PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked

Transkript

PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked
.
,
H
Her 3 ayda bir
Bir kereye mahsus olmak üzere
!. Dig!!
ODTÜlÜ
2.000.000.-
Dergisi Abone Ücreti
TL
1.000.000.- Tl.
Minyatür Oiploma Unet!
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
li
i
i
r
1
-
ir
1
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
içiNDEKiLER
• Üniversitemizin 11. Rektörü Prof. Dr. Mehmet KiCiMAN
2
• Parlar Vakfi Ödülleri
5
• Merkezi Laboratuvar Projesi (ODTÜ LAB)
7
• Nasil bir mezun? Nasil bir isyeri? Nasil bir üniversite
8
• Yeniden degerlendirme yapabilmek •
10
Prof. Dr. Yakup KEPENEK
• is Bankasi Genel Müdürü Ersin ÖZiNCE
12
• Kamu yararina çalisan dernek statüsü
16
• Mezunlar Günü 13 haziran 1999
16
• ODTÜ Enformatik Enstitüsü
,,
,
18
• Projelere lisansüstü ögrenci tahsis programi
20
• imar Kanunu Degisiklik Tasarisi ODTÜ'de hazirlaniyor
20
• Üniversiteortaminda toplam kalite yönetiminin tanimi ve ögeleri •
• Seytanin oyunu •
21
Prof. Dr. Ömer SAATÇiOGLU
24
Sargun Ali TONT
• Sokak çocuklari hakkinda yanilgilar •
• Mamak'in ögrenci ögretmenleri •
25
Doç. Dr. Serdar DEGiRMENCiOGLU
Mustafa
26
BALBAY
• Ilisu ve Karkamis baraj gölleri alanlarinda kurtarma kazilari •
• ODTÜf de sanatin bir baska boyutu RESiM.
27
Doç. Dr. Numan TUNA
Doç. Tansel TÜRKDOGAN
29
,
• Engelsiz ODTÜ projesi
,
30
30
• Makina Mühendisligi Bölümü proje yarismasi
• ODTÜ'de spor
,
32
,
f
ODTÜ Adina Sahibi Prof. Dr. Suha SEVÜK Yazi isleri Müdürü Prof. Dr. Yildirim ÜÇTUG
Yayin Kurulu Prof. Dr. Aysen ERGiN, Prof. Dr.Fikret GÖRÜN, Prof. Dr. Sabri KOÇ, Doç. Dr. Fevzi GÜMRAH, Mehtap SAATÇiOGLU, Serpil SAVAS, Dr. Güzin Binatii BÜYÜKKURT, Elif ONGUN
Mezunlarla iletisim Müdürü ve Reklam Sorumlusu Lale KOCAMAN
Yazisma Adresi Mezunlarla iletisim MÜdürlügü ODTÜ Rektörlük 6. kat 06531 - ANKARA Tel: (0.312) 210 34 40 - 210 34 90 Fax: (0.312) 210 13 58· E-fv1ail:[email protected]
Dizgi Nazmiye ALTIPARMAK, Grafik ve Sayfa Düzeni Yalçin OKYAY (0.312) 417 28 88
Baski ODTÜ Basim isligi, Baski Adedi 20.000
REKLAM FiYATLARi Üç ayda bir yayinlanan ODTÜ'LÜ Dergisi'ne reklam vermek isteyen kisi ve kurumlar için 1999 yili reklam fiyatlari asagidadir. (KDV Hariç)
Arka Kapak: 300 milyon TL. Kapak içi: 250 milyon TL. Tam sayfa: 220 milyon TL. 1/2 sayfa: 130 milyon TL. 1/4: 65 milyon TL. Yillik reklamlar için indirim uygulanir.
Reklamlar renk ayrimi yapilmis, film halinde ve verilen ölçülerde olmalidir.
Tam sayfa silme zemin: 19.5 x 27.5 cm. Tam sayfa yazi alani 15.5 x 24 cm. 1/2 Sayfa: 15.5 x 12 cm. 1/4 Sayfa: 7.5 x 12 cm.
ODTÜ'LÜ 1
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
..
Universitemizin 11. Rektörü
Prof. Dr.
Mehmet KICIMAN
Radyoculuga ögrenci
iken gönül vermis, uçak
mühendisligi egitiminden
sonra arastirma uçaklari
üzerine çalismalar yapmis,
sevdigi isi yapmak için
girmis oldugu siyaset
alanindaki
çalismalarini çok
kisa sürdürmüs, açik sözlü,
degerli hocamiz ProfDr.
Mehmet Kiciman'la Doç.Dr.
Fevzi Gümrah ve ProfDr.
• OOTÜ'de göreve ne zaman
basladiniz?
1956 yilinda yedek subaylik
yaparken Milli Müdafaa Caddesi'ndeki
binaya gittim ve is basvurusu yaptim.
Orada görev yapan Amerikali bir zat
"sen burayi bosver Amerika'ya git"
dedi. Ben de ondan sonra Amerika'ya
doktora yapmaya gittim.
1961 yilinda Türkiye'ye
döndügümde askerlik arkadasim ayni
zamanda kardesimin esi olan Ilgaz
Alyanak "Seni Mustafa Parlar ile
tanistirayim" dedi. Mustafa Parlar ve
Murat Dikmen ile tanistim. Onlar da
hemen Amerika'dan gelip, görev
almarni pek tavsiye"etmediler. Sonra
1966 yilinda ODTU'ye girdim.
• Göreve basladiginiz yillardan
hafizanizda yer alan anilanniz var
mi?
O zamanlardaki problemimiz
1968 yillinda tüm dünyadaki olaylarla
paralellik gösteren olaylardi. Sayin
Kemal Kurdas'in kitabinda bunlardan
bahsedilmistir. O tarihlerde çok iyi bir
ögrencim bir olaydan yakalanmisti,
fazla problem olmadan hapis
meselesini atlatti, simdi çok iyi bir
profesördür. Bu olaylardan sonra
rahmetli Sefik Erensü'nün rektörlügü
döneminde pek olay ollJladi. Anlayisli
ve kültürlü bir insandi. Universiteye
faydasi olmustur. Onun zamaninda
bana ders olan bir olayolmustu.
Bölüm baskaniydim. Disanya
gönderdigimiz pullarla ilgilibir konuda
emekli bir albay olan Genel
Sekreterden bir itiraz geldi. Bazi
ihtiyaçlanmiza takilirdi. Telefon açtim,
biraz ileri, geri konustuk. Kafam
kizinca "Siz ne anlarsiniz bizim
mühendislik islerinden" dedim.
Adamcagiz "Peki tekrar düsünürüz."
dedi ve son derece kibar bir sekilde
telefonu kapatti. Sonradan ögrendim
ki kendisi makina mühendisi ve MIT
mezunu imis. Çok mahçup olmustum.
Ondan sonra, Ismet Ordemir,
Tank Somer, Ilgaz Alyanak rektör
oldular. Ilgaz'in zamaninda o zamanki
Basbakan Demirel'in tayin ettigi bir
Mütevelli Heyeti vardi. Bu üyelerin
tayin edilmemesi için kendi partisinden
de ricacilar araya girmisti. Fakat
Demirel onlan dinlemedi. Mütevelli
Heyetinin bazi üyeleri, bizim
Mühendislikte asistan profesörlerin
terfileri için tezleri incelemek amaciyla
evlerine götürmeye basladilar. Büyük
bir tatsizlik çikti. Bu insanlar
mühendislilue hiç alakasi olmayan
kisilerdi. Bunun üzerine Ilgaz çok sert
l?ir mektup yazdi. Ancak daha sonra
Universitelerarasi Kurul toplantisi için
gittigi Bursa'da görevden alindigini
radyodan ögrendi. Onun yerine Hasan
Tan'i tayin ettiler. Ona da itirazlar
oldu. Rahmetli Mustafa Parlar Adalet
Partisinin liste basi Istanbul
mebu~uydu. Fakat etkili olamadi.
ODTU'ye kötülük ediyorsunuz diye
gittik olmadi. O sira Adalet Partisinin
bir gazetesi vardi: "Adalet". Orada
bizim lehimize yazilar çikmasina
ragm~n hiç fayda etmedi. O sirada
QDTU'ye 300 kadar komando alindi.
Ogrenciler bunlarla tartismaya basladi.
Tatsiz olaylar oldu. Demirel hükümeti
degisti, yerine Ecevit hükümeti geldi.
Ecevit hükümeti bize bes tane
mütevelli heyet üyesi tayin etti. O sira
Anayasa Mahkemesi bizim
"
kanunumuzu iptal etmis, ODTU
tamamen kanunsuz durumda kalmisti.
Dokuz yerine sadece bes üy~ tayin
oldu. Ruser;i Keles, Yüksel Ulker
(rahmetli), ilhan bey (rahmetli), Hicri
Fisek (baskandi), Hacettepe
profesörlerinden ortopedist Riqyan bey
ise besinci üyeydi. Hepsi ODTU için
cani gönülden çalistilar. Nuri Saryal'i
Rektör tayin ettiler. Ben de Rektör
Yardimcisi oldum. Rektörlügün
koridorlannda silahli adamlar vardi.
Hasan Tan zamanindan kalan Rektör
Yardimcilari da vardi. Onlarla beraber
çalismak durumundaydik.
.
Komandolarin bagli oldugu MISK
sendikasi ve onlarin da adamlari vardi.
Çok büyük prqblemler yasadik. Fakat
o sira Ankara il Jandarma Komutani
olan bir Albay bize çok anlayisli
davrandi ve yardimci oldu. Polisten de
tam yardim aldigimizi söyleyemeyiz.
Çünkü gelen polisin tutumuna göre
durum degisiyordu. Sundan biliyorum,
rektörlük binasi üç defa arandi, birçok
seyler bulundu. Fakat üç aramadan
sonra, biz fotokopi makinasi içinde üç
Fikret Görün görüstüler:
20DTÜ'LO
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
tane baglanmis TNT kalibi bulduk.
Fotokopi makinasi bozuk oldugu için
fise takilmamisti. Eger fise ta.kilmis
olsaydi, bu bina yok olurdu. Iste bunun
gibi birçok olayolmustu. Çalisanlardan
birisi, görevden alininca, çikarip
tabancasini masama koydu ve "BenI
buradan kimse alamaz. " dedi. Odalarda
dinleme cihazlari vardi. Fakat en kötü
olay 2 Aralik 1977 günü
komandolar.in dinamit atarak ates
açmqsiydi. Olen ve yaralananlar oldu.
Ben Insaat Bölümünde ders
veriyordum. Geldigimde kursunlar
Vlzildiyordu.Askerler süngüleri takmis
yerlerde mevzilenmislerdi. Bunlari da
at1attik.
• Bu dönemde sorunlar nasil
asildi ve YÖK dönemi nasil
basladi?
.. Yapilan Üniversite Konseyinde,
Universitenin kapatilip, bu gibi
çalisanlarin bir daha alinmamasi için
izin istedim. Uygun görüldü ve iki gün
sonra üniversite açildi; bu 400 kisinin
hiçbiri okula alinmadi. Fakat kanuni
imkansizlik neticesinde maaslarinin
verilmesine bir 6 ay devam edildi.
Onlar izinli sayildilar. Fakat bu olaydan
sonra dersler muntazam devam etti. O
zamanda döne11]kaybi olmayan tek
üniversite ODTU idi. Bunun için
hocalar, ögrenciler dayanisma yapti. 17
Agustos'ta dönem baslaçl.i.Tatil
yapmadilar. Hatta ODTU'lü hocalar
diger akaden;iilere de yardima
gidiyorlardi. Iste bu kadar özverili
çalisilan dönemlerde bir de ters bir söz
edilince, "ögretim üyelerinden bayragin
ucunu tut desek, para isterler" diye
bundan daha haksizca birsey biz.i.miçin
söylenemezdi. Çok üzüldüm. ITU bir
sene kaybetmisti. Bir sinavlarina sahit
olmustum. Bir masa ögrenci, bir masa
jandarma vardi. Çok sükür bizde böyle
birseyolmadi. Bundan sonra 12 Eylül
olayi oldu. Zannedersem Konsey Genel
Sekreterligi üniversite yöneticilerini
t.9Plantiya çagirdi. Ben o sira
Universitelerarasi Kurul'un baskan vekili
idim. Yeni üniversite kanunu yapmamiz
istendi. 1981 yazi idi. Siz geceli
gündüzlü çalistik. ODTU ile diger
üniversitelerin büyük farkliliklari
olmasina ragmen, onlar 1nO'ye tabi
idiler. Bizim kanunumuz zaten iptal
olmustu. Bütün üniversitelerin
q..nlastiklaribir kanun tasarisi hazirlandi.
Universitelere genis özerIgik veren, elini
kolunu baglamayan ve YOK ile alakasi
olmayan güncel bir kanun tasarisi idi:
Ta9aQ tabana zit görüste olan ODTU
ve ITU bile bu zeminde anlasmislardi.
Akademiler de vardi. Fakat birde
baktik ki bizlerin hiç haberi olmadan
Sayin Dogramaci kendisi bir tasari
hazirlamis ve bizlerin, yani Türkiye'deki
tüm üniversitelerin ortaklasa
hazirladiklari tasari Konsey tarafindan
çöpe atilmisti. Böylece YOK kanunu
ortaya çikti.
• YÖK hakkinda aktarmak
istediginiz görüsleriniz var mi?
• ODTÜ'nün diger kurumlarla
iliskileri nasildi?
Bence YÖK Kanunu Türkiye'nin
teknolojik alanda gelismesini büyük
ölçüde engelleyen bir kanun olmustur.
Bu konuda çok konusulabilir.
Etkilerinden bir tanesi ögretim üyeligi
mesleginin prestijini azalttigi için
yetenekli gençlerin akademisyen
olmaya karar verirken çok tereddütte
kalmalaridir.
Gaziantep Kampusumuzda birgün
toplanti yapilmis ve ögretim üyeleri
Türkçe konusmuslar. Oradaki ABD'li
hocalar ABD sefaretine sikayet
etmisler. Sayin büyükelçiden bize yazi
geldi. Gaziantep'teki toplantilarda
Ingilizce konussaniz iyi olur, bizim
adamlarimiz anlamiyorlar diye. Ben de
bu yaziyi bir baska zarfa koydum,
yarilislikla bize gelmis olabilir, bizim
bununla alakamiz yok, bunu Disisleri
Bakanligina gönderin diye geri
gönderdim. Bir kopyasini da Disisleri
Bakanligina gönderdim. Neticede
Bakanlik bana kizdi. Fakat ondan sonra
bir baska büyükelçi geldi, Avusturya
asilli imis, babasi Haydarpasa garini
yapan mühendislerden imis ve
çocuklugu istanbul'da geçmis. Sonra
Amerikali olmuslar. Onun zamaninda
aramiz iyi oldu.
Zamanla Türkiye'de söyle bir
yipranma oldu. Bizim kusakta
ilkögretirri.elemanlari son derece saygin
kisilerdi. Once onlarin sayginligi
azaltildi. Bundan sonra lise
ögretmenleri saygin kisilerdi, pek çok
gencin severek lise ögretmeni oldugu
zamanlardi. Bu hocalari herkes bilirdi.
Istanbul'da Vefa lisesinin kimya
ögretmeni Nobel adayi seçme
komitesinde olan bir kisiydi. Ondan
sonra lise ögretmerilerinin sayginligi
azaltildi. Sonra slr11üniversite ögretim
üyelerine geldi. YOK kanunuyla bu is
yapildi ve sayginlik azaltma devresini
tamamladilar. Bu gelismelere paralel
olarak da 1950'den sonra din
hocalarinin ve dinle ugrasan kesimlerin
imkan ve sayginliklari bilinçli olarak
artirildi ve bugünkü duruma gelindi.
Bunlar benim kisisel görüslerimdir.
• ODTÜ'de ne zaman
yöneticilik yapmistiniz?
Haziran 1979'da rektör oldum ve
Agustos 1982'de ayrildim. Ondan ewel
iki sene rektör yardimciligi ve 4-5 sene
bölüm baskanligi, akademik konsey
üyeligi yaptim. Olumsuzluklarin yogun
oldugu dönemlerdi.
• Bu dönemde ODTÜ'yü ve
önemini ülke yöneticilerine
anlatma geregini duydunuz mu?
ODTÜ'nün memleket için ne kadar
önemli oldugunu, Türkiye'nin
istikbalinin böyle üniversitelerden
yetisenlere bagli oldugunu anlatmak için
köskü ziyaret ettim. Gayet iyi
anlastigimizi zannettim. Ondan sonra
Genel Kurmay'da Evren Pasa'ya bir
birifing verdik. Hiçbir üniversite
vermemistir. Orada da anlattik. Bir
örnek olarak; Kemal Gürüz de Asistan
Profesördü, bir çalismasini anlatti.
Türkiye'nin kok ithal etmesinin döviz
kaybina neden oldugunu ve bizim
linyitlerimizden kok üretilebilecegini
aktardi. O sira enerji sikintisi vardi.
Kenan Evren'e "Bundan önceki
çalismalarimizi masa altina attiniz,
bunu atmayin."dedi. Evren Pasa
da söz verdi; ama sonra ne
oldu hatirlamiyorum. Okula
davet ettik. Son gün
vazgeçti. Çünkü
emniyetten bazi kisiler
Rektörlükte asansörde
tabanca bulmuslar.
Neticede gelemedi.
ODTÜ'nün bütün büyükelçilerle,
hem de Sayin Basbakan Bülent Ulusu
ile arasi çok iyi olmustur. O sira Ankara
Sikiyönetim Komutani Recep Ergun
Pasa'nin yardimi olmustur. Bir
keresinde 500 ögrenciyi otobüslerle
Mamak'a götürdüler. Altay Birand
rektör yardimcis\ydi, orada sabaha
kadar bekledik. Ogrencilerin bir kismi
serbest birakildi. Okula geldigimiz vakit
kapida Devrimci Anneler Birligine ait
kisiler bize son derece hakaret ettiler,
"Siz ne biçim idarecisiniz, çoçuklarimizi
hapse gönderiyorsunuz." diye. Bu
unutamadigim olaylardan birisidir.
• Yöneticiliginizde can
güvenliginiz ile ilgili sorun oldu
mu?
Tabii Üniversiteyi egitime açtigimiz
için evimize bomba atildi. Ailece
tesadüfen ölümden döndük. Cevat
Erder'in, Nuri Saryal'in evlerine de
atilmisti. Ondan sonra da tehdit
telefonlari devam etti. Yakup beye,
Tosun Terzioglu'na
ates ettiler.
Trabzon'da
Necdet Bulut'u
öldürdüler.
Necdet Bey'in
katillerini
buldular.
Bizim eve
bomba
atan
ODTÜ'LÜ 3
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
iki kisiyi buldular. Birisi 18 yasinda,
digeri daha büyüktü. Mahkemede biri
4, digeri de 8 sene hüküm giydi.
Hakim bize kizdi, "Bunlarin size neden
bomba attigini bilmiyor musunuz? Ne
biçim adamsiniz, nasil bilmezsiniz?"
diye azar isittik. Fakat onlara "Bombayi
size kim verdi?' diye soran olmadi.
Kizim ders çalisiyordu ve fizik kitabinin
içerisi bombada bulunan çivilerle doldu,
halen saklarim. Bomba patIayincaya
kadar biz arkaya kaçtik ve yaralanma
olmadi.
• Hatirlayinca gülümsediginiz
anilanniz var mi?
Bazi enteresan olaylar da vardi. Bir
gün Çin Büyükelçisi ziyarete gelmisti.
Insaat Bölümünü geziyorduk. Gençler
masa tenisi oynuyordu. "Bakin, bu milli
sporumuz. Bizde ping pong deniyor.
Sizde var mi?"diye sordum. Adamcagiz
"Ne tesadüf biz de öyle deriz." dedi.
Bir defasinda bir baska büyükelçiyle
geziyorduk. Bir derse girmistik. Sonra
bana "Ben Türkiye'y~ yeni geldim.
Türkçe 'nin bu kadar ingilizceye
benzedigi bilmezdim, çogunu anladim. "
dedi.
• ODTÜ' de sikintili
günlerinizden aniniz var mi?
Istiklal Marsinda ayaga kalkmama
olayi oldu. Hiçbir yerde açilis
yapilmiyordu. Olaylar çikiyordu. Biz
askeri bando istedik ve ögrencilerle
anlastik, herhangi bir slogan
atilmayacak diye. Fakat dinlemediler.
!3ir kismi ayaga kalkmadi. Hiçbir açilista
Istiklal Marsi okunamazken bizde
açilista okundu. Biz bundan dolayi
takdir almadik. Recep Ergun Pasa hariç
herkesten tenkit aldik. Harp Okulunda
iken bir törende Evren Pasa, Ecevit,
Demirel ayni tören çadirinda idik. Bu
soru bana geldi. "Bakin bir yedek
subayi Hakkari'de imnci küregine
baglayip yaktilar. Atatürk kösesine kötü
seyler yaptilar. Onlari niye
sorgulamiyorsunuz?'dedim ve konu
degisti.
• 1402 ile görevden alinmalar
sizin zamaninizda mi oldu?
Benim zamanimda tek bir kisi
görevden alinmadi. Mehmet Gönlübol
zamaninda oldu.
• Siyasete
nasil atildiniz?
1983 yilinda yurtdisinda iken Erdal
Bey parti kuruyordu. Telefonla
görüstük. Sonra rahmetli Cahit Art' a
California'dan telefon ettim. "Böyle bir
durum var, parti kurucusu olmam
düsünülüyor, ne dersiniz?" O da
yardimci olmarni söyledi. ABD'deki
isimd~n ayrilip, Türkiye'ye geldim.
ODTU'den de 24 saat içerisinde istifa
ettim. Bu istifa isi geçen yil yesil
pasaport alirken sikinti yaratti. Bu
pasaportta emekli profesör yaziyordu.
Esimin pasaportunda müstafii
profesörün esi yaziyor. Almanya'da
polis anlamadi, anlatmak zorunda
kaldim. Sonra üniversiteye dönmedim.
Siyaset çok kisa sürdü. SODEP'te genel
baskan yardimcisi oldum. Herkes veto
edildi. Son kisi olan Atatürk'ün
yaverinden rica ettim. Emekli albaydi,
çok muhterem zatti. "Oglum ben
partiye gelirim." dedi ve partiye kaydini
yaptik. O da veto edildi. Partiye geldi,
gözyaslari ile çok üzgün oldugunu
belirtti. Oyle insanlar veto edildi ki;
Askeri Yargitay Daire Baskani,
Anayasa Mahkemesi üyesi hep veto
oldular. O zaman SODEP olsaydi ve
seçimlere girebilseydi, bugün
Türkiye'nin resmi daha baska olurdu.
Çünkü çok degerli insanlar vardi.
Sen bu bakimdan Vilayet
Universitelerine karsiyim. Kozm.opolit
yerlerde üniversiteler olmalidir. Istanbul
ve Ankara iyi örnektir.
• Havacilik Mühendisligi
zamaninlZda mi kuruldu?
• O zamanlar egitimde kalite
konusunda neler yapiyordunuz?
sIzin
Benim asil meslegim uçak
mühendisligidir. Arastirma uçaklari
üzerinde çalistim. Ilk uzay mekigi
projesinde çalistim. Havacilik
Mühendisligi Bölümü Cahit Çiray'in
büyük katkilariyla kuruldu. Emekli oldu
ama halen ders veriyor. Sjmdi 67
yasinda emekli olunuyor. Istanbul' da
tapu isinde 65 yasini geçince rapor
istiyorlar. Ayni zamanda raporu
verenler de o yasi geçmis oluyor.
Hacettepe' deki arkadaslarim "Sana bu
akli basinda raporunu vermeyiz. Akilli
olsan ABD 'den dönüp ögretim üyesi
olmazdin." dediler. Memleketin
idarecileri de bu durumda; eh ortami
görüyorsunuz!
• Türkiye bilimde, teknolojide
atilim yapabildi mi?
Bir memleketin en büyük hazinesi
"beyin"dir. Sadece teknolojide degil
ekonomi, sosyal (idarecilik hariç), ben
zaten hepsini mühendislik olarak
görürdüm. Mesela Almanya'nin
harpten sonra kalkinmasinin nedeni
teknik gücüdür. Güney Kore'nin bir ara
sadece kompozit materyallerde doktora
yapan ABD'de 165 adami vardi. Burasi
da yavas yavas öyle oluyordu. Bizim
ögrencilerimizin avantaji suydu:
ABD' de veya diger ülkelerde burslu
degil, asistan oluyorlardi, onlarin
sisteminin içinde oluyorlardi. Gelen
gençler son dereç~ yararli
olmaktaydilar. ITU'nün avantaji ise çok
farkli dallarda mezun vermesiydi. En iyi
ögrencileri yurtdisina giderdi.
Memlekette bayagi bir ilerleme
kaydedilmek üzereydi. Tam siçrama
noktasina 1980'lerde gelmek
üzereydik. Ondan sonra birdenbire
baltalandi.
• Sayilan gittikçe artan
üniversitelerle ilgili görüsünüz
mi?
var
Üniversitede bir atmosfer vardir.
Gelen ögrenciler sadece ders
görmüyor, bir hamur gibi yogruluyor.
• Simdi ODTÜ'yü nasil
görüyorsunuz?
ODTÜ genel toplumdan fazla
ayrilamayan bir konumdadir. ES.I5isi
kadar siyah- beyaz ayrimi yok. Ozal
dönemiyle deger sistemi degisti.
Neticede, üniversiteler de memleketin
bir parçasi, onlar da degisti. Ben bu
konularda tutucuyum. Hizmet sektörü
degil imalat sektörünün çok önemli
oldugu kanisindayim. U~etmeden
aniden hizmete atladik. Iyi yetenekler
hizmet sektörüne kaçiyor. Neticesini
pek parlak görmüyorum.
Bölüm baskani iken
ögrencilerimizle ilgili anketler yaptik.
Ben de Sezai Türkes'i ziyarete gittim.
