PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked
Transkript
PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked
. , H Her 3 ayda bir Bir kereye mahsus olmak üzere !. Dig!! ODTÜlÜ 2.000.000.- Dergisi Abone Ücreti TL 1.000.000.- Tl. Minyatür Oiploma Unet! PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor li i i r 1 - ir 1 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor içiNDEKiLER • Üniversitemizin 11. Rektörü Prof. Dr. Mehmet KiCiMAN 2 • Parlar Vakfi Ödülleri 5 • Merkezi Laboratuvar Projesi (ODTÜ LAB) 7 • Nasil bir mezun? Nasil bir isyeri? Nasil bir üniversite 8 • Yeniden degerlendirme yapabilmek • 10 Prof. Dr. Yakup KEPENEK • is Bankasi Genel Müdürü Ersin ÖZiNCE 12 • Kamu yararina çalisan dernek statüsü 16 • Mezunlar Günü 13 haziran 1999 16 • ODTÜ Enformatik Enstitüsü ,, , 18 • Projelere lisansüstü ögrenci tahsis programi 20 • imar Kanunu Degisiklik Tasarisi ODTÜ'de hazirlaniyor 20 • Üniversiteortaminda toplam kalite yönetiminin tanimi ve ögeleri • • Seytanin oyunu • 21 Prof. Dr. Ömer SAATÇiOGLU 24 Sargun Ali TONT • Sokak çocuklari hakkinda yanilgilar • • Mamak'in ögrenci ögretmenleri • 25 Doç. Dr. Serdar DEGiRMENCiOGLU Mustafa 26 BALBAY • Ilisu ve Karkamis baraj gölleri alanlarinda kurtarma kazilari • • ODTÜf de sanatin bir baska boyutu RESiM. 27 Doç. Dr. Numan TUNA Doç. Tansel TÜRKDOGAN 29 , • Engelsiz ODTÜ projesi , 30 30 • Makina Mühendisligi Bölümü proje yarismasi • ODTÜ'de spor , 32 , f ODTÜ Adina Sahibi Prof. Dr. Suha SEVÜK Yazi isleri Müdürü Prof. Dr. Yildirim ÜÇTUG Yayin Kurulu Prof. Dr. Aysen ERGiN, Prof. Dr.Fikret GÖRÜN, Prof. Dr. Sabri KOÇ, Doç. Dr. Fevzi GÜMRAH, Mehtap SAATÇiOGLU, Serpil SAVAS, Dr. Güzin Binatii BÜYÜKKURT, Elif ONGUN Mezunlarla iletisim Müdürü ve Reklam Sorumlusu Lale KOCAMAN Yazisma Adresi Mezunlarla iletisim MÜdürlügü ODTÜ Rektörlük 6. kat 06531 - ANKARA Tel: (0.312) 210 34 40 - 210 34 90 Fax: (0.312) 210 13 58· E-fv1ail:[email protected] Dizgi Nazmiye ALTIPARMAK, Grafik ve Sayfa Düzeni Yalçin OKYAY (0.312) 417 28 88 Baski ODTÜ Basim isligi, Baski Adedi 20.000 REKLAM FiYATLARi Üç ayda bir yayinlanan ODTÜ'LÜ Dergisi'ne reklam vermek isteyen kisi ve kurumlar için 1999 yili reklam fiyatlari asagidadir. (KDV Hariç) Arka Kapak: 300 milyon TL. Kapak içi: 250 milyon TL. Tam sayfa: 220 milyon TL. 1/2 sayfa: 130 milyon TL. 1/4: 65 milyon TL. Yillik reklamlar için indirim uygulanir. Reklamlar renk ayrimi yapilmis, film halinde ve verilen ölçülerde olmalidir. Tam sayfa silme zemin: 19.5 x 27.5 cm. Tam sayfa yazi alani 15.5 x 24 cm. 1/2 Sayfa: 15.5 x 12 cm. 1/4 Sayfa: 7.5 x 12 cm. ODTÜ'LÜ 1 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor .. Universitemizin 11. Rektörü Prof. Dr. Mehmet KICIMAN Radyoculuga ögrenci iken gönül vermis, uçak mühendisligi egitiminden sonra arastirma uçaklari üzerine çalismalar yapmis, sevdigi isi yapmak için girmis oldugu siyaset alanindaki çalismalarini çok kisa sürdürmüs, açik sözlü, degerli hocamiz ProfDr. Mehmet Kiciman'la Doç.Dr. Fevzi Gümrah ve ProfDr. • OOTÜ'de göreve ne zaman basladiniz? 1956 yilinda yedek subaylik yaparken Milli Müdafaa Caddesi'ndeki binaya gittim ve is basvurusu yaptim. Orada görev yapan Amerikali bir zat "sen burayi bosver Amerika'ya git" dedi. Ben de ondan sonra Amerika'ya doktora yapmaya gittim. 1961 yilinda Türkiye'ye döndügümde askerlik arkadasim ayni zamanda kardesimin esi olan Ilgaz Alyanak "Seni Mustafa Parlar ile tanistirayim" dedi. Mustafa Parlar ve Murat Dikmen ile tanistim. Onlar da hemen Amerika'dan gelip, görev almarni pek tavsiye"etmediler. Sonra 1966 yilinda ODTU'ye girdim. • Göreve basladiginiz yillardan hafizanizda yer alan anilanniz var mi? O zamanlardaki problemimiz 1968 yillinda tüm dünyadaki olaylarla paralellik gösteren olaylardi. Sayin Kemal Kurdas'in kitabinda bunlardan bahsedilmistir. O tarihlerde çok iyi bir ögrencim bir olaydan yakalanmisti, fazla problem olmadan hapis meselesini atlatti, simdi çok iyi bir profesördür. Bu olaylardan sonra rahmetli Sefik Erensü'nün rektörlügü döneminde pek olay ollJladi. Anlayisli ve kültürlü bir insandi. Universiteye faydasi olmustur. Onun zamaninda bana ders olan bir olayolmustu. Bölüm baskaniydim. Disanya gönderdigimiz pullarla ilgilibir konuda emekli bir albay olan Genel Sekreterden bir itiraz geldi. Bazi ihtiyaçlanmiza takilirdi. Telefon açtim, biraz ileri, geri konustuk. Kafam kizinca "Siz ne anlarsiniz bizim mühendislik islerinden" dedim. Adamcagiz "Peki tekrar düsünürüz." dedi ve son derece kibar bir sekilde telefonu kapatti. Sonradan ögrendim ki kendisi makina mühendisi ve MIT mezunu imis. Çok mahçup olmustum. Ondan sonra, Ismet Ordemir, Tank Somer, Ilgaz Alyanak rektör oldular. Ilgaz'in zamaninda o zamanki Basbakan Demirel'in tayin ettigi bir Mütevelli Heyeti vardi. Bu üyelerin tayin edilmemesi için kendi partisinden de ricacilar araya girmisti. Fakat Demirel onlan dinlemedi. Mütevelli Heyetinin bazi üyeleri, bizim Mühendislikte asistan profesörlerin terfileri için tezleri incelemek amaciyla evlerine götürmeye basladilar. Büyük bir tatsizlik çikti. Bu insanlar mühendislilue hiç alakasi olmayan kisilerdi. Bunun üzerine Ilgaz çok sert l?ir mektup yazdi. Ancak daha sonra Universitelerarasi Kurul toplantisi için gittigi Bursa'da görevden alindigini radyodan ögrendi. Onun yerine Hasan Tan'i tayin ettiler. Ona da itirazlar oldu. Rahmetli Mustafa Parlar Adalet Partisinin liste basi Istanbul mebu~uydu. Fakat etkili olamadi. ODTU'ye kötülük ediyorsunuz diye gittik olmadi. O sira Adalet Partisinin bir gazetesi vardi: "Adalet". Orada bizim lehimize yazilar çikmasina ragm~n hiç fayda etmedi. O sirada QDTU'ye 300 kadar komando alindi. Ogrenciler bunlarla tartismaya basladi. Tatsiz olaylar oldu. Demirel hükümeti degisti, yerine Ecevit hükümeti geldi. Ecevit hükümeti bize bes tane mütevelli heyet üyesi tayin etti. O sira Anayasa Mahkemesi bizim " kanunumuzu iptal etmis, ODTU tamamen kanunsuz durumda kalmisti. Dokuz yerine sadece bes üy~ tayin oldu. Ruser;i Keles, Yüksel Ulker (rahmetli), ilhan bey (rahmetli), Hicri Fisek (baskandi), Hacettepe profesörlerinden ortopedist Riqyan bey ise besinci üyeydi. Hepsi ODTU için cani gönülden çalistilar. Nuri Saryal'i Rektör tayin ettiler. Ben de Rektör Yardimcisi oldum. Rektörlügün koridorlannda silahli adamlar vardi. Hasan Tan zamanindan kalan Rektör Yardimcilari da vardi. Onlarla beraber çalismak durumundaydik. . Komandolarin bagli oldugu MISK sendikasi ve onlarin da adamlari vardi. Çok büyük prqblemler yasadik. Fakat o sira Ankara il Jandarma Komutani olan bir Albay bize çok anlayisli davrandi ve yardimci oldu. Polisten de tam yardim aldigimizi söyleyemeyiz. Çünkü gelen polisin tutumuna göre durum degisiyordu. Sundan biliyorum, rektörlük binasi üç defa arandi, birçok seyler bulundu. Fakat üç aramadan sonra, biz fotokopi makinasi içinde üç Fikret Görün görüstüler: 20DTÜ'LO PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor tane baglanmis TNT kalibi bulduk. Fotokopi makinasi bozuk oldugu için fise takilmamisti. Eger fise ta.kilmis olsaydi, bu bina yok olurdu. Iste bunun gibi birçok olayolmustu. Çalisanlardan birisi, görevden alininca, çikarip tabancasini masama koydu ve "BenI buradan kimse alamaz. " dedi. Odalarda dinleme cihazlari vardi. Fakat en kötü olay 2 Aralik 1977 günü komandolar.in dinamit atarak ates açmqsiydi. Olen ve yaralananlar oldu. Ben Insaat Bölümünde ders veriyordum. Geldigimde kursunlar Vlzildiyordu.Askerler süngüleri takmis yerlerde mevzilenmislerdi. Bunlari da at1attik. • Bu dönemde sorunlar nasil asildi ve YÖK dönemi nasil basladi? .. Yapilan Üniversite Konseyinde, Universitenin kapatilip, bu gibi çalisanlarin bir daha alinmamasi için izin istedim. Uygun görüldü ve iki gün sonra üniversite açildi; bu 400 kisinin hiçbiri okula alinmadi. Fakat kanuni imkansizlik neticesinde maaslarinin verilmesine bir 6 ay devam edildi. Onlar izinli sayildilar. Fakat bu olaydan sonra dersler muntazam devam etti. O zamanda döne11]kaybi olmayan tek üniversite ODTU idi. Bunun için hocalar, ögrenciler dayanisma yapti. 17 Agustos'ta dönem baslaçl.i.Tatil yapmadilar. Hatta ODTU'lü hocalar diger akaden;iilere de yardima gidiyorlardi. Iste bu kadar özverili çalisilan dönemlerde bir de ters bir söz edilince, "ögretim üyelerinden bayragin ucunu tut desek, para isterler" diye bundan daha haksizca birsey biz.i.miçin söylenemezdi. Çok üzüldüm. ITU bir sene kaybetmisti. Bir sinavlarina sahit olmustum. Bir masa ögrenci, bir masa jandarma vardi. Çok sükür bizde böyle birseyolmadi. Bundan sonra 12 Eylül olayi oldu. Zannedersem Konsey Genel Sekreterligi üniversite yöneticilerini t.9Plantiya çagirdi. Ben o sira Universitelerarasi Kurul'un baskan vekili idim. Yeni üniversite kanunu yapmamiz istendi. 1981 yazi idi. Siz geceli gündüzlü çalistik. ODTU ile diger üniversitelerin büyük farkliliklari olmasina ragmen, onlar 1nO'ye tabi idiler. Bizim kanunumuz zaten iptal olmustu. Bütün üniversitelerin q..nlastiklaribir kanun tasarisi hazirlandi. Universitelere genis özerIgik veren, elini kolunu baglamayan ve YOK ile alakasi olmayan güncel bir kanun tasarisi idi: Ta9aQ tabana zit görüste olan ODTU ve ITU bile bu zeminde anlasmislardi. Akademiler de vardi. Fakat birde baktik ki bizlerin hiç haberi olmadan Sayin Dogramaci kendisi bir tasari hazirlamis ve bizlerin, yani Türkiye'deki tüm üniversitelerin ortaklasa hazirladiklari tasari Konsey tarafindan çöpe atilmisti. Böylece YOK kanunu ortaya çikti. • YÖK hakkinda aktarmak istediginiz görüsleriniz var mi? • ODTÜ'nün diger kurumlarla iliskileri nasildi? Bence YÖK Kanunu Türkiye'nin teknolojik alanda gelismesini büyük ölçüde engelleyen bir kanun olmustur. Bu konuda çok konusulabilir. Etkilerinden bir tanesi ögretim üyeligi mesleginin prestijini azalttigi için yetenekli gençlerin akademisyen olmaya karar verirken çok tereddütte kalmalaridir. Gaziantep Kampusumuzda birgün toplanti yapilmis ve ögretim üyeleri Türkçe konusmuslar. Oradaki ABD'li hocalar ABD sefaretine sikayet etmisler. Sayin büyükelçiden bize yazi geldi. Gaziantep'teki toplantilarda Ingilizce konussaniz iyi olur, bizim adamlarimiz anlamiyorlar diye. Ben de bu yaziyi bir baska zarfa koydum, yarilislikla bize gelmis olabilir, bizim bununla alakamiz yok, bunu Disisleri Bakanligina gönderin diye geri gönderdim. Bir kopyasini da Disisleri Bakanligina gönderdim. Neticede Bakanlik bana kizdi. Fakat ondan sonra bir baska büyükelçi geldi, Avusturya asilli imis, babasi Haydarpasa garini yapan mühendislerden imis ve çocuklugu istanbul'da geçmis. Sonra Amerikali olmuslar. Onun zamaninda aramiz iyi oldu. Zamanla Türkiye'de söyle bir yipranma oldu. Bizim kusakta ilkögretirri.elemanlari son derece saygin kisilerdi. Once onlarin sayginligi azaltildi. Bundan sonra lise ögretmenleri saygin kisilerdi, pek çok gencin severek lise ögretmeni oldugu zamanlardi. Bu hocalari herkes bilirdi. Istanbul'da Vefa lisesinin kimya ögretmeni Nobel adayi seçme komitesinde olan bir kisiydi. Ondan sonra lise ögretmerilerinin sayginligi azaltildi. Sonra slr11üniversite ögretim üyelerine geldi. YOK kanunuyla bu is yapildi ve sayginlik azaltma devresini tamamladilar. Bu gelismelere paralel olarak da 1950'den sonra din hocalarinin ve dinle ugrasan kesimlerin imkan ve sayginliklari bilinçli olarak artirildi ve bugünkü duruma gelindi. Bunlar benim kisisel görüslerimdir. • ODTÜ'de ne zaman yöneticilik yapmistiniz? Haziran 1979'da rektör oldum ve Agustos 1982'de ayrildim. Ondan ewel iki sene rektör yardimciligi ve 4-5 sene bölüm baskanligi, akademik konsey üyeligi yaptim. Olumsuzluklarin yogun oldugu dönemlerdi. • Bu dönemde ODTÜ'yü ve önemini ülke yöneticilerine anlatma geregini duydunuz mu? ODTÜ'nün memleket için ne kadar önemli oldugunu, Türkiye'nin istikbalinin böyle üniversitelerden yetisenlere bagli oldugunu anlatmak için köskü ziyaret ettim. Gayet iyi anlastigimizi zannettim. Ondan sonra Genel Kurmay'da Evren Pasa'ya bir birifing verdik. Hiçbir üniversite vermemistir. Orada da anlattik. Bir örnek olarak; Kemal Gürüz de Asistan Profesördü, bir çalismasini anlatti. Türkiye'nin kok ithal etmesinin döviz kaybina neden oldugunu ve bizim linyitlerimizden kok üretilebilecegini aktardi. O sira enerji sikintisi vardi. Kenan Evren'e "Bundan önceki çalismalarimizi masa altina attiniz, bunu atmayin."dedi. Evren Pasa da söz verdi; ama sonra ne oldu hatirlamiyorum. Okula davet ettik. Son gün vazgeçti. Çünkü emniyetten bazi kisiler Rektörlükte asansörde tabanca bulmuslar. Neticede gelemedi. ODTÜ'nün bütün büyükelçilerle, hem de Sayin Basbakan Bülent Ulusu ile arasi çok iyi olmustur. O sira Ankara Sikiyönetim Komutani Recep Ergun Pasa'nin yardimi olmustur. Bir keresinde 500 ögrenciyi otobüslerle Mamak'a götürdüler. Altay Birand rektör yardimcis\ydi, orada sabaha kadar bekledik. Ogrencilerin bir kismi serbest birakildi. Okula geldigimiz vakit kapida Devrimci Anneler Birligine ait kisiler bize son derece hakaret ettiler, "Siz ne biçim idarecisiniz, çoçuklarimizi hapse gönderiyorsunuz." diye. Bu unutamadigim olaylardan birisidir. • Yöneticiliginizde can güvenliginiz ile ilgili sorun oldu mu? Tabii Üniversiteyi egitime açtigimiz için evimize bomba atildi. Ailece tesadüfen ölümden döndük. Cevat Erder'in, Nuri Saryal'in evlerine de atilmisti. Ondan sonra da tehdit telefonlari devam etti. Yakup beye, Tosun Terzioglu'na ates ettiler. Trabzon'da Necdet Bulut'u öldürdüler. Necdet Bey'in katillerini buldular. Bizim eve bomba atan ODTÜ'LÜ 3 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor iki kisiyi buldular. Birisi 18 yasinda, digeri daha büyüktü. Mahkemede biri 4, digeri de 8 sene hüküm giydi. Hakim bize kizdi, "Bunlarin size neden bomba attigini bilmiyor musunuz? Ne biçim adamsiniz, nasil bilmezsiniz?" diye azar isittik. Fakat onlara "Bombayi size kim verdi?' diye soran olmadi. Kizim ders çalisiyordu ve fizik kitabinin içerisi bombada bulunan çivilerle doldu, halen saklarim. Bomba patIayincaya kadar biz arkaya kaçtik ve yaralanma olmadi. • Hatirlayinca gülümsediginiz anilanniz var mi? Bazi enteresan olaylar da vardi. Bir gün Çin Büyükelçisi ziyarete gelmisti. Insaat Bölümünü geziyorduk. Gençler masa tenisi oynuyordu. "Bakin, bu milli sporumuz. Bizde ping pong deniyor. Sizde var mi?"diye sordum. Adamcagiz "Ne tesadüf biz de öyle deriz." dedi. Bir defasinda bir baska büyükelçiyle geziyorduk. Bir derse girmistik. Sonra bana "Ben Türkiye'y~ yeni geldim. Türkçe 'nin bu kadar ingilizceye benzedigi bilmezdim, çogunu anladim. " dedi. • ODTÜ' de sikintili günlerinizden aniniz var mi? Istiklal Marsinda ayaga kalkmama olayi oldu. Hiçbir yerde açilis yapilmiyordu. Olaylar çikiyordu. Biz askeri bando istedik ve ögrencilerle anlastik, herhangi bir slogan atilmayacak diye. Fakat dinlemediler. !3ir kismi ayaga kalkmadi. Hiçbir açilista Istiklal Marsi okunamazken bizde açilista okundu. Biz bundan dolayi takdir almadik. Recep Ergun Pasa hariç herkesten tenkit aldik. Harp Okulunda iken bir törende Evren Pasa, Ecevit, Demirel ayni tören çadirinda idik. Bu soru bana geldi. "Bakin bir yedek subayi Hakkari'de imnci küregine baglayip yaktilar. Atatürk kösesine kötü seyler yaptilar. Onlari niye sorgulamiyorsunuz?'dedim ve konu degisti. • 1402 ile görevden alinmalar sizin zamaninizda mi oldu? Benim zamanimda tek bir kisi görevden alinmadi. Mehmet Gönlübol zamaninda oldu. • Siyasete nasil atildiniz? 1983 yilinda yurtdisinda iken Erdal Bey parti kuruyordu. Telefonla görüstük. Sonra rahmetli Cahit Art' a California'dan telefon ettim. "Böyle bir durum var, parti kurucusu olmam düsünülüyor, ne dersiniz?" O da yardimci olmarni söyledi. ABD'deki isimd~n ayrilip, Türkiye'ye geldim. ODTU'den de 24 saat içerisinde istifa ettim. Bu istifa isi geçen yil yesil pasaport alirken sikinti yaratti. Bu pasaportta emekli profesör yaziyordu. Esimin pasaportunda müstafii profesörün esi yaziyor. Almanya'da polis anlamadi, anlatmak zorunda kaldim. Sonra üniversiteye dönmedim. Siyaset çok kisa sürdü. SODEP'te genel baskan yardimcisi oldum. Herkes veto edildi. Son kisi olan Atatürk'ün yaverinden rica ettim. Emekli albaydi, çok muhterem zatti. "Oglum ben partiye gelirim." dedi ve partiye kaydini yaptik. O da veto edildi. Partiye geldi, gözyaslari ile çok üzgün oldugunu belirtti. Oyle insanlar veto edildi ki; Askeri Yargitay Daire Baskani, Anayasa Mahkemesi üyesi hep veto oldular. O zaman SODEP olsaydi ve seçimlere girebilseydi, bugün Türkiye'nin resmi daha baska olurdu. Çünkü çok degerli insanlar vardi. Sen bu bakimdan Vilayet Universitelerine karsiyim. Kozm.opolit yerlerde üniversiteler olmalidir. Istanbul ve Ankara iyi örnektir. • Havacilik Mühendisligi zamaninlZda mi kuruldu? • O zamanlar egitimde kalite konusunda neler yapiyordunuz? sIzin Benim asil meslegim uçak mühendisligidir. Arastirma uçaklari üzerinde çalistim. Ilk uzay mekigi projesinde çalistim. Havacilik Mühendisligi Bölümü Cahit Çiray'in büyük katkilariyla kuruldu. Emekli oldu ama halen ders veriyor. Sjmdi 67 yasinda emekli olunuyor. Istanbul' da tapu isinde 65 yasini geçince rapor istiyorlar. Ayni zamanda raporu verenler de o yasi geçmis oluyor. Hacettepe' deki arkadaslarim "Sana bu akli basinda raporunu vermeyiz. Akilli olsan ABD 'den dönüp ögretim üyesi olmazdin." dediler. Memleketin idarecileri de bu durumda; eh ortami görüyorsunuz! • Türkiye bilimde, teknolojide atilim yapabildi mi? Bir memleketin en büyük hazinesi "beyin"dir. Sadece teknolojide degil ekonomi, sosyal (idarecilik hariç), ben zaten hepsini mühendislik olarak görürdüm. Mesela Almanya'nin harpten sonra kalkinmasinin nedeni teknik gücüdür. Güney Kore'nin bir ara sadece kompozit materyallerde doktora yapan ABD'de 165 adami vardi. Burasi da yavas yavas öyle oluyordu. Bizim ögrencilerimizin avantaji suydu: ABD' de veya diger ülkelerde burslu degil, asistan oluyorlardi, onlarin sisteminin içinde oluyorlardi. Gelen gençler son dereç~ yararli olmaktaydilar. ITU'nün avantaji ise çok farkli dallarda mezun vermesiydi. En iyi ögrencileri yurtdisina giderdi. Memlekette bayagi bir ilerleme kaydedilmek üzereydi. Tam siçrama noktasina 1980'lerde gelmek üzereydik. Ondan sonra birdenbire baltalandi. • Sayilan gittikçe artan üniversitelerle ilgili görüsünüz mi? var Üniversitede bir atmosfer vardir. Gelen ögrenciler sadece ders görmüyor, bir hamur gibi yogruluyor. • Simdi ODTÜ'yü nasil görüyorsunuz? ODTÜ genel toplumdan fazla ayrilamayan bir konumdadir. ES.I5isi kadar siyah- beyaz ayrimi yok. Ozal dönemiyle deger sistemi degisti. Neticede, üniversiteler de memleketin bir parçasi, onlar da degisti. Ben bu konularda tutucuyum. Hizmet sektörü degil imalat sektörünün çok önemli oldugu kanisindayim. U~etmeden aniden hizmete atladik. Iyi yetenekler hizmet sektörüne kaçiyor. Neticesini pek parlak görmüyorum. Bölüm baskani iken ögrencilerimizle ilgili anketler yaptik. Ben de Sezai Türkes'i ziyarete gittim. Bizim mezunlarimiz hakkinda ne düsünüyorsunuz dedim. Söyle cevap verdi: "Sizin mezunlariniz ilk geldiklerinde ITÜ mezunlari kadar ise yaramiyorlar. Çünkü daha teorikler. Fakat 6 ay sonra onlari geride birakiyorlar ve çok basarili oluyorlar. Sakin egitim sisteminizi degistirmeyin. " Bundan sonra mühendislikte sizin yetistirdikleriniz gibi hemen bilmese dahi nerede olacagini bilen, arastirmayi bilen kisiler aranacak demisti rahmetli Sezai Türkes. • Zamaninizda ODTÜ' de ögrenci- hoca iliskisi nasildi? Benim zamanimda hoca- ögrenci iliskisi çok iyiydi. Aksam kahve içmeye bizim eve gelirlerdi. I:Ioca- talebe saha gezilerine çikarlardi. Idari'de, Mimari'de bu durum gayet iyiydi. 