Fotoğraf çekmek C-Müzik dinlemek
D-Farklı mekanlara gitmek
E-Haber okumak
3 - Taksim’de yürürken şarkı söyleyen bir grup gördünüz.
İlk aklınıza gelen…
A-Bu fikri baz alarak aynısını yapmak
B-Videolarını çekmek
C-Çaldıkları şarkının adını öğrenmek
D-Başka nerelerde sokakta şarkı söylendiğini öğrenmek
E-Onları dinledikten sonra birkaç cümleyle bu anı not etmek
4 - Tatile çıkarken bavulunuzun olmazsa olmazı nedir?
A-Bilgisayar
D-Harita
B-Fotoğraf makinesi C-Telefon
E-Kitap
5 - Arkadaşlarınızla buluştunuz.
A-Bol esprili, sıra dışı olayları konuşursunuz
B-Her anı ölümsüzleştirmek adına fotoğraf makinesi ile
bütünleşirsiniz
C-Eski dostlarınızdan bahsedersiniz
D-Birlikte bir tatil planı yaparsınız
E-En son okuduğunuz makale üzerine tatlı bir sohbet ortamı
oluşturursunuz
6 - Gün içerisinde iş yoğunluğunuz azaldığında aklınıza ilk
gelen…
A-Video fenomenleri bugün neler paylaşmış
B-Sosyal medyada günün modası ne
C-Sizi arayan ama yoğunluktan telefonunu açamadığınız eski
dostunuz
D-Dışarı çıkıp bir kahve içmek
E-Dünyadan son dakika gelişmeleri
7 - Film izleyeceksiniz, tercihiniz aşağıdakilerden hangisi
olur?
A-Komedi filmimi alır evde izlerim
B-Son vizyona giren film için sinemaya giderim
C-Tekrar tekrar izlemekten sıkılmadığın filme 23.kez izlerim
D-En çok sevdiğim şehir Paris olduğu için orda çekilen bir
film izlerim
E-Tarihi bir film izlerim
8 - Çevrenizdekiler sizi özetlemek isterse hangi kelimeyi
kullanır?
A-Yaratıcı
D-Gezgin
B-Yenilikçi
E-Bilgili
C-Vefalı
9 - Akşam…..…gidiyoruz. Boşluğu hangi kelimeyle doldurursunuz?
A-Tiyatroya
D-Restorana
B-Sinemaya
E-Kokteyle
C-Konsere
10 - Hayalinizdeki meslek nedir?
A-Oyuncu olmak
B-Fotoğrafçı olmak
C-Organizatör olmak
D-Mekan sahibi olmak
E-Siyasetçi olmak
A cevabı çoğunluktaysa: Senin sosyal ağın, Vine demektir.
Neden dersen, enteresan fikirleri ve bu fikirleri hayata
geçirmeyi seviyorsun. Hayattan zevk almak senin için farklılıklarla (sıra dışı olarak) sağlanabilecek bir duygu. En büyük
hayalin oyuncu olmaktı belki ama, hayat buna izin vermedi
diyelim. Bu nedenle Vine çekmek ve izlemek sana bu keyfi
veriyor.
B cevabı çoğunluktaysa: Senin sosyal ağın Instagram demektir. Çünkü her anı ölümsüzleştirmek gerektiğine inanıyorsun.
Fotoğraf çekmek, senin için bir çeşit nefes alma biçimi. Hem
gündemi takip etmek hem de kendi zevklerini paylaşmak
adına Instagram’da sıkı bir kullanıcı olduğun aşikar.
C cevabı çoğunluktaysa: Senin sosyal ağın Facebook demektir. Senin için sosyal ağ çılgınlığı eski arkadaşlarımı bulayım,
araya yıllar girdi birbirimizden koptuk en azından buradan
iletişim halinde olalım şeklinde başlamış anlaşılan. Bu durum
senin arkadaş canlısı, anılara değer veren ve vefalı kişiliğini
yansıtmaktadır.
D cevabı çoğunluktaysa: Senin sosyal ağın Foursquare
demektir. Hayat felsefen gezelim görelim. Belki de gurme
olarak doğmuşsundur da haberin yoktur. Yeni mekanlar; yeni
hayatlar ve yeni bir bakış açısı demek senin için. Gittiğin
yerle ilgili öncesinde bilgi edinmek ve sonrasında o mekana
gelecek insanlara fikrini sunmak senin için önemli bir görev.
E cevabı çoğunluktaysa: Senin sosyal ağın Twitter demektir.
Gazete, kitap, dergi derken bilgi dağarcığını çok geliştirmişsin. Zaten olmasını istediğin ve olmasından zevk aldığın
şey de bu değil mi? Yaşadığın her anı küçük notlarla kaleme
almak, sana yanlış gelen şeyleri ifade etmek senin yaşayış
biçimin. Dünyada en önemli şeyin insanın kendisini ifade
etmesi olduğuna inandığın açık.

Benzer belgeler

28 29 Mayıs 2015 Acapulco, Girne

28 29 Mayıs 2015 Acapulco, Girne iletişim aracı olması, sosyal medya butikleri adı altında yeni bir pazar oluşturdu. Bu sayımızda biz de en çok kullanılan sosyal medya ağı Instagram’da satış yapan butikleri araştırdık. Geleceğin t...

Detaylı

Adli Bilişim Kapsamında, Sahte Dijital Belgelerle

Adli Bilişim Kapsamında, Sahte Dijital Belgelerle İki ayda bir yayınlanan dergimizin Temmuz/Ağustos sayısında sizler için çok özel röportajlar ve haberler hazırladık. Gündemi takip eden ve özel haberlerin yer aldığını ikinci sayımızı keyifle okuma...

Detaylı