Bizim mezunlarimiz hakkinda ne
düsünüyorsunuz dedim. Söyle cevap
verdi: "Sizin mezunlariniz ilk
geldiklerinde ITÜ mezunlari kadar ise
yaramiyorlar. Çünkü daha teorikler.
Fakat 6 ay sonra onlari geride
birakiyorlar ve çok basarili oluyorlar.
Sakin egitim sisteminizi degistirmeyin. "
Bundan sonra mühendislikte sizin
yetistirdikleriniz gibi hemen bilmese
dahi nerede olacagini bilen, arastirmayi
bilen kisiler aranacak demisti rahmetli
Sezai Türkes.
• Zamaninizda ODTÜ' de
ögrenci- hoca iliskisi nasildi?
Benim zamanimda hoca- ögrenci
iliskisi çok iyiydi. Aksam kahve içmeye
bizim eve gelirlerdi. I:Ioca- talebe saha
gezilerine çikarlardi. Idari'de, Mimari'de
bu durum gayet iyiydi. 1983'lerde
12.000 ögrenci vardi. Bu kampüsün
ideal ögrenci sayisi 18.000 ögrenci idi.
• Ögrencilere iletmek
istediginiz bir konu var mi?
Sevdiginiz isi yapin,
yaptiginiz isi sevin. Para
kazanmak için sevmediginiz
bransa girmeyin. Para
hersey degildir. Kaynak
israfina yol açmayacak
kararlar verilebilir.
Dünyanin hiçbir yerinde
anne- babalarin çocuklarin
geleceklerine bu kadar
müdahale ettikleri bir ülke
yoktur.
40DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
PARLAR
VAKFI
1998
Yili
tt
Odülleri sahiplerini buldu
ODTÜ Prof.Dr. Mustafa N. Parlar Vakfi
tarafindan seçkin bilim adamlarinin ve
uygulamacilarin tüm bilim alanlarindaki
arastirma ve uygulama çalismalari ile
hizmetlerini degerlendirmek,
yetkinliklerini
belgeleyerek çalismalarina güç katmak ve
yetismekte olan kusaklari özendirmek
amaciyla her yil verilen ONUR, BILIM,
HIZMET ve ARASTIRMA- TESVIK
ÖDÜLLERI'ni bu yil alanlara ödülleri 18
Aralik 1998 günü ODTÜ Kültür ve Kongre
Merkezi'nde düzenlenen
Törende Bilim Ödülleri, "Reaksiyon Mühendisligi ve
Katalizör Hazirlanmasi Alanlarinda Bilime Yaptigi Evrensel
Katkilar" nedeniyle Prof.Dr. Timur Dogu ile "Toplumsal
Tarih, Köy Dönüsüm Tipolojisi, Dünya Sistemi ve çevresel
Iliskiler Konularinda Ulusal ve Uluslararasi Düzeyde
Yaptigi Bilimsel Katkilar" nedeniyle ProfDr. çaglar
Keyder'e takdim edildi.
1998 yili Parlar Vakfi Hizmet Ödülleri ise ''Yarim
yüzyili Asan Bilimsel Çalismlariyla Halk Biliminin
Ulkemizde Bir Bilim Dali Olarak Gelismesi ve
Kurumsallasmasi Yolundaki Hizmetleri ve Bu Çalismalari
Süresince Biriktirdigi Çok Zengin Halk Bilimi Arsivini
Gelecek Kusaklara Aktarmasi" nedeniyle Prof. Pertev Naili
Boratav ile "Isi Tra~sferi Konusunda Yaptigi Arastirmalar,
Yazdigi Kitaplar ve Ozellikle Yurtiçi ve Yurtdisinda Türk
Bilim Adamlarinin Yetismesine Yaptigi Katkilari" nedeniyle
ProfDr. Sadik Kakaç'a verildi.
Rektör ProfDr. Suha Sevük törende yaptigi
konusmada Prof.Dr. Parlar'in iyi yetistiriimis kadrolara
büyük önem verdigini, egitim ve ülkenin gelecege güvenle
bakmasina araci olacak saglikli bir sanayilesmeye tutkulu
oldugunu belirterek sözlerini söyle sürdürdü:
"Belki de en önemli niteligi genç yeteneklerin kedi,
yönlendirilmeleri, üniversitelerimize kazandirilmalari
ve onlari koruyup kollamak için gösterdigi çaba idi. Bu
çabalari, yurtdisi kisa süreli bir görevden dönerken
gerçeklesen genç yastaki ani kaybina dek sürdü. "
törenle verildi.
Vakif Mütevelli Heyeti
Baskani Dr. Ziya Tinel de
törende birJonusma
yaparak;
"Geçmiste Universitemiz
camiasinda iz birakmis ilim
adamlarimizin
unutulmamasini, düsünce ve
degerlerinin sonsuza kadar
taze ve sicak tutulmasini
saglayacak bu tür
kadirsinaslik girisimlerini
tfikdir ve sükranla
karsiliyorum. Sanirim
rahmetli ProfDr. Mustafa N.
Parlar böylesine anilmaya ve
böylesine tüm özellikleriyle,
günümüzde canli tutulmaya
layik bir fani idi.
Yurdumuzun hiç kuskusuz
en seçkin üniversitelerinden
~!ri olan Orta Dogu Teknik
Universitesi degerli bir üyesi,
degerli bir hocasi Mustafa N.
ProfDr. Timur DOGU (solda) Rektör ProfDr. Suha SEVÜK'ten ödülünü
aldi
ODTÜ'LÜ 5
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
Parlar'i heykelini dikerek ödüllendirmis ve övünülecek
bir kadirbilirlik örnegi sergilemistir. " dedi.
1998 yili Bilim Ödülü'nü almaya hak kazanan ODTÜ
Kimya Mühendisligi Bölümü Baskani ProfDr. Timur
Dogu da yaptigi konusmada, bilimin toplumsal bir
faydaya dönüsmesinin bazen uzun yillar alabildigini, pek
çok farkli arastirmacinin çabalari sonucunda bu noktaya
ulasilabildigini, bazen çok teorik görünen arastirmalarin
belli bir süreç sonunda toplum için çok yararli sonuçlarin
elde edilmesinde çok önemli bir temelolusturdugunun
unutulmamasini hatirlatti. ProfDr. Dogu sözlerini söyle
tamamladi:
"Alin teri dökmeden kazanmanin, yorulmadan
kestirme yollardan kisisel çikarlar elde etmenin,
arastirmadan
sonuca ulasmanin yanlisliklarinin,
bir
arastirmacinin,
bir fen adaminin ve bir mühendisin
esas amacinin içinde yasadigi topluma olumlu katkilar
yapmak oldugu bilincinin, özet olarak meslek etiginin
üniversitelerde birinci siniftan itibaren bugün
oldugundan çok daha agirlikli olarak islenmesinin
günümüz kosullarinda daha da önem kazandigini
düsünüyorum. " dedi.
1998 yili Promr. Mustafa N. Parlar Ödülü'nü almaya
hak kazanan ve 1993'ten beri Binghamton'da profesör
olarak görevini sürdüren ve ayni zamanda Bogaziçi
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde ögretim üyeligi yapan
Promr ...Çaglar Keyder de konusmasinda Orta Dogu
Teknik Universitesi'nde verilen bu ödülün kendisi için
ayri bir anlami oldugunu belirterek konusmasini söyle
sürdürdü:
hiyerarsinin ve bagimliligin sorgulandigi,
azgelismisligin tarihinin arastirildigi, gelisme teorisi
üzerinde sürekli düsünülen ve de bütün bunlarin bazen
biraz fazla isinan bir siyasi ortam içinde
gerçeklestirildi gi bir dizi üçüncü dünya kampusu vardi
o dönemde. ODTÜ de dönemin ruhunu yakalamis bu
kampuslardan
biriydi. Iste bu ortam sayesinde benim
de ilgi alanim genisledi, ögrencilere cevap verebilme
çabasiyla yeni sahalara girmek zorunlulugunu
hissettim; meslektaslarla tartisirken bir çok sey
ögrendim. Bu ödülü bana vermenizde bu üniversitenin
önemli payindan söz edebilmek bana ayrica mutluluk
veriyor. "
1998 Yili ProfDr. Mustafa N. Parlar Hizmet Ödülü'ne
layik görülen merhum prof. Pertev Naili Boratav'in
ödülünü alan ve anisina bir konusma yapan oglu Prof.Dr.
Korkut Boratav da "O, "bilimsel sirça kösk" anlayisini
benimsememis; bir avuç meslektasi ile birlikte bu güç
yillarda, aydinlanmayi, hümanizmi, demokratik bir bilim
anlayisini Türk kamuoyuna, aydin ve ögrenci çevrelerine
tasima sorumlulugunu
üsdenmisti. Bu tarafi ile hocasi,
büyügü, dostu olan ve vakfinizin bir yil önce hizmet
ödülünü alan Hasan Ali Yücel ile kader birligi etmistir. Bu
sorumluluk anlayisidir ki, babami, meslektaslarini ve
Yücel'i Türkiye'deki karanlik akimlarin temsilcileri ile
çatistirmistir ve sonunda babamin Türkiye
üniversitelerindeki bilim hayatina son vermistir." dedi.
1998 Yili Promr.
Mustafa N. Parlar Hizmet Ödülü
sahibi ODTÜ Makina Mühendisligi Bölümü Ögretim Üyesi
prof Dr. Sadik Kakaç da törende yaptigi konusmada "1960
yilinda ODTÜ'ye katilmakla kendimi hep çok sansli
insanlardan biri olarak düsünmüsümdür.
Kendimi,
üstün yetenekli ögrencilerin bulundugu, bilimsel
çalismalarin yapilabilecegi bir ortamda buldum.
Beraber çok faydali çalismalar yaptigimiz eski
ögrencilerim bugün bölümümüzde, yurt disinda ve
endüstride çok degerli çalismalar yapmaktadirlar.
ODTÜ'ye hizmetlerim ve bilime katkilarim bunlarin
yardimi ve destegi ile olmustur. Bu bakimdan, bu
hizmet ödülünü onlarla paylasiyorum. " dedi.
ARASTIRMA ve TESVIK ÖDÜLLERI:
Promr.
Çaglar KEYDER ödülünü
Promr.
Aybar ERTEPINAR'dan aldi
"1960'larin siyasi ve akademik ortaminda lisans
ögretimi yaparken o dönemin kosullari içinde ben de en
hizli bir sekilde Türkiye'yi kurtarma ve az gelismisligi
yenme hayaline kapiimistim. O zamanki anlayista bunlari
gerçeklestirmenin
en kestirme yolu ekonomi
ögrenmekten.,ve ögretmekten geçiyordu." 1970'ten
itibaren ODTU'yü yuva edindigini belirten Promr.
Keyder sözlerine devamla söyle dedi:
"O yillarin atmosferini akademik üretim açisindan
ideal bir ortam olarak hatirliyorum. Dünyadaki
Doç. Dr. Haluk AKGÜN
ODTÜ Jeoloji Mühendisligi Bölümü
Doç. Dr. Hasan G~rkan TEKMAN
ODTÜ Psikoloji Bölümü
Doç. Dr. Agacik ZAFER
ODTÜ Matematik Bölümü
Y.Doç. Dr. M. Hakki ALMA
Kahramanmaras Sütçü Imam Üniversitesi, Orman
Fakültesi
.
Dr. M. Kadri AYDINOL
ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisligi Bölümü
60DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
Merkezi Laboratuvar
Projesi
(ODTÜ-LAH)
Gerçeklesiyor
ProfDr.Türker Gürkan
Rektör Yardimcisi
Üniversitemizin Ar-Ge etkinliklerine büyük bir dinamizm
kazandiracagina inandigimiz Merkezi Laboratuvar Projesi için
gerekli tüm izinler alinarak ilk parti cihazlarin satin alinmasi için
ihaleye çikilmis bulunuluyor. Proje kapsaminda toplam maliyeti 25
milyon USD olan iki laboratuvar kurulacak. Bunlardan birincisi eski
Metalurji Mühendisligi Binasinda yeralacak; madde ve malzeme
karakterizasyonu konusunda arastirmacilarin ve sanayinin hassas
ölçüm ile analiz gereksinimlerini karsilayacak. Ikincisi ise yeni
yapilan Biyoloji binasinda yeralacak ve Moleküler BiyolojiBiyoteknoloji alaninda bir arastirma gelistirme merkezi olarak
çalisacak.
Kurulacak olan laboratuvarlar ihalesi yapilarak insaat
asamasina gelmis olan Teknokent projesi (ODTÜ-TEK) ile de
yakindan ilintili. Bedeli 13 milyon USD olan Teknokent birinci
kademe insaatina ihaleyi kazanan firma ile kredi anlasmasinin
imzalanmasindan sonra baslanacak. Mimari projeleri Üniversitemiz
tarafindan çizilmis olan birinci kademe insaatlari yaklasik 35000
m2 kapali alani kapsiyor. Binalar Ar-Ge etkinliklerini yüriitmeleri
amaciyla firmalara kiralanacak. ODTÜ-Tek'in Ar-Ge alaninda
Üniversite- Sanayi isbirligini gelistirmede ortam saglayacagi
düsünülüyor.
ODTÜ-LABve ODTÜ-TEKprojeleri Devlet Planlama Teskilati
tarafindan desteklenmekte olup yatirim programina alinmis
bulunmaktadir. Hazine Müstesarligi da toplam bedeli 38 milyon
USD olan projeler için firma kredili ihale onaylarini vermistir. 2001
yilinda tamamlanmasi beklenen projelerin bedeli Devlet tarafindan
karsilanacaktir. ODTÜ-LABve ODTÜ-TEKÜniversitemizin
kurulusundan bu yana gerçeklestirdigi en kapsamli ve en yüksek
bedelli proje demetini olusturmaktadir.
Orta Dogu Teknik Üniversitesi ülkemizin önde gelen bir
Teknik Üniversitesi kimligi ve üstlendigi misyon geregince,
1. Ileri düzeyde egitim ve arastirma, ögrencilerine lisansüstü
çalismalar yaptirmakta,
2. Yüksekögretim Kurumu tarafindan diger üniversitelerin
ögretim üyesi ihtiyacini karsilamak amaciyla bu üniversitelerin
arastirma görevlilerine lisansüstü çalismalar yaptirmakta,
3. Kamu ve özel sektör kuruluslarinca istenen bilimsel ve
teknik inceleme, ölçüm, proje, bilirkisilik, danismanlik hizmetlerini
sunmaktadir.
Üniversitemiz yukarida sayilan islevleri geleneksel yapisi içinde
sürdürmektedir. Ancak degisen kosullar farkli yaklasimlar ve
paradigmalar gerektirmistir. Beklentileri daha verimli ve etkin
olarak karsilayabilmek açisindan yeni dönemde ODTÜ asagidaki
yapilanmalari gerçeklestirmeyi kararlastirmistir.
1. Diger üniversitelerle mal ve hizmet üreten sektörlerin
uzmanlasmis eleman ihtiyaçlarini karsilamak açisindan lisansüstü
programlardaki ögrenci ve mezun sayilarinin artirilmasi,
2. Teknoloji transferini; üniversite-sanayi isbirligini; yeni
girisimcilerin ortaya çikisini; ileri teknolojilerde üriin
gelistirilmeSini; ülkede Ar-Ge'ye dayali yeni mal ve hizmet
sektörlerinin gelismesini ve geleneksel sektörlerde verimliligin
artirilabilmesine katki saglamak için ODTÜ Teknokent'in
kurulmasi,
3. Interdisipliner çalismayi; pahali cihazlari gerektiginde
günün 24 saatinde kullanabilmeyi; uzman teknisyenleri verimli
kullanmayi; akredite ve referans hüviyetinde profesyonelee hizmet
sunmayi saglayacak merkezi yapida laboratuvarlar kurulmasi.
Yukarida özetlenen üç yapilanma esgüdümle ve birbirini
destekleyecek biçimde gelistirilmektedir. Lisansüstü ögrencilerinin
barinma ihtiyaçlarini karsilayabilmek için Üniversite kampüsünde
yurtlar yapilmis ve hizmete sokulmustur. 1998-1999 akademik
yilinda diger üniversitelerden doktora yapmak için ODTÜ'ye gelen
arastirma görevlilerinin sayisinda önemli artislar gerçeklesmistir.
Teknokent kapsaminda bir özel sektör kurulusu kendi binasinin
yapimina baslamis, bir digeri mevcut binalardan birine kiraci
olarak yerlesmistir. Yapimi Üniversite kaynaklari ile karsilanan bir
diger insaat sürdüriilmektedir.
Ar-Ge çalismalarinda etkinligi ve verimliligi artirmak amaciyla
ODTÜ'de Merkezi Laboratuvarlar kurulmasi ile ilgili çalismalara
1994 yilinda baslanmis ve Rektörlük tarafindan olusturulan bir
komisyon bu konuda Ocak 1995 ve Temmuz 1995 tarihlerinde iki
rapor hazirlamistir. Doç.Dr.Kahraman Albayrak, ProfDr. Sinan
Bilikmen, ProfDr.Rüyal Ergül, ProfDr. Savas Küçükyavuz ve
ProfDr.Hayrettin Yücel'den olusan komisyon bu raporlarin
hazirlanmasi için çok yogun çalismalar yapmis, çalismalara yaklasik
100 ögretim üyesi katki saglamistir. Uygulanan katilimci yaklasim
sayesinde Merkezi Laboratuvarlar düsüncesi Üniversite
kamuoyunca benimsenmis ve yapilanma ile ilgili esaslar
belirlenmistir. Üniversite Yönetim Kurulu tarafindan da onaylanan
Merkezi Laboratuvarlar projesine kaynak bulmak için 1995 yilindan
baslayarak yogun çaba sarfedilmis ve 1998 yilinda Devlet Planlama
Teskilati projeyi destekleyerek yatirim programina almistir.
1998 yilindan baslayarak Üniversite'de Merkezi Laboratuvar
projesi ile ilgili çalismalara yeniden hiz verilmis ve Üniversite
Yönetim Kurulu karariyla çalismalari koordine etmek üzere
ProfDr. Türker Gürkan, ProfDr. Savas Küçükyavuz ve
ProfDr. Celal Karpuz'dan kurulu bir Yüriitme Kurulu
görevlendirilmistir. Yüriitme Kurulu, projenin uygulanmasi ile ilgili
planlamayi yapmis, idari ve teknik sartnamelerin hazirlanabilmesi
için istekli yaklasik 100 ögretim üyesi bir piramit organizasyon
yapisi içinde çalismalara katilmistir. 17 Haziran 1998 tarihinde
sanayicilerin ve ögretim üyelerinin katilimiyla düzenlenen
toplantida cihaz listelerine son seklin verilebilmesi için geri
besleme alinmistir. 1998 Bahar Döneminde Endüstri Mühendisligi
Bölümü 4. Sinif ögrencilerinden bir gurup " Design of a Decision
Support System for METUCentral Laboratory" baslikli bir proje
çalismasi yaparak katkida bulunmuslardir.
Hazine Müstesarligi'nin proje için kredili ihale onayini
vermesinden sonra satinalinaca!<:cihazlarin ilk gurubu için 19
Subat tarihinde ihaleye çikilmistir. Ikinci gurup cihazlar için de yaz
basinda ihaleye çikilacaktir. Cihazlarin 2000 yili basindan itibaren
Üniversiteye gelmesi beklenmektedir. 1999 yili süresince cihazlarin
yerlestirilecegi mekanlarin hazirlanmasi, merkezlerin idari-mali
yapilanmasi ve çalisma düzenlerinin olusturulmasi konularinda
yogun çalismalara devam edilecektir. Böylece ODTÜ
üniversitelerimizde bir olusuma daha önderlik ederek yeni yüzyili
Ar-Ge çalismalarina ivme kazandiracak yepyeni bir yapilanma ile
karsilayacaktir.
ODTÜ'LÜ 7
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
-------------""' ~~~-.-------------..~-~--...•
23 Kasim 1999 günü ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde yapilan"
Nasil bir
mühendis
kadromuzun
yüzde yirmibesinin
ODTÜ mezunlarindan
olustugunu
Mezun, Nasil bir isyeri, Nasil bir Üniversite ? " konulu panele konusmaci olarak
gururla söyleyebilirim, Bu durumda ODTÜ'nün ülkemizdeki gelecege yönelik insan
Arçelik Genel Müdürü Mehmet Ali Berkman, Kordsa Genel Müdürü Bülent Savas,
kaynaginin yetistirilmesi açisindan ülkemizin en önde gelen üniversitelerinden
Garanti Bankasi Genel Md. Yardimcisi Saide Kuzeyli, Mühendislik Fakültesi Dekani
oldugunu kesin söyleyebilirim."
birisi
Prof.Dr.Yildirim Üçtug, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dekani ProLDr. Ahmet
Acar, ODTÜ Verimlilik Toplulugu
temsilcisi Tolga Sinan Güney, ODTÜ Isletme
Konuk panelistlerimizden
Beksa Yönetim Kurulu Üyesi ve Kordsa Genel
Toplulugu Baskani Oktay Gürz katilmislardir. Paneli basta ODTÜ Rektörü ProLDr.
Müdürü Bülent Savas, Kordsa'nin 1973 yilinda kuruldugunu,
Suha Sevük olmak üzere diger yöneticiler,
geçip 1977 yilinda ilk ihracatini gerçeklestirdigini,
mezunlari,
ögretim üyeleri, ögrenciler,
ODTÜ
en büyük üç firma arasinda olduklarini
Ankara ve diger illerden gelen firma temsilcileri ilgiyle izlemislerdir,
planladiklarini
Paneli yöneten
konusmasina
insanlarin
Kariyer Planlama
Merkezi Baskani
Dünyanin günden güne küçüldügünü
ise giderek büyüdügünü
Prof.Dr.Okan
, Dünyanin
Tarhan
içindeki minicik
ve devlestigini, bu olguya da "küresellesme"
1976 yilinda üretime
su anda dünyada kort bezi üreten
ve üç yil içinde dünya lideri olmayi
söyledi. Misir'da ve Brezilya'da ortakliklari oldugunu ve üretiminin
üçte ikisini ihraç ettiklerini sözlerine ilave etti. Sirketinde Toplam Kalite Yönetiminin
uygulandigini,
1996 yilinda Kalder tarafindan verilen kalite ödülünü
aldiklarini
söyleyen Savas, eleman seçerken "Sirket Kültürüne" uyum saglayacak
mezunlari
denildigini vurgulayarak basladi ve sözlerini söyle sürdürdü "Küresellesme, modern
seçmeye özen gösterdiklerini, bunun da "Müsteri ve kalite odakli olmak, pro-aktif ve
yönetim
sekli
yaratici olmak, verilerle konusmak, degisime ve ögrenmeye açik olmak, dogru isi
eskisinden çok farkli, Artik sirket sirri yok, yogun rekabete ragmen paylasim var.
yapan ve sorgulayan olmak, sahiplenen olmak, katilimci ve paylasimci olmak, açik ve
tekniklerini
ve kavramlarini
ülkeden
Sirketler için rakiplerin üretim tekniginden
ülkeye
tasiyor. Rekabetin
ziyade bilgiyi kimin ürettigi önemli,
güvenilir olmak, basarma arzusu yüksek ve ekip çalismasina yatkin olmak" gibi
Bilgiye ulasmak sermayeye ulasmaktan daha zor. Sermayeyi degil, insanlari en etkin
yetkinlikleri
biçimde çalistirmak gerekiyor. Bilginin tasiyicisi insanlar. Rekabet üstünlügünün
de
edildigini ancak isin mahiyet ve pozisyonuna
temel kaynagi insanlar. Insanin içindeki cevheri kesfetmek ve onu yönlendirmek
21.
Yüzyilin simgesi olacak. Insan
kaynaklarindan
biri üniversiteler.
Üniversiteler
kapsadigini söyledi. Yeni mezunu ise alirken bu yeteneklere
degisebilecegini, g10ballesmeyi gözönünde
sirketlerinde
çalismaya yatkin eleman
üniversite-is hayati veya üniversite-sanayi
mutlu
olduguna
tüm yeteneklerini
kullanabilecegi
etkin rekabetin
bir is bulma
Isverenler
yani sirketler
içerisinde
en yetkin mezunlari ise alma çabasinda.
üçgeni üzerine kurulu denklem bugünkü
ODTÜ disindan
panele
katilan
insan kaynaklarinda
yattiginin
bilinci
ÜNIVERSITE-MEZUN-SIRKET
deginen
katilimci,
Savas "Egitim anlayisimizin
arastirmaci,
dönüstürülmesi
ettiklerini
paylasimci,
gerekmektedir,
ilave etti. Bugünkü
isbirliginin zayif ve birbirinden
yaratici
ezberci ve emredici
ve
düsündürücü
kopuk
anlayistan,
bir
anlayisa
Fakat gönül rahatligiyla bir ODTÜ'lü olarak sunu
konusu."Prof.
Dr. Tarhan
söyleyebilirim ki üniversitemizi Türkiye'deki
de ODTÜ mezunu
olduklarini
de, bu anlayista hepsinden çok çok ileride olmasidir. Biz hepimiz bu siralarda bilgiye
panelimizin
üç panelistin
arayisi içinde.
dikkat
agirliklarinin
tutarak, dünyanin herhangi bir yerindeki
istihdam
mevcut imkanlari çerçevesinde en iyi mezunu vermeye çalisiyorlar. Mezun kendisini
edecek,
göre bu yeteneklerinin
üniversitelerden
belirttikten sonra sözü Mehmet Ali Berkman'a verdi. Berkman, Genel Müdürlügünü
nasil ulasabilecegimizi,
yürüttügü ARÇELiK'i kisaca tanittiktan sonra 43 yil önce kurulmus olan sirketin ilk
faydalarini is hayatinda gördük." dedi. Mezunlarimizin ise basvuru sürecinde dikkat
yillarda üretimini yurt disindan satin aldigi tesis, tasarim ve lisanslarla yürüttügünü
etmeleri gereken hususlara da deginen Savas "Kendinizi çok iyi anlatan iyi ve özenle
ancak
doldurulmus,
simdi
ürün
gelistirdiklerini
ulastigini,
ve ürün
teknolojilerini
kendilerinin
yarattiklarini
yurt disindaki pazar paylarinin küçümsenemeyecek
Polonya'da
bir sirket, Tunus'da
buzdolabi
ve
bir seviyeye
fabrikasi kurduklarini
ve
üzerinde
bilgiyi nasil kullanabilecegimizi
ayiran temel özellik
karalanmamis
iyi tesir birakir.
olmalidir. Görüsmelerin
ögrendik.