1983'lerde 12.000 ögrenci vardi. Bu kampüsün ideal ögrenci sayisi 18.000 ögrenci idi. • Ögrencilere iletmek istediginiz bir konu var mi? Sevdiginiz isi yapin, yaptiginiz isi sevin. Para kazanmak için sevmediginiz bransa girmeyin. Para hersey degildir. Kaynak israfina yol açmayacak kararlar verilebilir. Dünyanin hiçbir yerinde anne- babalarin çocuklarin geleceklerine bu kadar müdahale ettikleri bir ülke yoktur. 40DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor PARLAR VAKFI 1998 Yili tt Odülleri sahiplerini buldu ODTÜ Prof.Dr. Mustafa N. Parlar Vakfi tarafindan seçkin bilim adamlarinin ve uygulamacilarin tüm bilim alanlarindaki arastirma ve uygulama çalismalari ile hizmetlerini degerlendirmek, yetkinliklerini belgeleyerek çalismalarina güç katmak ve yetismekte olan kusaklari özendirmek amaciyla her yil verilen ONUR, BILIM, HIZMET ve ARASTIRMA- TESVIK ÖDÜLLERI'ni bu yil alanlara ödülleri 18 Aralik 1998 günü ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Törende Bilim Ödülleri, "Reaksiyon Mühendisligi ve Katalizör Hazirlanmasi Alanlarinda Bilime Yaptigi Evrensel Katkilar" nedeniyle Prof.Dr. Timur Dogu ile "Toplumsal Tarih, Köy Dönüsüm Tipolojisi, Dünya Sistemi ve çevresel Iliskiler Konularinda Ulusal ve Uluslararasi Düzeyde Yaptigi Bilimsel Katkilar" nedeniyle ProfDr. çaglar Keyder'e takdim edildi. 1998 yili Parlar Vakfi Hizmet Ödülleri ise ''Yarim yüzyili Asan Bilimsel Çalismlariyla Halk Biliminin Ulkemizde Bir Bilim Dali Olarak Gelismesi ve Kurumsallasmasi Yolundaki Hizmetleri ve Bu Çalismalari Süresince Biriktirdigi Çok Zengin Halk Bilimi Arsivini Gelecek Kusaklara Aktarmasi" nedeniyle Prof. Pertev Naili Boratav ile "Isi Tra~sferi Konusunda Yaptigi Arastirmalar, Yazdigi Kitaplar ve Ozellikle Yurtiçi ve Yurtdisinda Türk Bilim Adamlarinin Yetismesine Yaptigi Katkilari" nedeniyle ProfDr. Sadik Kakaç'a verildi. Rektör ProfDr. Suha Sevük törende yaptigi konusmada Prof.Dr. Parlar'in iyi yetistiriimis kadrolara büyük önem verdigini, egitim ve ülkenin gelecege güvenle bakmasina araci olacak saglikli bir sanayilesmeye tutkulu oldugunu belirterek sözlerini söyle sürdürdü: "Belki de en önemli niteligi genç yeteneklerin kedi, yönlendirilmeleri, üniversitelerimize kazandirilmalari ve onlari koruyup kollamak için gösterdigi çaba idi. Bu çabalari, yurtdisi kisa süreli bir görevden dönerken gerçeklesen genç yastaki ani kaybina dek sürdü. " törenle verildi. Vakif Mütevelli Heyeti Baskani Dr. Ziya Tinel de törende birJonusma yaparak; "Geçmiste Universitemiz camiasinda iz birakmis ilim adamlarimizin unutulmamasini, düsünce ve degerlerinin sonsuza kadar taze ve sicak tutulmasini saglayacak bu tür kadirsinaslik girisimlerini tfikdir ve sükranla karsiliyorum. Sanirim rahmetli ProfDr. Mustafa N. Parlar böylesine anilmaya ve böylesine tüm özellikleriyle, günümüzde canli tutulmaya layik bir fani idi. Yurdumuzun hiç kuskusuz en seçkin üniversitelerinden ~!ri olan Orta Dogu Teknik Universitesi degerli bir üyesi, degerli bir hocasi Mustafa N. ProfDr. Timur DOGU (solda) Rektör ProfDr. Suha SEVÜK'ten ödülünü aldi ODTÜ'LÜ 5 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor Parlar'i heykelini dikerek ödüllendirmis ve övünülecek bir kadirbilirlik örnegi sergilemistir. " dedi. 1998 yili Bilim Ödülü'nü almaya hak kazanan ODTÜ Kimya Mühendisligi Bölümü Baskani ProfDr. Timur Dogu da yaptigi konusmada, bilimin toplumsal bir faydaya dönüsmesinin bazen uzun yillar alabildigini, pek çok farkli arastirmacinin çabalari sonucunda bu noktaya ulasilabildigini, bazen çok teorik görünen arastirmalarin belli bir süreç sonunda toplum için çok yararli sonuçlarin elde edilmesinde çok önemli bir temelolusturdugunun unutulmamasini hatirlatti. ProfDr. Dogu sözlerini söyle tamamladi: "Alin teri dökmeden kazanmanin, yorulmadan kestirme yollardan kisisel çikarlar elde etmenin, arastirmadan sonuca ulasmanin yanlisliklarinin, bir arastirmacinin, bir fen adaminin ve bir mühendisin esas amacinin içinde yasadigi topluma olumlu katkilar yapmak oldugu bilincinin, özet olarak meslek etiginin üniversitelerde birinci siniftan itibaren bugün oldugundan çok daha agirlikli olarak islenmesinin günümüz kosullarinda daha da önem kazandigini düsünüyorum. " dedi. 1998 yili Promr. Mustafa N. Parlar Ödülü'nü almaya hak kazanan ve 1993'ten beri Binghamton'da profesör olarak görevini sürdüren ve ayni zamanda Bogaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde ögretim üyeligi yapan Promr ...Çaglar Keyder de konusmasinda Orta Dogu Teknik Universitesi'nde verilen bu ödülün kendisi için ayri bir anlami oldugunu belirterek konusmasini söyle sürdürdü: hiyerarsinin ve bagimliligin sorgulandigi, azgelismisligin tarihinin arastirildigi, gelisme teorisi üzerinde sürekli düsünülen ve de bütün bunlarin bazen biraz fazla isinan bir siyasi ortam içinde gerçeklestirildi gi bir dizi üçüncü dünya kampusu vardi o dönemde. ODTÜ de dönemin ruhunu yakalamis bu kampuslardan biriydi. Iste bu ortam sayesinde benim de ilgi alanim genisledi, ögrencilere cevap verebilme çabasiyla yeni sahalara girmek zorunlulugunu hissettim; meslektaslarla tartisirken bir çok sey ögrendim. Bu ödülü bana vermenizde bu üniversitenin önemli payindan söz edebilmek bana ayrica mutluluk veriyor. " 1998 Yili ProfDr. Mustafa N. Parlar Hizmet Ödülü'ne layik görülen merhum prof. Pertev Naili Boratav'in ödülünü alan ve anisina bir konusma yapan oglu Prof.Dr. Korkut Boratav da "O, "bilimsel sirça kösk" anlayisini benimsememis; bir avuç meslektasi ile birlikte bu güç yillarda, aydinlanmayi, hümanizmi, demokratik bir bilim anlayisini Türk kamuoyuna, aydin ve ögrenci çevrelerine tasima sorumlulugunu üsdenmisti. Bu tarafi ile hocasi, büyügü, dostu olan ve vakfinizin bir yil önce hizmet ödülünü alan Hasan Ali Yücel ile kader birligi etmistir. Bu sorumluluk anlayisidir ki, babami, meslektaslarini ve Yücel'i Türkiye'deki karanlik akimlarin temsilcileri ile çatistirmistir ve sonunda babamin Türkiye üniversitelerindeki bilim hayatina son vermistir." dedi. 1998 Yili Promr. Mustafa N. Parlar Hizmet Ödülü sahibi ODTÜ Makina Mühendisligi Bölümü Ögretim Üyesi prof Dr. Sadik Kakaç da törende yaptigi konusmada "1960 yilinda ODTÜ'ye katilmakla kendimi hep çok sansli insanlardan biri olarak düsünmüsümdür. Kendimi, üstün yetenekli ögrencilerin bulundugu, bilimsel çalismalarin yapilabilecegi bir ortamda buldum. Beraber çok faydali çalismalar yaptigimiz eski ögrencilerim bugün bölümümüzde, yurt disinda ve endüstride çok degerli çalismalar yapmaktadirlar. ODTÜ'ye hizmetlerim ve bilime katkilarim bunlarin yardimi ve destegi ile olmustur. Bu bakimdan, bu hizmet ödülünü onlarla paylasiyorum. " dedi. ARASTIRMA ve TESVIK ÖDÜLLERI: Promr. Çaglar KEYDER ödülünü Promr. Aybar ERTEPINAR'dan aldi "1960'larin siyasi ve akademik ortaminda lisans ögretimi yaparken o dönemin kosullari içinde ben de en hizli bir sekilde Türkiye'yi kurtarma ve az gelismisligi yenme hayaline kapiimistim. O zamanki anlayista bunlari gerçeklestirmenin en kestirme yolu ekonomi ögrenmekten.,ve ögretmekten geçiyordu." 1970'ten itibaren ODTU'yü yuva edindigini belirten Promr. Keyder sözlerine devamla söyle dedi: "O yillarin atmosferini akademik üretim açisindan ideal bir ortam olarak hatirliyorum. Dünyadaki Doç. Dr. Haluk AKGÜN ODTÜ Jeoloji Mühendisligi Bölümü Doç. Dr. Hasan G~rkan TEKMAN ODTÜ Psikoloji Bölümü Doç. Dr. Agacik ZAFER ODTÜ Matematik Bölümü Y.Doç. Dr. M. Hakki ALMA Kahramanmaras Sütçü Imam Üniversitesi, Orman Fakültesi . Dr. M. Kadri AYDINOL ODTÜ Metalurji ve Malzeme Mühendisligi Bölümü 60DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor Merkezi Laboratuvar Projesi (ODTÜ-LAH) Gerçeklesiyor ProfDr.Türker Gürkan Rektör Yardimcisi Üniversitemizin Ar-Ge etkinliklerine büyük bir dinamizm kazandiracagina inandigimiz Merkezi Laboratuvar Projesi için gerekli tüm izinler alinarak ilk parti cihazlarin satin alinmasi için ihaleye çikilmis bulunuluyor. Proje kapsaminda toplam maliyeti 25 milyon USD olan iki laboratuvar kurulacak. Bunlardan birincisi eski Metalurji Mühendisligi Binasinda yeralacak; madde ve malzeme karakterizasyonu konusunda arastirmacilarin ve sanayinin hassas ölçüm ile analiz gereksinimlerini karsilayacak. Ikincisi ise yeni yapilan Biyoloji binasinda yeralacak ve Moleküler BiyolojiBiyoteknoloji alaninda bir arastirma gelistirme merkezi olarak çalisacak. Kurulacak olan laboratuvarlar ihalesi yapilarak insaat asamasina gelmis olan Teknokent projesi (ODTÜ-TEK) ile de yakindan ilintili. Bedeli 13 milyon USD olan Teknokent birinci kademe insaatina ihaleyi kazanan firma ile kredi anlasmasinin imzalanmasindan sonra baslanacak. Mimari projeleri Üniversitemiz tarafindan çizilmis olan birinci kademe insaatlari yaklasik 35000 m2 kapali alani kapsiyor. Binalar Ar-Ge etkinliklerini yüriitmeleri amaciyla firmalara kiralanacak. ODTÜ-Tek'in Ar-Ge alaninda Üniversite- Sanayi isbirligini gelistirmede ortam saglayacagi düsünülüyor. ODTÜ-LABve ODTÜ-TEKprojeleri Devlet Planlama Teskilati tarafindan desteklenmekte olup yatirim programina alinmis bulunmaktadir. Hazine Müstesarligi da toplam bedeli 38 milyon USD olan projeler için firma kredili ihale onaylarini vermistir. 2001 yilinda tamamlanmasi beklenen projelerin bedeli Devlet tarafindan karsilanacaktir. ODTÜ-LABve ODTÜ-TEKÜniversitemizin kurulusundan bu yana gerçeklestirdigi en kapsamli ve en yüksek bedelli proje demetini olusturmaktadir. Orta Dogu Teknik Üniversitesi ülkemizin önde gelen bir Teknik Üniversitesi kimligi ve üstlendigi misyon geregince, 1. Ileri düzeyde egitim ve arastirma, ögrencilerine lisansüstü çalismalar yaptirmakta, 2. Yüksekögretim Kurumu tarafindan diger üniversitelerin ögretim üyesi ihtiyacini karsilamak amaciyla bu üniversitelerin arastirma görevlilerine lisansüstü çalismalar yaptirmakta, 3. Kamu ve özel sektör kuruluslarinca istenen bilimsel ve teknik inceleme, ölçüm, proje, bilirkisilik, danismanlik hizmetlerini sunmaktadir. Üniversitemiz yukarida sayilan islevleri geleneksel yapisi içinde sürdürmektedir. Ancak degisen kosullar farkli yaklasimlar ve paradigmalar gerektirmistir. Beklentileri daha verimli ve etkin olarak karsilayabilmek açisindan yeni dönemde ODTÜ asagidaki yapilanmalari gerçeklestirmeyi kararlastirmistir. 1. Diger üniversitelerle mal ve hizmet üreten sektörlerin uzmanlasmis eleman ihtiyaçlarini karsilamak açisindan lisansüstü programlardaki ögrenci ve mezun sayilarinin artirilmasi, 2. Teknoloji transferini; üniversite-sanayi isbirligini; yeni girisimcilerin ortaya çikisini; ileri teknolojilerde üriin gelistirilmeSini; ülkede Ar-Ge'ye dayali yeni mal ve hizmet sektörlerinin gelismesini ve geleneksel sektörlerde verimliligin artirilabilmesine katki saglamak için ODTÜ Teknokent'in kurulmasi, 3. Interdisipliner çalismayi; pahali cihazlari gerektiginde günün 24 saatinde kullanabilmeyi; uzman teknisyenleri verimli kullanmayi; akredite ve referans hüviyetinde profesyonelee hizmet sunmayi saglayacak merkezi yapida laboratuvarlar kurulmasi. Yukarida özetlenen üç yapilanma esgüdümle ve birbirini destekleyecek biçimde gelistirilmektedir. Lisansüstü ögrencilerinin barinma ihtiyaçlarini karsilayabilmek için Üniversite kampüsünde yurtlar yapilmis ve hizmete sokulmustur. 1998-1999 akademik yilinda diger üniversitelerden doktora yapmak için ODTÜ'ye gelen arastirma görevlilerinin sayisinda önemli artislar gerçeklesmistir. Teknokent kapsaminda bir özel sektör kurulusu kendi binasinin yapimina baslamis, bir digeri mevcut binalardan birine kiraci olarak yerlesmistir. Yapimi Üniversite kaynaklari ile karsilanan bir diger insaat sürdüriilmektedir. Ar-Ge çalismalarinda etkinligi ve verimliligi artirmak amaciyla ODTÜ'de Merkezi Laboratuvarlar kurulmasi ile ilgili çalismalara 1994 yilinda baslanmis ve Rektörlük tarafindan olusturulan bir komisyon bu konuda Ocak 1995 ve Temmuz 1995 tarihlerinde iki rapor hazirlamistir. Doç.Dr.Kahraman Albayrak, ProfDr. Sinan Bilikmen, ProfDr.Rüyal Ergül, ProfDr. Savas Küçükyavuz ve ProfDr.Hayrettin Yücel'den olusan komisyon bu raporlarin hazirlanmasi için çok yogun çalismalar yapmis, çalismalara yaklasik 100 ögretim üyesi katki saglamistir. Uygulanan katilimci yaklasim sayesinde Merkezi Laboratuvarlar düsüncesi Üniversite kamuoyunca benimsenmis ve yapilanma ile ilgili esaslar belirlenmistir. Üniversite Yönetim Kurulu tarafindan da onaylanan Merkezi Laboratuvarlar projesine kaynak bulmak için 1995 yilindan baslayarak yogun çaba sarfedilmis ve 1998 yilinda Devlet Planlama Teskilati projeyi destekleyerek yatirim programina almistir. 1998 yilindan baslayarak Üniversite'de Merkezi Laboratuvar projesi ile ilgili çalismalara yeniden hiz verilmis ve Üniversite Yönetim Kurulu karariyla çalismalari koordine etmek üzere ProfDr. Türker Gürkan, ProfDr. Savas Küçükyavuz ve ProfDr. Celal Karpuz'dan kurulu bir Yüriitme Kurulu görevlendirilmistir. Yüriitme Kurulu, projenin uygulanmasi ile ilgili planlamayi yapmis, idari ve teknik sartnamelerin hazirlanabilmesi için istekli yaklasik 100 ögretim üyesi bir piramit organizasyon yapisi içinde çalismalara katilmistir. 17 Haziran 1998 tarihinde sanayicilerin ve ögretim üyelerinin katilimiyla düzenlenen toplantida cihaz listelerine son seklin verilebilmesi için geri besleme alinmistir. 1998 Bahar Döneminde Endüstri Mühendisligi Bölümü 4. Sinif ögrencilerinden bir gurup " Design of a Decision Support System for METUCentral Laboratory" baslikli bir proje çalismasi yaparak katkida bulunmuslardir. Hazine Müstesarligi'nin proje için kredili ihale onayini vermesinden sonra satinalinaca!<:cihazlarin ilk gurubu için 19 Subat tarihinde ihaleye çikilmistir. Ikinci gurup cihazlar için de yaz basinda ihaleye çikilacaktir. Cihazlarin 2000 yili basindan itibaren Üniversiteye gelmesi beklenmektedir. 1999 yili süresince cihazlarin yerlestirilecegi mekanlarin hazirlanmasi, merkezlerin idari-mali yapilanmasi ve çalisma düzenlerinin olusturulmasi konularinda yogun çalismalara devam edilecektir. Böylece ODTÜ üniversitelerimizde bir olusuma daha önderlik ederek yeni yüzyili Ar-Ge çalismalarina ivme kazandiracak yepyeni bir yapilanma ile karsilayacaktir. ODTÜ'LÜ 7 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor -------------""' ~~~-.-------------..~-~--...• 23 Kasim 1999 günü ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezinde yapilan" Nasil bir mühendis kadromuzun yüzde yirmibesinin ODTÜ mezunlarindan olustugunu Mezun, Nasil bir isyeri, Nasil bir Üniversite ? " konulu panele konusmaci olarak gururla söyleyebilirim, Bu durumda ODTÜ'nün ülkemizdeki gelecege yönelik insan Arçelik Genel Müdürü Mehmet Ali Berkman, Kordsa Genel Müdürü Bülent Savas, kaynaginin yetistirilmesi açisindan ülkemizin en önde gelen üniversitelerinden Garanti Bankasi Genel Md. Yardimcisi Saide Kuzeyli, Mühendislik Fakültesi Dekani oldugunu kesin söyleyebilirim." birisi Prof.Dr.Yildirim Üçtug, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dekani ProLDr. Ahmet Acar, ODTÜ Verimlilik Toplulugu temsilcisi Tolga Sinan Güney, ODTÜ Isletme Konuk panelistlerimizden Beksa Yönetim Kurulu Üyesi ve Kordsa Genel Toplulugu Baskani Oktay Gürz katilmislardir. Paneli basta ODTÜ Rektörü ProLDr. Müdürü Bülent Savas, Kordsa'nin 1973 yilinda kuruldugunu, Suha Sevük olmak üzere diger yöneticiler, geçip 1977 yilinda ilk ihracatini gerçeklestirdigini, mezunlari, ögretim üyeleri, ögrenciler, ODTÜ en büyük üç firma arasinda olduklarini Ankara ve diger illerden gelen firma temsilcileri ilgiyle izlemislerdir, planladiklarini Paneli yöneten konusmasina insanlarin Kariyer Planlama Merkezi Baskani Dünyanin günden güne küçüldügünü ise giderek büyüdügünü Prof.Dr.Okan , Dünyanin Tarhan içindeki minicik ve devlestigini, bu olguya da "küresellesme" 1976 yilinda üretime su anda dünyada kort bezi üreten ve üç yil içinde dünya lideri olmayi söyledi. Misir'da ve Brezilya'da ortakliklari oldugunu ve üretiminin üçte ikisini ihraç ettiklerini sözlerine ilave etti. Sirketinde Toplam Kalite Yönetiminin uygulandigini, 1996 yilinda Kalder tarafindan verilen kalite ödülünü aldiklarini söyleyen Savas, eleman seçerken "Sirket Kültürüne" uyum saglayacak mezunlari denildigini vurgulayarak basladi ve sözlerini söyle sürdürdü "Küresellesme, modern seçmeye özen gösterdiklerini, bunun da "Müsteri ve kalite odakli olmak, pro-aktif ve yönetim sekli yaratici olmak, verilerle konusmak, degisime ve ögrenmeye açik olmak, dogru isi eskisinden çok farkli, Artik sirket sirri yok, yogun rekabete ragmen paylasim var. yapan ve sorgulayan olmak, sahiplenen olmak, katilimci ve paylasimci olmak, açik ve tekniklerini ve kavramlarini ülkeden Sirketler için rakiplerin üretim tekniginden ülkeye tasiyor. Rekabetin ziyade bilgiyi kimin ürettigi önemli, güvenilir olmak, basarma arzusu yüksek ve ekip çalismasina yatkin olmak" gibi Bilgiye ulasmak sermayeye ulasmaktan daha zor. Sermayeyi degil, insanlari en etkin yetkinlikleri biçimde çalistirmak gerekiyor. Bilginin tasiyicisi insanlar. Rekabet üstünlügünün de edildigini ancak isin mahiyet ve pozisyonuna temel kaynagi insanlar. Insanin içindeki cevheri kesfetmek ve onu yönlendirmek 21. Yüzyilin simgesi olacak. Insan kaynaklarindan biri üniversiteler. Üniversiteler kapsadigini söyledi. Yeni mezunu ise alirken bu yeteneklere degisebilecegini, g10ballesmeyi gözönünde sirketlerinde çalismaya yatkin eleman üniversite-is hayati veya üniversite-sanayi mutlu olduguna tüm yeteneklerini kullanabilecegi etkin rekabetin bir is bulma Isverenler yani sirketler içerisinde en yetkin mezunlari ise alma çabasinda. üçgeni üzerine kurulu denklem bugünkü ODTÜ disindan panele katilan insan kaynaklarinda yattiginin bilinci ÜNIVERSITE-MEZUN-SIRKET deginen katilimci, Savas "Egitim anlayisimizin arastirmaci, dönüstürülmesi ettiklerini paylasimci, gerekmektedir, ilave etti. Bugünkü isbirliginin zayif ve birbirinden yaratici ezberci ve emredici ve düsündürücü kopuk anlayistan, bir anlayisa Fakat gönül rahatligiyla bir ODTÜ'lü olarak sunu konusu."Prof. Dr. Tarhan söyleyebilirim ki üniversitemizi Türkiye'deki de ODTÜ mezunu olduklarini de, bu anlayista hepsinden çok çok ileride olmasidir. Biz hepimiz bu siralarda bilgiye panelimizin üç panelistin arayisi içinde. dikkat agirliklarinin tutarak, dünyanin herhangi bir yerindeki istihdam mevcut imkanlari çerçevesinde en iyi mezunu vermeye çalisiyorlar. Mezun kendisini edecek, göre bu yeteneklerinin üniversitelerden belirttikten sonra sözü Mehmet Ali Berkman'a verdi. Berkman, Genel Müdürlügünü nasil ulasabilecegimizi, yürüttügü ARÇELiK'i kisaca tanittiktan sonra 43 yil önce kurulmus olan sirketin ilk faydalarini is hayatinda gördük." dedi. Mezunlarimizin ise basvuru sürecinde dikkat yillarda üretimini yurt disindan satin aldigi tesis, tasarim ve lisanslarla yürüttügünü etmeleri gereken hususlara da deginen Savas "Kendinizi çok iyi anlatan iyi ve özenle ancak doldurulmus, simdi ürün gelistirdiklerini ulastigini, ve ürün teknolojilerini kendilerinin yarattiklarini yurt disindaki pazar paylarinin küçümsenemeyecek Polonya'da bir sirket, Tunus'da buzdolabi ve bir seviyeye fabrikasi kurduklarini ve üzerinde bilgiyi nasil kullanabilecegimizi ayiran temel özellik karalanmamis iyi tesir birakir. olmalidir. Görüsmelerin ögrendik. Bunun üzeri çizilmemis formlar sizinle görüsecek Görüsmeler sirasinda tavirlariniz da insanlar dikkatli ve ölçülü bildiginiz yabanci dilde yapilmasina hazirlikli olmalisiniz. Özbekistan'da fabrika kurmak üzere anlasma yaptiklarini söyledi. Vizyonlarinin 2005 ODTÜ mezunlarinin yilinda Avrupada ki ilk bes beyaz esya üreticisi firma arasina girmek ve ürettiklerinin oldum. Umarim bu yönde eksikligimiz giderek kapanir. Ne yapmak istediginizi ve yüzde kirkini ihraç etmek