Bunun
üzeri çizilmemis formlar sizinle görüsecek
Görüsmeler
sirasinda
tavirlariniz
da
insanlar
dikkatli ve ölçülü
bildiginiz yabanci dilde yapilmasina hazirlikli olmalisiniz.
Özbekistan'da fabrika kurmak üzere anlasma yaptiklarini söyledi. Vizyonlarinin 2005
ODTÜ mezunlarinin
yilinda Avrupada ki ilk bes beyaz esya üreticisi firma arasina girmek ve ürettiklerinin
oldum. Umarim bu yönde eksikligimiz giderek kapanir. Ne yapmak istediginizi ve
yüzde kirkini ihraç etmek oldugunu
kendinize nasil bir yol çizmek istediginizi biliyor olmalisiniz görüsmeye giderken.
belirtti. Bu evrime paralelolarak
insan gücü
ingilizce mülakat yapmaktan
kaçindiklarina
defalarca sahit
Ben Kordsa'ya gireyim de her isi yaparim demek son derece yanlistir. Ise girdikten
ihtiyaçlarinin da çok degistigini söyledi ve söyle devam etti:
sonraki süreçte sizden neler beklenir? Neleri isteriz? Ögrenmeye açik olmanizi, hizli
" 20 yil önce mezunlarin sadece akademik basariJarina bakarak hizli is gören,
algilamasi kuvvetli, çabuk karar veren, isin sorumlulugunu
yurt disindaki
uluslararasi
mühendislerle
rakiplerimizle
ögrendiklerimizi
durumundayiz,
üstüne
rekabet
islerimize
ve
Üniversitelerde
insanlar ariyorduk.
edebilmek
ürünlerimize
okudugumuz
ögrenmis olmalarina
okuma
aliskanliginizin
gerekiyor, Ihtiyaç duydugumuz
için
en
sürekli
hizli
konular
üstlük daha da ileri gitmek zorundasiniz.
ögrenmeyi
konuda
iletisim kurabilen
hissedebilen
Bugün
ögrenmek
sekilde
artik derslerde
Bunun
ortamindan
ögrenmenizi
bekleriz
ve tecrübelerden
çalistiginiz
yerde,
yararlanmayi bilmenizi.
çevrenizdeki
insanlarla.
Iyi iliskiler olusturmanizi
Gereksiz
yere havalara
ise
girmemenizi bekleriz. Ayaklariniz yere basmali. Katildiginiz ekibin üyesi olmalisiniz
ve
çünkü ekip çalismasi çok önemlidir.
ilgiyi paylasmanizi
bekleriz,
isinize sahip
yansitmak
çikmanizi bekleriz, Sosyal faaliyetlerde yer almanizi bekleriz. Sabah 8'de ise gelip
kalmiyor,
aksam 5'de isten ayrilan çalisanlar degil, paylasan, sadece kendi birimiyle degil
için çalisanlarimizin
önem veriyoruz. Sürekli ögrenebilmek
yanisira internet
dürüst ve
için her
yararlanabilmeniz
sirketin bütün birimleriyle paylasan mezunlar bekliyoruz. Degisime açik olmalisini.
Ben sözlerimi bir Çin atasözüyle bitirIDek istiyorum: Degisim rüzgarlari estiginde
akilliJar yel degirmeni yapar, akilsizlar duvar örer."
insan kaynagi profiline yeni eklenen yetkinlikler
arasinda proje yönetimi, toplam kalite bilincine yönelik olarak müsteri ve sonuç
Garanti
odakliJik ve takim çalismasi için sözlü ve yaziJi iletisim öne çikmis durumda.
Bankasinin1975-83
Bankasi
Genel
Müdür
Yardimcisi
Saide
Kuzeyii,
Çalisanlarimizin artik sadece görev yaptiklari süreçleri degil, sirketin bütün süreçleri
Dogus Holdinge geçtigini ve çok büyük bir degisime ugradigini belirterek banka
yiJlari arasinda basarisiz bir Koç-Sabanci ortakligini
Garanti
takiben
hakkinda bilgi sahibi olmalari gerekiyor. YaratieiJik her za)llan önemliydi, geçmiste
hakkinda demografik bilgiler verdi. Bankada 4000-5000 kisilik kariyer kadrosunun
de bugün de. Ancak rekabet sartlari artik bu konuya fevkalade önem vermemizi sart
yüzde 5.2 sinin, mühendis kadrosunun
kosuyor. Yaraticilik insanin içinden geliyor, Ancak sahip olunan yaraticiligin disariya
ve teskilatta çok basarili bir performans
vurulmasi için açik iletisim, hatalardan
sektörüne
sürekli ögrenmenin
gerçeklestirilmesi
ve
girmekten korkmamalarini,
ise yüzde 30'nun
çizdiklerini
ODTÜ mezunu oldugunu
söyledi. Mezunlarin
finans
iyi bir egitim veren finans kurumunda
ise
takim çalismalari ile beyin güçlerinin birlestirilmesi gerekiyor. Yani bizim konusan,
baslanilmasi halinde 2-3 yillik bir deneyimden
hata yapmaktan korkmayan ve iletisimi güçlü insanlara ihtiyacimiz var, Bütün bu
kolayoldugunu
anlattiklarimin isiginda artik eleman seçimlerimizde sadece akademik basariya degil,
bir insan modeli yaratmak istemiyoruz. FarkliJiklari olan, amaçlari olan mezunlari
diger bir çok faktöre bakmamizin
tercih ediyoruz Yasama sevinci olan insan istiyoruz. 20-21 yasinda hayattan-bikkin,
nedenini
tahmin edebilirsiniz.
Toplam
550
sonra baska alanlara geçmenin çok
belirtti. Kuzeyli 'nasiJ bir mezun ?' sorusunu söyle yanitladi: "Tek tip
80DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
küskün, sürekli sikayet eden, kendisi disinda herkesi mahkum eden gençlere çok
sirketin kendi kapsamli oryantasyon
rastliyorum.
gözönünde
Içinizde daima bir ögrenme
atesi yanmalidir.
Mümkün olan bütün
ve egitim programlarini
tutmakta yarar görüyorum.
enerjinizi kendinizi yetistirmeye verin. Yasam boyu is güvencesi diye artik birsey
adaylarin
kalmadi, yerini özellikle büyük ülkeler açisindan, yasam boyu is bulabilirlige birakti.
degerlendirmeye
Bu da su demek; kendinizi sürekli kesfetmek zorundasiniz,
öncelikle
temel
da gelistirdiklerini
Son on yil içinde ise büyük kuruluslarda
becerilerini
ve bir oranda
da kisilik özelliklerini
yönelik is mülakatlarinin yayginlastigini ve yazili bilim sinavina göre
devamli okuyacaksiniz,
daha önemli hale geldigini görüyoruz. Bugün sadece yazili bilim sinavi ile ise giren
sürekli egitiminizi yenileyeceksiniz, devamli talepkar olacaksiniz. Mezunlar is ararken
ODTÜ mezunlari herhalde çok küçük bir azinliktir. Son yillarda ise bazi firmalar için
"bana kariyer imkani veren, beni egiten bir yer ariyorum" derler. Kariyer imkani ne
"kisilik özelliklerinin"
demek? Hangi örgüt sana kurdelaya sarip al bu senin kariyerin der? Böyle birsey yok.
teknolojiye, ihracata ve uluslararasi rekabete daha açik olan sirketlerde, is tanimlari
Kariyer demek, kendi basinin çaresine bak demek. Kariyer demek kendi kaderini
zaman
kendin çiz demek. Kariyer demek size bir iklim hazirlamak yükümlülügü
"yaratici", "girisimci", "belirsizlik ortaminda
demek.
daha da önemli hale geldigini izliyoruz. AR-GE'ye, yüksek
içinde hizla degistiginden
ve "takim çalismasi"
agirlik kazandigindan
performans
gösterebilecek",
"liderlik
iklim ne demek? Hakikaten o unvanlar var, o egitim var, o örgüt akiyor, asgari
özellikleri" olan kisilerin basari sansi artmaktadir. Biraz önce Sayin M. Ali Berkman,
müsterekler
Arçelik'e eleman alinirken "örnek olay" ve "simülasyon" tekniklerinin kullanilmaya
dogrultusunda
akiyor. Ancak o kapilari kendin açacaksin. Uyumlu ve
olumlu olunuz. Eger kisiliginizi böyle sergileyemezseniz hiçbir yerdeki hiçbir teknik
basladigini söyledi. Adayin sorun çözmeye yaklasimini, takim halinde çalisma, liderlik
performansiniz
ve yaraticilik
sizi bir yere götüremez.
Devamli elestirirseniz,
arkadaslarinizin, üstlerinizin, altlarinizin dedikodusunu
orda
burda
is
yaparsaniz, sürekli sikayette
bulunursaniz bir yere varamazsiniz. Her yönetici, hayati kendine kolaylastiran insanla
çalismayi sever. Yani devamli sikayet götürmek yerine, her sikayete iki öneri götürün.
iki öneri; iki çözüm götürün. Bilgi toplayin, 'ya bunu da sorarsa?' diye hazirlikli gidin,
istenmeyen raporlari yazin. Dolayisiyla teknik yeterliliginiz kadar kisisel yeterliliginizi
de öne çikarin ve ilk üç yilda olagan disi çalismayi göze alin."
ön görülen iki karakteristik faktörden sözederek konustpasina
bir konuda
gerektigi, konusunda
uyum
6-7 yil olacagi tahmininden
en ince ayrintilarina
yetenegi
teknolojilerine
kadar derinlemesine
yüzyil için
basladi. 21. yüzyilda
yasami boyunca 6-7 kez is degistirecegi
edinilen bilgilerin yari ömrünün
ve üniversitede
hareketle ögrencilerin
bilgiyle yüklenmemesi
derinlik kadar genislik kazanmis, degisen durum ve kosullara
elde etmis, azami ölçüde
ufku genislemis,
bilgi toplumunun
büyük ölçüde asinalik kazanmis, tercihen ingilizcede yazili ve sözlü
göstergesidir.
olarak tanimlanmis
ellisinin
kendi
düsünüyorum.
53 ögrenci
koyabilmesi
buna uyan mezunlar yetistirmesi geregini vurguladi. ODTÜ'nün
"Adapte olmayi ögretmek"
"ögrenci"
degisiklikleri anlatan ProfDr.Uçtug,
desteginin
cilizliginin
ezbercilik
olgusunun
yakalamasinin
Üçtug,
olgusu
engel
bunun
teskil
orta egitimin
ettigini
yok. Üniversitede
disinda
olmasinin
ögrenimIerinde
daha
ögrenimin
önem
için ise somut
en azindan yüzde
tasidigini
ve bu baglamda
aktif rol oynamalarinin
var.
yetkinligi,
Topluluk
takim
ve üniversite
ve ögrencinin
ile ögrencilerimiz
liderlik,
ve benzeri
yetenekleri
yasayarak
baglanti
kurabiliyorlar.
Üniversite
disi çevrelerle
önüne
staj, endüstri
faaliyetleri
çalismasi
farkli olanak
ve çevreleri,
kisiligini gelistirmesine
olanak
ile sandviç türü programlar,
farkli deneyimleri
tanimasi gerekir. Bu
ortak-egitim
programlari,
söyledi. Yukarida
üzerinde
daha fazla durulmasi gerekir. Fakülte olarak önem verdigimiz bir baska
ODTÜ'de yapilan
gerek ise, ögretim üyesi-ögrenci arasinda yakin iliski ve ulasabilirlik, ögrenciye kisi
kemiklestirdigi
21 yüzyili
vurgulayan
olarak uzmarilarin davet edilmesi gibi modellerin
olarak deger verilmesi ve destek verilmesidir.
Ögrencinin,
sunulan olanaklardan
yararlanmak, akademik ve kisisel açidan gelisebilmek için ögretim üyesi ile yakin
iliskiye, danismanliga ve destege gerek duyabilecegi gözden kaçirilmamalidir."
Prof.Dr.
sart oldugunu,
ODTÜ
söyledi. "Türkiye'de bir 'ODTÜ Mezunu '
ODTÜ Verimlilik Toplulugu
arayan mezunlarin
temsilcisi Tolga Sinan Güney konusmasinda,
hangi sektör, hangi sirket, hangi departmanda
ve is yasaminin
pozisyonda
çalisacaklarina
gerektigini,
bunun hem sirket için inandirici hem de ileride dogacak pismanligi
mezun
bugüne
kadar
ülke
sanayiinin
karar vermeleri ve ona göre kendilerini
is
veya hangi
etkin bir rol üstlenmisse, bunda ODTÜ'de geçirilen 4-5 kimi zaman
bu
azaitacak bir faktör oldugunu
6-7 yilin inkar edilmez bir etkisi olmustur." dedi
Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dekani ProfDr.
Ahmet Acar, Nasil Bir
seviyede bulunmasina
Üniversite? sorusuna "Mali kaynaklari daha yeterli, mali olarak özerk bir üniversite.
yogunlugundan
Çünkü
söyledi.
parasiz iyi ögretim olmuyor,
verdikten sonra fakülte mezunlartnin
parasiz iyi arastirma olmuyor."
diye yanit
ancak yine de iyilestirmeye gerek
söyledi. Mezunlarla ve firmalarla yaptiklari genis kapsamli bir anketbahseden
çok yüksek
isaret ederek, ögrencilik sürecindeki bilgi bombardimaninin
dolayi ögretim üyelerinin bilgilerinden yeterince faydalanamadigini
yüzde 85' inin daha mezun olmadan önce,
yüzde 98' inin de bir sene içinde is bulduklarini,
mülakat çalismasindan
hazirlamalari
söyledi. ODTÜ' lü olmanin hem avantaj hem de
dezavantaj oldugunu, çünkü sirketlerin bir ODTÜ'lüden beklentilerinin
duyduklarini
gerektigini
ve özellikle
ODTÜ' de yil boyunca faaliyetlerini sürdüren spor takimlari hariç
toplulugu
ögrencilerin
çerçevede,
mecburi ders olarak hazirlik sinifina
disaridan konusmaci
Türkiye'nin
yakinlasmasinin
Ikinci
daha alisik olduklari
derslere
ögrencilerde
gerçeklesebilecegini
için üniversite-sanayi
varsa,
kazandigini
söyledi.
bir
biraz daha
perspektifinin
için son zamanlarda
inovasyonla
bu amaçla kuruldugunu
ivmelenmesinde
bu felsefenin de "ögrenmeyi
amaca kismen erisilebildigini, bir yandan devlet
öte yandan
teknolojik
Teknokent'in
boyutunu
tipini yeti.stirebilmek
somut
Bu alanda ögrenci topluluk faaliyetleri önemsenmeli
desteklenmelidir.
ve üniversitelerin
çizilen
üniversitelerin
"kisilik becerilerini" kazandirmak
araçlarimiz
sinif ortaminin
ögrencilerin
ortaminin
genisleyerek
kazandirilmasi
kaydirdik. Ancak ögrencilerimize
gelistiriyorlar
sahibi, analizin ötesine geçebiimis, sentez ve tasarim yapabilen,
bu felsefenin
tekniklerinin
kazandiginin
Üçünü de dengeli bir sekilde vermek durumundayiz.
niteliklerin
dersleri koyduk. Temel bilgisayar ögretimini
etik sorumluluk
ancak bugün
degerlendirme
görevler. Bunlara iliskin olarak ne tür adimlar atilmasi gerektigini daha iyi biliyoruz.
yaratici ve yasam boyu ögrenmeye açik kisilerin 21. yüzyilin insan profili oldugunu
oldugunu,
yönelik
ne kadar önem
Bundan da anlasiliyor ki, üniversite egitiminde bu üç grup özellikten
ile üçüncü grup
organizasyon
ögretmek"
gözlemeye
özelliklerinin
hiçbiri ihmal edilmemeli.
iletisim yetenegi elde etmis, grup çalismasi yapabilme becerisi kazanmis, mesleki ve
Türkiye'de bir ögretim felsefesinin öncüsü oldugunu,
özelliklerini
bu grup
Örnegin ders programlari sürekli olarak gözden geçiriliyor. ODTÜ'de ilave ingilizce
Mühendislik Fakültesi Dekani ProfDr. Yildirim Üçtug, önümüzdeki
bir üniversite mezununun
kullanilmasi
ProfDr Acar mezunlarda
aranilan nitelikleri üç
ODTÜ Isletme Toplulugu Baskani Oktay Gürz ise küresellesmenin
çetin problemler
getirecegini,
ilerleyen teknolojileri
bunun
kullanabilecek
üstesinden
gelmenin
Türkiye'ye
tek yolunun
insanlara ihtiyaç oldugunu,
hizla
ancak böyle bir
grupta topladi ve konusmasini söyle sürdürdü. "Birinci gruptaki nitelikler: Kendine
insan kaynagina sahip sirketlerin ayakta kalabileceklerini
güvenme, kendisiyle barisik olma; baskalarina güvenme ve baskalarina güven verme;
"Mezunlarin en fazla istedigi seylerden bir tanesi, sirkete girdikleri zaman hem
sorumluluk
arkadaslariyla,
alabilme, insiyatif kullanma; açik fikirli, yaratici, yeniliklere açik olma;
baski altinda saglikli karar verebilme; birlikte çalisabilen, paylasan kisi olma gibi.
hem de üst düzey ve kendilerine
degisimi ortaya koyduklarinda
bilgisi, yabanci dil bilgisi , bilgisayar bilgisi, iletisim-ikna-münazara
fikre bakilarak degerlendirilmek
liderlik özellikleri gibi. Üçüncü grupta "teknik bilgileri beceriler" var: Kisi "pazarlama
tekniklerini
ne kadar iyi biliyor?" "Türk vergi sistemini mevzuatina ne kadar vakif",
"makro denge modellerini
ne kadar iyi
kuruluslar gelenekselolarak
üçüncü tür becerilere daha fazla agirlik veriyorlar. Bazi
kamu ve özel sektör kurumlarinda
özümsemis?"
yakin olan yöneticilerle
iletisim
sorunlari çikmamasidir. Kendilerinin oinlenmesini istiyorlar, sirketin ihtiyaci olan bir
Bunlarin hepsi "kisilik özellikleri". Ikinci grupta ise "temel beceriler" var: Türkçe
yetenekleri ve
söyleyerek söyle dedi:
dinlenilmelerini,
bunu yaparken de kademe degil,
istiyorlar." Aile sirketlerinde
çalismanin bazi riskler
tasiyabilecegini belirten Gürz, performans degerlendirmelerinin
objektif olarak degil
kisiye bagli olarak uygulanma endisesini tasidiklarini söyledi.
gibi. Bürokratik nitelikli
yazili bilim sinavi ile eleman alma uygulamasi bu
Üç saat devam eden Panel dinleyicilerden
sona erdi.
gelen sorulara
verilen cevaplarla
önceligin yansimasi olarak görülebilir. KOBI' ler de tipik olarak ikinci ve üçüncü
nitelige önem veriyor. Mezun ise girer girmez kollari sivayip ise koyulsun istiyorlar.
Burada fazla ayrintiya giremeyecegim, ancak basta ticari bankalar olmak üzere birçok
Panelin
kaset
kaydi
çözümü
Kariyer
Planlama
Merkezi
tarafindan
yayinlanacaktir.
ODTÜ'LÜ 9
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
-
Ekonomik ve
toplumsal süreçler
kadar bireysel tutum
ve davranislar da,
zaman zaman,
yeniden
degerlendirilmelidir.
Yeniden
degerlendirme,
özellikle de elestirel
bir gözle yapilirsa,
olumlu gelismelere
kaynaklik edebilir.
Bireyler, aileler,
kurumlar ve
Prof. Dr. Yakup KEPENEK
isletmeler yeniden
Ekonomi Bölümü
degerlendirme
yaptiklari ölçüde basarili olurlar. Yeniden
degerlendirme, geçmiste, nerelerde yanlislar
yapildigini ve nelerin eksik birakildigini ortaya
çikarir. Bu boyutuyla bir bilinçlenme olanagi
yaratir. Yeniden degerlendirme, ikinci boyutuyla,
Yeniden
Degerlendirme
Yapabilmek
gelecegin biçimlendirilmesine yardimci olur; daha
saglikli ya da olumlu uygulamalara temel hazirlar.
Ek olarak, yeniden degerlendirme yapabilmek için
belli bir olgunluk, daha dogrusu gelismislik
düzeyine ulasmak gerekiyor. Bir baska anlatimla,
yeniden degerlendirme, gelismislik düzeyinin bir
göstergesi sayilabilir.
Kimi olagandisi durumlarda ya da
dönemlerde yeniden degerlendirme
kaçinilmaz olur. Türkiye, özellikle
bir konuda, böyle bir yeniden
degerlendirme döneminden geçiyor.
Kimilerince Güneydogu kimilerince de Kürt
sorunu olarak adlandirilan sorunun, son
gelismelerle yeni bir asamaya geldigi açiktir. Bu
nedenle de konunun ekonomik ve siyasal
boyutlariyla irdelenmesi, daha dogrusu her yönüyle
yeniden degerlendirilmesi gerekiyor. Duygusalligin
en üst dereceye tirmandirildigi bir ortamda sorunun
nesnel bir yaklasimla ele alinmasi olanagi var mi?
sorusu, hakli olarak, sorulabilir. Ancak bu soru bir
yana birakilinalidir. Sorun olabildigince saglikli
çözüm önerileri çevresinde ya da o amaçla gözden
geçirilmelidir.
Sorunun önce ekonomi-disi boyutu var. Onbes
yili asan bir süredir, yaratilan terörün, her yönüyle
büyük yikirnlara yol açtigi bilinmektedir. Onbinlere
varan insan kayiplari hiç kuskusuz, kayiplar
listesinin basinda yer alir. Insan kayiplarinin neden
oldugu, toplumsaL, siyasal, ruhsal çöküntüler ve
bunlarin karsilikli olarak birbirini beslemesinin
yarattigi, dogrudan ve dolayli toplam
olumsuzluklar, sayilarla anlatilamaz.
Salt ekonomik noktalara gelince, bunlarin
basinda, üretim birimlerinin çalistirilmamasi, buna
bagli olarak olusan üretimsizlik geliyor. Üretim
yapilamayinca, yatirimlar ve is bulma bir yana
birakilmis oluyor. Ek olarak, ulastirma ve ticaret
gibi hizmet isleri de çok sinirli kaliyor. Daha da
önemlisi, terör nedeniyle Türkiye'nin her yil 6-7
milyar ABD dolari dolayinda harcama yaptigi,
yabanci basinda sikça karsilasilan bir kestirimdir.
Kestirim diyoruz, çünkü, bildigimiz .~adariyla bu
konuda resmi bir açiklama yoktur. Once, bu
büyüklükte bir parasal kaynagin yörede üretken
yatirimlara dönüstürülmesi olanakli mi?
Bu para ya da hükümetin son günlerde
açikladigi yatirim programi ile gerekli parasal
kaynaklar ayrilsa bile, kamu kesimi bürokratik
yapisinin bunu basariyla degerlendirecek beceri ve
etkinlik düzeyinde oldugunu söylemek çok güçtür.
Askeri bürokrasinin konumu ve islevi ayri; ancak
Türkiye'nin yöreye gönderdigi sivil bürokratlarin
büyük çogunlugunun yetersiz kaldigi; pek çogunun
yöreyi bir sürgün yeri saydigi bilinen gerçeklerdir.
Geçmiste de yöreye gönderilen para ve ürünlerin
büyük bölümünün, asil yerlerine ulasmadan nasil
yok edildikleri bilinmektedir.
Bu degerlendirmeler dogruysa, yapilmasi
gereken, bölgenin kalkinmasini saglamak amaciyla
ya DPT içinde bu amaçla yeni bir yönetim birimi
olusturulmali ya da GAP Idaresi güçlendirilerek
yeni bir kurumsal yapilanmaya gidilmelidir.
Sonra, GAP'a bagli sorunlar var. Son yirmi yilda
yapilan kamu yatirimlarinin neredeyse tamamini
yutan bu proje, yatirinilar tamamlanip üretim
asamasina geçildikçe kendiligindence bir anlayisa
birakilmis görünmektedir. Genis alanlarin
sulanmasinin yaratacagi tarimsal katma degerin,
yöre halkinin yararina kullanimi; issizlik ve
egitimsizlik sorunlarina çözüm; yeniden yerlesim
ve kentlesme bu çerçevede çözümü gereken büyük
sorunlardir.
GAP baglaminda ve genelolarak bölge için, on
yillardir kanayan yaranin, toprak mülkiyeti yapisi
100DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
oldugu bilinmektedir. Atatürk'ün israrla ve özenle
istemesine karsin bir türlü yapilamayan toprak
reformu, insan-insan ve insan-toprak iliskilerinin
feodal/yari feodal kalmasi sonucunu vermistir.
Büyük toprak sahibi asiretlerin, yalniz ekonomik
degil, toplumsal ve siyasal mutlak egemenligi son
milletvekilligi aday saptamalarinda da çok somut
bir biçimde görülmektedir. Buna karsilik, yapilan
arastirmalar, bölgenin kimi illerinde topraksiz
hanehalki sayisinin toplarnin yüzde 35-40'i
dolayinda oldugunu kanitlamaktadir. Eger terörün
kökünü kurutmak gerçekten isteniyorsa, GAP
baglaminda toprak mülkiyeti ve is bulma
sorunlarina planli ve programli bir yaklasimla
çözüm bulunmasi gerekmektedir.
Siyasal düzlemdeki sis perdesi ve belirsizlik,
ekonomik konulardan daha az önemli degildir.
Siyasal noktalara deginmeden, iç ve dis
kamuoyunda sürekli olarak yapilan bir yanlis
yoruma deginmek gerekiyor. Yanlis yorum,
PKK'nin so1cu sayilmasidir. Adinda isçi
sözcügÜnün bulunmasina karsin, PKK ne düsünce
ne de eylem yönünden so1cu bir örgüt sayilamaz.