oldugunu kendinize nasil bir yol çizmek istediginizi biliyor olmalisiniz görüsmeye giderken. belirtti. Bu evrime paralelolarak insan gücü ingilizce mülakat yapmaktan kaçindiklarina defalarca sahit Ben Kordsa'ya gireyim de her isi yaparim demek son derece yanlistir. Ise girdikten ihtiyaçlarinin da çok degistigini söyledi ve söyle devam etti: sonraki süreçte sizden neler beklenir? Neleri isteriz? Ögrenmeye açik olmanizi, hizli " 20 yil önce mezunlarin sadece akademik basariJarina bakarak hizli is gören, algilamasi kuvvetli, çabuk karar veren, isin sorumlulugunu yurt disindaki uluslararasi mühendislerle rakiplerimizle ögrendiklerimizi durumundayiz, üstüne rekabet islerimize ve Üniversitelerde insanlar ariyorduk. edebilmek ürünlerimize okudugumuz ögrenmis olmalarina okuma aliskanliginizin gerekiyor, Ihtiyaç duydugumuz için en sürekli hizli konular üstlük daha da ileri gitmek zorundasiniz. ögrenmeyi konuda iletisim kurabilen hissedebilen Bugün ögrenmek sekilde artik derslerde Bunun ortamindan ögrenmenizi bekleriz ve tecrübelerden çalistiginiz yerde, yararlanmayi bilmenizi. çevrenizdeki insanlarla. Iyi iliskiler olusturmanizi Gereksiz yere havalara ise girmemenizi bekleriz. Ayaklariniz yere basmali. Katildiginiz ekibin üyesi olmalisiniz ve çünkü ekip çalismasi çok önemlidir. ilgiyi paylasmanizi bekleriz, isinize sahip yansitmak çikmanizi bekleriz, Sosyal faaliyetlerde yer almanizi bekleriz. Sabah 8'de ise gelip kalmiyor, aksam 5'de isten ayrilan çalisanlar degil, paylasan, sadece kendi birimiyle degil için çalisanlarimizin önem veriyoruz. Sürekli ögrenebilmek yanisira internet dürüst ve için her yararlanabilmeniz sirketin bütün birimleriyle paylasan mezunlar bekliyoruz. Degisime açik olmalisini. Ben sözlerimi bir Çin atasözüyle bitirIDek istiyorum: Degisim rüzgarlari estiginde akilliJar yel degirmeni yapar, akilsizlar duvar örer." insan kaynagi profiline yeni eklenen yetkinlikler arasinda proje yönetimi, toplam kalite bilincine yönelik olarak müsteri ve sonuç Garanti odakliJik ve takim çalismasi için sözlü ve yaziJi iletisim öne çikmis durumda. Bankasinin1975-83 Bankasi Genel Müdür Yardimcisi Saide Kuzeyii, Çalisanlarimizin artik sadece görev yaptiklari süreçleri degil, sirketin bütün süreçleri Dogus Holdinge geçtigini ve çok büyük bir degisime ugradigini belirterek banka yiJlari arasinda basarisiz bir Koç-Sabanci ortakligini Garanti takiben hakkinda bilgi sahibi olmalari gerekiyor. YaratieiJik her za)llan önemliydi, geçmiste hakkinda demografik bilgiler verdi. Bankada 4000-5000 kisilik kariyer kadrosunun de bugün de. Ancak rekabet sartlari artik bu konuya fevkalade önem vermemizi sart yüzde 5.2 sinin, mühendis kadrosunun kosuyor. Yaraticilik insanin içinden geliyor, Ancak sahip olunan yaraticiligin disariya ve teskilatta çok basarili bir performans vurulmasi için açik iletisim, hatalardan sektörüne sürekli ögrenmenin gerçeklestirilmesi ve girmekten korkmamalarini, ise yüzde 30'nun çizdiklerini ODTÜ mezunu oldugunu söyledi. Mezunlarin finans iyi bir egitim veren finans kurumunda ise takim çalismalari ile beyin güçlerinin birlestirilmesi gerekiyor. Yani bizim konusan, baslanilmasi halinde 2-3 yillik bir deneyimden hata yapmaktan korkmayan ve iletisimi güçlü insanlara ihtiyacimiz var, Bütün bu kolayoldugunu anlattiklarimin isiginda artik eleman seçimlerimizde sadece akademik basariya degil, bir insan modeli yaratmak istemiyoruz. FarkliJiklari olan, amaçlari olan mezunlari diger bir çok faktöre bakmamizin tercih ediyoruz Yasama sevinci olan insan istiyoruz. 20-21 yasinda hayattan-bikkin, nedenini tahmin edebilirsiniz. Toplam 550 sonra baska alanlara geçmenin çok belirtti. Kuzeyli 'nasiJ bir mezun ?' sorusunu söyle yanitladi: "Tek tip 80DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor küskün, sürekli sikayet eden, kendisi disinda herkesi mahkum eden gençlere çok sirketin kendi kapsamli oryantasyon rastliyorum. gözönünde Içinizde daima bir ögrenme atesi yanmalidir. Mümkün olan bütün ve egitim programlarini tutmakta yarar görüyorum. enerjinizi kendinizi yetistirmeye verin. Yasam boyu is güvencesi diye artik birsey adaylarin kalmadi, yerini özellikle büyük ülkeler açisindan, yasam boyu is bulabilirlige birakti. degerlendirmeye Bu da su demek; kendinizi sürekli kesfetmek zorundasiniz, öncelikle temel da gelistirdiklerini Son on yil içinde ise büyük kuruluslarda becerilerini ve bir oranda da kisilik özelliklerini yönelik is mülakatlarinin yayginlastigini ve yazili bilim sinavina göre devamli okuyacaksiniz, daha önemli hale geldigini görüyoruz. Bugün sadece yazili bilim sinavi ile ise giren sürekli egitiminizi yenileyeceksiniz, devamli talepkar olacaksiniz. Mezunlar is ararken ODTÜ mezunlari herhalde çok küçük bir azinliktir. Son yillarda ise bazi firmalar için "bana kariyer imkani veren, beni egiten bir yer ariyorum" derler. Kariyer imkani ne "kisilik özelliklerinin" demek? Hangi örgüt sana kurdelaya sarip al bu senin kariyerin der? Böyle birsey yok. teknolojiye, ihracata ve uluslararasi rekabete daha açik olan sirketlerde, is tanimlari Kariyer demek, kendi basinin çaresine bak demek. Kariyer demek kendi kaderini zaman kendin çiz demek. Kariyer demek size bir iklim hazirlamak yükümlülügü "yaratici", "girisimci", "belirsizlik ortaminda demek. daha da önemli hale geldigini izliyoruz. AR-GE'ye, yüksek içinde hizla degistiginden ve "takim çalismasi" agirlik kazandigindan performans gösterebilecek", "liderlik iklim ne demek? Hakikaten o unvanlar var, o egitim var, o örgüt akiyor, asgari özellikleri" olan kisilerin basari sansi artmaktadir. Biraz önce Sayin M. Ali Berkman, müsterekler Arçelik'e eleman alinirken "örnek olay" ve "simülasyon" tekniklerinin kullanilmaya dogrultusunda akiyor. Ancak o kapilari kendin açacaksin. Uyumlu ve olumlu olunuz. Eger kisiliginizi böyle sergileyemezseniz hiçbir yerdeki hiçbir teknik basladigini söyledi. Adayin sorun çözmeye yaklasimini, takim halinde çalisma, liderlik performansiniz ve yaraticilik sizi bir yere götüremez. Devamli elestirirseniz, arkadaslarinizin, üstlerinizin, altlarinizin dedikodusunu orda burda is yaparsaniz, sürekli sikayette bulunursaniz bir yere varamazsiniz. Her yönetici, hayati kendine kolaylastiran insanla çalismayi sever. Yani devamli sikayet götürmek yerine, her sikayete iki öneri götürün. iki öneri; iki çözüm götürün. Bilgi toplayin, 'ya bunu da sorarsa?' diye hazirlikli gidin, istenmeyen raporlari yazin. Dolayisiyla teknik yeterliliginiz kadar kisisel yeterliliginizi de öne çikarin ve ilk üç yilda olagan disi çalismayi göze alin." ön görülen iki karakteristik faktörden sözederek konustpasina bir konuda gerektigi, konusunda uyum 6-7 yil olacagi tahmininden en ince ayrintilarina yetenegi teknolojilerine kadar derinlemesine yüzyil için basladi. 21. yüzyilda yasami boyunca 6-7 kez is degistirecegi edinilen bilgilerin yari ömrünün ve üniversitede hareketle ögrencilerin bilgiyle yüklenmemesi derinlik kadar genislik kazanmis, degisen durum ve kosullara elde etmis, azami ölçüde ufku genislemis, bilgi toplumunun büyük ölçüde asinalik kazanmis, tercihen ingilizcede yazili ve sözlü göstergesidir. olarak tanimlanmis ellisinin kendi düsünüyorum. 53 ögrenci koyabilmesi buna uyan mezunlar yetistirmesi geregini vurguladi. ODTÜ'nün "Adapte olmayi ögretmek" "ögrenci" degisiklikleri anlatan ProfDr.Uçtug, desteginin cilizliginin ezbercilik olgusunun yakalamasinin Üçtug, olgusu engel bunun teskil orta egitimin ettigini yok. Üniversitede disinda olmasinin ögrenimIerinde daha ögrenimin önem için ise somut en azindan yüzde tasidigini ve bu baglamda aktif rol oynamalarinin var. yetkinligi, Topluluk takim ve üniversite ve ögrencinin ile ögrencilerimiz liderlik, ve benzeri yetenekleri yasayarak baglanti kurabiliyorlar. Üniversite disi çevrelerle önüne staj, endüstri faaliyetleri çalismasi farkli olanak ve çevreleri, kisiligini gelistirmesine olanak ile sandviç türü programlar, farkli deneyimleri tanimasi gerekir. Bu ortak-egitim programlari, söyledi. Yukarida üzerinde daha fazla durulmasi gerekir. Fakülte olarak önem verdigimiz bir baska ODTÜ'de yapilan gerek ise, ögretim üyesi-ögrenci arasinda yakin iliski ve ulasabilirlik, ögrenciye kisi kemiklestirdigi 21 yüzyili vurgulayan olarak uzmarilarin davet edilmesi gibi modellerin olarak deger verilmesi ve destek verilmesidir. Ögrencinin, sunulan olanaklardan yararlanmak, akademik ve kisisel açidan gelisebilmek için ögretim üyesi ile yakin iliskiye, danismanliga ve destege gerek duyabilecegi gözden kaçirilmamalidir." Prof.Dr. sart oldugunu, ODTÜ söyledi. "Türkiye'de bir 'ODTÜ Mezunu ' ODTÜ Verimlilik Toplulugu arayan mezunlarin temsilcisi Tolga Sinan Güney konusmasinda, hangi sektör, hangi sirket, hangi departmanda ve is yasaminin pozisyonda çalisacaklarina gerektigini, bunun hem sirket için inandirici hem de ileride dogacak pismanligi mezun bugüne kadar ülke sanayiinin karar vermeleri ve ona göre kendilerini is veya hangi etkin bir rol üstlenmisse, bunda ODTÜ'de geçirilen 4-5 kimi zaman bu azaitacak bir faktör oldugunu 6-7 yilin inkar edilmez bir etkisi olmustur." dedi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Dekani ProfDr. Ahmet Acar, Nasil Bir seviyede bulunmasina Üniversite? sorusuna "Mali kaynaklari daha yeterli, mali olarak özerk bir üniversite. yogunlugundan Çünkü söyledi. parasiz iyi ögretim olmuyor, verdikten sonra fakülte mezunlartnin parasiz iyi arastirma olmuyor." diye yanit ancak yine de iyilestirmeye gerek söyledi. Mezunlarla ve firmalarla yaptiklari genis kapsamli bir anketbahseden çok yüksek isaret ederek, ögrencilik sürecindeki bilgi bombardimaninin dolayi ögretim üyelerinin bilgilerinden yeterince faydalanamadigini yüzde 85' inin daha mezun olmadan önce, yüzde 98' inin de bir sene içinde is bulduklarini, mülakat çalismasindan hazirlamalari söyledi. ODTÜ' lü olmanin hem avantaj hem de dezavantaj oldugunu, çünkü sirketlerin bir ODTÜ'lüden beklentilerinin duyduklarini gerektigini ve özellikle ODTÜ' de yil boyunca faaliyetlerini sürdüren spor takimlari hariç toplulugu ögrencilerin çerçevede, mecburi ders olarak hazirlik sinifina disaridan konusmaci Türkiye'nin yakinlasmasinin Ikinci daha alisik olduklari derslere ögrencilerde gerçeklesebilecegini için üniversite-sanayi varsa, kazandigini söyledi. bir biraz daha perspektifinin için son zamanlarda inovasyonla bu amaçla kuruldugunu ivmelenmesinde bu felsefenin de "ögrenmeyi amaca kismen erisilebildigini, bir yandan devlet öte yandan teknolojik Teknokent'in boyutunu tipini yeti.stirebilmek somut Bu alanda ögrenci topluluk faaliyetleri önemsenmeli desteklenmelidir. ve üniversitelerin çizilen üniversitelerin "kisilik becerilerini" kazandirmak araçlarimiz sinif ortaminin ögrencilerin ortaminin genisleyerek kazandirilmasi kaydirdik. Ancak ögrencilerimize gelistiriyorlar sahibi, analizin ötesine geçebiimis, sentez ve tasarim yapabilen, bu felsefenin tekniklerinin kazandiginin Üçünü de dengeli bir sekilde vermek durumundayiz. niteliklerin dersleri koyduk. Temel bilgisayar ögretimini etik sorumluluk ancak bugün degerlendirme görevler. Bunlara iliskin olarak ne tür adimlar atilmasi gerektigini daha iyi biliyoruz. yaratici ve yasam boyu ögrenmeye açik kisilerin 21. yüzyilin insan profili oldugunu oldugunu, yönelik ne kadar önem Bundan da anlasiliyor ki, üniversite egitiminde bu üç grup özellikten ile üçüncü grup organizasyon ögretmek" gözlemeye özelliklerinin hiçbiri ihmal edilmemeli. iletisim yetenegi elde etmis, grup çalismasi yapabilme becerisi kazanmis, mesleki ve Türkiye'de bir ögretim felsefesinin öncüsü oldugunu, özelliklerini bu grup Örnegin ders programlari sürekli olarak gözden geçiriliyor. ODTÜ'de ilave ingilizce Mühendislik Fakültesi Dekani ProfDr. Yildirim Üçtug, önümüzdeki bir üniversite mezununun kullanilmasi ProfDr Acar mezunlarda aranilan nitelikleri üç ODTÜ Isletme Toplulugu Baskani Oktay Gürz ise küresellesmenin çetin problemler getirecegini, ilerleyen teknolojileri bunun kullanabilecek üstesinden gelmenin Türkiye'ye tek yolunun insanlara ihtiyaç oldugunu, hizla ancak böyle bir grupta topladi ve konusmasini söyle sürdürdü. "Birinci gruptaki nitelikler: Kendine insan kaynagina sahip sirketlerin ayakta kalabileceklerini güvenme, kendisiyle barisik olma; baskalarina güvenme ve baskalarina güven verme; "Mezunlarin en fazla istedigi seylerden bir tanesi, sirkete girdikleri zaman hem sorumluluk arkadaslariyla, alabilme, insiyatif kullanma; açik fikirli, yaratici, yeniliklere açik olma; baski altinda saglikli karar verebilme; birlikte çalisabilen, paylasan kisi olma gibi. hem de üst düzey ve kendilerine degisimi ortaya koyduklarinda bilgisi, yabanci dil bilgisi , bilgisayar bilgisi, iletisim-ikna-münazara fikre bakilarak degerlendirilmek liderlik özellikleri gibi. Üçüncü grupta "teknik bilgileri beceriler" var: Kisi "pazarlama tekniklerini ne kadar iyi biliyor?" "Türk vergi sistemini mevzuatina ne kadar vakif", "makro denge modellerini ne kadar iyi kuruluslar gelenekselolarak üçüncü tür becerilere daha fazla agirlik veriyorlar. Bazi kamu ve özel sektör kurumlarinda özümsemis?" yakin olan yöneticilerle iletisim sorunlari çikmamasidir. Kendilerinin oinlenmesini istiyorlar, sirketin ihtiyaci olan bir Bunlarin hepsi "kisilik özellikleri". Ikinci grupta ise "temel beceriler" var: Türkçe yetenekleri ve söyleyerek söyle dedi: dinlenilmelerini, bunu yaparken de kademe degil, istiyorlar." Aile sirketlerinde çalismanin bazi riskler tasiyabilecegini belirten Gürz, performans degerlendirmelerinin objektif olarak degil kisiye bagli olarak uygulanma endisesini tasidiklarini söyledi. gibi. Bürokratik nitelikli yazili bilim sinavi ile eleman alma uygulamasi bu Üç saat devam eden Panel dinleyicilerden sona erdi. gelen sorulara verilen cevaplarla önceligin yansimasi olarak görülebilir. KOBI' ler de tipik olarak ikinci ve üçüncü nitelige önem veriyor. Mezun ise girer girmez kollari sivayip ise koyulsun istiyorlar. Burada fazla ayrintiya giremeyecegim, ancak basta ticari bankalar olmak üzere birçok Panelin kaset kaydi çözümü Kariyer Planlama Merkezi tarafindan yayinlanacaktir. ODTÜ'LÜ 9 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor - Ekonomik ve toplumsal süreçler kadar bireysel tutum ve davranislar da, zaman zaman, yeniden degerlendirilmelidir. Yeniden degerlendirme, özellikle de elestirel bir gözle yapilirsa, olumlu gelismelere kaynaklik edebilir. Bireyler, aileler, kurumlar ve Prof. Dr. Yakup KEPENEK isletmeler yeniden Ekonomi Bölümü degerlendirme yaptiklari ölçüde basarili olurlar. Yeniden degerlendirme, geçmiste, nerelerde yanlislar yapildigini ve nelerin eksik birakildigini ortaya çikarir. Bu boyutuyla bir bilinçlenme olanagi yaratir. Yeniden degerlendirme, ikinci boyutuyla, Yeniden Degerlendirme Yapabilmek gelecegin biçimlendirilmesine yardimci olur; daha saglikli ya da olumlu uygulamalara temel hazirlar. Ek olarak, yeniden degerlendirme yapabilmek için belli bir olgunluk, daha dogrusu gelismislik düzeyine ulasmak gerekiyor. Bir baska anlatimla, yeniden degerlendirme, gelismislik düzeyinin bir göstergesi sayilabilir. Kimi olagandisi durumlarda ya da dönemlerde yeniden degerlendirme kaçinilmaz olur. Türkiye, özellikle bir konuda, böyle bir yeniden degerlendirme döneminden geçiyor. Kimilerince Güneydogu kimilerince de Kürt sorunu olarak adlandirilan sorunun, son gelismelerle yeni bir asamaya geldigi açiktir. Bu nedenle de konunun ekonomik ve siyasal boyutlariyla irdelenmesi, daha dogrusu her yönüyle yeniden degerlendirilmesi gerekiyor. Duygusalligin en üst dereceye tirmandirildigi bir ortamda sorunun nesnel bir yaklasimla ele alinmasi olanagi var mi? sorusu, hakli olarak, sorulabilir. Ancak bu soru bir yana birakilinalidir. Sorun olabildigince saglikli çözüm önerileri çevresinde ya da o amaçla gözden geçirilmelidir. Sorunun önce ekonomi-disi boyutu var. Onbes yili asan bir süredir, yaratilan terörün, her yönüyle büyük yikirnlara yol açtigi bilinmektedir. Onbinlere varan insan kayiplari hiç kuskusuz, kayiplar listesinin basinda yer alir. Insan kayiplarinin neden oldugu, toplumsaL, siyasal, ruhsal çöküntüler ve bunlarin karsilikli olarak birbirini beslemesinin yarattigi, dogrudan ve dolayli toplam olumsuzluklar, sayilarla anlatilamaz. Salt ekonomik noktalara gelince, bunlarin basinda, üretim birimlerinin çalistirilmamasi, buna bagli olarak olusan üretimsizlik geliyor. Üretim yapilamayinca, yatirimlar ve is bulma bir yana birakilmis oluyor. Ek olarak, ulastirma ve ticaret gibi hizmet isleri de çok sinirli kaliyor. Daha da önemlisi, terör nedeniyle Türkiye'nin her yil 6-7 milyar ABD dolari dolayinda harcama yaptigi, yabanci basinda sikça karsilasilan bir kestirimdir. Kestirim diyoruz, çünkü, bildigimiz .~adariyla bu konuda resmi bir açiklama yoktur. Once, bu büyüklükte bir parasal kaynagin yörede üretken yatirimlara dönüstürülmesi olanakli mi? Bu para ya da hükümetin son günlerde açikladigi yatirim programi ile gerekli parasal kaynaklar ayrilsa bile, kamu kesimi bürokratik yapisinin bunu basariyla degerlendirecek beceri ve etkinlik düzeyinde oldugunu söylemek çok güçtür. Askeri bürokrasinin konumu ve islevi ayri; ancak Türkiye'nin yöreye gönderdigi sivil bürokratlarin büyük çogunlugunun yetersiz kaldigi; pek çogunun yöreyi bir sürgün yeri saydigi bilinen gerçeklerdir. Geçmiste de yöreye gönderilen para ve ürünlerin büyük bölümünün, asil yerlerine ulasmadan nasil yok edildikleri bilinmektedir. Bu degerlendirmeler dogruysa, yapilmasi gereken, bölgenin kalkinmasini saglamak amaciyla ya DPT içinde bu amaçla yeni bir yönetim birimi olusturulmali ya da GAP Idaresi güçlendirilerek yeni bir kurumsal yapilanmaya gidilmelidir. Sonra, GAP'a bagli sorunlar var. Son yirmi yilda yapilan kamu yatirimlarinin neredeyse tamamini yutan bu proje, yatirinilar tamamlanip üretim asamasina geçildikçe kendiligindence bir anlayisa birakilmis görünmektedir. Genis alanlarin sulanmasinin yaratacagi tarimsal katma degerin, yöre halkinin yararina kullanimi; issizlik ve egitimsizlik sorunlarina çözüm; yeniden yerlesim ve kentlesme bu çerçevede çözümü gereken büyük sorunlardir. GAP baglaminda ve genelolarak bölge için, on yillardir kanayan yaranin, toprak mülkiyeti yapisi 100DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor oldugu bilinmektedir. Atatürk'ün israrla ve özenle istemesine karsin bir türlü yapilamayan toprak reformu, insan-insan ve insan-toprak iliskilerinin feodal/yari feodal kalmasi sonucunu vermistir. Büyük toprak sahibi asiretlerin, yalniz ekonomik degil, toplumsal ve siyasal mutlak egemenligi son milletvekilligi aday saptamalarinda da çok somut bir biçimde görülmektedir. Buna karsilik, yapilan arastirmalar, bölgenin kimi illerinde topraksiz hanehalki sayisinin toplarnin yüzde 35-40'i dolayinda oldugunu kanitlamaktadir. Eger terörün kökünü kurutmak gerçekten isteniyorsa, GAP baglaminda toprak mülkiyeti ve is bulma sorunlarina planli ve programli bir yaklasimla çözüm bulunmasi gerekmektedir. Siyasal düzlemdeki sis perdesi ve belirsizlik, ekonomik konulardan daha az önemli degildir. Siyasal noktalara deginmeden, iç ve dis kamuoyunda sürekli olarak yapilan bir yanlis yoruma deginmek gerekiyor. Yanlis yorum, PKK'nin so1cu sayilmasidir. Adinda isçi sözcügÜnün bulunmasina karsin, PKK ne düsünce ne de eylem yönünden so1cu bir örgüt sayilamaz. Yörenin toprak agasi ya da yüklenici gibi varlikli egemenlerinin; kimi komsu ülkelerin ve güçlü devletlerin dogrudan ve dolayli destegiyle varligini sürdüren PKK, tarim topraklarinin mülkiyetinin daha dengeli dagilimini bile gündemine almamistir. Bireysel ezilmisliklerin, kiskirtmalarin, kandirma, zorla benimsetme ve uyusturucu ticaretiyle beslenen bir yapinin, saglikli bir sol düsünsel temeli olmayacagi, esasen, çok açiktir. Toplumsal bellek, bu acinin sicakligini nesnel olarak kolay unutamaz. Bu nedenle de ülkenin yeniden bölünmesi olasiligina karsi çok hakli olarak çok duyarlidir. Kaldi ki, hiçbir toplum, ülkesinin bölünmesine izin veremez; bunu beklemek esyanin dogasina aykiridir. Burada bir açmaliga (parantez) gereksinim var. Bu toplumsal yapida, irk ayirimi yok denecek düzeydedir. Geçmiste kimi azinliklarla yasanan büyük sorunlar bir yana, günümüzde, hiç kimseye etnik kökeni ya da irki nedeniyle, kamu ve özel iliskilerinde farkli islem yapilmaz. Egitimden siyasete, bürokrasiden tasinmaz alim-satimina dek tüm alanlarda, yükselme ve geçislerde, etnik kimligin etkili oldugu öne sürülemez. Burada bir noktaya daha dikkat edilmelidir; bu olgu kimi Bati ülkelerinde oldugu gibi, varligini, çogu kez uygulanamayan yasalardan almiyor. Yillarin birikiminin ve geleneginin çok olumlu sayilmasi gereken bir sonucudur. Toplumsal yapinin irk ayrimciligi hastaligindan uzak olmasinin sagladigi hosgörü ortami kanimca bu toplumun en büyük hazinelerinden biridir. Bunca kan dökmeye, bebek, genç kiz ya da yasli ayrimi yapmadan sürdürülen öldürmelere; yakma-yikma amaçli saldirilara ve duygu sömürüsüne ulasan kiskirtmalara karsin, toplumsal sogukkanliligini yitirmeyen ya da toplumsal hosgörüsünü hiç eksiltmeyen bir toplum gerçekten büyüktür. Ancak, toplumun bu hosgörülü tutumu da dogru degerlendirilmelidir. Bunlardan da önemli olarak, yörede, toplumsaL, kültürel, dinsel ve siyasal açilardan türdes olmayan, kendi içinde bölünmüs ve çatismali bir yapi söz konusudur. Bu nedenlerle, siyasal istem ya da düsünsel düzlemde, konunun nasil bir evrim geçirecegi üzerine simdiden bir sey söylenemez. Toplumsal hosgörü gerçegine dayali olarak yapilabilecek çok sey vardir. Toplum bu günlerde, terör karsisinda elde ettigi basarinin ya da kazanmanin yarattigi mutlulugunu barisseverlikle taçlandirmalidir. Yapilmasi gereken, halkin ve genel kamuoyunun, ülkenin bölünmesini istemeyen Kürt kökenli yuttaslari düsman saymamasidir. Kiskirtmalara aldrmadan, teröre terörle yanit vermeden ya da tam bir sogukkanlilikla davranmak, yapilacak bir yeniden degerlendirmenin, kanimca, kaçinilmaz sonucudur. Toplum, barissever Kürtleri bagrina basmalidir; terör zehirinin gerçek panzehiri bu olacaktir. Çünkü, iç barisa her zamankinden çok gereksinimi var. Kamuoyu olusturan,bifimlere düsen ana görev budur. Ancak, bir nokta çok açiktir ve birileri bu degerlendirmeyi dogru yapmalidir. Tarihselolarak, sömürgeci büyük güçlerin ya da o günlerin deyimiyle düvel-i muazzamanin yani büyük devletlerin, etnik duygulari kiskirtarak, Osmanli'yi nasil yagmaladiklari biliniyor. ~~n büyük yagmanin üzerinden yüzyil bile geçmedi. Olüm-kalim savasina dönüsen Ulusal Kurtulus Savasi'nin, 1919 baslangiç alinirsa, üzerinden yalnizca 80 yil geçti. Acili anlarda ya da bunalim dönemlerinde yeniden degerlendirme yapmak, bireyler için-de, toplumlar içinde kolay degildir. Yalniz, önemIi bir gerçek daha var; yeniden degerlendirmenin en çok gerektigi dönemler, bunalim dönemleridir. Kaldi ki, en basta da belirtildigi gibi, yeniden degerlendirme yapabilme becerisi ile gelismislik düzeyi arasinda çok yakin bir bag vardir. Daha da ilginci, PKK'nin siyasal amaci da sisler arasinda ya da yalpali kalmistir. Siyasal isteminin bir ucunda yer alan bagimsiz bir Kürt devleti kurulmasindan öbür ucunda yer alan ülkenin bölünmesini ret ederek yalnizca kültürel kimlik taninmasini isternek arasinda, federal, federasyon vb biçimleri içeren çok genis bir alan vardir. Kaldi ki, siyasal sorun, yalniz Türkiye'ye özgü degildir; üç komsu ülkeyi daha ilgilendirmektedir. . ODTÜ'LÜ 11 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor IS, BANKASI GENEL MÜDÜRÜ ERSIN ÖZINCE: IIBiz HEP BASARMAK içiN YE T i ST i Ri LD i K" 1975 yilinda ODTU Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi Isletme Bölümü' nden mezun olduktan sonra hiç düsünmedigi halde Is Bankasi Teftis Kurulu Baskanligi' nda stajyer Müfettis Yardimcisi olarak meslek hayatina basladi. Is Bankasi' nda çesitli kademelerde görev yaptiktan sonra 28 Ekim 1998 tarihinde Banka' nin 15. Genel Müdürü oldu. Ayni zamanda Türkiye Bankalar Birligi' nde ve Türkiye Is Bankasi' nin en büyük istiraki olan Türkiye Sise ve Cam Fabrikalari A.S. de Yönetim Kurulu Baskani olarak görev yapan Ersin Özince ODTÜ' iü Dergisinin konugu oldu. -ODTÜ yillarinizdan misiniz? söz eder ODTÜ'de okudugum 1970-75 döneminde kosullar bugüne nazaran daha kisitli, yasam tarzi daha sadeydi. Biz sikintili dönemlerde mezun olduk. Bu nedenle bugün geçmise çok duygusal bakiyorum. 1975 yilinda dokuz aylik boykotlor v.s. gibi sikintilar arasinda mezun olduk. Mezun olduktan sonra yaklasik 15 yil, ayni ~~hirde yasadigini halde ODTU'ye hiç gitmedim. Bu ka~ar yildan sonra kampusa, kizimin vakif okulunda ilkokula baslamasi nedeniyle gittim. Diktigimiz agaçlarin boyunu görünce agladim. O gün ilk yaptigini seylerden biri Mimarlik Amfisinin önünde bulunan havuzdaki sazan baliklarina bakinak oldu. Tabii çok yogun yasanilmis dönemler, bu yüzden anilariniiz çok fazla. Sadece egitim kurumu, bir üniversite olar~k degil, biz hayatimizi yasardik orada. Idari Ilimler Fakültesinin önünde son derece canli havuz bayramlariniiz olurdu. Hala devam ediyordur herhalde. Yaliiiz tabii ki sadece böyle eglenmekle kaliniyorduk, özellikle o dönemlerde sosyal ve siyasi tavnmiz da son derece ciddiydi. Su andaki konumu biliniyorum ama bir takim seyler toplumumuzda da oturdu. O dönemlerde akademik hayatla, sosyal hayatin fevkalade bir bütünlesmesi vardi. Akademik hayatin disinda, arastinna ve sosyal içerikli programlara fevkalade katilim olurdu. Bir çok proje yürütü1ürdü ve ister istemez katilirdik. Zorlanarak degil, cazibesi olurdu. Muhakkak simdi de oluyordur. Türkiye'nin sosyal, siyasi, ekonomik gelisimi içinde o ilginç yillarin tam anlamiyla birlikte yasanmasi, paylasilmasi ciddi beraberlikler olusturmustur. ODTÜ'de özgün bir kampus havasi olmasi bizim daha çok bir arada olmamizi saglamistir. Bizim devrelerimiz hala o iliskiyi sürdürüyor. Örnegin bu gece bizim dönemimizden Amerika'dan bir arkadasimiz geliyor. Yedi sekiz kisi bir araya gelecegiz, ögretim üyesi hocalariniizdan da bir iki kisi gelecek. Ben bugün dönüp baktiginida ortadaki eserle'gurur duyuyorum. Tabii bu ise kendini vakfeden, çok ciddi katkisi olan bir çok insan oldu. Hepsini saygiyla anmak gerek. Isim 120DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor zIkretmek istemiyorum ama geçen gün bir yerde Kemal Kurdas Bey'in kitabini okuyan ODTÜ'lülerden bir kaçi söyle diyordu: "Evet hoca bizi yatakhaneden zorla kaldirirdi 'haydi agaç dikmeye gidiyoruz' diye." Bu çok önemli bir sey. Bu tür bir bilincin yillar sonra uyandigi Türkiye'de, bunlarin 3035 yil önce yapilmasi, birakin doga bilinci olarak sosyal bilinç olarak, birey bilinci olarak çok ileri. Tahmin ediyorum o bilinç bütün kitleye yansitilabildi. Sonuçta ben bunun avantajini yasadim. ODTÜ dogasi, Ankara'nin havasinin en kirli oldugu günlerde çocugumu götürdügüm, kurtarilmis dogal bir yesil alan benim için. -ODTÜ'yü farkli kilan özellikleri sizce neler? Ben ODTÜ' de 5 yil isletme egitimi gördüm, o akademik ortamda kaldim. Söyle bir animi anlatmak istiyorum. Sayin Muhan Soysal isletmecilerin en ilgi duydugu ögretim üyelerinden biriydi. Son günlerdeki derslerden birinde elinde küçük bir hesap makinasi ya da transistörlü radyo gibi bir seyle amfiye geldi. Ellerini arkasinda birlestirmis, platformda bir asagi bir yukari geziyor. Muhan Bey'in çok ilginç bir sunusu vardi. Mesela üç dakika konusmaz. Herkes bekler. Yine öyle bir kaç dakika sustuktan sonra dedi ki "Size isletmecilik ögrettik. Iste basariyla mezun olacaksiniz." Gayet tok davudi bir sesle ve böyle azarlarcasina bir tonla söylüyor. "Iste bunca yildir ögrendiginiz bütün isletmecilik teknigi, filanca ülkenin teknisyenlerinin yaptigi su küçük yari bilgisayar hesap makinasinda var." dedi. Fiyati da çok büyük bir para degiL. O tarihte Fakülteye küçük tipte bir bilgisayar gelmis. Zemin katta bir odada duruyor. Arada sirada kapidan kafamizi uzatip bakmamiza müsaade ediliyor. Buzdolabi gibi bir sey. Bir bilgisayar programi yapmak veya bir bilgisayar kullanimiyla hasir nesir olmak için günler önceden randevu aliyorsunuz, program kartlarinda her bir satin deliyorsunuz v.s ve sonra Muhan Bey cebinden bir makina çikariyor ve diyor ki "Hepsi bunun içinde". Amfide bayagi bir dalgalanma oldu. Muhan Hoca söyle devam etti. "Iste bunun disinda ne ögrendiyseniz, burada kazandiginiz budur. Yani bütün ögrendiginiz teknigi birakin, biz size düsünmeyi, algilamayi, degerlendirebilmeyi ögretebildiysek iste kazandiginiz budur. Biz gerçekten uluslararasi standartta bir egitim almistik. Benim bankacilik hiç aklimdan geçmemistir ama içimde sanayinin hangi konusunda olursa olsun çalisabilecegim güveni vardi. ODTÜ'lü olmak böyle bir perspektif veriyor. Hep altini çiziyorum; hiç tereddütsüz bilgiye ulasmayi ögrendik. Çesitli uluslardan ögretim üyeleri, dönüsümlü programlarla ODTÜ'ye gelirdi. Amerikali, Ingiliz, Hindistanli, Pakistan'li bir çok hocamiz vardi. Onlar da ayn bir zenginlik katiyordu. Örnegin bize Operation Research dersini veren hocamiz Cliff Chedzey dünyada operation research teknigini kuran Ingiliz bilim adamlari grubundandi. O yillarda tahmin ediyorum 65 yaslarindaydi. Gerçekten hocalanmizin çogu filozof denilebilecek derinlikte insanlardi ki bu çok sey katiyordu bize, müthis bir vizyondu. Tabii sadece onlar degil Türk ögretim üyelerimiz de son derece degerli kisilerdi. Bir kere her seyden önemlisi çok iyi bir lisan egitimi aliyorduk. Sosyal konulardan teknik konulara kadar bize çok genis bir dünya teknolojisi ve perspektifi sunuluyordu. Çok kitap ve periyodik okurduk. Çok ciddi bir akademik yelpaze vardi. Türk aydini yetistiriyordu ODTÜ. Simdiki egitim standardini çok fazla izleyemiyorum, firsatim yok ama herhalde bugün çok daha iyi olsa gerekir. Çok degerli rektörü, rektör yardimcilarini gayet iyi taniyorum. -Sizce üniversiteler finansal sorunlarini nasil çözebilirler? Akademik hayat ile is dünyasi arasindaki iliskilere nasil bakiyorsunuz? Artik hayata daha profesyonelce yaklasmak gerekir görüsündeyim. Bu benim is alanimin belki de yadsinamayacak gereksinimi. Yurt disi egitim nedeniyle bazi yabanci üniversitelerle isbirligi içinde oluyoruz. Bazen çalisanlarimizi yabanci egitim programlarina gönderiyoruz. Ben de bunlarin çoguna katildim. Manchester Business School'dan Harvard'a kadar bir çok okulun, çesitli örgütlenmelerle, örnegin vakif tarzi örgütlenmelerle finansal sikintilarini giderdigini, akademisyenlerinin idari ve finansal problemlerle asgari düzeyde ilgilendigini ve üniversitelerin bu yapilanmasina da toplumun son derece ilgisi ve destegi oldugunu gördüm. Bugün ciddi kuruluslar bu okullarda onlarca kürsü finanse ediyor. Harvard Business School'da dört aylik bir yönetici seminerine katilmistim. Okulun daha önce ifade ettigim tarzda yönetildigini gördüm ve çok ekstrem bir örnek belki ama bahçe bakimi için yilda 5 milyon dolar ayirabiliyorlar. Orada egitsel amaçli yayinlari, bir kaseti üniversiteye ciddi bir bedel ödeyerek aliyorsunuz. Aynca üniversitedeki akademik birikim, hayatin pratigiyle iç içe. Üniversite, özellikle ekonomik olanaklari çok fazla olan is hayatinin etkinlikleriyle bütünlesmis durumda. Örnegin akademisyenler, çok uluslu sirketlerin danisman kurullarinda, üniversite sanayi sirketinin içinde inceleme, gelistirme, danismanlik yapiyor. Universite sonrasi egitim programlarinda isbirligi yapiliyor. Yani karsilikli etkilesim o kadar fazla ve yakalanan sinerji o kadar çok ki toplumsal açidan yakalanan sinerji de artiyor. ODTÜ Türkiye'de her seye ragmen, yani belli dönemlerin akademik hayatta yarattigi kan kaybina ragmen, temelleri itibariyle uluslararasi nitelikte bir egitim kurumu. Uluslararasi standartta tabani oldugunu kesinlikle ifade edebilecegimiz kuruluslarimizin bu tarza yönelmeleri kaçinilmaz olacak. Yani çikis degil de zorunlu gidis bu yönde ve üniversiteler muhakkak özellikle bu tarzda kendi iradesini maddi ve manevi degerleriyle insa edebilecek. Buna muktedir olan üniversitenin de hiç tereddütsüz her yönden özerk kilinmasilazim. Sonuç olarak modelde tartisilmamasi gereken su: Akademik hayatin is hayatiyla bütünlesmesi toplumun yararina. Bunda hiçbir tereddüt yok. Çünkü bu akademik hayatin da, is hayatinin da kendini yenilemesini getiriyor. Öte yandan bizdeki vakif uygulamasinin daelestirilebilecek yönlerinin olacagini kabul ediyorum ama neticede üniversitelerimizin, gelismis toplumlarin ideal veya örnek teskil edebilecek üniversitelerinin modellerini izlemelerinden baska çare yok. Bu kadar akademik birikimi olan bir bünyenin iktisadi tavrini, mali tavrini ondan nasil esirgeyebilirsiniz? Hangi hakla? Yani muhakkak hiç tereddütsüz bu konuda dünya standartlarinda basarili modeller neleri uyguluyorsa aynen onlarin uygulanmasi gerekir. Hiç arastirmaya dahi gerek yok. Ama tabii Türkiye'deki yasal mevzuat ve kisitlar ne yazik ki buna tamamiyle uygun degildir. Sadece akademisyenler degil hepimiz birey ODTÜ'LÜ 13 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor olarak mevzuatin uygun hale gelmesi için mücadele etmek durumundayiz. Bugün Türkiye'nin taninan bir kaç tane üniversitesi varsa geçmis yillarin liberal mantigi sayesindedir ve ODTÜ dahil bu üniversitelere mali imkanlarini karinca kararinca dahi olsa özerk kullanma haklarinin taninmasi gerekir. -Is Bankasi'nda görevaldiginizda bir gün bu kurumun basina geçeceginizi düsünmüs müydünüz? Genç yaslarinizdan itibaren yöneticilik yapiyorsunuz. Yöneticilikteki üslubunuz nedir? Hayir, bankaci olmayi düsünmüyordum. Biz belki daha çok sanayide görevalacak sekilde yönlendirilmistik. Arkadaslarimin israriyla Is Bankasi'nin Teftis Kurulu sinavina girdim. Tabii biz hep basarmak için yetistirilmistik ve böylece bugünlere geldik. Yöneticilikte üslubum "birlikte yönetim". Hiç tereddütsüz ki bu da yine ODTÜ'de kazandigim veya gelistirme firsati buldugum ve begendigim bir özel1igim. Baska türlüsü zaten bizim için mümkün degiL. Paylasimci, demokratik, çalisan unsurunun azami kullanimina yönelik, organizasyon yapisinin yayginlastirildigi, iletisimin her kademe arasinda kolaylikla mümkün oldugu bir tarz izlemeye çalisiyorum. Çalisiyorum diyorum; çünkü ne yazik ki Türkiye'de organizasyon yapisi bireylerin birikimlerinden de etkileniyor. Ayrica yasadigimiz hayat tarzi zigzagli yani devamli sosyal ve ekonomik parametrelerdeki gel gitler de konsantrasyonumuzu dagitiyor. Belki de etkinlik çok fazla saglanamayabiliyor. -Basinda bulundugunuz kurumu bulundugu konumdan hangi noktaya getirmek istiyorsunuz, 2000'1i yillarda hedefleriniz neler? Türkiye'nin sermaye piyasasi degeri en yüksek kurulusu olan Is Bankasi, Türk borsasindaioO bin civannda yerli, 120'nin üstünde yabanci yatirimci ile yerli ve yabanci yatirimciya en fazla açilmis bir Türk sirketidir. Ayni zamanda bugün bankacilik, sigorta, finansin diger alanlari, cam endüstrisi, demir çelik gibi 76 kadar istiraki olan bir grup. Bu grubu yerli ve yabanci ortaklarinin beklentileri dogrultusunda, çagdas ve dünya rekabetine ayak uydurabilecek dünya standartlarinda bir kurulus olmaya yönlendirmek benim perspektifim, görüsüm. Bunun da mümkün oldugunu düsünÜyorum. Çünkü sirket daha geçtigimiz yil TÜrkiye'nin en büyük hisse senedi , arzina konu olarak, yerli yatirimci kadar yabanci yatirimcidan da ilgi gördü. Bu bir Türk sirketi için son derece önemli bir basari. Çünkü gelisen piyasalar hisse senedi endekslerinde ciddi paya sahip olan bir kurulus yaratabildi. Bu yil 75. kurulus yildönümünü kutlayacak olan Is Bankasi, Atatürk'ün Cumhuriyetin hemen 2. yilinda Türk özel sektörünün gelismesi amaciyla kurdugu bir kurulus. Neticede örnek son derece basarili olmus diye düsünüyorum. Is Bankasi'nin Türkiye'nin sermaye birikiminin son derece kisitli oldugu genç TÜrkiye Cumhuriyeti'nin özel sektörünün lokomotifi oldugunu hiç tereddütsüz söyleyebiliriz. Bankanin organizasyon yapisi da çok ilginç bir modeL. Türkiye'de en büyük borsa degerine sahip ve en büyük holding gruplanndan bir tanesi konumunda olan sirketin yüzde 45 ile en büyük hissedari banka çalisanlarinin emekli sandigi. Bu model bizim Türk Menkul Kiymetler Borsasinda ve Borsamizin dünyaya açiliminda en öne çikmis bir örnek. Dolayisiyla bu sirketi istirakçileriyle beraber dünya standartlarinda bir kurulus haline getirmek amacimiz. Zaten bu yönde oldukça önemli bir yeri su anda da var. -Yurtdisi örgütlerinizden ve istiraklerinizden söz eder misiniz? Yurtdisina yönelik olarak yeni hedefleriniz neler örnegin Türki Cumhuriyetlere açilmayi düsünüyor musunuz? Yurt disinda, merkezi Almanya'da olan ve bir Alman sirketi olarak kurulmus Isbank GmbH adli, göreceli olarak Is Bankasi'na nazaran küçük bir bankamiz var. Avrupa bankasi lisansiyla çalisan ve yaklasik milyar mark bilanço büyüklügü olan bu bankanin Almanya'daki 14 subesinin yani sira Hollanda ve Fransa'da subeleri var. Bankanin çali§anlari karma. TÜrkiye'den giden Is Bankasi mensuplari var, orada alinmis yabanci ve Türk çalisanlari var. Banka özellikle Türkiye'nin o ülkelerle dis ticaretinde ve oradaki Türk isçilerinin bankacilik ihtiyaçlarinin karsilanmasinda çok etkin ve ciddi olarak çalisiyor. Bu bankanin disinda yalnizca KKTC' de ve Londra'da subelerimiz var. i Yurt disi teskilatimizi özellikle gelismis ülkelerde genisletmeyi hedefliyoruz. Avrupa bankasi olarak kurdugumuz bankanin Avrupa' da yayginlasmasi devam edecek. Is Bankasi olarak Amerika'da, daha sonra gelisen baska piyasalarda yapilanmamiz söz konusu olabilir. TÜrkiye'nin ticaretinin gelistigi alanlarda temsilcilik seklinde veya daha sonra subelesme seklinde yapilanmaya devam edecegiz. Bugüne kadar Is Bankasi, gerek Rusya gerek Türki Cumhuriyetlerde yapilanmaya gitmedi. O yörelerde mevzuatin biraz daha oturmasini, dengelerin kurulmasini bekledik. BugÜn baktigimizda beklememizin yanlis olmadigini görüyoruz. -Is Bankasi Genel Müdürlügü neden Istanbul'a tasiniyor, bundan ne gibi faydalar bekliyorsunuz, çalisanlariniz bu durumu nasil karsiliyor? Is Bankasi Ankara'da kuruldugu için Genel Müdürlügü Ankara' da. Aslinda Ankara veya Istanbul' da olmasinin çok önemi yok. Çünkü zaten su anda dahi Is Bankasi Genel Müdürlük birimlerinin önemli bir bölümü Istanbul'da. Türkiye'de finansal hayatin çok önemli bir orani Istanbul' da yasaniyor. Ana pazarin içinde olma zorunlulugu var. O nedenle Türkiye'deki en gelismis piyasanin içinde bulunmamizin gerek piyasa etkinligimize gerekse Is Bankasi kültürüne olumlu katkilari olacagini düsündük. Bu konuda ciddi bir tereddütümüz de yok. Ancak Genel Müdürlügün bazi birimleri, örnegin ODTÜ'nün karsisindaki Bilgi Islem Müdürlügü Ankara'da kalacak. Yalniz Kule kiralansa bile Üzerinde bir Is Bankasi amblemi olacak. Çalisanlarimiz ise yillardir bu düsünceye hazirlanma imkani buldular. Zaten Is Bankasi sosyal politikalarini, sosyal anlayisla uygulayan bir kurulustur. Yeterli bir geçis dönemi tanidik. Ayrica çalisanlarimizin özel durumlarini büyÜk ölçüde dikkate alan bir yöntem izliyoruz. Tasinma olayini parti parti gerçeklestiriyoruz. Su ana kadar da bir çok arkadasimiz Istanbul'a aktarildi. Nakil konusunda yaz dönemini kullanmayi düsünüyoruz. Tahmin ediyorum 1999'un sonlarina dogru tasinma islemimiz bitmis olacak. Serpil SAV AS 140DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor Hiç BiR ÖGRENCiMiziN. EKONOMiK SORUNLAR YÜZÜNDEN EGITIMINI AKSATMAK ZORUNDA KALMAMASINI SAGLAYACAK GÜCE DOGRU ÖNEMLI BIR ADiM ... KAMU YARARiNA ÇALISAN DERNEK STATÜSÜ ODTÜ Ögrenci Destekleme Dernegi, dernegin yapmakta oldugu çalismalarin Ankara Emniyet Müdürlügü, Emniyet Genel Müdürlügü, Içisleri Bakanligi, Maliye Bakanligi, Milli Egitim Bakanligi, Danistay, Ankara Valiligi, Basbakanlik yetkilileri tarafindan incelenmesinin ardindan 7.12.1998 tarihli ve 98/12202 Bakanlar Kurulu Karari ile Kamu Yararina Çalisan Destek statüsü kazandi. Dernek yönetim kurulunda görevalan arkadaslarin özverili çalismalari yaninda mezunu ve personeli ile ODTÜ ailesinin verdigi destekle bu sonuca ulasilabiidi. ",-T." Kamu Yararina Çalisan Dernek statüsünde olunmasi ile birlikte dernege bazi vergilerden muafiyet tanindi. Ayrica kurum ve sahislar dernege yaptiklari bagislari asagida açiklanan yasa uyarinca gider olarak muhasebe kayitlarinda gösterebileceklerdir. 