Yörenin toprak agasi ya da yüklenici gibi varlikli
egemenlerinin; kimi komsu ülkelerin ve güçlü
devletlerin dogrudan ve dolayli destegiyle varligini
sürdüren PKK, tarim topraklarinin mülkiyetinin
daha dengeli dagilimini bile gündemine almamistir.
Bireysel ezilmisliklerin, kiskirtmalarin, kandirma,
zorla benimsetme ve uyusturucu ticaretiyle
beslenen bir yapinin, saglikli bir sol düsünsel
temeli olmayacagi, esasen, çok açiktir.
Toplumsal bellek, bu acinin sicakligini nesnel
olarak kolay unutamaz. Bu nedenle de ülkenin
yeniden bölünmesi olasiligina karsi çok hakli
olarak çok duyarlidir. Kaldi ki, hiçbir toplum,
ülkesinin bölünmesine izin veremez; bunu
beklemek esyanin dogasina aykiridir.
Burada bir açmaliga (parantez) gereksinim var.
Bu toplumsal yapida, irk ayirimi yok denecek
düzeydedir. Geçmiste kimi azinliklarla yasanan
büyük sorunlar bir yana, günümüzde, hiç kimseye
etnik kökeni ya da irki nedeniyle, kamu ve özel
iliskilerinde farkli islem yapilmaz. Egitimden
siyasete, bürokrasiden tasinmaz alim-satimina dek
tüm alanlarda, yükselme ve geçislerde, etnik
kimligin etkili oldugu öne sürülemez. Burada bir
noktaya daha dikkat edilmelidir; bu olgu kimi Bati
ülkelerinde oldugu gibi, varligini, çogu kez
uygulanamayan yasalardan almiyor. Yillarin
birikiminin ve geleneginin çok olumlu sayilmasi
gereken bir sonucudur. Toplumsal yapinin irk
ayrimciligi hastaligindan uzak olmasinin sagladigi
hosgörü ortami kanimca bu toplumun en büyük
hazinelerinden biridir. Bunca kan dökmeye, bebek,
genç kiz ya da yasli ayrimi yapmadan sürdürülen
öldürmelere; yakma-yikma amaçli saldirilara ve
duygu sömürüsüne ulasan kiskirtmalara karsin,
toplumsal sogukkanliligini yitirmeyen ya da
toplumsal hosgörüsünü hiç eksiltmeyen bir toplum
gerçekten büyüktür. Ancak, toplumun bu
hosgörülü tutumu da dogru degerlendirilmelidir.
Bunlardan da önemli olarak, yörede, toplumsaL,
kültürel, dinsel ve siyasal açilardan türdes
olmayan, kendi içinde bölünmüs ve çatismali bir
yapi söz konusudur. Bu nedenlerle, siyasal istem
ya da düsünsel düzlemde, konunun nasil bir evrim
geçirecegi üzerine simdiden bir sey söylenemez.
Toplumsal hosgörü gerçegine dayali olarak
yapilabilecek çok sey vardir. Toplum bu günlerde,
terör karsisinda elde ettigi basarinin ya da
kazanmanin yarattigi mutlulugunu barisseverlikle
taçlandirmalidir. Yapilmasi gereken, halkin ve genel
kamuoyunun, ülkenin bölünmesini istemeyen Kürt
kökenli yuttaslari düsman saymamasidir.
Kiskirtmalara aldrmadan, teröre terörle yanit
vermeden ya da tam bir sogukkanlilikla
davranmak, yapilacak bir yeniden
degerlendirmenin, kanimca, kaçinilmaz sonucudur.
Toplum, barissever Kürtleri bagrina basmalidir;
terör zehirinin gerçek panzehiri bu olacaktir.
Çünkü, iç barisa her zamankinden çok gereksinimi
var. Kamuoyu olusturan,bifimlere düsen ana görev
budur.
Ancak, bir nokta çok açiktir ve birileri bu
degerlendirmeyi dogru yapmalidir. Tarihselolarak,
sömürgeci büyük güçlerin ya da o günlerin
deyimiyle düvel-i muazzamanin yani büyük
devletlerin, etnik duygulari kiskirtarak, Osmanli'yi
nasil yagmaladiklari biliniyor. ~~n büyük yagmanin
üzerinden yüzyil bile geçmedi. Olüm-kalim
savasina dönüsen Ulusal Kurtulus Savasi'nin, 1919
baslangiç alinirsa, üzerinden yalnizca 80 yil geçti.
Acili anlarda ya da bunalim dönemlerinde
yeniden degerlendirme yapmak, bireyler için-de,
toplumlar içinde kolay degildir. Yalniz, önemIi bir
gerçek daha var; yeniden degerlendirmenin en çok
gerektigi dönemler, bunalim dönemleridir. Kaldi ki,
en basta da belirtildigi gibi, yeniden degerlendirme
yapabilme becerisi ile gelismislik düzeyi arasinda
çok yakin bir bag vardir.
Daha da ilginci, PKK'nin siyasal amaci da sisler
arasinda ya da yalpali kalmistir. Siyasal isteminin
bir ucunda yer alan bagimsiz bir Kürt devleti
kurulmasindan öbür ucunda yer alan ülkenin
bölünmesini ret ederek yalnizca kültürel kimlik
taninmasini isternek arasinda, federal, federasyon
vb biçimleri içeren çok genis bir alan vardir. Kaldi
ki, siyasal sorun, yalniz Türkiye'ye özgü degildir;
üç komsu ülkeyi daha ilgilendirmektedir.
.
ODTÜ'LÜ 11
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
IS, BANKASI
GENEL
MÜDÜRÜ
ERSIN
ÖZINCE:
IIBiz HEP BASARMAK
içiN
YE T i ST i Ri LD i K"
1975 yilinda ODTU
Iktisadi ve Idari Bilimler
Fakültesi Isletme
Bölümü' nden mezun
olduktan sonra hiç
düsünmedigi halde Is
Bankasi Teftis Kurulu
Baskanligi' nda stajyer
Müfettis Yardimcisi olarak
meslek hayatina basladi. Is
Bankasi' nda çesitli
kademelerde görev
yaptiktan sonra 28 Ekim
1998 tarihinde Banka' nin
15. Genel Müdürü oldu.
Ayni zamanda Türkiye
Bankalar Birligi' nde ve
Türkiye Is Bankasi' nin en
büyük istiraki olan Türkiye
Sise ve Cam Fabrikalari
A.S. de Yönetim Kurulu
Baskani olarak görev yapan
Ersin Özince ODTÜ'
iü
Dergisinin konugu oldu.
-ODTÜ yillarinizdan
misiniz?
söz eder
ODTÜ'de okudugum 1970-75
döneminde kosullar bugüne nazaran
daha kisitli, yasam tarzi daha sadeydi.
Biz sikintili dönemlerde mezun olduk.
Bu nedenle bugün geçmise çok
duygusal bakiyorum. 1975 yilinda
dokuz aylik boykotlor v.s. gibi
sikintilar arasinda mezun olduk.
Mezun olduktan sonra yaklasik 15 yil,
ayni ~~hirde yasadigini halde
ODTU'ye hiç gitmedim. Bu ka~ar
yildan sonra kampusa, kizimin vakif
okulunda ilkokula baslamasi nedeniyle
gittim. Diktigimiz agaçlarin boyunu
görünce agladim. O gün ilk yaptigini
seylerden biri Mimarlik Amfisinin
önünde bulunan havuzdaki sazan
baliklarina bakinak oldu. Tabii çok
yogun yasanilmis dönemler, bu yüzden
anilariniiz çok fazla. Sadece egitim
kurumu, bir üniversite olar~k degil, biz
hayatimizi yasardik orada. Idari Ilimler
Fakültesinin önünde son derece canli
havuz bayramlariniiz olurdu. Hala
devam ediyordur herhalde. Yaliiiz tabii
ki sadece böyle eglenmekle
kaliniyorduk, özellikle o dönemlerde
sosyal ve siyasi tavnmiz da son derece
ciddiydi. Su andaki konumu
biliniyorum ama bir takim seyler
toplumumuzda da oturdu. O
dönemlerde akademik hayatla, sosyal
hayatin fevkalade bir bütünlesmesi
vardi. Akademik hayatin disinda,
arastinna ve sosyal içerikli
programlara fevkalade katilim olurdu.
Bir çok proje yürütü1ürdü ve ister
istemez katilirdik. Zorlanarak degil,
cazibesi olurdu. Muhakkak simdi de
oluyordur. Türkiye'nin sosyal, siyasi,
ekonomik gelisimi içinde o ilginç
yillarin tam anlamiyla birlikte
yasanmasi, paylasilmasi ciddi
beraberlikler olusturmustur. ODTÜ'de
özgün bir kampus havasi olmasi bizim
daha çok bir arada olmamizi
saglamistir. Bizim devrelerimiz hala o
iliskiyi sürdürüyor. Örnegin bu gece
bizim dönemimizden Amerika'dan bir
arkadasimiz geliyor. Yedi sekiz kisi bir
araya gelecegiz, ögretim üyesi
hocalariniizdan da bir iki kisi gelecek.
Ben bugün dönüp baktiginida
ortadaki eserle'gurur duyuyorum.
Tabii bu ise kendini vakfeden, çok
ciddi katkisi olan bir çok insan oldu.
Hepsini saygiyla anmak gerek. Isim
120DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
zIkretmek istemiyorum ama geçen gün
bir yerde Kemal Kurdas Bey'in
kitabini okuyan ODTÜ'lülerden bir
kaçi söyle diyordu: "Evet hoca bizi
yatakhaneden zorla kaldirirdi 'haydi
agaç dikmeye gidiyoruz' diye." Bu çok
önemli bir sey. Bu tür bir bilincin yillar
sonra uyandigi Türkiye'de, bunlarin 3035 yil önce yapilmasi, birakin doga
bilinci olarak sosyal bilinç olarak, birey
bilinci olarak çok ileri. Tahmin
ediyorum o bilinç bütün kitleye
yansitilabildi. Sonuçta ben bunun
avantajini yasadim. ODTÜ dogasi,
Ankara'nin havasinin en kirli oldugu
günlerde çocugumu götürdügüm,
kurtarilmis dogal bir yesil alan benim
için.
-ODTÜ'yü farkli kilan özellikleri
sizce neler?
Ben ODTÜ' de 5 yil isletme egitimi
gördüm, o akademik ortamda kaldim.
Söyle bir animi anlatmak istiyorum.
Sayin Muhan Soysal isletmecilerin en
ilgi duydugu ögretim üyelerinden
biriydi. Son günlerdeki derslerden
birinde elinde küçük bir hesap makinasi
ya da transistörlü radyo gibi bir seyle
amfiye geldi. Ellerini arkasinda
birlestirmis, platformda bir asagi bir
yukari geziyor. Muhan Bey'in çok
ilginç bir sunusu vardi. Mesela üç
dakika konusmaz. Herkes bekler. Yine
öyle bir kaç dakika sustuktan sonra
dedi ki "Size isletmecilik ögrettik. Iste
basariyla mezun olacaksiniz." Gayet
tok davudi bir sesle ve böyle
azarlarcasina bir tonla söylüyor. "Iste
bunca yildir ögrendiginiz bütün
isletmecilik teknigi, filanca ülkenin
teknisyenlerinin yaptigi su küçük yari
bilgisayar hesap makinasinda var."
dedi. Fiyati da çok büyük bir para
degiL. O tarihte Fakülteye küçük tipte
bir bilgisayar gelmis. Zemin katta bir
odada duruyor. Arada sirada kapidan
kafamizi uzatip bakmamiza müsaade
ediliyor. Buzdolabi gibi bir sey. Bir
bilgisayar programi yapmak veya bir
bilgisayar kullanimiyla hasir nesir
olmak için günler önceden randevu
aliyorsunuz, program kartlarinda her bir
satin deliyorsunuz v.s ve sonra Muhan
Bey cebinden bir makina çikariyor ve
diyor ki "Hepsi bunun içinde". Amfide
bayagi bir dalgalanma oldu. Muhan
Hoca söyle devam etti. "Iste bunun
disinda ne ögrendiyseniz, burada
kazandiginiz budur. Yani bütün
ögrendiginiz teknigi birakin, biz size
düsünmeyi, algilamayi,
degerlendirebilmeyi ögretebildiysek iste
kazandiginiz budur. Biz gerçekten
uluslararasi standartta bir egitim
almistik. Benim bankacilik hiç
aklimdan geçmemistir ama içimde
sanayinin hangi konusunda olursa olsun
çalisabilecegim güveni vardi.
ODTÜ'lü olmak böyle bir perspektif
veriyor. Hep altini çiziyorum; hiç
tereddütsüz bilgiye ulasmayi ögrendik.
Çesitli uluslardan ögretim üyeleri,
dönüsümlü programlarla ODTÜ'ye
gelirdi. Amerikali, Ingiliz, Hindistanli,
Pakistan'li bir çok hocamiz vardi. Onlar
da ayn bir zenginlik katiyordu.
Örnegin bize Operation Research
dersini veren hocamiz Cliff Chedzey
dünyada operation research teknigini
kuran Ingiliz bilim adamlari
grubundandi. O yillarda tahmin
ediyorum 65 yaslarindaydi. Gerçekten
hocalanmizin çogu filozof
denilebilecek derinlikte insanlardi ki bu
çok sey katiyordu bize, müthis bir
vizyondu. Tabii sadece onlar degil Türk
ögretim üyelerimiz de son derece
degerli kisilerdi.
Bir kere her seyden önemlisi çok
iyi bir lisan egitimi aliyorduk. Sosyal
konulardan teknik konulara kadar bize
çok genis bir dünya teknolojisi ve
perspektifi sunuluyordu. Çok kitap ve
periyodik okurduk. Çok ciddi bir
akademik yelpaze vardi. Türk aydini
yetistiriyordu ODTÜ. Simdiki egitim
standardini çok fazla izleyemiyorum,
firsatim yok ama herhalde bugün çok
daha iyi olsa gerekir. Çok degerli
rektörü, rektör yardimcilarini gayet iyi
taniyorum.
-Sizce üniversiteler finansal
sorunlarini nasil çözebilirler?
Akademik hayat ile is dünyasi
arasindaki iliskilere nasil
bakiyorsunuz?
Artik hayata daha profesyonelce
yaklasmak gerekir görüsündeyim. Bu
benim is alanimin belki de
yadsinamayacak gereksinimi. Yurt disi
egitim nedeniyle bazi yabanci
üniversitelerle isbirligi içinde oluyoruz.
Bazen çalisanlarimizi yabanci egitim
programlarina gönderiyoruz. Ben de
bunlarin çoguna katildim. Manchester
Business School'dan Harvard'a kadar
bir çok okulun, çesitli örgütlenmelerle,
örnegin vakif tarzi örgütlenmelerle
finansal sikintilarini giderdigini,
akademisyenlerinin idari ve finansal
problemlerle asgari düzeyde
ilgilendigini ve üniversitelerin bu
yapilanmasina da toplumun son derece
ilgisi ve destegi oldugunu gördüm.
Bugün ciddi kuruluslar bu okullarda
onlarca kürsü finanse ediyor. Harvard
Business School'da dört aylik bir
yönetici seminerine katilmistim.
Okulun daha önce ifade ettigim tarzda
yönetildigini gördüm ve çok ekstrem
bir örnek belki ama bahçe bakimi için
yilda 5 milyon dolar ayirabiliyorlar.
Orada egitsel amaçli yayinlari, bir
kaseti üniversiteye ciddi bir bedel
ödeyerek aliyorsunuz. Aynca
üniversitedeki akademik birikim,
hayatin pratigiyle iç içe. Üniversite,
özellikle ekonomik olanaklari çok fazla
olan is hayatinin etkinlikleriyle
bütünlesmis durumda. Örnegin
akademisyenler, çok uluslu sirketlerin
danisman kurullarinda, üniversite
sanayi sirketinin içinde inceleme,
gelistirme, danismanlik yapiyor.
Universite sonrasi egitim
programlarinda isbirligi yapiliyor. Yani
karsilikli etkilesim o kadar fazla ve
yakalanan sinerji o kadar çok ki
toplumsal açidan yakalanan sinerji de
artiyor. ODTÜ Türkiye'de her seye
ragmen, yani belli dönemlerin
akademik hayatta yarattigi kan kaybina
ragmen, temelleri itibariyle uluslararasi
nitelikte bir egitim kurumu.
Uluslararasi standartta tabani oldugunu
kesinlikle ifade edebilecegimiz
kuruluslarimizin bu tarza yönelmeleri
kaçinilmaz olacak. Yani çikis degil de
zorunlu gidis bu yönde ve üniversiteler
muhakkak özellikle bu tarzda kendi
iradesini maddi ve manevi degerleriyle
insa edebilecek. Buna muktedir olan
üniversitenin de hiç tereddütsüz her
yönden özerk kilinmasilazim. Sonuç
olarak modelde tartisilmamasi gereken
su: Akademik hayatin is hayatiyla
bütünlesmesi toplumun yararina. Bunda
hiçbir tereddüt yok. Çünkü bu
akademik hayatin da, is hayatinin da
kendini yenilemesini getiriyor.
Öte yandan bizdeki vakif
uygulamasinin daelestirilebilecek
yönlerinin olacagini kabul ediyorum
ama neticede üniversitelerimizin,
gelismis toplumlarin ideal veya örnek
teskil edebilecek üniversitelerinin
modellerini izlemelerinden baska çare
yok. Bu kadar akademik birikimi olan
bir bünyenin iktisadi tavrini, mali
tavrini ondan nasil esirgeyebilirsiniz?
Hangi hakla? Yani muhakkak hiç
tereddütsüz bu konuda dünya
standartlarinda basarili modeller neleri
uyguluyorsa aynen onlarin uygulanmasi
gerekir. Hiç arastirmaya dahi gerek
yok. Ama tabii Türkiye'deki yasal
mevzuat ve kisitlar ne yazik ki buna
tamamiyle uygun degildir. Sadece
akademisyenler degil hepimiz birey
ODTÜ'LÜ 13
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
olarak mevzuatin uygun hale gelmesi
için mücadele etmek durumundayiz.
Bugün Türkiye'nin taninan bir kaç tane
üniversitesi varsa geçmis yillarin liberal
mantigi sayesindedir ve ODTÜ dahil bu
üniversitelere mali imkanlarini karinca
kararinca dahi olsa özerk kullanma
haklarinin taninmasi gerekir.
-Is Bankasi'nda görevaldiginizda
bir gün bu kurumun basina
geçeceginizi düsünmüs müydünüz?
Genç yaslarinizdan itibaren
yöneticilik yapiyorsunuz.
Yöneticilikteki üslubunuz nedir?
Hayir, bankaci olmayi
düsünmüyordum. Biz belki daha çok
sanayide görevalacak sekilde
yönlendirilmistik. Arkadaslarimin
israriyla Is Bankasi'nin Teftis Kurulu
sinavina girdim. Tabii biz hep
basarmak için yetistirilmistik ve
böylece bugünlere geldik.
Yöneticilikte üslubum "birlikte
yönetim". Hiç tereddütsüz ki bu da yine
ODTÜ'de kazandigim veya gelistirme
firsati buldugum ve begendigim bir
özel1igim. Baska türlüsü zaten bizim
için mümkün degiL. Paylasimci,
demokratik, çalisan unsurunun azami
kullanimina yönelik, organizasyon
yapisinin yayginlastirildigi, iletisimin
her kademe arasinda kolaylikla
mümkün oldugu bir tarz izlemeye
çalisiyorum. Çalisiyorum diyorum;
çünkü ne yazik ki Türkiye'de
organizasyon yapisi bireylerin
birikimlerinden de etkileniyor. Ayrica
yasadigimiz hayat tarzi zigzagli yani
devamli sosyal ve ekonomik
parametrelerdeki gel gitler de
konsantrasyonumuzu dagitiyor. Belki
de etkinlik çok fazla
saglanamayabiliyor.
-Basinda bulundugunuz kurumu
bulundugu konumdan hangi noktaya
getirmek istiyorsunuz, 2000'1i
yillarda hedefleriniz neler?
Türkiye'nin sermaye piyasasi
degeri en yüksek kurulusu olan Is
Bankasi, Türk borsasindaioO bin
civannda yerli, 120'nin üstünde
yabanci yatirimci ile yerli ve yabanci
yatirimciya en fazla açilmis bir Türk
sirketidir. Ayni zamanda bugün
bankacilik, sigorta, finansin diger
alanlari, cam endüstrisi, demir çelik
gibi 76 kadar istiraki olan bir grup. Bu
grubu yerli ve yabanci ortaklarinin
beklentileri dogrultusunda, çagdas ve
dünya rekabetine ayak uydurabilecek
dünya standartlarinda bir kurulus
olmaya yönlendirmek benim
perspektifim, görüsüm. Bunun da
mümkün oldugunu düsünÜyorum.
Çünkü sirket daha geçtigimiz yil
TÜrkiye'nin en büyük hisse senedi
, arzina konu olarak, yerli yatirimci
kadar yabanci yatirimcidan da ilgi
gördü. Bu bir Türk sirketi için son
derece önemli bir basari. Çünkü gelisen
piyasalar hisse senedi endekslerinde
ciddi paya sahip olan bir kurulus
yaratabildi. Bu yil 75. kurulus
yildönümünü kutlayacak olan Is
Bankasi, Atatürk'ün Cumhuriyetin
hemen 2. yilinda Türk özel sektörünün
gelismesi amaciyla kurdugu bir kurulus.
Neticede örnek son derece basarili
olmus diye düsünüyorum. Is
Bankasi'nin Türkiye'nin sermaye
birikiminin son derece kisitli oldugu
genç TÜrkiye Cumhuriyeti'nin özel
sektörünün lokomotifi oldugunu hiç
tereddütsüz söyleyebiliriz. Bankanin
organizasyon yapisi da çok ilginç bir
modeL. Türkiye'de en büyük borsa
degerine sahip ve en büyük holding
gruplanndan bir tanesi konumunda olan
sirketin yüzde 45 ile en büyük hissedari
banka çalisanlarinin emekli sandigi. Bu
model bizim Türk Menkul Kiymetler
Borsasinda ve Borsamizin dünyaya
açiliminda en öne çikmis bir örnek.
Dolayisiyla bu sirketi istirakçileriyle
beraber dünya standartlarinda bir
kurulus haline getirmek amacimiz.
Zaten bu yönde oldukça önemli bir yeri
su anda da var.
-Yurtdisi örgütlerinizden ve
istiraklerinizden söz eder misiniz?
Yurtdisina yönelik olarak yeni
hedefleriniz neler örnegin Türki
Cumhuriyetlere açilmayi düsünüyor
musunuz?
Yurt disinda, merkezi Almanya'da
olan ve bir Alman sirketi olarak
kurulmus Isbank GmbH adli, göreceli
olarak Is Bankasi'na nazaran küçük bir
bankamiz var. Avrupa bankasi
lisansiyla çalisan ve yaklasik milyar
mark bilanço büyüklügü olan bu
bankanin Almanya'daki 14 subesinin
yani sira Hollanda ve Fransa'da
subeleri var. Bankanin çali§anlari
karma. TÜrkiye'den giden Is Bankasi
mensuplari var, orada alinmis yabanci
ve Türk çalisanlari var. Banka özellikle
Türkiye'nin o ülkelerle dis ticaretinde
ve oradaki Türk isçilerinin bankacilik
ihtiyaçlarinin karsilanmasinda çok etkin
ve ciddi olarak çalisiyor. Bu bankanin
disinda yalnizca KKTC' de ve
Londra'da subelerimiz var.
i
Yurt disi teskilatimizi özellikle
gelismis ülkelerde genisletmeyi
hedefliyoruz. Avrupa bankasi olarak
kurdugumuz bankanin Avrupa' da
yayginlasmasi devam edecek. Is
Bankasi olarak Amerika'da, daha sonra
gelisen baska piyasalarda yapilanmamiz
söz konusu olabilir. TÜrkiye'nin
ticaretinin gelistigi alanlarda temsilcilik
seklinde veya daha sonra subelesme
seklinde yapilanmaya devam edecegiz.
Bugüne kadar Is Bankasi, gerek Rusya
gerek Türki Cumhuriyetlerde
yapilanmaya gitmedi. O yörelerde
mevzuatin biraz daha oturmasini,
dengelerin kurulmasini bekledik. BugÜn
baktigimizda beklememizin yanlis
olmadigini görüyoruz.
-Is Bankasi Genel Müdürlügü
neden Istanbul'a tasiniyor, bundan
ne gibi faydalar bekliyorsunuz,
çalisanlariniz bu durumu nasil
karsiliyor?
Is Bankasi Ankara'da kuruldugu
için Genel Müdürlügü Ankara' da.
Aslinda Ankara veya Istanbul' da
olmasinin çok önemi yok. Çünkü zaten
su anda dahi Is Bankasi Genel
Müdürlük birimlerinin önemli bir
bölümü Istanbul'da. Türkiye'de
finansal hayatin çok önemli bir orani
Istanbul' da yasaniyor. Ana pazarin
içinde olma zorunlulugu var. O nedenle
Türkiye'deki en gelismis piyasanin
içinde bulunmamizin gerek piyasa
etkinligimize gerekse Is Bankasi
kültürüne olumlu katkilari olacagini
düsündük. Bu konuda ciddi bir
tereddütümüz de yok. Ancak Genel
Müdürlügün bazi birimleri, örnegin
ODTÜ'nün karsisindaki Bilgi Islem
Müdürlügü Ankara'da kalacak. Yalniz
Kule kiralansa bile Üzerinde bir Is
Bankasi amblemi olacak.
Çalisanlarimiz ise yillardir bu
düsünceye hazirlanma imkani buldular.
Zaten Is Bankasi sosyal politikalarini,
sosyal anlayisla uygulayan bir
kurulustur. Yeterli bir geçis dönemi
tanidik. Ayrica çalisanlarimizin özel
durumlarini büyÜk ölçüde dikkate alan
bir yöntem izliyoruz. Tasinma olayini
parti parti gerçeklestiriyoruz. Su ana
kadar da bir çok arkadasimiz Istanbul'a
aktarildi. Nakil konusunda yaz
dönemini kullanmayi düsünüyoruz.