4369 sayili ve 22.7.1998 tarihli (29 Temmuz 1998 tarihli T.C. Resmi Gazetede yayimlanan) Vergi Usul Kanunu ile Ilgili Degisiklikler Yasasinin 55. Maddesi 3/6/1949 tarihli ve 5422 sayili Kurumlar Vergisi Kanununun 14'üncü maddesinin birinci fikrasinin 6 numarali bendi asagidaki sekilde degistirilmistir. MiNYAlÜR DiPLOMA Mezunlanimza verilmekte olan "Minyatür Diplamalar" A-4 kagida çekilen temiz, katlanmamis diplama önyüzü fotokopisi ile 1.000.000.TL. karsiliginda Mezunlarla iletisim Müdürlügü(Tel: 210 34 40) veya Sosya! Hizmetler ve Turizm Koordinatörlügü'nden (Tel: 210 36 10) temin edilebilir. Minyatür Diplama gelirleri ODTÜ Ögrenci Burs Fonu'na aktanlmaktadir. 6. Genel bütçeye dahil dairelere, katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulu'nca vergi muafiyeti taninan vakiflara, kamu menfaatlerine yararli sayilan derneklere ve bilimsel arastirma ve gelistirme faaliyetlerinde bulunana kurum ve kuruluslara makbuz karsiliginda yapilan bagis ve yardimlarin toplaminin o yila ait kurum kazancinin %5'ine kadar olan kismi. Bagis ve yardimin nakden yapilmamasi halinde bagislanan veya yardimin konusunu teskil eden mal veya hakkin maliyet veya mukayyet degeri, bu deger mevcut degilse Vergi Usul Kanunu hükümleri dairesinde takdir komisyonlarinca tespit edilen degeri esas alinir. Bu uygulamanin tespit olunur. esas ve usulleri Maliye Bakanliginca tayin ve 1972 - .... BILGISAYAR MÜH. BÖL. 1994 MEZUNU ATAMALAR: promr. Hüseyin VAROL:SEM BASKANi promr. Okay ÇELEBI: MATEMArtK BÖLÜMÜ BASKANi Prof.Dr. Erol TAYMAZ:IKTISAT BÖLÜMÜ BASKANi promr. Timur DOGU: KIMYAMÜH. BÖLÜMÜ PROFESÖRLER: ProfDr. Sevda ÇALiSKAN:YABANCIDILLEREGtnM BÖLÜMÜ Prof.Dr. Mustafa SAVCI:FIZIK BÖLÜMÜ Promr. Filiz Bengü DILEK: ÇEVRE MÜH. BÖLÜMÜ promr. Orhan ADALi: BIYOLOJI BÖLÜMÜ Promr.:Tülin GÜRAYBIYOLOJI BÖLÜMÜ VEFAT: Doç. Nazif TEPEDELENLIOGLU Elek. Elektronik BöL. Eski Egretim Üyesi Sevgili Koray, Bak/~/arlndaki o i~ik bize uzaklardan bakma öz/eminin gerçekle~tigi günden beri gözümüzü almaya devam ediyor. Sikayetçi degiliz ae;la. Ya unutturabile;eydin kendini bizlere. i~te buna dayanamazdik, ie;tedigin gibiyiz. Dört yil öncee;ine kadar beraber e;öyledigimiz ~arkilarl yine e;eninle $öyleyebiliyoruz. Seninle dopdolu, yine e;eninle. Internette http://aixi.uottawa.ca/-e; 1151862/ e;ayfana giriyoruz zaman zaman. Özlemin e;evgin kadar kocaman ve e;ime;icak Seni e;evenler. 160DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor ODTÜ BURS FONUNA ÖDEYEBiLMEK içiN BULUNMAK LÜTFEN BU SAYFAYi Fax: (312) 21013 ODTÜ KATKiDA VE MiNYATÜR DOLDURUP DiPLOMA POSTALAYlNIZ iLE DERGi ABONE YA DA BizE ÜCRETiNi FAKSLAYINIZ. S8 REKTÖRLÜGÜ ANKARA a- Burs Fonuna Katki Rektör baskanligindaki Burs Komitesince, Komitenin uygun gördügü ögrencilere burs olarak ................ mm.m ..m.m ...Bölümü ögrencilerine burs olarak Diger: .... kullandirilmak üzere, mm Her aYm Her 3 ayda mmTL. Her 6 ayda mmmTL. biL ... Bir kereye bir .. mmm mahsus olmak üzere mmmmmmmm TL. .. mmmTL. .. m b - Diger ODTÜ'lÜ Dergisi Minyatür Diploma Abone 2.000.000.-Tl Ücreti 1.OOO.OOO.-Tl Ücreti Yukarida DDDD DDDD DDDD DDDD son kullanma numarali tarihi / VISA!Master ilgili hesaplarina, bu konuda Türkiye Tarih :mm Adres 'mm is Tel :....m. is Bankasi .mmmmmm kredi ile Türkiye A.S.'ni ,m',m,.m yetkili karti hesabima is Bankasi borç kaydedilerek A.S. arasinda .. m mmm... m.Adl Soyadi: Rektörlügünüzün belirlenen .mmm HAVALE YOLUYLA YAPMAYi TERCiH ETMENiz olarak bildirilinceye kadar, kosullar Türkiye çerçevesinde is Bankasi alacak AS. ODTÜ Subesi kaydedilmesini kabul nezdindeki ediyor ve mmmm.m .mmmmm ... m.mmmm.m.... mmimza: mmJax: ... ..mm DURUMUNDA; D BURS FONU iciN , ODTÜ ÖGRENCilERiNi DESTEKLEME DERNEGi'NiN D DERGi VE DiPLOMA ÜCRETLERi iÇiN YiNE AYNI SUBE NEZDiNDEKi NUMARAli yazili aksi kiliyorum. m.m.mmmmm. .Ev Tel: mm ÖDEMELERiNizi tarafimdan tutarlarin olan, Card/Eurocard Rektörlügünüz belirttigim ' TÜRKiYE , is BANKASIODTÜ , SUBESi NEZDiNDEKi 4229431827 42290.427015 HESAPLARI KULLANABiliRSiNiz. BU HESAPLARA YAPILACAK HAVALELERDEN MASRAF AliNMAYACAKTiR Adi Soyadi: ... . m mmÖgrencilikteki • Soyadi: is Yeri: m is Ev Ev Tel: ....m •• . .. m i . t Tiari 'h' / B"I" " m.m M ezuniye o umu:.m PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor FARKLI DIsIPLINLERI KUCAKLAYAN BIR OLUSUM: ODTÜ ENFORMATIK ENSTITÜSÜ Türkiye'de bir ilk olarak kurulan ODTÜ Enformatik Enstitüsü etkinliklerine Eylül 1996'da basladi. Enstitü'nün hedefleri; disiPlinlerarasi lisansüstü egitim/arastirma yapmak; bölümler ve fakülteler arasi isbirligini güçlendirerek sinerji yaratmak, bilgi teknolojileri egitiminin yayginlastirilmasinda aktif roloynamak, bilisim alaninda üniversite/endüstri iliskilerini gelistirmek. Bu hedefler dogrultusunda Enstitü'de iki yil içerisinde çesitli çalismalar yapildi ve birimler kuruldu. Enstitü Müdürü ProjDr. Nese Yalabik, Enstitü ile ilgili sorularimizi yanitladi. Enstitü'nün yürüttügü yüksek lisans projeleri hakkinda bilgi verir misiniz? Enstitü'de programlari ve ders notlarini Internet 9rtamina tasimalanni yani sira, ögrencilerin Universitemizin kolaylastirmanin degisik fakültelerinde sunulan Internet destekli derslere ulasmalanni saglamakta. Aynca Internet üzerinden ögrenciler ve ögi'enci-ögi'etim üyesi arasi mevcut iki anabilim dali var: Bilisim Sistemleri (Information Systems): Bu program, endüstrinin bu alandaki ihtiyacini karsilamak üzere kuruldu. Katki veren bölümler sunJ.ar: Bilgis.ayar, Endüstri, ElektrikElektronik Mühendisligi, Isletme. Ogrenci olarak degisik disiplinlerden 60 kisi var. Bu programimiza çok ilgi ve bavsuru oluyor. tartisma ortami içeren bu araç, ödevlerin de bu yoldan gönderilmesine olanak saglamakta. NLI bu anlamda kampus çapinda bir çati olusturmakta ve degisik fakültelerden ögretim üyeleri ve ögrenciler tarafindan kullanilmakta. Enstitümüz bünyesinde 1998 yilinda baslatilan Bilgisayar Agina Dayali Egitim (BADE) projesi ise bu alandaki çalismalanmizin kurumsal düzeyde yapilaninasidir. Uç yilda 20 dersin Internet gelistirilmesini alanlardan gelen yaklasik 15 ögrencimiz bulunuyor. Her iki programimizda toplam 4 tam zamanli ögretim üyesi var. degismekte. Aynca, ders hazirlama çalismalarina paralelolarak, derslerin yürütülmesinde kullanilan METU-Online sistemi Bunlann disinda açilmasi planlanan Modelleme ve Simulasyon programi var. Çalismalar sürüyor. Eylülde açilabilecegini tahmin ediyoruz. Aynca, tip fakültelerinin açmayi düsündügü "Tibbi Enformatik" programlanna da destek vermeyi planliyoruz. Bu dönem "Medical Informatics" diye bir ders açtik. Kendi ögrencilerimizin yani sira tip doktorlan da dersi izliyor. Projelere gelince, 1997 yilin,da YÖK adina Dünya Bankasi'ndan alinan "Türkiye Universitelerinde Bilisim Programlan Gelistirilmesi Projesi" gerçeklesti. Bu proje, tüm üniversiteleri kapsayan bir fizibilite çalismasiydi. Yaygin Enformatik Egitimi'nin ne olmasi gerektigi, egiticilerin nasil egitil~bilecegi gibi konulan kapsiyordu.,Bunun sonucu olarak ODTU'de bazi uygulamalar baslattik. Ornegip, Enformatik Sertifika Programi (Egiticilerin Egitimi: EGITEN), tüm üniversitelerden gelen 50 ögretim elemanina 8 ayda toplam 249 saatlik materyalin aktarilinasini amaçliyor. Dersler yari ODTU de yüzyüze, yan Internet üzerinden yapiliyor. Program halen devam ediyor. Bu ders yilinda, Hazirlik okulu ögrencilerine "IS 100 Bilgi Teknolojileri ve Uygulamalan" dersi baslatildi. Hazir çokluortam egitim paketleri kullaniliyor ve tümüyle laboratuvar uygulamasi seklinde yapiliyor. Internet, Web, ofis uygulamalari ögretiliyol'. Yaklasik 300.000 Dolar harcanarak 4 laboratuvar kuruldu. Az sayida ögretim elemaniyla yürütülüyor. Bu ders yilinda 2000 kadar ögrenci egitilmis olacak. Internete misiniz? Dayali Egitim Çalismalarindan söz eder ve 4000 ögrenciye sunulmasini ortaminda Bilissel Bilimler (Cognitive Science): Bu program, oldukça bilimsel içerikli. Katki veren bölümler: Bilgisayar Mühendisligi, Egitim Bilimleri, Psikoloji, Felsefe. Bu programda degisik hedefleyen bu projede, dalia birinci yilda 15 dersin hazirlanmasi tamamlandi. dersin Internet ortaminda hazirlanmasi 4 ile 8 ayarasinda gelistirildi. Derslerin ve METU-Online sisteminin gelistirilmesinde, ögretim üyeleri, arastirma görevlileri, bilgisayar mühendisleri ve grafikerlerden olusan 50 kisilik bir ekip çalisiyor. Ilk uygulama Güz 1998-99 döneminde yapildi ve Universitemizin degisik bölümlerinden 9 lisans ve yüksek lisans dersi 1000'e yakin ögrenciye verildi. Içinde bulunduguniuz dönem ise yine ~ ders METU-Online üzerinden verilmekte. Tüm dersler Ozel Ogi'encilere tamamiyla Internet ve kayit islemlerini üzerinden sunuluyor. Internet Özel Ögrenciler basvuru üzerinden yaptmyorlar. Derslerin etkinligine iliskin ölçme ve degerlendirmelere, sürekli iyilestirme açisindan büyük önem veriyoruz. Yaptigimiz anketlerden elde edilen bulgular, bu tür derslerde ögrenci motivasyonunun yüksek oldugunu, basari düzeylerinin geleneksel derslerle karsilastmldiginda gösteriyor. Gelecege yönelik Enstitümüz, planlarirnzi anlatir veren tüm bölümler ve ögretim elemanlannin gerçeklesti. Kendilerine Bu bize destek çok önemli burada tesekkürlerimizi sunar, bundan sonraki çalismalimmizda dileriz. Önümüzdeki misirnz? 2 yil gibi kisa bir sürede varligini Türkiye çapinda göstermis ve bazi ilklere imza atmistir. katkilariyla ise en az esit oldugunu 2 yil için hedeflenenler bu destegi sürdürmelerini sunlar: Mevcut Anabilim Dallarimizin Doktora programlanni açmak, dalia önce sözünü ettigimiz iki yüksek lisans programini gerçeklestirmek, Enstitü Bu konudaki çalismalaninizin ÇikiS noktasi, uzaktan ve kitlesel egitimde yeni bir arayis idi. Kisitli kaynaklarin verimli ve etkin kullaniminin Internet ortaminda mümkün olabilecegi fikri bünyesinde arastirma ve gelistirme yapmak üzere bir Uzaktan Egitim Merkezi kurmak, METU-Online sisteminin diger dogdu. Destek aldigimiz DPT ve AFP projeleri ile sunlar gerçeklesti: Interiwte dayali egitim alaninda Enstitümüzün ilk projesi Asenkron Ogrenme Girisimi. Bu projede Net Learning Initiative (NLI) adli bir yazilim gelistirildi. NLI ögretim üyelerinin programimmizi genisletmek. 180DTÜ'LÜ Bir üniversitelerde de kullanimini gerçeklestirmek; mevcut dalia çok ögi'etim elemani ve ögrenciyle Serpil SAVAS / PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor ODTÜ'DEN BIR YENILIK PROJELERE LIsANSÜSTÜ ÖGRENCI TAHSIS PROGRAMI ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, arastirma projeleri yürüten kuruluslarin arastirmaci eleman ihtiyacini karsilamak üzere yeni bir program baslatti. "Özel ve Kamu Kuruluslarinca Yürütülen Projelere Lisansüstü Ögrenci Tahsis Programi" (PL]) adi ile baslatilan bu program, TIDEBve TTGVprojesi yürüten kuruluslar basta olmak üzere özel ve kamu sanayi kesimi, servis sektörü, Bakanliklar ve bagli kuruluslar, belediyeler, egitim kurumlari arasurma enstitüleri vb kuruluslari kapsamaktadir. Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tayfur Öztürk programin, üniversitemiz lisansüstü program ögrencilerinin nitelik olarak lisansüstü çalisma ile uyumlu islere yerlestirilmelerini ve bu sekilde akademik çalisma ile isyeri deneyimini birlikte edinmelerini hedefledigini bildirdi. Prof. Dr. Öztürk konuyla ilgilisu bilgileri verdi: "Ankarave yakin çevresinde özellikle bazi anabilim dallarunizda fiilen yürümekte olan isyeri-üniversite lisansüstü programinin daha yapili olarak ülke genelinde yayginlastirilmasiniplanlayan programin getirdigi iki yenilik bulunmaktadir. Bunlardan biri "dönem paylasim plani"dir. Program ögrencinin kurulusta ve üniversite geçirecegi dönemleri bir plana baglamakta ve bu sekilde Ankara disi kuruluslara erisimi mümkün kilmaktadir. Digeri ise dönem paylasun plani ile Ankara disindaki potansiyeli de kullanarak lisansüstü ögrencilerin isyerindeki görevleri ile lisansüstü çalismalarinin olabildigince ayni çizgiye düsürülmesidir. Özellikle son tesvik uygulamalari ile gitgide artan sayida projelerin yürütüldügü ülkemizde bu projeler lisansüstü ögrencilerin görev alabilecekleri bir faaliyet alani olarak ele alindi. Burada dikkat çekici bir yön, halen kuruluslarca yürütülmekte olan projelerde üniversiteden yeni mezun ve çogunlukla bir üniversitenin lisansüstü programina kayitli elemanlarin görevaldigi, ancak proje çalismalari ile üniversitedeki tez çalismalari arasinda çogu kez bir iliskinin olmadigi gerçegidir. PLTprogrami baslama ve isleyis itibariyle bu kopuklugu gidermeyi hedeflemekte ve bu sekilde ögrencinin tez yükümlülükleri ile kurulustaki proje çalismalarini bütünlesik bir yapida üniversite ve kurulus açisindan daha verimli kilmayihedeflemektedir." Konuyla ilgiliyapilan açiklamada programin lisansüstü basvurularla paralel bir takvim içerisinde uygulandigi belirtiliyor. 1 Nisan veya 1 Kasun 1999 tarihine kadar Fen Bilimleri Enstitüsüne iletilen eleman talepleri, ilgili bölümce lisnsüstü programa basvuran mezunlarla eslestirilmekte ve kuruluslarin da katildigi bir süreç içerisinde projeye tahsis edilen ögrenci tespit edilmektedir. Mezun, lisansüstü programa baslamasi ile kurulusta da maasii veya burslu olarak ise baslamis olmaktadir. Ögrenci, proje/tez çalismalarini kurulusta proje yürütücüsünün, üniversitede ise akademik danismaninin denetiminde sürdürecektir. Program, kurulus projelerinin yogun temposunu absorbe edebilecek tedbirleri de içermektedir. Ögrencinin üniversitede bulunacagi dönemde kurulustaki proje çalismalarini ikinci bir ögrenci üstlenmekte, bu sekilde planlanan çalismalarin kesintisiz sürmesi mümkün olmaktadir. Programin kurulusa en önemli yarari AR·GEbölmünde mevcut çekirdek kadro etrafinda yürütülmekte olan projelerin sayi ve niteligine bagli olarak esnek kadrolasma olanagi vermesidir. Diger bir yarari ise kurulusun geçici olarak ise aldigi/burs verdigi ögrenciyi bu süreç içerisinde yakindan tanima olanagi elde etmesi, ihtiyaç olmasi halinde elemani program sonunda kalici olarak ise alabilmesidir. Böylelikle program ise alisma evresini ortadan kaldirmakta, eleman bu evreyi tahsis programi çerçevesinde geçirmis olmaktadir. Öte yandan ülkemizin, özellikle özel sektörün genel itibariyle eristigi durum, ilave olarak kurulus projelerinde arastirmaci personel istihdamini tesvik eden son kararlar (4 Kasun 1998 tarihli) programin basarili olmasi için gerekli çevresel kosullarin hazir oldugu izlenimini vermektedir. IMAR KANUNU DEGIsIKLIK TASARiSi ODTÜ'DE HAZiRLANiYOR Bayindirlik ve Iskan Bakanligi 1997 yilinin sonlarina dogru Basbakanlik Toplu Konut Idaresi (TOKI) Baskanligi'nin destegi ile ülkemizde 1985 yilinda yürürlüge giren 3194 sayili Imar Kanunu ve bununla iliskili yönetmeliklerin basta afet zararlarinin azaltilmasi amaciyla ele alinmasini hedefleyen bir proje baslatmistir. Bu proje TOKI kurallarina göre ~ir müsavirlik hizmeti olarak ihaleye çikarilmis, ve sonuçta Universitemiz Deprem Mühendisligi Arastirma Merkezi (DMAM) bünyesinde örgütlenen bir arastirma ekibi tarafindan hazirlanan teklif yarismayi kazanmistir. Çalismanin genel koordinasyonu Insaat Mühendisligi Bölümü ögretim üyesi ProfDr. Polat Gülkan tarafindan yapilmakta, ayni bölüm ögretim üyesi ve DMAM baskani ProfDr. Haluk Sucuoglu ile Sehir ve Bölge Planlamasi Bölümünden Doç.Dr. Murat Balamir de mühendislik ve planlama boyutlarini yönlendirmektedir. Arastirma grubunun diger elemanlari ProfDr. Melih Ersoy, ProfDr. RaciBademli, ProfDr. Gönül Tankut, Prof.Dr. Rusen Keles (Ankara Universitesi), ekonomist Bengü Duygu, Dr. Erhan Karaesmen ve Haluk Alatan'dir. Arastirma ekibi, afet yönetimi, yapi denetimi ve proje kontrolu hizmetlerinin yasallastirilmasi hedefinin yanisira afet imar planlama ve denetimi ile imar planlama ve denetimi süreçlerinin de iyilestirilmis yeni yasal esaslara baglanmasini gerçeklestirmek için birkaç koldan konuya yaklasmistir. Türkiye'deki durumun tespiti ve baska ülkelerin uygulamalari ile kararlastirilmasi çalismanin ilk asamasini teskil etmis, daha sonra öncelikle afet zararlarinin azaltilmasi için atilmasi gerekli adimlarin yasal kanun diliyle kaleme alinmasi as.amasina geçilmistir. Bu amaçla Afet Imar Kurulu, Yapi Denetimi Ust Kurulu ve Yapi Denetimi Kuruluslari gibi yeni kurumlasma öngörüldügü gibi mühendislik ve mimarlikta mesleki yeterlilik, bütünlestirilmis afet haritalari, afet riskli alanlarda uygulanacak imar yönetmelikleri, imar haklari aktarirni, mesleki sorumluluk sigortasi, yapi kalitesi denetimi ve sigortasi gibi Türkiye için oldukça yeni kavramlar getirilmistir. Ayrica Imar Kanunu, Afetler Kanunu, Borçlar Kanunu ve Mühendislik ve Mimarlik Hakkindaki Kanunlarda degisiklikler yapilmasini öngören teklifler tasarlanmistir. Çalismanin kapsami belediye ve valilik yetki alanindaki imar mevzuatini düzenleyen yönetmelikleri de içine alacak sekilde genisletilmistir. Kurgulanan bütün taslaklarda sonuç olarak tüketicinin korunmasi amaçlanmaktadir. Nasil ki bir motorlu tasit edinen insanlarin motordan anlamalari, ya da bir elektronik veya beyaz esya alan kimselerin bunlarin uzmani olmalari gerekmeksizin belli bir garanti sistemi kurulmussa, ayni temel düzenin tasinmaziarin kalitesinin temin edilmesinde de bulunmasina yönelinmistir. Saglanan ikinci önemli degisiklik, plan hazirlama ve onaylama süreçlerinin seffaflasmasi, halk katilimi saglanmasi ve kamu yararinin ön planaçikartilmasidir. Toplum yasaminin imarla ilgili yanlarini bu derece yakindan ilgilendiren bir yeniden yapilanmanin kritik bir degerlendirmesinin saglanmasi amaciyla 25-26 Subat 1999 tarihlerinde Kongre ve Kültür Merkezinde bir "Danisma Kurulu" toplantiya çagirilmis ve hazirlanan iki ciltlik taslak bu kurulda ele alinmistir. Bayindirlik ve Iskan Bakani Ali Iliksoy tarafindan açilisi yapilan toplanti beklenenin üzerinde bir ilgiyle karsilasmistir. Kamu ve özel kesimden, meslek odalarindan, belediyelerinden ve diger toplum örgütlerinden 270 kadar katilimci iki gün boyunca bu devrim niteligindeki yasal degisimlerin genis ve derinlemesine degerlendirmesini yapmislardir. Alinan bu görüslerden sonra arastirma grubu önerilerine son sekli verecek ve Bayindirlik ve Iskan Bakanligi'na sunacaktir. izlenen süreçte bu tasarilarin TBMM tarafindan da benimsenmesi ve yasallasip hayata geçmesi ümit edilmektedir. 200DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor ...----,------------------------------------------------------------------------- ÜNIVERSITE ORTAMINDA TOPLAM KALITE YÖNETIMININ TANiMi VE ÖGELERI Prof. Dr. Ömer Saatçioglu müsteri sözcügü kullanilmis ve müsteri tatmini esas alinmistir. TKY, Endüstri sonralari hizmet sektöründe Mühendisligi Bölümü de uygulanmaya baslanmistir. Müsteri sözcügü, bazi hizmet kuruluslarinda geçerli olmakla beraber, üniversiteler, belediyeler gibi bazi kuruluslarda GIRIs Geçen 10 yil içinde Amerika'nin ve Avrupa'nin bazi üniversitelerinde önemli degisiklikler gözlenmektedir. ve disiplinlerarasi Ders programlari, yetenek temelli konuma gelmekte ve dersler, haksahiplerinin (paydaslarin) beklentilerini karsilayacak sekilde tasarlanmaktadir. olmustur. Temelde TIITinde müsteri sözcügü, ilgili kurulusla iliskisi ve çikari olan herkesi kapsamaktadir simgelemektedir. ve kurulusun TKY'nin üniversitelerde uygulanmasinda, Ögretmede yenilikler olmakta, etkilesimli televizyon ve "internet" dersleri yayginlasmakta, takim çalismalari artmakta ve bu çalismalar 1990'li yillarin basinda benimsenrnege "çok kullanici" stüdyolarda gerçeklesmektedir. hizli bir sekilde yayildigini gözlemliyoruz bu bilgiler üniversitelerin ögrenmede paralel bir gelisme de, üniversitelerin konuma gelmektedir. Üniversitelerde gözlenen diger bir degisiklik, sanal üniversite ve uzaktan ögretim programlarinin Teknolojideki yenilikler dogalolarak üniversitelerde üniversitelere ortaya çikmasidir. yansimakta ve bazi uydu-televizyon temelli egitim programlari uygulamaya kavramsal bir rahatlama söyleyebiliriz. TKY'nin üniversitelerde yeniliklere karsin, ögretme yerine ögrenmeye agirlik verilmekte, takim stratejisi yaklasimi giderek daha çok kullanilir paydaslarini Müsteri sözcügü, paydas olarak yorumlaninca oldugunu Ögretmedeki da tartismalara neden ilk uygulamalarinin basladigini ve uygulamalarin (2,5). Uygulamalarla ilgili web sayfalarinda da çikmaktadir. Uygulamalara kendilerini degerlendirmeleri için gelistirilen ölçütlerde olmaktadir (3). TKY Sistemi, asagidaki 8 temel ögeden olusmaktadir (3,5). • Paydas odaklilik • Liderlik • Takimla problem çözme konmaktadir. Üniversitelerde yasanan bu degisikliklerin ötesinde, üniversitelerin gelecegi konusunda bazi beklentiler ortaya çikmistir. Bunlar içinde, önemli gördügümüz beklenti, üniversitelerin entelektüel sermaye • Süreçler ve yönetimi • Anlamli veri • Insan kaynaklari ve yönetimi saglamanin yaninda toplumsal sermayeyi de yaratan kurumlar haline • Stratejik ve operasyonel planlama gelmesidir(l). Baska bir anlatimla, üniversiteler, • Performans sonuçlari mutlulugunun ve refahinin artirilmasinda toplumun gerekli olan bireylerarasi isbirliginin olusmasinda, bireylerin becerisini gelistirmede yönlendirici Paydas odaklilik olmali ve bu süreci kalici kilmalidir. Üniversiteler, Paydas, kaliteyi algilayan, onun genel karakteristiklerini degisikliklere ve beklentilere ayak uydurabilmek yukarida özetlenen için yönetim belirleyen ve sonra da ilgili kurumu sorgulayan ve hesap sorabilen bir ögedir. sistemlerini sorgulamaya baslamislar ve bazi üniversiteler bu yönde de Üniversitelerde ciddi adimlar atmislardir. Kanimizca, bu atilimlardan en önemlisi teknik personel, programlar, birimler, mezunlar, isverenler, diger üniversite yönetimlerinde yüksek ögretim kurumlari, devlet, toplum, akreditasyon kurumlari ve uygulanmasidir. Toplam Kalite Yönetim (TKY) sisteminin Bu yazimizda, TKY sisteminin üniversite ortaminda tanitimi yapilacak ve temel ögeleri açiklanacaktir. bagista bulunan kurumlardir. digerlerinin KALITE YÖNETIMI veya karsilamak ve asmak için, onlarin kalite algilamalarini örgüt amaçlarina konuslandirmak, beklentileri dogalolarak Ögrencilerin temel beklentileri, Toplam Kalite Yönetimi(TKY), temelde-müsterilerinin paydaslarin beklentilerini Bunlardan ilk 5'inin kurum içi, de kurum disi paydas oldugu görülmektedir.Paydaslarin üniversitelerden TOPLAM paydaslar, ögrenciler, ögretim elemanlari, idari ve örgütsel hedefleri ögrenmeyi ögrenmek, zengin kütüphane, hizmetlerinden yararlanmakken farkli olmaktadir. nitelikli ögrenim ve egitim görmek, laboratuvar ve bilgisayar ögretim elemenlarinin beklentileri, sürekli sahsi gelisme, isinde diotive edilme, akademik ve politik yerine getirmek üzere politikalar belirlemek ve bunlarin örgütün her özgürlük, yönetime katilim ve yönetimden düzeyinde katilimi açik ve net bir sekilde saglayabilecek uygulanabilir personelinkiler stratejilere, eylemler dizisine ve/veya faaliyetlere çevirmek diye isverenlerin beklentileri ise yetenekli ve üretken mezunlar ve tanimlanabilir. Baska bir anlatimla TKY, üst yönetim liderliginde, hesap sorma; idari ve teknik sürekli sahsi gelisme, isinde motive edilme; sorunlarin çözümü için isbirligi olabilmektedir. paydas odakli ve onlarin kalite algilamalari ve beklentileri toplumun üniversitelerden dogrultusunda, sorunlarin çözümü için isbirligi, toplumsal sermayenin yaratilmasinda takimlar halinde, katilimli bir yönetim süreci içinde, Öte yandan, devlet ve beklentileri konusunda bilgili isgücü, sürekli iyilestirme olgusuna dayali ve mükemmeligi arayan bir örgüt yönlendiricilik ve hesap sorma olarak belirtilebilir. Bu ve diger kültürüdür. beklentilerin TKY ilk önce endüstriyel kuruluslarda uygulandigi için, karsilanmasina ve hatta asilmasina öncelik verip onlari ODTÜ'LÜ 21 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor r tatmin etmek ve üniversitedeki hizmetlerin kalitesini bu bilgilere göre Burada, ideal üniversite arayisindan hareketle üniversitelerden degerlendirmesinde gerçeklestirirken tasarimlamayi, paydas odaklilik olarak yorumlamak olanaklidir. arzu ve iyilestirilmesinde yaratabilmeli ve bunlari üniversitenin konuslandirabilmelidirler. edilen genel beklentiler asagida belirtilmistir. liderlik yapmalidir. Bunlari liderler kalite degerlerini ve yüksek beklentileri operasyonlarina Liderler, kurum içinde verimli ve etkin • Paydaslara hesap verme çalisan bir haberlesme • Ögrenmesini bilmeye dayali ögretim/egitim ve arastirma vizyon sahibi olmalidir, kurumun görünen faaliyetlerinde aktif görev • Disiplinlerarasi almalidir, is mükemmelligine programlar ve arastirma sistemi kurup isletebilmelidir. TIITinde lider, yönetim vasitasi ile erismelidir, liderligi • Ögretim/egitim, arastirma ve yönetimde esneklik yönetimin her düzeyine yaymalidir, tesvik edici ve takdir edici • Motive edilmis ögretim elemani ve ögrenci olmalidir. • Zengin kütüphane ve bilgisayar aglari • Ulusal sinirlarin asilmasi Takimla problem • Akademik ve politik özgürlük TKY'nin takimla problem çözme ögesi temel tasi çözme niteligindedir.Takimlar, • Kendini yönetebilme spesifik problemleri çözmek için kurulabildigi • Ögrenci katiliminin artmasi gibi üniversitenin, • Yatay örgüt yapisi yönetmek ve iyilestirmek için olusturulabilir. • Üniversitelerarasi ve üniversite-endüstri-devlet isbirligi ve birimlerden fakültelerin ve bölümlerin kritik süreçlerini kurulabilir. Bu takimlara, problemlerin ortakliginda artis Takimlar farkli veya alanlardan gelen akademik ve diger personelden ve süreçlerin ilgi alanlarina • Kültür ve sosyal deger yargilarinin gelistirilmesi, yayilmasi göre ögrenciler, mezunlar, isverenler ve diger paydaslar da katilabilir. • Toplumsal sermayenin yaratilmasinda yönlendiricilik Takim çalismasinin üniversiteler için çok yararli oldugu kanisindayiz. Takim çalismasi ile insangücü kaynagi etkin kullanilabildigi gibi, Süreçler ve Yönetimi çalisanlarin tatmini de saglanabilmektedir. TKY, örgütün yatay yapilanmasi üzerine isleyen bir sistemdir. Yatay çözümlerin bulunmasinda yapilanma da, örgütün islevsel yapisinin saglanmaktadir. is süreçlerine çevrilmesi ile Bir is süreci, birbirini takip eden islevler veya isler dizisinden olusur. Üniversitelerde "ögretme", "ögrenci danismanlik ve Problemlere dogru takim yaklasiminin katkisi yadsinamaz. Takim çalismasinda, üyelerin katilimi saglanmakta, görüsleri alinmakta, TKY araç ve teknikleri kullanilmakta ve ilgili problemlerin çözümü kolaylasmaktadir. Bu yaklasim dogalolarak izleme", "lisans ders programi", "arastirma", "sratejik planlama", onurlandirmakta ve sevkle isine sarilmasina ve yaptigi isten tatmin "toplumla iliskiler", "sürekli egitim" ve "uluslararasi iliskiler", "bakim olmasina neden olmaktadir. Takim çalismasinin diger bir özelligi de ve onarim" örnek olarak verilebilir. Bu süreçlerin misyonlarinin ve uzlasmadir. Katilim ve uzlasma ile ortak akli bulmak olanakli olmakta amaçlarinin tanimlanmasi ve bunlara erismek için stratejilerin, ve üniversitenin eylemlerin belirlenmesi ve uygunlanmasi gerekir. Süreçlerin basarilari basarilarindan dolayi takdir edilirler ve ödüllendirilirler. performans ödüllendirme, takim çalisanlarini mutlu etmekte ve islerini daha iyi ölçüleri ile degerlendirilir. Bir bakima süreçlerin yönetilmesi gerekir. Süreçler, olusturulacak takimlar tarafindan takim çalisanlarini çalisma verimi artirilabilmektedir. yapmalari için tesvik edici bir roloynamaktadir. TIITinde takimlar Takdir ve TKY'inde takimlar yönetilirler ve sürekli olarak iyilestirilirler. Süreçlerin sürekli hesap verme suretiyle yetkilendirilirler iyilestirilmesi, TKY'nin temel ilkelerindendir. takimlar, problem çözmede, sorumlu oldugu süreçleri yönetmede ve iyilestirmelerde Süreçlerde karar alma ve TKY'nin problem çözme araç ve tekniklerinden yararlanilir. Süreçlerin yönlendirilmeSi, üniversite stratejik plani çerçevesinde üst yönetim tarafindan olusturulacak tarafindan olur. Üniversitelerde bir konsey bölümlerin, fakültelerin, idari iyilestirmede yetki kullanabilmekte, hesap verebilmektedirler. (empowered). ortaya çikan sonuçlar üzerine TKY'inde takimlar bir sistematige göre çalismaktadir. Buna göre takimin bir lideri, kolaylastiricisi ve sekreteri vardir ve takim gündemle toplanmaktadir. Her toplanti, bir sonraki birimlerin ve üst yönetim sisteminin süreçlere ayrilmasi ve bu toplantinin süreçlerin yönetimi ile üniversitenin islerin üyeler arasinda bölünmesi ile bitmektedir. kosullarindan yönetimi, TKY'nin olmazsa olmaz Böylece gündeminin belirlenmesi ve iki toplanti arasi yapilacak biridir. Anlamli Veri Liderlik TKY'nin üçüncü temel ögesi liderliktir. TKY'inde lid,::rlik basta üst TIITinde seffallik çok önemlidir. Herkes istedigi zaman, istedigi yönetici olmak üzere kurum içindeki diger birimlerin ve tüm veriye ulasabilmelidir. süreçlerin yöneticilerinde iyilestirilmesinde aranan bir özelliktir. Süreçlerin yönetimi, takimlar tarafindan yapilmakta ve takim üyelerinden biri lidei oldugu Veri ve bilgi, karar almada ve süreçlerin de önemli bir roloynar. TKY'inde paydaslar ve tedarikçilerle siki bir bilgi alIsverisi vardir. Üniversitelerde ögrenci kayit için her çalisanda liderlik özelligi aranir konuma gelmistir. TKY'nin bilgileri, ögretim üyesi degerlendirmeleri, basarili bir sekilde uygulanmasi üst yönetim liderligine baglidir. Bu degerlendirmeleri, lidecligin iki önemli asamasindan söz edilebilir. Biri TKY uygulamasini ise alinmasi ve terfileri ile ilgili bilgiler, performans ve kalite bilgileri, baslatmakta liderlik, digeri de uygulamanin örnek alinabilecek ünivers"eler titiz takibinde liderliktir. isverenlerin mezunlarla ilgili bilimsel ve sosyal faaliyetler, ögretim elemanlarinin ile ilgili bilgiler, arastirma projeleri ve Uygulama sirasinda, üst yönetim liderleri, ögrenci ve üniversitenin kurumlari ile ilgili bilgiler vb. bilgilerin yönetim bilgi sisteminde genel performansinin bulunmasi gerekir. Üniversitelerde ve kapasitesinin iyilestirilmesinde yönlendirici paydaslarin ihtiyaçlari ve olmalidir. Bu liderler ayrica örgütün, üniversite içi liderlik sisteminin beklentileri sürekli bir sekilde izlenmeli ve edinilecek bilgiler etkinliginin ve basarinin elde edilmesinde uygulanacak politikalarin süreçlerden elde edilen sonuçlar erisilebilir konuma getirilmelidir. 220DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor ~ Insan Kaynaklan Gelistirme • TI(Y'nin önemli ögelerinden ve Yönetimi: • Ögrenci performansi biri de insan kaynaklari yönetim • Ögretim atmosferinin iyilestirilmesi sistemidir. Insan odakli olan TKY'inde, çalisanin ise alinmasindan, egitimine, gelismesine, yetkilendirilmesine ve ödüllendirilmesine • Arastirma ve bilimsellik kadar • Hizmetler genis bir yelpaze içinde insanin planlanmasi ve yönetilmesi gerekir. • Yönetim performansi Bunun için basta üniversitenin • Basarili üniversitelerin kalite ve operasyonel performans amaçlarinin yerine getirilmesinde çalisanlarin potansiyellerinin çalisanlarla ilgili stratejik planlari Üniversitelerde performans ölçümü oldukça çetrefilli bir konu olmasina ragmen son derece gerekli bir faaliyettir. Performansi Bu bilgiler isiginda, Insan kaynaklari plarilamasi ve yönetim sistemi tasarlanir tanimlayabilmek için evvel emirde, üniversitenin stratejik planinin hazirlanmasi gerekir. Bu plandan elde edilecek amaç, hedef ve eylem Insan kaynaklari yönetim sisteminin dogru çalismasi için önemli bir ön kosul, üniversite içi paydaslarin katilimi ve katkisidir. Katilim ve katkidaki etkinlik düzeyi bu sistemin en önemli performans göstergesidir. performansi ve diger nasil gelistirildigine ait anahtar etmenler incelenir. Ayrica, üniversitenin degerlendirilir. ögretim elemanlarinin Sistemin performansinin yükseltilmesinde temel etmen, üniversite içi paydaslarin ögretimi ve egitimidir. Bunun için sözkonusu paydaslar, egitim durumlarina göre, asagidaki alanlarin bir bölümünde bilgileri çerçevesinde eylemlerin uygulanmasindan sonuçlarla öngörülen hedefleri karsilastirmak ve performansi ölçmek olanakli olacaktir. Performans sonuçlarinin elde edilecek ölçümünde ve karsilastirma amaci ile ayrica geçmis yillarin operasyonel ve finansal bilgileri ile ortaya çikan egilimler ve basarili üniversitelerin performans bilgileri kullanilabilir. egitilmelidir. • Akademik ve teknik konularda ögretim ve egitim • TKY Egitimi SONUÇ VE ÖNERILER • Belli bir TKY alaninda egitim TKY sistemi üniversitelerin gelecekte yeni yaklasimlar gelistirilebilir. Yaklasimin adi ne olursa • Ailelerin egitimi Stratejik ve Operasyonel olsun, paydaslarin beklentilerini Planlama: karsilayacak ve mükemmelligi TKY'inde stratejik ve operasyonel planin önemli bir yeri vardir. Örgütün gelecegini tahmin etmek ve ona göre gelisme stratejilerini belirlemek ve bu stratejileri örgütün alt birimlerine kadar konuslandirmak ve sahiplenmesi degerleri, amaçlari, hedefleri ve hedeflere ulasmak için stratejileri ve ögrencilerin ve üniversitenin önünde bulundurulmalidir. Stratejiler belirlenirken, performans gerekleri büyük ölçüde göz Bu plan hazirlanirken, kurum içi birimleri ve süreçleri arasinda etkileserek ve döngüsel Planin uygulanabilirligi bu yöntemin basarisina bagimlidir. Stratejik planlar genellikle 1-3 yillik kisa vadeli olabildigi Stratejik planlama ve konuslandirma ve uygulamasi için gayret içinde bulunmalidir. uygulanmasinda kültürünün süreci Sistemin liderlik esastir. Ikinci önemli husus egitimdir. TKY üniversite içinde yayilmasi, araç ve tekniklerin ögrenilmesi için bir egitim programi tasarimlanmali ve düzenli olarak uygulanmalidir. TKYyatay bir örgüt yapisina sahiptir, süreçler ve bir kalite örgüt yapisinin tasarimlanmasi, Üniversite içinde etkin süreçlerin belirlenmesi ve takimlarin kurulmasi ciddi bir çalismayi gerektirir. Öte yandan, stratejik ve operasyonel planlama, insangücü gelistirme ve planlama, yönetim bilisim sistemi, performans gibi, 3 yili asan süreler için de hazirlanabilir. Bu planlar dönemsel olarak güncellestirilmelidir. için üst yönetimin bu sisteme inanmis takimlar bu yapinin temel taslarini olusturur. paydaslarin katilimi ve etkilesimi kaçinilmaz bir gerekliliktir. Plan, olarak hazirlanmalidir. uygulanabilmesi olmasi gerekir. Ayrica üst yönetim, inanmisligin ötesinde TKY sistemini gerekir, Üniversitenin misyonu, vizyonu, eylemleri, stratejik planin kapsamini olusturur. ihtiyaç olacaktir (4). Üniversitelerde ülkenin sosyal, ekonomik gelismesini ve uluslararasi ortamdaki degisiklikleri degerlendirmek ve kalite algilamalarini en iyi arayacak yönetim modellerine TKY kendine özgü kültürü olan bir yönetim sistemidir. TKY sisteminin ayni zamanda bir felsefesidir. Üniversitenin gelecegini belirlerken paydaslarin beklentilerini üniversitenin yönetilmesi için bir yaklasimdir ve ölçümü gibi ögeler, TKY'nin ayrilmaz ve önemli parçalaridir. Bu ögelerin de ayni ciddiyetle ele alinmasi ve sürekli olarak iyilestirilmelidir. Stratejik planin uygulanmasi için tasarimlanmasi planin, yillik operasyonel planlara dönüstürülmesi akademik personel pek heyecan duymayabilir. TKY uygulamalarinin gerekir. Kaynak gerekir. TKY'nin uygulanmasinda, ilk asamada tahsisi bu asamada gerçeklestirilir. Uygulamadan önce, stratejiler ve getirebilecegi yararlar anlatilarak akademik personel ikna edilmelidir. planlarin kritik basari etmenlerine TKY uygulamasi uzun soluklu bir süreçtir, sistemin kurulmasi 2-3 yil konuslandirilmasi dönüstürülüp birimlere önemli bir asamadir. Konuslandirma sirasinda, alabilir. birimler ve süreçler kritik etmenleri eylem planina dönüstürürler. Performans KAYNAKÇA sonuçlar: 1. Duenas, G., "Universides as Creators of Social Capital", Proeeedings of Fred Emery Memorial TKY sisteminin geregi kurumun performansi ölçülmelidir. Performans ölçümü, kurumun gidisi ile ilgili bilgi verdigi gibi, sorunlarin belirlenmesinde performans ve çözümünde katki saglar. Üniversitede ölçümü, üniversite düzeyinde olabildigi gibi fakülte, bölüm, idari birimler ve süreçler düzeyinde de olabilir. Üniversitelerde genellikle kullanilan performans siniflandirilmistir. sonuçlari, asagidaki alanlarda Conferenee on the furnre of Universities, 1998, istanbuL. 2. Lewis, R. G., Smith, D. H., "Total Quality in Higher Edueation" The St. Luice Press, 1994 3. "Malcolm Baldrige National Quality Award 1998 Educatian Criterla for Performance Excellence", 4. Saatçioglu, Ö., "Ona Dogu Teknik Üniversitesi'nde Toplam Kalite Yönetim Sistemi Nasil Gelistirilebilir", ATAS Bildiri kitabi, 1996, ODTÜ, Ankara 5. Spanbauer, S.]., "Reaetivating higher educatian with total quality management: using quality and productivity cancepts, techniques and tools to improve higher edueation", Total Quality Management, voL, 6, No 5&6, pp. 519·537, i995 ODTÜ'LÜ 23 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor 1""'" "SEYTANIN .!J OYUNU" Winston Churchill iki büyük yenilgiye ugramis: Birincisi Çanakkale' de, digeri golf sahasinda. Yanilmiyorsam golfe "Seytanin icat ettigi oyun" adini takan da Churchill' dir. Sporun vücuda faydali oldugu biliniyor ama biz amatör sporcularin saglikli bir yasam için hangi sporu nerede ve ne kadar yapmasi gerekir sorusuna yanit vermek o kadar kolay degiL. Gerçi 20-25 yil kadar önce "aerobik" kelimesini lugata kazandiran Cooper adli bir Amerikali kimin hangi yasta ne zaman ne kadar yüzmesi, kosmasi, tenis oynamasi gerektigini gösteren bir sürü cetveller hazirladi ama pek basarili oldugu söylenemez. Nedeni de gayet basit: Basit adale agrilari, tenis dirsegi ya da miniscus gibi sakatliklar, monotonlukve en önemlisi maymun istahli olmamiz. Bu islerden iyi anlayan Tom Colley adinda bir arkadasimin söyledigine göre ABD'de satilan bisikletler ortalama yilda yalniz iki hafta kullaniliyormus. Ah diyeceksiniz, yedisinden 70'ine kadar herkesin yapabilecegi, adaleleri fazla zorlamayan. can sikmayan bir spor olsaydi ne iyi olurdu. Aslinda Fatih Sulian Mehmet Istanbul'u fethettigi siralarda böyle bir oyun Hollanda ve Iskoçya'da oynaniyordu. Adina "Golf' diyirl2:r. Duyduguma göre, son yillarda özellikle turistiK bölgelerimizde çok kaliteli golf sahalari açilmis n: yabancilarin yani sira kendi vatandaslariniiz da bu ",,'-,,'7'"".2 boy göstermeye baslamis. Bu spora yeni baslaya:iiZ ya c2 baslamayi düsünen okurlarimiz için belki yaran o! düsüncesiyle kendisi de bir golf gazisi olan yaz.arn:iiz . deneyimlerini sizlerle paylasmak ister. Disaridan bakildigi zaman golfün birçok Ü kadar popüler bir oyun oldugunu anlamak o karl2:;-~ • degildir. Sahalarin genellikle kentlerden uzak sakin :~"..::: olmasi, manikürlenmis çimler, çesit çesit agaçlar, piril piril akan dereler, kus sesleri ... Böyle bir yerde kim spor yapmak istemez? Bir de yapacaginiz spor sadece yürümekten ve ufacik bir topa sopayla vurmaktan ibaretse. Durun bir dakika! Bu cennette ufak bir problem var. Madem hersey bu kadar uyumlu ve güzel, peki neden adamin biri topa vurduktan sonra ayni sopayi bu sefer yanindaki kayaya vurup parçaliyor? Ya su saçini basini yolarken agiza alinmayacak küfürleri savuran sosyetenin gözbebegi bayana ne demeli? Ya su kendisini sedyeye yatirmaya çalisan görevlilere "Son deligi bitirmeden bir yere gitmem" diye bagiran kalp hastasinin sergiledigi içler acisi manzara? Iste bu da madalyonun öbür yüzü. Winston Churchili iki büyük yenilgiye ugramis: Birincisi Çanakkale' de, digeri golf sahasinda. Yanilmiyorsam golfe "Seytanin icat ettigi oyun" adini takan da Churchill'dir. Aslinda golfe oyun demek dogru olmaz, iyi bir golf sahasinda her topa en ideal sekilde vursaniz bile en azindan bes kilometrelik bir yol yürürsünüz. Yani epeyenerji harcarsiniz. Ama burada asil enerjiyi tüketen ayaklariniz degil sinir sisteminizdir. Söyle bir durumu gözönüne getirin: Ilk deliktesiniz, arkada sirasini bekleyen bir düzine golfçünün bakislari lazer isinlari gibi ensenizi yakiyor. Tansiyonu azaltmak için sopanizi sanki topa vuracakmis gibi havada bir iki kere savurduktan sonra besmele çekip bütün gücünüzle topa veryansin ediyorsunuz. Iste iska diye buna derler! Tabii siz hiç bozuntuya vermeden arkadaslariniza dönüp "Isiniyordum" diyorsunuz. Pancar gibi bir surattan dökülen bu sözler pek de inandirici degiL. Neyse topa ikinci bir hücum. Bu sefer tam bir kontak var. Ama durun bir dakika! Siz su selvi agacina dogru vurmustunuz ama top tam 90 derece sol tarafa uçarak park edilmis Mercedes ve BMW'lerin arasinda mekik dokumaya basliyor. Balkondan sizi gözleyen bir avukat sevinçle ayaga firlarken yanindaki masada oturan sigortaci bir duble rakiyi bir yudumda devirip bir tane daha ismarliyor. Tabii bu arada kendi iskencelerine bir an evvel baslamak için arkanizda sabirsizlanan golfzedelerden mirildanmalar basliyor. "Neyse böyle seyler herkesin basina gelebilir" diyorsunuz kendi kendinize. Yeni bir topla yeni bir vurus. Sopayi geriye dogru kaldirirken artik bir Steinway piyanosunun telleri gibi gerilmis kaslariruz beyinden gelen inyaHeri hiçe sayarak agirliginizi saga degil sol tarafiniza kaydiriyor, sonuçta düz vurdunuz ama siz 200 metre civarinda bir atis beklerken 20 metrelik bir atisla yetinmek zorunda kaliyorsunuz. Neyse hiç olmazsa iyi kötü oyuna basladiniz ve ilk viraji alir almaz su seyircilerden kurtulmus olacaksiniz. 17 delik daha var. Sonrasinin ne olacagi bilinmez. Alti saat sonra 1.-uiüpieoiurmus arkadaslarinizIa birlikte skoru hesapliyorsunuz. Kesinlikle 80 vurusun altina inecegim diye ,ladiginiz günü 120 vurusla bitiriyorsunuz. Kaybettiginiz 13 iop da bunun cabasi. Ama gelecek cumartesi bir gelsin siz o ufacikiopa ne yapacaginizi bilirsiniz ... Is-..ecceyerek de olsa sizLkaramsarliga soktuysak yaziruizi bir tiryakilik oIusiurdugunu anlatan bir fikrayla tirIrr>!im. Iki arkadas golf oynarken yandaki yoldan geçen bir hasi görmüsler. Biri hemen sapkasini çikarip -=~. Öbürü saskinlikla "Senin ölülere bu kadar SEy~ oMngunu bilmiyordum" deyince adam söyle yanit --..,-,-;~: -.30 yildir evli oldugum insana son görevimi _Y""v-;i a~ip olur." ~o!:fune gibi ._ Oi~OR Dergisi'izin Aralik 1997 tarihli 20. sayisinda 240DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor il""!!"" Doç. Dr. Serdar M. Degirmencioglu PsiKolojiBölümü Bundan birkaç ay önce tiner kullanan birkaç sokak çocugunun (daha dogrusu gencinin) isledigi çok üzücü bir cinayet kamuoyunda büyük tepkiye yol açti ve izleyen günlerde kamuoyunda belki de bugüne dek görülmedigi ölçüde sokak çocuklari üstüne konusuldu. Söylenenler ve özellikle de görsel medyada yansitilanlar o kadar gerçekten ve çözümden uzaktilardi ki, ODTÜ'lü Dergisi'ne yazmam istendiginde aklima gelen onca öncelikli konunun arasindan bu konuyu seçme geregini duydum. Tahmin edilebilecegi üzere medyada sokak çocuklarina gösterilen ilgi giderek azaldi ve sanirim söylenenlerin çogu olayin üzerinden daha bir ay geçmeden unutuldu. Bu konunun medyada iyiceyerlesmis olan "ses getiren olayi ses getiren bir tartisma yap ve bu tartismadan prim topla" yaklasiminin gümbürtüsüne gitmesini istemedigim için bu yaziyi kaleme aliyorum. Sokakta yasayan, çalisan çocuklar ve gençler hakkinda yanilgilar çok yaygin oldugu için yazimi dogrudan bu yanilgilara ayiracagim. 1. Sokak çocuklarini ve gençlerini belirlemek kolaydir. Arastirmalar sanildiginin aksine sokakta yasayanve/veyaçalisan çocuk ve gençlerin tek tip olmadigini göstermektedir. Sik kullanilan 'sokak çocugu' tanimi aslina bir imgenin . sokakta görülmek ve hirpani giyimliolmak· ötesine gidememektedir. Oysa bu imgeye uyan çocuk ve gençlerin çogu, gidecegi yeri olmayan, sürekli sokakta yasayan, bulabildikleri herhangi bir yerde barinan bireyler degillerdir. Sokakta görülen birçok çocuk ve genç aslinda sokakta bütün gün çalismakta veya çalistirilmaktave aksam evlerine dönmektedir. Eger 'sokak çocugu' ile kastedilen çocugun veya gencin evinden ve ailesinden uzak (ya da evsizve ailesiz) olmasi ise, gündüzleri sokakta çalisan çocuk ve gençlere 'sokakta çalisan çocuklar/gençler' demek daha dogru olacaktir. UNICEFbu ayrimi 'sokagin çocuklari' (yani evi sokaklar olanlar) ve 'sokaktaki çocuklar' (yani zamaninin çogunu sokakta geçiren ama dönecegi bir evi olanlar) terimlerini kullanarak yayginlastirmaya çalismaktadir. Evi sokaklar olan çocuk ve gençler sayica az ve çok ciddi tehlikeler içinde yasayan bir gruptur. Sokaklarda çalisan çocuklar ise sayica çok daha fazladir. Bu grubun da çok ciddi sorunlar ile karsi karsiya oldugu gözden kaçirilmamalidir. Yalnizcaevi sokaklar olan çocuk ve gençlere yönelik politikalar gelistirmek sokaklarda çalisan çocuklari gözden çikarmak olacaktir. Öte yandan sokaklarda çalisan çocuklarin arasindan sokaklarda yasamayageçis yapanlarin da çiktigi unutulmamalidir. 2. Sokakta yasayan/çalisançocuk ve gençler yalniz erkeklerden olusmaktadir. Alanda çalisan herkesin bildigi aci gerçek, sokakta yasayan/çalisan çocuklarin yalniz erkek olmadiklaridir. Özellikle sürekli sokakta yasayan kisi tanimina girebilecek kizlarin olmamasinin nedeni, tahmin edilebilecegi üzere, sokaktaki tehlikelerin kadinlar için çok daha fazla olmasi ve sokakta yasayip fuhus çemberine sokulmamanin hemen hemen olanaksiz olmasidir. 3. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlerin tek sorunu aileleridir. Arastirmalar iyi egitilmemis, anababalik donanimi yeterli olmayan anne ve babalarin çocuklarini tehlikeye attiklari durumlarda yogun sikintilarin önemli etkisi oldugunu göstermektedir. Son yillarda Türkiye'de sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlerin artmasinda anne ve babalarin geçinmekte ve çocuklarina bakmakta zorlanmalari ve içgöçlerin önemli etkisi oldugu bilinmektedir. Sokaktaki çocuk ve gençlerin bir bölümü yoksul ailelerden gelen, okulolmadiginda veya okuldan sonra ekonomik zorluklar nedeniyle çalisan çocuklardir. Okul olmadiginda sokakta olan çocuk ve gençlerin bir bölümü ise mevsimlik isçilerin çalistiklari bölgelere yanlarinda getirdikleri ve çalisirken ilgilenemedikleri 'mevsimliksokak çocuklari'dir. Anne ve babalari zorlayan kosullarin toplumsal ve ekonomik kökenleri gözardi edildiginde köklü çözüm arayisinda zorlanilacaktir. 4. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlere yardim etmenin en kolay yolu onlara para vermek veya onlardan bir seyler satin almaktir. Hepimizin giderek daha sik karsilastigi· hatta bir karikatüristin sanki bizler onlari unutmayalim diye kösesinde her hafta çizdigi· kagit mendil satan küçükler çogumuzun kafasinda kaçinilmaz olarak bir soru isareti olusturuyor: Alayimmi, almayayim mi? Bu sorunun yanitini birkaç alinti ile vermek istiyorum. Sokaktayasayan çocuklarla çalisan bir gönüllü: "Baska yerde bire aldigini bu çocuklardan üçe alirsan, bu çocuklari çalistiranlar bu isten vazgeçmeyeceklerdir." Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan (SHÇEK) sorumlu Devlet Bakani Hasan Gemici: "Sokakta çalistirilan çocuklarin ailelerine çocugu çalistirmamak kaydiyla ayni ve nakti yardim yapmayi teklif ediyoruz, benim çocugum ayda 40 milyon kazaniyor diye reddediyor." (Aldogan, 1998). SHÇEKAnkara Il Sosyal Hizmetler Müdürlügü Ulus Sokak Çocuklari Rehabilitasyon Merkezi dagittigi brosürlerde bu mesaji daha açik olarak vermekte: "Sokak çocuguna acima duygusu ile yaklasma, ondan hizmet veya mal satin alma." Hemen ekleyeyim: Eger yardim etme isteginiz agir basiyorsa, para vermek yerine yemek almak, giysi vermek gibi yardimlarda bulunabilirsiniz. Bu sekilde yapacaginizyardimin gerçekten karsinizdaki bireye gittigini, bir kar çarkina eklenmedigini bilebilirsiniz. 5. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler sorunu istenirse ilgilikurumlarca hemen çözülebilir. Sokakta yasayan/çalisan çocuklar ve gençler Türkiye'de henüz olagan durumlarda bile yeterince etkili olamayan bir sosyal hizmetler aginda kaybolmaktadirlar. Bu soruna yönelik· bir isbölümünün devlet kurumlari arasinda olustugu pek söylenemez. Ilgiliorganlardan valiliklerinve özellikle de KüçükleriKoruma Sube Müdürlüklerinin sokak çocuklarina genelde bir sorun kaynagi olarak baktiklari ve sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlerin çesitliligi ve sorunlari için pek hazirlikli olmadiklari bilinmektedir. KadiköyBelediyesi gibi birkaç örnek disinda yerel yönetimlerin de bu soruna egildikleri söylenemez. Son yillarda sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlere yönelik girisimlerin büyük bölümü sivil toplum kuruh,islarinca (Sokak Çocuklari Gönüllüleri Dernegi, Sokak Çocuklari Vakfibasta olmak üzere birkaç dernek ve vakif) baslatilmistir. Sokakta yasayan/çalisan çocuklar ve gençler hakkinda gerekli bilgi birikimini saglayacak arastirmalar ise halen çok azdir. 6. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler sorunu polisiye önlemlerle çözülebilecek bir sorundur. Arastirmalar ve sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler ile elde edilen deneyimler polisiye önlemlerin yarardan çok zarar getirdigini göstermektedir. Çocugun ya da gencin ve varsa anne ODTÜ'LÜ 25 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor -- babanin istegi olmadan degisim saglam.ak hemen hemen olanaksizdir. Zor kullanmak degisim saglamaya yönelik çabayi de önlevici, yani sokakta kalmayi en bastan önleyen bir yaklasim bastan yenilgiye teslim etmektir. Bu nedenle sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlere barinma ve ögrenim olanagi saglayan kuruluslar (Kadiköy Belediyesi destegi ile kurulan Küçükbakkalköy Umut Çocuklari Ilkadim Istasyonu, Kadiköy birer kayip olarak bakmak çok yanlis olacaktir. Belediyesi Sokak Çocuklari Rehabilitasyon Merkezi gibi)"açik kapi" uygulamasini tercih etmekte ve bireyin kendi istegi ve profesyonel yardim ile agir agir degisecegini kabul etmektedirler. gereklidir. Ancak sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençlere kesin bagimlisi, görmek suçlu, hatta hiçbir onlari kurtulmalarini becerisi Onlari madde olmayan istedigimiz bireyler ortama olarak tam anlamiyla hapsetrnek olacaktir. Arastirmalar bu çocuk ve gençlerin her birinde bir umut iSigi oldugunu, gerçekçi ve kalici rehabilitasyon girisimlerinin, bu süreç agir ve zor da olsa da, somut iyilesmeler saglayabildigini göstermektedir. 7. Sokakta yasayan/çalisan çocuk ve gençler iliah olmaz. Kaynak: Sokakta olinanin, özellikle de sevgi ve ilgiden uzak kalinanin çocuklari ve gençleri kalici olacak sekilde örseledigi dogrudur. Sokakta yasayan çocuklarin çok erken yasta sigara, içki ve bazen Aldogan, y. (1998) Çocugu sokaga at, çok para kazan! (Devlet Bakani Hasan Gemici ile söylesi) Radikal Iki, 20 Aralik Pazar, s. 4. kolay bulunan uçucu maddeler kullanimi ile tanistigi, cinsel tacize maruz kaldiklari ve suç isleyebildikleri bilinmektedir. Bu nedenle * telefon: 312-210-5107; [email protected]. Mustafa Balbay Dün yaziyi sonlarken, "Simdi sira coskuyu sürekli kilmakta, üretken kilmakta, sevinci bilinçle karmakta" demistik. Buradan devam edelim. "Bazen yüz bin lirayi geçer. En çok çikolata alirim. (Karsisindaki Serpil'i gösterip) Bak, bu günde 10 bin lira harcar ..." ~Biz ODTÜ'de okuyan üniversite ögrencileriyiz. Hafta sonlari, Mamak'taki Toplum Merkezi'nde gönüllü ögretmenlik yapiyoruz. Bizimle ilgilenir misiniz?" Sevindim. ama önce takilayim dedim: "Ya sizin gibi gençler kaldi mi?" "Abi bizden çok var ...Mamak'ta, Çag~ K2din re Gençlik Vakfi' nin (ÇKGV) olusru.rdugu bir merkez. Bir aksam üzeri gittii:iL ~ pazarinin hemen yaninda. pazar yer7iirle ·son iiia!lir" kalmis. Tursuluk doi:iiares. yu;:r..;uk büyüklügünde kavunlar re z:"'- L~' in ~dfu. !ima yazin dutu, sonbaharda ~ Tepecik Toplum Merke.zfndE",: "•.~.!ifip dut yemis bülbül gibi olmli ~ Gittigimde ilkoL.:ulre !ise ~ vardi. Hafta içi çevre sem-l gelmis, okuma-yazma -. meslek edinmek için. e-posta: serdar- Sigortali bir kisiden adeta genel müdürmüs gibi söz ediyorlar. Gecekondu aydinlanmasi "On bin lirayla ne alinir?" Lisedeki gençlerin dersi vardi. "Dis alinir ..." Geçen günlerde bir oyunun perde arasinda üç genç geldi. Yüzleri gülüyor, piril piril. "Sizden bir istegimiz var" deyip devam ettiler. faks: 312-210-1288; Ögretmenleri Anlattiklarina göre dis büyüklügünde seker. bir Söz her nasilsa sinemaya geldi. Atilla atildi: "Mustafa abi, sinema nasil bir sey?" Atilla henüz hiç Kizilay'a inmemis ve sinemaya gitmemis. 12 yasindaki Serpil de öyle. Serpil'e sordum: -Kendini nereli hissediyorsun? ODTÜ'lü, Hacettepeli üniversite ögencileri. ODTÜ'den Didem felsefe, Evren biyoloji, Asuman kimya, Özlem matematik, Ertan fizik, Gamze tarih derslerine; Hacettepe'den Bisar Türkçe, Meriç matematik, Tuna biyoloji derslerine giriyor. Bilkent'ten Mert ve Tolga da fen dersleri veriyor. Üniversite gençlerinin ODTÜ yurtlarindan,Cebeci'deki ögrenci evlerinden Çikip, Sihhiye-Kayas treniyle, yüzde 90'1 gecekondu olan Mamak'in bir semtine ders verineye gelmesi içimi kabartti, sevindim. "Çorum'un köyü ..." Sungurlu Ilçesi Kavsut Ankara'nin dibindeki çcuklarin hala - Sen orada mi dogdun? Kizilay'i görmemis olmasina, "Sinema, tiyatro nasil birsey" diye sormasina üzüldüm. "Hayir. Burada dogdum, ama babamlar oradan gelmisler." Tufan sekiz yasinda. O da Kizilay'a hiç inmemis, ama söyle anlatiyor: ·Ben Ankara'ya hiç gitmedim. Kizilay'a 25-30 dakikaklik uzakliktayiz. i iifan asker ya da polis olmak istiyor. - sorusuna su yaniti veriyor: 'i)'c~ 5urttan atrnak için." Sonuç olarak güzel bir bulusma ve ÇKGV bünyesinde güzel bir üretim. Sik kullanilan bir tanimdir: Un: var, seker var, su var, helva yapmasini bilmiyoruz. Hayir, biz helva yapmasini da biliyoruz. Servis yapamiyoruz. 1940'larda Köy Enstitülerinin kurulmasinin temel nedeni nüfusun yüzde 70'inin köylerde olmasiydi. Bugün nüfusun yüzde 70'i kentlerde. Kentlerin yarisindan çogu gecekondu. Simdi aydinlanma atesini buralardan yakmak, ODTÜ'lü, Hacettepeli gençleri Mamak,; iTÜ'lü, Yildiz'li gençleri Ümraniye varoslariyla bulusturmak li çali§abilmek. gerekiyor. Muhtaç oldugumuz kudret, 75. yil coskusunda mevcut! 260DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor Baraj gölleri alanlarinda kurtarma kazilari Doç.Dr. Numan Tuna ODTÜ TAÇDAM Baskani Güneydogu Anadolu'nun uygarlik tarihinde çok önemli bir yeri vardir; bölgenin hemen her yerinde görülen höyükler, ören yerleri, anitlar bu görkemli geçmisi günümüze tasimaktadir. Firat ve Dicle'nin sulan ile beslenen ve Yukari Mezopotamya'mn bir parçasi olan bu bölge, güneyindeki kurak ve yari kurak düzlüklere göre çok daha elverisli dogal kosullara sahiptir. Bu nedenle de, kültür tarihi ile ilgiliyayinlarda bu bölgeden "Bereketli Hilal" olarak söz edilir. düzenin, en eski madenciligin Güneydogu Anadolu'da ortaya Çikip, baska bölgelere yayildigi anlasilmistir. Ne var ki, Güneydogu Anadolu arkeolojik açidan en az arastirilmis olan yerlerden biri durumundadir. Bu bölgede arkeolojik çalismalar, diger bölgelere göre çok geç bir tarihte, ilk olarak 1963 yilinda Istanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortak çalismasi ile baslamis, daha sonra ODTÜ'nün Keban ve Asagi Firat projeleri kapsaminda, çesitli bilim kuruluslari tarafindan devam ettirilmistir. Ancak, komsu ülke ve bölgeler ile karsilastirildiginda Güneydogu Anadolu'daki arkeolojik çalismalarin yok edenecek kadar az oldugu söylenebilir. GAP kapsaminda yürütülmekte olan projelerin bölgenin kalkinmasi açisindan ne denli büyük bir önem tasidigindan kimsenin kuskusu yoktur. Bunlar yalnizca elektrik üretimi ve sulama için degil, bölgeye her bakimdan canlilik getirecek olan projelerdir. Ancak, bölgenin böylesine önemli tarihsel ve kültür mirasa sahip olmasi, bunlarin belgelenmesi, korunmasi ve gelecek kusaklara aktarilmasi sorumlulugunu da beraberinde getirmektedir. GAP tamamlandiginda, Firat ve Dicle gibi iki büyük nehir boyunca uzanan, ve insan yerlesimine en uygun olan alanlar sularla kaplanacaktir. Gerekli önlemler alinmazsa da, bu hiç arastirilmamis bölgenin geçmisini, neleri yitirdigimizi bile bilmeden yok edecegiz. Bu bölgedeki özellikle Hallan Çemi, Çayönü, Nevali Çori, Göbekli tepe kazilari, Orta Anadolu' da Çatalhöyük ile tanigimiz, insanligin ilk büyük asamasi olan Neolitik Çag kültürlerini 4 bin yil daha geriye götürmüs, M.Ö. 10 bin ile 6 bin yillari arasinda bölgede var olan kültürlerin görkemini ortaya koymustur. Bu kazilarla, bilinen en eski tapinaklarin, anitsal heykel ve kabartmalarin, karmasik bir sosyal Bölgede yapimi sürmekte olan Karkamis ve Ilisu barajlarinin göl alani içinde kalan arkeolojik kalintilar, kurtarilmasi gerekli ivedi bir sorun olarak karsimizdadir. Bu barajlarin göl alanlari ODTÜ TAÇDAM tarafindan da desteklenen Dr. Guillermo Algaze baskanligindaki bir ekip tarafindan 1990-1993 yillari arasindaki dönemde kismen taranmis ve toplam olarak baraj göllerinden etkilenecek 250 arkeolojik yerlesim yeri ODTÜ'LÜ 27 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor saptanmistir. Söz konusu arastirmada, özellikle Dicle üzerindeki Ilisu ve Batman baraj havzalarinin yalnizca l/5'ini olusturan 7000 hektarlik kismi heyetlerinden de Proje'ye katilim saglanmistir. Türk ve yabanci uluslara ait bilim kurumlari simdiden proje çerçevesinde Gaziantep, Urfa ve Diyarbakir Müze Müdürlüklerinin yönetiminde, Karkamis Baraj Gölü alaninda Zeytinlibahçe Höyük, arastirilmis, geri kalan kisimda ise henüz hiç bir arkeolojik belgelerne yapilmamistir. Bu iki barajdan Karkamis barajinin bitirilmesine, maalesef yalnizca 2 yil gibi çok kisa ve yetersiz bir süre, Ilisu için ise 7 yil kalmistir. Bu nedenle Karkamis bölgesindeki kurtarma çalismalarinin çok ivedi olarak sürdürülmesi gerekmekedir. Yapilan ön çalisma Karkamis baraj göl alani içinde kalan arkeolojik yerlesimlerden 16 tanesinin kültür tarihi için önem tasidigini göstermistir. Durumun ivediligi göz önüne alinarak, Güney Dogu Anadolu Projesi çalismalari kapsaminda Ilisu ve Karkamis baraj gölü altinda kalacak kültür varliklarinin belgelenmesi ve kurtarilmasina yönelik olarak T.C. Kültür Bakanligi'nin denetiminde, D.S.I. Genel Müdürlügü'nün destegi ve Orta Dogu Teknik Üniversitesi, Tarihsel Çevre Degerlerini Arastirma Merkezi (ODTÜ TAÇDAM) esgüdümünde yürütülmesi esaslarini öngören protokol 22 Temmuz 1998 tarihinde taraflarca imzalanmistir. Fistikii Höyük, Mezraa Höyük, Gre Vrike, Seraga Höyük, Kefri Höyük, Tiladir Höyük, Akarçay Tepe, Akarçay Höyük ve Harabe Bezikan Höyük; Ilisu Baraj bölgesinde ise, önceki yillarda baslayan Hasankeyf ile beraber Ziyaret Tepe, Salat Tepe, Boztepe ve Gridimse merkezlerini seçerek, 1998 yili sezonundan itibaren arkeolojik arastirma ve kazi çalismalarina baslamistir. Bu çalismalara katilmak kadar, yapilacak olan her türlü destek de, hepimizin geçmise, gelecek için tasidigimiz borcun bir parçasidir. Proje'deki gelismeler için bk.: http://www.metu.edu.tr/home/wwwmuze Halen Istanbul ve Ankara Üniversitelerinden ikiser, Hacettepe, Bilkent ve Eskisehir Üniversitelerinden birer olmak üzere ülkemizin seçkin bilim kuruluslarinin yani sira. Amerika Birlesik Devletleri'nden Bryn Mawr, Binghamion. Virginia, Akron, Utah, Almanya'dan Münstei \'e Münih, Italya'dan Roma La Sapienza üniveTSIIcle.riile Türkiye'deki Amerikan Bilimsel Arastirmc: '.