Tahmin ediyorum 1999'un sonlarina
dogru tasinma islemimiz bitmis olacak.
Serpil SAV AS
140DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
Hiç BiR ÖGRENCiMiziN. EKONOMiK SORUNLAR
YÜZÜNDEN EGITIMINI AKSATMAK ZORUNDA
KALMAMASINI
SAGLAYACAK GÜCE DOGRU
ÖNEMLI BIR ADiM ...
KAMU YARARiNA ÇALISAN
DERNEK STATÜSÜ
ODTÜ Ögrenci Destekleme Dernegi, dernegin yapmakta
oldugu çalismalarin Ankara Emniyet Müdürlügü, Emniyet Genel
Müdürlügü, Içisleri Bakanligi, Maliye Bakanligi, Milli Egitim
Bakanligi, Danistay, Ankara Valiligi, Basbakanlik yetkilileri
tarafindan incelenmesinin ardindan 7.12.1998 tarihli ve 98/12202
Bakanlar Kurulu Karari ile Kamu Yararina Çalisan Destek statüsü
kazandi. Dernek yönetim kurulunda görevalan arkadaslarin
özverili çalismalari yaninda mezunu ve personeli ile ODTÜ
ailesinin verdigi destekle bu sonuca ulasilabiidi.
",-T."
Kamu Yararina Çalisan Dernek statüsünde olunmasi ile
birlikte dernege bazi vergilerden muafiyet tanindi. Ayrica kurum
ve sahislar dernege yaptiklari bagislari asagida açiklanan yasa
uyarinca gider olarak muhasebe kayitlarinda gösterebileceklerdir.
4369 sayili ve 22.7.1998 tarihli (29 Temmuz 1998 tarihli T.C.
Resmi Gazetede yayimlanan) Vergi Usul Kanunu ile Ilgili
Degisiklikler Yasasinin 55. Maddesi
3/6/1949 tarihli ve 5422 sayili Kurumlar Vergisi Kanununun
14'üncü maddesinin birinci fikrasinin 6 numarali bendi asagidaki
sekilde degistirilmistir.
MiNYAlÜR DiPLOMA
Mezunlanimza verilmekte olan "Minyatür Diplamalar" A-4 kagida
çekilen temiz, katlanmamis diplama önyüzü fotokopisi ile 1.000.000.TL. karsiliginda Mezunlarla iletisim Müdürlügü(Tel: 210 34 40) veya
Sosya! Hizmetler ve Turizm Koordinatörlügü'nden
(Tel: 210 36 10) temin edilebilir.
Minyatür Diplama gelirleri ODTÜ Ögrenci Burs Fonu'na
aktanlmaktadir.
6. Genel bütçeye dahil dairelere, katma bütçeli idarelere, il
özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulu'nca
vergi muafiyeti taninan vakiflara, kamu menfaatlerine yararli
sayilan derneklere ve bilimsel arastirma ve gelistirme
faaliyetlerinde bulunana kurum ve kuruluslara makbuz
karsiliginda yapilan bagis ve yardimlarin toplaminin o yila ait
kurum kazancinin %5'ine kadar olan kismi.
Bagis ve yardimin nakden yapilmamasi halinde bagislanan
veya yardimin konusunu teskil eden mal veya hakkin maliyet veya
mukayyet degeri, bu deger mevcut degilse Vergi Usul Kanunu
hükümleri dairesinde takdir komisyonlarinca tespit edilen degeri
esas alinir.
Bu uygulamanin
tespit olunur.
esas ve usulleri Maliye Bakanliginca tayin ve
1972 - ....
BILGISAYAR MÜH. BÖL. 1994 MEZUNU
ATAMALAR:
promr. Hüseyin VAROL:SEM BASKANi
promr. Okay ÇELEBI: MATEMArtK BÖLÜMÜ BASKANi
Prof.Dr. Erol TAYMAZ:IKTISAT BÖLÜMÜ BASKANi
promr. Timur DOGU: KIMYAMÜH. BÖLÜMÜ
PROFESÖRLER:
ProfDr. Sevda ÇALiSKAN:YABANCIDILLEREGtnM BÖLÜMÜ
Prof.Dr. Mustafa SAVCI:FIZIK BÖLÜMÜ
Promr. Filiz Bengü DILEK: ÇEVRE MÜH. BÖLÜMÜ
promr. Orhan ADALi: BIYOLOJI BÖLÜMÜ
Promr.:Tülin GÜRAYBIYOLOJI BÖLÜMÜ
VEFAT:
Doç. Nazif TEPEDELENLIOGLU
Elek. Elektronik BöL. Eski Egretim Üyesi
Sevgili Koray,
Bak/~/arlndaki o i~ik bize uzaklardan bakma
öz/eminin gerçekle~tigi günden beri gözümüzü
almaya devam ediyor.
Sikayetçi degiliz ae;la.
Ya unutturabile;eydin kendini bizlere.
i~te buna dayanamazdik,
ie;tedigin gibiyiz.
Dört yil öncee;ine kadar beraber e;öyledigimiz
~arkilarl yine e;eninle $öyleyebiliyoruz.
Seninle dopdolu, yine e;eninle.
Internette http://aixi.uottawa.ca/-e;
1151862/
e;ayfana giriyoruz zaman zaman.
Özlemin e;evgin kadar kocaman ve e;ime;icak
Seni e;evenler.
160DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
ODTÜ
BURS
FONUNA
ÖDEYEBiLMEK
içiN
BULUNMAK
LÜTFEN BU SAYFAYi
Fax: (312) 21013
ODTÜ
KATKiDA
VE MiNYATÜR
DOLDURUP
DiPLOMA
POSTALAYlNIZ
iLE DERGi
ABONE
YA DA BizE
ÜCRETiNi
FAKSLAYINIZ.
S8
REKTÖRLÜGÜ
ANKARA
a-
Burs Fonuna Katki
Rektör
baskanligindaki
Burs Komitesince,
Komitenin
uygun
gördügü
ögrencilere
burs olarak
................
mm.m
..m.m
...Bölümü
ögrencilerine
burs olarak
Diger: ....
kullandirilmak
üzere,
mm
Her aYm
Her 3 ayda
mmTL.
Her 6 ayda
mmmTL.
biL ...
Bir kereye
bir
..
mmm
mahsus
olmak
üzere
mmmmmmmm TL.
.. mmmTL.
.. m
b - Diger
ODTÜ'lÜ
Dergisi
Minyatür
Diploma
Abone
2.000.000.-Tl
Ücreti
1.OOO.OOO.-Tl
Ücreti
Yukarida
DDDD DDDD DDDD DDDD
son kullanma
numarali
tarihi
/
VISA!Master
ilgili hesaplarina,
bu konuda
Türkiye
Tarih
:mm
Adres
'mm
is Tel
:....m.
is Bankasi
.mmmmmm
kredi
ile Türkiye
A.S.'ni
,m',m,.m
yetkili
karti
hesabima
is Bankasi
borç kaydedilerek
A.S. arasinda
.. m mmm... m.Adl Soyadi:
Rektörlügünüzün
belirlenen
.mmm
HAVALE YOLUYLA YAPMAYi TERCiH ETMENiz
olarak
bildirilinceye
kadar,
kosullar
Türkiye
çerçevesinde
is Bankasi
alacak
AS. ODTÜ Subesi
kaydedilmesini
kabul
nezdindeki
ediyor
ve
mmmm.m
.mmmmm
...
m.mmmm.m....
mmimza:
mmJax:
...
..mm
DURUMUNDA;
D BURS FONU iciN
, ODTÜ ÖGRENCilERiNi DESTEKLEME DERNEGi'NiN
D DERGi VE DiPLOMA ÜCRETLERi iÇiN YiNE AYNI SUBE NEZDiNDEKi
NUMARAli
yazili
aksi
kiliyorum.
m.m.mmmmm. .Ev Tel: mm
ÖDEMELERiNizi
tarafimdan
tutarlarin
olan,
Card/Eurocard
Rektörlügünüz
belirttigim
'
TÜRKiYE
, is BANKASIODTÜ
,
SUBESi NEZDiNDEKi
4229431827
42290.427015
HESAPLARI KULLANABiliRSiNiz.
BU HESAPLARA YAPILACAK HAVALELERDEN MASRAF AliNMAYACAKTiR
Adi Soyadi:
...
. m
mmÖgrencilikteki
•
Soyadi:
is Yeri: m
is
Ev
Ev Tel: ....m ••
. ..
m
i
. t Tiari 'h' / B"I"
"
m.m M ezuniye
o umu:.m
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
FARKLI DIsIPLINLERI KUCAKLAYAN BIR OLUSUM:
ODTÜ ENFORMATIK ENSTITÜSÜ
Türkiye'de bir ilk olarak kurulan ODTÜ Enformatik Enstitüsü etkinliklerine Eylül 1996'da basladi. Enstitü'nün hedefleri;
disiPlinlerarasi lisansüstü egitim/arastirma yapmak; bölümler ve fakülteler arasi isbirligini güçlendirerek sinerji yaratmak,
bilgi teknolojileri egitiminin yayginlastirilmasinda
aktif roloynamak, bilisim alaninda üniversite/endüstri iliskilerini
gelistirmek. Bu hedefler dogrultusunda Enstitü'de iki yil içerisinde çesitli çalismalar yapildi ve birimler kuruldu. Enstitü
Müdürü ProjDr. Nese Yalabik, Enstitü ile ilgili sorularimizi yanitladi.
Enstitü'nün
yürüttügü
yüksek lisans
projeleri
hakkinda
bilgi verir misiniz?
Enstitü'de
programlari
ve
ders notlarini Internet
9rtamina
tasimalanni
yani sira, ögrencilerin Universitemizin
kolaylastirmanin
degisik
fakültelerinde
sunulan Internet destekli derslere ulasmalanni saglamakta.
Aynca Internet üzerinden ögrenciler ve ögi'enci-ögi'etim üyesi arasi
mevcut iki anabilim dali var:
Bilisim Sistemleri (Information Systems): Bu program,
endüstrinin bu alandaki ihtiyacini karsilamak üzere kuruldu.
Katki veren bölümler sunJ.ar: Bilgis.ayar, Endüstri, ElektrikElektronik Mühendisligi, Isletme. Ogrenci olarak degisik
disiplinlerden 60 kisi var. Bu programimiza çok ilgi ve bavsuru
oluyor.
tartisma
ortami içeren bu araç, ödevlerin de bu yoldan
gönderilmesine
olanak saglamakta.
NLI bu anlamda kampus
çapinda bir çati olusturmakta ve degisik fakültelerden ögretim
üyeleri ve ögrenciler tarafindan kullanilmakta. Enstitümüz
bünyesinde 1998 yilinda baslatilan Bilgisayar Agina Dayali Egitim
(BADE) projesi ise bu alandaki çalismalanmizin kurumsal düzeyde yapilaninasidir.
Uç yilda 20 dersin Internet
gelistirilmesini
alanlardan gelen yaklasik 15 ögrencimiz bulunuyor. Her iki
programimizda toplam 4 tam zamanli ögretim üyesi var.
degismekte. Aynca, ders hazirlama çalismalarina paralelolarak,
derslerin yürütülmesinde kullanilan METU-Online sistemi
Bunlann disinda açilmasi planlanan Modelleme ve
Simulasyon programi var. Çalismalar sürüyor. Eylülde açilabilecegini tahmin ediyoruz. Aynca, tip fakültelerinin açmayi
düsündügü "Tibbi Enformatik" programlanna
da destek vermeyi
planliyoruz. Bu dönem "Medical Informatics" diye bir ders açtik.
Kendi ögrencilerimizin yani sira tip doktorlan da dersi izliyor.
Projelere gelince, 1997 yilin,da YÖK adina Dünya
Bankasi'ndan alinan "Türkiye Universitelerinde Bilisim
Programlan Gelistirilmesi Projesi" gerçeklesti. Bu proje, tüm
üniversiteleri kapsayan bir fizibilite çalismasiydi. Yaygin
Enformatik Egitimi'nin ne olmasi gerektigi, egiticilerin nasil
egitil~bilecegi gibi konulan kapsiyordu.,Bunun sonucu olarak
ODTU'de bazi uygulamalar baslattik. Ornegip, Enformatik
Sertifika Programi (Egiticilerin Egitimi: EGITEN), tüm
üniversitelerden
gelen 50 ögretim elemanina 8 ayda toplam 249
saatlik materyalin aktarilinasini amaçliyor. Dersler yari ODTU de
yüzyüze, yan Internet üzerinden yapiliyor. Program halen devam
ediyor. Bu ders yilinda, Hazirlik okulu ögrencilerine "IS 100 Bilgi
Teknolojileri ve Uygulamalan" dersi baslatildi. Hazir çokluortam
egitim paketleri kullaniliyor ve tümüyle laboratuvar uygulamasi
seklinde yapiliyor. Internet, Web, ofis uygulamalari ögretiliyol'.
Yaklasik 300.000 Dolar harcanarak 4 laboratuvar kuruldu. Az
sayida ögretim elemaniyla yürütülüyor. Bu ders yilinda 2000
kadar ögrenci egitilmis olacak.
Internete
misiniz?
Dayali
Egitim
Çalismalarindan
söz eder
ve 4000 ögrenciye sunulmasini
ortaminda
Bilissel Bilimler (Cognitive Science): Bu program, oldukça
bilimsel içerikli. Katki veren bölümler: Bilgisayar Mühendisligi,
Egitim Bilimleri, Psikoloji, Felsefe. Bu programda degisik
hedefleyen bu
projede, dalia birinci yilda 15 dersin hazirlanmasi tamamlandi.
dersin Internet ortaminda hazirlanmasi 4 ile 8 ayarasinda
gelistirildi. Derslerin ve METU-Online sisteminin
gelistirilmesinde, ögretim üyeleri, arastirma görevlileri, bilgisayar
mühendisleri ve grafikerlerden olusan 50 kisilik bir ekip çalisiyor.
Ilk uygulama Güz 1998-99 döneminde yapildi ve Universitemizin
degisik bölümlerinden
9 lisans ve yüksek lisans dersi 1000'e yakin
ögrenciye verildi. Içinde bulunduguniuz dönem ise yine ~ ders
METU-Online üzerinden verilmekte. Tüm dersler Ozel Ogi'encilere
tamamiyla
Internet
ve kayit islemlerini
üzerinden sunuluyor.
Internet
Özel Ögrenciler basvuru
üzerinden yaptmyorlar.
Derslerin etkinligine iliskin ölçme ve degerlendirmelere,
sürekli iyilestirme açisindan büyük önem veriyoruz. Yaptigimiz
anketlerden
elde edilen bulgular, bu tür derslerde ögrenci
motivasyonunun
yüksek oldugunu, basari düzeylerinin
geleneksel derslerle karsilastmldiginda
gösteriyor.
Gelecege
yönelik
Enstitümüz,
planlarirnzi
anlatir
veren tüm bölümler ve ögretim elemanlannin
gerçeklesti. Kendilerine
Bu bize destek
çok önemli
burada tesekkürlerimizi
sunar, bundan sonraki çalismalimmizda
dileriz.
Önümüzdeki
misirnz?
2 yil gibi kisa bir sürede varligini Türkiye
çapinda göstermis ve bazi ilklere imza atmistir.
katkilariyla
ise
en az esit oldugunu
2 yil için hedeflenenler
bu destegi sürdürmelerini
sunlar: Mevcut Anabilim
Dallarimizin Doktora programlanni açmak, dalia önce sözünü
ettigimiz iki yüksek lisans programini gerçeklestirmek, Enstitü
Bu konudaki çalismalaninizin
ÇikiS noktasi, uzaktan ve
kitlesel egitimde yeni bir arayis idi. Kisitli kaynaklarin verimli ve
etkin kullaniminin Internet ortaminda mümkün olabilecegi fikri
bünyesinde arastirma ve gelistirme yapmak üzere bir Uzaktan
Egitim Merkezi kurmak, METU-Online sisteminin diger
dogdu. Destek aldigimiz DPT ve AFP projeleri ile sunlar
gerçeklesti: Interiwte dayali egitim alaninda Enstitümüzün ilk
projesi Asenkron Ogrenme Girisimi. Bu projede Net Learning
Initiative (NLI) adli bir yazilim gelistirildi. NLI ögretim üyelerinin
programimmizi
genisletmek.
180DTÜ'LÜ
Bir
üniversitelerde
de kullanimini
gerçeklestirmek;
mevcut
dalia çok ögi'etim elemani ve ögrenciyle
Serpil SAVAS
/
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
ODTÜ'DEN
BIR YENILIK
PROJELERE LIsANSÜSTÜ ÖGRENCI
TAHSIS PROGRAMI
ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, arastirma projeleri yürüten kuruluslarin
arastirmaci eleman ihtiyacini karsilamak üzere yeni bir program baslatti. "Özel
ve Kamu Kuruluslarinca Yürütülen Projelere Lisansüstü Ögrenci Tahsis
Programi" (PL]) adi ile baslatilan bu program, TIDEBve TTGVprojesi
yürüten kuruluslar basta olmak üzere özel ve kamu sanayi kesimi, servis
sektörü, Bakanliklar ve bagli kuruluslar, belediyeler, egitim kurumlari
arasurma enstitüleri vb kuruluslari kapsamaktadir.
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tayfur Öztürk programin,
üniversitemiz lisansüstü program ögrencilerinin nitelik olarak lisansüstü
çalisma ile uyumlu islere yerlestirilmelerini ve bu sekilde akademik çalisma ile
isyeri deneyimini birlikte edinmelerini hedefledigini bildirdi. Prof. Dr. Öztürk
konuyla ilgilisu bilgileri verdi:
"Ankarave yakin çevresinde özellikle bazi anabilim dallarunizda fiilen
yürümekte olan isyeri-üniversite lisansüstü programinin daha yapili olarak
ülke genelinde yayginlastirilmasiniplanlayan programin getirdigi iki yenilik
bulunmaktadir. Bunlardan biri "dönem paylasim plani"dir. Program
ögrencinin kurulusta ve üniversite geçirecegi dönemleri bir plana baglamakta
ve bu sekilde Ankara disi kuruluslara erisimi mümkün kilmaktadir. Digeri ise
dönem paylasun plani ile Ankara disindaki potansiyeli de kullanarak
lisansüstü ögrencilerin isyerindeki görevleri ile lisansüstü çalismalarinin
olabildigince ayni çizgiye düsürülmesidir. Özellikle son tesvik uygulamalari ile
gitgide artan sayida projelerin yürütüldügü ülkemizde bu projeler lisansüstü
ögrencilerin görev alabilecekleri bir faaliyet alani olarak ele alindi. Burada
dikkat çekici bir yön, halen kuruluslarca yürütülmekte olan projelerde
üniversiteden yeni mezun ve çogunlukla bir üniversitenin lisansüstü
programina kayitli elemanlarin görevaldigi, ancak proje çalismalari ile
üniversitedeki tez çalismalari arasinda çogu kez bir iliskinin olmadigi
gerçegidir. PLTprogrami baslama ve isleyis itibariyle bu kopuklugu gidermeyi
hedeflemekte ve bu sekilde ögrencinin tez yükümlülükleri ile kurulustaki
proje çalismalarini bütünlesik bir yapida üniversite ve kurulus açisindan daha
verimli kilmayihedeflemektedir."
Konuyla ilgiliyapilan açiklamada programin lisansüstü basvurularla
paralel bir takvim içerisinde uygulandigi belirtiliyor. 1 Nisan veya 1 Kasun
1999 tarihine kadar Fen Bilimleri Enstitüsüne iletilen eleman talepleri, ilgili
bölümce lisnsüstü programa basvuran mezunlarla eslestirilmekte ve
kuruluslarin da katildigi bir süreç içerisinde projeye tahsis edilen ögrenci
tespit edilmektedir. Mezun, lisansüstü programa baslamasi ile kurulusta da
maasii veya burslu olarak ise baslamis olmaktadir. Ögrenci, proje/tez
çalismalarini kurulusta proje yürütücüsünün, üniversitede ise akademik
danismaninin denetiminde sürdürecektir.
Program, kurulus projelerinin yogun temposunu absorbe edebilecek
tedbirleri de içermektedir. Ögrencinin üniversitede bulunacagi dönemde
kurulustaki proje çalismalarini ikinci bir ögrenci üstlenmekte, bu sekilde
planlanan çalismalarin kesintisiz sürmesi mümkün olmaktadir.
Programin kurulusa en önemli yarari AR·GEbölmünde mevcut çekirdek
kadro etrafinda yürütülmekte olan projelerin sayi ve niteligine bagli olarak
esnek kadrolasma olanagi vermesidir. Diger bir yarari ise kurulusun geçici
olarak ise aldigi/burs verdigi ögrenciyi bu süreç içerisinde yakindan tanima
olanagi elde etmesi, ihtiyaç olmasi halinde elemani program sonunda kalici
olarak ise alabilmesidir. Böylelikle program ise alisma evresini ortadan
kaldirmakta, eleman bu evreyi tahsis programi çerçevesinde geçirmis
olmaktadir.
Öte yandan ülkemizin, özellikle özel sektörün genel itibariyle eristigi
durum, ilave olarak kurulus projelerinde arastirmaci personel istihdamini
tesvik eden son kararlar (4 Kasun 1998 tarihli) programin basarili olmasi için
gerekli çevresel kosullarin hazir oldugu izlenimini vermektedir.
IMAR KANUNU DEGIsIKLIK
TASARiSi ODTÜ'DE
HAZiRLANiYOR
Bayindirlik ve Iskan Bakanligi 1997 yilinin sonlarina dogru
Basbakanlik Toplu Konut Idaresi (TOKI) Baskanligi'nin destegi ile
ülkemizde 1985 yilinda yürürlüge giren 3194 sayili Imar Kanunu ve
bununla iliskili yönetmeliklerin basta afet zararlarinin azaltilmasi
amaciyla ele alinmasini hedefleyen bir proje baslatmistir. Bu proje
TOKI kurallarina göre ~ir müsavirlik hizmeti olarak ihaleye
çikarilmis, ve sonuçta Universitemiz Deprem Mühendisligi Arastirma
Merkezi (DMAM) bünyesinde örgütlenen bir arastirma ekibi
tarafindan hazirlanan teklif yarismayi kazanmistir. Çalismanin genel
koordinasyonu Insaat Mühendisligi Bölümü ögretim üyesi ProfDr.
Polat Gülkan tarafindan yapilmakta, ayni bölüm ögretim üyesi ve
DMAM baskani ProfDr. Haluk Sucuoglu ile Sehir ve Bölge
Planlamasi Bölümünden Doç.Dr. Murat Balamir de mühendislik ve
planlama boyutlarini yönlendirmektedir. Arastirma grubunun diger
elemanlari ProfDr. Melih Ersoy, ProfDr. RaciBademli, ProfDr.
Gönül Tankut, Prof.Dr. Rusen Keles (Ankara Universitesi),
ekonomist Bengü Duygu, Dr. Erhan Karaesmen ve Haluk Alatan'dir.
Arastirma ekibi, afet yönetimi, yapi denetimi ve proje kontrolu
hizmetlerinin yasallastirilmasi hedefinin yanisira afet imar planlama
ve denetimi ile imar planlama ve denetimi süreçlerinin de
iyilestirilmis yeni yasal esaslara baglanmasini gerçeklestirmek için
birkaç koldan konuya yaklasmistir. Türkiye'deki durumun tespiti ve
baska ülkelerin uygulamalari ile kararlastirilmasi çalismanin ilk
asamasini teskil etmis, daha sonra öncelikle afet zararlarinin
azaltilmasi için atilmasi gerekli adimlarin yasal kanun diliyle kaleme
alinmasi as.amasina geçilmistir. Bu amaçla Afet Imar Kurulu, Yapi
Denetimi Ust Kurulu ve Yapi Denetimi Kuruluslari gibi yeni
kurumlasma öngörüldügü gibi mühendislik ve mimarlikta mesleki
yeterlilik, bütünlestirilmis afet haritalari, afet riskli alanlarda
uygulanacak imar yönetmelikleri, imar haklari aktarirni, mesleki
sorumluluk sigortasi, yapi kalitesi denetimi ve sigortasi gibi Türkiye
için oldukça yeni kavramlar getirilmistir. Ayrica Imar Kanunu, Afetler
Kanunu, Borçlar Kanunu ve Mühendislik ve Mimarlik Hakkindaki
Kanunlarda degisiklikler yapilmasini öngören teklifler tasarlanmistir.
Çalismanin kapsami belediye ve valilik yetki alanindaki imar
mevzuatini düzenleyen yönetmelikleri de içine alacak sekilde
genisletilmistir.
Kurgulanan bütün taslaklarda sonuç olarak tüketicinin
korunmasi amaçlanmaktadir. Nasil ki bir motorlu tasit edinen
insanlarin motordan anlamalari, ya da bir elektronik veya beyaz esya
alan kimselerin bunlarin uzmani olmalari gerekmeksizin belli bir
garanti sistemi kurulmussa, ayni temel düzenin tasinmaziarin
kalitesinin temin edilmesinde de bulunmasina yönelinmistir.
Saglanan ikinci önemli degisiklik, plan hazirlama ve onaylama
süreçlerinin seffaflasmasi, halk katilimi saglanmasi ve kamu yararinin
ön planaçikartilmasidir.
Toplum yasaminin imarla ilgili yanlarini bu derece yakindan
ilgilendiren bir yeniden yapilanmanin kritik bir degerlendirmesinin
saglanmasi amaciyla 25-26 Subat 1999 tarihlerinde Kongre ve Kültür
Merkezinde bir "Danisma Kurulu" toplantiya çagirilmis ve hazirlanan
iki ciltlik taslak bu kurulda ele alinmistir. Bayindirlik ve Iskan Bakani
Ali Iliksoy tarafindan açilisi yapilan toplanti beklenenin üzerinde bir
ilgiyle karsilasmistir. Kamu ve özel kesimden, meslek odalarindan,
belediyelerinden ve diger toplum örgütlerinden 270 kadar katilimci
iki gün boyunca bu devrim niteligindeki yasal degisimlerin genis ve
derinlemesine degerlendirmesini yapmislardir. Alinan bu
görüslerden sonra arastirma grubu önerilerine son sekli verecek ve
Bayindirlik ve Iskan Bakanligi'na sunacaktir. izlenen süreçte bu
tasarilarin TBMM tarafindan da benimsenmesi ve yasallasip hayata
geçmesi ümit edilmektedir.
200DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
...----,-------------------------------------------------------------------------
ÜNIVERSITE ORTAMINDA TOPLAM KALITE
YÖNETIMININ TANiMi VE ÖGELERI
Prof. Dr. Ömer Saatçioglu
müsteri sözcügü kullanilmis ve müsteri tatmini esas alinmistir. TKY,
Endüstri
sonralari hizmet sektöründe
Mühendisligi
Bölümü
de uygulanmaya baslanmistir. Müsteri
sözcügü, bazi hizmet kuruluslarinda
geçerli olmakla beraber,
üniversiteler, belediyeler gibi bazi kuruluslarda
GIRIs
Geçen 10 yil içinde Amerika'nin ve Avrupa'nin bazi üniversitelerinde
önemli degisiklikler gözlenmektedir.
ve disiplinlerarasi
Ders programlari, yetenek temelli
konuma gelmekte ve dersler, haksahiplerinin
(paydaslarin) beklentilerini
karsilayacak sekilde tasarlanmaktadir.
olmustur. Temelde TIITinde müsteri sözcügü, ilgili kurulusla iliskisi ve
çikari olan herkesi kapsamaktadir
simgelemektedir.
ve kurulusun
TKY'nin üniversitelerde
uygulanmasinda,
Ögretmede yenilikler olmakta, etkilesimli televizyon ve "internet"
dersleri yayginlasmakta, takim çalismalari artmakta ve bu çalismalar
1990'li yillarin basinda benimsenrnege
"çok kullanici" stüdyolarda gerçeklesmektedir.
hizli bir sekilde yayildigini gözlemliyoruz
bu
bilgiler üniversitelerin
ögrenmede
paralel bir gelisme de, üniversitelerin
konuma gelmektedir.
Üniversitelerde
gözlenen diger bir degisiklik,
sanal üniversite ve uzaktan ögretim programlarinin
Teknolojideki yenilikler dogalolarak
üniversitelerde
üniversitelere
ortaya çikmasidir.
yansimakta ve bazi
uydu-televizyon temelli egitim programlari uygulamaya
kavramsal bir rahatlama
söyleyebiliriz. TKY'nin üniversitelerde
yeniliklere karsin, ögretme yerine ögrenmeye agirlik verilmekte,
takim stratejisi yaklasimi giderek daha çok kullanilir
paydaslarini
Müsteri sözcügü, paydas olarak yorumlaninca
oldugunu
Ögretmedeki
da tartismalara neden
ilk uygulamalarinin
basladigini ve uygulamalarin
(2,5). Uygulamalarla ilgili
web sayfalarinda da çikmaktadir. Uygulamalara
kendilerini degerlendirmeleri
için gelistirilen ölçütlerde olmaktadir (3). TKY Sistemi, asagidaki 8
temel ögeden olusmaktadir
(3,5).
• Paydas odaklilik
• Liderlik
• Takimla problem çözme
konmaktadir.
Üniversitelerde
yasanan bu degisikliklerin ötesinde, üniversitelerin
gelecegi konusunda
bazi beklentiler ortaya çikmistir. Bunlar içinde,
önemli gördügümüz
beklenti, üniversitelerin
entelektüel
sermaye
• Süreçler ve yönetimi
• Anlamli veri
• Insan kaynaklari ve yönetimi
saglamanin yaninda toplumsal sermayeyi de yaratan kurumlar haline
• Stratejik ve operasyonel planlama
gelmesidir(l).
Baska bir anlatimla, üniversiteler,
• Performans sonuçlari
mutlulugunun
ve refahinin artirilmasinda
toplumun
gerekli olan bireylerarasi
isbirliginin olusmasinda, bireylerin becerisini gelistirmede yönlendirici
Paydas odaklilik
olmali ve bu süreci kalici kilmalidir. Üniversiteler,
Paydas, kaliteyi algilayan, onun genel karakteristiklerini
degisikliklere ve beklentilere
ayak uydurabilmek
yukarida özetlenen
için yönetim
belirleyen
ve sonra da ilgili kurumu sorgulayan ve hesap sorabilen bir ögedir.
sistemlerini sorgulamaya baslamislar ve bazi üniversiteler bu yönde de
Üniversitelerde
ciddi adimlar atmislardir. Kanimizca, bu atilimlardan en önemlisi
teknik personel, programlar, birimler, mezunlar, isverenler, diger
üniversite yönetimlerinde
yüksek ögretim kurumlari, devlet, toplum, akreditasyon kurumlari ve
uygulanmasidir.
Toplam Kalite Yönetim (TKY) sisteminin
Bu yazimizda, TKY sisteminin üniversite ortaminda
tanitimi yapilacak ve temel ögeleri açiklanacaktir.
bagista bulunan kurumlardir.
digerlerinin
KALITE YÖNETIMI
veya
karsilamak ve asmak için, onlarin kalite
algilamalarini örgüt amaçlarina konuslandirmak,
beklentileri dogalolarak
Ögrencilerin temel beklentileri,
Toplam Kalite Yönetimi(TKY), temelde-müsterilerinin
paydaslarin beklentilerini
Bunlardan ilk 5'inin kurum içi,
de kurum disi paydas oldugu görülmektedir.Paydaslarin
üniversitelerden
TOPLAM
paydaslar, ögrenciler, ögretim elemanlari, idari ve
örgütsel hedefleri
ögrenmeyi ögrenmek, zengin kütüphane,
hizmetlerinden
yararlanmakken
farkli olmaktadir.
nitelikli ögrenim ve egitim görmek,
laboratuvar ve bilgisayar
ögretim elemenlarinin
beklentileri,
sürekli sahsi gelisme, isinde diotive edilme, akademik ve politik
yerine getirmek üzere politikalar belirlemek ve bunlarin örgütün her
özgürlük, yönetime katilim ve yönetimden
düzeyinde katilimi açik ve net bir sekilde saglayabilecek uygulanabilir
personelinkiler
stratejilere, eylemler dizisine ve/veya faaliyetlere çevirmek diye
isverenlerin beklentileri ise yetenekli ve üretken mezunlar ve
tanimlanabilir.
Baska bir anlatimla TKY, üst yönetim liderliginde,
hesap sorma; idari ve teknik
sürekli sahsi gelisme, isinde motive edilme;
sorunlarin
çözümü için isbirligi olabilmektedir.
paydas odakli ve onlarin kalite algilamalari ve beklentileri
toplumun
üniversitelerden
dogrultusunda,
sorunlarin çözümü için isbirligi, toplumsal sermayenin yaratilmasinda
takimlar halinde, katilimli bir yönetim süreci içinde,
Öte yandan, devlet ve
beklentileri konusunda
bilgili isgücü,
sürekli iyilestirme olgusuna dayali ve mükemmeligi arayan bir örgüt
yönlendiricilik ve hesap sorma olarak belirtilebilir. Bu ve diger
kültürüdür.
beklentilerin
TKY ilk önce endüstriyel kuruluslarda
uygulandigi için,
karsilanmasina ve hatta asilmasina öncelik verip onlari
ODTÜ'LÜ 21
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
r
tatmin etmek ve üniversitedeki
hizmetlerin kalitesini bu bilgilere göre
Burada, ideal üniversite arayisindan hareketle üniversitelerden
degerlendirmesinde
gerçeklestirirken
tasarimlamayi, paydas odaklilik olarak yorumlamak olanaklidir.
arzu
ve iyilestirilmesinde
yaratabilmeli ve bunlari üniversitenin
konuslandirabilmelidirler.
edilen genel beklentiler asagida belirtilmistir.
liderlik yapmalidir. Bunlari
liderler kalite degerlerini ve yüksek beklentileri
operasyonlarina
Liderler, kurum içinde verimli ve etkin
• Paydaslara hesap verme
çalisan bir haberlesme
• Ögrenmesini bilmeye dayali ögretim/egitim ve arastirma
vizyon sahibi olmalidir, kurumun görünen faaliyetlerinde aktif görev
• Disiplinlerarasi
almalidir, is mükemmelligine
programlar ve arastirma
sistemi kurup isletebilmelidir. TIITinde lider,
yönetim vasitasi ile erismelidir, liderligi
• Ögretim/egitim, arastirma ve yönetimde esneklik
yönetimin her düzeyine yaymalidir, tesvik edici ve takdir edici
• Motive edilmis ögretim elemani ve ögrenci
olmalidir.
• Zengin kütüphane ve bilgisayar aglari
• Ulusal sinirlarin asilmasi
Takimla problem
• Akademik ve politik özgürlük
TKY'nin takimla problem çözme ögesi temel tasi
çözme
niteligindedir.Takimlar,
• Kendini yönetebilme
spesifik problemleri
çözmek için kurulabildigi
• Ögrenci katiliminin artmasi
gibi üniversitenin,
• Yatay örgüt yapisi
yönetmek ve iyilestirmek için olusturulabilir.
• Üniversitelerarasi
ve üniversite-endüstri-devlet
isbirligi ve
birimlerden
fakültelerin ve bölümlerin kritik süreçlerini
kurulabilir. Bu takimlara, problemlerin
ortakliginda artis
Takimlar farkli
veya alanlardan gelen akademik ve diger personelden
ve süreçlerin ilgi alanlarina
• Kültür ve sosyal deger yargilarinin gelistirilmesi, yayilmasi
göre ögrenciler, mezunlar, isverenler ve diger paydaslar da katilabilir.
• Toplumsal sermayenin yaratilmasinda yönlendiricilik
Takim çalismasinin üniversiteler için çok yararli oldugu kanisindayiz.
Takim çalismasi ile insangücü kaynagi etkin kullanilabildigi gibi,
Süreçler ve Yönetimi
çalisanlarin tatmini de saglanabilmektedir.
TKY, örgütün yatay yapilanmasi üzerine isleyen bir sistemdir. Yatay
çözümlerin bulunmasinda
yapilanma da, örgütün islevsel yapisinin
saglanmaktadir.
is süreçlerine çevrilmesi ile
Bir is süreci, birbirini takip eden islevler veya isler
dizisinden olusur. Üniversitelerde
"ögretme", "ögrenci danismanlik ve
Problemlere dogru
takim yaklasiminin katkisi yadsinamaz.
Takim çalismasinda, üyelerin katilimi saglanmakta, görüsleri alinmakta,
TKY araç ve teknikleri kullanilmakta ve ilgili problemlerin
çözümü
kolaylasmaktadir.
Bu yaklasim dogalolarak
izleme", "lisans ders programi", "arastirma", "sratejik planlama",
onurlandirmakta
ve sevkle isine sarilmasina ve yaptigi isten tatmin
"toplumla iliskiler", "sürekli egitim" ve "uluslararasi iliskiler", "bakim
olmasina neden olmaktadir. Takim çalismasinin diger bir özelligi de
ve onarim" örnek olarak verilebilir. Bu süreçlerin misyonlarinin ve
uzlasmadir. Katilim ve uzlasma ile ortak akli bulmak olanakli olmakta
amaçlarinin tanimlanmasi ve bunlara erismek için stratejilerin,
ve üniversitenin
eylemlerin belirlenmesi ve uygunlanmasi gerekir. Süreçlerin basarilari
basarilarindan
dolayi takdir edilirler ve ödüllendirilirler.
performans
ödüllendirme,
takim çalisanlarini mutlu etmekte ve islerini daha iyi
ölçüleri ile degerlendirilir.
Bir bakima süreçlerin
yönetilmesi gerekir. Süreçler, olusturulacak
takimlar tarafindan
takim çalisanlarini
çalisma verimi artirilabilmektedir.
yapmalari için tesvik edici bir roloynamaktadir.
TIITinde takimlar
Takdir ve
TKY'inde takimlar
yönetilirler ve sürekli olarak iyilestirilirler. Süreçlerin sürekli
hesap verme suretiyle yetkilendirilirler
iyilestirilmesi, TKY'nin temel ilkelerindendir.
takimlar, problem çözmede, sorumlu oldugu süreçleri yönetmede ve
iyilestirmelerde
Süreçlerde karar alma ve
TKY'nin problem çözme araç ve tekniklerinden
yararlanilir. Süreçlerin yönlendirilmeSi, üniversite stratejik plani
çerçevesinde üst yönetim tarafindan olusturulacak
tarafindan olur. Üniversitelerde
bir konsey
bölümlerin, fakültelerin, idari
iyilestirmede yetki kullanabilmekte,
hesap verebilmektedirler.
(empowered).
ortaya çikan sonuçlar üzerine
TKY'inde takimlar bir sistematige göre
çalismaktadir. Buna göre takimin bir lideri, kolaylastiricisi ve sekreteri
vardir ve takim gündemle toplanmaktadir.
Her toplanti, bir sonraki
birimlerin ve üst yönetim sisteminin süreçlere ayrilmasi ve bu
toplantinin
süreçlerin yönetimi ile üniversitenin
islerin üyeler arasinda bölünmesi ile bitmektedir.
kosullarindan
yönetimi, TKY'nin olmazsa olmaz
Böylece
gündeminin
belirlenmesi ve iki toplanti arasi yapilacak
biridir.
Anlamli Veri
Liderlik
TKY'nin üçüncü temel ögesi liderliktir. TKY'inde lid,::rlik basta üst
TIITinde seffallik çok önemlidir. Herkes istedigi zaman, istedigi
yönetici olmak üzere kurum içindeki diger birimlerin ve tüm
veriye ulasabilmelidir.
süreçlerin yöneticilerinde
iyilestirilmesinde
aranan bir özelliktir. Süreçlerin yönetimi,
takimlar tarafindan yapilmakta ve takim üyelerinden
biri lidei oldugu
Veri ve bilgi, karar almada ve süreçlerin
de önemli bir roloynar.
TKY'inde paydaslar ve
tedarikçilerle siki bir bilgi alIsverisi vardir. Üniversitelerde
ögrenci kayit
için her çalisanda liderlik özelligi aranir konuma gelmistir. TKY'nin
bilgileri, ögretim üyesi degerlendirmeleri,
basarili bir sekilde uygulanmasi üst yönetim liderligine baglidir. Bu
degerlendirmeleri,
lidecligin iki önemli asamasindan söz edilebilir. Biri TKY uygulamasini
ise alinmasi ve terfileri ile ilgili bilgiler, performans ve kalite bilgileri,
baslatmakta liderlik, digeri de uygulamanin
örnek alinabilecek ünivers"eler
titiz takibinde liderliktir.
isverenlerin mezunlarla ilgili
bilimsel ve sosyal faaliyetler, ögretim elemanlarinin
ile ilgili bilgiler, arastirma projeleri ve
Uygulama sirasinda, üst yönetim liderleri, ögrenci ve üniversitenin
kurumlari ile ilgili bilgiler vb. bilgilerin yönetim bilgi sisteminde
genel performansinin
bulunmasi gerekir. Üniversitelerde
ve kapasitesinin
iyilestirilmesinde
yönlendirici
paydaslarin ihtiyaçlari ve
olmalidir. Bu liderler ayrica örgütün, üniversite içi liderlik sisteminin
beklentileri sürekli bir sekilde izlenmeli ve edinilecek bilgiler
etkinliginin ve basarinin elde edilmesinde uygulanacak politikalarin
süreçlerden
elde edilen sonuçlar erisilebilir konuma getirilmelidir.
220DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
~
Insan Kaynaklan
Gelistirme
• TI(Y'nin önemli ögelerinden
ve Yönetimi:
• Ögrenci performansi
biri de insan kaynaklari yönetim
• Ögretim atmosferinin iyilestirilmesi
sistemidir. Insan odakli olan TKY'inde, çalisanin ise alinmasindan,
egitimine, gelismesine, yetkilendirilmesine
ve ödüllendirilmesine
• Arastirma ve bilimsellik
kadar
• Hizmetler
genis bir yelpaze içinde insanin planlanmasi ve yönetilmesi gerekir.
• Yönetim performansi
Bunun için basta üniversitenin
• Basarili üniversitelerin
kalite ve operasyonel performans
amaçlarinin yerine getirilmesinde
çalisanlarin potansiyellerinin
çalisanlarla ilgili stratejik planlari
Üniversitelerde
performans
ölçümü oldukça çetrefilli bir konu
olmasina ragmen son derece gerekli bir faaliyettir. Performansi
Bu bilgiler isiginda, Insan kaynaklari plarilamasi ve
yönetim sistemi tasarlanir
tanimlayabilmek
için evvel emirde, üniversitenin
stratejik planinin
hazirlanmasi gerekir. Bu plandan elde edilecek amaç, hedef ve eylem
Insan kaynaklari yönetim sisteminin dogru çalismasi için önemli bir
ön kosul, üniversite içi paydaslarin katilimi ve katkisidir. Katilim ve
katkidaki etkinlik düzeyi bu sistemin en önemli performans
göstergesidir.
performansi
ve diger
nasil gelistirildigine ait anahtar etmenler
incelenir. Ayrica, üniversitenin
degerlendirilir.
ögretim elemanlarinin
Sistemin performansinin
yükseltilmesinde
temel etmen,
üniversite içi paydaslarin ögretimi ve egitimidir. Bunun için sözkonusu
paydaslar, egitim durumlarina
göre, asagidaki alanlarin bir bölümünde
bilgileri çerçevesinde
eylemlerin uygulanmasindan
sonuçlarla öngörülen
hedefleri karsilastirmak ve performansi ölçmek
olanakli olacaktir. Performans sonuçlarinin
elde edilecek
ölçümünde ve karsilastirma
amaci ile ayrica geçmis yillarin operasyonel ve finansal bilgileri ile
ortaya çikan egilimler ve basarili üniversitelerin
performans
bilgileri
kullanilabilir.
egitilmelidir.
• Akademik ve teknik konularda ögretim ve egitim
• TKY Egitimi
SONUÇ VE ÖNERILER
• Belli bir TKY alaninda egitim
TKY sistemi üniversitelerin
gelecekte yeni yaklasimlar gelistirilebilir. Yaklasimin adi ne olursa
• Ailelerin egitimi
Stratejik
ve Operasyonel
olsun, paydaslarin beklentilerini
Planlama:
karsilayacak ve mükemmelligi
TKY'inde stratejik ve operasyonel planin önemli bir yeri vardir.
Örgütün gelecegini tahmin etmek ve ona göre gelisme stratejilerini
belirlemek ve bu stratejileri örgütün alt birimlerine kadar
konuslandirmak
ve
sahiplenmesi
degerleri, amaçlari, hedefleri ve hedeflere ulasmak için stratejileri ve
ögrencilerin ve üniversitenin
önünde bulundurulmalidir.
Stratejiler belirlenirken,
performans gerekleri büyük ölçüde göz
Bu plan hazirlanirken, kurum içi
birimleri ve süreçleri arasinda etkileserek ve döngüsel
Planin uygulanabilirligi bu yöntemin basarisina
bagimlidir. Stratejik planlar genellikle 1-3 yillik kisa vadeli olabildigi
Stratejik planlama ve konuslandirma
ve uygulamasi için gayret içinde bulunmalidir.
uygulanmasinda
kültürünün
süreci
Sistemin
liderlik esastir. Ikinci önemli husus egitimdir. TKY
üniversite içinde yayilmasi, araç ve tekniklerin ögrenilmesi
için bir egitim programi tasarimlanmali ve düzenli olarak
uygulanmalidir.
TKYyatay bir örgüt yapisina sahiptir, süreçler ve
bir kalite örgüt yapisinin tasarimlanmasi,
Üniversite içinde etkin
süreçlerin belirlenmesi ve
takimlarin kurulmasi ciddi bir çalismayi gerektirir. Öte yandan, stratejik
ve operasyonel planlama, insangücü gelistirme ve planlama, yönetim
bilisim sistemi, performans
gibi, 3 yili asan süreler için de hazirlanabilir. Bu planlar dönemsel
olarak güncellestirilmelidir.
için üst yönetimin bu sisteme inanmis
takimlar bu yapinin temel taslarini olusturur.
paydaslarin katilimi ve etkilesimi kaçinilmaz bir gerekliliktir. Plan,
olarak hazirlanmalidir.
uygulanabilmesi
olmasi gerekir. Ayrica üst yönetim, inanmisligin ötesinde TKY sistemini
gerekir, Üniversitenin misyonu, vizyonu,
eylemleri, stratejik planin kapsamini olusturur.
ihtiyaç
olacaktir (4).
Üniversitelerde
ülkenin sosyal, ekonomik gelismesini ve uluslararasi ortamdaki
degisiklikleri degerlendirmek
ve kalite algilamalarini en iyi
arayacak yönetim modellerine
TKY kendine özgü kültürü olan bir yönetim sistemidir.
TKY sisteminin ayni zamanda bir felsefesidir.
Üniversitenin gelecegini belirlerken paydaslarin beklentilerini
üniversitenin
yönetilmesi için bir yaklasimdir ve
ölçümü gibi ögeler, TKY'nin ayrilmaz ve
önemli parçalaridir. Bu ögelerin de ayni ciddiyetle ele alinmasi ve
sürekli olarak iyilestirilmelidir. Stratejik planin uygulanmasi için
tasarimlanmasi
planin, yillik operasyonel planlara dönüstürülmesi
akademik personel pek heyecan duymayabilir. TKY uygulamalarinin
gerekir. Kaynak
gerekir. TKY'nin uygulanmasinda,
ilk asamada
tahsisi bu asamada gerçeklestirilir. Uygulamadan önce, stratejiler ve
getirebilecegi yararlar anlatilarak akademik personel ikna edilmelidir.
planlarin kritik basari etmenlerine
TKY uygulamasi uzun soluklu bir süreçtir, sistemin kurulmasi 2-3 yil
konuslandirilmasi
dönüstürülüp
birimlere
önemli bir asamadir. Konuslandirma
sirasinda,
alabilir.
birimler ve süreçler kritik etmenleri eylem planina dönüstürürler.
Performans
KAYNAKÇA
sonuçlar:
1. Duenas, G., "Universides as Creators of Social Capital", Proeeedings of Fred Emery Memorial
TKY sisteminin geregi kurumun performansi ölçülmelidir.
Performans ölçümü, kurumun gidisi ile ilgili bilgi verdigi gibi,
sorunlarin belirlenmesinde
performans
ve çözümünde
katki saglar. Üniversitede
ölçümü, üniversite düzeyinde olabildigi gibi fakülte,
bölüm, idari birimler ve süreçler düzeyinde de olabilir. Üniversitelerde
genellikle kullanilan performans
siniflandirilmistir.
sonuçlari, asagidaki alanlarda
Conferenee on the furnre of Universities, 1998, istanbuL.
2. Lewis, R. G., Smith, D. H., "Total Quality in Higher Edueation" The St. Luice Press, 1994
3. "Malcolm Baldrige National Quality Award 1998 Educatian Criterla for Performance Excellence",
4. Saatçioglu, Ö., "Ona Dogu Teknik Üniversitesi'nde Toplam Kalite Yönetim Sistemi Nasil Gelistirilebilir",
ATAS Bildiri kitabi,
1996,
ODTÜ, Ankara
5. Spanbauer, S.]., "Reaetivating higher educatian with total quality management: using quality and
productivity cancepts, techniques and tools to improve higher edueation", Total Quality Management,
voL, 6, No 5&6, pp. 519·537, i995
ODTÜ'LÜ 23
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
1""'"
"SEYTANIN
.!J
OYUNU"
Winston Churchill iki büyük
yenilgiye ugramis: Birincisi
Çanakkale' de, digeri golf sahasinda.
Yanilmiyorsam golfe "Seytanin icat
ettigi oyun" adini takan da
Churchill' dir.
Sporun vücuda faydali oldugu biliniyor ama biz amatör
sporcularin saglikli bir yasam için hangi sporu nerede ve ne
kadar yapmasi gerekir sorusuna yanit vermek o kadar kolay
degiL. Gerçi 20-25 yil kadar önce "aerobik" kelimesini lugata
kazandiran Cooper adli bir Amerikali kimin hangi yasta ne
zaman ne kadar yüzmesi, kosmasi, tenis oynamasi gerektigini
gösteren bir sürü cetveller hazirladi ama pek basarili oldugu
söylenemez. Nedeni de gayet basit: Basit adale agrilari, tenis
dirsegi ya da miniscus gibi sakatliklar, monotonlukve en
önemlisi maymun istahli olmamiz. Bu islerden iyi anlayan
Tom Colley adinda bir arkadasimin söyledigine göre ABD'de
satilan bisikletler ortalama yilda yalniz iki hafta
kullaniliyormus. Ah diyeceksiniz, yedisinden 70'ine kadar
herkesin yapabilecegi, adaleleri fazla zorlamayan. can
sikmayan bir spor olsaydi ne iyi olurdu. Aslinda Fatih Sulian
Mehmet Istanbul'u fethettigi siralarda böyle bir oyun
Hollanda ve Iskoçya'da oynaniyordu. Adina "Golf' diyirl2:r.
Duyduguma göre, son yillarda özellikle turistiK
bölgelerimizde çok kaliteli golf sahalari açilmis n:
yabancilarin yani sira kendi vatandaslariniiz da bu ",,'-,,'7'"".2
boy göstermeye baslamis. Bu spora yeni baslaya:iiZ ya c2
baslamayi düsünen okurlarimiz için belki yaran o!
düsüncesiyle kendisi de bir golf gazisi olan yaz.arn:iiz .
deneyimlerini sizlerle paylasmak ister.
Disaridan bakildigi zaman golfün birçok Ü
kadar popüler bir oyun oldugunu anlamak o karl2:;-~ •
degildir. Sahalarin genellikle kentlerden uzak sakin :~"..:::
olmasi, manikürlenmis çimler, çesit çesit agaçlar, piril piril
akan dereler, kus sesleri ... Böyle bir yerde kim spor yapmak
istemez? Bir de yapacaginiz spor sadece yürümekten ve
ufacik bir topa sopayla vurmaktan ibaretse. Durun bir dakika!
Bu cennette ufak bir problem var. Madem hersey bu kadar
uyumlu ve güzel, peki neden adamin biri topa vurduktan
sonra ayni sopayi bu sefer yanindaki kayaya vurup
parçaliyor? Ya su saçini basini yolarken agiza alinmayacak
küfürleri savuran sosyetenin gözbebegi bayana ne demeli? Ya
su kendisini sedyeye yatirmaya çalisan görevlilere "Son deligi
bitirmeden bir yere gitmem" diye bagiran kalp hastasinin
sergiledigi içler acisi manzara? Iste bu da madalyonun öbür
yüzü. Winston Churchili iki büyük yenilgiye ugramis:
Birincisi Çanakkale' de, digeri golf sahasinda. Yanilmiyorsam
golfe "Seytanin icat ettigi oyun" adini takan da Churchill'dir.
Aslinda golfe oyun demek dogru olmaz, iyi bir golf sahasinda
her topa en ideal sekilde vursaniz bile en azindan bes
kilometrelik bir yol yürürsünüz. Yani epeyenerji harcarsiniz.
Ama burada asil enerjiyi tüketen ayaklariniz degil sinir
sisteminizdir. Söyle bir durumu gözönüne getirin: Ilk
deliktesiniz, arkada sirasini bekleyen bir düzine golfçünün
bakislari lazer isinlari gibi ensenizi yakiyor. Tansiyonu
azaltmak için sopanizi sanki topa vuracakmis gibi havada bir
iki kere savurduktan sonra besmele çekip bütün gücünüzle
topa veryansin ediyorsunuz. Iste iska diye buna derler! Tabii
siz hiç bozuntuya vermeden arkadaslariniza dönüp
"Isiniyordum" diyorsunuz. Pancar gibi bir surattan dökülen bu
sözler pek de inandirici degiL. Neyse topa ikinci bir hücum.
Bu sefer tam bir kontak var. Ama durun bir dakika! Siz su
selvi agacina dogru vurmustunuz ama top tam 90 derece sol
tarafa uçarak park edilmis Mercedes ve BMW'lerin arasinda
mekik dokumaya basliyor. Balkondan sizi gözleyen bir avukat
sevinçle ayaga firlarken yanindaki masada oturan sigortaci bir
duble rakiyi bir yudumda devirip bir tane daha ismarliyor.
Tabii bu arada kendi iskencelerine bir an evvel baslamak için
arkanizda sabirsizlanan golfzedelerden mirildanmalar
basliyor. "Neyse böyle seyler herkesin basina gelebilir"
diyorsunuz kendi kendinize. Yeni bir topla yeni bir vurus.
Sopayi geriye dogru kaldirirken artik bir Steinway
piyanosunun telleri gibi gerilmis kaslariruz beyinden gelen
inyaHeri hiçe sayarak agirliginizi saga degil sol tarafiniza
kaydiriyor, sonuçta düz vurdunuz ama siz 200 metre civarinda
bir atis beklerken 20 metrelik bir atisla yetinmek zorunda
kaliyorsunuz. Neyse hiç olmazsa iyi kötü oyuna basladiniz ve
ilk viraji alir almaz su seyircilerden kurtulmus olacaksiniz. 17
delik daha var. Sonrasinin ne olacagi bilinmez. Alti saat sonra
1.-uiüpieoiurmus arkadaslarinizIa birlikte skoru
hesapliyorsunuz. Kesinlikle 80 vurusun altina inecegim diye
,ladiginiz günü 120 vurusla bitiriyorsunuz. Kaybettiginiz
13 iop da bunun cabasi. Ama gelecek cumartesi bir gelsin siz
o ufacikiopa ne yapacaginizi bilirsiniz ...
Is-..ecceyerek de olsa sizLkaramsarliga soktuysak yaziruizi
bir tiryakilik oIusiurdugunu anlatan bir fikrayla
tirIrr>!im. Iki arkadas golf oynarken yandaki yoldan geçen bir
hasi görmüsler. Biri hemen sapkasini çikarip
-=~.
Öbürü saskinlikla "Senin ölülere bu kadar
SEy~
oMngunu bilmiyordum" deyince adam söyle yanit
--..,-,-;~: -.30 yildir evli oldugum insana son görevimi
_Y""v-;i a~ip olur."
~o!:fune gibi
._
Oi~OR
Dergisi'izin Aralik 1997 tarihli 20. sayisinda
240DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
il""!!""
Doç. Dr. Serdar M. Degirmencioglu
PsiKolojiBölümü
Bundan birkaç ay önce tiner kullanan birkaç sokak çocugunun
(daha dogrusu gencinin) isledigi çok üzücü bir cinayet
kamuoyunda büyük tepkiye yol açti ve izleyen günlerde
kamuoyunda belki de bugüne dek görülmedigi ölçüde sokak
çocuklari üstüne konusuldu. Söylenenler ve özellikle de görsel
medyada yansitilanlar o kadar gerçekten ve çözümden uzaktilardi
ki, ODTÜ'lü Dergisi'ne yazmam istendiginde aklima gelen onca
öncelikli konunun arasindan bu konuyu seçme geregini duydum.
Tahmin edilebilecegi üzere medyada sokak çocuklarina gösterilen
ilgi giderek azaldi ve sanirim söylenenlerin çogu olayin üzerinden
daha bir ay geçmeden unutuldu.
Bu konunun medyada iyiceyerlesmis olan "ses getiren olayi ses
getiren bir tartisma yap ve bu tartismadan prim topla" yaklasiminin
gümbürtüsüne gitmesini istemedigim için bu yaziyi kaleme
aliyorum. Sokakta yasayan, çalisan çocuklar ve gençler hakkinda
yanilgilar çok yaygin oldugu için yazimi dogrudan bu yanilgilara
ayiracagim.
1. Sokak çocuklarini ve gençlerini belirlemek kolaydir.
Arastirmalar sanildiginin aksine sokakta yasayanve/veyaçalisan
çocuk ve gençlerin tek tip olmadigini göstermektedir.
Sik
kullanilan 'sokak çocugu' tanimi aslina bir imgenin . sokakta
görülmek ve hirpani giyimliolmak· ötesine gidememektedir. Oysa
bu imgeye uyan çocuk ve gençlerin çogu, gidecegi yeri olmayan,
sürekli sokakta yasayan, bulabildikleri herhangi bir yerde barinan
bireyler degillerdir. Sokakta görülen birçok çocuk ve genç aslinda
sokakta bütün gün çalismakta veya çalistirilmaktave aksam evlerine
dönmektedir. Eger 'sokak çocugu' ile kastedilen çocugun veya
gencin evinden ve ailesinden uzak (ya da evsizve ailesiz) olmasi ise,
gündüzleri sokakta çalisan çocuk ve gençlere 'sokakta çalisan
çocuklar/gençler' demek daha dogru olacaktir. UNICEFbu ayrimi
'sokagin çocuklari' (yani evi sokaklar olanlar) ve 'sokaktaki
çocuklar' (yani zamaninin çogunu sokakta geçiren ama dönecegi
bir evi olanlar) terimlerini kullanarak yayginlastirmaya
çalismaktadir.
Evi sokaklar olan çocuk ve gençler sayica az ve çok ciddi
tehlikeler içinde yasayan bir gruptur. Sokaklarda çalisan çocuklar
ise sayica çok daha fazladir. Bu grubun da çok ciddi sorunlar ile
karsi karsiya oldugu gözden kaçirilmamalidir. Yalnizcaevi sokaklar
olan çocuk ve gençlere yönelik politikalar gelistirmek sokaklarda
çalisan çocuklari gözden çikarmak olacaktir.
Öte yandan
sokaklarda çalisan çocuklarin arasindan sokaklarda yasamayageçis
yapanlarin da çiktigi unutulmamalidir.
2. Sokakta yasayan/çalisançocuk ve gençler yalniz erkeklerden
olusmaktadir.
Alanda çalisan herkesin bildigi aci gerçek, sokakta
yasayan/çalisan çocuklarin yalniz erkek olmadiklaridir. Özellikle
sürekli sokakta yasayan kisi tanimina girebilecek kizlarin
olmamasinin nedeni, tahmin edilebilecegi üzere, sokaktaki
tehlikelerin kadinlar için çok daha fazla olmasi ve sokakta yasayip
fuhus çemberine sokulmamanin hemen hemen olanaksiz olmasidir.
3. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlerin tek sorunu
aileleridir.
Arastirmalar iyi egitilmemis, anababalik donanimi yeterli
olmayan anne ve babalarin çocuklarini tehlikeye attiklari
durumlarda yogun sikintilarin önemli etkisi oldugunu
göstermektedir. Son yillarda Türkiye'de sokakta yasayan/çalisan
çocuk ve gençlerin artmasinda anne ve babalarin geçinmekte ve
çocuklarina bakmakta zorlanmalari ve içgöçlerin önemli etkisi
oldugu bilinmektedir. Sokaktaki çocuk ve gençlerin bir bölümü
yoksul ailelerden gelen, okulolmadiginda veya okuldan sonra
ekonomik zorluklar nedeniyle çalisan çocuklardir.
Okul
olmadiginda sokakta olan çocuk ve gençlerin bir bölümü ise
mevsimlik isçilerin çalistiklari bölgelere yanlarinda getirdikleri ve
çalisirken ilgilenemedikleri 'mevsimliksokak çocuklari'dir. Anne ve
babalari zorlayan kosullarin toplumsal ve ekonomik kökenleri
gözardi edildiginde köklü çözüm arayisinda zorlanilacaktir.
4. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlere yardim etmenin
en kolay yolu onlara para vermek veya onlardan bir seyler satin
almaktir.
Hepimizin giderek daha sik karsilastigi· hatta bir karikatüristin
sanki bizler onlari unutmayalim diye kösesinde her hafta çizdigi·
kagit mendil satan küçükler çogumuzun kafasinda kaçinilmaz
olarak bir soru isareti olusturuyor: Alayimmi, almayayim mi? Bu
sorunun yanitini birkaç alinti ile vermek istiyorum. Sokaktayasayan
çocuklarla çalisan bir gönüllü: "Baska yerde bire aldigini bu
çocuklardan üçe alirsan, bu çocuklari çalistiranlar bu isten
vazgeçmeyeceklerdir." Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu'ndan (SHÇEK) sorumlu Devlet Bakani Hasan Gemici:
"Sokakta çalistirilan çocuklarin ailelerine çocugu çalistirmamak
kaydiyla ayni ve nakti yardim yapmayi teklif ediyoruz, benim
çocugum ayda 40 milyon kazaniyor diye reddediyor." (Aldogan,
1998). SHÇEKAnkara Il Sosyal Hizmetler Müdürlügü Ulus Sokak
Çocuklari Rehabilitasyon Merkezi dagittigi brosürlerde bu mesaji
daha açik olarak vermekte: "Sokak çocuguna acima duygusu ile
yaklasma, ondan hizmet veya mal satin alma." Hemen ekleyeyim:
Eger yardim etme isteginiz agir basiyorsa, para vermek yerine
yemek almak, giysi vermek gibi yardimlarda bulunabilirsiniz. Bu
sekilde yapacaginizyardimin gerçekten karsinizdaki bireye gittigini,
bir kar çarkina eklenmedigini bilebilirsiniz.
5. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler sorunu istenirse
ilgilikurumlarca hemen çözülebilir.
Sokakta yasayan/çalisan çocuklar ve gençler Türkiye'de henüz
olagan durumlarda bile yeterince etkili olamayan bir sosyal
hizmetler aginda kaybolmaktadirlar. Bu soruna yönelik· bir
isbölümünün devlet kurumlari arasinda olustugu pek söylenemez.
Ilgiliorganlardan valiliklerinve özellikle de KüçükleriKoruma Sube
Müdürlüklerinin sokak çocuklarina genelde bir sorun kaynagi
olarak baktiklari ve sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlerin
çesitliligi ve sorunlari için pek hazirlikli olmadiklari bilinmektedir.
KadiköyBelediyesi gibi birkaç örnek disinda yerel yönetimlerin de
bu soruna egildikleri söylenemez.
Son yillarda sokakta
yasayan/çalisan çocuk ve gençlere yönelik girisimlerin büyük
bölümü sivil toplum kuruh,islarinca (Sokak Çocuklari Gönüllüleri
Dernegi, Sokak Çocuklari Vakfibasta olmak üzere birkaç dernek ve
vakif) baslatilmistir. Sokakta yasayan/çalisan çocuklar ve gençler
hakkinda gerekli bilgi birikimini saglayacak arastirmalar ise halen
çok azdir.
6. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler sorunu polisiye
önlemlerle çözülebilecek bir sorundur.
Arastirmalar ve sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler ile
elde edilen deneyimler polisiye önlemlerin yarardan çok zarar
getirdigini göstermektedir. Çocugun ya da gencin ve varsa anne
ODTÜ'LÜ 25
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
--
babanin
istegi olmadan
degisim saglam.ak hemen
hemen
olanaksizdir.
Zor kullanmak degisim saglamaya yönelik çabayi
de önlevici, yani sokakta kalmayi en bastan önleyen bir yaklasim
bastan
yenilgiye
teslim
etmektir.
Bu nedenle
sokakta
yasayan/çalisan çocuk ve gençlere barinma ve ögrenim olanagi
saglayan kuruluslar
(Kadiköy Belediyesi destegi ile kurulan
Küçükbakkalköy
Umut Çocuklari Ilkadim Istasyonu, Kadiköy
birer kayip olarak bakmak çok yanlis olacaktir.
Belediyesi Sokak Çocuklari Rehabilitasyon Merkezi gibi)"açik kapi"
uygulamasini tercih etmekte ve bireyin kendi istegi ve profesyonel
yardim ile agir agir degisecegini kabul etmektedirler.
gereklidir.
Ancak sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlere kesin
bagimlisi,
görmek
suçlu,
hatta
hiçbir
onlari kurtulmalarini
becerisi
Onlari madde
olmayan
istedigimiz
bireyler
ortama
olarak
tam anlamiyla
hapsetrnek olacaktir.
Arastirmalar bu çocuk ve gençlerin her
birinde bir umut iSigi oldugunu, gerçekçi ve kalici rehabilitasyon
girisimlerinin,
bu süreç agir ve zor da olsa da, somut iyilesmeler
saglayabildigini göstermektedir.
7. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler iliah olmaz.
Kaynak:
Sokakta olinanin, özellikle de sevgi ve ilgiden uzak kalinanin
çocuklari ve gençleri kalici olacak sekilde örseledigi dogrudur.
Sokakta yasayan çocuklarin çok erken yasta sigara, içki ve bazen
Aldogan, y. (1998) Çocugu sokaga at, çok para kazan! (Devlet
Bakani Hasan Gemici ile söylesi) Radikal Iki, 20 Aralik Pazar, s. 4.
kolay bulunan uçucu maddeler kullanimi ile tanistigi, cinsel tacize
maruz kaldiklari ve suç isleyebildikleri bilinmektedir.
Bu nedenle
* telefon: 312-210-5107;
[email protected].
Mustafa Balbay
Dün yaziyi sonlarken, "Simdi sira
coskuyu sürekli kilmakta, üretken kilmakta,
sevinci bilinçle karmakta" demistik. Buradan
devam edelim.
"Bazen yüz bin lirayi geçer. En çok
çikolata alirim. (Karsisindaki Serpil'i
gösterip) Bak, bu günde 10 bin lira harcar ..."
~Biz ODTÜ'de okuyan üniversite
ögrencileriyiz. Hafta sonlari, Mamak'taki
Toplum Merkezi'nde gönüllü ögretmenlik
yapiyoruz. Bizimle ilgilenir misiniz?"
Sevindim. ama önce takilayim dedim:
"Ya sizin gibi gençler kaldi mi?"
"Abi bizden çok var ...Mamak'ta, Çag~ K2din re Gençlik
Vakfi' nin (ÇKGV) olusru.rdugu bir merkez.
Bir aksam üzeri gittii:iL ~
pazarinin
hemen yaninda. pazar yer7iirle ·son iiia!lir"
kalmis. Tursuluk doi:iiares. yu;:r..;uk
büyüklügünde kavunlar re z:"'- L~' in
~dfu. !ima
yazin dutu, sonbaharda ~
Tepecik Toplum Merke.zfndE",: "•.~.!ifip
dut yemis bülbül gibi olmli ~
Gittigimde ilkoL.:ulre !ise ~
vardi. Hafta içi çevre sem-l
gelmis, okuma-yazma -.
meslek edinmek için.
e-posta: serdar-
Sigortali bir kisiden adeta genel
müdürmüs gibi söz ediyorlar.
Gecekondu
aydinlanmasi
"On bin lirayla ne alinir?"
Lisedeki gençlerin dersi vardi.
"Dis alinir ..."
Geçen günlerde bir oyunun perde
arasinda üç genç geldi. Yüzleri gülüyor, piril
piril. "Sizden bir istegimiz var" deyip devam
ettiler.
faks: 312-210-1288;
Ögretmenleri
Anlattiklarina göre dis büyüklügünde
seker.
bir
Söz her nasilsa sinemaya geldi. Atilla
atildi:
"Mustafa abi, sinema nasil bir sey?"
Atilla henüz hiç Kizilay'a inmemis ve
sinemaya gitmemis. 12 yasindaki Serpil de
öyle. Serpil'e sordum:
-Kendini nereli hissediyorsun?
ODTÜ'lü, Hacettepeli
üniversite ögencileri. ODTÜ'den Didem
felsefe, Evren biyoloji, Asuman kimya, Özlem
matematik, Ertan fizik, Gamze tarih
derslerine; Hacettepe'den
Bisar Türkçe,
Meriç matematik, Tuna biyoloji derslerine
giriyor. Bilkent'ten Mert ve Tolga da fen
dersleri veriyor.
Üniversite gençlerinin ODTÜ
yurtlarindan,Cebeci'deki
ögrenci evlerinden
Çikip, Sihhiye-Kayas treniyle, yüzde 90'1
gecekondu olan Mamak'in bir semtine ders
verineye gelmesi içimi kabartti, sevindim.
"Çorum'un
köyü ..."
Sungurlu Ilçesi Kavsut
Ankara'nin dibindeki çcuklarin hala
- Sen orada mi dogdun?
Kizilay'i görmemis olmasina, "Sinema, tiyatro
nasil birsey" diye sormasina üzüldüm.
"Hayir. Burada dogdum, ama babamlar
oradan gelmisler."
Tufan sekiz yasinda. O da Kizilay'a hiç
inmemis, ama söyle anlatiyor:
·Ben Ankara'ya hiç gitmedim.
Kizilay'a 25-30 dakikaklik uzakliktayiz.
i iifan asker ya da polis olmak istiyor.
- sorusuna su yaniti veriyor:
'i)'c~
5urttan atrnak için."
Sonuç olarak güzel bir bulusma ve
ÇKGV bünyesinde güzel bir üretim. Sik
kullanilan bir tanimdir:
Un: var, seker var, su var, helva
yapmasini bilmiyoruz. Hayir, biz helva
yapmasini da biliyoruz. Servis yapamiyoruz.
1940'larda Köy Enstitülerinin
kurulmasinin temel nedeni nüfusun yüzde
70'inin köylerde olmasiydi. Bugün nüfusun
yüzde 70'i kentlerde. Kentlerin yarisindan
çogu gecekondu. Simdi aydinlanma atesini
buralardan yakmak, ODTÜ'lü, Hacettepeli
gençleri Mamak,; iTÜ'lü, Yildiz'li gençleri
Ümraniye varoslariyla bulusturmak
li çali§abilmek.
gerekiyor. Muhtaç oldugumuz kudret, 75. yil
coskusunda mevcut!
260DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
Baraj gölleri
alanlarinda
kurtarma kazilari
Doç.Dr. Numan Tuna
ODTÜ TAÇDAM Baskani
Güneydogu Anadolu'nun uygarlik tarihinde çok
önemli bir yeri vardir; bölgenin hemen her yerinde
görülen höyükler, ören yerleri, anitlar bu görkemli
geçmisi günümüze tasimaktadir. Firat ve Dicle'nin sulan
ile beslenen ve Yukari Mezopotamya'mn bir parçasi
olan bu bölge, güneyindeki kurak ve yari kurak
düzlüklere göre çok daha elverisli dogal kosullara
sahiptir. Bu nedenle de, kültür tarihi ile ilgiliyayinlarda
bu bölgeden "Bereketli Hilal" olarak söz edilir.
düzenin, en eski madenciligin Güneydogu Anadolu'da
ortaya Çikip, baska bölgelere yayildigi anlasilmistir.
Ne var ki, Güneydogu Anadolu arkeolojik açidan en
az arastirilmis olan yerlerden biri durumundadir. Bu
bölgede arkeolojik çalismalar, diger bölgelere göre çok
geç bir tarihte, ilk olarak 1963 yilinda Istanbul ve
Chicago Üniversitelerinin ortak çalismasi ile baslamis,
daha sonra ODTÜ'nün Keban ve Asagi Firat projeleri
kapsaminda, çesitli bilim kuruluslari tarafindan devam
ettirilmistir. Ancak, komsu ülke ve bölgeler ile
karsilastirildiginda Güneydogu Anadolu'daki arkeolojik
çalismalarin yok edenecek kadar az oldugu söylenebilir.
GAP kapsaminda yürütülmekte olan projelerin
bölgenin kalkinmasi açisindan ne denli büyük bir önem
tasidigindan kimsenin kuskusu yoktur. Bunlar yalnizca
elektrik üretimi ve sulama için degil, bölgeye her
bakimdan canlilik getirecek olan projelerdir. Ancak,
bölgenin böylesine önemli tarihsel ve kültür mirasa
sahip olmasi, bunlarin belgelenmesi, korunmasi ve
gelecek kusaklara aktarilmasi sorumlulugunu da
beraberinde getirmektedir. GAP tamamlandiginda,
Firat ve Dicle gibi iki büyük nehir boyunca uzanan, ve
insan yerlesimine en uygun olan alanlar sularla
kaplanacaktir. Gerekli önlemler alinmazsa da, bu hiç
arastirilmamis bölgenin geçmisini, neleri yitirdigimizi
bile bilmeden yok edecegiz.
Bu bölgedeki özellikle Hallan Çemi, Çayönü, Nevali
Çori, Göbekli tepe kazilari, Orta Anadolu' da
Çatalhöyük ile tanigimiz, insanligin ilk büyük asamasi
olan Neolitik Çag kültürlerini 4 bin yil daha geriye
götürmüs, M.Ö. 10 bin ile 6 bin yillari arasinda
bölgede var olan kültürlerin görkemini ortaya
koymustur. Bu kazilarla, bilinen en eski tapinaklarin,
anitsal heykel ve kabartmalarin, karmasik bir sosyal
Bölgede yapimi sürmekte olan Karkamis ve Ilisu
barajlarinin göl alani içinde kalan arkeolojik kalintilar,
kurtarilmasi gerekli ivedi bir sorun olarak karsimizdadir.
Bu barajlarin göl alanlari ODTÜ TAÇDAM tarafindan
da desteklenen Dr. Guillermo Algaze baskanligindaki
bir ekip tarafindan 1990-1993 yillari arasindaki
dönemde kismen taranmis ve toplam olarak baraj
göllerinden etkilenecek 250 arkeolojik yerlesim yeri
ODTÜ'LÜ 27
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
saptanmistir. Söz
konusu arastirmada,
özellikle Dicle
üzerindeki Ilisu ve
Batman baraj
havzalarinin yalnizca
l/5'ini olusturan 7000
hektarlik kismi
heyetlerinden de Proje'ye katilim saglanmistir.
Türk ve yabanci uluslara ait bilim kurumlari
simdiden proje çerçevesinde Gaziantep, Urfa ve
Diyarbakir Müze Müdürlüklerinin yönetiminde,
Karkamis Baraj Gölü alaninda Zeytinlibahçe Höyük,
arastirilmis, geri kalan
kisimda ise henüz hiç
bir arkeolojik
belgelerne
yapilmamistir.
Bu iki barajdan
Karkamis barajinin
bitirilmesine, maalesef
yalnizca 2 yil gibi çok
kisa ve yetersiz bir
süre, Ilisu için ise 7 yil
kalmistir. Bu nedenle
Karkamis bölgesindeki
kurtarma çalismalarinin
çok ivedi olarak
sürdürülmesi
gerekmekedir. Yapilan
ön çalisma Karkamis
baraj göl alani içinde
kalan arkeolojik
yerlesimlerden 16
tanesinin kültür tarihi
için önem tasidigini
göstermistir.
Durumun ivediligi göz önüne alinarak, Güney Dogu
Anadolu Projesi çalismalari kapsaminda Ilisu ve
Karkamis baraj gölü altinda kalacak kültür varliklarinin
belgelenmesi ve kurtarilmasina yönelik olarak T.C.
Kültür Bakanligi'nin denetiminde, D.S.I. Genel
Müdürlügü'nün destegi ve Orta Dogu Teknik
Üniversitesi, Tarihsel Çevre Degerlerini Arastirma
Merkezi (ODTÜ TAÇDAM) esgüdümünde yürütülmesi
esaslarini öngören protokol 22 Temmuz 1998
tarihinde taraflarca imzalanmistir.
Fistikii Höyük, Mezraa Höyük, Gre Vrike, Seraga
Höyük, Kefri Höyük, Tiladir Höyük, Akarçay Tepe,
Akarçay Höyük ve Harabe Bezikan Höyük; Ilisu Baraj
bölgesinde ise, önceki yillarda baslayan Hasankeyf ile
beraber Ziyaret Tepe, Salat Tepe, Boztepe ve Gridimse
merkezlerini seçerek, 1998 yili sezonundan itibaren
arkeolojik arastirma ve kazi çalismalarina baslamistir.
Bu çalismalara katilmak kadar, yapilacak olan her
türlü destek de, hepimizin geçmise, gelecek için
tasidigimiz borcun bir parçasidir.