~e.rkezi.Fransiz Anadolu Arastirmalari Enstitüsil _:..'---=~Arkeoloji Enstitüsü, Hollanda Arkeo!a;. ::~-~ gibi ülkemizde çalisan yabanci bilim 280Dr-'1 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor Fr i.. 'i ODTÜ'DE Bölümün kurulusundan itibaren verilmeye baslanan resim dersleri, baslangiçta seçmeli, kredisiz iken bir süre sonra üç kredili olarak bir seçmeli ders niteliginde ögrencilere sunulmustur. Ayni sekilde baslangiçta sadece küçük bir odada gerçeklestirilen çalismalar SANATiN BIR BASKA bugün için yetersiz olmakla birlikte üçlü amfi altindaki iki stüdyoda sürdürülmektedir. Ögrencilerin atölye kavramini tanimalari, bu atmosferi solumalari açisindan haftanin her günü açik olan stüdyolarda çiplak model çalismasi dahil olmak üzere resim sanati, resim teknolojisi (malzeme bilgisi) resim/sanat kuramlarina iliskin her türlü bilgi, resim dersleri kapsaminda verilmektedir. BOYUTU Bugün için bünyesinde Güzel Sanatlar Fakülteleri bulunan üniversitelerde bile benzer dersler ile kiyaslanamayacak düzeyde ögrencilere sunulan derslerin niteligi, gerçekten örnek gösterilecek seviyededir. Bütün plastik sanatlar dersleri ögrencilerinin ürürileri, gelenekselolarak her yilin sonunda üniversitemizde sergilenmektedir. Geçen yil bu sergilerin sekizincisi gerçeklesmistir. Kredili ve seçmeli olarak alinabilen resim dersleri sanilanin aksine sadece yetenekli ögrencilere verilen bir ders degil, resmi, sanati seven tüm ögrencilere açik bir derstir. Yogunlastirilmis bir güzel sanatlar egitimi olarak tanimlanacak dersi, uzman ögretim elemanlarindan alan ögrenciler, isterlerse dersi sekiz sömestrede tamamlayabilmektedirler. Ilginç olan diger bir nokta da mezun olan birçok ögrencinin atölye ortami özlemi ve çalismaya devamda gösterdigi arzudur. ODTÜ Doç. Tansel Türkdogan ögrencilerinden 1989 yilinda ODTÜ'nün sanatsal potansiyelini isler durumda bulunan iki atölye, mevcut talebi karsilamaktan uzak görülmektedir. Üniversitenin niteligi açisindan oldukça önemli bir islevi bulunan bölüm derslerine artan talebi karsilamak ve daha fazla ortaya çikarmak, ögrencilere profesyonel elden egitim vermek ve en önemlisi teknik bir üniversite olarak Türkiye'de hatiri sayilir bir yerde bulunan ODTÜ'nün Ögre11cilerine vizyon kazandirmak amaciyla kurulan Güzel derslerimize yogun bir talep söz konusudur. Su anda ögrenciye egitim vermek için mevcut olanaklari en iyi biçimde kullanmak ve yenilerini yaratmak bölümün temel amaci olmustur. Sanatlar ve )1üzik Bölümü (GSMB), onuncu yilini doldurdu. Baslangiçta kütüphane altindaki baskanlik odasinda birkaç dersle egitim yasamiii;i baslayan bölüm, yeni mekanlar, akademisyeriler ve derslerle ge%inesini sürdürmektedir. Isin basinda planlanan vizyon kazandirma islcrini:ii kismen gerçeklestigi söylenebilir. Ayrica bölümün, ~ amaçlari ötesinde, ODTÜ için yeni islevler üstlendiginden de söz edilebilir. Uluslararasi ölçütler açisindan bu tür bölümlerin varligi son yill.arda yeni bir nitelik ve önem kazanirken ODTÜ GSMB de bu yeni tabloda yerini almis bulunmaktadir. ODTÜ'yü bitiren bir Ögrencinin Stanford Üniversitesine gitmeden önce ögrenciyken aldigi resim derslerine iliskin referans, saygin üniversitelerde SanaI2 rerilen önemi göstermektedir. Aslinda son dönemde Batl toplumlarinda yeniden kesfedilen bir kavram, sanat ile ilgili bugünkü birçok düsüncenin sorgulanmasina da vesile olmaktadir. Bu kaIT3.lIlegitimde zekanin ögrenme, imgeleme ve yaraticilik için ie.k basina yeterli olmadigi yönünde bir görüs olarak ortaya ç~tir. Bu görüs bilinenin aksine yetiskin insanin sadece IQ . (Intelligence Quoiiem) ile üretmesi konusunda bazi soru isaretlerini gündeme getirmek1e. Ortaya atilan yeni kavram EMIQ (Emotional Intelligence Quotiem) ile (yaratici zeka olarak da tanimlanabilir) yaraticiligin sadece zeka ile ilgili ve sinirli degil, yaratici zeka ile dogrudan baglanuli oldugudur. Zira ayniliklar yarati ve kalite için yeterli degildir. Kalite ve yaratiyi destekleyen ve bu durumu belirleyen farkliliklardir. Bu farklari ortaya koyan ise özümsenen ekstra kaliteler ve yeni yaratilardir. Siradan yaratilari ortaya koymayi veya siradan bir insan olmayi asmak, saniriz sanatin biraz daha fazla yasamimiza girmesiyle mümkün olabilecektir. Özellikle insan kaynaklari konusunda çalisan sektörün ise kabullerde bu ekstralarin, seçimleri nasil etkiledigi konusunda saptamalari ilgi çekicidir. Bu görüslerin tümü aslinda yillardir bizim ODTÜ'de savunageldigimiz "vizyon sahibi mühendisler yetistiren bir okul" kavramini ortaya koymaktadir. Bu baglamda ODTÜ GSMB kapsaminda verilen resim dersi basta olmak üzere bütün bölüm dersleri özel bir bakis açisiyla incelenmelidir. ODTÜ'LÜ 29 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor ENGELSiz Üniversitemizde, ODTÜ yerleskenin genislemesi ve yeni binalarin PROJESi Stüdyo Yöneticisi Doç.Dr. Baykan Günay'in verdigi bilgilere göre, hizmete girmesi ile birlikte bedensel özürlü ögrencilerin yasadiklari programa katilan ögrenciler ilk olarak kampus içerisinde arastlrma sikintilar göz önüne alinarak bir proje baslatildi. "Engelsiz ODTÜ" adi yaparak konuyla ilgili bilgi temeli olusturdular. verilen bu proje, ODTÜ'nün yapisi ile uyumlu bir düzenleme görme ve bedensel özürlülerin ODTÜ içerisinde nereleri nasil kullandiklari ve bu çerçevede nasil hareket ettikleri üzerinde duruldu. yapilmasini hedefliyor. Doç. Dr. Günay, bu yilin birinci döneminde Genel Sekreter Prof.Dr. Mehmet Çaliskan konuyla ilgili yaptigi açiklamada, simdiye kadar yerinde alinan önlemlerle bu sikintinin asilmaya çalisildigini, ancak geçtigimiz yil konunun bir master plan çerçevesinde ele alinmasinin kararlastirildigini bildirdi. Makina Mühendisligi Bölümü mezunu bedensel özürlü Tunç Tonger tarafindan gündeme getirilen olusturuldugunu Bu asamada özellikle okulun yapisi üzerinde tartisldigini, ikinci dönem daha ayrintili çalismalara girilecegini belirterek proje ile ilgili olarak su açiklamalari yapti: "Yaya yollarinda basamak ve engellerin olmasi özürlülerin hareketinde en büyük engeldir. Yapisalolarak en önemli problemli bölge kafetarya civari ile yurtlar ve alis veris merkezi arasindaki araba konu ile ilgili bir çalisma grubu belirten Prof.Dr. Çaliskan sözlerini söyle sürdürdü: yollari ve meyillerdir. Ikinci dönem ilk olarak var olan mekanin özelligini bozmadan ve kalitesini yitirmeden özellikle merdiverili alanlarda özürlülerin geçislerini kolaylastiracak düzerilemelerin "Planlanan çalismalar kapsaminda, öncelikle kampus içi yürüme yollarindan, binalara erisimin düzerilenmesini amaçlayan master plan yapilabilmesi için projeler gelistirilecek. Daha sonra kafetarya ve yurtlar ile spor sahalari arasindaki geçislerle ilgili detaylar ele gelistirilecek, ikinci asamada ise binalar bazinda özürlülerin alinacak. Son olarak da Endüstri Ürünleri Tasarimi Bölümü yüksek dolasiminin saglanmasina yönelik mimari projeler olusturulacak." lisans programindan düzenlemelerin Olusturulan grubun çalismalari sonucu konunun Fakültesi Sehir ve Bölge Planlama Bölümü'nde Mimarlik 1998-99 ögretim yilinda Kentsel Tasarim Yüksek Lisans Programi'nda proje konusu yapilmasi kararlastirildi ve bu ögretim yilinin ilk döneminde proje ögrencilerin katkisi ile bina içlerinde bazi yapilmasi konusunda çalismalar yürütülecek." Doç.Dr. Günay, proje ile ilgili çalismalari yürütürken gelecekteki durumunun üniversitenin da göz önüne alinarak bir düzenleme yapilmasi gerektigini vurguluyor. Çalismalari sirasinda 20 yil sonra ne olacak sorusunun ortaya çiktigini söyleyen Günay, bunun için de "Kentsel Tasarim Stüdyosu" çerçevesinde ele alindi. Bu proje için Doç. Eskisehir yoluna paralel bir metro hattinin kurulmasinin Dr. Baykan Günay, Dr. Adnan Barlas ve Arastirma Görevlisi Umut bazi noktalardan Toker yönetiminde16 ürettiler. ulasilmasinin okul içindeki trafigi azaltabilecegi önerisinin ögrenciden olusan dört grup alternatif projeler ve buradaki kampusa rayli veya raysiz bir toplu tasima sistemi ile gelistirildigini belirtiyor. MAKiNA MÜHENDisi ADAYLARiNDAN BiR DÜNYA VE BiR UZAY PROJESi 1990 yilindan bu yana her dönem yapilmakta olan ODTÜ Makina teker teker bulup söndüren makina tasaninlan idi. Mühendisligi Bölümü "ME 407 Makina Mühendisligi Tasanmi Dersi" 1998-99 ders yili i. Dönem proje yansmasina konusunda 6 tanesi uluslararasi projesi katildi. Tasanmlanni iki ayri tasanm proje olmak üzere toplam 28 tasanm ODTÜ'lü ögrencilerle birlikte Internet Geçtigimiz yillarda Makina Mühendisligi lisans düzeyinde dünyada ilk kez olarak ODTÜ öncülügünde gerçeklestirilen IVDS (muslararasi Sanal Tasanm Isligi) etkinligi bu dönem de ODTÜ Makina ortaminda gerçeklestiren ABD' den 8, Kanada'dan 4 makina Mühendisligi Bölümü ile ABD ve Kanada'daki üniversitelerin Makina mühendisligi ögrencisi de üç ögretim üyesi ile birlikte ODTÜ'ye gelerek Mühendisligi Bölümleri arasinda gerçeklestirildi. Sanal yansmaya katildi. Bir yüzey üzerine dizilen mumlan söndüren makina Tasanin Isligi deneyimi ile üniversite egitiminde cografi uzaklik ve projesinde Sadiye Kahvecioglu, Ahmet Özgür Ipek, Pelin Güven'den ülkelerarasi sinirlar tamamen kalkarak, çok uluslu yüksek ögrenim olusan grup birinci olurken, gezegen arastirinacisi uzayaraci gerçeklestirilmektedir. muslararasi simülasyonu projesi ile de Mohammad Abou El Naaj, Hassan Barakeh, Osama Najjar'in olusturdugu grup birinci oldu. Dereceye girenlere Arçelik AR-GE Müdürü Refik Üreyen tarafindan birer saat ve kalem hediye edildi. Ögrencilerin mühendislik yaraticiliklanni gelistirmeyi hedefleyen bu derste dördüncü sinif ögrencilerine dönem basinda projeleri verilerek gruplan olusturuluyor. Yapilan tasanmlar; en yüksek hiz, çalistirmak için gerekli en az zaman, projenin ekonomik olmasi, az eneiji harcamasi, beklenen performansi yakalamasi ve yaratici yönü gibi kriterlerle degerlendiriliyor. Bu yil verilen projeler, yukandan bir yüzeye birakildiktan sonra panellerini açip haberlesme için radyo anteni çikaran, fotograf çeken, kamera ile görüntü alan, bulundugu zemin üzerinde tas v.s. gibi numune parçalar toplayan gezegen arastirinacisi uzayaraci simulasyonu ve bir zemin üzerine rastgele dizilen 10 mumu 300DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor MIA, ~.37 -11BELPARK ')(Uc,#", - fkea"", 07S-0b tatilIeri unutulmaz bir &:kK-Mat.) hatiraya dönüstürüyar. !.t! Belpark çevreye duyarli ile using a Üçwatermarked Çam ve [~ Mavi Bayrak uluslararasi çevre PDFCompressor ödüllerine sahiptir. PDFMia compression, OCR, web çalismalari optimization evaluation copy of CVISION ii • 28 Ekim tarihinde Alanya'da yapilan "Uluslararasi Alanya Triatlonu"na gurur kaynagimiz olan Triatlon takimi sporcularimiz da katilmis ve Türkiye siralamasinda Aytug Akar üçüncü, Özgür Çelik dördüncü, Çaglar Ibrahim Tas besinci olurken, bayanlarda Serpil Aras Türkiye birincisi olmustur. Avrupa genel siralamasinda 122 katilimci arasinda ise Aytug Akar 37'inci, Özgür Çelik 44'üncü, Çaglar Ibrahim Tas 46'incl, Çagatay Avsar 58'inci ve Serpil Aras 69'uncu olmustur. • 2-6 Kasim tarihleri arasinda III. GelenekselODTÜ Takimlar Satranç Turnuvasi yapilmis ve kiyasiya geçen turlar sonunda EZERGEÇERUZ birinci, KARABAG ikinci, RAPTOR üçüncü olinustur. • Çanakkale 18 Mart Üniversitesinin 7-89 Kasim tarihlerinde düzeriledigi Atatürk Haftasi Satranç Turnuvasi'na üniversitemizden iki satranççi sporcumuz katilmis, Baris Tospat üçüncü, Muharrem Kemaoglu dördüncü olmustur. ODTÜ SPOR KULÜBÜ 17 Eylül 1998 tarihinde yapilan ODTÜ Spor Kulübü 24. Olagan Genel Kurulunda, ProfDr. Ural Akbulut baskanliga, Doç.Dr. H. Çagatay Keskinok ve Doç. Dr. Ahmet Cevdet dalinda Dr. Kutlu Kösterit, kürek dalinda Aytufan Dogu, basketbol dalinda Ars.GÖr. Kaya Güvenç, su topu dalinda Doç.Dr. Çagatay Keskinok, kayak dalinda Prof.Dr. Haluk Sucuoglu, ritmik cimnastik dalinda ProfDr. Mehmet Utku sorumlulugunda faaliyetlerine devam edecektir. yaz dönemi basinda 19 Mayis Yüzme Havuzunun bakima alinmasi nedeniyle su topu takimlarimiz yogun maç programinin oldugu yaz dönemini su topu antremani yapmadan geçirmis, buna ragmen Ümit takimimiz, azmi ile zorlu rakipleri arasindan siyrilip açik kümede sampiyorilugu yakalamistir. 1999 yilinda kulübümüz basketbol dalinda kaynak olusturacak sporculari yetistirmek amaciyla öncelikle üniversitemiz mensuplarinin 1983-1992 dogumlu çocuklarina yönelik Rüstü Yüce Basketbol Kis Okulu adi altinda dörder haftalik dönemler halinde kurs düzerilemistir. Bu sezon kulübümüz basketbol dalinda sekiz kategoride, bes özverili antrenör nezaretinde çok büyük basarilara imza atmistir. Türkiye sampiyonasi için küçük kizlar kategorisinde Arikara üçüncüsü olarak eleme grubuna katilmaya hak kazanilmistir. Yildiz kizlar kategorisinde ise Ankara ikincisi olunmus ve yine Türkiye sampiyonasi için eleme grubuna katilmaya hak kazanilmistir. Küçük erkek takimimiz ise maçlara basariyla devam etmekte ve Türkiye sampiyonasina gitmeyi amaçlamaktadir. Türkiye sampiyonalarinda da takimimizdan basarili sonuçlar beklenmektedir. Geleneksel Hazirlik Baskeibol Turnuvasi'99 Yalçiner (Sayman) baskan yardimciliklarina, Sabiha Ugurlu genel sekreterlige, Aras. Gör. Hülya Alkanat genel sekreter yardimciligina, Prof.Dr. Mehmet Utku, ProfDr. Celal Karpuz, ProfDr. Faruk Bozoglu, ProfDr. Haluk Sucuoglu, Dr. Kutlu Kösterit ve Aytufan Dogu üyelige seçilmislerdir. ODTÜ Rektör Yardimcisi ProfDr. Ural Akbulut'un Baskanligini yürüttügü ODTÜ Spor Kulübü 1998-1999 sezonunda tenis Kulübümüzün sportif ritmik cimnastik dali, ODTÜ Gelistirme Vakfi Ilkögretim Okulu ve Koruma Dernegi isbirligi birincisi. ile 1990-1993 dogumlu kiz çocuklari için üç dönemlik "ritmik cimnastik kursu" düzenlemis ve kurs beklenenin üstünde bir ilgi ile iamarrilanmistir. Kulübümüz kayak dali egitim kampi düzerilenmistir. Bu kampta üniversitemiz mensuplarinin 7-15 yas arasindaki çocuklari ODTÜ Uludag Egitim ve Dinlenme tesislerinde ranzali odalarda, etüt hocalari esliginde, lisansli özel kayak antrenörleri tarafindan egitilmislerdir. 9-10 Ocak tarihlerinde Istanbul'da yapilan "salon ergometre Türkiye birinciligi"ne kulübümüz kürek takimi da katilmis, büyük bayanlarda Pelin Uygur birinci, Ayse Arslan üçüncü olmus, yildiz erkeklerde ise Hakan Dogu üçüncülügü kazanmistir. Ayni yarista üniversitemiz ögrencilerinden Fatih Yasar ve Cem Talug milli takima seçilmislerdir. ODTÜ izci GRUBU ODTÜ Izci Grubu, ODTÜ ögrencilerine izciligin temel prensiplerini benimsetmek ögretmek, ve insanlara izciligi tanitmak amaciyla ODTÜ Spor Müdürlügü'nün bünyesinde 1986 yilinda kurulmustur. Dünyadaki en yaygin gençlik hareketi olan Izciligin Türkiye'deki Üniversitelerde ilk örnegini teskil etmektedir. Kuruldugundan bu yana aktif üye sayisi ile ve yaptigi çalismalarla okulumuzdaki faal topluluklardan en biridir. Üyelerden gelen öneriler ve fikirler Izcilik temel prensipleri isiginda bir çok etkinligi ortaya çikarmistir. Geleneksel faaliyetler olarak UNICEF Yilbasi Karti ve Hediyelik Esya Satisi, Eymir Yürüyüsü, Uçurtma Senligi ve Anneler Günü Piknigi sayilabilir. Burilarin arasinda en ön plana çikan hazirlik ve sürdürme asamasi en uzun süren, geliri tamamen yardima muhtaç çocuklar için kullanilan UNICEF Yilbasi Karti ve Hediyelik Esya Satisi faaliyetidir. ODTÜ Izci Grubu bu yil da üç milyara yaklasan cirosu ile son üç yildir Ülkemizde satis yapan gruplar arasinda en yüksek satisi gerçeklestirmistir. Bu faaliyetlerin yani sira 1999 Mart ayindan itibaren Ankara'li diger Üniversiteli ögrencilerle beraber Orman Bakanligi ve Agaçlandirma Genel Müdürlügü tarafindan düzenlenecek TEM Otobani civarini agaçlandirma projesinde almistir. aktif olarak yer ODTÜ Izci Grubunu ve etkiriliklerini daha yakindan tanimak için ••www.metu.edu.tr/-scouts .. sayfasina girebilir, mesajlarinizi da birakabilirsiniz. 320DTÜ'LÜ PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor § ---"'''111 <:( lZ « x ~ i::i oN O '" o'l N o'l « ~ z « x ~ i::i N O- '" N N o'l N ci ':; z « 2 ~ ~ O O Denize siftr otelimizde • OdClIClrdCl tmlkon, • f(estClumnt odCl <'t6 <'t bCln00 (simk • Ljüzme su it toplClm su), wc, telefon, hClvuzu • pool 50 odCl müzik. bClr, pIClj bClr • Özel pIClj • MClsCl tenisi ODTÜ'LÜLERE ÖZEL FiYAT HAZIRAN - EYlÜL 5.000.000.-TLlGÜN TEMMUZ - AGUSTOS 8.000.000.-TLlGÜN Sabah kahvalr!, aksam yemegi açik bÜfe 0-6 yas Ücretsiz, 7-12 yas i~. naziran . KADiKALESi - TURGUT TEL:0(252) 382 20 i7 - 382 20 18 RE iS - im % 50 indirim /arin/ne Kaaar rezervasyon/ann/za % i~ özel inairim uygulanaraK/ir. BODRUM - TURKIYE CEP TEL: 0.532.285 83 67 FAX:0(252) 382 49 82 PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor BIR ONVNev DEVRIIVIIN YILI "- - Cadde deltil. Bu, Internet adresi. Giriyorsun, isleni yapiyorsun. - Bilgisayardan? .. - Evet .. Kredi aliyorsun ..ne bileyim, hisse senedi satiyorsunn - Yapma ya! __ - Yapmislar.. Yaptik:. çünkü müsterilerimizin, sundugumuz her yenilige son derece hizh uyum sagladig.ini biliyoruz. Söyle bir düsünün. __ TÜrkiye'de ilk kez Intemet ilzerinde bankacilik sistemini baslatinamiziu üzerinden yalnizca LAay geçmesine ragmen, vvvvvv.isbank.com.tr adresini 250.000'j askin müsterimiz ziyaret etti. Üstelik yalnizca ziyaret etInekle kalmayip interaktif Bilgisayar'da sayisiz islem yaptilar. Kimi havale gönderdi, kimi hisse senedi saLin ald., kimi kredi karti basvurusunu [nternet üzerinde yapti. Onlar.in, Elektronik Bankacilik'in en son Ürünlerini bile bu kadar ustalikla kullanmalan. basit bir tesadüf eseri degil. l'v1üsterilerimiz, on yil önce Bankamatik'le baslattigimiz ~Elektronik Bankacilik Devrimi 'nin ürÜnleriyle yasamaya gayet ahskin. ÇÜnkü onlarin bankasinin benzersiz bir elektronik altyapisi var. çünkU Is Bankasi'nin isi: INTERAKTIF BILGISA YAR Gelecegi tasarlan,ak. •••• TURKIVE IS• BANKASI interaktif Bilgisayar'in yeteneklerinden birkaçi ... ~ Vadeli TL. Vadeli/Vadesi:: Dövi:: Tevdiar Hesabi açnia Yaiinni Fonu aliS-sarii VDMK alis-satis [·Iazint' honosii alis-sans Allin alis-:,-aiis Lar alti "isse senedi alis-satis Hisse senedi alis-saris raliniari ~ ~ ~ ~ ~ •. "Repo ~ Ddyi:: alis-sans ~ Kredi Karri borcu ö.ftrennie/ödenie •. Kredi Karli'yla yapilafi son 15 islenii gdrnie •. TÜketici Kredisi raksidi ödeme ~Ha\'ale ~ Yaii,.,ni Hesabi ve Vadesi:: TL hesap ara:,'uula para akrarnio •. Vadesi= TL hesaplanni;: arasiiida para akrarnia ~ Vadesi= Me\'dil(u hesaplariiidan ve Yaiinni Hesabi'ndan hesai, ö::eri alrna ~ inrerakrifTeh'fon ve inrer~ikrif Bilgisayar'la yapiiniis :,'011islenileri Harnie ~ Odenie rarihlerini Iiaiirlatnia •. Sanal Ticarer ~ Her tÜrlÜ lit::,'ap. hi::nief. öden'ie islenileri ve kredi oranlan)'la ilgili bilgi sornia PDF compression, OCR, web optimization using a watermarked evaluation copy of CVISION PDFCompressor