Proje'deki gelismeler için bk.:
http://www.metu.edu.tr/home/wwwmuze
Halen Istanbul ve Ankara Üniversitelerinden ikiser,
Hacettepe, Bilkent ve Eskisehir Üniversitelerinden birer
olmak üzere ülkemizin seçkin bilim kuruluslarinin yani
sira. Amerika Birlesik Devletleri'nden Bryn Mawr,
Binghamion. Virginia, Akron, Utah, Almanya'dan
Münstei \'e Münih, Italya'dan Roma La Sapienza
üniveTSIIcle.riile Türkiye'deki Amerikan Bilimsel
Arastirmc: '.~e.rkezi.Fransiz Anadolu Arastirmalari
Enstitüsil _:..'---=~Arkeoloji Enstitüsü, Hollanda
Arkeo!a;. ::~-~
gibi ülkemizde çalisan yabanci bilim
280Dr-'1
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
Fr
i..
'i
ODTÜ'DE
Bölümün kurulusundan
itibaren verilmeye baslanan resim
dersleri, baslangiçta seçmeli, kredisiz iken bir süre sonra üç kredili
olarak bir seçmeli ders niteliginde ögrencilere sunulmustur. Ayni
sekilde baslangiçta sadece küçük bir odada gerçeklestirilen çalismalar
SANATiN
BIR BASKA
bugün için yetersiz olmakla birlikte üçlü amfi altindaki iki stüdyoda
sürdürülmektedir.
Ögrencilerin atölye kavramini tanimalari, bu
atmosferi solumalari açisindan haftanin her günü açik olan
stüdyolarda çiplak model çalismasi dahil olmak üzere resim sanati,
resim teknolojisi (malzeme bilgisi) resim/sanat kuramlarina iliskin her
türlü bilgi, resim dersleri kapsaminda verilmektedir.
BOYUTU
Bugün için bünyesinde Güzel Sanatlar Fakülteleri bulunan
üniversitelerde bile benzer dersler ile kiyaslanamayacak düzeyde
ögrencilere sunulan derslerin niteligi, gerçekten örnek gösterilecek
seviyededir. Bütün plastik sanatlar dersleri ögrencilerinin ürürileri,
gelenekselolarak
her yilin sonunda üniversitemizde sergilenmektedir.
Geçen yil bu sergilerin sekizincisi gerçeklesmistir.
Kredili ve seçmeli olarak alinabilen resim dersleri sanilanin aksine
sadece yetenekli ögrencilere verilen bir ders degil, resmi, sanati seven
tüm ögrencilere açik bir derstir. Yogunlastirilmis bir güzel sanatlar
egitimi olarak tanimlanacak dersi, uzman ögretim elemanlarindan alan
ögrenciler, isterlerse dersi sekiz sömestrede tamamlayabilmektedirler.
Ilginç olan diger bir nokta da mezun olan birçok ögrencinin atölye
ortami özlemi ve çalismaya devamda gösterdigi arzudur. ODTÜ
Doç. Tansel Türkdogan
ögrencilerinden
1989 yilinda ODTÜ'nün sanatsal potansiyelini
isler durumda bulunan iki atölye, mevcut talebi karsilamaktan uzak
görülmektedir. Üniversitenin niteligi açisindan oldukça önemli bir
islevi bulunan bölüm derslerine artan talebi karsilamak ve daha fazla
ortaya çikarmak,
ögrencilere profesyonel elden egitim vermek ve en önemlisi teknik bir
üniversite olarak Türkiye'de hatiri sayilir bir yerde bulunan
ODTÜ'nün Ögre11cilerine vizyon kazandirmak amaciyla kurulan Güzel
derslerimize yogun bir talep söz konusudur.
Su anda
ögrenciye egitim vermek için mevcut olanaklari en iyi biçimde
kullanmak ve yenilerini yaratmak bölümün temel amaci olmustur.
Sanatlar ve )1üzik Bölümü (GSMB), onuncu yilini doldurdu.
Baslangiçta kütüphane altindaki baskanlik odasinda birkaç dersle
egitim yasamiii;i baslayan bölüm, yeni mekanlar, akademisyeriler ve
derslerle ge%inesini sürdürmektedir. Isin basinda planlanan vizyon
kazandirma islcrini:ii kismen gerçeklestigi söylenebilir. Ayrica
bölümün, ~
amaçlari ötesinde, ODTÜ için yeni islevler
üstlendiginden de söz edilebilir. Uluslararasi ölçütler açisindan bu tür
bölümlerin varligi son yill.arda yeni bir nitelik ve önem kazanirken
ODTÜ GSMB de bu yeni tabloda yerini almis bulunmaktadir.
ODTÜ'yü bitiren bir Ögrencinin Stanford Üniversitesine gitmeden
önce ögrenciyken aldigi resim derslerine iliskin referans, saygin
üniversitelerde SanaI2 rerilen önemi göstermektedir.
Aslinda son dönemde Batl toplumlarinda
yeniden kesfedilen bir
kavram, sanat ile ilgili bugünkü birçok düsüncenin sorgulanmasina da
vesile olmaktadir. Bu kaIT3.lIlegitimde zekanin ögrenme, imgeleme ve
yaraticilik için ie.k basina yeterli olmadigi yönünde bir görüs olarak
ortaya ç~tir.
Bu görüs bilinenin aksine yetiskin insanin sadece IQ
. (Intelligence Quoiiem) ile üretmesi konusunda
bazi soru isaretlerini
gündeme getirmek1e. Ortaya atilan yeni kavram EMIQ (Emotional
Intelligence Quotiem) ile (yaratici zeka olarak da tanimlanabilir)
yaraticiligin sadece zeka ile ilgili ve sinirli degil, yaratici zeka ile
dogrudan baglanuli oldugudur. Zira ayniliklar yarati ve kalite için
yeterli degildir. Kalite ve yaratiyi destekleyen ve bu durumu belirleyen
farkliliklardir. Bu farklari ortaya koyan ise özümsenen ekstra kaliteler
ve yeni yaratilardir. Siradan yaratilari ortaya koymayi veya siradan bir
insan olmayi asmak, saniriz sanatin biraz daha fazla yasamimiza
girmesiyle mümkün olabilecektir. Özellikle insan kaynaklari
konusunda çalisan sektörün ise kabullerde bu ekstralarin, seçimleri
nasil etkiledigi konusunda saptamalari ilgi çekicidir. Bu görüslerin
tümü aslinda yillardir bizim ODTÜ'de savunageldigimiz "vizyon sahibi
mühendisler yetistiren bir okul" kavramini ortaya koymaktadir. Bu
baglamda ODTÜ GSMB kapsaminda verilen resim dersi basta olmak
üzere bütün bölüm dersleri özel bir bakis açisiyla incelenmelidir.
ODTÜ'LÜ 29
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
ENGELSiz
Üniversitemizde,
ODTÜ
yerleskenin genislemesi ve yeni binalarin
PROJESi
Stüdyo Yöneticisi Doç.Dr. Baykan Günay'in verdigi bilgilere göre,
hizmete girmesi ile birlikte bedensel özürlü ögrencilerin yasadiklari
programa katilan ögrenciler ilk olarak kampus içerisinde arastlrma
sikintilar göz önüne alinarak bir proje baslatildi. "Engelsiz ODTÜ" adi
yaparak konuyla ilgili bilgi temeli olusturdular.
verilen bu proje, ODTÜ'nün yapisi ile uyumlu bir düzenleme
görme ve bedensel özürlülerin ODTÜ içerisinde nereleri nasil
kullandiklari ve bu çerçevede nasil hareket ettikleri üzerinde duruldu.
yapilmasini hedefliyor.
Doç. Dr. Günay, bu yilin birinci döneminde
Genel Sekreter Prof.Dr. Mehmet Çaliskan konuyla ilgili yaptigi
açiklamada, simdiye kadar yerinde alinan önlemlerle bu sikintinin
asilmaya çalisildigini, ancak geçtigimiz yil konunun bir master plan
çerçevesinde
ele alinmasinin kararlastirildigini
bildirdi. Makina
Mühendisligi Bölümü mezunu bedensel özürlü Tunç Tonger
tarafindan gündeme getirilen
olusturuldugunu
Bu asamada özellikle
okulun yapisi üzerinde
tartisldigini, ikinci dönem daha ayrintili çalismalara girilecegini
belirterek proje ile ilgili olarak su açiklamalari yapti:
"Yaya yollarinda basamak ve engellerin olmasi özürlülerin
hareketinde
en büyük engeldir.
Yapisalolarak
en önemli problemli
bölge kafetarya civari ile yurtlar ve alis veris merkezi arasindaki araba
konu ile ilgili bir çalisma grubu
belirten Prof.Dr. Çaliskan sözlerini söyle sürdürdü:
yollari ve meyillerdir. Ikinci dönem ilk olarak var olan mekanin
özelligini bozmadan ve kalitesini yitirmeden özellikle merdiverili
alanlarda özürlülerin geçislerini kolaylastiracak düzerilemelerin
"Planlanan çalismalar kapsaminda,
öncelikle kampus içi yürüme
yollarindan, binalara erisimin düzerilenmesini
amaçlayan master plan
yapilabilmesi için projeler gelistirilecek. Daha sonra kafetarya ve
yurtlar ile spor sahalari arasindaki geçislerle ilgili detaylar ele
gelistirilecek, ikinci asamada ise binalar bazinda özürlülerin
alinacak. Son olarak da Endüstri Ürünleri Tasarimi Bölümü yüksek
dolasiminin saglanmasina yönelik mimari projeler olusturulacak."
lisans programindan
düzenlemelerin
Olusturulan
grubun çalismalari sonucu konunun
Fakültesi Sehir ve Bölge Planlama Bölümü'nde
Mimarlik
1998-99 ögretim
yilinda Kentsel Tasarim Yüksek Lisans Programi'nda
proje konusu
yapilmasi kararlastirildi ve bu ögretim yilinin ilk döneminde
proje
ögrencilerin katkisi ile bina içlerinde bazi
yapilmasi konusunda
çalismalar yürütülecek."
Doç.Dr. Günay, proje ile ilgili çalismalari yürütürken
gelecekteki durumunun
üniversitenin
da göz önüne alinarak bir düzenleme
yapilmasi gerektigini vurguluyor. Çalismalari sirasinda 20 yil sonra ne
olacak sorusunun
ortaya çiktigini söyleyen Günay, bunun için de
"Kentsel Tasarim Stüdyosu" çerçevesinde ele alindi. Bu proje için Doç.
Eskisehir yoluna paralel bir metro hattinin kurulmasinin
Dr. Baykan Günay, Dr. Adnan Barlas ve Arastirma Görevlisi Umut
bazi noktalardan
Toker yönetiminde16
ürettiler.
ulasilmasinin okul içindeki trafigi azaltabilecegi önerisinin
ögrenciden
olusan dört grup alternatif projeler
ve buradaki
kampusa rayli veya raysiz bir toplu tasima sistemi ile
gelistirildigini belirtiyor.
MAKiNA MÜHENDisi ADAYLARiNDAN BiR DÜNYA VE BiR UZAY PROJESi
1990 yilindan bu yana her dönem yapilmakta olan ODTÜ Makina
teker teker bulup söndüren makina tasaninlan
idi.
Mühendisligi Bölümü "ME 407 Makina Mühendisligi Tasanmi Dersi"
1998-99 ders yili
i. Dönem
proje yansmasina
konusunda 6 tanesi uluslararasi
projesi katildi. Tasanmlanni
iki ayri tasanm
proje olmak üzere toplam 28 tasanm
ODTÜ'lü ögrencilerle birlikte Internet
Geçtigimiz yillarda Makina Mühendisligi lisans düzeyinde dünyada
ilk kez olarak ODTÜ öncülügünde gerçeklestirilen IVDS (muslararasi
Sanal Tasanm Isligi) etkinligi bu dönem de ODTÜ Makina
ortaminda gerçeklestiren ABD' den 8, Kanada'dan 4 makina
Mühendisligi Bölümü ile ABD ve Kanada'daki üniversitelerin
Makina
mühendisligi ögrencisi de üç ögretim üyesi ile birlikte ODTÜ'ye gelerek
Mühendisligi Bölümleri arasinda gerçeklestirildi.
Sanal
yansmaya katildi. Bir yüzey üzerine dizilen mumlan söndüren makina
Tasanin Isligi deneyimi ile üniversite egitiminde cografi uzaklik ve
projesinde Sadiye Kahvecioglu, Ahmet Özgür Ipek, Pelin Güven'den
ülkelerarasi sinirlar tamamen kalkarak, çok uluslu yüksek ögrenim
olusan grup birinci olurken, gezegen arastirinacisi uzayaraci
gerçeklestirilmektedir.
muslararasi
simülasyonu projesi ile de Mohammad Abou El Naaj, Hassan Barakeh,
Osama Najjar'in olusturdugu grup birinci oldu. Dereceye girenlere
Arçelik AR-GE Müdürü Refik Üreyen tarafindan birer saat ve kalem
hediye edildi.
Ögrencilerin mühendislik yaraticiliklanni
gelistirmeyi hedefleyen
bu derste dördüncü sinif ögrencilerine dönem basinda projeleri verilerek
gruplan olusturuluyor. Yapilan tasanmlar;
en yüksek hiz, çalistirmak
için gerekli en az zaman, projenin ekonomik olmasi, az eneiji
harcamasi, beklenen performansi yakalamasi ve yaratici yönü gibi
kriterlerle degerlendiriliyor. Bu yil verilen projeler, yukandan bir
yüzeye birakildiktan sonra panellerini açip haberlesme için radyo anteni
çikaran, fotograf çeken, kamera ile görüntü alan, bulundugu zemin
üzerinde tas v.s. gibi numune parçalar toplayan gezegen arastirinacisi
uzayaraci
simulasyonu ve bir zemin üzerine rastgele dizilen 10 mumu
300DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
MIA,
~.37
-11BELPARK
')(Uc,#", - fkea"",
07S-0b
tatilIeri
unutulmaz bir
&:kK-Mat.)
hatiraya dönüstürüyar.
!.t!
Belpark çevreye
duyarli
ile using a
Üçwatermarked
Çam ve [~
Mavi Bayrak
uluslararasi
çevre PDFCompressor
ödüllerine sahiptir.
PDFMia
compression,
OCR,
web çalismalari
optimization
evaluation
copy
of CVISION
ii
•
28 Ekim tarihinde Alanya'da yapilan
"Uluslararasi Alanya Triatlonu"na gurur
kaynagimiz olan Triatlon takimi
sporcularimiz da katilmis ve Türkiye
siralamasinda Aytug Akar üçüncü, Özgür
Çelik dördüncü, Çaglar Ibrahim Tas besinci
olurken, bayanlarda Serpil Aras Türkiye
birincisi olmustur. Avrupa genel
siralamasinda 122 katilimci arasinda ise Aytug
Akar 37'inci, Özgür Çelik 44'üncü, Çaglar
Ibrahim Tas 46'incl, Çagatay Avsar 58'inci ve
Serpil Aras 69'uncu olmustur.
• 2-6 Kasim tarihleri arasinda III.
GelenekselODTÜ Takimlar Satranç
Turnuvasi yapilmis ve kiyasiya geçen turlar
sonunda EZERGEÇERUZ birinci, KARABAG
ikinci, RAPTOR üçüncü olinustur.
• Çanakkale 18 Mart Üniversitesinin 7-89 Kasim tarihlerinde düzeriledigi Atatürk
Haftasi Satranç Turnuvasi'na
üniversitemizden iki satranççi sporcumuz
katilmis, Baris Tospat üçüncü, Muharrem
Kemaoglu dördüncü olmustur.
ODTÜ SPOR KULÜBÜ
17 Eylül 1998 tarihinde yapilan ODTÜ
Spor Kulübü 24. Olagan Genel Kurulunda,
ProfDr. Ural Akbulut baskanliga, Doç.Dr. H.
Çagatay Keskinok ve Doç. Dr. Ahmet Cevdet
dalinda Dr. Kutlu Kösterit, kürek dalinda
Aytufan Dogu, basketbol dalinda Ars.GÖr.
Kaya Güvenç, su topu dalinda Doç.Dr.
Çagatay Keskinok, kayak dalinda Prof.Dr.
Haluk Sucuoglu, ritmik cimnastik dalinda
ProfDr. Mehmet Utku sorumlulugunda
faaliyetlerine devam edecektir.
yaz dönemi basinda 19 Mayis Yüzme
Havuzunun bakima alinmasi nedeniyle su
topu takimlarimiz yogun maç programinin
oldugu yaz dönemini su topu antremani
yapmadan geçirmis, buna ragmen Ümit
takimimiz, azmi ile zorlu rakipleri arasindan
siyrilip açik kümede sampiyorilugu
yakalamistir.
1999 yilinda kulübümüz basketbol
dalinda kaynak olusturacak sporculari
yetistirmek amaciyla öncelikle üniversitemiz
mensuplarinin 1983-1992 dogumlu
çocuklarina yönelik Rüstü Yüce Basketbol Kis
Okulu adi altinda dörder haftalik dönemler
halinde kurs düzerilemistir. Bu sezon
kulübümüz basketbol dalinda sekiz
kategoride, bes özverili antrenör nezaretinde
çok büyük basarilara imza atmistir. Türkiye
sampiyonasi için küçük kizlar kategorisinde
Arikara üçüncüsü olarak eleme grubuna
katilmaya hak kazanilmistir. Yildiz kizlar
kategorisinde ise Ankara ikincisi olunmus ve
yine Türkiye sampiyonasi için eleme grubuna
katilmaya hak
kazanilmistir. Küçük
erkek takimimiz ise
maçlara basariyla devam
etmekte ve Türkiye
sampiyonasina gitmeyi
amaçlamaktadir.
Türkiye
sampiyonalarinda da
takimimizdan basarili
sonuçlar
beklenmektedir.
Geleneksel
Hazirlik Baskeibol Turnuvasi'99
Yalçiner (Sayman) baskan yardimciliklarina,
Sabiha Ugurlu genel sekreterlige, Aras. Gör.
Hülya Alkanat genel sekreter yardimciligina,
Prof.Dr. Mehmet Utku, ProfDr. Celal Karpuz,
ProfDr. Faruk Bozoglu, ProfDr. Haluk
Sucuoglu, Dr. Kutlu Kösterit ve Aytufan Dogu
üyelige seçilmislerdir.
ODTÜ Rektör Yardimcisi ProfDr. Ural
Akbulut'un Baskanligini yürüttügü ODTÜ
Spor Kulübü 1998-1999 sezonunda tenis
Kulübümüzün sportif
ritmik cimnastik dali,
ODTÜ Gelistirme Vakfi
Ilkögretim Okulu ve
Koruma Dernegi isbirligi
birincisi.
ile 1990-1993 dogumlu
kiz çocuklari için üç dönemlik "ritmik
cimnastik kursu" düzenlemis ve kurs
beklenenin üstünde bir ilgi ile
iamarrilanmistir.
Kulübümüz kayak dali egitim kampi
düzerilenmistir. Bu kampta üniversitemiz
mensuplarinin 7-15 yas arasindaki çocuklari
ODTÜ Uludag Egitim ve Dinlenme
tesislerinde ranzali odalarda, etüt hocalari
esliginde, lisansli özel kayak antrenörleri
tarafindan egitilmislerdir.
9-10 Ocak tarihlerinde
Istanbul'da
yapilan "salon ergometre Türkiye
birinciligi"ne kulübümüz kürek takimi da
katilmis, büyük bayanlarda Pelin Uygur
birinci, Ayse Arslan üçüncü olmus, yildiz
erkeklerde ise Hakan Dogu üçüncülügü
kazanmistir. Ayni yarista üniversitemiz
ögrencilerinden
Fatih Yasar ve Cem Talug
milli takima seçilmislerdir.
ODTÜ
izci
GRUBU
ODTÜ Izci Grubu, ODTÜ ögrencilerine
izciligin temel prensiplerini
benimsetmek
ögretmek,
ve insanlara izciligi tanitmak
amaciyla ODTÜ Spor Müdürlügü'nün
bünyesinde
1986 yilinda kurulmustur.
Dünyadaki en yaygin gençlik hareketi olan
Izciligin Türkiye'deki Üniversitelerde
ilk
örnegini teskil etmektedir.
Kuruldugundan
bu yana aktif üye sayisi
ile ve yaptigi çalismalarla okulumuzdaki
faal topluluklardan
en
biridir.
Üyelerden gelen öneriler ve fikirler
Izcilik temel prensipleri
isiginda bir çok
etkinligi ortaya çikarmistir. Geleneksel
faaliyetler olarak UNICEF Yilbasi Karti ve
Hediyelik Esya Satisi, Eymir Yürüyüsü,
Uçurtma Senligi ve Anneler Günü Piknigi
sayilabilir. Burilarin arasinda en ön plana
çikan hazirlik ve sürdürme asamasi en uzun
süren, geliri tamamen yardima muhtaç
çocuklar için kullanilan UNICEF Yilbasi Karti
ve Hediyelik Esya Satisi faaliyetidir. ODTÜ
Izci Grubu bu yil da üç milyara yaklasan
cirosu ile son üç yildir Ülkemizde satis yapan
gruplar arasinda en yüksek satisi
gerçeklestirmistir.
Bu faaliyetlerin yani sira 1999 Mart
ayindan itibaren Ankara'li diger Üniversiteli
ögrencilerle beraber Orman Bakanligi ve
Agaçlandirma Genel Müdürlügü tarafindan
düzenlenecek TEM Otobani civarini
agaçlandirma projesinde
almistir.
aktif olarak yer
ODTÜ Izci Grubunu ve etkiriliklerini
daha yakindan tanimak için
••www.metu.edu.tr/-scouts
.. sayfasina girebilir,
mesajlarinizi da birakabilirsiniz.
320DTÜ'LÜ
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
§
---"'''111
<:(
lZ
«
x
~
i::i
oN
O
'"
o'l
N
o'l
«
~
z
«
x
~
i::i
N
O-
'"
N
N
o'l
N
ci
':;
z
«
2
~
~
O
O
Denize
siftr
otelimizde
• OdClIClrdCl tmlkon,
• f(estClumnt
odCl
<'t6
<'t
bCln00 (simk
• Ljüzme
su it toplClm
su), wc, telefon,
hClvuzu
• pool
50
odCl
müzik.
bClr, pIClj bClr
• Özel pIClj • MClsCl tenisi
ODTÜ'LÜLERE ÖZEL FiYAT
HAZIRAN - EYlÜL
5.000.000.-TLlGÜN
TEMMUZ - AGUSTOS
8.000.000.-TLlGÜN
Sabah kahvalr!, aksam yemegi açik bÜfe
0-6 yas Ücretsiz, 7-12 yas
i~.
naziran .
KADiKALESi - TURGUT
TEL:0(252)
382 20
i7
- 382 20 18
RE iS -
im
%
50 indirim
/arin/ne Kaaar rezervasyon/ann/za
%
i~
özel inairim uygulanaraK/ir.
BODRUM - TURKIYE
CEP TEL: 0.532.285
83 67
FAX:0(252)
382 49 82
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor
BIR
ONVNev
DEVRIIVIIN
YILI
"-
- Cadde deltil. Bu, Internet adresi.
Giriyorsun, isleni yapiyorsun.
- Bilgisayardan? ..
- Evet .. Kredi aliyorsun ..ne bileyim,
hisse senedi satiyorsunn
- Yapma ya! __
- Yapmislar..
Yaptik:. çünkü müsterilerimizin,
sundugumuz her yenilige
son derece hizh uyum sagladig.ini biliyoruz. Söyle bir düsünün. __
TÜrkiye'de ilk kez Intemet ilzerinde bankacilik sistemini baslatinamiziu
üzerinden yalnizca LAay geçmesine ragmen, vvvvvv.isbank.com.tr
adresini 250.000'j askin müsterimiz ziyaret etti. Üstelik yalnizca ziyaret
etInekle kalmayip interaktif Bilgisayar'da
sayisiz islem yaptilar.
Kimi havale gönderdi, kimi hisse senedi saLin ald., kimi kredi karti
basvurusunu [nternet üzerinde yapti.
Onlar.in, Elektronik Bankacilik'in
en son Ürünlerini bile bu kadar
ustalikla kullanmalan.
basit bir tesadüf eseri degil.
l'v1üsterilerimiz, on yil önce
Bankamatik'le
baslattigimiz
~Elektronik Bankacilik Devrimi 'nin
ürÜnleriyle yasamaya
gayet ahskin. ÇÜnkü
onlarin bankasinin benzersiz
bir elektronik altyapisi var.
çünkU Is Bankasi'nin isi:
INTERAKTIF BILGISA YAR
Gelecegi tasarlan,ak.
••••
TURKIVE IS• BANKASI
interaktif Bilgisayar'in
yeteneklerinden
birkaçi ...
~ Vadeli TL. Vadeli/Vadesi::
Dövi:: Tevdiar Hesabi açnia
Yaiinni Fonu aliS-sarii
VDMK alis-satis
[·Iazint' honosii alis-sans
Allin alis-:,-aiis
Lar alti "isse senedi alis-satis
Hisse senedi alis-saris
raliniari
~
~
~
~
~
•.
"Repo
~ Ddyi:: alis-sans
~ Kredi Karri borcu
ö.ftrennie/ödenie
•. Kredi Karli'yla yapilafi
son 15 islenii gdrnie
•. TÜketici Kredisi raksidi ödeme
~Ha\'ale
~ Yaii,.,ni Hesabi ve
Vadesi:: TL hesap ara:,'uula
para akrarnio
•. Vadesi= TL hesaplanni;:
arasiiida para akrarnia
~ Vadesi= Me\'dil(u hesaplariiidan
ve Yaiinni Hesabi'ndan
hesai, ö::eri alrna
~ inrerakrifTeh'fon
ve inrer~ikrif
Bilgisayar'la
yapiiniis
:,'011islenileri Harnie
~ Odenie rarihlerini Iiaiirlatnia
•. Sanal Ticarer
~ Her tÜrlÜ lit::,'ap. hi::nief. öden'ie
islenileri ve kredi oranlan)'la
ilgili bilgi sornia
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor

Benzer belgeler